antalya dergi

140
KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:14 Kasım - Aralık / November - December 2012 www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:14 Kasım - Aralık / November - December 2012 www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr İBRADI Zirvedeki güzellik The beauty at the summit Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacak The future of tourism will be discussed in Antalya İBRADI Zirvedeki güzellik The beauty at the summit Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacak The future of tourism will be discussed in Antalya

Upload: rkrenklikalem-medyagrubu

Post on 23-Mar-2016

270 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Antalya Kultur Turizm Dergisi 14. Sayi

TRANSCRIPT

Page 1: Antalya Dergi

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINEYıl / Year: 2 Sayı / Issue:14 Kasım - Aralık / November - December 2012www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINEYıl / Year: 2 Sayı / Issue:14 Kasım - Aralık / November - December 2012www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

İBRADIZirvedeki güzellikThe beauty at the summit

Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacakThe future of tourism will be discussed in Antalya

İBRADIZirvedeki güzellikThe beauty at the summit

Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacakThe future of tourism will be discussed in Antalya

Page 2: Antalya Dergi
Page 3: Antalya Dergi

PB ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

1ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 4: Antalya Dergi

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adınaİmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı Publication Editor and Chairman of Editorial BoardSerdal KURTİl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing EditorBirsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARDİlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür YardımcısıAssistant Director of Culture and Tourism

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Literature

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Archeology

Yrd. Doç. Cemali SARIAkdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Education

Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB

Hüseyin ÇİMRİNKent Tarihçisi, Araştırmacı ve YazarUrban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARDMelike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müzesi Müdür V.Deputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü)Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

Ajans Başkanı / ChairmanÖzer KESTANE

Grafik Tasarım / Graphic DesignRahşan AKSOYNeslihan EDİZSibel KAŞIKÇI

Yayın Koordinatörü / Editorial Coor-dinatorDerya ŞAHİN

Haber Merkezi / InterviewerÖzgür ÖNDER Elif Işıl BAŞKAYA

Çeviri / TranslationRoxanne Yurchak

Hukuk Danışmanı / Legal CounselAv.Görkem KESTANE

REKLAM / ADVERTISING

Reklam Koordinatörü Advertising CoordinatorDerya ÇOLAK

Reklam Direktörü / Advertising DirectorGüliz İLGEN

Müşteri Temsilcileri Customer Represantativesİrfan IŞIK

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA0242.242 03 05www.renklikalem.com.tr e-posta:[email protected]

Yayın Türü: Süreli Yerel

Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Tel: 0 232 433 33 55

Baskı Tarihi / Printing Date: 30.11.2012

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

YAPIM / PRODUCTION

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

Gordion Kral Mezarı’nı kıskandıran tümülüs

The tumulus that makesGordian King Tombs jealous

20

2 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

3ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 5: Antalya Dergi

8

70

34

14

5064

30

74788296

104110114128

54

60

EXPO 2016 çalışmaları hızlandıEXPO 2016 works accelerated

Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacakThe future of tourism will be discussed in Antalya

İç turizmin altın çağıThe golden age of domestic tourism

Zirvedeki güzellik: İbradıThe beauty at the summit: İbradı

Kayalar şenlendiThe rocks are alive!

Hüzünlü bir aşkın tanığıThe witness of asad love affair

Golfün yeni favorisiThe new favorite of golf Sade ama estetik: Karakaş CamisiSimple yet beautiful: Karakaş Mosque!

Torosların en güzel yaylası: SalamutThe most beautiful plateau in the Taurus: Salamut

Hadrianus’un şerefine yapılan kapıThe door that was built in honor of Hadrianus

‘Ruhlar gelirse neler olur?What happens if the spirits come?

Kültürel mirası nesilden nesile aktarıyorTransfers cultural heritage from generation to generation

Yerden göğe heyecan fırtınasıAn excitement from land to sky

Mavi sulardaki derin tarihThe deep history inside blue waters

Kış aylarının vazgeçilmezimercimek dondurmasıLentil ice cream: A great treat for winter

Ormanın içindeki gizli kent: SeleukeiaA hidden city inside the forest: Seleucia

İğne oyasını Japonya’ya tanıttı

Introduced needle lacing to Japan

26Dünyaca ünlü golfçüler Belek’te

World famous golfers in Belek

2 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

3ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 6: Antalya Dergi

Tracing the beauties at the top …Cold waters where fish swim freely flow into the Mediterranean from the peaks of Taurus Mountains. Passing from cliffs among the clouds, they breathe life into ev-erything on their path. Nature has surely blessed this amazing geog-raphy. Snowdrops start emerging in snow covered forests. As nature awakens, colorful butterflies start flying around. As you near the top of the Taurus Mountains, this geog-raphy strengthens with steep cliffs and deep valleys but it is even more beautiful with historical houses, magnificent cave, grand mountains and rich flora. All these beauty can be seen in İbradı.

We have saved our pages in this issue to the magnificent borough if İbradı. We discovered the amazing scenic beauties of the region nestled behind grand mountains covered with pine and cedar trees. We tried to uncover the secret of buttoned houses in the village of Ürünlü. We were surprised at the beauty of these stone and wood houses but we were even more astonished when we saw Altınbeşik cave, the world’s third biggest underwater cave. We rode horses on Eynif Plain. And we saw that this place is the

right address for alternative tourism in Antalya. After 40 days of work, we tried to discover all the other assets of Antalya and share them with you. We went to the eastern-most point of Antalya, Gazipaşa, and explored the deepest parts of the century old Yalan Dünya cave. We realized that the cave was go-ing to be the shining star of tour-ism in the near future with its sta-lactites, stalagmites and columns. We breathed in the magnificent architecture of Seleucia antique city’s agora. Also in this new issue, we spoke to ETS Tour Chairman Mehmet Ersoy. Ersoy, who gave us valuable information regarding domestic tourism in Antalya, had a surprise for the people of İbradı; ETS Tour will be organizing cul-ture tours to the borough in 2013. We found out how to make a local delicacy called lentil ice cream. We are already excited for our next issue.

As we advertise our city’s cultural and touristic potential to the world, we will continue to open our pages to the opinion leaders of Antalya in order to create awareness for ur-banization. We would like to thank all our contributors and supporters.

EDIT

OR

IAL

4 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

5ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 7: Antalya Dergi

Zirvedeki güzelliğin izinde…Kırmızı benekli alabalığın özgürce yüzdü-ğü buz gibi sular, Torosların zirvesinden salına salına Akdeniz’e akıyor. Bulutların arasındaki kayalıkların arasından çağlayıp, geçtiği her yere hayat veriyor. Doğa, bü-tün güzelliklerini cömertçe sergiliyor bu muhteşem coğrafyada. Karla kaplı orman-da kardelenler boy veriyor beyaz örtüyü yırtarak. Baharda doğanın uyanmasıyla birlikte bir ressamın tuvaline yansıtmayı hayal bile edemediği renklerde kelebekler uçuşuyor. Torosların zirvesine yaklaştık-ça bu coğrafya sarp kayalıklarla, derin vadilerle sertleşiyor. Ama bir o kadar da güzelleşiyor tarihi evleri, muhteşem mağarası, heybetli dağları, zengin canlı ve bitki örtüsüyle. Ve bu güzelliklerin tamamı İbradı’da vücut buluyor.

Her sayısında Antalya’nın bir ilçesini tanıtan dergimiz, on dördüncü sayısında sayfalarını doğanın ihtişamını esirge-mediği İbradı’ya ayırdı. Bu sayımızda İbradı’nın çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı heybetli dağlarının arasına gizlenmiş do-ğal güzellikleri keşfettik. Ürünlü Köyü’nde zamana meydan okuyan düğmeli evlerin sırrını çözmeye çalıştık. Taş ve ağaçtan yapılmış düğmeli evlerin güzelliği kar-şısındaki hayranlığımız, dünyanın en büyük üçüncü yer altı gölü mağarası olan Altınbeşik Mağarası’nı görünce şaşkınlığa dönüştü. Eynif Ovası’ndaki sahipsiz yılkı atları ile uçsuz bucaksız ovada dörtnala koştuk. Ve gördük ki, tarihin doğal güzel-liklerle, derin bir kültürle kucaklaştığı bu eşsiz coğrafya alternatif turizmin Antal-ya’daki en doğru adresi.

Yaklaşık 40 gün süren çalışmalarımız çer-çevesinde İbradı’nın yanı sıra Antalya’nın dört bir yanındaki tüm güzellikleri keşfe-dip, siz değerli okuyucularımızla paylaş-tık. Antalya’nın en doğusunda bulunan Gazipaşa’ya gidip, milyonlarca yılda oluşan ve hala oluşumunu sürdüren Yalan Dünya Mağarası’nın derinliklerine indik. Yalan Dünya Mağarası’nın sar-kıtları, dikitleri ve sütunları ile kısa süre sonra doğa turizminin parlayan yıldızı olacağına tanıklık ettik. Manavgat’ta or-manın arasına gizlenmiş Seleukeia Antik Kenti’nin zamana meydan okuyan ago-rasının muhteşem mimarisini soluduk. Yeni sayımızda ETS Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy ile keyifli bir söy-leşi yaptık. Antalya’nın iç turizm potan-siyeli ile ilgili önemli açıklamalar yapan Mehmet Ersoy, İbradılı hemşerilerine bir müjde de verdi; ETS Tur, 2013 yılından itibaren, İbradı’ya kültür turları düzenle-yecek. Dergimizde Antalya mutfağının unutulmaya yüz tutmuş soğuk mezele-rinden mercimek dondurmasının yapı-lışını sizler için öğrendik. On dördüncü sayımızda Antalya’nın bir çok değerini ve güzelliğini sizlerle paylaşmanı gururu ile şimdiden gelecek sayılarımızın heyecanı yaşamaya başladık.

Antalya Kültür ve Turizm Dergisi olarak şehrimizin kültür ve turizm potansiyelini dünya kamuoyuna tanıtırken, kentlilik bilinci oluşturma yönünde sayfalarımızı Antalya kanaat önderlerine açmaya de-vam edeceğiz. Katkıda bulunan ve destek verenlere teşekkür ediyoruz.

EDİT

ÖR

DEN

4 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

5ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 8: Antalya Dergi

‘Mevlana’nın Çağrısı’na kulak verinListen to the Call of Mevlana

Sağlık turizmi için geldilerThey came for health tourism

Antalya Devlet Opera ve Balesi, geçtiğimiz sezon prömiyerini gerçekleştirdiği ve sanatseverlerin yoğun ilgisi karşısında kapalı gişe oynayan ‘Mevlana’nın Çağrısı’nı Ekim ayında yeniden sahneledi. Mevlana’nın hayatından ve felse-fesinden esinlenerek oluşturulan bale eserinde, 40 dansçının yanı sıra sufi dönüşleri ile modern dansı birleştirerek, Avrupa’da en iyi dansçı ödülünü alan Ziya Azazi de sahne aldı. Ziya Azazi, solo danslarıyla izleyicilerini büyüledi.

Mevlana’nın Çağrısı, Can Atilla’nın bestelediği etkileyici müzikleri ve Mehmet Balkan’ın güçlü koreog-rafisiyle de izleyicileri, baştan sona kadar sürükleyici bir atmosferin içine çekti. Lale Balkan’ın sahneye koyduğu eserin librettosu Şefik Kahramankaptan’a, dekor Tayfun

Çebi’ye, kostümler de Funda Çebi’ye ait. Mevlana’nın Çağrısı, 20 ve 22 Kasım tarihlerinde ve Şubat ayında da yeniden sahne-lenecek.

The Antalya State Opera and Ballet performed last year’s most popular ballet called Call of Mevlana in October. During the ballet

which was inspired by Mev-lana’s life and philosophy, Ziya Azazi, who was named Europe’s best dancer, also performed. Ziya Azazi received a standing ovation during his solos.

The ballet, which was choreographed by Mehmet Balkan and composed by Can Atilla, was a big suc-cess with the crowd. The director of the ballet is Lale Balkan, the libretto is writ-ten by Şefik Kahramankap-tan, décor is managed by Tayfun Çebi and costumes were created by Funda Çebi. The ballet will be per-formed again on November 20 and 22 and February.

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’nin büyük illerinde Sağlık Serbest Bölgeleri kurma yönünde harekete geçti. Türkiye’nin dünyaca ünlü turizm merkezi Antalya da sahip olduğu po-tansiyeller nedeniyle aday iller arasına alındı. Bu gelişmeler çerçevesinde ABD merkezli yatırım firması Wallcott Hol-ding yetkilileri Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziya-ret etti.

Vali Dr. Altıparmak’a zi-yaret sırasında heyete Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Sağlık Müdürü Adem Bilgin, Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Prof. Dr. Sevil Kutay da eşlik etti. Heyet üyeleri, sağlık turizmi çerçevesinde incelemelerde bulunmak, kamunun yanı sıra özel sektöre ait hastanelerde araştırma yapıp, yetkililerle görüşmek için kente geldikle-rini bildirdi. Ayrıca Antalya’da yatırım yapmayı düşündükleri

yerlerle ilgili incelemelerde de bulunan yatırımcı heyet üyele-rini dinleyen Vali Dr. Ahmet Altıparmak, somut projelerle gelinmesi halinde destek sağ-layabileceklerini söyledi.

The Ministry of Health has decided to build Free Health Zones in major Turkish cit-ies. Antalya, which has an immense potential in health

tourism, is one of these cities. Within the context of this development, representa-tives from Walcott Holding, a major investment firm from the US, came to Antalya to visit Governor Dr. Ahmet Altıparmak. The meeting was also attended by Assistant Governor Recep Yüksel, City Health Director Adem Bilgin, and the President of the Turkish American Chamber of Commerce and Industry Prof. Dr. Sevil Kutay.

Representatives from the US stated that they were in Anta-lya to research the city’s health tourism potential and speak to the managers of private and public hospitals and other health facilities. The governor, who listened to the represen-tatives who also stated that they wished to invest in Anta-lya, said that they were willing to support concrete projects.

6 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

7ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 9: Antalya Dergi

6 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

7ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

lara tip merkezi ilan son 22x28c.indd 1 20.11.2012 14:44

Page 10: Antalya Dergi

EXPO 2016 works accelerated

EXPO 2016 çalışmaları hızlandı

Hollanda’nın Venlo kentinde düzenlenen

EXPO Floriade 2012 sona erdi. Kapanış töreninde EXPO bayrağı, Antalya’ya verildi. Uluslararası dev organizasyona ev sahipliği yapmada sıranın Antalya’ya gelmesi, aylardır süren hummalı çalışmaların daha da hızlanmasına neden oldu. Çalışmalar aralıksız sürerken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) EXPO yasası kabul edildi. Bu gelişmelerin ışığında Antalya Valisi Dr. Ahmet Al-tıparmak, düzenlediği basın toplantısı ile Antalya EXPO 2016’yı değerlendirdi.

‘‘Çalışmalar daha hızlıve kolay gerçekleşecek’’Vali Dr. Ahmet Altıparmak, EXPO yasasının Antalya ve Türkiye’ye hayırlı olması te-mennisinde bulunarak söze başladı. Antalya’nın ciddi bir sorumluluk altına girdiğini ifade eden Vali Dr. Altıpar-mak, Antalya’da düzenlene-cek EXPO’nun Türkiye için de bir ilk olacağını hatırlattı. EXPO 2016 yasasının çıkma-sıyla çalışmaların daha hızlı ve kolay şekilde yapılacağını dile getiren Vali Dr. Altıpar-mak, başta Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker olmak üzere yasanın çıkmasında emeği bulunan-lara teşekkür etti.

Proje irdeleniyorEXPO 2016 çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşla-rının çalışmalarına devam

ettiğini bildiren Vali Altıpar-mak, “Yasada öngörülen müesseselerin oluşturul-ması, görevlendirmelerin yapılması, sorumluluğu alacak genel sekreterin, koordinatörün bir an önce atanması ve işi üstlenmesi gerekiyor” dedi. EXPO 2016 alanı ile ilgili proje üze-rinde çalışmaların devam ettiğini belirten Vali Dr. Altıparmak,alan üzerinde nerede ne yapılacağının, ağaçlandırmanın, bina yapı-mının ve su baskınına karşı neler yapılması gerektiğinin detaylı bir şekilde irdelendi-ğini söyledi.

Vali Dr. Altıparmak, EXPO alanı projesinde simge yapı için bir çalışma yapılacağı-nı, simge yapıyı yönetim ile toplumdan gelecek taleple-rin belirleyeceğini söyledi.

E XPO Floriade 2012 that took place in

Venlo, Holland ended. The EXPO flag was handed over to Antalya at the closing ceremony. Now that it is time for Antalya to host this grand organization, works that have been going on for months have acceler-ated. While efforts for the organization doubled, the EXPO law was passed in the Turkish senate. In light of these develop-ments, the Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak evaluated EXPO 2016 at a press conference.

‘‘Works will be fasterand completed swiftly’’Governor Dr. Ahmet Altıparmak began by re-

minding the press about the passing of the EXPO law. Dr. Altıparmak, who stated that Antalya had undertaken a serious responsibility, said that this was going to be the first EXPO hosted by Turkey. The gover-nor, who stated that the works would be faster and quicker with the help of the law, thanked the politicians who made this possible.

The project isbeing scrutinized Governor Altıparmak, who stated that public institutions were continu-ing their works regard-ing EXPO 2016, added, “We need to establish the necessary institu-tions foreseen by the law, appoint people such as a general secretary and co-ordinator.” The governor, who said that they were working on the planning of the EXPO area, said that they were working on issue such as the place of EXPO, reforestation, construction and what to do in case of floods.

”Governor Dr. Altıparmak stated that they were going to build a symbol building for EXPO at the area and that the build-ing would be constructed after feedback from the management and citi-zens.

Vali Dr. Ahmet Altıparmak

8 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

9ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 11: Antalya Dergi

8 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

9ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 12: Antalya Dergi

Sağlık turizmine dev teşvikEkonomi Bakanlığı, yurt genelinde sağlık turizmini geliştirmek için bu alanda faaliyet gösteren hastane ve şirketlere küçümsenemeyecek oranda teşvikler veriyor.

Giant incentives in health tourismThe Ministry of Finance is giving big incentives to companies

and hospitals which are working to develop health tourism.

Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’de sağlık tu-

rizminin gelişmesi için bu alanda faaliyet gösteren şirketleri destekleme kararı aldı. Bu çerçevede Sağlık Turizmi Yasası’nın ardın-dan Sağlık Turizmi Teşvik Paketi de yürürlüğe girdi.

Hastagetiren firmaya teşvikGeçen Haziran ayında yürürlüğe giren paketteki teşvikler kapsamında hedef ülkeden hasta getiren firma kişi başı bin dolar teşvik alacak. Ayrıca hastanın ula-şım giderlerinin yüzde 50’si firmaya geri ödenecek. Sağlık turizmi çerçevesinde pazar araştırması yapan kuruluşlardan satın alınan raporlara ise 100 bin dolara kadar teşvik verilecek. Bu rakam bakanlıkla işbirliği içinde olan firmalarda 300 bin dolara kadar yüksele-cek. Ekonomi Bakanlığı, yurt dışında fuar, kongre, konferans, tanıtım çalış-ması, sponsorluk, reklam, pazarlama, danışmanlık ve organizasyon giderlerini de teşvik kapsama aldı. Bu çerçevede yıllık 300 bin dolara kadar olan harca-maların yüzde 50’si teşvik kapsamında devlet tara-

fından ödenecek. İşbirliği içindeki firmalarda bu oran yüzde 70’e, rakam da 600 bin dolara kadar olacak.

Yurtdışındakimerkezlere kira desteğiTürkiye’de sağlık turizmi-nin gelişmesi için uygu-lanan teşviklerin bir diğer önemli kalemi ise yurtdışın-da gerçekleşecek faali-yetlerle ilgili olanı. Pakete göre yurtdışında ofis, tanı merkezi açanlar teşvikten yararlanabilecek. Hedef ülkelerde açılan ofislerin, tanı merkezlerinin kira gi-derlerinin yüzde 60’ı devlet tarafından ödenecek. Ba-kanlıkla iş birliği içinde olan şirketler ise 4 yıl boyunca kira yardımı alacak.

T he Ministry of Finance has decided to sup-

port companies which are working to improve health tourism in Turkey. With this regard, the Health Tourism Incentive package has been effectuated after the new Health Tourism Bill.

Incentives to thosewho bring in patients According to the pack-age that came into effect last June, the company that brings patients into the country will receive 1000 dollars per patient. In addition, 50% of the patient’s travel costs will be reimbursed by the government. Companies

who buy reports con-cerning market research on health tourism will receive incentives up to 100 thousand dollars. This number will increase up to 300 thousand for companies working directly with the ministry. The Ministry of Finance has also included costs of fairs, congresses, con-ferences, sponsorships, advertising, marketing, consultancy and organi-zations abroad. 50% of the costs up to 300 thousand dollars will be paid by the government. For companies working directly with the ministry this will increase to %70.

Rent supportfor offices abroad Another important incen-tive concerns activities abroad. Those who open offices or diagnosis cent-ers abroad will be able to take advantage of the incentives. 60% of the rent for offices abroad will be paid by the govern-ment. Companies who are working directly with the ministry will receive rent support for 4 years.

10 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

11ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 13: Antalya Dergi

10 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

11ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 14: Antalya Dergi

Antalya turizmi Londra’da görücüye çıktı

Antalya’s tourism advertised in London

Antalya’yı bir destinasyon olarak tek çatı altında daha etkin pazarlamak için kurulan Antalya Tanıtım AŞ’nin hazırladığı tanıtım katalogları, dünyanın en büyük turizm fuarları arasında yer alan World Travel Market (WTM) Londra Fuarı’nda görücüye çıktı.

The advertising catalogues prepared by Antalya Advertising SA, established to advertise the city from a single source, were presented at World Travel Market in London.

İngiltere’nin başkenti Londra’da Antalya rüzgarı

esti. Antalya Valisi Dr. Ah-met Altıparmak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özaslan, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri, Antalya Tanıtım A.Ş.Genel Müdürü Dr. Yusuf Örnek ve turizmcilerden oluşan Antalya heyeti fuara adeta çıkarma yaptı.

Antalya Tanıtım A.Ş. yöne-timi, Antalya’nın dünyaya daha etkin tanıtmak amacıy-la www.antalyadestination.com adıyla yayına açtığı web sitesinin yanında altı farklı temada hazırladığı katalogları WTM Londra Fuarı’nda ziyaretçilerin beğenisine sundu. Golf, gastronomi, sanat, sağlık, kültür, spor ve su altı dün-yası temalarıyla hazırlanan kataloglar ziyaretçilerin beğenisini topladı. Vali Ahmet Altıparmak, Antalya Tanıtım A.Ş.’nin kuruluşuyla tek elden yürütülen tanıtım çalışmalarının meyveleri-nin önümüzdeki dönemde alınmaya başlanacağını söyledi. İlk kez Londra’da dağıtılan Antalya katalogları-nı çok beğendiğini söyleyen Vali Altıparmak, “Fuarlarda tek elden tanıtımın faydalı

sonuçlarını görüyoruz ve bundan da mutluluk duyu-yoruz.” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya’nın tek çatı altında tanıtımının yapılması amacıyla kurulan Antalya Tanıtım AŞ’nin çalış-malarını hızlandırdığını ifade ederek, “Antalya’yı tüm yön-leriyle ve daha etkili tanıtma-yı amaçlıyoruz. Başlangıçta İngilizce olarak hazırlanan bu kataloglar önümüzdeki günlerde Türkçe, Almanca ve Rusça olarak da yayınla-narak uluslararası fuarlarda dağıtılacak.” diye konuştu.

Antalya was a big hit in London. Gover-

nor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, Undersec-retary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan, City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, representatives of the Antalya Chamber of Com-merce and Industry, Antalya Advertising SA General Manager Dr. Yusuf Örnek and tourism professionals were in London to advertise the city.

The management of Antalya Advertising SA distributed catalogues

with various themes at the fair in addition to promot-ing its new web site www.antalyadestination.com. The catalogues, which were prepared for themes such as golf, gastronomy, art, health, culture, sports and underwater world, received rave reviews from guests. Governor Ahmet Altıparmak stated that the fruits of Antalya Advertising SA’s work would be seen in the upcoming tourism season. The governor, who stated that he liked the catalogues which were distributed at the fair for the first time said, “We are seeing the positive results of advertis-ing from a single source at these fairs and we are very happy about it.”

The president of the Antalya Chamber of Com-merce and Industry Çetin Osman Budak, who said that Antalya Advertising SA had accelerated its advertising efforts for the city, added, “We aim to advertise Antalya with all its aspects and efficiently. These catalogues, which are printed in English, will be prepared in Turkish, German and Russian in the near future and distributed in international fairs.”

12 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

13ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 15: Antalya Dergi

12 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

13ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012www.pegast.com

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

Page 16: Antalya Dergi

Turizmin geleceği Antalya’da tartışılacak

The future of tourism will be discussed in Antalya

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla gerçekleştirilecek olan Uluslararası Resort Turizm Kongresi, Rusya Federal Turizm Ofisi Başkanı Alexander Radkov ve Schauinsland’ın CEO’su Gerald Kassner gibi dev isimleri ağırlayacak.

The International Resort Tourism Congress, which will take place with the attendance of the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay, will host important names such as the Tourism

Office Director of Russia Alexander Radkov and Schauinsland’s CEO Gerald Kassner.

Dünyada ve Türkiye’de tu-rizm sektörünün gelece-

ği Antalya’da tartışılacak. İlki geçen yıl yapılan Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin bu yıl ana teması “Turizmin geleceği Geleceğin turizmi” olarak belirlendi. Kongre, seyahat endüstrisinin yurt-dışından ve Türkiye’den her kesiminin önde gelenlerinin katılımıyla 30 Kasım’da Lara Barut Resort’te gerçekleştiri-lecek.Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılı-mıyla gerçekleşecek olan Uluslararası Resort Turizm Kongresi’ne Rusya Federal Turizm Ofisi Başkanı Alexan-der Radkov da katılıyor.“Geleceğin Turizmi-Turizmin Geleceği” konulu Uluslararası Resort Turizm Kongresi’ne ka-tılacak olan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de turizm finans ilişkilerini anlatacak.Türkiye’nin turizmde bugün geldiği noktada elde ettiği deneyim ve sağladığı birikim-lerin geleceğe taşınmasında oynayacağı rolün tartışılacağı kongrede, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen de iletişim alanındaki gelişme-leri anlatacak.İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ke-rem Alkin de, dünya ekonomi-

sindeki gelişmelerin turizme yansımaları konusunda bir sunum yapacak.Kongrede ayrıca Rixos Grubu Başkanı Fettah Tamince, GTI-Kayı Grubu Başkanı Talha Görgülü ve Corendon Yönetim kurulu Başkanı Yıldıray Karaer de birer konuşma yapacak. Kongreye Almanya seyahat pazarının en eski firmalarından olan Schauinsland’ın CEO’su Gerald Kassner de katılacak. Gerald Kassner, Almanya seyahat pazarındaki gelişme-ler ve grubunun stratejisi ile Schauinsland’ın hedef pazar-lara ilişkin projeksiyonlarını anlatacak. Uzun süreden beri yürüttüğü istikrarlı büyüme ile geçtiğimiz dönemde peş peşe yeni pazarlar giren Schauinsland Türkiye’de de öne çıkıyor.

The future of global tour-ism will be discussed in

Antalya. The theme of this year’s International Resort Tourism Congress is “The future of tourism- Tourism in the future”

The congress will be at-tended by the giant names in the sector and will take place on November 30 at Lara Barut Resort.

Tourism Office Director of Russia Alexander Radkov will also be attending the conference which will also include Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay.

Denizbank general manager Hakan Ateş who will also be at the conference will talk about the relationship be-

tween tourism and finance.

Microsoft Türkiye General Manager Tamer Özmen will talk about the develop-ments in communication during the conference where the growth of the sector in Turkey will be discussed.

Prof. Dr. Kerem Alkin from İstanbul Ticaret University will give a speech about the effects of global finance on the tourism industry.

Rixos Group President Fettah Tamince, GTI-Kayı Group President Talha Görgülü and Corendon chairman Yıldıray Karaer will also be keynote speakers at the conference.

The congress will also wel-come Schauinsland’s CEO Gerald Kassner. Gerald Kassner will talk about the developments in the Ger-man travel industry and his company’s projections and strategies geared towards targeted markets. Schauin-sland, which has entered different markets in the past years and is growing stead-ily, is becoming an impor-tant player in Turkey.

Gerald Kassner

14 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

15ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 17: Antalya Dergi

14 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

15ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 18: Antalya Dergi

Sağlık ve spor turizminin yükselen değeri AntalyaTürkiye’nin tek sağlık ve spor fuarı ANFAŞ HETEX ile ANFAŞ Spor Turkey, sektörün önde gelenleri ile Antalyalıları buluşturdu. Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya’nın sağlık ve spor turizmi için çok ideal bir kent olduğuna dikkat çekti.

16 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

17ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 19: Antalya Dergi

The rising star of health and sports tourism

Turkey’s only health and sports fair ANFAŞ HETEX and ANFAŞ Spor Turkey united the leaders of the sector in Antalya. The governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak

pointed out that Antalya was an ideal city for health and sports tourism.

Türkiye’nin tek sağlık ve spor turizmi fuarı

ANFAŞ HETEX ile ANFAŞ Spor Turkey, 1-3 Kasım tarihlerinde Antalya Expo Center’de gerçekleşti-rildi. Uluslararası Sağlık Turizmi Fuarı ANFAŞ HETEX, bu yıl dördüncü kez kapılarını ziyaretçi-lerine açarken, Spor Tu-rizmi Fuarı ANFAŞ Spor Turkey,ilk kez gerçekleş-ti. Türkiye’nin önde gelen sağlık kuruluşlarına ev sahipliği yapan ANFAŞ HETEX’e 25’in üzerinde ülkeden 140 firmanın, 2 bin 200 sağlık ve spor turizmi temsilcisi katıldı. Yabancı katılımcılarla, fuarda stant açan firma-ların temsilcileri yüz yüze görüşme imkânı da buldu.

Geniş çaplıkatılım ile açıldıANFAŞ HETEX ve ANFAŞ Spor Turkey fuarlarının açılışını Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Kırşehir

Valisi Özdemir Çakacak, Kültür ve Turizm Bakanlı-ğı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar, Sağlık Bakanlığı Sağlık Tu-rizmi Daire Başkanı Dursun Aydın, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Kırşehir Beledi-ye Başkanı ve Jeotermal Kaynaklı Belediyeler Birliği Başkanı Yaşar Bahçeci, İl Müdürleri ve davetliler

T urkey’s only health and sports fair ANFAŞ

HETEX and ANFAŞ Spor Turkey took place on November 1-3 at the Antalya Expo Center. While ANFAŞ HETEX was organized for the 4th time this year, sports tourism fair ANFAŞ Spor Turkey was organized for the first time. 2200 health and sports representa-

tives from over 25 coun-tries attended ANFAŞ HETEX. Companies who opened stands at the fair got the chance to meet with their foreign customers.

A crowded openingThe opening of ANFAŞ HETEX and ANFAŞ Spor Turkey was at-tended by the governor of Antalya Dr. Ahmet Alt ıparmak, the gover-nor of Kırşehir Özdemir Çakacak, Assistant General Manager of Advert is ing for the Ministry of Culture and Tourism İbrahim Yazar, Health Tourism Off ice Manager Dursun Aydın, Chief Magistrate Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Kırşehir Chief Magistrate Yaşar Bahçeci, provincial directors and guests. Members of the protocol toured the stands after the opening ceremony.

16 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

17ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 20: Antalya Dergi

katıldı. Protokol üyeleri daha sonra fuar alanındaki stantları gezerek, firma tem-silcilerinden bilgi aldı.

“En ideal yer Antalya”Antalya Valisi Dr.Ahmet Altıparmak, fuar açılışında yaptığı konuşmada, kentin spor ve sağlık turizmin-deki yerine dikkat çekti. Antalya Valisi Dr.Ahmet Altıparmak, “Antalya’ya bin 200 futbol takımı dev-re arasında kamp yapmak için geldi. Kentte 3 bin müsabaka oynandı, çok sayıda dünya ve Avrupa şampiyonası düzenlendi. Antalya’da 14 stat, 150 futbol sahası, 200 tenis kortu, 49 hastane ve bu hastanelerde 5 bin yatak var. Bunları bir arada değerlendirdiğimiz zaman Antalya sağlık ve spor turizmi için çok ideal bir yer. Daha önemlisi ise bütün bu ürünlerin bir hikâyesinin olması” dedi. Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, turizm alanın-da gelişirken Anadolu’nun otantikliğini sürdürmesinin de önemine değindi.

“Buz dağının altındatermal turizm var”Fuara katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar ise dünyada eğilim ve beklentilerin artık değiştiğini, ülkelerin turizm faaliyetlerinde artık bu değişiklikleri göz önünde bulundurması gerektiğini bildirdi. Sağlık Bakanlı-ğı Sağlık Turizmi Daire Başkanı Dursun Aydın ise, Türkiye’de son 10 yılda Sağlıkta Dönüşüm Programı ile önemli adımlar atıldığını kaydetti. Yapılan çalışmalar sayesinde başta bölge ül-keleri olmak üzere gelişmiş ülkelerden de Türkiye’ye tedavi amaçlı hastaların geldiğini vurgulayan Ay-dın, bu durumun Türki-ye’deki sağlık sisteminin gelişmişliğinin göstergesi olduğunu vurguladı.Aydın, “Bunun kadar önemli olan termal turizm de var. Şu anda buz dağının altı orası-dır. Yaşlı ve engelli turizmi denilen konu da önemlidir. Özellikle Antalya için çok daha önem arz eden bir branşımızdır”dedi.

“Antalya isthe ideal place”Governor Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the opening ceremony, pointed out to the city’s place in health and sports tourism. Governor Dr. Ahmet Altıparmak said,

“1200 football teams came to Antalya during the break. 3000 matches were played and many competitions were organized. There are 14 stadiums, 150 soccer fields, 200 tennis courts, 49 hospitals and 5000 beds in these hospitals. When we look at this data, we can say that Antalya is an ideal place for health and sports tourism. What’s more is that all these products have a story,” Governor Dr. Ahmet Altıparmak also added to the importance of preserving our authen-tic assets while develop-ing tourism.

“Thermal tourismis important”Assistant General Man-ager of Advertising for the Ministry of Culture and Tourism İbrahim Yazar, who attended the fair, said that expectations and trends in the world were changing and that countries needed to take these into account in their touristic activities. Health Tourism Office Manager Dursun Aydın said that important steps were taken in Turkey in the past 10 years with the Health Transformation Program. Aydın, who stated that people from developed countries were coming to Turkey for treatment purposes, said that this indicated a well devel-oped health system in the country. Aydın added, “We also have thermal tourism which is equally important. The treasure is buried there. It is a topic that is especially impor-tant for Antalya.”

ANFAŞ HETEX’e 25’in

üzerinde ülkeden 140

firmanın, 2 bin 200 sağlık ve spor turizmi

temsilcisi katıldı.

2200 health and sports

representatives from over

25 countries attended

ANFAŞ HETEX.

18 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

19ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 21: Antalya Dergi

18 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

19ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 22: Antalya Dergi

Gordion Kral Mezarı’nı kıskandıran tümülüsAntalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Bayındır Köyü, Frigler’de kral ailesi ve soyluların gömüldüğü tümülüslerin en güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Köydeki tümülüslerde yapılan kazılarda çıkan nadide eserler ise Antalya Müzesi’nde sergileniyor.

20 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

21ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 23: Antalya Dergi

The tumulus that makesGordian King Tombs jealous

The village of Bayındır located in Elmalı borough in Antalya, hosts the most beautiful examples of tumuli reserved for Phrygian royals. The rare artifacts salvaged during

the excavations in these tumuli are displayed at the Antalya Museum.

Günümüzden yaklaşık 3 bin yıl önce Anadolu’da kral ailesi veya soylular, toprağa kazılan çukurun içine yapıl-mış bir odaya gömülürdü. İçerisine hediyeler de bırakı-lan bu odanın üzeri kapatılır, daha sonra yığma taş ve toprakla kaplanırdı. Uzaktan bakıldığında küçük bir tepe-yi andıran ve tümülüs olarak adlandırılan bu tip mezar geleneğinin Anadolu’da Frigler ile başladığı sanılır.

Frigler, İç Anadolu Bölgesi’nde hâkimiyet kurmalarına rağmen, etkileri Antalya’nın Elmalı ilçesine kadar uzanmıştır. Elmalı’nın Bayındır köyünde bulunan tümülüsler buna en güzel örnektir. Bayındır Köyü Ça-ğıltemeller mevkiinde 1984 yılında Antalya Müze Müdür-lüğü tarafından yapılan ince-lemelerde genişçe bir alan içerisinde 16 adet yığma taş tepecik tespit edilmiştir. Ar-dından 1986 yılında iki dere yatağı arasında kalan bö-lümde tespit edilen 5 adet tepecik ilk çalışma bölgesi olarak belirlenmiş, A’dan E’ye kadar harflenerek isim verilen bu tepeciklerde kazı çalışmaları başlamıştır.

İlk kazıC tümülüsünde yapıldıYığma 5 tepecik arasında ilk çalışma 36-38 metre boyut-

larında, 4.20 metre yüksek-liğindeki C tümülüsünde yapılmıştır. Tarla kotundan merkeze inildiğinde bekle-nen sonuç alınamamış ve daha derine inilmiştir. Gelişi güzel atılmış taşlar kaldı-rıldığında alt kısımda daha iri ve yassı bir taş dizisi ile karşılaşılmıştır. Bu tabakanın altında ise çikolata renginde kil tabakası, onun altında da demir bir tripoda ait parça-lar bulunmuştur. Buluntular etrafında yapılan açma sonucunda kremasyon çu-kuruyla karşılaşılmıştır. Ana toprağa açılmış olan, içinde hediyeler bulunan çukurun, 1.50 X 0.83 metre boyutla-

3000 years before our time, members of the royal family and noblemen in Anatolia were buried inside a chamber that was constructed inside a pit in the ground. The room, filled with gifts and artifacts, would be closed and later on covered with stones and dirt. It is believed that the Phry-gians began this burial tradi-tion, which is called tumulus and looks like a small hill.

Even though the Phrygians ruled in the Inner Anatolia Re-gion, their influence extended to Elmalı borough in Antalya. The tumuli in Bayındır village are great examples of this

influence. During research conducted by the Antalya Museum Directorate in 1984, 16 tumuli made with hoard-ing stones were discovered in the region of Çağıltemeller. After that, in 1986, the 5 tumuli found between the two stream beds were declared as the first dig sites. Excavations began in these hills which were named from A to E.

First excavationwas at Tumulus C First excavations began at Tumulus C, which is 36-38 meters long and 4, 20 meters high. When surface research didn’t yield any results, the team dug deeper. When stones that were cast haphazardly were cleaned a larger and flat stone row was discovered. A chocolate color clay layer was found under these rows and parts of an iron tripod were found under that. After digging around the remains, a cremation pit was discovered. The pit had 1.50 X 0.83 meter dimensions and was 0.30 meters deep. Char-coal, arrow heads and carbon-ized fruits such as figs, grapes and almonds were found in the area. It was discovered that the deceased was cre-mated with sacrificial animals, gifts and foods left over from the burial ceremony. After the cremation, the pit was covered

20 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

21ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 24: Antalya Dergi

rında ve 0.30 metre derinde olduğu tespit edilmiştir. Bu alan içinde bol miktarda odun kömürü, ok uçları, karbonize olmuş üzüm, incir, badem gibi meyvelere rastlanmıştır. C tümülüsünde ölünün, ana toprağa açılan bir çukurda kurban edilmiş hayvan, bırakılmış hediye-ler ve ölü sonrası ziyafeti malzemeleriyle yakıldığı an-laşılmıştır. Yakmadan sonra üzerine kil ve yığma taş kaplanarak tümülüs oluştu-rulmuştur. Yakma nedeniyle bir çok hediye zarar görür-ken, tümülüsten demir tipod ve sac ayakları, 46 adet ok ucu, 2 mızrak ucu, kabzası altın kabaralı demir hançer, büyük bir bronzazana ait grifon protomları, çok başlı 2 tören aleti, Omphaloslu tas parçaları, makara kulplu tas, koşumla ilgili demir parçalar, kırık ve çürük keramik parçaları, kemik ve diş parçaları çıkartılmıştır. Kazı sonrası yapılan eleme

ve yıkama işlemlerinde ise topraktan, yangından şans eseri kurtulan bir çift altın küpe, elektron aslan başı, ördek şeklinde elektron, iğne topuzu kazının sürprizi olmuştur.

Zengin veünik buluntular çıktıC tümülüsünden elde edi-len bu zengin buluntular ve ilginç sonuçlar üzerine 1987 yılında bitişikteki D tümülüsünde kazı çalış-malarına başlanmıştır. D tümülüsü doğudan batıya 40 metre, kuzeyden gü-neye 45 metre boyutunda ve 5.10 metre yüksekliğin-dedir. Taşlar kaldırıldıktan sonra, ana toprak içine açılan büyükçe bir çukurla karşılaşılmıştır. Çukurun 1.85 metre derinliğinde buluntular kendini göster-meye başlamıştır. Saha tamamen temizlendiğin-de iskeletin beli üzerine

with clay and stones and a tumulus was formed. Many of the gifts were damaged because of the cremation but an iron tripod, 46 arrow heads, two spearheads, an iron dag-ger with a gold layered grip, parts of a large trumpet, a multi headed ceremonial tool, stone fragments, a pot, broken ceramic pieces and bone fragments were found. After cleaning and reevaluating the dig site, a pair of gold earrings, an electron lion head and a needle head in the shape of a duck were salvaged.

Rich and unique findings After unearthing rich and interesting elements in Tu-mulus C, excavations began in Tumulus D in 1987. This tumulus is 40 meters from the east to the west, 45 meters from the north to the south and 5, 10 meters high. A large pit was found carved inside the main land after the stones were cleared. Relics were

found at 1, 85 meters depth. A silver belt around the waist, 10 bronze fibula near the chin, 2 jugs, silver parts that might be related to a shield and many silver plaques were found after the pit was cleaned. After the dig was extended to the south and west of the pit, a large pot with two handles was found crushed under the stones. Oily black soil and burnt ceramic pieces were found inside the big pot. To the east of the pot, another silver belt, many silver plaques and stones were found to the east of the pot. Towards the southwest of the area, rich and unique relics were unearthed. 5 silver bowls, a bronze scoop, 2 silver bowls with engravings, bronze bowls, 3 ivory statuettes, a silver priest figurine and many unique items were found in this pit which suggests that it is a place for burial feast and ceremony. Both tumuli are dated to the Phrygian period because of their structures,

Bayındır tümülüsünden çıkan buluntular, Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir.

Relics uncovered at the Bayındır tumulus are on display at Antalya Museum.

22 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

23ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 25: Antalya Dergi

gümüş bir kemer, göğsü üzerinde 10 bronz fibula, çenesinin yanında birbi-rine iliştirilmiş 9 gümüş fibula, ayak tarafında bronz boğa protomlu 2 kap, çevrede koşumla ilgili olabilecek gümüş eşyalar, belki zırhla ilgili ay şeklinde gümüş parçalar, demir at gem-leri ile çok sayıda gümüş plaka ve kaplama parça-ları bulunmuştur. Kazıya çukurun batı ve güneyine doğru devam edildiğinde, taşların altında ezilmiş vaziyette iki kulplu büyük bir kazana rastlanmıştır. Kazanın içinde yağlı siyah bir toprakla birlikte bol miktarda yanmış seramik parçaları çıkmıştır. Kaza-nın doğusunda bir diğer gümüş kemer, çok sayıda gümüş plakalar ve bronz taslar yer almaktadır. Kazanın güneybatısına doğru dolgu açıldığında, bu kez gerçekten Gordion

Kral Mezarı’nı kıskandı-racak ölçüde zengin ve ünik buluntularla karşılaşıl-mıştır. 5 adet Omphaloslu gümüş tas, gümüş ve bir bronz kepçe, 2 situla, 2 dinos formlu ve omuzu yazıtlı gümüş kap, bronz kâseler ve en önemlisi, 3 fildişi heykelcik ile bir

gümüş rahip heykelciği ve daha birçok ünik eşya bu sahanın, oda içinde, ziya-fet ve sunu ile ilgili olarak özellikle ayrılmış bir yer olabileceğini düşündür-mektedir. Her iki tümülü-sün yapısı, gömü şekli ve buluntuları Frig Çağı ile ilişkilendirilmiştir.

burial style and remains.

The most important display in the hall Relics uncovered at the Bayındır tumulus are on display at Antalya Museum. These rich and unique artifacts are located right in the middle of the window display. The two

Bölgede 1984 yılında Antalya

Müze Müdürlüğü tarafından yapılan

incelemelerde, genişçe bir alan

içerisinde 16 adet yığma taş tepecik

tespit edilmiştir.

During research conducted by the Antalya Museum

Directorate in 1984, 16 tumuli

made with hoarding stones

were discovered in the region.

22 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

23ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 26: Antalya Dergi

Salonun en önemli vitrinini oluşturuyorBayındır tümülüsünden çıkan buluntular, Antalya Müzesi’nde sergilenmek-tedir. Zengin ve gösterişli buluntular, vitrinin tam ortasında yer alır. Vitri-nin ortasındaki iki küçük figür, tümülüsten çıkan en olağanüstü eserdir. Fildişin-den yapılma kadın figürü, ana tanrıça Kibele’nin tipik Frig ikonografisini en güzel yansıtan örneklerden biridir. Frigler, ana tanrıçalarını ke-merin içine sıkıştırılan uzun eteklik kumaş giyer şekilde tasvir etmiştir. Kibele figürü ile aynı mezarda bulunan gümüşten yapılma rahip figürü, yüz modellemesi ile dikkat çekmektedir. Mezar odasındaki iskeletin beli üzerinde bulunan gümüş kemer incelikle işlenmiştir.

Vitrinin diğer tarafında bulu-nan bazıları kare şeklindeki gümüş aplikeler, Frig gele-neğine uygun olarak mobil-yalarda, ahşap tabutlarda aksesuar olarak kullanılmış-tır. At koşum takımlarında, atın göğüs kısmını süsleyen gümüş plakalar ve demir parçalar, o dönemde at biniciliği kültürünü en güzel şekilde yansıtmaktadır.

small figurines in the middle of the display case are the most extraordinary artifacts unearthed from the tumulus. The female figurine made from ivory is one of the best exam-ples that reflect the Goddess Kybele in Phrygian iconogra-phy. Phrygians had depicted Kybele as wearing a long skirt tucked into a belt. The silver priest statuette found inside the pit also attracts attention with the depiction of the face. The silver belt found on the waist of the skeleton inside the chamber was intricately deco-rated. Square silver applica-tions on the other side of the glass window were typically used as accessories on furni-ture and wooden coffins dur-ing the Phrygian period. Silver plaques and iron pieces that adorned the horses accurately reflect horseback riding culture back in those days.

24 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

25ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 27: Antalya Dergi

24 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

25ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 28: Antalya Dergi

Türkiye’nin ilk profesyonel golf turnuvası olan Turkish Airlines World Golf Final yerli ve yabancı 3 bin golf severin katılımıyla gerçekleşti. Toplam 5,2 milyon dolar ödülün verildiği turnuvanın finalinde şampiyon İngiliz Justin Rose oldu.

World famous golfers in BelekTurkey’s first professional golf tournament Turkish Airlines World Golf Final attracted

over 3000 local and foreign golf enthusiasts. British golfer Justin Rose won the tournament where a total of 5, 2 million dollars were awarded to golfers.

Dünyaca ünlü golfçüler

Belek’te

26 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

27ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 29: Antalya Dergi

Dünyanın en iyi golf saha-larına sahip olan Belek,

dünyanın en iyi golfçülerini Turkish Airlines World Golf Final’de ağırladı. Turnuvaya Tiger Woods ve Rory Mcilroy gibi golfün efsane isimlerinin yanı sıra dünyanın en iyi 8 oyuncusu da katıldı. Antalya Golf Kulübü PGA Sultan Saha-sında gerçekleşen turnuva, golf severler tarafından da ilgiyle izlendi. Çok sayıda golf tutkunu turnuvayı izlemek için Belek’e geldi. 1.5 milyon dolar ödüllü turnuvayı, yarı finalde Tiger Woods’u yenen İngiliz sporcu Justin Rose kazandı. Dünyanın en iyi golfçüleri ilk kez geldikleri Belek ve Antalya’dan övgüyle bahsetti.

“Antalya’nın golf sahaları çok kaliteli ve güzel”Turnuva öncesi Sultan lakaplı Tiger Woods ve Kuzey İrlan-dalı Rory Mcllroy, Maxx Royal Otel’de düzenlenen basın toplantısına katıldı. Çok sayıda yerli ve yabancı basın mensu-bunun takip ettiği toplantıya Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile THY Kurumsal İletişim Başkanı Zeki Uçar ile THY Antalya Bölge Müdürü Ömer Turna da katıldı. Toplantıda soruları ilk cevap-layan Rory Mcllroy, Antalya’ya ilk kez geldiğini ifade ederek, turnuvanın bir parçası olduğu için duyduğu mutluluğu ifade etti. Daha önce İstanbul’u gez-diğini kaydeden Rory Mcllroy, “Birkaç gündür Antalya’dayım. Antalya’nın pek çok yerini gör-me imkânım oldu. Kısa sürede pek çok güzel yerler gördüm. İncelediğim golf sahaları da çok kaliteli ve güzel” dedi.

Tiger, beklediğinin üzerinde bulduRory Mcllroy’dan sonra basın toplantısına Tiger Woods alkışlar eşliğinde katıldı. Ant-renmanda 9 çukur oynadığını kaydederek söze başlayan Tiger Woods, “Bu golf turnuvası oldukça eğlenceli olacak gibi

görünüyor” dedi. Ülkesinde 20 bin çocuğun golf oynadı-ğını kaydeden Tiger Woods, Türkiye’deki durumla ilgili bilgisinin olmadığını ancak bu turnuvanın çocukları golfe yönlendireceğini ifade etti. Turnuvanın yanı sıra gazeteci-lerin Belek’teki golf sahaları ile ilgili soruları da yanıtlayan Tiger Woods, “Birkaç saat önce golf sahalarını görme fırsatı buldum.

Belek, which hosts the world’s best golf courses,

welcomes the world’s best golf-ers at the Turkish Airlines World Golf Final. The tournament included legends such as Tiger Woods and Rory Mcilroy in ad-dition to the eight best golfers in the world. The tournament, which was held at the Antalya Golf Club PGA Sultan Course, attracted a lot of attention from

golf enthusiasts. Many golfers came to Belek to watch the tournament. British golfer who beat Tiger Woods at the final became the champion. The legends of who visited Antalya and Belek for the first time praised the region.

“The golf courses inAntalya are very beautiful”Before the tournament, Tiger Woods and Irish Rory Mcilroy attended the press conference at Maxx Royal Hotel. The con-ference which was attended by many national and international journalists also included Ahmet Ağaoğlu, the president of the Turkish Golf Federation, THY Corporate Communications Manager Zeki Uçar and THY Antalya Regional Manager Ömer Turna. First to answer questions was Rory Mcilroy. The famous golfer, who said that it was his first time in Antalya, stated that he was happy to be a part of the tour-nament. Mcilroy, who stated that he had visited Istanbul before, said, “I have been in Antalya for a couple of days. I had the chance to see many places in the city. I saw many beautiful places in a short time. The courses I have seen are very qualified and beautiful.”

Tiger, was impressedTiger Woods entered the room after a roar of applause after Rory Mcilroy. Tiger Woods, who began by saying that he practiced at the 9- hole, added, “It looks like this tour-nament is going to be a lot of fun.” Woods, who pointed out that 20 thousand kids played golf in his country, said that he didn’t know the numbers in Turkey but that the tourna-ment would encourage kids to play golf. Woods, who also answered questions about the condition of the golf courses in Belek, said “I had the chance to see the courses a few hours

Golfün efsane isimleri ilk kez geldikleri Belek ve Antalya’dan övgüyle bahsetti.

The legends of who visited Antalya and Belek for the first time praised the region.

26 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

27ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 30: Antalya Dergi

9 çukur oynadım. Beklenti-lerimin üzerindeydi. Burada olmak gerçekten çok eğlenceli olacak bunu görebiliyorum ve çok rahatladım. Günün keyfini çıkarmaya çalışıyoruz” diye ko-nuştu. Basın toplantısının ertesi günü müsabakalar başladı.

Şampiyon Justin RoseTurkish Airlines World Golf Final’in yarı finalinde büyük bir sürpriz yaşandı. İngiliz Justin Rose, yarı finalde Tiger Woods’u yenerek, turnuva dı-şında bıraktı. Diğer finalist ise Charl Schwartzel’i yenen Lee Westwood oldu. Final müsaba-kasının ilk 9 deliğinde oyunda denge vardı ama Justin Rose 1 vuruş farkla önde tamamla-dı. İkinci 9 delikte ise farkı 2 vuruşa çıkartan Justin Rose, son deliğe de bu üstünlükle girdi. Son delikte temkinli oynayan Justin Rose, -5 skorla şampiyonluğa ulaşmayı başardı. Turnuvayı şampiyon bitiren Hustin Rose, 1,5 milyon dolarlık ödülünde sahibi oldu. Lee Westwood ise ikincilikle yetindi. Belek’te düzenlenen Türkiye’nin ilk profesyonel golf turnuvasını yerli ve yabancı 3 bin golfsever izledi. Turnuvada 5,2 milyon dolar ödül verildi.

ago. I played the 9-hole. It was better than I had expected. It will be a lot of fun playing here and I can see that. I am relieved. We are trying to enjoy our stay.” The next day, the games began.

The champion is Justin RoseThere was a big surprise at the final of the tourna-ment. British Justin Rose was crowned champion after beating Tiger Woods. The other finalist was Lee Westwood who beat Charles Schwartzel during the final. The game was tied in the first 9-hole but Justin Rose won by one stroke. Justin Rose extended his lead to 2 strokes in the second one. Rose, who was careful in the last hole, became champion with -5. Rose also won the 1, 5 million dollar award. Tur-key’s first professional golf tournament Turkish Airlines World Golf Final attracted over 3000 local and foreign golf enthusiasts. British golfer Justin Rose won the tournament where a total of 5, 2 million dollars were awarded to golfers.

Turkish Airlines World Golf Final’e, Tiger Woods ve Rory Mcilroy gibi dünyanın en ünlü

golfçüleri katıldı.

Famous golfers such as Tiger Woods and Rory Mcilroy also

attended Turkish Airlines World Golf Final.

28 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

29ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 31: Antalya Dergi

28 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

29ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 32: Antalya Dergi

İç turizmin altın çağıETS Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, son 10 yılda havayolu ulaşımındaki gelişime paralel olarak artan iç turizm hareketliliğinde, önümüzdeki yıllarda Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısının üzerinde büyüme yaşanacağını belirtiyor.

The golden age of domestic tourismETS Tour Chairman Mehmet Ersoy states that domestic tourism, which accelerated parallel to the

development of airline travel in the last 10 years, will grow more than foreign tourist numbers.

Türkiye’nin en büyük iç turizm firmalarından biri

olan ETS Tur’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, ülkemizde iç turizm hareketinde her yıl yüzde 10 oranında büyüme öngö-rüyor. Yerli turistin ilgi gös-terdiği destinasyonlar ara-sında ilk sırada Antalya’nın yer alacağını dile getiren Ersoy’un, İbradılılara ve Aksekililere bir de müjdesi var; ETS Tur gelecek yıldan itibaren İbradı ve Akseki’yi de tur programlarına aldı.

Türkiye’nin iç turizm hare-ketinde son durum nedir?Mehmet Ersoy: Bu yıl iç turizmde yüzde 11 oranında büyüme yaşandı. Ama bu büyüme Antalya için değil tüm Türkiye için geçerli. İç turizm hareketinin önemli kısmı bu yıl Ege Bölgesi’nde yaşandı. Antalya’da ise bu büyüme daha az oldu. Ege’de fiyatlar Antalya’ya göre düşüktü. Yabancı misafir sayısı düşünce Egeli turizmciler yerli turiste yö-neldiler ve fiyatları düşürdü-ler. Buna rağmen iç turizm

potansiyeli her geçen yıl büyüyen Antalya, yılı geçen senenin üzerinde rakamlarla kapatacaktır.

Bu yıl Antalya’ya ne kadar turist geldi?Mehmet Ersoy: Antalya’ya bu yıl gelen yerli turist sayısının yıl sonu itibariyle 1 milyon kişiyi bulması bekleniyor. Ancak maale-

Mehmet Ersoy, who is the chairman of one of

Turkey’s biggest domestic tour operators ETS Tour, foresees a 10% growth in domestic tourism each year. Ersoy, who states that Antalya will be the number one destination in domestic tourism, has a surprise for the people of İbradı and Akseki; ETS Tour will organ-

ize tours to these regions in 2013.

What is the latest condi-tion of Turkish domestic tourism? Mehmet Ersoy: This year we recorded an 11% growth in domestic tour-ism. But this growth applies to the entire country. The majority of the growth was recorded in the Aegean region. Unfortunately, this growth was not so much in Antalya. The prices in the Aegean were lower than Antalya. When foreign tourist numbers dropped, Ae-gean tourism professionals targeted domestic tourists and lowered their prices. Despite this fact, Antalya will finish the season with better numbers than 2011.

How many tourists came to Antalya this year?Mehmet Ersoy: We are expecting the number to be 1 million by the end of the year. Unfortunately, there aren’t any statistics regarding this issue. This is the problem of domestic

30 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

31ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 33: Antalya Dergi

sef bu yönde tutulmuş bir istatistik yok. İç turizmin en büyük sıkıntısı da bu. Herkes afakî rakamlar veri-yor. Biz, iç turizme yönelik acentelerin denetlenme-sini istiyoruz. Rakamların sağlıklı tutulması planlama açısından da iyi olur. İnşal-lah beklenen yasa çıkar da elimizde gerçekçi, düzgün veriler olur.

75 milyon nüfuslu bir ülke-de bu rakam yetersiz değil mi?Mehmet Ersoy: Son 10 yılda havayolu ulaşımında çok bü-yük değişiklikler oldu. Uçuş bağlantıları yeni oluşmaya başladı. Hava yolu taşıma-cılığında rakamlar yakın zamanda makul noktaya gel-di. Bu da iç turizmi hareket-lendirdi. Ayrıca Ankara’dan doğuya doğru insanlar yeni yeni seyahat etmeye başladı. Büyümeyi artıran etken Doğu ve Güneydoğu Anadolu port-föyünün harekete geçmesi olacak. Bu gölgedeki sıkıntı-lar aşıldığında rakamlar daha da artacak. Daha çok insan seyahat edecek. Ben bu ge-lişmenin ardından rakamların

her yıl yüzde 10 oranında büyümesini bekliyorum.

İç turizm için önümüzdeki 10 yıla dair öngörünüz nedir?Mehmet Ersoy: İç turizm potansiyeli daha da artacak. Hatta iç turizm, Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısındaki artışın bir kaç puan üzerinde artış gösterecek. Zaten son dönemde her yıl yüzde 7-8 oranında artış yaşanıyor. Bu yıl büyüme yüzde 5 oranında olur. Yerli turistin ilgi gösterdiği destinasyonların arasında ilk sırada da Antalya yer alacaktır.

Kurban Bayramı’nı geride bıraktık. Antalya özeline bakıldığında tablo nasıldı?Mehmet Ersoy: Bayramda Antalya yine favoriydi. Biz ETS Tur olarak Kurban Bayramı’nda satış rekoru kırdık. Sadece biz Antalya olarak 25 bin kişilik satış ya-kaladık. Firma olarak en çok satış yapan 10 tur operatörü arasında, yüzde 53’lük bir paya sahibiz. Geriye kalan

tourism. Everyone speaks of objective numbers. The cor-rect recording of numbers would be good for planning. If the law we are waiting for passes, we will have accu-rate data.

For a country with a 75 million population, aren’t there numbers low? Mehmet Ersoy: Many changes occurred in the past 10 years in aviation. Some connections are recent. The numbers is air travel is now decent and this has revitalized domestic tourism. In addition, people have just started trav-elling east of Ankara. The fac-tor that will increase growth will be the activity of the East and Southeast portfolio. When problems in these regions are eliminated, the numbers will increase. More people will travel. I expect a growth of 10% every year after these developments.

What is your prediction for the next 10 years in domes-tic tourism? Mehmet Ersoy: The poten-tial of domestic tourism will

increase. In fact, domestic tourism will grow more than international tourism. In the past period, we are seeing a 7-8% increase already per year. This year, growth will be 5%. Antalya will be an important destination in domestic tourism.

The religious holiday is over. How did Antalya do? Mehmet Ersoy: Antalya was again a favorite destination during the religious holiday. We broke a record in sales during this holiday. We alone sent 25 thousand people to Antalya. Among the top 10 tour operators in terms of sales, we have a 53% share. The rest must have done 25 thousand too. Many tour-ists might have arrived with their own cars. I believe that nearly 100 thousand people spent the holiday in Antalya.

You are from İbradı and you work in tourism. What is the current situation of İbradı which attract atten-tion with its scenic, histori-cal and cultural assets? Do

30 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

31ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 34: Antalya Dergi

10 firma da 25 bin kişilik satış yapmıştır. Kendi araç-larıyla da bir o kadar yerli turist gelmiştir. Evleri olan, apartta kalan, otel sahipleri-nin misafiri olarak gelenlerle birlikte Kurban Bayramı’nı Antalya’da geçiren yerli turist sayısı 100 bin kişiye yaklaşmıştır.

Siz İbradılısınız. Doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleriyle dikkat çeken İbradı, turizmde ne durum-da? Sizin ETS Tur olarak İbradı’ya kültür turu düzen-leme yönünde düşünceniz var mı?Mehmet Ersoy: Gelecek yıl, İbradı’ya yönelik kültür turları düzenleyeceğiz. Önümüzde-ki aylarda arkadaşlarımız böl-geye giderek incelemelerde bulunacak ve tur programını hazırlayacaklar. Gelecek yıl sembolik olarak haftada bir

otobüsle turları başlatacağız. Misafirlerimizi İbradı’ya götü-receğiz. Talep olursa otobüs sayısını artıracağız. İbradı’nın yanı sıra Akseki’yi de tur programına koyacağız. Hatta Konya’ya kadar uzanabiliriz.

Sizce iç turizmin en büyük sıkıntısı nedir?Mehmet Ersoy: Çok dar bir zaman aralığında faaliyet gösteriyoruz. İki bayram, bir yılbaşında yılın yarısını taşıyoruz. Buçokkötü bir durum. Hepsi bir noktaya odaklanıyor. Bu durum sektörün gelişmesini olumsuz yönde etkiliyor. Türk turist de yüksek sezona endeks-lenmiş durumda. Yabancı misafirlerde olduğu gibi yerli misafirlerde de sezonu 12 aya yayabilmeliyiz. Bunu başarırsak çok iyi olacak. Ya-bancı turistlerde olduğu gibi yerli turistlere de paketler

hazırlamalıyız. Zaten son dö-nemde kış aylarında yaban-cılara uygulanan fiyatlar yerli turistlere de uygulanıyor.

Sektörünüzle ilgilidüşünceleriniz vetalepleriniz nelerdir?Mehmet Ersoy: Bence tek eksiğimiz kış aylarının yeter-siz olması. 12 ay boyunca tam kapasite çalışamıyoruz. Bu da personel kaybına neden oluyor. Turizm hiz-met, hizmet ise deneyimli personel demek. Devlet işveren paylarına destek verilebilirse, kış aylarında birçok otel açık kalacaktır. Kış aylarında açık kalan otel tanıtım yapacaktır. Tanıtım yapan otel de misafir kabul edecektir. Diğer türlü oteller zaten kapalı kalıyor. Kışın otellerin açık kalması için devlet sektör temsilcilerini desteklemeli.

you plan on organizing culture tours to İbradı? Mehmet Ersoy: We will organize these tours next year. Our friends will go to the region for research and prepare a tour schedule. We will begin with one bus a week next year. We will take our visitors to İbradı. If there is demand, we will increase the number of buses. We will also include Akseki in our tour schedule. We could extend the trip all the way to Konya.

What do you think isthe biggest problem indomestic tourism? Mehmet Ersoy: We operate in a narrow window. We have two religious holidays and the New Year. This is a bad situa-tion. We focus on these only and this negatively affects the sector. Turkish tourists focus on the high season. We need to extend domestic tourism to 12 months. If we can achieve this, it will be great. We must prepare packages like we do for foreign tourists. Lately, pricing geared towards for-eign tourists in the winter are also offered to local tourists.

What are your thoughts and demands regarding your sector? Mehmet Ersoy: I believe our only problem is not enough activity during the winter. We don’t work full capac-ity throughout the year and causes loss of personnel. Tourism means service and service means expert person-nel. A lot of hotels would be open during the winter if the government supports them. The hotel which is open dur-ing the winter will advertise and this will lead to guests. The government needs to support sector representa-tives so that hotels could stay open during the winter.

32 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

33ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 35: Antalya Dergi

32 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

33ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 36: Antalya Dergi

Dünyanın en büyük yer altı gölü mağaralarından olan Altınbeşik Mağarası, UNESCO’nun korunması gerekli Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı düğmeli evleri, nostaljik Ormana kasabası, modern dünyadan uzak Sülek Yaylası ve daha nice zenginliğiyle İbradı, Antalya’da alternatif turizmin yeni gözdesi.

Zirvedeki güzellik:

İbradı

34 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

35ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 37: Antalya Dergi

The beauty at the summit: İbradı

Akdeniz’in engin mavi-likleri ile Anadolu’nun

uçsuz bucaksız ovaları arasında bir set gibi yükselir heybetli Toroslar. İçinde mağaraların, vadilerin, kan-yonların, nehirlerin, endemik bitkilerin, canlı türlerinin ve zengin bir kültürün oluştur-duğu bin bir güzelliği saklar. Torosların bütün bu güzel-likleri İbradı’da vücut bulur. Doğanın bütün güzelliklerini çekinmeden bahşettiği bu coğrafya, dağların arasında tertemiz havasıyla sakin ve dingin bir yaşamın en doğru adresidir.

İbradı, Torosların içerisin-de denizden 950 met-re yükseklikte bulunur. Çevresi 2 bin metreyi bulan dağlarla çevrili olan ilçe, doğal güzelliklerin yanı sıra Psidyalılardan Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan geçmişiyle zengin bir kültüre de sahiptir. Yal-nızca bu bölgede görüle-bilen düğmeli evler UNES-CO tarafından korunması gereken dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Dün-yanın en büyük yer altı gölü mağaralarından Altınbeşik de İbradı’dadır. Ormanlar-la kaplı dağları ise doğal yaşam alanıdır. Torosların simgesi dağ keçileri İbradı dağlarında yaşar.

Yalnızca düğmeli evler ve Altınbeşik Mağarası ile sınırlı değildir İbradı’nın güzellik-leri. Rengarenk kelebeklerin çiçekten çiçeğe konduğu, kardelenlerin tomurcuk verdiği, kırmızı benekli alabalıkların özgürce yüz-düğü Üzümdere Vadisi,bin yaşındaki kestane ağacının kök saldığı, yılkı atlarının uçsuz bucaksız ovada dört nala koşturduğu, sedir ağaçlarının kapladığı Sülek Yaylası ve devlet yönetimin-de önemli mevkilere gelmiş isimler İbradı’nın zenginlik-leridir.

T he Taurus Mountains rise between the vast

blue of the Mediterra-nean and the wide plains of Anatolia. The mountains harbor thousands of kinds of beauties like valley, canyons, rivers, endemic plants and a rich fauna. All these beauties come to life in İbradı. This geography, filled with all the blessings of nature, is the right address of serene life with its clean air.

İbradı is located inside the mountains, 950 meters above sea level. The bor-

ough, which is surrounded by mountains that go up to 2000 meters, has a rich culture than spans from the Psydians, Ro-mans, Seljuk and Otto-man dynasties. Buttoned houses that can only be seen in this borough are on UNESCO’s world herit-age list. Altınbeşik Cave which is one of the world’s biggest underwater caves is also here. Wild goats, which are the symbols of the Taurus Mountains, live on the hills of İbradı.

İbradı, with its many assets such as Altınbeşik Cave which is one of the world’s biggest underwater caves, buttoned houses included in UNESCO’s world heritage list, nostalgic

Ormana own and remote Sülek Plateau, is the new address of alternative tourism in Antalya.

34 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

35ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 38: Antalya Dergi

There are more beauties in the borough besides Altınbeşik Cave and but-toned houses. Üzümdere Valley where colorful but-terflies fly from one flower to another, Sülek Plateau where wild horses run freely and important names that have served in the government are the other riches of the borough.

Third in the world: Altınbeşik caveTurkey’s biggest and the world’s third biggest un-derwater cave Altınbeşik is a wonder of nature. The cave is located at Altınbeşik Mountain in the village of Ürünlü. There is a 40 meter deep lake at the entrance of the cave which is 400 meters above sea level. The cave is accessed

by a boat. There are 40 meter vertical travertines at the end of the 200 meter long lake. The second floor of the cave is accessed via these travertines. There is another 130 meter long lake in the second floor of the lake but it is shal-lower. You can advance for another 1, 5 kilometers on this floor on limestone blocks. The upper part of the cave is fossilized. The length of the cave is 4500 meters and temperature is 18 degrees.

Altınbeşik cave which includes lakes and verti-cal travertines is a source of treatment according to experts. The water that comes into the cave is connected with Lake Beyşehir from the under-ground. The cave has

Dünyada üçüncü Altınbeşik MağarasıTürkiye’nin en büyük, dün-yanın üçüncü büyük yer altı gölü mağarası olan Altınbe-şik, kelimenin tam anlamıyla bir doğa harikasıdır. İbradı ilçesine bağlı Ürünlü Kö-yü’ndeki Altınbeşik Dağı’nda bulunur. Denizden 400 metre yükseklikte bulunan Altın-beşik Mağarası’nın girişinde derinliği 40 metre olan bir göl yer alır. Bu nedenle mağa-raya bu göl bot ile geçilerek girilebilir. Yaklaşık 200 metre uzunluğa sahip gölün so-nunda 40 metreyi aşan dikey travertenler bulunur. Bu travertenler üzerinden ma-ğaranın ikinci katına çıkılır. Mağaranın ikinci katında 130 metre uzunlukta ince uzun ve sığ bir göl daha bulunur. Bu katın sonuna kadar, küçük gölcükler ve orta kısımda da çok büyük ve yüksek bir

salonda kalker bloklar üzerin-den 1,5 kilometre ilerlenebilir.

Mağaranın üst kısmı fosil duruma geçmiştir. Uzmanla-rın ifadesine göre mağaranın üst katlarında gezinilebilir. Mağara uzunluğu 4 bin 500 metredir, sıcaklık ise 18 de-rece olarak ölçülmüştür. İçerisinde göllerin, dikey travertenlerin bulunduğu mağara, uzmanlara göre şifa kaynağıdır. Altınbe-şik Mağarası’na gelen su, Beyşehir Gölü ile yeraltın-dan bağlantılıdır. Beyşehir Gölü’nün kuzeyindeki Mada Adası’nda yapılan deneyde suya bırakılan boya, Altın-beşik Mağarası’ndan çıkan suyla Manavgat Çayı’na karışmıştır. Böylece Beyşe-hir Gölü’ndeki suyun, yer altındaki düdenler aracılığıyla Altınbeşik Mağarası’na ulaştı-ğı ortaya çıkmıştır.

36 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

37ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

36 ANTALYA Eylül / Ekim - September / October 2012

Page 39: Antalya Dergi

Mağara üst üste üç seviye-de gelişmiştir.En alt ve orta seviye yağışlı mevsimler-de aktif, en üst seviye ise devamlı kurudur. Altınbe-şik Mağarası, yer altına inen sularının toplanarak, tahliye edildiği bir yer altı deresi gibidir. Altınbeşik Mağarası’nın aktivitesini tamamen yitirmiş olan üst seviyesinde, tabanda kaya blokları dikkati çeker, bun-ların yanında dikit ve sarkıt oluşumları da vardır. Orta seviyenin tabanı daha çok dere yatakları özelliğini taşır. Burada kaya blokları geniş yerler kaplar; yer yer kum ve çakıl depoları ile traverten oluşumları görülür. Mağa-ranın girişinden itibaren ilk 200 metre mağaranın alt seviyesini oluşturur ve burası devamlı su altındadır. Alt seviyenin bitiminde 40 metrelik dik bir çıkış vardır. Bu çıkış ve bitişik duvarlar beyaz renkli kalın traver-tenlerle kaplıdır. Mağaranın en güzel bölümünü burası oluşturmaktadır.

Dünya mirasıDüğmeli Evlerİbradı’nın ormanlarla ve ka-yalarla kaplı dağları, ilçeye sayısız doğal güzellik bah-şettiği gibi, yörenin mimari-sini de derinden etkilemiştir. Coğrafi yapı zamanla yöre halkını taş ve ahşap ustalı-ğında üst noktaya ulaştırmış ve bugün sadece bu bölge-de bulunan ‘düğmeli evler’ oluşmuştur. Düğmeli evler, harç kullanılmadan örülen taş duvarlara 50-60 santi-metre arayla dikine ağaç hatıllar konularak yapılır. Taş duvarın arasından çıkan ve dışa doğru taşan bu hatıllar uzaktan bakıldığında düğ-meyi andırdığı için bu evlere ‘düğmeli evler’ denir.İbradı’da Ormana Beldesi ve Ürünlü Köyü’nde çok

miktarda bulunan düğmeli evler, UNESCO tarafından korunması gerekli dünya mirası olarak kabul edil-miştir. Düğmeli evlerin dış duvarları 60-70 santimetre genişliğindedir. Dış yüzeyde sıva kullanılmazken, evin içi saman karıştırılmış çamurlu beyaz toprakla sıvalıdır. Düğmeli evlerde kullanılan ahşap, yörede bol miktarda bulunan katran ağacı keres-tesindendir. Evin iç bölümle-rinde kullanılan katran ağacı çürümeden asırlar boyunca dayanır. Düğmeli evler, mi-marisi ve görünümüyle muh-teşem olduğu kadar, nefes alma özelliğine de sahiptir. Yazın serin olan düğmeli

developed as three levels on top of each other. The bottom and middle levels are active during rainy seasons and the upper part is always dry. The cave is like an underwater creek where water is col-lected and unloaded. On the inactive upper level of the cave rock blocks on the base attract attention and there are stalactites and stalagmites on the sides. The base of the mid level resembles a stream bed. There are mostly rock blocks in this area and some travertines. The first 200 meters from the entrance of the cave is the

lower level and it is con-stantly immersed in water. At the end of the lower level there is a 40 meter steep exit. This exit and adjoining walls are covered with white travertine. This is the most beautiful part of the cave.

A world heritage:Buttoned houses The mountains of İbradı which are covered with rocks and forests have deeply affected the architecture of the borough. The geographi-cal structure has made the locals expert in stone and wood workmanship and buttoned houses which can only be seen in this region

İbradı, Psidyalılardan Romalılara, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan geçmişiyle zengin bir kültüre sahiptir.

İbradı has a rich culture than spans from the Psydians, Romans, Seljuk and Ottoman dynasties.

36 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

37ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

37ANTALYA Eylül / Ekim - September / October 2012

Page 40: Antalya Dergi

evler, soğuk kış günlerinde ise sıcaktır. Düğmeli evler yapım tekniğiyle depreme de dayanıklıdır.

ÜzümdereVadisi’nde tabiat şöleniAkdeniz’in hemen kar-şısında tüm heybetiyle yükselen Toros Dağları’nın bulutlarla kaplı zirvesinden bir su kaynar. On binler-ce yıldır süregelen büyük buluşma için Akdeniz’e doğru çağlamaya başlar. Yolda diğer kaynak suları da dahil olur bu yolculuğa. Kaynak suları dereleri, dereler ise nehirleri oluştu-rur. Nehir, geçtiği her yere hayat verir. Hayat vermek-le kalmaz, eşi benzeri az bulunur doğal güzellikler de oluşturur. Toroslardan başlayıp, Akdeniz’in mavi sularında sona eren yolcu-luğun İbradı’da oluşturdu-

ğu bu güzellik Üzümdere Vadisi’dir. Onlarca kuş türü suyun hayat verdiği vadide bir başka cıvıldar; kırmızı benekli alabalıklar özgürce yüzer; 60’ı endemik yüzler-ce bitki türü Üzümdere’nin güzelliğine güzellik katar. Nehrin geçtiği noktalarda-ki meyve ağaçları da bu şölene eşlik eder. Bunca doğa harikasının buluştuğu Üzümdere Vadisi, eşsiz bir manzaraya sahiptir. En ünlü ressamların tuvalleri-ne yansıttığı manzaralar-dan daha büyüleyici bir manzarası vardır. Üzüm-dere Vadisi, her mevsim ayrı bir güzelliği içerisinde taşır. Kışın beyaza bürü-nür, yazın yeşile. Doğa ile baş başa kalmak isteyen-ler için en doğru adrestir. Huzur dolu doğa yürüyüş alanları arasında ilk sırada yer alır.

were born. Buttoned houses are made without mortar by putting vertical beams in stone walls with 50-60 centimeter intervals. These houses were added to UNESCO’s world herit-age list. The outer walls of these houses are 60-70 centimeters thick. The out-er exterior is not plastered while the interior is plas-tered with a mix of hay and muddy white soil. Wood that is used in buttoned houses is from turpentine wood which is abundant in the area. Turpentine wood which is also used for the interior lasts for centuries. These houses are mag-nificent. Buttoned houses are warm in the winter and cool during the summer. They are also resistant to earthquakes.

A magnificent naturein Üzümdere ValleyWater boils on the snow covered peaks of Taurus Mountains. This water starts flowing to the Medi-terranean for a meeting that has been going on for centuries. Along the journey, other water resources join in and make up the rivers and creeks along the route. The river breathes life into every soil it passes and establishes amazing scenic beauties. These beauties which start at the Taurus Mountains and end at the vast blue of the Mediterranean manifest themselves at Üzümdere Valley in the borough. Thousands of birds chime in the valley, fish swim freely and over 60 endemic plants add

Sülek Yaylası

38 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

39ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 41: Antalya Dergi

Üzümdere Vadisi

38 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

39ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 42: Antalya Dergi

“Manavgat İlçesinin kuze-yinde Toroslar’ın üzerinde kurulmuş ve engebeli dağla-rın arasında saklı kalmış şirin ilçemiz İbradı’nın geçmişinin Roma devrine kadar uzan-dığı tahmin edilmektedir. Helenistik döneme ait tarihi kalıntılar bu iddiayı doğrular niteliktedir.

1990 yılında ilçe olan İbradı, üç köy ve bir beldeden oluşmaktadır. İlçemiz, doğa harikası ve oksijen deposu olarak nitelendirebileceğimiz yaylalarıyla önemli alterna-tif turizm alanların başında gelmektedir. Coğrafi zorluk sonucu, ağaç hatılların iç içe geçirilmesiyle inşa edilen tarihi İbradı konakları ve düğ-meli evleri paha biçilemeyen somut kültür varlıklarıdır.

“Kentsel Sit ” özelliğine sahip İbradı, toplam 134 tescilli yapı ile Antalya’da Kaleiçi’nden sonra en yaygın koruma alanlarından birisi-dir. Altınbeşik Mağarası Milli Parkı, bin 156 hektarlık ala-nıyla Antalya’daki en küçük milli park olmasına karşın, dünyanın en büyük üçüncü; ülkemizin ise en büyük yer altı mağarasıdır. Gerçekten de Altınbeşik Mağarası, yanı başında akan Manavgat Çayı, karstik topografyası ve endemik bitki türleri ile eşi bulunmaz bir doğa harikası-dır. Güneş enerjisi kullanıla-rak daha modern bir şekilde aydınlatılacak olan mağara-mız, içerisinde barındırdığı

oksijen ile özellikle astım hastaları için adeta bir şifa deposudur.

İbradı denilince akla ilk olarak “mesleği okumak” olan kişiler gelmektedir. Coğrafi koşulların zor, imkânların sınırlı olmasına karşın İbradı, yıllar boyunca, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar sayısız üst düzey görevlerde bulunmuş devlet adamı yetiştirmiştir. Hâlihazırda okuma-yazma oranının yüzde yüz olduğu ilçemizde, eğitime verilen önemden ödün verilmemek-tedir.

İlçenin dağlık bir bölgede bulunuşu hayvancılık faali-yetlerini geliştirmiştir. En çok beslenen hayvan kıl keçisi-dir. Sahip olduğu endemik bitki türleri açısından önemli bir coğrafya olan ilçemiz sınırlarında ayrıca Arabastı Kestanesi, üzüm, ceviz, badem, kestane ve kuzu-göbeği gibi tarımsal ürünler de yetişmektedir. Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait üç yüz civarında mezarın bulunduğu ilçemiz, gerçek-ten de görülmeye değer bir yerleşim yeridir. Bu vesile ile milyonlarca kişi tarafın-dan takip edilen Antalya Kültür ve Turizm Dergisi’nin ilçemizin tanıtılmasına çok ciddi katkıda bulunacağı-nı düşünüyor, dergininin hazırlanmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.”

It is believed that the his-tory of our borough which is located on the Taurus Mountains to the north of Manavgat dates back to the Roman Empire. Hellen-istic era artifacts support this theory.

İbradı, which became a borough in 1990, consists of three villages and one town. Our borough is an important alternative tour-ism region with its pla-teaus. The mansions and buttoned houses of the borough which were built because of difficult geo-graphical conditions are valuable cultural assets. The borough, which is an urban protected site, is one of the biggest pro-tected sites in Antalya with 134 registered structures. Altınbeşik Cave National Park, with its 1156 hectare area, is the world’s third biggest underwater cave. The cave, with the Manav-gat Creek right besides it, its karstic topography and endemic plants, is a wonder of nature. The

cave is a source of treat-ment for asthma patients with its oxygen levels. The cave will be illuminated with solar energy in the near future.

The first thing that comes to mind when İbradı is mentioned is people who read. Despite tough geographical conditions and limited means, the borough has educated many statesmen during the Ottoman and Republic periods. Literacy is 100% and education is our top priority.

Livestock breeding is com-mon in the borough which is built on mountains. The most popular animal is goat. Our borough is also an important area in terms of endemic plants. Our borough, which also in-cludes 300 tombs belong-ing to the Ottoman period, is worth visiting. I believe that this magazine will help advertise the important assets of our borough and thank everyone involved.”

“Dağların arasında saklı kalmış cennet”

“A heaven hidden inside mountains”

Bülent Ay İbradı Kaymakamı

District Gavernor Of İbradı

40 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

41ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 43: Antalya Dergi

İbradı’nın ayrıcalığı Arabastı KestanesiAkdeniz’in benzersiz kum-sallarının eşlik ettiği mavi sularını geride bırakıp Toros Dağları’na doğru tırman-dıkça, heybetli dağların içerisinde gizli vadiler, kanyonlar, sarp kayalıklar, akarsular karşılar misafirle-rini. Zirveye yaklaşıldıkça iklim de değişir, bitki örtüsü de. İbradı’ya gelindiğinde Antalya’nın başka hiçbir ilçesinde, beldesinde ve köyünde bulunmayan bir ağaç türü görünür, kestane ağaçları. Her türlü seb-ze ve meyvenin yetiştiği Antalya’da kestane ağaçları, ilin zenginliği, İbradı’nın ise ayrıcalığıdır. Kestane ağaç-larının arasında bir tanesi vardır ki ilçenin anıt ağacıdır. 24 metrelik çevresi ve bin yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en yaşlı kestane ağaçların-

dan olan bu anıt ağaç İbradı halkı tarafından ‘Arabastı Kestanesi’ olarak adlandırılır. İbradı, tarihi boyunca 3 kez büyük yangın ile karşılaşmış, 1889 yılında çıkan yangında ilçedeki çok sayıda konak kül olmuştur. İlçede 1889 yı-lındaki kadar zararlı olmasa da 1861 yılında da yangın çıkmıştır. Bu yangının neden olduğu zarardan çok, çıkış nedeni büyük ses getirmiştir. Çünkü bu yangını Mustafa Efendi’nin siyah cariyesi Zeynep çıkarmıştır. Kun-daklama sonucu çıkartılan yangınların bir daha tekrar-lanmaması ve ibreti alemlik bir ceza verilmesi kararlaş-tırılmıştır. Cariye Zeynep’in asılarak idam edilmesine hükmedilir. İdam, ilçenin anıt ağacında gerçekleşir. Bu nedenle yaklaşık olarak bin yaşındaki kestane ağa-cının adı ‘Arabastı Kestane-si’ olarak kalır.

to the beauty of the val-ley along with fruit trees near the river. Üzümdere Valley has an amazing panorama. Üzümdere Val-ley is covered with white during the winter and green during the sum-mer. It is an ideal place to spend time alone with nature.

İbradı’s uniqueArabastı ChestnutAs you leave behind the amazing beaches of the Mediterranean and climb to-wards Taurus Mountains, secret canyons, steep cliffs and rivers greet you. The weather changes as you near the summit, as does the flora. As you reach İbradı, there is a type of tree that can only be seen in the borough; chestnut trees. These trees are

the richness of the city where all kinds of fruits and vegetables grow and what makes İbradı special. Among these trees, there is one that is the symbol of the borough. The 1000 year old big tree is called ‘Arabastı Chestnut’ by the locals. İbradı was devas-tated by 3 big fires during its history. Many of the mansions were destroyed during the fire in 1889. There was another, yet less destructive, fire in 1861. Not the effect but the cause of the fire was the real issue; the fire was started by a concubine named Zeynep. The con-cubine was sentenced to death by hanging in order to make an example of arsonists. The concubine is hanged on the monu-mental tree.

Arabastı Kestanesi

40 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

41ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 44: Antalya Dergi

Kervanlarındurağı Tol Han Asırlar boyu kervanların geçiş noktası olan Eynif Ovası, Toros Dağları’nın bir yakasından diğer yakasına uzanan bir yolculuğun dinlenme durağıydı aynı zaman-da. Kervanların Eynif Ovası’nda verdiği mola-nın adresi ise Selçuklu döneminden kalma 13. yüzyılda yapılan Tol Han’dı. Heybetli dağların içerisinden geçerek Eynif Ovası’na ulaşan kervan-lar yolun yorgunluğunu Tol Han’da atardı.

Eynif Ovası’nın Kesikbel mevkiinde bulunan Tol Han, bugün yıkık durum-da. Handan geriye kalan tek şey çökmüş duvar-lar ile zamana meydan okuyan kemerler. Yıkık duvarları ve yıkılmamak

için direnen kemerleriyle-görkemli bir yapı hüvi-yetinden çok uzak olsa da yine de görülmeye değerdir Tol Han. Öyle ki bu hali bile ziyaretçilerini farklı hayallere daldırma-ya yeter de artar.

Modern dünyadanuzak Sülek Yaylasıİbradı’nın kuzeyine doğru yol almaya başladığınız-da önce çam ormanları çıkar karşınıza. Ormanın içinde kıvrılarak devam eden yolu takip ettikçe çam ağaçları yerini sedir ağaçlarına bırakır. Yolun bir tarafında ormanlar, diğer tarafında Akdeniz’in önünde set gibi duran zirveler sıralanır.

Toros Dağları’nın tepe-sine yakın noktalarda devam eden yolculuk, muhteşem manzaralar

The stop ofcaravans: Tol Inn Eynif Plain, which was the passage way of caravans for centuries, was also a rest stop during the long journeys from one side to the other in the Tau-rus Mountains. During these stops, Tol Inn built in the 13th century from the Seljuk period was the popular choice of cara-vans at Eynif Plain. Today, the inn which is located at Kesikbel region is in ter-rible shape. The only thing that is left is its collapsed walls and arches. Even though it doesn’t look like the magnificent building it once was, it is worth seeing.

Away from the modern world: Sülek PlateauWhen you start head-ing towards the north of

İbradı, you will see pine forests. When you follow the road inside the for-est, cedar trees begin to emerge. On one side of the road are forests and the peaks of mountains on the other. After going 22 kilometers from the borough, you will reach Sülek Plateau. You can hear the sounds of waters from every corner of the forest which is filled with pine and cedar trees. There are water sources under the mountains which is 1500 meters high. The plateau is covered with snow during the winter. When spring comes, snowdrops start show-ing up. It is an ideal ad-dress to come to during the hot summer days of Antalya. When summer comes, people flock to

Tol Han

42 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

43ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 45: Antalya Dergi

42 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

43ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 46: Antalya Dergi

“İbradı is a beautiful borough 170 kilometers to the east of Antalya, 1050 meters above sea level. Our borough gives life to its visitors during the summer with its clean and crisp air. The tem-perature is 25-30 degrees during the day and 10-15 degrees at night and there is no humidity. Viticulture is an important source of income. İbradı is famous for its grapes, molasses and honey. Snowdrops which also bloom in the winter are synonymous with our borough. There are medicinal plants and herbs on our mountains. Waters that spurt out of rocks breathe life into the area and make for an amazing panorama.

98% of our citizens are literate. Education is important and that is why many famous statesmen and scientists are from İbradı. İbradı was known to have educated many bureaucrats during the

Ottoman period. Muam-mer Aksoy, who wrote the 1960 constitution, is also from İbradı.

The borough, which was plagued by three fires, was rebuilt after 1889. Our authentic town is famous for its buttoned houses. Our borough, which is rich in natural beauties, is the real address of alterna-tive tourism. Turkey’s biggest and the world’s third biggest underwater cave Altınbeşik is in our borough. The cave is only accessed via boats. The lakes at the entrance and inside the cave are amaz-ing. There are stalactites, stalagmites and traver-tines inside the cave. In addition, the thousand year old Arabastı chestnut tree, Üzümdere Valley, mountain goats, color-ful butterflies and grand mountains are other at-tractions in the borough. We hope to see you during the summer for a serene vacation…”

“Antalya’nın 170 kilometre doğusunda, denizden bin 50 metre yükseklikte Toros Dağları’nın arasında güzel bir yayladır İbradı. Çam ve sedir ormanlarının arasında yer alan ilçemiz yaz ayların-da temiz ve serin havası ile sakinlerine hayat verir. Hava sıcaklığı gündüzleri 25-30 derece, geceleri 10-15 derecedir ve nem olmaması nedeniyle en sıcak günde bile rahatsızlık vermez. Bağcılık ilçemizin en önemli geçim kaynağıdır. İbradı üzümü, pekmezi ve balı ile ünlüdür. Kış aylarında karların arasından çıkan ve eşsiz güzelliğe sahip olan kardelenler de ilçemizle özdeşleşmiştir. Yüksekliği 2 bin metreyi bulan dağla-rımızda tıbbi ve aromatik bitkilerin tümüne rastlanır. Dağlarda kayalıkların arasın-dan fışkıran sular, bölgeye hayat verdiği gibi eşsiz doğal güzelliklerin oluşması-nı sağlar.

İlçe halkının yüzde 98’i okuma yazma bilir. İbradı halkının mesleği okumaktır. Ekonomide, siyasette, bilim alanında yetiştirdiği önemli isimler, İbradı’nın ilim irfan yuvası olduğunun en güzel göstergesidir. Mesleği okumak olan İbradılılar, ta-rihten günümüze kadar her alanda önemli şahsiyetler yetiştirmiştir. İbradı, Osmanlı bürokrasisine kadı, paşa, ulema yetiştiren bir bölge olarak ün salmıştır. 1960

Anayasası’nı yazan Muam-mer Aksoy da İbradılıdır.

Tarihte 3 büyük yangına sahne olan İbradı, 1889 yılından sonra yeniden inşa edilmiştir. Otantik bir Anadolu ilçesi olan İbradı-mız, düğmeli evleriyle de ünlüdür. Ormana beldesi ve Ürünlü köyünde asırlara meydan okuyan rengârenk düğmeli evler misafirlerimizi beklemektedir. Doğal güzel-likler açısından zengin olan ilçemiz, alternatif turizmin gerçek adresidir.

Türkiye’nin en büyük, dünyanın üçüncü büyük yer altı göl mağarası Altınbe-şik, ilçemizdedir. Beyşehir Gölü’nden gelen su Altınbe-şik Mağarası’ndan geçerek, Akdeniz’e karışır. Mağaranın girişindeki göl nedeniyle içeriye ancak botla girile-bilir. Mağaranın girişindeki ve içerisindeki göller, eşsiz doğa harikasına ayrı bir gü-zellik katar. Mağara, içindeki sarkıtlar, dikitler, traverten gölleri ve benzeri oluşum-larla alternatif turizmin parlayan yıldızıdır. Bunların yanı sıra bin yaşındaki Ara-bastı Kestanesi, Üzümdere Vadisi, dağ keçileri, renga-renk kelebekler, heybetli dağlar, ilçemizin görülmesi gereken değerlerindendir. Antalya’nın sıcak yaz günle-rinde serin ve tertemiz hava-da, dingin günler geçirmek için ilçemizde görüşmek dileğiyle…”

“Alternatif turizmin parlayan yıldızı”

“The shining star of alternative tourism”

Muharrem KAYAİbradı Belediye Başkanı

İbradı Chief Magistrate

44 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

45ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 47: Antalya Dergi

eşliğinde sürer gider. İbradı’dan 22 kilomet-re uzaklaştıktan sonra Sülek Yaylası’na ulaşılır. Çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı ormanın dört bir yanından pınarlar çağlar. Yaklaşık bin 500 metre yüksekliğe sahip dağın altı su kaynağıdır. Kış aylarında beyaza bürünür Sülek Yaylası. Mevsimler ilkbaharı gösterdiğinde ise Sülek Yaylası’nda kardelenler boy göste-rir. Yaz mevsimsinde serin ve temiz havası ile Antalya’nın yakıcı günle-rinden uzaklaşıp, rahat bir nefes almak isteyenler için en ideal adrestir. Yazın gelmesiyle birlikte, Sülek Yaylası’na göç de başlar. İbradı’nın yanı sıra Alanya, Manavgat ve Antalya’dan çok sayıda kişi Sülek Yaylası’na gelir; çam ve sedir ağaçlarının altına çadırlarını kurar. Binanın olmadığı yaylada, çadırlar içerisinde mo-dern dünyanın nimetle-rinden uzak, doğa ile baş başa bir yaşam sürülür. Ta ki havaların soğuma-ya başladığı Eylül ayına kadar...

Nostaljik birkasaba OrmanaAkdeniz’in tam karşısın-da, Anadolu düzlükleri önünde bir kalkan gibi durur, heybetli Toros Dağları. Akdeniz’e ba-kan tepesi karlarla kaplı zirvenin hemen arkasında ise nostaljik bir Anadolu kasabası yer alır. Otantik yapısının bozulmamasını istercesine sokulmuştur Torosların koynuna. Antik Erymna Kenti’nin üzerine kuruludur Ormana beldesi. Ormana’nın her soka-ğında bahçesi çiçeklerle süslenmiş,rengârenk düğ-meli evler bulunur. Mima-

the plateau. Besides İbradı, many people from Alanya, Manavgat and Antalya come here and set up tents under the trees. They live in their tents without the blessings of the modern world until September.

A nostalgic town: OrmanaTaurus Mountains rise across the Mediter-ranean and shield the plains of Anatolia. There is a nostalgic Ottoman town right behind the snow covered peaks of the mountains. It is nestled inside the moun-tains as if to protect its authenticity. The town of Ormana is built on the ruins of Erymna antique city. There are buttoned houses adorned with flowers on balconies on each street in Ormana. The architecture of these houses is amaz-ing and wood that is used everywhere except the entrance adds more beauty to these houses. A little outside the town are pine and cedar forests. Ormana, which is covered in snow in the winter, is like heaven dur-ing spring.

The home of wild horsesEynif Plain stretches for miles between grand mountains covered with pine and cedar trees. This plain was an important stop between Antalya and Konya for caravans throughout history. When caravans gave way to cars and cars opted for different routes, the plain grew si-lent. Now, it is the home of wild horses. These horses, which don’t have owners, live freely. Nearly 200 horses run around the

44 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

45ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 48: Antalya Dergi

Mehmet Ayhan KESKİNOrmana Belediye Başkanı

İbradı Chief Magistrate

“1990’lı yıllarda 4 bin, 5 bin kişinin yaşadığı, ilkokulunda 300-400 öğ-rencinin okuduğu, saf, temiz, nüktedan, dürüst, çalışkan insanların ya-şadığı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın etkisiyle fakirliğin diz boyu olduğu, daha sonra geçim derdiyle başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlere göç veren, fakat hiçbir zaman atasını, dedesi-ni, ebesini, ‘doğdukları yeri unutmayanların’ beldesi Ormana…

Sağlık ocağından parkı-na, camisinden okuluna kadar bütün yatırımları hayırsever hemşerilerce yapılan, devlet millet işbirliğinin en güzel örneklendiği beldedir Ormana…

Atamızdan miras kalan, korunması gerekli kültür varlığı olan düğme-li evlerimiz, tepenin altında ve çevresinde

dağılan Erymna An-tik Kenti, tarihi İpek Yolu güzergâhındaki Tol Han’ı, yılkı atları-nın diyarı Eynif Ovası, Karadağ’a çıkarken Selviler, Onas Tepesi, Sınat Tepesi, Bildire, bağ arası yolları, tabiat güzellikleri, güzel ve duygulu insanları…

Allah’ın bizlere ver-diklerinin farkındayız ve bunları koruyup, gelecek nesillere ak-tarmak amacındayız. Ormanalının bu bilinci, bu sevgisi Ormana’yı Antalya’nın, Akdeniz’in Safranbolu’su yapa-caktır. Vatandaştan aldığımız destek tam-dır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Antalya Valiliği’nin destekleri ile kısa zamanda hedefe ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz.

Hala Ormana’yı, İbradı ve çevresini görmediy-seniz, sizleri bekliyoruz.

“Ormana is a town where 4000-5000 people lived in the 1990’s, where 300-400 students went to its elementary school and where simple, honest and hardworking peo-ple live. It is a place not forgotten by those who went to big cities after the devastation of WW1 and WW2…

Ormana is the best example of citizen-gov-ernment cooperation with its health clinic, park, mosque and school where all invest-ments are realized by charitable citizens…

It harbors cultural as-sets such as buttoned houses that need to be protected, Erymma antique city that is located under a hill, Tol Inn, which is on the Silk

Road, Eynif Plain which is where horses roam freely, Selviler, Onas Hill, Sınat Hill, Bildire, roads among vineyard, scenic beauties and sentimental people…

We know what God has blessed us with and we intent to protect and transfer these blessings to future generations. This philosophy and love will make Ormana the Safranbolu of the Mediterranean. We have the full support of our citizens and we truly believe that we will reach our goals with the support of the Ministry of Culture and Tourism and the Gover-norship of Antalya.

If you still haven’t seen Ormana, İbradı and its vicinity, now is the time. “

“Ormana Akdeniz’in Safranbolusu olacak”

“Ormana will be the Safranbolu of the Mediterranean”

46 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

47ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 49: Antalya Dergi

risi ile görenleri büyüleyen bu düğmeli evler, bahçe ya da sokağa bakan üç yanı çıkıntılı cumba şek-lindeki şahnişin en güzel örneklerini sergiler. Giriş kapısının ardındaki bölüm dışında evin her alanında kullanılan ahşap, yapıya ayrı bir güzellik katar. Bel-denin biraz dışına çıkınca ise çam ve sedir ormanları uzanır gider. Kış aylarında beyaza bürünen Ormana, sonbaharda sararan yap-raklarla ressamların tuvale yansıttığı, hayallerdeki cennetten farksızdır.

Yılkı Atları’nın diyarıEynif Ovası, çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı heybetli dağların arasında binler-ce dönüm boyunca uzanır gider. Uçsuz bucaksız bu ova, tarih boyunca kervanların Antalya-Konya arasında önemli bir dura-ğı olmuştur. Kervanların yerini taşıtlara bırakma-sı, taşıtların da farklı bir güzergâhtan geçmesi Ey-

nif Ovası’nı sessizliğe bü-ründürmüştür. Şimdilerde ovada yalnızca dörtnala koşan atların ayak sesleri yankılanır. Yılkı Atları’dır onlar. Sahibi olmayan bu atlar, Eynif Ovası’nın geniş düzlüklerinde yaşamlarını sürdürürler. Yaklaşık 200 at, gruplar halinde gün boyu ovayı dolaşır, ovanın geniş düzlüklerinde yayılıp otlar, bazen de dörtnala koşar-lar. Kahverengi, beyaz ve siyah renkteki bu atlar, gruplar halinde yaşarlar. Kendi grubundan başka bir gruba karışmayan bu atlar, hiçbir atı da grupla-rına dahil etmezler. Dağın ortasındaki ovada doğar, uçsuz bucaksız düzlük-te yaşar ve başka bir yere gitmeden yok olup giderler.

Toroslarıncesur çiçeği KardelenlerKışın kendini iyiden iyiye hissettirmesiyle birlikte To-ros Dağları beyaza bürünür.

Çam ve sedir ormanları be-yaz örtü ile daha da güzel-leşir. Yaklaşık bin 200, bin 500 metre yüksekliğe sahip dağlarda kış çetin geçer. Bu koşullarda kardelenler hariç hiçbir bitki yeşermeye, tomurcuk verip filizlenme-ye cesaret edemez. İbradı dağlarının karla kaplandığı Şubat ve Mart aylarında, hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü günlerde dahi kardelenler karın altında gelişmeye başlar. Bazen ka-yaların arasında, bazen bir ağacın altında filizlenip karlı kaplı dağlara aldırmadan eşsiz güzelliğini sergiler. Türkiye’de bulunan 11 çeşit kardelen türünün ikisi İbradı dağlarında yetiştir. Bu türün soğanlarının ticari açıdan değerli olması da karde-len varlığının önündeki en büyük tehdittir.

Baharınmüjdecisi kelebeklerİbradı’ya baharın gelme-siyle birlikte beyaz örtünün yerini yeşilin farklı tonları

plain and feed in groups. They always travel in a group and don’t mess with other groups.

The brave flowerof Taurus: SnowdropWhen winter arrives, Taurus Mountains are covered in white making the pine and cedar forest more beautiful. Winter is harsh in the mountains and only brave snowdrops bloom. Even though the temperature is below zero, these flowers start growing under the snow. Two of the 11 types of snowdrops found in Tur-key grow in the borough. The fact that the bulb of these flowers is valuable is a danger to the spe-cies.

Butterflies:the harbinger of spring When spring comes, the borough is covered in green. Flowers start

46 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

47ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 50: Antalya Dergi

alır. Çiçekler açmaya, kuşlar ötmeye başlar. Güneşin içimizi ısıtan yüzünün görünmesiyle İbradı’da doğa uyanır, sayısız bitki ve canlı türü baharı selamlar. Bu canlıların en özeli ise rengarenk kelebekler-dir. İlkbaharın gelişiyle birlikte İbradı dağların-da uçuşmaya başlarlar. Beyaz örtünün yeniden İbradı’ya hakim olacağı güne kadar, vadilerde, buz gibi suların çağ-ladığı engin dağlarda görsel bir şölen sunar-lar. İbradı’daki doğal zenginlik kelebeklere de yansır. Siyah ve kırmızı, mavi ve beyaz, pembe ve turkuaz kanatla-rıyla insanı cezbeden renklere sahip olan bu kelebeklerin en önemli yaşam alanlarından biridir İbradı.

Heybetli dağlarınsimgesi dağ keçileriÜzümdere Vadisi’nin iki yanında yükselir heybetli dağlar. Göğe merdiven dayamışça-

sına yüksek zirveleri çoğu zaman bulutlar-dan görülmez. Sarp kayalıkların, derin vadilerin, geçit vermez uçurumların bulundu-ğu bu dağlar, sayısız bitki ve canlı türüne de ev sahipliği ya-par. İbradı’nın hemen arkasından yükselen bu dağlarda yaşayan öylesine güzel bir canlı vardır ki görenleri kendine hayran bıra-kır. Heybetli dağların simgesidir o. İnsanların girmekten korktuğu, başka canlıların adım

atmaktan çekindiği alanlarda hep o vardır. Yabani dağ keçileridir onlar. İbradı dağlarında gruplar halinde ya-şarlar. Kimi zaman 2’li 3’lü, kimi zaman 20’li 30’lu gruplar halinde, bazen bir uçurumun derinliğinde, bazen de bir kayanın üzerinde görülürler. Erkek dağ keçileri, görkemli boy-nuzları ile dikkat çeker. İbradı dağlarında yaşı 20’ye ulaşmış dağ keçilerinin boynuzları 140 santimetreye kadar uzar.

blooming and birds begin to sing. Nature awakens with the sun and thousands of plants

and animals salute spring. The

most special of these crea-

tures are the colorful butter-

flies. They start flying on the

mountains as spring arrives. They make for an amazing panorama at the valleys and streams until winter. These butterflies, which have various colors of wings, are happy to be living in this cute borough.

Mountain goats:The symbolof grand mountains Grand mountains rise on both sides of Üzümdere Valley. Their cloud covered peaks are sel-dom visible. These mountains, which harbor steep rocks, deep valleys and cliffs, house numer-ous plants and animals. There is one animal that people are awed when they see it. It is the symbol of these mountains. They are wild goats. They live in groups. The male attracts attention with its magnificent horns. Wild goats that are 20 and more years old can have horns up to 140 centim-eters.

A place of education and science

Another characteristic of the borough is that education is very important. The borough has raised important statesmen during the Ottoman and Republic periods. These names have always been a source of pride for the borough. According to statistics, 5 ministers, 24 MPs, 21 professors and 25 judges were educated in İbradi. The source of good education in the borough comes from the fact that the Minkarizade family settled in the borough.

Here are some of the famous names from İbradı: Ali Hüsrev Bozer – Vice President, Sefa Giray – Minister of Public Works, Prof. Yüksel Bozel – Dean of Hacettepe University, Halit Nazmi Bey – Minister of Finance, Prof. Dr. Osman Sipahioğlu - Kandilli Observatory, Hazım Teregün – State Council President, and Korkut Boratav – Finance Professor. In addition, world famous designer Zeki Başeskioğlu and ETS Tour Chairman Mehmet Ersoy are from İbradı.

İlim irfan yuvası

Toros Dağları’nın arasında sayısız doğal güzelliğe sahip olan İbradı’nın bir diğer önemli özelliği ise ilçede eğitime çok önem verilmesidir. İbradı’dan hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti döneminde önemli devlet adamları yetişmiştir. Bu isimler, ulaştıkları mertebe ve devlete hizmetleriyle her daim İb-radılının gururu olmuştur. Yapılan bir araştırmaya göre İbradı’dan 7 bakan, 24 milletvekili, 21 profesör, 25 Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanı ve üyesi çıkmıştır. İbradı’nın eğitim alanında ileri gitmesi ve önemli devlet adamları yetiştirmesinin temeli Minkariza-delerin İbradı’ya yerleşmesiyle atılmıştır.

İbradılı önemli isimler ve gerçekleştirdikleri görevler şunlardır: Ali Hüsrev Bozer - Başbakan Yardımcılığı, Sefa Giray - Bayındırlık Bakanlığı, Prof. Yüksel Bozel- Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü, Halit Nazmi Bey - Maliye Bakanlığı, Prof. Dr. Osman Sipahioğlu - Kandilli Rasathanesi, Hazım Teregün - Danıştay Başkanlığı, Korkut Boratav- İktisat Prefösörü. Bunun yanı sıra dünyaca ünlü modacı Zeki Başeskioğlu ile turizmci Mehmet Ersoy da İbradılıdır.

48 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

49ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 51: Antalya Dergi

48 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

49ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 52: Antalya Dergi

50 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

51ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 53: Antalya Dergi

Bey Dağları’nda ormanların arasından yükselen sarp kayalıklar, bu yıl 12’ncisi düzenlenen ‘Ulusal Kaya Şenliği’ ile renklendi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sporcular, 2 gün boyunca Geyikbayırı İnlerönü mevkiinde kaya tırmanışı yaptı.

The rocks are alive!Steep cliffs that rise among the forests in Bey Dağları was colorful

with the 12th National Rock Festival. Sportsmen from all over Turkey climbed the cliffs for two days at the Geyikbayırı İnlerönü region.

Kayalar şenlendiYazı / Article: Özgür Önder

Mavinin yeşille kucaklaş-tığı Akdeniz sahilinin

hemen ardından yükseliyor zirvesi karlarla kaplı Bey Dağları. İçerisindeki kanyon-lar, vadiler, şelaleler, mağa-ralar ve derelerle Antalya’nın güzelliğine güzellik katıyor. Yemyeşil ormanların yanı başında yükselen dik ka-yalıklar ise Bey Dağları’na ihtişam kazandırmakla kalmıyor, bu eşsiz coğ-rafyayı keşfetmek isteyen sporcuları ağırlıyor. Her yıl Ekim ayındaToroslar Doğa Sporları Kulübü (TODOSK) tarafından organize edilen ‘Ulusal Kaya Şenliği’nde yüzlerce doğa sporcusu sözleşmişçesine soluğu Bey Dağları’nda alıyor.

Bey Dağları’nda buluştularAntalya’da bu yıl 12’ncisi düzenlenen ‘Ulusal Kaya Şenliği’, geçmişte olduğu

Bey Dağları rise just be-hind the Mediterranean

shore where the blue meets the green. The canyons, valleys, waterfalls, caves and creaks add to the beauty of Antalya. The steep cliffs that rise next to green forests not only make the mountains more glamorous, they also accommodate sportsmen who want to explore this unique geography. During the national Rock Festival organized by the Taurus Na-ture Sports Club, hundreds of nature sportsmen flock to Bey Dağları.

They gatheredat Bey Dağları The festival, which was organized for the 12th time this year, was the meeting place of rock climbers from all over Turkey just like it was in the past. The sportsmen,

50 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

51ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 54: Antalya Dergi

gibi yine Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda sporcuyu Bey Dağları’nda buluşturdu. Geyikbayırı İnlerönü mevkiinde kamp kuran sporcular, gün boyu Bey Dağları’nın sarp kayalıklarında tırmanış yaptı. Profesyonel tırmanıcılar zorlu rotalarda zirveye ulaşma mü-cadelesi verirken, yeni başla-yanlar ya da ilk kez tırmananlar uzman eğitmenler gözetimin-de basit rotalarda tırmanış gerçekleştirdi. Bey Dağları’nda güneşin batmasıyla birlikte sporcular yaktıkları kamp ateşi etrafında bir araya gelerek hem günün yorgunluğunu attı hem de bağlama eşliğinde türküler söyleyerek etkinliği renklendirdi.

GeyiksivrisiDağı’na tırmandılar‘Ulusal Kaya Şenliği’nin ikinci günü sporcular Ge-

yikbayırı İnlerönü mevkiinde tırmanışlarını sürdürürken, TODOSK üyesi 9 sporcu, bin 834 metre yükseklindeki Ge-yiksivrisi Dağı’na tırmandı. Güneş doğmadan Çağlarca Köyü’nden tırmanışa geçen sporcular, 3 ayrı noktada ip kullanarak teknik tırmanış gerçekleştirdi ve saat 10.00 sıralarında zirveye ulaştı. Sarpkatran mevkiinde hava koşullarının kötüleşmesi üze-rine dönüşe geçen sporcu-lar, aniden bastıran yağmur ve dolu nedeniyle zor anlar yaşasa da saat 16.00 sıra-larında sorunsuz bir şekilde kamp alanına ulaşmayı başardı. Kaya tırmanışının yanı sıra zirve tırmanışı da gerçekleştiren sporcular onlarca güzel anıyla evlerine geri döndü.

who set up camp at Geyikbayırı İnlerönü, climbed these steep cliffs all day long.While professional climb-ers tried to reach the summit through tough routes, first timers climbed through easier routes accompanied by expert teachers. After a long day of climbing, sportsmen gathered around the fire at the camp and sang songs.

They climbedGeyiksivrisi Mountain On the second day of the festival, while sportsmen continued to climb in Geyikbayırı İnlerönü region, 9 members from the

club climbed the 1834 meter Geyik-sivrisi Mountain. The sportsmen, who started climbing from Çağlarca vil-lage before sunrise, realized a technical climb in three differ-ent spots with ropes and reached the summit at 10.00. The sportsmen, who had to return to base at Sarpkatran region be-cause of bad weather, reached the camp at 16.00 despite heavy rain and wind. Partici-pants who climbed to the summit in addi-tion to rock climbing, returned home with colorful memories.

52 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

53ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 55: Antalya Dergi

52 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

53ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 56: Antalya Dergi

54 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

55ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 57: Antalya Dergi

Uzaktan bakıldığında çam ağaçlarından görülmez Seleukeia. Ormanlarla kaplı uzun bir sırttan çıkılınca önce anıtsal kapısı, ardından agorası karşılar misafirlerini. Helenistik dönemde kurulan kent, bugün hala ayakta kalmayı başaran yapıları ile ziyaretçilerini büyüler.

İnsanoğlunun var olduğu ilk günden bu yana

Antalya hep medeniyetle-rin beşiği oldu. Mağarada başlayan yaşam, insa-noğlunun bilgi ve biriki-minin artmasıyla verimli ovalarda, deniz kenarında devam etti. Mimaride ve sanatta oldukça ileri giden ilk Antalyalılar, bazen ve-rimli bir ovada, bazen de-niz kenarında, bazen de ormanlar içinde,agorası, kütüphaneleri, kiliseleri, hamamları ve anıtsal yapı-larıyla muhteşem şehirler kurdu. Büyük bir kısmı yıkılmış olsa da, Seleukeia (Lyrbe) bu hayranlık uyan-dıran şehirlere en güzel örnektir.

Bir Pamfilya kenti olan Se-leukeia (Lyrbe), Side’nin 23 kilometre kuzeydoğu-sunda Bucakşıhlar Köyü yakınında bulunur. Çam ağaçlarının içerisine giz-lenmiş gibi duran Seleu-

keia (Lyrbe), ormandan güneye doğru uzanan bir tepenin üzerine kurulmuş-tur. Aynı zamanda tepenin üç tarafının dik yamaçlarla çevrili olması, antik kenti dış tehditlerden korunaklı kılar.

Helenistik dönemde Sele-ukaslar tarafından kurulan kentin bugün agorasının büyük bölümü ayaktadır. Galeri, hamam, sarnıç, kilise, şapel, kütüphane, nektareion gibi yapıların ayakta kalan kısımları görülmeye değer özellik-ler taşır. Seleukeia, bazı kaynaklarda Lyrbe adıyla da geçer, ancak geniş çevreler Seleukeia ismini kullandığı için bu isimle bilinir.

Agora hala ayaktaKentin güneydoğusun-daki uzun bir sırttan ulaşılır ormanlar içindeki Seleukeia antik kenti-

A hidden city inside the forest: SeleuciaWhen you look from a distance, you can’t see Seleucia between pine trees. After walking

through the forest, you will first see its monumental door and then its agora. The city, which was built during the Hellenistic age, surprises its visitors with its structures that have defied time.

Antalya has always been the cradle of civilizations

throughout history. Life than began in caves continued on plains and shores with the accumulation of knowledge. The people of Antalya, who were very advanced in architecture and art, built grand cities sometimes on fruitful plains and some-times near the shore that included an agora, library, churches, baths and monu-mental buildings. Seleucia, despite being majorly de-stroyed, is one of the most beautiful examples of these cities.

Seleucia, which is a Pamphylia city, is near Bucakşıhlar village 23 kilo-meters to the northeast of Side. The city, which looks like it is hidden inside pine trees, is situated on a hill that stretches from the forest towards the south. The fact that the hill is surrounded by

cliffs on three sides provides protection for the city from threats.

The majority of the agora of the city, which was built dur-ing the Hellenistic age, still stands. The remaining parts of the gallery, bath, cistern, church chapel and library are worth seeing. Even though the city is referred to as Lyrbe in some sources, it is widely known by the name Seleucia.

Agora still stands The city greets its visitors with its monumental door at the agora. After the door, you will see the agora which still has most of its parts and columns. The agora, which is located on the northern slope of the hill where the city center was built, has Hellenistic era characteristics in terms of its architectural details and wall workmanship. As for style,

Ormanın içindeki gizli kent:

Seleukeia

54 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

55ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 58: Antalya Dergi

ne. Kent, ziyaretçilerini agoranın ayakta kalmış anıtsal yapılı kapısı ile karşılar. Kapıdan geçildi-ğinde hala büyük bölü-mü ve sütunları ayakta olan agoraya girilir. Kent merkezinin kurulu olduğu tepenin doğu yamacında bulunan agora, mimari detayları, duvar işçiliği ile Helenistik karakter taşır. Tarzına bakıldığın-da ise Helenistik devirde gelişen İyon tarzı ago-ralara benzer. 52x66 metrelik bir alanı kapsa-yan ve 6 kapısı bulunan agoranın doğusunda ve batısında galeri ve dükkânlar yer alır. Ku-zeyinde ise mozaiklerle bezeli kütüphane ve bir eksedra bulunur. Agora-nın kuzey batısında ise sütunlu galerinin içinde,

geç antik devir şapeli vardır. Ancak günümüz-de sadece temeli kalmış-tır. Agoranın batısında ise teraslara yapılmış batı galerisi bulunur. Bu galeriler bugün hala görülebilir ve gezilebilir. Batı galerisinde gerçek-leştirilen kazılarda ele geçen İyon sütun baş-lıkları oldukça iyi durum-dadır.

Zor işlenen kum taşından yapılmalarına rağmen işçilikleri çok incedir. Agoranın kuzeyinde düzenli dükkânlar yoktur ve kuzeybatı duvarı dışa doğru yıkılmıştır. Güney-doğudaki dükkânların cephesini devam ettiren bir nektareion bulunmak-tadır. Yarım daire planlı bu yapıya, kapı üzerin-

it looks like the Ion style agoras that were devel-oped during the Hellenistic era. There are galleries and shops on the east and west of the agora which has 6 doors and encompasses a 52x66 meter area. There is a mosaic covered library to its north. The antique era chapel is located to the northwest of the agora but only its foundations remain today. In the west of the agora is the western gallery built with terraces. These galleries can still be toured today. The Ion style columns recovered during the digs in the west gallery are intact. Although they were made from sandstone that is hard to work, their decorations are immaculate. There are no regular stores on the north of the agora and the northwestern wall has col-

lapsed. There is a nectarion that continues the exterior of the shops in the southeast. There is an epigraph with the same name above the door of this half circle planned structure. It is believed that this was a meeting place of some sort. The second floor of the two storey structure was well preserved. There are two smaller structures on either side of this building which is accessed via two large doors. The doorjambs of these doors are deco-rated. Two of the windows on the upper floor are intact. The half circle shaped walls of the structure are in terrible shape.

There are V shaped small clearings under the base. There is a large arched niche between the two doors. The circular shape of

56 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

57ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 59: Antalya Dergi

deki yazıta dayanarak bu isim verilmiştir. Burada toplantıların yapıldığı sanılmaktadır. İki katlı ya-pının üst katının cephesi oldukça iyi durumdadır. İki büyük kapıdan girilen bu yapının yanlarında ise yine iki küçük kapı bulunmaktadır. Kapıların lenfo ve şöveleri özenle işlenmiştir. Orta kapıların lenfoları dil dişli motif ve saçaklık ile bezenmiştir. Yukarı kattaki pencere-lerin iki tanesi çok iyi du-rumdadır. Yapının yarım daire şeklindeki duvarları ise harap durumdadır.

Tabanın altında V şek-linde küçük açıklıklar vardır. İki büyük kapının arasında üzeri kemerli ve kapıların seviyesini aşan büyük bir niş vardır. Ya-pının yarım daire oluşu, içinde oturma basamak-larının bulunabileceği fikrini uyandırır.

Kalp şekillisütunlar agoraya bakıyorAgora meydanının dört tarafı sütunlu galerilerle çevrilidir. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerdeki sütunlarda kalp şekille-ri vardır ve bu şekiller meydana doğru dönük-tür. Agora meydanının çevresinde kanalizasyon şebekesine ait kanallar bulunmaktadır. Meydanın kuzeybatı köşesinde ise şapel kalıntısı yer almak-tadır. Küçük podiumlu bir prostylostur. Roma devri tapınağından geç antik devir şapeline dönüştü-rülmüş olan bu yapı hak-kında yazılı belge yoktur. Tapınağın ne zaman ve hangi tanrı için yapıldığı ise belli değildir.

Kentin batısında tüm çevreye hakim dik bir ya-macın kenarında hamam bulunur. Tepenin sağlam kayalık zemini üzerine oturtulan hamam dikdört-gen şeklinde ve oldukça düzenlidir. Plan bakı-mından birbirine paralel eksenlere sahip sıra tipi hamam tesisidir. Bu tarz hamamlar, Pamfilya’da çok görülmektedir. Side’de bulunan hamam ile benzerlikleri çoktur. Hangi tarihte yapıldığı net olarak bilinmeyen hama-mın 4’üncü ya da 5’inci yüzyılda yapıldığı sanıl-maktadır.

Kentin batı nekropolünün güneybatı kenarında kilise bulunmaktadır. Kilise üç nefli bir bazilika olarak nitelenmektedir. Mozaik döşemeli süsle-

the building suggests that there was seating here.

Heart shaped columns overlook the agora All four sides of the agora area are surrounded by columned galleries. The columns on the northeast and northwest corners are heart shaped and overlook the agora. There are sewer channels around the agora. The remains of the chapel are located on the north-western corner of the agora. There aren’t any written accounts of this structure which was turned into a chapel from a Roman era temple. We do not know the purpose and construction date of the temple.

There is a bath on the side of a steep cliff in the west of the city. The rectangu-

lar planned bath sits on a strong rocky surface. It is a bath that has parallel axis in terms of planning. These types of baths were common in Pamphylia. They share common traits with the bath unearthed in Side. It is believed that the bath was built in the 4th or 5th century. There is a church on the southwest-ern corner of the western necropolis. The church is considered to be a ba-silica with three naves. The cemetery is located inside the church which includes mosaic decorations. The complex has a single nave, narthex and a round apse. The corridor which makes up the northern part of the church differentiates the building. The church car-ries traces from the early Christianity era.

Kent, bazı kaynaklarda Lyrbe adıyla

anılsa da geniş çevreler

tarafından Seleukeia

ismiyle tanınır.

Even though the city is

referred to as Lyrbe in some

sources, it is widely known by the name

Seleucia.

56 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

57ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 60: Antalya Dergi

melerin bulunduğu kili-senin içinde mezarlar da bulunmaktadır. Kompleks çekirdek yapısı ile tek nefli, narteksli ve yuvarlak apsisli bir kilisedir. Yapı-nın bu niteliğinin dikkate değer yanı yoktur fakat kuzey tarafında oluşturu-lan koridor, yapıyı farklı kılmaktadır. Kilise erken Hristiyanlık döneminin izlerini taşır.

Kentten çıkan heykeller Antalya Müzesi’ndeŞehrin içindeki, halkın su ihtiyacını karşılayan sarnıç türü yapılar iyi durumdadır. Kentte, agoranın kuzeybatısın-da yer alan ve cephesi

agoraya dönük bir de tapınak bulunmaktadır. Podiumlu tapınağın arka ve yan duvarları günümüze kadar sağ-lam kalmıştır. Tapınak, yüksekliği 1.21 metre olan bir podium üzerine oturmaktadır. Duvar-lar kireçtaşı bloklarla pseudo izodomik örgü tekniğiyle örülmüştür. Örgü tekniği ile kentte ayrıcalıklı bir yere sahip olan yapının ön kısmında bulunması gereken sü-tun ve sütunun başlıkları ne yazık ki bulunama-mıştır. Benzerleri Psidia ve Sagalassos’da da görülen tapınak, İmpa-rator Trayan dönemine

ait yapı özellikleri taşır ve İyon düzeninde inşa edilmiştir.

Bölgede yapılan kazı çalışmalarında yazıtlar da bulunmuştur. Ayrıca hey-keller, heykelcikler ve ka-bartmalar ele geçmiştir. Antalya Müzesi’nde bulu-nan bu heykellerin arasın-da sağa doğru koşarken başını arkasına çevirmiş kadın figürlü Tanrıça Leto dikkat çeker. Aphrodite heykelinin ise üst tarafı çıplaktır, ancak belden yukarısı günümüze kadar ulaşamamıştır. Köylüler tarafından tesadüfen bulunan Seleukeia’nın Apollon heykelciği iyi korunmuş durumdadır. Çalıların arasında bulu-nan Asklepios heykelciği ise baş ve belden aşağısı olmak üzere iki parçadır. Kazı çalışmaları sıra-sında bulunan eserlerin arasında mozaikler de vardır. Eksedra içerisinde bulunan Orpheus mo-zaiği işçilik bakımından oldukça başarılıdır. Renkli küçük taşlardan yapılan mozaik bitki motifleri, kıvrılan, akan dallar ve yaprak boşluklarında yer alan çiçeklerden oluşur. Esas panoda ise hayvan-lar arasında kithara çalan Orpheus bulunur. Kütüp-hanede bulunan 7 Bilge-ler mozaiği de görülmeye değerdir. Kazı çalışmala-rında Seleukeia’ya ait çok sayıda çanak ve çömlek de ele geçmiştir.

Statues recoveredfrom the city areat the Antalya Museum The cisterns in the city which provide drinking water are in good condition. There is also a temple to the northwest of the agora. The back and side walls of the temple with a po-dium are well preserved. The temple sits on a 1, 21 meter high podium. The walls were constructed with limestone blocks using the pseudo isodomic braiding technique. The columns and column heads that should have been on the front of the building haven’t been discovered. The temple has traces of the Tra-ian period and was built with the Ion system.

Epigraphs were found during the digs in the region in ad-dition to statues, statuettes and bas reliefs. Among these, a statuette if Goddess Leto depicted as running attracts attention at the Antalya Mu-seum. The top of the Aphro-dite statue is naked but we only have the top portion of her body. The Apollo statue, which was found accidentally by the villagers, is in good condition. The statue of Asklepion, which was found among the bushes, is in two parts. There are also mosaics which were found during the excavations. The Orpheus mosaic that was found inside the exedra is beautiful in terms of workmanship. The mosaic, which was made with small colorful stones, includes plant motifs, twisting and curving branches and leaves. In the main picture, we see Orpheus playing kithara among animals. The 7 Sages mosaic which was found in the library is worth seeing. Many earthenware and ceramics were also found during the excava-tions.

Kent, ziyaretçilerini agoranın ayakta kalmış anıtsal yapılı kapısı ile karşılar.

The city greets its visitors with its monumental door at the agora.

58 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

59ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 61: Antalya Dergi

58 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

59ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 62: Antalya Dergi

İğne oyasınıJaponya’ya tanıttıTatil için geldiği Türkiye’ye hayran kalan İkumi Nonaka, derinden etkilendiği güzellikleri bir ömür boyu yaşayabilmek için Antalya’ya yerleşti. Nonaka, Anadolu’yu tanımak için katıldığı geziler sırasında iğne oyasını keşfetmekle kalmadı, bu yöresel el sanatının Uzak Doğu’da popüler olmasını sağladı.

Introduced needle lacing to Japanİkumi Nonaka, who fell in love with Turkey while on vacation, settled in

Antalya so that she could experience these beauties for a life time. Nonaka not only discovered needle lacing while touring Anatolia, she also made this

regional handicraft famous in the Far East.

60 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

61ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 63: Antalya Dergi

Her şey 1992 yılında, binlerce yıllık de-

rin bir tarihe sahip olan Anadolu’nun zengin kültü-rünü keşfetmeye yönelik tur ile başladı. Türkiye’yi baştan sona gezen İkumi Nonaka, karşılaştığı birbi-rinden sıcak insanlardan, eşsiz doğal güzelliklerden, zengin kültür mirasından derinden etkilendi. Sa-yılı gün çabuk geçmiş, Türkiye turu sona ermiş ve İkumi Nonaka, ülkesi Japonya’ya geri dönmüş-tü. O tarihe kadar birçok ülke gezen Nonaka, hiçbir ülkeden Türkiye kadar etkilenmemişti. İlk fırsatta yeniden Türkiye’ye gel-menin hayalini kuruyordu. Türkiye’yi daha iyi tanımak için Türkçe kursuna bile başladı. Zaman ilerledikçe kararını değiştirdi. Bu kez Türkiye’yi gezmeyi değil, bir ömür boyu Türkiye’de yaşamayı istiyordu. Ve öyle de yaptı. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra 1995 yılında Türkiye’ye gelerek doğasıyla, tarihiyle, doğal güzellikleriyle ziyaretçile-rini büyüleyen Antalya’ya yerleşti.

Japon hocadaniğne oyası kursuİkumi Nonaka, Antalya’yı ve Anadolu’yu gezerken kendisini Türkiye’ye çeken etkenlerin yanı sıra kilim-lerden de çok etkilenmişti.Kilimle ilgili araştırmalar ve çalışmalar yaptı. Kilim dokumadan kökboyası hazırlamaya kadar gerekli tüm teknikleri öğrendi. Ar-dından kilim üzerine bir iş yeri açtı. Kilimle ilgili ince-lemeler yaparken Aydın’da iğne oyası ile karşılaştı. Kilimden etkilendiğinden daha çok iğne oyasından etkilenmişti.İkumi Nona-ka, Aydın ve ilçelerinde iğne oyasının kültür mirası

olarak görülmemesine de çok şaşırmıştı. İğne oyasına olan ilgisi bir kat daha artan Nonaka, sadece Anadolu’ya özgü olan bu kültür mirasını tüm dünyaya, özellikle ülkesi Japonya’ya tanıtmak için harekete geçti. Japonya’da iğne oyasını tanıtmak için sergiler açan, fuarlara katı-lan Nonaka, çalışmalarının karşılığını aldı. İğne oyasını merak eden bir eğitmen Türkiye’ye gelerek, bu ko-nuda ders aldı. Kısa süre-de iğne oyası çeşitlerini ve yapmayı öğrenen eğitmen, Japonya’ya döner dönmez kurs açtı.

Japonlar iğneoyasını çok sevdiİkumi Nonaka, hikaye-sinin geri kalanını şöyle anlatıyor: “Türkiye’de iğne oyası yapmayı öğrenen eğitmenin Japonya’ya döndükten sonra açtığı kursa çok sayıda katı-lım oldu. İğne oyasını ilk zamanlarda Japonya’da ben ve o eğitmen biliyor-du. Şimdi 10 bine yakın Japon iğne oyası yapmayı biliyor. İğne oyası ile ilgili açılan kurs çok etkili oldu. Konuyla ilgili kitap yazıl-dı, film çekildi. Ben de Japonya’ya her gidişimde iğne oyası ile ilgili çalış-malar yaptım, konferanslar verdim, fuarlarda stant açarak tanıtım çalışmaları gerçekleştirdim. Tokyo’da Setagaya Belediyesi, iğne oyası sergisi açtı. Aylarca açık kalan sergiyi 8 bin kişi gezdi. Japonlar el sanat-larını çok seviyor. Öğren-mek için el sanatlarının gerçekleştirildiği bölge-lere düzenlenen gezilere katılıyor. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde ilk etapta 17 kişiden oluşan bir tur düzenlenecek. Bu turların devamı gelecek.

It all began in 1992 with a tour in Anatolia to uncover

the rich culture and tradi-tions of the region. İkumi No-naka, who toured the entire country, was deeply moved by hospitable people, unique scenic beauties and the country’s rich cultural herit-age. Days passed by quickly and she returned to Japan. Nonaka, who had been to many countries before, was deeply affected by Turkey. She dreamed of going back the first chance she got. She began taking Turkish lessons in order to better understand the country. In time, she changed her mind and decided to live in Turkey, not just visit. And that’s what she did. In 1995, she settled in Antalya.

Needle lacing froma Japanese teacher While touring Antalya and Anatolia, İkumi Nonaka was very impressed with the carpets. She studied the rugs and learned everything from dye to necessary techniques. Then she opened a rug shop. While researching carpets, she came across needle lac-ing in Aydın. She was even more impressed with this art. İkumi Nonaka was surprised that needle lacing wasn’t considered a cultural heritage in Aydın and its boroughs. Nonaka, who became deeply fascinated with this art, decided to introduce needle lace in Japan. Nonaka, who opened exhibits and attended fairs to introduce needle lace in Japan, achieved success.

60 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

61ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 64: Antalya Dergi

Bu nedenle Türkiye’de, Antalya’da el işine ağırlık verilirse daha çok Japon turist gelir. Çünkü Japon halkı el sanatlarını çok seviyor.”

Biber oyasındaki mesajNokaka iğne oyasının yapı-lış tekniklerini öğrenmekle kalmamış, işin felsefesine de el atmış. Öyle ki hangi yörede ne tarz oyanın yapıldığı ve hangi oyanın ne anlama geldiğini ondan öğreniyoruz: “Ankara Nal-lıhan, Denizli Buldan, İzmir Ödemiş, Kütahya, İznik, Balıkesir, Elazığ, Konya, Bursa iğne oyasının başarı-lı modellerinin olduğu iller. Her yörenin iğne oyasında farklı modeller bulunuyor.

Bir de gelenekler var. Kızlar gelin olup giderken anneleri onlara yöresel modellerin bulunduğu iğne oyaları veriyor. Örneğin İznik’te gelin giden kızın çeyizine, annesi patlıcan çiçeği modelli iğne oyası koyar. Ödemiş’te bunu ka-dife çiçeği olarak görürüz.

Kütahya Tavşanlı’da gelin-lerin iğne oyasında biber vardır. Eğer gelinin canı bir şeye sıkılmışsa, bunu dile getirmek için biber modelli iğne oyasını takar. Böyle-ce ailesine, eşine mesaj gönderir. Ege Bölgesi’nde sadece kadınlar değil, erkekler de iğne oyalı aksesuar kullanır. Buna en güzel örnek Efe Oyası’dır.”500 iğne oyasından oluşan bir koleksiyona sahip olan Nonaka bu koleksiyonun her bir parçasının kendisi için çok değerli olduğunu ve kesinlikle satmayı dü-şünmediğini söylüyor.

Ödemiş’ten 7 bin iğne oyası aldılarTürkiye’de el işi çeşitle-rinin çok fazla olduğunu söyleyen Nonaka, bunların yeterli derecede tanıtılma-dığına dikkat çekiyor.İkumi Nonaka’nın Japonya’da iğne oyasına yönelik çalışmaları-nın ardından Türkiye’ye sırf iğne oyasını görmek için tu-rist gelmeye başlamış. Hatta Ödemiş’ten 7 bin iğne oyası alımı için sipariş verilmiş.

A teacher from Japan came to Turkey to learn about the art. The student, who learned everything about needle lace, went back to Japan and opened a workshop.

The Japaneseloved needle lacing Here is the rest of the story from İkumi Nonaka: “After my student went to Japan and opened a workshop, he had many attendants. At first, we were the only two people who knew about needle lacing in Japan. Now nearly 10 thou-sand Japanese people know needle lacing. The workshop was a big success. A book was written and a movie was made about the subject. I at-tended conferences and gave speeches whenever I was in Japan. I opened stands at fairs. Setagaya Municipality in Tokyo opened a needle lace exhibition. 8000 thousand people visited the exhibition. Japanese people really like handicrafts. They participate in tours to regions where handicrafts are made. Next season, a 17 people private

tour will be organized and these tours will continue. If the people of Antalya put im-portance on handicrafts, more Japanese tourists will come.”

The message in the lace Nonaka not only learned the technique of needle lace but the philosophy behind it. Such so that we learn from her which type of lac-ing comes from a particular region and what it means: “Ankara Nallıhan, Deni-zli Buldan, İzmir Ödemiş, Kütahya, İznik, Balıkesir, Elazığ, Konya, and Bursa are the city where good needle lacing is produced. Each region has a different model. Also, they have their tradi-tions. When girls leave their houses after getting mar-ried, their mothers present them with regional needle lace materials. For example in Iznik, a mother gives her daughter a needle lace in the shape of an eggplant flower. In Ödemiş, we see another flower. In Kütahya, Tavşanlı, there is pepper in the needle lace of brides. If the bride is unhappy about something, she wears that model, send-ing a message to her family and husband.’’

Nonaka, who has a 500 piece collection, says that each piece is very valuable for her and that she’ll never sell any of it.

They bought 7000needle lace from Ödemiş Nonaka, who points out that there are numerous handicrafts in Turkey, says that they are not properly advertised. After İkumi No-naka introduced needle lace in Japan, tourists came from her homeland just to see these works. Someone even ordered 7000 needle laces from Ödemiş.

62 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

63ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 65: Antalya Dergi

62 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

63ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 66: Antalya Dergi

Hüzünlü bir aşkın tanığıSarı, beyaz, kahverengi sarkıt ve dikitleri, 10 metre çapındaki sütunları ile dikkat çeken Yalan Dünya Mağarası,kendisine adını veren hüzünlü aşk öyküsünün izini sürercesine, 5 milyon yıldır oluşumunu sürdürüyor.

Yazı ve Fotoğraflar / Article and Photographs: Özgür Önder

64 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

65ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 67: Antalya Dergi

The witness of asad love affairYalan Dünya Cave, which attracts attentions with its yellow, white and brown

stalactites and stalagmites and 10 meter diameter columns, exists for 5 million years as if chasing the sad love story which gave it its name.

Ç ok uzun zaman önce Toros Dağları’nın

derinliklerine doğru 4 ki-lometre boyunca uzanan mağaranın içerisinde bir adam yaşarmış. İnsanlar-dan ve gündelik hayattan uzak bir şekilde mağa-rada yaşamını sürdüren bu adam, bir kez dışarı çıkmış. Mağaranın hemen yakınındaki köyde yaşa-yan bir kızla karşılaşmış. İlk görüşte birbirlerine aşık olmuş mağarada ya-şayan adam ile köylü kız. Birbirlerini çok sevmişler ve gizli gizli mağarada buluşmaya başlamışlar. Birgün mağaranın 450’nci metresinde göçük oluş-muş. Göçen bölümün bir tarafında kız, diğer tarafında adam kalmış. Bu büyük aşk, mağarada yaşanan göçük ile son bulmuş. Köylülerde göçük ile son bulan bu aşk hikâyesine “yalan dünya” yorumunu yapmışlar. O günden sonra da mağa-ranın adı Yalan Dünya Mağarası olarak kalmış.

Mağara oluşumunuhala sürdürüyorYalan Dünya Mağarası, dört bir yanı kelimelerle anlatılamayacak güzel-likte doğa harikalarıyla

A long time ago, a man lived inside the 4 kilom-

eter cave towards the depth of the Taurus Mountains. This man, who lived away from people, only came out of the cave once. He met a girl from a nearby village. They fell in love at first sight. They loved each other very much and met secretly in the cave every day. One day, the 450th meter of the cave collapses and the love are stranded on each side of the cave in. this great love affair ended with the collapse. The villagers called it fate and thus named the cave accordingly.

The cave still lives The cave is located in the borough of Gazipaşa, a place surrounded by great scenic beauties. The cave, ap-proximately 7 kilometers from Gazipaşa, is situated on Asar hill in Beyrebucak village. The cave, which has a narrow en-trance, is not easily visible. It is 4 kilometers long towards the depths of Taurus Mountains and 30 meters high in some places. Unfortunately, there is no passage after the 450th meter because of the collapse in the 1950’s. The cave, which continues to exist for the past 5 million years, attracts atten-tion with its yellow, white and

64 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

65ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 68: Antalya Dergi

kaplı olan Antalya’nın-Gazipaşa ilçesinde yer alır. Gazipaşa’ya yaklaşık 7 kilometre uzaklıktaki mağara, Beyrebucak Kö-yü’ndeki Asar Tepesi’nde bulunur. Dar bir girişi olan mağara, uzaktan bakıldığında kolay kolay fark edilemez. Yalan Dünya Mağarası, Toros Dağları’nın içlerine doğru 4 kilometre uzunluğa, bazı noktalarda da 30 metre yüksekliğe sahip-tir. Ancak 1950’li yıllarda meydana gelen göçük nedeniyle 450’nci met-reden sonrasına geçiş yoktur. 5 milyon yıldır olu-şumunu sürdüren Yalan Dünya Mağarası’nın sarı, beyaz, kahverengi sarkıt ve dikitleri dikkat çeker. Yaklaşık 10 metre çapın-daki sütunlar ise ziyaretçi-lerini büyüler. Mağarada 10 metre çapında birkaç sütunun yanı sıra çapı 2 ila 5 metre arasında değişen çok sayıda sütun bulunur. Nem oranının yüksek olduğu mağaranın ısısı yaz-kış 28 derecedir.

Salonlar arası bağlantı dar tünellerle sağlanıyorMağaraya sarkıt ve dikitle-rin çevrelediği merdiven-den inilerek girilir. Antalya İl Özel İdaresi tarafından aktarılan kaynak sayesin-de mağaranın içi aydınla-tılmış ve yürüyüş bandı ile ulaşım kolaylaştırılmıştır. Girişten birinci bölümde bir müddet merdivenler-den inerek ilerlendikten yaklaşık 100 metre sonra geniş bir odaya ulaşılır. Odaya ulaşmadan önce sarkıt ve dikitlerin birleş-mesinden oluşan sütunlar dikkat çeker. Bazı nokta-larda yüksekliği 35 metreyi bulan oda, tamamen kireç taşı ile kaplıdır. Bu odanın

66 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

67ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 69: Antalya Dergi

brown stalactites and stalag-mites. The approximately 10 meter diameter columns sur-prise its visitors. There are also smaller columns inside the cave. Humidity is high inside the cave and the temperature inside is 28 degrees through-out the year.

Connection betweenhalls are providedby narrow tunnels The cave is accessed via a stairway surrounded by sta-lactites and stalagmites. The inside of the cave is illumi-nated and access has been made easier with a walking trail with funds allocated from the Antalya City Special Directorate. After descend-ing the stairs and walking for 100 meters, you will see a large room. Before the room,

there are columns formed by the merging of the stalactites and stalagmites. The room, which is 35 meters high in some places, is completely covered with limestone. The right side of the room is white and the left is white, yellow and brown. After walking 50 meters from the first room, there is a one meter tunnel. The low, 4 meter long tunnel gives way to the second room. The second room is also filled with columns, sta-lactites and stalagmites.

The giant columnis in the last hall Another tunnel connects the second and third room. This last tunnel is even lower than the first one and is approxi-mately 4 meters long. So you need to crouch down in order

renkleri görenlerde hay-ranlık uyandırır. Odanın sol tarafı beyaz renkli iken, sağ tarafında beyaz, sarı ve kahverengi renkler hakimdir. Birinci odadan yaklaşık 50 metre ilerle-dikten sonra yüksekliği 1 metreyi bulan bir tünel ile karşılaşılır. Yaklaşık 4 met-re uzunluğundaki tünelden eğilerek geçilir ve ikinci-odaya ulaşılır. Mağaranın ikinci odası da birinci oda gibi sarkıt, dikit ve sütun-larla kaplıdır.

Dev sütun son salonda İkinci odayı üçüncü odaya yine bir tünel bağlar. Yakla-şık 4 metre uzunluğundaki tünel, bir öncekine göre oldukça alçaktır. Bu neden-le son odaya geçiş yapa-bilmek için yere epeyce eğilmek gerekir. Oldukça geniş olan son odada, milyonlarca yılda oluşan yaklaşık 10 metre çapın-daki sütun yer alır. Odanın girişinde ayrı bir tünel bulunur. Bu tünelin nereye çıktığı tam olarak bilinmez. Ancak yaklaşık 100 metre uzunluğundaki tünelin so-nunda ayrı bir salon daha bulunur. Bu salonun göçü-ğün arkası mı ayrı bir salon mu olduğu hakkında net

bir bilgi yoktur. Mağaranın 450’nci metresindeki son salon oldukça nemlidir. Bu nedenle kibrit ve çakmak, nem nedeniyle bir müddet sonra yanmaz. Ayrıca kış aylarında son salonda su birikintisi oluşur. Bu su birikintisinin, son bölümde geniş bir noktayı kapladığı ifade edilir. 1996 yılında göçüğün arkasına geçen mağaracıların, öbür tarafta akan bir yer altı suyu oldu-ğunu açıkladığı belirtilir. Mağaranın tavanı yarasa yuvaları ile kaplıdır.

Alternatif turizminparlayan yıldızı Yöre halkının ifadelerine göre Yalan Dünya Mağa-rası, göçük oluşmadan önce Hasdere Köyü’ne kadar uzanıyordu. Çok uzun zaman önce mağa-ra suçluların saklandığı, köylülerin vergi ödeme-mek için hayvanlarını sakladığı bir yer idi. Mağarada suçluların sak-lanmasından dolayı yöre halkı Yalan Dünya Mağa-rasına ‘Sirkat Deliği’ de der. Yalan Dünya Mağa-rası, bugün ise 5 milyon yıllık tarihi, oluşumunu hala sürdüren sarı, beyaz ve kahverengi renkteki

Yalan Dünya Mağarası, 5 milyon yıllık tarihi, sarı, beyaz ve kahverengi

renkteki sarkıt ve dikitleri, çapı 10 metreyi bulan sütunları ile Gazipaşa’nın

parlayan bir turizm değeri.

Yalan Dünya Cave is a shining touristic value in Gazipaşa with its 5 million years of history, yellow, white and brown stalactites

and stalagmites and columns that have a 10 meter diameter.

66 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

67ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 70: Antalya Dergi

to reach the last room. There is a 10 diameter large column in this wide room that was formed after millions of years. There is a separate tunnel at the beginning of the room. We don’t know exactly where this tunnel leads to but what

we do know is that there is another hall at the end of this 100 meter tunnel. We do not know if this is the backside of the cave in or a separate room. The last room in cave is very humid and that is why lighting a match or using a lighter is a

problem. Also, a small water deposit forms during the win-ter. Cavers who went behind the caved in portion in 1996 said that there was an under-ground water source at that part. The ceiling of the cave is filled with bat nests.

The shining starof alternative tourism According to the locals, the cave reached all the way to Hasdere village before the collapse. A long time ago, people who were trying to avoid the police used to hide inside the cave or hide their animals to avoid tax. Today, Yalan Dünya Cave is a shining touristic value in Gazipaşa with its 5 million years of history, yellow, white and brown stalactites and stalagmites and columns that have a 10 meter diameter. The cave is visited by locals and foreign tourists.

sarkıt ve dikitleri, çapı 10 metreyi bulan sütunları ile Gazipaşa’nın parlayan bir turizm değeri. Mağa-ra yerli misafirlerin yanı sıra yabancı misafirler tarafından da ziyaret edilmekte.

Antalya İl Özel İdaresi tarafından aktarılan kaynak sayesinde, mağaranın içi aydınlatılmış ve yürüyüş bandı ile ulaşım kolaylaştırılmıştır.

The inside of the cave is illuminated and access has been made easier with a walking trail with funds allocated from the Antalya City Special Directorate.

68 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

69ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 71: Antalya Dergi

68 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

69ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 72: Antalya Dergi

Golfün yeni favorisiAntalya’nın ünlü turizm merkezi Belek, dünyanın golf merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bölgede oynanan oyun ve golfçu sayısı her yıl artarken Belek uluslararası turnuvaların yeni adresi haline geliyor.

The new favorite of golfAntalya’s famous touristic center Belek is quickly becoming the

world’s golfing center. Belek, which hosts more golfers each year, is becoming the new address of international tournaments.

Kaş’tan Gazipaşa’ya ka-dar uzanan 640 kilomet-

relik sahili, denize paralel uzanan heybetli dağları, dört bir köşesindeki bugün bile ziyaretçilerini hayran bırakan antik kentleri ile dünyada eşi benzeri olma-yan tarihi, kültürel ve turistik değerlere sahiptir Antalya. Doğanın tarihle kucaklaştı-ğı bu eşsiz coğrafya, aynı zamanda birbirinden güzel sahillerde, Bey Dağları’nın gizli köşelerinde dünyaca ünlü turistik tesisleri ev sahipliği yapar. Antalya, ziyaretçilerine keyifli ve unu-tulmayacak bir tatil için sa-yısız alternatifler sunar dört bir yanında. Sahilde denizin,

dağlarda doğanın tadı çıka-rılır. Belek’e gelindiğindeyse sahil şeridindeki otellerin hemen arkasında mimarisiy-le, kalitesiyle, doğal yaşa-mıyla golf sahaları karşılar misafirlerini. Dünyanın dört bir yanında golf sahaları bu-lunur, ancak birbirinden lüks otellerin içerisinde, denize yakın ve farklı alternatiflerin sunulduğu golf sahalarına ender rastlanır. Bu özellikle-rin tamamı yalnızca Belek’te bulunur.

47 otel18 delikli 15 golf sahası Turizmde uluslararası bir marka olan Belek’te ilk golf

Antalya has unique historical, cultural

and scenic beauties in addition to an amazing shoreline, great mountains parallel to the sea and amazing antique cities. This wonderful geography also hosts luxurious tour-istic facilities on shores and in the hidden corners of Bey Dağları Mountains. Antalya offers its visitors countless alternatives for an unforgettable vacation. You can enjoy the sea at the shore and nature in the mountains. When one arrives in Belek, he is greeted by great golfing

courses behind world class hotels. There are golf courses all around the world but none that are nestled inside luxuri-ous hotels, close to the sea and offer so many alternatives. Only Belek has such courses.

47 hotels, 15 golfcourses with 18 holes The first golf course in Belek, now an international brand, was built in 1994. In the following 18 years, 14 more 18-hole courses were added. The service quality of 5-star hotels was

70 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

71ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 73: Antalya Dergi

reflected onto the course courses in Belek which were designed by famous architects. The courses are maintained meticulously. Belek has surpassed major golf courses such as Costa del Sol, Marbella, Malaga, and Algarve in terms of quality. Golfers are now flocking to Belek for the sport. In 1994, when Belek had only one golf course, 14 thousand games were played there. In 2010 that number increased to 483 thousand 537 and to 529 thousand 283 in 2011. It is expected this number to increase to 500 thousand in 2012.

Registered quality The International Golf Tour Operators Turkish Repre-sentative Kurtuluş Gülşen, who points out to the latest tournaments held in Belek, says that the organiza-tions and championships

that will be organized in the future will raise the bar. Kurtuluş Gülşen, who says that these champion-ships will introduce Belek to the world, added “After these tournaments, we will have more visitors and even more elite players will come to Belek. We have better golf courses than Europe. Golf Journal ve Golf Magazine have named Belek ‘European Best Golf Destination 2012’” Gülşen, who states that the fact that there aren’t enough courses in October, No-vember, and March due to the overwhelming numbers of golfer coming to Belek, says that Turkey needs more quality golf courses like the ones in Belek.

The new addressof tournaments Kurtuluş Gülşen, who pointed out that the world’s attention turned to Belek during the World

sahası 1994 yılında yapıldı. Geride kalan 18 yılda o golf sahasına toplam 10 milyon 504 bin 42 metrekare alana sahip 18 delikli 14 golf sa-hası daha eklendi. Dünyanın en önemli mimarları tara-fından tasarlanan Belek’in golf sahalarına Antalya’nın 5 yıldızlı otellerindeki hizmet kalitesi yansıdı. Kaliteli sahaların bakımı titizlikle yapıldı ve yapılmaya da de-vam ediyor. Belek, kalitesi ile Costadel Sol, Marbella, Malaga, Algarve gibi dün-yaca ünlü golf merkezlerini son 10 yılda geride bıraktı. Bu yönüyle kısa sürede ünlenen Belek’e dünyanın dört bir yanından golfçular akın etmeye başladı. 1994 yılında 1 tane golf sahasının bulunduğu Belek’te o yıl sa-dece 14 bin oyun oynanmış-tı. 2010 yılında oyun sayısı 483 bin 537’ye, 2011’de ise 529 bin 283’e çıktı. Bu yıl Belek’te oynanan oyun sayısının 500 bini bulması bekleniyor.

Kalitesi tescillendiUluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği Türkiye Temsilcisi Kurtuluş Gülşen, golf turizminde dünyaca ünlü bir marka olmayı başa-ran Belek’te son dönemde gerçekleşen turnuvalara dikkat çekerek, uluslararası katılımla gerçekleşen ve gerçekleşecek olan organi-zasyonların çıtayı daha da yukarıya taşıyacağını söylü-yor. Şampiyonaların dünya-nın dört bir yanında Belek’in reklamını yapacağını kay-deden Kurtuluş Gülşen, “Bu turnuvalar sonrasında golf sahalarımızda ağırlayacağı-mız misafir sayısı artacaktır. Ayrıca daha seçici golfçüler Belek’e gelecektir. Zaten Avrupa’dan ileri golf sahala-rına sahibiz. Bunun en güzel

göstergesi Golf Jurnal ve Golf Magazin dergilerinin Belek’e ‘European Best Golf Destination 2012’ ödülü ver-mesidir” diyor. Ekim, Kasım ve Mart aylarında sahaların yetersiz kalmasını dünyanın dört bir yanındaki golfçuların oyun için akın akın Belek’e gelmesinin göstergesi oldu-ğunu dile getiren Gülşen, Türkiye’nin pek çok ilinde aynı kalitede golf sahala-rına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Turnuvaların yeni adresi22 ülke televizyonlarında yayınlanan Dünya Amatör Gol Şampiyonası’nın hemen arkasından gerçekleşen World Golf Final’in gözlerin Belek’e çevrilmesine neden olduğunu vurgulayan Kurtu-luş Gülşen, “Dünya Amatör Golf Şampiyonası’na 72 ülkeden 420 sporcu katıldı. World Golf Final’de ise aralarında Tiger Woods’un da bulunduğu dünyanın en iyi 8 golfçusu mücadele etti.

70 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

71ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 74: Antalya Dergi

World Golf Final’de oyunları 40 bin misafir izledi. Belek, bu turnuvalarda golf desti-nasyonu olarak sahne aldı. Belek’te gerçekleşecek olan uluslararası katılımlı dev or-ganizasyonlar bunlarla sınırlı kalmayacak. Belek, 2013’de 4 yıl arka arkaya gerçekle-şecek Europian Tour’a ev sahipliği yapacak. Bu güne kadar 22 ülkede gerçekleşen turnuva ilk kez Türkiye’de yapılacak. Bu turnuva da tanıtıma büyük katkı sağla-yacak. Antalya artık golfun süper ligine girdi” dedi.

Başka nerede var?Dünyanın hiçbir yerinde 47 otel ile 15 golf sahası-nın bulunduğu başka bir turizm merkezi olmadığını vurgulayan Gülşen, saha

kalitesi açısından İspanya ve Portekiz’i geride bırak-tığımızı söylüyor. Gülşen, buna rağmen sahaların talebi karşılamakta ye-tersiz kaldığını belirterek, “Alanya’da 5 yeni golf sahası daha yapılacak. Sahaların çam fıstığı or-manları içinde bulunması, kum zemin ile doğal yaşam açısından zengin olması ve dünyanın bu alandaki en önemli mimarları tarafın-dan tasarlanmış olması Belek’i rakiplerine kıyasla özel kılıyor. Ayrıca Belek’e gelen golfçu, hem golf oynayabiliyor, hem denize giriyor, hem SPA hizmeti alıyor, hem de tarihi ve doğal güzellikleri gezebili-yor” diyor.

Golf Final that was held right after the World Ama-teur Golf Championship, added “The World Golf Fi-nal welcomed the world’s 8 best players including Tiger Woods. 40 thou-sand people watched the competition. Belek was introduced as a major golf destination. There will be more international tourna-ments like this in Belek. In 2013, Belek will host the European Tour which will be organized for 4 con-secutive years. This will be the first time Turkey will host this tournament and it will contribute greatly to our advertising. Antalya is now in the super league of golf”

Where else?Gülşen, who says that there aren’t 47 hotels and 15 golf courses anywhere else in the world, says that we have surpassed Spain and Portugal in terms of course quality. Gülşen, who says that the courses are not enough despite this fact, adds “5 more golf courses will be built in Alanya. The fact that the courses are nestled inside pine forests, that they are designed by famous architects and have a sand surface, makes Belek more advantageous. Besides, a golfer who comes to Belek can play golf and swim, en-joy himself at the SPA and tour the historical sites.”

72 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

73ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 75: Antalya Dergi

72 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

73ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 76: Antalya Dergi

Sade ama estetik: Karakaş CamisiHadrian Kapısı’nın karşısına, Cumhuriyet döneminde yapılan Karakaş Camisi, sade ama estetik yapısıyla görenleri büyüler. Cami, fil gözleri diye adlandırılan pencerelerle gün ışığından faydalanırken, duvarlardaki altın varaklı altıgen fayanslar, yapıya ayrı bir güzellik katar.

Yazı / Article – Fotoğraf / Photograph : Özgür Önder

74 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

75ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 77: Antalya Dergi

Simple yet beautiful: Karakaş Mosque

Karakaş Mosque, which was built across the Hadrian Door during the Republic period, enchants its visitors with its simple

but aesthetic structure. While the mosque receives light through windows called elephant eyes, hexagonal tiles laced with gold on

the walls add another kind of beauty to the building.

Binlerce yıllık tari-he sahip Antalya,

Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi camiye sahiptir. Antalya’nın dört bir yanındaki bu tarihi camiler,dönemin mimari özelliklerini en iyi şekilde yansıttığı gibi, kimi zaman sade, kimi zaman da görkemli yapısıyla gören-leri büyüler. Antalya’da Cumhuriyet döneminde yapılan camiler de hem mimari özellikleri hem de görselliği ile tarihi camileri aratmaz. Bu tarz camilere gösterilebilecek en güzel örneklerden birisi Hadrian Kapısı’nın karşısında bu-lunan Karakaş Camisi’dir. Mimar Turgut Cansever tarafından projesi hazırla-nan ve inşa edilen Kara-kaş Camisi 1992 yılında yapılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında caminin bugün bulunduğu alanda, dönemin Antalya Belediye Başkanı Hüsnü Karakaş tarafından yaptırılmış bir mescit bulunmaktaydı. Net olmamakla birlikte kimi kaynaklara göre, bu mescidin yerinde de

Cafer Ağa tarafından Osmanlı döneminde yap-tırılmış daha eski bir cami bulunmaktaydı.

5 kubbesi daha varHüsnü Karakaş döne-minde yapılan mescidin eskimesi ve1990’lı yıllar-da belediye tarafından bölgeyi güzelleştirecek bir projenin hazırlanması üzerine, bugünkü caminin yapımı için harekete geçil-di. Mimar Turgut Canse-ver, Karakaş Camisi’nin mimari projesini hazırladı ve inşaatın başına geçe-rek, yapım çalışmalarına başladı. Karakaş Camisi,

Antalya, which has a pro-found history, has many

mosques from the Seljuk and Ottoman periods. While these mosques accurately reflect the architectural style of that period, they also amaze its visitors with their plain but beautiful charac-teristics. The mosques built in the city during the Re-public period are as beauti-ful as historical mosques. One of these mosques is Karakaş Mosque, situated across Hadrian door. The mosque was built in 1992 by Architect Turgut Cansever. During the first years of the Republic, there was a small

74 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

75ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 78: Antalya Dergi

bugünkü haliyle 1992 yılında tamamlandı ve iba-dete açıldı. Kesme taştan yapılan Karakaş Camii, 24 metre boyunda ve 14 met-re genişliğinde dikdörtgen bir yapıya sahiptir.

Caminin zemin katında, giriş katı ölçülerinde bir bölüm daha vardır. Burası özellikle cemaatin çok ol-duğu durumlarda kullanılır. Caminin ana kubbesinin yanı sıra sağ ve sol tarafta birer tane ve onların ya-nında iki tane küçük olmak üzere toplam 5 kubbe bulunur. Son cemaat bö-lümünde ise 9 adet küçük kubbe bulunmaktadır. Bu bölümdeki kubbelerin kuzey taraftaki ayakla-rı, yekpare mermerden oluşur. Afyonkarahisar’dan özel olarak getirilen bu mermerler, 55 santimetre uzunluğunda başlıklar ile kubbeye bağlıdır.

Fil gözleri vealtın varaklı fayanslarCaminin içerisi son derece estetik bir yapıya sahiptir. Caminin kıble tarafındaki tavanı fil ayağı olarak tabir edilen kolona oturmuş durumdadır. Fil ayakları ve caminin duvarları ise turkuvaz ve lacivert renkli, altıgen, ortası altın yuvarlak varaklı fayanslarla süslüdür. Caminin ortasındaki kubbe, gökyüzü motifi ile kaplı-dır. Kubbenin sol ve sağ tarafında kemerler ve bu kemerleri taşıyan 2 adet ko-lon bulunur. Caminin kıble tarafındaki duvarda 3 tane fil gözü olarak adlandırılan pencere bulunur. Büyük kubbenin altında da 3 adet fil gözü pencere vardır. Büyük kubbe, 4 adet Türk üçgeni ile kasnağa oturtul-muş haldedir. Cami, giriş, zemin ve kadınlar mahfeli ile toplam 750 kişiliktir. Kes-

me taştan yapılan binanın kubbeleri ise blok tuğla ile kaplıdır. Temelindeki büzler sayesinde cami, su baskın-larına karşı korunmuştur. Son derece sade olan Karakaş Camisi,mimarisi ile özeldir.

mosque on the land where the mosque is now, com-missioned by then governor Hüsnü Karakaş. According to some sources, there was an older mosque built during the Ottoman era by Cafer Ağa at the exact same place.

It has five more domes When the mosque that was built during Hüsnü Karakaş became old, the city decid-ed to build a newer mosque instead in the 1990’s. Archi-tect Turgut Cansever pre-pared the project of Karakaş Mosque and construction began. The mosque was opened for services in 1992. Karakaş Mosque, which was built with cut stones is 24 meters high and 14 meters wide and is a

rectangular structure. On the ground floor of the mosque there is an additional prayer area for crowded days. The mosque has five domes; one in the middle, two each on the left and right and two smaller ones next to them. There are nine small domes above the last congrega-tion area. The northern feet of the domes in this area are supported by marble columns. These marble columns, brought over from Afyonkarahisar, are con-nected to the dome with 55 centimeter long column heads.

Elephant eyesand gold leafed tiles The interior of the mosque is very elegant. The ceiling on the southern side stands on a column referred to as an elephant foot. These feet and the walls of the mosque are decorated with turquoise and blue hexago-nal tiles with round gold sil-ver leafs in the middle. The middle dome is adorned with a sky motif. There are arches on the right and left of the dome and two columns that carry these arches. There are three win-dows on the southern wall which are called elephant eyes. There are also 3 el-ephant eye windows under the large dome. This dome stands on the hoop with four Turkish triangles.

The mosque can accom-modate 750 people in total. The domes of the mosque, which was built with cut stones, are covered with brick blocks. The mosque was protected against floods thanks to the con-crete pipes in the founda-tion. The mosque is simple yet elegant and architectur-ally special.

Karakaş Camisi,

kesme taştan yapılmıştır.

Karakaş Mosque, was built with cut

stones

76 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

77ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 79: Antalya Dergi

76 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

77ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 80: Antalya Dergi

Torosların en güzel yaylası:

SalamutToros Dağları’nın 2 bin metre yüksekliğinde bulunan Salamut Yaylası, İbradı-Akseki yöresinin en güzel yaylalarından biridir. Salamut Yaylası, doğa ile baş başa kalmak, gür sedir ormanları içerisine çadır kurup doğa yürüyüşleri yapmak isteyenler için ideal adrestir.

Yazı / Article: Yrd. Doç. Dr. - Assistant Docent Dr. Cemali Sarı

78 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

79ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 81: Antalya Dergi

The most beautiful plateau in the Taurus: Salamut

Salamut Plateau, which is located at 2000 meters at the Taurus Mountains, is one of the most beautiful plateaus of the İbradı-Akseki region. Salamut Plateau is the ideal address for those who want to be alone in nature and walk through forests filled with cedar trees.

Our local and foreign tourists, who want a

stress free vacation in an environmentally friendly environment, they can find what they are looking for at the plateaus of Antalya. One of these plateaus is Salamut, where traditional plateau activities still con-tinue.

Salamut Plateau, which is lo-cated at 2000 meters at the Taurus Mountains, is one of the most beautiful plateaus of the İbradı-Akseki region. There are two ways to reach the plateau. First one; after following the highway from Antalya to Akseki for a while, you take a right from Murtiçi village. Then you pass from Çukurköy, Çaltılıçukur and Pınarbaşı villages to reach the plateau. Another way; pass by Murtiçi village again by following the Antalya-Akseki road. Before reach-ing Akseki, turns towards Geyran village and follow the

Taşlıca, Güzelsu village road to reach the plateau. Both routes are approximately 25 kilometers.

The plateau, covered with cedar forests, has a lot of water. Salamut Plateau is situated between Pınarbaşı and Çaltıçukur villages. The plateau is 20 kilometers from Çukurköy and 15 kilometers from Çaltılıçukur. The popu-

Doğal ortamla uyumlu ve çevre sorunları

bulunmayan sahalarda, stresten uzak, doğal çev-reyle bütünleşerek tatillerini geçirmek isteyen yerli ve yabancı turistler, aradık-larını Antalya yaylalarında bulabilirler. Bu yaylalardan biri de, geleneksel yaylacı-lık faaliyetlerinin günümüz-de de sürüldüğü Salamut Yaylası’dır.

Torosların 2 bin metre yük-sekliğinde bulunan Salamut Yaylası, İbradı-Akseki yöre-sinin en güzel yaylalarından biridir. Yaylaya iki yoldan ulaşılabilir. İlki; Antalya’dan Akseki’ye devam eden karayolu bir müddet takip edildikten sonra Murtiçi Köyü’nden sağa dönülür. Buradan Çukurköy, Çaltılı-çukur ve Pınarbaşı köyle-rinden geçilerek Salamut Yaylası’na varılır. Diğeri ise; Antalya-Akseki yolu üzerinden ilerlenir, Murtiçi Köyü geçilir. Akseki’ye

varmadan Geyran Köyü’ne doğru sağa sapılır ve Taşlı-ca, Güzelsu köy yolu takip edilerek yaylaya varılır. Her iki yoldan da yaylaya ula-şım yaklaşık 25 kilometre kadardır.

Gür sedir ormanları ile kaplı yaylanın suyu boldur. Sa-lamut Yaylası, Pınarbaşı ve Çaltıçukur köylerinin yayla-sıdır. Yayla, Çukurköy’e 20 kilometre, Çaltılıçukur’a 15 kilometre uzaklıktadır.Yaz aylarında yaylanın nüfusu oldukça artmaktadır. Bu mevsimde 25-30 haneye kadar yükselen nüfusun bir kısmi kış aylarında da yaylada kalmaktadır. Ancak bu sayı 5-6 haneyi geçmez. Ekonomik uğraşının hay-vancılık olduğu yaylada, genelde küçükbaş hayvan besiciliği özellikle keçi yaygındır. Bir kısım aile de arıcılıkla uğraşır. Yaylada kurulan bir jenaratör ile elektrik temin edilmektedir.

Gür sedir ormanları ile

kaplı Salamut Yaylası’nın suyu

boldur.

The plateau, covered with

cedar forests, has a lot of

water.

78 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

79ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 82: Antalya Dergi

Salamut Yaylası, kamp kurmayı sevenler ve doğa yürüyüşlerinden hoşlananlar için zengin olanaklar sun-maktadır. Salamut, doğal güzelliklerinin yanı sıra yay-lacıların konakladıkları ilginç

çardaklar ve eski Türkmen obalarına ait kalıntıları ile de dikkat çekmektedir. Konak-lamayı düşünen ziyaretçiler, yeme içme için çadır ve temel ihtiyaç malzemelerini yanlarında getirmelidir.

*13.sayımızda yer alan Beyda-ğı Yaylası ile ilgili yazı Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemali Sarı tarafından kaleme alınmıştır.

lation increases dramati-cally in the summer. 35-30 families come to the plateau during the summer and only 5 or so families stay in the winter. Sheep and especially goat livestock breeding is common. Some families deal in beekeeping. Electricity is provided through a genera-tor.

Salamut Plateau offers rich alternatives for campers and people who enjoy na-ture walks. Salamut attracts attention with its interesting arbors and remains from old Turcoman clans besides scenic beauties. Our guests who are thinking of staying at Salamut must bring their own tents and food.

*The article about Beydağı Plateau in our 13th issue was also written by Dr. Cemali Sarı.

Salamut, doğal güzelliklerinin

yanı sıra yaylacıların

konakladıkları ilginç çardaklar

ve eski Türkmen obalarına

ait kalıntıları ile de dikkat

çekmektedir.

Salamut attracts attention with its interesting

arbors and remains from old Turcoman clans besides scenic

beauties.

80 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

81ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

FASDAT GIDA DAĞITIM SAN.TIC.A.Ş.Emirhan Cad. Atakule No: 145/A Kat: 16 Dikilitaş / Beşiktaş - İstanbulTel: 0 212 381 49 00 Faks: 0 212 381 49 49

Bu yoldaemin adımlarla ...

FASDAT SEBZE DOĞRAMA PAKETLEME SAN.TIC.A.Ş.Organize Sanayi Bölgesi 1.Kısım 1.Cadde No: 9 Döşemealtı / AntalyaTel: 0 242 258 03 15 (pbx) Faks: 0 242 258 03 19

www.fasdat.com.tr

Page 83: Antalya Dergi

80 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

81ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

FASDAT GIDA DAĞITIM SAN.TIC.A.Ş.Emirhan Cad. Atakule No: 145/A Kat: 16 Dikilitaş / Beşiktaş - İstanbulTel: 0 212 381 49 00 Faks: 0 212 381 49 49

Bu yoldaemin adımlarla ...

FASDAT SEBZE DOĞRAMA PAKETLEME SAN.TIC.A.Ş.Organize Sanayi Bölgesi 1.Kısım 1.Cadde No: 9 Döşemealtı / AntalyaTel: 0 242 258 03 15 (pbx) Faks: 0 242 258 03 19

www.fasdat.com.tr

Page 84: Antalya Dergi

Hadrianus’unşerefine yapılan kapı

Yazı ve Fotoğraflar / Article and Photographs: Özgür Önder

Roma İmparatoru Hadrianus’un Antalya’ya gelişi şerefine yapılan kapının Anadolu’da eşi benzeri bulunmaz. Roma’daki kadar gösterişli olmasa da zengin kabartmalara sahiptir.

82 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

83ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 85: Antalya Dergi

Kilometrelerce uzanan sahiller ve sahilin

hemen ardından başla-yan falezler. Ortasında ise Bey Dağları’nın muhteşem görüntüsüne karşı sanki ‘ben de buradayım’ diyen küçük bir koy. Koyun arka-sında yükselen ve tarihin

her döneminde sakinlerini ve misafirlerini kendisine hayran bırakan kent. Ve o kenti dış dünyaya bağlayan, iki kule arasındaki beze-meleri ile Anadolu’da eşi benzeri bulunmayan antik kapı. Kenti dış dünyaya bağlayan bu kapı İmparator Hadrianus’un Antalya’yı zi-yareti anısına 120’li yıllarda yapılan mimari bir şaheser-dir.

Anadolu’dakidiğer kapılardan farklıİmparator Hadrian’ın Antalya ziyareti anısına yapılan kapı, bugün Atatürk Caddesi üzerinde bulunur. Kentin kalan son surları üzerinde iki kule arasında yer alan kapı 17.745 metre uzunluğa, 8.75 metre yüksekliğe sahiptir. Hadrianus Kapısı, dört ayak arasındaki üç adet açıklık nedeniyle halk arasında Üç Kapılar olarak da adlandı-rılmaktadır. Bu üç açıklığı örten tonozları oluşturan blok kaideler ile yükseltilmiş dört ayağın üzerinde eşsiz beze-melere sahip bir de tak bu-lunur. İmparator Hadiran’ın ziyareti anısına Anadolu’nun dört bir yanında çok sayıda kapı yapılmıştır. Ancak üzerindeki tak, ön ve arka cephesindeki dışa doğru çıkıntılı arkhitravların alışıl-mışın dışında bir uzaklıkta ol-

The door which was built to commemorate Roman Emperor Hadrianus’ visit to Antalya is unique in Anatolia. It has rich bas reliefs

even though they are not as glamorous as the ones in Rome.

C l iffs that start behind kilometer long beaches

and a small bay in the mid-dle which looks at the amaz-ing Beydağları as if to say I am here… A city that irises behind the bay, admired by locals and guests through-out history… And antique door with breathtaking decorations that connects the city to the outer world… This door, which was built in 130 A.D. to commemorate Roman Emperor Hadrianus’ visit to Antalya, is an archi-tectural wonder.

Different than theother doors in Anatolia This door, which was built commemorate Roman Emperor Hadrianus’ visit to Antalya, is located on Atatürk Avenue today. The door which is located between the two towers of what’s left of the city walls is 17.745 meters long and, 8.75 meters high. The door is known as Üç Kapılar by the citizens because of the three apertures between the four feet. There is also an arch that stands on block columns with unique decorations. Many similar doors were built to commemorate Hadrianus

in Anatolia but this door is different with regards to the difference in space between the architraves and the existence of an arch. It has rich bas reliefs even though they are not as glamorous as the ones in Rome which don’t exist on other doors in Anato-lia.

Amazing bass reliefs The door, which is lo-cated on city walls that stretch from Cumhuriyet square all the way to the end of Atatürk Avenue, has amazing decora-tions. Vaults cover the three apertures of the door which is located between two towers. The vaults carry feet that were raised by columns. The space between the two towers is 17.745 meters. The width of the columns that support the feet are 3.24 meters. Each of the vaults consists of 33 arch blocks. The blocks which connect to the base at the wall braiding curve inwards after a straight line while the upper block curve outwards and con-nect to the crown. Four sides of the arch feet in the middle of the crown and 3 sides on the corners are

The door that was built in honor of Hadrianus

82 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

83ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 86: Antalya Dergi

ması nedeniyle Anadolu’daki diğer kapılardan farklıdır. Ro-ma’dakiler kadar olmasa da zengin kabartmalara sahiptir. Bu kabartmalar Anadolu’daki diğer kapılarda görülmez.

Kabartmalar bugün bile ziyaretçilerini büyülüyorCumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp, Atatürk Caddesi sonuna kadar devam eden surlarda bulunan kapı, eşsiz bezemelere sahiptir. Kuzeyde ve güneyde iki kule arasında bulunan Hadria-nus Kapısı’nın üç açıklığını tonozlar örter. Tonozları da kaildeler ile yükseltilmiş dört ayak taşır. İki kule arasında-ki açıklık 17.745 metredir. Ayakları taşıyan kaidelerin genişliği 3.24 metredir. Tonozların her biri 33 kemer bloğundan oluşur. Duvar örgüsünde altlık ile birleşen bloklar, düz bir şeritten son-ra içe doğru kademe yapar. Üst bloklar ise dışa doğru kademe yaparak düz bir şerit ile taca birleşir. Tacın orta kemer ayaklarında dört tarafı, yan ayaklarda ise 3 taraf bezelidir. Alttan üste doğru sırasıyla yapraklardan oluşan bir kuşak, inci dizisi, kyma rekta profili üzerinde sivri uçlu kamış yapraklı ku-şak, üzerinde düz bir profil ile üzengi tipi lesbos kyma-tion kuşağı yer alır. Kamış yapraklı kuşak köşelerde akantus yaprağı ile birleşir.

Sütun başlarıçiçeklerle bezeliAyakların taşıdığı tonozların her biri otuz üç kemer bloğun-dan oluşur. Kuzeybatı köşe-deki başlık in suta durumunda olup güneybatıdaki orijinaldir. Başlıklarda kalathus üzerinde iki akantus yaprak sırası bu-lunur. Dört yaprak arasından çıkan üç adet akantus yapra-ğından yandakiler köşedeki volütlerin alt yüzlerine dokunur ve kıvrılırlar. Akantusların arkası üstte damarsız yuvar-lak uçlu ve uzunca yaprak motifi ile bezenmiştir. Beş adet yaprak üst akantus sırasından başlayarak kalathos dudağına kadar uzanır. Derin oyulan volüt kıvrımları arasındaki İon kymationun altında inci dizisi vardır. Volüt yüzleri ile abakus bezemesiz bırakılmıştır ve aba-kusun ortasında dört yapraklı abakus çiçeği vardır. Takın üzerinde otuz altı adet aslan başı bulunmaktadır. Sütun başlıklarında taç yapraklı çiçekler bulunur. Fakat bu çi-çeklerin her biri farklıdır. Takın orijinal kaidesi ve postament-leri yerel kireç taşıdır. Kom-pozit başlıklar beyaz mermer, sütunlar ise granit mermerdir. İkinci tonoz kuzey ayak kaidesi ve ayakaltlığı ile üçüncü tonoz kuzey ayakaltlığı üzerinde kare ve üçgen oyuklar bulunur. Oldukça düzgün olan bu oyukların hangi amaçla açıldığı bilinmemektedir.

decorated. From top to bottom, in order, is a zone made up of leaves, a string of pearls, a belt of reed leaves and a stirrup style lesboskymation zone. The belt of reed leaves connect to acanthus leaves at the corners.

Column heads aredecorated with flowers Each of the vaults con-sists of 33 arch blocks. The headpiece on the northwestern corner is in situ and the one in the southwest corner is an original. There are two rows of acanthus leaves on the headpieces. Three of the acanthus flowers that protrude from four leaves touch the bot-tom of the volutes and bend. The back of the flowers are decorated with long leaves. Five

leaves that begin parallel to the acanthus reach all the way to the lip of the basket. There are a string of pearls between deep carved volute curves. The faces of the volutes and the abacus are un-decorated but an abacus flower with four leaves lies inside the abacus. 30 lion heads have been placed on the arch and there are flowers on the column heads but each of these flowers are differ-ent. The original pedestal and base of the arch are limestone. Composite headpieces are made with white marble and columns with granite. There are square and tri-angular cavities above the foot of the second vault and the third vault. The purpose of these cavities is unknown.

Anadolu’daki diğer kapılardan farklı olan Hadrianus Kapısı, eşsiz bezemelere

sahiptir.

The door, which is different from its counterparts in Anatolia, has amazing

decorations.

84 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

85ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİKUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları BirliğiYalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/AntalyaTel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74www.kuyab.com

Green Palace

Page 87: Antalya Dergi

84 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

85ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİKUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları BirliğiYalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/AntalyaTel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74www.kuyab.com

Green Palace

Page 88: Antalya Dergi

86 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

87ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 89: Antalya Dergi

Antalya’nın bilinmeyen tarihini gün yüzüne çıkarıyor

Anadolu Akdenizi’nin tarihi, arkeolojik ve etnografik değerlerinin araştırılıp belgelenmesi, onarılması ve korunması amacıyla çok önemli çalışmalara imza atan Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Antalya’nın bilinmeyen

tarihine ışık tutuyor.

Antalya’s unknown history revealedSuna İnan Kıraç Mediterranean Civilizations Research Institute,

which realized great works for the documentation, renovation and preservation of Anatolian Mediterranean’s historical, archeological and

ethnographical assets, sheds light on the unknown history of Antalya.

Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma

Enstitüsü yabancı gezgin-lerin Antalya için yazdığı beşinci kitabı Türkçeye çevirmeye hazırlanıyor. Diğer dört kitap ise okuyu-cularıyla buluşmayı bekliyor. Bu kitapların Antalya ile ilgili bugüne kadar bilin-meyen verileri gün yüzüne çıkardığını belirten Enstitü Müdürü Kayhan Dörtlük, Lankoroski’nin iki ciltlik kitabını okuduktan sonra Antalya’yı yeniden öğren-diğini söylüyor. Onunla sohbet ettikçe Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü’nün yü-rüttüğü çalışmaların önemini ve Kaleiçi’nin bilinmeyen yönlerini keşfediyor insan. Gerisi Kayhan Dörtlük ile yaptığımız keyifli söyleşi-de…

Antalya’nın incisi, bugünkü metropol kentin çekirdeği Kaleiçi’nintarihi ne kadar eski?Kayhan Dörtlük: Kaleiçi’ne Antalya’nın çekirdek kenti deniyor ama bunun ne an-lama geldiği pek bilinmiyor. Bu deyim düşündüğümüz anlamda doğru. Çekirdek kent, bir limana odaklanıyor. Kaleiçi bu liman çevresin-de gelişen bir kent ancak ne zaman, nasıl kurulduğu hakkında net bilgiler yok. Bu konuda çeşitli görüşler var; klasik başlangıcı kabul eder-sek kenti Attalia ile başlatı-yoruz ve kentin M.Ö. 2 yüzyıl ortasında, 150-160 civarında, Bergama Kralı Attalos tarafın-dan kurulduğunu söylüyoruz.

Burada Attalos öncesinde de bir yaşam vardı öyleyse?Kayhan Dörtlük: Hiç kuşku

Suna İnan Kıraç Medi-terranean Civilizations

Research Institute is getting ready to translate the fifth book written about Antalya by foreign travelers into Turkish. The other for book are about to be published. The manager of the institute Kayhan Dörtlük, who says that these books shed light on the unknown history of Antalya, adds that he redis-covered the city after read-ing Lankoroski’s book. When we talked to him, we realized the importance of the insti-tute and the unknown assets of Kaleiçi.

How old is thehistory of Kaleiçi,the pearl of Antalya?Kayhan Dörtlük: Kaleiçi is called the nucleus of Antalya but no one knows

what that means. This say-ing is in part true. The nu-cleus city is centered on a port. Kaleiçi is city that has evolved around the port but we don’t have accurate information on how and when it was built. There are some theories; we begin the city with Attalia in the classic sense and say that the city was built in the middle of 2nd century B.C., around 150-160 by, Bergama King Attalos.

So there waslife here before Attalos? Kayhan Dörtlük: There’s no doubt that there were people living here before Attalos. They had a cul-ture. Attalos didn’t build a new city. There is debate whether this place was Ka-leiçi or Olbia. Archeologists

Yazı ve Fotoğraflar / Article and Photographs: Özgür ÖNDER

86 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

87ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 90: Antalya Dergi

yok ki Attalos’tan önce de burada yaşayan, yerleşik in-sanlar vardı. Onların kültürü vardı. Attalos yeni bir kent kurmadı. Bu yerin neresi olduğu, Kaleiçi mi, Olbia mı olduğu hep tartışılır. Bu konuda arkeologların farklı görüşleri vardır; kimisi Kon-yaaltı der, kimisi Kaleiçi.

Kaleiçi ve limanı tarih boyunca nasıl bir konuma sahipti?Kayhan Dörtlük: Kaleiçi, Attalos’tan bu yana hep deniz üssü olmuştur. Roma döneminde de bu böyledir, Selçuklu döneminde de. Bir dönem kente korsanlar hakim olmuştur. Kent Bizans döneminde de önemli bir deniz üssüdür, Selçuklu dö-neminde de. Hatta Selçuklu döneminde Kaleiçi, Selçuk-lunun Akdeniz’deki tek de-niz üssüdür. Ama Osmanlı

döneminde önemini giderek yitirmiştir.

Tarih boyunca gezginler neler söylemiş Kaleiçi ve Antalya için?Kayhan Dörtlük: Bu kenti Fransız Amirali Kaptan Bofor yazmıştır. Denizcilerimiz onu çok iyi tanır, çünkü Akde-niz Körfezi ile ilgili 1800’lü yıllarda hazırladığı haritalar hala kullanılır. Kaptan Bofor, Kaleiçi için “tiyatro basa-makları gibi” benzetmesini yapar. Kaleiçi’ni liman ve limanı çevreleyen, sıra sıra evlerle anlatır; denizinin balık kaynadığını söyler. Ama Türklerin balığı, denizi pek sevmediğini de sözle-rine ekler. Bütün gezginler, hep güzel sözler söylerler Kaleiçi için.

Bu durum yakın dönemde de bu şekilde sürmüştür.

have different opinions on the topic; some say it is Konyaaltı and other say it is Kaleiçi.

What was theposition of Kaleiçiand its port in history? Kayhan Dörtlük: Kaleiçi has always been a naval center since Attalos. This also was the case during the Roman era and the Seljuk period. The city was once ruled by pirates. The city was also an important naval base during the Byzantines. But it lost its importance during the Otto-man rule.

What have traveler said about Kaleiçi and Antalya throughout history?Kayhan Dörtlük: French Admiral Captain Bofor wrote about the city. Our sailors know him because

they use the maps he drew in the 1800’s about the Mediterranean Bay. Captain Bofor says that Kaleiçi looks like the steps of a theater. He talks about the port and the houses around the port and adds that the sea is filled with fish. He also adds that Turks don’t like the sea or the fish. All travelers speak highly of Kaleiçi. This is also the case for the past period. Vasfi Rıza Efendi comes to Antalya in 1929 for a theatre performance. He feels that Antalya is very shabby. He writes a journal depicting his days in the city and turns it into a book. He says that tourists would come to Antalya by boats if the city was well kept and pretty and that they

88 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

89ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 91: Antalya Dergi

Vasfi Rıza Efendi, 1929 yılında tiyatro gösterisi için Antalya’ya gelir. Antalya’yı çok bakımsız bulur. Günlük tutan Vasfi Rıza Efendi, tur-ne anılarını bir kitapta toplar. Kitabında kent bakımlı ve güzel olursa Antalya’ya ge-milerle turistlerin geleceğini, gelen turistlerin limandan karaya çıkacağını, Kaleiçi’ni ve ören yerlerini gezmeye gideceğini anlatır. Bun-dan limandaki teknecinin, Kaleiçi’ndeki faytoncunun, otelcinin, esnafın fayda sağlayacağını belirtir. Ama bu kentin bir oteli bile yok diye üzülür.

Vasfi Rıza Efendi, oyıllarda bugünkü turizmhareketini anlatmış sanki.Kayhan Dörtlük: Evet, Vasfi Rıza Efendi, kentin turizm potansiyelini o günden gör-müştür. Bu nedenle onun kitabı mutlaka okunmalı-dır. Son yıllarda turizmde yakalanan yükselişin çıkış noktası Kaleiçi’dir. Kale-içi, Vasfi Rıza Efendi’nin kitabında da bahsettiği gibi çok güzel bir yer. O tarih-ten başlayarak koruyup, geliştirebilseydik dünyanın en güzel yeri olurdu. Ka-leiçi, 1900’lü yıllarda etrafı surlarla çevrili bir kentti, surların büyük bölümü şimdi ortada yok. Bu surlar eski gravürlerde görülü-yor. İnan Kıraç Bey, Rus ressamlar marifetiyle bu gravürleri tablolara döktür-dü. O tablolar enstitümüz-de sergileniyor. O tablolara baktığımızda “Antalya ne kadar güzelmiş” diyoruz.

Antalya yinede güzel değil mi?Kayhan Dörtlük: Bütün bun-lara rağmen Antalya tabiî ki güzel. Antalya’yı Antalya yapan tarihi, kültürel değer-leri korumamız lazım. Çok şey kaybettik ancak yine de

geriye dönülebilir. Çünkü bu kent gerçekten çok güzel.

Kaleiçi son dönemde yeniden çekim merkezi oldu. İnsanlar tarihi evleri restore ettiriyor ve Kaleiçi’ne taşını-yor. Bunu neye bağlıyorsu-nuz?Kayhan Dörtlük: Kaleiçi’ne dönüş iki şekilde gerçek-leşti. İlki para kazanmak için gelenler ve ikincisi de burada yaşamak için gelenler. Biz de 1996 yılında Kaleiçi’ne gelerek enstitüyü ve müzeyi açtık. Güzel bir şeyler yapmak, örnek olmak için geldik; başarılı da olduk. Evini restore ettirecek olan kişiler, mimarlar, inşaat ustaları geldi ve yaptıkla-rımızı inceledi. Bu iyi bir örnektir. İyi beraberinde iyiyi getirir. Kaleiçi’nde güzel ge-lişmeleri görmekten mutluluk duyuyoruz.

Evler restoreedildikçe Kaleiçi’ninde çehresi değişti değil mi?Kayhan Dörtlük: Mülkiyet sahipleri restore ettirdikleri yapıların iyi olmasını istiyor. Mimarlarda yanlışlıklara müdahale edip, doğrunun hayata geçmesini sağlıyor. Bunlar Kaleiçi’nin atladığı noktalar. Sokaklara baktığı-mızda düzelmeyi, onarımı görüyoruz. Kaleiçi onarıl-malı ama bir film platosuna dönüşmemeli. Restoras-yonlar doğru yapılırsa çok daha iyi olacağına eminim. Kaleiçi’nde bana göre yöne-tim sıkıntısı var. Kaleiçi hala Batılı örneklerdeki gibi yöne-tilmiyor. Yerel yönetimlerin yaptıklarını yok saymıyorum. Ama yönetim istediğimiz gibi değil.

Hayalinizdeki Kaleiçi’ni anlatır mısınız?Kayhan Dörtlük: Kaleiçi ben-zeri çok örnek gördüm. Ama İnan Kıraç Beyin beklentisini

anlatabilirim. Kendisi bir süre önce Fransa’da Nice yakınlarında Kaleiçi’ne benzeyen bir yere gitmiş. Yönetim, onarım ve koruma anlamında oradaki mükem-melliği görmüş. Bu kent farklı bir yönetim modeli ile heykeltıraşlara, ressamlara tahsis edilmiş. Sanatçılar bu farklı ortamda eserlerini üretmiş. Bugün sadece hey-kel satışından 400 milyon Euro gelir elde edilen bir yer Nice. Fransa’nın bu alanda merkezi. Orada kimse klima-sının motorunu duvara mon-te edemiyor, güneş enerjisi-ni koyamıyor, duvarlara afiş asamıyor, kablo çekemiyor. Çünkü buna müsaade edilmiyor. Benim beklentim otantik yapıların korunması yönünde. Aslına sadık, pırıl pırıl binalar, kültürümüzden izler görmeliyiz Kaleiçi’nde. Ziyaretçilere “vay canına” dedirtmeliyiz.

Biraz daenstitüden bahsedelim.Neler yapıyorsunuz?Kayhan Dörtlük: Antalya zengin bir dokuya sahip. Bu dokunun içinde enstitüyü özel sektör başlatsın, Batıda nasılsa bizde de öyle olsun istedik. 1996’da başladık, giderek de büyüdük. Bir tek binada başladık. Ama bugün giderek büyüyoruz. Bizi külliye haline getiren bir durum söz konusu. Batıda bir enstitü ne iş yaparsa biz de yapıyoruz ama farklı yönlerimiz de var. Bazı ko-nularda onları kıskandıracak noktadayız.

Nelerdirbunlar, anlatır mısınız?Kayhan Dörtlük: Bir enstitü-nün zenginliği kütüphane-sidir, arşividir. Kütüphane ne kadar kuvvetli olursa o kadar çok insan yararlanır. Bizim iyi bir kitap koleksi-yonumuz var. Bir coğrafya

would step off the boat to tour Kaleiçi and other excursion sites. He adds that other vendors could take advantage of the situation and that he is sad that the city doesn’t have a hotel.

Vasfi Rıza Efendiseems to be talking about the tourism activity today. Kayhan Dörtlük: Yes, Vasfi Rıza Efendi had discovered the city’s tourism potential. That is why everyone must read his book. Today’s tour-istic vitality originates from Kaleiçi. Kaleiçi, as Vasfi Rıza Efendi states in his book, is a great place. If we had the sense to protect and improve the area from that time it would have been the most beautiful place in the world. Kaleiçi was a city surrounded by walls in

Batılı enstitüler soğuk olur, bilim adamlarına hitap eder. Biz bölge halkına da hitap

ediyoruz.”

Western institutes are cold and

geared towards academics. We also cater to the

people in the region.”

88 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

89ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 92: Antalya Dergi

seçtik kendimize; bölgemiz Anadolu Akdenizi. Kapıla-rımız bu bölgede çalışan, halkını, değerlerini yaşatmak isteyen herkese açık. Bura-da geleneksel hale gelmiş etkinlikler yapıyoruz. Sade-ce bilim adamları, sanatçılar değil sade vatandaşlar bile etkinliklerimizi sıkılmadan takip ediyor. Etkinliklerimiz yoğun ilgi görüyor. 30 kişilik salonla başladık ama yeter-siz kalınca 150 kişilik salon ile devam ediyoruz. Bazen yer kalmıyor, katılımcılar bahçeden sanal olarak takip ediyorlar. Salona girenler kendini şanslı hissediyor. Isparta’dan, Burdur’dan arkeoloji öğrencileri geliyor. Batılı enstitüler böyle değil-dir, soğuk olur. Bilim adam-larına hitap eder. Biz bölge halkına da hitap ediyoruz.

Yeni dönemin etkinlik programları hakkında bilgi verir misiniz?Kayhan Dörtlük: Konferans-larımız 13 Ekim tarihiyle başladı, Mayıs ayı sonuna kadar da devam edecek. İlk konferansımızda Prof.

Dr. Gül İrepoğlu, Osman-lı saray mücevherleri ile ilgili konferans verdi. Şubat ayında çok önemli bir etkin-liğimiz olacak. Antalya’da ve Türkiye’de bir ilki niteliği taşıyacak bu etkinlik kapsa-mında dünyanın en saygın para tarihçileri Antalya’ya gelecek. 1. Uluslararası Anadolu Para Tarihi ve Nümizmatik Kongresi’ni düzenleyeceğiz. Bana göre kongre bu senenin en önemli ve anlamlı etkinliği olacak.

Antalyalınınetkinliklere bakışı nasıl?Kayhan Dörtlük: Bu kentte önemli bir kesime etkinlik-lerimizi sevdirdik. Hatta An-talyalılar yer bulamamaktan çekindikleri için etkinliklere bir saat önce geliyor. İnanıl-maz güzel soru soranlar var. Haberlerden, bültenlerden etkinliklerimizi takip ediyor-lar. Bu bizi mutlu ediyor.

Bir enstitününzenginliği kütüphanesidir, kitap arşividir dediniz.Bu alanda ne gibiçalışmalar yürütüyorsunuz? Kayhan Dörtlük: Bir enstitü-nün en önemli yanlarından biri de yayınlarıdır. Enstitü-müzün kentin adını taşıyan Adalya adlı bir dergisi var. Sosyal bilimler alanında Batıda, ABD’de indekslenen bir dergi olan Adalya’ya makale yazan bilim adamları terfi amacıyla 40-45 puan kazanır. Ama makale 2-3 hakemden geçer. İkinci dergimiz AKMED’de ise her yıl Anadolu Akdenizi’nde yapılan kazı çalışmalarının raporları yayımlanır. Her iki dergi de mayıs ayında çıkar. Antalya tarihi ile ilgili bilim-sel yayınlardır bunlar.

Size göre enstitünün en önemli çalışması nelerdir?Kayhan Dörtlük: Yayın proje-

the 1900’s but most of the walls are now gone. You see the walls in old gra-vures. Mr. İnan Kıraç com-missioned Russian painters to turn these gravures into paintings. When we look at these paintings we can see how beautiful Antalya was.

Isn’tAntalya still beautiful?Kayhan Dörtlük: Antalya is beautiful despite all these. We need to protect the historical and cultural assets that make Antalya what it is. We have lost so much but we can turn that around because this city is really beautiful.

Kaleiçi began anattraction point again in recent years. People arerestoring their historical house and moving to Kaleiçi. Why do you think that is? Kayhan Dörtlük: Two things happened; some people came to make money and some came to live there. We came to the city in 1996 and opened the museum and established the institute. We came to set an example and do something good and we succeeded. People who wanted to restore their houses came to us and inspected our work. This is a good example. We are happy to see this develop-ment in Kaleiçi.

Did the faceof Kaleiçi change as the houses were restored? Kayhan Dörtlük: The owners want their restored proper-ties to be beautiful and ar-chitects come in and correct their mistakes. These are the points that Kaleiçi is miss-ing. When we look at the streets we see improvement. Kaleiçi must be restored but

it mustn’t be turned in to film plateau. I am sure it will be better if the restorations are done accurately. I think there is a problem with adminis-tration in Kaleiçi. I am not saying that local authorities do nothing but I believe they are inefficient.

Can you tell us theKaleiçi of your dreams?Kayhan Dörtlük: I have seen many places like Ka-leiçi but I can tell you what İnan Kıraç expects. He went to a place near Nice in France that resembled Kaleiçi a while ago. He saw that restoration and preservation was perfectly executed. This city was allotted to painters and sculptors. Artists estab-lished their artwork here. Nice derives 400 million Euros from sculptures alone. It is the sculpture center of France. No one in the city is allowed to put the motor of an air conditioner on the outside wall; no one can put solar panels on the roof, hang posters or lay cables be-cause it is forbidden.

I believe that we need to preserve the authentic structure. We need to be seeing original, clean buildings and traces from our culture. We must make visitors say ‘wow’.

Let’s talk about the insti-

tute. What do you do? Kayhan Dörtlük: Antalya has a rich structure. We wanted the private sector to start the institution like it is in the West. We began in 1996 and grew continuously. We started with one building and now we are a complex. We have different ways of doing thing although we are a classic institute. In some

“Bir enstitünün zenginliği

kütüphanesidir, arşividir. Bizim

iyi bir kitap koleksiyonumuz

var.”

“The richness of an institute is its library and archives. We

have a good book collection.”

90 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

91ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 93: Antalya Dergi

mizin en önemli ayağı bana göre çeviriler. Antalya’yı yazan batılı gezginlerin eserlerini Türkçeye çeviri-yoruz. Bu ilk kez yapılıyor. Orijinali nasılsa çeviri kitap da kâğıt özelliğiyle, cilt yapısıyla, yazı karakteristi-ğiyle orijinaliyle birebir aynı oluyor. Şu ana kadar dört kitap yayımlandı, beşinci kitabımız çıkmak üzere. Bu kitapları vatandaşlar enstitü-den satın alabilirler.

Bu kitaplar hakkında bilgi verir misiniz?Kayhan Dörtlük: İlk kitabı-mız Fransız Amirali Kap-tan Bufor’un ‘Karamanya’ adlı eseridir. Kaptan Bu-for, kitabında Antalya’yı anlatmıştır. Antalya’ya dair bilmediğimiz olayları ondan daha iyi anlatan yoktur. Kitap, dili hariç orijinali ile birebirdir. İkin-ci kitap ise yine Antalya’yı yazan Avusturyalı asilza-de Lankoroski’nin kitabı-dır. Lankoroski, 1885’den 1889’a kadar, Antalya’da kuvvetli bir ekiple çalış-mıştır. Antalya’nın bütün

gravürleri o zaman çizil-miş, kentin ilk şehir planı o zaman çıkarılmıştır. Bu kitap 2 cilttir. Birinci cildi Pamfilya, ikinci cildi Psidya’dır. Ben o kitabı okuduktan sonra kendi kendime “Antalya’yı yeni öğrendim” demiştim.

Üçüncü kitabımız iki İngi-liz bilimciye aittir. Xas-tos’taki anıtları yerinden söküp, British Museum’a götürmek için görevlen-dirilmişler ve bu nedenle Antalya’ya gelmişlerdir. Askeri gemilerden karaya çıkıp işçi tutarak kazılar yapmış, buluntuları da ülkelerine götürmüşlerdir. Bu iki İngiliz tatil gün-lerinde de kenti gezip, Antalya’nın kuşlarını, bitkilerini, kabukluları-nı, kısacası gördükleri her şeyi yazmışlardır. Bu çalışma yapılırken birisi sıtma olmuş ama 40 derece ateşte çalışma-larını sürdürmüş, ancak iyileşememiş ve bura-da ölmüştür. Cenazesi Antalya’ya, bugünkü be-

ways, we are better than our counterparts in Europe.

What are those?Kayhan Dörtlük: The rich-ness of an institute is its library and archives. We have a good book col-lection. We selected this geography for ourselves. Our door is open to anyone who lives in this geography. We have traditional activi-ties here. Not only academ-ics but regular people also enjoy these activities. We began with a 30 people hall but that wasn’t enough so moved on to a 150 people hall. Sometimes it is so full that people follow the ac-tivities from the garden. We have archeology students that come from Isparta and Burdur. Western institutes are cold and geared to-wards academics. We also cater to the people in the region.

Can you tell us the activi-ties you will organize in the new season?Kayhan Dörtlük: Our

conferences began as of October 13 and they will continue until the end of May. During our first conference of the season, Prof. Dr. Gül İrepoğlu gave a conference about Otto-man palace jewels. We will organize a very important event in February. This will be a first and the world’s most respected money historians will come to Antalya. The event will be called the 1st International Anatolian Money History and Numismatic Con-gress. I believe this will be this year’s most important and meaningful event.

What do the people of Antalya think of this event? Kayhan Dörtlük: The ma-jority of the people in the city enjoy our activities. Some come hours before the event because it can be crowded. People ask really clever questions. They follow us from bul-letins and from the news.

You said that the rich-ness of an institute lies with its library. What kinds of works are being carried out regarding this area? Kayhan Dörtlük: One of the most important aspects of an institute is its pub-lications. We publish a magazine called Adalya. Scientists who publish articles in the magazine, which is indexed in the USA, receive 40-45 points for promotion but the article is first reviewed by 2-3 judges. Our sec-ond magazine AKMED publishes the reports of excavations in the region. Both magazines come out every May. These are scientific publica-tions about the history of Antalya.

90 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

91ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 94: Antalya Dergi

lediye binasının olduğu yabancılar mezarlığına gömülmüştür. Yazdıkları kitap iki cilttir.

Türkçeye çevirdiğimiz son kitabı, Kaleiçi’nde yaşayan Antalyalı bir Rum yazmıştır. Zengin bir ailenin oğlu olan yazar, Antalya’ya gezi için gelen yabancıla-ra rehberlik yapmıştır. Sonunda “hep yabancılar mı kitap yazacak, ben de yazacağım” der ‘Pamfilya Seyahatnamesi’ adında bir seyahatname yazar. Bu kitap farklıdır. Çünkü bir Antalyalı tarafından kaleme alınmıştır. Kitap tüccarlardan, neyin ihraç edildiğine kadar Antalya ile ilgili her şeyi anlatır. Bu kitapların tamamı enstitümüzden temin edilebilir.

According to you, which are the most important pro-jects of the institute? Kayhan Dörtlük: I believe our most important publica-tion projects are transla-tions. We are translating the books of foreign traveler who wrote about Antalya into Turkish. This is a first. The translated books are the same as their originals except the language. We have published four books until now and the fifth is coming out soon. People can buy the book at the institute.

Can you tell us more about these books? Kayhan Dörtlük: Our first book is French Admiral Captain Bufor’s ‘Kar-amanya’. Captain Bufor talks about Antalya in this book. He is the best writer

to talk about the unknowns of Antalya. The book we published is the exact copy except the language. The second one is by an Austrian noble named Lankoroski. Lankoroski worked in Antalya with a big crew from 1885 until 1889. Antalya’s gravures were painted back them and the first city plans were first laid out. The book is two volumes; the first is called Pamphylia, and the second is Pisidia. When I read that book I realized I finally knew about Antalya.

Our third book belongs to two British scientists. They were tasked to remove the monuments in Xastos and take them to the British Museum. They disem-barked from military ships,

excavated in the area and took the relics back to their countries. In the meantime, they toured the city and wrote about everything they saw. One of them was plagued by malaria but continued to work with a fever only to die in the city. His body is buried in the foreign cemetery. Their book is also two volumes. The book we are translat-ing now was written by a Greek citizen living in Ka-leiçi. He is the son of a rich family. He was also a tour guide in Antalya. He wrote a travel journal called ‘The Pamphylia Travel book’. This book is unique because it was written by a local. The book talks about everything from vendors to the exports of the city. All these books can be bought from the institute.

92 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

93ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012w w w.t h e m a x i m h o te l s . c o m

The Maxim Resort HotelAtatürk Bulvarı 07980 No:31 Kemer / ANTALYATel: +90 242 814 70 00(pbx) Fax: +90 242 814 70 70e-mail: [email protected]

Kalite ve kusursuz hizmet...

Page 95: Antalya Dergi

92 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

93ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012w w w.t h e m a x i m h o te l s . c o m

The Maxim Resort HotelAtatürk Bulvarı 07980 No:31 Kemer / ANTALYATel: +90 242 814 70 00(pbx) Fax: +90 242 814 70 70e-mail: [email protected]

Kalite ve kusursuz hizmet...

Page 96: Antalya Dergi

Şehirde müzik varBu yıl 13’üncüsü ‘Şehirde Müzik Var’ sloganıyla gerçekleştirilen Uluslararası Antalya Piyano Festivali, dünyaca ünlü sanatçıları ağırlıyor.

There is music in the city The International Antalya Piano Festival, which will be organized with the slogan “There is music in the city” for the 13th time, is getting ready to welcome world famous musicians.

Antalya Büyükşehir Be-lediyesi tarafından bu

yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Antalya Piyano Festivali, muhteşem bir programla 16 Kasım’da baş-ladı. Festival çerçevesinde dünyaca ünlü piyanistler ve caz sanatçıları Antalya’da hafızalardan kolay silinme-yecek konserler veriyor. ‘Şehirde Müzik Var’ sloga-nıyla gerçekleşen festival halk konserleri ve atölye çalışmaları ile müziksever-lerle buluşuyor.

Açılış konseri Fazıl Say’danUluslararası Antalya Piyano Festivali, Fazıl Say’ın, “Bu güne kadar yazdığım en iyi eser” diyerek nitelendirdiği ve 2012 yılında bestelediği ‘Mezopotamya’ senfonisi ile başladı. Antalya’da ilk kez yo-rumlanan eserde Fazıl Say’a, Gürer Aykal’ın yönettiği 130 kişilik Borusan İstanbul Filar-moni Orkestrası eşlik etti.

Türkiye’deki birçok sanatçıyı yetiştiren ve 2006 yılında yaşamını yitiren piyanist Kâmuran Gündemir anısına geleneksel olarak düzen-lenen ‘Genç Yetenekler’ konseri, bu yıl da başarılı gençleri ağırlıyor. Bu senenin solistleri Cem Esen, Can Çak-mur, Victor Maslov ve Merve Akyıldız.

Caz müziğin yaşayan efsa-nesi Chick Corea, Alman piyanist Andreas Staier, İspanyol aşk şarkılarının tutkulu sesi Buika, Ameri-kalı piyanist Tzimon Barto, birçok film müziğinde imzası bulunan Brad Mehldau, Amerika’da enstrümanıyla akıllarda kalan gerçek bir müzisyen olarak tanınan Yunan piyanist Anastasios Pappas, farklı tarzları ile dikkat çeken Gidon Kremer Trio ve dünyaca ünlü Türk piyanist Gülsin Onay festiva-lin bu yıl ki önemli konukları arasında.

Festivalin kapanış konserin-de gelenek yine bozulmuyor ve sahneye dünyanın en önemli toplulukları arasında gösterilen Moskova Virtüöz-leri çıkıyor.

T he International Antalya Piano Festival, organ-

ized by the Antalya Met-ropolitan Municipality for the 13th time this year, began with a great show on November 16. World famous pianists and jazz musicians are perform-ing unforgettable concerts during the festival. The festival includes concerts, workshops geared towards students and free concerts.

The opening concert is from Fazıl SayThe festival began with the Mesopotamia Symphony which Fazıl Say says is his best work so far. During the piece that consists of 10 parts, Say was accom-panied by the 130 people Borusan Philharmonic

Orchestra conducted by Gürer Aykal. The “Young Talents’ con-cert, which is being organ-ized each year since 2006 to commemorate the late Kâmuran Gündemir, a fa-mous Turkish pianist, was also a part of the festival. This year’s soloists were Cem Esen, Can Çakmur, Victor Maslov and Merve Akyıldız. Living jazz legend Chick Corea, German pianist An-dreas Staier, Buika known for her sultry Spanish ballads, American pianist Tzimon Barto, jazz musi-cian Brad Mehldau, Greek pianist Anastasios Pap-pas, the Gidon Kremer Trio and famous Turkish pianist Gülsin Onay are the other important guests of this year’s festival.

As it is the tradition of the festival, the Moscow Virtuo-sos will take t the stage at the closing of the event.

94 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

95ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 97: Antalya Dergi

94 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

95ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 98: Antalya Dergi

Ruhlar gelirse neler olur ?Noel Coward’ın dünyaca ünlü eseri ‘Ruhlar Gelirse’, Antalya Devlet Tiyatrosu tarafından 21 Kasım tarihinde sahnelenmeye başlıyor. Oyun, ruhlar üzerine bir kitap yazmak isteyen yazarın başından geçen komik olayları anlatıyor.

Antalya Devlet Tiyatro-su (ADT), tiyatronun

doğduğu topraklarda birbirinden önemli eserleri sanatseverlerle buluştur-maya devam ediyor. Yeni sanat sezonunu ‘Pişti’ adlı oyunla açan ADT,Ekim ayı boyunca ve Kasım ayı ortasına kadar bu oyunu sahneledi.

Temsiller sürerken oyun-cular bir yandan da Noel Coward’ın ‘Ruhlar Gelirse’ adlı eserini sahnelemek için hazırlıklara başladı. Yazarın 2. Dünya Sava-şı sonrası İngiliz halkına moral vermek için yazdı-ğı kitabından uyarlanan oyunun prömiyeri 21 Kasım günügerçekleşecek.

Antalya State Thea-tre (ADT) continues

to bring plays from the birthplace of theatre to its audience. ADT, which opened the new season with a play called ‘Pişti’, performed the play until mid November. While performances continued, actors began rehears-ing Noel Coward’s fa-

mous play High Spirits. The premier of the play, adapted from Coward’s book which was written to cheer the British after WW2, will be held on November 21. The com-edy will be directed by Ali Meriç and will include actors such as Süh-eyla Çöllü, Senem Şahin, Sedat Mayadağ, Gerçek

96 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

97ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 99: Antalya Dergi

What happens if the spirits come?Noel Coward’s world famous play High Spirits will be staged by the Antalya State Theatre starting November 21. The comedy is

about a writer who wants to write a book about spirits.

Rejisörlüğünü Ali Meriç’in yaptığı, Süheyla Çöllü, Senem Şahin, Sedat Ma-yadağ, Gerçek Sağlar, Gül Tunççekiç, Selim Türkışık ve Ebru Zeliha Sırkıntı’nın rol aldığı komedi izleyicile-rine keyifli anlar yaşatmaya hazırlanıyor.

Karısının ruhu gelince işler karışıyorİngiltere’de geçen oyunda, yazar ruhlarla ilgili bir kitap

yazmaya hazırlanıyor. Kitabı-

na bilgi toplamak içinde ruh

çağırma seansı düzenlemek

istiyor. Yakın aile dostlarını

da seans için evine davet

ediyor. Ruh çağırması için buldukları medyumla seansı başlatıyorlar. Seans başarısız oluyor ve çağırdıkları ruh bir türlü gelmiyor. Bu gelişme üzerine seans sona eriyor ve medyum ile misafirler evden

ayrılıyor. Herkes ayrıldıktan

sonra yazar evinden seslerin

geldiğini fark ediyor. Yazar

evinde yaptığı incelemede sesin, yaşamını yitiren ilk ka-rısına ait olduğunu görüyor. Yaşamını yitiren karısının ruhunun yazarın evine gel-mesiyle birlikte birbirinden komik olaylar gerçekleşmeye başlıyor.

Sağlar, Gül Tunççekiç, Selim Türkışık and Ebru Zeliha Sırkıntı.

Things get complicatedwhen his wife’s spirit comes Writer Charles Con-domine hosts a séance conducted by medium Madame Arcati in the hope that he’ll learn her

tricks so he can use the information in his new novel.

His assumption that she is a fake is proven wrong when she falls into a trance and unwittingly conjures the spirit of his late wife Elvira, although he alone can see her. His present wife Ruth be-lieves that Charles is jok-ing until Elvira moves into the Condomine house-hold and proves her presence by performing poltergeist-type pranks. Elvira’s plan to kill Charles so he can join her in the beyond backfires when she accidentally disposes of Ruth instead, and be-fore long the two female apparitions are disrupting their former husband’s life with their constant nag-ging and bickering.

96 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

97ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 100: Antalya Dergi

Türk sinemasının kalbiAntalya’da attıUluslararası Altın Portakal Film Festivali kapsamında film gösterimleri gerçekleşti, ünlü sanatçılar sinemaseverlerle söyleşilerde buluştu. Geleneksel kortejde sanatçılar halkla kucaklaşırken, Türk sinemasının en iyi yeni yapıtları, sanatçıları, kamera arkası kahramanları ödüllendirildi.

98 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

99ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 101: Antalya Dergi

The main event of Turkish cinema was held in Antalya

Movies were shown and famous actors talked about movies during talk shows at the International Altın Portakal Film Festival. While actors met with the crowd during the traditional

parade, Turkish cinema’s best movies, best actors and best directors were given awards.

Türk sinemasının kalbi, bu yılda Uluslararası

Altın Portakal Film Festivali süresince Antalya’da attı. Birbirinden ünlü isimlerin katılımıyla gerçekleşen festival, Antalya’da renkli görüntülerin yaşanmasını sağladı. Bu yıl 49’uncusu düzenlenen festival, onur ödüllerinin sahiplerini buldu-ğu açılış töreni ile başladı. Açılış töreninin ertesi günü geleneksel kortej ile sinema sanatçıları Antalya halkı ile buluştu. Bir hafta boyunca film gösterimleri, söyleşiler ve konserlerle dolu dolu bir programa sahip olan festi-val, ödül töreni ile sona erdi.

Kırmızı halıdan geçtiler49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, yarışmacılar ve konukların katıldığı açılış galası ve onur ödülleri töreni ile başladı. Şiddetli yağmura rağmen Antalyalı sanatseverler açılış törenine yoğun ilgi gösterdi. Kırmızı halı seremonisinin yapıldığı alana akın eden sinemaseverler, törenin yapıldığı Cam Piramit’e giden sanatçılara sevgi gösterilerinde bulundu. Sanatçıların ve davetlilerin

kırmızı halıdan geçerek Cam Piramit’e girmesiyle birlikte onur ödüllerinin de verile-ceği festivalin açılış töreni başladı.

Güler Ökten’e ödülünü Vali Altıparmak verdiDuygu Sağıroğlu’na ödülünü veren Kültür ve Turizm Ba-

T he main event of Turkish cinema was once again

held in Antalya at the Inter-national Altın Portakal Film Festival. The festival, which was attended by many famous faces, jazzed up the city. The festival, which was organized for the 49th time this year, began with

a ceremony where honor-ary awards were presented. After the opening ceremony, actors met with the crowds during the traditional parade. The festival, which included movie showings, talk shows and concerts for a week, ended with the award cer-emony.

The red carpetThe 49th International Antalya Altın Portakal Film Festival began with an open-ing gala and award ceremo-ny where honorary awards were given. Despite heavy rain, the people of Antalya came to see the stars walk the red carpet. The guests and actors walked the red carpet and entered the glass pyramid for the honorary award show.

Güler Öktenreceived the awardfrom Governor Altıparmak The Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Faruk Şahin, who handed Duygu Sağıroğlu her award, said that the festival was closely watched by the ministry and added that they were going to support

Vali Dr. Ahmet Altıparmak-Güler Ökten

98 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

99ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 102: Antalya Dergi

kanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, festivalin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafın-dan da ilgiyle izlendiğine değindi ve bakanlığın gerek Antalya’ya, gerekse Türk sinemasına katkılarından dolayı festivali her yıl des-teklediğini, bu desteklerin gelecek yıllarda da devam edeceğini söyledi. Sinema oyuncusu Güler Ökten’e Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü veren Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ise en seçkin sinema sanatçılarını, dünyanın en güzel şehrin-de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, kültürler arası diyalogu, ortak yaşamı şekillendir-dikleri için sanatçılara teşekkür etti. Sinema yazarı ve şarkıcı Ömür Gedik’in ünlü filmlerin müziklerinden seçme performansı ile gece renklendi.

Sultan’a özel ödülGala ve onur ödülleri töreni Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray ile Antal-ya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın

konuşmasıyla başladı. Ge-cede Türk sinemasının Sul-tanı Türkan Şoray’a ‘Sanatta Sosyal Sorumluluk Onur Ödülü’ verildi. Türkan Şoray ödülünü Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’dan aldı. Ödülünü alan Şoray, duygusal anlar yaşadı. 49 yıl önce kariye-rindeki ilk ödülü yine Altın

the festival in upcoming years. Governor Dr. Ahmet Altıparmak, who presented actress Güler Ökten her Life-time Achievement Award, said that they were happy to welcome famous actors from to the most beauti-ful city in the world and thanked actors for shap-ing the dialogue between

different cultures. Movie critic and singer Ömür Gedik jazzed up the night with a concert where she per-formed songs from famous movies. A specialward for the Sultan The gala and the honorary

Vali Dr. Altıparmak, en seçkin sinema

sanatçılarını, dünyanın en

güzel şehrinde ağırlamaktan

mutluluk duyduğunu belirtti.

Governor Dr. Altıparmak said

that they were happy to welcome

famous actors from to the most beautiful city in

the world.

Vali Dr. Ahmet Altıparmak-Güler Ökten

100 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

101ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 103: Antalya Dergi

Portakal Film Festivali’nde aldığını hatırlatan Şoray, mutluluğunu salondaki sanatçı ve davetlilerle paylaştı.

OnurlandılarAldığı ödülün önemine de değinen Türkan Şoray, Türk sinemasında son yılarda uluslararası alanda beğeni toplayan önemli yapıtlar gerçekleştiğine dikkat çekerek, bunda festivalin büyük payı olduğunu ifade etti. Gecede tek ödülü Tür-kan Şoray almadı. Türkan Şoray’ın yanı sıra yönetmen Duygu Sağıroğlu, yapımcı Necip Sarıcı, oyuncular Güler Ökten, Salih Güney, Meral Zeren ve Macar yönetmen Istvan Szabo’ya ‘Yaşam Boyu Onur’ ödülü, ışık şefi Erol Batıbeki’ye ‘Sinema Emek Ödülü’, Işık Yenersu’ya ise ‘Yıldırım Önal Anı Ödülü’ verildi.

Sanatçılarhalkla kucaklaştıFestivalin ikinci gününde geleneksel kortej yapıldı. Üzeri açık araçlarla kenti

turlayan sanatçılar, hayran-larıyla buluştu. Kortejden saatler önce güzergah üze-rinde beklemeye başlayan Antalya halkı, televizyon-larda ve sinema salonla-rında gördüğü sanatçılara yoğun ilgi gösterdi. Kortej, Antalya Kültür Merkezi (AKM) önünden yola çıktı. Korteje, aynı araca binen Antalya Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Mustafa Akaydın ve Türkan Şoray öncülük etti. AKM, 100. Yıl Bulvarı, Güllük Caddesi, Cumhu-riyet Caddesi ve Atatürk Caddesi’nden geçen kortej, belediye binası önünde sona erdi. Belediye önünde yine kırmızı halıdan geçerek binaya giren sanatçılar, onurlarına verilen kokteyle katıldı. Vatandaşlar, kortej boyunca sevdikleri sanatçı-ları yakından görüp fotoğraf çektirme imkanı buldu.

Ödüller sahiplerini bulduRenkli görüntülere ve sinema dolu bir programa sahne olan festival, ödül töreni ile sona erdi. Hülya Avşar’ın başkanlık ettiği

award show was started by veteran Turkish actress dubbed ‘Sultan’, Türkan Şoray and Antalya Metropoli-tan Chief Magistrate Mustafa Akaydın with a speech.. During the ceremony, the veteran actress received the ‘Social Responsibility in Art Honorary Award”. Türkan Şoray received her award from Mustafa Akaydın. Şoray was very emotional during her ac-ceptance speech. The actress, who stated that she had re-ceived her first award 49 years ago at this very same festival, shared her joy with the guests and her fellow actors.

Honorary Awards Türkan Şoray, who stressed the importance of her award, said that there were many important Turkish films lately and the festival had a big role in making this happen. In addition to Türkan Şoray, director Duygu Sağıroğlu, producer Necip Sarıcı, actors Güler Ökten, Salih Güney, Meral Zeren and Hungarian director Istvan Szabo were given Lifetime Achievement

Awards. Lighting manager Erol Batıbeki was presented with the Cinema Lifetime Achievement Award and Işık Yenersu received the ‘Yıldırım Önal Memorial Award”

Actors meetwith the crowdThe traditional parade was held on the second day of the festival. Actors, who toured the city with convertible vehicles met with their fans. The people of Antalya, who gathered for the parade in the early hours of the morning, were very excited to see all the famous faces they recog-nized form movies and tel-evision shows. The parade began in front of Antalya Cultural Center. The parade was headed by Chief Mag-istrate Mustafa Akaydın and Türkan Şoray. The parade, which passed by AKM, 100. Yıl Boulevard, Güllük Avenue, Cumhuriyet Avenue and Atatürk Av-enue, ended in front of the municipality building. The actors, who walked the red

Hülya Avşar Anna Adrusenk Hüseyin Tabak Erkan Can

100 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

101ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 104: Antalya Dergi

jüri, en iyi film ödülünü Güzelliğin On Par’etmez adlı filme verdi. En iyi ilk film ödülünü Zerre adlı filmi aldı. En iyi yönetmen ödülü Zerre filmindeki yönetimi ile Erdem Tepegöz’ün oldu. Hüseyin Tabak, Güzelliğin On Par’etmez adlı filmdeki senaryosu ile en iyi senaryo ödülünü kazandı. Pazarları Hiç Sevmem adlı filmdeki çalışması ile Florent Herry, en iyi görüntü yönetmeni ödülünü, Tamer Çıray ise, Elveda Katya filmindeki çalışması ile en iyi müzik ödülünü kazandı. Elveda Katya filminde rol alan Anna Andrusenk, en iyi kadın oyuncu seçildi. Abdulkadir Tuncer ise Güzelliğin On Par’etmez filmindeki rolü ile en iyi erkek oyuncu seçildi. En iyi kurgu yönet-meni ödülünü Güzelliğin On Par’etmez filmindeki çalışması ile Christoph Loidl

kazanırken, Tora Aghaba-yova Zerre adlı film ile en iyi sanat yönetmeni ödü-lünü kazandı. Yüşa Durak, Güzelliğin On Par’etmez filmi ile Behlül Dal Jüri Özel Ödülünü, Küf adlı filmdeki saç ve makyaj uygulamalarındaki başa-rılarından dolayı Nimet İnkaya ve Gila Benezra Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Ulus-lararası uzun metrajda en iyi film ödülü Macar yö-netmen Krisztina Deak’ın son filmi Aglaya-Aglaja, en iyi belgesel film ödülü ise İnan Temelkuran ve Kristen Stevens’in birlikte yönettiği Siirt’in Sırrı adlı filme verildi. En iyi bel-gesel ödülünü Zeynep Oral’ın yönettiği ‘Ben Sen O…’ adlı eseri alırken, en iyi kısa film ödülü ise Rezan Yeşilbaş’ın Sessiz adlı yapıtının oldu.

carpet up to the building, attended the cocktail.

The AwardsThe colorful festival ended with the award ceremony. The jury, headed by famous Turkish actress Hülya Avşar, awarded the Best Film award to a movie called Güzelliğin On Par’etmez. Zerre received the best debut film award. The Best Director Award went to Erdem Tepegöz for Zerre. Hüseyin Tabak won the Best Screenplay Award for the film Güzelliğin On Par’etmez. Florent Herry received the Best Cinema-tography award for the film Pazarları Hiç Sevmem, and Tamer Çıray received the Best Original Score Award for his work on the movie Elveda Katya. Anna Andruse-nk, who starred in Elveda Katya, was named best ac-tress and Abdulkadir Tuncer

won best actor for his role in Güzelliğin On Par’etmez. Best editing went to Chris-toph Loidl for his work on Güzelliğin On Par’etmez while Tora Aghabayova won best art direction with Zerre. Yüşa Durak won the Behlül Dal Jury Special Award for Güzelliğin On Par’etmez while Nimet İnkaya and Gila Benezra were awarded the Dr. Avni Tolunay Jury Special Award for hair and makeup applications in the movie Küf. In the international movie category, Hungarian director Krisztina Deak’s latest film Aglaya-Aglaja won best pic-ture and best documentary was awarded to Siirt’in Sırrı, directed by İnan Temelkuran and Kristen Stevens. Best short documentary was awarded to Zeynep Oral’s ‘Ben Sen O…’ and best short movie award went to Sessiz by Rezan Yeşilbaş.

102 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

103ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 105: Antalya Dergi

102 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

103ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 106: Antalya Dergi

Kültürel mirasınesilden nesile aktarıyorKültürlerinin gelecek nesillere de aktarılmasını isteyen Ahmet Şahin, 15 yılda topladığı 500’e yakın tarihi objeyi, köyü Değirmenlik’te sergiliyor.

Transfers cultural heritage from generation to generation

Ahmet Şahin, who wants to transfer cultures from generation to generation, exhibits nearly 500 objects he has collected over 15 years in his village of Değirmenlik.

Yazı / Article: Özgür Önder - Fotoğraflar / Photographs: Tugay Çatlı

104 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

105ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 107: Antalya Dergi

Mağaralarda yaşayan ilk insanlardan, modern

şehirlerin kurulduğu günü-müze kadar, dünyanın en güzel coğrafyalarından birisi olan Antalya, her dönemde medeniyetlerin merkezi oldu. Binlerce yıllık bu köklü tarih, beraberinde zengin bir kül-türün de oluşmasını sağladı. Bu zengin kültürün yansıma-sı ise sanat eserleriyle, araç ve gereçlerle, kıyafetlerle, folklorla, mimariyle ve daha birçok unsur ile günümüze ulaştı. Akdeniz sahilinden Torosların karlı zirvelerine kadar uzanan bu yolculukta kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve ya-şatılması için atılan adımlara her gün bir yenisi eklendi. Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Değirmenlik köyünde bulunan Ahmet Şahin Kültür Evi, buna en güzel örnekler-den biri olsa gerek.

15 yıldır tarihieşyaları topluyorAhmet Şahin, ömrünün yarısını Değirmenlik dışında geçirdi ancak köyü ile olan bağlarını hiç koparmadı. De-

rin tarihin, köklü kültürüyle oluşan ve asırlardır kullanı-lan araç gereçlerin, eşya-ların, kıyafetlerin, silahların yerini yeni teknoloji ürün-lere bıraktığını görünce de harekete geçme zamanının geldiğini düşündü. Günü-müzden 15 yıl önce Akseki yöresinin kültürüne özgü objeleri toplamaya başladı. Ailesinden kalan eşyalar-la yetinmedi; bu uğurda köydeki diğer ailelerin de kapısını çaldı.Sergilenme-ye yetecek kadar objenin olduğuna kanaat getirince de kendi adını verdiği kültür evini açtı. Akseki’nin De-ğirmenlik köyünde bulunan Ahmet Şahin Kültür Evi, yöre kültürünü gelecek nesillere aktarmakla kalmıyor, bölge halkının yaşamına da ışık tutuyor.

500’e yakıntarihi eşyayı sergiliyor Köyünü, yöreyi çok sevdiği-ni ifade eden Ahmet Şahin bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor; “Kültürü-müzün yok olmasına engel olmak, gelecek kuşaklara

Antalya, which is one of the most beautiful

geographies in the world from the time men lived in caves all the way to the modern world, has been the center of civilization throughout history. This profound history gave way to a rich culture which we now see in art, architecture, clothes and many more aspects.

A new step was taken towards leaving this rich cultural heritage to future generations. Ahmet Şahin Cultural House, located in the village of Değirmenlik in Akseki borough, is a good example of this ef-fort.

Collecting artifactsfor the past 15 years Ahmet Şahin spent most of his life outside the village but never severed his ties. He thought about tak-ing action when he saw that tools that were used

for centuries were being replaced by technological devices. He started col-lecting unique objects from Akseki culture 15 years ago. He not only gathered items from his family but he also knocked on other doors in the village. When he saw that he had too many items, he opened the cultural house. Ahmet Şahin Cultural House not only transfers regional cul-ture to future generations but also sheds light on the lives of the locals.

Nearly 500 historical items on display Ahmet Şahin, who says that he loves his village very much, continues: “I didn’t want our culture to be lost. I wanted to trans-fer it to future generations. That is why I started col-lecting items that reflected our unique culture. I gath-ered objects from friends, neighbors and villagers. When I saw that I had

Ahmet Şahin Kültür Evi, yöre kültürünü

gelecek nesillere aktarmakla

kalmıyor, bölge halkının yaşamına

da ışık tutuyor.

Ahmet Şahin Cultural House not only

transfers regional culture to future

generations but also sheds light on the lives of the locals.

104 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

105ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 108: Antalya Dergi

aktarılmasını sağlamak istedim. Bu nedenle kendi öz kültürümü-zü yansıtan bütün tarihi eşyaları toplamaya başladım. Ailemden kalan eşyaların yanı sıra, akra-balarımdan, komşularımdan, köylülerimden kültürümüze özgü eşyaları topladım. Sergilemeye yetecek kadar tarihi eşya oldu-ğunu görünce de Ahmet Şahin Kültür Evi’ni açtım. 90 metreka-resi kapalı, 110 metrekaresi açık olmak üzere 200 metrekarelik alanda, kültürümüze özgü 500’e yakın tarihi eşyayı sergiliyorum. Yerli ve yabancı misafirlerim kültür evini ziyaret ediyor. Kül-türümüz hakkında bilgi sahibi oluyor. Kültürümüz bu sayede gelecek kuşaklara aktarılıyor. Bunun mutluluğu bana yetiyor.”

Eşyalar tarihinderin izlerini taşıyorTarihi değere sahip eşyaların silahlar, müzik aletleri, tarım

aletleri, mutfak araç ve gereç-leri, bakır ev aletleri, kıyafet-ler, dokuma tezgâhları, toprak kaplar ve tartı aletlerinden oluştuğunu ifade eden Ahmet Şahin, “Düğmeli ev olarak bi-linen eski bir evim var. Orayı restore ettirip, tarihi eserle-rimizi orada da sergilemeye başlayacağım. Ahırlarda, tavan aralarında bulduğum bu eşyaların arasında sadece tulumba ve çarık eksik. Onları da bulup koleksiyona ekledim mi eksiğimiz kalmayacak” diyor.

Yaz aylarını köyünde, kültür evinde geçiren Şahin, kış aylarında İstanbul’a gidiyor. Ancak kültür evinin anahta-rını arkadaşına bırakarak, Değirmenlik’te olmadığı za-man bile, yöreye özgü eşyala-rın sergilendiği alanın ziyaret edilmesini sağlıyor.

enough objects for an exhibition, I opened the cultural house. We exhibit around 500 objects in a 200 square meter area. Locals and foreigners visit the house and get information about our culture. This is how we transfer our cul-tural heritage to future generations and this is happiness enough for me.”

Items carry the tracesof a profound history Ahmet Şahin, who states that his collec-tion includes antique guns, musical instru-ments, agricultural tools, kitchen utensils,

copper household items, clothes, weav-ing workbenches, terracotta bowls and scales, says “I have an old house known as Düğmeli House. I will restore it and begin displaying the ob-jects there. I only lack pumps and antique shoes. When I find them, the collection will be complete.”

Şahin, who spends his summers at the vil-lage, goes to Istanbul during the winter but he leaves the keys to the cultural house to his friends and keeps the center open for visitations.

106 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

107ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 109: Antalya Dergi

106 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

107ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 110: Antalya Dergi

Yörük kültürünün izleri:

Peynir delikleriBugün bile yaz aylarında yayla geleneğini sürdüren Yörüklerin, asırlar önce süt ve süt ürünlerini sıcaktan muhafaza etmek için yaptığı peynir delikleri, Antalya’nın görülmeye değer kültürel mirası arasındadır.

Köklü bir tarihe ve derin bir kültüre sahiptir Antalya.

Binlerce yıl önceki yaşamın iz-leri kadar son yüzyılların izlerini de bir arada görmek mümkün-dür bu eşsiz coğrafyada. Yaz aylarının oldukça sıcak geçtiği kentte, bugün bile gelenek-lerini sürdüren Yörükler, Bey Dağları’nın zirvelerine göç ederler. Sedir ağaçlarıyla kaplı dağların zirvesine yakın nokta-lara yerleşip, yaz mevsiminin sona erdiği güne kadar burada yaşamlarını sürdürürler.

Tahtalı Dağı’nın kuzey yamaç-ları, binlerce yıllık Yörük kültü-rünün izlerini taşır. Bu izlerin arasında en çok dikkat çeken ise peynir delikleridir. Elektriğin icat olmadığı, soğutucuların hayal bile edilemediği dönem-lerden kalmadır peynir delikle-ri. Yörüklerin keçilerinden elde ettiği sütleri ve süt ürünlerini sıcaktan korumak için yapılan bu delikler, Peynirlik olarak adlandırılan bölgede bulunur. Ağzı ağaçlarla kapatılmış, yak-laşık 1,5 metre derinliğe sahip çukurlardır peynir delikleri. Bölgede yaklaşık 20 kadar peynir deliği bulunur. Sıcak yaz günlerinde süt ve süt ürün-lerinin uzun süre bozulmadan

muhafaza edilmesini sağlar. Bugün kullanılmayan yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki pey-nir delikleri, Antalya’nın kültürel zenginliği olarak görülmeye değer kalıntılardır.

Peynir deliklerini görmek için, Beydağları Sahil Milli Parkı’nda Çukuryayla mevkiinden Akbayır’ı takip ederek yaklaşık dört kilometre yürümek gerekir. Yolun sonunda sedir ağaçlarıy-la kaplı muhteşem bir coğ-rafyaya sahip olan Peynirlik’e ulaşılır. Ağaçların arasına dikkatlice bakıldığında peynir delikleri hemen göze çarpar.

Traces of nomad culture: Cheese holesCheese holes, which were made centuries ago to preserve dairy

products by nomads who still continue the plateau tradition in the summer, are among the cultural heritages of Antalya.

Antalya has a profound history and a deep

culture. It is possible to see the traces of past civiliza-tions as well as modern life in this amazing geography. Nomads, who continue their traditions in the city which is quite hot during the summer, migrate to the peaks of Bey Dağları during this time. They settle near the summit which is cov-ered with cedar trees and spend the summer there.

The northern slopes of Tahtalı Dağı are where you

can find traces of nomad culture. The most attractive traces are cheese holes. These holes are left from a time when there was no electricity and the thought of fridges was unthinkable. These holes, which were made to store dairy prod-ucts, are located at a place called Peynirlik. Cheese holes are 1, 5 meter deep pits covered with trees at the mouths. There are nearly 20 cheese holes in this area. Cheese holes, which were made centu-ries ago to preserve dairy products by nomads who still continue the plateau tradition in the summer, are among the cultural herit-ages of Antalya.

If you want to see the holes, you need to walk about 4 kilometers inside Beydağları Sahil National Park from Çukuryayla by following Akbayır. You will reach the amazing holes which are accompanied by an even better view at the end of the road. You will see the holes if you look carefully between cedar trees.

108 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

109ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 111: Antalya Dergi

108 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

109ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 112: Antalya Dergi

An excitement from land to skyThe unique beaches of Kemer and the amazing geography of Bey

Dağları Mountains reverberated with motorcycle sounds. There was great excitement during Red Bull Sea to Sky competitions which started

Mavinin yeşille buluştuğu sahili, zirvesi bulutların

arasında dağları ile eşsiz bir coğrafyaya sahiptir Kemer. İlçedeki lüks otellerde yılın yorgunluğunu atan ziyaretçiler, bir yandan da uçsuz bucaksız sahillerde denizin, güneşin ve kumun tadını çıkartır. Sahilin

hemen ardından yükselen, zir-vesi bulutların arasındaki hey-betli Bey Dağları ise kanyonları, vadileri, akarsuları, ormanları ve mağaralarıyla doğa tutkunla-rını ağırlar. Takvimler Ekim ayını gösterdiğinde Bey Dağları’nın vadilerinde, kanyonlarında, akarsularında ve dağ keçile-

Kemer has a unique geography where

the blue meets the green and mountains with peaks inside clouds. Guests who re-lax at their luxurious ho-tels take full advantage of the sea, sand and

sun. Bey Dağları, on the other hand, is ideal for nature sports enthusi-asts with their canyons, valleys, streams, forests and caves. When Octo-ber comes, the valleys, canyons and pathways are filled with motorcy-

Yerden göğe heyecan fırt ınasıKemer’in eşsiz sahilleri ile Bey Dağları’nın muhteşem coğrafyası motosiklet sesleriyle inledi. Sahilde başlayıp 2 bin 365 metre yüksekliğindeki Tahtalı Dağı’nda sona eren Red Bull Sea to Sky yarışlarında, yerden göğe heyecan fırtınası yaşandı.

110 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

111ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 113: Antalya Dergi

rinin yürüdüğü patikalarında motosiklet sesleri yankılanır. Kemer’in dünyaca ünlü sahil-lerinde başlayan yarışta güçlü motorlarıyla Bey Dağları’nın zorlu parkurlarını geçen sporcu-lar, 2 bin 365 metre yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’nın zirvesin-deki final noktasına ulaşmanın mücadelesini verir. Red Bull Sea to Sky ekstrem enduru yarışı ile Kemer’de yerden göğe heyecan fırtınası yaşanır.

Dünyada eşibenzeri olmayan parkurBu yıl 20-21 Ekim tarihleri arasında yapılan yarışlara yine ilgi büyük oldu. Türkiye’nin yanı sıra dünyanın 20 farklı ülkesinden 136 sporcu, zorlu yarışa katılıp, bitiş noktasına önce ulaşabilmek için kıyasıya yarıştı. Yarışın ilk gününde 136 sporcu Kındıl Çeşme Plajı’nda, sıralama turlarında en iyi dere-ceyi elde etmek için mücadele etti. Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül’ün işaretiyle baş-layan yarışta, sporcular sahilde koşarak motorlarına ulaştı. Ar-dından sahildeki özel parkurda birbirlerine karşı mücadele etti. Sabah yarışında elde edilen derecelerle sıralama yapıldı ve öğleden sonra orman yarışın-da, ağaçlık ve nehir yatağında yine zamana karşı mücadele verildi. Yarışı yakından takip eden sporseverler aynı anda hem Kemer’in eşsiz coğrafya-sının güzelliklerine tanıklık etti hem de profesyonel endurucu-ların zorlu araziye karşı verdiği amansız mücadeleyi izledi.

Muhteşem coğrafyada kıyasıya mücadeleYarışın ikinci günü yine Kemer’in dünyaca ünlü Çamyuva Sahili’nden başladı. Yağmura rağmen ne sporcular ne de sahili dolduran sporseverler, gün boyu sürecek bu heyecan fırtı-nasından uzak kalmak istemedi. Sahilden gruplar halinde Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ve Çamyuva Belediye Başkanı

cle sounds. Sportsmen try to reach the finish line of the race which begins at the shore and ends at the peak of Tahtalı Mountain. There is utter excite-ment in Kemer during the Red Bull Sea to Sky extreme enduro race.

A unique course Many people attended this year’s race which took place on 20-21 October. 136 sports-men from all over the world tried to cross the finish line. On the first day of the race, 136 racers competed for the best result during the ranking tour that was held at Kındıl Çeşme Beach.

During the race, which began with the sing from Kemer Chief Magistrate Mustafa Gül, competitors ran to their bikes and competed against each other at the special course. After the rankings, competi-tors raced against time in the afternoon at the forest and near the stream bed. Sports enthusiasts who closely followed the race both enjoyed Kemer’s unique geography and watched the exciting race of pro-fessional enduro bikers. A ruthless race in an amazing geography The second day of the race began at Kemer’s world famous Çamyu-va Beach. Viewers at competitors never left the course despite the heavy rain. Competi-tors, who began the second day with the

Red Bull Sea to Sky ekstrem enduru yarışçıları, sahilde,

vadide, derede ve ormanda kıyasıya mücadele etti.

Red Bull Sea to Sky Extremadura racers competed

fiercely on the beach, valley, creek and forest.

110 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

111ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 114: Antalya Dergi

Ahmet Can’ın işaretiyle start alan endurucular, dere yatağından Bey Dağları’nın yolunu tuttu. Özel olarak hazırlanmış etap-lar, sporculara farklı sürprizler hazırlarken, izleyicilere de keyifli anlar yaşattı. Vadinin içerisinden geçen dere yatağında ba-zen suyun içerisinden, bazen kayalıkların arasından geçen sporcular, renkli görüntüler oluş-turdu. Bey Dağları’nın muhteşem manzarasında kıyasıya müca-dele eden sporcular, vadileri, dereleri, patikaları geçerek, zorlu mücadelenin sonunda güçlükle Tahtalı Dağı’na ulaştı. Birçok sporcu ise yarışı bırakarak, eşsiz manzarayı izledi ve doğayla baş başa kalmanın keyfini çıkardı. Red Bull Sea To Sky yarışını Graham Jarvis kazandı. İkincilik Jonny Walker’ın, üçüncülük ise Poul Bolton’un oldu.

Amaç Kemer’infarklı yönlerini tanıtmakDenizde sıfır metreden 2 bin

365 metre yükseklikteki Tahtalı Dağı’na 2 saat 16 dakikada çıkmayı başaran Graham Jarvis ödülünü Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül’ün elinden aldı. Ke-mer Belediyesi ve Kemer Enduru Kulübü olarak, yarışları daha keyifli hale getirmeyi ve Kemer’i farklı alanlarda da tanıtmayı amaçladıklarını kaydeden Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, bunda da başarılı olduklarını gör-düklerini söyledi. Bu yılki yarış-lardaki etapların geçen yıla göre daha zorlu olduğunu kaydeden Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, “Bu yıl yabancı sporcunun katılımın çok daha fazla oluşu organizasyonun ve etapların başarılı olduğunu gösteriyor. Dünyada eşi benzeri olmayan sıfır metreden 2 bin 365 metre yüksekliğe 2 saat 16 dakika gibi sürede çıkılabilen Red Bull Sea to Sky yarışına önümüzdeki yılda da katılımın hızla artarak dünyanın sayılı yarışları arasına gireceğini düşünüyorum” diye konuştu.

sign from Kemer Chief Magistrate Mustafa Gül and Çamyuva Chief Magistrate Ahmet Can, cycled towards Bey Dağları. While specially constructed courses gave a few surprises to the racers, viewers were very much enter-tained as they watched the racers handle them. Racers, who had to pass through water and among cliffs, made for a great view. They reached Tahtalı Mountain after passing through val-leys, streams, canyons and pathways. Many sportsmen left the race to admire the amaz-ing panorama. Graham Jarvis won the Red Bull Sea to Sky race while Jonny Walker came in second and Paul Bolton third.

The idea: To advertise the differentassets of Kemer Graham Jarvis, who reached the 2365 meter Tahtalı Mountain in 2 hours and 16 minutes, received his award from Kemer Chief Magistrate Mustafa Gül. Mustafa Gül, who stated that their goal was to advertise the dif-ferent assets of Kemer by organizing this race, said that they had succeeded. Mustafa Gül, who pointed out that this year’s cours-es were more difficult than last year’s, said “The fact that we had more foreign competitors this year suggests that the organization is a success. I believe that this race will be among one of the best races in the world and more people will be here next year.”

112 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

113ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

CLUB HOTEL MAREBelek - Antalya

STONE PALACESide - Antalya

CLUB HOTEL TMTBodrum - Muğla

HOTEL SANTA MARIAKuşadası - Aydın

VERA HOTEL VERDEBelek - Antalya

HOTEL TAŞSARAYÜrgüp - Nevşehir www.verahotels.com

Page 115: Antalya Dergi

112 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

113ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

CLUB HOTEL MAREBelek - Antalya

STONE PALACESide - Antalya

CLUB HOTEL TMTBodrum - Muğla

HOTEL SANTA MARIAKuşadası - Aydın

VERA HOTEL VERDEBelek - Antalya

HOTEL TAŞSARAYÜrgüp - Nevşehir www.verahotels.com

Page 116: Antalya Dergi

114 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

115ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 117: Antalya Dergi

Mavi sulardaki derin tarihAkdeniz’in engin maviliklerinde yer alır Kekova Adası. Eşsiz koylarında binlerce yıllık tarihin derin izlerini taşıyan Kekova’ya gelen bir daha ayrılmak istemez. Böyle bir güzellik başka nerede vardır ki?

Akdeniz’in içimizi serinle-ten meltemiyle yelken-

lerini şişiren tekneler, yazın gelmesiyle birlikte dünyanın en güzel koylarının bulun-duğu o eşsiz coğrafyaya yol alır. Yunus balıklarıyla yarışarak, doğanın görsel şöleni eşliğinde geçen yolun sonunda,Kekova Adası karşılar ziyaretçilerini. Mavinin yeşille kucaklaştığı bu coğrafya, aynı zamanda her karışında tarihin derin izlerini taşır. Eşsiz güzellikle-riyle ziyaretçilerini büyüleyen Kekova, bu güzelliklerle kucaklaşmış tarihiyle de misafirlerini farklı dünyalara götürür. Berrak denizin-de, suyun dibinde yüzen rengârenk balıkların çıplak gözle bile görülebildiği Kekova, ziyaretçilerine doğa ve tarihle iç içe unutulmaz ve aynı zamanda eşi benzeri bulunmaz bir tatil imkânı sunar. Biz de bu duyguları yaşayabilmek için teknemizle dünyanın en güzel koylarının olduğu Kekova’ya yol aldık.

Denizindibinde tarih yatıyorSabahın ilk ışıklarıy-la birlikte teknemizin demirli olduğu Üçağız Köyü’nden Kekova Adası’nda bulunan Batık Şehir’e doğru denize açıl-dık. Bu eşsiz güzellikleri doyasıya yaşamak isteye-nin sadece biz olmadığı-mızı da o zaman anladık. Sabahın erken saatlerine rağmen çok sayıda tekne engin maviliklerde yol almaya başlamıştı bile. Batık Şehir’e yaklaştıkça, yaşadığı felaket sonrası suya gömülen şehrin zamana meydan oku-yan izleri, yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Adaya yaklaştığımızda ise suya gömülen şehrin yapıları net olarak görüle-biliyordu. Yarısı denizde yarısı karada duvarlar, dağdan denizin dibine doğru ilerleyen merdiven ve balıklara yuva olmuş

The deep history inside blue watersKekova Island is located in the vast blueness of the Mediterranean. Someone

who comes to Kekova, which carried the traces of a profound history in its unique bays, never wants to leave. Where else can you find such a beauty?

Boats that fill their sails with the chilling breeze

of the Mediterranean head towards the most beautiful bays in the summer. At the end of the journey accom-panied by dolphins and amazing scenery, visitors are greeted by Kekova Island. This geography where the blue and the green merge also carried the deep traces of history. Kekova, which enchants its visitors with its breathtaking beauties, takes its guests to an adventure back in time with its history. Kekova, where you can see the colorful fishes in the sea clearly, offers a great vaca-tion filled with history and nature. So, we too headed to Kekova which hosts the world’s most beautiful bays.

History under the seaAt the first light of day, we set out towards the Sunken City from Üçağız village. We were not the only ones who

wanted to witness these amazing beauties. Even though it was still very early, many boats were already on their way. As we neared the Sunken City, the traces of the city that defies time gradually became visible. As we neared the city, the sunken structures became clear; walls half immersed in water, the stairway that stretched from the moun-tain towards the floor of the sea and amphorae that had become homes to fish… We were very surprised by the scene before us. A sunken city like this could not have been found anywhere else in the world…

The amazing panorama from the fortress After our trip to the sunken city, we headed towards Kaleköy. The amazing panorama became clearer as we neared Kaleköy, which doesn’t have access from

114 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

115ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 118: Antalya Dergi

amforalar… Karşılaştığı-mız manzara karşısında şaşkınlığımızı atmakta epeyce zorlandık. Doğa-nın denizle kucaklaştığı ve tarihin derin izlerini taşıyan böyle bir yerin benzerine yeryüzünde bir daha rastla-mak oldukça zor olsa gerek diye geçirdik içimizden.

Kalenin tarifiimkânsız manzarasıKekova Adası’na para-lel Batık Şehri izleyerek gerçekleşen yolculuğumuz sona erince, Kaleköy’e doğru yol almaya başladık. Karadan ulaşımın olmadığı Kaleköy’e yaklaşırken bü-yüleyici manzara daha da belirginleşmeye başladı. İlk olarak, zirvedeki kalenin burçlarında salınan ay yıldızlı bayrağımız selam-ladı bizi. Ardından kalenin hemen doğusunda bulu-nan Likya kaya mezarları. Kaleköy rıhtımına yanaştık-tan sonra karaya çıktık. Taş evlerin arasındaki daracık yollardan ve merdiven-lerden geçerek kaleye ulaştık. Dünyanın en güzel coğrafyasının karşısında, binlerce yıldır ayakta duran kaleden eşsiz manzarayı izledik. Kekova gerçekten güzeldi. Ama manzara kalenin burçlarından daha da güzel görünüyordu. Bir müddet manzarayı izledik-ten sonra kalenin doğu-sundaki Likya mezarlarının bulunduğu alana doğru yürümeye başladık. Zeytin ağaçlarının arasından ge-çerek ulaştık kaya mezarla-rına. Kalenin doğusundaki tepede eşsiz bir manzara-ya karşı duruyorlar ve kar-şılarından geçen tekneleri izliyorlardı sessizce.

Hamidiye koyundayüzme molasıGeldiğimiz yoldan geri dönüp, teknemize bindik

116 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

117ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 119: Antalya Dergi

ve Kaleköy’e veda ettik. Kekova’nın tarihi yerlerini gezmiştik. Artık sırada bir-birinden güzel koylar vardı. Doğuya doğru bir müddet ilerledikten sonra Hamidiye Zırhlısı’nın, savaş yıllarında demirlediği koya yaklaştık. Koyda bir anıt dikkatimizi çekti. Kitabesinde Hamidiye Zırhlısı’nın savaş yıllarında Beyrut’tan Ege Denizi’ne dönerken koya demirle-diği ve burada kaldığı 2 gün içerisinde bakımının yapıldığını anlatılıyordu. Hamidiye Koyu’nda yabancı misafirler gibi bir müddet yüzdükten sonra teknemi-ze binip turumuza devam ettik. Adacıkların arasında onlarca koy ve her koyda demirlemiş çok sayıda tekne vardı. Berrak sulara demirle-mişler ve Kekova’nın keyfini çıkartıyorlardı.

Aşıklar Mağarası‘Ben de buradayım’ diyorTeknemizin rotasında bu kez Aşıklar Mağarası

vardı. Yöre halkı tarafın-dan bu isimle adlandı-rılan mağaranın girişini epeyce uzaktan fark ettik. Teknemizin ma-ğaraya giremeyeceğini görünce bot ile bu doğa harikasının içerisine girdik. Denizin ortasın-daki adada bulunan bu eşsiz güzellik, misa-firlerine sanki ‘bende buradayım’ diyordu. Mağaranın girişinin sağ ve sol tarafındaki odalara doğru yaptığımız incele-me gezisinin ardından, tekneye geri döndük. Bu seferki rotamız Salyan-goz Koyu idi. Adacıkların arasından geçerek, Ke-kova Adası’nın Akdeniz’e bakan tarafına yöneldik. Açık denizde olduğumu-zu, o anda denizin hare-ketlenmesiyle hissettik. Bir müddet ilerledikten sonra adanın ortasında denize bakan ve kapıyı andıran bir aralık gördük.

land. We were first greeted by our flag that hung from the bastions then the Lycian rock tombs to the east of the fortress. After docking at Kaleköy pier, we headed for the land. We reached the fortress through narrow streets and steps.

We watched the amazing panorama from the fortress that defies the test of time. Kekova was strikingly beauti-ful but the scenery was even better from the towers of the fortress. After watching

this amazing geography, we headed towards the rock tombs. We reached the tombs after passing through olive trees.

Swimming atHamidiye BayWe said goodbye to Kale-köy and stepped onto our boat. Now we were heading for the islands. After going east for a while we reached the bay where the battle-ship Hamidiye had docked during the war. A monument attracted our attention at the

Batık Şehir’e yaklaştıkça, yaşadığı felaket sonrası suya gömülen şehrin zamana

meydan okuyan izleri, yavaş yavaş kendini gösteriyordu.

As we neared the Sunken City, the traces of the city that defies time gradually became visible.

116 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

117ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 120: Antalya Dergi

En fazla 50 metre içeriye doğru gidiyordu. Bu kadar yolu bunun için mi geldik diye üzülürken vadiyi andıran yapının sola doğru ilerlediğini gördük. Heyecanlanmış-tık. Yol almaya devam ettik, kısa bir süre sonra da Salyangoz Koyu’nu bulduk. Karşılaştığımız manzara bizi çok şa-şırtmıştı. Öyle ki bu koy geçitten geçilmedikçe fark edilmiyordu.

Adanınkoynuna sokulmuşSalyangoz Koyu’nda yine diğer koylarda olduğu gibi çok sayıda tekne vardı. Koy, adanın içine doğru sokulmuş olduğu için, dalga yok denecek kadar azdı. Su ise çok berraktı. Denizin dibi net olarak görünüyordu. Teknemi-zi demirledikten sonra kendimizi Akdeniz’in serin sularına bıraktık. Balıklarla birlikte saatlerce yüzdük.

Yerli ve yabancı çok sayıda misafir de bizim gibi Salyangoz Koyu’nun keyfini çıkartıyordu. Bu gizli cennete demirledikle-ri tekneleriyle, unutulmaz bir tatil geçiriyorlardı. Tek-neye çıkıp, güvertede bir müddet dinlendikten son-ra güneşin usulca batışını izledik. Güneşin bu eşsiz coğrafyada yerini aya bı-rakacak olduğunu göster-mesi, bizim için de turun sona erdiğinin habercisi idi. Demir aldıktan sonra koydan ayrıldık. Teknemiz Üçağız’a doğru ilerleme-ye başlamıştı. Ama biz, başka bir yerde eşi ben-zeri olmayan bu güzelliği geride bırakmak, buradan ayrılmak istemiyorduk. Bu duygularla çıktık karaya. Üçağız rıhtımına paralel uzanan bir restoranda ak-şam yemeğimizi yedikten sonra, hafızalara kazınan anılarla Kekova’dan ayrıldık.

bay. Its epigraph stated that the battleship had docked at the bay for 2 days while returning to the Aegean Sea from Beirut. After our foreign guests swam in Hamidiye Bay for a while, we continued our journey. There were many boats in bays and small islands. They were clearly enjoying Kekova.

Lover’s Cave Next on our agenda was the Lover’s Cave. When we found out that our boat was too big to enter the cave, we climbed the small boat and headed for the cave. After touring the small rooms at the entrance of the cave we returned and headed for Salyangoz Bay. We steered towards the part of Kekova Island that overlooks the Mediterranean. We realized that we were in high seas with the rocking of the boat. After a while, we saw a clear-ing that looked like a door. At first, it looked like it was only

50 meters long but we real-ized a curving to the left. We were excited. Then we found Salyangoz Bay. The scenery left us with no words.

Nestled insidethe bosom of the island There were many boats in Salyangoz Bay just like it was the case in other bays. There were hardly any waves since the bay looked like it was nestled inside the bosom of the island. The water was crystal clear. We could clearly see the base of the sea. After casting the anchor, we began swim-ming. We swam with the fishes for hours. The place was crowded. We watched the sunset for a while and were sad to realize that our journey was over. Our boat began to make its way back to Üçağız village but we didn’t want to leave. After having dinner at a restaurant in the village, we left Kekova with great memories.

118 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

119ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 121: Antalya Dergi

118 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

119ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 122: Antalya Dergi

Antalya’nın cennet köşelerinde unutulmaz bir tatil yaşanırken, Isparta’nın dört bir yanı rengârenk güllerle kaplanıyor. Baharın gelişiyle birlikte filizlenen güller, yaz aylarında rengârenk açarak, mis gibi kokusuyla eşsiz bir güzelliği yansıtıyor.

Turkey’s rose garden: IspartaWhile people are vacationing in the heavenly corners of Antalya, the entire city of

Isparta is being covered in colorful roses. The roses that blossom with the arrival of spring open up in the summer and complete an amazing picture with their smell.

Türkiye’nin gül bahçesi:

Ispar ta

120 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

121ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 123: Antalya Dergi

Dünyanın dört bir yanın-dan unutulmaz bir tatil

için tercihini Antalya’dan yana kullanan misafirleri taşıyan uçaklar Toroslar’ın üzerinden birer birer geçerken, dağın arka tarafında, Isparta’da bir gül tomurcuğu filizlenir. Misafirlerimiz, denizin, gü-neşin, kumun, tarihin, kül-türün ve onlarca alternatif etkinliğin içerisinde renkli bir tatil geçiredursun, usulca filizlenen o tomur-cuklar rengârenk güllere dönüşür. Antalya’nın yanı başında yer alan ve Türkiye’nin gül bahçesi olarak tanınan Isparta, pembeden, kırmızıya, sarıdan mora, mis kokulu güllerle kaplanır.

150 yıllık bir hikâye Antalya’nın komşu-su Isparta’nın her yaz rengârenk güllere bürü-nüşünün hikâyesi günü-müzden 150 yıl öncesine dayanır. İyi bir eğitim alan ve kendini sürekli geliştiren İsmail Efendi, Denizli’nin Çal ilçesinde bir tapu memurunun gül-den yağ elde ettiğini öğ-renince harekete geçer. Gül yetiştirilen Isparta’nın komşu illeri Burdur, De-nizli ve Çal ilçesine doğru geziye çıkar. Burada gül yetiştirmenin inceliklerini öğrendikten sonra iklimiy-le, toprak yapısıyla gez-diği yerlerin Isparta’dan bir farkı olmadığını görüp, memleketinde de gül

While the planes that carry vacationers to Antalya

from all around the world fly over the Taurus Mountains, a rose bud blossoms behind the mountains in Isparta. While our guests enjoy their vacations under the sun at beautiful beaches and histori-cal sites, those buds turn into colorful roses. Isparta, which is right next to Antalya and is called Turkey’s rose garden, is filled with roses of many colors that smell amazing.

A 150 year old story The story of the roses of Is-parta, a neighbor of Antalya, dates back 150 years before our time. İsmail Efendi, a well educated man, acts when he

hears that someone in Denizli has produced oil from a rose. He begins his journey to neighboring cities like Burdur and Denizli and the borough of Çal. After learning how the secret of growing roses, he heads back home after he finds out that Isparta is no different that these regions. He immediately buys some land and plants the rose buds he has bought.

He never gave upİsmail Efendi, who knew that he had to wait 3-5 years to get a good product, looked after his garden with patience. He had already bought the tools he was go-ing to use in oil making. He

120 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

121ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 124: Antalya Dergi

yetişeceği kanısına varır. Hiç vakit kaybetmeden 30 dekar arazi satın alır ve beraberinde getirdiği yağ gülü fidanlarını diker.

Emekleri boşagitti ama yılmadıDikilen fidanların 3-5 yıl sonra iyi ürün verece-ğini bilen İsmail Efendi, sabırla ve hiç aksat-madan gül bahçesinin bakımını yapar. Fidanları gül vermeden gül yağı çıkarmakta kullanaca-ğı araçların bazılarını Isparta’da yaptırmış, ba-

zılarını da Bulgaristan’a kadar giderek satın almıştır bile. Bahçesi için gerekli suyu da ‘Bam-bullu Ceviz’ mevkiinden getirir. Sayılı gün çabuk geçer.Fidanların toprakla buluşmasının üzerinden 3 yıl geride kalmıştır.

Ancak olumsuz hava şartları nedeniyle İsmail Efendi’nin gülfidanları çiçek vermez,emekleri ve harcadığı paralar boşa gider. Bir yıl sonra fidan-lar rengârenk güller açar ama bu kez de gül yağı

gets his water from a place called ‘Bambullu Ceviz’ re-gion. Time passes by quickly. It is now 3 years since he has planted his roses. Because of the cold weather, his buds are ruined and he has spent all his money for noth-ing. A year later, the roses start blooming but since he doesn’t know how to process oil, he fails again. All eyes are on him and people start to make fun of his failure.

The garden isdrenched in pink in spring Despite all these negativi-ties her doesn’t give up and starts to find out where he went wrong. He begins his research and learns the tricks to making oil from roses. He is now prepared for the upcoming season.

While he continues to work, the season arrives. The winter was cold and snowy. With the arrival of spring, the buds in his garden come alive. First he sees the green leaves and then the pink ros-es in is meticulous garden. Come May, his garden his filled with large pink roses. The garden is so beautiful that birds start singing and the place smells amazing.

Taught the localsMany people come to the garden to help him pick the roses but there are so much that they have to work for days. After the month long rose season, he manages to produce rose oil and rose water. He pays his debts and builds a new house with the money he gets from selling his products. After that, he buys new lands and starts growing more roses.

122 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

123ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 125: Antalya Dergi

From Isparta to the our corners of the world

Gülbirlik, which is the world’s biggest rose oil producer and exporter, established Rosence Cosmetics in 2005. Rosence, which is the world’s only producer and exporter of naturally made cosmetic products, exports its rose based cosmetic products to the entire world, especially to countries such as Germany, France, Holland, Belgium, Luxembourg, Austria, Russia, Canada, Australia and Japan.

Isparta’dan dünyanın dört bir yanına

Isparta’nın adının gül ve gül yağı ile anılmasının ardın-dan dünyanın en büyük gülyağı üreticisi ve ihracat-çısı Gülbirlik, çıtayı daha da yükseltti ve 2005 yılında Rosense Kozmetik Ürünleri A.Ş.’yi kurdu. Dünyanın tek, doğal kaynaklı güzellik ve kozmetik ürünleri üreticisi ve ithalatçısı olan Rosense, Isparta’nın güllerinden üretilen kozmetik malzemelerini bugün Almanya, Fransa, Hol-landa, Belçika, Lüksemburg, Avusturya,Rusya, Kanada, Avustralya ve Japonya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor.

çıkarma yöntemini bilme-diği için başarısız olur.Gözler İsmail Efendi’nin üzerindedir ve başarısız olduğu için alay konusu olur.

Baharla bahçe pembeye büründüBütün olumsuzluklara rağmen vazgeçmeyen İsmail Efendi, nerede hata yaptığını belirlemek için araştırmalar yapar. Sorup soruşturur ve gül yağı çıkarma yöntemini en ince detaylarına kadar öğrenir. Böylece kendini bir sonraki yıla daha iyi hazırlar. O çalışmalarını sürdürürken yeni sezon gelir çatar. Kış mevsimi karlı ve soğuk geçmiştir. İlkbaharla birlikte İsmail Efendi’nin bahçesindeki fidanlarda diriliş, canlan-ma görülür. Bakımlı ve tertemiz bahçedeki insan boyunu aşan gülfidanları önce yeşil yapraklar, son-ra da pembe gül tomur-cukları vermeye başlar. Hele Mayıs ayı gelince bahçesi top top, koca koca pembe güllerle do-lup taşar. Bahçe öylesine güzelleşmiştir ki pembe güllerin içerisinden bülbül sesleri duyulur, etrafa mis gibi bir koku yayılır.

Yöre halkına da öğrettiBol miktarda gül veren

122 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

123ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 126: Antalya Dergi

İsmail Efendi’nin bah-çesinde kadınlı erkekli yüzlerce kişi sabahtan akşama kadar gülleri toplaya toplaya bitire-mezler. Bir ay kadar süren gül sezonunun ardından İsmail Efen-di, eline geçen fırsatı çok iyi değerlendirip, bin bir güçlükle ürettiği güllerden katkısız gül yağı ve gül suyu elde eder. Ürünlerini satıp kazandığı para ile önce borçlarını öder ve ken-dine yeni bir ev yaptırır. Ardından yeni tarlalar satın alır ve daha çok alanda gül yetiştirmeye başlar. İsmail Efendi’nin 5 yıl süren çileli uğraş-ları sonucunda Isparta yeni bir ürün kazan-mış, bölge halkı da gül yetiştirtmek için kapısını çalar olmuştur. Kıs-kançlık etmeyen İsmail Efendi, Isparta halkına gül fidanlarından ve-rir, dikim ve yetiştirme aşamalarında onlara yardımcı olur. Bir kaç yıl içinde Isparta’nın dört bir yanı gül bahçeleriyle kaplanır.

İsmail Efendi’nin yolundan ilerliyorlarBulgaristan’dan gelen göçmenlerin Anadolu’ya 1870’li yıllarda getirdiği yağ gülleri, 1888 yılından itibaren Isparta’da yetiş-tirilmeye başlanır, 1892 yılında ise gülyağı elde edilir. İsmail Efendi tara-fından imbik adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilen gülyağı uzun yıllar bu şekilde elde edilir. Atatürk’ün Isparta’ya gelişinin ardından modern gülyağı fabrikasının kurul-masıyla köy tipi gül yağı üretimi, yerini sanayi tipi gül yağı üretimine bırakır. Gül yetiştiriciliğinin art-masıyla birlikte Isparta’da 1958 yılında Gülbirlik ta-

rafından İslamköy Gülyağı Fabrikası kurulur. İsmail Efendi’nin attığı bu adım çığ gibi büyür ve Isparta Türkiye’nin önemli bir gül yağı ve gül ürünleri mer-kezi haline gelir. Bugün Isparta’da 15 adet gül yağı fabrikası bulunur.

After 5 years of work, İsmail Efendi has introduced a new product to Isparta and eve-ryone was knocking on his door to learn about growing roses. With all his humility, he gives rose buds to the people of Isparta and helps them along the way.

They followin his footsteps Rose oils, which were brought to Anatolia in the 1870’s by Bulgarian immigrants, began to be produced in Isparta in 1888. In 1892, the first rose oil is produced. Rose oil was produced in simple and primi-tive cauldrons which İsmail Efendi called imbik for many years. After the arrival of Atatürk in Isparta, a modern rose oil factory is built where industrial rose oil is produced. After the spreading of the trade, the İslamköy Rose Oil Factory is built in 1958 by Gülbirlik. The small step taken courageously by İsmail Efendi takes on an essential turn and Isparta becomes Turkey’s rose oil and rose products center. Today, there are 14 rose oil factories in the city.

İsmail Efendi’nin attığı adım çığ gibi büyür ve Isparta Türkiye’nin önemli bir gül yağı ve gül ürünleri merkezi haline gelir.

The small step taken courageously by İsmail Efendi takes on an essential turn and Isparta becomes Turkey’s rose oil and rose products center.

124 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

125ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 127: Antalya Dergi

124 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

125ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 128: Antalya Dergi

Dağ bisikletçilerinin yeni gözdesi

KemerKemer’de denizin hemen ardından yükselen dağlar ve dağların içindeki güzellikler dağ bisikletçilerinin yeni parkuru oldu.

Akdeniz’in engin mavilik-lerinin hemen karşısında

yükselen heybetli dağlar, son dönemde bisiklet turlarının merkezi oldu. Türkiye’nin yanı sıra yurt dışından tatil için Antalya’ya gelen misafirler, bisikletleriyle dağlara tırmana-rak, tatillerine farklı bir boyut kazandırıyor. Misafirler, önce birbirinden güzel sahillerde denizin, güneşin ve kumun tadını çıkarıyor; ardından da dağlarda bisiklete binerek, Antalya’nın diğer güzelliklerinin farkına varıyor. Dağların zirve-sine çevrilen pedallar, buz gibi suların aktığı vadilerde, yeşilin her tonunun hâkim olduğu or-manlarda, rengârenk çiçeklerin açtığı ovalarda, görsel bir şö-lene dönüşüyor. Bisiklet turla-rında Antalya dağların zirveye yakın noktalarından daha da bir güzel görünüyor. Özellikle Kemer bölgesi, son dönemde dağ bisikletçilerinin en çok ilgi gösterdiği parkurların arasın-da yer alıyor. Kemer’in yanı başından yükselen dağlardaki orman yolları ve patikalar, hem spor yapmak hem de doğay-la baş başa kalmak isteyen misafirlerin gözde parkuru. Kemer’de dağ bisikletçileri için Meşe Çukuru, Ovacık, Gedel-

me, Çalıştepe, Yayla Kuzdere parkurları bulunuyor. Günü-müzden binlerce yıl öncesine kadar yaşamın olduğu bu parkurlar, eşsiz doğal güzellik-lerin yanı sıra derin bir kültürün birçok sürprizi barındırıyor. Parkurlarda bazen tarihi bir köprü, bazen antik yerleşim kalıntıları, bazen bir anıt ağaç, dağlarda bisikletle gerçekle-şen turu unutulmaz kılıyor.

Kemer: The new favorite of mountain bikersThe mountains that rise behind the sea and the beauties nestled

inside in Kemer became the new route of mountain bikers.

Grand mountains that rise across the deep

blue of the Mediterranean have become the center of bicycle tours in recent years. Foreign tourists who come to Antalya to relax climb the mountains with their bikes to add diversity to their vacations. First of all, guests enjoy the sea, sun and beaches and then

they hop on their bikes and discover the other beauties of Antalya. Their bike rides in the mountains are ac-companied by valleys where cold waters flow, plains adorned with colorful flow-ers and greener than green forests. During these tours, guests see that Antalya is even more beautiful when viewed from the top of these mountains. Kemer, especially, has become a hot spot for mountain bikers. Forest routes and pathways inside the moun-tains near Kemer is now the favorite course for people who want to work out and enjoy the nature at the same time. There are vari-ous courses in Kemer for mountain cycling such as Meşe Çukuru, Ovacık, Ge-delme, Çalıştepe, and Yayla Kuzdere. These courses, which hosted settlements thousands of years ago, harbor traces of a profound history besides unique scenic beauties. A historical bridge, relics from ancient cities and monumental trees make the tour all the more unforgettable.

Fotoğraflar / Photographs : Werner Eichhorn

126 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

127ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 129: Antalya Dergi

Antalya’da kamp zamanıCamping time in Antalya

Sonbaharın hüzünlü günleri sona erip kara kış kapıyı

çaldığında dört bir yan beyaz örtü ile kaplanır. Antalya’da ise güneşin aydınlık yüzü kış aylarında bile kendini gösterir ve yazdan kalma günlerin ya-şanmasını sağlar. Hal böyle olunca kış aylarında amatör kümelerden, profesyonel lig-lerde şampiyonluk mücade-lesi veren futbol takımlarına yüzlerce ekip Antalya’nın yolunu tutar. Avrupa’da, Rusya’da insanların sokağa çıkmaya çekindiği soğuk günlerde, Antalya’ya gelen ekipler, oldukça uygun bir iklimde liglerinin ikinci yarısı için hazırlık yapar.

Aralık ayındagelmeye başlıyorlarYine sonbaharın sonlarına yaklaştık. Avrupa ve Asya’nın dört bir yanındaki ülkelerde liglerin ilk yarısında sona gelindi. Programlar yapıldı ve kamp için Antalya yolculu-ğunda geri sayıma geçildi. Antalya, bu yıl yine liglerin ilk yarısının sona ermesiyle birlikte dünyanın dört bir yanından yüzlerce futbol takımını ağırlamaya hazırla-nıyor. İlk takımlar Aralık ayı itibariyle Antalya’ya gelme-ye başlayacak. Nisan ayı sonuna kadar da ülkelerin-deki liglerin önemli ekipleri kamp yapmak için tercihlerini Antalya’dan yana kullanacak. Antalya’nın güneşli günlerin-deki birbirinden lüks otellerin Kemer, Kundu, Lara, Belek,

Side ve Alanya’da ki kali-teli sahalarında antrenman yapıp, liginin ikinci yarısına hazırlanacak.

Anadolutakımları da Antalya’daRusya, Ukrayna ve Kazakistan’dan gelen takımlar daha uzun süreli kamp yaparken, Almanya ve Hollanda’dan 3-5 günlüğüne kampın yanı sıra tatil için de takımlar Antalya’da olacak. Ortalama 10 gün Antalya’da kamp yapacak olan takımlar aynı zamanda aralarında hazırlık maçları oynayarak, eksikliklerini ve son durumla-rını görme imkanı bulacak. Bu yıl Ziraat Türkiye Kupası’nın devre arası yerine uzun bir süreçte oynanacak olması nedeniyle Türk takımları da Antalya’ya gelecek.

W hen autumn ends and winter begins, many

places will be covered with snow but in Antalya, the sun will continue to shine. When winter comes, many amateur and professional teams flock to Antalya. Teams who come to Antalya during this period, ready themselves for the second half of the season under the sun.

They startcoming in December We are nearing the end of autumn and many of the countries in Europe and Asia have completed the first half of their leagues. Schedules are set and the countdown to Antalya has begun. Antalya is getting

ready to welcome hun-dreds of teams again this year. the first teams will be coming to the city as of December. Teams will prepare for the second half of the season at qual-ity fields that are located at luxurious hotels in Ke-mer, Kundu, Lara, Belek, Side and Alanya.

Anatolianteams will also be in While teams from Russia, Ukraine and Kazakhstan will stay longer, teams from Germany and Holland will be staying for 3-5 days. These teams will also play friendly matches to test their skills. Turkish teams will also be training in Antalya during the break.

126 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

127ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 130: Antalya Dergi

Kış aylarının vazgeçilmezi

mercimek dondurmasıLentil ice cream: A great treat for winter

Malzemeler ( 4 Kişilik )1 su bardağı kırmızı merci-mek,1 çay bardağı pirinç,4 su bardağı su veya et suyu,1 adet soğan,4 diş sarımsak,1 kahve fincanı zeytinyağı,1 tatlı kaşığı kimyon,1 tatlı kaşığı kırmızı biber,1 tatlı kaşığı karabiber,2 adet kesme şeker,1 tatlı kaşığı tuz.

YapılışıMercimek dondurması yapmak için önce ayık-lanmış ve yıkanmış kırmızı mercimek ile pirinç bir tencereye konur. Üzerine 4 bardak su veya et suyu dökülüp karıştırılır. Orta ateşte birkaç dakika kay-natıldıktan sonra ocağın altı kısılır. Tuz ve şeker eklendikten sonra ara sıra karıştırılır. Mercimekler ile pirinçler, birbiri içinde eriyip suyunu çekince-ye kadar yaklaşık 40-50 dakika pişirilir. Pişirme işlemi tamamlandıktan sonra karışım servis ta-bağına aktarılır ve yayılır. Geniş yüzeyli bir tava orta ateşte kızdırılır ve üzerine zeytinyağı konulur. Ardın-dan kızgın yağlı tavada ince piyaz veya doğran-

mış soğanla dilimlenmiş sarımsak dişleri karıştırı-larak, yumuşayıp pembe-leşinceye kadar kavrulur. Kimyon, kırmızıbiber ve karabiber eklenip karıştırı-lır. Karışım servis tabağın-daki mercimekler üzerine boca edilip hafifçe karıştı-rılır ve soğumaya bırakı-lır. Soğuk olarak servis edilir. İstenirse üzerine ilaveten kırmızı pul biberli kızdırılmış zeytinyağı da gezdirilebilir. İsteğe göre haşlanan mercimek ve pirinçlere 1 tatlı kaşığı domates salçası da katı-labilir.

Ingredients (4 portions)I cup of red lentils I small cup of rice 4 cups of water or veal broth 1 onion 4 cloves of garlic 1 small cup of olive oil 1 teaspoon cumin 1 teaspoon red pepper 1 teaspoon black pepper 2 white sugar cubes1 teaspoon salt

Recipe First of all, place the lentils and rice inside a pot. Add 4 cups of water or veal broth and mix. Bring to a boil and then simmer. Add salt and

sugar and mix. Cook for about an hour until the rice and lentils combined. After the mixture is cooked, lay it over a service plate and spread the mixture. Heat a frying pan and add olive oil. When the pan is hot enough, add the onion and garlic cloves and cook until they are translucent. Add the cumin, red pepper and black pepper and mix. Pour this mixture over the plate, mix and leave to cool. Serve chilled. You can also pour some olive oil with red pepper flakes. If you wish, add some tomato paste to the lentil and rice mixture.

128 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

129ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 131: Antalya Dergi

128 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

129ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 132: Antalya Dergi

Topraklarımızı koruyalımEkolojik dengenin sağlanması ve artan ülke ve dünya nüfusu için asıl beslenme kaynağımız olan tarımın devamlılığı için, topraklarımızı koruma altına almalı bu konuda acil S.O.S çağrısı vermeliyiz.

Canlı bir varlık olan top-rak zor kazanılan kolay

kaybedilen bir mataryeldir. Su erozyonu, rüzgar erozyonu ve çoraklaşma toprak kayıplarına neden olur. Nasıl ki tüm canlı-ların yaşam haklarını gözönü-ne alıp bunun için mücadele ediyorsak toprak için de aynı mücadeleyi vermemiz gerekir. Ekolojik dengenin sağlanması ve artan ülke ve dünya nüfusu için asıl beslenme kaynağı-mız olan tarım ve buna bağlı olarak bitkisel ve hayvansal üretimin devamlılığı için topraklarımızı koruma altına almalı bu konuda acil S.O.S çağrısı vermeliyiz. Bunun için ise öncelikle erozyonla mü-cadele etmeli, kimyasal kirlilik ve tuzlaşma problemlerinin görüldüğü alanlarda toprak ıslah çalışmaları yapmalıyız. Türkiye topraklarını mercek altına alacak olursak, coğrafi

koşullara bağlı olarak degi-şik toprak karekterleri göze çarpar. Ancak bu alanların yüzde 80’inde organik mad-dece zayıflık ile kirece bağlı olarak yüksek ph ve alkalileş-me söz konusudur. Su tutma kapasitesi düşük olan bu tür topraklar, verimlilik yönünden degişken özellikler gösterir. Buna bağlı olarak toprak verimliliğini artırmak için önce topraklardaki organik maddenin artırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

Organik maddeyi artırmanın degişik yöntemleri mevcuttur. Açık alanlarda anız yakılma-ması ve buna bağlı olarak iyi fermante edilmiş çiftlik gübreleri, yeşil gübreleme, humicacidler ve bir de ıslah için kullanılan kükürt, cips ve mineral toprak düzenleyici

Let’s protect our soilWe need to put our soil under protection to establish ecological balance

and the continuation of agriculture for the increasing population.

Soil, which is a living organism, is a mate-

rial that is easily lost and hard to take back. Water and wind erosion and lack of rain results in loss of soil.

We should fight to pro-tect our soil just like we fight to keep all living things alive. We need to put our soil under protection to establish ecological balance and the continuation of agriculture for the increasing population and sound the alarm on the subject. First of all, we need to fight against erosion and improve the soil where there are chemical waste and

salination problems. If we examine the soil in Turkey, we see various soil types because of geographical conditions but 80% of these areas are weak in organic materials and have high ph levels because of quicklime. These lands, which have a low capacity in water reten-tion, vary in fertility. In order to eliminate the problem of low fertility, organic materials must be increased.

There are various meth-ods of doing that. Stalk shouldn’t be burned in open areas and well fermented fertilizers, green fertilizers, humidi-

Yazı / Article: Ümit Çiçek / Ziraat Mühendisi - Agricultural Engineer

130 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

131ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 133: Antalya Dergi

alsiller bunlardan bazılarıdır.Bu yöntemlerin hemen hemen hepsinin kendine özgü faydaları vardır. Ama alsil diğerlerinden farklı olarak bir yandan gübre katkı maddesi olarak gübrele-meden ekonomi sağlarken diğer yandan da içeriğindeki yük-sek ve kaliteli organik madde sayesinde topraklardaki organik maddeyi zenginleştirir ve mikro ve makro strüktürü sayesin-de istisnai bir gaz alışverişi sağlayarak biyolojik döngüyü kısa sürede iyileştirir. Bu yö-nüyle hem toprağı kısa sürede iyileştirir, ıslah eder, rüzgar ve su erozyonunun önüne geçil-mesini sağlar hem de toprağın canlılığını muhafaza etmesini sağlar. Ayrıca topraktaki faydalı suyu toprağın hemen altında tutmasıyla bitkilerin susuzluktan yanmasını ve aşırı sıcaktan et-kilenmesini engeller.Seralarda, açık alanlarda ve meyve bah-çelerinde kullanılan alsil bitkisel

ürünlerin kalitesini artırır bu alanların ıslah edilip tekrar eski verimine kavuşmasını sağlar.

Çevreci ve doğal bir ıslah mad-desi olan alsil, tarım alanları-mız için olduğu kadar peyzaj alanlarının ve turizme dayalı otel ve belediyelerin park bahçe ve yeşil alanlarının korunmasında da önemli bir materyaldir.

Antalya’da turizm alanında faliyet gösteren Özaltın Holdig’e bağlı Glorya Golf Otel alsilin tüm bu özeliklerini keşfetmiş işletme-lerimizden biridir. Gübreleme ve sulamadan yaptığı tasarruf ile çim dokularını iyileştirme özel-liğinden dolayı golf alanlarında alsil kullanan Glorya Golf Otel, bu sayede hem kimyasaldan uzak durmuş hem de doğaya saygılı bir alan oluşturmuştur. Kendilerini çevreye olan saygı-larından dolayı kutluyorum.

fiers and soil regula-tor chemical alkyls must be used. All the methods have unique benefits but alkyls save money on fertiliz-ers and the chemi-cals enrich the soil and help balance the biological cycle with the gasses they emit. Alkyls quickly heal the soil and prevent erosion all the while preserving the vitality of the soil. In addition, it helps water reten-tion and hydrates the plants. Alkyl which is used in greenhouses and orchards increas-es the quality of the products. Alkyl, which is an environmentally friendly and natural

redressing material, is also a useful material used in the preserva-tion of parks, hotel gardens and land-scapes.

Özaltın Holding’s Gloria Golf Hotel is one of the facilities which has discovered all the characteristics of alkyl. The hotel, which uses alkyl for its golf courses because of the grass healing properties of the ma-terial, stays away from chemicals and has established an envi-ronmentally friendly zone. I congratulate them for their respect for nature.

www.sinor.com.tr

Önce / Before Sonra / After

130 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

131ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 134: Antalya Dergi

INFOİtfaiye / Fire Department 110Acil Servis / Medical Emergency Service 112Trafik / Traffic 154Polis İmdat / Police Department 155Jandarma / Gendarmerie 156Orman Yangını / Forest Fires 177

ANTALYA MERKEZ / CENTERValilik / Governorship (242) 243 97 91Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism (242) 243 97 98İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate (242) 247 76 60Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality (242) 249 50 00İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate (242) 345 41 00İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate - Passport Department (242) 227 96 00Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital (242) 249 44 00Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers (242) 321 59 26DHMİ Santral / Central (242) 330 30 30

AKSEKİKaymakamlık / District Governorship (242) 678 10 21Belediye / Municipality (242) 678 10 08İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 678 22 28 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 678 10 25Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 678 10 29

AKSUKaymakamlık / District Governorship (242) 426 30 52Belediye / Municipality (242) 426 30 49İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 426 26 77 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship (242) 512 57 17 Belediye / Municipality (242) 513 21 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 511 23 12İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 513 10 09 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 513 48 41

Turizm Danışma / Tourism Information (242) 513 12 40Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 511 94 98Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association (242) 514 34 74

DEMREKaymakamlık / District Governorship (242) 871 53 53 Jandarma / Gendarmerie (242) 871 51 89Sahil Güvenlik / Coast Guard (242) 874 42 28Emniyet Amirliği / Security Chief Office (242) 871 42 21Belediye / Municipality (242) 871 50 51Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 421 44 41Belediye / Municipality (242) 421 30 55İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 421 27 56İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 421 30 07

ELMALIKaymakamlık / District Governorship (242) 618 10 08 Belediye / Municipality (242) 618 67 01 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 618 62 51İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 618 63 01Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 618 83 00

FİNİKEKaymakamlık / District Governorship (242) 855 10 05Belediye / Municipality (242) 855 13 92İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 855 10 21 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 855 10 07Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 855 20 00

GAZİPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 572 28 84 Belediye / Municipality (242) 572 10 13 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 572 50 14İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 572 10 15 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship (242) 781 20 06Belediye / Municipality (242) 781 20 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 781 21 88İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 781 20 14

132 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

133ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 135: Antalya Dergi

132 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

133ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 136: Antalya Dergi

İBRADIKaymakamlık / District Governorship (242) 691 22 94 Belediye / Municipality (242) 691 20 04 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 691 23 01İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 691 20 15

KAŞKaymakamlık / District Governorship (242) 836 10 04Belediye / Municipality (242) 836 10 99İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 836 10 24İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 871 51 89Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 836 32 15Kaş Turizm Danışma (242) 836 12 38

KEMERKaymakamlık / District Governorship (242) 814 44 81Belediye / Municipality (242) 814 15 03İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 814 15 46İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 814 10 16Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 814 15 50Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 814 52 62Turizm Danışma / Tourism Information (242) 814 11 12

KEPEZKaymakamlık / District Governorship (242) 335 41 11Belediye / Municipality (242) 310 58 58İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 344 44 75İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 221 28 02

KONYAALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 229 94 90Belediye / Municipality (242) 245 55 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 229 63 81İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 238 22 07

KORKUTELİKaymakamlık / District Governorship (242) 643 60 01 Belediye / Municipality (242) 643 60 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 643 22 38 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 643 62 60 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 643 64 44

KUMLUCAKaymakamlık / District Governorship (242) 887 10 01 Belediye / Municipality (242) 887 27 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 887 73 00 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 887 10 05 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 887 14 80

MANAVGATKaymakamlık / District Governorship (242) 746 10 04 Belediye / Municipality (242) 746 10 82 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 746 30 44 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 746 10 06 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 746 44 80Turizm Danışma / Tourism Information (242) 753 12 65

MURATPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 244 75 50Belediye / Municipality (242) 324 46 46İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 243 90 68

SERİKKaymakamlık / District Governorship (242) 722 10 04 Belediye / Municipality (242) 722 19 70 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 722 10 88 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 722 10 08 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery (242) 313 19 132000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House (242) 247 62 37Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77

MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARIAntalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum (242) 243 42 74Minicity (242) 230 46 30Elmalı Müzesi (242) 618 44 42Alanya Atatürk Evi (242) 513 32 54 Oyuncak Müzesi (242) 248 49 33-34Antalya Akvaryum (0242) 245 65 65 Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)

134 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

135ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 137: Antalya Dergi

ANTALYA GUIDE

Bulmacanın Çözümü

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş.Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYATel: +90 242 242 22 52www.olymposteleferik.com

BEST WESTERN KHAN HOTELElmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYATel: +90 242 248 38 70Faks: +90 242 248 42 [email protected]

SEVGİ HASTANESİAntalta Cd. Eski Side KavşağıManavgat - ANTALYATel: +90 242 746 55 99Fax: +90 242 742 83 [email protected]

KEMER RESORT HOTELAtatürk BulvarıKemer - ANTALYATel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 [email protected]

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİAntalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 [email protected]

ADOPENOrganize Sanayi Bölgesi2. Etap ANTALYATel: 444 24 24Fab. Tel: +90 242 258 18 00www.adopen.com

ÖZEL MEMORIAL HASTANESİZafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYATel: +90 242 444 7 888www.memorial.com.tr

MIRACLE RESORT HOTELGüzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYATel:+90 242 352 21 21Faks:+90 242 352 21 [email protected]

KAYI ŞİRKETLER GRUBUKayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok.No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00Fax: +90 0242 310 88 24info@kayıgroup.com.trwww.kayıgroup.com.tr

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİFabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYATel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60www.ozdilekpark.com

TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3Kemer - ANTALYATel:+90 242 814 41 00Faks:+ 90 242 814 28 [email protected]

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 90 TLYURTDIŞI ABONELİK 270 TL

AD,I SOYADI

Tarih: / / 20..........ADIMA FATURA EDİNİZŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

ADRESİ

ŞEHİR

E-MAIL

ABONE TELEFON (0232) 463 75 40 ABONE FAX (0232) 421 92 24 E-MAİL [email protected]

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim.Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

VERGİ DAİRESİ VERGİ NO

ÜLKE POSTA KODU TELEFON FAX

KURUMU GÖREVİ

134 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

135ANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 138: Antalya Dergi

Fulya OMAÇ / e-mail: [email protected]

136 ANTALYA Kasım / Aralık - November / December 2012

PBANTALYA Kasım / Aralık - November / December / October 2012

Page 139: Antalya Dergi
Page 140: Antalya Dergi