alice munro - Çocuklar kalıyor

380

Upload: phillip-key

Post on 26-Sep-2015

131 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Alice Munro'dan ödüllü bir hikaye kitabı.

TRANSCRIPT

  • ALICEMUNRO

    OCUKLAR LlYOR

  • The Love of a Good Woman. Ali ce M un ro 1998. Alice Munro 2012 . Can Sanat Yaymlan Ltd. ti. Bu eserin Trke yaym haklan William Morris Ageney aracliyia alnmtr. Tm haklan sakldr. Tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda yayncmn

    ..

    yazh izni olmakszm hibir yolla oaltlamaz.

    1 . basm: 2012 3. basm: Kasm 2013. istanbul Bu kitabm 3. basks 1 000 adet yaplmtr ..

    Yayma hazrlayan: Sekin Selvi

    Kapak tasanm: Aye elem Design

    Kapak bask: Azra Matbaas Litros Yolu 2. Matbaaclar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkap-Zeytinburnu. istanbul Sertifika No: 27857

    .

    . .

    I bask ve cilt: Ozal Matbaas Davutpaa Cad. Eminta Kazm Dinol San. Sit. No: 81/39, Topkapt, i stanbul Sertifika No: 26699

    ISBN 978-975 -07-1520-4

    CAN SANAT YAYlNLARI YAPIM. DAGITIM. TiCARET VE SANAYi LTD. Ti. Hayriye Caddesi No: 2, 34430 Galatasaray, istanbul

    Telefon: (0212) 252 56 75 /252 59 88/252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 www.canyayinlari.com yay i n evi@ canyayin lari.co m Sertifika No: 10758

  • ,

    YK

    2009 MAN BOOKER ULUSLARARASI DL lll

    2013 NOBEL EDEBIYAT ODULU

    Ingilizce ashndan eviren

    Cem Al pan

  • Alice Munro'nun Can Yay1nlar1'ndaki dier kitaplart

    Baz Kadnlar, 2011

    Nefret, Arkadalk, Flrt, Ak, Evlilik, 2013

  • ALICE MUNRO, 1931 'de Ontario'da dodu. Kanadah eletirmenlerin "Bizim ehovumuz" diye tanimladklar usta hikayecinin Donce of the Happy Shades (Mucfu Glgelerin Dansa, J 968); Something l've Been Meaning to Teli You (Sana Sylemek istediim Bir ey. 1974); The Beggar Matd (Fakir Hizmeti, 1978); The Moons of )upiter Qpiter'in Aylan, 1982); The Progress of Love (Akn Geliimi, 1986); Friend of My Youth (Genlik Arkadam, 1990); Open Secrets (Aieni Srlar, 1994): ocuklar Kal1yor ( 1998): Nefret, Arkadalik, Flrt, Ak. E. viilik (200 1; Runowoy (Firar, 2004); The View (rom the CastJe Rock (Castle Rock'tan Grn. 2006); Baz1 Kadnlar (2009): Dear fe (Sevgili Hayat, 2012) dnda ves of Girls and Women (Gen Kazlarn ve Kadniann Yaama, 1971) adla bir romana yaymlan da. Munro, arpc yazarlk kariyeri boyunca, Kanada'da Governor General, Uluslararas Man Booker, Marian Engel, Trillium Edebiyat. Rea yk, PEN/Malamud, Giller, libris ve O. Henry gibi birok dle lay1k grld. 2013 Nobel Edebiyat dl'nn sahibi oldu.

    CEM ALPAN, 1972 yalinda istanbul'da doAdu. MGSF'de imimarlak ve tasarm eitimi ald. 2004 ylndan bu yana eitli yaynevlerinde edi .. trlk ve evirmenlik yapyor. Amos Oz'un Kara Kutu, Stephen A. MitcheU'an Ak Srebilir mi?. Stephen Greenblatt'n Shakespeare Olmak, George Eliot'un Silas Marner, Alice Munro'nun Baz Kadnlar ve ocuklar KallYor; David Vann'an Caribou Adas adh kitaplan Trkeye kazandardl.

    7

  • Deerli cditrm ve vcfal dostum Ann Close'a

  • indekiler

    )fi clrr "isi oo 1 Cakarta o .............. o ............. o .... . . . . . .. . .. . . . . ...... . . . 99

    Cortes Acias . . . . . . . . . . o o 1 14 Bir Tk Oraklar ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . - . . . . . . . . . . . . . . . 173 ocuklar Kah )'Or . . . . . ..... . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . . 2 l 3 B ok Gibi Paras Var . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .......... 2 Diimdn nce . . . . . . . . . . . . . ......... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .......... ..... 295 Annemin Ryas . . o 339

  • Yazarn notu

    Bu yklerde gerekli olan birtakm uzmanlk bilgileri iin Ruth Roy, Mary Carr ve D.C. Coleman'a teekkr ediyorum. Aynca eitli konulardaki yaratc ve ustalkl aratrmalar iin Reg Thompson' a kranlarm sunu yorum.

    Bu kitapta yer alan hikayeler., daha nce farkl bir formatta The New Yorker dergisinde yaymlanmtr.

  • IYI

    DININ SEVGiSi

    Yirmi yldr Walley'de, fotoraflar, yayklar, koum takmlar, eski bir dii koltuu, biimsiz bir elma soyaca ve eskiden telgraf direklerinde kullanlan porselen ve cam izolatrler gibi ilgin nesneleri muhafaza etmek zere tahsis edilmi bir mze var.

    Aynca stne GZ DOKTORU D.M. WILLENS yazl krmz bir kutu var ve yanndaki notta u bilgiler veriliyor: "Gz doktorunun bu alet kutusu, 195 1 'de Peregrine Nehri'nde boulan Mr. D. M. Willens'a ait olduu iin, ok eski olmasa da yremiz asndan kayda deer bir neme sahiptir. Sz konusu felaketten kurtulup byk bir olaslkla isimsiz bir ba tarafndan bulunmu ve koleksiyonumuzda yer almak zere gnderilmitir."

    Oftalmoskop, insann aklna kardan adam getirirdi. Daha dorusu stteki paras - ii bo kulpa tutturuimu para. Geni bir yuvarlak plaka ve onun zerine yerletirilmi daha kk bir yuvarlak plaka. Geni plakada karya bakmak iin, eitli lenslerin hareket ettirildii bir delik vard. Kulp ard, nk pilleri hala iindeydi. Pilleri karlp, yerine iki ucunda da plakalar olan bir ubuk takld takdirde, bir kabioyla elektrie balanabilirdi. Ancak elektrii olmayan yerlerde de aleti kullanmak gerekiyordu muhtemelen .

    15

  • Retinoskopun grnmyse daha karnakt. Yuvarlak aln bandnn altnda, yuvarlak yass yz ve sivri ulu metal kasketiyle cce kafas gibi bir ey vard. Bu ey, krk be derecelik bir ayla ince bir kolona eilmiti ve kolonun tepesinden de ufack bir .k yaylmas gerekiyordu. O yass yz camdan yaplmayd ve adeta kopkoyu bir aynayd.

    Her ey siyaht ama bu renge boyanm olduu iin. Gz doktorunun ellerinin sk sk srtndnden olacak baz yerlerin boyas kmt, o nedenle gms metalin parlad lekeler grnebilirdi.

    I. Jutland

    Buraya Jutland denirdi. Bir zamanlar burada bir deirmen ve kk bir tr yerleim alan varm, ama geen yzyln sonunda hepsi yok olmu ve buras hibir zaman deerlenmemi. Birou, Birinci Dnya Sava'nda cereyan eden nl deniz savann erefine bu ismin verildiine inanr, ancak gerek u ki, o savatan yllar nce de her ey harap bir haldeymi_.

    195 1 baharnda, bir cumartesi sabah erkenden kp buraya gelen olan, ocuklarn ou gibi bu ismin rmak kenarnda topraktan kveren tahta kalaslardan ve yaknlardaki glckte, dimdik ykselerek dzensiz bir it oluturmu dier kaln tahtalardan geldiine inanyordu. (Daha imento icat edilmeden nce yaplm bir baraj n kalntlaryd bunlar.) Kalas lar, bir yn temel ta, leylak all, kara leke hastal yznden arplm koca elma aalar ve her yaz srgan otlaryla dolan deirmenin s ukuruysa, burann gemiine ait dier iaretlerdi.

    lenin yolundan geriye gelen bir yol ya da tekerlek izi vard burada, ama hibir zaman akl dklmemiti ve haritalarda sadece devlet yoluna ayrlm alan olarak,

    16

  • kesik izgilerle yer alyordu. Yazlar yzrnek iin nehir kenarna gelenler ya da akamlar park edecek yer arayan iftler tarafndan bu yol epey kullanlrd. Manevra sahas hendekten hemen nce gelirdi, ama blgenin tm srgan otuyla, inekler iin yetitirilen havula, yamurlu mevsimlerde baldranlarla yle kaplanrd ki, arabalar dzgn yola kmak iin bazen geri geri gitmek zorunda kalrlard.

    O bahar sabah, su kenarna kadar gelen tekerlek izleri kolayca grlebiliyordu ya, genlerin dikkatini ekmemiti, nk akllar fikirleri yzmedeydi. Ya da en azndan, yzme diyeceklerdi; kasahaya geri dnecek ve Jutland'de henz kar kalkmadan yzdklerini anlatacaklard.

    Irman yukars, kasabann yaknlarndaki nehrin durgun olduu yerlere nazaran daha souktu. Nehir kenarndaki aalar henz filizlenmemiti, gzn grd tek yeillik, yerdeki prasa bekleri ve nehre doru akan kk derelerin her birine yaylm spanak benzeri taze bataklk uhaiekleriydi. Ve en sonunda olanlar, kar kydaki baz sedir aalarnn altnda, zellikle peinde olduklan eyi grdler - ta gibj gri, uzun, ince, inat bir kar ktlesi.

    Henz yerden kalkmam. Bylece suya atladlar ve onlara buzdan hanerler

    gibi darbeler indiren sauu hissettiler. Buzdan hanerler gzlerinin arkasndan szyor ve ieriden kafataslarnn tepelerine vuruyordu. Sonra birka kere kollarn ve bacaklarn oynatacak ve titreyip dileri takrdaya takrclaya kendilerini kyya atacaklard; hissizlemi uzuvlarn giysilerinden ieri daldracak, beri yandan da neye

    uradn anlamayan kanlarnn hareketlenmesiyle ve hakknda atp tuttuklar eyi gerekletirmi olmann etkisiyle, bedenlerinin ac veren diriliini hissedeceklerdi .

    17

  • Onlarn fark etmedii tekerlek izleri, dosdoru hendein iinden geliyordu; artk iinde hibir ey yeermeyen hendekte sadece geen yldan kalan kurumu saman rengi yass im vard burada. Geri dnmeye almadan dosdoru hendee ve nehrin iine gidiyordu izler. Olanlar bu izleri ezerek getiler. Ancak bu srada suya o kadar yaklaniard ki, tekerlek izlerinden ok daha sra d bir eye dikkatleri takld.

    Suda soluk mavi bir parlt vard ve bu gkyznn yansmas deildi. Gletin iinde, eik bir biimde duran bir otomobildi bu; n tekerlekleriyle burnu dipteki amura saplanm, bagaj knts neredeyse su yzne kmt. Ak mavi o zamanlar iin sra d bir araba rengiydi, ikin formu da ayn ekilde sra dyd. Olanlar arabay grr grmez tandlar. O kk ngiliz arabas, Austin'di bu, hi kukusuz trnn o blgedeki tek rnei. Gz doktoru Mr. Willens'a aitti. Direksiyenun bandaki hali, bir izgi roman karakterini andrrd, nk gl omuzlar ve koca kafasyla tknaz bir adamd. Sanki her zaman, darlktan patlayacak gibi grnen bir takm elbiseyi andran arabann iine skm gibi grnrd.

    Arabann tepesinde, Mr. Willens'n scak havalarda at bir panel vard. O srada da akt. Olanlar arabann iindekileri pek iyi gremiyorlard. Arabann rengi, suyun iindeki formunu ak bir ekilde ortaya karyordu, ancak su o kadar berrak deildi ve pariald olmayan nesneleri bulanklatryordu. Olanlar kyya meldiler, sonra karnlar zerine yatp kaplumbaalar gibi balarn uzatarak grmeye altlar. Sanki bir hayvan kuyruu gibi koyu ve tyl bir ey vard, arabann tavanndaki delikten km suyun iinde ylesine salnyordu. Ksa sre sonra bunun bir kol olduu grld, koyu renk, kaln ve tyl kumatan ceketin yeninin iin-

    s

  • deydi. Sanki arabann iinde adamn bedeni -Mr. Willens'n bedeni olmalyd bu- tuhaf bir pozisyon almt. Akntnn gc -zira yln bu mevsiminde, deirmen havuzunda bile akntnn kayda deer bir gc olurduonu bir ekilde yerinden kaldrm ve neredeyse dar atmt, bylece bir omzu arabann tavanna kadar gelmi, bir kolu dar kp serbest kalmt . Kafas direksiyon tarafndaki kapnn penceresine skm olmalyd. Tekerleklerden birinin, dierine nazaran nehrin dibindeki amura daha fazla batm olmas, arabann nden arkaya olduu kadar yanlamasna da eimde olduunu gsteriyordu. Besbelli penceresi ak, kafa dar uzanmt, nk beden o pozisyonda kalmt. Ama olanlar bunu gremediler. Mr. Willens'n yzn bildiklerinden kafalarnda canlandrabiliyorlard; her zaman teatral bir havada somurtan, ama hibir zaman rktc olmayan keli, koca bir yzd bu. Dalgal ve ince salar tepelerde kzl ya da pirin sarsyd ve alnnn stne aprazlama taranrd. Kalar salanndan daha koyuydu; sanki gznn stnde trtllar varm gibi kaln ve kabarktlar. Olanlara zaten .acayip gelen bir yzd bu, dier birok yetikin yz gibi ve bu yzn boulduunu grmekten korkmuyorlard. Ama grebildikleri tek ey adamn kolu ve rengi umu eliydi. Gzleri suyun iine bakmaya altktan sonra, eli ak bir ekilde grebiliyorlard. El orada bir ty gibi, rkek ve kararszca salnyardu ya, bir hamur gibi hacimliydi aslnda. Bir o kadar da sradan, tabii oradaki varlna altktan sonra. Trnaklannn her biri, o her gnk selam veren akll grnleriyle, iinde bulunduklar durumu hassasa reddedileriyle, kk ve dzgn birer yz gibiydi sanki.

    "toluit," dedi ocuklar. Biriken bir enerjiyle ve gittike derinleen bir sayg, hatta bir kranla. "toluit."

    19

  • Bu seneki ilk gezintileriydi bu .. Peregrine Nehri'nin zerindeki kprden, Cehennem Kaps ya da lm Tuza olarak bilinen -aslnda kprden ok, yolun gney ucundaki keskin dnemeten kaynaklanyordu tehliketek eritli, iki kemerli o kprden geerek gelmilerdi.

    Yayalar iin nizami bir yry yolu vard, ama onu kullanmadlar. Kullandklan da grlmemiti. Belki yllar evvel, ancak ellerinden tutularak dolatrldklar yatayken. Ne ki o zamanlar onlar iin oktan silinip gitmiti; karlarna ipak fotoraf olarak kantlar konsa ya da aile arasnda bir sohbette dinlemeye zorlansalar bile kabullenmeyi reddederlerdi .

    Kprdeki yry yolunun aksi ynndeki, boydan boya uzanan demir knt boyunca yrdler. Yirmi santim geniliindeydi bu knt ve kpr zemininden yirmi be-otuz santim yukarda kalyordu. Peregrine 1\Jehri k mevsiminin buz ve kar ykn -imdi erimiti- Huron Gl'ne tayp boaltyordu. Dzlklerde gller oluturan ve fidanlar skp yetitii her tekneyi ve kulbeyi alp gtren yllk selden sonra, nehir az ok yatana geri dnmt . Tarlalarn ekip getirdii amurla ve yzeyindeki soluk gne yla, su kaynamakta olan karamelli pudinge benziyordu. Gelgelelim iine dtn m kann dondurur, seni srkleyerek gle frlatverirdi, payandalara vurup beynini patiatmazsa tabii.

    Arabalar onlara koma ald -uyarr ya da azarlar gibi- ama onlar tnmadlar. Tek sra halinde, uyurgezerler kadar sakin bir tavrla ilerlediler. Sonra, kprnn kuzey ucunda, dzlklere vurup geen seneden hatrladklar patikalarn yerlerini tespit ettiler. Selin zerinden fazla zaman gemediinden bu patikalar izlemek o kadar kolay deildi. Yrmek iin yerlere serilmi al rplar teknelemek ya da amurla svanm bir im tmseinden dierine atlamak zorundaydlar. Bazen dikkatsizce

    20

  • atlayp amura ya da sel suyundan artakalm su birikintilerine dyor ve ayaklan bir kere siand m, nereye dtklerini artk umursamyorlard. Bata ka amurda yryor ve su birikintilerine giriyor, kauuk izmelerini neredeyse sonuna kadar suya batryorlard . Rzgar lkt; bulutlar, eski bir yn ipi eklinde birbirinden ayryor, martlar ve kargalarsa birbirleriye didiip nehre pike yapyorlard. ahinler ykseklerde gzclk ediyor, tepele .. rinde emberler iziyorlard; blbller daha yeni dnmt, kzl kanatl karatavuklarsa iftler halinde atlveriyor, sanki boyaya batrlmlar gibi, parlamalar insann gzlerinde yansyordu.

    "Yanmzda bir onikilik olacakt ." "Yanmzda bir 12 kalibrelik olacakt." Dallar kaldrp azlaryla ate sesi karmak iin

    fazla byktler. Sanki silahlar her an ellerinin altndaym gibi, ylesine bir pimanlkla konuuyorlard .

    Kuzeydeki hayrlar trn1arup kumluk alana ktlar. Kaplumbaalarn yumurtalarn bu kumlua brakt syleniyordu. Ancak mevsim henz erkendi, ayrca u kaplumbaa yumurtas hikayesi yllar ncesine aitti; olanlann tekinin bile yumurta grml yoktu. Yine de ne olur ne olmaz diye, tekmeler savurarak kurnda yrdler. Sonra da, aralarndan birinin geen yl baka bir olanla dolarken, selin bir katliam yn arasndan s .. rkledii kze ait bir leenkemiini bulduu yere bakndlar. Nehrin etraftan artc, biimsiz, acayip ya da alelade bir dolu nesneyi sprp baka bir yere ynas beklenirdi. Yuvarlanp top olmu teller, olduu gibi kalm btn bir merdiven, bklm bir krek ya da tenekeden bir aydanlk. Leenkemii bir suman dalna taklmt, bir yerde uygun dmt bu, zira bazlarnn koni eklinde kzl ular olan tm o przsz dallar, kz ya da geyik boynuzunu andryordu.

    2 1

  • Bir sre etrafta eelenip durdular, Cece Ferns onlara tam olarak hangi dal olduunu gsterdi, ama hibir ey bulamadlar.

    Onu kefedenler, Cece Ferns ve Ralph Diller'd ve kemiin u anda nerede olduu sorulduunda Cece Ferns, uRal ph alp gtrd/' dedi. Yanndaki dier iki olan -Jimmy Box ve Bud Salter- byle olmas gerektiini biliyorlard. Zira Cece Ferns, babasndan kolayca saklayabilecei kadar kk olmad mddete, eve hibir ey gtremezdi. -

    Yaplabilecek ya da yakn zamanlarda yaplm daha faydal keiflerden bahsettiler. it parmaklklar sal yapmnda kullanlabilirdi ya da srklenmi kerestelerle planiadn kulbeyi ya da kay yapabilirdin. Ama ans dediin, u sahipsiz misk san kapanlarndan ele geirnekti . Sonra da kollar svayp bu ie atlrdn. Deri! erin kurutulaca germe tahtalarn yapmak iin yeteri kadar kereste toplayabilir, hayvanlann derisini postunu yzrnek iin de bak alabilirdin. Bildikleri bir kmaz sokaktaki, eskiden kiralk atlann ahr olan bo barakay ele geirmekten konutular. Kapsnda bir asma kilit vard, ama byk bir ihtimalle pencereden girilebilirdi; tahtalar gece sklp gn doarken yerine konulabilirdi. Bu i iin yannda bir ldak gtrrdn. Yo, bir fener. Misk sanlarnn derilerini yzp postlarn gerer, sonra da onlar dnya paraya satardn.

    Bu tasar gzlerinde yle bir gereklik kazand ki, o kymetli postlar btn gn barakada brakmak onlar kayglandrr oldu. Dierleri kapanlar kontrol ederken, aralarndan biri orada durup nbet tutmak zorundayd. (Okulun l afn eden yoktu, bu arada.)

    Kasabadan iyice uzaklatklar srada byle konuuyorlard ite. Sanki zgrlermi gibi ya da neredeyse zgrlermi gibi konuuyorlard; sanki okula gittikleri, bir-

    22

  • likte yaadklar bir aileleri ya da yalar dolaysyla katlanmak zorunda olduklar birtakm aalanmalar yokmu gibi. Bunun yan sra, krsal alan ya da bakalarnn tesisleri, onlarn bu giriimleri ya da maceralar iin ihtiya duyduklar her eyi, hem de onlar adna en dk risk pay ve aba karlnda salayacakt san ki.

    Buralara geldiklerinde, sohbetlerinde meydana gelen bir dier deiiklik de isim kullanmay brakm olmalaryd. Zaten birbirlerine gerek isimleriyle hitap ettikleri pek yoktu; hatta rnein Bud gibi ksaltlm isimleri bile kullanmyorlard . Gelgelelim okulda herkesin baka bir ismi vard, Patlakgz, Gevigetiren gibi olanlar, o insanlarn grn ya da konuuuyla ilgiliydi, Hassasgt ya da Pilibeceren gibi olanlar da -ki bu isimler kuaktan kuaa aktanlrd- o kiilerin ya da aabeyleri, babalar veya amcalannn hayatna dair gerek ya da efsanevi birtakm olaylarla ilintiliydi. Krlara ktklarnda ya da nehir kysndaki dzlklere geldiklerinde olanlar bu takma isimleri kullanmaz oldular. Biri dierinin dikkatini ekmek istediinde, tek syledii, "Hey!"di . Kulaa irkin ve mstehcen gelen ve yetikinlerin gya hi duymadklar o isimler bile, birbirlerinin grnn, huylarn, aile1erini ve kiisel gemilerini sorun etmedikleri byle anlardaki duygularn bozard.

    Buna ramen birbir1erini arkada olarak grdkleri pek sylenemezdi. Birini en iyi arkada ya da arkadalardan biri olarak asla ad1andrmaz ya da kzlarn yapt gibi, "birbirlerine kenetlenip etrafta dolamazlard . Bu lden her birinin yerine en az bir dzine olandan biri geer ve dierlerince tam olarak ayn ekilde karlanrd. Bu takmn yelerinin ou dokuz ile on iki ya arasnda, yani bahenin ve mahallenin snrlan iinde zapt edilemeyecek kadar byk, ama altrlamayacak, dkkanIann nndeki kaldrmlar sprrnek ya da hisikietle

    23

  • bakkaliye servisi yapmak gibi ilerin bile verilerneyecei kadar da ufaktlar. ou kasabann kuzey ucunda otururdu; bu da, yeterince bydkleri anda o tip bir ite almalar gerektii ve Appleby ya da Yukar Kanada Kolej i gibi yerlere hibirinin asla gnderilmeyecei anlamna geliyordu. Ve hibiri ne bir kulbede yayordu ne de hapiste yatan bir akrabas vard. Buna ramen, evdeki yaantlar ve hayatta onlardan beklenenler arasnda kayda deer farklar vard. Gelgelelim bu farkllklar il hapishanesini, tahl ambarn, kilise kulesini ve adalet sarayndaki saatinin an sesinin kapsamn arkalarnda brakr brakmaz ortadan kalkyordu.

    Dn yolunda hzl yrdler. Bazen admlarn hzlandrdlar, ama komadlar. Hoplamak, zplamak, oyalanmak, su sratmak yoktu artk, gezintilerine elik eden tm o sesler, o yuha ekmeler ve ulumalar da keza. Selin getirdii her srpriz, akllarna yazlyor, ama arkada braklyordu. Aslna baklrsa, gitmeleri gereken yerin ve bir sonraki yapmalar gereken eyin srtianna bindirdii ykle, ayn yetikinler gibi, olduka sabit bir hzda ve en makul ratay izleyerek yol atyorlard. Hemen nlerinde bir ey, sanki yetikinlerin ounda olduu gibi onlann da gzlerinin nnde onlarla dnya arasna giren bir fotoraf vard . O glet, o araba, o kol, o el . Belirli bir noktaya geldikleri anda barmaya balayacaklann dnyorlard. Kasahaya varp haykracak, haberlerini etrafa yayacaklard ve herkes donup kalacak, onlan dinleyecekti.

    Her zaman yaptklar ekilde, kntnn zerinden yryerek kpry getiler. Ancak riske girecek, cesaret gsterisi yapacak ya da aldrmazlk tasiayacak halde deillerdi. Hatta yry yolunu bile kullanabilecek durumdaydlar.

    24

  • Limana da, kasaba meydanna da klabilen keskin dnemeci izlemek yerine, tren yolu barakalarnn yannda beliren patikaya girip dorudan bayr trmandlar. Saatin eyrek gee anlar ald. On iki yi eyrek geiyordu. nsanlarn le yemei iin evlerine dndkleri zamand bu. Ofislerde alanlarn leden sonralar serbestti. Ama dkkaniarda alanlar sadece o mutat saatIerini deerlendirmekteydi, zira cumartesi geceleri dkkanlar ona, on bire kadar ak olurdu.

    nsanlarn ou scak, doyurucu bir kap yemek iin evlerine gidiyordu. Domuz pirzelas ya da sosisi, halanm biftek ya da sarma rosto. Pek tabii patates, pre ya da kzarm olarak; klk depolanm kk sebzeleri ya da lahanalar veya beyaz soslu soan yemei. (Daha zengin ya da beceriksiz birka ev kadn bezelye veya fasulye konservesi de aabilirdi.) Ekmek, kurabiyeler, reeller, pastalar. Gidecek evi olmayan ya da bir nedenle evlerine gitmek istemeyenler de, Cumberland Dk'nde ya da Tccar Oteli 'nde, veya Shervill'in Mandra Bar'nn buulu pencerelerinin ardnda oturup aa be yukar ayn ey leri yerdi .

    Evlerine yryenierin ou erkekti. Kadnlar zaten oradayd, onlar her zaman evdeydi. Ancak kendi hatalarndan kaynaklanmayan nedenlerle -kocalar lm ya da hasta olduu veya hi evlenmedikleri iin- dkkanIarda ve ofislerde alan baz orta yal kadnlar, bu olanlarn anneleriyle arkadatlar ve caddenin karsnda bile olsalar, ocuklara aile ortam diye bildikleri eyleri ya da uzak gemite kalm bebekliklerini anmsatan keyifli ya da en akrak bir ekilde seslenerek selam verirlerdi (bundan en olumsuz etkilenen de Buddy1 dedikleri

    1. (Ing.) Ahbap. kafadar. (.N.)

    25

  • Bud'd). Erkeklerse, onlar iyi tansalar da, olanlar isimleriyle selamlamaya zahmet etmezlerdi. Onlara cocuklar" ya da "genler", arada bir de "beyler" diye hitap ederI erdi .

    "Beyler, iyi gnler size." "imdi doruca eve mi gidiyorsunuz, ha ocuklar?" "Siz genler, bu sabah ne dolaplar evirdiniz baka-

    l ?" m. Tm bu selamiamalarda bir akaclk derecesi olsa

    da, farkllklar da vard. Onlara "genler" diye hitap edenler, "ocuklar" diyenlerden daha iyi niyetliydi -ya da iyi niyetli olmak veya yle grnmek istiyorlard. ocuklar, belirsiz ya da belirli bir kabahat yznden, ardndan bir azarn takip edeceinin iareti olabilirdi. "Genler'' ise, hitap edenin de bir zamanlar gen olduunu belirtiyordu. uBeyler"e gelince, hasbaya alay ve aalamayd bu, ama azarlama yoluna kmyordu, nk bunu sy-

    leyen kii rahatsz edilemeyecek kadar ulalmazd. Karlk verirken, olanlar yanlarndan getikleri ha

    nmefendinin czdanna da, adamn ademelmasna da bakmadlar. Ak bir ekilde "Selam," dediler, nk selam vermezseler balarna bir bela gelebilirdi ve sorulara karlk olarak, "Evet efendim,"; "Hayr efendim,"; "dare eder," gibi cevaplar verdiler. O gn bile, kendileriyle konuan bu sesler onlarda tela ve karmaa yaratt ve her zamanki ketumluklaryla yantladlar.

    Belirli bir dnemece geldiklerinde dalmak zorundaydl ar. Her zaman bir an evvel eve dnmek kaygs tayan Cece Ferns, ilk ayrlan oldu. "Yemekten sonra grrz,, dedi.

    "Olur," dedi Bud Salter, "sonra da kasaba merkezine gideriz."

    Bununla, hepsinin anlad gibi, 'kasaba merkezindeki polis karakolu" kastediliyordu . Anlalan, aralarnda

    26

  • tartmadan yeni bir operasyon plan yapm, verecekleri haberi iletmek iin daha makul bir yol bulmulard. Ancak evdekilere bir ey anlatp anlatmayacaklar da pek belli deildi. Bud Salter ya da Jimmy Box'un bunun yapmamas iin geerli bir sebep yoktu.

    Cece Fems, evdekilere hibir ey anlatmazd.

    Cece Ferns tek ocuktu. Anne babas dier ocuklano oununkinden yalyd; belki de yaadklar ypratc hayattan dolay yal grnyorlard. Cece dier ocuklardan ayrldktan sonra, eve gelmeden nceki son sokan orada, her zaman yapt gibi hzl yrmeye balad. Bunun nedeni bir an evvel oraya varmak ya da daha hzl gitmesi ileri yoluna kayaca iin deildi . Zamann abucak gemesi iin byle yapyor olabilirdi, nk o son sokak kayglarla dolu olmalyd .

    Annesi mutfaktayd. yi. stnde hala sabahl vard ya, yatandan kalkmt yine de. Babas ortalarda yoktu ve bu da iyiydi, keza imdiye kadar eve dnmediyse, dorudan Cumberland'a gitmi olmas muhtemeldi . Demek ki onunla urmas iin vakit ge olacakt .

    Cece'nin babasrun ismi de Cece Ferns'ti. Walley'de iyi bilinen ve genel olarak seveceniilde anlan bir isimdi bu ve biri kp da otuz-krk sene sonra bir hikaye anlat .. sa herkesin, olun deil de, babann kastedildiini anJa .. yacan varsayard . Kasahaya ksmen yeni gelmi biri, 'Cece'nin yapaca ey deil bu/' dese, ona kimsenin o Cece'yi kastetmedii sylenirdi.

    "Ondan deil, bynden bahsediyoruz." Cece Ferns'in zatrree ya da aresi olmayan baka

    bir halt yznden hastaneye gittii -ya da gtrldve hemirelerin, ateini dindirrnek iin onu slak havlu lar ve araflara sardklanndan sz ederlerdi . Ter dkmesiyle

    27

  • atei inmi, tm o havlu ve araflar kahverengi olmutu. Vcudundaki nikotindi bunun nedeni. Hemireler byle ey grmemiti. Cece'ninse keyfine diyecek yoktu. On yandan beri ttn ve alkol aldn iddia ediyordu.

    Ve Cece'nin kiliseye gittii gn konuurlard. Neden gittii akla hayale pek smazd, ama Protestan kilisesiydi bu ve kars da Protestan'd, yani onu memnun etnek iin gitmiti belki de, bunu akla hayale sdrmak daha da zordu. Gittii o gn Aai Rabhani ayini vard ve Protestan kilisesinde ekmek ekmektir de, arap zm suyudur. "Bu da ne?" diye yksek sesle haykrd Cece Ferns. "Eer bu Kuzu'nun kanysa, o zaman kanszn teki olmal."

    Fernlerin mutfanda le yemei hazrlklan devam ediyordu. Dilirolenmi bir sornun ekmek masaya konmu, yanna da dilirolenmi pancar konservesi almt. Bir-iki dilim sucuk kzartlm -yunurtalardan nce, oysa sonra kzartlmalar gerekirdi- ve soumasn diye ocan stnde ksk derecede tutuluyordu. imdi de Cece'nin annesi yumurtalan piirmeye balamt. Bir elinde yumurta spatulasyla ocaa eilmi, dier elini de midesine bastrm ac iinde sallanyordu.

    Cece onun elinden spatulay ald ve elektrikli oca kst, nk ok s veriyordu. Yumurta aklarnn fazla sertlememesi ve kenarlarnn yanmamas iin, ocan ss dneeye kadar tavay uzakta tutmalyd . Vaktinde gelip tavadaki kalan ya silememi, azck domuz ya damlatamamt. Annesi asla kalan yalan silmez, bir nden dier ne tavada kalmasna gz yumar, gerektiinde de stne azck domuz ya damlatrd.

    Is istedii kvama gelince, Cece tavay ocaa koydu ve dantel gibi olmu kenarlarn kopararak yumurtalar dzgn daireler haline getirdi. Temiz bir kak buldu ve katlamalar iin sarlarn zerine birazck scak marga-

    28

  • rin damlatt . O da, annesi de, yumurtalarn byle pimiini severlerdi, ama annesi genelde bunu beceremezdi. Babas yumurtalarn iki tarafnn da kzartlarak krep

    '$ gibi yass hale gelmiini, ayakkab kselesi gibi oluncaya kadar piirilip kararacak kadar karabibere bulanm olann severdi . Cece yumurtalar onun istedii tarzda piirmeyi de bilirdi.

    Onun mutfakta ne kadar deneyimli olduunu dier olanlarn hibiri bilmiyordu; ayn ekilde, evin dna, yemek odasnn penceresini getikten sonra saralnn arkasna yapt saklanma yerinden de kimsenin haberi yoktu. .

    O yumurtalar piirirken annesi pencerenin yanndaki sandalyeye oturdu. Gzlerini sokaa dikmiti. Babasnn bir eyler yemek iin eve dnmesi, hala ihtimal dahilindeydi. Henz kafay ekmemi olabilirdi. Ama davranlar, her zaman da alkolle balantl deildi. Eer imdi mutfaa kagelseydi, Cece'den ona da yumurta piirmesini isteyebilirdi. Sonra ona nlnn nerede olduunu sorar ve onun bir adama mkmmel karlk yapacan sylerdi. Eer keyfi yerindeyse byle davranrd ite. Baka trl bir ruh halindeyse, durup dururken cece'ye belirli bir ekilde, yani yok yere gzda veren, abartl bir ifadeyle bakmaya balar ve ona, dikkatli olsan iyi edersin derdi.

    ceKendini akll sanyorsun, deil mi? Peki, yle ol-sun, sana tek tavsiyem, en iyisi dikkatli ol sen."

    Sonra, eer Cece ban kaldrp ona bakar ya da belki de babasnn bakiarna karlk vermez, veya elindeki yumurta spatulasn drr ya da grltyle tezgaha koyarsa, hatta hatta bir eyleri drp ses karmamak iin fazladan bir aba sarf ederek etrafta adeta kayarcasna dolanrsa, babas dilerini gsterip bir kpek gibi hrlamaya meylederdi. Tm bunlar gln ola-

    29

  • bilirdi -gerekten de glnt, ama babas bir kez ciddileti mi i deiirdi. Bir dakika iinde yemek ve tabak anaklar yerlerde, sandalye ve masalar devriimi bir halde, bu sefer elinden kurtulamayacan, bakalm yzn kzgn ocaa yaptrdnda ne yapacan haykrarak Cece'yi evin iinde kovalyor olabilirdi. ldrm olduundan kimse phe duymazd. Ama tam bu noktada kap alnsa, mesela onu alp gtrmek zere bir ahbab gelse, yz annda eski haline dner, kalkp kapy aarak akac bir tavrla albabnn ismini sylerdi yksek sesle.

    C(Hemen geliyorum, hemen. Seni ieri davet ederdim, ama maalesef karm yine ta bak ana etrafa frlatt."

    nandrc olmaya kalkmyordu. Byle eyler sylemesinin nedeni, evinde ne olursa olsun bir aka haline getirmekti.

    Cece Ferns'in annesi, havann snp snmadn ve o sabah nerelerde olduunu sordu ona.

    "Evet," dedi Cece, sonra ekledi, "dzlklere ktk." Annesi, onun stnden rzgar kokusunu alm gibi

    hissettiini syledi. "Yemeklerimizi yedikten hemen sonra ne yapaca

    m biliyor musun?" dedi. "Bir scak su torbas yapp doru yataa gideceim; bakarsn bu sayede eski gcme kavuup ayaklanrm."

    Neredeyse her zaman byle yapacan syler, ama bunu sanki o an aklna gelmi bir fikir gibi, umut dolu bir karar gibi ilan ederdi hep.

    Bud Salter'n, anneleri zorlamad mddete asla ie yarar bir ey yapmayan iki abias vard. Ve sa yapmay, trnak cilalamay, ayakkab temizlemeyi, makyaj yapmay, hatta giyinme uralann bile asla yatak odalar ya

    30

  • da banyolaryla snrl tutmazlard. Taraklarn, bigudilerini, yz pudralarn, trnak ve ayakkab cilasn evin her tarafna saarlard. Ayrca her bir sandalyenin arkalna yeni tlenmi elbiselerini ve bluzlarn asar, zemindeki her bo noktaya kurumas iin sveterlerini yaydklar havlular saarlard. (Sonra da eer yaknna gelirsen has has barrlard sana.) Evdeki eitli aynalarn nnde konumlanrlard, giri asklndaki ayna, yemek odas bfesinin stndeki ayna, mutfak kapsnn arkasnda altndaki rafn her zaman engelliineler, topluineler, bozuk paralar ve kurunkalemlerle dolu olduu ayna. Bazen aralarndan biri yirmi dakika kadar aynann karsna dikilir, eitli alardan grnn kontrol eder, dilerini inceler, salarn arkada toplayp sonra nne savururdu. Sonra grnte halinden memnun ya da en azndan iini bi tirmi olarak giderdi; ancak en fazla, sanki yeni bir kafaya sahip olmu gibi her eye yeni batan balayaca dier odaya, dier aynaya kadar.

    u anda byk ablas, szde gzel olan, mutfak aynasnn nnde, bandaki tokalar karyordu. Kafas, ylan gibi parlak kvrmlarla doluydu. Dier ablas, annesinden ald emirler uyarnca patatesleri eziyordu. Be yandaki kardeiyse, masann bir kesine oturmu, a .. tal ban vurarak, "Yemekler nerede? Yemek isterim," diye banyordu.

    Bunu aka niyetine yapan babasn taklit ediyordu. Bud kardeinin sandalyesinin yanndan geerken,

    usul bir sesle, "Gryor musun," dedi, .. prenin iine yine topaklar koyuyor."

    Abisi onu, topaklar dardan eklenen bir ey olduuna inandrmt, muhallebilerdeki pirin taneleri ya da kiler dolabndan baka bir malzeme gibi.

    Bunun zerine kk kardei arksn yarda kesip ikayete balad.

    3 1

  • "Eer iine topaklar koyarsa azma bile srmem. Anne, eer iine topaklar koyarsa yemeyeceim."

    "Oh, aptal gibi konuma," dedi Bud'n annesi. Elma dilimleri ve soan halkalar eliinde domuz pirzelas kzartyordu. "Bebek gibi zrldamay kes artk."

    uonu ayartan Bud," dedi byk ablas . "Bud yanna gidip Doris'in preye topaklar koyduunu syledi. Bud bunu hep sylyor, tekinin de hibir eyden haberi

    k, yo . "Bud'n yzn datmak lazm," dedi patatesleri

    ezmekte olan abias Doris. yle bou bouna konumakla kalmazd aslnda, bir keresinde Sud'n yananda bir trmk izi brakmt .

    Bud, stnde bir ravent pastas soumakta olan bfeye doru gitti. Eline bir atal alp leziz bir tarn kokusuyla enfes buharlar saan pastay gizliden gzetlerneye balad. Tepesindeki deliklerden birini amaya alyordu, bylece iindeki malzemelerin tadn alabilecekti. Kardei onun ne yaptn grd ama ondan ok korktuundan bir ey sylemedi. Bu kk karde ok martlmt, ayrca abialar tarafndan srekli korunuyordu, bu evde ,bir tek Bud)a sayg d uyard o.

    Kk olan, "Yemek nerede?'' diye tekrarlad, ama bu kez dneeli bir sessizlikte.

    Doris,: patates presi iin bir kap almak zere bfeye geldi. Bud dikkatsizc bir. hareket yapt ve pastann tepesindeki hamurun bir ksm ieri kt.

    "imdi de pastay mahvediyor," dedi Doris. "Anne, Bud pastan bozuyor."

    "u kahrolas eneni kapasana," dedi Bud. "ekil o pastann yanndan," dedi Bud'n annesi de

    neyimli, hani neredeyse dingin bir sertlikte. "Svmeyi de, zevzeklii de brakn. Byyn artk."

    32

  • Jimmy Box, le yemei iin kalabalk bir masaya oturdu. O, babas, annesi ve drt ve alt yandaki kz kardeleri, bykannesinin evinde, bykannesi ve byk teyzesi Mary ve bekar daysyla birlikte oturuyorlard. Babasnn, evin arkasndaki barakada bir bisiklet tamir dkkan vard, annesi de de Honekerlerin maazasnda alyordu.

    Jimmy'nin babas sakatt, yirmi iki yandayken kapt ocuk felci yznden. Yrrken kalalarndan itibaren ne eilir, haston kullanrd. Dkkanda alrken gze batmazd bu hali, zira ne de olsa bu tip iler hi durmadan eilmeyi gerektirirdi. Ama caddede yrrken ok garip grnrd, ne var ki kimse ona lakap takp taklit etmeye yeltenmezdi. Bir zamanlar kasabann kayda deer bir hokey ve beyzbol oyuncusuydu ve gemiine ait bu eref ve kahramanln bir ksm hala onu sarmalyor, bylece de u anki durumu (nihai evre olmakla birlikte) yine de bir evre olarak konumlandrabilen bir perspektif iine alyordu. Kendisi de aptalca akalar yaparak ya da iyimser bir tavr taknp o km gzlerinden okunan, onu birok gece uyutmayan acsn inkar ederek, bu algnn pekinesinde pay sahibi oldu. Ayrca Cece Ferns'in babasndan farkl olarak, kendi evine geldiinde mizacn deitinezdi .

    Gelgelelim, tabii ki bir tek kendi evi deildi bu. Kars onunla, sakatlndan nce nianlanm olsa da sonradan evlenmiti, bu nedenle o eve annesiyle birlikte tanmasn normal bulmutu, bylece o kendi iinde alrken, annesi dnyaya gelen ocuklara bakacakt. Karsnn annesi de normal bulmutu bunu, yani baka bir aileyi stlenmeyi; kz kardei Mary'nin, grme duyusunu kaybettikten sonra onlarla yaamak zere tanmasn da, an utanga biri olan olu Fred' in, kendini daha iyi hissettii bir yer bulana kadar o evde yaamaya devam et-

    33

  • mesini de ayn ekilde normal bulmutu. Balarna gelen u veya bu tip skntlar, en fazla hava durumuna sylendikleri kadar sylenerek kabullenen bir aileydi bu. Gerek u ki Jimmy'nin babasnn durumundan ya da teyzesi Mary'nin grme bozukluundan evdeki hi kimse bir sknt, bir sorun olarak bahsetmezdi, ayn ekilde Fred'in utangalndan da. Engeller ve aksiliklerio zerinde durulmaz, yle olmayanlardan ayr tutulmazd.

    Ailede, JimmyJnin bykannesinin kusursuz bir a olduuna dair geleneksel bir inan vard ve bir dnem bu doru olabilirdi, ama son yllarda bir d sz konusuydu. Ekonomiler bugnn ihtiyalar hesap edilmeden icra ediliyordu. Jimmy'nin annesinin ve daysnn maalar makuld, teyzesi Mary'ye emekli maa balanm, bisikleti dkkan iler vaziyetteydi ya, yine de yemeklerde yumurta yerine bir yumurta, et dilimlerine de fazladan yulaf ezmesi katlyordu. Worcestershire sosunu fazla fazla yaparak ya da muhallebilere an miktarda hindistancevizi katarak telafi etme giriimleri de oluyordu. Gelgelelim kimse ikayet etmedi. Herkes takdir etti. ikayetler yldrm topu kadar nadir grlrd bu evde. Sonra herkes, hatta kk kzlar bile, birbirlerine arptklan anda uAffedersin," derdi. Sofrada, sanki her gn konuklar varm gibi, herkes yanndakine bir ey uzatrken "ltfen, ve "Teekkr ederim,, demeyi eksik etmezdi. Her bir askya aslm yn yn elbiseyle, trabzan balarna atlan mantolarla, Jimmy ve days Fred iin yemek odasnda daimi olarak kurulan portatif karyolalarla, bfenin zerindeki, tlenip tamir edilmeyi bekleyen elbise ynyla, st ste, alt alta, birlikte yuvarlanp gidiyorlard ite. Kimse merdivenleri koturarak kmaz, kaplar vurmaz, radyonun sesini fazla amaz ya da uygunsuz bir ey sylemezdi .

    O cumartesi, le yemeinde Jimmy'nin azn amamasn aklar myd bunlar? Hibiri azn amad

    34

  • ama, de. Cece'nin durumu anlalrd. Babas, Cece' nin yaptklar ok nemli bir kefi aklama iddiasn hibir ekilde kaldrmazd. Cece'nin annesi de, her eyi habasnda yol at etkinin nda deerlendirdiinden, onun bu hikayeyle polis karakoluna gitmesinin bir karmaaya neden olacan -doru olarak- anlar, bu nedenle ondan bu konuyu amamasn isterdi. Ne ki, dier iki olan olduka makul ortamlarda yayariard ve anlatabilirlerdi. Jimmy'nin evinde bir afallama ve onaylamama hali olur, ama hemen sonra bunun Jimmy'nin hatas olnadn herkes kabul ederdi .

    Bud'n abialar ona kafay tp tmediini sorarlard. Hatta hikayenin orasndan burasndan ekitirip, bir cesetle kagelmenin tam da ona gre olduunu, o tatsz huylarna yaktn ima ederlerdi . Gelgelelim babas akl banda ve sabrl bir adamd ne de olsa; tren istasyonunda nakliyeden sorumlu yetkili olarak iinde birok deli samas dinlemeye alknd. Bu nedenle nce abialar susturur, ardndan Bud'la ciddi ciddi konuup onun abartmadan doruyu sylediinden emin olduktan sonra, polis karakoluna telefon ederdi.

    Sorun evlerinin ok dolu grnmesiydi. Zaten ok fazla ey olmaktayd. Dier evler kadar Cece'nin evi iin de geerliydi bu, nk babasnn yokluunda bile, o saptm varlnn yol at tehdit ve ans her zaman vard .

    "Syledin mi?" us ,, en. "Ben de sylemedim." Hangi yolu kullandklarn dnmeden kasabann

    merkezine yrdler. Shipka Caddesi'ne sapp Mr. ve Mrs. Willens'n yaad harla svanm bungalovun yanndan geerken buldular kendilerini. Farkna varmadan

    3 5

  • nnde duruyarlard imdi. n kapnn iki tarafnda, cumbal iki kk pencere vard ve merdivenin st basama iki sandalye sacak kadar geniti, imdi orada olmasalar da; yaz akamlan Mr. Willens ve ei burada, bu sandalyelerde otururdu. Evin bir tarafna, kaps caddeye alan ve farkl bir giri yolu olan dz atl bir ek yaplmt. Kapnn yannda, D.M. WILLENS, GZ DOKTORU, yazyordu. Olanlarn hibiri bu muayenehaneye gitmemiti, ama Jimmy'nin Mary teyzesi gz damlalar iin dzenli olarak geliyordu buraya, ayrca bykannesi de gzlklerini buradan almt. Bud Salter'n annesi de, ayn ekilde.

    Svann kirli pembe bir rengi vard, kap ve pencere pervazlarysa kahverengiye boyanmt. K pencereleri11 kasabadaki evlerin ounda olduu gibi henz kanlmamt. Evin yle sra d bir zellii yoktu, ama n bahesi iekleriyle mehurdu. Mrs. Willens hretli bir bahvand, ieklerini Jimmy'nin bykannesi ve Bud'n annesi gibi, sebze bahelerinin yanndaki uzunlamasna tarhlara ekmezdi o. Onlar her tarafa, yuvarlak ya da hilal eklindeki tarhlara ve emberler halinde aa diplerine ekerdi . ki haftaya kalmaz bu imenlik fulyalarla dolu olacakt. Ama imdilik bir tek evin kesindeki altnana all iek amt. Neredeyse evin saana kadar uzanm, bir su kayna gibi sapsan havaya fkrmt.

    Altnana all titredi, ama rzgardan deil, zira ardndan iki bklm kahverengi bir figr kt. stnde eski bahvan elbiseleri, gevek asklan, yrtk prtk ceketi ve siperli kasketiyle -kocasna aitti herhalde, nk aa dp gzlerini kapyordu- yumru yumru kk bir

    1 . Frrtma penceresi de denilen bu pencereler, km souu daha iyi kesebilmek iin binanm var olan pencerelerinin d1ma taklan ve yazm ikardabiien ilave pencerelerdir. (Y.N.)

    36

  • kadn, yani Mrs. Willens kageldi.. Elinde bir makas vard . O anda yavalayp durdu olanlar, ya duracak ya da

    koup kaacaklard. Belki de kprdamadan birer direk gibi durunca Mrs. Willens'n onlar fark etmeyeceini dndler. Ama onlar grmt kadn; o yne doru telala gelmesinin nedeni buydu.

    "yle aval aval benim altnanaklarma bakyorsunuz demek," dedi Mrs. Willens. "Birka dal eve gtrmeye ne dersiniz, ha?"

    Aval aval baktklar altnanaklar deil, manzarann tmyd; her zamanki gibi grnen ev, muayenehane kapsnn yanndaki tabela, ieri alan perdeler. Hibir ey kof ya da meum deildi, hibir ey Mr. Willens' n ieride olmadn, arabasnn muayenehanesinin arkasndaki garajda deil de, Jutland'daki gletin dibinde olduunu sylemiyordu. Mrs. Willens da, kar kalkar kalkmaz herkesin ondan bekledii yere -kasabadakiler byle sylerdi- yani bahesine km alyordu. Przl ve meydan okurcasna olsa da dmanca olmayan ve yarm blok teden ya da herhangi bir dkkann arka tarafndan gelse bile tannabilen, sigarann atallatrd sesiyle sesleniyordu. "Durun," dedi kadn. "Durun da, size birka dal keseyim.,

    Parlak san dallardan seerek, ustalkla iini yapt ve

    istediklerini elde ettikten sonra, bir iek paravannn ar-dndan onlara doru geldi.

    "Aln bakalm/' dedi. "Bunlar eve gtrp anneterinize verin. Altnanana bakmak her zaman iyi gelir, balann ilk ieidir." Dallar aralarnda bltryordu. "Galya gibi," dedi kadn. "Galya paraya blnmtr. Eer Latince dersi aldysanz bilmeniz gerekir."1

    1 . Gaius Julius Caesar'1n, Gallia Sava1 bahkh eserinin ilk cmlesi . .. Gallia est omnis diviso in portes tres." Galya paraya blnmtr. (Y.N.)

    37

  • ' Henz liseye gitmiyoruz," dedi, evdeki . yaants onu kadnlarla konumaya, dierlerine kyasla daha iyi hazrlam olan Jimmy.

    "Gitmiyor musunuz?" dedi Mrs. Willen& "Demek yle, gelecekte her trl ey sizi bekliyor yleyse. Anneterinize syleyin iekleri lk suya koysunlar. Ah, eminim bunu biliyorlardr ya neyse. Size henz tam olarak amam dallardan verdim, bylece epey dayanrlar."

    Olanlar teekkr etti, nce Jim my, dierleri de onu taklit etti . Sonra elleri dolu bir ekilde, kasaba merkezine yrdler. Geri dnp iekleri eve brakmaya niyetleri yoktu, ayrca herhalde Mrs. Willens onlarn evlerinin nerede olduunu tam olarak bilmiyordu. Yarm blok yrnediler ki, kadn onlar izliyor mu diye grmek iin, gizlice arkalarna baktlar.

    zlemiyordu. Zaten kaldrrnn hemen dibindeki byk ev, grnty kapatyordu.

    Altnana, onlar dndrecek bir konu olmutu imdi. Bu iei tamann yol aaca acayip durum ve ondan kurtulmann yol aaca sorunlar. Yoksa Mr. Willens ve Mrs. Willens ' dnmek zorunda kalacaklard. Nasl olur da, kadn bahesinde alrken adam arabasnda boulmu olur? Adamn nerede olduunu kars biliyor mu, yoksa bilmiyor mu? Grnen o ki, bilemez. Adamn gitmi olduunu biliyor mu, peki? Sanki sorun yokmu, hibir sorun yokmu gibi davranyordu kadn ve olanlarn karsnda dururkenki hali de, byle olduunu syler gibiydi. Olanlarn bildii, grm olduu ey, kadnn hibir ey bilmemesiyle, yenilm ek zere geri pskrtlmt.

    Sokan kesinden bisikletli iki kz kt . Biri Bud'n abias Doris'ti. Olanlar grr grmez ciyaklayp laf atmaya baladlar.

    "Ah, ellerindeki u ieklere bakn," diye bardlar.

    38

  • fiDn nerede bakalm? u yakkl damatlara da bakn." Bud aklna gelen en kt eyi haykrarak karlk

    verdi. "Kn kana bulanm senin." Bulanmamt tabii1 ama bir kez gerekten olmutu

    bu, bir gn okuldan eve, etei kana bulanm olarak gelmiti Doris. Herkes grm ve kimse unutmant bunu.

    Bud, Doris'in onu evde ikayet edeceinden emindi, ama bunu hibir ekilde yapmad Doris. ncesindeki o olaydan dolay yle utanmt ki, Bud'n ban belaya sokmak iin bile olsa o konuya girmezdi artk.

    Olanlar ieklerden bir an evvel kurtulmalar gerektiini fark edip dallar park etmi bir arabann altna attlar. Giysilerine taklm bir-iki iek yapran silkinerek meydana doru saptlar.

    O devirde cumartesi hala zel bir gnd; krsalcia yaayan insanlar kasahaya getirirdi. Arabalar, meydann evresine ve arka sokaklara imdiden park etmiti. Kasabal byk olanlarla kzlar, kasaba ve civarndan gelen daha kk ocuklarla birlikte, matineye yetirnek iin sinemaya doru ilerliyordu.

    Olanlarn birinci bloktaki Honekerlerin maazasnn nnden gemeleri gerekiyordu. Ve orada, vitrinierden birinde, herkesin gz nndeki annesini grd Jimmy. imdiden iine dnm, mankenlerden birine apka giydiriyor, vualetini dzeltiyor sonra da elbisenin oturmas iin omuz ksmlaryla oynuyordu. Ksa boylu bir kadn olduundan, bu ii yapabilmek iin parmaklarnn ucunda duruyordu. Vitrinin halsnda yrmek iin ayakkablarn karmt . Klotlu orabnn altndan topuklannn pembe, dolgun etleri, yukar uzandncia da, eteindeki yrtmatan dizlerinin arkas grlebHiyor-

    39

  • du. Yukar doru geni, ama biimli kalas ve klotlu orabnn ya da korsesinin izi gze arpyordu. Annesinin sessizce homurdandn duyar gibi oldu Jimmy; ayn ekilde, eve gelir gelmez, anmasn diye kard klotlu orabn kokusunu da iinden duyabiliyordu. orabn ve i amarlarnn, hatta temiz i amarlarnn bile, hem cazibeli hem de tiksin, kendilerine has hafif bir kokusu vard.

    inden iki ey diledi Jimmy. Olanlarn hibirinin annesini fark etmemesini (ki fark etmilerdi, ancak her gn giyinip kuanp kasaba hayatna karan bir anne fikri yle tuhaflarna gidiyordu ki, stnde durmayp bir yorum yapamadlar) ve Tanr akna, annesinin de arkasn dnp onu fark etmemesini. Fark ettii takdirde cama tklayp dudaklaryla selam diyebilecek bir kadnd o. e geldii anda, evdeki o dingin ketumluu, o yapmack kibarl kayboluyordu. Nezaketi uysal olmaktan kp arszlayordu. Jimmy, annesinin teki yznden, onun bu oyunbazlndan ok holanrd, tpk cam ve cilal ahap karm o geni vitrinleri, merdivenlerin sonunda, ikinci kattaki kadn giyim ksmna karken kendini izlediin o geni aynasyla u Honeker Maazas'ndan holand gibi.

    uAh, benim kk yararnazm gelmi," derdi annesi, arada bir de cebine bir metelik koyard. Asla bir dakikadan fazla durmazd Jimmy; Mr. ya da Mrs. Honeker, onlar gryor olabilirdi nk.

    "Kk yaramaz." Bozuk para ve meteiiiderin nlamas gibi, kulaa

    bir zamanlar ho gelen bu szler, onu iten ie utandryordu artk.

    Neyse ki hibir ey olmadan geip gittiler. Bir sonraki blokta Cumberland Dk Birahanesi'

    nin nnden gemek zorundaydlar, ama Cece'nin endi-

    40

  • elendii yoktu. Eer babas le vakti eve gelmise, bu -drt saat daha orada kalaca anlamna geliyordu. Ne Id, "Cumberland" kelimesi yine de iine bir arlk kmesine yol ayordu. Ne anlama geldiini bilmeyecek kadar kk olduu gnlerden bu yana, kurun kadar ar bir keder duyuyordu sanki . Karanlk sulara doru, derinlere indike ken bir arlk.

    Cumberland ile belediye binas arasndaki sokak kaldrmszd ve belediye binasnn hemen arkasnda polis karakolu vard. Olanlar bu sokaa saptlar ve bir anda, sokak grltlerini bastran bir dolu yeni grlt geldi kulaklanna. Cumberland'dan gelmiyordu bu grltler; birahanenin pencereleri ayn tuvaletlerdeki gibi ince uzun olduundan, oradan gelen grltler her zaman bouk olurdu. Polis karakolundan geliyordu ses. Karakolun kaps, lk hava sebebiyle ardna kadar akt, pipo, ttn ve pura kokular sokaktan bile duyulabiliyordu. Klar soba, yazlar tavan pervanesi ve bugnk

    gibi lk gnlerde ho esintileri olduu iin, zellikle cu-martesi leden sonralan ieride sadece polisler oturmazd. Albay Box da orada olurdu; nitekim onun o hrltl sesini, astml kahkahasnn o ok uzun sren nla-

    malarn duyabiliyorlard. Jimmy'nin akrabasyd adam, ancak Jimmy'nin babasnn evliliini doru bulmadndan aralarna soukluk girmiti. Jimmy'yi tanr tanmaz akn, alayc bir ses tonuyla konumaya balard. "Sana bir eyrek falan vermeye alrsa, aman ihtiyacn olmadn syle," diye tembihlemiti Jimmy'nin annesi. Ancak Albay, hibir zaman byle bir eye yeltenmedi .

    Eczaneden emekli olan Mr. Pallock da orada olurdu, sonra geri zekal olmayan ama Birinci Dnya Sava'nda gaz bombasna maruz kald iin yle grnen Fergus Solley de. Bu adamlar ve dierleri, btn gn iskarnbil oynar, duman tttrr, hikayeler anlatr ve kasabann

    4 1

  • parasyla (Bud'n babas byle sylyordu) kahve ierlerdi. Biri bir ikayette ya da ihbarcia m bulunacak, bunu bu adamlarn karsnda ve muhtemelen iitme menzili iinde yapmak zorunda kalrd.

    Bu ile ekilecekti. Olanlar ak kapnn nnde duracak gibi oldular.

    Onlar kimse fark etmedi . Albay Box, "Henz lmedim ben," diyerek bir hikayenin son satrn yineleyip duruyordu. Balarn ne eip taiara tekme atarak yavaa yryp getiler. Binann kesini dndkten sonra hzlandlar. Halka ak erkek tuvaletinin giriindeki duvarda, pek eski olmayan, kvam youn bir kusmuk, akllarn stnde de birka bo ie vard. p tenekelerinin ve sicil memurlarnn ofisinin yksek ve tetikte duran pencerelerinin nnden getiler ve akll yolu arkalarnda brakp tekrar meydana geldiler.

    "Bende para var," dedi Cece. ok olaanm gibi sylenen bu sz hepsini rahatlatt. Cece cebindeki bozuk paralar krdatt. Bulaklar ykadktan sonra, yatak odasna gidip dar kacan sylediinde, annesinin verdii parayd bu. "Konsolun ekmecesinden kendine bir elli sentlik alsana," demiti. Babasnn ona para verdiini hi grmemiti ya, bazen paras olurdu annesinin. Ve ne zaman "Alsana," dese ya da avucuna -be metelik sktrsa, Cece onun srdkleri hayattan, ondan ve onun nnde kk dmekten utan duyduunu anlard ve (para aldna sevinse de) o anlarda annesinin o halinden nefret ederdi. zellikle de annesi ona bir de iyi bir evlat olduunu, yaptklar karsnda kendisinin ona gnl borcu duymadn asla dnmemesi gerektiini sylediinde.

    Birlikte limana inen sokaa saptlar. Paquette Ben-

    zin Istasyonu'nun yannda, Mrs. Paquette' in sosisli sand-vi, dondurna, eker ve sigara satt bir tezgah vard .

    42

  • Jimmy, amcas Fred iin istediini syledii halde, onlara sigara satnay reddetti kadn. Ama bu yola bavurmalarn da onlarn aleyhine kullannad dorusu. Fransz asll bir Kanadal, tombulca gzel bir kadnd.

    Krmz ve siyah renklerde, birka tane meyankk ekeri aldlar. Dondurmay, midelerinin tka basa dolu olmad baka bir zaman alacaklard. Sonra da yazlar glge yapmas iin aacn altna, itlere tutturulan bir ift eski araba koltuunun bulunduu yere gittiler. Meyankk ekerlerini aralannda paylatlar.

    Komiser Tervitt, dier koltukta oturuyordu. Korniser Tervitt ayn zamanda, gldeki tekneterde yllarca kaptanlk yapmt. imdiyse bir polis memuru olarak zel bir grevi vard. ocuklarn okulun nndeki caddeden kar karya gemesi iin arabalar durduruyor, klar yoku aa kaymasnlar diye onlann elinden tutuyordu. Ddn ttrp, beyaz bir eldiven iindeki, palyaonunkini andran o koca ellerinden birini kaldJrJrd. Yal, salar krlam olduu halde hala uzun boylu, geni omuzlu ve dikti. Arabalar o ne diyorsa yapard, ayn ekilde ocuklar da.

    Geceleri sokaklarda dolap dkkaniarn kaplar kilitli mi ya da ierjde hrszlk oluyor mu diye kontrol ederdi. Gndzleriyse, genellikle halkn ortasnda uyurdu. Havalar kt olduunda ktphanede uyur, gzel olduunda da, dandaki banklardan birine yaylrd. Karakolda fazla zaman geirmezdi, byk bir ihtimalle iitme cihaz takmadan konumalar takip ederneyecek kadar sar olduu ve tm sarlar gibi, iitme cihazndan nefret ettii iin. te yandan tek bana olmaya, gl teknelerinin pruvalarna oturup etrafa bakmaya alkt tabii.

    Komiser Tervitt'in gzleri kapalyd, yzn gnee verebilmek iin ban arkaya yaslanmt . Olanlar konumak zere ona yanatklarnda (bu karar vermeleri

    43

  • iin, pheli ama boyun emi bir bak dnda, herhangi bir mzakereye bile gerek duyulmamt) onu uykusundan uyandrmalar gerekti. Yz anlatlanlar anlamak iin bir an bocalad adamn: nerede, ne zaman, kim. Arkasndan da, sanki ocuklardan her zaman saatin ka olduunu sormalarn beklermi gibi, o eski moda koca saatini cebinden kard. Gelgelelim ocuklar, yzlerinde heyecanl ve azck da utanga bir ifadeyle ona anlatmaya devam ediyorlard. "Mr. Willens, Jutland Gleti ' nde," diyorlard, "Arabasn grdk,"; "Boulmutu." Tervitt bir elini havaya kaldrp susmalann iaret eden hareketler yaparken, dier eli pantolon cebinin diplerine daldrp oradan iitme cihazn kard. Cihaz kulana geirirken, bir yandan da sabrl olun, sabredin dercesine, ciddi bir tavrla onlar destekleyerek ban sallyordu. Sonra cihaz kontrol ederken, "Rahat durun, rahat durun bakalm/' dereesine iki elini birden havaya kaldrd. Ve en nihayet daha seri yeni bir ba iareti geldi ve sert bir ses tonuyla, ama kendi sertliiyle de alay eden bir ses tonuyla, c'Devam edin," dedi.

    Her eyi altst eden, en sessizleri, Cece oldu - arasnda en kibar Jimmy"'ydi; Bud ise en gevezeydi .

    c'Fermuannz ak," dedi. Sonra hep bir azdan l basp tabanlan yaladlar.

    Cokular bir sre daha devam etti . Ancak payialacak ya da hakknda konuulacak bir ey deildi bu: Dalma vakti gelmiti.

    Cece, gizlenme yeri stnde almak zere eve dnd. K boyunca donmu olan oluldu mukavva zemin artk siakt ve deimesi gerekiyordu. Jimmy garajn asma katna kt; geenlerde orada, bir zamanlar days Fred' e ait olan bir kutu, eski Doc Savage izgi ro-

    44

  • manlarndan bulmutu. Bud doruca eve gitti; yemek odasnn zeminini cilalayan annesi dnda kimsecikler yoktu. Bir saat kadar izgi romanlara bakt ve sonra gidip annesine anlatt. Annesinin evleri dnda hibir deneyimi ya da otoritesi olmadn, babasna telefon edip sorana kadar ne yapacana karar veremeyeceini sanrd. Aksine, annesi annda polisi arad. Sonra da Bud'n babasn arad. Ve birisi de Cece ve Jimmy'yi topariayp almaya gitti.

    Bir polis ara b as ile yolundan Jutland' a geldi ve bylece her ey doruland. Bir polis ve bir Anglikan Kilisesi papaz, Mrs. Willens' grmeye geldiler.

    "Sizi rahatsz etmek istememitim," dedii sylendi Mrs. Willensn. uHava kararana kadar beklemek niyetindeydim."

    Mrs. Willens' n sylediine gre Mr. Willens, ihtiyar bir kre damla gtrnek zere, dn le sonras arabasyla kasaba dna kmt. Arada bir geciktii olurdu, dedi kadn. Birilerini ziyarete gider ya da arabas amura saplanrd.

    Moral bozukluu ya da baka bir sorunu olup olmadn sordu polis kadna.

    "Ah, hi sanmam," dedi papaz. "Bizim koronun dire-iydi o."

    "Lgatinde byle bir kelime yoktu," dedi Mrs. Willens.

    Her ne olduysa, olanlar oturmu, tek kelime etmeden yemeklerini yiyordu. Sonra da bir tomar meyankk ekerinden aldlar. Aralarnda yeni bir lakap buldular -l- ve de bu konuda anlat. Jimmy ve Bud, bu lakab kasabay terk edinceye kadar tad . Gen evlenip asansrde almaya balayan Cece ise bu lakabn iki oluna getii gnleri grebildL O zamana kadar kimse bu lakabn nerden 1ktn dnmedi.

    45

  • Komiser Tervitt' e yaplan aalayc hareketse bir sr olarak kald.

    Olanlarn her biri, Tervitt'in havaya kaldrd eli-nin altndan okula gitmek zere kardan karya _getikleri bir sonraki seferde, bir uyar, ineinmenin neden olduu kibirli bir bak ya da yarglama beklediler. Ancak Tervitt, eldivenli elini, o soylu ve komik beyaz elini, her zamanki gibi mfik skunetiyle kaldrd. Ve karya geme lerine izin verdi.

    Devam edin.

    II. Kalp yetmezlii "Glomerlonefrit/' diye yazd Enid not defterine.

    Bu vakayla hayatnda ilk defa karlayordu. in asl, Mrs. Quinn'in bbrekleri iflas ediyordu ve bu konuda yaplabilecek bir ey yoktu. Bbrekleri kuruyarak kat ve ie yaramaz ptrl yumrulara dnyordu. u anda idrar az ve bulankt ve nefesiyle teninden keskin, uursuz bir koku geliyordu. Bir de Enid' in, kadnn vcudunda kan eflatun-kahverengi soluk beneklerle ilikilendirdii, rm meyve gibi, daha tesirsiz baka bir koku vard . Bacaklar, aniden vuran acnn yol at spazmla seiriyor, teni iddetli kantlara maruz kalyordu, bu nedenle Enid onu buzla ovmalyd . Buzu havlulara saryar, sonra da ikence altndaki noktalara bastryordu.

    'tNasl olur da, byle bir hastalk kaparsn, anlamam?" diye sordu Mrs. Quinn' in einin kz kardei. smi Mrs. Green'di . Olive Green. 1 (Evlenmesiyle bir anda herkesin alay konusu oluncaya kadar, bunun kulaa nasl geleceini asla dnmediini sylemiti kendisi.) Bir-

    1 . (Ing.) Zeytin yeili. (.N.)

    46

  • ka mil tede, otoyol zerindeki bir iftlikte yayordu ve iki- gnde bir gelip araflar, havlular ve gecelikleri toplayp ykamak iin eve gtryordu. ocuklarn amarlarn da ihmal etmiyor, sonra her eyi mis gibi tlenip katlanm bir ekilde geri getiriyordu. Enid ona mteekkirdi; amarlar kendisinin ykamak zorunda olduu, hatta daha da kts, onlar ykleyip kasahada ykatmak zorunda kalan annesine gtrd ilerde de almt. Gcendirrnek istemeden, ama sorunun hangi yne meylettiini anlayarak, "Kim bilir/' dedi.

    "nk her kafadan bir ses kyor," dedi Mrs. Green. "Baz durumlarda kadnlann hap kullanmas gerektiini sylyorlar. Adet kanamalar geciktii iin alyorlar bu haplar, hani daktorun onlara tembihledii gibi ve geerli bir sebeple alyariarsa sorun yok, ama ucunu karyorlar, ayrca niyetleri d ktyse, bbrekler iflas ediyor. Haksz

    ,, m y m . "O tip bir vaka hi karma kmad," dedi Enid. Mrs. Green uzun, iriyar bir kadnd. Tpk kardei,

    Mrs. Quinn'in kocas Rupert gibi, kk ve kalkk burnuyla ho bir ekilde knm yuvarlak bir yz vard, Enid'in annesinin "rlanda patatesi" dedii cinsten. Gelgelelim Rupert'n gler yzl grnmnn ardnda, ihtiyat ve saknganlk vard . Mrs. Green 'in ardndaysa zlem . . . Enid, onun neye kar zlem duyduunu bilmiyordu. En basit sohbete muazzam bir yatrm yapard Mrs. Green. Belki birtakm haberlere zlem duyuyordu. ok nemli eylere dair haberlere. Ya da bir hadiseye dair.

    Ufukta bir hadise, en azndan aile iin nemli bir mesele vard tabii. Mrs. Quinn lecekti, hem de yirmi yedi yanda. (Kadnn kendine bitii ya buydu, Enid birka ya daha ekierdi ya, hastalk bu noktaya geldiinde ya tahmininde bulunmak gt .) Bbrekleri almaz hale geldiinde, kalbi duracak ve lecekti . "Yaz sonuna

    47

  • kadar srer bu," demiti doktor, Enid'e, "ama ansn yaver gitse de scak havalar bitmeden bir tatil yapabilsen."

    ''Rupert onunla kuzeye gittiinde tant," dedi Mrs. Green. "Alp ban gitti oraya, tarlada almaya. Kz da otelin birinde bir i yapyormu. Neydi bilmiyorum. Oda hizmetilii mi ne. Orada domam kz, ama Montreal'de bir yetimhanede bydn syler. Elinden bir ey gelmemi. Franszca bilmesini beklersin, ama bilseydi bile konumasna izin vernezlerdi ki. "

    "lgin bir hayatm," dedi Enid. "Bir daha sylesene." "lgin bir hayat," dedi Enid. Bazen byle kendini

    tutamazd, bir ie yaramayacan bile bile espri yapmay denemiti . Onu tevik edercesine kalann kaldnnca Mrs. Green glmsedi.

    Acaba krlm myd? Rupert da lisedeyken alay konusu olmak ihtimalini savuturmak iin, tpk byle glmserdi.

    "Rupert'n ondan nce, yle ya da byle, hi kz arkada olmamt," dedi Mrs. Green.

    Enid, Rupert'la ayn snfta okumutu, ama Mrs. Greene sylemedi bunu. imdi biraz utan duyuyordu, nk Rupert, o ve dier kzlarn satap eziyet ettikleri o olanlardan biri, hatta bata geleniydi. "Seilmi" derlerdi kendi aralarnda. Rupert' gzlerine kestirip onunla urar, sokan sonuna kadar onu takip ederek, "Merhaba Rupert. Rupert, merhaba," diye seslenip ona strap ektirir, ensesinin kpkrmz oluunu seyrederlerdi . "Rupert kzla yakalanm," derlerdi . uRupert, seni karantinaya almak lazm." Sonra da aralanndan biri -Enid, Joan McAuliffe ya da Marian Denny- kafay ona takm gibi yaparlard. "Seninle konumak istiyor, Rupert. Neden ona hi kma teklif etmiyorsun ama? En azndan telefon aabilirsin. Seninle konumak iin lyor."

    48

  • Ondan bu yalvar yakar tekliflerine cevap vermesini beklemezlerdi . Verseydi kim bilir ne elenceli olurdu.

    4

    Annda reddedilir ve hikaye okuldakilerin tmne duyu-rulurdu. Neden peki? Neden ona bu ekilde davranp onu aalamaya can. atyorlard? Buna gleri vard da ondan.

    RupertJ n bunlar unutmu olmas imkanszd. Gelgelelim Eni d' e onunla yeni tanm, sanki karsnn hemiresi olarak, uzak bir yerden evine gelmi gibi davranyordu. B u konuda Enid de onu rnek ald.

    Burada her ey, Eni d' e fazladan bir i yk bindirmemek iin, sra d bir ekilde iyi ayarlanmt . Rupert, Mrs. Green'lerin evinde yatyor, yemeklerini de orada yiyordu. ki kk kz da orada kalabilirdi, ama o zaman baka bir okula gitmeleri gerekiyordu, okullarn yaz tatiline girmesine aa yukar bir ay vard.

    Rupert akamlan eve gelip ocuklaryla konuuyordu. "Uslu duruyorsunuz, deil mi kzlar?" diyordu. "Tahta bloklarla neler yaptnz, babanza gsterseni-

    ze?" diyordu Enid. "Hadi, babanza boyama kitabna yaptklarnz gsterin."

    Tahta bloklar, pastel kalemler, boyama kitaplar, bunlarn tmn Enid temin ediyordu. Annesini arayp eski bavullara bakmasn istemiti. Annesi de dediini yapm, ayrca baka birinden bulduu, Prenses Elizabeth, Margaret Rose ve onlarn eitli kyafetlerinden oluan esJ

  • Rupert bu oyuncaklarn nereden geldiini sormad. Kziarna terbiyeli olmalarn syleyip, Enid'e de kasabadan bir eylere ihtiyac olup olmadn soruyordu. Enid bir keresinde ona kilerin nndeki koridordaki ampul deitirdiini sylemi ve ondan fazladan bir-iki ampul almasn istemiti.

    "O ii bana braksaydn," dedi Rupert. "Ampul deitirmek mesele deil," dedi Enid. "Sigor

    ta deitirmek, ivi akmak . . . Ne de olsa annemle ben, uzun sre erkeksiz bir evde yaadk." Ona azck satamak, samimi davranmak istedi, ama sonu vermedi bu.

    Rupert en sonunda karsnn durumunu sorar, Enid de tansiyonunun biraz dk olduunu, yemeini yiyip omletinin bir ksmn akam yemeine braktn, veya buz torbalarnn kantlarna iyi geldiini ve daha iyi uyuduunu sylerdi. Rupert da, uyuyorsa ieri girip onu rahatsz etmemenin daha iyi olacan sylerdi.

    "Samalama," derdi Enid. Bir kadn azck kestirmektense kocasn grmeyi tercih ederdi ne de olsa. Bylece karkocaya zaman ayrmak iin, kzlar yatrmak zere yukar kard. Gelgelelim Rupert asla be dakikadan fazla kalmazd. ve Enid merciivenden inip hastay geceye hazrlamak zere ndeki odaya, artk hasta odas denilen odaya girdiinde, srtn yastklara dayam yatan Mrs. Quinn'i , belki sarslm ve heyecanl ama yine de honut bir halde bulurdu.

    "Buralarda pek uzun sre kalmyor, yle deil mi?" diye sorard Mrs. Quinn. "Beni gldryor. Ha-ha-ha, naslsn bakalm? Ha-ha-ha, hadi bana msaade. Neden onu dar karp gbre ynna frlatmyoruz ha? Neden lm kedilere yaptmz gibi onu da pe atmyoruz? Asl dnd bunlar ite, yle deil mi?"

    "Hi sanmam," dedi Enid, leen ve havlular getirip alkol ve bebek pudrasyla ovarken.

    so

  • "Hi sanmazm," dedi Mrs. Quinn ktcl bir tavrla; ama geceliinin karlp, salarnn arkaya taranarak yznn almasna, havlularn kaba etlerinin altndan kaymasna can gnlden boyun edi. Enid insanlarn, ok yal ve hasta olduklar halde plak olmay n1esele yapmalarna alkt. Bazen onlarla dalga gemek, hatta akln yoluna sokmak iin gcendirrnek zorunda kalrd . usanki hayatmda hi bel alt grmedim?" derdi. sel al .. tyd, bel styd . . . bunlar bir sre sonra epey skc oluyor, biliyor musun? Ne de olsa sadece iki trl yaratlmz." Gelgelelim Mrs. Quinn'in utand yoktu; ileri ko .. laylatrmak iin bacaklann ap hafife dorulurdu. Ufak tefek, ku gibi kemik yaps olan bir kadnd; ikin karn ve uzuvlanyla1 ular kuru kuzmn andranJ bzp minik keseler haline gelmi memeleri yle, tuhaf

    bir ekle brnmt imdi. "Bir domuz gibi itim," dedi Mrs. Quinn . uMemele

    rim dnda, onlar zaten hep byle ie yaramazd. Benim hibir zaman, seninkiler gibi byk memelerim olmad. Grnro hi mideni bulandrmyor mu, ha? Ben lnce sevinmeyecek misin, sylesene?"

    "yle eyler hissetseydim burada olmazdm," dedi Eni d.

    '"ok kr kurtulduk,"' dedi Mrs. Quinns. "Hepiniz byle syleyeceksiniz. 'ok kr kurtulduk.' Ona artk bir hayrm yok, yle deil mi? Erkeklerin hibirine haynn yok. Her gece buradan kp bir baka kadna gidiyor, yle deil mi?"

    "Bildiim kadaryla abiasnn evine gidiyor.u "Bildiin kadaryla yle. Ama pek bir ey bildiin

    yok." Enid bunun ne demek olduunu bildiini dnd,

    bu garez ve kinin, atp tutmalara harcanan enerjinin. Mrs. Quinn bir dman iin dvnyordu. Hasta insan-

    s

  • lar salkl olanlara ierlerneye balard, bazen kankocalar, hatta anneler ve ocuklar iin de geerliydi bu. Mrs. Quinn'in durumunda koca da, ocuklar da payn alyordu. Bir cumartesi sabah Enid, Lois ve Sylvie'y, sahanhn altndaki oyunlarn blp, annelerinin ne gzel olduunu gstermek iin ard. Mrs. Quinn sabah banyosunu daha yeni yapm, arkaya taranp mavi bir kurdeleyle tutturulmu o zarif, seyrek, gzel salaryla gecelii iinde tertemizdi. (Enid kadn hastalara giderken bu mavi kurdelelerden yanna bolca alrd, aynca bir ie kolanya ve bir kalp kokulu sabun da.) Mrs. Quinn ho grnyordu ya da geni aln ve elmackkemikleriyle (neredeyse tenini deleceklerdi imdi, porselen kap tokmaklar gibiydiler) ve o koca yeil gzleri, ocuklarnki gibi parlayan dileri ve kk inat enesiyle bir zamanlar ho olduu anlalyordu.

    ocuklar istekli olmasalar da boyun eerek odaya girdiler.

    Mrs. Quinn, "Onlar yatamdan uzak tut," dedi, "le gibiler."

    ,. Sadece seni grmek istediler," dedi Enid. "Grdler ite," dedi Mrs. Quinn. "Artk gidebilirler." Bu tavrn ocuklar artt ya da gcendirdii yok-

    tu . Balarn Eni d' e evirdiler ve Enid, "Pekala, imdi, anneniz diniense iyi olacak/' dedi, kzlar da dan kotu ... rup arkalarndan mutfak kapsn arptlar.

    "unu yapmalarna engel olamaz msn?" dedi Mrs. Quinn. "Her seferinde gsme bir tula dm gibi

    ,, o uyor .

    Insan bunlarn onun kzlar deil de, belirsiz bir sre iin bana sarlm bir ift baldr plak ksz olduunu dnrd. Ama baz insanlar, lme hazrlanmadan ya da o hadiseye doru ilerlerken byle olurlard ite. Mrs. Quinn'den daha hassas bir tabiata sahip olan-

    52

  • lar, szgelii, aabeylerinin, ablalarnn, kocalarnn, karlarnn ve ocuklarnn onlardan nasl nefret etmi olduunu, onlarn dierleri iin, dierlerinin de onlar iin nasl da bir hayal krkl olduklarn ve onlar gtkten sonra herkesin nasl da mutlu olacaklarn syleyebilirlerdi. Bu tr sinir krizleri iin bir aklamann olmad, sevgi dolu ailelerin iinde, huzur dolu ve faal hayatlarn ardndan da syleyebilirlerdi bunlar. Ve genellikle bu sinir krizleri geer giderdi. Gelgelelim hayatlarnn son haftalan, hatta gnlerinde, eski kavgalarn, iti kaklarn ya da yetmi yl ncesine dair haksz cezalandrmalarn zerinde kafa patiatld da sk sk olurdu. Bir keresinde bir kadn Enide bfeden in porseleni servis taban getirmesini rica etmi, Enid de kadnn sahip olduu bu ho eye son bir kez bakarak avunacan dnmt . Oysa kadn bu son, artc gcn taba karyola direine vurup paralamak iin harcamak istemiti.

    "Ablamn ona elini sremeyeceini biliyorum artk/' demiti sonunda.

    Ve insanlar sk sk, ziyaretilerin sadece onlarn durumuna sinsice sevinmek iin geldiklerini, ektikleri ac .. dan doktorlarn sorumlu olduunu belirtirlerdi. Enid,i grmekten de, uykusuzlua dayankllndan, sabr dolu ellerinden ve ondaki hayat suyunun hayran olunas dengesi ve akndan dolay nefret ederlerdi . Enid alkt bunlara, te yandan onlann balarna gelen zorluu, lmenin ve bununla birlikte bazen de lm deersiz klan hayatlar yaam olmalannn derdini anlayabiliyordu .

    Ama Mrs. Quinn konusunda elinden bir ey gelmiyordu.

    Sorun sadece onu rahatlatamamas deildi. Sorun, bunu istememesiydi . Bu lme mahkum, zavall kadna duyduu nefretin stesinden gelemiyordu. Ykayp pud-

    53

  • ralamak, buz ve alkaile ovarak yattrmak zorunda olduu bu bedenden nefret ediyordu. Hastalktan ve hasta bedenlerden nefret ettiini syleyen insanlarn ne demek istediklerini anlamt imdi; bir keresinde ona, bunu nasl yapyorsun anlamyorum, ben asla hemire olamazdm, hayatta yapamayacam tek i bu, diyen kadn anlamt . zellikle bu bedenden, hastalnn bu zel belirtilerinden nefret ediyordu. Kokusundan ve solgunluundan, habis grnl minik meme ularndan ve gelinciklerinkine benzeyen acnas dilerinden nefret ediyordu. Tm bunlar kastl bir yozlamann iareti olarak gryordu .. Comu bir murdarl ortaya karan Mrs. Green'den fark yoktu onun da. Grn geirmi bir hemire olmasna ve meslek edindii bu iin ve tabii ki doasnn duyguda olmay gerektirnesine ramen. Neden byle hissettiini bilmiyordu. Mrs. Quinn, bir ekilde ona lise yllarndan tand kzlan hatrlatyordu, ucuz giyimli, salksz halleriyle kasvet dolu gelecekleri olan, kendilerinden hala kstaha memnun olan o kzlar. En fazla bir-iki yl dayanrlard, hamile kalr, birou evlenirdi . Sonraki yllarda Enid, evde doum yapan bir ikisinin ebesi olmu ve gvenlerinin yitip gittiini, onlardaki cretkar damarn uysalla, hatta dindarla dndn grmt. Onlar iin zlrd, istediklerini elde etmekte ne denli kararl olduklarn h atrladnda bile.

    Mrs. Quinn daha zor bir vakayd . Mrs. Quinn atrdar da atrdar, ama i karartc bir fesatlktan, iindeki rmeden baka bir ey ortaya kmazd .

    Enid'in bu irenmeyi hissetmesinden daha kts, Mrs. Quinn'in bunu biliyor oluuydu. Enid istedii kadar sabrl, nazik ya da gler yzl olsun, Mrs. Quinn farkndayd olan bitenin. Ve Mrs. Quinn, bu farkndal zaferi haline getiriyordu.

    ok kr kurtulduk.

    54

  • Enid yirmi yanda, hemirelik eitimini bitirmek zereyken, babas Walley Hastanesi' nde lm deindeydi. Ona o zaman, "u senin kariyerin beni ilgilendirmez," demiti . "Ama byle bir yerde alnan istemiyorum."

    Enid ona.doru eilerek, buray nasl bir yer sandn sordu. "Walley Hastanesi'ndesin ite," dedi .

    .,Biliyorum," dedi babas, her zamanki gibi elinden geldiince sakin ve makul bir ekilde (sigortac ve em-

    lakyd kendisi) . .,Ne dediimi biliyorum. Yapmayaca-.

    na sz ver bana:' "Neye sz vereyim?" dedi Enid. "Bu tip bir i yapmayacana," dedi babas. Enid ba

    basnn azndan daha fazlasn alamad . Sanki kznn sorusu onda tiksinti yaratyormu gibi, dudaklarn sk sk kapatp germiti adam. Tek syleyebildii, "Sz ver/' oldu.

    "Nereden kt bu?" diye sordu Enid annesine ve be-rikine, "Ah, hadi. Hadi sz ver ona," dedi. .,Ne fark ede ... cek ki?"

    . Enid bu szleri korkun bulmutu, ama yorum yapmad. Annesi birok eye byle baktndan tutarl bir tavrd bu.

    "Anlamadm bir konuda sz vermeyeceim," dedi . ''Zaten herhangi bir konuda sz vereceim yok. Ama eer neden bahsettiini biliyorsan, bana da anlatmak zorundasn."

    "Kafasna takt bir dnce ite," dedi annesi. "Hemireliin kadnlar kabalatrdna dair bir fikre kaplm."

    Kabalamak," dedi Enid . Annesi, hemirelikteki babasnn itiraz ettii tarafn,

    hemirelerin erkek bedeniyle ili dl olmalar olduunu syledi . Babasna gre -dncesi bu yndeydi- bu tip

    55

  • bir ili dllk gen kzlar deitirirdi, ama dahas, erkeklerin bu kz hakkndaki dncelerini de deitirirdi. nne kacak ksmetlere zarar verecek ve kars.na da o kadar deerli olmayan baka trl ksmetler karacakt . Erkeklerin bazlar ona olan ilgilerini kaybedecek, bazlar da baka trl bir ilgi duyacakt .

    "Sanrm tm bu meseleler senin evlenneni isteme-siyle karm," dedi annesi.

    "Eer yleyse bu ok kt," dedi Enid. Ama szn vermekle kald. Bunun zerine, "Uma

    rm imdi iyi hissediyorsundur," dedi annesi, "iyi hissediyordur," deil. "yi hissediyorsundur." Sanki annesi, bu szn ne kadar kkrtc olduunun, Enid'den nce farkna varmt . lm deindekine verilen sz, kendini inkar, toptan fedakarlk. Dahas, ne kadar sama o kadar iyi. Raz geldii buydu ite. stelik (annesinin ima ettii gibi) babasn sevdii iin de deil, yaratt heyecandan dolay. Soylu sapknln katksz bir rnei.

    "Eer senden, yle ya da byle, pek umursamadn bir eyden vazgemeni isteseydi, byk bir ihtimalle ona bir daha asla diyecektin," dedi annesi. "Mesela ruj srmeyi braknan isteseydi. Ama hala sryor olacaktn."

    Enid, sabrl bir ifadeyle dinledi bunu. "Bu konuda dua ettin mi?" diye sordu annesi, sert

    bir ses tonuyla. Enid evet dedi. Bylece hemirelik okulundan aynld; evinde otur

    du ve kendini oyalad. Yeterince paralan olduundan almasna gerek yoktu. Aslnda, annesi en bata, bu ii fakir kzlarn yaptn, aileleri geimlerini salayamad ya da onlar niversiteye yollayamad iin bunun o kzlar iin bir k yolu olduunu iddia ederek Enid'in hemirelik okuluna gitmesine kar kt. Enid, onun bu konudaki tutarszln yzne vurmad ama. itleri bo-

    56

  • yad, k mevsimi iin gl aacnn dallarn balad. Kek yapmay, bri oynamay renerek, annesinin kap komular Mr. ve Mrs. Willens'la oynad haftalk oyunlarda babasnn yerine geti. Mr. Willens' n deyiiyle, abucak dudak uuklatacak kadar iyi bir oyuncu oldu . Onun yannda yetersiz bir partner oluunu telafi etmek. iin, Mr. Willens elinde bir ikolata p aketi ve pembe gllerle belirir olmutu.

    Enid k akamlar paten yapmaya gitti. Badminton oynad.

    Eskiden arkadalan eksik olmazd, imdiyse arkada yoktu. Lisenin son yllannda onunla birlikte okuyan insanlar imdi niversiteyi bitiriyor ya da retmen, hemire veya uzman muhasebeci olarak uzaklarda alyordu. Bunun zerine tesisat ya da tuh afiyeci olmak zere bankalarda, maazalarda, ofislerde almak iin son snfa gelmeden okulu brakanlarla arkada oldu o da. Bu gruptaki kzlar, birbirlerine syledikleri gibi, sinekler gibi yakalanyorlard, evlilii kastediyorlard . Enid gelinler iin hediye partilerinin organizasyonunu stlenip eyiz gn hazrlklarna yardm etti . Birka yl iinde, gzde vaftiz annesi olmay bekledii vaftiz trenleri olacakt. Akrabas olmayan bu ocuklar byyecek ve ona "teyze" diye hitap edeceklerdi. te yandan, Kitap Kulb'ne ya da Bahvanlk Cemiyeti 'ne vakit ayrabilen annesinin yanda ya da daha yal kadnlar iin, bir eit onursa evlat statsne erimiti bile. Henz gencecik olduu halde, balca, merkezi ama te yandan soyutlanm bir roln iine, abucak ve kolaycack kayyordu bylece.

    Ne ki, hep bu rol aynant aslnda. teden beri lisede snf sekreteri ya da snfn toplant organizatr olmutu. Popler, neeli, k ve hotu ya, beri yandan alttan alta ayr tutulmutu. Erkeklerden arkada vard,

    57

  • ama hi erkek arkada olmamt . Sanki bu ynde bir seim yapmad, ama bu konuyu dert edindii de yoktu. Kafasn tutkusuna takmt, utan verici bir dnemde misyoner olmak, sonra da hemire olmak tutkusuna takmt. Hemirelii, evlenene kadar yapaca bir i olarak asla dnmemiti. yi olmak, iyilik yapmak umudu iindeydi, ama ille de dzenli, geleneksel ve kadnca bir yoila deil.

    Yeni yl partisinde belediye sarayna dans etmeye gitti . Onunla sk sk dans eden, eve dnerken ona elik eden ve iyi akamlar dileyerek elini skan adam bir manclra iletiyordu; krk yalannda, evlenmemi, mkemmel bir dansyd ve kavalye bulmas ihtimal d olan kzlarn babacan dostuydu o. Hibir kadn onu ciddiye almazd.

    "Belki bir meslek kursuna gitmelisin," dedi annesi. "Olmad, neden liseye devam etmiyorsun ki?"

    Besbelli erkeklerin daha anlayl olduu yerleri kastediyordu.

    "Fazla yalym," dedi Enid. Annesi gld. "Bu ne kadar gen olduunu gsterir,"

    dedi. Kznda o yatakilere has bir ahmakl kefetmek, yirmi bir yan on sekizden sonsuz bir uzakl olduunu dnebilmek onu rahatlatm gibiydi.

    "Liseli ocuklar alayna katlmayacam," dedi Enid. "Ciddiyim. Hem neden benden kurtulmak istiyrsun ki? Burada mutluyum." Bu somurtkanlk ve dik ballk annesini memnun edip rahatlatm gibiydi. Ne ki, hemen sonra i ekti ve, "Yllarn ne kadar abuk getiini grnce aracaksn," dedi.

    O yln austos aynda, ayn dnemde birok kzamk, birka tane de ocuk felci vakas meydana gelmiti.

    58

  • Babasna bakan ve Enid'in hastanedeki maharetlerini gzlemlemi olan doktor, ona bir sre iin evlerde hemirelik yaparak, kendisine yardmc olmasn teklif etti . Enid bunu dneceini syledi.

    "Dua etmeyi mi kastediyorsun?" dedi annesi ve buna karlk Enid'in yz, baka bir kz olsa erkek arkadayla bulumakla ilgili bir ifade olabilecek inat, ketum bir ifadeye brnd.

    "Verdiim o sz/' dedi Enid annesine, ertesi gn, hastanede alnakla ilgiliydi, deil mi?"

    Annesi o ekilde anladn syleyip evet dedi. "Ve derece alp kaytl hemire olmakla ilgili?, Evet, evet. Demek ki eer hastaneye yatacak imkanlar olma

    yp ya da yatmak istemeyip evde bakma ihtiya duyan insanlar varsa ve Enid, kaytl hemire olarak deil de, uygulamal hemire olarak evlerine gidip onlara bakarsa, bu verdii sz tutmad anlamna gelmezdi, yle deil mi? stelik onun bakmna ihtiya duyanlarn ou ocuk ya da bebekli kadnlar, hatta lmek zere olan yal insanlar olacana gre, kabalama tehlikesi diye bir ey de olmayacakt, yle deil mi?

    "Bakmn stlendiin erkekler yataktan kamayacak halde olursa, haklsn," dedi annesi.

    Gelgelelim tm bunlarn, Enid'in kuru iin feci derecede ilkel evlerde feci derecede yorucu iler yapmak uruna, hastanede makul bir i yapma olaslndan vazgemesi anlamna geldiini syleyip durmaktan da kendini alamad. Enid bir de bakacakt ki kirli kuyulardan su pompalyor, klar lavabolardaki buzlar kryor, yazlar sivrisineklerle savayor ve dardaki tuvaletleri kullanyor olacakt . amar makineleri ve elektrik yerine, deme tahtalarn ya da gazya lambalarn ovacakt. O koullarda yaayan hastalarn bakmn stlenmenin yan

    59

  • sra, ev ileriyle ve fakir ama sansar gibi ocuklarla da uraacakt .

    "Ama hayattaki maksadn buysa," dedi annesi, uben o ii ktledike sen karanncia direteceksin. Bu durumda senden bir-iki szvermeni isteyeceim. itiin suyu kaynataeana sz ver. Asla bir iftiyle evlenmeyeceine de."

    "Bu lgn fikirlerin tamam iin," dedi Enid. On alt yl nceydi bu. O yllarn balangcnda in

    sanlar fakirletike fakirleti. Hastane masraflarn karlayamayan insanlarn says her geen gn artt ve Enid'in alt evlerin ounun durumu ktleip neredeyse annesinin tasvir ettii hale geldi. amar makinesinin bozulup tamir edilemez hale geldii ya da elektriin kesildii, hatta hi balanmam olduu evlerde, araflarn ve alt bezlerinin elde ykanmas gerekiyordu. Enid cretsiz almyordu, nk o takdirde bu tip hemirelik yapan ve onun imkanianna sahip olmayan dier kadnlara hakszlk etmi olurdu. Ama kazand parann ounu ocuklar iin ayakkab, kaban, dii ziyareti ve Noel hedi yesi biiminde geri verirdi .

    Annesi etrafta dolanp arkadalanndan eski bebek karyolas, mama sandalyesi, battaniye ve kendi elleriyle paralara ayrp alt bezi haline getirdii ypranm araflar toplard. Herkes ona kim bilir Enid'den nasl gurur duyduunu syler, o da bunu onaylar, yle tabii derdi.

    "Ama bazen dnyann iini yapmak demek bu," derdi. "Bir azizenin annesi olmak.',

    Sonra sava ve savala birlikte doktor ve hemire ktl balad ve Enid, eskisinden ok daha fazla deere bindi. Ayn ekilde, sryle bebein dnyaya geldii sava sonrasnda da. Ancak imdilerde, hastanelerin geniletilmesi ve iftiikierin zenginlemesiyle sorumluluklar

    60

  • gittike azaldndan, tuhaf, umutsuz vakalann ya da iflah olmaz derecede huysuz olduklar iin hastanelerin kap dan attklan hastalarn b akmn stlenmek zorunda kalabilirdi.

    Bu yaz iki gnde bir etraf sel gtrm, ardndan gne kp scak yaparak, snisklam yapraklar ve imleri parl panl parlatmt. Sabahn erken saatleri puslu mu pusluydu, nehre ok yaknd buras, pus kalktnda bile, ar ya ve yaz scann younluundan dolay hibir ynde uzaklar grnmyordu. Koca aalarn, allklarn hepsi koruk asmalan ve Frenk asmalaryla kaplanmt, msr, arpa, buday ve samanlar hasattayd. Her ey zamanndan nce oluyor, diyordu insanlar. Saman haziranda biilmeye hazrd, o nedenle Rupert, yamur bozmadan onlan ambara almak iin acele etmeliydi.

    Hava kararana kadar almak zorunda olduundan, akamlar eve gittik daha ge gelir olmutu . Bir akam geldiinde ev karanlkt, sadece mutfak masasnda bir mum yanyordu.

    Enid tel kapnn kancasn amak iin koturdu. "Elektrik kesintisi mi?" diye sordu Rupert. Enid, "it !" dedi. Fsldayarak ocuklar aadaki

    odalara yatrdn syledi, nk st kat ar scakt. Sandalyeleri yan yana dizip stne yastk ve ilte koyarak onlara yatak yapmt. Ve tabii ki uyuyabilmeleri iin klar sndrmek zorunda kalmt. ekmeeelerden birinde bir mum bulmutu ve defterine yazdklarn grebilmek iin yeterdi bu.

    u Burada uyuduklar geceyi mr boyu hatrlayacaklar," dedi. "nsan ocukken baka yerlerde uyuduu geceleri asla unutmaz."

    Hasta odas iin alnm tavan pervanesinin kutusu-

    6 1

  • na oturdu Rupert. Bunu almak iin Walley'ye gitmiti. Oradan ald bir gazeteyi de Eni d' e verdi.

    "Dnyada neler olup bitiyor, belki bilmek istersin diye dndm," dedi.

    Enid gazeteyi masaya, defterinin yanna serdi. Fskiyenin altnda oynayan iki kpein fotoraf vard .

    "Bir scak dalgasnn geleceini yazyor," dedi Enid. "Bunu renmek ok ho, yle deil mi?"

    Rupert pervaneyi dikkatle kutusundan karyordu . "Bu harika olacak," dedi Enid. "Geri odas imdi se

    rinledi, ama yarn onu ok rahatlatacaktr." "Takmak iin yarn erkenden gelirim," dedi Rupert.

    Sonra karsnn o gn nasl olduunu sordu. Enid, hacaklarndaki annn dindiini ve daktorun

    verdii yeni ilalarn onu biraz rahatlattn syledi. eeTek mesele erkenden uyumas," dedi. "Bu da senin

    onu ziyaret etmeni zorlatryor." "Dinlensin daha iyi," dedi Rupert. Bu fsltl sohbet sayesinde lisede, ikisi de son snf

    tayken yaptklar sohbetlerin, nceki yllardaki satamalarn ya da daha zalim flrtlemeler veya o tip eylerin uzun zamandr geride kaldn hissetti Enid. O son sene, Rupert Enid'in arkasndaki srada oturmu ve birbirleriyle sadece en fazla ihtiyalar iin ksa cmlelerle konumulard . Mrekkep silgisi var m? H Sulamak" nasl telaffuz edilir? Tiren Denizi neredeydi? Genellikle bu sohbetleri balatan, oturduu sradan yan dnp Rupert'n ne kadar yaknnda olduunu g11eyen, sadece hisseden Enid'di. Silgi istemiti, ona bir konuda danmt, ama ayn zamanda da cana yakn olmak istemiti. te yandan kendini affettinek de istiyordu, arkadalaryla birlikte Rupert' a yapklarndan utan duyuyordu. zr dilemek yararszd, onu tekrar utandrmaktan baka bir ie yaramayacakt . Rupert sadece, Enid'in arkasnda otururken ve onun y-

    62

  • zne bakmayacan bildiinde rahatt . Sokakta karlarlarsa, Rupert son ana kadar baka yne bakar, Enid'in, "Selam Rupert," diye, gemite brakt o eski zalim ses tonunun yanksyla akdn duyduktan sonra da, neredeyse sesini karmadan mrldanarak karlk verirdi.

    Gelgelelim Rupert onun dikkatini ekmek iin bir parmayla omzuna dokunduunda, dokunurcasna ne doru eilip, hatta belki de, ksa kesildiinde bile gr olan sk saiarna dokunduunda -Enid bundan emin olamazd- Enid affedildiini hissederdi. Bir adan onurlandrldn hissederdi. Bylece ciddiyet ve sayg iade edilmi olurdu.

    Nerede, tam olarak nerede bu Tiren Denizi? Rupert'n tm bu olanlar hatrlayp hatriamacln

    merak etti Enid. Gazetenin sayfalanru birbirinden ayrd. Margaret

    Truman ngiltere'yi ziyaret etmi, kraliyet ailesi tarafndan kabul edilmiti . Kraln doktorlar, kraln Buerger hastaln E vitaminiyle tedavi etmeye alyordu.

    Gazetenin n sayfasn Ruperfa verdi. "Ben u kare bulmacaya bakaca m," dedi. "Kare bulmaca zmeyi severim, gnn sonunda beni rahatlatyor."

    Rupert oturup gazeteyi okumaya balad ve Enid, ona ay ikram etti. Rupert tabii ki, "Zahmet etme," dedi ama Enid, tara dilinde bunun "evet'' anlamna geldiini de dnerek yine de bir fincan ay koydu on a.

    "Bu bir Gney Amerika arks," dedi Enid, kare bulmacaya bakarak. "Bir Latin Amerika arks. Sadan sola ilk cmle bir mzikal. . . giysi. Bir mzikal giysisi mi? Giysi. Bir dolu harf var. Hah. Hah. Bu gece anslym .

    Ca pe Horn! 1 " ...

    1 . Gney Amerika'mn en u burnu, Horn Burnu. Ancak ingilizce cape pelerin. horn ise flemeli algiiar anlamtna da gelir. (.N.)

    63

  • "Ne kadar ahmaka eyler, gryor musun?" diyerek ay koymak zere kalkt .

    Eer Rupert o gnleri hatrlyorsa, ona kin gdyor muydu acaba? Belki Enid' in son snftaki o gamsz cana yaknl, Rupert'n nazarnda, ayn gemiteki satamalar kadar kmseyici ve nahotu.

    Enid onu bu evde ilk grdnde, pek deimedii ni dnmt. Eskiden uzun boylu, yapl, ahlak yzl bir genti, imdi de uzun boylu, iriyar, ahlak yzl bir adam olmutu. Salarn her seferinde yle ksa kestiri yordu ki, seyrelmi ve kumral rengi yer yer krlam olduundan bir ey fark etmiyordu. Gne yanyla s rekli esmerlemi oluu, kzarmalarnn yerini almt. Kafasn megul edip yzndeki ifadeye yansyan meseleye gelince, belki de o eski dertti nedeni, dnyada yer kapiayp insanlarn sana seslendiideri bir isme sahip olmak, bakalarnn tandklarn sandklar biri olmak.

    Son snfta, sralarna oturmu o insanlar dnd Eni d. Kk bir snf haline gelmilerdi, be yl sresince hevessiz, kaygsz ve ilgisizler elenerek, geride trigonometri ve Latince renen o azman, vakur ve uysal ocuklar brakmt. Ne tr bir hayata hazrlanmakta olduklarn dnyorlard acaba? Acaba ne tr insanlar haline geleceklerini sanyorlard?

    Enid'in gzleri nne, "Rnesans ve Reformasyon Tarihi" adl, sert kapa anm o koyu gri kitap geldi. kinci el, belki de onuncu eldi, kimse yeni ders kitab almazd . kapanda, o gn kimi orta yal ev kadnlar olmu, kimi kasaba civannda tccarlk yapan tm eski sahipterin adlar yazlyd. Onlarn bu kitaptaki eyleri renip, "Nantes Ferman"nn krmz kalemle altn iz .. diklerini, kenarna da "N.B." yazdklarn bugn dnemezdi insan.

    64

  • "Nantes Ferman". ' O kitaplardaki ve rencilerin kafasndaki bilgilerin, kendisinin ve tabii Rupert'n kafasndaki bilgilerin ie yaramaz, egzotik nitelii karsnda, Enid efkat ve hayret duyuyordu imdi. Olmalar gereken insanlar haline gelmemi olmalar deildi bunun nedeni. Bununla ilgisi yoktu. Rupert'n bu iftliin iftisinden baka bir ey olaca dnlemezdi. Neticede ' buras verimli bir iftlik, Rupert ise ailenin tek erkek evladyd. Enid'e gelince, o da tam olarak yapmas gerektiini dnd ii yapyordu imdi. Kendileri iin yanl hayatlan setikleri ya da istemedikleri halde zorla setikleri veya anlamadan seim yaptklar sylenemezdi. Ayn ekilde, zamann nasl getiini ve onlar nasl, eskiden olduklanndan daha fazla deil de, daha yoksun bir halde braktn da anlamamlard.

    'mazon ekmei/' dedi Enid, "Amazan ekmeine ne d u enrt

    "Manyok mu?" dedi Rupert. "Yedi harfli," diye devam etti Enid. "Yedi." "Tapyoka m?' dedi Rupert. "Tapyoka m? Tekp ile yazlyordu deil mi? Tapyoka."

    Mrs. Quinn yemei hususunda gnbegn daha kaprisli oldu. Bazen kzarm ekmek ya da stne st dklm muz istediini sylerdi. Bir gn de fstk ezmeli kurabiyelerden istedi. Enid tm bunlar hazrlar -nasl olsa ocuklarn da yiyecei eylerdi- ama servis ettiinde Mrs. Quinn grnmlerine ya da kokulanna bile dayanamazd. Jlenin bile dayanamad bir kokusu vard.

    1 . 1 598 y1hnda. Katolik Fransa'nin krah IV. Henry'nln. lkesinde milli biriilin salfaomasi amac.yla Kalvencl Protestaniann haklanmn tamndlm ve bu yolla inan zgrlJn bildiren fernan1. (.N.)

    65

  • Baz gnler en ufak bir sesten nefret ederdi; pervanenin almasna bile izin vermezdi . Baz gnlerse radyonun almasn, doum gn ya da yldnmlerinde istek paralarnn alnd ve insanlara telefonla balanlp sorularn sorulduu istasyon yaynn dinlemek isterdi. Bu programda sorulara doru yant verirsen Niagara elaleleri 'ne gezi bileti, bir galon gaz ya da torba torba bakkaliye veya sinema bileti kazanrdn.

    "Hepsi nceden ayarlanm," dedi Mrs. Quinn. "Birini aryormu gibi yapyorlar, oysa yandaki odadalar ve sorularn cevab onlara nceden verilmi. Bir zamanlar radyocia alan birini tanrdm, iin asl budur."

    Bugnlerde nabz hzlyd. Nefes nefese, soluu kesilmi sesiyle ok hzl konuurdu. "u anneninki ne tr bir arabayd ?" diye sordu.

    "Bordo rengi bir araba," dedi Enid. "Yani ne yapm?" dedi Mrs. Quinn. Enid bilmediini syledi, ki doruydu bu. Biliyordu,

    ama unutmutu imdi. "Satn aldnda yeni miydi?" "Evet," dedi Enid. "Evet. Ama ya da drt yl .n

    ceydi ." "W:illens'lara komu o byk ta evde yayor, deil

    ' 7 , m. "Evet," dedi Enid. "Ka odas var? On alt m?" " T"'o " or suru. "Mr. Willens boulduktan sonra, onun cenazesine

    gitti n mi?" Enid, "Hayr," dedi. " Cenazelerden pek hazzetmem." "Benim gitmem gerekirdi. O srada bu kadar hasta

    deildim, yol stnde oturan Hervey'lerle gidecektim, arabalarnda yer vard, ama sonra kz kardeiyle annesi de gelmeye karar verdi ve bylece arka koltukta yer kal-

    66

  • mad. Clive ile Olive ise kamyonla gittiler, onlarn n koltuuna sabilirdim, ama bana teklif etmek akllarna gelmedi bile. Sence boulmas intihar myd?"

    Enid, Mr. Willens' n ona bir gl uzattn hatrlad. Onun o kurnazca centilmen tavrlar, sanki ok fazla eker yemi gibi Enid'in di sinirlerine dokunurdu.

    "Bilemem. Herhalde yle olnamtr." "Mrs. Willens ile aralar iyi miydi peki?" "Bildiim kadaryla fevkalade bir birliktelikleri vard ." "Oh, demek yle ha? dedi Mrs. Quinn, Enid'in me-

    safeli cevabn taklit etmeye alarak. "Fev-ka-la-de demek."

    Enid, Mrs. Quinn'in odasndaki divanda uyudu. Mrs. Quinn'in o harap edici kantlar neredeyse bitmiti, srekli ieme ihtiyac duymas da. Arada bir hain ve fkeli ksrk nbetlerine kaplmasna ramen, neredeyse btn gece uyumutu. Enid'i uyandrp kaldran, kendi sorunuydu. irkin ryalar grr olmutu. Daha nce grdkleriyle benzerlii yoktu bu ryalarn. Eskiden kt rya olarak, odalarn deiip durduu yabanc bir evde bulurdu kendini; iler srekli artarak boyunu aar, yaptn sand ilerin yaplmad ortaya kar ya da saysz engelle karlard. Sonralar, tabii romantik ryalar olarak tanmlad, bir adamn kolunu omzuna att, hatta onu sarmalad o ryalar grr oldu . Bir yabana ya da tand biri olabilirdi bu adam, bazen, o konumda dnlmesi aka gibi gelebilecek trden bir adam. Bu ryalar karsnda dneeli ve azck hznl olur, ama bu tip duygularn onun iin hala geerli olduu hissiyle, bir adan da rahatlard .

    Bu ryalar belki yz kzartcyd ya, imdiki rya lanyla karlatrldnda tek kelimeyle hiti. imdi gr-

    67

  • d ryalarda, btnyle yasak ya da akla gelmedik sevgililerle iftieiyar ya da iftlemeye alyordu (bazen araya bir kii girerek ona engel oluyor ya da koullar deiiveriyordu) . iko, iren bebeklerle, sarglara sarlm hastalarla ya da kendi annesiyle . . . ehvetle kendinden geip inleyerek ter iinde kalir; sonra hoyratlkla ve ktcl bir faydaclkla ie koyulurdu. "Evet, byle idare etmeli," derdi kendi kendine. "Daha iyi bir frsat kmadka byle idare etmeli." Ve bu soukkanllk, bu gereki fesatlk, tek kelimeyle iindeki ehveti harekete geiriyordu. Pimanlk duymadan, ter iinde ve dernansz bir halde uyand ve benlii, utan ve phe duygusu, tekrar iine t. Tenindeki ter soudu. llk gecede, tiksinti ve aalanmayla, titreyerek yatt. Yeniden uykuya dalmay gze alamad. Karanla alt ve o uzun, tl perdeli dikdrtgen pencerede zamanla soluk bir k belirdi. Hasta kadnn nefesi ise crlyor, paylyor ve neredeyse yok olup gidiyordu.

    Acaba Katalik olsayd, diye dnd, gnah karmakla dile gelecek bir ey miydi bu? Ne ki, kiisel bir duada bile ortaya kaniabitecek bir eye benzemiyordu. Artk pek dua etmiyor, sadece usulen ettii oluyordu, ayrca demin yaad deneyimlere Tann' nn dikkatini ekmek tam anlamyla gereksiz ve saygszcayd. Tanr aalanm olacakt bu yolla . Enid de aalanm olacakt, kendi akl yoluyla. Keza iyimser ve anlayl bir dini vard ve bu dinde, uykusunu istila eden eytan gibi, ie yaramaz dramiara yer yoktu. Kafasndaki murdarlk onun iindeydi ve buna, dramatize ederek nem atfetmenin bir anlam yoktu. Kesinlikle yoktu. Zihnin plnden baka bir ey deildi bu.

    Ev ile rmak kenar arasndaki ayrlkta inekler geziniyordu. Onlann gece boyunca ineyerek, itierek yemlendiklerini duyabiliyordu Enid