-' kitabu hall! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d01777/2010_44/2010_44_furatah.pdfÖzellikle...

20
EKEV 14 44 (Yaz 2010)'--------193 A A •A A OSMANLI BIR FAKIR: KORKUD "' ,.. . . . -"' . (GANIMET AHKAMIYLA ALAKALI "KITABU HALL! EFKAR Fi ESERi BAGLAMINDA) Ahmet Harndi FURAT <•J Özet: Siyasf tarihimizde önemli bir yeri olan Korkud (ölm. 91811512) ilim çevrelerinde eserleri ile de öncelikle Sarnhan sonra da Teke gönderilen Korkud'un bir anda gitmesi ilmf da ehemmiyetlidir. Korkud'un kaleme eserlerden onun ciddf olarak Özellikle Kitabu Halli jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr eseri, hem ganimet ait yer vermesi, hem de namzed bir e fikirler içeren bir eser sebebiyle Hukuku Tarihi önem Kelime/er: Hukuku Tarihi, Korkud, Ganimet Hukuku. A Shafli Shahzade (Prince) in Ottoman Dynasty: Shahzade Korkud (In the Context ofBooks on Laws ofWar) Abstract: Shahzada Korkud who has important place in our political history is alsa known his works in scientific circles. He was sent first to Sarnhan and then to Teke in the title of Shahzada, he suddenly decided to go to Egypt. This has a great importance for his scientific character. It is considered that he was seriously injluenced by fiqh in Egypt. Especially his book entitled "K Hall al-Ishkal'l-Ajkar fi Hilli AnnvaZ al- Kuffar" has importance in point of two aspects: giving place to Slzafii opinions on judgment of booty and giving place to opinions that eriticise the Sultans. Key Words: History of Islamic Law, Sizaizzade Korkud, Laws of Booty. <• Yrd. Doç. Dr., Üniversitesi Fakültesi, Hukuku Anabilim (e-posta: [email protected])

Upload: others

Post on 22-Jan-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 14 Sayı: 44 (Yaz 2010)'--------193

A A •A • A

OSMANLI HANEDANıNDA ŞAFll BIR FAKIR: ŞERZADE KORKUD "' ,.. . . . -"' .

(GANIMET AHKAMIYLA ALAKALI "KITABU HALL! IŞKALI'L-EFKAR Fi HİLLİ EMVALİ'L-KÜFFAR"İSİMLİ ESERi BAGLAMINDA)

Ahmet Harndi FURAT <•J

Özet: Siyasf tarihimizde önemli bir yeri olan Şehzade Korkud (ölm. 91811512) ilim çevrelerinde eserleri ile de tanınmaktadır. Şehzade sıfatıyla öncelikle Sarnhan Sancağına, sonra da Teke Sancağına gönderilen Korkud'un bir anda Mısır'a gitmesi ilmf kişiliği açısından da ehemmiyetlidir. Korkud'un Mısır'da kaleme aldığı eserlerden onun Şdfif jiklımdan ciddf olarak etkilendiği anlaşılmaktadır. Özellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin ganimet ahkdmına ait görüşlerine yer vermesi, hem de sultanlığa namzed bir şehzadenin sultanları

e leştiren fikirler içeren bir eser yazması sebebiyle İslam Hukuku Tarihi açısından önem taşımaktadır.

Atıalıtar Kelime/er: İslam Hukuku Tarihi, Şehzade Korkud, Ganimet Hukuku.

A Shafli Shahzade (Prince) in Ottoman Dynasty: Shahzade Korkud (In the Context ofBooks on Laws ofWar)

Abstract: Shahzada Korkud who has important place in our political history is alsa known his works in scientific circles. He was sent first to Sarnhan and then to Teke in the title of Shahzada, he suddenly decided to go to Egypt. This has a great importance for his scientific character. It is considered that he was seriously injluenced by Slıafii fiqh in Egypt. Especially his book entitled "K Hall al-Ishkal'l-Ajkar fi Hilli AnnvaZ al­Kuffar" has importance in point of two aspects: giving place to Slzafii opinions on judgment of booty and giving place to opinions that eriticise the Sultans.

Key Words: History of Islamic Law, Sizaizzade Korkud, Laws of Booty.

<• ı Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İslam Hukuku Anabilim Dalı. (e-posta: ahmet_ [email protected])

Page 2: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

194/Yrd. Doç. Dr. Alırnet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Giriş

Sultan II. Bayezıd'ın ortanca oğlu, Yavuz Sultan Selim'in ağabeyi olan Şehzade Korkud'un kardeşi ile giriştiği saltanat mücadelesi, XVI. asır Osmanlı Tarihi 'nin önemli siyasi olaylarından birisidir. Korkud, sadece bu mücadelesi ile değil, ilml kişiliği ile de hatıriarda kalmıştır. Diğer şehzadeler gibi edebiyada uğraşan, diviinı bulunan Korkud, bunun yanı sıra dM ilimler de iştigal etmiş, fıkıh, kelam ve tasavvuf alanlarında kitaplar telif etmiştir. Makalemizde öncelikle Şehzade Korkud'un hayatı üzerinde durulacak, daha sonra fıkhl konulan ele aldığı eserleri ve özellikle savaş hukukuyla alakah "K. Halli İşkfzli'l-Ej/air fi Hilli Emvali'l-Küffar" isimli eseri değerlendirilecek ve İslam Hukuku Tarihi açısından önemi tartışılacaktır.

a. Şehzade Korkud'un Hayatı ve Hakkında Söylenenler

Şehzade Korkud'un doğum tarihi olarak 872/ı467 ve 874/ı469 olınak üzere iki ayn tarih verilınektedir. (Uzunçarşılı, ı960: 539.) Fatih Sultan Mehmet'in veratı (ölın. ı48ı) üzerine çıkan saltanat mücadelesinde Korkud, babası Bayezıt'ın Amasya'dan gelişine kadar İshak Paşa tarafından saltanat makamına çıkanlmış ve ı 8 gün saltanat sünnüştür. (Uzunçarşılı, (ı960) s. 543.) II. Bayezıt'm sultan olınasınm hemen akabinde Korkud, Saruhan (Menteşe) Sancağı'na gönderilmiştir. Samhan Sancağı'nda iken Midilli adası sebebiyle Venediklilerle karşı karşıya gelen Korkud, devlet işleriyle · etrafındakileri görevlendirmeyi tercih etmiş ve kendisini ilim ve mılsikiye vermiştir. Dönemin önde gelen ilim adamlarından da dersler alan Korkud, Samhan Sancağı'ndan, bazı talepleri ve dönemin devlet ricali ile çekişmeleri sebebiyle Teke Sancağı'na kaydınlrnıştır. Bu durum, onun İstanbul'dan uzaklaşması ve dolayısıyla diğer şehzadelere göre padişah olma noktasında daha az ihtimale sahip bir yere kaydınlması anlamını taşımaktaydı. Keyfiyet, Korkud'u memnun etmemiş, babasından Saruhan Sancağı'nın yeniden kendisine verİlınesini istemiştir, fakat bu isteği kabul görmemiştir. Babası ile olan ihtilafı, sancak işlerine memur tayini, kendisinin ise Antalya'da kalması şeklinde bir anlaşma ile kısmen çözülınüştür. Korkud, böylelikle saltanat mücadelesinde şansı kalmadığım hissetmiş ve kendisini ilıne verrnişte denilebilir. (Uzunçarşılı, ı960: 546-8.)

Korkud, Antalya'da bulunduğu sırada ani bir kararla Mısır'a gitmiştir. Son dönem Memlük tarihçisi İbn İ yas (ölın. 929/ı522), Beda 'i 'u 'z-zühılr fi vekfz 'i 'd-dühılr isimli eserinde bunun sebebi olarak babası ile arasının açık olduğu, aralarını düzeltrnek için Sultan Gavri 'ye geldiği şeklindeki söylentiyi nakleder ( ~ı (Jı.....k ~ .li_) <-ı.ş?-" ._,.,..... (Jl.5. J

~ c.l.....,ıl (J\.bl..JI ~1 .,.-ı\.9 ~k:.. ~~ Ü:!:J ~ J.,.::.:::.. J.;S ~ Muharnıned b. Ahmed b. İ yas el-Hanefi el-Mısrl, el-Muhtar, ı960: 78ı). Mısır'a gelişini babasına arlza ile bildiren Korkud, gidiş sebebini ise Hz. Peygamber'i rüyasında görmesi olarak belirtmiştir. İbn · İyas, onun Mısır'daki yaşamı ile ilgili detaylar da verir. Bunlardan birisi bizce dikkat çekicidir. İbn İyas, 9ı5 Rebiülevvelinin ı 1. Cuma günü/28 Haziran 1509 Perşembe (Günlerdeki bu karışıklık rü'yet-i hilal meselesi ile alakalıdır) Sultan tarafından mevlid verildiği ve buna adet üzerine emirlerin ve dört mezhep kadısının davetli olduğunu kaydetmektedir. Korkud, meclise gelince Sultan ayağa kalkmış, ve onu, kendi ohırduğu yerin sağ tarafına Şafii kadısının yanma otıırtmuştur ( (Jt.bL.JI J.= o fo c.Ş;,h ~~ i-r.JI ~ J

(J\.bl..JI .ıJ i'\.9 ç1b WS (Jı.....k ~ 4. ..ıi_j Y.:..:..J ö;,WI ~ ~.JYI ô~IJ o.ly;{l ~IJ c.Ş_r.Ull ;,ly.ll

~L.;JI ~illi L.5j ~ uJl;.. yı. .;ll "-!J yJI L.5j ~ c.:P ~IJ, 1960: 781 ).

Page 3: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ş.AFif BİR FAKlH: ŞEHZADE KORKUD (GAN!MET AHKAMIYLA ALAKALI "KİTABU HALLİ iŞKALİ'L-EFKAR Fi HİLLİ EMV ALi'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERİ BAGLAMINDA 195

Bu olayın bir mana taşıyıp taşımadığı üzerine yorum yapmak için elimizde delil yoktur. Fakat makalemizin ileri sayfalarında, ortaya konulacak Korkud 'un Şafii temayülü olayı manidar bir hale getirmektedir.

Korkud 'un hacca gitmek istediği fakat babası II. Bayezıt'la bağlantılı olan Meınlük Sultanı Gavri'nin buna mani olduğu bilinmektedir. Daha sonra babasından özür dileyerek Antalya'ya dönen Korkud'un taht· mücadelesini makalemizle alakası olmaması sebebiyle burada konu etmiyoruz. Fakat Korkud'un tahta otıırabilınek için uğraş verdiğini ve en sonunda öldüroldüğünü burada hatırlatalım. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Uzunçarşılı 1960: 589.)

Onun ilıni kişiliğini döneminde yazılmış eserler de ortaya koymaktadır. Edebiyatla uğraşması, harimi malılası ile şiirler kaleme alması onun bu yönünün daha fazla gündeme gelmesine sebep olsa da tarHıçiler ve tezkire salıipleri onu şer'llfıkhl!hukukl ilimlerdeki bilgisini vurgulamaktadır. Bazı alıntılar yaparak bu hususun altıııı çizmek istiyoruz.

XVI. yüzyıl divan şairlerinden Sehl Bey (ö. 1548): "Harfmf tehallüs etmiştir. Alim, fazıl, ziifımun padişahdı. Anın kemalatma nihayet yok Fetva 'dan "Korlatdiye" ad lu bir kitap te'lif edip mevali-i izam ve alıali-i kiram huzur-ı şeriflerinde makbul ve merg{tb vaki olmuşdur" (Edimeli Sehl, 1325: 17-18).

XVI. yüzyıl şairlerinden Latlfi (ö.1582): "Sultdnların bilginlerinden, şelızadelerin bilgelerindedir. Pek çok deve katarı, dağı andıran kütüphanesini ve kiitiiplıône

hazinesini taşırdı .... Arapça fetvd alanında bir eseri, başka alanlarda da şerh ve Jı(ışiyeleri vardır." (Latffi, 1990: 75.)

Şeyhülislarn Hoca Sadeddin (Hoca Sadedin, t.y.: 214. (ö. 1599): "Esniif-ı evsiif-ı kemalde bf-misal ve cami '-i melıasin-i hisal idi. UlUm-ı miitedavilede te 'am muk, Imsiisen şer'iydtta mezfd-i tefevvuk vitsıll bulmuştur. Fıkıhta meza!zib-i e 'imme cem 'ine miitekeffil bir kitab-ı miistetab telif etmiştir. "

Tarilıçi Gelibolulu Mustafa Ali (ölm. 1600): "İmdi bu kıssanın aslı budur ki Şelızfıde-i mezkıtr ilm u ma 'rifetle zfıtı ma 'miir ve killiib-i fıklııyyeden Fetiivfı-yı

Muhft 'in iki mezhep te ijtası caiz olan mesfı 'iii ve ihtilaffıt-ı ferikayne nıüte 'allik meviiddı bir müstakil kitab etmiş alinı-i kamil olnıağın".( Gelibolulu Mustafa Ali, Kiinlıii '1-Ahbfır, Fatih4465, s. 20lb)

Tezkiresi ile meşhur Kınalızade Hasan Çelebi (ölın. 1604): "Şerh-i Mevakıj-ı

Ciircanf kitabını gördüm. Kenarında hatt-ı şerifleriyle bazı iradat tahrir ve tastir eylemişlerdir". (Kınalızade Hasan Çelebi, 1981:1 04).

17. asır Osmanlı tarihçisi Müneccimbaşı (ölın. 1702): ·"Sultan Korkıtd alim ve fiizıl şehzfıde olup müellefat-ı celilesi vardır. Ezciimle fıkh-ı şerifte Korkudiye dedikleri Fetava yı onlar cem' etmişlerdir." (Müneccimbaşı, 1285, 285)

18. asır alimlerinden Müstakimzade (ölm. 1787), Muhanımed b. Şeyh Bedreddin el­Vefa! ez-Zeynl'den naklen onun hakkında şu bilgileri vermektedir: "Harfmf, es-Sultfin

Page 4: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

196 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

el-Fiizıl Korlaıd b. es-Sultan Bdyezfd b. Ebi '!-Fet/ı Melımed Han el-Osmiinf'nin malzlasıdır. Şeyh Bedreddin el-Vefiif, Hazfnetıı 'l-Efiizıl isimli eserinde şöyle demiştir: Onunla ölümünden 8 sene önce karşılaştım. Onu hadiste imam, usulde deniz, tarihte lzibr buldum. O mm Hafizu 'l-Lisan ve 'l-Cinan ve Fetava isimli eserleri vardır ..... " ( 0! ı..:.... tJ·7·ll J1j ..,.;L.hll ül.i:.. ı..:....~\ .,r.1 0! .:J:.J:4 ül..bLJ1 0! :::..J.J.J. J..;:,\.i\1 ül..bLJ1 ~(.Ş"":!.? ı,) 1y .. u ~..ı.::JI ı,) L.L.1 .ı..:i.ı.;.. ~ ı.J:ıkı üW .ı..:i ~ J,ı! ~Lb.ı4 .ı..:i.j.'J J..;:,\.!'11 :i..;,ı_?. "-!I.>S ı,) ~\.! )1 LJ::::..I1 J.l!

~_,..11 <} l:::..ı J ütS_, LSJ\.JğJ ü~1_, üLıll1.1:.Sh oL..... yi.>S ....J_, J4.,_)1 .,.L......ı1_, t:!)jl1 ~ 1y::. J_,....,'J1 ... <::~1 ~"-!ı .. ı;;. _;c~_,) (Müstakimzade, Mecelletü'n~Nisdb ve'l-Elkô.b, HaletEfendi 628, 183a.)

Bunlann yanındaİbn Kemal'in onun hakkında verdiğimalumat öneme haizdir (Kah mişkat-ı layiistan ki menba '-i enviir-z enzardır iktihas olan mesail-i nakliyenin keyfiyet-i istintiicına ula?f tahsilinde oldu. Kah mir 'at-ı mileella-yı nüfi1sda tarfka-i in 'ikô.sla zulıUr eden deliiil-i akliyenin mukaddemat-ı istilırdcının tekmilinde oldu. Hakô. 'ik-i ma 'kulün ve deka 'ik-i men/al !ün cem 'iyle nilıdl-i tab '-ı tuM misiili zujünun olup ol yegane-i zenıane her ne smd 'atla el urduysa pek fennfler gibi malıiiretle şölıret bulup te 'lif ve tedvin ettiği kiitüb-i cami 'a ki şiiheb-i liinıi 'a gibi etraf-ı ekrıdfi dsumiin-ı ezlıdnda ziihir ve sdlıirdir. Ve afiik-ı cilıdna yayıldı. Müte 'al fi 'z-zevdyd lıabdyii ve fi 'r-riciili bekiiyii ki enzviil-i meşhure gibi elsine-i nasda mezkurdur. Da 'va-yı bf-mdnd değil idüğiin halk-ı alem bildi. Megalik-i nıiftiilıı fet/ı u gaviimiz-i keşşiifi keşfetmekle etviir-ı nilıdnı beyan bir vee/ı ile ayan etti ki ( JI3 ujk-i i 'ciizda şimdiye dek zulıur etmeyen ebkfir-ı ejkarı yüzünden 1ıikah-ı irtiyah gitti. FusUl-i usiUü tavzilı ve telvilıde defa 'il-i hilt:ffiyyeyi ve mesail-i ihtildfiyyeyi tercih ve tenkilıde Falırulisldm Pezdevf, Şemsüleimme Seralısf gibi alim-i tahkik ve ilm-i tedkik olmağla iştilıar buldu. Esas-ı beldgata ve mesii 'il-i ihtildfiyyeyi tercih deldil-i i 'caz olan mebdni-i me 'anf ve mesa 'il-i beyanı izah ve tellıisde keşf-i dekaik idiip keşşaf-ı lıakô.ik olmağla Alltime Zemalışerf gibi faik ve Şeyh Abdu/kadir gibi hdlzir oldu. Nazm-z Fdrisi: Müctelıid der lıilaf-ı nükte-keşi Malik-i fiklı­ı Ku fe ve Kureşf Tezyüz ve meşarıku '1-envô.r Ol muvdfik min indilldlıın ki imdad-ı lıayb ve irşiid-ı bf-rayb vasıtasıyla her hüküm ki eder hak olmak muhakkak oldu. Tab-ı nukkadm eilıınıe-i miictelzidfnin kaydı içtilıadıyla mukayyed olan ahkô.mın tahkikiyle lıiikiim mutlakdır. Mesail-i kesfrede İmam Şafifyi tercih etmiştir. DelBilinde ihiil§l olan yeri ilıtimiİln edip tashi/ı etmiştir. Şerh murçıd ve cerh içtihad ettiği Yf!rler çok, hak gördiiğii kavilde tasallubu var taassubu yok. Ibn Kemal, Tarih, Millet Kütüphanesi, 32, s. 120a-120b.). İbn Kemal'in iradelerinden onun özellikle hem akl! ilimleri hem de nakli ilimleri tahsil ettiği [Hak/i 'ik-i ma 'kulün ve dekfi 'ik-i menkU/ün cem 'iyle nilıdl-i tab '-ı tilbii misali zıifıinun], eserlerinin döneminde de yaygın olduğu [te'lif ve tedvin ettiği kiitüb-i canzia ki şiiheb-i ldmi'a gibi etraf-ı ekrıafi iisumô.n-ı ez!ıanda zalıir ve salıirdir], usul-i fıkıhta Pezdevi ve Serahs1 gibi tahkik ve tedkik sahibi alim olduğu [FusUl-i usUlü tavzih ve telvi/ıd e deta 'il-i hilt:ffiyyeyi ve mesail-i ilıtilô.fiyyeyi tercih ve tenkihde Fahrulisliim Pezdevf, Şemsiileimme Serahsf gibi iilim-i tahkik ve ilm-i tedkik olmağla iştilıiir buldu.], meselderi anlamada Zemahşeri ve Şeyh Abdülkadir gibi olduğu [Esiis-ı· belligata ve mesii 'i/..,i ihtiliifiyyeyi tercih deliiil-i i 'caz olan mebdni-i meiini ve mesii 'il-i beyanı izah ve tellıisde keşf-i dekiiik idiip keşşiif-ı lıakfiik olmağla Alltime Zemalışerf gibi fiiik ve Şeyh Abdu/kadir gibi bdlıir . oldu] gibi hususlar anlaşılmaktadır. İbn Kemal'in yukanda geçen ifadeleri biraz abartılı olsa da önemlidir. Onun için Farsça

Page 5: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDAN/NDA ŞMİi BİR FAKiH: ŞERZADE KORKUD (GANiMET AHKAMlYLA ALAKALI "KİTABU HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR Fi HİLLİ EMVMİ'L-KÜFFAR." İSİMLİ ESERİ BAGLAMINDA 197

nazında kullandığı "Malik-i jikh-ı Kiife ve Kureşf" ifadesi onun Hanefi ve Şajif fikıhına vakıf olduğunu ortaya koymaktadır. Yine onun "Mesail-i kesfrede İmam Şafifyi tercih etmiştir. Delfiilinde ihtilfil olan yeri ihtimiim edip tashih etmiştir. Şerh murad ve cerh içtihfid ettiği yerler çok hak gördüğü kavilde tasallubu var, taassubu yok" ifadeleri onun Şafii mezhebine mütemayil olduğunu ortaya koymaktadır.

Eserleri:

ı. Korkudiye (J.:J~.J.foll)

Sehl Bey (ö. 1548), Tezkıresinde ( 1325: 17-18. "KorkUdiye" isminde bir fetva mecmuasının ismini zikretmekte, fakat muhtevası hakkında bilgi vermemektedir. Latlfi , (ö. 1582) ise onun "Arapça bir fetva kitabı" (1990: 75.) olduğunu belirtmekle yetinmektedir. Hoca Sadeddin (ö. 1599), ''fikıhta mezahib-i e 'imme cem 'ine mütekeffil bir kitab-ı müstetab" ifadeleri ile eserin muhtevası ile alakah ipucu vermektedir. Onun verdiği bu bilgiden eserin fıkıh konusunda imamların mezheplerini içine alabilecek derece geniş bir kitap olduğıı anlaşılmaktadır. Gelibolulu Mustafa Ali (ö. 1600) ise "kütüb-ifikhıyyeden Fetava-yı Muhft'in iki mezhepte iflası caiz olan mesai/i ve ihtilafat­ıferikayne mütealliR' (Gelibolulu Mustafa Ali, Künhü'l-ahbfir, Fatih 4465, s. 201b) diyerek Burhanuddin b. Malımüd b. Tacuddin'in (ölm. 616/1219) el-Muhit el-Burhanf isimli eserinden -ki meselelerden ki bu eser Hanefi mezhebine göre yazılmıştır- Şafii

mezhebinde de fetvası caiz olan mesiiili ve iki mezhepteki farklılıkları da içine alan bir eser olduğunu belirtmektedir. Müneccimbaşı (ö. 1702) ise sadece KorkUdiye isimli bir eseri olduğıınu belirtir. (1285: 285) Katip Çelebi de eserden Fetava-yı KorkUdlıaniye diye bahsetmektedir. Fakat muhtevası hakkında bilgi vermemektedir. (Katip Çelebi, t.y.: II, 1228)

Bu eser maalesef şu an elimizde bulunmamaktadır. Fakat eserin vurgulanması gereken en önemli husuşun Hanefi v~ Şafii mezhebirıi içine alan bir fetva kitabı olma keyfiyeti olduğıı anlaşılmaktadır.

2. Da'vetu'n-Nefsi's-Taliha (Wlb) ila'l-A'mali's-Saliha bi-ayati'z-zahire ve'l­beyyinati'l-bahire

Eser isminden de anlaşılacağı üzere talilı (yorgun, fasit) netisieri siililı arnellere ayetler ve delillerle davet etmek üzere kaleme alınmıştır. Eserin zalıriyesinde Kitab el­Harimi fi't-Tasavvuf şeklinde kayıt bulunmaktadır. Fakat eser, yukarıda belirtilen şekliyle kayıtlara geçmiştir. Eser genel olarak ahiili bazı meseleleri içermekteyse de fıkıhla ilgili bazı konuları da ele almaktadır. Fıkıhla ilgili konuların en önemlisi eserin daha başında Korkud'un siyasete örf şüphesi karışmadan şer'in icrasının imkansızlığı üzerinde durmasıdır. O, Sultanların, yaptıkları sebebiyle ahiretin miskinleri olduğunu belirtmekte ve örfi siyasetlerinirı en f'alıişi olarak "kat/u 'n-nüfus bi gayri hakkin şer 'iyyinl şer 'i bir hak olmaksızın neji'sleri öldürmek/ğ" i ifade etmektedirler (Ayasofya, 1763, 4a-4b.). Onun bu konu ile alakah olarak kullandığı ifadeler şu şekildedir:

Bu zamanda siyasette örf şüphelerinden hatta şer'e açık olarak muhalefeti bilinenlerden halis olarak şer'in icrası mümkün değildir ... Aııirette dünya sultanların

Page 6: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

1981 Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMi DERCİSİ

örfünden yaptıklarımızdan özür dilemek mümkün olmayacak. Onlar ahirette miskinlerdir. Örfi siyasetlerinin en Ialıiş olanı şer'i bir hak olmaksızın nefısleri öldürmeleridir. Allah Teiila şöyle demiştir: Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı celıennemdir. Allalı ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. (Nisa, 93) Bu sebeple kısas hükınü konuldu. Allah Teala şöyle demiştir: Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. (Bakara 178) Abdullah b. Mes'ud'dan Resulullah'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: Kıyamet gününde nas arasında nıulıakemesi yapılıp hükmü verilecek ilk şey, kanlar lıakkındadır. Bulıô.rf (Buhfui, Diyat, I) ve Müslim (Müslim, Kasame, 8) rivayet etmiştir. İbn Ömer'den rivayet/e Hz Peygamber şöyle demiştir: Mü'nıin, haranı kan döknıedikçe, dininde bir genişlik üzeredir. Bulzarf (Buhfui, Diyat, 2) rivayet etmiştir.

Korkud, Ayetlerden ve hadislerden deliller getirerek haksız yere katlirı haramlığını vurgulamaktadır. (Ayasofya, 4465, 4a-5b.) Şehzade Korkurl'un bu hususları, siyasete örf şüphesi ile ilgili balıiste ve eserinin hemen başında dile getirmesi, esas itibarıyla Fatih Sultan Mehrned'in Kanunuarnesi'nde belirttiği nizam-ı alem içirı kardeş katli hususuna bir itiraz mahiyetindedir.

Onun sultanları eleştirdiği bir diğer husus, müstakil bir risalesirıde de ele aldığı ganimet malları ile ilgili meseledir ( ... ~ )4 JWI :ı.:..i tJ.o ol! '1 o).a'ı!l e:- ul Ayasfoya 4465, 5b) Fitnenin çıkınasının kaçınılmaz olduğu ( ..:.,_,.1::.._, ul.iliYI -~_, Jl.ı;JI_, tljlll t_s3_, tJ.o :Ub... '1 ui.)YI_, Jl.YIL.$ C::.JA _, c;:.;&-11 Ayasofya 28b), meliklerin önünde yerin öpülmesi (Bunu da Sübki'nin eserinden nakille en-Nevevi'nin el-Mecnıu'undan almıştır. Ayasofya 4465, 123 b. t.ı. _;#. _,1 :i.4ill ~1 üi.S ç.\ _,.., J1.::.. ~ ı...J..i l..l..>"- e;.ı...;;...ıı r.Ş~ C$ .ı _,.,.....JI tJ.o :i...\r.JI tJ.o .fo ~ L. ~~ "-:_;\.i,ı _,ı _)Sll ~ L. •_;_,.... ı.f-.! .j_, Jğc. _,ı ~k:i .&1 .ı_,.,.....JI .ı.......S <-1_,..,_, Cahillerin çoğunun şeyhler önünde yaptıkları, ister kıbleye veya başka bir şeye yönelerek olsun ister Allah Teaiii'ya secdeyi kastetsin kesin bir haramdır. (en-Nevevi, t.y.: III, 565), meliklerin cuma ile ilgili hükümleri bilmeden ve reayanın parasını alarak kendi adiarına camiler inşa ettirmesi (es-Sübkl, 1993: 20.) isirnli eserinden almıştır. e:-lr.JI .>=:ı tJ.o .ıil_, ~til\ JU .fol_, ~L.tlı .ili:. ••_;_,y;:.ı Y! j.?.:ı Y .ı.!:<.}~ J...I.!J ul ~ol~ y..foll ~~ u.- ı:ill~ ul tU:. •ıY=,ıll .ili:. y4JI ~) w! _,ll c!ll~ '~1 .ili:. 4ıJc. ı.,..ı;:..l_, ~ L. ı..::.ı1.,ğ I~J :.U Ul.S i' _,3 t.ı. j.J'?- .ıS JU u~ , <-l....b.ll , ıJ)I! c--t;. 11ı. Jti,ıll;\.c J' Jl _,..~ e:- ı _,.,..ı ı .,;=:; 0 i ~_;:; r3 •.ı.: yi L. t!l.fo _, .uc .&ı ~ ı... yS.J Ji c!l.ii ı.... ı_, f.l!i ~k:i .&1 •'i'iı ül .&1_, )1.9 Ayasofya 4465, 123b (tre. Kadı şöyle demiştir: .. Camileri Allah'a en büyük yakınlaşma sanarak inşa edenlerin bir beldede iki cum'a namazının Şafii ve ekser ulemaya göre, ancak zarfiret halinde diiz olacağını bilmeleri lazımdır. Şayet buna bir grup cevaz verdi derse biz ona şöyle deriz: Bütün herkese göre sana vacip olanı yapmışsan, bu zaman da bazılarına göre caiz olanı yap. Ama sen Allah'ın nehyettiğini yapıyorsun, emrettiğini terk ediyorsun. Sonra reayiinın malı ile bu feliinın camiidir demek için camiler imarını istiyorsun. Allah bu ebedi olarak kabul etmeyecektir), gusul ve abdestle ilgili hususların bilinmemesi ( '1 ~~ U_;\.:.ı <.} 4.t:.... c.::.ıi_,L.ll oı.s.. _,ı y _; _,ı U.l! _,le. ~4W _,ı ..:.ı.1::.. _,ı :\..ıU:;..; ü~ # ..ı)4!1 <.} u_,ı.. .. ., ... ıı_, r.Ş _;ili <.} til.b.. ;)L.....

Ayasofya 4465, 122a. (tre. Namazlar diyarırnızda rükün ve şartlarına göre kılınmamaktadır. Köylerde mutlak olarak namaz yoktur. Beldelerde namaz kilanların çoğu cünüpdür veya hactesten ternzilenmemiştir veya bedeninde veya giysisinde veya namaz kıldığı mekanda necaset vardır.), rüşvet (Ayasofya 4465, 150b) gibi bahisler ele alınmaktadır. Bunun yanında Hanefi Mezhebi, müftülerin fetva vermekte karşılaştıkları

Page 7: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ŞA.Fi! BİR FAK1H: ŞEHZADE KORKUD (GAN!MET AHKAMlYLA ALAKALI "KİTAB'u HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR F! HİLLİ EMVALİ'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERİ BAGLAMINDA 199

zorluklar, mezhepler arasındaki farklar ve bunların oluşturduğu sorunlar, medreselerdeki fıkıh eğitimi ile ilgili bazı bahisler (Ayasofya 4465, 22la- 254a) bulunmaktadır.

Sadece bazıları hakkında kısa bilgiler verdiğimiz tüm bu konular, Korkurl'un emirliği, yukarıda sözü geçen kötü yönleri sebebiyle bırakıp kendisini fakr ve hamula/bitkinlik vermesi (J_,...;..II_, _fo.ll ~ J4SYI_, •.J .. YI ~_ji ı)l ~.>.! L.) (215b) anafikrine istinad etmektedir. Burada Korkurl'un üzerinde durduğu iki hususu önemine binilen zikretmek istiyoruz. Bunlardan birincisi, Korkurl'un rüyasında Resulullah'ı görmesi ve bunu Şafii' Mezhebine girmeye yormasıdır. Korkurl eserinde şu ifadeleri kullanmaktadır:

... yukarıda zikri geçen rüyam haktır. Tevilinin Şiifil Mezhebine hidayet ve irşad olduğu gizli değildir. Hatta bu bana geçen zamanda tasavvufla iştigalim esnasında iki kere oldu. ( ı)l .ıt..ı:.Jyı_, :t;ı~ı 4-J:ı_,t:i l.JI ı) "w.. y_, 0::.lı._ft.:ı ı.:;.uıl:?4:u 01 _;s.J; .ıill~ u _;c. ı:ıı_,

_ft.:ı_, rı.ı..ıı ı)~~~ ı.:.ı,ıiJ ~~ ı.:;.uı l.JL.jll ı) ı) _,..,u Jk. ı) u.ı:;y ı)~-'~ 4.....:::.J ~ı..;Jı ~:ı.. ..... J_,...;..ll_, _fo.ll ~ Jl,ı§YI_, iiJL.YI ~_ji ı)l ~.>.! L. <) Ayasofya 4465, 215b)

Bir diğer mesele de Korkurl'un emirliği terk ile alakah olarak 'bunu daha önce Osmanlıda yapan olmadı' şeklinde kendisine yapılan itiraza verdiği cevaptır. O, aynı durumu, daha önce II. Murad'ın yaptığını, fakat onun bunu nefsinin istekleri sebebiyle, kendisinin ise Ralıman'ın nzasına tevessül için yaptığını kaydetmektedir. (Ayasofya 4465, 260a-260b)

3. Kitabu Vesileti'l-Ahbab (ı..,.ı~YI ~-' ı..,.ıWS)

Korkurl'un babasına Mısır'a gidiş sebebini açıkladığı ve özellikle baba-oğul ilişkisi ile alakah hadisler içine alan ( ~ >.' ~~ jWYI_, ..:.&11 ~ ~~ y\:iS.\1 o~ <.J,ı.\\:i ~ L.l_, j~l ı.>'>) ı)l L5_,J:ll 4-S..>"'- .ıl_, ~\:i jl..;.,ı':/1 .ı..;.._, .)c. ._,.,~yı Ayasofya 3529, Ila.) kendi hattıyla kaleme aldığı bir eserdir (Başı: "-;ı.ııi_,J _fo_, 4.i.c .&Illi:. .ı.JiJ.Ji .ı_,.ı_,JI 4.tJ :i.....::..J ...ı:ıi9 j~l LJ-':ıJY L5_,J:li4.S..>"'- .ıl_, <.J,ı.\l:i jL;.,ıı.. ı..,.ı~YI ~-' y\:iS -.G..t,ı..tl_, o.ıl~l_, Ayasofya 3529 Eserin ferağ kaydı şu şekildedir: rl.ığY J.ıi.jl_, ~ .r-l.ıll .ı.Ji J.Ji .ı...::.... .ı_,.ı_,l14.tJ 4....::..J ~ ~ _, ~_, .ull .J~ LJ.o .fo..::ı ~fo !Y'-"t.:.. ~~ r.J:J ~ _);...jl_, ._,.,_,_;e. u_)._, Jıl "lil JS ı)~ ~ı_, ~Y:. 4WI .ılıl v-ı :U~_, .u... fo !Y'-"t.:.. r\.c. 143a). Eserin hemen başında rüya8ında Hz. Peygamberi gördüğünü ve onun o yıl hacca gitmesi gerektiğini söylediğini kaydeder. (~ _;;<;. LJ.o i'WII~ ı) .ı.,ıll.ı..;..jilı.. rSI.ı..ll ı) ~\.ıli_, <-SaL ooll :t;:u ....,..~,ı.ı~ı ı)<) .:...Jfo.J Ayasofya, 3529, 2a)

4. Şerhu EWizi'l-Küfr (fo.\1.1:.\ill c~)

Korkurl'un eliaz-ı küfr ile alakah yeterli bir eser bulamaması sebebiyle kaleme aldığını belirttiği eseridir. ( J.x;;_, ü~yı_, .ı,ı.::..jill J.Jl! <~,jl,ıJ_,I ı..,.ı_,li J~ l:?:ı.ıı .ılı .ı...:JI fo.\1.1:.\ill c~ yL... ~ _, üWYI t~ ~ LJ:ı.! <,;>i\. .. ooll .ı...::.... .U_,...,J ~ r)l..JI_, ;;_,LJI_, l.J\,ıi.bJI_, fo.\1 ~ :t,ıl.ı.ı:.l ii.ilil l.JI_ı:ıj.ll_, üli::JI r!tc. ı)l t,ı.i.ıll J.ı:p r.J:l ı)l l.Jl...::..l_, _?..: ıs:ı~l ç,ül LJ.o.o f"'>_;;C _, "~,ı,ı.i\11 yL... ~ _, üWYI ~ _, o.ı:c l.ı....::..... l.JI ~ _, l.Jt...:..ll .UWI_, :U..\S.ll .ı...ı1.9...... ~ ı) .ıJ <4;~ Y oh_, .ılı\ YI .UI Y l.JI ~1_, LJ.o _#. ~ ~ _)$. t" :iJr.JI :u....Ji LJ:ı.! fo.\1 .1:.\ill J _, l.ı:i ;; _)$. ~ ü95 _, .ığ ~ts .ı:t.;_ı l.Jl.jll _?.1 ı)l .ıJ _,..., JJ ı. 'lw wl ı. ' . t:u.:;. .ı.,.\ _ı;, ı....USJI ..::ı:u:;:; • .ıli '-'\., o -. 1.- 1 ~~ li o "'-ıli ·- · · ·" .11 .1-11 :i....lb 'ir •. . - -' "ti-"' - • ı- . . -' U:l • • <ş-~ - ~ <ş- - ~ -' r-" .

Page 8: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

200 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi f.URAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

ı.J.ı.llı J_,...,ı lJ:!l _,.....,lll L>"L.ı c)c 4-:ıl!..ı ~ J::...; ~ _;..tı_, ~ı_, ~ı 0ı ı..::.ı.l..J\..9 4-iY.:. ..} ~ts_, ~ ı.Ş~ı.ı.....li:ll ':J_,ı o'v.;lll 0~ J\i.J\.ı <)..ı lll_, JL:J~ ı.ŞY...lll us.ı t..ıfiı .le i_,! 4.;1.c...J C" .ui~ı J_,.....,ı_,

~ F-' ı.Ş..J~I ol_ı.) 6,ı.ı.:JI.U~_ı .UI~_ı .UI .l_ı6-:! oiY.\..9 ö_;bğ ı)c. .ll _ı: lll .l_,l_,.. LJ.o L. F <\.1_,9 .ltk.ll_, y..=ill J.ı:..l llL. _)i_, .li.l..JI_, u\.....,jlll :u....ı..... <ill:ı..} \.S......:l .ll..ll..Jlll i't.S..:..I Lı~~~ u'v.;lll J;j.o Lı~ ı.Ş.l4JI..ı ~yıli .ıiıl_, uWI u'v.;lll.b!ll CP ul.....ülli.l;.S~ y\.All i"""Y. U"~ ll_, .l~yl ~ ı)l 0i_,..ll .ıiıl_,

u'v.;lll u~ ı} J..ılll y4JI yl_,.,l c)c ~ y\.All_, uU::JI .bl->'-"" ı)l Ayasofya 2289.) Eser zahriyesinde her ne kadar bu isimle belirtilmişse de mukaddimede eserin isminin, Htifizu 'l-insiin 'an ltifizi'l-İman olduğu anlaşılmaktadır. Korkud, mukaddimede elf'az-ı küfrün ilim talebelen tarafından dahi layıkıyla bilinmediğinden, bu konuda yazılmış eserlerin yetersizliğinden bahsetmektedir.

C. K. Halli İşkali'l-efkar fi Hilli Emvali'l-küffar/ Kafirlerin Mallarının Helalliği Hakkındaki Fikir Karşıtlığının Halli

Elyazması Niislıamn Özellikleri

Eser, Süleymaniye Kütüphanesi çatısında bulunan kütüphanelerden Ayasofya Kütüphanesi 1142'de kayıtlıdır. Nesilıle 58 varaktan oluşan eser, nesilıle yazılmıştır. Eserin, ıa'sındaki kayıt şu şekildedir: Kittibu Halli İşktili'l-Ejktir fi Hilli Emvtili 'l­Kiifftir li '!-abdi 'l-fakfr el-müftekir itti ralımeti rabbilıi 'l-muktedir timi/u 'l-fadli 'r­'ralımiinf ve riici 'l-lıiidii 'l-menniinf Ebi 'l-lıayr Muhammed b. Korkud el-Osmanf b. Ebi Yezfd b. Muhammed b. Murtid b. Muhammed b. Ebi Yezfd b. Murtid b. Orlıtin b. Osmtin ve ileylıi yiinsebu evliidulıu. ( yl.:iS Ji_,..l J:,. ..} ..JI.Sğlll J,S..;ıl J::.. "'-ı..J ı) i _.ıili.JI _;.ıilll ~ ..Jllill ı,r.I..J..ı ı;ı....:.. )i ~i J,.i _;..lli.JI ..;=.JI .l_,9 ..J_,s .lA:>...o _}.l-iJI c.r-1 ..,.;li..ll ı.Ş.lg-11 .lA:>...o ü: .l,!jı c.r-1 ü: ı;~ ı 0: .lly> 0: ul....':,c.. C>: i ul:.. .)_ıl 0: .lly> 0: .ı.:Y. c.r-1 .lA:>...o o.lll_,l y.uı.i,ı ~ı_, )

f~.tU~~~~)U;} .. ~~~J

~":'#d:O!?:.~J~;!: 0..<")'sj.\b;ıiıvrj.-.:J > U!Jr!)-L;ii,U'?Ij.lLJ1

~fil.J;j$f~uı~lı~!Lt:..· ı..,~o~ı;ı\,}.'ıl.i!'"'·'ı\1i ~ıl,:..jo~YI1ıı.io"' ),I)'IJ,.ıl_..f~t-iıkfP'' -'lı'f.l ,~,i!J~I,JJJ!•>'­~cııı,.ı;....:ıa.ı:..,ıi!P. J;ıs{?Jvi.F .;,ı.;.t""' .,_;;Ji!.!l)"-"'<--.Jlrti.'J! ı;ı' .?t:G>.tt~·'~.f)lJij

ı·

-.... -~JJı~~~~~\Ş~;i0;.k>ı;s- . .. """" t

ı·

Yine ı •'da Sultan I. Mahmud'a (ölm. ı754) ait vakıf mührü bulunmaktadır. Ayrıca bu vakıfkaydını Haremeyen-i Şerifeyn vakıfları müfettişi Ahmed Şeyhzade'nin yazdığı kaydedilmektedir. ıa'da Sultan Mahmud'un vakıf mührü vardır. Eserin başı şu

şekildedir:

Page 9: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ŞMİI BİR FAK1H: ŞERZADE KORKUD (GAN!MET AHKAMlYLA ALAKALI "KİT ABU HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR F! HİLLİ EMVALİ'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERi BAGLAMINDA 201

Eserin Yazılma Sebebi

Eseri yazma sebebini, Kork:ud, eserinin mukaddimesinde şu şekilde anlatınak:tadır:

İmdi, ilimle uğraşmarnın ilk zamanlannda zihnime bir mesele takılmıştı. Meseleyi çözecek kimse bulamıyordum. Daha sonra ilimle uğraşmak ve 'muteber mezhep kitaplan'na ulaşmak benim için kolaylaşınca (Kork:ud, kanaatimizce burada ilirnde derinleşmesi ile Mısır'a gidişini kastetınektedir) problem arttı. Fakat daha sonra işin iç yüzü aydınlandı. ... Meselenin hükmünün mutlaka diğer meselelerin hükmünün beyarn ile açığa çıkacağını gördüm. Meseleleri ve eva'il ve evabirin kavillerini içine alan bir risale tertip ettim. Her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır (Rum 32), Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bir bilen vardır (Yusuf 76), ve ona "Hallu İşkali'l­Efkar fi Hilli Emvali'l-Küff'ar" Kdfirlerin mallarının helalliği hakkında jikirierin işkalinin hallt' ismini verdim.

Eser, mesele başlığı altında yedi bölümden meydana gelmektedir.

Birinci Mesele: Bu meselenin büyük kısmını Şehzade Kork:ud (ölm. 918/1512), Muhyiddin en-Nevevf'nin (ölm. 676/1277) Mes'eletü Vucubi Tahmfsi'l-Ganfme (Bu eser Nilsır b. Mes'üd b. Abdullah tarafından Riyad'da 2003 yılında basılmıştır.) adıyla,

et-Tae el-Firkah'ın (ölm. 690/1291) (Abdurrahman b. İbrahim b. Siba' el-Fizari el­Bedri, Ebu Muhammed, Tacuddin el-Firkah, müverrih ve Şam fakilidir. Mısır asıllıdır fakat Dimaşk'ta İkarnet etmiştir. el-Iklfd li-zevi't-taklfd, Şerhu't-Tenbilı, Şerhu'l-Varakat, Keşfu'l-Kınd fi Hilli's-Semd isimli eserleri vardır (Zirikli, III, 393). Hocalan arasında İzzuddin b. Abdisselam (ölm. 660), Takıyuddin İbni's-Salah (ölm. 643), İbnu'z-Zeb1d1 (ölm. 631), es-Sehav! (ölm. 643), İbnu'l-Letl (ölm. 634), Tacuddin b. Hameveyh (ölm. 642), İbnu'l-Münecca (ölm. 642), ez-Zeyn Ahmed b. Abdilmelik b. Osman (ölm. 640), Mükerrem b. Ebf's-Sakr (ölm. 635)'i sayabiliriz. Talebelen arasında ise en-Nevev! (ölm. 676), İbnu'l-Attar (ölm. 724), İbn Teymiye (ölm. 728), el-Mizz! (ölm.742), el-Berzal! (ölm. 739), eş-Şeyh Burhanuddin, Ahmed b. İbrahim b. Siba (ölm. 705), Kemaluddin b. ez-Zernlekan! (ölm. 727), Kemaluddin eş-Şüheb! (ölm. 726). Kendisine kadılık teklif edilmiş, fakat bunu reddetmiştir. (İbnü'l-Firkah, Şerhu'l-Varakat li-İmam el-Haremeyn el-Cüveyni, s. 33~53). ez-Zeheb!, el-Firkah'ın Şam'ın fakihi olduğunu ve mezhebin ileri gelenlerinin ona gidip geldiğini belirtir. Herne kadar yukanda talebesi olarak zikredilse de el-Firkah ile en-Nevevf arasındaki münzaralara atıf yapmaktadır. Onun en-Nevev! ile alakah verdiği bilgiler dikkat çekicidir: "0, Şeyh en-Nevevi'den 7 yaş büyüktür. O daha fakihdi, daha kabiliyetliydi, eş-Şeyh Muhyiddin'den münazara bakımından çokça

Page 10: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

202 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

kuvvetliydi. eş-Şeyh Muhyiddin ondan daha fazla mezhebi naklederdi ve ondan daha fazla mezhepten hı:fz etmişti" L..:iı .ı.,ğğl <)IS-' ~ ~ ._..ll:t:i ..!ıl ~ _; (,?_,_,.;.ll e/·11 LJ.o ,;;Si <)IS_, U; ·•~d .~c:t ~:ı.Jl t.:'l · ıli .;, .. ~.11 ·IS -.c:ı ·-''.c:· · ..• ıı .;, •. ~.11 • ö ·''lı... .'iii ·4.:..... .'ii <:ıl :.:;--- ..)""" -' • U"' U:! ~ c_..- u u-"'-' ~ (.);!-'-' ~ c_..- l)A ...)-"" t.S ..7' -' _ _, (.S"" -'

.u. (İbn Kadı Şühbe, ı 407: ı 75).) er-Ruhsatu '1- 'Amfme fi Ahkô.mi'l-Ganfme (Bu eser de Nilsır b. Mes'fid b. Abdullah tarafından en-Nevevi'rıin yukanda ismi geçen eseriyle beraber Riyad'da 2003 yılında basılmıştır. Eser her ne kadar babası kadar önemli bir fakili olan İbnul-Firkah'a nispet edilse de eserin hemen başındaki ~ 4-.)WI ri.... YI ~ı J\i c IS _;ili t 4--ı eY. ~ IY.I eY. ()A.:>. )i .ı.,ıc. ~ı c;:l:i L;_;ill şeklindeki kayıttan eserin 690 hicride vefat eden el-Firkah'a aidiyeti anlaşılmaktadır. Korkud da eserin yazarından el-Firkah olarak bahsetmektedir.) isimli eserine yazdığıreddiyyeden almıştır. Birinci eser, büyük ölçüde Korkud tarafından nakledildiğinden, burada muhtevası üzerinde durulmayacak, Şehzade Korkurl'un eserinin birinci kısınılıda ele alınacaktır. İkinci eserden ise Korkut'un eserinde sadece bazı kısa alıntılar buluıııi:ıaktadır. Bu alıntıların eser hakkında genel bir kanaat vermek için yeterli olmaması sebebiyle eseri kısaca tallıtacağız:

Eserin başı: :.Y. ciS_;ill t\..ı.--ı eY. ~ıY.ı eY. ()A.:>.)I .ı.,ıc. ~ı c;:l:i L;_;ill ~ 4-.)WI rı.... yı ~ı J\i ~üilı ~ ü'-:! 11ı. • .,.l.ill >:.c. ..!ıl yı .u ı ':i .ıJ)l:;.. jr:._, ~ _, ~ L;Aı L& ..lı .l.=..!l .u _y r _;SI_, ~ ..lı ı

..!ıl J '\.i.. ..... ,.,,,.~. ı... 1-••• _,.....) (,Ş.) • -...-- u-

Eserin Muhtevası: el-Firkiih (ölm. 690/129ı), eserinin başında, eseri yazma amacının Resfilullah'ın megiizisine göre ganimetierin hükınünün açıklanması olduğıınu belirtir. (F-' .ı...,;J.c. ..!ıl ._..ı.... ..!ıl J_,.....; ı:Şjl.i... "'-!<.::..~ı... uk ~üill ~ ü'-:! ı:ı.ı. s. 71.) Ulemiinın ganimetler hususunda çokça ihtilafyaşadığını belirten el-Firkiih ( ~üill ~ t} .,.ı....wı Ul.J.:..I ~ \'Wl <ill:ı t} :W\11 J,.!_, l,ıi:.. 1.;~ ı_;;.s; 1.9)\:i.:;.\ s. 71), Resil.lullah'ın savaşlannda ganinıet hususunda yaptıklarından hareketle istikrii/tümevarını metodu ile değerlendirmeler yapacağını belirtir ( t} F-' .ı...,;J.c. ..!ıl ._..ı.... .&ı J_,.....; JWI .,.l_fo....l :U\i.JI .:ı.ı. ~l.i...ll 4...ı....ı!_, <~.;jl.i... s. 7ı). Öncelikle o, Bedir ganimetierinin savaşa katılmayanlara da dağıtıldığı üzerinde durur ( ~_;_, Lı.~ rl 4J... rho-' .ı...,;lc. ..!ıl ._..ı.... .& 1 J_,.....; ~ .?. ~\.le. <ill:ı J _,1.!

.. ~ uk ~y-::.6. ~ J...::.S s. 7ı), daha sonra da İmam Şafii'nin, Mekke'nin anveten fetlıedildiği şeklindeki rivayetini hatırlatır ( .uc. .&ı ~.; ~L~.ıı_, ~ rho _, .ı...,;J.c. ..!ıl ._..ı.... e;:i9 CJI ':i-' l_;tic ':i-' ':iL. 4J... ~ rl F-' .ı...,;J.c. .& ı ._..ı..,. ~ı u.lc. .,.ı....wı LJ.o • y,i:. cJSI.J:! 4,j\ C" ö _,;::. 4-:üS 4,jl J,i,ı 4-:ı.;:ı ~ s.72. el-Gazziili'nin el-Vasft'teki iradeleri sebebiyle Mekke'nin fetlıi Şafii literatüründe tartışılmıştır. el-Vasft'teki ifiide şu şekildedir: Mekke'nin evleri ve arazileri Şafii'ye göre bunlar mülktür. Sahiplerinin bunları satması caizdir. Onun Mekke anveten fetlıedildi ifadesi Mekke'ye Resuluilah savaşılır diye savaş için hazırlılclı gitmiştir anlamındadır... Şafii Mezhebinde ve hılaf, kitaplarında Mekke Şafii'ye göre sulhen fetlıedildi. (el-Gazzali, 1997: Vll, 42). Şafii'nin MeJ.9<e'nin anveten/zorla ve güç kullanılarak fetlı edildiği sözünü esas alarak; Resulullah'ın, buna rağmen, ganimet paylaşımı yapmadığını vurgular, daha sonra "şayet bu (yani ganimeti savaşçılara dağıtmamak) caiz olmasaydı, "Resulullah bunu yapmazdı" ifadesini kullanır ( .ı...,;lc. t.Si.; .lli r)l..JI .ı...,;J.c. <~..!..! 1.... <ill:ı jl.r.- y_,ı_, ~ LJ.o u.lc. ~ ':{_, •..l,! t} ;.::,;IS LJ...l ~\i.JI .:ı.ı. t..l,! 0i ~~ s.

· 72). Daha sonra, Huneyn savaşı üzerinde duran el-Firkiih, burada da, Mekkelilere ganinıetten fazla hisse verilmesini, Ensiira bir şey verilmemesini de, ganimet taksiminde imarnın masiahat gördüğünü yapacağı konusunda önemli bir delil olarak sayar.

Page 11: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ŞA.fif BİR FAKiR: ŞERZADE KORKUD (GANfMET AHKAMiYLA ALAKALI "KİTABU HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR F! RİLLİ EMV ALİ'L-KÜFF AR" İSİMLİ ESERi BAGLAMINDA 203

( <.J"-" rAJ:lil ~-' ~ J_>;.l_, ~~ J:.:_j. 1.)4 :i& J,\:l ysu ~t.ıc. ~ ü:h ~-' ~ ...tı ~ ıy:. ~ o1ıı.) y.::.t.::.. ~ ~ ç.l L.JI i' _,b-' ;;W; Wli _p..~l_, :Uw :i:ıl.. ~\_,ll J,;..)l ~ L.JI ~ LJ:!h .)1 c::Y.. ~ j ... ..,j:J\..k.:y çJ_, ~WJı_, Ji:ll 1.)4 .l.l.=.ll 11ıı Ji. olji.ll s. 72.) Bu örnekler ışığında, Resulullah'ın iktiza-yı hılle göre ganimet taksimini yaplığını belirten el-Firkah, Hz.Ömer'in Sevad arazisi ile ilgili uygulaınalarını (önce savaşçılara dağıttığı, sonra geri alıp · sonra Müslümanlara vakf ettiği) da bu konuda örnek olarak göstermektedir. ( yt..b=JI ıY. ~ L.JU ~~.)c 4i9:ı L.JI ıŞi_;~~ _,i~ t.ı:._,li..:iu.U ~Wl Lı:!< .ıl_,....ll <Y:>) ~.uc. ..tl ~J s. 73.Bu konuda tartışmalar için ayrıca bkz. Ahmet Harndi Furat, 2009: 197- 233)

1-F· kah k d" · E-""'1 SA · · 41 ( J '•.ır ~ .ill··ts · ·• ·. ·•· ·' Wlı-'-ı:..r e ır , en ıs ın e mill uresının _,.... ?--' .. u f<.F"' U1' ~ .r- -' ~,11 ··- ·lj'.i11 ··- u.ı:ıc ı;. ur··ı c.· .illw ·•··ı ·.~\t: ··ı ı.?·'' ·T · .. c:c...:;,.ır ·ır,ır ··.!11 ~r

<.5"""" i' J: u ..?' i' J: - . ı.s- Y -' . . ['"'-'-" r- u. ı...ı#'-"' r..JU r..J:!:" -' ı..s-" .. -' .S..?' ıŞ. --' • .ı9 • -•• ıl- ı;. :..111" • ~1 ) .. H sA . . 7 ( .uıs -.!11 ıq •. .u ' - ı;. :..nı -Ul c. Y-- f<.F"' (,)'> ı.s- -' u . ve aşr uresının . _ LS..?" I.J"' U1' __ _,.... _; ı.s- ~

Ll ' • .11 'ot:Gl c.· 'ot:'.. ~tl\ -... :U ~ -. t-: U • <:: c.J.ıtJI · T · .c:c...:;,.ır ·ır,ır ... ~11 ~.r J '•.11· _,.... y !""' -' ~ r •. u:! -' UJ-':! tr .. ıJU r..J:!:" -' ı..s-" - -' c$.?' ıŞ-·-' _,.... ?--' y~l 'ıJ_ı:t . .u\1 0! .u\1 l~lj I~U ~ f'~ C.j ~_,ili) ayetleriyle itiraz edilebileceğini belirtir. Buna üç cevabın verileceğini belirtir:

Birinci cevap: Taberi'nin, bazılanndan rivayet ettiği: humus, Resulullah'ın hayalında sadece ayette zikredilenlere aitti. Çünkü, o humusu yerlerine koyuyordu, ResuluHalı ölünce, balıl oldu ve (Muvahhidin) e döndü ( ~ ıŞ_r.bll Y-..>?- ıY. ~ i'l..:/1 L.JI ~ L.JIS. A.::.:l ~-'~..tl~ ..tl J_,...._; o\.,ı::..) :i.,ı~l.) _fo.'.ı ı:.ı..J Wl ~1 11ıı L.JI J\.9 A.:JI ~ LP. ı..);!-lı _,.Jl .ill'ı .ıl,ı:, _, Jb:ı wl. W9 ~1_,... s. 74. Bu lafızla Taberi'nin Tefsir ve Tarih'inde herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Bu manayı ihtiva eden rivayetler için· bkz. Tabeıi, 1415: XIII, 559) rivayetidir.

İkinci cevap: Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer Resülullah'ın yakınlarına (zilkurba) hisse vermemiştir. Bu da garılmet ayetinin gereğinin yapılınadığı, ganlınet. hususunda, imaının tasarrufhakkının olduğırnun bir delilidir. O, bunu desteklemek için Hz. Ali'den gelen şu rivayeti zikreder. "Resulullah'ın hayalı boyunca ben taksim ettim. Sonra buna, Hz. Ebu Bekir de beni vazifelendirdi. Aynı iş, Hz. Ömer (radıyallahu anlı) devrinin son senesine kadar bende devam etti. O yıl (fetihlerden dolayı) bol mal gelmişti. Bizim hakkımızı yine ayırdı ve bana gönderdi. Ben: "Bu sene ihtiyacımız yok, Müslümanların ihtiyacı var, onlara ver!" dedim. O da bu hisseyi Müslümanlara dağıttı. Artık, Hz. Ömer'den sonra kimse beni bu işe çağırmadı" ( ..tl J_,.... _; ı.Ş>:l_, J\.9 .uc. ..tl ~ _; <)c c.:ıc LSJJ L. ~ öl.,ı::. ~ ~ "-iJ:/_, ~fo<,?!\ LS\.,ı::. ~fo .J-!1 "-iJ:/_, ~ .U"'.,ı::. ~ ~1 ~-'~..tl~ ~~~"'oj ob! ~l.. 11ıı JW .)1 J.u,_;l ~\.li:.. J~ fo JL. ol:ii ~ ~ 1.)4 :U.. _p..l L.JIS. ~ ~ ~ı ~1 ÜC..l_ı r.l ~ :u...ll ~ ~ o.ı _j. 41..:::.. ~1 ~lu ~ i' _;;ll .uc. ~ LJ:ı.i.o y.ll ..>.!-"i y w.W ~ ~ s. 75. Ebu Davud, Kitabu'l-Harac ve'l-İmare ve'l-Fey', 20.)

Üçüncü cevap: İmam Şafii'ye göre seleb (Öldürülen bir kimsenin üzerinde elbise narnma ne varsa. M. Erdoğan, 1998: 501.) ve nefelin (Gazilere tahsis edilen mallar, sehimlerinden ziyade olduğu cihetle bu adı almıştır. 1998: 451.) caiz olması, ganimet ayetinin tahsis edildiği anlamını taşır. Burada el-Firkah, ganimet ayetinin ganimet alınan tüm mallan kapsamasına rağmen, seleb ve nefelin İmaının izni şartıyla Şafii ve diğer fukahanın nezdinde caiz olduğunu belirtmektedir. Bu da ayetin tahsisi anlamını taşır. Böylelikle ganimet ayetindeki amın lafız tahsis edilirse, delaleti kati olarak kalmaz. Bunun tevile hamli böylelikle caiz olur.

Page 12: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

~04 1 Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Muhtevası hakkında bilgi verdiğimiz bu esere en-Nevevi'nin verdiği cevaplar Korkurl tarafindan özellikle birinci meselede bizlere aktarılınıştır. Korkud, meseleye, en-Nevevi'nin yukarıda sözü geçen eserde zikretmediği, Şafii mezhebinden Horasan · tarikatının liderliğini yapmış el-Kaffal el-Mervezi'nip. fetviisıyla başlamaktadır. Bu fetva şu şekildedir:

"Bugün bir etiriye satın alırsan, onunla cinsel ilişkiye girmen heliii olmaz. Çünkü - emirler, humusulganimetten beşte birlik hisseyi sahiplerine ayırmıyorlar ve çoğunluğu,

ganimete hak kazananlara haklarını (4/5'i) vermiyor/ar. Bu yüzden etiriye ve kölelerin satın alınması caiz olmaz" ('i 4.:ı.JL:;.. i'_,.ıılS~ıı~ı .ı_,l:i! ~ <Şj_,_yJı Jllill fo. _,.ı Jıl.;JI i'ı....yı Jl§

1~ ~ (.):A.iWI ı:;:.., 0_,6.: 'i ~fo\yı;;.,; .. ,., ı)l 4lo ~1 ü~fo 'i ı:-lyo'iı "'i~ ü'i 4,ıb_, 4..1 J:..,ı ~ı_, ı,?).r.JI .. ı~ j_?.:! 'i Ayasozya 3099, 2a.)

el-Kaff'al'ın bu fetvayı verme gerekçesi, şu Şekilde izah edilebilir: Kaffal'ın yaşadığı dönemde, sultanlar savaşlardan elde ettikleri ganimetierin burnusunu Enfal süresinin 41. ayetinde zikredildiği gibi, . yani· l/5'ini dağıtmaları gereken yerlere vermek üzere ayırmamakta ve kalan 4/5'i de ganimete hak kazanan savaşçılara dağıtmamaktadırlar. el­Kaffiil da, Şafii bir fakili olması sebebiyle, yukanda da izah edildiği üzere, emirlerin, 115 ve 4/5'i ayırmamaları sebebiyle,. satın alınan cariyellin üzerinde, bu iki hisseye hak kazananlar arasında ortak mülkiyet bulunduğıınu belirtmektedir. Dolayısıyla bu cariye ve kölelerin alınması, satanların gerçekten buniarın mülkiyetini ellerinde bulundurmamaları sebebiyle ciiiz değildir.

Korkud, bu konuda el-Cüveyni'nin (Abdullah el-Cüveyni (ölm. 438/1047), Abdullah b. Yusuf .... et-Tiii el-Cüveyni tefsir, fıkh, usul, Arapça ve edebiyat ilimleriyle uğraşh. et-Tefsir el-Kebir, et-Tah/is fi Usuli'l-fikh, el-Cem' ve'l-Fark, et-Tebsıra ve et-Tezkire isimli eserleri vaı;dır. Kehhiile, 1957: 165.) e!<Jeme yaplığını ve et-Tebsıra isimli eserinden şunları söylediğini nakleder: "Kitab, sünnet ve icmii, bugün, Rum, Hind ve Türk bölgelerinden getirilen cariyelerin haram kılınmasının caizfiğinde mutabıktır.

Bunların haramlığı ancak, İmam tarafindan taksimi iyi yapan birisinin atanması ve bu şahsın taksim hususunda hayıf ve zulüm olmadan taksim etmesi ile ortadan kalkar. Bu, az olsun Çok olsun, ganimetierden humusun sabit olması sebebiyledir. Mülkiyetten kurtarılması için siıhih bir taksimden başka bir yol yoktur. Müşterek etiriyeyle bütün ortakların cinsel ilişkiye girmesi haramdır. Bu haram kılmada hissesi çok olan ile az

· olan arasında bir fark yoktur" { ı,?)y.Jı <):>_, r.ıy..:i ı)c :i.iıl..b:i.. t4YI_, Wl_, y~l J_,..,.l Ll"~~~ Ll" i'L.'il ~Ll" ~\.2.JI ~ ~ ül 'il ~yıı_, ~1_, i'-'YI Ll" 1'_,.11 ~ ~~ JP,ll_, Jıl:ilı ~ ~~ ü"i cill~_, ~ ı} F-' ~ Y.P- el-Cüveyni, 1994: 603-4; Ebu

Muhammed el-Cüveyni'den yapılan bu nakil çeştili dönemlerde İslam Hukuk Literatüründe tarhşılmıştır.el-Kadı Zekeriyya'nın (ölm. 926), İbnu'l-Mukri'nin Ravzu't­Talib (ölm. 837) isimli eserine yaphğı şerh Esnii'l-Metiilib Şerhu Ravzi't-Tiilib'de "la yemlikune'l-ganimete la bi'l-kısmeti ve'l-ihtiyar" bahsinde (C. XXI, s. 29) .. Esas olarak, el-Cüveyni'nin açıklamaları konuya açİklık getirmektedir. Cüveyni, İmaının .taksim

Page 13: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDAN/NDA şAFit BİR FAK1H: ŞERZADE KORKUD (GANiMET AHKAMlYLA ALAKALI "KİT ABU HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR F! HİLLİ EMVALİ'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERİ BAGLAM/NDA 205

yapmasının zaruri olduğunu belirtmekte, aynca bu cfuiyelerle müşterek hissenin oluşması sebebiyle istifraşın da caiz olmadığını irade etmektedir.

Korkud, Tacuddin b. Siba şeklinde ifade ettiği el-Firkah'ın, Kitabu'z-zeri'a ila ilmi 'ş-şeri 'a (Bu eser Korkud tarafından K ez-Zeria ila İlmi'ş-Şeria olarak kaydedilmiş ise de eser İzahu'l-Mekniln'da Nehcu'z-Zeria ila İlmi'ş-Şeri'a olarak kaydetmiş hatta evveluhusunu da vermiştir. Bağdatlı İsmail Paşa, t.y.: 693.) isimli eserinden de konu ilgili alıntı yapmaktadır. Bu alıntı şu şekildedir:

Zamanımızda, ganimetten bu şekilde elde edilen mal şüpheden lıfılis değildir. Çünkü fukfıha tarafından meşril görülen bir şekilde taksim edilmemektedir. Ganimetten ayrılması gereken radh çıkarılmamaktadır. Rahd (savaşa) bir iş için gelmiş/erin aldığı kiiçük atadır. Bunlar, kadın gibi köle gibi pay sahiplerinden değildir. Radh, kfıfirin

üzerindeki kıyafet ve süs eşyası gibidir. Aynı şekilde ganimette zilkurbanın hissesi de ayrılmamaktadır. Zilkıtrba, Beni H §şim, Beni Muttalib 'dir. Bu zamanlarda ganimetten ayrılması gerçekleştirilemez. Şafiinin kavline uygun olarak -atlıya üç hisse, piyadeye bir hisse- taksimi gerçekleşmemektedir. Bu yüzden zamanımızın fakihleri bu şekilde alınanın da haram olduğıt şeklinde fetva vermişlerdir. Onlarla cinsel ilişkiye girmek caiz değildir .... Hasılı bu mallarda şüphe vardır. Şayet Sultan alınması için hüküm verir ve hükmü uygulanırsa helal hale dönüşür. Gariptir ki zamanımızın faki/ıleri ve kadı/arı, buna sözde muhalefet ediyorlar ve bunun haram olduğunu söylüyorlardı. Hem de kendileri başkalarının haklarında bunu yapıyorlar. Önde gelen fakihlerden bu ganimetierden elde edilmiş sebfıyadan satın almayan hemen hemen yok gibidir. Aynı şekilde davalılar bu konuda davalaşıyorlar. Alışveriş, redd ve nesep hakkında. Bu hususta durumun gerçeğini bilmelerine rağmen imfaklmülk salıibi olma ile hükm verdiler. Acayip tenakıtzlardan birisi, Hanefi alimlerden birisine bu durum hakkında sorulması ve onun bunun haram olduğuna fetva vermesidir. Bu durum üzerine, sultan ona çok mal gönderdi. O kabul etti. Ve imlak tasarrufo ile tasarrufta bulundu.

Yukarıda sözü geçen ifadelerden en dikkat çekici olanı ve el-Firkah'ın acayip bir tenakuz olarak belirttiği Hanefi bir alimin bu konuda verdiği fetvadır. Zira, Hanefiler yukarıda bahsedildiği üzere bu konuda Sultan 'ı muhayyer bırakmaktadırlar.

Korkud, Tacuddin b. Siba olarak irade ettiği Tacuddin el-Fizan (el-Firkah)'nin yukarıda zikredilen hususu garip bulduğunu belirtir. Firkah, buna itiraz etmiş ve şu şekilde fetva vermiştir. "İmamın ganimetieri hemen taksim etmesi veya lııtmusu çıkarması gerekmez. Bazı ganimet salıiplerini üstün tutma ve bazılarını da malımm etme lı akkı vardır ~ i" y>-;! ul_, ~ ul .u_, 1a ·ı·.;, 'j 'i-' Jl=..! ~\.iili .t....A .ı.,ı1c ~ 'i i"L. 'i LJ:;.o.iWI". (Esas olarak, bu ifadeler bu risaledeki en temel tartışmayı ortaya koymaktadır. el-Firkah, Hanefiler gibi elde edilen ganimet üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabileceği kanaatinde iken en-Nevevi bunun mümkün olmadığını, bu mal üzerinde ganimin dediğimiz ganimete hak kazanan savaşçıların hakkı olduğunu belirtir.) Korkud, el-Firkah'ın vehme dayalı deliller kullandığım belirterek, onun düşüncelerine muhalif olduğunu belirtir. Bu konuyla ilgili aynca şunları da ifade eder: Bunun üzerine en­Nevevf, onun bu sözlerine muarız oldu. el-Firkah da ona cevap vermekte zaafa diiştii. en-Nevevf, ""="t....a& Jı& ":-'Lb& ;,.ıt.;:..l.i". cevap verdi, iyi yaptı, tamamladı, isabet etti (3b ).

Page 14: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

206 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Korkud, eş-Şeyh Takıyuddin es-Sübki'nin, Şerhu'l-Minluic'ma atıf yapmakta, es­Sübki'nin bu eserinde Nevevi'nin sözlerini naklederken el-Firkah'ın sözlerini de naklettiğini ve onlara parça parça cevap verdiğini kaydetmektedir ( 4a).

Korkud, birinci bölümde, en-Nevevi'nin yukanda sözü edilen M es 'eletu Vucubi Tahmfsi'l-Ganfmeti ve Kısmeti Bakfha isimli risalesini tamamen diyebileceğimiz bir şekilde kaydetmektedir. Bu risale şu soru ile başlamaktadır: Soru soranlar, laifirlerin mallarından kalır ile elde edilen cariyeler, çocukla~~ hayvanlar ve eşyalar gibi menkul ganimetierin hükmü hakkında sordular. Bunların humusu çıkarılmamış ve şer 'f taksimleri yapılmamışsa ve İmam da ganimet alınmadan önce "kim bir şey alırsa, o onundur" dememişse, bunlara yönelen kimse için bu mallar he/al midir? Buna, Nevev1, şu şekilde cevap vermektedir: Savaşçı için se/eb, ancak ganimetten önce İnıamın izni şartı ile crıizdir. Darulharpte, darulislama ulaşmadan önce ganimet malından yemek, aynı şekilde hayvanların yiyecekleri de aynı şart/dır. Nefel de aynı şartladır. Bunun dışındakiler caiz değildir. Birinin bunlardan alması caiz değildir. Cariyeler/e cinsel temasa girmek de caiz değildir. Aynı şekilde, onlarla kuble, lems ve nazar şeklinde istimta da caiz değildir. Bunun haram olmasının sebebi ikidir: birincisi şer'i taksimin yapılmaması, ikincisi tahmisin yapılmaması. Çünkü tahmis ve taksim Müslümanların icmaı ile vaciptir, lıumusun saif yerleri ve lıakkedenleri hakkında i/ıtilaf olsa da bu hususta herhangi bir i/ıtilaf yoktur (Korkud, 4a-4b ).

en-Nevev1, bu konuda Kitab, sünnet-i müstefize (her üç tabakada da üç veya daha fazla kimseden rivayet edilen hadis) ve icma-ı ümmetin olduğunu kaydeder. Öncelikle ganimet ayetini (Enfiil VIll/41) kaydeder. Buhan ve Müslirn'de İbn Abbas'ın rivayet ettiği (i'~-' öfijll ı:.\:i:l_, ö_,L....JI rl!l_, .ıiıl YI .UI Y ()1 oJ~ .ıiı'-! Lı\....;YI &) L;c ı-S4-JI_, &.J'-! ı-S YI ~ L. ~ .ıiıl ly_,:; 01_, Lı~.J Buhari, İman 40; Müslim, İman 23.) "Hz. Peygamber (sav) de onlara dört emir ve dört yasakla bulundu: Allalı'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allalı'ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucu tutmak, harpte elde edilen ganimetten beşte birini ödemenizdir" hadisi ile ganirnetin tahmisinin bir emir olduğunu vurgulamaktadır. Hemen peşinden nefel konusuna girmektedir. Bu bağlamda el-Firkiih tarafından nefelin ganimet üzerinde İmaının tasarruf hakkını gösteren bir delil olarak kullanıldığıru burada belirtelirn. Bu sebeple öncelikle nefelin Resulullah tarafından uygulandığı ile ilgili bir rivayet zikretmekte daha sonra ise bu konudaki bir rivayetle konuyu tasrih etmektedir. Birinci rivayet şöyledir: "ResUlullalı (sallallahu aleyhi ve sel/em) gönderdiği

seriyyelerden bazı kimselere, seriyyenin tamamının elde ettiği ganimetierden hariç, özel olarak kendine /ı(ıs humustan verirdi. Fakat bu hisselerin hepsinde humus vacip idi'' ( 0l ~~ A....~..e ~<.S_,.... :i....:.~.:. ~ıy t,ıı.rJı L.ı.o ~ L.ı.o ~ Ji>:ı 0ı.s. .ı! F-' ~ .&ı ~.&ı J_,.....J Buhari, Hums, 15, Megazi, 57; Müslirn, Cihad, 35.) Bu rivayet nefelin Resuluilah tarafından uygulandığım göstermektedir. Hemen sonra, Beyhaki'de Amr b. Şuayb kanalıyla gelen bir başka rivayeti belirtmiştir. Bu rivayet şu şekildedir: Nebi (sav) ganimet alma farizasının farz kılınmasından önce nefel veriyordu. "Bir şeyden ganimet aldığınız zaman" ayeti inince verdiği nefeli vermeyi bıraktı. Bu artık humusun beşte biri (Allah'ın sehmi ve Nebi'nin sehmi) haline geldi. ( Lıl J:3 cfo.ı ()IS. F-' ~ .ıiıl ~ ~~ 01 .JL.... .J Jii:ı 0ı.s. t:?:ı.ıı Jii.ll <!1 _y ~ .& 01.! .,.~ ıJ.o ~ t.. -"-=' ..:..ıı y u F' ,_j ~~ ~_>9 Jy.:; ~~ ~.J ~k:i .ıiıl ~ ~~ ~ ~~ <!1.l:ı el-Beyhaki, Sünen, VI, 14.) Nevevi ve

Page 15: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ŞAFii BİR FAKiR: ŞERZADE KORKUD (GAN!MET AHKAMlYLA ALAKALI "KİTABU HALLİ iŞKALi'L-EFKAR FI RİLLİ EMV ALi'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERi BAGLAMINDA 207

dolayısıyla Korkud bununla sahih bir isnad olduğunu belirtir (7a). Bahsettiğimiz bu hadislerin yanında Nevevi kendisini destekleyen başka hadisleri de zikretmiştir (Bkz. s. 29- 31). Fakat en-Nevevi'nin ve dolayısıyla Korkud'un zikrettiği bu hadisler 4/5'in dağıtıldığını ifade ettiği gibi, bunun yanında nefelin ResuluHalı tarafından bir zaman uygulanmış olmasına rağmen daha sonra ayetin inmesiyle beraber bundan vaz geçildiğini belirtir.

en-Nevevi, daha sonrafasıl diye bir başlık koyarak bir başka konuya geçmektedir. Burada İmamul-Haremeyn el-Cüveyni'nin (ö. 478/1085) bir fetvasını nakletmektedir. Bu fetva şu şekildedir: Kitab, Sünnet ve İcmiinın asıl/an, Rum, Hind, Türk bölgelerinden getirilen ciiriyelerle cinsel ilişkiye girilmesinin hartimlığında mutiibıktır. Ancak, İmamın ganfmet hakkında lıayf ve zulüm olmadan taksimi iyi yapabilecek birisi ataması halinde durum başkadır. Çünkii humus, az olsun çok olsun ganfmette viiciptir. Müşterek hisseli etiriye ile cinsel ilişkinin bütün ortaklar için hartim olduğunda ihti/af yoktur. Hissesi az olan ile çok olan arasına bu haramlık hususunda bir fark yoktur ( Jt§ ~ ~ t4Y1_, 4.l..J1_, yl.:i.S.ll J_,...,l 4...._,..._,!1 ı} ö~l ~\.:iS y..\ ı} ~_,:;Jl ~ .J-!1 i't..':/1 ~~ ~ ~ ü.o i't..':/1 ~ ü.o ~ eıı yı ~_;ıı_, ~ı_, ~'-')ı ü.o i' _,.ll~ c;;ı_,lll ı,?)yJl ~-' r.u::..:i 4,;1._, ('...>">-;l :\S~ı :\.,ı_;L;Jl eıı u)l;.. Y Jt§ t..ı.fo_, ~~ Jfo ı} ı.,..ı.;..l_, ~~ eıY ~_;;e ü.o ~ ~~ .ıtı_, fo _,ı~ JS ı.J.o cJ:ı.! r.ıy:..:;.ll ı} J.) y_, ._ts~ı ~ ~ Nevevi, s. 31; el-Cüveyni, 603.) Bu fetva, yine savaşçıların hissesinin verilmemesi dolayısıyla ortaya çıkan

mülkiyet probleminden bahsetmektedir.

Korkud, yine fasl başlığı ile bir diğer konuya geçmektedir. Bu fasılda,

"humusulbeşte biri çıkarılmamış ve şer 'f taksimi yapılmamış menkul ganimet şu an mubiihtır diyen bir adamın demesi hakkında ne söylüyorsun denilirse" diye başlayarak el-Firkah'ın makalesinin hemen başında belirttiği iilimler bu husiista çok sayıda, meşhur veya hajf ihtilaflarda bulundular. İmamlar, bu konuda çeşitli fiiller yaptılar. Bazıları mal ve akan ayırdı/ar, bazıları akan vakf etti, bazıları kafi/ere lıarac karşılığı iiide ettiler Bunların hepsi ganimet ve feyin -hükmü İmamm re 'yine racidir ..... Bu konuda masiahat gördüğünü yapar .... Şayet imam (ona taat vaciptir) bunlardan bir şey yaparsa caiz olur. Bu mallarda tasarruf da lıeliil olur . ... " ifadelerini tartışmaya açmaktadır. en­Nev evi, bu iddialara şiddetli ve ağır bir cevap vermektedir. "Bu cümlefiilıiş bir batiidır. Bunu söyleyenler icmiiyı hark etmek/bozmak isteyen cesur lıücumculardır. Bu cümle, mükellefin muhalefet etmesinin Izelaf olmadığı ümmetin icmiima mulziiliftir. Üstelik, bu, Kilabm ve Sünnetin nassına ve icmii-ı ümmete aykırıdır. Bu cevap olarak, selef ve Jıalef tüm imamların buna muhalefeti yeterlidir. ( _;;C i'ı.;...ı. _;_,....,.,.. \..o-l:ıi.S _, cJ:ı.!l.h:.._, ~tS .hlc. :i..k:;. ı:ı.ı. 4.i..J1 <....ıl.:i.S.ll · -'' ;u]l;.... . "' ~ ....:iilli.... WlS...J J:,..; ":/ :ıli :i.... YI tL..:..":/ ~ u.:..ıı o:ı.ı. ·lj tL..:.. YI ' · -' . (..)""""' ı,r . - ı? . . u . ~..>"'-

<..Jb..ll_, UL.Jl ~yı~ \..o-l:ıi.S ö~ll.. t..ı. -l_; ı} .;s,:ı_,:i....Yl t41_, Nevevi, s. 32.)

en-Nevevi, daha sonra el-Firkah'ın Resulullah'ın Megazisinden bu konuda örnekler olduğu şeklinde iddiasına cevap vermektedir. Öncelikle bunu "deavi batıla" (Nevevi, 33) olarak nitelendirir. en-Nevevi bazı megazide bu konuda şüphe uyandımcak bazı hususlar bulunsa da bunların muayyen bir kaziyye olduğunu, umumi olmadığını ve bunların hüccet alınamıyacağını kaydeder. Yine el-Firkiih gibi hadislerin mütalaası hususunda az bilgisi olan birisinin buna nasıl cesaret edeceğini belirtir. (8b-9a).

Page 16: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

208 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

el-Firk:ah'ın Mekke'nin anveten feth edildiğini söylemesine rağmen beşte birinin çıkanlmasının ve kalanının taksiminin gerekliliği ile ilgili görüşünü tenak:uz olarak belirtınesi en-Nevevf tarafından sert bir şekilde eleştirilmektedir. Bunu f'ahiş bir hata, biitıl bir nakl, Şafii'ye iftira olarak nitelemekte ve Şafii'nin eserlerinde böyle bir naklin olmadığını belirtmektedir. Şafii kitaplarının bütününde Mekke'nin sulhen fethedildiğinin vurgulandığını, İmam Gazali'nin el-Vasft'teki ibaresİrlin bunun aksi şeklirıde düşünülıneye müsait olduğunu fakat, Şafiiler tarafından hüsn-i zaruı ile tevil edildiğini belirtir (1 Oa-b ). Huneyn ile ilgili hususa ise üç vech üzere cevap verilebileceğini belirtir. Birincisi; durumun muayyen bir kaziyye olduğu, ikirıcisi; verilen fazla hissenirı bir şahsa değil bir gruba olduğu, üçüncüsü; bunun enfiilden ve humustan olduğudur. (Nevevi, 36-7.)

en-Nevevi sevad arazi ile ilgili el-Firkah'ın iddiasını eleştirmekte, Hz. Ömer'irı, Hayher'de Resulullah'ın yaptığı gibi sevad arazisini de dağıttığını, el-Firkah'ın belirttiği gibi bunların daha sonra geri alınınadığını uzun süre sahiplerinin elirıde kaldığını belirtmektedir (1 4a). (Nevevf, 41 .)

el-Firkah'ın yukarıda İbn Cerir et-Taberi'den nakl ettiği rivayet ile alakalı ise belirtiği şu husus önemlidir. "Şayet denilirse, bir müfti, bu zamanlarda, İbn Cerir'in bu aniattıklarından hareketle, humusun vacip olmadığına fetva verirse, isabet etmiş olur mu? Hata mı etmiş olur? Derizki: Hata/ıdır. Nass ve icmaya muhaliftir. (Nevevi, 43.)

Zilkurba'nın hissesinin verilmediği ile ilgili iddiaya ise, bu durumun tahmisirı yapılınaması anlamını taşımadığını, onların hissesinin ayette zikredilen diğerlerine

verilmesi gerektiğini vurgular. (Nevevi, 45) Seleb ve nefel ile ilgili iddialardan seleb ile ilgili olanın doğru olduğunu, nefelin ise batıl olduğunu kaydeder. Seleb sebebiyle artık ayetin delaletinin kat'i olmadığı şeklirıdeki iddiaya ise delaletirı kat'i olmasının furu ve zanniyatta şart olmadığını belirterek cevap verir". (Nevevi, 49.)

İkinci Mesele: el-Kaffal (ölm. 41 7/1026) ve eş-Şeyh Ebu Muhammed (Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf b. Abdullah el-Cüveyni) (ölm. 438/1047), Müslümanların zorla elde ettiği mallarla ilgili iradeleriyle başlamaktadır.· Buna göre, birisi ya da bir grup darülharbe gizlice girse, hırsızlık şeklinde mal alsa/ar, bu konuda iki görüş bulunmaktadır:

Birirıcisi: Bu, alanın malı olmuştur. Korkud; İmamu'l-Haremeyn el-Cüveynf'nirı (ölın. 478/1085) (Abdülınelik b. Abdullah b. Yusufb. Abdullah el-Cüveyni) Nihdyetü'l­Matlab ji Dirdyeti 'l-Mezheb isimli eserinin el-Keldm fi Gazvi Ta 'ifetin bi-gayri izni 'i­İmam" (Cüveyni, 2007: XVII, 487.) bahsirıde bunun "meşhur mezhep" olduğunu belirttiğini kaydeder. "el-Keldm 'ald kutubi ehli'l-harb" de ise ashabın bunda ittifakının olduğunu belirtir. Gazzali'nirı el-Vasit, el-Veciz 'de vurguladığını, el-Basit'te ise karşılığını taz'if ederek tercih ettiğirıi kaydeder. Korkud bu noktada çok sayıda atıf yapmıştır (İmam İbn Asrun, Safvetu 'l-Mezheb fi Nilıayetil Mat/ab; eş-Şeyh Izzuddirı, Muhtasar en-Nilıaye; el-Ergiyani, Fetava. vs.). Bu bağlamda Ebu'I-Kasım el­Fevram'niıı (ölın. 46111 069) el-İbane' deki şu sözlerini nakleder: Bir Mii.slümdn, ddntlharbe girse bir lıarbiden kendi isteği ile bir şey alsa sonra, onu aldığını inkar etse veya onunla kaçsa, bu ona ait olur ve beşte biri çıkarzlmaz. Şayet bir harbi ile savaşsa,

Page 17: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDANINDA ŞMİl BİR FAK!H: ŞERZADE KORKUD (GAN!MET AHKAMiYLA ALAKALI "KİTABU HALLİ İŞl<ALİ'L-EFKAR F! HİLLİ EMV ALİ'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERİ BAGLAMINDA 209

onun malını alsa, bu beşte biri çıkarılacak bir ganimettir. Burada aynca Müslümanın · emfuılı olması durumununu da aynca el-Begavi'den (ölm. 512/1 122) nakletınektedir. Bu nakil şöyledir: "Bir Müslüman drirulharbe eman ile girse ve ardan mal çalsa veya borç alsa ve drirülislama da emrinla dönse, çaldığını veya istikriiz ettiğini geri vermesi gerekir. Zira eman iki tarafiçin de malın darnanını mucib kılar". el-Kadı Ebu't-Tayyib et-Taberi (ölm. 450/1058) ve İbnu's-Sabbiig (ölm. 494/ 1101) ve bunun dışındakilerin belirttiği gibi "şayet ona eman verilmişse aldığına malik olmaz, onun onu sahibine vermesi gerekir, şayet bunu reddederse iade etmeye zorlanır".

İkincisi: bunun beşte biri çıkanlması gereken bir ganimet olduğudur. Korkud, bu görüşün, İmam el-Haremeyn'in şeyhiİ:ıden hikaye ettiği fakat onun da zayıf bulduğu görüş olduğunu kaydeder. İmamu'l-Haremeyn Nihayetü'l-Matlab fi Dirriyetil Mezheb eserinde bu konuda şu ifadeleri kullanır: "Ashribımızdan "hırsızlık yoluyla alınan malın ganimet gibi humusu çıkarılır" diyenler vardır. Bu zayıftır. Fakat bunu Şeyhim rivriyet etmiştir. Şeyhim şöyle diyordu: çalınmış mal, ganimet alınan ma/dan, çalınmış mal konusunda sahibiyelin teekküdü için ayrılır, hırsız bundan yüz çevirmek isterse ganimet mallarının aksine hakkı düşmez (Cüveyni, 2007: XVII, 488.)

Üçüncü Mesele: "Ebu Muhammed el-Cüveyni: Bir grup, gazri yapsa ve ganimet elde etse ve İmam tarafindan ganimetierin tayini için atanan bir emirleri olmasa, kendi aralarmdan birini veya kendilerinden olmayan bir başkasını ganimetieri taksim için hakem tayin etseler, ashribımızdan hakem tayinini criiz olduğu kanaatinde olanlar için bu taksim salıihdir. Hakem tayinini sahih görmeyeniere göre ise bu criiz değildir". (Korkud, vr. 40b; Nevev1, s. 51.) Aynca taksim yapmak üzere tayin edilen şahsın müctehid bir fakili olması da şart koşulmuştur. Bu son şart Maverdi'nin el-Hrivf isimli eserinde hakem tayin edilenin şartlan bahsinin ilk maddesi olarak geçmektedir.(el­Maverdi, el-Htıvf, XVI, 325.)

Dördüncü Mesele: eş-Şeyh Muhammed şöyle demiştir: Emirlerden biri, bir grubu savaş için kira/asa ve onlarla icrire laftı ile veya onun yerine geçen bir lafızla akit yapsa, şayet onlara ücretlerini verirse, onları 4/5/ik paylarmdan men eder. Akid yaptığı zaman bunu onlara bildirmişse, beşte dörtlük pay, onları kiralayanın olur. Fakat Resuluilah 'm 115/ik payının az/i gerekir. Ancak bu 1/5/ik payın az/ edilmesiyle, cariyeler/e cinsel ilişkiye girilmesi de caiz olur. (Korkud, vr. 41a.)

Bu maddede paralı askerlerin onlara ödenecek bedel karşılığı ganimetten mahrum kılınabileceği üzerinde durulmuştur. Şayet bu durum onlan akit yapılırken bildirilmiş ise onlan ganimetten mahrum kılmanın caizliği olduğunu belirtınektedirler.

Beşinci mesele: en-Nevev1, el-Firkiih'a reddiye yazdığı cüzde şunu şöylemiştir: Müslüman askerinin girdiği ve düşman savaşçıların oradan "kaçtığı, Müslüman askerlerinin orada kadınlar, çocuklar ve asker olmayan erkekler, hayvanlar, eşyalar buldukları kafirlere ait bir belde hakkında ne diyorsun? en-Nevev1, bu soruya şu şekilde cevap vermektedir: Bu, ganimettir. Zira ganimet, at ve deve sürerek elde edilendir. en­Nevevi, sorulan bu soruda ganimet sıfatını uygun bulmaktadır. (Korkud, 4lb vd; Nevev1, 49)

Page 18: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

210 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Altıncı mesele: Nevevf, Fetavasında şöyle demiştir: Sultan, ordusundan bir adama ganimetten bir şey verse ve sultan, ganimetten 115/ik payı da çıkarnıamış ve kalanı da şer 'i olarak taksim etmemişse, eline bu mal geçene beşte biri çıkarmak vdcip olur. Ganimete lıak kazananlardan herbirisinin lı isseleri ölçüsünde ganimetten aldıklarını bilineeye kadar 4/5 'den istifade etmesi caiz olmaz. Eğer bunu lıak salıipierine vermek müteazzir olursa, diğer zayi mallar gibi bunu da Kadı ya verir.

Bu fetva, esasında, bu risalenin yaiılma sebebiyle alakalıdır. Anlatılan husus, Sultan'ın ganietten l/5'ini çıkarmaması ve dolayısıyla 4/5'iİıi savaşçılara dağıtmadığı bir durumda kendisine ganimetten hisse verilen adarnın ne yapacağıdır. Nevev!, 115'i çıkarması ve hisse sahiplerine hisselerini vermesi gerektiği vurgulamak:ta ve eğer bunu yaparnazsa zayi mallar gibi kadıya teslim hususu üzerinde durulmuştur.

Yedinci mesele: eş-Şeyh Ebu Muhanırned, et-Tebsıra isimli eserinde şöyle

demiştir: Ganimete hak kazananlardan varlıklı birisi sahih bir taksim olmaksızın sahip olduğu cariyesini azad etse, kendi hissesini azad etmiş olur ve sahih mezhebe göre bu azad ediş kalana da sirayet etmiş olur. Fakat onunla evlendirrnek isterse, ihtiyat, hakimin izninin azad edenin iznine eklenmesidir. (Korkud, 4lb vd; Nevev!, 51.)

Hatime Bölümü: Bu bölümün başında Korkud, "bu makama ulaşınca -ki bununla Mısır' ı kasdettiğini sanıyorum- Mesa 'il-i Halebiye isimli esere ulaştım" ifadesiyle es­Sübki'ye (ölm. 756/) ait Kazau '1-Ereb fi Es 'ileti Ha/eb isimli bir eserden uzunca alıntı yapmaktadır. Bu alıntı adı geçen kitabın 65. Meselesindendir. Esas olarak Sübki'nin bu eserinde de çeşitli eserlerden alıntılar yapılmıştır. Bu bölümün hemen başında el­Cüveyni'nin et-Tebsırafi'l-Vesvese isimli eserinde "K. el-İbda ve'l-İhtiyat" bölümüne atıf yapılmaktadır. Bu alıntı şu şekildedir: Kitab, Sünnet ve İcmanın as ılları, Rum, Hind, Türk bölgelerinden getirilen cariyeler/e cinsel ilişkiye girilmesinin haramlığında

mutabıktır. Ancak, İnıamın ganimet hakkında Jıayf ve zulüm olmadan taksimi iyi yapabilecek birisi ataması halinde durum başkadır. Bu beldelerden getirilen cariyelerin lıülanü nedir? (Cüveyni, Tabsıra, 603.) Buna Sübki, öncelikle Cüveyni'nin verdiği cevap ile başlamaktadır. "eş-Şey/ı Ebu Muhammed'in K. et-Tabsira isimli eseri en güzel eserlerdendir ve nevinde tektir. Bu konudaki sözü esnasında buna ruhsat vermiştir. Kısmet ortaya çıkınca, şayet tahkime cevaz verirsek, ve yine ıtkten sonra evlenmesine de Kadı'nın ve mu'tkin izni ile cevaz vermiştir. Bu konudaki sözü, asrımızda bu konudaki ihtiyat, memlukat ve lıarairden uzak durnıaktır. Onun söylediğinin vera' olduğımda şüphe yoktur. (Mesiiil-i Halebiye, 540.)

Bu konuda harama düşmek korkusundan şüpheli şeylerden kaçınılması gerektiğini belirten es-Sübkl, bu konuda bağlayıcı hükmün şu olduğıınu belirtir: Şayet etiriye sagfre ise ve durumunu biliniyorsa, ki bununla ne suretle ele geçirildiği kasdedilmektedir, salıibinin bu konuda sözü nazar-ı dikkate alınır, eğer kebfre yani büyük ise ikrarı bu konuda dikkate almır. Bu konuda vera' müstelıabtır. (Mesdil-i Halebiye, 540-1.)

Şehzade Korkud, bu konuda "ekulu" ifadesini kullanarak bu durumla ilgili bazı soruları gündeme getirmektedir. Korkurl'un gündeme getirdiği durum şöyledir: Şayet cariye birinci bayinin satışmda susar, sonra alış verişin bitişinden sonra, nasıl lıuruc ettiği hakkında i tirazda bulunursa, ganimet veya fey olduğunu iddia etse ne olur? Bunu

Page 19: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

OSMANLI HANEDAN/NDA ŞMİ! BİR FAK!H: ŞERZADE KORKUD (GAN!M.ET AHKAMlYLA ALAKALI "KİT ABU HALLİ İŞKALİ'L-EFKAR F! HİLLİ EMVALİ'L-KÜFFAR" İSİMLİ ESERİ BAGLAMINDA 211

Korkud, Şeyh el-Kadı Zeynuddin Ebu Yahya Zekeriyya el-Ensfui (ölm 926)'ye sormuş (926 yılında Mısır'da vefat etmiştir ve Ravzatu'-Talibin isimli eserin muhtasarı Ravzu't­talib'in (İbn Ebi Bekir el-Mukrl) şerhi olan Esna'l-Metalib'in yazarıdır.), ondan şu cevabı almıştır: Şayet cfıriye, satışı esnasında sussa, halini açıklamasa, daha sonra kendisinin tahmisin yapılması gereken ganimet veya fey olduğunu açıklasa, daha önce bunu ikrar etmişse, helal olmaz, çünkü bu konuda asıl tahmisin yapılmamış olması keyfiyetidir. el-Kadı Zeynuddin bu konuda es-Sübki'ye atıf yapmaktadır. (Korkud, 53b)

Korkud, Mesfı'il-i Halebiyye'den altıntıya deviini etmektedir. es-Sübki, cmyenin durumunu bilmesi halinde çeşitli durumların ortaya çıkacağını beş madde halinde sıralamıştır (Mesail-i Halebiye, 541). es-Sübki, bunun akabinde, yukarıda geçen eş­Şeyh el-Fizari'nin şu konuda hata yaptığını belirtmektedir: Fey' ve ganimet, İmam'ın re 'yine racidir, İmam masiahat gördüğünü yapar, bunun üzerine bir küçük kitap kaleme aldı ve ona er-Ruhsatü'l-Amime fi Ahkami'l-Ganime (ganimet ahkamı üzerine umumi rulısat) ismini verdi. Muhyiddin en-Nevevf, ona mufırzz oldu ve bir küçük kitapta mükmmel bir şekilde ona cevap verdi. Doğru kesinlikle onunladır.

es-Sübki'nin bu noktada belirttiği husus önem taşımaktadır. "Resulullah'ın gazalarını ve seriyyelerini araştırdım, ganimet ve feyden elde edilen herşeyin, Kur'an'ın delalet ettiği şeklinde taksimi ve talımisi yapılmıştır." Burada Bedir savaşı üzerine yoğunlaşmaktadır, Enfal suresindeki (J_,....,.)I...ı 1iı JlliYI Ji) ayeti gereği Resulullah'ın savaşa katılmayan 7 veya sekiz kişiye de hisse verdiğini fakat ganimet ayet indikten sonra vakaya katılmayan kimseye Resulullah hisse vermediği belirtilmiştir (Mesail-i Halebiye, 542.).

Bu bölümde, Korkud, Mesfı'il-i Halebiye'den uzun alıntılar yapmaktadır. Esas olarak burada belirtilen hususlar özellikle birinci bölümde konuyla ilgili tartışmaların

hatırıatılmasından ibarettir.

Değerlendirme

Şehzade Korkud'un, XVI. asır dikkate alındığında, özellikle Osmanlı coğrafyasında, dönemin önemli fakihlerinden birisi olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Onu dönemin fakibierinden ayıran en önemli husus, Osmanlı Hanedanının bir üyesi olması yanında, Hanefiliğin yaygın olduğu hatta resmi mezhep olarak uygulandığı bir bölgede eserler veren bir Şafii fakili olmasıdır. Her ne kadar yukarıda sözü geçen eserleri, büyük ölçüde Şafi! kaynaklardan yapılan alıntılardan oluşmuşsa ve ayrıca Şehzade Korkud'a ait bilgiler oldukça sımrlı da olsa da, bu durum, onun Şafii mezhebini seçmesi ve bu mezhep üzerine eserler yazmasımn önemini gölgeleyememektedir.

Şehzade Korkurl'un bir diğer önemli özelliği ise dönemindeki uygulamaları ciddi şekilde eleştiren eserler kaleme almasıdır. Yukarıda hakkında ayrıntılı bilgiler sunduğumuz Hallu 'l-İşkfıl ji Hi !li Emvfıli 'l-KüjJfır isimli nsalesinde ganimet hukukunun işleyişini esastan tenkid etmektedir (Bu konu çeşitli vesilelerle Ebussuud'un Maruzat'ına atıf yapılarak İslam Hukuku literatüründe tartışılmıştır. i'L.J,ll ~::, J.;..;i LJA­~· -, .:r.~ .. •t:üc.·· · h • u. <:....~ts~ :.ı~t:.ıl ...;.- ~. · -- .- · ;ı~;~t.\JI- ·- :·,·.:. ··u1 ""'~'1 ·. ~~::.ı~~t-'.11 .- Y-" - - .) ı,F · Y · · · t...ı • · Y":i ~ ı,F .. - (;! .J • U - ..?-' eY-' ... ,, ••• \J . ,'.".!ll .,\.bi:.l ~. T/:'11 ~.i\~11- •• ;uı....,..:.;;- -.' -· ı- ·W~ . ··.<'1 Ib. N" ; . ~ ~ ~ - . . ı..r"' -- (;!...ı • -- --' ~.J ...ı u - ı,F ı..r.u n uceym, !.J ..

Page 20: -' KITABU HALL! - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01777/2010_44/2010_44_FURATAH.pdfÖzellikle Kitabu Halli İşkdli'l-Ejkfır jf Hilli Emvdli'l-Kiiffdr adlı eseri, hem Şajiffakfhlerin

212 /Yrd. Doç. Dr. Ahmet Harndi FURAT--.EKEV AKADEMİ DERCİSİ

VIII, 555; Haskefi, 1995: IV, 336 .. Bunun akademik bir kaygıyla yazılmış fıkhi bir mese1e olmayıp Sultaniann uygulamalannı da ciddi anlamda eleştiren bir husus olduğunu da burada hatırlatınamız gerekmektedir. Diğer taraftan özellikle cariyelerin mülkiyeti ile alakah olması sebebiyle sosyal yaşamı da ilgilendiren bir konudur. Şehzade Korkud, sadece bu eserinde değil yine yukan zikredilen Da 'vetu 'n-Nefsi 's­Talilıa (:i..::...ILb) ila 'l-a 'mali 's-Salilıa bi-ayati 'z-zalıire ve '1-beyyinati '1-balıire isimli eserinde ise Fatih Kiinunniin:ıesindeki nizam-ı iilem için kardeş katli hususunu -her ne kadar kanunnamenin ismini vermese de- ciddi bir şekilde eleştirmiştir. Bahsi geçen bu iki önemli husus, Şehzade Korkud'u İslam Hukuku Tarihi'nde isminden söz edilmesi gereken bir fakih olduğunu ortaya koymaktadır.

Kaynakça

Bağdatlı İsmail Paşa (t.y.), İzrilıu'l-Meknun, Lübnan.

el-Cüveyni (2007), Nilıayetü'l Matiab fi Dirayetil Mezlıeb, thk. Abdülazim Mahmud ed-

Dib, Beyrut

Edirneli Sehl (1325), Tezkire-i Selıf, naşir Mehmed Şükrü, y.y ..

el-Gazzali (1997), el-Vasft fi '1-Mezlıeb, Darusselam.

en-Nevev! (t.y.), el-Mecmu 'Şerlıi'l-Mülıezzeb, thk. Muhammed Necib el-Mutii, Cidde.

Erdoğan, Mehmet (1998), Fılalı ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İstanbul.

es-Sübkl (1993), Mu'fdu'n-Na'am ve Miibidu'n-Nakam (2. Bsk.), (thk. Muhammed Ali en-Neccar, Ebu Zeyd Şibli, Kahire.

Furat, Ahmet Harndi (2009), Hanefi Mezhebinin İlk Oluşum Dönemi, Kufe Ekolii

(Sosyal Yapının Hukuka Etkisi}, İstanbul2009.

Gelibolulu Mustafa All, Künlıii '1-Aiıbfır, Fatih 4465.

el-Haskefi (1995), ed-Durru '1-Mulıtar, Beyrut.

Hoca Sadedin (1279), Tacu't-tevarflı, İstanbul.

İbn Kadı Şühbe (1 407), Tabakfit eş-Şafifyye, Beyrut.

İbn Nüceym (t.y.), el-Balıru 'r-Raik, Beyrut.

Kehhale (1957), Mu'cam el-Muellifin, Dimaşk.

Kınalızade Hasan Çelebi (1981 ), Tezkiretü 'ş-şu 'ara, Ankara.

Latifi, Latfjf Tez/dresi, (sad. Mustafa isen), Ankara 1990.

Muhanımed b. Ahmed b. İ yas el-Hanefi el-Mısrl (1960), el-Muhtar Beda 'i 'u 'z-zühur jf

veka 'i'd-dülıur, y.y.

Müneccimbaşı (1285), Cami 'ii 'd-düvel, Matbaa-i Amire.

Müstakinızade, Mecelletil 'n-Nisab ve '1-Elkfib, Hal et Efendi 628.

et-Taberi (1415), Camiu '1-Beyrin, Beyrut.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1960), "Beyazıt'ın Oğullarından Sultan Korkud", Belleten, c. XXX, sayı: 120, 539- 592.