Ş ğaç havzas n (isparta) hidrojeoloji İ
TRANSCRIPT
Şarkikaraağaç Havzasının (Isparta) Hidrojeoloji İncelemesi
Simge Örmeci
Yüksek Lisans Tezi Jeoloji Mühendisliği
Anabilim Dalı Isparta- 2005
T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ŞARKİKARAAĞAÇ HAVZASININ (ISPARTA) HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ
Simge ÖRMECİ
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Ayşen DAVRAZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI
ISPARTA-2005
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ ne
Bu çalışma jürimiz tarafından Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’ nda Yüksek Lisans Tezi
olarak kabul edilmiştir.
Başkan : Prof. Dr. Remzi KARAGÜZEL
Üye : Yrd. Doç. Dr. Ayşen DAVRAZ
Üye : Yrd. Doç. Dr. Suat TAŞDELEN
ONAY
Bu tez ..../..../200 tarihinde Enstitü Yönetim Kurulu’ nca belirlenen yukarıdaki jüri üyeleri
tarafından kabul edilmiştir.
..../..../200
SDÜ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ
Prof. Dr. Çiğdem SAVAŞKAN
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İçindekiler……………………………………………………..... i Özet……………………………………………………………... ii Abstract…………………………………………………………. iii Teşekkür………………………………………………………… iv Şekiller Dizini…………………………………………………… v Çizelgeler Dizini………………………………………………… vi 1. GİRİŞ…………………………………………………………. 1 1.1. Çalışmanın Amacı…………………………………………... 2 2. KAYNAK ÖZETLERİ………………………………………... 3 2.1. Önceki çalışmalar……………………………………………. 3 3. MATERYAL VE YÖNTEM………………………………….. 10 3.1. İnceleme Alanının Tanıtılması………………………………. 10 3.2. Çalışma Yöntemleri………………………………………….. 13 4. ARAŞTIRMA BULGULARI………………………………….. 15 4.1. Stratigrafi…………………………………………………….. 15
4.1.1. Otokton Birimler…………………………………………… 15
4.1.1.1. Çaltepe formasyonu (Eç)………………………………… 15
4.1.1.2. Sultandede formasyonu (Eos)……………………………. 16
4.1.1.3. Fele formasyonu (Tf )……………………………………. 18
4.1.1.4. Hacıalabaz formasyonu (JKTh)………………………….. 19
4.1.1.5. Bağkonak formasyonu (Tmb)……………………………. 20
4.1.1.6. Anamasdağ formasyonu (KTa)…………………………... 21
4.1.1.7. Gölgeli formasyonu (Teg)………………………………... 22
4.1.1.8. Göksöğüt formasyonu (Tmpg)…………………………… 22
4.1.1.9. Alüvyon (Qal) ve Yamaç Molozu (Qym)………………... 23
4.1.2. Allokton Birimler…………………………………………... 24
4.1.2.1. Kızıldağ Ofiyolitleri (Kk)………………………………... 24
4.1.2.2. Eğirler formasyonu (Ke)…………………………………. 25
4.1.2.3. Deliktaş formasyonu (TRd)……………………………… 25
4.2.Yapısal Jeoloji………………………………………………... 26
4.2.1. Faylar……………………………………………………..... 27
4.3. HİDROLOJİ………………………………………………….. 31
4.3.1. Yağış……………………………………………………...... 31
4.3.2. Buharlaşma…………………………………………………. 42
4.3.3. Akış……………………………………………………........ 45
4.3.4. Su Bilançosu……………………………………………….. 48
4.4. HİDROJEOLOJİ…………………………………………….. 51
4.4.1 Su Noktaları………………………………………………… 51
4.4.1.1. Akarsular…………………………………………………. 51
4.4.1.2. Kaynaklar………………………………………………… 55
4.4.1.3. Sondaj Kuyuları ve Sığ Kuyular………………………… 61
4.4.1.4. Beyşehir Gölü…………………………………………… 68
4.4.2. Litolojik Birimlerin Hidrojeolojik Özellikleri…………….. 70
4.4.2.1. Geçirimli Birim (Gç1)…………………………………… 70
4.4.2.2. Geçirimli Birim (Gç2)…………………………………… 71
4.4.2.3. Yarı Geçirimli Birim (Gy)……………………………….. 71
4.4.2.4. Geçirimsiz Birim (Gz1)………………………………….. 72
4.4.2.5. Geçirimsiz Birim (Gz2)………………………………….. 72
4.4.3. Akiferlerin Hidroloji Parametreleri………………………… 72
4.4.4. Yeraltısuyu Dinamiği………………………………………. 74
4.4.4.1. Yeraltısuyu Seviye Haritaları……………………………. 74
4.4.4.2. Yeraltısuyu Seviye Değişimi…………………………….. 75
4.5. Su Kimyası…………………………………………………… 76
4.5.1. Yeraltısularının Genel Kimyasal Özellikleri………………. 76
4.5.1.1. Sertlik…………………………………………………….. 79
4.5.1.2. Hidrojen İyon Konsantrasyonu (pH)……………………... 80
4.5.1.3. Özgül Elektriksel İletkenlik (EC)………………………... 80
4.5.1.4. Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR)……………………… 81
4.5.1.5. Sodyum İyon Yüzdesi (% Na)…………………………… 81
4.5.2. Yeraltısularının Kimyasal Sınıflaması……………………... 82
4.5.2.1. Schoeller (1955’e) Göre Suların Sınıflandırılması………. 82
4.5.2.2. Piper Diyagramına Göre Suların Sınıflaması……………. 82
4.5.3. Suların Kullanım Özellikleri………………………………. 84
4.5.3.1. Suların İçilebilirlik Özellikleri………………………….... 84
4.5.3.2. Schoeller’ e Göre Suların İçilebilirlik Özellikleri………... 87
4.5.3.3. Suların Sulamada Kullanım Özellikleri………………….. 89
4.5.3.4. Suların Endüstride Kullanım Özellikleri………………… 92
4.5.4. Doygunluk İndeksi Değerlendirmesi……………………… 95
4.5.5. Yeraltısuyu Kirliliği……………………………………….. 96
4.5.6. Çevresel İzotop Analizleri………………………………… 98
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR………………………………… 101
6. YARARLANILAN VE DEĞİNİLEN KAYNAKLAR……….. 105
7. ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………….
8. EKLER…………………………………………………….........
EK – 1 : Şarkikaraağaç Havzasının jeoloji haritası………………..
EK – 2 : Drenaj Kanalı Haritası…………………………………….
EK – 3 : Şarkikaraağaç ovasının Hidrojeoloji
EK – 4 : Şarkikaraağaç ovasının Yeraltısuyu seviye haritası (Ekim 2004)
EK – 5 : Şarkikaraağaç ovasının Yeraltısuyu seviye haritası (Mayıs 2005)
EK – 6 : Şarkikaraağaç ovasının Hidrojeokimya haritası………….
EK – 7 : Kuyu hidroliği Grafikleri………………………………... .
ÖZET
Bu çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilimdalı’ nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışma alanındaki jeolojik birimler otokton ve allokton konumlu olmak üzere iki grup altında toplanarak 1/ 100 000 ölçekli jeoloji haritası üzerinde gösterilmiştir. Otokton birimler; Sultandağ kesiminde Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu, Fele formasyonu, Hacıalabaz kireçtaşı, Bağkonak formasyonu, Anamasdağ kesiminde ise Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu, Göksöğüt formasyonu, yamaç molozu ve alüvyon’dur. Allokton birimler; Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler formasyonu ve Deliktaş formasyonudur. Jeolojik birimler hidrojeolojik özelliklerine göre değerlendirilerek geçirimli, yarı geçirimli ve geçirimsiz birimler olarak ayırtlanarak hidrojeoloji haritası hazırlanmıştır.
Şarkikaraağaç ovası için su bilançosu yapılmış ve ovada emniyetli kullanılabilecek su miktarı 74.08 x106 m3/yıl olarak bulunmuştur. Akiferlerin hidrolojik parametreleri olan permeabilite ve transmisibilite katsayılarının sırasıyla 1,47x 10-4 - 9,92x 10-5m/s , 1,32x 10-2 - 6,81x 10-4 m2 /s arasında değerler aldığı belirlenmiştir. Ayrıca, çalışma alanının yeraltısuyu seviyesinin konumu ve akım yönünün belirlenmesi amacıyla yeraltısuyu seviye haritaları hazırlanmıştır. Bölgede yeraltısuyu akım yönünün Beyşehir Gölü’ne doğru olduğu tespit edilmiştir. Yeraltısularının kimyasal yapısı, izotopik bileşimi ve kalitesinin belirlenmesi amacıyla kimyasal ve çevresel izotop analizleri yapılmıştır. Yeraltısularının genellikle Ca-Mg-HCO3’lı sular fasiyesinde olduğu belirlenmiştir. Sular Schoeller diyagramına göre ‘çok iyi –iyi içilebilir’; ABD Tuzluluk laboratuarı sınıflamasına göre C2S1 (Az sodyumlu orta tuzlulukta sular) sınıfında; Wilcox diyagramına göre ‘çok iyi – iyi kullanılabilir’ sular sınıfındadır. Suların kireçlendirme, köpürme ve beton üzerine etkileri de incelenmiştir. Bazı minerallerin doygunluk indeksi değerleri hesaplanmıştır. Yeraltısularının genellikle aragonit, kalsit, ve jips çözündüren ve kuvars çökelten özellikte olduğu belirlenmiştir. Dolomitik kireçtaşlarından beslenen kaynaklar ise dolomit çökelten sulardır. Yeraltısuyu kirliliğini belirleyebilmek için nitrit, nitrat, amonyak ve ağır metal analizleri yaptırılmış ve suların dış kökenli kirleticilerden olumsuz etkilendiği sonucuna varılmıştır. Ağır metal analizlerinde, mineralli su kaynağı özelliğindeki İçmeler kaynağı su örneği dışında diğerlerinde sınır değerleri aşan konsantrasyonlara rastlanmamıştır. Sularda yapılan çevresel izotop araştırmalarında, yeraltısularının oksijen-18 ve döteryum değerleri genellikle Kıtasal Meteorik Su Çizgisi ile çakıştığı gözlenmektedir. Trityum (3H) içeriğine göre ise, yeraltısuları genellikle genç sulardır.
Anahtar Kelimeler: Şarkikaraağaç, hidrojeoloji, hidroloji, hidrojeokimya, izotop
ABSTRACT
This study has been prepared as master thesis in Geological Engineering Section of the Science institute of Süleyman Demirel University. In the resaerch, the geological units were grouped in two parts : autochthonous and allocthonous. These parts were presented in a 1 / 100 000 scaled geological map. Autochtonous units are: Caltepe formation, Sultandede formation, Fele formation, Hacıalabaz formation, Bağkonak formation within Anamasdağ section, alluvium and allivial fan. Allocthonous units are : Kızıldağ ophiolites, Eğirler and Deliktaş formations. The lithological units have been evaluated as. Permeable, semi – permeable and impermeable according to hydrogeological properties and hydrogeological map has been prepared. Water budget for Şarkikaraağaç plain was calculated and safely groundwater amount was detrmined as 74.08 x 106 m3 / year. Permeability and transmisibility coefficients which hydrologic parameters of aquifer were determined as 1.47 x 10-4 – 9.92 x 10-5 , 1.32 x 10-2 – 6.81 x 10-4, respectively. In addition, groundwater level maps were prepared for determining groundwater level location and flow direction. Groundwater flow direction is towards the Beyşehir Lake. Chemical and isotope analyses were made for determining chemical and isotopic properties and quality of groundwater. Groundwaters are Ca – Mg – HCO3 facies. Groundwaters are ‘very good – good quality water’ depends on the schoeller diagram; ‘very good – good usable water’ depends on the wilcox diagram. Moreover, it was found that the water quality is also in the class of C2S1 according to ABD salinity lab. classification. Furtermore, the water effects on limation, frooting and the erupting concrete surfaces are also investigated in detail. Mineral saturation indices for some minerals were calculated. Aragonite, calcite and gypsum minerals are undersaturated and quartz is oversaturated properties. Springs of recharge from dolomitic limestone are undersaturated. Nitrate, nitrite, ammonia and heavy metal analyses made to determine pollution of groundwater, show that water in the basin have been affected from the outer – originated polluters. Within the heavy metal analyses, concentrations of exceeding limit values were not determined except for İçmeler spring. In the isotope investigations; the results of oxygen - 18 and deuterium isotopes analyses of groundwater are compatible with Continental Meteoric Water Line. Groundwater is young water according to tritium contents. Key Words: Şarkikaraağaç, hydrogeology, hydrology, hydrogeochemical, isotope
TEŞEKKÜR
Bu tez Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Anabilim Dalı
Uygulamalı Jeoloji Programında Yüksek Lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Finansal
desteklerinden dolayı SDÜ Araştırma Projeleri Yönetim Birimi’ ne teşekkür ederim.
Tezin hazırlık aşamasından sonuçlanmasına kadar her aşamasında tüm bilgi ve tecrübelerini
benimle paylaşan, yardım ve desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen değerli hocam Yrd. Doç.
Dr. Ayşen DAVRAZ’ a en içten dileklerimle teşekkürü bir borç bilirim.
Bu çalışmanın gerçekleşmesi için bana bu imkanı sağlayan Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü’ne ve Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’ na ve yardımlarından
dolayı sayın Kadir KARABULUT’ a teşekkür ederim.
Tezimin her aşamasında benden esirgemedikleri yardımları ve manevi destek için ailem ve
eşim Dr. Ercan VAROL’ a teşekkür ederim.
Aralık, 2005
Simge ÖRMECİ (VAROL)
Şekiller Dizini Şekil 3.1 İnceleme alanının yer bulduru haritası……………………………. 12 Şekil 4.1 İnceleme Alanının Tektono- Stratigrafik Sütun Kesiti……………. 17 Şekil 4.2 Sultandede formasyonunun Görünümü………………………….... 18 Şekil 4.3 Hacıalabaz Kireçtaşlarının Görünümü……………………………. 19 Şekil 4.4 Bağkonak formasyonundan bir görünüm………………………….. 20 Şekil 4.5 Göksöğüt formasyonunun Görünümü……………………………. 23 Şekil 4.6 Kızıldağ ofiyolitlerinden bir görünüm……………………………. 24 Şekil 4.7 Şarkikaraağaç Ovası Eş Yağış Haritası…………………………… 32 Şekil 4.8 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Gelendost DMİ) 35 Şekil 4.8 b Gelendost bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği………. 35 Şekil 4.9 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Yalvaç DMİ).. 36 Şekil 4.9 b Yalvaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği…………. 36 Şekil 4.10 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Akşehir DMİ). 37 Şekil 4.10 b Akşehir bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği………… 37 Şekil 4.11 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Şarkikaraağaç DMİ)…………………………… 38 Şekil 4.11 b Şarkikaraağaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği… 38 Şekil 4.12 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Y.bademli DMİ)………………………………. 39 Şekil 4.12 b Y.bademli bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……….. 39 Şekil 4.13 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Ilgın DMİ)…… 40 Şekil 4.13 b Ilgın bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……………… 40 Şekil 4.14 a Ortalama Yıllık Yağıştan Eklenik Sapma Grafiği (Aksu DMİ)…… 41 Şekil 4.14 b Aksu bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği……………… 41 Şekil 4.15 Thornthwaite Yöntemine Göre Şarkikaraağaç için Yağış ve Etp’nin Aylık Değişim Grafiği………………………………………………. 44 Şekil 4.16 Şarkikaraağaç Ovası Drenaj Ağı Haritası…………………………… 52 Şekil 4.17 Şarkikaraağaç Köprüköy Göleti’ nin görünümü……………………. 53 Şekil 4.18 Şarkikaraağaç Örenköy Göleti’ nin görünümü…………………….. 54 Şekil 4.19 Şarkikaraağaç Şehitler Göleti………………………………………. 55 Şekil 4.20 Soğukpınar Kaynağı şematik kesiti…………………………………. 56 Şekil 4.21 Soğukpınar kaynağından bir görünüm………………………………. 56 Şekil 4.22 Belceğiz kaynağı şematik kesiti……………………………………… 57 Şekil 4.23 Belceğiz Kaynağından bir görünüm…………………………………. 57 Şekil 4.24 Pınarbaşı Kaynağı şematik kesiti…………………………………….. 58 Şekil 4.25 Pınarbaşı Kaynağından bir görünüm…………………………………. 58 Şekil 4.26 İlidere kaynağı şematik kesiti………………………………………… 59 Şekil 4.27 İlidere kaynağından bir görünüm……………………………………. 59 Şekil 4.28 İçmeler Kaynağı şematik kesiti……………………………………… 60 Şekil 4.29 İçmeler kaynağından bir görünüm…………………………………… 60 Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu logları (a) ……………………………………… 62 Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (b)….……………………….. 63 Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (c)…....................................... 64 Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (d)…. .……………........ 65
Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (e) ……………………. 66 Şekil 4.30 Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (f)…...………… ……... 67 Şekil 4.31 Piper diyagramı………………………………………………… 83 Şekil 4.32 Schoeller Diyagramı…………………………………………… 88 Şekil 4.33 ABD Tuzluluk Diyagramı……………………………………… 90 Şekil 4.34 Wilcox Diyagramı……………………………………………… 91 Şekil 4.35 Kalsiyum Denge Diyagramı……………………………………. 93 Şekil 4.36 δ18O ve δD grafiği……………………………………………… 100
Çizelgeler Dizini Çizelge 4.1 Şarkikaraağaç ovası ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonları yıllık ortalama yağış verileri……..………………………… 34 Çizelge 4.2 Şarkikaraağaç Meteoroloji İstasyonu için hazırlanan Thornthwaite Buharlaşma- Terleme Bilançosu……………………………. 43 Çizelge 4.3-a Köprüköy Deresi Akım Rasat Değerleri…………………... 46 Çizelge 4.3 b Gürleyik Dere Akım Rasat Değerleri……………………… 46 Çizelge 4.3 c Fele Pınarı Akım Rasat Değerleri………………………….. 47 Çizelge 4.3 d Karakaya Deresi Akım Rasat Değerleri…………………… 47 Çizelge4.3 e Kaysuluk Dere Akım Rasat Değerleri……………………… 47 Çizelge 4.4 Şarkikaraağaç Ovası Su Bilançosu…………………………... 50 Çizelge 4.5 Köprüköy göleti teknik özellikleri…………………………… 53 Çizelge 4.6 Örenköy göleti teknik özellikleri…………………………….. 54 Çizelge 4.7 Şehitler göleti teknik özellikleri……………………………… 55 Çizelge 4.8 Şarkikaraağaç ovası içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından açılmış olan kuyuların teknik verileri…………….. 68 Çizelge 4.9 Akifer Parametreleri (T, K, S)……………………………… 73 Çizelge 4.10 Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu statik seviye ölçümleri (Ekim 2004- Mayıs 2005)………………………………….. 75 Çizelge 4.11 Şarkikaraağaç Ovasında Yüzey ve Yeraltısularının Hidrojeokimyasal Özellikleri………………………………. 78 Çizelge 4.12 Suların sertliklerine göre sınıflandırılması………………….. 79 Çizelge 4.13 Türk içme suyu standartları………………………………… 85 Çizelge 4.14 Dünya Sağlık Örgütü İçme Suyu Standartları (WHO)…….. 86 Çizelge 4.15 PHs, DI ve F değerleri……………………………………… 93 Çizelge 4.16 Seçilen minerallerin doygunluk indeksi değerleri………….. 96 Çizelge 4.17 Yeraltısularının nitrit, nitrat ve amonyak konsantrasyonları.. 97 Çizelge 4.18 Su örneklerin ağır metal konsantrasyonları………………… 98 Çizelge 4.19 Yeraltısularının çevresel izotop analizleri………………….. 99
1
1. GİRİŞ
Canlıların yaşamları boyunca su en önemli ihtiyaç olmuştur. Son yıllarda artan nüfus
oranına bağlı olarak, kentleşme ve sanayileşmeden kaynaklanan olumsuz etkiler
sonucunda su kaynakları azalmış; mevcut kaynaklar ise kullanılamaz duruma
gelmiştir. Yeraltısuları toplumların su ihtiyacının karşılanmasında büyük yer
tutmaktadır.
Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre
ülkemiz su sıkıntısı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık
kullanılabilir su miktarı 1500 m3 civarındadır. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) 2030
yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için
kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1000 m3/yıl olacağı söylenebilir.
Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisinin
su kaynaklarının kullanılabilirliğinin azaltacağını tahmin etmek mümkündür. Ayrıca
bütün bu tahminler mevcut kaynakların 25 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden
aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek
nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı
kullanılması gerekmektedir. Gelecekteki kullanımlar için yeterli miktar ve kalitede
suyun olup olmadığını belirlemek ve bu sırada karşılaşılabilecek havza problemlerini
çözmek amacıyla hidrojeolojik havza etüdlerinin yapılması büyük önem
taşımaktadır.
Söz konusu araştırma alanı için 1975 yılında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından
yapılan araştırma dışında kapsamlı bir hidrojeoloji çalışması bulunmamaktadır.
Çalışma alanı yaygın olarak sulu tarımın yapıldığı bir alan olmasına rağmen
yeraltısuyu durumu, potansiyeli ve kalitesi ile ilgili güncel bilgiler bulunmamaktadır.
Bu sebeple geniş alüvyon ovaya sahip olan araştırma alanı için ayrıntılı hidrojeoloji
çalışmalarının yeniden değerlendirilmesi zorunlu olmuştur.
2
1.1. Çalışmanın Amacı
Çalışmanın amacı; İnceleme alanına ait 1975 yılında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü
tarafından yapılan araştırma dışında kapsamlı hidrojeoloji çalışması bulunmaması ve
yörede yaygın olarak sulu tarımın yapılmasına rağmen bölgedeki yeraltısuyu
durumu, potansiyeli ve kalitesi ile ilgili güncel bilgilerin bulunmaması nedeni ile
Şarkikaraağaç Ovasının hidrojeoloji incelemesinin yapılarak ovadaki yeraltısuyu
seviyesi, potansiyeli, kalitesi ve izotopik özelliklerini belirlemektir. Ovada farklı
özellikte kaynak sularının olduğu bilinmektedir. Ayrıca, çalışma alanındaki
akiferlerin hidroloji karakteristikleri tespit etmek ve yeraltısuyu kirliliği konusu da
irdelemektir.
3
2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1. Önceki çalışmalar Çalışma alanı ve çevresinin jeolojisi yerli ve yabancı birçok araştırmacı tarafından
incelenmiş olup jeoloji ve hidrojeoloji ile ilgili sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır.
Brunn ve diğ. (1971); Batı Toroslar’ın yapısal sorunlarına açıklık getirecek bölgesel
yorumlar yapmışlardır. Çalışmacıların amacı; Otokton Torosları oluşturan örtü
Mesozoyik- Tersiyer ile eski temelin ve Batı Toroslar’daki üç büyük nap sisteminin
tartışılmasıdır. Bu çalışmayı yakından ilgilendiren Beyşehir- Hoyran napı üzerinde
durulmuş, Çaltepe formasyonu (Alt- Orta Kambriyen) ile başlayan istif, dereceli
olarak Seydişehir şeyline geçmiştir. Gökdağ serisine Permo- Karbonifer yaşını
uygulayan Fransız çalışmacı grubu, Triyas’ ta; konglomera, Tarasçı kireçtaşı (Orta
Triyas), Kasımlar, Kırkkavak, Sarplar formasyonu ve Menteşe dolomitini (Üst
Triyas) ayırtlamışlardır. Üst Jura ile başlayan “ Komprehensif Seri ” nin Lütesiyene
kadar uzandığını Paleosen- Eosen filişinin bunlar üzerine açısal uyumsuzlukla
geldiğini belirtmişlerdir.
Batı Torosların orta ve kuzeyinde 150 km uzunlukta ve 15-20 km genişlikteki
allokton birimlerin Beyşehir- Hoyran napını oluşturduğunu ve bu allokton serinin,
alttaki otokton seride bulunan senklinale yerleşmesinden dolayı erozyondan
korunduğunu bildirmişlerdir. Allokton birimlerde Triyas yaşlı “ Ofiyolit ve Gencek
kireçtaşı ” ile daha üstte Huğlu ve Boyalı Tepe formasyonları haritalanmıştır.
Despraries ve Gutnic (1972); Batı Toroslar’ın iç kenarında, otokton tabanda karasal
fasiyesler bulunduğunu belirtmişler, bunların bir kısmı Sultandağ Ordovisiyen şistleri
tepesine yerleşmiş kırmızı kumtaşı; diğer kısmı Mesozoyik kireçtaşı tabanında
Kimmerisiyen’ den kalma diyabaz yükseltiler üzerinde bulunan kırmızı
formasyondur. Kimyasal ve minerolojik analizler, kırmızı kumtaşlarının dağ
eteklerindeki detritik formasyonlar olduğunu ortaya koymuş ve bir paleocoğrafik
yorum hazırlamışlardır.
4
Demirkol (1977);’ a göre , haritalanan alanın en yaşlı litoloji topluluğu, Alt (?)- Orta
Kambriyen yaşlı Çaltepe kireçtaşı ile başlar ve dereceli olarak Üst Kambriyen Alt
Ordovisiyen yaşlı, bölgenin hakim litolojisini oluşturan Sultandede formasyonuna
geçer. Bunlar üstünde uyumsuz olarak Orta- Üst Devoniyen yaşlı Engilli kuvarsiti ve
düşey geçişli Harlak formasyonu gelir. Alt Karbonifer’de Kocakızıl formasyonu,
Permiyen’de ise Deresinek formasyonu yer alır. Mesozoyik, Üst Jura yaşlı
Hacıalabaz kireçtaşı ile temsil edilmiştir. Daha üstte Neojen yaşlı birimler açılı
diskordansla gelir. Neojen’de akarsu fasiyesinde Bağkonak formasyonu, taşkın ovası
fasiyesli Göksöğüt formasyonu ile gölsel Yarıkkaya formasyonu ayırtlanmıştır.
Demirkol ve diğ. (1977); Bölgede görülen kaya birimlerini Otokton ve Allokton
olarak ayırtlamışlardır. Otokton Sultandağ’da stratigrafi, Alt(?)- Orta Kambriyen
yaşlı Çaltepe kireçtaşı ile başlar ve Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna
geçer. Bu istif Orta- Üst Devoniyen yaşlı Engilli kuvarsiti tarafından uyumsuz olarak
örtülür. Karbonifer yaşlı Harlak formasyonu üzerine uyumsuz gelen Karbonifer yaşlı
Kocakızıl ve Kartalkaya formasyonları, Permo- Karbonifer yaşlı Deresinek ve
Topraktepe formasyonları ile devam eder. Malm yaşlı Hacıalabaz formasyonu temel
üzerine aşamalı olarak gelir. Kretase yaşlı Koçbeyli formasyonunun karbonatları ile
devam eden istif Paleosen- Eosen yaşlı karbonat ve filiş karakterli çökellerle son
bulur.
Akarsu ve gölsel çökellerle temsil edilen Bağkonak, Göksöğüt, Yarıkkaya ve Dort
formasyonları ise Üst Miyosen- Pliyosen yaşlıdır. Allokton birimler; Hoyran ofiyoliti
ile bunlar içinde yüzen Triyas- Jura yaşlı Babageçidi kireçtaşından oluşmuştur.
Araştırıcılar, KB- GD gidişli yapıların bölgede etkin olduğu, ayrıca Kaledoniyen,
Hersiniyen ve Alpin Orojenezlerinin de izlerinin görüldüğünü belirtirler.
Öztürk ve diğ. (1977);’e göre, bölgede saptanan göreceli Otokton istif; Alt (?)- Orta
Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu ile başlar ve dereceli olarak Üst Kambriyen-
Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna geçer. Çalışmacıların Sultandağ
kesiminde saptadıkları bu istif üzerine ilk Mesozoyik transgresyonu çakıltaşı seviyesi
ile oturan Triyas (Anisiyen- Ladiniyen) yaşlı Fele formasyonudur. Üst Liyas- Alt
5
Dogger yaşlı ikinci Mesozoyik transgresyonu çakıltaşı- kumtaşı ardalanması ile
temsil edilen Feletepe formasyonu olup bölgede Lütesiyen’e değin kesintisiz bir istif
izleyen çalışmacılar; Üst Kretase’ye kadar monoton şelf, Üst Kretase’den sonra
platformda değişen ortam şartlarına bağlı olarak neritik ve pelajik karbonatların
(Anamasdağ formasyonu) çökeldiğini, Alt Eosen- Lütesiyen’in ise türbiditik
çökellerle temsil edildiğini gözlemlemişlerdir.
Üst Miyosen yaşlı Bağkonak formasyonu alüvyon yelpaze ve Pliyosen yaşlı
Göksöğüt formasyonu ise gölsel ortam şartlarını yansıtırlar. Yöredeki allokton kaya
topluluklarını Madenli Grubu altında toplayan çalışmacılar grup içerisinde belirli bir
kurala bağlı olmaksızın dağılmış ve birbirleriyle ilişkileri ilksel olmayan çeşitli
sedimanter, bazik ve ultrabazik kaya toplulukları ayırtlamışlardır. Permiyen-
Triyas(?) yaşlı Fakılar formasyonu kumtaşı, kireçtaşı; Üst Triyas yaşlı Deliktaş
formasyonu kireçtaşı, Üst Kretase- Paleosen yaşlı Eğirler formasyonu filiş
karakterindeki çökellerle temsil edilmiştir.
Akay (1981); Beyşehir yöresindeki Kambriyen yaşlı kayaların Orta Kambriyen- Alt
Ordovisiyen yaşındaki Seydişehir şistleri üzerine bindirmiş olduğunu ve bindirme
sonrasında da Üst Liyas- Alt Dogger karbonatlarının hem Kambriyen yaşındaki
kayaları, hem de Seydişehir şistlerini açısal uyumsuzlukla örttüğünü ifade
etmişlerdir. İnceleme sahası içinde de Çaltepe kireçtaşları yer yer Sultandede şistleri
üzerinde tektonik dokanakla yer almakta veya şistler içerisinde ilksel dokanak
ilişkileri bozulmuş olarak gözlenmektedir.
Demirkol (1981); Sultandağ kuzeybatısını inceleyerek, bölgede bulunan kaya
stratigrafi birimlerini; litoloji ve yapısal niteliklerine göre “ Otokton ve Allokton
birimler” olarak ikiye ayırmıştır. Otokton Birimler; Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen
yaşlı metamorfikler ile temsil edilen Sultandede formasyonu üzerine Mesozoyik
Liyas- Dogger yaşlı Hacıalabaz kireçtaşlarıyla uyumsuz olarak gelir. Senoniyen-
Maestrihtiyen yaşlı Taşevi formasyonu, Maestrihtiyen yaşlı Gölcük formasyonu ile
devam eder. Paleosen- Orta Eosen yaşlı Yukarıtırtarlar formasyonu ve detritiklerle
temsil edilen Celeptaş formasyonu üzerine tektonik dokanakla Hoyran ofiyolitleri
6
gelir. Otokton seri Üst Miyosen – Pliyosen yaşlı Bağkonak ve Yarıkkaya
formasyonlarıyla biter. Demirkol, Hoyran ofiyolitlerinin Pireniyen fazına bağlı
olarak DKD- BGB’dan geldiğini ve bölgenin Eosen sonundan günümüze değin
düşey hareketlere bağlı olarak faylandığını savunur.
Öztürk ve diğ. (1981); Batı Torosların kuzey kesiminde yer alan Sultandağ güneyi
ile batıda Anamasdağ arasında yer alan Beyşehir- Hoyran napları’na ilişkin olarak
Şarkikaraağaç ve civarında çalışma yapmışlardır.
Boray ve diğ. (1985); Isparta büklümünün kuzeyinde Şuhut- Çay, Yalvaç-
Gelendost ve Sultandağ sahalarındaki Neojen ve Kuvaterner çökellerini
incelemişlerdir. Bölgede neotektonik dönemin Üst Miyosen’de başladığını ifade
etmişlerdir. Neojen çökellerin karasal, akarsu ve göl fasiyesinde olup, Üst Miyosen-
Pliyosen yaşta olduğunu ve daha eski kayalar üzerinde uyumsuz olarak yer
aldıklarını belirtmektedirler. Bölgedeki bu çökellerde tektonik şekil değiştirme ile
yaklaşık K- G uzanımlı kıvrımlar ve ters faylar ile bölgenin kuzeyinde küçük bir
alanda D- B uzanımlı normal fayların oluştuğunu ortaya koymuşlardır. Bölgede Üst
Miyosen’den beri devam eden bir sıkışmadan ve bu nedenle Isparta Büklümünün
kuzey kesiminde D- B yönlü daralmadan bahsetmektedirler.
Demirkol ve Yetiş (1985); Batı Torosların kuzeyinde Sultandağ kuzeybatısındaki
Allokton birimler ve stratigrafileri ile ilgili olarak yapmış oldukları çalışmada,
bölgede temelde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonunun
yer aldığını, bunu açısal uyumsuzlukla Maestrihtiyen öncesi karbonatların,
Maestrihtiyen- Lütesiyen aralığında pelajik ve neritik çökellerin açısal uyumsuzlukla
üzerlediğini belirtmişlerdir.
Araştırıcılar, bölgede Üst Miyosen’de başlayan yeni bir tektonik etkinlik dönemi
içinde hızlı bir karasal ve gölsel kırıntılı depolanmadan, Kaledoniyen ve Alpin dağ
oluşumu hareketleri ile gelişmiş yapı şekillerinden bahsetmektedirler. Alt
Ordovisiyen- Liyas aralığını temsil eden birimlerin bulunmamasını bu zaman
aralığında çökelmemeye değil, bunların aşınımı ile yok olduğuna bağlamaktadırlar.
7
Pireniyen evresine bağlı olarak Liyas- Lütesiyen yaşlı kıvrımlı istifte sistemli eklem
takımlarından bahsetmekte, Lütesiyen’den itibaren düşey yönde yükselme-
alçalmalar ve bunlara bağlı olarak faylanmaların olduğunu, Pliyosen sonundaki
yükselmelerin Radoniyen evresiyle ilgili olduğunu belirtmişlerdir.
Ayhan ve diğ. (1985); Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu içindeki
dolomit, kireçtaşı ve yumrulu kireçtaşı ile Üst Kambriyen-Ordovisiyen yaşlı
Seydişehir formasyonuna ait fillit ve şistlerin yüzeylendiğini belirtmektedir. Yazar,
Üst Kambriyen- Devoniyen zaman aralığında çökelen baritlerin tabaka şekilli
olduğunu ve baritlerin kökeninin ekshalatif- sedimanter ve /veya hidrotermal
sedimanter olduğunu gözlemiştir.
Eren (1990); Engili (Akşehir) ve Bağkonak (Yalvaç) köyleri arasında Sultandağları
orta kesiminin tektonik tarihçesini aydınlatmaya yönelik bir çalışma yapmıştır.
İnceleme sahasının tabanında yer yer mermerleşmiş fakat genelde metamorfik
kireçtaşı ve dolomit, üst kesiminin ince fillit ve metakumtaşı aratabakalı yumrulu
kireçtaşlarından oluşan Alt (?)- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonunun yer
aldığını ve bunun üzerinde metakumtaşı, fillit ardalanmalı, intraformasyonel çakıl
içerikli metakonglomeralardan oluşan Üst Kambriyen-Alt Ordovisiyen yaşlı
Sultandede formasyonunun bulunduğunu belirtmiştir. Üst kesimlerde ise tektonik
olarak yer alan Hoyran ofiyolitine ait şeyl, grovak piroklastik konglomera- breş
arakatkılı diyabazik bileşimli yastık lavlar, Üst Jura- Üst Kretase yaşlı Hacıalabaz
kireçtaşı olistolotine ait kireçtaşı ve dolomitler ile bu birimleri açısal uyumsuzlukla
üzerleyen Üst Miyosen- Pliyosen yaşlı genellikle alüvyal yelpaze çökellerini
karakterize eden moloz ve çamur akmaları ile örgülü nehir çökellerinden oluşmuş
Bağkonak formasyonu ve Yarıkkaya formasyonunun yer aldığını ortaya koymuştur.
Sultandağları masifinde üç ayrı dağ oluşum hareketinin etkileri ve bu hareketlere
bağlı kıvrımlı ve bindirmeli yapılardan söz etmiştir. Yörede Triyas (?) yaşlı
Kocakızıl Doleritine ilişkin kayaçlarda metamorfik mineral parajenezlerinin
gözlenemeyişi ve bunlarda düzlemsel ve çizgisel tektonik dokusunun gelişmemiş
olması nedeniyle Sultandağları masifinde metamorfik tektonik gelişiminin
Hersiniyen dağ oluşumu ile son bulduğunu ifade etmiştir.
8
Alpin hareketlerine bağlı olarak yöreye taşınan Hoyran Napı’na ait Hoyran ofiyoliti
ve Jura- Kretase yaşlı Hacıalabaz kireçtaşı olistolitinin inceleme alanının
güneybatısında Sultandağları masifine ait birimler üzerine Miyosen öncesi
bindirdiğini ifade etmiştir. Hoyran napının GD’dan KB’ ya sürüklenmiş olabileceğini
vurgulamıştır. Yörenin Kaledoniyen ve Hersiniyen dağ oluşum hareketleri ile
kıvrımlı ve bindirmeli iç yapısını kazandığını, Alpin hareketlerle naplı bir yapıyı
bünyesine ekleyip sonra yoğun olarak genç- tektonik hareketlerle Üst Miyosen ve
sonrası blok faylanmaların etkisinde kaldığını belirtmiştir.
Cengiz ve Kuşcu (1993); Çarıksaraylar- Şarkikaraağaç (Isparta) yöresindeki barit
cevherleşmesinin kökeni hakkında bir takım yaklaşımlarda bulunmuşlardır.
Araştırma sahasında yapılan gerek saha, gerekse laboratuar çalışmalarının ışığı
altında incelenen kurşunlu barit cevherleşmelerinin orta ısılı hidrotermal
çözeltilerden çökelmiş bir yatak olduğu düşünülmektedir.
Elitok (2000); Şarkikaraağaç (Isparta) ve civarının jeoloji, mineroloji ve
petrografisini incelemiş, Kızıldağ ofiyolitlerinin jeokimyasal özelliklerini
belirleyerek ofiyolitlerin oluştukları jeoteknik ortama bir yaklaşımda bulunmuştur.
Kuşcu ve Aydoğan (2003); Koruyaka ve Göksöğüt (Yalvaç-Isparta) plaketli
kireçtaşlarının yapıtaşı olarak kullanılabilirliklerinin araştırıldığı bu çalışmada
Koruyaka ve Göksöğüt plaketli kireçtaşlarının fiziko- mekanik tayinler neticesinde
özellikle tek katlı yığma binalarda yapı taşı olarak kullanılabileceği belirlenmiş,
bunlara ek olarak üzerinde çalışılan plaketli kireçtaşlarının tatil köyleri ve konutlarda
iç ve dış dekorasyon düzenlemelerinde, bina kapı ve pencere sövelerinde su basmanı
ile kenarlarında kaplama taşı olarak kullanılabileceğini tespit etmişlerdir.
Cengiz ve Kuşcu (2003); Madenli ve Belceğiz arasındaki lisvenitlerin, jeolojisi,
jeokimyası ve gelişimi bu çalışmada araştırılmış ve çalışma sahasında silis- karbonat
ve karbonat tipi şeklinde gelişen lisvenitlerin , tektonik yerleşimin geç evrelerinde
meydana gelen deniz suyu ve formasyon suyu ile etkileşimli olan hidrotermal
sistemlere ve atmosferik etkenlere bağlı olarak oluştuğu düşünülmüştür. Sonuç
9
olarak inceleme alanındaki lisvenitler ana MORB ‘la ilişkili hafif nadir toprak
elementli tüketilmiş mağmadaki ultramafik kayaçlardan türemişlerdir.
10
3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. İnceleme Alanının Tanıtılması
Çalışma alanı Isparta ilinin Şarkikaraağaç ilçesi olup güneyde Beyşehir, kuzeyde
Yalvaç, Akşehir, Doğanhisar, batıda Gelendost ve Eğirdir, doğuda Hüyük,
kuzeybatıda ise Yenişarbademli ile çevrilidir. Yüzölçümü 1232 km2 dir .
İlçe kuzeydoğuda Sultandağları, batıda Anamasdağları, güneyde Orta Toroslar,
Karadağ ve Kızıldağ ile çevrilidir. Bununla beraber inceleme alanının doğudan
batıya doğru önemli yükseltileri; kuzeyinde Kızılın Tepe (1256 m.), Koçyatağı Tepe
(1557 m.), Sulu Tepe (1983 m.), kuzeydoğusunda Ağlayan Tepe (2224 m.),
doğusunda Oluk Tepe (1943 m.), Toklu Tepe (1951 m.), güneydoğusunda Kızıl Tepe
(1773 m.), Kelahmet Tepe (1642 m.), Kızıl Tepe (1624 m.), güneyinde Külbaşı Tepe
(1854 m.), Sürütmedağı Tepe (1542 m.), Homat Tepe (1256 m.), Çiçeklidağ Tepe
(2400 m.), güneybatısında Yavşanlı Tepe (2381 m.), Kocakar Tepe (2331 m.),
batısında Delioğlansivrisi Tepe (2103 m.), Akarca Tepe (2109 m.), Kale Tepe (2338
m.), Namazgah Tepe (2347 m.), kuzeybatısında Göztaş Tepe (2825 m.), Arapsivrisi
Tepe (1628 m.), Karagüney Tepe (1421 m.)’ dir.
Şarkikaraağaç ilçesi Isparta il merkezine 120 kilometre, Konya il merkezine 157
kilometre uzaklıktadır. İlçenin köy ve kasabalarına rahatlıkla ulaşım imkanı
mevcuttur. Ulaşım yapılamayan belde yoktur. Şarkikaraağaç’a bağlı kasaba ve köyler
ilçe merkezine oldukça yakındır. En yakın beldeleri ilçe merkezine; Çiçekpınar (5
km), Beyköy (5 km), en uzak belde ise, Gedikli Köyü (30 km) mesafededir.
Şarkikaraağaç ilçesi verimli bir ova üzerine kurulmuştur. Beyşehir Gölü’nün bir
bölümü ilçe sınırları içerisindedir. Yöre, iklim olarak Akdeniz iklimi ile kara iklimi
arasında, kara iklimine daha yakın bir iklim yapısına sahiptir. Yazları sıcak ve kurak;
kışları ise soğuk ve yağışlıdır.
Şarkikaraağaç, önceleri Yalvaç’ a bağlı bir kasaba iken 1863 yılında Konya’ya bağlı
bir ilçe haline gelmiştir. 1878 yılında ise Yalvaç ile Şarkikaraağaç, birer ilçe olarak
Isparta iline bağlanmışlardır. Bundan sonra geniş çaplı imar faaliyetlerine
girişilmiştir. 1990 genel nüfus sayımına göre İlçe merkezinin nüfusu 12.239 kişidir.
11
İlçeye bağlı beldeler, Çarıksaraylar, Çiçekpınar ve Göksöğüt olmak üzere üç adettir.
İlçeye bağlı köy sayısı ise 25 adettir.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Halıcılık, tarım ve
hayvancılıkla uğraşan kesimlerin başka bir çalışma konusu ve gelir kaynağıdır. Son
zamanlarda sulu ziraata önem verilmesiyle üretim artmıştır. Devlet Su İşleri
tarafından yürütülen, Şarkikaraağaç Sulama Projesi 1986 yılında başlamış ve
tamamlanmak üzeredir. Bu proje ile Beyşehir Gölü'nden alınan su ile 13.783 hektar
alanın sulanması planlanmıştır. Isparta ilinde devam eden en büyük sulama
projesidir. Ayrıca, Örenköy, Çarıksaraylar’da işletmeye açık ve Köprüköy' de devam
eden gölet çalışmaları vardır.
12
Şekil 3.1. İnceleme alanının yer bulduru haritası
ANKARA
İstanbul
K A R A D E N İ Z
A K D E N İ Z
E G
E
D
E
N İ
Z İ
Isparta
K
0 100 200m.
N
Ö L Ç E K0
6 12 km
13
3.2. Çalışma Yöntemleri Şarkikaraağaç Ovasının hidrojeoloji incelemesini amaçlayan bu çalışmada, ovadaki
yeraltısuyu seviyesi, potansiyeli ve kalitesi belirlenmiştir. Bu çalışmalar; Jeoloji,
Hidroloji, Hidrojeoloji ve Hidrojeokimyasal çalışmalar başlıkları altında verilmiştir.
Çalışma alanı 1/ 25 000 ölçekli Isparta M26-b1, Isparta M26-b2, Isparta M26- b4,
Afyon L26- c1, Afyon L26-c2, Afyon L26-c3, Afyon L26-c4, Afyon L26-d2, Afyon
L26- d3, Ilgın L27- d4 no’lu paftalarda yer almakta ve yaklaşık 831 km2 ‘lik bir alanı
kapsamaktadır. Bu çalışma kapsamında hazırlanan jeoloji ve hidrojeoloji haritaları 1/
50 000 ölçekli ayrıntıda incelenmiş ve 1/ 100 000 ölçeğe küçültülerek sunulmuştur.
Jeoloji: Çalışma alanının jeolojisini incelemek amacıyla öncelikle beslenme havzası
sınırı 1/ 25 000 ölçekli topoğrafik haritalar üzerinde belirlenmiş ve havza sınırı
içerisinde kalan alanın jeoloji haritası 1/ 100 000 ölçekte daha önceki çalışmalardan
ve arazi çalışmalarından yararlanılarak hazırlanmıştır.Bölgenin yeraltı jeolojisine
açıklık getirmek amacıyla da hazırlanan jeoloji haritası üzerinde sistematik jeolojik
kesitler hazırlanmıştır.
Hidroloji: Çalışmanın bu bölümünde inceleme alanı olan Isparta’nın Şarkikaraağaç
ilçesi ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonlarından alınan uzun yıllara ait
ölçüm verileri kullanılmış ve ova için su bilançosu elemanları olan yağış,
buharlaşma, akış ve sızma değerleri belirlenmiştir.
Bununla beraber, yine havza için su bilançosunun hesaplanmasında kullanılmak
üzere bilanço elemanlarından yağışın hesaplanmasında Eş Yağış (İzohyet) Yöntemi
uygulanmış bu yöntem içinde çalışma alanı ve çevresindeki meteoroloji
istasyonlarının yıllık toplam yağış verilerinden yararlanılmıştır. Bu veriler yardımıyla
Gelendost, Yalvaç, Akşehir, Şarkikaraağaç, Yenişarbademli, Ilgın ve Aksu ilçelerine
ait eklenik sapma grafikleri ile yağışın yıllara göre dağılım grafikleri hazırlanmıştır.
Diğer bir bilanço elemanı olan buharlaşmanın çalışma alanındaki potansiyel ve
gerçek buharlaşma değerlerini hesaplanmak için ise Thornthwaite yöntemi
kullanılmıştır. Farklı yöntemlere göre hesaplanan bilanço elemanları kullanılarak
14
Şarkikaraağaç ovası için emniyetli kullanılabilecek yeraltısuyu potansiyeli
belirlenmiştir.
Hidrojeoloji: Çalışmanın bu bölümünde inceleme alanında bulunan su noktaları
araştırılmış, jeolojik birimler hidrojeolojik özelliklerine göre değerlendirilerek
hidrojeoloji haritası hazırlanmış ve alandaki akiferler tanımlanarak, akiferlerin
hidrolojik parametreleri tespit edilmiştir. Bu parametrelerin tespitinde daha önceden
yapılmış pompaj deneylerinin zaman-düşüm değerleri Thies- Jacob yöntemlerine
uygulanmış ve akiferlerin K (Permeabilite), T (Transmisibilite) ve S (Depolama)
katsayıları hesaplanmıştır. Deney sonuçlarının değerlendirilmesinde Aquifer Test 3.5
bilgisayar yazılım programından yararlanılmıştır. Ayrıca, çalışma alanının
yeraltısuyu seviyesinin konumu ve akım yönünün belirlenmesi amacıyla iki dönem
(Ekim 2004- Mayıs 2005) statik seviye ölçümleri yapılmış ve yeraltısuyu seviye
haritaları hazırlanmıştır.
Hidrojeokimya: Bu bölümde, yeraltısularının kimyasal yapısı, izotopik bileşimi ve
kalitesinin belirlenmesi amacıyla havza bazında farklı kuyu ve kaynaklardan alınan
su örneklerinin kimyasal ve çevresel izotop analizleri; Acme laboratuarı (Kanada),
Iso-Analytical Laboratuarı (İngiltere), Waterloo laboratuarı (Kanada), SDÜ Çevre
Müh. Böl. Laboratuarı ve DSİ 18. Bölge Müd. laboratuarında yaptırılmıştır. Ayrıca,
suların arazide sıcaklık, elektriksel iletkenlik (EC), toplam çözünmüş katı madde
(TDS) ve hidrojen iyonu konsantrasyonu (pH) değerleri ölçülmüştür. Elde edilen
sonuçlar farklı diyagramlar ve haritalar üzerinde yorumlanarak çeşitli kullanım
alanları açısından uygunluğu değerlendirilmiştir.
15
4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1. Stratigrafi
İnceleme alanında daha önce yapılmış jeolojik araştırmaların ışığında saha
çalışmaları yapılarak geniş kapsamlı 1/100 000 ölçekli jeoloji haritası ve stratigrafik
sütun kesiti hazırlanmıştır (EK-1).
İnceleme alanında yer alan kaya birimleri; özellikleri ve birbirleri ile olan ilişkileri
göz önünde bulundurularak allokton ve otokton olmak üzere iki grupta incelenmiştir.
Otokton birimler; Sultandağ kesiminde Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu,
Fele formasyonu, Hacıalabaz kireçtaşı, Bağkonak formasyonu, Anamasdağ
kesiminde ise Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu, Göksöğüt formasyonu,
yamaç molozu ve alüvyon’dur. Allokton birimler; Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler
formasyonu ve Deliktaş formasyonudur.
4.1.1. Otokton Birimler
4.1.1.1. Çaltepe formasyonu (Eç)
Dean ve Monod (1970) tarafından Çaltepe formasyonu olarak adlandırılan birim;
başlıca dolomit ve dolomitik rekristalize kireçtaşlarından oluşmaktadır.
Birim çalışma alanında genellikle yüksek topoğrafyalarda Fele Tepe, Koru Tepe,
Kızıl Tepe, Kara Tepe, Sayalı Sırtı, Köprüköy ve kuzey kesimlerinde, Kütlü Tepe,
Kızılyumru Tepe, Çarıksaraylar civarında Küçük- Büyük Ekiz Tepe ve kuzeyinde
gözlenmektedir (Elitok, 2000; Cengiz, 1997).
Çaltepe formasyonu kireçtaşları kırmızı kahve, gri, beyaz gri, sarımsı kahve, kahve,
ve siyah renklerdedir. Birim genellikle masif ve bol kırıklı çatlaklıdır. Yine Çaltepe
formasyonuna ait, yer yer gözlemlenen yumrulu kireçtaşları ise kırmızı kahve, yeşil
renkli, sert ve tabakalı olarak gözlenmektedir (Elitok, 2000). Çaltepe formasyonu
Sultandağ kesiminde yer alan kaya birimleri içinde en yaşlısı olup bunun üzerinde
16
uyumlu olarak Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonu yer
almaktadır (Elitok, 2000; Cengiz, 1997). Farklı araştırmacılar tarafından yapılan
paleontolojik çalışmalarda birimin yaşı Alt- Orta Kambriyen olarak kabul edilmiştir
(Haude, 1972; Öztürk vd., 1981).
4.1.1.2. Sultandede formasyonu (Eos)
Sultandede formasyonu inceleme alanının güney ve doğu kesimlerinde yayılım
göstermektedir. Fele Tepe doğusunda, Koru Tepe, Kızıl Tepe, Kara Tepe doğu ve
batı kesimlerinde, Soyalı Sırtı, Kara Tepe güney ve kuzey kesimlerinde, Köprüköy
kuzeyinde, Arslandoğmuş doğusu, Kızılyumru Tepe doğu ve batı kesimlerinde ve
Çarıksaraylar kuzeyinde yüzeylenmektedir.
Birim başlıca yeşil, mor, kahve renkli metakumtaşı, metasilttaşı ile kuvarsit ve
rekristalize kireçtaşı arakatkılarından oluşmaktadır (Elitok, 2000).
İlk kez Blumenthal (1947) tarafından Seydişehir dolaylarında "Seydişehir Şistleri",
daha sonra Dean ve Monod (1970) tarafından "Seydişehir formasyonu", Brunn v.d
(1971) tarafından "Seydişehir şeylleri", Erişen (1972) tarafından "Sultandede
yeşilşist formasyonu", Demirkol vd. (1977) tarafından " Sultandede formasyonu "
olarak adlandırılmıştır.
Özgül vd. (1991), formasyonun değişik kesimlerinde Üst Kambriyen- Alt
Ordovisiyen’i temsil eden Trilobit ve Akritarklar gözlemlemiştir. Demirkol (1977),
Yalvaç-Akşehir dolayında birimin Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşında
olduğunu gösteren fosiller bulmuştur. Öztürk vd. (1981), Kıyakdede batısı ve
Göztepe Dağı güneydoğusundan aldığı örneklerde Cephalopoda (Orthoceras ?) ve
Gastropoda, Trilobite Pygidium, iç kalıpları gözlemlemiş buradan da birimin yaşının
Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen olduğunu belirtmiştir. Monod (1967), Dean ve
Monod (1970) ve Özgül ve Gedik (1973), yine birimin yaşını Üst Kambriyen – Alt
Ordovisiyen olarak belirlemişlerdir (Elitok, 2000; Cengiz, 1997). Bütün bu veriler
ışığında birimin yaşı Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen olarak kabul edilmiştir.
17
Şekil 4.1. İnceleme alanının tektono- stratigrafik sütun kesiti
18
Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı metamorfikler ile temsil edilen Sultandede
formasyonu üzerine Mesozoyik Liyas- Dogger yaşlı Hacıalabaz kireçtaşlarıyla
uyumsuz olarak gelir. Feletepe doğu yamacında alt kesimlerde Orta Triyas yaşlı Fele
formasyonu bulunmaktadır. Bu birim üzerinde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı
Sultandede formasyonu ve bunun üzerinde de Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe
formasyonu ters fayla yer almaktadır.
Şekil 4.2. Sultandede formasyonunun görünümü
4.1.1.3. Fele formasyonu (Tf )
Fele formasyonu inceleme alanı içerisinde Fele Tepe ve doğusunda gözlenmektedir.
Öztürk vd. (1981) tarafından Fele formasyonu olarak adlandırılan birim başlıca
bordo, kırmızı, kahve, yeşilimsi gri çakıltaşı, kırmızı bordo, koyu yeşil, kahverengi
kumtaşı, gri, siyahımsı gri merceksel konumlu kireçtaşlarından oluşmaktadır. Bu
çalışmada da bu adlama kullanılmıştır.
Fele formasyonu Sultandede şistleri ve Çaltepe kireçtaşları üzerinde uyumsuz olarak
yerleşmekte ve üstte Hacıalabaz kireçtaşları ile yine uyumsuz olarak bulunmaktadır.
Birimin yaşı çeşitli araştırmacıların yapmış olduğu çalışmalardan elde etmiş
oldukları bulgulara dayanarak Üst Liyas- Alt Dogger olarak kabul edilmiştir (Haude,
1972; Monod, 1977; Öztürk vd., 1981).
19
4.1.1.4. Hacıalabaz formasyonu (JKTh)
Birim adını ilk defa Demirkol (1977) tarafından, en iyi gözlendiği yer olan
Hacıalabaz Dağından almış ve tarafımızdan da aynı isimle kullanılmıştır. Hacıalabaz
formasyonu olarak adlandırılan bu birim dolomit, dolomitik kireçtaşı ve
kireçtaşından meydana gelmektedir. Birimin tabanında dolomit ve dolomitik
kireçtaşları, dolomitler üzerinde volkanit düzeyli boksit seviyesi ve bunlar üzerinde
de yer yer boksit düzeyli dolomit arakatkılı kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşları yer
almaktadır (Elitok, 2000).
Hacıalabaz kireçtaşları çalışma alanı içerisinde Çarıksaraylar kuzeybatısında KB-
GD doğrultusunda, Fele Tepe, Külbaşı Tepe, Zeybek Tepe, Çatakbaşı civarlarında
mostra vermektedir.
Şekil 4.3. Hacıalabaz kireçtaşlarının görünümü
Hacıalabaz formasyonu; altta Fele formasyonu ile uyumsuz, Kretase-Alt Eosen
aralığında Anamasdağ kireçtaşları ile yanal geçişli bunların üzerinde de Gölgeli
formasyonu ile uyumlu bir dokanak ilişkisi göstermektedir.
Birimin yaşı daha önceki çalışmalarda Dogger- Üst Kretase olarak saptanmışsa da
Demirkol (1981) Hacıalabaz formasyonu üzerinde Alt Eosen’e kadar kesiksiz bir
20
karbonat çökelimi gözlemlemiş ve farklı isimlerle ayırtlamıştır. Bu nedenle, birimin
yaşı Dogger- Alt Eosen olarak kabul edilmiştir.
4.1.1.5. Bağkonak formasyonu (Tmb)
Birim adını, Demirkol vd. (1977) tarafından tipik olarak gözlendiği yer olan
Bağkonak mevkiinden adını almıştır. Bağkonak formasyonu; kırmızı, sarı, bej, açık
yeşil, sarımsı kahve, grimsi, sarımsı ve krem- bej renkli tutturulmuş kumtaşı, kiltaşı,
kaba çakıltaşı yer yer üst kesimlerinde ince katmanlar şeklinde travertenimsi poroz
yapılı karbonatlar, karbonat çimentolu çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşından
oluşmaktadır.
Bağkonak formasyonu inceleme alanı içerisinde başlıca, bölgenin kuzeydoğusunda
Çaltı köyü, İçme Tepe, Koru Tepe, Aşağıdinek, Köprüköy batısı, Başdeğirmen,
Çarıksaraylar, Gümüşoluk doğu ve batı kesimleri, Zenger Sırtı, Uluyol civarlarında
görülmektedir.
Şekil 4.4. Bağkonak formasyonundan bir görünüm
Bağkonak formasyonu Çatakbaşı, Tülüce Tepe kuzeyinde, Hacıalabaz kireçtaşları
üzerinde; İçme Tepe civarında, Kara Tepe kuzeyinde, Yukarıdinek civarlarında ve
21
Aşağıdinek doğusunda Sultandede şistleri üzerinde, Çarıksaraylar kuzeyinde
Sultandede şistleri, Çaltepe kireçtaşları, Hacıalabaz kireçtaşları üzerinde uyumsuz
olarak yer almaktadır. Birim Çarıksaraylar, Gümüşoluk ve güney kesimlerinde,
Zengen Sırtı ve Uluyol güneyi, Düzkır Sırtı, Köprüköy, Aşağıdinek, Yukarıdinek,
Koru Tepe kuzeyi, İçme Tepe kuzeyi, Çaltı ve doğu kesimlerinde alüvyon ile
uyumsuz olarak örtülmektedir (Elitok, 2000). Stratigrafik sütun kesite bakıldığında
ise Bağkonak formasyonu altta Deliktaş formasyonu ile uyumsuz, Göksöğüt
formasyonu ile yanal geçişli ve üstte alüvyon ile uyumsuz bir ilişkiye sahiptir.
Bağkonak formasyonuna ait paleontolojik bulgu inceleme alanı içerisinde tespit
edilememiş, bununla beraber bölge dışında yapılan çalışmalarda bu birimin Üst
Miyosen- Pliyosen yaşlı Göksöğüt formasyonuyla yanal geçişli olduğu göz önünde
bulundurularak birimin yaşının en azından Üst Miyosen olabileceği düşünülerek bu
şekilde kabul edilmiştir (Demirkol, 1977).
4.1.1.6. Anamasdağ formasyonu (KTa)
Bu birim Orta Torosların Anamasdağ kesiminde yüzeylenmekte olup, Dumont ve
Kerey (1975) tarafından Anamas-Akseki birliği, Özgül (1976) tarafından Geyikdağı
birliği, Şenel vd. (1992, 1996) tarafından Anamas-Akseki otoktonu, Öztürk vd.
(1981) tarafından Anamasdağ formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada da
Anamasdağ formasyonu ismi kullanılmıştır.
Anamasdağ formasyonu genellikle inceleme sahasının güneyinde ve batı
kesimlerinde Köprülü yaylası, Namazgah Tepe, Taşbaşı Tepe, Ballıktaşı Tepe, Ardıç
Tepe, Kasnaklı Tepe dolaylarında gözlemlenmektedir.
Anamasdağ formasyonuna ait Anamasdağ kireçtaşları bol kırık ve çatlaklı, yer yer
dolomitik, kristalin dokulu, sert, kırılgan krem, bej renkli olarak temsil edilir
(Soyaslan, 2004; Elitok, 2000). İnceleme alanında Anamasdağ formasyonu altta Fele
formasyonu ile uyumsuz üstte ise Gölgeli formasyonu ile uyumlu olarak
22
gözlenmektedir. Anamasdağ formasyonunun yaşını Elitok (2000) yaptığı
çalışmalarda Kretase- Alt Eosen olarak belirlemiştir.
4.1.1.7. Gölgeli formasyonu (Teg)
Gölgeli formasyonu inceleme alanı içerisinde Kızıldağ’ın kuzey kesimlerinde Orman
evleri ile Silindi çiftliği arasında ince bir hat boyunca, ayrıca inceleme alanı batısında
Gölgeli mevkii civarında, Uykutepeleri ve Taşbaşı Tepe doğu kesimlerinde
gözlenmektedir.
Öztürk vd. (1981) tarafından Gölgeli formasyonu olarak adlandırılan birim yeşil,
kahverengi, boz, sarı, gri, koyu gri, açık kahve kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kumlu
kireçtaşından oluşmaktadır. Bu çalışmada da aynı isimle adlandırılmıştır. Gölgeli
formasyonu altta Anamasdağ formasyonu ile uyumlu, üstte Kızıldağ ofiyolitleri
tarafından bindirmeli olarak üzerlenmektedir.
Öztürk vd. (1981), birimin yaşını Gedikli güneyi ve kuzeyinde Alt Eosen üstü olarak
bildirmiş, daha sonra Elitok (2000) yaptığı çalışma ve bulduğu paleontolojik
verilerden birimin yaşını Orta Eosen olarak belirlemiştir. Buna göre birimin yaşı Orta
Eosen olarak kabul edilmiştir.
4.1.1.8. Göksöğüt formasyonu (Tmpg)
İnceleme alanı kuzeybatısında Onikidönüm, Yenicekale, Kocabel sırtı, Bozoğlan
sırtı, Tuğluk sırtı civarında gözlenen birim başlıca beyaz, sarımsı beyaz, sarımsı
yeşil, kahve, yeşil gri yer yer kaba taneli kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kireçtaşı, çamurtaşı,
marn ardalanmasından oluşur. İlk kez Demirkol (1986) tarafından adlandırılan birim,
bu çalışmada da aynı isimle kullanılmıştır.
Göksöğüt formasyonu Bağkonak formasyonu ile yanal geçişli olup altta Deliktaş
formasyonuyla uyumsuz ve yine üstte alüvyonla uyumsuz bir dokanak ilişkisine
sahiptir.
23
Şekil 4.5. Göksöğüt formasyonunun görünümü
Göksöğüt formasyonunun yaşını Yağmurlu (1991), birime ait kireçtaşları içinde
Limnea sp. ve Planorbis sp. gibi tatlı su Gastrapodlarının yaygın olarak bulunduğunu
belirtmiş, Demirkol (1982), formasyon içerisinde Lamellibranchia ve Gastrapod
bulunduğunu fakat tanıtımının yapılamadığını belirtmiştir. Bütün bu veriler ışığında
birimin yaşı Üst Miyosen- Pliyosen olarak kabul edilmiştir.
4.1.1.9. Alüvyon (Qal) ve Yamaç Molozu (Qym)
Alüvyon inceleme sahası içerisinde geniş bir alanı kaplamaktadır. Şarkikaraağaç’ın
da içinde yer aldığı ova içerisinde ve allokton konumlu birimlerin arasındaki
çukurluk alanlarda yer alan alüvyon değişik kökenli kaya birimlerine ait gevşek
tutturulmuş veya tutturulmamış killi, siltli kum, çakıl ve bloklardan oluşmuştur.
Yamaç molozu özellikle Kızıldağ ofiyolitlerinin dokanakları boyunca ve çoğunlukla
bu birimine ait kayaların değişik boyutlu ve farklı derecelerde yuvarlaklaşmış
çakıllarından oluşmaktadır. Büyük vadilerin ağız kesimlerinde yelpaze görünümü
vermektedir.
24
4.1.2. Allokton Birimler
4.1.2.1. Kızıldağ Ofiyolitleri (Kk)
Kızıldağ ofiyolitleri Şarkikaraağaç güneyinde Kızıldağ, Kırmızı Tepe, Kızılyurt
Tepe, Yel değirmeni Tepe, Kızıl Tepe, Öğlegediği Tepe, batı kesiminde Belceğiz
güneyi, Kızılkale Tepe, Kızılsivri Tepe, Gölgeli mevkii kuzeyinde gözlenmektedir.
Birim, Çapan (1980) tarafından Marmaris bölgesinde Marmaris Peridotiti,
Şarkikaraağaç ve dolayında çalışma yapan Öztürk vd. (1981) tarafından Kızıldağ
ofiyolitleri olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada da aynı isim kullanılmıştır.
Kızıldağ ofiyolitleri yeşil, koyu yeşil, siyah renkli kuvarsit gibi kaya birimlerinin
üzerinde başlıca harzburjit ve dunitten meydana gelen peridotit napından
oluşmaktadır.
Şekil 4.6. Kızıldağ ofiyolitlerinden bir görünüm
Kızıldağ ofiyolitleri Kızıldağın doğu ve kuzeydoğu kesimlerinde Hacıalabaz
kireçtaşları ve Gölgeli formasyonuyla bindirmeli olarak bulunmaktadır. Yine
Kızıldağ ofiyolitleri Eğirler formasyonu ile bindirmeli bir dokanak ilişkisine sahip
25
olup Eğirler formasyonu Kızıldağ ofiyolitleri üzerine tektonik olarak yerleşmiş
durumdadır. Kızıldağ ofiyolitlerinin yaşı Üst Eosen olarak belirlenmiştir (Elitok,
2000).
4.1.2.2. Eğirler formasyonu (Ke)
İnceleme alanı içerisinde Sürtmeçiftliği batı kesimlerinde, Arpaderesi Tepe
civarlarında, batıda ise Ardıç-Meşe, Tavşan Tepe, Kızılyokuş sırtı, Aşılık mevkii
civarında gözlenmektedir. Formasyonun adlandırılması Öztürk vd. (1981) tarafından
yapılmış olup bu çalışmada da Eğirler formasyonu adı kullanılmıştır. Eğirler
formasyonunun egemen kaya türü yeşil, bordo renkli, karbonat çimentolu, değişik
boyutlarda kireçtaşı ve bazik bloklar içeren volkanik arakatkılı kumtaşlarıdır.
Eğirler formasyonu Aşılık mevkii batısında, ofiyolitler üzerinde tektonik olarak
bulunmakta, doğuda ise alüvyon ve yamaç molozu ile uyumsuz olarak örtülmektedir.
Eğirler formasyonunu üstte Deliktaş formasyonu tektonik olarak üzerlemektedir.
Birimin yaşı Öztürk vd. (1981) tarafından yaptıkları paleontolojik çalışmalardan elde
ettikleri bulgulara göre Senomoniyen (Üst Kretase) dir.Bununla birlikte bölgesel
deneştirme sonucu Paleosen’e değin çıkabileceği düşünülmektedir (Elitok, 2000,
MTA Raporu, 1987).
4.1.2.3. Deliktaş formasyonu (TRd)
Deliktaş formasyonu inceleme alanı içinde güney kesimlerde görülmektedir.
Sürtmedağı Tepe, Sürtmesivrisi Tepe, Arpaderesi Tepe, batıda ise Ardıç, Aylı Tepe,
Ardıç-Meşe, Eşekçigediği, Ağılkaya Tepe, Karaçalı Tepe, Tavşan Tepe, Akçalı
Tepe, Çaltıkaya Tepe‘de gözlenmektedir. Birim adını, Öztürk vd. (1981) tarafından
Kızıldağ ofiyolitleri üzerinde yer alan rekristalize kireçtaşlarından almış ve bu
çalışmada da bu adlama kullanılmıştır.
26
Deliktaş kireçtaşı bej, beyaz, gri renkli bol kırık çatlaklı, erime boşluklu, genellikle
masif yapılı, kolay kırılgan ve dağılgan rekristalize kireçtaşlarından oluşmuştur.
Deliktaş formasyonu Eğirler formasyonu üzerinde tektonik dokanakla yerleşmiştir.
Çaltıkaya Tepe civarlarında ise alüvyonla örtülüdür. Birimin yaşı Öztürk vd. (1981)
tarafından Üst Triyas olarak belirlenmiştir.
4.2. Yapısal Jeoloji
Çalışma alanının yapısal özelliklerini neotektonik dönem ve özellikle Isparta
Büklümü’nün oluşum mekanizması içerisinde düşünmek daha doğru olacaktır.
Çünkü, çalışma alanı Paleozoyik’ten günümüze kadar olan birçok orojenez
hareketinden etkilenmiş ve daha çok son dönemlerde gerçekleşen orojenik olaylar
daha öncekilerin etkilerini çoğunlukla silmiştir.
Çalışma alanında Anamasdağ grubu kaya birimleri çoğunlukla daha kolay
anlaşılabilen bir yapı gösterirken, Sultandağ grubu adı altında toplanan kaya birimleri
ile allokton konumlu Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler formasyonu ve Deliktaş
formasyonu daha karmaşık bir yapı sunmaktadırlar.
Anamasdağ grubunun Mesozoyik ve Tersiyer yaşlı formasyonlarında
karbonatlarındaki tabakalanmalar yer yer iyi korunmuş olup kalın karbonatlardan
oluşan bu örtüde, erime , karstik olaylar vb. sebeplerden tabakalanmaların büyük bir
kısmının bozulduğu gözlenmiştir. Bu gruptaki kaya birimlerinin tabakalanma ve
eğimleri dağın doğu kesimlerinde K 40- 60 B, 35- 45 KD, batı kesiminde ise, K 35-
60 B, 35- 45 GB’ dır. Sultandağ kesiminde ise tabakalanma ve eğim; K 40- 55 B, 25-
35 GB’ dır (Elitok, 2000).
Daha karmaşık bir yapıya sahip olan Sultandağ Grubuna ait formasyonlardan
Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonunda tabakalanma gözlenmezken, Kambriyen-
Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna ait kireçtaşı arakatkılı, ince ve kaba
kırıntılılardan oluşan birimde kaba yapraklanmanın yanında oldukça iyi gelişmiş ince
ve düzenli bir yapraklanma görülür.
27
Çalışma alanına tektonik olarak (allokton) yerleşen Kızıldağ ofiyolitleri, Eğirler
formasyonu ve Deliktaş formasyonu diğer gruplar içerisindeki formasyonlara göre
daha fazla bir deformasyona sahiptir. Birimlerdeki tabakalar tektonizmanın etkisiyle
ortaya çıkan kıvrımlanmalar sonucu yer yer belirlenemeyecek şekilde biçim
değiştirmişlerdir. Bu birimlerde oldukça kıvrımlı ve kırıklı olmalarından dolayı
tabaka doğrultu ve eğimlerinde çok sık değişimler gözlenmekte genel bir gidiş
göstermemektedirler (Elitok, 2000).
4.2.1. Faylar
Oldukça önemli kırık zonları üzerinde yer alan inceleme alanında fayların
doğrultuları, kıvrım eksen doğrultuları ile büyük ölçüde paralellik sunar. Nitekim bu
fay demetleri kıvrımlara paralel olarak içi KD’ ya bakan geniş bir yay çizer.
İnceleme alanında Neojen ve Kuvaterner yaşlı çökelleri etkilemiş normal fayların
yanında Neojen öncesi kayalarla ilişkin ters fayların varlığı da gözlenmiştir. Bölgede
gözlenen ve haritaya geçirilebilen normal fayların doğrultuları KB- GD, KD- GB ve
D- B dır. Fay düzlemlerinin eğimi ise 650- 900 arasında değişir.
Düşey fay, inceleme alanının batı kesiminde Anamasdağ formasyonu ile Kızıldağ
ofiyolitleri, Gölgeli formasyonu, Göksöğüt formasyonu ile olan dokanak boyunca
yaklaşık olarak KB- GD doğrultulu olarak gözlenmektedir. Belceğiz batısında Taşlık
Tepe’den başlayıp kuzeybatıya doğru Gölgeli mevkiine kadar ulaşmakta ve bu arada
Taşbaşı Tepe civarında doğrultu atımlı bir fay ile ötelenmektedir. Fayın eğimi
Belceğiz batısında dik ve dike yaklaşırken Gölgeli mevkii civarında ve güney
kesimlerinde azalmaktadır. Yenicekale’ nin batı kesimlerinde Anamasdağ
formasyonu ile Pliyosen yaşlı Göksöğüt formasyonu arasındaki dokanak boyunca bu
düşüm gözlenmektedir. Özellikle Gölgeli mevkii ve güney kesimlerinde dokanak
ilişkileri uyumlu olmasına rağmen Gölgeli formasyonu ile Anamasdağ formasyonu
arasındaki ilksel dokanak ilişkileri faylanmadan dolayı bozulmuştur. Bu kesimlerde
Gölgeli formasyonuna ait kumtaşı tabakalarında oldukça yoğun bir kırıklanma,
düzensiz bir katmanlanma dikkati çekmektedir (Elitok ,2000).
28
Normal faylar Anamasdağ formasyonu içerisinde yukarıda bahsedilen büyük fayın
doğrultusuna paralel konumlu daha küçük ölçekli faylar olarak Taşbaşı Tepe,
Eşekalanı, Sarıin, Kuvvetalanı doğu kesimlerinde gözlenmektedir (Elitok, 2000).
Şarkikaraağaç güneydoğusunda Hacıalabaz formasyonu içerisinde Kayrancı Tepe
civarında yaklaşık KB- GD doğrultulu olarak yer almaktadır. Aynı zamanda Armutlu
kuzeybatısında Akçalı Tepe, Karaçalı Tepe civarında Deliktaş formasyonu içerisinde
yaklaşık D- B doğrultulu küçük ölçekli düşey faylar olarak gözlenmektedir (Elitok,
2000).
Poisson (1977) Üst Miyosen (Tortoniyen) sonrası Isparta Büklümü’nün doğu
kanadının batı kanadı üzerine bindirdiğini (Aksu bindirmesi) belirtmiştir. Koçyiğit
(1981) Isparta büklümü’nün kuzey kısmında yerel olarak Orta Oligosen’den beri
sıkışma tektoniği yerine, neotektonik dönemde çekme tektoniğinin egemen olduğunu
ifade etmiştir. Böylece inceleme alanı içerisinde bu çekme tektoniğinin etkileri bariz
bir şekilde gözlenmiş, normal ve düşey fayların ofiyolit yerleşiminden sonra
Koçyiğit (1981)’in ifade ettiği gibi Orta Oligosen’den sonra oluştuğu
düşünülmektedir.
Doğrultu atımlı faylar özellikle inceleme alanının doğu kesiminde Paleozoyik ve
Mesozoyik yaşlı birimlerde yoğunlaşmış olarak dikkati çekmektedir. Arslandoğmuş
güneyinde Kütlü Tepe’de, Köprüköy kuzeyi Düzbaşı Tepe’de ve güneyinde Karatepe
güneybatı kesimlerinde Çaltepe formasyonu ile Sultandede şistleri arasında küçük
ölçekli atımlar halinde (1000 metreyi bulmayan) gözlenmektedir. Aşağıdinek doğusu
Yellibel Tepe’de Çaltepe formasyonu, Sultandede formasyonu ve Bağkonak
formasyonu arasında mevcuttur. Karatepe civarında yaklaşık D- B doğrultulu olarak
gözlenmektedir. Yassıbel kuzeyinde Kayrancı Tepe ve Külbaşı Tepe doğu
kesimlerinde Hacıalabaz formasyonu ile Paleozoyik ve Triyas yaşlı formasyonlar
arasında yer almaktadır. Karayaka batısında Arpaderesi Tepe civarında allokton
konumlu Deliktaş formasyonu ile Eğirler formasyonu arasında Taşbaşı Tepe, Gölgeli
mevkii civarında Anamasdağ formasyonu, Gölgeli formasyonu ve Kızıldağ
ofiyolitleri arasında yaklaşık KKB- GDD olarak gözlenmektedir. Yine Gölgeli
mevkii batı kesimlerinde Anamasdağ formasyonu ile Kızıldağ ofiyolitleri ve
29
Göksöğüt formasyonu arasında yaklaşık KD- GB doğrultulu küçük atımlı faylar
halinde dikkati çekmektedir.
İnceleme alanı içerisinde yer alan doğrultu atımlı fayların konumuna bakıldığında
bunların genel olarak KD- GB ve D- B doğrultulu oldukları Paleozoyik ve
Mesozoyik yaşlı birimleri etkilediği dikkati çekmektedir. Kızıltepe civarında KD-
GB doğrultulu keskin bir fay ve bu takip edildiğinde Yassıbel civarında Paleozoyik
ve Mesozoyik birimlerin ötelendiği görülmektedir. Aynı zamanda muhtemel olarak
düşünülen KD- GB doğrultulu bu fay hem güney hem de kuzey kesimlerdeki daha
küçük ölçekli faylarla paralellik sunmaktadır (Elitok, 2000).
Feletepe doğu yamacında alt kesimlerde Orta Triyas yaşlı Fele formasyonu
bulunmaktadır. Bu birim üzerinde Üst Kambriyen- Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede
formasyonu ve bunun üzerinde de Alt- Orta Kambriyen yaşlı Çaltepe formasyonu
ters fayla yer almaktadır. Aynı şekilde Fele Tepe kuzeyi ve Yassıbel batısında aynı
birimler arasında bu ters faylanmalara rastlanmaktadır. Bu ters faylar bölgede Erken
Kimmerid hareketlerinin etkilerini yansıtmaktadır.
Anamasdağı’ nın bugünkü morfolojisini kazandıran, doğu ile batı tarafını sınırlayan,
KB- GD uzanımlı düşeye yakın eğimli birbirine paralel basamak faylar Miyosen
sonrası tektonikle ilişkilidir. Düşey fayların doğuya bakan blokları bir diğerine göre
alçalmıştır. Bu hareketler sırasında genel gidişe dik ve/veya dike yakın fayların da
geliştiği gözlenir (MTA Raporu, 1987).
Sultandağı’nda Paleozoyik- Mesozoyik yaşlı kaya birimlerini kesen ve dike yakın
eğim sunan faylar, küçük yaylar çizmesine karşılık genelde KB- GD, KD- GB
uzanım sunar. Normal fayların düşey atımları yanı sıra doğrultu atımlarının da varlığı
göze çarpar (MTA Raporu,1987).
İnceleme alanında sürüklenimler, bölgede allokton konumlu olan Eğirler
formasyonu, Deliktaş formasyonu ve Kızıldağ ofiyolitlerinin bir kütle halinde
yerleşimi ile karakterize edilir.Anamasdağı doğusu ile Sultandağı güneyi arasındaki
30
çukurluğa yerleşmiş bulunan bu kütle, Anamasdağı doğusunda KB- GD uzanımlı bir
hat boyunca Alt Eosen sonrası- Lütesiyen’de Anamasdağ formasyonu üzerine
sürüklenmiştir. Ayrıca, Eğirler formasyonu, Deliktaş formasyonu ve Kızıldağ
ofiyolitlerinin de kendi içinde tektonik dilimler şeklinde birbiri üzerine binik olduğu
görülür (MTA Raporu, 1987).
31
4.3. HİDROLOJİ
Çalışma alanının ayrıntılı hidroloji incelemesinin yapılması amacıyla havza
içerisinde ve çevresinde bulunan Devlet Meteoroloji İstasyonlarının uzun yıllara ait
ölçümleri değerlendirilerek su bilanço elemanları hesaplanmıştır. Bilanço
hesaplamalarında gerekli olan hidrojeolojik verilerin belirlenmesi için yağış, akış,
buharlaşma- terleme (evapotranspirasyon) ve süzülme (sızma) verileri
değerlendirilmiştir.
4.3.1. Yağış
Çalışma alanı ve çevresinde bulunan yerleşim birimlerinin ortalama yağış miktarları;
Gelendost DMİ’de 577,1 mm (22 yıllık), Yalvaç DMİ’ de 503,82 mm (31 yıllık),
Akşehir DMİ’ de 587,42 mm (31 yıllık), Şarkikaraağaç DMİ’ de 437,12 mm (29
yıllık), Yenişarbademli DMİ’ de 816,88 mm (23 yıllık), Ilgın DMİ’ de 430 mm (22
yıllık), Aşağıçiğil DMİ’ de 491,16 mm (8 yıllık), Aksu DMİ’de 860,90 mm (13
yıllık) olarak hesaplanmıştır.
Çalışma alanı için ortalama yağış miktarı, yukarıda verilen DM istasyonları
verilerinden yararlanılarak eş yağış (izohyet) eğrileri yöntemi ile 518,42 mm olarak
tespit edilmiştir. Buna göre yaklaşık 831 km2’lik Şarkikaraağaç ovası için ortalama
yağış miktarı 430.807 x 106 m3 / yıl olarak belirlenmiştir (Şekil 4.5 ).
32
33
Hesaplamalarda yararlanılan DM istasyonlarının yağış verileri eklenik sapma
grafikleri ile değerlendirilmiştir.
Gelendost’ a ait eklenik sapma grafiğinde, 1966-1969 yılları arası yağışlı dönemi,
1969- 1977 yılları arası kurak dönemi, 1977- 1981 yılları arası yağışlı dönemi, 1981-
1987 yılları arası kurak dönemi göstermektedir (Şekil 4.8 a-b ).
Yalvaç’ a ait eklenik sapma grafiğinde, 1966- 1969 yılları arası yağışlı dönemi,
1969- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1983 yılları arası yağışlı dönemi, 1983-
1989 yılları arası kararlı dönemi, 1989- 1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-
1996 yılları arası yağışlı dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.9 a-b ).
Akşehir’ e ait eklenik sapma grafiğinde 1966- 1969 yılları arası yağışlı dönemi,
1970- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1980 yılları arası yağışlı dönemi, 1980-
1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-1996 yıları arası yağışlı dönemi temsil
etmektedir (Şekil 4.10 a-b ).
Şarkikaraağaç’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1966- 1971 yılları arası yağışlı
dönemi, 1971- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1991 yılları arası yağışlı
dönemi, 1991-1994 yılları arası ise kurak dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.11 a- b ).
Yenişarbademli’ e ait eklenik sapma grafiğinde 1967- 1969 yılları arası yağışlı
dönem, 1969- 1974 yılları arası kurak dönemi, 1974- 1981 yılları arası yağışlı
dönemi , 1981- 1986 yılları arası kurak dönemi, 1986- 1989 yılları arası ise yağışlı
dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.12 a- b ).
Ilgın’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1975- 1984 yılları arası kurak dönemi, 1984-
1988 yılları arası yağışlı dönemi, 1988-1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-
1996 yılları arası yağışlı dönemi göstermektedir (Şekil 4.13 a-b ).
34
Aksu’ a ait eklenik sapma grafiğinde 1983- 1986 yılları arası kararlı dönemi, 1986-
1989 yılları arası yağışlı dönemi, 1989-1994 yılları arası kurak dönemi ve 1994-
1995 yılları arası yağışlı dönemi temsil etmektedir (Şekil 4.14 a-b ).
Çizelge 4.1. Şarkikaraağaç ovası ve çevresindeki Devlet Meteoroloji İstasyonları yıllık ortalama yağış verileri
Yıllar Gelendost Yalvaç Akşehir Şarkikarağaç Yenişarbademli Ilgın Aksu 1966 653,6 561,2 633,4 461,8 1967 612,2 553,6 684 438,3 787,1 1968 762,7 640,2 792,8 540,5 1130,9 1969 750,2 602,7 731,8 517,4 1005,5 1970 487,2 400 502,5 446,7 716,4 1971 475,3 403,2 666,8 447,3 760,6 1972 438,9 359,2 471,3 356,2 586,1 1973 416,7 384 466,8 300 610,4 1974 524,1 409,9 441,4 267 528,8 1975 593,8 537,2 594,1 526,1 970,2 431,6 1976 615,9 561 709,4 524,8 931,5 505,8 1977 405,1 390,8 711,1 340,7 724,8 392,1 1978 801,8 661,8 719,2 524,7 997,1 388,5 1979 627,4 471 649,3 503,6 967,8 448,1 1980 609,7 502,3 569,6 459,7 745,3 373,6 1981 757,3 622 554,5 584,7 1265,7 417,3 1982 554,3 508,2 508,6 365 556,8 388,6 1983 602,2 586,9 647,3 689,3 901 428,3 843,7 1984 442,5 474,6 491,5 408,7 484,4 347,9 590 1985 627,3 557,9 581,6 506,8 798 482,8 928,4 1986 396,7 436,3 371,3 483,4 685,7 388,7 803,2 1987 541,3 521,4 641,1 585,4 874,2 511,7 1021,21988 589,1 657,3 630,2 975,9 513,2 1135,61989 434,1 469,1 463,6 784,2 388,2 860,2 1990 382,5 452,7 391,6 348,5 597,9 1991 513,1 610,8 623,3 457,5 893,9 1992 435,1 479,4 403,9 383,8 659,5 1993 392,3 385,3 317 306,8 761,6 1994 488,6 533,4 434,2 413,6 861,5 1995 666,7 675,5 560,5 1235 1996 571,7 807,3 584,2 Top. 12696,2 15618,6 18210,2 12676,5 18788,4 9461 11192 Ort. 577,1 503,82 587,42 437,12 816,88 430 860,92Yıl. 22 31 31 29 23 22 13
35
-300
-200
-100
0
100
200
300
400
500
600
1966 1968 1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986
YILLAR Eklenik Sapma Eğrisi
yağışlıdönem
kurak dönem yağışlı dönem
kurak dönem
OR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
Şekil 4.8-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Gelendost DMİ)
0100200300400500600700800900
1966 1969 1972 1975 1978 1981 1984 1987YILLAR Yıllık Toplam Yağış
Ortalama Yıllık Yağış: 577,1 mm
YAĞ
IŞ (m
m)
Şekil 4.8-b. Gelendost bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
36
-300
-200
-100
0
100
200
300
400
1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994
Eklenik Sapma Eğrisi
OR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
yağışlı döne
m
kurak dönem
yağışlı dönem kararlı dönem
kurak dönem
yağışlı dönem
Şekil 4.9-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Yalvaç DMİ)
0
100
200
300
400
500
600
700
800
1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış: 503,82 mm
Şekil 4.9-b. Yalvaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
37
-400
-200
0
200
400
600
800
1966
1969
1972
1975
1978
1981
1984
1987
1990
1993
1996
Eklenik Sapma Eğrisi
OR
TALA
MA Y
ILLI
K Y
AĞIŞ
(mm
)
YILLAR
yağışlı dönem
kurak dönem
yağışlı dönem
kurak dönem yağışlı dönem
Şekil 4.10-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Akşehir DMİ)
0100200300400500600700800900
1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış: 587,42 mm.
Şekil 4.10-b. Akşehir bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
38
-400-200
0200400600800
10001200
1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994
Eklenik Sapma EğrisiOR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
yağışlı
dö
kurak dönem
yağışlı dönem kurak dönem
Şekil 4.11-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Şarkikaraağaç DMİ)
0100200300400500600700800
1966 1970 1974 1978 1982 1986 1990 1994
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış : 437,12 mm
Şekil 4.11-b. Şarkikaraağaç bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
39
-600
-400
-200
0
200
400
600
1967 1971 1975 1979 1983 1987
Eklenik Sapma Eğrisi
OR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
yağışlı dönem kurak
dönemyağışlı dönem
kurak dönem
yağışlı dönem
Şekil 4.12-a. Yenişarbademli ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
1967 1971 1975 1979 1983 1987
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış : 816,88 mm
Şekil 4.12-b. Yenişarbademli bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
40
-350-300-250-200-150-100
-500
50100
1975 1978 1981 1984 1987 1990 1993 1996
Eklenik Sapma EğrisiOR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
kurak dönem yağışlı dönem
kurak dönem
yağışlı dönem
Şekil 4.13-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Ilgın DMİ)
0
100
200
300
400
500
600
700
1975 1978 1981 1984 1987 1990 1993 1996
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış: 430 mm
Şekil 4.13-b. Ilgın bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
41
-500-400-300-200-100
0100200
1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995
Eklenik Sapma EğrisiOR
TALA
MA
YIL
LIK
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
kararlı dönem
yağışlı dönem kurak dönem yağışlı
dönem
Şekil 4.14-a. Ortalama yıllık yağıştan eklenik sapma grafiği (Aksu DMİ)
0
200
400
600
800
1000
1200
1400
1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995
Yıllık Toplam Yağış
YAĞ
IŞ (m
m)
YILLAR
Ortalama Yıllık Yağış: 860,90 mm
Şekil 4.14-b. Aksu bölgesinde yağışın yıllara göre dağılım grafiği
42
4.3.2. Buharlaşma
Çalışma alanında gerçekleşen buharlaşma miktarını tespit edebilmek amacıyla
Thornthwaite yöntemi kullanılmıştır. Thornthwaite yönteminde kullanılan aylık
sıcaklık ve yağış verileri Şarkikaraağaç ilçesine ait Devlet Meteoroloji İstasyonundan
temin edilmiştir. Elde edilen bu veriler yardımıyla çalışma alanındaki potansiyel ve
gerçek buharlaşma değerleri hesaplanmıştır (Çizelge 4.2 )
Bölgede gerçekleşen toplam ortalama yıllık yağış miktarı 473,73 mm, potansiyel
buharlaşma değeri olan Etp değeri 635,25 mm ve gerçek buharlaşma değeri olan Etr
değeri ise 340,89 mm olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bu veriler ışığında yağış ve
potansiyel buharlaşma grafiği hazırlanmıştır. Grafikte, Ocak ayından itibaren Nisan
ayının sonuna kadar olan yağış miktarı ve Kasım- Aralık aylarındaki yağış miktarı
çalışma alanında gerçekleşen potansiyel buharlaşma (Etp) miktarından fazladır (Şekil
4.13 ). Bu nedenle Etp, Etr’ye eşittir ve bu dönemdeki su fazlası 132,84 mm olarak
hesaplanmıştır. 100 mm olarak kabul edilen zemin nem rezervi Mayıs ayından
Haziran ayının ortalarına kadar harcanmıştır. Haziran ayı ortalarından Ekim ayı
sonuna kadar gerçekleşen su noksanı 824,32 mm’dir. Ovada 473,73 mm olan yıllık
yağışın 340,89 mm’lik kısmı buharlaşarak atmosfere dönmektedir. Çalışma
alanındaki su fazlası tüm yağışın % 28’i kadardır.
43
Çizelge 4.2. Şarkikaraağaç Meteoroloji istasyonu için hazırlanan Thornthwaite buharlaşma- terleme bilançosu
Ş.Karaağaç Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam
Aylık Sıcaklık (°C)
0 0 4,76 9,86 13,87 17,99 21 21,28 17,44 11,67 5,34 0,84
Aylık İndeks (i) 0 0 0,92 2,79 4,68 6,94 8,78 8,96 6,62 3,60 1,10 0,06 44,45
Etp (mm) 0 0 17,81 45,06 75,36 103,27 124,95 118,80 83,50 47,97 16,68 1,85 635,25
YAĞIŞ (mm) 49,43 42,44 45,80 52,76 43,20 29,96 21,97 10,70 10,40 43,26 51,33 72,48 473,73
Zemin Rezervi 100 100 100 100 67,84 0 0 0 0 0 34,65 100
Etr (mm) 0 0 17,81 45,06 75,36 97,8 21,97 10,70 10,40 43,26 16,68 1,85 340,89
Zemin Rezerv Değişimi
- - - - -32,16 -67,84 - - - - 34,65 65,36
Su Noksanı (mm)
- - - - - 35,43 102,98 108,1 73,1 4,71 - - 324,32
Su Fazlası (mm)
49,43 42,44 27,99 7,7 - - - - - - - 5,28 132,84
Enlem Düzeltme Katsayısı
0,85 0,84 1,03 1,10 1,23 1,24 1,25 1,17 1,04 0,96 0,84 0,83
43
44
0
20
40
60
80
100
120
140
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Aylar
(mm YAĞIŞ (mm)
Etp (mm)
Su Fazlası
Zemin Rezervinin Kullanılması
Su Noksanı
Zemin Rezervinin Tamamlanması
Şekil 4.15. Thornthwaite yöntemine göre Şarkikaraağaç için yağış ve Etp’nin aylık değişim grafiği
44
45
4.3.3. Akış
831 km2’lik bir alana sahip olan Şarkikaraağaç havzası içerisinde sürekli akışa sahip
dereler Köprüköy Deresi, Gürleyik Dere ve Çukur Dere’dir (EK-1). Bununla birlikte
mevsimlere bağlı olarak yağışlı dönemde yüzeysel akışa geçen pek çok irili ufaklı
dere bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Fele Pınarı, Kaysuluk Dere, Eğriçay,
Değirmençayı Dere, Deveci Dere, Kovalı Dere, Aşağıkaramuklu Dere, Koru Dere,
Karakaya Pınarı, Tavuk Deresi, Devegöçüren Dere, Bebik Dere, Derbent Dere,
Başdeğirmen Dere, Arpayeri Dere, İnönü Dere, Karadeli Dere, Kirazlı Dere,
Çukurçay, Yamada Çayı, Erikli Dere, Karagan Dere, Damlı Dere’dir. Şarkikaraağaç
havzası içerisinde yer alan bu dereler havza içerisinden doğup yine havza içerisine
boşalırlar. Bu derelerden; Köprüköy Deresi, Gürleyik Dere, Karakaya Pınarı,
Kaysuluk Dere ve Fele Pınarına ait akım rasat değerleri Çizelge (4.3 a- b- c- d- e)’de
verilmiştir. Çalışma alanı içerisinde beslenme havzası dışına yağışlı dönemde
Beyşehir Gölü’ne boşalan veya dışarıdan havzayı besleyen yüzeysel akış
bulunmamaktadır.
46
Çizelge 4.3-a. Köprüköy Deresi Akım Rasat Değerleri
Çizelge 4.3-b. Gürleyik Dere Akım Rasat Değerleri
su yılı
Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül
1990 0 0 0 0 0 0,37 0,12 0,03 0,005 0 0 0
1991 0 0,03 0,05 0,03 0,17 0,04 0,21 0,26 0,028 0 0 0
1992 0 0,04 0,15 0 0 0,25 0,24 0 0 0 0 0
1993 0 0,09 0,17 0 0,31 0,36 0 0 0 0 0 0
Top. 0 0,16 0,37 0,03 0,48 1,03 0,57 0,29 0,033 0 0 0
Ort. 0 0,04 0,09 0,01 0,12 0,26 0,14 0,07 0,008 0 0 0
Su yılı
Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül
1986 0,24 0,35 0,47 1,17 1,49 1,29 0,51 0,36 0,3 0,22 0,18 0,2
1987 0,14 0,24 0,16 0,5 0,94 0,85 0,81 0,82 0,87 0,45 0,32 0,2
1988 0,06 0,51 0,58 0,58 1 2,18 3,9 1,6 0,26 0,19 0,17 0,1
1989 0,26 0,4 0,56 0,9 1,36 0,82 0,31 0,26 0,17 0,05 0,08 0
1990 0,09 0,37 0,81 0,56 1,41 1,06 0,55 0,46 0,19 0,14 0,12 0,1
1991 0,08 0,11 0,33 0,26 0,67 0,7 0,34 0,17 0,02 0,01 0,02 0
1992 0,03 0,45 2,32 0,61 0,69 1,61 2,28 0,79 0,64 0,03 0 0
1993 0 0 0,37 0,69 1,33 1,94 1,35 0,42 0,04 0,01 0 0
1994 0,1 0,13 0,22 0,26 0,35 0,58 0,18 0,09 0,02 0,03 0,02 0
Top. 1 2,56 5,82 5,53 9,24 11 10,2 4,97 2,51 1,13 0,91 0,7
Ort. 0,11 0,28 0,65 0,61 1,03 1,23 1,14 0,55 0,28 0,13 0,1 0,1
47
Çizelge 4.3-c. Fele Pınarı Akım Rasat Değerleri
su yılı
Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül
2000 0,12 0,1 0,08 0 0 0 0 0 0,06 0 0,051 0
2001 0,04 0,11 0,16 0,06 0,08 0,08 0,09 0,06 0,071 0,068 0,061 0,1
2002 0,11 0,1 0,11 0,21 0 0,1 0,17 0,13 0,089 0,064 0,087 0,1
2003 0,11 0,06 0,05 0,09 0,12 0 0,13 0,11 0,141 0,134 0,079 0,1
2004 0,1 0,09 0,05 0,14 0,09 0,14 0,1 0,13 0,092 0,08 0,076 0,1
2005 0 0 0 0,08 0,12 0,07 0,08 0,1 0,067 0,087 0,076 0
Top. 0,48 0,46 0,45 0,58 0,41 0,4 0,56 0,53 0,52 0,433 0,43 0,4
Ort. 0,08 0,08 0,08 0,1 0,07 0,07 0,09 0,09 0,086 0,072 0,071 0,1
Çizelge 4.3-d. Karakaya Deresi Akım Rasat Değerleri
su yılı
Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Tem. Ağus. Eylül
1986 0,03 0,03 0,03 0 0 0,25 0,13 0,13 0,117 0,032 0,021 0
1987 0,03 0,05 0,11 0,33 0,37 0,13 0,28 0,18 0,22 0,063 0,031 0
1988 0,05 0,13 0,26 0,12 0,39 0,44 0,6 0,29 0,075 0,029 0,043 0,1
1989 0,05 0,59 0,33 0,07 0,08 0,33 0,13 0,07 0,067 0,05 0 0
1990 0 0 0 0,15 0,05 0,37 0,13 0 0 0 0 0
Top. 0,16 0,79 0,73 0,66 0,89 1,52 1,27 0,67 0,479 0,174 0,095 0,1
Ort. 0,03 0,16 0,15 0,13 0,18 0,3 0,25 0,13 0,095 0,034 0,019 0
Çizelge 4.3-e. Kaysuluk Dere Akım Rasat Değerleri
Su yılı
Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Hazi. Tem. Ağus. Eylül
1991 0 0,013 0,122 0 0 0 0 0 0 0 0 0 1992 0 0,008 0,167 0,04 0,04 0,14 0,04 0,02 0,017 0,005 0 0 1993 0 0 0,009 0,12 0,09 0,07 0,02 0,04 0,003 0 0 0 1994 0 0,005 0 0,02 0,05 0,03 0,03 0 0,011 0,017 0,006 0,02 1995 0 0,041 0,029 0,02 0,02 0,07 0,05 0,06 0 0,027 0 0
Top. 0 0,067 0,327 0,2 0,19 0,31 0,14 0,12 0,031 0,049 0,006 0,02 Ort. 0 0,013 0,065 0,04 0,04 0,06 0,03 0,02 0,0062 0,0098 0,0012 0
48
4.3.4. Su Bilançosu
Bu bölümde yukarıda ayrıntılı olarak tanımlanan hidrolojik veriler kullanılarak
Şarkikaraağaç havzası için su bilançosu hazırlanmıştır. Alanda en önemli beslenim
kaynağı yağıştır. Havza için eş yağış eğrileri yöntemine göre belirlenen ortalama
yağış miktarı 518.42 mm’dir (Bölüm 4.4.1). 831 km2’lik alana sahip Şarkikaraağaç
ovası için ortalama yağış miktarından beslenim 430.807 x 106 m3/yıl olarak
belirlenmiştir.
Ova için diğer beslenim kaynağı ise Beyşehir gölü’nden alınan sulama suyudur.
Şarkikaraağaç ovasına Beyşehir gölünden 2005 yılında 26.12 x 106 m3 sulama suyu
alınmıştır. DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmalarda ova için 2005
yılında belirlenen sulama randımanı % 26’dır. Gölden alınan su miktarının %26’sı
bitkiler tarafından kullanılmakta, % 74’ü ise yeraltına süzülmekte ve
buharlaşmaktadır. Beyşehir gölünden alınan sulama suyunun 19.33 x 106 m3 lük
miktarı yeraltına süzülmekte ve buharlaşmaktadır. Örenköy ve Şehitler göletlerinden
alınan sulama suyu miktarı hakkında bilgiye ulaşılamamıştır. Bu nedenle göletlerden
sulama suyu beslenimi bilanço hesaplamalarında kullanılmayacaktır (Çizelge 4.4).
Şarkikaraağaç ovasında en önemli boşalım elemanı buharlaşmadır. Ortalama 340,89
mm gerçek buharlaşma (Etr) değeri ile ortalama 283.28 x 106 m3/yıl su buharlaşma-
terleme yoluyla boşalmaktadır (Bölüm 4.4.2).
Alüvyon ova içerisinde resmi kurumlar ve özel kişilere ait yaklaşık 150 adet sondaj
ve keson kuyu mevcuttur. DSİ 18. Bölge Müdürlüğüne ait 29 adet sondaj kuyusu
bulunmaktadır. Kuyuların ortalama 39.46 l/s debi (DSİ 18. Bölge Müd. verileri) ile 6
saat ve yılda 150 gün çalıştığı varsayılırsa kuyulardan toplam 3.83x 106 m3/yıl su
çekilmektedir. Araştırma alanında yapılan statik seviye ölçüm çalışmaları sırasında
ovada yaklaşık 65 adet keson kuyu olduğu görülmüştür. Bu kuyulardan ortalama
1.05 x106 m3/yıl su çekilmektedir. Özel şahıslara ait yaklaşık 55 adet sondaj
kuyusundan ortalama 30 l/s debi ile 5.34 x106 m3/yıl su alınmaktadır. Elde edilen
veriler ışığında en doğru yaklaşım sağlanarak yapılan hesaplamalara göre, ovadan
49
ortalama 10.22 x106 m3/yıl çekilen su miktarı boşalım olarak değerlendirilecektir. Bu
miktarın % 74’ü olan 7.56 x106 m3/yıl’lık miktar yeraltına süzülecektir.
Araştırma alanında havzadan dışarıya boşalan ve havza içine akan yüzeysel akış
bulunmamaktadır. Sadece havzada bulunan kaynakların boşalımları yüzeysel akışa
geçmektedir. Bunlar havza içerisinde oluşup tekrar havzadaki alüvyon ortama
boşaldıkları için bilanço hesaplamalarında dikkate alınmayacaktır. Kapalı bir havza
özelliğindeki ovada özellikle topoğrafik eğimin az olduğu arazilerde, doğal
boşaltımın belirli bir zaman içerisinde aksaması sonucu, yeraltısuyu seviyesi
yükselmekte ve tarım arazileri için istenmeyen bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu
nedenle yeraltısuyunu besleyen etmenler olan yağış, kaynaklar ve sulama sularından
yüzeysel akışa geçen fazla suyu toplamak amacıyla, topoğrafik eğime uygun olarak,
ovanın doğal boşaltım ayağını oluşturan Deliçay deresi boyunca Çarıksaraylar
derivasyon kanalı yapılmıştır. Alüvyon ortamın tamamında yapılan drenaj
kanallarının boşalımı bu derivasyon kanalı vasıtasıyla Beyşehir gölüne ulaşmaktadır
(EK-2). Sözkonusu kanaldan ortalama yılda 32.51 x 106 m3 su Beyşehir gölüne
yüzeysel akış ile boşalmaktadır (DSİ 18. Bölge Müd.).
Şarkikaraağaç havzası güneyde Beyşehir gölü ile sınır oluşturmaktadır. Alüvyon
akifer için yapılan yeraltısuyu seviye haritalarında ovanın yeraltısuyu boşalımının
Beyşehir gölüne doğru olduğu belirlenmiştir (Bölüm 4.5.4). Alüvyon akifer-Beyşehir
gölü dokanağında alüvyondan göle yeraltısuyu akımı olacaktır. Bu alandaki
yeraltısuyu boşalımı Darcy’nin Q = T x i x G formulü ile hesaplanmaktadır.
Formulde; T = Transmisibilite katsayısı (m2/gün)
i = Hidrolik eğim
G = Havzanın göle boşalım uzunluğu (m)
Transmisibilite değeri olarak bu bölgede açılmış olan 19984 numaralı kuyuda
belirlenen 4.17 x 10-3 m2/s kullanılmıştır (Bölüm 4.5.3). Beyşehir gölü kenarında
alüvyon akiferde belirlenen hidrolik eğim 0.025’dir. Beyşehir gölü ile alüvyon akifer
sınırı olan 1125 konturu esas alınarak uzunluğu 2500 m’dir. Havzadan göle
yeraltısuyu boşalımı 8.22 x106 m3/yıl olarak hesaplanmıştır.
50
Şarkikaraağaç havzası için belirlenen beslenme ve boşalma miktarları çizelge
4.4.2’de verilmiştir. Beslenim ile boşalım arasında 123.467 x 106 m3/yıl’lık fark
bulunmaktadır. Ölçümlerde ve hesaplamalarda olabilecek hatalar dikkate alındığında
emniyetli kullanılabilecek yeraltısuyu miktarı beslenme-boşalma farkının % 60’ı
olarak alınabilir. Buna göre, Şarkikaraağaç ovasında emniyetli kullanılabilecek
yeraltısuyu miktarı 74.08 x106 m3/yıl’dır.
Çizelge 4.4. Şarkikaraağaç Ovası su bilançosu
BESLENME x 106 m3/yıl BOŞALMA x 106 m3/yıl
Yağış 430.807 Buharlaşma 283.28
Beyşehir gölü
sulamasından
19.33 Kuyularla çekim 10.22
Sondaj sulamasından 7.56 Beyşehir gölüne
yeraltısuyu boşalımı
8.22
Drenaj kanalına
boşalım
32.51
Toplam 457.697 Toplam 334.23
51
4.4. HİDROJEOLOJİ
Bu bölümde çalışma alanında bulunan su noktaları, litolojik birimlerin hidrojeolojik
özellikleri, akiferlerin hidrolojik parametreleri ve yeraltısuyu dinamiği hakkında bilgi
verilmektedir.
4.4.1 Su Noktaları
Çalışma alanı içerisinde az sayıda sürekli dere ve mevsime bağlı birçok yüzeysel akış
ile kaynak, sondaj kuyusu ve keson kuyu bulunmaktadır. Ayrıca, Şehitler Göleti
(Çarıksaraylar) ve Örenköy Göleti işletilmekte olup sulama suyu alınmaktadır.
Bunun yanısıra inşa halinde olan Köprüköy Göleti bulunmaktadır. Alanın güneyinde
Beyşehir gölü bulunmaktadır.
4.4.1.1 Akarsular
Çalışma alanındaki yüzeysel akışları göstermek amacıyla drenaj ağı haritası
hazırlanmıştır (Şekil 4.16). Köprüköy, Gürleyik ve Çukur dereler sürekli akan
derelerdir. Mevsimsel olarak ise; Fele Pınarı, Kaysuluk Dere, Eğriçay, Değirmençayı
Dere, Deveci Dere, Kovalı Dere, Aşağıkaramuklu Dere, Koru Dere, Karakaya Pınarı,
Tavuk Deresi, Devegöçüren Dere, Bebik Dere, Derbent Dere, Başdeğirmen Dere,
Arpayeri Dere, İnönü Dere, Karadeli Dere, Kirazlı Dere, Çukurçay, Yamada Çayı,
Erikli Dere, Karagan Dere, Damlı Dere.
52
53
- Köprüköy Deresi; Köprüköy’ün kuzeydoğusunda yer alan Köprüköy Deresinden
bölgenin sulama suyu karşılanmaktadır (Şekil 4.17). Üzerinde Köprüköy Göleti inşa
edilmekte ve buradan 1017 ha’lık tarım arazisinin sulaması planlanmaktadır (Çizelge
4.5)..
Şekil 4.17. Şarkikaraağaç Köprüköy Göleti’ nin görünümü
Çizelge 4.5. Köprüköy göleti teknik özellikleri Göletin Yeri Köprüköy'ün 1 750 m kuzeydoğusu
Akarsuyu Köprüköy Deresi
Amacı Sulama
İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1995
Gövde dolgu tipi Kaya Dolgu
Depolama hacmi 5,48 hm3
Aktif Hacim 5,10 hm3
Ölü Hacim 0,38 hm3
Yükseklik (talvegden) 40,78 m
Yükseklik (temelden) 50,78 m
Sulama Alanı 1 017 ha
Proje rantabilitesi 1,40
-Gürleyik Dere ; Şarkikaraağaç Örenköy’ ün sulama suyunu karşılayan Gürleyik
Dere üzerinde, işletmede olan Örenköy Göleti bulunmaktadır (Şekil 4.18 ). Bu Gölet
sayesinde 306 ha’ lık tarım arazisinin sulaması yapılmaktadır (Çizelge 4.6 ).
54
Şekil 4.18. Şarkikaraağaç Örenköy Göleti’ nin görünümü
Çizelge 4.6. Örenköy göleti teknik özellikleri
- Çukur Deresi; Şarkikaraağaç Çarıksaraylar’da yüzeysel akışa sahip olan Çukur
Dere Çarıksaraylar’ın sulama suyu ihtiyacı karşılanmaktadır. Bu dere üzerinde
Şehitler Göleti inşa edilmiş olup, 884 ha ‘lık bir arazinin sulaması yapılmaktadır
(Şekil 4.19 -Çizelge 4.7).
Göletin Yeri Şarkikaraağaç-Örenköy'ünün2.5 km güneybatısı
Akarsuyu Gürleyik Deresi Amacı Sulama
İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1992-1997
Gövde dolgu tipi Zonlu Toprak dolgu
Depolama hacmi 1,610 hm3
Aktif Hacim 1,190 hm3
Ölü Hacim 0,420 hm3
Yükseklik (talvegden) 27,50 m
Yükseklik (temelden) 41,64 m
Sulama Alanı 306 ha
Proje rantabilitesi 1,53
55
Şekil 4.19. Şarkikaraağaç Şehitler Göleti
Çizelge 4.7. Şehitler göleti teknik özellikleri Göletin Yeri Şarkikaraağaç-Çarıksaraylar'a 1.5 km mesafede
Akarsuyu Çukur Deresi Amacı Sulama
İnşaatın (başlama-bitiş) yılı 1993-1998
Gövde dolgu tipi Kaya dolgu
Depolama hacmi 5,000 hm3 Aktif Hacim 4,970 hm3
Ölü Hacim 0,030 hm3 Yükseklik (talvegden) 42,90 m Yükseklik (temelden) 46,00 m
Sulama Alanı 884 ha Proje rantabilitesi 1,02
4.4.1.2. Kaynaklar
Çalışma alanında yer alan kaynaklar genel olarak dokanaklara bağlı ortaya çıkmıştır.
Başlıca 11 adet kaynak olup bu kaynaklar 1/ 100 000 ölçekli hidrojeoloji haritası
üzerinde gösterilmiştir (EK-3).
56
Soğukpınar Kaynağı
Şekil 4.20. Soğukpınar Kaynağı jeolojik şematik kesiti
Şarkikaraağaç ilçesinin Göksöğüt kasabası içerisinde bulunan ve kumtaşı , kiltaşı,
kireçtaşlarından oluşan birim içerisindeki kireçtaşlarından boşalan kaynak içme ve
sulama amaçlı kullanılmaktadır.
Şekil 4.21. Soğukpınar kaynağından bir görünüm
57
Belceğiz Kaynağı
Şekil 4.22. Belceğiz kaynağı jeolojik şematik kesiti
Belceğiz’e yakınlarındaki ofiyolitli malzemeden boşalan çatlak kaynağı sulama
amaçlı kullanılmaktadır.
Şekil 4.23. Belceğiz Kaynağından bir görünüm
58
Pınarbaşı Kaynağı
Şekil 4.24. Pınarbaşı kaynağı jeolojik şematik kesiti
Çarıksaraylar’a yaklaşık 2 km uzaklıkta bulunan kaynak kireçtaşı ve şistlerin
dokanağındanboşalmaktadır. Kaynak kaptaj yapılarak kapatılmıştır. İçme suyu olarak
kullanılmaktadır.
Şekil 4.25. Pınarbaşı kaynağından bir görünüm
59
İlidere Kaynağı
Şekil 4.26. İlidere kaynağı jeolojik şematik kesiti
Arslandoğmuş köy merkezine yaklaşık 1 km uzaklıktaki kaynak sıcak su bulunduran
bir kaynaktır.
Şekil4.27. İlidere kaynağından bir görünüm
60
İçmeler Kaynağı
Şekil4.28. İçmeler kaynağı jeolojik şematik kesiti
Arak merkezine yaklaşık 1-1,5 km uzaklıkta bulunan kaynak mineralli su
özelliğindedir. Kaynak boşalım bölgesinde yoğun bir traverten çökelimi
gözlenmektedir .
Şekil 4.29. İçmeler kaynağından bir görünüm
61
4.4.1.3. Sondaj Kuyuları ve Sığ Kuyular
Şarkikaraağaç ovasında sulama amaçlı açılmış resmi kurumlar ve özel kişilere ait
yaklaşık 150 adet sondaj ve keson kuyu mevcuttur. Bunun yanı sıra yine ova
içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından 1975- 1992 yılları arasında araştırma
ve işletme amaçlı açılmış toplam 29 adet sondaj kuyusu bulunmaktadır (DSİ 18. Böl.
Müd. 18-II Sondaj Şube Başmühendisliği). Çalışma alanında yer alan sondaj
kuyularının tamamı alüvyon ova içerisinde açılmıştır (EK-3).
DSİ tarafından açılan kuyuların derinlikleri 10,70- 200 m, statik seviyeleri 0,20- 6,10
m, dinamik seviyeleri 7,07- 57,22 m ve debileri ise 2,50- 63,80 l/s arasında
değişmektedir. Bu kuyulara ait hidrolojik ve hidrojeolojik özellikleri yansıtan kuyu
logları Şekil 4.30’ de , teknik özellikleri ise Çizelge 4.8’ sunulmuştur.
62
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu logları (a)
62
63
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (b)
63
64
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (c)
64
65
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (d)
65
66
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (e)
66
67
Şekil 4.30. Şarkikaraağaç ovasında açılmış olan sondaj kuyularına ait kuyu loglarının devamı (f)
67
68
Çizelge 4.8. Şarkikaraağaç ovası içerisinde DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından açılmış olan kuyuların teknik verileri (DSİ, 1975- 1980)
Kuyu Adı Kuyu No Statik Seviye
(m) Dinamik
Seviye (m) Derinlik
(m) Debi (Qp)
l/s Çiçekpınar 19982 0,20 14,83 110 63,20
Tuğla Ocakları
19983 6,10 23,36 103 34,58
Çeltek Köyü 19984 0,20 15,95 24 52,23 Şarkikaraağaç 20300 3,40 16,07 140 24,28 Şarkikaraağaç 20301 3,25 15,92 105 61,04 Şarkikaraağaç 20302 4,30 16,80 10,70 52,80 Şarkikaraağaç 20303 4,30 19,33 70 34,58
Beyköy 20939 1,60 35,96 48 9,08 Beyköy 20940 2,07 7,07 82 63,80 Beyköy 20941 1,25 18,35 17,80 47,18 Beyköy 20942 1,65 34,68 14,82 2,50
Şarkikaraağaç 21667 4,60 38,70 34 9,14 Şarkikaraağaç 21668 3,20 32,10 116 9,14 Şarkikaraağaç 21669 4,35 37,75 30 9,00 Şarkikaraağaç 21672 2,40 22,70 115 36 Şarkikaraağaç 21673 2,60 21,44 116 34 Şarkikaraağaç 21674 2,90 7,98 90 63,80 Şarkikaraağaç 21675 2,50 7,95 100 63,80 Şarkikaraağaç 21676 4,40 23,85 101 44,34 Şarkikaraağaç 21677 4,65 22,85 100 40,62 Şarkikaraağaç 21678 3,30 22,55 88 40
Çiçekpınar 24880 4,07 100 63,20 Çiçekpınar 24881 2,90 8,62 100 63,20 Çiçekpınar 24882 1,69 9,56 54 63,20 Çiçekpınar 24883 2,63 8,52 28,82 63,20 Çiçekpınar 24884 1,95 14,83 80 63,20
Beyköy 36706 3,73 42,57 80 5,17 Başdeğirmen 37304 0,22 57,22 200 10,09
Beyköy 42321 2,45 47,12 80 18,4
4.4.1.4. Beyşehir Gölü
37o 45’ kuzey-31o36’ doğu koordinat sisteminde yer alan Beyşehir Gölü, Göller
yöresinde, Beyşehir İlçesinin kuzeyinde, Şarkikaraağaç İlçesinin güneyinde Sultan
Dağları ile Anamas Dağları arasındaki tektonik çukurlukta yer alan ülkemizin en
büyük tatlı su gölüdür. Beyşehir Gölü 1125 m su kotunda göl yüzeyi yaklaşık 700
km2, drenaj alanı 4147 km2’ dir. İdari olarak Konya- Isparta ili sınırları içerisindedir.
Barındırdığı yaban hayatı, doğal güzellikleri ve tarihi değerleri ile göllerimiz
içerisinde özel bir yeri vardır.
69
Göl’de göl suları altındaki tepe uzantılarının oluşturduğu büyüklü küçüklü 32 ada
bulunmaktadır. Büyük adalar genellikle gölün batısında yer almaktadır. En
önemlileri Mada, İğdeli, Orta, Aygır, Hacıakif ve Keçi adalarıdır.
Göl’ün güney ve kuzey kıyıları sığ olup, en derin yeri 10 metreyi bulmaktadır. Göl
su seviyesi ile göl alanı yıllara ve mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. 1960-
1990 göl rasat periyodunda, en düşük seviyesi Ekim 1975’te 1121.96 metre olarak
tespit edilmiştir. Bu seviyedeki göl alanı 64.500 hektar olmuştur. Aynı rasat
periyodundaki en yüksek su seviyesi, Mart 1981’de 1125 metre olarak
gerçekleşmiştir. Bu kottaki göl alanı 74.600 hektardır (www.cevreorman.gov.tr).
Gölün boşalımı ise; gölün batısında kuzey-güney doğrultusunda yer alan düdenler
vasıtasıyla suyun Manavgat havzasına taşınması, tarımsal amaçlı su kullanımı ve
buharlaşma yoluyla gerçekleşmektedir.
Beyşehir Gölü sularından Şarkikaraağaç genelinde tarım alanlarının sulaması
yapılmaktadır. Gölden her yıl “Konya Ovası Sulama Projesi” kapsamında tahmini
500 milyon m3 su alınmaktadır. Bu da gölün ekosistemini bozabilir niteliktedir.
Zaten sığ olan gölün kıyılarında daha şimdiden bataklıklar oluşmaya başlamıştır.
Gölü kirleten kaynaklar çok azdır. Beyşehir İlçesi’nin kanalizasyonunun bir bölümü
fosseptikle halledilmiş, bir kısımda 100 mm’lik büzlerle göl ayağından çıkış kanalına
verilmektedir. Taşma ve sızmalar dışında evsel atıklar göle ulaşamamaktadır. Ancak
gölün güneyinde bulunan Üstünler, Huğlu ve Gencek Kasabalarında tüfekçilik sanayi
tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin atıkları Üstünler Çayı vasıtasıyla doğrudan göle
verilmektedir.
Su ürünleri üretimi yönünden Göller Bölgesinin en önemli gölü olan Beyşehir Gölü’
nün tamamını içeren alan 38.750 hektarlık saha 11.1.1993 tarihinde Milli Park ilan
edilmiştir. Göl alanı iklimsel özellikleri itibariyle, Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri
arasında geçiş özelliği göstermektedir. Göl yüzeyi kışın kısmen veya tamamen
donduğu için kuşlar açısından iyi bir kışlama alanı değildir. Ancak, eylül ve ekim
aylarında ördekler ve dalgıçlar onbinleri aşan gruplar oluşturur. Sakarmekelerin ve
70
kazlarında eklenmesiyle ekim ayı sonlarında göldeki toplam kuş populasyonu
ellibinleri geçer. Bazı yıllar bu sayı birkaç misline ulaşmaktadır
(www.cevreorman.gov.tr).
4.4.2. Litolojik Birimlerin Hidrojeolojik Özellikleri
Çalışma alanı içerisinde yer alan birimler fiziksel ve hidrojeolojik özellikleri dikkate
alınarak geçirimli (Gç1,Gç2), yarı geçirimli (Gy) ve geçirimsiz (Gz1, Gz2) birimler
olarak sınıflandırılmıştır (EK-3).
4.4.2.1. Geçirimli Birim (Gç1)
Çalışma alanı içerisinde geniş bir yayılıma sahip olan alüvyon malzeme, farklı
kökene sahip kaya birimlerini temsil eden kil, silt, kum ve çakıldan oluşmaktadır.
Aynı şekilde, geçirimli birim içerisinde yer alan yamaç molozu da değişik boyutlarda
ve farklı derecelerde yuvarlaklaşmış çakıllardan oluşan ofiyolit birimine ait
kayalardan oluşmaktadır. Alüvyon ve yamaç molozu yayılımı ve verimi fazla olan
gözenekli akiferi oluşturmaktadır.
Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu bulunduran en önemli formasyon alüvyondur.
Ova içerisinde alüvyon 238 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. Çalışma alanında
bulunan sondaj kuyularının tamamı alüvyon ortam içinde açılmıştır. Alüvyon akifer
içerisinde kil, kum ve çakıl seviyelerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği
gözlenmektedir. Alüvyon akiferin genelinde kil seviyeleri kum ve çakıl düzeyleri ile
ardalanmalı şekilde bulunmaktadır. Bu durum, bazı alanlarda akiferin basınçlı bir
karakter kazanmasına neden olmuştur. 1970’li yıllarda açılan üç kuyu artezyenik
özelliktedir. En derin sondaj kuyusu Başdeğirmen’ de 200 m derinlikte açılmış ve
çakıl (az killi) seviyelerinin yaygın olarak kesildiği görülmüştür. Çiçekpınar
civarında açılmış olan kuyularda kil seviyesinde artış tespit edilmiştir. Çeltek
güneyinde ve Şarkikaraağaç merkezde açılan kuyularda 56 -93 m’de serpantin
seviyeleri kesilmiştir. Salur, Çeltek ve Armutlu köyleri arasında alüvyon kalınlığı 50
m’ye kadar düşmektedir. Karakuyu mevkiinde ise kalınlık 20-30 m civarındadır.
71
Beyköy ve Arak arasında kalınlık 200-250 m’ ye kadar ulaşmaktadır. Alüvyonda
genellikle yüzeyden 100-150 m derinliğe kadar kum, çakıl, killi çakıllı serilerin
hakim olduğu görülmektedir. Daha derinlerde ise çakıllı kil ve plastik killerin
yoğunlaştığı sondaj kuyularından ve DSİ tarafından yapılan jeofizik etüdleri ile
belirlenmiştir (DSİ, 1975). Çalışma alanında DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından
açılmış olan sondaj kuyularının debileri 2,5- 3,80 lt / sn arasında değişmektedir.
4.4.2.2. Geçirimli Birim (Gç2)
Yaygın ve verimli karstik akiferi oluşturan geçirimli (Gç2) birimi; Çaltepe
formasyonunu oluşturan Çaltepe kireçtaşları, Fele formasyonu kireçtaşları,
Hacıalabaz formasyonuna ait Hacıalabaz kireçtaşları, Anamasdağ formasyonunu
oluşturan Anamasdağ kireçtaşları ve Deliktaş formasyonu kireçtaşlarından
oluşmaktadır. Anamasdağ ve Hacıalabaz kireçtaşları çalışma alanında geniş alanlarda
yüzeylemektedir.
Birimi oluşturan kireçtaşları, erime boşluklu, kırık ve çatlaklı yapıları ile karstik
akifer özelliği sunmaktadır. Bu anlamda kireçtaşları, erime boşluklarında, kırık ve
çatlaklarında yeraltısuyu bulundurmaları açısından önemlidir. Sözkonusu
kireçtaşlarında çok sayıda kaynak boşalımlarına rastlanmaktadır.
4.4.2.3. Yarı Geçirimli Birim (Gy)
Çalışma alanında kumtaşlarından oluşan Eğirler formasyonu ile kumtaşı, çakıltaşı,
karbonat ve kiltaşlarından yapılı Bağkonak ve Göksöğüt formasyonları yarı geçirimli
birim olarak sınıflandırılmıştır. Bu formasyonlardaki kumtaşı, kireçtaşı ve çakıltaşı
seviyelerinde sınırlı miktarda yeraltısuyu bulundurmaktadırlar. Özellikle Eğirler ve
Göksöğüt formasyonuna ait kireçtaşlarından boşalan kaynaklar (Soğukpınar kaynağı
gibi) görülmektedir.
72
4.4.2.4. Geçirimsiz Birim (Gz1)
Çalışma alanının güney ve batı kesimlerinde yer alan Kızıldağ ofiyolitlerinin
oluşturduğu birim fiziksel ve hidrojeolojik özellikleri bakımından geçirimsiz birim
(Gz1) olarak sınıflandırılmıştır.
Kızıldağ ofiyolitleri serpantinit, amfibolit, kalkşist, kuvarsit, harzburjit ve dunitten
meydana gelen peridotit napından oluşmaktadır. Serpantin ve peridotitler kırık ve
çatlaklarında bir miktar yeraltısuyu bulundurabilirler. Fakat, alanda yayılımlarının
olmaması nedeniyle yeraltısuyu bulundurmazlar. Ofiyolitleri oluşturan diğer
litolojilerin de yeraltısuyu bulundurmamaları nedeniyle geçirimsiz birim olarak ele
alınmıştır.
4.4.2.5. Geçirimsiz Birim (Gz2)
İnceleme alanının güney ve doğu kesimlerinde bulunan, metakumtaşı, metasilttaşı ile
kuvarsitlerden oluşan Sultandede formasyonu ile kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, kumlu
kireçtaşından oluşan Gölgeli formasyonu geçirimsiz Gz2 birimi olarak
değerlendirilmiştir. Sözkonusu bu birimleri oluşturan litolojiler içerisinde yeraltısuyu
bulundurmamaktadır.
4.4.3. Akiferlerin Hidroloji Parametreleri
Çalışma alanında bulunan akiferlerin hidroloji parametrelerini (k = Permeabilite
katsayısı, T = Transmisibilite katsayısı, S= Depolama katsayısı ) belirlemek amacıyla
DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından açılmış sondaj kuyularından çalışma alanını
temsil edecek şekilde 13 tanesi belirlenmiş ve bu kuyuların açıldıkları tarih itibariyle
yapılan pompaj deneylerinde elde edilen zaman - düşüm değerleri kullanılarak,
akiferlerin hidroloji parametreleri tespit edilmiştir.
Bu hesaplamalar yapılırken Aquifer Test 3.5 bilgisayar yazılım programından
yararlanılmış ve gözenekli akiferde, dengesiz rejim için geçerli olan Cooper- Jacob
73
Time- Drown ve Thies yöntemleri uygulanmıştır. Bu program yardımıyla çizilen
grafikler EK-7’ de ve hesap sonuçları Çizelge 4.9’ de sunulmuştur.
Çizelge 4.9. Akifer Parametreleri (T, K, S) Cooper- Jacob Time
Drawdown Thies Bölge Kuyu
No T (m2/s) K (m/s) T (m2/s) K (m/s) S
Çiçekpınar 19982 3,49x 10-3 6,35x 10-5 3,52x 10-3 6,39x 10-5 6,37
Tuğla Ocakları (Ş. Karaağaç merkezi)
19983 2,71x 10-3 4,45x 10-5 2,69x 10-3 4,41x 10-5 1,95x 10-5
Çeltek Köyü 19984 4,17x 10-3 9,93x 10-5 4,17x 10-3 9,92x 10-5 1,51x 10-4
Şarkikaraağaç (kuzeybatısı) 20301 6,93x 10-4 1,22x 10-5 6,81x 10-4 1,19x 10-5 9,19x 10-6
Şarkikaraağaç (güneybatısı) 20302 3,09x 10-3 1,47x 10-4 3,09x 10-3 1,47x 10-4 4,37x 10-3
Beyköy 20941 3,85x 10-3 2,26x 10-4 3,82x 10-3 2,25x 10-4 1,56x 10-4
Şarkikaraağaç (kuzeydoğusu) 21669 3,60x 10-3 9,01x 10-5 3,59x 10-3 8,99x 10-5 2,22x 10-6
Şarkikaraağaç (kuzeybatısı) 21672 2,43x 10-3 2,51x 10-5 2,44x 10-3 2,52x 10-5 3,30x 10-5
Şarkikaraağaç (güneyi) 21674 2,32x 10-2 3,93x 10-4 2,05x 10-2 3,48x 10-4 4,93x 10-5
Çiçekpınar 24883 1,32x 10-2 2,44x 10-4 1,32x 10-2 2,44x 10-4 5,24x 10-4
Beyköy 36706 6,75x 10-5 7,50x 10-6 6,66x 10-5 7,40x 10-6 2,78x 10-3
Başdeğirmen 37304 2,43x 10-4 4,12x 10-6 2,43x 10-4 4,12x 10-6 1,37x 10-6
Beyköy 42321 5,68x 10-4 1,24x 10-5 5,69x 10-4 1,24x 10-5 6,10x 10-6
Çizelge 4.9’ da her iki yönteme göre hesaplanan hidrolik parametrelerin (K, T, S)
birbirleriyle uyumlu oldukları görülmektedir. Sondaj kuyularının logları
incelendiğinde; alüvyon akiferin yersel olarak farklılıklar gösterdiği, kil seviyelerinin
bölgesel olarak kalınlaştığı ve/veya sık tekrarlandığı görülmektedir. Kil seviyeleri
arasında genel olarak çakıl ve killi çakıl seviyeleri bulunmaktadır. Çizelgede verilen
74
hidrolik parametreler kuyu logları ile birlikte değerlendirildiğinde; tane boyutları
arttıkça permeabilite ve transmisibilite katsayılarının arttığı görülmektedir. Kil
seviyelerindeki artışa bağlı olarak hidrolik parametrelerde düşme tespit edilmiştir.
Ayrıca, ova genelinde doğudan batıya doğru hidrolik parametrelerde artış
gözlenmektedir. Bu durum ovanın doğusundan batısına doğru gidildikçe birimlerdeki
geçirgenliğin arttığını göstermektedir.
4.4.4. Yeraltısuyu Dinamiği
4.4.4.1. Yeraltısuyu Seviye Haritaları
Çalışma alanında bulunan 102 adet kuyuda yağışlı ve kurak dönemleri temsilen iki
dönem (Ekim 2004 - Mayıs 2005) yeraltısuyu seviye ölçümleri yapılmıştır.
Yeraltısuyu seviye haritaları hazırlanırken alanı temsil eden kuyularda ölçülen statik
seviye değerleri kullanılmıştır (Çizelge 4.10). Her iki döneme ait ayrı yeraltısuyu
seviye haritaları hazırlanmıştır (EK-4, EK-5).
Ekim (2004) ve Mayıs (2005) dönemlerine ait yeraltısuyu seviye haritalarında genel
olarak, yeraltısuyu seviye eğrilerinin bölgenin batısında seyrekleştiği, bunun yanında
doğu kısımlarında ise sıklaştığı dikkati çekmektedir. Yeraltısuyu seviye eğrilerinin
sıklaştığı Aşağıdinek – Arak arasında hidrolik eğim 0.015; Suvarköy – Şarkikaraağaç
arasında 0.014; Çatlı- Beyköy arasında 0.02 ve Belceğiz güneyinde 0.033 olarak
tespit edilmiştir. Eğrilerin sıklaştığı bölgeler düşük permeabiliteli, yüksek hidrolik
eğimli ortamları temsil etmektedir. Yeraltısuyu seviye eğrilerinin seyrekleştiği
bölgelerde hidrolik eğim; Çavundur – Çiçekpınar arasında 5.88 x 10-3 ve Çeltek
civarında 3.17x 10-3 olarak belirlenmiştir. Mayıs döneminde yapılan yeraltısuyu
seviye haritasında da aynı durum gözlenmektedir. Hazırlanan her iki haritada da
yeraltısuyu akım yönünün Beyşehir gölüne doğru olduğu görülmektedir.
75
Çizelge 4.10. Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu statik seviye ölçümleri (Ekim 2004- Mayıs 2005)
4.4.4.2. Yeraltısuyu Seviye Değişimi
Çalışma alanı için hazırlanan yeraltısuyu seviye haritalarında yeraltısuyu
seviyelerinin doğal ve yapay kökenli etkenlere bağlı olarak değiştiği gözlenmektedir.
Doğal olarak yağış, buharlaşma ve yüzeysel akış ile yapay olarak yeraltısuyu çekimi
ve Beyşehir gölü ile göletlerden sulama, yeraltısuyu seviyesini etkilemektedir. Ekim
ayında yapılan ölçümlerde statik seviyenin Mayıs ayına göre daha düşük değerlerde
olduğu görülmektedir. Bu durum, sulama amacıyla su çekimi ile doğrudan
bağlantılıdır. Ekime kadar olan dönemde kurak mevsimde olunması ve su
kullanımının asgari değere ulaşması yeraltısuyu seviyesini düşürmüştür. Düşüm
miktarı bütün kuyularda aynı oranda gerçekleşmemektedir. Bölgenin doğu
kesimlerinde yeraltısuyunun yüzeyden derinliği Ekim ayında 1,80- 9,90m. arasında
EKİM MAYIS Bölge Kuyu No
Kuyu Ağız Kotu (m)
Seviye
Farkı (m)
YAS derin. (m)
YAS kotu (m)
YAS derin. (m)
YAS kotu (m)
Çarıksaraylar S32 1250,00 3,85 7,15 1242,85 3,30 1246,7 Suvarköy S40 1197,00 0,30 1,80 1195,20 1,50 1195,5 Çaltı S50 1161,00 1,20 4,30 1156,70 3,10 1157,90 Çaltı S53 1176,00 1,03 2,90 1173,10 1,87 1174,13 Çaltı S54 1175,00 1,15 2,65 1172,35 1,50 1173,50 Arak S58 1186,00 2,80 5,10 1180,90 2,30 1183,70 Köprüköy S62 1234,00 0,75 3,35 1230,65 2,60 1231,40 Köprüköy S64 1261,00 2,95 9,90 1251,10 6,95 1254,05 Ş.karaağaç S67 1129,00 0,55 5,10 1123.90 4,55 1124,45 Beyköy S76 1112,00 1,00 5,00 1107,00 4,00 1108,00
Doğ
u ke
sim
i
Beyköy S79 1147,00 1,20 4,55 1142,45 3,35 1143,65 Çavundur S81 1152,00 0,25 1,05 1150,95 0,80 1151,20 Yakaemir S83 1154,00 0,80 3,15 1150,85 2,35 1151,65 Yakaemir S85 1170,00 1,02 6,02 1163,98 5,00 1165,00 Ördekçi S87 1151,00 0,10 2,10 1148,90 2,00 1149,00 Salur S91 1136,00 0,85 4,20 1131,80 3,35 1132,65 Salur S92 1144,00 0,95 2,95 1141,05 2,00 1142,00 Armutlu S97 1121,00 0,45 1,30 1119,70 0,85 1120,15 Armutlu S98 1118,00 1,00 1,60 1116,40 0,60 1117,40 Belceğiz S102 1175,00 1,54 4,39 1170,61 2,85 1172,15
Batı k
esim
i
Göksöğüt S23 1158,00 0,85 2,10 1155,90 1,25 1156,75
76
Mayıs ayında 1,50- 6,95 m. arasında, batısında ise Ekim ayında 0,25- 1,5m. Mayıs
ayında ise 0,60- 5,00m. arasında değişmektedir (Çizelge 4.10).
4.5. Su Kimyası
Şarkikaraağaç ovasında yeraltısuyu kalitesi, kullanım koşulları ve kökenlerinin
belirlenebilmesi amacıyla; ovayı genel olarak temsil eden noktalarda kaynak ve
sondaj kuyularından su örnekleri alınmıştır. Örnek alımında her bir örnek için dörder
adet 100ml’lik polietilen şişe kullanılmıştır. Bir tanesi katyon analizi için % 5’lik
HNO3 ilave edilerek Acme laboratuarına (Kanada) gönderilmiştir. Diğer örneklerde
anyon analizleri SDÜ Çevre Müh. Laboratuarında; izotop analizi Iso-Analytical
(İngiltere ile Waterloo Üniversitesi (Kanada) ve nitrat, nitrit, amonyak analizleri DSİ
18. Bölge Müd. Laboratuarlarında yaptırılmıştır. Elektriksel iletkenlik (EC), hidrojen
iyonu konsantrasyonu (pH) ve sıcaklık değerleri yerinde ölçülmüştür. Kimyasal ve
izotop analiz sonuçları farklı harita ve diyagramlar üzerinde gösterilerek
yorumlanmıştır (EK - 6).
4.5.1. Yeraltısularının Genel Kimyasal Özellikleri
Çalışma alanında alüvyon akiferde bulunan yeraltısuları ile genellikle dokanak
kaynağı olarak boşalan soğuk yeraltısuları yanı sıra, Arslandoğmuş’da iki sıcak su
kaynağı ve İçmeler tepe’de ise bir mineralli su kaynağı bulunmaktadır. Alanda farklı
özelliklere sahip su kaynaklarının bulunması su kimyası araştırmalarına ayrı bir
önem katmaktadır.
Kaynak ve sondaj kuyularından Ekim 2005 döneminde alınan su örneklerinin major
anyon ve katyon analizleri (Na+, K+, Ca++, Mg++, Cl-, SO4=, CO3
=, HCO3-) ile pH,
EC, sodyum yüzdesi (%Na), sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) ve sertlik değerleri
çizelge 4.11’de verilmiştir.
Araştırma alanındaki yeraltısularının genel kimyasal yapısını görmek amacıyla
hidrojeokimya haritası hazırlanmıştır. Haritada her su numunesine ait toplam iyon
konsantrasyonlarına göre belirlenen daireler üzerinde numuneye ait anyon ve katyon
77
değerleri yerleştirilmiştir. Hazırlanan haritada daire büyüklüklerinde farklılıklar
olduğu görülmektedir. Özellikle sondaj kuyularından alınan örneklerin toplam iyon
miktarları fazladır. Bu durum, yeraltısuyunun akifer kayaçlar ile etkileşim süresinin
fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Kayaçlar ile etkileşim süresi uzun olmayan
bazı kaynakların ise (Belceğiz kaynağı gibi) toplam iyon miktarı diğer örneklere göre
daha azdır. Arslandoğmuş’da bulunan sıcak sular ile İçmeler mineralli su kaynağında
ise yaygın kaya-su etkileşiminden dolayı toplam iyon miktarında artış
gözlenmektedir.
Suların kimyasal analizlerinde yapılabilecek hatalar anyon-katyon dengesinden
% hata= Katyon toplamı-anyon toplamı / 0.5 x (katyon + anyon )
bağıntısıyla hesaplanabilir. İyon bilançosunda hata yüzdesinin genellikle % 5’ den
düşük olması istenir. Pozitif değer katyon fazlalığına, negatif değer ise anyon
fazlalığına karşılık gelir. Analiz yapımı sırasında ortaua çıkan hatalar dışındaki % 5’
den yüksek hata suda analizi yapılmamış iyonların yüksek derişimde olabileceği
şeklinde yorumlanmaktadır. Çalışma alanındaki yeraltısularında yapılan kimyasal
analizlerde anyon-katyon dengesinin % 5’ den düşük olduğu görülmektedir (Çizelge
4.11).
78
Çizelge 4.11. Şarkikaraağaç ovasında yeraltısularının hidrojeokimyasal özellikleri
Num. No
Na+ mek/l
K+ mek/l
Ca++ mek/l
Mg++
mek/l Cl-
mek/l SO4= mek/l
HCO3-
mek/l CO3
= mek/l
Sıc. (C0)
Sertlik Fr0
EC mch/cm
pH TDS gr/l
%Na SAR Su Sınıfı
Soğukpınar Kaynağı (Göksöğüt) S-1 0,12 0,14 3,09 2,92 0,05 0,10 4,09 0 12,4 30,05 440 6,96 0.25 4,14 0,06 C2S1 Çavundur Kaynağı (Çavundur) S-2 0,19 0,07 2,55 4,14 0,14 0 2,86 0 15,5 33,45 640 7,09 0.32 3,74 0,10 C2S1 Yenicekale Kaynağı (Yenicekale) S-3 0,03 0,13 2,70 2,26 0,08 0,04 2,86 0 15,7 24,8 440 6,93 0.22 3,12 0,01 C2S1 S.kuyusu (Ördekçi) S-4 0,68 0,05 5,70 3,42 0,28 0,43 5,32 0 16,6 45,6 810 7,07 0.41 7,41 0,31 C3S1 Belceğiz Kaynağı (Belceğiz) S-5 0,02 0,003 0,22 2,68 0,02 0,02 2,86 0 14,6 14,5 260 8,08 0.13 0,78 0,01 C2S1 Muratbağı Kaynağı (Muratbağı) S-6 0,16 0,04 2,41 0,70 0,08 0,35 1,63 0 16,9 15,55 300 7,56 0.15 6,04 0,12 C2S1 Pınarbaşı Kaynağı (Çarıksaraylar) S-7 0,19 0,01 2,60 0,78 0,02 0,31 3,27 0 11,6 16,9 310 7,31 0.16 5,58 0,14 C2S1 İlidere Kaynağı (Arslandoğmuş) S-8 0,20 0,01 5,74 2,26 0,02 2,60 3,68 0 21,6 40 710 6,84 0.36 2,55 0,1 C2S1 A.doğmuş Köy içi Kaynağı S-9 0,21 0,01 5,75 2,25 0,02 2,39 3,68 0 22,2 40 700 6,80 0.35 2,67 0,1 C2S1 İçmeler Kaynağı (Arak) S-10 10,78 0,93 48,41 17,05 0,93 32,27 44,25 0 16,4 327,3 523 6,44 2.63 15,1 1,88 C2S1 S.kuyusu (Ş. Karaağaç) S-11 0,67 0,04 4,33 1,72 0,36 0,91 4,50 0 17,0 30,25 650 6,75 0.31 10,5 0,38 C2S1 S.kuyusu (Beyköy) S-12 0,40 0,04 5,88 2,50 0,22 2,60 5,32 0 13,5 41,9 730 7,00 0.38 4,98 0,19 C2S1 S.kuyusu (Çiçekpınar) S-13 0,69 0,03 5,03 2,26 0,45 0,62 2,86 0 15,5 36,45 670 6,82 0.35 8,98 0,36 C2S1 S.kuyusu (Çeltek) S-14 0,31 0,02 2,34 2,26 0,05 0,52 2,86 0 14,3 23 420 7,26 0.22 6,69 0,20 C2S1 Kocaçeşme Kaynağı (Yeniköy) S-15 0,09 0,03 0,43 5,01 0,11 0,14 4,50 0 14,7 27,2 480 7,70 0.23 2,15 0,05 C2S1 Çamlık Kaynağı (Kızıldağ) S-16 0,05 0,008 0,55 5,73 0,05 0,02 1,63 0 13,2 31,4 470 8,35 0.24 0,09 0,02 C2S1
Num No Anyon Top. Katyon Top. % Hata Num No Anyon Top. Katyon Top. % Hata S-1 4.24 6.27 0.38 S-14 3.43 4.93 0.35 S-2 3 6.95 0.79 S-15 4.75 5.56 0.15 S-3 2.98 5.12 0.52 S-16 1.7 6.338 1.15 S-4 6.03 9.85 0.48 S-5 2.9 2.923 0.0079 S-6 2.06 3.31 0.46 S-7 3.6 3.58 - 0.0055 S-8 6.3 8.21 0.26 S-9 6.09 8.22 0.29 S-10 77.45 77.17 - 0.0036 S-11 5.77 6.76 0.158 S-12 8.14 8.82 0.080 S-13 3.93 8.01 0.68
78
79
4.5.1.1. Sertlik
Sertlik, su içinde çözünmüş halde bulunan Ca ve Mg bileşiklerinden gelen bir
özelliktir. Bu bileşiklerin çoğu Ca ve Mg’ un meydana getirdikleri bikarbonatlar,
sülfatlar, klorürler ve nitratlar’dır. Ülkemizde suların sertlik derecelerini belirtmek
için Fransız Sertlik Derecesi (Fr0) kullanılmaktadır. 1 Fransız sertlik derecesi= 1 lt
suda, 10 mg Ca ve Mg bikarbonat veya buna eşdeğer diğer sertlik verici iyonların
bulunmasıdır.
İnceleme alanında yapılan araştırmalar sonucunda yeraltısuyunun sertliği 14,5- 327,3
Fr0 arasında değişmektedir. Soğukpınar, Çavundur ve Yenicekale kaynaklarından
(S1, S2, S3) alınan su numunelerinin sertlik değerleri hemen hemen birbirine yakın
olup 24,8- 33,45 Fr0 arasındadır.Yine aynı bölgeye yakın olan Ördekçi’de açılmış
sondaj kuyusunda (S4) ise 45,6 Fr0 ‘dır. Çalışma alanında Belceğiz yakınlarındaki
kaynak (S5) 14,5 sertlik derecesine sahiptir. Muratbağı (S6) ve Çarıksaraylardaki
Pınarbaşı (S7) kaynaklarında sertlik dereceleri birbirine oldukça yakındır. Bu
kaynaklar 15,55- 16,9 sertlik derecesindedirler. Arslandoğmuş’ da yer alan iki sıcak
su kaynağına (S8- S9) ait sertlik dereceleri ise 40’dır. Arak’da bulunan İçmeler
kaynağı (S10) bölgede sertlik derecesi en yüksek kaynaktır. Şarkikaraağaç merkez
(S11), Beyköy (S12) ve Çiçekpınar (S13)’ da açılmış sondaj kuyularından alınan su
örneklerinin sertlik dereceleri sırasıyla 30,25- 41,9 ve 36,45’dir. Çeltek
yakınlarındaki bir sondaj kuyusunda (S14) ise sertlik derecesi 23’dür. Yeniköy
içerisindeki Kocaçeşme kaynağına (S15) ait sertlik değeri 27,2 ve Kızıldağdan alınan
Çamlık kaynak suyuna (S16) ait sertlik derecesi 31,4’dür (Çizelge 4.11.). Çalışma
alanındaki sular, Şahinci (1991)’e göre genellikle oldukça sert- sert sular sınıfındadır
(Çizelge 4.12).
Çizelge 4.12. Suların sertliklerine göre sınıflandırılması Fransız Sertliği Suyun Sınıfı
0.0 – 7.2 Çok yumuşak 7.2 – 14.5 Yumuşak 14.5 – 21.5 Az sert 21.5 – 32.5 Oldukça sert 32.5 – 54.0 sert
54’ den fazla Çok sert
80
4.5.1.2. Hidrojen İyon Konsantrasyonu (pH)
Hidrojen iyon konsantrasyonu, su içerisinde bulunan hidronyum ve OH- iyon
konsantrasyonlarının azalıp artmasına bağlı olarak suyun asit veya bazik özelliğe
sahip olmasıdır. Yeraltısuları genel olarak pH<7 olan asidik özelliğe sahip iken
yerüstü suları pH> 8 olan bazik özellikteki sulardır. pH ‘ a göre sınıflandırma şu
şekildedir.
pH >8,5 Bazik
8,5 – 7 Bazik karakterli
7 Nötr
7,7 – 4,5 Asit karakterli
< 4,5 Asidik
Bu sınıflandırmaya göre S2, S4, S5, S6, S7, S14, S15, S16 no’lu sular bazik
karakterli, S12’ ye ait su nötr karakterli ve S1, S3, S8, S9, S10, S11, S13’ no’ lu sular
asit karakterli sulardır (Çizelge 4.11).
4.5.1.3. Özgül Elektriksel İletkenlik (EC)
Elektriksel iletkenlik, cisimlerin elektriği geçirme özelliğidir. Her cismin elektriği
geçirme özelliği farklıdır. Örneğin saf su elektriği çok az geçirdiğinden iyi bir
yalıtkandır. Özgül elektriksel iletkenlik ise, + 25 0C ‘deki 1cm3 suyun iletkenliğidir.
Suyun özgül iletkenliği iyon cinsine, derişime ve sıcaklığa bağlıdır. Saf suyun özgül
elektriksel iletkenliği 0,5 – 5 mch / cm, içme sularının elektriksel iletkenliği ise 30 –
2000 mch/cm arasında değişmektedir. Özgül elektriksel iletkenlik sulama ve içme
sularının sınıflandırılmasında bir ölçüt olarak kullanılmaktadır.
Çalışma alanının batı kesimlerinde yer alan Göksöğüt, Çavundur, Yenicekale ve
Belceğizdeki kaynaklarda yeraltısuyunun elektriksel iletkenliği 260-640 mch/cm
arasında, yine aynı bölgede bulunan sondaj kuyusunda, bu suyun toplam iyon
miktarının diğerlerine göre fazla olmasına bağlı olarak, (Ördekçi) 810 mch/cm‘dir.
Doğu kesimlerinde yer alan Muratbağı, Çarıksaraylar, Arslandoğmuş, Arak, Yeniköy
ve Kızıldağ’daki kaynaklarda elektriksel iletkenlik 300-710 mch/cm arasında
81
değişmekte ve Şarkikaraağaç merkez, Çiçekpınar, Beyköy ve Çeltek’de bulunan
sondaj kuyularında ise 420- 730 mch/cm arasındadır (Çizelge 4.11).
4.5.1.4. Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR)
Sulama suyu kalitesinin belirlenmesi açısından önemli bir kriter olan sodyum miktarı
toprağın yapısını bozarak geçirgenliğini azaltır ve sulamadan sonra toprak üzerinde
kaymak şeklinde sert bir kabuk oluşmasına neden olur. Böylece bitki kökleri hava
alamaz ve bitkiler için zehirli bir ortam oluşturur (Şahinci,1991). Bu nedenle SAR
değerinin bilinmesi önemlidir. SAR oranına göre sulama suları şu şekilde
sınıflandırılmıştır:
SAR; <10 Çok iyi özellikte sulama suları
10- 18 İyi özellikte sulama suları
18- 26 Orta özellikte sulama suları
> 26 fena özellikte sulama suları
Ovada tespit edilen SAR değerleri Çizelge 4.11.’de görüldüğü gibi 0,01 – 0,38
arasında değişmektedir. Bu değerlere göre Şarkikaraağaç ovası genelinde sulama
suları ‘çok iyi özellikte sulama suları’ sınıfındadır.
4.5.1.5. Sodyum İyon Yüzdesi (% Na)
Sulama suyu olarak kullanımda yeraltısularının Na iyonu yüzdesinin tespiti oldukça
önemlidir. % Na artışı topraktaki kalsiyum ve magnezyumla baz değişikliğine neden
olacağından istenmemektedir. Çalışma alanında yeraltısuyunun sodyum yüzdesi 0,09
– 10,50 arasında değişmektedir (Çizelge 4.11.).
82
4.5.2. Yeraltısularının Kimyasal Sınıflaması
4.5.2.1. Schoeller (1955’e) Göre Suların Sınıflandırılması
Schoeller (1955)’ in yapmış olduğu sınıflandırmada suları klorür, sülfat ve karbonat
miktarlarına göre sınıflandırmıştır. Çalışma alanındaki yeraltısuları Schoeller
(1955)’in yapmış olduğu sınıflandırmaya göre değerlendirildiğinde; klorür derişimi
bakımından ‘Normal klorürlü’, sülfat derişimi bakımından Arak İçmeler kaynağı
(S10) dışında kalan diğer tüm sular ‘Normal sülfatlı’, İçmeler kaynağı ise, 32,27
mek/l değeri ile ‘Sülfatlı’ sular sınıfındadır. Karbonat- bikarbonat derişimi
bakımından Muratbağı (S6) ve Çamlık (S16) kaynakları ‘Hipokarbonatlı’, Arak
İçmeler kaynağı (S10) ‘Hiperkarbonatlı’ ve diğer sular ‘Normal karbonatlı’ sular
sınıfında yeralmaktadır (Çizelge 4.11).
4.5.2.2. Piper Diyagramına Göre Suların Sınıflaması
Şarkikaraağaç ovasından alınan su numunelerinde yaptırılan kimyasal analiz
sonuçlarından elde edilen anyon ve katyon değerleri Piper diyagramı üzerinde
gösterilmiştir (Şekil 4.30). Suların genellikle Ca-Mg-HCO3’lı sular fasiyesinde
olduğu görülmektedir. Ancak, Anamasdağ ve Hacıalabaz dolomitik kireçtaşlarından
boşalan Belceğiz, Kocaçeşme ve Çamlık kaynaklarında dolomitik kireçtaşları ile
etkileşimden kaynaklanan Mg zenginleşmesi nedeniyle bu sular Mg-HCO3’lı sular
fasiyesindedir. Göksöğüt formasyonundan etkilenen Çavundur kaynağında yine Mg
zenginleşmesi gözlenmektedir. Kaynak Mg-Ca-HCO3’lı suları temsil etmektedir.
İçmeler mineralli su kaynağı ise, Ca-Mg-Na-HCO3-SO4’lı sulardır. Kimyasal analiz
sonuçlarının değerlendirmesinde çalışma alanının doğusunda sülfat miktarının batı
kesimlerine oranla daha yüksek olduğu dikkati çekmekte bunun nedeni ise bölgenin
doğu kesiminde yer alan Sultandede formasyonuna ait şistlerden kaynaklanmaktadır.
Piper diyagramına göre suların tamamında alkali toprak elementlerinin toplamı alkali
elementlerin toplamından büyüktür (Ca++ + Mg++ > Na+ + K+). Ayrıca, zayıf asit
kökleri olan karbonat ve bikarbonat toplamı, güçlü asit kökleri olan klor ve sülfat
toplamından büyüktür (CO=3 + HCO-
3 > Cl- + SO=4).
83
Şekil 4.31. Piper diyagramı
4.5.3. Suların Kullanım Özellikleri
Etkileşimde oldukları kayaçlarla farklı fiziksel ve kimyasal özellikler kazanan doğal
suların kullanım alanları kazandıkları özelliklerine göre belirlenmektedir. Bu
bölümde çalışma alanındaki suların içme, sulama ve endüstride kullanım
özelliklerinden bahsedilecektir.
4.5.3.1. Suların İçilebilirlik Özellikleri
Doğal suların güvenilir olarak içilebilmesi için içerisindeki maddelerin belirli limitler
arasında olması gerekmektedir. Bu nedenle birçok ülke kendi kaynaklarına göre içme
suyu standartları geliştirmiştir. Ülkemizde geçerli olan içme suyu standardı, Türk
Standartları Enstitüsü tarafından kabul edilmiş TS- 266’dır (Çizelge 4.13). Dünya
Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Standartları (1970) Çizelge 4.14’de verilmiştir.
İnceleme alanındaki yeraltısularının (İçmeler kaynağı hariç) sözkonusu standartlara
uyduğu görülmektedir.
84
85
Çizelge 4.13. Türk içme suyu standartları
Madde ismi Müsaade edilebilen değer Maksimum değer 1.Zehirli maddeler Kurşun (Pb) Selenyum (Se) Arsenik (As) Krom (Cr)
------ ------ ------ ------
0.05 mg/lt 0.01 mg/lt 0.05 mg/lt 0.02 mg/lt
2. Sağlığa etki eden maddeler Florür (F) Nitrat (NO3)
1.0 mg/lt ------
1.5 mg/lt 45.0 mg/lt
3. İçilebilme özelliğine etki eden faktörler
Renk Bulanıklık Koku ve tad Buharlaştırma kalıntısı Demir (Fe) Mangan (Mn) Bakır (Cu) Çinko (Zn) Kalsiyum (Ca) Magnezyum (Mg) Sülfat (SO4) Klorür (Cl) PH Bakiye Klor Fenolik maddeler Alkil benzen sülfonat Mg + Na2SO4
5 birim 5 birim
Kokusuz normal 500 mg /lt 0.3 mg /lt 0.1 mg /lt 1.0 mg /lt 5.0 mg /lt
75.0 mg /lt 50.0 mg /lt 200.0 mg /lt 200.0 mg /lt
7.0 – 8.5 0.1 mg /lt
------ 0.5 mg /lt 500 mg /lt
50 birim 25 birim
Kokusuz normal 1500 mg /lt
1 mg /lt 1.5 mg /lt 1.5 mg /lt 15.0 mg /lt 200.0 mg /lt 150.0 mg /lt 400.0 mg /lt 600.0 mg /lt
6.5 – 9.2 0.5 mg /lt
0.002 mg /lt 1 mg /lt
1000 mg /lt
4. Kirlenmeyi belirten maddeler Toplam organik madde Nitrit Amonyak
3.5 mg /lt ------ ------
------ ------ ------
86
Çizelge 4.14. Dünya Sağlık Örgütü İçme Suyu Standartları (WHO)
Bileşen Tavsiye edilen konsantrasyon sınırıa (mg /lt)
İnorganik toplam çözünmüş katı madde Klorür (Cl) Sülfat (SO4) Nitrat (NO3) Demir (Fe) Mangan (Mn) Bakır (Cu) Çinko (Zn) Bor (B) Hidrojen sülfür (H2S)
500 250 250 45b
0.3 0.05 1.0 5.0 1.0
0.05
Arsenik (As) Baryum (Ba) Kadmiyum (Cd) Krom (Cr) Selenyum (Se) Antimon (Sb) Kurşun (Pb) Civa (Hg) Gümüş (Ag) Florür (F)
Maksimum izin verilebilir konsantrasyon c 0.05 1.0
0.01 0.05 0.01 0.01 0.05 0.002 0.05
1.4 – 2.4 d
Organik Siyanür Endirin Lindan Metosiklorür Toksafen 2, 4 - D 2, 4, 5 – TP silveks Fenoller Karbon kloroform ekstraktı Sentetik deterjanlar
0.05
0.0002 0.004 0.1
0.005 0,1
0.01 0.001 0.2 0.5
Radyonükleidler ve radyoaktivite Radyum 226 Stronsiyum 90 Plütonyum Gros beta aktivitesi Gros alfa aktivitesi Bakteriyolojik Toplam koli bakterisi
Maksimum izin verilebilir aktivite (pCi /l) 5 10
50000 30 3
100 ml’ de 1 adet
KAYNAKLAR: U.S Environmental Protection Agency, 1975 ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) a Bu bileşenler için tavsiye edilen sınır değerleri başlıca görünüş ve tad karakteristikleri sağlamak içindir. b A. B. D ve Kanada standartlarına göre NO3 sınırı 10 mg /lt olarak ifade edilmektedir. Avrupa standartlarında bu sınır n için 11.3 mg /lt ; NO3 için 50 mg /lt c Maksimum izin verilebilir sınırlar sağlık kriterlerine göre belirlenir. d Sınır değeri bölgenin havza sıcaklığına bağlıdır; suyun uzun süre tüketilmesi durumunda florür 5.10 mg /lt’de zehirli olmaktadır.
87
4.5.3.2. Schoeller’ e Göre Suların İçilebilirlik Özellikleri
Bölgeden alınan suların içme standartlarına uygun olup olmadığını belirlemek
amacıyla elde edilen kimyasal analiz sonuçları Schoeller içilebilirlik diyagramı
üzerine yerleştirilmiştir (Şekil 4.32). Bu diyagramdan; Şarkikaraağaç ovasından
alınan sulardan Arak İçmeler kaynağı dışında kalan tüm suların ‘çok iyi kaliteli
sular’ ve ‘iyi kaliteli sular’ sınıfında olduğu belirlenmiştir.Ayrıca Arak İçmeler
kaynağı ise içerisindeki sülfat yoğunluğu nedeniyle ‘zorunlu olmadıkça içilemeyen
sular’ sınıfındadır (Çizelge 4.11).
88
Şekil 4.32. Schoeller Diyagramı
89
4.5.3.3. Suların Sulamada Kullanım Özellikleri
Suların sulama suyu olarak kullanılabilmesi için kimyasal yapısının belirli kriterlere
uygun olması gerekmektedir. Çünkü suların kimyasal özellikleri toprak ve bitki
üzerinde doğrudan etkilidir. Su içerisindeki bazı iyonların gerekenden fazla olması
toprak ve bitkileri etkileyerek düşük verim alınmasına neden olmaktadır. Düşük
verime neden olan iyonlardan biri sodyumdur ve su içerisindeki miktarının bilinmesi
gerekmektedir. Çalışma alanındaki suların sulamaya elverişli olup olmadığını
belirleyebilmek amacıyla ABD Tuzluluk Laboratuarı ve Wilcox diyagramları
üzerinde bölgeden alınan su örneklerinin kimyasal analiz sonuçları yerleştirilerek
sınıflandırma yapılmıştır.
- ABD Tuzluluk Laboratuarı Diyagramı
ABD Tuzluluk Laboratuarı Diyagramına göre yapılan sınıflamada kaynak ve sondaj
kuyularına ait SAR ve özgül elektriksel iletkenlik değerleri kullanılmıştır. Çalışma
alanında bulunan yeraltısuları genel olarak C2S1 sınıfında sadece Ördekçi’ deki
sondaj kuyusundan alınan su örneği (S4) C3S1 sınıfındadır. Alandaki yeraltısuları
genel olarak orta derecede tuza ihtiyacı olan bitkiler için kullanılabilen orta
tuzlulukta su ve sodyuma karşı çok duyarlı olan bitkiler dışında her türlü tarım için
uygun olan az sodyumlu su özelliğindedir. C3S1 sınıfındaki su ise fazla tuzlu ve az
sodyumlu suları temsil etmektedir. Bu sınıflamaya göre genel anlamda çalışma
alanındaki sular tüm sulama faaliyetlerinde kullanılabilecek özelliktedir (Şekil 4.33).
90
Şekil 4.33. ABD Tuzluluk diyagramı
- Wilcox Diyagramı
Wilcox diyagramında suların analiz sonuçlarından elde edilen EC ve sodyum
yüzdeleri (% Na) kullanılmıştır. Wilcox diyagramına göre çalışma alanındaki tüm
sular (S4 no’lu sondaj kuyusuna ait su hariç ) çok iyi kullanılabilir, S4’ e ait su ise
iyi kullanılabilir su sınıfındadır (Şekil 4.34).
91
Şekil 4.34. Wilcox diyagramı
92
4.5.3.4. Suların Endüstride Kullanım Özellikleri
Suların içme ve sulama amaçlı kullanımları yanında endüstri alanında da
kullanımları söz konusudur. Endüstride kullanılacak sularda aranan özellikler de
kullanım yerine göre farklılıklar göstermektedir. Soğutma suyu olarak kullanılacak
suların sıcaklığı; kuyu donanımı için ise kimyasal özellikleri önemlidir. Bazı
yeraltısuları kimyasal yapılarındaki asidik özelliklerle kuyu filtre ve borularını
çürütebilir veya karbonatlı sularda olduğu gibi kuyu filtre ve borularını tıkayabilir.
Çalışma alanındaki suların çürütme, kireçlendirme ve köpürme özellikleri ile beton
üzerindeki etkisi incelenmiştir.
Suların Çürütme ve Kireçlendirme Özellikleri
Çalışma alanındaki suların çürütme ve kireçlendirme özelliklerini belirlemek
amacıyla ‘Kalsiyum Denge Diyagramı’ kullanılmıştır. Burada suların Ph ve Ca++
(mek/l) değerleri diyagram üzerine yerleştirilmiş bu iki değerin çakıştığı noktadan
dik inilerek pHs değeri bulunmuştur. Bulunan pHs değeri ile pH değeri
karşılaştırılarak denge endeksi bulunmuş ve yorumlanmıştır.
Denge endeksi;
DI= pH – pHs
Denge endeksi yorumu ;
DI > + 0.1 ise suda karbonat çökelmesi izlenir
DI = ± 0.1 ise su karbonatça doygundur
DI < - 0.1 ise su karbonat çözündürebilir.
Çalışma alanındaki suların pHs ve DI değerleri Çizelge 4.15’ de verilmiştir. Buna
göre; S1, S2, S3, S5, S8, S9, S11, S13, S14 ve S15’ e ait sular ‘karbonat
çözündürebilir’, S4, S7, S12’e ait sular ‘karbonatça doygun’, S6, S10, ve S16’ a ait
sular için ‘karbonat çökelmesi izlenir’ yorumu yapılmıştır (Şekil 4.35).
93
Çizelge 4.15. PHs, DI ve F değerleri
Şekil 4.35. Kalsiyum denge diyagramı
Num. No PHs DI F S 1 7.25 - 0.29 18.36 S 2 7.22 - 0.13 17.24 S 3 7.40 - 0.47 12 S 4 7.02 0.05 46.06 S 5 8.40 - 0.32 1.474 S 6 7.38 0.18 13.04 S 7 7.40 - 0.09 12.56 S 8 7.00 - 0.16 12.82 S 9 7.09 - 0.29 13.07 S 10 6.00 0.44 740.9 S 11 7.10 - 0.35 44.66 S 12 6.98 0.02 27.92 S 13 7.09 - 0.27 45.12 S 14 7.38 - 0.12 20.78 S 15 8.20 - 0.52 7.92 S 16 7.90 0.45 3.724
94
Suların Köpürme Özelliği
Sudaki potasyum ve sodyum tuzları suların kaynarken köpürmesine neden olur. Bu
da kazan ve boruların cidarlarında çökelme ve kabuklanmaya neden olacağından
suda bu özellik istenmez. Çökelme ve kabuklanma sonucunda ısı iletkenliği azalır,
yakıt masrafı artar. Ayrıca aşırı ısınmadan dolayı kazanın metal gövdesinde erimeler
meydana gelir ve patlamalara yol açabilir. Suların köpürme özelliğini hesaplamak
için ;
F = 62 r Na+ + 78 r K+
Formülü kullanılmakta ve aşağıdaki sınıflandırmada değerlendirilmektedir.
F < 60 Kaynarken köpürmeyen sular
60 < F < 200 Kaynarken köpüren sular
F > 200 Kaynarken çok köpüren sular
Çalışma alanındaki suların tamamı (S10 hariç) ‘kaynarken köpürmeyen sular’
sınıfındadır. S10 ise ‘kaynarken çok köpüren sular’ sınıfındadır .
Suların Beton Üzerine Etkisi
Suda bulunan sülfat miktarına ve bunun beton üzerinde yaratacağı etkiye göre
yapılan sınıflandırma aşağıdaki gibidir.
Etkileme Derecesi Sudaki SO4 miktarı
gr/l mek/l
1. Pratik olarak yok 0-0.15 0-3.12
2. Etkime var 0.15- 1.00 3.12- 20.82
3. Önemli 1.00-2.00 20.82-41.16
4. Çok önemli 2.00’den fazla 41.16’dan fazla
95
Çalışma alanındaki tüm suların (S10 hariç) SO4 miktarının 0 – 3.12 mek/ l arasında
olduğu görülmekte S10’a ait suyun ise 20.82 – 41.16 mek/ l arasındadır ve önemli
derecede etkili olma özelliğindedir (Çizelge 4.11).
4.5.4. Doygunluk İndeksi Değerlendirmesi
Yeraltısuları derinlerde dolaşımları esnasında dokanak halinde bulunduğu kayaçlar
ile iyon alışverişinde bulunmakta ve kimyasal bileşiminde değişiklikler olmaktadır.
Su tipinin belirlenmesinde kaya-su etkileşiminden kaynaklanan çözünme ve çökelme
süreçleri etkindir. Sular tarafından kazanılan kimyasal içeriğin yorumlanması
amacıyla suların çeşitli minerallere göre doygunluk durumları incelenmektedir.
Ayrıca, suların üretimi ve iletimi aşamasında olabilecek olası çökellerin önceden
tahmin edilmesi alınabilecek önlemlerin belirlenmesi açısından minerallerin
doygunluk indeksi değerleri kullanılmaktadır. Pozitif doygunluk indeksi çökeltici,
negatif doygunluk indeksi ise çözündürücü özelliğe karşılık gelir.
Çalışma alanında yeraltısularından alınan örneklerin kimyasal analizleri Solmineq88
(Kharaka vd., 1988) programı kullanılarak değerlendirilmiş ve arazide ölçülen pH ve
sıcaklıkta hesaplanan bazı minerallerin doygunluk indeksi değerleri çizelge 4. 16’ da
verilmiştir. Aragonit, kalsit ve jips doygunluk indekslerinin genellikle eksi değerler
aldığı saptanmıştır. Bu verilere göre çalışma alanındaki yeraltısuları aragonit, kalsit,
ve jips çözündüren sulardır. Kuvars doygunluk indeksi ise sıfırdan büyük değerler
almaktadır. Bu durum yeraltısularının kuvarsı çökelten sular özelliğine sahip
olduğunu göstermektedir. Dolomitik kireçtaşlarından beslenen kaynakların dolomit
doygunluk indekslerinin pozitif değerde olduğu görülmektedir. Bu sular dolomit
mineraline doygun ve dolomit çökelten sulardır. İçmeler mineralli su kaynağı ise;
aragonit, kalsit, dolomit ve kuvarsı çökeltici özelliğe sahiptir.
96
Çizelge 4.16. Seçilen minerallerin doygunluk indeksi değerleri
Aragonit Kalsit Dolomit Jips Kuvars S1 -0.644 -0.493 -0.026 -2.928 0.818 S2 -0.704 -0.555 0.140 -1.415 0.771 S3 -0.815 -0.667 -0.370 -3.555 0.794 S4 -0.139 0.008 0.844 -2.152 0.916 S5 -0.745 -0.595 0.922 -4.664 0.414 S6 -0.433 -0.286 -0.064 -2.40 0.268 S7 -0.450 -0.298 -0.101 -2.439 0.401 S8 -0.461 -0.318 0.035 -1.366 0.355 S9 -0.488 -0.345 -0.018 -1.399 0.378 S10 0.659 0.807 2.206 -0.031 0.592 S11 -0.619 -0.472 -0.297 -1.877 0.520 S12 -0.271 -0.120 0.413 -1.367 0.536 S13 -0.704 -0.556 -0.419 -1.989 0.571 S14 0.580 -0.430 0.166 -2.321 0.776 S15 -0.685 -0.536 1.025 -3.645 0.869 S16 -0.399 -0.248 1.547 -4.381 0.618
4.5.5. Yeraltısuyu Kirliliği
Yeraltısuları değişim ve seyrelme kapasitelerinin çok sınırlı olması nedeniyle
kirlenmeye karşı yüzeysel sulardan daha duyarlıdır. Kirletici unsurları jeolojik ve
antropojen kökenli olarak iki kısımda incelemek mümkündür. Jeolojik kökenli
kirlilik; suların içerisinden geçtikleri kayaçlarla etkileşimleri nedeniyle bünyelerine
aldıkları elementlerden kaynaklanan kirliliktir. Su içerisinde bulunan elementlerin
miktarı etkileşim süresi ve sıcaklığı bağlı olarak değişir. Yeraltısuları kirliliğini
oluşturan en büyük etkenler ise; antropojen kökenli olarak ifade edilen, katı - sıvı
atıklar, tarımsal faaliyetler ve çeşitli endüstri kuruluşlarından kaynaklanan kirliliktir.
Çalışma alanında karşılaşılan en büyük kirleticiler tarımsal faaliyetler ile katı ve sıvı
atıklardır. Şarkikaraağaç ovasında alüvyon akiferde tarımsal faaliyetlerden ileri gelen
pestisit ve gübre kullanımı ile hayvan atıklarının sebep olduğu kirlilik yaygın olarak
görülmektedir. Yerleşim alanlarının hemen hemen tamamında kanalizasyon sistemi
bulunmamakta ve katı atıklar önlem alınmadan doğrudan doğal zemin üzerine
boşaltılmaktadır.
Kirliliğin tespiti için kirlilik parametrelerinin kimyasal analizler yardımıyla tespit
edilmesi gerekmektedir. Yeraltısularında çok rastlanan kirletici maddeler azot
97
bileşikleri olan nitrat, nitrit, amonyak, ağır metaller ve zehirli bileşiklerdir (Uslu ve
Türkman, 1987). Çalışma alanı için azot bileşikleri ve ağır metal analizleri
yaptırılmıştır (Çizelge 4.17). Yeraltısularında nitrat (NO3) derişimi, tarımsal
faaliyetler ve evsel atıkların etkisiyle giderek artmaktadır. Sularda 5-10 mg/l’nin
üzerinde nitratın bulunması suyun dışarıdan kirletildiğini göstermektedir. Nitrit
(NO2) ve amonyak (NH4) içme sularında hiç bulunmaması gerekir. Çalışma
alanından alınan su örneklerinin tamamında amonyak 0.01 – 2.18 mg/l arasındaki
değerlerde tespit edilmiştir. Özellikle havzanın yüzeysel akışını Beyşehir gölüne
boşaltan derivasyon kanalından alının örnekte nitrat (9.187 mg/l), nitrit (0.05 mg/l)
ve amonyak (2.65 mg/l) diğer örneklere göre daha yüksek değerlerde tespit
edilmiştir. Bu durum, çalışma alanında yapay gübre kullanımı ve hayvan atıklarının
gübre olarak kullanımı nedeniyle yeraltısuyunun kirlendiğini ortaya koymaktadır
(Çizelge 4.17). Ağır metal analizlerinde, mineralli su kaynağı özelliğindeki İçmeler
kaynağı (S10) hariç diğerlerinde sınır değerleri aşan konsantrasyonlara
rastlanmamıştır (Çizelge 4.18). Sadece Çiçekpınar sondaj kuyusundan alınan örnekte
Fe sınır değerleri aşmıştır. Çiçekpınar yerleşim merkezinde bulunan kuyuda Fe
artışının sondaj kuyu donatısında zaman içerisinde meydana gelen korozyondan
kaynaklandığı düşünülmektedir.
Çizelge 4.17. Yeraltısularının nitrit, nitrat ve amonyak konsantrasyonları
Num. Yeri Nitrit (NO2) mg/l
Nitrat (NO3) mg/l
Amonyak (NH4) mg/l
Başdeğirmen 0.00328 5.528 1.597 Arak 0 1.448 0.418 Beyköy 0 0.066 0.0192 Yakaemir 0 3.707 1.0713 Yenicekale 0.00328 4.819 1.392 Çiçekpınar 0 4.239 1.224 Örenköy 0 2.919 0.843 Fakılar 0 2.835 0.819 Salur 0 1.825 0.527 Ördekçi 0 1.377 0.398 Ş.karaağaç 0 1.063 0.307 Çavundur 0 0 0 Çarıksaraylar 0 5.24 1.514 Arslandoğmuş 0 7.575 2.188 Belceğiz 0 0.128 0.037 Yeniköy 0 0.744 0.215 Deliçay 0.05248 9.187 2.654
98
Çizelge 4.18. Su örneklerin ağır metal konsantrasyonları Num. No
Mn ppb
Cu ppb
Zn ppb
Pb ppb
Hg ppb
Cd ppb
Se ppb
As ppb
Fe ppb
Cr ppb
S 1 0.44 0.5 1.9 .4 <.1 <.05 .5 1.3 < 10 9.2 S 2 7.05 1.1 2.4 .7 <.1 <.05 <.5 2.9 32 10.5 S 3 0.14 0.7 1.7 .3 <.1 <.05 <.5 0.6 11 7.8 S 4 5.74 1 7.2 .8 <.1 <.05 <.5 1 116 19.3 S 5 0.2 0.3 3.5 .4 <.1 <.05 <.5 <.5 16 4.9 S 6 0.51 0.8 2.3 1.1 <.1 <.05 <.5 <.5 18 3.4 S 7 0.25 0.4 1.9 .4 <.1 <.05 <.5 <.5 14 5.1 S 8 1.77 0.9 4.7 1.2 <.1 <.05 <.5 <.5 22 9.6 S 9 1.12 1.8 5.7 .7 <.1 <.05 <.5 <.5 17 10.7 S 10 1490.72 6.5 20.0 4.5 <.1 <.05 <5 <.5 2244 33.1 S 11 4.57 1.3 3.9 .8 <.1 <.05 <.5 <.5 51 10.1 S 12 5.17 1 3.2 .8 <.1 .9 <.5 <.5 126 10.8 S 13 17.28 1.6 11.7 1.2 <.1 <.05 <.5 <.5 612 10.3 S 14 4.24 0.7 3.0 .6 <.1 <.05 <.5 <.5 147 8.2 S 15 0.86 1.8 111.7 .5 <.1 <.05 <.5 <.5 16 9.1 S 16 0.66 2.6 205.6 .4 <.1 <.05 <.5 <.5 20 9.9
4.5.6. Çevresel İzotop Analizleri
Sularda çevresel izotop araştırmaları, yeraltısuyu orjininin ve beslenme
mekanizmalarının belirlenmesi konularında bilgi vermektedir. Çalışma alanında
yeraltısularında oksijen -18 (δ 18O), döteryum (δ 2H) ve tiridyum analizleri (δ 3H)
yaptırılmıştır. δ 18O, δ 2H ve δ 3H değerleri sırasıyla -8.44 ile -10.91 (‰); - 60.0 ile –
76.15 (‰) ve 0.9 ile 13.6 (‰) arasında değişmektedir (Çizelge 4.19). Yeraltısularına
ait oksijen-18 ve döteryum ilişkisi şekil 4.36’da verilmiştir.
Şarkikaraağaç ovasındaki yeraltısularının oksijen-18 ve döteryum değerlerinin
tamamen Dünya Meteorik Su Çizgisi (δD=8 δ 18O + 10) ile çakıştığı gözlenmektedir.
Bu çizgi buharlaşma etkisi altında olmayan atmosferik suları temsil etmektedir
(Craig, 1961). İçmeler mineralli su kaynağı, Arslandoğmuş sıcak su kaynakları ile
Pınarbaşı kaynağı, Akdeniz kökenli yağışları temsil eden Akdeniz Meteorik Su
Çizgisi (Gat and Carmi, 1970) ile Dünya Meteorik Su Çizgisi arasındaki bölgede
bulunmaktadır. Bu kaynak suları Akdeniz kökenli yağışlardan da etkilenmişlerdir.
Daha yüksek kotlardaki yağışların beslediği derin akifer suları, daha düşük kotlardan
99
yerel yağışlarla beslenen yüzey akiferin sularından, daha negatif ağır izotop içeriğine
sahip değerler göstermektedir (Sayın, 1987).
Yeraltısuyu çalışmalarında tridyum (δ3H) ölçümleri beslenme zamanı ve
mekanizması hakkında bilgi vermektedir. Yeraltısuyu 2 TU’dan daha düşük tridyum
içeriğine sahip ise, nükleer bomba denemelerinden daha yaşlı yağışlardan
etkilendiğini belirtmektedir (Sayın, 1987). İçmeler kaynağının düşük tridyum içeriği
(0.9) derin dolaşımlı yaşlı sulardan beslendiğini göstermektedir. 10-20 TU civarında
tridyum içeriğine sahip yeraltısuları son yıllardaki yağışlarla beslenmiştir. Yaklaşık 5
TU civarındaki değerler yeni yağışlar ile nükleer denemeler öncesi yağışların
karışımı olarak yorumlanmaktadır. Çalışma alanındaki yeraltısuları genellikle genç
sulardır. Arslandoğmuş (İlidere) sıcak suyunda genç ve derin dolaşımlı yaşlı suların
karışımının söz konusu olduğu görülmektedir.
Çizelge 4.19. Yeraltısularının çevresel izotop analizleri Kaynak yeri δ18O δD δ 3H Göksöğüt (S1) - 9.60 - 65.33 Yenicekale (S3) - 9.03 - 62.15 Ördekçi (sondaj kuy- S4) -5.68 -43.36 9.3 Belceğiz (S5) - 9.68 - 63.96 Muratbağı (S6) -9.10 -64.09 14 Çarıksaraylar (S 7) - 10.91 - 73.09 Arslandoğmuş (İlidere – S8) - 10.81 - 70.17 5.6* Arslandoğmuş (köy – S9) - 10.63 - 70.54 13.6* Arak (İçmeler- S10) - 10.90 - 76.15 0.9* Beyköy (sondaj kuy-S12) - 9.05 - 62.44 Çiçekpınar (sondaj kuy- S13) -9.39 - 63.70 6 Yeniköy(S15) - 8.44 - 60.00 Kızıldağ (S16) - 10.06 - 66.88
*Altınkale, 2001’den alınmıştır
100
Şekil 4.36. δ18O ve δD grafiği
101
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR
Şarkikaraağaç havzası hidrojeoloji incelemesi başlıklı bu çalışma, ovadaki
yeraltısuyu seviyesi, potansiyeli ve kalitesinin belirlenmesini amaçlamakta ve bu
amaç doğrultusunda yapılan araştırmaların sonuçlarını içermektedir.
Çalışmanın ilk aşamasında ovanın yüzey drenaj alan sınırı belirlenmiş ve daha sonra
yapılan tüm çalışmalar bu sınır içerisinde kalan alanda gerçekleştirilmiştir. Sınırları
belirlenen alan 831 km2’ dir ve bu alan dahilindeki birimlerin jeolojik yapısını
ortaya çıkarmak amacıyla daha önceki yapılmış olan çalışmalar incelenmiş ve arazi
çalışmalarıyla desteklenerek alanın 1/ 100 000 ölçekli jeoloji harita ve kesitleri
hazırlanmıştır. Çalışma alanında yer alan birimler özelliklerine ve birbirleriyle olan
ilişkileri dikkate alınarak otokton ve allokton olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Buna
göre otokton birimler en yaşlıdan gence doğru Çaltepe formasyonu, Sultandede
formasyonu, Fele formasyonu, Hacıalabaz formasyonu, Anamasdağ formasyonu,
Gölgeli formasyonu, Bağkonak formasyonu, Göksöğüt formasyonu, alüvyon ve
yamaç molozudur. Allokton birimler ise yine yaşlıdan gence doğru; Kızıldağ
ofiyoliti, Eğirler ve Deliktaş formasyonlarıdır. Tüm bu birimler yaşlıdan gence doğru
stratigrafik sütun şeklinde açıklanmıştır.
Çalışma alanındaki tüm birimler fiziksel, jeolojik ve hidrojeoloji açısından
değerlendirilerek sınıflandırılmış ve 1/ 100 000 ölçekli hidrojeoloji haritası
hazırlanmıştır. Bu haritaya göre geçirimli birimler alüvyon ve yamaç molozu
geçirimli birim (Gç1), Çaltepe formasyonunu oluşturan Çaltepe kireçtaşları, Fele
formasyonu kireçtaşları, Hacıalabaz formasyonuna ait Hacıalabaz kireçtaşları,
Anamasdağ formasyonunu oluşturan Anamasdağ kireçtaşları ve Deliktaş formasyonu
geçirimli birim (Gç2), Eğirler formasyonu ile kumtaşı, çakıltaşı, karbonat ve
kiltaşlarından yapılı Bağkonak ve Göksöğüt formasyonları yarı geçirimli (Gy),
Kızıldağ ofiyolitleri geçirimsiz birim olan (Gz1) ve Sultandede formasyonu ve
Gölgeli formasyonu bölgenin bir diğer geçirimsiz birimini oluşturmaktadır.
102
Çalışma alanında özel kişilere ait 100’den fazla ve DSİ’ ye ait 31 adet sondaj kuyusu
bulunmaktadır. Bölge için temsili olduğu düşünülen 13 adet DSİ tarafından açılan
sondaj kuyularında yapılan pompaj deney verilerinden yararlanılarak alüvyon
akiferin hidrolojik parametreleri olan K, T ve S değerleri tespit edilmiştir.
Şarkikaraağaç ovası için hesaplanan hidrolojik parametreler k= 1,47x 10-4 ile 9,92x
10-5 arasında, T= 1,32x 10-2 ile 6,81x 10-4 arasında, S= 9,19x 10-6 ile 6.37 arasında
olduğu belirlenmiştir.
Şarkikaraağaç ovasında Ekim 2004 ve Mayıs 2005 dönemlerinde yeraltısuyu seviye
ölçümleri yapılarak bu ölçümler 1/ 100 000 ölçekli yeraltısuyu seviye haritaları
hazırlanmıştır. Yeraltısuyunun akım yönü Beyşehir gölüne doğrudur.
Havzada emniyetli olarak kullanılabilecek yeraltısuyu potansiyelini belirlemek
amacıyla bilanço elemanlarından yağış, buharlaşma- terleme, akış ve süzülme
miktarları belirlenerek bilanço hesabı yapılmıştır. Beslenim olarak yağıştan 430.807
x 106 m3/yıl, Beyşehir gölü sulamasından 19.33 x 106 m3/yıl, sondaj sulamasından
7.56 x 106 m3/yıl su gelmektedir. Boşalım olarak ise buharlaşmadan 283.28 x 106
m3/yıl, kuyularla çekimden 10.22 x 106 m3/yıl, Beyşehir gölüne yeraltısuyu boşalımı
8.22 x 106 m3/yıl, drenaj kanalına olan boşalım ise 32.51 x 106 m3/yıl olarak
hesaplanmıştır. Ova için toplam beslenim miktarı 457.697 x 106 m3/yıl ve toplam
boşalım miktarı ise 334.23 x 106 m3/yıl’dır. Tüm bu verilere göre ovada, beslenme-
boşalma farkının % 60’ı olan 74.08 x106 m3/yıl’lık mşiktar emniyetli olarak
kullanılabilecek yeraltısuyu miktarıdır.
Havzada birçok kaynak boşalımı söz konusudur. Bunlardan başlıcaları Soğukpınar,
Pınarbaşı, Belceğiz, İlidere, İçmeler kaynakları olup bu kaynakların hiçbirinin
debilerine ait düzenli veri bulunmamaktadır.
Çalışma alanındaki yeraltısuyunun kalitesi, kullanılabilme özellikleri ve kirlilik
durumlarının belirlenebilmesi amacıyla havza genelinde havzayı temsil eden çeşitli
kaynak ve sondaj kuyularından su örnekleri alınmış ve bu numunelerin kimyasal
103
analizleri yaptırılmıştır. Hazırlanan hidrojeokimya haritasında suların genellikle Ca-
Mg-HCO3’lı sular fasiyesinde olduğu görülmektedir. Bununla birlikte Belceğiz,
Kocaçeşme ve Çamlık kaynaklarında dolomitik kireçtaşları ile etkileşimden
kaynaklanan Mg zenginleşmesi nedeniyle bu sular Mg-HCO3’lı sular fasiyesindedir.
Çavundur kaynağında da yine Mg zenginleşmesi gözlenmektedir. Bu kaynak Mg-Ca-
HCO3’lı suları temsil etmektedir. İçmeler mineralli su kaynağı ise, Ca-Mg-Na-
HCO3-SO4’lı sulardır. Bölgedeki suların sulamaya uygunluğunu belirlemek amacıyla
ABD Tuzluluk laboratuarı ve Wilcox diyagramlarına göre sınıflandırma yapılmıştır.
ABD Tuzluluk laboratuarı sınıflamasına göre; çalışma alanında bulunan yeraltısuları
genel olarak C2S1 sınıfında sadece Ördekçi’deki sondaj kuyusundan alınan su örneği
(S4) C3S1 sınıfındadır. Wilcox diyagramı sınıfalamasında ise; çalışma alanındaki
tüm sular (S4 no’lu sondaj kuyusuna ait su hariç ) çok iyi kullanılabilir, S4’ e ait su
ise iyi kullanılabilir su sınıfındadır. Ayrıca, endüstride kullanım özelliklerinin tespiti
için ‘Kalsiyum Denge Diyagramı’ kullanılarak sınıflama yapılmıştır. Buna göre; S1,
S2, S3, S5, S7, S8, S9, S11, S13, S14 ve S15’ e ait sular ‘karbonat çözündürebilir’,
S4, S6, S10, S12 ve S16’ a ait sular için ‘karbonat çökelmesi izlenir’ sular
sınıfındadır. Bir diğer özellik olan suların köpürme özelliğine göre yapılan
sınıflamada çalışma alanındaki suların tamamı (S10 hariç) ‘kaynarken köpürmeyen
sular’ sınıfındadır. S10 ise ‘kaynarken çok köpüren sular’ sınıfındadır. Beton üzerine
etkilerine göre yapılan sınıflamada ise; bütün suların (S10 hariç) SO4 miktarının 0 –
3.12 mek/ l arasında olmaları nedeniyle beton üzerine etkileri yoktur. Sadece, S10’a
ait su önemli derecede etkili olma özelliğindedir.
Havzadaki kirlilik durumunu belirleyebilmek için ova genelinde temsili olarak
seçilen lokasyonlardan alınan su örneklerinde nitrit (NO2), nitrat (NO3) , amonyak
(NH4) ve ağır metal analizleri yaptırılmış ve çalışma alanında yapay gübre kullanımı
ve hayvan atıklarının gübre olarak kullanımı nedeniyle yeraltısuyunun kirlendiği
ortaya konmaktadır. Ağır metal analizlerinde, mineralli su kaynağı özelliğindeki
İçmeler kaynağı hariç diğerlerinde sınır değerleri aşan konsantrasyonlara
rastlanmamıştır. Şarkikaraağaç ovası genelindeki tüm yerleşim yerlerinde
kanalizasyon sistemi bulunmamaktadır. Bu durum yeraltısularının giderek daha da
kirlenmekte olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca, yeraltısuyundan beslenen ve
104
Deliçay drenaj kanalınının da boşaldığı Beyşehir gölü suları da artan bir hızla
kirlenmekte ve buradan içme ve kullanma sularını karşılayan çevre halkının
geleceğini tehdit altına almaktadır. Bu nedenle ovada kanalizasyon sistemleri bir an
evvel tamamlanmalı ve kirlilik kontrol altına alınmalıdır.
Ayrıca, çaılşma alaında bulunan suların seçilen bazı minerallere göre doygunluk
dereceleri hesaplanmıştır. Yeraltısularının genellikle aragonit, kalsit, ve jips
çözündüren ve kuvarsı çökelten özellikte olduğu belirlenmiştir. Dolomitik
kireçtaşlarından beslenen kaynaklar dolomit mineraline doygun ve dolomit çökelten
sulardır. İçmeler mineralli su kaynağı ise; aragonit, kalsit, dolomit ve kuvarsı
çökeltici özelliğe sahiptir.
Çalışma alanında yapılan bir diğer çalışma ise ovadaki suların kökenlerini
belirlemeye yönelik olmuştur. Bu çalışma doğrultusunda ovadan alınan su
örneklerinde çevresel izotop analizleri yaptırılmıştır. Oksijen 18 ve döteryum
analizlerinde Şarkikaraağaç ovasındaki yeraltısularının oksijen-18 ve döteryum
değerlerinin tamamen buharlaşma etkisi altında olmayan atmosferik suları temsil
eden Dünya Meteorik Su Çizgisi (δD= 8 δ 18O + 10) ile çakıştığı gözlenmektedir.
İçmeler mineralli su kaynağı, Arslandoğmuş sıcak su kaynakları ile Pınarbaşı
kaynağı, Akdeniz kökenli yağışlardan da etkilenmişlerdir.
105
6. YARARLANILAN VE DEĞİNİLEN KAYNAKLAR
Akay, E., 1981, Beyşehir Yöresindeki (Orta Toroslar) Olası Alt Kimmeriyen Dağ
Oluşumu İzleri. T.J.K. Bült., C. 24, 25 – 29, Ankara Altınkale, S., 2001. Eğirdir ve Burdur Göllerinin Hidrojeokimyasal ve İzotop
Jeokimyasal Karşılaştırılması. Yüksek lisans tezi, SDÜ Fen Bil. Enst.,58 s.
Atıgan, A., ve Topçam, A., 1975, Isparta – Şarkikaraağaç Ovası Planlama
Kademesinde Hidrojeolojik Etüt Raporu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müd., XVIII. Böl. Müd. Raporu, Isparta
Ayhan, A., ve Karadağ, M., 1985, Şarkikaraağaç (Isparta) Güneyinde Bulunan
Boksitli Demir ve Demirli Boksit Yataklarının Jeolojisi ve Oluşumu. TJK. Bült., C. 28, 137 – 146
Blumenthal, M. M., 1947, Beyşehir – Seydişehir Hinterlandındaki Toros Dağlarının
Jeolojisi. MTA yayını, seri D, 2, 242 s., Ankara Boray, A., Şaroğlu, F., ve Emre, Ö., 1985, Isparta Büklümünün Kuzey Kesiminde
Doğu – Batı Daralma İçin Bazı Veriler. Jeoloji Müh. Dergisi, s., 9 – 20 , Ankara
Brunn, J.H., Dumont, J.F., Graciansky, P, de: Gutnic, M. Juteau, T., Martoux, J.,
Monod, O ve Poisson, A., 1971, Outline of the Geology of the Western Taurids. In Geology and History of Turkey, Compbell (A.S. ed), Petrol Explor, Soci. Of Libya, Tripoli, 225 – 255
Canik, B., 1998, Hidrojeoloji, Yeraltısularının Aranması, İşletilmesi, Kimyası.
Ankara Üniv. Fen Fak. Jeoloji Müh. Böl., Ankara Cengiz, O., 1991, Çarıksaraylar (Şarkikaraağaç - Isparta) Kuzeyinin Jeolojisi Ve
Kurşunlu Barit Yatakları. Yüksek Lisans Tezi, Akd. Üniv. Fen Bil. Enst., 75 s.
Cengiz, O., Kuşcu, M., 1993, Çarıksaraylar (Şarkikaraağaç-Isparta) Kuzeyinin
Jeolojisi Ve Kurşunlu Barit Yatakları. TJK Bült., C.36, S.1, 63 -64 s. Cengiz, O., 1997, Şarkikaraağaç (Isparta) ve Hüyük – Doğanhisar (Konya)
Arasındaki Barit Yatakları ve Oluşumu. Doktora tezi, SDÜ Fen Bil. Enst., Isparta (Yayımlanmamış)
Cengiz, O., ve Kuşcu, M., 2003, Evolution And Geochemical Characteristics Of
Liswaenits Between Madenli And Belcegiz (Gelendost – Sarkikaraagac,
106
Isparta - Turkey). Proceeding of the 7th Biennal SGA Meeting, 24 – 28 August 2003, Athens – Greece, V. 1, p. 567 - 570
Craig, H., 1961, Isotopic Variations in Meteoric Waters, Science, Vol. 133, 1833-
1834. Çapan, U., 1980, Toeos Kuşağı Ofiyolit Masiflerinin (Marmaris, Merisn, Pozantı,
Pınarbaşı, Divriği) İç Yapıları, Petroloji ve Petrokimyalarına Yaklaşımlar, H. Üniv., Yerbil., Enst., Doktora tezi, 400 s., Ankara
Çevre ve Orman Bakanlığı, Beyşehir Gölü, www.cevreorman.gov.tr Desprairies, A., Gutnic, M., 1972, Les gresrouges au sommet du Paleozoique du
masif du Sultan Dağ et Les Niveaux (North – East du Taurus Occidentale, Turquie) Analyses Chimi Gues et Mineraloqie Ques Signification Paleoqegraphie: Bull de. la Soc. Geol. De France Ser (7), Tem. XII., 505 – 514 s., N., 3.
Demirkol, C., 1977, Yalvaç – Akşehir Dolayının Jeolojisi. S.Ü. Fen Fak. Böl.,
Doçentlik Tezi, 114 s. Demirkol, C. ve Sipahi, H., Çiçek, S., 1977, Sultandağının Stratigrafisi ve Jeoloji
Evrimi. MTA. Enst., Raporu, 6305 (yayımlanmamış). Demirkol, C. ve Sipahi, H., 1979, Bağkonak – Çimendere – Muratbağı (Isparta)
Yöresinin Jeolojisi. Jeo. Müh. Derg., S. 7, s. 29 – 38,Ankara Demirkol, C., 1981. Sultandağ kuzeybatısının jeolojisi ve Beyşehir – Hoyran Napı ile
ilişkileri: Tübitak temel bilimler araştırma grubu. proje no: TBAG 382, 56 s., (yayımlanmamış)
Demirkol, C., ve Yetiş, C., 1985, Sultandağ Kuzeybatısındaki Allokton Birimler Ve
Jeoloji Evrimi. Jeol. Müh. Dergisi, 22, 3 -10, Ankara Dean, W.T., ve Monod, O., 1970, The Lower Paleızıic Stratigraphy And Faunes Of
The Taurus Mountains Near Beysehir, Turkey. I., Stratigraphy: Bull. Brit. Mus. Nat. Hist. Geol., V. 19, N.8, 411 – 426 s.
DMİ, 2005, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müd., 1966 – 1996 Yılları Arası
Meteoroloji Elemanları Ölçüm Değerleri DSİ, 1975, Şarkikaraağaç Ovası Hidrojeolojik Etüd Raporu, Isparta DSİ, 1992, Şarkikaraağaç Projesi, Şarkikaraağaç Pompaj Ve YAS Sulamaları
Planlama Drenaj Raporu. Proje no: 1614, Cilt – 1,Isparta DSİ, Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığı, 1997, Hidrolojide
İzotoplar Ve Nükleer Teknikler. 9 – 14 Kasım, Adana.
107
Dumont, J. F. Ve Kerey, E., 1975, Eğirdir Gölü Güneyinin Temel Jeolojik Etüdü.
TJK Bült., 18/2, 169 – 174 Elitok, Ö., 2000, Şarkikaraağaç (Isparta) Ve Çevresinin Jeoloji, Mineroloji Ve
Petrografisi. Doktora tezi, Süleyman Demirel Üniv., Fen Bil., Enst., Isparta (yayımlanmamış)
Eren, Y., 1990, Engilli (Akşehir) Ve Bağkonak (Yalvaç) Köyleri Arasında
Sultandağları Masifinin Tektonik Özellikleri. TJK. Bült., C.33, 39 – 50 s. Erişen, B., 1972, Afyon – Heybeli (Kızılkilise) Jeotermal Araştırma Sahasının
Jeolojisi Ve Jeotermal Enerji Olanakları. MTA Arşivi, Rap. No: 3107, Ankara
Gat, J. and Carmi, I., 1970, Evoluation Of The İsotopic Composition Of Atmospheric
Waters İn The Mediterranean Sea Area. Journal of Geophysical Research, 75, 3039-3048.
Haude, H., 1972, Stratigraphie und Tektonik des Südliche Sultan Dağ (SW
Anatolien). Zeit. Deutsch. Geol. Ges., V. 123, 411 – 421 Isparta İli Çevre Durum Raporu, 1994, Isparta Valiliği Çevre İl Müdürlüğü. Isparta Juteau, T., 1980, Opholites Of Turkey, Ofioliti, Special Issue: “Tethyan Ophilites”.
G. Roccii edit., vol. 2, 199 – 237. Ketin, İ., 1994, Genel Jeoloji. İTÜ Vakfı yayınları, no: 22, İstanbul Kharaka, Y.K., Gunter, W.D., Aggarwal, P.K., Perkins, E.H. ve DeBraal, J.D., 1988.
A Computer Program For Geochemical Modeling Of Water-Rock İnteractions. U.S. Geol.Surv. Water-Resources Investigations Report 88-4227, 420 p.
Koçyiğit, A., 1981, Isparta Büklümünde (Batı Toroslar) Toros Karbonat
Platformunun Evrimi. TJK. Bült., 24/ 2, 15 – 23. Kuşcu, M., ve Aydoğan S., 2003, Koruyaka Ve Göksöğüt (Yalvaç-Isparta) Plaketli
Kireçtaşlarının Yapıtaşı Olarak Kullanılabilirlikleri. SDÜ Fen Bilimleri Enst. Dergisi, cilt:7, sayı:2; 283-292.
Monod, O., 1967, Batı Toros Kireçtaşlarının Temelindeki Seydişehir Şistlerinde
Bulunan Ordovisiyen Bir Fauna. MTA. Enst. Yayını, s. 69, 76s. Monod, O., 1977, Recherces Geologiques Dans Le Taurus Occidental Au Sud De
Beyşehir (Turquie). These, Univ. Paris – sud.,Orsay, 422 p.
108
MTA Raporu, 1987, Sultandağı güneydoğusu ile Anamasdağı dolayının jeolojisi, MTA Genel Müd. Jeol. Etüdler Dairesi Başkanlığı, Ankara
Özgül, N., ve Gedik, İ., 1973, Orta Toroslar’ Da Alt Paleozoyik Yaşta
Çaltepekireçtaşı Ve Seydişehir Formasyonu’ Nun Startigrafisi Ve Konodont Faunası Hakkında Yeni Bilgiler. TJK Bült., Cilt. XVI., Sayı:2
Özgül, N., 1976, Torosların Bazı Temel Jeolojik Özellikleri. Türk,ye Jeol. Kur.
Bült., 19, 65 – 78 Özgül, N., Bölükbaşı, S., Aklan, H., Öztaş, H., ve Korucu, M, 1991, Göller
Bölgesinin Tektono – Stratigrafik Birlikleri. Ozan Sungurlu Semp. Bild. (ed. S. Turgut), Kasım – 1991, 213 -237
Öztürk, E.M., Öztürk, Z., Acar, Ş., Ayaroğlu, A., 1981, Şarkikaraağaç (Isparta) Ve
Dolayının Jeolojisi. MTA., Enst., Raporu, N. 7045, 190 s., (yayımlanmamış)
Öztürk, E.M., Dalkılıç, H., Ergin, A. ve Avşar, Ö.P., 1987, Sultandağ Güneydoğusu
İle Anamasdağı Dolayının Jeolojisi. MTA. Raporu N. 81 -91 (yayımlanmamış),
Poisson, A., 1977, Recherces Geologiquies Dans Les Taurides Occidentales
(Turquie). These de Etat., Univ., Paris – Sud., Orsay, 795 p. Sayın, M., 1987. İzotop Teknikleri Kullanılarak Yeraltısuyu Orjininin Belirlenmesi.
DSİ Genel Müd. Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığı, 9-14 Kasım, Ankara.
Soyaslan, İ., 2004, Eğirdir Gölü Doğusunun Hidrojeoloji İncelemesi Ve Yeraltısuyu
Modellemesi. SDÜ Fen Bil. Enst., Doktora tezi, Isparta (yayımlanmamış) Şahinci, A., 1986, Genel Hidrojeoloji. Dokuz Eylül Üniv. Müh. Mim. Fak. Jeoloji
Müh. Böl., İzmir Şenel, M., Dalkılıç, H., Gedik, İ., Serdaroğlu, M., Bölükbaşı, A.S., Metin , S.,
Esentürk, K., Bilgin, A.Z., Uğuz, F., Korucu, M. ve Özgül, N., 1992, Eğirdir – Yenişarbademli – Gebiz Ve Geriş – Köprülü (Isparta - Antalya) Arasında Kalan Alanların Jeolojisi. MTA Rap., 9390, TPAO Rap., 3132, 559 s., Ankara (yayımlanmamış)
Şenel, M., Gedik, İ., Dalkılıç, H., Serdaroğlu, M., Bilgin, A.Z., Uğuz, F., Bölükbaşı,
K., Korucu, M. ve Özgül, N., 1996, Isparta Büklümü Doğusunda Otokton Ve Allokton Birimlerin Stratigrafisi (Batı Toroslar). MTA derg., 118, 111 – 160
Uslu, O. ve Türkman, A., 1987, Su Kirliliği Ve Kontrolu. T.C. Başbakanlık Çevre
Genel Müdürlüğü Yayınları Eğitim Dizisi, 364 s., Ankara
109
Yağmurlu, F., 1991, Yalvaç – Yarıkkaya Neojen Havzasının Stratigrafisi Ve
Depolama Ortamları. Türkiye Jeoloji Bülteni, Cilt: 34, S: 9 -19, Ankara
110
ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Simge Örmeci (Varol)
Doğum Yeri: İstanbul
Doğum Yılı: 1978
Medeni Hali: Evli
Eğitim ve Akademik Durum
Lise : 1991-1994 Ankara Kalaba Lisesi
Lisans: 1995-2000 Süleyman Demirel Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Jeoloji Mühendisliği Bölümü
EKLER
EK-7 KUYU HİDROLİĞİ GRAFİKLERİ