37 39 akin klişe evievrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/akin/1968/mayıs... · 2014. 5. 2. ·...
TRANSCRIPT
PERŞEMBE
30M A Y I S
1968
tdare ve Basım eri:
37 — 39Mecidiye Sokağı
LEFKOŞA - KIBRIS
Kuruluş Tarihi: 1962
Fiat.: 15 Mil*
YIL: 7 SAYI: 1078
n ıın ıın ıııııı ın ıı iii ıı ı iH iıı ı ı ı iii ım ııı ı ıı ı ı ı ıu ıı ı ıı ı ıu ııı ı ii iii ı ıı ı ı ı ıı ı ı ı ım— a
HER TÜRLÜ KUŞE İŞLERİNİZ İÇİN
s AKIN Klişe Evi
— PAZAR HARİÇ HER GÜN ÇIKAR BAĞIMSIZ AKŞAM GAZETESİ —
— İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Müdürü : Kemâl AKINCI —
| HER ZAMAN EMRİNIZDEDİR
12X18 İNÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR
LİNE VEYA HALF— TONE KLİŞELER
SÜR ATLE VE EN UCUZ F1ATLA YAPILIR
n ill ll ll ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l l l ll l llll l l l ll l l l ll l l in t lllllll l l l ll l l l ll l l l
İstanbul’un 515. fetih yıldönümü vesilesiyle ’
YUNANE MPERYALlZMÎ KENDİNİ BİR KERE
DAHA BÜTÜN ÇIPLAKLIĞIYLE GÖSTERDİA N A D O LU SEFERİ, ENOSİS KAMPANYASI HEP «B Ü Y Ü K İD EA L» İÇİN!!
onu -Türkiyede seçimler müzdeki Pazar günü yapılı - yor. Seçim kampanyası son ve en hararetli safhasında o
lup, parti Genel Başkanları da kampanyaya katılmış bulunmaktadırlar. Yukarıda CHP Genel Başkanı ismet
3 YILDIR YANAfo BİR GÖLÜN ESRARI
SONUNDA ÇÖZÜLDÜ
EN
MOSKOVA:
ESki bir Rus şehri olan
Novogorod yakınlarında bu
lunan İlmen gölünün suları,
bundan birkaç yıl önce yan
maya başlamış, civardaki
köylüler, hayretler içinde kal
Huşlardır.
Yapılan araştırmalar so - nunda, gölün içinde, yosunla , , ,fin , bakterilerin, çeşitli yap - yakarak sınmaktadırlar
rakların çürüdüğü, bir karı - şım hâline gelen bu maddele rin, yanıcı gaz istihsal ettikle ri tesbit edilmiştir. Gazlar, su yüzüne çıkarak, kabarcıklar meydana getirmekte, üze rine kibrit tutunca, meşale gibi yanmaya başlamaktadır.
Şimdi, ilmen gölündeki
balıkçılar, kış aylarmda, gö
lün ortasındaki bu meşaleleri
İnönü Ankarada bir geziy'e çıkarak vatandaşlar arasına katıldığı sırada görülüyor. CHP’li kadınlar, İnönü’yü öpmeye çalışıyorlar.
I âfâllTDENKTAS’ LA
9
YENİDEN
İstanbul’un fetih yıldönü - mü, Meğali Idea (Büyük İde al) şeklinde ifade edüen Yunan emperyalizminin bütün çıplaklığiyle bir kere daha kendini göstermesine vesile
olmuştur.Kıbrıs Rumları, adanın çe
şitli yerlerinde okul ve kulüp lerde törenler düzenTeyerek, günün anlam ve önemini”
belirten nutuklar çekmişler, şiirler okumuşlar ve bu arada bir gün İstanbul’u Türk- lerden geri alacaklarına, büyük ideali gerçekleştirecekle yük ideali (!) gerçekleştire - çeklerine dair atıp tutmuşlar
dır.Bu arada bu sabahki “Eth
niki” gazetesinde çıkan bir yazı, Elenizmin menfur emel lerini olduğu gibi gözl'er ö- nüne sermektedir.
Bu yazıda, İstanbul’un Türkler tarafından fethedildi ği gün “barbarlığın, medeniyeti bastırdığı gün” olarak vasıflandırılmakta; Türkhe - rin, İstanbul’a girdikten son ra, yağmacılığa ve tahribata giriştikleri, ve kiliseleri, cami veya Türk süvarilerinin atla rı için ahır haline getirdikle ri iteri sürülmekte ve devam a, İstanbul’un bir gün yine, mutlaka Yunan olacağı iddia edilerek, bir halk şairinin aradan yıllar, asırlar geçse de, yine bizim olacak” şeklin deki mısraları, sık sık tekrar Ummaktadır.
Yazıda, Bizans lmparato - ru Konstantin hakkındaki ef saneye de yer verilmektedir,
BM Genel Sekreterinin Kıbrıstaki özel Temsilcisi Mr. B. F. Osorio Tafall, beraberinde Barış Gücünün Kı demli Hukuk ve Siyasî Da - nışmanı Mr. R. Gorge oldu>- ğu halde, bu sabah Türk Ce maat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ı ziyaret ederek k'en dişiyle bir süre görüşmüştür.
“ BAŞKENT 68”
HARBOYUNUAnkara 30 (BA):
Her yıl yapılmakta olan Harboyunlarından ilki, dün Harbokulunda başlamıştır. Genel Kurmay Başkanı Or - general Cemal Tural ile Kuv vet Komutanları, Genel Kuı may İkinci Başkanı, Ordu Komutanları ve askerî Şûra üyelerinin izlemekte oldukları “Başkent 68” Harboyunu üç gün sürecektir.
Bu efsaneye göre Konstan - tin, ölmemiş fakat mermer - leşmiştir. Mermerleşmiş Kral bir melek tarafından, Türkl'e rin girmesi mümkün olma - yan bir mağaraya götürülmüş tür. Bu mağarada uyumakta dır. Bir gün melek, mermer leşmiş Kral’a kılıcını götüre cek, kendisini uyandıracak, ve Konstantin Paleoloğos, İs tanbul’u Türklerden geri ala çaktır. ETHNİKI gazetesi, şunları da yazmaktadır:
“MEĞALİ İDEA” !
“Her efsanenin, her geleneğin bir hikâyesi vardır. Fa kat mermerleşmiş Kral’ın ve Ayasofya çanlarının hikâyesi aynı fikir üzerine kurulmuş - tur. Bu fikir, İstanbul’un bir gün yine Yunan olacağı inan çından doğmaktadır. Bu ef-
AYHAN BARAN
LONDRA’DA
BAŞARI KAZANDILONDRA (AA):
Devlet Operası sanatçıla
rından Ayhan Baran Londra
“Wigmore Hall”de başarılı
bir konser vermiştir.
Piyanist Paul Hamburger
eşliğinde Handel, Bononcini,
Scarlatti ve Brahms’dan seç
me parçalar okuyan Türk
san’atçısı salonu tamamiyle
dolduran seyirciler tarafın
dan uzun uzun alkışlanmış -
tır.
saneler ve gelenekler, Megq lo İdea’nın (büyük ideal) çe kirdeğini teşkil etmiştir. Nesiller boyunca Elenter, bu i deal ile beslenmişlerdir. Bu - gün, esir Elenlerin kalbini ısı tan, aynı idealdir. Bunlar a- rasında, biz Kıbrıslılar da va rız.
1821 ’in kurtuluş mücahitleri, büyük ideale olan inanla yola çıkmışlardı. Yıllarca kana boyanan Girit, Türk müstevlilerine karşı, büyük i- deale olan inanıyla savaşmış tı. 1912-13 kurtuluş savaşla rı, ve onun devamı olan Kü çük Asya seferi, aynı büyük ideale olan imanla başlamış tı.
Fakat, bizim kurtuluş mü - cad'elemiz de, büyük idealin bir sonucu değil midir? Kıbrıs’ın kurtulacağına inanma - Gaydık, silâha sarılır mı i - dik? Hürriyetimizi tamamlamamız gerektiğin^ inanma
sak, bugün mücadeleye de - vam eder mi idik? Kalbimizi ısıtan büyük ideal olmasay dı, Ingilize karşı savaşır ve bugün, Türkün karşısına dikilir mi idik?
Fransa’da karışıklık ve ka
rarsızlık havası devam etmek
tedir. Bu arada bütün Fran
sa, Cumhurbaşkanı Charles
De Gaulle’ün çok önemli bir
açıklamasını b ü y ü k
b i r heyecanla b e k -
temektedir. De Gaulle, “dü -
şünmek ve mühim bir karar
almak üzere” dün taşradaki
sayfiye evine gitmiştir. Kara
nnı Paris’e dönüşünde açıklı
yacaktır. De Gaulle’ün istifa
edeceğine dair yaygın bir ka
naat mevcuttur.
Yukarıdaki resimde, Paris
teki son öğrenci nümayişleri
sırasında yangın çıkarmağa
çalışan bazı nümayişçiler gö
rülmektedir. Bilindiği gibi nü
mayişçiler Paris’in çeşitli yer
terinde birçok yangınlar çı -
kamışlardır.
Türkiye ile Amerika arasında ikili bir anlaşma feshedildi
ESERLERİNİ 9. ULUSLARARASI BALKAN
FESTİVALİNDE SERGİLEYECEK
İstanbul’un Kartal - Malte pe Ortaokulu 1. sınıf öğrencisi, ondört yaşındaki "çocuk ressam” Şerafettin Aykut Ün
ı ker, 25 Temmuz - 8 Ağustos , tarihleri arasında Sofya'da ya
Kiiçük Hans, kuzusu yaratan ve geçen zamana rağmen iyi
dıjft gün bu resmi çektirmiş lef mey ince intihar etmiştir.
Hayvan sevgisini
hayatı ile ödediKüçüklüğünden beri insan
lardaîı çok hayvanları seven 14 yaşındaki Hans Kutscher isminde bir Alman çocuğu bu sevgisini hayatıyla ödemiştir. Çok sevdiği siyah ku zusu ayağından yaralanınca, acısına dayanamamış ve küçük süâhı ile kendisini vura rak intihar etmiştir. . Hans, hayvanlan ne kadar sevdiği
ni ölümünden sonra da ispat etmiştir, ölmeye karar verdi ği gece, hâtıra defterinden kopardığı bir sayfaya, geride bıraktığı hayvanlarının kimle re verileceğini yazmıştır. Sonra çıplak göğsüne, tam kalbinin bulunduğu yere u - fak bir daire çizmiş ve bura ya kurşunu sıkmıştır.
VÜCUDUN TAKMA ORGANLARI REDDETMESİNİ ÖNLİYEN
MADDE BULUNDUbir kimyasal tepki gösterme ğe zorlayan bir proteindir. Bu tepki sonucunda vücut, yabancı organı reddetmektedir.
Antijen, birkaç gün önce, Bathesda (Maryland) Enstitü sünden Dr. Reinfield, Dr. Kahan ve Torino Üniversitesinden Prof. Ruggero Cappc ilini başkanlığındaki bir grup tarafından tecrit edilmiştir.
Doktorlar, altı kişinin da - laklarından aldıkları dalak lo kasitlerini alarak bir solus - yon, antijenin hücre yüzeylerine çıkması için ultra-sesle- re tâbi tutulmaktadır. Bun - dan sonraki adım, antijenin malekül yapısını tâyin etmek olacaktır.
Washington (AA): Amerikalı ve Italyan bilim
adamlarından kurulu bir hey et, insan vücudunun takma organları reddetmesinde ha - yatî bir rol oynayan bir mad deyi tecrit etmeyi başardıklarını açıklamışlardır. “Ulu - sal Allerji ve Bulaşıcı Hasta lıklar Enstitüsü”nden Dr. Ralph Reinfield, tecrit edilen maddenin, vücudun yabancı dokuları reddetmesine yol a- çan maddelerden sadece biri olduğunu belirtmiştir. Buna benzer birçok madde olduğu sanılmaktadır.
Tecrit edilen madde (Anti jen) vücudu yabancı protein lere karşı tepki göstermeye ve bu proteinleri yok edici
pılacak 9. Uluslararası Bal - can Festivalinde özel olarak resimlerini sergileyecektir. Festival komitesinin dâvetini sevinçle karşılayan Ünker, lk ve tek sergisini 1967 Ara ığmda Beyoğlu Şehir Galeri sinde açmıştı. Resimde, Ünker, bir tablosu önünde.
+ TÜRK GENEL KURMAYI SUÇ İŞLEYEN YABANCI PERSONE - LİN KOMUTANI TARA FINDAN VERİLECEK “GÖREV” BELGESİNİ REDDEDEBİLECEK...
Ankara.Türkiyede görevli Ameri -
kan ve NATO askerî personelinin suç işleme durumlarının tesbitini tamamen kendi âmirlerine bırakan ve böy lece Türk mahkemelerinde
yargılanmalarını sınırlayan anlaşma, Türk hükümetinin teklifi ve Amerikanın kabu - lüyle, feshedilmiş, yeni an - laşmada Türk Genel Kurmayına, Amerikan veya NATO makamlarının verdiği kararı kesinlikle red hakkı tanınmış tır. Buna göre, Türkiyede bu lunan bir askerî Amerikan veya NATO personeli biı suç işlediği sırada görev ba şmda bulunduğuna dair k'en di birliğinin âmirinden veya komutanından bir resmî bel
ge getirse dahi, Türk Genelkurmayı, bu belgeyi ve olayı inceleyecek, sanığın görevli addedilemiyeceği kanısına vardığı takdirde, yabancı ko mutanın belgesini reddedebilecektir.
Karşı taraf belgenin doğru luğunda ısrar etmek i s ferse bu konuda bir “siyasî teşeb- biiste“ bulunabilecek, mevzu diplomatik seviyede ele alına çaktır. Ancak bu, Türk Genel kurmayının kararını etki leyemiyecektir.
İstanbul’un 515. fetih yıldönümü parlak törenlerle kutlandı
İstanbul 30 (BA). Istanbulun fethinin 515.
yıldönümü dün sıabah tören-
DR BLAİBERG’E YAPILAN KONTROL
İYİ SONUÇ VERDİCape Town (AA):
Dr. Bamard tarafından üç
ay önce kalbi değiştirilen
Dr. Blaiberg'in normal kont
rol için yatırıldığı Groote
Shuur Hastahanesinden ya -
kında çıkacağı açıklanmıştır.
Bayan Blaibcrg, kocasına ya
pil an kontrollerin çok iyi no
ticeler verdiğini söylemiş ve
“Bu kontrollerin gerekçesi
Blaiberg‘in iyileşmesinin na -
sil bir seyir takip ettiğini ke
sinlikle izlenmesinden ileyi
gelmektedir.” demiştir.
Yukarıda Blaiberg. eşi üe
birlikte görülüyor.
lerle kutlanmıştır.
Geçit töreni saat 10.00’da Vatan Caddesinin surlarla birleşen noktasında top atış larıyİa birlikte başlamış, bunu, İstiklâl Marşı ve fetih şe hitleri için saygı duruşu izle miştir. Saygı duruşundan son ra Mehter Takımı cenk hava ları vururken, 65 kişilik tari hî birlik, eski bir topu mev zie sürerek koç başı, merdiven ve tahta kulelerle Ulu - batlı Haşan’» temsili ederek surlara tumanmış ve sancak tan dikmiştir. Törende açış konuşmasını yapan Fetih Derneği Başkanı, Türklerin tstanbul’u fetihlerinden son - ra tarihte eşsiz bir şehir ve Boğaziçi uygarlığı doğduğunu, Atalarımn bıraktığı yerlerin her ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğini söylemiştir. Daha sonra Is - tanbui Belediyal Meclisinin biı üyesi de “bugünün İs - tanbul ve Türklük için bü - yük bir bayram olduğunu” belirtmiş, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile Türk tarihinde yeni bir dö -
nem açıldığını, bilime önem verildiğini ve vicdan hürriyetinin bütün dünyaya tanıtıldı ğmı söylemiştir.
İstanbul Üniversitesi adı - na Prof. Tekindağ da, Fatih in idealist bir kumandan olduğunu, ekonomik ve sosyal politikası ile Dünya tarihine yeni bir çığır açtığını anlat- hııştır. Istanbulun fethinin Türk Ulusuna maddî ve ma nevî yönden yükselme sağla Ilığını belirten Tekindağ, "Türkler, bütün ezilmiş ulus (ar tarafından kurtarıcı ola - rak kabul edilmişlerdir” de - miştir.
Ordu adına yapılan konu? madan sonra, geçit töreni ya pılmıştır. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in türbesine gidilmiş, Yeniçeriler tarafından türbe kapısına çelenkler konulmuş, bir kıt’a er, hava ya ateş ederek, Fatih'i selâm lamıştır.
İstanbul’un fethinin 515. yıldönümü dolayısıyla düngece şehir ışıklarla donatıl - miştir.
M AAD TARA
A K I N ( S a y f a 2 )Perşembfc, 30 Mayıs 1968
KOÇ BURCU
21 Mart - "20 Nisan
BOĞABURCU
21 Nisan . İ0 Mayıs
İKİZLER
BURCU21 Mayıs .20 Haziran
YENGEÇ
BURCU21 Haziran20 Temmuz
a r s l a n
BURCU21 Temmuz20 Ağustos
BAŞAK
BURCU21 Ağustos20 Eylül
TERAZİ
BURCU21 Eylül .20 Ekim
AKREP
BURCU21 Ekim -20 Kasım
YAY
BURCU21 Kasım -20 Aralık
OĞLAKBURCU
21 Aralık .20 Ocak
KOVA
BURCU21 Ocak .20 Şubat
BALIK
BURCU21 Şubat - 20 Mart
Moralinizi düzeltmeniz lâ - zım. Bugün kaybettiğinizi ya rın gene kazanacak durum - da olabilirsiniz.
İrade lis in iz . A m a b u n u za
inanında ve yerinde kullan - masını bilmedikçe iradeniz - den de size fayda yok.
Uzun bir yol düsünüyorsu nuz. Ama bu yolu şimdi bit takım maddî zorluklar yü - zünden yapamıyacaksınız.
Çeşitli aksiliklerle karşıla - pacağınız bir gündesiniz. Heı adımızını hesaplı ve dikkatle atmaya çalışın.
Sevdiğiniz kimsenin arka - sından konuşmanızı size kim se yakıştıranıiyor. Haksız da değiller hani.
Biraz daha açık sözlü o - lun. Bu sevdiğiniz insanı mut lu kılacak, sevindirecek en önemli husus.
Anlaşılmaz bir insan oldu nuz. Asap bozukluğunuzun sebebini araştırıp bulmalısı - nız.
Günün birinde nasıl olsa size hak verecekler. Bunun i çin gönlünüzü şimdiden ferah tutabüirsiniz.
Şansınızı boş yere suçla mayın; çünkü bütün içleriniz, evet bütün işleriniz yoluna girmeye başladı bile.
Teferruat üzerinde dura rak boşuna vakit geçiriyor en önemli hususta harekete geçemiyorsunuz.
Fazla hayâl kurmanız, size pahalıya mal olacak. Biraz da yüzünüzü gerçekler - den yana çevirin.
Ya evet ya hayır diyerek kesip atmalısınız. Karşınızda ki insanı oyalamak sonra sizi vicdan azabına sokacak.
b u l m a c a
l ' î J 4 J 6 *1 e 910.
da bir asatet ünvanı; Hilâl 8) uzun okumak; İki gözü görmez Vaktinden önce mânasına.
Soldan Sağa: 1) Fazla iç li, duygulu, alıngan; Dolabın gözleri 2) ölüm se bebini anlamak için cese di açmak işi; Tersi bir renk 3) Tersi dürülmüş kâğıt, deri; Bayağı 4) Belkemiğini teşkil «eden parçaların herbiri; Fasıla 5) Çetin, güç manasına; Tersi kitap ciltleri - nin sırt tarafında iki uç ta kumaş örmesi parça 6) Fizikte mekaniğin bir kolu; Bir nota 7) İran’ -
Vezne uysun diye heceyi 9) Bir hayvanın erkeği;
ııııiü iıiiitiiııııııııııııııiü iıtiiıııın ttı ıım ıım ııi" iıııııııııııııııııııııııı
I D O Ğ A N 1i BAYLAR! GENÇ KIZLAR!
| Az bir para ile zengin ve şık bir odaya sa- =
E hip olmak ister inisiniz?
rl Şu halde, mobilyelerinızi DOĞAN MOBÎLYF. ^
- F.Vİ’nde yaptırınız- =DOĞAN MOBİLYE EVJ’NDE §
İt Ehven ffetlarU
Ş Garamtilj =
Ve ince zevke uygun mobilyeler E
hazırlanır i
DOĞAN MOBİLYE EVI’Nİ İ
İ MUTLAKA ZİYARET EDİNİZ
41. MECİDİYE SOKAK |
= Lefkoşa =7 ı ın ı ı ı ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı iM i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı : ı ı ı ı ı ı ı ı ı t ı ı ı ı ı ı i ı i ı ı t ı ı ı ı ı ı ı ı i i i ı ı ı ;
Yukarıdan Aşağıya 1) Ateşli silâhlarda merminin kap sülüne vuran kısım veya hayvan ismi; Tersi ikide birde gayri iradî kaş göz oynatma 2) Tersi badem; Serbest; Bir harf okunuşu 3 Suratını asmak, hoşa gitmeyen şeye yüzü buruşturmak. 4) Çiçeksiz bitkilerde üreme organı 5) Birinin emri altında bulunan mâdun; Tersi sonra, sonraki baş
ka mânasına 6) Bir nota; Sevgide üstün tutulan 7) Bir sebze 8) Çok uzaklardan gemi uçak haber veren cihaz; Bir renk; 9) Bir erkek adı; Teşbihin uzunca ve çıkıntı lı kısmı 10) Harf okunuşu; Yuva, ev (Eski dil)
Diinkii Bulmacanın Ilalli:
Soldan Sağa: 1) Nadas, Se 2) Arife, Arya 3) Za, E- lim, Ar 4) ibadet 5) Ras, Akaba 6) Enlem, Laik 7) Aya- sofya 8) Nane, Ara 9) İt Rab,, Nap
Yukarıdan Aşağıya: 1) Nazire, Ni 2) Araban, At 3) Di, Aslan 4) Afed, Eyer 5) Sele, Ma 6) İta, Sab 7) Sam, klor 8) Er. Aifan 9) Yarbay 10) Bar. Akalp
IIIIIIIIM illllllııılitlin ilIltlIllllllltlIllllM IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM IIIIIIIIIM IIIN
I HERKES I
I ÇİÇEK MAĞAZASINA )= KOŞUYOR... |
Çünkü aranılan her çeşit Bafldflaliye eşya- 5
E sı, en ucuz ftatlarla yalnız mağazamızda satıl- EE maktadır.
Papağan, Kanarya, Keklik ve bütün kuş Ei çeşitleri, Kafes çeşitleri, yuıva ve taş, suluk, jjj
£ yemljkler ve aranan bütün kuş malzemeleri, EE akvaryum için her çeşit balı& yemlerj satılmak E
E tadır, i;
Ayrıca, muhtelif çiçekler, donmuş et ve ba ş
E lik çeşitleri çok ucuz fiyatlarda.
MERCAN BALIĞI: OKKASI 2 ŞİLİN
E Mutlaka mağazamızı ziyaret ediniz. Aradı. E
E ğımz her şey ̂ bulacak ve ucuzluk karşısında =
E rayret edeceksiniz. E
Sahibi: HALİL FİKRET
E Adrese Dikkat: E
İnönü Meydanı No 10
| LEFKOŞA 1Uim illlllllllllM lllllim illllllllim iIllIllU IIIIIIIIHM IllltlIllllllIllllIlK II
ıiıııııtııııi!iıiımıııi!iııııınıııııi!iıiiinı»-,ı>ıiıım»»t!iıı»'»wiîiinııııw
PİKNİK LOKANTASI
B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z
GÖZLÜK TAKANLAR
N EYE DİKKAT
ETMELİDİR?
Gözlük takan hanımların bilhassa gözlük çerçeveleri - nin rengi ile makyajlarının a rasmda bir ahenk bulunmak gerekir. Gözlüğün cilt ve saç rengi ile tezat teşkil etme - mesi de şarttır. Gözlük kullanan bir hanımın çok koyu renge boyanması hiç de iyi durmaz. Fakat gözlük çerçevesinin kaşları kapatmasışarttır. Gözlükle rimel sürme nfek icabeder çünkü fazla dikleştirilmiş kirpikler göz- lilk camına değeceğinden o kimseyi rahatsız etmekten ve çirkin bir görünüş vermek ten başka bir işe yaramaz, bunu unutmamalıdır.
KÜÇÜK ÇOCUKLAR KAÇ SAAT UYUMALIDIR?
İki yaşında bulunan bir çocuğun gece 12, gündüz ise en az 2 saat uykuya ihtiyacı bulunmaktadır. Biraz büyü - yen çocuğun öğte uykusuna itiraz ettiği ve uyumak istemediği görülen hâllerdendir. Fakat bunu çocuğun keyfine bırakmayıp gerre de hiç ol - mazsa bir iki saat dinlenmesini sağlamak gerekir. Okul çağına geldiklerinde ise gündüz uykuları kısıtlanmakta - dır. Dokuz yaşındaki bir ço cuğun geceleri 11 saat uyu - ması gerekir. Fakat bazıları nin daha çok uykuya ihtiyacı bulunmaktadır.
Eğlencelik
RADYO PROGRAMI
MAĞUSACANBULAT
ÖĞLE VE GECE
2 Ocakla DcııerBciltletilmeden pidede servis
* PİDEDE her çeşit KEBAP
YEPYENİ serinletici dekor
fa Haıkikaten kendinizi ovada, Piknik’te zannede jjj
E celisiniz E| BEKLERİZ BUYURUNUZ
filllll||llllllll|l||IIIHHIIIIIIHIItHtlllllUtJIIIJllll»l*<l IIHIIHIIIIIISİIIIIIII
★
*
BAYRAK RADYOSU AKŞAM YAYINI
16.00 Şarkı Türkü ve oyun Havalan
16.30 Sevilen sesler17.00 Lefkoşa İlkokulları a-
rası Bilgi Yarışması18.05 Halk Müziği Dinleyici
İstekleri18.30 Haberler18.40 Ahmfet Çağandan şar
kılar19.00 Radyo ile Almanca19.10 Ses Yıldızı: Johnny
Hallyday19.30 Beraber ve Solo şarkı
lar20.00 Ülkeler ve Özellikleri20.10 Kutlu Payaslı okuyor20.30 Max Gragur ve Bert
Kaemfert Orkestraları21.00 Karma Türk Müziği21.30 Temsil Saati: Suçlular22.20 Şehnaz Faslı22.50 Piyano Melodileri23.00 Kapanış
CUMA, 31 Mayıs 1968
SABAH YAYINI07.00 Kur’an-ı Kerim ve
Açıklaması07.15 Haberl'er07.25 Zeybek havdan07.40 Türk Müziğinden
Seçmeler08.10 Brezilya’dan Müzik08.30 Muzaffer Akgün’den
Türküler08.45 Batı Solisti: Connre
Francis09.00 Kapanış
ÖĞLE YAYINI12.00 Kadın San’atkârlardan
birer şarkı12.15 Türk basınından
Yankılar12.25 Çeşitli Türk Müziği12.55 Stcve Lawrencc13.10 Bir Soiist: Alâeddin
Yavaşça13.30 Haberler13.45 Nurten lnnap'tan
Türküler14.00 Kapanış
KAATİL POLİTİKACIrİAA, p e t c a ' v a B u n u n e r e m mBİLEBİLDİĞİMİ TA/v\ SORACAKTI
eeaiK i konduğun herif şef ...BUNA YOL GÖS1ERİYOB, BU DA OFL S/N/ KARtŞTtOtYOGDU. İkJSIn İ 0£
^ 0£T/«C>fA1.
suçusruYAKALAOtNHA... AFE.
HOLM ES NE YARACA. GIKII N E DİYECEĞİNİ ŞA ŞIR M IŞTI. S A N TA Z . Z A HAKLIYDI. SATIL. MIŞ POLİSLEKD£N YARARLANAM IYAN ' SAVCI, İKİ HIRSIZ T U T U P ŞANTAZZA H A K K IN D A B İLG İ EDİNAAİYE Ç A LIŞ M IŞ . T l . FAKAT ÇgTE REİSİ B U T A K TİĞ İ.Ni DE Y U TM A M IŞ Tl
S A V C IN IN ... >•- -
(Devamı var)
RADYOSUAKŞAM YAYINI
17.00 Açılış ve program17.30 Batı Müziğinden
Seçmeler17.45 Bir bizden bir sizden18.30 Haberler ve yorum18.45 Sevilen Ezgiler19.00 Aşık Veysel’den!
Türküler19.15 Hafif Batı Müziği19.30 Zeki Müren’den
şark dar20.00 Kapanış
CUMA, 31 Mayıs 1968 SABAH YAYINI
07.00 Kur’an-ı Kerim ve Açıklaması
07.15 Haberler07.25 San’atkârlar Geçiyor07.45 Nevin Akol’dan
Türküler08.00 Bir Solist: Connie
Francis08.15 Rahmi Sönmezocak’-
tan şarkılar
Ö Ğ LE YAYINI12.00 Karma Türk Müziği12.30 Melodi kervanı12.45 Türküler13.00 Gülizar Ersel’den
şarkılar13.15 Ajda Pekkan’dan
Ezgiler13.30 Haberler 13.40 Karışık şarkılar 13.55 Ara Müziği14.00 Rumca haberler14.15 Kapanış
İSVEÇ’TE BAZI
ÖĞRENCİLER AÇLIK GREVİ
YAPIYORLAR
Stockholm (AA):
Öğrenci birliği binasını iş
gal eden 700 kadar İsveçli U
niversıte öğrencisi, yeni bir
gösteri düzenlenip düzenlen
memesi konusunu görüşmek
tedir.
öte yandan, Stockholm so
kaklarında bir gösteri yürü -
yüşü yapan 1000 kadar İs
veçli, İsveç’in az gelişmiş ül
kelere yaptığı yardımı artır
masını istemiştir. Parlâmen -
to binasının önünde açlık
grevi yapan Lund Üniversite
si öğrencileri, az gelişmiş mil
letlere yardım konusunun
parlâmentoda görüşülmesine
başlanıncaya kadar greve de
vam edeceklerini açıklamış -
1 ardır, öğrenciler, açlık gre
vine iki gün önce başlamış - lardır.
BRUKSELDE VERİLEN
“ BUGÜNKÜ TURKLER VE TÜRKİYE” A DU
KONFERANS İLGİ İLE İZLENDİ
Brüksel (AA):
Fransız Üniversitesi Profe
sörlerinden Türkolog Jean
Paul Roux, Brüksel Turizm
Tanıtma Büromuzun düzenle
diği bir toplantıda “Bugünkü
(Devamı 3- uyfM k)
— Sor bakalım, «vli miymiş, bekâr m ı?
İKİ SEBEPGenç avukat, arkadaşı ile
oturmuş içiyordu, bir ara meslek aşkıyla coşup konuşmaya başladı:
— “Boşanmaların en yay gın iki sebebi nedir, bilir misin Ahnıet’çiğim?” diye sordu.
Beriki başını salladı:— “Erkekler ve ka
KADINLARVE ÖBÜR DÜNYA
Zebani cehennemdc, yeni gelenleri sorguya çekiyordu.Bir kadına sıra gelince kükreyen bir sesle sordu: “Söyle bakalım, hayatta iken ne iş yapıyordunuz?” Kadın, ezi le büzüle: “Terziydim efen - dim, dedi, dikiş dikerek ha yatımı kazanıyordum.” Zeba nî yine kükredi: “Behey gü- dostum. Bunu bilmeyecek tfe nahkâr, kadınlara süslü elbi- var?”Seler dikip onları güzelleştin yor, günaha sevkediyordun ha.. Yürü ateşe! İkinci kadına döndü: “Sen söyle bakalım, hayatta ne işle meşguldün?”
— Efendim, ben bir berberde kalfa idim.
Zebani bağırdı:— Tamam, sen de ateşe!Üçüncü kadın, şahane vü
cutlu, nefis bir sarışındı. Ze baninin sualine kırıtarak cevap verdi:
— Ben günahkâr bir ka - dindim zebani efendi.
Zebani, bıyıklarını bura - rak kadını tepeden tırnağa şöyle bir süzdü.
— Güzel.. Sen şu bulutun arkasına geç, bekle; şimdi ge liyorum!
PARA İLE AKIL
İki arkadaş konuşuyorlardı. Biri:— Milyoner olsaydım, de -
di. senenin altı ayım Pariste altı ayını New Yorkta, altı aymı da Monte Carlo’da geçirirdim.Beriki güldü:— Sen seneyi 18 aya çıkar
dm, azizim, dedi.Genç adam başını salladı:— Görüyorsun ya, para in
sanın aklını nasıl başından a lıyor!
ÖLÜMSÜZ ÜLKE
Emlâk alım satım cısı, müj
terisine bir villâyı gezdiriyor
du. Villanın iyi yönlerini sayıp dökerken bir ara coştu:
— Bilmezsin, efendim , de
di, burası İngiltere’nin cn iyi
havalı yeridir, burada hiç
kimse ölmez.Müşteri şüpheyle dudak
büktü:— İyi ama d'emin buraya
gelirken bir cenazeye rastla
dım.Emlâkçi boynunu büktü:
— O bizim cenaze levazı
matçısı, efendim, dedi, zaval
lı işsizlikten aç ka lıp öldü.
— Artık beni eskisi kadar sevmediğin, fermuarımı çe • kişinden bile belli oluyor, Alber!..
KREUZER DOLMA KALEM VE BiROLARI
Her yerde ısrarla KREUZER İSTEYİNİZ
Sağlam. Ucuz ve iyi kullanışlıdır.
Dünyaca »sim yapmış yegâne kalemdir.
* S
DİKİŞ MAKİNALARIBaşlka dikiş makinelerinin yapamadığını
SINGER düz dikiş, zikzalk otomatik ve tam oto"
matilc dikiş makineleri yapar-
SINGER BUZDOLAPLARI★ ÇEŞİTTE BİRİNCİ
★ KALİTEDE BİRİNCİ
★ YENİLİKTE BİRİNCİDİRAyrıca çeşitli büyüklükteki gaz ocakları, en
*°n modaya uygun çocuk arabaları ve çocuk bi
sikletleri Mağazalarımızda en ucuz fiyatlarla kıs
men kolaylık yapılarak satıhnaıktadır.
KIBRIS ADASI SINGER MAM0LLER1
TÜRK İTHALATÇISI
Tekin M. Birinci174 — 180 GIRNE CADDESİ ve
4 — 6 İPLİK PAZARI
a TEL: 5302 _munnnuunm
KHHMaHHHHHHö»»» HXOGOCOHOUBEUtOEQtQSQntHQBKMMMMM$fljI
LEFKOŞA — LIMASOL — BAF Yollaruıdfcen çok güveneceğiniz taksj servisi
EmniyetSür’at ve Selâmet içinde My&httt içîa
EMNİYET TAKSİ SERVİSİ
Perşembe, 30 Mayıs 1%8 SHOtHHIZl
Ajda Pekkan Avrupa’ya diye Alanya’ya gitti
Sinemanın, '^kse en me
rak lı y ıld ız ı olarak daima
dikkatleri üzerinde toplıyan
Ajda Pekkan, son olarak da
dinlenmeye gittiği Alanya i-
ç in çoğu dostlarını Avrupaya
gidiyorum diye İstanbul’dan
ayrılmıştır.
A jd a ’n ın annes i de telefon
larda Ajdayı arayanlara kar
şı “Avrupa’dadır, onbeş gün
sonra dönecek” demektedir.
Şimdi çoğu kimsenin, Avru -
pa’da tur attığını zannettiği
Ajda Pekkan, hâlen Alanya
da bir mfttelde, yanında sev
gilisi Orhan Aker de olduğu
halde kalmaktadır.
On beş gün Avrupa yeri
ne Alanya’da dinlenecek o -
lan Ajda Pekkan, orada bol
bol güneş banyosu yapmakta
ve yaz sezonuna hazırlanmak
tadır.
I 1M İLI I I | I I I I I I » M I » t I I I I I
l» l i n i n I I M Mı!
CİLALI İBO YİNE
PERDEDE
— Rejisör - Prodüktör Os
man F. Sedcn, ‘'Cilâlı lbo”
serisini yeniden canlandırma
ğa karar vermiş ve “İstanbul
Kaldırımlarında” adlı müzi -
kal bir komedi senaryosu ha
zırlamıştır. Mehmet Dinler
yönetiminde çekimine başla
nan) filmde Yıldız Tezcan
Feridun Karakaya. Peri Han,
Muzaffer Tema, Tunç Oral,
Necdet Tosun, Piraye Uzun,
oynamaktadır. Görüntü yö -
netmeni Nedim Akanlar’dır.
RENKLİ KÖROCLU
— Rejisör Atıf Yılmaz, U ğur Film adına renkli “Kö- roğlu” filmini çekmeğe Top- kapı Sarayında başlamıştır. Köroğlu’nu filmde Cüneyt Arkın, Bolu Beyi’ni Hayati Hamzaoğlu, kızkardeşi Hüs- nübâlâ’yı Fatma Girik, Hoy lu Beyi Reha Yurdakul, Köse Keman’ı Danyal Topatan, Deli Yusuf’u Mümtaz Ener canlandırmaktadır. Senaryo sunu Ayşe Şasa yazmış, gö - rüntü yönetimini Gani Tu- ranlı yapmaktadır.
Belçikalı güzel Monica,
(solda) Cannes’da macera a
ramağa gelenlerden biridir.
Ancak onun aradığı macera
erkeklerle ilgili değil, meslek
le ilgilidir. Monica manken
lik etmektedir. 18 yaşında -
dır ve fotoğraf modeli ola -
rak çalışmak en ziyade iste
diği şeydir. “Sinemaya an -
cak bu yoldan girebilirim”
diyen genç kız, poz verirken.
İsveçli artist Juliana (sağ
da) plâja gitmek üzere önü
tamamiyle açık, beli kemerli
tek parça mayosunu giymiş
olarak otomobilde. Juliana
Cannes güneşinin kendisine
verdiği yaşama sevinci için -
de olanca neş'esiyle dilini an
lamadığı herkese gülerek mu
kabele etmektedir, Bu hali,
İsveçli genç kızı son derpcc
sevimli göstermektedir.
CANNES PLÂJLARI BU YIL DA
GÜZELLERLE DOLDUCannes:—
Uluslararası film festivalinin öğrenci gösterileri dolayı sıyla yarıda kalması buradaki havayı fazla değiştirmemiş tir. Esasen sıcakların gecik
mesi de festival dolayısıyla Cannes1 a beklenen akını ge- ciktirmemişti. Birkaç gün ge çip jüri üyeleri de istifa et * tikten sonra artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Yarışma
Yeşilçam’ın müzmin bekârı:REHA YURDAKUL
SEVİNÇ PEKİN
SİNEMAYA DÖNÜYOR
Birçok filmde başrol oyna
diktan sonra sahneyi seçen
Ve hafif müzik şarkıları oku
mağa başltyan sarışın yıldız
Sevinç Pekin, yakında yeni
den film çevirmeye başlıya -
çaktır. Şantör Ertan Anapa i
le beraber As Kulüp'te çalış
makta olan Sevinç Pekin,
çıktığı Adana ve Ankara tur
nesinden döner dönmez And,
Saner ve Kervan Filmlerin
Resimde Sevinç Pekin gö-
kordelâlarında rol alacaktır,
rülüyor. [
Yaşı 40’ı bulmuş Yeşilçam men Okulunda çalışırken ın “Müzmin Bekâr”ı Reha Reha Yurdakul’u görmeliydi Yurdakul’a: niz. Etrafı yüzl'erce genç kız
— Şimdiye kadar niye ev - la çevrilmişti. Jönden daha lenmedin? diye sormağa s a kın kalkmayın. Hemen bey - lik cevabı yapıştıracak:
— Henüz, aradığım evsaf ta bir dişi karşıma çıkmadığı
! için” Ya da:— Tanıştığım kızların hiç
j biri bana hayat arkadaşlığı e deCek nitelikte değildi, şeklinde cevap verecektir.
Bir dergide Reha Yurda - kulla ilgili bir röportaj çıkmış: “Ana yok, baba yok.Mutlu görünen mutsuz a- dam” diye. Sen misin bunu yazan. Yazı çıkar çıkmaz yüzlerce kızdan mektup mek tup üstüne yağmağa başla - mış. Evlenme tekliflerinin haddi hesabı yok. Hatta kı - zm biri, uçakla Ankaradan kalkıp gelmiş: “Ben seni mut lu kılayım; analık babalık e-" deyim; senin her şeyin ola - yım” demiş.
— Bugüne kadar tek ar - tistle flört etmedim, diye ö- vünen Reha Yurdakul’un, bu öğünmesini. rejisör Nejat Saydam yarıda kesiyor, elini omuzuna koyarak:
— “Sinemamızın Kazano- vası” diyor. Nereye çalışma-
i ğa gitsek, etrafımız kızlarla halka olur. Erzurum’a “Buzlar Çözülmeden” filmini çek
; mek için gitmiştik. Kız öğret
çok sükse yapıyor. Geçenler de Bursa’ya gitmiştik. Yine aynı şey.. Kızlar jönü bira - kıp, karakter oyuncusuyla il
gilenm’ezler mi? Şeytan tüyü mü var bunda, anlıyamadıın bir türlü..”
Reha Yurdakul, bu sükse sini, filmlerde canlandırdığı karakterlere, bir de özel hayatında adını dedikodulara karıştırmamasına borçlu.
Bir türlü peşini bırakma - yan kızların takibinden bu - cak bucak kaçan, filmlerini de herkesten gizleyen Yurda kul, “Evlenmek mi? Bunun cevabını Vermek çok erken değil mi? Henüz karar veremedim. insan bu yaşa gelince biraz ihtiyatlı hareket et- m'eyi seviyor” demektedir.
Her tür ü klişe işleriniz için
A K I I N I KLİŞE EVÎ
12X18 İNÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR U N E VEYA HALF-TONE KLİŞELER POZİTİF VEYA NEGATİF OLARAK YAPILIRSERÎ - TEMİZ - UCUZ İŞ
37-39 Mecidiye Sokağı - LEFKOŞA
Reha Yurdakul’un şimdi - yc kadar çevirdiği filmlerin sayısı 100ü bulmuş.. En fazla filmi de furya yılı sayılan 1966 da çevirmiş. Tam 15 tane. En son çevirdiği film - ler “Fakir Çocuklar” “Istan bul Dehşet İçinde”, “Kolsuz Kahraman”, “Unutulan Yıllar”, “Altın Çocuk Beyrut - ta.”
1949'da jönprömiye ola - rak sinemaya atılan Reha Yurdakul, birkaç filmde oynadıktan sonra, Pars Film’i kurup kendi adına film yapmaya başlamış. Üç film çe - virdikten sonra bakmış ki, film yapımcılığı ayrı şey, ak törlük ayrı, ikisinin bir arada yürüdüğü de pek görülmemiş. Yapımcı kalsa aktör lükten olacak. Oysa onun içi san’at ateşiyle tutuşup dur - makta, 5-6 yıl aktörlükten e lini ayağını çektikten sonra, sonunda yine eski mesleğine, aktörlüğe dönüvermiş. Şimdi daha çok karakter rollerine çıkıyor. Filmlerin ikinci ada mı durumunda..
105 kiloyken “forma gi - rip” kilosunu 85 kiloya düşüren Reha Yurdakul, film şirketleriyle mukavele yap - mıyor. Çağrıldığı zaman, e - linde başka iş yoksa anlaşmayı yapıp, o filmde oynu - yor.
ya gönderilen filmlerin ö - nemfi bir kısmı geri çekildi - ğinden Cannes’a gelen artist ler vakitlerini değerlendir - mek ve kabil olduğu kadar dinlenmekten başka bir şey düşünmez olmuşlardır.
Beklenmedik bir anda pat lak vererek hızla gelişen o - laylar ilgilileri kısa bir müd det için şaşkına çevirmiştir. Ancak güneşli günler gelince Cannes, normal manzarasını almıştır. Yani gerek an gajman peşinde koşan artist adayları, gerek tanınmış kim seler plâjlara akın etmişler - dir. Carlton, Martinez gibi o tellerin lüks müşterileri otellerin özel plâjlarında güneşlenirken sansasyon meraklıla rı foto muhabirlerini çekmek için çırılçıplak soyunup kum ar üzerinde, yahut denizin i çinde bol bol resim çektirmişlerdir.
Geraldine Chaplin, plâj kahvelerinin en sık görülen ziyaretçilerindendir. öte yan dan, İsveç ve İngiltere gibi nisbeten uzak Kuzey memle ketlerinden gelen adı duyulmadık artist adaylarından St. Tropez ve Juan - les - Pins gibi yakın şehirlerden gelen meraklılara kadar bir kadın ordusu Cannes plâjlarınm sıcak güneşinden faydalanmak tadırlar.
Yaşları 15 ile 18 arasında
bulunan yüzlerce güzel kız,
hemen her gün gazete fotoğ
rafçılarınm peşinde denize
girmekte, bikinili, tek parça
mayoları sıyrılmış halde, ya
hut tamamiyle çıplak resim
ler çektirmektedirler.
CANNES plâjlarında foto muhabirlerine cömertçe vücutlarını teşhir edenlerden biri de Fransız kızı Sabrina Si- mon’dur. Sabrina, şimdiden bazı filmlerde rol almış bulu
nuyor.
PARAŞÜT AÇILMAYINCA UÇAĞA GERİ D Ö N D Ü
PARİS (AA):
Paraşütle atlamak bile, çok sık görülen birşey değildir, fakat içinden paraşütle atlanan bir uçağa tekrar çı - kıldığı hemen hemen görül - müş birşey değildir. Bununla
LONDRAYA GİTMEK İSTERSENİZ HEMEN
Sabrı
VatanNöbet Saatleri:
1900 — 2 2 00
Amerikan artistleri şimdi
de Avrupaya akın etmekte
ve burada ün yapmağa çalış
maktadırlar. Meksikalı Moni
ca da özel şapkası ile Avru
pa plâjlarında görülüyor.
MÜRACAAT EDİNİZ
SEYAHAT ACENTESİNETEL: 65325 - LEFKOŞA
• • •1 Dikkat.. DikkatLOS’UN LEFKOSA VE LARNAKA HALKINA
BÜYÜK MÜJDESݧ Bugündçn itibaren Lefkoşa’dan Lâmakaya
| ve İstanbul Bar Plâj uıa. günlük seferlere başlan | m ıştır • ( ; . r i; 1
HERGÜN (sabah) saat 6, 9 ve 11.30’da *
(ö. sonra) 2, 4 ve 5’de
LARNAKA’DAN LEFKOŞA’YA
HERGÜN (Sabah.) sa&t 7.30 ve 9’da
(ö sonra) 2t 4 ve 5’de
Adamızın en modem otobüsleri ve en üs-
! tün şoförleri, Sayın Lefkoşa ve Lârnaka halkı-
§ nın emrindedir
beraber, Renard adında 25 yaşında genç bir adam buson derece güç, hattâ imkân sız işi başarmıştır.
Genç adam Paris yakınlarındaki küçük bir havaala - nından kalkan ve saatte 100 kilometre hızla uçan tek mo torlu bir uçaktan paraşütle atlamış, fakat paraşütünün a çdmadığını ve otomatik açıl ma ipinin uçağa takılı kaldı ğını farkedince akima iki ih timal gelmiştir: 1) Ya 5 met re uzunluğundaki ipi kesmek 2) Ya da tekrar uçağa çık - mak. Birinci ihtimal, kesilen ip yardımcı paraşütün açıl - masını güçleştireceği için genç adama tehlikeli gözükmüş, bunun üzerine ikinci ih timali denemeye karar Ver - mistir. Genç adam 10 daki - kalık bir çabadan sonra uça ğa çıkmayı başarmıştır,
j Tehlikeli maceradan hiçbir heyecan duymayan genç a - dam uçağa çıkışından bir - kaç dakika sonra normal bir atlama yapma temennisi ile tekrar atlamıştır.
BRÜKSEL’DEKİ
KONFERANS(2. sayfadan devam)
Türkler ve Türkiye” adlı il
gi çekici bir konuşma yap -
mıştır. Seçkin bir dâvetli küt
leşinin hazır bulunduğu kon
feransı müteakip turistik bir
film gösterilmiş ve davetliler
hazırlanan büfede ağırlan
malardır.
Profesör Roux, konferan
sında Türk, tarihi ve Türk ır
kının özellikleri hakkında en
teresan açıklamalarda bulun
muş, Türklerin tarih boyun -
ca beliren hoşgörürlülükleri,
tevazuları ve misafirperver -
likleri Ue nev’i şahsına mün
hasır ve medenî bir ırkın en
ileri temsilcileri olduğunu
söylemiştir.
M A A O TARAFINDAN SA VİSAL ORTAM A AKTARILM IŞTIR
A K I N f S a y t a ' 4 |Perşembe. 30 Mayıs îggg
Gülle şampiyonlarımızdan
İBRAHİM
a t
1961 yılında 11.90 metre İle ada çapında bir rekor kırmıştı
Pİ♦ S': #
Tpûı* SSMv
Atletizmin gülle ve disk dallarında başarılar kazan - mış olan İbrahim KORAL, 16.4.1967 günü Limasol’da liselerarası gülle şampiyon - luğunu kazanırke görülmek - tedir (Yanda)
Röportaj:
İTOGAL
t a n r ik u t
Soru 1) Kısaca hayatınız?— 30 Mart 1944 yılında Baf kazasına bağlı Yeşilova köyünde doğdum. İlk öğrenimimi köy okulunda yap - Cıktan sonra Orta ve Lise tahsilimi Baf Kurtuluş Lisesinde tamamladım. 1962 yı lında mezun olup Ziraat Da Lresine bağlı hayvancılık çift liğinde çalıştım. 1963 Ara - tık olaylarının patlak verme sinden dolayı Lefkoşaya gel mek mecburiyetinde kaldım. Başkentte dört yıldan beri bulunmaktayım. Bu süre zaı fmda evlendim; bir çocuk babasıyım. Bundan böyle bü tün gayem, ailemi refah için de yaşatabilmektir.
Soru 2) Atletizme ne zaman ve nasıl başladınız?— Atletizme 1957 yılında kıymetli hocam Talât Akgü- lün teşvikiyle başladım. At - letizmdeki branşım gülle ve
İbrahim Koral, arkadaşımız Toğal Tanrikut ile.. ( Foto: AKIN — TUFAN )
Lefkoşa bölgeligi hergün maç
yapmak suretiyle bitirilecek
Bayrak Kupası Maçları ve Türkiye Genç Millî Futbol takımının Kıbrısı ziyareti mü nasebetiyle 20 Nisan’dan be-
1.6.68 Cumartesi2.6.68 Pazar3.6.68 Pazartesi4.6.68 Salı5.6.68 Çarşamba6.6.68 Perşembe7.6.68 Cuma8.6.68 Cumartesi9.6.68 Pazar10.6.68 Pazartesi11.6.68 Salı12.6.68 Çarşamba13.6.68 Perşembe14.6.68 Cuma15.6.68 Cumartesi16.6.68 Pazar
ri tehire uğrayan Lefkoşa Bölgesi Lig Maçlarının 1 Ha zirandan itibaren her gün oynanmak üzere başlıyacağı bildirilir:
Oğuzlar — Kurtuluş Kahraman — Demir Hürriyet — Zafer Oğuzlar — Kahraman Kurtuluş — Demir Oğuzlar — Zafer Demir — Atmaca Kahraman — Zafer Hürriyet — Vatan Zafer — Atmaca Vatan — Kahraman Zafer — Kurtuluş Hürriyet — Oğuzlar Vatan — Atmaca Atmaca — Kahraman Demir — Hürriyet
Not: Maçlara öğleden so n ra saat 5.00 te başlanacaktır.
F. Bahçe - AEKİstanbul’da bu akşam oynuyor
HAMİLELİĞİ ÖNLEYİCİ HAPLAR
KONUSUNDA YENİ ARAŞTIRMALAR
LONDRA:Hâmileliği önleyici ve ko
ruyucu hapların kadınların ü zerinde bazı yan etkiler mey dana getirdiği bilinmektedir. Şimdi, İngiliz bilim adamları, bu noktayı göz önünde tu tarak, kadınlara üç ay hap almaya ara vermelerini tavsiye etmektedirler. Ingilterede yayınlanmakta olan “Lancet” tıp dergisinde bu tavsiyede bulunan İngiliz uzmanları, Profesör Peter Beaconsfield ve Dr. Jean Ginsburg, kadın ların bu şekilde vücutlarını istirahat ettirebileceklerini söylemektedir.
Her iki bilim adamı, yap - tıklan'araştırmalardan son - ra, ara vermeden devamlı şekilde hâmileliği önleyici hap alan kadınların, herhangi bir ameliyattan sonra, zor iyileştiklerini, nekahet devrinin uzun sürdüğünü tesbit etmişlerdir. Bu gibi hastala - nn, özellikle tansiyonları çok düşük olmaktadır. Bu bakım
dan üç ay haplara ara ver - mek, kadınların organizmala rmı, bir süıe için yan etkiler den kurtarmak bakımından şarttır.
BELÇİKA’DA HAÇ FİLMİ, BÜYÜK İLGİ
TOPLADIBrüksel (AA):
1967 Antalya Film Festi
valinde ilgi toplayan Şevket
Aktunç’un Hac Filmi Belçi
kalı Kadınlar Millî Konseyi
nin tertip ettiği bir toplantı
da Avrupada ilk defa göste
rilmiştir.
Istanbuldan hacıların Hac’
ca hareketini göstererek, baş
lıyan Konya, İskenderun,
Tarsus, Halep, Medine yo -
luyla Hac’ca gidiş dönüşü,
birbirinden güzel sahnelerle
aksettirilmektedir.
Uzun zamandan beri neticesi merak konusu olan Fenerbahçe - AEK Balkan kupası final maçı bu akşam saat 19.00’da oynanacaktır .
Fenerbahçe’nin Türkiye,
AEK’in ise Yunanistan şam piyonu oluşu bu akşamki karşılaşmaya olan ilgiyi son derece artırmıştır. Haber al dığımıza göre bu maçta Can da yer alacaktır.
....................................................................... IIIIIIIIIIH IIIIH IİIIH IIIIİIIIH I^
I BALE VE OPERA t î EKİBİNİN LEFKOŞA’DAKİ î I İLK TEMSİLİ }
BU GECE SAAT 20.30’DA
N E P T Ü N ’ D E
Giriş ücretleri 250 mil ve 500 mildir.
Biletler, gündüzün GÜVEN T1CARETEV1 n- £
S den, geceleyin ise GİŞE'den temin edilebilir.
Lârnaka’da temsil yapılmıyacağı cihetle, Lâma |
1 ka Kazası Türk halkı için sadece bu geceye mahsus |
1 olmak üzere bedava otobüs seferleri ihdas edildiği |
5 ayrıca duyurulur. ̂ şBale ve Opera Temsilleri Tertip Heyeti E
s =%IIUUUHUJlllllUimillllUllll»HIIUIIIUIUMUUUIUUIUUIU«ma«UMII
; UMURUNDA MI DÜNYA?
Paris bir meydan muhare
besi sahasına dönerken, Fran
sa’nın Güney sahillerinde de
bombalar tehlike yaratıyor -
du. Ama bunlar sarışın ve es
mer bombalardı. Cannes
Festivali için her zaman ol -
duğu gibi güzel kızlar buraya
akın etmiş, resimde olduğu
gibi, dikkati çekmek için,
varlarını yoklarını ortaya
koymuşlardır. “Fani” ismin -
deki bu adayın giyimi, diğer
lerinin yanında yine de bir
hayli kapalı sayılmaktadır.
disktir.Soru 3) Bu dalda bfo anı
nızı anlatır mısınız?
— 1961 yılında Limasolda düzenlenen Liseler arası gül le müsabakasında atış yeri - ne geldiğimiz zaman benden daha iri yapılı arkadaşlar vardı. Onları görür görmez, içim ürpererek korktum. Fakat atışa başladığımız zaman bu arkadaşların ben - den zayıf gittiklerini gör - düm. Bilhassa Cemal Paşa’ - nın (Geçmiş senenin şampi - yonu) itiraz edişini hiç unut İnam.,
Buna sebep Liseler arası gülle atışında birinci olmam; bana rekor kırma atışının ve rilmesi ve bu atışta Kıbrıs çapında 11.90 metre ile rekoru kırmaktır.
Soru 4) Kıbrısta atletiz - min geri kalışının nedenleri nelerdir? Kalkınması için ne ler yapılabilir?— Cemaatımızın atletizme gerekli ilgiyi göstermemesi bu sporun toplumumuz ara - .iinda gelişmemiş olmasında büyük rolü oldu. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki Baf ve Lcfkede yapılan atle tizm müsabakaları takdir e- dilecek niteliktedir. Temen - nim, bütün ada çapında es - kisi gibi Liseler arası yarışmalar düzenlenirken ferdi ve ya kulüpler arası atletizm müsabakaları da yapılsın.
Bu sporun kalkınması i - çin her kazada futbol kulüp leri yanında atletizm şubeleri de açılsın. Bunlar da heı yılın belirli günlerinde atle -
tizm yarışmaları düzenleye . rek toplumumuzun bu yön . deki sevgisini yüksek seviye- ye çıkarmaya çalışması el . eemdir.
Soru 5) Atletizme devam edecek misiniz?— Evet. Branşım olan gülle ve diskte yeniden çalışmak istiyorum. Yakın zamanda çalışmalarıma tekrar başla - vıp devam ettirmek arzusun dayım.
Soru 6) Beğendiğimi dünya atletlerinden birkaç I sim sayar mısınız?
— Dünya atletizminde en çok beğendiğim atlet 100 metreci Alman Harming Hary, İtalyan koşucusu Ben ti ve Kıbrıslı atletlerden Nu man Kanatlı ile Celâl Cano- vadır.
BU SABAH ÇIKAN RUM
GAZETELERİ NE DİYOR?TAFALL NEW YORK’A
GİDECEKF1LELEFTHEROS gaze -
tesi, tam manşet olarak verdi ği bir haberde, şunları büdiı mektedir:
“BM Genel Sekreteri U Thant’m Kıbrıs özel Temsil cisi Osorio Tafall, Kıbrıs Türkleriyle Rumları arasın - da müzakereler açılması için sarfettiği çabaların seyri hak kında Genel Sekretere bilgi vermek üzere, önümüzdeki günlerde Neyv York‘a gide - çektir. Tafall’ın bu seyahati - nin 6 Haziran’da yapılması muhtemeldir.
Bu arada Osorio Tafall, Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides ve Dışişleri Bakanı Kiprianu ile, dün uzun bir görüşme daha yapmıştır. Bu gün ise, yeni bir görüşmenin daha yapılması ve mütea kiben Tafall’ın beraberinde, Hukuk Danışmanı Gorge ol duğu halde, Kıbrıs Türk liderleriyle görüşmeğe gideceği öğrenilmiştir.
öte yandan, müzakereler i çin temasların devam ettiği sırada, Türk gazeteleri yeniden Züıih’in ihyasından bah setmeğe başlamışlardır.
ANLAŞMA ÜMİTLERİ
HARAVGİ gazetesi, man şet olarak verdiği bir haberde, müzakerelerle ilgili anlaş ma ümitlerinin devam etmek te olduğunu büdirmekte ve Tafall ile Gorge’nin dün Kfc rides ve Kiprianu ile yaptık ları görüşmenin, bir saatten fazla sürdüğünü ilâve etmek tedir. HARAVGİ devamla, Türk tarafınca çıkarılmakta olan Ingüizce özel Habeı Bülteni’nin dün yayınladığı müzakerelerle ilgili bir yazısının özetini vermektedir, ö- te yandan MAH1 gazetesi, Cumartesine kadar bir an - laşmaya varılmasının muh - temel olduğunu bildirmek - te, şunları yazmaktadır:
“Güvenilir kaynaklardan öğrendiğimize göre, Güven - lik Konseyi toplantısı yak - taştıkça, Kıbrıs Türkleri üe Rumları arasında müzakere açılması yolundaki engelle - rin ortadan kaldırılması i - çin, Osorio-TafalPın giriştiği gayretlerin semere vermesi ümitleri çoğalmaktadır. BM yetkili çevreleri ile Lefkoşa - daki Batılı diplomatik çevre ler, öbürgüne kadar, bir neticenin alınabileceğini söylemektedirler.
Tafall ile Gorge, dün, Klerides ve Kiprianu ile yeni bir görüşme yapmışlar, müteakiben, Kıbrıs Türk li -
derleriyle görüşmüşlerdir. Tafall ile Gorge’nin temas - larına, bugün de devam ede çekleri öğrenilmiştir. Yapıl - makta olan temaslarda, müzakerelerin tarihi ve yeri ü - zerinde anlaşma öngören Tafall formülü üzerinde durulmaktadır.
öğrendiğimize göre, bu - gün Makarios’un başkanlığın da toplanacak olan Bakan - lar Kurulu, Klerides ile Kip rianunun Tafall ile yaptıkla rı temaslar hakkında aydın - latılacaktır.”
ELEFTHERIA gazetesi temaslar hakkında hiçbir resmi açıklama yapılmadığı - m, fakat siyasî çevrelerin, müzakereler konusunda uz - laştırıcı bir formülün bulu - nacağı hususunda iyimser olduklarını bildirmektedir . ELEFTHERIA, Türk tara - fınca çıkartılmakta olan İngilizce Özel Haber Bülteni - nin de, netice hakkında iyim serlik belirttiğini ilâve etmek tedir.
KAHİRE VEYA
BEYRUTMAH1 gazetesi, “Son Da
kika” başlığı altında verdiği bir haberde şunları bildir - mektedir:
“Muhabirlerimizin dün akşam, Birleşmiş Milletler yetkili çevrelerine yakın güvenilir kaynaklardan elde et tikleri bilgiye göıe, müzakere yeri konusunda, Türk ve Rum taraflarının görüşleri arasında, daha büyük bir yakınlık temin edilmiştir. Halen Osorio-Tafall’ın iki taraf temsilcileriyle yapmakta olduğu temaslarda, müzakerelerin Kahire veya Bey - rut’ta yapılması üzerinde ko nuşulmaktadır. Bu hususta bugün veya yarın, nihai bir anlaşmaya varılması beklenmektedir.”
GERGİNLİKDELEFTEA ORA gazete
si, tam manşet olarak verdiği bir haberde şunları bildir girmektedir:
“Kıbrıs Türk gazeteleri, Vretça köyünde polislere a - teş açan kanunsuz bir Türk avcının vurularak öldürül - mesi olayını istismar etmeğe çalışmaktadırlar. Türkler bü tün adada gerginlik yarat - mak için, bu olayı vesile it tihaz etmiş bulunmaktadır - lar. Türk gazeteleri, söz konusu avcının çok yakın bir mesafeden vurularak öldü - rüldüğünü iddia etmekte ve olayı, vahşi bir cinayet olarak vasıflandırmaktadırlar.
Bazı haberlere göre Türk
liderliği, Güvenlik Konseyi toplantısından önce, olay - lar yaratmak istemektedir. Bundan da maksadı, Güvenlik Konseyi toplantısında, Millî Muhafız Ordusunun si lâhsızlandırılmasını ve dağıtılmasını; Kıbrıstaki Yunan subaylarının adadan çekilme sini talebetmek için uygun ortam yaratmaktır.”
“ŞÜPHELERİMİZİ
KUVVETLENDİRİYORLAR”FİLELEFTHEROS gaze -
tesi, yukarıdaki başlık altındaki bir yazısında, Dr. Kü- çük’ün 27 Mayıs’ta yaptığı konuşmayı ele almakta ve şunları yazmaktadır:
“Denktaş’ın Enosis hakkın daki müfrit ve yersiz taleple rinden sonra Dr. Küçük, o- nunla, bir milliyetçilik yarışı na girişmiş gibi konuşmakta ‘Tiirklerin, Toroslara baka - rak, Türkiye’den gelen hürri yet rüzgârını teneffüs ettikle rini söylemektedir. Türkle - rin bu şekilde konuştuğu bir ortam içinde, samimî ve iyi niyetli olduklarına inanmak zordur. Bizimle anlaşmaya is tekli olduklarına, barışçı bir çözüme inandıklarına dair sözlerine güvenmek zordur. Kıbrıs Türk liderleri son gün
lerde. samimiyetleri hakkm- daki şüphelerimizi artıracak
davranışlarda bulunmaktan
başka birşey yapmamaktadır
lar.
Fakat, her şeye rağmen,
biz, tuttuğumuz doğru yol -
dan şaşmıyacağız. Türkter,
varsınlar tutumlarını sertleş-
tirsinler, varsınlar yıkıcı milf
rit görüşler ileri sürsünler,
Biz, Makarios’un çizdiği doğ
ru yoldan dönmiyeceğiz. Biz,
Türk - Rum bütün ada hal
kının menfaatlerine hizmet
etmeğe çalışıyoruz. Türk hal
kı bu gerçeği kavramalı,
menfaatlarının nerede oldu •
ğunu görerek hareket etmeli
dir. Biz eminiz ki Türk hal
kı, liderlerinin politikasını
tasvibetmemekte fakat, çeşit
li sebepler dolayısiyle, sesini
çıkaramamaktadır. Türkter
bilmelidirler ki, Rumlarla iş
birliği yaptıkları zaman, fim
di sahiboldukları nimetlerin
çok daha fazlasına sahip ola
caklardır. Çünkü kalkınma
ya bilfiil katılmış olacaklar
dır.”
İsveç’te dine inanmayanlar
hergün artıyorÇfrtnlrK̂ l /A A \ - ■ « . . -A >Stockholm (AA):
İsveç Halk Efkârı Enstitüsünün 12-24 yaş arasındaki gençlerde yaptığı bir anket, Tanrıya inanmıyanların sayısının arttığını göstermiştir. Bunlardan sadece yüzde 22’ si. Tanrıya inandıklarını ifa
DÜNYA
MÜSLÜMANLARI
HARİTASI TÜRKİYE’YE
SOKULAMIYACAKAnkara (AA):
Dünya Müslümanlar Birli
ğinin kongresi dolayısıyla
Sait El Sebbağ tarafından çi
zilip Karaşi’de bastırılan
“Dünya Müslümanlar harita
sı”nın Türkiyeye sokulması
ve dağıtılması yasaklanmış - tır.
Bu konudaki Bakanlar Ku
rulu kararı, geçen gün Res
mî Gazetede yayınlanmıştır.
de etmişler, yüzde 46’sı men fî cevap vermiş, arta kalanlar ise inançlarında şüpheli görünmüşlerdir. 1954 yılın - da yapılan benzeri bir anket te 11-14 yaştakilerin yüzde 49’u 15-17 yaşlarındakilerin
ise yüzde 39’u Tanrıya inan dıklarını ifade etmişlerdi.
Memleketin diğer mıntıka larına göre, Stokholm’da din sizlik daha da yaygındır. İs- ve Başkentindeki gençlerin yüzde 68’i Tann’ya inanmamakta, yüzde 38’i H r is t iy anlığı diğer dinlere üstün tutmakta, arta kalanı ise bütün dinlerin birbirinden farksız ol duğunu ileri sürmektedirler. Dinî inançları en kuvvetli o- 1 ani ar evli kadınlar arasında görülmektedir.
Dinî inançların gençlik
çağlarında daha zayıf olduğu
fakat yap Derledikçe dine bağ
lanıldığı dikkati çekmektedir.