ve - web.e-baro.web.trweb.e-baro.web.tr/uploads/45/etkinlikler/2015/2_oguz_ersoz.pdf · c)...
Post on 30-Nov-2019
49 Views
Preview:
TRANSCRIPT
1
HÜKÜMET SİSTEMLERİNİN GENEL TEORİSİ
Ve
TÜRKİYE ANALİZİ
Oğuz ERSÖZ
İÇİNDEKİLER
A) GİRİŞ .................................................................................................................................... 1
B) KUVVETLER BİRLİĞİ SİSTEMLERİ ........................................................................... 2
1. Yürütme Organında Birleşme ................................................................................. 2
a) Mutlak Monarşi .............................................................................................. 2
b) Diktatörlük .................................................................................................... 3
2. Yasama Organında Birleşme (Meclis Hükümeti Sistemi) .................................... 3
a) Teorik Kaynağı ............................................................................................... 3
b) Yasama Organına İlişkin Özellikler. .............................................................. 3
2
c) Yürütme Organına İlişkin Özellikler ............................................................. 4
d) Sistemin Uygulanması. .................................................................................. 4
e) Yürütme Organına İlişkin Özellikler ............................................................. 4
f) İsviçre Örneği. ................................................................................................. 4
C) KUVVETLER AYRILIĞI SİSTEMLERİ ........................................................................ 5
1. Sert Kuvvetler Ayrılığı: Başkanlık Sistemi ............................................................ 5
a) Tarihi Kökeni .................................................................................................. 6
b) Başkanlık Sisteminin Temel Özellikleri ........................................................ 6
c) ABD Örneği .................................................................................................... 7
d) Başkanlık Sisteminde Yasama ve Yürütme Arasındaki Etkileşim Araçları .. 9
e) Başkanlık Sisteminin Değerlendirilmesi ..................................................... 11
f) Başkanlık Sisteminden Sapmalar: ................................................................ 12
2. Yarı Başkanlık Sistemi ........................................................................................... 13
a) Temel Özellikleri ......................................................................................... 13
b) Sistemin Temel Sorunsalı ............................................................................ 14
c) Sisteme Örnekler ........................................................................................... 14
3. Yumuşak Kuvvetler Ayrılığı: Parlamenter Sistem ............................................... 15
a) Tarihi Kökeni ................................................................................................ 15
b) Temel Özellikleri ......................................................................................... 15
c) Karşılıklı Etkileşim Araçları ........................................................................ 17
d) Sistemin Değerlendirilmesi ........................................................................ 17
e) İngiltere Örneği .......................................................................................... 18
3
f) Sisteme Örnekler .......................................................................................... 18
D) TÜRKİYE ANALİZİ ........................................................................................................ 19
1. 2007 Anayasa Değişikliği öncesinde Türk Hukukunda Hükümet Sistemleri ........... 19
2. 2007 Anayasa Değişikliği Sonrasında Türk Hukukunda Hükümet Sistemleri ......... 20
3. Başkanlık Sistemi Tartışmaları ................................................................................. 21
E) SONUÇ ............................................................................................................................... 23
A) GİRİŞ
Devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde teşkilatlanmış insan topluluğunun oluşturduğu
organizasyondur. Devletin temel fonksiyonlarını ifa edecek organların kuruluşu, işleyişi ve
karşılıklı ilişkilerini düzenleme gereksinimi çeşitli hükümet sistemlerini ortaya çıkarmıştır. Bu
hükümet sistemleri tarih boyunca değişim ve gelişim yaşayarak, uygulandıkları ülkelerin
tarihi, politik, sosyo-ekonomik vb. koşullarına göre farklılaşmaktadır.
Türk anayasalarının hükümet sistemi konusundaki tercihi 1876’dan itibaren parlamenter
sistemden yana olmuştur. Ancak, 1980’li yıllardan itibaren ülkemizde başlayan Başkanlık
sistemi tartışmaları günümüzde halen canlılığını korumaktadır.
Çalışmamızda hükümet sistemlerinin sınıflandırılması ve genel teorisi belirtildikten sonra,
Türkiye’nin geçmişten bugüne hükümet sistemleri değerlendirilmeye çalışılacaktır.
4
B) KUVVETLER BİRLİĞİ SİSTEMLERİ
Kuvvetler birliği sistemleri, devlet yetkilerinin yasama ya da yürütme organında birleştiği
hükümet sistemleridir. Kuvvetler birliği, yürütme lehine olabileceği gibi, yasama lehine de
olabilmektedir.
1- Yürütme Organında Birleşme: İki şekilde karşımıza çıkmaktadır:
a) Mutlak Monarşi: Yasama ve yürütme kuvvetlerinin hükümdarda toplandığı bir
hükümet sistemidir.
Bu sistemde, devlet içinde tek ve en yüksek otorite hükümdardır. Yasama, yürütme ve hatta
yargısı hükümdara aittir. Bu sistemde hükümdar kanun koymakta, kanunları uygulamakta ve
ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmektedir. Şüphesiz, hükümdar, bu yetkilerinin hepsini bizzat
ve doğrudan doğruya kullanamaz. Bunlar için birtakım görevliler atar. Onlar sadece
hükümdarın memurudur ve hükümdar karşısında hiçbir bağımsızlıkları yoktur.1
Klasik dönem Osmanlı, Rus Çarlığı mutlak monarşiydi. Günümüzde Suudi Arabistan sisteme
örnek verilebilir.
1 Gözler, s.76
5
b) Diktatörlük: Yasama ve yürütme yetkileri bir kişi veya grubun elindedir.2
Demokratik rejimlerin karşıt anlamlısı diyebileceğimiz sistemde bazı diktatörlükler zaman
zaman halk oylaması ve seçimler gerçekleştirseler de bu seçimler halkın özgür iradesine
dayanmadığından böyle diktatörlükler plebisit diktatörlükler olarak anılmaktadır.3
Diktatörlük rejiminde iktidarda bulunan kişi\gruplarca iktidarın keyfi ve hukuk tanımaz
biçimde kullanılması ve siyasal ve toplumsal düzenin despotik yöntemlerle kontrol altında
tutulması rejimin karakteristik nitelikleridir.
Diktatörlüklerin çoğunluğunda iktidar grubunun katı ve toptancı bir ideolojisi ile toplumun
temel hak ve özgürlükleri üzerinde ağır bir kısıtlaması söz konusudur. Bununla beraber başta
medya organları kanalıyla olmak üzere yoğun ve yaygın bir siyasi mobilizasyon söz
konusudur.
Nazi Almanya’sı, Franco İspanya’sı, Salazar Portekiz’i, Saddam Irak’ı ve Kaddafi Libya’sı
diktatörlüklere örnek verilebilir.
2- Yasama Organında Birleşme (Meclis Hükümeti Sistemi) : Yasama ve yürütme
kuvvetlerinin, bir mecliste birleştiği siteme meclis hükümeti (konvansiyonel) rejimi
denilmektedir.
a) Teorik Kaynağı: Meclis hükümeti sisteminin teorik kaynağı, J.J.Rousseau’nun
‘’Toplum Sözleşmesi’’ eserinde belirttiği, millet iradesinin ve egemenliğinin
bölünmezliği ilkesine dayanmaktadır.
Egemenlik bölünmez bir bütün olduğuna göre, onun temsili de bölünemez. Bunun için
yasama yetkisi, hükümet fonksiyonu dâhil, her alanda, milletin iradesini açıklayacak olan tek
bir meclise verilmelidir. Yasama meclisi, aldığı kararları ve çıkardığı kanunları kendisi
uygulayamayacağından, ayrı bir yürütme organı gerekmektedir. Fransız Devriminden gelen
bir deyimle, yürütme organı, meclisin bir görevlisi konumundadır ve yetkilerini meclisten
alarak, meclis adına kullanmaktadır.4
2 Gözler, s.77
3 Dolayısıyla mutlak anlamda sandıktan diktatör çıkmaz gibi bir anlayış hatalıdır. Örneğin Almanya’da Hitler
1933’te seçimle iktidara gelmiştir. 4Teziç, s.402
6
b) Yasama Organına İlişkin Özellikler5
- Meclis hükümeti sisteminde yasama organı tek meclislidir.
- Meclis kendi kendini toplantıya çağırmaktadır.
- Meclis öz fesih hakkına sahiptir, yani kendi kendini feshetmektedir.
- Yürütmenin kararlarını değiştirebilmekte veya iptal edebilmektedir. Bu nedenle de
sürekli çalışmaktadır ki bu durum meclisin istimrarı (sürekliliği) olarak anılmaktadır.
- Meclis hükümeti sisteminde kuvvetler ayrılığı yoktur, yalnız görevsel ihtisaslaşma
bulunmaktadır.
c) Yürütme Organına İlişkin Özellikler6
- Hükümetin, meclisten ayrı bir varlığı ve teşebbüs kuvveti yoktur. Meclisin aldığı
kararları uygulayan bir organ konumundadır. Meclis’e karşı hiçbir etkileme aracına
sahip değildir.
- Meclis hükümeti sisteminde bir devlet başkanı ve başbakanlık makamı
bulunmamaktadır.
- Hükümet üyeleri Meclis’e karşı bireysel olarak sorumludur.
- Hükümet üyeleri arasında kolektif sorumluluk ve bakanlık dayanışması geçerli
değildir.
- Hükümet üyeleri meclis tarafından meçli üyeleri arasından tek tek seçilmektedir.
- Meclis, Hükümet üyelerine doğrudan emir ve direktif verebilmektedir.
5Gözler,s.78
6 Her ne kadar bu sistemde yürütme organı bir hükümet değil de bir heyet, komite niteliğinde olsa da
açıklamalarımızda alışılageldiği üzere hükümet tabirini kullanacağız.
7
- Hükümetin karar ve işlemleri Meclis denetimine tabidir. Meclis gerekli gördüğünde
bunları değiştirebilir veya iptal edebilmektedir.
d) Sistemin Uygulanması: İsviçre dışında çoğunlukla olağanüstü ve krizli dönemlere
özgü bir yönetim biçimi olmuştur.
İlk defa Fransa’da Konvansiyon döneminde(1792-1795) uygulanmıştır. Bu dönemde, yasama
ve yürütme yetkisi ‘’Konvansiyon Meclisi’nde’’ birleşmişti. İkinci örnek Türkiye’deki Birinci
Meclis dönemidir (1923-1923) 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu m.2 ile yürütme ve yasama
yetkileri Büyük Millet Meclisi’nde toplanmıştı.
e) İsviçre Örneği: 1.1.2000 tarihli İsviçre Anayasası’na göre meclis hükümeti
sistemi öngörülmüştür.
İsviçre’de Federal Meclis’in 4 yıl için seçtiği 7 üyeli ‘’Federal Konsey’’ yürüme görevini
yerine getirir. Bu üyelerden biri başkan seçilir, sembolik yetkili bir devlet başkanı olarak
eşitlerarası birinci (primusinterpares) durumundadır.
Federal Konsey, meclisin aldığı kararları uygulamakla görevlidir. Federal Meclis, direktifler
verebilir, Konsey’in kararlarını değiştirip, iptal edebilir. Hukuki planda, tamamen yasamaya
bağlı olmasına rağmen, uygulamada Federal Konsey istikrarlı bir organdır. Çünkü aynı üyeler
bu göreve tekrar getirilebilmektedir.7
C) KUVVETLER AYRILIĞI SİSTEMLERİ
Kuvvetler ayrılığı sistemi, yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin değişik
yollardan göreve gelen ve aralarında “fren ve denge mekanizması” bulunan farklı organlara
verilmesi olarak tanımlanmıştır.8 Başka bir tanımla ise; kuvvetler ayrılığı, devlet iktidarının
hukuki anlamdaki işlevlerinin aralarında işbirliği olan farklı organlar tarafından yerine
getirilmesidir.9
Kökleri eski çağlara kadar uzanan bu görüşü ilk kez “Politika” adlı eserinde Aristo dile
7Teziç,s.404
8Soysal,s.47
9 Özbudun, Ergun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları,Ankara 2008, s.183
8
getirmiştir. Aristo’ya göre iyi bir hükümet sistemi için yasama (meşveret), yürütme ve
yargının üç ayrı öğe olarak anayasalarda yer alması ve aralarındaki ilişkinin iyi biçimde
düzenlenmesi gerekmektedir.10
Kuvvetler ayrılığı sistemleri kendi içerisinde kuvvetler ayrılığının dercesine göre ‘’sert
kuvvetler ayrılığı (başkanlık sistemi)’’ ve ‘’yumuşak kuvvetler ayrılığı (parlamenter sistem)’’
sistemleri ile bu iki sistemden de özellikler taşıyabilen ‘’yarı-başkanlık’’ sistemleri olarak
ayrılmaktadır.
1) SERT KUVVETLER AYRILIĞI: BAŞKANLIK SİSTEMİ:Bu sistemde, yasama
ve yürütme kuvvetleri birbirinden mutlak bir şekilde ayrılmış iki organa verilmiştir.
Bu organlar karşılıklı olarak birbirinden, gerek kaynak gerek varlıklarını sürdürme
bakımından bağımsızdır. Yani yasama ve yürütme organları ayrı ayrı seçilir ve
seçildikten sonra da birbirlerinin varlıklarına son veremezler. Bu organların anayasal
sistem içinde güçleri de birbirine eşit veya az çok dengelidir.11
a) Tarihi Kökeni:Prof.Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu’nun ‘’zorun zoru sistem’’ olarak
adlandırdığı Başkanlık sistemi, Amerikalılar tarafından, Philadelphia kurucu
meclisinde, 1787 Anayasası ile oluşturulmuştur. Ana vatan İngiltere’de uygulanan
sınırlı monarşiden esinlenilmiştir.
Başkanlık sistemi monark yerine, seçimle işbaşına gelen bir başkan öngörmektedir. Teziç, bu
nedenle Amerikan başkanlık rejiminin, sınırlı monarşinin cumhuriyete dönüştürülmüş biçimi
olduğunu belirtmektedir.12
1787 Amerikan kurucularından ve bir süre sonra da başkan olan T.Jefferson’un söyleyişiyle
‘’Anayasayı hazırlayanlar, en iyi hükümet biçiminin en az hükümet olduğu’’
düşüncesindeydiler. Bütün kuvvetlere de güvensizlik duyuyorlardı. Çünkü İngiltere’ye karşı
giriştikleri bağımsızlık mücadelesi sırasında, İngiliz parlamentosunun koloniler için çıkarmış
olduğu ve sert önlemler içeren kanunlar, yasama organına karşı güvensizliğe yol açmıştı.
Kurucular ayrıca yürütme organına da güvenmiyorlardı; çünkü, kralı temsilen görev yapan
koloni valilerinin baskılarının kötü anıları ve İngiliz kralı III.George’un zor kullanarak,
10
Aristoteles, Politika, (Çev. Mete Tunçay), 3. Basım, İstanbul 1990, s. 132-133 11
Gözler, s.82 12
Teziç, s.429
9
kolonileri İngiliz egemenliğinde tutma eğilimi, henüz hafızalardan silinmemişti.13
1787 kurucuları bu nedenlerle, yasama-yürütme arasına tam bir denge sağlamak için, sistem
arayışı içindeydiler. Böylece ortaya ‘’kontrol ve dengeler (checksandbalances)’’teorisini
koydular. Bu dengenin kurulmasının başlıca nedeninin, bağımsızlık savaşının doğurduğu
güvensizlik olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.14
b) Başkanlık Sisteminin Temel Özellikleri
- Başkanlık sistemi, katı bir güçler ayrılığı sistemine dayanır. Yasama ve yürütme
güçleri kesin olarak birbirinden ayrılmıştır.15
- Başkanlık sisteminde, yürütme organı tek kişiliktir. Parlamenter sistemde bir yanda
sorumsuz devlet başkanı, diğer tarafta sorumlu olan kabine şeklinde iki başlı
yürütmenin aksine başkanlık sisteminde başkan, yürütme görevini tek başında elinde
tutar, yani yürütmede tek başlılık vardır.16
- Başkan, yürütme yetkisini doğrudan doğruya veya kendisi tarafından belirlenen
politikayı yürütmekle görevli olan yardımcıları(sekreterleri) vasıtasıyla dolaylı olarak
kullanır.
- Başkan halk tarafından belli bir dönem için seçilmektedir.
- Parlamenter sistemin aksine, bu sistemde yürütmenin yasamayı dağıtması, yasamanın
da yürütmeyi düşürmesi olanağı bulunmamaktadır.
- Aynı kişi hem yasamada hem yürütmede görev alamaz.17
Bu kural yasama ve
yürütmenin kesin ayrılığının bir neticesi olarak çıkmaktadır. Dolayısıyla başkan ve
sekreterler yasama organı üyesi olamamaktadırlar.
- Başkan ve sekreterler yasama organı çalışmasına katılamazlar. Dolayısıyla kanun
teklifinde bulunamazlar ve meclis toplantılarında bulunup görüş bildirmezler.
c) ABD Örneği: Başkanlık sisteminin en bilinen örneği ABD’deki sistemdir.
Demokratik ve istikrarlı bir uygulamaya sahip olan ABD uygulamasına bakmakta
13
Teziç, s.429 14
Teziç, s.430 15
Gözübüyük, s.34 16
Gözler, s.83 17
Kubalı,s.369
10
fayda görmekteyiz.
- ABD bir federasyondur. Federasyonu oluşturan devletler, ayrı birer kuruluş olarak
varlıklarını korumakla birlikte, konfederasyondan farklı olarak, kendi üstlerinde
federal devletin egemenliğini kabul etmişlerdir. Federe devletlerin anayasaları olduğu
gibi, Federal devletin de yazılı ve katı bir Anayasası vardır. Federe devletlerle, federal
devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen Federal Anayasa, federal ve federe yasalardan
üstündür.
Federe devletler, halk tarafından seçilmiş valilerin başkanlık ettiği yürütme organları, yasama
meclisleri ve yargı organları ile varlıklarını sürdürmekle birlikte, bazı yetkileri Federal
Devlete bırakmışlardır. Özetle, yetkiler Federal Devlet ile Federe devlet arasında
bölüşülmüştür.18
- Federal Devlet düzeyinde yasama yetkisi ‘’Kongre’’ denilen iki meclisli yasama oranı
tarafından kullanılmaktadır. Bunlardan biri 100 üyeli ‘’Senato’’ diğeri 435 üyeli
‘’Temsilciler Meclisi’’dir.19
Her federe devlet, nüfuslarının büyüklüğü ve küçüklüğü dikkate alınmaksızın, Senato’da iki
senatör ile temsil edilir. Federe devletlerin Temsilciler Meclisi’ndeki üye sayıları ise
nüfuslarına göre değişmektedir. Her iki Meclis’in üyelerini halk seçmektedir.
Kongrenin yasama yetkisi, Federal Anayasa ile belirlenmiş olup, genel anlamda kişi hak ve
özgürlükleri ile sınırlıdır. Kongreye karşı hak ve özgürlüklerin koruyucusu da yasaların
Anayasaya aykırılığını defi yoluyla inceleyen Anayasa sisteminin koruyucusu olan Federal
Yüksek Mahkeme’dir.
- Federal devletin yürütme yetkisi seçimle işbaşına gelen ‘’Başkan’’a bırakılmıştır.
Amerikan Anayasası’nda yapılan 12.Değişikliğe göre; Başkan, halk tarafından, genel oyla
dört yıl için seçilir.20
En fazla 2 defa için seçilmektedir. Başkan yardımcısı da başkanla
birlikte seçilir. Başkanın görevi sırasında ölümü, istifası ya da suçlu bulunarak görevden
ayrılması halinde başkanlık koltuğuna başkan yardımcısı geçer. Anayasaya göre, boşalan
18
Gözübüyük,s.36 19
Özkul,s.91 20
Acheson, P. C. (1961). Amerikan Federal Hükümeti ve Çalışma Mekanizması. s.44
11
başkanlık koltuğuna herhangi bir nedenle başkan yardımcısı bulunamaması halinde, başkanı
seçme yetkisi Kongrenindir.21
ABD’de başkan seçildiği süre boyunca görevde kalır. Başkan, başkan yardımcısı ile birlikte
aynı süre için halk tarafından iki dereceli bir seçimle seçilir. Bağımsızlar da başkan veya
yardımcılığına aday olabilirler. Siyasal partiler başkan veya başkan yardımcısı adaylarını
belirlerler. Daha sonra her federe devlette, siyasal partilerin adayları ve bağımsız adaylarına
göre o federe devletin ikinci seçmen adayları saptanmaktadır.
Anayasa’nın 2. Maddesine göre, doğuştan ABD vatandaşı olmayan veya Anayasa’nın kabulü
tarihinde vatandaş bulunmayan kimse başkanlık görevine seçilemez. Yine, otuz beş yaşını
doldurmamış ve ABD’de on dört yıl yerleşik olarak bulunmamış kişi de bu görevi yerine
getiremez.22
Başkana yürütme görevinde, başkan yardımcısı ve bakanlar(sekreterler) yardımcı olurlar.
Bunlar, kongre üyesi değildir ve kongre çalışmalarına katılamazlar. Sorumlulukları da
kongreye karşı değil, Başkan’a karşıdır.23
Bakanlar, başkana danışmanlık yaparlar, fakat nihai
karar başkana aittir. Başkan Lincoln’ın bakanlarıyla yaptığı bir toplantıda ünlü ‘’Yedi hayır,
bir evet; evetler kazanır.’’ sözü başkanın yürütme içerisindeki tekliğini ve bakanların
görüşleriyle bağlı olmadığını vurgulamaktadır.24
Başkanın yetkileri çok geniştir. Başkan, yasaların yürütülmesini ve düzeni sağlar, yönetsel
örgüt tümü ile Başkan’a karşı sorumludur. Dış politikayı yürütme, orduya komuta etme,
Senato onayıyla Federal hâkimler atama ve elçi ve devlet memurlarını atama, ABD’ye karşı
suç işlemiş kişilerin cezalarının ertelenmesi ve af çıkarma ve Kongre kararlarını veto
edebilmek yetkileri arasındadır.
d) Başkanlık Sisteminde Yasama ve Yürütme Arasındaki Etkileşim Araçları25
Başkanlık sistemi, yasama ve yürütmenin katı ayrılığına dayansa da devlet hayatının düzeni
21
Aldıkaçtı, O. (1960). Modern Demokrasilerde ve Türkiye’de Devlet Başkanlığı. Doçentlik Tezi. İstanbul,s.173 22
Özkul,s.91 23
Gözübüyük, s.37 24
Teziç,s.430 25
Gözler, s.85
12
için yasama ve yürütme arasında uyum ve işbirliğinin sağlanması bakımından bir takım
etkileşim araçları öngörülmüştür. ABD’de uygulanan bu araçları şöylece özetleyebiliriz:
1- Atamalar: Atamalar yürütmenin (Başkan’ın) elinde olmasına karşın önemli atamalar
Senato onayına tabidir.26
Bu hallerde Başkan, Senato’nun eğilimi dikkate alacaktır.
2- Uluslararası Antlaşmaların Onayı: Başkan Amerikan diplomasisini yürütür ve
uluslararası alanda önemli kararları tek başına verir.27
başkan tarafından müzakere
edilen uluslararası antlaşmaların bağlayıcı olabilmesi için Senatonun üçte iki
çoğunluğunun onayı gerekmektedir.
3- Meclis Araştırması: Kongre, yürütme alanına giren faaliyetlerde ‘’araştırma
komisyonları’’ aracılığıyla araştırma yapabilmektedir. Araştırma sonucu olumsuz olsa
dahi Başkan görevden alınamasa da komisyonlar gayet etkili olabilmektedir.
4- Impeachment (Suçlama): ABD’de başkanın sabit olan görev süresinin tek istisnası
Anayasa’nın II. maddesinin 4. bölümünde düzenlenen “impeachment”, yani başkanın
adli bir suç işleyip yargılanmasının gerekmesi halinde azledilmesidir.
ABD Anayasası uyarınca başkan ve diğer federal yüksek görevliler, kriminal bir suç
işlemeleri durumunda Temsilciler Meclisi’nin suçlaması üzerine Senato tarafından
görevlerinden azledilebilirler. Senato bu işlem ile ilgili olarak, ABD Federal Yüksek
Mahkemesi Başkanı’nın başkanlığında toplanır. Bu, yapılan işlemin bir yargısal işlem olduğu
konusunda bize ipucu verir. Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği ve Senato’ya gönderdiği
teklifin, Senato tarafından üçte iki çoğunlukla kabul edilmesi gerekmektedir.28
Dolayısıyla suç işlememiş bir başkanın siyasi nedenlerle impeachment usulüyle görevden
alınması mümkün değildir. Bu bakımdan impeachment parlamenter sistemlerdeki gensoruya
değil, olsa olsa ‘’meclis soruşturmasına benzemektedir.29
Daha önce Johnson ve Clinton için impeachment usulü uygulanmış (Nixon, Watergate
skandalındaimpeachment uygulanabileceği endişesiyle istifa etmiştir) ancak ikisi de beraat
etmiştir. Sonuç olarak ABD tarihinde impeachment usulüyle görevden alınmış bir başkan
bulunmamaktadır.
26
Örneğin; Yüksek Mahkeme üyeleri de dâhil olmak üzere, federal hâkimler Senatonun üçte iki çoğunluğunun
onayıyla başkan tarafından atanır. 27
Çam, s.113 28
Özkul, s.95 29
Gözler, s.86
13
5- Bütçe: Kongre, Başkan’ın bütçesini onaylamayabileceği gibi kısaltabilmektedir. İyi
bir bütçe gereksinimi olan Başkan, Kongre ile iyi geçinmelidir.
6- Veto: Başkanın kongreye karşı kuramsal planda sahip olduğu en etkili ama sınırlı
araçlarından biri veto yetkisidir.
Kongre’nin kabul ettiği bir kanunun yürürlüğe girebilmesi için, Başkan bunu on gün
içinde imzalar veya geri çevirir. Başkanın veto ettiği kanunun yeniden kabul edilebilmesi
için, Temsilciler Meclisi’nin ve Senato’nun her birinin üçte iki çoğunluk ile kabul etmeleri
gerekmektedir. Bu çoğunlukla tekrar kabul edildiği takdirde Başkan artık kanunu
yayımlamak zorundadır.30
7- Mesaj: Başkanın kanun teklif etme yetkisi bulunmasa da, Kongreye ‘’mesaj gönderme
hakkı’’ bulunmaktadır. Bu mesajlardan en önemlisi Anayasa m.2 bölüm 3’te geçen
‘’birliğin durumu’’na ilişkin olan mesajdır. Başkan bu mesajı31
her dönemin başında
Ocak ayında Senato ve Temsilciler Meclisinin birleşik toplantısında okur.
e) Başkanlık Sisteminin Değerlendirilmesi32
1- Güçlü Yanları: Başkanlık sisteminin üç temel güçlü yanının olduğu ileri
sürülebilecektir:
1.1 Başkanlık sistemi istikrarlı bir yönetim yaratır.33
Başkan görev süresi içerisinde görevden
alınamaması hükümet krizlerinin oluşmasını önleyebilecektir.
1.2 Başkanlık sistemi güçlü bir yönetim yaratır.34
Başkanın görevden alınamaması, doğrudan
halk tarafından seçilmesi ve yürütmeye bütünüyle hâkim olması bu görüşün temelidir.
1.3 Başkanlık sistemi, daha demokratik bir yönetim yaratır. Başkanın doğrudan halk
tarafından seçilmesi, yürütmenin bütünüyle Başkanın elinde olması ile hesap
sorulabilirliğin daha belirgin oluşu ve kimin hükümet edeceğin önceden bilinebilirliği
30
Bu yetkiyi en çok kullanan başkanlar olarak 631 veto ile Roosevelt, 414 veto ile Cleveland ve 250 veto ile
Truman sayılabilir. 31
Ülkemizdeki, Cumhurbaşkanının yasama yılının ilk günü TBMM’deki açılış konuşmasına benzer olduğu
belirtilebilir. Ancak Başkan’ın mesajı dolaylı bir kanun teklifi niteliğinde değerlendirilebileceğinden daha etkili
bir usuldür. 32
Gözler, s.87 33
Uluşahin, s.57-59 34
Uluşahin, s.99-142
14
diğer sistemlere nazaran daha demokratik olduğu fikrine temel olmaktadır.
2- Zayıf Yanları: Başkanlık sistemini temel yanları şöyle ifade edilebilmektedir:
1.1 Başkanlık sistemi siyasi rejim krizlerine yol açabilir.35
Yasama ve yürütme organları
birbirlerinin varlıklarına son veremediklerinden dolayı, sistemde bir kriz çıkarsa,
krizin darbe gibi demokrasi dışı yollarla çözülmesi ihtimal dâhilindedir.
1.2 Başkanlık sistemi katıdır. Başkanlık sisteminde başkanın yürütme gücünü tek başına
kullanması ve sadece sınırlı hukuki sebeplerle (vatan hainliği, rüşvet vb.) görevden
düşürülebilir. Bir başkan ne kadar beceriksiz ve yeteneksiz olursa olsun görev süresi
dolmadan toplumun ondan kurtulmasına imkân yoktur.36
1.3 Başkanlık sistemi çift meşruluk sorununa yol açabilir. Başkan da kongre de halk
tarafından seçildiğine göre başkanı destekleyen ve Kongre’ye hâkim olan çoğunluğun
birbirinden farklı siyasi eğilime sahip olmaları, bu iki gücün izlenecek politikalar
üzerinde çatışma içine girmesi ihtimalini güçlendirebilir.37
1.4 Başkanlık sistemi politik kutuplaşmaya yol açabilir. Linz, başkanlık rejimini kazananın
her şeyi kazandığı, kaybedenin her şeyi kaybettiği bir toplam-sıfır oyununa (zero-sun
games) benzetmektedir. Gerçekten de seçimi kazananın diğer partilerle diyalog kurma
zorunluluğu bulunmamaktadır.
1.5 Başkanlık sistemi iktidarın kişiselleşmesine yol açabilir. Halk tarafından seçilen ve
yürütme tekeline sahip Başkanın zamanla diktatörleşmesi ABD dışında bu sistemi
uygulayan ülkelerde görülen ve sisteme soğuk bakılmasına neden olan bir durumdur.
f) Başkanlık Sisteminden Sapmalar: Başkanlık rejiminden sapmalar için anayasa
hukuku literatüründe ‘’başkancı rejim’’ deyimi kullanılmaktadır. Bu deyim ile
genellikle ABD sisteminden esinlenen ancak bu rejimin öngördüğü kuvvetler
ayrılığı ile bunun uygulamadan kaynaklanan özelliklerine uygun olmayan rejim
türleri ifade edilmektedir. Zira birbirinden farklı başkancı sistemlerde söz
35
Uluşahin, s.84-92 36
Yazıcı, s.43 37
Yazıcı, s.53
15
edilebilmektedir.38
Başkancı rejim, sonuçta, devlet başkanının siyasi hayatı kendi tekeline almasına yol açan
rejim türünü ifade etmekte ve ABD rejiminden farklı kötüleyici anlam taşımaktadır.39
Nihayetinde başkanlık sisteminin ülkelerin sorunlarına sihirli değnek gibi çözüm
olamayacağını ve evrensel demokrasi ile hukuk kültüründen yoksun olan ülkelerde bu
sistemin çoğunlukla başkancı sisteme yol açtığını arz etmek isteriz.
2) YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ: Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği bir
parlamenter sisteme yarı başkanlık sistemi denilmektedir.40
Devlet başkanının halk tarafından seçilmesi halinde sistemi yarı-başkanlık olarak tanımlayan
ve yetkilerinin önemli olmadığını kabul eden yazarlar yanında; yetkilerinin de belirleyici
olduğunu savunanlar bulunmaktadır. Parlamento önünde siyasi sorumluluğu olan bir Bakanlar
Kurulu ile halk tarafından seçilen, ancak siyasal alanları olmayan Cumhurbaşkanının olduğu
siyasal rejimlere ‘’başkanlı parlamenter rejim’’41
de denmektedir.
Bir hükümet sisteminin parlamenter sistem mi yarı başkanlık sistemi mi olduğunu tespit
edebilmek için, devlet başkanının anayasal yetkilerinin genişliği ile bu yetkileri uygulamada
ne ölçüde kullanabildiğinin araştırılması gerekir.42
Biz de yarı-başkanlık sisteminin devlet başkanının halk tarafından seçilmesi yanında sahip
38
Erdoğan, s.155-156 39
Teziç, s.434 40
Gözler, bu sisteme yarı-parlamenter sistem denilmesi gerektiği fikrindedir. Gözler, s.90 41
Özsoy,s.54.
Bu sınıflandırmaya göre siyasal rejimler saf başkanlık, saf parlamenter, başbakancı başkanlık, başkancı
parlamenter ve başkanlı parlamenter sistemler olarak sınıflandırılmaktadır. Biz siyasal sistemleri açıklarken
doktrindeki genel sınıflandırmaya göre çalışmamızı hazırladığımızdan bu geniş sınıflandırmayı belirtmekle
yetiniyoruz. 42
Özbudun,E, Demokrasiye Geçiş Sürecinde Anayasa Yapımı, Ankara 1993,Bilgi Yayınevi,s.139
16
olduğu yetki genişliğinin sisteme karakteristik unsurunu verdiği düşüncesindeyiz.
Yarı başkanlık sistemi, devlet başkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi ve geniş
anayasal yetkilere sahip olması yönünden başkanlık sistemine, parlamentonun güvenine tabi
bir başbakanın ve bakanlar kurulunun varlığı açısından da parlamenter sisteme benzemektedir.
a) Temel Özellikleri: Duverger’e göre sistemin yarı başkanlık olarak tanımlanması için üç
koşul gereklidir.43
1. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmelidir: Yarı başkanlık sistemi bu yönüyle
başkanlık sistemine benzemektedir.
2. Cumhurbaşkanı önemli yetkilere sahip olmalıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Devlet
başkanının yetkilerinin önemsiz ve sembolik olduğu ve devlet başkanının yetkilerinin
kullanımının güç veya imkânsız olduğu modellerde, devlet başkanı halk tarafından seçilse
dahi, uygulamada sistem yarı başkanlık sistemi gibi görünse de, aslında parlamenter
sistem işlemektedir.44
3. Yürütme görevini yerine getiren ve meclisin güvenine tabi olan bir başbakan ve kabine
bulunmalıdır. Yarı başkanlık sisteminde yürütme iki başlıdır. Bu sistemde de hükümet
yasama organına karşı sorumludur ve yasama organının güvensizlik oyuyla kabineyi
görevden alınabilmesi mümkündür. Bu özelliğiyle parlamenter sisteme
benzemektedir.45
b) Sistemin Temel Sorunsalı: Devlet başkanının halk tarafından seçilmesi halinde, halktan
yetki almanın yolunun siyasi partiler aracılığıyla halkın karşısına çıkmak olduğu
düşünülerek, bu halde devlet başkanının yansız olamayacağı kabul edilebilir.46
Bununla beraber farklı siyasal anlayıştan gelmeleri halinde devlet başkanının parlamento ve
hükümet ile olası bir meşruiyet çatışması da diğer bir problemi teşkil etmektedir.
Ancak diğer yandan, Cumhurbaşkanının partilerin uzlaşması ile seçildiği, hiçbir partinin
görüntüsüne bürünmediği ve yetkilerini kullanma konusunda istekli olmadığı ve hemen
43
Shugart, S.M, Carey, J.M. PresidentsandAssblies: Constituonal Design
andElectoralDynamics.CambridgeUniversityPress 1992,s.23 44
Özbudun, Demokrasiye Geçiş Sürecinde Anayasa Yapımı,BilgiYayınevi,Ankara 1993, ,s.138 45
Gözler, s.90 46
Turhan,M. Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayayası,s.186
17
herkes için kabul edilebilir devlet başkanları örnekleri de bulunmaktadır.47
c) Sisteme Örnekler: Yarı başkanlık sistemine örnek olarak, Fransa, Portekiz, Singapur,
Avusturya, İzlanda ve Finlandiya verilmektedir.
Ülkemizde 21.10.2007 tarihinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesi kabul edilmesiyle beraber siyasal sistemimiz teorik anlamda artık saf
parlamenter sistemden çıkıp yarı-başkanlık sistemine evrilme yaşamıştır\yaşamaktadır.
3) YUMUŞAK KUVVETLER AYRILIĞI: PARLAMENTER SİSTEM
Epstein tarafından “Yürütme iktidarının, yasama iktidarından kaynaklandığı ve ona karşı
sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipi” olarak tanımlanmaktadır.48
Niteliği itibariyle yasama ve yürütmenin yumuşak ve dengeli ayrılığına dayanan bir hükümet
sistemi olan parlamenter sistemde, yasama ve yürütme birbirinden bağımsız olmadığı için bu
iki kuvvetin her zaman birbirini etkilemesi mümkündür; bu nedenle parlamenter sistem
tanımlanırken zaman zaman kuvvetlerin işbirliği hatta kuvvetlerin iç içe geçmesi gibi
nitelendirmeler tercih edilmiştir.49
a) Tarihi Kökeni: İngiltere’de MagnaCarta’nın kabulü ile başlayan tarihsel süreç
içerisinde ilk olarak 1295 yılında “Model Parlamento” olarak adlandırılan Temsilciler
Meclisi kurulmuştur. Böylece parlamenter sistemin ilk kurumları oluşmaya başlamış
ve 18. yüzyılın ortalarına doğru parlamenter monarşi doğmuştur.50
19.yüzyılda da
başkaca Kıta Avrupası ülkelerinde uygulama alanı bulmuştur.
47
Özsoy,s.65 48
Sabuncu, s.35 49
Teziç,s.405 50
Maurice Duverger, Siyasal Rejimler,(Çev. Teoman Tunçdoğan), İstanbul 1986, s.73;
18
Her ülkede parlamenter rejimin doğuşu, güçlü ama gerilemekte olan monarşik iktidar ile
gelişmekte olan temsili organların uzlaştıkları bir döneme rastlamaktadır ve rejim hayli uzun
bir zaman diliminde ampirik olarak yerleşmiştir. Kuvvetler ayrılığı teorisinin bu yerleşmede
rolü büyüktür.51
b) Temel Özellikleri
1- Parlamenter sistemde yürütme iki başlıdır (düalist yürütme). Yürütmenin sorumsuz
kanadını devlet başkanı, sorumlu kanadını hükümet oluşturmaktadır.
2- Parlamenter sistemde devlet başkanı hangi yolla göreve gelirse gelsin siyasi
sorumluluğu yoktur;52
bu nedenle parlamento veya başka bir organ tarafından görevine
son verilmesi mümkün değildir.53
Parlamenter sistemde, devlet başkanının göreviyle ilgili işlemlerinden ötürü hukuki ve cezai
sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle sorumsuz devlet başkanı tarafından yapılan yazılı
işlemlerin hukuki ve siyasi sorumluluğunun üstlenilmesi için ilgili bakan ve başbakanın
imzasına ihtiyaç duyulmaktadır. “Karşı-imza” (ortak imza/destek imza) olarak adlandırılan bu
kuralla yapılan işlemden doğacak sorumluluk ilgili bakan ile başbakana aktarılmış
olmaktadır.54
Bu sorumsuzluk, kişisel suçları kapsamadığı gibi göreve ilişkin olarak da vatana ihanet veya
anayasayı ağır ihlal gibi hallerde sorumluluk söz konusu olabilmektedir. Sözgelimi 1982
Anayasası’nın 105. maddesine göre cumhurbaşkanının parlamento tarafından vatan hainliği
ile suçlandırılabilmesi mümkündür.55
Parlamenter sistemde devlet başkanı tarafsızdır ve uzlaştırıcı bir konumdadır.
3- Kabine yürütme organına karşı bireysel ve kolektif olarak sorumludur.
Kolektif sorumluluk, bakanlar kurulunun genel siyasetinin belirlenmesi ve yürütülmesinden
51
Teziç,s.406 52
Parlamenter monarşi olan İngiltere’de bu mutlak sorumsuzluğu ifade edebilmek için şu ilginç örneğe
başvurulmaktadır: “Kral bir bakanı öldürürse bundan başbakan sorumludur. Eğer başbakanı öldürürse bundan
kimse sorumlu olmaz.” 53
Gözler, Devlet Başkanları: Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi, Bursa 2001, s.80-81 54
Özbudun, Türk Anayasa Hukuku,6. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2000,s.311 55
Asilbay,s255
19
doğmakta ve bunun bir sonucu olarak parlamento güvensizlik oyu ile bakanlar kurulunun
görevine son verebilmektedir. Ayrıca başbakana güvensizlik oyu verilmesi halinde de
(başbakanın bakanlar kurulu içerisindeki konumundan ötürü) aynı sonuç doğmakta ve
bakanlar kurulunun görevi sona ermektedir.56
Bireysel sorumluluk ise bir bakanın, bakanlığının hizmetlerinden dolayı sorumlu tutularak
görevine son verilmesi halinde ortaya çıkmaktadır. Bireysel sorumluluğun söz konusu
olabilmesi için sorumluluğu gerektiren işlemin bakanlar kurulunda görüşülmemiş ve bakanlar
kurulunun genel siyasetine ilişkin olmaması gereklidir. Ancak başbakan tarafından, konunun
bakanlar kurulunda görüşüldüğü ve genel siyasete ilişkin olduğu; bakana yöneltilecek
güvensizliğin bakanlar kuruluna yöneltilmiş sayılacağı açıklanarak bu sorumluluğun kolektif
sorumluluğa çevrilmesi mümkündür.57
4- Fesih: Parlamenter sistemde, yasama organının kabineyi güvensizlik oyuyla
düşürebilmesine karşılık, yürütme organı da yasama organını feshedebilmektedir.
Fesih yetkisi genelde devlet başkanı tarafından kullanılır. Bazı anayasalar bu yetkiyi tek
başına devlet başkanına vermişken (1949 Alman ve 1958 Fransız Anayasaları),
çoğunluğuysa bu yetkinin başbakan veya kabinenin istemiyle kullanılmasını öngörmüştür
(Belçika, İtalya, İspanya vb.).
5- Aynı kişi hem yürütmede hem yasama organlarında görev alabilmektedir.
6- Bakanlar Kurulu yasama organının çalışmalarına katılabilmektedir.
c) Karşılıklı Etkileşim Araçları58
1- Kanun Yapımına Yürütmenin Katılması: Yürütme organı kanun önerme yetkisini
haizdir.
2- Veto: Devlet başkanına genellikle tanınan ‘’geciktirici veto’’ yetkisi ile kanunlar
tekrar görüşülmek üzere parlamentoya gönderilebilmektedir.
3- Bütçe: Yürütmenin hazırladığı bütçe yasama organınca onaylanmaktadır.
56
İstisnai bir örnek olarak Hırvatistan’da hükümet, yasamayla birlikte devlet başkanına karşı da sorumludur.
Bkz. İba–Bozkurt, 100 Soruda Türk Parlamento Hukuku, 3.Baskı, Ankara 2006, s.4. 57
Özbudun, s.323-324 58
Gözler, s.94
20
4- Uluslararası Antlaşmalar: Yürütmenin yaptığı uluslararası antlaşmaların
onaylama yetkisi yasamaya aittir
5- Denetim: Yasama organı; soru, meclis araştırması\soruşturması, gensoru gibi
yollarla yürütmeyi denetleyebilmektedir.
d) Sistemin Değerlendirilmesi59
1- Güçlü Yanları
1.1 Parlamenter sistemde tıkanıkların çözüm yolu (fesih, güvensizlik oyu gibi) bulunmaktadır.
1.2 Parlamenter sistem esnektir. Halkın güvenini yitirmiş kabineyi değiştirmede başkanlık
sistemindeki gibi görev süresinin bitmesinin beklenmesi gerekmemektedir.
1.3 Parlamenter sistem kutuplaşmaya yol açmaz. Seçim kazanan parti daima parlamento
desteğini ihtiyaç duyar ve kaybeden partiler muhalefet fonksiyonu üstlenmektedir.
1.4 Parlamenter sistemde devlet başkanının ılımlaştırıcı ve uzlaştırıcı bir rolü bulunmaktadır.
2- Zayıf Yanları
1.1 Parlamenter sistem istikrarsız hükümetlere yol açabilmektedir.
1.2 Parlamenter sistemuyumlu çalışamayan koalisyonlar nedeniyle zayıf hükümetlere yol
açabilmektedir.
1.3 Parlamenter sistem düşük nitelikli bir demokrasiye yol açabilmektedir. Bu husus önceden
bilinebirliğin ve hesap sorulabilirliğin düşük değerde oluşuna bağlanmaktadır.
e) İngiltere Örneği: Parlamenter sistemin klasik örneği parlamenter monarşi olan
İngiltere’dir. İki meclisli olan parlamentoda asıl güç genel seçimle işbaşına gelen
Avam Kamarası’ndadır. Lordlar Kamarasında soylular, din adamları, lord vb. kişiler
bulunmaktadır.
Tasarıların yasa gücünü kazanabilmesi için Kamaralarda görüşüldükten sonra Kral’ın
onaylaması gerekmektedir. Kralın yasaları onaylaması 18.yüzyıldan beri bir formalitedir,
yasayı veto gibi bir durum yoktur. Kral\Kraliçe sorumsuzdur, sembolik görev ve yetkileri
59
Gözler, s.94
21
olup, sorumluluk Başbakan veya ilgili bakanlardadır.60
f) Sisteme Örnekler: Parlamenter sistem oldukça yaygın bir sistem olup, bu sisteme
örnek olarak İngiltere, Hindistan, İtalya Almanya, İspanya, Belçika, Lüksemburg
verilebilir.
D) TÜRKİYE ANALİZİ
1- 2007 Anayasa Değişikliği öncesinde Türk Hukukunda Hükümet Sistemleri
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile 1923 Cumhuriyet’in ilanına kadar olağanüstü savaş
koşulları nedeniyle hızlı karar alıp uygulamak amacıyla tüm kuvvetleri Meclis bünyesinde
toplayan meclis hükümeti sistemi uygulanmakla beraber, bunun dışında 1876 Kanun-i Esasi,
1924 ve 1961 Anayasaları ile getirilen sistem parlamenter hükümet sistemidir.
1924 ve 1961 Anayasalarına baktığımızda Cumhurbaşkanının hukuken yetkisiz ve sorumsuz
olduğu görülecektir. 1924 Anayasası böyle bir durum öngörse de uygulamada
Cumhurbaşkanlarının tarihsel-siyasal kişilikleri, Kurtuluş Savaşı’ndaki konumları ve aynı
zamanda partilerinin başkanları olmalarıyla oldukça etkin konumdaydılar.
1961 Anayasası’nda tarafsızlıklarını sağlama düşüncesiyle cumhurbaşkanlarının partileriyle
ve TBMM’yle ilişiklerinin kesileceğini öngörmüştür (m.95).
60
Gözübüyük, s.33
22
12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonrasında hazırlanan 1982 Anayasası’nın hangi hükümet
sistemini benimsediği konusunda öğretide birçok farklı görüş birliği ileri sürülmektedir. Kuzu,
yarı başkanlık ile parlamenter sistem arasında “kendine özgü bir sistem”61
, Duran, “aksak
başkanlık hükümeti”62
, Çağlar ise “rasyonelleştirilmiş başkanlı parlamenter sistem”63
olarak nitelendirmiştir. Özbudun, “zayıflatılmış parlamentarizm” derken, Gözler ‘’ saf bir
parlamenter hükümet sistemi’’ 64
görüşündedir.
Neticede 1982 Anayasası da parlamenter sistem kurmakta ve Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı
ve sorumsuzluğunu korumakla beraber onu son derece güçlü yetkilerle de donatmıştır
(m.104). Klasik parlamenter sistemden fazla yetkileri65
olsa da, koşulsuz fesih, Bakanlar
Kurulu’na başkanlık etmesinin olağan olması, kararname yetkisi gibi güçlü yetkileri
bulunmamaktadır. Kanımızca bu husus hükümet sistemimizin yarı-başkanlıktan ziyade
parlamenter sisteme yakınlığını göstermektedir.
2- 2007 Anayasa Değişikliği Sonrasında Türk Hukukunda Hükümet Sistemleri
21 Ekim 2007 tarihli halkoylamasıyla onaylanan 31 Mayıs 2007 tarihli 5678 sayılı Anayasa
Değişikliği Kanunu’yla, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi usulü
benimsenmiştir. Kuşkusuz ki halk tarafından seçilen hükümet ve devlet başkanının olduğu
sistem yarı başkanlık sistemi olarak adlandırılır ve ülkemiz 2007 değişikliği ile bu sisteme
adım atmıştır. Elbette sisteme ilişkin değerlendirme yapılabilmesi için Cumhurbaşkanı
seçiminin yapılması gerekmekteydi ve ilk seçim 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılmıştır.
Seçim sürecinde hâlihazırdaki Cumhurbaşkanının ‘’öncekilere benzemeyeceği, farklı olacağı
‘’ yönündeki beyanları ile geleceğe yönelik tahmin yapmak mümkündü. Seçilmesiyle beraber
yarı-başkanlıktan da ziyade fiili (de facto) bir durum ile başkanlık gibi uygulamaya şahit
olduk.66
Hâlbuki Cumhurbaşkanı’nı halkı seçmiş olması, Anayasamızda yer alan yetki ve
sorumluluklarını değiştirmemiştir.
61
Kuzu, Burhan, Her Yönü ile Başkanlık Sistemi, İstanbul 2011, s. 75,120 62
Duran,Lütfü Türkiye Yönetiminde Karmaşa, İstanbul 1988,s.18 63
Çağlar,Bakır Anayasa Bilimi, İstanbul 1989, s. 286. 64
Gözler,s.309 65
Elbette sorumsuz ve sembolik Cumhurbaşkanına Anayasamızda verilen geniş yetkiler tarafımızca da
eleştirilmektedir. 66
Cumhurbaşkanının konum ve göreviyle bağdaşmayan örtülü ödenek kullanma hakkı duruma örnektir.
23
Mevcut Cumhurbaşkanının uzun zamandır var olan Başkanlık sistemi arzusu ve aktif siyaseti
yönlendirme çabalarıyla, Anayasa’daki tarafsız ve uzlaştırıcı konumu ile yetkilerine ilişkin
hükümlerle kanımızca bağdaşır nitelikten uzak yaklaşımlarıyla alışık olmadığımız bir
uygulama ile karşılaştık.67
7 Haziran seçimleri neticesinde arka plandaki parti siyasal gücünün
zayıflamasıyla de facto başkanlık durumundan Anayasal sınırlarına çekilen bir
Cumhurbaşkanı ile karşılaşacağımız kanısındayız.
Ayrıca parlamenter sisteme göre kurgulanan siyasal yapımızda Cumhurbaşkanını halka
seçtirdikten sonra sistemi de bu değişikliğe uygun dizayn etmemek yukarıda
örneklendirdiğimiz gibi mevcut ve olası birçok problematiği de içerisinde barındırmaktadır.
3- Başkanlık Sistemi Tartışmaları
Ülkemizde 1980’lerden itibaren başkanlık sistemi, merhum Özal68
ve Sn. Demirel69
tarafından oldukça desteklenmiş ve Türkiye için örnek model olarak ileri sürülmüştür. Son
dönemde Sn. Erdoğan’ın Başbakanlığında tartışmalar alevlenmiş, Cumhurbaşkanlığından
itibaren bu yönde yoğun bir girişim başlatılmış ve 7 Haziran 2015 seçimlerinin ana konusu ve
iktidar partisinin seçim beyannamesinin asli unsuru olarak ilan edilmiştir.
Başkanlık sistemi savunucularının temel argümanının koalisyon hükümetleri dönemindeki
ekonomik ve politik istikrarsızlıklar olduğunu görmekteyiz.İkinci Dünya Savaşı’ndan beri
mecliste tek parti çoğunluğu yakalayamayan ve koalisyon hükümetleri kuran Almanya
örneğine baktığımızda, ‘’koalisyon ülkelerin önünde engeldir’’ iddiasının genel-geçer doğru
olmadığı görülmektedir. Ayrıca ülkemizde 1950-1960 yılları arasında hükümet istikrarı
67
7 Haziran seçim sürecinde Cumhurbaşkanı’nın toplu açılışlardaki konuşmaların içeriği savımızı
desteklemektedir. 68
Hürriyet Gazetesi,23.04.1987,s.13. 69
Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi (TBMMTD),21.Dönem,2.Yasama, Ankara 1999,C.13, s.28
24
olmasına karşın bu istikrar, siyasi istikrarın sağlanması için yeterli olmamıştır.70
Kaldı ki tek
parti iktidarlarında da yolsuzluklar, baskıcı ve despotik idare tarzlarının sıklıkla görüldüğü de
açık bir realitedir.
ABD’de özgün olarak bu sistemin işleyişini kolaylaştıran temel unsurlar olarak; fren ve denge
sistemi, siyasi parti yapısı, lobicilik, baskı grupları ve sosyo-ekonomik yapı sayılabilir.71
Mutlak kuvvetler ayrılığı başarıyla uygulayan ABD’ye münhasır bu özellikler nedeniyle
başkanlık sistemi diğer ülkelerde otoriter rejimlere yol açmıştır.
Bizim sistemimizde siyasal partiler hâkim unsurlar olup, yürütmenin yasamaya üstünlüğü
nazara alındığında mutlak bir kuvvetler ayrılığını maalesef ihtimal dâhilinde görmemekteyiz.
Belirtmek gerekir ki hükümet sistemi parlamenter veya başkanlık da olsa demokrasiler ve
despotizmlerin temel ayrımı hukukun üstünlüğü\denetimidir. Bir ülkede yönetim, hukuk
egemenliği ve denetimine tabi değilse, hükümet sistemi demokratik olmayacak, despotizmlere
kapı aralayacaktır.
Başkanlık sistemi tartışmalarında sistemin güçlü ve zayıf yanları, kuramsal ve kurumsal
niteliklerinin ön planda olmaması çok büyük bir hatadır. Bunun yerine içeriği hiç
konuşulmayarak, günlük politika malzemesi olarak tartışılan ve tartışmalardan karakteristik
unsurunun hukuk denetiminin minimum düzeyde olduğu ve süper yetkilerle donanmış bir
Başkan olacağını anlayabildiğimiz Türk Tipi Başkanlık Sistemi 7 Haziran seçimlerinin
neticesinin ardından bir müddet ortadan kalkacak şeklinde görülmektedir.
Kaldı ki Türk politik hayatı 1876 Kanun-u Esasi’den bu yana 150 yıla yakın süredir
parlamenter sistem deneyimine sahiptir. Bu deneyimin sıfırlanması talebi ve her türlü sosyo-
ekonomik ve politik sıkıntıların kaynağının bu sistem olduğunun öne sürülmesi bilimsel
dayanaktan yoksun olması nedeniyle hukuki ve mantıki perspektiften itibar görmemelidir.
Sonuç olarak, uzun bir demokrasi mücadelesi geçmişi olan ülkemizde halen istenilen
demokrasi standartlarına ulaşılamamasının yanında yakın geçmişte otoriterleşme eğilimi
sayılabilecek birçok hadise yaşanmışken olası bir sistem değişikliği mevcut sorunlara
yenilerini eklemekten ve toplumu kutuplaştırmaktan öteye geçemeyecektir.
70
Asilbay,s.260 71
Federatif yapı da bu unsurlardandır. Ülkemizde tarihi ve politik şartlar ile üniter devlet yapımız nedeniyle
federasyona olumlu bakmamaktayız.
25
E) SONUÇ
Hükümet sistemler, kuvvetler ayrılığına göre; başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem;
kuvvetler birliğine göre de mutlak monarşi ve diktatörlük şeklinde ayrılmaktadır.
Her ülkenin tarihi, politik ve toplumsal yapısına göre bu sistemlerin güçlü ve zayıf yanları
ortaya çıkabilmektedir. Bu sistemlerin hangisi tercih edilirse edilsin demokratik ülkelerde
hukukun üstünlüğü ve evrensel demokratik değerlerin asıl amaç olduğunu görmekteyiz.
Ülkemizde de 1876’dan beri uygulanan parlamenter sistem 2007 Anayasa değişikliğiyle yarı
başkanlık sistemine doğru bir evrilme yaşamıştır. 1980’lerde başlayan başkanlık sistemi
tartışmaları ise 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yoğun bir siyasi kampanya ile
muhtevası bilinmeyen, söylem ve eylemlerle mevcut ABD örneğinin hukuk denetimi ve
demokratik unsurlarından uzak olduğunu düşündürten bir Türk Tipi Başkanlık Sistemi olarak
doludizgin sürmüştür. Ancak 7 Haziran seçimlerinin neticesinde bu tartışma durmuş gözükse
26
de konunun hukuk ve ülke gündemini tekrar işgal edeceğini düşünmekteyiz.
Sonuç olarak belirtmemiz gerekir ki hükümet rejimlerinden birini ısrarla savunmak yerine;
insan hak ve özgürlükleri, demokrasi ve hukuk üstünlüğü yolunda adımlar atılması devletler
ve özgürlükçü demokratik toplumlar için daha faydalı ve yerinde olacaktır.
KAYNAKÇA
Asilbay, Halil; ‘’Parlamenter Sistem Ve Türkiye Açısından Bir Değerlendirme’’ , TBB
Dergisi 2013, sayı 104
Çam, Esat; ‘’Devlet Sistemleri’’, Der Yayınları İstanbul 1987
Erdoğan, Mustafa; ‘’ Anayasal Demokrasi’’, Siyasal Kitabevi, Ankara 1999
Gözler, Kemal; ‘Anayasa Hukukuna Giriş’’, Ekin Yayınevi, Bursa 2012
Gözler, Kemal; ‘’Devlet Başkanları: Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi’’,
Ekin Yayınevi, Bursa 2001
Gözübüyük, Şeref; ‘’Anayasa Hukuku’’, Turhan Kitapevi, Ankara 1999.
Kubalı, Hüseyin Nail; ‘’Anayasa Hukuku Dersleri’’ , İÜHF Yayınları, İstanbul 1971
Özbudun, Ergun; ‘’Demokrasiye Geçiş Sürecinde Anayasa Yapımı’’ , Bilgi Yayınevi,
Ankara 1993
Özbudun, Ergun; ‘’Türk Anayasa Hukuku’’ , Yetkin Yayınları, Ankara 2008
Özkul, Fatih; ‘’Başkanlık Sistemi Üzerine Amerika Birleşik Devletleri Ve Azerbaycan
Modeli Karşılaştırması’’, TBB Dergisi 2012, sayı:103
Özsoy, Şule; ‘’Başkanlı Parlamenter Sistem’’ , XII Levha Yayıncılık, İstanbul 2009
Sabuncu, Yavuz; ‘’ Anayasaya Giriş’’, İmaj Yayınevi14. Bası, Ankara 2009
Soysal, Mümtaz;‘’100 Soruda Anayasanın Anlamı’’, Gerçek Yayınevi, İstanbul1990
Uluşahin, Nur; ‘’Anayasal Bir Tercih Olarak Başkanlık Sistemi’’, Yetkin Yayınları, Ankara
1999
27
Teziç, Erdoğan; ‘’Anayasa Hukuku’’, Beta Yayınevi, İstanbul 2004.
Yazıcı, Serap; ‘’Başkanlık ve Yarı Başkanlık Sistemleri’’, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, İstanbul 2003
top related