biyoloji canlıların temel bileşenleri, organik bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl...

14
Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler Canlılardaki Organik Bileşikler: Canlı vücudunda biyosentez reaksiyonları sonuncu oluşturulan maddelerdir. Organik moleküllerin vücutta çeşitli görevleri vardır. bunlar; A. Enerji verici moleküller = karbonhidratlar, lipitler, proteinler. B. Yapıcı-onarıcı moleküller = proteinler, lipitler, karbonhidratlar. C. Düzenleyici moleküller = proteinler, vitaminler, lipitler. D. Yönetici moleküller = nükleik asitler. 1. Karbonhidratlar: Karbonhidratlar yapılarında karbon (C), hidrojen (H) ve oksijen (O) atomu bulunduran en basit organik besindir. Karbonhidratlar; Vücutta daha çok enerji verici olarak kullanılır. Protein ve yağlarda bileşik oluşturarak hücre zarının ve bitkilerde hücre duvarının yapısına katılır. Nükleik asitlerin (DNA, RNA) ve ATP`nin yapısına katılır. Karbonhidratlar içerdikleri basit şeker molekül sayısına göre monosakkaritler, disakkaritler ve polisakkaritler olmak üzere üçe ayrılır. A. Monosakkaritler: Karbonhidratların monomerleridir. Daha küçük birimlerine parçalanamazlar. Yani sindirime uğramadan doğrudan kullanılabilirler. Hücre zarından geçebilirler. Karbon sayısına göre isimlendirilir. Karbon sayısı üç ile sekiz arasında değişir. En önemlileri 5C`lu (pentoz), 6C`lu (heksoz) olanlarıdır. Riboz, RNA ve ATP; deoksiriboz ise DNA`nın yapısına katılan 5C`lu monosakkaritlerdir. Bunlar hücrede enerji verici olarak kullanılmaz. 6C`lu monosakkaritler glikoz (üzüm şekeri), fruktoz (meyve şekeri) ve galaktoz (süt şekeri) dur. Hepsini kapalı formülü aynıdır. Fakat üç boyutlu yapıları farklıdır. Heksozlar suda çözünür ve tatlıdır. Hücrelerin enerji elde etmede kullandıkları asıl şekerler heksozlardır, özellikle glikozdur. Glikoza kan şekeri de denir. Vücuda fruktoz ve galaktoz alındığında bunlar karaciğerde glikoza çevrilir ve kana karışır. Ayrıca glikoz önemli moleküllerin sentezinde rol oynar.

Upload: others

Post on 31-Aug-2019

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler

Canlılardaki Organik Bileşikler:

Canlı vücudunda biyosentez reaksiyonları sonuncu oluşturulan maddelerdir. Organik

moleküllerin vücutta çeşitli görevleri vardır.

bunlar;

A. Enerji verici moleküller = karbonhidratlar, lipitler, proteinler.

B. Yapıcı-onarıcı moleküller = proteinler, lipitler, karbonhidratlar.

C. Düzenleyici moleküller = proteinler, vitaminler, lipitler.

D. Yönetici moleküller = nükleik asitler.

1. Karbonhidratlar:

Karbonhidratlar yapılarında karbon (C), hidrojen (H) ve oksijen (O) atomu bulunduran en

basit organik besindir.

Karbonhidratlar;

Vücutta daha çok enerji verici olarak kullanılır. Protein ve yağlarda bileşik oluşturarak hücre zarının ve bitkilerde hücre duvarının yapısına

katılır. Nükleik asitlerin (DNA, RNA) ve ATP`nin yapısına katılır.

Karbonhidratlar içerdikleri basit şeker molekül sayısına göre monosakkaritler, disakkaritler ve

polisakkaritler olmak üzere üçe ayrılır.

A. Monosakkaritler:

Karbonhidratların monomerleridir. Daha küçük birimlerine parçalanamazlar. Yani sindirime

uğramadan doğrudan kullanılabilirler. Hücre zarından geçebilirler.

Karbon sayısına göre isimlendirilir. Karbon sayısı üç ile sekiz arasında değişir. En önemlileri

5C`lu (pentoz), 6C`lu (heksoz) olanlarıdır.

Riboz, RNA ve ATP; deoksiriboz ise DNA`nın yapısına katılan 5C`lu monosakkaritlerdir.

Bunlar hücrede enerji verici olarak kullanılmaz.

6C`lu monosakkaritler glikoz (üzüm şekeri), fruktoz (meyve şekeri) ve galaktoz (süt şekeri)

dur. Hepsini kapalı formülü aynıdır. Fakat üç boyutlu yapıları farklıdır. Heksozlar suda

çözünür ve tatlıdır.

Hücrelerin enerji elde etmede kullandıkları asıl şekerler heksozlardır, özellikle glikozdur.

Glikoza kan şekeri de denir. Vücuda fruktoz ve galaktoz alındığında bunlar karaciğerde

glikoza çevrilir ve kana karışır. Ayrıca glikoz önemli moleküllerin sentezinde rol oynar.

Page 2: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

B. Disakkaritler:

İki molekül monosakkaritin glikozit bağı ile birleşmesiyle oluşur. Suda çözünür. Küçük

moleküller birleşirken su açığa çıkar. Bu olaya dehidrasyon denir.

Canlılarda en çok bulunan disakkaritler; maltoz, sakkaroz (sükroz) ve laktozdur.

Maltoz, Sakkaroz (Sükroz) Ve Laktoz

Maltoz ve sakkaroz bitki hücrelerinde, laktoz hayvan hücresinde üretilir.

Disakkaritler, monosakkaritlere ayrılarak hücre içine alınır. Büyük moleküllerin su katılarak

yapı birimlerine ayrıştırılmasına hidroliz denir.

C. Polisakkaritler (Kompleks Şekerler):

Çok sayıda glikozun glikozit bağları ile birleşmesi sonucu oluşan büyük moleküllü

karbonhidratlardır.

Canlılarda bulunan en önemli polisakkaritler; nişasta, glikojen, selüloz ve kitindir.

Nişasta: Bitkilerde depo polisakkarittir. Suda çözünmez.

Glikojen: Karbonhidratların hayvansal organizmalarda depo edilmiş şeklidir. Suda çözünür.

Hayvansal hücrelerde özellikle karaciğer ve kasların yedek enerji deposudur.

Selüloz: Glikoz moleküllerinin birbirine ters dönerek bağlanması sonucu oluşur. Bitkilerde

hücre çeperinin yapısını oluşturur, bağları çok sağlamdır. Hayvanlarda selüloz sindirimi

Page 3: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

görülmez fakat otçul hayvanların sindirim yollarında yaşayan bazı bakterilerin sentezlediği

enzimler yardımı ile selüloz sindirimi yapılır. Selüloz da kitin bulunur.

Kitin: Eklem bacaklıların dış iskeletinin yapısında bulunan azotlu polisakkarittir. Suda

çözünmez. Mantarlarda hücre duvarının yapısında da kitin bulunur.

2. Lipitler:

Yapılarında karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), elementlerinden oluşur, bazılarında azot

(N), fosfor (P) ve kükürt (S) bulunan polimer moleküllerdir. Suda çözünmez, alkol, eter,

aseton, gibi organik çözücülerde çözünür.

a. Trigleseritler (Nötr Yağlar):

Trigliseritlerin karbon miktarı, oksijene göre daha fazla olduğundan vücutta parçalandığı

zaman karbonhidrat ve proteinlere göre daha çok enerji verir. Bu nedenle lipitleri parçalamak

için daha çok oksijene ihtiyaç duyulur.

Trigiliserit, üç molekül yağ asidi ile bir molekül gliserolün ester bağlarıyla ester bağlarıyla

bağlanması sonucu oluşur. Bu olaya esterleşme denir, üç ester bağı kurulur.

3Yağ asidi + Gliserol <—–> Yağ + 3 H2O

Karbon atomları arasında tek bağ bulunan yağ asitlerine doymuş yağ asitleri, çift bağ bulunan

yağ asitlerine de doymamış yağ asitleri denir. Doymuş yağ asiti içeren yağlar oda sıcaklığında

katıdır. Genellikle hayvansal kaynaklı yağ asitleridir. Doymamış yağ asiti içeren yağlar oda

sıcaklığında sıvıdır, bitkisel kaynaklı yağ asitleridir.

Vücutta üretilmeyen ancak vücuda dışarıdan hazır alınan yağ asitlerine temel (esansiyel) yağ

asitleri denir. Omega yağ asitleri esansiyel yağ asitleridir.

b. Fosfolipitler:

Trigliseritlerden farklı olarak aynı gliserole iki yağ asidi birde asit (H3PO4) bağlanarak

fosfolipitler oluşur. Proteinlere birlikte hücre zarının temel bilişenlerinden biridir.

c. Steroitler:

Vitamin D,erkek ve dişi eşey hormonları, adrenal kortikoit hormonları, kolesterol steroit

yapıdadır. Steroitler hücre zarının geçirgenliğini ve dayanıklılığını arttırır. Sinir hücrelerinde

yalıtım görevi yapar. Kolesterol hayvansal hücrelerde zarın yapısına katılan bir stereoit

çeşididir.

Lipitlerin özellikleri:

Hücrede yapı ve enerji maddesi olarak kullanılır. Protein ve karbonhidratların yaklaşık iki katı enerji verir. Deri altında ve iç organların çevresindeki depo yağlar canlıyı soğuktan ve darbelerden korur. Solunumda parçalandığı zaman bol miktarda metabolik su oluşturur. Yoğunlukları düşüktür, hafiftir.

Page 4: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Glikolipitler, lipoproteinler ve steroitler ve hormon olarak da görev yapar.

3.Proteinler

Karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), azot (N) bilişimindedir.

Ayrıca yapılarında kükürt (S) ve fosfor (P)da bulunabilir.

Proteinler amino asit adı verilen yapı taşlarından meydana gelir. Amino asitler amfoter

bileşikleridir.20çeşit amino asit bulunur, amino asitlerin her birinin radikal grubu farklıdır.

İnsan vücudunda sekiz çeşit amino asit sentezlenemez. Bunlara temel (esansiyel) amino asit

denir, besinlerle dışarıda alınır.

Amino asitler birbirlerine amino ve karboksil gruplarıyla bağlanır, bir molekül su çıkararak

peptit bağı kurulur.

Amino asit + Amino asit <—————> dipeptit + H2O

Çok sayıda amino asitin birleşmesiyle polipeptit oluşur.

n(Amino asit) <—————> Protein + (n-1) H2O

Hücrede sentezlenen protein her canlıda kendine özgüdür. Proteini oluşturan amino asitlerin

çeşidi, sayısı ve dizilişleri hücre DNA’sı tarafından her canlıda farklı bir şekilde belirlenir.

Proteinlerde amino asitlerin dizilişi genlerle kontrol edilir.

Proteinler, yüksek sıcaklık, basınç veya kuvvetli asitlerle etkileştirilirse yapısı bozulur,

aktifliklerini kaybeder. Bu olaya denatürasyon denir.

Proteinler;

Organizmada büyüme ve gelişme sırasında hücre yapımında, dokuların onarımında görev alır. Hücrenin esas yapısını oluşturur.

Kıkırdak, kemik, kas ve benzeri dokuların yapısına katılır. Enerji verici olarak kullanılır. Organizmada düzenleyicilik görevleri vardır. Enzimler ve hormonlar protein yapılıdır. Alyuvarlarda bulunan hemoglobinin bir kısmını, proteinlerinden olan albumin, globulin ve

fibrojenin yapısını oluşturur. Vücudun mikroplara karşı savunmasında görev alan antikorlarda protein yapılıdır. Proteinler hücre içi ve hücre dışı sıvılarda oluşan pH değişikliklerini dengeler.

İhtiyaçtan fazla tüketilen proteinler vücutta karbonhidrat ve yağa dönüştürülerek depo edilir.

4.Enzimler

Enzimler,kimyasal tepkimelerin,aktivasyon enerjisini düşüren,tepkimeleri hızlandıran protein

yapılı biyolojik katalizörlerdir.Enzimler tepkime sonunda oluşacak ürün miktarını

değiştirmez.Tepkimenin yönünü, denge sabitini ve net serbest enerjideki değişimi etkilemez.

Page 5: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Enzimler aktivasyon enerjisini düşürür.

Enzimlerin Yapısı

Enzimlerin protein kısmına apoenzim denir. Enzimlerin bir kısmı yalnız proteinden

oluşur(basit enzim-apoenzim). Enzimlerin çoğu ise yardımcı kısmına sahiptir (bileşik

enzim-holoenzim). Bileşik enzimlerde yardımcı kısım vitamin gibi organik yapılı ise ko-

enzim, mineral gibi inorganik yapılı ise ko-faktör adını alır. Bileşik enzimlerin asıl iş yapan

bölümü koenzim ya da kofaktör kısmıdır. Protein kısmı ise enzimin hangi maddeye etki

edeceğini belirler.

Page 6: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Holoenzim, Bileşik enzimin yapısı

Enzimlerin Özellikleri

Enzimin etki ettiği maddeye substrat denir. Enzim ve substrat arasında anahtar-kilit (yüzey-

kalıp) ilişkisi vardır. Enzim substratına geçici olarak aktif bölgeden bağlanır. Substrat-enzim

bileşiği (SE) oluşur.

Enzim substrat bileşiği

Enzimler kimyasal tepkimelerden değişmeden çıkar. Bu nedenle tekrar tekrar kullanılır.

Her hücrede tepkime çeşidi kadar enzim çeşidi vardır.

Enzimler belirli bir koenzim ya da kofaktörle çalışır. Fakat bir koenzim ya da kofaktör birden

fazla enzim ile çalışabilir.

Enzimler genellikle çift yönlü çalışır, rol aldığı tepkimler tersinirdir.

Bazı enzimler hücrede takım halinde çalışır. Bir enzimin

ürünü kendinden sonra gelecek enzimin substratı olabilir.

Takım halinde çalışan enzimlerin çalışmaları geri beslenme mekanizması ile sağlanır. Son

ürün yeterli miktarda olduğunda enzim 1′i inhibe eder. Hücrede son ürün tükendiğinde

takımda enzimler yeniden çalışmaya başlar.

Enzimler, aktif ise substratarının sonuna ya da katelizledikleri tepkimenin sonuna “-az” eki

getirilir, inaktif ise “-jen” eki getirilerek isimlendirilir.

Enzimler inorganik katalizörlerden daha hızlı çalışırlar. Hidrojen peroksitin (H2O2)

bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su

ve oksijene parçalanır.

Enzimler hücrede üretilir, hücre içinde ve dışında çalışır. Yapay olarakta üretilmektedir.

Page 7: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Enzimler hücrede genlere göre sentezlenir. Hücrede DNA, RNA ve ATP sentezini kontrol

eden enzimler üretilmezse hücre canlılığını sürdürmez.

Enzimlerin Çalışmasına Etki Eden Faktörler

Enzimler protein yapılı olduklarından dış etmenlerden etkilenir.

Sıcaklık: Enzimler belirli sıcaklık dereceleri arasında çalışır.

Enzimin en iyi çalışabileceği sıcaklığa optimum sıcaklık denir. Enzimlerin yüksek sıcaklıkta

yapıları tamamen bozulurken düşük sıcaklıkta bozulmaz, fakat inaktif hale geçer.

pH Değeri: Her enzimin en iyi etkinlik gösterdiği optimum

bir pH derecesi vardır. Enzimler genelde nötr’e yakın ortamlarda çalışır. Ancak asidik veya

bazik ortamlarda çalışan enzimlerde vardır.

Page 8: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Enzim Derişimi: Yeterli substratın bulunduğu ortama enzim ilave

edilmesi tepkime hızını artırır. Substrat belirli miktarda ise enzim derişimi artarsa tepkime

hızı da en yüksek değere ulaşır, sonra sabit hızla devam eder.

Substrat Yüzeyi: Enzim etkinliği substratın dış yüzeyinden başladığı için

substrat yüzeyi genişledikçe tepkimenin hızı da artar.

Substrat Derişimi: Enzim miktarı sabit tutulup substrat derişimi

arttırılırsa tepkimenin hızıda artar. Tepkime hızı en üst düzeye ulaştıktan sonra sabit kalır.

Su: Enzimler sulu ortamda etkili olup, genellikle su miktarının %15′in altında olduğu

ortamlarda çalışmazlar.

Page 9: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Kimyasal Maddelerin Etkisi: Bazı maddeler enzim etkinliğini artırırken (aktivatör) bazı

maddelerde enzimin etkinliğini durdurur (inhibitör). Mg, Cl, Fe aktivatör; kurşun, cıva,

siyanür gibi ağır metal iyonları inhibitör maddelerdir.

5.Vitaminler

Direnç arttırıcı ve düzenleyici organik moleküllerdir. Sindirilmez, hücrenin yapısına katılmaz

ve enerji vermez. Bitkiler vitamin sentezleyebilirken, hayvanlar doğrudan vücutlarında

sentezleyemez, dışarıdan hazır alır. Bazı vitaminler enzimlerin yapısında koenzim olarak

görev yapar. Bu vitaminlerin eksikliği biyokimyasal tepkimeleri durdurur.

Günümüzde bazı vitaminler sentetik olarak üretilmektedir.

Vitaminler oksijen, güneş ışığı, ısı, bakır, demir ve benzeri metallerle temas gibi etkileşimler

sonucu bozulabilir.

Vitaminle yağda çözünenler ve suda çözünenler olmak üzere iki guruba ayrılır.

Yağda Çözünen Vitaminler:

Bunlar A, D, E ve K vitaminleridir. Fazlası karaciğerde depolanır. Bu nedenle eksikliği fazla

görülmez. Bu maddelerin aşırı alınması ve birikimi zehir etkisi yaratabilir.

A Vitamini:

Hücre yenilenmesi, cildin güneş ışınlarından korunması, bakteri ve virüslere karşı direnç

sağlanmasında etkilidir. Görme olayında etkili maddelerin yapısına katılır.

D Vitamini:

Kemik ve dişlerin yapısına katılır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kas ve sinirlerin

çalışmasını sağlar. Kalsiyumun bağırsaklarda emilimini sağlar.

E Vitamini:

Antioksidandır. Damar sertliğini önler. Hücre yenilenmesinde görevlidir. Üreme organlarının

sağlığı üzerinde etkilidir. Kasların dayanıklılığını artırır.

K Vitamini:

Kanın pıhtılaşması ve yaraların iyileşmesinde etkilidir.

Suda Çözünen Vitaminler:

Bunlar B ve C vitaminleridir. Bu vitaminler vücutta depolanmaz, fazlası boşaltım yoluyla

idrarla birlikte vücut dışına atılır. Her gün ihtiyacımız kadar alınmalıdır.

B1 Vitamin (Tiyamin ) : Karbonhidrat metabolizmasında koenzim olarak iş görür. Kalbin

çalışmasını, sinir sisteminin sağlığını ve zihinsel faaliyetleri etkiler.

Page 10: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

B2 Vitamini (Riboflavin) : Karbonhidrat, protein ve yağlardan enerji elde edilmesinde

koenzim olarak görevlidir. Görmede etkilidir. Demirin bağırsakta emilimini kolaylaştırır.

B3 Vitamini (Niyasin) (PP) : Sinir sisteminin sağlığı protein, karbonhidrat veya

metabolizması ile enerji üretiminde koenzim olarak etkilidir.

B5 Vitamini (Pantotenik asit) : Cilt ve saç sağlığında etkilidir. Vücudu iltihaplanmalardan

koruma, strese karşı hormonların üretilmesi veya metabolizmasında etkilidir.

B6 Vitamini (Pridoksin) : Bağışıklık ve sinir sisteminin çalışması, amino asit üretimi,

sodyum ve potasyum dengesinin sağlanması, kan hücrelerinin üretimi üzerinde etkilidir.

B7 Vitamini (Biotin) : Sinir ve sindirim sisteminin çalışmasında, cilt ve tırnak sağlığında

görevlidir.

B9 Vitamini (Folik asit) : Hücre yenilenmesi, büyüme, kan hücrelerinin üretimi, sinir ve

sindirim sisteminin çalışması, karaciğerin işlevlerini yerine getirmesinde etkilidir.

B12 Vitamini (Kobalamin) : Amino asit, protein ve nükleik asit metabolizmasında koenzim

olarak görev yapar kan hücrelerinin üretilmesi, büyüme, sinir sisteminin çalışması ve zihinsel

faaliyetlerin düzenlenmesinde etkilidir.

C Vitamini: Bağışıklık sisteminin güçlenmesi, sinir sisteminin sağlığı üzerinde etkilidir.

Ayrıca bağ dokusu liflerinin yapısında bulunan proteinlerin sentezinde görev alır.

6. Nükleik Asitler

Her canlı, hücrelerinin yapısını ve işlevini kontrol eden kalıtsal bilgileri taşır. Bu bilgiler

nükleik asitlerde depolanmıştır. Nükleik asitler, metabolizmayı, büyümeyi ve çoğalmayı

kontrol eder.

DNA ve RNA nükleik asitler olarak adlandırılan organik bileşikler, ilk kez 1869 yılında

Friedrich Miescher tarafından görüntülenmiştir.

Nükleik Asitlerin Yapısı

Nükleik asitlerin yapısında karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), azot (N) ve fosfor (P)

elementleri bulunur. Nükleik asit zinciri nükleotitlerden oluşmuş bir polimerdir. Bir nükleotit

azotlu organik baz, pentoz şekeri ve fosforik asit grubundan oluşur.

5C’lu şeker + Azotlu baz = Nükleotit + H2O

Nükleotit + Fosfat = Nükleotit + H2O

Azotlu organik baz şekere glikozit bağıyla, şeker fosfat grubuna ester bağıyla bağlanır.

Page 11: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Nükleik asitlerin yapısı

Pentoz şekerleri, RNA yapısına katılan riboz ve DNA yapısına katılan deoksiriboz olarak iki

çeşittir.

Azotlu organik bazlar, pürin ve pirimidin olmak üzere iki çeşittir. Pürin bazlar çift halkalı

olup adenin (A) ve guanin (G) bazlardır. Pirimidin bazları ise tek halkalı olup sitozin (S),

timin (T) ve urasil (U) bazlarıdır. Bu bazlardan adenin, sitozin ve guanin DNA ve RNA

yapısına katıldığı halde timin yalnızca DNA’nın, urasil ise sadece RNA’nın yapısında

bulunur.

Nükleotidlerin yapısındaki fosfat kaynağı fosforik asitten (H3PO4) ileri gelir. Fosfat bütün

nükleotitlerde ortak moleküldür.

DNA Molekülünün Yapısı

DNA molekülü iki polinükleotit zincirinden oluşur. Sarmal yapıdadır. Karşılıklı yer alan

nükleotit zincirinde her zaman guanin sitozinle; adenin timinle eşlenir. Dolayısıyla adenin

sayısı timine guanin sayısı sitozine eşittir.

Bu eşitlikten A + G / T + S = 1 elde edilir.

Page 12: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Karşılıklı iki DNA ipliği zayıf hidrojen bağları ile bağlanır. Adenin ile timin ikili, guanin ile

sitozin üçlü zayıf hidrojen bağı kurar.

DNA kendini eşleme özelliğinde olup, kalıtsal bilgi, DNA’nın kimyasal yapısında

kodlanmıştır.

DNA prokaryot hücrelerde sitoplazmada, ökaryot hücrelerde ise çekirdek, mitokondri ve

kloroplastta bulunur.

RNA Molekülünün Yapısı

RNA çok sayıda nükleotidin tek sıra halinde dizilmesi sonucu oluşur. Kendini eşleyemez.

Sentezi DNA’ nın bir ipliği üzerinden gerçekleşir. DNA’dan aldığı bilgileri proteinlere ve

enzimlere aktarır.

RNA prokaryot hücrelerde sitoplazma ve ribozomlarda, ökaryot hücrelerde ise sitoplazma,

ribozom, çekirdek, mitokondri ve kloroplastlarda bulunur.

Yapı ve görevlerine göre hücrede üç çeşit RNA vardır;

Mesajcı RNA (mRNA): Proteinlerdeki amino asit dizisini belirleyen bilgiyi DNA’dan

ribozomlara aktarır.

Ribozomal RNA (rRNA) : Proteinlerle birlikte ribozomun yapısına katılır.

Page 13: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

Taşıyıcı RNA (tRNA): Sitoplazmadaki protein sentezi ile ilgili amino asitleri tanır ve

ribozoma taşır.

RNA miktarı her hücrede farklıdır. Özellikle protein sentezinin fazla olduğu hücrelerde

miktarı fazladır.

7. Enerji Taşıyan Nükleotit ATP (Adenozin Trifosfat)

Canlılardaki temel enerji molekülü ATP’dir. ATP’nin yapısını adenin, riboz ve fosfatlar

oluşturur.

ATP’nin Yapısı

ATP molekülü yüksek enerjili fosfat bağları içerir. Bu bağların yıkımı ile enerji açığa çıkar.

ATP + H2O ↔ ADP + P + Enerji

ATP’den fosfatların ayrılması hidroliz ile gerçekleşir. Bu olay hücreye enerji verilmesini

sağlayan ekzergonik bir tepkimedir.

Canlı varlıkların ortak özelliklerinden biri enerjiyi kullanabilme ve solunumla yeniden

sentezleyebilmedir.

Page 14: Biyoloji Canlıların Temel Bileşenleri, Organik Bileşikler · bozunması ortamda 300 yıl alırken, karaciğerin ürettiği “katalaz” enzimi ile 1 sn içerisinde su ve oksijene

ATP’nin sentezi ve kullanılması hücre içinde olur. Bir hücreden diğerine aktarılmaz.

Hücrelerde ATP sentezi ve tüketimi enzimlerin kontrolünde kademeli olarak gerçekleştirilir.

http://www.biyolojidersnotlari.com