2019 2020 ÖĞretİm yili fen bİlİmlerİ 8.sinif 1 ... · 2019 – 2020 ÖĞretİm yili fen...
TRANSCRIPT
Dünyanın hareketleri Dünya kendi ekseni etrafında dönerken aynı zamanda Güneş'in etrafında da dolanır. Dünya'nın Güneş etrafındaki bir turu 1 yıl (365 gün 6 saat, 52 hafta) sürer. Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesi elips şeklindedir. Dünya'nın kendi ekseni etrafında bir turunu 24 saatte tamamlar.
Dünya'nın Şekli ve Gece Gündüz Oluşumu Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesi ile gece-gündüz meydana gelir. Gece gündüz arasındaki sıcaklık farkının meydana gelmesi Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesinden kaynaklanır. Gündüz Güneş ışığı alan tarafın sıcaklığı artarken, gece Güneş ışığı almadığı için soğur. Dünya'nın geoid şeklindedir. Kürenin kutuplardan basık, ekvatordan şişkin biçimidir. Dünya'nın şeklinden dolayı ekvator bölgesi Güneş ışığını daha dik, kutuplar bölgesi ise daha eğik alır. Ekvator bölgesi daha sıcak olurken, kutuplar daha soğuk olmaktadır.
Mevsimlerin Oluşumu Dünya'nın Güneş etrafında dolanması ve dönme ekseninin eğikliği sonucu mevsimler oluşur. Dünya'nın Güneş etrafındaki dönme ekseni ile yörünge düzlemi arasında 23° 27' (Yaklaşık 23.5°) lik açı vardır. Dünya, Güneş etrafında dönerken bu eğiklikten dolayı, kuzey ve güney yarım küre farklı zamanlarda farklı ışık alır. Fazla ışık alan yarım küre yaz, az ışık alan yarım küre kış mevsimini yaşar. Dünya kuzey ve güney yarım kürelerden oluşur. Ülkemiz kuzey yarım kürededir. Kuzey yarım küre kış mevsimini yaşarken, güney yarım küre yaz mevsimini yaşamaktadır. Mevsimlerin oluşmasının temel sebebi güneş ışınlarının dik ya da eğik gelmesidir. Dünya’nın güneşe yakın ya da uzak olması etkili değildir. Dünya'nın dönme ekseninin, yörünge düzlemine dik olması durumunda Dünya üzerinde farklı mevsimler yaşanmayacaktı.
Dünya'nın dönme ekseninin eğik olmasının etkileri
1. Mevsimler meydana gelir.
2. Aynı zamanda Dünya'nın kuzey ve güney yarım küresinde farklı mevsimler yaşanır.
3. Yıl boyunca sıcaklık değişimleri olur.
4. Gece ve gündüz süreleri yıl boyunca değişir.
5. Güneş ışınlarının Dünya üzerine geliş açıları değişir.
Ekinoks (gece gündüz eşitliği) 21 mart ve 23 eylül tarihleridir. Gün dönümü tarihleri 21 haziran ve 21 aralıktır.
2019 – 2020 ÖĞRETİM YILI FEN BİLİMLERİ 8.SINIF 1.ÜNİTE ÖZETİ
HAVA OLAYLARI
Dünya atmosferi, Dünya'nın dairesel hareketinin sebep olduğu
savrulmaya rağmen yerçekimi kuvveti etkisi ile gezegenin çevresini
saran gaz tabakasıdır. Dünya atmosferinin yani günlük hayatta
kullanılan tabirle havanın %78'ini azot, %21'ini oksijen, %1'ini de su
buharı ve diğer gazlar oluşturmaktadır. Havanın yapısındaki bu
maddeler farklı nedenlerden dolayı hava olaylarını meydana
getirmektedirler. Hava olaylarını etkileyen en önemli etkenlerin
başında sıcaklık, basınç ve nem gelmektedir
Yağmur Yeryüzünde buharlaşarak yükselen su buharının , atmosferin üst
katmanlarında soğuk hava ile karşılaşıp yoğu şması sonucunda
yağmur oluşur. Her yağmur damlası bir toz zerresi etrafında toplanır
ve yer çekiminin etkisiyle yere doğru serbest düşme hareketi yapar.
Kar Bulutların yapısındaki su damlacıkları sıfırın altındaki bir sıcaklıkta
buz kristallerine dönüşür. Buz kristalleri birleşerek kar kristallerini
oluşturur. Kar kristallerinin yeryüzüne düşmesiyle kar yağışı meydana
gelir.
Dolu Yağmur damlaları fırtına nedeniyle donar. Yere doğru inerken hava
akımları bunları bir aşağı bir yukarı sürükleyerek daha büyük buz
parçaları hâline getirir. Ağırlaşan buz parçaları yere düşer. Buna dolu
denir.
Sis Yere yakın su buharının yoğunlaşması sonucu ortaya çıkan çok küçük
su damlacıklarından meydana getirdiği yapıya sis adı verilir. Sisli
havalarda görülebilen en uzak noktaya olan uzaklığa görüş mesafesi
denir.
Kırağı Kış günleri sabah dışarı çıktığımızda bitkilerin veya araçların
camlarının buz parçaları ile kaplanmasına neden olan yağış şekli
kırağıdır. Havadaki nemin, sıcaklığın sıfırın altında olduğu
zamanlarda yeryüzündeki soğuk yüzeylere çarparak sıvı hâle
geçmeden doğrudan katı hâldeki buza dönüşmesiyle oluşur.
Çiy
Özellikle sabaha karşı yere yakın su buharının yoğunlaşması sonucu
oluşan su damlacıklarının yaprak veya herhangi bir yüzeyde birikmesi
ya da orayı ıslatmasıdır.
Hava kürede bulunan gazlar %78 (N) Azot,
% 21 (O) Oksijen,
% 1 Argon, Karbondioksit, Su buharı ve diğer gazlar
Su buharı, hava içerisinde az orana sahip olmasına rağmen hava
olaylarının gerçekleşmesinde çok büyük öneme sahiptir.
Hava olayları bazen günlerce aynı kalabileceği gibi, bir kaç saat
içinde değişebilir.
Hava olaylarının nedeni sıcaklık, basınç ve nem (havadaki su
buharı) deki değişikliklerdir.
Hava sıcaklığındaki değişmelerden kaynaklanan basınç farklılıkları
hava olaylarının temel sebebidir.
Rüzgar , yağmur, kar, dolu, sis, kırağı yaşantımızda
karşılaştığımız hava olaylarındandır.
Hava olaylarının ölçülmesinde kullanılan araçlar * Sıcaklığı ölçmek için termometre
* Basıncı ölçmek için barometre * Nemi ölçmek için hidrometre (nem ölçer) kullanılır.
Not: Yağış alçak basınç alanlarında görülür. Yüksek basınç havanın açık olacağını gösterir.
Yağmur ormanlarında hava sıcaktır.
Havanın sıcak olması nemi ve alçak basınç alanını
oluşturur.
Bu nedenle bol yağış meydana gelir.
Rüzgar Rüzgâr, yüksek basınç alanındaki havanın alçak basınç alanına
doğru akmasıyla oluşur. (Yanal hareket)
Yüksek basınç (Aşağı yönlü Dikey Hareket-Alçalıcı) Soğuk hava fazla yoğundur ve basıncı fazladır.
Bu alanlara yüksek basınç alanı denir. Güney yarım kürede
saatin ters yönünde iken kuzey yarım kürede saat yönündedir.
Alçak basınç (Yukarı yönlü Dikey Hareket-Yükselici) Sıcak hava az yoğundur ve basıncı azdır.
Bu alanlara alçak basınç alanı denir. Kuzey yarım kürede
saatin ters yönünde iken güney yarım kürede saat yönündedir.
HAVA BASINÇLARININ ÖZELLİKLERİ
NOT: 1)Rüzgâr yere yakın bölgedeki havanın yanal
hareketidir. Basınç oklarının birbirini takip edeceği
şekilde yönü çizilmelidir. Her zaman soğuk bölgeden
sıcak bölgeye bu yüzden Yüksek basınçtan alçak basınca
doğru eser.
2)Sıcak bölgedeki hava ısınır. Isınan hava da
yukarı doğru hareket eder (yolcu balonlarının, Dilek
fenerlerinin ve ateşin yukarı yönlü olmasının sebebi gibi)
Sıcak bölgede azalan hava da basıncın düşmesi yani
azalması yani alçalması anlamına gelir. (ALÇAK HAVA
BASINCININ OLUŞUMU) Soğuk bölgede ise bunların
tam tersi gerçekleşir. (YÜKSEK HAVA BASINCININ
OLUŞUMU)
Rüzgar çeşitleri (Fazladan-Kazanım dışı))
Rüzgarlar esme hızına göre farklı isimler alırlar.
Kasırga(Tayfun) > Fırtına > Meltem > Yel Rüzgar hızını göstermek için Beaufort (Bifort) ölçeği
kullanılır.
Rüzgar hızının ölçülmesinde anemometre kullanılır.
Bazen rüzgarların birbiri ile çarpışarak, kendi ekseni etrafında
dönen girdap oluşturur.
Bunların en küçüğü şeytan kulesi, ortancası hortum, en
büyüğü ise kasırgadır.
Kasırga ülkemizde görülmez. Okyanus kenarlarında, suyun
sıcak ve havanın nemli olduğu yerlerde görülür.
Kasırga oluşması için okyanus suyu sıcaklığının 27 °C olması
gerekir. Kasırgaların hızı 118 km/h'den fazladır.
HAVA TAHMİNİ VE ÖNEMİ
Çeşitli ölçüm araçlarından elde edilen verileri inceleyerek
atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu,
gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava
olaylarının canlılar ve dünya açısından neden olacağı sonuçları
araştıran bilim dalına meteoroloji, bu alanda çalışan
uzmanlara ise meteorolog denir. Meteorologlar ölçüm
araçlarından ve uzaydan çekilen uydu fotoğraflarından gelen
verileri inceleyerek havanın nasıl olacağına ilişkin hava
raporlarını oluştururlar. Hava tahmini , tarımla uğraşan
çiftçiler için, uçak ve gemilerin gidiş güzergâhlarını
belirlemek için oldukça önemlidir. Ayrıca yetkililer hava
raporlarına göre yollarda tuzlama çalışmaları yapabilir, polis
kontrol noktaları oluşturabilir, itfaiye ve sağlık hizmetlerinde
toplumun ihtiyacını karşılamak için gerekli önlemleri alabilirler.
Sürücüler de yağış anında yolda kalmalarını önleyecek şekilde
zincir, çekme halatı gibi ekipmanları temin edebilirler.
İ K L İ M
Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca
değişmeyen, uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık,
nem, hava basıncı, rüzgâr, yağış, yağış şekli gibi
meteorolojik olayların meydana getirdiği
ortalama hava koşullarına iklim denir. İklim ile
hava olayları genellikle birbirine karıştırılır. Oysa hava
olayları, belirli bir yerde ve kısa bir süre içinde etkin olan
atmosfer koşulları iken iklim, geniş bölgelerde ve çok uzun
zaman için aynı kalan ortalama hava şartlarıdır. İklim, bir
bölgenin hava olayları bakımından karakterini tayin eder.
Bu açıdan örnek vermek gerekirse, İç Anadolu Bölgesi'nde
yer alan Konya ilinde sıcak bir yaz gününde havanın
bulutlandığını ve birkaç gün üst üste yağmur yağdığını,
diğer yaz günlerinin çoğunun ise yağışsız geçtiğini
düşünelim. Bu durumda, Konya ilinde meydana gelen ve
birkaç gün süren yağış "Hava Olayı" iken, Konya ilinde
yazların genellikle sıcak ve kurak geçmesi "İklim" olayıdır.
Yeryüzünde, çeşitli bölgelerdeki iklim özelliklerini
inceleyen bilim dalına klimatoloji (İklim bilimi), bu
alanda çalışan insanlara da klimatolog (İklim
bilimci) adı verilir.
İklim ve hava olayları arasındaki farklar :
SERA ETKİSİ
Dünya atmosferi çeşitli gazlardan oluşur. (%78 Azot %21
Oksijen ve %1 Diğer gazlar) Güneşten gelen ışınlar (ısı
ışınları, kısa dalgalı ışınlar) atmosferi geçerek yeryüzünü
ısıtır. Atmosferdeki gazlar yeryüzündeki ısının bir kısmını
tutar ve yeryüzünün ısı kaybına engel olur. (CO2 havada
en çok ısı tutma özelliği olan gazdır.) Atmosferin, ışığı
geçirme ve ısıyı tutma özelliği vardır. Atmosferin ısıyı
tutma yeteneği sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır.
Böylece nehirlerin ve okyanusların donması engellenmiş
olur. Bu şekilde oluşan atmosferin ısıtma ve yalıtma
etkisine sera etkisi denir. Atmosfer cam seralara benzer bir
özellik gösterir. Son yıllarda atmosferdeki CO2 miktarı
hava kirlenmesine bağlı olarak hızla artmaktadır. Metan,
ozon ve kloroflorokarbon (CFC) gibi sera gazları çeşitli
insan aktiviteleri ile atmosfere katılmaktadır. Bu gazların
tamamının ısı tutma özelliği vardır. CO2 ve ısıyı tutan
diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısının
yükselmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel ısınma
olarak ifade edilir. Bu durumun, buzulların erimesi ve
okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğuracak
iklim değişmelerine yol açmasından endişe edilmektedir.
İnsan faaliyetlerinin küresel ısınmaya katkısı; enerji
kullanımında %49, endüstrileşmede %24,
ormansızlaşmada %14 ve Tarımda %13’tur.
KÜRESEL ISINMA Küresel ısınma, dünyadaki yaşamın sürdürüldüğü
ekosistemlerin bütüncül yapısını tehdit eden, binlerce bitki
ve hayvan türlerinin yok olmasına neden olan, insan
yaşamını etkileyen, aşırı sıcaklık, yangın, susuzluk,
kuraklaşma gibi diğer meteorolojik afetlerin artmasına
sebep olan bir oluşumdur. Küresel Isınmaya Neden Olan
Etmenler Dünyada nüfus yoğunluğunun aşırı bir şekilde
artması, yoğun göç ve kentleşme hareketleri, yaşam
standartlarının yükselmesi, Endüstri Devrimi’den
günümüze kadar yoğunlaşan sanayi üretimindeki artışların
sonuçları olarak yaklaşık son 150 yıldır gittikçe artan ve
aşırı miktarda tüketilen petrol, kömür ve doğalgaz gibi
fosil yakıtları ve arazi örtüsündeki değişimler nedeniyle,
büyük miktarda zararlı gaz ve parçacıkların atmosfere
salınması, küresel ısınmaya neden olan en önemli
etkenlerdir.
KÜRESEL İKLİM
DEĞİŞİKLİĞİ İnsanın yaptığı ve hala da yapmakta olduğu tahribatın
sonucu olarak toprak, su ile birlikte havanın bileşimi
önemli ölçüde bozulmaktadır. Hızla artan sanayi ve
yerleşim bölgelerinde oluşan sera gazları ile cevre ve
atmosfer büyük ölçüde kirlenmekte, havanın ısınma
eğilimi giderek artmaktadır. İnsan iklimi, iklim de
insanı etkilemektedir. Bunun neticesinde insanlık,
küresel iklim değişikliği problemi ile karşı karşıyadır.
Bu nedenle, insanların çeşitli faaliyetlerinden dolayı
atmosferin kimyasal bileşeninin değişimi sonucu
iklimde görülen değişiklikleri azaltmak amacıyla,
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi yürürlüğe konulmuştur. Küresel ısınma,
atmosferde artan sera gazlarının potansiyel
etkilerinden sadece birini ifade eden bir terimdir.
Küresel İklim Değişikliğinin Belirtileri Son yıllarda
küresel iklim değişikliğinden dolayı hava ve iklim
parametrelerinde gözlenen değişimler şunlardır:
Buharlaşma ve yağmur miktarının artması.
Yağmurun büyük kısmı sağanak şeklinde
olması.
Tundraların erimesi. (Kuzey Kutbu Bozkırı)
Mercanların beyazlaşması.
Buzulların erimesi.
Denizdeki buzulların küçülmesi ve deniz su
seviyesinin yükselmesi.
Orman yangınlarının artması.
Fırtına ve sel hasarlarının artması.
Türkiye'de Olası Etkileri Küresel iklim
değişikliğinden Türkiye olumsuz şekilde
etkilenecektir. Bu olumsuzluklar hazırlanan çeşitli
senaryolara ve IPCC projeksiyonlarına göre
Türkiye'nin de içinde bulunduğu enlemlerde,
sıcaklıklardaki artışların; yağış rejiminde
değişmeler, deniz suyu seviyesinde yükselmeler
ve toprak su içeriğinde önemli azalmalar şeklinde
olacağı tahmin edilmektedir. Bunların sonuçları
aşağıda özetlenmiştir.
Yazın yağışlarda büyük azalma olacak,
buharlaşma artabilecek,
Yağışların mevsimsel dağılımı ve şiddeti
değişecek, ani sellerde artışlar olabilecek,
1987 den beri ortalamanın altında gerçekleşen kar
örtüsü, daha da azalabilecek,
Akım, miktarları azalacak ve pik zamanları
değişebilecek,
Kuraklığın sıklığı ve şiddeti artabilecek.
DÜNYA ANLAŞMA ve
SÖZLEŞMELERİ- ALINAN
ÖNLEMLER Ozon tabakasını incelten maddelerin azaltılmasına ilişkin “Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Viyana Sözleşmesi” 1985’te kabul edilmiştir. 2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir. Sera gazı emisyonlarının küresel ölçekte artmaya devam etmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilir olması üzerine, gelişmiş ülkelerin bağlayıcı yükümlülükler üstlenmeleri için BMİDÇS’ye taraf ülkeler Kyoto Protokolü’nü 1997 yılında Kyoto’da yapılan 3. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiş, 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz Protokol’e 2009 yılında taraf olmuştur. Protokol’e halen 191 ülke ve AB taraftır.
KUZEY KUTBU MU DAHA
SOĞUKTUR, GÜNEY KUTBU MU?
Güney Kutbu, Kuzey Kutbu’ndan çok daha soğuktur. Aslında her iki kutup da soğuk bölgelerdir. Çünkü güneş ışınları kutuplara çok eğik biçimde gelir. Hatta kutup noktalarında yılın altı ayı boyunca güneş hiç doğmaz. Bu yüzden kutup bölgelerinin fazla ısınması mümkün değildir. Bu durum her iki kutup için de geçerli olduğu halde Güney Kutbu, Kuzey Kutbu’ndan çok daha soğuktur. Bunun sebebi iki kutbun göründükleri kadar benzer olmamasıdır. Her ne kadar iki kutup da buzlarla örtülü olsa da Güney Kutbu bir kara parçasıdır, bu yüzden de Antarktika adıyla yedi kıtadan biri olarak kabul edilir. Kuzey Kutbu ise okyanus üzerinde yüzmekte olan bir buz kütlesidir. Güney Kutbu çok kalın bir buz tabakasıyla kaplıdır ve ortalama yükseltisi çok fazladır. Bu da Güney Kutbu’nu çok daha karasal ve soğuk bir yer yapar. Kuzey Kutbu’nu oluşturan buz kütlesinin su üstündeki yüksekliği ise çok azdır ve Kuzey Kutbu, üzerinde yüzdüğü okyanusun ılıman etkisi altındadır. Sonuç olarak Güney Kutbu’ndaki ortalama sıcaklık Kuzey Kutbu’ndakinden çok daha düşüktür.