ana-Çocuk ve okul saĞliĞi - megep.meb.gov.tr‡ocuk ve okul... · ana-çocuk sağlığı ve aile...
TRANSCRIPT
T.C.
MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
HEMġĠRELĠK
ANA-ÇOCUK VE OKUL SAĞLIĞI
Ankara, 2013
Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve
Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya yönelik olarak
öğrencilere rehberlik etmek amacıyla hazırlanmıĢ bireysel öğrenme
materyalidir.
Millî Eğitim Bakanlığınca ücretsiz olarak verilmiĢtir.
PARA ĠLE SATILMAZ.
1
GĠRĠġ ....................................................................................................................................... 1 ÖĞRENME FAALĠYETĠ–1 .................................................................................................... 3 1. ANA-ÇOCUK SAĞLIĞI ..................................................................................................... 3
1.1. Dünyada AÇSAP/Üreme Sağlığı Hizmetleri ................................................................ 4 1.2. Türkiye‟de Üreme Sağlığı, Çocuk ve Ergen Sağlığı Hizmetleri ................................... 6 1.3. Ana ve Çocuk Sağlığını Etkileyen Faktörler .............................................................. 12 1.4.Ana-Çocuk Sağlığı Sorunları ve Çözüm Önerileri ...................................................... 13 1.5. Ana-Çocuk Sağlığı Hizmetlerinde Halk Sağlığı HemĢireliği ..................................... 14
1.5.1. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Gebe, Lohusa Ġzlemi ve Eğitimi ..................... 16 1.5.2. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Aile Planlaması Eğitiminin Önemi ................. 21 1.5.3. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Bebek ve Çocuk Ġzlemi ................................... 24 1.5.4. Engelli Çocukların Ġzlemi .................................................................................. 30 1.5.5. Suçlu Çocuklar ve Aileye Rehberlik .................................................................. 32
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME .................................................................................... 35 ÖĞRENME FAALĠYETĠ–2 .................................................................................................. 37 2. OKUL SAĞLIĞI ................................................................................................................ 37
2.1.Okul Sağlığının Önemi ................................................................................................ 38 2.2. Okul Sağlığı Ekibi ....................................................................................................... 40 2.3.Okul Sağlığı Hizmetleri ............................................................................................... 43
2.3.1. Öğrenci Sağlığı .................................................................................................. 44 2.3.2. Okul Çevresi Sağlığı .......................................................................................... 47 2.3.3. Okul ÇalıĢanlarının Sağlığı ve Okul Sağlığı Kayıtları ...................................... 50
2.4. Okul Sağlığında Eğitim ............................................................................................... 50 2.5. Okul Sağlığında Rehberlik .......................................................................................... 51 2.6. Okul Çağı Çocukların Sağlık Problemleri ve Kontrolü .............................................. 51
2.6.1. Beslenme Yetersizlikleri .................................................................................... 52 2.6.2. Ağız-DiĢ Sağlığı ................................................................................................. 53 2.6.3. BulaĢıcı Hastalıklar ............................................................................................ 53 2.6.4. Kazalar ve Yaralanmalar .................................................................................... 54 2.6.5. Ruhsal Sorunlar .................................................................................................. 54
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME .................................................................................... 55 DEĞERLENDĠRME .............................................................................................................. 57 CEVAP ANAHTARLARI ..................................................................................................... 59 KAYNAKÇA ......................................................................................................................... 60
ĠÇĠNDEKĠLER
2
1
GĠRĠġ
Sevgili Öğrenci,
Ana-çocuk sağlığı kavramı kadınların gebelik, doğum ve lohusalık dönemlerini
sağlıklı geçirmelerini; bebek ve çocukların sağlıklı büyüyüp geliĢmeleri için gerekli süreçleri
tanımlayan bir kavramdır.
Okul sağlığı, öğrencilerin ve okul çalıĢanlarının sağlığının değerlendirilmesi,
geliĢtirilmesi, sağlıklı okul yaĢamının sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla
topluma sağlık eğitiminin verilmesi için yapılan çalıĢmaların tümüdür.
Koruyucu sağlık hizmetleri içinde önemli bir ekip üyesi olan halk sağlığı hemĢiresi,
sağlık hizmetlerinin sunumunda anahtar kiĢidir. Halk sağlığı kurumunda, sosyal hizmet
ünitelerinde, evde, iĢ yerinde, okulda birey ve gruplara verilecek hemĢirelik hizmetlerinden
sorumludur. Sağlıklı beslenme, egzersiz, günlük yaĢamın dengeli ve stressiz hâle getirilmesi,
alıĢkanlık yapan maddelerden kaçınma gibi konuları içeren sağlığın geliĢtirilmesi
çalıĢmalarında eğitim ve danıĢmanlık yapan hemĢireler, bu yolla bireylerde sağlık bilinci
geliĢmesinde rehberlik etmektedir.
Bu eğitim materyali ile ana-çocuk sağlığı ve okul sağlığı hemĢiresinin görev ve
sorumlulukları konusunda bilgi sahibi olabileceksiniz.
ĠÇĠNDEKĠLER
2
3
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–1
Birinci basamakta yapılan ana-çocuk sağlığı hizmetlerini kavrayabileceksiniz.
Aile hekimliği hizmetlerinde 0-6 yaĢ çocuk sağlığının korunması ve
geliĢtirilmesi ile ilgili yapılan hizmetleri, aile hekiminizden sorarak öğreniniz.
Edindiğiniz bilgileri sınıfta tartıĢınız.
Bölgenizdeki toplum sağlığı merkezinde, ana sağlığına yönelik yapılan
uygulamaları araĢtırınız. Öğrendiklerinizi arkadaĢlarınız ve öğretmeninizle
paylaĢınız.
1. ANA-ÇOCUK SAĞLIĞI
2011 yılında „Sağlıkta DönüĢüm Programı‟ nın hedefleri doğrultusunda, Sağlık
Bakanlığı dikey yapılanmayı ortadan kaldıran ve entegre sağlık hizmetini ön plana çıkaran
bir yapılanma sürecine girmiĢtir. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı, planlayan ve denetleyen bir
yapı hâline gelmiĢ, birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumu Türkiye Halk Sağlığı
Kurumu, ikinci ve üçüncü basamak kamu hastanelerince sunulan hizmetler ise Türkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu çatısı altında gerçekleĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Bu kurumların
taĢra yapılanmaları da oluĢturularak Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, illerde Halk Sağlığı
Müdürlükleri; Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ise Kamu Hastaneleri Birlikleri Ģeklinde
örgütlenmiĢlerdir. Ayrıca Türkiye Ġlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Türkiye Hudut ve Sahilleri
Genel Müdürlüğü de bağlı kuruluĢlar olarak yapılandırılmıĢlardır.
Aile Hekimliği çalıĢmaları ile birlikte toplumun sağlığını geliĢtirmeyi ve korumayı ön
plana alarak sağlıkla ilgili risk ve sorunları belirlemek, bu sorunları gidermek için planlama
yapmak, uygulamak ve uygulatmak; birinci basamaktaki koruyucu, iyileĢtirici ve rehabilite
edici sağlık hizmetlerini organize etmek, hizmetlerin verimli Ģekilde sunulmasını izlemek,
değerlendirmek, desteklemek; bölgesinde bulunan sağlık kuruluĢları ile diğer kurum ve
kuruluĢlar arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla toplum sağlığı merkezleri (TSM)
oluĢturulmuĢtur.
TSM‟ler, aile hekimliği uygulamasında aile hekimlerine bağıĢıklama, ana-çocuk
sağlığı ve aile planlaması gibi öncelikli hizmet alanlarında Sağlık Bakanlığının yıllık
programına uygun olarak ücretsiz lojistik destekte bulunan, ayrıca aile hekimlerinin görevleri
dıĢında kalan diğer temel sağlık hizmetlerini yürüten kuruluĢlardır.
ARAġTIRMA
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–1
AMAÇ
4
Sağlıkta DönüĢüm Programı‟nın uygulanmasıyla birlikte birinci basamak sağlık
hizmetini sunan kuruluĢlar yeniden belirlenmiĢ ve birinci basamak sağlık hizmeti sunan üç
temel kurum oluĢturulmuĢtur. Bunlar; Aile Sağlığı Merkezi (ASM), Toplum Sağlığı
Merkezi (TSM) ve 112 Acil Sağlık Sistemi‟dir. Daha önceki sistemde uygulanmakta olan
Ana-çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması hizmetleri, Sıtma SavaĢ ve Verem SavaĢ hizmetleri bu
programla birlikte Toplum Sağlığı Merkezi çatısı altında birleĢtirilmiĢtir.
ġema 1. 1: Basamak sağlık hizmetlerinin durumu
Ana-çocuk sağlığı kavramı, kadınların gebelik, doğum ve lohusalık dönemlerini
sağlıklı geçirmelerini; bebek ve çocukların sağlıklı büyüyüp geliĢmeleri için gerekli süreçleri
tanımlayan bir kavramdır. Çocuğun sağlığı, ailesinin sağlığından ayrı düĢünülemez.
Özellikle anne ve çocuk sağlığı bir bütündür. Doğurganlığın yüksek olduğu, annenin gebelik
ve doğumda yeterli bakımı alamadığı, çocuğun bakımıyla ilgili gerekli bilgiye sahip
olamadığı durumlarda çocuğun sağlıklı olması beklenemez.
1.1. Dünyada AÇSAP/Üreme Sağlığı Hizmetleri
1960‟lı yıllarda, baĢta geliĢmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünyada kontrolsüz
nüfus artıĢının ekonomik ve sosyal kalkınma üzerindeki olumsuz etkileri konusunda bir
duyarlılık geliĢmiĢtir. Bunun üzerine çok sayıda hükümetin uzman kuruluĢ temsilcilerinin
katılımıyla 1974 yılında BükreĢ‟te, 1984 yılında Mexico City‟de ve 1994 yılında Kahire‟de
yapılan üç büyük konferansta, nüfus ve aile planlamasının sürdürülebilir ve genel kalkınma
çabalarının ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya konmuĢtur.
1994‟te Kahire‟de yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı‟nda cinsiyetler
arası eĢitliğin ve hakkaniyetin artırılması, kadınların güçlendirilmesi, kadınlara yönelik
Ģiddetin yok edilmesi ve kadınların kendi doğurganlıklarını kontrol edebilmelerinin
sağlanmasının nüfus ve kalkınmaya iliĢkin programların temel taĢları olduğu vurgulanmıĢ ve
ilk kez “Üreme Sağlığı” kavramından söz edilmiĢtir. Kahire Konferansı‟ndan sonra ülkeler,
eski Ana-çocuk Sağlığı, Aile Planlaması (AÇSAP) geleneksel yaklaĢımlarını değiĢtirerek,
Üreme Sağlığı (ÜS) üzerine odaklanmaya baĢlamıĢtır. ÜS kapsamında her iki cinsiyet için
zararlı geleneksel uygulamalar (genital mutilasyon / kadın sünneti gibi) adölesan cinselliği,
istenmeyen gebelikler, sağlıksız düĢükler, maternal morbidite ve mortalite, Cinsel Yolla
5
BulaĢan Enfeksiyonlar (CYBE), Genital Yol Enfeksiyonları (GYE), üreme organ kanserleri,
prolapsuslar ve cinsiyet temelli Ģiddet ele alınmıĢtır.
Bu konferansın sonuçları daha sonra Pekin‟de 1995 yılında yapılan IV. Dünya Kadın
Konferansı‟nda tekrar vurgulanmıĢ ve eylem planları hazırlanmıĢtır. Eylem planlarının ana
konuları; kalkınma ve nüfus iliĢkisi, kadınların güçlendirilmesi, cinsler arası eĢitliğin ve
hakkaniyetin sağlanması, kadınlara yönelik Ģiddetin önlenmesi, üreme sağlığı ve aile
planlaması, kız çocukları, gençler ve yaĢlılar olmuĢtur.
Üreme sağlığı; üreme sistemi, onun fonksiyonları ve iĢlevleri ile ilgili sadece hastalık
veya sakatlığın olmaması anlamında değildir. Üreme sistemi, onun fonksiyonları ve
iĢlevlerinin fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hâlinde olmasıdır. Aynı zamanda
üreme sağlığı, insanların doyurucu ve güvenli bir cinsel yaĢamlarının olması, üreme
yeteneğine sahip olmaları ve bu yeteneklerini kullanmada karar verme özgürlüğüne sahip
olmaları demektir.
GeliĢmekte olan ülkelerde doğurganlık çağındaki kadınlar arasındaki en yaygın ölüm
nedeni gebelik, doğum ve lohusalık sırasında meydana gelen komplikasyonlardır. Dünyada
her yıl 528,000 anne ölümünün gerçekleĢtiği tahmin edilmektedir. Bunların sadece % 1‟i
geliĢmiĢ ülkelerde, geri kalan %99‟u ise geliĢmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir. Bu
ölümlerin %90‟ı önlenebilir nedenlerdir. Anne ölümlerinin seviyesi, sağlık hizmetlerinin
sağlanması ve kalitesi bakımından çok boyutlu bir kalkınma göstergesidir.
ġema 1. 2: Dünyada gerçekleĢen anne ölümü nedenleri
Pek çok geliĢmekte olan ülkede yasa dıĢı düĢük komplikasyonu olarak septik abortus
ve buna bağlı anne ölümleri ciddi boyutlardadır. Anne ölümlerinin % 13‟ü güvenli olmayan
düĢük komplikasyonlarına bağlıdır. Adölesan gebeliklerin insidansı özellikle geliĢmekte
olan ülkelerde daha yüksektir. Erken yaĢta çocuk sahibi olmak kadınların eğitim, sosyal ve
ekonomik yönden geliĢmelerinin önünde bir engel olmaktadır. Ayrıca erken yaĢta annelik,
maternal ölüm riskini ve genç annelerin çocuklarında da morbidite ve mortalite riskini
artırmaktadır.
Ġnfertilite, son 20 yılda giderek daha fazla bir üreme sağlığı sorunu olarak ortaya
çıkmaktadır. Ġnfertilitenin en yaygın nedeni; cinsel yolla bulaĢan enfeksiyonlar, güvenli
olmayan düĢükler ve puerperal enfeksiyonlara bağlı pelvik enfeksiyonlardır.
6
Kadınlarda kontraseptif kullanımı erkeklere göre üç kat daha fazladır ve kadınların
kullandığı yöntemlerin sağlık riskleri daha fazladır.
Gebelik süresince, doğum sırasında ve sonrasında meydana gelen ölümlerin büyük bir
bölümü önlenebilmektedir. Ancak geliĢmekte olan ülkelerde ne yazık ki hâlen pek çok kadın
ve aileleri bu sorundan etkilenmeye devam etmektedir. Gebelik süresince, doğum sırasında
ve sonrasında sağlık hizmetlerine eriĢilebilirlik, sağlık hizmetlerinden faydalanma ve bu
hizmetlerin kalitesi, kadının eğitimi, toplumsal cinsiyet eĢitliği, beslenme ve yoksulluk anne
ölümleriyle yakından iliĢkilidir.
1.2. Türkiye’de Üreme Sağlığı, Çocuk ve Ergen Sağlığı Hizmetleri
Sağlık Bakanlığı 1920 yılında kurulmuĢ ve Cumhuriyet‟in kuruluĢundan sonra da yeni
bir statü kazanmıĢtır. Sağlık Bakanlığı‟nın kurulmasıyla birlikte önemle üzerinde durulan
konulardan biri de ana-çocuk sağlığı hizmetleri olmuĢtur. 1930 yılında çıkarılan 1593 sayılı
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin yürütülmesi görevi Sağlık
Bakanlığı‟na verilmiĢtir.
Ülkemizde ana-çocuk sağlığı sorunu, özellikle 1950 yılından sonra aĢırı doğurganlığın
ve güvenli olmayan koĢullarda gerçekleĢtirilen düĢüklerin artması ve anne ölümlerine neden
olması Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır. 1952 yılında yapılan çalıĢmalarla ele alınan bu sorunun
çözümü için bakanlık bünyesinde Ana-çocuk Sağlığı ġube Müdürlüğü kurulmuĢtur. 1963
yılında bağımsız bir müdürlük olan bu birim, 1965 yılında çıkarılan 665 Sayılı Kanun ile
kuruluĢunu tamamlamıĢtır. Yine bu kanunla ana-çocuk sağlığını korumak için planlı ve
programlı çalıĢmayı düzenlemek, gebeliklerinin devamı süresince ve doğumdan sonra ana ve
çocuk sağlığını takip etmek görevi, Ana-çocuk Sağlığı Müdürlüğü‟ne verilmiĢtir.
Devlet Planlama TeĢkilatı‟nın kurulmasıyla birlikte, 1960‟lı yıllarda aĢırı doğurganlık
sorunun çözümlenmesi ele alınmıĢ ve antenatal nüfus politikası uygulanmaya baĢlanmıĢtır.
Bunu takiben 1965 yılında 557 Sayılı “Nüfus Planlaması Hakkında Kanun” çıkarılmıĢ ve
aile planlaması (AP) hizmetlerini yürütmek üzere Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü
kurulmuĢtur.
Aynı amaca yönelik olarak hizmet veren Ana ve Çocuk Sağlığı Müdürlüğü ile Nüfus
Planlaması Genel Müdürlüğü 1982 yılında Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile birleĢtirilerek
Aile Planlaması ve Ana-çocuk Sağlığı Genel Müdürlüğü adını almıĢtır. 1983 yılında genel
müdürlüğün adı Ana-çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü olarak
değiĢtirilmiĢtir.
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ana-çocuk sağlığı konusu, baĢlangıçta 15-49
yaĢ grubu kadınları ve 0-6 yaĢ çocukları kapsamakta iken son yıllarda dünyadaki geliĢmeler,
Dünya Nüfus ve Kalkınma Konferansı‟nda ülkemizin de kabul etmiĢ olduğu üreme sağlığı
tanımı doğrultusunda hizmetlerin kapsamı geniĢletilmiĢtir. Temel Cinsel Sağlık ve Üreme
Sağlığı (CSÜS) kavramının 1990‟larda geliĢmesiyle Sağlık Bakanlığı ile Avrupa Komisyonu
arasındaki ortaklık kapsamında 2003-2007 yılları arasında Türkiye Üreme Sağlığı Programı
(TÜSP) yürütülmüĢtür. Üreme sağlığı hizmetleri; anne sağlığı, çocuk sağlığı, kadın sağlığı,
7
aile planlaması hizmetlerinin yanısıra genital yol enfeksiyonları ve cinsel yolla geçen
hastalıkları, genital organların malign hastalıklarının tanı ve tedavi hizmetlerini, ayrıca
adölesan yaĢ gruplarında cinsel sağlık eğitimi ve danıĢmanlık hizmetlerini de içermektedir.
2 Kasım 2011‟de yürürlüğe giren 663 KHK ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
kurulduktan sonra Türkiye genelinde bulunan 201 AÇS/AP Merkezinin Toplum Sağlığı
Merkezleri ile entegrasyonu yapılmıĢtır. Bu merkezlerden fizik ve teknik altyapısı güçlü olan
92 AÇS/AP merkezinin hizmet sunum kapasitesi geniĢletilerek Üreme Sağlığı Eğitim
Merkezi‟ne (ÜSEM) dönüĢtürülmüĢtür. Bu merkezler, illerinde göreve yeni baĢlayan sağlık
personelinin adaptasyon eğitimi, üreme sağlığı hizmeti sunan sağlık personelinin hizmet içi
eğitimleri, üreme sağlığı konusunda halkın bilgilendirilmesi için halk eğitimi ve üreme
sağlığı hizmeti sunan sağlık personelinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve iĢbaĢı eğitimlerini
yapmaktadır. ÜSEM‟lerden 14 tanesi Üreme Sağlığı Bölgesel Eğitim Merkezi (ÜSBEM)
olarak hizmet vermektedir. Bu merkezler ÜSEM‟lerin sunmuĢ olduğu hizmetlerin yanı sıra
ayrıca ÜSEM‟lere eğitimci yetiĢtirmektedir.
Toplum Sağlığı Merkezlerinde verilen Ana-çocuk Sağlığı Aile Planlaması (AÇSAP)
ve Üreme Sağlığı (ÜS) hizmetlerinin amacı; gebe- bebek tespitlerinin ve gebe- bebek- lohusa
izlemlerinin hazırlanan protokollere ve kriterlere uygun olarak yapılmasını sağlamak, anne
ve bebek ölümlerini azaltmak, aile planlaması çalıĢmalarını sürdürmek ve toplumun önemli
bir kesimini oluĢturan kadın, anne, bebek ve çocukların sağlık düzeyini yükseltmektir.
Ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinde planlı çalıĢmaların baĢlatıldığı
1965‟li yıllardan günümüze kadar ana sağlığı ve çocuk sağlığı göstergelerinde önemli
geliĢmeler olduğu yapılan araĢtırma sonuçlarından anlaĢılmaktadır. Son 30 yılda ana-çocuk
sağlığı ve aile planlaması hizmetlerine verilen önem, ülke genelinde yaygın ve etkili hizmet
sunumuna yönelik çabalar ve çalıĢmalar sonucunda bu alanda önemli mesafeler kaydedilmiĢ,
anne ve bebek ölüm hızlarında önemli düĢüĢ elde edilmiĢtir. Sağlık hizmetlerinde önemli bir
sağlık göstergesi olan bebek ölüm hızı, 1963 yılında %0 208 iken, 2010 yılında %0 10‟lara
inmiĢtir. Yine 1974 yılında %000 207 olan anne ölüm hızı da 2010 yılında %000 16‟lara
düĢürülmüĢtür.
Ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri, doğurgan çağdaki ve menopoz
dönemindeki kadınları, gebeleri, lohusaları, 0-6 yaĢ çocukları ve adölesan çağdaki gençleri
kapsamaktadır. Bu hizmetler ülke genelinde; Aile Hekimliği Birimleri‟nde (AHB), Aile
Sağlığı Merkezleri‟nde (ASM), Toplum Sağlığı Merkezleri‟nde (TSM), hastanelerin kadın-
doğum, çocuk birimlerinde ve özel sağlık kuruluĢlarında verilmektedir. Bu kapsamda birinci
basamak sağlık kuruluĢlarında verilen hizmetler;
0-6 yaĢ çocukların muayene ve periyodik izlemleri,
Çocukların bağıĢıklama hizmetleri,
Gebelerin tetanos aĢıları,
Gebelerin, doğum öncesi ve doğum sonu muayene, periyodik izlemleri,
15-49 yaĢ kadınların periyodik izlemleri,
15 yaĢ altı ve 49 yaĢ üstü kadınlara üreme sağlığına yönelik danıĢmanlık
hizmetleri,
8
Aile planlaması danıĢmanlık, eğitim ve yöntem uygulama hizmetleri rutin
olarak verilmektedir.
Ülkemizin önemli sağlık sorunlarının baĢında gelen anne ve bebek ölüm hızlarının en
aza indirilmesi, geliĢmiĢ ülkeler seviyesine getirilmesi için 1985 yılında ulusal aĢı
kampanyaları baĢlatılmıĢtır. Hizmetlerin yürütülmesinde ulusal kamu kuruluĢları, kamu
yararına çalıĢan sivil toplum örgütleri, Dünya Sağlık Örgütü, BirleĢmiĢ Milletler Çocuklara
Yardım Fonu (UNICEF), BirleĢmiĢ Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Avrupa Birliği gibi
uluslararası kuruluĢlarla iĢbirliği yapılmaktadır. Bu hizmetleri yürüten, sağlık personelinin
bilgi ve becerisini geliĢtirmek amacıyla hizmet içi eğitim programları düzenlenmektedir.
Ayrıca toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacıyla halk eğitim çalıĢmaları
yürütülmektedir.
Türkiye‟de çocukların ve doğurganlık çağındaki kadınların nüfus içinde büyük yer
tutması, bebek, çocuk ve anne ölüm hızlarının yüksek olması, aile planlaması hizmetlerine
olan talebin yaygınlığı, doğum öncesi ve sonrası bakım hizmetlerinin yetersizliği gibi
nedenlerle ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerine hükümet politikalarında öncelik
verilmektedir. Türkiye‟de kadın ve üreme sağlığı ile çocuk ve ergen sağlığı konularında
yürütülen proje ve programlardan bazıları Ģunlardır:
Yenidoğan Canlandırması Programı (NRP): Yenidoğana optimal yaklaĢım
sağlanması, yurt çapında doğum eyleminde görev alan tüm sağlık personelinin standart bir
neonatal resüsitasyon eğitimi alması, bu bilgi ve becerileri belirli aralıklarla güncellemesi
hedeflenmektedir.
Bebek ve Çocuk Ġzlemleri Programı: Bebek ve çocuk izlemlerinde temel yaklaĢım,
hastalık ortaya çıktıktan sonra iyileĢtirmek için uğraĢmak yerine, hastalığa zemin hazırlayan
koĢulların önceden saptanarak önlenmesidir. Bebek- çocuk izlemlerinin niteliğini arttırmak
ve standartlarını belirlemek amacıyla “Bebek ve Çocuk Ġzlem Protokolleri” hazırlanmıĢtır.
Yenidoğan Yoğun Bakım Programı: Yenidoğan yoğun bakım merkezlerinin
planlama ve organizasyonu Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu‟nca yürütülmektedir. Bu
merkezlerde çalıĢması planlanan hekimlerin eğitimleri ise Çocuk ve Ergen Sağlığı
Dairesi‟nce yapılmaktadır. Bu eğitimde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarına yenidoğan
yoğun bakımı ile ilgili uygulamalı kurs verilerek il düzeyinde yenidoğana doğru ve etkili
müdahale imkânları sağlanması ve çocuk sağlığının geliĢimine katkıda bulunulması
amaçlanmaktadır.
Neonatal Tarama Programı (Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Biyotinidaz
Eksikliği): Tarama programları, toplumlarda önemli hastalıkları erken dönemde tarama
testleri ile yakalamayı amaçlar. Bu amaçla Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde
Neonatal Tarama Programı kapsamında tüm yenidoğanların konjenital hipotiroidi,
biyotinidaz eksikliği ve fenilketonüri yönünden taraması yapılır. Bu tarama programının
amacı;
OluĢacak zekâ geriliği, beyin hasarı ve geri dönüĢümsüz zararları engelleyerek
topluma getirdiği ekonomik yükü önlemek,
Akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincini artırmak,
9
Tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluĢacak rahatsızlıkları önlemek
amacıyla uygun tedaviye baĢlamak ve böylece belli bir zekâ seviyesine
ulaĢmalarını sağlamaktır.
ĠĢitme Taraması Programı: Bu programla iĢitme kaybıyla doğan ya da doğum
sonrası dönemde iĢitme kaybı ortaya çıkan çocuklarda, iĢitme kaybının çocuğun konuĢma
geliĢimini etkilemeden, psikolojik ve sosyal açıdan sağlıklı bir birey olarak toplumdaki
yerini almasını sağlayacak Ģekilde erkenden saptanması, bu konunun önemi konusunda
sağlık personelinin ve toplumun bilinçlendirilmesi amaçlanmıĢtır.
GeliĢimsel Kalça Displazisi Erken Tanı ve Tedavi Programı: Yenidoğan
döneminde tüm bebeklerin kalça çıkığı açısından muayenelerinin yapılması, riskli ve klinik
muayenede Ģüpheli grubun ileri tetkik için yönlendirilmesi, tedavi gerektiren olgularda erken
ve uygun tedavinin baĢlatılması, kalça çıkığı için yapılacak cerrahi tedavi sayısı ve muhtemel
komplikasyonların en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.
Anne Sütünün TeĢviki ve Bebek Dostu Sağlık KuruluĢları Programı: Doğumu
izleyen ilk 18 aylık dönemde bebeğin beslenme tarzı çocuğun daha sonraki fiziksel, zihinsel
ve sosyal geliĢimi açısından çok büyük önem taĢır. Dünya Sağlık Örgütü‟nün önerdiği ve
yürütülen programa göre verilen temel mesaj; bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirmeye
baĢlatılması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ve 6. aydan sonra uygun besinlerle beraber
emzirmenin 2 yaĢına kadar sürdürülmesidir.
Türkiye‟de emzirmenin desteklenmesi çalıĢmalarının temel amacı emzirmenin
korunması, özendirilmesi ve desteklenmesi olup “Anne Sütünün TeĢviki ve Bebek Dostu
Sağlık KuruluĢları Programı” adı altında sürdürülmektedir. Bu kapsamda, doğum yapılan
bütün hastanelere tek tek ulaĢılması hedeflenmiĢtir. Programın amacı, eğitimli sağlık
personeli yardımıyla annelerin bebeklerini erken emzirmeye baĢlamalarını sağlamak ve
emzirmeyi sürdürmeleri için desteklemektir.
Emzirmenin Korunması, Özendirilmesi, Desteklenmesi ile Demir Yetersizliği
Anemisinin Önlenmesi ve Kontrolü Programı: Demir yetersizliği anemisi; tüm yenidoğan
bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirilmeye baĢlanması, ilk 6 ay sadece anne sütü
verilmesi, daha sonra da uygun ve yeterli miktardaki ek besinlerle beraber emzirmenin
sürdürülmesi ile önlenebilir. Ülkemiz için önemli bir beslenme ve halk sağlığı sorunu olan
demir yetersizliği anemisinin çözümü için ülke düzeyinde;
Toplumun demir yetersizliği konusunda bilinçlendirilmesi,
Bebeklerin ilk 6 ay anne sütü almasının sağlanması,
6. ayın sonunda uygun ve yeterli miktarda ek besine geçilerek, emzirmenin 2
yaĢına kadar sürdürülmesi,
4-12 ay arası her bebeğe profilaktik amaçlı ücretsiz demir desteği sağlanması,
13-24 ay anemisi olan bebeklere demir tedavisi önerilmesi amacıyla “Demir
Gibi Türkiye” projesi baĢlatılmıĢtır.
Bebeklerde D Vitamini Yetersizliğinin Önlenmesi ve Kemik Sağlığının
GeliĢtirilmesi Programı: D vitamininin, vücudun kalsiyum dengesinin korunması, kemik ve
10
kas sağlığı olmak üzere otoimmün hastalıkların önlenmesi ve kötü huylu hücre artıĢının
önlenmesi gibi görevleri vardır. Subklinik D vitamini yetersizliği yaygın olarak gözlenmekte
ve D vitamini yetersizliğinin yarattığı sonuçlar bebek ve çocuk sağlığını olumsuz
etkilemektedir. Sorunun çözümüne yönelik olarak 23 Mayıs 2005 tarihinde “Bebeklerde D
Vitamini Yetersizliğinin Önlenmesi ve Kemik Sağlığının Korunması Programı” baĢlatılmıĢ
olup sağlık kuruluĢlarında ücretsiz olarak D vitamini desteği sağlanmaktadır.
Ġyot Yetersizliğinin Önlenmesi ve Tuzun Ġyotlanması Programı: Ġyot
yetersizliğinin en olumsuz ve yıkıcı etkilerinin gözlendiği risk grupları; doğurganlık
çağındaki kadınlar, gebeler, bebekler ve çocuklardır. Bebek ve çocuklarda; büyüme ve
geliĢme geriliği, zekâ düzeyinin akranlarına göre en az 13,5 puan daha düĢük olması,
öğrenme yeteneği ve okul baĢarısında azalma; gebelerde düĢük ve ölü doğum riskinde artma,
her yaĢta guatr, iyot yetersizliğinin oluĢturduğu önemli sağlık problemlerinden sadece
birkaçıdır. Ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu olan iyot yetersizliği hastalıklarının
önlenmesine yönelik olarak, 1994 yılından beri “Ġyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi
ve Tuzun Ġyotlanması Programı” yürütülmektedir.
6-24 Ay Bebek ve Küçük Çocuk Beslenmesi Programı /Tamamlayıcı Beslenme
Programı: Programla 5 yaĢ altı çocuklarda akut ve kronik malnütrisyonun önlenmesi
amaçlanmaktadır. Program kapsamında amaç, eğitimli sağlık personeli ile 1. basamakta
annelere uygun ve kiĢiye özel beslenme danıĢmanlığı verilmesini sağlamak ve sağlıklı
beslenme ilkelerini çocukların hayatına, yaĢamlarının baĢlangıcından itibaren
yerleĢtirebilmektir.
Ġshalli Hastalıkların Kontrolü Programı: Ülke genelinde ishale bağlı ölümleri
önlemek amacı ile 1986 yılından beri bu program yürütülmektedir. Program kapsamında,
sağlık personelinin eğitimine, halkın “Ġshalin Önlenmesi” ve “Ġshalde Ağızdan Sıvı
Tedavisi” konularında eğitilmesine ve sektörler arası iĢbirliğine ağırlık verilmektedir.
Bebek Ölümlerini Ġzleme Programı: Çocuk sağlığı alanında yürütülen çalıĢmalara
kaynak teĢkil etmesi ve yürütülen rutin hizmetlerin ve özel programların takibi amacıyla
Bebek Ölümü Kayıt Bildirim Formu hazırlanmıĢ, 01/06/2005 tarihinden itibaren de
bildirimler baĢlamıĢtır.
Bebek ölümlerini mevcut seviyeden daha aĢağı seviyelere düĢürebilmek için, her bir
bebek ölümünü izleyerek nedenini ortaya çıkarmak ve bir daha aynı nedenlerle oluĢabilecek
bebek ölümlerinin önlenmesi gerekmektedir. Bütün bebek ölümlerini ve nedenlerini tespit
ederek gerekli tedbirleri almak için 04 Mayıs 2009 tarih ve 31 sayılı Genelge ile yeni bir
bebek ölüm kayıt sistemi geliĢtirilmiĢ ve 01/06/2009 tarihinden itibaren uygulanmaya
baĢlanmıĢtır. Sistem “Ölümlerin Tespiti”, “Ölümlerin Ġncelenmesi” ve “Sonuçların Analizi
ve Duyurulması” aĢamalarından oluĢmakta olup aylık olarak bildirim alınmaktadır. Sistem
kapsamında illerde “Bebek Ölümlerini Ġnceleme Kurulları” oluĢturulmuĢtur.
Hemoglobinopati Kontrol Programı: Program ile kalıtsal bir hastalık olan
hemoglobinopatilerin toplum taraması, genetik danıĢma (rehberlik), halk eğitimi ve doğum
öncesi tanı yöntemleri kullanılarak anormal hemoglobin taĢıyan çocuk doğumunun uygun
11
strateji ile önlenmesi, mevcut hemoglobinopatili hastaların yaĢam sürelerinin uzatılması ve
yaĢam kalitelerinin artırılması amaçlanmaktadır.
Genç Sağlığı ve GeliĢimi Programı: Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10-19 yaĢ
grubu adölesan, 15-24 yaĢ grubu ise gençlik dönemi olarak tanımlanmaktadır. Ergenlik
dönemi; fiziksel, ruhsal, biyokimyasal ve sosyal yönden hızlı büyüme, geliĢme ve
olgunlaĢma süreçleriyle çocukluktan yetiĢkinliğe geçiĢ dönemidir. Risk alma ve riskli cinsel
davranıĢların sık görüldüğü 10-24 yaĢ grubu özel önem arz etmektedir. O nedenle bu yaĢ
grubunun ihtiyaçlarına uygun hizmet sunmayı amaçlayan genç dostu sağlık hizmeti sunumu
için bir program 2002 yılından bu yana yürütülmektedir.
15-49 YaĢ Kadın Ġzlemleri: Bu yaĢ grubundaki tüm kadınlar; doğurganlık
davranıĢlarına dair bilgi edinmek, riskli durumları saptamak, erken dönemde gebeliği tespit
etmek, aile planlaması yöntem kullanımları hakkında bilgi sahibi olmak, kadın sağlığı ve aile
planlaması ile ilgili konularda danıĢmanlık yapıp yerinde eğitim amacıyla yılda en az 2 kez
birinci basamak sağlık kuruluĢları tarafından izlenmekte ve değerlendirilmektedir.
Evlilik ve Gebelik Öncesi DanıĢmanlık Programı: Programın amacı önlenebilir
nedenlerle meydana gelen anne ölümlerinin önlenmesine katkı sağlamaktır. Anne ölüm riski,
yaĢla artmaktadır. Türkiye‟de yapılan her beĢ evlilikten biri akraba evliliğidir. Akraba
evlilikleri en çok (%70) birinci dereceden akrabalar arasında gerçekleĢmektedir. Akraba
evlilikleri nadir görülen otozomal resesif geçiĢli hastalıkların toplumdaki sıklığını artırır.
Akraba evliliklerinde bebek ve çocuk ölümleri daha fazla görülmektedir. Anne ölümlerinde
olduğu gibi sık doğumlar ile erken ve geç yaĢta yapılan doğumlar bebek ölümlülüğünü de
etkilemektedir.
Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri: Anne sağlığı düzeyini yükseltmek ve anne
ölümlerini azaltmak amacıyla rutin hizmetler arasında yer almakta olup ülke genelinde
uygulanmaktadır.
Gebelere Demir Destek Programı: Ülkemizde kadınlarda demir eksikliğine gebelik
döneminde daha sık rastlanmaktadır. Bu program, gebelikte artan demir ihtiyacının
karĢılanması için her gebeye gebeliğinin 16.haftasından itibaren 5 ay, doğumdan sonra 3 ay
40-60 mg/gün demir desteği sağlamak amacıyla yürütülmektedir.
Gebelere D Vitamini Destek Programı: Gebelikte görülen D vitamini eksikliğini
önlemek amacıyla her gebeye, gebeliğinin 12. haftasından doğumdan sonra 6. ay sonuna
kadar günde 1200 Ü D vitamini verilmektedir.
Anne Dostu Hastane: Nitelikli gebe, lohusa izlemini ve güvenli koĢullarda tüm
doğumların hastanede gerçekleĢtirilmesi sağlanarak anne ve bebek ölümlerini azaltmak
amaçlanmaktadır.
Doğum Sonu Bakım Programı: Postpartum dönemde (kanama ve enfeksiyon)
önlenebilir nedenlerle meydana gelen anne ve bebek ölümlerini önlemek amacıyla
geliĢtirilmiĢ bir programdır. Annelerin doğumdan sonra 2-4 gün hastanede yatırılması anne
ve bebek sağlığı yönünden büyük kazançlar sağlar. Genel olarak hastanede kalma süresi
12
herhangi bir komplikasyon geliĢmeyen vakalar için, vajinal doğumdan sonra en az 48 saat ve
sezaryen ile doğumdan sonra 96 saat olarak kabul edilmektedir. Bunun mümkün olmadığı
durumlarda mutlaka Doğum Sonu Bakım Yönetim Rehberine uygun olarak ev ziyaretleri
yapılarak anne ve bebek izlemi yapılması gerekmektedir.
Aile Planlaması Uygulama Programı: Aile planlaması hizmetlerinin
ulaĢılabilirliğini ve niteliğini arttırarak baĢka çocuk istemeyen veya bunu bir süre ertelemek
isteyen ailelere danıĢmanlık yaparak uygun, modern ve etkili AP yöntemi seçmelerini
sağlamak ve yöntemi uygulamak amacıyla yürütülmektedir.
Üreme Sağlığı Hizmet Ġçi Eğitimleri: Üreme sağlığı konusunda hizmet sunum
kalitesini artırmak için sağlıkta değiĢen, geliĢen konularla ilgili sağlık personeline bilgi ve
beceri kazandırmak amacıyla yürütülmektedir.
1.3. Ana ve Çocuk Sağlığını Etkileyen Faktörler
Ülkede mevcut sağlık sisteminin biçimi, hizmetlerin varlığı, yaygınlığı,
ulaĢılabilirliği ve niteliği
Ülkede izlenen genel nüfus politikası
Ġsteyerek düĢüklerle ilgili yasal durum
Kontraseptif yöntemlerle ilgili bilgi, tutum ve davranıĢlar
Doğum öncesi bakım hizmetlerinin düzeyi
Doğumların oluĢ yeri ve doğuma yardım eden kiĢinin niteliği
Lohusalık dönemi bakım hizmetleri
Toplumun genel beslenme düzeyi
Toplumun genel eğitim ve sağlık eğitiminin düzeyi
Toplumun genel haberleĢme ve ulaĢım durumu
Sosyoekonomik durum
Kadının toplumdaki statüsü
YaĢ, eğitim, doğurganlık özellikleri, sağlık davranıĢları, sistemik hastalık gibi
anneye ait bireysel faktörler ana-çocuk sağlığını etkileyen önemli
değiĢkenlerdir.
Doğum öncesi ya da sonrası her dönemde ana-çocuk sağlığını etkileyen bu risklerin
bir kısmı önceden fark edilip önlenebilir. Örneğin, annenin çok sık aralarla doğum
yapmaması ya da istediğinden fazla sayıda çocuk sahibi olmaması için gebelikten korunma
yöntemlerinden yararlanması sağlanabilir. Doğumun bilgili ve deneyimli bir sağlık personeli
tarafından yaptırılması ile hem annenin yaĢamı tehlikeye girmez hem de bebeğin enfeksiyon
alması, doğumda oksijensiz kalıp zekâsının etkilenmesi gibi risklerle karĢılaĢılmaz.
Doğum sonrasında anneye bebek bakımı konusunda bilgi verilmesi, anne sütünün
bebek için öneminin anlatılması ve ilk 4-6 ay bebeğe anne sütü dıĢında hiçbir Ģey
verilmemesinin sağlanmasıyla bebeğin sağlığı da büyük oranda korunmuĢ olur.
13
1.4.Ana-Çocuk Sağlığı Sorunları ve Çözüm Önerileri
Kadın sağlığını bozan doğurganlık davranıĢı ile ilgili çoğu sorun, kadının doğurgan
çağında ortaya çıkmaktadır. Kadınlardaki mortalite ve morbidite nedenleri;
Erken yaĢta evlenmeler
Sık ve çok sayıda gebelikler
DüĢükler
Yetersiz ve dengesiz beslenme
Enfeksiyon hastalıkları
Olumsuz çevre koĢulları
Ülkede izlenen genel nüfus politikası
Aile planlaması
Doğum öncesi ve doğum sonu bakım sorunları
Anne ölümü: Bir kadının gebelik sırasında, doğumda ya da gebeliğin sonlanmasından
sonraki 42 gün içinde, gebeliğin süresine ve yerine bakmaksızın, gebelik durumuna veya
gebelik sürecine bağlı ya da bunların Ģiddetlendirdiği ancak tesadüfî olmayan bir nedenden
kaynaklanan kadın ölümüne denir.
Kadın ölümü: Ölüm nedenine bakılmaksızın 15-49 yaĢ grubu kadınlar arasında
meydana gelen ölümlerdir.
Ana ölümlerinin önlenebilmesi için gebeliğin ilk dönemlerinden baĢlayarak periyodik
olarak kadının izlenmesi gerekir. Ana sağlığını bozan nedenlerin büyük bir kısmı doğum
öncesi, doğum ve doğum sonu dönemlerinin normalden sapmaları ile ilgilidir. Ana
ölümlerinin % 75‟ini gebelikle ilgili önlenebilir nedenler oluĢturmaktadır. Bir ülkenin
geliĢmiĢliğini gösteren ana sağlığı göstergeleri Ģunlardır:
Ana Ölüm Hızı ( AÖH )
Perinatal Bebek Ölüm Hızı (PNÖH )
Kaba Doğum Hızı ( KDH )
Toplam Doğurganlık Hızı (TDH)
Toplam DüĢük Hızı
Ġsteyerek DüĢük Oranı
Kontraseptif Yöntem Uygulamaları
Doğum Öncesi Bakım Alan Gebe Oranı
Hastanede ve Sağlık Personeli Yardımıyla Yapılan Doğumların Oranı
Doğum Sonu Bakım Alanların Oranı
Jinekolojik Hastalık Prevalansı
Obstetrik Komplikasyonların Görülme Oranı
Kadının Statüsü
Koruyucu sağlık hizmetleri içinde en önemli yeri ana-çocuk sağlığı hizmetleri
oluĢturur. Koruyucu sağlık hizmetleri annelerin bilinçlendirilmesi ve çocukların eğitilmesini
de kapsamaktadır. Düzenli doğum öncesi bakım, genetik danıĢma, doğumun en uygun
14
koĢullar altında gerçekleĢtirilmesi, yenidoğan bakımı, tarama testleri, anne sütüyle
beslenmenin sağlanması, uygun ek gıdalara zamanında geçilmesi, aĢılama ve çocuklarda
psikomotor geliĢimin değerlendirilmesi ana-çocuk sağlığına yönelik yapılan koruyucu
hizmetlerdir.
Yenidoğan mortalite nedenleri arasında baĢta doğuma bağlı hipoksi olmak üzere
perinatal nedenler, doğum ağırlığının 1.500 gramın altında olması, intrakraniyal kanamalar
ve enfeksiyonlar sayılabilir. Koruyucu sağlık hizmetleri ile büyük ölçüde önlenebilen
pnömoni ve ishal gibi hastalıklar günümüzde hala çocukların önemli ölçüde mortalite ve
morbidite nedenleri arasındadır. Bebek ölümleri Doğu ve Güney Anadolu‟da eğitimsiz anne
bebeklerinde, kırsal yerleĢim yerlerinde, anne yaĢının 20‟den küçük, 40‟tan büyük olması
durumunda, düĢük doğum ağırlıklı bebeklerde, doğum aralığı iki yıldan kısa olduğunda ve
dörtten sonraki çocuklarda artmaktadır.
Ana-çocuk sağlığının korunması, geliĢtirilmesi, mortalite ve morbidite hızının
azaltılması için alınması gereken tedbirler aĢağıda sıralanmıĢtır:
Toplumun eğitim düzeyinin yükseltilmesi,
Erken yaĢta evlilik ve akraba evliliklerinin önlenmesi,
Riskli gebeliklerin önlenmesi,
Doğum öncesi bakım, doğum ve sonrasında sağlık hizmetinin nitelik ve
niceliğinin yükseltilmesi,
Aile planlaması hizmetleri ile istenmeyen gebeliklerin önlenmesi,
Ana-çocuk sağlığı izlemlerinin nitelikli ve düzenli yapılması,
AĢı ile korunulabilir hastalıklarda bağıĢıklığın sağlanması,
Enfeksiyon hastalıkları tanı ve tedavi ölçütlerinin standardize edilerek yaygın
olarak kullanımın sağlanması ve bildirimlerin yapılması,
Olumsuz çevre koĢullarının düzeltilmesi,
Sigara, çocukluk dönemi ĢiĢmanlık, alkol ve madde kullanımı, Ģiddetin ve
yaralanmaların önlenmesi konularında eylem planlarının uygulanması,
Çocuklara yönelik Ģiddet uygulamalarının soruĢturulması ve bildiriminin
yapılması,
Korunma altına alınan çocukların sağlık sistemi içinde koruyucu ve geliĢtirici
hizmetlerden yararlanmalarının artırılması,
Öncelikle riskli iĢlerde çalıĢan çocukların çalıĢma yaĢamından çekilmesi için
eylem planlarının uygulanması,
Suça sürüklenen çocukların rehabilitasyonlarına yönelik çalıĢmaların
hızlandırılması ve çocukların sağlık sistemi içinde koruyucu ve geliĢtirici
hizmetlerden yararlanmalarının artırılması,
Engelli çocukların sağlık hizmetlerine ulaĢılabilirliğinin artırılması gerekir.
1.5. Ana-Çocuk Sağlığı Hizmetlerinde Halk Sağlığı HemĢireliği
Günümüzde sağlıklı toplumların yaratılması; birey, aile ve toplum gruplarına birçok
alanda bütüncül bir sağlık bakımının sunulması ile mümkündür. Ekip yaklaĢımıyla sunulan
sağlık bakımında, halk sağlığı hemĢiresinin etkin olarak görev alması gerektiği görüĢü ilk
15
defa 1978 yılında Kazakistan'ın Alma Ata kentinde yapılan Temel Sağlık Hizmetleri
konferansında vurgulanmıĢtır.
Halk sağlığı hemĢireliği, ailelerin ve toplumun ihtiyaçları etrafında yoğunlaĢmıĢ ve bu
ihtiyaçların karĢılanmasına yönelik bir uygulamadır. Koruyucu sağlık hizmetleri içinde
önemli bir ekip üyesi olan halk sağlığı hemĢiresi, sağlık hizmetlerinin sunumunda anahtar
kiĢidir. Halk sağlığı kurumunda, sosyal hizmet ünitelerinde, evde, iĢ yerinde, okulda birey ve
gruplara verilecek hemĢirelik hizmetlerinden sorumludur. Sağlıklı beslenme, egzersiz,
günlük yaĢamın dengeli ve stressiz hale getirilmesi, alıĢkanlık yapan maddelerden kaçınma
gibi konuları içeren sağlığın geliĢtirilmesi çalıĢmalarında eğitim ve danıĢmanlık yapan
hemĢireler bu yolla bireylerde sağlık bilinci geliĢmesinde rehberlik etmektedir.
Günümüzde genel olarak kabul gören sağlık hizmet anlayıĢı, öncelikle toplumun
sağlık düzeyinin yükseltilmesidir. Bu kapsamda koruyucu sağlık, erken tanı ve tedavi
hizmetlerine ağırlık verilmelidir. Toplumla çalıĢan hemĢireler, değiĢen sağlık bakım
ihtiyaçları karĢısında eğitim, danıĢmanlık, savunuculuk, liderlik ve araĢtırma fonksiyonlarını
daha etkili ve geniĢ kapsamlı olarak yerine getirmek zorundadır. HemĢireler, geliĢen yeni
sağlık bakım hizmetlerinde, bireyin haklarının korunması ve ihtiyacı olanların sağlık
hizmetine uygun Ģekilde ulaĢması için etik yaklaĢım içinde bireye rehberlik etmeli, bireylerin
kültürel farklılıklarını, inançlarını dikkate alarak bakım vermelidirler.
Sağlık Bakanlığının “Toplum Sağlığı Merkezlerinin Kurulması ve ÇalıĢtırılmasına
Dair Yönerge ”sinde bölgesindeki koruyucu sağlık hizmeti veren ekibin bir üyesi olarak
toplum sağlığı merkezlerinde görevli hemĢire ve ebenin görevleri Ģöyle sıralanmıĢtır:
Hizmet götürülecek bölge ve toplumu tanır.
Toplum sağlığı merkezindeki soğuk zincir sorumlusu olup aĢıların saklanması
ve dağıtımını yürütür.
Bölgenin sağlık ölçütlerini değerlendirir. Buna göre sorunları ve öncelikleri
saptar.
Ġshalli hastalıklar konusunda programlarda görev alır.
BulaĢıcı olan ve bulaĢıcı olmayan hastalıkların kontrolü çalıĢmalarına katılır.
Okul sağlığı hizmetlerine katılır.
Kayıt ve bilgi iĢlem çalıĢmalarında görev alır.
Sorumlu hekimin direktifleri doğrultusunda bölgedeki sağlık çalıĢanlarının
hizmetlerini izler ve değerlendirir.
Sağlıklı beslenme ve beslenme bozuklukları konusundaki programlara katılır.
Koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinde görev alır.
ĠĢ sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görev alır.
Bireysel ve grup eğitimlerine katılır. Halkın sağlık eğitimi çalıĢmalarının
planlanması ve uygulanmasında görev alır.
BağıĢıklama hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesinde görev alır.
Hizmet içi eğitim hizmetlerinin planlanması ve uygulanmasında görev alır.
Sağlığın teĢviki ve geliĢtirilmesi, toplum kalkınması hizmetlerinde görev alır.
Üreme sağlığı hizmetlerinde görev alır.
Görevi ile ilgili istatistik kayıtlarını ve formlarını tutar.
Sorumlu hekimin vereceği iĢ bölümü ile verilen diğer iĢleri yerine getirir.
16
Sağlık evi personeli, toplum sağlığı merkezi bölgesinde bulunan sağlık evinde
hizmetlerini sunarken bölgede bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini aile hekimine
bağlı olarak yürütür. Aynı yönetmelikte sağlık evi ebesinin görevleri de Ģöyle sıralanmıĢtır:
Gezici sağlık hizmeti kapsamında hizmet veren aile hekiminin poliklinik
hizmeti sunmasına yardım eder.
Sorumluluk alanında sağlıkla ilgili kayıtlarını tutar.
Aylık çalıĢmalarını toplum sağlığı merkezine bildirir.
Aile hekimi ile beraber yürüttüğü hizmetler açısından aile hekimini bilgilendirir.
Toplum sağlığı merkezince verilecek diğer görevleri yapar.
Aile hekimi ile birlikte hizmet veren, sözleĢmeli veya bakanlıkça görevlendirilen
hemĢire, ebe, sağlık memuruna aile sağlığı elemanı denir. Aile sağlığı elemanının görevleri
ise Ģunlardır:
Aile sağlığı elemanı, aile hekimi ile birlikte ekip anlayıĢı içinde kiĢiye yönelik
koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini sunmak ve görevinin
gerektirdiği hizmetler ile ilgili sağlık kayıt ve istatistiklerini tutmakla
yükümlüdür.
KiĢilerin yaĢamsal bulgularını ölçer ve kaydeder.
Aile hekiminin gözetiminde, talimatı verilen ilaçları uygular.
Yara bakım hizmetlerini yürütür.
Tıbbi alet, malzeme ve cihazların hizmete hazır bulundurulmasını sağlar.
Poliklinik hizmetlerine yardımcı olur, tıbbi sekreter bulunmadığı hallerde sevk
edilen hastaların sevk edildiği kurumla koordinasyonunu sağlar.
Gereken tetkikler için numune alır, eğitimini aldığı basit laboratuvar tetkiklerini
yapar veya aldığı numunelerin ilgili laboratuvar tarafından teslim alınmasını
sağlar.
Gezici ve yerinde sağlık hizmetleri, sağlığı geliĢtirici ve koruyucu hizmetler ile
ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini verir, evde bakım
hizmetlerinin verilmesinde aile hekimine yardımcı olur.
Bakanlıkça belirlenen hizmet içi eğitimlere katılır.
Sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak görev, yetki ve sorumlulukları
kapsamında aile hekiminin verdiği diğer görevleri yerine getirir.
1.5.1. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Gebe, Lohusa Ġzlemi ve Eğitimi
Gebelik doğal, fizyolojik bir olay olmasına rağmen anneyi ruhsal ve bedensel yönden
etkiler. Bu dönemde meydana gelen fizyolojik değiĢiklikler, sağlık ve hastalık arasındaki
çizgiyi daraltır. Bu nedenle doğum öncesi dönemde hem anne hem de fetüsün özel bakıma
gereksinimleri vardır. Düzenli izlemlerle verilecek olan bu bakım, genel sağlık
değerlendirmesini ve anne eğitimini kapsar. Amacı gebelik, doğum ve doğum sonu
dönemlerinin anne ve bebek yönünden sağlıklı geçirilmesini sağlamak, özelde aileye genelde
topluma sağlıklı bireyler kazandırmaktır.
17
Ġyi bir doğum öncesi bakım ile enfeksiyon, kanama vb. yönünden risk altında olan
annelerin belirlenmesi, gebelikleri süresince daha sık ve dikkatle izlenmesi, hastalık
belirtilerinin erken dönemde tespit edilmesi ve gereken önlemlerin alınması, doğumların
sağlıklı koĢullarda yapılması, anne ve bebeklerin bu komplikasyonlara bağlı hastalık ve
ölümlerin hızını azaltacaktır.
Normal Ģartlarda her gebe, gebeliğin baĢlangıcından itibaren tespit edilerek en az altı
kez ebe/ hemĢire, en az bir kez de doktor tarafından izlenir. Ayrıca doğum sonu dönemde
anne ile yenidoğan birlikte en az 3 kez izlenerek değerlendirilir. Doğum öncesi ve sonrası
izlemlerde özellikle önem verilen danıĢmanlık konularından birisi aile planlamasıdır. Anne
bilgilendirilerek doğum sonrasında kendisine en uygun yöntemi seçmesi ve uygulaması
sağlanmaktadır.
Ġzlem sıklığı, uygulamada en az Ģu Ģekilde olmalıdır:
12‟nci haftada tespit
24'üncü haftada (6.ay) bir defa
28'inci haftada (7.ay) bir defa
32'nci haftada (8. ay) bir defa
36'ncı haftada (9. ay) bir defa
39'uncu haftada (10.ay ) bir defa
Komplikasyonlu gebeliklerde izlem sıklığı artırılır. Ġzlemler kentsel kesimde sağlık
kuruluĢlarında, kırsal kesimde ise sağlık personeli tarafından ev ziyaretleri Ģeklinde yapılır.
Bu izlemler esnasında risk taĢıyan gebeler gerekli sağlık kurumlarına sevk edilir.
Doğum öncesi bakım ve izlem Ģu amaçlara yönelik yapılır:
Annede mevcut olan veya gebelik sırasında geliĢebilecek hastalıkların
saptanması ve tedavisi ile annenin genel sağlık düzeyini yükseltmek.
Gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkabilecek olumsuz durumların zamanında tanı ve
tedavisini sağlamak.
Doğum öncesi dönemde gebelik, genel temizlik kuralları, beslenme, hareket,
dinlenme ve doğacak bebeğin bakımı konusunda anneyi eğitmek.
YaklaĢmakta olan doğuma, anneyi bedenen ve psikolojik olarak hazırlamak.
Doğumdan sonra kullanacağı aile planlaması yöntemi hakkında gerekli bilgiyi
vermek.
Anneyi tetanos hastalığına karĢı bağıĢıklamak.
Fetüsün uterus içinde geliĢmesini yakından izleyerek gerekli önlemleri
zamanında almak.
Doğumun nerede, nasıl ve kimin tarafından yaptırılacağına karar vermek.
Gebelik süresince ve doğum sırasında annenin veya bebeğin sağlığının / yaĢamının
tehlikede olmasına yol açacak riskleri taĢıyan gebeliklere riskli gebelikler adı verilmektedir.
Bu riskler; doğum öncesine, doğuma veya doğum sonrasına iliĢkin olabilir. Riskli gebelikler
olarak tanımlanan grubun özellikleri Ģöyle sıralanabilir;
18
Sosyo-ekonomik düzeyin düĢük olması,
Akraba evliliği olan gebeler,
Annenin çok kısa boylu olması (<150 cm),
Anne yaĢının 18‟den küçük 34‟ten büyük olması,
Ġlk gebelik ya da dört ve daha üstündeki gebelikler,
Evlilik dıĢı gebelikler,
Beslenme yetersizliği olan gebeler,
Yetersiz ya da çok fazla kilo alan gebeler,
Sigara- alkol- uyuĢturucu içme alıĢkanlığı olan gebeler,
Obstetrik komplikasyonları olan gebeler,
Duygusal yönden güçsüz olan gebeler,
Ġstenmeyen gebelikler,
Daha önceki gebeliklerinde pre-eklampsi ya da eklampsi öyküsü olan gebeler,
Kronik hastalık öyküsü olan gebeler,
Daha önce 4 kg üstünde bebek doğuran gebeler,
Gebeliğin ilk üç ayında viral enfeksiyon geçirenler,
ġiddetli kanaması olan gebeler,
Ġki gebelik arası 2 yıldan az olan gebeler,
Çoğul gebelikler.
1.5.1.1. Gebe Ġzleminde Mutlaka Yapması Gereken Muayene ve Ġzlemler
Gebenin Öyküsünün Alınması: Öyküde özellikle annenin yaĢı, gebelik ve doğum
sayısı, daha önce sakat bebek doğurup doğurmadığı, daha önceki doğumların nasıl olduğu,
kim tarafından yaptırıldığı, annenin herhangi bir hastalığının olup olmadığı, Ģimdiki gebeliği
ile ilgili Ģikâyetleri sorulur. Son adet tarihi sorularak tahmini doğum tarihi hesaplanır.
Gebeyi Gözle Muayene (Ġnspeksiyon): Gözle muayenede konjonktiva ve ağız
mukozası kansızlık yönünden değerlendirilir. Özellikle kalça kemiklerini ilgilendiren bir
sakatlığın varlığı, karında ya da vücudun herhangi bir yerinde ameliyat izi, bacakta ve
vulvada varis olup olmadığı araĢtırılır. Doğum ve bebek açısından risk oluĢturacağı için
gebenin fazla ĢiĢman ya da zayıf olması değerlendirilir.
Gebenin DıĢtan Muayenesi (Palpasyon): Elle muayenede memelerde ele gelen bir
kitle ve bacaklarda ödem olup olmadığına bakılır. Doğum sonu bebeğin anne sütü almasını
kolaylaĢtırmak için masajla meme baĢının dıĢarıya çıkması sağlanır ve gebeye öğretilir.
Leopold manevraları uygulanarak gebe değerlendirilir.
Vajinal TuĢe ile Doğum Yolu ve Fetüsün Değerlendirilmesi: TuĢe mümkün
olduğunca yapılmamalıdır. Yapılırken de mutlaka steril koĢullara özenle uyulmalıdır.
Gebeliğin ilk üç ayında vajinal tuĢe genellikle kadının gebe olup olmadığını ve gebelik ayını
saptamak için yapılır. Gebeliğin son aylarında vajinal tuĢe, kollumun durumunu, gelen
kısmın ne olduğunu ve iniĢi kontrol etmek için yapılır.
Fizik Muayene ve Kontroller: Boy ölçülür, ödem ve varis kontrolü yapılır. Ağırlık
ölçümü ile kilo artıĢı kontrol edilir. Normalde tüm gebelik süresince gebeler 9-13 kg. alır.
19
Laboratuvar Muayeneleri: Ġdrar (glikoz, protein vb.) ve kan (hemoglobin vb.)
tetkikleri yapılır.
Tetanos AĢısı: Daha önce hiç aĢılanmamıĢ gebelere, gebeliğin 4.ayından itibaren 1 ay
ara ile 2 kez tetanos aĢısı uygulanır.
1.5.1.2. Gebe Takibinde Riskli Durumlar ve HemĢirenin Yapması Gerekenler
YaĢı 18'den küçük, 30'dan büyük Primipar, 35'den büyük Multiparlar: Böyle
gebelerde güç doğum, doğum travması ve preeklampsi-eklampsi sık görülür. Bu nedenle
doğum mutlaka hastanede olmalıdır. Bu gebeler normal gebelere göre daha sık izlenir ve
doktora sevk edilir.
Gebelik ya da Doğum Sayısı: Primiparlarda ve doğum sayısı 4 ve daha fazla olan
multiparlarda, gebelik ve doğuma bağlı komplikasyonlar sık görülür. Bu nedenle doğum
mutlaka hastanede olmalıdır. Sık izlem yapılır ve doktora sevk edilir.
Daha Önceki Gebelik ve Doğumları ile Ġlgili Kötü Öyküsü Olanlar: Annenin daha
önceki gebeliklerinde yaĢadığı aĢağıda sayılan olumsuz durumların, mevcut gebelik ve
doğumda da tekrarlama olasılığı fazladır. O nedenle bu gebeler sık takip edilmeli ve doğum
mutlaka hastanede yaptırılmalıdır.
PeĢ peĢe 2 spontan düĢüğü olanlar
Bir ya da fazla ölü doğum yapanlar
0-7 günlük bebek ölümü olanlar
Anomalili bebek doğuranlar
Prematüre bebek doğuranlar
Preeklampsi- eklampsi geçirenler
Zor doğum yapmıĢ olanlar
Plasenta ile ilgili patolojiler ve kanama gibi doğumun 3.evre komplikasyonu
olanlar
Daha önce sezaryen geçirenler
Daha önceki doğumlarda bebekte ilk 48 saat içinde sarılık görülenler
4 kg.'dan fazla bebek doğuranlar
Daha Önce Saptanan Sistemik ya da Kronik Hastalığı Olanlar: Sistemik ya da
kronik bir hastalığı olan gebeler sık izlenir. Doğum öncesi dönemde hastaneye sevk edilir.
Çünkü bu durumlar gebelikte daha da ilerleyip kötüleĢebilir. Bu gebelerin doğumu mutlaka
hastanede olmalıdır.
Sosyo-Ekonomik Durumu Ġyi Olmayanlar: Bu gebelerde her tür gebelik ve doğum
komplikasyonu daha sık oluĢur. Bu nedenle sık izlem yapılır ve doğum için hastaneye sevk
edilir.
Boyu 150 cm.'den Kısa Gebeler: BaĢ-Pelvis uyuĢmazlığı yönünden
değerlendirilmelidir. Doğumları mutlaka hastanede yaptırılmalıdır.
20
Gebelik BaĢlangıcında Boyuna Göre Kilosu Az ve Gebelikte Kilo Alımı Az
Olanlar: Annenin sağlığının bozulması olasılığı yüksektir. Bebek intrauterin geliĢme
geriliğine bağlı prematüre veya düĢük doğum ağırlıklı olabilir. Bu kiĢiler gebelik süresince
sık izlenir. Beslenme eğitimi yapılır. Doğum hastanede olmalıdır.
Gebelikten dolayı ek alınması gerekli enerji ve besin öğeleri Ģunlardır:
Enerji: Normal ağırlıkta olan bir kadının gebeliği boyunca, ayda ortalama 1 kg.
ağırlık kazanması istenir. Genellikle ilk 3 aylık dönemde ağırlık kazanımı çok
azdır. Gebelik boyunca toplam ortalama 9-13 kg. ağırlık kazanılması gereklidir.
Gebelik baĢlangıcında normal ağırlığından ĢiĢman olan kadının fazla ağırlık
kazanmasına gerek yoktur.
Protein: Gebe kadın günlük ihtiyacına ek olarak 20 gram protein alması tavsiye
edilir.
Demir: Gebe kadının kendi günlük ihtiyacına ek olarak 20 mg. demir alması
tavsiye edilir.
Kalsiyum: Gebe kadının kendi günlük ihtiyacına ek olarak 500 mg. ek kalsiyum
alması tavsiye edilir.
Gebeliğin Birinci Trimesterinde Virütik Hastalık Geçirenler, Fetotoksik Ġlaç
Kullananlar, X-Ray Maruziyeti Olanlar: Bu gebelerde fetal anomali ya da ileride
malignite oranı yüksektir.
Anemi: Anemik gebelerde anne ve bebeğin ölüm oranı daha yüksektir. Annenin
enfeksiyonlara direnci azalır. Doğum sonu kanama ve puerperal enfeksiyon sık görülür. Bu
durumdaki gebeler sık izlenir. Hb değeri 11 gr.'dan az olanlara gebeliğin 3.ayından itibaren
demir preparatları verilir. Hb. değeri 8 gr'dan az ise mutlaka doktora sevk edilmeli ve doğum
hastanede olmalıdır.
Yüksek Tansiyon: Kan basıncı 140/90 mm Hg ve üzerinde olan gebeler preeklampsi
yönünden değerlendirilmelidir. Bu gebelerde idrarda protein, ödem ve aĢırı kilo alma
dikkatle araĢtırılıp sık izlem yapılmalıdır. Bulgular (+) ise annede eklampsi geliĢebilir. Bu
kiĢilere diyet ve yatak istirahati önerilir. Doğum öncesi dönemde hastaneye sevk edilir. Postpartum kanama riski yüksektir. Doğum mutlaka hastanede olmalıdır.
FKS’nin Alınamaması: Fetüs anne karnında ölmüĢ olabilir. Bu nedenle gebe
hastaneye sevk edilir.
Polihidramnios: Bu gebelerde fetal anomali ihtimali fazladır. Doğum ve doğum sonu
komplikasyon riski yüksek olduğundan hastaneye sevk edilir.
Çoğul Gebelik: Anemi, preeklampsi, prematür eylem, prezentasyon bozukluğu,
doğum travması ve postpartum kanama geliĢebileceğinden hastaneye sevk edilir.
Doğum Öncesi Dönemde Kanama: Kanamalı gebe sık izlenir. Kesinlikle tuĢe
yapılmaz. Yakın takip için doğum öncesi dönemde hastaneye sevk edilir. Bu gebelerin
doğumu mutlaka hastanede yapması sağlanır.
21
Daha Önce Sezaryen ya da Ġntrauterin Operasyon Geçirenler: Uterus rüptürü
tehlikesi çok fazladır. Anne ve bebek ölebilir. Bu nedenle doğum için hastaneye sevk edilir.
Geç Tespit Edilip Tetanosa KarĢı BağıĢıklanmayanlar: Bu durumdaki bir gebe
doğum için hastaneye sevk edilir.
1.5.2. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Aile Planlaması Eğitiminin Önemi
Aile planlaması, sağlıklı bireylerin oluĢturduğu sağlıklı toplumları amaçlamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü‟nün kabul ettiği tanıma göre Üreme Sağlığı yalnızca üreme sistemi
iĢlevleri ve süreci ile ilgili hastalıkların ve sakatlıkların olmaması değil, üremenin fiziksel,
ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli içinde tamamlanmasıdır. Bu tanım kapsamında
kiĢinin cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkında bilgili olması, sağlıklı bir toplum için en
küçük sosyal grup olarak kendi ailesini sağlıklı değerlendirme imkânı verir.
Aile planlaması, aile bireylerinin istediği zaman, istediği kadar çocuk sahibi
olabilmeleri olarak tanımlanabilir. Ailelerin gelir durumları, bakabileceği çocuk sayısını
belirlemekte önemli bir parametredir. Ailenin ekonomik yapısı doğan çocuk sayısı ile
orantılı olarak bölünecektir.
Aile planlaması, çocuk isteğinin yerine getirilmesi olmadığı gibi istenmeyen çocuk
sayılarına ulaĢmamak için önlem almayı da gerektirir. Aile planlamasında oluĢan gebeliği
sonlandırmak ya da kiĢinin sağlık koĢullarını bozarak gebeliği önlemek yerine en uygun
yöntemlerin bilinerek seçilmesi esas olmalıdır. Seçtikleri yöntem ne olursa olsun kiĢilere
verilecek en önemli hizmet danıĢmanlıktır. Aile planlaması için baĢvuran kiĢilere verilecek
danıĢmanlığın önemli bir ögesi, doğurganlık konusunda bilgilendirmedir.
DanıĢmanlık, aile planlaması hizmetlerinin çok önemli ancak çoğunlukla ihmal edilen
bir bölümüdür. Rahat bir ortamda sağlanan etkili danıĢmanlık, kiĢilerin kontraseptif
yöntemleri daha iyi anlamalarına yardımcı olur ve en uygun yöntemi seçmelerinde yol
gösterir. DanıĢmanlık bilinçli yöntem seçimini, doğru, düzenli ve uzun süreli kontraseptif
kullanımını sağladığı ve böylece yöntemi bırakmak amacıyla yapılan klinik ziyaretlerini
azalttığı için de önemlidir.
1.5.2.1. Aile Planlaması DanıĢmanlığının Önemi
DanıĢmanlık, yüz yüze konuĢma sırasında bir kiĢinin diğerine belli bir konuda karara
varmasını kolaylaĢtırmak için çözüm seçenekleri sunarak yardımcı olmaktır. Aile planlaması
hizmetleri veren bir kiĢi için danıĢmanlık en önemli görevlerden biridir.
DanıĢmanlık, bireyin kendi düĢünce, seçim ve kararını oluĢturmasına yardımcı olacak
Ģekilde, belli bir konuda uzmanlaĢmıĢ kiĢilerce aydınlatılmasıdır. DanıĢmanlık ikna etmek
için bir araç değildir. KiĢiye yöntemlerle ilgili seçenekler sunarak kendisine en uygun olan
yöntemi seçmesine yardım etmektir.
22
Aile planlaması yöntemlerinin kabulünün artması: Doğru bilgi verme, dinleme ve
sözsüz iletiĢimle yaratılan rahat bir konuĢma ortamı, kiĢilerin aile planlamasını kabul
etmesine yardımcı olur. Böyle bir süreçte kiĢinin bilinçli olarak seçtiği yöntem �kendi
yöntemidir. Bu benimseme duygusuyla yöntemlerin kabullenilmesi ve yaygınlığı artar.
Uygun yöntem seçimi: DanıĢmanlık, hizmet verenlerin hizmet alanlarını
bilinçlendirerek sağlık gereksinimlerine ve kiĢisel özelliklerine uygun bir yöntem
seçmelerini sağlar. Böylece hizmet alanın kullanacağı yöntemi, çevreden aldığı yanlıĢ
bilgilere dayanarak seçmesi önlenmiĢ olur.
Yöntemin etkili kullanımı: DanıĢmanlık, kiĢilerin yöntemi nasıl kullanacaklarını
doğru anlamalarını, yöntem konusunda yanlıĢ bilgi ve/veya söylentilerden etkilenmemelerini
ve seçtikleri yöntemi etkili kullanmalarını sağlar.
Daha uzun kullanım süresi: Kullanacağı yöntemi kendi seçen bir kiĢi, yöntemin
nasıl uygulandığını anlarsa ve yan etkilerle baĢ etmeyi öğrenirse, yöntemi sürekli kullanma
olasılığı artar. KiĢinin, herhangi bir sorunu olduğunda yine gelebileceğini bilmesi de yöntemi
sürekli kullanmasına katkıda bulunur.
Personelin zamanının etkili ve verimli kullanımı: Kaliteli danıĢmanlık sonucunda
yöntemi doğru kullananların sayısı artar, yöntem kullanımı daha sürekli olur.
KarĢılaĢılabilecek riskler azalır ve böylece sağlık personelinin zamanı daha etkili ve yararlı
kullanılmıĢ olur. Personelin etkili danıĢmanlık konusunda yetiĢtirilmesine zaman ayırmak,
programın baĢarısına katkıda bulunur.
DanıĢmanlık hizmeti, kullanıcının tatmin olmasını sağlar; yöntemin yanlıĢ anlaĢılması
nedeniyle kliniğe geri dönme ve uygulamadan vazgeçme olasılıklarını da azaltır.
DanıĢmanlık; ısıtma, aydınlatma koĢulları uygun, kontraseptif yöntem örnekleri
bulundurulan, resimli rehber, broĢür ve afiĢlerle donatılmıĢ, hizmet alanların ve danıĢmanın
oturacağı yer ve bir masanın bulunduğu temiz bir ortamda verilmelidir. Amaç, rahat ve
mahremiyete saygılı bir iletiĢim ortamı sağlamaktır.
DanıĢmanlıkta iletiĢimin vazgeçilmez beĢ ilkesi vardır:
Hizmetin verileceği rahat bir ortam sağlama
Hizmet alanın ilgi ve ihtiyacına odaklanma
Gereksiz bilgi vermekten kaçınma
Hizmet alanın anlayacağı sözcükleri kullanma
Ġki yönlü iletiĢim kurma (konuĢmak kadar dinlemek)
Hizmet verenin açık olması ve dürüst davranması bireylerin davranıĢ değiĢikliğini
kabul etmesini ve uygulamasını kolaylaĢtırır ve özgüveni artırır. Bu güvenle, hizmet alan
kiĢinin sağlık personelini dinleme olasılığı artar. Sonuçta, bilgi daha kolay aktarılır.
BaĢarılı bir danıĢmanda aranan özellikler Ģunlardır:
KiĢinin haklarına ve kiĢiliğine saygı ve anlayıĢ gösterebilmeli,
23
KiĢiye duyarlılıkla yaklaĢmalı ve güvenini kazanmalı,
KonuĢmadan iletiĢim kurabilmeyi (beden dili) ve önemini bilmeli,
Üreme organları, iĢlevleri ve cinsellik konularında bilgili olma ve rahat
konuĢabilmeli,
Tüm aile planlaması yöntemlerini iyi bilmeli,
KiĢinin ya da çiftin herhangi bir aile planlaması yöntemini seçmesindeki
kültürel ve psikolojik faktörleri anlayabilmeli,
KiĢiyi yargılar bir tutum içinde bulunmamalı, saygılı ve nazik olmalı,
Önyargısız, tarafsız ve özenli biçimde bilgi aktarabilmeli,
KiĢiyi soru sormaya cesaretlendirebilmeli,
KiĢinin kaygılarını anlayıĢla dinleyebilmedir.
Tüm yöntemleri gereğince anlatabilmek için sağlam bilgi ve iyi iletiĢim becerisi
gereklidir. Bu beceriler, bilgisizlik ve gereksiz kaygılar nedeniyle yöntemden vazgeçme
olasılıklarını da azaltır. DanıĢman, kiĢinin ailesindeki bireylerin görüĢlerinin önemini de
farkedebilmeli ve kiĢinin sorunlarla baĢ etmesine yardımcı olmalıdır. Teknik bilgi, akademik
dil ve anlaĢılmaz sözlerden kaçınılmalıdır. Sorular, özellikle yöntemin olumsuz yönlerine
iliĢkin olanlar, dürüstçe yanıtlanmalıdır.
Aile planlaması hizmetlerindeki baĢarı, iyi bir danıĢmanlık hizmetinin yerleĢmesine ve
yaygınlaĢmasına bağladır. DanıĢmanlık becerisine sahip sağlık personelinin yetiĢtirilmesi,
sağlık birimlerinde görevlendirilmesi, sürekli eğitimle desteklenmesi ve denetimi ile kaliteli
hizmet sağlanabilir.
Bakanlıkça eğitilen ve yeterlik belgesi verilen hemĢire ve ebeler, gebeliği önleyici
yöntem uygulama çalıĢmalarını yetkili hekimin denetim ve gözetimi altında resmi kurum ve
kuruluĢlarda yürütürler. 507 sayılı Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin
Eğitimi, Görev, Yetki Ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğin 19. maddesinde
hemĢirenin görev, yetki ve sorumlulukları Ģöyle sıralanmıĢtır:
Hap kullanacaklarda uygun vakayı seçme, kullananları yan etki açısından
izlemek,
Pelvik muayene yapmak, normal vakalara rahim içi araç uygulamak,
Rahim içi araç kullananların belli aralıklarla kontrollerini yapmak,
Pelvik muayene ve izlemelerde patolojik bulunanları yetkili hekime göndermek,
Kondom dağıtmak, kondom ve spermisitlerin doğru kullanılması için halkı
eğitmek,
Topluma nüfus planlaması eğitimi yapmak ve geleneksel metotlar hakkında
bilgi vermek,
ÇalıĢtığı kurumda gerekli araç-gereç, ilaç ve tıbbi malzemeyi kullanmaya hazır
bulundurmak,
Yürüttüğü nüfus planlaması hizmetleri ile ilgili bilgileri toplamak, kaydetmek
ve zamanında yetkililere ulaĢtırmak.
24
1.5.3. Toplum Sağlığı HemĢireliğinde Bebek ve Çocuk Ġzlemi
Çocuk hastalıklarını sadece tedaviye yönelik sağlık hizmetleri ile önlemek mümkün
olmamaktadır. Son yıllarda dünyada, çocuklara yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ağırlık
kazanmaktadır. Bu koruyucu sağlık hizmeti antenatal dönemden baĢlayarak 18 yaĢına kadar
sürer.
Bebek ve çocuk izlenimiyle:
Bebek ve çocuk ölümleri azalır.
Hastalık ve sakatlıklar önlenir.
Çocukların genetik olarak sahip olduğu büyüme ve geliĢme potansiyeline
ulaĢmaları, onların daha uzun sağlıklı, güçlü ve üretken yaĢamaları sağlanır.
Ülkedeki çocuk sağlığı düzeyi geliĢir ve yükselir.
Koruyucu sağlık hizmetlerinin baĢarılı olmasındaki en önemli faktörlerinden biri de
aile ile etkili bir iletiĢiminin sağlanmasıdır. Böylece baĢta anne olmak üzere tüm aile
fertlerinin çocuk sağlığı konusunda eğitilmesi ve çocukların düzenli kontrollere getirilmesi
sağlanabilir.
Bebek ve çocuk izleminin amaçları:
Rutin bağıĢıklama, beslenme, kazaların önlenmesi ve sanitasyon gibi konularda
aile eğitimi yoluyla hastalıkların önlenmesi,
Öykü, fizik muayene ve tarama yöntemleriyle erken tanı konması,
Hasta olanların erken dönemde tedavisi,
Çocuğun optimal büyümesi, motor, duygusal ve entelektüel geliĢmesini
engelleyecek sorunların erken fark edilerek önlenmeye çalıĢılması,
Bütün bunların sağlanabilmesi için sağlık eğitimi ile aileye yol gösterilmesidir.
Çocuk sağlığını izlemede temel hizmetler Ģunlardır:
Riskli durumların belirlenmesi,
Çocuk bakımı için ailelerin fiziksel ruhsal ve sosyal konularda bilgilendirilmesi,
yönlendirilmesi ve desteklenmesi,
Sağlıklı ve doğal beslenmenin sağlanması,
Büyüme ve geliĢmenin izlenmesi,
AĢıların uygulanması,
Erken tanı için tarama testleri ve özel değerlendirmelerin yapılmasıdır.
Riskli gebeliklerden sağlığı etkilenmiĢ olarak doğan ve normal büyüme, geliĢmesi için
gerekli fiziksel ve sosyal gereksinimleri karĢılanmayan çocuklar, riskli çocuk olarak
tanımlanır. AĢağıda belirtilen gruplardaki çocuklar riskli çocuklar olarak değerlendirilir.
Çok kısa boylu ya da diyabet gibi bir hastalığı olan annelerin bebekleri: Zor
doğum riski taĢırlar. Bunun sonucunda bedensel ya da zihinsel olarak etkilenebilirler.
25
Akraba evliliklerinden doğan bebekler: Ailede gizli olarak taĢınan kalıtsal bir
hastalığın açığa çıkmasıyla bedensel sağlıkları ya da zekâları etkilenmiĢ olarak doğabilirler.
Çok genç ya da yaĢlı olan annelerin bebekleri: Erken doğum, düĢük doğum ağırlığı
gibi risklerin yanında; yaĢlı annelerin bebeklerinde kromozom bozuklukları olma olasılığı da
daha yüksektir.
Ġki yıldan daha sık aralarla doğum yapan ya da 4’ten fazla çocuğu olan annelerin
bebekleri: Zamanından önce ya da düĢük doğum ağırlıklı doğabilirler. Ayrıca çok sayıda
çocuğa bakmak zor olacağı için yeterli bakım ve beslenmeleri sağlanamayabilir.
Önceki gebeliklerinde ölü ya da sağlıksız bebek doğurmuĢ annelerin bebekleri:
Önceki çocuğun sağlıksızlığına yol açan riskler bu çocuk için de var olabilir.
Doğum öncesi bakım almamıĢ annelerin bebekleri: Gebelikte annenin izlenmesi,
doğum öncesinde risk taĢıyan durumların önlenmesini sağlar. Örneğin; gebeliğinde izlenip,
tetanos aĢısı yapılan annenin bebeği çok ölümcül bir hastalık olan yenidoğan tetanosuna
yakalanmaktan korunmuĢ olur.
Doğum öncesi dönemde enfeksiyon geçiren annelerin bebekleri: Annenin gebeliğin
ilk 3 ayında kızamıkçık geçirmesi vb enfeksiyonlar; bebekte mikrosefali, zekâ geriliği, iĢitme
kaybı, gözlerde katarakt gibi konjenital anomalilere neden olabilir.
Gebelikte radyasyona maruz kalan annelerin bebekleri: Özellikle gebeliğin ilk üç
ayında radyasyona maruz kalan annelerin bebeklerinde konjenital anomaliler ve sakatlıklar
görülebilir.
Annenin gebelikte kullandığı bazı ilaçların etkilediği bebekler: Epilepsi hastalığı
için ya da kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar doğumsal sakatlıklara yol açabilir.
Doğumu çok zor olup kafa içi kanaması olan ya da doğum sonrasında uzun süre
ağlamayıp oksijensiz kalan ve beyni bu durumdan etkilenen bebekler: DeğiĢik
düzeylerde zihinsel geliĢme geriliği gösterirler.
DüĢük doğum ağırlıklı veya prematüre doğan çocuklar: Normal gebelik süresi 40
haftadır. Bu süreyi tamamlayamamıĢ, 37 haftadan önce doğmuĢ bebekler prematüre; gebelik
süresi ne olursa olsun doğum ağırlığı 2500 gramın altında olan bebekler ise düĢük doğum
ağırlıklı olarak adlandırılırlar. Her iki grup da sağlık açısından riskler taĢır. Özellikle 1000
gramın altında doğup teknik olanaklarla yaĢatılan bebeklerin, geliĢmiĢ ülkelerde bile okul
baĢarılarının yaĢıtlarından düĢük olduğu çeĢitli çalıĢmalarla saptanmıĢtır.
Anne sütü almayan bebekler: Anne sütü bebek için hem besleyici hem de
enfeksiyonlardan koruyucu özellikler taĢır. Ġlk 4-6 ay hiçbir besin anne sütünün yerini
tutamaz. Anne sütünün çocukları ileriki yaĢamlarında bile bazı hastalıklara karĢı koruduğu
saptanmıĢtır.
26
Uygun yiyeceklerle beslenmeyen bebekler: Ġlk 6 ayda anne sütü almayan, 6 aydan
sonra da uygun ek besinlere baĢlanmayan bebek iyi büyüyüp geliĢemez. Ġyi beslenmemiĢ
çocuğun hastalıklara karĢı direnci de iyi olmadığından sık hastalanır. Bu da geliĢimini biraz
daha bozarak bir kısır döngüye neden olur.
Ekonomik durumları kötü ve eğitimsiz olan ailelerin bebekleri: Bebeğin ve
annenin beslenme, barınma gibi fiziksel gereksinimlerinin karĢılanamamasına, bebeğin iyi
bakılamamasına, hastalıklarının tedavi edilememesine neden olabilir.
Bebeğin istenmeyen bebek olması: Sosyal ya da ekonomik nedenlerle istenmediği
hâlde etkin korunma yapılmadığı için dünyaya gelen bebek, hem iyi bakılmama hem de
duygusal ya da fiziksel istismara uğrama riski taĢır.
Anne ya da babası sigara içen bebekler: Annenin sigara kullanması bebeğin
prematüre doğmasına yol açabilir. Anne ya da babadan birinin bile sigara içiyor olması
bebeğin solunum yolu hastalıklarına sık yakalanmasına ve kolay iyileĢmemesine neden olur.
Ailelerinde duygusal sorunlar olan bebekler: Aileyi duygusal yönden sarsan
bireylerden birinin ölümü, boĢanma, savaĢ, deprem gibi felaket durumunda da bebek ve
çocukların hastalanma ve ölüm riskleri artmaktadır.
1.5.3.1. Sağlam Çocuk Ġzleme Ġlkeleri
Çocuk sağlığı hizmetlerinin temelini çocuk izlemleri oluĢturmaktadır. Bu hizmet
sadece sağlıklı çocukların izlenmesi olmayıp tüm çocukların büyüme ve geliĢmelerinin
izlendiği, sağlıklı olup olmadıklarının takip edildiği, rutin sağlam çocuk kontrolleridir.
Sağlam çocukların düzenli olarak izlenmesi ile çocukluk dönemlerinde görülebilecek birçok
hastalık ve ölüm önlenebilir.
Çocuklarda normal büyüme ve geliĢmenin bilinmesi, normalden sapmaların
tanımlanması yoluyla hastalıkların belirlenmesi ve önlenmesi açısından gereklidir. Büyüme
ve geliĢme iĢlevi tümüyle ayrı olmamasına karĢın büyüme, vücudun tümünün ya da ayrı
bölgelerinin büyüklük olarak artıĢını; geliĢme, duygusal ve sosyal ortamlar tarafından
etkilenmeleri de içeren iĢlevlerdeki değiĢmeleri tanımlamak için kullanılır. Ġnsan
organizmasının geliĢimi çok geniĢ, karmaĢık bir konudur. Ancak altta yatan hastalığın
tanınması ve tedavisi için çocuklara bakan herkesin normal büyüme ve geliĢme örüntüsünü
bilmesi önemlidir. Çünkü anormal değiĢimler böyle tanınabilir.
Bir çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyen herhangi bir durum,
çocuğun büyümesini ve geliĢmesini durdurduğu için büyümenin düzenli olarak takip
edilmesi gerekir. Sağlam çocukların izlenmesindeki amaç; sağlık durumlarının devamının
sağlanması, hastalık, sakatlık ve ölümlerin azaltılması ve önlenmesidir. Sağlam çocuk izleme
ilkeleri ve bunları sağlama yolları Ģunlardır:
Hastalıkların Önlenmesi
Büyüme-geliĢmenin izlenmesi
27
YaĢa uygun beslenmenin sağlanması
AĢılama
Sağlık eğitimi
Hastalıkların erken tanı ve tedavisi
Öykü
Fizik muayene
Taramalar
Çocuğun sağlıklı yetiĢmesi konusunda aileye destek
Sağlık eğitimi
Çocuk yetiĢtirilmesi konusunda danıĢmanlık
Aile planlaması konusunda danıĢmanlık
Bakımın sürekli olmasının sağlanması
1.5.3.2. Ġzlem Sıklığı ve Süresi
Çocuk sağlığı izlemi prenatal dönemden baĢlar. Adölesan dönemin sonuna kadar
devam eder. Gebeliğin son trimesterinde ebeveyne sağlam çocuk kontrol programı, emzirme,
beslenme, bebek bakımı konularında bilgi verilmelidir. Bu süreç hekim, aile, hemĢire ya da
yardımcı sağlık personeli iĢbirliği içinde yürütülmeli, çocuk içinde bulunduğu fiziksel ve
sosyal çevre ile birlikte değerlendirilmelidir.
Sağlam çocuk izleminin sıklığı bireye ve aileye göre düzenlenir. Büyümenin hızlı
olduğu, aĢıların yapıldığı, bireysel ve ailevi sorunların olduğu dönemlerde daha sık
aralıklarla izlenim yapılır. HemĢire önce yenidoğan bebek için bir Bebek ve Çocuk Ġzlem
Kartı çıkarır. Doğum sonrası yapılan her izlemde bebeğin bulguları bu karta yazılır.
Çocuk izlem protokolünde doğumdan sonra her bebeğin ilk 1 yaĢına kadar en az 9
defa sağlık personeli tarafından izlenmesi gerektiği belirtilmiĢtir. Buna göre; 1. izlem
doğumda, 2. izlem ilk 48 saat içerisinde, 3. izlem onbeĢinci günde, 4. izlem kırkbirinci
günde, daha sonra 6 aya kadar ayda bir, 6 ay ile 2 yaĢ arası üç ayda bir, 2–4 yaĢlar arası altı
ayda bir, 4 yaĢtan sonra yılda bir izlem önerilmektedir.
1.5.3.3. Çocuk Sağlığı Ġzlem Basamakları
Çocuk sağlığı izlem basamakları sırasıyla; görüĢme ve öykü alma, aile- çevre- çocuk
iliĢkisinin gözlemi, fizik muayene, geliĢimin değerlendirilmesi, taramalar, aĢı, sağlık eğitimi
ve danıĢmanlıktır.
GörüĢme ve Öykü Alma: Ġlk görüĢmede prenatal, natal ve soy geçmiĢi ile ilgili öykü
ayrıntılı olarak alınmalıdır. Gülümsediği, döndüğü, oturduğu, ayağa kalktığı, konuĢtuğu
tarihler geliĢim öyküsünün temelini oluĢturmaktadır. Ayrıca tuvalet eğitimi, boy ve kilo
artıĢındaki tarihler de takiplerde büyük önem taĢımaktadır.
28
Aileyle güncel Ģikâyetler, beslenme, aĢı, aĢının yan etkileri, çevre, geliĢim
basamakları, ev ortamı gibi çocuğun sağlığını yakından ilgilendiren konular görüĢülmelidir.
Bu görüĢmeler çocuğun yaĢına, sağlık durumuna, taĢıdığı risk faktörüne ve çocuğun fiziksel,
sosyo- kültürel çevresine uygun olarak düzenlenmelidir.
Gözlem: Çocuğun anne, baba ya da çocuğa bakan kiĢi, çevresiyle iliĢkileri
gözlenmelidir. Ġlk aylarda emzirme gözlenmeli; biberon ve emzik kullanımı, kundaklama
gibi yanlıĢ uygulamalar önlenmelidir. Ayrıca çocuk ihmali ya da istismarını iĢaret eden
bulgulara (bakımsız bebek, ilgisiz anne, annenin veya bakıcının bebeğe sert tavırları vb.)
dikkat edilmelidir.
Fizik Muayene: Sağlam çocuğun fizik muayenesi eksiksiz olmalı, Ģikâyeti olup
olmadığına bakılmaksızın tam bir fizik muayene yapılmalıdır. Her kontrolde boy, ağırlık ve
en az iki yaĢına kadar baĢ çevresi saptanarak büyüme parametreleri izlenmeli ve büyümenin
değerlendirilmesi aileyle paylaĢılmalıdır. 1 yaĢından baĢlanarak kan basıncı da ölçülmelidir.
Ġyi bir fizik muayene ile konjenital anomaliler, büyüme geliĢme geriliği, geliĢimsel
kalça displazisi, kalp anomalileri, inmemiĢ testis, umbilikal ya da inguinal herni vb. erken
dönemde saptanabilir.
Değerlendirme: Öykü ve fizik muayene sonrası çocuğun sağlığı, fiziksel ve
nöromotor geliĢimi ve psiko- sosyal sağlığı değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmeler
ıĢığında tarama testleri ve bağıĢıklama planlanmalıdır.
Taramalar: Çocuk sağlığı izleminde öykü, gözlem, fizik muayene ile pek çok
hastalık erken dönemde tespit edilebilmektedir. Farklı yaĢlarda önceden belirlenmiĢ
standartlara uygun olarak düzenli tarama testleri yapılır. Amerikan Pediatri Akademisi
tarafından geliĢtirilen standartlara uygun olarak rutin kan tahlilleriyle hemoglobin,
hematokrit değerleri saptanır. Ġdrar tahlili yapılır. Görme ve iĢitme değerlendirmesi mutlaka
ilk 5 yıl içinde yapılmalıdır. Aile öyküsü, etnik köken, sosyoekonomik özellikler, coğrafi
koĢullar göz önünde tutularak ek bazı taramalar da yapılabilir.
AĢılama: AĢılama çocuk sağlığı hizmetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ülke
gerçeklerine uygun aĢı programı her çocuğa zamanında uygulanmalıdır. Geçersiz nedenlerle
aĢılama aksatılmamalı, aileye aĢının gerekliliği ve yan etkileri hakkında bilgi verilmelidir.
Her ziyarette çocuğun aĢı durumu gözden geçirilmeli ve bu ziyaretler aĢı için bir fırsat olarak
değerlendirilmelidir.
DanıĢmanlık ve Sağlık Eğitimi: Hastalıkların önlenmesinde oldukça etkin bir
yöntemdir. DanıĢmanlık ve sağlık eğitimi hizmeti, çocuğun yaĢına uygun olmalı, çocuk ve
ailenin özellikleri göz önünde bulundurulmalı ve gereksinimlere yönelik olmalıdır. Bu
hizmeti sunarken iletiĢim becerileri uygun Ģekilde kullanılmalıdır.
Sağlık eğitiminde dikkat edilmesi gereken noktalar Ģunlardır:
29
Anne-babanın eğitim düzeyi ne olursa olsun, tıbbi terminoloji kullanmaktan
kaçınılmalıdır. Söylenenler kolay anlaĢılır olmalı, tıbbi terimler kullanıldığı
takdirde mutlaka açıklama yapılmalıdır.
Anne-babalara yaklaĢım dostça ve yumuĢak olmalı, emreden ve otoriter
tavırlardan kaçınılmalıdır. Düzeyleri ne olursa olsun ailelere saygı
gösterilmelidir.
Ayrıntılı olarak öykü alınmalı, uygun sorular sorularak çocuğun sorunları ile
ilgilenildiği aileye hissettirilmelidir.
Yapılan öneriler ailenin düzeyine uygun olmalıdır. Uygulanmayacak ve ailenin
üstesinden gelemeyeceği öneriler yapılmamalıdır.
Öneriler çocuğun bulunduğu yaĢ dönemi ile ilgili olmalıdır. Örneğin, yenidoğan
bir bebeğin anne-babasına üç yaĢında görülebilecek sorunlardan söz etmek
yanlıĢtır.
Belirsiz konuĢmalardan kaçınılmalı, öneriler kesin ve açık olmalıdır.
Uzun öneriler yazılı olarak verilmeli ve gerekli açıklamalar yapılmalıdır.
Özellikle uygulamaya yönelik öneriler, yalnız konuĢarak değil, mümkünse
gösterilerek anlatılmalıdır. Örneğin, bir ilacın sulandırılması, mama
hazırlanması gibi uygulamalar gösterilerek anlatılmalıdır.
Öneri sırasında negatif tutumlardan kaçınılmalıdır.
Söylenenlerin anlaĢılıp anlaĢılmadığı kontrol edilmelidir.
Anne-babaların anlatılanlarla ilgili bir kuĢkuları olup olmadığı sorulmalı, baĢka
sorular da sormalarına fırsat verilmeli ve onların soruları yanıtlanmalıdır.
Verilen önerilerle ilgili broĢürlerin verilmesi sağlık eğitiminin etkinliğini artırır.
Bir sonraki çocuk takibi için aile ile birlikte karĢılıklı olarak randevu
belirlenmelidir.
Sağlık eğitiminde üzerinde durulması gereken konular Ģunlar olmalıdır:
Bebek Bakımı: Bebek bakımı ile ilgili bilgiler özellikle yenidoğan döneminde
verilmelidir. Göbek bakımı, alt bakımı, banyo, giyim, emzirme, gaz çıkarma tekniği, uyku,
kundaklamanın zararları, emzik ve biberon kullanmama, el yıkama ve bebek ile sağlıklı
iletiĢim konularında anneye yol göstermelidir.
Aile Planlaması: Sağlam çocuk izlemlerinde yenidoğan bebeğin bakımı kapsamında
ailenin istenmeyen erken bir gebeliğe karĢı korunması için danıĢmanlık yapılmalıdır.
Hastalık Belirti ve Bulguları: Yenidoğan döneminden itibaren her yaĢa uygun ateĢ,
iyi emmeme, kusma, ishal, sarılık, uykuya meyil gibi önemli hastalık bulguları ve bu
durumlarda ne yapılacağı aileye anlatılmalıdır. Bebeğe ilk yaklaĢım, ev bakımı, sağlık
kuruluĢuna baĢvuru konularında bilgi verilmelidir.
Beslenme: Emzirmenin önemi, emzirme tekniği, sıklığı, süresi, ek gıdaya geçiĢ
zamanı, ek gıdaların hazırlanması ve baĢlanmasında uyulması gereken kurallar, bebeğin aile
sofrasına oturtulma zamanı ve kendi kendini beslemeye teĢvik gibi konularda bilgi
verilmelidir.
30
Vitamin Ġlavesi: Ülkemizde annelerde de D vitamini eksikliği sık olduğundan
miadında dünyaya gelen sağlıklı bebeklere doğumdan itibaren D vitamini ilavesi
önerilmelidir.
DiĢ Sağlığı: DiĢ çıkarma ile birlikte diĢ temizliği su ile önerilir. DiĢ macunu 3
yaĢından sonra önerilmelidir. Bölgedeki flor düzeyine göre gerekirse flor ilavesi
yapılmalıdır.
Kazalar: Ġlk aylarda bebeğin yatağının çok yumuĢak olmaması, yüzüstü
yatırılmaması, bebeğin küçük çocuklarla yalnız bırakılmaması konusunda aileler
uyarılmalıdır. 6-9 aydan itibaren ilaç ve kimyasalların kilitli dolaplarda saklanması, çocuğun
poĢet ve balonlarla oynamasına izin verilmemesi, elektrik prizlerinin kapatılması, ısıtıcı ve
sobaların çevrelerine engeller konulması, ağzı açık su kaplarının bulundurulmaması önerilir.
12-24 ay arası çocukların sürekli izlenmesi, kibrit ve diğer yanıcı maddelerin çocuklardan
uzak tutulması, banyoda çocukların yalnız bırakılmaması konuları konuĢulmalıdır. 3
yaĢından büyük çocuklarda oyun alanı güvenliğine dikkat edilmeli, yabancılar konusunda
uyarılmalıdır.
1.5.4. Engelli Çocukların Ġzlemi
Engellilik iĢlev kısıtlılığı, algı zayıflığı veya bozukluğu kavramlarını içeren geniĢ bir
kavramdır. Engellilik, bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerin çeĢitli derecelerde
kaybedilmesi veya yetersizliği sonucu normal yaĢamın gereklerine uyamama; korunma,
bakım, rehabilitasyon, danıĢmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyma durumudur.
Engellilik doğuĢtan ya da sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu olabilir.
Gerek zihinsel gerek bedensel engellerin ortaya çıkması çocuk, aile ve toplum
açısından önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu çocukların bakım ve eğitimi çok
daha yoğun bir çabaya, duygusal ve toplumsal sorunlara ve ekonomik sıkıntıya neden
olmaktadır. Bu nedenle sorun ortaya çıkmadan önlenmesi çok önemlidir. Önlenemeyen
olguların erken tanısı ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanması önem taĢımaktadır.
Engellilik geçici ve kalıcı olabildiği gibi ilerleyici veya gerileyici de olabilir. Engelli
bireylerin içinde bulundukları ruhsal durum, onların kendilerine bakıĢ açılarını ve toplumla
iliĢkilerini önemli ölçüde etkilemekte; suçlama, aĢağılık duygusu, öfke, inkâr gibi duygular
yaĢamasına neden olmakta dolayısıyla tedavi ve rehabilitasyon süreci de gecikebilmektedir.
Bu nedenle engelli birey ve ailelerin ihtiyaçlarını belirleme, bu doğrultuda onlara eğitim
verme konusunda hemĢirelere önemli görevler düĢmektedir.
1.5.4.1. Zihinsel Engelli Çocuklar
Zekâ geliĢiminde oluĢan yavaĢlama, duraklama ya da gerileme nedeniyle davranıĢ ve
uyum yönünden yaĢıtlarına göre sürekli gerilik ve yetersizlik gösterenlere zihinsel engelli
denir.
31
Aile hekimliği bölge sınırları içerisindeki zihinsel engelli bireylerin saptanması ve
durumlarının belirlenmesi büyük önem taĢımaktadır. Tanının konulması ve zihinsel
engellilik sorununun ele alınması oldukça özen isteyen bir iĢlemdir. Aile hekimi,
olanaklarına göre çocuğa iliĢkin bilgi edinir, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluĢlara çocuğu
sevk eder. Zihinsel engelli tanısı konduktan sonra tıbbi tedavinin yanı sıra sağlık
merkezlerinde “özürlü sağlık kurulu raporu” çıkartılarak bireyin özel eğitim kurumlarından
yararlanılması sağlanır. Zihinsel engelli bir çocuğa sahip olmak, ailenin tüm bireylerinin
bundan etkilenmesine neden olmaktadır. Sağlık çalıĢanlarının önemli görevlerinden biri de
zihinsel engelli çocuğu olan anne, baba ve kardeĢlerin duygularını olumlu yönlendirmektir.
Zihinsel engelli çocukların hangi düzeyde olursa olsun uygun eğitimden
yararlanabileceği unutulmamalıdır. Çocuktaki zihinsel engelin erken dönemde fark edilip
eğitime erken baĢlanması çocuğun geliĢimi açısından çok önemlidir. Ancak bu konuda
aileler hiçbir zaman gerçekçi olmayan umutlarla kandırılmamalı, bunun yanında gerçekçi
beklentileri desteklenmelidir. Zihinsel engelli bir çocukla yaĢamak ve onu eğitmek yoğun
çaba ve sabır isteyen bir iĢtir. Ebe/hemĢireler düzenli olarak zihinsel engelli çocuğun
büyüme geliĢme izlemini, sağlık kontrollerini ve bağıĢıklama hizmetlerini yapar. Çocuğa ve
ailesine kazalardan korunma, beslenme, öz bakım ve tuvalet eğitimi verir; genetik ve aile
danıĢmanlığı yapar.
1.5.4.2. Ortopedik Engelli Çocuklar
DoğuĢtan ya da sonradan ortopedik engelli bireyin izlemesinde birçok uzmanlık
alanının ortak katkısıyla baĢarılı bir sonuç sağlanabilir. Her çocuk için ayrı izleme
programları düzenlenmelidir. Bu programlarda bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlık
sorunlarına ayrı olarak yaklaĢılmalı ve bu sorunlar ayrı olarak çözümlenmelidir.
Bu tür çocuklarda rehabilitasyon; bozuklukların tıbbi tedavisi ile baĢlar, var olan
yeteneğin eğitimi ve/veya kaybedilenlerin desteklenmesine yönelik çalıĢmalarla sürer ve
toplum içine tam katılımının sağlanması ile amacına ulaĢır.
Herhangi bir engeli olan kiĢinin eğitimine ve rehabilitasyonuna erken baĢlanması
oldukça önemlidir. Rehabilitasyona baĢlama yaĢı ne kadar büyürse bireyin iĢlevlerindeki
kaybın derecesi o oranda artmakta ve diğer iĢlevlerinde de yetersizlikler ortaya çıkmaktadır.
Var olan engele ek olarak baĢka engeller de oluĢabilmektedir. Bu nedenle aileler ziyaret
edilmeli, çocuğun ev Ģartları ve eğitim olanakları değerlendirilmelidir.
Aileye çocuklarının normal çocuklardan farklı olmadıkları temel gereksinimlerinin
karĢılanmasında baĢkalarının anlayıĢ ve yardımlarına daha çok gereksinim duyacakları
öğretilmelidir. Ailede çocuğa karĢı olumlu, ılımlı, kararlı, tutarlı tutum ve davranıĢlar
sağlanmalıdır. Çocuğun eğitim ve rehabilitasyonunda ailenin temel öğe olduğu bu nedenle
yeterli zamanın ayrılması gerektiği vurgulanmalıdır.
Engelli çocuklar spor etkinliklerine yönlendirilmelidir. Spor; engellinin yeteneklerinin
farkına varılarak toplum tarafından kabul görmesini sağlar. Engelli bireylerin spor
etkinliklerine katılımı toplumun dikkatini engelli bireylere çekerek, olumsuz tutum ve
davranıĢların değiĢmesine neden olur. Yapılan etkinlikler, engelli bireylerin yaĢam kalitesini
32
yükseltir ve sporcu kimliği ile kendilerini gerçekleĢtirebilecekleri bir toplumsal ortam
yaratır. Bu nedenle tüm bu özellikleri kapsamına alan bir etkinlik olarak spor, engellilere
yaĢam boyu önerilmektedir.
1.5.5. Suçlu Çocuklar ve Aileye Rehberlik
Çocuklar bir toplumun geleceğinin göstergeleridir. Çocuklarına değer veren, onları iyi
yetiĢtirmek için çaba gösteren toplumlar geleceğe güvenle bakabilirken; çocuklarını
korumayan, onları kendi ayakları üzerinde güvenle durabilecek düzeye getirmeden hayatın
tehlikeleriyle yüzleĢtiren toplumlarda sağlıklı nesillerin yetiĢmesi çok zordur.
Çocuk hakları sözleĢmesine göre her çocuğun, yaĢama, hayatta kalma ve geliĢme
hakkı vardır. Ayrıca çocuğun görüĢlerine saygı gösterilmesi, düĢünce, din ve vicdan
özgürlüğü, özel yaĢamına saygı gösterilmesi, her tür Ģiddetten korunması gerektiği de aynı
sözleĢmede belirtilmiĢtir. Çocuğun yetiĢtirilmesi, geliĢtirilmesi ve korunması sorumluluğu
öncelikle anne ve babaya ya da yasal vasilere düĢer. Ancak bu kiĢilerin çocuğa yeterli
koruma sağlayamadığı durumda çocuğun korunması devletin yükümlülüğündedir.
Türkiye‟de korunmaya gereksinimi olan çocukların bakımı, korunması ve sağaltımı Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir.
2828 numaralı yasa ile korunmaya muhtaç çocuk kavramı Ģöyle tanımlanmıĢtır:
Beden, ruh ve ahlak geliĢimleri veya Ģahsi güvenlikleri tehlikede olup; ana ve/veya babasız,
ana ve/veya babası belli olmayan, ana ve/veya babası tarafından terk edilen, ana veya babası
tarafından ihmal edilip fuhuĢ, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuĢturucu maddeleri kullanma
gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alıĢkanlıklara karĢı savunmasız bırakılan ve
baĢıboĢluğa sürüklenen çocuktur. Bu çocuklar devlet tarafından korunma altına alınarak
kurum bakımında ya da koruyucu aile gözetiminde yetiĢtirilirler.
Kurumlarda görev yapan çalıĢanların çocukların büyüme, geliĢmesi, sosyalleĢmesi,
olumlu kimlik kazanması, gelecekte kendi kendine yeterli bir birey konumuna gelmesine
yönelik görev ve sorumlukları yönetmeliklerde belirtilmektedir.
Kuruma kabul edilen çocukların düzenli olarak sağlık kontrollerinin yapılması,
koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanması, aĢılanması, hasta olduklarında muayene ve
bakımlarının yapılması, salgın hastalıklarla mücadele edilmesi, sağlıklı beslenmelerinin
sağlanması hekimin temel görevleri arasındadır. HemĢirenin görevleri arasında ise
çocukların sağlık, temizlik, yemek yeme ve alt temizliği ile yakından ilgilenmek, bölümlerin
hijyen koĢullarına uygun olması yönünde çalıĢmaları yapmak, dönemsel sağlık kontrollerini
sağlamak, çocuk geliĢimcileri ile beraber çalıĢmak yer almaktadır.
Bir çocuğun sağlığını, büyüme, geliĢmesini ya da sosyal geliĢimini olumsuz olarak
etkileyecek her türlü tutum ve davranıĢlar istismar olarak adlandırılır. Çocuk fiziksel ya da
cinsel olarak istismar edilebileceği gibi aĢağılanma, alay edilme, korkutulma, tehdit edilme
gibi davranıĢlara maruz kalarak duygusal olarak da örselenebilir.
33
Çocuğun sağlıklı ve mutlu yaĢayabilmesi için Ģart olan yemek, barınma, eğitilme gibi
fiziksel; sevilme, benimsenme, önemsenme gibi duygusal gereksinimlerinin karĢılanmaması
ise ihmal olarak tanımlanır. Çocukların suça sürüklenmesinin temel nedeni aile ve çevrede
olan etkenlerdir. Çocukların suça sürüklenmesinin önlenmesinde ve çocuğun korunma altına
alınmasında devletin sorumluluğu bulunmaktadır. Çocukların çevrelerinde aile ve sosyal
ortamda bulunan risk etmenleri Ģu Ģekilde sıralanmaktadır:
Alt ve orta sosyo-ekonomik düzey
Suç iĢleyen kiĢilerin yaĢadığı bir bölgede yaĢama
Göç bölgelerinde oturma
Yoksulluk
Çok çocukluluk
Aile içi aĢırı disiplin
Eğitim düzeyinin düĢük olması
Ġlgi ve sevgi yetersizliği
Tutarsız ebeveyn davranıĢı
Ebeveynlerin sorumluluklarını yerine getirmemesi
ParçalanmıĢ aileler (boĢanmıĢ ya da ayrı yaĢama)
Ailede suç iĢlemiĢ bireylerin olması
Çocukların aileleri ile beraber yaĢamıyor olmaları
Anne ve babada kiĢilik bozukluğu olması
Anne ve babanın sık sık kavga etmesi ve aralarındaki iletiĢim eksikliği
Ailede alkol ve madde kullanımı olması
Çocuğa küçük yaĢta taĢıyabileceğinden daha fazla sorumluluk verilmesi
Birden fazla koruyucu aile değiĢtirme
Çocuğun istismar edilmesi
Kitle iletiĢim araçlarındaki Ģiddet içerikli programlar
ArkadaĢlar arasında madde kullanımı
ArkadaĢlar arasında suç iĢleme ve akran etkisi
ArkadaĢların kumar oynaması
Çocukların suç iĢlemeyi kolaylaĢtıracak iĢlerde çalıĢması
Ebeveyn çocuk iliĢkisinde sıcaklık ve duygunun eksikliği saldırganlık, çekingenlik,
güvensizlik gibi istenmeyen kiĢilik özelliklerinin geliĢmesine sebep olmaktadır. Buna karĢı
sevgi ve ilgi, çocukta güven duygusu yaratmaktadır. Güven duygusu çocuğun dengeli bir
birey olmasına yardımcı olur. Çocukta güven duygusunun uyanması ve geliĢmesi, ailenin
eğitim anlayıĢına, tutumuna ve disiplinine bağlıdır. Güven duygusu çocuğun sorunlarına
çözüm getirir ve sosyal kabul görmesi için uygun ortam hazırlar. Sosyal açıdan kabul edilmiĢ
davranıĢ biçimlerinin geliĢimi için çocuğa rehberlik eder ve çocuğun yeteneklerini
geliĢtirerek okul ve güncel yaĢamda baĢarılı olmasını sağlar.
Çocuğun sağlıklı ruhsal ve toplumsal geliĢme gösterebilmesinin ilk koĢullarından biri,
ailede tutarlı bir disiplin uygulanması ve belli ölçüde bir otoritenin, denetimin varlığı ile
olmasıdır. Anne ve babalar, aĢırı koruma ve hoĢgörünün egemen olduğu eğitim ve disiplin
anlayıĢı kadar aĢırı sert ve otoriter bir uygulamanın da yanlıĢ ve zararlı olduğunu kabul
etmelidir. Tutarsız, katı, hoĢgörüden uzak ve baskılı disiplin uygulaması, olumsuz ve itaatsiz
çocukların yetiĢmesine neden olur. Öte yandan çocuğu tümüyle dürtü ve isteklerinin
34
doğrultusunda serbest bırakan aĢırı hoĢgörülü ya da umursamaz bir yetiĢtirme tarzı da
bencilce davranıĢların ortaya çıkmasına yol açar.
Aile, toplumun kültür değerlerinin bir kuĢaktan diğerine aktarılması iĢlevinin yanı sıra
okul öncesi dönemde çocuğun yaĢamında etkin bir toplumsallaĢtırma kurumudur. Çocuklar,
iyi bakım aldıklarında sağlıklı bir çevre içinde yetiĢtirildiklerinde ruhsal açıdan olumlu
davranıĢlar gösteren birer yetiĢkin olurlar.
35
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME AĢağıdaki soruları dikkatlice okuyunuz ve doğru seçeneği iĢaretleyiniz.
1. AĢağıdakilerden hangisi 1994‟te Kahire‟de yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma
Konferansı‟nda ele alınan konulardan değildir?
A) Üreme çağındaki tüm kadınların aĢılanması
B) Cinsiyetler arası eĢitliğin ve hakkaniyetin artırılması
C) Kadınların güçlendirilmesi
D) Kadınlara yönelik Ģiddetin yok edilmesi
E) Kadınların kendi doğurganlıklarını kontrol edebilmelerinin sağlanması
2. AĢağıdakilerden hangisi toplum sağlığı merkezlerinde verilen Ana Çocuk Sağlığı Aile
Planlaması (AÇSAP) ve Üreme Sağlığı (ÜS) Hizmetleri‟nin amacıdır?
A) Anne ve bebek ölümlerini azaltmak
B) Aile planlaması hizmetlerini yürütmek
C) Kadın, anne, bebek ve çocukların sağlık düzeyini yükseltmek
D) Gebe-bebek tespitlerini yapmak
E) Hepsi
3. AĢağıdakilerden hangisi neonatal tarama programının amacıdır?
A) Akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin arttırılması
B) Bebeklerin ilk 6 ay anne sütü almasının sağlanması
C) 4-12 ay arası her bebeğe profilaktik amaçlı ücretsiz demir desteği sağlanması
D) Toplumun demir yetersizliği konusunda bilinçlendirilmesi
E) 6. ayın sonunda uygun ve yeterli miktarda ek besine geçilerek, emzirmenin 2
yaĢına kadar sürdürülmesi
4. Sağlık evi personeli, toplum sağlığı merkezi bölgesinde bulunan sağlık evinde
hizmetlerini sunarken bölgede bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini kime bağlı
olarak yürütür?
A) Halk sağlığı kurumu baĢkanına
B) Toplum sağlığı merkezi hekimine
C) Sağlık müdürüne
D) Aile hekimine
E) Aile sağlığı elemanına
5. Normal Ģartlarda her gebe, gebeliğin ilk tesbitinden doğuma kadar hekim ve hemĢire
tarafından en az kaç kez izlenir?
A) 4 kez hemĢire, 1 kez doktor
B) 5 kez hemĢire, 5 kez doktor
C) 5 kez hemĢire, 1 kez doktor
D) 6 kez hemĢire, 1 kez doktor
E) 6 kez hemĢire, 3 kez doktor
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME
36
6. AĢağıdakilerden hangisi sağlam çocuk izleme ilkeleri ve bunları sağlama yollarından
olan hastalıkların erken tanı ve tedavisi için yapılır?
A) Büyüme, geliĢmenin izlenmesi
B) Taramalar
C) YaĢa uygun beslenmenin sağlanması
D) AĢılama
E) Sağlık eğitimi
7. AĢağıdakilerden hangisi çocuk izlem basamaklarındandır?
A) GörüĢme ve öykü alama
B) Fizik muayene
C) AĢı
D) Taramalar
E) Hepsi
DEĞERLENDĠRME
Cevaplarınızı cevap anahtarıyla karĢılaĢtırınız. YanlıĢ cevap verdiğiniz ya da cevap
verirken tereddüt ettiğiniz sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrarlayınız.
Cevaplarınızın tümü doğru ise bir sonraki öğrenme faaliyetine geçiniz.
37
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–2
Okul sağlığı hizmetlerini kavrayabileceksiniz.
Hijyen konulu bir sunu hazırlayıp sınıfta arkadaĢlarınıza sununuz.
BulaĢıcı hastalıklardan korunmayı anlatan bir afiĢ hazırlayınız. AfiĢinizi sınıf
veya okul panosunda sergileyiniz.
2. OKUL SAĞLIĞI
Okul sağlığı, öğrencilerin ve okul çalıĢanlarının sağlığının değerlendirilmesi,
geliĢtirilmesi, sağlıklı okul yaĢamının sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla
topluma sağlık eğitiminin verilmesi için yapılan çalıĢmaların tümüdür.
Sağlığı geliĢtirme; sağlıklı olabilmek için herhangi bir davranıĢı veya koĢulu
destekleyen eğitimsel, örgütsel, ekonomik ve çevresel desteklerin bileĢimi olarak tanımlanır.
Etkin bir okul sağlığı programı, bir ulusun eğitimle birlikte sağlığı da iyileĢtirmek için
yapabileceği en etkin yatırımdır.
Çocukluk ve adölesan dönemi olarak bakıldığında eriĢkinlik öncesi dönemin yarıdan
fazlası okul dönemi ile iliĢkilidir. Okul dönemi adölesan dönemini de kapsadığından kiĢinin
sadece bedenen değil ruhsal ve sosyal yönden de en hareketli olduğu dönemdir. Bu dönemde
verilecek sağlık hizmetleri hızlı geliĢme ve değiĢmeye bağlı sorunlarla baĢa çıkmanın
yanında sağlıklı bir ruhsal yapının oluĢturulmasını da hedef almalıdır.
Dünyada okul sağlığı programlarının uygulanmasına 19. yüzyılda baĢlanmıĢ ve 20.
yüzyılın ilk yıllarında geliĢmiĢ ülkelerde okul sağlığı uygulamaları rutin hizmet kapsamına
alınmıĢtır.
Cumhuriyet döneminde okul sağlığını ilgilendiren en önemli adım 1930 yılında
çıkartılan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile atılmıĢtır. Daha sonra 1963 yılında
çıkarılan 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin SosyalleĢtirilmesi Hakkında Kanun ile okul
hekimliği görevi ve okul sağlığı hizmetleri sağlık ocağı hekimlerine verilmiĢtir.
Millî Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında 1996 yılında kabul edilen Okul
Sağlığı Hizmetleri ĠĢbirliği Protokolü ile bu hizmetler ülke genelinde standardize edilmiĢtir.
2006 yılında Beyaz Bayrak Projesi kapsamında okulların, temizlik ve hijyen açısından
değerlendirilmesi baĢlatılmıĢtır. 17 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe giren Okul Kantinlerinin
ARAġTIRMA
ÖĞRENME FAALĠYETĠ–2
AMAÇ
38
Denetimi ve Uyulacak Hijyen Kuralları Genelgesi, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık
Hizmetleri Genel Müdürlüğü‟nün 11 Eylül 2008 tarih ve 58 sayılı Okul Sağlığı Hizmetleri
Genelgesi okul sağlığı hizmetleri ile ilgili yakın dönemde uygulamaya giren mevzuatın
içinde yer almıĢtır. Yakın zamanda geçilen Aile Hekimliği uygulaması ile okul sağlığı hizmetleri, toplum
sağlığı merkezleri tarafından aile hekimleri ile eĢgüdüm içinde yürütülmektedir. Bu
kapsamda Toplum Sağlığı Merkezleri;
Hekim, çevre sağlığı teknisyeni ve hemĢire/sağlık memuru ile birlikte Millî
Eğitim Müdürlüğü ve yerel yönetimlerle iĢbirliği içinde yılda en az iki kez
okulun çevre sağlığının geliĢtirilmesi ve gerekli durumlarda müdahale ve
program geliĢtirilmesi için saha çalıĢmaları yaparak okul çevre sağlığı
hizmetlerini yürütür. Bölgesindeki okul, özellikle yatılı bölümü olan veya
özellikli okul (bedensel engelliler için vb. ), yurt (resmi ve özel), huzurevi ve
çocuk esirgeme kurumu, otel, motel, pansiyon gibi konaklama yerlerinin sağlık
ve genel hijyen kuralları yönünden kontrolünü yapar. Suların kaynaklarını,
Ģebeke durumunu ve depo denetimini yaparak bakteriyolojik ve kimyasal
değerlendirmeler için su numunelerini alır. Ayrıca tuvalet, kantin, yemekhane,
yatakhane, spor sahası, havuz vb. bölümleri denetler.
Sağlığın geliĢtirilmesi ve korunmasına yönelik davranıĢ değiĢikliği kazandırmak
amacıyla aile sağlığı merkezleri ve diğer sağlık kurumları ile iĢbirliği yaparak
okullarda, sağlıkla ilgili özel gün ve haftalar, güncel sağlık konuları ve Sağlık
Bakanlığı‟nın yürüttüğü programlarla ilgili sağlık eğitimi yapar. Aile ve okul
idaresinin katılımıyla madde bağımlılığına ve Ģiddete karĢı eğitim yolu ile
mücadele edilmesini sağlar.
Öğrencilerin bedensel ve ruhsal sağlıklarının tespiti amacıyla millî eğitim
müdürlükleri ve okullarla iĢbirliği yaparak anaokulu ve ilköğretim 1. sınıfa
baĢlamadan önce aile hekimleri tarafından okula kabul muayenesi, daha sonra
yıllık periyodik izlemlerle sağlık kontrollerinin yapılmasını sağlar. Aile
hekiminin bölgesindeki okulların aĢılama programlarını koordine eder ve
sonuçlarını okul idaresi ile birlikte değerlendirir.
Sağlığın geliĢtirilmesi ve korunmasına yönelik çalıĢmalarda diğer sektörlerin ve
toplumun katılımını sağlamak amacıyla ASM, Millî Eğitim Müdürlüğü, HSM,
üniversiteler, kamu kurum ve kuruluĢları, yerel yönetimler, sivil toplum
kuruluĢlarıyla iĢbirliği yaparak kamuoyunu bilgilendirme programlarını yürütür.
2.1.Okul Sağlığının Önemi
Okul sağlığı hizmetleri, öğrencilerin ve okul personelinin sağlığını değerlendirmek,
öğrencilere, velilere ve diğer ilgililere önerilerde bulunmak, iyileĢtirilebilir bozuklukların
düzeltilmesi konusunda öğrenci ve velileri yönlendirmek, engelli çocukların belirlenmesine
ve eğitimlerine yardımcı olmak, bulaĢıcı hastalıkları kontrol etmek, ani hastalık ve
sakatlanmalarda ilkyardım yapmak amacıyla düzenlenmiĢ etkinlikler bütünüdür.
39
Okul sağlığı hizmetlerinin amaçları:
Toplumda okul çağındaki bütün çocukların olabilecek en iyi bedensel, ruhsal ve
toplumsal sağlığa kavuĢmalarını sağlamak ve sürdürmek.
Okul çocuklarının sağlıklı bir çevrede geliĢimini sağlamak.
Çocukların, ailelerinin ve toplumun sağlık düzeyini yükseltmek.
Ġnsan yaĢamı içinde okul çağı sağlık açısından özel bir dönemdir. Bu dönemde
planlanan ve uygulanan okul sağlığı hizmetleri ile sağlığı olumsuz etkileyen birçok durumun
önüne geçilebilir. Okul sağlığı hizmetleriyle yoksul çocuklara sağlık hizmeti götürebilmek
olasıdır.
Bu çağda çocuklar sürekli bir büyüme ve geliĢme içindedir. Bu dönemde büyüme,
geliĢme bozukluklarının önüne geçmek daha kolaydır. Çocukların büyüme ya da
geliĢmelerinde meydana gelebilecek bir duraklama erken fark edilirse bunun önüne
geçilebilir ve büyüme çağında alınan koruyucu önlemler yaĢam boyu etkili olur.
Okul çağındaki çocukların birçoğu için okul, kendi evleri dıĢında, toplu olarak
bulundukları ilk yerdir. Çocuk bu süre içinde, öğrenme yolu ile kendisini hayata
hazırlamakta, rekabet ortamı içerisinde karĢılaĢtığı baskı ve zorlamalara, farklı Ģekilde tepki
göstermektedir. Bu bakımdan çekingenlik, saldırganlık vb. Ģekillerde görülen kiĢisel
cevaplara ruh sağlığı yönünden uyumlu Ģekilde yön verilmesi gereklidir. Bu dönemde çocuk
ruhsal ve sosyal sorunlar için desteklenmelidir.
Öğrencilerin grup hâlinde bir arada bulunmaları bulaĢıcı hastalıkların artmasını ve
hızla yayılmasını kolaylaĢtırmaktadır. Paraziter enfeksiyonlar 5-14 yaĢ arası çocuklarda en
önemli hastalık sebebidir. Bu bakımdan okul, aynı zamanda sıkı gözlem ve koruyucu
önlemlerin alınması gereken bir yerdir. Ancak bunun yanında bir arada bulunmaları
nedeniyle aĢılama, tarama, eğitim gibi sağlık hizmetlerini vermek ve koruyucu önlemleri
uygulamak daha kolay olur.
Çocukların sağlıklı öğrenebilmeleri ve baĢarılı bir eğitim için bedensel ve ruhsal
yönden sağlıklı olmaları gerekir. Görme ve iĢitmedeki eksiklikler ve bir takım sağlıkla ilgili
engeller öğrenimi güçleĢtirir. Bu nedenle, bu bozuklukların erken tanınması ve düzeltilmesi,
çocuğun öğrenmesi ve baĢarısı için gereklidir. Örneğin, vitamin A eksikliği çocukluk çağı
körlüğünün tek baĢına en önemli önlenebilir sebebidir. Ġyot yetersizliği çocukluk çağı mental
retardasyon ve beyin hasarının tek baĢına en önemli önlenebilir sebebidir.
Okul çağı, sağlık alıĢkanlıklarının geliĢtirilmesi için uygun bir dönemdir. Eğer bu
dönemde çocuğa iyi bir sağlık bilgisi verilir, sağlıkla ilgili doğru davranıĢlar
kazandırılabilirse sağlık konusunda bilinçli bir toplum yetiĢtirilmiĢ olur. Sağlıklı bilgi, tutum
ve davranıĢları geliĢtiren öğrenciler çevrelerindeki bireyler için de eğitici olabilirler.
40
2.2. Okul Sağlığı Ekibi
Okul ve çevresinde satılan gıdaların kontrolü/ okulda tuvalet temizliğinin kontrolü için
okul yöneticileri, öğretmenler, ebeveynlerin katılımı ile okul sağlığı ekibi oluĢturulmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü, okul sağlığı ile ilgili yayınladığı raporlarda okul sağlığı
çalıĢmalarının sağlık ekibi tarafından yürütülmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu
ekipte yer alması gereken kiĢiler; hekim, hemĢire, öğretmen, öğrenci velisi, psikolojik
danıĢman ve rehber, olanak varsa psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve diyetisyendir.
ġema 2. 1: Okul sağlık ekibinin görevleri
2.2.1.1.Hekim
Okul sağlığı alanında çalıĢan hekim, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, halk sağlığı
uzmanı, aile hekimi veya bu alanda özel eğitim gören pratisyen hekim olabilir. Hekim
öğrencilerin muayenesini yapmak, okul personeline ve öğrencilere yönelik sağlık eğitimi ile
danıĢmanlık yapmak, hemĢire ile iĢbirliği içinde çalıĢmak, okul sağlığı programını yapmak
ve denetlemekten sorumludur.
41
2.2.1.2. Okul Sağlığı HemĢiresi
Her okulun, öğrencilerin sağlığını denetleyecek bir okul hemĢiresi bulunmalıdır. Okul
sağlığı hizmetlerini yürüten ekip içinde, okul sağlığı hemĢiresi öğrencilerin sağlığını
korumada hayati bir rol oynamaktadır. Okul hemĢiresi öğrencilerin ve okul personelinin
sağlıkla ilgili önceliklerini belirler. Bunun için koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini
hekimle birlikte planlar, uygular ve değerlendirir.
Okul hemĢiresi koordinasyon, sağlık eğitimi, ilkyardım, ailelere bilgi vererek
yönlendirme, okulda çıkabilecek bazı küçük sağlık sorunlarının çözümü, okul sağlık
kayıtlarının tutulması ve aĢıların yapılmasından sorumludur.
Okul sağlığı hemĢiresinin görev ve sorumlulukları Ģunlardır:
Görev yaptığı okulda okul sağlığı hizmetleri ile ilgili sorunları, gereksinimleri
saptar ve okul idaresine bildirir.
Sağlık risklerinin erken tanılanması ve uygun giriĢimlerin planlanması, gereken
önlemlerin alınması konusunda okul idaresiyle koordinasyonu sağlar.
Sağlık biriminin malzeme ihtiyaç listesini tespit eder ve okul idaresine bildirir.
Okula her yeni katılan öğrencinin sağlık durumunun değerlendirilmesinde ve
öğrencilerin düzenli olarak periyodik fiziki muayenelerinde görev alır ve sağlık
durumunu kaydeder.
Hastalanan veya acil müdahale gereken öğrenci ve okul çalıĢanının, hekim
istemi doğrultusunda tedavi ve bakıma yönelik hemĢirelik hizmetlerini planlar,
uygular, değerlendirir ve kayıt eder.
Okul sağlık ekibiyle birlikte okulda düzenli olarak gerçekleĢtirilen bağıĢıklama
ve sağlık taramalarında (görme, iĢitme, ağız-diĢ sağlığı, büyüme ve geliĢme, ruh
sağlığı vb. taramaları) görev alır.
Okulda çevre sağlığını ilgilendiren durumları (okul çevresi, oyun alanı, su
sağlanması, çöpler, tuvaletler, ısıtma ve havalandırma, aydınlatma, kazalara
neden olabilecek durumlar, sınıfların büyüklüğü vb.) kontrol eder, değerlendirir
ve okul idaresini bu konuda bilgilendirir.
Okulda öğrencilere doğru sağlık bilgilerinin aktarılması ve sağlık konusunda
olumlu davranıĢların kazandırılması amacıyla sağlık eğitimi (temizliğin önemi,
kazalar ve hastalıklardan korunma, ilkyardım, sigara ve alkolün zararları ve
cinsel eğitim vs.) faaliyetlerini planlar ve yürütür.
Okulda yapılan ruh sağlığı çalıĢmaları (madde bağımlılığı, yeme bozukluğu,
dikkat bozukluğu, depresyon, anksiyete, antisosyal davranıĢlar vb.) sonucunda
sorun saptanan öğrenci, öğretmen ve ailesi arasında iĢbirliğini sağlar ve ilgili
durumda sağlık danıĢmanlığını yürütür.
Okul kantininde görev alan personelin kiĢisel hijyen, kantin hijyeni ve gıda
güvenliği gibi konularda sağlık eğitimlerini planlar, yürütür ve denetler.
Okul temizliğini yürüten personele tuvalet temizliği, sınıf temizliği gibi
konularda sağlık eğitimi yapar ve onları denetler.
Okul mutfağında görev alan personele kiĢisel hijyen, mutfak hijyeni ve
besinlerin satın alınmaları, saklanmaları, iĢleme, iĢlendikten sonra saklama
konularında sağlık eğitimlerini planlar, yürütür ve denetler.
42
Düzenli periyodik olarak okulun sağlık raporunu oluĢturur ve okul idaresine
bildirir.
Öğrencilerin fiziksel ve psikolojik potansiyellerini fark edip ortaya koymalarını
sağlamak, özgüvenlerini geliĢtirmek amacı ile okulda görev alan öğretmenler,
öğrenci ve aile arasında koordinasyonu sağlar.
Kronik hastalığı ve alerjileri olan öğrenciler için öğrencinin kendisi, aile ve
öğretmenine sağlık danıĢmanlığı yapar. BulaĢıcı hastalıkların önlenmesinde
öğrenciler, aileleri ve öğretmenleri arasında koordinasyonu sağlar ve sağlık
danıĢmanlığını yürütür.
Kazalardan korunma ve güvenlik önlemlerinin geliĢtirilmesinde, öğrenci, aile,
okul yönetimi ve eğitimcilerle iĢbirliği içerisinde çalıĢır.
2.2.1.3. Öğretmen
Okul sağlığı ve sağlık eğitimi programlarının yürütülmesinde öğretmenlerin önemli
rolleri vardır. Çocuğun muayenesi sırasında öğretmen mutlaka bulunmalıdır. Çünkü
öğrencilerin güvendikleri ve onları yönetecek en uygun kiĢidir. Sık görülen bazı bulaĢıcı
hastalıkların belirtileri ve bulaĢma yolları konusunda bilgilendirilen öğretmen, hastalık
ortaya çıktığında hemen okul sağlığı ekibine haber vermelidir.
Sağlık personeli danıĢmanlığında sağlık eğitimini öğretmenin yapması en etkili
yollardan biridir. Yeterli sağlık bilgisiyle donanmıĢ olan öğretmen, görme taramaları, vücut
ağırlığı-boy uzunluğu ölçümleri, kayıtların tutulması ve aile ile iĢbirliği konularında hemĢire
ve hekime yardımcı olur. Ayrıca saptanan bozuklukların tedavisinin izlenmesinde (örneğin
göz bozukluğu saptanan bir öğrenciye gözlük alınması gibi) de okul sağlığı ekibinin önemli
bir parçasıdır.
2.2.1.4. DiĢ Hekimi
AraĢtırmalar, ağız ve diĢ sağlığına iliĢkin sorunların genellikle en sık görülen sağlık
sorunları olduğunu göstermektedir. Okul döneminde ağız ve diĢ sağlığının korunmasına
iliĢkin davranıĢların öğretilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, diĢ hekiminin ekipte yer alması
önemlidir. Olanaklar kısıtlıysa gezici diĢ sağlığı hizmetleri ile tanı ve tedaviler yürütülebilir.
2.2.1.5. Psikolojik DanıĢman ve Rehber
Psikolojik danıĢman ve rehberin, öğretmen ve hemĢire tarafından ruhsal uyumsuzluğu
saptanan çocukları birey olarak değerlendirme ve bu çocukların tedavi edilmesi sürecinde
sorumlulukları vardır. Psikolojik danıĢman ve rehber, uyum sorunu olan öğrencileri
tanıyarak, bu öğrencilerin psikolojik durumunu düzeltmeye ve mevcut ortama uyum
sağlamasına yardımcı olur. Psikolojik danıĢman, çeĢitli nedenlerden dolayı uyum problemi
yaĢayan, kendini yalnız hisseden, karar verme sorunu olan ya da kendini tanımak isteyen
öğrencilere yardımcı olur.
Ayrıca okul sağlığı programında yer alan sağlık eğitimi programının yürütülmesinde
sağlık çalıĢanları, öğretmen ve veli arasındaki iletiĢimin sağlanmasında önemli rolleri vardır.
43
2.3.Okul Sağlığı Hizmetleri
Okul sağlığı hizmetleri, okulun çevresi dâhil sağlığı olumsuz olarak etkileyen her türlü
etmenin denetimi ile okulda çalıĢanların ve öğrencilerin sağlıklarının en üst düzeye
çıkartılması çalıĢmalarıdır. Bu hizmetler, toplumda okul çağındaki bütün çocukların
mümkün olan en iyi bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı olmalarını sağlamak,
sürdürmek ve geliĢtirmek, çocukların, ailelerinin ve toplumun sağlık düzeyini yükseltmek
amacıyla yapılır.
DanıĢmanlık, sorunları önleme, sağlığı geliĢtirme hizmetleri okul sağlığı kapsamında
geliĢtirilmeli ve iyileĢtirilmelidir. Çocuğun sağlığının geliĢtirilmesi ve öğrenim baĢarısının
artması için okullarda sağlıkla ilgili hizmetlerin geliĢtirilmesi gerekmektedir. Okuldaki
çocuğun sağlığının geliĢtirilmesi okul sağlığı politikaları, okulda sağlığı destekleyici bir
ortamın oluĢturulması, çocuğun sağlıklı yaĢamayla ilgili becerilerinin geliĢtirilmesi ve okul
sağlığı hizmetlerinin sunumuyla gerçekleĢtirilebilir. Okul yöneticilerinin, öğretmenlerin,
ebeveynlerin, okul sağlığında eğitimli sağlık çalıĢanlarının katılımı ve katkısı ile okul temelli
sağlık hizmetlerinin etkinliği artar.
Okul sağlığı programları, okul ve sağlık personelinin iĢbirliği içinde yaptığı ortak
etkinliklerdir. Okul sağlığı programında en önemli etkinlikler; çevre sağlığı, okul sağlığı ve
sağlık eğitimidir. Bu etkinliklerle sağlıklı okul yaĢamı sağlanıp sürdürülürken bir yandan da
öğrenciler aracılığıyla topluma sağlık eğitimi verilmiĢ olur.
Sağlıklı okul yaĢamının sağlanması ve sürdürülmesi için yılda en az iki kez, Millî
Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında Okul Sağlığı Hizmetleri ĠĢbirliği Protokolü‟
ne uygun olarak; TSM hekim ve sağlık personeli tarafından okul sağlığı hizmetlerinin
değerlendirilmesi yapılır. Bu çalıĢmalarda toplum sağlığı merkezi millî eğitim müdürlükleri
ile iĢbirliği yapar.
Toplum sağlığı merkezinin okul sağlığı hizmetleri eylem planında yer alan eylemler
aĢağıdaki baĢlıklar altında toplanmıĢtır:
Okul çevre sağlığı
Okul sağlığı hizmetlerinin değerlendirilmesi
Okullarda sağlık eğitimi
Öğrencilerin sağlığının değerlendirmesi
Okullarda sağlığın korunması ve geliĢtirilmesine yönelik çalıĢmalar
Sağlıklı beslenme
Fiziksel aktivite
Sigara, alkol ve madde bağımlılığı
ġiddetin önlenmesi
Kazalardan koruma, afet bilinci ve ilkyardım
Çocuk istismarına yaklaĢım
Kronik hastalıklara yaklaĢım
BulaĢıcı hastalıklar ile mücadele
Ağız ve diĢ sağlığı hizmetleri
44
Ruh sağlığına yönelik çalıĢmalar
Sektörler arası iĢbirliği
ÇağdaĢ okul sağlığı hizmetlerinin öğrenci sağlığı, okul çevresi, sağlık eğitimi ve okul
çalıĢanlarının sağlığı olmak üzere dört boyutu vardır. Okul sağlığı hizmetleri genel olarak bu
4 ana baĢlık altında incelenir.
2.3.1. Öğrenci Sağlığı
Okullarda bu amaçla yapılan çalıĢmalar; sağlıklı beslenme, kazalardan koruma,
bulaĢıcı hastalıklar ile mücadele, ağız ve diĢ sağlığı hizmetleri, ruh sağlığına yönelik
çalıĢmalar, afet bilinci ve ilkyardım, fiziksel aktivitenin teĢviki, sigara, alkol ve madde
kötüye kullanımının önlenmesi, Ģiddetin önlenmesi, çocuk istismarına ve kronik hastalıklara
yaklaĢım, sektörler arası iĢbirliği çalıĢmalarıdır.
Bu çalıĢmalar, hekim ve sağlık personeliyle toplum sağlığı merkezi ve aile sağlığı
merkezi tarafından yürütülür. Aile sağlığı merkezinin kendisine kayıtlı öğrencilerin bedensel
ve ruhsal sağlıklarının değerlendirilmesi için aile hekimi ve aile sağlığı elemanı ile okula
kabul muayenesi ve periyodik sağlık kontrolleri yapılır. Aile sağlığı merkezi bu iĢi yaparken
toplum sağlığı merkezi, millî eğitim müdürlüğü, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum
kuruluĢları ile iĢbirliği yapar.
Bu hizmetin amacı; sağlığı korumak, geliĢtirmek, hastalıkları önlemek, sağlık
sorunlarını saptayıp kesin tanı koymak ve gerekli ise tedavi etmek, ani geliĢen hastalıklar ile
yaralanmalarda acil bakım yapmak, sağlıkla ilgili eğitim ve danıĢmanlık yapmaktır.
2.3.1.1. Okula Kabul Muayenesi
Okula baĢlayacak tüm öğrenciler, sağlık durumunun belirlenmesi amacıyla hekim
tarafından tam sistematik muayeneden geçirilmeli, bulaĢıcı ve diğer hastalıkları olup
olmadığı aranmalı, hastalığı olanlar tedaviye yönlendirilmelidir. Görme, iĢitme, konuĢma
kusuru olup olmadığı incelenmeli, trahom gibi bulaĢıcı göz hastalıkları aranmalıdır. Çocuk
gözle görülebilen bir sakatlık yönünden değerlendirilmelidir. Çocuğun büyüme, geliĢme
durumu incelenmeli, mental durumu ile okumayı engelleyebilecek herhangi bir sağlık
sorunun olup olmadığı araĢtırılmalıdır. Epilepsi, diyabet, astım gibi kronik sağlık sorunları
olan öğrencilerin özel olarak izlenmesi gerekmektedir.
2.3.1.2. Periyodik Fizik Muayeneler
Okul çağındaki çocuklar sürekli büyüme ve geliĢme içindedirler. Bu yüzden
geliĢmelerinin sürekli olarak izlenmesi gerekir. Periyodik fizik muayenenin amaçları;
öğrencinin sağlığının değerlendirilmesi, geliĢiminin izlenmesi varsa çocuktaki hastalıkların
erken tanısının konulması ve gerekli olanların tedavi edilmesidir. Özellikle öğrencilerin
baĢarısını engelleyebilecek sağlık sorunları üzerinde durulmalıdır.
45
Periyodik fizik muayeneleri, ilköğretim öncesi dönemde yılda bir, daha sonra
çocukların altıncı, sekizinci ve onuncu yaĢlarında ve sonrasında da 18 yaĢa dek her yıl
sistemik Ģekilde yapılmalıdır. Sağlık sorunu olan çocuklar daha sık aralıklarla izlenmelidir.
Periyodik muayenelerin yoğun öğrenci nedeniyle üstün körü yapılmasının yerine,
farklı zamanlarda daha az sayıda öğrencinin, öğretmenlerine ek olarak anne ve babaların da
eĢlik ettiği bir ortamda daha detaylı bir muayeneden geçirilmesi önerilmektedir.
2.3.1.3. Kronik Hastalıkların Ġzlemi
Okul sağlığı kapsamında kronik hastalıklara yaklaĢımın temel prensibi; hastalıkların
çocuk, aile ve eğitim üzerindeki etkileri ile mücadele etmek, tedavi ve eğitimin
sürdürülmesini sağlamak, çocuğun benlik geliĢimini desteklemektir. Örneğin, astımlı bir
çocukta çevre kontrolü ve enfeksiyonların önlenmesi; diyabetli bir çocukta kan Ģekerinin
izlenmesi ve hastanın uyumunun geliĢtirilmesi; epileptik bir çocukta ise atakların önlenmesi
ve kazalardan korunması için çaba harcanmalıdır.
Sağlık Bakanlığı‟ nın düzenli eğitim programları çerçevesinde TSM hekimi ve sağlık
personeli tarafından okullarda eğitimler yapılır. TSM ve ASM; millî eğitim müdürlüğü,
üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluĢlarıyla iĢbirliği yapar.
Aile hekimi tarafından kronik hastaların kiĢisel eğitim, izlem ve tedavisi sağlanır.
Yapılan bu izlemlerle sürekli olarak ilaç kullanan çocukların okulda da tedavilerinin devam
etmesi sağlanır. Zihinsel ve bedensel engelli çocuklar sürekli kontrol altında tutularak aileye
rehberlik edilir.
2.3.1. 4. BulaĢıcı Hastalıklarla SavaĢ
Yapılan araĢtırmalara göre her çocuk hastalık nedeniyle yılda ortalama yedi gün okul
devamsızlığı yapmakta olup bu hastalıklardan 4/5 bulaĢıcı hastalıklardır.
Okul sağlık çalıĢanlarının en önemli görevleri arasında; bağıĢıklama, erken tanı ve
yayılmayı engelleyici önlemlerin alınması yer almaktadır. Bebeklikte baĢlanan aĢıların
pekiĢtirme dozlarının okul çağında yapılması, öğrencilerin toplu olarak bir yerde bulunması
nedeniyle sağlık çalıĢanlarına kolaylık sağlamaktadır.
BulaĢıcı hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaĢtırıcı çevre sağlığı koĢullarının ortadan
kaldırılması yoluyla okullarda bulaĢıcı hastalıklardan korunma ve kontrol programlarını
yürütmek de okul sağlığı ekibinin görevleri arasında yer almaktadır. Aile hekimi tarafından
okul yönetimi ile iĢbirliği içerisinde bulaĢıcı hastalığı olan kiĢiler saptanıp, bu kiĢilerin
kiĢisel eğitim, izlem ve tedavisi sağlanır. BulaĢıcı hastalıkların istatistiklerinin tutulması ve
hastalıkların kontrolü sağlanır. BulaĢıcı hastalıkların görülme sıklığının azaltılması,
salgınların oluĢmasının engellenmesi için TSM tarafından hekim ve sağlık personeliyle okul
eğitimleri yapılır. TSM ve ASM; millî eğitim müdürlüğü, üniversiteler, yerel yönetimler ve
sivil toplum kuruluĢlarıyla iĢbirliği yapar.
46
2.3.1.5. Kazaları Önleme ve Ġlk Yardım
Çocuklar, okul ve çevresinden çeĢitli nedenlerle yaralanmaktadırlar. Trafik kazalarının
önlemesi için özellikle trafikle ilgili bilgilerin verilmesi, trafik eğitim parklarının sayısının
artırılması, ilköğretim çağından baĢlayarak çocukların bu parklarda eğitimine zaman ve
kaynak ayrılması, okul içinde kazaya neden olabilecek ergonomik yetersizliklerin
giderilmesi, yaralanma durumunda müdahale edebilmek için ilk^yardım gereçlerinin ve
eğitimli okul personelinin sağlanması gereklidir.
Okullarda kaza görülme sıklığının azaltılması, afet bilincinin kazandırılması,
ilkyardım bilgi düzeyinin arttırılması için, TSM ve ASM tarafından hekim, sağlık
personeliyle kazalardan korunmaya, afet ve okul içi kazaları önlemeye, ilkyardım konusunda
bilinçlendirmeye yönelik çalıĢmalar yapılır.
2.3.1.6. Ruh Sağlığı ÇalıĢmaları
Ruh sağlığı yönünden iyi olma hâli, kiĢinin kendisi ve çevresi ile sürekli bir denge ve
uyum içinde olmasıdır. Okul çağı, çocuğun toplumsal çevreye geçiĢ dönemi olup yaĢına
uygun zihinsel ve ruhsal bir olgunluk göstermesi beklenmektedir. Okuldaki baskılar,
zorlamalar ve ortama uyum güçlükleri ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir.
Okul çağında en çok huzursuzluk, sinirlilik, geçimsizlik, saldırganlık, yalan söyleme,
çalma, okuldan kaçma gibi davranıĢ bozuklukları ile kekemelik, tik, okul korkusu, gece
iĢemeleri, tırnak yeme, parmak emme, korkular, uyku ve yeme bozuklukları gibi duygusal
bozukluklar gözlenmektedir. Ruhsal sağlığın izlenmesi ve değerlendirilmesi için rehberlik
hizmetleri ile koordinasyon sağlanmalıdır.
Okul çağındaki bütün çocukların ruhsal ve sosyal açıdan sağlık düzeyini yükseltmek
için, TSM tarafından yapılan eğitimler yapılır. TSM bu konuyla ilgili olarak; millî eğitim
müdürlüğü, il emniyet müdürlüğü, üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum
kuruluĢlarıyla iĢbirliği yapar.
2.3.1.6. Beden Eğitimi/ Okul Sporları ÇalıĢmaları
Çocuğun bedensel ve ruhsal sağlığını iyileĢtirmek için fiziksel etkinlikler okul sağlığı
programları içinde yer almaktadır. Bütün okullarda yaygın bir biçimde, bütün öğrencilerin
gereksinimlerini karĢılayan, ilgilerini ve yeteneklerini gösterebileceği nitelikli programların
uygulanması önerilmektedir. Beden eğitiminin faydalı olabilmesi için çocuğun yaĢına ve
bireysel yeteneklerine göre ayarlanması gerekir. Bir çocuğun spor yarıĢmalarına veya
atletizm faaliyetlerine katılıp katılamayacağının belirleyicisi okul veya aile hekimidir.
Kemik yüzeylerinin gerilmesini sağlayan koĢma, atlama, sıçrama, jimnastik
hareketleri gibi fiziksel hareketler özellikle kemik yapımını hızlandığı için ergenlik
döneminde büyük önem kazanmaktadır. Bu nedenle, okullardaki beden eğitimi derslerinin
süre ve niteliğinin geliĢtirilmesi gereklidir. Ayrıca spor etkinliklerinin yaĢ dönemi özelliğine
uygun olması gerekir.
47
2.3.1.7. Sağlık Taramaları
Tarama programları, bir hastalık ya da bir hastalık komplikasyonu için risk altında
olan bir toplumda test ya da fizik muayene yöntemleriyle hastalıkların henüz belirtisinin
olmadığı bir dönemde tanı konulmasını sağlayan halk sağlığı hizmetleridir. Okul yılları
boyunca ortaya çıkabilecek ve eğitimi engelleyebilecek görme, iĢitme bozuklukları vb. gibi
sorunlara yönelik tarama muayenelerinin her yıl ya da 1-2 yıl ara ile yinelenmesi gerekebilir.
Bu incelemeler sonucunda hastalık kuĢkusu olan öğrencilerin konunun uzmanı tarafından
yeniden değerlendirilmeleri sağlanır. Tarama muayenelerinin amacı; hastalıkların erken
tanısının konulmasının yanı sıra iyileĢtirilmesi ve olası tedavinin yapılmasıdır. Erken
dönemde hastalığın ilerlemesinin durdurulması çocukların ilerideki sağlık durumlarının daha
iyi olmasına katkı sağlar.
Okul döneminde sık görülen, tarama muayeneleri ile belirlenerek tedavi edilebilen
görme bozukluğu, iĢitme kaybı, büyüme-geliĢme geriliği, ortopedik kusurlar, diĢ çürükleri,
öğrenme güçlükleri gibi sağlık sorunları, aralıklı fizik muayeneye ve ek tarama programları
ile değerlendirilmelidir.
Erken tanı çalıĢmalarında tarama programına alınacak hastalıkların da bazı özellikleri
taĢıması gereklidir. Toplumsal yayılma özelliği olan hastalıklar (parazit enfeksiyonları,
streptokok enfeksiyonları) tarama programlarına alınabilir. Ayrıca görülme sıklığı az fakat
kalıcı ve önemli sağlık sorunlarına neden olan yüksek kan basıncı, hepatit, gibi sağlık
sorunlarına yönelik de tarama programları uygulanabilir.
2.3.2. Okul Çevresi Sağlığı
Okul çevresi çocuğun okul yaĢamında karĢılaĢtığı tüm fiziksel ve sosyal çevreyi
kapsamaktadır. Okul çevre sağlığı; okulun yeri, binası, fiziki çevresi, toplumsal çevresi, alt
yapı tesisleri, oyun alanları, su sağlanması, çöplerin yok edilmesi, tuvaletler, mutfak,
yemekhane, kantin, ısıtma ve havalandırma, aydınlatma, sıralar ve sınıfların büyüklüğü gibi
konuları içerir. Öğrenci ve çalıĢanların sağlığının korunması için okulun çevre sağlığının
geliĢtirilmesi çalıĢmaları çok önemlidir. TSM tarafından bölgesindeki okulların çevre sağlığı
açısından değerlendirmesi Okul Sağlığı Değerlendirme Formu kullanılarak saha
çalıĢmalarıyla en az yılda iki kez, hekim ve sağlık personeliyle yapılır.
Son yıllarda kapalı ortam hava kirliliği ve elektromanyetik kirlilik yoğun olarak
tartıĢılan iki önemli çevre sağlığı sorunudur. Özellikle okullarda, kapalı ortam hava kirliliği
havalandırmanın yeterli sağlanamaması, okul hava hacminin yeterli olmaması, kapı ve
pencere çerçevelerinde izolasyon için farklı malzeme kullanılması gibi çeĢitli nedenlerle
önem kazanmaktadır. Kapalı ortam hava kirliliğinin önlenmesi için okulun yeterince
havalandırılmasına yönelik önlemler alınmalıdır. Ġkinci önemli çevre sağlığı sorunu ise
elektromanyetik kirliliktir.
48
Okullardaki ergonomik koĢullar, okul sağlığı hizmet kapsamına giren öğrencilerin ve
diğer okul personelinin sağlığını yakından ilgilendirir. Çocuklar büyüklere göre fizik,
biyolojik ve sosyal çevredeki koĢullara daha duyarlıdır. Okul sağlığı çalıĢmalarını yürüten
sağlık kuruluĢu, okul içi ve dıĢı fiziksel, sosyal çevre yapısının uygunluğunu belirlenen
standartlara göre kontrol etmeli, gerekirse okul yöneticilerini uyarmalıdır.
2.3.2.1. Okul Binalarının Yeri ve Konumu
Okul Çevre Sağlığı Standartları‟na göre, okul binalarının anayol üzerinde olmaması
gerekir. ġehir okulları; öğrencilerin kolaylıkla gidip gelebilecekleri yerde, bar, meyhane,
kahvehane vb. gibi tesislerden en az 100 m. uzakta inĢa edilmelidir. Ayrıca anayola, tren
yoluna, gürültü, koku, duman çıkaran fabrikaların yakınına yapılmamasına; bina yakınında
fiziksel ve ruhsal zedelenme yapabilecek etkilerin bulunmamasına özen gösterilmelidir.
Okul bahçesinin zemini girintili çıkıntılı olmamalı, düĢüp yaralanmaya, toz veya
çamur oluĢmasına sebep olmayan malzeme ile kaplanmalıdır. Yürüme yolları beton veya sert
yüzey kaplaması ile kaplanmalıdır. Okul bahçesinde ve yakın çevresinde seyyar satıcıların
satıĢ yapması engellenmelidir. Okul bahçesinin ağaçlandırılmasında bahçenin gözetimi,
dershanenin aydınlanması ve havalandırılması dikkate alınmalıdır.
Okulların koridor ve zemin kaplaması toz, haĢarat, vb. sağlığa zararlı etkenlerin
birikimine, üremesine imkân vermeyen, kaymaya ve takılıp düĢmeye yol açmayacak, kolay
temizlenebilir ve yanmayan maddelerden yapılmalıdır.
Öğrenci sayısı 300‟den fazla olan okullarda binanın iki ucunda birer tane olmak üzere
çift merdiven olmalıdır.
Ġç duvarlar ses geçirmeyecek Ģekilde kalın örülmelidir. Ġçme suyu muslukları koridor
veya okul avlusunda bulunmalı ve mümkünse el değmeden içilebilecek Ģeklinde olmalıdır.
2.3.2.2. Sınıflar
Sınıf duvarları gözü yormayan, aydınlatmaya yardımcı, mat fakat açık renk bir boya
ile boyanmalıdır.
Görme keskinliği, maksimum görme hızı ve göz yorgunluğunun önlenmesi için yeterli
aydınlatma Ģarttır.
Sınıflar direkt güneĢ ıĢığı alıyorsa perde kullanılmalıdır. Sınıflar için uygun
havalandırma ve sıcaklık sağlanmalıdır.
Yazı tahtaları ön sıradan 2 metre mesafede, ıĢık parlamasına meydan vermeyecek
Ģekilde ve sınıfın her yerinden kolayca görülebilecek boyutlarda ve yükseklikte duvara
monte edilmiĢ olmalıdır.
Okul sıraları, okuma, yazma ve dinlenme esnasında uygun ve en az eforu gerektiren
bir duruĢu sağlamak için çocuğun boyu ile orantılı olmalıdır. Ġskemle ve masa kısımları
ayarlanabilen sıralar bu amaçlara en uygun olanıdır.
49
2.3.2.3. Tuvaletler ve Lavabolar
Tuvaletler sağlık Ģartlarına uygun olarak bakımlı, temiz ve kokusuz olmalıdır. Her 25
kız öğrenciye 1 tuvalet, her 40 erkek öğrenciye 1 tuvalet ve 2 pisuar, 15-20 erkek öğretmen
için 1 tuvalet ve 2 pisuar, 5-10 bayan öğretmene 1 tuvalet bulunmalıdır.
Tuvaletlerde ortalama her 60 öğrenci için 1 lavabo olmalıdır. Lavobalar, yeterli
geniĢlikte ve yükseklikleri öğrencilerin boyuna uygun olmalıdır. Sağlık Ģartlarına uygunluk
açısından temiz olmalı ve mutlaka su, sabun, ayna bulunmalıdır.
2.3.2.4. Beden Eğitimi Salonları
Ayrı bir bina içinde bulunmalı ve mümkün olduğunca büyük olmalıdır. Ġçlerinde
malzeme ve giysilerin konması için ayrı yerler olmalıdır. DöĢemeler her gün, araç-gereç
haftada 2-3 defa olmak üzere ıslak temizlemeye tabi tutulmalıdır. Salonların ısıtılması özenle
yapılmalıdır. Her okulda spor sonrası kullanmak üzere bir duĢ bölümü bulunmalıdır.
2.3.2.5. Revir
Revir okulun idari bölümünde olmalı, revirde en az bir hemĢire veya sağlık memuru
görev yapmalıdır. Revirde uygun bir ilkyardım dolabı, malzemesi ile bir muayene masası
bulunmalıdır.
2.3.2.6. Mutfak, Yemekhane ve Kantinlerin Uygunluğu
Mutfak, yemekhane ve kantinlerin zeminini ve duvarları kolay temizlenebilir malzeme
ile kaplanmalıdır. Gıda hazırlanan veya dağıtılan mekânlar giriĢ katta ve yeterli büyüklükte
olmalı; piĢirme, yeme, içme ve bulaĢık yıkama bölümleri fiziki olarak birbirinden ayrı
olmalıdır. Havalandırma, aydınlatma, ısınma ve içme suyu sağlıklı olmalı, masalar ve diğer
malzemeler kolay temizlenebilmelidir. Açıkta yiyecek bulunmamalı ve uygun bir soğutucu
olmalıdır. Kemirici hayvanların üremesini önleyici tedbirler alınmalıdır. Buralarda
çalıĢanların sağlık yönünden periyodik kontrolleri yapılmalıdır.
2.3.2.7. Temizlik
Pislik ve tozlar, özellikle sınıflarda, düzenli bir Ģekilde ortadan kaldırılmalıdır.
Temizlenecek bölgeler her gün yıkama veya ıslak silme Ģeklinde temizlenmelidir.
Tuvaletlerde mutlaka dezenfeksiyon yapılmalıdır.
Çöplerin oyun alanından uzak bir köĢede, koku ve sıvıların dıĢarı taĢmayacağı,
karasinek vb. vektörlerin üreyemeyeceği biçimde kapalı olması gerekmektedir. Çöpler fazla
bekletilmeden uzaklaĢtırılmalı ve uygun koĢullarda yok edilmelidir.
50
2.3.3. Okul ÇalıĢanlarının Sağlığı ve Okul Sağlığı Kayıtları
Kantin ya da yemekhanesi olan okullar için okul çalıĢanlarının hepatit-B, salmonella,
tüberküloz yönünden taranması çok önemlidir. Okulda çalıĢan diğer personelin özellikle
bulaĢıcı ve salgın hastalık durumunda öğrenci baĢarısına olumsuz etkileri olabilir. Çünkü
hızla yayılma özelliğine sahip bu hastalıklar öğrenciye bulaĢtığında öğrencinin okula
devamsızlığına ve dolayısıyla okul baĢarısında düĢmeye neden olabilir.
Okullarda her öğrenci için, okul hemĢiresi tarafından, öğrencinin sağlık durumunu
gösteren bir kayıt tutulmalıdır. Bu kayıtta okul öncesi dönemindeki sağlık bilgileri, okul
döneminde konan tanılar ve yapılan tedaviler yer almalıdır. Öğrenci okul değiĢtirdiğinde bu
kayıtlar yeni okuluna gönderilmelidir. Bu kayıtların sonuçlarının yılda bir kez ilgili sağlık
kurumlarına gönderilmesi daha verimli okul sağlığı hizmetlerinin yapılmasına, dolayısıyla
okul sağlığının geliĢmesine katkıda bulunur.
2.4. Okul Sağlığında Eğitim
Günümüzde okulda sağlık eğitimi kapsamlı, uzun süreli ve koordineli bir yapıyla
değerlendirilmektedir. Okul çocuğunun en önemli görevi öğrenmek ve eğitilmek suretiyle
geleceğini hazırlamak ve yetiĢmektir. Okul çocuğunu henüz kötü alıĢkanlıkları edinmeden
eğitmek, onu iyi ve yararlı alıĢkanlıklarla donatmak çok daha kolaydır. Bununla ilgili olarak
yapılan bir araĢtırmada öğrencilerin sağlık konusundaki bilgilerinin yetersiz olduğu
çocukların % 2‟sinin diĢlerini fırçaladıklarını, % 75‟inin tuvalete girdikten sonra ellerini
yıkamadıkları saptanmıĢtır.
Çocuk öğrenirken taklit eder ve yaptığı taklitleri mantık süzgecinden geçirmez. Bu
taklitler onda iz bırakır. Sonuç olarak da iyi ve kötü alıĢkanlıklar edinmesine neden olur.
Eğitimciler, çocukların bu özelliklerini göz önünde bulundurmalı ve ona iyi örnek
olmalıdırlar. Okul çocuğunun belleği güçlüdür ve öğrendiğini kolay unutmaz. Ġyi eğitilirse
kazandığı iyi alıĢkanlıkları hayatının sonuna kadar devam ettirir. Ailesine ve kendisinden
sonra gelecek kuĢaklara da bu alıĢkanlıkları taĢır.
Okul sağlık öğretimi programı okul öncesi dönemde baĢlayan ve orta öğretimin
sonuna kadar süren planlı ve aĢamalı bir programdır. Kapsamlı okul sağlığı programları,
öğrencilerin sosyal, duygusal ve fiziksel geliĢimlerinin sağlanması, okul ve toplum ile
bağlantılı aktivitelerin planlanması ve bu etkinliklerin bütünleĢtirilmesidir. Bu programlar,
toplumun gereksinimleri, ihtiyaçları, standartları ve kaynakları doğrultusunda tanımlanan ve
ailelerin desteklerini içeren programlardır.
Okul sağlığı öğretim programında Ģu konulara önem verilmektedir;
Toplum sağlığı
Tüketici sağlığı
Çevre sağlığı
Aile sağlığı
Büyüme ve geliĢme
51
Zihinsel ve duygusal sağlık
Beslenme
KiĢisel sağlık
Hastalıkların önlenmesi ve kontrolü
Güvenlik ve kazaların kontrolü
Madde kullanımı ve alıĢkanlığı
Okul sağlığı eğitimlerinde sağlık personeli, öğretmen ve okul idaresi ile iĢbirliği içinde
olmalıdır. Hangi sağlık konularının hangi yaĢ grupları için önem taĢıyacağı, öncelik
verilmesi gereken sağlık eğitimi konularının neler olduğu konusunda okul yönetimine
önerilerde bulunmalıdır. Belirli gün ve haftalar okullarda yapılacak sağlık eğitimleri için
fırsat olarak değerlendirilmelidir.
2.5. Okul Sağlığında Rehberlik
Rehberlik, bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar
vererek özünü gerçekleĢtirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım sürecidir.
Amacı, öğrencinin geliĢmesine ve uyumuna yardım etmeye yöneliktir.
Sağlık alanında rehberlik, bireylerin hastalanmalarını önlemeye, ruh ve beden
sağlıklarını korumaya yönelik koruyucu hekimlik hizmetlerinde temel bilgileri edinmeleri
için verilmektedir.
Öğrencilerin geliĢimsel özellikleri göz önüne alınarak ilköğretim 1.kademe ve
2.kademedeki rehberlik hizmetleri farklılaĢmaktadır. Birinci kademedeki rehberlik
hizmetlerinin genel amacı öğrencinin kendini tanımasına, kabul etmesine, olumlu bir benlik
algısı geliĢtirmesine ve sosyalleĢmesine yardımcı olmaktır.
Ġlköğretim ikinci kademede rehberlik hizmetleri yürütülürken ergenlik döneminin
özellikleri dikkate alınır. Özellikle ergenliğe giriĢte ortaya çıkabilecek sorunlar dikkate
alınarak rehberlik hizmetleri sunulur ve burada sorunları önleyici çalıĢmalar önem kazanır.
Görme, iĢitme ve zekâ engelleri olan çocukların okul baĢarıları düĢük olur. Bazı aileler
ya da çocuğun kendisi durumunun farkında olmayabilir. Bu gibi durumlar öğretmenin
dikkati veya sağlık ekibinin taramaları sonucu belirlenebilir. Böyle çocukların tedavileri ya
da özürlerine uygun eğitim kurumlarına yerleĢtirilmesi sağlanır.
2.6. Okul Çağı Çocukların Sağlık Problemleri ve Kontrolü
Toplu yaĢanılan yer olması ve çocukların yaĢ dönemleri ile ilgili olarak okullarda çok
çeĢitli tıbbi ve psikososyal sorunlarla karĢılaĢılır. Yaralanmalar, diĢ sağlığı sorunları,
enfeksiyonlar, astım ve diğer alerjik hastalıklar, tekrarlayan ağrı, diyabet gibi süreğen
hastalıklar, büyümede yetersizlik, öğrenme güçlüklerini de içine alan ruhsal sorunlar, iĢitme
ve görme bozuklukları, sigara içilmesi gibi sağlıklı olmayan yaĢam alıĢkanlıkları, yeme
bozuklukları, madde kullanımı gibi risk taĢıyan davranıĢlar, Ģiddet, çocuk istismarı ve ihmali
okul çağında sık karĢılaĢılan baĢlıca sağlık sorunlarıdır.
52
Okulların açılıp, havaların soğumaya baĢlamasıyla beraber çocuklarda anjin, farenjit,
nezle, grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları artar. Basit önlemlerle atlatılabilecek nezle
gibi üst solunum yolu enfeksiyonları iyi tedavi edilmediği zaman otit, sinüzit gibi bakteriyel
enfeksiyonlara yol açabilir. Orta kulak iltihapları kalıcı iĢitme kayıplarına neden olabileceği
için önemsenmelidir.
Ġdrar yolu enfeksiyonları, üst solunum yollarından sonra ikinci sıklıkta gözlenir.
Özellikle okullardaki tuvalet temizliğinin yetersizliği nedeniyle çocukların idrar tutmaları ve
idrarı eve saklama alıĢkanlıkları, kızlarda alt temizliğinin önden arkaya doğru yapılmaması,
dar ve sentetik iç çamaĢırlarının giydirilmesi idrar yolu enfeksiyonlarının nedenlerindendir.
Hijyenik olmayan ortamlarda hazırlanmıĢ gıda tüketimiyle geliĢen gıda
zehirlenmeleri, el hijyenine dikkat edilmemesi ile geliĢen bağırsak enfeksiyonları ve kıl
kurdu baĢta olmak üzere bağırsak parazitleri de okul çocuklarında sıkça gözlenen enfeksiyon
hastalıklarıdır.
Enfeksiyonlardan korunmak için çocuklara gıda tüketiminden önce ve tuvalet
kullanımından sonra doğru el yıkama öğretilmelidir. KiĢisel hijyen kuralları özellikle kız
çocuklarına genital bölge temizliği öğretilmelidir. Çocuğun yeterli miktarda su içmesi,
günde 3-4 kere idrar yapması, tuvalette yeterli süre kalması sağlanmalı, bu konuda ailelerle
iĢbirliği yapılmalıdır.
2.6.1. Beslenme Yetersizlikleri
Öğrencilerin beslenme alıĢkanlıklarında; ailenin eğitim durumu, ekonomik durumu,
medya, aile ve akran grup baskısı etkili olmaktadır. Okul çağı çocuklarının harçlıkları ile
kolay ulaĢılabilir, besin değeri az ama yüksek kalorili besinleri tercih ettikleri ve bu durumun
sağlıksız beslenme alıĢkanlığını pekiĢtirdiği belirlenmiĢtir. Okul çağı çocukları, meyve ve
sebze yemelerinin gerekliliğini bilmelerine rağmen; kola, bisküvi, cips yemeği tercih
etmektedir. Son yıllarda okul çağı çocuklarında yüksek kalori, yağ ve sodyum, düĢük
mineral ve vitamin içeren olumsuz beslenme davranıĢları sonucunda, obezite bir sağlık
sorunu olarak ortaya çıkmıĢtır. Obez çocuklarda; düĢük benlik saygısı, sosyal izolasyon,
aktivitede yetersizlik gibi problemlerin yanı sıra uzun dönemde; kanser, diyabet ve kalp
hastalıkları gibi sağlık problemleri görülmektedir.
Sağlıksız beslenme davranıĢı, okul çağı çocuklarının geliĢimini de olumsuz yönde
etkilemektedir. Oysa düzenli olarak taze sebze ve meyve tüketimi, kardiyovasküler
hastalıkları ve bazı kanserlerin görülmesini önemli ölçüde azaltmaktadır. Ayrıca yeterli
miktarda meyve ve sebze tüketimi ile kemik sağlığı arasında da olumlu yönde bir iliĢki
olduğu kanıtlanmıĢtır. Okul yemekleri için belirlenen beslenme standartlarına göre öğlen
yemeklerinde bir sebze ya da bir meyve tüketilmesi önerilir. Çocukluk döneminde kemik
sağlığının korunması için, kalsiyumun yeterli düzeyde alınması ve düzenli olarak fiziksel
aktivite yapılması gerekmektedir.
53
Okul çağı çocuğu besin seçme yönünden özgür olmasına rağmen beslenme alıĢkanlığı
aile üyelerinin beslenme alıĢkanlığından ve kültürel özelliklerden de etkilenmektedir.
Ailenin beslenme alıĢkanlığı çocukların sağlıklı beslenme davranıĢlarını etkilediği gibi
çocuklar da ailelerinin beslenme alıĢkanlığı üzerinde etkili olabilir.
2.6.2. Ağız-DiĢ Sağlığı
Okul döneminde ağız diĢ sağlığı sorunları çok fazla görülür. Amerikan DiĢ Sağlığı
Derneği, diĢ fırçasının üç ayda bir değiĢtirilmesini, eğlenceli diĢ fırçalarının seçilmesini,
floridli diĢ macunları kullanılmasını, çok Ģekerli besinlerin tüketiminden kaçınılmasını ve
düzenli olarak diĢ hekimi kontrollerine gidilmesini önermektedir. Okul çağı çocuklarının
ağız ve diĢ sağlıklarının geliĢtirilmesi için; okulda sağlıklı suyun bulunması, ağıza yönelik
travmaların engellenmesi, okulda Ģekerli gıdaların satıĢının azaltılması gibi uygulamalar;
ağız ve diĢ sağlığını destekler ve sağlıklı bir toplumun oluĢturulmasına yardımcı olur.
Ülkemizde okul sağlığı programları kapsamında Ağız DiĢ Sağlığı Merkezleri (ADSM)
tarafından düzenli olarak diĢ hekimine gitme alıĢkanlığının kazandırılması, ağız ve diĢ
sağlığının geliĢtirilmesi, diĢ fırçalamanın öneminin öğretilmesi, diĢ ve diĢeti hastalıklarının
azaltılması için yılda bir kez, eğitim ve müdahale programları, bilgilendirme ve
bilinçlendirme çalıĢmaları yapılır. Ağız DiĢ Sağlığı Merkezlerinde görevli diĢ hekimleri
tarafından taramalar, ağız ve diĢ sağlığı eğitimleri yapılır. Bu çalıĢmalarda ASM, TSM,
ADSM‟ler millî eğitim müdürlükleri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluĢlarıyla iĢbirliği
yapar.
2.6.3. BulaĢıcı Hastalıklar
Toplu yaĢanılan kapalı ortamlarda ve kalabalık yerlerde bulaĢıcı hastalıklar kolayca
yayılabilir. Günde 6-8 saat kapalı ve havasız bir sınıfta bulunan öğrencilerden birindeki üst
solunum yolu enfeksiyonu çok rahat diğerlerine de bulaĢabilir. Okullarda en sık rastlanan
bulaĢıcı hastalıklar; üst solunum yolları enfeksiyonları, döküntülü hastalıklar, hepatitler ve
parazit enfeksiyonlarıdır. Okul çağı çocuklarında görülen döküntülü hastalıklardan kızamık,
suçiçeği, kızamıkçık, kabakulak aĢı ile önlenebilir hastalıklardır. Bu hastalıklar solunum yolu
ile bulaĢtığı için hastalığa yakalanan çocuklar hastalık süresince okula gönderilmemelidir.
Okul çocuklarında önemli olan bir diğer hastalık hepatit A‟dır. Özellikle dıĢkı ile kirlenmiĢ
yiyeceklerle fekal- oral yolla bulaĢan Hepatit A, okul çocuklarında sık görülmektedir.
Açıkta uygun olmayan gıdaların satıĢı, tuvalet ve el temizliğine yeterince dikkat
edilmemesi, öğrencilerin birbirleri ile yakın teması, birbirlerinin eĢyalarını kullanması
sonucu çocuklarda bitlenme, uyuz gibi paraziter enfeksiyonlar da görülebilmektedir.
54
BulaĢıcı hastalıkların okulda görülmesini ve yayılmasını önlemek için öğretmenler
bulaĢıcı hastalıkların belirtileri hakkında bilgili ve uyanık olmalıdırlar. Hastalık belirtilerini
fark ettiklerinde okul hemĢiresini haberdar etmeli ve aile ile iletiĢim kurarak çocuğun
muayene edilmesini sağlamalıdır. BulaĢıcı hastalık tanısı konan çocuklar doktorun önerdiği
süre kadar okula gönderilmemeli, okul bu hastalıklardan haberdar edilmelidir. Hastaya yakın
olan çocuklar da bu hastalıklar açısından takip edilmelidir. Çocukların aĢıları eksiksiz ve
zamanında yapılmalıdır. Çocuklara kiĢisel hijyen kuralları ve el yıkama alıĢkanlığı erken
yaĢlarda kazandırılmalıdır. Bu gibi tedbirler bulaĢıcı hastalıklardan korunmada ve
yayılmasını önlemede önemlidir.
2.6.4. Kazalar ve Yaralanmalar
Çocuklarda ve adölesanlarda yaralanmaların %35-50‟si okulda oluĢmaktadır. Oyun ve
spor kazaları bunların baĢında gelir. Tüm yaralanmalar önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur
ve yaralanmaların kontrolü sağlık çalıĢanları için önemli bir uğraĢ gerektirir.
Çocukluk ve adölesan dönemlerinde meydana gelen kazalar, oluĢ nedenlerine göre
farklılık gösterir. Okul çağı çocuğunda; karĢıdan karĢıya geçme, düĢme, çarpma ve bisiklet
kazaları en çok görülen kaza Ģekilleridir. Adölesan dönemde ise; yanık, madde kullanımıyla
ilgili zehirlenmeler, trafik kazaları ya da intiharlar yaygın olarak görülmektedir.
Okullarda yaralanmayla ilgili öğretmenlerle iĢbirliği içerisinde toplum sağlığı
merkezleri tarafından eğitimler yapılır. TSM, hekim ve yardımcı sağlık personeliyle okul
ortamının çocuklar için güvenli hâle getirilmesi için gerekli değerlendirmeleri yapar. Aile
hekimi, Ģiddete maruz kalan ya da Ģiddet uygulayan çocukları tespit ederek tedavi için
yönlendirir. Okul yönetimi ile iĢbirliği içerisinde, öğrencilere, ailelere ve öğretmenlere
eğitim verir. Bu konularla ilgili toplum sağlığı merkezleri ve aile sağlığı merkezleri ayrıca
millî eğitim müdürlüğü, il emniyet müdürlüğü, üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum
kuruluĢlarıyla iĢbirliği yapar.
2.6.5. Ruhsal Sorunlar
Okul çocukları hırçınlık, alınganlık, saldırganlık, içine kapanıklık gibi farklı duygu ve
davranıĢlar gösterebilirler. Bu dönemde çocukların ruhsal dengesini korumak ve çocukları
olumlu davranıĢlara yönlendirmek gerekir. Okul çağı çocukları, stres durumunda stresle baĢ
etmesi yönünde problem çözme tekniklerini öğreterek desteklenmelidir. Desteklenmediği
durumlarda öfke nöbetleri, uyum sağlayamama, anti sosyal davranıĢlar, sigara, içki,
uyuĢturucu alıĢkanlıkları ve depresyon görülür. Hatta intihara varan sonuçlar görülebilir.
Bu dönemdeki çocuklara yardım için anne- babalara, öğretmenlere ve okul yönetimine
büyük sorumluluklar düĢmektedir. Ruhsal yönden normalin dıĢına sapan gençlerin aileleri ile
iĢbirliği yapılarak psikolog, psikiyatri uzmanı, pedagog veya sosyal hizmet uzmanlarından
tıbbi ve psikolojik destek alınmalıdır.
55
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME AĢağıdaki soruları dikkatlice okuyunuz ve doğru seçeneği iĢaretleyiniz.
1. Ülkemizde okul sağlığı hizmetleri hangi kurum tarafından yürütülmektedir?
A) Kamu hastane birlikleri
B) Millî eğitim müdürlükleri
C) Ġlçe sağlık müdürlükleri
D) Toplum sağlığı merkezleri
E) Belediyeler
2. AĢağıdakilerden hangisi okul sağlığı hizmetlerinin amaçlarındandır?
A) Okul çağındaki bütün çocukların olabilecek en iyi bedensel, ruhsal ve toplumsal
sağlığa kavuĢmalarını sağlamak
B) Okul çağındaki bütün çocukların olabilecek en iyi bedensel, ruhsal ve toplumsal
sağlığa kavuĢmalarını sürdürmek
C) Okul çocuklarının sağlıklı bir çevrede geliĢimini sağlamak
D) Çocukların, ailelerinin ve toplumun sağlık düzeyini yükseltmek
E) Hepsi
3. Okul sağlığı ekibinde olmayan hangisidir?
A) HemĢire
B) Ebe
C) Doktor
D) Öğrenci velisi
E) Psikolojik danıĢman
4. AĢağıdakilerden hangisi okul hemĢiresinin sorumluluğu değildir?
A) Sağlık eğitimi
B) Ġlkyardım
C) Sağlıklı su temini
D) Aileleri yönlendirme
E) Koordinasyon
5. Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında “Okul Sağlığı Hizmetleri ĠĢbirliği
Protokolü” ne uygun olarak sağlıklı okul yaĢamının sağlanması ve sürdürülmesi için
yılda en az kaç kez okul sağlığı hizmetlerinin değerlendirilmesi yapılır?
A) 1 kez
B) 2 kez
C) 3 kez
D) 4 kez
E) 12 kez
ÖLÇME VE DEĞERLENDĠRME
56
6. AĢağıdakilerden hangisi okul çevresi sağlığı kapsamında yapılan çalıĢmalardır?
A) Kapalı ortam hava kirliliğinin önlenmesi çalıĢmaları
B) Fiziksel aktivitenin teĢviki çalıĢmaları
C) Sağlıklı beslenme eğitimi
D) Kazalardan korunma eğitimi
E) Afet bilinci ve ilkyardım eğitimi
7. 150 kız, 160 erkek öğrencisi olan bir okulda kız ve erkek öğrenci için en az tuvalet
sayısı kaç olmalıdır?
A) Kızlar için 6;erkekler için 4 tuvalet 8 pisuvar
B) Kızlar için 4;erkekler için 8 tuvalet 4 pisuvar
C) Kızlar için 8;erkekler için 4 tuvalet 12 pisuvar
D) Kızlar için 10;erkekler için 8 tuvalet 10 pisuvar
E) Kızlar için 3;erkekler için 12 tuvalet 25 pisuvar
8. AĢağıdaki sağlık eğitimi konularından hangisi 6-12 yaĢ arası ilköğretim birinci
basamaktaki çocuklara yapılır?
A) Akıl ve ruh sağlığı eğitimi
B) BoĢ zamanları değerlendirme
C) ġiddetin önlenmesi
D) KiĢisel hijyen
E) Akıl ve ruh sağlığı eğitimi
9. Ġlköğretim birinci kademedeki rehberlik hizmetlerinin genel amacı nedir?
A) Öğrencinin kendini tanımasına yardımcı olmak,
B) Öğrencinin kendini kabul etmesine yardımcı olmak,
C) Öğrencinin olumlu bir benlik algısı geliĢtirmesine yardımcı olmak
D) Öğrencinin sosyalleĢmesine yardımcı olmak,
E) Hepsi
DEĞERLENDĠRME
Cevaplarınızı cevap anahtarıyla karĢılaĢtırınız. YanlıĢ cevap verdiğiniz ya da cevap
verirken tereddüt ettiğiniz sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrarlayınız.
Cevaplarınızın tümü doğru ise değerlendirme sorularına geçiniz.
57
DEĞERLENDĠRME AĢağıdaki soruları dikkatlice okuyunuz ve doğru seçeneği iĢaretleyiniz.
1. Ġnsan sağlığına zararlı faktörlerin etkilerini ortadan kaldıran; sağlığı koruma,
geliĢtirme ve sağlık eğitimini içeren sağlık hizmetleri aĢağıdakilerden hangisidir?
A) Koruyucu hizmetler
B) Tedavi edici hizmetler
C) Rehabilite edici hizmetleri
D) Sağlık hizmeti
E) Sosyal hizmetler
2. Ġnsanların doyurucu ve güvenli bir cinsel yaĢamlarının olması, üreme yeteneğine sahip
olmaları ve bu yeteneklerini kullanmada karar verme özgürlüğüne sahip olmalarını
ifade eden kavram aĢağıdakilerden hangisidir?
A) Ergen sağlığı
B) Adölesan sağlığı
C) Ana sağlığı
D) Üreme sağlığı
E) Aile planlaması
3. AĢağıdakilerden hangisi Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması hizmetleri kapsamında
birinci basamak sağlık kuruluĢlarında verilen hizmetlerden değildir?
A) 15-49 yaĢ kadınların periyodik izlemleri
B) 15 yaĢ altı ve 49 yaĢ üstü kadınların tedavi hizmetleri
C) Çocukların bağıĢıklama hizmetleri
D) Gebe, lohusa, bebek ve çocuk ağız- diĢ sağlığı hizmetleri
E) Aile planlaması danıĢmanlık, eğitim ve yöntem uygulama hizmetleri
4. AĢağıdakilerden hangisi Türkiye‟de kadın ve üreme sağlığı ile çocuk ve ergen sağlığı
konularında yürütülen proje ve programlardandır?
A) YaĢlı Üreme Sağlığı Programı
B) Neonatal Tarama Programı
C) Ġshalli Hastalıkların Kontrolü Programı
D) Evlilik ve Gebelik Öncesi DanıĢmanlık Programı
E) Hepsi
5. AĢağıdaki amaçlardan hangisi doğum öncesi bakım ve izlemin amaçlarından değildir?
A) YaklaĢmakta olan doğuma, anneyi bedenen ve psikolojik olarak hazırlamak
B) Doğumdan sonra kullanacağı aile planlaması yöntemi hakkında gerekli bilgiyi
vermek
C) Anneyi hepatit B‟ye karĢı bağıĢıklamak
D) Doğumun nerede, nasıl ve kimin tarafından yaptırılacağına karar vermek
E) Gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkabilecek olumsuz durumların zamanında tanı ve
tedavisini sağlamak
DEĞERLENDĠRME
58
6. AĢağıda gebelikte anemi ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıĢtır?
A) Anemik gebelerde anne ve bebeğin ölüm oranı daha yüksektir.
B) Anemik annenin enfeksiyonlara direnci azalır:
C) Anemik gebelerde doğum sonu kanama ve puerperal enfeksiyon sık görülür.
D) Hb değeri 11 gr.'dan az olan gebelere 3.aydan itibaren demir preparatları verilir.
E) Anemik gebeler eklampsi yönünden değerlendirilmelidir.
7. Çocuk izlem protokolünde doğumdan sonra her bebek 1 yaĢına kadar en az kaç kez
izlenir?
A) 3 B) 5 C) 6 D) 9 E) 12
8. Türkiye‟de korunmaya gereksinimi olan çocukların bakımı, korunması ve sağaltımı
hangi kurum tarafından yürütülmektedir?
A) Sağlık Bakanlığı
B) Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
C) Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü
D) Sosyal Yardımlar Genel müdürlüğü
E) Belediyeler
9. Okul sağlığı hizmetleri kapsamında olmayan etkinlik aĢağıdakilerden hangisidir?
A) ĠyileĢtirilebilir bozuklukların düzeltilmesi konusunda öğrenci ve velileri
yönlendirmek
B) Engelli çocukların belirlenmesine ve eğitimlerine yardımcı olmak
C) Kronik hastalıkları tedavi etmek
D) BulaĢıcı hastalıkları kontrol etmek
E) Ani hastalık ve yaralanmalarda ilkyardım yapmak
AĢağıdaki cümleleri dikkatlice okuyarak boĢ bırakılan yerlere doğru sözcüğü
yazınız.
10. Bireyin kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek
özünü gerçekleĢtirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel yardım sürecine
………………… denir.
11. Ġlköğretim ikinci kademede rehberlik hizmetleri yürütülürken ………………
özellikleri dikkate alınır.
12. Öğrencilerin ve okul çalıĢanlarının sağlığının değerlendirilmesi, geliĢtirilmesi, sağlıklı
okul yaĢamının sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla topluma sağlık
eğitiminin verilmesi için yapılan çalıĢmaların tümüne …………………….. denir.
DEĞERLENDĠRME
Cevaplarınızı cevap anahtarıyla karĢılaĢtırınız. YanlıĢ cevap verdiğiniz ya da cevap
verirken tereddüt ettiğiniz sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrarlayınız.
Cevaplarınızın tümü doğru ise bir sonraki modüle geçmek için öğretmeninize baĢvurunuz.
59
CEVAP ANAHTARLARI ÖĞRENME FAALĠYETĠ- 1’ĠN CEVAP ANAHTARI
1 A
2 E
3 A
4 D
5 D
6 B
7 E
ÖĞRENME FAALĠYETĠ- 2’NĠN CEVAP ANAHTARI
1 D
2 E
3 B
4 C
5 B
6 A
7 A
8 D
9 E
MODÜL DEĞERLENDĠRMENĠN CEVAP ANAHTARI
1 A
2 D
3 B
4 E
5 C
6 E
7 D
8 B
9 C
10 Rehberlik
11 Ergenlik döneminin
12 Okul sağlığı
CEVAP ANAHTARLARI
60
KAYNAKÇA ALKAN Emel, A. Alper ERTEM, Etem HATEMOĞLU, Ünal HÜLÜR, Salih
MOLLAHALĠLOĞLU, Okullarda Sağlık Eğitimi, Hıfzıssıhha Mektebi
Müdürlüğü Mevcut Durum Raporu, Ankara, 2005.
AYDIN Sabahattin, Aile Hekimliği Türkiye Modeli, Ankara, 2004.
T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetlerinde Okul Sağlığı Kitabı, T.C. Sağlık
Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi BaĢkanlığı, Hıfzıssıhha Mektebi
Müdürlüğü, Ankara, 2008.
PEKCAN H., Münevver Bertan, Çağatay Güler, Okul Sağlığı Ġçinde: Halk
Sağlığı Temel Bilgiler, GüneĢ Kitabevi, 2.Baskı, Ankara,1997.
ÖZCEBE Hilal, Betül ULUKOL, Salih MOLLAHALĠLOĞLU, Nazan
YARDIM, Feray KARAMAN, T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetlerinde
Okul Sağlığı Kitabı, Sağlık Bakanlığı Yayın Numarası : 719 HM Yayın No :
SB-HM-2007-17, Basım Tarihi :Mayıs 2008.
ÖZCEBE Hilal, Türkiye’de Çocuk Sağlığının Durumu, Ankara, 2009.
Aile Hekimliğinin Pilot Uygulandığı Ġllerde Toplum Sağlığı Merkezleri
Kurulması ve ÇalıĢtırılmasına Dair Yönerge
Sosyal Hizmetler Kanunu, Kanun Numarası:2828, Kabul Tarihi:24/05/1983,
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi:27/05/1983
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği, 25 Mayıs 2010, Resmî Gazete Sayı :
27591
HemĢirelik Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 19
Nisan 2011/ Sayı :27910, Resmî Gazete: 14.12.2005.
http://www.hasuder.org.tr/anasayfa/images/stories/dosyalar/cocuk-tsr- EriĢim
tarihi: 25. 03. 2013
http://www.ailehekimligi.gov.tr/index.php?option=com_content&view=categor
y&layout=blog&id=53&Itemid=212 EriĢim tarihi: 27. 03. 2013
http://www.ailehekimligi.gov.tr/ EriĢim tarihi: 20. 03. 2013
KAYNAKÇA