al-i yasin - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c02/c020290.pdf · şahsında...

2
AL-i YA'KÜB tikleri, dinini benimsedikle- ri belirtilmekte ve onlar için bir söz konusu edilmemektedir. Beni il tabirinin ayetlerde ise onlara verilen nimetler Allah' tan kulluk etmeyeceklerine. ana- ya babaya, akrabaya, yetimlere, yoksul- lara iyilikte insanlara güzel söz söyleyeceklerine, namaz zekat vereceklerine, birbirinin dökmeyeceklerine. birbirini dair söz verdikleri ve genellikle verdikleri sözden döndükleri belirtilmekte, bundan da Böylece, bir hariç, Beni tabiriyle yoldan olan ortaya : Taberf, Te{srr XII, 86; XVI, 32-33; a.mlf., (Ebü'l-Fazl), 1, 316-321, -331-364; Fahreddin Te{srr, XVIII, 90; XXI, 184; Ahmed Cevdet Enbiya, Ankara 1985, I, 8-10; Hak Dini , I, 334; La Genese (tre. R. de Vaux), Paris 1951, s. 119- 166; Hikmet Tanyu, Tarih Boyunca Yahudfler ue Türkler, 1976, I, 24-28; DR, s. 823- 824; Hasan el-Mustafavf. et-Tahkfk tr kelima- ti'l-Kur 'ani'l-Kerrm, Tahran 1365: 163; Sa lah Abdülfettah el-Halidf. '1- Yehadiy- ye, 1987, s. 37-42; J. F. McCurdy, "Is- rael, People of", JE, VI, 661; J. H. Greenstone, "Jacob", a.e., VII, 19-24; ö. "Al", 249 ; Simon Cohen, "Israel", UJE, V, 613-615. ABDURRAHMAN çü K L L AL-i YASIN (bk. AlA b. HADHAMI ( ...... __,..;=l l ) el-Ala' b. Abdiilah b. el-Hadraml (ö. 21/642) Hz. Peygamber, Ebu Bekir ve Ömer devirlerinde Bahreyn yapan sahabi. _j i _j Abdullah Hadramut'tan gele- rek Mekke'ye Ala Mekke'de ve erken tarihlerde müslüman oldu. Okuma yazma için zaman zaman Hz. Peygamber' e katiplik Hz. Peygamber onu etmek, zekat. sadaka ve cizye toplamak üzere 630 Bahreyn ve Uman'a gönderdi. Ala Hz. Peygamber'in mektu- bunu Bahreyn Valisi Münzir b. Sava'ya verdi ve ona yet'i kabul etmesini tavsiye etti. yet'in hem dünya hem de ahi- 310 ret birlikte ele hay- ran söyleyen Münzir'in Hz. Pey- gamber'le birkaç defa daha ve sonunda müslüman anla - Bu bölgedeki se- bebiyle Hz. Peygamber Ala b. Hadrami'yi Bahreyn'e vali tayin etti. kaynak- larda bu görevi Hz. Peygam- ber'in boyunca zik- redilirken kaynaklar daha sonra onun yerine Eban b. Said'i tayin kaydederler. Hz. Ebü Bekir devrinde ortaya irtidad olay- Bahreyn'e yeniden vali ta- yin edilen Ala, mürtedleri bozguna ratarak büyük Bölgede emniyet ve huzuru sonra fütuhata ve birçok yeri fethetti. Bu Fars böl- gesine bir düzenlediy- se de bu ilk deniz seferi yenilgiyle so- (638) Hz. Ömer bozguna yan ordusunu imha edilmekten kurtarmak için bölgeye birlik- ler göndermek zorunda ve kendi- sinden izinsiz bu harekat sebe- biyle Bahreyn aziede- rek yerine Ebü Hüreyre'yi tayin etti. Ala hac yerine getirip Küfe'ye dö- nerken yolda öldü. Hz. Peygamber'den rivayet dört hadis Kütüb-i Sitte'de yer Ala' - makbul bir sahabi ri- vay_et edilmekte ve kaynaklarda bunun- la ilgili yer A : es-Srre, N, 576; Sa ' d, et-Ta- bal!:at, N, 359-363; Ta beri, (Ebü'I-Fazl), lll, 29, 147, 173, 249, 304-313 ; IV, 39, 79-82; Abdülber. el-istr'ab, lll, 146-147; Üsdü'l-gabe, 47; IV, 74-75; a.mlf., el-Kamil, ll, 215, 313, 368-371, 538-539; Zehebf. A'la- 'n-nübela', 1, 262-266; Kesfr, el-Bidaye, VII, 120 ; Hacer. ll, 497-498; a.mlf .. Vlll, 178-179; Hamlduila h. islam 19801.1,411-415. L AHMET ÖNKAL Kerim'in seksen yedinci sfiresi. _j Mekke devrinde nazil on dokuz ayettir. elif harfidir. ilk ayette geçen a'la kelimesinden "Sebbih" diye ilk keli- mesinden Sebbih süresi diye de Bir önceki süresi, kafirlerin çe- hile ve engellemelerine Hz. Peygamber'in izniyle zafere ula- vaad eden ayetle sona erer. A.'Ia süresinin, "Seni en kolay yola muvaffak mealindeki sekizinci ayetin- de de o zaferin müjdelenir. Bu müjdeye ifadesi olmak üzere süre, "Rabbinin yüce ismi- ni tesbih et!" diye esas büyük ebedi cennette ger- ahiretin dünya daha üstün ve daha bu hakikatin önceki din özel- likle Hz. ile Hz. kitap- da yer vur- gulayan ayetlerle son bulur. Bir sonraki süresinde ise genel olarak ahiret- ten, özellikle cennet bahse- dilir ve misallerle ahiretin neden dünya üstün gözler önüne serilir. A'la kelimesi ayette hem "rabb"in, hem de "ism"in olabilecek Buna göre isim ve da yüce ve mukaddestir. Rabbin mukaddes anarken O'nun küçümseyecek yorum ve mak gerekir. revrat'ta on emir* den bi- ri olarak, rabbin ismini yere 20/7) diye Bununla beraber yahudiler ten- zih onu güçlü bir insan bununla da kal- mayarak sadece yahudilerin milli olarak kabul Muhakkak tezhipli A'la süresi

Upload: others

Post on 07-Sep-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AL-i YASIN - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c02/c020290.pdf · şahsında gerçekleşen bu ilahi mucize-nin sırrı. Kur'an' ı okuma ve ezberleme kolaylığı

AL-i YA'KÜB

tikleri, atalarının dinini benimsedikle­ri belirtilmekte ve onlar için bir kınama söz konusu edilmemektedir. Beni İsra­il tabirinin geçtiği ayetlerde ise onlara verilen nimetler anlatılmakta, Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceklerine. ana­ya babaya, akrabaya, yetimlere, yoksul­lara iyilikte bulunacaklarına, insanlara güzel söz söyleyeceklerine, namaz kı­

lıp zekat vereceklerine, birbirinin kanını dökmeyeceklerine. birbirini yurtlarından çıkarmayacaklarına dair söz verdikleri hatırlatılmakta ve genellikle verdikleri sözden döndükleri belirtilmekte, bundan dolayı da kınanmaktadırlar. Böylece, bir kısmı hariç, Beni İsrail tabiriyle doğru yoldan sapmış olan Yakuboğulları'nın

kastedildiği ortaya çıkmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA :

Taberf, Te{srr (Şakirl. XII, 86; XVI, 32-33; a.mlf., Tarrtı (Ebü'l-Fazl), 1, 316-321, -331-364; Fahreddin er-Razı. Te{srr, XVIII, 90; XXI, 184; Ahmed Cevdet Paşa , Ktsas-ı Enbiya, Ankara 1985, I, 8-10; Elmalılı, Hak Dini, I, 334; La Genese (tre. R. de Vaux), Paris 1951, s. 119-166; Hikmet Tanyu, Tarih Boyunca Yahudfler ue Türkler, İstanbul 1976, I, 24-28; DR, s. 823-824; Hasan el-Mustafavf. et-Tahkfk tr kelima­ti'l-Kur 'ani'l-Kerrm, Tahran 1365: ı: 163; Sa lah Abdülfettah el-Halidf. eş-Şatışiyyetü '1-Yehadiy­ye, Dımaşk 1987, s. 37-42; J. F. McCurdy, "Is­rael, People of", JE, VI, 661; J. H. Greenstone, "Jacob", a.e., VII, 19-24; ö. Rıza Doğru!, "Al", İTA, ı, 249 ; Simon Cohen, "Israel", UJE, V, 613-615.

~ ABDURRAHMAN KüçüK

L

ı

L

AL-i YASIN (bk. İLYAS).

AlA b. HADHAMI ( ...... __,..;=l l ı)! ,Yı..!\ )

el-Ala' b. Abdiilah b. İmad el-Hadraml (ö. 21/642)

Hz. Peygamber, Ebu Bekir ve Ömer devirlerinde

Bahreyn valiliği yapan sahabi.

_j

i

_j

Babası Abdullah Hadramut'tan gele­rek Mekke'ye yerleşmiştir. Ala Mekke'de doğdu ve erken tarihlerde müslüman oldu. Okuma yazma bildiği için zaman zaman Hz. Peygamber' e katiplik yapmış­

tır. Hz. Peygamber onu İslamiyet'i tebliğ etmek, zekat. sadaka ve cizye toplamak üzere 630 yılında Bahreyn ve Uman'a gönderdi. Ala Hz. Peygamber'in mektu­bunu Bahreyn Valisi Münzir b. Sava'ya verdi ve ona Mecüsiliği bırakıp İslami­yet'i kabul etmesini tavsiye etti. İslami­yet'in hem dünya işlerini, hem de ahi-

310

ret hayatını birlikte ele almasına hay­ran kaldığını söyleyen Münzir'in Hz. Pey­gamber'le birkaç defa daha mektuplaş­

tığı ve sonunda müslüman olduğu anla­şılmaktadır. Bu bölgedeki başarıları se­bebiyle Hz. Peygamber Ala b. Hadrami'yi Bahreyn'e vali tayin etti. Bazı kaynak­larda Ala'nın bu görevi Hz. Peygam­ber'in hayatı boyunca sürdürdüğü zik­redilirken diğer bazı kaynaklar daha sonra onun yerine Resülullah'ın Eban b. Said'i tayin ettiğini kaydederler. Hz. Ebü Bekir devrinde ortaya çıkan irtidad olay­ları sırasında Bahreyn'e yeniden vali ta­yin edilen Ala, mürtedleri bozguna uğ­ratarak büyük başarı kazandı. Bölgede emniyet ve huzuru sağladıktan sonra İran topraklarında fütuhata girişti ve birçok yeri fethetti. Bu sırada Fars böl­gesine bir çıkarma harekatı düzenlediy­se de bu ilk deniz seferi yenilgiyle so­nuçlandı (638) Hz. Ömer bozguna uğra­yan İslam ordusunu imha edilmekten kurtarmak için bölgeye yardımcı birlik­ler göndermek zorunda kaldı ve kendi­sinden izinsiz giriştiği bu harekat sebe­biyle Ala'yı Bahreyn valiliğinden aziede­rek yerine Ebü Hüreyre'yi tayin etti. Ala hac farizasını yerine getirip Küfe'ye dö­nerken yolda öldü.

Hz. Peygamber'den rivayet ettiği dört hadis Kütüb-i Sitte'de yer almıştır. Ala'­nın duaları makbul bir sahabi olduğu ri­vay_et edilmekte ve kaynaklarda bunun­la ilgili bazı menkıbeler yer almaktadır.

BİBLİYOGRAFY A :

İbn Hişam, es-Srre, N , 576; İbn Sa'd, et-Ta­bal!:at, N, 359-363; Ta beri, Tarrtı (Ebü'I-Fazl), lll, 29, 147, 173, 249, 304-313 ; IV, 39, 79-82; İbn Abdülber. el-istr'ab, lll, 146-147; İbnü'I-Esfr, Üsdü'l-gabe, ı , 47; IV, 74-75; a.mlf., el-Kamil, ll, 215, 313, 368-371, 538-539; Zehebf. A'la­mü 'n-nübela', 1, 262-266; İbn Kesfr, el-Bidaye, VII, 120 ; İbn Hacer. el-işabe, ll, 497-498; a.mlf .. Tefı?rbü 't- Tefı?rb, Vlll, 178-179; Hamlduila h. islam Peygamberi(İstanbul 19801.1,411-415.

L

~ AHMET ÖNKAL

A'lASORESİ (~')tl;;_)__,_..)

Kur'an-ı Kerim'in seksen yedinci sfiresi.

_j

Mekke devrinde nazil olmuştur. on dokuz ayettir. Fasıla • sı elif harfidir. Adını ilk ayette geçen a'la kelimesinden almıştır. "Sebbih" diye başlayan ilk keli­mesinden dolayı Sebbih süresi diye de anılmıştır.

Bir önceki Tarık süresi, kafirlerin çe­şitli hile ve engellemelerine rağmen Hz. Peygamber'in Allah'ın izniyle zafere ula­şacağını vaad eden ayetle sona erer. A.'Ia süresinin, "Seni en kolay yola muvaffak kılacağız" mealindeki sekizinci ayetin­de de o zaferin yakında gerçekleşeceği müjdelenir. Bu müjdeye şükür ifadesi olmak üzere süre, "Rabbinin yüce ismi­ni tesbih et!" diye başlar ; esas büyük bayramın ebedi kurtuluşla cennette ger­çekleşeceğini, ahiretin dünya hayatından daha üstün ve daha kalıcı olduğunu. bu hakikatin önceki din kitaplarında, özel­likle Hz. İbrahim ile Hz. Müsa'nın kitap­larında da yer almış bulunduğunu vur­gulayan ayetlerle son bulur. Bir sonraki Gaşiye süresinde ise genel olarak ahiret­ten, özellikle cennet hayatından bahse­dilir ve çeşitli misallerle ahiretin neden dünya hayatından üstün olduğu gözler önüne serilir.

A'la kelimesi ayette hem "rabb"in, hem de "ism"in sıfatı olabilecek şekilde zikredilmiştir. Buna göre Allah 'ın yalnız

zatı değil, isim ve sıfatları da yüce ve mukaddestir. Rabbin mukaddes adını

anarken O'nun yüceliğini küçümseyecek anlayış, yorum ve davranışlardan sakın­mak gerekir. revrat'ta on emir* den bi­ri olarak, "AIIah'ın, rabbin ismini boş

yere ağza almayacaksın" (Çıkış, 20/7)

diye emredilmiştir. Bununla beraber yahudiler Allah ' ı gerektiği şekilde ten­zih etmemişler. onu güçlü bir insan şeklinde düşünmüşler, bununla da kal­mayarak sadece yahudilerin milli ilahı

olarak kabul etmişlerdir. Hıristiyanlar

Muhakkak hattıyla ya zı lmış tezhipli A'la süresi

Page 2: AL-i YASIN - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c02/c020290.pdf · şahsında gerçekleşen bu ilahi mucize-nin sırrı. Kur'an' ı okuma ve ezberleme kolaylığı

ise. "O hem birdir. hem üçtür" tarzın­daki akıl almaz çelişkiyi inançlarına te­mel yapmışlardır. Her iki dinin mensup­ları da aslında tevhid ehli oldukları hal­de tenzih• ehli olamamışlardır. Kur'an-ı Kerim, Allah ' ı bir bilmenin bu bakımdan yeterli olmadığını göstermek için onun eşi ve benzeri olmadığını. birliğinin her yönüyle kutsal zatına mahsus bir bir lik olduğunu ortaya koymuş. Allah ' ın birliği

inancına . Allah ' ın eşsiz yüceliği demek olan tenzih ilkesini de eklemiştir.

A'la süresinin ilk ayetleri, birinci ayet­teki tesbih ve tenzih emrinin gerekçesi gibidir: "O rab ki yaratan. düzene ko­yan. her şeyi inceden ineeye takdir eden. yol gösteren. atlağı meydana çıkaran.

sonra da onu çerçöp edip sel kusmuğu­na çevirendir" mealindeki ayetler (2 -5). Allah ' ın yüceliğini ve kudretini dile ge­tirir.

Beşinci ayette. "çerçöp ve sel kusmu­ğu" manasma gelen ve esas itibariyle "kara kuru yakacak şeyler" demek olan "gusaen ehva" ( s_,:>l .~) kelimeleri geç­mektedir. Bu ayet. adeta maden kömü­rü yataklarına işaret ediyor gibidir. Zira kömür yatakları nın. daha önceki jeolojik devir lerde yaşamış olan dev otlarla or­manların jeolojik değişikliğe uğradıktan sonra yer altında basınç ve ısı etkisiyle kömüre dönüşmüş olduğu bilinmekte­dir. Cansız madde olan taş ve toprak­tan yemyeşil atların ve otlakların çıkma­

sı nasıl Allah ' ın kudretine delalet eden bir olaysa. atların ve ormanların da za­manla taş kömürüne dönüşmesi öylece O'nun kudretini gösteren bir olaydır.

Bu ayetin daha sonraki ayetlerle olan ilgisi dikkate alınınca. her yönüyle yüce yaratıcının kudretini dile getiren bu yeryüzünde. çevresinde olup bitenler­den habersiz ot gibi. ağaç gibi yaşayan­la rın öldükten sonra sadece yakılmaya

yarayan taş kömürüne benzeyecekleri ima ediliyor gibidir. Ayrıca bu ayet, on­ların kendi hayatları gibi çok önem ver­dikleri ve her şeyden üstün tuttukları dünyalarının da hiçbir önemi bulunma­dığını ihtar etmektedir. Çünkü dünya hayatı ebedi kurtuluşa basamak olursa bir anlam ve değer ifade eder.

Sürenin. "Biz sana Kur'an ' ı öğretece­

ğiz . sen de artık hiç unutmayacaksın"

mealindeki altıncı ayetinde Hz. Peygam­ber'in unutmaktan korunmuş olduğu­nun bildirilmesi de Allah ' ın yüce kudre­tine delil gösterilmekte, Peygamber'in şahsında gerçekleşen bu ilahi mucize-

nin sırrı. Kur'an ' ı okuma ve ezberleme kolaylığı tarzında ümmetin hafızlarında sürekli olarak tecelli etmektedir.

Kaynaklarda Hz. Peygamber'in A'la süresini çok sevdiği , vitir, bayram ve cu­ma namazlarında ve hatta son olarak kıldırdığı akşam namazının ilk rekatın­da onu okuduğu zikredilmektedir. Öte yandan. daha önce Vakıa süresindeki "Fe sebbih bi'smi rabbike'l-azim" (56/ 96) ayeti nazil olunca rüküda "sübha­ne rabbiye'l-'azim" denmesini öğütledi­ği gibi, bu süre de "Sebbih isme rabbi­ke'l-a'la" ayetiyle başladığı için secdede "sübhane rabbiyel-a'la" denmesini em­rettiği bildirilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, 1, 96 ; lll , 406 ; IV, 155, 271; V, 123 ; Buhar[. "Ezan", 63, "Tefsir ", 87 1 1 ; Müslim, " Şalat " , 179, "Cum ' a", 62 ; Taberf. Te{sfr, XXX, 96· 1 Ol ; ibn Kesir . Te{sfr, VIII, 399·405 ; Süyütf. e l· it~iın, ı , 73 ; a.mlf. , Tenasüf!:u 'd·dürer {f te­nasübi's-süuer ( n şr. Abdülkadir Ahmed At<il . Beyrut 1406 j 1986, s. 135-136 ; Alüsi. Rühu '1-me'ani, IX, 346-355 ; Elmalılı . Hak Din i, VIII , 5734-5769 ; Muhammed Mahmüd es-Savvat, Fatif:ıatü '/-~ur ' an ve cüz 'ü 'A mme, Cidde 1406 / 1985, s. 247-263 ; "Ala Sü resi", iTA, ı , 259-261; Honigmann. "Sebbih", iA, X, 289.

L

Iii EM İN I şıK

ALA b. UKBE ( ~:,r..~l)

Hz. Peygamber'in katibi. _j

Hayatı hakkında fazla bilgi bulunma­yan Ala b. Ukbe. Hz. Peygamber tara­fından Abdullah b. Erkarn (baz ı kaynak­lara göre Erkarn veya Zeyd b. Erkam) ile birlikte bugün noterlerce yerine getiri­len bazı işleri yürütmekle görevlendi­rilmişti. Bu iki sahabi çeşitli kabileleri ve ashabın evlerini dolaşarak borç, mu­kavele vb. muameleleri yazıyla tesbit ederlerdi. Ala b. Ukbe ayrıca Hz. Pey­gamber'in bazı şahıslara ve kabHelere vermiş olduğu ikta• ıarın belgelerini de yazmış olup bu belgelerden biri şöyle­dir:

"Rahman ve rahim olan Allah ' ın adıy­

la. Bu. Peygamber Muhammed'in Cü­heyne'den Beni Şemah 'a verdiği ( iktaın

belgesi)dir : 'Onlara. Sufeyne'den sınırını çizdikleri ve ektikleri yerleri vermiştir. Kim onlara karşı hak iddia ederse ona hak yoktur. Onların hakkı haktır · . Ala b. Ukbe yazdı ve şahit oldu" (İ bn Sa 'd, I, 271 ; İbn K esir, IV , 9; Muhammed Hami­dul lah. s. 184)

ALA YEDEY ADL

Vefat tarihi belli olmamakla birlikte. Hz. Ebu Bekir devrinde Necran amil. liği görevini sürdüren Amr b. Hazm'in mai­yetinde katiplik yaptığı bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Sa'd, et-Tabaf!:a t, ı , 271 ; Taberf. Tarfb (Ebü 'I-Fazl ), VI , 179 ; ibn Abdürabbih , el- 'if!:dü '/­{erfd, IV, 161 ; Cehşiyarf. Kitabü '/-Vüzera' ue '/­küttab, Kah i re 1401 j 1980, s. 12 ; İbn Kesir. e/­Bidaye, IV, 9; ibn Hacer. el- işabe, ll , 498; Ab­dül hay ei-Kettani. et-Teratfbü'l-idariyye, ı , 275 ; Muhammed Hamlduila h. el-Veşa 'i ku ·s-s iyasiy­y e, Beyrut 1965, s. 184 ; M. Mustafa ei-A'zami. Küttabü 'n-nebi, Riyad 1401 / 1981 , s . 95.

liJ VEco i AK YÜZ

ı ALA b. VEHB ı

( ~.J :.r. .~1)

el-Ala' b . Vehb b. Muhammed el -Kureşl el-Amiri (ö. 35 / 655 -56)

Hz. Osman devrinde valilik yapan bir sahabi.

L _j

Kureyş kabilesinin Amir b. Lüey ko­luna mensuptur. Mekke'nin fethinden sonra müslüman oldu ve Hz. Ömer za­manında Sasaniler ile yapılan Kadisiyye Savaşı 'na katıldı. Hz. Osman döneminde bir ara Küfe valiliği yapan Sa'd b. Ebu Vakkas, onu vilayet sınırları içinde ka­lan Mah ve Hemedan yöresinin idaresi­ne memur etti. Bölge halkının -çıkardığı

bir isyanı bastırarak onları itaat altına aldı. İyi bir idareci olduğu anlaşılınca Hz. Osman tarafından ei-Cezire valiliği­ne tayin edildi. Yaklaşık 32 (652-53) yılı­na kadar bu görevde kaldı. Bir süre de Rakka'da idarecilik yaptıkta n sonra bu­rada vefat etti.

BİBLİYOGRAFYA :

Zübeyr[. Nesebü ~ureyş (nş r . E. Levi - Pro­vença l). Kahire 1982, s. 435 ; Belazüri. Fütahu '/­büldan (tre. Musta fa Fayda). Ankara 1987, s. 444; ibnü 'I-Esir. Üsdü 'l-gabe, IV, 78; İ bn Ha­cer, el· işabe, ll, 498·499; Zirikli, ei-A'Iam, V, 46. Iii A HMET ÖNKAL

L

ALA YEDEY ADL ( J~ ı.S~~)

Hadis ilminde cerh' in üçüncü derecesindeki bir ravi

hakkında kuUanılan tenkit ifadesi.

_j

Bu tabir bir Arap darbımeselinden

alınmıştır. Rivayete göre Arap melikle­rinden Tübba'. öldürtmek istediği kim­seleri muhafızı Adi b. Cez'e teslim eder-

3~~