“gerçekler işığında kıbrıs tarihi ders kitapları” isimli ... · web view16....

24
“Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli kitabın özeti Birol ÖZTER "Tarih yazmak tarih yapmak kadar zordur. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." diyor ulu önder Atatürk. Aşağıda konusunu edeceğim bütün hatalar belki düzeltilebilir ama benim en çok eleştirdiğim, Tarih ders kitaplarından silinen bizim son 50–60 yıllık milli tarihimizdir. (Çağdaşlaşma, yenileşme, yeni dünya düzeni gerekçe gösterilerek.) Anlaşılacağı gibi konumuz okullarımızın Orta I, Orta II ve Orta III ile Lise ve Kolejler için hazırlanan ve halen okutulmakta olan tarih kitaplarıdır. Bu kitaplar “Kıbrıs Türk Tarih kitabı” olamaz diyorum çünkü sosyal bir bilim dalı olan Tarih biliminin vazgeçilmez kurallarına, olmazsa olmazlarına, kırmızı çizgilerine uyulmamıştır. Nelerdir tarihin olmazsa olmazları, kırmızı çizgileri yani vazgeçilmez kuralları: 1. Tarafsızlık (Objektiflik) ilkesidir. —Bu kitaplarda bu ilkeye uyulmuş mudur? —Hayır. —Bu kitaplar CTP ideolojisine paralel Kıbrıslılığı öğrencilere aşılamak amacını gütmektedir —AB direktifleri ile yazılmışlardır ve —Kıbrıs Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Petros Papapolivyu'nun iddiasına göre bu kitaplar Rum yazar Vasos Karageorghis'in "Kition, Mikenean and Phonican Discoveries in Cyprus 1976" isimli kitabından alıntıdırlar (1931 yılına kadar olan I. ve II cilt.) Gali Fikirler dizisinin 10. paragrafı da 5 Temmuz 1992 yılında bizlerden şunu istiyordu: "Her bir taraftaki okullarda kullanılan ders kitaplarını gözden geçirmek ve iki toplum arasında iyi niyet ve yakın ilişkilerin geliştirilmesine aykırı 1

Upload: others

Post on 29-May-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

“Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli kitabın özeti

Birol ÖZTER "Tarih yazmak tarih yapmak kadar zordur. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen

hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." diyor ulu önder Atatürk.

Aşağıda konusunu edeceğim bütün hatalar belki düzeltilebilir ama benim en çok eleştirdiğim, Tarih ders kitaplarından silinen bizim son 50–60 yıllık milli tarihimizdir. (Çağdaşlaşma, yenileşme, yeni dünya düzeni gerekçe gösterilerek.)

Anlaşılacağı gibi konumuz okullarımızın Orta I, Orta II ve Orta III ile Lise ve Kolejler için hazırlanan ve halen okutulmakta olan tarih kitaplarıdır.

Bu kitaplar “Kıbrıs Türk Tarih kitabı” olamaz diyorum çünkü sosyal bir bilim dalı olan Tarih biliminin vazgeçilmez kurallarına, olmazsa olmazlarına, kırmızı çizgilerine uyulmamıştır.

Nelerdir tarihin olmazsa olmazları, kırmızı çizgileri yani vazgeçilmez kuralları:

1. Tarafsızlık (Objektiflik) ilkesidir.

—Bu kitaplarda bu ilkeye uyulmuş mudur?

—Hayır.

—Bu kitaplar CTP ideolojisine paralel Kıbrıslılığı öğrencilere aşılamak amacını gütmektedir

—AB direktifleri ile yazılmışlardır ve

—Kıbrıs Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Petros Papapolivyu'nun iddiasına göre bu kitaplar Rum yazar Vasos Karageorghis'in "Kition, Mikenean and Phonican Discoveries in Cyprus 1976" isimli kitabından alıntıdırlar (1931 yılına kadar olan I. ve II cilt.)

Gali Fikirler dizisinin 10. paragrafı da 5 Temmuz 1992 yılında bizlerden şunu istiyordu:

"Her bir taraftaki okullarda kullanılan ders kitaplarını gözden geçirmek ve iki toplum arasında iyi niyet ve yakın ilişkilerin geliştirilmesine aykırı malzemenin çıkarılmasını tavsiye etmek için bir, iki toplumlu komite oluşturulacaktır. Komite ayrıca bu amacı ileri götürmek için olumlu tedbirler de tavsiye edebilir."

2. Neden Sonuç bağlantısıdır.

Tarihi olaylar bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlantılıdır. Bir sonraki olayın nedeni bir öncekinin sonuçları içerisindedir.

Bu kitaplarda bu göz ardı edilerek her şey parça parça, bölük pörçük, resim resim, spot spot verilmiştir. Aynı sayfa içerisinde birbiriyle ilgisi olmayan olaylar konu edilebilmektedir.

3. Tarih yazılı ve yazısız (arkeolojik bulgular) belgelere dayandırılmalıdır.

Bu kitaplarda yazısız ve yazılı belgelerle ispatlananlar bile inkâr edilerek tarihin bu kuralı da dışlanmıştır. (Örneğin Avusturya’nın Viyana şehrinde bir müzede Kıbrıs'ın oluşumu dünya tarih bilimcilerinin kabul ettiği şekli ile sergilenmektedir.) Bu şekil, Kıbrıs'ın 4. zamanın başlarında üçüncü kez çökmesi, havaların ısınması ve buzulların erimesi ile denizlerin yükselmesi sonucunda İskenderun Körfezi ile (Anadolu ile) bağlantısının kaybolmasıdır.

1

Page 2: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

Kıbrıs ile İskenderun körfezindeki katmanların benzerliği de inkâr edilerek Kıbrıs'ın mantar gibi denizin ortasından bittiği masalı öğrencilere anlatılmak istenmektedir.

Kitaplarda Anadolu'nun Sevr antlaşmasından sonra işgal edildiği iddiası vardır v.s.

4. Yeri ve zamanı belli olmayan olaylar hikâyedir, masaldır, efsanedir ama tarih değildir. Kitaplar da böyle olaylarla doludur.

6–7 olayları deniyor. Yıl olarak tarihi belli değil. Cirenelerdeki papaz kemikleri efsanesi, St. Barnabas Efsanesi, Afrodit efsanesi v.s.

Kitapların içeriği ile ilgili bazı örnekler vermek istiyorum:

1. "Yeni Tarih Programı Ve Kitaplar Hakkında" başlıklı önsözün hemen altında "Kendi yarattığımız tarihi kendimiz yazmalı ve yeni nesillere öğretmeliyiz " diyor komisyon üyeleri.

Burada 2 farklı düşünce gizlidir:

a) İnkâr var, hatta inkârdan öte nankörlük var:

"Bu tarihi kendimiz yarattık" diyorlar, böylece hem Türkiye Cumhuriyeti'nin katkılarını hem de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahramanlıklarını inkâr ediyorlar.

b) "Kendimiz yarattık, istediğimiz gibi yazar ve bizden sonraki nesillere bırakırız" diyorlar.

Sormak istiyoruz: Son 50–60 yılın tarihini kendimiz mi yarattık?!!!

Kıbrıslı Türkler olarak yalnız mı yaptık bu tarihi?!!!

Yalnız bırakılsak bugün hepimiz katliam çukurlarında olacaktık. Çünkü 1963 Kanlı Noel'inin nedeninin AKRİTAS Planı (Türkü imha planı) olduğunu biliyoruz.

1974'teki katliam çukurlarının nedeninin ise İFESTOS (VOLKAN) Soykırım Planı olduğunu biliyoruz. Yalnız bırakılsak, Türk askeri yetişemese bugün bütün Türk Bölgeleri birer Muratağa, Atlılar, Sandallar, Taşkent v.s. olacak değil miydi?

ORTA I1. Sayfa 3'te Kıbrıs'ın Anadolu'ya yakınlığı gizlenmiştir, onun yerine gereksiz sayılarla

öğrencilerin kafası karıştırılmak istenmiştir.

"Doğu Akdeniz kıyısı ile İberya (herhalde İber Yarımadası demek isteniyor) yarımadası arası 3700 Km diye veriliyor. Po nehrinden-Libya'ya kadar 1800 km" deniyor ama Kıbrıs'ın Türkiye'ye olan yakınlığı (70 mil veya 40 km; o kadar yakın ki Girne'den bakıldığında bazen Toros dağları görülebiliyor) konu edilmiyor. Komşu olarak da kitaplarda adı anılmıyor. Özetle Kıbrıs'ın Anadolu'ya yakınlığı gizlenmek isteniyor.

2. Sayfa 6'da;

"Kıbrıs'ın İklimi ve Bitki Örtüsü" başlıklı bölümün 2. paragrafında: "Deniz tabanından yükselen bir ada olduğundan, Kıbrıs Adası tarihinde, çevresindeki hiçbir anakara'ya bağlı olmamıştır" denilmektedir.

Kıbrıs, II zamanda bir çökme ile ve yine IV. zamanda havaların ısınması, suların kabarması sonucu Karpaz Burnu (Kırpaşa veya Zafer Burnu) ile - İskenderun Körfezi arasındaki bölüm sular altında kalmış ve yarımada iken ada halini almıştır. Bu oluşum Dünya ve Avrupa coğrafyacıları tarafından da kabul edilmektedir. Ve bu oluşum Viyana Müzesi'nde

2

Page 3: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

de bu şekilde tasvir edilmektedir. Kıbrıs'taki katmanlar ve bitki örtüsü ile İskenderun Körfezi'ndekilerin benzeşmesi de bunun kanıtıdır.

Hangi amaca hizmet etmek için, tarih bu denli saptırılarak, "Kıbrıs'ın mantar gibi denizin ortasından bittiği" iddiasının bu kitaplara alındığını anlamak mümkün değildir. Bu saptırma da barışa hizmet için midir?

Tarih yazılı ve yazısız belgelerle ispatlanandır, Vassos Karageoarghis'in safsataları ile değil.

3. Sayfa 8'de aynı hataya ısrarla devam edilerek 'Afrika Kıtası Güneyden-Avrupa Kıtası da Kuzeyden sıkıştırdı ve Kıbrıs Denizin dibinden bitti' denilmektedir.

Vassos Karageorghis'in 'Kition, Mycenaean and Phoenician Discoveries in Cyprus' isimli kitabını Rum tarafıyla hiçbir bağım olmadığı için bulup inceleyemedim.

Orta I ve Orta II sınıfları için yazılan Tarih kitaplarının bahse konu kitaptan alıntı olduğu iddiaları vardır. Adanın denizin dibinden mantar gibi bitmesi varsayımı da büyük bir ihtimalle Rum yazar Vassos Karageoargahis tarafından Ada'nın Anadolu ile bağlantısını inkâr etmek amacıyla bilinçli olarak saptırılmıştır. Kitapların hazırlanmasından sorumlu Komisyon da bütün Avrupa'nın ve dünyanın kabul ettiği gerçekleri inkâr ederek, Vassos Karageorghis'in mensup olduğu milletin amaçlarına hizmet eder şekilde, Ada'nın Anadolu anakarasından ayrılarak ada halini almadığı, denizin dibinden bittiği yalanını ve yanlışını Türk çocuklarına öğretmek istemektedir.

4.Sayfa 34'ün sonunda sarı renkli bir Kıbrıs haritası yer almaktadır. Bu haritada Aka ve Dor kolonileri yerine 'GREK Kolonileri' terimi kullanılmaktadır. Bununla Yunanlıların bir dönem Kıbrıs'a hâkim oldukları kanıtlanmaya çalışılmıştır.

Araştırmalarım sonucu elde ettiğim bilgileri aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum:

"AKA VE DOR'lar (Asyalı) Hint-Avrupa kökenli kavimlerdir.

GREK: Hırsız, dolandırıcı demektir. Rumlar Grek kelimesinin Meydan Larus'tan çıkarılmasını talep etmişler ve başarmışlardır.

Onlar kendilerine 'bir mitoloji kahramanı' anlamına gelen Helen denmesinden yanadırlar. Hâlbuki ortaokul tarih kitaplarımızda bilinçsizce veya kasıtlı olarak saptırılarak Yunanlıların adaya bir dönem hâkim oldukları varsayımına ulaşılması amaçlanmıştır. Belki taraf tutularak yazılan 'Kition, Mycenaean and Phoenician Discoveries in Cyprus' isimli kitaptan alıntı oldukları için bu gibi hatalara düşülmüştür!

Kıbrıs'ta ilk insan hayatına Neolitik denen Cilalı Taş Devri'nde rastlanır. Kıbrıs'ın bilinen ilk yerlileri Cilalı Taş devrinde Anadolu'dan göç edenlerdir. Kıbrıs'a M.Ö. 1500 yıllarından itibaren ise Mısırlılar (3 kez) Hititler, Fenikeliler, Asurlular, Persler, Makedonya Krallığı, Roma İmparatorluğu, İslam Halifelikleri, Bizanslılar, kısa bir dönem İngilizler (Arslan Yürekli Rişar), Lüzinyanlar ve Venedikliler hâkim olmuşlardır.

1571'de adayı Venediklilerden Osmanlı İmparatorluğu devralmış ve 1878'de (Rusya'ya karşı) yardım amaçlı olarak İngiltere'ye kiralamıştır. İngiltere 1814'de I. Dünya Savaşı sırasında Kıbrıs'ı tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıklamış ve Türkiye Cumhuriyeti bu ilhakı 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'nın 20. maddesi ile tanımıştır.

16. Madde ise adaların statüsü ile ilgili olarak Türkiye'yi söz sahibi kılmaktadır.

Zaten coğrafi olarak Kıbrıs Türkiye'den sadece 40 mil uzaklıktadır.

Bütün bunlara karşın Yunanlılar (Helenler) hiçbir zaman Kıbrıs'a egemen olmamışlardır. Önceleri böyle bir amaç da gütmemişlerdi. Bir dönem Yunanistan'dan gelen Asyalı kavimler

3

Page 4: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

(Aka-Dor) Kıbrıs'ta ticari amaçlı koloniler kurmuşlardı. Ama bütün Kıbrıs ile ilgili olarak egemenlik söz konusu olmamıştır.

Tarih boyunca zaman dizisel bir şekilde aralarında boşluk olmadan Kıbrıs'ta egemen güçler sıralandığında (Helen) Yunan egemenliğine ilişkin bir devrin adı geçmemektedir.

Bizans'ın (Doğu Roma İmparatorluğu) ise bir Yunan Devleti sayılıp sayılmayacağı tarihçiler arasında henüz tartışma konusudur. Kıbrıs Bizans devrinde de Yunanistan'a değil Antakya'ya bağlı idi.

1907 yılında İngiltere Sömürgeler Bakanlığı'ndan görevli olarak Kıbrıs'a gelen Winston Churchill de Kıbrıslı Rumlarla ilgili olarak; "Bu topluluğun Yunanistan'ın bir parçası olduğu neye dayanıyor? Adanın tarihi devirlerde Mısır, İran, Asur, Roma, Venedik, Ceneviz ve Osmanlı devletine bağlı olduğunu görürüz. Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlı olduğunu tarih hiçbir zaman kaydetmiyor. Kıbrıs en geniş bir hayal ile bile coğrafi bakımdan Yunanistan'ın bir parçasını oluşturamaz. Kıbrıs'ta şimdi yaşayan insanlar Yunanlı değildirler. Bunlar buraya göç eden Mısırlılarla Asurluların ve Kıbrıs'ta hüküm sürmüş diğer kavimlerin karışımından meydana gelen melez bir ırktır. Yalnız Yunan dili bunların Yunan göreneklerine bağlı kalmalarını sağlamıştır" demiştir.

Türklere hiç sempatisi olmayan bir İngiliz bilim adamı olan Sir. Dudley Stamp'ın da belirttiği gibi "Adanın dil ve din dışında Yunanistan'la fazla bir ilgisi yoktur."

Kıbrıs'ın dil ve din açısından Yunanistan'a bağı ise aşağıdaki iki temel etkenden kaynaklanmaktadır:

1. Kıbrıs'ta Yunanca konuşan bir topluluğun varlığı (Bunlar da Yunancayı Hıristiyanlığın burada yayılmasından sonra baskı ile Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra almışlar ve Yunanca konuşmaya başlamışlardır).

2. Bu topluluğun aynı zamanda Yunanlılar gibi Ortodoks mezhebinden oluşu, (Ortodoksluk da onlara yukarıda da söylendiği gibi baskı ile kabul ettirilmiştir.) kendilerini Yunanlı kabul etmelerine neden olmuştur.

5.Sayfa 46'daki ilk haritada renklerle Batı Roma ve Doğu Roma İmparatorlukları gösterilmektedir.

Türkiye haritasının üzerine ise bütün Türkiye'yi kapsayacak şekilde KONSTANTİNOPOLİS kelimesi yazılmıştır. Tarihin hiçbir döneminde hiçbir haritada Anadolu'ya KONSTANTİNOPOLİS denmemiştir. Tarihte Konstantinopolis İmparatorluğu diye bir şey de varolmamıştır, yoktur.

2. Sayfa 45, 46, 47, 48 ile 56 ve 57'de Hıristiyanlık propagandası yapılmaktadır.

Bunlardan 45, 46, 47 ve 48. sayfalar Ortodoks kilisesinin ve mezhebinin propagandasına, 56 ve 57. sayfalar ise Katolik kiliselerinin ve Katolik mezhebinin propagandasına ayrılmıştır.

Bu sayfalarda Aziz St. Paul ve St. Barnabas'ın 4 resmine, haritada Anadolu'nun Konstantinopolis (46) olduğuna( Tarihin hiçbir döneminde Anadolu'ya Konstantinopolis denmemiştir), 5 kilise resmine, Kıbrıs'ta Ortodoks Kilisesi başlığı altında Ortodoksluğun şemasına ve bir tam sayfada Katolik kilisesinin şemasına, 26 adet temsili papaz resmine ve 7 adet gerçek papaz resmine yer verilmiştir. Bu kadar çok papaz resmine Rum çocuklarına okutulan din derslerinde bile rastlanmamaktadır.

İslamiyet için ise tek bir satır vardır. O da spot'tur. Spot aynen şöyledir:

'Müslüman Akınları ile Hala Sultan tekkesi'nin ilişkisi nedir? Tartışalım..'

4

Page 5: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

Devlet okullarımızda okutulmak üzere bu tarih kitaplarının kaleme alınmasında emeği geçen Komisyon üyeleri acaba bu kitapları Hıristiyan çocukları için mi yazdılar, yoksa iddia edildiği gibi bu kitapları hiç incelemeden Vassos Karageoarghis'in kitabından mı alıp Türk çocuklarına dağıttılar?!!!

Bu kitapları Türk çocuklarına, hem de üzerine "Türk Tarihi" diye yazarak okutmak; çocuklarımıza, şehitlerimize ve Türk toplumuna karşı hem saygısızlık hem de suçtur.

İslamiyet'in okutulmasından veya camilerimizin resimlerinden vazgeçsek bile hani, nerede biz bu topraklar üzerinde özgür ve mutlu yaşayalım diye, bu toprakları vatan yaparken, bayrağımızı kanlarıyla çizmek yolunda canlarını verenlerin isimleri, hani resimleri, hani şehitliklerimiz, hani toplu mezarlarımız? Bu kitaplarda hiçbiri yok. Ben göremedim değerli okurlar, sevgili öğrenciler, siz görebiliyor musunuz?!!!

6. Bugün Cami mi, Kilise mi?

Sayfa 57'de Lala Mustafa Paşa Camii'nin resmi vardır. Minarelerin altında ise "St. Nicolas Kilisesi" yazılmıştır.

Sayfa 58'de ikinci kez Lala M. Paşa camii'nin resmi verilmiş ve altına yine ısrarla "St. Nicolas Kilisesi" diye yazılmıştır.

Kitabın yazarı olan Türk öğretmenlerimizin tercihi orayı St. Nicolas kilisesi olarak görmek midir?

Caminin Lala M. Paşa Camii olduğunun inkârı kime ne yarar sağlamaktadır?

Sayfa 57'de Selimiye Camisi'nin altına ise "St. Sofia" diye yazılmıştır. "2 minareli kilise mi olur, hem de St. Sofia kilisesi mi olur?" diye sormazlar mı yazana?!!!

Burada da Selimiye Camii gerçeğinin inkârı vardır. Kitabın yazarları Türk Öğretmenler tarafından "O Selimiye Camisi değil, St. Sofia Kilisesi'dir" demeye getiriliyor. Küçücük öğrencilere ne gibi bir yarar sağlayacağı düşünülüyor acaba?!!!

Kıbrıs'ta Müslüman olan vatandaşlarımızın cenazeleri en büyük camimiz olan Selimiye Camii'nden kaldırılmaktadır. Varsın bu caminin St. Sofia olduğunda ısrar edenlerin cenazeleri St. Sofia kilisesinden kalksın.

ORTA II 1. 12.sayfa, 2. paragrafta "Kıbrıs'a sürgün edilenlerin çoğunu işi gücü olmayanların

oluşturduğu" tezi savunuluyor. Birkaç satır aşağıda ise "adi suçluların ve Devlet görevlerinde usulsüzlük yapanların da adaya sürüldüklerinden" bahsediliyor.

Ve aynı paragrafta şöyle devam ediyor, Tarih kitaplarını yazmakla görevlendirilen Komisyon:

'Kıbrıs, XVII. y.y.'da daha çok emirleri dinlemeyen ve yerleşik ahaliye zarar veren aşiretlerin sürgün yeri olarak kullanılmıştı"

Ve aynı paragrafta; "Osmanlı Devleti İdarecilerinin, XVIII. yy.da, Kıbrıs Adası'nı daha çok bir sürgün yeri olarak gördüklerini; Mağusa kalesinin ise İmparatorluğun en azılı suçlularının gönderildiği kalelerden biri olduğu" yazıldıktan sonra bu yazının tam karşısındaki sayfanın başına bir resim yerleştirilmiş ve altına da "Namık Kemal Zindanı" diye yazılmıştır.

5

Page 6: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

Bu kompozisyonla verilen mesaj "Namık Kemal'in Mağusa Kalesi'ndeki zindana gönderilen ve yukarıdaki tariflere tıpa tıp uygun azılı bir suçlu olduğu" yönündedir.

Dünya devletlerinin demokrasiye yöneldiği bir dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki mutlak yönetime karşı tavır koyan, haksızlığa uğrayan, ezilen milletin sinesinden çıkmış ve bu milletin “merkezi hak'e atılsa da Kürre-i arz'ı patlatıp çıkacağını” söyleyen bir hürriyet kahramanı olduğu için Osmanlı Devleti tarafından sürgüne gönderilen, milliyetçiliğin simgesi Namık Kemal, bu tarih kitaplarında Türk çocuklarına yanlış tanıtılmakta "azılı katil ve suçlu" olarak tanımlanmaya çalışılmaktadır.

Milliyetçiliği tartışma kabul etmeyen, "MERKEZ-İ HÂKE ATSALAR DA BİZİ -KÜRRE-İ ARZI PATLATIR ÇIKARIZ" mısralarıyla dizginleyemediği milli heyecanını şiirlerine döken, milli şiirleri Edebiyat derslerine konu olmuş Namık Kemal'in bir "azılı suçlu" durumuna indirgenmesi, Türk olan herkesi çok üzer. Bunu Türk öğretmenlerin yazdığı kitaptan okumak, hele bu kitapta yazılanların 12–13 yaşında öğrencilere öğretileceğini bilmek çok daha üzüntü vericidir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun FERMANINDA konu edilen sürgün usulü, bugün güzel Türkçemizde kullandığımız "suçluların zorunlu olarak ülke dışına gönderilmesi" anlamında değildir. 1571'de Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs'a sürgün usulü ile gönderdiği aileler, Boş ve verimli Kıbrıs topraklarının iskân edilmesi ve işlenmesi nedeniyle zorunlu göçe tabi tutulanlar demektir. Zorunlu göç ettirilirken de iyi ahlak sahibi olmaları konusunda özel araştırmaya tabi tutulmuşlardır.

2.a Yine sayfa 33'te 2. paragrafta "Müslüman'larla gayrimüslim'ler arasında ticari ortaklıklar da kurulmakta ve birlikte üretime gidilmekte idi. Hatta bir rahip, bir Müslüman'a kefil olmuş, Müslüman borcu ödememiş ve kefil olması nedeni ile rahip ödemiş." denilmektedir.

Yine (Müslüman) Türk suçlanmakta, borçlanıp rahibi kefil yaptığı ve borcunu zavallı rahip'e ödettiği tarih ders kitaplarına geçmektedir. Bu denli gayrı ciddi masalların tarih kitaplarında işi ne? Bunun tarih kitaplarında yer alması için en azdan tarihinin bilinmesi gerekli değil mi? Tarihi bilinmiyorsa bu masaldır, efsanedir.

Böyle birkaç münferit olay olsa bile bunu genelleştirerek tarih kitaplarına almak ne ölçüde gerçeği yansıtır?

Bu kitaplarda Türk çocuklarına Rumların çok iyi oldukları masalları anlatılmaya çalışılmaktadır. Çok iyidirler de Barbarlık müzesindeki katliamı, Ayvasıl'ı, Muratağa'yı, Geçitkale ve Boğaziçi'ni, Atlılar'ı, Sandallar'ı, Taşkent'i, Akritas'ı ve İfestos'u, onca soykırımı kimler yaptı acaba?!!

Borcuna sadık kalmayan Müslüman la, borç ödettirilen rahip masalı. Tarih Komisyonu tarih kitaplarında öğrencilere Lafonten masalları anlatmaktadır. Masallarla yine Kıbrıslılık ve yine 2 toplum barış içinde yaşıyorduk, yaşayabilirsiniz anlayışı benimsetilmek istenmektedir.

Sayfa 34'ün ilk paragrafında yine yukarıda yazdıklarımızı ispatlayıcı çerçevede "Müslümanlar ve gayrimüslimler arasındaki evlilikler" sözkonusu edilmiştir.

Olay Tarih dersinin konusu olacak boyutta değildir. İstisnalar da kaideyi bozmuyor. İstisnalar da zaten Türk Erkekle, Rum kadın evliliği idi.

b. Son zamanlarda bu olay bazı roman yazarları ve filmciler tarafından da işlenmeye çalışılmakta, üstlenilen misyonun yerine getirilmesine çalışılmaktadır.

6

Page 7: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

Kıbrıs'ta kan gövdeyi götürüyor, Kıbrıs Makarios'un özel salhanesine dönmüş. Tam da katliamların yaşandığı dönemde Rum kızı ile Türk mücahidinin aşkı Kıbrıs Türk romanına konu ediliyor. Pes doğrusu.

Amaç gençlerimizi özendirmek mi? Türk askeri ile Türk kızı konu edilse belki bir anlam taşıyacaktır.

Hem şehitlerimize, hem de onların geride bıraktıklarına ayıp olmuyor mu?!!!

Sadece Romanımıza yansımakla kalsa neyse ne de en hızlı iletişim aracı televizyonlarımızın bazı malum kanalları da Türk-Yunan dostluğu şerefine dizilerde Türk-Rum gençlerinin hayali aşklarını ekrana getirip, gençlerimizi özendiriyorlar.

11–12 yaşındaki öğrencilere "Rumlarla birlikte yaşayabilirsiniz, hatta büyükbabalarınız evlendi, siz de evlenebilirsiniz, evlilikte uyumludurlar" mesajı mı verilmek isteniyor?!!!

2. Sayfada yine "Müslümanlar ile Hıristiyanlar adada samimi ve dostane yaşarlardı. Lefkoşa da dahil hep aynı mahallelerde dostane ve samimi yaşadılar" denmektedir.

Dostane ve samimi yaşamak çoğunluk olanın azınlığın can güvenliği de dâhil her türlü hakkına tecavüz ederek onu yaşadığı topraklardan sürgün etmek, ambargolar uygulamak ve soykırıma uğratmak mı demektir?!!!

Yukarıda verilen örneklemeden de anlaşılacağı gibi bu kitaplar Türk çocuklarına AB direktifleri paralelinde "Rumlarla çok mutlu yaşayabilecekleri, onlarla bir Kıbrıslı milleti meydana getirebilecekleri" fikrini benimsetmek amacını taşımaktadır.

Bu nedenle Rumlar, Türk çocuklarına "çok iyi, çok uyumlu, Türkleri çok seven, hatta Türklere kefil giren, iyilik timsali melekler" olarak gösterilmek istenmektedir.

Bu nedenle son 50–60 yıllık milli tarihimiz, Rumların Kıbrıs Türklerini katlettikleri tarihimiz kitaplardan silinmiştir.

Bu olayı Rum Basını şöyle değerlendirmişti:

"AB, Kıbrıslı Türkleri Elenler gibi düşünmeye zorluyor"

Gerçekte hiç zorlamamış, Kitaplar resmen Elen ağzıyla yazılmıştır. Hatta kitaplardan tarihimizi silmekle kalınmamıştır, Yunanlılar Larissa'ya 9 EOKA'cının heykelini dikerken ve Larissa meydanına "Kıbrıs'ı unutmadık unutmayacağız, öcünü alacağız" ibareleri kazırken, bizler bütün kavşakları NOEL BABALAR, SELELER, MEDOŞ LALELERİ, HURMALAR, KAUÇUKLAR MEDÜ-SALAR (denizanaları) ve ne idüğü belirsiz şekillerle donatıp, şehitlerimizi unutturmaya çalıştık, sonra da gençlerimizden bu vatana ve ay yıldızlı bayrağa sahip çıkmalarını bekledik. Rum-Yunan vahşet ve barbarlığının açık ve tartışmasız anıtı olan Mağusa'daki Sakarya İlkokulu binasının yıkılarak tarihi bir abidenin ve gerçeğin yok edilmiş olması da bu yaklaşımın bir başka örneğidir. O okul binası ki Rum-Yunan birliklerinin top atışları ile her yanı delik-deşik edilmiş vaziyette bir tarihi gerçeği ispatlamaktaydı.

ORTA III1. Sayfa 3'te son spot'ta Kıbrıslılığı vurgulamak için daha iyi bir konu ve resim

bulunamazdı. Üçüncü sayfanın altında: II. Dünya Savaşı'nda cepheye göndermek amacıyla İngilizlerin, Limasol'un Polemitya Eğitim kampında toplayıp eğittiği Kıbrıslı Türk ve Rumların toplu halde resimleri vardır.

Resmin tam ortasında CYPRUS yazmaktadır.

7

Page 8: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

Resmin altında ise; "Limasol yakınlarındaki Polemidya köyünde kurulan askeri eğitim kampında eğitilen askerler bölük bölük cepheye gönderildiler. Kıbrıs alayının ilk hizmet yeri Fransa oldu. Kıbrıslı askerler Girit, Yunanistan, Kuzey Afrika ve İtalya'da da görev yaptı" yazılmıştır.

Tüm bu sayfaların amacı KIBRISLILIĞI öğrencilere aşılama ve gerçek milliyetlerini unutturma çabasından başka ne olabilir?

2. Sayfa 14'de Sn. Sabahattin İsmail'in Grev isimli 2 perdelik oyununda yapılan bir alıntı ile öğrencilerin beyinlerine Kıbrıslılık bilincinin propagandasının yapılmasına çalışılmıştır.

"Bir gün asansör kopsa ve madenin dibine düşsek Türk, Rum, Maronit demez beyaz siyah ayırmaz, hepimiz bir anda öleceğiz. Veya bir gün bir göçük olsa, bir grizu patlasa bir anda hepimiz diri diri madene gömüleceğiz. Tıpkı sepetteki yumurtalar gibi.. O halde niye birlik olmayalım? Niye direnmeyelim? Haklarımızı niye savunmayalım. Stavro haklıdır Sedat. Grevi kazandık ama yine onların yanında ücretli köleyiz. Ürettiğimizin karşılığını mı ödeniyoruz. Sırtımızdan kazandıkları yine İngiltere'ye, Amerika'ya akmıyor mu? Yine bizim çalışmamız bir boğaz tokluğuna değil mi? Bize yol, okul, hastane mi yapıyorlar kazandıkları ile? Biz grevi kazandık ama özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı kazanamadık daha. İngiliz'i, Amerika'lıyı bu güzel adamızdan atmak için, barış ve dostluk içinde birlikte yürümemiz gereken çok yol var daha. Ancak bunu başardığımız zaman kendimiz için, çocuklarımız için, ülkemiz için çalışabiliriz. Ancak o zaman gerçek barış, özgürlük, gerçek mutluluk gelebilir.”

Amaç, bir Kıbrıslı milleti varmış gibi Kıbrıslılığı öğrencilerin beyinlerine kazımaktır.

Tarih kitaplarının yazılmasından sorumlu kişiler küçücük çocuklara "tıpkı sepetteki yumurtalar gibi bu adada aynıyız, birbirimize tıpatıp benziyoruz; bütün sorunlarımız aynı, barış ve dostluk içinde yaşayabiliriz" fikirleri aşılanmaya çalışırken Rum kesimi ne yapıyordu:

—2005 yılı içerisinde günümüzde EOKA'nın yerini alan Hrisi Avgi (Altın Şafak) örgütü kurulmuştur..

— Katliam çukurlarını yaratıcıları olan 21 000 EOKACI'yı ödüllendirmeyi kendilerine görev bilmişlerdir.

—Ab’ın "tarih kitaplarından Türk düşmanlığını silin, kültür tarihinizi ön plana çıkarın" direktiflerine karşı Rum Eğitim Bakanlığı, Rum öğretmen Sendikaları protesto mitingleri yapmışlardır. Öğrenciler ve öğretmenler sokaklara dökülmüşlerdir.

—Türk Tarih Komisyonu tarafından yazılan kitaplar için "AB Türkleri Elenler gibi düşünmeye zorluyor" yorumunu yapmışlardır.

— 14 Eylül'ü Küçük Asya felaketinin soykırım günü olarak kabul ettiklerini törenlerle vurgulamışlardır. ( 5 Aralık 2003'te Rum Meclisi'nin aldığı karar Resmi gazetede yayınlanmış ve 14 Eylül 2004'ten beri Küçük Asya felaketinde, Anadolu topraklarında ölen Yunanlılar ve Rumlar anılmaya Türkler soykırım ve katliam yapmakla suçlanmaya başlanmıştır)

3. Kitap'ta sayfa 32'de 'İstanbul'da 6–7 Eylül olayları gerçekleşti. İki gün boyunca Rumların mallarına saldırılar düzenlendi' denilmektedir.

Niye 6–7 Eylül olaylarının gerçekleştiği yılda yani 1 Nisan 1955'te EOKA'nın kurulduğu, ENOSİS uğruna birçok Türk gencinin şehit edildiği; sabah evden çıkanın, akşama dönüp dönmeyeceğinin bilinmediği bir döneme girildiği, EOKA'nın adaya gizlice silah yığdığı, Nihat Vasıf'ların, Lisani Ahmet Çavuş'ların, İrfan Ali'lerin, yüzlercesinin her şeyden habersiz

8

Page 9: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

ve suçsuz, EOKA Rum yeraltı tedhiş örgütünün kurşunlarına hedef olduğu anlatılmıyor da İstanbul'da 6–7 Eylül'de Rum mallarına verilen zarar dile getiriliyor.

Mal kayıpları herhangi bir şekilde telafi edilebilir, ya kaybedilen canlar? Kıbrıs'ta EOKA tarafından kurşunlanan yüzlerce şehidimizi nasıl geri getireceğiz, şehitlerimizin kanlarının bedeli ne şekilde ödenecek?!!!

Anadolu ve Kıbrıs'ta Yunan ve Rum ikilisinin gerçekleştirdiği sayısız katliam gizlenmeye çalışılırken 6–7 Eylül olaylarının gündeme getirilerek tarih dersi kitaplarında konu edilmesi Rum-Yunan propagandası yapmak değil de, Rum ağzı ile konuşmak değil de nedir?

Bu kitaplar maalesef, Türk öğrenciler için yazılmış Kıbrıs Türk Tarihi değil de, Rum öğretmenlerin yazdığı, Rum çocuklarının okuyacağı bir tarih kitabına benzemektedir!!!

Neden ta İstanbul'daki bir olay Kıbrıs tarihi kitaplarına konu oluyor?

Bu kitapların ismi Kıbrıs Tarihi ise önce Kıbrıs'ta yaşananlar doğru olarak yazılmalı ve öğretilmelidir.

İstanbul Beyoğlu'nda birkaç bombanın patlaması ve birkaç konfeksiyon mağazasının camlarının kırılması, İstanbul'daki Rumların Türkiye'den tüm servetlerini de yanlarına alarak Yunanistan'a taşımaları olan 6–7 Eylül olaylarını, Rum-Yunan ikilisi tarafından istismar edilmiş biçimi ile Türk tarih kitaplarına sokuşturmak neye hizmettir?

İstanbul'daki Rumlar ve Ermeniler onca serveti; Türk'ler onların güvenliklerini sağlamak için sınırlarda savaşırken, işlerinin güçlerinin başında kalarak elde ettiler. Çünkü onlar askerlik hizmetinden muaftılar. Türk erkekleri, onlar güven içinde para biriktirsinler diye sınır boylarında savaşırken; onlar İstanbul'da oturup ceplerini doldurmakla meşguldüler.

1856'dan sonra ISLAHAT Fermanı ile Türk vatanında, Türk milletinden daha çok haklar elde ederek ceplerini daha da doldurmuşlardı. Devlet'ten maddi ve manevi çok katkı elde etmişlerdi (Devletin esas sahibi olan Türk halkından daha fazla haklara sahiptiler).

6–7 Eylül Olaylarına paralel olarak tarihin her döneminde Türk Devleti'nin başına çorap ören Patrikhane de Türkiye dışına çıkarılmış olsaydı, bugün Lozan'a rağmen Türkiye'ye "Patriği Ekümenik olarak tanı" gibi Lozan Antlaşmasına aykırı dayatmalar sözkonusu olmayacaktı.

Lozan Antlaşması'na aykırı olarak Ekümenikliği kabul ettirmek isterken amaçları İstanbul'u Hıristiyanlığın başkenti yapıp Konstantinopolis'i diriltmek yolunda yeni bir adım atmaktır. Megali İdea ile gerçekleştirilmek istenenlerden birisi de budur. Aradan 553 yıl geçmesine rağmen her 29 Mayıs'ta kiliselere doluşup İstanbul için timsah gözyaşları dökmelerinin nedeni de budur.

4. Yeni Tarih Kitaplarında şehitlerimizin ismi ve resmi yok ama 6–7 Eylül'de zavallı İstanbul Rumlarının saldırıya uğradıkları, bazılarının Yunanistan'a göç ettikleri vardır! (Türkiye'de, Türklerin sırtından biriktirdikleri servetleriyle birlikte. Kıbrıs Türklerinin üç kez kurşun yağmuru altında göç ettikleri, sırtlarındaki tek elbiseyle, 103 köyden kovularak, Kıbrıs'ın %3'lük bir bölümüne sıkıştırılarak, dünyanın gözü önünde ambargolara tabi tutuldukları yoktur.)

Dünürcülüklerimiz (hem de yanlış manilerle), manilerimiz, yer yer bazı yazarlarımızdan parçalar, temsili resimcikler (resimli roman gibi, sayfaların dolması ve milli tarihe yer ayrılmaması amacı ile) ki bunlar Türkçe ve Edebiyat derslerinde incelenmesi gereklidir.

"Düğünlerimiz" konusuna tam 4 sayfa ayrılmıştır (Barış Harekâtı'na bu kadar yer ayrılmazken). Düğünlerimiz kapsamında sayfa 43'ün ikinci paragrafında yorgan kaplama

9

Page 10: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

(Hâlbuki Yorgan kaplama bir Rum âdeti idi, Türklerde yorgan kaplama diye bir adet yoktu, onun yerine donatma diye bir dayanışma örneği vardı.) v.s.

Özcesi bir tarih kitabında olmaması gereken her şey bu kitaplarda var ama bir tarih kitabında olması gerekenler bu kitaplarda yoktur.

5. Sayfa 45, 46, 47 ve 48'de "KIBRIS'ın Köylerinde Yaşam" başlığı altında Nasıl Evlerde otururlardı. (Evler ve Ev yapımı.), Nasıl Beslenirlerdi. (Neler yenirdi.), nasıl eğlenirlerdi gibi başlıklar altında sayfalarca bilgi verilmiştir.

—2 tam sayfa mutfağa, bir tam sayfa mutfak menüsüne ayrılmıştır. Bütün Kıbrıs yemekleri sıralanmış, hatta sadece isim olarak sıralamanın ötesinde, haftanın her günü için sabah kahvaltısında, öğle ve akşam saatlerinde ne yeneceğine dair liste verilmiştir (Bu kitaplar Tarih kitabı değil de yemek kitabı imiş gibi).

Tahınnı, mücendra, luvana çorbası, Semizotu, gatmer, zeytinni, ayacık, palaz çorbası, molohiya, gullurudya (ki o gullurudya değil, gullurukya idi), bulgur çorbası, magarına bulli, ekmek gadeyifi, hellimli, bakla, hellim böreği, bumbar, sebze çorbası, soğanlı, sucuk, çörek, kabak, mercimek çorbası, kolokas, portokal, peksemet, yalancı dolma, humus çorbası, hostes, bulamaç, pilavuna, magarına fırında, tarhana çorbası, küb kebabı.

Ne yazık ki yumurtalı pastırmayı, bıldırcın turşusunu, pulya turşusunu, mavrobulloyu, gazayağı turşusunu unutmuşlar. Keşke haftalık değil de aylık hazırlasalardı menüyü. O zaman tarih kitabı yazmak daha kolay olurdu.

6. Sayfa 48'de Sn. Oğuz Yorgancıoğlu'nun kitabından alınan bir masal vardır.

Tarih kitaplarında konu edilmesi gerekenler insan topluluklarının yaşadıkları gerçeklerdir, masallar Türkçe-Edebiyat derslerinin konularına girer.

Tarih derslerinde çocuklarımıza masal anlatacağımıza tarihlerini öğretirsek bu ülkede gelecek güvencemizi garantiye almış oluruz, yaşam güzergâhları üzerinde ne gibi tehlikelerle karşılaşacaklarına dair onlara ipucu vermiş oluruz, tedbirli kılarız, gafil avlanmalarına neden olmamış oluruz.

Şerefli tarihimizin altın sayfalarından örnekler, isimler, zaferler anlatalım onlara. Türk Bayrağı bu topraklar üzerinde dalgalanabilsin diye, bizler bu topraklar üzerinde özgür ve egemen yaşayalım diye kendini ateşe atanların, Münür Hilmi Şago'ların, İsmail Beyoğlu'ların, Ulus Ülfet'lerin, Mustafa Ertan'ların, Hüseyin Ruso'ların, Cengiz Topel'lerin kahramanlıklarını anlatalım onlara.

Tarihimiz o kadar kısır mı ki, Tarih dersinde konu kıtlığı çekerek 12-13 yaşındaki öğrencilerimize yemek ve masal anlatıyorsunuz?!!!

7. Sayfa 52'nin ikinci yarısında "YURTTAŞINI YARATAMAYAN CUMHURİYET" diye bir başlık atılmıştır.

Bu kitaba imzalarını atan öğretmenler fikirleriyle ilgili en büyük açığı bu başlıkla verdiler. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmakla Kıbrıs yurttaşı olup, Türklüğümüzü mü unutacaktık?... Rumlardan da Yunanlılıklarını unutup Kıbrıslı olmaları mı beklenmişti?

Bu bir hayalden öteye gidemedi. Bugün de bunu düşünenler, tekrar birlikte yaşamayı deneseler dahi bir Kıbrıslı halk oluşturamayacaklardır. Tarihimiz bunun ispatıdır.

10

Page 11: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

NEDEN Mİ?a. Bu tek taraflı olmuyor da ondan. Rumlar bu adada 200 yıldır ENOSİS'ten zerre kadar

ödün vermeden bugünlere gelmiştir. Bu gün dünden çok daha güçlüdür. AB üyesidirler.

b. Kıbrıs'ta adı ne isterse olsun (Federal-Konfederal-Bağımsız Cumhuriyet v.s.) ne kurulursa kurulsun, yurttaşını oluşturamadı ve oluşturamayacak çünkü adada dili, dini, kültürü, örf, adet ve gelenekleri, tarihi, ülküsü ayrı 2 millet gerçeği bulunmaktadır ve bu göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.

8. Sayfa 56'nın ikinci paragrafında "1960–62 yılları arasında Kıbrıs'ta görev yapan Emin Dırvana 2 toplumun aynı Cumhuriyet altında barış içinde yaşaması gerektiğine inanıyor ve bu konuda uğraş veriyordu" iddiası ileri sürülmüştür.

Sn. Emin Dırvana Yeni Tarih kitaplarına alınan tek büyükelçidir, çünkü iki toplumun aynı Cumhuriyet altında barış içinde yaşaması gerektiğine inanıyor ve bu uğurda uğraş veriyordu da ondan (gerçekleri göremeden, Rumların ENOSİS çabalarına gözlerini kapatarak).

Yeni tarih kitaplarını yazan komisyon üyeleri de MEGALİ İDEA'ya, ENOSİS'e, EOKA'ya, AKRİTAS ve İFESTOS planlarına, KANLI NOEL'e ve KATLİAM ÇUKURLARINA rağmen hala aynı Cumhuriyet altında Rumlarla birleşerek, birlikte yaşayabileceklerine inanıyorlar hatta inanmakla kalmıyorlar Türk çocuklarını, Rumlarla aynı Cumhuriyet altında birleşerek, Kıbrıslı milleti meydana getirerek, birlikte yaşayabilecekleri masalına inandırmaya çalışıyorlar.

9. Sayfa 56. Hiçbir şehidimizin isim ve resmini tarih kitaplarına almamaya, AB önünde yemin etmişçesine büyük özen gösteren Tarih Komisyonu üyeleri; Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan'ın resimlerini ve isimlerini kitaplarına alarak:

"Cumhuriyetin yaşatılması için çalışan bu iki insanın kimliği bilinmeyen kişiler tarafından öldürüldüklerini " yazarlar.

Yeni Tarih Kitapları yazıldığında Rum yazar Makarios Druşotis'in "EOKA B & CIA" isimli kitabı yayınlanmıştır. Druşotis kitabının 57-59'ncu sayfalarında Ayhan Hikmet'le Muzaffer Gürkan'ı, EOKA'cı Polikarpos Yorgacis'in İstihbarat Şefi Loğudontis'in öldürttüğünü belgeleri ile ortaya koymuştur. Bu gerçekler ortada dururken Tarih kitaplarını kaleme alanların neden bu gerçeği öğrencilerden saklama ihtiyacını duydukları, neden katiller bilindiği halde "meçhul kişiler" diyerek TMT'ye yönelik bazı gerçek dışı iftiraları ortadan kaldırmaya yanaşmadıkları yoruma gerek bırakmayacak kadar açıktır.

Bu davranış tarih yazarlığı olgusu ile bağdaştırılabilir mi? Bu konu ile ilgili olarak aşağıdaki bilgileri aktarmakta yarar vardır:

"Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet'in Rum İçişleri Bakanı EOKA'cı Yoargacis'in İstihbarat Şefi Loğudontis tarafından öldürtülmüş oldukları, Rum yazar Makarios Druşotis'in 2002 yılı sonunda yayınlanan "EOKA B & CIA" isimli kitabının 57-59'ncu sayfalarında açıklanır. Denktaş ve arkadaşları ile TMT'nin nasıl entrika ve iftiralara uğratıldıkları gerçeği ortaya çıkar.”

10. Sayfa 60'da 'ÇOK GİZLİ' başlığı altında AKRİTAS Planı'nın tarifi vardır. Yeni Tarih Kitaplarını yazan öğretmenler çok kibar:

"Akritas Planı, ENOSİS'e ulaşmak için izlenecek yöntemleri açıklıyordu"

Sanki Türk'lerle hiçbir ilgisi yok. Bu denli kibarlıkla da Tarih kitabı yazılmaz ki.

Rum dostlarını gücendirmemek için mi gerçekleri yazamıyorlar?

11

Page 12: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

-Söyle kardeşim:

TÜRKÜ İMHA PLANI idi de.

Onlar Türkü imha ederken niye Türklerin kırılacağını düşünmüyorlar da biz Tarih kitaplarımızı yazarken onları kırmamaya özen gösteriyoruz

11. EOKA: Tarih ders kitaplarına göre Eoka ise Komünistleri hedef alan bir örgüttü.

12. Sayfa 80'nin sonunda bulunan resmin yanındaki açıklamada '28 Temmuz 1974, Bülent Ecevit'in Cenevre görüşmelerine ilişkin basın açıklaması' denilmiştir.

Hâlbuki sözkonusu resimde Bülent Ecevit yoktur. O dönem dışişleri Bakanı ve Cenevre Görüşmelerindeki temsilcimiz rahmetli Turan Güneş vardır. Bu resim Cenevre'de bir araya gelen Üç Dışişleri Bakanı'nın (Güneş, Callaghan ve Bitsios) tokalaşmasıdır.

13. Sayfa 3'te 14 Hıristiyan din adamı resim ve kıyafeti verilirken sadece 4 Müslüman din adamı resim ve kıyafetine yer verilmiştir.

16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün tanıtımı verilmezken 5 papazın resmi konmuştur. Hem de temsili resim değil, isimleriyle birlikte

I. Papaz Sofronios,

II. Papaz Hristodulos,

III. Papaz Chrysantos,

IV. Papaz Hagi Georgialis Kornesios,

V. Kyprianos.

Müftülere yer vermekten kaçanların, bol bol papaz tanıtımı neye hizmet etmektedir?

Rumlar da Tarih ders kitaplarına, İslam dininin 4 halifesinin, şeyhülislamlarımızın ve imamlarımızın resimlerini vererek onları Rum çocuklarına tanıtıyorlar mı?!!!

ORTAOKULLARIMIZDA OKUTULAN YENİ TARİH KİTAPLARI İLE İLGİLİ BİR İSTATİSTİK

Orta I, II ve III. Sınıfların tarih kitaplarının toplam sayfa sayısı 225.

225'in dörtte üçü resim ve spot'tur. Geriye 75 sayfalık Kıbrıs tarihi ile ilgili bilgi kalır. Onu da 3 sınıfa bölersek. Her sınıf yılda sadece 25 sayfa Kıbrıs Tarihi görmektedir. Zaten bu 25 sayfanın da içerisinde benim on 50–60 yılda yaşadığım Kıbrıs Türk milli tarihi yoktur, silinmiştir, inkâr edilmiştir.

Barış ve hoşgörü için bunun yapıldığı iddia edilmektedir. Barış 2 kişi veya 2 toplum arasında olur.

Hangi millet AB'a girmek için kitaplarından tarihini silmiştir.

MÜFREDAT KAPSAMINA ALINAN İNGİLİZCE TARİH KİTAPLARINDA YAZILANLAR

"The aim was to capture Constantinople, the Turkish capital, knock Turkey out of the war and open another front against Austria-Hungary." diye yazılmıştır.

12

Page 13: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

1453'ten beri ismi İstanbul olan, 550 yıldır İstanbul diye anılan bir şehirden Türk okullarında okutulan bir tarih kitabında "Constantinople" diye bahsedilmesi kabul edilebilir bir olgu olamaz.

Constantinople 553 yıl önce tarihten silinmiş ve yerini İstanbul almıştır. Rum ve Yunanlıların, her 29 Mayıs'ta kiliselere doluşup, İstanbul dün ellerinden alınmışçasına ağlamaları gibi; bazı batılılar da hala kabullenmemek için direnmekte ve "Constantinople" diye yazmaktadırlar. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kolejlerin müfredat kapsamına alınan kitaplarında bu durumun düzeltilmesi ve doğru olanın öğrencilere verilmesi gerekli idi.

Sayfa 34'ün sonunda "Müttefiklerin gücü gösteriyordu ki onlar ordularının gücüyle bir anlaşmayı değiştirebilirler ama Kemal 1922'de Yunanlılara hücum ettiğinde, hiçbir müttefiki Yunanistan'ın yardımına gelmedi." denilmektedir.

Ayrıca “Kemal milli güçleri toplayarak Yunanlılara hücum etti ve onları topraklarından sürdü” deniyor.

Sayfa 34’ün ortalarında ‘Kemal’ denilmektedir. (Mustafa Kemal veya Atatürk değil sadece Kemal). Bu yaklaşım Türk düşmanlığı güden çevrelerin ulu önder Atatürk’ü aşağılama ve küçük düşürme biçimidir.

Bu kitabı Türk öğrencilere ders kitabı olarak kabul eden ve isminin önünde "Milli" kelimesi bulunan Eğitim Bakanlığı'na sormak durumundayız:

—Kemal ne zaman Yunanistan'a veya Yunanlılara hücum etmiştir?!!!

—İzmir, Aydın, Manisa, Afyonkarahisar, Sakarya Yunan toprağı mı idi?!!!

—Kemal’in ülkesini işgal eden İngiltere destekli Yunanistan değil miydi?

—Kemal’in yaptığı, en modern silahlarla saldıran işgalciye karşı ülkesini savunmak değil miydi?

—Neden bugüne değin bunlar fark edilerek bu kitabın değiştirilmesi yoluna gitmediniz?

—Rum tarafında da Rum çocuklarına milli duygularını rencide edecek ve köreltecek dersler okutuluyor mu?

—Biz öğrencilerimize Hitler'i (Nasyonal Sosyalizmi), Mussolini'yi (Faşizmi ), Lenin'i, Stalin'i (Komünizmi); Khruschev'i, Gorbaçov'u, Mao'yu, Harry Truman'ı, Eisen Hower'i, Kennedy'yi, Johnson'u, Nixon'u, Carter'i, Reagan'ı, Bush'u, ABD'nin savaşlarını ve problemlerini okutuyoruz.

Onlar da çocuklarına Göktürkleri, Uygurları, Bütün Avrupa'yı Kavimler Göçü ile yerinden oynatan Hun'ları, Batı Roma İmparatorunu dize getiren Atilla'yı, Büyük Selçukluları, Alpaslan'ı ve 1071 Malazgirt Meydan Savaşı'nı, Haçlı orduları tarafından yıllarca taciz edilen ama duruşundan zerre kadar ödün vermeyen Anadolu Selçuklularını, Osmanlı İmparatorluğunu, Kosova'yı, Kanije'yi, Yeniçağı açan Fatih Sultan Mehmet'i, Almanya'nın kuzeyine kadar Kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken'i takip eden ama ona rastlayamayan Kanuni Sultan Süleyman'ı, Preveze Deniz Savaşı'nı ve Barbaros Hayrettin Paşa'yı, Gazi Osman Paşa'yı, Mustafa Kemal'i, İsmet İnönü'yü, Kurtuluş Savaşı'nı ( I. Ve II. İnönü Savaşlarını, Sakarya Meydan Savaşı'nı, Büyük Taarruzu ve Başkomutanlık Meydan Savaşını), Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Türk Kurtuluş Savaşı'nı ve Lozan Antlaşması'nı (Ölü doğmuş Sevr'i okutuyorlar da) çocuklarına okutuyorlar mı?

13

Page 14: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

—Neden Devlet Okulları'nda Türk çocuklarına, onların deyimiyle "Kemal'in organize ettiği milli güçlerle Yunanistan'a veya Yunanlılara saldırdığını" öğretirken bunun Türk yurdu Anadolu'yu Yunan işgalinden kurtarmak için verilmiş bir mücadele olduğunu söylemekten kaçınıyorsunuz?

—Saldırgan ve yayılmacı olan Türkler mi?

Gerçek bu olsaydı Yunanistan topraklarını 47.000 kilometre kareden, 133,000 kilometre kareye çıkarabilir miydi?

—Neden Türk çocuklarına Türkiye'nin başkentinin Konstantinople olduğu yalanının öğretilmesine seyirci kalıyorsunuz?

—Neden Türk çocuklarına Türk tarihinden başka her şey, ama yalan yanlış her şey okutuluyor?

Elbette Türk çocukları dünya tarihini de öğrenmelidir. Ama doğru olarak ve öncelikle Türk tarihini doğru öğrenerek.

LİSE I TARİH KİTAPLARILise I Tarih Kitabı'nın ilk sayfalarında, Ortaokulların tarih kitaplarından farklı olduğu göze

çarpan harfler, 1928 HARF DEVRİMİ İLE KABUL EDİLEN LATİN HARFLERİNDEN farklı bir üslupla basılmışlardır.

—“n” ve “m” harfleri daha çok Rus veya Yunan alfabesindeki (Kiril alfabesinde) pi ve mi harflerini andırmaktadır.

— İ, Ü ve Ö harflerinin üzerindeki noktalar ise istavroz yani minik haç şeklindedir. Örneğin Atatürk ismindeki "Ü" harfinin üzerinde iki, ÖNSÖZ kelimesindeki Ö harflerinin üzerinde 2'şer adetten toplam 4 tane istavroz veya haç, ayrıca her "Ö" harfinin ortasında da 1 adet istavroz veya haç bulunmaktadır. Yani Önsöz kelimesinin "Ö" harflerinin içinde birer üzerlerinde ikişer istavroz (HAÇ) olmak üzere 6 istavroz (haç) vardır (Nokta yerine konulmuş haçlar).

—İstiklal Marşı'nda İ harflerinin üzerinde birer istavroz'dan 2 istavroz (haç) yer almaktadır.

—Atatürk isminin ü harfinin üzerinde 2 tane haç vardır. Tarih kitaplarını yazanlarca Atatürk de haçla vaftiz edilerek Kıbrıslılık hayalinden nasibini almıştır.

Özetle sesli harfler üzerindeki noktalar kaldırılarak yerlerine istavrozlarla (Haç) konulmuştur.

İstavroz (haç) işareti İsa'nın çarmıha gerilmesinden dolayı Hıristiyanlar tarafından bir simge olarak kullanılmaktadır. Ayni zamanda Yunan bayrağındaki simgedir. Haçlı Seferlerinin simgesi olarak ta kullanılmıştır.

Yunan bayrağının simgesini oluşturan, Hıristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen, göğüslerine Hıristiyanlık simgesi olarak asılan, dini ibadetlerinde kullanılan bir işareti Türk Tarih Kitaplarında bulunan "Atatürk, İstiklal Marşı ve Önsöz" kelimeleri üzerine kondurarak verilmek istenen mesajın anlamını ve verilmek istenen mesajı görmemek için kör olmak gerekmektedir. Hem de Türk alfabesini katletme pahasına, Türk alfabesinde yer almayan harfler yaratma pahasına.

İçlerinde bol bol Hıristiyanlık propagandası yapılan bu Tarih kitaplarını hazırlayanların neyi amaçladıklarını görüp anlamaya bu örnek yeterlidir.

14

Page 15: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

ÖZET1. Tarih biliminin 4 ilkesi ihlal edildiğinden bu kitaplar tarih kitabı olamaz

(Objektiflik, neden-sonuç bağlantısı, yer ve zaman, yazılı ve yazısız belgeler olmazsa tarih olamaz)

2. Kitaplar CTP ideolojisine paralel, AB direktifleriyle ve AB parasıyla yazılıp basılmıştır.

3. Kıbrıs Üni. Öğretim Görevlisi Petros Papapolivyu'ya göre Rum yazar Vassos Karageorghis'in kitabından alıntıdırlar (İlk 2 cilt)

4. 3 kitabın da kapağında KKTC sınıflarının belirtilmediği bir Kıbrıs haritası yer almaktadır.

5. Safsatalara yer verilmektedir: Cirenelerdeki (Girne dağları) papaz kemikleri kaynatılıp içilirse ateşli hastalıklara iyi gelir veya St. Barnabas efsanesi, Afrodit efsanesi gibi.

6. Osmanlı azılı katilleri ve suçluları Magosa'ya sürgüne gönderiyordu cümlesinin karşısında Namık kemal zindanı verilerek; Namık Kemal Türk çocuklarına azılı suçlu olarak gösterilmektedir.

7. 7 gerçek, 30 civarında temsili papaz resmi vardır.

8. Hıristiyanlığın yayılması, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin şemaları sayfalar dolusu verilmektedir.

9. Hiçbir şehidimizin ismi yoktur ama Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet bu kitaplarda konu edilmektedir. Hatta TMT ve değerli liderlerini suçlamak için kimin tarafından öldürüldükleri hala bilinmemektedir denmektedir. Makarios Druşotis kitabında ifşa etmiştir. Hatta Ömerge ve Bayraktar camilerini bombalayanları da, Markos Dragos'un heykeline bomba koyanları da ifşa etmektedir.

10. Lefkoşa'daki 2 minareli Selimiye camii'nin altında St. Sofia Kilisesi, Magosa'daki Lala Mustafa P. Camii resminin altında ise St. Nicolas Kilisesi yazmaktadır.

11. İnebahtı Yenilgisi ile Preveze ile kazanılan Doğu Akdeniz hâkimiyetinin sona erdiği yazılmaktadır. Ne Preveze ne de İnebahtı (Lepanto) Doğu Akdeniz'de değildir.

12. Anadolu Sevr Antlaşmasından sonra işgal edildi deniyor. Anadolu 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros M.'n in 7. maddesi ile işgal edilmiştir.(Sevr 10 Ağustos 1920'dir)

13. Kolejlere ders kitabı olarak müfredata alınan İngilizce kitapta; Kemal milli güçleri örgütleyerek Yunanlılara hücum etti ve onları topraklarından sürdü, kovdu deniyor. (İzmir, Manisa, Aydın v.s. Yunan toprağı mı idi?)

14. Aynı kitapta Türklerin başkenti Konstantinopolis'tir deniyor.

15. Kitapların önsözünde "Kendi yarattığımız tarihi kendimiz yazmalı ve yeni nesillere öğretmeliyiz diyerek T.C. ve Türk Askerinin katkıları inkâr edilmektedir.

16. I. Kitapta 46. sayfada Anadolu haritası içerisine CONSTANTİNOPOLİS yazılmıştır. Bizans İmparatorluğu veya Doğu Roma olmuş da tarihin hiçbir döneminde Anadolu Konstantinopolis olmamıştır.

17. Sayfalar dolusu Kıbrıslılık, Adalılık, Akdenizlilik ama ille de Kıbrıslılık propagandası yapılmaktadır. Bizler bu adada dili, dini, ırkı, tarihi, kültürü, bayrağı, marşı v.s. ayrı iki milletiz ve öyle kalacağız. Amaç Kıbrıs Türklerini Kıbrıslılaştırarak Rumların içersizinde eritmektir (Osmosis).

15

Page 16: “Gerçekler Işığında Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları” isimli ... · Web view16. "ÜNİTE 2 KIBRISTA OSMANLILAR" başlığı altındaki dersin içerisinde tek bir müftünün

18. Kıbrıs tarihi ile ilgisi yokken İstanbul'daki 6–7 Eylül olayları konu edilmekte ve 2 gün boyunca Rumlara Türklerin saldırıda bulunduğu anlatılmaktadır (Rum yazarlarca ifşa edilen Rum katliamları, Tifüs-paratifüs ve arsenikle zehirleme, Akritas Planı ve İfestos Planları unutturulmaya çalışarak).

16