kentlerde spor amali rekreasyonel tesislerin potansiyel deerlendirmesi keiren belediyesi rnei...
Post on 12-Jan-2016
32 Views
Preview:
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANA BİLİM DALI
KENTLERDE SPOR AMAÇLI REKREASYONEL TESİSLERİN POTANSİYEL DEĞERLENDİRMESİ: KEÇİÖREN BELEDİYESİ
ÖRNEĞİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Beyza Merve KARAKÜÇÜK
Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. İ. Fatih YENEL
ANKARA Ağustos 2008
i
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından Yüksek Lisans Tezi
olarak kabul edilmiştir.
Tez Savunma Tarihi: ../../2008
İmza Ünvanı ve Adı Soyadı
Gazi Üniversitesi Jüri Başkanı
İmza İmza Ünvanı ve Adı Soyadı Ünvanı ve Adı Soyadı Gazi Üniversitesi Gazi Üniversitesi
ii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay.................................................. Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
İÇİNDEKİLER ................................................................................................. ii
TABLOLAR ..................................................................................................... iv
ÖNSÖZ ............................................................................................................. vi
1. GİRİŞ ..............................................................................................................1
2. GENEL BİLGİLER .......................................................................................3
2.1. Kent Tanımları ve Kentsel Olgu ................................................................3
2.2. Kentleşme..................................................................................................7
2.2.1. Kentleşme Nedenleri...........................................................................8
2.2.1.1.Ekonomik Nedenler ......................................................................8
2.2.1.2. Teknolojik Nedenler.....................................................................9
2.2.1.3. Siyasal Nedenler ........................................................................10
2.2.1.4. Sosyo-Psikolojik Nedenler .........................................................10
2.2.2. Kentleşmenin Sonuçları ....................................................................11
2.2.2.1. Avantajlar ..................................................................................11
2.2.2.2. Dezavantajlar .............................................................................12
2.3. Kentlileşme ............................................................................................14
2.3.1 Kentlileşme Süreci ve Kentlilik Bilinci ..............................................15
2.4. Kentli Hakları ..........................................................................................16
2.5. Kent Yönetimi .........................................................................................19
2.6. Keçiören İlçesi Tanıtımı .........................................................................23
2.6.1. Demografik Yapı ..............................................................................24
2.6.2. Keçiören Belediyesi Rekreasyonel Tesis Potansiyeli .........................24
2.7. Rekreasyon Tanımı.................................................................................25
2.7.1. Rekreasyonun Sınıflandırılması ........................................................27
2.7.1.1. Sektörel Olarak Rekreasyonun Sınıflandırılması.........................27
2.7.1.2. Amaçlarına Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması ......................27
2.7.1.3. Etkinlik Şekline ve Alanına Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması
...............................................................................................................28
iii
2.7.1.4. Çeşitli Kriterlere Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması ..............28
3. GEREÇ VE YÖNTEM.................................................................................29
3.1. Evren ve Örneklem..................................................................................29
3.2. Veri Toplama Aracı .................................................................................29
3.3. Verilerin Toplanması ...............................................................................29
3.4. Verilerin Analizi......................................................................................30
4. BULGULAR.................................................................................................31
5. TARTIŞMA..................................................................................................52
6. SONUÇ .........................................................................................................61
7. ÖZET ............................................................................................................64
8. SUMMARY ..................................................................................................66
9. KAYNAKLAR..............................................................................................67
10. EKLER .......................................................................................................72
11. ÖZGEÇMİŞ................................................................................................76
iv
TABLOLAR
Tablo 1. Katılımcılara Ait Kişisel Bilgilerin Dağılımı.........................................31
Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Boş Zaman Süresinin
Yeterliğine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ........................................32
Tablo 3. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Boş Zamanı Değerlendirmekte
Güçlük Çekme Durumlarına İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ...........32
Tablo 4. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezler
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ..........33
Tablo 5. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlere
Ulaşım Mesafelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ........................34
Tablo 6. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerde
Kalma Sürelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları...............................34
Tablo 7. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlere
Kimlerle Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları .........................35
Tablo 8. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerdeki
Etkinliklere Katılımlarına Etki Eden Faktörlere İlişkin Ortalama
ve Standart Sapma Değerleri ...........................................................35
Tablo 9. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Tesisleri Kullanımlarında Rol
Oynayan Faktörlerin Etkisine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ............36
Tablo 10. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerde
Katıldıkları Etkinliklerin Dağılımı ......................................................37
Tablo 11. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerden
Haberdar Olma/Kullanım Düzeyleri Dağılımı.....................................38
Tablo 12. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerden
Haberdar Olma/Kullanım Düzeyleri Dağılımı (Devam)......................39
Tablo 13. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Boş Zaman Süresinin
Yeterliğine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları......................................40
Tablo 14. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyon Merkezleri
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları.........41
v
Tablo 15. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyonel
Merkezlerde Kalma Sürelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları........42
Tablo 16. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyonel
Merkezlerdeki Etkinliklere Katılımlarına Etki Eden Faktörlere
İlişkin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ....................................43
Tablo 17. Katılımcıların Mesleklerine Göre Refah Düzeylerini
Değerlendirmelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları .......................44
Tablo 18. Katılımcıların Mesleklerine Göre Boş Zaman Sürelerinin
Yeterliğine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları......................................44
Tablo 19. Katılımcıların Mesleklerine Göre Boş Zamanı Değerlendirmekte
Güçlük Çekme Durumlarına İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ...........45
Tablo 20. Katılımcıların Mesleklerine Göre Rekreasyonel Merkezlere
Kimlerle Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları.......................46
Tablo 21. Katılımcıların Mesleklerine Göre Rekreasyonel Merkezleri
Haftanın Hangi Bölümünde Kullandıklarına İlişkin – Ki-Kare
Testi Sonuçları ...................................................................................47
Tablo 22. Katılımcıların Mesleklerine Göre Tesisleri Kullanımlarında Rol
Oynayan Faktörlerin Genel Etkisine İlişkin – Ki-Kare Testi
Sonuçları ............................................................................................48
Tablo 23. Katılımcıların Yaşlarına Göre Boş Zaman Süresinin Yeterliğine
İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları ........................................................49
Tablo 24. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezler
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi
Sonuçları ............................................................................................49
Tablo 25. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezleri
Günün Hangi Bölümünde Kullandıklarına İlişkin – Ki-Kare
Testi Sonuçları ...................................................................................50
Tablo 26. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezlere
Kimlerle Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları.......................51
vi
ÖNSÖZ
Sanayileşme ve buna bağlı kentsel yaşamın yoğunlaştığı toplumlarda
çalışma yaşamının planlanması kadar, rekreasyonel yaşamın planlanması da önem
taşır. Rekreasyon etkinlik gruplarının en önemlilerinden olan spor ise bu
planlamalar içerisinde ayrı bir yer tutar.
Sporun bir rekreasyonel etkinlik olarak topluma yaygınlaşması için çaba
gösteren kurumların en önemlilerinden olan yerel yönetimler bu konuda
rekreasyonel amaçlı tesisler kurmak ve bunları işletmek bakımından yasaların da
öngördüğü görevleri yapmak durumundadır.
Çalışmamız bu yönde faaliyetler sürdüren Keçiören Belediyesinde önemli
sayılabilecek bir rekreasyon merkezinde gerçekleşmiştir.
Çalışmamıza çok önemli katkıları olan değerli danışman Hocam Yrd. Doç.
Dr. İ. Fatih Yenel’e, her aşamada büyük emeği ve yönlendirmesi olan Yrd. Doç.
Dr. Bülent Gürbüz Hocam’a, Uzman H. Sarol’a, Araştıma Görevlileri M. Demirel
ve Selman Özdemir’e ve anketlerin yapılmasında yardımlarını esirgemeyen
GÜDAK gönüllülelerine sonsuz teşekkür ederim.
Ayrıca, sevgili babacığım Prof. Dr. Suat Karaküçük’e şükranlarımı
sunuyorum.
Beyza Merve Karaküçük
Ankara 2008
1
1. GİRİŞ
Kentler, insanın toplumsal varlık olmasının sonucu olarak doğmuş
mekanlardır. Kent için yapılan tanımlamalar kentin; bir yerleşim türü, yerel
yönetime sahip yasal bir birim, çevresine bakarak bir merkez oluşturan, toplama-
dağıtma merkezi olan, tarım dışı faaliyetlerin yoğunlaştığı, örgütlenme ve
uzmanlaşma ile belirlenen kendine özgü bir kentli yaşama sahip olan ve tercih
edilen bir yerleşme türü olması çerçevesinde çeşitlilik arz eder.
Kentin çeşitli işlevlere sahip olması ve barındırdığı nüfusun
gereksinimlerini karşılaması kent içinde birbirinden farklı alanların oluşmasına
neden olmaktadır. Kentsel yaşam olarak tanımlanan bu özellik, kent içinde farklı
kullanışların meydana gelmesine yol açmaktadır.1
Kentsel çevre kentlinin içinde yaşadığı çevre olarak, onun kendi
dünyasının oluşumunda birinci rol oynar. Bu kentsel çevrede, kent yaşamının
olumsuz etkilerinden kurtulmak ya da bir ölçüde azaltmak isteyen kentlilerin
rekreasyon alanlarına yöneldikleri görülmektedir.
Rekreasyon alanları kent içinde temel alan kullanımlarından biri olmakla
birlikte, diğer alan kullanımlarını bütünleştirici ya da birbirinden ayırıcı özelliği
ile kentin fiziksel dokusunu dengeleyen ve kentler için önemli işlevleri olan
alanlardır. Ancak, kentteki nüfus yoğunluğunun her geçen gün hızla artması kent
içindeki rekreatif amaçlı planlanan parkların, spor ve oyun alanlarının ve diğer
benzeri tesislerin yetersiz kalmasına neden olur2. Bu durumun farkında olan yerel
yöneticiler ise kent içindeki doğal alanlar yaratarak veya bu yönde rekreasyonel
tesisler yaparak kentli insanı kent ortamında tutmaya ve kenti ile barışık ve
farkında olarak yaşamaya yönlendirmeye çalışmaktadırlar.
2
Buradan hareketle bu çalışmanın amacı; Keçiören Belediyesin sınırları
içinde yer alan rekreasyonel spor tesislerin potansiyel değerlendirmesi ve
katılımcıların etkinliklere yaklaşımlarının analizini yapmaktır.
3
2. GENEL BİLGİLER
2.1. Kent Tanımları ve Kentsel Olgu
Tarihi sürece bakıldığında kentlerin oluşumu konusunun, kentleri
oluşturan topluluklar kadar çeşitlilik arz ettiği görülmektedir. Bu konuyu
açıklamaya çalışan askeri, dini ve ekonomik kuramlara dayalı pek çok teori
mevcuttur. Ancak kent biçimlerinin ortaya çıkmasına yol açan sosyal, ekonomik
ve siyasi ilişkiler yumağı içinde bir tek neden ifade etmek kuşku götürmektedir3.
Sosyolojik açıdan kent, insanların birbirleriyle buluştukları, malların değiş
tokuş edildiği ve fikirlerin yayıldığı, bir ilişkiler ve kararlar merkezi olarak görme
olarak tanımlanırken4, Keleş kenti, sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve
toplumun yerleşme, barınma, gidiş-geliş, çalışma, dinlenme ve eğlenme
gereksinimlerinin karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşılarda bulunduğu,
köylere bakarak, nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk
birimlerinden oluşan yerleşme biçimi olarak tanımlamaktadır5.
Hout’a göre, gerçekte kent, karmaşık bir toplum yapısının, bireysel
düzeyde çözülemeyecek sorunların üstesinden gelmesine olanak sağladığı ve
kendine özgü özellikleri bulunan bir yerleşim sistemidir. Bu nedenle kenti daha
çok sakinlerinin ekonomik ve sosyal faaliyetlerinin çeşitliliği karakterize
etmektedir4.
Tatlıdil, kent kavramına mekansal açıdan yaklaşarak kenti ‘biribirine
benzemeyen yaşam biçimlerine sahip insanların aynı yerleşim alanında diğer
yaşam biçimlerini kabullenerek yaşayabildiği merkanlar’ olarak tanımlamaktadır6.
Çizgen, kent kavramına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Kent;
mekan, zaman ve hareket kavramlarının sınırlarını belirlediği sokakları, parkları
ve insanların bir arada bulundukları mekanları içinde barındıran alanlardır7.
4
Weber ise, kentin daha çok sosyal yapı içerisindeki olumsuzluklarını ön
plana çıkararak konuya yaklaşır. ‘ Kent, mesafenin ortadan kalkmasının ve
çıkarların korunmasının görünen sembolüdür. Burada tüm kurumlar değişim
geçirme eğilimdedir. Doğal yerel örgütlenme birimi olan mahalle zayıflar, pek
çok durumdaysa nerdeyse yok olur. Ev hayatının adından fazla bir anlamı yoktur8.
Yukarıda bahsedilen bu tanımlardan anlaşıldığı gibi kent kavramının
tanımlanması konusunda fikir birliği sağlanamamıştır. Bu yüzden, farklı ölçütler
kullanılarak kent kavramının tanımı yapılmaya çalışılmaktadır. Kentin
tanımlanmasında kullanılan bu ölçütler (a) yönetsel, (b) nüfus, (c) ekonomik ve
(d) toplumbilimsel olarak 4 grupta görülmektedir9
Kenti kırsal yerleşim birimlerinden ayırmakta kullanılan ölçüt ‘Yönetsel
Ölçüt’tür. Bu yaklaşım biçimine göre belirli bir yönetsel örgüt biriminin sınırları
içinde kalan alanlar için kent ifadesi kullanılmaktadır. Bu durumda çoğunlukla
belediye sınırları içinde kalan nüfus için kentli nüfus ifadesi kullanılmaktadır.
Kent ve köy ayrımında kullanılan bu ölçüt tipi ülkemizde kullanılan ölçüt
tiplerinden biridir9. Bu ölçüte göre dünyadan bazı ülkelerin tanımlarına
değinmekte yarar vardır. ‘A.B.D.’de kent tanımında, ‘belirli bir anlam taşıyan bir
belediye örgütü, bir yerel yönetimin bulunduğu ve belediye ile merkezileşmiş yer’
ifadesi kullanılır. Yine A.B.D.’de genel kullanış içinde, ‘yasal olarak aktüel
büyüklük ve önemine de bakılmaksızın, bir kente yönelik merkez için’ kent
deyimi kullanılabilir. Avustralya ve Kanada’da kent, merkezi ve eyalet
yönetiminin altında, belediye yönetimim ve daha büyük birimleri için kullanılan
bir deyimdir. Fransızlar’ın ‘Ville’ kent değerlendirmesi, yerleşik nüfusunun
çoğunluğunun ticaret, sanayi veya yönetimle meşgul olduğu bir toplanma yeri
biçimindedir10.
Kent kavramının tanımlanmasına yönelik en sık kullanılan ölçüt ‘nüfus’
tur. Bu tanımlama şekline göre kent belirli nüfus büyüklüğüne ulaşmış yerleşim
5
birimleridir. Kenti diğer yerleşim biçimlerinden örneğin köylerden ayırmakta
kullanılan nüfus sınırı içinde farklı uygulamalar veya öneriler mevcuttur11.
Örneğin, Türkiye için belirtilen bu sayı 20.000 veya daha yukarı nüfusa sahip
olmaktır9.
Kenti kırsal yerleşmelerden ayırmada kullanılan ölçütlerden biri de
‘ekonomik ya da işlevsel Ölçüt’ tür. Bu yaklaşıma göre kentin tanımlanmasında
sadece sayısal büyüklüğün kullanılmasının eksik kalacağı bu nedenle de nüfusun
niteliğinin de dikkate alınması gerektiği vurgulanır. Bu durumu Boran şu şekilde
açıklamaktadır; köyler geçimini tarımsal üretime dayandıran topluluklar olmasına
karşın kentler geçimini yada ekonomik temelini daha çok ticaret ve endüstri gibi
tarım dışındaki üretim ve ekonomik uğraşlara dayandıran yerleşim alanlarıdır11.
Kent ve köy yada kırsal alan ayrışmasında kullanılan son ölçüt ise
‘toplumbilimsel ölçüt’tür. Örneğin toplumbilimci Wirth’e göre kent toplumsal
bakımdan benzerlik göstermeyen insanların bir araya gelerek oluşturduğu ve
nüfus bakımından yoğun ve mekansal yerleşim bakımından süreklilik özelliği
olan yerleşim alanlarıdır9.
Bu ölçütlerde bahsedilen tanımlamalar çerçevesinde kent, coğrafi olduğu
kadar siyasal merkez, bir nüfus yerleşmesi yeri ve iş merkezidir. Varlığı bir dini
kurul ile doğrudan doğruya ilişkili değildir, fakat süreli veya dönüşümlü fuarlara
sahip bir Pazar yeridir, ticari merkezdir. Kent içerisinde yürütülen ticari
faaliyetlerin yoğunluğu kent nüfusuyla doğru orantılı olarak artar. Buna bağlı
olarak bir kent ne kadar kalabalıksa, meslekler o oranda çeşitlenmiş, yani
uzmanlaşma o kadar artmıştır. Mesleklerin ve zanaatlerin çeşitlenmesi kentlerin
büyüklüğüne bağlıdır12.
6
Buradan hareketle, bir yerleşim biriminin kent niteliğini taşıması için, bu
özellikleri taşıması gerektiği söylenebilir13:
• Belli bir nüfus büyüklüğüne ve nüfus yoğunluğuna erişmiş olması,
• Tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyi olan sanayi üretimine
geçmiş olması ve bununla birlikte hizmet sektörünün gelişmiş olması,
• Yerleşim yerinin fiziksel altyapısının belli bir düzeye ulaşmış olması,
• Geleneksel aile yapısının çözülerek yerini çekirdek aile yapısına bırakmış
olması,
• Nüfusun büyük oranda örgütlenmiş karmaşık iş bölümüne ve yüksek
uzmanlaşma düzeyine erişmiş olması,
• Yerel değerlerin yerini ulusal değerlerin veya evrensel değerlerin almış
olması,
• Geleneksel ilişkilerin (cemaat toplum tipinin) çözülüp bireysel ilişkilerin
ya da bireysel çıkarların ön plana çıkmış olması,
• Eğitim düzeyinin kırsal kesimdeki eğitim düzeyinden yüksek olması ve
çocuk bakım ve eğitiminde aile dışı kurumların gelişmiş olması,
• Sosyal normların yerini, resmi denetleme kurumlarının almış olması,
• Statülerin aileden gelmeyip, bireylerin kendi çabaları ile kazanılmış
olmaları.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi, kentin bir yerleşim türü, yerel
yönetime sahip yasal bir birim, çevresine bakarak bir merkez oluşturan, toplama-
dağıtma merkezi olan, tarım dışı(sanayi-hizmet) faaliyetlerin yoğunlaştığı ve hem
tarıma ait hem de tarım dışı faaliyetlerin kontrol yeri ve bu bağlamda da
örgütlenme ve uzmanlaşma ile belirlenen kendine özgü bir kentli yaşama sahip
olan ve tercih edilen bir yerleşim türü olması çerçevesinde çeşitlilik arz eder.
7
2.2. Kentleşme
Kent ile ilgili diğer bir kavram olan kentleşme, dar anlamda, kent sayısı ve
kentlerde yaşayan nüfusun artmasıdır. Kentsel nüfus, doğal artış yanında göçlerle
de artmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin kentlerinde, kentleşme daha çok
köylerden kentlere olan nüfus akımı ile gerçekleşir. Kentleşme en dar anlamıyla
demografik nitelik taşır9. Kentleşme yalnızca bir nüfus olgusu değildir. Kentleşme;
kent ortamında yaşayan bireylerin sayısal anlamda çoğalmasının yanında bir
takım ekonomik, sosyal ve politik değişimlerle de ilgili olan bir süreci yansıtır14.
Sanayileşme ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve
bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında, artan oranda
örgütlenme, işbölümüm ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilkelerinde
kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim sürecidir.
Üretim biçimindeki değişimin kentleşme tanımında özel bir yeri vardır.
Kentleşmenin tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyine geçişi olarak da
tanımlanabilir. Kentleşme hareketi, zaman içindeki bir değişmeyi anlatır9.
kentleşmeyi tarım ve sanayideki değişmelerin ortaya çıkardığı bir sonuç ve
toplumsal değişme sürecinin etkileyen önemli bir öğe olarak tanımlamaktadır15.
Sanayileşme kentleşme sürecinin önemli bir olgusudur. Kent olgusu
sanayileşme ile başlayan bir süreç olmuştur. Sanayileşme çalışma yaşamının
yoğunlaştığı, teknoloji, makineleşme ve otomasyonun yaygınlaştığı bir ortamı
yaratmaktadır. Her ne kadar kentleşme sanayileşme ile başlayan bir süreç olarak
kabul edilse de bu durumu salt olarak tek bir gösterge ile ilişkilendirmek çok da
doğru olmayacaktır çünkü kentleşmenin yapısal ve zamansal boyutlarının da
bulunduğu kabul edilmektedir16 . Kentleşme; teknolojik, ekonomik ve toplumsal
yapıda meydana gelen değişmelerin sonucunda ortaya çıkan ve toplumu oluşturan
bireylerin tutum ve davranışlarında değişmelere yol açan bir süreçtir17.
8
Böylece kentleşme; mekanda bir yerleşme, bir nüfus toplanması ve nüfus
yoğunluğu, yerel örgütlenme, sosyal tabakalaşma, kurumlaşma, üretimde
farklılaşma, uzmanlaşma, yeni bir yerleşme biçimlenmesi ve sosyo-kültürel
değişime yol açan bir nüfus toplanması süreci olarak da tanımlanabilir10.
2.2.1. Kentleşme Nedenleri
Kentleşme eğilimi özellikle 20. yüzyılla birlikte bir ivme kazandığı bilinen
bir gerçektir. Kentleşmeyi etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Kentlerin
oluşumunda, birbirlerini, doğrudan ya da dolaylı olarak, farklı oranlarda
etkileyerek bir bütün halinde etkili olan bu faktörleri ‘ekonomik, teknolojik,
siyasal ve sosyo-psikolojik olarak dört başlık altında inceleyebiliriz9.
2.2.1.1.Ekonomik Nedenler
Ekonomik nedenlerden bir kısmı, kırda ya da köyde yaşayan insanları
buralardan iten, tarım kesiminin içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan
nedenlerdir. Bunlara itici nedenler, ya da olumsuz göç nedenleri adı verilebilir9.
Tarımda çağdaş üretim araçlarının kullanılması, makinanın tarıma girmesi,
tarımda üretim sürecinin her aşamasında ilkel yöntemlerin terk edilmesi; buna
karşılık, üretimi etkileyen yeni girdilerin artan oranda kullanılması, tarımda
çalışmasına gereksinme duyulan insan gücü miktarını azaltmaktadır. ‘Öte yandan,
özellikle az gelişmiş ülkelerde, tarımın verimliliği ve kişi başına düşen tarımsal
gelir, köylüyü köyünde tutmaya yetmeyecek kadar düşüktür12.
Kentleşmenin ekonomik üstünlükleri beş noktada toplanmaktadır.
Bunların başında, uzmanlaşma gelmektedir. Uzmanlaşma, hem üretimin mal
oluşunda bir azalmaya, hem de gelirlerde bir artışa yol açmaktadır. Uzmanlaşma,
büyük çapta üretimi kolaylaştırarak, üretim sürecinin bölünmesini olanaklı
kılmakta, böylece çok sayıda uzmana gereksinim duyulmaktadır. Kentleşmenin,
9
bu sürecin hızlanmasına yardım eden ikinci ekonomik üstünlüğüne, kentlerin
sunduğu imkanlar denilebilir. Üretim yapan firmaların yaptıkları üretimi talebe
göre dağıtabilmeleri ya da seri üretimde mal için gerekli hammaddenin kent
içerisinden başka firmalardan kolaylıkla bulunabilmesi ve ürünlerini kolaylıkla
pazara sürmesi verimlilik açısından önemli bir etkendir.
Üçüncü olarak, ucuz ve kullanışlı bir ulaşım sistemi, işyeri yapmak için
elverişli arsa ve arazi, çeşitli yardımcı hizmetler, araştırma ve eğitim kolaylıkları,
yedek hammadde stokları yapma olanağı gibi üstünlükler, kentlerin yaşayanlarına
sağladığı avantaj ve birikimlerden birkaçıdır. Kentleşme biriktirimleri, kent
büyüdükçe, bir noktaya kadar artar. Kentleşmenin dördüncü avantajı ise, üretimde
kullanılacak iş gücü ve girişim gücünde olduğu gibi, ekonomik üretimi sağlayan
temel etmenlerin kentlerde ucuz ve kolay bulunması olanağıdır. Kentler, çok
sayıda yetenekli ve nitelikli insan gücünün kolay bulunduğu yerleşmelerdir. Bu
yargı, kadın insan gücü bakımından da doğrudur. Kentlerde kişi başına gelir, tarım
kesimindeki gelire oranla yüksektir. Bunun yanında sendika gibi kente ait sosyal
kurumlar, kentteki işçi ücretlerinin, kırsal alanlara oranla yükselmesine neden olur.
Bankacılık hizmetleri ve girişim gücü yönünden de kentler üstünlük sunan
yerlerdir. Son olarak, kentte yaşayan insanlar, daha geniş gelişme olanaklarının
yanı sıra, köylerde bulmaları güç olan türlü mal ve hizmetlerden yararlanabilirler.
Kentlerin sunduğu bu ekonomik avantajlar, kırdan kente daha çok insanın
göç etmesine neden olmaktadır.
2.2.1.2. Teknolojik Nedenler
Daha önce de vurgulandığı gibi kentleşmenin en önemli etkeni sanayi
devrimi olmuştur. Sanayi devrimi ile başlayan teknolojik gelişmeler sonucu
üretimin görülmedik oranda artması ve maliyetlerin düşmesi ile birbiri ardına
sanayi tesisleri kurulmaya başlamıştır. Bu tesisler, malların satış noktalarına
ulaştırılması kolaylığı ve sanayi için gerekli altyapının kentlerde bulunması
10
nedeniyle kentlerde kurulmaya başlamıştır . Kentlerde kurulan sanayi tesisleri,
beraberinde büyük ölçekte işgücü talebini doğurmuş ve bu talep de kentte
karşılanamadığı için kırsaldan kente göçler, nüfus akımı başlamıştır.
Ayrıca teknolojik gelişmeler, ulaşım ve iletişim alanında büyük yenilikler
getirmiştir. Ulaşım alanındaki değişmeler, insanların kolay yer değiştirmelerini
sağlamakla birlikte; kırsal kesimin ekonomik açıdan pazara açılmasını da
kolaylaştırmıştır. Bu da kentle etkileşimin artmasına yol açmıştır. Ulaşım ve
haberleşme alanında sağlanan ilerlemeler kentleşmeyi etkileyen önemli
öğelerdir13.
2.2.1.3. Siyasal Nedenler
Kentleşmenin önemli nedenlerinden birisi de siyasi alanda yaşanan
gelişmelerdir. Ülkelerin anayasalarında yer alan kanunlar ve siyasi sistemler
kentleşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir. Dünya üzerindeki pek çok ülke
kentleşme politikaları doğrultusunda çeşitli dönemlerde kanunlar çıkarmışlar veya
bu yönde yapılması gereken düzenlemeleri yapmışlardır. Bu oluşturulan
kanunların en önemli özelliklerinden bir tanesi de bunu gerçekleştirilen ülkelere
kendi kent planlama sistemlerini de oluşturma fırsatı sağlamıştır.18
2.2.1.4. Sosyo-Psikolojik Nedenler
Köy ve kent yaşam biçimleri birbirlerinden temel bazı noktalar anlamında
farklılıklar gösterir ve kent yaşamında bulunan bir çok toplumsal ve kültürel
olanaklar kırsal insanı için çekicilik özelliği taşır. Örneğin, Türkiye’de
‘İstanbul’un taşı toprağı altın’ sözü pek çok insan için çekici olmuş ve kırsal
alanda bu kente olan göç oranını zirveye taşımıştır. Tüm bunlara ek olarak,
kentlerdeki eğitim imkanlarının daha cazip olması da kentleşmenin oluşmasında
oldukça etken bir rol oynamıştır9.
11
Sosyo-psikolojik nedenler, kentleşme hareketini oluşturan diğer nedenlerin
arasına karışarak onları hızlandırıcı ya da ağırlaştırıcı bir etkide bulunur.
Günümüzde medya, sosyo-psikolojik nedenleri oluşturan en önemli faktördür.
Televizyonun yaygın kullanımı ve kolay ulaşılabilirliği, ayrıca kente daha önce
göç etmiş olanların kırsal kesimle ilişkilerinin belli bir ölçüde devam etmesi,
kentlerin yaşam biçiminin kırsal alanda iyi bilinmesine yol açmaktadır.
Televizyonun yaygınlaşması ve kırsal alanda da hemen hemen her eve girmiş
olması, insanların başka yaşam biçimlerinden haberdar olmalarını sağlamıştır. Bu
durum da kentleşmenin sosyo-psikolojik nedenlerini hazırlayan ve göçe kaynaklık
eden bir faktör olmuştur13.
2.2.2. Kentleşmenin Sonuçları
Dünyada ve ülkemizde uzun dönemdir kentleşme, yani kırdan kente göç,
kentlerin mekansal ve nüfus olarak artma süreci yaşanmaktadır. Bu süreç ülkemiz
açısından daha hızlı bir gelişimi göstermektedir.
Hızlı kentleşme beraberinde avantajlar ve dezavantajlar getirmektedir. Bunları
kısaca şöyle değerlendirebiliriz19:
2.2.2.1. Avantajlar
Daha Fazla Yaşam Alanı Sağlaması: Kentleşme yatay değil, dikey
gelişmeyi ifade eder. Kentleşme sonunda kentlerde yapılan yüksek katlı binalar
bunun tipik örneğidir. Bu sayede canlılara daha fazla yaşam alanı sağlanmış
olmaktadır.
Enerji Etkinliğinin Yükselmesi: Kentsel gelişme çeşitli açılardan enerjide
etkinliğin artmasına neden olabilir. Örneğin müstakil bir evin ısınmasında
harcanılan enerji bir apartmanı ısıtmak için harcanılan enerjiden çok daha fazladır.
Burada önemli olan diğer bir nokta apartman dairelerinin optimal bir büyüklüğe
sahip olmasıdır. Günümüzde yapılan apartman içindeki dubleks daireler bu
12
tasarrufu sağlamayabilir. Başka bir örnek toplu taşımacılıktır. Toplu taşıma
sonucu tüketilen benzin miktarında bir tasarruf sağlanabilir.
Daha İyi Sosyal Olanaklar: Eğitim seviyesinin yükselmesi kentleşmenin
önde gelen faydaları arasındadır. Kentsel alanlarda doğum oranları, kırsal
alanlardan daha düşüktür. Bu ise nüfus artışının neden olduğu çevresel
bozulmaları azaltan bir etmendir. Bireylere kentlerde sunulan aile planlaması
eğitimleri, kırsal alanlardan daha fazladır. Kentleşme bireylere iş bulmada da daha
iyi olanaklar sağlayabilir. Kentleşme yukarıda anılanlar yanında bireylere daha iyi
sağlık hizmeti ve daha iyi bir sosyal yaşam da sağlayabilir20.
Daha iyi Rekreasyonel Olanaklar: Spor, sanat, eğlence, park, bahçe ve
diğer rekreasyonel olanakların kent yaşamında daha fazla olması ve bu
alternatiflere rahatça ulaşabilme olanağının bulunmasıdır.
2.2.2.2. Dezavantajlar
Çevresel Olumsuzluklar: Kentleşme sonucu oluşan hava ve su kirlilikleri
en önemli çevresel problemlerdir.
Çarpık Yapılaşma: Kentlerin hızlı büyümesi, kentte yapılara olan talebin
artması ve buna paralel olarak da rantın yükselmesi imara aykırı, kaçak
yapılaşmaları beraberinde getirmektedir. Özellikle kent yönetimlerinin yetersiz
kalması durumunda bu gelişme kent yaşamını ciddi tehdit eder boyutlara
çıkmaktadır.
Sosyalizasyon Sorunu: Toplumsallaşma bir diğer kullanılan adı ile
sosyalizasyon ; toplumun mevcut değer ve normlarının bireylere öğretilmesi
süreci olarak tanımlana bilir. Bir başka anlatımıyla sosyalizasyon (toplumsallaşma)
bir öğrenme sürecidir. Bu süreç içerisinde birey ferdi olduğu toplum içerisinde
nasıl davranacağını öğrenir. Bu süreç içerisinde aynı zamanda bireyin sahip
olduğu yada toplum tarafından verilen rollerin ve sahip olunan statülerin
13
gerektirdiği davranış biçimlerini, toplumun kendilerinden beklentilerini öğrenir.
Toplumsallaşma sürecinde birey kendi toplumunun bir üyesi olmayı; toplumu
tarafından kabul gören davranış örüntülerini, insanın davranışlarına yön veren,
bunları belirleyip şekillendiren temel toplumsal ve kültürel değerleri, normları
öğrenir. Öğrenmekle de kalmayıp bunları içselleştirip kendisine mal eder ve bu
değer ve normlar doğrultusunda davranmaya başlar. Daha öz bir anlatımla, bu
süreç sayesinde birey toplumu ile bütünleşir, toplumunun bir parçası haline gelir.
Toplumsallaşma denilen bu süreç bireylerin varlığı kadar toplumların da varlığı
açısından oldukça önemlidir. Toplumun sağlıklı bir şekilde büyümesi ve hayatını
devam ettirebilmesi toplumsallaşma sisteminin sağlıklı bir şekilde sürmesi ile
mümkündür.Bir başka şekli ile toplumsallaşma yeni nesle toplumun sahip olduğu
kültürel mirasın aktarılması da denilebilir. Bu açıdan bakılacak olursa ulusal ve
evrensel kültür mirası toplumsallaşma süreci sayesinde yeni nesillere
aktarılmaktadır21 .
Hızlı kentleşme, kır nüfusunun kentlere toplum hayatı açısından kısa
sayılabilecek bir süre içinde akması kentlerde yaşayanlar arasında kültür, değer ve
norm uyumsuzluğuna yol açmaktadır. Kırdan kente göç eden aileler kent
çevresinde oluşturdukları ‘gecekondu’ olarak nitelendirilen alt yapısı eksik, fiziki
şartları olumsuz olan yerleşim bölgelerinde yaşamlarını zor şartlar altında
sürdürmeye çalışırlar. Köy ve kentteki insan ilişkileri, değer yargıları farklıdır. Bu
iki yerleşim biriminin gerektirdiği beceri, bilgi ve deneyimler birbirine uymaz.
Kırdan kente yaşanan göçlerin oluşturduğu kültür çatışmaları, gecekondulaşma,
yöresel gelenek ve görenekler, ekonomik bunalımlar beraberinde aile kurumu
başta olmak üzere gerek bireylerde ve gerekse toplumsal kurumlarda problemlere
yol açar.
14
2.3. Kentlileşme
Kentlerin içerisinde ve kentlere doğru akarak artan nüfus kentleşme
sürecinin oluşturur. Kentlerde oluşan bu nüfus kent içerisinde kendi kültürünü
sergiler, zamanla bu insanlar kültürel ve ekonomik açıdan farklılaşarak bir sosyal
değişme geçirirler. Bu olay sosyolojide kentlileşme kavramı ile ifade edilir.
Kentlileşme çoğu kez kentleşmeyle karıştırılmakla birlikte ondan ayrı olan ve
kentleşme akımı sonucunda toplumsal değişmenin insanların davranışlarında ve
ilişkilerinde, değer yargılarında, tinsel ve özdeksel yaşam biçimlerinde
değişiklikler yaratması sürecidir5.
Kentlileşmenin iki yönü vardır. (a) ekonomik bakımdan kentlileşme, (b)
sosyal bakımdan kentlileşme. Ekonomik bakımdan kentlileşme kısaca bireyin
geçimini tamamen kentte veya kente özgü işlerle sağlıyor olması durumu ile
bağlantılıdır. Ekonomik bakımdan kentlileşme biçimi bireyin kır ve kent
kaynaklarını kullanış biçimi, kırda ve kentte mal edinme veya edinmeme durumu
ile kentten kıra ve kırdan kente kaynak aktarma açılarından oldukça yakından
ilişkilidir. Sosyal bakımdan kentlileşme ise daha çok kırsal alandan kentsel alana
göç eden insanların farklı kente özgü tutum ve davranışlar sergilemesi v e sosyal
ve tinsel değer yargılarını benimsemesidir22. Örneğin; büyük kentlerdeki bireyler
arasındaki bağlar kırsal alana göre daha zayıftır. Kırsal alanda daha güçlü olan
akrabalık bağları, yakın ilişkiler ve geniş aile yapıları kent ortamında zayıflar
hatta bazen kopma noktasına gelir. Kırsal alanın aksine, kentte üretim biçimi
değiştiği için geniş aile yapıları da varlığını sürdürmekte zorlanır ve zamanla
çekirdek aile yapısına dönüşür. Kentlerde yaşayan insanların kırsala göre daha
fazla ilişki içinde olması zorunluluğuna karşın, insan ilişkileri kentli birey için
ikincil özellik taşır23.
Kentli insan; kentin içinde barındırdığı fırsatların farkında olan ve bu
olanakları kullanan bireylerdir. Kentlileşme ise; heterojenliğin, çeşitliliğin egemen
olduğu kentsel mekanda,kentin sunduğu fırsat ve olanaklardan farklılıklar
15
doğrultusunda yararlanan bir kentli kültürünün oluşumu olarak tanımlanabilir24.
Kentli insan, kentlileşme ölçüsünde kentin sosyal, kültürel ve rekreasyon
olanaklarını değerlendirme eğilimindedir. Bu nedenle kentte yaşayanların kent
kültürünü geliştirmeleri, birçok konuda olduğu gibi, kent içi alan kullanımını da
etkilemektedir9.
Kent kavramını boş zaman olgusunun ortaya çıktığı ve kullanıldığı
mekanlar olarak ele aldığımızda ise kentlileşme; rekreasyon hizmet ve
imkanlarının yaşama geçirildiği durumları oluşturur. Bir başka anlatımla, kent-
kentleşme-kentlileşme spor , turizm, kültür-sanat ve daha birçok etkinliğin
yapıldığı-yaptırıldığı ortamları doğurur. Bu durum istihdamın oluşması, ekonomik,
sosyo-kültürel canlılık, kaynaşma ve hareket anlamını taşımaktadır2.
2.3.1 Kentlileşme Süreci ve Kentlilik Bilinci
Kentlileşme sürecinin gerçekleşebilmesi için gereken aşamalar vardır.
Bunlar, dört alt başlık altında incelenebilir.
İlk aşama kentte kalmaya karar kılınmasıdır. Kentte kalmaya karar kalan
kişiler, kentle kendilerini bütünleştirebilmektedirler. Kentlilerin kentine sahip
çıkabilmeleri için kenti algılamalarının doğru olması gerekmektedir. Kentleri
“yalnızca kendisinden çıkar sağlanacak bir nesne olarak gören çevrelerin” kente
karşı hassas olmaları beklenemez25. Bu anlayıştan korunmanın yolu da, kenti
tanımak, kentle bütünleşmek ve kentli kimliğini kazanmaktan geçer26. İkinci
aşama ise ‘ekonomik’tir. Kişinin kentte yaşamasını anlamlı kılacak bir iş sahibi
olması ve bu işin de kentli tarafından görülmesi gerekmektedir. Kişinin
kentlileşebilmesi için gerekli olan diğer bir aşama eğitim ve kültür düzeyinin
geliştirilmesidir. Bu aşamanın gerçekleşebilmesi bir süreç gerektirmektedir. Son
aşama ise kişinin dinlenme, fiziksel, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılma gibi
boş zaman değerlendirme alışkanlığında bir değişimin ortaya çıkmasıdır.
Geleneksel ve çoğunlukla kırsal bölgelerden ve daha çok ev içi veya çok dar
16
sosyal çevreler içerisinde yapılan boş zaman etkinliklerinden; daha evrensel ve
geniş kitlelerce kabul edilen kentsel yaşamla entegre olmuş müzik, sinema, tiyatro
gibi sanatsal veya sporun bir çok dalıyla uğraşmaya yönelme kentlileşmenin
önemli bir ölçütüdür.
Kentlileşebilmenin olması için kişide kentlilik bilincinin oluşması
gerekmektedir. ‘Kentlilik Bilinci’ bireyin kentte yaşaması ile oluşan tutumları,
değerleri ve davranışlarının tümüdür24. Kent heterojen bir yapıya sahip olduğu
için kentte yaşayan bireylerin kentlilik bilinci düzeyleri de farklı olacaktır. Bu
bilinç ise yukarıda bahsedilen aşamalarla oluşabilmekte ve nesilden nesile
artmaktadır.
2.4. Kentli Hakları
Kentli hakları, son yılların ürünü bir hak kategorisidir. Kentli haklarının
yaşama geçirilmesinin üç farklı yönünden bahsedilmektedir27.
• Kentte yaşayan bir kimsenin hakları kullanırken kendi haklarını gasp
etmesinin ve onları tahrip etmesinin önlenmesi ve bu hakların savunulma
yolu ile yaşama geçirilmesi
• Kentli hakları her kentlinin davranışları ile oluşup geliştiği kabul
edildiğine göre kişilerin geliştirmesine açıklığı ile gerçekleştirilmesidir.
• Hak sahibinin bu hakların gerçekleştirmesini toplumsal düzeni
korumaktan sorumlu devletten istemesi yoluyla gerçekleştirmesidir.
1992 de Avrupa Konseyi’nce kabul edilen Avrupa Kentsel Şartı’nda Avrupa
Kentli Hakları Deklarasyonuyla geliştirilmiştir. Aşağıda belirtilen hakların
gerçekleşmesi fertlerin, dayanışma ve sorumlu hemşeriliğe ilişkin eşit
yükümlülükleri kabul etmesine bağlıdır. Bu haklar 20 başlık altında
değerlendirilmiştir28.
17
• Güvenlik: Mümkün olduğunca suç, şiddet ve yasa dışı olaylardan
arındırılmış emin ve güvenli bir kent;
• Kirletilmemiş, Sağlıklı Bir Çevre: Hava, gürültü, su ve toprak kirliliği
olmayan, doğası ve doğal kaynakları korunan bir çevre;
• İstihdam: Yeterli istihdam olanaklarının yaratılarak, ekonomik
kalkınmadan pay alabilme şansının ve kişisel ekonomik özgürlüklerin
sağlanması;
• Konut: Mahremiyet ve dokunulmazlığının garanti edildiği, sağlıklı, satın
alınabilir, yeterli konut stokunun sağlanması;
• Dolaşım: Toplu taşım, özel arabalar, yayalar ve bisikletliler gibi tüm yol
kullanıcıları arasında, birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşım
özgürlüğünü kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması;
• Sağlık: Beden ve ruh sağlığının korunmasına yardımcı çevrenin ve
koşulların sağlanması;
• Spor ve Dinlence: Yaş, yetenek ve gelir durumu ne olursa olsun, her birey
için, spor ve boş vakitlerini değerlendirebileceği olanakların sağlanması;
• Kültürler Arası Kaynaşma: Geçmişten günümüze, farklı kültürel ve etnik
yapıları barındıran toplulukların barış içinde yaşamalarının sağlanması;
• Kaliteli Bir Mimari ve Fiziksel Çevre: Tarihi yapı mirasının duyarlı bir
biçimde restorasyonu ve nitelikli çağdaş mimarinin uygulanmasıyla,
uyumlu ve güzel fiziksel mekanların yaratılması;
• İşlevlerin Uyumu: Yaşama, çalışma, seyahat işlevleri ve sosyal
aktivitelerin olabildiğince birbiriyle ilintili olmasının sağlanması;
• Katılım: Çoğulcu demokrasilerde; kurum ve kuruluşlar arasındaki
dayanışmanın esas olduğu kent yönetimlerinde; gereksiz bürokrasiden
arındırma, yardımlaşma ve bilgilendirme ilkelerinin sağlanması;
18
• Ekonomik Kalkınma: kararlı ve aydın yapıdaki tüm yerel yönetimlerin,
doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik kalkınmaya katkı konusunda
sorumluluk sahibi olması;
• Sürdürülebilir Kalkınma: Yerel yönetimlerce ekonomik kalkınma ile
çevrenin korunması ilkeleri arasında uzlaşmanın sağlanması;
• Mal ve Hizmetler: Erişilebilir, kapsamlı, kaliteli mal ve hizmet
sunumunun yerel yönetimi, özel sektör ya da her ikisinin ortaklığıyla
sağlanması;
• Doğal Zenginlikler ve Kaynaklar: Yerel doğal kaynak ve değerlerin; yerel
yönetimlerce, akılcı, dikkatli, verimli ve adil bir biçimde, beldede
yaşayanların yararı gözetilerek, korunması ve idaresi;
• Kişisel Bütünlük: Bireyin sosyal, kültürel, ahlaki ve ruhsal gelişimine,
kişisel refahına yönelik kentsel koşulların oluşturulması;
• Belediyelerarası İşbirliği: Kişilerin yaşadıkları beldenin, beldeler arası ya
da uluslararası ilişlerine doğrudan katılma konusunda özgür olmaları ve
özendirilmeleri;
• Finansal Yapı ve Mekanizmalar: Bu deklarasyonda tanımlanan hakların
sağlanması için, gerekli mali kaynakları bulma konusunda yerel
yönetimlerin yetkili kılınması;
• Eşitlik: Yerel yönetimlerin; tüm bu hakları bütün bireylere cinsiyet, yaş,
köken, inanç, sosyal, ekonomik ve politik ayrım gözetmeden, fiziksel veya
zihinsel özürlerine bakılmadan; eşit olarak sunulmasını sağlamakta
yükümlü olması.
Yukarıda da görüldüğü gibi kentli birey için; kentin kendisine sunacağı
rekreasyonel olanaklar bir hak olarak değerlendirilmektedir. 7. madde de
bahsedilen bu hakkın ilkeleri ise şu şekildedir;
19
• Tüm kent sakinlerini eğlence, dinlence ve spor faaliyetlerinde yer alma
hakkı,
• Spor alanlarının sağlıklı ve güvenli olarak tasarlanması,
• Her kent sakininin kişisel potansiyelleri doğrultusunda istediği sporu
yapma hakkı.
Kentlerimizin yaşanabilir mekânlar olması için yukarıda sayılan 20
maddelik kentli haklarının karşılanması gerekmektedir.Kentlilere, diğer insan
haklarına ek olarak tanınan hakların ortak özelliği, bu hakların diğer insan hakları
gibi, insan hakları hukukunun aradığı unsurları taşımasıdır. Bu haklar, kentlilerin
insan onuruna uygun bir yaşam sürdürmesi için zorunludur.
2.5. Kent Yönetimi
Yönetim, belirli bir amaca ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal
kaynakları, onanımı, demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve
zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve
uygulama sürecinin toplamıdır29. Kent yönetimi ise; kentin, kentliler için
yaşanabilir mekânlar kılınması için yürütülen uğraştır. Kent yönetimi, genelde
yerel yönetim tarafından adlandırılmaktadır ve değişik yapılanmalarla
gerçekleşmektedir. Ülkemizdeki kent yönetimleri ise belediyelerdir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediye, “belde sakinlerinin mahallî
müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı
seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu
tüzel kişisi”dir30.
Türkiye’de belediyelerin görev ve yetkileri 5393 sayılı Belediye
Kanunu’nda şu şekilde belirlenmiştir. Belediye Kanununda, belediyelerin görev
ve yetkileri 14. maddede düzenlenmiş olup, ayrıca özel konularda yasanın değişik
maddelerinde belediyelere görev yüklenmektedir. Belediyenin bu görevleri şu
başlıklar altında ele alınmaktadır:
20
a) İmar, Su ve Kanalizasyon, Ulaşım Gibi Kentsel Altyapı: Kanun metninde “imar,
su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı” ifadesi yer almaktadır. Bu
ifadenin kapsamına giren hususlar şunlardır:
İmar planlarını yapmak: Belediyeler nazım imar planları ve uygulama imar
planlarını yapmakla görevli ve yetkilidirler. İmar planı; bir şehirde gelecekte yer
alacak nüfusun çalışma, barınma, taşıma, eğlenme ihtiyaçlarına cevap verecek
tesislerin yapılacağı arazinin kullanış biçimiyle, bölgelerini gösteren objektif, açık,
genel ve uyulması mecburi hukuksal belgedir.
Altyapı hizmetleri: Altyapı hizmetleri ile kastedilen, yol, içme suyu kanalı,
atık su kanalı, yağmur suyu kanalı, asfaltlama, bordur-tretuvar, yaya ve araç alt ve
üst geçitleri, viyadükler, yayalaştırma gibi çalışmalardır.
Ulaşım hizmetleri: Belediyeler şehir içi ulaşım ile ilgili olarak kara, deniz,
hava ve raylı ulaşımın sağlanması konusunda her türlü çalışmaları yapabilirler. Bu
kapsamda ulaşım planlarının yapılması, tesis ve işletmelerin yapılması,
yaptırılması, işletilmesi, işlettirilmesi, standartlarının belirlenmesi belediyelerin
görev ve yetkileri arasında yer almaktadır.
Yapı denetim ve ruhsatlandırtma: Şehirlerin imar planlarında öngörülen
şartlara uygun olarak gelişimini temin etmek için; belediyeler, belediye sınırları
içerisindeki yapıların projelerinin ve bina yapımlarının denetlenmesi, onaylanması,
yapıların ruhsata bağlanması, imara aykırı yapıların yıktırılması/yıkılması gibi
imar uygulamalarında yetkili ve görevlidirler.
b) Coğrafi ve Kent Bilgi Sistemleri: Belediyelerde bilişim teknolojisinden
yararlanılması için coğrafi ve kent bilgi sistemlerinin kurulması belediyelerin
görevleri arasındadır.
21
Coğrafi Bilgi Sistemleri; yeryüzünde mevcut olan ve değişen her türlü
bilgiyi toplama, güncelleştirme, analiz ve sentez yapma çalışmasıdır.
Kent Bilgi Sistemi, kente ait var olan her türlü bilginin, belirli bir sistem
içinde ve teknoloji desteği ile kolayca ulaşılarak kullanılabilir veri haline
getirilmesidir. Genellikle coğrafi bilgi sistemi ile entegre bir modeldir ve coğrafi
bilgi sistemini de kapsamaktadır.
e) Çevre ve Çevre Sağlığı, Temizlik ve Katı Atık: Yasaya göre “çevre ve
çevre sağlığı”, ‘‘temizlik hizmetleri’’, ‘‘katı atıkların toplanması’’ belediyelerin
görevleri arasındadır. “Çevre koruması” terimi; ekolojik dengenin korunması,
havada, suda, toprakta kirlilik ve bozulmaların önlenmesi ve çevrenin
iyileştirilmesi için yapılan çalışmaların bütünüdür.
f) Şehir İçi Trafik: Belediyeler şehir içi trafikte tek yetkili kılınmıştır.
Belediyeler, belde sınırları içerisinde;
* Yolların trafik düzen ve kontrolünü sağlamak,
* Trafik işaretleri ve levhalarını ve işaretlemelerini yapmak, gibi görevleri
yerine getireceklerdir.
g) Ağaçlandırma, Park ve Yeşil Alanlar: Ağaçlandırma, parkların ve yeşil
alanların yapım-bakım-onarım gibi rekreasyon çalışmaları, belediyelerin görev
alanındadır.
h) Konut : Belediyelerin konutla ilgili görevlerinin önceliği, dar gelirlilere
uygun şartlarda konut yapmaktır. Bunun dışında, gelir amaçlı olarak da bu görevi
yapabilirler.
i) Kültür ve Sanat : Belediyelerin, belde sınırları içerisinde kültür ve
sanatın gelişimi için tesis kurma, işletme, organizasyonlar gerçekleştirme
görevleri bulunmaktadır.
22
j) Turizm ve Tanıtım: Belediyeler belde sınırları içerisinde turizm
hizmetlerinin gelişimi ve beldenin turizm amaçlı tanıtımı için faaliyette
bulunabilirler.
k) Gençlik ve Spor: Belediyeler, gençlere yönelik tesis ve
organizasyonlar yapmanın yanı sıra sportif faaliyetler için tesis ve alanların
yapımı, işletilmesi, organizasyonların gerçekleştirilmesi ile de görevlidirler.
Amatör spor kulüplerine malzeme desteği sağlayabilir, başarılı sporcuları
ödüllendirebilirler.
l) Sosyal Hizmet ve Yardım:
Belediyelerin sosyal faaliyetleri şu alanları kapsamalıdır:
Dar gelirliler: Asgari yaşam imkanlarından yoksun olan dar gelirlilere
yönelik olarak gıda, yakacak, barınak, giyim, sağlık, çocuklarına eğitim yardımı
gibi faaliyetler.
Engellilere yönelik: Engellilere yönelik özel fiziki düzenlemelerin,
yerleşim alanlarının kullanımında kolaylık sağlayıcı bir plan ve programa uygun
gerçekleştirilmesi, bu kesimin toplumsal yaşama katılımını sağlamada çok önemli
bir boyuttur.
Çocuklar: Kentte açık ve yeşil alanların olması; oyun ve eğlenceler için
uygun mekanların bulunması; ulaşımın güvenli olması; yaşam çevresinin sosyal
ve fiziksel sağlık koşullarına uyması, her kesimden daha fazla, çocuklar için
önemlidir. Belediyeler, çocuklara yönelik bu hizmetlerin planlanması ve
sunumuna özel önem vermelidirler.
Yaşlılar: Yaşlıların kentin gündelik yaşamından soyutlanmadan
yaşayabilmesi için yerel yönetimlerin sağlayacakları başlıca hizmet alanları;
fiziksel erişebilirliğin sağlanması, barınma ve dolaylı gelir desteği, evde bakım
servisleri, sağlık servisleri, gündelik yaşama katılım organizasyonu olarak
sayılabilir. Özellikle geniş aileden çekirdek aileye geçisin sonucunda yaşlıların
toplumsal hayattan soyutlanmaları sorunu artmaya başlamıştır.
Kadınlar: Kadın haklarının geliştirilmesi, korunması ve sorunlarının
çözümü konusunda merkezin yanında yerel yönetimlere de büyük ödevler
23
düşmektedir. Kalkınma fırsat ve olanaklarından eşit biçimde yararlanmalarının
sağlanması gerekmektedir. Özellikle çalışan kadınlara yönelik kreş ve anaokulu
hizmetleri önem arz ederken; evde bulunan kadınlara yönelik de meslek
edindirme kurslarının önemi büyük olmaktadır.
Gençler: Gençlere yönelik hizmetler iki ayrı kategoride
değerlendirilmelidir. Birincisi, onların ihtiyaçları olan tesislerin açılması,
etkinliklerin düzenlenmesi, eğitimlerine katkı sağlamak; ikincisi ise toplum
yaşamına katılımlarını sağlamaktır.
m) Diğer : Belediyenin Sorumlu Olduğu Diğer Hizmetler Şunlardır;
• Evlendirme hizmetleri,
• Zabıta, İtfaiye, Ambulans ve Defin/Mezarlıklar Hizmetleri,
• Meslek ve Beceri Kazandırma,
• Ekonomi ve Ticaretin Geliştirilmesi,
• Kadınlar ve Çocuklar İçin Koruma Evleri,
• Okul Öncesi Eğitim Kurumları,
• Sağlıkla İlgili Her Türlü Tesis,
• Kültür ve Tabiat Varlıkları İle Tarihi Dokunun ve Kent Tarihi
Bakımından Önem Taşıyan Mekanların ve İşlevlerinin Korunması,
gibi hizmetler belediyenin görevleri arasında yer almaktadır.
2.6. Keçiören İlçesi Tanıtımı
Ankara ilinin ilçelerinden biri olan Keçiören, 30 Kasım 1983 tarihli ve
2983 sayılı kanunla ayrı bir ilçe haline getirilereke, sınırları İçişleri Bakanlığı’nın
13/81 sayılı kararıyla tesbit edilmiştir. 58,66 Km2 büyüklüğe sahip olan Keçiören
ilçesi, doğu ve güneydoğudan Altındağ, güney ve batıdan Yenimahalle,
kuzeybatıdan Kazan, kuzeyden de Çubuk ilçeleriyle çevrili olup, ilçenin
doğusunda Hüseyin Gazi Dağı ve 1985 m yüksekliğindeki İdris Dağı, kuzeyinde
Karyağdı Dağı ile Ufuktepe ve batısında Yükseltepe bulunur. Çubuk Çayı
Keçiören ilçesini kuzey-güney yönünde ikiye bölerken, Hatip ve Ankara Çayları
ise güneyden geçer31.
24
2.6.1. Demografik Yapı
Farklı zamanlarda yapılan nüfus sayımlarıma göre Keçiören ilçesindeki
nüfus oranın zaman içerisinde değişik oranlarda da olsa ciddi bir artış olduğu
görülmektedir. Aşağıdaki veriler yıllar içerisinde meydana gelen nüfustaki artış
oranını açıkça orta koymaktadır. Buna göre32;
2007 yılı: 767.808
2000 yılı : 625.167
1997 yılı : 588.117
1990 yılı : 533.891
1985 yılı : 433.559 kişidir.
2.6.2. Keçiören Belediyesi Rekreasyonel Tesis Potansiyeli
Keçiören Belediyesi bünyesinde,; 37 adet futbol sahası, 47 adet basketbol
sahası, 2 adet voleybol sahası, 1 adet hanımlar lokali spor salonu, 13 adet koşu
yolu, 1 adet olimpik yüzme havuzu, 3 adet açık yüzme havuzu, 2 adet kapalı
yüzme havuzu, 3 adet tenis kortu ile 3 adet fitness salonu bulunmaktadır.
Keçiören belediyesinde toplamda 140 hektar alan park ve yeşil alanıdır. Bu park
alanları genellikle mahalle parkları niteliğini taşımaktadır. Eldeki verilere göre,
kişi başına düşen toplam park ve yeşil alanlar 1.9 m2/kişidir. Ülkemizde bu
standartlar 3194 sayılı imar kanunda belirlenmiştir. Buna göre, nüfusu 45.000 den
büyük olan yerleşimler için, yeşil alanlar 10 m2/kişi, sosyal tesisler ise 1
m2/kişidir. Keçiören Belediyesinin park ve yeşil alanlarının, ülkemiz
standartlarının altında yer aldığı, eldeki verilere göre söylenebilir.
Kentlerdeki teknolojik gelişmenin sonucu yaşam koşullarının iyileşmesine
paralel olarak kentsel alan içerisinde olması gereken park ve yeşil alan
gereksinimleri, spor alanları gb. alanlar için belli standartlar getirilmiştir. Bu
durumun çeşitli ülkelerde farklılaştığı görülmektedir. Örneğin, Alman Olimpiyat
Birliği tarafından kullanılan spor tesislerine ait ortalama değer ise 6.00 m2/ kişidir.
Bu birliğe göre açık yüzme tesisleri için 2.00 m2/kişilik alan belirler.
25
2.7. Rekreasyon Tanımı
Günümüzde rekreasyon çok duyulan ve içine çok çeşitli aktiviteleri alan
bir kavramdır. Rekreasyonun tanımını yapabilmek için bugüne kadar yapılan
tanımlardan ve bu tanımlamaların özelliklerinden söz etmek gerekir. Rekreasyon
etkinlikleri ve beklentiler, bireyden bireye, toplumdan topluma farklık gösterir.
Buna rağmen rekreasyon tanımları birbirine benzemektedir.
Rekreasyon; kelime anlamı olarak, dinlendirmek, eğlendirmek,
canlandırmak, hayat vermek anlamına gelen ‘İngilizce recreate, Fransızca recreer’
fiilinin isim şeklidir. Genel anlamda rekreasyonu, insanların boş zamanlarında,
eğlence ve tatmin dürtüleri ile gönüllü olarak katıldıkları etkinlikler biçiminde
tanımlayabiliriz33.
Rekreasyon; sağlıklı yaşamak ve verimli çalışmak için, insanın bozulan
bütünlüğüne, dilediği etkinliklere yeniden erişmesi olayıdır34 .
Sosyolog Grazia rekreasyonu, ‘İnsanların işten arta kalan, çoğu kez onlara
bir değişiklik (eğlence, dinlenme) sağlayan ve onları işleri için tazeleyen bir
faaliyet’ olarak; coğrafyacı Gottman, benzer şekilde, ‘en geniş anlamıyla insanın
beden ve zihnini dinlendirmek, tazelemek ihtiyacı’ olarak kabul etmişlerdir.
Araştırmacıların, çeşitli tanımlamalar olduğunu kabul etmesi nedeni ile,
coğrafyacı Higsmith ve Northam da rekreasyonun, ‘işten arta kalan boş zamanlar
süresince insanın istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek tüm faaliyetleri içine
aldığını ve bu nedenle de tanımın kişiden kişiye değişeceğini’ öne sürmüşlerdir35.
Şehir plancısı Glikson’un rekreasyon tanımı ise şu şekildedir:
‘ Rekreasyon, nasıl olursa olsun, insan yaşamının canlandırılması olayıdır. Ama
aynı zamanda, insanın biyotik ve fiziksel çevresindeki yaşamın da iyileştirilmesi
demektir. Canlandırmak ve canlanmak, rekreasyonun gerçek anlamı içine
katılmalıdır ve rekreasyon ancak bu çift anlamıyla gerçekleşebilir36.
26
Karaküçük ise rekreasyonun; ‘İnsanın, yoğun çalışma yükü, rutin hayat
tarzı veya olumsuz çevresel etkilerden tehlikeye giren veya olumsuz etkilenen
bedeni ve ruhi sağlığını tekrar elde etmek korumak veya devam ettirmek aynı
zamanda zevk ve haz almak amacıyla, kişisel doyum sağlayacak, tamamen
çalışma ve zorunlu ihtiyaçlar için ayrılan zaman dışında kalan bağımsız ve
bağlantısız boş zaman içinde, isteğe bağlı ve gönüllü olarak ferdi veya grup içinde
seçerek yaptığı etkinlikler’ olarak geniş ve kapsamlı bir tanımını yapmıştır35.
Rekreasyon aktivitelerine katılım bireyden bireye farklılık gösterir. Bunlar:
• Fiziksel gelişim,
• Yenilik arayışı,
• Kendini sınama,
• Kendini geliştirme,
• Yaratıcı olma,
• Sosyalleşme ihtiyacı,
• Dinlenme - rahatlama ihtiyacı,
• Yarışma güdüsünü tatmin, olarak sıralanabilir36
Şimdiye kadar yapılan tanımların ve açıklamaların ışığı altında
rekreasyonun özellikleri şu şekilde sıralanabilir;
• Rekreasyon faaliyetlerinin seçimi gönüllü olmalıdır.
• Özgürlük hissi verir.
• Faaliyetlere devam ve iştirak etme zorunluluğu bulunmamalıdır.
• Rekreasyon boş zamanda yapılır.
• Her yaştaki ve cinsteki insanların faaliyetlere katılımlarına imkan
verir.
• Rekreasyon faaliyetlerinde ‘insiyatif’ kişinin kendisine
bırakılmalıdır.
27
• Rekreasyonel faaliyetler, her türlü açık veya kapalı alanlar ile her
mevsim ve iklim şartlarında uygulanabilmektedir.
• Rekreasyon çok çeşitli faaliyetler içerir.
• Rekreasyon haz ve neşe sağlayan bir faaliyettir.
• Rekreasyon, toplumun geleneklerine, törelerine ahlaki ve manevi
değerlerine uygun olmalı ve sosyal değerlere ters düşmemelidir35.
2.7.1. Rekreasyonun Sınıflandırılması
Rekreasyon etkinliklerinin çok çeşitli tanımları yapılabildiği gibi, çok
farklı kriterlere göre sınıflandırılması da mümkündür. Bu konuda birçok
kaynaktan yararlanılarak, çok farklı sınıflandırmalara değinilecektir.
2.7.1.1. Sektörel Olarak Rekreasyonun Sınıflandırılması
Rekreasyon; kamu, ticari, özel, gönüllü, terapi, okul, işyeri gibi
sınıflandırmaya tabii tutulmaktadır. Buna göre, kamu rekreasyonun temel felsefesi,
her türlü yerleşim biriminde yaşayan bireylerin serbest zamanlarını bireysel ya da
gruplar halinde verimli bir şekilde kullanmaları olarak geliştirmeleridir. Kamu
rekreasyon hizmetlerini; devletin, il özel idarelerinin ve yerel yönetimlerin
hizmeti olmak üzere üç ana grupta toplanabilir. Çok yönlü bu hizmetler;
planlamalar, yatırımlar, rekreasyona ayrılan arazi ve tesislerin inşası, bakımı gibi
görevlerdir38
2.7.1.2. Amaçlarına Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması
Bu sınıflandırma altı alt başlık altında incelenmektedir. Bunlar; dinlenme,
kültürel, toplumsal, sportif, turizm ve sanatsal amaçlarla yapılan rekreasyonel
faaliyetlerdir35.
28
2.7.1.3. Etkinlik Şekline ve Alanına Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması
Aktif Rekreasyon Etkinlikleri: Fiziksel güç harcamayı gerektiren kürek
çekme, uzun yürüyüşler gibi rekreasyon etkinlikleridir.
Pasif Rekreasyon Etkinlikleri: Manzara seyretme, güneşlenme gibi
rekreasyon amacına yönelik etkinliklerdir.
Kapalı Alanlarda Yapılanlar (Indoor): Sinema, tiyatro, gazino, spor salonu,
sanat galerileri gibi
Açık Havada Yapılanlar (Outdoor): Yürüyüş yapma, bisiklete binme,
kayıkla gezme, sörf yapma, avlanma, balık tutma, ata binme, paten yapma gibi.
2.7.1.4. Çeşitli Kriterlere Göre Rekreasyonun Sınıflandırılması
Yukarıda belirtilen sınıflandırmalara ek olarak rekreasyonun kişilerin
yaşlarına (yaş gruplarının özellikleri), faaliyete katılanların sayısına (bireysel,
grup vb.) zamana (yaz, kış, günlük veya hafta sonu gibi) ve kullanılan mekana
göre (açık veya kapalı alanlar) sosyolojik mühtevaya göre (lüks geleneksel yada
bazı halk kesimleri için) sınıflandırıldığı da görülmektedir.
29
3. GEREÇ VE YÖNTEM
3.1. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini, Ankara ili Keçiören Belediyesine ait 17
farklı rekreasyonel tesisi kullanan tüm bireyler oluşturmaktadır. Örneklem
grubunu ise, farklı rekreasyonel tesisler içinden en fazla üye-kullanıcı
potansiyeline sahip ve büyüklük anlamında ilk sırada yer alan ’Kalaba Spor
Alanları’ nda boş zaman etkinliklerine katılan 177 erkek ( X yaş = 34.34., SS=
10.60) ve 188 kadın ( X yaş = 30.75., SS= 9.48) toplam 365 birey oluşturmuştur.
3.2. Veri Toplama Aracı
Çalışmada kullanılan veri toplama aracı 2 bölümden oluşmaktadır.
Veri toplama aracının birinci bölümünde araştırma grubunda yer alan
katılımcıların demografik bilgilerini belirlemeye yönelik ifadelere yer verilmiştir.
İkinci bölüm ise; Keçiören Belediyesi rekreasyonel tesislerini kullanan bireylerin;
(a) rekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi düzeyleri, (b) tesislere ulaşım şekli, (c)
tesisleri kullanım süreleri, (d) tesisleri kimle/kimlerle kullandıkları, (e)
rekreasyonel tesisleri kullanım zamanları, (f) rekreasyonel aktivitelere
katılımlarındaki etken faktörler, (g) katıldıkları ve görmek istedikleri etkinlik
türleri ve (h) rekreasyonel tesislerden haberdar olmaları ve bu tesisleri kullanım
potansiyelleri ile ilgili sorulardan oluşmuştur.
3.3. Verilerin Toplanması
Veri toplama aracı, Keçiören Belediyesi bünyesindeki rekreasyonel
tesislerde uygulanabilmesi için öncelikle kurum yetkililerine, araştırmanın amacı
hakkında bilgiler verilmiş ve anketin doldurulması için gerekli izinler alınmıştır.
Katılımcıların etkinlik sırasında rahatsız olmamaları ve anketteki sorulara
içtenlikle cevap vermelerini sağlamak için etkinliğe başlamadan veya etkinlik
30
sonrası dinlenirken anketlerin uygulanması sağlanmıştır. Anketlerin uygulanması
ve toplanması aşamasında gizlilik ilkesine bağlı kalınmıştır.
3.4. Verilerin Analizi
Verilerin analizi aşamasında alt problemlere uygun olarak toplanan
veriler, kontrol edilmiş ve elektronik ortamda kayıt altına alınmıştır. Verilerin
toplanması amacı ile toplam 500 anket dağıtılmış ancak geri dönen toplam 367
(73.4%) anket değerlendirilmeye alınmıştır. Kaydedilen verilerin
çözümlenmesinde ise SPSS (Statistical Package for Social Sciences 11.5)
programından faydalanılmıştır.
Katılımcılar ile ilgili demografik bilgilerin değerlendirilmesinde frekans
(f) ve yüzde (%) analizi yapılmıştır. Anketin ikinci bölümünde; katılımcıların
ekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi düzeyleri, tesisleri kullanım süreleri,
rekreasyonel tesisleri kullanım zamanları gibi faktörlerin cinsiyetlerine, eğitim
düzeyleri ve mesleklerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark olup olmadığını
test etmek için sıklıkla kullanılan ve araştırmacılar37,38 tarafından önerilen
parametrik olmayan testlerden iki değişken için ki-kare testi yapılmıştır. Verilerin
istatistiksel analizinde ve yorumlarda, α= .05 anlamlılık düzeyi dikkate alınmıştır.
31
4. BULGULAR
Tablo 1. Katılımcılara Ait Kişisel Bilgilerin Dağılımı
Değişkenler f %
Erkek 178 48.4 Kadın 189 51.6 Cinsiyet Toplam 367 100 14-23 yaş 85 23.2 24-33 yaş 106 28.9 34-43 yaş 97 26.4 44-53 yaş 38 10.4 54 ≥ yaş 41 11.2
Yaş
Toplam 367 100 Evli 195 54.2 Bekar 165 45.8 Medeni Hal Toplam 360 100 Ev Hanımı 59 16.6 Öğrenci 59 16.6 Kamu 91 25.6 Özel 113 31.8 Emekli 33 9.4
Meslek
Toplam 355 100 İlköğretim 37 10.1 Lise 120 32.9 Üniversite ve Y. Lisans 208 57
Eğitim Durumu
Toplam 365 100 Kötü 45 12.3 Normal 217 59.3 İyi 104 28.4
Refah Düzeyi
Toplam 366 100 Kırsal Alan 11 3 Kentsel Alan 127 34.7 Metropol 222 60.7 Yurt dışı 6 1.6
En Uzun Süre Yaşanılan Yer
Toplam 366 100 Tablo 1 incelendiğinde, araştırma kapsamında yer alan katılımcıların
%51.6’sı kadın, %28.9’unun 24-33 yaş grubunda olduğu, %54.2’sinin evli,
%31.8’sinin özel sektörde çalıştığı, %32.9’unun lise eğitimi aldığı, %60.7’inin
32
metropol alanda yaşadığı ve %59.3’ünün refah düzeylerini normal olarak
gördükleri anlaşılmaktadır.
Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Boş Zaman Süresinin Yeterliğine
İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Süresi Yeterliği
Cinsiyet Yetersiz Normal Yeterli
Toplam
N 40 56 80 176 Erkek % 22.7 31.8 45.5 100 N 64 51 74 189 Kadın % 33.9 27.0 39.2 100 N 104 107 154 365 Toplam % 28.5 29.3 42.2 100
X2= 5.55 sd=2 p= .62
Analiz sonuçlarına göre, boş zaman süresini “yetersiz” olarak görenlerin
oranı erkeklerde %22.7 iken bu oranın kadınlarda %33.9’ a yükseldiği
anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, erkek katılımcılardan boş zaman süresini
“normal” düzeyde görenlerin oranı %31.8 ve kadın katılımcılardan boş zaman
süresini yeterli olarak görenlerin oranı %27’dür. Ayrıca, boş zaman süresini
“yeterli” olarak görenlerin oranı erkeklerde %45.5 bayanlarda ise %39.2’a
düştüğü tespit edilmiştir. Farklı cinsiyetlerdeki bireylerin boş zaman sürelerinin
yeterliğine ilişkin görüşleri arasında gözlenen bu farkın anlamlı olmadığı
bulunmuştur [X2 (2)= 5.55, p>.05]. Diğer bir ifade ile; katılımcıların cinsiyetleri ile
boş zaman sürelerinin yeterliği arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
Tablo 3. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Boş Zamanı Değerlendirmekte
Güçlük Çekme Durumlarına İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Değerlendirmede Güçlük Çekme
Cinsiyet Her Zaman Bazen Hiçbir Zaman
Toplam
N 22 83 71 176 Erkek % 12.5 47.2 40.3 100 N 34 95 60 189 Kadın % 18.0 50.3 31.7 100 N 56 178 131 365 Toplam % 15.3 48.8 35.9 100
X2= 3.85 sd=2 p= .146
33
Tablo 3’deki sonuçlarına göre, boş zamanlarını değerlendirmede her
zaman güçlük çekenlerin oranı erkeklerde %12.5 iken kadınlarda %18’dir. Ayrıca,
gerek erkek (%47.2) gerekse de kadın (%50.3) katılımcıların yüzdesel olarak
yarıya yakın kısmının boş zamanlarını değerlendirmede bazen güçlük çektiği
anlaşılmıştır. Ancak, yapılan ki-kare testi sonuçlarına göre, erkek ve kadın
katılımcıların boş zaman sürelerini değerlendirmede güçlük çekme durumuna
ilişkin görüşleri arasında gözlenen bu farkın anlamlı bir ilişki olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır [X2 (2)= 3.85, p>.05].
Tablo 4. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezler
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezler Hakkındaki Bilgi Düzeyleri
Cinsiyet Fikrim Yok
Kısmen Bilgi Sahibiyim
Oldukça Bilgi Sahibiyim
Toplam
N 22 109 45 176 Erkek % 12.5 61.9 25.6 100 N 35 105 49 189 Kadın % 18.5 55.6 25.9 100 N 57 214 94 365 Toplam % 15.6 58.6 25.8 100
X2= 2.75 sd=2 p= .25
Katılımcıların cinsiyetlerine göre rekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi
düzeylerine ilişkin veriler incelendiğinde; kadın (%25.6) ve erkek (%25.9)
katılımcıların bilgi düzeylerinin her üç seçenekte de birbirlerine çok yakın
değerlerde olduğu görülmektedir. Buna paralel olarak yapılan ki-kare testi
sonuçları da katılımcıların cinsiyetleri ve rekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi
düzeyleri arasında anlamlı bir fark olmadığı ortaya çıkmıştır [X2 (2)= 2.75, p>.05].
34
Tablo 5. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlere Ulaşım
Mesafelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlere Ulaşım Mesafeleri
Cinsiyet 0-2 km 3-5 km 6-8 km
9 ≥ km
Toplam
N 89 56 18 12 175 Erkek % 50.9 32.0 10.3 6.9 100 N 64 69 28 28 189 Kadın % 33.9 36.5 14.8 14.8 100 N 153 125 46 40 364 Toplam % 42.0 34.3 12.6 11.0 100
X2= 13.49 sd= p= .00
Tablo 5’daki verilere göre, erkek katılımcıların %50.9’u bir rekreasyonel
merkeze ulaşmak için 0-2 km yol giderken bu oran kadın katılımcılarda %33.9’a
gerilemiştir. Buna karşın, rekreasyonel merkeze ulaşmak için 9 ≥ km ve üzeri yol
gidenlerin oranı erkeklerde %6.9 iken kadın katılımcılarda bu oran %14.8’e yani
yaklaşık iki katına yükselmiştir. Bu paralelde, yapılan analiz sonuçlarında da
cinsiyete göre rekreasyonel merkezlere ulaşım mesafeleri arasında anlamlı bir fark
olduğu sonucuna ulaşılmıştır [X2 (2)= 13.49, p<.05].
Tablo 6. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerde
Kalma Sürelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlerde Kalma Süreleri Cinsiyet
1 saatten az 1-3 saat 4 saat ve üzeri Toplam
N 19 139 19 177 Erkek % 10.7 78.5 10.7 100 N 21 135 33 189 Kadın % 11.1 71.4 17.5 100 N 40 274 52 366 Toplam % 10.9 74.9 14.2 100
X2= 3.53 sd= 2 p= .17
Tablo 6’daki bulgulara göre, beklenildiği gibi katılımcıların toplamda
%74.9’unun (erkek=%78.5; kadın=%71.4) tesisleri 1-3 saat aralığında
kullandıkları anlaşılmıştır. Tesisleri 1 saatten daha az veya 4 saat ve üzeri
35
kullanan katılımcıların oranı ise oldukça düşük düzeydedir. Buna ek olarak, kadın
ve erkek katılımcıların her üç grupta da kullanım saatlerinin farklılaşmadığı
görülmektedir [X2 (2)= 3.53, p>.05].
Tablo 7. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlere
Kimlerle Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlere Kimlerle Gittikleri Cinsiyet
Ailemle Arkadaşlarımla Yalnız Toplam
N 40 64 73 177 Erkek % 22.6 36.2 41.2 100 N 61 72 56 189 Kadın % 32.3 38.1 29.6 100 N 101 136 129 366 Toplam % 27.6 37.2 35.2 100
X2= 6.70 sd= 2 p= .04 Tablo 7’de görüldüğü gibi, erkek (%41.2) katılımcıların kadın (%29.6)
katılımcılara göre rekreasyonel merkezlere daha çok yalnız gitmeyi tercih ettikleri
anlaşılmaktadır. Bunun aksine, ailesi ile rekreasyonel merkezlere gitmeyi tercih
eden kadın katılımcıların oranı %32.3 iken bu oran erkek katılımcılarda %22.6’dır.
Benzer şekilde yapılan ki-kare test sonuçları da cinsiyet ile etkinliklere kimlerle
katıldıkları arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur [X2 (2)= 6.70, p<.05].
Tablo 8. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerdeki
Etkinliklere Katılımlarına Etki Eden Faktörlere İlişkin Ortalama ve
Standart Sapma Değerleri
Erkek Kadın Etken Faktörler
N X SS N X SS
Otopark sorunu 176 3.29 1.35 187 2.93 1.38
Çok fazla kural olması 176 3.18 1.19 189 3.68 1.10
Güvenlik görevlilerinin tutumu 175 3.36 1.07 188 3.84 0.98
Giriş ve diğer hizmetlerin ücreti 175 3.63 1.08 189 4.00 0.98
Yönetici ve Eğitmenlerin tavır-davranışları 174 3.81 .99 188 4.18 0.81
Çevresel düzenleme 176 3.66 1.01 189 4.10 0.92
Trafik ve benzeri gürültü 175 3.80 1.02 187 4.05 0.99
Hijyen durumu 176 4.27 .96 189 4.47 0.74
Program durumu 174 3.80 .93 189 4.14 0.83
Alternatif etkinlikler 174 3.29 1.09 189 4.05 0.81
Güvenlik durumu 175 3.77 .87 189 4.17 0.81
Yerleşim uygunluğu 176 3.80 .88 189 4.03 0.77
İşaret ve yönlendirmelerin yeterliği 176 3.55 1.02 189 3.84 1.04
36
Erkek ve kadın katılımcıların rekreasyonel merkezlerdeki etkinliklere
katılımlarına etki eden faktörlere ilişkin istatistiksel bulgulara göre, erkek
( X =4.27) ve kadın ( X =4.47) katılımcılar için rekreasyonel merkezlerdeki
tesislerin “hijyen” durumu katılıma etki edem en temel faktör olarak ön plana
çıkmaktadır. Buna karşın erkek ( X =3.18) katılımcılar için “tesislerde çok fazla
kural olması” ve kadın katılımcılar için ( X =3.29) “otopark sorunu” katılım
önündeki en az etki eden faktördür.
Tablo 9. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Tesisleri Kullanımlarında Rol
Oynayan Faktörlerin Etkisine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Faktörlerin Rekreasyonel Merkezlere Katılımdaki
Genel Etkisi Cinsiyet Evet Hayır Kararsızım
Toplam
N 32 111 34 177 Erkek % 18.1 62.7 19.2 100 N 15 156 18 189 Kadın % 7.9 82.5 9.5 100 N 47 267 52 366 Toplam % 12.8 73.0 14.2 100
X2= 18.28 sd=2 p= .00
Tablo 9’da görüldüğü gibi, Tablo 8’de belirtilen temel 13 faktörün katılım
üzerindeki bütünsel etkisi erkek (%62.7) katılımcılar ile karşılaştırıldığında kadın
(%82.5) katılımcılar için daha düşük düzeydedir. Farklı cinsiyetlerdeki bireylerin
13 faktörden bütünsel anlamda etkilenme düzeyleri arasındaki bu fark istatiksel
olarak anlamlı bulunmuştur [X2 (2)= 18.28, p<.00].
37
Tablo 10. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerde
Katıldıkları Etkinliklerin Dağılımı
Cinsiyet Katıldıkları Etkinlikler N %
Fitness 86 48.6
Yüzme 48 27.1
Yürüyüş-Koşu 24 13.6 Erkek
Futbol 19 10.7
Yüzme 77 40.7
Fitness 55 29.1
Step-Aerobik 37 19.6 Kadın
Yürüyüş-Koşu 20 10.6
Katılımcıların rekreasyonel merkezlerde katıldıkları etkinliklerin cinsiyetlerine
göre dağılımına bakıldığında, erkeklerin ile en çok “Fitness” (%48.6)
etkinliklerine katıldıkları ve en az “Futbol” (%10.7) aktivitesine katıldıkları,
kadınlar ise en çok “Yüzme” (%40.7) aktivitesine katılırken en az “Yürüyüş-
Koşu” (%10.6) aktivitesine katıldıkları görülmüştür.
38
Tablo 11. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerden
Haberdar Olma/Kullanım Düzeyleri Dağılımı
Erkek Kadın Tesisler
1 2 3 4 5 1 2 3 4 5
N 155 11 1 - - 173 8 1 - - Ozan Kırcan
Spor Tesisi % 92.8 6.6 .6 - - 95.1 4.4 .5 - -
N 97 70 1 - - 81 76 11 13 2 Hanımlar Lok.
ve Spor Sal. % 57.7 41.7 .6 - - 44.3 41.5 6 7.1 1.1
N 151 14 2 1 - 173 8 1 - - İsmail Balkan
Futbol Sahası % 89.9 8.3 1.2 .6 - 95.1 4.4 .5 - -
N 134 27 3 3 - 169 12 - - - Koca Yusuf
Spor Komp. % 80.2 16.2 1.8 1.8 - 93.4 6.6 - - -
N 109 44 8 5 1 152 23 4 3 - Kanuni Park
Tesisleri % 65.3 26.3 4.8 3 .6 83.5 12.6 2.2 1.6 -
N 57 79 10 21 2 132 35 11 3 - Kasalar Mevki
Spor Tesisleri % 33.7 46.7 5.9 12.4 1.2 72.9 19.3 6.1 1.7 -
N 31 109 7 14 9 49 96 7 13 19 Aktepe Yeni
Spor Kompl. % 18.2 64.1 4.1 8.2 5.3 26.6 52.2 3.8 7.1 10.3
N 33 110 6 11 10 49 102 7 9 19 Aktepe Yüzme
Havuzu % 19.4 64.7 3.5 6.5 5.9 26.3 54.8 3.8 4.8 10.2
N 128 37 1 2 - 166 12 1 1 1 Süleymaniye
Parkı Tesisleri % 76.2 22 .6 1.2 - 91.7 6.6 .6 .6 .6
N 142 20 4 2 - 166 13 3 - - Bademlik
Spor Alanı % 84.5 11.9 2.4 1.2 - 91.2 7.1 1.6 - -
1= Haberdar Değilim, 2= Biliyorum Fakat Hiç Gitmedim, 3= Bir Kez Gittim, 4=
Birden Fazla Gittim, 5= Sürekli Gidiyorum
39
Tablo 12. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Rekreasyonel Merkezlerden
Haberdar Olma/Kullanım Düzeyleri Dağılımı (Devam)
Erkek Kadın Tesisler
1 2 3 4 5 1 2 3 4 5
N 29 79 14 33 14 55 46 7 31 45 Fatih Stadı ve
Koşu Yolu % 17.2 46.7 8.3 19.5 8.3 29.9 25 3.8 16.8 24.5
N 120 41 1 5 - 161 16 3 2 - Papazderesi
Parkı Spor Al. % 71.9 24.6 .6 3 - 88.5 8.8 1.6 1.1 -
N 146 16 4 1 - 172 8 2 1 - Esertepe Spor
Alanları % 87.4 9.6 2.4 .6 - 94 4.4 1.1 .5 -
N 141 18 2 4 2 165 12 2 1 - Gümüşdere
Spor Tesisi % 84.4 10.8 1.2 2.4 1.2 91.7 6.7 1.1 .6 -
N 133 25 3 4 2 164 6 4 4 1 Kanuni M.
Spor Komp. % 79.6 15 1.8 2.4 1.2 91.6 3.4 2.2 2.2 .6
N 93 56 4 14 1 156 20 3 1 1 Fatih Terim
Parkı Spor Al. % 55.4 33.3 2.4 8.3 .6 86.2 11 1.7 .6 .6
N 49 95 3 8 12 139 37 3 1 2 �evkat Mah.
Spor Komp. % 29.3 56.9 1.8 4.8 7.2 76.4 20.3 1.6 .5 1.1
1= Haberdar Değilim, 2= Biliyorum Fakat Hiç Gitmedim, 3= Bir Kez Gittim, 4=
Birden Fazla Gittim, 5= Sürekli Gidiyorum
Tablo 12’deki verilere göre, araştırmada grubunda yer alan erkek ve kadın
katılımcıların Keçiören Belediyesine ait farklı niteliklerdeki 17 rekreasyonel
tesisten genel anlamda ya haberdar olmadıkları ya da tesisin varlığını bilmesine
rağmen bu tesisleri hiç kullanmadığı anlaşılmaktadır. Analiz sonuçlarına göre,
erkeklerin (%92.8) varlığından hiç haberdar olmadığı tesis “Ozan Kırcan Spor
Tesisi”dir. Benzer şeklide kadınların %95.1’de hem “Ozan Kırcan Spor Tesisi”
hem de “İsmail Balkan Spor Tesisi”nden haberdar değillerdir. Elde edilen bir
diğer sonuç ise “Fatih Stadı ve Koşu Yolu”nun erkek (%36.1) ve kadın (%45.1)
katılımcıların en sık kullandığı rekreasyonel tesis olduğudur.
40
Tablo 13. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Boş Zaman Süresinin
Yeterliğine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Süresinin Yeterliği
Eğitim Düzeyi Yetersiz Normal Yeterli
Toplam
N 12 13 12 37 İlköğretim % 32.4 35.1 32.4 100 N 41 32 47 120 Lise % 34.2 26.7 39.2 100 N 51 63 93 207 Üniversite-
Y. Lisans % 24.6 30.4 44.9 100 N 104 108 152 364 Toplam % 28.6 29.7 41.8 100
X2= 4.87 sd=4 p= .30
Ki-kare testi sonuçları; ilköğretim mezunu olan katılımcıların boş zaman
sürelerinin yeterliğini ilişkin cevaplarının birbirine oldukça yakın hatta boş zaman
süresinin “yetersiz” ve “yeterli” olduğunu belirten katılımcıların eşit (%32.4)
olduğunu ortaya koymaktadır. Lise mezunu olan katılımcıların boş zaman
süresinin yeterliliğine ilişkin cevaplarının dağılımı ise, “yetersiz” (%34.2),
“normal” (%26.7) ve “yeterli” (%39.2) şeklindedir. Diğer iki gruptan farklı olarak
üniversite-yüksek lisans mezunu katılımcıların neredeyse yarıya yakın kısmı boş
zaman süresinin “yeterli” (%44.9) olduğunu belirtmiştir. Ancak, analiz
sonuçlarına göre, eğitim düzeyi ile katılımcıların boş zaman sürelerinin yeterliğine
ilişkin görüşleri arasında gözlenen bu farkın anlamlı olmadığı tespit edilmiştir [X2
(4)= 4.87, p>.05].
41
Tablo 14. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyon Merkezleri
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyon Merkezleri Hakkındaki Bilgi Düzeyleri Eğitim Düzeyi
Fikrim Yok Kısmen Bilgi
Sahibiyim Oldukça Bilgi
Sahibiyim Toplam
N 17 17 3 37 İlköğretim % 45.9 45.9 8.1 100 N 24 73 23 120 Lise % 20.0 60.8 19.2 100 N 16 122 69 207 Üniversite-
Y. Lisans % 7.7 58.9 33.3 100 N 57 212 95 364 Toplam % 15.7 58.2 26.1 100
X2= 43.50 sd=4 p= .00
Katılımcıların eğitim düzeyleri ve rekreasyon merkezleri hakkındaki bilgi
düzeylerine göre yapılan analiz sonuçlarına göre ilköğretim mezunu olan
katılımcıların %45.9’unun bu soruya eşit oranda “fikrim yok” ve “kısmen bilgi
sahibiyim” gibi bir cevap verdikleri anlaşılmaktadır. Bununla birlikte
rekreasyonel tesisleri hakkındaki “oldukça bilgi sahibiyim” ifadesine katılanların
oranı yalnızca %8.1’dir. Bu grupta yer alanların tam tersine rekreasyonel tesisler
hakkında “oldukça bilgi sahibiyim” ifadesine katılanların oranın lise mezunlarında
%19.2 ve üniversite-y.lisans mezunu olanlarda ise %33.3’dür. Zaten yapılan ki-
kare analizi sonuçları da katılımcıların rekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi
düzeylerinin istatistiksel olarak farklılaştığını yani eğitim düzeyi ile rekreasyonel
merkez hakkında bilgi sahibi olma düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki olduğunu ortaya koymaktadır [X2 (4)= 43.50. p<.05].
42
Tablo 15. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyonel Merkezlerde
Kalma Sürelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlerde Kalma Süreleri
Eğitim Düzeyi 1 saatten az 1-3 saat 4 saat ve üzeri
Toplam
N 9 25 3 37 İlköğretim % 24.3 67.6 8.1 100 N 10 89 21 120 Lise % 8.3 74.2 17.5 100 N 21 159 28 208 Üniversite-
Y. Lisans % 10.1 76.4 13.5 100 N 40 273 52 365 Toplam % 11.0 74.8 14.2 100
X2= 9.23 sd=4 p= .05
Tablo 15’deki verilere ilişkin olarak, katılımcıların eğitim durumlarına
göre %74.8 gibi yüksek bir katılımcı grubunun rekreasyonel merkezlerde 1-3 saat
aralığında kaldığı anlaşılmaktadır. Rekreasyonel tesisleri 4 saat ve üzeri gibi bir
zaman aralığında kullanan katılımcılar ise lise (%17.5) mezunu olan
katılımcılardır. Elde edilen verilere göre yapılan ki-kare analizi sonuçlarına göre
katılımcıların eğitim düzeyleri ile rekreasyonel merkezleri kullanma süreleri
arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur [X2 (4)= 9.23 p<.05].
43
Tablo 16. Katılımcıların Eğitim Düzeylerine Göre Rekreasyonel
Merkezlerdeki Etkinliklere Katılımlarına Etki Eden Faktörlere İlişkin
Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
İlköğretim Lise Üniversite-
Y. Lisans Etken Faktörler
N X SS N X SS N X SS
Otopark sorunu 37 2.81 1.41 118 2.89 1.39 207 3.28 1.34
Çok fazla kural olması 37 3.27 1.30 120 3.32 1.19 207 3.55 1.12
Güvenlik görevlilerinin tutumu
37 3.19 1.24 119 3.60 1.06 206 3.70 1.00
Giriş ve diğer hizmetlerin ücreti
37 3.41 1.36 120 3.81 1.07 206 3.91 .94
Yönetici ve Eğitmenlerin tavır-davranışları
37 3.70 1.15 118 4.08 .84 206 4.00 .91
Çevresel düzenleme 37 3.89 1.20 120 3.87 .96 207 3.90 .94
Trafik ve benzeri gürültü 37 3.59 1.26 118 3.96 .94 206 4.00 .97
Hijyen durumu 37 4.30 .97 120 4.39 .85 207 4.39 .83
Program durumu 37 3.59 1.11 119 3.98 .91 206 4.06 .82
Alternatif etkinlikler 37 3.65 1.00 119 3.66 1.01 206 3.72 1.04
Güvenlik durumu 37 3.87 1.00 119 3.88 .90 207 4.06 .80
Yerleşim uygunluğu 37 3.65 1.09 120 3.88 .82 207 4.00 .76
İşaret ve yönlendirmelerin yeterliği
37 3.49 1.26 120 3.64 .95 207 3.79 1.03
Tablo 16’daki veriler incelendiğinde, rekreasyonel merkezlerdeki hijyen
durumu tüm katılımcılar (ilköğretim X =4.30; lise X =4.39; üniversite/yüksek
lisans X =4.39 ) için katılıma etki eden en temel faktör olarak görülmektedir.
Benzer şekilde. ilköğretim ( X =2.81). lise ( X =2.89) ve üniversite/yüksek lisans
( X =3.28) mezunu katılımcılar için rekreasyonel merkezlerdeki etkinliklere
katılımdaki en az düzeyde etki eden faktör ise “otopark sorunu”dur.
44
Tablo 17. Katılımcıların Mesleklerine Göre Refah Düzeylerini
Değerlendirmelerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Refah Düzeyleri Meslek
Kötü Normal İyi Toplam
N 3 37 19 59 Öğrenci % 5.1 62.7 32.2 100 N 13 38 7 58 Ev hanımı % 22.4 65.5 12.1 100 N 5 53 33 91 Kamu % 5.5 58.2 36.3 100 N 16 63 34 113 Özel % 14.2 55.8 30.1 100 N 7 18 8 33 Emekli % 21.2 54.5 24.2 100 N 45 217 104 366 Toplam % 12.3 59.3 28.4 100
X2= 22.43 sd=10 p= .01
Tablo 17’de görüldüğü gibi, öğrencilerin yalnız %5.1’i refah düzeyinin
kötü olduğunu ifade ederken, emeklilerin %21.2’si refah düzeyinin kötü olduğunu
ifade etmiştir. Bununla birlikte refah düzeyinin iyi olduğunu ifade edenlerin oranı
ev hanımlarında yalnızca %12.1 iken bu oran kamuda çalışanlarda %36.3’ e
yükselmiştir. Ki-kare testi analizi sonuçları da katılımcıların meslekleri ile refah
düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur
[X2 (10)= 22.43 p<.05].
Tablo 18. Katılımcıların Mesleklerine Göre Boş Zaman Sürelerinin
Yeterliğine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Süresi Yeterliği Meslek
Yetersiz Normal Yeterli Toplam
N 13 9 37 59 Öğrenci % 22.0 15.3 62.7 100 N 25 19 15 59 Ev hanımı % 42.4 32.2 25.4 100 N 23 29 39 91 Kamu % 25.3 31.9 42.9 100 N 32 37 44 113 Özel % 28.3 32.7 38.9 100 N 6 9 18 33 Emekli % 18.2 27.3 54.5 100 N 104 108 154 366 Toplam % 28.4 29.5 42.1 100
X2= 27.53 sd=10 p= .00
45
Katılımcıların mesleklerine göre boş zaman sürelerinin yeterlik düzeyleri
arasında fark olup olmadığını test etmek için ki-kare testi uygulanmıştır. Tablo
18’den elde edilen bulgulara göre, Öğrencilerin %62.7’si, Ev hanımlarının
%25.4’ü, kamu çalışanlarının %42.9’u, özel sektörde çalışanların %%38.9’u ve
emeklilerin %54.5’i boş zaman süresinin yeterli olduğunu ifade etmektedir. Bu
sonuçlara paralel olarak yapılan ki-kare testi analizi sonuçları da katılımcıların
meslekleri ve boş zaman sürelerinin yeterlik düzeyleri arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur [X2 (10)= 27.53 p<.05].
Tablo 19. Katılımcıların Mesleklerine Göre Boş Zamanı Değerlendirmekte
Güçlük Çekme Durumlarına İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Değerlendirmede Güçlük Çekme Meslek
Her Zaman Bazen Hiçbir Zaman Toplam
N 4 27 28 59 Öğrenci % 6.8 45.8 47.5 100 N 10 33 16 59 Ev hanımı % 16.9 55.9 27.1 100 N 13 51 27 91 Kamu % 14.3 56.0 29.7 100 N 18 52 43 113 Özel % 15.9 46.0 38.1 100 N 7 10 16 33 Emekli % 21.2 30.3 48.5 100 N 57 178 131 366 Toplam % 15.6 48.6 35.8 100
X2= 22.60 sd=10 p= .01
Tablo 19’daki sonuçları incelediğimizde, boş zamanlarını değerlendirmede
her zaman güçlük çekerim ifadesine katılanların en düşük olduğu grup
öğrencilerken (%6.8) en yüksek olduğu grup ise emekliklerdir (%21.2). Benzer
şekilde öğrencilerin (%47.5) ve emeklilerin (%48.5) yarıya çok yakın bir kısmı
boş zamanlarını değerlendirmede hiçbir zaman güçlük çekmediklerini
belirtmişlerdir. Yapılan ki-kare analizi sonuçlarına göre de, katılımcıların
meslekleri ile boş zamanlarını değerlendirmede güçlük çekme durumları arasında
anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur [X2 (10)= 22.60, p<.05].
46
Tablo 20. Katılımcıların Mesleklerine Göre Rekreasyonel Merkezlere
Kimlerle Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlere Kiminle Gittikleri Meslek Ailemle Arkadaşlarımla Yalnız
Toplam
N 5 37 17 59 Öğrenci % 8.5 62.7 28.8 100 N 27 10 22 59 Ev hanımı % 45.8 16.9 37.3 100 N 26 38 27 91 Kamu % 28.6 41.8 29.7 100 N 27 37 49 113 Özel % 23.9 32.7 43.4 100 N 12 10 11 33 Emekli % 36.4 30.3 33.3 100 N 101 137 129 367 Toplam % 27.5 37.3 35.1 100
X2= 30.01 sd=10 p= .00
Yukarıda da ifade edildiği gibi, öğrencilerin %62.7’sinin arkadaşlarıyla, ev
hanımlarının %45.8’nin ailesi ile, kamuda çalışanların %41.8’inin arkadaşlarıyla,
özelde çalışanların %43.4’ünün yalnız ve emekli olanların %36.4’ünün ailesiyle
rekreasyonel merkezlere gitmeyi tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca yapılan
analiz sonuçlarına göre, katılımcıların meslekleri ile rekreasyonel merkezlere
kimlerle gitmeyi tercih ettikleri davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir ilişki vardır [X2 (2)= 30.01, p<.05].
47
Tablo 21. Katılımcıların Mesleklerine Göre Rekreasyonel Merkezleri
Haftanın Hangi Bölümünde Kullandıklarına İlişkin – Ki-Kare Testi
Sonuçları
Haftalık Kullanım Zamanı Meslek
Hafta İçi Hafta Sonu Toplam
N 32 26 58 Öğrenci % 55.2 44.8 100 N 39 20 59 Ev hanımı % 66.1 33.9 100 N 43 48 91 Kamu % 47.3 52.7 100 N 75 37 112 Özel % 67.0 33.0 100 N 21 12 33 Emekli % 63.6 36.4 100 N 220 144 364 Toplam % 60.4 39.6 100
X2= 14.49 sd=5 p= .01
Elde edilen sonuçlar katılımcılardan sadece kamuda çalışanların (%52.7)
rekreasyonel merkezleri daha çok hafta sonu kullanmayı tercih ettiğini
göstermektedir. Buna karşın diğer katılımcıların yani öğrencilerin (%55.2), ev
hanımlarının (%66.1), kamuda çalışanların (%47.3) ve emeklilerin (%63.6) ise
daha çok hafta içinde bu tür rekreasyonel merkezleri kullandıklarını göstermiştir.
Farklı meslek gruplarındaki bireylerin tesisleri kullanım zamanlarının farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek amacı ile yapılan analiz sonuçları da bireylerin
meslekleri ve tesis kullanım zaman tercihleri arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir fark olduğunu ortaya koymuştur [X2 (5)= 14.49, p<.05].
48
Tablo 22. Katılımcıların Mesleklerine Göre Tesisleri Kullanımlarında Rol
Oynayan Faktörlerin Genel Etkisine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Faktörlerin Genel Etkisi Meslek
Evet Hayır Kararsızım Toplam
N 1 10 1 12 Öğrenci % 8.3 83.3 8.3 100 N 2 25 6 33 Ev hanımı % 6.1 75.8 18.2 100 N 3 51 5 59 Kamu % 5.1 86.4 8.5 100 N 15 67 9 91 Özel % 16.5 73.6 9.9 100 N 8 41 10 59 Emekli % 13.6 69.5 16.9 100 N 18 74 21 113 Toplam % 15.9 65.5 18.6 100
X2= 13.67 sd=10 p= .19
Tablodaki sonuçlar incelendiğinde, farklı meslek gruplarında yer alan
katılımcıların yarıdan daha fazlasının (%65.5) daha önce Tablo 9’da da belirtilen
otopark sorunu, çevresel düzenleme veya alternatif etkinliklerin olup olmaması
gibi faktörlerin rekreasyonel merkezleri kullanımlarında genel bir etkisinin
olmadığını belirtmiştir. Genel bir etkinin olduğunu ifade eden katılımcı sayısı
öğrencilerde yalnızca %8.3 iken bu oran emeklilerde %13.6’dır. değerlerden de
anlaşıldığı gibi genel etki durumuna evet, hayır veya kararsızım ifadesini kullanan
katılımcıların oranı her üç kategoride de kendi içinde birbirine oldukça yakın
düzeydedir. Zaten yapılan ki-kare analiz sonuçlarına göre de sahip olunan meslek
kategorisi ile genel etkilenme düzeyi arasında anlamlı bir ilişki yoktur [X2 (10)=
13.67, p<.05].
49
Tablo 23. Katılımcıların Yaşlarına Göre Boş Zaman Süresinin Yeterliğine
İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Boş Zaman Süresinin Yeterliği Yaş
Yetersiz Normal Yeterli Toplam
N 21 19 45 85 14-23 yaş % 24.7 22.4 52.9 100 N 25 34 47 106 24-33 yaş % 23.6 32.1 44.3 100 N 32 29 35 96 34-43 yaş % 33.3 30.2 36.5 100 N 12 12 14 38
44-53 yaş % 31.6 31.6 36.8 100
N 14 14 13 41 54 yaş ve üzeri % 34.1 34.1 31.7 100 N 104 108 154 366 Toplam % 28.4 29.5 42.1 100
X2= 9.31 sd=8 p= .32
Tablo 23’deki sonuçlar, toplam katılımcıların %28.4’ünün boş zamanının
yetersiz, %29.5’inin normal ve %42.1’inin yeterli bulduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte, boş zamanın yetersiz olduğunu ifade edenlerin oranı 24-23 yaş
grubunda %23.6 ve 54 yaş ve üzerinde %34.1’dir. Elde edilen bu sonuçlar
bireylerin yaşları ile boş zaman sürelerinin yeterliği arasında anlamlı bir fark
olmadığını ifade etmektedir [X2 (8)= 9.31, p>.05].
Tablo 24. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezler
Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezler Hakkındaki Bilgi Düzeyleri Yaş
Fikrim Yok
Kısmen Bilgi Sahibiyim
Oldukça Bilgi Sahibiyim
Toplam
N 11 48 26 85 14-23 yaş % 12.9 56.5 30.6 100 N 7 74 25 106 24-33 yaş % 6.6 69.8 23.6 100 N 22 54 20 96 34-43 yaş % 22.9 56.3 20.8 100 N 10 18 10 38
44-53 yaş % 26.3 47.4 26.3 100
N 7 20 14 41 54 yaş ve üzeri % 17.1 48.8 34.1 100
N 57 214 95 366 Toplam % 15.6 58.5 26.0 100
X2= 18.95 sd=8 p= .02
50
Farklı yaş gruplarındaki katılımcıların rekreasyonel merkezler hakkındaki
bilgi düzeyleri dağılımı incelendiğinde, 14-23 yaş grubundakilerin %56.5’inin,
24-33 yaş grubundakilerin %69.8’inin, 34-43 yaş grubundakilerin %56.3’ünün,
44-53 yaş grubundakilerin %47.4’ünün ve 54 yaş ve üzerindeki gruptakilerin
%48.8’inin rekreasyonel merkezler hakkında kimsen bilgi sahibi oldukları
anlaşılmaktadır. Oluşan bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için yapılan
analiz sonuçları farklı yaş gruplarındaki bireylerin rekreasyonel merkezler
hakkındaki bilgi düzeylerinin farklılaştığını yani yaş kategorileri ile bilgi sahibi
olma düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur [X2 (8)= 18.95,
p<.05].
Tablo 25. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezleri Günün
Hangi Bölümünde Kullandıklarına İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Günlük Kullanım Zamanı Yaş
Sabah Öğlen Öğleden Sonra Akşam Toplam
N 21 22 24 18 85 14-23 yaş % 24.7 25.9 28.2 21.2 100 N 33 20 18 34 105 24-33 yaş % 31.4 19.0 17.1 32.4 100 N 27 20 30 19 96 34-43 yaş % 28.1 20.8 31.3 19.8 100 N 12 8 11 7 38
44-53 yaş % 31.6 21.1 28.9 18.4 100
N 13 8 13 7 41 54 yaş ve üzeri % 31.7 19.5 31.7 17.1 100
N 106 78 96 85 365 Toplam % 29.0 21.4 26.3 23.3 100
X2= 12.51 sd=12 p= .41
Elde edilen verilere göre, günlük zaman bölümleri ele alındığında 5 farklı
kategorideki katılımcıların rekreasyonel merkezleri kullanımlarının istatistiksel
olarak farklılaşmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır[X2 (12)= 12.51, p>.05]. Şöyle ki,
tesisleri sabah kullananların oranı 14-23 yaş grubunda %24.7, 24-33 yaş grubunda
%31.4, 34-43 yaş grubunda %28.1, 44-53 yaş grubunda %31.6 ve 54 ve üzeri yaş
grubunda %31.6’dır.
51
Tablo 26. Katılımcıların Yaşlarına Göre Rekreasyonel Merkezlere Kimlerle
Gittiklerine İlişkin – Ki-Kare Testi Sonuçları
Rekreasyonel Merkezlere Kimlerle Gittikleri Yaş
Ailemle Arkadaşlarımla Yalnız Toplam
N 11 46 28 85 14-23 yaş % 12.9 54.1 32.9 100 N 25 50 31 106 24-33 yaş % 23.6 47.2 29.2 100 N 39 22 36 97 34-43 yaş % 40.2 22.7 37.1 100 N 15 4 19 38
44-53 yaş % 39.5 10.5 50.0 100
N 11 15 15 41 54 yaş ve üzeri % 26.8 36.6 36.6 100 N 101 137 129 367 Toplam % 27.5 37.3 35.1 100
X2= 40.56 sd=8 p= .00
Tablo 26’da ki sonuçlara göre, 14-23 yaş (%54.1) ve 24-33 yaş
grubundakilerin (%47.2) daha çok arkadaşlarıyla, 34-43 yaş grubundakilerin
(%40.2) ailesiyle, 44-53 (%50) ve 54 yaş ve üzerindekilerin ise daha çok yalnız
olarak rekreasyonel merkezlere gittikleri belirlenmiştir. Yapılan ki-kare analiz
sonuçlarına göre de, katılımcıların yaşları ve rekreasyonel merkezlere kiminle
gittikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir [X2
(8)= 40.56, p<.05].
52
5. TARTIŞMA
Bu bölümde, Keçiören belediyesi sınırları içerisinde yaşayan bireylerin (a)
cinsiyet, (b) eğitim düzeyi, (c) meslekleri ve (d) yaş kategorileri gibi bazı
demografik değişkenleri ile boş zaman sürelerinin yeterliği, boş zamanlarını
değerlendirmede güçlük çekme durumları, rekreasyonel hakkındaki bilgi
düzeyleri, rekreasyonel merkezlere nasıl ve kiminle gittikleri, rekreasyonel
merkezlerdeki etkinliklere katılımlarına etki eden faktörler ve rekreasyonel
merkezlerden haberdar olma düzeylerine göre anlamlı bir farklılık olup
olmadığını test edebilmek için ulaşılan bulgular tartışılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre, kadın ve erkek katılımcıların yarıya yakın bir
kısmının boş zaman sürelerinin yeterli (%42.2) olduğunu ifade etmiştir. Bununla
birlikte kadın katılımcıların (%33.9) erkek katılımcılara (%22.7) göre boş zaman
sürelerinin daha yetersiz olduğunu ifade ettiği görülmüştür (Tablo 2). Elde edilen
bu sonuç Karaküçük ve Gürbüz tarafından öğretim elemanlarının katılımı ile
gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları ile farklılıklar göstermektedir2. Bu durum bu
çalışmada yer alan katılımcıların mesleklerinin diğerlerinden oldukça farklı
olduğu şeklinde açıklanabilir. Kadın ve erkek katılımcıların boş zaman sürelerinin
yeterliği arasındaki bu farkın toplum yapımızdaki değer yargılarından
kaynaklandığı düşünülebilir.Toplumumuzda kadınların iş zamanı dışındaki
sürelerde ev işlerinden de sorumlu olmaları; onların zorunlu çalışma saatlerinin
artmasına buna karşılık boş zamanlarının azalmasına neden olmaktadır.
Analiz sonuçlarına göre, katılımcıların çok az (%15.3) bir kısmının boş
zamanlarını değerlendirmede güçlük çektiği tespit edilmiştir (Tablo 3). Ayrıca,
erkek (%47.2) ve kadın (%50.3) katılımcıların yüzdesel olarak yarıya yakın (%
48.8) kısmının boş zamanlarını değerlendirmede bazen güçlük çektiği
anlaşılmıştır. Bu durum, insanlarda bilinçlenmenin artmasıyla birlikte ruhsal,
fiziksel ve sosyal bakımlardan elde edilen sağlığın farkına varılarak, sahip
oldukları boş zamanlarını etkin ve planlı bir şekilde değerlendirdikleri şeklinde
53
yorumlanabilir. Wirth’ün de belirttiği gibi zamanında farkında olmak kentsel
dünyadaki düzenimizin bir simgesidir39. Ayrıca, insan hayatında süregelen tek
düzelik ve rutin bir çalışma ortamının oluşturacağı sıkıntı, genellikle rekreatif
faaliyetlerle bir değişim, yenileşim ve ilginçlik meydana getirilerek
giderilebilecek olması da günümüzde artık kabul edilmiş bir durumdur.
Kadın ve erkek katılımcıların yaşadıkları bölgedeki rekreasyonel
merkezler hakkındaki bilgi düzeylerine ilişkin veriler incelendiğinde kadın
(%25.6) ve erkek (%25.9) katılımcıların bilgi düzeylerinin (oldukça bilgi
sahibiyim) birbirlerine çok yakın değerlerde olduğu görülmektedir (Tablo 4).
Bununla birlikte, katılımcıların yarıdan fazlasının (% 58.6) rekreasyonel
merkezler hakkındaki bilgi düzeylerinde kısmen bilgi sahibi oldukları sonucuna
varılmıştır. Elde edilen sonuç, katılımcıların yaşadıkları bölgeyi rekreasyonel
merkezler açısından genel anlamda tanıdıkları ve Keçiören Belediyesi’nin kısmen
de olsa halkını bu merkezler hakkında haberdar ettiği söylenebilir. Bireyler
arasındaki farkındalık düzeyinin kısmen de olsa ortaya çıkmasındaki temel neden
olarak kentin heterojen bir yapıya sahip olması ve kentte yaşayan bireylerin
kentsel bütünleşme veya kentlilik bilinci düzeylerinin de farklı olması
gösterilebilir24.
Katılımcıların rekreasyonel merkezlere ulaşım mesafelerinin cinsiyete göre
karşılaştırılması sonucunda elde edilen bulgular, kadın katılımcıların %33.9’unun
bir rekreasyonel merkeze ulaşmak için 0-2 km yol gittiğini ve bu oranın erkek
katılımcılarda %50.9’a çıktığını göstermektedir. Buna karşın, rekreasyonel
merkeze ulaşmak için 9 ≥ km ve üzeri yol gidenlerin oranı erkeklerde %6.9 iken
kadın katılımcılarda bu oran %14.8’e yani yaklaşık iki katına yükselmiştir (Tablo
5). Bu sonuç, kadınların rekreasyon merkezler konusunda erkeklere göre daha
seçici oldukları şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca, toplumumuzda erkeklerin
kadınlara göre çalışma yaşamında daha çok yer alması boş zamanlarını
değerlendirmede ulaşımın daha az zaman alması ve daha ekonomik olması için
daha kısa mesafeleri tercih etmek istedikleri sonucuna da varılabilir.
54
Çalışmadan elde edilen bir diğer bulguya göre kadın ve erkek
katılımcıların toplamda %74.9’unun (erkek=%78.5; kadın=%71.4) tesisleri 1-3
saat aralığında kullandıkları anlaşılmıştır. Tesisleri 1 saatten daha az veya 4 saat
ve üzeri kullanan katılımcıların oranı ise oldukça düşük düzeydedir (Tablo 6). Bu
bulgu , katılımcıların tesisleri genel anlamda sadece yaptıkları aktivite süresince
kullandıkları sonucunu göstermektedir. Ayrıca bu sonuç, katılımcıların
rekreasyonel merkezlerde katıldıkları etkinliklerle de açıklanabilir. Bu bulguya
göre, erkeklerin en çok ‘‘fitness’’ (%48.6) aktivitelerine katıldıkları ve kadınlar
ise en çok “yüzme” (%40.7) aktivitesine katıldıkları görülmüştür ( Tablo 10). Bu
aktivitelerin de toplam süresi genellikle 1-3 saat arasında değiştiğinden,
katılımcıların tesislerde kalış süreleri durumuyla da paralellik göstermektedir. Bu
durum katılımcıların rekreasyonel merkezlerde sadece fiziksel aktivite süresince
bulunduklarını, etkinlik bittiğinde tesisten ayrıldıklarını, zaten yetersiz olan sosyal
tesisleri veya benzer mekanları kullanmadıklarını ortaya koymaktadır.
Katılımcıların rekreasyonel merkezlere kimlerle katıldıklarına ilişkin
sonuçlar incelendiğinde; ailesi ile rekreasyonel merkezlere gitmeyi tercih eden
kadın katılımcıların oranı %32.3 iken bu oran erkek katılımcılarda yalnız %22.6
dır. Bunun aksine, erkek katılımcıların (%41.2) kadın katılımcılara (%29.6) göre
rekreasyonel merkezlere daha çok yalnız gitmeyi tercih ettikleri anlaşılmıştır
(Tablo 7). Elde edilen bu sonuç literatürde yer alan bazı çalışmaların sonucu ile de
kısmen de olsa benzerlik göstermektedir2. Ayrıca, bu durum, toplumumuzdaki
muhafazakar yapı ile ilişkilendirilebilir. Kadınların erkeklere oranla hala tek
başına hareket etmede güçlüklerin olduğu bilinmektedir. Toplumsal yaşamda olan
birçok eylemde olduğu gibi rekreasyonel etkinliklerde de bu durum maalesef
kendisini hissettirmektedir.
Erkek ve kadın katılımcıların rekreasyonel merkezlerdeki etkinliklere
katılımlarına etki eden faktörlere ilişkin istatiksel bulgulara göre, erkek ( X =3.18)
katılımcılar için “tesislerde çok fazla kural olması” ve kadın katılımcılar için
55
( X =3.29) “otopark sorunu” katılım önündeki en az etki eden faktördür.
Literatürde yer alan pek çok çalışmada da bireylerin rekreasyonel aktivitelere
katılımlarına etki eden faktörlerin belirlenmesine çalışılmış ve bu çalışmayı ile
benzer sonuçlara ulaşılmıştır40,41. Örneğin, Alexandris ve Carroll tarafından
yapılan çalışmanın sonuçları ile de benzerlik göstermektedir. Şöyle ki, yapılan bu
çalışma da ulaşım veya otopark gibi problemlerin erkeklerle karşılaştırıldığında
kadınlar için daha önemli bir engel olduğu belirlenmiştir42. Buna karşın erkek
( X =4.27) ve kadın ( X =4.47) katılımcılar için rekreasyonel merkezlerdeki
tesislerin “hijyen” durumu katılıma etki eden en temel faktör olarak ortaya
çıkmaktadır (Tablo 8). Bu durum, kadınların erkeklere göre daha az araba
kullandıkları için otopark sorunuyla daha az karşılaştıkları şeklinde
yorumlanabilir.
Katılımcıların rekreasyonel merkezlerden haberdar olma/kullanım
düzeyleri dağılımına baktığımızda, kadınların %95.1’de “Ozan Kırcan Spor
Tesisi” ve “İsmail Balkan Spor Tesisi”nden hiç haberdar değillerdir. Erkeklerin
(%92.8) varlığından hiç haberdar olmadığı tesis ise “Ozan Kırcan Spor Tesisi”dir.
Bununla birlikte, “Fatih Stadı ve Koşu Yolu”nun erkek (%36.1) ve kadın (%45.1)
katılımcıların en sık kullandığı rekreasyonel tesis olduğu anlaşılmaktadır. (Tablo
11). Genel anlamda bakıldığında ise, katılımcıların Keçiören Belediyesine ait
farklı niteliklerdeki 17 rekreasyonel tesisten ya haberdar olmadıkları ya da tesisin
varlığını bilmesine rağmen bu tesisi hiç kullanmadığı sonucuna varılmaktadır.
Elde edilen bu sonuç, Keçiören Belediyesinde bulunan bu tesislerin
kapasitelerinin tam olarak kullanılamadığı şeklinde yorumlanabilir. Bununla
birlikte, eldeki potansiyeli tanıtıcı belli çalışmaların belediyece yeterince
yapılamadığı sonucuna da varılabilir.
Katılımcıların boş zaman süresinin yeterliliğinin eğitim düzeylerine göre
karşılaştırılması sonucunda elde edilen bulgular, ilköğretim mezunu olan
katılımcıların boş zaman süresinin ‘‘yetersiz’’ ve ‘‘yeterli’’ olduğunu belirten
56
katılımcıların eşit (%32.4), lise mezunu olan katılımcıların ise boş zamanlarını
daha çok ‘‘yeterli’’ buldukları( %39.2) ve üniversite-y.lisans katılımcıların ise
diğer iki gruptan daha fazla olarak boş zamanlarını neredeyse yarıya yakın
kısmını ‘‘yeterli’’ buldukları (%44.9) tespit edilmiştir (Tablo 13). Bu sonuç,
eğitim seviyesinin arttıkça insanların boş zaman sürelerini daha etkin ve verimli
bir şekilde planladığı ve bu nedenle boş zamanlarını yeterli buldukları şeklinde
açıklanabilir. Ayrıca bu durum kentlileşme ile de yakından ilgilidir. Kentlileşme
bilinci, eğitim seviyesiyle yakından ilişkilidir ve yukarıda bahsedilen durumla da
paralellik göstermektedir.
Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, katılımcıların eğitim düzeyleri ve
rekreasyon merkezleri hakkındaki bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki ortaya
çıktığı görülmektedir (Tablo 14). Buna göre, katılımcıların %45.9’unun bu soruya
eşit oranda “fikrim yok” ve “kısmen bilgi sahibiyim” gibi bir cevap verdikleri,
“oldukça bilgi sahibiyim” ifadesine katılanların oranı yalnızca %8.1’dir. Bu
durumun tam aksine, rekreasyonel tesisler hakkında “oldukça bilgi sahibiyim”
ifadesine katılanların oranın lise mezunlarında %19.2 ve üniversite-y.lisans
mezunu olanlarda ise %33.3’dür. Bu sonuç, eğitim seviyesi arttıkça kişinin
yaşadığı bölgedeki rekreatif etkinliklerden ve merkezlerden daha çok haberdar
olması ile ilişkilidir. Bu durum ayrıca, kişinin eğitim seviyesi yükseldikçe kentli
haklarından daha çok haberdar olmasından da kaynaklanabilir. Çünkü, sosyal
bakımdan kentlileşen kişi, kentte onu sosyal yönden tatmin edebilecek rekreatif
etkinlikler hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışmaktadır. Bu durum
literatürde yer alan bazı tanımlamalarla da benzerlik göstermektedir24, 12, 11 .
Örneğin, Keleş, kentli insanın, kentlileşme ölçüsünde kentin sosyal, kültürel ve
rekreasyon olanaklarını değerlendirme eğiliminde olduğunu belirterek, kişinin
kentlileşebilmesi için gerekli olan aşamalardan bazılarının eğitim ve kültür
düzeyinin geliştirilmesi şeklinde olduğunu söylemektedir9.
Bir diğer bulgu ise, katılımcıların eğitim durumlarına göre %74.8 yüksek
bir oranla rekreasyonel merkezlerde 1-3 saat aralığında kaldığı şeklindedir (Tablo
57
15). Rekreasyonel tesisleri 4 saat ve üzeri gibi bir zaman aralığında en fazla
kullanan katılımcılar ise lise (% 17.5) mezunu olan katılımcılardır. Bu sonuç, lise
mezunu katılımcıların, tesislerde aktivite dışında da daha fazla zaman harcadığını
göstermektedir. Bunu destekler şekilde, üniversite-y.lisans mezunu kişilerin
çalışma ortamının daha yoğun olduğu kabul edilen bir durum olduğundan, bu
kişiler rekreasyonel merkezleri sadece aktivite açısından kullandıkları, kalan boş
zamanlarını ise daha farklı mekanlarda geçirmek istediği şeklinde de
yorumlanabilir. Ayrıca, bu merkezlerde aktivite dışında pek fazla olanağın
olmadığı (yeme-içme birimleri, çevrenin hoşluğu gb.) da söylenebilir.
Elde edilen bulgular, katılımcıların rekreasyonel merkezlerdeki etkinliklere
katılımlarına etki eden faktörlerin eğitim düzeylerinin artmasına (ilköğretim
X =3.57; lise X =3.77; üniversite-y.lisans X =3.87) paralel olarak arttığını
göstermektedir (Tablo 16). Bu durum eğitim durumunun artmasıyla birlikte,
tesislerden beklenen hizmet kalitesinin de artmasının beklenmesiyle ilişkili olduğu
söylenebilir. Literatürde beklenen hizmet kalitesi ve kişilerin demografik
özellikleri arasında yakından ilişki olduğunu işaret eden oldukça fazla sayıda
çalışma bulunmaktadır43,44,45. Örneğin, sağlık ve zindelik kulüplerinden hizmet
alan katılımcıların memnuniyet düzeylerinin belirlenmesi amacı ile yapılan
araştırmada bireylerin beklenti düzeyleri ile eğitim düzeyleri arasında paralel bir
ilişki olduğu tespit edilmiştir46.
Buna ek olarak, 1992 de Avrupa Konseyi’nce kabul edilen Avrupa Kentsel
Şartı’nda Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonuyla kentli birey için; kentin
kendisine sunacağı rekreasyonel olanaklar bir hak olarak değerlendirilmektedir.
Bu maddenin ‘‘spor alanlarının sağlıklı ve güvenli olarak tasarlanması’’ ilkesinin
bilincinde olan kişiler, belediyelerden daha fazla hizmet beklemektedir27 .
Katılımcıların mesleklerine göre boş zaman sürelerinin yeterliliğine ilişkin
bulgulara baktığımızda; öğrencilerin diğer meslek gruplarına göre boş zamanlarını
58
daha çok yeterli buldukları (%62.7) ifade edilirken; boş zamanlarının yetersiz
olduğunu ifade eden en büyük oran (%42.4) ev hanımlarında görülmektedir
(Tablo 18). Bu sonuç, ev hanımlarının yaptığı ev işlerinin, çocuk bakımı gb.
durumların fazla zaman ve uğraş gerektirdiğinden, boş zamanlarının yetersiz
olduğu söylenebilir. Öğrencilerde ise bu durumun genellikle tam tersi şeklinde
olduğu ifade edilebilir. Öğrencilerin yükümlü olduğu işlerin daha az sayıda
olmasından dolayı, boş zaman süreleri daha fazla olabilmektedir. Buna ek olarak,
katılımcıların boş zamanlarını değerlendirmede ‘‘her zaman güçlük çekerim’’
ifadesine katılanların en düşük olduğu grup öğrencilerken (%6.8) en yüksek
olduğu grup ise emekliklerdir (%21.2). Benzer şekilde öğrencilerin (%47.5) ve
emeklilerin (%48.5) yarıya çok yakın bir kısmı boş zamanlarını değerlendirmede
hiçbir zaman güçlük çekmediklerini belirtmişlerdir (Tablo 19). Bu sonucun birçok
değişik sebepten kaynaklandığı söylenebilir. Öncelikle gençlik veya çalışma
yaşamı boyunca boş zamanlarının farkına varabilme ve yeterince
değerlendirebilme alışkanlığı ya da eğitimi alamamış olmak ve belirli
rekreasyonel etkinliklere katılarak beceri-hüner sahibi olamamak ileri yaş
dönemlerinde boş zamanların değerlendirilmesinde güçlük çekilmesine neden
olabilmektedir37. Ayrıca ileri yaş dönemlerinde beliren bazı sağlık sorunları,
ekonomik sıkıntılar veya yaşlılara yönelik rekreatif tesislerin yeterli sayıda
olmaması, bu grubun boş zamanlarını değerlendirmede güçlük çektiğini
gösterebilir. Buna karşıt olarak, emekli ve öğrencilerin bir işte çalışmadıklarından
dolayı, boş zamanları daha çok olmaktadır.
Çalışmadan elde edilen bulgular, ev hanımlarının %45.8’lik en büyük
oranla ailesi ile, öğrencilerin %62.7’lik en büyük oranla arkadaşlarıyla ve özel
sektörde çalışan katılımcıların %43.3’lük en büyük oranla yalnız rekreasyonel
merkezlere gitmeyi tercih ettikleri anlaşılmaktadır (Tablo 20). Bu sonuç, ev
hanımlarının genel olarak daha geleneksel bir yaklaşım sergilediklerinden veya
sergilemek zorunda bırakıldıklarından (mahalle baskısı..) kaynaklandığı
düşünülebilir. Öğrencilerin ise bu tür aktivitelere arkadaşlarıyla gidiyor olması,
59
yaş-dönem özelliklerinden dolayı ileri gelen bir durum olarak değerlendirilebilir.
Bu bulgular literatürde yapılan bir çalışmanın sonucu ile farklılık göstermektedir2.
Ortaya çıkan bu farklılığın bireylerin meslekleri, yaşam tarzları ve eğitim
durumlarındaki farklılıklardan kaynaklandığı ifade edilebilir.
Diğer bir bulguya göre, katılımcılardan sadece kamuda çalışanların
(%52.7) rekreasyonel merkezleri daha çok hafta sonu kullanmayı tercih ettiğini
göstermektedir. Buna karşın diğer katılımcıların yani öğrencilerin (%55.2), ev
hanımlarının (%66.1) ve emeklilerin (%63.6) ise daha çok hafta içinde bu tür
rekreasyonel merkezleri kullandıklarını göstermiştir ( Tablo 21). Bu sonuç,
çalışma yaşamı yani çalışma günleri ve hafta sonlarının tatil olması ile
ilişkilendirilebilir. Şöyle ki; kamuda çalışanların mesai saatlerinin genellikle
standart olması ve iş yani çalışma saatleri dışındaki zamanlarının bu tür
aktivitelere katılmak için uygun olmaması böyle bir durumun ortaya çıkmasında
etkilidir.
Katılımcıların yaşlarına göre boş zaman süresinin yeterliğine ilişkin
bulgular, boş zaman sürelerinin yetersiz olduğunu ifade eden en büyük oran 34-43
(%33.3) yaş grubunda iken, boş zaman sürelerinin yeterli olduğunu ifade eden en
büyük oran ise 14-23 (%52.9) yaş gurubunda olduğu ifade söylenebilir. Bilindiği
gibi, 14-23 yaş aralığında kişiler genel anlamda öğrenci olduklarından dolayı
sorumlulukları daha az olup, boş zaman sürelerini yeterli bulabilmektedirler. Elde
edilen bu sonuç Güngörmüş tarafından yapılan çalışmanın sonucu ile benzerlik
taşımaktadır47. Buna ek olarak, farklı yaş gruplarındaki katılımcıların rekreasyonel
merkezler hakkındaki bilgi düzeyleri dağılımı incelendiğinde 54 yaş ve üzeri
katılımcıların bu tesisler hakkında, diğer yaş gruplarına göre daha fazla bilgi
sahibi oldukları anlaşılmaktadır ( %34.1). Bu tesisler hakkında hiç fikri olmayan
yaş grubu ise 44-53 yaş grubudur(%26.3). 14-23 yaş grubundakilerin %56.5’inin,
24-33 yaş grubundakilerin %69.8’inin, 34-43 yaş grubundakilerin %56.3’ünün,
44-53 yaş grubundakilerin %47.4’ünün ve 54 yaş ve üzerindeki gruptakilerin
60
%48.8’inin rekreasyonel merkezler hakkında kimsen bilgi sahibi oldukları
anlaşılmaktadır (Tablo 24). Bu sonuç, rekreasyonel etkinliklere katılım isteğinin
bir göstergesi olarak da kabul edilebilir. Bölgede uzun süre yaşıyor olanlar ve
özellikle sportif ağırlıklı rekreasyonel tesislerden daha fazla yararlanma
durumunda olan katılımcılarda haberdar olma durumunun yüksek olması beklenen
bir olgu olarak değerlendirilebilir.
Çalışma sonucunda elde edilen bir diğer bulgu ise, 14-23 (%25.9) yaş
grubunun rekreasyonel merkezleri en çok sabah, 24-33 yaş grubunun en çok
akşam (%32.4), 34-43(%31.3) yaş grubunun en çok öğleden sonra, 44-53 (%31.6)
ve 54 yaş ve üzeri (%31.7) yaş gruplarının ise en çok sabah saatlerinde
kullandıklarını göstermektedir (Tablo 25). Bu sonuçlar, kişilerin boş zaman
sürelerinin daha fazla bu zaman dilimlerinde olduğunu ve bu durumun çalışma
yaşamlarıyla ilişkili olabileceğini göstermektedir.
Analiz sonuçlarına göre, 14-23 yaş (%54.1) ve 24-33 yaş grubundakilerin
(%47.2) daha çok arkadaşlarıyla, 34-43 yaş grubundakilerin (%40.2) ailesiyle, 44-
53 (%50) ve 53 yaş ve üzerindekilerin ise daha çok yalnız olarak rekreasyonel
merkezlere gittikleri belirlenmiştir (Tablo 26). Bu sonuç,sosyalleşme bekar veya
evli olmakla ilişkilendirilebilecek bir durumu ortaya koymaktadır. Ayrıca, bu
durumun ortaya çıkması bireylerin içinde bulundukları yaş periyotlarına göre
rekreasyonel aktivitelere kiminle veya kimlerle katılmayı tercihlerinin
farklılaşabileceğini göstermektedir.
61
6. SONUÇ
Günümüz dünyasında özellikle de gelişmekte olan pek çok ülkedeki
kentler farklı kültürel ve toplumsal değerlere sahip bireylerin bir arada yaşadıkları
alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bütün bu bilgiler ışığında kentlerin homojen bir yapıya sahip olmadığı
aksine heterojen bir özellik gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumun kentli
bireylere olan yansımaları ise farklı şekillerde ön plana çıkmaktadır. Örneğin,
kentin farklı alanlarında yaşayan bireylerinde kentsel bütünleşme ve kentlilik
bilinci düzeylerinde de farklılaşmalar yaşanacaktır. Yani kenti farklı
bölgelerindeki kimi bireyler kentsel yaşama daha iyi düzeyde entegre olurken
kimileri için bu durum tam tersine olacaktır.
Bu durumda kentin yönetilmesi ve planlanmasından sorumlu olan yerel
yönetimlerin ortaya çıkan bu bireysel farklılıkları da düşünerek nitelik ve nicelik
bakımından farklı olan bireylerin kentsel bütünleşme sürecine etki edecek temel
faktörleri belirlemesi ve bu yönde stratejik planlar hazırlaması oldukça önemlidir.
Bu çalışmanın birçok bölümünde de bahsedildiği ve yapılan pek araştırmanın
sonucunda da ortaya konduğu gibi bireylerin kentlileşme sürecine oldukça önemli
katkıları olan “rekreasyon” kavramını bireylerin günlük yaşam tarzları haline
getirecek çalışmaların yerel yönetimler tarafından ele alınması önem arz
etmektedir.
Bu noktadan hareketle bu çalışmanın temel amacı kent içindeki
rekreasyonel tesislerin planlanması ve yönetilmesinden neredeyse birincil
derecede sorumlu olan belediyelerin (Keçiören Belediyesi örneği) sınırları içinde
halkın genel kullanımına açık olan rekreasyonel spor tesislerin potansiyelinin
değerlendirilmesi ve katılımcıların etkinliklere yaklaşımlarının analizinin
yapıldığı bu çalışmanın sonuçları kısaca şu şekilde özetlenebilir.
62
Çalışmada yer alan katılımcıların boş zaman sürelerini yeterliği konusunda
çok fazla problem yaşamadıkları ve buna paralel olarak da boş zamanlarını
değerlendirmekte güçlük çekmedikleri anlaşılmıştır. Ayrıca, katılımcıların
özellikle de mesleklerine göre rekreasyonel tesisleri daha çok hafta içinde
kullanmayı tercih ettikleri görülmüştür. Bununla birlikte, katılımcıların
rekreasyonel merkezlere kiminle/kimlerle gitmeye yönelik tercihlerinin eşit
oranda bir dağılım gösterdiği belirlenmiştir.
Çalışmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise, ,çalışmanın örneklem
grubu içersinde yer alan bireylerin kendi yaşadıkları bölge (mahalle) içerisindeki
tesislerden kısmen veya yeteri düzeyde bilgi sahibi olduğu buna karşın genel
bölge içerisinde yer alan rekreasyonel tesislerden haberdar olmadığıdır.
Araştırmanın sonuçlarına göre aşağıdaki öneriler sunulmuştur.
• Bölgede yer alan ve halkın genel kullanıma açık olan tesislerin
bölge halkına duyurulması için yerel yönetimler tarafından gerekli
çalışmaların yapılması
• Bölge içindeki farklı kesimler (yaş, meslek) için değişik program
ve faaliyetlerin düzenlenmesi
• Bireylerin tesislerden faydalanma durumuna önemli etkisi olduğu
ortaya çıkan “hijyen” faktörünün daha fazla dikkate alınması ve bu
yönde gerekli tedbirlerin alınması
• Bireylerin zamansal; hafta içi/sonu veya gün içindeki zaman
bölümlerine yönelik kullanım yoğunluklarının ve tercihlerinin
düşünülerek gerekli düzenlemelerin yapılması
• Kişilerin oldukça düşük seviyede olan tesisleri kullanım
yoğunluklarının ve bilgi düzeylerinin artırılması için gerek yerel
yönetimlerce gerekse spor bilimleri alanındaki araştırmacılarca bu
yönde önemli katkıları olabilecek bilimsel çalışmaların yapılması
63
• Kentsel bütünleşme sürecine önemli katkısı olan rekreasyonel
etkinliklere ve tesislere olan ilginin artırılması için yerel
yönetimlerce ve bu alanda çalışan araştırmacılarca geleceğe
yönelik ortak projelerin geliştirilmesi
• Bilgilerin güncellenmesi ve kentsel potansiyelin belirlenmesi amacı
ile bu ve benzeri yöndeki çalışmaların periyodik aralıklarla
yinelenmesi ve kentin geneline yayılması
64
7. ÖZET
Spor Amaçlı Rekreasyonel Tesislerin Potansiyel Değerlendirmesi: Keçiören
Belediyesi Örneği
Bu çalışmanın amacı; Keçiören Belediyesin sınırları içinde yer alan
rekreasyonel spor tesislerinin potansiyelinin değerlendirilmesi ve katılımcıların
etkinliklere yaklaşımlarının çeşitli değişkenlere göre değerlendirilmesidir.
Çalışmaya, Keçiören belediyesi sınırları içerisinde yer alan ve büyüklük
anlamında birinci sırada olan tesisteki boş zaman etkinliklerine katılan 177 erkek
( X yaş = 34.34., SS= 10.60) ve 188 kadın ( X yaş = 30.75., SS= 9.48) toplam 365
birey oluşturmuştur.
Veri toplama aracının birinci bölümünde araştırma grubunda yer alan
katılımcıların demografik bilgilerini belirlemeye yönelik ifadelere yer verilirken
ikinci tesisleri kullanan bireylerin; (a) rekreasyonel merkezler hakkındaki bilgi
düzeyleri, (b) tesislere ulaşım şekli, (c) tesisleri kullanım süreleri, (d) tesisleri
kimle/kimlerle kullandıkları, (e) rekreasyonel tesisleri kullanım zamanları, (f)
rekreasyonel aktivitelere katılımlarındaki etken faktörler, (g) katıldıkları ve
görmek istedikleri etkinlik türleri ve (h) rekreasyonel tesislerden haberdar
olmaları ve bu tesisleri kullanım potansiyelleri ile ilgili sorular yer almıştır.
Elde edilen verilerin analizinde ise frekans (f), yüzde (%) ve ki-kare testi
analizlerinden faydalanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde ve yorumlarda,
α= .05 anlamlılık düzeyi dikkate alınmıştır. Yapılan analiz sonuçlarından elde
edilen temel bulgulara göre, kadın ve erkek katılımcıların boş zaman sürelerini
genel anlamda yeterli bulduğu ve boş zamanlarını değerlendirmekte çok fazla
güçlük çekmediği tespit edilmiştir. Ayrıca, bireylerin rekreasyonel etkinliklere
katılımlarında engel oluşturabileceği kabul edilen faktörlerden (otopark sorunu,
program durumu, alternatif etkinlikler) çok fazla etkilenmediği sonucuna
varılmıştır.
65
Sonuç olarak, katılımcıların rekreasyonel tesisleri çok fazla
kullanmadıkları ve bölgelerinde yer alan spor amaçlı rekreasyonel tesislerin
potansiyelinin çok fazla farkında olmadığı anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kent, kentlileşme, rekreasyon, kentsel farkındalık, spor
66
8. SUMMARY
Evaluation of Recreational Sport Facilities Potential: Example of Keçiören
Municipality
The primary purpose of the study was to determine the potential of
recreational sport facilities in the boundary of Keçiören Municipality. As a second
aim, this study examined approach of participants’ to these facilities according to
different demographic variables. A total of 365 participants, 177 ( X age = 34.34.,
SD= 10.60) male and 188 female ( X age = 30.75., SD= 9.48) in the most sized
facility in the boundary of Keçiören Municipality.
First part of the data collection instrument consisted of demographic
characteristics of the participants. As a second part, participants were asked (a)
standard of knowledge about recreational facilities, (b) transportation distance to
facilities, (c) usage frequency of recreational facilities, (d) usage of facilities with
whom, (e) usage time of recreational facilities, (f) factors that effect their
participation to recreational facilities, (g) intended/participated type of different
activity (h) to become aware of recreational facilities and usage potential of these
facilities.
According to the results of chi-square test, male and female participants
have enough leisure time didn’t have any difficulty to use this time. Furthermore,
results indicated that participants were not constrained by the several factors
(parking problems, programs, choices of activities).
As a result, it can be concluded that participants didn’t use the recreational
facilities enough and most of the participants were not become aware of the
recreational facilities in their living area.
Key Words: Urban, urbanization, recreation, urban awareness, sport
67
9. KAYNAKLAR
1. Göymen K. Türkiye’de Kent Yönetimi. İstanbul: Boyut Yayınları; 1997.
2. Karaküçük S, Gürbüz B. Rekreasyon ve Kent(li)leşme. Ankara: Gazi Kitabevi;
2007.
3. Aslanoğlu R. Kent, Kimlik ve Küreselleşme. Bursa: Ezgi Kitabevi; 2000
4. Hout L, Thalmann P, Valbelle D. Kentlerin Doğuşu. Girgin A (Çev), Ankara,
İmge Kitabevi, 2000.
5. Keleş R. Kentbilim Terimleri Sözlüğü. İkinci Baskı. Ankara: İmge Kitabevi;
1998.
6. Tatlıdil E. Kent Kültürü ve Boş Zaman Değerlendirme, Dünyada ve
Türkiye’de Güncel Sosyolojik Gelişmeler. Türkiye Ulusal Sosyoloji Kongresi, 3-
4-5 Kasım 1993.Ankara: Sosyoloji Derneği Yayınları III; 1994.
7. Çizgen N. Kent ve Kültür. Say Yayınları, İnceleme Dizisi,1994.
8. Weber M. Şehir-Modern Kentin Oluşumu. Ceylan M (Çev), İstanbul, Bakış
Yayınları, Haziran 2000.
9. Keleş R. Kentleşme Politikası. Yedinci Baskı. Ankara: İmge Kitabevi; 2002.
10. Suher H, Giritlioğlu C, Erkut G. Türkiye’de Kentleşme (Türkiye’nin Sorunları
Dizisi). İstanbul: Yeni Yüzyıl Kitaplığı; 1996.
68
11. Özer İ. Kentleşme, Kentlileşme ve Kentsel Değişme.Ankara: Ekin Kitabevi;
2004.
12. Kıray M. Kentleşme Yazıları. İstanbul: Bağlam Yayınları; 1998.
13. Erkan R. Kentleşme ve Sosyal Değişme. İstanbul: Bilimadamı Yayınları;
2003.
14. Smith DA. Third World Cities.London, UK: Routhledge; 2000.
15. Kartal K. Kentleşme ve İnsan: Kentleşme Sürecinde İnsan Tutum ve
Davranışlarında Meydana Gelen Değişmeler. Ankara: Türkiye ve Orta Doğu
Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları; 1978.
16. Kılınç G. Değişen Dünya Düzeni İçinde Kent ve Kentleşme Kriterlerinin
Belirlenmesi. Değişen-Dönüşen Kent ve Bölge, Prof. Dr. İlhan Tekeli Onuruna. 8-
10 Kasım 2004. Ankara: Dünya Şehircilik Günü 28. Kolokyumu; 2004.
17. Özkalp E. Sosyolojiye Giriş. Genişletilmiş 11. Baskı.Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi, Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayını;
2001.
18. İsbir E. Şehirleşme Meseleleri. 1. Baskı. Ankara: Ocak Yayınları; 1986.
19. Vural A, Vural T. Kentleşmenin Sosyo -Ekonomik Etkileri.[Erişim Tarihi:
18.06.2008] URL: http://paribus.tr.googlepages.com/ulusoy_
20. Kaya E, Şentürk H, Danış O, Şimşek S. Modern Kent Yönetimi I. Birinci
Baskı. İstanbul: Okutan Yayıncılık; 2007.
69
21. [Erişim Tarihi: 16.07.2008] URL: http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Toplumsalla%FEma
22. Kartal K. Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme. Ankara:
Yurt Yayınları; 1983.
23. Tok G. Habitat II’ ye Doğru, Kentte Yaşam. Ankara: Bilim ve Teknik Dergisi;
Mart 1996.
24. Güçlü S. Kentlileşme ve Göç Sürecinde Antalya’da Kent Kültürü ve Kentlilik
Bilinci. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı; 2002.
25. Bumin K. Demokrasi Arayışında Kent. İstanbul: İz Yayıncılık; 1998.
26. Çukurçayır MA. Siyasal Katılma ve Yerel Demokrasi. Ankara: Yargı
Yayınevi; 2000.
27. Tekeli İ. Modernite Aşılırken Kent Planlaması. Ankara: İmgeYayınevi; 2001.
28. [Erişim Tarihi: 14.06.2008]. URL: http://www.mitaged.org.tr/ab_khak_deklarasyon.htm
29. Eren E. Yönetim ve Organizasyon. İstanbul: Beta Basım Yayım; 2001.
30. 5393 Sayılı Belediye Kanunu. [ Erişim Tarihi: 04.07.2008]. URL:
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.5393&MevzuatI
liski=0&sourceXmlSearch=
31. Keçiören’in Tarihçesi. [ Erişim Tarihi: 12.07.2008]. URL:
http://www.kecioren.bel.tr/dosya.asp?ID=1
70
32. 2007 Nüfus Sayımı Sonuçları ve 22 Mart 2008 Tarih ve 26824 Sayılı Resmi
Gazetede Yayımlanan "Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" Çerçevesinde
Stratejik Plan Yapmakla Yükümlü Belediyelerin Listesi. [ Erişim Tarihi:
11.06.2008]. URL: http://www.tuik.gov.tr/AltKategori.do?ust_id=11
33. Sağcan M. Rekreasyon ve Turizm. İzmir: 1986.
34. Özkan B. Kentsel Rekreasyon Alan Planlaması. İzmir: Ege Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü; 2001.
35. Karaküçük S. Rekreasyon: Boş Zamanları Değerlendirme. 5. Baskı. Ankara:
Gazi Kitabevi; 2005.
36. Kesim Ü. Yerel Yönetimlerde Rekreasyon Programları ve Hizmetleri. Sağlıklı
Kentler Birliği Toplantısı.Eskişehir; 2006. [Erişim Tarihi: 21.07.2008] URL:
http:// www.sporbilim.com.
37. Büyüköztürk Ş. Sosyal Bilimler İçin Veri analizi el kitabı: İ. İstatistik,
Araştırma Deseni. SPSS Uygulamaları ve Yorum. 8. Baskı. Ankara: Pegem
yayınları; 2007
38. Kalaycı Ş. SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri. 2. Baskı
Ankara: Asil Yayınevi; 2008
39. Wirth L. Bir Yaşam Biçimi Olarak Kentlileşme, “20. Yüzyıl Kenti”. Duru B,
Alkan A (Çev), Ankara, İmge Kitabevi, 2002.
40. Liechty T, Freeman PA, Zabriskie RB. Body Image and Beliefs About
Appearance: Constraints on the Leisure of College-Age and Middle-Age Women.
Leisure Sciences 2006; 28: 311-330.
71
41. Nadirova A, Understanding Leisure Decision Making: An Integrated Analysis
of Recreation Participation, Anticipated Leisure Benefits, Environmental
Attitudes, Leisure Constraints and Constraints Negotiation. Unpublished Doctoral
Thesis. Alberta: Faculty of Graduate Studies and Research, University of Alberta,
Edmonton;2000.
42. Alexandris K, Carroll B. Demographic Differences In The Perception of
Constraints On Recreational Sport Participation: Results From a Study in Greece.
Leisure Studies 1997; 16: 107-125.
43. Howat G, Crilley G, Absher J, Milne L. Measuring Customer Service Quality
in Sports and Leisure Centers. Managing Leisure 1996; 2: 77-89.
44. Lam ETC, Zhang JJ, Jensen BE. Service Quality Assessment Scale (SQAS):
An Instrument for Evaluating Service Quality of Health–Fitness Clubs.
Measurement In Physıcal Education And Exercise Science 2005; Vol.9 2:79–111.
45. Thedorakis N, Kambitsis C. The Effect of Service Quality on Sport
Consumers’ Behavioral Intentions. Madeira: Proceedings of the 6th Congress of
the European Association for sport Management; 1998.
46. Gürbüz B, Koçak S, Lam E. Comparisons of members expectations and
perceptions of service quality in helath-fitness clubs with respect to demographic
variables. 10th ICHPER-SD Europea Congress & The TSSA 8th International
Sport Sciences Congress Abstract Book. Antalya: Türkiye; 2004.
47. Güngörmüş A. Özel Sağlık-Spor Merkezlerinden Hizmet Alan Bireyleri
Rekreasyonel Egzersize Güdüleyen Faktörler. Doktora Tezi. Ankara: Gazi
Üniversitesi; 2007.
72
10. EKLER
Form no Tarih Değerli Katılımcı;
Bu çalışma, yaşadığınız bölgedeki rekreasyon merkezleri ile ilgili düşüncelerinizi belirlemek amacıyla yapılmaktadır. Elde edilen veriler topluca değerlendirilecek ve sadece bu araştırma kapsamında kullanılacaktır. Göstereceğiniz ilgi ve özene şimdiden teşekkür ederiz. Rekreasyon;
“İnsanların çalışma ve zorunlu gereksinimlerini karşıladıktan sonra kalan sürelerde özgürce kullanabilecekleri boş zamanlarında gönüllü olarak yaptıkları aktivitelerdir”
Rekreasyon merkezleri: Spor salonları, yüzme havuzları, parklar vb.
Beyza Merve KARAKÜÇÜK Gazi Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi- ANKARA
KİŞİSEL BİLGİLER
1. Cinsiyetiniz? Erkek Kadın
2. Yaşınız?(Lütfen Belirtiniz)………………………………………………………………………...
3. Medeni haliniz?
Evli Bekâr
4. Eğitim düzeyiniz? Kendisi Anne Baba Okur-yazar değil İlkokul Ortaokul Lise Üniversite Lisansüstü
5. Mesleğiniz? (Lütfen Belirtiniz) ………………………………………………………………. 6. Toplumdaki kişilerin refah düzeyini düşündüğünüzde siz kendinizi bu refah düzeyinin hangi basamağında görüyorsunuz?
Çok Kötü Kötü Normal İyi Çok İyi
7. Yaşamınızın büyük çoğunluğunu nerede geçirdiniz? Kırsal Alan Kentsel Alan Metropol Yurt Dışı
73
8. Haftalık sahip olduğunuz boş zaman süresinin size göre yeterliliğini değerlendiriniz?
Kesinlikle Yetersiz
Yetersiz Normal Yeterli Kesinlikle Yeterli
9. Boş zamanlarınızı değerlendirmekte güçlük çekiyor musunuz?
Her Zaman Bazen Hiçbir Zaman
10.Yaşadığınız bölgedeki rekreasyon merkezleri hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Fikrim yok Kısmen bilgi sahibiyim Oldukça bilgi sahibiyim
11.Yaşadığınız yere en yakın rekreasyon merkezinin uzaklığı nedir? 0-2 km 3-5 km 6-8 km 9 km ve üzeri
12.Rekreasyon merkezlerine giderken ulaşımınızı nasıl sağlarsınız? Toplu taşıma aracı Kendi Arabamla Taksi Motosiklet Bisiklet Yürüyerek Diğer (Lütfen belirtiniz):……………………………………………………………..……………
13. Rekreasyon merkezinde genellikle ne kadar kalırsınız? 1 Saatten az 1-3 Saat 4-5 Saat 6 Saat ve üzeri
14. Rekreasyon merkezine genellikle kiminle gidersiniz? Eş veya Partnerimle Ailemle Arkadaşlarımla Yalnız Diğer (Lütfen belirtiniz):……………………………………………………………..………………
15. Rekreasyon merkezine genellikle haftanın hangi bölümünde gidersiniz? Hafta İçi Hafta Sonu
16. Rekreasyon merkezine genellikle günün hangi bölümünde gidersiniz? Sabah Öğlen Öğleden Sonra Akşam
17. Bu ifadelerin sizin rekreasyon merkezindeki aktivitelere katılımınızı ne ölçüde etkilediğini belirtiniz? Hiç
Etkilemez 1
Etkilemez
2
Kararsızım
3
Etkiler
4
Çok Etkiler
5 Otopark sorunu Çok fazla kural olması Güvenlik görevlilerinin tutumu Giriş ve diğer hizmetlerin ücreti Yönetici ve Eğitmenlerin tavır-davranışları
Çevresel düzenleme Trafik ve benzeri gürültü Hijyen durumu Program durumu Alternatif etkinlikler Güvenlik durumu Yerleşim uygunluğu İşaret ve yönlendirmelerin yeterliği
74
18.Yukarıda sayılan faktörler sizin Keçiören Bölgesindeki rekreasyonel tesislerin bütününü düşündüğünüzde bu merkezlere gitmenizi olumsuz etkiler mi?
Evet Hayır Kararsızım
19.Rekreasyon merkezlerinde en çok katıldığınız ilk üç etkinliği yazınız? 1)……………………………………………………………………………………………………
2) …………………………………………………………………………………………………
3) …………………………………………………………………………………………………
20.Rekreasyon merkezlerinde görmek istediğiniz ilk üç etkinliği yazınız? 1)…………………………………………………………………………………………………… 2) ………………………………………………………………………………………………… 3) …………………………………………………………………………………………………
21.Rekreasyon merkezi farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarına cevap verebiliyor mu? Evet Kısmen Hayır
22. Aşağıdaki rekreasyon merkezlerini değerlendiriniz. Tesisler
Haberdar Değilim
Biliyorum Fakat Hiç Gitmedim
Bir Kez Gittim
Birden Fazla Gittim
Sürekli Gidiyorum
Ozan Kırcan Spor Tesisi
Hanımlar Lokali ve Spor Salonu
İsmail Balkan Futbol Sahası
Koca Yusuf Spor Kompleksi
Kanuni Park Tesisleri
Kasalar Mevki Spor Tesisleri
Aktepe Yeni Spor Kompleksi
Aktepe Yüzme Havuzu
Ayvalı Süleymaniye Parkı Tesisleri
Bademlik Benekligül Spor Alanı
Fatih Stadı ve Koşu Yolu
Basınevler Papazderesi Parkı Spor Alanları
Esertepe Askeriye Yanı Spor Alanları
75
Tesisler
Haberdar Değilim
Biliyorum Fakat Hiç Gitmedim
Bir Kez Gittim
Birden Fazla Gittim
Sürekli Gidiyorum
Gümüşdere Ali Kayhan Spor Tesisi
Kanuni Mahallesi Spor Kompleksi
Fatih Terim Parkı Spor Alanı
Şevkat Mahallesi Spor Kompleksi
76
11. ÖZGEÇMİŞ
Adı: Beyza Merve
Soyadı: Karaküçük
Doğum Yeri ve Tarihi: 24/ 03/ 1984 Ankara
Eğitimi: 2002-2007 Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama
1995-2002 Fethiye Kemal Mumcu Anadolu Lisesi
1991-1995 Alpaslan İlköğretim Okulu
Yabancı Dili: İngilizce ( İyi)
İspanyolca (Orta Düzey)
Bilgisayar Eğitimi Kullanımı: Autocad (sertifikalı)
Netcad (sertifikalı)
Üye Olduğu Bilimsel Kuruluşlar: TMMOB, GÜDAK
Bilimsel Etkinlikler: Gazi Üniversitesi BAP Projesi (20/2008-1) Türk
Toplumunun Boş Zaman Davranış Profilleri ve
Rekreasyonel Etkinliklere Katılımdaki engeller
top related