21. uluslararasi İktİsat ÖĞrencİlerİ kongresİ...uluslararasi İktİsat ÖĞrencİlerİ...
TRANSCRIPT
21. ULUSLARARASI İKTİSAT ÖĞRENCİLERİ KONGRESİ
“DİJİTAL DÖNÜŞÜM: SANAYİ 4.0”
İzmir, Nisan 25-27, 2018
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Nakitsiz Ekonomi: Türkiye Örneği
Berk Duran Kayabalı1
1 Hacettepe Üniversitesi/Ekonomi, 4. Sınıf, Ankara, Türkiye Cumhuriyeti
PARANIN TARİHÇESİ
Para, bir ekonomide genel kabul gören, değişim aracı, değer koruma aracı ve hesap birimi
işlevlerine sahip varlıktır. (TDK, 2010) Yani herhangi bir şeyin para olarak kabul edilebilmesi
için değer ölçüsü olması, ödeme işlevlerini yapabilecek nitelikte olması ve toplum tarafından
kabul edilmesi gerekmektedir.
İlk çağlarda paranın icadından önce ticaret herhangi bir malın diğer mal cinsinden değişimi ile
yapılmaktaydı. Buna değiş-tokuş ya da takas sistemi adı verilmektedir. Ancak, takas
sisteminde alışveriş yapan her iki tarafında birbirinin isteklerini karşılaması gerekmekteydi.
Bu ise birçok zorluğu beraberinde getirmekteydi. Başlıca zorluklar; alıcı ve satıcının
birbirlerinin ihtiyaç duyduğu malların değiş-tokuşu için malların miktar veya cinsine razı
olması ve takas sisteminin servet birikiminin önünde engel olması vb. olarak sayılabilir.
Zaman ilerledikçe ticari ilişkilerin artması ve üretimin büyümesi nedeniyle takas sistemi
imkânsız hale geldi. Değeri herkes tarafından kabul edilen deniz kabuğundan, kıymetli
metallere kadar çeşitli nesneler ticaret aracı olarak kullanılmaya başlandı. Zamanla bu araçlar
yerini altın ve gümüş gibi değerli metallere bıraktı. Taşıması kolay, bozulmaz ve paslanmaz
nitelikte oldukları için para olmaya elverişliydiler. Ancak çalınma risklerinin artması ve
gelişen ticaret nedeniyle ileride bankalar haline gelecek bazı küçük sarraflar kendilerine
emanet edilen altın ya da gümüşler karşılığında, bunların sahiplerine senetler (sertifikalar)
vermeye ve onlarda ödemelerini bu senetler ile yapmaya başladılar. Böylece ilk kâğıt paralar
ortaya çıkmış oldu.
İlk kâğıt para M.S. 806 yılında Çin'de ortaya çıkmıştır. Batıda kâğıt paraların basılması ve
kullanılması 17. yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. İlk kâğıt paranın kullanımı 1690'lı yıllarda
Amerika Birleşik Devletleri’nde ardından İngiltere'de kuyumcular tarafından basılıp dolaşıma
çıkarılan kâğıt para daha sonra diğer ülkelerde de yaygınlaştığı görülmektedir. Türkiye’de ise
ilk banknotlar idari, sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği Tanzimat Döneminde
tedavüle çıkarılmıştır. Kâğıt para günümüzde hala önemini korumakla birlikte gelişen dünya
ekonomisi ve teknolojinin ilerlemesiyle bir dönüşüm geçirmektedir. Nasıl ki, takas sisteminin
yerini altın ve gümüş gibi değerli metaller ve daha sonradan onlarında yerini kâğıt ve madeni
paralar aldıysa günümüzde de kâğıt ve madeni paraların yerini kartlı ödeme sistemleri
almaktadır.
Yani bundan sonraki aşama ise paranın tümüyle ortadan kalkıp somuttan soyuta geçişinin
tamamlanması ve hiçbir maddi vücuda sahip olmayan hesap parasına-banka parasına geçişi,
ödemelerin ve ekonomik işlemlerin kâğıt ve madeni paralar yerine tümüyle kartlı ödeme
sistemlerin alması evresidir. Kısaca, nakitsiz ekonomi evresidir.
Kısacası, ödemeler sisteminin tarihsel gelişimi dört aşamada gerçekleşmektedir.
1. Aşama: Takas Sistemi
2. Aşama: Değerli Madenler
3. Aşama: Kâğıt ve Madeni Paralar
4. Aşama: Kartlı Ödemeler-Nakitsiz Ekonomi
TAKAS
• Mal Değişimi
DEĞERLİ METALLER
• Altın
• Gümüş
PARA
• Madeni Para
• Kağıt Para
NAKİTSİZ EKONOMİ
• Banka – Kredi Kartları
GİRİŞ
Türkiye’de kartlı ödeme sistemlerinin geçmişi, 1969 yılına dek uzanmaktadır. Bu tarihten
itibaren dünyadaki trende paralel olarak hem kredi ve banka kartları sayısı artmış hem de
geniş bir tüketici kitlesi tarafından kullanılmaya başlanmıştır. 1990 yılında ise bankalararası
takas ve otorizasyon işlemlerinin yapılması amacıyla 13 kamu ve özel bankanın ortaklığıyla
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) kurulmuştur. Ödeme sistemleri içerisinde; nakit kullanımı
gerekmeksizin her türlü ödemeyi veya para transferini sağlayan-destekleyen sistem, platform
ve altyapıları oluşturma, işletme ve geliştirme amacında olan BKM ile birlikte 1995 yılında
13 milyon olan banka kartı sayısı 2017 yılında 131 milyona, aynı şekilde 1995 yılında 2
milyon olan kredi kartı sayısı da 2017 yılında ise 62 milyon seviyesine ulaşmıştır. Bugün ise
toplamda 196 milyon kart sayısı ile Türkiye, Avrupa’da en fazla karta sahip ülke konumuna
ulaşmıştır. Aşağıdaki grafikte, 1995 yılından günümüze, banka ve kredi kartı sayılarındaki
gelişmeler sunulmuştur.
Grafik 1: BKM
0
20.000
40.000
60.000
80.000
100.000
120.000
140.000
1995 1997 1999 2001 2003 2005 2007 2009 2011 2013 2015 2017 2019
Türkiye'de Banka ve Kredi Kartlarının Gelişimi (1995-2017)
Kredi Kartı Banka Kartı
Kredi ve banka kartlarının sayısındaki artışa paralel olarak, bu kartlarla yapılan alışveriş
hacmi de artmıştır. Grafik 2, banka ve kredi kartları ile yapılan alışveriş harcamalarını
göstermektedir. 2013 yılında yerli banka-kredi kartlarının yurt içi ve yurt dışı kullanımı 408
milyar TL seviyesinde iken 2017 yılında 677 milyar TL seviyesine gelmiştir.
Grafik 2: BKM
Türkiye’de uzun dönemde nakit kullanımının ağırlığını koruduğu, ancak zaman içinde banka
ve kredi kartı kullanımındaki artış ile beraber, alışverişlerde nakit kullanımının azaldığı
görülmektedir. Bankalararası Kart Merkezinin hazırladığı Kart Monitör araştırmasına göre,
2015 yılında “Alışveriş yaparken en çok tercih ettiğiniz ödeme yöntemi nedir?” sorusuna %61
oranla kredi kartı yanıtı verilirken, 2017 yılında bu oran %68’e yükselmiştir. Kredi kartı
tercihindeki bu yükseliş, nakit para kullanımının azalışıyla da paralellik içeriyor. 2015’te
alışveriş yaparken en çok tercih edilen ödeme yöntemi olarak nakit parayı görenlerin oranı
%35’iken, 2017’de bu oran %27’ye düşmüş durumda.
0
100.000
200.000
300.000
400.000
500.000
600.000
700.000
800.000
2013 2014 2015 2016 2017
Yerli Kartların Yurt İçi ve Yurt Dışı Kullanımı
Kredi Kartı Banka Kartı
Aynı zamanda, kart harcamaları ile hanehalkı nihai tüketim harcamaları arasında da bir ilişki
mevcuttur. Grafik 3’te 2009 yılından günümüze kadar kart harcamaları ile hanehalkı nihai
tüketim harcamalarının seyri sunulmuştur.
Grafik 3: BKM, TÜİK
Kısacası, nakit ve madeni paralar ekonomiden kalkmakta onun yerini kartlı ödeme sistemleri
almaktadır. Bunun en belirgin örneği ise kart harcamalarının hanehalkı harcamaları içindeki
payının hızla artmasıdır. 1998 yılında, kart harcamalarının hanehalkı harcamaları içindeki
payı %0,05 iken 2016 yılında ise %37’lere gelmiştir. Grafik 4’te bu seyir sunulmuştur.
Grafik 4: BKM, TÜİK
0
200000
400000
600000
800000
1000000
1200000
1400000
1600000
1800000
2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017
Kart Harcamaları ve Özel Nihai Tüketim Harcamaları
Hane Halkı Tüketimi Kart Harcamaları
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
0,3
0,35
0,4
1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016
Kart Harcamaları (%Tüketim)
NAKİTSİZ EKONOMİNİN FAYDALARI
ÜRETİM YÖNÜNDEN
Hemen hemen tüm ülkelerin temel iktisadi amaçlarından bir tanesi uzun dönemli ve istikrarlı
bir büyümeyi yakalamaktır. Burada büyümeden kastedilen şey ise GSYİH’nin artırılmasıdır.
GSYİH’yi artırmanın birçok yolu olsa da ulusal ekonomiler kendileri için en düşük alternatif
maliyete sahip bir istikrar politikası belirlemek ister. Ancak bir ekonomide sadece üretimin
yapılması yeterli değildir. Aynı zamanda bu üretim sürecinde elde edilecek mal veya
hizmetlere bir talebinde olması gereklidir. Talebi oluşturan en önemli unsurlardan birisi de
hane halklarının tüketim talebidir. GSYİH’nin oluşumunda tüketim talebi önemli bir yer
tutmaktadır. 2016 yılında Türkiye ekonomisinde hanehalkı tüketim harcamaları GSYİH’nin
%61’ini oluşturmaktadır. Yani tüketim harcamaları ile üretim arasında karşılıklı bir ilişki
mevcuttur. Dolayısıyla tüketimdeki talebindeki düşüş veya bir istikrarsızlık doğrudan
GSYİH’yi, üretimi etkileyecektir. Özellikle geçici bir işsizliğe veya ekonominin durgunluğa
girildiği dönemlerde ekonominin ihtiyacı olan şey tüketim harcamalarıdır. Tüketim
harcamalarının azalması, kriz içerisindeki ekonomide krizin iyice derinleşmesine sebep
olacaktır. Bu ise istihdam-işsizlik, enflasyon, kayıt dışı ekonomi ve parasal büyüklükler gibi
makro büyüklükleri de etkileyecektir.
Örneğin, 2008 Küresel Krizi, Türkiye’nin kendi dinamiklerinden kaynaklanmamış olsa da
kriz Türkiye’yi de etkilemiş imalat sanayinde ve diğer sektörlerdeki daralma ile birlikte
üretim ve istihdamdaki düşüşler hane halkının tüketim taleplerinin düşmesine sebep olmuş bu
ise diğer temel makro büyüklükleri de etkilemiştir.
Aşağıda, Grafik 3’te TCMB’nin yaptığı İktisadi Yönelim Anketi Reel Kesim Güven
Endeksine Göre Üretimi Kısıtlayan Faktörler verilmiştir.
Grafik 5: TCMB, EVDS
Kartların olmadığı bir ekonomik yapıda hane halkları tüketimlerini cari gelirlerine göre
yapmak durumundadır. Grafik 5’te görüldüğü üzere özellikle ekonominin kriz dönemlerinde
talep yetersizliği önemli ölçüde artmaktadır. Bunun nedeni ise ekonominin krize girdiği
dönemlerde hane halklarının cari gelirlerinin düşmesi ve tüketim harcamalarını azaltmasıdır.
Ancak kart harcamaları cari gelir tarafından değil sürekli gelir tarafından belirlenmektedir.
Burada sürekli gelir, tüketicilerin sadece cari dönemde elde ettikleri değil uzun dönemde elde
edebilecekleri gelirlerin bir ortalaması olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla kart kullanımı
yaygınlaştıkça talepte daha istikralı hale gelecektir. Bu ise özellikle kriz dönemlerinde talep
yetersizliğinden şikayetçi üreticiler için istikrar kazanmış talep demektir.
0
10
20
30
40
50
60
2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018
TCMB Reel Kesim Güven Endeksine Göre Üretimi Kısıtlayan Faktörler
Kısıtlayan Faktör Yoktur Talep Yetersizliği İşgücü Yetersizliği
Hammadde Yetersizliği Mali İmkansızlıklar Diğer
Kısaca, kart kullanımı talebi daha istikrarlı hale getirerek üretimi de istikrarlı hale getirmekte
bu ise GSYİH’deki oynaklığı engellemektedir. Bu istikrarlı yapı diğer temel makro ekonomik
göstergeleri de olumlu yönde etkileyeceği açıktır. Tüketim harcamaları aynı zamanda çarpan
(çoğaltan) etkisi ile GSYİH artırmaktadır. Yani ekonominin durgunluğa girdiği dönemlerde
hane halklarının tüketim harcamalarının hızlı bir şekilde düşmesini engeller. Kızılot, Kılıç ve
Tokatlıoğlu’nun yaptığı çalışmaya göre kartlı ödeme sistemlerinin kriz döneminde
GSYİH’deki düşmeyi %12 oranında azalttığı görülmektedir.
KAYIT DIŞI EKONOMİ YÖNÜNDEN
Kayıt dışı ekonomi, gelir getirecek bir şekilde mal ve hizmet üretiminin, geleneksel ölçüm
yöntemleri ile tespit edilemeyen, dolayısıyla kayıt altına alınıp denetlenemeyen, gelir kazancı
yarattığı halde vergilendirilemeyen her türlü faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da
anlaşılacağı üzere kayıt dışı ekonomi çok geniş bir kavramdır. Sokaktaki işporta satıcısından,
firmaların kaçırdığı vergilere, ek mesai yapmasına rağmen karşılığını alamayan bankacılara
dek her alanda karşımıza çıkan bir olgudur. Kayıt dışı ekonomin kayıtlı hale gelmesiyle
birlikte vergi gelirlerinin artması, orta ve uzun dönemde ekonominin istikrarlı hale gelmesi,
gelir dağılımı ve istihdam gibi birçok makro ekonomik unsurun iyileşmesi yönünde faydası
olacağı açıktır.
Kayıt dışı ekonominin ölçülmesi konusu literatür üzerinde, herkesin anlaştığı bir konu
değildir. Yapılan farklı çalışmalarda Türkiye’de kayıt dışı ekonomi oldukça yüksektir. Grafik
6’da 2015 yılında Avrupa ülkelerinde kayıt dışı ekonominin GSYİH’ye oranları verilmiştir.
Grafik 6: Schneider, 2015
0
5
10
15
20
25
30
35
Bu
lgar
ista
n
Ro
man
ya
Türk
iye
Hır
vat
ista
n
Est
on
ya
Lit
van
ya
Gü
ney
Kıb
rıs
Mal
ta
Let
on
ya
Polo
ny
a
Slo
ven
ya
Yu
nan
ista
n
Mac
aris
tan
İtal
ya
İsp
any
a
Ort
alam
a
Port
ekiz
Bel
çik
a
Çek
Cum
huri
yet
i
Slo
vak
ya
İsv
eç
No
rveç
Fin
lan
diy
a
Fra
nsa
Alm
any
a
Dan
imar
ka
İrla
nda
Bir
leşi
k K
rall
ık
Ho
llan
da
Lük
sem
bu
rg
Av
ust
ury
a
İsv
içre
2015 Yılında Kayıt dışı Ekonomi (%GSYİH)
Kayıt dışı ekonomiyi önleme konusunda en etkin ve en önemli politikalardan birisi kartlı
ödeme sistemlerinin teşviki yani kart kullanımı artışının desteklenmesidir. Ülkemizde, satış
belgesi düzenleme usulü vergilemenin temelini oluşturmaktadır. Ancak satış sırasında devlet
adına vergi alan işletmeler bu satışlarını belgelemedikleri takdirde ödenen vergiler devlete
gitmemekte ve işletmelere haksız kazanç sağlamaktadır. Alışverişlerde nakit yerine kart
kullanımı işlemleri otomatik olarak kayıt altına almakta dolayısıyla kayıt dışılığı ve vergi
kaçakçılığını önlemektedir. Ekonominin krize girdiği dönemlerde kayıt dışılığın arttığı
düşünülürse kartlı ödeme sistemleri aynı zamanda vergi gelirlerinin düşmesini de
engelleyecektir. Ayrıca kayıt dışı ekonominin ölçüm zorluğunun yanında takibi de oldukça
zordur. Ödemeler kart ile yapıldığında takibi de kolay olmaktadır. Dolayısıyla bu yönüyle
gerçek dışı belge düzenleme olarak adlandırılan “naylon fatura” gibi düzenlemeleri önlemekte
ve bu yolla devleti de büyük zarara uğratan yasadışı olaylar da engellenmektedir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere, kart kullanımı artışının yani kartlı ödeme sistemlerinin
yaygınlaşması kayıt dışı ekonomiyle mücadelede en etkin ve en önemli politikalardan
birisidir. Bu durumda kart kullanımı artışının kayıt dışı ekonomide ne kadarlık bir düşüşe
neden olacağını hesaplayabiliriz. Bunun içinde Türkiye’de kayıt dışı ekonominin ve hane
halkı tüketim harcamaları içinde kart ile yapılan harcamaların oranının zaman içinde nasıl
seyrettiğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu amaçla Grafik 7’de, 2003-2015 yılları arasında
yıllık olarak bu iki değişkeninin ne yönde seyrettiğini göstermektedir. Söz konusu dönemde,
kayıt dışı ekonominin GSYİH’ye oranı düşmekte iken, hane halkı tüketim harcamaları
içerisindeki kredi kart kullanımı artmaktadır.
Çalışmada öncelikle kredi kartı harcamaları ile kayıt dışı ekonomi arasında Granger
nedensellik analizi test edilmiştir. Ardından kredi kartı harcamaları ile kayıt dışı ekonomi
arasında ilişkinin yönü için en küçük kareler yöntemine başvurulmuştur. Böylelikle yapılan
ekonometrik regresyon analizi sonucunda, kart harcamaları %1 arttığında kayıt dışı ekonomi
%16 azalmaktadır. Hesaplamalar Ek’te sunulmuştur.
Grafik 7: Schneider, BKM, TÜİK
Görüldüğü üzere, kayıt dışı ekonominin düşmesi yönünde harcamalarda nakit kullanımı
yerine kartlı ödeme sistemlerinin tercih edilmesi bir hayli önem taşımaktadır. Harcamalarda
nakit yerine kart kullanımının yani nakitsiz ekonominin teşviki özellikle kayıt dışı
ekonominin yüksek olduğu ekonomimiz için en önemli politikalardan birisi olacaktır. Ancak
kartlı ödeme sistemlerinin kullanımı sadece nihai mal ve hizmetlerin satışı sırasında değil,
üretim ve tedarik zincirinde de yaygınlaşması kayıt dışı ile mücadelede en önemli adımlardan
birisi olacaktır. Çünkü kayıt dışı ekonominin varlığı kayıt dışı üretim ile başlamaktadır.
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
0,3
0,35
0,4
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015
Kayıtdışı Ekonomi-Kart Harcamaları
Kayıtdışı Ekonomi (%Gsyih) Kart Harcamaları(%Tüketim)
YASTIK ALTI BİRİKİMİ YÖNÜNDEN
Yastık altı birikimi bir sokak deyimi olsa da zamanla ekonomide de kullanılır hale gelmiştir.
Kısaca insanların tasarruflarını banka veya benzeri finansal kuruluşlarına yatırmayarak evde
saklamalarına verilen addır. Yani ekonomiye herhangi bir katkısı bulunmayan âtıl bir varlık
konumundadır. Türkiye’de yastık altı birikimler daha çok altın ve dolar cinsinden
tutulmaktadır. Dünya Altın Konseyi tahminlerine göre Türkiye’de yastık altında 3500 ton
altın olduğu tahmin edilmektedir. Bugünkü rakamlarla 140 milyar dolar gibi bir büyüklüğü
temsil etmektedir. Dolayısıyla bu büyüklüğün ekonomiye kazandırılması yatırımlar için
gereken finansmanın kolaylıkla temin edilmesi bunun da istihdam ve büyüme gibi makro
büyüklüklere pozitif bir etkisi olacağı açıktır. Tüm dünyada hükümetler âtıl bir şekilde
bekleyen birikimleri ekonomiye çekmek adına birçok politika denese de pek başarılı
olamamıştır. Ancak Hindistan hükümetinin Kasım 2016’da dolaşımdaki emisyon hacminin
%86’sını oluşturan 2 para banknotunu ortadan kaldırıp ardından insanlara ellerindeki
birikimleri bankalara yatırması çağrısıyla uygulamaya konulan “Demonetization” başarılı
olmuş ve milyonlarca insan ellerindeki birikimlerini bankalara yatırmışlardır.
Paranın tümüyle ortadan kalktığı onun yerini kartlı ödeme sistemlerinin aldığı bir ekonomik
yapı düşünülürse yastık altı birikimlerin herhangi bir ekonomik işlemde kullanılamayacağı
açıktır. İnsanlar herhangi bir ekonomik işlemde bulunmak istediklerinde bunu kartlarla, banka
yoluyla veya benzeri finansal kuruluşlarla gerçekleştirmek durumunda kalacaklardır.
Dolayısıyla nakitsiz ekonomi politikası aynı zamanda insanların birikimlerini banka veya
benzeri finansal kuruluşlarda tutmasını zorunlu kılacak böylelikle ekonomide kullanılamayan
birikimler ekonomiye kazandırılmış olacaktır.
DİĞER BAZI TEMEL FAYDALARI
Bu çalışmada, nakitsiz ekonominin ekonomiye olan faydalarından sadece bazıları ana başlık
altında açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak faydaları bunlarla sınırlı değildir. Kısaca diğer bazı
temel faydalarının da vurgulanması gerekmektedir.
Nakit para işlemlerinde hem bireyleri hem de işyerlerini zorda bırakan sahte para
olayları ile karşılaşılmaktadır. Ancak, banka veya kredi kartının sahtesi yoktur.
Nakit paralar çalınma ve kaybolma riski taşımaktadır. Ancak kartlar kaybolup-çalınsa
dahi şifreli güvenlik sistemlerinden dolayı bireylerin varlıklarına zarar gelmez.
Nakit paralar elden ele dolaştığı için birçok mikrop barındırmakta ve bu da sağlık
sorunlarına yol açabilmektedir. Ancak kartlar kişiye özel olduğu için hijyeniktir.
Alışverişlerde nakit kullanımında ortaya çıkan bir sorun genellikle verilmeyen ve
önemsenmeyen bozuk-madeni para üsleri sorunudur. Ancak ödemelerde kart
kullanımı bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. BKM’nin araştırmasına göre
alışverişlerde nakit yerine kart kullanılması sayesinde Temmuz 2016-Haziran 2017
döneminde 71 milyon TL cepte kalmıştır.
Kamu harcamalarının en önemli unsurlarından bir tanesi de sosyal yardımlar
konusudur. Sosyal yardımlar konusunda kartlar sayesinde bazı harcamaların
kategorize edilebilmesi, örneğin ön ödemeli kartlarda eğitim yardımının sadece eğitim
harcamalarında kullanılabilmesi ve kolay takip özelliği gibi başlıca faydaları arasında
bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
Aren, S. (2013), 100 Soruda Para ve Para Politikası, İmge Yayınları, Ankara.
BKM (2017), Kredi Kartı Araştırması, Kart Monitör 2017, s:6, https://bkm.com.tr/wp-
content/uploads/2018/03/Kart_Monitor_2017.pdf , Erişim: 26.03.2018
BKM (2018), https://bkm.com.tr/raporlar-ve-yayinlar/donemsel-bilgiler/ Erişim: 26.03.2018
BKM (2018), Nakitsiz Toplum Yolunda Hindistan, BKM Yayınları.
Elgin, C., Erzan, R., Kuzubaş, Umut. (2015), “Türkiye’de Nakit ve Kart Ödemelerinin
Karşılaştırmalı Maliyeti”
Kızılot, Ş., Kılıç, C. Ve Tokatlıoğlu, İ. (2010) Kartlı Ödeme Sistemleri Ekonomik Katkılar
Raporu ve 2008 Krizinde Kartlı Ödeme Sistemlerinin Olumlu Etkileri, Gazi Üniversitesi,
Maliye-Vergi Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkez Yayını, Ankara.
Kızılot, Ş., Kılıç, C. Ve Tokatlıoğlu, İ. (2011), Kartlı Ödeme Sistemlerinin Tasarruf
Üzerindeki Etkileri ve Ekonomik Katkılar Raporu, BKM Yayınları, Aralık, İstanbul.
Kızılot, Ş., Kılıç, C. Ve Tokatlıoğlu, İ. (2014) Kartlı Ödemelerin Ekonomik Faydaları,
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Haziran, İstanbul.
Schneider, F. (2015), Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and 5
other OECD Countries from 2003 to 2015: Different Developments.
TCMB (2018), EVDS, İktisadi Yönelim Anketi, https://evds2.tcmb.gov.tr/, Erişim:
26.03.2018
TÜİK (2018), Harcama Yöntemi ile GSYH, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1105
, Erişim: 26.03.2018
Vergi Konseyi (2011), Kayıtlı Ekonominin Geliştirilmesi Sürecinde Kartlı Ödeme Sistemleri
ile Yeni Yöntem ve Teknolojiler, Türkiye Bankalar Birliği
Yılmaz, Ş. (2011), İktisadi Terimler Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
EK
a) Granger Nedensellik Testi: Granger nedensellik testini uygulayabilmek için serilerin
durağan olması gerekmektedir. Durağan olmayan verileri durağan hale getirmek gerekir.
Buna göre hiçbir değişken düzeyde durağan değildir. Değişkenlerin birinci farkları alınarak
durağan hale getirilebilmektedir. Hata terimleri ise düzey değerlerde durağandır. Değişkenler
eş bütünleşiktir yani uzun dönemde birlikte dengeye gelmektedir. En uygun gecikme
uzunluğu 2 olarak belirlenmiştir.
VAR Granger Causality/Block Exogeneity Wald Tests
Date: 03/22/18 Time: 13:21
Sample: 2003 2015
Included observations: 11
Dependent variable: LOGKD Excluded Chi-sq df Prob. LOGKH 4.972836 2 0.0832 All 4.972836 2 0.0832
Dependent variable: LOGKH Excluded Chi-sq df Prob. LOGKD 3.295148 2 0.1925 All 3.295148 2 0.1925
Kart harcamaları olasılık değeri 0.0832 olarak bulunmuş ve yüzde 10 anlamlılık düzeyine
göre kabul edilmiştir. Bu sonuçlara göre bağımsız değişkenimiz kart harcamaları (kh) bağımlı
değişkenimiz kayıt dışı ekonominin (kd) nedenidir sonucuna ulaşılmıştır.
Aynı şekilde kayıt dışı ekonominin olasılık değeri 0.1925 olarak bulunmuş ve yüzde 10
anlamlılık düzeyine göre Kabul edilmemiştir. Böylelikle, bağımsız değişkenimiz kayıt dışı
ekonomi (kd) bağımlı değişkenimiz kart harcamalarının (kh) bir nedeni olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
b) En Küçük Kareler Yöntemi: Değişimi daha net görebilmek adına verilerin logaritmaları
alındı. Bu sonuçlara göre kart harcamalarındaki %1’lik bir artış kayıt dışı ekonomiyi %16
oranında azaltmaktadır. Ayrıca yapılan Q test istatistiği sonucunda otokorelasyon
bulunmamıştır.
Dependent Variable: LOGKD
Method: Least Squares
Date: 03/22/18 Time: 13:22
Sample: 2003 2015
Included observations: 13 Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. LOGKH -0.166146 0.012683 -13.09935 0.0000
C -1.467777 0.017730 -82.78271 0.0000 R-squared 0.939757 Mean dependent var -1.242513
Adjusted R-squared 0.934280 S.D. dependent var 0.060738
S.E. of regression 0.015571 Akaike info criterion -5.346220
Sum squared resid 0.002667 Schwarz criterion -5.259305
Log likelihood 36.75043 Hannan-Quinn criter. -5.364085
F-statistic 171.5930 Durbin-Watson stat 1.725221
Prob(F-statistic) 0.000000
c) Hata Düzeltme Modeli: Hata terimlerinin katsayısı 0 ile 1 arasında olmalıdır. Bu
sonuçlara göre sapmanın yaklaşık %96’sı bir sonraki dönem düzelmektedir.
Dependent Variable: D(LOGKD)
Method: Least Squares
Date: 03/22/18 Time: 13:24
Sample (adjusted): 2004 2015
Included observations: 12 after adjustments Variable Coefficient Std. Error t-Statistic Prob. D(LOGKH) -0.148179 0.059458 -2.492174 0.0343
HATA(-1) -0.962388 0.362813 -2.652573 0.0264
C -0.000345 0.007164 -0.048109 0.9627 R-squared 0.548602 Mean dependent var -0.012244
Adjusted R-squared 0.448291 S.D. dependent var 0.021985
S.E. of regression 0.016330 Akaike info criterion -5.179368
Sum squared resid 0.002400 Schwarz criterion -5.058141
Log likelihood 34.07621 Hannan-Quinn criter. -5.224250
F-statistic 5.469022 Durbin-Watson stat 1.659522
Prob(F-statistic) 0.027895
d) VAR Analizi: Yapılan analiz sonucu en uygun gecikme uzunluğu 2 olarak saptanmıştır.
Vector Autoregression Estimates
Date: 03/22/18 Time: 13:20
Sample (adjusted): 2005 2015
Included observations: 11 after adjustments
Standard errors in ( ) & t-statistics in [ ] LOGKD LOGKH LOGKD(-1) 0.059402 -1.714708
(0.48063) (1.26382)
[ 0.12359] [-1.35676]
LOGKD(-2) -1.064084 1.081260
(0.52320) (1.37575)
[-2.03379] [ 0.78594]
LOGKH(-1) -0.334054 0.584750
(0.18982) (0.49913)
[-1.75984] [ 1.17154]
LOGKH(-2) -0.027036 0.141781
(0.09393) (0.24699)
[-0.28782] [ 0.57402]
C -2.978561 -1.079571
(1.20940) (3.18010)
[-2.46284] [-0.33948] R-squared 0.910557 0.978116
Adj. R-squared 0.850928 0.963527
Sum sq. resids 0.001894 0.013097
S.E. equation 0.017768 0.046721
F-statistic 15.27042 67.04363
Log likelihood 32.05923 21.42455
Akaike AIC -4.919859 -2.986281
Schwarz SC -4.738998 -2.805420
Mean dependent -1.260390 -1.245613
S.D. dependent 0.046020 0.244640 Determinant resid covariance (dof adj.) 4.91E-07
Determinant resid covariance 1.46E-07
Log likelihood 55.35228
Akaike information criterion -8.245869
Schwarz criterion -7.884147
-.05
.00
.05
.10
.15
.20
.25
.30
03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15
D(LOGKD) D(LOGKH)
-.05
.00
.05
.10
.15
.20
.25
.30
03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15
D(LOGKD) D(LOGKH) HATA(-1)