ab sÜrecİnde tÜrkİye’de gida gÜvenlİĞİnİn dÜnÜ,bugÜnÜ ve aserpen_gida

16
AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE YAŞANMAKTA OLAN KARGAŞANIN DEĞERLENDİRİLMESİ ( Hayvancılıkta Performans Dergisinin Ekim-2007,Sayı:108’de ve Kasım-2007,Sayı: 109 yayı nlanmı tır.www.perf ormansgaz etesi .com ) ş Adnan SERPEN Veteriner Hekim İzmir Veteriner Hekimler Odası Onur Kurulu Üyesi ve Vet. Halk Sağlığı Çalışma Gurubu Sekreterya Görevlisi E-Mail: [email protected]  [email protected]  [email protected]  [email protected]  Gıda güvenliğinin tarihi insanlığın tarihi kadar çok eski diyebiliriz.Günümüze kadar çok bü yük aşama kaydetmiştir.Tarihin derinliklerine daldığımızda günümüzde gıda alanında görev yapan  bir çok meslek dalı daha ortada yok iken asırlarca önce insanoğlu gıda güvenliğiyle yüzleşmiştir. Bu yüzleşme insanın hayvanı evcilleştirmesiyle başladı diyebiliriz.Çünkü insanın yeryüzünde ilk zenginliği hayvan olmuş,İ.Ö 8000 yıllarında ilk evcilleştirilen türlerin başında, keçi,koyun ve süt ve ren hayvanlar arasında sonuncusu İ.Ö 6100-5800 arasında neolitik çağ’da Anadolu ve Makedon ya’da inek gelmekteydi.Uygarlık tarihine baktığımızda hayvanın evcilleştirilmesi belirgin bir dö nüm noktası olarak kabul edilmektedir.İnsanoğlu hayvanı evcilleştirmekle birlikte ister istemez hav yanın yaşayışı,ızdırapları ve sağlığı ile ilgi lenmeğe başlamıştır.Hastalıkların tedavisin de kendisi için ne düşünüyor ise hayvanlara da onu tatbik etmeyi uygun bulmuş ve uygulamıştır.Gerek canlı havya nın hastalıklarından,gerekse hayvandan elde ettiği ürünlerle kendisine bulaşa bilecek hastalıklardan kendisini koruyabilmek için deneme yanılma ile birçok önlemler geliştirerek günümüze kadar bu mücadele sürmüştür.İnsanoğlunun hayvan ile olan beraberliği sırasında hayvanın sütünden,etinden, yumurtasından,yününden,kılından ve derisinden faydalanmıştır.Ancak et kısa zamanda tüketilmesi gereken besin madde si olması nedeniyle insanoğlu çok eskiden beri bu bes in maddesini dayanıklı hale getirmek için birçok yollara başvurması sonucunda bugünkü et ve mamûllerinin ha zırlama ve saklama tekniğinin doğmasını sağlamıştır.İşte insanoğlu asırlar öncesi hayvandan sağladığı ürünler den yaşamını sürdürebilmek amacıyla besin olarak faydalanırken bugün zoonoz dediğimiz hayvan hastalıkları da peşini bırakmamıştır.Bunun sonucunda insan hekimliğine paralel veteriner hekimlik te ilk çağlardan itibaren ortaya çıkmağa başlamış ve bu güne kadar bir çok gelişme göstermiştir. Hayvan hastalıklarının halk sağlığı ısından önemini kavrayan eski mısırlılar kurban edilecek hay vanları kurban etmeden önce din görevlileri tarafından sağlık kontrolünden geçirirlerdi.Et’in tuzla narak saklanması yanında tuzlanarak ateşin isine tutularak,telemesi haşlanıp kurutulan ya da balmu mu ile sıvanan peynirin uzun süre saklanması sağlanmıştır.Orta Asya’daki medeniyetlere baktığı mızda Türklerin günümüze kadar gelen uygulamalardan etlerin kavurma yapılarak saklanması Dede Korkut Destanında geçmektedir.Yine etin uzun süre muhafaza edilebilmesi için kendi öz mamûlle rimizden sucuk,pastırma ve kavurma yapılarak saklanması fikri il k defa Hun’lar tarafından,etin don durularak saklanması ise ilk defa Kızılderililer tarafından bulunduğu belirtilmektedir.Orta Asya Ta tar Türkleri tarafından süt’ün kurutularak daha güvenli uzun süre güvenli kullanımı sağlanmıştır. Hayvancılıkta ileri olan Babil ve Sümerler ineklerin sağımı yapıldıktan sonra süt dar boğazlı kaplar da güvenli bir şekilde saklanmaktaydı.M.Ö.4 yy.ın sonuna doğru eski roma imparatorluğunda,gıda güvenliği amacıyla sağlık kontrolü polisleri tarafından hayvan pazarları,dükkân lar ve aş evleri denet lenir ve çeşitli peynir nevilerinin satışının yapıldığı özel pazarlar kurarlardı.İsrailoğulları özellikle gıda kontrolünü çok dikkatle yaparlardı.M.Ö.13 yy.da Musa Peygamber kasaplık hayvanların etle riyle ilgili olarak sağlık koruma kaideleri koymuş daha o yüzyılda trişin nedeniyle domuz etinin yen mesini yasaklamış,kasaplık hayvanlar kesildikten sonra daima o tarihlerde kontrolü yapılıp gıda gü venliği sağlandıktan sonra insanların tüketimine sunulurdu.Musa Peygam berle birlikte Allah tarafın dan gönderilen kutsal kitap Tevratta;İsrail oğullarına deve,tavşan,domuz,dağ faresinin yenmesi ya saklanmıştı.Eskiçağ Yahudileri,kasaplık hayvanları kesimi sonrası yapılan muayenelerde tüberkü loz,karaciğer dejenerasyonu ve sirozu kolaylıkla tanıyorlardı.İslâmiyet ile birlikte Allah tarafından dün yaya gönderilen son kutsal kitap Kur’an-ı Ker-im’in mâide süresinde “ölmüş hayvan,kan,do muz eti ve Allah’tan başkasının adı söylenerek kesilmiş,boğulmuş,dövülmüş,yüksekten düşş,

Upload: burak-gezer

Post on 09-Apr-2018

225 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 1/16

AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VEYAŞANMAKTA OLAN KARGAŞANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

( Hayvancılıkta Performans Dergisinin Ekim-2007,Sayı:108’de ve Kasım-2007,Sayı: 109 

yayınlanmı tır.www.performansgazetesi.com )ş

Adnan SERPENVeteriner Hekimİzmir Veteriner Hekimler Odası Onur Kurulu Üyesi ve Vet. Halk Sağlığı Çalışma Gurubu Sekreterya GörevlisiE-Mail: [email protected] – [email protected] – [email protected] – [email protected] 

Gıda güvenliğinin tarihi insanlığın tarihi kadar çok eski diyebiliriz.Günümüze kadar çok büyük aşama kaydetmiştir.Tarihin derinliklerine daldığımızda günümüzde gıda alanında görev yapan

 bir çok meslek dalı daha ortada yok iken asırlarca önce insanoğlu gıda güvenliğiyle yüzleşmiştir.Bu yüzleşme insanın hayvanı evcilleştirmesiyle başladı diyebiliriz.Çünkü insanın yeryüzünde ilk zenginliği hayvan olmuş,İ.Ö 8000 yıllarında ilk evcilleştirilen türlerin başında, keçi,koyun ve süt veren hayvanlar arasında sonuncusu İ.Ö 6100-5800 arasında neolitik çağ’da Anadolu ve Makedon

ya’da inek gelmekteydi.Uygarlık tarihine baktığımızda hayvanın evcilleştirilmesi belirgin bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.İnsanoğlu hayvanı evcilleştirmekle birlikte ister istemez havyanın yaşayışı,ızdırapları ve sağlığı ile ilgilenmeğe başlamıştır.Hastalıkların tedavisinde kendisi içinne düşünüyor ise hayvanlara da onu tatbik etmeyi uygun bulmuş ve uygulamıştır.Gerek canlı havyanın hastalıklarından,gerekse hayvandan elde ettiği ürünlerle kendisine bulaşa bilecek hastalıklardankendisini koruyabilmek için deneme yanılma ile birçok önlemler geliştirerek günümüze kadar bumücadele sürmüştür.İnsanoğlunun hayvan ile olan beraberliği sırasında hayvanın sütünden,etinden,yumurtasından,yününden,kılından ve derisinden faydalanmıştır.Ancak et kısa zamanda tüketilmesigereken besin maddesi olması nedeniyle insanoğlu çok eskiden beri bu besin maddesini dayanıklıhale getirmek için birçok yollara başvurması sonucunda bugünkü et ve mamûllerinin ha zırlama vesaklama tekniğinin doğmasını sağlamıştır.İşte insanoğlu asırlar öncesi hayvandan sağladığı ürünler 

den yaşamını sürdürebilmek amacıyla besin olarak faydalanırken bugün zoonoz dediğimiz hayvanhastalıkları da peşini bırakmamıştır.Bunun sonucunda insan hekimliğine paralel veteriner hekimlik te ilk çağlardan itibaren ortaya çıkmağa başlamış ve bu güne kadar bir çok gelişme göstermiştir.Hayvan hastalıklarının halk sağlığı açısından önemini kavrayan eski mısırlılar kurban edilecek hayvanları kurban etmeden önce din görevlileri tarafından sağlık kontrolünden geçirirlerdi.Et’in tuzlanarak saklanması yanında tuzlanarak ateşin isine tutularak,telemesi haşlanıp kurutulan ya da balmumu ile sıvanan peynirin uzun süre saklanması sağlanmıştır.Orta Asya’daki medeniyetlere baktığımızda Türklerin günümüze kadar gelen uygulamalardan etlerin kavurma yapılarak saklanması DedeKorkut Destanında geçmektedir.Yine etin uzun süre muhafaza edilebilmesi için kendi öz mamûllerimizden sucuk,pastırma ve kavurma yapılarak saklanması fikri ilk defa Hun’lar tarafından,etin dondurularak saklanması ise ilk defa Kızılderililer tarafından bulunduğu belirtilmektedir.Orta Asya Ta

tar Türkleri tarafından süt’ün kurutularak daha güvenli uzun süre güvenli kullanımı sağlanmıştır.Hayvancılıkta ileri olan Babil ve Sümerler ineklerin sağımı yapıldıktan sonra süt dar boğazlı kaplar da güvenli bir şekilde saklanmaktaydı.M.Ö.4 yy.ın sonuna doğru eski roma imparatorluğunda,gıdagüvenliği amacıyla sağlık kontrolü polisleri tarafından hayvan pazarları,dükkânlar ve aş evleri denetlenir ve çeşitli peynir nevilerinin satışının yapıldığı özel pazarlar kurarlardı.İsrailoğulları özelliklegıda kontrolünü çok dikkatle yaparlardı.M.Ö.13 yy.da Musa Peygamber kasaplık hayvanların etleriyle ilgili olarak sağlık koruma kaideleri koymuş daha o yüzyılda trişin nedeniyle domuz etinin yenmesini yasaklamış,kasaplık hayvanlar kesildikten sonra daima o tarihlerde kontrolü yapılıp gıda güvenliği sağlandıktan sonra insanların tüketimine sunulurdu.Musa Peygamberle birlikte Allah tarafından gönderilen kutsal kitap Tevratta;İsrail oğullarına deve,tavşan,domuz,dağ faresinin yenmesi yasaklanmıştı.Eskiçağ Yahudileri,kasaplık hayvanları kesimi sonrası yapılan muayenelerde tüberküloz,karaciğer dejenerasyonu ve sirozu kolaylıkla tanıyorlardı.İslâmiyet ile birlikte Allah tarafındandün yaya gönderilen son kutsal kitap Kur’an-ı Ker-im’in mâide süresinde “ölmüş hayvan,kan,domuz eti ve Allah’tan başkasının adı söylenerek kesilmiş,boğulmuş,dövülmüş,yüksekten düşmüş,

Page 2: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 2/16

 boynuzla vurulmuş ve yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanmış hayvanların etlerinin harâm kılınması nedeniyle yenmesi yasaklanmıştır.Kur’an-ı Ker-im’de bu konuda önemli ayet ve sureler vardır.1276 Yılında Almanya’da << kesimlerin topluca ve belli bir yerde yapılma zorunluluğu >> getirilmiş,etlerin kesim ve pazarlanmasında resmi kontroller 1588’de başlamış akabinde avrupa’ya yayılmıştır.Fatih Sultan Mehmet zamanında 1453 yılında İstanbul’un dışında Yedikule’de 19’u koyun,14’ü sığır olmak üzere toplam 33 kesim salonu inşa edilmiş ve hayvanların hijyenik bir şekilde kesi

mi yapıldıktan sonra o zamanın şartlarında gıda güvenliği sağlanan etler tüketime sunulurdu.FatihSultan Mehmet sonrası Osmanlı dönemine ait en eski ve ilk belge 1485 tarihlidir.Osmanlı imparatorluğunda düzenlenen ve uygulamaya konan ihtisap kanunları içinde gıda güvenliğine yönelik özelhükümlerde yer almaktaydı.Bu özel hükümler içinde gıda maddelerinin çeşit,menşe,olgunluk,temizlik,saflık,haslık ve mevsime göre fiyatlarına ilişkin bilgiler yer almaktaydı.İhtisap ile ilgili görevler kadılara verilmiş ve daha sonra 1826 senesinden sonra ihtisap nazırlığı haline dönüştürülmüştür.

1854 yılına gelindiğinde “Şehir emaneti” olarak değiştirilmiş ve daha sonra “Belediye” olarak ülke sathına yayılmıştır.Şehir emaneti ve Belediyeler kurulmalarında gıda maddelerine ait mevzuat yeniden düzenlenmiş ve daha çok belediye talimatları şeklinde ve belediye zabıtaları tarafındandenetimi yapılmak üzere düzenlenerek geliştirilmiştir.1877 Yılında << Mezbahaların Belediyeye

devrine mahsus bir layiha>> yayınlanır ve mezbahalarda veteriner hekim bulundurulması mecbur kılınarak etlerin veterinerler tarafından sağlık denetimi başlatılmış oldu.1899 yılında Almanya’nınBaden kentinde toplanan VII.Uluslararası Veteriner Kongresinde mezbahada kesimi yapılan hayvanların tüketime sunulmadan önce gıda güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla kasaplık hayvan ve etmuayene ve kontrolü konusunda belli bir standart uygulanması kararı alınır ve bunun üzerine 1900yılında “ Kasaplık Hayvan ve Et Kontrolü” hakkında kanun çıkarılır.1912 Yılında İstanbul BelediyeBaşkanlığına getirilen Dr.Cemil Bey modern bir mezbahanın kurulmasına karar verir ve ayni yıl inşasına başlanır.Karaağaç’ta kurulan bu mezbaha Cumhuriyet döneminin ilk modern mezbahası olarak 12 Temmuz 1923’de açılışı yapılarak faaliyete geçer.Cumhuriyet döneminde veteriner hekimlerin insan sağlığına doğrudan katkıları bulunan et hijyeni yanında diğer sağlık hizmetlerinin de planlandığı görülür.Zamanın Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü 1924 yılında hazırlayıp,1925’de uygula

maya koyduğu <<5 yıllık Veteriner Hizmetleri Programı>> dahilinde Süt ineklerimizde büyük kentlerden başlanmak üzere Tüberkülin uygulanmasına geçilir.Bu program dahilinde Ankara’da modern

 bir Bakteriyoloji ve Gıda Kontrol Laboratuvarının kurulması kararlaştırılır ve hayvanlardan sağlanan gıda maddeleri ile ürünlerinin muayene metotları hakkında tüzük hazırlanır.03 Mayıs 1928 yılında 1234 sayılı “Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu, nizamname ve Etlerin Teftiş Talimat nameleri” çıkarılmıştır.1953 yılından itibaren Et ve Balık Kurumu Kombinaları inşa edilmeğe başlanarak etinveteriner hekim kontrolünden geçip gıda güvenliği sağlandıktan sonra tüketime sunulması sağlanır.Cumhuriyetin onuncu yılı 1933’de 58 mezbahanın inşası bitmiş,26’sının ise inşası için resmi antlaşma yapılır,36’sının ise modern hale dönüştürülmesi için hazineden özel ödenek çıkarılır.Yapım işlerinin bilimsel standartlara uygunluğunun takibi içinde 74 veteriner hekim görevlendirilir.26 Nisan1934 Tarihinde 2/441 sayılı kararname ile 32 maddelik << Mezbaha Yapı Nizamnamesi>> yürürlüğe girer.1930 yılında çıkarılan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu çıkarılırken gıda mevzuatınaesas olabilecek maddeler eklenmiş ve bu görevler ve gıda mevzuatının hazırlanması ve kontrolüneilişkin görevler zamanın “Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı”na verilir.Yine 1580 sayılı yasanın15/2 maddesi uyarınca belediye hudutları içinde gıda maddelerinin denetimi yapma görevi belediyelere verilir ve bazı belediyeler kendi imkanları dahilinde << Şehir Hıfzısıhha Enstitüsü>> veya<< Belediye Kimyahanesi>> adı altında Laboratuvar kurarlar.1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun uygulanmasına ilişkin nizamname 1942 yılında çıkarılmış fakat ifadesi,tertibi,hüküm ve kaçyıtları karışık,noksan olması nedeniyle 04 Ağustos 1952 Tarihinde “Umumi Sağlığı ilgilendiren eşya ve levazımın hususi vasıflarını göstermek” üzere “Gıda Maddeleri Tüzüğü” yürürlüğe girmiştir.22 Kasım 1960 Tarihinde ise 132 sayılı kanunla “Türk Standartlar Enstitüsü” kurulmuş ve gıda

maddeleri standartları hazırlama ve yayınlama yetkisi verilmiştir.1593 Sayılı “Umumi HıfzısıhhaKanununun 9.Maddesinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde “tabip,veteriner,eczacı“ gibi meslek mensupları sayılmış ve diğer maddelerle veteriner hekim,genel sağlığın korunmasında görevli kı

Page 3: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 3/16

lınmış, Hıfzısıhha Meclisinin doğal üyesi sayılmıştır.Yine zamanın Sağlık ve sosyal Yardım Bakanlığı tarafından çeşitli sağlık hizmetlerini yürütmek amacı ile dört ilde Halk Sağlığı Laboratuvarları,

 beş ilde Hıfzısıhha Enstitüleri kurulmuş,açılan 142 enterobakteri ünitesinde 30’u aşkın uzman veteriner hekim görev almıştır.

1657 Yıllına baktığımızda gıda ve mikrobiyoloji bilimi açısından önemli bir yıl. Kircher adlı

araştırmacı süt içinde gıda güvenliği açısından çok önemli olan canlı mikroorganizmaları tespit ediyor,1662 Yılın da ise Fransa’da balıkların bayatlığını kamufle edebilmek amacıyla,gıda tağşişineyönelik boya kullanılması yasaklanıyor.1773 yılında A.B.D’de Boston’da Gıda Hijyeni yasası kabulediliyor.1762 yılında Avrupa’da ilk veteriner okulu Fransa’da kuruluyor,diğer Avrupa ülkeleri bunu izliyor.Bu tarihten sonra veterinerler resmen et kontrolünde görev almaya başlıyorlar.Yine 1857 yılında insanlar arasında sütteki gıda güvenliği sorununa bağlı ciddi bir salgın hastalığın meydana geldiği M.W.Taylor tarafından bildiriliyor.1807 Yılına gelindiğinde Avrupa’da ilk açık mezbaha I.Napolyon zamanında Fransa’da Paris’te kuruluyor ve 1810 yılında alınan bir karar gereği yayınladığı genelge ile tüm şehirler de mezbaha kurulması sağlanıyor ve kontrol görevinindevlet eliyle yürütülmesi esası getiriliyor.Daha sonra 1864 yılında mezbahaların idaresi belediyelere

 bırakılıyor.Türkiye’de ilk veteriner okulu Osmanlı döneminde 1842 yılında İstanbul’da kuruluyor,

Almanya’da trişin hastalığının çok sık görülmesi üzerine 1868 Yılına umumi mezbahaların tesisiiçin kanun çıkarılıyor.Yine Almanya’da sekizinci asırdan itibaren et hijyeni ile ilgili düzenlemelereyer veriliyor.Etlerin soğukta muhafazası için ilk soğuk hava 1878 yılında A.B.D’de Chicago’da kuruluyor ve deniz aşırı ülkelere 1880 yılından itibaren et ihracına başlanıyor.1882 yılında  Koch sütteTüberküloz’u,1887’de  Bruce Brucella’yı,1889 yılında  Klein difteri’yi ve ayni tarihte Grotenfeld streptokok’ları,1902 yılında  Reynolds tifo etkenini tespit etmesi sonucunda gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından önemli bir hizmeti yerine getiriyorlar.Bunlardan korunabilmek ve gıda güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla ilk önce  Pasteur ’ün şaraplarda uyguladığı 50-60 o C ısı uygulamasıdaha sonra 1886 yılın da Almanya’da Soxhelet tarafın dan çocuk sütlerinin 100 o C’de en az 35 dakika ısıtılması isteniyor ve bunun için beş emzik şişesini alacak şekilde bir cihaz yapılıyor ve böylecesütün çocukların beslenmesinde daha güvenilir bir şekilde kullanımı sağlanıyor.Veteriner Hekimlik 

alanında topluma yönelik ilk resmi gıda güvenliği uygulaması 1889’da U.S.A ve İspanya arasındakisavaşta,Amerikan Hükümeti savaştaki askerlerinin gıda güvenliğini sağlamak için Amerikalı veteriner hekimleri görevlendiriyor.O yıllarda savaşta başarı ile görevlerini yerine getiren veteriner hekimler büyük takdir toplar,görevlerini yerine getirirken bir çoğu hayatlarını kaybeder.Bu başarınınardından1916 yılında dünyada ilk kolordu düzeyinde askeri veteriner hekimlik teşkilatı A.B.D’ninsilahlı kuvvetler bünye sinde oluşturulur.Böylece A.B.D’da koruyucu hekimlik bazında askerleringıda güvenliği o tarihten itibaren bugüne kadar veteriner hekimler tarafından resmen sağlanır.Bukuruluş barış dönemlerinde ayni zamanda sivil halka yönelik çalışmalarda yürütür ve halada bu yönde çalışmaları devam etmektedir.Türk Silahlı Kuvvetleri’de buna benzer bir yapılandırmaya girer veşu andaki mevcut yapı benzer bir oluşumdur.Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında zamanın “Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü” 1924 yılında hazırlığına başlayıp 1925 yılında uygulamaya koyduğu<< 5 yıllık veteriner hizmetleri programı>> dahilinde Veteriner Fakültesi ile zamanın Veteriner Akademisi ( şu andaki hali Bursa-Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü) bünyesinde hayvansalgıdaların üretiminden tüketimine kadar sağlığı üzerinde öğretim ve eğitim ve araştırma çalışmalarıgeliştirilmiştir.Daha üniversitelerimiz ile sağlık kuruluşlarımızda ayrı disiplinlerin gelişmediği bir dönemde ordumuzun beslenme ve besin kontrolu hizmetleri veteriner hekimlere verilmiş,bu amaçlakararnameler çıkarılmıştır.19.uncu yüzyılda dünyada önce et tüketiminde olmak üzere gıda endüstrisinin diğer dallarında da gıda hijyeninin modern prensipleri kural haline getirilerek uygulanmaya

 başlanıyor.1933 yılın dan itibaren A.Ü.Veteriner Fakültesi bünyesinde kurulan Besin Kontrolü kür süsünde hem eğitim hem de kamuya hizmet verilmeğe başlanmıştır.WHO’nın 1979 yılında yayınlanan dergisinin 473 sayfasında yer alan açıklamasında “  Besin Laboratuarlarının kilit noktalarında

(üst kademelerinde)  Besin Kontrolü dalında lisans üstü eğitim yapmış Veteriner Hekimlerin yer almış bulunması” gereğine işaret edilmiştir.WHO’nın belirttiği bu husus yurdumuzda yıllarca önce

Page 4: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 4/16

den ilk ve tek akademik kuruluşlar olarak A.Ü.Veteriner Fakültesi ve Türk Silahlı Kuvvetler arasında gerçekleştirilmiştir.

II.Dünya savaşının yarattığı kıtlık,besinler üzerinde araştırmaların yoğunlaşmasına neden olmuştur.Bunun sonucunda savaş sonrası toplum beslenmesinde çok önemli bir yere sahip etin hijyenik olarak sunulabilmesi amacıyla ingiltere ve Avrupa’da et’in muayenesine başlamış ve ayni za

manda besin bilimcilerinin,kimya,biyokimya,mikrobiyoloji,genetik,botanik,zooloji,fizyoloji,anatomi, beslenme,tıp,istatistik,halk sağlığı ve mühendislik gibi çeşitli bilim dallarında yeterince bilgiliolmalarını zorunlu kılmıştır.İşte bu nedenle ülkelerin çoğunda,özellikle gelişmiş ülkelerde besin bilimi ve teknolojisi ayrı bir disiplin halinde öğretim programlarına tabidir.Besin bilimcilerinin görevleri arasında;yeni besin kaynakları bulma ve kaliteleri,özellikle biyolojik değerleri yüksek olan hayvansal besinlerin üretimlerini arttırmaktır.Bunun için besin uzmanları ile hekimlerin,özellikle veteriner hekimlerin çok sıkı bir iş birliği halinde olması,besin bilimi ve teknolojisi dalında veteriner hekimlerin uzmanlaştırılması şarttır.Bu sağlanmadığı taktirde insanların protein yetersizliğinden kaynaklanan beslenme bozukluklarına ve hastalıklara maruz kalmaları kaçınılmazdır.

İnsanoğlu geçmişten günümüze kadar asırlar boyu hayvan hastalıkları ile mücadele ederken

insan hastalıklarıyla benzerlik teşkil edenleri birbiriyle kıyaslayarak çözüm aramağa çalışmış ve yeni yöntemler geliştirmiştir.Bu yöntemler günümüze kadar hem hayvan sağlığı alanında hem de hayvansal ürünlerin gıda güvenliğine yönelik alanlarda bir takım örf adetler şeklinde taşınmış ve halaşu veya bu şekilde günlük hayatımızda kullanılmaktadır.Bu süreç zarfında çağılcı bilimde meydanagelen gelişmeler,sorunları çözmekle birlikte dünyada meydana gelen küresel boyutta yeni teknolo

 jik gelişmeler gıdaya bağlı yeni sağlık sorunlarını gündeme getirmiştir.Geride bıraktığımız yıllara baktığımızda % 75’inin herhangi bir hayvandan ya da hayvansal üründen bulaşan patojenlerden kaynaklandığı ortaya çıkmıştır.Bu hastalıkların çoğu geniş bir alana yayılabilir ve uluslararası bir probleme yol açabilir niteliktedir.Özellikle tüm önemli zoonotik hastalıklar,hayvansal gıda üretimini etkileyerek dolaylı yoldan uluslararası ticarete de zarar vermektedir.Son yıllardaki küreselleşmeye bağlıoluşan global zoonotik sağlık sorunları tüm ülkeleri gıdadan kaynaklanabilecek hastalıklara bağlı

ortaya çıkması olası sağlık sorunlarının önüne geçebilmek için FAO,WHO,OIE ve WTO gibi kuruluşları harekete geçirmiştir.Bu kuruluşlar kendilerine bağlı üniversite,sanayi kuruluşları ve diğer kurumlarla işbirliği yaparak bünyelerindeki bilimsel komiteler tarafından yapılan çalışmalar ve hazırlanan raporlar sonucunda alınan gerek tavsiye, gerek ise uygulamaya yönelik kesin kararlar ülkeler arası ticari veya sağlık alanında yapılan ikili veya uluslararası antlaşmalara girerek ülkeler arasıuyulması gereken kurallar haline gelmekte ve ayni zamanda gıda güvenliğinin temelini oluşturmak tadır.İşte yıllardır ülkemizin bir çok ülke ile veterinerlik alanında imzaladığı antlaşmalar bu nitelikteantlaşmalardır.AB henüz daha ortada yok iken avrupa’da mevcut bir çok ülke ile uygulama zorunluluğu olan ve aksi bir antlaşma olmadığında süresiz geçerliliği olan,şu andaki AB directive ve regulation’ları kadar geçerli antlaşmalar imzalanmıştır.Bu antlaşmalar Türkiye içinde geçerlidir.O nedenlegıda güvenliğinde çok önemli bir yere sahip veterinerlik konuları,gerek AB Parlamentosu,gerek ABKonseyi,gerek ise AB Komisyonunca çıkarılan directive ve regulation’ların FAO,WHO,OIE veWTO gibi uluslararası kuruluşların kararları ile daha önce bu konulardaki Avrupa ülkeleri arasındaki antlaşmalar esas alınarak hazırlanmaktadır.Bu antlaşmaların temelinde yatan gizli unsur toplumsağlığıdır.

Türkiye ile AB arasındaki ilişkilere baktığımızda uzun bir geçmişi bulunduğunu görmekteyiz,şöyleki;Avrupa Topluluğu’na ilk adım;Federal Almanya,Fransa,İtalya,Belçika,Hollanda ve Lük semburg tarafından 18 Nisan 1951’de imzalanan Paris Antlaşması ile kurulan “ Avrupa Kömür veÇelik Topluluğu” ile atıldı.Bunu 25 Mart 1957 Roma Antlaşması ile kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu izledi.Bu topluluklar,01 Temmuz 1967’deki Füz

yon Antlaşması ile, konsey,komisyon ve parlamentolarını birleştirdiler.Zamanla ekonomik ilişkilere ilave olarak siyasi kararlarında ele alınıp değerlendirilmesi ve birlikte karar kılınması sonucun da bugünkü Avrupa Birliği (AB) dediğimiz dünya ile ilgili karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan siyasi ve

Page 5: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 5/16

ekonomik kararların alınıp uygulamaya konulduğu bir topluluk oluşmuştur.Kuruluşun esas amacı,üye ülkeler arasında bir ortak pazar oluşturarak ekonomik politikalarının zaman içinde birbirine yak laştırılması,istikrarlı büyüme ile yaşam düzeylerinin yükseltilmesi ve üye ülkeler arasındaki iliş kilerin geliştirilmesi idi.

Türkiye’nin AT’na ilk başvurusu 31 Temmuz 1959 tarihinde olmuş ve 12 Eylül 1963’de im

zalanarak 31 Aralık 1964’de yürürlüğe giren Ankara Antlaşması ile ortaklık bağı kurulmuştur.Ancak ortaklık antlaşmalarının imzalanmasından sonra geçen süre zarfında Ankara Antlaşması ve Katma Protokol’ün dayandığı karşılıklı ve dengeli yarar esası,zamanla bozulmuştur.Türkiye-AT ilişkileri 1983 sonrasında yeniden canlanmaya başlamış ve ortaklık konseyi 6 yıllık bir aradan sonra,16Eylül 1986’da yeniden toplanabilmiştir.Türkiye 1980’den sonra ekonomik politikaların topluluk ile

 bütünleşmeyi kolaylaştırıcı nitelikte olduğunu göz önüne alarak,14 Nisan 1987’de topluluğa tamüyelik için başvuruda bulunmuştur.Fakat bu başvurudan istenen sonuç alınamamış,ta ki 03 Ekim2005 tarihine kadar.06 Mart 1995 Tarihinde Gümrük Birliğine girildi ve AB’nin 2004 yılı Aralık ayında yapılan Brüksel zirvesi’nde alınan karar sonucunda öne sürülen iki şartın kabulü halinde Tür kiye ile müzakerelerin 03 Ekim 2005 tarihinde başlaması kararlaştırılmıştır.İşte bu süreçten sonraTarım ve Veterinerlik konularıyla ilgili müzakere konuları peş peşe gelmeğe başladı ve bunların

içinden Veterinerlik konuları içinde yer alan “Gıda Güvenliği” çok büyük öneme sahiptir.Çünkü“Gıda Güvenliğinde” esas konu hayvan sağlığı,kimyasal kalıntılar ve zoonoz hastalıklarla bağlantılıkonulardır.Hayvansal ürünlerdeki gıda güvenliğindeki stratejik değişimi hızlandıran geçmişteki se

 beplere baktığımızda;

•BSE Krisi (1996-…..)

•Dioksin Krizi (1999-2000)

•Şap Hastalığı çıkmaktadır.

Bunun sonucunda gıda güvenliği ve gıda kalitesinin sağlanması için etkili kontrol sistemlerine önem verilmesi kararlaştırılmış ve hayvansal ürünlerin gıda güvenliğinin şekil-1’de yer alan üretim zinciri dahilinde sağlanması mecbur tutulmaktadır. Peki böyle bir hayvansal gıda güvenliği

 

standardı nasıl sağlanır?,tabii ki iyi organize edilmiş bir veteriner organizasyon yapısıyla mümkündür.Türkiye’deki yapıya baktığımızda iyi organize edilmiş bir veteriner organizasyonunun varlığın

dan söz etmek biraz fazla iyimserlik olur.Gıda Güvenliği açısından;bitki sağlığı ile ilgili sorunlar genelde büyük ölçüde topluluk mevzuatı ile uyumlu görülmekle birlikte AB ile aramızdaki fark mevzuattan çok uygulamaktan kaynaklanmaktadır.Bu da geliyor dayanıyor şu andaki bakanlıktaki

Zootekni-YetiştirmeStandartları

Hayvan SağlığıStandartları

Hayvan HaklarıStandartları

Veteriner Halk Sağlığı Standartları

Yem – SuStandartları

Farmakolojik - Biyolojik Standartlar 

Çevre Standartları

ABHayvanla

ABTüketicisi

TüketimeHazır Gıda

Üretim veİşleme

Şekil-1:Veteriner Halk Sağlığı standartları çerçevesinde Hayvansal Gıda Güvenliği (Özgül,T)

Page 6: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 6/16

yapısal organizasyon bozukluğuna.Çünkü Bitki Sağlığının bağımsız hızlı sevk ve idare yapısına sahip bağımsız bir organizasyona ihtiyacı var. Hayvan sağlığı ile ilgili sorunlara bakıldığında en baştaveteriner organizasyon sorunu karşımıza çıkmaktadır.Çünkü 1985 yılında yapılan reorganizasyonsonucunda şekil-2’de AB’nin veteriner teşkilat yapısına uygun veteriner teşkilatı kaldırılarak şu andaki mevcut üç daire başkanlığına indirgenen veteriner teşkilat yapısının şekil-2’deki AB’nin veteriner teşkilat yapısına uymadığı rahatlıkla gözümüze çarpmaktadır.Tabii ki durum böyle olunca vete

riner hizmetleri istenen düzeyde olamamaktadır.Bunun nedenine baktığımızda,Dünyadaki ve AB’ğiülkelerindeki gelişmelerin,yine AB’nin mecburi uyulması gereken kararlarının tamamen tersine,1985 yılından itibaren bazı çevrelerin telkinleri doğrultusunda Türkiye’deki veteriner hekimlerin görev alanları sistemli bir şekilde daraltılarak çok hızlı karar alıp uygulama yapma olanağının ortadankaldırılmakta,veteriner hekimlik mesleği ile alâkası ve bilgisi olmayan, veterinerliğin önemini bilmeyen meslek mensubu idarecilere veteriner hizmetlerinin sevk ve idaresinin teslim edilmiş olmasıdır.Şu anda Türkiye’deki veteriner hizmetleri bu nedenlerden dolayı uluslararası standartların ve O.I.E’nin belirlediği kuralların gerisin de bulunmasına neden olmasın dan dolayı,hayvan hastalıklarınınkontrolü gerektiği şekilde yapılamamakta dolayısiyle hayvan sağlığı,halk sağlığı ve hayvan sağlığına bağlı gıda güvenliği sorunları had safhada bulunmaktadır.AB’ ne girmek üzere olan bir Türkiye’de halen tüketilen etin yarısına yakın bir bölümü veteriner kontrolu olmaksızın gıda güvenliğinden

uzak,kayıt dışı olarak sofralarımıza girmektedir.Örnek:Daha geçen ay Kocaeli ilimiz,Gebze ilçesi,Dilovası beldesinde insanlar şarbon’lu (Anthrax) eti yemeleri sonucunda hastaneye kaldırıldı.Peki

 bu ülkede Gıda Güvenliğinden bahsedenlere ve Gıda Güvenliği edebiyatı yapanlara şunu soruyorum;AB’ğine girmeye namzet Türkiye’de bu nasıl Gıda Güvenliği ?,lütfen birisi çıkıp izah etsin.Yaşanan bu olaylar karşısında Gıda Güvenliğinin varlığından bahsetmek abesle iştigâldir.Bir diğer sorun ise Türkiye’de yaygın vaziyette görülmekte olan zoonoz hastalıklara bakmak yeterli (çizelge-2).Örneğin:yine geçen ay Yozgat ilinin Boğazlayan ilçesi,Sırcalı Beldesinde Şarbon (Anthrax) görülmesi.Bu şartlar altında halkımız hem gıda kaynaklı hem de çevresel şartlara bağlı olası salgın bulaş riskiyle karşı karşıya olup her şey bir anlık hataya bağlı durumdadır.Çünkü zoonotik hastalıklar,

 besinlerle insanlara ya enfekte olmuş hayvandan elde edilen besinle direkt olarak ya da besinin,çevreden etkenle kontamine olmasıyla endirekt yolla geçmeleri nedeniyle tüketilen kırmızı etin % 50’

ye yakın bölümünün kayıt dışı veteriner kontrolü olmaksızın sofralarımıza geldiği düşünülürse tehlikenin ne kadar büyük olduğunu taktirlerinize bırakıyorum.Bu bakımdan zoonozların kontrolunda besin hijyeni önemli rol oynamaktadır.

AB’ği tarım Mevzuatının % 60’ını,toplam mevzuatının % 28’ini oluşturan veteriner mevzuatı gereği halkımıza götürülmesigereken veteriner hizmetleri mevcut bakanlık teşkilat yapısı ile götürülmesi imkansızdır. Bunun yanısıra 1985 yılında yapılan reorganizasyon ile 1593 sayılı yasanın9.Maddesi gereği Hıfzıssıhha Meclisinin daimi üyesi konumundakiveteriner hekim’in üyeliği düşürülüp,5442 sayılı yasa gereği taşrateşkilatında veteriner kökenli olmayan kurum amiri idarecilerin katılımlarının sağlanması sonucunda,veteriner hekimlik mesleği bilgilerine yeterince hakim olmamalarınedeniyle il hıfzıssıhha kurulların

da bu idarecilerin bazıları tarafından yanlış bilgilendirmeye bağlı olarak zaman zaman halk sağlığına yönelik yanlış kararların alınmasına neden olunmakla birlikte veteriner hekimin 1593 sayılı yasanın 9.Maddesi ile kendisine

Bakan

Veteriner Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Daire Başkanlıkları

Laboratuarlar Sınır KontrolNoktaları

VeterinerSaha Hizmetleri

Sorumluluklar ı:

Temel Mevzuatın hazırlanması

Hukuki önlemlerin alınması

Sağlık kontrolü, gözleme,

izleme (örnek toplama ve

testler dahil) muayene ve

sertifikasyon

Halk SağlığıHayvan RefahıHayvan Sağlığı

 

Şekil-2: AB’ği ülkelerinde Veteriner Teşkilat Yapısı (Özgül,T)

Page 7: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 7/16

verilen sağlık hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin genel sağlığın korunmasına yönelik görevi de böylece engellenmiş olmaktadır.Bunun sonuçlarını son birkaç yıldır Kuş Gribi ve benzeri zoonozhastalıklarda rahatlıkla görmekteyiz.Yine kamuda,bakanlıkta ilk defa göreve başlayan veteriner hekimler mevcut sistemin yapısal yetersizliği sonucunda veteriner mesleğinin gerektirdiği disiplindenuzak bir şekilde yetişmekte ve iş hayatına atılmaktadırlar.Şöyle ki;1985 öncesi teşkilat yapısı içindezamanın “Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü” tarafından yıllar önce çıkarılan ve uygulamaya konu

lan 09.01.1942 Tarih ve 31 no’lu <<Stajyer Veterinerlere dair Talimatname>> ile ilk defa bakanlık ta taşra teşkilatında çalışan veteriner hekimler stajyer memuriyetleri döneminde özel olarak kamuveteriner hizmetleri için yetiştirilirdi.Reorganizasyondan sonra ve bugün bu talimatname geçerli olmasına rağmen bugüne kadar uygulanmadı ve halende uygulanmamaktadır.Uygulanmağa kalkılsadahi nasıl,ne şekilde uygulanacak ?.Çünkü veteriner hizmetleri ayni bakanlık bünyesinde şubeler arasında parçalanmış durumda olup veteriner olmayan şube müdürlerinin veterinerlik bilgilerine sahip olmadıkları için böyle bir talimatnameyi uygulama şansları bulunmamaktadır.Geçen yirmi iki sene zarfında yaşananlar bakanlığın bu yapıyla hizmet vermesinin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır.Örneğin;veteriner hizmetlerinde hayvan sağlığına gelen ve tahsis edilen bütçe ve araçlar gerçek anlamda veteriner hizmetlerinde kullanılamamakta,genelde veteriner hizmetleriyle alakasıolmayan,o an çıkan başka acil bir işte kullanılması nedeniyle veteriner hizmeti ikinci plâna itilmekte

veya hiç yapılamamaktadır.Halen çıkarılan onca yasaya rağmen bazı kontrol ve denetimler benzin parası gerekçesiyle yapılama maktadır.Peki insan sağlığını yakından ilgilendiren Gıda Güvenliğihizmeti benzin parası yokluğunu dinler mi?,hayır.Şu andaki mevcut hibrit teşkilat yapısı dünyanınhiçbir ülkesinde olmayan,çarpık,iş görmez,kimin ne yaptığı belli olmayan bir teşkilat yapısıdır.Buteşkilat yapısı iş görmekten ziyade zamanında siyasi kadrolaşma ve meslek taassupluğuna bağlıolarak veteriner hekim üzerinde baskı ve tahakküm oluşturulmasına yönelik düzenlenmiş bir yapıdan başka bir şey değildir.Türkiye’de mevcut veteriner hekimlerden gerçek anlamda AB standartlarında O.I.E kurallarına uygun şekil-1’de yer alan veteriner ve gıda güvenliği hizmetleri bekleniyor ve uygulanması hedefleniyor ise şekil-2’de ki AB’ği Veteriner Teşkilat yapısının taşra teşkilatıyla

 birlikte tüm hayvansal üretimi de içine alacak şekilde(büyük ve küçük baş, kanatlı,su ürünleri v.s)her bakımdan bağımsız bir teşkilat organizasyonu ile (personel,araç,bütçe v.s) multidisipliner görev

anlayışına uygun yapılandırılmasında mecburiyet bulunmaktadır. Çünkü gıda güvenliğini yakındanilgilendiren AB veteriner mevzuatına baktığımızdayem, zootekni ve su ürünleri gibi konular bu mevzuatın içinde yer alması nedeniyle çiftlikteki ahırdan,denizdeki balık çiftliği de dahil olmak üzere soframızakadar hayvansal ürünlerdegıda güvenliği ancak bu şekilde sağlanabilir.Yine ayni şekilde bitkisel üretimde ayrı bir yapı içinde benzer bir şekilde örgütlenmesi gerekmektedir. Çünkügerek AB,gerek ABD vegerek ise diğer dünya ülkelerinde ki uygulamalara

 baktığımızda temelde böyle bir örgütsel yapı mevcut

tur.AB normlarında veteriner hekim'in hayvansalgıda güvenliğinde aktif olarak görev alması,hayvan sağlığı,halk sağlığı,olası gıda kaynaklı hastalık 

Land UseCEIDFood Security Waste Management

Bio Terrorism Food Safety Environmental QualityDiagnostic Surveillance Food & Health Ecosystem HealthZoonosesHuman Animal BondComparative Medicine Program Population Medicine

Conservation MedicineWildlife Management &Diseases

Public BiodiversityAgro TerrorismHealth

EcosystemEnvironmental HealthWater quality

Renewable food-animal systems

Animal FoodSystem

Sustainable food-animal systemsHealth Conservation

Animal food contaminatesGMOs

Chronic diseaseNutritionObesity

Bio Engineered FoodIntegrative Toxicology

Antimicrobial ResistanceFactors of Disease Emergence Global Food Production SystemsFood as Health Promotants

Animal Welfare and Well-beingFood as Medicine

Şekil-3:Hayvan Sağlığı,Gıda,Halk Sağlığı ve Ekosistem ilişkisi ( King,L,J )

Page 8: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 8/16

ların ve buna bağlı oluşacak gıda güvenliği sorunlarının bertaraf edilmesi açısından çok önemli vegereklidir.Çünkü şekil-3’ de görüldüğü gibi halk sağlığı,hayvan sağlığı, hayvansal gıda,ekolojik çevre arasında bilimsel olarak ayrılması mümkün olmayan çok sıkı bir ilişki nin mevcudiyeti bunu mec

 bur kılmaktadır.Yine Şekil-4’ de görüldüğü üzere veteriner hekimin iyi bir biyoloji eğitimi almasınedeniyle bunun sayesinde genel hekimlik hizmetleri içinde büyük bir öneme ve faaliyet alanına sahiptir.Sadece biyoloji açısından dahi bakıl sa, antropoloji genel zoolojiye nasıl katkı sağlıyor ise ge

el hekimlik faaliyetleri açısından insan he kimliğine ve halk sağlığına benzer bir ilişki ile büyük katkıda bulunma özelliğini bilimsel olarak taşımaktadır. Veteriner Hekimlik sadece hayvanların ekonomik açıdan incelenmesiyle sınırlı kalmayıp geniş biyoloji bilgisine sahip olması nedeniyle de çok önemli bir yere sahiptir.Bu nedenle Veteriner Hekimlik biyoloji ve tıbbi bilimlerin birleştiği bir bilimolmasından dolayı hayvan sağlığı ve üretimi yanında << veteriner halk sağlığı >> ile insan sağlığınıkoruma ve geliştirmede doğrudan görevli,yetenekli ve başarılıdır.Şekil-3’de de görüldüğü üzere besinler,zoonozların hayvanlardan insanlara bulaşmasında doğrudan aracı olarak önemli rol oynaması,başka besinlerde birçok zoonotik ajan (bakteri ve mantar) besinlerde çoğalarak tüketici sağlığınıtehlikeye sokacak düzeye erişmesi,yapılan deneysel ve epidemiyolojik çalışmalar sonunda gıdalar 

dan insanlara geçen zoonotik hastalıkların, hayvanlardan insanlara geçen zoonoz hastalıklardan daha fazla olduğu saptanmıştır.İşteveteriner hekim gıda güvenliği konusunda hiçbir meslek mensubunun sahip olmadığı eğitimi alma sı ve bilgilere sahip olması nedeniyle şekil-3’te görülen,ortaya çık ması muhtemel hayvansal gıdalardan kaynaklanabilecek zoonotik hastalıkların önlenmesi ve kontrol altına alınması dahil gıda güvenliği sorunlarını bertaraf etme becerisine sahip ayrıcalı meslek olma özelliğini taşımaktadır.Bu nedenledir ki FAO,OIE,WHO ve AB tüm dünyada hayvansal ürünlerin ahırdan,kovandan,denizden insan tüketimine sunulmasının son noktası olan sofraya kadar şekil-1 ve şekil-5’de görülen tüm süreçlerde “Gıda Güvenliğinin“ Sağlanması görevini tartışmasız,vazgeçilemez bir şekilde veteriner hekimlere vermiş ve vermektedirler.

Şekil-4:Veteriner Hekimliğin Genel Hekimlik içindeki yeri ve faaliyet alanı (Anonim)

AHIRDAN SOFRAYA GIDA GÜVENLİĞİAHIRDAN SOFRAYA GIDA G VENL

Hayvan Sağlığı(Zoonozlar)

Zootekni veYetiştiricilik 

Çevre Kriterleriaçısından

İlaç ve Biyolojik Maddeleraçısından

Yemlikler ve Suluklaraçısından

Sağlıklı Bitkisel Yem

Milk 

ÜretimdeHijyen

Hayvan Refahı( Üretimde ) Dağıtımda

Hijyen

( Perakende

Satışta )

İşlemedeHijyen

Şekil-5: Hayvansal ürünlerde gıda güvenliğinin temeli (Duby,J,L)

HAYVAN SAĞLIĞIHAYVAN SAĞLIĞI

HALK SAĞLIĞIHALK SAĞLIĞI

HAYVAN REFAHIHAYVAN REFAHI

CANLIHAYVANCANLIHAYVAN

HAYVANSALHAYVANSALORİJİNLİORİJİNLİÜRÜNLER ÜRÜNLER 

Page 9: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 9/16

Gıda güvenliği;tüketime sunulan gıdalarda fiziksel,kimyasal,biyolojik ve her türlü tehlikeli a janların bertaraf edilmesi için alınan tedbirlerin tümünü kapsar.Gıda güvenliğinin başlangıç noktasıçiftliktir.Neden çiftlik veya tarladır?,çünkü soframızda tüketmiş olduğumuz bitkisel ve hayvansalkökenli gıda maddelerinin üretiminin yapıldığı başlangıç noktasıdır.Dolayısiyle hayvan ve bitki sağlığı,bunlara bağlı olarak da Veteriner Hekimlik ve Ziraat Mühendis’liği meslekleri ön plana çıkmak tadır.Hammaddenin gıda güvenliği yönünden güvenliğini sağlayamadığınız taktirde gıda işletmeleri

niz istediğiniz kadar en yüksek teknolojiye sahip olsun daima gıda güvenliği açısından risk altındaolacaktır.Bundan dolayıdır ki AB’ği hayvansal ürünlerimize ihracat izni vermemektedir.İşte veteriner hekimin gıda güvenliğinde yer almasının nedeni;şekil-1’de yer alan AB’nin olmazsa olmazlarından olan,hayvansal gıda üretimi için gerekli hammaddenin gıda güvenliğini sağlamanın yanı sıra tüketime hazır hayvansal gıdanın tüketicinin sofrasına kadar olan safhadaki gıda güvenliğinin sağlanmasına ilişkin uygulanmakta olan vazgeçilemez standartlarından kaynaklanmaktadır.

AB Komisyonu tarafından 12 Ocak 2000 tarihinde kabul edilen Genel Gıda Güvenliği Kurallarının yer aldığı Beyaz Kitap,gıdaların üretimi, tüketimi ve ticareti ile tüketicilerin korunması vegıda güvenliği konularında AB gıda politikalarını eylem planına dönüştürecek önerileri içermektedir.Beyaz Kitabın yayınlanmasına müteakip Avrupa Gıda Güvenliği Kuruluşu (EFSA)tarafından 28

ocak 2002 tarihinde yayınladığı 178/2002/EC sayılı Tüzük ile “Gıda Kanununun Genel Prensipleri”ni ortaya koyan karar uygulamaya konuldu. AB’nin Gıda Yasasının genel prensip ve gerekliliklerini belirleyen,Avrupa Gıda Güvenliği otoritesini kuran ve gıda güvenliği konularında prosedürleri

 belirleyen 28 Ocak 2002 tarih ve 178/ 2002(EC) sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünde,antlaşmanın 251 Maddesine dayanılarak yapılan açıklamaların 2.inci maddesinde “İnsan hayatınınve sağlığının yüksek düzeyde korunması topluluk politikalarına uygun olarak güvence altına alınmalıdır” şeklinde belirtilmektedir.Dolayısiyle bu açıklamalarla çiftlikten sofraya kadar uluslararası standartlara uygun bir şekilde gıda güvenliğinin olması şartı mecbur kılınmaktadır.AB’nin 26 Haziran2003 tarihli Konsey Kararı ile Ortak Tarım Politikasında (OTP) yapılan değişikliklerde belirlenenöncelikli alanların önemli bir kısmını gıda güvenliği ve kalitesinin arttırılması,hayvan sağlığı ve refahı standartlarının yükseltilmesi,iyi tarım tekniklerinin uygulanması olmuştur.Gıda Güvenliğini

sağlamaya yönelik olarak “Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri” olarak adlandırılan bir dizi araç tümdünyada uygulamaya konulmuştur.Bunlar;İyi Tarım uygulamaları (Good Agricultural Practice-GAP ),İyi Üretim Uygulamaları(Good Manifacturing Practice-GMP ),İyi Hijyenik Uygulamalar (Good Hygienic Practice-GHP, İyi Laboratuar Uygulamaları (Good Laboratory Practice-GLP ) ileTeh like Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları( Hazard Analysis and Critical Control Points-HACCP )uy gulamalarıdır.Bu uygulamalar uluslararası boyutta kabul görmüş ve yaygın kullanılmaya başlanmış uygulamalardır.O nedenle AB’ği dünyanın en yüksek gıda standardı uygulamalarının geçerliolduğu bir bölge olarak dikkat çekmektedir.

1811 ve 1911 yıllarında Avusturya,Macaristan İmparatorluğu sırasında standartların oluşturulup düzenlenmesiyle ilgili olarak ilk defa “Codex Alimentarius”,yıllar sonra UNDP/FAO veWHO teşkilatlarının ortak çabalarıyla gıda maddelerinin asgari kalite ve güvenlik kriterlerini belirlenebilmesi amacıyla 1963 yılında “Codex Alimentarius Komisyonu” kurulmuş ve çok sayıda ülkeüyedir.Uluslararası alanda ticaretin gelişmesine bağlı olarak belirgin bir şekilde ortaya çıkan,insansağlığını ve dünya ticaretini tehdit eden hayvan hastalıkları,başta zoonozlar olmak üzere gıda güvenliğini sağlamaya yönelik olarak Codex Alimentarius ile etkin bir iş birliğine gitmiştir.AB’ği CodexAlimentarius’da yer alan tavsiye niteliğindeki gıda ve gıda güvenliği kriterlerini birliğin yapısına uygun kanunlar haline dönüştürüp yasallaştırarak hukuki geçerlilik kazandırmaktadır.Dolayisiyle AB’ğinde Gıda ve Gıda Güvenliğini ilgilendiren tüm yasal prosedürler kanun haline getirilip onaylanmasına müteakip uygulamaya konulmuş ve hepsi beyaz kitap halinde yayınlanmıştır.Oysa AB’ği sürecindeki Türkiye’ye baktığımızda gerek gıda,gerek gıda güvenliği ilgilendi ren yasal düzenlemeler 

KHK( Kanun Hükmünde Kararname)lerle geçiştirilmektedir.Örneğin;Codex ile ilgili çalışmalara baktığımızda 16.11.1997 Tarih ve 23172 Sayılı Resmi Gazetede “Türk Gıda Kodeksi” adı altında bir yönetmelik halinde yayınlanmış,bu yönetmeliğe bağlı ürün bazında tebliğler yayınlanmaktadır.

Page 10: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 10/16

Yine en basit özel sektörde görevlendirilen veteriner hekimlere ilişkin Akredite Veteriner Hekimlik uygulaması yayınlanan basit bir tebliğle yürütülmektedir.Halbuki ayni konuda AB’nin 29.04.2004Tarih ve 854/2004 sayılı “İnsan Tüketimi amaçlı hayvansal kaynaklı ürünlerin resmi kontrollerinindüzenlenmesi’ne ilişkin özel kuralları koyan,tamamı 115 sayfa olan Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü,şekil-4’de görüldüğü üzere tüm hayvansal kaynaklı gıda üre ten (et,süt,yumurta,balık ve bal)tesisleri ve hatta kanatlı,besi ve süt yetiştiriciliği yapan işletmelerde Veteriner Hekim Kontro

lünü mecbur kılmaktadır.Tüzüğün her cümlesinde hükümet veteriner hekiminden yani AkrediteVeteriner Hekimden bahsedilmektedir.Yine “Gıdaların Üretimi,Tüketimi ve Denetlenmesine Dair  Kanun Hükmünde Kararname”nin Değiştirilerek Kabulü hakkındaki 5179 sayılı kanun 07.Ekim2004 tarih ve 25483 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdikten bir ay sonra AB’nin direktiflerine göre hazırlanmaması nedeniyle AB’nin sert eleştiri ve tenkitlerine muhatap olmuştur.AB’nin tüm ikaz ve uyarılarına rağmen gerekli düzeltmeler ne yazık ki yapılmamaktadır.Böyle keyfilik karşısında Türkiye’de gıda güvenliğinden nasıl bahsedilebilir? veya nasıl hayvansal ürün ihracatı yapabilirsiniz?.

Gıda kaynaklı zoonotik hastalıklar,ülkemizde toplum sağlığı açısından büyük tehlike arz etmekte ve hayvansal üretimin verimli bir şekilde yapılmasını da engellemektedir.Bu nedenle de

önemli sorunlardan birini oluşturmasından dolayı,Türkiye,kurulmuş ful modern teknoloji et en tegretesislerine rağmen AB’ği ülkelerine ihracat yapamamakta,AB’ği de öne sürdüğü haklı gerekçelerinedeniyle ihracat iznini vermemektedir.Bu gerçeği yıllardır ne sanayici,ne de veteriner hekimi gıdakontrol hizmetlerinden uzaklaştırmak isteyen oligarşik zihniyet görmek istemedi,ilgisiz kalındı adeta saklandı,hatta veteriner hekim bypass yapılarak ihracat yapılmak istendi,fakat ilgili ülke veteriner kontrolundan geçtiğine dair imza olmadığı için sınırından geri çevirdi,ürün Türkiye’ye geldiğinde ilgili bakanlık birbirine girdi,yaşanan bu kadar ilginç olaylara rağmen gerçekler yıllarca kabul edilmek istenmedi,ta ki Türkiye AB’den üyelik için başvuruda bulunduğu 03 Ekim 2005 tarihine ve butarihten sonraki müzakere sürecinde iş ciddiye binip tekrar gerçekle yüzleşinceye kadar. Bu konuda1985 yılından bu yana yıllardır ve hatta şu anda da olduğu gibi biz veteriner hekimler her platformda uyarılarda bulunmamıza rağmen kimse kulak asmadı,asmak istemedi ve halâda asmak istenme

mektedir.Biz veteriner hekimlerin uyarılarının geçte olsa doğruluğu kanıtlanmış oldu fakat çeşitlialanlarda yerleşik hale gelmiş oligarşik zihniyet ve yapı hala kabullenmemek için direnç gösteripolayları saptırmağa çalışmaktadır.Acaba bu oligarşik zihniyet çizelge-1 de yer alan zoonozlardankaynaklanabilecek olası gıda güvenliği sorununu nasıl çözülebileceğinden haberi var mı?,böyle bir riski hangi bakanlık göze almayı düşünüyor?,Türkiye ciddi anlamda zoonoz hastalıklardan kaynak lanabilecek gıda kaynaklı zoonoz hastalıklarla karşı karşıya olup bu alanda gıda güvenliği bakımından büyük bir zafiyetle karşı karşıyadır.

TurkeyDisease Cases Deaths Rate per 100,000 population Rank

Brucellosis 10790 0 15.4894 1

Salmonellosis 2561 0 3.6764 2Leishmaniosis 1831 0 2.6285 3

Crimean Congo haemorrhagic fever  438 27 0.6288 4

Echinococcosis/hydatidosis 280 0 0.4019 5

Anthrax 272 1 0.3905 6

Tularemia 126 0 0.1809 7

Campylobacteriosis 37 0 0.0531 8

Toxoplasmosis 18 0 0.0258 9

Escherichia coli O157 16 0 0.023 10

Highly path. avian influenza 12 4 0.0172 11

Leptospirosis 6 0 0.0086 12

Listeriosis 3 0 0.0043 13

Rabies 1 1 0.0014 14

 Çizelge-1:2006 yılında Türkiye’de insanlarda görülen zoonoz hastalıklar(O.I.E-abveteriner)

Page 11: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 11/16

AB’ği sürecindeki Türkiye’de AB’ği standartlarında halkımıza gıda güvenliğinin sağlanmasından ve hayvansal ürün ihracatından ziyade hayvansal gıda konusunda AB’ğince kendileri veteriner hekim gibi yetkilendirilmeyen bazı meslek çevrelerinin yaşadıkları ezikliğe ve hazımsızlık sonucunda,FAO,WHO,OIE ve AB’nin o kadar açık seçik kararlarına rağmen kendilerini yetkili kılabilmek veya gösterebilmek amacıyla gerek komisyonlar düzeyinde ki çalışmalar sırasında,gerek bakanlık,gerek siyasiler düzeyindeki faaliyetler ile ortaya koydukları gerçeklerden uzak öne sürdükleri

gerekçeler,uzlaşmaz politika ve oligarşik girişimler sonucunda AB’nin gıda güvenliğine ilişkin kararları sulandırılmak istenmekte ve bunun sonucunda bugüne kadar dünyanın kabul ettiği ve uyguladığı yasal uygulamalar,yukarıda görüldüğü gibi kanunlarla belirlenmesi gerekmesine rağmen buçevrelerce yapılan çeşitli şekillerdeki baskı ve engellemelerin aşılabilmesi için AB’ği kararlarınatamamen ters kararların çıkması söz konusu olmakla birlikte AB’ği süreci adeta sabote edilircesinezora sokulmaktadır.Bu nedenle bugüne kadar AB’nin 852/2004/EC,853/2004/EC,854/2004/EC,438/2004/ EC,882/2004/EC kararları doğrultusunda denetime yönelik ulusal mevzuatımızda bir kararavarılamamıştır,örneğin;önce dörtlü hijyen paketi adı altında Gıda Kanunu,Gıda Hijyeni,Gıda ve Yemin Resmi Kontrolleri Kanunu ve Veteriner Hizmetleri Kanun taslakları ayrı ayrı hazırlanmış,sonranedense bu kadar geniş mevzuatı içeren hazırlıkların kenara itilerek tek ve basit bir yasa haline getirilmeğe çalışıldığını gayri resmi olarak öğrendim ve hayretler içinde kaldım.Yine Hayvan Sağlığı

ve Gıda Güvenliği Laboratuvar ağı çalışmalarında istenen gelişmeler olmamıştır.

Gıda Kontrol ve Gıda Güveliği hizmetlerinin temelinde halk sağlığına yönelik “KoruyucuHekimlik Hizmetleri” yatmaktadır.Toplum sağlığının korunması ve sağlık koşullarının geliştirilerek yüksek düzeyde tutulması,ayrıca halkın sağlıklı ve kaliteli gıdalarla beslenmesinin sağlanması vesağlam kuşakların yetiştirilmesi için gıdaların üretimden tüketime kadar kontrol altında bulundurulması Devletin temel görevlerindendir.Normalde böyle bir hizmetin sorumluluğu anayasa ile Sağlık Bakanlığına verildiği için Sağlık Bakanlığınca yürütülmesi gerekmektedir.Halk Sağlığının amacınaulaşması ancak Türkiye’de yaşayanların sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmeleriyle mümkündür.

 Nitekim 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve 3017 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım BakanlığıTeşkilat ve Vazife Kanunuyla halk sağlığını korumak,sağlıklı nesillerin yetiştirilmesini sağlamak ve

sağlığa zarar veren etkenlerle mücadele etmek görevleri ile gıdalardan üretimden tüketime kadar kontrol ve denetimi altında bulundurulması hizmetleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına verilmişti.Fakat son yıllarda halk sağlığı genelde tedavi hekimlik olarak algılanmağa başlanmış ve bu yöne doğru bir yönelme ile birlikte gıda kontrol hizmetlerindeki yasal ağırlık,yaygın laboratuvar ve

 personel varlığı gerekçe gösterilerek sistemli bir şekilde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na kaydırılmıştır.Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığındaki, “Sosyal Yardım” ifadesi de geçtiğimiz yıllarda kaldırılarak Sağlık Bakanlığı haline getirilmiştir.Bu bakanlığımız insanlarımızın sağlıklarını korumak tan ziyade insanların tedavi işleriyle ilgilenen bir bakanlık haline gelmiş,bunun sonucunda anayasaile kendisine verilen görevden tamamen uzaklaşmıştır.Nitekim Türkiye’de halka sunulan sağlık hizmetlerine baktığımızda,“Tedavi Hekimlik ” hizmetlerinin toplam sağlık hizmetlerindeki payının %50’ nin üzerinde olduğunu,AB’de bu oranın % 17 düzeyinde olduğunu görüyoruz.

AB’ği müzakereleri sürecindeki Türkiye’de,AB’nin o kadar önemli alınmış kararlarına rağmen Tarım ve Köyişleri Bakanlığımıza baktığımızda,koruyucu hekimlik hizmetlerinin çok önemli

 bir parçasını oluşturan “Gıda Kontrol ve Gıda Güvenliği” hizmetlerini gerçek anlamda multidisipliner bir anlayış içinde yürütmesinin mümkün olmadığını görüyoruz.Çünkü AB’nin Gıda Güvenliğine ilişkin kararlarına aksi kararlar alınarak keyfi bir uygulama hakim.Bu kararların alınmasında maalesef ülkemizdeki oligarşik yapının etkisi çok büyük.Türkiye’deki bu oligarşik yapı,yıllar öncesi ya

 pılmış uluslararası antlaşmaları,AB’nin o kadar önemli kararlarını ve Türkiye’de çıkarılmış yasala rıhiçe sayıp göz ardı edecek şekilde baskıcı bir politika ile,erk’i elinde toplama sevdasıyla planlar yapmakta,eşgüdüm halinde çalışılması gereken kuruluşları dışlamaktadır.Örneğin:Gıda Güvenliğin

de yalnız Tarım ve köyişleri Bakanlığının yetkili olması,bu konuda 1854’den günümüze kadar bugörevleri yürüten İçişleri Bakanlığına bağlı Belediyeleri dışlayıcı bir tavır içine girilmesi,yine AB’nin aldığı vazgeçilmez kararlardan olan hayvan sal ürünlerin kontrolünde veteriner kontrolü şart ol

Page 12: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 12/16

masına rağmen veteriner hekimlerin bu görevlerin dışında tutulmağa çalışılması için AB’ği kararlarına tamamen aykırı kanun,yönetmelik,tüzük ve tebliğler çıkarılıp yayınlanması ve bundan sonraki düzenlemeler içinde ayni tavır içinde

 bulunulması gibi.Oysa şekil-6’ya baktığımızdaFDA uzmanların dan J.Hicks’in bir toplantıdasunduğu konuşmasında,A.B.D’deki gıda güvenliğiyle ilgili çok sayıda kuruluşun görev yaptığı gözümüze çarpmaktadır.Bu kuruluşlar büyük bir ahenk ile yetki ve sorumlu luk alanları dahilindehareket ederek gıda güvenliğine ilişkin görevlerini başarı ile yürütmektedir.Peki bizde niçin böyle

 bir organizasyon yok?.Bu kuruluşlardan dünyacaönemlilerinden bir kaçının işlevlerine kısaca bak 

tığımızda;

-FDA ( Food and Drug Administration )

Bünyesinde 700 civarında gıda güvenliği müfettişi var,genelde halk sağlığı uzmanı bazında ve ağır lıklı olup habersiz baskınlar yapıp denetlemelerde bulunmaktadır.Denetleme sırasında aldıkları gıdanumunelerini FDA’nın laboratuvarına göndermektedir.Herhangi bir problemle karşılaştıkları taktir de,gıda üretimini tamamen durdurma yetkisine sahip veya söz konusu ürünlerin geri toplatılması gi

 bi anında mahkeme kararların çıkartılmasında etkin role sahiptirler.Kendi bünyesinde CFSAN (The

Center for Food Safety and Applied Nutrition-Gıda Güvenliği ve Tüketime Sunulan GıdalarMerkezi) adı altında bir merkez bulunmaktadır.Bu kuruluş gıdaların güvenliğinden,uygun şekil deetiketlemesine kadar farklı aşamalardaki denetimlerden sorumludur.Yine FDA ithalatta dahil gıdaların eyaletler arası ticaretinde kırmızı et,kanatlı ve yumurta ürünleri hariç her türlü gıdanın girişinde yetkileri bulunmaktadır.Gıdaların hazırlanması ve dağıtılmasının dışında eyaletlerdeki ve eyaletler arası yollardaki gıda tüketim merkezlerini (restaurant,fast food türü halka açık yerleri v.s)’ de denetlemektedir.Ayrıca tüm gıdalara marka gözetmeksizin tıpkı insanlara verilen sosyal sigorta numarası gibi ayrı ayrı kod numarası vererek bu gıdaların gerek toptan,gerek ise perakende veya makineler aracılığıyla yapılan satışlarını kontrol altında tutmaktadır.Tüm hayvansal ürünler vakumlu paketlerde dondurulmuş vakumlu paketlerde barkotlu vaziyette satışı ve sevkiyatı yapılmakta,restaurant’lar denetlendiğinde bu özelliklere sahip olmayan hayvansal ürünlere el konulmaktadır.2006 Yılı iti

 bariyle 47 adet veteriner hekim görev yapmaktadır.

-USDA ( United State Department of Agricultur )

Kırmızı et ve kümes hayvanlarının eyaletler arası ve içerisindeki ticareti ile yumurta üretimine ilişkin ülke çapındaki tüm tesislerin denetimine yönelik yetkileri bulunmaktadır.Bu yetki,Eyalet Et denetimi Yönetmeliği (The Federal Meat Inspection Act ),Kümes Hayvanları Ürünleri Denetimi Yönetmeliği (The Poultry Products Inspection Act ) ve Yumurta Ürünleri Denetimi Yönetmelikleri (The

 Egg Products Inspection Act ) dahilindedir.Bunların dışında A.B.D’ne ithal edilen et,sebze ve meyvelerin karantinaları ile ilgili görevlere de bakmaktadır.Denetimler FSIS (The Food Safety and Ins

 pection Service-Gıda Güvenliği ve Denetim Servisi) tarafından yürütülmekte,APHIS(The Animal 

and Plant Health Isnpection Service-Uluslararası Hayvan ve Bitki Sağlığı Karantina, Denetleme) adlı kuruluş tarafından denetlenmektedir.APHIS denetçileri liman,havaalanı v.b ülkeye girişnoktası olan noktalarda bitki ve hayvan sağlığını tehdit eden ajanların tespiti ve önlenmesine ilişkinfaaliyetlerde bulunur.Hayvan ve Bitki Sağlığına yönelik sorumluluğu bulunmaktadır.Özellikle,hay

van ve bitki kaynaklarının egzotik invazif,haşare ve hastalıklardan korunması,moniterizasyon,hayvan ve bitki sağlığı ile ilgili ticeret faaliyetlerinin yürütülmesi,insanların korunması ve hayvanlarıntedavi edilmesinin yanı sıra USDA’nın önemli bir departmanı olarak gıda güvenliğini de sağlamak 

Şekil-6:A.B.D’de Gıda Güvenliği Kuruluşları  (FDA-Hicks,J.,Sanders,J)

Principle U.S. Federal Food Safety Agencies

Page 13: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 13/16

tadır.FSIS,kırmızı et mezbahalarını,kanatlı eti kesimhanelerini ve yumurta üretimi yapan entegre kuruluşları sürekli denetler,çok sıkı bir şekilde denetim altında bulundurur.FDA ile FSIS arasındakifark burada ortaya çıkmaktadır.FDA’nın denetimleri baskınlar şeklinde,FISIS denetimleri ise sürek lilik sağlayacak şekilde yıl boyuncadır.Yine FISIS,A.B.D’deki büyük alışveriş merkezlerindeki ithal gıdaların A.B.D sınırlarına girme noktalarındaki denetimlerini de yapmaktadır.

-CDC ( Centers For Disease Control and Prevention )Bünyesinde veterinerlerinde bulunduğu multidisipliner eyalet zoonoz araştırma ve geliştirme merkezinin kurulması için planların hazırlandığı bir kuruluştur.FDA’nın halk sağlığı servisinin bir parçasıdır.Bu kuruluş içinde gıda güvenliğine yönelik olarak gıda kaynaklı ve diyarel hastalıkları içeren

 bakteriyel ve mantar hastalıkları bölümü bulunmaktadır.Kuruluş gıda kaynaklı hastalıkların kontrolü,önlenmesi,salgınların denetlenmesi ve izlenmesine odaklı faaliyette bulunur.FDA ve FISIS gibikuruluşlara danışmanlık yapar.Ayrıca Su ve Gıda Kaynaklı Hastalıklara yönelik periyodik yayın faaliyetlerinde bulunur.Bu kuruluş hem yerel, hem de evrensel olarak zoonozların tartışıldığı bir özelliğe sahip olup ortaya çıkmış veya çıkabilecek zoonoz hastalıkların “ Dünya hayvan Sağlığı Birliği 

 Merkezi “ olarak bilinmektedir.2006 Yılı itibariyle 88 adet veteriner hekim görev yapmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında dünyaya baktığımızda herkes yetki ve sorumlulukları dahilinde sorunların çözümü için katkıda bulunup,iş birliği yaparak çalışmalarını sürdürürken Türkiye’ye baktığımızda çağın gerisinde kalmış,dünyadaki gelişmelerden uzak,uzlaşmaz,oligarşik zihniyete sahip kuruluş,kişi ve meslek mensupları nedeniyle sürekli gıda güvenliğine yönelik çalışmalar sürekli çık maza girmektedir.Gıda Güvenliği o kadar basite indirgenecek sıradan bir hizmet veya görev olmayıp tüm kuruluşların belli düzeyde ve alanlarda ortaya koyacakları katkı ve iş birliğine ihtiyaç duyulan,multidisipliner bir yapı içinde yürütülmesi gereken önemli bir halk sağlığı hizmetidir.Bugünekadar Tarım ve Köyişleri Bakanlığında yürütülen Gıda Güvenliğine yönelik çalışmalara baktığımızda şu andaki mevcut haliyle Türkiye şartlarına göre elindeki geniş personel ve laboratuvar olanaklarına rağmen gerek derin yapısal sorunlar,gerek ise multidisipliner iş birliğinden tamamen(meslek ayrımı yapılması)uzak olması nedeniyle böyle bir görevi yürütebilecek özelliğe ve kapasiteye ne yazık ki sahip değildir. Her şey den önce bir çok yetkiyi elinde toplayarak hem hakim hem de savcı rolü

nü üstlenmiş,bu şekildeki yetkilendirmenin kuvvetler ayrılığı ilkesine tamamen ters olması, multi 

disipliner anlayıştan uzak oluşu nedeniyle otokontrol olanağı olmayan bir sistemle karşı karşıya

 yız.Bunun sonucunda bugüne kadar yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar sürekli kağıt üstünde kalmakta,denetim ve kontrol hizmetlerinin yapıldığını kamuoyuna gösterilebilmek amacıyla tv ve medyada şov niteliğinde görüntüler verilmekte,oysa sahada istenilen şekilde,AB’ği üyeliğine aday bir Türkiye’ye yakışır gıda güvenliğinden bahsetmek çok zor.Yukarıdaki örnekler ve AB’ği normlarıçerçevesinde sorunun çözümü için ilk etapta öncelikli olarak ;

•Gıda Güvenliği tıpkı AB ülkelerinde ve A.B.D’de olduğu gibi kuvvetler ayrılığı ilke sine

uygun bir şekilde Sağlık Bakanlığı,Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı Belediye Teşkilatı arasında gerekli eş güdüm sağlanarak düzenlemelere gidilmeli,yetki ve sorumluluklar bu üç bakanlık arasında otokontrol sağlanacak şekilde dağıtılmalı,örneğin; belediyelerimizin sistem içinde yer alması için aşağıdaki şekilde bir düzenleme yapılabilir.

•Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesindeki çiftçilere yönelik bazı görevler TZOB’ne kaynaklarıyla birlikte devredilmeli,yine bazı veterinerlik ve ziraat mühendisliği ile ilgili görevler her iki mesleğin meslek odalarına devredilerek bakanlık angarya görövlerden kur tulmalı,küçülmeli,denetleyici olmalı,1985 öncesi olduğu gibi Veteriner İşleri ve Ziraat İşleri Genel müdürlükleri tekrar taşra teşkilatlarıyla acilen kurulmalı,il müdürlüklerinin faaliyetineson verilmeli,

•Sağlık Bakanlığına Bağlı Hıfzısıhha Müdürlüğü tıpkı CDC şeklinde yapılandırılarak zoonozlar konusunda doktor ve veteriner hekim’in beraber çalışması sağlanmalı

Page 14: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 14/16

•Yine Sağlık Bakanlığı hıfzıssıhha’nın dışında tıpkı FDA benzeri bir yapılanmaya gitmelive FDA benzeri gıda güvenliğine yönelik görevleri üslenmeli,halk sağlığı eğitimi almış tıpkı FDA’da olduğu gibi Türkiye’nin her tarafında baskın tarzı denetim yapabilecek şekildegıda güvenliği müfettişleri oluşturmalı ve ayni şekilde yetkilerle donatılmalı,

•Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tıpkı USDA’da olduğu gibi AB’ği directive’lerine uygun bir şekilde gıda güvenliğine yönelik olarak görev yapacak şekilde bir yapılanmaya gidil

meli,kendini aşan sorumluluk ve görevleri diğer bakanlıklara devretmelidir,

•Türkiye’de Gıda ürünleriyle ilgili politikaların oluşturulması için siyasetten arındırıl mıştarafsız bilimsel komiteler oluşturulmalı,

•HACCP Yalnız hammaddeyi işleyen işletmeler için değil,üretimi yapan üretici ve yetiştiriciler içinde uygulamaya geçilmeli,bunun için gerekli alt yapı çalışmaları vakit geçirmeden yapılmalı,

Fakat bu önerilere rağmen Türkiye Gıda Güvenliğinde AB’ne veya bilimsel standartlara özde mi, uyum gösterecek?,yoksa işin özünü bırakıp bazı çevrelerin istekleri yerine getirilsin diye söz

de mi,uyum gösterecek? bu soruların cevapları çok önemli.Çünkü Bakanlıkta değişik meslek mensubu akademisyenlerin katılımıyla yapılan bir komisyon toplantısında AB’nin directive ve regulation’larını hatırlatan bir hocamıza farklı bir meslek gurubuna mensup akademisyenlerce söylenensöz çok ilginç” hoca bırak şu directive’leri,regulation’ları nasıl olsa Türkiye AB’ne girmeyecek,

onun için onların kurallarına uymamız şart değil ” zihniyetine sahip,adı bilim adamı olan çağın gerisinde kalmış bu akademisyenlerle çağdaş düzeyde nasıl gıda güvenliğini sağlayacaksınız?,acaba

 bu kişilerce Türkiye’nin AB’ğine uyumu sabote mi ediliyor?.Türkiye’deki Veteriner Hekimler olarak,AB’ne ister girilsin,ister girilmesin,halkımızın sağlığı için bu zihniyetlerle sonuna kadar mücadele etmekle birlikte,AB’nin hayvansal gıdalara ilişkin gıda güvenliğini içeren veterinerlik mevzuatınışu veya bu meslek çevrelerinin mesnetsiz taleplerine bakılmaksızın hiçbir şekilde sulandırılmadan,

 bu konuda imzalanmış uluslararası antlaşmalar ve mevcut yasal yetkilerimizde dahil olmak üzere,AB’nin belirlediği normların ulusal çıkarlarımıza uygun olarak aynen uygulanmasını istiyoruz.Şayet bunlara uyulmayıp bazı çevrelerin istekleri dahilinde keyfi hareket etmeğe devam edilmesi halinde Türkiye’deki Veteriner Hekimler olarak bir çok meslek örgütümüzle birlikte sonucu ne olursa ol

İlgili Bakanlık(Veteriner Hizmetleri

ile ilgili konular)

Bakanlık İl Teşkilatı

Bakanlık İlçe Teşkilatı

Belediye Veteriner Hekimi

Veteriner Hizmetleri ile ilgili Konular 

HayvanSağlığı

Sertifikasyon EtMuayenesi

Onaylamalar  Sınır Kontrolu

HayvanRefahı

İşleme fabrikalarındakihijyen kont

rolü ve gözetimiÇizelge-2:Belediye Teşkilatının Bakanlıkla Gıda Güvenliği Denetim Bağlantısı

Page 15: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 15/16

sun tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanarak AB’ği ve uluslararası kuruluşların ilgili tüm kuruluşları nezdinde temasa geçmek ve her türlü girişimi yapmakta kararlıyız.Bu konuda özel sektör veözel sektöre bağlı çeşitli sivil toplum örgütleri Türkiye’de gerçekten çağdaş anlamda gıda güvenliğinin uygulanmasına yönelik taleplerinde samimi iseler sözde değil özde Hayvansal Ürünlerde GıdaGüvenliği uygulamalarını,AB’ğinin ve dünyanın belirttiği normların ülkemizde uygulanması için iş

 birliğine çağırıyoruz.Özel Sektörümüz gerçekten AB’ne Hayvansal Ürün ihracatı yapmak,çağdaş an

lamda gıda güvenliği normlarında halkımıza hayvansal gıda tüketme olanağı sağlamak istiyor ise bustandartların Türkiye genelinde eksiksiz uygulanabilmesi için veteriner örgütlerimizle,konuyla ilgiliveteriner fakültelerimizdeki konu uzmanlarıyla iş birliği yapmalı,elini taşın altına koymalı,bakanlığın olası yanlış uygulamalarına veya bakanlığın yanlış uygulama yapmasına neden olan baskıcı çevrelerin oligarşik uygulama girişim ve faaliyetlerine karşı tavrını açık ve net bir şekilde belirlemelidir.Yoksa basın ve medya vasıtasıyla AB’ği mevzuatının % 28’ini oluşturan veteriner mevzuatıylauzaktan yakından alâkası olmayan,şov tarzındaki basın açıklamalarıyla gıda güvenliği sağlanamaz,

 bu şovların sonucunda AB’ne hayvansal ürün ihracı gerçek olmaktan çıkar,hayal olur.

K a y n a k l a r:1- abveteriner(2007) 2006 years of Zoonoses in Humans Turkey.Erol Kabil gurup

mesajı.14.09.2007,saat:15:39-İSTANBUL

2- Adam,N(1960)Ankara Sütlerinde,Laboratuar ve Fabrika Pastörizasyonundan evvel ve sonra tespit edilenmikrop grupları. A.Ü.Vet.Fakültesi Yayınları;117,Çalışmalar:62-ANKARA

3- Aşkaroğlu,H.H(2005)Türkiye’de Veteriner Hizmetleri ve Ab Uyum Süreci. 30 Nisan 2005-İzmir Bölgesi Veteriner Hekimler Odası AB Uyum Sürecinde Veteriner Hekimlik Sempozyumu

4- ALTUNTAŞ.M(2006)Avrupa’da Veteriner Hekimlik. TVHB-Dergisi, 2006;6 ( 1-2 ) – ANKARA5- (Anonim) Them Implications of Veterinar Practice,Practice of Population Medicine,U.S.A6- Avrupa Topluluğu (AT) ve Veterinerliğin Güncel Konumu,PFİZER Veteriner Bülteni,Nisan 1991,Sayı:37- Aygün,S,T(1939)Hayvanlardan elde edilen gıdalar,gıda hıfzısıhhası ve gıda tahlilleri.Yüksek Ziraat

Enstitüsü, Talebe Ders Kılavuzu Sayı:16-ANKARA8- Bambauer.R(2007) The Responsibilities and competencies in the field of food(Food of animal origin)

surveillance with view on EU require.9- Dinçer,B(1975) Veteriner Hekimliğin Halk Sağlığı Faaliyetlerine Katkısı Çeviri Notları, FAO ve WHO

Tek nik Rapor Serisi, WHO Geneva ITALY10- Dinçer B., Veteriner Halk Sağlığı Ders Notları, A.Ü.Veteriner Fakültesi – ANKARA11- Dinçer,F(1980) Veteriner Hekimlik ve Halk Sağlığı (Dünyada ve Türkiye’de). Gıda Bilimi ve teknolojisi

Der gisi.Yıl:1980,Sayı:1-2,Cilt:3 Veteriner Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Derneği-ANKARA12- Dinçer,B(1984) Et Bilimi ve Teknolojisi Ders Notları.Teksir:83-84/21,A.Ü.Vet.Fakültesi Ders Notları-

ANKARA13- Duby,J,L(2004) Community provisions Structure of State Veterinary Services.06.12.2004-ANKARA14- DPT(2006)Gıda Güvenliği,Bitki ve Hayvan Sağlığı Özel İhtisas Komisyonu,DPT Müsteşarlığı

9.Kalkınma Pla nı (2007-2013),ANKARA15- EPC(2002)28 Ocak 2002 tarih ve 178/2002(EC) sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü.Et

Sanayi Dergisi 2006/616- EPC(2002)29 Nisan 2004 tarih ve (EC)854/2004 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey

Tüzüğü.www.etsa nayi. com17- Eren N. ( 1981 ), Halk Sağlığı ve Beslenmede Veteriner Hekimliğin Önemi, Veteriner Hekimler DerneğiDer gisi, Cilt:51, Sayı:3-4 ANKARA

18- ERK.N(1972) Çeviri:Türkiyede Veteriner Hekimlik ( 19 uncu Yüzyıl Ortalarında ) Godlewsky veSommer. A.Ü.Veteriner Fakültesi Yayınları,yayın no:281,çalışmalar no:183-ANKARA

19- ERK,N(1978) Veteriner Tarihi İkinci Baskı,A.Ü.Vet.Fakültesi Yayınları;352,Ders Kitabı:251-ANKARA20- Hayvanların bulaşıcı hastalıklarına karşı mücadeleye dair Beynelmilel Mukavele ile hayvanların,etlerin

ve menşei hayvanî olan diğer mahsullerin transitine dair Beynelmilel Mukavelenin ve ( et ve sütmüstahzarların dan,taze hay vani mahsülât ve sütten çıkarılanlardan başka) olan mahsüllerin ihraç veidhaline dair Beynelmilel Mukavelenin kabul ve tasdikına mütedair kanun, Resmi Gazete – 23 Haziran1937, Sayı:3640

21- Erol,İ(2005) Veteriner Hekimlik Yönünden AB Gıda Güvenliği Mevzuatı. 30 Nisan 2005-İzmir BölgesiVeteriner Hekimler Odası AB Uyum Sürecinde Veteriner Hekimlik Sempozyumu-İZMİR 

22- Gıda Güvenliği ve Halk Sağlığı-560 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin tüm boyutlarıylairdelenmesi ve öneriler adlı toplantı konuşmaları.Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez KonseyiYayını-1995

Page 16: AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE  aserpen_gida

8/8/2019 AB SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE GIDA GÜVENLİĞİNİN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE aserpen_gida

http://slidepdf.com/reader/full/ab-suerecinde-tuerkiyede-gida-guevenliginin-duenuebuguenue-ve-aserpengida 16/16