ankara parklarindak İ oyun alanlarinin ked İ ve...
Post on 27-Dec-2019
20 Views
Preview:
TRANSCRIPT
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ANKARA PARKLARINDAKİ OYUN ALANLARININ KEDİ VE KÖPEK
HELMİNT YUMURTALARI İLE KONTAMİNASYONU
Hamza AVCIOĞLU
PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Ayşe BURGU
2007-ANKARA
ii
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Parazitoloji Doktora Programı
çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.
Tez Savunma Tarihi :29/01/2007
Prof.Dr. Ayşe BURGU Ankara Üniversitesi
Jüri Başkanı
Prof.Dr. Semih ÖGE Prof.Dr.Mehmet ŞAHAL Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Raportör
Prof.Dr. Ahmet DOĞANAY Prof.Dr. Sibel ERGÜVEN Ankara Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii İçindekiler iii Önsöz v Simgeler ve Kısaltmalar vi Şekiller vii Çizelgeler viii 1.GİRİŞ 1 1.1. Cestod Enfeksiyonları 3 1.1.1. Echinococcosis 3 1.1.1.1. Echinococcus Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye’deki Yayılışı 5 1.1.1.2. Kistik ve Alveolar Echinococose’ un Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı 6 1.1.2. Coenurosis Önemi ve Yayılışı 6 1.2. Nematod Enfeksiyonları 7 1.2.1. Ancylostomatidosis ve Önemi 7 1.2.1.1. Kancalıkurtların Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı 9 1.2.1.2. Cutanous Larva Migrans’ ın Dünyadaki Yayılışı 10 1.2.2. Toxocarosis ve Toxascariosis 11 1.2.2.1. Toxocara Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı 16 1.2.2.2. Visceral Larva Migransın Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı 17 1.3. Park / Çocuk Parklarındaki Oyun Alanlarının Köpek - Kedi Helminti Yumurtaları ile Kontaminasyonu ve Tespiti 18 1.3.1. Dünya’ da Park/Çocuk Parklarının Kedi – Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu 21 1.3.2. Türkiye’ de Değişik Şehirlerde ki Park/Çocuk Parklarının Kedi-Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu 24 2. GEREÇ VE YÖNTEM 27 2.1. Örneklerin Toplanması 29 2.2. Laboratuvar Çalışmaları 30 2.2.1. Toprak ve Kum Örneklerinin İncelenmesi 30 2.2.2. Dışkı Muayenesi 31 2.2.2.1.Fülleborn’un Doymuş Tuzlu Su Flotasyon Yöntemi 31 2.3. İstatiksel Analiz 31 3. BULGULAR 32 3.1. Seçilen Yöntemin İşlerlik Durumu 32 3.2. Her Ay Bakısı Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu 32
iv
3.3. Bir Takvime Bağlı Kalmaksızın Bakısı Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu 38 3.4. Ankara’ daki Parkların Genel Kontaminasyon Durumu 40 3.5. Bulunan Yumurtaların Morfolojik Özellikleri 43 4.1. Dışkı Bakıları 45 4. TARTIŞMA 46 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 56 ÖZET 58 SUMMARY 59 KAYNAKLAR 60 ÖZGEÇMİŞ 71
v
ÖNSÖZ
Kedi ve köpekler insan yaşamına çok iyi uyum sağlamış hayvanlardır. Bugün dünyada çok sayıda aile, evinde veya bahçesinde kedi, köpek beslemektedir. Çeşitli resmi ve özel kuruluşlarda, başta güvenlik olmak üzere avcılık, kurtarma gibi değişik amaçlarla küçümsenmeyecek sayıda köpek yetiştirilmekte veya barındırılmaktadır. Bunlara ilaveten, özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda kedi ve köpek sokaklarda başıboş dolaşmaktadır. Yüzyıllardır süregelen insan ile kedi, köpek ilişkisinden, insanlar şüphesiz çeşitli yararlar sağlamış, ancak bu hayvanlardan bulaşabilecek çeşitli hastalıklara da maruz kalmışlardır.
Çocuklar, parklardaki kum toprakla severek oynamaktadır. Oysa
parklara sahipsiz kedi ve köpekler serbestçe girerek buralara dışkılamakta veya evlerinde köpek besleyenler köpeklerini gezdirirken hayvanlar dışkılama ihtiyaçlarını parklarda gidermektedir. Köpek ve kedilerin buralara bıraktığı dışkılardan helmint türü parazitlerin yumurtaları kum veya toprağa karışarak, parklarda oynayan çocuklara bulaşabilmektedir.
Bu çalışma, Ankara’ daki parkların çocuk oyun alanlarından alınan
kum veya toprak örneklerinde insanlara geçebilecek kedi-köpek helmintleri başta olmak üzere herhangi bir parazit yumurtası bulunup bulunmadığını ve çocuk parklarının bu hastalıkların bulaşması yönünden taşıdığı risk derecesini ve varsa parklardaki bulaşıklığın mevsimlere göre durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Çalışmalarım sırasında değerli öneri ve yardımlarıyla her zaman destek olan başta Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı ve danışman hocam Prof. Dr. Ayşe BURGU olmak üzere tüm Anabilim Dalı Öğretim Üyelerine, mesai arkadaşlarıma ve aileme sonsuz teşekkür ederim.
vi
SİMGELER VE KISALTMALAR
CLM Cutaneous larva migrans
FTS Fizyolojik tuzlu su
gr Gram
µm Mikrometre
OLM Ocular larva migrans
P Önemlilik derecesi
mm Milimetre
°C Santigrat derece
cm Santimetre
VLM Visceral larva migrans
vii
ŞEKİLLER
Sayfa
Şekil 1.1. Değişik ülkelerden köpek dışkılarının biriktirildiği dışkı kutusu
örnekleri, konu ile ilgili uyarılar ve köpek tuvaletleri. 2
Şekil 2.1. Ankara’ da örnek alınan parklar ve parkların bulunduğu ilçeler 28
Şekil 3.1. Toxocara sp. Yumurtası 34
Şekil 3.2. Toxascaris leonina yumurtası 34
Şekil 3.3. Taenia sp. Yumurtası 34
Şekil 3.4. Örneklerde parazit yumurtaları ile karıştırılabilecek yapılar 35
viii
ÇİZELGELER
Sayfa
Çizelge 1.1. Kum ve toprak örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için uygulanan başlıca yöntemler. 20 Çizelge 1.2. Dünyada park/çocuk parklarının kedi – köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu 22 Çizelge 1.2. (Devam) Dünyada park/çocuk parklarının kedi – köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu 23 Çizelge 1.3. Konuyla ilgili çalışmalarda kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayıları 25 Çizelge 3.1. Her ay bakıları yapılan parkların genel ve mevsimsel kontaminasyon durumu 33 Çizelge 3.2. Bulunan helmint yumurtalarının mevsimlere göre dağılımı 36
Çizelge 3.3. Parklardaki kontaminasyonun yumurta türlerine göre durumu 37
Çizelge 3.4. Parklardaki kontaminasyonun ilçelere göre durumu 37
Çizelge 3.5. Bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parkların genel kontaminasyon durumu 39 Çizelge 3.6. Ankara’ daki parkların genel kontaminasyon durumu 41
Çizelge 3.6. (Devam) Ankara’ daki parkların genel kontaminasyon durumu 42
Çizelge 3.7. Toxocara sp. yumurtalarının çaplarına göre dağılımı 44
1
1.GİRİŞ
Doğal şartlar altında hayvanlardan insanlara çok sayıda enfeksiyon etkeni
geçebilmektedir. İnsanların hayvanlarla çok yakın ilişkisinden kaynaklanan
“zoonoz” adını verdiğimiz bu enfeksiyonlarda evlerde beslenen evcil
hayvanların önemli rolü bulunmaktadır.
Kedi ve köpekler insan yaşamına çok iyi uyum sağlamış hayvanlar olup
bu hayvanlar çok sayıda aile, çeşitli resmi ve özel kuruluşlar tarafından
yetiştirilmekte veya barındırılmaktadır, son yıllarda bunlara ilaveten, özellikle
az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda kedi ve köpek
sokaklarda başıboş dolaşmaktadır. Türkiye’ de son yıllarda çeşitli nedenlerle
bunların sayısında artma olduğu da gözlenmektedir.
Çocuklar, parklardaki kum ya da toprakla severek oynamaktadır.
Çoğunlukla etrafı açık olan bu parklara sahipsiz kedi ve köpekler serbestçe
girerek buralara dışkılamakta veya evlerinde köpek besleyenler köpeklerini
gezdirirken hayvanlar dışkılama ihtiyaçlarını parklarda gidermektedir.
Maalesef, ileri ülkelerde olduğu gibi, köpek dışkıları sahipleri tarafından
toplanmamakta, parklarda bunların biriktirileceği dışkı kutuları, dışkı poşetleri
veya özel tuvaletleri bulunmamaktadır (Şekil 1.1.). Köpek ve kedilerin
buralara bıraktığı dışkılardan helmint türü parazitlerin yumurtaları kum veya
toprağa karışarak, parklarda oynayan çocuklara bulaşabilmektedir. Köpek ve
kedilerde yaşamakla beraber insan sağlığı açısından da önem taşıyan
parazitler arasında Echinococcus granulosus, E. multilocularis, Toxocara
canis, T. cati, Ancylostoma caninum, A. braziliense, A. tubaeforme,
Uncinaria stenocephala gibi helmintler önemli yer tutmaktadır.
2
Şekil 1.1. Değişik ülkelerden köpek dışkılarının biriktirildiği dışkı kutusu örnekleri,
konu ile ilgili uyarılar ve köpek tuvaletleri.
Bu parazitlerden Echinococcus türlerinin larvaları insanlarda kistik ve
alveolar echinococcose’ a, Toxocara türlerinin larvaları visceral larva
migrans (VLM) ve ocular larva migrans (OLM)’ a, Ancylostoma
3
türlerinin larvaları ise cutaneous larva migrans (CLM)’ a neden
olmaktadırlar (Burgu, 1981; Güralp, 1981; Glickman ve Shofer, 1987).
Ancylostoma caninum larvaları insanlarda daha derin dokulara
geçmekte, VLM’ a da yol açabilmektedir. Nitekim A. caninum ileri gelen
eozinofilik enteritis olguları bildirilmiştir (Prociv ve Croese, 1990).
Aşağıda kedi ve köpeklerde bulunan insan sağlığı açısından önemli
olan cestod, nematod enfeksiyonları ayrı başlıklar halinde ele
alınmıştır.
1.1. Cestod Enfeksiyonları
Taenidae ailesinde bulunan bazı parazitlerin larva şekilleri insanların da
arasında bulunduğu koyun, keçi, sığır, at, tavşan gibi canlılarda hastalıklara
neden olmaktadır. Zoonotik önemi olan echinococcosis bunların başında
gelmektedir, çok daha seyrek olarak coenurosis olguları da
kaydedilmektedir.
1.1.1. Echinococcosis
Hastalığı oluşturan başlıca türler Echinococcus granulosus ve Echinococcus
multilocularis’ dir.
Echinococcus granulosus (Bausch, 1786) son konakları olan köpek,
kurt, çakal ve diğer kanidelerin ince bağırsağında yaşar. Uzunluğu 2-6 mm
olup, vücut üç halkadan ibarettir. Son halka uzunluğu cestodun tüm
uzunluğunun yarısından daha fazladır (Güralp, 1981).
Echinococcus multilocularis (Leucart, 1863) son konakları olan tilki,
kurt, köpek ve kedilerin ince bağırsağında yaşar. Uzunluğu 1.2-2.7 mm olup,
4
vücut 3-5 halkadan ibarettir. Son halka uzunluğu cestodun tüm uzunluğunun
yarısından daha kısadır (Güralp, 1981).
Echinococcus türlerinin yumurtaları yuvarlak veya ovaldir. Birbirlerinden
kesin olarak ayırt edilemedikleri gibi, diğer Taenia yumurtalarına benzerler.
Büyüklüğü yaklaşık 32-36 µm x 36-39 µm’ dir. Embriyofor embriyoyu dış
koşullardan koruyan en önemli tabakadır. Keratin benzeri bir proteinden
oluşmuştur ve geçirgen değildir. Yumurtaların taşıdığı onkosferler diğer
Taenia yumurtalarından çok daha dayanıklıdır. Bunlar toprakta kuruluğa ve
dona bir yıl direnç göstermekte, formole ise iki hafta dayanmaktadır.
Yumurtaların 60 °C üstündeki ve -70 °C altındaki ısılarda hemen öldüğü
bildirilmiştir. Yumurtalar dış çevrede zamanla büzüşmekte ve enfeksiyon
yeteneklerini kaybetmektedir (Güralp, 1981).
Echinococcus türlerinin gelişmesi, son konak tarafından atılan gebe
halkaların parçalanması sonucu çevreye dağılan yumurtaların, insanların da
arasında bulunduğu ara konaklar tarafından ağız yoluyla alınması ile başlar.
Ara konak ince bağırsağında onkosferler serbest kalarak, kan dolaşımına
girer, başta karaciğer ve akciğer olmak üzere dalak, pankreas, beyin, kemik
iliği, kalp, göz gibi hemen hemen bütün organ ve dokulara giderek “hidatik
kist” adını alan larva şekli oluşur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Ayrıca tozlara
karışan yumurtaların arakonaklar tarafından solunum yoluyla alınması
sonucunda da enfeksiyon oluşabilmektedir (Urquhart ve ark., 1987). Hidatik
kistler yavaş gelişmekte olup, içlerinde protoskoleks ve çimlenme kapsülleri
olanlar “fertil”, olmayanlar ise “steril” kist olarak nitelendirilir. Fertil kistlerin
son konak tarafından yenmesinden sonra protoskolekslerden ince
bağırsakta olgun parazitler gelişir (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Önemi: Erişkin parazitlerin son konağa önemli bir zararı yoktur.
Binlerce erişkin parazitin bile herhangi bir klinik belirtiye yol açmadığı
5
kaydedilmiştir. (Urquhart ve ark., 1987). Neden olabileceği klinik belirtiler de
diğer cestodlarınkinden farklı değildir.
Echinococcus türlerinin larvalarının ara konakta oluşturduğu klinik
belirtiler kistin büyüklüğüne ve yerleştiği yere göre değişir. Kistlerin genel
etki şekli basınç ve tıkama olup, bulunduğu organa göre klinik belirtiler
ortaya çıkmaktadır. Kistler yavaş gelişim gösterir, insan gibi yaşam süresi
uzun olan canlılarda daha büyük boyutlara ulaşır. Vurma, çarpma, düşme,
operasyonlar sırasında kistin patlaması sonucu aşırı duyarlılığa bağlı olarak
anaflaktik şok sonucu ölümler şekillenebilmektedir. Alveolar echinococcose’
da, kistlerin metastaz yapma özelliğinden dolayı prognoz daha kötüdür
(Urquhart ve ark., 1987).
1.1.1.1. Echinococcus Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye’deki Yayılışı
Akyol (2004) çeşitli yazarlara atfen E. granulosus’ un yayılışını Amerika
kıtasında % 2,1–19,7, Avrupa kıtasında % 1-8,1, Afrika kıtasında % 22-72,
Asya kıtasında % 6,75-79,1, Avustralya kıtasında % 86,9-100 olarak, E.
multilocularis’ i ise Amerika kıtasında %37,5, Avrupa kıtasında %1,8-81,
Asya kıtasında %5-56,7, Avustralya kıtasında % 7-50’ olarak kaydetmiştir.
Echinococcose Türkiye’ de geniş bir yayılış göstermektedir.
Echinococcus granulosus’ nun yayılışı %0.94-54.5 arasında olup, yapılan
çalışmalarda: Ankara’da; Doğanay (1983), %44, Zeybek ve Tokay (1990),
%54.5, Hasslinger ve ark.(1993), %3.3, Ayçiçek ve ark. (1998), %0.94,
Bursa’ da; Tınar ve ark. (1989), %36, Sivas’ da; Saygı ve ark. (1990), %16,
Ataş ve ark. (1997), %28, Kayseri’ de; Şahin ve ark. (1993), %25, Konya’ da;
Aydenizöz (1997), %28.33, Kars’ da; Umur ve Arslan (1998), %40.5, olarak
bildirmişlerdir.
6
Türkiye’de E. multilocularis' in olgunlarına Trakya' da bir tilkide rast-
landığı Merdivenci (1963) tarafından kaydedilmiştir.
1.1.1.2. Kistik ve Alveolar Echinococose’ un Dünyadaki ve Türkiye’
deki Yayılışı
Kistik echinococcose geniş bir coğrafik yayılış göstermekte, hemen hemen
bütün kıtalarda görülmektedir. Parazit prevalansının en yüksek olduğu
bölgeler Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya ve Güney Amerikanın bazı
bölgeleridir. Hastalığın endemik olarak görüldüğü bölgelerin yanında
sporadik olarak da saptanabildiği, Grönland ve İzlanda’ da ise parazite hiç
rastlanmadığı bildirilmiştir. Alveolar echinococcose, Orta Avrupa, Avrasya’
nın kuzey ve ortasının büyük bir bölümünde ve İran’ da görülmektedir.
Enfeksiyon Rusya ve komşu ülkelerinde endemiktir. Çin’ in özellikle batı ve
orta bölgelerinde, Japonya’ da ise Hokkaido adasında, Kuzey Amerika ve
özellikle Tunus olmak üzere, Kuzey Afrika ülkelerinde yaygın olarak
görülmektedir (Eckert ve ark., 2000 ).
Canda ve Canda (1995), Türk tıp kaynakçasında, 10381 üniloküler, 251
multiloküler kistik echinococcose olgusu olduğunu, Altıntaş (2003), 1984 -
1994 yılları arasında 27267 kistik echinococose olgusu bulunduğunu Sağlık
Bakanlığı kayıtlarına göre bildirilmişlerdir.
Altıntaş ve ark. (1999) Türkiye’ de 1980 - 1998 yılları arasında değişik
bölgelerden toplam 118 alveolar echinococcose olgusu bildirildiğini
kaydetmiştir.
7
1.1.2. Coenurosis Önemi ve Yayılışı
Olgunları çeşitli karnivorların incebağırsağında bulunan Taenia multiceps
(Multiceps multiceps) ve Taenia serialis in larva şekilleri olan Coenurus
cerebralis başlıca koyun, keçi, sığır ve Coenurus serialis tavşan gibi
hayvanlarda bulunurken nadir olarak bu larva şekillerine insanlarda da
rastlandığına dair kayıtlar mevcuttur. Unat, (1979), çeşitli yazarlara atfen
Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere ve Brezilya’ da, Antonios
ve Nina, (2000), Mısır’ da, insan beyninde C. cerebralis’ e rastlandığını
bildirmişlerdir.
Unat, (1979), çeşitli yazarlara atfen Amerika Birleşik Devletleri ve
Fransa’ da, Benger ve ark., (1981) Kanada’ da, İng ve ark., (1998), Amerika
Birleşik Devletleri’ nde insan derialtı ve kas dokusunda C. serialis’ e
rastlandığını kaydetmişlerdir.
1.2. Nematod Enfeksiyonları Bazı nematodların larvaları insanların da arasında bulunduğu çeşitli
canlılarda larva migrans’ a neden olmaktadır. İnsanlarda larva migransa
neden olan ve zoonotik öneme sahip parazitler arasında kedi - köpek
kancalıkurtları ve askaritleri bulunmaktadır.
1.2.1. Ancylostomatidosis ve Önemi
Halk arasında kancalı kurtlar olarak bilinen Ancylostomatidae ailesine bağlı
türler tarafından meydana getirilir. Karnivorlardan bildirilen başlıca türlerden
Ancylostoma caninum; kedi ve köpeklerin, Ancylostoma tubaeforme;
kedilerin, Ancylostoma braziliense; kedi ve köpeklerin, Uncinaria
8
stenocephala; kedi, köpek ve tilkilerin ince bağırsağında yerleşir. Boyları 1-2
cm uzun, ön kısımları kıvrık olup kancaya benzer. Bu türlerin ağız kapsülleri
iyi gelişmiş olup, ön kenarında Ancylostoma cinsinde dişler, Uncinaria
cinsinde bir çift kesici plak bulunur. Diş sayısı Ancylostoma caninum ve A.
tubaeforme’ de üç çift, A. braziliense ‘ de iki çifttir (Dunn, 1978; Güralp,
1981).
Ancylostoma sp. yumurtaları 50-70x35-70 µm ve 4-6 blastomer
taşırken, U. stenocephala yumurtaları biraz daha uzun ve irice olup, 65-
80x40-50 µm ve 8-16 blastomer taşımaktadır (Anderson, 2000). Yumurtadan
çıkan larvalar uygun ısıda 6–10 gün içinde iki gömlek değiştirerek enfektif
larva haline geçer. Bu larvalar kuruluğa dayanıklı değildir, bu nedenle
sadece rutubetli bölgelerde bunlara rastlanmaktadır. Larvaların gelişmesinde
rutubetli ve humuslu toprağa ve 20 ْC ın üstünde ısıya gerek vardır (Dunn,
1978; Güralp, 1981).
Gelişmeleri direkt olup, fare ve ratlar paratenik konak görevi
yapmaktadır. Enfekte köpek ve kediler dışkılarıyla yumurtaları doğaya
bırakırlar. Yumurtalardan larvaların çıkması için ılık, nemli kumlu toprak en
iyi ortamdır. İlk önce enfektif olmayan rhabditiform, daha sonra enfektif
filariform larvalar oluşur. Enfektif form olan L3‘ lerin deri ya da ağız yoluyla
alınması ile (mukoza penetrasyonu) kan yoluyla akciğere giderek, oradan
trache yolu ile ince bağırsaklara gelir ve olgunlaşırlar. Bu göç esnasında
bazı larvalar dokularda inhibisyona uğrayarak latent hale geçer. Dişi
köpeklerde gebeliğin etkisi ile doğumdan kısa bir süre önce larvalar aktif
hale gelerek intrauterin ve galaktojen yolla yavruya geçer. Ancylostoma
tubaeforme, A. brazilense ve Uncinaria stenocephala’ da galaktojen ve
intrauterin bulaşma yoktur (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Önemi: Bu familyadaki parazitlerin en önemli özelliği, sonkonaklardan
fazla miktarda kan emmeleri ve bunun sonucunda anemiye neden
9
olmalarıdır. Aneminin nedeni sadece parazitler tarafından emilen kan
olmayıp, kan emerken salgıladıkları pıhtılaşmayı engelleyici maddelerden
dolayı, parazitlerin buradan ayrılması durumunda bile bir süre daha
kanamanın devam etmesidir (Güralp, 1981).
Kedi ve köpeklerin kancalıkurt etkenlerinin enfektif formları olan L3 ler,
bu parazitlerin normal konağı olmayan insanların derisini delerek “cutaneous
larva migrans (CLM) - deri larva migransı - creeping eruption- deri
helmintosis’ i “ olarak adlandırılan hastalığa neden olurlar. Cutaneous larva
migransı, kontamine topraktan bulaştığı için, özellikle bahçe işleri ile uğraşan
kişilerde, bahçıvanlarda, su tesisatçılarında, turistlerde, sahil kıyısında yüzen
insanlarda, kum havuzlarında oynayan çocuklarda yaygın olarak görülür
(Güralp, 1981; Jones, 1993).
Kancalıkurt larvaları insan derisinde stratum germinativum ile corium
arasında tüneller meydana getirmekte ve buralarda amaçsızca dolanarak
bazen papil, vezikül ve yangılı göç izlerine, bazen de derinin kalınlaşmasına
ve şiddetli kaşıntıya sebep olmaktadır. Her gün 1-2 cm ilerleyebilen belirtiler
nedeniyle “creeping eruption” olarak isimlendirilir. İnsan son konak olmadığı
için larvalar bir süre sonra ölür, ölme süresi bazen birkaç ayı bulabilir.
Hastalığın inkubasyon süresi değişken olup bir haftadan birkaç aya kadar
sürebilir (Jones, 1993).
Semptomlar, etkenlere ya da onların salgılarına karşı organizmanın
cevabı sonucu ortaya çıkmaktadır. Hastalığın en fazla oluştuğu organlar
ekstremiteler, perianal bölge ve cinsel organlardır (Jones, 1993).
10
1.2.1.1. Kancalıkurtların Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı
Çeşitli ülkelerde kedi ve köpeklerde kancalıkurtların yayılışına ilişkin
çalışmalar yapılmıştır. Almanya’ da; Schuster ve ark. (1997), % 17, Barutzki
ve Schaper (2003), %8.6, İspanya’ da; Calvete ve ark. (1998), %29.3,
Vicente ve ark. (2004), %57.8, Macaristan ‘ da; Fok ve ark. (2001), %8.1-
13.1, Hollanda’ da; Robben ve ark. (2004), %3, Uruguay’ da; Malgor ve ark.
(1996), %49.4-96.3, Arjantin’ de; Zunino ve ark. (2000), % 5.6, Venezuela’
da; Ramirez-Barrios ve ark. (2004), %24.5, Brezilya’ da; Labarthe ve ark.
(2004), %8.9-65.9, Meksika’ da; Eguya-Aguilara ve ark. (2005), %62.5,
Amerika Birleşik Devletleri’ nde; Anderson ve ark. (2003), %33-75, Kore ‘de;
Min (1981), %3.1, Japonya’ da; Asano ve ark. (2004), %5.6, Güney Afrika’
da; Minnaar ve ark. (2002), %19 yaygın olduğu kaydetmişlerdir.
Türkiye’ de karnivorlarda kancalıkurtların yayılışı ilgili literatürlere bağlı
olarak %0,16-80 olarak bildirilmiştir.
Türkiye’ nin farklı illerinde köpeklerde U. stenocephala yayılışını;
Ankara’ da; Mimioğlu ve ark. (1959), %4, Pamukçu ve Ertürk (1961), %0.16,
Doğanay (1983), %18, Çerçi (1990), 15.7, Zeybek ve ark. (1992), %9.09,
Merdivenci (1962), %5, Elazığ’ da; Güralp ve ark. (1977), %15.23, Taşan
(1982), %19, Bursa’ da; Tınar ve ark. (1989), %80, Konya’ da; Güçlü ve
Aydenizöz (1995), %2.45, Kars’ da; Umur ve Arslan (1998), %73.8 olarak, A.
caninum’ un yayılışını ise Bursa’ da; Tınar ve ark. (1989), %10, Kayseri ‘de;
Şahin ve ark. (1993), %8 olarak kaydetmişlerdir.
Kedilerde U.stenocephala’ nın yayılışını Elazığ’ da; Dinçer ve ark.
(1980), %2.7 olarak bildirmişlerdir.
11
Güralp ve Tınar (1978) ve Tiğin ve ark. (1989) yayılış bildirmeden U.
stenocephala’ ya rastladıklarını kaydetmişlerdir.
1.2.1.2. Cutaneous Larva Migrans’ ın Dünyadaki Yayılışı
Son yıllarda İngiltere’ de; Diba ve ark. (2002), 1, İspanya’ da; Puente Puente
ve ark. (2004) 34, Çek Cumhuriyeti’ nde; Nevoralova, (2006), 1, Yeni
Zellanda’ da; Manning ve ark. (2006), 1 cutaneous larva migrans olgusu
bildirirken, Kanada’ da; Tremblay ve ark. (2000), tropikal bölgelerde tatil
yapan 140 kişinin %25.4’ ünde, Brezilya’ da; Heukelbach ve ark. (2004),
nehir kıyısında oturan 1185 sakinin %3.1’ inde cutaneous larva migrans
semptomlarına rastladıklarını kaydetmişlerdir.
Türkiye’ de; Erel (1965), Niğde ili köylerinde 12 aylıktan küçük
çocukların kundaklanan vücut bölümlerinde bazen bir bazen daha fazla
zikzak şeklinde deri değişikleri saptamıştır. Yapılan araştırmada, buradaki
yerli halkın bebeklerin kundakları içine toprak koyma alışkanlığında oldukları
ve toprağın alındığı yerlerinde köpek dışkısı ile bulaşık olduğu görülmüş ve
sonuçta bu hastalığın köpek kancalı kurtlarından ileri gelen deri larva
migransı olduğu belirlenmiştir. Yine Niğde’ de Kurtoğlu (1981), 2,5 aylık bir
erkek çocukta deri larva migrans vakası bildirmiştir.
1.2.2. Toxocarosis ve Toxascariosis
Kedi ve köpeklerde yaşayan askaritler; Toxascaris leonina, Toxocara canis,
Toxocara cati türleridir.
Toxascaris leonina (Linstow, 1902). Köpek, kedi, tilki ve diğer karnivorların
incebağırsaklarında yaşar. Servikal kanatlar uzun ve dardır. Erkekleri 6-7 cm
12
uzun olup, arka nihayetleri konik olarak sonlanmakta, parmak biçiminde bir
uzantı taşımaktadır. Dişileri 6-10 cm uzundur (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Yumurtaları hafif oval olup, 75-85x6076 µm çapındadır. Yumurtalar
kalın kabuklu ve kabuk dış yüzeyi düzdür. Yumurta kabuğu ile blastomer
arasında lamelli bir tabaka mevcuttur (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Gelişmeleri direktir. Dışkı ile dışarı atılan yumurtalarda uygun çevre
şartlarında 3–6 gün içinde ikinci gelişme dönemi larvalar oluşur. Enfektif olan
bu yumurtalar ağız yoluyla alındığında son konağın ince bağırsaklarında
açılarak olgun parazitler şekillenir. Fareler paratenik konak görevi
yapabilmektedir (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Önemi: Enfekte hayvanlarda karın şişliği, ishal, tüylerde matlık ve
gelişme geriliği gibi semptomlar görülür (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Doğanay, (1992), T. leonina’ nın Ankara’ daki yayılışının %0,19–62
olduğunu, Türkiye’ genelinde ise %0,19 ile %80 geniş bir yayılış gösterdiğini
ilgili literatürlere atfen bildirmiştir. Bu parazitin zoonoz özelliği yoktur,
insanlar için tehlike oluşturmamaktadır (Glickman ve Shofer, 1987).
Toxocara canis (Werner, 1782). Köpek, kedi, kurt ve tilkilerin ince
bağırsaklarında yaşar. Evcil karnivorların sindirim sisteminin en büyük
nematodu olup, 10–18 cm uzundur. Servikal kanat mevcut olup, vücudun ön
ucu ventrale doğru bükülmüş ve erkeklerin arka ucu parmak biçiminde bir
uzantı taşır (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
Toxocara cati (Zeder, 1800). Kedi ve yabani felidelerin ince
bağırsaklarında bulunur. Erkekleri 6–7 cm, dişileri 4–10 cm uzun olup,
servikal kanatlar ok ucu biçimindedir (Dunn, 1978; Güralp, 1981).
13
T. canis, ovipar olup yumurtaları 75–95 µm çapında, yuvarlağa yakın,
bazen de ovalimsi yapı gösterir. İçerisinde koyu kahve veya siyah renkte bir
blastomer yer alır (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Yumurta kabuğu oldukça
kalın olup, üzeri pürüzlü ya da çıkıntılı-çöküntülü bir yapıdadır. Yumurta
kabuğunun; en dışında albümin, bunun altında kitin, en içte de lipit tabakası
bulunur. Albümin tabakasının üzeri, dişi parazitin uterus hücrelerince
salgılanan bir madde ile kaplıdır. Albumin tabakası, ince yapıda olup altında
bulunan kitin tabakasının şeklini alacak şekilde ona yapışmıştır. Kitin
tabakası, yumurta kabuğunun en kalın bölümüdür ve iki kısımdan oluşur. Dış
yüzeyinde küçük çıkıntılar yer alırken iç yüzeyi düzdür. Bu nedenle, yumurta
kabuğunda görülen çıkıntı ve çöküntülerin esas kaynağını kitin tabakası
oluşturur (Dunn, 1978; Güralp, 1981; Overgaauw,1997).
Enfektif yumurtalar uygun şartlarda en az bir yıl süreyle canlığını
sürdürebilir. Erişkin dişi parazitlerin günde 200.000 yumurta üretebildikleri,
yumurtaların -25 °C ile 36 °C daki ısıya dayanıklı oldukları, %38 lik
hidroklorik asiti ve %33 lük sodyum hidroksiti tolere edebildikleri ve %40 lık
formoline 8 gün dayanabildikleri bildirilmiştir (Overgaauw,1997).
T. cati yumurtaları, T. canis yumurtalarından daha az koyu ve daha az
tırtıklı yapı göstermekte olup ışık mikroskobunda ayrımı zordur (Dunn,
1978; Güralp, 1981).
T. canis’ in biyolojisi karmaşık olup konağın yaşına ve cinsiyetine göre
değişiklik gösterir. Enfeksiyon, L2 taşıyan yumurta ve enfekte paratenik
konakların (fare, rat, değişik kanatlılar) alınması ile meydana gelebildiği gibi
prenatal ve galaktojen yolla da olmaktadır. Son konağın dışkısıyla atılan
yumurtalarda 2 ile 5 hafta içerisinde L2 ler gelişir. Enfeksiyon yeteneğinde
olan bu yumurtaları alan son konakların ince bağırsağında yumurtayı terk
eden larva kan ve lenf yoluyla karaciğer ve akciğer göçü geçirerek, 3
14
aylıktan küçük hayvanlarda bağırsaklara giderek olgunlaşırken, 3 ile 6 aylık
arası hayvanlarda bir kısmı bağırsaklara giderek olgunlaşır, bir kısmı da
dokulara göç ederek inhibisyona uğrar. Larvalar 6 aylıktan büyük
hayvanlarda kan yoluyla akciğer ve kalbe gelir, büyük dolaşıma girerek
bütün dokulara dağılıp buralarda inhibisyona uğrar. Bu larvalar erkek
köpeklerde bir süre sonra ölür. Dişilerde ise yaşamın ileri dönemlerinde
gebelik hormonlarının etkisi ile gebeliğin 42. gününden itibaren
inhibisyondan çıkar, bir kısmı ananın bağırsaklarında olgunlaşırken, bir
kısmı uterus yoluyla yavruya geçer, bir kısmı da yeniden akciğere giderek
kan yoluyla meme bezlerine geçer ve doğumdan başlayarak 35 gün süreyle
sütle atılır (Dunn, 1978).
T. cati’ nin biyolojisi, T. canis‘ inkine benzer yalnızca intrauterin
bulaşmanın olmamasıyla ondan ayrılır (Dunn, 1978).
Önemi: T. canis ve T. cati normal konaklarında bağırsaklarda genellikle
az reaksiyona neden olur. Karın şişkinliği, gelişme bozukluğu, ishal gibi
belirtiler ortaya çıkar. Bazen bağırsaklarda tıkanma ve delinmelere yol açar,
bu ise ölüme neden olabilir. Bu parazitlerin esas patojen etkisi larvalarının
göçü sırasında görülür. Pnömoni, öksürük, burun akıntısı, solunum
hızlanması vardır. Beyine giden larvalar sara benzeri sinirsel belirtilere yol
açar (Dunn, 1978; Glickman ve ark., 1979).
Bazı nematod larvalarının normal konaklar dışında özellikle de
insanların iç organ ve dokularındaki göç olayına iç organ larva göçü
(Visceral Larva Migrans) adı verilmektedir (Dunn, 1978).
İnsanlarda iç organ larva göçüne neden olan pek çok etken
saptanmışsa da bu sendromdan birinci derecede sorumlu parazitin T. canis
15
olduğu bilinmektedir (Dunn, 1978; Urquhart ve ark. 1987). VLM‘ a Toxocara
cati’ nin de sebep olabileceği, ancak kedilerin dışkılarını içgüdüsel olarak
kuma gömme alışkanlıklarından dolayı bu durumun şüpheli olduğu
bildirilmektedir (Kazacos, 1983).
T. canis ve T. cati ‘ nin L2 taşıyan yumurtaları insanlar tarafından ağız
yoluyla alınırsa, larvalar ince bağırsakta serbest kalır, mukozaya penetre
olur, karaciğer ve akciğer boyunca göç ederek sonunda kan yoluyla çeşitli
dokulara yayılır. Bu parazitlerin kesin konağı olmayan insanların iç
organlarındaki göçüne visceral larva migrans (VLM), gözdeki göçlerine ise
oküler larva migrans (OLM) denir (Glickman ve Shofer, 1987).
Visceral larva migrans, insanlarda bazen hiçbir belirti göstermemekle
birlikte ateş, hırıltılı solunum veya astım benzeri öksürük nöbetleri, iştah
azalması, zayıflama, karın, kas ve eklem ağrıları, huzursuzluk, sinirlilik,
dikkatsizlik, hareket bozukluğu, karaciğer ve dalak büyümesi gibi belirtilere
yol açar (Glickman ve Shofer 1987; Urquhart ve ark. 1987).
Oküler larva migrans olgularında, göz basıncının artması, bulanık
görme, bir gözün az veya hiç görmemesi semptomlar arasındadır (Glickman
ve Shofer 1987).
Şekillenen patolojik değişiklikler, larvaların hem mekanik hem de
antijenik özelliğe sahip ürünleriyle ilgilidir. Bu hastalığa özgü tipik lezyon,
çapları 0.1-1.5 cm arasında değişen ve özellikle karaciğerde görülen
eozinofilik granulomlardır. Ancak granulomlara, beyin ve akciğerlerle birlikte
diğer organlarda da rastlanabilir. Beyinde bulunan granulomların meningitis
ve ensefalitise neden olduğu bildirilmektedir (Glickman ve Shofer 1987;
Urquhart ve ark. 1987).
16
Oküler larva migrans genellikle tek taraflı olur ve yangısal reaksiyonlar
sonucu endophtalmitis, retinoblastoma, retinitis ve gözün arka kısmında
granuloma şekillenebilir (Glickman ve Shofer 1987).
Hematolojik olarak şiddetli eozinofili, lökositozis, hipergamaglobunemi
görülür. (Glickman ve ark., 1979; Glickman ve Shofer 1987).
Kum havuzları, halk pazarları gibi yerlerde oynayan pika sendromlu
çocuklar ve köpek yavrularıyla devamlı birarada olan çocuklarda VLM’ na
daha çok rastlanılmaktadır (Glickman ve Shofer 1987).
1.2.2.1. Toxocara Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı
T.canis’ in yayılışını Macaristan’ da; Fok ve ark. (2001), %24.3-30.1,
Polonya’ da; Okulewicz ve ark. (2002), % 66.7, İtalya’ da; Habluetzel ve ark.
(2003), %22-64.7, İrlanda ve İngiltere’ de; Wolfe ve Wright (2003), %25,
Slovakya’ da; Antolova ve ark. (2004), %16.6, Hollanda’ da; Le Nobel ve
ark. (2004), %8.5, Almanya’ da; Epe ve ark. (2004), % 2.2, Kore’ de; Min
(1981), %14.4, Japonya’ da; Asano ve ark. (2004), %5.7, Meksika’ da;
Eguya-Aguilara ve ark. (2005), % 13.3, Amerika’ da; Hackett ve Lappin
(2003), %3.1, Güney Afrika’ da; Minnaar ve ark. (2002), %21, olarak
kaydetmişlerdir.
T. cati’ in yayılışını Kore’ de; Min,(1981), %7.7, Polonya’ da; Okulewicz
ve ark. (2002), %14.3, Almanya’ da; Epe ve ark. (2004), % 3.9 olarak
bildirmişlerdir.
17
T.canis’ in Türkiye’ de köpeklerde yayılışı %2.6-59.4 olup, Ankara’ da;
Mimioğlu ve ark. (1959), %20, Pamukçu ve Ertürk (1961), %13.24, Ertürk ve
Tanzer (1973), %4.10, Doğanay (1983), %24, Çerçi (1990), %13.22, Zeybek
ve ark. (1992), %15.15, Ayçiçek ve ark. (1998), %59.4, Elazığ’ da; Güralp ve
ark. (1977), %44.76, Dinçer ve ark. (1980), %2.7, Taşan (1982), %26,
İstanbul’ da; Merdivenci (1962), %22.7, Sivas’ da; Saygı ve ark. (1990),
%28, Ataş (1997), %46, Konya’ da; Güçlü ve Aydenizöz (1995), %14.75,
Aydenizöz (1997), %16.16, Bursa’ da; Tınar ve ark. (1989), %39, Kayseri
‘de; Şahin ve ark. (1993), %40, Kars’ da; Umur ve Arslan (1998), %50
olduğunu bildirmişlerdir.
T. cati’ nin Türkiye’ de kedilerde yayılışı %0.32-47.2 olup, İstanbul’ da;
Merdivenci (1962), %27.6, Ankara’ da; Pamukçu ve Ertürk (1961), %0.32,
Burgu ve ark. (1980), %47, Elazığ’ da; Dinçer ve ark. (1980), %47.2 olarak
kaydetmişlerdir.
1.2.2.2. Visceral Larva Migrans’ ın Dünyadaki ve Türkiye’ deki Yayılışı
Visceral larva migrans, Avrupa kıtasında %1.6-65.7 yayılış göstermekte
olup; İspanya’ da; Cilla ve ark. (1996), %37-65.7, Çek Cumhuriyeti’ nde;
Uhlikova ve ark. (1998), %5.8-36, Slovakya’ da; Kincekova ve ark. (1999),
%36.7-43.3, Polonya’ da; Hozyasz ve Milanowski, (2002), % 3.5 – 19, İtalya’
da; Habluetzel ve ark. (2003), %1.6, Slovenya’ da; Logar ve ark. (2004),
%28, Avusturya’da; Auer ve Aspock (2004), %3.7-44 olarak bildirilirken,
İsviçre’ de; Chli ve ark. (2004), 1 cerebral toxocariosis olgusu, Fransa’ da;
Kagialis Girard ve ark. (2005), 2 , Romanya’ da; Macarie ve ark. (2005), 1
olgu kaydetmişlerdir.
Asya kıtasında; Rusya’ da; Avdiukhina ve ark. (1994), her 100000
kişiden 380 inde, Çin’ de; Luo ve ark. (1999), %50, Kore’ de; Park ve ark.
18
(2002), %5, Tayvan’ da; Fan ve ark. (2004), %46.0 yayılış bildirirlerken,
Güney Asya’ da bu oranı Srilanka’ da; Iddawela ve ark. (2003), % 16.6 – 43,
Endonezya’ da; Hayashi ve ark. (2005), % 12.2 – 81.7 olarak
kaydetmişlerdir.
Güney Amerika’ da; Venezuella’ da; Garcia Pedrique ve ark. (2004),
%9.72, Brezilya’ da; De Andrade ve ark. (2005), %12.1, Arjantin’ de; Lopez
Mde ve ark. (2005), % 67 visceral larva migrans yayılışı kaydetmişlerdir.
Amerika Birleşik Devletleri’ nde; Cianferoni ve ark. (2006), ise 1 olgu
bildirmişlerdir.
Türkiye’ de visceral larva migransın yaygınlığını saptamak amacıyla
yapılan serolojik çalışmalarda: İzmir’ de; Kuman ve Altıntaş (1984), %75,
Özcel ve Altıntaş (1987), %29.7, İstanbul’ da; Büyükbaba ve ark. (1996),
%33.8, Ankara’ da; Güngör ve ark. (1999), %51.35, Sivas' da; Oğuztürk ve
Saygı (2002), %32.3, Elazığ’ da; Kaplan ve ark. (2004), %18.8 seropozitiflik
kaydetmişlerdir.
Türkiye’ nin çeşitli illerinden bildirilen olgular da bulunmaktadır. Ankara’
da; Güllülü ve ark. (2001), 1 oküler larva migrans olgusu, İzmir’ de; Oktar
ve ark. (2002), 1 visceral larva migrans olgusu (beyinde), Antalya’ da;
Kabaalioglu ve ark. (2005), 1 visceral larva migrans olgu (kadın), Edirne’ de;
İnan ve ark. (2006), 1 visceral larva migrans olgusu kaydetmişlerdir.
19
1.3. Park / Çocuk Parklarındaki Oyun Alanlarının Köpek - Kedi Helminti
Yumurtaları ile Kontaminasyonunun Tespiti Çalışmaları
Gerek Türkiye’ de gerekse çeşitli ülkelerde insan sağlığı açısından önem
taşıyan kedi ve köpek helmintlerinin oldukça yaygın bulunduğu, çalışmanın
1.1.1.1., 1.2.1.1., ve 1.2.2.1. kısımlarında vurgulanmıştır. Başıboş kedi ve
köpekler veya dolaştırıldıkları sırada ev köpekleri dışkılama ihtiyaçlarını
parklarda gidermektedir. Hayvanlar tarafından bırakılan dışkılardaki
yumurtalar doğa koşullarında etrafa dağılarak toprak ve kuma karışmakta ve
başta bu alanlarda oynayan çocuklar olmak üzere, yetişkin insanlara da
bulaşabilmektedir.
Enteresan olan husus veteriner hekimler, veteriner sağlık teknisyenleri
ve köpek çiftliklerinde çalışanlar gibi devamlı köpeklerle temas halinde
bulunanlar ile köpeklerle hiç temasta bulunmayanlar arasında visceral larva
migrans seroprevalansı yönünden fazla bir fark olmayışıdır (Glickman ve
ark., 1979). Enfeksiyon kaynağı olarak kedi ve köpek ile direk temas daha
az bir öneme sahiptir. Çünkü Toxocara sp. yumurtalarının enfektif hale
gelmesi için en az iki hafta süreye ihtiyaç vardır. Bu nedenle toprak
kontaminasyonu insanlar için VLM’ ın bulaşma riskinde en önemli
göstergedir (Glickman ve Shofer, 1987). Bundan dolayı son zamanlarda
çocuk parkları, oyun alanları başta olmak üzere halka açık alanların
Toxocara sp. yumurtaları ile kontaminasyonunu belirlemek için gerek
yurtdışında gerek yurt içinde farklı yerlerde çok sayıda çalışmalar yapılmış
ve yapılmaktadır.
Toprak ve kum örneklerinin söz konusu helmint yumurtaları ile
kontaminasyonunun belirlenmesinde bölgenin bulunduğu coğrafya ve iklim
koşullarının (sıcaklık, yağış, nem, rüzgâr) yumurtalar üzerinde olumlu ve
olumsuz etkisi olduğuna dikkat çekilmektedir. Araştırmanın yapıldığı
bölgenin bu gibi çevresel şartlarının yanında, bölgedeki kedi ve köpek
20
helmint enfeksiyonu durumu ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısı gibi
etmenler de önemli olmaktadır (Glickman ve Shofer, 1987)
Toprak ve kum örneklerinden parazit yumurtalarını elde etmek için
uygulanan yöntemlerde alınan örneğin miktarının, niteliğinin, ne kadar
derinden alındığının, yıkama işlemine tabi tutulup tutulmadığının, yıkama
işleminde anyonik deterjan kullanılıp kullanılmadığının, kullanılan
süzgeçlerin por büyüklüğünün, santrifüj flotasyon yönteminde kullanılan
solüsyonların yoğunluğunun önemli olduğu, bu gibi faktörlere bağlı olarak
belirlenen yumurta sayılarının değişebildiği kaydedilmektedir (Kazacos,1983;
Öge ve Öge, 2000a). Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için çeşitli
araştırıcılar tarafında kullanılan başlıca yöntemler Çizelge 1.1. de özet
olarak verilmiştir.
Öge ve Öge, (2000a), Kum örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını
elde etmek için Çizelge 1’ de gösterilen yöntemlerin aynı koşullar altında
karşılaştırmasını yapmışlar ve elde edilen yumurta sayısına göre bu
yöntemler içerisinde Kazacos (1983) ve Dunsmore ve ark. (1984) ’ ün
yöntemlerinin diğerlerine göre daha iyi sonuç verdiğini kaydetmişlerdir.
Çizelge 1.1. Kum ve toprak örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için uygulanan başlıca yöntemler.
Metot Örnek
Miktarı Flotasyon Solüsyonu
Yoğunluğu Yıkama Bakılan Lamel Sayısı
Dada (1979) 1 gr ZnSO4 1.18-1.20 NaOH 5
Quinn ve ark. (1980)
25 gr MgSO4 1.27 Tween
80 4
Kazacos (1983) 30 gr ZnSO4 1.20 Tween
40 4
Deumer (1984) 50 gr ZnCl2-NaCl 1.30 - 2
Dunsmore ve ark. (1984)
50 gr NaNO3 1.22 Tween
80 6
Düwel (1984) 250-300
gr NaCl 1.19 Su 1
21
Dada ve Lindquist (1979), Amerika Birleşik Devletleri’ nde, Gualazzi ve
ark. (1986), Kanada’ da, Abo-Shehada (1989), Ürdün’ de, Mahdi ve Ali
(1993), Irak’ ta toprak örneklerinden Toxocara sp. yumurtalarını elde etmek
için aynı tekniği (Dada, 1979) kullanmalarına rağmen farklı sonuçlar (%2,3–
20,6) bulmuşlardır. Dada ve Linquist (1979) ve Quinn ve ark. (1980), az
miktarda (1 gr) örnekle etkili yöntem kullanarak, parklardaki Toxocara sp.
yumurtaları ile kontaminasyonu sırasıyla %39, %11 olarak, Duwell (1984),
fazla miktarda (200–300 gr) örnek kullanarak daha az etkili metotla
kontaminasyonu %87 olarak kaydetmiştir.
1.3.1. Dünyada Park/Çocuk Parklarının Kedi – Köpek Helmint
Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu
Çeşitli ülkelerde konuyla ilgili yapılan çalışmalar Çizelge 1.2. de
özetlenmiştir.
Çizelge 1.2. de bildirilen araştırmaların yanı sıra parklardaki
kontaminasyonun mevsimlerle ilişkisini belirlemek amacıyla; Japonya’ da;
Shimizu (1993), Tokushima Şehrinde 5 parkın mevsimsel bakısını yaparak
Toxocara sp. yumurtalarını ilkbahar, erken yaz ve sonbaharda (3/5 – 5/5)
yüksek, yaz ve kış ayları ise (2/5 – 3/5) düşük bulduğunu, aynı zamanda
yumurta sayısının yaz ve kış aylarında daha düşük olduğunu bildirmiştir.
Arjantin’ de; Thevenet ve ark. (2004), 1 yıl süreyle mevsimsel bakı amacıyla
13 parktan alınan 226 örneğin %36,3’ ünün helmint yumurtaları ile
kontamine bulunduğunu, bu kontaminasyonun, ilkbaharda %71, yazın % 43,
sonbaharda %27, kışın % 29 olduğunu kaydetmişlerdir. Ruiz de Ybanez ve
ark., (2001), İspanya’ da parklardaki kontaminasyonun yağışlı ve soğuk
mevsimlerde düşük, sıcak ve kurak mevsimlerde ise yüksek olduğunu
bildirmiştir.
22
Çizelge 1.2. Dünyada park/çocuk parklarının kedi – köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu
Kontaminasyon / % si Kıta Araştırıcı Yıl Yer Materyal
Örnek Sayısı Toxocara
sp. Cestod
Ancy. / Unc.
Diğer
Valkounova 1982 Çek Cumhuriyeti 50 Kum Havuzu 200 24 - -/- -
Duwell 1984 Almanya 31 Kum Havuzu 562 87,1 - -/- -
Deumer 1984 Almanya 160 Kum Havuzu 160 38,12 4,37 -/- -
Gillispie ve ark. 1991 İngiltere 15 Park 521 6,3 - -/- -
Giacometti ve ark. 2000 İtalya 22 Park 63,63 - -/- -
Avrupa
Ruiz de Ybanez ve ark.
2001 İspanya 9 Park 644 1.24 - -/- Toxascaris
leonina 0,15
Dada ve Lindquist 1979 ABD Halka Açık Alanlardan 232 21.55 - -/- -
Childs 1985 ABD 3 Eğlence Merkezi 146 11 - -/- -
Gualazzı ve ark. 1986 Kanada 21 Park 567 2,3 - - -
Paul ve ark. 1988 ABD 23 Park 135 16.3 - -/- -
Karen ve ark. 1989 ABD 3 Park 114 19 - -/- -
Vasquez ve ark. 1996 Meksika 297 Farklı Yerden (156 park, 83 yeşil alan, 58 ev bahçesi)
281 12.5 - -/- -
Castillo ve ark. 2000 Şili 12 Park 66.72 - -/- -
Alonso ve ark. 2001 Arjantin 141 Farklı Yerden (kum havuzu, yeşil alan)
475 2,8 - 11,8/ - -
Chorazy ve Richardson
2005 ABD 294 Farklı Yerden (kum havuzu, yeşil alan, yürüme yolları, okul bahçesi)
319 14.4 - -/- -
Amerika
Guimaraes ve ark. 2005 Brezilya Halka Açık Alan 23 17.4 - 69.6 / - -
23
Çizelge 1.2. (Devam) Dünyada park/çocuk parklarının kedi – köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu
Kontaminasyon / % si Kıta Araştırıcı Yıl Yer Materyal
Örnek Sayısı Toxocara
sp. Cestod Ancy. / Unc. Diğer
Abo-Shehada 1989 Ürdün 21 park 226 15,48 Taenia sp.,15,04,
H. dimunuta 6,63 -/-
A. lumbricoides 3,98
Gunaseelan ve ark.
1992 Hindistan Madras Veteriner Fakültesi Kampüsü
410 6.59 - -/- -
Mahdı ve Ali 1993 Irak Park ve Okul Bahçelerinden
180 12.2 - -/- -
Shimizu 1993 Japonya 46 Park 46 63.3 - -/- -
Abe ve Yasukawa
1997 Japonya 40 Park 120 75 - -/- -
Shaıkenov ve ark.
2004 Kazakistan 30 Park 120 - Taenia sp.,17.5 -/- -
Wiwanitkit ve Waenlor
2004 Tayland Halka Açık Alan 175 5,1 - -/- -
Asya
Matsuo ve Nakashio
2005 Japonya Sapparo Şehrinden
107 8.41 - -/- -
Afrika Umeche 1989 Nijerya Çeşitli Park ve Bahçeden
150 8 - -/-
Strongyloides
stercoralis 6, Trichuris
vulpis 4
Avustralya Franzco ve ark. 2003 Avustralya 9 Farklı Bölgeden
180 0,55 - -/- -
Ancy. / Unc.: Ancylostoma sp./Uncinaria sp.
24
1.3.2. Türkiye’ de Değişik Şehirlerde ki Park/Çocuk Parklarının Kedi-Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu
Konya’ da; Güçlü ve Aydenizöz (1998), bir yıl süreyle bakısı yapılan 4
parktan her ay 1 örnek olmak üzere alınan 48 kum (50 gr) örneğini Kazacos
(1983)’ un metoduna göre incelemişler ve bu örneklerin %4.16’ sında
Toxocara sp. yumurtalarına rastlandığını bildirmişlerdir.
Ankara’ da; Öge ve Öge (2000) 46 parktan toplanan 170 kum (250-300
gr) örneğini Kazacos’ un modifiye metod 5’ e göre incelemişler, bulunan
helmint yumurtalarının oranını Toxocara sp. %30.6, Toxascaris leonina
%4,1,Ancylostoma sp. %17.62, Taenia sp. %1.82, Trichuris sp. % 2,4.,
Enterobius vermicularis %1,2 olarak kaydetmişlerdir.
İstanbul’ da; Toparlak ve ark. (2002), 63 parktan toplanan 132 kum
(300 gr) örneğini Duwell (1984)’ in yöntemine göre incelemişler ve parkların
%15,9’ unda, örneklerin ise %8.33’ ünde Toxocara sp. yumurtalarına
rastlamışlardır.
Elazığ’ da; Kaplan ve ark. (2002), çocuk parkı, okul bahçesi ve halka
açık alanlar gibi 62 farklı yerden alınan 744 toprak ve/veya kum örneklerini
Kazacos (1983)’ un metoduna göre incelemişler, alınan örneklerin 2’ sinde
(%3,22) Toxocara sp. yumurtaları bulunduğunu bildirmişlerdir.
Van’ da; Ayaz ve ark. (2003), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kampüsünden
ve şehir merkezindeki çocuk parkları ve okul bahçelerinden alınan 107
toprak (500 gr) örneğinin %25.97’ sinde Toxocara sp., %11,25’ inde T.
leonina yumurtalarına rastlamışlardır.
25
Aydın’ da; Gürel ve ark. (2005), 111 parktan alınan 111 (250-300 gr)
toprak örneğini Dunnsmore ve ark. (1984)’ nın metoduna göre incelemişler
ve örneklerin 21 ' inde (%18,91)Toxocara sp. yumurtası saptamışlardır.
Kırıkkale’ de; Aydenizöz Özkayhan, (2006), 1 yıl süreyle mevsimsel
bakısı yapılan 8 parktan 480 örnek toplamış, örneklerin %15.6’ sında
Toxocara sp., %1.5’ inde Toxascaris leonina, %1.0’ inde Taenia sp.
yumurtalarına, %0.2 Isospora sp. ookistlerine rastlamıştır. Bulunan
yumurtalara şubat, mart, nisan, haziran, ağustos ve kasım aylarında
rastlandığını kaydetmiştir.
Çizelge 1.2. de ve çalışmanın 1.3.2. kısmında bildirilen araştırmalarda
kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayılarına dair sonuç bildiren
araştırmalar Çizelge 1.3. de verilmiştir.
Çizelge 1.3. Konuyla ilgili çalışmalarda kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayıları
Yumurta Sayısı Araştırıcı
Minimum-Maksimum Ortalama
Duwell (1984) 1–47 8,7
Childs (1985) 1–14 1,5
Abo-shehada (1989) 1–15 5,5
Mahdı ve Ali (1993) 1–7 2,8
Güçlü ve Aydenizöz(1998) 1–21 11
Öge ve Öge (2000) 1–10 2,8
Ruiz de Ybanez ve ark. (2001) 2–64 16,7
Toparlak ve ark. (2002) 0,2–1,2 0,44
26
Bu çalışma, Ankara park ve bahçelerindeki çocuk oyun alanlarından
alınan kum veya toprak örneklerinde insanlara geçebilecek başta kedi-köpek
helmintleri olmak üzere herhangi bir parazit yumurtası bulunup
bulunmadığını ve çocuk parklarının bu hastalıkların bulaşması yönünden
taşıdığı risk derecesini ve varsa parklardaki bulaşıklığın mevsimlere göre
durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır.
27
2. GEREÇ VE YÖNTEM Ankara park ve bahçelerindeki oyun alanlarının başlıca kedi, köpek varsa
diğer helmint yumurtaları ile kontaminasyon durumunu saptamak amacıyla
yapılan bu çalışma Mayıs 2005 - Nisan 2006 ayları arasında Ankara’ nın 5
ilçesinde ki çeşitli parklarda yürütülmüştür.
Araştırma süresince Ankara’ da şehir içerisinde her ay kontrolü
yapılacak 5 park seçilmiştir. Bir yıl süreyle aylık kontrolü yapılan parklar;
Altınpark (Altındağ), Kurtuluş Parkı (Çankaya), Seymenler Parkı (Çankaya),
Kanuni Sultan Süleyman Parkı (Keçiören), Cemre Parkı (Yenimahalle)olarak
belirlenmiştir. Buradan bakısı yapılmak üzere 696 kum veya toprak örneği
alınmıştır. Yine bu dönem içerisinde herhangi bir takvime bağlı olmaksızın,
değişik zamanlarda Ankara’ nın değişik yerlerindeki 40 parktan 259 kum
veya toprak örneği incelenmek üzere laboratuara getirilmiştir. Araştırma
süresi içerisinde herhangi bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan
parklar ilçelere göre aşağıda belirlenmiştir. Şekil 2.1. de örnek alınan tüm
parklar gösterilmiştir.
Altındağ; İnsan Hakları Parkı, Babaharman Parkı, Nasrettin Hoca Parkı,
Zeki Kulak Parkı, 75. Yıl Cumhuriyet Parkı, Celal Atik Parkı, Aydınlıkevler
Parkı, Nasuh Akar Parkı.
Çankaya; Fatih Terim Parkı, Emek’te Cami Yanı Parkı, Emek Parkı,
Kızyurdu Yanı parkı, Adnan Ötüken Parkı, Bahçeli 5 Eser Parkı, Botanik
Parkı, Anıtpark, Hilal Parkı, Barış Manço Parkı, Konservatuar Parkı,
Münzeviler Parkı, Abidin Paşa Köşkü Parkı, Abidinpaşa Parkı.
29
Keçiören; Fatih Sultan Mehmet Parkı, Yıldırım Beyazıt Parkı, Turgut
Özal Parkı, Hacıbektaşi Veli Parkı, Sütçü İmam Parkı, Öğretmenler Parkı.
Mamak; Tümen Çeşme Parkı, Dudayev Parkı, Mamak Park 1, Fatih
Parkı.
Yenimahalle; Oyuncak Dünyası, Barış 1 Parkı, Zühre Öğretmen Parkı,
Polis Lojmanları Parkı, Çamlıca Refüj Parkı, Adnan Kahveci Parkı, Özgürlük
Parkı, Mesa Çocuk Parkı.
Bu dönemdeki çalışmalar sırasında ziyaret edilen parklardan, 15 köpek,
1 kedi, 1 insan dışkısı olmak üzere 17 dışkı toplanmıştır. Kedi dışkısı
Seymenler Parkı’ ndan, insan dışkısı Zeki Kulak Parkı’ ndan alınırken,
Abidinpaşa köşkü Parkı’ ndan 1, Adnan Ötüken Parkı’ ndan 1, Cemre Parkı’
ndan 2, Çamlıca Refüj Parkı’ ndan 1, Fatih Parkı’ ndan 1, Kanuni Sultan
Süleyman Parkı’ ndan 1, Kurtuluş Parkı’ ndan 5, Münzeviler Parkı’ ndan 1,
Seymenler Parkı’ ndan 2 köpek dışkısı toplanmıştır.
2.1. Örneklerin Toplanması
Bir parktan; varsa kum havuzu yoksa çocuk oyun alanında her 5 metre kare
alandan bir metrekare alan seçilerek, bu alandan 10 cm derinliğinden en az
250–300 gr örnek alınıp, örnekler naylon poşetlere konularak laboratuara
getirilmiştir. Örnek içeriğinde homojeniteyi sağlama açısından 2 cm çaptan
büyük taşların olmamasına dikkat edilmiştir.
30
2.2. Laboratuvar Çalışmaları
2.2.1. Toprak ve Kum Örneklerinin İncelenmesi
Parklarda alınan toprak ve kum örnekleri, Kazacos (1983)’ un önerdiği Metot
5 Santrifüj Flotasyon Yöntemi ile hazırlanmıştır. Ancak, araştırma öncesi
yapılan ön çalışmaların sonuçlarına bağlı olarak; daha ucuz olması fakat
aynı sonuçları vermesi nedeni ile doymuş tuzlu su (%1,18), ZnSO4 ‘ın yerine
flotasyon solüsyonu olarak tercih edilmiştir, ayrıca yöntem gereğince yapılan
santrifüj sonunda yumurtaların tüp yüzeyine yapıştırılan lamelle toplanması
yerine öze ile alınımı tercih edilmiştir. Bu yapılan modifikasyonlar nedeni ile
yöntem “Kazacos’ un modifiye Metot 5 Santrifüj Flotasyon Yöntemi” olarak
nitelendirilmiştir.
Laboratuarda her örnek iyice karıştırılarak homojen hale getirildikten
sonra 50 gr. alınmış, 60 ml distile su ve 1 ml Tween 40 ilave edilerek bu
karışım iyice çalkalanmıştır. Sonra karışım 250 µm gözenekli süzgeç
kullanılarak, boş bir kaba süzülmüş, bu süzüntüden 28 ml alınarak, 170 ml’
lik santrifüj tüpüne aktarılmış, üzerine 20 ml distile su ilave edilerek 1500 –
2000 devirde 3 dakika santrifüje edilmiştir. Üstteki sıvı dökülerek bu işlem 3
defa tekrarlanmıştır. Sonuçta elde edilen sediment 15 ml’ lik santrifüj tüpüne
aktarılarak üzerine 12 ml doymuş tuzlu su (özgül ağırlığı 1.18) solüsyonu
ilave edilip, tüpün ağzında dışa doğru bombe oluşturularak 1500 – 2000
devirde 10 dakika santrifüje edilmiştir. Daha sonra öze yardımıyla tüpün üst
kısmındaki sıvıdan yeteri miktarda lam üzerine alınmış, üzerine lamel
kapatılıp, ışık mikroskobunda incelenerek bulunan yumurtalar sayılıp 50 gr.
örnekteki yumurta türleri ve sayıları belirlenmiştir. Yumurtaların incelenmesi
ve resimlerinin çekilmesi Nikon DXM1200F dijital kameraya sahip Nikon
marka ışık mikroskobuyla yapıldı. Resimlerdeki skalalar kameranın ACT–1
programıyla otomatik olarak konulmuştur.
31
2.2.2. Dışkı Muayenesi
Araştırma süresi içerisinde çalışmalarımız sırasında ziyaret edilen
parklardan toplanan dışkılar naylon poşetlere konularak laboratuara
getirilmiştir.
Dışkılar kedi köpek helmint yumurtaları yönünden Fülleborn’un doymuş
tuzlu su flotasyon yöntemi ile kontrol edilmiştir.
2.2.2.1. Fülleborn’ un Doymuş Tuzlu Su Flotasyon Yöntemi
Dışkılardan ceviz büyüklüğünde (3 gr) alınan örnek doymuş tuzlu su ile
(özgül ağırlığı 1.18) bakır kapta cam bagetle karıştırılmış, bir süzgeç
yardımıyla başka bir kaba süzülmüştür. Daha sonra bakır kaba, taşmayacak
kadar tekrar doymuş tuzlu ilave edilmiş ve üzerine iki lamel atılmıştır. Otuz
dakika sonra bir pens yardımıyla, altındaki damla düşürülmeden lamel bir
lam üzerine alınmış ve mikroskopta incelenmiştir (Oytun, 1945).
2.3. İstatiksel Analiz Parklardaki kontaminasyonun mevsimlere, parkların bulunduğu bölgelere
göre bulunan farklılıklarının istatistikî açıdan önemli olup olmadığı Ki-Kare
testi ile hesaplanmıştır. Bu testin kullanılmasının nedeni, elde edilen verilerin
sayımla yapılmış olmasıdır. Ki-Kare testi “SPSS 10.0” paket programı ile
yapılmıştır (Düzgüneş ve ark. 1983).
32
3. BULGULAR
3.1. Seçilen Yöntemin İşlerlik Durumu
Çalışmada toprak ve kum örneklerinin kontrolünde Kazacos (1983)’ un
modifiye edilerek kullanılan yönteminin iyi bir seçim olduğu, örneklerdeki
helmint yumurta (Şekil 3.1., Şekil 3.2., Şekil 3.3.) ve bunların yanı sıra
benzeri yapıları (Şekil 3.4.) saptama olanağı verdiği kaydedilmiştir.
3.2. Her Ay Bakıları Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu
Aylık bakıları yapılan 5 parktan alınan 696 örneğin 69’ u (%9,91 ) kedi-köpek
helmint/olası helmint yumurtaları ile kontamine bulunmuştur.
Kontaminasyonun mevsimlere göre durumu irdelendiğinde; yazın alınan
örnek sayısına göre 7 (%4,02), sonbaharda 23 (%13,21), kışın 17 (%9,77),
ilkbaharda 22 (%12,64) örnekte helmint yumurtalarına rastlanmıştır.
Kontaminasyon oranı yukarıda belirtildiği üzere mevsimlere göre farklılık
göstermiş yaz aylarında ki kontaminasyon oranı diğer mevsimlere göre daha
düşük olmuş ve bu farklılık istatistiksel olarak da önemli bulunmuştur
(p<0,05). (Çizelge 3.1.).
Örnek bakılarında Toxocara sp. ve Toxascaris leonina (Şekil 3.1., Şekil
3.2.) ve Taenia sp. (Şekil 3.3.) olmak üzere toplam üç çeşit helmint
yumurtası saptanmıştır. Alınan örnek sayısı dikkate alındığında, bulunan
yumurtalarla kontaminasyon durumu; Toxocara sp.’ de; 62 (%8,90),
Toxascaris leonina’ da; 2 (%0,28), Taenia sp.’ de; 5 (%0,71) olmuştur.
Bulunan helmint yumurtalarının mevsimlere göre dağılımı ve
kontaminasyonun genel durumu Çizelge 3.2. de verilmiştir.
33
Çizelge 3.1. Her ay bakıları yapılan parkların mevsimsel ve genel kontaminasyon durumu
2005 YILI 2006 YILI Parklara
Göre Konta.
Yaz Sonbahar Kış İlkbahar
Park Adı
Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara. Oca. Şub. Mar. Nis. May.* Toplam %
AÖS 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 120 Altınpark KÖS - - - 2 1 - 3 - 2 2 1 - 11
9,16 e
AÖS 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 120 Cemre Parkı
KÖS - - 7 1 3 - 1 - 2 4 7 - 25 20,83
d
AÖS 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 10 120 Kanuni Sultan Süleyman Parkı KÖS - - - 3 - 2 2 - - 2 2 - 11
9,16 e
AÖS 16 16 16 16 16 16 16 16 16 16 16 16 192 Kurtuluş Parkı
KÖS - - - 4 - 5 2 - 4 2 1 - 18 9,37
e
AÖS 12 12 12 12 12 12 12 12 12 12 12 12 144 Seymenler Parkı
KÖS - - - 2 - - - - 1 1 - - 4 2,77
c
AÖS 174 174 174 174 Toplam
KÖS 7 23 17 22 Mevsimlere Göre Konta. % 4,02
a 13,21
b 9,77
b 12,64
b
AÖS: 696 KÖS: 69 9,91
AÖS: Alınan Örnek Sayısı, KÖS: Kontamine Örnek Sayısı, Konta.: Kontaminasyon, *: 2005 yılına ait. a, b: Aynı satırda farklı harf taşıyan değerler arasındaki fark istatistiksel olarak önemlidir (p<0,05). c, d, e: Aynı sütunda farklı harf taşıyan değerler arasındaki fark istatistiksel olarak önemlidir (p<0,001)
34
Şekil 3.1. Toxocara sp. yumurtası
Şekil 3.2. Toxascaris leonina yumurtası
Şekil 3.3. Taenia sp. yumurtası
36
Bulunan yumurtaların alınan örnek sayısı baz alınarak mevsimlere göre
dağılımı irdelendiğinde; Toxocara sp.; yazın %4,02, sonbaharda %10,91,
kışın %8,04, ilkbaharda %12,64 örnekte bulunmuştur. T. leonina’ ya ise
sadece sonbahar mevsiminde %1,14 örnekte rastlanmıştır. Taenia sp’ e
ilkbahar ve yaz aylarında hiç rastlanmamış, sonbaharda %1,14, kışın %1,72
örnekte rastlanmıştır. (Çizelge 3.2.).
Çizelge 3.2. Bulunan helmint yumurtalarının mevsimlere göre dağılımı
AÖS: Alınan Örnek Sayısı, KÖS : Kontamine Örnek Sayısı
Kontaminasyonun parklara göre durumu irdelendiğinde; Altınpark’ ta
120 örneğin 11’i (% 9,16), Cemre Parkı’ nda 120 örneğin 25’ i (%20,83),
Kanuni Sultan Süleyman Park’ ında 120 örneğin 11’i (% 9,16), Kurtuluş
Parkı’ nda 192 örneğin 18’ i (%9,37), Seymenler Parkı’ nda 144 örneğin 4’ ü
(% 2,77) kontamine olarak bulunmuştur. Kontaminasyon oranları parklara
göre farklılık göstermiş, kontaminasyon Seymenler parkı’ nda en az (%2,77),
Cemre Parkı’ nda ise en fazla olmuştur (%20,83). Bu farklılık istatistiksel
olarak çok önemli bulunmuştur (p<0,001).
Parklardaki kontaminasyonun örneklerde bulunan yumurta türlerine
göre dağılımı incelendiğinde; Altınpark’ ta ki kontaminasyonun sadece
Toxocara sp., Cemre Parkı ve Kanuni Sultan Süleyman Parklarında
Toxocara sp. ve Taenia sp., Seymenler Parkı’ nda Toxocara sp. ve T.
leonina ile, Kurtuluş Parkı’ nda ise her üç yumurta türü ile olduğu tespit
edilmiştir (Çizelge 3.3.).
Mevsim
İlkbahar Yaz Sonbahar Kış
Toplam
AÖS =174 AÖS =174 AÖS =174 AÖS =174 AÖS = 696
Bulunan Helmint Yumurtası
KÖS % KÖS % KÖS % KÖS % KÖS %
Toxocara sp. 22 12,64 7 4,02 19 10,91 14 8,04 62 8,90
T. leonina 0 0 0 0 2 1,14 0 0 2 0,28
Taenia sp. 0 0 0 0 2 1,14 3 1,72 5 0,71
37
Çizelge 3.3. Parklardaki kontaminasyonun yumurta türlerine göre durumu
AÖS: Alınan Örnek Sayısı, KÖS: Kontamine Örnek Sayısı
Kontamine örneklerde ki ortalama (minimum - maksimum) yumurta
sayıları; Toxocara sp.’ de 2,35 (1–10), T. leonina’ da 2,5 (2–3) Taenia sp.’
de 1,4 (1–2)’ dür. Kontamine örneklerde bulunan yumurta toplam sayıları
ise; Toxocara sp. 146, T. leonina 5, Taenia sp. 7’ dir.
Toplanan 696 örneğin 15 (%2,15)’ inde İsospora sp. ve Eimeria sp.
oocyst’ lerine rastlanmıştır.
3.3. Bir Takvime Bağlı Kalmaksızın Bakısı Yapılan Parkların
Kontaminasyon Durumu
Araştırma süresince, değişik zamanlarda Ankara İlinin 5 merkez ilçesindeki
40 parktan alınan 259 kum / toprak örneklerinin incelenmesi sonucu; 40
parkın 18’ i (%45,0), 259 örneğin 39’ u (%15,05) kedi-köpek helmint / olası
helmint yumurtaları ile kontamine bulunmuştur.
Parklardaki kontaminasyonun ilçelere göre durumu irdelendiğinde;
Keçiören ilçesindeki 6 parktan alınan 34 örnek de kontaminasyona
rastlanmamıştır. Mamak İlçesinde bakısı yapılan parkların %75,0’ i,
Yenimahalle’ de %62,50’ si, Çankaya’ da %50,0’ si, Altındağ’ da %37,50’ si
Kontaminasyon
Toxocara sp. T. leonina Taenia sp. Park Adı AÖS
KÖS % KÖS % KÖS %
Altınpark 120 11 9,16 0 0 0 0
Cemre Parkı 120 23 19,16 0 0 2 1,66
Kanuni S. S. Parkı 120 9 7,50 0 0 2 1,66
Kurtuluş Parkı 192 16 8,33 1 0,52 1 0,52
Seymenler Parkı 144 3 2,08 1 0,69 0 0
38
kontamine bulunmuşt ur. Alınan örnek sayılarına göre; Altındağ ilçesinde 5
(%9,25), Çankaya ilçesinde 18 (%18,36), Mamak ilçesinde 5 (%23,80),
Yenimahalle ilçesinde 11 (%21,15) örnekte kontaminasyona rastlanmıştır.
Parklardaki kontaminasyon oranları görüldüğü gibi ilçelere göre farklılık
göstermiş, farklılığı yaratan kontaminasyon oranı %0 olarak belirlenen
Keçiören ilçesi olmuş ve bu farklılık istatistiksel olarak da önemli
bulunmuştur (p<0,05) (Çizelge 3.4.).
Çizelge 3.4. Parklardaki kontaminasyonun ilçelere göre durumu
a, b: Aynı sütunda farklı harf taşıyan değerler arasındaki fark istatistiksel olarak önemlidir
(p<0,05).
İlçelerdeki kontaminasyonun parklara ve bulunan helmint yumurtası
türüne göre durumu Çizelge 3.5.’ de özetlenmiştir.
Bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parklardaki
kontaminasyonun yumurta türlerine göre durumu irdelendiğinde; parkların
18’ inde (%45,0 ) Toxocara sp., 1’ inde (%2,50) T. leonina, 1’ inde (%2,50)
Taenia sp. yumurtası bulunmuştur. Parklarda kontamine bulunan 39 örneğin
hepsinde (%15,05) Toxocara sp. yumurtalarına rastlanırken, T. leonina
yumurtası ile Fatih Parkı’ nda 1 örnekte (%0,38 ), Taenia sp. yumurtası ile
Hilal Parkı’ nda 1 örnekte (%0,38) ikili kontaminasyon durumu saptanmıştır.
Kontamine Park
Kontamine Örnek İlçeler
Bakılan Park Sayı Sayı %
Alınan Örnek Sayı Sayı %
Altındağ 8 3 37,50 54 5 9,25 b
Çankaya 14 7 50,0 98 18 18,36 b
Keçiören 6 0 0 34 0 0 a
Mamak 4 3 75,0 21 5 23,80 b
Yenimahalle 8 5 62,50 52 11 21,15 b
Toplam 40 18 45,0 259 39 15,05 b
39
Çizelge 3.5. Bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parkların genel kontaminasyon durumu AÖ: Alınan Örnek Sayısı, KÖ: Kontamine Örnek Sayısı, +: ……. yumurta tür/türleri ile kontamine örnek
Kontamine Örneklerde Bulunan Yumurtalar (+) İlçe Park Adı AÖ KÖ %
Toxocara
sp. T. leonina
Taenia
sp.
Aydınlıkevler Parkı 7 0 0 Babaharman Parkı 8 0 0 Celal Atik Parkı 8 2 25,0 ++ İnsan Hakları Parkı 8 0 0 Nasrettin Hoca Parkı 5 0 0 Nasuh Akar Parkı 9 2 22,22 ++ Zeki Kulak Parkı 5 0 0
Altındağ
75. Yıl Cumhuriyet Parkı 4 1 25,0 +
Abidinpaşa Parkı 9 5 55,55 +++++ Abidin Paşa Köşkü Parkı 5 2 40,0 ++ Adnan Ötüken Parkı 12 0 0 Anıtpark 7 0 0 Bahçeli 5 Eser Parkı 9 0 0 Barış Manço Parkı 9 3 33,33 +++ Botanik Parkı 6 1 16,66 + Emek Parkı 4 0 0 Emek Cami Yanı Parkı 4 0 0 Fatih Terim Parkı 8 0 0 Hilal Parkı 6 3 50 +++ + Kızyurdu Yanı parkı 8 0 0 Konservatuar Parkı 7 2 28,57 ++
Çankaya
Münzeviler Parkı 4 2 50,0 ++ Fatih Sultan Mehmet Parkı 9 0 0 Hacıbektaşi Veli Parkı 4 0 0 Öğretmenler Parkı 5 0 0 Sütçü İmam Parkı 5 0 0 Turgut Özal Parkı 6 0 0
Keçiören
Yıldırım Beyazıt Parkı 5 0 0 Dudayev Parkı 7 0 0 Fatih Parkı 5 1 20,0 + + Mamak Park 1 4 1 25,0 +
Mamak
Tümen Çeşme Parkı 5 3 60,0 +++ Adnan Kahveci Parkı 5 2 40,0 ++ Barış 1 Parkı 8 5 62,50 +++++ Çamlıca Refüj Parkı 7 2 28,57 ++ Mesa Çocuk Parkı 6 1 16,66 + Oyuncak Dünyası 4 0 0 Özgürlük Parkı 6 0 0 Polis Lojmanları Parkı 9 0 0
Yenimahalle
Zühre Öğretmen Parkı 7 1 14,28 +
Toplam 259 39 15,05
40
Toplanan 259 örnekte bulunan toplam yumurta sayıları; Toxocara sp.
88, T. leonina 3, Taenia sp. 1’ dir. Her örnekteki (50gr) ortalama (minimum -
maksimum) yumurta sayısı Toxocara sp. için 2,25 (1–23) olarak
kaydedilmiştir.
Bunların yanında 259 örneğin 2’ sinde (%0,77) İsospora sp. ve Eimeria
sp. oocystlerine rastlanmıştır.
3.4. Ankara’ daki Parkların Genel Kontaminasyon Durumu Ankara’ daki parkların genel kontaminasyon durumu Çizelge 3.6. da
gösterilmiştir. Çalışma süresince gerek her ay, gerekse bir takvime bağlı
kalmaksızın bakıları yapılan 5 ilçeye bağlı toplam 45 parktan 23’ ünün
(%51,11) kedi köpek helmint / olası helmint yumurtaları ile kontamine olduğu
belirlenmiştir.
İlçe bazında ele alındığında en fazla kontaminasyona Mamak (%75,0)
ve Yenimahalle (%66,66), en düşük kontaminasyona Keçiören’ de ki
(%14,28) parklarda rastlanmıştır.
Parklardan alınan 955 örneğin 108’ inde (%11,30) kontaminasyona
rastlanmıştır. Parklara göre sırasıyla Mamak’ ta ki parklardan alınan 21
örneğin 5’ inde (%23,80), Yenimahalle’ deki parklardan alınan 172 örneğin
36’ sında (%20,93) kontaminasyon belirlenmiştir. Parklardan alınan örnek
sayısına göre en az kontaminasyon ise Keçiören parklarında (%7,14)
kaydedilmiştir. Parklardaki kontaminasyon oranları ilçelere göre farklılık
göstermişsede, istatistiksel olarak bunun önemli olmadığı görülmüştür
(p>0,05). Bu oransal farklılığın örnek sayılarının azlığından ileri geldiği
düşünülmüştür.
41
Çizelge 3.6. Ankara’ daki parkların genel kontaminasyon durumu
Park
Örnek Sayısı Helmint Tür/Türleri ile Kontaminasyon (Örnek Sayısı)
İLÇ
EL
ER
Adı BPS KPS % Alınan Kontamine %
Toxocara sp.
T. leonina
Taenia sp.
Toxocara sp.
+
Taenia sp.
Toxocara sp.+
T. leonina
Altınpark 120 11 9,16 11 Aydınlıkevler Parkı 7 0 0 Babaharman Parkı 8 0 0 Celal Atik Parkı 8 2 25,0 2 İnsan Hakları Parkı 8 0 0 Nasrettin Hoca Parkı 5 0 0 Nasuh Akar Parkı 9 2 22,22 2 Zeki Kulak Parkı 5 0 0 75. Yıl Cumhuriyet Parkı
4 1 25,0 1
AL
TIN
DAĞ
Toplam 9 4 44,44 174 16 9,19 16
Abidinpaşa Parkı 9 5 55,55 5 Abidinpaşa Köşkü Parkı 5 2 40,0 2 Adnan Ötüken Parkı 12 0 0 Anıtpark 7 0 0 Bahçeli 5 Eser Parkı 9 0 0 Barış Manço Parkı 9 3 33,33 3 Botanik Parkı 6 1 16,66 1 Emek Parkı 4 0 0 Emek Cami Yanı Park 4 0 0 Fatih Terim Parkı 8 0 0 Hilal Parkı 6 3 50,0 2 1 Kız Yurdu Yanı Park 8 0 0 Konservatuar Parkı 7 2 28,57 2 Kurtuluş Parkı 192 18 9,37 16 1 1 Münzeviler Parkı 4 2 50,0 2 Seymenler Parkı 144 4 2,77 3 1
ÇA
NK
AY
A
Toplam 16 9 56,25 434 40 9,21 36 2 1 1
42
Çizelge 3.6. (Devam) Ankara’ daki parkların genel kontaminasyon durumu
BPS: Bakılan Park Sayısı, KPS: Kontamine Park Sayısı, � : Aylık Bakısı Yapılan Parklar, � : İlçelerin Genel Durumu, � : Ankara’ nın Genel Durumu
Park Örnek Sayısı Helmint Tür/Türleri ile Kontaminasyon (Örnek Sayısı)
İLÇ
EL
ER
Adı BPS KPS % Alınan Kontamine % Toxocara sp.
T. leonina
Taenia sp.
Toxocara sp.
+
Taenia sp.
Toxocara sp.
+
T. leonina
Fatih Sultan M. Parkı 9 0 0
Hacıbektaşi Veli Parkı 4 0 0
Öğretmenler Parkı 5 0 0
Kanuni Sultan S. Parkı 120 11 9,16 9 2
Sütçü İmam Parkı 5 0 0
Turgut Özal Parkı 6 0 0
Yıldırım Beyazıt Parkı 5 0 0
KE
ÇİÖ
RE
N
Toplam 7 1 14,28 154 11 7,14 9 2
Dudayev Parkı 7 0 0
Fatih Parkı 5 1 20,0 1
Mamak park 1 4 1 25,0 1
Tümen Çeşme Parkı 5 3 60,0 3 MA
MA
K
Toplam 4 3 75,0 21 5 23,80 4 1
Adnan Kahveci Parkı 5 2 40,0 2
Barış 1 Parkı 8 5 62,50 5
Cemre Parkı 120 25 20,83 23 2
Çamlıca Refüj Parkı 7 2 28,57 2
Mesa Çocuk Parkı 6 1 16,66 1
Oyuncak Dünyası 4 0 0
Özğürlük Parkı 6 0 0
Polis Lojmanları Parkı 9 0 0
Zühre Öğretmen Parkı 7 1 14,28 1
YE
NİM
AH
AL
LE
Toplam 9 6 66,66 172 36 20,93 34 2
ANKARA 45 23 51,11 955 108 11,30 89 2 5 1 1
43
Çalışma süresince alınan örnek sayısına göre kontaminasyonu en fazla
bulunan parklar; Yenimahalle – Barış 1 Parkı (%62,50), Mamak – Tümen
Çeşme Parkı (%60,0), Çankaya – Abidinpaşa Paşa Parkı (%55,55) ve
Çankaya – Hilal Parkı (%50,0) dır. Araştırmada ulaşılan genel sonuçların
(Çizelge3.6) ilçeler ve parklar bazında istatistiki açıdan irdelenmesi gerek
parkların ziyaret edilme sayılarındaki, gerekse alınan ve kontamine bulunan
örnek sayılarındaki büyük farklılıklardan ötürü yanılgılara neden olacağı için
yapılmamış, yalnızca (%) olarak belirtilmiştir.
Bakıları yapılan parklarda Toxocara sp., T. leonina ve Taenia sp.
yumurtalarından ileri gelen kontaminasyonlara rastlanmıştır. Kontamine
örneklerin 89’ unda (%82,40) Toxocara sp., 5’ inde Taenia sp. (%4,62), 2’
sinde T. leonina (%1,85) yumurtalarına tek olarak rastlanmış, 1 örnekte
Toxocara sp. + Taenia sp. (%0,92), 1 örnekte Toxocara sp. + T. leonina
(%0,92) birlikte gözlenmiştir.
Toplanan 955 örneğin 17 (%1,78)’ sinde İsospora sp. ve Eimeria sp.
oocyst’ lerine rastlanmıştır.
3.5. Bulunan Yumurtaların Morfolojik Özellikleri
Bütün parklarda kontamine örneklerde 234 Toxocara sp. yumurtası
bulunmuştur. Örneklerdeki ortalama (minimum-maksimum) yumurta sayısı
2,57 (1–23) olarak kaydedilmiştir. Bu yumurtaların büyüklüklerine (çaplarına)
göre sınıflandırılması Çizelge 3.7. de özetlenmiştir. Bulunan yumurtaların
ortalama (minimum-maksimum) büyüklüğü 70,1 µm (53,0–92,0) dir. Bulunan
yumurtalar yuvarlağa yakın ovalimsi formda, sarı-kahverengi veya siyaha
yakın kahverengi renkte, kalın kabuklu, kabuk dış yüzü girintili çıkıntılı
(pürüzlü yapıda) olup, yumurta içinin hemen tamamının koyu renkli granüler
bir içerikle dolu olduğu kaydedilmiştir. Yumurtaların 15’ inde (%6,41) içte
44
segmentasyon olduğu gözlenmiş, ancak içinde larva gelişmiş yumurtaya
rastlanmamıştır. Ayrıca, yumurtaların 8’ inde (%3,41) pürüzlü yapı
sergileyen kabuk kısmında yer yer bütünlüğün bozulduğu kaydedilmiştir.
Çizelge 3.7. Toxocara sp. yumurtalarının çaplarına göre dağılımı
Büyüklük
(µm)
Sayı %
53-60 21 8,97
61-70 107 45,72
71-80 70 29,91
81-92 36 15,38
Kontamine örneklerde 8 T. leonina yumurtasına rastlanmıştır.
Örneklerdeki ortalama (minimum-maksimum) yumurta sayısı 2,66 (1–3)
olarak kaydedilmiştir. Bulunan yumurtalar yuvarlağa yakın veya hafif
ovalimsi formda olup kabuk dış yüzeyi düzgün ve renksiz gözlenmekte,
içinde ise mikrometre ile oynandığında belirginleşen lamelli bir tabaka
bulunmaktadır. Yumurta içindeki kahverengi segmentlere ayrılmamış
granüler içerik yumurta boşluğunun belirli bir kısmını doldurmaktadır.
Yalnızca bir (%12,50) yumurtada segmentasyon gözlenmiştir. Yumurtaların
ortalama (minimum-maksimum) büyüklüğü 71,8x88,7 µm (55x60 µm–85x90
µm) olarak ölçülmüştür.
Kontamine örneklerde 8 Taenia sp. yumurtası bulunmuştur.
Örneklerdeki ortalama (minimum-maksimum) yumurta sayısı 1,33 (1–2) dir.
Yumurtalar yuvarlağımsı oval formda, sarımsı – kahveden, koyu griye kadar
değişen renklerde, mikrometre ile oynandığında kalın kabuk tabakası
boyunca enlilemesine çizgili yapı sergiler formda izlenmiştir. Yumurtalarda
onkosferin büzüştüğü, koyu renk aldığı, taşıdığı çengellerin ise netliğini
45
kaybettiği gözlenmiştir. Yumurtaların ortalama (minimum-maksimum)
büyüklüğü 34,8x37,5 µm (30x35 µm –36x38 µm) olarak kaydedilmiştir.
4.1. Dışkı Bakıları
Bu dönemdeki çalışmalar sırasında ziyaret edilen parklardan, 15 köpek, 1
kedi, 1 insan dışkısı olmak üzere 17 dışkı toplanmıştır. Köpek dışkılarının 5
(%33,33)’ ünde Toxocara canis yumurtaları görülmüştür. Toxocara canis
yumurtaları Cemre Parkı’ nda 1, Fatih Parkı’ nda 1, Kurtuluş Parkı’ nda 2,
Münzeviler Parkı’ nda 1 dışkıda tespit edilmiştir. Seymenler Parkı’ ndan
alınan kedi dışkısında herhangi helmint yumurtasına rastlanmazken, Zeki
Kulak Parkı’ ndan alınan insan dışkısında Hymenolepis nana yumurtaları
görülmüştür.
46
4. TARTIŞMA
Ankara park ve bahçelerindeki çocuk oyun alanlarından alınan kum ve
toprak örneklerinde insanlara geçebilecek başta kedi köpek helmintleri
olmak üzere herhangi parazit yumurtası ile olan kontaminasyonu tespit ve
durumun mevsimle ilişkisini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada;
toprak ve kum örneklerinin kontrolünde Kazacos (1983)’ un “Metod 5
Santrifuj Flotasyon Yöntemi” modifiye edilerek uygulanmış ve bu yöntemin
iyi bir seçim olduğu helmint yumurta ve benzeri yapıları saptama olanağı
verdiği görülmüştür. Çalışmada kullanılan mikroskopta bilgisayarlı kayıt ve
ölçü sisteminin bulunması, fotoğraf kayıtlarına ve ölçümlerine olanak
sağlamış, teşhislerde tereddüt yaratabilen yapılarda tekrar tekrar inceleme,
karşılaştırma ve değerlendirme yapma fırsatı yaratmıştır. Nitekim aranılan
helmint yumurtalarına çok benzer yapı sergileyen ancak detay
incelemelerde ve ölçümlerde “pseudoparazit” olarak nitelendirilebilecek
yapıların ayrılması bu şekilde mümkün olmuştur. Ayrıca, konu ile ilgili pek
çok çalışmanın yapılmış olması ve buralarda hiç dikkat çekilmediği için kedi -
köpek dışkılarında bulunan ve kolaylıkla teşhis edilen yumurtaların toprağa,
kuma karışma durumunda da kolaylıkla teşhis edilebildikleri
düşündürmüştür. Oysa doğal koşullarda yanılgılara yol açabilecek pek çok
benzeri yapı bulunabilmekte, ayrıca dış ortamlarda helmint yumurtalarındaki
bazı karekteristik özellikler bozulmakta veya kaybolmaktadır. Bu nedenle
belirli bir pratik becerinin kazanılmış olması da böyle bir çalışma için son
derece önemlidir.
Çocuk parkları ve halka açık alanların kedi ve köpek helmint
yumurtaları ile kontaminasyonuyla ilgili Türkiye’ de (Güçlü ve Aydenizöz,
1998; Öge ve Öge, 2000; Kaplan ve ark., 2002; Toparlak ve ark., 2002;
Ayaz ve ark., 2003; Gürel ve ark., 2005; Aydenizöz Özkayhan, 2006) ve
diğer ülkelerde (Dada ve Lindquist, 1979; Valkounova, 1982; Duwell, 1984;
Deumer, 1984; Childs, 1985; Gualazzı ve ark.,1986; Paul ve ark., 1988;
47
Abo-shehada, 1989; Karen ve ark., 1989; Umeche, 1989; Gillespie ve ark.,
1991; Gunaseelan ve ark., 1992; Mahdı ve Ali, 1993; Shimizu, 1993;
Vasquez ve ark., 1996; Abe ve Yasukawa, 1997; Giacometti ve ark., 2000;
Castillo ve ark., 2000; Alonso ve ark., 2001; Ruiz de Ybanez ve ark., 2001;
Franzco ve ark., 2003; Thevenet ve ark., 2004; Shaıkenov ve ark., 2004;
Wiwanitkit ve Waenlor, 2004; Chorazy ve Richardson, 2005; Guimaraes ve
ark., 2005; Matsuo ve Nakashio, 2005) çok sayıda araştırma yapılmış bu
kontaminasyonun mevsimlere göre durumunu belirlemeye yönelik
çalışmaların ise çok sınırlı kaldığı gözlenmiştir (Shimizu, 1993; Ruiz de
Ybanez ve ark., 2001; Thevenet ve ark., 2004; Aydenizöz Özkayhan, 2006 ).
Bu gibi çalışmalarda sonuçları etkileyebilecek pek çok faktöre işaret
edilmektedir. Çalışmanın yapıldığı bölgenin sıcaklık, yağış, nem miktarı,
toprak / kum yapısı, güneş ışığına maruz kalma süresi gibi çevresel faktörler
önde gelenlerdir. Bölgenin sosyo-ekonomik yapısı, kültürel durumu da
çalışmalarda sonuçları etkilemektedir. Bölgedeki sahipsiz kedi, köpek
popülâsyonu, bunların parazitlenme durumu, parklara girip çıkmalarını
engelleyen sınırlamaların olup olmaması, sahipli hayvanların dışkılarının
toplanıp toplanmaması da kontaminasyonlarda ve bunları belirlemeye
yönelik çalışmalarda sonuçlara etkimektedir. İşaret edilen bu çevresel ve
yöresel faktörlerin yanında araştırmalarda kullanılan materyal ve metot da
çok önemlidir. Örneklerin alındığı yer, örnek niteliği, miktarı, hangi derinlikten
alındığı, örneklerin hazırlanmasında kullanılan solüsyonlar veya yumurtaları
toplama yöntemleri inceleme sırasında kullanılan gereçler ve çalışmayı
yapan kişi / kişilerin becerisi çalışma sonuçlarını değiştirebilmektedir.
Ayrıca, ulaşılan sonuçlarının istatistikî açıdan irdelenmesinde örnek
sayılarının, örnek alım tekrarlarının hem sonuçlar hemde analizleri
etkileyebildiği görülmektedir. Nitekim, bu çalışmada her ay örnek almak için
ziyaret edilen parklarla (mevsimsel kontaminasyon) örnek alımı için bir
takvime bağlı kalmaksızın çalışma süresince bir kez ziyaret edilen parkların
48
ilçe, park, örnek, parazit kontaminasyonu bazındaki değerlendirmelerinde ve
sonuçların istatistikî açıdan irdelenmesinde sapmalar olabildiği dikkati
çekmiştir. Bu nedenle parametrelerin sabit olmaması durumundaki
sapmaları vurgulamak için bulgular bölümünde sonuçlar önce bu başlıklar
altında sonra da genelleme yapılarak verilmiştir.
Dada ve Linquist (1979) ve Quins ve ark. (1980), toprak örneklerinden
yumurta elde etme oranları yüksek olan yöntemlerle az miktarda (1 gr) örnek
kullanarak parklardaki Toxocara sp. yumurtaları ile kontaminasyonu sırasıyla
%39, %11 olarak kaydederlerken, Duwell (1984), fazla miktarda (200–300
gr) örnek kullanarak daha az etkili metotla kontaminasyonu %87 olarak
bildirmiştir.
Dada ve Linquist (1979), Amerika Birleşik Devletleri’ nde, Gualazzi ve
ark. (1986), Kanada’ da, Abo-Shehada (1989), Ürdün’ de, Mahdi ve Ali
(1993), Irak’ ta toprak örneklerinden Toxocara sp. yumurtalarını elde etmek
için aynı tekniği (Dada, 1979) kullanmalarına rağmen farklı sonuçlar (%2,3-
20,6) bulmuşlardır. Bu araştırmada da gerek yurtiçi gerekse yurtdışında
yapılmış benzer amaçlı çalışmalara kıyasla bazen yakın bazen farklı
sonuçlar elde edilmiş olması yukarıda işaret edilen çok geniş faktör
yelpazesine ilgilidir.
Diğer ülkelerde, bu araştırmadaki amaç doğrultusunda yapılan
çalışmalarda parkların Toxocara sp., Taenia sp., H. diminuta, A.
lumbricoides (Abo-shehada, 1989), Toxocara canis, Strongyloides
stercoralis, Trichuris vulpis (Umeche, 1989), Taenia sp. (Shaıkenov ve ark.,
2004), Toxocara sp., Taenia sp. (Thevenet ve ark., 2004 ve Deumer, 1984),
Toxocara sp. ve Ancylostoma sp. (Guimaraes ve ark., 2005 ve Alonso ve
ark., 2001), Toxocara sp. ve Toxascaris leonina (Ruiz de Ybanez ve ark.,
2001), yumurtaları ile kontamine olduğu kaydedilmiş, diğer çalışmalarda ise
49
sadece Toxocara sp. yumurtalarından ileri gelen kontaminasyonlar
bildirilmiştir.
Türkiye’ de yapılan çalışmalarda parkların Öge ve Öge (2000),
Toxocara sp., Ancylostoma sp., Taenia sp., T. leonina, Trichuris sp.,
Enterobius vermicularis yumurtaları ile, Aydenizöz Özkayhan (2006),
Toxocara sp., T. leonina, Taenia sp. yumurtaları ile, diğer çalışmalarda
(Güçlü ve Aydenizöz, 1998; Toparlak ve ark., 2002; Kaplan ve ark., 2002;
Ayaz ve ark. 2003; Gürel ve ark., 2005) sadece Toxocara sp. yumurtaları ile
kontamine bildirmiştir.
Bu çalışmada gerek her ay gerekse bir takvime bağlı kalmaksızın
bakıları yapılan 5 ilçeye bağlı toplam 45 parktan 23’ ünün (%51,11),
parklardan alınan 955 örneğin 108’ inin (%11,30), kedi köpek helmint / olası
helmint yumurtaları ile kontamine olduğu belirlenmiştir. Kontamine örneklerin
89’ unda (%82,40) Toxocara sp., 5’ inde Taenia sp. (%4,62), 2’ sinde
Toxascaris leonina (%1,85) yumurtalarına tek olarak rastlanmış, 1 örnekte
Toxocara sp. + Taenia sp. (%0,92), 1 örnekte Toxocara sp. + T. leonina’ ya
(%0,92) birlikte gözlenmiştir.
Gerek yurt dışında gerekse Türkiye’ de yapılan yukarıda sonuçları
aktarılan parklardaki kum / toprakların kontaminasyonunu belirleme
çalışmalarında yıllara, coğrafi bölgelere, şehirlere, aynı şehrin farklı
parklarına veya çalışma zamanına göre farklı sonuçlarının kaydedilmiş
olması olağandır. Ortak olan husus ise öncelikli olarak kedi, köpek daha
seyrek olarak da insan dışkısı ile olan önemli bir kontaminasyonun işaret
edilmesidir. Saptanan kontaminasyonların, yöre için belirlenmiş olan canlı
türü bazındaki helmint faunası ile uyumlu olması gereği de diğer ayrı önemli
husustur.
50
Bu çalışmada kontaminasyondan sorumlu bulduğumuz helmintlerin
durumunu diğer çalışmalarla karşılaştıracak olursak, yapılan çalışmaların
birinin (Shaıkenov ve ark., 2004) dışında diğer bütün çalışmalarda bu
alanların Toxocara sp. yumurtası ile kontamine bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu araştırmada Toxocara sp. yumurtaları ile Ankara’ daki parkların
kontaminasyon oranının ülkemizdeki diğer çalışmalarla karşılaştırılmasında
bazılarına (Güçlü ve Aydenizöz, 1998; Kaplan ve ark., 2002; Toparlak ve
ark., 2002) göre yüksek, bazılarına (Öge ve Öge, 2000; Ayaz ve ark., 2003;
Gürel ve ark., 2005; Aydenizöz Özkayhan, 2006) göre düşük olduğu
görülmektedir. Ankara’ da yapılmış olması açısından önemli görünen en
yüksek oranı Öge ve Öge (2000)’ nin %30,6 olarak bildirmesi en düşük oranı
ise Kaplan ve ark. (2002)’ nın Elazığ’ dan %3,22 olarak kaydetmesidir.
Bu karşılaştırma diğer ülkelerde yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında
bazılarından düşük (Dada ve Lindquist, 1979; Valkounova, 1982; Duwell,
1984; Deumer, 1984; Paul ve ark., 1988; Abo-shehada, 1989; Karen ve ark.,
1989; Mahdı ve Ali, 1993; Shimizu, 1993; Vasquez ve ark., 1996; Abe ve
Yasukawa, 1997; Giacometti ve ark., 2000; Castillo ve ark., 2000; Thevenet
ve ark. 2004; Chorazy ve Richardson, 2005; Guimaraes ve ark., 2005)
bazılarından ise (Childs, 1985; Gualazzı ve ark.,1986; Umeche, 1989;
Gillespie ve ark., 1991; Gunaseelan ve ark., 1992; Alonso ve ark., 2001;
Ruiz de Ybanez ve ark., 2001; Franzco ve ark., 2003; Wiwanitkit ve
Waenlor, 2004; Matsuo ve Nakashio, 2005) yüksektir. En yüksek oranı
Duwell (1984), Almanya’ da; %87,1 olarak bildirirken en düşük oran Franzco
ve ark. (2003), Avustralya’da; %0,55 olarak kaydetmiştir.
Türkiye’ de park ve halka açık alanların T. leonina yumurtaları ile
kontaminasyonunu Van’ da Ayaz ve ark. (2003), %11,25, Ankara’ da Öge ve
Öge (2000), %4,1, Kırıkkale’ de Aydenizöz Özkayhan (2006), %1,15 olarak
bildirmişlerdir. Diğer ülkelerde konuyla ilgili yapılan araştırmalar göz önüne
51
alındığı zaman sadece Ruiz de Ybanez ve ark. (2001), İspanya’ da %0,15
oranında Toxascaris leonina ile ilgili kontaminasyon kaydetmişlerdir.
Taenia sp. yumurtalarına park ve halka açık alanlarda Öge ve Öge
(2000), Ankara’ da; %1,82, Aydenizöz Özkayhan (2006), Kırıkkale’ de; %1,0
olduğunu kaydederken diğer ülkelerde bu oranı; Abo-shehada (1989)
Ürdün’de; %15,04, Shaıkenov ve ark. (2004) Kazakistan’ da; %17,5 olarak
kaydetmektedir. Almanya’ da, Deumer (1984), parklardan alınan örneklerin
%4,37’ sinde cestod yumurtası saptadığını bildirmiştir.
Abe ve Yasukawa (1996) Japonya’ da parklardaki kontaminasyonu
engellemek için parkların belirli aralıklarla kumunu değiştirerek ve parkların
etrafını çitle çevirerek kontaminasyonu önemli ölçüde azaltıklarını
kaydetmişlerdir. Shimizu (1993) Japonya’ da kentsel ve kırsal bölgedeki
parkların kontaminasyonunu karşılaştırmış ve kentsel bölgelerdeki parkların
(%93,3) kırsal alanlardaki parklara (%48,4) göre daha fazla kontamine
olduğunu bildirmiştir. Ankara ilinde bakısı yapılan parklar 5 ilçeye ait olup,
ilçelerin sosyo-ekonomik yapıları genel anlamda birbirinden çok da farklılık
göstermemektedir. Ankara İlinde başıboş köpek popülâsyonu varlığı,
bunların devamlı hareket halinde oluşu ve bulundukları çevreyi kontamine
etmeleri olağandır. Nitekim araştırmada ilçe bazında istatistiki anlam taşıyan
farklılık saptanmamış olması da bunu işaret etmektedir. Keçiören ilçesindeki
yerel yönetimin, ilçedeki başıboş köpeklerin toplanması, sahipli hayvanların
ise parklara girmesine izin verilmemesi gibi uygulamalarına bağlı olarak, bir
takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parklarda kontaminasyon
saptanmaması, ancak mevsimsel kontaminasyon belirlenmesi amacıyla
yapılan aylık bakılarda aynı ilçe için kontaminasyon belirlenmesi, sahipsiz
hayvanlarla çok etkili mücadele yapılmadıkça sonuçların çok da
değişmeyeceğini bir kez daha göstermiştir.
52
Çocuk parkları ve halka açık alanların kedi ve köpek helmint yumurtları
ile kontaminasyonuna mevsimlerin etkisinin nasıl olduğuna dair fazla
çalışma yapılmamıştır. Glickman ve Shofer, (1987), mevsimlerin, yani
sıcaklık, nem, yağış miktarı, rüzgârın kontaminasyon oranına dolaylı olarak
etki ettiğini kaydetmiştir. Katakura ve ark., (1986), güneş ışınlarının
(radyasyon) yumurtalar üzerinde dejeneratif etki yaptığını, Smith ve ark.,
(1984), yağmurların yumurtaları bulunduğu yerden başka yerlere taşıyarak
kontaminasyon oranına etki edeceğini bildirmiştir. Schantz ve Glickman,
(1978), ‘ a göre nemli toprakta parazit yumurtalarının özellikle de Toxocara
sp. yumurtalarının aylarca canlılığını koruyabildiğini ve gölgeli alanlardaki
yumurtaların güneş radyasyonundan korunduğu için daha uzun süre canlı
kalabildiklerini kaydetmiştir.
Shimizu, (1993), Japonya’ da 5 parkta kontaminasyonun ilkbahar,
erken yaz ve sonbaharda (3/5 - 5/5) yüksek, yaz ve kış ayları ise (2/5 - 3/5)
düşük olduğunu, aynı zamanda yumurta sayısının yaz ve kış aylarında daha
düşük olduğunu bildirmiştir. İlkbahar ve sonbahar aylarında
kontaminasyonun yüksek olmasının nedenini, bu ayların kedi ve köpeklerin
yavrulama dönemleri olmasına ve enfeksiyonun bu dönemlerde patlak
vermesine bağlamaktadır. Yaz mevsimindeki kontaminasyon düşüklüğünü
ise bu mevsimdeki yüksek ısı nedeniyle yumurtalardaki dejenerasyonun
artmasına ilişkilendirmektedirler.
Thevenet ve ark. (2004), Arjantin’ de parklardaki kontaminasyonun
mevsimlere göre durumunu, ilkbahar (%71) ve yaz (% 43) mevsimlerinde
yüksek, sonbahar (%27) ve kış (% 29) mevsimlerinde ise diğerlerine göre
düşük olarak kaydetmişlerdir.
Ruiz de Ybanez ve ark., (2001), İspanya’ da parklardaki
kontaminasyonun yağışlı ve soğuk mevsimlerde düşük, sıcak ve kurak
mevsimlerde ise yüksek olduğunu, yağışlı mevsimlerde kontaminasyon
53
oranının düşük olmasını yumurtaların yağmur sularıyla akıp gittiğine bağlı
olabileceğini bildirmiştir.
Türkiye’ de yapılan bir çalışmada Aydenizöz Özkayhan, (2006),
Kırıkkale’ de bakısı yapılan parklarda bulunan yumurtalara şubat, mart,
nisan, haziran, ağustos ve kasım aylarında rastlandığını kaydetmiştir.
Bu çalışmada parklardaki kontaminasyon yazın %4,02, sonbaharda
%13,21, kışın %9,77, ilkbaharda ise %12,64 olarak belirlenmiştir. En düşük
oran yaz mevsiminde olup bunun istatistiki yönden önemli olduğu
kaydedilmiştir (p<0,05). Yaz mevsiminin oluşturduğu bu farkın Ankara’ nın
karasal iklim kuşağında bulunması ve yazların sıcak ve kurak geçmesi
nedeniyle yumurtalar üzerindeki dejeneratif etkilerin daha yoğun olması
şeklinde yorumlanabilir.
Bütün parklarda kontamine örneklerde 234 Toxocara sp. yumurtası
bulunmuştur. Örneklerdeki ortalama (minimum-maksimum) yumurta sayısı
2,57 (1–23)’ dir. Kontamine örneklerde bulunan ortalama yumurta sayısını
bildiren araştırmacıların bazılarına göre (Childs, 1985; Toparlak ve ark.,
2002) yüksek, bazılarına göre ise (Duwell, 1984; Abo-shehada, 1989;
Mahdı ve Ali, 1993; Güçlü ve Aydenizöz, 1998; Öge ve Öge, 2000; Ruiz de
Ybanez ve ark., 2001) düşüktür. En yüksek sayıyı Ruiz de Ybanez ve ark.,
(2001), 2-64 (16,7) olarak, en düşük sayıyı ise Toparlak ve ark., (2002),
0,44 (1-6) olarak kaydetmişlerdir. Bulunan Toxocara sp. yumurta sayısının
az olması toxocarosis tehlikesinin olmadığı anlamına gelmemelidir.
Glickman ve ark., (1979), az sayıda yumurta alan çocukların visceral larva
migranstan çok oküler larva migransa yatkın olduklarını, az miktarda
yumurta ile enfeksiyonun çok ciddi sonuçlar doğurabileceğini kaydetmiştir.
54
Yapılan çalışmalardan sadece Matsuo ve Nakashio, (2005), yumurta
büyüklüğü ile ilgili bilgi vermiş ve Toxocara sp. yumurtalarının en küçüğünü
54x68 µm., en büyüğünü 64x79 µm. olarak bildirmiştir. Bu çalışmada
bulunan Toxocara sp. yumurtalarının en küçükleri 53 - 60 µm., en büyükleri
80 - 92 µm. dir. Kum ve topraktan elde edilen yumurtaların dışkılardaki taze
yumurtalara göre daha küçük oldukları gözlenmektedir. Bunun nedeninin
dışarıda kalan yumurtaların güneş ışığı ve sıcaklığa maruz kalarak sıvı
kaybetmesinden ileri geleceği düşünülmektedir.
Uga ve ark., (1989), kum ve toprak örneklerinde Toxocara sp.
yumurtalarının yaygınlığının o bölge hayvanlarındaki enfeksiyonla yakından
ilgili olduğunu kaydetmiştir. Ankara’ da köpeklerde T. canis’ in yaygınlığı
%4,1 ile %59,4 (Ertürk ve Tanzer, 1973; Ayçiçeğ 1998), T. cati ‘ nin ise
%0.32 ile %47 (Pamukçu ve Ertürk, 1961; Burgu ve ark., 1980) olarak
bildirilmiştir. Parklarda bulunan yumurtaların teşhisi ışık mikroskobunda
yapıldığı için T. canis ile T. cati’ nin kesin ayrımı yapılamamaktadır. Bu
nedenle Ankara’ daki kedi ve köpeklerde Toxocara sp. türlerinin yayılışı
%0,32–59,4 olarak düşünüldüğünde bu çalışmada ki sonuç (%15,05)
uyumlu olmaktadır.
Güngör ve ark., (1999), Ankara’ da nedeni bilinmeyen karın ağrısı
şikayeti olan çocuklarda visceral larva migrans seroprevalansının %51,35
olduğunu bildirmişlerdir. Türkiye genelinde visceral larva migrans
seroprevalansının %29,7–75 olduğu (Kuman ve Altıntaş, 1984; Özcel ve
Altıntaş, 1987) bildirilmektedir. Bu sonuçlar ülke genelinde toxocarosis’ in
çok önemli olduğunu göstermektedir. Bu çalışmayla Ankara’ daki parkların
Toxocara sp. yumurtalarıyla kontamine olduğu ve bu kontaminasyonun
insan sağlığı için potansiyel risk teşkil ettiği vurgulanmaktadır.
Bazı araştırmalarda (Doğanay, 1983; Zeybek ve Tokay, 1990;
Hasslinger ve ark., 1993; Ayçiçek ve ark., 1998) Ankara’ da köpeklerde E.
55
granulosus’ un yayılışı %0,94-54,5 olarak bildirilmiştir. Bunun yanısıra
Altıntaş (2003), Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 1984 – 1994 yılları
arasında Türkiye genelinde 27267 kistik, 118 alveolar ekinokokoz olgusu
bildirmektedir. Bu çalışmada parklardan toplanan dışkıların kontrollerinde
insan dışkılarına da rastlanmış olması bu yumurtaların insan Taenia’ sına
(Taenia saginata) ait olabileceğini de akla getirmektedir. Diğer taraftan
Taenia sp. yumurtaları ile Echinococcus sp. yumurtaları arasında bir fark
olmadığı bilinmektedir. Parklardan alınan örneklerin Taenia sp. yumurtaları
ile kontaminasyon oranı düşük (%0,38) olmasına rağmen bulunan
yumurtaların Echinococcus sp. yumurtaları olma ihtimali de vardır. Bu
nedenle Türkiye’ de önemli bir problem olan echinococcose’ un olasılığının
bile burada altını çizerek vurgulamak yerinde olacaktır.
56
SONUÇ VE ÖNERİLER
• Ankara İlinde bakıları yapılan 5 ilçeye bağlı toplam 45 parktan 23’ ü
(%51,11), alınan 955 örneğin 108’ i (%11,30) kedi köpek helmint / olası
helmint yumurtaları ile kontamine bulunmuştur. Parklardaki
kontaminasyonun Toxocara sp., Toxascaris leonina ve Taenia sp.
yumurtalarından ileri geldiği belirlenmiştir.
• Ankara’ daki parkların genel kontaminasyonu ilçelere göre istatistikî yönden
önemli olmayan bir farklılık (p>0,05) göstermiş, diğer mevsimlere oranla yaz
aylarında gözlenen kontaminasyon oranı düşüklüğü istatistikî olarak önemli
bulunmuştur (p<0,05).
• Kontaminasyonun daha önce Ankara kedi ve köpeklerinden varlığı bildirilen
helmintlerin yumurtalarından ileri geldiği görülmüştür.
• Her ne kadar bu çalışmada Ankara parkları için belirlenen kontaminasyon
oranı benzeri diğer birçok çalışmadan daha düşük ise de; gerek Taenia sp.
yumurtalarının farklı konağa ait olma olasılığına rağmen Türkiye’ de önemli
bir sorun olan echinococcose’ u çağrıştırmasından, gerekse visceral ve
oculer larva migrans’ a neden olabilen Toxocara sp. yumurtalarının
varlığından ötürü, parklardaki insan özellikle çocuk sağlığını tehdit eden
potansiyel tehlikeye dikkat çekilmiştir.
ÖNERİLER
• Sahipli köpeklerin veya çeşitli barınaklarda bulunan kedi ve köpeklerin
parazitolojik kontrolleri periyodik olarak veya Veteriner Hekim uygun
gördüğünde yetkili laboratuar / kliniklerde yaptırılmalıdır.
57
• Sahipli hem kedi ve köpek için yapılan uygulamaları ve zamanını gösteren
bir “sağlık karnesi” düzenlenmiş olması zorunluluğu getirilmelidir.
• Hayvan sahiplerine köpeklerini park ve bahçelerde ya da halka açık
alanlarda gezdirirlerken “dışkılama” durumunda bunların toplanması
gerektiği bilinci kazandırılmalı ya da cezai birtakım uygulamalar
getirilmelidir.
• Toplanan dışkıların elde kalmaması için yalnızca bunların atılacağı “özel
dışkı kutuları, dışkı poşetleri” bu gibi yerlere konulmalıdır. Birçok ülkede
varolan “köpek tuvaletleri” den de bu gibi yerlerde düşünülmesi gerekir.
• Park ve bahçelerin etrafı sadece sınırları belirleme açısından değil kedi ve
köpeklerin girişini engelleyecek tarzda çevrelenmelidir.
• Sahipsiz kedi ve köpek popülasyonu kontrol altına alınmalıdır. Uzun
dönemde kısırlaştırma sonrası, kulak numarası / mikroçip uygulamaları ile
hayvanların izlenmesi, gereğinde ulaşılarak çeşitli uygulamaların
yapılabilmesi mümkün olabilecektir.
• Görüldüğü gibi eğitimsel, kültürel ve ekonomik boyutları olan sorunun
çözümlenmesinde BİREYLERE, EĞİTİMCİLERE, MEDYA’ ya, YEREL ve
GENEL YÖNETİMLERE görevler düşmektedir.
58
ÖZET
Ankara Parklarındaki Oyun Alanlarının Kedi ve Köpek Helmint Yumurtaları ile Kontaminasyonu
Ankara parklarındaki oyun alanlarının başlıca kedi, köpek varsa diğer helmint yumurtaları ile kontaminasyon durumunu saptamak amacıyla yapılan bu çalışma Mayıs 2005 - Nisan 2006 ayları arasında Ankara’ nın 5 ilçesindeki çeşitli parklarda yürütülmüştür. Bir yıl süreyle aylık kontrolü yapılan 5 parktan 696, yine aynı dönem içerisinde herhangi bir takvime bağlı olmaksızın, Ankara’ nın değişik yerlerindeki 40 parktan 259 olmak üzere toplam 45 park ve 955 kum veya toprak örneği incelenmiştir.
Çalışma süresince bakıları yapılan 5 ilçeye bağlı toplam 45 parktan 23’ ünün (%51,11), alınan 955 örneğin 108’ inin (%11,30) kedi köpek helmint / olası helmint yumurtaları ile kontamine olduğu saptanmıştır. Parklarda ki kontaminasyonun Toxocara sp., Toxascaris leonina ve Taenia sp. yumurtalarından ileri geldiği belirlenmiştir. Kontamine örneklerin 89’ unda (%82,40) Toxocara sp., 5’ inde Taenia sp. (%4,62), 2’ sinde Toxascaris leonina (%1,85) yumurtalarına tek olarak rastlanmış, 1 örnekte Toxocara sp. + Taenia sp. (%0,92), 1 örnekte Toxocara sp. + Toxascaris leonina’ ya (%0,92) birlikte gözlenmiştir.
İlçelere göre kontaminasyonun en fazla Mamak (%75,0) ve Yenimahalle’ de (%66,66), en düşük Keçiören’ de (%14,28) bulunmuşsada ilçeler arasındaki farklılık istatistikî açıdan önem taşımamaktadır (p>0,05).
Kontaminasyonun mevsimlere göre durumuaylık kontrolü yapılan 5 park için irdelenmiş; yazın %4,02, sonbaharda %13,21, kışın %9,77, ilkbaharda %12,64 kontaminasyon saptanmıştır. Kontaminasyon oranı mevsimlere göre farklılık göstermiş, yaz aylarında kontaminasyon düşüklüğü istatistiksel olarak da önemli bulunmuştur (p<0,05).
Bütün parklarda kontamine örneklerde 234 Toxocara sp., 8 Toxascaris leonina, 8 Taenia sp. yumurtası bulunmuştur. Örneklerdeki ortalama (minimum-maksimum) yumurta sayısı sırasıyla 2,31 (1–23), 2,66 (1–3), 1,33 (1–2) olarak belirlenmiştir.
Çalışmalar sırasında ziyaret edilen parklardan, 15 köpek, 1 kedi, 1 insan dışkısı olmak üzere 17 dışkı toplanmıştır. Köpek dışkılarının 5’ inde (%29,41) Toxocara canis yumurtaları görülmüştür. Kedi dışkısında herhangi helmint yumurtasına rastlanmazken, insan dışkısında Hymenolepis nana yumurtaları tespit edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Park, Kedi, Köpek, Helmint, Yumurta
59
SUMMARY
The contamination of playgrounds with cat and dog helminth eggs in Ankara parks
This study was carried out in the public garden parks of 5 Ankara districts
between May, 2005 and April, 2006 to determine the situation of contamination with helminth eggs of cat, dog and also the eggs of other living beings if they are found. Five parks were regularly visited every month for a year and 696 sand and soil samples were taken, and also 40 different parks visited randomly and 259 samples were taken. Total of 955 sand and soil samples were examined.
Twenty-three of 45 parks (51.11%) located in 5 districts were contaminated cat, dog and also the helminths of other living beings. One hundred and eight of total 955 sand soil samples (11,30%) were contaminated with helminth eggs. Toxacara spp. were encountered in 89 of the 108 samples (82.40%), Taenia sp. were seen in 5 of those contaminated samples (4,62%) and 2 of the samples had Toxascaris leonina (1.85%). Toxocara sp. and Taenia sp. eggs were seen together in one sample (0,92%). Toxascaris leonina and Taenia sp. eggs were also seen together in one sample (0,92%).
Regarding the contamination situation of districts, Mamak district park was the most contaminated park (75,0%) followed by Yenimahalle (66,66%), Çankaya (56,25%), Altındağ (44,44), and Keçiören district parks (14,28%). The differences regarding districts were not statistically significant (p>0,05).
The results were compared according to seasons, it was observed that the contamination percentages were (13,21%) in autumn, (12,64%) in spring, (9,77%) in winter, and (4,02%) in summer seasons. Seasonal differences were not statistically important (p>0,05).
In all district parks, 234 Toxocara sp., 8 T. leonina, and 8 Taenia sp. eggs were found in sand and soil samples. The mean numbers of eggs (minimum-maximum) were recorded as 2,31 (1-23), 2,66 (1-3), and 1,33 (1-2).
During the study, the total of 17 samples (15 dogs, 1 cat, and 1 human) were collected also from parks. Toxocara canis eggs were seen in 5 of 15 dog fecal samples (29,4%). Hymenolepis nana eggs were seen in human fecal sample while no eggs were encountered in cat sample,
Key words: Public Parks, Cat, Dog, Helminth, Egg
60
KAYNAKLAR ABE, N., YASUKAWA, A. (1997). Prevalence of Toxocara spp. eggs in sandpits of
parks in Osaka city, Japan with notes on the prevention of egg contamination by fence construction. J Vet Med Sci., 59: 79-80.
ABO-SHEHADA, M.N. (1989). Prevalence of Toxocara ova in some school and
public grounds in northern and central Jordan. Ann Trop Med Parasit., 83: 73- 75.
AKYOL, Ç. V. (2004).Echinococ türlerinin epidemiyolojisi. Echinococcosis, Ed.
:Altıntaş,N., Tınar, R., Çoker, A. Hidatidoloji Dern. Yayın. No.1, s:259-283. ALONSO, J.M., STEİN, M., CHAMORRO, M.C., BOJANİCH, M.V. (2001).
Contamination of soils with eggs of Toxocara in a subtropical city in Argentina. J Helminthol., 75:165-168.
ALTINTAŞ, N. (2003). Past to present: echinococcosis in Turkey. Acta Trop.,
85:105-112. ALTINTAŞ, N., YAZAR, S., YOLASIĞMAZ, A., ŞAKRU, N., GÖDEKMERDAN, A.,
SUAY, A., YILMAZ, H., ÖZÇELİK, S., ARICI, C., GÖNÜL, A. (1999). 1980 – 1998 yılları arasında saptanan alveoler echinococcosis olguları. T Parazitol Derg., 23:133-136.
ANDERSON, R. C. (2000). Nematode Parasites of Vertebrates: Their
Development and Transmission. Second ed. CABİ publishing London. U. K. ANDERSON, T.C., FOSTER, G.W., FORRESTER, D.J. (2003). Hookworms of feral
cats in Florida. Vet Parasitol., 115:19-24. ANTOLOVA, D., REİTEROVA, K., MİTERPAKOVA, M., STANKOB, M.,
DUBİNSKY, P. (2004). Circulation of Toxocara spp. in suburban and rural ecosystems in the Slovak Republic. Vet Parasitol., 126: 317–324.
ANTONİOS, S.N., MİNA, S.N. (2000). A case report of human coenurus cerebralis
in Tanta. Egypt J Egypt So. Parasitol., 30: 959-960.
ASANO, K., SUZUKİ, K., MATSUMOTO, T., SAKAİ, T., ASANO, R. (2004).
Prevalence of dogs with intestinal parasites in Tochigi, Japan in 1979, 1991 and 2002. Vet Parasitol., 120: 243–248.
ATAŞ, D. A., ÖZÇELİK, S., SAYGI, G. (1997). Sivas sokak köpeklerinde helmint
türleri, bunların yayılışı ve halk sağlığı yönünden önemi. T Parazitol Derg., 21:305-309.
AUER, H., ASPOCK, H. (2004). Nosology and epidemiology of human toxocarosis-
-the recent situation in Austria. Wien Klin Wochenschr., 4:7-18. AVDİUKHİNA, T. I., LYSENKO, A. I. A. (1994). How many patients with visceral
toxocariasis in Russia? Med Parazitol. (Mosk)., 1:12-6.
61
AYAZ, E., YAMAN, M., GÜL, A. (2003). Prevalence of Toxocara spp. eggs in soil of public parks in Van, Turkey. Indian Vet J., 80:574-576.
AYÇİÇEK, H., SARIMEHMETOĞLU, H.O., TANYÜKSEL, M. (1998). Ankara sokak
köpeklerinde görülen bağırsak helmintlerinin yayılışı ve bunların halk sağlığı bakımından önemi. T Parazitol Derg., 22: 156-158.
AYDENİZÖZ, M. (1997). Konya yöresi köpeklerinde helmintolojik araştırmalar. T
Parazitol Derg., 21: 429-434. AYDENİZÖZ ÖZKAYHAN, M. (2006). Soil contamination with ascarid eggs in
playgrounds in Kırıkkale, Turkey. J Helminthol., 80:15-18. BARUTZKİ, D., SCHAPER, R. (2003). Endoparasites in dogs and cats in Germany
1999-2002. Parasitol Res., 90:148-50. BENGER, A., RENNİE, R.P., ROBERTS, J.T., THORNLEY, J.H., SCHOLTEN, T.
(1981). A human coenurus infection in Canada. Am J Trop Med Hyg., 30: 638-644.
BURGU, A. (1981). Helmintozoonozlar. Türk Vet Hek Dern Derg., 51:89-101. BURGU, A., TINAR, R., DOGANAY, A., TOPARLAK, M. (1980): Ankara sokak ke-
dilerinin ekto ve endoparazitleri üzerinde bir araştırma. Ankara Univ Vet Fak Derg., 32:288-300.
BÜYÜKBABA, O., ÖZKAN, E., BUGET, E. (1996). Toxocariasis canis ve
çocuklardaki prevalansının ELİSA ile araştırılması. İnfeks Derg., 10:7-11. CALVETE, C., LUCİENTES, J., CASTİLLO, J.A., ESTRADA, R., GRACİA, M.J.,
PERİBANEZ, M.A., FERRER, M. (1998). Gastrointestinal helminth parasites in stray cats from the mid-Ebro Valley, Spain. Vet Parasitol., 75:235-240.
CANDA, M. Ş., CANDA, T. (1995). Ekinokokkozis: 47 olgunun sunumu ve Türkiye’
nin ekinokokkozis sorunu. T Parazitol Derg., 19: 64-82. CASTİLLO, D., PAREDES, C., ZANARTU, C., CASTİLLO, G., MERCADO, R,
MUNOZ, V., SCHENONE, H. (2000). Environmental contamination with Toxocara sp. eggs in public squares and parks from Santiago, Chile. Bol Chil Parasitol., 55:86-91.
CHİLDS, J. E. (1985). The prevalence of Toxocara species ova in backyards and
gardens at Baltimore, Maryland. Am J Publ Health.,75:1092-1095. CHLI, H. B., MİNET, J. C., GRATZL,O. (2004). Cerebral toxocariasis: a possible
cause of epileptic seizure in children. Child Nerv Syst., 20:468–472 CHORAZY, M. L., RİCHARDSON, D. J. (2005). A survey of environmental
contamination with ascarid ova, Wallingford, Connecticut. Vector Borne Zoonotic Dis., 5:33-39.
62
CİANFERONİ, A., SCHNEİDER, L., SCHANTZ, P. M., BROWN, D., FOX, L. M. (2006). Visceral larva migrans associated with earthworm ingestion: clinical evolution in an adolescent patient; Pediatrics., 117:336-339.
CİLLA, G., PEREZ-TRALLERO, E, GUTİERREZ, C., PART, C., GOMARİZ, M.
(1996). Seroprevalence of Toxocara infection in middle-class and disadvantaged children in northern Spain (Gipuzkoa, Basque Country). Eur J Epidemiol.,12: 541-543.
ÇERÇİ, H. (1990). Ankara İli Elmadağ İlçesi Kırsal Yöre Köpeklerinde Görülen
Mide-Bağırsak Helmintlerinin Yayılışı ve İnsan Sağlığı Yönünden Önemi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
DADA, B. J. (1979). A new technique for the recovery of Toxocara eggs from soil. J
Helmintol., 53: 141-144. DADA, B. J., LİNDQUİST, W.D. (1979). Studies on flotation techniques for the
recovery of helminth eggs from soil and the prevalence of eggs of Toxocara spp in some Kansas public places. J Am Vet Med Assoc., 174: 1208-1210.
DE ANDRADE L. C. R., DE CARVALHO, L. B. JR., PEREZ, E.P., ARAKİ, K.,
TAKEUCHİ, T., ITO, A., AOKİ, T., YAMASAKİ, H. (2005). Prevalence of toxocariasis in northeastern Brazil based on serology using recombinant Toxocara canis antigen. Am J Trop Med Hyg., 72: 103-7.
DEUMER, D. W. (1984). Untersuchungen über den Endoparasitenbefall von
Hunden in München, Die kontamination von öffentlichen Sandspielplatzen mit parasitaren Entwicklungstadien und ıhr Verhalten gegenüber Umwelteinflüssen. Inaug Diss., München.
DİBA, V. C., WHİTTY, C. J. M., GREN, T. (2002). Cutaneous larva migrans
acquired in Britain. Clin and Exp Dermatol., 29: 545–562. DİNÇER, Ş., CANTORAY, R., TAŞAN, E. (1980). Elazığ’ da sokak kedilerinde
görülen iç ve dış parazitler ile bunların yayılışı oranları üzerine araştırmalar. Fırat Üniv Vet Fak Derg., 5: 7-15.
DOĞANAY, A. (1983). Ankara köpeklerinde görülen helmint türleri, bunların yayılışı
ve halk sağlığı yönünden önemi. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 30: 550-561. DUNN, A. M. (1978). Veterinary Helmintology. Second ed. London: William
Heineman Medical Books Ltd, p:119 -121. DUNSMORE, J.D., THOMPSON, R.C., BATES, I.A. (1984). Prevalence and
survival of Toxocara canis eggs in the urban environment of Perth, Australia. Vet Parasitol., 16: 303–311.
DUWELL, D. (1984). The prevalence of Toxocara eggs in the sand in children’s playgrounds in Frankfurt/M. Ann. Trop Med Parasitol., 78: 633-636.
DÜZGÜNEŞ, O., KESİCİ, T., GÜRBÜZ., F. (1983). İstatistik Metotları I. Ankara
Üniv. Ziraat Fak.Yayın. Yay. No:861 Ankara.
63
ECKERT, J., CONRATHS, F. J., TACKMANN, K. (2000). Echinococcosis: an emerging or re-emerging zoonosis. Inter. J. Parasitol.;30:1283-94.
EGUYA-AGUİLARA, P., CRUZ-REYESB, A., MARTYNEZ-MAYAC, J. J. (2005).
Ecological analysis and description of the intestinal helminths present in dogs in Mexico City. Vet Parasitol., 127: 139–146.
EPE, C., COATİ, N., SCHNİEDER, T.(2004). Results of parasitological
examinations of faecal samples from horses, ruminants, pigs, dogs, cats, hedgehogs and rabbits between 1998 and 2002. Deut Tierarztl Woch., 111: 243-247.
EREL, D. (1965). Türkiye'de larva migrans vak'aları. T C S S Y B Hıfzıssıhha
Okulu Yayın no. 20. ERTÜRK, E., TANZER, F. (1973). 1961-1972 Periyodunda Ankara ve yöresinde
köpeklerde görülen hastalık olaylarına kısa bir bakış. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 20: 277-280.
FAN, C. K., LAN, H. S., HUNG, C. C., CHUNG, W.C., LİAO, C.W., DU, W. Y., SU,
K. E. (2004). Seroepidemiology of Toxocara canis infection among mountain aboriginal adults in Taiwan. Am J Trop Med Hyg., 71 :216-221.
FOK, E., SZATMARİ, V., BUSAK, K., ROZGONYİ, F. (2001). Prevalence of
intestinal parasites in dogs in some urban and rural areas of Hungary. Vet Quart., 23: 96-98.
FRANZCO, S. M. C., FRANZCO, R.M., , WALKER, J., FRANZCO, R. J. S.,
FRANCO, J. R. M., SMİTH, D., STAVEL, A. M., FRANZCO, A. H. (2003). Toxocara canis: egg presence in Melbourne parks and disease incidence in Victoria. Clin Exp Ophthalmol., 31: 143–146.
GARCİA PEDRİQUE, M. E., DİAZ SUAREZ, O., ESTEVEZ, J., CHENG-NG, R.,
ARAUJO-FERNANDEZ, M., CASTELLANO, J., ARAUJO, J., CABRERA, L. (2004). Prevalence of infection by Toxocara in schoolchildren in the community of El Mojan, Zulia state, Venezuela. Invest Clin., 45: 347-54.
GİACOMETTİ, A., CİRİONİ, O., FORTUNA, M., OSİMANİ, P., ANTONİCELLİ, L.,
DEL PRETE, M. S., RİVA, A., D'ERRİCO, M. M., PETRELLİ, E., SCALİSE, G. (2000). Environmental and serological evidence for the presence of toxocariasis in the urban area of Ancona, Italy. Eur J Epidemiol., 16: 1023-6.
GİLLİSPİE, S. H., PEREİRA, M., RAMSAY, A. (1991). The prevalence of Toxocara
canis ova in soil samples from parks and gardens in the London area. Public Health., 105:355-359.
GLlCKMAN, L. T., SH0FER, F. S. (1987): Zoonotic visceral and ocular larva
migrans. Vet Clin North Am (Small Anim Pract), 17: 39-53. GLlCKMAN, L. T., SCHANTZ, P. M., CYPESS, R. H. (1979): Canine and human
toxocariasis: Review of transmission, pathogenesis and clinical disease. J Am Vet Med Assoc., 175: 1265-1269.
64
GUALAZZI, D. A., EMBIL, J. A., PEREIRA, L. H. (1986): Prevalence of helminth ova in recreational areas of Peninsular Halifax, Nova Scotia. Can J Publ Hlth., 77: 147-151.
GUİMARAES, A. M., ALVES, E. G., REZENDE, . G. F., RODRİGUES, M. C.
(2005). Toxocara sp. eggs and Ancylostoma sp. larva in public parks, Brazil. Rev Saude Publica., 39: 293-5.
GUNASEELAN, L., GANESAN, P. I., RAMADASS, P., BASHEER, A., RAGHAVAN,
N. (1992): Incidence of Toxocara ova in the environment. Indian Vet J., 69: 308-309.
GÜÇLÜ, F.,AYDENİZÖZ, M. (1995). Konya’ da köpeklerde dışkı bakılarına göre
parazitlerin yayılışı. T Parazitol Derg., 19: 550-556. GÜÇLÜ, F., AYDENİZÖZ, M. (1998). Çocuk parklarındaki kumların köpek ve kedi
helminti yumurtaları ile kontaminasyonunun tesbiti. T Parazitol Derg., 22: 194-198.
GÜLLÜLÜ, G., AKYOL, İ., ÖZBEK, A., ASTAM, N., LEVENT, A. (2001). Ocular
toxocariasis with bilateral virtually symmetrical optic nerve head granulomas. Turk J Med Sci., 31: 455-458.
GÜNGÖR, Ç., ÇİFTÇİ, E., AKARSU, G. A. (1999). Nedeni belirlenemeyen karın
ağrısı şikayeti olan çocuklarda Toxocara antikoru prevalansı. T Parazitol Derg., 23: 24-27
GÜRALP, N., (1981). Helmintoloji 2. baskı, Ankara. Ankara Üniv Vet Fak Yayın,
368/266., s: 221-239. GÜRALP, N., TINAR, R. (1978). Fenbendazole’ un kedi ve köpeklerin bağırsak
nematodlarına etkisi. Ankara Univ Vet Fak Derg., 25: 440-447. GÜRALP, N., DİNÇER, Ş., KEMER, R., CANTORAY, R., TAŞAN, E. (1977). Elazığ
yöresi köpeklerinde görülen gastro-intestinal helmint türleriyle bunların yayılış oranı ve halk sağlığı yönünden önemleri. Ankara Univ Vet Fak Derg., 24: 241-249.
GÜREL, F. S. ERTUĞ, S. OKYAY, P. (2005). Aydın il merkezindeki parklarda
toxocara spp. yumurta görülme sıklığının araştırılması. T Parazitol Derg., 29: 177-179.
HABLUETZEL, A., TRALDİ, G., RUGGİERİ, S., ATİLİ, A. R., SCUPPA, P.,
MARCHETTİ, R., MENGHİNİ, G., ESPOSİTO,F. (2003). An estimation of Toxocara canis prevalence in dogs, environmental egg contamination and risk of human infection in the Marche region of Italy. Vet Parasitol., 113: 243–252.
HACKETT, T., LAPPİN, M. R. (2003). Prevalence of enteric pathogens in dogs of
north-central Colorado. J Am Anim Hosp Assoc., 39: 52-56.
65
HASSLİNGER, M. A., BURGU, A., EL-SEİFY, M.A., EL-ASSALY, T. (1993). Comparative studies of the helminth status of stray dogs human health consequences. Tierarzt Umschau., 48: 596-606.
HAYASHİ, E., TUDA, J., IMADA, M., AKAO, N., FUJİTA, K.(2005).The high
prevalence of asymptomatic Toxocara infection among schoolchildren in Manado, Indonesia. Southeast Asian J Trop Med Public Health., 36: 1399-406.
HEUKELBACH, J., WİLCKE, T., FELDMEİER, H. (2004). Cutaneous larva migrans (creeping eruption) in an urban slum in Brazil. Int J Dermatol., 43: 511-5.
HOZYASZ, K., MİLANOWSKİ, A. (2002). Toxocariasis an underestimated problem
in paediatrics. Med Wieku Rozwoj., 6:155-162. IDDAWELA, D. R., KUMARASİRİ, P. V., WİJESUNDERA, M. S. (2003).A
seroepidemiological study of toxocariasis and risk factors for infection in children in Sri Lanka. Southeast Asian J Trop Med Public Health., 34: 7-15.
ING, M.B., SCHANTZ, P.M., TURNER, J.A. (1998). Human coenurosis in North
America: case reports and review. Clin Infect Dis., 27: 519-523. İNAN, M., SAKRU, N., VATANSEVER, U., BİLGİ, S. (2006). Visceral larva migrans
presenting as acute abdomen in a child. J Ped Surg., 41: 7-9. JONES, W. B. (1993). Cutaneous larva migrans. South Med J., 86:1311-1313. KABAALİOGLU, A., CEKEN, K., ALİMOGLU, E., SABA, R., APAYDİN, A. (
2005).Hepatic toxocariasis: US, CT and MRI findings. Ultraschall Med., 26: 329-332.
KAGİALİS GİRARD, S., MİALOU, V., FFRENCH, M., DUPUİS GİROD, S., PAGES,
M. P., BERTRAND, Y. (2005). Thrombocytosis and toxocariasis: report of two pediatric cases. Pediatr Blood Cancer., 44: 190-192.
KAPLAN, K., KUK, S., KALKAN, A. (2002). Elazığ’daki çocuk parkları ve oyun
sahalarında Toxocara spp. araştırılması. Fırat Üniv Sağlık Bil Derg., 16: 277-279.
KAPLAN, M., KALKAN, A., HOSOGLU, S., KUK, S., OZDEN, M., DEMİRDAG, K.,
OZDARENDELİ, A. (2004). The frequency of Toxocara infection in mental retarded children. Mem Inst Oswaldo Cruz., 99: 121-125.
KAREN, E., LUDLAM, B. S., THOMAS, R. (1989). The relationship of park
maintanence and accessibility to dogs to the presence Toxocara sp. ova in the soil. Am J Public Health., 79: 633-634.
KATAKURA, K., HAMADA, A., KOBAYASHİ, A. (1986). The fate of Ascaris eggs
applied to the soil under various conditions. Jap j Parasitol., 35: 1-9.
66
KAZACOS, K. R. (1983). Improved method for recovering ascarid and other helminth eggs from soil associated with epizootics and during survey studies. Am J Vet Res., 44: 896-900.
KİNCEKOVA, J., REİTEROVA, K., DUBİNSKY, P. (1999). Larval toxocariasis and
its clinical manifestation in childhood in the Slovak Republic. J Helminthol., 73: 323-328.
KUMAN, H. A., ALTINTAŞ, N. (1984). Ege bölgesinde serolojik olarak saptanan
toxocariasis olguları. T Parazitol Derg., 7 :113-119. KURTOGLU, S. (1981): Kutanöz larva migrans. Sağlık Derg., (SSYB) 55: 33-37. LABARTHE, N., SERRAO, M. L., FERREİRA, A.M., ALMEİDA, N.K., GUERRERO,
J.A. (2004). Survey of gastrointestinal helminths in cats of the metropolitan region of Rio de Janeiro, Brazil. Vet Parasitol., 123: 133-139.
LE NOBEL, W. E., ROBBEN, S. R., DOPFER, D., HENDRİKX, W.M., BOERSEMA,
J.H., FRANSEN, .F, EYSKER, M.E. (2004). Infections with helminths and/or protozoa in cats in animal shelters in the Netherlands. Tijdschr Diergeneeskd., 129: 2-6.
LOGAR, J., SOBA, B., KRAUT, A., STİRN-KRANJC, B. (2004). Seroprevalence of
Toxocara antibodies among patients suspected of ocular toxocariasis in Slovenia. Korean. J Parasitol., 42: 137-40.
LOPEZ MDE, L., MARTİN, G., CHAMORRO MDEL, C., MARİO ALONSO, J.
(2005). Toxocariasis in children from a subtropical region. Medicina, 65: 226-230.
LUO, Z.J., WANG, G.X., YANG, C.I., LUO, C.H., CHENG, S.W., LİAO, L. (1999).
Detection of circulating antigens and antibodies in Toxocara canis infection among children in Chengdu, China. J Parasitol., 85: 252-256.
MACARİE, S., CALUGARU, M., KAUCSAR, E., BİNTİNTAN, R. (2005). Toxocara
canis central chorioretinitis. Oftalmologia, 49: 22-24. MAHDI, N. K., ALI, H. A. (1993): Toxocara eggs in the soil of public places and
schools in Basrah, Iraq. Ann Trop Med Parasitol., 87: 201-205. MALGOR, R., OKU, Y., GALLARDO, R., YARZABAL, I.(1996). High prevalence of
Ancylostoma spp. infection in dogs, associated with endemic focus of human cutaneous larva migrans, in Tacuarembo, Uruguay. Parasite, 3: 131-134.
MANNING, L., CHAMBERS, S., PALTRİDGE, G., MAURİCE, P. (2006). Cutaneous
larva migrans (hookworm) acquired in Christchurch, New Zealand. N Z Med J., 31:119.
MATSUO, J., NAKASHİO, S. (2005). Prevalence of fecal contamination in sandpits
in public parks in Sapporo City, Japan. Vet Parasitol., 128: 115-119.
67
MERDİVENCİ, A. (1962). İstanbul’ da larva migrans rezervuarları üzerine araştırmalar. Türk Vet Hek Dern Derg., 32:382-398.
MERDİVENCİ, A. (1963). Türkiye’ de tilki (Vulpes vulpes) lerde ilk helmintolojik
araştırma ve ilk Echinococcus multilocularis (Leuckart, 1864) Vogel, 1955 olayı. Türk Vet Hek Dern Derg., 33:290-296.
MİMİOĞLU, M., GÜRALP, N., SAYIN, F. (1959). Ankara köpeklerinde görülen
parazit türleri, bunların yayılış nispeti. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 6: 53-68. MİN, H.K. (1981). An epidemiological study on zoonoses in Korea.
Kisaengchunghak Chapchi., 19: 60-75. MİNNAAR, W.N., KRECEK, R.C., FOURİE, L. J. (2002). Helminths in dogs from a
peri-urban resource-limited community in Free State Province, South Africa Vet Parasitol., 107: 343–349,
NEVORALOVA, Z. (2006). Larva migrans cutanea. Cas Lek Cesk.,145: 325-327. OĞUZTÜRK, H., SAYGI, G. (2002). Toxocara canis larvaları ile oluşan
infeksiyonun ilköğretim okulu öğrencilerinde araştırılması. T Parazitol Derg., 26: 409-414.
OKTAR, N., BARÇIN, E., KAZANDI, A. C., KORKMAZ, M. (2002). Cerebral
Toxocara mimicking a malignant glioma. J Neurolog Sci., 19: 2. OKULEWİCZ, A., LONC, E., BORGSTEEDE, F.H. (2002). Ascarid nematodes in
domestic and wild terrestrial mammals. Pol J Vet Sci., 5: 277-281. OVERGAAUW, P. A. M. (1997).Aspects of Toxocara epidemiology: human
toxocarosis. Clin Rew Microbiol., 23: 215-231. OYTUN, H.Ş. (1945). Genel Parazitoloji ve Helmintoloji. Ders Kitabı Sayı: 27.
Ankara. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Basımevi. s: 414-421. ÖGE, H., ÖGE,S. (2000a). Quantitative comparison of various metods for detecting
eggs of Toxocara canis in samples of sand. Vet Parasitol., 92: 75-79. ÖGE, S., ÖGE, H. (2000b). Prevalence of Toxocara spp. eggs in the soil of public
parks in Ankara, Turkey. Dtsch Tierarztl Wschr., 107: 72-75. ÖZCEL, A. M., ALTINTAŞ, N. (1987). İç organlar larva göçü hastalığının serolojik
yöntemlerle araştırılması. T Parazitol Derg., 11: 88-95. PAMUKÇU, M., ERTÜRK, E. (1961). 1933-1960 yılları arasında Ankara ve
yöresinde köpeklerde görülen hastalıklara genel bakış. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 8: 323-346.
PARK, H. Y., LEE, S. U., HUH, S., KONG, Y., MAGNAVAL, J.F. (2002). A
seroepidemiological survey for toxocariasis in apparently healthy residents in Gangwon-do, Korea. Korean J Parasitol., 40: 113-117.
68
PAUL, A. J., TODD, K. S., DİPİETRO, J. A. (1988). Enviromental contamination by eggs of Toxocara species. Vet Parasitol., 26: 339-342.
PROCİV, P., CREOESE,J. (1990). Human eozinophilic enteritis causued by dog
hookworm Ancylostoma caninum. Lancet, 335: 1299-1302. PUENTE PUENTE, S., BRU GORRAİZ, F., AZUARA SOLİS, M., COLOMO
GOMEZ, C., GONZALEZ LAHOZ, J. M. (2004). Cutaneous larva migrans: 34 outside cases. Rev Clin Esp., 204: 636-639.
QUİNN, R., SMİTH, H. V., BRUCE, R. G., GİRDWOOD, R. W. A. (1980). Studies
on the incidence of Toxocara and Toxascaris spp. ova in the environment. 1. A comparison of flotasyon procedures for recovering Toxocara spp. ova from soil. J. Hyg. (Camb.) 84: 83-89.
RAMİREZ-BARRİOS, R.A., BARBOZA-MENA, G., MUNOZ, J., ANGULO-
CUBİLLAN, F., HERNANDEZ, E., GONZALEZ, F., ESCALONA, F. (2004). Prevalence of intestinal parasites in dogs under veterinary care in Maracaibo, Venezuela. Vet Parasitol.,121: 11-20.
RUİZ DE YBANEZ, M. R., GARİJO, M. M., ALONSO, F. D. (2001). Prevalence and
viability of eggs of Toxocara spp. and Toxascaris leonina in public parks in eastern Spain. J Helminthol., 75: 169-173.
SAYGI, G., ÖZÇELİK, S., TEMİZKAN, N. (1990). Sivas sokak köpeklerinin ince
bağırsaklarında bulduğumuz helmintler. T Parazitol Derg., 1: 81-93. SCHANTZ, P. M., GLİCKMAN, L.T. (1978). Toxocaral visceral larva migrans. New
England J. Med., 298: 436-439. SCHUSTER, R., KAUFMANN, A., HERİNG, S. (1997). Investigations on the
endoparasitic fauna of domestic cats in eastern Brandenburg. Berl Munch Tierarztl Wochenschr., 110: 48-50.
SHAIKENOV, B. S., RYSMUKHAMBETOVA, A. T., MASSENOV, B., DEPLAZES,
P., MATHIS, A., TORGERSON, P. R. (2004). The use of a polymerase chaın reactıon to detect Echınococcus granulosus (G1 strain) eggs in soil samples. Am J Trop Med Hyg., 71: 441–443.
SHİMİZU, T. (1993). Prevalence of Toxocara eggs in sandpits in Tokushima city
and its outskirts. J Vet Med Sci., 55 : 807-811. SMİTH, T.E., HAGSTAD, H.V., BEARD, G.B. (1984). A risk assesment in botan
Rouge, Lousiana. Int J Zoonoses., 11: 189-194. ŞAHİN, I., EKİNCİ, N., ŞEN, I., ÖZCAN, M., GÖDEKMERDAN, A. (1993). Kayseri
yöresi köpeklerinde Echinococcus granulosus (Batsch,1876) ve diğer parazitlerin yayılışı. T Parazitol Derg., 17: 69-76.
TAŞAN, E. (1982). Elazığ Kırsal Yöre Köpeklerinde Görülen Helmintlerinin Yayılışı
ve İnsan Sağlığı Yönünden Önemi. Doçentlik Tezi. Fırat Üniv. Vet. Fak., Elazığ.
69
THEVENET, P. S., NANCUFİL, A., OYARZOC, M., TORRECİLLAS, C., RASO, S., MELLADO,
I., FLORES, M. E., CORDOBA, M. G., MİNVİELLE, M. C.,
BASUALDO, J. A. (2004). An eco-epidemiological study of contamination of soil with infective forms of ıntestinal parasites. Europ J Epidemiol., 19: 481-489.
TINAR, R., COŞKUN, Ş. Z., DOĞAN, H., DEMİR, S., AKYOL, Ç. V., AYDIN, L.
(1989). Bursa yöresi köpeklerde görülen helmint türleri ve bunların yayılışı. T Parazitol Derg., 13: 113-120.
TİĞİN, Y., BURGU, A., DOĞANAY, A., ÖGE, S., UMUR, Ş. (1989). Ankara
hayvanat bahçesindeki bazı memeli ve kanatlı dışkılarının helmint yönünden incelenmesi. Ankara Üniv Vet Fak Derg., 36: 646-664.
TOPARLAK, M., GARGILI, A., TÜZER, E., KELEŞ, V., ULUTAŞ ESATGİL, M.,
ÇETİNKAYA, H. (2002). Contamination of children’s playground sandpits with toxocara eggs in İstanbul, Turkey. Turk J Vet Anim Sci., 26: 317-320.
TREMBLAY, A., MACLEAN, J.D., GYORKOS, T., MACPHERSON, D.W. (2000).
Outbreak of cutaneous larva migrans in a group of travellers. Trop Med Int Health., 5: 330-334.
UHLİKOVA, M., HUBNER, J. (1998). Seroprevalence of Toxocara canis infection in
Czech Republic. Cent Eur J Public Health., 6: 195-198. UMECHE, N. (1989). Helminth ova in soil from children’s playgraunds in Calabar,
Nigeria. Centr Afrikan J Med., 35: 432-434. UMUR, Ş., ARSLAN M.Ö. (1998). Kars yöresi sokak köpeklerinde görülen helmint
türlerinin yayılışı. T Parazitol Derg., 22: 188-193. UNAT, E.K., (1979). Tıp Parazitolojisi İnsanın Ökaryonlu Parazitleri ve Bunlarla
Oluşan Hastalıklar 2. baskı, İstanbul.. İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp Fak. Yayın., No: 2597/62, s: 399-464.
URQUHART, G.M., ARMOUR, A.J., DUNCAN, J.L., DUNN, A.M., JENNİNGS, F.W.
(1987). Veterinary Parasitology. Longman Sci Tech, Essex, England,. VALKOUNOVA, J. (1982). Parasitological investigation of children's sand boxes
and dog faeces from public areas in old housing districts of Prague. Folia Parasitol., 29: 25-32.
VASQUEZ, T. O., RUİZ HERNANDEZ, A., MARTİNEZ BARBABOSA, I., MERLİN
MARİN, P.N., TAY ZAVALA, J., PEREZ TORRES, A. (1996). Soil contamination with Toxocara sp. eggs in public parks and home gardens from Mexico City. Bol Chil Parasitol., 51: 54-58.
VİCENTE, J., PALOMARES, F., RUİZ DE IBANEZ, R., ORTİZ, J. (2004).
Epidemiology of Ancylostoma spp. in the endangered Iberian lynx (Lynx pardinus) in the Donana National Park, south-west Spain. J Helminthol., 78: 179-183.
70
WİWANİTKİT, V., WAENLOR, W. (2004). The fruquency rate of Toxocara species contamination in soil samles from public yards in a urban area ‘’Payatha’’, Bangkok, Thailand. Rev Inst Med Trop S Paulo., 46: 113-114.
WOLFE, A., WRİGHT, I. P. (2003). Human toxocariasis and direct contact with
dogs. Vet Rec., 152: 419-422. ZEYBEK, H., TOKAY, A. (1990). Ankara yöresinde evcil ve yabani canidae’ lerde
Echinococcus türlerinin yayılışı, cyst şekillerinin ensidansı ve kontrol olanaklarının araştırılması. Etlik Vet Mikrobiyol Derg., 6: 1-19.
ZEYBEK, H., TATAR, N., TOKAY, A. (1992). Ankara kırsal alan köpeklerinde
görülen parazitler ve bunların yayılışı. Etlik Vet Mikrobiyol Derg., 7: 17-27. ZUNİNO, M.G., DE FRANCESCO, M.V., KURUC, J.A., SCHWEİGMANN, N.,
WİSNİVESKY-COLLİ, M.C., JENSEN, O. (2000). Contamination by helminths in public places of the province of Chubut, Argentina. Bol Chil Parasitol., 55: 78-83.
71
ÖZGEÇMİŞ I- Bireysel Bilgiler Adı : Hamza
Soyadı : Avcıoğlu
Doğum yeri ve tarihi : Erzurum, 01.02.1976
Uyruğu : Türkiye Cumhuriyeti
Medeni durumu : Evli
Askerlik durumu : Tecilli (23.09.2008)
İletişim adresi ve telefonu : Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Parazitoloji Anabilim Dalı
Dışkapı/ ANKARA.
GSM: 0 555 499 72 44
II- Eğitimi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi (1999)
Narman Lisesi (1992)
18 Mart İlkokulu (1986)
Yabancı Dili: İngilizce
III- Ünvanları
Veteriner Hekim (1999)
Araştırma Görevlisi (2001)
IV- Mesleki Deneyimi
V- Üye Olduğu Bilimsel Kuruluşlar
Türkiye Parazitoloji Derneği
72
VI- Bilimsel İlgi Alanları Yayınları:
* YILDIRIM, M. Z., KUTSAL, O., AVCIOĞLU, H. (2007). Spirocercosis in a dog. Ankara Univ Vet Fak Derg., (Baskıda).
* YILDIRIM, M. Z., AVCIOĞLU, H., YARDIMCI, B., AYDIN, Y. (2006) Anadolu yaban koyunlarında karşılaşılan paraziter enfestasyonlar. III. Ulusal Patoloji Kongresi, 6-9 Eylül 2006 Elazığ. (Poster).
VII- Bilimsel Etkinlikleri * 12. Ulusal Parazitoloji Kongresi, Konya (8–12 Eylül 2003), katılım * 2. Ulusal Hidatidoloji Kongresi, Bursa (15–18 Eylül 2004), katılım * Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı’ nda yürütülen projeler, rutin laboratuar tetkikleri ve teorik, pratik derslere katılım Projeleri:
* Hydatidosisin serodiagnozunda kist sıvısı antijenlerinin SDS-Page ve Western blotting yöntemleri ile karşılaştırmalı analizi. Ankara Üniv. Araştırma Fonu, Ankara. (30.09.2003/08–10–059)
*Koyun karaciğer kist hidatik sıvısından hidatidosise spesifik
proteinlerin pürifikasyonu ve ELISA yöntemine aplikasyonu. Ankara Üniv. Araştırma Fonu, Ankara. (30.06.2005/28.02.2007)
top related