Çare...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının...

64
Sağlık Araç Gereçleri ve Üretimi Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri ÇARE Medplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur. Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14 www.medplast.com.tr / info@medplast.com.tr

Upload: others

Post on 16-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Sağlık Araç Gereçleri ve Üretimi

Sağlık Güvenlik ve Çevre Yönetim Sistemleri

ÇAREMedplast-S Çare Sağlık Güvenlik Müh. Müş. San. Tic. Ltd’nin bir kuruluşudur.

Çubuk Yolu Güldarpı Köyü 06760 Çubuk / Ankara - Tel: +90 312 827 14 12 (pbx) Fax: +90 312 827 14 14

www.medplast.com.tr / [email protected]

Page 2: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

22

6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanu-nu tüm ülkeye büyük umutlar vaad ederek geldi. İlk geldiğinde hemen oturmadığı için aksaklıklar normal

karşılandı. Sonraki senesinde de aksak-lıklar yine henüz sistemin oturmayışından, yeniliğe uyumun hemen sağlanamama-sından dolayı ülkenin genel bilincinde kabul edildi. Ancak 2014 yılı içinde artık kanunun pozitif yanlarını görmeli ya da en azından negatifliğin biraz azaldığını seyre-debilmeliydik. Ancak bilakis 2014 yılından beklentilerimiz bu yöndeyken tam aksine toplu ölümlerde ciddi bir artış seyredildi. Ülkeye öyle ateşler düştü ki, sadece düştü-ğü yeri değil tüm ülkeyi yaktı.

2014 yılı içinde Soma’daki madende bir anda 301 can hayata gözlerini yumdu. Torun Center İnşaatı’nda ise bir asansör düştü ve aynı anda 10 can arkasında göz-yaşları bırakarak, ülkeyi sallayarak gitti. Ve ülke bu sarsıntılarla perişanken hiç hız kesmeyen toplu kazalar Ermenek’teki kömür madeninde 18 işçiyi su altına aldı. 2014’ün ilk 9 ayında sadece 1.414 kişi iş kazalarında can verdi. Kimsenin saçının teline zarar gelmesin derken, canlar yakan bu gidişler korkunç bir oranda.

Bin bir büyük beklentilerle karşıladı-ğımız 2014 yılı, adeta tam ters köşe yaparak büyük kötü sürprizlerle bizi uğurladı. Ve ölümlü iş kazaları açısın-dan en fazla can kaybının yaşandığı yıl-lardan biri olarak tarihe imzasını attı. Öyle ki 1.235 işçinin hayatını kaybettiği 2013 yılı, ölümlü iş kazası konusunda 2014’e göre çok daha insaflı kaldı.

Soma’daki 301 Ölümlü Maden Felaketi Başta Olmak Üzere 2014

Yılında Toplu Ölümlü İş Kazaları Arttı

Tüm ülke olarak bizi çok derin bir yasa boğan ve Türk İş Hayatı Tarihine kara bir leke gibi imza atan Soma’daki 301 ma-denciden sonra Karaman Ermenek’te 18 işçi madene dolan su seviyesinin altında kaldı. Oksijen tüplerinin 2 saat yeteceğini belirten madenin sahipleri olaydan 2 saat sonra, “Başımız sağ olsun” açıklaması yaptı. Açıklama sadece 3 kelime idi, sızısı ise tarifsiz. İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center İnşaatı’nda asansörün düşmesi sonucu

10 işçinin ölmesi de inşaatlarda görülen nadir toplu ölümlü kazalar arasında yer aldı. İhmal akıllara zarar boyuttaydı.

Türkiye’de bu yılın ilk 9 ayında 1.414 işçi hayatını kaybetti. 2014 yılında sadece bir kazada 301 kişi ölürken, sadece eylül ayında 143 kişi iş kazası sonucu öldü. Eylül ayında hayatını kaybeden işçilerin 11’i kadındı, 5’i ise henüz çocuktu.

İş kazalarında en çok İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Aydın, Kocaeli, Kon-ya, Manisa ve Mersin’de ölüm vakası yaşandı. İşçiler en çok düşme, ezilme, göçük ve servis kazaları nedeniyle ha-yatını kaybetti. Kayboldu gitti o gözler, sonsuzluğa kapandı.

Türkiye, İş Kazalarında En Kötü Sicile Sahip Ülkelerin Başında Geliyor

Toplu ölümlere yol açan iş kazaları da ders olmuyor. 301 kişinin hayatını kaybettiği Soma’daki maden felaketin-den sonra 575 kişi daha iş kazalarında öldü. Ölümlü iş kazalarında maden, inşaat ve enerji işkolu başı çekiyor. Türkiye’de günde ortalama 5 işçi bu kazalarda hayatını kaybediyor. Eylül sonu itibarıyla 2014 yılında hayatını kaybeden işçi sayısı 1.414 kişiye ulaştı.

2005 Yılında 27 Bin Teftiş Yapılırken Bu Rakam 2013’te 8 Bine Geriledi.

İş kazalarında son 10 yılda toplam 14 bin işçi öldü. Denetimsizlik, iş kazalarında en önemli faktörlerden. İş kazalarının artmasına karşın de-netimler son 10 yılda yüzde 70 azaldı. 2005 yılında 27 bin teftiş yapılırken bu rakam 2013’te 8 bine geriledi. Dene-timler azalırken kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği tedbir-lerinin yetersizliğinden beslenen iş kazalarında bir türlü kayda değer iyileşme sağlanamadı. Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında ne yazık ki ülkemizde ölümlü iş kazalarının 7-8 kat fazla olduğu görüldü.

Türkiye’de Yıllar İçinde Azalması Beklenen İş Kazası Ölümleri Artıyor.

2008’de 865 kişi iş kazasında ölürken bu

rakam 2009 yılında 1.171’e, 2010 yılında ise 1.444’e, 2011’de ise 1.700’e çıktı. 2012’de 744, 2013’te 1.235 işçi iş kazala-rında öldü. 2014 yılında ilk 9 aylık dönem-de iş kazalarında hayatını kaybeden işçi sayısı 1.414 oldu. Ölümlü iş kazalarında artış yaşanırken denetim ayağı zayıflatıldı. Çalışma Bakanlığı verilerine göre iş sağ-lığı ve güvenliği denetimleri son 10 yılda yüzde 70 azaldı. 2005 yılında 27 bin teftiş yapılırken bu rakam 2009’da 19 bine, 2011’de 15 bine, 2012’de 11 bine, 2013’te 8 bine geriledi. Oysa aynı dönemde işyeri sayısı 850 binden 1 milyon 600 bine çıktı. Çalışan sayısı da ikiye katlanarak 12 milyona erişti. İşyeri ve çalışan sayısın-daki artışa rağmen teftişlerin azalması ölümlü iş kazalarını tetikledi.

Türkiye’de denetim elemanı sayısı da son derece yetersiz. 12 milyon işçinin çalıştığı ülkede iş sağlığı ve güvenliği denetimi yapabilecek müfettiş sayısı sa-dece 266 kişi. 315 de müfettiş yardımcısı bulunuyor. Müfettiş sayısının yetersizliği nedeniyle denetimlere yetişemeyen hükümet, bu işi iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına havale etti. Yasaya göre iş-yerleri, tehlike sınıfına göre iş güvenliği uzmanı çalıştırmak zorunda. Bu uz-manlar, işyerlerini iş güvenliği açısından denetliyor. Ancak yasadaki bu hükümler, uygulamada karşılık bulmuyor. Çünkü sisteme göre iş güvenliği uzmanı, maaşını denetlediği patrondan alıyor. Mevzuata göre uzman, işletmede hayati tehlike arz eden bir durum gördüğünde önce patronu uyaracak. Sorun gide-rilmezse patronunu bakanlığa şikâyet edecek. Ancak pratikte hiçbir uzmanın, çalıştığı işyerini devlete şikâyet etme lüksü yok! Bu tablo nedeniyle kâğıt üs-tünde denetim mekanizması varmış gibi gözükse de ne yazık ki bir çok firmada bu uygulamada yok.

2015 İse Yine Umutla “Hoş Geldin” Diyor

Tüm bu gelişmelere karşın yine de 2015 yılı için umut içindeyiz. Zira tüm bu acı deneyimler ve ülkeyi yakan kaoslardan sonra tedbirlerin artırı-lacağını ve ölümlere dur denileceğini umut ediyoruz.

İrem Nurgül Durmuş Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

[email protected]

Bu sene de saydık 10-9–8–7 diye ve girdik 2015’e… 2014 ise saydı 1414-301–27–10–3–5 diye diye… 2014’e girerken ne ummuştukne bulduk? Şimdi bu mevcut tablo ile 2014’ten ne umar olduk?

Page 3: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti.İlkbahar Mh. Konrad Adenauer Cd. No: 54/A‐B Yıldız, Çankaya ‐ AnkaraTel : (0312) 491 06 66 • Faks : (0312) 490 13 14 • www.draeger.com.tr Dräger. Yaşam için Teknoloji.

Tutkumuz,size özel çözümler sunmak.

Bu reklam net: 20 x 27,5 cm ve silme (taşma paylı): 21 x 28,5 cm dir.

Page 4: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

4

Kapak Tasarım Tuğba Kanat

Reklam KoordinatörlüğüBarış Yalçın Yolcu

Yayın İdare Merkeziİvedik Cad. No:110 Yenimahalle - Ankara

Tel: 0312 344 01 96 (pbx) - Fax: 0312 343 66 46

Yayın TürüYaygın - Süreli / ISSN: 2146 - 9407

Baskı ve CTP Kalıp www.arkadasbasim.com.tr

Basım Tarihi15.01.2015

Yayın KuruluDoç Dr. F. Nur Eriş, İSG Uzmanı Kemal Çetinkaya,

Uz.Dr. Mehmet Ergin, Çevre Uzmanı Hüseyin Gelmez, İş Güvenliği Uzmanı Ziya Koç, Dr. Tahir

Soydal (İş Sağlığı Bilim Doktoru)

Danışma KuruluProf. Dr. Recep Akdur, Yıldırım Akpınar(Çal.Bak.Eski

Teftiş Kurulu Baş.), Prof. Dr. Sefer Aycan, Uz. Dr. Cebrail Şimşek, Ziya Demir, Dr. Hınç Yılmaz

Doç. Dr. Tayfun Güngör, Doç. Dr. Tevfik Pınar, Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Uz. Dr. Engin Tutkun, Prof. Dr. Aytül Çakmak, Doç. Dr. Mehmet Uğurlu,

Doç. Dr. Halil Murat Ünver, Doç. Dr Yusuf Üste,

Görsel Yönetmenİrem Nurgül Durmuş

Abonelik Tel: 0 312 344 01 96 (pbx)

Ekoteknik İSG Dergisi’nin amacı, iş sağlığı güvenliği ve çevre konularında özellikle

uygulayıcı konumdakilerin deneyimlerini ve izlenimlerini belgelemek, birikimlerin

paylaşılmasını sağlamak ve yeni ufuklar açarak başvurulabilecek bir kaynak yaratmaktır. Üç

ayda bir yayınlanır. Yayının telif hakkı Ekoteknik İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Ölçüm Teknolojileri Ltd. Şti’ne aittir. Dergi içeriğinin tamamen ya da

kısmen elektronik, mekanik veya başka biçimde çoğaltılması Ekoteknik’in iznine tabidir. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir.

06 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BASIN AÇIKLAMALARI: Kamu Denetçiliği

Kurumu’nun Soma Raporu Açıklandı.

10 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni İSG Paketini Açıkladı

12 Maden Ocakları Sobaları Değil Ciğerleri Yaktı

13 7. İş, Güvenlik ve Yaşam Zirvesi

14 Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Yadigar Yolcu’nun merceğinden: İSG’de OSGB

16 İSG’de 16 Yıllık İmza olan Ekoglobal İSG Engin Demirci ile keyifli bir söyleşi

20 120 bin metrekarelik bir alanda, 5 bin kişi istihdamıyla Kayatürkler Tekstil

22SECURİTEX - TURKEY Güvenlik Teknolojileri, Yangın Koruma - Söndürme Emniyet, İş

Güvenliği ve Sağlığı Bilişim Teknolojileri Fuarı

24 Kimya Yük. Müh. / ÇSGB Emekli İş Başmüfettişi / E. İş Teftiş İstanbul Grp. Bşk. Yrd. A Sınıfı İş Gü-

venliği Uzmanı Özlem Özkılıç: İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün Oturtulmasında Öğrenen Organizasyonlar

30 Mesleki İyonlaştırıcı Radyasyon Maruziyeti

38 Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Mehmet Ergin: Mers Virüsü Nedir?

40 Tıpbay Medikal Genel Müdürü Tolga Baytekin ile ilaç sektörüne dair keyifli bir söyleşi.

42 KAZA ANALİZİ / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / Makina Mühendisi Mansur Ziya Koç:

İş Kazaları Durdurulamıyor

44Çevre ve Şehircilik Bakanlığı / Mesleki Hizmetler Genel Müdür V. Selami Merdin ile Mes-

leki Hizmetler Genel Müdürlüğü Hakkında Her şey’in konuşulduğu keyifli söyleşi

Page 5: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

5

EKOTEKNİK İSG DERGİ EKİBİMİZ

KÜNYE

İmtiyaz SahibiEkoteknik İş Sağlığı Güvenliği

ve Çevre Hizmetleri Adına Halis Yolcu

Editör Yadigâr Yolcu

Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim Uzmanı

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİrem Nurgül Durmuş

İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Dergisi

Ekoteknik İSG

İçindeki-ler

50 3M İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Teknik Koordinatör

Mirey Bonfil:Kişisel Koruyucu Donanımları Kullanıyoruz;

Ancak ne kadar doğru kullandığımızı biliyor muyuz?

52 Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti. Teknik

Müdürü M. Alper KARABÖRK: Endüstriyel Kuruluşlarda

Gaz Algılama Sistemlerinin Önemi

54 Sürdürülebilir Yeşil Bina Sertifikasyon Sistemi

58 E. Çevre Yönetimi Genel Müdür Yrd. / ÇARE Çevre

Danışmanlık Çevre Koordinatörü Hüseyin Gelmez:

Ülkemizde ÇED

54 Sürdürülebilir Yeşil Bina Sertifikasyon

Sistemi

60 YARGITAY KARARLARI:

ÇEVRENİN KASTEN

KİRLETİLMESİ

62 Orman Bölge Müdür Yardımcı-

sı Mehmet Bahar’ın misafiri olduk ve bu

sayı tanıtım sayfamıza T.C. Orman Genel Müdür-

lüğü - Antalya Bölgesi’ni taşıdık.

Page 6: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

6

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BASIN AÇIKLAMALARI

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU’NUN SOMA RAPORU

AÇIKLANDIKamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, Meclis’de düzenlediği basın toplantısında, Kamu Denetçiliği Kurumu olarak, “Soma Maden Kazasından Hareketle Kömür Madenciliğinde İş Sağlığı ve Gü-venliği” adı altında rapor hazırladıklarını belirtti.

Kamu Denetçisi Mehmet Elkat-mış, Türkiye’de madencilikle ilgili iyi bir mevzuat olduğu-nu ancak uygulanmadığını

belirterek, “Olay olduğunda ‘ah, vah’ diyoruz ama ardından aynı vurdum-duymazlık devam ediyor” dedi.

Elkatmış, Meclis’de düzenlediği basın toplantısında, Kamu Denetçiliği Ku-rumu olarak, “Soma Maden Kazasın-dan Hareketle Kömür Madenciliğin-de İş Sağlığı ve Güvenliği” adı altında rapor hazırladıklarını belirtti.

Raporun içeriğinden bahseden Elkat-mış, maden ocakları ile ilgili ulusal ve uluslararası mevzuata değindi.

Türkiye’nin bu konuda kapsamlı bir mevzuata sahip olduğunu anlatan Mehmet Elkatmış, ancak mevzuatın uygulanmasında sıkıntı yaşandığını vurguladı. Elkatmış, “Mevzuat var ancak uygulama yok. Bir olay oldu-ğunda ‘ah, vah’ diyoruz ama olayın ardından aynı vurdumduymazlık devam ediyor” dedi.

Mehmet Elkatmış, maden işletme sayısı Türkiye’den onlarca kat daha fazla olan ülkelerde yaşanan maden kazalarının Türkiye’den çok daha az olduğunu söyledi.

Elkatmış, raporda Soma’daki maden kazası ile ilgili tespitler arasında en dikkati çekici sonucun, galeri giriş çı-kışı ve havalandırma sistemi olduğunu belirtti. Söz konusu işletmede, galeriye giriş ve çıkışın aynı bölümde olduğunu ve tek yönlü vantilatörle havalandırıl-dığını anlatan Elkatmış, bunun ilkel bir madencilik olduğunu kaydetti.

Kazadan yalnızca işletmecinin değil, Bakanlıkların ilgili birimlerinin ve sendikaların da sorumlu olduğunun altını çizen Elkatmış, “Sendikalar top-lu sözleşmelerde hep ücret üzerine odaklanır. Halbuki bu pazarlıklarda iş güvenliğinin de esas olması gerekir. Maalesef bizim sendikalarımızda böyle bir durum yok” dedi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elkatmış, Soma’daki kazanın başlıca nedeninin yasalardaki kriterlere uyul-mamasından kaynaklandığını ifade etti. Elkatmış, galeri-giriş çıkışları ve havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili olduğunu söyledi.

Mehmet Elkatmış, özellikle madencilik sektöründe ruhsat alımına ilişkin yeni düzenlemelerin gerekli olduğunu, ruh-

sat talep eden işletmenin ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini dile getirdi.

Madencilik sektöründe eğitime de değinen Elkatmış, raporun hazırlık çalışmalarında yalnızca tek bir öğren-cisi olan maden fakülteleri olduğunu öğrendiklerini, bu şekilde sağlıklı bir eğitim yapılamayacağını kaydetti.

Soma’daki maden kazasının ardından yapılan sosyal yardımları da irdeleyen Elkatmış, bu konuda da bir organi-zasyonun olmadığını, bunun acı bir örneği ile karşılaştıklarını anlatarak, “Bu sosyal yardımlar kapsamında bir çocuğa dört bisiklet verilmiş. Bunu gören bazı çocuklar, ‘Keşke bizim ba-bamız da ölseydi’ demiş, Çocuk psiko-lojisi... Bu acı bir olay” diye konuştu.

Mehmet Elkatmış, başka bir soru üze-rine, bazı kamu görevlileri için soruş-turmanın izne tabi olduğunu, raporla-rında bunu da tenkit ettiklerini söyledi.

Elkatmış, kazanın siyasi sorumlulu-ğuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken, kendilerinin siyaset üstü bir kurum olduklarını, bu nedenle bir yorum ya-pamayacaklarını, bunun Meclis’in işi olduğunu belirterek, “Siyasilerin kendi sorumluluklarında, kendi vicdanları ile başbaşa kalacakları bir konu” dedi.

Page 7: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

7

Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış: “Mevzuat var an-cak uygulama yok. Bir olay olduğunda ‘ah, vah’ diyoruz ama olayın ardın-dan aynı vurdum-duymazlık devam ediyor” dedi.

Soma’daki maden kazasının ardından yapılan sosyal yardımları da irdeleyen Elkatmış, bu konuda da bir organizasyonun olmadığını, bunun acı bir örneği ile karşılaştıklarını anlatarak, “Bu sosyal yardımlar kap-samında bir çocuğa dört bisiklet verilmiş. Bunu gören bazı çocuklar, ‘Keşke bizim babamız da ölseydi’ de-miş, Çocuk psikolojisi... Bu acı bir olay” diye konuştu.

Kamu Denetçiliği Kurumu “Soma Maden Kazasından Hareketle Kömür Madenciliğinde İş Sağlığı ve Güvenli-ği” adı altında raporunu tamamladı.

Raporda, Soma’daki maden kazasının ardından yapılan sosyal yardımlardaki koordinasyonsuzluğun yarattığı etkile-re yer verildi.

Söz konusu yardımların takdire değer olduğu, ancak ihtiyaç sahiplerine belirli bir koordinasyon içerisinde ulaştırılamayan yardımların yığıldığı, bu durumun yardım edilenler üzerinde olumsuz bir etkiye yol açtığı kaydedildi.

Yapılan görüşmelerde, yaşanılan kaybın

acısının yanına bir de “muhtaçlık” psi-kolojisinin eklenmesinin, durumu daha da ağırlaştırdığı belirtilen raporda, “Ay-rıca, kazada hayatını kaybeden işçilerin yakınları ile kazadan kurtulmuş olması nedeniyle yardım alamayan işçilerin yakınları arasında farklı sorunların baş gösterdiği sıklıkla ifade edilmiş olup yapılan yardımların miktarı ve çeşitliliği karşısında böyle bir ölümün ‘özenilir’ hale geldiği üzüntüyle müşahede edil-miştir” ifadelerine yer verildi.

Rapora göre, işçiler, aileleri ve sosyal çalışmacılarla yapılan görüşmelerde şu ifadeler öne çıktı:

“Özel şahıslar tarafından yapılan

maddi yardımların dağıtımında kont-rolün yeterince sağlanamamasından dolayı bazı ailelere ihtiyacın ötesinde yardım yapılırken bazı ailelere yeterin-ce yardım ulaştırılamadı.

Sağ kurtulanlar için herhangi bir nakdi yardımın öngörülmemiş olma-sının aileler arasında huzursuzluk-lara yol açtı, yardımların tek elden yürütülmemesi nedeniyle, özellikle kazada hayatını kaybeden madenci-lerimizin çocuklarına yapılan yardım-lar, kimi ailelerde ihtiyacın üzerine çıktı, bu, çocuklar ve aileler arasında sorunlara yol açtı.

Page 8: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

8

Babası hayatta olan bir çocuk başı okşanıp ilgi gösterildiğinde, sade-ce babası ölen çocuğun sevilmeye hakkı olduğu düşüncesiyle, kendi babasının ölmediğini, arkadaşının babasının öldüğünü, bu yüzden de onun sevilmesi gerektiğini belirte-cek bir psikolojiye girdi.

Benzer bir durumun eşi kazadan sağ kurutulan kadınlarda da görülebildi-ği, özellikle aynı ailede hem kazada hayatını kaybeden hem de kazadan sağ kurtulan var ise yaşanılan huzur-suzluğun daha ağır seyrettiği, ifade edilmiştir.

Dolayısıyla, bu süreçte gerek vatan-daşların gerekse devletin yardım eli elbette ihtiyaç sahiplerine uzatılma-lıdır. Ancak bu yardımların belirli bir koordinasyon içerisinde tek elden yürütülmesinin, yardımları alanlar ile alamayanlar arasında eşitsizliğe engel olacağı, böylece yeni sosyal ve psikolojik yaraların açılmasının da ön-lenebileceği değerlendirilmektedir.”

Raporda, Soma’daki maden kazası ile ilgili idari ve siyasi sorumluluklar da

irdelenerek, şu ifadelere yer verildi:

“Soma maden kazasının meydana gelişinde hükümet fonksiyonundan çok idari fonksiyonun ve bunun başın-da bulunan üst düzey bürokratların sorumlu olduğu kuşkusuzdur.

Siyasi sorumluluk bakanların, demokratik ve siyasi kültürlerine göre kendilerinin karar verecekleri, sorumluluklarını üstlenecekleri bir pozisyondur. Gelişmiş demokrasiler-de, kamuoyunun da beklediği olumlu örnekler bulunmaktadır.

Bu facia karşısında bürokratların ge-rekli demokratik tavrı, siyasilerden önce göstermeleri beklenmektedir. Siyasi irade görevden almadan, bu makamlardan ayrılmalarının gerek-tiği, abartılı bir tespit olarak görül-memelidir.”

Raporun tespit ve öneriler bölü-münde, madencilik sektörün temel kuruluşu olan Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MİGEM) ihtiyacı karşılamaktan uzak göründüğü belirtildi.

Raporda, Soma’daki maden kazası ile ilgili idari ve siyasi sorumluluklar da irdelenerek, şu ifade-lere yer verildi: “Soma maden kazasının meydana gelişinde hükümet fonksiyonundan çok idari fonksiyonun ve bunun başında bulunan üst düzey bürokratların sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Bu facia karşısında bürokratların gerekli demokratik tavrı, siyasilerden önce göstermeleri beklenmektedir. Siyasi irade görevden almadan, bu makamlardan ayrılmalarının gerektiği, abartılı bir tespit olarak görülmemelidir.”

Raporda MİGEM’in yeniden tasarlan-ması, denetim yapmakla görevli bir birim oluşturulması gerektiğine işaret edildi.

Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“MİGEM’in denetimi gerçekleştiren personelinin çoğunlukla saha tec-rübesi bulunmayan mühendislerden oluşuyor.

Sektörle ilgili mevzuatta ayrıntılı ted-birlerin düzenlenmesi, bu tedbirlere aykırı davranılması halinde ciddi ve caydırıcı müeyyidelerin uygulanması gerekmektedir.

Denetimle görevli kamu görevlileri hakkında yürütülecek soruşturmalar-da izne ihtiyaç duyulmamalı.

Havzanın parçalara ayrılarak işletil-mesi yerine, bir bütün olarak değer-lendirildiği havza madenciliği uygu-lanmalıdır.

İsmi ne olursa olsun hizmet alımı, rödövans olarak belirlenen ancak

Page 9: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

9

özünde taşeronluk vasfı taşıyan bu tür uygulamaların kaldırılarak, maden-lerde sadece ruhsat sahiplerinin çalışabileceği şekilde bir yasal düzen-lemeye gidilmesi gerekmektedir.

Uygulamada dayıbaşılık olarak adlandırılan ancak sözleşmelerde yasaklanan taşeronluk sisteminin yay-gınlaşmaması ve ortadan kaldırılması için yasal müeyyideler konularak bu kişilerin takibi yapılmalı.

Soma’da yaşamlarını kaybeden işçile-rin ailelerine yönelik yapılan ve Erme-nek kazası için de yapılması planlanan sosyal yardıma ilişkin düzenlemelerin, maden ocakları dahil olmak üzere tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde çalışan tüm işçilerin iş kazası sonucu hayatlarını kaybetmeleri halinde sağ-lanması eşitlik ve adalet adına daha uygun olacaktır.

İşverenler, maden işçilerinin eğitim-lerini mevzuatta öngörüldüğü şekil ve içerikte yerine getirmiyor.

Devlet, madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği hakkındaki

araştırmaları desteklemek üzere bir takım teşvik ve destek mekanizmaları sağlayabilir.

Maden mühendisliği eğitiminin dünya standartlarında verilmesi için uygun zeminin oluşturulmasına katkı sağla-nacak ve yetiştirilen maden mühendi-si kalitesi artırılacaktır.

İş güvenliği ve sağlığı denetimle-rine sendikaların da katılmasının sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılması, sendikaların bu alandaki görev ve sorumlulukları ile bilinç-lerini artıracağı gibi, denetimlerin şeffaf ve etkin yapılmasına da katkı sağlayacaktır.”

Raporda, kaza sonrası sağlanan psikososyal destek faaliyetlerinin, iyileşme sürecinde de devam etme-sinin, devlet ve sivil toplum işbirli-ğinde planlı bir şekilde yürütülme-sinin faydalı olacağı belirtildi. Kaza sonrasında yapılan ayni ve nakdi yardımların, AFAD Başkanlığı tara-fından koordine edilmesi ve böyle-likle yardımların adilane dağıtılması gerektiğini kaydedildi.

Nezaretçi ücretlerinin, denetim yapılan madenin ruhsat sahibi ya da işletmecisi tarafından ödenmesinin, nezaretçinin işverene karşı bağımsız hareket edemediği belirtilen raporda:

“Bu durumda, bu kişilerin ücret-lerinin sektörde faaliyet göste-ren işverenlerden tahsil edilecek kesintilerle oluşturulacak ortak bir fondan karşılanması, bu kişilerin iş sözleşmelerinin işveren yerine fon gelirleri ile oluşturulacak birlik ya da kooperatif tarzı tüzel kişilerle akdedilmesinin sağlanması, uygu-lamanın kamu otoritesinin dene-timine açık, işverenden bağımsız, kurumsal bir yapıya dönüştürülme-si faydalı olacaktır” ifadelerine yer verildi.

Raporda ayrıca, işyeri hekimliği uygulamasından beklenen sonuçların alınamadığı, bu uygulamanın yeterin-ce etkin olmadığı kaydedildi.

Raporun öneriler bölümünde, maden ocaklarında yaşam odası kurulmasını zorunlu kılan düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret edildi.

301 can birden gitti...

Gidenler geri gelmiyor ancak kalanlar içindurum öyle ki;

onların gözleri hâlen arkada...

Page 10: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

10

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni İSG Paketini AçıkladıİSG konularında yeni tedbirler içeren paket, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklan-dı. Yapılan basın toplantısında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da hazır bulundu.

İstanbul’daki asansör kazasını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, Ermenek’teki maden kazasının da dikkatleri iş kazalarına yönelttiğini

söyledi. Yaklaşık iki aydır tüm Bakan-lar Kurulu toplantılarında iş güvenliği-ni görüştüklerini, bazı işveren sendika-larıyla 4 kez, bazılarıyla da topluca bir araya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, iş güvenliği çerçevesinde yapılacak çalışmaları geniş bir istişari zeminde planladıklarını anlattı. AK Parti iktidar-ları döneminde iş güvenliğiyle ilgili çok ciddi yasal düzenlemelerin yapıldığını dile getiren Davutoğlu, 2012 yılında AB normlarına uygun müstakil iş sağlığı ve güvenliği kanununu yürürlüğe kazandırdıklarını belirtti. Davutoğlu, “Böylece ülkemiz, 91 yıllık cumhuriye-timiz döneminde ilk kez müstakil İSG yasasına kavuşmuş oldu” dedi.

Denetim faaliyetlerine ağırlık ver-diklerini, 2014 yılında 845 maden işyerinin teftiş edildiğini ve bunlardan 134’ünde çalışmaların durdurulduğu-nu dile getiren Davutoğlu, şunları söy-ledi: “Maden İşleri Genel Müdürlü-ğümüz de 94 işletmeyi durdurdu. Çok çarpıcı ‘acaba denetim konusunda eksiklik var mı, aksama var mı’ diye haklı olarak kamuoyumuzda yönelti-len sorulara bir cevap teşkil etmesi bakımından, ekim ayında asansör kazasından sonra 2 bin 79 inşaat de-netlendi ve bin 610 inşaat durduruldu.

Bunun çarpıcı iki yönü birisi bu kadar yüksek bir denetim yapılmış olması ama maalesef çalışma şartlarının ne kadar namüsait olduğunu gösteren bir istatistik olarak da 2 bin 79 denetimden bin 610 inşaatın durdurulmuş olması. Bu da şunu gösteriyor; yasal düzenle-meyi mükemmel yapmış olabilirsiniz, bu yasal düzenlemeye dayalı olarak son derece detaya inen teftiş yaparsınız, inşaatı durdurursunuz ama nihayetinde çalışma şartlarının düzeltilmesi her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor. Yasal düzenlemeler süreci yönetmek bakımından yeterli olamayabiliyor. Süreci yönettiğinizde de eğer çalışma kültürüyle ilgili bir zihniyet dönüşümü yaşanmamışsa yine eksik kalıyor. Her şeyden önce işçile-rimizin, işverenlerimizin bir zihniyet dönüşümü sürecine girmesi lazım’’

İş güvenliğiyle ilgili üç aşamalı bir sorunla karşı karşıya bulunulduğunu belirten Davutoğlu, bunlardan ilkinin “zihniyet ve eğitimle ilgili bilinçlenme, sosyal farkındalık” olduğunu dile ge-tirdi. Madende üretim başladığı andan madenin kapanması, kapanmasından sonra rehabilite edilmesine kadar giden dönemi kapsayan “süreç yöne-timinin ikinci unsur olduğunu belirten Davutoğlu, bu süreçte denetim, yeni projelendirme, sertifikasyon, krize müdahale etme kabiliyeti gibi başlık-lar bulunduğuna işaret etti. Üçüncü

aşamanın da “yasal süreç” olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Eğitim-dene-tim-yaptırım dengesini sağlıklı bir şekilde yeniden inşa etmeye ihtiyaç var. Esas itibarıyla bugün açıklayaca-ğım hususlar, bütün bu sürece, ana parametrelere hitap etme hedefini güden bir reform paketi. Sadece şu yasal düzenlemeleri yapalım demekle işi bitirmiş olmuyoruz” dedi

YENİ TEDBİRLER

Yeterlilik Belgesi Zorunlu Olacak

Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışana mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu getirilecek. Bundan sonra ‘inşaat işçisi, amele veya şuradan gelen işçiler’ değil iş-çilerin profesyonel olarak yaptığı işle ilgili mesleki formasyonu, sertifikası olacak. Bu çerçevede meslek liseleri ve üniversitelerin ilgili fakültelerine zorunlu iş sağlığı ve güvenliği dersi olacak. Daha eğitimin ilk aşamaların-da öğrenciler, iş sağlığı ve güvenliği alanlarında eğitilecek.

Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk geti-rilecek. İnşaatlarda şantiye şeflerinde, madenlerde daimi ve teknik nezaret-çilerde, ‘iş güvenliği uzmanı’ olma şartı aranacak. İş güvenliği uzmanları şantiye şeflerinin emrinde çalışacak.

Page 11: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

11

Para Cezaları Artırılacak

İdari para cezalarında ciddi artışlar olacak. Yaptırımlara ödül-ceza dengesi getirilecek. İş kazası olmayan iş yerleri ödüllendirilirken, iş kazası olan iş yer-lerine de ekstra mali cezalar verilecek.

Redevans, kiralama veya götürü usulüy-le ihale edilen işlerde üretim zorlamala-rının engellenmesi için uygun planlama yapılacak. Kimse üretim zorlamasında bulunamayacak, bulunursa işi durduru-lacak ve sözleşmeyi feshedilecek.

Kamuda redevans olacak ancak iş bü-tünüyle bir başka işverene devredile-meyecek. Kamuda redevansla iş alan, sonra da bu işi bütünüyle bir başka taşerona devredemeyecek. Eğer hiz-met alımı söz konusu olacaksa ilgili bakanlıkla görüşerek, yapacak. Özel sektörde ise redevans olmayacak.

Kusurlu İşveren İki Yıl Kamu İhalelerine Katılamayacak

Standartlara uygun kişisel koruyucu donanım sağlamayan işverene idari para cezası uygulanırken, acil durum halleri sadece müfettişin inisiyatifi-ne bırakılmayacak. Mesela yer altı maden işletmelerinin en az iki yoldan yerüstüne bağlanmaması durumun-da, iş durdurulacak. İş kazası olmuş, yasal süreç tamamlanmış, işveren

kusurlu bulunmuş ise, TCK’ya göre alacağı cezaya ilave olarak, iki yıl boyunca kamu ihalelerinden men edilecek. Bu kişiler Kamu İhale Kuru-munun sitesinden duyurulacak.

Üç Boyutlu Plan Zorunlu Olacak

Yeraltı maden işletmelerinde çalışan-ların kaydı ve konumlarının eşzamanlı takibi için bir sistem kurularak ma-dencilere çip takılacak. Madenin 200 metre altına inmiş bir işçinin bulundu-ğu konumu, çip sayesinde elektronik irtibatla takip edilecek. Yeraltı çalışma-larında hazırlanacak planların üç bo-yutlu olması zorunlu hale getirilecek. Bu planda madenin derinliği, hacmi, uzunluğu, yüksekliği hepsi gözükecek.

Maden Teftişleri Fotoğraflı ve Görüntülü Olacak

Maden ve inşaat sektöründe iş sağlığı güvenliği teftişleri görüntülü ve fotoğraf-lı olarak yapılacak. Müfettişlerle ilgili bir haksız suçlama geldiğinde, müfettiş bu görüntüleri paylaşacak. Madenlerde acil durumlarda çıkışın kolaylıkla sağlanma-sı amacıyla fosforlu bir hayat hattı ku-rulacak. Sadece madenlerde şikâyetleri değerlendirmek üzere ALO 170’e ek bir birim kurulacak. 5 ülkenin kömür madenleriyle ilgili mevzuatları gözden geçirilerek kömür madenlerine yönelik ayrı bir mevzuat çalışması yapılacak.

Hayat Sigortası Yaptırılacak

Maden şirketleri, belli bir geçiş süreci içinde madenlerde çalışan işçilere hayat sigortası yapacaklar. Hayat sigortasının işverene getireceği yükle, muhtemel kazanın getireceği mali yük karşılaştı-rıldığında hayat sigortası daha sağlıklı ve daha az maliyetli olacak. Bir geçiş sürecinin sonunda bütün madenlerde hayat sigortası sistemine geçilecek.

Tek Bir Ruhsat Bedeli Olacak

Ruhsat sahiplerinden alınan harç, teminat ve çevreyle uyum teminatları ‘ruhsat bedeli’ adı altında tek kalemde toplanacak. Ruhsat bedelinin bir kıs-mı, maden ocaklarının rehabilitasyonu ve modernizasyonu için kullanılacak.

Hapis Cezası Uygulanacak

Maden ve inşaat sektörlerinde bilinçli bir şekilde ölüme sebebiyet verilmesi dolayısıyla, hapis cezası, para cezası-na çevrilmeyecek. 3 ila 5 yıl arasında hapis cezasının gerektiği bir yasal düzenleme yapılacak. Büyük ma-denlerde uygulaması zor olan Yaşam Odalarını zorunlu kılmak yerine işçile-rin oksijen dolum ve değişim istas-yonlarına daha sık ulaşabilmesi için gerekli tedbirler alınacak. Madenlerde oksijen maskesi dolum istasyonları, fiili bir yaşam odası haline gelecek.

Page 12: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Kasım’da Maden Ocakları

Sobaları Değil Ciğerleri YaktıKasım ayı da yine diğer sektörlerde olduğu gibi madencilik sektöründe iş kazalarının devam ettiği bir ay oldu. Madencilik işkolunda iş kazaları açısından Kasım ayı bilançosu yine ağır; 28 Ekim’de Ermenek’te hayatının kaybeden 18 işçinin henüz cenazelerine ulaşılamadan Kasım Ayında da iş kazası ile sonuçlanan 8 “kaza” yaşandı, 5 işçi öldü ve 7 işçi yaralandı.

Resmi kayıtlara geçen bilgilere dayanarak kasım ayı rakamla-rını görebiliyoruz ancak ne ya-zık ki iş kazalarının bir kısmı

özellikle taşradaki küçük işletmelerde sessiz sedasız bir şekilde işverenler tarafından üstü örtülüp gizlenerek devam ediyor. Bu nedenle gerçek bilanço resmi kayıtlara geçenden ne yazık ki daha fazla.

Kasım ayı aynı zamanda Ermenek’te

28 Ekim 2014 tarihinde yaşanan ma-den kazası sonrasında 38 gün boyunca ölen 18 maden işçisinin cansız kalan bedenlerinin yeraltından çıkarılması ve ölenlerin ailelerinin acılarına sahne olan bir ay oldu. Çok acıdır ki; 4 Aralık 2014 Dünya Madenciler Günü’nde en son 5 işçinin ölü bedeni yeraltından çıkarıldı. Ayrıca Soma’da üç bine yakın maden işçisi kardeşimizin işten atılmaları 2014 yılının Dünya Maden-ciler Günü’nde de ülkemiz tarihe kara

bir gün olarak geçti ve bundan böyle 4 Aralık bayram olarak değil, kara bir gün olarak anılacaktır.

Ermenek’te ve Kasım ayı içinde iş kazaları sonucu yitirilen tüm maden-cilerimizin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Yara-lanan madenlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve acil şifalar diliyoruz. Tüm madencilerin acıları ülkenin ortak acısıdır…

1 KASIM 2014 – Denizli’de özel sek-töre ait kum ocağında 28 Ekim 2014 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu hastaneye kaldırılan Nasuh Ordu (44) yaşamını yitirdi.

1 KASIM 2014 - Manisa Soma’da İmbat Madencilik

Enerji Turizm Sanayi ve Tica-ret A.Ş’ne ait linyit ocağında gece vardiyasında çalışan Aydın Tepe (35) geçirdiği kaza sonucu sağ ayağından yaralandı.

1 KASIM 2014 - Zonguldak’ın Kilimli ilçesi Gelik beldesi Köprübaşı Mevki-inde, R.C’ye ait taşkömürü ocağında, desendere alanından ocak içine indi-rilen boş vagonun çarpması sonucu Mustafa Turan (46) hayatını kaybetti.

6 KASIM 2014 - Elazığ’a bağlı Alacakaya’da, Yıldırım Holding’e ait Eti Krom sahasında taşeron olarak çalışan özel sektör ocağında, üzerine büyük bir

maden parçası düşen işçilerden Hacı Aygün (28) yaşamını yitir-di Ahmet Şengül yaralandı.

13 KASIM 2014 - İzmit’te Dekor 2000 adlı mermer atölyesinde çalışan Uğur Akova üzerine mermer blok devrilmesi sonucu ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

14 KASIM 2014 - Edirne’nin Uzunköp-rü ilçesine bağlı Altınyazı Köyü’nde faaliyet yürüten Altınyazı Madencilik linyit ocağında meydana gelen grizu parlaması sonucu, Nezih Ören (48), kardeşi Seyfi Ören (44) ile oğlu Mu-hammet Ören (25) ağır yaralandı.

18 KASIM 2014 - Bingöl’ün Genç ilçesi Gerçekli Köyü’nde faaliyet yürüten özel sektöre ait demir madeni ocağında çalışan Ahmet İnan (34) ve Salih Ayyıldız (39), manevra yapan iş makinesinin altında kaldı. Hastaneye kaldırılan işçilerden Ahmet İnan (34) kurtarılamadı.

21 KASIM 2014 - Muğla’nın Yatağan İlçesi’nde Güney Ege Linyitleri İşletmesi’nin (TKİ GELİ) kömür ocağı stok sahasında meydana gelen kazada taşeron işçisi Cemal Demir (55) yaşamını yitirdi.

Kasım Ayı içinde gerçekleşen toplam “Kaza” sayısı: 8, Ölü sayısı: 5, Yaralı sayısı: 7

Madencilik sektöründe Kasım ayı içinde yaşa-nan “iş kazaları” ve sonuçlarının kayıtlara geçen ayrıntılı dökümü aşağıdadır:

Page 13: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

İş, Güvenlik ve Yaşam Zirvesi7.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 23 Ekim 2014 tarihinde ATO Congresium’da düzenlenen ‘7. İş, Güvenlik ve Yaşam Zirvesi’ne katıldı.

Bakan Çelik, iş sağlığı ve gü-venliği sorununun sadece Türkiye’nin sorunu olmadığını, dünyanın bir sorunu olduğunu

belirterek, şunları kaydetti:

“Bir yılda dünyada 2 milyon 300 bin kişi iş kazaları sonucu hayatını kaybediyor. 2 milyon 300 bin kişi ne demek? Kuveyt demek, Makedonya demek.Her yıl bir ülke nüfusu kadar insan iş kazalarında hayatını kaybediyor. Son 10 yılda çalışan ve işyeri sayısında yüzde 120’lerin üzerinde artış var. Buna paralel olarak iş sağlığı ve güvenliğinde de önemli, olumlu gelişmeler var. 2002 yılında 100 bin işçiden 16 işçi hayatını kaybeder-ken, bu rakam 2012 yılı sonu itibarıyla 100 bin işçiden 6 işçiye düştü. Bu konu-da, Avrupa Birliği ortalamasının 100 bin işçiden 3 işçi olduğu düşünüldüğünde sayının 16’dan 6’ya inmesi olumlu bir gelişme. Bunu hiçbir işçinin hayatını kaybetmediği noktaya taşımak bir süreç istiyor, toplumsal bir bilinci de berabe-rinde getiriyor.”

İş Sağlığı ve Güvenliği Adı Altında Müstakil Bir Yasa Çıkarttık

Son dönemde Soma’daki maden faci-

ası ile Mecidiyeköy’ deki asansör kazasının iş sağlığı ve güvenliği alanındaki olumlu seyri olumsuz etkilediğini ifade eden Çelik, “İda-renin görevi mevzuatı çıkartmak ve denetim yapmaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak, 2012 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği adı altında müstakil bir yasa çıkart-tık. Bu yasa aynı zamanda avrupa normları çerçevesinde hazırlanmış olan bir yasa. Bunun ikincil mevzu-atları yürürlüğe girdi. İşyerleri ‘çok tehlikeli’, ‘tehlikeli’ ve ‘az tehlikeli’ diye üç gruba ayrıldı. Tehlike sınıfına göre iş sağlığı uzmanı bulundurma veya hizmet alma şeklinde sorumlu-luklar getirdi” diye konuştu.

İşveren Güvenli Bir Çalışma Orta-mını Hazırlamak Zorunda

İşverenin güvenli bir çalışma için ge-rekli tüm tedbirleri almak zorunda olduğunu ifade eden Çelik, çalışanın görevinin ise alınan tüm önlemlere uymak olduğunu söyledi.

Kamuoyunda bazı kesimlerin iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sorunlar üzerine “Bakan çözsün” yaklaşı-

mında olduğunu anımsatan Çelik, “Türkiye’de 1 milyon 630 bin işyeri var. Bakan hangi birini çözsün. ‘Yasa çözsün’, çıkarttığınız yasa soyut bir şey. Bunun uygulayıcısı önemli. ‘Yalnız işveren’ çözsün. Hayır, hep birlikte çözmek durumundayız. En önemli bu olayın farkındalığını sağlamalıyız” dedi.

Bakan Çelik, söz konusu kazada bazı ailelere “kan parası” adı altında ödeme yapıldığı ve şikâyetlerinden vazgeçirildiği iddialarıyla ilgili olarak şunları söyledi;

“Herhangi bir yerde bir kaza meyda-na gelmiş ve orada hukuki hakların dışında, vicdanlar dile geliyor, dula ve yetime sahip çıkılıyorsa ve ailelere sahip çıkılma gayreti varsa bu iyi bir durum. Bunun olması gereken bir iş olduğu inancındayız. Bu çerçevede işverenlerin, yargının ve hakların dışında yeni şeyler düşünmesi, yeni imkânlar sağlaması, o çocukların okuması, geleceğe hazırlanması konusunda gayret göstermesi çok doğal bir şeydir, olması gereken bir şeydir. Ben olayın tam olarak içini bilemiyorum”

13

Page 14: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

14

MAKALE Yadigar YolcuKazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Bilim UzmanıA Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İSG’de OSGBOrtak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) adını mevzuatımızda ilk kez 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Değişik 81. Maddesi’nde duyduk. Daha sonra da OSGB’ler 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanu-nu ile çalışma hayatında yerini aldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş sağlığı güvenliği hizmet sunumunda profesyoneller ola-rak tanımladığı işyeri hekimi ile iş güvenliği uzmanlarını bireysel bazda, OSGB’leri ise kurumsal bazda çözüm ortağı görmüş olup, hizmet sunumunu bu yapı ile yönetmeyi öngörülmüştür. Do-layısıyla Bakanlık sistemi kurgularken profesyonelleri ve OSGB’leri sistemde pozitif etki yarata-cak, geniş alanlarda etkili olacakları beklentisiyle kendi tarafında görmüştür.

Aslında Bakanlığın istediği se-viyede olmasa da OSGB’lerin sisteme olumlu katkıları ol-muştur. Ancak genel manada

OSGB’ler beklenen ve istenen olumlu katkıyı sağlayamamıştır. Bunun çeşitli nedenleri bulunmaktadır.

İş sağlığı güvenliği alanında çok hızlı güven kaybeden ve beklenen faydayı gösteremeyen bu kuruluşların ince-lenmesinde ve neden bu hale dönüş-tüğünün analizinde fayda görülmüştür.

Bu madde önemsiz gibi görülebilir ancak sanılanın aksine profesyonelden yani bu alanda bir bilen olarak görülen hekim ve iş güvenliği uzmanından te-mel beklenti işverenin iş güvenliği al-gısını yükselterek hizmetin zamanında ve nitelikli sunulmasını sağlamaktır. Nitekim bu görevi iyi icra eden profes-yonellerin hizmet ettiği kuruluşlarda daha başarılı olduğu görülecektir.

Dışardan bakıldığında haklı olarak şöyle bir tespit yapılabilir; “OSGB’ler örgütlenerek kendi etik kurallarını ve standartlarını ortaya koyarak kalitesini yükseltsin” denilebilir. İlk bakışta doğru ve haklı bir tespit gibi görünen bu duru-mun mümkün olmadığı, tek belirleyici-sinin iyi ve uygulanabilir bir mevzuat ol-

duğu aşikardır. Çünkü bu alanda yetkiyi veren ya da iptal eden, pazarı büyüten ya da küçülten, sınır çizen ya da sınırları kaldıran yani tek belirleyici mevzuat ve mevzuatı oluşturup uygulayandır.

Bugün itibari ile bakıldığında Ankara’da 189, İstanbul’da 464 olmak üzere Türkiye’de 1.735 adet yetki bel-gesi alan faal OSGB bulunmaktadır. Halen yetki bekleyen önemli sayıda müracaatın olduğu da bilinmektedir.

Tabloya bakıldığında belli illerde ciddi yığılmalar olmuştur. Ülke genelindeki toplam sayı beklenenden fazladır. İş güvenliği alanına olan bu talep ne yazık ki sayısal artışta kalmış olup, nitelik kazandıramamıştır. OSGB’ler arasındaki aşırı rekabet giderek kaliteyi ve saygınlığı aşağılara çekmiş olup, piyasada neredeyse tek belirle-yici fiyat (ücret) olmuştur.

Bakanlık başlangıçta ortaya koyduğu gü-ven veren duruşunu haklı olarak süreç içinde güvensizliğe doğru yöneltmiştir. Çünkü sahadan alınan bilgiler ve yapılan denetimler çok ciddi sayıda OSGB’nin etik olmayan uygulamalar ve yetersizlik-leri içinde olduğunu göstermiştir.

Geldiğimiz noktada Çalışma

Bakanlığı’nın İş Sağlığı Güvenliği Hiz-metleri, hizmet sunumunda önemli bir yeri olan OSGB’leri yeniden bir değerlendirmeye tabi tutmalıdır.

Ülkemizde ilk kez denenen bu uygu-lamanın olumlu ve olumsuz yönleri ele alınarak, başlangıçta kabul edilen amaçlar doğrultusunda OSGB’ler çözüm ortağı olarak görülüyorsa amaca daha fazla hizmet edebilmesi için düzenleme yapılmalıdır. Aksi halde OSGB’ler amaca hizmet etmekten giderek uzaklaşacak ticari bir eyleme dönüşecektir.

Sistem içerisinde önemli yeri ve rolü olan OSGB’lerin istenen ve bekle-nen faydayı sağlayabilmesi için bazı düzenlemeler yapılmalıdır:

1- OSGB’lerin kurulma ve işletilme standartları yükseltilmelidir. OSGB’ler ya sınıflandırılmalı ya da hekim, uz-man ve diğer personel asgari sayıları arttırılmalıdır. Mekânsal yeterlilikler (başta eğitim salonu odası olmak üzere)arttırılmalıdır.

2- İş sağlığı güvenliği hizmetlerinde yapılanları izlemek, denetlemek ve standart uygulamalar elde edebilmek için tercihen Bakanlığın İsg-Katip Programı üzerinden ya da benzer

Page 15: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

merkezi bir program üzerinden risk analizi, acil durum planları, eğitimler, denetimler, uygunsuzluk vb. yapılacak her işlemin kayıt altına alınarak, ge-rektiğinde uygunsuzlukların bakanlığa bildirimi dahil sistemdeki bir çok so-runu ortadan kaldıracağı gibi, sistemi merkezi denetime açık hale getirecek, bir program geliştirilmelidir.

3- İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri’nin hem nitelikli hizmete erişmede hem de serbest dolaşımının sağlanmasın-da etkili olacak ancak gerek istih-dam açısından gerekse OSGB’lerin kurumsal nitelikleri bakımından atıl kapasiteye yol açmayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Burada bir taraftan belli bölgelerde aşırı yığıl-malar önlenirken diğer tarafta en uç noktaya kadar hizmetin gitmesi sağlamalıdır. Bu kapsam da sağlık kuruluşlarında Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı gibi, OSGB’lerin açılması da planlamaya tabi tutulabilir. Diğer taraftan OSGB’ler arası işbirliğinin önü açılarak bilgi ve tecrübe alış-ve-

rişi sağlanmalıdır. Bu sayede gerek-siz OSGB açılışı engellenirken diğer taraftan bölgesel ya da ulusal ölçekte hizmet almak isteyen kuruluşların ta-leplerine de cevap verilmiş olacaktır. Bu uygulama başarılı olursa OSGB’ler birleşerek daha büyük yapılar kura-bilirler. Bu durumun sahaya kalite olarak yansımasının yanısıra iş sağlığı güvenliği alanında milli sermayenin oluşması ya da büyümesine neden olacaktır. Aksi halde bir zamanlar her köşede açılan ancak daha sonra tek tek kapanıp yok olan tıp merkez-leri gibi bu OSGB’ler de bir taraftan kurulurken diğer taraftan kapanıp yok olacaklardır. Bu durum bilgi, tecrübe ve sermaye kaybı demektir.

4- İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün oluşmasında OSGB’lerin etkisi büyük-tür. Bu katkı olumlu olabileceği gibi, şu anda olduğu gibi olumsuz da olabi-lir. Bu etkiyi olumlu kılabilecek faktör-lerden biri de OSGB’lerde çalışan ve/veya yöneten profesyonellerin işveren-lere karşı sorumluluğu olan rehber-

lik-danışmanlık fonksiyonunu yerine getirip getiremediğidir. Bu gün ne yazık ki rehberlik danışmanlık yapacak donanıma sahip çok az profesyonel vardır. Dolayısıyla bu önemli beklenti büyük oranda yerine getirilememek-tedir. Buna işlevsel ve diğer olumsuz şartlar da ilave edilebilir. Bu manada belirli periyotlarla ya profesyoneller Bakanlıkça hizmet içi eğitime alınma-lı, ya da her OSGB’de bu nitelikte bir bilenin istihdamı sağlanmalıdır.

Sonuç olarak; Gidişatından memnun olmadığımız OSGB’leri yok sayama-yacağımıza göre, ortak amaç olan meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesinde daha etkin rol oynama-larının bir yolu bulunmalıdır. Bu yolda her zamanki gibi bakanlığın koyacağı kurallar ve göstereceği istikamet ve etkin denetimiyle katedilecektir.

2015 yılının üretimi bol, kazası az bir yıl olması dileğimle.

Bir yıl daha böyle geçti ...

Page 16: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

16

İSG’de 16 Yıllık İmza

Ekoglobal İSG, kendisini İş Sağlığı ve Güvenliğine adamış bir firmadır. Yaklaşık 16 yıldır sektöre hizmet etmektedir. Sürekli büyüyen ve başarı grafiğini hiç durmaksızın yükselten firmanın büyüme politikası “İş hayatında var olmak için sürekli büyümek lazım, az olsun benim olsun düşüncesi bizim için geçerli değil. Özellikle de hizmet sektöründe olmaması gereken bir düşünce bu. Ulusal firmalara hizmet verebilmek, hizmet ve personel kalite-sini arttırabilmek için durmaksızın büyümek şarttır”

Röportaj: İrem Nurgül Durmuş / Fotoğraf: Yıldız Öztürk

Son dönemlerde Türkiye’ de İSG ve çevre konularında ça-lışanların sayısı çok ciddi bir orana ulaştı. Sektörünüzdeki

bu değişimi nasıl değerlendiriyorsu-nuz? Daha önce İSG hakkında hiçbir şey bilmeyen binlerce kişi sektöre “uzman” sıfatıyla girdi. Bu konuyu değerlendirir misiniz?

Son dönemlerde sektördeki oyuncu sayı-sı fazlasıyla arttı. Özellikle 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu çıktıktan sonra sektörü bir rant olarak gören kişi ve kurumlar bu alanda çok ciddi yatırımlar yaptılar. Ancak ne yazık ki para kazanma hırsı birçok etik değerin önüne geçti.

Unutulan bir konu var, bu sektörde işine önem veren, saygı gösteren, kendisini bu sektöre adayan kişi ve kurumlar ayakta kalabilirler. Ticari kaygılarla ya da para kazanma hır-sıyla bu sektöre girenler şimdi büyük sıkıntıdalar, çünkü bu sektörde işlerin sandıkları gibi olmadığını gördüler.

İSG bir gönül işidir.

Örnek verecek olursak Ekoglobal İSG

bünyesinde yıllardır radyoloji ve mikro-biyoloji laboratuvarları bulunmaktadır. Bu laboratuvarlar dışarıdan hasta al-mazlar, hiçbir kuruma, hastaneye, tıp merkezine hizmet vermezler, sadece İSG sektöründe çalıştığımız firmaların çalışanlarına periyodik sağlık taraması ve işe giriş muayeneleri yaparlar.

Sektöre yön veren bir firma olarak Ekoglobal İSG ismi geçiyor. Firma-nızı tanıyabilir miyiz? Ekoglobal İSG hangi işleri yapıyor? Hizmet yelpa-zesinde neler var? Hangi bölgelerde hizmet sunuyor? Ekoglobal İSG, sektördeki uzun geç-mişi, hizmet sunduğu firmaları kendi firması gibi koruması ve kollaması, maddi kazançtan ziyade hizmet odaklı çalışması ile sektöre ismini altın harf-lerle yazdırdı.

Sadece prosedüre kağıt üzerinde uy-mak ve sadece kağıt üzerinde hizmet vermek sektörümüzde ne yazık ki çok sık rastlanan bir durum oldu. Yasal yükümlülüklerden de en düşük mali-yet ile kurtulduğunu düşünen işveren bu yolu kolaylıkla kabul edebiliyor.

Ancak İSG son derece önemli bir konudur, böyle durumlarda mutlaka patlak verir. Bu da sektörden o firmayı ve markasını tamamen siler. Geriye bizim firmamız gibi bu işi gönül işi olarak yapan firmaların ismi güven veren yankısıyla baki kalır.

Ekoglobal İSG’nin en büyük avan-tajlarından birisi de hizmet verdiği firmalara hizmet bütünlüğü sağlaya-bilmesidir.

Ekoglobal İSG, hizmet sunduğu fir-manın İSG ve çevre konularındaki tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında toplayarak hizmet sunuyor. Bünyesinde OSGB hizmetiyle firmanın hem iş güvenliği uzmanı hem işyeri hekimi istihdam ihtiyacını karşılarken, çevre şirketiyle beraber çevre görevlisinin de atama-sını yapmaktadır. Bunların yanı sıra iş güvenliği uzmanının ihtiyaç duyabi-leceği tüm ölçüm ve hizmetleri kendi bünyesinde bulundurmakta, yine işyeri hekiminin ihtiyaç duyacağı tüm test ve tetkikler için de bünyesinde tıp laboratuarları bulundurmaktadır.

Eko Şirketler Grubu bünyesindeki akreditasyonunu tamamlamış çevre

Page 17: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

17

Engin Demirci, uzun yıllar kamuda

çalıştıktan sonra, Ekoglobal İSG’nin

Genel Koordinatörü olarak iş hayatına devam kararı aldı.

İşletme mezunu olan Demirci,

yönetim başarısıyla firmasının ismini

emin adımlarla yükseltmeye

devam ediyor.

laboratuvarı ile de çevre görevlisinin de ihtiyaçlarını yine tek çatı altından halletmektedir. Bu sebeple Ekoglobal İSG ile çalışan kurumların tek kalem-de bir çok işi halledebilme olanağı hem zaman kazancı hem de maddi kazanç sağlamaktadır.

Ekoglobal İSG, tüm hizmetleri tek çatı altında sunarken çözüm odaklı çalışıp, işine olan saygısını da hiç yitirmeden hizmetlerine devam etmektedir. Bu da sanayicilerimiz, iş adamlarımız ve kurumsal firmalardan teveccüh gör-mektedir. Bu teveccüh de bize yetiyor, mutlu ediyor.

Bu konu işverenler için çok büyük bir kolaylık olmalı?

Bizim konuya bakış açımız şudur; işverenler ya da onların temsilcileri-nin o kadar çok işleri var ki, İSG’ ye zaman ayırma, takip ve kontrol etme için ekstra bir vakitleri yok. Çünkü za-ten bu büyük firmaların diğer yönetim alanları yöneticilerinin tüm vaktini ve enerjisini almaya yetmektedir. Bu se-beple de dönemsel yapılması gereken

ölçüm, periyodik kontrol ve muaye-neleri takip edemiyorlar, bu da ileride zaafiyete yol açıyor. Biz ise işleri kolaylaştırmak ve firmanın yükünü azaltmak için varız.

Ekoglobal İSG olarak biz sözleşme yaptığımız firmalarımıza aynı zaman-da danışmanlık da yaparak tüm süre-ci takip ve kontrol altında tutuyoruz.

Biraz da işverenlere maddi anlamda da destek olma amacıyla personellerin sağlık taramalarını, iç ortam ölçümle-rini, periyodik mühendislik kontrolle-rini de sözleşme kapsamında ücretsiz yaparak, hem işverene destek, hem de İSG’ nin artık kurumsallaşmasını ve yerleşmesini sağlamak istiyoruz.

Sadece yasak savma değil, iş sağlığı güvenliği kültürünün oluşması ve yer-leşmesi için adeta savaşıyoruz. Bu sa-vaş yeri geliyor, işverenlerle, yeri geliyor sektöre hizmet ettiğini iddia eden ama aslında zarar veren kurumlarla oluyor.

Diğer hizmetlerinizi öğrenebilir mi-yiz? Neler var bu tek çatı altında?

Ekoglobal İSG;

• İşyeri Hekimliği, • İş Güvenliği Uzmanlığı ve • Diğer Sağlık Personeli hizmetinin yanında aşağıdaki başlıklarla belirte-ceğim konularda da kendi alt yapısı ile hizmet vermektedir:

- Radyoloji ve mikrobiyoloji laboratu-varı ve mobil sağlık araçları ile sağlık taramaları yapmak,- İlk yardım eğitim merkezi ile ilkyar-dım eğitimlerini vermek,- Eko Şirketler Grubu’na bağlı akre-dite firmamız olan Ekoteknik Çevre Laboratuvarı’nca çevresel ve iç ortam ölçümlerini yapmak,- Eko Şirketler Grubu’na bağlı Çare Çevre Danışmanlık firmamız ile çevre danışmanlığı hizmeti vermek,- Periyodik Mühendislik kontrollerini yapmak,- Menemen Erdinç Ahmet Cengiz Mesleki Eğitim Merkezi ile yapı-lan protokol çerçevesinde mesleki eğitimler ve hijyen eğitimleri vererek sertifikalandırmak.

İSG kurallarının tam olarak uygulandığı işletmelerde iş veriminde yüzde 100 artış olduğu sık sık hatırlatılmalıdır.

Page 18: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

18

Ekoglobal İSG, sektöründe öncüdür, liderdir. Geçtiğimiz günlerde İzmir Ticaret Odasınca yapılan 2013 yılının vergi rekortmenleri ödül töreninde Ekoglobal İSG’nin başarıları Altın Ma-dalya ile taçlandırılmıştır. Bu da gös-teriyor ki, Ekoglobal İSG, sadece kendi sektöründeki hizmet ve piyasadaki büyüklüğü ile değil, aynı zamanda sektöründe vergi rekortmeni olarak da bu büyüklüğünü perçinlemektedir.

Vergi rekortmeni olmak bir firma için gerçek bir onur ve mutluluk olmalı?

Güzel Vatanımıza ve Aziz Türk Mille-timize; küçük de olsa bir faydamızın olduğu görmek bizim için büyük bir onurdur. İnşallah bundan sonraki yıllarda da bu birinciliğimiz devam eder ve vatanımız için hep hayırlı işler yapan bir firma olarak tarihimizde adımızı koruruz.

Bizim sorularımız bu kadar. Sizin eklemek istedikleriniz ya da dergi-miz aracılığıyla iletmek istedikleriniz varsa onları alabilir miyiz?

İSG sektöründe, başta 6331 Sayılı İSG Kanunu’nun çıkarılması olmak üzere,

son yıllarda atılan çok ciddi adımlar var. Çok da iyi işler yapıldı. Özellik-le 6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu sektör için çok büyük ve çok önemli bir adımdı.

Şimdiyse, İSG’ ye yön veren devlet kurumlarımız, kanunu çıkarmakla kalmamalı, sürekli denetim altında tutmalı, oyunu ve kuralları iyi kurgu-lamalı ve yönetmelidir. Yoksa bu bü-yük adımlar ileri değil, bilakis geriye atılmış etkisi oluşturabilir.

İşverenler denetlenirken, hizmet veren firmalar da denetlenmelidir. Özellikle OSGB’ler için standartlar oluşturulmalıdır. Ve yine özellikle SGK ile anlaşmalı kurumlarla doğrudan ve dolayı bağlantılı olan OSGB’lere fırsat verilmemelidir.

Zira buradan devlete büyük zararlar verilebilir. Koruyucu sağlık hizmetleri giderleri bir şekilde devlete fatura edilebilir.

OSGB Uygulama Tebliği çıkarılmalıdır.

Bir diğer konu OSGB Uygulama Tebliği çıkarılmalıdır. Çünkü istismara açık hususların dışında, yeterince açık olmayan çok fazla husus da var. Örnek vermek gerekirse, İSG Hizmetleri Yönetmeliği’nde bir devir konusu var ki neyin devir olduğu, neyin devir ol-

madığını anlamak pek mümkün değil.20.07.2013 tarih ve 28713 sayılı resmi gazetede yayımlanan İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkındaki Yönetmeliğin ilgili maddelerinde;“Çalışanın kişisel özellikleri, işyerinin tehlike sınıfı ve işin niteliği öncelikli olarak göz önünde bulundurularak uluslararası standartlar ile işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçla-rı doğrultusunda;a) Az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç beş yılda bir,b) Tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç üç yılda bir,c) Çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç yılda bir,defa olmak üzere periyodik muayene tekrarlanır. Ancak işyeri hekiminin gerek görmesi halinde bu süreler kısaltılır” denmektedir. Belirtilen bu durum İşverenler ve bazı İşyeri hekimlerince farklı yorumlanmakta, bu sürelerin işyeri hekiminin yapacağı periyodik muayeneyi mi yoksa sağlık tarama ve tetkiklerini mi içerdiği tartışma konusu olmuştur. Sağlık tarama ve tetkikleri belirtilen süreler-de yapılacaksa, işyeri hekiminin asli görevlerinden olan “Bulaşıcı hastalık-ların kontrolü için yayılmayı önleme ve bağışıklama çalışmalarını” ne şekilde yapacaktır. 3 yılda bir sağlık tarama ve tetkiklerini yaptırarak mı ? Uygulamada ki suiistimalleri önlemek adına belirttiğimiz konuları da içeren detaylı bir uygulama tebliği çıkartıla-rak tartışmaya yada yoruma açık konu bırakılmamalıdır.

Page 19: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

19

Ekoglobal İSG, İzmir merkez olmak üzere, Manisa ve Bursa da şubeleri mevcuttur. Bunun yanı sıra İzmir Kemalpaşa ve Manisa Salihli ilçelerinde 2. OSGB şubelerini açma çalışmalarını tamamlamış, bakanlık onay süreçlerini beklemektedir.

Ekoglobal İSG, Ege Bölgesi’ndeki liderliğini Vergi Re-kortmenliği ile de taçlandırdı. İSG sektöründe öncü ve lider olan Ekoglobal İSG, geçtiğimiz günlerde İzmir Ticaret Odası’nca yapılan 2013 yılının vergi rekort-menleri ödül töreninde Altın Madalya ile taçlandırıldı.

İSG ile ilgili işverenlere zorunlu eğitimler verilmeli ve İSG’nin önemi anlatılmadır.

İşverenler iş güvenliği konusunda yeterince bilgilendirilmemiş du-rumdadır. Kendi uzman oldukları alanlarda çok profesyonel olmala-

rına rağmen, zaten ülkemiz için de yeni olan bu konu hakkında çok az bilgiye sahipler. Bu sebeple de bizim gibi hizmet veren firmalar arasında kriterleri tam belirlemekte sıkın-tı yaşayabiliyorlar ya da aldıkları hizmetleri bilgi eksikliğinden dolayı tam denetleyemiyor ve sorgulayamı-

yorlar. Tam da bu sebeple çok önemli bir husus olarak; İSG ile ilgili işve-renlere zorunlu eğitimler verilmeli ve İSG’nin önemi anlatılmadır.

İSG kurallarının tam olarak uygulandı-ğı işletmelerde iş veriminde yüzde 100 artış olduğu sık sık hatırlatılmalıdır.

Page 20: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

120 bin metrekarelik bir alanda, 5 bin kişi istihdamıyla

Kayatürkler TekstilKayatürkler Tekstil1991 yılında başladığı mağazacılık hayatına Türkiye ve Irak’ta olmak üzere toplam 52 adet mağaza ile devam ediyor.

7 ortaklı bir aile şirketi olan Kayatürkler Tekstil, sektöre ilk olarak beğeni toplayan güveni-lir markaları tek bir çatı altında

büyük metrekareli mağazalarda satışa sunarak başlamıştır. Ve hızla büyüyen firma, merkezi Ankara’dan Türkiye’nin 20 iline ve Irak’ın da 9 iline hizmetini ulaştırmıştır.

Kimlik markasıyla, Ankara’da 500 metrekarelik bir mağazada sektö-re giriş yapan Kayatürkler Tekstil, bugün itibariyle 120 bin metrekarelik bir alana ulaşmıştır. Genç ve çalışkan kadrosuyla çok kısa sürede NCTIY İzmit ve NCTY Diyarbakır isimlerinde iki adet AVM (alışveriş merkezi) de ülkeye kazandırmıştır.

Kayatürkler Tekstil, Türkiye’de ma-ğazacılık hayatına “Kimlik” ismiyle, Irak’ta “Maximall” ismiyle imza atarken, asıl markasını ve üretim kararını PAULMARK üzerine vermiş ve bu marka isim üzerine inşaya başlamıştır.

PAULMARK isminde markalaşma ve üretime geçen grup, İstanbul merkezli olarak 10 bin metrekarede hizmet vermeye başlamış ve tüm Kimlik ve Maximall mağazaları ile NCTY Avm’lerinde satışa başlamıştır.

Kayatürkler Tekstil, günümüzde Irak’a yaptığı açılım ile ihracatını 100 milyon dolara ulaştırarak ülkemiz ihracatına önemli katkılar sağlarken,

toplam 5 bin kişi istihdam ederek, iş hayatındaki işsizlik oranının düşme-sinde çok ciddi bir rol oynamaktadır.

Aynı zamanda Kayatürkler Tekstil, Irak’a 2007 yılında yaptığı büyük yatırımla birçok Türk firmasına da öncülük etmiş ve yolunu açmıştır.

Kayatürkler Tekstil, tüm bu yatırım-ların haricinde birçok vakıf ve yardım kuruluşlarında da aktif olarak yer almaktadır. Bundan sonraki hedefi de kuruluşundan bu yana olduğu gibi emin adımlarla yürümek ve büyümek olan grup, bünyesindeki PAULMARK markasını Türkiye ve Irak’ta birçok noktada mağazacılık ile yaşatmaya devam edecektir.

2020

Page 21: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili
Page 22: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

22

Page 23: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

23

Page 24: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

24

MAKALE Özlem ÖzkılıçKimya Yük. Müh. / ÇSGB Emekli İş BaşmüfettişiE. İş Teftiş İstanbul Grp. Bşk. Yrd.A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Teknoloji kelimesinin doğuş hikâyesi araştı-rıldığında, Yunanca sanat ve bilmek sözcük-lerinin birleşiminden türediği görülür. İnsa-noğlu yüzyıllar boyunca ihtiyaçlarına uygun yardımcı alet ve araçları yapmaya çalışmış ya da doğa olaylarını araştımış, bilinmeyene

merak duymuş ve hep neden sorusunu sormuştur.

Her yeni icat edilen teknoloji ve bu tek-nolojinin kullanılması ile birlikte, çeşitli

kazalar da meydana gelmeye başlamış ve teknolojik risk kavramı doğmuştur. Bilim her ne kadar insanlığın refah ve gelişmesi açısından çok hizmet et-mişse de aynı zamanda insanoğluna, çevreye ve topluma karşı çeşitli teh-likeleri de beraberinde getirmiştir.

İşyerinde gerçekleşen kazaların çoğunluğunun teknik etkenlerin ya-nısıra, yapılan veya yapılmayan dav-ranışlar açısından insan etkenine

dayandığı çoğunluk tarafından kabul görmektedir. İşte bu aşamada kültür kavramı gündeme gelmektedir.

Kültür kelimesi genelde çok defa duyduğumuz, bazen kullandığımız, ama tam olarak ne anlama geldiği-ni etraflıca düşünmediğimiz kav-ramlardan biridir. Yüzlerce tanımı olmasına karşın sıkça kullanılan tanımlardan biri Kroeber ve Kluck-

hohn (1952) tarafından yapılmıştır. Buna göre kültür, “İnsan gruplarının özgün yapılarını ortaya koyan, yara-tılan ve aktarılan sembollerle ifade edilen düşünce, duygu ve davranış biçimleridir.”

Kültürün temelini genellikle tarihsel süreçte oluşmuş olaylar veya değerler oluşturmaktadır. Teknolojinin birey ve toplum üzerindeki en önemli etkisi, insanların yaşam biçimlerine, yani kültürlerine olan etkisidir.

Çernopil reaktör kazası, 20. yüzyılın

ilk büyük nükleer kazası olarak tarih sayfalarına yazılmıştır. Ukrayna’nın Kiev iline bağlı Çernopil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesin-de 26 Nisan 1986 günü erken saat-lerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salınmış ve 30 Nisan 1986 günü meydana gelen kaza tüm dünya tarafından öğrenilmiştir.

20. Yüzyılın en önemli nükleer ka-zası, Çernobil kazası çok önemli bir kavramı ortaya çıkarmıştır, Güvenlik Kültürü...

Öğrenen Organizasyonlar

İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün Oturtul-masında

Page 25: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

25

Güvenlik Kültürü

“Güvenlik Kültürü” kavramı ile kamu oyunun tanışması Çernobil kazasın-dan sonra, 1986 yılında IAEA –Ulus-lararası Atom Enerjisi Kurumu’nun hazırladığı raporla olmuştur . Ukrayna’daki Çernobil Nükleer güç santralindeki kazayı hatırlayacak olursak; Ukrayna’daki Çernobil nük-leer güç santralındaki kaza, reaktör güvenliği ile ilgili bir test sırasında gerçekleşmiştir. Reaktörlerin kararlı çalışamadığı çok düşük güç seviyesin-de iken, reaktörün güvenlik sistemle-rinin devreye girmemesi için, sorumlu operatörler, normalde yapmamaları gerektiği halde acil durum kapama sistemini devre dışı bırakmışlar, deney sırasında kalp içi sıcaklıklar güvenli seviyenin üstüne çıkmış ve reaktörü kapatacak, soğutma sağlayacak sis-temler devre dışında kalmıştır.

Bu affedilmez hata, buhar basıncının artmasına ve bu yüzden oluşan buhar patlamasıyla birlikte çatının çökmesi-ne yol açmış, böylece, reaktör içindeki sıcak grafit doğrudan atmosferle te-mas eder hale gelmiş ve havada bulu-

nan oksijenle reaksiyona giren grafitin yanmasıyla reaktör kalbi bütünlüğünü kaybetmiş, sonuçta radyoaktif madde-ler dışarı salınmıştır.

IAEA tarafından Çernobil için hazırla-nan raporda kurumun güvenlik kül-türünün zayıflığından söz edilmiş ve bu kazanın nedenlerinden biri olarak gösterilmiştir.

Bu kavram ve önemi çeşitli şekillerde vurgulanmasına rağmen detaylı bir şekilde tanımlanmamış ve ölçüle-bilirliği üzerine araştırmalar yapıl-mamıştır. Ancak, IAEA 1991 yılında bu kavramı tanımlamıştır. Bu tanıma göre Güvenlik kültürü, “kurumun sağlık ve güvenlik programlarının yeterliliğine, tarzına ve uygulamadaki ısrarına karar veren birey ve grupların değer, tutum, yetkinlik ve davranış örüntülerinin bir ürünüdür.” Diğer yandan, “güvenlik kültürü” üzerine yapılan tanımlamalar, ilgili boyutlar ve ölçümler bir çalışmadan diğer ça-lışmaya değişiklik göstermeye devam etmektedir.

Güvenlik kültürü denildiğinde litera-türde bir çok tanımla karşılaşılmakta-

dır, ancak genel olarak tanımlayacak olursak; “güvenliği veya emniyeti tehdit edebilecek davranış veya uygu-lamalarla bunların yer aldığı ‘ortak kullanım ya da etki alanında’ bulunan canlıların veya nesnelerin (örn, teçhi-zat, araç vb.) zararını en aza indirmeyi amaçlayan, güvenlik veya emniyete öncelik veren algılar, inançlar, tutum-lar, kurallar, roller, sosyal, teknik ve politik uygulamalarla, yetkinlikler ve sorumluluk hislerinin bütünüdür” denilebilir.

Reiman ve Oedewald (2002) litera-türde çalışmalardan elde edilen iyi güvenlik kültürünün kriterlerini; “gü-venlik politikaları, yönetimin güvenlik için görünür dirayeti, demokratik uygulamaları ve yetkinliği, güvenlik yönelimli olumlu değerler, tutumlar ve bağlılık, zorunluluk ve sorumlu-lukların açık tanımı, güvenlik öncelikli işlemler, güvenlik ve üretim arasında-ki denge, yetkin çalışanlar ve eğitim, yüksek motivasyon ve iş tatmini, yö-netim ve çalışanlar arasında karşılıklı güven ve adil yaklaşım, kalite, kural ve düzenlemelerin güncellenmesi, düzenli ekipman bakımı, gerekli olay (örn., atlatılan kaza) ve küçük bile

Son zamanlarda iş kazalarında

gözlenen büyük artış dolayısıyla,

Baş Yazarlarımızdan Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanlığı E. İş Başmüfettişi

Özlem Özkılıç GÜVENLİK

KÜLTÜRÜ’nü merceği altına aldı.

Page 26: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

2626

olsa kazaların rapor edilmesi ve etkin yorumu, farklı kurumsal seviyelerden ve görevlilerden sağlıklı bilgi akışı, uy-gun tasarım, yeterli kaynak ve sürekli iyileştirme, ve otorite ile olan iş ilişki-leri” ana başlıklarında toplamıştır.

Gelişmiş bir iş sağlığı ve iş güvenliği kültürü ile başarılı bir iş sağlığı ve iş güvenliği performansı arasında doğru bir orantı vardır. Gelişmiş iş sağlığı ve güvenliği kültürünü; her seviyede iş güvenliğine verilen önem, eğitimli yöneticiler ve işçiler, iyi aktarılmış prosedürler ve standartlar, çalışan grupları, iş birimleri ve müteahhit-ler arasında iyi bir işbirliği ve net bir şekilde bildirilmiş sorumlulukların tanımlanması olarak tanımlayabiliriz. Farklı tanımlar kullanılmakla birlikte, güvenlik kültürünü kavram özellik-lerini “kültür” kavramının özellik-lerinden ayrı düşünmemek gerekir. Kültürlerin gelişmesindeki en önemli öge ise öğrenmedir. Gelişmiş bir iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluş-turulmasında ise öğrenmenin önemi yadsınamaz.

Bir organizasyon kapsamlı bir yöne-tim sistemi ve prosedürler geliştirmiş olabilir ancak bunlar her seviyede etkili şekilde uygulanmadığında veya iletilmediğinde dengesizdir ve fayda sağlamayacaktır. Ülkemizde özellikle sanayi kuruluşları incelendiğinde bir çoğunda özellikle iş sağlığı ve güven-liği açısından yönetim sisteminin var olduğu ancak uygulamada çok da fay-da getirmediği görülmektedir. Yönetim sistemi çerçevesinde geliştirilen iş sağlığı ve güvenliği politikaları, prose-dür, standart ve talimatlar kağıt üze-rinde kalmakta ve işyerindeki iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesine bir katkıda bulunmamaktadır.

Her geçen gün görsel ve yazılı basında bir iş kazası haberlerine tanık olmak-tayız, buna rağmen bir çok işyerinde halen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapılan yatırımlar angarya olarak algı-lanmakta ve çoğu zaman da maaliyet getiren yatırımlar ertelenebilmek-te yada görmezden gelinmektedir. Teknolojinin getirdiği ve iş sağlığı ve güvenliği alanında iyileştirme sağlayacak bir çok yatırım için ise genellikle mevzuatta bir zorunluluk olup olmadığı araştırması yapılmak-

ta, mevzuat açısından bir zorunluluk olmaması durumunda ise ya hiç ya-pılmamakta ya da proje aşamasında kalmaktadır.

Hatta işyerlerinde birçok iş kazası veya meslek hastalığı meydana gel-mesine rağmen, işletemelerdeki aynı tür hataların tekrarlandığı ve yapılan hatalardan organizasyonların, yöne-ticilerin ve işçilerin ders almadıkları gözlenmektedir. Örneğin; işyerindeki işçilerin çoğunluğunda 87 db’in çok üzerindeki gürültüye bağlı olarak ça-lışanlarda duyma kaybı yaşanmasına rağmen işveren tarafından gürültü-nün 87 db altına düşürülmesi için ya-tırım yapılmasından kaçınılmakta ve sürekli olarak çalışanlar kurallara uy-mamakla, kulaklıklarını takmamakla suçlanmaktadır. Yada metal sektö-ründe faaliyet gösteren bir işyerinde meydana gelen kazalar incelendi-ğinde kazalar hep preslerde mey-dana gelmesine rağmen işveren tarafından tekno-lojinin izin verdiği fotosel sistemi, kızak sistemi vb. yatırımlardan kaçılmaktadır.

Bu aşamada sa-dece işverenlere de yüklenmemek gerekmektedir. Meydana gelen kazalar incelen-diğinde, işveren tarafından tekno-lojinin izin verdiği önlemler alın-dığı halde insan davranışlarından kaynaklanan da birçok kaza ol-duğunu görmek-teyiz. Yine örnek vermek gerekirse, yüksekte çalışan işçinin güvenliğini sağlamak için işveren tarafından güvenlik halatı gerilmiş ve işçiye uygun paraşüt tipi bir emniyet

kemeri verildiği halde, çalışan tarafın-dan emniyet kemeri kullanılmamakta ya da emniyet kemeri işçi tarafından takıldığı halde emniyet kemerinin kancası güvenlik halatına takılmayıp, kanca iş elbisesinin cebine takılabil-mektedir. Ya da işçi tarafından baret veya emniyet kemeri takmamanın “erkek adam olma” şeklinde görül-mesi mümkün olabilmektedir.

İşyerlerindeki tehlikelerin, risk önlemlerinin, planlar ve hedefler hakkında bilgi ve talimatların yönetim kurulu toplantılarından en alt seviye-deki iş gücüne kadar iletilmesi ve bir davranış değişikliği haline getirilebil-mesi gerekmektedir. İşte bu aşamada da iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesinde “Öğrenen Bir Orga-nizasyon” olabilme kavramını günde-me getirmektedir.

Page 27: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Peki, Öğrenen Organizasyon Nedir?

Yönetim biliminde ilk defa 1990 yılında Peter Senge’nin “The Fifth Discipline” adlı kitabında kullandığı kavram, kısa bir süre içerisinde günümüz literatü-ründe en sık tekrarlanan terimlerden biri olmuştur. Kitapta geçen tanımlara göre öğrenen organizasyonlar kısaca bilen, anlayan ve düşünen organi-zasyonlardır. Öğrenen organizasyon kavramı, bir işletmenin sürekli olarak yaşadığı olaylardan sonuç çıkarması, bunları aynı zamanda çalışanlarını geliştirebileceği bir sistem içinde değişen çevre koşullarına adapte edebilmesi ve tüm bunların sonucun-da sürekli olarak değişen, gelişen ve kendini yenileyen dinamik bir işletme olması anlamına gelmektedir.

Öğrenen organizasyon, kavramı ilk ortaya koyan Senge’ye göre, “Kişile-rin gerçekten arzu ettikleri sonuçları elde etmek için kapasitelerini sürekli olarak geliştirdikleri; yeni, sınırları zorlayan düşünce şekillerinin ortaya atıldığı; insanların sürekli biçimde beraber öğrenmeyi öğrendikleri organizasyonlardır. Öğrenmek daha fazla bilgi edinmek anlamına gelmez. Söz konusu olan, hayatta gerçek-ten istediğimiz sonuçları üretme yeteneğini geliştirmektir. Bu, hayat boyu üretici öğrenmedir. Her seviye-de bunu uygulayan insanlara sahip olmadıkça, öğrenen organizasyonlar da mümkün olmaz.”

Senge, öğrenen organizasyonların özelliklerini tanımlarken kişisel gelişim, düşünce modelleri, takım çalışması, ortak vizyon, sistem dü-şüncesi gibi kavramları vurgulamak-tadır. Öğrenen organizasyonları diğer organizasyonlardan ayıran temel öge öğrenme sürecine verdikleri önemdir.

Marquardt’e göre (2002) öğrenen organizasyonlar; öğrenmeyi ödüllen-dirici ve cesaretlendirici, kolaylaştırıcı bir iklim temin ederler. Öğrenenler kahramandır. Öğrenme, performans değerlendirildiğinde, ödül törenle-rinde, ödemelerde, ödül planlarında çalışanların edindiği yeni bilgilerin bedelini ödemek şeklinde takdir edilir. Öğrenen organizasyonda öğrenme sü-reçleri, öğrenme içeriği kadar önemli

sayılır. Öğrenmeyi tanımlama yete-neği ihtiyacı, bulunan cevaplar kadar önemlidir

Öğrenme, bugün için iş kazaları ve meslek hastalıklarını önleme ko-nusunda, tek olmasa da var olan en önemli üstünlüklerden birisidir. Eğitim sürecinin en önemli amacı, bireyi, içinde bulunduğu güvenlik kültürüne ve çevreye uyum yeteneği

kazandıracak yeterliklerle donatarak, onu üretken kılmaktır.

Senge’ye göre Öğrenen Organizas-yonlarda, çalışan her birey mevcut koşullara uyum sağlamada belirli aşamalardan geçmektedir ve süreç içerisinde edindiği bilgi ve öğrenme sonucunda çalıştığı koşullara uyum sağlamaktadır. Bu aşamaları incele-yecek olursak;

Şekil – 1 Öğrenme Eğrisi

Page 28: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

28

I. AŞAMA: (Bilinçsiz, Farkında Olma-dan - Yetersiz / Unconscious - Incom-petence)

Kişilerin bir eylemi gerçekleştirirken hem ne yapacaklarını bilmedikleri hem de yaptıklarının doğru mu yanlış mı olduğunu bilmedikleri aşamadır. Dolayısı ile bu aşamada kişi o işi ya-pamadığını bilmiyordur dolayısı ile en fazla hatanın yapıldığı aşamadır.

II. AŞAMA: (Bilinçli - Yetersiz / Cons-cious - Incompetence)

Bu aşama “acı” aşamasıdır. Hangi konuda olursa olsun kişiler o konuda aslında hiçbirşey bilmediklerini, ha-taları olduğunu ve önlerinde uzun bir yol olduğunu farkederler ve genellikle kendilerine olan güvenini ve inan-cını yitirirler. Bu gerçekten acılı bir süreçtir. Hem ne kadar az şey bildiğini farketmiş hem de ne yapacağı konu-sunda bir fikri yoktur. Çevresindeki herkes ona çok yetenekli ve başarılı gelmeye başlar. Dikkat edilecek ve öğrenilecek pek çok konu vardır. İşte en çok öğrenilebilen aşama da bu aşamadır.

III. AŞAMA: (Bilinçli - Yeterli / Cons-cious - Competence)

Bu aşamada kişiler artık beyinleri ile yaptıkları arasında bir uyum sağla-mışlardır. Yoğun çalışma ve eğitim sonucunda öğrenilen fiiller veya egzersizler artık sevilen, yapılmadıkça rahatsızlık veren hayatın parçaları ha-line gelmiştir. Kendilerini iyi oyuncu-

lar olarak hissederler ve bu kendile-rine güven verir, bir önceki aşamada yitirdikleri kendilerine olan güvenle-rini kazanırlar. Dışarıdan iyi oyuncu olarak kabul edilmeye başlarlar ama onlar kendi eksiklerinin ve hatalarının farkındadırlar ve bunu düzeltecek bilgiye veya bu bilgiye ulaşma şan-sına sahiptirler. Yaptıkları eylemi, sorunlarını daha iyi teşhis edebilir, problemi tanımlayabilirler. Ne kadar öğrendiklerini, ne kadar öğrenmeleri gerektiğini bilirler. Neticede başarılı ve gelişen bir dönemdir ve önceki iki döneme göre çok daha uzun sürer. Pek çok çalışan bu aşamada kalmayı tercih edebilmektedir.

IV. AŞAMA: USTALIK (Mastery) (Bi-linçsiz, Farkında Olmadan - Yeterli / Conscious - Incompetence)

Bu aşamada kişilerin kafasındaki ol-ması gerekenle hareketlerin sonuçları arasında artık bir fark kalmamıştır. Artık uygulama doğal ve düşünülme-den yapılacak kadar kişinin bir parçası olmuştur.

Öğrenme olgusu, ‘etken’ değil ‘edil-gen’ karakterlidir. Geus’a göre öğren-me, algılama ile başlar, ne herhangi bir insan, ne de herhangi bir firma, çevresinde ilgisini çeken herhangi bir şey görmediği sürece öğrenmeye başlamaz.

Sürekli öğrenme ve tecrübe edinme, belli yapılara yeniden şekil verme imkanı sağlar. Hızlı öğrenip yeni geliş-melere adapte olan organizasyonlar,

yeni tecrübelere açık organizasyon-lardır.

Öğrenen organizasyonlar çalışan-ların ulaşmak istedikleri sonuçlar için sürekli olarak düşünce yapılarını geliştirdikleri ortamlardır. Çalışanla-rın yeni ve gelişmiş düşünce ağları bu ortamda beslenir, toplu istekler ser-best bırakılır ve kişiler sürekli olarak beraber nasıl öğrenmeleri gerektiğini keşfederler.

Bir organizasyonun işletme içerisinde güvenliği veya emniyeti tehdit ede-bilecek davranış veya uygulamaların zararını en aza indirmeyi amaçlayan, güvenlik veya emniyete öncelik veren; algıları, inançları, tutumları, kural-ları, rolleri, sosyal, teknik ve politik uygulamaları yerleştirebilmesi yani GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜ yerleştire-bilmesi için, bir organizasyon olarak, bu organizasyonda görev alan tüm yönetici, mühendis, şef, usta vb. ve işçilerle birlikte ÖĞRENEN BİR ORGA-NİZASYON olması gerektiği açıktır.

Ülkemiz işyerleri düşünüldüğün-de, işyerlerinde verimli iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinin kurulabilmesi ve güvenlik kültürünün bir yaşam felsefesi haline getirilebil-mesi için tüm organizasyonların en üst düzeyde çalışan yöneticisinden, işvereninden tüm çalışanlarına öğre-nen organizasyonlar olarak dinamik işletmeler olmaları, iş kazaları ve meslak hastalıklarının önlenmesinde büyük yararı olacağı yadsınamaz bir gerçekliktir.

KAYNAKLAR

* Senge, Peter (1991). Beşinci Disiplin: Öğrenen Organizasyon Dü-şünüşü ve Uygulanışı. Çev. Ayşegül İldeniz, Ahmet Doğukan. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

* Senge, Peter (1996). “Rethinking Leadership in the Learning Orga-nization”, The Systems Thinker Newsletter, cilt 7, sayı 1

* Dr. Tunç EVCİMEN, ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR, Yatay İlişkilerde Otorite ve Sorumluluk,

* Araş. Gör. Seçil Bal TAŞTAN , , ÖĞ-RENEN ORGANİZASYONLAR, Human Resources,2008

* Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003). Güvenlik kültürü ve iklimi. PiVOLKA, 2(10), 3-4.

Page 29: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili
Page 30: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

30

Mesleki İyonlaştırıcı

Radyasyon Maruziyeti

Mesleki radyasyondan korunma iş sağlığı ve güvenli-ği açısından önemli bir konudur. Doğal olarak oluşan radyoaktif maddelere ve kozmik radyasyona maruz kalan, sağlık alanında ve nükleer / yakıt çevrimi tesislerinde çalışanların radyasyon maruziyeti dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Özellikle ha-mile olan ya da bebek emziren çalışanların mesleki olarak maruz kaldığı radyasyon kısıtlanmalıdır.

Uluslararası Mesleki Rad-yasyondan Korunma (Ça-lışanların Korunmasının Geliştirilmesi – Eksiklikler,

Problemler ve Gelişmeler) Konferan-sı IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) tarafından 1-5 Aralık 2014 tarihinde Avusturya’da gerçekleştir-miştir. Konferansa ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) yardımcı sponsorluk etmiş olup, konferans EU (Avrupa Birliği Komisyonu, ICRP (Uluslar arası Radyolojik Koruma Komisyonu), IRPA (Uluslar arası Radyasyondan Koruma Birliği), ISO (Uluslar arası Standar-dizasyon Kuruluşu) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) gibi tarafların işbirliği ile gerçekleştirilmiştir.

Konferansın amacı; mesleki radyas-yondan korunma alanında bilgi ve deneyim paylaşımında ve gelecekteki iyileştirme alanlarını belirlemeye yönelik fikir alışverişinde bulunmak ve konuyla ilgili son dönemdeki gelişme-leri, zorlukları ve fırsatları incelemek-

tir. Konferanstaki sunumlara http://www-ns.iaea.org/tech-areas/communication-networks/orpnet/news/cn223-programme.asp linkin-den ulaşılabilirsiniz.

İyonlaştırıcı Radyasyon Nedir?

İyonlaştırıcı radyasyon, maddey-le etkileşince karşıt elektrik yüklü partiküllerin (iyon) salınımına eden olan radyasyon formudur. Doğal ya da yapay olabilir.

İyonlaştırıcı radyasyon doğal çevre-mizin bir parçasıdır (kozmik ışınlar, doğal radyoelementler). Bugün sana-yide, tarımda, tıpta ve bilimsel araştır-malarda yapay iyonlaştırıcı radyasyon da geniş kullanım alanı bulmaktadır. Kaynağı yüksek enerjili elektrikli aletler (röntgen makineleri, betatron gibi partikül hızlandırıcılar) ya da kobalt bombaları, nükleer reaktörler, laboratuar ekipmanları, izotoplar gibi doğal ve yapay radyonüklidlerdir.

Döküm ve metalden eşya üretimi işlerinde tahribatsız muayene adı altında X ya da gama ışınları kullanıl-maktadır. Söz konusu işlem sırasında yüksek dozda radyasyon uzun süreyle materyale uygulandığından önemli bir etkilenme kaynağıdır.

Doğal radyasyon kaynaklarında risk düşük olmakla birlikte, yok değil-dir. Bunlara maruziyetin olduğu iş ve meslekler ise; cevher çıkarma ve işleme, fosfatlı gübre, zımpara, refraktör seramik endüstrisi; petrol ve gaz üretimi; metal izabe (yeniden kazanma); orman ürünleri işleme ve termik santraller; su arıtma tesisleri; tünelcilik ve madenciliktir. Uranyum madenciliği önemli bir mesleki doğal maruziyet alanıdır.

Kozmik ışınlarla atmosferdeki atom-lar arasında sürekli bir etkileşim vardır. Atmosfere çarparak giren bir kozmik ışın, çarpışmanın etkisiyle birçok farklı parçacığa bozunur ve

Page 31: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

31

İSG açısından önemli bir konu olan ve hemen hemen hepimizi etkileyen RADYASYON MARUZİYETİ bu sayı merceğimiz altında.

yağmur gibi yeryüzüne iner. Bu yağ-murdaki çoğu parçacık, atmosferde enerji kaybedip yoluna devam edemez ve bizi uzaydan gelen radyasyondan korur. Fakat uçağa binip yaklaşık 10 km’lik yüksekliğe ulaştığımızda bu yağmurun tam ortasından geçip, nor-malden fazla radyasyonla etkileşmek-teyiz. Nasıl atmosfer bizi koruyorsa, dünyanın manyetik alanı da kozmik ışınların çoğunu kutuplara yönlendi-rerek yeryüzü nüfusunun en yoğun olduğu orta kuşağı korumaktadır. Kozmik radyasyona sık sık maruz ka-lan personel üzerinde zararlı etkiler görülmektedir.

İyonlaştırıcı radyasyon madencilik sektöründe önemli bir tehlikedir. Radon, taşların patlatılması sırasında açığa çıkabilir ya da yeraltı akılarıyla da madene sızabilen bir gazdır. Radon ve bozunma ürünleri iyonlaştırıcı rad-yasyon yayarlar. Uranyum madencileri arasında akciğer kanserinden ölüm oranları yüksektir.

Tıbbi alanda radyasyona maruz kalan çalışan sayısı gün geçtikçe artmak-tadır. Personelin maruz kaldığı doz ölçümü ve takibinin yapılması önem arz etmektedir. Bu konuda eğitim çok

önemli bir unsurdur.

İyonlaştırıcı Radyasyonun Biyolojik Etkileri

Radyasyonun türünden çok, geçtiği ortamda kaybettiği enerji miktarı önemlidir. Bir başka deyişle LET (Li-neer Energy Transfer) miktarı arttıkça biyolojik etki de artmaktadır.

Radyasyonun biyolojik açıdan soma-tik ve kalıtımsal olmak üzere iki tür etkisi bulunmaktadır. Somatik etkiler, radyasyon ile etkileşen kişilerin bizzat kendisinde oluşur; genetik etkiler ise daha sonraki nesillerinde ortaya çıkar. Etkileşim süresi dikkate alındığında radyasyonun aniden gelişen akut etkisi ve zamanla ortaya çıkan kronik etkisi söz konusudur.

Page 32: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

32

Tüm vücudun veya büyük bir bölümünün yük-sek dozlarda rad-yasyona maruz kalması sonucu ortaya çıkan etki-ler radyasyonun akut etkisi olarak adlandırılır. Bu tür radyasyon etkileşmesini izleyen dönemler-de, maruz kalınan radyasyon dozu-nun büyüklüğüne bağlı olarak farklı etkiler oluşabilir (Tablo 1)

185 GBq’lik (5 Ci) Ir-192 kaynağını iş önlüğünün cebinde 2 saat taşımış bir işçide 11 gün sonra oluşmuş kızarıklıklar(Resim 1)

Eritemin olaydan 21 gün sonraki görüntüsü(Resim 2)

Son zamanlarda dünyada “kişiye özel tedavi” kavramı ortaya çıkmaktadır. Bu eğilimin ortaya çıkmasının ana nedeni aynı ilaç, kimyasal veya fiziksel ajanların tüm insanlarda aynı etkiyi oluşturmadığının ortaya çıkmasıdır. Radyasyonlar da bireyler üzerinde aynı etkiyi oluşturmamaktadır.Güvenlik sınırlarının altında bile olsa radyasyonun hangi insan üzerinde ne kadar olumsuz etki yaratabileceği henüz tam anlaşılamamıştır.Örneğin, düşük dozlu X ışınları ile gu-atr, göğüs, akciğer kanseri ve lösemi arasında bir ilişki olduğu ileri sürül-mektedir. Bununla birlikte, bu ışınla-rın insanlar için kanser riski taşıdığı Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da kabul edilmiştir.

20-30 Gy arasın-da doz alan bir işçinin ellerinde 15-25 gün sonra meydanagelen eritem (yanık) ve su kabarcıkları(Resim 3)

Page 33: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

33

Maksimum Müsaade Edilen Doz

Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP) tarafından Maksi-mum Müsaade Edilen Doz (MMED), bir insanda ömür boyunca hiçbir önemli vücut arazı ve bir genetik etki meydana getirmesi beklenmeyen iyonlaştırıcı radyasyon dozu olarak ifade edilimektedir.

Radyasyona karşı korunmada amaç, MMED değerlerini bilmek ve rad-yasyon çalışanları ile çevre halkının bu değerin üzerinde doz almasını önlemektir.

ICRP göre; radyasyon çalışanları için müsaade edilen maksimum doz sınırı, birbirini takip eden beş yılın ortala-ması 20 mSv (yılda en fazla 50 mSv),

toplum(halk)için aynı şartlardaki bu sınır 1 mSv’ in altında tutulmaktadır.

TAEK Radyasyon Güvenliği Yönetmeli-ği 9.Madde (Resmi Gazete Tarih/Sayı: 24.03.2000 / 23999)

a) Kayıt Düzeyi: Radyasyon korun-masını sağlamak amacı ile, eşdeğer doz, etkin doz veya vücuda alınma miktarlarının kayıtları tutulmalı ve saklanmalıdır. yıllık doz sınırlarının aylık dönemlerde radyasyon görevlile-ri için 0.2 mSv, halk için ise 0.01 mSv’i aşması durumlarında kayıtlar tutul-maya başlanır.

b) İnceleme Düzeyi: Üzerinde daha fazla inceleme yapılmasını gerektiren eşdeğer doz, etkin doz veya vücuda alınma miktarlarıdır. Bu düzey, bir

ay için yıllık eşdeğer doz sınırının 1/10’udur.

c) Müdahale Düzeyi: Olağan dışı durumlar için Kurum tarafından önce-den belirlenen ve aşılması durumun-da müdahaleyi gerektiren eşdeğer doz, etkin doz veya vücuda alınma miktarlarını gösteren değerler olup, yıllık eşdeğer doz sınırının bir defa-da alınması ve aynı yıl süresince bu değerin aşılması halidir.

Radyasyonla etkileşmeleri mesleki, toplum, tıbbi, acil durum ve tehlike durumları olmak üzere sınıflandırmak mümkündür. ICRP ve ülkemizdeki Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından radyasyon korunması için belirlenen sınırlar aşağıda verilen Tablo 2 de görülmektedir.

Radyasyondan Korunmada Temel Prensipler

Doğal radyasyonlardan tamamen korunmak olanaksız olup, alınacak önlemlerle yapay radyasyonlardan büyük oranda korunmak mümkündür.

Radyasyon korunmada ICRP’nin 60 numaralı raporunda ve IAEA ‘nın “Temel Güvenlik Standartları” ismi altında yayımladığı BSS-115 numaralı yayınında radyasyon korunması ile ilgili üç temel ilke önerilmiştir.

Gereklilik (Justification): Uygulamanın zararlı etkileri göz önünde bulundurula-rak net bir fayda sağlamayan hiçbir rad-yasyon uygulamasına izin verilmemelidir.

Optimizasyon (ALARA = As Low As Reasonable Achievable): Gerekliliği

onaylanmış uygulamalarda ekonomik ve sosyal faktörler göz önünde bulun-durularak bütün radyasyon ışınlama-larında mümkün olan en düşük dozun alınması sağlan-malıdır.

Doz sınırları: Kişilerin aldıkları doz eşdeğerleri komisyon tarafın-dan tavsiye edi-len doz sınırlarını aşmamalıdır.

Genel Korunma Kuralları

İyonlaştırıcı rad-yasyonların, iç ve dış radyasyon tehlikesi olmak

üzere iki riski vardır ve bunlardan korunmak için X, gamma vb. ışınlar gibi dalga özelliği gösteren ışınlardan korunmada üç temel etken vardır:

RADYASYONDAN KORUNMA

Page 34: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

34

1) Mesafe: Radyasyon kaynaklarından uzaklaştıkça, radyasyonun oluşturdu-ğu zararlar azalmaktadır. Radyasyon kaynağına olan mesafe, radyasyondan korunmada en önemli parametredir.

2) Zaman: Radyasyon ile etkileşim sü-

resi mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır.

3) Zırhlama: Radyasyon görevlileri veya uygulamaya maruz kalan kişilerin, radyasyon türüne, şiddetine göre değişen korunma duvarları veya kıyafetleri kul-lanarak vücutlarını korumaları anlamına

gelmektedir. Radyolojik incelemelerde kullanılan kurşun yelekler, kurşun içerikli camlar veya kurşun bloklar zırh materyallerine örnek olarak verilebilir. X veya gamma ışını uygulamaları yapılan odaların duvarlarının planlanması da bu zırh faktörüne bir örnektir.

Radyasyon korunmasında etkin bir rol oynayan Uluslararası Radyolojik Korunma Komitesi (ICRP) tarafından önerilen doz sınırlamasının temel ilkeleri şöyle sıralanabilmektedir:

• İyonlaştırıcı radyasyonlarla teş-his, tedavi veya endüstriyel amaçlı uygulamalarda, pozitif net bir yarar

KORUNMA ÖNERİLERİ

sağlamayan hiçbir uygulamaya yer verilmemelidir. Bu kuralın sağlık ve endüstride ne kadar uygulandığı insanlar için son derece önemlidir.

• Radyasyonlara maruz kalarak çalışan kişiler tarafından alınan tüm radyasyon dozları olabildiğince düşük tutulmalıdır.

• Kişilerin etkileştikleri eşdeğer radyasyon dozları belirli koşullar için ICRP tarafından belirlenen sınırları aşmamalıdır.

Bunlara ek olarak aşağıdaki öneriler de dikkate alınmalıdır.

• İşyerleri inşa edilecek alanların radon haritası çıkarılmalı ve inşaat alanları radon seviyelerine göre belir-lenmelidir.

• İnşaatlarda radonun sızmayacağı kali-tede inşaat malzemeleri kullanılmalıdır.

• Radonun çalışma yerlerinde bi-rikmesini önlemek için işyerlerinin havalandırılması gerekmektedir.,

• Radona dirençli evler, aynı zaman-da neme ve ısı kaçaklarına karşı da dirençlidir. Bu nedenle koruyucu tedbirler ucuz ve kolaydır.

• Radyasyonun zararlarına yönelik eğitimler çocukluk çağlarından itiba-ren başlamalıdır. Ayrıca, bu konuya yönelik yeterli farkındaliğin sağlan-ması gerekmektedir.

Page 35: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

35

• Hamile çalışanların tüm radyasyon türleri ile etkileşmesi mümkün oldu-ğunca sınırlandırılmalıdır.

• Radyasyonlarla etkileşim süreleri azaltılmalıdır.

• Işınlanma kaynaklarından uzakta olunmalıdır.

• Etkileştilen radyasyon türüne bağlı olarak zırhlama veya uygın araç ve gereçlerle korunma sağlanmalıdır.

• Hekimler ALARA (as low as rea-sonably achievable, gerektiğinde) prensibine uyulmalıdır, gerekmedikçe hastaları X veya gamma vb. ışınlarına maruz bırakmamalıdırlar.

• Tıp fakültelerinde ve hastanelerde, gerek öğrenci gerekse hekim düze-yinde, radyasyon güvenliği eğitimine önem verilmelidir.

• Hastanelerdeki ‘Radyasyon Güvenlik Komiteleri’ düzenli ölçümler yapmalı ve tespit ettikleri aksaklıklara yönelik önlemler geliştirmelidirler.

• Tıp ve sağlık merkezinde çalışanlar radyasyon güvenliği ve atık yönetimi konusunda hassas davranmalılardır.

• Radyasyonun stokastik etkileri kişiden kişiye göre değişece-ğinden, bağışıklık sistemi zayıf kişiler radyasyon kaynakların-dan olabildiğince uzak tutulma-lılardır.

• İyonlaştırıcı radyasyona karşı kaynağın X ışını veya gama ışını ile incelendiği kaynak atölyelerinde uyarı levhaları bulundurulmalı ve talimat-lara kesinlikle uyulmalıdır. İşçiler, bu tür donanımdan güvenli bir mesafede tutulmalıdır. Radyo-aktif kaynaklar, sadece özel araçlarla ve özel önlemlerle ele alınmalıdır.

• Radyasyon kaynakları kontrol altında tutul-malıdır. Kısa süreli çalışma, kaynakla çalışan arasına emniyet mesafesi konulması, koruyucu paravan, giysi, başlık, eldivenlerin kulla-nılması sağlanmalıdır.

• İşe giriş muayenesinde anamnez alınmalı, fizik muayene yapılmalıdır. Cild, göz ve solunum sistemihasta-lıklarının varlığına dikkat edilmeli, hemogram yapılmalıdır.

• Yılda bir periyodik muayene yapıl-malıdır. İşe giriş muayenesi gibidir. Yıl-lık maruziyet limitini %30 ve üzerinde aşanlar yakın gözlenmeli, hemogram ve erken semptom takibi yapılmalıdır.

KAYNAKLAR

* Daşdağ S. Dalga Dalga Geliyorlar! ve Siz Farkında Değilsiniz. 1. Baskı. İstanbul: Hayykitap, 2011.

* T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. Meslek Hastalıkları ve İş ile İlgili Hastalıklar Tanı Rehberi. Türkiye’de İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi (İSGİP).

* Nakamura K, Past and present perspectives on occupational radia-tion protection, International Con-ference on Occupational Radiation Protection, December 2014, Nuclear Regulation Authority, Japan.

* González A. J, Overview of occu-pational radiation protection in the

past and looking forward to the future challenges, International Conference on Occupational Radiation Protection, December 2014.

* Schieber C, Summary of Conclusi-ons from Sessions and Round Tables, International Conference on Occupati-onal Radiation Protection, December 2014.

* Daşdağ S, İyonlaştırıcı radyasyon-lar ve kanser, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı, Diyarbakır - Türkiye Dicle Tıp Dergisi, Cilt / Vol 37, No 2, 177-185.

* Şenkesen Ö, Radyasyondan Korun-ma, Acıbadem Kozyatağı Hastanesi. Erişim tarihi 21.12.2014. http://rttder.org.tr/data/documents/Radyasyon-dan-Korunma.pdf

Page 36: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

36

MAKALE Uz. Dr. Mehmet ERGİNEkoteknik İSGKlinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Mers Virüsü Nedir?

MERS virüsü Corona ailesinden RNA virüsüdür. Gizemli Solunum Sendromu etkeni olarak bilinen virüs MERS-CoV ’dır.

MERS virüsü ilk ola-rak 2012 yılında Suudi Arabistan’ın Bishoh ken-tinde bir hastada tespit

edilmiştir. Aynı şekilde Ürdün, Birle-şik Arap Emirlikleri, Katar, Umman ve Kuveyt’te de rastlanmaktadır. Türkiye’den de hac ve umre ziyaret-

leri yapıldığı düşünülürse, MERS virüsünün ülkemizde de her zaman görülme olasılığının yüksek olduğu belirtilmektedir.

Dr. Udo Bushhols, Avrupa’daki vaka-ların Arap coğrafyasından taşınmak-la ortaya çıktığını, şimdilik herhangi

bir tehlike olmadığını; ancak gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda yaygınlaşabileceğini söylemekte-dir. Ortalama 600’den fazla kişiye yayıldığı tahmin edilmektedir. Virüse yakalananların yüzde 30’a yakını ha-yatını kaybetmiştir. Dünya genelinde 200 kişinin ölümüne yol açtı.

Virüsün kaynağının tek hörgüçlü develer olduğu ve hayvanlardan in-sanlara geçebildiği görülmektedir.

Page 37: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Virüs öksürme, hapşırma sonucu ortama yayılabiliyor. Yayılan virüs zerrecikleri; cisimler üzerinden temas eden ki-şilere de bulaşabiliyor. Corona virüs enfeksiyonlarından korunmak için herhangi bir aşı bulunmamaktadır. Enfeksi-yondan korunmanın başlıca yolları: Su ve sabunla ellerin sık sık yıkanması, gözlere, ağza ve buruna dokunulmaması, hasta insanlarla yakın temastan kaçınılması.

MERS virüsünün neden olduğu hastalık belirtileri de 2003 yılın-da görülen SARS virüsüne benzer olarak günlerce süren ateş, öksürük ve nefes darlığıdır. Epidemiyolog Trish Pen belirtilerin aynı olmasına rağmen MERS virüsünün SARS ‘a göre 8 kat daha ölümcül olduğunu belirtmektedir.

MERS; akciğer enfeksiyonu, ateş, öksürük ve solu-num güçlüğünün yanı sıra böbreklerde de rahatsızlığa neden olmaktadır. Rober Koch Enstitüsü’nden Dr. Udo Bushhols, virüsle ilgili olarak iki unsura dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bunlar; virüsün ne kadar sıklıkla ortaya çıktığı ve virüs ile enfekte olan kişinin ne kadar sürede ağır vakaya dönüştüğüdür.

37

Page 38: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

38

Tıpbay Medikal, laboratuvar kimyasalları ve genel sarf malzemeleri üzerinde çalışmaktadır. Amaç insana hizmet hakka hizmettir anlayışıyla sağlık sektörüne hizmet etmektir.

İnsan Sağlığının önemini daima temel kural kabul ederek hareket eden firmamız ürün kalitesi, müşteri memnuniyeti ve hizmet devamlılığını ön plana alarak sağlık alanının gerektirdiği özen ve disiplin içinde standartlara uygun sağlık ürünleri satışı ve satış sonrası hizmetlerinde, “önce insan sağlığı” ilkesiyle sağlık sektöründe hizmet sunmaktadır.

TıpBay Medikal

Tolga Baytekin, ilaç sektöründe mümesillik ve yöneti-cilik pozisyonunda yaklaşık 10 yıl çalıştan sonra 2008 yılında Tıpbay Medikal’i kurmuştur.

Kurulduğu günden bu yana Ege Bölgesi’nin ta-mamında özel hastaneler ve laboratuarlar ile ilgili tedarikçi olarak çalışan Tıpbay Medikal,

Ağustos - 2014 yılından itibaren aldığı yeni bayilikler, diagnostik (biyokimya kansayım

hormon idrar cihazları) vermiştir. Böyle-likle gerek kamu hastaneleri gerekse de özel sektörde genişleyen ürün gamı tek-

nik servis ve pazarlama yönünde kendi-ni geliştirerek hizmet vermektedir.

Page 39: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Tıpbay Medikal Ürün Listesi

PROFESYONEL KULLANIM AMAÇLI RAPID TESTLERFertilite Testleri, Enfeksiyonel Testler, Tümör Belirteç Testleri, Kardiyak Belirteç Testleri

KIŞISEL KULLANIM AMAÇLI / EV TIPI RAPID TESTLERGebelik (hcg) Testleri, Ovulasyon (lh) Testi, Menopoz (fsh) Testi, Gaitada Gizli Kan Testi

RAPID TEST READER CIHAZI İLE UYUMLU RAPID TESTLERRapid Test Reader ile kullanımı için tasarlanan, cihaz ile tam uyumlu rapid testlerdir. Bunlar Kardiyak Belirteç Testleri, Tümör Teşhis Testleri, Enfeksiyonel Hastalık Testleri, Fertilite Hormon Testleridir.

RAPID TEST READERICA-RAPID TEST READER

İDRAR STRİPİ ANALİZÖRÜ

İDRAR STRİPLERİ10 parametre ve 11 parametre idrar stribi

Şeker ölçüm ürünleri, kan alma tüp ve iğne uçları, laboratuvar malzemeleri, medikal sarf malzemeleri toptan ve perakende satışları için bizi arayabilirsiniz.

BIYOKIMYA TÜPLERI, İĞNE UÇLARI, RAPID TESTLER

BIYOKIMYA, HORMON, HEMOGRAM, İDRAR ANALIZÖRÜ

GÖRÜNTÜLEME SISTEMLERI

39

Page 40: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

!KAZAANALİZİ

Mansur Ziya Koç İş Güvenliği KoordinatörüMakina Mühendisi / A Sınıfı IG Uzmanı

40

İş Kazaları

Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre ölümlü iş kazalarında Avrupa da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer almakta-dır. El Salvador ve Cezayir’in ardından işçi ölümlerinde üçüncü sırada olan ülkemizde her yıl ölen çalışan sayısı binli rakamları aşmaktadır. Türkiye’de ölümle sonuçlanan iş kazası oranları ‘100 binde 20,5’ iken bu oran Norveç, İsveç, İsviçre ve Danimarka gibi ülkelerde ‘100 binde 2’ oranının altında kalmaktadır.

Durduralamıyor

2013’te 1.235 kişi olan işçi ölüm-leri sayısı bu yılın ilk 8 ayında geçen yılı geçerek 1.270’e ulaş-mıştır. Son beş yılda iş kazaları-

na bağlı olarak hayatını kaybeden işçi sayısı 6 bin 428 iken 2000-2014 yılları arasında hayatını kaybeden işçi sayısı 15 binin üzerinde olduğu görülmekte-dir. Yani 10 yılda küçük bir kasaba yok olmaktadır.

2014 yılı ilk 8 ayında yaşamını yitiren çalışanların 325’i maden, 227’si inşa-at, 162’si tarım ve 92’si taşımacılık iş kolunda çalışmakta idi.

Ülkemizde tüm iş kazalarının yüzde 1,6’sı ölümle sonuçlanırken, ne yazık ki inşaat sektöründeki iş kazalarının yüzde 4,7’si ölümle sonuçlanmaktadır.

Görsel ve yazılı basında iş kazaları zaman zaman işlenmesine rağmen toplumda hala bana bir şey olmaz ve kader algısının kazaların başlıca ana nedenlerin başında geldiği unutulma-malıdır. Bunun için iş güvenliği ile ilgili eğitimlerin ilkokul seviyesinden başla-tılması ile görsel basında özel prog-ramlarla veya kamu spotları ile halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Yani toplum olarak iş güvenliği kültürünün oluşturulması sağlanmalıdır.

Ayrıca; İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitim-leri Hakkında Yönetmelik de çalışma süresi çok tehlikeli sınıfta yer alan iş kollarında, çalışan başına ayda en az 12 dakika olarak belirlenmiştir. Buna göre 50 çalışanı olan orta büyüklük-teki bir inşaatta uzmanın bulunma süresi ayda 10 saat olarak hesaplan-maktadır. Yanlış da buradan kaynak-lanmaktadır. Uzmanın inşaat mühen-disi veya farklı bir branştan olması bu zaman süresi içerinde hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Zira iş güvenliği uzmanının önerileri doğrultusunda uygulamayı ve önlemleri alması ge-reken ve işveren adına hareket eden şantiye şeflerin inşaat mühendisi olmalarına rağmen kazalar son hızla devam etmektedir. Çok tehlikeli gruptaki çalışma sürelerinin sektörel bazda yeniden değer-lendirilmesi gerekmektedir. Özellikle de inşaat sektöründe uzmanların çalışma sürele-rinin yeniden değerlendi-rilmesi sanırım iş kaza-larının sayısının hızla düşmesine neden ola-cağı aşikardır. Aşağıda belirtilen iş kazasında İş Güvenliği uzma-nının çalışma süresi

mevcut yönetmeliğe göre ayda üç saat olarak hesaplanmıştır. Bu süre içeri-sinde uzman hangi riski değerlendirip önleme şansı vardır. Zira günümüz teknolojisinde haftada bir kat çıkıl-maktadır. Yani uzman ikinci gelişinde zemin seviyesindeki bina dördüncü kata ulaşmaktadır. Çalışma sürele-rinin yeniden değerlendirilmesinde inşaat iş kolu ile diğer çok tehlikeli iş kollarının ayrı değerlendirilmesi kaçınılmaz olmuştur.

Page 41: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

41

İstatistiki Bilgiler:

Kazanın Olduğu Sektör: İnşaat

Kaza Olay Tarihi: 19.11.2014

Kaza Olay Günü: Çarşamba

Kaza Olay Saati: 15.00

Kazalının Yaşı: 35-40 arası

dört çalışan

Kazalının Cinsiyeti: Erkek

İşe Giriş Tarihi: 19.11.2014

Kazalının İş Tanımı: Cephe

asansörünün ikiye bölünmesi

Kaza Sonucu: Bir Ölümlü kaza,

üç ağır yaralanma

Kazanın Nedenleri :

1- Asansöre hatalı yükleme yapılmıştır.

2- Çalışanlara cephe asansörü

hakkında eğitim ve bilgilendirme

yapılmamıştır.

3- Cephe asansörüne kullanmak için

yetkili operatör atanmamıştır.

4- Cephe asansör yük dağılım şeması

asansör üzerine asılmamıştır.

5- Cephe asansör kullanma talimatı

asılmamıştır.

6- Asansör ve yük taşıma ile ilgili

uyarı ve ikaz tabelası asansör üzerine

asılmamıştır.

Kaza Öyküsü: 19.11.2014 günü alt taşeron çalışanı olarak iş başı yapan çalışanlar üst katlara çıkarmak amacıyla dış cephe asansörüne fayans yükler-ler. Yaklaşık 20 metre cephe genişliğinde olan asansörün en zayıf noktası olan orta bölümüne 300 kg’dan fazla malzeme konulmaması gerekir iken asansörün orta bölümüne aşırı yükleme yapılmıştır. Asansör altıncı kata çıktığında hatalı yükleme sonucu cephe asan-sörünün ortadan ikiye bölünmesiyle asansör üzerindeki çalışanlar 20 metre yükseklikten zemine düşerler.

Page 42: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

42

Uzmanın Önerileri:1- Yüksekte yapılacak çalışma için iş talimatıı hazırlanmalı. 2- Yüksekte yapılacak çalışma için yapılan risk analizi çalışanlara aktarılarak kayıt altına alınmalı. 3- Yüksekte çalışacak personele yük-sekte çalışma eğitimi verilmeli. 4- Eğitim sonrası sınav yapılmalı. Sınav sonucu başarısız olanlara iş başı yaptırılmamalı.5- Kişisel koruyucu donanım verilerek kayıt altına alınmalı.6- Yüksekte çalışma izin formu dol-durularak gerekli önlemler alındıktan sonra çalışılmalı.7- Cephe asansörünü sadece eğitilmiş kimseler kullanmalı. 8- Platformda çalışan kişiler yet-kili kuruluş ve/veya firmanın yet-kili çalışanı tarafından eğitim almış olmalıdır. 9- Çalışma yapılacak yüzeyde hava durumu (rüzgar hızı, fırtına, yağış vb.) şartlarda değerlendirilmeli. Hava du-rumunun yüksekte çalışma talimatına göre uygunluğunun kontrolü yapıldıktan sonra çalışma yapılmalı.10- Cephe asansörü sorumlu per-soneller tarafından sürekli temiz tutulmalıdır.11- Dış cephe asansöründe yetkili kişiler dışında bakım, onarım ve mon-taj işine izin verilmemeli.12- Yetkili kişiler tarafından asan-sörün periyodik bakımı aksatılmadan yapılmalı.13- 45 km / saat rüzgâr hızında dış cephe asansörüne çıkılmamalı.14- İletişim için telsiz ve kulaklıklar mevcut ve sağlam olmalı.15- Sepete mutlaka zeminde ve çatıda emniyetli yerde binip, yine zeminde ve çatıda emniyetli yerde inilmeli. 16- Kesinlikle parapet bölgesinde inip binme yapılmamalı. Hiçbir şekilde tehlike oluşturabilecek pozisyonda kullanılmamalı.17- Çalışma günü sonunda sepet park pozisyonuna getirilir, ana şalter kapatılır varsa sepet kontrol kutusu şarja bağlanır.18- Makinenin donanımı sürekli kontrol altında tutulmalı. Özellikle halatları devamlı kontrol altında tututulmalı.

19- Halatlarda çapaklanma, sıyrılma, kırılma, burkulma vb durumlar gözlendiğinde yöneticilere haber verilmeli. 20- Asansöre binerken maksimum yük limiti kesinlikle aşılmamalı. 21- Yürüme yolu ve asansörün çalışacağı cephe çalışma öncesinde kontrol edilmeli. 22- Asansöre çıkmadan önce, tüm kumandalar kontrol edilmeli. 23- Özellikle acil stop ve üst sınır sviç’in görevini yapıp yapmadığı kon-trol edilmeli.24- Cephe asansörüne kataloğunda belirtilen sayıdan fazla çalışanın bin-mesi önlenmeli. 25- Sepet dışında olan kişinin görevi işin emniyetini gözlemektir. Hiçbir zaman cephe asansörü tek başına kullanılmamalı. 26- Sepete binen veya yüksekte çalışan personel çalışma esnasında baret ve emniyet kemeri takmak zorundadır. 27- Her bir çalışan için 1 adet can halatı çekilmeli. 28- Herhangi bir konuda duyulacak en ufak tereddüt ya da şüphe de derhal yetkililere durum bildirilmeli.

29- Elektrikli bölümlerin suyla temasından kaçınılmalı. Kesinlikle ıslak elle kullanılmamalı. 30- Kablolarda açık yırtık bulunması durumunda kesinlikle kullanmamalı.31- Makine üzerinde yazılı voltajın şebeke voltajına uygun olup olmadığı kontrol edilmeli. 32- Elektrik jak ve fişleri kırılmış, yerinden oynamış prizlere takarak kullanılmamalı. 33- Platformun kurulduğu zeminde gerekli emniyet tedbirleri alınmalıdır. 34- Platformun altında bulunan ve / veya geçmeyi engelleyen ALAN PERDESİ yapılmalıdır.35- Platformun günlük, haftalık aylık kontrol formları tutulmalı ve kayıt altına alınmalı.36- Cephe asansörleri yük taşıma için kullanılmamalı, sadece çalışma platformu olarak kullanılmalıdır. 37- TS 17020’ ye göre A tipi muay-ene kuruluşu olarak faaliyet gös-teren gerek iç denetimlerin gerekse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından yapılan denetlemelerin gerektirdiği yasal yetkiye sahip bir firmaya TEKNİK PERİYODİK MUAYENE yaptırılmalı.

Page 43: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

43

www.tipbaymedikal.com - [email protected]

Yalı Mah. 6418/1 Sok. No:9 Karşıyaka/İZMİR 35000 TürkiyeTel: +90 232 362 22 58 - Fax: +90 232 362 22 96

Laboratuar kimyasalları ve genel sarf malzemeleri

Page 44: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

44

Mesleki Hizmetler Genel Müdür V. Selami Merdin’i ziyaret ederek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türk Standartları Enstitüsü ile “Ahşap İskele Standardı Çalışma Grubu” çatısı altında yürüyen ortak çalışmalarından; enerjinin verimli üreti-mi, enerjinin verimli tüketimi, enerjinin korunması ve kullanımında ekonomik davranılması ve bilinçsiz tüketilmemesi konularına kadar geniş yelpazede sorularımızı yönelttik. Ülkemizin ner-deyse en büyük sorunlarından olan otopark sorunundan, inşaat ustası eğitimlerinden, demir ve beton denetimelerinin ne aşamada olduğundan dâhi bahsedilen keyifli söyleşimiz okuyucuların bir çok sorusuna yanıt bulmasını sağlayacak.

Röportaj: İrem Nurgül Durmuş / Fotoğraf: Ahmet Derindere

Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü

Hakkında Her şey

Page 45: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

45

Mesleki Hizmetler Genel Müdür-lüğünün faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Genel Müdürlüğümüzün görevlerini; • Mühendislik, mimarlık ve müelliflik hizmetlerin norm ve standartlarını hazırlamak, uygulanmasını sağlamak,• İmar uygulamalarına yönelik düzen-lemeleri yapmak, rehberlik etmek,• Binalarda enerji verimliliğine yöne-lik tedbirleri almak,• Yapı malzemelerinin standartlarına, denetimine ve uygunluk değerlendir-mesine ilişkin iş ve işlemleri gerçek-leştirmek,• Yapılarla ilgili genel ilkeler, strateji-ler ve standartları belirlemek,• Yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin usul ve esasları belirlemek,• Yapı müteahhitliği alanını düzenle-mek, belgelendirmek,• Harita ve plan müellifleri, şantiye şefi, yapı ustalarının kayıt ve belgelen-dirme işlemlerini yürütmek, • Yapı kooperatiflerine ilişkin iş ve işlemleri yürütmek, konut politikaları geliştirmek, • Yöresel Mimarinin ve yerel malze-menin kullanımını teşvik etmek,• Bakanlıkla ilgili Mimarlık ve Mü-hendislik meslek kuruluşlarına ilişkin mevzuatı hazırlamak ve bunları de-netlemek, şeklinde özetleyebiliriz.

Enerji verimliliği açısından yeni ya-pılacak yapılar ve mevcut yapılar için uygulanan enerji kimlik belgesinden bahseder misiniz?

Günümüz şartlarında enerji kaynak-larının azalması ve enerji ihtiyacının artmasına bağlı olarak nihai enerji kul-lanımı, maliyetlerdeki en büyük paya sahiptir. Enerjinin verimli üretimi kadar verimli tüketimi de önemlidir. Enerjinin korunması, kullanımında ekonomik davranılması ve bilinçsiz tüketilmeme-si sürdürülebilirlik için gereklidir.

Enerji Kimlik Belgesi; tüm Dünyanın iklim değişikliği etkilerini azaltmak ve birincil enerji kaynaklarının kullanılması ile oluşan sera gazlarının azaltılması ça-lışmaları ile birlikte, ülkemizin enerji arz güvenliği politika hedeflerini sağlamak amacıyla yayımlanan 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında yayım-lanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin çıktılarından biridir.

2008 yılında yayımlanan yönetmelik sonrası 2011 yılında BEP-TR yazılımı-nın kullanımı ile mevcut binalar için 2017 yılına kadar süre tanınmış olup, 01.01.2011 yılından sonra yapı ruhsatı alan binalar için yapı kullanma izni alınması aşamasında ilgili dairelere ibraz edilmesi zorunludur.

BEP-TR yazılımı sisteme alındığından itibaren sistemde kayıtlı toplam Enerji Kimlik Belgesi (EKB) sayısı 232.246 olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam içerisindeki 11.909 adet EKB mevcut binalara ait olmakla beraber 220.337 adedi yeni binalara aittir.

Ayrıca sistemde kayıtlı toplam enerji kimlik belgesi uzman sayısı ise 10.608 adettir. Sistemden üretilen ortalama günlük EKB sayısı ise 350 dolayların-da gerçekleşmektedir.

Binalarda Enerji Performans hesa-bı yapması ve Enerji Kimlik Belgesi hazırlanması amacı ile geliştirilen BEP-TR yazılımının; yeni modülleri içerecek şekilde (yenilenebilir enerji, ısı pompaları vb.), kullanıcı dostu, ma-saüstü olarak çalışabilen, çizim des-tek (CAD) tabanlı, Dünya örnekleriile yarışacak marka değeri olan Yazılımın geliştirilmesi ve bina bilgilerinin bir merkezce saklanabilmesi olanağını tanıyan BEP-TR yeni versiyonunun ihalesi yapılmış ve süreç başlamıştır.

Yapı malzemelerinin standartlara uygunluğunu denetlemek için neler yapılıyor?

Bilindiği üzere bu alandaki iki temel mevzuat 4703 Sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygu-lanmasına Dair Kanun” ve “Yapı Malze-meleri Yönetmeliği” dir. Yönetmelik 2007 yılı Ocak ayı itibari ile mecburi uygulama-ya alınmış ve Bakanlığımız kapsamdaki denetim faaliyetlerine başlamıştır.

Bu kanun kapsamında Bakanlar Ku-rulu Kararı ile görevlendirilen 10 farklı kamu kurumu kendi görev alanlarına giren ürünler doğrultusunda piyasa gözetimi ve denetimi olarak adlandırı-lan faaliyetleri yürütmektedirler.

Bakanlığımızda bu yetki yapı malze-meleri alanında Genel Müdürlüğümü-ze verilmiştir.

Verilen yetkiye dayanarak denetim faaliyetleri resen dediğimiz, bir plana programa bağlı bir şekilde gerçek-leştirildiği gibi, tarafımıza ulaşan şikâyetler doğrultusunda da yerine getirilmektedir. Bu denetim faaliyetle-rinin icrasında, Genel Müdürlüğümüz personelinin yanı sıra, 81 il teşkila-tımızda görevli olan ve belirli eğitim ve sınavdan geçirilerek denetim yetki belgesine sahip 400’ ü aşkın persone-limiz görev almaktadır.

Resen gerçekleştirilen denetimlerin planlanmasında Genel Müdürlüğü-müz tarafından her yılbaşında yıllık denetim programı hazırlanmakta olup bu denetim programı çerçevesinde 81 İl teşkilatımızda denetim faaliyetleri yürütülmektedir. Denetim programı-mız hangi malzeme gruplarının hangi illerimizde hangi sürelerde denetim altına alınacağı hususlarını içeren ayrıntılı bir programdır. Bu program hazırlanırken, geçmiş denetim veri-leri, bir inşa işinin taşıyıcı sistemine direk etki eden malzeme grupları, yıl içerisinde Genel Müdürlüğümüze ulaşan şikâyetler, diğer kamu kurum-ları tarafından yapılan bildirimler göz önünde bulundurulmaktadır.

Sonuç olarak gerek denetim progra-mı doğrultusunda gerekse şikâyetler üzerine gerçekleştirilen bu denetim faaliyetleri neticesinde ilgili standar-dına veya mevzuat hükümlerine uygun üretim yapmadığı belirlenen imalatçı-larımız için Kanunun ön gördüğü idari müeyyideler uygulanmaktadır.

Tüm bu 81 il teşkilatımızda yıllık 10 bin civarı gerçekleştirilen dene-timleri takip etmek amacıyla “Yapı Malzemeleri Denetim Sistemi” adını verdiğimiz bir yazılım programımız bulunmaktadır. Bu yazılım programı üzerinden illerimizde gerçekleştirilen denetim faaliyetleri ve sonucunda alınan tedbirler Merkez tarafından takip edilerek gerektiğinde raporlana-bilmektedir.

Denetim faaliyetlerinin daha etkin ve hızlı gerçekleştirebilmek, Genel Müdürlüğümüze aktarılması gere-ken verilerin anlık olarak aktarımını sağlamak ve en önemlisi denetimler esnasında oluşabilecek denetici hata-larını en aza indirgemek maksadıyla

Page 46: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

46

geliştirilen Yapı Malzemeleri alanında Mobil Denetim Sistemi de hayata geçirilmek üzeredir.

Ayrıca, ürünlerin piyasaya arzı öncesi uygunluğunu sağlamak için AB Mev-zuatı çerçevesinde Bakanlığımızca yayınlanan Yapı Malzemeleri Yönet-meliğinde kurulan sistematiğe uygun davranılmaktadır. Oluşturulan alt mevzuat ile periyodik olarak güncelle-nen standartlar ve uygulamalar duyu-rulmaktadır. Bu standartlar kapsa-mında görev almak isteyen Kuruluşlar gerekli denetim ve incelemelerden geçtikten sonra Bakanlığımız tarafın-dan görevlendirilmektedir. Böylece, yapının güvenliği açısından önem arz eden tüm yapı malzemeleri piyasaya arz edilmeden önce Bakanlığımızca görevlendirilen uygunluk değerlendir-me kuruluşlarınca;

• Avrupa mevzuatına tabi harmonize bir standart kapsamında olan ürünler için Onaylanmış Kuruluşlarca deney-lere tabi tutulmakta ve/veya fabrikada üretimi kontrol edilmektedir.

• Bir standart kapsamına girmeyen ürünlerin piyasaya arzı ve yapıda gü-venli kullanımları için ise yine Bakan-lığımızca görevlendirilen Teknik Onay kuruluşlarınca malzeme karakteris-tiklerinin ve performansının yer aldığı bir teknik onay hazırlanmakta, ürün için ileri bir kontrol yapılması gereki-yorsa bu kontrol sonrasında piyasaya arzına izin verilmektedir.

• Beton, çelik, çimento, agrega, taşıyı-cı kagir birimler gibi ürünlerde, kuru-luşların üreticilere yaptığı kontroller imalat süreci boyunca sürmektedir.

Belgelendirme yaptığınız mesleklerden ve kriterlerden biraz bahseder misiniz?

Yapı müteahhitliği, plan müellifliği ve yapı ustalığı mesleklerinde belgelen-dirme yapmaktayız. Bunlardan;

• Yurtdışı Müteahhitlik Belgesi Uygu-lamaları

Yurtdışı Müteahhitlik Belgesi; 25.09.2007 tarih ve 26654 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışı Mü-teahhitlik Belgesi Tebliği hükümleri doğrultusunda T.C. Gerçek kişi ve

firmalarına verilmektedir, geçerlilik süresi 3 yıldır.

“Yapı Tesis, Bakım, Onarım İşleri”, “Sınai ve Teknolojik İmalat, Tesisat ve Montaj İşleri”, “İşletme, Yönetim, Ba-kım Ve İdame İşleri”, “Proje Mühen-dislik, Müşavirlik İşleri” olmak üzere, dört grupta verilmektedir.

Firmaların belge alabilme alt sınırları:

• Yapı, tesis, bakım, onarım işlerinde 40 milyon $• Sınai ve teknolojik imalat, tesisat ve montaj işlerinde 15 milyon $• İşletme, yönetim, bakım ve idame işlerinde 5 milyon $• Proje mühendislik, müşavirlik işle-rinde taban sınırı aranmamaktadır.Yurtdışı Geçici Müteahhitlik Belgesi; taban limitlerini aşamayan gerçek kişi ve firmalara yurtdışında üstlenmiş oldukları taahhütlerini tamamlayabil-meleri için en fazla bir yıl süreli olmak ve taahhüt süresince yenilenmek suretiyle verilmektedir.

Yurtdışı Müteahhitlik Belgeleri; firma-ların yurtdışına işçi götürmeleri iş-lemlerinde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından, yurtdışı kredi işlemlerinde ise Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş./Türk Eximbank tarafından zorunlu ev-rak olarak istenilmektedir. Ayrıca bazı ülkelerde ihaleye kabul aşamasında talep edilmektedir.

Yurtdışı Müteahhitlik Belgesi başvu-ruları haftalık olarak yapılan komis-yon toplantılarında değerlendirilerek karara bağlanmaktadır.

• Yurtiçi Müteahhitlik Karnesi Uygu-lamaları

Bakanlığımızca 23.01.1981 tarih ve 17293 sayılı Resmi Gazete’de yayım-lanarak yürürlüğe giren “Yapı Tesis ve Onarım İşleri İhalelerine Katılma Yö-netmeliği” nin 6 ıncı madde hükümleri doğrultusunda gerçek ve tüzel kişilere “Yurtiçi Müteahhitlik Karnesi” nite-liklerini sağladığı iş gruplarına göre A (her miktar), A, B, C, G ve H grupların-da 3 yıllığına düzenlenmektedir. 2886 sayılı İhale Kanunu kapsamında-ki bitmeyen işlerde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabi olmayan işlerde, kat karşılığı yapılan belediye ihale-lerinde ve özel yapı kooperatiflerinin işlerinde Yurtiçi Müteahhitlik Karnesi halen geçerliliğini sürdürmektedir.

• Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi Nu-marası

Müteahhitliği Bilişim Sistemi (YAM-BİS) aracılığı ile yapı ruhsatına tabii yapıların müteahhitliğini üstlenen tüm müteahhitler için yetki belgesi numa-rası verilmektedir. Bu numara yapı ruhsatında, yapı kullanma izin bel-gelerinde ve yapım sözleşmelerinde kullanılmaktadır. Yapı müteahhitliğine

Page 47: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

47

ilişkin verilen yetki belgesi numarası geçici ve daimi olarak düzenlen-mektedir. Geçici Yapı Müteahhitliği nu-marası ile tapusu kendi adına kayıtlı gerçek kişiler, Yönetmelikte belirtilen sınırlar dahilinde kalması kaydıyla kendi yapılarının müteahhitliğini üst-lenebilirler. Daimi olarak verilen yetki belgesi numarası için ise gerçek ve tüzel kişiler için değişebilmekle birlik-te vergi levhası, ticaret sicil gazetesi ve ticaret ve sanayi odasına kayıt bel-gesi gibi belgeler istenebilmektedir.

• Geçici Ustalık Belgesiİnşaat ve tesisat işlerinde yetki belge-si olmayan usta çalıştırılmayacağına’’ ilişkin hükmün 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle fiilen inşaat ustası olarak çalışanlara Bakanlığı-mızca 1.1.2017 tarihine kadar geçer-liliğini koruyacak olan geçici ustalık belgesi düzenlenmesine başlanmış-tır.16.12.2010 tarihinden önce İnşaat ve tesisat işlerinde çalıştığına ilişkin müteahhitten alınacak yazı veya sos-yal güvenlik kuruluşundan alınacak belge ile, en geç 1/1/2015 tarihine kadar Çevre ve Şehircilik İl Müdür-lüklerine veya yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verme yetkisine sahip idarelere başvuranlara en geç 3 (üç) iş günü içerisinde Geçici Ustalık Yetki Belgesi düzenlenmektedir.

• Plan Yapımı Yeterlilik Belgesi3194 sayılı İmar Kanunu’nun 28, 38 ve 44/I-j maddelerine istinaden şehir ve kasabaların imar plânları da dâhil ol-mak üzere, yerleşme plânlarının bütün ilgili taraflarca uyulması gereken, gü-venilir ve uygulanabilir nitelikte düzen-lenebilmesi için plânların yapımı işini üstlenecek müelliflerin ehliyet durum-ları ile ilgili usûl ve esaslar 07.01.2006 tarih ve 26046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Plân Yapımını Yükümle-necek Müelliflerin Yeterliliği Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmiştir.

Söz konusu Yönetmelikte bu Yönetme-liğin, 3194 sayılı İmar Kanunu ve diğer kanunlarla yapılması öngörülen her tür ve ölçekteki planların yapımını ve bunları üstlenecek müelliflerin yeter-liliğini kapsadığı hüküm altına alın-mıştır. Yönetmelikte ayrıca müellifin ve planlama biriminin tanımı yapılmış, planlama işini üstlenecek müellifler-de “Yükseköğretim kurumlarının Şe-

hir ve Bölge Planlama Bölümlerinden lisans eğitimini tamamlayarak mezun olmak şartı aranır” hükmü yanında müelliflerin “derecelendirme esasla-rı” ayrıca tanımlanmıştır.

Plan yapım işini yapacak olan müellif-lerin bu işleri yapabilmeleri yukarıda ifade edilen şartların yanında A, B, C, D, E ve F şeklinde sıralanan ve nitelendirilen, yönetmelikte ayrıntılı şekilde tanımlanan “Müellif Grup-larında” sayılan niteliklerden en az birine uygun olduklarının Bakanlıkça yapılan değerlendirmede tespiti ve kabûl edilmesine bağlıdır.

Yönetmelikte kamu kurum ve ku-ruluşlarının planlama birimlerinde çalışma şartı ve özel planlama büro-larında çalışma şartları tanımlanmış-tır. İş durumunu tanımlayan hizmet sunum şekilleri, özel sektör için serbest meslek erbabı, özel planlama bürosu sahibi veya hissedarı ya da özel planlama bürosu yetkili plancısı, çalışanı, kamu sektörü için ise, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ile yerel yönetimlerin ilgili planlama birimlerinin çalışanları veya belirli merkezi ve yerel idarelerin yöneticileri şeklinde ayrışmaktadır.

Bakanlığımız; plânlama işlerini yapa-cak müelliflerin tutulan sicillerine, iş durumlarına ve başarı derecelerine göre değerlendirip derecelendiril-mesini yapar ve müellifin değerlen-dirme sonucunda hangi gruba giren plânlama işlerini yapabileceğine dair yeterlilik belgesini verir veya daha önce verilmiş bulunan belgeyi yeniler.

Bunların dışında, yapı malzemelerin CE ve G belgelendirmesini yapan onaylanmış ve uygunluk değerlen-dirme kuruluşlarının da belgelendir-meleri yapılmaktadır. Ayrıca, Isı gider paylaşımı ölçüm firmalarının yetkilen-dirmeleri ile binalarda enerji verim-liliği kapsamında faaliyet gösteren uzmanların eğitim ve belgelendirme faaliyetlerinide yürütmekteyiz.

İskeleler ile ilgili çalışmalarınız hak-kında bilgi alabilir miyiz?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak çıkardığımız “Ahşap ve Ön Yapımlı Çelik İle Alüminyum Alaşımlı Bileşen-lerden Oluşan Dış Cephe İş İskelele-rine Dair Tebliğ” 19.09.2014 tarih ve 29214 sayılı Resmi Gazetede yayım-lanmıştır. Tebliğin yürürlük tarihi olan 01.07.2015‘ten itibaren:

• 3194 sayılı İmar Kanununa göre yapı ruhsatına tabi bina inşaatlarındaki dış cephe iş iskelelerine ait hesap ve de-tay çizimlerin, yapı sahibi veya kanuni vekillerince yapı ruhsatiyesi almak için sunulan müracaat dilekçesi ekin-de ilgili idareye teslim edilmesi,

• Bina inşaatlarında kullanılacak dış cephe iş iskelelerinin TSE standartla-rına uygun olması,

Page 48: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

48

• İş iskelelerinin sorumlu teknik ele-manların yönetim, gözetim ve dene-timi altında, projesine ve malzeme ge-reklerine uygun olarak kurdurulması ve söktürülmesi,

• Dış cephe iş iskele yüksekliğinin 13.50 m’yi aştığı hallerde inşa edilecek iskelenin tamamı çelik ve/veya alümin-yum alaşım bileşenlerden oluşması, yani başka deyişle; yüksekliğin 13.50 m’yi aşması halinde iş iskelelerinde ahşap malzemelerin kullanılmaması,

• Malzeme, iş ekipmanı, alet edevat vb. düşmesi sonucu çevre sakinlerinin zarar görmesini engellemek üzere; bina dış cephe iş iskelesinin yapı yaklaşma mesafesi içerisinde kurulan kısmının dış yüzeyinin tamamen çuval kumaşı, file, branda, levha veya aynı işlevi görebilecek benzeri iskele örtü-sü ile kaplanması, gerekmektedir.

3 Kasım 2014 tarihinde Bakanlığımız ve Gazi Üniversitesi arasında Ahşap Dış Cephe İskelelerinin Özellikle-ri, Detay Çizimleri Tasarım Usul ve Esaslarının Belirlenmesi amacıyla Hizmet Protokolü imzalanmıştır. Bu protokolün amacı bina inşaatlarının dış cephelerinde gerçekleştirilen; duvar, sıva, ısı-ses-su yalıtımı, kaplama, boya, montaj işleri, restorasyon, yıkım-sö-küm ve benzeri yapım işleri ile onarım ve güçlendirme işleri için kullanılan ahşap dış cephe iş iskelelerinden çalışanların düşme riskini ortadan kal-dıracak performans-tasarım gerekleri hesapları ile yapısal düzenleme esas-larını belirlemektir. Ayrıca, inşaatlarda düşme sonucu yaralanma ve ölüme yol açabilecek iş kazalarının önüne geçen bir mekanizma olan güvenlik ağları gibi, diğer iş ekipmanlarının tasarım ve kullanım esaslarının belirlemesine dair çalışmalar da devam etmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türk Standartları Enstitüsü ile “Ah-şap İskele Standardı Çalışma Grubu” çatısı altında ortak çalışmalarımız devam etmektedir.

Otopark sorununu çözüm için çalış-malarınız ne durumda?

Mer’i mevzuatta uygulanmakta olan Otopark Yönetmeliği’nin revizyonu

kapsamında çalışmaların yürü-tülmesi amacıyla, Kasım 2014‘de Bakanlığımız ile Gazi Üniversitesi Rektörlüğü arasında Protokol imzalanmış olup, Bakanlığımız koordinatörlüğünde çalışmalara başlanmıştır.

Söz konusu Protokolde yer alan ve Ülkemizde mevcut durumun etüt edilmesi, ihtiyaçların belirlen-mesine ilişkin 1. Aşama ile ilgili olarak ilk toplantı Gazi Üniversite-sinde Bakanlığımız temsilcileri ve üniversite proje ekibinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Protokolün süresi 180 gün olup, bu süreçte 2. Aşama olarak yapı-lan tespitlere göre çözüm öneri-lerinin sunulması ve 3. Aşamada da mevzuat taslak metinlerinin hazırlanması yer almaktadır.

İnşaat ustası eğitimleri için neler yapılıyor?

Bakanlık olarak fiilen inşaat ustası olarak çalışanlara 1.1.2017 tarihine kadar geçerliliğini koruyacak olan geçici ustalık belgesi düzenlediği-mizi daha önce belirtmiştim. Yapı ustalarına verilne bu geçici bel-gelerin mesleki yeterlilik kurumu tarafından verilmiş yetki belgesine dönüştürülebilmelerini sağlayabil-mek amacıyla Bakanlığımızda birçok faaliyet yürütülmektedir. Bunlardan bir tanesi Yapı Ustalarına eğitim verilerek MYK tarafından belgelendi-rilmesi projesidir. Proje kapsamında 2014 yılı sonunda ve 2015, 2016 ve 2017 yıllarında içerisinde istihdama katkısı en fazla olması durumu, usta sayısının fazlalığı, inşaat metrekare-leri gibi parametreler baz alınarak ve özellikle konuya istekli iller arasından 10 farklı pilot il seçilmek suretiy-le toplam 5000 kişi 2x50 şer kişilik guruplar halinde 32-40 saatlik süre

boyunca eğitime tabi tutulacaktır. Ayrıca Geçici ustalık belgesi almış olan yapı ustalarının eğitime tabi tutularak MYK tarafından belgelendi-rilmesi Bakanlığımızca hizmet alımı yöntemiyle gerçekleştirilecektir. İlk eğitimi bu ay içinde Ankara’da 50 adet demirci ustası ile gerçekleştireceğiz. Buna müteakip 2015 yılında kalıpçı, sıvacı asansör montajcısı, betoncu, sıhhi tesisatçı, duvarcı, elektrik tesi-satçıcı, ısı yalıtımcısı, iskele kurulum elemanı olmak üzere 10 ana branşta eğitimlerimiz devam edecek. Eğitim sonunda katılımcılar MYK tarafından yetkilendirilmş kuruluşca sınava tabi tutularak başarılı olanlara belgeleri verilecektir. Ülke genelinde bir eğitim ve belgelendirme yapılabilmesi için de İŞKUR ile yapılacak olan protokol çalışmaları devam etmektedir. Bütün bu çalışmalar sonucunda bütün yapı ustalarının MYK belgesine sahip olması sağlanarak inşaat sektöründe nitelikli işgücü yaratılacaktır.

Page 49: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Demir denetimleri ve beton denetim-leri ne aşamada, çalışmalar hakkın-da bilgi alabilir miyiz?

Bir inşa işinin taşıyıcı sistemine etki eden tüm malzemeler bizim için risk grubu yüksek olarak tanımladığımız grubu oluşturmaktadır. Bu ürünlerden en başta gelenleri de elbette ki inşaat demiri ve hazır betondur.

Demir denetimlerimiz gerek numune alınarak gerekse mevzuat hüküm-lerine uyulma noktasında haddane bulunan illerimize resen olarak planlanmakta ve denetlenmektedir. Ayrıca Ankara’ da Genel Müdürlüğü-müz tarafından gerçekleştirilen demir denetimlerinde bazı imalatçılarımız için tespit edilen güvensizlik durum-ları sebebiyle 12 ilimizde yer alan toplam 57 adet haddanenin Genel Müdürlüğümüz personeli aracılığı ile üretimlerinin gözden geçirilmesine de başlanmıştır.

Hazır Beton denetimlerimiz ise sü-rekli artan bir ivme ile devam ettiril-meye çalışılmaktadır. Her yıl ortalama

3500-4000 adet arası tutanak bazında denetim faaliyeti gerçekleştirilmek-tedir. Bu denetim faaliyetlerinin tamamında numune alınmakta, İl Müdürlüklerimizde bulunan be-ton laboratuvarlarımızda teste tabi tutulmakta ve standardın öngördüğü değerleri sağlamayan imalatlar için gecikmeksizin Kanunun ön gördüğü müeyyideler uygulanmaktadır.

Ayrıca Hazır Beton alanında uyulması gereken denetim usullerine ilişkin 2014/22 sayılı bir Genelge yayım-lanmış olup Ülke genelinde denetim faaliyetlerimiz bu genelge hükümleri doğrultusunda yerine getirilmektedir.

Mantolama çalışmalarında son du-rum nedir? Bu konuda da detaylıca bilgi alabilir miyiz?

Binalarda Enerji Performans Yönet-meliğine göre binaların TS 825 Isı Yalıtım Standardında belirtilen hu-suslara göre ısı kayıpları bakımından çevre şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak yalıtılması gerekmektedir. An-cak gerek 5627 sayılı Enerji Verimliliği

Kanununda gerekse de Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde mevcut binalarda dış cephede ısı yalı-tımı (mantolama) uygulaması yapıl-ması zorunluluğu bulunmamaktadır.Bakanlığımızca, hızla yayılan manto-lama sistemlerinde kalitesiz malze-me ve yanlış uygulamaların önüne geçmek ve mantolama işleminde vatandaşların güvenli malzemeye erişebilmesi için faaliyetler de yürü-tülmektedir. Ülkemizdeki yapılarda kullanılan yapı malzemeleri ve bu malzemelerle oluşturulan sistemlerin yapı işlerinin temel gereklerini sağla-ması zorunludur.

Bu kapsam da; temel gereklerden biri olan “yangın durumunda emniyet” in ulusal mevzuatta karşılanması amacı ile mantolama sistemlerinin yangına tepkisinin nasıl bir yöntemle tespit edilmesi gerektiğine ve sağlaması gereken şartlara ilişkin bir Genelge yayımlanmıştır. Genelge Binaların Yangından Korunması Hakkında Yö-netmelik ile uyumlu olup, konuya özel hatalı uygulamaların engellenmesi amaçlanmıştır.

www.ekoteknikisg.com - www.ekoteknikcevre.com

TÜRKAK Akreditasyonu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

yetki belgemizle

İSG Mevzuatı kapsamında; toz, gürültü, termal konfor, aydınlatma, titreşim, iç ortam gaz

Çevre Mevzuatı kapsamında; emisyon, imisyon ve gürültü ölçümleri konusunda hizmetinizdeyiz.

Ekoteknik Çevre Laboratuvarı

Page 50: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

MAKALE Mirey BonfilTeknik Koordinatör3M İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü

50

Kişisel Koruyucu Donanımları Kullanıyoruz Ancak Ne Kadar Doğru Kullandığımızı

Kullanmış olduğumuz tüm kişisel koruyucu donanımlarda (KKD’lerde) en önemli kriter, işe uygun ve doğru KKD seçiminin yapılmasıdır. Ancak her ne kadar uygun ve doğru seçim ya-pılsa da bahsedilen KKD’nin doğru takılıp takılmadığı veya kişiye uygun olup olmadığı da en az ilk kriter kadar önemlidir.

Toz/partikül maskelerini ele ala-cak olursak, EN 149 standardı gereği maskelerin koruma sınıfları FFP1, FFP2 ve FFP3

olarak belirlenmiştir. Buna göre, mas-keler özel kapalı ortamlarda bir man-ken üzerine yerleştirilir, doğru şekilde takıldığına emin olunur ve karışık boyuttaki tozların / partiküllerin bu-lunduğu ortama sokularak maskenin içerisindeki ve dışarısındaki konsant-rasyon farkı ölçülüp gerekli hesapla-malar yapılır. Buna göre sızdırmazlık veriminin sırasıyla yüzde 78, yüzde 92 ve yüzde 98 olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, ortamda bulunan tozun / partikülün yönetmelik gere-ğince belirlenen eşik sınır değerinin (ESD nin) sırasıyla 4, 12 ve 50 katına kadar koruma sağlamalıdır. Test yön-teminde de belirtildiği üzere maskenin manken üzerine tam bir şekilde, yani yüzde herhangi bir boşluk kalmadan oturtulduğuna emin olunduktan sonra bu deneyler yapılır. Gerçek hayata döndüğümüzde bu değerlerin geçerli olması için birçok kriterin sağlanması gerekmektedir. Bu kriterleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

• Erkek çalışanlar için sakal olmamalı-dır. Sakallar, maske takarak korunma-ya çalıştığımız partiküllerin içeri girme-si için yeterli boşlukları sağlamaktadır ve maskenin etkinliğini azaltmaktadır. • Maskeyi takan çalışanın saçları eğer uzunsa arkada toplanması gerekmektedir.• Çalışan takılarını çıkartıp, maskeyi o şekilde takmalıdır.• Maske takacak kişinin yüzünde anatomik farklılıklar varsa, (örneğin normalden büyük ya da küçük burun gibi) farklı tür çözümlere yönelmesi gerekmektedir.

Yukarıda saymış olduğumuz kriterler sağlandıktan sonra maskeyi kullanım kılavuzunda yazan talimatlara göre takmak gerekir. Burada en dikkat edil-mesi gereken nokta, maskenin burun mandalının iki el iki parmak yardımı ile düzgün bir şekilde sıkıştırılmasıdır. Ancak çalışma ortamlarında en çok karşılaşılan hata, burun mandalının tek el ile sıkıştırılmasıdır. Bu durum-da, burun mandalı kavis yapacak ve boşluk kalma olasılığı artacaktır. Bunun sonucunda da sürekli olarak gözlük ve/veya göz koruma ürünlerin-

de buğulanma sorunu ile karşılaşıla-cak ve kontamine olmuş hava bulduğu boşluklardan içeri sızacaktır. Maskeyi doğru şekilde takmak iyi bir eğitim ile olur. Ancak ne kadar iyi eğitim verilirse verilsin doğru takılıp takılmadığından nasıl emin olunur? Bu soru, aslında Amerika’da geçerli olan Occupational Health and Safety (OSHA) komitesinin solunum koruma standardında (29 CFR 1910.134), İngiltere’de geçerli olan COSHH 2002 yönetmeliğinde ve bu yönetmeliklere benzer standartlara sahip olan Kuzey Avrupa ülkelerinde zorunlu hale getirilmiş olan Uyum Testleri (Fit Test) ile cevap bulmuştur.

Biliyor Muyuz?Maske takmada iki el iki parmak

uygulaması

Page 51: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

51

Uyum testleri, maskenin o kişiye uy-gun olup olmadığı ile maskeyi kişinin doğru takıp takmadığını gösteren çok değerli bir metottur. İki farklı yöntem ile solunuma yönelik uyum testi ger-çekleştirilebilir. Bunlardan bir tanesi kişinin tat alma duyusuna bağlı olan kalitatif (nitel) uyum testi, diğeri ise elektronik bir cihaz yardımıyla yapılan kantitatif (nicel) uyum testidir. Her iki yöntemin de kendine göre avantajları ve dezavantajları mevcuttur. Örneğin, kalitatif uyum testi hızlı, ekonomik ve kolay bir test olmakla beraber önce-sinde herhangi bir düzenleme yapıl-masına gerek yoktur, ancak subjektif bir metot olduğu için kişinin tat alma duyusuna bağlı olarak sonuç vere-cektir. Kantitatif uyum testinde ise bu durumun tam tersi geçerlidir; objektif bir metot olduğu için cihaz rakamlarla uyum testinden kişinin geçip geçme-diğine dair rapor vermektedir. Kalitatif uyum testinde de rapor verilir ancak göreceli olacaktır. Her iki metotla da kişinin maskeyi ne kadar doğru taktı-ğı, maskenin kişiye ne kadar uyumlu olduğu ve maskenin ne kadar efektif olduğu görülebilmektedir.

Uyum testinin diğer önemli olduğu durumlardan biri de işitme ile ilgili olan kulak tıkaçlarına yönelik uyum testidir. Özellikle kulak tıkaçlarında belirlenmiş olan SNR değerlerinin ta-kıldığında da aynı performansı göster-mesi için kişinin kulak tıkacını doğru bir şekilde takmış olması gerekmek-tedir. Bunun yanı sıra, herkesin kulak kanalının yapısı ve boyu farklıdır. Bu nedenle, herkese aynı kulak tıkacının dağıtılmasının uygun olmadığı durum-

larla da karşılaşılabilir. Yukarıda say-mış olduğumuz Amerika, İngiltere gibi ülkelerde bu tür kulak tıkaçları ile ilgili uyum testlerinin yapılma zorunluluğu bulunmaktadır. İşitmeye yönelik uyum testinde de çalışma mekanizması as-lında solunumdaki kantitatif uyum tes-ti metoduna benzerlik göstermektedir. Seçilen kulak tıkacının özel problu versiyonu kulağa yerleştirilir. Probun içerisinde ve dışarısında bulunan mik-rofonlar yardımıyla kulak tıkacının ne kadar performans gösterdiği frekans-lara göre test edilir ve yazılım prog-ramı yardımıyla bilgisayara aktarılır. Sonucunda ise kişiye özel hem sağ hem de sol kulak için rapor verilir. Bu sayede, çalışanlara uygun kulak tıkacı ya da kulaklıktan hangisinin verile-ceği, çalışanın doğru takıp takmadığı veya seçilen kulak tıkacının o çalışana uygun olup olmadığı test edilip karar verilebilmektedir.

Uyum testlerinin aşağıdaki durumlar-da yapılması önerilmektedir:

• İşe başlamadan önce, • Uzun süre iş yerinden ayrı kalındığında,• İş kazası yaşandığında ve/veya has-talık geçirildiğinde,• Kişide fiziksel değişiklik meydana geldiğinde (örneğin çok kilo almak, çok zayıflamak vs.)• Farklı bir KKD türüne geçildiğinde,• Şirket risk analizlerinin belirlediği periyotlarda.

Uyum testleri aslında çalışanlara eğitim verilirken kullanılabilecek en

etkili yöntemlerden birisidir. Uyum testlerinin yapılmasındaki avantaj-lardan birisi çalışanlarda farkındalığı arttırmaktır. Çalışanlar kullanmış olduğu KKD’lerin aslında ne kadar efektif olduğunu görünce, yani diğer bir deyişle, aslında kendilerini ger-çekten koruduğunu anlayınca kendi kendilerine doğru takmaya çalışmak-tadır. Bu da hem çalışanın hem de işverenin sorumluluklarını doğru ve güvenli bir şekilde yerine getirmesini sağlayacaktır. KKD kullanımı ile ilgili eğitim esnasında uyum testlerinin de yapılması hem eğitimi daha verimli hale getirecek hem de iş güvenli-ği uzmanlarının çalışanı KKD’lerin gerçekten ne kadar koruduğunu ve çalışanın ne kadar doğru taktığını test ettiği önemli bir veri olacaktır.

Özet olarak, iş sağlığı ve güvenli-ği konusunda uyum testleri hem çalışanın bilincini arttırmak, hem işverenin almış olduğu KKD’lerin doğru kullanılıp kullanılmadığını ve/veya seçilmiş olan KKD’nin çalışana uygun olup olmadığını görmek hem de iş güvenliği uzmanının yönetme-lik gereği çalışanlara vermiş olduğu uygulamalı KKD eğitiminin ardından, çalışanın bu eğitimi ne kadar verimli alıp almadığını gösteren ve bunu yazılı olarak belgelendiren bir metottur. Bu nedenle, KKD kullanılan tüm işletme-lerde uyum testlerinin aynı Amerika, İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi alışkanlık haline getirilip, çalışanlarda da bu bilincin arttırılması gerekmektedir.

3M Kalitatif Solunum Uyum Testi

3M E-A-Rfit Validasyon Sistemi

Page 52: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

MAKALE M. Alper KARABÖRKTeknik MüdürDraeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti.

Endüstriyel Kuruluşlarda Gaz

Algılama Sistemlerinin ÖnemiEndüstriyel tesislerde yaşanan iş kazaları yaralanmalara, hatta ölümle sonuçlanan iş kaza-larına sebep olmaktadır. İş kazalarının sıkça yaşandığı bu dönemde alınacak ufak önlemler, büyük kayıpların önüne geçerek yaşanacak sıkıntıların minimuma inmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda gaz detektörleri, zehirli ya da yanıcı madde sızıntılarını, erken tespit ederek insanların zamanında bölgeden uzaklaşmasını sağlayarak, büyük kayıpların engellenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Gaz sızıntıları gözle görülemeyeceği için, gazın yapısının ve karakteristik özelliklerinin bi-linmesi, olası tehlikeye uygun gaz algılama sisteminin seçilmesi ve gerekli periyodik bakım ve kalibrasyonlarının yapılması, en az sistemin kurulması kadar önemlidir. Bina içerisine gaz detektörlerinin yerleştirilmesi doğru hesaplama gerektirir. Gaz detektörünün muhtemel sızıntı kaynağının yakınına yerleştirilmesi uygundur. Ancak sızıntının her yöne doğru olabi-leceği de unutulmamalıdır. Sabit tip gaz dedektörlerinden gelen sinyalleri değerlendirerek, verilen alarm senaryolarını gerçekleştiren kontrol panelleri ve bu panellerin çalışma istikra-rı da gaz algılamada göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husustur.

Page 53: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

Gaz Algılama Prensipleri

Gazların algılanmasında birçok teknik kullanılmaktadır. Ancak bazı metotlar diğerlerinden daha kullanışlı ve uy-gundur. Yıllar boyunca yaşanan dene-yimler ve ihtiyaçlar sonucunda, teknik üstünlük ve güvenilirlik açısından üç yöntemin bir çok uygulama için daha uygun olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda yanıcı ve patlayıcı gazlar için “ katalitik “ ve “ Infrared “ ölçüm tekniği, Oksijen ve toksik gazlar için “ elektrokimyasal “ yöntemler kullanıl-maya başlanmıştır.

Katalitik Sensörler

Bir katalist malzeme kullanılarak, patlayıcı gazların oksijen ile katalist yardımıyla tepkimeye girmesi sonu-cunda açığa çıkan ısının elektriksel sinyale dönüştürülmesiyle yapılan ölçüm tekniğidir.

Pellistör tipi sensörler olarak adlan-dırılan bu dedektörler, bir Wheatstone köprüsü ölçüm değerlerindeki deği-şikliği elektrik sinyallerine çevirirler.

Infra Red Sensörler

Hidro Karbon grubu gazların ve bazı özel gazların, belli dalga boyundaki ışığı soğurma özelliğinden faydala-nılarak gaz konsantrasyonu ölçümü yapan dedektörlerdir. IR teknolojisi yüksek hassasiyet, uzun ömür ve yüksek stabilite gibi özellikleri ile ön plana çıkan bir teknolojidir.

Elektrokimyasal Sensörler

Hedef gazın, elektrolit ile kimyasal re-aksiyona girerek, reaksiyon sonucunda oluşan elektronların elektriksel sinyal-lere çevrilmesi esasına dayanan ölçüm teknolojisidir. Elektro-kimyasal ölçüm tekniğinde sensörlerin ürettiği sinyal-

leri anlamlı kontrol sinyallerine (4-20, 0 -20 mA, 0-10 V) çeviren bir transmit-ter (iletici) ile birlikte kullanılır.

Kontrol Panelleri

Patlayıcı ya da Toksik Gaz algılama sistemleri, önceki bölümlerde yer alan sensörlerden ve bu sensörlerin bağlı olduğu kontrol panelleri ile alarm cihazlarından oluşurlar. Sahada bu-lunan dedektörler, ölçüm sonuçlarını kontrol paneline göndererek tehlikeli seviyelerdeki gaz konsantrasyonları oluşması durumunda, kontrol panelin alarm senaryosuna uygun tepkiler vermesini sağlarlar. Farklı alarm seviyelerine göre, havalandırmaların çalıştırılması, gaz kaynağının kesil-mesi, tutuşturma etkisi yaratabilecek elektriklerin kapatılması gibi önlemler, kontrol panelleri tarafından gerçek-leştirilirler.

Kontrol panelleri ile sahadaki dedek-törler arasında haberleşme analog ya da dijital haberleşme protokolleri ile sağlanmaktadır. Başlıca analog ha-berleşme protokolleri arasında 4-20 mA, 0-20 mA ve 0-10 V gelmektedir. HART, LON, Fieldbus, Profibus, gibi protokoller ise, günümüzde kullanılan başlıca sayısal haberleşme protokol-leridir. Sistemdeki haberleşmeden bahsedebilmek için, sahadaki dedek-törlerin sayısal ya da dijital haber-leşmeyi desteklemesi, diğer tarafta bulunan kontrol panelinin de uygun haberleş-me protokolünü desteklemesi gerekir. Pek çok uygulamada, Gaz algılama sistemleri kendilerine özgü bağım-sız kontrol panelleri

ile birlikte kullanılmakta, işletmelerin genel otomasyon sistemleri (SCADA, DCS, ESD vb…) ile haberleşmektedir.

Gaz algılama sistemi kontrol panelle-rinin diğer sistemlerden ayrı tutul-masının en temel sebebi sürekliliktir. Process kontrol ekipmanlarında meydana gelecek bir arızanın, gaz algılama sistemini etkilememesi ge-rekmektedir. İşletme ekipmanlarında oluşan arızalarda, tehlikeli gaz kaçak-larının oluşma ihtimalleri normalden daha yüksektir. Bir başka deyişle, işletmede bir sorun olduğunda, gaz algılama sistemlerinin özellikle çalışır durumda olması gerekmektedir.

Bu durum, kontrol panellerinde dayanıklılık, yedekli çalışma, arıza emniyeti ve güvenlik sınıfı (SIL) ve performans onayları gibi kavramları beraberinde getirmektedir.

Gaz algılama sistemlerinde amaç, büyük bir tehlikeye dönüşmeden önce sızıntıyı ilk oluşmaya başladığı anda tespit edebilmektir. Diğer bir önemli nokta ise, algılama teknolojisinin seçimi, detektör sayısı, sistemin rutin servis ve bakımı ile rüzgâr yönü, or-tam sıcaklığı, arazi yapısı gibi faktör-lere bağlı olarak sızıntı durumunda gazın olası yayılma yolunun tespit edilmesi ve detektörlerin doğru yerle-re yerleştirilebilmesidir.

Page 54: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

54

Sürdürülebilir Yeşil Bina Sertifikasyon Sistemi

Bina yaşam döngüsü perspektifi açısından bakıldığında toplam enerjinin yüzde 83’ünü binanın kullanım aşamasında tüketilmekte olup, bina kullanım sürecinin verimliliği tasarım ile inşa edi-lirken kullanılan malzemeye ve bina işletimindeki verimliliğe bağlı olarak değişmektedir.

Doğayla uyumlu, yapının arazi seçiminden yıkımına kadar yaşam döngüsü çerçevesinde değer-lendirilen, iklim verilerine, coğrafi konumuna ve yöreye uygun, ihtiyacı kadar enerji ve su tüke-ten, enerji kayıpları en aza indirgenen ve geri dönüşümlü su kullanımını sağlayan, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, bütüncül bir yaklaşımla tasarlanan binalar sürdürülebilir yeşil bina olarak tanımlanmak olup, Sertifika programları genel olarak gönüllülük esasına dayan-maktadır. İdarelerce zorunlu tutulmamakla birlikte bazı ülkelerde yerel yönetimler uygulama-larında sürdürülebilir yeşil binalara önem vermektedirler. Farkındalık oluşturmak üzere kamu projelerinde ön plana çıkmaktadır.

Sertifikasyon sistemi ile yapı veya yerleşim yerinin tasarım, yapım ve işletmesinde belirli standartlar getirilmekte,

sertifikalandırılmış binalar yapının çevresel kalitesini artırmakla birlikte bina sahibine prestij kazandırmak-ta ve binanın pazarlama değerini artırmaktadır. Sertifikalandırılmış yapıların maliyetinde yüzde 1-15 arası bir artış söz konusu olmakla birlikte bu maliyetin ekonomik olarak geri dönüşü 1-15 yıl arasında değişmek-tedir. Ancak, çevreye ve insan gelecek nesillerimize kazandıkları ise tartışı-lamayacak derecededir.

Sürdürülebilir yeşil bina sertifika prog-ramlarında genel olarak bina, yer seçi-minden başlayarak: * Arazi planlaması (inşaat süreci dahil), * Bina tasarımı ve inovasyon özellikleri, * Kullanılan yapı mal-zemeleri, geri dönüş-türülen malzemelerin kullanılması, * Su kullanımı, atık yönetimi, * Enerji kullanımı,

* Bina yaşam döngüsü analizi.kriterlerine göre değerlendirmekte ve sertifikalandırılmaktadır.

Page 55: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

55

Sertifika Süreci

Sertifikalandırma programlarında sertifika verecek kuruluş tarafından ana değerlendirme başlıkları belirle-nir. Her ana başlığın alt gereklilikleri ve kriterleri oluşturularak puan cetveli oluşturulur. Bu gerekliliklerin bir kısmı uyulması zorunlu ön koşuldur, ayrıca puan verilmez. Alt başlıklarda belirti-len kriterlerin sağlanması durumunda kriterin ağırlığına göre puan alınır ve alınan puana göre derecelendirilir.

Her sertifikalandırma programında be-lirlenen kriterlere uygun niteliğe haiz kişiler değerlendirme uzmanı olarak atanır ve sertifika programına göre bi-nayı değerlendirir ve sertifikayı onayla-yacak kuruluşa gönderir. Kuruluş bina ile ilgili hazırlanan çizelgeyi değer-lendirir ve puanlar, alınan puana göre derecelendirerek sertikalandırır. Bazı programlar projenin sertifikalandırıl-masında bir uzmanın çalışmasını şart koşarken bazı programlarda, LEED gibi, uzman olması ön koşul değildir. Son değerlendirme, sertifika kuruluşu tarafından yapılır. Sertifika başvurusu için ilgili kuruluşa belirlenen sertifika bedelinin yatırılması gereklidir.

Dünya Yeşil Bina Konseyi (World

Green Building Council) tarafından genel olarak BREEAM, LEED, Green Star ve CASBEE sertifikasyon prog-ramları kabul görmektedir. Dünyada en tanınan sertifikalar ABD Yeşil Bina Konseyi’nin ürettiği LEED ile İngiliz Yeşil Bina Konseyi tarafından üreti-len BREEAM’dir. Ayrıca, Almanya’da “Alman Sürdürülebilir Bina Konseyi” ve “Ulaşım, İnşaat ve Kentsel İlişki-ler Birleşmiş Bakanlığı” ortaklığın-da oluşturulan DGNB, Japon Yeşil Bina Konseyi tarafından CASBEE, Tayvan’da EEWH, Avustralya’da Gre-enstar gibi sertifikalar da mevcuttur.

Ülkemizdeki Çalışmalar

Ülkemizde, Türk Standartları Ensti-tüsü (TSE), Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) grup-ları çalışmalar yapmaktadır.

TSE tarafından hazırlanan “Güvenli Yeşil Bina sertifika sistemi” kılavuz dokümanı oluşturulmuş olup bu alan-da çalışmalarına devam etmektedir.

ÇEDBİK tarafından hazırlanan “ÇED-BİK Yeşil Konut Sertifika Sistemi” kılavuz dokümanının taslağı http://www.cedbik.org/ web adresinden

yayınlanmıştır. Çalışma sadece konut tipi binalar için olup, üzerinde tartış-malar devam etmektedir.

MSGSÜ tarafından hazırlanan “SEEB-TR Yeşil Bina Sertifika Sistemi” ne ait http://www.seebtr.com/ adresinden web üzerinden çalışan işletim ve değerlendirme sistemine sahip olup, ilgili web adresindeki yeni kullanıcı profilinden şifre alınarak sistem ince-lenebilir. “SEEB-TR Yeşil Bina Sertifi-ka Sistemi” Kalkınma Ajansı destekli proje kapsamında oluşturulmuş olup, sektörün görüşleri doğrultusunda geliştirilmesine ihtiyaç olabilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çalışmaları

Uluslararası marka değeri ve geçerli-liği olan sertifika sistemleri incelendi-ğinde geliştirildiği ülkelerde bağım-sız kurulan KONSEY’ler tarafından çalışılmakta olduğu ve gönüllülük esasına göre çalışan bir sisteme sahip olduğu görülmektedir.

Bu kapsamda, ülkemizde de yapıla-bilecek çalışmalar ile ilgili iki farklı takvimde ilgili odaların, derneklerin, sektör kurum ve kuruluşlarının katı-lımlarıyla çalıştaylar yapılmıştır.

Page 56: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

56

Çalıştaylar da;

Gönüllülük sistemine göre kullanı-lacak olan Sürdürülebilir Yeşil Bina sertifikalandırma sisteminde; Bakan-lıkça yasal düzenleme yapılarak, bu düzenleme ile sistemin çerçevesinin belirlenmesi ve bu mevzuat kapsa-mında kalmak şartıyla sürdürülebilir yeşil bina sertifika sistemlerinin

ülkemize özgü ve marka değeri ola-cak şekilde gelişti-rilmesinin önemli olduğu bulgularına varılmıştır.Bu kapsamda da; Bakanlık olarak yönetmelik hazır-lanmıştır.

Hazırlanan Yönetmelikte;

-Kurulacak olan bağımsız daimi ko-mite ile bu alanda faaliyet göster-mek isteyen tüm belgelendirme sistemleri ve uz-manlarının temel

kriterleri belirlenecek, - Belgelendirme kuruluşu olmak isteyen kurum/kuruluşların özellikleri belirlenecek,- Ülkemizdeki tüm sürdürülebilir yeşil bina ve yerleşmelerin bilgileri, uz-manların ve belgelendirme kuruluş-larının bilgileri oluşturulacak Ulusal Yeşil Bina Bilgi Sistemi (UYBBS) nde kayıt altına alınarak farkındalık yara-tılması planlanmıştır.

UYBBS - Ulusal Yeşil Bina Bilgi Sistemi

Sürdürülebilir Yeşil Bina Kriterleri

Yeni ve mevcut binaların başvuru için zorunlu ön koşulları

Binalar yeşil bina sertifika sistemine başvuru yapmadan öncea- Güvenlik (Yangın, deprem),b- Enerji Verimliliği, c- Yapı malzemesi, d- Çevre,e- İmar,konularındaki mevzuata uyduğunu göstermek zorundadırlar.

Sürdürülebilir Yeşil Bina için asgari koşullar

Aşağıdaki asgari koşullar değerlendi-rilmek zorundadır;

a- Yeni binalar için Bütünleşik Bina tasarımı (Mimar, mühendis, müte-ahhit, yatırımcı, danışman uzman ve diğer uzmanların birlikte tasarım sürecini tamamlamaları, tasarım simülasyonlarının kullanımı)

b- Arazi Kullanımı (Doğal alanların korunumu, inşaat alanının … katı yeşil alan oluşturulması, ulaşım imkanla-rının uygunluğu, ekolojiyi bozmama,

çevreyi kirletmeme vb.)

c- Enerji Kullanımı ve Verimliliği (Pasif tedbirlerin alınması, Yenilene-bilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji tüketen cihazların yüksek verimlilik sınıflarında olması, enerji tüketim miktarlarının ve enerji cinsine bağlı emisyonların tespit araçlarının kullanımı, enerji yönetim sistemleri, verimlilik sertifikalı cihazların kullanı-mı, vb.)

d- Su Kullanımı ve Verimliliği (Su tüketim değerlerinin tespit edilmesi ve takip sisteminin kurulması, temiz ve gri su depolama sistemleri, pis su arıtma ve bertarafı sistemleri, su yönetim sistemleri, vb.)

e- Çevre Dostu ve Yerli Malzeme Kul-lanımı (Yapı malzemelerinin ve bina malzemelerinin ekolojik olması, bi-nada kullanılan malzemelerin ve yapı malzemelerinin yerli olması, malze-me üretimi ve inşaat sürecinden kay-naklı çevre zararların azaltılmasına yönelik geri dönüşümlü malzemelerin kullanımı, insan sağlığına ve ekolojiye zararlı malzemelerin kullanılmaması, sertifikalı malzeme kullanımı, vb.)

f- Sağlık, Konfor ve Fonksiyon (İnsan

yaşamını ve sağlığını olumsuz etki-lemeyecek şekilde taze hava kalitesi, ısıtma, soğutma, aydınlatma, ses gibi iç ortam kalitesinin sağlanması, bina amacına uygun kullanımına yönelik fonksiyonel senaryonların değerlendi-rilmesi, vb.)

g- Atık Yönetimi (Katı atıkların ayrış-tırılması, bertarafı, geri dönüşümleri, sıvı atıkların arıtılması, gaz atıkların filtrelendirilmesi, vb.)

ğ- İşletme ve Bakım (Sürdürülebi-lir işletme modelinin geliştirilmesi, kullanım ve bakım kılavuzlarının hazırlanması, binanın enerji ve su üretim/tüketim, konfor koşulları, atık ve emisyon değerlerinin izlenebilir şekilde kayıt altına alınması, vb.)

h- Yaşam Boyu Analiz (Binanın tasa-rım aşamasında kullanılan malzeme-ler dahil, yapım ve kullanım sürecinde ve öngörülen ömrünü doldurduğunda yıkımı ve atığının bertarafı sürecinde işletme, enerji, emisyon, çevre ve atık konularıyla maliyetlerin değerlen-dirilmesi, fayda/zarar analizlerinin yapılması, vb.)

ı- İnovasyon (Yeniliklerin değerlendi-rilmesi, vb.)

Page 57: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

57

Belgelendirme Kuruluşu, Değerlendirme ve Sürdürülebilirlik

Uzmanı Özellikleri

Belgelendirme Kuruluşu

Kuruluş tarafsız ve bağımsız olmalı-dır. Bünyesinde çalışacak Değerlen-dirme uzmanları ile ilgili kriterler, değerlendirme süreçleri ve işletimi sertifika kılavuzu ekinde kuruluş aşamasında yayınlanır. Konuyla ilgili gerekli ise laboratuvar alt yapısı-nın olması gerekir. Değerlendirme uzmanlarına eğitim verebilecek alt yapısının olması gerekir.

Değerlendirme uzmanlarının eğitim-lerini ve eğitim programlarını planlar, gerçekleştirir, bu uzmanları belge-lendirir ve kayıt altına alır,

Belgelendirme Kuruluşu, sertifi-kalandırılan binaları denetleyebilir, gerek gördüğünde bina veya uzman sertifikayı askıya alma/iptal etme işlemlerini yapabilir, konuyla ilgili düzenleme belgelendirme kuruluşu tara-fından kuruluş aşamasında yayınlanır.

Değerlendir-me uzmanları tarafından yapılan çalış-ma sonucun-da sertifika verme sürecini işletir ve kayıt altında tutar.

Değerlendirme Uzmanı

Belgelendirme Kuruluşu tara-fından nitelikleri belirlenen ve belli konuda uzman-lığa sahip olan uzmanlardır.

Belgelendir-me kuruluşu tarafından

belirlenen sertifika sistemi kriterle-rine göre uzmanlık alanındaki doğru değerlendirmeyi yapmaktan sorum-ludur.

Sürdürülebilirlik Uzmanı

Daimi Komite tarafından tarafından nitelikleri belirlenen ve Bakanlıkça verilen veya verdirilen eğitimde başa-rılı olan uzmanlardır.

Bina sahibinin istemesi durumunda, bina verilerinin belgelendirme kuru-luşu tarafından belirlenen sertifika sistemi kriterlerine göre doğru hazır-lanmasından sorumludur.

Şikayet Konularının Değerlendirilmesi

Sürdürülebilirlik Uzmanı ve İşlemle-ri Hakkında Şikayet

Şikayet, Daimi Komiteye iletilmek üzere Bakanlığa yapılır. Daimi komite tarafından yapılan inceleme ve alınan karara göre işlem tesis edilir. Belgelendirme Kuruluşu Hakkında Şikayet

Belgelendirme kuruluşu hakkında-ki şikayet Daimi Komiteye iletilmek üzere Bakanlığa (Çevre ve Şehircilik

Bakanlığı) yapılır. Daimi Komitenin inceleme ve alınan kararına göre işlem tesis edilir.

Yukarıdaki konuları kapsayacak şekilde belirlenen çerçeve içerisin-de kalan tüm yerli sertifika sistem-lerinin gönüllü uygulama alanına

sahip olması sağlanır.

Bakanlık olarak da bu bel-gelendirme kuruluşla-

rının mevzuata uygun faaliyet sürdürüp sürdürmedikleri hususunda dene-tim yetkisi vardır.

Sonuç

“Sürdürülebi-lir Yeşil Bina ile Sürdürü-lebilir Yer-leşmelerin Belgelendir-me Usul Ve Esaslarına Dair Yönet-melik” ile

ülkemize özgü marka değeri

olan çevre dostu binaların yaygın-laşması hedef-lerine götürecek olan yasal alt yapı kurulmuş olacak, verilen hizmetlerin izleme ve dene-timi sağlanabi-lecek.

Page 58: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

58

MAKALE Hüseyin GelmezE.Çevre Yönetimi Gen.Md.Yrd.ÇARE Çevre Danışmanlık FirmasıÇevre Koordinatörü

58

MAKALE

Ülke-mizde

Sanayileşme ve plansız kentleşme başta olmak üzere dünyamızı gerek yerel gerekse küresel çevre sorunları girdabında adeta yaşanmaz kılan kalkınma hırsı ve süreçleri, 1970’lerden itibaren sorumluları çözüm aramaya itmiş-tir. 1970’li yıllar endüstrinin önce kirlettiği ve sonrasında da meydana gelen kirliliği ortadan kaldırmak için adım atmaya zorlandığı yıllardı. Ancak kir-lilik oluştuktan sonra ortadan kaldırmaya çalışmanın (onarımcı yaklaşım) hem maliyet, hem zaman, hem de çevresel açıdan hiç de uygun bir yaklaşım olmadığı görüldü.1990’lı yıllar ise dünyada bu konuda önemli bir stratejik farklılığa sahne oldu.

Endüstrinin çevreye etkilerinin önceden tahminine ve muhte-mel sonuçların ortadan kaldı-rılması için tedbir alınmasına

(önleyici yaklaşım) dönüşen bu süre-cin önemli çıktılarından birisi olarak Çevresel Etki Değerlendirme konusu ortaya çıkmıştır. Her ne kadar ABD’de 1970, Kanada’da 1973, Almanya’da 1975, Fransa’da 1976, İtalya’da 1985 yılında ÇED yönetmelikleri uygu-lanmaya başlamışsa da Birlesmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nca 1987’de yayınlanan “Ortak Geleceğimiz” raporunda yer verildikten sonra bütün dünya için ulaşılması hedeflenen sürdürülebi-lir kalkınma için “önleyici yaklaşım” stratejisi, kalkınma projelerinde izlen-

mesi gereken bir yol olarak ön plana çıkmıstır.

Ülkemizde ilk defa 11 Ağustos 1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununda ÇED konusu mevzuata girmiştir. Çevre Kanununun 10. Maddesi “Gerçek-leştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabile-cek kurum kuruluş ve işletmeler bir “Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlarlar. Bu raporda çevreye ya-pılabilecek tüm etkiler göz önünde bulundurularak çevre kirlenmesine sebep olabilecek atik ve artıkların ne şekilde zararsız hale getirilebilece-ği ve bu hususta alınacak önlemler belirtilir. “Çevresel Etki Değerlendir-me Raporu”nun hangi tip projelerde

isteneceği, ihtiva edeceği hususlar ve hangi makamca onaylanacağına dair esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer alsa da ilk ÇED Yönetme-liği ancak 10 yıl sonra, 7 Şubat1993 tarihinde çıkarılabilmiştir.

7 Şubat 1993 tarihli yönetmelik, yürür-lüğe giren ilk ÇED yönetmeliği olmakla birlikte, daha sonra yürürlüğe girecek olan diğer yönetmelikler için temel oluşturması bakımından da oldukça önemlidir. İlk ÇED yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden günümüze 22 yıla yakın zaman geçti ve bu zaman zarfında yapılmış olan kısmi değişiklik-leri gözardı edecek olursak geçtiğimiz 25 Kasım 2014 tarihinde yönetmelik 7. kez tamamen değiştirilmiş oldu.

ÇED

Page 59: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

59

Ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın çevre değerlerini koruma-yı ve planlanan bir faaliyetin neden olabileceği tüm çevresel etkileri önceden tahmin ederek muhtemel olumsuzlukları ortadan kaldırmayı ya da asgari seviyeye düşürmeyi amaç-layan ÇED sürecinin yer seçiminden başlayıp faaliyetin sonlandırılmasına, hatta daha sonraki yıllara sari bir süreç olması gerekirken ülkemizdeki uygulamasına bakıldığında hiç de böyle olmadığı görülmektedir.

1993 ve 1997 yönetmeliklerinde bu-lunan “yer tetkik süreci” 2002 yönet-meliğinde kaldırılmış, buna mukabil 2002 yılından itibaren ÇED sürecine halkın katılımı konusu daha çok ağırlık kazanmaya başlamıştır. İlk üç yönetmelikte ÇED ve ÖN ÇED kavram-ları yer alırken 2003 yılında çıkarılan yönetmelikle ÖN ÇED kavramı, yerini Proje Tanıtım Dosyasına bırakmış ve Seçme Eleme Kriterlerine tabi olan projelere halkın katılımı olmaksı-

zın Ön Çed prosedürüne göre daha dar kapsamlı Proje Tanıtım Dosyası hazırlanmak suretiyle ÇED Gerekli Değildir ya da ÇED gereklidir kararı verilmeye başlanmıştır. ÇED yönet-meliği değişikliklerinde AB direktifleri ve AB uyum süreci önemli rol oynasa da esas itibariyle yatırımların önünde engel olduğu saikiyle süreci kısaltmak adına yapılmış ve beraberinde pek çok muafiyeti getirmiş değişiklikler olarak algılanmaktadır. 3 Ekim 2013 yönet-meliği eklerine 50 yatak ve üzeri has-taneler dahil edilirken, 25 Kasım 2014 yönetmeliğinde hastaneler kapsam dışına çıkarılmıştır. Hastanelerin hangi gerekçeyle yönetmelik kapsamına alındığı ve aradan henüz bir yıl geç-tikten sonra hangi gerekçeyle kapsam dışına çıkarıldığı anlaşılamamıştır.

ÇED Yönetmeliğinde çok sık yapılan değişiklik, idarelerin kapasitelerini ve yapabilirliklerini kısıtlamakta, uygula-yıcılarda kafa karışıklığı yaratmakta, herhangi bir proje (örneğin Tehlikesiz

Atık Geri Dönüşüm Tesisi projesi) için bir ilde ÇED Gerekli Değildir kararı verilirken, bir başka ilde kapsam dışı yazısı yazılabilmekte, diğer bir ilde de ÇED Gereklidir kararı verilebilmek-tedir. Bir toplu konut projesi ile ilgili verilmiş olan ÇED olumsuz kararına birkaç yıl sonra ÇED olumlu kararı verilebilmektedir.

ÇED’in önemi herkes tarafından kabul edilmekle birlikte, toplumda en çok tartışılan ve en çok uyuşmazlık ko-nusu olan düzenleme de ÇED Yönet-meliği ve uygulamaları olsa gerektir. Kurumsallaşmasını henüz tamam-layamamış olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED konusunda kapasi-tesinin mutlaka geliştirilmesine ihti-yaç vardır. ÇED sürecinde elde edilen sonuçların, projenin her aşamasında dikkate alınması ve adeta bir taahhüt-ler manzumesi olan ÇED raporlarında ve Proje Tanıtım Dosyalarında ifade edilen hususların sürekli izlenmesi, ÇED’i daha anlamlı kılacaktır.

Page 60: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

YARGITAYKARARLARI

6060

T.C. YARGITAY4.Ceza Dairesi

ÇEVRENİN KASTEN KİRLETİLMESİ

ÖZET: Mahkeme kirletildiği ileri sürü-len arazinin kime ait olduğunun tespit edilmesini suçun sübutuna mutlak etki edecek bir kanıt olarak değer-lendirmiş ise de 5237 sayılı TCY.nın 181. maddesinde kirletilen toprağın mülkiyetinin kime ait olduğu hususu suçun öğeleri veya nitelikli halleri açısından önemli olmadığından atık madde biriktirilen arazinin tapu kayıt ve krokisinin dosya içerisinde bulun-ması da zorunlu değildir.

(5271 S. K. m. 170, 174, 309) (5237 S. K. m. 181) (2872 S. K. m. 2, 8)

Dava ve Karar: Çevrenin kasten kir-letilmesi suçundan şüpheli S. T. hak-kında yapılan soruşturma sonucunda Şereflikoçhisar Cumhuriyet Başsavcı-lığınca düzenlenen 31.08.2007 tarihli iddianamenin, 5271 sayılı CYY.nın 174/1-b maddesi uyarınca iadesine ilişkin Şereflikoçhisar Sulh Ceza Mahkemesinin 04.09.2007 gün ve 2007/193 sayılı kararma karşı yapılan itirazın reddine dair Şereflikoçhisar Asliye Ceza Mahkemesince verilip ke-

Esas: 2008/6206Karar: 2008/10019Karar Tarihi: 21.05.2008

ÇEVRENİN KASTEN KİRLETİLMESİ SUÇU-ŞÜPHELİNİN GÖREV YAPTIĞI ŞİRKETİN TUZ İŞLETME-SİNDE ATIK MADDENİN TESİS İÇERİSİNDEKİ TOPRAĞA BIRAKILMASINA YOL AÇTIĞI-TOPRAĞIN MÜLKİYETİNİN KİME AİT OLDUĞU HUSUSUNUN SUÇUN ÖĞELERİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLMADIĞI

sinleşen 12.09.2007 gün ve 2007/105 D. İş sayılı kararının Adalet Bakan-lığınca 31.01.2008 gün ve 6439 sayılı Yasa Yararına Bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Baş-savcılığının, 14.03.2008 gün ve 31340 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi.

Tebliğnamede

1- Çevrenin kasten kirletilmesi suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 181. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre <ilgili kanunlarda belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çev-reye zarar verecek şekilde atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi.... cezalandırılır> denilmektedir. Söz konusu suçu bakı-mından korunan hukuki yarar çevre-dir. Mülkiyet çevrenin kasten kirletil-mesi suçu bakımından suçun unsuru olarak kanunda düzenlenmemiştir. Dolayısıyla atık maddelerin verildiği toprak parçasının mülkiyetinin tespiti suçun sübutu bakımından mutlak sa-yılan bir delil niteliği taşımamaktadır. Kaldı ki, aksinin kabulü halinde mül-

kiyet hakkının çevreyi kirletebilecek biçimde sınırsız kullanımının çevreyi kasten kirletme suçunu oluşturma-yacağı sonucuna varılacaktır ki, yasa koyucunun bu sonucu amaçladığı da düşünülemez. Örneğin havaya, top-rağa ve suya karışabilecek bir takım çevreye ve yaşam formlarına zarar verebilecek nitelikteki atıkların kişinin mülkiyetinden arazide biriktirilmesi ile çevrenin kirletilmesi söz konusu olabilmektedir. Yasanın bu durumu kapsamadığını ileri sürmek maddenin lafzına uymadığı gibi ruhuna da uygun değildir. Dolayısıyla suçun unsuru olmayan bir hususun sorulmamış olması ile suçun sübutuna etki eden bir delil toplanmaksızın düzenlenen iddianamenin düzenlenmesinde kanu-na aykırı bir durumun olmadığı,

2- İddianamenin iadesine karar veren Sulh Ceza Mahkemesince konu edilmeyen, çevrenin kirletildiği iddia olunan yerin tapu kayıtları ile kro-kisinin mahkemece yapılacak keşif bakımından gerekli olduğu hususu itiraz makamı olan Asliye Ceza Mah-kemesince ileri sürütmeyeceği,

Page 61: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

61

<Gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilme-sinde isabet görülmemiştir> denil-mektedir.

Gereği görüşüldü;

5271 sayılı Ceza Yargılama Yasasının 174/1. maddesinde; Mahkeme tara-fından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar be-lirtilmek suretiyle;

a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,

b) Suçun sübutuna etki edeceği mut-lak sayılan mevcut bir delil toplanma-dan düzenlenen,

c) <Ön ödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, iddianamenin Cumhu-riyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.> 2872 sayılı Çevre Yasasının 2. maddesinde; <Bu Kanunda geçen terimlerden; Çevre: Canlıların yaşam-ları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı, Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulma-sını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalınmala-rın bütününü, Çevre kirliliği: Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi, Alcı ortam: Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri, Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi, ifade eder.> Aynı Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasında <Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemle-re aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depola-mak, taşımak, uzaklaştırmak ve ben-zeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.> 2. fıkrasında ise <Kirlenme ihtimalinin

bulunduğu durumlarda ilgililer kirlen-meyi önlemekle; kirlenmenin meyda-na geldiği hallerde kirleten, kirlenme-yi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla hükümlüdürler.> hükümleri yer almaktadır.

Somut olayda, Şereflikoçhisar Cum-huriyet Başsavcılığınca, şüpheli S. T. hakkında, sorumlu müdür olarak görev yaptığı şirketin tuz işletmesin-de tuzun yıkanması sonucu ortaya çıkan atık maddenin tesis içerisinde-ki toprağa bırakılmasına yol açarak çevrenin kasten kirletilmesi suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldı-ğı anlaşılmaktadır.

İncelenen iddianamede, şüphelinin kimliği, ihbarda bulunan kurumun adı, yüklenen suç ve uygulanması gereken yasa maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer ve tarih ile suçun kanıtlarının açıklandığı görülmektedir.

İddianamenin iadesi karanının, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir kanıt toplanmadan kamu davası açılmasına dayandırıldığı anlaşıl-maktadır. Mahkeme kirletildiği ileri sürülen arazinin kime ait olduğunun tespit edilmesini suçun sübutuna mutlak etki edecek bir kanıt olarak değerlendirmiş ise de 5237 sayılı TCY.nın 181. maddesinde kir-letilen toprağın mülkiyetinin kime ait olduğu hususu suçun öğeleri veya nite-likli halleri açısından önemli olmadığından atık madde birikti-rilen arazinin tapu kayıt ve krokisinin dosya içerisinde bulunması da zo-runlu değildir.

Anılan yasal düzenlemenin ilgili kanun olarak gönderme yaptığı 2872 sayılı Çevre Yasasında da atık maddenin bırakıldığı toprağın, mülki-yetinin kime ait olduğu gözetilmeksi-zin korunması zorunluluğuna değinil-miştir. İddianamenin iadesi kararının gerekçesinin, 5237 sayılı TCY.nın 181. maddesinin koruduğu hukuki değere karşı gerçekleştirilecek eylemlerin bir kısmını yaptırmışız bırakacağı açıktır. Belirtilen nedenlerle İddianamenin

iadesi kararına karşı yapılan itirazı inceleyen merciin erdiği ret kararı hukuka aykırıdır.

Sonuç: Yargıtay Cumhuriyet Başsav-cılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yapılan açıklamalar ışığında yerinde görüldüğünden, çevrenin kas-ten kirletilmesi suçundan şüpheli S. T. hakkında düzenlenen İddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, Şereflikoçhisar Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinle-şen 12.09.2007 gün ve 2007/105 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CYY.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASI-NA, aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına, oybirliği ile karar verildi.

Page 62: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

62

T.C. Orman Genel Müdürlüğü - Antalya BölgesiTANITIM

62

Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Bahar’ın misafiri olduk ve bu sayı tanıtım sayfamıza T.C. Orman Genel Müdürlüğü - Antalya Bölgesi’ni taşıdık.

1951 yılında başmüdürlük olarak ku-rulan bölge müdürlüğü, ilk kuruluşta Antalya, Burdur, Eğirdir, Alanya, Finike ve Manavgat Orman İşletmelerinden oluşmaktaydı. Daha sonra 1953’te Kaş, 1960’da Akseki, 1961 yılında Düzlerçamı ve Çığlıkara Örnek Orman İşletmeleri ve 1963’de Gündoğmuş Orman İşletmesi dâhil oldu.

1967 yılında Isparta Orman Başmü-dürlüğünün kurulması ile Burdur ve Eğirdir Orman İşletmeleri Antalya Orman Başmüdürlüğünden ayrıl-mıştır. 1972 yılında da Örnek İşlet-melerin kaldırılması ile Düzlerçamı Örnek İşletmesi Antalya İşletmesine bağlanmış, Çığlıkara Örnek İşlet-mesi de Elmalı Orman İşletmesi adı ile ormancılık çalışmalarına devam etmiştir. 1967 yılında Bucak, 1968’de Gazipaşa, Serik, Korkuteli, 1970’de Kumluca, 1982’de Cevizli Orman İşletme Müdürlüğü kurulmuştur.

1984 yılında Bakanlık bünyesinde ya-pılan reorganizasyon dolayısı ile Baş-müdürlükler, Bölge Müdürlüklerine dönüştürülmüştür.1993 yılında Bucak

İşletmesi Isparta Bölge Müdürlüğü-ne devir edilmiş, ayrıca 2003 yılında Cevizli İşletmesi kapatılarak İşletme Şeflikleri Akseki Orman İşletmesine bağlanmıştır. 2000 yılında Taşağıl Or-man İşletme Müdürlüğü, 2010 yılında Çığlık, Cerle, Yeşilvadi ve Mahmutlar Orman İşletme Şefliği kurulmuştur.

Bölge Müdürlüğümüz, Antalya sınır-ları içerisinde 1 Büyükşehir, 19 İlçe ve alt Belediyelere bağlı 633 mahalleyi kapsamaktadır.Mahallelerin (Köyle-rin- Büyükşehir yasasından dolayı köyler mahalle oldu.) 488‘i orman içi ve kenarında bulunmaktadır. Faali-yetlerimiz 15 Kadastro Komisyonu, 4 Amenajman Rehberlik ve Denetim Başmühendisliği, 4 Amenajman Başmühendisliği, Fidanlık Müdür-lüğü, Uluslararası Orman Yangınları Eğitim Merkezi Müdürlüğü, 13 Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı 73 Orman İşletme Şefliği, 13 diğer şeflik ve bun-lara bağlı teknik ve idari personelle yürütülmektedir.

Bölge Müdürlüğümüz genel alanı yenilenen amenajman plan verilerine

göre; 2.110.997 hektar olup, 1.164.425 (yüzde 55) hektarı ormanlık alan, 946.572 (yüzde 45) hektarı açık alan-dır. Ormanlık alanın 641.837 hektarı verimli orman, 522.588 hektarı bozuk ormandır. Ülkemizin yüzde 27.2’si orman olup Bölge müdürlüğümüz ormanlık alanı ülkemiz ormanları-nın yüzde 5,4 ‘ünü oluşturmaktadır. İlimiz ormanlarının asli ağaç türleri; Kızılçam(yüzde 65), Sedir (yüzde 16), Karaçam (yüzde 8), Göknar (yüzde 5), Ardıç (yüzde 4) ve yüzde 2 Diğer yap-raklı ağaç türlerinden oluşmaktadır.

Bölge Müdürlüğümüz doğu – batı yönünde 640 km.lik Akdeniz kıyı şeri-dine sahiptir. Bölgenin batısında yer alan Beydağlar ile kuzeyini çevreleyen Toros Dağları nedeniyle rakım 3000 m’ye kadar yükselmekte olup, genel arazi yapısı kırık sarp ve engebelidir. Topoğrafik yapının ve iklim verilerinin kısa aralıklarda değişiklik gösterme-sinin doğal sonucu olarak bölgemiz biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengindir. Bu zenginlik fauna açısın-dan olduğu kadar flora açısından da söz konusudur.

Orman Bölge Müdürlüğü / Antalya

Page 63: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

63

Orman Bölge Müdürlüğünün görevleri şunlardır:

1- a) Bölgesi ile ilgili işleri mevzu-at hükümleri ile Genel Müdürlüğün talimatlarına göre yönetmek, plan, proje ve yıllık programları uygulamak amacı ile bağlı birimlerin faaliyetlerini düzenlemek ve kontrol etmek.

b) İşletmeler tarafından hazırlanıp bölge müdürlüğüne gönderilen bütçeleri ve iş planlarını inceledikten sonra konsolidesi-ni yaparak Genel Müdürlüğe göndermek.

c) Amenajman, ağaçlandırma, silvikül-tür ve diğer plan, proje ve raporlar ile her türlü işlere ait keşif evrakını ince-lemek, yetkisi içinde olanları onayla-mak ve uygulanmasını sağlamak.

ç) Üretim, taşıma ve satış işlerini dü-zenlemek, takip etmek ve ettirmek.

d) Üretim, ağaçlandırma yolları ve yangın şeritleri ile ilgili orman yolları ağının tespitini, etüt ve projelerinin yapılmasını sağlamak, Bakanlıkça mevcut mevzuatlar çerçevesinde tespit edilecek usul ve esaslar dâhilinde üre-tim, ağaçlandırma ve yangın sahaları ile ilgili ve bu sahalara ulaşılmasını sağlayan işler ile aynı şekilde yetkisi dahilindeki yapım, bakım ve onarım iş-lerinin gerçekleştirilmesini sağlamak.

e) Genel Müdürlükçe verilen yetki çerçevesinde işletme müdürlükleri arasında döner sermaye bütçe öde-neklerinde aktarmalar yapmak ve bu konuda Genel Müdürlüğe bilgi vermek.

f) Hizmetleri ile ilgili olarak mülki ida-re amirleri, diğer bölge müdürlükleri, ilgili kurum ve kuruluşlar ve kalkınma ajansları ile işbirliğinde bulunmak.

g) Lüzum görülen hallerde gerek bölge müdürlüğü, gerekse işletme müdürlüğü görev alanı içinde bulunan personelden münasip gördüklerini diğer bir işletme-de ve işletmelerde bulunanları da bölge müdürlüğü merkezinde üç ayı geçme-mek şartıyla geçici görevle çalıştırmak.

ğ) Her türlü inşaat ve tesisat işlerini kontrol etmek ettirmek ve her çeşit makinelerin ve motorlu taşıtların bakımlı ve randımanlı çalışmalarını temin etmek ve ettirmek.

h) Harcama yetkilisi olarak özel bütçeden bölge müdürlüğüne tahsis edilen ödeneklerin mevzuatına uygun etkin, verimli ve ekonomik kullanımını sağlamak.

ı) Özel bütçe harcama belgelerini harcama yetkilisi olarak onay-lamak.

i) Bölge müdürlüğü-nün bütçe tekliflerinin Kalkınma Planı, Kırsal Kalkınma Planı, Bölge Planı, Genel Müdür-lük Stratejik Planı ve Performans Programına uygun olarak yapılmasını sağlamak.

j) Bölge müdürlüğünün özel bütçeye ait taşınır iş ve işlemlerinin yürütül-mesini sağlamak.

k) Bölge müdürlüğünün birim faaliyet raporunun mevzuata uygun olarak hazırlanmasını sağlamak.

l) Genel Müdürlüğün vereceği benzeri görevleri yapmak.

2- Bilindiği gibi 2003 yılında yürürlü-ğe giren 4857 sayılı iş kanunu genel olarak işçi sağlığı ve işçilerin özlük hakları vb konuları içermekte idi. Bü-tün uluslararası toplantılarda ülkemiz bu konularda eleştiri almaktaydı. ILO (uluslararası çalışma örgütü) tarafın-dan da yine hep eleştiri alan iş sağlığı ve güvenliği ile 4857 sayılı kanunda yer alan maddeler iptal edilerek bağımsız bir iş sağlığı ve güvenliği kanunu 30 ha-ziran 2012 tarihinde 28339 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tabii olarak 4857 sayılı kanunun iş sağ-lığı ile ilgili maddeleri bu kanunda daha detaylı olarak ele alındığını görüyoruz. Bu kanunda işçi memur ayrımı kaldırı-larak çalışan ibaresi ile bütün çalışan-ları kapsadığını ve kamu kurumlarını da kapsadığını görmekteyiz.

Kanunun 38. Maddesinde kamu ku-rumlarında kanunun yayım tarihinden sonra üç yıl içerisinde yürürlüğe gi-receği dolayısı ile kamu kurumlarının bu süre içerisinde bu kanun hüküm-

lerine hazırlıklı olmaları gerekirken torba yasa diye tabir edilen yasa ile kamu kurumlarında 01.01.2014 tari-hinde yürürlüğe girmiştir.

Her ne kadar hazırlıksız yakalanmış olsak bile Antalya Orman Bölge Mü-dürlüğünde biz bu kanunun yükümlü-lüklerini yerine getirmiş bulunuyoruz. Kanun henüz yasalaşma aşamasında OSGB den eğitim almış iş güvenliği eğitimi almış A sınıfı belgeye sahip yeterli sayıda çalışanlarımızdan fay-dalanıyoruz. 13 tane işletme müdür-lüğümüzden 10 tanesinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendi çalışan-larımızla yürütüyoruz. Bütün işletme-lerimizde tehlikeler belirlenerek risk analizleri yapıldı, işletmelerimizin acil durum planları hazırlandı, çalışan-ların sağlık taramaları yapılarak yönetmelikte belirtilen 12 saatlik isg eğitimleri verildi. 50 den fazla çalışanı olan işletmelerimizde iş sağlığı ve gü-venliği kurulları oluşturuldu. Kurum olarak açık alan işletmeciliği yapıldığı için tabii ki bazı eksikliklerimiz olabi-lir, bu uygulama kamu kurumlarında yeni başladığı için bu eksikliklerimiz kısa zamanda giderilecektir.

3- Orman Bölge Müdürlüğü olarak iş sağlığı ve güvenliği konularında hizmet alacağımız firmalar öncelikle kuru-mumuzu çok iyi tanımaları ve güvenilir olmaları gerekir. Çünkü yapılan iş itibarı ile doğaya açık çalışma yapıldığı için ça-lışılan iş ve işlemleri iyi bilmeleri tehlike belirleme açısından çok önemlidir. İşlet-

Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Bahar

Page 64: ÇARE...2015/02/04  · havalandırma sisteminin ilkelliğinin yanında, denetim mekanizmasının sağlıklı işlememesi ve rödovans siste-minin de kazanın meydana gelmesin-de etkili

64

me Müdürlüklerimizde işyeri alan olarak gerçekten çok büyüktür. Biz ilk etapta bu işleri kendi çalışanlarımızla yapıyoruz. Çalışan arkadaşlarımızın mesleki tec-rübe ve deneyimleri çok yüksek olduğu için biz bu konuda çok şanslıyız. Böyle bir ekibin risk değerlendirmesi doğruluk açısından çok önemlidir.

4- Orman Bölge Müdürlüğümüz Antalya Orman İşletme Müdürlüğü Döşeme altı ilçesi sınırları içerisinde Nebilerde 12.12.2012 tarihinde sayın bakanımı-zın da teşrifleri ile açılan Uluslararası Orman Yangın Okulu Ülkemiz ve komşu ülkeler açısından son derece önemli-dir. Dünyada her yıl 4 milyon Ha orman yangını çıktığını ve bu yangınların 550 bin Ha ‘nın Akdeniz etrafındaki ülke-lerde çıktığını biliyoruz. Bu coğrafyada gerçekten böyle bir okula ihtiyaç vardı. Geçtiğimiz yıl Bosna-Hersek ve Suudi ülkelerinden üç grup halinde eğitim verildi. Orman Genel Müdürlüğü olarak orman yangınlarında çalışan persone-limiz sürekli eğitime tabi tutulmaktadır. Bilgi yenileme eğitimleri, işbaşı eğitim-leri, mesleki eğitimler vb. verilmekte olup okulumuzun bilgisayar destekli eğitimlerinin yanında ikinci etabı olan simülasyon eğitim yazılımları son aşa-masındadır. Okulumuzda teşkilatımız mensuplarından Operatör, orman muha-faza memuru, teknik kadroda bulunan mühendislere eğitim verilmektedir. 2013 ve 2014 yıllarında yaklaşık 1500 çalışa-nımıza yangın uzmanlık eğitimi ve ileri sürüş teknikleri eğitimleri verilmiştir.

5- Antalya Orman Bölge Müdürlüğü-müz içerisinde orman yangınlarının koordinasyonunun yapıldığı yangın ha-reket merkezi bulunmaktadır. Orman yangın ihbarları ALO 177 yangın ihbar hattı yada Bölge Müdürlüğümüzde değişik yerlerde bulunan 49 adet yangın gözetleme kulesinden yapıl-maktadır. İhbardan sonra koordinas-yon merkezimiz aracılığı ile yangın mahalline en yakın ekipler yangına sevk edilmektedir. Bölgemizde bir uçak dört adet helikopter hava gücü ile 91 arazöz, 36 su ikmal ve 47 adet ilk müdahale aracımız ormanların de-ğişik noktalarında konuşlanmaktadır. Bu ekiplerimiz 24 saat esasına göre çalışmakta olup ihbar aldıkları anda yangın mahalline hareket etmektedir. Bu ekiplerimize 13 adet dozer kara gücü olarak destek vermektedir.

Yangın mahalline ilk ulaşan ekibimiz yangının durumu hakkında koordinas-yon merkezimize bilgi aktarmaktadır. Bütün yangınlar il valiliğine, Kolluk kuvvetlerine ve Orman Genel Müdür-lüğüne anında bildirilmektedir. Olası büyük yangınlarda bölge müdürlükleri arası ekip takviyesinde bulunulur. Bütün ekiplerimizde, ekip merkez-lerimizde, haberleşme ve gözetleme kulelerimizde telsizler yardımıyla haberleşme sağlanmaktadır.

6- Orman içerisinden geçen enerji iletim, dağıtım hatları ile trafo merkezlerinden zaman zaman elektrik kaynaklı yangın-lar çıkmaktadır. Bu tür yangınlarda ilk olarak mutlaka hatta bulunan elektrik kestirilmektedir. Her yıl il valiliğince alınan il yangın komisyon kararlarında da elektrik dağıtım şirketlerinin hat ba-kımlarını ve hat altı bakımlarını yapacak-larına dair kararlar alınsa da uygulama-da bu bakımların yerinde ve zamanında yapılmadığını görmekteyiz. Elektrik işlerinde topraklama yönetmeliği gereği enerji dağıtım hatları her beş yılda bir periyodik bakımlarının yapılması gerekir.

7- Bölge Müdürlüğümüzde son 10 yıllık yangın ortalaması 2500 Ha civarında olup Türkiye genelindeki yıllık yangın ortalamasına oranı yaklaşık yüzde 23 civarındadır. Bu oranın bu kadar yük-sek olmasının nedeni 2008 yılında çıkan Taşağıl-Serik yangınının çok büyük olmasındandır. Yangının çıkış sebepleri olarak istatistikler her yıl değişmekle birlikte yaklaşık yüzde 59 ihmal dikkat-sizlik ve kaza, yüzde 20 nedeni bilinme-yen, yüzde 12 kasıt, yüzde 9 civarında yıldırım yangınları çıkmaktadır.

8- İş kazalarının oranları konusunda kurumumuzda geçmiş yıllarda tutulan sağlıklı bir istatistik yoktur. Kamu kurumlarında iş sağlığı ve güvenliği kapsamında olmadığı ve ölümlü olmayan iş kazalarının kayda girmediği bunun nede-ninin ise kamu kurumu olduğu kanaatindeyim. Ölümlü iş kazası olarak geçmiş yıllarda en çok yaşadığımız kazalar orman yangınların-da gerçekleşmiştir.

Bunların çoğunluğu karbon monok-sit zehirlenmesi ve yanıklardır. Artık bundan sonra bu kazaların istatistikleri sağlıklı bir şekilde tutulacaktır. İş ka-zalarının nedenlerine gelince güvensiz hareketler ve güvensiz durumlardır. Biraz açacak olursak; doğrudan ve dolaylı nedenlerdir. Doğrudan neden-ler koruyucu kullanmama, tehlikeli hareket, koruyucu donanım olmaması, koruyucu donanımın uygun olmaması, tehlikeli metotlarla çalışma, uygun olmayan iş ekipmanı ile çalışma, tehlikeli hareket, çalışanın fiziki ve ruhsal durumu, yönetimsel önlemlerin alınmaması, termal konfor şartlarının olmaması gibi nedenleri sayabili-riz. Çözüm olarak devlet, işveren ve çalışanların üzerlerine düşen görevleri yerine getirmesi yanında sendikalar, sivil toplum örgütleri ,üniversiteler, kamuoyu hep birlikte çalışmalıdır.

9- Yangınla mücadele faaliyetlerinde iş gücü yanında iş makinası olarak özel-likle diğer kamu kurumlarının iş ma-kinalarından yararlanmaktayız. Her yıl mayıs ayı içerisinde il yangın komisyonu toplanarak bazı kararlar alınır. Bu ka-rarlar içerisinde hangi kurumun neler yapabileceği görüşülüp karara bağlanır. Kamu kurumları yanında özel sektörün de iş makinalarından faydalanırız.

10- 2015 yılı içerisinde Bölge müdür-lüğü olarak kurmuş olduğumuz iş sağlığı ve güvenliği sistemini daha da geliştirerek çalışanlarımızı iş kazaları ve meslek hastalıklarından mümkün olduğunca korumak amacımız olacak-tır. Bunun için çalışmalara başladığı-mız kendi personelimizin ve hizmet aldığımız OSGB nin performanslarını değerlendirip yola devam edeceğiz.