ÇaĞdaŞ sosyolojİ teorİlerİnde amitai etzioni...

28
Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm MÜFTÜLER (*) ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI YAKLAŞIMLARI öz Çağdaş sosyolojide yeni teoriler ve yaklaşımlar dikkat çekmektedir. Bu maka- lede postmodern dönem sosyologlarından Amitai Etzioni’nin teorilerinin ve yaklaşımlarının Türkiye’deki etkileri ve çalışmalarıyla ilgili değerlendirmeler üzerinde durulmaktadır. Yaklaşımları sosyolojide genelde çağdaş sosyoloji teo- rileri alanında ilgi çekmişr. Görüşlerinin ülkemizdeki yansımaları iksat, işlet- me, ileşim, siyasal bilimler, kamu yönemi ve uluslar arası ilişkiler alanlarında olmuştur. Özellikle 2000 sonrası akademik çalışmalarda yaklaşımlarına gönder- me yapılmış, tanımlama ve sınıflandırmalarından yararlanılmışr. anahtar kelimeler Sosyoloji, Çağdaş Sosyoloji Teorileri, Amitai Etzioni Yaklaşımları abstract The Approaches of Amitai Etzioni in the Contemporary Sociological Theories The new theories and the new approaches are taken into aenon in the contemporary sociology. In this arcle it is going to be focused on the effects of the theories and the approaches of Amitai Etzioni, a post modern me sociologist, and the evaluaons about his works, in Turkey. In general his approaches are taken into consideraon in the contemporary sociological theories area in sociology. The reflecons of his ideas in our country are based on the areas of economics, business, communicaon, polical sciences, public © Toplum Bilimleri • Temmuz - Aralık • 7 (14) : 283-310

Upload: others

Post on 30-Aug-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

ToplumBilimleriDergisi

Habibe Gülsüm Müftüler (*)

ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDEAMITAI ETZIONI YAKLAŞIMLARI

öz

Çağdaş sosyolojide yeni teoriler ve yaklaşımlar dikkat çekmektedir. Bu maka-lede postmodern dönem sosyologlarından Amitai Etzioni’nin teorilerinin ve yaklaşımlarının Türkiye’deki etkileri ve çalışmalarıyla ilgili değerlendirmeler üzerinde durulmaktadır. Yaklaşımları sosyolojide genelde çağdaş sosyoloji teo-rileri alanında ilgi çekmiştir. Görüşlerinin ülkemizdeki yansımaları iktisat, işlet-me, iletişim, siyasal bilimler, kamu yönetimi ve uluslar arası ilişkiler alanlarında olmuştur. Özellikle 2000 sonrası akademik çalışmalarda yaklaşımlarına gönder-me yapılmış, tanımlama ve sınıflandırmalarından yararlanılmıştır.

anahtar kelimeler

Sosyoloji, Çağdaş Sosyoloji Teorileri, Amitai Etzioni Yaklaşımları

abstract

The Approaches of Amitai Etzioni in the Contemporary Sociological Theories

The new theories and the new approaches are taken into attention in the contemporary sociology. In this article it is going to be focused on the effects of the theories and the approaches of Amitai Etzioni, a post modern time sociologist, and the evaluations about his works, in Turkey. In general his approaches are taken into consideration in the contemporary sociological theories area in sociology. The reflections of his ideas in our country are based on the areas of economics, business, communication, political sciences, public

© Toplum Bilimleri • Temmuz - Aralık • 7 (14) : 283-310

Page 2: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)284

administration and international relations. There have been some references to his approaches and his definitions and classifications are also used especially in the academic works of after 2000.

keywords

Sociology, Contemporary Sociological Theories, The Approaches of Amitai Etzioni

GirişAmitai Etzioni’nin sosyolojik görüşleri ülkemizde genelde çağdaş sosyoloji te-orileri açısından dikkat çekmiştir.1 Bilgi toplumu teorisi, Organizasyon teorileri (Klasik ve Neoklasik yaklaşımlar), Sistem teorisi (Sistem teorisi ve toplumsal or-ganizasyonlar), Toplulukçuluk teorisi ve Sosyal sermaye teorisi, Toplulukçuluk teorisi ve Liberal teori (Liberal yaklaşım ve Toplulukçuluk yaklaşımı), Entegras-yon teorileri, Demokratik teori, Neoklasik teori ve alternatif görüşler açısından değerlendirilmiştir.

Ayrıca sosyolojik açıdan organizasyonlar, modern organizasyonlar, lider ve güç ilişkisi, kobi etiği, rasyonalite, iktisadi insan, gönüllü sadelik, siyasal katılım, yurttaşlık ahlakı ve sosyal sermaye, siyasal ahlak ve siyasal yozlaşma, mahremi-yet hakkı ve bireysel özgürlükler, diğerkamlık, vb. konulardaki çalışmalarda gö-rüşleri değerlendirilmiştir. Türkçe eserlerde genelde Etzioni’nin çeşitli kavram ve sınıflandırmaları kullanılmıştır.

1. Çağdaş Sosyoloji TeorileriSosyoloji araştırmalarında teorik yaklaşımın önemi bilinmektedir. Ünver Gü-nay teorilerin ampirik araştırmalara düşünsel temel kazandırdığını vurgular. Günümüzde dünya çapında teorik sosyoloji çalışmaları, sistematik, analitik ve eleştirel araştırmalar artmıştır. Türkiye’de ise sosyoloji çalışmaları henüz özgün düzeyde değildir. Günay’a göre ampirik araştırmalar da teorik temele dayan-malıdır. Yoksa sosyoloji malumun ilanı olur; genellemeler ve indirgemelerle ye-tinen fikri kısırlık, totoloji ve açmazlara sürüklenir.

Teorik yaklaşım açısından ülkemizde yeterli birikim ve kurumlaşmanın ol-mayışı derlemecilik, aktarmacılık ve yüzeysellik eğilimini arttırmaktadır. Günay Türkiye’deki teorik sosyoloji çalışmalarını değerlendirmiş, Türk sosyolojisinin köklü bir gelenek oluşturamamasının nedenlerinden ve farklı dönemlerde çe-şitli sosyoloji ekollerinin etkisinden bahsetmiştir. Ayrıca önemli Türk sosyolog-larının ve Batılı sosyologların eserlerinden, Klasik ve Çağdaş sosyoloji çalışma-larından örnekler vermiştir. Sosyoloji alanında bu çalışmalar faydalı olsa da, kesinlikle yeterli değildir (Günay, 2006: 509-512, 513-520).

Page 3: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 285

Çağdaş sosyoloji insan ve toplum konularında birbirleriyle yarışan ve ça-tışan varsayımlarla doludur. Çağdaş sosyoloji teorilerini Margaret M. Poloma şöyle sınıflandırmaktadır: Natüralist veya Pozitivist (Örneğin Robert K. Mer-ton, Ralph Dahrendorf, Talcott Parsons), Hümanist veya Yorumlayıcı (Örneğin Erving Goffmaan, Herbert Blumer, Peter L. Berger) ve Değerlendirici sosyoloji teorisi (Örneğin C. Wright Mills, Amitai Etzioni, Daniel Bell). Ancak bu sınıflan-dırma analitiktir, bir gruptaki teori ve teorisyenler diğerlerine de yakın olabilir (Örneğin A. Etzioni hem değerlendirici hem natüralist eğilimde, D. Bell hem değerlendirici hem hümanist eğilimde sayılabilir (Poloma, 1993: 9-15). Çağdaş sosyoloji teorilerinde Naturalist veya Pozivist sosyoloji eğilimi ağır bassa da, çeşitli eleştiriler de yapılmıştır (Örneğin sosyolojinin fizik ve biyoloji gibi doğa bilimlerine indirgenmesi).

Ayrıca sosyologların sınıflandırılmasına da rastlanır. Max Weber’in dini otorite tiplerinden esinlenerek Robert W. Friedrich’in yaptığı sınıflandırmada Peygamber-Papaz ayrımı sosyologlara da uygulanmıştır. İlk gruptaki sosyolog-lar toplumsal dünyayı eleştirme, değiştirme ve kurtarma derdindedir; ikinci gruptakiler ise mevcut düzeni ve statükoyu korumayı hedeflerler (Örneğin R. K. Merton, George H. Homans, T. Parsons ve P. L. Berger papazlık modeline; C. W. Mills, D. Bell, Alvin Gouldner ve A. Etzioni peygamberi kehanete dayalı sosyolo-jiye daha yakındır.). Fakat aynı gruptaki sosyologlar arasında da farklar olabilir (Örneğin A. Etzioni’nin Aktif toplum teorisi, D. Bell’in Sanayi sonrası toplum çalışması. (Poloma, 1993: 21-25, 303-320; Günay, 2006: 521-529).

Sosyolojiyle veya sosyolojinin alt dallarıyla ilgilenen herkesin sosyoloji te-orilerinden az çok haberdar olması günümüzde artık bir zorunluluğa dönüş-müştür denebilir. Günay Türkiye’de sosyoloji ve din sosyoloji ile ilgilenenlerin çağdaş sosyoloji teorileri alanındaki eserleri, araştırma, analiz ve eleştirile-ri okumalarını önermektedir. Öte yandan her teorik sosyolojik çalışma kendi sosyokültürel çevresinde ve belli bir toplumda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kendi toplumumuzun kültürüne ve sorunlarına uygun, özgün ve bilimsel eleş-tiriye açık çalışmalar yapılmalı, çeviri ve derlemelerin ötesine geçilmelidir (Gü-nay, 2006: 538-539). Bu açıdan değerlendirildiğinde ülkemizde sosyoloji ve din sosyolojisi alanlarında teori üretilebilmesi ve özgün yaklaşımların ortaya çıka-bilmesi için gerekenler, temel problemler, eksiklikler ve çözüm önerileri günde-me getirilebilir.

1.1. Bilgi Toplumu TeorisiGünümüzde bilginin önemi giderek artmakta ve kullanım alanı genişlemekte-dir. Güney Nair bilgi toplumu kavramına değinmiş, çağdaş toplumlarda bilginin anlamının ve yapısının değiştiğini vurgulamıştır. Bilimsel, siyasal, kültürel ve endüstriyel devrim modernliğe geçiş süreçleri sayılmaktadır. Zamanla modern-

Page 4: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)286

lik sorgulanmış, toplumların değişimi sürmüş ve yeni dönem yeni kavramlar-la açıklanmıştır (Örneğin Amitai Etzioni ‘modern sonrası dönem, postmodern dönem’, Kenneth Boulding ‘uygarlık sonrası toplum’, Daniel Bell ‘sanayi sonra-sı toplum’ demiştir.). Artık sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş süreci yaşanmakta ve gelişmiş ülkeler bilgi toplumu sayılmaktadır (Örneğin ABD, Ja-ponya, İngiltere). Bilgi toplumunda en önemli kaynak bilgidir ve bilgi yükselen değerdir (Nair, 2001: 329-331, 334-336).

Mehmet Meder de bilgi toplumunu ve toplumsal değişimi ele almıştır. Günümüzde bilgi hem çok önemlidir hem toplumsal yapıyı ve yaşamı etkiler. Bilgi toplumu teorisine göre aslında bilgi toplumu çokmerkezlidir. Bilgi tekno-lojilerinin gelişimi geleneksel yapıyı değiştirmekte, küreselleşme ve yerelleşme eşzamanlı gerçekleşmektedir. Bilgi toplumunun boyutları şunlardır: Ekonomik değişim (mal üretiminden hizmet sektörüne), çalışma alanı (teknolojik ve pro-fesyonel sınıfın üstünlüğü), teorik bilginin önemi, teknoloji ve teknolojik değer-lerin kontrolü, karar alma. Bilgi toplumunun gelişimi için teknolojik, toplumsal, iktisadi, siyasal ve kültürel kriterler önemsenmiştir.

Etzioni bilgi toplumunda sibernetik faktörün sonuçlarını vurgulamıştır: Bil-gi, karar alma ve güç (Aktif toplum ögeleri). Bu toplumda kontrol, karar alma sürecinde bilgiyi elinde bulunduranlardadır (Poloma, 1993: 312-314; Meder, 2001: 72-74). Aktif toplum teorisinde bilgi, karar alma ve güç arasındaki ilişkiler üzerinde durmuştur. Ayrıca modern ve postmodern toplumlarda bilginin yerine ve önemine değinmiş, bilgi sektörünün toplumsal özdenetimini önemsemiştir (Etzioni, 1968: 80-83, 135-146, 210-214; Müftüler, 2012: 282-287, 291-293, 307-308, 313, 323).

Bilgi ve bilişim teknolojilerindeki değişim ve hız, toplumsal yapıyı da hız-la değiştirmektedir. Bilgi toplumunda teknoloji tüm değişim ve dönüşümlerin, küresel ekonominin, siyasetin ve yönetimin maddi temelidir. Toplumda her bi-rey ve kuruluş ürettiği bilgi kadar toplumsal sermayeye sahiptir ve mesleklerde çeşitlenme sonsuzdur. Bilgi toplumunun insanlığa önemli katkıları olsa da, so-nuçları tartışılmaktadır (Meder, 2001: 77-80).

1.2. Organizasyon TeorileriModern toplum organizasyon toplumudur. Kompleks organizasyonlar birey ve toplum yaşamının her alanına yayılmıştır (Örneğin ticari organizasyonlar, en-düstri kuruluşları, devlet kurumları). Kompleks organizasyonları araştıran Etzi-oni gibi Ömer Aytaç da organizasyonları sosyolojik açıdan ele almıştır. Modern insan zamanının çoğunu organizasyonlarda geçirmektedir. Ancak organizasyon-ların tüm toplumsal alanlara yayılması bir çeşit tehdit sayılmıştır (Örneğin Max Weber, Robert K. Merton, Michael Foucault). Çünkü organizasyonlar sayesinde hizmetler düzene girse de, hayatımız daha mekanik, öngörülebilir, hesaplana-bilir ve denetlenebilir hale gelmektedir.

Page 5: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 287

George Ritzer organizasyonlardaki ilke ve kuralların hayatımızın her alanını dönüştürdüğünü ve rasyonaliteye boyun eğdiğimizi belirtmiş, buna toplumun McDonald’laştırılması demiştir. Aslında organizasyonlar pek çok disiplinin ortak konusudur (Örneğin işletme, kamu yönetimi, sosyoloji, psikoloji). Modern or-ganizasyonlarda bilgide uzmanlaşma, bilgi aktarımı, işbölümü, hiyerarşi, alt-üst ilişkileri ve rasyonellik esastır (Aytaç, 2004: 189-192). Etzioni de kompleks orga-nizasyonları sınıflandırmış (Baskıcı, faydacı, normatif ve ikili organizasyonlar), Kompleks organizasyonlar ve uyum teorisi geliştirmiştir (Etzioni, 1961; 1964: 1-4, 10-16; 1975, s.23-39, 40-67; Müftüler, 2012: 32-39, 142-155).

Aytaç, organizasyonlarla ilgili bazı konuları gündeme getirmiştir: Kültür (Örneğin ortak dil, inanç, davranış standartları), toplumsallaşma (Örneğin or-ganizasyon kurallarını öğrenme, telkin, eğitim), kişilik (Örneğin kurallara uyma, rasyonellik, işbölümü), davranış şekilleri (Örneğin objektiflik, süreklilik, takdir yetkisi), gayriresmi ilişkiler (Örneğin gayriresmi gruplar ve kurallar, bireylere özgü fikirler, değerler), yabancılaşma (Örneğin kişinin emeğine yabancılaşması, sosyal, psikolojik ve bürokratik uyumsuzluk), baskı (Örneğin denetim mekaniz-ması, stres, gerginlik, müdahale. Ö. Aytaç, 2004, s.194-210). Etzioni de organi-zasyonlarda güç, kontrol, liderlik, elitler, karizma, hedefler, uyum, konsensus, iletişim, toplumsallaşma, üyelik, katılım, çevre, etkinlik ve verim konularına değinmiştir (Etzioni, 1961; 1964: 10-16, 105-110; 1975, s.106-120, 232-234, 241-242, 246, 257-263; Müftüler, 2012: 130-133, 138, 156-168).

Organizasyon teorileri endüstri toplumlarının ve büyük organizasyonların ortaya çıkışıyla önem kazanmıştır (Örneğin fabrika, devlet). Yönetim alanında Bilimsel yönetim yaklaşımı (Frederick W. Taylor), sosyoloji alanında Yasal-Ras-yonel bürokrasi modeli (Max Weber) ve diğer teoriler geliştirilmiştir. Bilimsel yönetim yaklaşımında ve Klasik organizasyon teorilerinde iş verimi, kar sağ-lama, iş düzeni ve iş ilişkilerinde bilimsel ölçüler esastır. Klasik teorilere tepki olarak doğan İnsan ilişkileri yaklaşımında (Elton Mayo) ve Neoklasik organizas-yon teorisinde insan unsuru, gayriresmi gruplar ve ilişkiler önemsenir (Örneğin Hawthorne araştırmaları).

Etzioni Hawthorne araştırmalarına değinmiş, bunların sonuçlarını Uyum teorisi açısından değerlendirmiştir (Etzioni, 1964: 32-43; Müftüler, 2012: 133-135). Klasik ve Neoklasik yaklaşımlar organizasyonların tek yönüne eğilmek-tedir (Örneğin Klasik teorilerde organizasyonların çevreleriyle ilişkileri ihmal edilmiştir.). Oysa günümüz organizasyonları ve bunların işleyişi çok karmaşıktır. Üstelik organizasyon araştırmaları ve teorileri de çok çeşitlidir. Sistem yaklaşımı genelde benimsenir (Örneğin T. Parsons, R. Likert, A. Etzioni, D. Katz). Çünkü organizasyonlar toplumsal sistemlerdir ve sosyolojik yasalara göre işlerler.

Sosyolojik yaklaşımda organizasyonlar tipolojik sistemler, toplumsal sis-temler, olumsal yapılar ve eylem yapıları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Organi-

Page 6: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)288

zasyonların temel özelliklerine göre tipolojiler oluşturulmuştur (Örneğin Peter Blau, A. Etzioni, Robert Blauner). Organizasyonlar açık toplumsal sistemlerdir; uyum, hedefe ulaşma, entegrasyon ve örüntü sürekliliği gerekir (Örneğin T. Par-sons Yapısal-İşlevsel eylem teorisi; Philip Selznick ve R. K. Merton’un çalışma-ları). Olumsal yapılar olarak organizasyon araştırmalarında ampirik çalışmalar, psikoloji ve istatistik teknikleri (Örneğin Aston yaklaşımı); eylem yapıları olarak da bireylerin eylemlerinde rol oynayan koşullar önemsenir (Örneğin Herbert A. Simon ve David Silverman’ın araştırmaları).

Organizasyon teorileri normatif eğilimleri ve organizasyon üyelerini birey-sel düzlemde analiz etmekle, toplumdaki güç ve denetim ilişkilerinin etkisini önemsememekle eleştirilmişlerdir. Klasik, Neoklasik, Modern teoriler ve Orga-nizasyon teorileri araştırmalarda kullanılır (Örneğin organizasyon yapısı, işlevler, performans, değişim, farklılaşma). Organizasyonları sosyal çevreleriyle bütün olarak ele alan yaklaşımlar, sosyolojik yaklaşımı vurguladıklarından önemlidir (Aytaç, 2004: 211-215).

Etzioni’nin kompleks organizasyonlar sınıflandırması da kullanışlı görün-mektedir. Çünkü giderek karmaşıklaşan dünyamızda ve postmodern yaşam tarzında organizasyonların basite indirgenmeleri veya tekyönlü yaklaşımlarla ele alınmaları yetersiz kalabilir. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler insanların ha-yatını oldukça etkilemekte; toplumsal yaşam, toplumsal kurumlar ve toplumsal ilişkiler de bu gelişme ve değişimlerden nasibini almaktadır. Tüm bu gelişmeler insanları çokyönlü düşünmeye zorlamaktadır. Ayrıca diğer organizasyon teori-lerinde pek önemsenmeyen güç ve denetim ilişkilerini -hem Uyum teorisinde hem Aktif toplum ve toplumsal özdenetim teorisinde- vurgulamıştır.

Etzioni güç türlerini (Baskıcı, faydacı ve normatif güç) ve organizasyon türlerini sınıflandırmıştır (Baskıcı, faydacı, normatif ve ikili organizasyonlar). Kompleks organizasyonlar sınıflandırmasında baskıcı organizasyonlara örnek olarak hapishaneleri göstermiş ve bu konuda detaylı araştırmalar yapmış, ken-di geliştirdiği Uyum teorisini sınamıştır. Daha sonra çalışmaları dikkat çekmiş ve bu sınıflandırmalar başka araştırmalarda da kullanılmıştır (Örneğin dini organi-zasyon araştırmaları. Etzioni, 1964: 58-60; 1975: 40-67; Müftüler, 2012: 25-27, 32-36, 245).

Suna Tekel de hapishanelerde tükenmişlik sendromunu araştırmış, Etzioni’nin otorite tipleri sınıflandırmasından yararlanmıştır. Tükenmişliğin bi-rey ve organizasyon açısından olumsuz sonuçları görülmektedir. Modern hapis-hanelerde mahkumlar fiziksel kötü muamele yerine, özgürlüklerinden yoksun bırakılır, katı disiplin altında ve gündelik yaşamlarının denetlendiği kalabalık or-tamlarda yaşarlar. Etzioni’ye göre hapishanelerde baskıcı güç uygulandığından (Örneğin hareketlerin, yiyecek ve konfor gibi ihtiyaçların kısıtlanması), yabancı-laşmış bağlılık türü ortaya çıkmaktadır (Örneğin negatif eğilimler. Etzioni, 1961: 3-21; 1975: 23-39, 62-67; Müftüler, 2012: 144-145; Tekel, 2012: 301-302).

Page 7: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 289

Aslında Etzioni totolojiye düşmekle eleştirilmiştir (Örneğin temelde baskı-cı güç uygulandığından hapishanelerin baskıcı organizasyon sayılmaları). Oysa kendi organizasyon sınıflandırmasının ideal tiplere dayandığını ve gerçek ya-şamda aracı yapılar bulunduğunu vurgulamıştır (Örneğin hapishanelerde mah-kumlar arasındaki, mahkumlar ve gardiyanlar, alt ve üst katılımcılar arasındaki etkileşimler sonucu -baskıya değil, gönüllü arkadaşlığa dayalı- bazı ara yapılar oluşabilir.).

Öte yandan Etzioni’nin sınıflandırmasına göre faydacı organizasyon sayı-labilecek kobilerde yani girişimci işletmelerde etik sorunlarla karşılaşılmaktadır (Örneğin dürüstlük, çalışan-müşteri ilişkileri, dağıtım sorunları). İşletme alanın-da Figen Dalyan Türk ve dünya literatüründe KOBİ etiğini araştırmıştır. Kobiler ekonomik büyüme ve gelişim sağlasa da; stresli iş ortamı, uzun çalışma saat-leri ve izole yaşam bazı sorunları beraberinde getirmektedir. Genelde etik reh-ber olmaksızın, pek çok kişiyi etkileyen kararlar alınmakta ve uygulanmaktadır (Dalyan, 2009: 30-33). Etzioni kobilerin toplumsal işlevlerini araştırmıştır. Bu işletmeler topluma ve ekonomiye katkı sağlasalar da; toplumda neden olduk-ları değişim, o toplumda girişimciliğe tanınan meşruiyetle alakalıdır (Etzioni, 1987: 178).

Dalyan’a göre Etzioni’nin meta-analizi, kobilerle ilgili etik uygulamaları vurgulayan toplumlara etik iskelet sağlayabilir. Türkiye gibi girişimciliğe yüksek meşruluk tanınan toplumlarda toplumsal etik sorular cevap beklemektedir. Potansiyel toplumsal zararlarına rağmen, kobilerin faaliyetleri gerekli ve kaçı-nılmazdır. Dalyan kobilerin etik standartlarını sorgulamıştır. İşletme yöneticile-rinde genellikle girişimcilik etiği, iş ahlakı, sosyal sorumluluklara duyarlılık, dü-rüstlük ve güven aranmaktadır. İş etiğine aykırı davranışlar, kültürel yozlaşma ve ahlaki karakterden yoksunluk ise toplumda psikolojik yıpranmaya neden ol-maktadır (Örneğin gayrimeşru yollar, kayıtdışı ekonomi. Dalyan, 2009: 34-38).

Etzioni’ye göre hızlı değişim girişimcileri risk ve belirsizlik ile ilgili algıla-maları yönetmeye zorlar. Araştırmalarda etik kriterler belirlenmelidir (Etzioni, 2008: 63; 1987: 181). İşletmelerde etik dışı ilişkiler, politikacı ve işadamı iliş-kileri, liderler, kişisel çıkarlar, parti çıkarları, çevre sorunları, yerel yönetimler-le işbirliği, organizasyon kültürü ve etik değerlerde aşınma gibi konular dikkat çekmektedir (Dalyan, 2009: 42-48).

Sosyoekonomi çalışmalarıyla bilinen Etzioni ekonomide ahlaki boyutu önemsemektedir. Neoklasik paradigmayı, insanların rasyonel ve tek faydaya (zevk) göre davrandıkları önkabulünü eleştirmiştir. İnsanların rasyonel olmayan davranışlarından ve tercihlerinden örnekler vermiş, iki fayda (zevk-ahlak) veya çok fayda önkabulünü ve Deontolojik Ben-Biz paradigmasını gündeme getir-miştir (Etzioni, 1988: 1-8, 21-22, 51-52, 166-167; Müftüler, 2012: 486-488, 495, 500-501, 506).

Page 8: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)290

Organizasyon teorilerine farklı alanlarda dikkat çekilmiş, Aykut Polatoğlu bu teorileri iletişim açısından ele almıştır. Günümüzde organizasyonlar yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır, insanlar yaşamlarının çoğunu organizasyonlarda ge-çirirler (Örneğin hastane, okul, işyeri). Etzioni de organizasyonların denetlen-mesini önemsemiştir. Çünkü çağdaş toplumda teknoloji karmaşıklaşmakta, or-ganizasyonların sayısı, çeşitleri ve bireysel yaşamdaki etkileri artmaktadır (Etzi-oni, 1964: 2-3; 1975: 68-94; Müftüler, 2012: 127-130; Polatoğlu, 1984: 62-63).

Organizasyonlarda hedefe ulaşma, ortak anlayış ve işbirliği için hem yöne-tici ile astları ve bireyler arasında hem çevre ile iyi iletişim gerekir. Kararların aktarılması, uygulanması ve bilgi alışverişi iletişimle sağlanır. Bu nedenle bütün karar merkezlerini, birimleri birbirlerine bağlayan iletişim ağı ve iletişim sistemi oluşturulur (Polatoğlu, 1984: 64-65).

Polatoğlu Organizasyon teorilerini üçe ayırmıştır: Geleneksel organizasyon teorisi, İnsan ilişkileri okulu ve Çağdaş organizasyon teorileri. Geleneksel or-ganizasyon teorisinde organizasyonun biçimsel yapısına ilişkin ilkeler geliştiril-miştir. Bilimsel yönetim yaklaşımında temel fiziki etkinlikler, birey ve iş ilişkisi vurgulanır. Diğer araştırmalarda verimliliği arttırma ve organizasyon sorunları-na odaklanılmıştır. Geleneksel organizasyon teorisi insana yeterince değer ver-memekle ve yalnızca biçimsel iletişim kanallarını önemsemekle eleştirilmiştir. Bu teoride iletişim ikincil önemdedir.

İnsan ilişkileri okulu yaklaşımında geleneksel ilkeler kabul edilse de, bun-ların insan davranışları ve etkileri sonucunda değiştiği varsayılır. Davranış bilim-lerinde bu teoriler kullanılmıştır (Örneğin psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji). Bilimsel yönetim yaklaşımı ilkelerinin geçerliğini sınamak için yapılan araştır-malarla tanınmışlardır (Örneğin Hawthorne araştırmaları). Organizasyonlar arasındaki doğal iletişim, yukarıdan aşağı-aşağıdan yukarı iletişim, ast-üst ilişki-leri ve iletişim engelleri önemsenir.

Çağdaş organizasyon teorilerinde ise organizasyonları sadece biçimsel veya sadece insani yönden ele almanın yetersizliği vurgulanır. Çünkü biçimsel yapı ve bireysel davranışlar karşılıklı etkileşim içindedir. Sistem yaklaşımının be-nimsenmesiyle birlikte iletişim bu teorilerde çok önemsenmiş (organizasyon içinde, organizasyon ve çevre arasında) ve organizasyonda temel süreçlerden sayılmıştır (Polatoğlu, 1984: 66-76). Organizasyonlarda iletişim konusuna Et-zioni de değinmiş, araçsal ve ifade edici iletişim, yatay ve dikey iletişim ayrımı yapmış, çeşitli organizasyonlarda iletişim şekillerini incelemiştir (Etzioni, 1975: 241-245; Müftüler, 2012: 162-163).

Aslında organizasyonlarda lider ve güç ilişkisi de önemlidir. Cem H. Mey-dan ve Mustafa Polat liderin güç kaynakları üzerine kültürel bir inceleme yap-mışlardır. Türk kültürünün sonraki nesillere aktarılmasında dilin ve atasözle-rinin yerini, atasözlerinde liderlerin kullandıkları güçle ilgili kültürel vurguları

Page 9: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 291

araştırmışlardır. Liderin güç kaynakları meşru, ödüllendirici ve zorlayıcı güç, uzmanlık ve benzeşim gücü şeklinde sınıflandırılmıştır. Günümüzde yönetim bi-limi açısından organizasyonlarda güç ilişkileri, liderin kullandığı dil, kültürel fak-törler, kültürel çeşitlilik, kültürel farklılaşma ve kültürlenme gibi konular önem kazanmıştır.

Liderin güç kaynakları birey kaynaklı ve pozisyon kaynaklı güç şeklinde de sınıflandırılabilir. Birey kaynaklı güçler uzmanlık gücü ve benzeşimdir. Uzmanlık gücü bir astın, lideri tecrübeli ve bilgili algılamasıyla ilgilidir (Örneğin iş, plan-lama). Benzeşim gücü veya karizmatik güç ise liderin kişiliğiyle ilgilidir; lidere bağlılık, sevgi, saygı ve sadakat esastır. Pozisyon kaynaklı güçler de meşru güç, ödüllendirici güç ve zorlayıcı güçtür.

Meşru güç liderin organizasyondaki hiyerarşik pozisyonundan kaynaklanır, yasallık içerir ve liderin gücü makamla özdeşleştirilir. Ödüllendirici güç astın kendisinden beklenen davranışı göstermesi karşılığında, liderin ödül verebile-ceğine ilişkin algılamasıyla alakalıdır. Etzioni buna faydacı güç demektedir (Etzi-oni, 1961; 1975). Maddi kaynakların kontrolü de bu güce dayanır (Örneğin üc-ret artışı, ek ödeme, terfi, statü değişimi, övgü). Zorlayıcı güç astın, hata yapma durumunda liderin kendisini cezalandırma yetkisi olduğu yönündeki algısıyla ilgilidir. Maddi ve manevi araçlar içerebilir (Örneğin fiziksel güç kullanma, rüt-be indirme, ücret artışını engelleme). Türk kültüründe meşru güç ve uzmanlık gücü önemsenmekte, diğer güç türleri arka planda kalmaktadır (Meydan & Polat, 2010: 123-125, 130-131, 136-138). Etzioni de çeşitli organizasyonlarda (T-Yapılı, R-Yapılı, L-Yapılı organizasyonlar) baskın güç türlerini (Baskıcı, faydacı, normatif güç), karizma dağılımını ve elitleri incelemiştir (Resmi ve gayriresmi liderler, memurlar, elit olmayanlar. Etzioni, 1975: 154-155, 188-192; Müftüler, 2012: 32-39, 188-189, 203-212).

1.3. Sistem TeorisiSistem teorisi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında dikkat çekmiştir (Örneğin sos-yoloji, psikoloji, kamu yönetimi, işletme). İlhan A. Dicle ve Ülkü Dicle bu konuyu işletme açısından ele almışlardır. Sistem bir bütündür, küçük parçaların yani alt sistemlerin birleşmesinden oluşur. Sistemler ancak toplumsal çevrede varlıkla-rını sürdürebilirler.

Sistem teorisi organizasyonlara uygulanmıştır. Organizasyon teorileri genelde geleneksel (Klasik ve Neoklasik) ve modern diye ayrılmaktadır. Max Weber (bürokrasi) ve Frederick Taylor (rasyonel hareketler) organizasyon araş-tırmalarının öncüleri sayılırlar. Bilimsel yönetim yaklaşımında (Klasik organizas-yon teorileri) organizasyonların biçimsel yönleriyle ilgilenilmiştir. İnsan ilişkileri yaklaşımında (Neoklasik organizasyon teorileri) klasiklerin eksikleri giderilmeye çalışılmıştır. Elton Mayo ve Kurt Lewin gibi sosyologların çalışmaları dikkat çek-

Page 10: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)292

miştir (Örneğin Hawthorne araştırmalarına göre, işçiler yönetime ve normlara bireyler değil, grup üyeleri olarak tepki gösterirler. Dicle & Dicle, 1969: 86-88).

Klasik yaklaşımda en verimli organizasyonun en tatmin edici, Neoklasik yaklaşımda ise en tatmin edici organizasyonun en verimli olacağı düşünülür. Etzioni de bu araştırmalara dikkat çekmiştir. Klasik ve Neoklasik organizasyon teorilerinin ortak kusurlarına değinmiştir. Organizasyon amacı (rasyonellik ve verimlilik) ile işçilerin amacı (tatmin ve mutluluk) arasında daima çelişki vardır. Etzioni’ye göre bu teoriler yetersizdir çünkü organizasyonda sorunlar tek ne-dene bağlanmakta, organizasyonların birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkileri pek önemsenmemektedir (Etzioni, 1964: 32-43, 44-49, B.4; 1975; Müftüler, 2012: 133-136, B.3; İ. A. Dicle & Ü. Dicle, 1969: 90-94).

Sistem teorilerinin organizasyonlarda kullanılmasının gerçekçi bir bakış açı-sı sağladığı düşünülmektedir. Çünkü hem organizasyonların alt sistemleri hem tüm organizasyon önemsenir. Aslında organizasyonlar toplumsal çevrenin ay-rılmaz bir parçasıdır. Sistem planlaması ve analizleri de organizasyon etkinliğini ve verimi arttırmaktadır (İ. A. Dicle & Ü. Dicle, 1969: 96-98).

1.4. Toplulukçuluk Teorisi ve Sosyal Sermaye Teorisi Toplulukçuluk teorisi ve Sosyal sermaye teorisi postmodern toplumların

problemlerine yönelik iki önemli teoridir. Zeynel A. Kılınç yurttaşlık ahlakı ola-rak sosyal sermaye konusunu ele almıştır. Toplulukçuluk yaklaşımını eleştirmiş ve Sosyal sermaye teorisinden hareketle liberal toplumların kendilerine özgü yurttaşlık ahlakı geliştirilebileceklerini belirtmiştir. Liberalizmin ahlaki özerklik ve tarafsızlık ilkelerinin toplumun ahlaki dokusunu tahrip ettiği ve nihilizme yol açtığı eleştirileri bilinmektedir. Kılınç buna karşı geliştirilen Toplulukçuluk yak-laşımındaki ortak ahlaki geleneğe dayalı toplulukçu iyi toplum vizyonunun, gü-nümüz çokkültürlü ve değer çoğulculuğu içeren toplumlarına uygun olmadığını düşünmektedir.

Klasik siyaset teorisinde siyaset ve erdem ilişkisi önemsenir. Toplumsal ve siyasal hayatın niteliği ve kalitesi ile vatandaşların erdemi arasında bağ kurulur. Modern siyaset teorisinde bu görüş sorgulanmış ancak zamanla tekrar gün-deme gelmiştir. Toplulukçular John Rawls’ın Adalet teorisi’ne dayalı toplumsal sözleşme modelini ve bireyciliği eleştirmişlerdir. Liberal toplumlardaki toplum-sal problemlerin kaynağı liberalizme dayandırılmıştır (Örneğin suç oranlarının, uyuşturucu kullanımının, boşanma oranlarının, siyasal ilgisizliğin artması. Et-zioni, 2001: 359). Toplulukçuluk teorisine göre, liberal toplumlarda yurttaşlık erdemlerini geliştirecek ahlak ve karakter eğitimi önemsenmemektedir. Libe-raller ise bu yaklaşımı indirgemeci bulmuş, liberalizm içindeki farklılıkları gün-deme getirmişlerdir.

Öte yandan Adam Smith, David Hume, Alexis de Tocqueville ve John S. Mill gibi liberal filozoflar, siyasal ve toplumsal hayatta erdemin rolünü kabul etmiş-

Page 11: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 293

lerdir. Çokkültürlü ve değer çoğulculuğu içeren günümüz toplumlarında liberal erdemlerin geliştirilebileceği vurgulanmıştır. William A. Galston, Amy Gutmann ve Will Kymlicka vatandaşların karakter eğitimi için liberal erdemler listesi sun-muşlardır. Daniel Bell ve Amitai Etzioni siyaset ve erdem ilişkisi tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmışlardır. Yurttaşlık erdemlerinin sadece siyasal alanda değil; aile, eğitim, iş hayatı, güvenlik ve diğer toplumsal alanlarda da rolü oldu-ğunu vurgulamışlardır.

Robert D. Putnam’ın Sosyal sermaye teorisi ve ampirik çalışmalar siyasal toplumsal hayatın kalitesi ve niteliği ile vatandaşların erdemleri arasındaki doğ-rudan ilişkiyi göstermiştir (Örneğin İtalya ve Amerika’daki araştırmalar; eğitim, ekonomi, sağlık, demokratikleşme konusundaki araştırmalar). Kılınç, Sosyal ser-maye teorisini gerçekçi ve makul bulmaktadır. Çünkü bu teoriye göre toplumsal gruplarda geliştirilen erdemler -ortak gelenek ve ahlaki temel adına- mevcut değer çoğulculuğunu tehdit etmez, baskıcı veya muhafazakar da değildir (Kı-lınç, 2010: 1-3, 33).

Daniel Bell’e göre Toplulukçuluk yaklaşımının liberalizm eleştirisinde, Li-beral adalet teorisinin evrensellik iddiasına karşı çıkılır. Çünkü toplumun tarih, kültür ve geleneğinden bağımsız bir adalet teorisi geliştirilemez. Liberalizmin bencil, çıkarcı ve araçsal rasyonel birey algısı eleştirilir. Toplumun sadece mal-lar ve değerler piyasası olarak algılanması toplumsal bağları tahrip etmekte ve ahlaki yozlaşmaya sürüklemektedir. Michael Walzer’e göre adalet anlayışımız kültüreldir ve evrensel adalet teorisi oluşturulamaz, her toplum kendi adalet teorisini geliştirir. Toplulukçular bireyi sosyal ve kültürel, liberaller ise asosyal varlık olarak ele alırlar. Liberal siyaset teorisinde vatandaşların ahlaki ve dini görüşlerine karşı devletin tarafsızlığı esastır çünkü bireyler en iyi hayat tarzı konusunda anlaşamazlar.

Etzioni liberal görüşleri eleştirmiş, liberalizmde iyi vatandaş ile iyi insan arasında bağ olmadığını vurgulamıştır (Etzioni, 2003: 55). Çünkü bireyin ahlak ve karakter eğitiminin toplumsal bir konu olmadığı görüşü ahlaki göreciliğe yol açmaktadır. Alisdair MacIntyre de liberalizmin Batılı toplumları nihilizme sürük-lediğini vurgulamıştır. Modern toplumun ahlaki anlayışına emotivizm demek-tedir, bu anlayışta ahlaki kabuller bireysel tercihlerden ibarettir. Toplulukçular liberalleri aşırı bencillik, özerklik, duyarsızlık ve eğitimi metalaştırmakla da eleştirmişlerdir (Örneğin okullar bir çeşit şirkettir.). Ahlaki özerkliğin toplumun birliğini, bütünlüğünü ve ahlaki dokusunu bozduğu; adalet ve haklar konusuna aşırı vurgunun yabancılaşma ve kayıtsızlığa yol açtığı düşünülmektedir (Kılınç, 2010: 4, 7-12).

Etzioni’ye göre topluluk tanımında bireyler arasında ortak değerler, norm-lar, anlamlar, ortak tarih, kimlik, vb. bulunur. Ortak ahlak kültürü topluluğun temelini ve toplulukçu bireylerin yetişeceği ortamı oluşturur (Etzioni, 2001: 359-360). Toplulukçular net, açık ve detaylı bir toplum modeli oluşturamamak-

Page 12: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)294

la eleştirilmişlerdir (Kılınç, 2010, s.1-3). Oysa pek çok toplumsal konuda görüş-lerini dile getirmiş, eleştirilere cevap vermiş ve çözüm önerileri sunmuşlardır. Liberaller ve toplulukçular arasındaki tartışmalar sürmektedir (Etzioni, 1991: 127-152; 1995: 37-51, 52-71, 143-153, 183-217, 218-233; Müftüler, 2012: 76-78, 84-85, 116-118).

Etzioni mevcut ahlaki anarşiden kurtulmak için ahlaki uyanış planı öner-miştir; sivil toplum kuruluşları, eğitim kurumları, aile ve dini kurumlar bunda etkili olacaktır. Kymlicka da toplulukçuların tarafsız değil mükemmeliyetçi dev-leti teşvik ettiklerini vurgular. Çünkü devlet topluluğun önemli bir kurumudur; topluluğun ortak değerlerini korumalı, kimlik ve kültürünü yansıtmalıdır. Kısa-cası tarafsız olamaz; aile, eğitim kurumları ve siyasal işleyişte kendi topluluğu-nun değerlerini teşvik etmelidir (Kılınç, 2010: 13-17).

Toplulukçular liberallerin araçsal erdem anlayışına da karşıdır çünkü er-dem kişinin karakter ve iyi hayat algısının temelidir. Etzioni liberallerin ortak kültür ve ahlak anlayışı geliştiremediklerini, topluluk oluşturamayacaklarını, liberal toplumun bencil bireyler ormanına dönüşeceğini iddia etmektedir (Etzi-oni, 1992: 533; 2001: 361-362; 2003: 52).

Sosyal sermaye teorisinde -toplulukçuların iddia ettikleri gibi- toplumsal istikrarın ve toplumsal hayat kalitesinin vatandaşların erdemli olması ile doğ-rudan alakalı olduğu gösterilmiştir. Öte yandan -toplulukçuların iddiasının ter-sine- sosyal ağlar ortamında ve liberal kurumsal düzenlemelerle vatandaşlarda bazı erdemlerin geliştirilebileceği vurgulanır. Dolayısıyla günümüz çokkültürlü ve değer çoğulculuğu ortamına uygun olduğu, Toplulukçuluk teorisinin ise bu ortamda çözüm üretemediği öne sürülmüştür. Sosyal sermaye görüşüne göre, günümüz liberal toplumlarının -değer çoğulculuğu ve çokkültürlülük nedeniy-le- tek ahlaki anlayışta birleşmeleri mümkün olmasa da, bireylerin toplumsal gruplara katılım sürecinde kişisel çıkarları aşan bir ahlaki anlayış geliştirmeleri mümkündür (Kılınç, 2010: 24-27, 32).

Toplulukçuluk yaklaşımının günümüz değer çoğulculuğu ortamında yeterli çözüm üretemediği eleştirilerinde haklılık payı olsa da; Etzioni’nin özellikle top-lulukçu toplum ve duyarlı toplum çalışmalarında değerler, üst değerler, toplu-luk değerleri, ortak değerler gibi konularda yorumları ve kendine özgü çözüm önerileri bulunmaktadır (Etzioni, 1996: 1-11, 200-216, 217-229, 252-257; Müf-tüler, 2012: 95-97, 110-112). Yine de topluluklar arasında ortak değerlerde uz-laşılamaması pek çok problemi beraberinde getirmektedir. Üstelik birbirlerinin değerlerini önemsemeyen toplulukların veya toplumların barış içinde bir arada bulunmaları da pek mümkün görünmemektedir.

1.5. Toplulukçuluk Teorisi ve Liberal TeoriGünümüzde bir taraftan mahremiyetin hak olarak korunmasına ve bireysel özgürlüklere yönelik talepler artmakta, diğer taraftan mahremiyete yönelik

Page 13: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 295

tehditler tartışılmaktadır. İletişim alanında Mehmet Yüksel mahremiyet hakkı ve bireysel özgürlükler konusunda çeşitli felsefi yaklaşımları ele almış; Liberal, Liberter ve Toplulukçu yaklaşımları karşılaştırmıştır. Mahremiyet hakkının ve bireysel özgürlüklerin insan ve toplum hayatındaki yeri bilinmektedir. Mahre-miyet hakkına, insan haklarına ve özgürlüklerine yönelik müdahalelerin hukuka ve hukuk devleti ilkesine uygunluğu, kamu düzeni ve kamu yararı çerçevesinde değerlendirilmesi gibi konular gündemdedir (Yüksel, 2009: 275-279).

Liberallerin mahremiyete ilişkin iddiaları özgürlük, özerklik, kişilik, insan ilişkileri ve özgür toplum kavramlarına dayalıdır. Modern toplumda toplumsal hareketliliğin artması, toplumsal ilişkilerdeki ve bağlılıklardaki yüzeysellik, yal-nızlaşma, yabancılaşma gibi gelişmeler insanları mahremiyet, özgürlük, güven, istikrar ve topluluk arayışına itmektedir. Aslında tek bir liberal yaklaşımdan söz edilemez; Klasik liberal teori (Örneğin John Locke, J. S. Mill), Modern liberalizm, Neoliberalizm, Liberteryanizm ve Toplulukçu liberalizm akımları bilinmektedir.

Liberaller temel hak ve özgürlüklere (Örneğin kendi kendine sahip olma hakkı), liberterler de bireylerin başkalarının -özellikle hükümetlerin- zorlama-sından serbest kalabilme özgürlüğüne odaklanırlar. Liberter liberaller (Örneğin Robert Nozick, Friedrich Hayek) hükümetlerin kişilerin medeni ve siyasi hakla-rına saygısını önemser, vergiler yoluyla zenginlerden fakirlere kaynak aktarıl-masını temel hakların ihlali sayarlar. Eşitlikçi liberaller (Örneğin John Rawls) ise liberter liberallerin bu görüşüne karşı çıkarlar. Çünkü temel sosyal ve ekonomik ihtiyaçlar karşılanmaksızın medeni haklar, siyasi hak ve özgürlükler kullanıla-maz.

Liberaller farklı kavramlara odaklanırlar (Örneğin J. Rawls adalet, iyi; R. Nozick özgürlük, bireysel haklar, doğal haklar; F. Hayek ödev, sorumluluk kav-ramları). Toplulukçu liberaller ise bireyi toplumsal ortamdan soyutlamaz (Ör-neğin F. Hayek), açık ve kapalı toplum arası bir toplum hedeflerler. Böylece bi-reysel tercihler ve özerkliği vurgulayan liberaller ile toplumsal sorumlulukları vurgulayan toplulukçular arasında denge aranır.

Toplulukçular da çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır (Örneğin sosyalist, mu-hafazakar, liberal toplulukçular). Jeffrey Friedman’ın sınıflandırması şöyledir: Cumhuriyetçi toplulukçuluk (Charles Taylor), Amerikan toplulukçuluğu (Micha-el J. Sandel), Sosyalist toplulukçuluk (Michael Walzer), Modern toplulukçuluk (Alisdair MacIntyre. Yüksel, 2009: 280-287). Etzioni ise farklı bir sınıflandırma yapmıştır: İlk toplulukçular, Asyalı toplulukçular, Akademik toplulukçular, Yeni toplulukçular, Duyarlı toplulukçular (Etzioni, 1996: 3-10; Müftüler, 2012: 49-51).

Toplulukçular da farklı kavramlara odaklanmışlardır (Örneğin A. MacIntyre sosyal sorumluluk, insan hakları, ahlaki ilkeler; M. Sandel benlik; M. Walzer bireycilik, bireysel haklar kavramları). Hem toplumsal bütünü ve sosyal ortamı

Page 14: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)296

hem mahremiyet ve özel hayat alanını önemserler (Örneğin aile içi meseleler tamamen özel değildir, sevgi ve arkadaşlık ilişkileri gibi kısmen toplumsal roller tarafından belirlenirler.).

Etzioni’ye göre evrensel bireysel haklar ile bireysel sorumlulukları kabul arasında zıtlık yoktur, aralarında denge sağlanabilir. Yeni toplulukçular da bi-reysel haklar ve toplumsal sorumluluklar arasında dengeyi önemserler (Etzioni, 1999: 152-153). Duyarlı toplulukçulara göre bireyler aynı toplumun üyeleridir. Toplum üyelerinin değer verdiği herşey toplumsal evreni oluşturur. Toplumda ortak ahlaki değerlere bağlılık bir ahlaki duruşu gösterir. Duyarlı toplulukçular bireyler ve mensubu oldukları toplum arasında dengeyi hedeflerler (Etzioni, 1995: 12-18).

Etzioni’nin altın kuralına göre ‘Toplumun sizin özerkliğinize saygılı olmasını istiyorsanız, siz de toplumun ahlaki düzenine karşı saygılı ve dikkatli olmalısınız’. Toplulukçuluk paradigması bireycilik, maddecilik ve bencilliğe karşı eleştirilerle ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşıma göre bireysel özerklik ve toplumsal düzen zıt ikiz-lerdir; toplumsal düzen olmazsa anarşi, bireysel özerklik olmazsa otoriteryan toplum görülür. Amerikan toplumunda mahremiyet hakkı abartılmıştır, özel ha-yat ve kamu yararı arasında denge sağlanmalıdır (Etzioni, 1999: 38-42).

Etzioni çağdaş özel hayat hakkı ile kamu yararı arasında denge sağlanma-sında dört kriter belirler: Özgür toplumda kamu yararını, kamu sağlığını ve gü-venliğini tehdit eden bir durum olduğunda mahremiyet sınırlandırılabilir. Mah-remiyeti sınırlandırmadan da belirlenen amaca ulaşılıp ulaşılamayacağı tartışılır (Örneğin sağlık kuruluşlarında tıbbi kayıtlara ulaşma). Bu sınırlandırmalar en az düzeyde olmalı (Örneğin pilotlara uyuşturucu testi), istenmeyen yan etkiler en aza indirilmelidir (Örneğin HIV testleri). Toplulukçular ile liberallerin özel hayat ve kamu yararı tartışmaları sürmektedir (Etzioni, 2000: 13-15, 1996: 3-5, 11-13, 34-44, 64-71, 127; Müftüler, 2012: 567-575).

Liberaller evrensel ve tarafsız adalet, bireyci ve tüketimci yaşam tarzı; top-lulukçular ise toplumsal ve ahlaki normlar, topluma ve gruba ait olma, topluluk içinde yaşama gibi konuları önemsemişlerdir. Toplulukçulara göre modern top-lumun problemlerinin temelinde aşırı bireycilik vardır (Örneğin Charles Taylor, Amitai Etzioni). Toplumsal yaşama katılmak bireysellik kadar önemlidir (Etzioni, 1999: 38-42).

Toplulukçular otoriteryanizme kapı aralamakla, özgürlüğün önceliği konu-sunda net olmamakla; küçük, homojen ve farklılaşmamış toplumsal birimleri savunmakla; hoşgörüsüzlüğe, dışlayıcılığa ve ayrımcılığa meyilli olmakla eleş-tirilmişlerdir. Vatandaşların birbirlerinin haklarını ve ihtiyaçlarını dengelemeyi devlete bırakmalarının haklılaştırılamayacağı, toplulukçuların kolektivist eğilim-de oldukları vurgulanmıştır. Kısacası bireysel özgürlük ve mahremiyet tartışma-ları insan hakları konusuyla alakalıdır. Ancak hakların kapsamı, birey ile toplum

Page 15: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 297

ve devlet arasında denge, bireysel yarar ile kamu yararı arasında uzlaşma gibi konularda görüş ayrılıkları vardır.

Yüksel, kamu yararını ve toplumsal sorumlulukları vurgulayan topluluk-çuların, temel hak ve özgürlüklerin arka plana atılması tehlikesini göz ardı et-tiklerini düşünmektedir. Çünkü toplumsal duyarlılık ve sorumlulukların vurgu-lanması otoriteryan eğilimlere ve bunların meşrulaştırılmasına neden olabilir. Bireysel haklar ve mahremiyet hakkı çerçevesindeki tartışmalar; birey-devlet, birey-toplum, bireysel çıkar-kamu yararı, bireysellik-kamu yararı ikilemleri sür-mektedir. Liberallerin, liberterlerin ve toplulukçuların hem kendi aralarında hem birbirleri arasında farklar bulunmaktadır (Yüksel, 2009: 287-297).

1.6. Entegrasyon TeorileriUluslar arası sistemde bölgesel ve evrensel organizasyonlar giderek artmakta-dır. Merve İ. Yapıcı uluslar arası ilişkiler alanında Entegrasyon teorilerini, bunla-rın katkılarını, eksik yönlerini ve eleştirileri ele almıştır. Bu teoriler zaman için-de geliştirilmiştir (Örneğin Avrupa Birliği bütünleşmesi araştırmaları). Ancak ekonomik ve sosyal boyutlardaki bütünleşmeyi açıklasalar da, siyasal boyutta bütünleşme sağlanamamasını açıklamakta yetersiz kalmışlardır (Yapıcı, 2007: 130).

Entegrasyon teorilerinde genelde entegrasyon sorumluluğu teknotratlara (İşlevselcilik yaklaşımı), siyasal elitlere (Yeni-İşlevselcilik yaklaşımı, David Mit-rany), halk yığınlarına ve kitlelere verilmiştir (Etkileşimcilik yaklaşımı, Karl W. Deutsch). Ernst B. Haas entegrasyonu süreç olarak görmektedir. Etzioni‘ye göre entegrasyon farklı devletlerden oluşan bir kurumun, baskı araçlarını kullanma yetkisini ele geçirmesi, karar alma mekanizmasına sahip olması ve bu devlet-lerin vatandaşları için siyasal kimlik oluşturabilmesi durumudur (Etzioni, 1962: 69; 1965; 2001). Yapıcı ise bu tanımların siyasal entegrasyona yönelik olduğunu vurgular oysa entegrasyonun ekonomik ve toplumsal boyutları da vardır (Yapı-cı, 2007: 130).

Etzioni Siyasal birleşme teorisi geliştirmiş, siyasal birleşme şekillerini, sü-reçlerini ve çeşitli uluslar arası toplulukları karşılaştırmıştır (Birleşik Arap Cum-huriyeti, Batı Hint Federasyonu, Kuzey Ülkeleri Konseyi, Avrupa Ekonomik Top-luluğu ve Avrupa Birliği). Ayrıca farklı entegrasyon şekillerinden bahsetmiştir; ekonomik, siyasal, kültürel, kurumsal, hukuksal, ahlaki entegrasyon. Bunlardan birinin eksikliği diğerlerini ve sonuçta tüm birliği etkilemektedir. Birleşmelerde entegrasyon seviyesi de önemlidir (Yüksek, düşük seviye; tam, yarı entegras-yon). Entegrasyon sağlayan güç türlerini (Baskıcı, faydacı, normatif güç) ve ser-vet türlerini sınıflandırmıştır (Baskıcı, faydacı, normatif servet. Etzioni, 2001a: xxiv-xxxiii, 1-18, 37-40, 50-58, 94-96; Müftüler, 2012: 437-449, 444-445, 450-454). Yapıcı ise ekonomik, sosyal (Halk kitlelerinin entegrasyonu ve Elit kesi-

Page 16: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)298

min entegrasyonu) ve siyasal entegrasyon (Kurumsal, Yönetimsel, Davranışsal entegrasyon ve Güvenlik entegrasyonu) sınıflandırmasını kullanmıştır (Yapıcı, 2007: 131-135).

Entegrasyon teorileri uluslar arası ilişkilerin çoğulcu görünümüyle ilgili gelişmelere katkıda bulunmuş, analiz birimi olarak devletin önemi azalmıştır (Örneğin çıkar grupları, ulus ötesi devlet dışı aktörler ve halk yığınları analizlere dahil edilmiştir.). Bürokrasi ve elitler bütünün parçası olarak ele alınmış, ulus devlet dışındaki siyasi organizasyonlar da önemsenmiştir. Uluslar arası çatışma yanında işbirliği, güvenlik yanında ekonomi ve refah gibi konular gündeme ge-tirilmiştir.

Entegrasyon teorilerine tepki olarak şu teoriler geliştirilmiştir: Hükümetler-arasıcılık yaklaşımı, Eleştirel yaklaşım, Sosyal-İnşacı yaklaşım. Entegrasyon te-orilerinin eksik yönleri eleştirilmiştir. İşlevselcilikte öngörüldüğü gibi ekonomik entegrasyondan siyasal entegrasyona geçilememektedir. Yeni İşlevselcilik ulus devlet çıkarlarının elitlerin bütünleşmesinden daha önemli olduğunu gözardı etmiştir. Etkileşimcilikte ise ulus devlet yapılanmasının ve milliyetçilik akımı-nın gücü yok sayılmış, entegrasyon toplumlar arası etkileşime indirgenmiştir. Oysa ulus devlet yapılanması hala önemlidir (Örneğin önemli ulusal çıkarlar AB’de tam entegrasyonu engellemektedir.). Öte yandan Entegrasyon teorileri-nin uluslar arası alanda çeşitli katkıları olmuş, çatışma ve savaşa dayalı realiz-min tersine, barış ve işbirliğinin kısmen de olsa sağlanabileceği öngörülmüştür (Yapıcı, 2007: 153-155).

1.7. Neoklasik Teori ve Alternatif Görüşler Günümüzde ekonomi yerel, ulusal ve uluslar arası alanda toplumsal yaşamda-ki yerini ve önemini korumaktadır. Burhan Baloğlu iktisadın sosyal boyutunu vurgulamış, yaygın ekonomi anlayışı ile ekonomik sosyoloji arasındaki farkları irdelemiştir. Pozitivist iktisat yaklaşımında klasik ve neoklasik iktisat kuralları uygulanır, iktisat dışı etkenlere pek yer verilmez ve iktisadi insan kavramı esas-tır. Tümdengelimci yaklaşım sergilenir, iktisat matematiksel boyuta indirgenir. Ekonomide aktörün diğer aktörlerden etkilenmediği, ekonomik sosyolojide ise aktörün bir grubun veya toplumun parçası olduğu ve diğer aktörlerden etki-lendiği öne sürülür. Ekonomide ve ekonomik sistemde rasyonel davranışlar yaygındır (Örneğin zevkler ve engeller, arz ve talep arasındaki ilişki dengeyi be-lirler.).

Etzioni’ye göre iktisattaki bu yapıya rağmen toplumsal sistem çok daha karmaşıktır, hem rasyonel olan hem rasyonel olmayan davranışları kapsar. Pi-yasa kurallarının işleyişinde aktörlerin davranışları -rasyonel olan ve olmayan-larla birlikte- toplumsal değerlerle iç içedir. Hatta piyasanın yetersiz kaldığı du-rumlarda normlara ve etik değerlere başvurulması önerilir (Örneğin rasyonel

Page 17: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 299

olmayan unsurların insan davranışlarına etkisi ile ilgili Albert Q. Hirschman’in araştırmaları. Etzioni, 1988: 37, 40-41; 1990: 94; B. Baloğlu, 2004: 99-104).

Rasyonel tercih modelinde bireyin yaptığı varsayılan bilgi toplama ve he-saplama gibi işler aslında çok fazla enerji ve zaman tüketir (Örneğin tam bilgi-lenmeye çalışan bir kişi bir haftada -hiç dokunulmamış yüzlerce önemli olayı bırakarak- ancak birkaç rasyonel seçim yapabilirdi.). Zihinsel kapasite sınırlı ol-duğundan bireyler rutin kararlar alırlarken genelde alışkanlıklarla ve yaklaşık hesaplamalarla hareket ederler. Oysa bu kararlar rasyonel değildir, bireylerin kendi kültürleri ve organizasyonları aracılığıyla sağlanır, önceki tecrübelerin ürünüdür. Etzioni buna düşüncesiz rasyonalite yani pratiklik demektedir (Etzio-ni, 1990: 166-167; Müftüler, 2012: 505-506; Baloğlu, 2004: 108-109).

Rasyonel davranış ise ekonomik birimin tercih ve kararlarında düşünerek, hesaplayarak, en az kaynakla en iyi sonucu elde etmesidir yani ekonomik dav-ranmak rasyonel davranmaktır. Oysa normlar, kurumlar, roller insanların davra-nış alanını şekillendirir ve toplumsal bütünün karmaşıklığını azaltırlar. Normlar hem toplumsal sistemin düzen ve yapısını hem ekonomik sistemi belirleme-de önemlidir. Normların bu belirleyiciliği ve ekonomik davranışları etkilemesi, bireyin her zaman tam olarak rasyonel davranmasını engeller (Etzioni, 1990: 139-140).

Bireylerin rutin kararlardaki davranışları alışkanlıklara ve gözkararı kural-lara göredir. Bunlar rasyonel değildir, aktörlerin tercihlerini kolaylaştıran gay-riresmi kurallardır. Neoklasistler bu kuralların rasyonel olduğunu çünkü top-lam tecrübeyi yansıttığını söylerler. Öte yandan Etzioni’ye göre, tercihlerin en önemli temeli hissi ve normatiftir. Bireyler sık sık ve pek de rasyonel olmayan tercihler yaparlar. Normatif-duygusal faktörler veya mantıksal-ampirik faktör-ler tercihlerimizi etkiler. Bireyler bazen genelleştirilmiş ahlak kurallarına göre hareket eder ve rasyonaliteyi düşünmezler (Örneğin lokantada bahşiş verme davranışı). Bazen de ahlaki-manevi değerler ekonominin gidişatını belirler (Ör-neğin belli marka kahve tüketimi davranışının değiştirilmeye çalışılması maliye-ti arttırır. Etzioni, 1990: 69, 90, 94, 166-167).

Filiz Baloğlu da rasyonalite ve ekonomik sosyoloji ilişkisini vurgular. Toplu-mun sosyal ve kültürel yapısı ekonomik sistemi belirlemektedir. Sosyokültürel sürecin tarihi gelişiminde din, gelenek, görenek, alışkanlık, ahlak, sosyal norm ve değer sistemleri ortaya çıkar. Ekonomide temel referans ekonomi ve piya-sadır, bazı grup veya kişilerin davranışları diğerlerinden daha rasyonel olabilir. Oysa en üst düzeyde kişisel çıkar ve fayda anlayışı davranışların tek yönlendiri-cisi değildir. Ekonomik sosyolojide ise ekonomi toplumun ayrılmaz bir parçası-dır ve toplum temel referanstır. Toplumun sahip olduğu normlar, ahlaki değer-ler ve insan doğasından kaynaklanan eksiklikler yani dış faktörler de bireyleri etkiler (Baloğlu, 2000: 217-225).

Page 18: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)300

Ayrıca Esin Candan ve Avni Ö. Hanedar da hakim iktisadın değer yargısı-nı sorgulamışlardır. Neoklasik teoride yani günümüzdeki egemen iktisatta kıt kaynak ve sonsuz ihtiyaç önkabulleri çerçevesinde iktisadi çaba açıklanır. Oysa matematiksel ifadesi zor kavramlardan ayrılması (Örneğin sınıf, grup, kamu mülkiyeti, rasyonel olmayan birey), iktisadı kapalı bir sistem haline getirmiş-tir. İktisadi analizde ve iktisat metodolojisinde araçsal rasyonalizm belirgindir. Neoklasik paradigma iktisat araştırma yöntemlerinin sınırlarını çizmekte ve ik-tisatçıları bu sınırlarda kalmaya zorlamaktadır. Etzioni’ye göre makroekonomik teorilerde, toplumsal unsurlara ve psikolojik faktörlere dayalı yaklaşımlardan uzaklaşılmakta, sadece denge ve bireycilik vurgulanmaktadır. Dolayısıyla sosyo-lojik ve psikolojik unsurlar teori açısından temel değil, ikincil açıklayıcılar haline gelmektedir (Etzioni, 2003: 105-134; Candan & Hanedar, 2005: 1, 9-10).

İktisadi insan modeline yapılan eleştirileri İsmail Özsoy gündeme getirmiş, alternatif olarak Toplum adamı modelini önermiştir. Ortodoks iktisadi düşünce-nin temelindeki İktisadi insan modeli, toplumsal ve kültürel normları göz ardı etmesi, piyasa aksaklığına ve istikrarsızlığa yol açması nedeniyle eleştirilmiş-tir. Heterodoks iktisadi ekoller daha dengeli bir iktisat modeli geliştirmek ve ekonomiyi toplumla bütünleştirmek amacıyla Ortodoks yaklaşımdan ayrılırlar. ‘Yaşa ve yaşat’ diye özetlenebilecek Toplum adamı modeli ise ortodoks ve hete-rodoks ekolleri barıştırır. İnsan toplumsal kaygılar taşıyan bir birey olarak, insan hayatı da bütüncül yaklaşımla ele alınır (Özsoy, 2009: 177).

Etzioni’nin Neoklasik paradigmaya alternatif olarak sunduğu Deontolojik Ben-Biz paradigması ve aşırı bireyciliğe alternatif olarak sunduğu, haklar ve so-rumluluklar arasında dengenin hedeflendiği Toplulukçuluk yaklaşımı da benzer kaygılar taşımaktadır. İktisadi insan modeli ile ilgili detaylı çalışmaları ve eleşti-rileri bulunmaktadır (Etzioni, 1988: 1-8, 36-41, 125-150; Müftüler, 2012: 486-488, 495-500, 507-510).

Adam Smith’in İktisadi insan modeli insanın iktisadi davranışlarını açıklar. Ancak geleneksel iktisatta temel alınan bu model, insanın toplumsal yaşam-daki iktisadi olmayan davranışlarını açıklamada yetersizdir. Heterodoks iktisat okullarında, sosyolojide ve diğer sosyal bilim alanlarında, insanın toplumsal davranışlarını açıklamaya yönelik modeller geliştirilmiştir. Fakat bu modeller de insanı bütüncül yaklaşımla ele almamakla eleştirilmişlerdir. Smith’e göre işbö-lümünün tamamlandığı toplum en yüksek zenginlik düzeyine erişir, gelişmiş ve medeni olur; rekabet ortamında bireyler toplum için en iyi olanı yaparlar. Oysa medeni toplum için esas alınan bu durum aslında insan doğasının ve davranışı-nın bencil, rasyonel, ince hesaplı ve açgözlü yönüdür. Bu nedenle iktisadi insan çok eleştirilmiştir (Örneğin bireyin çıkarına olan birşeyin toplumun da çıkarına olacağı kesin değildir.).

Smith’in görünmeyen el hipotezi genelde benimsenir. Ancak zamanla görünmeyen elden görünen ele (devlet) doğru bir süreç gelişmiş, sonra bu

Page 19: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 301

devletçi yaklaşım da eleştirilmiştir (Örneğin devletin rolü konusundaki tartış-malar). İktisadi insanın üretkenliği kabul edilse de, toplumsal problemleri ve ekonomik eşitsizlikleri beraberinde getirdiği düşünülmektedir (Örneğin suç ve şiddet oranlarında artış, aile istikrarsızlığı, ırkçı gerilimler, yabancı düşmanlığı, ekonomik durgunluk, işsizlik). İktisadi insan modelini protesto eden toplumsal hareketler ortaya çıkmış ve bazı alternatif modeller öne sürülmüştür. Sosyolo-jide sosyolojik insan (P. Hirsch & R. Friedman), kurumsal ekonomide kurumsal iktisadi insan (Geoffrey M. Hodgson & John F. Tomer), sosyoekonomide sosyal iktisadi insan (Edward J. O’Boyle, A. Etzioni), insancıl ekonomide insancıl iktisa-di insan (J. F. Tomer) kavramları geliştirilmiştir (Özsoy, 2009: 178-181).

Etzioni’nin vurguladığı sosyal iktisadi insan zaman zaman rasyonel olsa da, alışkanlıklarını ve önyargılarını yansıtan, rasyonel olmayan davranışlar sergiler. Rasyonel kararlar alan biri değildir, duyguları ve değer yargıları temelinde ve ancak ikincil olarak mantıksal-ampirik düşünceye göre tercihler yapar (Etzioni, 1988: 88-92, 93-116; Müftüler, 2012: 505-510). Pazaryerinde, işyerinde, bas-ketbol oynarken ve mabedlerde bile sosyal sorumluluk bilinci içinde ve ger-çekten insanlarla iç içe yaşamalıdır. Sosyal iktisadi insan toplumsal bir varlıktır. Sorumlulukları paylaşma, yardımseverlik, vicdan, adalet, insan saygınlığı, bağ-lılık gibi etik düşüncelerle hareket eder, idealisttir. Yine de Ben ve Biz arasında denge kuramamakla eleştirilmiştir. Dini referans alan sosyal iktisatçılar bu kişiyi Allah’a kavuşarak mükemmelliğe ulaşma kapasitesine sahip bir varlık olarak görürler. Seküler sosyal iktisatçılar ise bütün toplumun refahını arttırmak için elbirliği ile çalışarak mükemmelliğe ulaşmayı hedeflerler (Özsoy, 2009: 182-184).

Özsoy ise Toplum adamı modelini önermiştir. Ortodoks ve heterodoks ik-tisat okullarının, sosyal bilimlerin ve davranış bilimlerinin ortak ve doğru bu-lunan yönlerinin bu modelde uzlaştırıldığını vurgular. Böylece insanın iktisadi olan ve iktisadi olmayan davranışları açıklanmaya çalışılır. Sosyoekonomik re-fah için gereken ekonomi ve toplum bütünlüğü esas alınır. İktisadi insan modeli maddi çıkar, iktisadi olmayan kararlar ise manevi fayda temeline dayalıdır (Öz-soy, 2009: 199-200).

Aslında bu yaklaşım Etzioni’nin yaklaşımından pek farklı görünmemekte-dir. Hatta Etzioni zamanla kendi görüşlerini geliştirmiş, ileri kapitalist toplum-larda ve maddi zenginliğin zirvesine çıkmış kişilerde Gönüllü sadelik yaklaşı-mının ortaya çıkmasının nedenlerini ve toplumsal koşullarını araştırmıştır. Bu yaklaşımı günümüzde dünyanın karşılaştığı açlık ve fakirlik gibi sorunlara çözüm önerisi olarak sunmuş ve desteklemiştir (Etzioni, 2001b: 48-78; Müftüler, 2012: 628-634).

Toplum adamı hem bireysel kişiliğe sahiptir hem toplumun üyesidir. Top-lum adamı modelinde yaşa ve yaşat ilkesiyle hareket edilir, empati yeteneğinin

Page 20: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)302

insan davranışlarına etkisi önemsenir. Piyasa sistemindeki kamu malları, gelir eşitsizliği ve ekonomik istikrarsızlık gibi sorunların çözümü hedeflenir (Özsoy, 2009: 201). Toplum adamı kendini düşündüğü kadar, başkalarının dertleriyle de dertlenir ve ahlaki duyarlılık gösterir. Kendi maddi kar ve faydasını arttırma-ya çalıştığı kadar; ailesine, başkalarına ve toplum yararına harcama yapmaktan da mutluluk duyar, fayda ve manevi tatmin sağlar (Örneğin dini inançlarından dolayı -Allah rızasını kazanmak gibi- dini beklentiler). Kendi ihtiyaçlarını karşılar, pazaryerinde iktisadi insan gibi davransa da, ihtiyacı olanlara da harcama yapar ve bağışta bulunur. Hem maddi hem manevi tatmin arar. Hatta başkaları maddi tatmin sağladığında kendi manevi tatmini artar (Örneğin gelirinin bir kısmını geçim sıkıntısı çekenlere harcar. Özsoy, 2009: 185-194).

İzzettin Önder iktisat öğretisinde Yetersiz birey paradigmasını incelemiştir. İktisatçılar ve psikologlar benzer davranış alanlarını konu alsalar da, görüşleri farklıdır. İktisatçılar bireyin rasyonel davranış kalıbını, psikologlar ise bireyin ka-rar alma sürecini vurgularlar. Çünkü biyolojik ve psikolojik bir varlık olan birey çevredeki toplumsal ve ekonomik faktörlerden etkilenir.

Ortodoks iktisat teorisinde Adam Smith’in ‘bireylerin çıkarlarını en üst se-viyeye çıkarıcı rasyonel davranış kalıpları içinde kararlar aldıkları’ görüşü be-nimsenir. İnsancıl yaklaşımda bu görüşe karşı çıkılmıştır. Diğerkam görüşte de rasyonel birey önkabulü reddedilir. Çünkü piyasa ortamında salt kendi çıkarı-nı düşünen ekonomik aktörlerin olması, toplumda gelir ve servet bozukluğu, toplumsal huzursuzluk oluşturacaktır. Determinist görüşü savunanlar bireyi salt akılcı saymanın yanlışlığını vurgulamışlardır. Dualist yaklaşımda birey kendi çıkarına dönük, kıskanç ve rekabetçidir. Diyalektik görüşte ise birey toplumun eseridir ve tüm davranışları toplumla etkileşim içinde gerçekleşir.

Adam Smith Wealth of Nations adlı eserinde bireysel dokudan, iş üzerine ihtisaslaşmanın bu dokuyu bozmasından, insanlar arasındaki sempati ve bir-birinin ihtiyaçlarını kavrayabilme erdeminden bahseder. Aslında iktisat öğre-tisi geliştikçe insan boyutu ihmal edilmiştir. Psikolojik iktisatta disiplinler arası yaklaşımla, Ortodoks iktisat teorisinin ihmal ettiği insan boyutu ortaya çıkarılır. Psikolojinin ampirik yöntemi kullanılır ve bireysel davranışların ekonomik kö-kenleri araştırılır (Örneğin İngiltere’de işsizlik ve tasarruf eğilimi araştırmaları).

Bireylerin ekonomik davranış ve kararlarının psikolojik etkileri (ekonomik psikoloji), çevre ile ilgili psikolojik algılamalarının ekonomik davranış kalıpla-rı üzerinde etkileri görülmektedir (psikolojik ekonomi). Ayrıca bireysel davra-nışlarda teşvik, tahrik (Örneğin tüketicinin yarar, üreticinin kar arttırması) ve sosyal karşılaştırma etkilidir (Örneğin gelir dağılımı karşılaştırması). Bireysel ve toplumsal davranışların açıklanmasında ekonomi ve psikoloji bir arada ele alın-malıdır. Sosyal psikolojide birey toplum içinde, etkileşim altında karar alan ve davranış sergileyen bir sosyal varlıktır.

Page 21: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 303

Herbert A. Simon’a göre iktisat öğretisinde bireysel davranışların neredey-se her zaman rasyonel olduğu varsayılır. Psikolojide ise hem rasyonel olan hem rasyonel olmayan davranış kalıpları önemsenir. Neoklasik iktisat öğretisinde içsel rasyonellik (tercih) ve yönetimsel rasyonellik (karar alma) ayrımı yapılmış-tır. Sosyoekonomik yaklaşım temsilcilerinden Amitai Etzioni Neoklasik iktisat öğretisini eleştirmiştir. Etzioni’ye göre ekonomik davranış kalıpları sırf teorik varsayımlardan hareketle rasyonel sayılamaz; ekonomik verilerle birlikte top-lumsal, kültürel, psikolojik ve siyasal veriler de dikkate alınmalıdır. Sosyoeko-nomik modelin bireysel davranışları ve toplumsal oluşumları daha iyi açıkladığı düşünülmektedir (Etzioni, 1988: 45-50, 74-87, 165-177; 1992: 13-27; Müftüler, 2012: 376-378, 492-495).

Sosyoekonomik yaklaşıma karşı bazı görüşler bulunmaktadır. Neoklasik iktisat öğretisinin temelindeki rasyonelliğin veya bireysel davranışların açıklan-masında psikolojiye, sosyal psikolojiye ve disiplinler arası yaklaşıma gerek ol-madığı belirtilmiştir. Karar birimi olarak bireyi temel alan, grupları ve toplumsal kurumları önemsemeyen Metodolojik bireyselcilik yaklaşımı öne sürülmüştür. Toplumla iç içe olan ve ondan etkilenen bireyin davranış kalıplarının açıklan-masında basite indirgeyici yaklaşım eleştirilmiştir. Önder, iktisat öğretisinin -toplumsal ideolojilerden oldukça etkilenen- bireyin hala rasyonel olduğunu savunmasını eleştirmektedir (Önder, 2003: 28-34).

Savunma politikalarını karşılaştırmalı ve tarihsel yaklaşımla inceleyen Le-vent Kalyon çeşitli kamu politikaları analizlerine değinmiştir. Etzioni’nin Rasyo-nalist yaklaşım ile İnkrementalist yaklaşım arasında denge sağlamayı hedef-leyen Karma tarama yaklaşımından bahsetmiştir (Kalyon, 2008: 3-5, 12-13). Aslında politika analizlerinde çeşitli karar alma yaklaşımlarından yararlanılmak-tadır: İktisadi insan yaklaşımı (Adam Smith), Rasyonel insan yaklaşımı (Max Weber), Makul karar alma yaklaşımı (Herbert A. Simon), Rasyonel karar alma yaklaşımı (Yehezkel Dror), İnkrementalist yaklaşım (Charles E. Lindblom), vb. Etzioni ise Rasyonel karar alma yaklaşımı ile İnkrementalist yaklaşımı karşılaş-tırmıştır. Rasyonel olan ve rasyonel olmayan davranışlara örnekler vermiş, her iki yaklaşımın eksik yönlerini dile getirmiştir. Ekonomide Deontolojik Ben-Biz paradigmasını ve Karma tarama modelini önermiştir. Böylece daha etkin ve gerçekçi bir strateji hedeflenmiştir (Kalyon, 2008: 9-11; Etzioni, 1968: 249-257, 282-291; 1985; 1988: 1-8, 125-150; Müftüler, 2012: 318-320, 324-328, 486-495, 728).

Hakan Sarıbaş ise iktisat alanında Kant ve İbn Haldun diğerkamlığını karşı-laştırmış, bunların birbirleriyle örtüştüklerini vurgulamıştır. İbn Haldun’un Asa-biyet teorisindeki diğerkamlık olgusu ile modern diğerkamlık teorileri arasında-ki benzerlik dikkat çekicidir. Diğerkamlık ile devletin etkin çalışması arasındaki ilişki, servet ve nimetin bireyleri menfaatpereste dönüştürmesi, kamu iktisadi kaynaklarının etkin kullanımı konularına değinmiştir. Kamuda etkinlik sorunu

Page 22: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)304

tarihte devletin ortaya çıkışı kadar eskidir. Modern iktisat ve maliye literatürün-de ise kamu ekonomik faaliyetleri hakkında refah devleti uygulamaları ve buna karşı görüşler egemendir (Sarıbaş, 2007: 1-3).

Önceleri piyasa başarısızlıklarını gidermek ve refah artışı için devlet mü-dahaleleri öngörülmüş, Keynesçi programlar uygulanmıştır. Kamu tercihi okulu çalışmalarında ise devletin piyasa başarısızlıklarını gideremediği hatta devlet müdahalelerinin sorunları arttırdığı görülmüştür. Kamu ekonomisi açısından değerlendirildiğinde de kamu karar alıcılarının (Örneğin siyasetçiler, üst düzey bürokratlar) özel çıkar güdüsüyle hareket etmeleri devlet başarısızlığının temel sebebidir (Etzioni, 1981: 63-65; 1986: 159-183; 1988).

Etzioni Keynesçi Toplumsal süreçler teorisini yetersiz bulmuş ve Aktif top-lum teorisini alternatif sunmuştur. Ayrıca kamu yararını önemsemekte, bireysel çıkarlar ile kamu yararı arasında dengeyi hedeflemektedir. Neoklasik paradig-maya ve Kamu tercihi okulu yaklaşımına alternatif olarak da Deontolojik Ben-Biz paradigmasını savunmuştur (Etzioni, 1968: 235-248; 1988: 56-66; Müftüler, 2012: 265-267, 388-389, 486, 502-503).

Sarıbaş’a göre kamuda etkinlik sorununun çözümü için sadece kamu sek-törünün işleyişinden kaynaklanan sorunlara odaklanılması yeterli değildir (Ör-neğin aşırı merkeziyetçilik, kırtasiyecilik, performansa dayalı ücret ve ödüllen-dirme mekanizmasının yetersizliği). Başkasının parasını başkası adına harcayan kamu karar alıcı makamlarına, özel çıkar güdüsünün etkisi altında hareket et-meyen diğerkam bireyler getirilmelidir (Sarıbaş, 2007: 14-15).

Günümüzde çevre bilinci arttıkça tüketim karşıtı hareketler dikkat çekmek-tedir. Çünkü daha az kazanıp daha az harcayarak da yaşam sürdürülebilir. Böy-lece ailelere ve arkadaşlara daha çok zaman ayrılabilir, çevreye verilen zararlar azaltılabilir. Gönüllü sadelik yaklaşımını Etzioni üç gruba ayırmaktadır: Makul seviyede gönüllü sadelik, İstikrarlı sadeleştirme ve Kutsal sadeleştirme veya Sade yaşam hareketi (Etzioni, 2001b: 48-78; Müftüler, 2012: 628-634).

İnsanlar daha iyi, adil ve sürdürülebilir yaşam biçimleri oluşturmak için bir araya geliyorlar (Örneğin Kuzey Amerika ve Avustralya’da sadelik forumu). Sa-deleştirme yanlıları maddiyata daha az değer vermekte, diğer insanlara ve çev-reye daha çok saygı duymaktadırlar (Örneğin geçiş kentleri yani iklim değişikliği tehditlerine karşı tek taraflı eyleme geçen kentler). Aşırı tüketiciliğe tepki olan bu yaklaşım, tüketim toplumunun sınırlarını görüp, bunun ötesinde arayışlar içine giren farklı bir kültürü göstermektedir (Örneğin tüketiciliğe direnmenin hedeflendiği Alışveriş yapmama günü).

Gönüllü sadelik yaklaşımı ütopya sayılsa da, ilgi çekmekte ve farklı örnek-lerine rastlanmaktadır (Örneğin Mahatma Gandhi öğretileri). Duane Elgin gö-nüllü sadeliği dışarıdan bakınca sade ama kendi içinde zengin bir yaşam tarzı diye tanımlamaktadır. Gönüllü sadelik girişimleri başlangıçta ruhsal-manevi

Page 23: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 305

topluluklar şeklindedir. Dini kurumların belirlediği manevi hayat tarzını yeniden yaşabilecekleri bir alan oluşturmaya çalışırlar (Örneğin adalet ve doğaya saygı ilkelerine dayalı Findhorn ekolojik köyü, insanlara inzivaya çekilme imkanı su-nan Plum düşünceli topluluk köyü, Amish topluluğu). Sade yaşayan topluluklar toplumda marjinaldir, savundukları dinsel değerler herkese hitap etmeyebilir; laik şekilleri ise tüketiciliğin saldırılarına karşı dirençsiz görünmektedir. Ayrıca ekonomik güvenceye sahip bireylerin gönüllü sadeliği benimsedikleri, bunun zoraki veya gönülsüz sadelikten farklı olduğu unutulmamalıdır (http://www.habitat.org.tr/utopyalar/169-findhorn-gonullu-sadelik.html).

1.8. Demokratik Teori, Siyasal Katılım ve Siyasal Yozlaşma Siyasal katılımı araştıran Birkan Uysal’a göre, gelişmekte olan toplumlarda de-mokrasinin benimsetilmesi, gelişmiş sanayi toplumlarında da demokrasinin işlerlik kazanması hedeflenir. Böylece demokratik değer ve süreçlere ilgisizlik ve yabancılaşma azalacaktır. Katılım ve karar alma arasındaki ilişki belirgindir. Bireylerin katılım davranışı, toplumdaki yaygın örgütlenme biçimi ile uyumlu-dur. Etzioni de normatif ve siyasal uzlaşmadan bahsetmiş, bunun toplumsal koşullarının aranmasını önermiştir (Etzioni, 1968: 249, 283).

Uysal, siyasal katılımın toplumsal boyutunu önemsemektedir. Demokra-tik teoride halkın yönetim sorunlarıyla ilgilenmesi, yeterli bilgi sahibi olması ve siyasal yaşamda etkin rol oynaması esastır. Demokratik süreçlerde halkın yönetimi etkilemesine yönelik katılım uygulamaları görülür. Etzioni’ye göre de-mokratik etkilemenin işlerlik kazanması yapısal bir sorundur. Bu nedenle bu değerleri gerçekleştirecek toplumsal ilişkiler geliştirilmelidir (Etzioni, 1968: 12; Uysal, 1984: 109-111, 115-116, 131-134).

Günümüz demokratik toplumlarında siyasal yozlaşma dikkat çekmektedir. Coşkun C. Aktan siyasal ahlak ve siyasal yozlaşma konusunu ele almıştır. Siyasal yozlaşma siyasal ahlakı bozucu davranış ve eylemlerdir (Örneğin rüşvet, yolsuz-luk, adam kayırmacılık, kamuda yetkinin kötüye kullanılması). Siyasal süreçte ve siyasal aktörlerin birbirleriyle ilişkilerinde ortaya çıkar (Örneğin politikacılar, bürokratlar, çıkar grupları).

Karar alma yetkisine sahip siyasal aktörler kamusal gücü mevcut yasa, norm ve ahlak kurallarına aykırı şekilde kullanırlar. Yetki ve gücünü kötüye kullanan bu kamu görevlileri kendilerine ve yakınlarına çıkar sağlarlar. Siyasal yozlaşma genelde gizlidir ve zamanla toplumun tüm kesimlerine yayılır (Örneğin ekono-mik yozlaşma, akademik yozlaşma). Siyasal yozlaşma tüm devlet şekillerinde görülür (Örneğin monarşi, oligarşi, demokrasi); demokratik kurumlar işlerliğini kaybeder ve plutokrasi ortaya çıkar. Sosyoekonomik yapıdaki değişim ve geliş-melere paralel olarak siyasal yozlaşma yaygınlaşır (Aktan, 2001: 51-52).

Siyasal yozlaşma şekilleri şunlardır: Rüşvet, zorla yiyicilik, zimmet, nitelik-li zimmet, adam kayırmacılık (Örneğin akraba, eş-dost kayırmacılığı ve siyasal

Page 24: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)306

kayırmacılık), patronaj (Örneğin üst düzey bürokratların görevden alınıp yerine siyasal taraftarların atanması), hizmetsiz memuriyetlik, hizmet kayırmacılığı, oy ticareti, oy satın alma, lobicilik, rant kollama, kamu sırlarını sızdırma, vurguncu-luk, gönül yapma (Örneğin seçim öncesinde yardım edenleri seçim sonrasında devlet imkanlarından daha fazla yararlandırma), siyasal dalavere (Örneğin aşırı vaatler, yalan, propaganda, aşırı bilgi sunma, gizlilik ve örtbas), iktidarın kişisel-leşmesi, parti disiplini ve lider diktası (Aktan, 2001: 53-66).

Etzioni de siyasal yozlaşma konusunu önemsemiş ve bunun nedenlerini irdelemiştir (Siyasal eylem komiteleri, halkın duyarsızlığı, özel gücün kamuya nüfuz etmesi, siyasal yozlaşmanın yasallaşması, özel güç-demokrasi karşıtlığı). Amerika’daki plutokrasi eğilimlerinden, siyasal yozlaşma şekillerinden bah-setmiş ve çözüm önerileri sunmuştur (Etzioni, 1984: 3-4, 10-23, 24-44, 79-82; Müftüler, 2012: 463-475, 476-485).

SonuçBu çalışmamızda Amitai Etzioni’nin yaklaşımlarının ülkemizde sosyolojideki ve diğer alanlardaki etkilerinden bahsedilmiştir. Disiplinler arası bir yaklaşım ser-gilediğinden, görüşleri ve teorileri birbirinden farklı alanlarda yankı bulmuştur. Teorilerini ve yaklaşımlarını destekleyenler olduğu kadar, bunlara karşı çıkıp eleştirenler de bulunmaktadır. Çağdaş sosyoloji teorilerindeki görüşleri Bilgi toplumu teorisi, Organizasyon teorileri, Sistem teorisi, Toplulukçuluk teorisi, Entegrasyon teorileri, Neoklasik teori ve Demokratik teori açısından değerlen-dirilmiştir. Sonuç olarak günümüz dünyasının toplumsal problemleriyle ilgili yeni çözüm önerilerine ve yeni sosyolojik yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Gündemdeki teoriler ve yaklaşımlarla ilgili tartışmalar sürmektedir.

Notlar(*) Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Din Sosyolojisi Doktora Programı Öğrenci-

si.

1 Günümüz sosyologlarından Amitai Etzioni 1950’lerden beri çalışmalarını ve araştırmala-rını sürdürmektedir. Çok sayıda kitap, makale, yorum ve eleştiri yazmış, çeşitli kitaplara editörlük yapmıştır. Amerika’da farklı enstitülerde ve üniversitelerde çalışmıştır, halen George Washington Üniversitesi’nde ve Institue for Communitarian Policy Studies’de gö-revine devam etmektedir. Her ne kadar sosyolog olsa da, birbirinden oldukça farklı alan-larda çalışmaları vardır; eserlerinde disiplinler arası ve çok yönlü yaklaşım sergilemekte-dir. Bakınız: Habibe Gülsüm Müftüler, Amitai Etzioni Sosyolojisi, 2012, s.9-14, 15-18.

2 Metinde genel bütünlük sağlamak ve kavram karmaşasına neden olmamak adına -alıntı yapılan eserlerdeki- bazı kavramların yerine eşanlamda kelimeler kullanılmıştır. B: Bölüm, C: Cilt, Çev: Çeviren, Ed: Editör, S: Sayı, s: Sayfa.

Page 25: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 307

Kaynaklar a) Kitaplar

Etzioni, Amitai, Modern Organizations, 1964, Prentice-Hall Inc. Englewood Cliffs, New Jersey, s.1-4, 10-16, 32-43, 44-49, 58-60, 105-110, B.4.

Etzioni, Amitai, The Active Society: A Theory of Societal and Political Process, 1968, The Free Press, New York, s.12, 80-83, 135-146, 210-214, 235-248, 249-257, 282-291.

Etzioni, Amitai, A Comparative Analysis of Complex Organizations, on Power, Involvement and Their Correlates, 1975, Collier Macmillan Publishers, London, s.23-39, 40-67, 68-94, 106-120, 154-155, 188-192, 232-234, 241-246, 257-263 (1961, Free Press, New York, First Edition, s.3-21).

Etzioni, Amitai, Capital Corruption: The New Attack on American Democracy, 1984, Harcourt Brace Jovanovich Publishers, New York, s.3-4, 10-23, 24-44, 79-82.

Etzioni, Amitai, The Moral Dimension: Toward a New Economics, 1988, The Free Press, New York, s.1-8, 21-22, 36-37, 40-41, 45-52, 56-66, 74-87, 88-92, 93-116, 125-150, 165-177 (1990, s.69, 90-94, 139-140, 166-167).

Etzioni, Amitai, A Responsive Society: Collected Essays on Guiding Deliberate Social Change, 1991, s.127-152.

Etzioni, Amitai, (Ed.), New Communitarian Thinking: Persons, Virtues, Institutions and Commu-nities, 1995, The University Press of Virginia, New York, s.12-18, 37-51, 52-71, 143-153, 183-217, 218-233.

Etzioni, Amitai, The New Golden Rule: Community and Morality in a Democratic Society, 1996, Basic Books: A Division of Harper Collins Publishers, New York, s.1-13, 34-44, 64-71, 127, 200-216, 217-229, 252-257.

Etzioni, Amitai, The Limits of Privacy, 1999, Basic Books: Perseus Books Group, New York, s.38-42.

Etzioni, Amitai, Political Unification Revisited: On Building Supranational Communities, 2001a, Lexington Books, New York, s.xxiv-xxxiii, 1-18, 37-40, 50-58, 94-96 (Political Unificati-on: A Comparative Study of Leaders and Forces, 1965, Holt, Rinehart & Winston Inc. New York).

Etzioni, Amıtai, The Monochrome Society, 2001b, Ed. ROBERT P. GEORGE, New Forum Books, Princeton University Press, Princeton, s.48-78.

Müftüler, Habibe Gülsüm, Amitai Etzioni Sosyolojisi, 2012, Scala Yayıncılık, İstanbul,s.9-14, 15-18, 25-27, 32-39, 49-51, 76-78, 84-85, 95-97, 110-112, 116-118, 127-136, 138, 142-155, 156-168, 188-189, 203-212, 245, 265-267, 282-287, 291-293, 307-308, 313, 318-320, 323-328, 376-378, 388-389, 437-449, 450-454, 463-475, 476-485, 486-488, 492-501, 502-510, 567-575, 628-634, 728, B.3.

Poloma, Margaret M, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, 1993 (Çev. HAYRİYE ERBAŞ), Gündoğan Ya-yınları, Ankara, s.9-15, 21-25, 303-320, 312-314.

b) Makaleler (Amitai Etzioni)

Etzioni, Amitai, ‘A Paradigm for The Study of Political Unification’, 1962, s.69 (World Politics, 1962, S.15/1, s.44-74; ERNST B. HAAS, Beyond The Nation-State: Functionalism and International Organization, 1964, Standford University Press, California, s.27).

Etzioni, Amitai, ‘A Conversation with Amitai Etzioni’, 1981 (Public Productivity Review, March 1981, S.5/1, s.63-65).

Page 26: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)308

Etzioni, Amitai, ‘Mixed Scanning: A Third Approach to Decision-Making’, 1967, 1985 (‘Mixed Scanning Revisited’, 1986, Public Administration Review, S.46/1, s.8-14).

Etzioni, Amitai, ‘The Case for a Multiple-Utility Conception’, 1986 (Economics and Philosophy, 1986, S.2, s.159-183).

Etzioni, Amitai, ‘Entrepreneurship Adaptation and Legitimation: A Macro-Behavioral Perspecti-ve’, 1987, s.178-181 (Journal of Economic Behavior and Organization, 1987, S.8, s.175-189).

Etzioni, Amitai, ‘Toward a New Paradigm’, 1988 (Ed. P. J. ALBANESE, Psychological Foundations of Economic Behaviour, 1988, Preager, New York, s.165-177).

Etzioni, Amitai, ‘Liberals and Communitarians’, 1990 (Partisan Review, 1990, S.57/2, s.215-227).

Etzioni, Amitai, ‘Socio-Economics: Select Policy Implications’, 1992 (Ed. S. E. G. LEA, P. WEBLEY & B. M. YOUNG, New Directions in Economic Psychology, 1992, Edward Elgar, Worces-ter, s.13-27).

Etzioni, Amitai, ‘On the Place of Virtues in a Pluralistic Democracy’, 1992, s.533 (American Behavioral Scientist, 1992, S.35/415, s.530-540).

Etzioni, Amitai, ‘The Attack on Community: The Growed Debate’, 1995 (Society, 1995, S.32/5, s.12-18).

Etzioni, Amitai, ‘Communitarian Elements in Select Works Martin Buber’, 1999, s.152-153 (The Journal of Value Inquiry, S.339, s.151-169).

Etzioni, Amitai, ‘The Right to Privacy vs. The Common Good’, 2000 (USA Today Magazine, 2000, S.129/2664, s.24-26).

Etzioni, Amitai, ‘On Social and Moral Revival’, 2001, s.359-362 (The Journal of Political Philo-sophy, 2001, S.9/3, s.356-371).

Etzioni, Amitai, ‘Communitarianism’, 2003 (Ed. KAREN CHRISTENSEN & DAVID LEVINSON, The Encyclopedia of Community: From The Village to The Virtual World Volume 1, 2003, Thousand Oaks, Sage Publications, s.224-228).

Etzioni, Amitai & Marks, Jonathan, ‘Virtue, Self-Interest and The Good: A Dialogue on Commu-nitarianism and Classical Liberalism’, 2003, s.52-55 (The Responsive Community, 2003, S.13/3, s.50-60).

Etzioni, Amitai, ‘Toward a New Socio-Economic Paradigm’, 2003 (Socio-Economic Review, 2003, S.1/1, s.105-118).

Etzioni, Amitai, ‘Religion and Social Order’, 2008, s.63 (Policy Review, April-May 2008, S.148, s.59-67).

c) Makaleler

Aktan, Coşkun Can, ‘Siyasal Ahlak ve Siyasal Yozlaşma’, 2001, s.51-66 (Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri, Ankara Hak-İş Yayınları, 2001, s.51-69).

Aytaç, Ömer, ‘Örgütler: Sosyolojik Bir Perspektif’, 2004, s.189-192, 194-215 (Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2004, C.14, S.1, s.189-217, Elazığ).

Baloğlu Burhan, ‘İktisadın Sosyal Boyutu’, 2004, s.99-104, 108-109 (İstanbul Üniversitesi Sosyo-loji Konferansları Dergisi, 2004, S.29, s.99-119).

Baloğlu, Filiz, ‘Rasyonalite ve Ekonomik Sosyoloji’, 2000, s.217-225 (İstanbul Üniversitesi Sos-yoloji Konferansları Dergisi, 2000, S.26, s.217-226).

Page 27: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Çağdaş Sosyoloji Teorilerinde Amitai Etzioni Yaklaşımları 309

Candan, Esin & Hanedar, Avni Önder, ‘İktisat Neden Bir Kapalı Kutudur? Hakim İktisadın Değer Yargısı-Sınama İlişkisi’, 2005, s.1, 9-10 (Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakül-tesi, Ekonomik Yaklaşım Dergisi Kongreler Dizisi-4, 12-14 Ekim 2005, s.1-11, Ankara).

Dalyan, Figen, ‘Türk ve Dünya Literatüründe KOBİ Etiği ve Gelecekteki Eğilimler’, 2009, s.30-38, 42-48 (Ankara Sanayi Odası, ASO Dosya, Şubat-Mart 2009, s.30-51).

Dicle, İlhan Atilla & Dicle Ülkü, ‘Sistem Kuramı ve Toplumsal Örgütlere Uygulanışı’, 1969, s.86-88, 90-94, 96-98 (TODAİE, Amme İdaresi Dergisi, 1969, C.2, S.4, s.86-98).

Günay, Ünver, ‘Kuramsal Yaklaşım ve Türk Sosyolojisi’, 2006, s.509-529, 538-539 (Sosyal Bilim-ler Enstitüsü Dergisi, 2006/2, S.21, s.509-542).

Kalyon, Levent ‘Cumhuriyet Dönemi Savunma Politikaları’, 2008, s.3-5, 9-13 (Ankara Üniversi-tesi, SBE, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Yönetim Bilimleri, Doktora tezi, Ankara).

Kılınç, Zeynel Abidin, ‘Yurttaşlık Ahlakı Olarak Sosyal Sermaye’,2010,s.1-4, 7-17, 24-27, 32-33 (Bilgi,2010/Kış,S.21,s.1-37).

Meder, Mehmet, ‘Bilgi Toplumu ve Toplumsal Değişim’, 2001, s.72-74, 77-80 (Pamukkale Üni-versitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2001, S.9, s.72-81).

Meydan, Cem Harun & Polat, Mustafa, ‘Liderin Güç Kaynakları Üzerine Kültürel Bağlamda Bir Araştırma’, 2010, s.123-125, 130-131, 136-138 (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa-kültesi Dergisi, 2010, S.65/4, s.123-140).

Nair, Güney, ‘’Bilgi’nin Değişen Anlamı ve Kavram Tartışmaları’’, 2001, s.329-331, 334-336 (Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Doç. Dr. Feramuz Aydoğan’ın Anısına, 2001, C.2, S.1, s.329-337).

Önder, İzzettin, ‘İktisat Öğretisinde Yetersiz Birey Paradigması’, 2003, s.28-34 (İ. Ü. İktisat Fakül-tesi, Maliye Araştırma Merkezi Konferansları, 2003, Seri: 43-44, s.27-35).

Özsoy, İsmail, ‘İktisadi Adamdan Toplum Adamına’, 2009, s.177-184, 185-194, 199-201 (Bilig, Kış/2009, S.48, s.177-206, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı).

Polatoğlu, Aykut, ‘Örgüt Kuramları ve İletişim’,1984 (TODAİE Amme İdaresi Dergisi, 1984,C.17,S.4,s.62-76).

Sarıbaş, Hakan, ‘İktisatta Kantian Diğerkamlık ve İbn Haldun’, 2007, s.1-3, 14-15 (2007, s.1-17), http://mpra.ub.uni-muenchen.de/26904/1/Ibn_Haldun.pdf

Tekel, Suna, ‘Cezaevlerinde Tükenmişlik Sendromu: Malatya Örneği’, 2012, s.301-302 (Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2012, C.4, No. 2, ISSN: 1309-8012, s.301-311).

Uysal Birkan, ‘Siyasal Katılma ve Katılma Davranışı Üzerinde Ailenin Etkisi’, 1984, s.109-111, 115-116, 131-134 (Amme İdaresi Dergisi, 1984, C.17, S.4, s.109-134).

Yapıcı, Merve İrem, ‘Uluslar Arası İlişkiler Disiplininde Entegrasyon Teorilerinin Yeri ve Etkinliği’, 2007, s.130-135, 153-155 (Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007, C.9, S.3, s.130-157).

Yüksel, Mehmet, ‘Mahremiyet Hakkına ve Bireysel Özgürlüklere Felsefi Yaklaşımlar’, 2009, s.275-297 (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2009, S.64/1, s.275-298).

d) İnternet Kaynakları

http://en.wikipedia.org/wiki/Amitai_Etzioni

http://www.amitaietzioni.org/published_work.html

http://www.amitaietzioni.org/art_magazines.html

http://blog.amitaietzioni.org/

Page 28: ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ TEORİLERİNDE AMITAI ETZIONI …toplumbilimleri.com/files/a4c5e14e-baae-46cb-a789-ccdfe1edd4f114 Habibe...Toplum Bilimleri Dergisi Habibe Gülsüm Müftüler

Toplum Bilimleri • Temmuz 2013 • 7 (14)310

http://icps.gwu.edu/

http://communitariannetwork.org/

http://aladinrc.wrlc.org/community-list

http://aladinrc.wrlc.org/handle/

http://icps.gwu.edu/publications/academic

http://www.habitat.org.tr/utopyalar/169-findhorn-gonullu-sadelik.html

http://www.iudergi.com/tr/index.php/iktisatsosyoloji/article/view/6165/5689

http://www.iudergi.com/tr/index.php/iktisatsosyoloji/article/viewArticle/6247

http://www.todaie.gov.tr/tkutuphane2c.asp?gsayfa=570&KONU=&CILT=&MAKALE=&ANAHTAR=&DERGI=&YIL=&SAYI=&YAZAR=

http://yayin.todaie.gov.tr/dergi.php?Cilt=17&Dergi=1

http://mpra.ub.uni-muenchen.de/26904/1/Ibn_Haldun.pdf