İbn hişam 761/1360) vi.elsayed elsha hed, xii. cildin birinci kısmını yazma nüs haları ile...

3
ei-MUGNi ele alan yöntemi de el-Mugni'yi ancak dikkatli bir okuma ve muhakeme ile hale getirmektedir. Zeydller, Kadi eserleri- ne ve yazarken veya is- tinsah ederken konu imarnet meselesine gelince yapma veya reddiye- ler yazma durumunda Bu- nun bir el-Mugni'nin XX . cildi- ni müstensihin eserin sonuna Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Velid ez-Zeydl'ye ait '1-mütni risale bir örnek de Zey- d! Mansür- Billah b. Muhammed'in kaleme el-Ceva- '1-mu]]tar 'aJQ mesa'ili 'Abdilceb- (San'a, ei-Mektebetü'l-amme, EbO Ali nr. 260; Darü'l-kü- nr. 140). Bu konuda lan en sert reddiye ise ei-Murtaza'- ti'l-imame olup Ebu Ca'fer et- TO si bunu özetleyip Seyyid Hüseyin Bahrülu!Om, Necef, ts.) Kadi Abdülcebbar ve Mu'tezile ile ilgili imametle el -Mugni üzerine birçok kitap ve ma- kale ilki, M. Halil Yah- ya Naml'nin 'Arabiyye ti biladi'I- Yemen risalesidir (Kah i re 1952) cisi , Fuad Seyyid kaleme nan "Mabtotatü'I-Yemen" makaledir (MMMA IKahirel, 112 119551. s. 194-212). Georges C. Anawati, 1957'de Münih'te düzenlenen Kongresi'nde el -Mug- ni'yi bir (Herbert Franke, DMG, Wiesbaden 1959, s. 288- 292) . G. C. Anawati, R. Caspar ve Mahmud el- Hudayri de bir ma- kale kaleme ("Une somme inedite de theologie mo 'tazilite : Le Moghni Du Abd al-Jabbar" , MIDE O, lV 119571, s. 281-3161 ). Hudayrl, derginin V. sa- makalede el-Mugni'- nin yeni iki cildinin (XV, XVII. ciltler) bu- haber (V 119581, s. 417-424) Abdünnebl Kadi Abdül- eserlerini üzere makalede el - Mugni'ye yer (Mecelletü Külliyyeti'l-adab ve 'ulU- mi'l-insaniyye, sy. XlIFas 19901. s. 97- 1 3 Abdurrahman Utbe de kültü- rünün ana Ma'a'l- mektebeti'l-'Arabiyye Dirase ti ümmü- ve'l-merô.ci' el-mutta- eseri ta- (Beyrut 1 984, s. 312-313) 384 el-Mugni'nin ciltleri de makalelere ko- nu Mesela Guy Monnot. V. cilt- le ilgili olarak "Sabeens et idolatres sel on Abd ai-Jabbar" (Jsrael Oriental Studies, Vllll9771. s. 12-48) ve "Les doctrines des chretiens dans le 'Moghni' de Abd ai-Jab- bar" (MJDEO, XV1119831. s. 9-30) iki makale Öte yandan VI. cildin birinci George Fadlo Hourani Is- lamic Rationalism: The Ethics ot 'Abd al-Jabbar (Oxford 1971), VII. cildi J. R. T. M. Peters God's Created Speech (Lei- den 1976), IX. cildi Judith K. Hecker, "So- me Notes on Kitab ai-Tawlid From The Mughni of The Qadi 'Abd ai-Jabbar" (Je- rusalem Studies in Arabic and Islam, ll 119801. s. 281-319). Xl. cildi Abdülkerlm Osman Na?:ariyyetü't -t eklif 'inde'l-Kii- çli 'Abdilcebbô.r ( Beyrut 1971 ) ve XII. cil- di de Marie Bernard. L'epistemologie mu 'tazilite d'apres le du Qiidi 'Abd al-Gabbiir (Paris 1977) ele Elsayed Elsha- hed, XII. cildin birinci yazma nüs- ile bir makale kale- me ("Korrekturen zu Madkurs Aus- ga'be des 12 . Sandes des von al- Qadi ZDMG, sy. 34 119841, s. 274-279), Erwin !sak Jakub Rosenthal ise XX. cilt bir makale ("Abd al-Jabbar on the Imamate", Logos Jslamikos: Studia Jslamica in Honorem Georgii Michaelis Wichens, VI IToronto 19841. S. 207-218) . el-Mugni'den günümüze on dört cüz (on cilt) toplam on dokuz muhakkik MedkOr'un ilmi redaksiyonu ve Taha Hüseyin'in kontrolünde Kahire' de ( 1380-1385). Yazma nüs- Yemen'de ei-Mektebetü'l-amme'- de, mikrofilmleri ise Kahire Da- : Kadi Abdülcebbar, el-Mugnf, V, 9, 86-151, 259; Vl/1 , s. 3-4; VII, 3-5; Xl, 3-58; XII, 386- 443; XIII, 9; XV, 261-278; XVI, 152-406; XX/2, s. 262-274; bk. Ahmed Fuad el-Ehvanl'- nin mukaddimesi, VI, 1-8; el-Ebyarl'nin mukaddimesi, VII, 1-4; Medkur'un mu- kaddimeleri, VIII, 1-5; IX, 1-4; XII, 1-8; Mustafa mukaddimesi, XIV, 1-10; Emln el- Hül1'nin mukaddimesi, XVII, 4-5; a.mlf., el-Mul)- fi Muhammed Amiire, Re- sa'ilü '1-'adl içinde), Kah i re 1971, 1, 165-166; Hakim Fuiid Seyyid, Fazlü'l-i'tizal ve Tabakatü'l-Mu'tezile içinde). Tunus 1393/ 1974, s. 367; Tabakatü'l-Mu'- tezile, s. 113; Hediyyetü'l-'arifin , 499 ; Ab- düssettar er-Ravi. el-'Akl Beyrut 1980, s. 43-44. . l!I!!J ILYAS L en-Nahvi'nin (ö. 761/1360) Arap gramerine dair eseri. _j Müellif, nahiv ilminin bütün bu eserine Mugni'l-lebib 'an kü- tübi'l-e'ô.rib vererek onun. okuyu- nahiv ilminde ve özellikle cümle tah- lillerinde (i'rab) kitaplardan müs- ifade etmektedir. kendisini bu eseri yazmaya sevkeden se- beplerden birinin daha önce Mugni'l-lebib'in sekiz bölümünden dör- dünü kapsayan 'an ]fava'idi'l- büyük ilgi görmesi belirtmektedir. Mekke'de 749' da (I 348) kaleme eserinin kitapla- birlikte üzerine 756'da (I 355) Mekke'ye da- ha mükemmel tekrar Müellif, ilk telifte ve zor meseleleri bu ikincisinde çözdü- kaydetmektedir. en önemli eseri olan Mugni'l-lebib bir sekiz bölümden (bab) meydana gelmektedir. Kitapta edatlar, cümle ve ile ilgili hüküm, kural. yorum ve tahliller, cümle tahlilleriyle alakah meseleler, kurallar. bu konuda hatalar ve meseleler ele Arap gramerine dair o zamana kadar eserlerde ta- kip edilen am il- ma'mül-amel/ i'rab, mer- füat- mansübat- mecrOrat- meczümat geleneksel tertibin aksine bu kitapta özgün bir yöntem izlenerek ko- nular müfredler (mana harfleri 1 edatlar) ve terkipler (cümle, iki ana bölüm ve sekiz alt bölüm halinde dü- Bu Mugni'l-le- bib daha müellifi hayattayken Afrika'da da büyük Eserin Haldün kitap ve müellifi tak- dirkar ifadeler Demamlnl de bir esere olan hay- dile Kitapta nahiv meseleleri sarf fonetik, belagat, lehçe ve tefsire dair konular üzerinde de eski nahivcilerden gramer ile dil problemlerine dair bir orta- ya tercih etmek

Upload: others

Post on 15-Jul-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İbn Hişam 761/1360) VI.Elsayed Elsha hed, XII. cildin birinci kısmını yazma nüs haları ile karşılaştırarak bir makale kale ... Abdülaz!z Rebah -Ahmed Yusuf ed-Dekkak, ı-vı

ei-MUGNi

ğında ele alan yöntemi de el-Mugni'yi ancak dikkatli bir okuma ve muhakeme ile anlaşılabilir hale getirmektedir.

Zeydller, Kadi Abdülcebbar'ın eserleri­ne şerh ve haşiye yazarken veya onları is­tinsah ederken konu imarnet meselesine gelince açıklamalar yapma veya reddiye­ler yazma durumunda kalmışlardır. Bu­nun bir örneğini, el-Mugni'nin XX. cildi­ni çağaltan müstensihin eserin sonuna ekled i ği, Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Velid ez-Zeydl'ye ait el-Cevabü'l-J:ı{isi­

mü '1-mütni li-şübehi'l-Mugni adlı risale oluşturmaktadır. Diğer bir örnek de Zey­d! imamlarından Mansür- Billah Kasım b. Muhammed'in kaleme aldığı el-Ceva­bü '1-mu]]tar 'aJQ mesa'ili 'Abdilceb­bdr'dır (San'a, ei-Mektebetü'l-amme, EbO Ali el-KeblrYazmaları, nr. 260; Darü' l-kü­tübi'l-Mısriyye , nr. 140). Bu konuda yazı ­

lan en sert reddiye ise Şerif ei-Murtaza'­nın Kitô.bü'ş-Şô.ti ti'l-imame adlı kitabı olup Ebu Ca'fer et-TO si bunu Tel]]işü 'ş­Şô.ti adıyla özetleyip (nşr. Seyyid Hüseyin Bahrülu!Om, Necef, ts.) Kadi Abdülcebbar ve Mu'tezile ile ilgili eleştirileri imametle sınırlandırm ı ştır.

el-Mugni üzerine birçok kitap ve ma­kale yazılmıştır. Bunların ilki, M. Halil Yah­ya Naml'nin el-Bi'şetü'l-Mışriyye li-taş­viri'l-ma]]tıltati'l- 'Arabiyye ti biladi'I­Yemen adlı risalesidir (Kah i re 1952) İkin­cisi , Fuad Seyyid tarafından kaleme alı­nan "Mabtotatü'I-Yemen" adlı makaledir (MMMA IKahirel, 112 119551. s. 194-212). Georges C. Anawati, 1957'de Münih'te düzenlenen Milletlerarası Şarkiyatçılar Kongresi'nde sunduğu tebliğde el-Mug­ni'yi geniş bir şekilde tanıtmıştır ( Herbert Franke, DMG, Wiesbaden 1959, s. 288-292) . Ayrıca G. C. Anawati, R. Caspar ve Mahmud el-Hudayri de ortaklaşa bir ma­kale kaleme almışlardır ("Une somme inedite de theologie mo'tazilite: Le Moghni Du Qadı Abd al-Jabbar" , MIDE O, lV 119571, s. 281-3161 ). Hudayrl, aynı derginin V. sa­yısında yayımiadı ğı makalede el-Mugni'­nin yeni iki cildinin (XV, XVII. ciltler) bu­lunduğunu haber vermiştir (V 119581, s. 417-424) Abdünnebl Fadıl. Kadi Abdül­cebbar'ın eserlerini tanıtmak üzere yazdı­ğı makalede el-Mugni'ye geniş yer ayır­mıştır (Mecelletü Külliyyeti'l-adab ve 'ulU­mi'l-insaniyye, sy. XlIFas 19901. s. 97-1 3 ı ı. Abdurrahman Utbe de İslam kültü­rünün ana kaynaklarını anlattığı Ma'a'l­mektebeti'l-'Arabiyye Dirase ti ümmü­hô.ti'l-meşadır ve'l-merô.ci' el-mutta­şıla bi't-türaş adlı çalışmasında eseri ta­nıtmıştır (Beyrut 1984, s. 312-313)

384

el-Mugni'nin ciltleri de makalelere ko­nu olmuştur. Mesela Guy Monnot. V. cilt­le ilgili olarak "Sabeens et idolatres sel on Abd ai-Jabbar" (Jsrael Oriental Studies, Vllll9771. s. 12-48) ve "Les doctrines des chretiens dans le 'Moghni' de Abd ai-Jab­bar" (MJDEO, XV1119831. s. 9-30) adıyla iki makale yazmıştır. Öte yandan VI. cildin birinci kısmını George Fadlo Hourani Is­lamic Rationalism: The Ethics ot 'Abd al-Jabbar (Oxford 1971), VII. cildi J. R. T. M. Peters God's Created Speech (Lei­den 1976), IX. cildi Judith K. Hecker, "So­me Notes on Kitab ai-Tawlid From The Mughni of The Qadi 'Abd ai-Jabbar" (Je­rusalem Studies in Arabic and Islam, ll 119801. s. 281-319). Xl. cildi Abdülkerlm Osman Na?:ariyyetü't-teklif 'inde'l-Kii­çli 'Abdilcebbô.r ( Beyrut 1971 ) ve XII. cil­di de Marie Bernard. L'epistemologie mu 'tazilite d'apres le Muğni du Qiidi 'Abd al-Gabbiir (Paris 1977) adlı çalış­malarında ele almışlardır. Elsayed Elsha­hed, XII. cildin birinci kısmını yazma nüs­haları ile karşılaştırarak bir makale kale­me almış ("Korrekturen zu Madkurs Aus­ga'be des 12. Sandes des Muğnl von al­Qadi Abdalğabbar", ZDMG, sy. ı 34 119841, s. 274-279), Erwin !sak Jakub Rosenthal ise XX. cilt hakkında bir makale yazmıştır ("Abd al-Jabbar on the Imamate", Logos Jslamikos: Studia Jslamica in Honorem Georgii Michaelis Wichens, VI IToronto 19841. S. 207-218) .

el-Mugni'den günümüze ulaşan on dört cüz (on altı cilt) toplam on dokuz muhakkik tarafından neşre hazırlanmış. İbrahim MedkOr'un ilmi redaksiyonu ve Taha Hüseyin'in kontrolünde Kahire'de yayımlanmıştır ( 1380-1385). Yazma nüs­haları Yemen'de ei-Mektebetü'l-amme'­de, bunların mikrofilmleri ise Kahire Da­rü'l-kütübi'I-Mısriyye'de bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA :

Kadi Abdülcebbar, el-Mugnf, V, 9, 86-151, 259; Vl/1 , s. 3-4; VII, 3-5; Xl, 3-58; XII, 386-443; XIII, 9; XV, 261-278; XVI, 152-406; XX/2, s. 262-274; ayrıca bk. Ahmed Fuad el-Ehvanl'­nin mukaddimesi , VI, 1-8; İbrahim el-Ebyarl'nin mukaddimesi, VII, 1-4; İbrahim Medkur'un mu­kaddimeleri, VIII, 1-5; IX, 1-4; XII, 1-8; Mustafa es-Sekka ' nın mukaddimesi, XIV, 1-10; Emln el­Hül1'nin mukaddimesi, XVII, 4 -5 ; a.mlf., el-Mul)­taşar fi uşüli'd-dln (nşr Muhammed Amiire, Re­sa'ilü '1-'adl ve't-tev/:ıld içinde), Kah i re 1971, neşredenin girişi, 1, 165-166; Hakim ei-Cüşemi. Şer/:ıu'l-'uyün (nşr. Fuiid Seyyid, Fazlü 'l-i'tizal ve Tabakatü'l-Mu'tezile içinde). Tunus 1393/ 1974, s. 367; İbnü'I-Murtaza. Tabakatü'l-Mu'­tezile, s. 113; Hediyyetü'l-'arifin, ı, 499 ; Ab­düssettar er-Ravi. el-'Akl ve'l-/:ıürriyye, Beyrut 1980, s. 43-44. r;;;ı .

l!I!!J ILYAS ÇELEBİ

L

MUGNİ'l-LEBİB (~!~)

İbn Hişam en-Nahvi'nin (ö. 761/1360)

Arap gramerine dair eseri. _j

Müellif, nahiv ilminin bütün konularına ayırdığı bu eserine Mugni'l-lebib 'an kü­tübi'l-e'ô.rib adını vererek onun. okuyu­cuları nahiv ilminde ve özellikle cümle tah­lillerinde (i'rab) başka kitaplardan müs­tağni kıldığını ifade etmektedir. Ayrıca kendisini bu eseri yazmaya sevkeden se­beplerden birinin daha önce hazırladığı, Mugni'l-lebib'in sekiz bölümünden dör­dünü kapsayan el-İ'rab 'an ]fava'idi'l­i'rab'ının büyük ilgi görmesi olduğunu belirtmektedir. İbn Hişam, Mekke'de 749'da (I 348) kaleme aldığı eserinin Mı­sır yolculuğu sırasında diğer bazı kitapla­rıyla birlikte kaybolması üzerine kitabını 756'da (I 355) Mekke'ye döndüğünde da­ha mükemmel şekilde tekrar yazmıştır. Müellif, ilk telifte kapalı ve zor anlaşılır bulduğu meseleleri bu ikincisinde çözdü­ğünü kaydetmektedir.

İbn Hişam'ın en önemli eseri olan Mugni'l-lebib bir girişle sekiz bölümden (bab) meydana gelmektedir. Kitapta edatlar, cümle ve şibhü'l-cümle ile ilgili hüküm, kural. yorum ve tahliller, cümle tahlilleriyle alakah meseleler, kurallar. bu konuda yapılabilecek hatalar ve diğer bazı meseleler ele alınmıştır. Arap gramerine dair o zamana kadar yazılan eserlerde ta­kip edilen am il- ma'mül-amel/ i'rab, mer­füat- mansübat- mecrOrat- meczümat şeklindeki geleneksel tertibin aksine bu kitapta özgün bir yöntem izlenerek ko­nular müfredler (mana harfleri 1 edatlar) ve terkipler (cümle, şibhü'l-cümle) şeklinde iki ana bölüm ve sekiz alt bölüm halinde dü­zenlenmiştir. Bu özelliğiyle Mugni'l-le­bib daha müellifi hayattayken şöhrete kavuşmuş, Afrika'da da büyük rağbet görmüştür. Eserin muhtevasını tanıtan İbn Haldün kitap ve müellifi hakkında tak­dirkar ifadeler kullanmış. şarih İbnü'd­Demamlnl de bir şiirinde esere olan hay­ranlığını dile getirmiştir.

Kitapta nahiv meseleleri yanında sarf konuları, fonetik, belagat, kısmen lehçe farklılıkları ve tefsire dair bazı konular üzerinde de durulmuştur. İbn Hişam eski nahivcilerden naklettiği görüşleri. bazı gramer kuralları ile dil problemlerine dair aktardığı ihtilafları açık bir şekilde orta­ya koymuş . tercih etmek istediği görüşü

Page 2: İbn Hişam 761/1360) VI.Elsayed Elsha hed, XII. cildin birinci kısmını yazma nüs haları ile karşılaştırarak bir makale kale ... Abdülaz!z Rebah -Ahmed Yusuf ed-Dekkak, ı-vı

mantık! kurallar içinde etraflıca tartıştık­tan sonra gerekçelerini sunmuştur. Keli­meleri fiil, isim, zarf ve harf olmaları açı­sından ele alan müellif her biri hakkında terkipte geçtiğini farzederek hüküm ver­miş, incelemelerini Kur'an'ın çeşitli kıra­atleri, hadis, atasözü, Arap edebiyatm­dan getirdiği şahidlerle delillendirip zen­gin misallerle açıklamıştır. Eserin orüinal yanlarından biri de sıkça başvurulan is­titrat üslübu olup bir münasebetle konu­nun dışına çıkılarak ayrıntılara ve faydalı bilgilere yer verilmiştir. Basra ve Küfe başta olmak üzere Bağdat, Mısır ve En­dülüs dil mekteplerinin görüşlerini taraf­sız bir yaklaşımla ortaya koyan İbn Hişam delilini güçlü bulduğu fikirleri tercih et­miştir. Müellif, başta Sibeveyhi olmak üzere Basra mektebine mensup dilcilerin görüşlerine ağırlıklı olarak yer verdiği gibi Küfe mektebine mensup Ali b. Hamza el­Kisa(, Yahya b. Ziyad el-Ferra, Sa'leb gibi alimierin onayladığı veya karşı çıktığı fi­kirlere de yer vermiştir (Mugni'l-lebfb, ı. 152, 161, 233; II, 361). En çoknakllde bu­lunduğu Zemahşeri ile İbnü'l-Hacib'in gö­rüşlerini n çağuna ve Ebu Hayyan el-En­delüsi'nin görüşlerinin tamamına muha-

. lefet etmektedir. İbn Babeşaz ile İbn Mu'­tl'den nakiller yapan müellif, Mısır ve Şam mekteplerinin temsilcisi kabul ettiği İbn

Malik'in fikirlerinin çoğunu beğenmekle birlikte bazılarını yadırgamaktadır.

Mugni'l-lebib üzerinde şerh , haşiye,

ihtisar ve nazına çekme şeklinde birçok çalışma yapılmış olup belli başlıları şun­lardır: 1. İbnü'd-Demamini, TuJ:ıietü'l­garib fi'l-kelam 'ala Mugni'l-lebib. Ta­kıyyüddin eş-Şümünnl'nin el-Munşıf ad­lı şerhinin kenarında yayımlanmıştır (aş.

bk.). Şarih esere iki şerh daha yazmıştır.

Z. Takıyyüddin eş-Şümünni, el-Munşıf mine'l-kelam 'ala Mugni'bni Hişam (I-ll, Kahire 1305). 3. Celaleddin es-Süyü­ti, ŞerJ:ıu şevahidi Mugni'l-lebib (ei­Fetf:ıu '1-karfb bi-şevahidi Mugni'l-lebfb 'an kütübi'l-e'arfb). Mugni'l-lebib 'in en gü­zel şevahid şerhlerinden biri olup birkaç defa basılmıştır (l-ll. Tahran 127J; Kah i re 1322; nşr. Ahmed Zafir, 1-11, Beyrut, ts.; nşr. Mahmud eş-Şinkltl, Beyrut 1966) . Kaynaklarda Süyüti'nin el-FetJ:ıu'l-~a­rib ii-J:ıavaşi Mugni'l-lebib , TuJ:ıfe­tü'l-J:ıabib bi-necati Mugni'l-lebib adlı şerhlerinden de söz edilmektedir (Keşfü ';;-;;unun, II. 1753). 4. Abdülka­dir el-Bağdadi, ŞerJ:ıu ebyati Mug-

' ni'l-lebib (nşr. Abdülaz!z Rebah - Ahmed Yusuf ed-Dekkak, ı-vı. Dımaşk 1973-1978). 5. İbn Molla (Şehabeddin Ahmed b. Mu­hammed el-Halebl), Münteha emeli'l­erib mine'l-kelô.m 'ala Mugni'l-lebib

Mugni'/-lebib'in ilk ve son sayfas ı (Hacı Selim Aga Ktp., nr. 1164)

~l...t.>~J~.\!oöWJ\Ji~w~·~

<il!ı.:S:W.tJ:"''-~(u~Jt>~'-' . . f-.0iJ';.~ ~.!'J'":"l'&JI~/'~/'"'~'J\; c;~~J~-g-~~ ~ ..,.;.:;;rı;;GI ~~6:t_)..._,~;~\.)v?-~ ... \}u ':-:"vtPCW·~-~i'~>iıo,ı;'.:..~,y' ~- . ·:ç).\.:Oig;>.:;.IJI>,),»\:I~~,;;.v ...).)~\Ü,.~ı..>J~y~:.1J-"J1(\J~] ~~'wt(ı.,.~w:ı.ı'y· ·. "~ .yı~ı;,.~,;~,.,..ı_;.ıı;>ı,ı~;,ı;

~~&~~~~vi?"~~~ ,:.;~~d-k~r~ı__;.uJ~.,;;Ifı.ı,.. -. ~i,itri..:.,Ji.>·~ıı.,..:..._,ı.~t:~~;dJ ~w\ı).'Ü.~~~"""";o..ı'-''~\.! ~0ıau.\ı...ıvı.ı,;u...,;.;.ıı:,"W ~~~~,.,\~1:_,\}\,;_..~ci?' .:,ı,.y~..,ıı...,.,;:J,,;ıuldı.:.ı~v~\ ~~;.:_.,,~S;f.-"#'~t~~jj\ ~w~,!!Yjl-\ol.l.fod..u.,..._,ıı..,.,..,;ı:ıı ~~\1~~~~~~ ;Jı!>~_,ıf._,;.;nJ!,'+i~..ı..!>w)j.}..> ~~,ı.4>~z~P.~~.~!,.-~l·l>'~-!'~J.:i\.i""~JG!ı.:.,.,ıı ~~\:~~. · lfuUll}i:ll""-'>~rı:.ıı.' ;:7;J;.W\~~t:l\..ie_ı..ıı~6,ı,ı;ııcl! \t-i'J ızı,i.iıJ.;>,~ ~ u,ç;:;;;;;ı-~I}'Cffi~>-.ı;:.;;::ıc::rı:ıi ~4·~~~-!,11~~-· ~y..i>.!.lll,;,ı.;~~.>~lll:<--'ı)31. ';ı.->,~ • - t! tfı.'

~lf\)\1,.;'-'- -~9\j.}:,~l>~~.) ~~~~llf.ly;,).JJ,Pt::J~t}o~u~~ .ı.-.ı~ J_,;.\~C>.t'.:.-. · ~u , '-'~ü.ı.>~' Ü...x.; ~~~ ıv>1l..ı>;,ı..ll u->f .:.ı~,ı..;ı W. '.) .• ~v'. ~;.

~!fir-\S;>'-...uru.n ... ,wıe;oLO.ıl~ı~ı ;ı,~ 1»>-<)_:;ıi).:'.Aı~-.ı;~_, _:-{:ı>\0;..\'{ı

..,ı.i::;;~ı:;.:.J~,J'/G>;;>I:.t.lj\~ü_.ı~,>»-ı ~ c,jıe;ı;,ı~\.....uV-l\,->~1)._;.,t._,..., vv.uu.ı; -ll..tı,ıiP;I>\;o) li ~~ı:..:~sır\~\_.;ru;ı.,~\~.!,

~J}~,).I~IU,.-Ji.~~ li..__ı:.v-oV,:..t>:~tı.?-ı..ı9~. \.ı,:.A\\vı t.ı-~\ · '-'\1\~bU\ı.tÇ'I,ıN~}

="o~~_lm~ _,~~<>u~ı~f~v'0~ ~ \..- · ~~~~

. c$.:'~':{1- y

MUGNi'I-LEBlB

(Brockelmann, lll, 1248). 6. Mustafa Rem­zi el-Antakl, Gunyetü'l-erib 'an şün1J:ıi Mugni'l-lebib (Keşfü';;-;;unün, II, 1754; Mecelle tü '1-veşa'ik ve'l-mai)tütat, 11/2 [Trablus 19871. s. 341-360 , yazması için b k. el-Mektebetü'l-vataniyye [Tunus ı. nr. ı 765). 7. Muhammed b. Ahmed ed-De­süki, Ijaşiye(tü'd-Desüki) 'ala Mugni'l­lebib. DesOki'nin Mugni'l-lebib'in bir nüshasının kenarına yazdığı haşiyeyi oğ­

lu Mustafa kitap haline getirmiş, daha sonra kenarında Mugni'l-lebib olduğu halde birkaç defa basılmıştır (1-11, Bulak 1286; Kahire ı287, 1299, 1305, 1306, 1358). Desüki'nin ayrıca ŞerJ:ıu şevahidi'l-Mug­ni adlı bir çalışması vardır. 8. el-Emirü'l­Kebir es-Sünbavl, Ijaşiye 'ala Mugni'l­lebib 'an kütübi'l-e'arib. Kenarında Mugni'l-lebib metniyle bir likte iki defa yayımlanmıştır (Kahire ı 299, 1328). Ab­dülhadi el-Ebyari, bu haşiyeye el-Kaş­rü 'l-mebni 'ala J:ıavaşi'l-Mugnf adıyla bir haşiye yazmıştır (1-11, Kah i re 130 ı). 9. Muhammed Ali Taha ed-Dürre, FetJ:ıu'l­

~aribi'l-mücib i'rabü Şevahidi Mug­ni 'l-lebib (I-IV, Hum us ı 390/1970) .

Keşfü'+·+unıln'da kaydedildiği üzere eser, Muhammed b. Abdülmecid es-Sa­müli tarafından Divanü'l-erib ii mul]­taşan Mugni'l-lebib adıyla ihtisar edil­miş ve bu ihtisara bir haşiye yazılmıştır. Şemseddin Muhammed b. İbrahim el­Bacüri ve Mevlana Ahmed et-Taib el-Vey­si de (lfurazatü '?·?eheb {f 'ilmeyi'n-naf:ıv

ve'l-edeb) eseri ihtisar etmiştir. Ebü'n­Neca b. Halef el-Mısri, Mugni'l-lebib'i Lübabü'l-Mugni adıyla manzum hale getirdikten sonra şerhetmiştir (Süleyma­niye Ktp ., Şehid Ali Paşa, nr. 3526).

Mugni'l-lebib, müstakil olarak basıl­

dığıgibi(Kahire 1305,1307, 1317;Tahran 1274; Tebriz 1276) Sünbavive DesOki'nin haşiyelerinin kenarında da yayımlanmış­tır. Eserin ilmi neşri Muhammed Muh­yiddin Abdülhamid (1-11 , Kahire, ts.) ve Mazin el-Mübarek-Muhammed Ali Ham­dullah (l-ll, Dımaşk ı 964) tarafından ya­pılmıştır. Adrian Gully, Grammar and Se­mantics in Medieval Arabic, a study of İbn-Hisham 's Mugni'l -Labib adlı eserinde (Richmand 1995) Mugni'l-le­bib'i gramer ve anlam bilimi yönünden incelemiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Hişam. Mugni'l-lebib (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamld), Kahire, ts. (Matbaatü 'l-Medenl), 1-11; Taşköprizade, Miftii.f:ıu's-sa'ade, I, 198; Keş­fü'?·?unun, ll, 1323, 1751-1754; Serkis, Mu'­cem, I, 276, 360, 473-474, 875-876, 1081-1082, 1143; Brockelmann, GAL Suppl., ll , 17-

385

Page 3: İbn Hişam 761/1360) VI.Elsayed Elsha hed, XII. cildin birinci kısmını yazma nüs haları ile karşılaştırarak bir makale kale ... Abdülaz!z Rebah -Ahmed Yusuf ed-Dekkak, ı-vı

MUGNi'I-LEBIB

18; lll , 1248;İztıJ:ıu'l-meknun, ll, 519;Abdül­vehhab ibrahim EbG Süleyman, Kittıbetü 'l-baf:ı­şi'l-~lmf, Cidde 1403/1983, s. 512-514; Ma'a'l­Mektebe, s. 284-286; Ali Fevde Nil, İbn Hiştım el-Enstırf: Aştıruhu ue me?hebühü'n-naf:ıui, Ri­yad 1406/ 1985, s. 43; Sami Avad. İbn Hiştım en­Naf:ıui, Dımaşk 1978, s. 87-105; Abdülal Salim Mekrem, "İbn Hişam e1-Mışri", Mecelletü Kül­liyyeti 'l-tıdtıb ue't-terbiye, sy. 5, Safet 1974, s. 13-19. r:;:ı

• M. REŞİT ÖZBALIKÇI

L

L

MUGNİ'l-MUHTAC {r:~f~)

Nevevi'nin Şafii fıliliına dair Minhacü't-falibin adlı eseri üzerine

Hatib eş-Şirbini'nin (ö. 977 /1570) yazdığı şerh

(bk. MiNHACÜ't-TALİBIN).

MUHABBET (~!)

_j

_j

Sözlükte muhabbet (mahabbet) keli­mesinin hub (hubb) kökünden isim oldu­ğu belirtilmekte, hub ise kısaca "buğzun zıddı" olarak tanımlanmaktadır (Lisanü '1-'Arab, "l:ıbb" md.; Tacü'L-'aras, "l:ıbb" md.). Literatürde muhabbet ve hub ile meved­det ve vüd (vüdd) yaygın biçimde "sevgi" anlamında kullanılmakta, sevginin coş­kulu şekli ise aşk kelimesiyle ifade edil­mektedir. Tehanevl'nin vüd ile ilgili verdi­ği "seveni kendinden geçirecek derecede coşkulu sevgi" şeklindeki tanım (Keşşaf, Il, 14 70) daha çok aşk için uygun düşmek­tedir. Bazı alimiere göre muhabbet "eği­lim, meyil" manasında iradenin eş anlam­Iısı olup "kişinin iyi olduğunu bildiği veya zannettiği şeyi istemesi" anlamına gelir. Bununla birlikte muhabbetin iradeden daha güçlü bir istek manası içerdiği be­lirtilmektedir (Ragıb el-isfahanl. el-Müf­redat, "l_ıbb" md.; Tehanevl, I, 270). Semavl kitaplarda özellikle İncil ve Kur'an'da mu­habbet üzerinde önemle durulmuş ve muhabbetin dini hayatın temeli ve asli unsuru olduğu ifade edilmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de muhabbet bir ayet­te (Ta.ha 20/39), hub ise dokuz ayette geç­mekte, yetmiş iki yerde aynı kökten isim ve fiiller yer almaktadır (M. F Abdülbaki, el-Mu'cem, "l_ıbb" md.). Bu ayetlerde sev­ginin hem Allah'a hem insana nisbet edil­diği görülür. "Allah onları, onlar da Allah'ı

severler" (el-Maide 5/54) ifadesi Allah'la kullar arasındaki karşılıklı sevgiyi vurgu­Iamaktadır. Allah'ın isimlerinden olan ve­dCıd (Hud 11 /90; ei-Büruc 85/14) onun kul-

386

larını çok sevdiğini ifade eder. Allah'a nis­bet edilen yerlerde O'nun takva sahiple­rini, iyilik severleri, maddi ve manevi te­mizliğe önem verenleri, tevekkül ehlini, sabırlı davrananları. adaletli olanları, kah­ramanları, Hz. Peygamber' e uyanları sev­diği; inkarcıları, zulüm ve haksızlık yapan­ları. günahlarda ısrar edenleri, böbürle­nip övünenleri, büyüklük tasiayıp gerçek­Iere karşı çıkanları, nankörleri, hainleri , aşırılığa sapanları, şımarıkları sevmediği

bildirilir. Sevginin insana nisbet edildiği ayetlerde Allah sevgisi, iman sevgisi. mü­minler arasındaki sevgi gibi sevgi türle­rinden övgüyle söz edilmekte, buna kar­şılık insanın dünyaya, mala m ülke, geçici haziara aşırı düşkünlüğü , hak etmediği halde övülmeyi ve çirkin olan şeyleri ifşa etmeyi sevmesi eleştirilmektedir. Diğer bazı ayetlerde Allah sevgisinin bütün sev­gilerden daha güçlü olması gerektiği (ei­Bakara 2/165), Allah'ı sevmenin başlıca alarnetinin Peygamber'e bağlılık ve onun yolunu izlemek olduğu (Al-i im ran 3/3 ı) bildirilmekte ve Allah'ı seven, Allah'ın da kendilerini sevdiği kulların mürninler kar­şısında alçak gönüllülüklerinden, inkar­cılar karşısında onurlu duruşlarından öv­güyle bahsedilmektedir (ei-Maide 5/54) .

Muhabbet konusu hem Allah'a hem in­sanlara nisbet edilerek hadislerde de ge­niş bir şekilde yer almıştır (Wensinck, el­Mu'cem, "l_ıbb", "vdd" md.leri). Bu hadis­lerde iyilik severlik, hoşgörü, yumuşak huyluluk, kolaylaştıncı olma, kusurları örtme, haya. iffet. zahidlik, takva ve gü­zel davranma Allah'ın sevdiğimeziyetler arasında zikredilir. insanların birbirini sevrnelerini isteyen çok sayıda hadis bu­lunmakta olup bu sevginin sırf Allah rı­zası için olması gerektiği belirtilmekte­dir. Zira, "Amellerin en üstünü Allah için sevmektir" (Nesa!, "Sünnet", 2); "Sevdi­ğini Allah için sevmek. yerdiğini de Allah için yerrnek iman dandır" (Buhar!, "İman". I ) . Bir kutsl had iste, "Benim için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere muhabbetim vacip olmuştur" buyurur­maktadır ( el-Muvatta', "Şi'r", 12; Müsned, IV, 386; V, 229, 233). Diğer bir hadiste, Al­lah için birbirini seven ve bu sevgiyle bu­luşup bu sevgiyle ayrılanlar mahşer gü­nünde Allah'ın özel konukları olarak ağır­lanacak yedi zümre içinde gösterilmiştir (Buhar!, "Ezan", 36; Müslim, "Zekat" , 91; Tirmizi, "Zühd", 53). "Sizden biriniz ken­disi için sevip istediğini kardeşi için de is­temedikçe iman etmiş sayılmaz" mealin­deki hadis bütün kaynaklarda geçmekte (mesela bk.Müsned, I, 89; Buhar!, "İman",

7; Müslim "İman", 71, 72) ve ahiakın te­mel ilkelerinden biri kabul edilmektedir. "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sa­yılmazsınız" mealindeki hadis de (Müslim, "İman" , 94, Ebu Davud, "Edeb", 13) islam kardeşliğinin önemini dile getirmektedir. Hadislerde ayrıca gerçek anlamda mü­min olabilmek için Allah'ı ve resulünü her şeyden ve herkesten daha fazla sevme­nin gerektiğine dikkat çekilmiştir (me­sela bk. Buhar!, "İman", 8, 9, 14; Müslim, "İman", 66-70; Tirmizi, "İman", 10; Nesa!, "İman", 3-4).

ll. (VIII.) yüzyılın sonlarına doğru zahid­Ier ve ilk sCıfiler. Allah- kul ilişkisi ve ahi­ret konularında uyarı ve korkutmadan zi­yade sevgi ve ümidi öne çıkaran ayet ve hadisler üzerinde durmaya başlamışlar böylece zamanla sevgi tasawufun teme­li haline gelmiş, kulun Allah'a yönelişinde sevgi ibadetin önüne geçmiştir. Rabia el­Adeviyye. Meryem el-Basriyye, Heyhane-i Valihe, Muaze ei-Adeviyye, Şa'vane, Ri­yah b. Amr el-Kaysi. Hibban el-Harlrl, Ha­blb el-Acemi gibi Basralı zahidler bu ha­reketin öncülüğünü yapmışlardır. Onlara göre bir mürnin Allah'ın gazabından ve cehennem azabından kurtulmak veya cennete girmek için Allah'a ibadet ede­bilir, ancak ibadetin en üstünü Allah'a sırf rab ve mevla olduğu için ibadet et­mek ve karşılığında rızasını kazanmaktan başka hiçbir şey beklememektir. Rabia el­Adeviyye, cennet ve oradaki nimetler için Allah'a ibadet etmeyi ücret karşılığında çalışmaya benzetir.

lll. (IX.) yüzyılda yaşayan sCıfiler muhab­bet kavramını açıklamak için çeşitli tarif­ler yapmışlar, Haris el-Muhasibl, Amr b. Osman ei-Mekkl gibi sCıfiler bu konuda ri­saleler kaleme almışlardır (Ebu Nuaym, X, 76-91 ). SemnCın b. Hamza. Muhib Sern­nOn diye tanınmıştı . Ma'rCıf-i Kerhl mu­habbetin öğretimle elde edilemeyeceği, bunun Hakk'ın bir lutfu olduğu kanaatin­deydi (Süleml, s. 89). Muhasibl asli mu­habbeti "iman sevgisi" diye tanımlamış, "Müminler Allah'ı coşkuyla sever" ifade­siyle (el-Bakara 2/165) buna işaret edildi­ğini belirtmiştir. Ona göre muhabbetin ne olduğu muhabbet ehlinin ahiakından ve hallerinden anlaşılır (Ebu Nuaym, X,

79) .

Tasawufta manevi hal olarak kabul edi­len muhabbetin üç çeşidinden bahsedilir. Bunların ilki halkın muhabbetidir. Seve­nin sevdiğini gönlünde tutup ona itaat etmesi bu tür muhabbetin şartıdır. İkin­cisi hakikat ehli dürüst müminlerin mu-