1 lluı*i -...

4
K 195i T Mobilya Evi Mecidiye S o W , At 1 ^ 30A Atölyemizde son mor , a . 1 sağlam Ve ki! «> ! >i'ye yapılır. lbar patlarımız gayet " ° lmakle ^ en r teslim edilir Halil Fikrof ~SÂmnTEv— " ,rnuk;ula ^'a Mustafa soka S ,n d a merhum Ha Mustafa Şevki efen dll , n No. .u evi saUllkürı Alfika _ Harın Lârnakada Poli s M a h " Şevket ' e ve yahut Ma* u . la YeW Yo1 No. 13 te sakin »âl Mustafa İzzete müraoa- an rcca olunur. İLÂN Bskl Polis sokağı No. 23 <le unan ve yangın neticesinde •ab olan dülger dükkâmmı, hmet Küçük Sokağı No. 6 naklettiğimi ve yeniden ça- Mfra başladığımı, sayın müş lerimin ve umumun malû- olmaküzere bildiririn. KEMAL AU Dülger. ULA i bilir ki KEO Fakir bir miktar sarfeder. fevkalâdeliğine her- myetperverliğe kar- ek yardım ederler. fLA îrcih ediniz MI MÜDUK VE İMTİYAZ SAHİBİ; CEMAL TOĞAN İDAHB EVİ Asmaaltı No. 75 Post» Kutusu 824 TEL: 29S1 Lefkoşa - Kıbrıs i , l L u ı * i YIL: 3 it HAFTALIK MÜSTAKIL TÜRK GAZETESIDIR SAYI: 285 * PAZARTEs£7OCA¥ U54 Sovyet Rusya, Almanyamn Birleştirilmesine Taraftar Zeki Saffet MOTOSIKLET TAMIRCISI Tip-k Bankası Sokağı No. 10 Lefkoşa ve gece kremi unları efUos» • Kısa Görüşlü Diktatör Mısırdaki darbe-ı hükümet- ten sonra diktotörlüğünü ilân eden ve kendi kendini cumhur- başkanı seçen General Necip, eaman zaman Kıbrıs halkına hitaben mesajlar yayımlamak- ta ve bu mesajlar da Kıbrısta- Iki Rum basınında yer almak- tadır. Mısırın 1 numaralı dik tatörü General Necip, bu me- sajlarında Kıbrısla Yunanista nın birleşmesi için, Mısır Hü- kümetinin, yani kendinin mü- cadeleden geri kalmıyacağını beyan etmektedir. Büyük bir İslâm devletinin bugün tehdit, cebir ve tazyik- le başında bulunan diktatör Necip, Kibrisin Türklüğünden bihaberdir. Buradaki 100 bin kişilik Türk-lslâm topluluğu- nun mevcudiyetini hiçe saya- rak, basmakalıp söz eden Ne- cip'e şunu hatırlatmak isteriz ki, bu kısa görüşü yüzünden büyük bir Türk çoğunluğuyle ayni dinden olan milyonlarca Mısırlıyı birbirine düşürmekte dir. Kıbrıs Türk topluluğu, Ge- ııaral Necip'in eseri olmıysn Mısırın hürriyet mücadelesini ve bağımsızlığa kavuşmak için yıllardır devam edn siyasi tar- tışmaları günü gününe takibet mekte ve Mısırlı dindaşlarının hürriyet mücadelesini takdir etmektedir. Tarihî bilgisi kıt ve geleneklere önem verme- yen bir diktatörün tarih bo- yunca ömrü çok kısa sürmüş- tür. Acaba General Necip btı gerçeği bugün olsun bilme- mekte veya düşüneme:nekte midir ? Biz o kanaatteydik ki, dar- toe-v hükümetten sonra. Gene- ral Necip, başa geçer geçmez, İslâm dünyasının aşılmaz bir kalesi olan ve İslâm âlemini kanatları altında bulunduran Ibüyük Türklük âlemine karşı cephe ahnıyacak, bilâkis bu kahir çoğunluğun fikirlerinden Ve siyasi olgunluğundan fay- dalanacaktı. Halbuki o, kısa görüşlü diktatöryası altında, büyük bir İslâm devetliui ka- ranlıklara sürüklemekte ve başta Türklyemiz olmak üze- re, hangi yerde büyük bir Türk çoğunluğu mevcutse, ona Uttirşı cephe almaktadır. Bütün "mı olaylar, General Necip'in Urura görücü bir diktatör ol- duğunu açıtk .olarak göster- mektedir. Kıbrıs mevzuunda da Gene- ral Necip'in takibedegeMiğl Malenkof, Yılbaşı mesajında Rusyanın bu konudaki arzusunu belirtti ingiliz Diplomatları Tahrana Vasıl Oldu Tahran ünüversitesi öğrencileri matem ilân etti Berlin: 3 - Sovyet Rus- ya Başbakanı Malenkof Doğu Almanya Başbakanı- na gönderdiği yeni yıl me- sajında, Doğu Almanyada ki polis kuvvetlerinin ço- ğaltılmasından duyduğu endişeyi belirtmekte ve dünya sulhu için, girişilen bu faaliyetin zararlar tev- lit edeceğini işaret etmek tedir. Malenkof mesajında, 1954 yılının Almanya için mutlu bir yıl olması te mennisinde bulunmakta ve ayni yıl içerisinde Âlman- yanın birleştirilmesi arzu- sunu izhar etmektedir. Ma- lenkof'a göre, Almanyanm birleşmesiyle dünya sulhu korunacak ve bu yüzden Dânâ Efendi Kıbrıs Müftülüğüne Seçildi Geçen Çarşamba günü Müf- tü seçimi için, ikinci seçmen- ler Lefkoşada Ayasofya Kız Okulunda toplanarak, ittifakı ara ile Kıbrıs Müftülüğüne Müderris Mehmet Dânâ Efen- diyi seçmiştir. Seçimden sonra beyanatta bulunan Dânâ E- fendi, güzel bir hitabede bu- lunmuş ve mevcut kaaunlar çerçevesi dahilinde cemaatimi- ze faydalı olmaya çalışacağını söylemiştir. Ekselâns Vali se- çimi tasvip ettikten sonra Dâ- nâ efendi resmen Kıbrıs Müf- tüsü olarak ilân edilecektir, Avrupanın harp faaliyet- leri aksatılmış olacaktır. Şovyet Başbakanı bu a- rada, Batılı devletlerden Amerikaya da bir yeni yıl mesajı göndermiş ve yeni yılın Amerika için mesut bir yıl olmasını temenni etmiştir. Malenkof bir A- merikan Ajans muhabiri- ne yeni yıl münasebetiyle verdiği bir demeçte, yeni yılın dünya için bir sulh yılı olmasını temenni et- miş ve bu münasebetle A- merikan milletine de mü- reffeh bir hayat temenni- sinde bulunmuştur. Tahran: 3 - İngiliz - iran münasebetlerinin yeniden baş- laması üzerine İngiliz Diplo- matları Tahrana vasıl olmuş bulunmaktadır. Diplomatlar Tahrana vasıl olur olmaz, Tah ran Üniversitesi öğrencileri matem ilân etmişler ve kolla- Türkiye Cumhurbaşkanı Celâl Bayar 22 Ocak tarihinde Amerikaya müteveccihen Tiirkiyeden ayrılacak »f ^fllüt ' -ı 1 Ankara: 3 - Türkiye Cum- hurbaşkanı Sayın Celâl Bayar, Amerika Cumhurbaşkanı Ge- neral Elsenhovver'in davetli.si olarak Amerikaya gitmek ü- zere, 22 Ocak tarihinde Türkı- yeden ayrılacak ve 27 Ocakta Amerikada olacaktır. Türkiye Cumhurbaşkanı Sa- yın Celâl Bayar'a refaket tde- ceği söylenen Başbakan Adnan Menderes hakkında henıiz müs bet bir karar alınmış değildir. Yani Başbakan Adnan Mende- res'in Amerlkayı ziyaret edip etmiyeceğ şimdilik bilinme- mektedir. Türk Devlet Adamını, Ame- rikanın büyük şehirleri hara- retle karşılamak için, son haf- talar içerisindeki yarışmaları- nı hızlandırmışlardır. Amerika dönüşü, Cumhur- başkanı Celâl Bayar'ın Pakls- tanı da ziyaret edeceği, An- kara siyasi çevrelerinde ısrar- la söylenmektedir. Türkiye Hakkında Biı Fransız Gazetesi Yeni Bir ilâve Çıkardı Paris: 3 - Fransanm en çok satan gazetelerinden birisi ola- rak tanınmış olan Promo ga- zetesi, Türkiye hakkında, ymi yıl münasebetiyle sekiz sayfa- lık bir ilâve vermiştir. Gazete bu ilâvesinde; Türkiye ile Fran sa arasındaki gelişen siya .ı münasebetlerden sitayişle ban setmekte ve Türkiyenin geli- şen askerî kalkınmasından ü- nemle bahsetmektedir. Ayni ilâvede Türk kadınlı- ğına da geniş ölçüde yer veril- mekte ve Türk kadınının so.i yal faaliyetleri kültürel inki- şafları övülmektedir. Gazeteye göre, Türkiyedeki inkişaf proğ ramı dev adımlarla müsbet ne- ticeler kaydetmektedir. Gazete ön sayfasında Türkiye Cum- hurbaşkanı Celâl Bayar'm bü- yük bir resmini yayımlamakta ve bu arada Türkiyedeki en- düstri faaliyetlerini gösteren resimler neşretmektedir, rina siyah bağlıyarak tezahü- ratta bulunmuşlarffîr. Askerî Hükümet, Üniversite- lilerin nümayişlerini durdur- mak için, hadise mahaline iki otomobil asker göndermek zo- runda kalmış ve öğrenciler da- ğıtılmıştır. Bundan sonra üni- versiteliler Milli Matemin de- vam ettiğini ve müzakereler sonuna kadar devam edeceği- ni ilân etmişler ve bir memo- randum hazırlıyarak Hüküme- te göndermişlerdir. HıROHıTO LEYH- ıNE YAPıLAN « NÜMAYIŞTE 17 Kişi öldü 100 kişi yaralandı Tokyo: 3 - Yarım milyona yakın Jajon halkı, İmparator Hirohlto leyhine, yeni yıl mü- nasebetiyle bir tezahüratta bu- lunmuştur. Halk İmparatorluk sarayına geldiği zaman, baskı neticesi 17 kişi ölmüş ve 100 kişi de yaralanmıştır. Saray bahçesine sığışamıyan halk, ilk defa olarak burada tahacüme uğramış, bir kısmı turada ölmüştür. Nöbetçilerin yardımiyle saray bahçesinden çıkarılan hasta, yaralı ve ölü- ler hastahaneye kaldırılmıştır. Japon tarihinde bugüne kad,;r eşine rastlanmamış olan bu sa- dakat' nümayişi İmparator 1 Cidden sevindirmiştir. , , GÜNÜN AYNASI Büyük Rüya! siyaset, zekâsının ileriyi göre- miyecek kadar kısa oluşunun bir neticesidir. Bu ada üzerin- de yaşıyan 100 bin kişilik Türk toplumu, Kıbrısla Türkiyenin birleşmesi için, yıllardanberi mücadele halindedir. Hiç şüp- hesiz Türk toplumunun da mücadelesi bir hürriyet savaşı dır. Kendi dindaşlarının hürri- yet savaşını desteklemlyen ve Kıbrıs Rumlarının giriştikleri yersiz, dayanaıksız mücadeleye, hürriyet ismini vererek, nlar nam ve hesabına İleri geri söz etmek, General Necipln ne kadar tasa görüşlü bir zekfiya sahip olduğunu ifade etmekte- dir. Fakat Mısınn bu 1 numa- ralı diktotörüne son olarak ^a- nu hatırlatalım ki, Kıbrıs Türktür ve Türk olarak kala- caktır. BOZKUHT. Bevan Kahirede Bir Basın Toplantısı Yaptı Kahire: 3 - Bir müddettten- beri Mısırda bulunmakta olan İngiliz İşçi Partisi sol tema- yüllüler grubu başkanı Mı. Aneurin Bevan, Hindistan Se- faretinde tertip ettiği bir ba- sın toplantısında, İngiltere ile Mısır arasındaki Kanal Bölge- si ihtilâfına önemle temas et- miş ve bu konu üzerinde has- saaiyeüe durarak, bu ihtilâfın ortadan kalkması için her tür- lü yardımım «îsirg-emiyeoeğiaS beyan etmiştir. Bevan Kanal Bölgesinde^ askerî tesisleri gezmiş, askerî komutanlardan izahat alımş ve tekrar Kahireye dönmüş- tür. Bevan, İngi finin, bir çok önemli hususları halledilmiş olduğunu beyan e- derek, teferruat üzerinde her iki tarafın da ısrarla durma- sının yersiz olduğunu işaret etmiştir. Bevan dyn bir demecinde, İngilterenln ileri sürdüğü ko- nular üzerinde durmuş ve Ku- zey Atlantik Paktına dahil bu- lunan Türkiyenin de herhangi bir taarruza uğradığı takdir- de, Kanal Bölgemde »it odu,- KNU* fikrinin yerimde olduğu- nu işaret «etmiştir. Bevaıı ve eşi dün öğle yemeğini Fayilte, tngillz kara kuvvetleri komu- pSejeçaA,., Şir ^Charles Orhan SERHATOfiLIJ B&şdespot Makarios, 1950 yılından bl . yana dul,,,» büyük rüya görmektedir. Dört yıldanherl gerçekleşe- mlyen ve gerfcekleşmlyecek olan bu rüya ile Rum hal- kını avutan Makarios Cenapları, din reisliği sandalya- sını biraz daha sağlamlaştırmak için rüyalarını tehir- de devam etmekte ve her yeni yılda büyük büyük lâflar ederek, Kıbrısla Yunanlstanın birleşeceğini kesin bir lisanla ifade etmektedir. 15 Ocak 1950 tarihinde kilisenin bakanlığı altında yapılan hükümsüz plebisit ten sonra Makarios, 1951 I>mn İlhak yıl, olacağım kesin olarak beyan etmls'tl. İÖ51 yılım taklbeden 1952, 1953 yıllarının da ilhak yık olanağını gene aynı rüyanın tesiriyle tefsir eden Ma- knrios, simdi de tutturmuş 1954 yıhnın Kıbrıs yılı ola- cağım söyleyip duruyor. Makarios Cenaplarına önemle hatırlatmak İsteri» M, yıllardanberi görmekte olduğu rüya hiç hlr .ama» hakikat olmıyaeaktır. Çünkü her bakımdan K.bns Trtr- fclj«ye bağlıdır ve ergtıç Türkiyenin obuakbr. Tarihi .ummalar, tarihi eserter, ve tarihi bütünlük, , „ k **a«k KAnsı. TOrl*»,*. topanlma* M r p ^ a s ı «i- dırgunn göstermektedir. öğünlük türküsüyle İlhak mücadelesine atılmak bir cemaat İçin büyük tehlikeler doğurabilir. Makario«a bu konuda nasihat etmek İstiyoruz am, onun gözlerini bürüyun perdeleri kaldırmak % > \ J k M T A R İ L , fi

Upload: buidiep

Post on 28-Feb-2019

221 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

K 195i

T M o b i l y a Evi Mecidiye S o W ,

At 1 ^ 3 0 A

Atölyemizde son mor,a. 1 sağlam V e ki! «>!>i'ye yapılır. l b a r

patlarımız gayet

" ° l m a k l e ^ en r teslim edilir

Halil Fikrof

~ S Â m n T E v —

" , r n u k ; u l a ^ ' a Mustafa s o k aS , nda merhum H a

Mustafa Şevki efendll,n

No. .u evi s a U l l k ü r ı Al f ika_

Harın Lârnakada Polis M a h

" Ş e v k e t ' e ve yahut Ma*u. l a Y e W Y o 1 No. 13 te sakin

»âl Mustafa İzzete müraoa-

an rcca olunur.

İLÂN Bskl Polis sokağı No. 23 <le

unan ve yangın neticesinde

•ab olan dülger dükkâmmı,

hmet Küçük Sokağı No. 6

naklettiğimi ve yeniden ça-

Mfra başladığımı, sayın müş

lerimin ve umumun malû-

olmaküzere bildiririn.

KEMAL A U

Dülger.

ULA

i bilir ki KEO Fakir

bir miktar sarfeder.

fevkalâdeliğine her-

myetperverliğe kar-

ek yardım ederler.

fLA

îrcih ediniz

MI

MÜDUK VE İMTİYAZ

SAHİBİ;

C E M A L TOĞAN

İDAHB EVİ

Asmaaltı No. 75

Post» Kutusu 824

TEL: 29S1

Lefkoşa - Kıbrıs

i ,

l L u ı * i Y I L : 3 i t

HAFTAL IK MÜSTAKIL TÜRK GAZETES ID IR

SAY I : 285 * P A Z A R T E s £ 7 O C A ¥ U54

Sovyet Rusya, Almanyamn Birleştirilmesine Taraftar

Zeki Saffet

MOTOSIKLET

TAMIRCIS I

Tip-k Bankası Sokağı

No. 10 Lefkoşa

ve gece kremi

unları

efUos» •

Kısa Görüşlü Diktatör

Mısırdaki darbe-ı hükümet-

ten sonra diktotörlüğünü ilân

eden ve kendi kendini cumhur-

başkanı seçen General Necip,

eaman zaman Kıbrıs halkına

hitaben mesajlar yayımlamak-

ta ve bu mesajlar da Kıbrısta-

Iki Rum basınında yer almak-

tadır. Mısırın 1 numaralı dik

tatörü General Necip, bu me-

sajlarında Kıbrısla Yunanista

nın birleşmesi için, Mısır Hü-

kümetinin, yani kendinin mü-

cadeleden geri kalmıyacağını

beyan etmektedir.

Büyük bir İslâm devletinin

bugün tehdit, cebir ve tazyik-

le başında bulunan diktatör

Necip, Kibrisin Türklüğünden

bihaberdir. Buradaki 100 bin

kişilik Türk-lslâm topluluğu-

nun mevcudiyetini hiçe saya-

rak, basmakalıp söz eden Ne-

cip'e şunu hatırlatmak isteriz

ki, bu kısa görüşü yüzünden

büyük bir Türk çoğunluğuyle

ayni dinden olan milyonlarca

Mısırlıyı birbirine düşürmekte

dir.

Kıbrıs Türk topluluğu, Ge-

ııaral Necip'in eseri olmıysn

Mısırın hürriyet mücadelesini

ve bağımsızlığa kavuşmak için

yıllardır devam edn siyasi tar-

tışmaları günü gününe takibet

mekte ve Mısırlı dindaşlarının

hürriyet mücadelesini takdir

etmektedir. Tarihî bilgisi kıt

ve geleneklere önem verme-

yen bir diktatörün tarih bo-

yunca ömrü çok kısa sürmüş-

tür. Acaba General Necip btı

gerçeği bugün olsun bilme-

mekte veya düşüneme:nekte

midir ?

Biz o kanaatteydik ki, dar-

toe-v hükümetten sonra. Gene-

ral Necip, başa geçer geçmez,

İslâm dünyasının aşılmaz bir

kalesi olan ve İslâm âlemini

kanatları altında bulunduran

Ibüyük Türklük âlemine karşı

cephe ahnıyacak, bilâkis bu

kahir çoğunluğun fikirlerinden

Ve siyasi olgunluğundan fay-

dalanacaktı. Halbuki o, kısa

görüşlü diktatöryası altında,

büyük bir İslâm devetliui ka-

ranlıklara sürüklemekte ve

başta Türklyemiz olmak üze-

re, hangi yerde büyük bir

Türk çoğunluğu mevcutse, ona

Uttirşı cephe almaktadır. Bütün

"mı olaylar, General Necip'in

Urura görücü bir diktatör ol-

duğunu açıtk .olarak göster-

mektedir.

Kıbrıs mevzuunda da Gene-

ral Necip'in takibedegeMiğl

Malenkof, Yılbaşı mesajında Rusyanın bu konudaki

arzusunu belirtti

ingiliz Diplomatları Tahrana Vasıl Oldu

Tahran ünüversitesi öğrencileri matem ilân etti

Berlin: 3 - Sovyet Rus-ya Başbakanı Malenkof Doğu Almanya Başbakanı-na gönderdiği yeni yıl me-sajında, Doğu Almanyada ki polis kuvvetlerinin ço-ğaltılmasından duyduğu endişeyi belirtmekte ve dünya sulhu için, girişilen bu faaliyetin zararlar tev-lit edeceğini işaret etmek tedir.

Malenkof mesajında,

1954 yılının Almanya için

mutlu bir yıl olması te

mennisinde bulunmakta ve

ayni yıl içerisinde Âlman-

yanın birleştirilmesi arzu-

sunu izhar etmektedir. Ma-

lenkof'a göre, Almanyanm

birleşmesiyle dünya sulhu

korunacak ve bu yüzden

Dânâ Efendi Kıbrıs

Müftülüğüne Seçildi

Geçen Çarşamba günü Müf-

tü seçimi için, ikinci seçmen-

ler Lefkoşada Ayasofya Kız

Okulunda toplanarak, ittifakı

ara ile Kıbrıs Müftülüğüne

Müderris Mehmet Dânâ Efen-

diyi seçmiştir. Seçimden sonra

beyanatta bulunan Dânâ E-

fendi, güzel bir hitabede bu-

lunmuş ve mevcut kaaunlar

çerçevesi dahilinde cemaatimi-

ze faydalı olmaya çalışacağını

söylemiştir. Ekselâns Vali se-

çimi tasvip ettikten sonra Dâ-

nâ efendi resmen Kıbrıs Müf-

tüsü olarak ilân edilecektir,

Avrupanın harp faaliyet-

leri aksatılmış olacaktır.

Şovyet Başbakanı bu a-

rada, Batılı devletlerden

Amerikaya da bir yeni yıl

mesajı göndermiş ve yeni

yılın Amerika için mesut

bir yıl olmasını temenni

etmiştir. Malenkof bir A-

merikan Ajans muhabiri-

ne yeni yıl münasebetiyle

verdiği bir demeçte, yeni

yılın dünya için bir sulh

yılı olmasını temenni et-

miş ve bu münasebetle A-

merikan milletine de mü-

reffeh bir hayat temenni-

sinde bulunmuştur.

Tahran: 3 - İngiliz - iran

münasebetlerinin yeniden baş-

laması üzerine İngiliz Diplo-

matları Tahrana vasıl olmuş

bulunmaktadır. Diplomatlar

Tahrana vasıl olur olmaz, Tah

ran Üniversitesi öğrencileri

matem ilân etmişler ve kolla-

Türkiye Cumhurbaşkanı Celâl Bayar

22 Ocak tarihinde Amerikaya müteveccihen Tiirkiyeden ayrılacak

Bö » f ^ f l l ü t ' -ı 1

Ankara: 3 - Türkiye Cum-

hurbaşkanı Sayın Celâl Bayar,

Amerika Cumhurbaşkanı Ge-

neral Elsenhovver'in davetli.si

olarak Amerikaya gitmek ü-

zere, 22 Ocak tarihinde Türkı-

yeden ayrılacak ve 27 Ocakta

Amerikada olacaktır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sa-

yın Celâl Bayar'a refaket tde-

ceği söylenen Başbakan Adnan

Menderes hakkında henıiz müs

bet bir karar alınmış değildir.

Yani Başbakan Adnan Mende-

res'in Amerlkayı ziyaret edip

etmiyeceğ şimdilik bilinme-

mektedir.

Türk Devlet Adamını, Ame-

rikanın büyük şehirleri hara-

retle karşılamak için, son haf-

talar içerisindeki yarışmaları-

nı hızlandırmışlardır.

Amerika dönüşü, Cumhur-

başkanı Celâl Bayar'ın Pakls-

tanı da ziyaret edeceği, An-

kara siyasi çevrelerinde ısrar-

la söylenmektedir.

Türkiye Hakkında Biı

Fransız Gazetesi Yeni

Bir ilâve Çıkardı

Paris: 3 - Fransanm en çok

satan gazetelerinden birisi ola-

rak tanınmış olan Promo ga-

zetesi, Türkiye hakkında, ymi

yıl münasebetiyle sekiz sayfa-

lık bir ilâve vermiştir. Gazete

bu ilâvesinde; Türkiye ile Fran

sa arasındaki gelişen siya .ı

münasebetlerden sitayişle ban

setmekte ve Türkiyenin geli-

şen askerî kalkınmasından ü-

nemle bahsetmektedir.

Ayni ilâvede Türk kadınlı-

ğına da geniş ölçüde yer veril-

mekte ve Türk kadınının so.i

yal faaliyetleri kültürel inki-

şafları övülmektedir. Gazeteye

göre, Türkiyedeki inkişaf proğ

ramı dev adımlarla müsbet ne-

ticeler kaydetmektedir. Gazete

ön sayfasında Türkiye Cum-

hurbaşkanı Celâl Bayar'm bü-

yük bir resmini yayımlamakta

ve bu arada Türkiyedeki en-

düstri faaliyetlerini gösteren

resimler neşretmektedir,

rina siyah bağlıyarak tezahü-

ratta bulunmuşlarffîr.

Askerî Hükümet, Üniversite-

lilerin nümayişlerini durdur-

mak için, hadise mahaline iki

otomobil asker göndermek zo-

runda kalmış ve öğrenciler da-

ğıtılmıştır. Bundan sonra üni-

versiteliler Milli Matemin de-

vam ettiğini ve müzakereler

sonuna kadar devam edeceği-

ni ilân etmişler ve bir memo-

randum hazırlıyarak Hüküme-

te göndermişlerdir.

H ı R O H ı T O LEYH-ı N E Y A P ı L A N «

NÜMAY IŞTE 17 Kişi öldü 100 kişi

yaralandı

Tokyo: 3 - Yarım milyona

yakın Jajon halkı, İmparator

Hirohlto leyhine, yeni yıl mü-

nasebetiyle bir tezahüratta bu-

lunmuştur. Halk İmparatorluk

sarayına geldiği zaman, baskı

neticesi 17 kişi ölmüş ve 100

kişi de yaralanmıştır.

Saray bahçesine sığışamıyan

halk, ilk defa olarak burada

tahacüme uğramış, bir kısmı

turada ölmüştür. Nöbetçilerin

yardımiyle saray bahçesinden

çıkarılan hasta, yaralı ve ölü-

ler hastahaneye kaldırılmıştır.

Japon tarihinde bugüne kad,;r

eşine rastlanmamış olan bu sa-

dakat' nümayişi İmparator 1

Cidden sevindirmiştir. , ,

GÜNÜN AYNASI

Büyük Rüya!

siyaset, zekâsının ileriyi göre-

miyecek kadar kısa oluşunun

bir neticesidir. Bu ada üzerin-

de yaşıyan 100 bin kişilik Türk

toplumu, Kıbrısla Türkiyenin

birleşmesi için, yıllardanberi

mücadele halindedir. Hiç şüp-

hesiz Türk toplumunun da

mücadelesi bir hürriyet savaşı

dır. Kendi dindaşlarının hürri-

yet savaşını desteklemlyen ve

Kıbrıs Rumlarının giriştikleri

yersiz, dayanaıksız mücadeleye,

hürriyet ismini vererek, nlar

nam ve hesabına İleri geri söz

etmek, General Necipln ne

kadar tasa görüşlü bir zekfiya

sahip olduğunu ifade etmekte-

dir. Fakat Mısınn bu 1 numa-

ralı diktotörüne son olarak ^a-

nu hatırlatalım ki, Kıbrıs

Türktür ve Türk olarak kala-

caktır.

BOZKUHT.

Bevan Kahirede Bir Basın Toplantısı Yaptı

Kahire: 3 - Bir müddettten-

beri Mısırda bulunmakta olan

İngiliz İşçi Partisi sol tema-

yüllüler grubu başkanı Mı.

Aneurin Bevan, Hindistan Se-

faretinde tertip ettiği bir ba-

sın toplantısında, İngiltere ile

Mısır arasındaki Kanal Bölge-

si ihtilâfına önemle temas et-

miş ve bu konu üzerinde has-

saaiyeüe durarak, bu ihtilâfın

ortadan kalkması için her tür-

lü yardımım «îsirg-emiyeoeğiaS

beyan etmiştir.

Bevan Kanal Bölgesinde^

askerî tesisleri gezmiş, askerî

komutanlardan izahat alımş

ve tekrar Kahireye dönmüş-

tür. Bevan, İngi

finin, bir çok önemli hususları

halledilmiş olduğunu beyan e-

derek, teferruat üzerinde her

iki tarafın da ısrarla durma-

sının yersiz olduğunu işaret

etmiştir.

Bevan dyn bir demecinde,

İngilterenln ileri sürdüğü ko-

nular üzerinde durmuş ve Ku-

zey Atlantik Paktına dahil bu-

lunan Türkiyenin de herhangi

bir taarruza uğradığı takdir-

de, Kanal Bölgemde »it odu,-

KNU* fikrinin yerimde olduğu-

nu işaret «etmiştir. Bevaıı ve

eşi dün öğle yemeğini Fayilte,

tngillz kara kuvvetleri komu-

pSejeçaA,., Şir ^Charles

Orhan SERHATOfiLIJ

B&şdespot Makarios, 1950 yılından b l . yana dul,,,»

büyük rüya görmektedir. Dört yıldanherl gerçekleşe-

mlyen ve gerfcekleşmlyecek olan bu rüya ile Rum hal-

kını avutan Makarios Cenapları, din reisliği sandalya-

sını biraz daha sağlamlaştırmak için rüyalarını tehir-

de devam etmekte ve her yeni yılda büyük büyük lâflar

ederek, Kıbrısla Yunanlstanın birleşeceğini kesin bir

lisanla ifade etmektedir.

15 Ocak 1950 tarihinde kilisenin bakanlığı altında

yapılan hükümsüz plebisit ten sonra Makarios, 1951 I>mn İlhak yıl, olacağım kesin olarak beyan etmls'tl.

İÖ51 yılım taklbeden 1952, 1953 yıllarının da ilhak yık

olanağını gene aynı rüyanın tesiriyle tefsir eden Ma-

knrios, simdi de tutturmuş 1954 yıhnın Kıbrıs yılı ola-

cağım söyleyip duruyor.

Makarios Cenaplarına önemle hatırlatmak İsteri»

M, yıllardanberi görmekte olduğu rüya hiç hlr .ama»

hakikat olmıyaeaktır. Çünkü her bakımdan K.bns Trtr-

fclj«ye bağlıdır ve ergtıç Türkiyenin obuakbr. Tarihi

. umma l a r , tarihi eserter, ve tarihi bütünlük, , „ k

**a«k KAnsı . TOrl*»,*. topanlma* M r p ^ a s ı «i-

dırgunn göstermektedir.

öğün lük türküsüyle İlhak mücadelesine atılmak

bir cemaat İçin büyük tehlikeler doğurabilir. Makario«a

bu konuda nasihat etmek İstiyoruz am, onun gözlerini

bürüyun perdeleri kaldırmak % > \ J k M T A R İ L , f i

SAYFA 2 (BOZKURT)

PAZARTESİ, 4 OCAK 1954

ATATÜRKTEN FIKRALAR:

f 0

Yeni Yıl Düşünceleri Özker YAŞIN

Beylik teşbihleri, her yıl tekrarladığımız söylene

söylene bayatlatmış benzetmeleri bir yana koyup giren

yeni yıl'a, o zavallı çocuğa, acıyarak, birkaç kelime söy-

lemek istiyorum. Fakat ondan evvel, çok değil, nihayet

yalnız on iki ay önce nurtopu gibi bir çocukken şimdi

ihtiyarlamış, ak sakallı, kamburu fırlamış mecalsiz bir

ihtiyar halinde dünyamızdan defolup giden "1953" yılı-

nın peşinden yetişmek, O'nu sarsak bacaklarına bir tek-

me savurarak yere devirmek ve ve yüzüne şöyle hay-

kırmak, bana en büyük manevî iıazzı verecektir:

"Ey bunak ihtiyar... (Bir yıl evvel dünyamıza geldi-

ğin zaman seni ne kadar neş'eli bir şekilde karşılamış

ve bir yıl içinde bana ne saadetler getireceğini tahay-

yül etmiştim. Halbuki sen saadet değil, felâket getirdin..

Uğursuz günlerin en sevdiğin insanlardan birini elim-

den aldı. Sevgili babacığımı hiç beklenmedik bir günde

toprağa verdim. Bir çok inançlarım kökünden sarsıldı.

Dost bildiklerim düşman çıktı. Dünyanın köşe bucağını

daha iyi görüp anladım. Ciğeri- beşpara etmez insanlık

züğürtlerinin eline, diline düştüm. O ezeli ve ebedî

komedyanın perdeleri bütün igrençliğtyle önümde açıl-

dı. Gayri dünyayı pembe gözlükle seyretmiyorum. Çün-

kü bu biçare aktörlerin yüzlerindeki yalancı maskeler

bence malûmdur. İstediğim anda elimi uzatarak, şu ba-

badan kalan üç beş kuruşla adam (!) sırasına geçen

mirasyedi sersemin maskesini çıkartabilirim, istediğim

anda, üstünde binbir masumun ahi bulunan, şu sözde

bilmem kim efendinin asıl yüzünü yelken kulaklarıyle

teşhir edebilirim. Ey bunak ihtiyar, bu dünyadan defol

git!. Belki senin gidişinle felâket ve kederler de uzakla-

şırlar...

Sana gelince 1954 yılı.. Henüz iyi mı fena mı oldu-

ğum malûm değil.. İyi isen hoş geldin! Yok fena isen

bana karşı kötülüklerin, edeceklerin varsa elinden gele-

ni ardına koma!.. Artık benim, bildiğim o eski insanla

hiç alâkam kalmadı. İçimde Okyanus dalgaları gibi ar-

zular şahlanıyor. Kalbim nasırlaştı. Amma ne olursa ol-

sun, bütün insanlık için senin uğurlu olmana temenni

ediyorum. Hem fena olupta eline ne geçecek.. Bu dün-

yada bir senelik-ömrün var. lyiük yap ki, adını azizlik-

le yad edelim...

si

Bereketli Yağmurlar On gündenberi ara vermeden

devam eden yağmurlar, ada-

nın hemen hemen her tarafın-

da ayni şekilde yağmaktadır.

Köylü kardeşlerimiz son yağ-

murların çok bereketli oldu-

ğundan memnuniyetle bahset-

mektedirler. Denizlerde ise fa-

sıla vermeden devam eden fır-

tına yüzünden, bir çok vapur-

lar yük alıp boşaltmada çok

zorluk çekmede, bazı vapurlar

Sosyal Sigorta Sistemi Şubat ayı sonlarına doğru

Kıbrısta vazifesine bağlıya-

cak olan yeni Kıbrıs Valisi

Ekselans Armitage'in berabe-

rinde Sosyal Sigorta slstemiıU

getireceğini ve süratle tatbik

sahasına koyacağını, Rum ga-

zeteleri iddia etmektedirler.

TARİH DERSİ 1931 ilkbaharı... Ankara or

ta okullarının birisinde tarih

aersindeyiz. öğretmenimiz

Türk tarihinden yoklama ya-

pıyor. Asya haritasının başın-

da bir arkadaşımız duruyor.

öğretmen bir aralık konuyu

yeni Türk devletine çevirdi:

-Türk devletini yuğuran

ona yeni baştan can veren Ga-

zi Mustafa Kemal!...

Derken sınıfın kapısı anî bir

sarsıntı ile açıldı. Sanki kendi

ismini duyarak kayıbdan ilâhî

bir haberle ulaşmış gibi Ata-

Türk içeriye girdi. Parlak göz-

leri, heybetli vakarı ile karşı-

mızda durdu.

öğretmenin ağzındaki en

son kelimeler Gazi Mustafa

Kemal... O ise hepimizin karşı-

mızda... Bütün sınıf üzerinden

bir elektrik şeraresi akar gibi

keskin bir heyecan ile sarsıl-

dı.

Kendimizi toplamağa va-

kit kalmadan Büyük Ata yü-

zünü tahtada harita önünde

duran arkadaşımıza çevirerek

sordu:

-Ne yapıyorsun oğlum?

-Türk tarihini anlatıyorum.

-Anlat bakalım neler öğ-

rendin ?

-Şey... Şey... Efendim,

Türkler göçebedir.

Bundan sonra ne anlatacağı-

nı şaşıran arkadaşımız durak-

ladı.

—Oğlum soyun hakkında yal

nız bunları mı öğrendin? Baş-

ka söyUyecek sözün yok de-

mek?...

ise, fırtınanın durulması için.

liman açıklarında beklemekte-

dirler.

Atatürk bundan sonra yüzü-

nü öğretmene çevirdi. Manâlı

ve istifhamlı bir bakıştan son-

la:

-Muallim Bey siz tamam-

layınız!

Dedi. öğretmen de heyecan-

lı ve titrek bir sesle takrire

şöyle başladı:

Türklerin anavatanı Orta

Asyadır. Türkler orada göçe-

be bir hayat geçlriyorlardı...

Tam burada sözün gerisini

ı-ert bir ifade ile Atatürk'ün

gür sesi değiştirdi:

Muallim Bey, Türk tarihi

hakkında talebeye öğretilecek

ilk söz bu olmamalıydı. Türk-

lerin neden göçebe hayat ge-

çirdiklerini hiç merak edip te

soyumuzun göçebelikten önce-

ki vaziyetini araştırmadınız

mı?

Bundan sonra kırmızı tebe

=iri eline alarak Asya harita-

sında Türklerin anayurdunu

ç.i7meğe başlıyan Atatürk, tat-

lı bir eda ile Türk tarihini an-

latmağa başladı:

-Asya büyük bir kara par

çasıdır. Orada Him^Iaya sıra-

dağları, Hazar denizi, Baykal

golü arasında dünyanın en

yüksek yaylaları uzanır.

Büyük Kadırgan dağlarından

Baykal gölü kıyılarına, oradan

Altay dağları boyunca İtil hav-

zasına vararak Hazer denizi

sahilleri, Hindikuş, Pamir, Ka-

rakurum, Karanlık dağlar yo-

lu ile Sarı ırmak boyundan

tekrar Kadırgan dağlarına ka-

vuşan çizginin içinde kalan

yerlere Orta Asya yaylası de-

nir.

Bugün bu geniş yâylada gök

ieıe doğru baş uzatan dağlar,

korkunç kum çölleri ile yeşil

su boylan ve göl kenarı var-

dır. Fakat tarih devirlerinden

binlerce yıl evvel Türk ana-

yurdunda şimdi yerlerini kum-

sallar, bozkırlar, bataklıklar,

sığ göller tutmuş engin deniz-

ler vardır. İlk medeniyetlerin

gür filizleri bu denizlerin kıyı

lurinda, bu denizlere dökülen

derin ırmakların bereketli top-

raklarında fışkırmıştır.

Dünyanın başka tarafların-

daki insanlar daha kaya ve a-

ğaç kovuklarında yaşarken

anayurddaki atalarımız hay>

vanları kendilerine alıştırmış-

lar, kereste ve maden işleme

sini öğrenerek parlak bir me-

deniyete kavuşmuşlardı. Orta

Asyadaki iç deniz ve ırmaklar

saydığımız ulu dağları örten

ÇOCUK BABALARINA !

Evinizde ailenizle daima huzur içinde ya

terseniz evinizi, mobilyenizl, hayatınızı sigorta

yunuz..

M

İ 1 58

1 V

1 V

1 • ö S 1 1

ı i s

DOĞAN Sigorta Anonim Şirketi

Kıbrıs Acentesi:

M. SEYF1 AKDENİZ VE OÖLU

&

KADINA DAİR Her kadının en zayıf tara-

fa da, en kuvvetli tarafı da .al-

bildir.

* Bir kadına: "Seni seviyo-

rum" demek bir şey ifade et

nıez; "seni her kadından üstün

buluyorum" cümlesi kadın, ku-

lağına daha hoş gelen ber nağ-

medir.

• Şairler kadını çiçeğe ben-

zetirler, fakat bir kadın için

ideal meyvalı bir ağaç olmak

tır.

:•> : « •»> »î- •»> * K •:•:•• •:•>

SAAT ONİKİ

Almış başını gelmiş) ellid

Canım sevdiğim karlar

Dayamış sakaklarımıza

Dolarken yarıklarına

Göremezsiniz

Elli dört elli dört

Parmak uçlarımda

Çapaklar arasında görür

buzların verdiği sularla besle

ni yordu. Fakat uzun zaman-

lardan sonra iklim şartları de-

ğişti. Medeniyetin beşiği du

rumunda olan Orta Asya bu

gekilde yaşanamıyacak bir ha-

le geldi.

İşte çocuklar, sizin göçebe

aiye öğrendiğiniz Türkler bu

sonuçlarla yurd değiştirmişler

medeniyetlerini diğer yurdlara

ulaştırmışlardır.

Türk anayurdundan milyon-

larca insan ayrıldı. Fakat ana-

yurdlarının değişen iklimin-2,

zorlaşan hayat şartlarına bo-

yun iğerek ve göğüs gererek

Orta Asya yaylarında daha

milyonlarca Türk kaldı.

Bundan sonra Atatürk, için-

de kaynayan bir millî duygu-

lun etkisi altında olduğu tam

belli bir şekilde sınıfımızı se-

lâmlıyarak çıktı.

Ertesi sene elimizde bulunan

ve "Türkler göçebedir" diye

başlıyan tarih kitabımız değiş-

tirilerek yeni bir kitabdan öğ-

retime koyulduk.

Fazıl Oyat

Gecelerce eriyemedlğlnl

Sabah bakınca göllerime

şimdi sevilme vakti

Köpekler ulumasın»

Titreyişlerinde senenin

Susmak çatlatırcasına

Ve duymak onun da ağ

Taner

ŞU GARİP DÜNYA! Jorth Worth (Amerika) da

komşular bir evden gelen gü-

rültü üzerine polise haber

mIşlerdir. Polisiçeri girdiği ı

man 78 yaşında bir ad

48 yaşındaki oğlunu, içki İÇtlğt

İçin dövdüğünü görmüşlerdir.

Washington'da bir

bisikletçi dükkânına

kasada 112 dolar bulu

görünce: "Çalmağa

diye bir kâğıd yazıp

çıkmıztır.

KİBRİSİN STATÜSÜNDE DEĞİŞİKLİK YOK !

Kıbrıs Valiliğine tayin edilen Ekselans Armıtage,

ancak Şubat ayında Kıbrısa vasıl olarak yem vazife-

sine başlıyacaktır. O tarihe kadar Kıbrıs Valıhgım

Uhdesinde bulunduracak olan şimdiki Vah Sır An-

drew Wright 1954 yılı bütçesini icraat Meclisine su-

narak tasvibini istiyecektir. Yeni Vali şubat ayının

ancak son haftasında adaya vasıl olacağı için, yem

bütçeyi takdim etmek vazifesi şimdiki vahye duşmek-

tedUEkselâns Armitage'in Kıbmm anayasasında bü-

yük değişiklikler yapılacağı hususunda yem bir ana-

y a s a y ı beraberinde adaya getireceği etrafında bazı yasayı oe ,, F a k a t önemle belirtmek zo-söylentıler mevcuttun ^ ^ ^ ^ ^

randayız İD. adaya teşrml e ^ ^ ^ y a p_

s ı s s * — ^ *****

B , Z edeceklerdir. Buna rağmen,

™ Rumları toykot^ haklarım koruya-yeni anayasada Turk ^ m ^ ^ ^ d g

îasaS2S2SE52SE5aSM2SBSE5a5Z52S25a5Z5HSa525BSH52KS2SESZ

PAZARTESİ SOHBETLERİ Yazan: NAFİZ OBALİ

H5ESaSÎ!SaSEî2SMa .-HSaSESHSHSHSHSBSy

maatına müreffah bir hayat temini ve kasbedılen

haklarının iadesidir. Eğer yeni anayasada bu konular

mündemiç değilse, hiç şüphe yoktur ki, Kıbrıs Türk

cemaati herhangi parlâmenter bir sisteme göğsünü

gererek katılmıyacak ve mahallî hükümet de büyük

zorluklarla karşılaşacaktır.

Yeni Kıbrıs Valisi Ekselans Armitage'in duru

mu, herhalde geçen Valilerden çok daha önemli ola-

caktır. Yeni valimiz, Kıbrıs Türk cemaatinin gerek

ilhak konusunda, gerekse cemaatin kaSbedilen hakla-

rı muvacehesinde kesin kararlara varacak olursa,

Türk r r m ı » T f ; " İ T ' hüsnü niyetinden faydalanabtlecek-

t , F SOSYAL SİGORTA SİSTEMİNE DAİR

Şubat aymda Kıbrısa gelmesi beklenen yeni Vali

Ekselans Armitage'in Kıbrısta teşmil edilecek olan

Sosyal Sigorta sistemi kanununu da 'beraberinde ge-

itireceğfc etrafındaki söylentiler kuvvetlenmektedir.

Yeni Vali'nin bilhassa sosyal Sigorta sist

de durması çok önemlidir. Bugün hemen he

yanın her tarafında tatbik edilmekte olan bu

den, halk ve işçi sınıfı büyük faydalar saf

Hele toprakla uğraşan ve ziraat memleketi

çok büyük memleketlerin rençberleri bu sist

azamî bir kâr sağlamışlardır.

Sosyal Sigorta sisteminin Kıbrısta

yılında tatbiki düşünülmesi, çok geç olmuşt

rağmen, tasarı üzerinde uzun boylu dur

bekletilmeden yürürlüğe konması, büyük bir

başarılması demektir. | .^.pdB

İlhak rüyası peşinde koşan ve memleketin j

ması mevzuuyle hiç de ilgilenmiyen Rum

Sosyal Sigorta sistemine karşı bir boykot

ğini şimdiden tahmin edebiliriz. Fakat

memleket'in ana davalarından birinin, i 'jiû • '-iâ̂Hi"* -ÂSİM

Sistemini yürürlüğe koymakla, haBeditauş

da şüphemiz yoktur.

Törk toplumu hayal peşinde koşan

değildir. Bu toplum, gerçeklerin geğişmez

çevesi içinde adanın iktisadî ve kültürel s

kmması yararına olacak her teşebbüsü

şekilde karşıladığı da inkâr göt

PAZARTESİ , 4 OCAK 1954

s* «MM

U N A !

(BOZKURT) SAYFA 3

IMHIUMlIHMIlHimillMIIIIIIIIIHtlIlIHHIIIIIIIIHIII IIIIIIII9IIIIIIIIIII •llllMIIMlKMIimill

içinde yalamak is. M z ı sigortaya kr>-

N irketi

E OĞLU

MCMOMAM?

AAT 0N1KÎ

»asını gelmiş ellidört,

sevdiğim karlar İçinde

ş şakaklarımıza dlılııl

>n yarıklarına yeryüzü-

nün

izsiniz pencerelerden gi-

rişini

rt elU dört

< uçlarımda başlamış

büyümeğe

»r arasında görür gibi-

yim

ce erlyemediğlnl

bakınca gözlerime

sevişme vakti kedilerin

er ulumasını kesti

şlerlnde senenin heyeca-

k çatlatırcasına sesslı-

Hjü

inak onun da ağladığını.

Taner Baybars

İ A R İ P D Ü N Y A !

h Worth (Amerika) da

lar bir evden gelen gü-

İ z e r l n e polise haber ver-

dir. Pollsiçeri girdiği

8 yaşında bir adamın,

ındaki oğlunu, içki içtiği

jvdüğünü görmüşlerdir.

hington'da bir hırsız o"

tçi dükkânına girmiş ve

L 112 dolar bulunduğunu

:e: "Çalmağa değme?"

ir kâğıd yazıp bırakarak

tır.

ırorta sistemi üzerin-

n hemen hemen dun-

tekte olan bu sistem-

aydalar sağlamıştır,

memleketi olan bir

berleri bu sistemden

Kıbrısta ancak geç olmuştur. Butu

oylu durulmadan ve

J büyük bir dâvam*

Nasreddin Hoca İbrahim Zeki BURDURLU

Bu kitap Lefkoşa'da yayınlandı. M. Şhmsi j

Tekman, Nasreddin Hoca'nın fıkralarını man- İ

zum olarak yazmış. Bunları küçük bir kitapta I

toplamış. Çardak dergisi yayınları arasında sa- |

tışa çıkarılan bu kitapta (21) fıkranın manzum |

ifadesi var. Fıkraların manzum olarak ifadesi î

yapıldığı için kitaba "Nasreddin Hoca'nın Şiir- j

leri„ denilmemeliydi. Bunlar, Nasreddin Hoca'- 1

nm dilden dile dolaşan fıkralarını bir şahıs tara- I

fından özel bir söyleyişe dökülmesidir. Ne tekim j

Türkiye'de zannedersem ilk olarak Prf, Fııat !

Köprülü Nasreddin Hoca fıkralarını manzum o- §

larak, yazmıştı. Sonra, yakın yıllarda Orhan Veli j

Kanık, (70) fıkrayı Doğan Kardeş yayınları ara [

smda yayınlamıştı. Elimizdeki kitap bunların j

yenisi. Kitapta, Nasreddin Noca'nm nükte ince- j

iiğini muhafaza ederek yazılmış fıkralar var. j

Bazılarında ahenk (Nazım ahengi) sağlanama- i

dığı için fıkralar kulağı sarmıyor. Bilhassa bazı i

cümle kuruşlarında Kıbrıs ağzı özelliğinden kur- j

tulmuş olmalıydı. (Yanlış bulacağım sana ben -

hem yeyim - Seyredermiş meşe tohumlarını

(seyrediyormuş) olmalı.

M. Şinasi' Tekman'ın manzum fıkralarının

başarılı olanları veya başarılı bölümleri insanı

güldürüyor. Güzel söylenmiş mısralar, insanı

fıkralara doğru çekiyor.

Hoca'nın bütün istediğ;

Dostlar işte görsün kendini.

Karı da öyle, Hoca da,

Biri içeride, diğeri dışarıda

Beşe alıp üçe satarlar,

Her satışta bir hayli kâr.

Bu eseri de Kıbrıs Türk basınının kitap fa-

aliyetinin artmasını gönülden isteyen biri sıfa-

tıyle sevgiyle karşılıyoruz. Okuyucularımıza

tavsiye ederiz. ...MU,.i

ve memleketin kalk"1

iyen Rum cemaat*"'

Dİr

n K . U I 1 1 A

b o y k o t i l â n e d e c e

Fakat buna rağmen,

hal ledi lmiş

ide Ttoşan bir topM*

çer-

t geğîşmez £

e kültürel sahada ^ «üt

POLİTİKA

DÖRT B Ü Y Ü K L E R

K O N F E R A N S I

Batılı ve komünist dıijîşleri

Bakanları Ocak ayının son

lıaftasmda toplanarak, dünya

meselelerini gözden geçirmek

kararını aldılar. Hatırlarda o-

lacagı gibi, Amerika, İngiltere

f" ve Fransa bu konferansın ya-

laması için evvelce Sovyet

Rusyaya müracatta bulunmuş,

notalar tevdi etmiş, fakat

trüsbet bir cevap alınamamış-

H H , Geçen hafta içinde, Sovyet

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İn-

giltere, Amerika ve Fransanın

Moskova nezdindeki büyük el-

çilerlnebirer cevabi nota gön-

dererek Berlinde yapılacak o-

1 tan Dışişleri toplantısına Rus-

* yanın da iştirak edeceğini bil-

dirmişti.

Sovyet Rusyanın cevabî no-

tası, Batılılar tarafından müs-

bet olarak kabül edilmişse de,

İngiliz siyasi çevreleri, Rusya-

nın toplantı mahalinin Berlin-

tleki dört devletin yüksek ko-

misırleri tarafından seçilmesi

talebini iyi karşılamamışlar ve

bu teklifte gizli kalan mânayı

açıklamışlardır.

İngiliz çevrelerine göre, Rus-

ya bu teklifiyle Doğu Alman-

yanııi resmen kabulün» İntaç

«tütecek bir oyunla, böyle bir

Salepte bulamnuşlur. Bu dö

»fiBceyle İngiltere bu noktaya

Irlriii fikrini savunmuşsa da

tenüa Rusyaya cevabi bir no-

ta verilmediği için, buhuaus

açıklanmış sayılamaz

HİTLERİN GİZLİ S İLÂHLARI

A L M A N L A R İCAD ETTİKLERİ

S İLAHLARI K U L L A N M A Y A

YAKİT BULAMAD ILAR

Hitlerin en güvendiği silâh atom bombasıydı.

Bugün açıklandığına göre; Almanlar, yaptlk-

arı ilk atom bombasını Rus cephesinde kullan-

mışlar, fakat bomba teknik bir sebepten

. dolayı infilâk edememiştir.

Kaya Mobilya Ev Mecidiye Sokağı

No. 30A

Atelyemizde son moda-

ya göre sağlam ve kibar

mobilye yapılır.

Fiatlarımız gayet ma-

kul olmakle işler en erken

bir zamanda teslim edilir.

Halil Fikret

S A B A H KAHVALT IS I

Her sabah, Asmaltındakl

dükkânımızda, kahvaltı İçin

sıcak, taze süt, sandoviç, süt-

lâç, yoğurt bulundurduğumuz

gibi, bundan böyle kahvaltı

yanında verildiği gibi okka ile

halis koyun sütünden taze

hellim ve nor satışı yapıldığını

sayın müşterilerimize müjdele-

riz.

AHMET GALADAKİ

VE OfiLU

Satışyerl

Aamaaltı, Lefkoşa.

ikinci Cihan harbi Almanla-

rın aleyhine dönmeğe başladığı

sıralarda ortaya bir gizli silâh

lafıdır çıkmıştı. Bu söylentile-

ri takiben de VI - V2 gibi uçan

bombalar Londraya düşmeğe

başladı. Bunların askeri ra-

kımdan büyük bir kıymeti ol-

mamakla beraber halk üzerin-

de korku ve panik yaratması

c'.olayısiyle mânevi tesirleri bü-

j ük oldu.

ikinci cephe açılıp Müttefik-

ler Fransız arazisinde ilerleme-

ğe başlayınca Hitler, elindeki

yeni silâhların bir an evvel ya-

pılarak kullanılması hakkında

alâkalılara emir verdi. Hattâ

bu sıralarda doğuda Ruayanın

işini bitirmek için Müttefikle-

re sulh bile teklif etti.

Hitlerin, üzerine büyük ü-

mitler bağladığı bu gizli silâh-

lar neydi? Berlin düştükten

sonra bu silâhlardan birinin

radyo ile idare edilen uçan

bomba olduğu anlaşıldı. Bunun-

la Hitler Nevyork ve Vaşing-

tonu bombalıyacaktı.

Bugün Hitlerin yapmak is

t ediği veya yaptığı silâhların

ne olduğu açıklanmış bulunu-

yor.

Bunlardan bazılarını sirasiy-

le ele alalım:

Hitlerin üyük ümitler bağla-

dığı Schnorkel tertibatlı deni-

zaltı bugün en modern denizal*

tılarda kullanılan Schnorksl

Almanların 1943 sonlarında

denize indirdikleri bu denizal-

tıda basit bir şekilde mevcuttu.

Esas itibariyle iki tüpten te-

şekkül eden âlette tüplerden

biri içeri temiz hava emerker,

diğeri pis havayı dışarı atıyor-

du. 77 metre uzunluğunda olan

bu denizaltı 1600 tonlu vtu. Btm

lardan 600 tane imâl edilecek-

ti. Fakat harbin çabun netice-

lenmesi Hitlerin bu büyük eme

lini suya düşürdü.

Almanların güvendiği bir si-

lâh da V4 tü. Bu diğer V ler-

den farksız bir bomba idi, <ın-

cak bunda bir de pilot vardı.

Uçan bomba hedefe yaklaşın-

ca âyarlanıyor ve pilot otoma-

MEMLEKET HABERLERİ

Sovyet Rusyanın katıldığı

bir çok konferanslar, bugüne

kadar neticesiz kalmıştır. Çün

kü Rus siyaseti zorluk, müşki-

lât çıkarmakla tanınmış bir

siyasettir. Bu siyasetle, dörtlü

konferanstan müsbet bir netice

alınmasını beklemek safdillik

olur. Sovyet Rusya hakikaten

rtönja sulhum» korumak a*-

rmiMtejsft, Berlin konte»an.vn-

«jaı, beklenen iyi kararların a-

lınmasmda, hüsnü niyeUe ha-

reket etmesi ve yapılacak tar-

tışmalarda sudan vesilelerle

zorluklar çıkarmaması gerek-

mektedir. DİPLOMA*.

tik olarak paraşütlü sandalyesi

ile boşluğa fırlıyordu.

Bundan başka HS 293 ılptt

radyo ile idare edilen ve 5.000

Km. kadar uçuş sah.ısı olsn

tir bomba imal edilmekte ikeıı

yajıda kaldı.

Hitler bir de "Viper' der.i

len bir roket imal ettirmişti.

Bunun ilk tecrübeleri muvaf-

fakiyetle neticelendi, fîir pilot

tarafından idare edilen roket

yerden dikey, olarak havalanı-

yordu Bu tecrübelerde roketle

havalanıp, tazyil e tahammül

edemediğinden ölen ilk pilot

teğmen Lother Siebert'tir.

Bu silâhların en mühimi bir

tepkili uçaktı. Messersehmit

Me 262 tipinde olan bu uç akbu

günkü modern tepkili uçakla-

ra teknik bakımdan eşittir

1944 sensinde tecrübe edil p

servise sokulan bu uçak Ar-

denne harekâtına iştirak etmi?

tir. Müttefik hava kuvvetleri

karşılarında bu tepkili av ve

hafif bombardıman uçağım bu-

lunca hayret ve dehşete ka-

pılmışlardı. 30 mm. UK dörı

tepla mücevhez olan bu uçak

400 kilo bomba ile saate 700-

750 kilometre yapabilmekte

idi.

Fakat bunların da adedi

mahdut olduğundan esaslı bir

netice alınamadı.

ilk uçuşunu 6 Ar alı,5 1944 te

yapan yine tepkili bir av uça

ğı servise girmeğe vasıt bula-

madı. Tecrübeleri muvaffaki-

yetle neticelenen bu uçakta i'.ti

top ve 4 makineli vardı.

Bütün bunlardan başka Hit-

lerin en güvendiği silân atom

bombası idi. Bugün açıklandı-

ğına göre Almanlar yaptıkları

ilk atom bombasını Rus cep-

hesinde kullanmışlar, fakat

teknik bir sebepten dolayı bom

ba infilâk etmemiştir.

Bu vaziyetler göste.-ıyor kl

bugünkü bütün modern silâh-

lar ikinci Cihan Harbinin so-

nunda Almanlar tarafından

yapılmış, fakat kullanmalarına

vakit bırakılmamıştır. *

N. rt.

Kuyuya Düştü Mağusalı £>0 yalarında Hü-

seyin Ömer, Karalolos kampı

yanındaki evinin bahçesinde

bulunan kuyudan su çakerke.ı

müvazenesini kaybetmiş ve ku-

yuya düşmüştür. O civardaki-

lerin yardımı sayesinde kurta-

rılan Hüseyin Ömer bazı yer-

lerinden yaralanmıştır.

Baf Mahkemesinde 1953 yılı içerisinde Baf Mah-

kemesine 3059 ceza dâvası kay

t!edilmiştir. 1952 yılında ceza

davalarının adedi 3778 idi. Ge-

ne ayni yıl içerisinde 1795 hu-

kuk davası kaydedilmiştir.

1952 yılında hukuk davaları-

nın adedi 1567 idi.

Grev Devam Ediyor Patates müstahsillerinin f*re-

vi halâ daha devam etmekte-

dir. Patates müstahsilleri, o-

muzlarında piketler, belediye

çarşılarında dolaşmakta vc

halkın patates müstahsillerine

yardımda bulunmasını iste

mektedırler. Patates müstah-

silleri, hükümetin ilgisizliğine

karşı grev ilân etmiş bulun-

maktadırlar. Grev 6 Ocak ta-

rihine kadar devam edecektir.

Cereyan Sık Sık

Kesiliyor

Lefkoşada elektrik cereya-

nının son haftalar içe;,.'inde

sık sık kesildiği müşahede e-

dilmiştir. Cereyanın hiçbir ha-

bersiz kesilmesi yüzünden bir

çok işler sekteye uğramakta

ve bu yüzden iş sahihleri acı

acı şikâyette bulunmaktadır-

lar.

Derviş İlhak

Temasları Yapıyor

Lefkoşa belediye başkam Dr.

Themistokles Derviş, bir müd-

dettenberi Atinada bulunmak-

ta ve Atina siyasi çevreteriyle

ilhak konusunda temaslar yap-

maktadır. Atinadan verilen

haberlere bakılacak olursa,

Derviş muhalefet lideri Vent-

zelos ile Kıbrıs konusunda bir

temas yapmış ve kilisenin il-

hak konusunda takibettiğl si-

yaseti ona anlatmışUr.

Kıbrıs İngiliz

Parlâmentosuna mı

Bağlanacak?

Henüz teyit edllmiyen ha-

berlere bakılacak olursa, Kıb-

rıs adası da, Malta gibi IngilU

Parlâmentosuna bağlanacak-

tır. Yeni kanun gereğince,

Kıbrıs halkı kendi arasından

seçeceği milletvekillerini İngi-

liz parlâmentosuna göndere-

cektir.

Mısıra Gidecek Heyet Limasol Sosyalist Partisi

çevrelerinde belirtildiğine gö-

re, pek yakında bir sosyalist

heyet Musiri ziyaret edecek ve

General Necip'le mülakatta b'i

lunacaktır. Sosyalist heyet bu

arada Kibrisin Yunanistana

ilhakı konusunda da Mısır si-

yasî çevrelerinin yardımını l.«-

tiyecektir.

İSO/KURT: Limasol Sosya-

list Partisinin bu kararı karşı-

sında. Tlirk parti ve kurumla-

rının dil mukabil tedbirler al-

masını, Tilrk cemaati adına ik

rarla talep ederiz.

t jBMtf

Dikkat Dikkat ALİ M. ÖZDEMİR ve OSMAN H. ZEKİ (Sindeli)

Demirci Müessesesi Lefkoşada. 1 seneden bert çalıştırdığımız mües-

sesemizde nmd«ro nunhklıu, örm-kH kapı « ımnecreter.

kanefttiler, «a teşktt&tlan v» *h bombalan, M » n lşfcfrl

v&

Duma ehven, temiz ve garantili olarak yapınr.

Orhanlye Sokak No. 46 ya mUracaat.

(Merhum ibrahim Yahya Efendinin evi yanında)

MFÂAÛ TMKAFMİĞMM s

v . m

A K A R S U L O S Y O N L A R I

Evinizin her zaman neş'e ve İlk Bahar ha-

vası içinde bulunmasını isterseniz A K A R S U

L O S Y O N L A R I N I kullanınız.

M. FEVZ İ A K A R S U

Girne Caddesi No. 34-36

B. RTMI

SAYFA 4 (BOZKURT) PAZARTESİ, 4 OCAK 195

II

Çetinkayalılar Ankara Üniversitesi Takımını 2-1 Mağlûp Etmeğe Muvaffak Oldu

Misafir Ankara Üniversitesi

takımı dün son maçını Lefkoşa

İngiliz Okulu futbol sahasında

Çetinkaya'ya karşı yapmış ve

neticede 2-1 mağlûp olmuştu-.

Birkaç günden beri havanın

yağışlı geçmesi ve kuvvetli

yağmurların yağması dolay'.-

.ııyle, Çetinkaya-Universite ma

çı yapılamıyacaktı. Bilhassa

Lefkoşa stadının oynanmıya-

cak bir halde olması büyük

müşkilâtlar meydana getirmiş-

ti.

Fakat Lefkoşa İngiliz Oku-

lunun futbol sahasında maçın

yapılacağı haberi yayılınca,

binlerce futbolsever akın akıa

İngiliz Okuluna gitmeğe başla-

mışlardır.

Cumartesi günü Lârnaka sta

dmda yapılan, maçta Ankara

Üniversitesi takımının Pezebo-

rikosu beklenmedik bir netice

ile 5-0 mağlûp etmesi Çetinka-

ya - misafir takım karşılaşma-

sının ehemmiyetini gitikçe ar-

tırmıştır.

Çetinkayalılar, bazı oyuncu-

ların anteremansız olmalarına

rağmen, misafirlere karşı mü-

essir bir oyun oynamışlar ve

kalelerine oldukça tehlikeli an-

lar yaşatmasını bilmişlerdir.

Çetinkayalılar yine antrenör

leri Bay Naci özkaya tarafın-

dan takviye edilmişlerdir.

Çetinkaya oyuncularından sen-

terhaf Derviş gayet sağlam oy

namış ve rakip tarafın senter-

foruna bir çok defalar fırsat

vermemiştir.

Çetinkayanın oyunu, misafir

takıma karşı uzun paslı ve

enerjik bir şekilde olduğundan,

misafir kale için tehlikeli anla-

rın zuhur itmesine vesile teş-

kil ediyordu.

Ankara Üniversitesi takımı

ise yorgun idi. Şüphe yok ki

dinlenmeden, ve devamlı bir

surette maçlar yapmak bir ta-

kım için güç bir şeydir. Buna

rağmen, misafirler fena bir

oyun tutturmamışlar ve yine

oyun esnasında zaman zaman

malûm cazibeli ve zevkli oyun-

larım teşhir etmeğe muvaffak

olmuşlardır.

Genel olarak oyun dosta-

ne bir hava içinde oynandığın-

dan ve bazı favullar mttstasna,

temiz geçtiğinden seyirciler gti

zel bir futbol seyretmek imkâ-

nım bulmuş oldular.

Oyuna ö.s. saat 3 te beynel-

miler hakemlerden Bay Cezmi

Başar'ın idaresinde başlandı.

. flk dakikalarda her iki takı-

Genç Evlenmelerin Fena Neticeleri

Kaç yaşında evi. n m ek lâzımdır? Bu sual gerek erkekleri ve gerekse kadınları düşündüren çok ehemmiyetli bir sualdir.

Fakat doğrusunu isterseniz kimse bu hususta sağlam ve kat'i bir fikre

sahip değildir.

denedikleri müşahede edUiyor-

du.

Bu arada 15 inci dakikada

misafirler bir frikik kazanmış-

larda da bir neticesini göreme-

diler.

Oyun karşılıklı ve oldukça

zevksiz geçerken, 20 inci daki-

kada Nacinin Erdoğana

Erdoğanın da Erola verdiği

pası, Erol yakın mesafeden

ilk Çetinkaya golünü atmpğa

muvaffak oldıi.

Bu dakikalarda Çetinkayalı-

lar misafirlere nisbeten daha

üstün oymyorlardı.

Nitekim 24 üncü dakikada

Ankara Üniversitesi takımı ka

leşine şandelenen topu, kaleci

iyice bloke edemedi ve sol açık

Özkan da bundan istifade ede-

rek topla ağlara girdi ve böy-

lece Çetinkayaya ikinci golü

kazandırmış oldu.

Bundan, sonra oyun müteka-

bil akınlarla cereyan etti ve

ilk devre 2-0 Çetinkayanın le.v-

hine sona erdi.

İKİNCİ DEVRE

İkinci devre başladığı za-

man, ilk anlarda misafirler ka -

leci Erol'un gayet hafif vuru-

şunu yakalıyarak daha kaleci

kaleye gitmeden Çetinkaya ağ-

larına topu takmağa muvaffak

'oldular.

Bu devrede Ankaralılar Çe-

tinkaya oyuncularına nisbeten

daha hakim oymyorlardı ve

uzun müddet Çetinkaya kalesi

büyük tehlikeler atlatmıştır.

Maamafih kaleci Erol'un a-

tik oyunu ve defansta senter-

haf Dervişin müteaddit kurta-

rışları misafirlerin beraberli*

golünü atmalarına fırsat ver-

medi ve maç böylece 2-1 Çetln-

kaya'nın galibiyeti ile neticelen

di.

Bugün Ankaraya uçakla gi-

decek misafir takıma iyi bir

seyahat temenni ederiz.

Bu sahada bir rekor kırmış

Ehonda Fleming bakın nedi-

yor:

"16 yaşında evlendim, 18 ya-

şında ana oldum. 24 yaşında da

dul kaldım. Yani boşandım.

Birçok kimseler bana outfun

nasıl olduğunu soruyorlar. Val-

lahi, bu hususta bij fikrim

yok! Evlenirken, bir şey düşün

memiştim. Tom ve ben birbiıi-

mizi seviyorduk. Evlenme je ka

rar verdik. İlk seneler iyi geç-

ti. Fakat sonraları birbirimizde

aradığımız şeyleri bulamadık.

Onu çok çocuk buluyordum

Birbirimize galiba hürmet et-

miyorduk. Çocuklar gibi atışıp

duruyorduk. Nihayet darıldık

ve sonra da geçinemiyeceğimi-

zi anlıyarak ayrıldık. İşte olan

biten bundan ibaret. Bellim bu

evlenmeden, ne gibi tecrübem

olabilir ki!"

Fakat Hollywodd'da genç ev

lenmek hususunda rekor kıran

yalnız Rhonda Fleming değil-

dir. Hemen bütün yıldızlar

genç evlenmişler, fakat pek ça

buk da ayrılmışlardır.

Judy Garland, Davis Rose'la

evlendiği zaman 17 yaşında İdi.

"Sanki bir hayal âleminde ya-

şıyordum diyor. Garland'ın ha-

kikaten bir hayal aleminde ya-

şadığı, iki sene sonra boşanma

neticelenmesinden anlaşılmak-

tadır.

Shirley Temple de nikâh me-

murunun karşısında "Kabul

ediyorum." deyip de John A-

gar'la evlendiği zaman 17 ya-

şındaydı. Bu izdivacın da iyi

bir netice vermediğini hep bi-

lirsiniz.

Hollyvvoodun genç evlenen

çiftlerinin mes'ut bir yuva ku-

ramadıklarını ve bu yuvaları-

nın çok kısa ömürlü olduğu di-

ğer misallerden de anlaşılıyor.

Jane Leigh evlenmeğe karar

verdiği zaman henüz 15 yaşın-

da bir orta okul talebesi idi.

17 yaşında evlendi ve 19 yaşın-

da ayrıldı.

ile evlendi. Fakat bu izdivaç

uzun sürmedi.

Deanna Durbin Vaughn Paul

la evlendiği zaman 19 yaşında

idi. Bu izdivacın da iki seneden

fazla devam etmediğini bilirsi-

niz.

Eisther Williams, June Ha-

ver 20 yaşında iken evlenmiş-

lerdir. VVİlliams'ın bu ilk izdi-

vacı her nasılsa devam ediyor.

Fakat, June Haver bu ilk ko-

casından ayrılmıştır.

Keza şimdi ikinci kocasından

ayrılmış olan Jane Wyman İlk

defa Myron Futterman ile ev-

lendiği zaman 18 yaşında idi

Olgun ve kabiliyetli bir artis

olan Jane Wyman bu hususta

en akla gelen tavsiyede bulu-

nuyor:

"Eğer benim başımdan ge-

çen şeyleri bir tecrübe olarak

kabul ederseniz, diyebilirim ki,

hiç bir genç kız 20 yaşından

evvel evlenmemelidir. Çünkii

daha genç yaşta yapılan izdi-

vaçlar iyi bir şekilde neticelen-

miyor. üstelik insan yuvanın

saadetini tatmağı da öğrene-

mediğlnden, bundan sonraki ev

lenmede pek çok şeyler araya-

rak bunları bulamayınca ha-

yal kırıklığına uğruyor. B1r

de erkekle kadın arasında mu-

ayyen bir yaş farkının bulun-

masına dikkat etmelidir. Clau-

dette Colbert İle kocası Dr.

Spellmann arasında 18 yaş,

İrenne Dunne ile kocası Fran-

cis Gritten arasında 23 yaş

fark vardır. Fakat mükemmel

bir yuva kurmuşlar, bunu de-

vam ettirmişlerdir. Halbuki be-

nim gibi genç evlenenlerin mes

ut (!) yuvaları ise meydanda-

dır.

Çetinkaya T. S. B.

Sekreterliğinden :

K O N F E R A N S

5 Ocak 1954 Salı günü akşa-

mı saat 7.15 te kendi salonu-

muzda Lisenin kıymetli felsefe

Barbara Lawrence henüz 221 öğretmeni Bay Zeki Peser ta-

yaşında evlenmesine rağmen

duldur.

Lana Turner kollejden çıkıp

da beyaz perdede şöhret yaptı-

ğı zaman henüz 16 yaşında idi.

19 yaşında cazbant şefi Artle

rafından "Hayat Mücadelesi"

isimli bir konferans verilece-

ğinden bilcümle üyelerin eş ve

dostları İle birlikte İgUvikleri

özlenir.

Sekreter.

Tıkreıli

GÖRÜŞ FARKI Bekrilerden biri oğluyla

beraber meyhaneye gel-mişti. Fakat nasihati de elden bırakmıyordu:

—Her şeyde itidal iyi-dir oğlum, içkiyi de çok iç-memek lâzım. Bak meselâ, şurada iki kişi oturuyor ya, eğer ben çok içseydim, onları dört görürdüm.

Oğlu hemen atıldı: —Desen e baba, benim

daha çok içmem lâzım. —Neden?

—Ben orada bir kişi gö-rüyorum.

OLDU OLACAK Bayan zayıflamak için

Kaplıcalardan birine git-mişti.

On beş gün sonra tel-graf geldi:

"İki haftada yarı yarıya zayıfladım. Ne yapayım?"

Kocası cevap verdi: "iki hafta daha kal."

HESAP MESELESİ Kadın, avukatına uğra-

dı, sevinç içindeydi: —Efendim, dedi, yeni-

den evleniyorum. Avukat itiraz etti: —Fakat hanımefendi,

buna imkân yok. Tekrar evlenemezsiniz. Aksi tak-dirde merhum kocanızın vasiyeti mucibince bırak-tığı mirastan mahrum o-lursunuz. Sonra sizin his-seniz de merhum kocanızın kardeşine kalır. __

Kadm sükûnetle cevap verdi:

—Zarar yok efendim,! dedi, ben de esasen koca-| mm kardeşi ile evleniyo-rum.

HELE

Bir arkadaşiyle cadde-den geçiyordu. Bir apart-manın kapısına can kurta-ran otomobilinin dayanmış olduğunu gördüler. Az son| ra içeriden sedye ile bir damı çıkardılar,o tomobilf ?

soktular. Arkadaşı:

—Acaba zavallıya ne ol-muş? diye sordu,

öteki cevap verdi: —Görünüşe bakılırsa,

karısını döğmüş galiba!

MAAZALL AytenİĞ Gülten

da:

—Geçen kadını mü?

—Hangisini? şapkasının tüyü tane benek varili, de on iki taşlı mu?

—Evet.

—Bilmem, pek etmedim.

HIRLISI

iki serseri konu du:

—Ne o, ulan! Şi esrara mı başladın

—iNe yaparsın tütün dokunuyor.

HAYIR SAH

Yolda arkadaşın dı:

—Hayır ola ya dün akşam koşa yere gidiyordun, dan o kadar se halde duyuramadım, dar telâşlı idin ki...

öteki: —Sorma birade

bir kavgaya istiyordum.

Arkadaşı hayre de kaldı:

—Ya öyle mi? kiminle kavga ede

öteki kısaca eev; di:

—Karımla ben!

S/ m

'MIM

Yeni Yıla Girerken KEO Konyaklarını içenler 1954 senesine en sıhhatli ve talihli girenlerdir KEO herzaman muhtaç olanların ilk yardımına koşan şirkettir. VAAD TARAFINDANSAV/SAL ORTA

İste Sizin de evin

bileceğiniz Bil

Bunları, nasıl ya

ye düşünme. Derhal

TEX örgün Makinesi

her şey kendiliğinden i

miş olur.

Bu makineyi nasıl

lirim diye tasalanma,

zarfında MtNH'fiK ile I

lemeyi öğrenmen

MINİTEK makinesi

dan bu hakikati

»in.

MİNİTEX<

ANK

Asmaltı No. 32

UMUp ı

"BÖ2