bodrum bülten mart 2006

45

Upload: bodrum-ajans

Post on 29-Mar-2016

251 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Bodrum Bülten Mart 2006

TRANSCRIPT

www.bodrumajans.com.tr [email protected]

4 MERHABA / Demircan Türkdoğan

6 MAVİ YOL MU, MAVİ YAŞAM MI?

8SATILMASI HEDEFLENİYOR10

30 BİNİN ÜZERİNDE İMZA

11

16

17

TOPRAK SATIŞININ TARİHÇESİ

18

AYIN ANKETİ

TOPLUM - YAŞAM

DOĞRUYA DOĞRU / Hulusi Özüduru

20

TOPRAK SATIŞININ SINIRLARI

25

26

ETKİNLİKLER

ARŞİVDEN

28

22

GEÇİYORDUM UĞRADIM / Bolar İren

29

32ULUSAL MÜZE36

İÇİMİZDEN BİRİ

BAHÇEM ve BEN / Gülnar Önay38PARANTEZ / Hüsniye Kaya Polat42

2

BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt

SERBEST SAYFA

8

6

HABER TURU

9 ADRES SAYFALARI

MART 2006

i Ç i N D E K i L E R122

36

26 18

22

10

26

SA

YI

AYLIK GAZETE

6

BODRUMüt nl e 3

YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER

BODRUM TUTKUNLARI

13 EMLAK SHOW

sonucunda bu web sitesieditörlerinin büyük bir hesaphatası yaptığını öğrenerek,içimize su serpildi. Tabiikendi yaptığımız araştırmadada inanılmaz bulgularaulaştık. Sonuç çok üzücü idi.Örneğin Kilis'in % 13'ününsatılmış olması, Hatay'ın %7'sinin satılmış olması daküçümsenecek rakamlardeğil.

Bu arada Bodrum Ajans YayınGrubu'nun bir diğer iş alanına"Emlakçılık" giriyor olsa dahi,doğruları yansıtmak, bir yayınkuruluşunun asli görevidirdiye düşünerek yola çıktık.Sonuç her ne kadar Bodrumluemlakçı arkadaşlarımızı mem-nun etmeyecek dahi olsa, herişin adabınla ve seviyeliyapılması gerektiğineinanıyoruz. Bu arada yeni

çıkan 5444 sayılı kanun da zaten bu türsınırlamaları getiriyor.Yine de üzülerek belirtmek isterim ki, websitemizdeki anketin emlak konusunda olmasınıbazı okurlarımız yanlış değerlendirerek, bizirant peşinde olmakla suçladı. Hayır, biz sadecedoğruların peşindeyiz. Bu ayki Bodrum Tutkunumuz 70'lerin PopGitaristi Seyhan Karabay. Sanatçı ile yaptığımızsöyleşi ve albümünden seçtiğimiz fotoğraflarla,Seyhan Karabay'ın dünyasına kısa bir yolculukyaptık.

Dergimizde her ay işlediğimiz İçimizden Biriise İskele Meydanı'nın şen boyacısı, Cilalı İbo…Kimdir, nerden gelmiştir, neden adı Cilalıİbo'dur? Hepsini sizler için kendisine sorduk.

Keyifli okumalar dileklerimle

odrum'da artık güngeçmiyor ki, gündemdebir şey olmasın. Şubat

ayında da gündemimizoldukça yoğundu. O haberdenbu habere koştuk; amaBodrum'un gündemini işgaleden konuların başında yineMavi Yol Girişimi vardı desekyalan olmaz. Gerçi Mavi YolGirişimine muhalefet olanBOYD, yani Bodrum OtelYöneticileri Derneği'nin MaviYol Girişimine yönelikbaşlattığı karşı hareket desekgündemi meşgul eden dahadoğru olur. Dergimizinsayfalarında bu ay da MaviYol'u oldukça detaylı birşekilde işledik ve gelişmelerisizlere aktarmaya çalıştık. Kimne dedi; kimler karşı çıktı;kimler destek oldu;kampanya ne aşamada,hepsinin cevabı ilerleyen say-falarda bilgilerinize sunuldu.

Bu ayki sayımızın ana konusunu ise"Yabancılara satılan gayri menkuller"oluşturdu. Web sitemizde Şubat ayı boyuncaher zaman olduğu gibi konu çerçevesindeanket başlattık. Gelen cevaplar tahminlerimizdoğrultusunda çıktı. Büyük çoğunlukyabancılara toprak satışının karşısında yer aldı.

Anket konumuzu bu çerçevede belirlememize,yeni yasalaşan 5444 sayılı kanun ve birinternet sitesinde okuduğumuz haber yol açtı.Kanun yeni düzenlemelerle zaten gündemdeidi. Öte yandan bir web sitesinde Türkiye'nin %35'i satıldı şeklindeki haber üzerinearaştırmaya karar verdik.

Açıkçası panikledik ama yaptığımız araştırma

BODRUM BODRUM AJANS / OASİS BODRUM D&R / Milta Marina BODRUM BOSS YAZANESİ / Kıbrıs Şehitleri Caddesi BODRUM HIZMA HEDİYELİK BODRUM OASİS DANIŞMA BODRUM EKOZA BAUTY CLINIC GÜNDOĞAN GALİPDOST  KONACIK BODRUM MUTFAK KONACIK KARATAŞ MOBİLYA TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ - D.WAY DISCOVERY (D-MARİN) YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER

BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...

17 yıldıryayındayız

BODRUMajansYayın Grubu Adına

Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:DEMİRCAN TÜRKDOĞAN

Haber Editörü Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)

YİĞİT UYGURGörsel Yönetmen:EMİNE İLKORURGrafik Tasarım:

BURCU COŞGUNKapak Fotoğrafı:YİĞİT UYGUR

Sayının Yazarları:BOLAR İREN

BÜLENT AKKURTGÜLNAR ÖNAY

HULUSİ ÖZÜDURUHÜSNİYE KAYA POLAT

Halkla İlişkiler:CANSIN TÜRKDOĞANReklam Koordinatörleri:

NURAY ÇEKİNNURHAN İBAKERMAN SATI

Emlak Pazarlama:FİGEN TÜRKDOĞAN

FİGEN MİRALSTEWART BARNETT

ÖZGÜR ÜNLÜONUR UÇAR

İletişim:OASİS Alışveriş Merkezi

No:226 48400 BODRUM“Bodrum Belediyesi Nurol

Kültür Merkezi arkası”Tel : 0.252. 317 10 90 - 91

Fax: 0.252. 317 10 [email protected]

Baskı: Ankara Ofset ANKARAYayın Türü: Yerel SüreliBasım Tarihi: 26/02/2006

Yayınlanan yazıların sorumluluğu imzasahibine, yayınlanan reklamların

sorumluluğu reklam sahibine aittir.Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı

taahhüt eder.

12.yıl

AYLIK KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ

YAYIN GRUBU

DEMİRCANTÜRKDOĞAN

MER

HA

BA Yabancılara taşınmaz satışı

ne durumda?

DAĞITIMNOKTALARI

BODRUMBülten

4 BODRUMBülten

B

Anket konumuzu buçerçevede belirlememi-ze, yeni yasalaşan 5444

sayılı kanun ve birinternet sitesinde

okuduğumuz haber yolaçtı. Kanun yeni düzen-leme-lerle zaten gün-

demde idi. Öte yandanbir web sitesinde

Türkiye'nin% 35'i satıldı şeklindeki

haber üzerine

kampanyasına karşı, otelciler olarak bireylem başlatılması gerektiğini savundu veçevreci grupları “Şer Güçleri” olarak nite-lendirdi. Düzenlenecek kongrelerle Kışturizmini canlandıracağı ümit edilen Beyazİnci Kültür ve Gösteri Merkezi projesi hayatageçirildiğinde 3 bin, 3 bin 500 kişiyi bir andaBodrum’a çekebilecek. Ancak böyle birkongre gerçekleştiğinde bu kadar insanıağırla-yacak nitelikli yatak kapasitesiolmadığı fikrini savunan BOYD Yönetim KuruluBaşkanı Serdar Karcılıoğlu, Bodrum’da nitelikli

İMZA KAMPANYASI

MAVi YOL MU?

Mavi Yol Girişim Komitesi‘nin başlattığı,Bodrum Ajans’ın www.bodrumajans.com

sitesi aracılığı ile topladığı 30 bin imza ile destek verdiği“Mavi Yol Yaşamalı” projesine Dünyanın En Güzel

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2634 sayılıTurizm Teşvik Yasası kapsamında yarımadagenelindeki bazı hazine ve orman alanlarınıturizm tahsisine açması, ilk olarak 2005'inKasım ayında gündeme geldi.Tahsisleri engellemek için 23 Kasım 2005günü Bodrumlu duyarlı çevre örgütleri,odalar ve STK’lar Bodrum Belediye MeclisSalonu’nda toplandı. Bu toplantıdaBodrumlu çevre örgütleri kendi içlerinden birkomite çıkardı: Mavi Yol Girişimi ÇalışmaKomitesi.

15 BİN İMZA GÖNDERİLDİMavi Yol Girişimi Eylem Komitesi, 24 Aralık'taGökova Kisebükü'ndeki turizm tahsislerinekarşı başlattığı imza kampanyasıkapsamında toplanan 15 binin üzerindekiimzayı 24 Ocak günü ilgili resmi kurumlaraposta yolu ile gönderdi. GökovaKörfezi'ndeki Kisebükü Koyunda turizme tah-sis edilen 3 parsellik arazinin usulsüz yollarlatahsise açılmasını engellemek amacıylabaşlatılan imza kampanyasında Komite,Bodrum Yarımadası'ndan 4622 imza,www.bodrumajans.com.tr adresindeki elek-tronik oylama ile de 11 bin 22 imza topladı.

TURİZMİ BALTALAMALARINAANLAM VEREMİYORUZ”...

Kısa adı BOYD olan Bodrum Profesyonel OtelYöneticileri Derneği, Ortakent’te yapımıdevam eden Beyaz İnci Kongre ve GösteriMerkezi’nin tanıtım toplantısında, Mavi YolGirişimi Eylem Komitesi’nin başlattığı imza

otellerin yapılması gerekirken çevrecilerin,turizm tahsislerine karşı başlattığıkampanyaları sorumsuzluk olarakdeğerlendirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “BodrumYarımadası Kültür ve Turizm Koruma veGelişim Bölgesi” ilan edilmesi projesinedarbe olarak nitelendirilen ve çevreci grup-lar tarafından başlatılan kampanyanın bir anönce protesto edilmesi gerektiğinivurgulayan Başkan Karcılıoğlu, “Tüm buSTK’lara birer yazı göndererek, kendileriylegörüşmek istediğimizi ve kendi görüşlerimiziaktarmak istediğimizi söyledik. Ancak birtanesinden bile yanıt alamadık” dedi. Tek tekbu sivil toplum kuruluşlarının adını sayan veçevreci grupları “Şer Güçleri” olaraknitelendiren Karcılıoğlu, “Tamam hepsinianlıyorum ama Mimarlar Odasınıanlayamıyorum. Bu odanın hiç mi üyesiyoktur da, bir tanesi çıkıp ‘Biz mimarız, inşaatyapılırsa proje çizeriz, para kazanırız’ demiyor.Hiç birinin haberi yok mu odada alınankararlardan?” şeklinde konuştu.

Toplantıda basın mensuplarını, Mavi YolGirişimi Eylem Kömitesi’nin haberlerinimanşetten verdikleri için eleştiren BOYDBaşkanı Karcılıoğlu, toplantı sonrasında Ocakayı başında hazırlayıp, turizmcilere veçevreci gruplara gönderdiği yazıyı basınmen-suplarına dağıttı. Karcılıoğlu’nunhazırladığı metni, tarafsızlık ve kişilerin haberalma özgürlüğüne duyduğumuz saygı

BOYD’A İLK TEPKİBODER’DEN GELDİ

Bodrum Dedeman Otel’de geçtiğimiz haftaBodrum Profesyonel Otel Yöneticileri DerneğiBOYD tarafından düzenlenen toplantıda,Çevrecileri eleştiren Bodrum Profesyonel OtelYöneticileri Derneği Yönetim Kurulu BaşkanıSerdar Karcılıoğlu’nun kınanacağı bilgisiniveren BODER Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Köylü,“Biz Bodrum’da 12 ay turizmi destekleyenkurumların başında geliyoruz ama tahsislerde planlı programlı yapılmalıdır” diyerek,Deniz Ticaret Odası Bodrum Temsilciliği’nemüdahil kurum olarak destek vermeye hazırolduklarını açıkladı.

Mavi Yol Girişimi’nceyürütülen

kapmanya ile ilgiliolarak bazıçevrelerce

sürdürülen karşısöylemlere çeşitlikuruluşlar cevap

niteliğinde biraçıklama yaptı.

BODRUMBülten 7

MAVi YAŞAM MI?

Koyları Birliği’nden destek, Ulusal Basın’dan ses,Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’nden(BOYD) tepki, Bodrum Otelciler Derneği’nden (BODER)tepkiye tepki, Girişimcilerden dava geldi...

MAVİ YOL GİRİŞİMİ’NDENAÇIKLAMA

Mavi Yol Girişimi’nce yürütülen kapmanyayakarşı bazı çevrelerce sürdürülen yıpratıcısöylemlere cevap niteliğinde bir basınaçıklaması yapıldı. Kamuoyunun dikkatinesunulan açıklamayı aynen yayınlıyoruz.

Mavi Yol Girişimi; Bodrum Yarımadası veçevresindeki tüm doğal ve tarihi değerleri-mizi geleceğe taşımak amacıyla toplumu

altında bir konferans düzenledi. Halkarasında 2/B adı ile bilinen kanunu, “Devletormanlarının herhangi bir yatırıma 49 veya99 yıllığına kiraya verilmesine, çıkarılan izin”olarak açıklayan TMMOB OrmanMühendisleri eski Başkanı, “Bu ülkede turizmekarşı çıkamazsınız; çıkan vatan hainidir amaherşeyin bir adab-ı muaşereti vardır.Türkiye’de orman tahsisleri, OrmanKanunu’nun 16. maddesine göre veriliyor. 18bin 937 kişiye, 9 milyar 595 milyon 803 bin

TURİZME KARŞI ÇIKANVATAN HAİNİDİR AMAHERŞEYİN BİR ADAB-IMUAŞERETİ VARDIR

Mavi Yol Girişim Komitesinin organizasyonuile 2/B sıfatıyla Orman vasfını yitirmiş veyitirtilmiş araziler kapsamında, TMMOBOrman Mühendisleri eski Başkanı SalihSönmezışık, BTO konferans salonunda“Ormanlarımız ve Ormancılarımız” başlığı

8

BODRUMBülten

İMZA KAMPANYASI

sadece birini söyleyeyim: Bodrum Alakışla Bükü-Adalıyalı Mevkii (Kisse Bükü). Buraya 3 otel yaptırı-yorlar. 2500 kişilik dev tesisler. Buranın bir özelliği var.Yola çıkanlar ilk ya ada son liman olarak burayıkullanırlar. Ayrıca günü birlik gezilerin en gözdekoylarından biridir. Yerlisi yabancısı, yüzlerce turist,yüzlerce denizci buraya gelir, denize girer o terte-miz suların keyfini sürer. Sonra onlar giderler ve koyyine yüzyıllardır olduğu haline döner. Böyle bir yerturizme kapalı mı da, turizme açılma bahanesiylebetonlaştırılıyor. İşin vehametini gözünüzün önünegetirebilmeniz için eski Sahil Güvenlik KomutanıTümamiral Engin Heper'in söylediklerinitekrarlayayım: Yaptığımız dalgıç çalışmalarındagördük ki, turistik tesislerimizin büyük bir bölümü tüm

atıklarını denize akıtıyorlar. Yalnız onlar değil buişi kontrol etmesi gereken belediyelerimiz de...

ON BİNLERCE İNSAN AÇ KALIR Cennet koylarımızı önce betonlayıp sonra lağım çukurunadöndürmek, nasıl turizme açmak oluyor acaba? Bundan sonrao koylara kim gider? Hangi mantıkla tur düzenlenir? ArasındaÇökertme Koyu da bulunan bu tahsisler iptal edilmezse MaviYolculuk giderek ölür. Bu sektörden ekmek yiyen tekneimalatçısı, ustası, yelkencisi, kaptanı, aşçısı, gemicisi, tur ope-ratörü onbinlerce insan aç kalır... Bu hoyratlığa, bu vurdumduymazlığa ne olur dur deyin. En azından toplumsal bir muta-bakata varana kadar. Sesimizi duyurabilmek için Bodrumlularınaçtığı www.bodrum ajans.com.tr/protesto adlı internet adresiniziyaret de yarar var.

Ülkemizde bazı şeyleri iş işten geçtikten sonraöğreniyorsunuz. Üstelik duyarlı olmanız, bir konununüstüne titremeniz de bu sonucu değiştirmiyor. Heran bir gol yemeniz mümkün... Acı olan da yenilengolün kişisel olmaması. Bu goller ülkemizingeleceğine atılıyor. Eğer farkedebilirseniz ne alayoksa geçmiş olsun... Bundan 8-10 yıl önceÇeşme'deki ünlü Karaada'nın en mahfuz koyunabalık çiftliği için izin verilmişti. Yıllığı 100 milyon liragibi bir üc-retle hem de... Karaada halk arasındakiadıyla "Eşek Adası" tüm tur teknelerinin gittiği obölgedeki tek yerdir. Kış Limanı da bu adanın enmahfuz koyudur. Adamlar az daha buraya elkoyarak tüm adayı sığınılmaz hale getirip elegeçireceklerdi. Onların üstü kapalı bile değil açıktehditlerine rağmen civardaki balıkçılar, turtekneleri, yatçılar, marinacılar birlik olup ayaklandılar. Vilayetde tahsisi kaldırdı... Günlerdir Bodrum ayakta. İnanılmaz biryağmanın önüne geçebilmek için imza kampanyalarıdüzenliyorlar. Cumhurbaşkanımıza, Meclis Başkanımıza,Başbakanımıza ilgili bakanlara seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

AÇALIM DERKEN KAPIYORLAR Aslında ayağa kalkması gerekenler sadece Bodrumlular değil.Bu ülkenin çevreye duyarlı tüm insanları olmalı. Çünkü TurizmBakanlığı'nın son uygulaması "Mavi Yolculuk"un ölüm fermanıgibi... Bakanlık ülke içinde ve bir bölümü deniz kenarında ıssızkoylarda, bakir bölgelerde bulunan arazileri tahsis yoluylaturizme açtı. Sözcük aynen böyle "Turizme açmak". Sanki "MaviYolculuk" yapılan o cennet koylarımız turizme kapalıymış gibi...Otel yapılmasına yani betonlanmasına izin verilen yerlerden

Mavi Yol koylarına idam fermanı çıktı

BOYD Yönetim Kurulu BaşkanıSerdar Karcılıoğlu

TMMOB Orman Mühendisleri eskiBaşkanı Salih Sönmezışık

Bodrum Otelciler Derneği YönetimKurulu Üyesi Zeki Köylü

DTO Bodrum Temsilciliği Yön. Kur.Başkanı Gündüz Nalbantoğlu

Sayıları on binleri aşan imza ve her tür katkıdesteği, haklılığımızın ve kamuoyununkonuya sahip çıktığının kanıtıdır.Anayasamızın 56. maddesinde belirtilenDevlete ve Vatandaşa verilmiş olan ‘‘ÇEVREYİKORUMA ÖDEVİ’’ çerçevesindekiçalışmalarımız geliştirilerek sürdürülmüş vekonu yargıya intikal ettirilmiştir.Tahsislerin iptali talebimizin gerekçeleriniçarpıtıp, turizm sektörünün gelişmesine karşıolduğumuzu iddia ederek bizleri “Şer güçleri,vatan haini” suçlamaları ile tanımlayan

açıklamaları şiddetle kınıyoruz.Suçlayıcı ve talihsiz beyanlarda bulunan kişive kuruluşları da konunun özünü anlamayave geleceğimize sahip çıkma çabamızasaygı göstermeye davet ediyoruz.

BOYD AÇILAN DAVAYI SEVDİMavi yol girişimi ile BOYD arasındaalevlenen, Yarımada’daki bazı koylarınturizm tahsisine açılması kapsamındabaşlayan tartışmada, Nalbantoğlu’nunaçıklaması tansi-yonu düşürdü.

toplum yapan bileşenler içinde yer alanBodrum’da örgütlenmiş Parti, Dernek, Vakıf,Meslek Odaları ve duyarlı vatandaşlarınbirlikteliği ile oluşmuştur.Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Alakışla Koyu(Kisse Bükü) Adalı Yalı mevkiinde toplam 2550yataklı 3 adet ve Çökertme Koyunda 200yataklı 1 adet otel için gerçekleştirdiği tahsiskararlarının iptalini talep edençalışmalarımıza destek veren kişi vekuruluşların katılımı, Türkiye çapındabüyüyerek devam etmektedir.

TURGAY NOYANSabah Gazetesi

BODRUMBülten 7

Muğla İdare Mahkemesi’nde görülmeküzere Mavi Yol Girişimcileri tarafındanBodrum Adliyesi önünde açılan davaöncesinde Deniz Ticaret Odası BodrumTemsilciliği Başkanı Gündüz Nalbantoğlu’nun“Davanın sadece Kisse Bükü’ndeki 3 parselve Çökertme’deki tek parsel için açıldığınıaçıklaması, BOYD Yönetimini rahatlattı.Çevreciler tarafından yürütülen kampan-yanın tüm yarımada genelinde, “Kültür veTurizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”kapsamında yapılması halinde Bodrumturizminin geleceği açısından büyük sıkıntılaryaşanacağı endişesi taşıyan BOYD yönetimi,Nalbantoğlu’nun açıklaması üzerine birbasın bildirisi yayınladı.Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri DerneğiYönetim Kurulu Başkanı SerdarKarcılıoğlu’nun basın bildirisinden bir bölümaktarıyoruz; “... Görülen o’ki yapılan eylemlere göreaçılan dava farklılık gösteriyor, Derneğimizin başından beri kararlılıkla karşıdurduğu bodrum yarımadasına ve bizBodrumlulara (sadece bir bölümünüyukarıda maddeler halinde saydığımız) “Altıntepside sunulan turizm geleceğinin” yokedilebilineceği eylemlerinin odak noktasıolan “Kültür ve Turizm Koruma ve GelişimBölgesi” ilanı ile ilgili bu projeyi iptal ve gerialdırtma düşüncelerinden vazgeçtiklerini,Sayın Gündüz Nalbantoğlu’nun basınaçıklamasındaki ; “16 tahsis alanı var. Biz sadece bu koylar içinyürütmenin durdurulması amacıyla davaaçıyoruz” cümlesiyle öğreniyor ve sonsuzmemnuniyetimizi dile getiriyoruz. Böyle bir projeye karşı duruşun, özelliklebodrum yarımadası için hayati önemi olansu kanalizasyon ve katı atık toplama alanıprojelerine de karşı duruş anlamına geleceğigerçeğini tüm bodrumluların çok iyi birşekilde değerlendirecekleri ve muhtemel biryanlış adımın mimarlarını tarih önündeyargılayacaklarına olan inancımızı daimakoruduğumuzu ifade ediyoruz.Sonuç olarak eğer bu güne kadar yapılantartışmaların ve eylemlerin odaknoktasındaki esas ve ana konumuz olan“Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”ilanı ile ilgili eylemler bu kez Alakışla Koyu(Kıse bükü)ndaki turizm tahsisleri ilesınırlandırılıyorsa geliniz bu konuyu tartışalım ,irdeleyelim, yatırımcıları çağırıp projeleri ileilgili bilgi alalım uygulanmak istenen projelergerçekten doğayı katledecek nitelikte iselerbiz de bu davaya müdahil olalım ve elelemücadele edelim...”

Çevreye duyarlı30 binin üzerinde imza

www.bodrumajans.com.trsitesinde buluştu

Mavi Yol Girişimi Çalışma Komitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, kamu veorman arazilerini turizme tahsis etmesi yönündeki çalışmalarına karşı 24 Aralık2005 günü bir imza kampanyası başlatarak, kıyılarımızda oluşacak talanatoplum bilinci olarak "Hayır" dedi. 24 Aralık 2005 günü Mavi Yol Girişimi Eylem Komitesi, devletin ve hükümetin 7ayrı kurumuna Bodrum'da toplanan 4622 ve www.bodrumajans.com.tradresindeki elektronik oylama ile toplanan 11 bin 22 imzayı BodrumPostanesi'nden yolladı. Dergimizin Şubat sayısı baskıya giderken elektronikortamda 17 bin imza toplanmıştı. Dergimiz baskıdan geldiğinde ise sayı 23bini geçmişti. Mavi Yol Girişimi Eylem Komitesi'nin, Gökova Kisebükü'ndeki ve Çökertmekoyundaki turizm tahsislerine karşı başlattığı imza kampanyası bazı çevreler-den tepki gördü. Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Yönetim KuruluBaşkanı Serdar Karcılıoğlu, bir toplantı sırasında çevrecileri "Şer Güçleri" olaraknitelendirdi. Bu ifade Bodrum'un gündemine bomba gibi düşerken, çevrecilersessiz kalmayı tercih etti. Bu ifadenin ardından birkaç gün sonra Mavi YolGirişimi, BTO toplantı salonunda bir konferans düzenleyerek, TMMOB OrmanMühendisleri eski Başkanı Salih Sönmezışık'ı Bodrum'a davet etti. Sönmezışık2/B'ler hakkında "Ormanlarımız ve Ormancılarımız" başlığı adı altında birkonferans verdi. Bu konferansın ardından Mavi Yol Girişimcileri üyesi Zeki Köylü,BODER adına konuşarak, Tahsislere karşı İdare Mahkemesi'nde dava açmahazırlıkları içinde olduklarını ifade ederek, BOYD Başkanı Serdar Karçılıoğlu'nunkınanacağı mesajını verdi.Bunun üzerine bir sonraki gün Çevreciler, Orman Mühendisi Salih Sönmezışık'ıKisse Bükü'ne götürerek, yöreyi tanıtılar. Sönmezışık burada incelemelerdebulundu ve 2550 yataklı otel yapılması planlanan ormanın bir doğal orman vemilli servet olduğunu söyledi. Bu inceleme gezisinden dönülürken, BodrumAjans Yazı İşleri Müdürü Yiğit Uygur'u telefonla arayan BOYD Başkanı SerdarKarcılıoğlu, tekrar bir açıklama yaparak, Sönmezışık’ın bir gün öncekonferansta kaydettiği "Turizme karşı çıkmak vatan hainliğidir ama her şeyin biradabı muaşereti vardır" sözüne ithafla. "Bakın Sönmezışık bile böyle söylüyor.Sayın Sönmezışık'ın işaret ettiği "Adabı muaşeret" şu anda mavi yol girişimininiptal ettirmek üzere uğraştıkları "Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilanı"projesi içinde var... Neye karşı olduklarını dahi bilmiyorlar" dedi.

Bunun üzerine BOYD ve Çevreciler arasındaki gerginlik iyice tırmandı. Ancak20 Şubat Pazartesi günü Mavi Yol Girişimi, Bodrum Adliyesi'nde Muğla İdareMahkemesi'ne dava açarken, Deniz Ticaret Odası Bodrum Temsilcisi GündüzNalbantoğlu'nun açılan davanın sadece Kisse Bükü'ndeki 3 parsel veÇökertme'deki tek parsel için olduğunu açıklaması üzerine BOYD yönetimiyumuşayarak, "Eğer dava sadece bu alanları kapsıyorsa ve bu alan doğalorman ise ve doğa katliamı yapılacak, biz de çevrecilerin yanında yer alırız"sinyalini vermesi üzerine otelciler ve çevreciler arasındaki buzlar erimeyebaşladı.

Mavi Yol Girişimi, Muğla İdare Mahkemesi'nde açtığı davanın ardından, şimdilerde bekleme sürecine girdi. Tabii imza kampanyası www.bodruma-jans.com.tr/protesto adresinde devam ediyor. Toplanan imza ise 30 bini buldu.Bodrum turizmle yaşayan bir kent, ancak doğal güzelliklerimizi yitirdiğimizdeelimizde turizm de kalmayacak. Bu bilincin hep yaşaması tüm dileğimiz olsa

10 BODRUMBülten

Mavi Yol Girişim Komitesinin organi-zasyonu ile 2/B sıfatıyla Orman vasfınıyitirmiş ve yitirtilmiş arazilerkapsamında, TMMOB OrmanMühendisleri eski Başkanı SalihSönmezışık, BTO konfe-ranssalonunda “Ormanlarımız veOrmancılarımız” başlığı altında birkonferans düzenledi. SalihSönmezışık, öncelikle orman nedir,

bunun tanımını koyduktan sonra 2/B adı ile anılan kanunmaddesinin anlaşılabileceğini vurguladı. Sönmezışık, “2/B’yianlamak için önce ormancılığı bilmek lazım” di-yerek başladığıkonuşmasını, “Orman sadece insanlar için değil tüm canlılar içinen önemli doğal varlıktır” diyerek sürdürdü. Dünyada en fazla ağaçkaybının tarih içersinde Anadolu’da yaşandığını belirtenSönmezışık, “Yaşamın 3 temel kaynağı vardır; toprak, su ve oksijen.Ormanlar bu 3 önemli kaynağın hem yaratıcısı, hem koruyu-cusudur” dedi.Ekolojik krizin dünyadaki en önemli faktörlerinin başında her türlüatık, Co2 birikimi ve küresel ısınma gibi faktörlerin geldiği bilgisiniveren Sönmezışık, dünya ormanlarının 2000 yıl önce 76 milyardekar alanı kapladığını oysa günümüzde bu sayının 34 milyardekara kadar gerilediğini hatırlattı. Halk arasında 2/B adı ile bilinen kanunu, “Devlet ormanlarınınherhangi bir yatırıma 49 veya 99 yıllığına kiraya verilmesine,

çıkarılan izin” olarak açıklayan TMMOB Orman Mühendisleri eskiBaşkanı, 1983 yılından sonra bu tür uygulamaların çok büyük ivmekazandığını açıklayarak, “Özellikle doğal ormanları 63 çeşit farklıkullanım için kiraya veriyorlar, sonra burayı kiralayan, traş ediyor. Buülkede turizme karşı çıkamazsınız; çıkan vatan hainidir amaherşeyin bir adabı muhaşereti vardır. Türkiye’de orman tahsisleri,Orman Kanunu’nun 16. maddesine göre veriliyor. 18 bin 937 kişiye,9 milyar 595 milyon 803 bin 943 m2 orman alanı tahsis edilmiş”dedi.

2/B Nedir?Orman vasfını yitirmiş araziler, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun2.maddesi B bendinde; "31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fenbakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla,bağ bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi çeşitli tarımalanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasınayarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köyyapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları orman sınırlarıdışına çıkarılır" şeklinde tanımlanıyor. Anayasanın 170. maddesi ise;2/B arazilerine orman köylülerinin yerleştirilmesini, onların desteklen-mesini ve orman içinde daha önce yaşadıkları yerlerin devlettarafından ağaçlandırılmasını öngörüyor. Hükümetin yapmakistediği ise 170. maddeyi değiştirmek. Maddenin "OrmanKöylüsü’nün Korunması" başlığı "Orman Sınırları Dışına ÇıkartılanYerlerin Değerlendirilmesi ve Orman Köylüsü’nün Desteklenmesi"

“Orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin değerlendirilmesi ve ormanköylüsünün desteklenmesi “ şeklinde değişirken;

Bu alanların satılması hedefleniyor

İMZA KAMPANYASI

“Orman sadece insanlar için değiltüm canlılar içinen önemli doğal varlıktır”

www.bodrumajans.com.trsitemizde her ay farklı

konularda değişiksoruların yer aldığı anketin

geçtiğimiz ayki sorusu,“Yabancıların Türk topraklarında

mülk edinmesini nasılkarşılıyorsunuz?...” oldu ve

anketimizdekonu ile ilgili 4 seçenek

yöneltildi.

689 katılımcıdan gelen yanıtların%56.5’i “Kesinlikle karşıyım”

%30.9’u “Ülke çıkarlarına uygundüzenlenmeli” görüşünde

birleşiyor.

Biz de her zaman olduğu gibi,konuyla ilgili farklı kişi vekuruluşların düşüncelerini

sayfalarımıza taşıdık.Konu ile ilgili bir de

dosya hazırladık.

www.bodrumajans.com.trsitemizde her ay farklı

konularda değişiksoruların yer aldığı anketin

geçtiğimiz ayki sorusu,“Yabancıların Türk topraklarında

mülk edinmesini nasılkarşılıyorsunuz?...” oldu ve anke-

timizdekonu ile ilgili 4 seçenek

yöneltildi.

689 katılımcıdan gelen yanıtların%56.5’i “Kesinlikle karşıyım”

%30.9’u “Ülke çıkarlarına uygundüzenlenmeli” görüşünde

birleşiyor.

Biz de her zaman olduğu gibi,konuyla ilgili farklı kişi vekuruluşların düşüncelerini

sayfalarımıza taşıdık.Konu ile ilgili bir de

dosya hazırladık.

Yabancıların Türktopraklarında mülkedinmesine%56.5’lik kesim“KESİNLİKLE KARŞI”...%30.9’u ise“ÜLKE ÇIKARLARIMIZ UYGUNDÜZENLEMEYAPILMALI” diyor...

BODRUM, YABANCILARIN TÜRKTOPRAKLARINDA MÜLK EDİNMESİNE

OLUMLU BAKMIYOR

BODRUM, YABANCILARIN TÜRKTOPRAKLARINDA MÜLK EDİNMESİNE

OLUMLU BAKMIYOR

% 56.5

% 30.9

% 11.9

% 0.5

1- KESİNLİKLE KARŞIYIM

2- ÜLKE ÇIKARLARIMIZA UYGUN DÜZENLENMELİ

3- NEDEN OLMASIN

4- BU KONUDA KARASIZIM

?Hazırlayan: YİĞİT UYGUR

Yabancıların Türk topraklarında mülk edinmesini nasıl karşılıyorsunuz?

Yabancıların Türktopraklarında mülkedinmesine%56.5’lik kesim“KESİNLİKLE KARŞI”...%30.9’u ise“ÜLKE ÇIKARLARIMIZ UYGUNDÜZENLEMEYAPILMALI” diyor...

SİNSİ AZINLIK,SESSİZ ÇOĞUNLUĞU DÖVER

BODRUMüt nl e12

NE DEDiLER?M. Halis GÜRAKBodrum Tapu Sicil Müdürü

Gümüşlük, Yalıkavak, GündoğanTürkbükü ve Torba’da yabancılarasatış yapılabiliyor

Bodrum'da herhangi bir istatistik bulunmuyor. Bizi ilgilendirenkısımları ise şu oldu. Eskiden köylerde gayrimenkul alımı yasakkenserbest kalmıştı, son çıkan tapu kanununun 35. maddesindeyapılan değişiklikle ilgili Belediye ve Valiliklerden alınacak yazı ileuygulama imar planı veya mevzii imar planında konut veya iş yeriolarak ayrılmış olduğunun belgelendirilmesi kaydıyla, mesken veyaiş yeri olarak kullanılmak amacıyla tapuya tescil edilmiş taşınmaz-ları edinme talepleri karşılanmaktadır. Bunu şöyle yorumlayabiliriz,bu maddeyle iptal edilmedi ama sınırlama getirildi. Konut veya işyeri olması lazım, iş yerini çok değişik olarak açabilirsiniz amayabancı bunu belgelendiremiyorsa, kanun vermiyorum diyor. Öteyandan sınırlı ayni hak tesis edilmesinde aynı koşullar aranır.Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde, edinebileceğitaşınmazları ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni haklarınyüzölçümünün 2,5 hektarı geçemeyeceği, ancak bu miktarı yük-seltmenin de Bakanlar Kurulu yetkisinde olduğu son kanunla belir-lendi. Bununla birlikte askeri bölgeler, eski sistem ve sınırlardadevam ediyor. Herhangi bir değişiklik yapılmadı. Yarımada'da

Bitez, Ortakent, Akyarlar, Turgutreis tarafında hala yabancıya satışyasak ama kuzey taraf yani Gümüşlük, Yalıkavak, Gündoğan,Türkbükü ve Torba tarafında serbest. Yarımada'da taşınmaz almakisteyen yabancılar Ege Ordu Komutanlığı ile yazışıyorlar. Nüsbetyada menfi, çıkan karar doğrultusunda sonuç kendilerine iletiliyor

Ömer YETGİNBodrum Emlakçılar Derneği Başkanı

Emlak yasasının çıkması birgerekliliktir

Ticaret Odası'nda bir genel kurulda buluştu. Bodrum EmlakçılarDerneği, federasyonun üyesi olarak seçime gidildi. Hacı Ali TaylanGenel Başkan; Ziya Ercan, Muğla Emlakçılar Derneği Başkanı, TürkEmlakçılar Federasyonu başkan yardımcısı oldu. Burada yapılangenel kurulla, "Mecburi Emlak Standartları Yasası" meclistençıkarılma yoluna bir adım daha yaklaşılmış oldu. Emlak yasasınınçıkması bir gereklilik. Çıkmadığı sürece, sertifikasız, bilgisiz, işininehli olmayan insanlar bu sektörde faaliyet gösterecek. Rantolduğu için dolandırıcılık olayları yaşandı ve yaşanacaktır da.Çünkü önüne gelen emlakçıyım diye bir büro açıyor. Dalaman'daemlakçı olduğunu söyleyen kişiler, 2B alanını yabancıya satmış.Örnekleri çok… Bu yasa çıkarsa standartlar gelecek. Biz buderneği 1996 yılında bu yüzden kurduk, yürümez dediler ama

19.7.2003 tarihinde yasalaşan 4916 sayılıkanunla, ülkemize inanılmaz ve onarılmazzararlar verildi. Ne yazık ki, ülketopraklarımızın kanuni yollardan satışını5444 sayılı kanun çıkana kadar sadeceseyretmekle yetindik. Her konuda olduğugibi ülkece bu konuda da 2,5 yıl sessizkaldık. Satılan topraklar rakamlaravurulduğunda sonuç gerçekten acı veriyor.14.3.2005 tarihinde, kanunun yabancılaramülk satışının önündeki engelleri kaldıranhükmünün iptal etmesinin ardından,yasadaki boşluklardan yararlanılarak,yabancılara şirket kurdurmaya varanyöntemlerle yine satışlar devam etti. Ta ki,Bakanlar Kurulunun ve Cumhurbaşkanı'nınonayından geçen 5444 sayılı kanunun 29Aralık 2005'te çıkmasına kadar sürdü butalan. Tablo acı verici dedik, çünküyaptığımız araştırmada ve son iki yıldır takipettiğim kadarı ile istatistiklerin eğrileri akılalmaz şekilde tırmandı.

Ülke topraklarındaki satışların, farklı 2bölümde incelenmesi gerektiğineinanıyorum. Kayıtlı ve kayıt dışı… Kanundan

yararlanan yabancıların da satın aldıkları,toprak yada gayrimenkulların da, politik veturistik olmak üzere iki ayrı nedenebağlanması gerek diyorum. Aslında buradakayıt dışılarla, politik amaçlı alımlarınakrabalıklarını da vurgulamak isterim.Ancak eldeki verilere bakılırsa, her nedenleolursa olsun artık tek kürek toprak satacakhalimiz kalmamış gibi gözüküyor. Resmirakamlar yani kayıtlı diye bahsettiğimsatışlar, yazı boyunca karşınıza çıkacak,tabii bir de resmi olamayan rakamlar var.Bu kimilerine göre ülke topraklarının %35'ine denk gelecek kadar akıllara durgun-luk veren bir payda. Ancak resmi verilersadece % 0.1'i buluyor. Kayıt dışı satışlar onkatı bile olsa satılan alan % 1 civarında.

780.576.000.000 m2 olan yüzölçümümüzün 2004 yılı verilerine göre350.000.000 m2'si yabancılara satılmış.5444 sayılı kanun hükmünde yer alan "illereve il yüzölçümüne göre binde beşigeçmemek üzere…" ibaresi içinizi çokrahatlatmasın, çünkü, yabancılar verimlitoprakları, katma değer getirecek

toprakları satın alıyor. Yani gidip boş çoraktopraklarla işleri yok. Petrol olan yadaolabilecek, maden yataklarımızınbulunduğu arazileri, su yollarını ve tabiituristik bölgelerdeki, otel ve işletmeleri satınalıyor.

Politik ve turistik amaçlı alımlara bakacakolursak; turistik satışların nedeni belli;Avrupalı kendi ikliminden sıkılmış, deniz,kum ve güneşin cazibesiyle toprak edin-meye çalışıyor. Ancak, satın aldığı mülkü,kendi kalmadığı zaman dilimi içersindeyine kendi vatandaşlarına devre mülkolarak kiralayarak, ülke turizmimize darbevuruyor. Oteller dolmuyor, restoranlar işyapmıyor…Bununla birlikte yabancılar, gayrimenkulalırken, otellerimizi ve turistik tesislerimizi desatın alıyorlar. Buna en doğru örnek;Nevşehir-Üçhisar'a bağlı 700 haneliEskiköy'de, 400 hane yabancılara satılmış.Bölgede Fransız, Alman, İtalyan veBelçikalılar yoğunlukta. Öte yandanbilindiği gibi dünya üzerindeki kara paratrafiğinin yüzde 90'ı gayrimenkul yoluyla

13BODRUMüt nl e

aklanıyor. Bunca yolsuzluk yetmiyordu, birde Rus'un, Yahudi'nin yolsuzluğuna alet ol.

TAŞINMAZ ALIMLARININPOLİTİK VE TARİHİ YÖNÜ

Tüm bu talan, 19 Temmuz 2003'te çıkartılanYabancıların Mülk Edinmesine İmkânSağlayan Yasaya dayandırılıyor. Politikyönüne bakacak olursak; bu yasa veardındaki politika kime ve neye hizmetediyor? Padişahları satın alan İngilteregeçen yüz yılın başında yapamadığını,21.yy'ın başında mı yapmaya çalışıyor?Yahudi Diasporası'nın genel hedefi, bilindiğiüzere bir gün yine Kudüs'e geri dönmekti.19. yy'da dünyada Siyasal Siyonizmhareketini bu amaçla başlattılar; 1897yılında kurulan Dünya Siyonist Örgütü,İngiltere'nin de desteğini alarak, kamuhukuku ile güvence altına giren ve bir yurtedinmeyi öngören siyasi bir programla veFilistin'de yürütülen sabırlı bir çalışma ileparsel parsel toprak ve mülk edinmeyebaşladı. Sonuç, 1948 yılında kurulan İsrailDevleti... (Ha bu arada İsrail Devleti olmasınmı, olsun tabii; ama Filistin de olsun.Savaşlar bitsin, politikacıların gözleritoprağa doysun…) İngiltere, 1880'deOsmanlı yönetimindeki Filistin topraklarınayapılan göçü desteklerken, 1917'de işgalettiği ve 1922'de manda yetkisini aldığı butopraklara göçmen girişini ve toprak satınalmalarını sıkı kurallara bağlamıştı. Şimdi iseİsrail yada daha bir genellersek Yahudiler,Güney Doğu Anadolu'ya gözlerini dikmişdurumdalar. Buradan sistemli ve sabırlı birpolitika ile toprak ve mülk satın alıyorlar. 35yıllık GAP projemize de göz dikmiş durum-dalar.

Türkiye'nin hala tamamlayamadığıkalkınma projesi GAP, başka ülkeleriniştahını kabartıyor. İsrail, hiç şüphesiz buülkelerin başında geliyor. İsrail, uzun yıllardırGAP bölgesini yakından takip ediyor. Çünküİsrail'de su yok ve İsrail'in GAP suyunayönelik projeleri var. 1995 yılında Şanlıurfa -Harran Ovası'nın sulanmaya başlamasıylaİsrail gözlerini bu bölgeye çevirdi. Resmirakamlar 2002 yılı sonunda, sulamanıngetirisinin 120 milyon dolar olduğunuortaya koyuyor. GAP projesiyle hedeflenentoplam gelir ise 3 milyar dolar. Bazı verilerHarran'da sulama sonrasında kişi başınadüşen katma değerin 600 dolarseviyesinden 2 bin dolara çıktığınıgösteriyor. İsrail, burada satın aldığıtoprakların yanı sıra projeye zaten farklıyollardan ortak olmuş bile; Yaylak OvasıSulama Projesi inşaatı, Tahal adlı bir İsrailfirması ortaklığı ile yapılıyor.

BOP VE DİN FAKTÖRÜPolitik sebeplerin altında hiç şüphesiz dinfaktörü yatmakta. İsrail, Güney DoğuAnadolu'yu vaat edilmiş topraklar olarakgörüyor. Tevrat'ta Hz. İbrahim, vaat edilmiştoprakları bulmak için Kildanilerin Urşehrinden yola çıktığında önce Harran'agelir. Buradan Kenan Diyarı’na gider ve buseyrin ilk durağı, Tevrat'ta vaat edilmiştopraklar olarak geçer, zaten Tekvinbölümünde Hz. İbrahim'in ilk gittiği yerdirHarran. Kısacası her Yahudi, bu topraklarıkendisine vaat edilmiş olarak bilir, bunainanır…

Yahudi kökenli Türk vatandaşlar aracılığıyla

bakın şimdi yasa önüne geldi. Bodrum'da bu işin ilkleri; OsmanAykoç, Sabri Yalçınöz, Mehmet Özbey ve daha birçokları eğitiminialmışlar, vergilerini vererek bu işi prosedürüne uygun, ahlakıylayapıyorken, orda sahilde, adam gelmiş bir ofis açmış, başına dakoymuş bir yabancı, kimin malını kime satıyorsun? Bu yasaçıkmadığı için adamlar kahve köşelerinde emlakçılık yapıyor.Kasabı, bakkalı, garsonu, otelcisi, motelcisi, rehberi emlakçı oldu.Hele bizim verdiğimiz sertifika programından önce daha da kötüy-dü, kimse vergi ödemiyordu, aldıkları komisyonu faturaetmiyorlardı. Derneğin amacı bunu önlemekti. Ben, yönetimkurulumla bunu başardığımıza inanıyorum. Yasa da çıkarsa herşey usulüne uygun yürüyecektir.

Bu güne kadar 4 dönem kurs verdik ve her dönemin sonundaemlakçıları sertifikalandırdık. 5. dönem kurslarımıza da kayıtlargeliyor ama şu an için başlayamıyoruz. 21 Mayıs 2005 tarihinde0941 sayılı Çıraklık Yaygın Eğitim Müdürlüğü ve Ankara ATEM DaireBaşkanlığı'nın yapmış olduğu protokolde 16. madde, protokolimzalandıktan sonra bir yıl boyunca geçerlidir, taraflar bir ay önceitiraz etmedikleri sürece protokol bir yıl uzatılır deniyor. Bir itirazgelmediği için protokol uzadı ama Bodrum Ticaret Odası, bu kursukendisi yapmak istiyor.

Bodrum'da her yerin konut olmasını biz de istemeyiz. MandalinaBahçelerinin kesilmesine biz de karşıyız. Sadece Emlakçıyayüklenmemek lazım. Doğu'da onca yeri satan emlakçılar değil,ağalar, köylüler satıyor. Şimdi yasa binde 5 diyor. Yasalar nediyorsa saygılıyız.

Mehmet ÖZBEYBodrum Emlakçılar Derneği Yön. Kur. Üyesi

Şu anda 109 kişi daha emlakçı olmakiçin sıra bekliyor

Derneğin kurulması ile emlakçılar kayıt altına alındı. Kayıt dışıemlakçıları verdiğimiz eğitim programı ve sertifikalarla,kokartlandırdık, vergilendirdik ve kayıt altına aldık. Tüm bilgibankasını bilgisayarımızda kayıt altına aldık. Üyelerimizin tümbilgilerine istediğimiz anda ulaşıyoruz.

5. Dönem kurslar için 67 adet Bordum Ticaret Odası, 42 adetEsnaf Sanatkarlar Odası kaydı var elimizde ama kurslarabaşlayamıyoruz. BTO, bize gönderdiği yazıda, EmlakçılarDerneği'nin, Ticaret Odalarının bulunduğu il ve ilçelerde kursaçma yetkisinin odalarda olduğu belirtildi. Şu an 109 kişi bekliyorama BTO kurs açmıyor. Bunca insan şu an eğitimsiz olarakemlakçılık yapmaya devam ediyor, vergi de ödemiyor. Ortada birrant var. Rantı durdurmanın yolu sertifika vermemek değildir.

Yabancı uyruklu kişiler oturma ve çalışma ruhsatı olmadanemlakçılık yapıyor. Ticaret Odasına kayıtlı iş yerlerinde çalışıyor buinsanlar, bu kişilerin emlak sektöründe çalışmalarına karşı çıkıyoruzve hoş görülü davranılmamasını, emlak firması sahiplerininyanlarında bu kişileri çalıştırmamalarını istiyoruz.

toprak satın almaya başlayan İsraillilerinhedeflerinin kendilerine Tevrat'ta vaatedildiği iddia edilen bölge yani Fırat veDicle havzaları olduğu biliniyor. Öncelikliiller ise Adıyaman, Batman, Diyarbakır,Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa veŞırnak. Bölgenin toplam yüzölçümünün 75bin 358 kilometre kare olduğu ve burakamın Türkiye'nin onda birine karşılıkgeldiğinin de altını çizmek lazım. 2005 yılıbaşında kayıt dışılarla birlikte alımıgerçekleştirilen toprakların yüzölçümününyaklaşık 413 kilometre kare olduğuinternette bile dolaşıyor. Bir başka deyişleİsrailliler bölgede İstanbul'un yarısındanfazlası kadar toprak satın almış durumdaama tapuların üzerinde şimdilik TürkiyeCumhuriyeti vatandaşlarının adı yazıyor.Şu ana kadar 67 İsrail firması bölgedentoprak satın aldığı ve bir o kadar firmanında gizli pazarlıklarını sürdürdüğü söyleniyor.Toprak satın alan İsrailli firmaların çoğukamu kuruluşu niteliğinde. BölgedekiSüryaniler de, GAP'tan toprak almak içinbirbiriyle yarışan İsrailli işadamlarına yardımediyor.

YAHUDİ YAŞAMAYAN ŞEHRE SİNAGOGŞanlıurfa'nın göbeğinde 14 Mayıs 2005 ta-rihinde 168 bin metrekarelik alanda "Dinlerve Kültürler Parkı" adı verilen bir merkezintemeli atıldı. Burada bir cami, bir kilise ve birde sinagog bulunuyor. İsrail, proje için 20milyon dolar ayırdı. Tek bir Yahudi'ninyaşamadığı Şanlıurfa'ya Sinagog yapılsındiye! Edinilen bilgiye göre proje, 28 MartYerel Seçimleri'nin ardından yenidenmasaya kondu, dönemin Kültür ve TurizmBakanı Mumcu, Urfa'da merkezin temelini

14 BODRUMBülten

sınırını oluşturuyor. Kurmak istedikleri projenin tam ortasındaFırat ve Dicle'yi temsilen iki su yolu bulunu-yor. Sinagog'un Fırat ve Dicle'yi temsil edensu yolunun doğusunda yer alması dikkatçekiyor. Bir de proje maketinin omurgasıhac şeklinde yapılmış...

KAZAN KIYMETE BİNDİKanunun dezavantajları sadece mülkedinmek isteyen bireysel girişimlerle veyaİsrail'in GAP'ı kapma projesiyle sınırlı değil.Mesela maden açısından zengin topraklarda bu yasadan nasibini aldı. Ankara'nınKazan ilçesinde yaşananlar, sadece birörnek.

Ankara'nın Kazan ilçesinde Trona madeniaçısından zengin topraklara yabancıfirmalar bir anda üşüştü. Ankara'ya sadece

* 1934'le 2003 seneleri arasında yani 4916sayılı Kanun öncesindeki dönemde geçen69 yılda yabancılar, Türkiye'de 37 bin 342adet taşınmaz satın almışlar; 3 Temmuz2003'le 27 Temmuz 2005 arasında geçerliolan 4916 sayılı Kanun döneminde ise 58ayrı ülkeden yabancıya 15 bin 842 adettaşınmaz satılmış; 18 bin 959 kişigayrimenkul satın almış bulunuyor. Bunlarsadece bilinenler, Güney Doğu'da İsrailhükümeti'nin Türk vatandaşı Yahudilerinüzerine aldırdığı topraklar kayıt dışı.

* Alanya: 30 bin Alman yerleşti.* Antalya: İl merkezinde yaşayan Ruslarınsayısının 10 binin üzerinde olduğu tahminediliyor. Resmi sayısı ise 2004'te 506 olarakgözüküyordu. Ruslar ve İsrailliler buradabirkaç düzine otelin sahibi. satın aldıklarıişletmelerin geliri ise Türkiye'nin bütçesinegirmiyor. Ulusal zenginliğimiz, kültürümüz vedoğamızdan başkaları nemaalanıyor. * Kaş: 400'ün üzerinde İngiliz aile, konutalarak yerleşti. Çukurbağ ve Bayındırköy'lebirlikte 600 aile.* İskenderun:13 bin yerleşik İngiliz yaşıyor.(Bunların büyük bölümü mülk sahibi değil)* Didim: İngilizler, ilçeden 4 bin ev satın aldı(Bu sayı Temmuz 2003'de çıkan yasanınarkasından ilk 10 ayda satılan) İlk bir yılda,Antalya, Muğla, Aydın ve Balıkesir'de villaya da arazi sahibi olan İngiliz sayısı 4 bin'-den fazla.* Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Datça gibiönemli turizm merkezlerinde 2004'ün ilk 8ayında yabancılar 172 bin metrekare arazisatın aldı. Arazilerin büyük bölümünü iseİngilizler almış durumda. * Marmaris: Yaklaşık 1 bin 200 İngilizbulunuyor. İngilizler Marmaris'te 600 konuta,

kırk kilometre uzaklıkta olan Kazan ilçesi,yakın zamana kadar Ankaralıların bile pekbilmediği bir yerdi. Oysa yasadan sonraİngiltere'den, Amerika'dan yabancılargeliyor; bürokratlar, ilçede denetim yapıyor.Kazan'ın fakir köylerine toprağını sat baskısıyapılırken, köylüler, bugüne kadar pek birşey getirmeyen kıraç topraklarınıyabancılara satıyor.

Kazan ilçesinde Türk sermayenin, bugünekadar ilgi göstermediği çok zengin Tronarezervleri var. Kimyada 'Sodyum karbonat'olarak bilinen soda külü, doğal olarakTrona cevherinden elde edilmekte.Sodyum, dünyada en fazla kullanılan 10elementten biri ve sanayinin birçokalanında hammadde ya da katkı maddesiolarak karşımıza çıkıyor. Dünya'da ABD'densonra ikinci büyük rezervler ise Türkiye'debulunu-yor. Maden yasasındaki değişiklikler

attı. Burada şuna dikkat çekmek gerekiyor.Şanlıurfa Belediyesi, 28 Mart seçimlerininardından 4916 sayılı yasayı da çıkaranAKP'ye geçti. İsrail'in Şanlıurfa'da hayata geçirmeyeçalıştığı projenin ABD'nin BOP planı içindeolduğu artık gizli değil. İsrail, projeye 20milyon dolar vermeye karşılık, parkın içindesinagog yapılması şartını koşmuştu. Urfa'dahiç Yahudi yaşamıyor olması, İsrail'in buşartının altında ne gibi amaçlar varsorusunu sordurtuyor insana. Bu amaçların başında da Urfa ve Diyarbakırda dahil bütün GAP Bölgesi'nin ABD'ninBüyük Ortadoğu Projesi'ndeki önemi geliyor.BOP'un en önemli ayağını oluşturan İsrail-Ürdün-Kuzey Irak ve Türkiye'ninGüneydoğusu'nu kapsayan Serbest TicaretBölgesi, GAP'ı ve Urfa'yı da içine alıyor.Şanlıurfa, ayrıca 'Dicle'den Nil'e büyük İsrail'ikurma sevdasındaki İsrail'in Dicle kıyısındaki

28 bin metrekare araziye sahip. İngilizlerinsatın aldığı arazilerin büyük bölümü iseİçmeler, Hisarönü, Beldibi, Çamlı Köyü, SöğütKöyü ve Datça yolu üzerinde bulunanköylerde. Marmaris'te İngilizlerden sonraikinci sırada Almanlar geliyor. Marmaris'teyaşayan yaklaşık 300 Alman ailenin 250konutu ve 17 bin metrekare arazisi bulunu-yor.* Fethiye: Fethiye'de de İngilizler çoğunluktayer alıyor. Fethiye'de yaşayan bin İngiliz'in750 konut, 49 bin metrekare arazisi bulunu-yor. Yabancılar Fethiye'de özellikle Ovacık,Hisarönü, Üzümlü, Çalış, Seki ve HisarönüKöyleri'nde arazi ve konut almış durumda.200 Alman ailenin 175 konut, 33 binmetrekare arazisi var. Fethiye'de ayrıca 30konut Yunanlılara, 17 konut daHollandalılara ait.* Bodrum: Bodrum'da 5 bin metrekare araziüzerinde İngilizlere ait 850, Almanlara ait400, Yunanlılara ait 97 ve Ruslara ait 25konut bulunuyor.* Köyceğiz-Ortaca-Dalaman: Muğla'nınKöyceğiz, Ortaca ve Dalaman ilçelerindegayri menkul sıralamasında Almanlar birincisırada bulunuyor. Bu üç ilçede toplam 350Alman aile yaşıyor. Almanların bu ilçeler veköylerinde toplam 277 konut ve 24 binmetrekare arazileri bulunuyor. İkinci sıradayer alan İngilizlerin ise 100 konutu ile 16 binmetrekare arazisi var.* Nevşehir merkeze bağlı Üçhisar: Kasabada150 kadar ev, yabancılar tarafından satınalınmış.* Nevşehir-Üçhisar'a bağlı Eskiköy: 700 evin400'ü yabancıların. Bölgede Fransız, Alman,İtalyan ve Belçikalılar yoğunlukta. Bunlarınyüzde 20'si tatil için ev alıyor, yüzde 80'ipansiyon ve restoran işletiyor.

* Türkiye'de yaşayan 14 bin 459 Yunanvatandaşının 12 bin 557 taşınmaz mülkübulunuyor. Arazi; 4 bin 615 dekar* Türkiye'de mülk edinen Almanların sayısı13 bin 144'ü buldu. Almanların Türkiye'de12 bin 413 mülkü var. Arazi; 7 milyon 865bin 611 m2 (18/4/2005).* 2004 yılında kanunun çıktığı henüz bir yılolmuşken 2 bin 474 Suriyeliye aitgayrimenkul sayısı 4 bin 589'du. 2005 tem-muz'unda 12 bin 481 Suriyeliye 253 milyon440 bin m2 toprak satılmıştı. * 10 bin 171 İngiliz'in Türkiye genelinde 7bin 663 taşınmazı bulunuyor. Toplam alan 4milyon 57 bin 404 m2 (18/4/2005).* Fransızlar: 16 bin 451 kişiye 473 bin dekar,Avusturyalılar: 9 bin 761 kişiye 9 bin 600dekar, Hollandalılar: 7 bin 90 kişiye 6 bin870 dekar, ABD'liler: 31 bin 267 kişiye 74 bin523 dekar, İsrailliler: 38 bin 405 kişiye 114bin 780 dekar.* İstanbul'da 9 bin 753, İzmir'de ise 3 bin

804 yabancı, gayrı menkul satın almış.* Kars'ta, Ardahan'da, Van'da Ermeniler,GAP'ta ise Yahudiler mülk ediniyor. GüneyDoğu Anadolu'da yasadan önce 200 bindönüm araziyi kiralayan Yahudiler, yasanınçıkmasıyla birlikte tam 450 bin dönümaraziyi satın aldı. * 71 ülkenin vatandaşı bugüne kadar 70ilde 49 bin 567 adet mülk edindi(18/4/2005).* Başkent İktisatçılar Derneği'nin kayıtlarınagöre mülk edinen yabancıların; % 44' üHatay'da, % 20'si Kilis'de, % 18'si Mardin'de,% 2'si İstanbul'da taşınmaz sahibi oldu.Yüzölçümü bin 243 km2 olan Kilis'in % 13'ü;5 bin 403 km2 yüzölçümlü Hatay'ın % 7'si;12 bin 700 km2 yüzölçümlü Mardin'in %1.2'si; 5 bin 702 km2 yüzölçümlü İstanbul'un% 0.3'ü satılmış durumda.

RAKAMLARLA YABANCILARA SATIŞIN

15BODRUMBülten

YAPI &DEKORASYON

ve AB uyum yasalarıyla yabancıların toprakedinebilmesi için getirilen düzenlemelerinetkisiyle Kazan ilgi odağı oldu. Yabancımaden şirketleri köylüleri toprak satmayaikna etmek için bazen gıda yardımı yapı-yor, bazen cami yaptırıyor, bazen deköylere doktor getiriyor.

4916 sayılı yasanın yurdumuza getirdiğiolumsuz etkiler saymakla bitmez. BOP, GOP,Türkiye üzerine oynanan oyunlar,kurulmasına çalışılan büyük Ermeni devleti,Kürt devleti ve ABD'nin Hazar petrollerineyakın olma sevdası, Doğu Karadeniz'deözellikle Artvin'de İngilizlerin petrol aramaplanları, Suriye'nin Hatay planları,Yunanistan'ın 12 adalar hatırası vs. vs. vs.

5444 SAYILI KANUN NEDEN ÇIKTIKanunda yapılan değişiklikler AnayasaMahkemesi'nde iki yıl incelendikten sonra

iptal edildi. Ancak bu iki yıl, emlakpiyasasında inanılmaz bir ranta nedenoldu. Kanundaki boşluktan yararlanan,kesesini doldurmaya hevesli bir çok kişiemlakçıyım diye kendisini meydana attı.Sonuç; Hükümet AB'ne uyum derkenDedelerimizin hayatlarını vererek aldıklarıve bize, torunlarına emanet ettikleritopraklarımızı, şimdi kendi ellerimizleyabancılara teslim ettik. Tarih affetmez diyebir söz vardır. Osmanlı'nın yaptığı hatanınbedelini dedelerimiz ödemişti. Bundan dersalmayan, iştahı kabarmış politikacılar veemlak sektöründeki bilinçsiz kişilerin yaptığıhatayı tarih affedecek mi acaba?

Paranoya mı yapıyoruz, ikinci bir Filistin olurmuyuz? İşte bunu engellemek için AnayasaMahkemesi, Tapu Kanununda DeğişiklikYapılmasına Dair 5444 sayılı Kanunu çıkardı.Kanunda tekrar bir değişiklik olur mu, bunu

zaman gösterecek. 5444 sayılı kanunla ülketopraklarının binde 5'inden fazlası satılma-yacağının kanuna bağlandığını söylemiştik,öte yandan Hatay, Kilis, Mardin gibi illerinbinde 5'inden çok daha fazlası 4916 sayılıkanunla satıldı. Yani bir gün tüm illerdebinde 5'lik alan satıldığında, Türkiyegenelinde binde 5 korunmuş olmayacak. Avrupalı, bence daha çok kültüründen,materyalist dünyasından, soğuk iklimindensıkılmış ve yaşadığı ülkeden kaçmayabakıyor. Tabii içlerinde misyoner olarakçalışanları da var ama esas tehlike bencedevletler politikasında yatıyor. sektörlealakasız yığınlar, bir anda emlakçı olarakrantın peşinde piyasayı dolduruyor. Halençıkarılmayan Emlak Sektörünü denetimaltına alacak yasanın boşluğundanyararlanan sertifikasız, eğitimsiz kişiler,satışların yasaklandığı dönemlerde bile ülketopraklarını yabancılara şirket kurdurarak

18 NİSAN 2005 İTİBARIYLAGENEL BLANÇO:

Taşınmaz sayısı 49 bin 567; taşınmazedinen yabancı uyruklu kişi sayısı 52 bin818; bu kişilerin sahipliğine geçen arsasayısı 16 bin 976 iken, alan olarak 267milyon 423 bin m2; Arsa/Arazi sayısı 4 bin827, alanı ise 1 milyon 994 bin m2;Bağımsız bölüm sayısı 27 bin 764 alanı 3milyon 93 bin m2.

Bugüne kadar Türkiye'de taşınmaz maledinme talebinde hiç bulunmadığından,hakkında herhangi bir değerlendirmeyapılamayan, ancak başvuru halindedurumları incelenecek ülke sayısı ise 36...Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü veriler-ine göre, günümüzde 71 ülke vatandaşınınTürkiye'de gayrimenkulu bulunuyor. Buülkeler de şöyle sıralanıyor: Almanya, ABD,Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya,Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Belçika,Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, ÇekCumhuriyeti, Danimarka, El Salvador,Estonya, Filipinler, Finlandiya, Fransa,Guatemala, Güney Afrika Cumhuriyeti,Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda,Irak, İngiltere, İran, İrlanda, İspanya, İsrail,İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya,Kanada, Kazakistan, KKTC, Kolombiya, Kore(Güney), Kuveyt, Libya, Litvanya, Lübnan,Lüksemburg, Macaristan, Makedonya,Meksika, Mısır, Moldova, Nijerya, Norveç,Özbekistan, Pakistan, Polonya, Portekiz,Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan veKaradağ, Slovenya, Suriye, SuudiArabistan, Tunus, Türkmenistan, Ukrayna,Ürdün, Venezüela, Yeni Zelanda ve

BİLANÇOSU

16 BODRUMüt nl e

TARiHÇESiYabancılara

87. maddesine birer fıkra ekledi. Bunagöre, "Yabancı gerçek kişiler, şirketler vecemiyetlerin, Bakanlar Kurulu kararıylaköyler de dahil, her yerde toprakedinmeleri, karşılıklılık ilkesi dekaldırılarak" kabul edildi. Fakat AnayasaMahkemesi, bu yasayı 13.6.1984 gün ve1984/14 Esas, 1985/7 karar sayılı kararıylaiptal etti.

ANAP yasa değişikliği konusunda ısrarcıdavrandı ve Anayasa Mahkemesi'ninuzun gerekçeli kararına karşın 22.4.1986gün ve 3278 sayılı yasayı çıkararak TapuKanunu'nun 35. maddesi ile KöyKanunu'nun 87. maddesine aynı fıkralarıekleyerek, yasa değişikliğini ikinci kezgerçekleştirdi.

Anayasa Mahkemesi beş buçuk aysonra 9.10.1986 gün ve 986/18 esas,986/24 karar sayılı kararla yasayı tekrariptal etti.

Böylelikle konu 4916 sayılı kanunun AKPiktidarının girişimleri ile tekrar gündemetaşınmasına kadar kapandı. 19.7.2003gün ve 4916 sayılı "Çeşitli Kanunlarda veMaliye Bakanlığı'nın Teşkilat ve GörevleriHakkında Kanun HükmündeKararnamede Değişiklik Yapılması

Hakkında Kanun"un 19. maddesiyle,22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı TapuKanunu'nun 35. maddesi değiştirilipyeniden düzenlenerek yabancı gerçekve tüzel kişilere köyler de dahil olmaküzere toprak edinme hakkı tanındı ve1924 yılında kabul edilen 442 sayılı KöyKanunu'nun 87. maddesi ve TapuKanunu'nun 36. maddesi yürürlüktenkaldırıldı. Yeni düzenlemeye göre,"Karşılıklı olmak ve yasal sınırlamalarauymak kaydıyla yabancı gerçek kişilerleberaber, tüzel kişiliğe sahip yabancıticaret şirketlerine de taşınmaz maledinme hakkı tanınmış, ayrıca yabancıuyruklu gerçek kişilerin miras yoluylataşınmaz mal edinmesinde karşılıklılıkkoşulu kaldırılmış, Türkiye Cumhuriyeti ilearasında karşılıklılık bulunmayan ülkevatandaşlarının kanuni miras yoluylaedindikleri taşınmazların intikal işlemleriyapılarak tasfiye edilip bedele çevrilme-si" hükmü getirildi.

Anayasa Mahkemesi, 14.3.2005 günü,2003/70 esas ve 2005/14 karar sayılıkararıyla, bu düzenlemeleri iptal etti. Bukarar Resmi Gazete'nin 26.4.2005 günküsayısında yayımlandı ve 26.7.2005 tarihiitibariyle yürürlüğe girdi.

Anayasa Mahke-mesi'nin, 14 Mart2005 tarihindeyürürlüğe girenTapu Kanunu'nunyaban-cılara mülksatışının önündekiengelleri kaldıranhükmünü iptaletmesinin ardındanhazırlanan yeni ka-nun taslağı Bakan-lar Kurulu'nun veCumhurbaşkanı -'nın onayından ge-çerek 29.12.2005tarihinde Tapu Ka-nunu'nda DeğişiklikYapılmasına Dair5444 sayılı Kanunşeklinde yasalaştı.

Tarihimizde yabancı gerçek kişilerintoprak edinmesi hakkı ilk olarak, Osmanlıİmparatorluğu'nda, 1856 Islahat Fermanıve 16 Haziran 1868 tarihinde "TebaayıEcnebiye'nin Emlake Mutasarrıf OlmalarıHakkındaki Kanun" ile verildi. Yabancıtüzel kişilere mülk edinme hakkı isetanınmadı.

Yabancıların toprak edinmeleri,1924'te kabul edilen 442 sayılı KöyKanunu'nun 87. maddesiyle ve 1934yılında kabul edilen 2644 sayılı TapuKanunu'nun 35. ve 36. maddeleriyleyasaklandı. 1924 yılındaki 442 sayılı KöyKanunu'nun 87. maddesi, "TürkiyeCumhuriyeti tabiiyetinde bulunmayangerek şahıslar, gerek şahıs hükmündeolan cemiyet ve şirketlerin köylerde arazive emlak almaları yasaktır" ibaresinitaşıyordu. Kanun, bu hükmüyle, yabancıgerçek ve tüzel kişilerin köylerde toprakedinmesini yasaklamıştı.

1934 yılındaki 2644 sayılı TapuKanunu'nun 35. maddesi ise, "Tahdidimutazammın kanuni hükümler yerindekalmak ve karşılıklı olmak kaydıylayabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayri-menkul mallara temellük ve tevarüs ede-bilirler" diyordu. Yani 35. maddeyleyabancı gerçek kişileretoprak edinme hakkı tanını-yor ama sınırlama ve yasakgetiren yasal kurallar saklıkalmak koşulu korunuyordu.Aynı kanunu'nun 36.maddesine göre, Yabancıgerçek kişiler, bir köye bağlıolmayan müstakil çiftliklereve 30 hektar araziye sahipolabilecekleri gibi 30hektardan fazlası için deBakanlar Kurulu'ndan izninalmaları gerekecekti

Bu yasa 1984 yılına kadaruygulandı. 1984 yılındaANAP iktidarı, 3029 sayılıyasa ve 2644 sayılı TapuKanunu'nun 35. maddesi ve442 sayılı Köy Kanunu'nun Kaynak: Başkent İktisatçılar Derneği (2 yıl işleyen 4916 sayılı kanunun ilk bir yılındaki veriler)

2667.293

8334.3553.4159.5833.976

603359

1.0793.7797.343

10,70.40.644

20.720180.40.910

1809.477

7645.9762.0889.8053.844

228230

1.0574.6586.433

3,146,7292.020.3731.111.3061.756.945

120.676.6695.361.4302.165.854

54.940.86050.067.384

1.180.6862.708.777

28.271.361

AdanaAntalyaBalıkesirBursaHatayİstanbulİzmirKilisMardinMersinMuğlaDiğer

İl Taşınmaz Sayısı   Mülk Alan Yabancı   Satılan Alan m2      %

YASAL SINIRLARIşirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehnitesisinde birinci ve ikinci fıkralarda yer alankayıt ve sınırlamalar aranmaz.Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancıülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarınagöre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaretşirketleri dışındakiler Türkiye'de taşınmazedinemez ve lehlerine sınırlı ayni hak tesisedilemez. (Bu halk diliyle şöyle açıklanabilir;sadece yabancı özel kişiler ve ticari şirketlerTürkiye'de mülk alabilir; vakıf, dernek, koo-peratif, cemiyet, topluluk ve cemaatler ala-maz).

Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılıkolan devlet vatandaşlarının kanuni mirasyoluyla intikal eden taşınmazları için birincifıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamalaruygulanmaz. Ölüme bağlı tasarruflardayukarıdaki fıkralarda belirtilen kayıt vesınırlamalar uygulanır. Türkiye Cumhuriyetiile arasında karşılıklılık olmayan devletvatandaşlarının kanunî miras yoluylaedindikleri taşınmaz ve sınırlı aynî haklarınintikal işlemleri yapılarak tasfiye edilir.

Karşılıklılığın tespitinde hukuki ve fiili durumesas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak mülkiyetihakkının tanınmadığı, ülke uyruklarınauygulanmasında, yabancı devletintaşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarınatanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyetivatandaşlarına da tanınması esastır.

Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancıülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarınagöre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaretşirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden,sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniylekorunması gereken alanlar, özel korumaalanları ile flora ve fauna özelliği nedeniylekorunması gereken hassas alanlarda vestratejik yerlerde kamu yararı ve ülkegüvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlıaynî hak edinemeyecekleri alanları, ilgilikamu kurum ve kuruluşlarının tescile esaskoordinatlı harita ve planları içeren teklifiüzerine belirlemeye ve yabancı uyruklugerçek kişilerin il bazında edinebilecekleritaşın-mazların, illere ve il yüzölçümüne görebinde beşi geçmemek üzere oranını tespiteBakanlar Kurulu yetkilidir. Tapu ve KadastroGenel Müdürlüğü'nün bağlı olduğuBakanlık bünyesinde ilgili idaretemsilcilerinden oluşan komisyon

Anayasa Mahkemesi'nin 14 Mart 2005tarihinde Tapu Kanunu'nunyabancılara mülk satışının önündekiengelleri kaldıran hükmünü iptaletmesinin ardından hazırlanan yenikanun taslağı Bakanlar Kurulu'nun veCumhurbaşkanı'nın onayındangeçerek 29 Aralık 2005 tarihindeTapu Kanununda DeğişiklikYapılmasına Dair 5444 sayılı Kanunşeklinde yasalaştı. Bu Kanun ileyabancılara mülk satışının sınırlarıAnayasa Mahkemesi'nin iptalkararının gerekçeleri dikkate alınaraktekrar belirlendi.

TAPU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINADAİR KANUNKanun No: 5444Kabul Tarihi: 29.12.2005

MADDE 1. - 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılıTapu Kanununun Anayasa Mahkemesinceiptal edilen 35 inci maddesi aşağıdaki şe-kilde yeniden düzenlenmiştir.

Madde 35 - Yabancı uyruklu gerçek kişiler,karşılıklı olmak ve kanunî sınırlamalarauyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veyamesken olarak kullanmak üzere, uygulamaimar planı veya mevzii imar planı içinde buamaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazlarıedinebilirler. Sınırlı ayni hak tesisedilmesinde de aynı koşullar aranır.Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülkegenelinde edinebileceği taşınmazlar ilebağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı aynihakların toplam yüzölçümü 2.5 hektarı (25bin m2) geçemez. Bu fıkrada belirtilenkoşullarla, yüzölçümü miktarını 30 hektarakadar (300 bin m2-Vatikan'ın yüzölçümükadar) artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Yabancı ülkelerde kendi ülkelerininkanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahipticaret şirketleri, ancak özel kanunhükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyetive taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hakedinebilirler.

Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancıülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarınagöre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret

17BODRUMüt nl e

taşınmaz satışının

tarafından, bu madde uyarınca BakanlarKuruluna verilen yetkiler dahilindeçalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurumve kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleriincelenip değerlendirilerek BakanlarKuruluna sunulur. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrabelirlenecek askerî yasak bölgeler, askerîve özel güvenlik bölgeleri ile stratejikbölgelere ve değişiklik kararlarına ait haritave koordinat değerleri Millî SavunmaBakanlığı'nca geciktirilmeksizin Tapu veKadastro Genel Müdürlüğü'nün bağlıolduğu Bakanlığa verilir.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen bölgeleriçerisinde kalması nedeniylekamulaştırılması gereken ya da tapusicilinde şerh ve-rilmesine gerek duyulanparsellere ilişkin bildirimler ilgili idarelerincetapu sicil müdürlüklerine yapılır.Bu madde hükümlerine aykırı edinilen veyakanunî zorunluluk dışında edinim amacınaaykırı kullanıldığı tespit edilen taşınmazlarile sınırlı ayni haklar, Maliye Bakanlığıncaverilecek süre içerisinde maliki tarafındantasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerekbedele çevrilir ve bedeli hak sahibineödenir.

MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiğitarihte mevcut olan askerî yasak bölgeler,askerî ve özel güvenlik bölgeleri ile stratejikbölgelere ilişkin kararlara ait harita vekoordinat değerlerinin tamamı, MillîSavunma Bakanlığı tarafından en geç üçay içerisinde Tapu ve Kadastro GenelMüdürlüğü'nün bağlı olduğu Bakanlığagönderilir.

Yukarıda belirtilen bölgelere ilişkin kararlaraait harita ve koordinat değerlerinin, Tapu veKadastro Genel Müdürlüğüne gönderilmesive sayısal ortama aktarılarak taşra birimler-ine intikal ettirilmesine kadar geçeceksürede yetkili askerî makamlardansorulmak suretiyle, belirtilen işlemlertamamlandıktan sonra gönderilen belgeve bilgilere göre tapu işlemleri yürütülür.

MADDE 3. - Bu Kanun 26/7/2005 tarihindenitibaren geçerli olmak üzere yayımıtarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar

18 BODRUMBülten

YENiLENENLER

YENiLER

YENiLiKLER

urgutreis Belediyesi, 7 Şubat’tagerçekleşen Meclistoplantısında alınan karar ile

Akçaalan mevkiine vatandaşlardangelen yoğun talep üzerine haftada birgün sebze pazarı kurmayı kararlaştırdı.Haftanın Salı günü kurulacak olanpazarda, öncelikle yerli sebze satıcılarıteşvik edilecek. Akçaalan mevkiidekurulması planlanan pazar yerindesebze satıcılarını teşvik etmekamacıyla ilk 3 ay esnaftan pazar yeriücreti alınmayacak. Vatandaşlardangelecek olan talepler doğrultusundapazarda el yapımı ürünlerini satmakisteyen esnaf için özel stantlaraçılacak. Pazar yerinde zabıta içinbina ve vatandaşların kullanımı için biradet bay ve bayan tuvalet olacak.

Haftalardır Pazar yeri açılmasıkonusunda vatandaşlardan yoğuntalepler geldiğini belirten TurgutreisBelediyesi Zabıta Müdürü Şeref Bozkurt“Pazar yerleri herkese açık olacak.İsteyen esnafımız sebzesini stantlardasatışa sunabilecek. Vatandaşlardangelen taleplere göre isteyenler el ürün-lerini sergileyebilecek, ancak öncelikleyerli halka öncelik verilecek” dedi.

odrum Ticaret Odası, Bodrum'daticareti geliştirmek ve özellikleyabancılara ve yurt dışında yaşayanvatandaşlara yapılacak satışlara

hareket getirmek için Tax Free (KDV İade) sis-temini hayata geçiriyor. Global Refundfirmasından Bölge Satış Sorumlusu SavaşYılmaz ve Mali İşler Koordinatörü SühaKonuralp'in katılımıyla yapılan toplantıBodrum Ticaret Odası'nda gerçekleşti.Toplantıda BTO Yönetim Kurulu BaşkanıMahmet S. Kocadon, açılış konuşmasınıyaptıktan sonra Bodrum’da ticari hayatıgeliştirmek için Ticaret Odası’nın yaptığıçalışmalar hakkında bilgi verdi. Kocadon,konuşmasına ek olarak, BTO’nun Bodrum’dafaaliyet gösteren mali müşavirler vemuhasebecilerle bir toplantı düzenleyerekbilgi alışverişinde bulunmak istediğini, ‘Nasılbir Ticaret Odası istediklerini’ öğrenmek iste-diklerini dile getirdi.

Global Refund Firması yetkilileri Bölge Satış

Sorumlusu Savaş Yılmaz ve Mali İşlerKoordinatörü Süha Konuralp, Tax Free (KDVİade) sisteminin çalışma şekli, Bodrum ticarihayatına getireceği katkılar ve sisteminişlerliği hakkında bilgiler verdiler.

KDV iade sistemi (Tax Free) ve işleyişi T.C.Maliye Bakanlığı’nın verdiği yetki belgesi ile1996 yılından bu yana faaliyet gösterenGlobal Refund Türkiye, yurt dışında yerleşikziyaretçilerin yurt içinde yaptıkları veberaberlerinde yurt dışına çıkardıklarıalışverişlerinde ödedikleri KDV’nin kendilerinenakit olarak geri ödenmesi hizmetiniorganize ediyor.

Üye Mağazalara MaliyetiÜye iş yerlerine Global Refund’unsağlayacağı eğitim, sticker, plexi, zarf, broşürve kuruluş tarafından özel bastırılanFatura/Çekler ve iade zarfları için bir katılımpayı olarak ilk girişte 100 ABD doları + KDV vesonraki her yıl için 50 ABD doları + KDV tutarı

GLOBAL REFUND TÜRKİYE’DENBODRUM’A TAX-FREE SİSTEMİ…

BODRUM’DA BİR YAPI MAĞAZASI DAHA

DEBE Construction yapı ve yapısal çözümler” Dr. Mümtaz Ataman Caddesi’nde yenibinasının açılışını yaptı. Bodrum ve çevresinde 5 yıldır profesyonel olarak “Yapı veyapısal çözümler” işleri ile ilgilenen ve yeni mekanlarını faaliyete geçiren DenizÖzkan ve Birol Civelek kalite ve bir çok alternatiflerle Yarımada’da hizmet içinolduklarını belirttiler. Anahtar teslimi iş yaptıklarını belirten firma sahibi Birol Civelek,“Biz müşterilerimize fikir ve 3 boyutlu projeler veriyoruz. Müşterinin seçtiği projeyidaha sonra uygulamaya geçiriyoruz. Ucuz ürün satmıyor ve ucuz iş yapmıyoruz,kalite bizim için enönemli düsturdur vebunu yakalamak içinelimizden geleniyapmaktayız. Şu andabüyük bir müşteripotansiyeline sahibiz.Yaptığımız işlerarasında PVC GergiTavan, Ahşap kaplamaPaneller, Lamine veLaminant parkelerbulunmaktadır” dedi.

Tasarımlarında “Özgür-lük ve Özgünlük” olanfirma tüm Bodrumlularıda alternatifseçeneklerini tanıtmakiçin mağazalarına bek-

TBAKÇAALAN’A

PAZAR KURULUYOR

BODRUMBülten 19

SIEMENS, AKILLI BİNA YÖNETİM SİS-TEMLERİNİ TANITTI...

iemens’in düzenlediği bilgilendirme toplantısında, ‘Akıllı BinaYönetim Sistemleri’ hakkında bilgiler verildi. BodrumDedeman Otel’de yapılan toplantıya Türk Mühendis ve

Mimar Odaları Birliği ile Elektrik Mühendisleri Odası BodrumTemsilciliği üyeleri katıldı. Toplantıda, Akıllı Bina Ürünleri SorumlusuVahit Can, yangın alarm sistemleri, güvenlik sistemleri, kamara sis-temleri ile evdeki konfor sistemleri hakkında bilgiler verdi. SiemensBodrum Bölge Sorumlusu Ali Hakan Everekli ise yaptığı açıklamada:“Bodrum’da artan konut sayısıyla birlikte ‘Akıllı Bina’ talebinde de artışoldu. Siemens olarak bu talebi karşılamak amacıyla çalışmalarımızabaşladık. Bu gün de çalışmalarımızı ilgili kurumlarla paylaşmakamacıyla bu toplantıyı düzenledik” dedi.

S

RESTAURANT CAFE & BAR

20 BODRUMüt nl e

Geçmiş bir yazı: "SUÇLU BENİM KUŞAĞIM"

aşınız on yedi, on sekiz ise, liseyi yenibitirmiş iseniz ve eğer ileride özel ilgialanınıza girmeyecek veya tarihçi olmayıplanlamıyorsanız, Küçük Kaynarcaanlaşmasının sebepleri ve sonuçları artık

sizi hiç ilgilendirmez. Aynı şekilde artık logaritmacetvelini de kötü bir düş olarak anımsamanızda birsakınca yoktur. Çünkü büyük olasılıkla -önünüze nekadar engel konulursa konulsun- siz artık üniver-sitelisiniz. Bundan böyle size gelecektekimesleğinizin giysileri giydirilmeye çalışılacak veonu nasıl taşımanız gerektiği öğretilmeyeçalışılacak. Yani size gelecek profesyonel veentelektüel yaşamınız öğretilecek. Nasıl, neden,acaba mı, gibi kuşkular edinmeniz sağlanacak. Enazından, hani "iyi üniversite" diye nitelediğimizüniversiteler var ya, onlar da yapılacak olan budur.Kendi hesabıma ben şanslıydım, böyle birüniversitede okudum. Onun için de o yıllarıanarken hala kendimi mutlu hissederim.

Üniversiteye yeni başlamıştım. Lisenin tekdüzeliğinden sonraburası olağanüstü heyecan vericiydi. Her gün derste ne olduğunuakşam sofradakilere dinleyicilerime uzun uzun anlatıyordum. Dur,durak demeden. Yine bir akşam, ilk kez dersini izlediğim ve beniçok etkileyen bir profesörden söz ediyordum. "Adam zor birkonuyu öyle basit anlattı ki, aklımız tavana vurdu." demişim.Babamın yüzündeki şaşkınlığı hala anımsıyorum. Anneme döndü,"Nasıl tavana yani?" diye sordu. Doğal olarak ondan bir yanıtgelmeyince de canı biraz sıkkın, "Üniversite talebesinin Türkçesinebak" dedi kendi kendine.

O gün babamın "aklını tavana vurduran" bu benzeti gençlerarasında pek de kullanılmıyor artık. Yerine belki de "uçtuk falanyani…" veya "sıyırdık…" benzeri kullanılıyordur. Ve babamın ogünkü kaygısını şimdi biz devraldık, zavallı Türkçemiz için üzülüy-or, pek "vah vah" ediyoruz

Tüm zamanlarda böyle olmadı mı bu? Ya egemenliklerini yitirmeyebaşladıklarını sezip buna karşı durma güdüsüyle, veya giderekyetersiz kalan enerjilerinin değişeme ayak uyduramamasındanötürü, önceki kuşaklar bir sonrakini sürekli eleştirip,küçümsemediler mi? Ancak ne yaparlarsa yapsınlar eninde sonundagenç boğa, yaşlı boğayı saf dışı bırakıp sürüye egemen olmadı mı?

Yine geçenlerde bir dost sofrasında bu konuşuluyordu. Söz "güzelTürkçemizin" gençler tarafından nasıl bozulduğundan başlayıp,arkadan nasıl kültürsüz bir gençlik geldiğine kadar uzandı. Kısacasıgençleri acımasızca çaldık yere.

Doğrusu kendi hesabıma ben bu yargılara katılamıyorum. Önceliklegenç kuşakların kullandığı, bizlerce pek garipsenen bu benzetme veifadeler, kanımca bir, "ben bu yeni kuşağın azasıyım" kimliğidir.Onların kullandığı bu Türkçeyi ben kullanamam, bana bol gelir,sırıtır. Kaldı ki bunlar pek de kalıcı da değildir. Moda gibi gelirler,kullanılırlar ve yok olurlar. Arkadan yeni kelimeler, yeni kimliklergelir. Öyleyse "Sevgili Türkçemiz bozuluyor" diye yararsıztartışmalara gireceğimize, bir köşeye gizlenip yeni kuşakların,"hince üretilmiş" kimliklerini izlemek daha keyifli olmaz mı?

Bana sorarsanız ikincisi, yani kültürsüz birgençliğin gelmekte olduğu genellemesi, daha daağır bir yargı. Türkiye'nin yaş ortalaması yirmi yedi,yirmi yaş altındaki gençlerin genel nüfusa oranıyüzde elliye yakın. En az yirmi, yirmi beş milyongençten söz edeceksiniz ve hepsini aynı kefedetartacaksınız! Haksızlık. Kendi hesabıma gençyöneticilere, genç yazarlara, genç bilim adamlarına,genç sanatçılara biraz öykünerek, ama daha çokgurur duyarak bakıyorum ben. "Biz bu yaş gurubun-dan söz etmiyoruz." denilmesin, çünkü bunlaryalnızca birkaç yıl önce sözü edilen gençlerdir.

Kaldı ki önce şu soruyu sormamamız gerekmez mi,ne ekiyoruz ki ne biçmeyi bekliyoruz?

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, Marmara Koleji'nde,şef Ender Sakpınar ve piyanist Pietro Massaeşliğinde, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi SenfoniOrkestrası'nın bir konseri gerçekleşti.Konservatuvardan "yeni mezun gençlerin"

oluşturduğu yaklaşık elli kişilik orkestra, anımsadığım kadarı ileRachmaninov, Khachaturian ve Borodin çaldı. El Hak iyi de çaldılar.Biraz ürkek, ama hatasız. O gün bizi, yani yüz elli kadar dinleyiciyimutlu etmişlerdi.

Ama benim bu konserle ilgili kurmak istediğim bağlantı konserinniteliği değil: Konserin gerçekleştirildiği kolejde dört yüz öğrencivar. Aileleri ve okul görevlileri ile birlikte diyelim ki bin iki yüz kişi-ler. Hiç kuşkum yok ki bu sayının tamamı bu konserden haberdardı.Ama geldiler mi konsere? Hayır. Ebeveynler sorumlu olduklarıçocuklarını, gençleri yönlendirdiler mi? Hayır. Kaldı kibilgilendirilenler yalnızca, çocukları Marmara Kolejlinde okuyanaile-ler değillerdi. Başta BTO olmak üzere birçok sivil toplum örgütübu bilgiyi telefon mesajı ile azalarına duyurduğunu anımsıyorum.Onlar da çocuklarını getirmedikleri gibi kendileri de gelmedikler.

Peki ya yine geçen yıl Aralık ayı başında Sayın Günseli Başaran'ınarkasına BTO, MEV ve Bodrum Belediyesini de alarak düzenlediği"Tarihte Türkler-Ermeniler ve Gerçekler" başlıklı sempozyum (yenideyimle "bilgi şöleni")!

Russell şöyle der: "Eğer bir fikir resmi kurumlarca sürekli destekleniyor,karşı fikir devamlı duymazlıktan geliniyorsa, bu durumda düşünceözgürlüğünden söz edilemez." İnsanların görüşlerine ve düşüncelerinekatılmayabiliriz. Yine de saygı göstermek zorundayız. Ama ülkem-izin gençleri bilgilendirilirken ya tarafsız veya karşı görüşü desavunacak konuşmacılar isteriz. Doğal olarak eğer amacımız beyinyıkamak değilse… Karşı görüşte olan bir edebiyatçıya açık seçiksöven politikacı eskilerini veya yanlış tarih yorumları ile resmigörüşün lider savunucusu TTK başkanı Prof. Dr. Halaçoğlu'nu bilesinirlendiren, Yard. Doç.leri konunun uzmanı olarak çağırıp, sloganattırırsak -belki o an için alkışlanırız ama- zamanla genç beyinlereverdiğimiz zarardan ötürü vicdanlarda yargılanırız.

Ey "benim kuşağım", kısacık zaman sürecinde meydana gelen bu ikiküçük örnekten hareketle, kendi yanlışlarımızı ıskalayıp gençleriyargılamayı sürdürecek miyiz? Bence durum budur ve de gençlersuçsuzdur.

GEÇ

iYO

RD

UM

RA

DIM

BOLAR İREN

YKendi hesabıma genç

yöneticilere, gençyazarlara, genç bilim

adamlarına, gençsanatçılara biraz

öykünerek, ama dahaçok gurur duyarak

bakıyorum.

21BODRUMüt nl e

BODRUM’UNEN ÇOK iZLENENHABER PORTALI

WWWMUĞLA, iLÇELERi ve BODRUM

BiRiNCiSiE G E B Ö L G E S İ

ALTINCISI

bodrumajans.com.tr

SiZE DE YER AYIRDIKBODRUM’UN 1. SİTESİNDE YERİNİZİ ALIN

İLANLARINIZ İÇİN 317 10 90 - 91

OASİS Alışveriş Merkezi No:226 Fax: 317 10 92 [email protected]

ç

ŞUBAT2006RAPORU

Web sitemizde sayfagörüntülemeler, izlenmeoranını etkilememeklebirlikte, kontur IPnumarası doğrultusundaçalışmaktadır.

Aynı gün içinde 2. kezgirdiğinizde yada siteiçindeki tıklamalarziyaretçi sayısını diğerbazı web sitelerindeolduğu gibietkilememektedir.

Bu değerlendirmeyiyapan Alexa adlı kuruluş,bu tip siteleri güvenlibulmadığı içinkategorilememeklebirlikte dünyasıralamasına almaktadır.

Bu bilgilerwww.alexa.comsitesindenalınmıştır.

DÜNYADAKİ YAKLAŞIK  18 MİLYON SİTE ARASINDA

DEĞERLENDİRME YAPANwww.alexa.com SİTESİNİN VERİLERİNE GÖRE

bodrumajans.com.tr

SeyhanKarabay’ın 45’liğindeki

Nem Kaldı adlı parçası listelerde1 numaraya kadar çıktı.

BODRUMüt nl e22

BODRUM TUTKUNLARI

söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

KarabayKarabaySeyhanSeyhan

"MERHABA GENÇLERVE HER ZAMAN GENÇ KALANLAR"…

Seyhan Karabay; 70'li yılların müziğine damgasınıvuran müzisyenlerden biri. Cem Karaca ileçıktıkları her konserde bu sloganı kullandılar:"Merhaba Gençler ve Her Zaman GençKalanlar"… Apaşlar, Kardaşlar, 25. Saat gibi 70'liyılların önemli Türk pop ve rock gruplarında çaldı.Gitar, bass gitar, bağık ve ıklı gibi folkenstrümanlarında mahareti ile tanındı. Sonra bir

Ondan önce müzik yaşamı bu işehazırlanmam bir eğitim yıllarıydı. ApaşlarGrubu'nda gitarist Mehmet Soyaslan, şuanda Özen Filmin sahibi, Davul'da LeonHabib, O da şu an yaşamını İsrail'desürdürüyor. Ve bu grubun herkes tarafındanhatırlanan en güzel parçaları, "ResimdekiGöz Yaşları", "Emrah" gibi parçalardı. Dahasonra bu grup yerini Cem Karaca veKardaşlar'a terk etti. Kardaşların isim babasıve kurucusu da benim. Bu grubun dahatırlanan parçaları arasında, "Dadaloğlu","Karasevda" ve "Namus Belası" gibiparçalar yer alıyor. Karasevda'yı geçtiğimizyıllarda Murat Göğebakan da seslendirdive listelerde ilk sıraya kadar da çıktı. Dahasonra Kardaşlar grubu dağıldıktan sonraben "Seyhan Karabay" olarak kendi ismimlebirkaç tane 45'lik çıkardım. Bunların

Seyhan Karabay, 25 yıldır Bodrum'da yaşı-yor. O sadece bir müzik adamı değil aynızamanda bir denizci, bir motorsiklettutkunu, doğa düşkünü vs. vs. Karabay'la,sizler için bir söyleşi yaptık, sanatçıya, müzikhayatını, denizciliğini ve Bodrum'a olanaşkını sorduk. Seyhan Karabay, Bodrum'unher halini sevdiğini söylüyor. İşte 70'lerin TürkMüzik piyasasında önemli izler bırakanSeyhan Karabay…

70'li  yılların  kuşakları  sizi  çok  yakındantanıyor. Bir çok önemli grupla çalıştınız. Bizemüziğe  nasıl  başladığınızı,  kimlerleçalıştığınızı  ve  70'lerin  atmosferiniyansıtabilir misiniz?Ben müziğe Cem Karaca, Apaşlardöneminde başladığımı kabul ediyorum.

70’li yılların pop gitaristi

şimdi Bodrum’un denizcisi

arasında "Dön sevgilim", "Nem Kaldı" (buparça listede bir numaraya kadar çıktı) gibiparçalar var. Fakat o dönemlerde yani 77- 78 senelerinde bir erkek sanatçınınsahnelerde barınması son derece zordu.Çünkü o seneler tamamen kadınlarayönelik organizasyonlar yapılıyordu. SeyyalTaner'le beraber bir gece kulübünde aynıkadroda çalıştığımız bir dönemde, birdenbire bir grup çalışmasına karar verdik;İpucu Beşlisi; grubunun elemanları Mahzar,Fuat, Özkan, Ben ve Davulcu Sedat Avcımikrofonda da Seyyal Taner yer almıştı. Bugrubun nedense ömrü çok kısa sürdü. 6 aysonra dağılan bu grubun ardından SeyyalTaner ve 25. Saat Grubu doğdu. MFÖ deyoluna 3 kişi olarak devam etti. SeyyalTaner'le 6 seneye yakın, bir sahneçalışmamız oldu.

Bodrum'la nasıl tanıştınız?Bir hafta sonu macerası olarak başladı.Derken bu hafta sonları sıklaşmaya başladı.O zamanlarda uçak seferleri de yoktu. Ben2 gün Bodrum'da olmak sevdasına herhafta sonu 750 km gidiş, 750 km dönüş,gidip gelmeye başladım. 1983'te birkaçarkadaşımla beraber Gümbet'te BodrumWind Surf Okulu'nu kurarak Bodrum'ayerleşmenin de temeli atılmış oldu.

Seyhan Karabay, bir Şubat ayındamotorsikletle İstanbul’dan Bodrum’a gelmecesaretini göstermiş...

24 BODRUMüt nl e

Müzisyenliğinizin  yanı  sıra  sizi  denizcikimliğinizle de tanıyoruz. Denize olan meraknerden geliyor. Nasıl başladı?Klasik bir cevap olacak ama; deniz merakıdeğil, "Deniz Sevdalısı" diyeceğim. Buçocukluğumdan beri olan bir tutkudur.Şayet Bodrum'a yerleşmeseydim,müzisyenliğe halen devam ediyor ola-bilirdim ama ikisinin bir aradaolamayacağını anladım ve ben Bodrum’u,denizi tercih ettim. Yaklaşık 5 yıl süreyle WindSurf öğretmenliği, Bodrum'da devam etti.Daha sonra ilk sevgilime sahip oldum. Adıda "Uğurlu" idi. Bu yaşamımdaki ilk teknem-di ve 9 metreydi. Tabi her deniz hastasınınbaşına gelen benim de başıma geldi. 9metre artık yetmiyordu. Derken onu satıp 13metrelik "Sunshine" isimli yeni teknemialdım. 10 sene bununla Gümbet'te günlükgezi yaptıktan sonra, 17 metrelik "Sunshine2"yi aldım. Tabi bu arada yönetmelikdeğiştirilip deniz üzerinde her kaptanınehliyetlerindeki değişikler, teknelerdenistenen zorunlu donanımların zorluklarındansonra (En iyi tekne arkadaşımın teknesidir)düşüncesinden yola çıkarak, hepsini sattım.Şu anda "Vardiya Zabiti Yeterliliği"ne sahipbir Kaptan Seyhan Karabay’ım...

Yeni  yetişecek  Denizcilere  tavsiyelerinizvar mı?Hep eğitim eğitim derler, çok eskilerde benbile bunun bu kadar önemli olduğunubilemiyordum. Saçlarımız beyazladı amadaha 4 sene öncesinde İzmir Denizcilik

Fakültesi'nde 16 günlük askeri eğitim gibiSTCW kurslarına katıldık. Yani kısacası herdümene geçen kaptan değildir. Denizeğitiminin de asla sonu yok. Ben şu an bilehatırlamak amacıyla bile olsa, herhangi birkursa gidip dinleyici olarak katılıyorum.

Bir  yandan  müzisyenlik,  bir  yandandenizcilik,  anlaşılan  Bodrum'asevdalandınız.  O  halde  bize  Bodrum'udeğerlendirir  misiniz?  25  yıl  önceyerleştiğiniz  Bodrum'la  şimdiki  Bodrumarasındaki farklar neler?Benim çok karşı olduğum bir cümle var;"Nerde o eski Bodrum… Bodrum bozuldu…Artık Bodrum'da yaşanmaz…" İşte bucümle beni çileden çıkarıyor. Nedeni ise;gelişmekte olan her turizm yeri gibi Bodrumda değişecek, büyüyecek, yapılaşacak.

Çünkü bunun sonunda turizmden parakazanan binlerce insan var. Ha! Sakinlikarıyorsan, 10 km öteye git, BodrumYarımadası'nda dolaş, arzu ettiğin bir çokyeri bulabilirsin. İşte şimdilerde benim dahaçok sevdiğim Bodrum; çılgınca eğlenmekmi istiyorsun? Gümbet ve Bodrum'un içindedolaş. Sakinlik mi istiyorsun? İki adımötende; seni kimse tutmuyor ki, git…

Sizin  bir  de  Motosiklet  tutkunuz  vargaliba…?Galiba mı Bodrum'da kimin yok ki. 1997yıllarında Bodrum'da chopper'lara ilkbinenlerden biriyim. Hatta hiç unutmam,bir Şeker Bayramı tatilinde, tarih Şubat'ın 3'üidi. İstanbul'dan Bodrum'a gelme cesareti-ni gösterdim ama o zamanlar motorabinenler şimdiki kadar çok değildi.Şimdilerde ise binmeye bile inanın korkuyo-rum. Her önüne gelen motor üzerinde;motordan gelebilecek kazaların bilincindebile değiller ve onlara eski bir motorcuolarak bir tavsiyem var; önce kask, bir demeşhur bir kelime vardır (Taşa, toza, yaşa)aman dikkat!

Kendinizi  bir  Bodrum  tutkunu  olarakgörüyor musunuz?Balıkçı'nın meşhur bir lafı vardır."Yokuşbaşı'na geldiğinde Bodrum'ugöreceksin, sanma ki geldiğin gibi gide-ceksin, senden öncekiler de böyleydiler,akılların hep Bodrum'da bırakıp gittiler", işteyıllardır gide gele, gide gele, aklım bana

SEYHAN

KARABAY’ın

albümünden

Bodrum’ayerleşmeseydim,

müzisyenliğe halendevam ediyor

olabilirdim ama ikisinin birarada olamayacağını

anladım ve benBodrum’u, denizi tercih

ettim.

25BODRUMüt nl e

Yazalım yazalım ne yazalım

ence yazma işlevinde iki güzel an var. Biriyazıya başladığınız ve kafanızdatopladıklarınızı yazıya dökmek için kendinizihazır hissettiğiniz, diğeri de herşeyin bittiği,boş kağıdın artık dolu olduğu an. Sonra içinizi

bir hoşluk sarar. Bu, görevinizi yapmış, içinizdekileriokuyucu ile paylaşmış olmanın yazınızı gazete ya daderginize teslim etmenizin size verdiği bir hoşluktur.Daha sonraki anlarda ise yeni yazıların, başka konularbulma çabalarının sıkıntısı yavaş yavaş içinizi burmayabaşlar. Hele hele bu, günlük yazıların yazıldığı birgazete ise, yani konu bulma ve yazma her gün başınızdaDemokles'in kılıcı gibi sallanıp duruyorsa, halinizyamandır. Gazetecilerin, özellikle köşe yazarlarınınneden habire kalp krizi geçirdiğini anlayabilmek içinbiraz bu işlerin içinde olmak yeterli sanıyorum.Bir de şimdi olduğu gibi, yani benim yazıya başlamakiçin bilgisayarın önüne oturduğun, ama yazmakzorunda olduğumun bilincinde olmama karşın aklımahiç bir şey gelmediği için, öööyle boş boş oturduğumanlar vardır ki anlatması mümkün değil bir durumdur. Yürekler acısıdır vebir değil üç kez kalp krizi sebebidir.Bu nereden kaynaklanıyor? Ülkemin her bir olayı haber konusu olabilecekiken bu kısırlık nedendir? Hamam ve sauna çeteleri, kadına uygulananşiddet, kredi kartları vurgunları, bu vurgunun kurbanları, karayollarındaher gün onlarca insanın cesetlerinin yerlere serildiği trafik kazaları vedahi kaliteli, hastalıksız, kolesterolsüz yumurta ticareti muhabbetlerialmış başını gidiyorken bu yazma sıkıntısı neden olmaktadır.Buna şöyle bir açıklama getirebilirim. Öncelikle yöresel bir dergidememleket meselelerini işlemek çok doğru değil, zira bizim zaten bölgeyehas sorunlarımız var, onları yazmak daha gerekli ancak, yazılınca da sizekızıyorlar. Eleştiriye karşı çıkmak, varsa, kendi fikrini savunmak hemgüzel hem de demokratik yaşam biçimi açısından güzel örnekleroluşturuyor ama kızmak... Çok sağlıklı değil gibime geliyor.Bir de Allah rızası için, yazdığınız herhangi bir konunun bir kerecik olsungeri yansımasını alsanız, yani bir kişi, bir yetkili sizi, derginizi arayarakkonu üzerinde açıklamada bulunsa, doğrunuzu ya da yanlışınızı söylesebu kadar sıkıntı çektiğime gam yemeyeceğim. Lakin bu da olmuyor.Eskiler buna havanda su dövmek derlerdi değil mi ?Buna rağmen, madem ki bu sayfa bize yazılmak üzere teslim edilmiş, ohalde görevimizi yapmalı ve yazmalıyız. Kızan kızacak, söylenecek, böyleyazıyor olmanız çok ilkel sebeplere bağlanacak ama olsun, biz yine deyazmak zorundayız. Çünkü yaşadığımız yeri, Bodrum'u çok seviyoruz.Oraya borcumuz var, ödemeliyiz.

Haydi Bitez'den başlayalım. Geçen günlerden birinde uzun bir zamandırgitmediğim Aktur sitesi civarına yolum düştü ve o güzelim deniz kıyısınınne hale getirildiğini gördüm. Bir eyyam yüzmeye gittiğimiz, akşamlarıoturup keyf ettiğimiz Mor plaj civarının nasıl yapı mezbeleliği halinegetirildiğini hüzünle seyrettim. Çok değerli bir basın mensubumuz dadahil olmak üzere Bodrum'u çılgın! gibi seven kişilerin güzelim sahili nehale getirdiklerini ibretle izledim. Arka taraf tepe ise kottan kazanırsınkuralı ile üç katlı evler doğaya, duru güzelliğe karşı kazandıkları zaferikutlarcasına ayağa dikilmişler, sahiplerine kazandırdıkları paranınhesabını yapıyorlardı, sahiller ise ağlıyordu ama ne gam? Anladığımkadarıyla herkes mutlu. Yine TV'lerde gazetelerde bu ülkeyi ennn çokseven kişiler olarak boy gösterecekler, buzlu viskilerini de kazandıkları bubaşarıyı kutlamak için denize baka baka tüketecekler. Bitez belediyesinegelince, eminim ki yasa ve kurallara uygun davranmışlardır. Yasalar oradaöyle ev yapılabilir diyorsa onlar ne yapabilirler. Kocaman abilerimize karşıkoymanın alemi de yok zaten. Bu gün bazı aptallar! varolan yasalarıAnayasa Mahkemesinde dava açarak daha doğru, daha adaletli yasalarhaline getirmek için biyerlerini yırtıyorlarsa biz de mi aynını yapmalıyız?Ne gerek var? Ayrıca savaş verme, uzun yıllar başta kal. İstanbul ve

Ankara'nın ve diğer kentlerimizin yeni ve değerli üçkatlı ev sahiplerine denizin neredeyse içindekiyuvalarında mutluluklar diliyorum. Bitez belediyesinede hayırlara vesile olur inşallah....

Şimdi izninizle bir başka konuya geçmek istiyorum.Malumunuz, bundan yıllar evvel, bir bardak suya bilekendi kafasına göre fiyat koyan, karşı çıkarsanız 'BurasıBodrum yersen' diyen bakkal amca devri, marketlerinilçeye girmesiyle tarihe karıştı. Şimdilerde o bakkalamcalar bile oralardan alış veriş ediyorlar. Ama bizTürklerin hemen herşeyde bir işin cılkını çıkarmayeteneği vardır. Zannımca market olayında da aynı şeyoldu. Büyük kentlerin çoğunda daha açılmamışmağazalar, marketler Bodrum'da boy gösterdi. Tabii yazmevsiminin o müthiş temposunda hepsine mama varama ya kışın? İşte, kış mevsiminde biz burada sürekliyaşayanlar için sorunlar başladı bile. Burada buaçılanların en yenisi olan KİPA'dan söz etmekistiyorum. KİPA'nın sevgili yöneticileri şimdi kızmadan

okuyun bakalım. Hatta medeni ve akıllı yöneticilerseniz cevap da verin ki,tüketicilerinize ilgili ve saygılı olduğunuzu yine bu sayfalardanduyurayım...Biir; Açıldığınızın ikinci haftasında mağazanıza geldim ve yürüyüşlerdekullanmak üzere bir çift yürüyüş ayakkabısı satın aldım. Tecrübesizyürüyüşçüler gibi, yeni aldığım bu ayakkabıyı hiç denemeden hemenayağıma geçirip yollara düştüm. Bu bir hata idi ama benim acemiliğimdenziyade sizin gibi büyük bir mağazaya olan güvenimden kaynaklanan hataidi. Eve döndüğüm zaman sol ayağımın bir tırnağı artık beni terketmişti.Zira ayakkabı hatalıydı ve içinde bulunan astar katlı olduğu için ve o kattatırnak hizama geldiği için olan olmuştu. Akılsız bir tüketici gibi, sizeşikayetle malı iade etmek yerine onları çöpe attım.İkiii; Aradan bir zaman geçti ve bir cumartesi günü karım, ertesi günevimize gelecek konuklar için mağazanıza gelerek bir buçuk kilogramtavuk kanadı almış. Pazar günü mangalı yakıp tavuk kanatlarını pişirmeküzere çıkardığımız zaman mutfağı feci bir koku kapladı, kanatlarkokuşmuştu. Misafirlerden utanarak hepsini çöpe de değil, evin uzağındabir araziye attım. Mağazanıza gelerek bu durumu anlattığım zaman bana'Efendim neden bozuk malı iade etmediniz'' diye Avrupa'da sorulsa,sorana delirmiş gibi bakılacak bir soru yönelttiniz. Ben kokuşmuş malnakliyatcısı mıyım? Hangi müşteriniz buna mecbur? Ben ya da birbaşkasına kokuşmuş malınızı geri getirteceğinize, bunu satmaktançekinin..Üççç; Bir okurum telefonla bildirdi. Haber kaynağı açıklanmaz ama,istediğiniz an sizi kendisiyle tanıştırabilirim, sizden bir adet büyük bıçakalmış ve PEYNİR keserken, yanlış yazmadım peynir keserken bıcak ikiyebölünmüş. Ne kalite be kardeş. Dööört; Balık reyonunuzun önündeyim. Tanımadığın bir bey eşiylebirlikte balıklara bakıyor. Yanıldı yenildi ve oradaki bir görevliye birbalığın fi-yatını sordu. Cevap; Balığın üstünde fiyatı yazılı görmüyormusun ?..Arkadaşlar kendisine hem de karısının yanında böyle muamele edilen kişitahmin ediyorum altmışlı yaşlarda idi ama yine bir başka tahminimisöyleyeyim; o banko gerisindeki külhanbeyinizi ikiye katlayabilecek birfiziğe sahipti. Araya girdim adamcağızı oradan uzaklaştırdım. Bu beybana gözlerinin bozuk olduğunu, göremediği için yetkili kişiye fiyatsorduğunu anlatınca daha da üzüldüm.Beeeş.... diyeceğim ama hem sayfamı doldurdum, hem de amacım sizlerisürekli karalamak değil. Bir tüketici olarak kendimi korumak ve buralardakocaman mağazalar açarak bizleri kahraman bakkal amcalardankoruduğunuz için sizlere şükran borcumu ödemek istiyorum vepatronlarınıza kazandırdığım paranın karşılığı olarak birazcık da olsasaygı görmek dileğindeyim. Ama bilin ki bu yazı sizde bir tepkidoğurtmaz ve her şey eski hamam eski tas olarak devam ederse, gelecek

DO

ĞR

UYA

DO

ĞR

U

HULUSİÖZÜDURU

BEleştiriye karşı çıkmak,

varsa, kendi fikrini savun-mak hem güzel hem dedemokratik yaşam biçimiaçısından güzel örnekleroluşturuyor ama kızmak...Çok sağlıklı değil gibime

geliyor.

26 BODRUMüt nl e

TOPLUM & YAŞAM

BODRUM’DA LATİNSEVER TURİZMİ...

odrum Latin Dans Kulübü, Oasis Kedi Müzik Kulübü'nde düzenleğiLatin Dans Geceleri’nde bu sefer Türkiye Cumhuriyet KupasıŞampiyonları ile dans severleri buluşturdu. 12 ay turizm planları

yapan Bodrumlu turizmciler “Latinsever” turizmini de porföylerine koyacaklargibi gözüküyor. Bodrum’a kış aylarında da yerli yabancı nasıl turist çekerizdiye planlar yapan turizmciler, latin müziksever potansiyelini de artık dikkatealıp bu yönde çalışma başlatmaları gerekiyor. Özellikle bu kış dikkate değerölçüde artan latin müzik tutkunluğu sadece Bodrum’u değil, Türkiye’yi desarıyor. Bodrum’da latin müzik organizasyonu olmayan bir haftasonu artıkgeçmez oldu. Filika Latino Clup, Kedi Müzik Kulübü, Bodrum ve TurgutreisBelediyeleri’nde açılan kurslara en son olarak BBC Latin Club eklendi.

Bu kulüplerde show yapmak amacıyla Bodrum gelen profesyonel dansçılarberaberlerinde de büyük şehirlerinden izleyicileri ile geliyor. 200’den fazlalatinseverin bir araya geldiği dans gecesinde; Türkiye Cumhuriyet KupasıProfesyonel Salsa 1.’leri Ebru ve Yunus Emre Tıraş çifti ve Amatör Salsa2.’lerinin yaptıkları 3 ayrı muhteşem şov izleyenleri büyüledi. Şovların arasındabir de Bachata workshop düzenleyen şampiyon dansçılar, saat 02.30’akadar, dans severlerle birlikte yorulmadan dans ettiler.

B

ÖNDERLER’DENKAYNAŞMA YEMEĞİ

nderler Yapı Market, personelini veBodrum basınını Diamond ofBodrum Otel’de bir araya getirdi.Bodrum’da 17 Aralık 2005

tarihinde hizmete giren Önderler YapıMarket’in, personelini ve basını buluşturarakdüzenlediği akşam yemeğine marketmüşterileri de katıldı. Açılış öncesinden bugüne kadar olan yorgunluğun atılmasıamaçlanarak düzenlenen yemek,personele moral verdi. Açılış öncesindenbugüne kadar personelin büyük bir özveriylegece gündüz çalıştığını belirten ÖnderlerA.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Arif Önder,“Arkadaşlarımız gerçekten çok yoruldu. Buyorgunluğu böyle bir gece ile üzerimizdenatmak istedik. Ayrıca bu, personel için birkaynaşma ve yakınlaşma yemeği de oldu”şeklinde konuştu.

Ö

MİMARLAR ODASI BODRUMTEMSİLCİLİĞİ’NDEN KAHVALTI…

Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği yeni yönetim kurulu Bodrumlu basınmensuplarıyla bir araya geldi. Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği 4 Şubat’taBodrum Barlar Caddesi’nde yer alan “En Güzel Cafe”de Bodrumlu basın

mensuplarına verdiği kahvaltıda yeni yönetim kurulunu tanıttı. BTO toplantı salonunda 3-4 Aralık 2005 tarihlerinde yapılan 22. Olağan Genel Kurul’da yapılan oylamanınardından Oda, görev dağılımı yapmış ve yönetim kurulunu belirlemişti. 5 Aralık 2005 tar-ihinde kendi içinden Bülent Bardak’ı başkan olarak belirleyen Mimarlar Odası BodrumTemsilciliği’nin düzenlediği kahvaltılı toplantıya, Başkan Bülent Bardak’ın yanı sıra yöne-tim kurulundan Mualla Sar, Mehmet Adil Fırat, Asil Üyelerden Sinan Akyurtlaklı ve OğuzDeveli katıldı.

Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Bardak ise Oda’nınçalışma planı hakkında bilgi verdi. Yarımada’da el birliği ile halledilmesi gerekli bir çokkonunun var olduğunu söyleyen Bardak, konuşmasını şöyle sürdürdü, “1/25.000’lik plançerçevesinde Bodrum’un sorunlarını Belediyeler Birliği ile yetkili kurumlara aktarmayaçalışıyoruz. Büyük ihtimalle Danıştay’dan iptal çıkacak. Geleceğin planlandığı bir altlıkolsun istiyoruz. Bunun dışında odamızın çalışma planları arasında Tuzla Sulak Alanı,Arkeolojik Envanterlerin çıkarılması, Belediyelerin imar planları, AB sürecindemimarlarımızı geleceğe ve yeni prosedürlere hazırlamak gibi maddeler de bulunuyor”.Bodrum’daki yapılaşma konusuna da değinen Bardak, 2005 yılında bin 100 projeyeruhsat verildiğini bir önceki yıl ise bu sayının 800 civarında olduğuna dikkat çekerek,“Buradan yapılaşmanın hızla çoğaldığını görebiliriz. Yarımada’da tespit edebildiğimiz buyıl içersinde 20 bin civarında konut yapılıyor. Yarımada’nın silueti büyük ölçüdebozulmuştur. Bu kadar küçük bir yarımadada bunların olması düşündürücüdür. Rantın bukadar yüksek olduğu bir yerde STK’lara da büyük görev düşmektedir. Kontrolsüz, yasalolmayan her konunun üzerine gidilmeli ve önlemler alınmalıdır” dedi.

M

Y

Y

Y

SEVGİLİLER GÜNÜSEVGİ TEMALI MÜZİKLERLE KUTLANDI...

Sevgililer gününü 2 ayrı konserlekutlayan Bodrumlular, önce saat19:00’da Halikarnassos KültürMerkezi’nde Buket KartalResitalinde, ardından saat21:00’de Oasis Kedi MüzikKulübü’ndeki Sevgi Konseri’ndebuluştu. Piyano ResitalineBodrum Kaymakamı AbdullahKalkan ve Belediye BaşkanıMazlum Ağan eşleriyle birliktekatıldılar. Konser öncesindeMarmara Kolejiöğretmenlerinden Fatoş Ay, ÜmitYaşar Oğuzcan ve Ahmet

Arif ’ten aşk şiirleri okudu. Ay, sevginin en güzel şiir ve müzikle ifadeedilebileceğini ifade etti.Scarletti, Clementi, Chopin, Weber, Brahms ve Erkin’den eserlerseslendiren genç yetenek Buket Kartal, izleyicilerin büyük beğenisinitopladı. Akşam saat 21:00’de Kedi Müzik Kulübü’ndeki konser ise yine aynı şe-kilde Bodrumlu müzik severler tarafından ilgiyle izlendi. 9 EylülÜniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Piyanist - Yrd. Doç.Demet Eytemiz’le birlikte İzmir Devlet Opera ve Balesi SolistlerindenSoprano Selmin Günöz ve Bariton Gökhan Koç’un birlikte verdiklerikonser günün anlamına özel hazırlanmış bir repertuardan oluşuyordu.Bodrum Belediyesi’nin davetlisi olarak Bodrum’a gelen sanatçılarınseslendirdiği parçalar ve bu güne özel olarak hazırlanan sürprizlerledaha da renklenen Sevgi Konseri, sanatseverlere unutulmaz bir geceyaşattı.

SEVGİLİYE ÖZEL ŞİİRLER...Hotel Delfi’de düzenlenen şiirdinletisinde sevgiliye olan özlemmısralarla dile getirildi. Şiirdinletisinde Şair Feriha Beriş veTiyatro sanatçısı Ergin Ocaklı’nınseslendirdiği birbirinden özel aşkşiirleri, günün anlamıyla bütünlükiçersindeydi. Her ayın son Pazargünü Bodrum Belediyesi MeclisSalonu’nda düzenlenen “ŞiirGünleri” toplantısı, 14 Şubat’aözel olarak, mumlarla, gülyapraklarıyla ve kalp şeklindekibalonlarla süslenen yapıldı.

COŞKULU KUTLAMA Turgutreis’te de 14 ŞubatSevgililer Günü coşkuylakutlandı. Turgutreis GönüllüleriDerneği’nin Kotran Otel’dedüzenlediği “Sevgililer GünüYemeği” ne yaklaşık 250 kişikatıldı. Turgutreis BelediyeBaşkanı Ali Server Yazgan ve eşiBelgin Yazgan’ın da yer aldığıgeceye çok sayıda Turgutreis’teyaşayan seçkin davetli katıldı.Davetliler, gecenin ilerleyensaatlerinde şarkılar eşliğinde bolbol dans edip eğlendiler.Ardından özel çekilişler yapıldı

ve çok sayıda sürpriz hediyeler dağıtıldı. Sevgililer Günü’nü hepberaber karşıladıklarını belirten Turgutreis Gönüllüleri Derneği BaşkanıBelgin Yazgan “ Tüm Turgutreisliler olarak 14 Şubat Sevgililer Günü’ndeeşlerimizle beraber olmak istedik, Sevgililer Günü’nü coşkuyla kutladık.Önümüzdeki yıllarda da yine hep beraber olmak dileğiyle” dedi.

Sanat Dünyasından iki küçük öykü

ilemiyorum böyle bir alışkanlık içinsizler ne düşünürsünüz? Ben okurken,yazarken, gezerken, dolaşırken neredene bulsam not eder, ya da o gazete,dergi kesiğini hemen dosyalar ve elimin

altına alırım. Belki bir gün gereksinim duyarımdiye... Bu metinlerden çok beğendiklerimi kimizaman yazılarımda, radyo konuşmalarımda vekonferanslarımda kullanırım. Yani okuyucularımve dinleyicilerimle paylaşırım. Bu da benim içinbir ayrı mutluluk kaynağıdır. Bu metinlerin kimi,dünyaca tanınmış ünlü kişilerin sözleridir, kimiyüzyıllar önce yaşayıp göçmüş bilge kişilere aittir,kimileri de, günümüzün düşünmesini bilen vedüşüncelerini kaleme almakta usta kişilerinyazmış olduğu metinlerdir. Bu metinlerintümünün ortak yanı ve belirgin özellikleri,yaşamın içinden süzülüp gelmiş olmalarıyla bir-likte, hiç kimseyi rencide etmeyen öğreticiyanlarıdır. Çok büyük bir çoğunluğu da sevgiüstüne kurulmuş metinlerdir. Kimi acı, kimi tatlıda olsa, sevgi sevgidir. Uzun sözün kısası dersalınacak metinlerdir bunlar. Bunlar resim sanatıdünyasından iki örnek. Her ikisi de çok ama çokuzun yıllar önce yaşanmış gerçek ve nefis bireröykü.

Leonardo da Vinci "Son Akşam Yemeği" adını verdiği tabloyuyapmaya hazırlanırken büyük bir güçlükle karşılaşır. "İyi"yiHazreti İsa'nın yüzünde, "Kötü"yü de İsa'nın arkadaşı olan ve sonakşam yemeğinde ona ihanet etmeye hazır bulunan Yahuda'nınbedeninde şekillendirecektir. Resim çalışmasını yarım bırakarak"İyi" ve "Kötü"ye model olarak kullanabileceği birilerini aramayabaşlar. Bir gün bir konser sırasında korodakilerden birinin İsatasvirine çok uygun olduğunu görür. Onu poz vermek içinatölyesine davet eder. O delikanlının karşısında sayısız taslak veeskiz çizer. Ve, onlardan birini tablosunda İsa olarak kullanır.

"Son Akşam Yemeği" tablosu üzerindeki çalışması sürmektedirLeonardo'nun ve aradan üç yıl geçmiştir. Ne yazık ki, sanatçı hala"Kötü"yü çalışacak modeli bulabilmiş değildir. Leonardo'nunçalıştığı kilisenin kardinali resmin biran evvel bitmesi içinsanatçıyı tazyik etmektedir. Aramalarını sürdüren Leonardo, biryangın yerinde yıkık bir duvarın dibinde paçavralar içindeyaşayan, yoksul ve zavallı, üstelik vaktinden önce yaşlanmış gençbir adam bulur. Adam ayakta duramayacak kadar da sarhoştur.Leonardo adamlarına, zor da olsa bu adamı kiliseye taşımalarıiçin emir verir. Sanatçının artık taslak çizecek eskiz hazırlayacakzamanı kalmamıştır. Kiliseye getirilmiş bulunan zavallı adambaşına gelenlerin farkında bile değildir. Sanatçının yardımcılarıadamı bir sandalye üzerine oturturlar. Leonardo çalışmaya başlar.Adamın yüzünde görülen inançsızlığı, bencilliği ve günahı resmeişlemektedir. Aradığı "Kötü"yü bulmuş olan sanatçı büyük birmutluluk içinde çalışmakta ve Yahuda'nın bedeninde ve yüzündekötülüğü resmetmektedir. Leonardo resmini tamamladığı sırada,aradan geçen zaman içinde tamamen ayılmış olan zavallı adamgözlerini açar ve karşısındaki o muhteşem duvar resmini görür.

Büyük bir şaşkınlık içinde hüzün dolu bir sesleşöyle der: "Ben bu resmi daha önce gördüm!...""Ne zaman?" diye sorar Leonardo da Vinci. O daşaşırmıştır. Adam cevap verir. "Sanırım birkaç yılkadar önce. Daha elimdekini avucumdakinikaybetmemiştim o sıralar. Bir koroda şarkısöylüyordum. Gençtim, yakışıklıydım, geleceğedair büyük hayallerim vardı, umut doluydum. Birressam beni, İsa'nın yüzü için modellik yapmaküzere davet etmişti. İşte o zaman gördüm buresmi!..."

Resim sanatı ile uzaktan yakından ilgisi olanlarAlbrecht Durer'i kolayca anımsayacaklardır. Hattaonun tüm dünyada "Praying Hands / Dua EdenEller" adıyla bilinen o güzel resmini dehatırlayacaklardır. Albrecht Durer, 18 çocuklu birmadenci ailesinin resimle ilgilenen ikiçocuğundan biridir. İki kardeşin de resme karşıolağanüstü bir ilgileri ve ayrıca da büyükyetenekleri vardır. Her ikisi de sanat okulunagiderek ilerde büyük bir ressam olma hayaliiçinde yaşamaktadırlar. Buna karşın bu yoksulmadenci ailesi, iki çocuğunu birden okutacakgüce sahip değildir. Esasen yoksulluk sınırında

yaşamakta ve karınlarını zor doyurabilmektedirler. Bu durumkarşısında iki kardeş aralarında kura çekerek, kazananın sanatokuluna gitmesine, geride kalanın madende daha çok çalışarakkardeşinin okul masraflarına katkıda bulunmasına karar verirler.Albert ve Albrecht kardeşler ayrıca, okula ilk gidenin dönüştekendisinin madende çalışarak kardeşini sanat okulunagöndermesinde de anlaşmışlardır.

Kurayı kazanan Albrecht okula gider. Ve bütün öğretimgörevlilerini kendisine hayran bırakarak büyük başarılar eldeeder ve okulu da birincilikle bitirir. O artık tüm çevre okullardaadı saygıyla anılan bir kişi ve ünlü bir ressamdır. Ünü bu gençyaşında ülkesinin sınırlarını aşmış ve adı resim sanatının ustalarıarasında anılmaya başlamıştır. Evine büyük bir gururla döner.Ailesi o akşam onun onuruna büyük bir davet hazırlamıştır. Ailefertlerinin onu öven konuşmalarından sonra Albrecht söz alır vekendisine bu büyük başarıyı kazanması için yardım edenkardeşine Albert'a teşekkür eder. Şimdi artık sıranın kardeşindeolduğunu ve o sanat okuluna gidince kendisinin madendeçalışarak ona yardım etmekten büyük bir gurur ve onurduyacağını da sözlerine ekler.

Albrecht'in alkışlarla karşılanan bu sözlerinden sonra Albert sözalır ve der ki: "Sevgili kardeşim! Sana çok teşekkür ederim. Ne varki, bu yıllar içinde madende çalışırken bütün parmaklarımdefalarca kırıldı. Bundan böyle, değil kalem ve fırça tutmak, birazönce senin şerefine kadeh kaldırırken parmaklarımın şarapmaşrapasını bile tutacak gücü yoktu." Kardeşinin sözleri ve acıgerçek Albrecht Durer'i perişan eder. Ve, Durer kendisinidünyanın en ünlü ressamları arasına sokan o ellerin, kardeşinino ellerinin resmini yapar. Bu resmin gerçek adı "Hands / Eller"diraslında. Ama bütün dünya o resmi "Dua Eden Eller" olarak bilir. Ve

BÜLENT AKKURT

B

BİR

ZA

MA

NLA

R

Kimi acı, kimi tatlı daolsa, sevgi sevgidir.

Uzun sözün kısasıders alınacak

metinlerdir bunlar.Bunlar resim sanatı

dünyasından ikiörnek. Her ikisi deçok ama çok uzun

yıllar önce yaşanmışgerçek ve nefis birer

öykü.

28 BODRUMüt nl e

29BODRUMüt nl e

b e R b E s t a Y fa e-mail: [email protected]: 0.252 317 10 92

Bodrum turizminin sivil toplumörgütlerinin değerli yönetici ve üyeleri

Siz Bodrum Bülten Okurlarının BodrumYarımadası ile ilgili görüş, düşünce ve

önerilerinin yer aldığı bu sayfayaduyurulmasını istediğiniz her konuyu

yazıp, çizip, görüntüleyebilirsiniz.Sorunlarınızı çözemesek bile sesinizinduyurulmasına katkıda bulunuruz...

ültür ve Turizm Bakanlığı’nınBodrum Yarımadası’nın “Kültürve Turizm Koruma ve GelişimBölgesi” ilan edilmesi ile ilgili

proje her zaman olduğu gibi aynızihniyeti yine karşı koymaya yönelik gi-rişimleri Bodrum turizmi adına endişeverecek boyutlara ulaşmıştır.

Ne zaman Bodrum turizmini bugüniçinde bulunduğu olumsuz durumdankurtararak, acentasını, otelcisini,esnafını, rehberini, ulaşımcısını,canlandıracak dahası çağ atlatacak planve projeler gündeme gelse, beyinleri hertürlü turizm yatırımlarına karşı koymaküzere planlanmış, bu zihniyet ortayaçıkmakta ve eylem üzerebirleşmektedirler.

Son örnek 14.12.2005 tarihinde BodrumBelediyesi salonlarında yaptıkları.Toplantıya katılıp, bu projeye karşıortak eylem planı alan, dahası Kültür veTurizm Bakanlığı’nı, ayni partiyemensup ilçe başkanlarını da arkalarınaalarak, tehdit edecek kadar cüretkarlıksergileyen bu kişiler kimlerdir? Bu gücünereden ve kimden almaktadırlar.Bodrum’da sadece bu bir avuç kendisiniçevre bekçisi sanan kişiler mi yaşamaktave iş üretmektedirler? Eylem planlarıyapan bu kişiler neye karşı eylemyaptıklarının gerçekten farkındamıdırlar? Eylem yapma kararı aldıklarıprojenin ne demek olduğunu bilerek mibu davranışları sergilemektedirler?

Bu beyinleri fosil, örümcek ağları iledolu zihniyetin karşı oldukları proje,Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın,Bodrum’u “Kültür ve Turizm Koruma veGelişim Bölgesi” ilan etme projesidir: Buprojenin bir diğer ismi Türkiye’yiturizmde çağ atlatma eylemininbaşlatıldığı, “Güney Antalya Projesi”nin,bu kez Bodrum Yarımadası’na monteedilmesi işidir...*Keşmekeşlikten kurtuluş için plan ve

proje demektir.*Alt yapı demektir.*Gerçek bir turizm hareketi veseferberliğinin başlangıcı demektir.*İstihdam demektir.*Alternatif turizm çeşitliliği demektir.*Nitelikli turizm yatağı ve paralı turistdemektir.*Daha çok uçak sortisi demektir.*Dahası para... para... para...

Neye karşı eylem yapmaya kalkılıyor?... Birçok bölgenin el avuç açıp beklediği“Gelecek” altın tepsi içersinde sunuluyor. Hiçbirşeyi araştırma alışkanlığı olmayan, kendi-lerini çevreci olarak ilan etmiş ve saltkendilerinin çevreye karşı duyarlı olduklarınıdüşünen, aksi düşünenleri ise çevre düşmanıilan eden bir takım kişi ve kuruluşlar, konuturizm ve turizm yatırımı olduğunda“Bodrum’un geleceğini” dinamitlemeyeuğraşıyorlar.

Garip olan şu ki, yıllardır Bodrum ikincikonut cehennemine çevrilirken, 2 katpirensibi çerçevesinde yarımadanın en güzelyerleri, yeşilden beyaz boyaya dönerken, buzihniyet neredeydiler. Bodrum’da 250 binyeşili yok etmiş 2. konuttan söz ediliyor.Bunlar yapılırken neredeydiler. Yoksa kendioturdukları ve sahip oldukları 2. ve diğerkonutları bu kategoriye girdikleri için mi, hiçbu konuyu gündeme getirmiyor ve eylemyapmıyorlar.

Yabancılara konut satışı serbest bırakılmasıile birlikte son bir yılda, Bodrum’da kaç adetyatak yapıldığını, ruhsat almış ve halenalmak üzere binlerce konut imalatındasırada olduğunu bilmiyorlar mı?

Konu dünyanın en önemli turizm merkez-lerinden birisi olmaya aday BodrumYarımadası’nda turizm yatırımları olacağızaman mı bu düşmanlıkları nüksediyor.

Gariptir, siyasal anlamda turizme karşıoldukları düşünülen AKP hükümeti ve ohükümetin Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu

güne kadar Türkiye ekonomisinin loko-motifi olmaya aday turizm sektörü adına2. turizm devrimini yapacak bir hareketebir start veriyorlar, diğer taraftakendilerini entellektüel ve çağdaş ilanetmiş bir topluluk yanlarına AKP’li ilçebaşkanını da alarak, bu harekete karşıkoymaya çalışıyorlar: Çelişkiye dikkat-lerinizi çeki-yorum!!!!

Bu zihniyet bir defasında BayındırlıkBakanlığı’nca hazırlanan BodrumYarımadası Çevre Düzeni Planı, yine aynıyaygara ile geri çektirmiş ve 2 yıl boyuncadondurulmasını sağlamışlardı. Dahasonra Bodrum turizmi için devrimniteliğinde olan yeni plan tekraronaylanarak gönderilmiş, bu kez yineaynı zihniyet birleşerek mahkeme kanalıile yürütmeyi durdurma kararı aldırarak,Bodrum’un bugünkü plansız ve keşmekeşdurumuna dönüşümünü sağlamışlardır...

Eylemdaşlara bir göz atın lütfen...İçinde Komünist Parti temsilcisi var!!!AKP’nin kendisini iktidarın en yetkilikişisi ilan eden (Yarımada Gazetesi15.12.2005) İlçe Başkanı var!!!Yeşiller Partisi yetkilisi varDeniz Ticaret Odası!!! varDenizciler Derneği!!! varMimarlar Odası!!! varAvukat!!! varVe diğer çevre dernekleri var...

Yorumu kamuoyunun ve turizmigerçekten kendilerine meslek edinmiş veinanmış kişi, kurum ve kuruluşlarınvicdanlarına havale ediyoruz...

Turizm kuruluşlarının değerli yöneticile-rine ve üyelerine de sesleniyoruz,hayatlarını salt muhalefet yapmayaendeks-lemiş adlarını bu tür yatırımlarave gelişime karşı eylemlerle gündemegetirme ve prim kazanma olan bu kişileredur diyecek ve seslerini kesecek,turizmciler dayanişmasının ve karşıeylem oluşumunun bir an önce kurulmasıiçin Ocak ayının ikinci yarısında birtoplantı düzenlenmesi adına görüş veönerilerinizi bildirmenizi önemle ricaediyoruz...Saygılarımızla

BOYD Yönetim Kurulu Adına

Basın mensuplarını, Mavi Yol Girişimi Eylem Kömitesi’nin haberlerinimanşetten verdikleri için eleştiren BOYD Başkanı Karcılıoğlu’nun,Ocak ayı başında hazırlayıp, turizmcilere ve çevreci gruplara

gönderdiği metni, tarafsızlık ve kişilerin haber alma özgürlüğüneduyduğumuz saygı gerekçesi ile hiç değiştirmeden yayınlıyoruz:

K

BODRUMLU RESSAM 25 yıldır Bodrum İskeleMeydanı’nda portre karikatürçizen BodrumART üyesiressam Mustafa Bora, ödül-lerine bir yenisini dahaekledi. Beşiktaş Belediyesi veKarikatürcüler Derneği'ninortaklaşa düzenlediği"Belediyeler" konulu 11.Nehar Tüblek KarikatürYarışması’nda 175 karikatürarasında yapılandeğerlendirme sonucu ressam Mustafa Bora Dünya Yayıncılık ÖzelÖdülü'ne layık görüldü. İsmail Ünal, Kemal Çiloğlu, Ercan Akyol, KadirDoğruer, Musa Kart, Salih Memecan ve Tonguç Yaşar'dan oluşanjürinin 14.02 2006 tarihinde yaptığı değerlendirmede: 1. AhmetÖztürklevent, 2. Sami Caner, 3. Musa Gümüş oldu. Yarışmanın ödültöreni 6 Mart 2006'da yapılacak.

Mustafa Bora, Dokuz Eylül Ünv. Buca Eğitim Fakültesi ResimBölümünü bitirdi. Kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra, istifa ederekayrıldı. Bir çok dergi ve gazetede (1979-1984 arası) karikatür çizdi. Suluboya çalışmayı tercih eden sanatçı bir çok karma sergiye katıldı..

Kişisel Sergileri: 1999- A Stüdyo Sanat Galerisi-Ankara 2003- Kaymakamlık (Milpa)Sanat Galerisi- Bodrum 2005- Buca Kültür SanatMerkezi- İzmir

KazandığıÖdüller: 1979- Ankara BelediyesiBaşkent ödülü 1979- İnşaat MühendisleriOdası Karikatür yarışması-Ödül 1981- Buca Eğitim Fak.Resim yarışması- Mansiyon 1982- İtalya, Vercellikarikatür yarışması- Başarıödülü 1986- Ankara Tabip OdasıKarikatür yarışması- Ödül 1991- Çankaya BelediyesiKarikatür yarışması-Mansiyon 2001- Devlet Karikatüryarışması- Ödül 2005- Cemal Nadir Karikatüryarışması- Özel ödül

Nehar Tüblek KarikatürYarışması’nda yandaki

çalışmalarıyla 

1. Ahmet Öztürklevent,2. Sami Caner,

3. Musa Gümüş oldu.

31BODRUMüt nl e

Diş HekimiR. VECDET ATAY Koray Yılmaz İş Merkezi D Blok D-26 Yalıkavak Bodrum

Tel: 0.252. 385 20 90 - Gsm: 0.532. 277 72 13e-mail: [email protected] - www.vecdetatay.com

Diş Hekimi

Dr. Dt.TUNÇ AKMANORTODONTİST

Atatürk Cad. No:48/C

BODRUM

Tel: 0.252. 316 86 56

SELMA AĞDEVEDiŞ HEKiMi

DENTISTTel: 0.252 382 25 81

Bahçelievler Cad. Belediye Sk. 26 Kat:1TURGUTREİS / BODRUM

ÖNCE SAĞLIK

MUSTAFA BORA’YANEHAR TÜBLEK ÖDÜLÜ

lNEHAR TÜBLEK

Nehar Tüblek 1924 yılında Yugoslavya'nınManastır kentinde doğdu. 1925 yılındaailece İstanbul'a göç ettiler. Ortaöğrenimini Kabataş Erkek Lisesi'ndetamamladıktan sonra I.Ü. HukukFakültesine devam etti. Karikatüre 1943yılında lise sıralarında Gündüz imzasıylabaşladı. (Gündüz, Osmanlıca Neharanlamına gelmektedir.) İlk karikatürü,Cemal Nadir'in (Güler) AmcabeyDergisi'nde yayımlandı. Sonraları Hafta,Yavrutürk, Yeni Mecmua, Akbaba, Karikatür, Şaka, Dolmuş, Tef,Maşaallah, 41 Buçuk, Çarşaf dergileri ile Son Posta, Dünya, Aksam,Yeni Gazete, Hürriyet, Günaydın gazetelerini çizdi. Yurt içinde veyurtdışında katıldığı yarışmalarda bir çok ödül kazandı.

Yurt içinde 1959, 1965, 1966, 1967, 1968, 1971, 1972, 1973Gazetecilik Basari Armağanı.1980, 1981, 1983, 1985, 1986, 1988 Karikatür dalında YılınGazetecisi.1969 ve 1975 yıllarında Nasreddin Hoca Şenliği Diploması.Karikatürcüler Derneği üyesi olan Nehar Tüblek, 6 Mart 1995 yılındaİstanbul'da öldü.

Nehar Tüblek’in karikatürlerinden örnekler Çizgili Dünya sayfasında(Sayfa 41)

İÇİMİZDEN BİRİsöyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

Umurunda değil dünya;

Bodrum’un CiLALI iBO’suBarakadan bir ev yapmış kendine, hemde hiç kimsenin yapamayacağı bir yere,Bodrum'un en güzel manzaralı yerine;İskele Meydanı ile Bodrum Kalesi arasındakalan İskele Camii'nin hemen yanındakialanda yapmış villasını, derme çatmaama olsun, iş yerine de yakın. Villa diyoruzama bakmayın sadece 10 m2. Cilalı İbovillasının duvarlarını hatıraları ile süslemiş.Duvarlarında boşyer yok. Turistlerle çekil-miş fotoğraflar, karikatüristlerin kendisi içinyaptığı çizimler, gençlik yıllarından kalmaresimlerle doldurmuş duvarlarını. Hepsinin bir hikayesi var. Başlıyoranlatmaya;1939 yılında Bingöl'ün Kihı ilçesindedoğmuş Cilalı İbo, Adana'ya yerleşmiş,burada bir yazıhane açmış, uzun yıllardekorasyon ve tabela işi yapmış. 35 seneönce eşinden ayrılmış ve hovarda birhayatında içinde bulmuş kendisini. Tiyatro ile

Asıl adı Mustafa Barutçuyada nam-ı diğer KoreliMustafa Çavuş ve bizBodrumluların bildiği,tanıdığı ismiyle Cilalı İbo;İskele Meydanı'nınayakkabı boyacısı. YıllardırBodrum'a gelen yerliyabancı turistlerinayakkabılarını boyuyor.Samimi tavırları vesıcakkanlılığı nedeni ile tu-ristlerin fotoğrafçektirmeden geçmediğiboya-cımız. Bodrum'a nezaman geldiğini kendisi dehatırlamıyor. Belki deDünya umurunda değil.

uğraşmış, şiirler yazmış. Adana Halk EviTiyatrosu'nda çalışmış bir süre, sonrafilmlerde oynamış, figüranlık yapmış.

Dönemin meşhur artistlerinden NerimanKöksal, Dalyan Topatan, Ahmet TarıkTekçe ile aynı filmlerde rol almış. "RahmetliAhmet Tarık Tekçe ile 40 Haramilerdeoynadım. Ne günlerdi ah o günler" diyorCilalı İbo. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimizsinema sanatçısı gerçekCilalı İbo yani FeridunKarakaya ile olanbenzerliğini de dilegetirmeden yapamıyorbizim Cilalı İbo'muz."Neden Cilalı İbo" diyesorduğumuz da ise,"Kendisine çokbenzediğim için bana dabu ismi verdiler, RahmetliFeridun Karakaya'nın daeşi beni Cilalı İbo'ya çokbenzetirdi" diye cevaplı-yor. Aslına bakarsanız,Film karakteri Cilalıİbo'nun gerçek hayattakihali olmuş Koreli MustafaÇavuş. Cilalı İbo tiplemesiile öylesine bütünleşmişki, sanki o rolü oynuyor gerçek hayatta.

35 senedir gurbette olduğunu söylüyor vebir cigara yakıyor Cilalı İbo, sankiefkarlanıyor ama belli de etmiyor."İstediğim yerdeyim ve hürüm" diyor.Liseden ayrıldığını, Kore Savaş'ına gittiğinive sonra da Askeri İstihbaratta çalıştığınıanlatıyor. "Devlet bana baktı. Yeşil kartverdi. Günde 10 ya da 20 YTL.kazanıyorum, geçinip gidiyoruz, o dazaten rakıya gidiyor" diyor ve gülüyor kendikendine. "İnsanları sevi-yorum, devletimiseviyorum, insanlara sevgim sonsuz" diyor.Konu insanlar oldu mu, laf bayanlara

yöneliyor, duygusal olduğunu söylüyorCilalı İbo ve başlıyor, sevdiği kadın için 4ayda yazdım dediği şiiri okumaya;

Bodrum sokaklarında sabahlara kadar

içtim ağladım

Bir vefasız sevgiliye gönlümü bağladım

Gece gündüz içtim ağladım

Aşkımdan bülbül gibi sararıp soldum

Gece gündüz ağladım aşkınla sarhoş

oldum

Kıskanırım sevgilim seni

ben dalgalardan

Aradım ayak izlerini

kumsalda sevgilim

Sordum geçtiğin

kaldırımlardan,

görmediler sevgilim seni.

Cilalı İbo, şiirini okuyorama tedirgin, "Amankimse çalmasın şiirimizi.Akıl yaşta değil, baştadır.4 ayda yazdım bu şiiri,kimse çalmasın lütfen"diyor.

Bodrum Belediye BaşkanıMazlum Ağan'a da birmesaj yollamak istiyor

Cilalı İbo, "Bir tek Cilalı İbo'nuz var, kıymetinibilin" diyor. Bir isteği olup olmadığınısorduğumuz da ise, "Yok bir isteğim" diyecevaplandırıyor.

Cilalı İbo'nun villasından ayrılıp İskeleMeydanı'na iniyoruz. O, fiyakalı, resimlerlesüslü boyacı sandığının başına dönüyorve vedalaşıyoruz. Sağa sola laf atarak,gelene geçene selam vererek oturuyorsandığının başına. İçimizden biri Cilalı İbo,girişiyor tekrar bıraktığı yerden yaşammücadelesine. Kendince bir hayatkurmuş Bodrum'un ortasında; gerçektenmutlu mu, yoksa mutluluk oyunu mu

Dönemin meşhurartistlerinden Neriman

Köksal, DalyanTopatan, Ahmet TarıkTekçe ile aynı filmde

rol almış.

“Neden Cilalı İbo”dediğimizde,

“Benzediğim için,Rahmetli Ferudun

Karakaya’nın eşi debeni Cilalı İbo’ya çok

benzetirdi” diyor.

Geçmişin cilalısı

33BODRUMüt nl e

“GENÇLİK GÖZÜYLE HALİKARNAS BALIKÇISI’NA BAKIŞ”

6.GENÇLER ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMA"GENÇLİK GÖZÜYLE HALİKARNAS

BALIKÇISI'NA BAKIŞ" RESİMYARIŞMASI SONUÇLANDI…

Bodrum Bülten’inBodrum gençliğininsanat veedebiyata yönelikçalışmalarınıdesteklemekve onlarıyüreklendirmekamacı iledüzenlediği“GENÇLİK GÖZÜYLEHALİKARNASBALIKÇISI’NABAKIŞ” konuluödüllüyarışmanın 6.sı

BİRİNCİ MERT SUNGUR.Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu. Trabzon / Arsin.

İKİNCİ FATMA DURSUN.Merkez Turgutreis İlköğretim Okulu Bodrum

ÜÇÜNCÜ (Rumuz ÇİÇEK)Merkez Turgutreis İlköğretim Okulu Bodrum

BODRUMüt nl e 35

HALİKARNAS BALIKÇISI’NIYAŞATMA PROJESİBalıkçı sadece ölüm yıldönümlerinde mezarıbaşında anılmakta, Bodrum’a kazandırmışolduğu ağaçlar 5 yıldır OASİS tarafındansembolik olarak dikilmekte... 2 defa da adınafestival düzenlendi, Bodrum Ajans katkıları ileBalıkçı Kitapçığı yayınlandı. Projelerinizlekatılın Balıkçıyı birlikte yaşatalım. Son katılmatarihi 10 Mart 2006. Sonuçlar BodrumBülten’in Nisan sayısında yayınlanacak.Birinci gelen projenin hayata geçirilmesi içingerekli girişimlerde bulunulacaktır.

YARIŞMA KOŞULLARIa- Yarışmanın konusu “GENÇLİK GÖZÜYLEHALİKARNAS BALIKÇISI’NA BAKIŞ”tır.b- Yarışmaya Bodrum Yarımadası’ndaki tümgençler birden fazla yapıtla katılabilir.c- Yarışmacılar yapıtta kendilerininbelirleyeceği bir rumuz kullanacaklardır.(Çiçek, Güneş, Bulut) gibi. İsim ve okullarını,dışardan katılıyorsa adres ve telefonlarını birkağıda yazarak, kapalı bir zarf içine koyacakve aynı zarfın üzerine seçtiği rumuzu ile yaşınıyazacaktır.d- Yarışma sonucunda dereceye girenlerinödülleri, Halikarnas Balıkçısı Cevat ŞakirKabaağaçlı’nın 105. doğum günü olan 17Nisan 2006’da düzenlenecek bir törenle topluolarak verilecektir.

Bodrum Bülten'in bu yıl 6.'sınıdüzenlediği "Gençlik GözüyleHalikarnas Balıkçısı'na Bakış" konuluödüllü yarışmanın Kompozisyon veResim ayağı sonuçlandı.

Resim dalında 3 eser ödüle layıkgörüldü. Buna göre oluşturduğumuzseçici kurul, Trabzon’un Arsin ilçesiMehmet Akif Ersoy İlköğretim Okuluöğrenci MERT SUNGUR’un eserinibirinciliğe layık buldu.

İkinciliği ise Merkez Turgutreisİlköğretim Okulu öğrencisi FATMADURSUN aldı.

Üçüncülük ödülü ise yine MEKEZTurgutreis İlköğretim Okulu'ndan“ÇİÇEK” rumuzu ile katılanöğrencimizin oldu.

“Eğer ben orada iken siz dedoğmuş olsaydınız, yurdun buköşesini cennete çevirirdik” 

Halikarnas Balıkçısı

Cevat Şakir Kabaağaçlı

Uzun vadede alternatif bir sanat ekolü olmayı hedefleyen ve kendini UçanÜniversite olarak tanımlayan, bir grup sanatçının Bodrum'da aylardırsürdürdükleri çalışmalar yakında izleyicileriyle buluşuyor. Sanatta kolektifyaratım alanları oluşturmayı hedefleyen Uçan Üniversite www.ucanuniver-site.org sitesiyle alternatif sanatsal tavrını yaygınlaştırmayı hedefliyor. Resim,fotoğraf, performans sanatı, seramik, dijital sanatlar, web art, mail art, videosanatı, müzik, yolculuk sanatı, astroloji, kavramsal sanat, felsefe, şiir gibiçalışma alanları olan Uçan Üniversite, sanatta üretim süreçlerini öneçıkaracak atölyeler de kuracak.

Uçan Üniversite, olayların içinde olup tamamen dışından bakabilen vegördüklerini eleştirel bir tavırla üretimleriyle anlatmayı amaçlayansanatçıların birlikteliği. Küratöre ihtiyaç duymayan hareket… 23 haftadır herhafta sanatçı atölyelerinde buluşarak çalışmalarını sürdüren ve bellikonularda açık oturumlar yapan Uçan Üniversite ekibi, üniversitelerindevletçi ve merkeziyetçi yapısına karşın, gerçekten özerk olabilmek için,uçma fiilini kendine isim olarak seçti.

21 Mart-15 Nisan 2006 arası Bodrum Marmara Koleji Halikarnasos KültürMerkezi'nin 1000 m2'lik yeni mekanında Sergi Dükkanı adlı disiplinlerarasıçağdaş sanat etkinliği gerçekleştirecek olan Uçan Üniversite ekibi AlpÇağpar, Dilek Birdinç Kutzli, Erkan Şimşek, Füruzan Erkuş, Göknur Arat, İnciİyibaş, Nadi Güler, Saner Gülsöken, Somnur, Sevinç Demirelli, Thomas Kutzlive İnci Yörükoğlu'ndan oluşuyor. Kendi ekibi dışında bir çok sanatçıyı daSergi Dükkanı adlıetkinliğe davet edenUçan Üniversite,Ortakent'te MarmaraKoleji'nde 21 Mart-15Nisan arası her gün14:00-20:00 arasısanatse-verleri bekliy-or.

Bilgi için; [email protected]

BODRUM’DA

36 BODRUMüt nl e

GÜNCEL

Kültür ve Turizm Bakanlığı,Türkiye’nin ulusalmüzelerini ilan etti.Bakanlığın belirlediği41 ulusal müze arasındaBodrum Su Altı ArkeolojiMüzesi de var.

Ulusal müzeler,bulundurdukları esersayısı, eserlerin değeri veziyaretçi sayısı gibi kriterlergöz önündebulundurularak seçildi.

Bakanlığın ulusal müzeilan ettiği yerler arasında;Muğla’dan Bodrum Su AltıArkeoloji Müzesi,Ankara’dan AnadoluMedeniyetleri Müzesi,Kurtuluş Savaşı veCumhuriyet Müzesi,Etnografya Müzesi,İstanbul’dan AyasofyaMüzesi, Topkapı Müzesi,Yıldız Sarayı Müzesi,Arkeoloji Müzesi,Konya’dan MevlanaMüzesi bulunuyor.

Ayrıca Aydın, Antalya,Gaziantep, Çorum,Denizli, Çanakkale,Erzurum, Diyarbakır, Vanillerinde bulunan müzelerde ‘ulusal müze’ olarakseçildi.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi“ULUSAL MÜZE” ilan edildi

- Varlıkları ve Müzeler Genel MüdürüOrhan Düzgün, ulusal müze belirlemekriterlerini açıkladı. Düzgün, müzelerdebulunan eser sayısı, eserlerin kıymeti,ziyaretçi sayısı gibi ölçülere göre ulusalmüzeleri seçtiklerini söyledi.

2004 yılında çıkarılan bir yasa ile bazımüzelere “ulusal” kavramı getirilmiş,bunları bir “başkan”, bir “müdür”, bir“işletme müdürünün” birlikteyönetecekleri ilkesi kabul edilmişti.Uygulamaya da ilk olarak 1.5 yılgecikmeyle Topkapı Sarayındabaşlanmıştı.Tasarı, 180 kadar müze ve birimden

Avrupa’daki müzecilik sistemi Türkiye’yeuyarlandı. Avrupa ülkelerinde, ülkeninulusal müzeleri, ayrıca yerel yönetimlertarafından işletilen normal müzeleribulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı dasöz konusu sistemi Türkiye’de uygula-maya koyuyor. Belirlenen ulusalmüzelerin her türlü denetimi veyönetimi bakanlıkta kalacak. Müzelerinfinansı, onarım ve bakım ihtiyaçları dabakanlık tarafından karşılanacak.‘Ulusal’ sıfatını taşımayan müzeler dedenetimi bakanlıkta kalmak şartı ileiçinde arkeolojik eser bulunanlar valilik-lere, etnografik eser bulunanlar dabelediyelere devredilecek. Kültür

ÖREN YERLERİNDE,KOMBİNE BİLET…

Muğla ve yöresindeki Müze ve örenyerlerini ziyaret edecek tümziyaretçiler için, 2006 yılındanitibaren “Kombine Bilet Uygulaması”için, Muğla Valiliğince, Kültür veTurizm Bakanlığına teklif yapıldı.

Yöredeki, düzenlenmiş ve giriş biletiuygulaması yapılan ören yerlerininsayısının da, 19 dan 22 ye çıktığıbelirtildi. Muğla Valiliğinden verilenbilgiye göre, 195 ören yeri, 5 Müzesive 1 Sanat Müzesiyle, bölgenin açıkhava müzesi konumundaki Muğla veyöresinde, bu gibi yerleri ziyaretedenler için kolaylık sağlanması veuygulamada görülen bazıaksaklıkların giderilmesi amacıyla,bu yıldan itibaren “Kombine BiletUygulaması”na gidilmesi için, MuğlaValiliğince, Kültür ve TurizmBakanlığı’na teklif yapıldı.

Yetkililer, yeni uygulama ile yöredekiMüze ve ören yerlerini daha çokkişinin ziyaret etmesi ve yöredekikültür turizminde canlanmasağlanmasının amaçlandığınıbildirdiler.

Ayrıca, bu uygulamayla, Muğla veyöresindeki Müze ve ören yerleriniziyaret edenler için, bu gibi yerleringişelerinde ayrı ayrı bilet kesilmesiyerine, kombine bilet uygulamasıylaalınan kombine biletin, tüm yılboyunca yöredeki Müze ve örenyerlerine giriş kolaylığının getirileceğikaydedildi.

Ülkemiz turizminin odaknoktalarından birisi durumundakiMuğla ve yöresine, geçtiğimiz yılhava ve deniz yolu ile 2 Milyon 925Bin 440 yabancı turist girişi olmuştu.

Yöredeki Müze ve ören yerlerini degeçtiğimiz yıl 687 Bin kişi ziyaretederek, ziyaretçilerden 2 Milyon 198Bin 648 YTL gelir elde edilmişti.

Yeni uygulamaya geçilen “KombineBilet Uygulaması” ile Müze ve örenyerlerini ziyaret edenlerin sayısındave bu gibi yerlerden elde edilengelirlerde artış olabileceği belirtiliyor.

Muğla Valiliğince, Kültür ve TurizmBakanlığına, “Kombine BiletUygulaması” ile ilgili teklifeönümüzdeki günlerde cevapalınması ve uygulamaya geçilmesi

38 BODRUMüt nl e

atilleri ve hafta sonlarını nasıldeğerlendiriyoruz? En kolay çözüm tele-vizyon izlemek, onu sinemalar ve fast footzincirleri izliyor. Acaba aramızda kaç aileçocuklarına çevrelerinde yaşayan ağaçlarabakmayı öğretiyor? Kaç aile çocuklarına

dünyanın giderek yitirdiği doğal kaynaklar hakkındabilgi veriyor? En acı soruyu sona sakladım, kaç aileüyesi çevresindeki ağaçların adını biliyor? Kaç ailedünyanın yitirmekte olduğu doğa değerlerininayrımında? Kaç baba çocuklarını bir kış gecesi dışarıya çıkarıp,kış mevsiminde parıldamasının doruğuna ulaşanOrion takım yıldızlarını gösteriyor? Onlara yıldızlarınadlarını ve konumlarını anlatıyor? Kaç anne okul yoluüzerindeki ağaçların öyküsünü? Okullarda çağdaşyöntemlerle dersler yapılıyor, tüm çocuklar birerbilgisayar uzmanı olarak yetiştiriliyor da, kaçebeveyn bizimki sahil yolundaki ağaçların adlarınıbiliyor, diyebiliyor? Doğa sevgisi, ülkemizde hala börtü böcek edebiyatıadıyla, küçümsenen, işi gücü olmayanlara,emeklilere özel bir ilgi alanı olarak gösterilmiyormu? Bir ağaç ya da bir bitki söz konusu olduğundaadını bilmediğimizden: "Hani yapraklarını kışındöken, ya da yaz başı dalları aşağıya sarkan ya dacanım şu baharda açan çiçekleri pembeden kayısısarısına değişen, aman sen de halamın bahçesinde devardı" diye ağaçları tarif etmez miyiz? En inceayrıntılar anlatılır ama ağacın adı nedense bilinmez.Kim bilir kaç ağacın adını bilmeden bu dünyaya vedaedeceğimizi hiç düşündünüz mü?

En önemlisi de o farkına varmadığımız ağaçların,adlarını bilmediğimiz bitkilerin biz olmadan da varolacak kadar dayanıklı, onurlu ve güçlü olduğunu vebiz - insanoğlunun - onlar olmazsa nefes bile alama-yacağımızı? Kaç anne, kaç baba bu tüketim ve bilim çağına çılgınbir yarış içinde yetiştirdiği çocuğuna: "Biliyor musunki bitkiler biz olmadan yaşayabilir, yaşamış da amabiz onlar olmadan yaşayamayız, nefes alamayız"diyor!

Bir ilk bahar sabahı yapılan bir hafta sonu sabahkahvaltısında, kaç anne, kaç baba bu gün ağaçları vebitkileri inceleyeceğiz bunları bilmelisiniz diyor?

Bu satırları okuyan okurların kaç tanesi bunlarıanımsattığım için bana hak veriyor, kaç tanesi birbitki sevdalısının abartıları olarak kulak ardı ediyor.

Evet sevgili okurlar, çuvaldızı kendime batırıyorumve aynı konuyla ilgili kendimi ne denli eleştirdiğimive ne denli utandığımı açıkça belirtiyorum. Ben de,

Neden bizeokulda biyolojidersindekurbağanınkesitiniezberlettiklerinive yine nedenbir çınarağacınınevriminianlatmadıklarına Bir GingkoBiloba'nın(Mabet ağacı)tam 300 milyonyıldır hiçdeğişimeuğramadanyaşayan birdinozor ağaçolduğunuokutmadıklarınıanlamıyorum.Kurbağakesitindengeçer not aldıkama ağaçları,çalıları veçevremizi saranbitkilerin varlıknedenlerini,onların sebepve sonuçilişkilerinibilmede,sınıfta kaldık.

T

BAHÇEM ve BEN

GÜLNAR Ö[email protected] AĞAÇLAR onları ne kadar tanıyoruz*

bundan on sene öncesine değin on ağaç adını birçırpıda sayamazdım, evet bunun için utanıyorum;ben de oğullarıma küçük yaşlarında ağaç kitaplarınıalıp onlara anlatmadığıma, onları ormana yürümeğegötürdüğümde ayaklarımızın altında serili sonbaharrenklerinin hangi ağaçlara ait o olduklarınıanlatmadığıma kızıyorum. Bilmiyordum ki,anlatayım.

Neden bize okulda biyoloji dersinde kurbağanın kesi-tini ezberlettiklerini ve yine neden bir çınar ağacınınevrimini anlatmadıklarına Bir Gingko Biloba'nın(Mabet ağacı) tam 300 milyon yıldır hiç değişimeuğramadan yaşayan bir dinozor ağaç olduğunuokutmadıklarını anlamıyorum. Kurbağa kesitindengeçer not aldık ama ağaçları, çalıları ve çevremizisaran bitkilerin varlık nedenlerini, onların sebep vesonuç ilişkilerini bilmede, sınıfta kaldık. Neden benim ünlü bir özel okulu bitiren oğlum aynıokulun bahçesindeki ağaçların adlarını öğrenemedide falanca kimya deneyimini öğrenmek için canıçıktı? Oysa okul bahçesindeki dev ıhlamurlar, gürgenler vegökyüzüne dimdik uzanan servilerin onaanlatacakları, ileriki yaşamı için çok daha coşkuverici olmaz mıydı ? İstanbul da yaşayan bir çok ebeveyn çocuklarınıPicasso sergisine götürmüş olmanın konusunuyapıyor da (elbette götürsün), kaç ebeveyn FatihOrmanında ağaçları incelediklerini, ya da çocuklarınıörneğin Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinegötürdüğünü anlatıyor?Bunlar önemsiz börtü böcek sınıfına mı giriyor? Acaba ekonomik durumları yerinde kaç aileninsalonunu süsleyen orta masanın üstünde bir ağaçkitabı var? Kuşları ya da yaban yaşamı anlatan kaçkitap var? Bu okul tatilinde kaç anne, kaç baba çocuklarına,yapraklarını dökmüş ağaçların dalları arasındasüzülen kış ışığının ne kadar büyüleyici olabileceğinigösteriyor?

Yaşam ışıklarını bulabilmeleri için biraz emekvermeleri gerektiğini, ışığın bulunduğu yereyönelmelerini ve ancak aradıklarını oradabulabilecekleri için o ışığı -o gerçek ışığı- izlemelerigerektiğini kaç anne, baba çocuğuna anlatıyor? Acaba kaç anne, kaç baba bu ışığı görebildi? Sorunun en can alıcı noktası da burada olmalı.

Önerilen kaynaklar: Ağaçlar, yazan Tuğrul Mataracı TEMA Vakfıyayını 39 Ağaçlar Kitabı Yazan: Adil İzci .

*Bu yazı Rakikal Gazetesi Cumartesi ekinde "Hayat ve Nebat"

39BODRUMüt nl e

Geçtiğimiz yıl temeli ValiHüseyin Aksoytarafından atılan veDünya’nın 8 büyük kon-gre merkezinden biriolacak Beyaz İnci,Dedeman Otel’deyapılan bir toplantı ileBodrum Profesyonel OtelYöneticileri Derneği’netanıtıldı. Beyaz İnciKongre ve GösteriMerkezi Yönetim KuruluBaşkanı Kadir HüseyinBuzlu, Genel Koordinatörİzzettin Yurtsever,Elektronik YüksekMühendisi Selçuk Keskin,BOYD Yönetim KuruluBaşkanı SerdarKarcılıoğlu ve dernekyönetim kuruluüyelerinin katıldığıtoplantıda, Beyazİnci’nin Bodrum’dakikongre turizmi ve buyolla Bodrum’dagelişecek 12 ay turizme katacağı değerleranlatıldı. Toplantıda, 700 M2’lik, klimali ve2500 koltuk kapasiteli, sütunsuz-direksiz,üstü İsviçre’de özel imal edilen membranile kaplanacak olan çok amaçlı Kongre veGösteri Merkezi Beyaz İnci’de Ulusal veUluslararası Kongreler-Seminerler-Incentive’ler-Fuarlar-Konserler-Şölenler-Sanatsal-Kültürel ve Sportif büyük ShowOrganizasyonları gerçekleştirileceği bilgisiverildi.

Toplantıda söz alan Beyaz İnci Kongre veGösteri Merkezi Yönetim Kurulu BaşkanıKadir Hüseyin Buzlu, Genel Koordinatörİzzettin Yurtsever ve Elektronik YüksekMühendisi Selçuk Keskin, Bale’denOpera’ya, Moda Show’dan Broadwaymüzikallerine, özel davet ve ürüntanıtımlarından Sirk’e, tiyatro gösteri-lerinden ünlü Star-Dj ve dans gruplarınakadar birbirinden farklı dallarda hizmetverecek olan Beyaz İnci’nin 27 m tavanyüksekliği, 880 m2 sahnesi ve 100 m2orkestra çukuru ile Türkiye’nin üstümembranla kaplı en büyük salonuolacağını ifade ettiler.

SADECE KONGRE MERKEZİ DEĞİLBeyaz İnci Eğlence - Gösteri ve KongreMerkezi’nde The Club, Dj Events, YerliSanatçı ve Müzik Grubu Konserleri,Yabancı Sanatçı Ve Müzik GruplarıKonserleri, Rock Konserleri, Jazz Konserleri,

BEYAZ İNCİ, BODRUM’A

12 AY TURİZM GETİRMEYE HAZIRLANIYOR

Türk Sanat Ve Halk Müziği Konserleri,Animasyon Gösterileri, İlizyonist Gösterileri,Playback Gösterileri, Ünlü TaklitçilerGösterileri, Komedi Gösterileri, Değişik DansYarışmaları, Güzellik Yarışmaları, Ünlü DansToplulukları Gösterileri, Sanatsal ve KültürelSergiler, Skatıng, Bale, Opera, ÜnlüMüzikaller, Sportif Gösteriler, AkrobasiGösterileri, Sanatsal Gösteriler – Defileler,Moda Show, Kültürel Gösteriler – Düğün –Tören – Nikah Merasimleri, EğitimToplantıları, Bilgi Yarışmaları, Yemekli veYemeksiz Gala Geceleri, Toplantılar, FirmaTanıtım ve Prezantasyon Gösterileri, UlusalFuar Organizasyonları, Uluslararası FuarOrganizasyonları, Kongreler, Insentıve’ler,Seminerler, Paneller, Tiyatro, Sinema veSinema Gala Organizasyonı, Stand-Up,Trapez – Salıncak – Bungle Jumpıng,Köpük Partileri – Water Dans Show, Ses veIşık Gösterileri, Kokteyller – Kokteyl Prolonge– Açık Büfe Yemekli Gösteri ve Eğlenceler,Dans Revüleri, Özel Geceler ve Davetleryer alacak.

TURİZM SEKTÖRÜ DÜNYA TİCARETİNDEPETROLDEN SONRA 2. SIRADA

Beyaz İnci yöneticileri tarafındanhazırlanan kapsamlı sunumda ayrıcadünya kongre turizmi hakkında da bilgiverildi. Sunumu yapılan bilgiler arasındaçarpıcı rakamlar dikkat çekiyor: Dünya’da700 milyon kişi turistik seyahat yapmaktave buradan elde edilen gelir 500 milyar $.

Turizm sektörü dünyaticaretinde petroldensonra 2. sırada yeralmaktadır. Yanidünyada kongre turiz-mi hacmi toplam tur-izmden elde edilengelirin 1/3’ü kadardır.Tüm bu turizmgelirlerinden gelişmişülkelerin aldığı pay%60 oranındadır.Ülkemizinde içindebulunduğu akdenizülkelerinin buorandan aldığı pay%30, türkiye’nindünya turizmindenaldığı pay %3.5’dir.Dünyada seyahateden 700 milyonkişinin %10’undanfazla toplantıamacıyla seyahatedeiyor. Yılda 8000uluslararası kongre yapılıyor. Bu

kongrelere 82 milyon kişi katılıyor. Kongrebaşına 1025 kişi düşüyor. Dünya’da kon-gre turizmi hacmi 170 milyar $. Türkiye300 milyon $ gelirle dünya kongre turizmipastasından binde 2 pay almaktadır.Meetıng Professıonal Internatıonal (MPI)araştırma raporuna göre dünyadakongre sayısında artış tahmin edilirkenkongre cirolarında azalma eğilimi ortayakonuyor. Tıp kongreleri toplam kongrelerin%26’sı ile ilk sırada. Doktorları %11’likpayla bilim adamları, %10’luk paylateknoloji firmaları ve %8’lik payla sanayi-ciler izliyor. A.B.D turizm geliri 70 milyar $ve kongre turizminde yüksek harcamayapan turistlerin gelmesi ile 1.sırada.A.B.D’de 290 uluslar arası kongre gerçekleşiyor ve 365.000 kişi kongrelere katılıyor. Kongre başına 1250kişi katılıyor. Şehir olarak dünyada 105kongre ile Barselona 1., Viyana 2.,Singapur 3. sırada. Bölgelere göredağılımında ise %62 ile Avrupa kongreturizminde 1.sırada. Onu Asya-KuzeyAmerika-Latin Amerika izliyor. %59 ile şehir otelleri kongre ana mekanı. Onu şirketlerin ofis ve merkezleri, küçük tesisler, resortlar, kongre merkezleri izliyor.

BCVB, BOYTAV’ın başarılı ve etkin başkanıOrtakent Belediye Başkanı MehmetKocadon’un başkanlığında destinasyonuntoplam kalite anlayışının tesis edilmesinde

40 BODRUMüt nl e

netb kış@

CANSU TÜRKDOĞ[email protected]

matrak görüntüler ilginç siteler farklı görüşler gırgır sözler

Birazda tabuoynayalımne dersiniz ;)

Kelime: baraj- Hani futbolcularkalenin önüne kurarmaçta..- Pusu...- Yuh!

Kelime: kadınbudu- Olm sen nesin?- Erkek!- Tersi?- Kadın!- Onun yeneni?- Çıtır

Kelime: repertuarAnlatan, şarkısöylemeye meraklıbir hatundur vekelimeyi görürgörmez bu özelliğiniiyi bilen hatunarkadaşına dönüpsorar:- Benim neyimgeniş?- Kalçan!

Kelime: travma- Hani düşüp kafanıkaldırım taşınavurursun da bi şeygeçirirsin?- Film şeridi?Grup: Çüşşşşşşşş!

Kelime: terlik- neyle yürürsün- ayak!!!- heh hani böyleayakların üşüraltında onlar olurböle yumuşakyumuşak- koyun!!- yuh onun dahaküçüğü ya, koyundedi hödük!- kuzu!!!- allah belanı versinpas!

İlginç Sorular

Neden öğrenciler ilköğretimin beşincisınıfına kadar öğretmene "öğretmenim"diye seslenirken altıncı sınıfta bir anda"hocam" diye seslenmeye başlarlar? 

Neden sınavlarda "4 yanlış bir doğruyugötürür" şeklinde bir uygulama ile örgenci-ler cezalandırılırlar da "4 doğru bil, birdoğru da bizden" şeklinde bir kampanyabaşlatılıp zekaya ve riske girme cesaretineödül verilmez? 

Neden insanlar kapalı bir alandanyağmur yağan alana çıkınca kafalarınıeğerler? Yağmura duyulan saygıdan mıdıryoksa ondan tırstığımız için midir:-)?

Neden dükkanını kapatıp giden esnaf,kapıya "10 dakika sonra döneceğim"  yazar,ne zaman gittiğini nasıl anlarız:-)?

Televizyona çıkan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanlarınizlediğini sanırlar? Örn: Şu anda 70 milyonkişi bizi izliyor...

Neden gözlerinden öperim denir? İnsanvücudunda öpülecek daha uygunsuz bir yervar mıdır? Kimse kimseyi gözünden öpmüşmüdür? 

Düğünlerde neden "Dom Dom Kurşunu"ile Göbek atılmaktadır. "Bir avcı vurdu beni,bin avcı beni yedi" gibi sözler eşliğindekendinden geçen başka milletler var mıdır?

Neden bazı kızlarımız şirin birhayvancağız gördüklerinde inanmıyorum!"derler, inanılmayacak olan nedir?

Adam gazete okurken bir ilan görmüş:"50 $'A SATILIK PORSCHE" gözlerine inanamamış "ne bu yaaaşaka mı yapıyolar" demiş, satılık ilanındaki adrese gidipöğrenmek istemiş... Kapıyı bi kadın açmış, adam gazetedekiilanı göstererek "arabayı bi görebilir miyim?" demiş. Kadın"tabi ki" diyip adamı arabaya götürmüş... Adam bi bakmışresmen gıcır gıcır muhteşem bi Porsche...." yaw.- insan böyle bi arabayi nasil 50 $'a satar, acaba bi arızasıfalan mı var?" diye düşünmüş, bi test sürüşü yapmakistemiş... Kadın ona da "tabii" demiş...Adam test sürüşünü bitirmiş, araba tek kelimeylemükemmel... sonunda dayanamamış ve kadına sormuş:- Hanımefendi bu muhteşem arabayı 50 $'a satmakistediğinize emin misiniz..?- Elbette eminim...- Kusura bakmayın ama çok merak ettim neden böyle biarabayı bu kadar komik bi fiyata satıyosunuz?Kadın "anlatiyim" demiş... "Kocam dün sekreteriyle kaçtı...bana da şu notu bırakmış" diyerek adama bi kağıt uzatmış...adam kagıda bakmış, "Karıcım biliyorum bana çokkızıcaksın ama sonunda gerçek aşkı buldum ve onunla bur-dan gidiyoruz... hiç "ben nolucam" diye dırdır etmeyekalkma herşeyi senin üzerine yaptım evi de eşyaları daistemiyorum, sadece Porsche'umu sat ve parasını bana

Büyük kahinlerden!!!

"Radyonun geleceği yok"Lord Kevin - İskocyalı fizik alimi

"Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecekherşey icat edildi."

Charles H. Duell - Amerikan Patent Dairesi Başkanı 1899

"Denizaltıların savaşta ne işeyarayabileceğini anlayamadım. Sonundamürettebatın boğularak ölmesine sebepolabilir."

H. G. Wells - yazar 1901

"Atlar her zaman kullanılacaktır. Otomobilise ancak gecici bir moda olabilir."

Henry Ford'un kredi talebi üzerine otomotiv sektörününDemokraside

çarelertükenmez...

BODRUMüt nl e

o- rBi aıayBrBm i m di uay aj mBcsa n

BnBi Bi su

oh Ge nt e r ad madıykBBdBylBarBaş r m i

oAYi YmlBe sakBgBe rBi sad mk e SaAıykBa

Bulmacaları doğru çözüpbize ulaştıranlar  2005 BODRUM İŞ

REHBERİ’ne sahip olacak..

Fax: 317 10 92 [email protected]  OASİS Alışveriş Merkezi 226 

r lbr lb ld

? 1- Yeni bir Pazar Yeri belirlendi.Neresi?a-) Akçaalanb-) İslamhaneleric-) Dereköy

2- Bodrum için yeni bir üniversitegirişimi var. Adı nedir?a-) Bodrum Merkez Üniversitesib-) Uçan Üniversitec-) Üniversite 2006

3- Bodrumlu Sualtı ArkeolojiMüzesi ne olarak ilan edildi?a-) Örnek Müzeb-) 2000 yılının Müzesic-) Ulusal Müze

41

ÇiZGiLi DÜNYA

NEHAR TÜBLEK / 1973

Suçlamak ne kolay

aman ne kadarda hızlı geçiyor. Beş yılolmuş ben bu köşeye yazmaya başla-yalı. Kaç konuya değindim, ne hikaye-ler yazdım, nelere dokundum, ya dadokunmaya çalıştım... Olumlu eleştiri-

ler aldım, öneriler aldım, tebrikler aldım. Nekadar yol aldım, ya da alamadım bilemiyorum.Bana kalsa gönlümdeki yolu alamadım. Aslındahayatın bir çok yönünde, gönlünüzdeki ile gerçekhayattaki birbirini örtmez. Kimi bunu başarmakiçin çabalar durur, kimi olana razı gelir. Ben bazenrazı geldim bazen daha fazlası için direndim.Bazen başarabildim bazen yenilgiye eyvallahdedim. Herkes gibi...

Her zaman önceliği sevgiye verdim, bana göresevgi herşeyin özüydü. Hala sevginin ve ilgininbayraktarlığını yapıyorum, bu konuda istediğimkadar yol alabilmiş olmayı ne çok isterdim. Buayırımı yapmak neyi ne kadar değiştirdi birbilebilsem, bir kaç sene öncesine kadar dengele-rim vardı kendimce. Ama ne oldu nasıl oldubilemeden o dengeler birer birer bozuldu. Kimibuna büyümek dedi, kimi ise kader.

Kader deyip geçmeyi oldum olası sevmem.Kolaycılığın can simidi; kader. Annemle seviyelibir ilişkim olmuştur, onun kişiliğindenkaynaklanan bir seviyeli ilişki. Çok sıcakkanlı yadaçok konuşkan biri değildi. Ben de her kız çocuğugibi doğal olarak babama çok düşkündüm.Annemle durum böyle olunca sanırım iki katıdüşkün oldum babama. Her doğrum her fikrim babama uygundu.Onun kızı olmak ona benzemek benim için çok önemliydi. Herzaman yaşımdan daha olgundum ve hep taşıyabileceğimden dahafazla sorumluluğum oldu. Hiç bir şeye banane diyemedim. Evdesorun olsa, yada kardeşlerimle ilgili sorun olsa ben arada köprüve durum yumuşatıcı oldum. Hayatım boyunca Bu misyonum hiçdeğişmedi. Büyürken bakış açılarım değişti, yıllarla vetecrübelerle birlikte doğrularım. Her ne kadar benimdışımdakilerle çatışmaya giremediysemde kendi içimdeçatışmalarım başladı. Bu da hiç birşeyi çözmedi çözemedi.

Abimi kaybetmek hayatımın en büyük acısıydı, umarım Tanrıbana bu acıyı unutturmaz. Yeri dolmayacak en büyük boşluğumonun gidişiyle başladı. Sonrasında zaten acının insanı etkileyenyanı başladı. İnişler çıkışlar, gel gitler, hesaplaşmalar, keşkeler.Kendime dönüp baktığım zaman, sevgiyi hep verdiğimi,paylaştığımı gördüm. Sevgiyi ifade etmeyi seven biriyim,paylaşmayı da. Bu anlamda hiç pişmalığım yok. Benim derdim,bunu yapamayanlar, beceremeyenler, kendine ve çevresine huzurveremeyenler. Mutlulukla, sevgiyle, ailesini, dostlarını bir masabaşında toplayamayanlar. Hep başkaları suçludur, hep başkalarıeksiktir, onlar mükemmeldir, fedakardır, karşılarındaki anlayışsızmenfaatçi ve çıkarcıdır. Ama gerçek bu değildir, gerçek herkesinolduğu kadar olduğudur. Kim kimi, neden eksiksin yada nedenfazlasın diye suçlayabilir ki. Kim kimi, kendi istediği gibi değil

diye eleştirebilir ki. Herkes olabildiği kadardır.Sormaya ve sorgulamaya kendinden başlamalıinsan. Herkes kendi hatalarını yada eksiklerinigörür ama kimi yok sayar kimi üzülür, kimi telafietmeye çalışır. Ama kimse hiç kimse kusursuzdeğildir. Hata kendini kuzursuz bulmaklabaşlar... Bizim için önemli olanları bilmek, bunagöre yaşamak, bir adım ileri yada bir adım geriatmak erdemdir. Bizi mutlu eden, varlığımızaanlam katan hayatımıza anlamlandıran renk-lendiren bu erdemdir. Bir kuru dal gibi yalnız,renksiz, çiçeksiz yaşamak zordur. Sevmek,paylaşmak ve bunun için çabalamak dahakolaydır. Anlatmaya çalıştığım sıralamayı anla-tan güzel bir hikaye size;

Bir felsefe profesörü sınıfta, önünde bazımalzemelerle öğrencileriyle ders yapıyordu.Önce önündeki boş bir kavanozu 2 santimçapındaki taşlarla doldurmaya başladı.Öğrencilere kavanozun dolu olup olmadığınısordu. Onlar da dolu olduğunu söylediler.Profesor bu sefer bir kutu küçük çakıltaşı aldı veonları kavanoza boşalttı. Kavanozu hafifcesallayınca çakıl taşları büyük taşların arasındakibosluklara doldular. Profesör yine öğrencilerinekavanozun dolu olup olmadığını sordu, onlar dadolu diye onayladılar. Bu sefer bir kutu kum alıpkavanoza boşalttı. Tabii kum geriye kalan bütünboşlukları doldurunca yine öğrencilerine aynısoruyu tekrarladı. Öğrencilerin hepsi bir ağızdankavanozun dolu olduğunu söylediler. "Şimdi,"

dedi: "Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini bilmeniziistiyorum. Taşlar hayatınızdaki önemli şeyler aileniz, sevgiliniz,sağlığınız. Her şeyi kaybetseniz ve elinizde sadece onlar kalsabile ha-yatınızın dolu dolu olmasını sağlayacak şeyler bunlar.Çakıl taşları ise işiniz, eviniz, arabanız gibi diğer önemli şeyler.Kum da geriye kalan her şeydir, küçük şeyler yani. Eğer kavanozuönce kumla doldurursanız çakıl taşlarına ve büyük taşlara yerkalmayacaktır. Aynı şey hayatınız için de geçerli. Bütün zaman veenerjinizi küçük şeylere harcarsanız hayatınızda sizin için önem-li olan seylere hiç yer kalmayacaktır". Mutluluğunuz icin çokönemli olan şeylere dikkat edin. Çocuklarınızla oynayın, doktorkontrollerinizi düzenli yaptırın. Sevgilinizi dansa götürün. İşe git-mek, evi temizlemek, tamirat yapmak ve yemek vermek için hepzamanınız olacaktır. Önce büyük taşları gerçekten önemliolanları halledin. Önceliklerinizi belirleyin. Geriye kalanlarsadece kumdur".

Siz şimdi benim yazdıklarımı da, bu hikayeyi de okursunuz, belkibeş dakika düşünür haklı bulursunuz, ya da kendinizce parantez-ler açarsınız. Belki de hiç düşünmezsiniz. Ama içimdeki ses nediyor biliyor musunuz? Bir düşünebilseniz. Ah keşke birdüşünebilseniz. Karşınızdakileri suçlayıp eleştirmekten vazgeçip,var olanı olduğu kadar görebilseniz ve siz kadar sevebilseniz. Ahkeşke... demeseniz...Kişi ancak kendinden kaçar, sadece kendinden...

PA

RA

NTE

Z

HÜSNİYE KAYA [email protected]

Z

42 BODRUMüt nl e

Her zaman önceliğisevgiye verdim,bana göre sevgiherşeyin özüydü.

Hala sevginin ve ilgininbayraktarlığını

yapıyorum, bu konudaistediğim kadar yol

alabilmiş olmayı ne çokisterdim.

Bu ayırımı yapmak neyine kadar değiştirdi bir

bilebilsem, bir kaç seneöncesine kadar

dengelerim vardıkendimce. Ama ne oldunasıl oldu bilemeden o

dengeler birer birerbozuldu. Kimi buna

büyümek dedi, kimi isekader.