araŞtirma sonuÇlarinin yorumu navigasyon aleti...
TRANSCRIPT
ARAŞTIRMA SONUÇLARININ YORUMU
Navigasyon aleti olmaksızın Türk Bilge Kaan’ın söylediği gibi “Dağın
arkasını gören ve başa geleceği bilen bir akla” kavuşmak mümkün
değildir.
Bu araştırma çok düşük olsa da belli bir yanılma payına rağmen
hedef kitleyi okumada, içinden geçilen dönemde özellikle şirketlerin
iletişim stratejilerini gözden geçirmelerine bir nebze olsun katma değer
getirmesi amacıyla hayata geçirilmiştir.
İletişim adına yapılabilecek tespitler belki şöyle sıralanabilir:
1. Kurum, kuruluş ve kişiler sıcak günlerde ve soğuma
dönemlerinde hangi açıklamayı yaparlarsa yapsınlar, iki taraftan birinin
mutlaka şiddetli muhalefeti (bazı durumlarda her iki tarafın muhalefeti) ile
karşılaşabilirler. Herhangi bir ticari kuruluş ya da kişinin siyasi boyut
kazanmış olaylarla ilgili yapacağı herhangi bir açıklama ‘hoş’
karşılanmamakta, hatta ‘alay’ konusu bile edilebilmektedir.
2. Soğuma dönemlerine girdiğimiz bu günlerde ise şirketlerin
kendi iletişim faaliyetlerini durdurmaları ‘hoş’ karşılanmamaktadır. Siyasi
açıklamada hasar görme ihtimali ortaya çıkarken, reklam ve PR
faaliyetlerinin durdurulması taraflardan birine verilecek destek olarak
algılanmakta, abartılı bir içerik ve frekansla yürütülecek çalışmalar ise
diğer tarafın yanında olmak şeklinde kabul görebilmektedir.
3. Hasar tespit çalışması yapmadan, daha da ötesi sadece
hasarın var olduğu ‘tahmini’ ileri sürülerek yapılan ‘savunmacı’ açıklamalar
ve alınan aksiyonlar tam tersine var olan küçük krizleri büyütmüş; ya da
olmayan krizleri yaratmıştır. Durum değerlendirmelerini, olayların
gündemde ne kadar yer aldığına da bakarak yapmak gerekmektedir. Bu
noktada da ‘an’a göre pozisyon almak önem taşımaktadır.
4. Ticari kuruluşların iki arada bir derede kalmamak adına
yapmaları gereken şey, tabii eğer risk almak istenmiyorsa, yaratılmak
istenen taraflardan herhangi birini tercih ediyormuş algısı oluşturmaktan
kaçınmaktır. Burada soyut bir ‘tarafsızlık’ kastedilmemekte, tersine tek
tarafın ‘Türkiye’ olduğu vurgusunun iletişim boyutunda yapılmasının
yerinde olacağı ifade edilmektedir.
5. Kurum, kuruluş ve kişiler dijital iletişim alanında hedef
kitlelerinin birikimlerinin gerisinde kalmışlardır. Bu alanı ihmal etmiş ya da
yeterince kapsamamış olmalarının faturası ileride önlem almazlarsa daha
da ağır olabilir.
6. Geleneksel iletişim dünyasında “Asıl olan satış ve ürünlerin
markası ve reklamıdır” düşüncesi, çağın gereklerini kapsamamaktadır.
Kurumsal marka algısının hasarlara karşı sağlam bir zemine oturtulması
bir ‘ileri iletişim modeli’ olmaktan çok öteye, sıradan bir zorunluluk haline
gelmiştir.
7. ÖZETLE: Kriz iletişimi delege edilemez; en üst düzeyde
yönetilir. Zamana yayılamaz; ertelenemez. Zaman, kritik başarı
faktörüdür. Verilecek tepki ve yönetim tarzı hasarın oranına göre
düzenlenir. Gereksiz dozda tepki, bizzat krizi tetikler. Gündemi takip
etmek ve ona göre pozisyon almak gerekir.
Sosyal medya ortamı kesinlikle ciddiye alınmalı ancak genel algı
boyutunun oluştuğu hedef kitlenin bütünü üzerine araştırmaların sonuçları
gerektiğince önemsenmeli. Öte yandan toplumsal olaylarda ve siyasi
tercihlerde bireyler belki “ne olursa olsun” diye hareket edebilirler; ancak
şirketler hiçbir zaman iletişimi durdurup her şeyi oluruna bırakamazlar.
Nasıl siyasiler haftalık ölçümlemelerle kamuoyu ve kamu vicdanının
nabzını tutmaktadırlar, benzer bir refleksle şirketler de kendileri ile ilgili
algıyı izlemelidir. Sadece satış rakamlarını izleyerek (onu da izlemeleri
şarttır tabi ki) itibarlarını yönetemezler. Bir kurumun itibarı ise o kurumun
her şeyidir.
Görüldüğü kadarıyla bir toplumsal kriz olarak lanse edilmeye
çalışılmış olan olaylar soğuma dönemine girmiştir. Benzer dönemlerin
aslında stratejik iletişim adına tehdit içerdiği gibi, fırsat alanlarını da
doğurduğu gözlemlenmiştir. Mevcut durumu gerçekçi bir şekilde ‘okumak’,
kuruluş algısı için iletişim boyutunda rekabetçi avantaja dönüştürmek ise
ancak güçlü navigasyon aletleri ve sağlam bir gösterge tablosu ile
mümkündür.
Saygılarımızla,
Selim Oktar Arın Saydam
StratejiCo. Bersay İletişim Enstitüsü
Yönetim Kurulu Başkanı Yönetim Kurulu Başkanı
ARAŞTIRMA ŞİRKETİ YORUMU
Yapılan ‘Gezi Parkı’ araştırmasında, Gezi Parkı eylemlerini
destekleyenler ve desteklemeyenler arasında iş dünyası ile hükümetin
ilişkisi, marka tüketim tercihleri ve kurumlara duyulan güven konularında
önemli farklar oluştuğu görülüyor. Sonuçlar kamuoyunun, Gezi Parkı
eylemlerine bakışına göre ayrıştığını gösteriyor.
Araştırmaya göre İstanbul genelinde ‘Gezi Parkı’ eylemlerini
destekleyenler toplam %43’ü oluştururken, desteklemeyenlerin oranı
%32’yi bulmuş durumda; %25’lik bir kesim ise kararsız.
Hükümetin eylemler konusundaki tutumunu destekleyenler,
desteklemeyenlerin yarısı kadar. Buna göre hükümetin tutumuna %24’lük
bir destek varken, tutumunu desteklemediğini söyleyenler ise %48’i
buluyor.
Bilindiği gibi eylemler sırasında en çok tartışılan konulardan biri de
markaların tavrıydı. Merak edilenlerin başında, bazı markaların olaylar
sırasındaki tutumundan dolayı tüketici tercihlerinin değişip
değişmeyeceğiydi. Araştırmada elde edilen veriler incelediğinde ise ilk
bakışta, kaba bir değerlendirme ile birçok markanın krizi iyi yönetemediği
için itibar kaybettiği gözüküyor.
Gösterilerdeki tutumları nedeniyle tüketicilerin beğenisinin en çok
değiştiği alan medya sektörü olarak karşımıza çıkıyor. HaberTürk,
CNNTürk, NTV, Sabah Gazetesi ve Hürriyet Gazetesi’nin eylem destekçileri
arasında beğeni oranı düşerken, eylemlere karşı olanlardan beğeni
topladıkları ortaya çıkıyor. Destekçiler açısından en çok puan toplayan
kurum ise gösterileri ilk günden itibaren canlı olarak yayınlayan Halk TV.
Araştırmada ilginç bir ayrıntı dikkati çekiyor. Göstericilere ilk
günden itibaren kapılarını açan, bu yüzden Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’dan tepki alan Divan Oteli’nin ve Koç Holding’in beğeni oranında
eylemleri destekleyenler ve desteklemeyenler arasında önemli bir fark
bulunmuyor. Hatta eylemlere karşı olanların Koç Holding’i az farkla da
olsa, daha fazla beğendiği görülüyor. Ancak araştırmadan çıkan sonuca
göre eylemlere destek olanların bundan sonra Koç Holding markasına
daha fazla yöneleceği anlaşılıyor. Eylemlere karşı olanlar ise, büyük fark
ile Ülker markasını beğendiğini belirtiyor.
Özellikle Doğuş Holding, Sabancı Holding, Garanti Bankası, Kahve
Dünyası, Saray Muhallebicisi ve MADO gibi markaların krizi iyi
yönetemeyerek, tüketici gözünde itibar kaybettikleri göze çarpıyor.
Araştırmaya göre eylemlere destek olanlar açısından beğeni oranı en çok
düşmüş marka ise tartışmasız Starbucks.
Araştırmada ortaya çıkan sonuçlardan bir diğeri de, Gezi Parkı
eylemlerini destekleyenlerin devletin özel sektör üzerindeki etkisinden
rahatsız olması durumu. Gösterileri destekleyenler çoğunlukla özel
sektörün bağımsızlığından yana bir tutum takınıyor. Eylemlere karşı
olanlar ise devletin bazı özel kuruluşlarına yakın davranarak teşvik
vermesini; bazılarını ise eleştirmesini doğru buluyor.
Destekçilerin %81’i devletin özel sektör kuruluşlarına eşit
mesafede durması gerektiğini düşünürken, bu oran eylemlere karşı
olanlarda %62’ye düşüyor. İki kesim arasındaki fark, devletin bazı
şirketlere teşvik vermesine gelince oldukça artıyor. Destekçiler arasında
teşvikleri yanlış bulanlar %65 iken, eylemlere karşı olanların sadece %38’i
teşvikleri yanlış buluyor.
Eylemlere destek olanlar genel olarak devlet kurumlarına
güvenmezken, eylemlere karşı olanların hükümete ve devlet kurumlarına
olan güveni artmış görünüyor. Gezi Parkı destekçilerinin en çok
güvendikleri kurum ise Ordu. Ancak bu güven oranı destekçilerde %50
iken, eylemlere karşı olanlarda %92 ile en yüksek seviyesine ulaşıyor.
Diğer bir ifadeyle, eylemlere karşı olanlar, destekleyenlere göre orduya
çok daha fazla güveniyor. Gezi Parkı destekçileri ile eylemi
desteklemeyenler arasındaki en büyük fark ise %69 ile hükümete
güvende ortaya çıkıyor.
İki grup nezdinde de en güvenilmez kurum basın ve televizyon.
Destekçilerde bu oran %11 ile en düşük seviyesine geliyor.
* ERA Araştırma ve Danışmanlık tarafından yürütülen bu araştırma İstanbul’da yaşayan halkın genelinin görüşlerini almaya yönelik tasarlanmıştır. Araştırmanın amacı, kentin bu dönemde gündeme gelen markalara yönelik algısını belirlemeye yöneliktir. Araştırma kapsamında gezi olaylarını destekleyen ya da desteklemeyen kesimin profilinin ve özelliklerinin belirlenmesi ise bu çalışmanın hedefinde bulunmamaktadır.
İstanbul’un tüm 37 ilçesinde yapılan bu araştırmada, 15 yaş üzeri çeşitli meslek gruplarından, 147 kadın 160 erkek toplam 307 kişi ile konuşulmuştur.
Araştırma örnekleminin %95 güven düzeyinde hata payı ±%5.7’dir. Bu hata payı toplam grup bazında yapılan algısal ölçümlemeler için kabul edilebilir hata payı sınırları içindedir. Sonuçların herhangi bir demografik alt kırılım bazında incelenmesi istendiğinde örneklem büyüklüğünde genişletmeye gidilmelidir.
Gezi Parkı
Gündem Araştırması Raporu
- İstanbul Halkı -
21 Haziran 2013
2
Elvan OKTAR
Nazlı YÜKSEL
Ela ERTEGÜN
Proje Yönetimi
ERA, ESOMAR (Dünya Araştırmacılar Birliği) ile Türkiye Araştırmacılar Derneği
üyesi ve IriS (International Research Institutes) network Türkiye ortağıdır.
12
Amaç ve Kapsam
4
Amaç ve Kapsam
Çalışmada ana amaç, İstanbul halkının geçtiğimiz iki haftada gelişen Gezi
Parkı olaylarına ilişkin görüşlerinin alınmasıdır.
Bu amaç kapsamında çalışmada aşağıdaki konular incelenmiştir:
– Son iki hafta içinde gündeme gelen kurum ve markalara ilişkin algı
– İş dünyasının direnişe yönelik tutumuna ilişkin görüşler
– Gezi Parkı direnişini ve hükümetin direnişe yönelik tutumunu destek düzeyi
– Kurumlara duyulan güven düzeyi
Yöntem ve Örnek Yapısı
6
Yöntem ve Örnek Yapısı
Çalışmada telefonla anket yöntemi kullanılmıştır.
Görüşmeler İstanbul genelinde yaşayan 15 yaş ve üzeri 307 kişiyle
yapılmıştır.
Örneklemin hata payı %95 güven düzeyinde ±%5.6’dır.
Saha çalışması 12-13 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Görüşmeler ERA Research & Consultancy Proje Ekibi kontrol ve
denetiminde konusunda deneyimli görüşmeci kadrosu tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Görüşmeciler ERA Research & Consultancy Proje Ekibi tarafından
eğitilmiştir.
Sonuçlar
8
Gezi Parkı Direnişi Destek
16
16
24
21
23
Hiç desteklemiyorum
Desteklemiyorum
Ne destekliyorum ne de desteklemiyorum
Destekliyorum
Tamamen destekliyorum
Taksim Gezi Parkındaki direnişi ne
derece destekliyorsunuz?
% Baz = 307
9
Hükümetin Tutumuna İlişkin Destek
Hükümetin Taksim Gezi Parkı
direnişine yönelik tutumunu ne
derece destekliyorsunuz?
% Baz = 307
28
20
29
8
16
Hiç desteklemiyorum
Desteklemiyorum
Ne destekliyorum ne de desteklemiyorum
Destekliyorum
Tamamen destekliyorum
10
Devlet, şirket yöneticilerinin siyasi tercihi ne
olursa olsun şirketlere eşit mesafede durmalıdır
Siyasi tercihlerine göre bazı şirketlerin devlet
tarafından teşvik edilmesi yanlıştır
Gezi parkı olaylarında direnişi destekleyen
şirketlerin kamuoyunca boykot edilmesi yanlıştır
Gezi parkı olaylarında direnişi destekleyen
şirketlerin kamuoyunca desteklenmesi yanlıştır
İş dünyasının siyasete karışmasını
doğru bulmuyorum
Şirket sahiplerinin siyasi tercihlerinden dolayı
eleştirilmeleri yanlıştır
İş Dünyası ve Siyaset İlişkisine Bakış
%81 %62
Geziyi
Destekleyen
Geziyi
Desteklemeyen İfadeye Katılanların Oranı
%65 %38
%61 %49
%46 %41
%42 %46
%38 %52
11
Devlet, şirket yöneticilerinin siyasi tercihi ne
olursa olsun şirketlere eşit mesafede durmalıdır
Şirket sahiplerinin siyasi tercihlerinden dolayı
eleştirilmeleri yanlıştır
Gezi parkı olaylarında direnişi destekleyen
şirketlerin kamuoyunca boykot edilmesi yanlıştır
İş dünyasının siyasete karışmasını doğru
bulmuyorum
Gezi parkı olaylarında direnişi destekleyen
şirketlerin kamuoyunca desteklenmesi yanlıştır
Siyasi tercihlerine göre bazı şirketlerin devlet
tarafından teşvik edilmesi yanlıştır
İş Dünyası ve Siyaset İlişkisine Bakış
%66 %73
Hükümetin Tutumunu
Destekleyen
Hükümetin Tutumunu
Desteklemeyen İfadeye Katılanların Oranı
%64 %39
%54 %59
%50 %46
%49 %44
%42 %63
12
Artıbir TV
Coca-Cola
Cnntürk
Divan Oteli
Doğuş Holding
Garanti Bankası
Habertürk TV
Halk TV
Hürriyet Gazetesi
Kahve Dünyası
Kızılkayalar
Kitchenette
Koç Holding
MADO
NTV
Sabah Gazetesi
Sabancı Holding
Saray Muhallebicisi
Starbucks
Ülker
Ölçümlenen Markalar
Tanıyanların bazı düşük olduğundan raporlamaya dahil edilmemiştir
13
Markalar Tanınma ve Beğeni
14
Halk TV
Koç Holding
Sabancı Holding
Ülker
Garanti Bankası
MADO
Habertürk TV
Doğuş Holding
NTV
Divan Oteli
Kahve Dünyası
Cnntürk
Hürriyet Gazetesi
Saray Muhallebicisi
Coca-Cola
Sabah Gazetesi
Starbucks
Markaları Gelecekte Kullanım Eğilimi
5850
41
21
10
6
-5
-8
-9
-10
-10
-11
-13
-13
-14
-23
-24
-7
35
57
89
29
33
42
22
46
11
14
24
17
35
28
48
21
Geziyi Destekleyenler Geziyi Desteklemeyenler
Net Kullanım Eğilimi %
Baz = 307 Net Kullanım: Kullanırım% (4+5) – Kullanmam% (1+2)
15
Kurumlara Duyulan Güven
50
48
36
34
33
31
22
21
18
11
92
56
98
86
80
84
79
90
63
22
Geziyi Destekleyen Geziyi Desteklemeyen
Ordu
Sivil toplum örgütleri
Cumhurbaşkanlığı
Mahkemeler
Dini kurumlar
Polis
Meclis
Hükümet
Belediyeler
Basın ve televizyon
Güven Duyan%
% Baz = 307