37 39 akin klişe evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/akin/1968/mayıs... · 2014. 5. 2. ·...

4
PERŞEMBE 30 MAYIS 1968 tdare ve Basım eri: 37 39 Mecidiye Sokağı LEFKOŞA - KIBRIS Kuruluş Tarihi: 1962 Fiat.: 15 Mil * YIL: 7 SAYI: 1078 nıınıınııııııınııiiiıııiHiıııııiiiım ııııııııııuıııııııuııııiiiiiıııııııııııım a HER TÜRLÜ KUŞE İŞLERİNİZ İÇİN s AKIN Klişe Evi — PAZAR HARİÇ HER GÜN ÇIKAR BAĞIMSIZ AKŞAM GAZETESİ — — İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Müdürü : Kemâl AKINCI — | HER ZAMAN EMRİNIZDEDİR 12X18 İNÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR LİNE VEYA HALF— TONE KLİŞELER SÜR ATLE VE EN UCUZ F1ATLA YAPILIR nillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll llllllllllllllllintllllllllllllllllllll İstanbul’un 515. fetih yıldönümü vesilesiyle YUNANE MPERYALlZMÎ KENDİNİ BİR KERE DAHA BÜTÜN ÇIPLAKLIĞIYLE GÖSTERDİ ANADOLU SEFERİ, ENOSİS KAMPANYASI HEP «BÜYÜK İDEAL» İÇİN!! onu - Türkiyede seçimler müzdeki Pazar günü yapılı - yor. Seçim kampanyası son ve en hararetli safhasında o lup, parti Genel Başkanları da kampanyaya katılmış bu- lunmaktadırlar. Yukarıda CHP Genel Başkanı ismet 3 YILDIR YANAfo BİR GÖLÜN ESRARI SONUNDA ÇÖZÜLDÜ EN MOSKOVA: ESki bir Rus şehri olan Novogorod yakınlarında bu- lunan İlmen gölünün suları, bundan birkaç yıl önce yan- maya başlamış, civardaki köylüler, hayretler içinde kal Huşlardır. Yapılan araştırmalar so - nunda, gölün içinde, yosunla , , , fin, bakterilerin, çeşitli yap - yakarak sınmaktadırlar rakların çürüdüğü, bir karı - şım hâline gelen bu maddele rin, yanıcı gaz istihsal ettikle ri tesbit edilmiştir. Gazlar, su yüzüne çıkarak, kabarcık- lar meydana getirmekte, üze rine kibrit tutunca, meşale gibi yanmaya başlamaktadır. Şimdi, ilmen gölündeki balıkçılar, kış aylarmda, gö lün ortasındaki bu meşaleleri İnönü Ankarada bir geziy'e çıkarak vatandaşlar arasına katıldığı sırada görülüyor. CHP’li kadınlar, İnönü’yü öpmeye çalışıyorlar. I âfâll T DENKTAS’LA 9 YENİDEN İstanbul’un fetih yıldönü - mü, Meğali Idea (Büyük İde al) şeklinde ifade edüen Yu- nan emperyalizminin bütün çıplaklığiyle bir kere daha kendini göstermesine vesile olmuştur. Kıbrıs Rumları, adanın çe şitli yerlerinde okul ve kulüp lerde törenler düzenTeyerek, günün anlam ve önemini” belirten nutuklar çekmişler, şiirler okumuşlar ve bu ara- da bir gün İstanbul’u Türk- lerden geri alacaklarına, bü- yük ideali gerçekleştirecekle yük ideali (!) gerçekleştire - çeklerine dair atıp tutmuşlar dır. Bu arada bu sabahki “Eth niki” gazetesinde çıkan bir yazı, Elenizmin menfur emel lerini olduğu gibi gözl'er ö- nüne sermektedir. Bu yazıda, İstanbul’un Türkler tarafından fethedildi ği gün “barbarlığın, medeni- yeti bastırdığı gün” olarak vasıflandırılmakta; Türkhe - rin, İstanbul’a girdikten son ra, yağmacılığa ve tahribata giriştikleri, ve kiliseleri, cami veya Türk süvarilerinin atla rı için ahır haline getirdikle ri iteri sürülmekte ve devam a, İstanbul’un bir gün yine, mutlaka Yunan olacağı iddia edilerek, bir halk şairinin aradan yıllar, asırlar geçse de, yine bizim olacak” şeklin deki mısraları, sık sık tekrar Ummaktadır. Yazıda, Bizans lmparato - ru Konstantin hakkındaki ef saneye de yer verilmektedir, BM Genel Sekreterinin Kıbrıstaki özel Temsilcisi Mr. B. F. Osorio Tafall, be- raberinde Barış Gücünün Kı demli Hukuk ve Siyasî Da - nışmanı Mr. R. Gorge oldu>- ğu halde, bu sabah Türk Ce maat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ı ziyaret ederek k'en dişiyle bir süre görüşmüştür. “BAŞKENT 68” HARBOYUNU Ankara 30 (BA): Her yıl yapılmakta olan Harboyunlarından ilki, dün Harbokulunda başlamıştır. Genel Kurmay Başkanı Or - general Cemal Tural ile Kuv vet Komutanları, Genel Kuı may İkinci Başkanı, Ordu Komutanları ve askerî Şûra üyelerinin izlemekte oldukla- rı “Başkent 68” Harboyunu üç gün sürecektir. Bu efsaneye göre Konstan - tin, ölmemiş fakat mermer - leşmiştir. Mermerleşmiş Kral bir melek tarafından, Türkl'e rin girmesi mümkün olma - yan bir mağaraya götürülmüş tür. Bu mağarada uyumakta dır. Bir gün melek, mermer leşmiş Kral’a kılıcını götüre cek, kendisini uyandıracak, ve Konstantin Paleoloğos, İs tanbul’u Türklerden geri ala çaktır. ETHNİKI gazetesi, şunları da yazmaktadır: “MEĞALİ İDEA” ! “Her efsanenin, her gele- neğin bir hikâyesi vardır. Fa kat mermerleşmiş Kral’ın ve Ayasofya çanlarının hikâyesi aynı fikir üzerine kurulmuş - tur. Bu fikir, İstanbul’un bir gün yine Yunan olacağı inan çından doğmaktadır. Bu ef- AYHAN BARAN LONDRA’DA BAŞARI KAZANDI LONDRA (AA): Devlet Operası sanatçıla- rından Ayhan Baran Londra “Wigmore Hall”de başarılı bir konser vermiştir. Piyanist Paul Hamburger eşliğinde Handel, Bononcini, Scarlatti ve Brahms’dan seç- me parçalar okuyan Türk san’atçısı salonu tamamiyle dolduran seyirciler tarafın- dan uzun uzun alkışlanmış - tır. saneler ve gelenekler, Megq lo İdea’nın (büyük ideal) çe kirdeğini teşkil etmiştir. Ne- siller boyunca Elenter, bu i deal ile beslenmişlerdir. Bu - gün, esir Elenlerin kalbini ısı tan, aynı idealdir. Bunlar a- rasında, biz Kıbrıslılar da va rız. 1821 ’in kurtuluş mücahit- leri, büyük ideale olan inan- la yola çıkmışlardı. Yıllarca kana boyanan Girit, Türk müstevlilerine karşı, büyük i- deale olan inanıyla savaşmış tı. 1912-13 kurtuluş savaşla rı, ve onun devamı olan Kü çük Asya seferi, aynı büyük ideale olan imanla başlamış tı. Fakat, bizim kurtuluş mü - cad'elemiz de, büyük idealin bir sonucu değil midir? Kıb- rıs’ın kurtulacağına inanma - Gaydık, silâha sarılır mı i - dik? Hürriyetimizi tamamla- mamız gerektiğin^ inanma sak, bugün mücadeleye de - vam eder mi idik? Kalbimi- zi ısıtan büyük ideal olmasay dı, Ingilize karşı savaşır ve bugün, Türkün karşısına di- kilir mi idik? Fransa’da karışıklık ve ka rarsızlık havası devam etmek tedir. Bu arada bütün Fran sa, Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’ün çok önemli bir açıklamasını büyük b i r heyecanla b e k - temektedir. De Gaulle, “dü - şünmek ve mühim bir karar almak üzere” dün taşradaki sayfiye evine gitmiştir. Kara nnı Paris’e dönüşünde açıklı yacaktır. De Gaulle’ün istifa edeceğine dair yaygın bir ka naat mevcuttur. Yukarıdaki resimde, Paris teki son öğrenci nümayişleri sırasında yangın çıkarmağa çalışan bazı nümayişçiler gö rülmektedir. Bilindiği gibi nü mayişçiler Paris’in çeşitli yer terinde birçok yangınlar çı - kamışlardır. Türkiye ile Amerika arasında ikili bir anlaşma feshedildi ESERLERİNİ 9. ULUSLARARASI BALKAN FESTİVALİNDE SERGİLEYECEK İstanbul’un Kartal - Malte pe Ortaokulu 1. sınıf öğren- cisi, ondört yaşındaki "çocuk ressam” Şerafettin Aykut Ün ı ker, 25 Temmuz - 8 Ağustos , tarihleri arasında Sofya'da ya Kiiçük Hans, kuzusu yaratan ve geçen zamana rağmen iyi dıjft gün bu resmi çektirmiş lefmey ince intihar etmiştir. Hayvan sevgisini hayatı ile ödedi Küçüklüğünden beri insan lardaîı çok hayvanları seven 14 yaşındaki Hans Kutscher isminde bir Alman çocuğu bu sevgisini hayatıyla öde- miştir. Çok sevdiği siyah ku zusu ayağından yaralanınca, acısına dayanamamış ve kü- çük süâhı ile kendisini vura rak intihar etmiştir. . Hans, hayvanlan ne kadar sevdiği- ni ölümünden sonra da ispat etmiştir, ölmeye karar verdi ği gece, hâtıra defterinden kopardığı bir sayfaya, geride bıraktığı hayvanlarının kimle re verileceğini yazmıştır. Sonra çıplak göğsüne, tam kalbinin bulunduğu yere u - fak bir daire çizmiş ve bura ya kurşunu sıkmıştır. VÜCUDUN TAKMA ORGANLARI REDDETMESİNİ ÖNLİYEN MADDE BULUNDU bir kimyasal tepki gösterme ğe zorlayan bir proteindir. Bu tepki sonucunda vücut, yabancı organı reddetmekte- dir. Antijen, birkaç gün önce, Bathesda (Maryland) Enstitü sünden Dr. Reinfield, Dr. Kahan ve Torino Üniversite- sinden Prof. Ruggero Cappc ilini başkanlığındaki bir grup tarafından tecrit edilmiştir. Doktorlar, altı kişinin da - laklarından aldıkları dalak lo kasitlerini alarak bir solus - yon, antijenin hücre yüzeyle- rine çıkması için ultra-sesle- re tâbi tutulmaktadır. Bun - dan sonraki adım, antijenin malekül yapısını tâyin et- mek olacaktır. Washington (AA): Amerikalı ve Italyan bilim adamlarından kurulu bir hey et, insan vücudunun takma organları reddetmesinde ha - yatî bir rol oynayan bir mad deyi tecrit etmeyi başardık- larını açıklamışlardır. “Ulu - sal Allerji ve Bulaşıcı Hasta lıklar Enstitüsü”nden Dr. Ralph Reinfield, tecrit edilen maddenin, vücudun yabancı dokuları reddetmesine yol a- çan maddelerden sadece biri olduğunu belirtmiştir. Buna benzer birçok madde olduğu sanılmaktadır. Tecrit edilen madde (Anti jen) vücudu yabancı protein lere karşı tepki göstermeye ve bu proteinleri yok edici pılacak 9. Uluslararası Bal - can Festivalinde özel olarak resimlerini sergileyecektir. Festival komitesinin dâvetini sevinçle karşılayan Ünker, lk ve tek sergisini 1967 Ara ığmda Beyoğlu Şehir Galeri sinde açmıştı. Resimde, Ün- ker, bir tablosu önünde. + TÜRK GENEL KUR- MAYI SUÇ İŞLEYEN YABANCI PERSONE - LİN KOMUTANI TARA FINDAN VERİLECEK “GÖREV” BELGESİNİ REDDEDEBİLECEK... Ankara. Türkiyede görevli Ameri - kan ve NATO askerî perso- nelinin suç işleme durumla- rının tesbitini tamamen ken- di âmirlerine bırakan ve böy lece Türk mahkemelerinde yargılanmalarını sınırlayan anlaşma, Türk hükümetinin teklifi ve Amerikanın kabu - lüyle, feshedilmiş, yeni an - laşmada Türk Genel Kurma- yına, Amerikan veya NATO makamlarının verdiği kararı kesinlikle red hakkı tanınmış tır. Buna göre, Türkiyede bu lunan bir askerî Amerikan veya NATO personeli biı suç işlediği sırada görev ba şmda bulunduğuna dair k'en di birliğinin âmirinden veya komutanından bir resmî bel- ge getirse dahi, Türk Genel- kurmayı, bu belgeyi ve olayı inceleyecek, sanığın görevli addedilemiyeceği kanısına vardığı takdirde, yabancı ko mutanın belgesini reddedebi- lecektir. Karşı taraf belgenin doğru luğunda ısrar etmek i s ferse bu konuda bir “siyasî teşeb- biiste“ bulunabilecek, mevzu diplomatik seviyede ele alına çaktır. Ancak bu, Türk Ge- nel kurmayının kararını etki leyemiyecektir. İstanbul’un 515. fetih yıldönümü parlak törenlerle kutlandı İstanbul 30 (BA). Istanbulun fethinin 515. yıldönümü dün sıabah tören- DR BLAİBERG’E YAPILAN KONTROL İYİ SONUÇ VERDİ Cape Town (AA): Dr. Bamard tarafından üç ay önce kalbi değiştirilen Dr. Blaiberg'in normal kont rol için yatırıldığı Groote Shuur Hastahanesinden ya - kında çıkacağı açıklanmıştır. Bayan Blaibcrg, kocasına ya pil an kontrollerin çok iyi no ticeler verdiğini söylemiş ve “Bu kontrollerin gerekçesi Blaiberg‘in iyileşmesinin na - sil bir seyir takip ettiğini ke sinlikle izlenmesinden ileyi gelmektedir.” demiştir. Yukarıda Blaiberg. eşi üe birlikte görülüyor. lerle kutlanmıştır. Geçit töreni saat 10.00’da Vatan Caddesinin surlarla birleşen noktasında top atış larıyİa birlikte başlamış, bu- nu, İstiklâl Marşı ve fetih şe hitleri için saygı duruşu izle miştir. Saygı duruşundan son ra Mehter Takımı cenk hava ları vururken, 65 kişilik tari hî birlik, eski bir topu mev zie sürerek koç başı, merdi- ven ve tahta kulelerle Ulu - batlı Haşan’» temsili ederek surlara tumanmış ve sancak tan dikmiştir. Törende açış konuşmasını yapan Fetih Derneği Başkanı, Türklerin tstanbul’u fetihlerinden son - ra tarihte eşsiz bir şehir ve Boğaziçi uygarlığı doğduğu- nu, Atalarımn bıraktığı yer- lerin her ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğini söylemiştir. Daha sonra Is - tanbui Belediyal Meclisinin biı üyesi de “bugünün İs - tanbul ve Türklük için bü - yük bir bayram olduğunu” belirtmiş, Fatih Sultan Meh- met’in İstanbul’u fethi ile Türk tarihinde yeni bir dö - nem açıldığını, bilime önem verildiğini ve vicdan hürriye- tinin bütün dünyaya tanıtıldı ğmı söylemiştir. İstanbul Üniversitesi adı - na Prof. Tekindağ da, Fatih in idealist bir kumandan ol- duğunu, ekonomik ve sosyal politikası ile Dünya tarihine yeni bir çığır açtığını anlat- hııştır. Istanbulun fethinin Türk Ulusuna maddî ve ma nevî yönden yükselme sağla Ilığını belirten Tekindağ, "Türkler, bütün ezilmiş ulus (ar tarafından kurtarıcı ola - rak kabul edilmişlerdir” de - miştir. Ordu adına yapılan konu? madan sonra, geçit töreni ya pılmıştır. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in türbesine gidilmiş, Yeniçeriler tarafın- dan türbe kapısına çelenkler konulmuş, bir kıt’a er, hava ya ateş ederek, Fatih'i selâm lamıştır. İstanbul’un fethinin 515. yıldönümü dolayısıyla dün gece şehir ışıklarla donatıl - miştir. MAAD TARA

Upload: others

Post on 26-Feb-2021

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 37 39 AKIN Klişe Evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/AKIN/1968/Mayıs... · 2014. 5. 2. · PERŞEMBE 30 MAYIS 1968 tdare ve Basım eri: 37 — 39 Mecidiye Sokağı LEFKOŞA

PERŞEMBE

30M A Y I S

1968

tdare ve Basım eri:

37 — 39Mecidiye Sokağı

LEFKOŞA - KIBRIS

Kuruluş Tarihi: 1962

Fiat.: 15 Mil*

YIL: 7 SAYI: 1078

n ıın ıın ıııııı ın ıı iii ıı ı iH iıı ı ı ı iii ım ııı ı ıı ı ı ı ıu ıı ı ıı ı ıu ııı ı ii iii ı ıı ı ı ı ıı ı ı ı ım— a

HER TÜRLÜ KUŞE İŞLERİNİZ İÇİN

s AKIN Klişe Evi

— PAZAR HARİÇ HER GÜN ÇIKAR BAĞIMSIZ AKŞAM GAZETESİ —

— İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Müdürü : Kemâl AKINCI —

| HER ZAMAN EMRİNIZDEDİR

12X18 İNÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR

LİNE VEYA HALF— TONE KLİŞELER

SÜR ATLE VE EN UCUZ F1ATLA YAPILIR

n ill ll ll ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l llll l l l ll l l l ll l l in t lllllll l l l ll l l l ll l l l

İstanbul’un 515. fetih yıldönümü vesilesiyle ’

YUNANE MPERYALlZMÎ KENDİNİ BİR KERE

DAHA BÜTÜN ÇIPLAKLIĞIYLE GÖSTERDİA N A D O LU SEFERİ, ENOSİS KAMPANYASI HEP «B Ü Y Ü K İD EA L» İÇİN!!

onu -Türkiyede seçimler müzdeki Pazar günü yapılı - yor. Seçim kampanyası son ve en hararetli safhasında o

lup, parti Genel Başkanları da kampanyaya katılmış bu­lunmaktadırlar. Yukarıda CHP Genel Başkanı ismet

3 YILDIR YANAfo BİR GÖLÜN ESRARI

SONUNDA ÇÖZÜLDÜ

EN

MOSKOVA:

ESki bir Rus şehri olan

Novogorod yakınlarında bu­

lunan İlmen gölünün suları,

bundan birkaç yıl önce yan­

maya başlamış, civardaki

köylüler, hayretler içinde kal

Huşlardır.

Yapılan araştırmalar so - nunda, gölün içinde, yosunla , , ,fin , bakterilerin, çeşitli yap - yakarak sınmaktadırlar

rakların çürüdüğü, bir karı - şım hâline gelen bu maddele rin, yanıcı gaz istihsal ettikle ri tesbit edilmiştir. Gazlar, su yüzüne çıkarak, kabarcık­lar meydana getirmekte, üze rine kibrit tutunca, meşale gibi yanmaya başlamaktadır.

Şimdi, ilmen gölündeki

balıkçılar, kış aylarmda, gö

lün ortasındaki bu meşaleleri

İnönü Ankarada bir geziy'e çıkarak vatandaşlar arasına katıldığı sırada görülüyor. CHP’li kadınlar, İnönü’yü öpmeye çalışıyorlar.

I âfâllTDENKTAS’ LA

9

YENİDEN

İstanbul’un fetih yıldönü - mü, Meğali Idea (Büyük İde al) şeklinde ifade edüen Yu­nan emperyalizminin bütün çıplaklığiyle bir kere daha kendini göstermesine vesile

olmuştur.Kıbrıs Rumları, adanın çe

şitli yerlerinde okul ve kulüp lerde törenler düzenTeyerek, günün anlam ve önemini”

belirten nutuklar çekmişler, şiirler okumuşlar ve bu ara­da bir gün İstanbul’u Türk- lerden geri alacaklarına, bü­yük ideali gerçekleştirecekle yük ideali (!) gerçekleştire - çeklerine dair atıp tutmuşlar

dır.Bu arada bu sabahki “Eth

niki” gazetesinde çıkan bir yazı, Elenizmin menfur emel lerini olduğu gibi gözl'er ö- nüne sermektedir.

Bu yazıda, İstanbul’un Türkler tarafından fethedildi ği gün “barbarlığın, medeni­yeti bastırdığı gün” olarak vasıflandırılmakta; Türkhe - rin, İstanbul’a girdikten son ra, yağmacılığa ve tahribata giriştikleri, ve kiliseleri, cami veya Türk süvarilerinin atla rı için ahır haline getirdikle ri iteri sürülmekte ve devam a, İstanbul’un bir gün yine, mutlaka Yunan olacağı iddia edilerek, bir halk şairinin aradan yıllar, asırlar geçse de, yine bizim olacak” şeklin deki mısraları, sık sık tekrar Ummaktadır.

Yazıda, Bizans lmparato - ru Konstantin hakkındaki ef saneye de yer verilmektedir,

BM Genel Sekreterinin Kıbrıstaki özel Temsilcisi Mr. B. F. Osorio Tafall, be­raberinde Barış Gücünün Kı demli Hukuk ve Siyasî Da - nışmanı Mr. R. Gorge oldu>- ğu halde, bu sabah Türk Ce maat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ı ziyaret ederek k'en dişiyle bir süre görüşmüştür.

“ BAŞKENT 68”

HARBOYUNUAnkara 30 (BA):

Her yıl yapılmakta olan Harboyunlarından ilki, dün Harbokulunda başlamıştır. Genel Kurmay Başkanı Or - general Cemal Tural ile Kuv vet Komutanları, Genel Kuı may İkinci Başkanı, Ordu Komutanları ve askerî Şûra üyelerinin izlemekte oldukla­rı “Başkent 68” Harboyunu üç gün sürecektir.

Bu efsaneye göre Konstan - tin, ölmemiş fakat mermer - leşmiştir. Mermerleşmiş Kral bir melek tarafından, Türkl'e rin girmesi mümkün olma - yan bir mağaraya götürülmüş tür. Bu mağarada uyumakta dır. Bir gün melek, mermer leşmiş Kral’a kılıcını götüre cek, kendisini uyandıracak, ve Konstantin Paleoloğos, İs tanbul’u Türklerden geri ala çaktır. ETHNİKI gazetesi, şunları da yazmaktadır:

“MEĞALİ İDEA” !

“Her efsanenin, her gele­neğin bir hikâyesi vardır. Fa kat mermerleşmiş Kral’ın ve Ayasofya çanlarının hikâyesi aynı fikir üzerine kurulmuş - tur. Bu fikir, İstanbul’un bir gün yine Yunan olacağı inan çından doğmaktadır. Bu ef-

AYHAN BARAN

LONDRA’DA

BAŞARI KAZANDILONDRA (AA):

Devlet Operası sanatçıla­

rından Ayhan Baran Londra

“Wigmore Hall”de başarılı

bir konser vermiştir.

Piyanist Paul Hamburger

eşliğinde Handel, Bononcini,

Scarlatti ve Brahms’dan seç­

me parçalar okuyan Türk

san’atçısı salonu tamamiyle

dolduran seyirciler tarafın­

dan uzun uzun alkışlanmış -

tır.

saneler ve gelenekler, Megq lo İdea’nın (büyük ideal) çe kirdeğini teşkil etmiştir. Ne­siller boyunca Elenter, bu i deal ile beslenmişlerdir. Bu - gün, esir Elenlerin kalbini ısı tan, aynı idealdir. Bunlar a- rasında, biz Kıbrıslılar da va rız.

1821 ’in kurtuluş mücahit­leri, büyük ideale olan inan­la yola çıkmışlardı. Yıllarca kana boyanan Girit, Türk müstevlilerine karşı, büyük i- deale olan inanıyla savaşmış tı. 1912-13 kurtuluş savaşla rı, ve onun devamı olan Kü çük Asya seferi, aynı büyük ideale olan imanla başlamış tı.

Fakat, bizim kurtuluş mü - cad'elemiz de, büyük idealin bir sonucu değil midir? Kıb­rıs’ın kurtulacağına inanma - Gaydık, silâha sarılır mı i - dik? Hürriyetimizi tamamla­mamız gerektiğin^ inanma

sak, bugün mücadeleye de - vam eder mi idik? Kalbimi­zi ısıtan büyük ideal olmasay dı, Ingilize karşı savaşır ve bugün, Türkün karşısına di­kilir mi idik?

Fransa’da karışıklık ve ka

rarsızlık havası devam etmek

tedir. Bu arada bütün Fran

sa, Cumhurbaşkanı Charles

De Gaulle’ün çok önemli bir

açıklamasını b ü y ü k

b i r heyecanla b e k -

temektedir. De Gaulle, “dü -

şünmek ve mühim bir karar

almak üzere” dün taşradaki

sayfiye evine gitmiştir. Kara

nnı Paris’e dönüşünde açıklı

yacaktır. De Gaulle’ün istifa

edeceğine dair yaygın bir ka

naat mevcuttur.

Yukarıdaki resimde, Paris

teki son öğrenci nümayişleri

sırasında yangın çıkarmağa

çalışan bazı nümayişçiler gö

rülmektedir. Bilindiği gibi nü

mayişçiler Paris’in çeşitli yer

terinde birçok yangınlar çı -

kamışlardır.

Türkiye ile Amerika arasında ikili bir anlaşma feshedildi

ESERLERİNİ 9. ULUSLARARASI BALKAN

FESTİVALİNDE SERGİLEYECEK

İstanbul’un Kartal - Malte pe Ortaokulu 1. sınıf öğren­cisi, ondört yaşındaki "çocuk ressam” Şerafettin Aykut Ün

ı ker, 25 Temmuz - 8 Ağustos , tarihleri arasında Sofya'da ya

Kiiçük Hans, kuzusu yaratan ve geçen zamana rağmen iyi

dıjft gün bu resmi çektirmiş lef mey ince intihar etmiştir.

Hayvan sevgisini

hayatı ile ödediKüçüklüğünden beri insan

lardaîı çok hayvanları seven 14 yaşındaki Hans Kutscher isminde bir Alman çocuğu bu sevgisini hayatıyla öde­miştir. Çok sevdiği siyah ku zusu ayağından yaralanınca, acısına dayanamamış ve kü­çük süâhı ile kendisini vura rak intihar etmiştir. . Hans, hayvanlan ne kadar sevdiği­

ni ölümünden sonra da ispat etmiştir, ölmeye karar verdi ği gece, hâtıra defterinden kopardığı bir sayfaya, geride bıraktığı hayvanlarının kimle re verileceğini yazmıştır. Sonra çıplak göğsüne, tam kalbinin bulunduğu yere u - fak bir daire çizmiş ve bura ya kurşunu sıkmıştır.

VÜCUDUN TAKMA ORGANLARI REDDETMESİNİ ÖNLİYEN

MADDE BULUNDUbir kimyasal tepki gösterme ğe zorlayan bir proteindir. Bu tepki sonucunda vücut, yabancı organı reddetmekte­dir.

Antijen, birkaç gün önce, Bathesda (Maryland) Enstitü sünden Dr. Reinfield, Dr. Kahan ve Torino Üniversite­sinden Prof. Ruggero Cappc ilini başkanlığındaki bir grup tarafından tecrit edilmiştir.

Doktorlar, altı kişinin da - laklarından aldıkları dalak lo kasitlerini alarak bir solus - yon, antijenin hücre yüzeyle­rine çıkması için ultra-sesle- re tâbi tutulmaktadır. Bun - dan sonraki adım, antijenin malekül yapısını tâyin et­mek olacaktır.

Washington (AA): Amerikalı ve Italyan bilim

adamlarından kurulu bir hey et, insan vücudunun takma organları reddetmesinde ha - yatî bir rol oynayan bir mad deyi tecrit etmeyi başardık­larını açıklamışlardır. “Ulu - sal Allerji ve Bulaşıcı Hasta lıklar Enstitüsü”nden Dr. Ralph Reinfield, tecrit edilen maddenin, vücudun yabancı dokuları reddetmesine yol a- çan maddelerden sadece biri olduğunu belirtmiştir. Buna benzer birçok madde olduğu sanılmaktadır.

Tecrit edilen madde (Anti jen) vücudu yabancı protein lere karşı tepki göstermeye ve bu proteinleri yok edici

pılacak 9. Uluslararası Bal - can Festivalinde özel olarak resimlerini sergileyecektir. Festival komitesinin dâvetini sevinçle karşılayan Ünker, lk ve tek sergisini 1967 Ara ığmda Beyoğlu Şehir Galeri sinde açmıştı. Resimde, Ün­ker, bir tablosu önünde.

+ TÜRK GENEL KUR­MAYI SUÇ İŞLEYEN YABANCI PERSONE - LİN KOMUTANI TARA FINDAN VERİLECEK “GÖREV” BELGESİNİ REDDEDEBİLECEK...

Ankara.Türkiyede görevli Ameri -

kan ve NATO askerî perso­nelinin suç işleme durumla­rının tesbitini tamamen ken­di âmirlerine bırakan ve böy lece Türk mahkemelerinde

yargılanmalarını sınırlayan anlaşma, Türk hükümetinin teklifi ve Amerikanın kabu - lüyle, feshedilmiş, yeni an - laşmada Türk Genel Kurma­yına, Amerikan veya NATO makamlarının verdiği kararı kesinlikle red hakkı tanınmış tır. Buna göre, Türkiyede bu lunan bir askerî Amerikan veya NATO personeli biı suç işlediği sırada görev ba şmda bulunduğuna dair k'en di birliğinin âmirinden veya komutanından bir resmî bel­

ge getirse dahi, Türk Genel­kurmayı, bu belgeyi ve olayı inceleyecek, sanığın görevli addedilemiyeceği kanısına vardığı takdirde, yabancı ko mutanın belgesini reddedebi­lecektir.

Karşı taraf belgenin doğru luğunda ısrar etmek i s ferse bu konuda bir “siyasî teşeb- biiste“ bulunabilecek, mevzu diplomatik seviyede ele alına çaktır. Ancak bu, Türk Ge­nel kurmayının kararını etki leyemiyecektir.

İstanbul’un 515. fetih yıldönümü parlak törenlerle kutlandı

İstanbul 30 (BA). Istanbulun fethinin 515.

yıldönümü dün sıabah tören-

DR BLAİBERG’E YAPILAN KONTROL

İYİ SONUÇ VERDİCape Town (AA):

Dr. Bamard tarafından üç

ay önce kalbi değiştirilen

Dr. Blaiberg'in normal kont

rol için yatırıldığı Groote

Shuur Hastahanesinden ya -

kında çıkacağı açıklanmıştır.

Bayan Blaibcrg, kocasına ya

pil an kontrollerin çok iyi no

ticeler verdiğini söylemiş ve

“Bu kontrollerin gerekçesi

Blaiberg‘in iyileşmesinin na -

sil bir seyir takip ettiğini ke

sinlikle izlenmesinden ileyi

gelmektedir.” demiştir.

Yukarıda Blaiberg. eşi üe

birlikte görülüyor.

lerle kutlanmıştır.

Geçit töreni saat 10.00’da Vatan Caddesinin surlarla birleşen noktasında top atış larıyİa birlikte başlamış, bu­nu, İstiklâl Marşı ve fetih şe hitleri için saygı duruşu izle miştir. Saygı duruşundan son ra Mehter Takımı cenk hava ları vururken, 65 kişilik tari hî birlik, eski bir topu mev zie sürerek koç başı, merdi­ven ve tahta kulelerle Ulu - batlı Haşan’» temsili ederek surlara tumanmış ve sancak tan dikmiştir. Törende açış konuşmasını yapan Fetih Derneği Başkanı, Türklerin tstanbul’u fetihlerinden son - ra tarihte eşsiz bir şehir ve Boğaziçi uygarlığı doğduğu­nu, Atalarımn bıraktığı yer­lerin her ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğini söylemiştir. Daha sonra Is - tanbui Belediyal Meclisinin biı üyesi de “bugünün İs - tanbul ve Türklük için bü - yük bir bayram olduğunu” belirtmiş, Fatih Sultan Meh­met’in İstanbul’u fethi ile Türk tarihinde yeni bir dö -

nem açıldığını, bilime önem verildiğini ve vicdan hürriye­tinin bütün dünyaya tanıtıldı ğmı söylemiştir.

İstanbul Üniversitesi adı - na Prof. Tekindağ da, Fatih in idealist bir kumandan ol­duğunu, ekonomik ve sosyal politikası ile Dünya tarihine yeni bir çığır açtığını anlat- hııştır. Istanbulun fethinin Türk Ulusuna maddî ve ma nevî yönden yükselme sağla Ilığını belirten Tekindağ, "Türkler, bütün ezilmiş ulus (ar tarafından kurtarıcı ola - rak kabul edilmişlerdir” de - miştir.

Ordu adına yapılan konu? madan sonra, geçit töreni ya pılmıştır. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in türbesine gidilmiş, Yeniçeriler tarafın­dan türbe kapısına çelenkler konulmuş, bir kıt’a er, hava ya ateş ederek, Fatih'i selâm lamıştır.

İstanbul’un fethinin 515. yıldönümü dolayısıyla düngece şehir ışıklarla donatıl - miştir.

M AAD TARA

Page 2: 37 39 AKIN Klişe Evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/AKIN/1968/Mayıs... · 2014. 5. 2. · PERŞEMBE 30 MAYIS 1968 tdare ve Basım eri: 37 — 39 Mecidiye Sokağı LEFKOŞA

A K I N ( S a y f a 2 )Perşembfc, 30 Mayıs 1968

KOÇ BURCU

21 Mart - "20 Nisan

BOĞABURCU

21 Nisan . İ0 Mayıs

İKİZLER

BURCU21 Mayıs .20 Haziran

YENGEÇ

BURCU21 Haziran20 Temmuz

a r s l a n

BURCU21 Temmuz20 Ağustos

BAŞAK

BURCU21 Ağustos20 Eylül

TERAZİ

BURCU21 Eylül .20 Ekim

AKREP

BURCU21 Ekim -20 Kasım

YAY

BURCU21 Kasım -20 Aralık

OĞLAKBURCU

21 Aralık .20 Ocak

KOVA

BURCU21 Ocak .20 Şubat

BALIK

BURCU21 Şubat - 20 Mart

Moralinizi düzeltmeniz lâ - zım. Bugün kaybettiğinizi ya rın gene kazanacak durum - da olabilirsiniz.

İrade lis in iz . A m a b u n u za

inanında ve yerinde kullan - masını bilmedikçe iradeniz - den de size fayda yok.

Uzun bir yol düsünüyorsu nuz. Ama bu yolu şimdi bit takım maddî zorluklar yü - zünden yapamıyacaksınız.

Çeşitli aksiliklerle karşıla - pacağınız bir gündesiniz. Heı adımızını hesaplı ve dikkatle atmaya çalışın.

Sevdiğiniz kimsenin arka - sından konuşmanızı size kim se yakıştıranıiyor. Haksız da değiller hani.

Biraz daha açık sözlü o - lun. Bu sevdiğiniz insanı mut lu kılacak, sevindirecek en önemli husus.

Anlaşılmaz bir insan oldu nuz. Asap bozukluğunuzun sebebini araştırıp bulmalısı - nız.

Günün birinde nasıl olsa size hak verecekler. Bunun i çin gönlünüzü şimdiden fe­rah tutabüirsiniz.

Şansınızı boş yere suçla mayın; çünkü bütün içleriniz, evet bütün işleriniz yoluna girmeye başladı bile.

Teferruat üzerinde dura rak boşuna vakit geçiriyor en önemli hususta harekete geçemiyorsunuz.

Fazla hayâl kurmanız, si­ze pahalıya mal olacak. Bi­raz da yüzünüzü gerçekler - den yana çevirin.

Ya evet ya hayır diyerek kesip atmalısınız. Karşınızda ki insanı oyalamak sonra sizi vicdan azabına sokacak.

b u l m a c a

l ' î J 4 J 6 *1 e 910.

da bir asatet ünvanı; Hilâl 8) uzun okumak; İki gözü görmez Vaktinden önce mânasına.

Soldan Sağa: 1) Fazla iç li, duygulu, alıngan; Do­labın gözleri 2) ölüm se bebini anlamak için cese di açmak işi; Tersi bir renk 3) Tersi dürülmüş kâğıt, deri; Bayağı 4) Belkemiğini teşkil «eden parçaların herbiri; Fası­la 5) Çetin, güç manası­na; Tersi kitap ciltleri - nin sırt tarafında iki uç ta kumaş örmesi parça 6) Fizikte mekaniğin bir kolu; Bir nota 7) İran’ -

Vezne uysun diye heceyi 9) Bir hayvanın erkeği;

ııııiü iıiiitiiııııııııııııııiü iıtiiıııın ttı ıım ıım ııi" iıııııııııııııııııııııııı

I D O Ğ A N 1i BAYLAR! GENÇ KIZLAR!

| Az bir para ile zengin ve şık bir odaya sa- =

E hip olmak ister inisiniz?

rl Şu halde, mobilyelerinızi DOĞAN MOBÎLYF. ^

- F.Vİ’nde yaptırınız- =DOĞAN MOBİLYE EVJ’NDE §

İt Ehven ffetlarU

Ş Garamtilj =

Ve ince zevke uygun mobilyeler E

hazırlanır i

DOĞAN MOBİLYE EVI’Nİ İ

İ MUTLAKA ZİYARET EDİNİZ

41. MECİDİYE SOKAK |

= Lefkoşa =7 ı ın ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı iM i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı : ı ı ı ı ı ı ı ı ı t ı ı ı ı ı ı i ı i ı ı t ı ı ı ı ı ı ı ı i i i ı ı ı ;

Yukarıdan Aşağıya 1) Ateşli silâhlarda merminin kap sülüne vuran kısım veya hayvan ismi; Tersi ikide birde gayri iradî kaş göz oynatma 2) Tersi badem; Serbest; Bir harf okunuşu 3 Suratını asmak, hoşa gitmeyen şeye yüzü buruşturmak. 4) Çiçeksiz bitkilerde üreme organı 5) Biri­nin emri altında bulunan mâdun; Tersi sonra, sonraki baş

ka mânasına 6) Bir nota; Sevgide üstün tutulan 7) Bir sebze 8) Çok uzaklardan gemi uçak haber veren cihaz; Bir renk; 9) Bir erkek adı; Teşbihin uzunca ve çıkıntı lı kısmı 10) Harf okunuşu; Yuva, ev (Eski dil)

Diinkii Bulmacanın Ilalli:

Soldan Sağa: 1) Nadas, Se 2) Arife, Arya 3) Za, E- lim, Ar 4) ibadet 5) Ras, Akaba 6) Enlem, Laik 7) Aya- sofya 8) Nane, Ara 9) İt Rab,, Nap

Yukarıdan Aşağıya: 1) Nazire, Ni 2) Araban, At 3) Di, Aslan 4) Afed, Eyer 5) Sele, Ma 6) İta, Sab 7) Sam, klor 8) Er. Aifan 9) Yarbay 10) Bar. Akalp

IIIIIIIIM illllllııılitlin ilIltlIllllllltlIllllM IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM IIIIIIIIIM IIIN

I HERKES I

I ÇİÇEK MAĞAZASINA )= KOŞUYOR... |

Çünkü aranılan her çeşit Bafldflaliye eşya- 5

E sı, en ucuz ftatlarla yalnız mağazamızda satıl- EE maktadır.

Papağan, Kanarya, Keklik ve bütün kuş Ei çeşitleri, Kafes çeşitleri, yuıva ve taş, suluk, jjj

£ yemljkler ve aranan bütün kuş malzemeleri, EE akvaryum için her çeşit balı& yemlerj satılmak E

E tadır, i;

Ayrıca, muhtelif çiçekler, donmuş et ve ba ş

E lik çeşitleri çok ucuz fiyatlarda.

MERCAN BALIĞI: OKKASI 2 ŞİLİN

E Mutlaka mağazamızı ziyaret ediniz. Aradı. E

E ğımz her şey ̂ bulacak ve ucuzluk karşısında =

E rayret edeceksiniz. E

Sahibi: HALİL FİKRET

E Adrese Dikkat: E

İnönü Meydanı No 10

| LEFKOŞA 1Uim illlllllllllM lllllim illllllllim iIllIllU IIIIIIIIHM IllltlIllllllIllllIlK II

ıiıııııtııııi!iıiımıııi!iııııınıııııi!iıiiinı»-,ı>ıiıım»»t!iıı»'»wiîiinııııw

PİKNİK LOKANTASI

B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z

GÖZLÜK TAKANLAR

N EYE DİKKAT

ETMELİDİR?

Gözlük takan hanımların bilhassa gözlük çerçeveleri - nin rengi ile makyajlarının a rasmda bir ahenk bulunmak gerekir. Gözlüğün cilt ve saç rengi ile tezat teşkil etme - mesi de şarttır. Gözlük kul­lanan bir hanımın çok koyu renge boyanması hiç de iyi durmaz. Fakat gözlük çerçe­vesinin kaşları kapatmasışarttır. Gözlükle rimel sürme nfek icabeder çünkü fazla dikleştirilmiş kirpikler göz- lilk camına değeceğinden o kimseyi rahatsız etmekten ve çirkin bir görünüş vermek ten başka bir işe yaramaz, bunu unutmamalıdır.

KÜÇÜK ÇOCUKLAR KAÇ SAAT UYUMALIDIR?

İki yaşında bulunan bir çocuğun gece 12, gündüz ise en az 2 saat uykuya ihtiyacı bulunmaktadır. Biraz büyü - yen çocuğun öğte uykusuna itiraz ettiği ve uyumak iste­mediği görülen hâllerdendir. Fakat bunu çocuğun keyfine bırakmayıp gerre de hiç ol - mazsa bir iki saat dinlenme­sini sağlamak gerekir. Okul çağına geldiklerinde ise gün­düz uykuları kısıtlanmakta - dır. Dokuz yaşındaki bir ço cuğun geceleri 11 saat uyu - ması gerekir. Fakat bazıları nin daha çok uykuya ihtiya­cı bulunmaktadır.

Eğlencelik

RADYO PROGRAMI

MAĞUSACANBULAT

ÖĞLE VE GECE

2 Ocakla DcııerBciltletilmeden pidede servis

* PİDEDE her çeşit KEBAP

YEPYENİ serinletici dekor

fa Haıkikaten kendinizi ovada, Piknik’te zannede jjj

E celisiniz E| BEKLERİZ BUYURUNUZ

filllll||llllllll|l||IIIHHIIIIIIHIItHtlllllUtJIIIJllll»l*<l IIHIIHIIIIIISİIIIIIII

*

BAYRAK RADYOSU AKŞAM YAYINI

16.00 Şarkı Türkü ve oyun Havalan

16.30 Sevilen sesler17.00 Lefkoşa İlkokulları a-

rası Bilgi Yarışması18.05 Halk Müziği Dinleyici

İstekleri18.30 Haberler18.40 Ahmfet Çağandan şar

kılar19.00 Radyo ile Almanca19.10 Ses Yıldızı: Johnny

Hallyday19.30 Beraber ve Solo şarkı

lar20.00 Ülkeler ve Özellikleri20.10 Kutlu Payaslı okuyor20.30 Max Gragur ve Bert

Kaemfert Orkestraları21.00 Karma Türk Müziği21.30 Temsil Saati: Suçlular22.20 Şehnaz Faslı22.50 Piyano Melodileri23.00 Kapanış

CUMA, 31 Mayıs 1968

SABAH YAYINI07.00 Kur’an-ı Kerim ve

Açıklaması07.15 Haberl'er07.25 Zeybek havdan07.40 Türk Müziğinden

Seçmeler08.10 Brezilya’dan Müzik08.30 Muzaffer Akgün’den

Türküler08.45 Batı Solisti: Connre

Francis09.00 Kapanış

ÖĞLE YAYINI12.00 Kadın San’atkârlardan

birer şarkı12.15 Türk basınından

Yankılar12.25 Çeşitli Türk Müziği12.55 Stcve Lawrencc13.10 Bir Soiist: Alâeddin

Yavaşça13.30 Haberler13.45 Nurten lnnap'tan

Türküler14.00 Kapanış

KAATİL POLİTİKACIrİAA, p e t c a ' v a B u n u n e r e m mBİLEBİLDİĞİMİ TA/v\ SORACAKTI

eeaiK i konduğun herif şef ...BUNA YOL GÖS1ERİYOB, BU DA OFL S/N/ KARtŞTtOtYOGDU. İkJSIn İ 0£

^ 0£T/«C>fA1.

suçusruYAKALAOtNHA... AFE.

HOLM ES NE YARACA. GIKII N E DİYECEĞİNİ ŞA ŞIR M IŞTI. S A N TA Z . Z A HAKLIYDI. SATIL. MIŞ POLİSLEKD£N YARARLANAM IYAN ' SAVCI, İKİ HIRSIZ T U T U P ŞANTAZZA H A K K IN D A B İLG İ EDİNAAİYE Ç A LIŞ M IŞ . T l . FAKAT ÇgTE REİSİ B U T A K TİĞ İ.Ni DE Y U TM A M IŞ Tl

S A V C IN IN ... >•- -

(Devamı var)

RADYOSUAKŞAM YAYINI

17.00 Açılış ve program17.30 Batı Müziğinden

Seçmeler17.45 Bir bizden bir sizden18.30 Haberler ve yorum18.45 Sevilen Ezgiler19.00 Aşık Veysel’den!

Türküler19.15 Hafif Batı Müziği19.30 Zeki Müren’den

şark dar20.00 Kapanış

CUMA, 31 Mayıs 1968 SABAH YAYINI

07.00 Kur’an-ı Kerim ve Açıklaması

07.15 Haberler07.25 San’atkârlar Geçiyor07.45 Nevin Akol’dan

Türküler08.00 Bir Solist: Connie

Francis08.15 Rahmi Sönmezocak’-

tan şarkılar

Ö Ğ LE YAYINI12.00 Karma Türk Müziği12.30 Melodi kervanı12.45 Türküler13.00 Gülizar Ersel’den

şarkılar13.15 Ajda Pekkan’dan

Ezgiler13.30 Haberler 13.40 Karışık şarkılar 13.55 Ara Müziği14.00 Rumca haberler14.15 Kapanış

İSVEÇ’TE BAZI

ÖĞRENCİLER AÇLIK GREVİ

YAPIYORLAR

Stockholm (AA):

Öğrenci birliği binasını iş­

gal eden 700 kadar İsveçli U

niversıte öğrencisi, yeni bir

gösteri düzenlenip düzenlen­

memesi konusunu görüşmek

tedir.

öte yandan, Stockholm so

kaklarında bir gösteri yürü -

yüşü yapan 1000 kadar İs­

veçli, İsveç’in az gelişmiş ül

kelere yaptığı yardımı artır­

masını istemiştir. Parlâmen -

to binasının önünde açlık

grevi yapan Lund Üniversite

si öğrencileri, az gelişmiş mil

letlere yardım konusunun

parlâmentoda görüşülmesine

başlanıncaya kadar greve de

vam edeceklerini açıklamış -

1 ardır, öğrenciler, açlık gre­

vine iki gün önce başlamış - lardır.

BRUKSELDE VERİLEN

“ BUGÜNKÜ TURKLER VE TÜRKİYE” A DU

KONFERANS İLGİ İLE İZLENDİ

Brüksel (AA):

Fransız Üniversitesi Profe

sörlerinden Türkolog Jean

Paul Roux, Brüksel Turizm

Tanıtma Büromuzun düzenle

diği bir toplantıda “Bugünkü

(Devamı 3- uyfM k)

— Sor bakalım, «vli miymiş, bekâr m ı?

İKİ SEBEPGenç avukat, arkadaşı ile

oturmuş içiyordu, bir ara meslek aşkıyla coşup konuş­maya başladı:

— “Boşanmaların en yay gın iki sebebi nedir, bilir mi­sin Ahnıet’çiğim?” diye sor­du.

Beriki başını salladı:— “Erkekler ve ka

KADINLARVE ÖBÜR DÜNYA

Zebani cehennemdc, yeni gelenleri sorguya çekiyordu.Bir kadına sıra gelince kük­reyen bir sesle sordu: “Söy­le bakalım, hayatta iken ne iş yapıyordunuz?” Kadın, ezi le büzüle: “Terziydim efen - dim, dedi, dikiş dikerek ha yatımı kazanıyordum.” Zeba nî yine kükredi: “Behey gü- dostum. Bunu bilmeyecek tfe nahkâr, kadınlara süslü elbi- var?”Seler dikip onları güzelleştin yor, günaha sevkediyordun ha.. Yürü ateşe! İkinci kadı­na döndü: “Sen söyle baka­lım, hayatta ne işle meşgul­dün?”

— Efendim, ben bir ber­berde kalfa idim.

Zebani bağırdı:— Tamam, sen de ateşe!Üçüncü kadın, şahane vü

cutlu, nefis bir sarışındı. Ze baninin sualine kırıtarak ce­vap verdi:

— Ben günahkâr bir ka - dindim zebani efendi.

Zebani, bıyıklarını bura - rak kadını tepeden tırnağa şöyle bir süzdü.

— Güzel.. Sen şu bulutun arkasına geç, bekle; şimdi ge liyorum!

PARA İLE AKIL

İki arkadaş konuşuyorlar­dı. Biri:— Milyoner olsaydım, de -

di. senenin altı ayım Pariste altı ayını New Yorkta, altı aymı da Monte Carlo’da ge­çirirdim.Beriki güldü:— Sen seneyi 18 aya çıkar

dm, azizim, dedi.Genç adam başını salladı:— Görüyorsun ya, para in

sanın aklını nasıl başından a lıyor!

ÖLÜMSÜZ ÜLKE

Emlâk alım satım cısı, müj

terisine bir villâyı gezdiriyor

du. Villanın iyi yönlerini sa­yıp dökerken bir ara coştu:

— Bilmezsin, efendim , de

di, burası İngiltere’nin cn iyi

havalı yeridir, burada hiç

kimse ölmez.Müşteri şüpheyle dudak

büktü:— İyi ama d'emin buraya

gelirken bir cenazeye rastla

dım.Emlâkçi boynunu büktü:

— O bizim cenaze levazı

matçısı, efendim, dedi, zaval

lı işsizlikten aç ka lıp öldü.

— Artık beni eskisi kadar sevmediğin, fermuarımı çe • kişinden bile belli oluyor, Alber!..

KREUZER DOLMA KALEM VE BiROLARI

Her yerde ısrarla KREUZER İSTEYİNİZ

Sağlam. Ucuz ve iyi kullanışlıdır.

Dünyaca »sim yapmış yegâne kalemdir.

* S

DİKİŞ MAKİNALARIBaşlka dikiş makinelerinin yapamadığını

SINGER düz dikiş, zikzalk otomatik ve tam oto"

matilc dikiş makineleri yapar-

SINGER BUZDOLAPLARI★ ÇEŞİTTE BİRİNCİ

★ KALİTEDE BİRİNCİ

★ YENİLİKTE BİRİNCİDİRAyrıca çeşitli büyüklükteki gaz ocakları, en

*°n modaya uygun çocuk arabaları ve çocuk bi

sikletleri Mağazalarımızda en ucuz fiyatlarla kıs

men kolaylık yapılarak satıhnaıktadır.

KIBRIS ADASI SINGER MAM0LLER1

TÜRK İTHALATÇISI

Tekin M. Birinci174 — 180 GIRNE CADDESİ ve

4 — 6 İPLİK PAZARI

a TEL: 5302 _munnnuunm

KHHMaHHHHHHö»»» HXOGOCOHOUBEUtOEQtQSQntHQBKMMMMM$fljI

LEFKOŞA — LIMASOL — BAF Yollaruıdfcen çok güveneceğiniz taksj servisi

EmniyetSür’at ve Selâmet içinde My&httt içîa

EMNİYET TAKSİ SERVİSİ

Page 3: 37 39 AKIN Klişe Evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/AKIN/1968/Mayıs... · 2014. 5. 2. · PERŞEMBE 30 MAYIS 1968 tdare ve Basım eri: 37 — 39 Mecidiye Sokağı LEFKOŞA

Perşembe, 30 Mayıs 1%8 SHOtHHIZl

Ajda Pekkan Avrupa’ya diye Alanya’ya gitti

Sinemanın, '^kse en me­

rak lı y ıld ız ı olarak daima

dikkatleri üzerinde toplıyan

Ajda Pekkan, son olarak da

dinlenmeye gittiği Alanya i-

ç in çoğu dostlarını Avrupaya

gidiyorum diye İstanbul’dan

ayrılmıştır.

A jd a ’n ın annes i de telefon

larda Ajdayı arayanlara kar

şı “Avrupa’dadır, onbeş gün

sonra dönecek” demektedir.

Şimdi çoğu kimsenin, Avru -

pa’da tur attığını zannettiği

Ajda Pekkan, hâlen Alanya

da bir mfttelde, yanında sev­

gilisi Orhan Aker de olduğu

halde kalmaktadır.

On beş gün Avrupa yeri­

ne Alanya’da dinlenecek o -

lan Ajda Pekkan, orada bol

bol güneş banyosu yapmakta

ve yaz sezonuna hazırlanmak

tadır.

I 1M İLI I I | I I I I I I » M I » t I I I I I

l» l i n i n I I M Mı!

CİLALI İBO YİNE

PERDEDE

— Rejisör - Prodüktör Os

man F. Sedcn, ‘'Cilâlı lbo”

serisini yeniden canlandırma

ğa karar vermiş ve “İstanbul

Kaldırımlarında” adlı müzi -

kal bir komedi senaryosu ha­

zırlamıştır. Mehmet Dinler

yönetiminde çekimine başla­

nan) filmde Yıldız Tezcan

Feridun Karakaya. Peri Han,

Muzaffer Tema, Tunç Oral,

Necdet Tosun, Piraye Uzun,

oynamaktadır. Görüntü yö -

netmeni Nedim Akanlar’dır.

RENKLİ KÖROCLU

— Rejisör Atıf Yılmaz, U ğur Film adına renkli “Kö- roğlu” filmini çekmeğe Top- kapı Sarayında başlamıştır. Köroğlu’nu filmde Cüneyt Arkın, Bolu Beyi’ni Hayati Hamzaoğlu, kızkardeşi Hüs- nübâlâ’yı Fatma Girik, Hoy lu Beyi Reha Yurdakul, Kö­se Keman’ı Danyal Topatan, Deli Yusuf’u Mümtaz Ener canlandırmaktadır. Senaryo sunu Ayşe Şasa yazmış, gö - rüntü yönetimini Gani Tu- ranlı yapmaktadır.

Belçikalı güzel Monica,

(solda) Cannes’da macera a

ramağa gelenlerden biridir.

Ancak onun aradığı macera

erkeklerle ilgili değil, meslek

le ilgilidir. Monica manken

lik etmektedir. 18 yaşında -

dır ve fotoğraf modeli ola -

rak çalışmak en ziyade iste­

diği şeydir. “Sinemaya an -

cak bu yoldan girebilirim”

diyen genç kız, poz verirken.

İsveçli artist Juliana (sağ­

da) plâja gitmek üzere önü

tamamiyle açık, beli kemerli

tek parça mayosunu giymiş

olarak otomobilde. Juliana

Cannes güneşinin kendisine

verdiği yaşama sevinci için -

de olanca neş'esiyle dilini an

lamadığı herkese gülerek mu

kabele etmektedir, Bu hali,

İsveçli genç kızı son derpcc

sevimli göstermektedir.

CANNES PLÂJLARI BU YIL DA

GÜZELLERLE DOLDUCannes:—

Uluslararası film festivali­nin öğrenci gösterileri dolayı sıyla yarıda kalması burada­ki havayı fazla değiştirmemiş tir. Esasen sıcakların gecik­

mesi de festival dolayısıyla Cannes1 a beklenen akını ge- ciktirmemişti. Birkaç gün ge çip jüri üyeleri de istifa et * tikten sonra artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Yarışma

Yeşilçam’ın müzmin bekârı:REHA YURDAKUL

SEVİNÇ PEKİN

SİNEMAYA DÖNÜYOR

Birçok filmde başrol oyna

diktan sonra sahneyi seçen

Ve hafif müzik şarkıları oku

mağa başltyan sarışın yıldız

Sevinç Pekin, yakında yeni­

den film çevirmeye başlıya -

çaktır. Şantör Ertan Anapa i

le beraber As Kulüp'te çalış

makta olan Sevinç Pekin,

çıktığı Adana ve Ankara tur

nesinden döner dönmez And,

Saner ve Kervan Filmlerin

Resimde Sevinç Pekin gö-

kordelâlarında rol alacaktır,

rülüyor. [

Yaşı 40’ı bulmuş Yeşilçam men Okulunda çalışırken ın “Müzmin Bekâr”ı Reha Reha Yurdakul’u görmeliydi Yurdakul’a: niz. Etrafı yüzl'erce genç kız

— Şimdiye kadar niye ev - la çevrilmişti. Jönden daha lenmedin? diye sormağa s a ­kın kalkmayın. Hemen bey - lik cevabı yapıştıracak:

— Henüz, aradığım evsaf ta bir dişi karşıma çıkmadığı

! için” Ya da:— Tanıştığım kızların hiç

j biri bana hayat arkadaşlığı e deCek nitelikte değildi, şek­linde cevap verecektir.

Bir dergide Reha Yurda - kulla ilgili bir röportaj çık­mış: “Ana yok, baba yok.Mutlu görünen mutsuz a- dam” diye. Sen misin bunu yazan. Yazı çıkar çıkmaz yüzlerce kızdan mektup mek tup üstüne yağmağa başla - mış. Evlenme tekliflerinin haddi hesabı yok. Hatta kı - zm biri, uçakla Ankaradan kalkıp gelmiş: “Ben seni mut lu kılayım; analık babalık e-" deyim; senin her şeyin ola - yım” demiş.

— Bugüne kadar tek ar - tistle flört etmedim, diye ö- vünen Reha Yurdakul’un, bu öğünmesini. rejisör Nejat Saydam yarıda kesiyor, elini omuzuna koyarak:

— “Sinemamızın Kazano- vası” diyor. Nereye çalışma-

i ğa gitsek, etrafımız kızlarla halka olur. Erzurum’a “Buz­lar Çözülmeden” filmini çek

; mek için gitmiştik. Kız öğret

çok sükse yapıyor. Geçenler de Bursa’ya gitmiştik. Yine aynı şey.. Kızlar jönü bira - kıp, karakter oyuncusuyla il

gilenm’ezler mi? Şeytan tüyü mü var bunda, anlıyamadıın bir türlü..”

Reha Yurdakul, bu sükse sini, filmlerde canlandırdığı karakterlere, bir de özel ha­yatında adını dedikodulara karıştırmamasına borçlu.

Bir türlü peşini bırakma - yan kızların takibinden bu - cak bucak kaçan, filmlerini de herkesten gizleyen Yurda kul, “Evlenmek mi? Bunun cevabını Vermek çok erken değil mi? Henüz karar vere­medim. insan bu yaşa gelin­ce biraz ihtiyatlı hareket et- m'eyi seviyor” demektedir.

Her tür ü klişe işleriniz için

A K I I N I KLİŞE EVÎ

12X18 İNÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR U N E VEYA HALF-TONE KLİŞELER POZİTİF VEYA NEGATİF OLARAK YAPILIRSERÎ - TEMİZ - UCUZ İŞ

37-39 Mecidiye Sokağı - LEFKOŞA

Reha Yurdakul’un şimdi - yc kadar çevirdiği filmlerin sayısı 100ü bulmuş.. En faz­la filmi de furya yılı sayılan 1966 da çevirmiş. Tam 15 tane. En son çevirdiği film - ler “Fakir Çocuklar” “Istan bul Dehşet İçinde”, “Kolsuz Kahraman”, “Unutulan Yıl­lar”, “Altın Çocuk Beyrut - ta.”

1949'da jönprömiye ola - rak sinemaya atılan Reha Yurdakul, birkaç filmde oy­nadıktan sonra, Pars Film’i kurup kendi adına film yap­maya başlamış. Üç film çe - virdikten sonra bakmış ki, film yapımcılığı ayrı şey, ak törlük ayrı, ikisinin bir ara­da yürüdüğü de pek görül­memiş. Yapımcı kalsa aktör lükten olacak. Oysa onun içi san’at ateşiyle tutuşup dur - makta, 5-6 yıl aktörlükten e lini ayağını çektikten sonra, sonunda yine eski mesleğine, aktörlüğe dönüvermiş. Şimdi daha çok karakter rollerine çıkıyor. Filmlerin ikinci ada mı durumunda..

105 kiloyken “forma gi - rip” kilosunu 85 kiloya dü­şüren Reha Yurdakul, film şirketleriyle mukavele yap - mıyor. Çağrıldığı zaman, e - linde başka iş yoksa anlaş­mayı yapıp, o filmde oynu - yor.

ya gönderilen filmlerin ö - nemfi bir kısmı geri çekildi - ğinden Cannes’a gelen artist ler vakitlerini değerlendir - mek ve kabil olduğu kadar dinlenmekten başka bir şey düşünmez olmuşlardır.

Beklenmedik bir anda pat lak vererek hızla gelişen o - laylar ilgilileri kısa bir müd det için şaşkına çevirmiştir. Ancak güneşli günler gelin­ce Cannes, normal manzara­sını almıştır. Yani gerek an gajman peşinde koşan artist adayları, gerek tanınmış kim seler plâjlara akın etmişler - dir. Carlton, Martinez gibi o tellerin lüks müşterileri otel­lerin özel plâjlarında güneş­lenirken sansasyon meraklıla rı foto muhabirlerini çekmek için çırılçıplak soyunup kum ar üzerinde, yahut denizin i çinde bol bol resim çektir­mişlerdir.

Geraldine Chaplin, plâj kahvelerinin en sık görülen ziyaretçilerindendir. öte yan dan, İsveç ve İngiltere gibi nisbeten uzak Kuzey memle ketlerinden gelen adı duyul­madık artist adaylarından St. Tropez ve Juan - les - Pins gibi yakın şehirlerden gelen meraklılara kadar bir kadın ordusu Cannes plâjlarınm sı­cak güneşinden faydalanmak tadırlar.

Yaşları 15 ile 18 arasında

bulunan yüzlerce güzel kız,

hemen her gün gazete fotoğ

rafçılarınm peşinde denize

girmekte, bikinili, tek parça

mayoları sıyrılmış halde, ya­

hut tamamiyle çıplak resim­

ler çektirmektedirler.

CANNES plâjlarında foto muhabirlerine cömertçe vücut­larını teşhir edenlerden biri de Fransız kızı Sabrina Si- mon’dur. Sabrina, şimdiden bazı filmlerde rol almış bulu­

nuyor.

PARAŞÜT AÇILMAYINCA UÇAĞA GERİ D Ö N D Ü

PARİS (AA):

Paraşütle atlamak bile, çok sık görülen birşey değil­dir, fakat içinden paraşütle atlanan bir uçağa tekrar çı - kıldığı hemen hemen görül - müş birşey değildir. Bununla

LONDRAYA GİTMEK İSTERSENİZ HEMEN

Sabrı

VatanNöbet Saatleri:

1900 — 2 2 00

Amerikan artistleri şimdi

de Avrupaya akın etmekte

ve burada ün yapmağa çalış­

maktadırlar. Meksikalı Moni

ca da özel şapkası ile Avru

pa plâjlarında görülüyor.

MÜRACAAT EDİNİZ

SEYAHAT ACENTESİNETEL: 65325 - LEFKOŞA

• • •1 Dikkat.. DikkatLOS’UN LEFKOSA VE LARNAKA HALKINA

BÜYÜK MÜJDESݧ Bugündçn itibaren Lefkoşa’dan Lâmakaya

| ve İstanbul Bar Plâj uıa. günlük seferlere başlan | m ıştır • ( ; . r i; 1

HERGÜN (sabah) saat 6, 9 ve 11.30’da *

(ö. sonra) 2, 4 ve 5’de

LARNAKA’DAN LEFKOŞA’YA

HERGÜN (Sabah.) sa&t 7.30 ve 9’da

(ö sonra) 2t 4 ve 5’de

Adamızın en modem otobüsleri ve en üs-

! tün şoförleri, Sayın Lefkoşa ve Lârnaka halkı-

§ nın emrindedir

beraber, Renard adında 25 yaşında genç bir adam buson derece güç, hattâ imkân sız işi başarmıştır.

Genç adam Paris yakınla­rındaki küçük bir havaala - nından kalkan ve saatte 100 kilometre hızla uçan tek mo torlu bir uçaktan paraşütle atlamış, fakat paraşütünün a çdmadığını ve otomatik açıl ma ipinin uçağa takılı kaldı ğını farkedince akima iki ih timal gelmiştir: 1) Ya 5 met re uzunluğundaki ipi kesmek 2) Ya da tekrar uçağa çık - mak. Birinci ihtimal, kesilen ip yardımcı paraşütün açıl - masını güçleştireceği için genç adama tehlikeli gözük­müş, bunun üzerine ikinci ih timali denemeye karar Ver - mistir. Genç adam 10 daki - kalık bir çabadan sonra uça ğa çıkmayı başarmıştır,

j Tehlikeli maceradan hiçbir heyecan duymayan genç a - dam uçağa çıkışından bir - kaç dakika sonra normal bir atlama yapma temennisi ile tekrar atlamıştır.

BRÜKSEL’DEKİ

KONFERANS(2. sayfadan devam)

Türkler ve Türkiye” adlı il­

gi çekici bir konuşma yap -

mıştır. Seçkin bir dâvetli küt

leşinin hazır bulunduğu kon

feransı müteakip turistik bir

film gösterilmiş ve davetliler

hazırlanan büfede ağırlan­

malardır.

Profesör Roux, konferan­

sında Türk, tarihi ve Türk ır

kının özellikleri hakkında en

teresan açıklamalarda bulun

muş, Türklerin tarih boyun -

ca beliren hoşgörürlülükleri,

tevazuları ve misafirperver -

likleri Ue nev’i şahsına mün­

hasır ve medenî bir ırkın en

ileri temsilcileri olduğunu

söylemiştir.

M A A O TARAFINDAN SA VİSAL ORTAM A AKTARILM IŞTIR

Page 4: 37 39 AKIN Klişe Evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/AKIN/1968/Mayıs... · 2014. 5. 2. · PERŞEMBE 30 MAYIS 1968 tdare ve Basım eri: 37 — 39 Mecidiye Sokağı LEFKOŞA

A K I N f S a y t a ' 4 |Perşembe. 30 Mayıs îggg

Gülle şampiyonlarımızdan

İBRAHİM

a t

1961 yılında 11.90 metre İle ada çapında bir rekor kırmıştı

Pİ♦ S': #

Tpûı* SSMv

Atletizmin gülle ve disk dallarında başarılar kazan - mış olan İbrahim KORAL, 16.4.1967 günü Limasol’da liselerarası gülle şampiyon - luğunu kazanırke görülmek - tedir (Yanda)

Röportaj:

İTOGAL

t a n r ik u t

Soru 1) Kısaca hayatınız?— 30 Mart 1944 yılında Baf kazasına bağlı Yeşilova köyünde doğdum. İlk öğre­nimimi köy okulunda yap - Cıktan sonra Orta ve Lise tahsilimi Baf Kurtuluş Lise­sinde tamamladım. 1962 yı lında mezun olup Ziraat Da Lresine bağlı hayvancılık çift liğinde çalıştım. 1963 Ara - tık olaylarının patlak verme sinden dolayı Lefkoşaya gel mek mecburiyetinde kaldım. Başkentte dört yıldan beri bulunmaktayım. Bu süre zaı fmda evlendim; bir çocuk babasıyım. Bundan böyle bü tün gayem, ailemi refah için de yaşatabilmektir.

Soru 2) Atletizme ne za­man ve nasıl başladınız?— Atletizme 1957 yılında kıymetli hocam Talât Akgü- lün teşvikiyle başladım. At - letizmdeki branşım gülle ve

İbrahim Koral, arkadaşımız Toğal Tanrikut ile.. ( Foto: AKIN — TUFAN )

Lefkoşa bölgeligi hergün maç

yapmak suretiyle bitirilecek

Bayrak Kupası Maçları ve Türkiye Genç Millî Futbol takımının Kıbrısı ziyareti mü nasebetiyle 20 Nisan’dan be-

1.6.68 Cumartesi2.6.68 Pazar3.6.68 Pazartesi4.6.68 Salı5.6.68 Çarşamba6.6.68 Perşembe7.6.68 Cuma8.6.68 Cumartesi9.6.68 Pazar10.6.68 Pazartesi11.6.68 Salı12.6.68 Çarşamba13.6.68 Perşembe14.6.68 Cuma15.6.68 Cumartesi16.6.68 Pazar

ri tehire uğrayan Lefkoşa Bölgesi Lig Maçlarının 1 Ha zirandan itibaren her gün oynanmak üzere başlıyacağı bildirilir:

Oğuzlar — Kurtuluş Kahraman — Demir Hürriyet — Zafer Oğuzlar — Kahraman Kurtuluş — Demir Oğuzlar — Zafer Demir — Atmaca Kahraman — Zafer Hürriyet — Vatan Zafer — Atmaca Vatan — Kahraman Zafer — Kurtuluş Hürriyet — Oğuzlar Vatan — Atmaca Atmaca — Kahraman Demir — Hürriyet

Not: Maçlara öğleden so n ra saat 5.00 te başlanacaktır.

F. Bahçe - AEKİstanbul’da bu akşam oynuyor

HAMİLELİĞİ ÖNLEYİCİ HAPLAR

KONUSUNDA YENİ ARAŞTIRMALAR

LONDRA:Hâmileliği önleyici ve ko­

ruyucu hapların kadınların ü zerinde bazı yan etkiler mey dana getirdiği bilinmektedir. Şimdi, İngiliz bilim adamla­rı, bu noktayı göz önünde tu tarak, kadınlara üç ay hap almaya ara vermelerini tavsi­ye etmektedirler. Ingilterede yayınlanmakta olan “Lancet” tıp dergisinde bu tavsiyede bulunan İngiliz uzmanları, Profesör Peter Beaconsfield ve Dr. Jean Ginsburg, kadın ların bu şekilde vücutlarını istirahat ettirebileceklerini söylemektedir.

Her iki bilim adamı, yap - tıklan'araştırmalardan son - ra, ara vermeden devamlı şekilde hâmileliği önleyici hap alan kadınların, herhan­gi bir ameliyattan sonra, zor iyileştiklerini, nekahet devri­nin uzun sürdüğünü tesbit etmişlerdir. Bu gibi hastala - nn, özellikle tansiyonları çok düşük olmaktadır. Bu bakım

dan üç ay haplara ara ver - mek, kadınların organizmala rmı, bir süıe için yan etkiler den kurtarmak bakımından şarttır.

BELÇİKA’DA HAÇ FİLMİ, BÜYÜK İLGİ

TOPLADIBrüksel (AA):

1967 Antalya Film Festi­

valinde ilgi toplayan Şevket

Aktunç’un Hac Filmi Belçi­

kalı Kadınlar Millî Konseyi­

nin tertip ettiği bir toplantı­

da Avrupada ilk defa göste­

rilmiştir.

Istanbuldan hacıların Hac’

ca hareketini göstererek, baş

lıyan Konya, İskenderun,

Tarsus, Halep, Medine yo -

luyla Hac’ca gidiş dönüşü,

birbirinden güzel sahnelerle

aksettirilmektedir.

Uzun zamandan beri neti­cesi merak konusu olan Fe­nerbahçe - AEK Balkan ku­pası final maçı bu akşam saat 19.00’da oynanacaktır .

Fenerbahçe’nin Türkiye,

AEK’in ise Yunanistan şam piyonu oluşu bu akşamki karşılaşmaya olan ilgiyi son derece artırmıştır. Haber al dığımıza göre bu maçta Can da yer alacaktır.

....................................................................... IIIIIIIIIIH IIIIH IİIIH IIIIİIIIH I^

I BALE VE OPERA t î EKİBİNİN LEFKOŞA’DAKİ î I İLK TEMSİLİ }

BU GECE SAAT 20.30’DA

N E P T Ü N ’ D E

Giriş ücretleri 250 mil ve 500 mildir.

Biletler, gündüzün GÜVEN T1CARETEV1 n- £

S den, geceleyin ise GİŞE'den temin edilebilir.

Lârnaka’da temsil yapılmıyacağı cihetle, Lâma |

1 ka Kazası Türk halkı için sadece bu geceye mahsus |

1 olmak üzere bedava otobüs seferleri ihdas edildiği |

5 ayrıca duyurulur. ̂ şBale ve Opera Temsilleri Tertip Heyeti E

s =%IIUUUHUJlllllUimillllUllll»HIIUIIIUIUMUUUIUUIUUIU«ma«UMII

; UMURUNDA MI DÜNYA?

Paris bir meydan muhare­

besi sahasına dönerken, Fran

sa’nın Güney sahillerinde de

bombalar tehlike yaratıyor -

du. Ama bunlar sarışın ve es

mer bombalardı. Cannes

Festivali için her zaman ol -

duğu gibi güzel kızlar buraya

akın etmiş, resimde olduğu

gibi, dikkati çekmek için,

varlarını yoklarını ortaya

koymuşlardır. “Fani” ismin -

deki bu adayın giyimi, diğer­

lerinin yanında yine de bir

hayli kapalı sayılmaktadır.

disktir.Soru 3) Bu dalda bfo anı­

nızı anlatır mısınız?

— 1961 yılında Limasolda düzenlenen Liseler arası gül le müsabakasında atış yeri - ne geldiğimiz zaman benden daha iri yapılı arkadaşlar vardı. Onları görür görmez, içim ürpererek korktum. Fakat atışa başladığımız za­man bu arkadaşların ben - den zayıf gittiklerini gör - düm. Bilhassa Cemal Paşa’ - nın (Geçmiş senenin şampi - yonu) itiraz edişini hiç unut İnam.,

Buna sebep Liseler arası gülle atışında birinci olmam; bana rekor kırma atışının ve rilmesi ve bu atışta Kıbrıs çapında 11.90 metre ile re­koru kırmaktır.

Soru 4) Kıbrısta atletiz - min geri kalışının nedenleri nelerdir? Kalkınması için ne ler yapılabilir?— Cemaatımızın atletizme gerekli ilgiyi göstermemesi bu sporun toplumumuz ara - .iinda gelişmemiş olmasında büyük rolü oldu. Yalnız şu­nu da belirtmek isterim ki Baf ve Lcfkede yapılan atle tizm müsabakaları takdir e- dilecek niteliktedir. Temen - nim, bütün ada çapında es - kisi gibi Liseler arası yarış­malar düzenlenirken ferdi ve ya kulüpler arası atletizm müsabakaları da yapılsın.

Bu sporun kalkınması i - çin her kazada futbol kulüp leri yanında atletizm şubele­ri de açılsın. Bunlar da heı yılın belirli günlerinde atle -

tizm yarışmaları düzenleye . rek toplumumuzun bu yön . deki sevgisini yüksek seviye- ye çıkarmaya çalışması el . eemdir.

Soru 5) Atletizme devam edecek misiniz?— Evet. Branşım olan gülle ve diskte yeniden çalışmak istiyorum. Yakın zamanda çalışmalarıma tekrar başla - vıp devam ettirmek arzusun dayım.

Soru 6) Beğendiğimi dünya atletlerinden birkaç I sim sayar mısınız?

— Dünya atletizminde en çok beğendiğim atlet 100 metreci Alman Harming Hary, İtalyan koşucusu Ben ti ve Kıbrıslı atletlerden Nu man Kanatlı ile Celâl Cano- vadır.

BU SABAH ÇIKAN RUM

GAZETELERİ NE DİYOR?TAFALL NEW YORK’A

GİDECEKF1LELEFTHEROS gaze -

tesi, tam manşet olarak verdi ği bir haberde, şunları büdiı mektedir:

“BM Genel Sekreteri U Thant’m Kıbrıs özel Temsil cisi Osorio Tafall, Kıbrıs Türkleriyle Rumları arasın - da müzakereler açılması için sarfettiği çabaların seyri hak kında Genel Sekretere bilgi vermek üzere, önümüzdeki günlerde Neyv York‘a gide - çektir. Tafall’ın bu seyahati - nin 6 Haziran’da yapılması muhtemeldir.

Bu arada Osorio Tafall, Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides ve Dışişleri Bakanı Kiprianu ile, dün uzun bir görüşme daha yapmıştır. Bu gün ise, yeni bir görüşme­nin daha yapılması ve mütea kiben Tafall’ın beraberinde, Hukuk Danışmanı Gorge ol duğu halde, Kıbrıs Türk li­derleriyle görüşmeğe gidece­ği öğrenilmiştir.

öte yandan, müzakereler i çin temasların devam ettiği sırada, Türk gazeteleri yeni­den Züıih’in ihyasından bah setmeğe başlamışlardır.

ANLAŞMA ÜMİTLERİ

HARAVGİ gazetesi, man şet olarak verdiği bir haber­de, müzakerelerle ilgili anlaş ma ümitlerinin devam etmek te olduğunu büdirmekte ve Tafall ile Gorge’nin dün Kfc rides ve Kiprianu ile yaptık ları görüşmenin, bir saatten fazla sürdüğünü ilâve etmek tedir. HARAVGİ devamla, Türk tarafınca çıkarılmakta olan Ingüizce özel Habeı Bülteni’nin dün yayınladığı müzakerelerle ilgili bir yazı­sının özetini vermektedir, ö- te yandan MAH1 gazetesi, Cumartesine kadar bir an - laşmaya varılmasının muh - temel olduğunu bildirmek - te, şunları yazmaktadır:

“Güvenilir kaynaklardan öğrendiğimize göre, Güven - lik Konseyi toplantısı yak - taştıkça, Kıbrıs Türkleri üe Rumları arasında müzakere açılması yolundaki engelle - rin ortadan kaldırılması i - çin, Osorio-TafalPın giriştiği gayretlerin semere vermesi ümitleri çoğalmaktadır. BM yetkili çevreleri ile Lefkoşa - daki Batılı diplomatik çevre ler, öbürgüne kadar, bir ne­ticenin alınabileceğini söyle­mektedirler.

Tafall ile Gorge, dün, Klerides ve Kiprianu ile ye­ni bir görüşme yapmışlar, müteakiben, Kıbrıs Türk li -

derleriyle görüşmüşlerdir. Tafall ile Gorge’nin temas - larına, bugün de devam ede çekleri öğrenilmiştir. Yapıl - makta olan temaslarda, mü­zakerelerin tarihi ve yeri ü - zerinde anlaşma öngören Tafall formülü üzerinde du­rulmaktadır.

öğrendiğimize göre, bu - gün Makarios’un başkanlığın da toplanacak olan Bakan - lar Kurulu, Klerides ile Kip rianunun Tafall ile yaptıkla rı temaslar hakkında aydın - latılacaktır.”

ELEFTHERIA gazetesi temaslar hakkında hiçbir resmi açıklama yapılmadığı - m, fakat siyasî çevrelerin, müzakereler konusunda uz - laştırıcı bir formülün bulu - nacağı hususunda iyimser olduklarını bildirmektedir . ELEFTHERIA, Türk tara - fınca çıkartılmakta olan İn­gilizce Özel Haber Bülteni - nin de, netice hakkında iyim serlik belirttiğini ilâve etmek tedir.

KAHİRE VEYA

BEYRUTMAH1 gazetesi, “Son Da­

kika” başlığı altında verdiği bir haberde şunları bildir - mektedir:

“Muhabirlerimizin dün akşam, Birleşmiş Milletler yetkili çevrelerine yakın gü­venilir kaynaklardan elde et tikleri bilgiye göıe, müzake­re yeri konusunda, Türk ve Rum taraflarının görüşleri arasında, daha büyük bir yakınlık temin edilmiştir. Halen Osorio-Tafall’ın iki taraf temsilcileriyle yapmak­ta olduğu temaslarda, müza­kerelerin Kahire veya Bey - rut’ta yapılması üzerinde ko nuşulmaktadır. Bu hususta bugün veya yarın, nihai bir anlaşmaya varılması beklen­mektedir.”

GERGİNLİKDELEFTEA ORA gazete

si, tam manşet olarak verdi­ği bir haberde şunları bildir girmektedir:

“Kıbrıs Türk gazeteleri, Vretça köyünde polislere a - teş açan kanunsuz bir Türk avcının vurularak öldürül - mesi olayını istismar etmeğe çalışmaktadırlar. Türkler bü tün adada gerginlik yarat - mak için, bu olayı vesile it tihaz etmiş bulunmaktadır - lar. Türk gazeteleri, söz ko­nusu avcının çok yakın bir mesafeden vurularak öldü - rüldüğünü iddia etmekte ve olayı, vahşi bir cinayet ola­rak vasıflandırmaktadırlar.

Bazı haberlere göre Türk

liderliği, Güvenlik Konseyi toplantısından önce, olay - lar yaratmak istemektedir. Bundan da maksadı, Güven­lik Konseyi toplantısında, Millî Muhafız Ordusunun si lâhsızlandırılmasını ve dağı­tılmasını; Kıbrıstaki Yunan subaylarının adadan çekilme sini talebetmek için uygun ortam yaratmaktır.”

“ŞÜPHELERİMİZİ

KUVVETLENDİRİYORLAR”FİLELEFTHEROS gaze -

tesi, yukarıdaki başlık altın­daki bir yazısında, Dr. Kü- çük’ün 27 Mayıs’ta yaptığı konuşmayı ele almakta ve şunları yazmaktadır:

“Denktaş’ın Enosis hakkın daki müfrit ve yersiz taleple rinden sonra Dr. Küçük, o- nunla, bir milliyetçilik yarışı na girişmiş gibi konuşmakta ‘Tiirklerin, Toroslara baka - rak, Türkiye’den gelen hürri yet rüzgârını teneffüs ettikle rini söylemektedir. Türkle - rin bu şekilde konuştuğu bir ortam içinde, samimî ve iyi niyetli olduklarına inanmak zordur. Bizimle anlaşmaya is tekli olduklarına, barışçı bir çözüme inandıklarına dair sözlerine güvenmek zordur. Kıbrıs Türk liderleri son gün

lerde. samimiyetleri hakkm- daki şüphelerimizi artıracak

davranışlarda bulunmaktan

başka birşey yapmamaktadır

lar.

Fakat, her şeye rağmen,

biz, tuttuğumuz doğru yol -

dan şaşmıyacağız. Türkter,

varsınlar tutumlarını sertleş-

tirsinler, varsınlar yıkıcı milf

rit görüşler ileri sürsünler,

Biz, Makarios’un çizdiği doğ

ru yoldan dönmiyeceğiz. Biz,

Türk - Rum bütün ada hal­

kının menfaatlerine hizmet

etmeğe çalışıyoruz. Türk hal

kı bu gerçeği kavramalı,

menfaatlarının nerede oldu •

ğunu görerek hareket etmeli

dir. Biz eminiz ki Türk hal­

kı, liderlerinin politikasını

tasvibetmemekte fakat, çeşit

li sebepler dolayısiyle, sesini

çıkaramamaktadır. Türkter

bilmelidirler ki, Rumlarla iş­

birliği yaptıkları zaman, fim

di sahiboldukları nimetlerin

çok daha fazlasına sahip ola

caklardır. Çünkü kalkınma­

ya bilfiil katılmış olacaklar­

dır.”

İsveç’te dine inanmayanlar

hergün artıyorÇfrtnlrK̂ l /A A \ - ■ « . . -A >Stockholm (AA):

İsveç Halk Efkârı Enstitü­sünün 12-24 yaş arasındaki gençlerde yaptığı bir anket, Tanrıya inanmıyanların sayı­sının arttığını göstermiştir. Bunlardan sadece yüzde 22’ si. Tanrıya inandıklarını ifa

DÜNYA

MÜSLÜMANLARI

HARİTASI TÜRKİYE’YE

SOKULAMIYACAKAnkara (AA):

Dünya Müslümanlar Birli­

ğinin kongresi dolayısıyla

Sait El Sebbağ tarafından çi

zilip Karaşi’de bastırılan

“Dünya Müslümanlar harita

sı”nın Türkiyeye sokulması

ve dağıtılması yasaklanmış - tır.

Bu konudaki Bakanlar Ku

rulu kararı, geçen gün Res­

mî Gazetede yayınlanmıştır.

de etmişler, yüzde 46’sı men fî cevap vermiş, arta kalan­lar ise inançlarında şüpheli görünmüşlerdir. 1954 yılın - da yapılan benzeri bir anket te 11-14 yaştakilerin yüzde 49’u 15-17 yaşlarındakilerin

ise yüzde 39’u Tanrıya inan dıklarını ifade etmişlerdi.

Memleketin diğer mıntıka larına göre, Stokholm’da din sizlik daha da yaygındır. İs- ve Başkentindeki gençlerin yüzde 68’i Tann’ya inanma­makta, yüzde 38’i H r is t iy an­lığı diğer dinlere üstün tut­makta, arta kalanı ise bütün dinlerin birbirinden farksız ol duğunu ileri sürmektedirler. Dinî inançları en kuvvetli o- 1 ani ar evli kadınlar arasında görülmektedir.

Dinî inançların gençlik

çağlarında daha zayıf olduğu

fakat yap Derledikçe dine bağ

lanıldığı dikkati çekmektedir.