2 posterior composites [uyumluluk...
TRANSCRIPT
Prof Dr Banu ÖnalEge Üniversitesi Diş Hek. FakültesiRestoratif Diş Tedavisi ADİzmir Turkey
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POSTERİOR KOMPOZİTLER*GEREKSİZ YERE MADDE KAYBI YOK
ÇÜNKİ TUTUCULUK AÇISINDAN PREPARASYON ŞEKLİ ÖNEMLİ DEĞİL
*ESTETİK*DİŞLERİ RENKLENDİRMEZLER
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
DİŞ RENGİNDEKİ MATERYALLER
• Silikat simanlar 1871• Doldurucu içermeyen
rezinler 1945• Kompozit rezinler 1960
• Bu süreçte gelişmeleri etkileyen faktörler:
• Bowen ‘ın BIS GMA yapısını bulması
• Ve• Buonocore’un asitle
pürüzlendirme ve bondingsistemlerinin geliştirmesiPROF. D
R. BANU Ö
NAL
• Kompozit kelimesinin anlamı biribiri içersinde erimeyen iki ayrı kimyasal mkaddenin makroskobik düzeyde biribiri içersinde dağılması, karışması veya birlikte bulunmasıdır
• Kompozitlerin diş sert dokularına tutunmaları adhezyon ile gerçekleştiğinden bu tip dolgu maddelerine Adesiv Dolgu Maddeleri denir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİTLERİN DEZAVANTAJLARI
• Polimerizasyon büzülmesi(micro gap ve micro leakage)
• Okluzal aşınma • Yüksek ısısal
genleşme katsayısına sahip
• Estetik• Minimal invasiv
çalışma• Yalıtkan özelliği ve
düşük termal iletkenliği mevcut
• Tamir edilebilme özelliği
• Dişi renklendirmez
KOMPOZİTLERİN AVANTAJLARI
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİT REZİNLERİN İÇERİĞİ• *Taşıyıcı faz, • *Dağılan faz, • *Ara faz, • *Kıvam azaltıcılar, • *Katalizatör, • *Aktivatör, • *Polimerizasyon
inhibitörleri ( fenol türevleri, otopolimerizasyonuönlemek için)
• *Ultraviole stabilizatörler (2-hidrolsi-4-metoksibenzofenon , otopolimerizanlardab polimerize olmayan kısımların renk koyulaşmasını engeller.
• *Pigmentler
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİTLER• Organik faz /
Taşıyıcı faz/ Continuous phase
• Arafaz / Bağlayıcı faz / Silane Coupling phase
• İnorganik faz/Dağılan faz/ Dispersed phase
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİT REZİNLERİN KİMYASAL YAPISI
• Kompozit rezinler(reçineler) organik polimer bir matris (taşıyıcı faz) ve matris içinde dağılan inorganik partiküllerden (dağılan faz) oluşurlar.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Taşıyıcı faz / Organik polimer matriks
• Polimer matris, taşıyıcı faz genelde Bisfenol A Glisidil Met Akrilat (BİS GMA) veya iyi bir adezyon sağlayan ve renk değişimine daha dirençli olan UDMA (Uretan Di Met Akrilat) dır.
• Vizkoziteyi azaltıp akıcılığı artırmak amacı ile matrise TED GMA (Tri Etilen Glicol Di Met Akrilat) ilave edilmiştir
• TED GMA vücuda girerseb karaciğerde metabolizma olur ve 3 gün sonra atılır
• Kompozitlerdeki TED GMA kon,sentrasyonu toksik dozun altındadır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Dağılan faz / inorganik partiküller:• kuarz, (pürüzsüzlük, ışığı
geçirme, sertlik)• borosilikat cam,
hidroksilapastit, kristabalit (sertlik, ışık geçirme)
• lityum aluminyum silikat (camların daha küçük olarak kalabilmeleri için )
• stronsiyum, (radyo opasite)
• baryum, (radyo opasite)• çinko ve yitrium cam
(radyoopasite) • baryum aluminyum silikat
(radyoopasite)PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Dağılan faz / inorganik partiküller:• Stonsiyum, baryum ve
çinko radyoopasite kazandırır
• Silika partikülleri (silika partikülleri non kristalin form) karışımın mekanik niteliklerini güçlendirir ve ışığı geçirir.
• Böylece kompozit rezin mineye benzer yarı şeffaf bir görüntü kazanır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dağılan fazın partiküllerininbüyüklüğü, şekli ve miktarı kompozitlerin fiziksel özelliklerini belirler.
• Dağılan Fazın Partiküllerinin miktarı arttıkça, organik matris oranı düşer,PROF. D
R. BANU Ö
NAL
TAŞIYICI FAZ / ORGANİK MATRİKS
Pulpairritasyonuna
neden olabilir (-)
Polimerizasyonbüzülmesine
(kontraksiyonuna) neden olur (-)
İyi bir ısı yalıtkanıdır (+)
DAĞILAN FAZ / İNORGANİK PARTİKÜLLER
Isıssal genleşme katsayısını azaltır
(+)
Su absorbsiyonunuazaltır (+)
Polimerizasyonbüzülmesini azaltır(+)
Dayanıklılığını artırır (+)
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
ARAFAZ• Organik ve inorganik fazı
biribirine bağlayarak suya dirençli kompozit materyalinin oluşumunu sağlar
• Kompozit rezinlerde organik polimer matris ile inorganik faz arasındaki bağlanmaya ara faz (silane coupling phase) denir.
• Ara faz silisyum bileşiği olan silanlardan oluşur
• Ara faz oluşması içinsilika partiküllerinin yüzeyi silan bağlama ajanları ile önceden kaplanmıştır. Silanlar metakril propil metaksilan veya vinil trietoksilan gibi maddelerolabilirler.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
ARAFAZ
• Ara fazın moleküllerininbir ucu silika partiküllerinin yüzeyinde hidroksil gurupları ile, diğer ucu organik matrisdeki polimer ile bağlanmıştır. Bu tür bir bağlanma, kompozitin fiziksel ve mekanik özelliklerini geliştirmiştir. Özellikle rezinin çözünürlüğü ve su emilimi azalmıştır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kompozitlerin donması / sertleşmesi polimerizasyon ile oluşur.
• Polimerizasyon ısı, ışık ve kimyasal olarak gelişir.
• Maksimum polimerizasyon
• ısı, sonra • ışık ve son olarak• kimyasal olarak elde edilir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİTLER
• Monomerlerin bir araya gelerek zincir oluşturmasına polimerizasyon denir.Polimerizasyon 4 aşama ile tamamlanmaktadır:
• 1.Aktivasyon: serbest radikallerin oluşması
• 2.Başlatma: serbest radikal ile bir monomer biriminin birleşip büyüyen zincirin başlangıcını oluşturması
• 3. Yayılma: monomer birimlerinin devamlı eklenmesi
• 4.Bitirme: herhangi bir sebeple büyüyen zincirin durdurulması
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kompozitlerin polimerizasyonunda;
• Organik faz içersindeki başlatıcı (Reaktör/inisyatör), kimyasal ve/veya fiziksel aktivasyon ile monomerin çift bağları ile reaksiyona giren enerjiden zengin serbest radikallerinoluşmasına ve polimer zincirlerinin meydana gelmesine neden olur.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Polimerizasyon başlatıcısı (reaktör/inisyatör) her 3 yöntemde de (ısı, ışık ve kimyasal polimerizasyonda) benzoil peroksit veya kamforokinondur (CQ) Ancak her yöntemde kullanılan aktivatör farklıdır. Aktivatörreaktörü yani polimerizasyon başlatıcısını aktive eder.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POLİMERİZASYON DERECESİ / KONVERSİYON
• Kompozit rezinlerin polimerizasyonunda monomerlerin polimere dönüşüm miktarı polimerizasyon derecesi / konversiyon olarak adlandırılır
• Polimerizasyon derecesi artarken rezinde reaksiyona katılmayan artık monomer miktarı azalır ve buna bağlı olarak kompozitin fiziksel özellikleri iyileşir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİTLERDE KULLANILAN IŞIK CİHAZLARI
• Kompozitlerin içinde ışığı absorbe ederek (450-500 nm dalga boyundaki ışığı) polimerizasyonu başlatan initiatörler (örneğin camferokinon-CQ- veya trimetylbenzoylphosphine oxid) ışığın etkisiyle harekete geçerler ve bir serbest elektron açığa çıkarırlar. Böylece monomerlerin polimerizasyonu başlayabilir.
• İvocerine (Ivoklar) sadece kendi ışın tabancası ile polimerize olabilir.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kuartz-Tungsten-Halojen ışık cihazları
• LED ışık cihazları(Light Emmitting Diodes)
• Plasma Arc Işık cihazları
• Argon Lazer
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Ayni güçte ışık tekniği: Işık belirli bir süre ve belirli bir değerde başlar ve biter
• Soft Start tekniği: Düşük yoğunluktaki ışık şiddeti ile başlar şiddet arttırılarak devam edert.
• Pulsed delay tekniği: Polimerizasyon kısa bir süre düşük güçte uygulanır Kısa bir aradan sonra yüksek güçte bir ışık uygulanarak sonlanır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Kuartz-Tungsten-Holojen ışık cihazları
• 70’lerin başında kullanıma sunulmuştur.• Işık kaynağı halojen tungsten ampulüdür.• Oluşan ışık demeti fiber optik veya polimer
esaslı bir tüp aracılığı ile restorasyona iletilir. • 400-500 nm dalga boyundaki görünür mavi ışık
kamforokinon’u uyarır ve 20-60 sn ışık uygulamasından sonra monomerler moleküler kademede polimerize olurlar
• Günümüzde Halojen cihazların turbo tipleri de mevcuttur
• Isı oluşur bu yüzden fanları vardır ve bunlar seslidir.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Kuartz-Tungsten-Holojen ışık cihazları
• Ucuz (+)• halojen ampullerin etkinlik süresi limitlidir• basit teknoloji, kısa ömürlü (-)• 380-520 nm dalga boyunda mavi ışık üretirler• Her tür polimerizasyon başlatıcı ile
kullanılabilirler (+)• Isı açığa çıkarırlar (-),soğutucu fanları vardır• Işık gücü voltaj, kullanım sıklığına göre değişir
ve düşer dolayısıyla sık sık kontrol edilmesi ve halojen lambanın değiştirilmesi gerekebilir (-)PROF. D
R. BANU Ö
NAL
LED ışık cihazı• Kelime anlamı «light emmiting diodes» “ışık yayan diodlar”• 440-490 nm dalga boyunda ışık üretirler• Silikonkarpit teknolojisi ile üretilmişlerdir.• Geleneksel bir polimerizasyon başlatıcı olan CQ için gerekli
olan 468nm boyundaki ışığı direkt olarak verebilirler. Dolayısıyla sadece reaksiyon başlatıcı olarak kamfarokinon içeren kompozitleri polimerize edebilirler (-)
• Halojen ışık cihazlarından daha fazla polimerizasyon derinliği sağlarlar.
• Soğuk ışık üretirler ancak bir mercek sistemi ile yönlendirildiklerinden ısı oluştururlar.Bu yüzden soğutma fanları bulunur
• Halojen cihazlarda olduğu gibi gücü düşüş göstermez (+). Halojen cihazlara göre polimerizasyon süresi daha kısadır (+).
• Halojen cihazlara göre cihaz ömrü daha uzundur (+)PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Demi Ultra: *LED, *fan yok,*açığa çıkan ısı çok az, * dişe verdiği ısı miktarı 43 °C veya altındadır, benzerlerinin ise dişe verdiği ısı 45 °C dir.*dalga boyu 450-470 nm*enteğre radyometre ile anında ışık gücünün ölçülmesi, *25 kez 10 saniyelik çalışma imkanı bulunur, *polimerizasyon derinliği çok yüksektir, *Uniform bir ışınlama alanı oluşturur ve dolayısıyla kompozitin her yerinde polimerizasyon aynı anda başlar*pil yoktur onun yerine ultrakapasitörteknolojisi bulunur böylelikle güç düşüşü olmaz,*5, 10, 20 sn olmak üzere 3 farklı ışınlama modu vardır.*Sessiz çalışır*Sadece CQ içeren kompozitlerle kullanılır PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Plasma Arc cihazları• “Plasma” kelimesi yüksek ısıda, pozitif
iyonlardan ve elektronlardan oluşmuş iyonize gazı ifade eder.Yani iyonise gaz ampulünden oluşur.
• Işık kaynağı xenon ark lambasıdır• Işık cihazının ekspoz süresi diğerlerine göre
daha kısadır.Bazı araştırmacılar polimerizasyon büzülmesinin artırdığını ve yetersiz olduğunu söylerler.
• Isı oluştururlar• Polimerizasyon çok hızlı gelişir ve polimerizasyon
büzülmesi artabilir.• Ömürleri Halojenlere göre daha uzundur (+)
ancak genelde 5 yıl olarak söylenmektedir• Fiyatları yüksektir (-)
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Argon Lazer• Dalga boyları sabittir (457-502nm)• Uygulama alanı içindeki her bölgenin enerji yoğunluğu aynıdır (+)
• Fiyatları yüksektir (-)• Aynı cihaz beyazlatmada kullanılabilir (+)
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİRLERDE TUTUCULUK
• MİNE• DENTİN
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE DENTİN SEMENT
İnorganik bileşenler
*Hidroksil apatit %90*Kalsiyum fosfat*İzmetaller
*Hidroksilapatit *Hidroksilapatit
Organik bileşenler *Muko polisakaritler*Keratin
*Kollagen*Substantiafundamentalis
*Kollagen %90*Substantiyafundamentalis(protein polisakaritlerdenoluşur)
*Lipitler*Sitratlar*Floresan maddeler
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE SEMENT DENTİN*Mine prizmaları ve prizma içersinde organik fibriller Hücresiz sement (Primer sement),
kalsifiye olmuş kollagen liflerden oluşmuştur. Bu lifler dış yüzeye paralel konumda olup substantia fundamentalis içinde yatmaktadırlar
Dentin tübülleri, odontoblast uzantıları (Tomes lifleri) ve dentin lenfi ile dolu olup normal şartlarda pulpa ile direkt olarak ilişki içindedir..
*Diazon ve parazon prizmaların kıvrılmaları ile oluşurlar Hücreli sement (Sekonder sement)Hücreler gençken sementoblast adını alır ve sementi oluşturan kollagenlifleri ve substantia fundamentalisi salgılar. Sementin derin katlarına gömüldükçe yaşlanır, fonksiyonları azalır ve sementosit adını alırSement hücreleri içinde hücre organelleri (mitokondriler, endoplasmik retikulum, çekirdek, hücre uzantıları ve golgi apareyi)
Dentin tübülleri intertübüler dentine göre daha iyi mineralize olmuş peritübüler yani intratübüler dentin ile çevrilidirTübüller arası mesafeyi de dentinin en fazla kısmını oluşturan intertübüler dentindoldurur. Peritübüler dentin intertübüler dentine göre daha az kollagenlif içermektedir
*Enli çizgiler şeklinde görülen kıvrılma alanlarına ise HunterSchraeger Çizgileri denir
Sementoid tabaka hücreli veya hücresiz sementin üstü henüz kireçlenmemiş bir organik matris tabakası, sementoid tabaka ile kaplıdır. Bu tabaka bir yandan derin tarafından kireçlenirken bir yandan da yüzeysel tarafında yenilenir.
Dentinin ekstrasellüler substansı apatit kristalleri ile mineralize olmuş kollagen fibrillerdir. Bu fibrillerin bir kısmı dentin dış yüzüne paralel olarak her yöne uzanırlar. Bunlara Von Ebner lifleri adı verilir. Dentinkanallarına paralel uzananlara ise Von Korff lifleri denir.
*Retzius çizgileri mine prizmalarının yüzünde embriyolojik hayattaki günlük oluşum duraksamaları çizgilerinin aynı doğrultuya gelmesi ile olur.
Ara sement (İntermediate sement).modifiye büyük hücreler veya hücre kalıntıları içeren bir sementtabakası olup, tipik bir sement veya dentin yapısı göstermez.
Dentinin de bulunan kollagen 18 değişik amino asit merinden polimerizasyon ile oluşmuş bir kopolimerdir. Substantia fundamentalis kondroidin sülfat, mukoproteinler ve sialoproteinlerden oluşur. Jel halinde olan bu bölümün kıvamı polimerizasyon derecesine bağlıdır.
Oluşumdaki bu duraksama çizgisinin mine dış yüzüne ulaştığı yerde bir girinti meydana gelir ve Perikimati olarak adlandırılır
Hücreli ve hücresiz sementin içinde periodontal membrana ait Sharpeylifleri’ nin uçları bulunur. Sement üzerine yeni sement tabakaları oluştukça derin tabakalardaki Sharpey lifleri kaybolur. Sharpey lifleri fibroblastlar tarafından yapılırlar
Dişin gelişimini tamamlamasından sonra, çok daha yavaş tempoda yapılan ve yapımı hayat boyu süren dentin ise sekonder dentin’ dir
Mine tuğlarının matrisin kalkafen özelliğini kaybettiği alanlar olduğu sanılmaktadır.
Sekonder dentinin (veya primer dentinin) pulpaya komşu olan yüzünde henüz tam kireçlenmemiş tabakaya predentin adı verilir. Predentin bölgesinde ince intrasellüler fibriller ve vakuoller görülür.
Mine-dentin sınırında ayrıca mine dış yüzeyine kadar uzanan kireçlenmemiş alanlar, mine lamelleri bulunur
Dentin kanallarına dik veya hafifçe eğik seyreden birbirine paralel gelişim çizgilerine von Ebner çizgileri denilir. Yaklaşık 4 mikron eninde olan bu çizgiler, odontoblastların aktif ve pasif dönemini kapsayan ritmik faaliyetleri sonrası oluşmaktadırlar.
Mine-dentin sınırında bulunan mine pistonları ise mine içine girmiş dentin kanalcıklarıdır
Dentin tübüllerindeki ikincil kıvrımların aynı hizaya gelmeleriyle ortaya çıkan histolojik oluşuma da Owen çizgisi adı verilmektedir.
Ancak mineye komşu bölgelerde, kürecikler arasında az kireçlenmiş alanlar kalır. Bu alanlara Czermak boşlukları veya İnterglobülerdentin denilir.Kök dentininde sement yakınında çok küçük boyutlarda görülen interglobüler dentine de Tomes’ın Granüler tabakası denir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
ASİT İLE PÜRÜZLENDİRME / ETCHING
Buonocore 1955 yıllındaasitle pürüzlendirmeişlemini gerçekleştirerekrestoratif dişhekimliğineyeni bir boyutkazandırmıştır.
Kompozitler asit etkisindebırakılmış yanietchinglenmiş/dağlanmışmine yüzeyine mekanikolarak tutunurlar. Ayrıcakompozit rezin ile mineninapatit kristalleri arasındamineral bir bağ oluşur ki,bu da kimyasal tutuculuksağlar.
• Böylelikle klasik Black prensipleri yerine günümüzde daha az invaziv preparasyon teknikleri (ultrakonservatif tedavi konseptleri) geliştirilmiştir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Mine asitlenmeden öncebizotajlanır. Daha sonrauygulanacak kompozitbizotajlı mine yüzeyine birmiktar taşırıldıktan sonrasıfırlanarak bitirilir.
Bizotaj alev biçimindekielmas frez ile tüm kavitekenarlarına 45˚’lik açıyaparak kavite dışına0.25-0.5 mm taşacakşekilde uygulanır.
Bizotajdaki amaç asitsürülecek mine yüzeyiniartırmaktır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Asitle pürüzlendirme işlemikaide maddesiyerleştirildikten ve maddetam olarak sertleştiktensonra uygulanmalıdır.Pürüzlü bir yüzey asit iledaha iyi ıslanabilir.Bizotajlanan mine yüzeyi%35‘lik Ortofosforik asitile 20 sn pürüzlendirilir(etchinglenir). Asitlepürüzlendirmek içinsolusyon, jel ya da yarıjel biçiminde fosforik asitkullanılabilir. Ticariörnekler: Ultra Etch, G-etching, Vocosit,Scotchbond Asit Gel, K-Etchant Gel.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Asit ile pürüzlendirilmişbölge beyazlaşır. Buyüzey su spreyi ile yıkanıpkurutulur. Kompozitinmine yüzeyinetutunabilmesi içinpürüzlendirme sonrasımineden çıkan kalsiyumtuzlarının ve minerallerinortamdan uzaklaştırılmasıgerekir. Pürüzlendirmeninamacı minedemikroretansiyonoluşturmaktır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Asit etkisi ile mineninorganik matrisi çözülerekortadan kaldırılır. Buçözülme Retzius çizgileriboyunca devam eder.Meydana gelen retantifyüzeyin taramalı elektronmikroskobu görüntüsübölgesel olarak değişir.Çünkü mineprizmalarındakihidroksilapatitkristallerinin çözünürlüğüfarklıdır. Buna nedenasitin prizmalar ilekıvrılmalar vedalgalanmalar yüzündenfarklı konumlardakarşılamasıdır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
MİNE• Minenin histolojik yapı
elemanları mine prizmalarıdır. Mine prizmaları 4-6 m çapında altıgen prizma şeklinde olup, mine-dentin sınırından mine dış yüzeyine kadar uzanırlar. Bu prizmalar birbirlerine 1 m aralıkla sıralanmışlardır
• Minenin balık pulu görünümü de mine prizmalarının altıgen yapısından kaynaklanır. Prizmaların kesiti içinde interprizmatik aralık ve interprizmatik köprüler görülebilir. İnterprizmatik aralık interprizmatik substans ile doludur.
• Mine prizmaları içindeki organik fibriller mine kesitlerine tanecikli bir görünüm verirler
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNEMinenin asit ile pürüzlendirilmesi Asit ile pürüzlendirilmiş ve pürüzlendirilmemiş mine sınırından bir görünüm
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE
Minenin asit ile pürüzlendirilmesi.Asit ile pürüzlendirme sonrası meydana gelen retantif yüzeyin görüntüsü bölgesel farklılıklar gösterir. Bunun nedeni, prizmalardaki dalgalanmalara bağlı olarak, hidroksilapatit kristallerinin çözünürlüğünün de değişmesidir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNEMinenin asit ile pürüzlendirilmesiSilverstone sınıflandırmasına göre sınıf I asit ile pürüzlendirilmiş yüzeylerin görüntüsü. Bu görüntüde prizmaların korları çözülmüş olup, periferleri yani prizma çeperleri etkilenmemiştir (Bal peteği görünümü).
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNEMinenin asit ile pürüzlendirilmesi Asit ile pürüzlendirilen minenin prizma görünümü Silverstone sınıflandırmasına göre sınıf II prizma şeklidir. Bu sınıfda, prizmaların periferleri çözülmüş olup korları çözülmemiştir (Kaldırım taşı görünümü )
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE
Minenin asit ile pürüzlendirilmesi Resmin üst bölümündeki prizmalar I. sınıf, alt bölümündekiler ise II. sınıf prizma görünümüne dahildir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNEMinenin asit ile pürüzlendirilmesi% 30’luk ortofosforik asit ile 60 sn asit ile pürüzlendirilmiş yüzeyin Silverstone sınıflandırmasına göre sınıf III görüntüsü. Bu tip görüntüde asit ile pürüzlendirme sırasında prizmalar açığa çıkmadan yüzeyel bir madde kaybı meydana gelir.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
MİNEMinenin asit ile pürüzlendirilmesi Bu görüntü miks sınıfa ait olup sınıf I, sınıf II, sınıf III’ü içermektedir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
BAĞLAYICI AJANLARIN DENTİNE (DBS) UYGULANIŞI
• Conditioner
• Primer
• AdezivPROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dentinde iyi bir tutuculuk sağlamak mineye göre daha güçtür. Buna neden dentinin heterojen yapısıdır. Dentin yapısındaki dentin tübülleri, dentin lenfi, odontoblast uzantıları ve intertübüler dentin ile dolu olup pulpa ile direkt olarak ilişki içindedirPROF. D
R. BANU Ö
NAL
DENTİNDentin tübülleri intertübülerdentine göre daha iyi mineralizeolmuş peritübüler yaniintratübüler dentin ile çevrilidir.Peritübüler dentin intertübülerdentine göre daha az kollagenlif içermektedir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
DENTİN
• Dentinin en belli başlı histolojik yapı elemanı dentin kanalları yani dentin tübülleridir. Dentin tübülleri, odontoblast uzantıları (Tomes lifleri) ve dentin lenfi ile dolu olup normal şartlarda pulpa ile direkt olarak ilişki içindedir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kesici aletler (frez veya el aletleri) ile yapılan kesme ve aşındırma işlemleri sonucunda dentin yüzeyi kan, tükürük, bakteriler apatit kristalleri ve denature kollagenden oluşan smear tabakası ile kaplanır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
CONDITIONER*Dentin yüzeyinin ve
tübüllerin demineralizasyonunusağlayıp ve peritübüler dentini ortadan kaldırıp kollagen yapının (kollagen lifler) ortaya çıkarılmasını sağlar.
*Bu işlemde smear tabakası ya tamamen uzaklaştırılır ya da modifiye edilir PROF. D
R. BANU Ö
NAL
DentinConditioner
Smear Layer Demineralisation
Fosforik asit Total uzaklaştırma Demineralizasyon
Citric asit Total uzaklaştırma Yüzey koşullarını değişmiş
Nitric asit Yüzey koşullarını değiştirir Yüzey koşullarını değişmiş
Poliakrilik asit Total uzaklaştırma Yüzey koşullarını değişmiş
EDTA Total uzaklaştırma Kısmi Demineralizasyon
Maleik asit Total uzaklaştırma Kısmi DemineralizasyonPROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Conditionerler kaviteye 15-25 sn uygulanır ve bol su ile yıkanır
• Daha sonra hava ile 3-5 sn kurutulur.
• Aşırı hava ile kurutma kollagen liflerin çökmesine neden olduğundan ileride adeziv penetrasyonunu da etkileyebilir.
• Ayrıca uzun süre hava spreyi ile kurutmak, dentin sıvısının buharlaşıp yok olmasına ve dolayısıyla odontoblast hücrelerinin dentin tübülleri içine aspire olmasına neden olur. PROF. D
R. BANU Ö
NAL
PRIMER• Hidrofil bir primerin
uygulanması ile bir hibrit yüzey oluşturulur. Primer açık dentin tübüllerine yayılarak doldurur ve tübül ağızlarında bir hibrit tabaka oluşur. Bu tabaka polimerize monomer ve dentindeki kollagen liflerin karışımıdır
• Primerin bir özelliği de dentinin ıslanabilirliğini artırmak ve yüzeyel mikroporozitelere adezyon penetrasyonunu kolaylaştırmaktır. Primer ayrıca conditioner uygulamasından sonra çökmüş kollagen liflerin aralarını genişletir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Bu şekilde dolu olan tübüller hem dentinde retansiyon sağlarlar hem de
pulpaya girişi engellerler
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PRIMER• Primerler genellikle
etanol, aseton, hema veya su içinde çözülmüş monomerlerdir.
• Demineralize intertubuler dentine hibrit tabakası ve intratubuler rezin sarkıtları oluşturmak üzere penetre olurlar
• Açığa çıkan kollajen fibriller için hidrofillik özellik gösterirken adesiv rezinle kopolimerizasyon için hidrofobik özellik gösterirler.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Primer uygulandıktan sonra kavite su ile yıkanmaz.
• Yaklaşık 20-30 sn yerinde bırakılır ve sonra 2-3 sn kuru hava ile kurutulur
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
ADHESIV
Adeziv uygulaması, primerinuygulanmasından sonra gelenişlemdir.Adeziv aplikasyonundan sonra
adeziv madde primer ile birleşir.
Adeziv ajan daha sonra uygulanacak olan kompozitmadde ile de birleşir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Adheziv ajan kaviteye tek kullanımlık (disposable) fırça ile uygulandıktan sonra kuru hava ile kurutulup yaklaşık 10-20 sn ışınlanır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
DBS lerin SİTOTOKSİTESİ /HÜCRE KÜLTÜRÜ ÇALIŞMASI: (İyiden kötüye )
• ***Clearfil S 3 Bond (Kuraray), • ***Genialbond (GC)• **OptiBond (Kerr)• *Gluma (Heareus Kulzer)
• Resveratrol sitotoksik etkiyi azaltıyor.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MDPB İÇEREN DBS*MDPB (Methacryloyloxy
Dodecy Pyridinium Bromid) bir antibakteriyel monomer olup güçlü bir bakterisid aktiviteye sahiptir. Dolayısıyla bu tür DBS ler kaviteye uygulandıklarında kavitede kalan residüel bakteriler inaktive olur.
*MDPB polimerize olabilir.*Kendinden prüzlendiren bir
adesiv olan Clearfil Protect Bond’un primeri %5 MDPB içerir.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
MİNE BONDİNG SİSTEMLERİ
• Kompozit rezinler visköz oldukları için asitle pürüzlendirilmiş yüzeylerde oluşan mikroporozitelere çok iyi penetre olamazlar.
• Daha iyi bir penetrasyon sağlamak amacı ile polimer matristen oluşan ve akıcılığı sağlayan mine bonding ajanları üretilmiştir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE BONDİNG SİSTEMLERİ• Mine bonding ajanları
asitle pürüzlendirilmiş mine yüzeyini ıslatıp girintilere penetre olarak pürüzlü yüzeyi 1-5 µm kalınlığında kaplar ve polimerize olurlar.
• Bonding ajanın mine içine uzanan mikroskobik çıkıntılarına rezin tag adı verilir.
• Rezin taglar mine prizmalarının dış yüzeyleri arasında oluşursa makrotag,
• interprizmatik boşluklara penetrasyonu ile ağ biçiminde birçok rezin uzantıları oluşturursa mikrotag denir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE BONDİNG SİSTEMLERİ
• Mine bonding ajanları bir yandan mine yüzeyine taglar aracılığı ile tutunurken diğer yandan kompozitin polimer matrisine kimyasal olarak bağlanırlar.
• Bu tür ajanlar minenin pürüzlendirilmesinden ve yıkanıp kurutulmasından sonra mine yüzeyine fırça ile sürülürler
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNE DE TUTUCULUK
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİTLERDE TUTUCULUK• Kompozitler asit
etkisinde bırakılmış yani etchinglenmiş/dağlanmış mine yüzeyine mekanik olaraktutunurlar. Ayrıca kompozit rezin ile minenin apatitkristalleri arasında mineral bir bağ oluşur ki, bu da kimyasal tutuculuk sağlar.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
DENTİN DE TUTUCULUK
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Kompozitler dentinemikromekanik ve kimyasalolarak tutunurlar.Dentin Bağlayıcı Ajanlardaki (primer) polimerize monomerve dentindeki kollagen liflerin karışımı ile Tübül ağızlarında hibrit bir tabaka oluşur ve böylece dentinde mikromekaniktutuculuk sağlanır.İkinci bir tutunma ise kompozitin dentin kanalları içinde yayılmasıyla kimyasal bir tutuculuğun meydana gelmesidir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
ULTRAKONSERVATİF TEDAVİKONSEPTLERİ
Günümüzdekompozitlerintutuculukları problemyaratmamaktadır vedolayısıylaklasik Blackprensipleri yerinedaha az invazivpreparasyonteknikleri,minimal invasivtekniklergeliştirilmiştir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİT REZİNLERİNVİSKOZİTELERİNE GÖRE
SINIFLANDIRMA:• *Kondanse
edilebilen, sıkıştırılabilenkompozit rezinler (Condensable/ Packable)
• *Akışkan kompozit rezinler (Flowable)
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
*Kondanse edilebilen Tepilebilen Kompozit Rezinler(Condensable/ Packable)
• Bu tür kompozitlerdeinorganik doldurucu*partikül (filler) miktarıartırılmış ve *fillerboyutları küçültülüpkondanse edilebilen visközkompozitler eldeedilmiştir.
• *Bu kompozitlerde taşıyıcıfaz hacimsel olarakazaltılmıştır.
• Böylelikle aşınmaya karşıdirençleri artırılmış vepolimerizasyon büzülmesiazaltılmıştır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Kondense edilebilen kompozitlerinyayılma özelliği olmadığı için her yüzeyin iyi kondense edilmesi gerekir. İyi kondense edilmeyen bölgelerde polimerizasyon eksikliği ve hava kabarcıkları olacaktır.Akışkan kompozitlerin ise yüzeye kolayca yayıldıklarından dar ve küçük bölgelere uygulanabilirler.Dolayısıyla posterior kompozitlerin altına uygulandıklarında “stress breaker” görevi üstlenirler.
. PROF. DR. B
ANU ÖNAL
*Akışkan kompozit rezinler (Flowable)• Doldurucu miktarı az olup
viskoziteleri düşüktür.• Aşınmaya karşı dirençleri
düşüktür.• Monomer miktarları daha
fazla olduğundanpolimerizasyon büzülmesidaha fazladır.
• Bu rezinler yüzeye kolaycayayılabilirler. Küçükbölgelerde rahatçauygulanabilinirler.
• 1996 yılında dentalpiyasaya sunulmuştur.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
AKIŞKAN KOMPOZİTLER*Kavite tabanlarında, *fissürlerinörtülmesinde,*restorasyontamirlerinde, *çürüksüz servikal lezyonlarda ve posterior*kompozitlerde “sressbreaker” olarak kombine kullanılırlar.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Akışkan Kompozitlerkavite içinde uygulandıklarında:
• *Kompozit dolgunun altındaki stresi azaltırlar
• *akıcı özelliğinden dolayı preparasyon tabanını ve aproksimal yüzleri örtüp boşluk oluşmasına engel olur
• *kavite preparasyonundakitaban ve duvarlardaki defektleri kapatır
• *Kavite köşelerini doldurarak iyi adaptasyon sağlar
• *zor ulaşılan bölgeleri doldurur
• *Marjinal sınırı örtebilir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Akışkan kompozit rezinler:Kavite tabanlarında
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Akışkan kompozit rezinler:fissürlerin örtülmesinde
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Akışkan kompozit rezinler: restorasyon tamirlerinde
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Akışkan kompozit rezinler:çürüksüz servikal veya yüzeyel lezyonlarda
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Akışkan kompozit rezinler:Post. kompozitlerde “sress
breaker” olarak
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
AKIŞKAN KOMPOZİTLER*Vertise Flow: Self Etch ve Self adesiv, ayrıca bondkullanımına gerek yok çünkü optibond adesiv kompozitiniçinde entegre,*Rezin: GPDM (GlicerephosphatDimetacrylat) Adhesivemonomer*Fillerler: Prepolymerizedfillerler; -barium cam filler -nano colloidal silica fillerler ve Nano boyutlu Ytterbiumfluoride (anti karyojenik etki)*çalışma kolaylığı, *Uygulanma aşamasında 0,5mm’den ince bir tabaka kaviteye bir microbrushyardımıyla 10-15sn uygulanır ve 20sn polimerize edilir. Sonrasında restorasyon yapılır, PROF. D
R. BANU Ö
NAL
AKIŞKAN KOMPOZİTLER*Vertise Flow 'un dentinyüzeyine bağlanma mekanizması, dişteki kalsiyum iyonları ve fonksiyonel fosfat gruplarıyla rezinmateryalinde bulunan GPDM monomerlerinin kimyasal etkileşiminden oluşmaktadır. *Ek adeziv uygulama bu monomerin hibrit tabaka oluşturma mekanizmasını olumsuz etkileyebilir*Radyoopasitesi yüksek bir kompozit olduğundan radyografide rahatlıkla ayırt edilebilinir.
*Dezavantajı Konvansiyonel adezivlerden veya piyasadaki akışkanlardan daha uzun süre polimerize edilir bunun nedeni adeziv monomerler ışıkla polimerize olmaya daha yavaş yanıt verir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Tüm bu çeşitlere homojenkompozitler denir çünküdoldurucularda yanifillerlerde herhangi birmodifikasyonyapılmamıştır.
• Ancak önceden polimerizeedilmiş kompozit kitleleriniöğütüp doldurucu olarakmatrise ekleyerek yaniorganik doldurucu (organikfiller) ilave ederekheterojen kompozitlerelde edilebilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
İnorganikdoldurucu tipi
Partikülbüyüklüğü (m)
Ağırlıkça partikülyüzdesi (%)
Megafil 50-100 70-80Makrofil 10-100 70-80Midifil 1-10 75-85Minifil 0.1-1 35-60Mikrofil 0.01-0.1 75-80Hibrit tipi 0.04-1 80-87Nanofil 01
0.005-0.01 85-90PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MAKRODOLDURUCU KOMPOZİTLER• Rezin matriks doldurucu
partiküllerinden daha fazla aşındığından ve büyük partiküller rezin kompleksi içerasinden daha kolay çözüldüğünden kompozit yüzeyi bozulup pürüzlü hale gelir. Özelikle polisaj sorunludur. Daha sonra daha çabuk renklenirler. Ancak aşınmaya karşı dirençleri daha yüksektir. Doldurucu boyutlar büyük, ve oranları da yüksektir.(%75-80)
• Doldurucular: kuarz, • borosilikat cam, • lityum aluminyum silikat,
stronsiyum, baryum, • çinko ve yitrium cam, • baryum aluminyum silikat• Okluzal yüzeyleri içeren dolgular da
kullanılırlar
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
MİNİ DOLDURUCU KOMPOZİTLER• Polisaj çok daha iyi
uygulanabilir, cilalanabilir özellikleri mevcuttur. Doldurucuların çapları küçültülmüştür genellikle kolloidal silika partikülleri kullanılmaktadır. Mikrodoldurucu oranları da daha azdır (%35-60) Küçük partiküller pürüzsüz yüzey oluştururlar. Elastik modülleri ve aşınmaya karşı dirençleri düşüktür. Küçük doldular, sınıf V restorasyonlarıPROF. D
R. BANU Ö
NAL
HİBRİT KOMPOZİTLER
• Makro- ve mikro doldurucu kompozitlerin fiziksel özelliklerinden yayarlanmak için geliştirilmişlerdir. Üniversal olarak kullanırlar.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
NANO KOMPOZİTLER• Nano teknik yöntemlerle
modifiye edilmiş kompozitler aynı zamanda hibrit olarak tasarlanmışlardır.
• Fillerleri nano boyutlarda olup (0.005-0.001 Mm) diğer kompozitlerdeki gibi öğütülüp toz haline getilirerek değil de sol jel kimyasıyla özel olarak farklı elementlerden meydana getirilmişlerdir. Doldurucu oranı yüksek dir ve dolayısıyla fiziksel ve estetik özellikleri iyidir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
NANO KOMPOZİTLER• Bazıları filler olarak
öğütülmüş cam seramik de içerirler.
• Fillerler biribirlerini çekerek toplanırlar.
• Filler arasındaki boşluklar daha azdır Dolayısıyla daha fazla inorganik yapı daha az polimerik bağlantı oluşur.
• İlave edilen fillerlerin farklı özellikleri bulunabilir; örneğin bazıları mavi ışığı dağıtıp mine benzeri görüntü verirler (örnek Filtek Ultimate/3 M)PROF. D
R. BANU Ö
NAL
NANO KOMPOZİTLER• *İnorganik
doldurucuların büyüklüğü 0,005-0,01 µm arasındadır. *Partiküller görünür ışık dalga boyundan daha küçüktürler dolayısıyla ışık ile abzorbe olmazlar ve dağılmazlar
• *Çok küçük oldukları için çeşitli polimer zincirleri arasında iyi bir uyum gösterirlerPROF. D
R. BANU Ö
NAL
• Posterior bölgedekullanılabilecek en uygun kompozit sistemi, ışıkla sertleşen, hacimce % 60’dan fazlasını doldurucu içeren Compact Dolduruculuve doldurucu partikül büyüklüğü 3m den küçük olan ultrafine materyallerdir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Posterior kompozitlerdedoldurucu hacminin arttırılması ile polimerizasyon büzülmesi azaltılmış olup mikroaralık (micro gap) en aza indirilmiştir. Ayrıca kompozitin içine viskoziteyi artırıcı doldurucular ilave edilmiştir. PROF. D
R. BANU Ö
NAL
• Post. Kompozitlerdekibu gelişmeler aynızamanda renkstabilitesini deartırmıştır.
• Rezin matris içindekipartiküllerin sıkı bağırenklenmeyi önler.
• Rezin içersindekimikropartiküllerrestorasyona yüksekcilalanabilir özellikkazandırmaktadırlar.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Posterior kompozitrezinler doldurucu komponenti artırılmışCeromer materyalleri de içerirler. Ceromerler (Ceramic Optimized Polimer; silanize mikrohibrit inorganik filler içeren polimer)
%75-85 ağırlık oranında doldurucu madde içerirler ve bu kompakt yapı ince porselen partikülleri ile sağlanır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
CeromerlerCeramic OptimizedPolimer(Silanize mikrohibritinorganik filler içeren polimer)
Polimerizasyon büzülmesi azalır mikroaralık (microgap) en aza indirilir
*Yitterbiyum, Triflorür, Bariyum amino florür, Silikat cam Partikülleri, Prolitik Silika Doldurucular
Yüksek cilalanabililik, renk stabilitesiViskozite artışı
*Beta quarz insertleri(Silika aluminyum, lityum, çinkooksit, magnezyum, titanoksit, zirkonyum oksit, aluminyum meta fosfat)
Polimerizasyon büzülmesiazalır, buna bağlı olarakmikrosızıntı vepostoperatif duyarlılıkda azalırAyrıca aşınmaya direnci, gerilme kuvvetlerine karşı direnci ve elastisite modülünü yükseltir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POSTERİOR KOMPOZİTLERİN AVANTAJLARI:
• 1.Aşınma direnci, yüzey sertliği, basınca karşı direnç gibimekanik özellikleri diğer kompozitlere göre geliştirilmiştir.
• 2.Polimerizasyon büzülmesi daha önceki kuşaklara göreazaltılmıştır.
• 3.Renk seçenekleri geliştirilmiştir.• 4.Cilalanabilir özelliği, iyi bir estetiği ve renk stabilitesi
mevcuttur.• 5.Kolay manipülasyon olanağı vardır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Amalgam ile karşılaştırıldığında kavite preparasyonu tutuculuk açısından önemli değildir; çünkü kimyasal ve mekanik bağlanma söz konusudur ve dolayısıyla mikrokavitelerde de uygulanabilir PROF. D
R. BANU Ö
NAL
POSTERİOR KOMPOZİTLERİN DEZAVANTAJLARI:
• 1.Polimerizasyon büzülmesi sonucu içsel stresler ve kenarkırıkları oluşabilir.
• 2.Kondansasyon yetersizliğinden kaynaklanan boşluklar veporözite kenar sızıntılarına neden olabilir.
• 3.Kenar sızıntılarından kaynaklı ikincil çürükler ve/veyaresidiv çürükler meydana gelebilir.
• 4.Post operatif duyarlılık oluşabilir• 5.Aşınmaya karşı dirençlerinin düşük olması nedeni ile
çatlak, kopma ve yüzey defektleri meydana gelebilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POSTERİOR KOMPOZİTLERİN UYGULAMALARI
• Çürüğün temizlenmesi:• "EXTENSION FOR
PREVENTION " uygulamadan gereksiz yere madde kaybı yaratmadan
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POSTERİOR KOMPOZİTLERİN UYGULAMALARI
• Post Kompozit restorasyon yapımında pulpa dokusuna 0,5 mm ve daha yakın olan derin kavitelerde pulpa koruyucuları ve taban maddeleri yerleştirilmelidir. Yüzeyel kavitelerde ise böyle bir işleme gerek yoktur.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Asitleme (etching)taban maddeleri ve/veya pulpa koruyucuları uygulandıktan sonra yapılmalıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Posterior kompozituygulamalarında polyester matris bantları ve ışığı yansıtan şeffaf kamalar dışında otomatris sistemleri, metal destekli matris bantları ve bölümlü matriksler dekullanılabilir.
• Bölümlü matrisler yanlızca matris bandının kalınlığını kompanse etmekle kalmayıp, aynı zamanda kompozit rezinin gövdesindeki büzülmeyi de karşılamaktadır
• Mariks band çıkarıldığında her embrazürden ek olarak 20 sn ışınlama yapılmalıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Posterior kompozitlerkavitelerine tek bir parça halinde (Bulk teknik) veyatabakalı yöntem ile (İnkremental teknik) yerleştirilir. Uygulanan ilk tabakada akışkan bir kompozit (flowable), üzerine gelen tabakalarda ise sıkıştırılabilen kompozitler (condensable/packable) uygulanabilir
POSTERİOR KOMPOZİTLERİN UYGULAMALARI
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
BULK TEKNİK• Kaviteye 4 mm
kalınlığında kompozit uygulanıp polimerize edilir üzerine 2 mm (en az) daha estetik bir kompozit tabakası uygulanıp polimerize edilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
İNKREMENTAL TEKNİK / TABAKALI YÖNTEM• İnkremental teknikte 2
mm’lik kompozit rezin tabakaları açılı olacak şekilde tabandan okluzale doğru, spatül ile tabakalandırılarak yerleştirilir.
• İyi bir polimerizasyon için tabaka kalınlığının 2 mm’den fazla olmaması gerekir. Aksi taktirde rezin tabakasından geçen ışığın etkinliği azalır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Tabakalı teknikteyerleştirilen her tabaka sonrası ışıkverilerekpolimerizasyonsağlandığı içinpolimerizasyonbüzülmesi ve içsel stresler azaltılmışolur
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Bu tür Kompozit uygulamalarında önce kenar sırtlarıile başlanmalıdır.
• Karşılıklı olan 2 tüberkül aynı tabaka kompozitile birleştirilmemelidir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kondanse edilebilen kompozitlerin altındaki akışkan kompozitler stres kırıcı işlevi görürler.
• İlk tabakaya akıcı bir kompozit uygulanması özellikle kaide maddesi koyulmayan olgularda daha sonra uygulanan kondanse edilebilinen kompozit miktarını azaltığından polimerizasyon büzülmesini de azaltacaktır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Kompozit rezin dolguiçindeki içsel streslerkollagenlerin daha fazla gerilmesine, pulpanın uyarılmasına ve dentin lenfinin hareketi ile dişte postoperativ hassasiyete neden olabilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Kompozit rezintabakaları açılı olarak tabandan oklüzale doğru yan duvar destek alınarak yerleştirilmelidir.Oblik (açılı) yerleştirme kavite kenarlarında polimerizasyon büzülmesi sonucu oluşan boşlukları engeller.Ayrıca içsel stresler azaltılır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Posterior kompozit yapımında ayrıca restorasyon tek bir renkle bitirilmemelidir; seçilen rengin bir veya bir buçuk ton koyusu en alt tabakaya koyularak dentin kalınlığı verilmelidir.Dentin renginin üzerine gelen mine tabakası dentin tabakasının kalınlığına göre daha az olmalıdır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
COMPETİXO
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POLİMERİZASYON BÜZÜLMESİ/ KONTRAKSİYONU
• *Sertleşme / donma sırasında kompozitler büzülür. Polimerizasyon büzülmesi tüm marjinleri minede biten kavitelerde problem oluşturmaz. Kavite preparasyonu kök yüzeyine kadar ulaşırsa polimerizasyon büzülmesi kompozit ve kök yüzeyinin bağlantı noktasında açıklığa / aralığa /gap neden olur. Bu durumda dişeti bölgesine önce rezin modifiye edilmiş cam iyonomer uygulanıp sonra compozit uygulanabilir.
• *Polimerizasyon büzülmesi tabakalı yöntem ile de biraz kompanse edilebilir.
• *Polimerizasyon büzülmesinde diğer önemli faktör ise C faktördür.
• C faktörü ne kadar yüksekse polimerizasyon büzülmesinden etkilenme riski o kadar fazladır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
C FAKTÖR• Fiziksel olarak
bağlanan yüzeyin bağlanmayan yüzey alanına oranı olarak açıklanır.
• İdeal olarak bu oranın 1 olmasıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
SONIC FILL: *Kerr ve KaVotarafından birlikte geliştirmiş bir sistemdir, *kompoziti özeldir, *kompoziti akışkan ve üniversal kompozitinavantajlarını içerir, *Kompozitinin içinde sonikenerjiye tepki veren doldurucular bulunmaktadır, *kompozitinin doldurucuları Nano Fillerler olup (%83.5): Cam oxitler ( ışığı geçirirler)Silicondioxide,baryumborosilikatTaşıyıcı Faz: Ethoxi içerikli BİSGMA
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Sonic Fill *kompozitinkondenzasyonunda ve modelajında önemli zaman tasarufusağlanır, *5 mm ye kadar polimerize edebilme özelliği sayesinde tek aşamada 5 mm likkavite restorasyonu gerçekleşebilir,*kaide maddesine
gerek duyulmadan bulkteknik ile çalışılabilinir. PROF. D
R. BANU Ö
NAL
* Sonic Fill ile kaviteduvarlarına kolay ve sıkı bir adaptasyonu sağlar, uygulanma sonrası artan viskosite ile daha kolay ve hızlı modelaj imkanı sunulur *sonik aktivasyon sayesinde hava boşluklarının oluşmaması en önemli özelliklerinden biridir, *düşük polimerizasyonbüzülmesi gösterir *kompozitin el aletlerine yapışmaması ve akmaması da avantajdır, PROF. D
R. BANU Ö
NAL
*Sonic Cihazın ayarının 3 de olması üretici tarafından tavsiye edilmektedir. *Ayar 1 doğru olunca kompozitin kompül den çıkması yavaşlar, 5 e doğru ise çıkma hızı artar, alet durduğunda kompozit daha visköz, yapışmayan manipuleedilebilir haline döner.Üzerine ek bir kompozittabakası gerekmez.*mevcut renkleri: A1, A2, A3, B1PROF. D
R. BANU Ö
NAL
KOMPOZİT DOLGULARIN ESTETİK ÖZELLİKLERİ
• Dişin rengini dentin belirler, dolayısıyla dentin rengi mineden dışarıya yansır.
• Algılanan renk beyaz ışığın yansıyan ve iletilen kısmı ile ilişkilidir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dişin rengini içsel ve dışsal etmenler oluşturur.
• İçsel diş rengini dentinbelirler.
• Dentinde renkler toplanır ve mineden geçerek yansırlar.
• Dışsal diş rengini ise mineyüzeyinde polisajla uzaklaştırılabilir yapıda olan materyal absorpsiyonu oluşturur
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Geniş kapsamlı estetik restorasyonlarda kompozit dolgu
yapmadan önce beyazlatma işlemleri yapılmalıdır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
SAĞLIKLI DİŞİN RENGİ
• *Dentinin renk tonu• Dişlerin okluzale doğru
artan, servikale doğru azalan
• *mine kalınlığı• *Minenin kalsifikasyon
derecesi• *Hastanın ve dişin yaşı• *Sistemik hastalıklar ve ilaç
kullanımı
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
RENK SEÇİMİRenk seçimi için
uygulanacak dolgumalzemesinin renkskalası kullanılır.
Renk seçimi*ünitin ışığının kapalı
konumunda*beyaz bir zeminde ve*hastanın dişinin üzerini
dili ile hafifçeıslatmasından sonra
*30 sn içindeyapılmalıdır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Renk Seçimi *preperasyondan önce yapılmalıdır.*Bayan hastaların ruju silinmelidir, *dişler temiz olmalıdır.*Hasta dik oturmalı, *göze kol uzunluğu kadar mesafede durmalıdır.
*Gözler mavi veya gri bir zemine bakarak dinlendirilmelidir.*Diş ideal olarak 9 parçaya bölünerek her parça için tek tek renk seçilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
SPECTROSHADE
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
RENK SİSTEMİ• Rengin üç boyutlu
özelliğini açıklayabilmek için birçok yaklaşım kullanılmıştır. Munsell renk sistemi diş hekimliğinde kullanılan en yaygın sistemdir.
• Munsell renk sistemine göre renk; hue, value ve
• chroma terimleri ile açıklanır.PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Munsell Renk sistemi• Hue (ton, rengin
kendisi); kırmızı, mavi ve yeşil gibi temel renk ailelerinin belirlenmesini ifade eder.
• Value (Parlaklık); saf siyah ve saf beyaz arasındaki parlaklık derecesidir.
• Chroma (yoğunluk) rengin doygunluk derecesidir. PROF. D
R. BANU Ö
NAL
Bir materyalin ışıkgeçirme özelliğineOpasite denir.Opasite aynızamanda birobjenintranslüsensini (yarışeffaflığını) vetransparantlığını(şeffaflığını,saydamlığını) ifadeeder.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Translüsensi, ışığıdifüze ederekgeçirme özelliğidir,yani ışığın birbölümünün geçişineizin verirken ışığıdağıtarak nesnelerin,objenin arkasındangörünmesine olanaktanımaz. Minetranslusent birdokudur.Transparantmateryaller ışığıtamamen geçirereknesneleringörünmesine olanaksağlarlar.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Kompozitlertranslüsent/yarışefaf özelliktemaddelerolduklarından,uygulamalarında arzuedilen rengin eldeedilmesi için opakrenk modifiyeediciler, opakırlar(matlaştırıcı, şeffafolmayanlar) ve tintler(renk tonu verenler)kullanılabilir.
• Opakır ve tintler BİS-GMA veya Üretan bazlı dimetakrilatlar olup çeşitli boya ve pigmentler içerirler (örneğin Titanyum dioksit). Bu maddelerin sertleşmeleri ışık ile gerçekleşir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Opakırlar, matolup dişdokusundan ışığıngeçişini bloke edipışığın penetrasyonderinliğiniazaltırlar.Dolayısıylaistenmeyenrenklenmelerigizleyebilirler,ancak dişlere matbir görünümverirler.P
ROF. DR. B
ANU ÖNAL
Tintler ise translüsent/yarı şefaf olupdentin renklerinitaklit etmek içinkullanılırlar. Tintlerdişe doğal renközelliğini verirler.Tintlerin mavi, gri(kesici kenarşeffaflığı),kahverengi (kökyüzeyi taklidi), sarı-beyaz (gelişimçizgileri) gibi farklırenk tonlarımevcuttur.P
ROF. DR. B
ANU ÖNAL
Bir çok kompozitdolgu maddelerifloresans özelliğede sahiptirler vebu ürünler dişegün ışığının yanısıra mavi ışıkdada doğal birestetik görünümverebilirler.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOSİTLERDE BİÇİMLENDİRME,BİTİRME VE POLİSAJ İŞLEMLERİ
• tungsten karbit bitirme frezleri,beyaz arkansas taşı, alüminyum oksit diskler ve fırçalar, aşındırıcı stripler, zımparalar, aluminyum oksit tozu içeren silikon esaslı lastikler, polisaj patı ve fırçaları ile uygulanır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Bitirme ve polisaj işlemleri, sürtünmesonucu oluşabilecek ısıyı önlemek amacı ilesu spreyi altında gerçekleştirilmelidir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Pro-Cup lastiklerin girintili çıkıntılı yapısından dolayı detertraj pastı sıçramaz, *diş yüzeyinde ısı meydana gelmez,*yumuşak ve sert olan farklı renkli tonları mevcuttur*tek kullanımlıkdırdolayısıyla kontaminasyonriski yoktur, *latex içermez ve subgingival bölgede rahatlıkla kullanılabilir, PROF. D
R. BANU Ö
NAL
NEDEN POLİSAJ ?
• Estetik gereksinim• Yüzey pürüzlüğünün
azalması ve plak retansiyonunu önleme
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
OKSİJEN İNHİBİSYON TABAKASI
• Kompozitin polimerizasyonu sırasında serbest radikallerin meydana gelmesi ve bu radikallerin havadaki oksijen ile birleşmesi sonucu oluşur
• Bu tabaka toksik, kötü mekanik özellikleri olan, düzensiz ve yapışkan bir tabakadır ve polisaj ile kaldırılması gerekir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
O2O2 O2
O2 O2 O2 O2 O2 O2
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POLİSAJ İŞLEMİ• Polisaj işlemleri
sonucunda yaklaşık 200 µm kalınlığında bir tabaka kaldırıldığından, post polimerizasyon amacı ile tekrar 30 sn ışık uygulanmalıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POLİSAJ VE BİTİRME İŞLEMLERİ
• Kompozitlerde polisaj problem yaratabilir çünkü kompozit ile polisaj aleti olarak kullanılan maddelerin sertliği farklıdır.
• Kullanılan aşındırıcı malzemeler kompozitiaşındırıp kompozit partiküllerini sökebilir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
POLİSAJ İŞLEMİ*Polisaj sonrası 50 m derinliğinde mikro çatlaklar oluşur. *Polisajlı kompozit yüzeyi hiçbir işlem yapılmamış yüzeye oranla % 46 oranında daha fazla aşınır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• KOMPOZİTLERDE POLİSAJIN YOK EDEMEDİĞİ PROBLEMLER
• *Renklenme• *Yüzey pürüzlüğü• *Plak birikimi
• BU PROBLEMLERİN SONUCU
• *Kötü bir estetik• *Aşınma• *Sızıntı
• *Sekonder ve rezidivçürükler
• *KırılmalarPROF. DR. B
ANU ÖNAL
Polisaj işleminden sonra restorasyona glazeuygulanabilir.
Bu uygulamada dolgu sınırından mine yüzeyine doğru 0,5 mm’lik bir alan asitle pürüzlendirilip
yıkanarak kurutulur ve pürüzlü yüzeye özel glazeajanı sürülür..
• Glaze ajanlarıfiller içermeyen dimetakrilatlardır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
Glaze uygulaması kenar sızıntısını, renklenmeyi, plak oluşumunu önlediği gibi maddenin yüzey sertliğini de artırır. Bu işlem ajanın zamanla aşınmasından dolayı 6 ayda bir tekrarlanmalıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
KOMPOZİT RESTORASYON TAMİRİ• Kompozit
restorasyonundaki defektler genelde tamir edilebilir.
• Öncelikle tamir yerinde *elmas bir frezle pürüzlendirme yapılır. *Daha sonra o bölge asitlenir.
• *Dentin açığa çıktıysa primer uygulanır.
• *Daha sonra Adesiv ve *kompozit uygulanır, *şekillendirilir ve *polimerize edilir.
• *Bazı durumlarda matriks de uygulanmalıdır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
FLOR İÇERİKLİ KOMPOZİTLER• SYNERGY/ Coltene: • *bulk teknik, *dual cure, *flor salıyor• Kompozit rezinlerden salınan flor cam
iyonomer simanlardan salınan flor miktarından daha düşüktür.
KOMPOZİTLERDEN SALINAN FLORÜR MİKTARI AŞAĞIDAKİ FAKTÖRLERE BAĞLIDIR• Florürun suda çözünürlüğü• *Partikül büyüklüğü• *Florür içerikli doldurucuların miktarıPROF. D
R. BANU Ö
NAL
FLOR İÇERİKLİ KOMPOZİTLER• Florürun suda yüksek çözünürlüğü, yüksek su alımı
ve polimer matrisin çözülmesine neden olur. Bunedenle florür doldurucuların çözünmesikompozitin mekanik özelliklerini olumsuz yöndeetkiler.
• Florürle ilgili başka bir problem ise bondingajanının, kompozit ile diş yüzeyi arasında birbariyer oluşturmasıdır.
• Bu nedenle florürün remineralizasyon etkisiazalacaktır. Florür yalnız dış yüzeye salgılanır ki,bu da florür jelleri ve gargaralar ile eldeedilebilir
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Fiber ile güçlendirilmişkompozitler (Fiber Reinforced Composites=FRC) dişhekimliğindeyeni olmakla birlikte diğerendüstri dallarında (örneğintekne yapımı, rüzgardeğirmenleri yapımı) uzunyıllardan beri kullanılmaktadır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Bu tür maddelerin esneklik, sertlik, basıncakarşı direnç gibi mekanik özelliklerinin çok iyiolmasının yanı sıra, düşük özgün ağırlığı,translüsensi,radyolüsensi,
• korozyona uğramaması ve adeziv teknik ilebağlanma özelliklerinin iyi olması fiber ilegüçlendirilmiş kompozitlerin farklı alanlardakullanılmasına neden olmuştur.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dişhekimliğinde kullanılan kompozitlerdekuarz ve cam partikülleri, rezin (reçine) matrisi destekler.
• Fiber ile güçlendirilmiş kompozitlerde iserezin matris fiberleri destekler.
• Bu materyallerin fiber komponentimateryale sağlamlık ve sertlik verir, rezin matris ise mataryele esneklikkazandırır.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Fiber ile güçlendirilmiş kompozitlerinfiber komponenti metal, seramik, karbonve polimerler olabilir.
• Fiberler önceden matrise emdirilip dahasonra ışık ile polimerize olabilen organikmatrise katılabilir. Kompoziti bu şekildegüçlendirme ilave edilen fiberlerin matrisile daha iyi ıslanmasını sağladığından,fiber-matris bağı daha da kuvvetliolabilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dişhekimliğinde fiber ile güçlendirilmişkompozitler
• sabit ve haraketli protezlerde, • periodontal spilintlerde, • ortodontide, • post-kor uygulamalarında, • implantlarda ve• vener tamirlerinde kullanılabilir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Fiber ile güçlendirilmişkompozitler farklı fiberleriçerebilirler, örneğin Glas Span’da polimer rezin matris, cam fiberler ile güçlendirilirken, C-Post, karbon fiberler ilegüçlendirilmiştir.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Fiberlerin matris içindeki şekilleri vedağılımları da farklı olabilir. Fiberlermatris içinde yönleri aynı, düz, uzun veparalel yerleştirilmiş olabilirler (ticariörnek: Fibre Kor), saç örgüsü şeklindeolabilirler (ticari örnek: Glas Span) veyadokuma şeklinde düzenlenmiş olabilirler(ticari örnek: Ribbond).
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
• Dişhekimliğinde kullanılan fiber ilegüçlendirilmiş kompozitlerin içerdiği fibertipleri materyalin kullanım alanına göre de değişir;
• *cam fiber içerenler genelde laboratuvarmalzemelerinde,
• *karbon ve cam içerenler postlarda• *cam ve polietilen içerenler direkt olarak
hasta ağzında uygulanan işlemlerdekullanılır
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
FIBER REINFORCED COMPOSİTE
Kompozit dolgunun dentin bölümü için tasarlanmıştır. Büyük ve kırılma olasılığı yüksek dolgular da uygulanır. Bu tür bir dolgu yapımında dentin yerine FRC kullanıldıktan sonra mine yerine bir üniversal kompozit kullanılmalıdır.Örnek: GC ever X Posterior.
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
FIBER REINFORCED COMPOSİTE
PROF. DR. B
ANU ÖNAL
FIBER REINFORCED COMPOSİTE
PROF. DR. B
ANU ÖNAL