bozkurt -...

4
bollan. Verildi giin Al'aanyacij komiseri |»va Yollan Dna ar a . SUÇ" 1 ! için Bununla İkiden hava altıya çık. HJEDİYE KUPONU ! NO. 62 BU KUPONU KESİP SAKLAYINIZ ———— Bozkurt GONLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESİDİR YIL: 1 SAYI: 62 Çörçil Amer ikada Ahmet C. Gazioğlu 8 OCAK SALI 1951 I I —İ--1İT—— * FIATI 1| Kr. MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ] CEMAL TOĞAN I Sııın atmayı &r suda hıra ulüleri yi- azlar. perinizi uzun içiıi hergün fceğiniz yerde kçsiniz. İnginin can. | u , yeni gibi •allıdan artan l ı; seipip supu. | birlere çay l u t ü n güzelle kaynatırsam? liste tatlı bir bilirsiniz. Z ELLİK •SRİ Btluğunu gi- H iseniz yı- dipierini zey. luz. îizıları pudra- i tıklan putra ilklerini ve ılıklarını söy Çörçil daha henüz ikinci de i f a olarak iktidarı ele almadan önce Amerikayı ziyarete karar ^vermiş bulunuyordu. Seçimi kazandığı, tekrar Ingilterenin başbakanı olduğu ilk günler- de de basına vermiş olduğu muhtelif demeçlerde; ilk fır- satta Amerikayı ziyaret edece ğ ni, dünya meseleleri üzerin da Cumhurbaşkanı Truman ile görüşmeler yapılacağını bir çak defalar belirtmiştir. Hattâ Çörçil Stalinin de hazır bulu nacağı bir üç büyükler konfe ıansı hazırlamak ve dünyanın ihtilâflı meselelerini hep bir patada müzakere etmek istiyor du, Trumanın, bu husus için /(rnerikadan dışan çıkmıyaca ğ.nı bildirmesi ve Stalinin de Rus sınırları dışında olacak olan hiç bir toplantıda bulun mıyacağı bilindiği için Çörçi- lin bu ikinci tasarısı suya düş m üş oluyor. İngiliz devlet baş kanı dışişleri bakanı Mr. Eden, dış bakanlık sekreteri Lord Ismay, Fild Mareşal Sir • William Slim vejdaha bir çak güzide İngiliz hariciyecileri ile Amerikada bulunmaktadır. Dünyanın bütün yorumcuları, Çörçilin Eden ve daha birçok İngiliz hariceye adamları ile Amerikayı ziyaretini çok önem li olaıalk addetmektedirler. tün siyasî çevreler bu gün na zarlarını Amerikaya çevirmiş bulunuyorlar. Bu görüşmelerin hangi meseleleri, ihtiva edece- ği henüz katiyetle belli olma- mış olmasına rağpıen, netice- sinin nıüsbet olacağı yolunda- ki kanaat müşterektir. terenin Amerikadan yardım istiyeceği kuvvetle ileri sürü- lebilir. Bilindiği gibi, Çörçil Ingilterenin malî bir sıkıntı içinde bulunduğunu ve bugün kü durumunun tehlikeli oldu ğunu defalarca belirtmiştir. Çörçil-Truman görüşmele- rinin İngıiliz-Amerikan siyasî münasebetlerini çok daha sa- mimileştireceğine şüphe yok- tur. Daha Amerikaya ayak ba sar basmaz İngiliz devlet baş kanı ve maiyeti çok samimî bir hava içerisinde karşılan mışlardır. Başta Cumhurbaş- Dünyanın iki önemli şahsiyeti Mr. Churhill ile Başkan Truman bugün konuşmalarına başladılar Hayati ehemmiyeti haiz müdafaa işleri görüşülüyOj Vaşington, 7 (R): İngiliz Başvekili Mr. Churchill ile Birleşik Amerika Cumhur re- isi Truman bu gün her iki memleketi ilgilendiren ve gö' ı-üşmelerinin esasını teşkil eden konuşmalarına başlamış ardır. Beyaz saraydan neşredi en bir tebliğe göre her iki dev let adamı bu günlkü konuşma- larını müdafaa gayretleriyle ilgiliolan ekonomik problem- leı üzerinde teksif etmişlerdir Tebliğde, hür dünyanın savun kanı Truman ve dışişleri baka Mr. Dean Achesan olduğu l ma gayretlerin? artırmağı he halde Amerikan askerî ve si- yasî liderleriyle halkı bu bü- yük dünya diplomatım içten gelen sevgi tezahürleriyle kar şılamışlar ve Trumanla Ame- rikan basını Çörçili Amerika- nın en kıymetli misafiri ola- rak vasıflandırmalardır. Bu siyasî görüşmelerde, In- gilterenin ihtilaflı olan birçok meselelerine de temas edilece ğine şüphe yoktur. Meselâ, İran petrolleri ve Süveyiş ka nalı meselelerinin bu günkü gergin durumunu İngiliz, A- merikan ve ilgili devletlerin dış ve iç siyasetlerine en uy- gun şekilde halletmek konusu nun da münakaşasının yapıla cağı tabiidir. kaim buluyor arkada u - i n c e ^ ^ ^ ^ ^ l •jj&ma Çörçil—Truman görüşme- li . S'V" 1 ^ ilerinin dünya meseleleri yanın akhtÜ Klivor if' ^Amerikan müşte- 1 " ' re ' t politikasının ana hatlarını da ihtiva edeceği, hatta Ingil- % heı hangi bir geniş, dar gör rsirî vardı*. İnsanlığın müşterek refah ve sükûnunu candan istiyen birisi olarak'biz de, Akdenizan doğusundaki bu küçük adamız da, Çörçil—Truman görüşme lerinin insanlık için hayırlı so nuçlar doğuracak bir sulh sembolü olmasını en samimî dileklemizle temenni ederiz. def tutan ekonomik problem- lerin gözden geçirildiğini ve her iki memleketi sureti husu siyede ilgilendiren müdafaa istihsalâtı meselelerinin daha küçük guruplara bırakıldığını beyan etmiştir. Kuzey Atlan- tik Paktı teşkilâtına dair bazı meseleler üzerinde de her iki devlet adamınuı fikir teatisin de bulunduğu habere eklen- mektedir. Her iki devlet adamına res mî konuşmaları esnasında şavirlerinin hepsi de refakat et miştir. Mr. Churhill beraberinde / dışişleri bakanı Antony Eden olduğu halde motosikletli mu hafızların refakatinde beyaz sa raya gitmiştir. İlk celse 70 da kika devam etmiş. Bu gün ya pılan iki celseden sonra her iki devlet adamı yarın yine iki defa buluşmak üzere ayrıl mışlardır. Majeste 6 ıncı George Güney Afrikaya Gidecek Pretoia, 7 ( R ) : Bu gün res men açıklandığına göre Majes te Kral 6 ıncı George, maiyet lerinde Kraliçe Elizabeth ile Prenses Margaret olduğu hal de gelecek Mart ve Nisan ayı içinde hususî tatil için Güney Afrikada bir kaç hafta kala- caklardır. Majestenin bu ziyaret esna smda resmî vazife görmiyece- ği haber verilmektedi. Majes- tenin muvasalatı ile Nahalda ne kadar kalacağı daha sonra bildirilecektir. General Eisonhower Cumhur Reisliği İçin Aday Gösterildi * shire ibtidai seçimlerinde Gejmiştir. O •» «» «» •» o» «» «» m «» »» •. ı İTİZAR \ tek lanı m isleri iT Mat- aat edi 15 Kasını 1951 tarihli gazetemizin üçüncü sayfa- utn alt kısmının sol tarafında intişar eden ve Muşta- la özker Yaşın tarafından yazılan "Lefkara Türk has- talan" başlığını taşıyan yazıya dikkat nazarımız çekildi Lefkaradaki hükümet doktoru Bay Symeon Kassi- anidts'in 7 ürk hastalarına karşı tarafgirane muamele şeklindeki bu yazıda adı geçen mektubun OKtora yapılmış bir isnat olduğu anlaşıldığından, ga- - böyle bir mektubun intişar etmiş olmasın- , an f°k müteessiriz. doktora isnatta bulunan mevzuubahis mektubun as- |[«an olmadığını kayıtsız şartsa kabul eder ve bu intişarından cidden müteessifiz. % ^°ktor Symeon Kassianides'e beyanı itizar eyler İHİH» uymayan bu mektubdaki ifadelerin dokto- huzursuzluk ve ıztıraptan doİayı •umıtzu aknen beyan ederiz. •» +»•» • » «» ••» Müsabakamız Neticelendi Gazetemizin elli nüshasını kolleksiyon yapan ve- ya 50 sıra numarasını bize gönderen okuyucularımızın Kur'a numaralan, Lefıkoşanın tanınmış şahsiyetleri huzurunda çekilmiş ve aşağıda isimleri yazılı okuyu- cularımız ilân ettiğimiz hediyelerimizi kazanmıştır. Bu okuyucularımızın arzu ettikleri gün ve saatta idarehanemizden hediyelerini aramaları rica olunur. Hediyelerimizi Kazanan Talihli Okuyucularımızın İsimleri 1 inci hediyemiz olan Philips markalı velesbiti ka- zanan Okuyucumuz: Bayan ŞENAY İBRAHİM AHMET Kalavason. Kupon No. 439 2 inci hediyemiz olan NÎSUS markalı altın kap- lama 17 taşlı kol saatini kazanan okuyucumuz: Bayan HATİCE ALİ VEHBÎ, Hazreti Ömer So- kak No. 1 Lârnaka. Kupon No. 332 3 üncü hediyemiz olan SM1TH Alarm markalı masa saatini kazanan okuyucumuz : HÜSEYİN MUSTAFA Ankara Caddesi No. 53 Leymosun. Kupon No. 282 4 üncü hediyemiz olan TROPEN markalı dolma kalemi kazanan okuyucumuz: İHSAN MEHMET BERBER, Prenses Elaabeth sokağı No. 19 Magusa. Kupon No. 361 Paris, 7 (R): General Eison hovver bu gün neşrettiği res bir beyannamede siyasî va zifeye açılk ve kesin olarak çağ rılmadıkça bu gün işgal etmek te olduğu yüksek komutanlık vazifensinden istifa edip ayrıl mıyacağını açıklamıştır. An- cak General ahval ne olursa olsun, Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koymıyacağmı ke- sin olarak söylememiştir. Senatör Cabot Lodges'un Generalin cumhuriyetçilere o- lan sadakat ve bağlılığnıa dair yaptığı beyanatına temas eden Eisonhovver "Senatör benim siyasî kanaatlanmm tam bir krokisini çizmiştir" dedi. Senatör Lodge New Hamp İDARE EVİ: Asmaaltı No. 75 Posta Kutusu 824 Lefkoşa-Kıbrıs Enternasyonal Talebe Mübadelesi Cemiyeti- nin Faaliyetleri Delft - Hollanda, 7, ( R ) : Enternasyonal talebe mübade lesi cemiyeti 14 memleketin iştiraki ile bu gün burada kon feranslarına başlamıştır. Küşat merasimine Belçika ve Batı Almanya sefirleri de iştirak etmişlerdir. Konferans 12 Ocağa kadar devam ede- cektir. Bu konferansta Avust- ralya, Belçika, B. Britanya, Danimarka, Finlandiya, İsra- il, İtalya, Norveç, İspanya, İsveç, İsviçre ve Batı Almanya temsil edilmişlerdir. Türkiye, Yunanistan, Sar ve Yugoslavya ise müşahider göndermişlerdir. Mr. Churchill Başkan Truman Konuşmaları Başladı Vaşington 7 (R): Grinviç saat ayarı ile 16,00 da Mr. Churchill ile Başkan Truma- nın resmî konuşmalarına başla dıkları haber verilmektedir. neralin Cumhur başkanlığı a- daylığı için ismini kaydettirdi ğini dün Vaşingtonda ifşa et- I AKİSLER £ p Kilise ve Komünistler Osman TÜRKAî Söylentilere göre, Kıbrıs adası İngiltere, Türkiye, & | Am ^ika ve Fransanın Orta Doğu komutanlığı merke- $ " Z1 olacaktır. Henüz gerçekleşmiyen bu söylentilerin 1 nereden çıktığı, nasıl yayıldığı bizi ilgilendirmez. Garip | olduğu kadar gülünç olan bir şey varsa, o da, komü- $ nist Akel partisinin .bu haberler karşısında faaliyetleri- & ni hızlandırması ve Kilise ile işbirliği yapmak istemesi- % dır. NAFEN ajansı bu hususta yayınladığı bir haberde § bakınız ne diyor: "Kıbrısta şimdi komünistler Rum '•) Ortodoks kilisesi ile birleşerek, bilhassa § in S iliz idarecilerini hedef tutan bir Batı i 4 müştereken S aleyhtarlığı V i kampanyasına girişmek için çalışmaktadırlar. Kilise nerede, komünizm nerede? Fakat, madam | ki ilhak içindir, Kilise buna riza gösterir, hattâ mem- $ nun da olur belki! Komünistler ise, ilhak maskesi al- * tında entrikalar çevirmek ve asıl gaye olan kızü Rus- 1 ya'ya, kale içinden, yardım etmek siyasetininin icabatı $ olarak kilise ile işbirliği faaliyetlerini hızlandırmıştır. £ w Neticenin ne olacağım bilmiyoruz. Bildiğimiz şudur: | >1 Dün ? a tehlikeli anlar yamaktadır. Akdenizin doğu- % « smda sulh ve sükûnun hüküm sürdüğü Kıbrısta sağcı % | olsun, solcu olsun bütün Rum vatandaşlarımız ateşle * 3 oynamaktadırlar. Hem de çocukcasına... § ^ Kıbrıs'ın Türkiye ile diğer Batılı devletlerin Orta | Doğu komutanlığı merkezi olması, tabiatıyla Rusya'yı kuşkulandırmaktadır. Bunu akamete uğratmak mak- 1 sadile Kıbrıstaki uşaklarından istifadeyi ihmal eder mi k V hiç?. Sonra, Kıbrıs'taki kızıl kuklalar da, ilhak ' gibi " i») küvetti bir koz mevcutken Kiliseden ve milliyetçi Rum ^ lordan faydalanmamak ister mi? Hakikatte işin ciddî ve samimî tarafı yoktur. Cid varsa, o da, gerek mahallî, e merkezî hükümetin ilhak(:Iara ne yoldaşlara S ûsamahakâr davranmasıdır, 5 $ di ve fakat hazin bir şey § gerekse rşh

Upload: phamthu

Post on 17-Mar-2018

235 views

Category:

Documents


6 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.trevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/08Ocak1952...bollan. Verildi giin Al'aanyacij komiseri |»va Yollan Dna ara. SUÇ"1! için Bununla

b o l l a n . Verildi

giin Al'aanyacij

komiseri |»va Yollan

Dna ar a . SUÇ"1! için

Bununla İkiden hava

altıya çık.

HJEDİYE KUPONU

!NO. 62

BU KUPONU KESİP

SAKLAYINIZ ————

Bozkurt GONLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESİDİR

YIL: 1 SAYI: 62

Çörçil Amer ikada Ahmet C. Gazioğlu

8 OCAK SALI 1951 I • I —İ--1İT——

* FIATI 1 | Kr.

MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ]

CEMAL TOĞAN I

Sııın atmayı &r suda hıra

ulüleri yi-azlar.

p e r i n i z i uzun içiıi hergün

fceğiniz yerde kçsiniz.

İngin in can. | u , yeni gibi •allıdan artan • l ı; seipip supu. | b i r l e r e çay l u t ü n güzelle

kaynatırsam? liste tatlı bir bilirsiniz.

Z ELLİK • S R İ Bt luğunu gi-H iseniz yı-dipierini zey. luz.

îizıları pudra-i t ıklan putra ilklerini ve ı l ıklar ını söy

Çörçil daha henüz ikinci de i f a olarak iktidarı ele almadan

önce Amerikayı ziyarete karar ^vermiş bulunuyordu. Seçimi

kazandığı, tekrar Ingilterenin başbakanı olduğu ilk günler-de de basına vermiş olduğu muhtelif demeçlerde; ilk fır-satta Amerikayı ziyaret edece ğ ni, dünya meseleleri üzerin da Cumhurbaşkanı Truman

ile görüşmeler yapılacağını bir çak defalar belirtmiştir. Hat tâ Çörçil Stalinin de hazır bulu nacağı bir üç büyükler konfe ıansı hazırlamak ve dünyanın ihtilâflı meselelerini hep bir

patada müzakere etmek istiyor du, Trumanın, bu husus için /(rnerikadan dışan çıkmıyaca ğ.nı bildirmesi ve Stalinin de Rus sınırları dışında olacak olan hiç bir toplantıda bulun mıyacağı bilindiği için Çörçi-lin bu ikinci tasarısı suya düş m üş oluyor. İngiliz devlet baş kanı dışişleri bakanı Mr. Eden, dış bakanlık sekreteri Lord Ismay, Fild Mareşal Sir

• William Slim vejdaha bir çak güzide İngiliz hariciyecileri ile Amerikada bulunmaktadır. Dünyanın bütün yorumcuları, Çörçilin Eden ve daha birçok İngiliz hariceye adamları ile Amerikayı ziyaretini çok önem li olaıalk addetmektedirler. Bü tün siyasî çevreler bu gün na zarlarını Amerikaya çevirmiş bulunuyorlar. Bu görüşmelerin hangi meseleleri, ihtiva edece-ği henüz katiyetle belli olma-mış olmasına rağpıen, netice-sinin nıüsbet olacağı yolunda-ki kanaat müşterektir.

terenin Amerikadan yardım istiyeceği kuvvetle ileri sürü-lebilir. Bilindiği gibi, Çörçil

Ingilterenin malî bir sıkıntı içinde bulunduğunu ve bugün kü durumunun tehlikeli oldu ğunu defalarca belirtmiştir.

Çörçil-Truman görüşmele-rinin İngıiliz-Amerikan siyasî münasebetlerini çok daha sa-mimileştireceğine şüphe yok-tur. Daha Amerikaya ayak ba sar basmaz İngiliz devlet baş kanı ve maiyeti çok samimî bir hava içerisinde karşılan mışlardır. Başta Cumhurbaş-

Dünyanın iki önemli şahsiyeti Mr. Churhill ile Başkan Truman bugün konuşmalarına başladılar

Hayati ehemmiyeti haiz müdafaa işleri görüşülüyOj Vaşington, 7 ( R ) : İngiliz

Başvekili Mr. Churchill ile Birleşik Amerika Cumhur re-isi T ruman bu gün her iki memleketi ilgilendiren ve gö' ı-üşmelerinin esasını teşkil eden konuşmalarına başlamış ardır. Beyaz saraydan neşredi en bir tebliğe göre her iki dev

let adamı bu günlkü konuşma-larını müdafaa gayretleriyle ilgiliolan ekonomik problem-leı üzerinde teksif etmişlerdir Tebliğde, hür dünyanın savun

kanı Truman ve dışişleri baka nı Mr. Dean Achesan olduğu l m a gayretlerin? artırmağı he

halde Amerikan askerî ve si-yasî liderleriyle halkı bu bü-yük dünya diplomatım içten gelen sevgi tezahürleriyle kar şılamışlar ve Trumanla Ame-rikan basını Çörçili Amerika-nın en kıymetli misafiri ola-rak vasıflandırmalardır.

Bu siyasî görüşmelerde, In-gilterenin ihtilaflı olan birçok meselelerine de temas edilece ğine şüphe yoktur. Meselâ, İran petrolleri ve Süveyiş ka nalı meselelerinin bu günkü gergin durumunu İngiliz, A-merikan ve ilgili devletlerin dış ve iç siyasetlerine en uy-gun şekilde halletmek konusu nun da münakaşasının yapıla cağı tabiidir.

kaim buluyor arkada u - i n c e ^ ^ ^ ^ ^ l

• j j&ma Çörçil—Truman görüşme-l i . S'V"1^ ilerinin dünya meseleleri yanın

akhtÜ Klivor i f ' ^ A m e r i k a n müşte-1 " ' re ' t politikasının ana hatlarını

da ihtiva edeceği, hatta Ingil-• %

heı hangi bir geniş, d a r gö r

rsirî vardı*.

İnsanlığın müşterek refah ve sükûnunu candan istiyen birisi olarak'biz de, Akdenizan doğusundaki bu küçük adamız da, Çörçil—Truman görüşme lerinin insanlık için hayırlı so nuçlar doğuracak bir sulh sembolü olmasını en samimî dileklemizle temenni ederiz.

def tutan ekonomik problem-lerin gözden geçirildiğini ve her iki memleketi sureti husu siyede ilgilendiren müdafaa istihsalâtı meselelerinin daha küçük guruplara bırakıldığını beyan etmiştir. Kuzey Atlan-tik Paktı teşkilâtına dair bazı meseleler üzerinde de her iki devlet adamınuı fikir teatisin de bulunduğu habere eklen-mektedir.

Her iki devlet adamına res mî konuşmaları esnasında mü şavirlerinin hepsi de refakat et miştir.

Mr. Churhill beraberinde / dışişleri bakanı Antony Eden olduğu halde motosikletli mu hafızların refakatinde beyaz sa raya gitmiştir. İlk celse 70 da kika devam etmiş. Bu gün ya pılan iki celseden sonra her iki devlet adamı yarın yine iki defa buluşmak üzere ayrıl mışlardır.

Majeste 6 ıncı George Güney Afrikaya

Gidecek Pretoia, 7 ( R ) : Bu gün res

men açıklandığına göre Majes te Kral 6 ıncı George, maiyet lerinde Kraliçe Elizabeth ile Prenses Margaret olduğu hal de gelecek Mart ve Nisan ayı içinde hususî tatil için Güney Afrikada bir kaç haf ta kala-caklardır.

Majestenin bu ziyaret esna smda resmî vazife görmiyece-ği haber verilmektedi. Majes-tenin muvasalatı ile Nahalda ne kadar kalacağı daha sonra bildirilecektir.

General Eisonhower Cumhur Reisliği İçin

Aday Gösterildi *

shire ibtidai seçimlerinde Gejmiştir.

O • » «» «» • » o » «» «» m « » » » •. ı

İTİZAR \

tek lan ı

m isleri iT Mat-aat edi

15 Kasını 1951 tarihli gazetemizin üçüncü sayfa-nı utn alt kısmının sol tarafında intişar eden ve Muşta-la özker Yaşın tarafından yazılan "Lefkara Türk has-talan" başlığını taşıyan yazıya dikkat nazarımız çekildi

Lefkaradaki hükümet doktoru Bay Symeon Kassi-anidts'in 7 ürk hastalarına karşı tarafgirane muamele

şeklindeki bu yazıda adı geçen mektubun OKtora yapılmış bir isnat olduğu anlaşıldığından, ga-

- böyle bir mektubun intişar etmiş olmasın-, an f°k müteessiriz.

doktora isnatta bulunan mevzuubahis mektubun as-|[«an olmadığını kayıtsız şartsa kabul eder ve bu

intişarından cidden müteessifiz. % ^°ktor Symeon Kassianides'e beyanı itizar eyler

İHİH» uymayan bu mektubdaki ifadelerin dokto-huzursuzluk ve ıztıraptan doİayı

•umıtzu aknen beyan ederiz. • » + » • » • » « » ••» v »

Müsabakamız Neticelendi

Gazetemizin elli nüshasını kolleksiyon yapan ve-ya 50 sıra numarasını bize gönderen okuyucularımızın Kur 'a numaralan, Lefıkoşanın tanınmış şahsiyetleri huzurunda çekilmiş ve aşağıda isimleri yazılı okuyu-cularımız ilân ettiğimiz hediyelerimizi kazanmıştır.

Bu okuyucularımızın arzu ettikleri gün ve saatta idarehanemizden hediyelerini aramaları rica olunur.

Hediyelerimizi Kazanan Talihli Okuyucularımızın İsimleri

1 inci hediyemiz olan Philips markalı velesbiti ka-zanan Okuyucumuz:

Bayan ŞENAY İBRAHİM A H M E T Kalavason. Kupon No. 439

2 inci hediyemiz olan NÎSUS markalı altın kap-lama 17 taşlı kol saatini kazanan okuyucumuz:

Bayan H A T İ C E ALİ VEHBÎ, Hazreti Ömer So-kak No. 1 Lârnaka.

Kupon No. 332

3 üncü hediyemiz olan SM1TH Alarm markalı masa saatini kazanan okuyucumuz :

HÜSEYİN MUSTAFA Ankara Caddesi No. 53 Leymosun.

Kupon No. 282

4 üncü hediyemiz olan T R O P E N markalı dolma kalemi kazanan okuyucumuz:

İHSAN M E H M E T BERBER, Prenses Elaabeth sokağı No. 19 Magusa.

Kupon No. 361

Paris, 7 ( R ) : General Eison hovver bu gün neşrettiği res mî bir beyannamede siyasî va zifeye açılk ve kesin olarak çağ rılmadıkça bu gün işgal etmek te olduğu yüksek komutanlık vazifensinden istifa edip ayrıl mıyacağını açıklamıştır. An-cak General ahval ne olursa olsun, Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koymıyacağmı ke-sin olarak söylememiştir.

Senatör Cabot Lodges'un Generalin cumhuriyetçilere o-lan sadakat ve bağlılığnıa dair yaptığı beyanatına temas eden Eisonhovver "Senatör benim siyasî kanaat lanmm tam bir krokisini çizmiştir" dedi.

Senatör Lodge New Hamp

İDARE E V İ : Asmaaltı No. 75

Posta Kutusu 824

Lefkoşa-Kıbrıs

Enternasyonal Talebe Mübadelesi Cemiyeti-

nin Faaliyetleri Delft - Hollanda, 7, ( R ) :

Enternasyonal talebe mübade lesi cemiyeti 14 memleketin iştiraki ile bu gün burada kon feranslarına başlamıştır.

Küşat merasimine Belçika ve Batı Almanya sefirleri de iştirak etmişlerdir. Konferans 12 Ocağa kadar devam ede-cektir. Bu konferansta Avust-ralya, Belçika, B. Britanya, Danimarka, Finlandiya, İsra-il, İtalya, Norveç, İspanya, İsveç, İsviçre ve Batı Almanya temsil edilmişlerdir.

Türkiye, Yunanistan, Sar ve Yugoslavya ise müşahider göndermişlerdir.

Mr. Churchill Başkan Truman Konuşmaları

Başladı Vaşington 7 ( R ) : Grinviç

saat ayarı ile 16,00 da Mr. Churchill ile Başkan Truma-nın resmî konuşmalarına başla dıkları haber verilmektedir.

neralin Cumhur başkanlığı a-daylığı için ismini kaydettirdi ğini dün Vaşingtonda ifşa et-

I A K İ S L E R £ p

Kilise ve Komünistler •

Osman TÜRKAî Söylentilere göre, Kıbrıs adası İngiltere, Türkiye, &

| Am^ika ve Fransanın Orta Doğu komutanlığı merke- $ " Z1 olacaktır. Henüz gerçekleşmiyen bu söylentilerin 1

nereden çıktığı, nasıl yayıldığı bizi ilgilendirmez. Garip | olduğu kadar gülünç olan bir şey varsa, o da, komü- $ nist Akel partisinin .bu haberler karşısında faaliyetleri- & ni hızlandırması ve Kilise ile işbirliği yapmak istemesi- % dır.

NAFEN ajansı bu hususta yayınladığı bir haberde § bakınız ne diyor: "Kıbrısta şimdi komünistler Rum

'•) Ortodoks kilisesi ile birleşerek, bilhassa § inSiliz idarecilerini hedef tutan bir Batı

i

4 müştereken S aleyhtarlığı V

i kampanyasına girişmek için çalışmaktadırlar.

Kilise nerede, komünizm nerede? Fakat, madam | ki ilhak içindir, Kilise buna riza gösterir, hattâ mem- $ nun da olur belki! Komünistler ise, ilhak maskesi al- * tında entrikalar çevirmek ve asıl gaye olan kızü Rus- 1 ya'ya, kale içinden, yardım etmek siyasetininin icabatı $ olarak kilise ile işbirliği faaliyetlerini hızlandırmıştır. £

w Neticenin ne olacağım bilmiyoruz. Bildiğimiz şudur: | >1 Dün?a tehlikeli anlar yamaktadır. Akdenizin doğu- % « smda sulh ve sükûnun hüküm sürdüğü Kıbrısta sağcı % | olsun, solcu olsun bütün Rum vatandaşlarımız ateşle * 3 oynamaktadırlar. Hem de çocukcasına... §

^ Kıbrıs'ın Türkiye ile diğer Batılı devletlerin Orta | Doğu komutanlığı merkezi olması, tabiatıyla Rusya'yı >î kuşkulandırmaktadır. Bunu akamete uğratmak mak- 1 sadile Kıbrıstaki uşaklarından istifadeyi ihmal eder mi k

V hiç?. Sonra, Kıbrıs'taki kızıl kuklalar da, ilhak ' gibi " i») küvetti bir koz mevcutken Kiliseden ve milliyetçi Rum ^ lordan faydalanmamak ister mi?

Hakikatte işin ciddî ve samimî tarafı yoktur. Cid varsa, o da, gerek mahallî,

e merkezî hükümetin ilhak(:Iara ne yoldaşlara S ûsamahakâr davranmasıdır, 5

$ di ve fakat hazin bir şey § gerekse

rşh

Page 2: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.trevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/08Ocak1952...bollan. Verildi giin Al'aanyacij komiseri |»va Yollan Dna ara. SUÇ"1! için Bununla

SAYFA 2 BOZKURT 8 OCAK SALI 1951

GÜNLER GEÇERKEN

Manoug Parikian'ın Konseri

Mustafa Özker YAŞIN Pallas Sineması, 4 Ocak 1952 Cuma gecesi tarihî

biı gün yaşadı Dünyaca tanınmış keman virtiözü Kıb-rıslı Manug Parikyan; meşhur bestekârların eserlerin-den derlediği musiki demetini kemanıdan dökülen si-hirli nağmelerle bize takdim ederken, salonu tıklım tıklım dolduran yüzlerce kişiyi büyüledi ve iki saat kadar dinleyicilerini günlük dertlerinden uzaklaştırıp, hayal#âleminin*pembe derinliklerine götürdü.

Konser pek muvaffakiyetli geçmiş, Parikyan ka-dar kendisine piyanoda refakat eden George Arvani-takis'da halkın takdirini kazanmıştır. Bilhassa progra-mı süsliyen eserler arasında bulunan Tchaikovsky'nin konçertosu uzun alkışlara vesile olmuş; Joseph Gibbs, Mozart, Gluck-Kreisler, Schuıbert, Palblo Sarasate'den çalman nefis parçalar çok beğenilmiştir. Manoug Pa-rikian çalarken gönüllerimizi seslerin büyüsüne kaptır-mış ve fevkalâde bir musiki ziyafetinin verdiği sarhoş-luk içerisinde nıest olmuştuk.

Musiki bedii hisleri ifadesinin en muvaffakiyetli şeklidir. Çünkü, musiki !kulağa hitap eden beynelmi-lel bir sanat koludur. İçinizde şiir'inde kulağa hitap ettiğini iddia edenler çıkacaktır. Ancak şiir, yalnız şa-irin mensup olduğu milletin insanlara hakikî zevki verebilmektedir.. Bugün Göte'nin şiirlerinden aldığı-mız zevki Chopen'in eserleriyle mukayese edersek Göte pek sönük kalır.

Bizi iki saat kadar musikinin asude kanatları üs-tünde, hayal âleminde dolaştıran gerçek sanatkâr Ma-nug Parikyam, bir kere de bu sütunlardan alkışlamayı yerine getirilmesi elzem bir borç sayıyoruz.

Meksika'da kadınları soyan bir kabare var

Pariste "Eufer" (cehennem ve "Domino Rouge" (Kırmı-zı domino) adında iki gece ku lübü vardır ki, buraya kanlan nişanlıları veya dostlarile gi-den erkekler mutlak damalan nı (kadınlarını) değiştirmeğe mecburdurlar. Bu kızmak, da-rılmak para etmez. Çünkü bu hareket, adı geçen kabareler-de seneleadenberi bir an'ane, gelenek haline gelmiştir. Bu u sule uymak istemiyen müşteri ler, hiç ses çıkarmadan kaba-releri terkederler.

Fakat meksikadaki "Cliente kabaresi daha ileri gitmiş... Ve işi daha modernleştirmiş... Fa-raza nişanlınızla, sevgilinizle "Cliente" ye gittiniz. Kabare-ye girerken paltonuzu ve şap-kanızı vestiyere bıraktınız. Ar tık elinizi 'kolunuzu sallaya sal laya, salona girmenize bir mâ-ni kalmadığını sandınızsa, ha-liniz harap!

Çünkü yanınızdaki kadının

I I 1 İ V § * $ w $ JJÎ

İ v $

1 i û i CJ5

1 5 ü

1 n I i % 6

t es I ı

1 i

I

V 5J5

I l 1 i iv M $ V! V

1 s 0 1 1 0 9j

1 9

1 I i M s? t;' £8 1 î? I

Ortadoğu Başkomutanı Bir Türk Olmalıdır

Yazan Abidin DAV'ER

da soyunma (!) odasına geç-mesi lâzımdır. Soyunma odası mı? Evet... Damınız, kabare-nin yalnız kadınlara tahsis et-tiği soyunma odasına geçecek oradaki Bikini veya daha baş ka şekildeki dekolte mayolann dan birini giyecektir. Zaten "Clliente" nin dans salonunun kapısında şöyle bir levha asılı dır:

"Mayosuz kadınların içeri girmesi yasaktır!"

Dünyada bir eşine daha rastlanmayan bu kabarenin rağbet görmediğini sanıyorsa-nız, aldanıyorsunuz.

"Cliente" her gece bir ka-dın güzelliği meşheridir. Mek-sikanın fakirinden zenginine kadar bütün dilber kadınlan buraya geldikleri gibi, "mem-nu zevkler" peşinde koşan Hol lyvvood yıldızlan da cenup hu dudunu aşaraık sırf "Cliente" de görünmek için Meksika'ya geliyorlar.

Demokrat Parti Meclis gru-punun son toplantısında, birin ci Adnan Menderes kabinesi-nin ilk Bayındırlık Bakanı o-lan değerli Generallerimizden Fahri Belen Ortadoğu Komu-tanlığının, vaziyet icabı bir Türk generaline verilmesi lü-zumunu ve Amerikan yardımı nın kifayetsizliğini belirterek bu husustaki gayretlerinde hü lıûmete başarılar dilemiştir.

Ortadoğunun müdafaası i-çin, dünyanın bu bölgesinde bir başkomutanlık ihdası ve bu müdafaaya işaret edecek devletler tarafından tahsis edi lecek kuvvetlerin bu başkomu tanlığın emrine verilmesi dü-şünülmekte olduğu malûm-dur.

Ortadoğu komutanlığı teşki lı meselesi esas itibarile kabul edilmiş olmakla beraber henüz müzakere ve münakaşa mev-zuu çerçevesi dışına çıkma-mış; komutanlık teşekkül ve tahakkuk etmemiştir. Böyle olmasına rağmen komutanın ortadoğuya müdafaa etmek kararında olan devletlerden hangisine mensub olması me-selesi üzerinde ehemmiyetle durulmuştur ve durulmakta-dır. '

Londrada iken heyetimiz şe refine dört beş kokteyl parti verilmişti. Türk gazetecilerile tanışmak, görüşmek, fikir te-ati etmek maksadile verilen bu kokteyl partilerde bir çok İngiliz mebusu diplomatı, ge-neral ve subayı, gazetecisi, a-jans muhabiri, radyo erkânı ve tefsircisi ile görüştük. Pa-riste de bir gün Fransız Basın ve Haber Dairesi şefinin verdi jği öğle yemeğinde bu daire er kânı, ve bazı Fransız gazeteci-lerile temas ettik. Bu temas-larda en çok maruz kaldığı-mız sual, şu idi:

—Türkiye, Ortadoğu başko mutanlığına hangi milletten bir komutan tayini fikrinde-dir?

Bu suale her muhatab ol-dukça verdiğim cevab şu ol-du:

—Hükümetimizin ne düşün dünü bilmiyorum. Biz gazete-cilerin resmî bir mevkiimiz de yoktur. Onun için sualinize ve receğimiz cevab şahsî düşün-cemden ibarettir. Fakat düşün cemin Türkiyede halk efkârı-

nın umumî arzusuna tercü-man olduğu kanaatindeyim. Ortadoğu başkomutanlığına, bir harb halinde bu komutan-lık emrine en çok kuvvet tah-sis edebilecek ve en mühim va zifeyi alacak millete mensub birinin tayini en makul ve en mantıkî, aynı zamanda en hak lı bir şekil olur.

Sonra ilâve ediyorum: —Ortadpğunun müdafaa-

sında en büyük yükü hangi devlet .yüklenecektir? Bu mü-dafaada strateji bakımından hangi memleket en mühim va ziyettedir? Bir harb olursa İn giltere, Amerika ve Fransa Or tadoğu müdafaasına ne kadar kuvvet tahsis edebilirler? Bu günkü şartlar altında, bu üç devletin Ortadoğu komutanlı-ğı emrine verebilecekleri kuv-vetler, bir miktar hava ve de-niz kuvvetile mahdud teknik birliklerden ve nihayet bir kaç tümenden ibaret kalacaktır. Buna mukabil, stratejik vazi-yeti itibarile Türkiye seferber edebileceği büıtün kara, deniz ve hava kuvvetlerile Ortadoğu yu ve bu arada kendisini mü-dafaa edecektir. Öteki üç dev letin Ortadoğuya tahsis edebi lecekleri küvetlerin topyekûn, hepsini bir araya toplasanız gene Türkiyenin bilhassa kara ordusu bakımından seferber e-deceği ve savaşa sokacağı kuv vetlere nisbetle çok az olacak-tır. Ortadoğunun müdafaasın da en ağır yükü yüklenecek millet, Türkiye olacağına göre bu komutanlığa bir Türkün getirilmesi icab eder.

Bu sözlerime bazan şu cevab veriliyordu:

—Ortadoğudaki kara kuv-vetleri komutanlığına bir Türk generalinin tayini bahis mev-zuudur. Bizim anlamak istedi ğimiz Ortadoğu başkomutanı-nın bir İngiliz mi, yoksa bir Amerikalı mı olması hakkında ki fikrinizdir?

— Bu meselede mühim olan cihet, başkomutanlıktır. Çün-kü umumî stratejik sevk ve 1-dare başkomutanın elinde ola çaktır Ve kara kuvvetleri ko-mutanı da, hava ve deniz kuv vetleri komutanları gibi, onun emri altında bulunacaktır. Modern harb, kara, deniz ve hava ordularının sıkı bir işbir

(Devamı sayfa 3 te)

1 ürk işleri Komisyonu Ara Raporu

37

Murahhasını müzekere mua-melâtından masum kılan 18' 90 yılının 7 numaralı Müzek. kere Kanununun 8 inci mad-desi feshedilmeli ve Evkaf Di rektörü, Heyeti ve Yüksek Meclisi müzakere muamelâ-tına tabi tutulmalıdırlar.

(10) Evkafın malî taahhüd lerini ilgilendiren kararlar, enHeyetin veya Yüksek Mec-lisin en az iki arasına veya son seçimin on Kaza Mümes-siline felâketi mucib veya pek tehlikeli göründüğü takdirde, ahvale göre, iki aza veya 10 mümessil Evkafın böyle biı kararını tezekkür etmesi için istida ile Âli Mahkemeye mü-racaat edebilmelidir. Eğer Mahkeme o kadar tatbik edil diğinde Evkaf için malî hu-susta ya pek tehlikeli veya fe-lâketi mucib olacağına kani o-lursa, öyle bir karar Mahke-menin emri ile nakzedilecek; daima şu şartla ki bu gibi mu hakemeler hakkında yapılan

! masraflar — istidanın neticesi ne olursa olsun — Evkaf ta-rafından ödenmelidir, meğer ki istidayı dinliyen Mahkeme istidayı manasız veyahut ta müstedilerin hüsnüniyetle ha-reket etmediklerine kanaat ha sil etmiş olsun. Bu gibi istida-ların istimaında bu maksad i-çin yapılacak muhakeme yük-sek Türk Hâkimlerinden biri-nin de Mahkemeye seçilmesi Türk cemaatinin dileklerinden dir. Fakat Leymosun Kaza mümessili o kasabada yapılan toplantıda bu gibi meselelerin

TEŞEKKÜR Mütekaidlerin malî durum-

larının ıslahı hususunda hükû met nezdinde teşebbüste bulu hınmak için vakit vakit yapı-lan umumî toplantılara ait ilânlan parasız neşretmiş ol-duklarından bütün Türk gaze telerine teşekkür etmiye 16 Aralık 1951 tarihinde müte-kaitlerin umumî toplantısın-da karar verilmiş ve bundan sonra yine matbuatın kıymeUi yardımlannın esirgenmiyece-ğı ve davalarının desteklenece ğı ümidi izhar olunmuştur.

Bir Kadın Hizmetçi Aranıyor

İsteklilerin Türk Kon solosuna müracaatı.

Âli Mahkemeye gitmemesi fa-kat Müftünün başkanlığında oturacak üç aile hâkimine gö-türülmesi fikrini izhar etti. Bu teklif, Adanın diğer Kaza Mü messilleri tarafından kabul e. dilmedi.

Evkaf Fermanında va-si değişiklikler yapılma lıdır.

(11) Sadece Evkaf Ferma-nının vasi surette tadil edil-mesi veya büsbütün değiştiril mesi icab etmekle kalmıyor, fakat bütün Evkaf kanunu ta dil edilmesi gerekiyor. Tadilin zecrî bir surette olması şart de ğildir. Bazı modası geçini; maddeler kaldırılıp modern i-cablara uygun maddeler kon-malıdır. Evkaf Kanunun "Cy-pes" doktrini şumulüne aid ni zamlar, modern adlî telâkki-er ışığında tevsi edilmelidir. 1928 Evkaf Fermanı ile Ev-caf Kanunu arasındaki Kanu nun temeline dair mübayenet ler, kanunda lâzımgelen tadil ler ile bertaraf edilmelidir. Mütevellilerin salâhiyet ve va-zifeleri de değişikliğe muhtaç-tır.

MAARİF Daha sonraki bölümlerde

Maarifle ilgili tavsiyeler, anlı yabildiğimiz derecede Türk ce maatinin — bizim de tama-mile iştirak ettiğimiz — dilek ve emellerini ifade etmektedir. Mamafih, Hükümetin Maari-fi yalnız Türk cemaatine aid bir mesele olarak ele alamıya-cağını ve tavsiyelerimizin, bir bütün olarak maarif mesele-sinde Hükümetin takib ettiği umumî siyasetin zemini üze-rinde tetkik edilmeleri icab et tiğini takdir ediyoruz.

Maarif meselelerinde, Rum cemaatine verildiğinden daha fazla kontrol hakkı taleb etmi yoruz. Diğer taraftan bu kont rolümüzün daha az olmasına da sebeb görmüyoruz. Bu rad deye kadar, bundan sonra gele cek tavsiyelerin sadece kısmen olarak derhal tatbikleri kabil' dir. Geriye kalan kısımlar Hü kûmetin umumiyet itibarile maarif,, hususundaki siyaseti-nin istikbaldeki gelişmelerini beklemelidir. Ümid ederiz ii bu gelişmeler pek yakın bir a tide meydana gelecektir. f

(Devamı var)

M

M Ü t

ter oturt*'

jüjtntınn pi-li, Ceiı^f w . ı

m*'***0" MI*»1"*"'

• "

hf imn bi&tâi* P JmjmtrdnrMu (»m® mburduM^'1

gorirted MM» ' su, Gcmitf* ̂ M ' ü. Gamtıfk ^ şM ti TU ddbpnıt u W " > m

*rkiltritJmtf'1"^"' *'< „i tir ktrüı natifil"*"' '<

"Biıı d dahric fi • uut fn Bin d: t fü ie: [i ı»

hm nesil kir şUt im , ım '«• ficığin.

Gıdatıp nut *uı> r hirlırimi^a Mır.)'«« t Um. Mut. lejrmlsnu b İn . . . ,> JMa kjy/mâ iamı.

Tekliftim Davet Olunur

Okul Komisyon j };£., elinde bukm ı^ . , ̂ n

sinin plân ve jeni^K ,

bu köyüne aiı dul ^

davet oJueuj-.

2' Teklifin^ j, . Jkjfu g , "

Maaıif J ^ ,

şekilde ıztırabım daha hafif olacaktır. Bana fazla azap verme den hemen gidin. Çok rica ederim.

—Argun, kuzum çıldırdın mı sen? Aşkımın önüne hiçbir engel geçemiyeceğini bilmiyor musun? Büyük aşkımızı böyle bir anda öldürmiye nasıl da cesaret edebiliyorsun? Baloda bu hususta konuşurken sen şaka ediyorsun zannettim. Bu-nun üzerine ben de şaka olmak üzere o sözü söyledim. Ha . kikatta böyle birşey kastetmedim.

Belki de doğru söylüyordu. Lâkin o anda düşünemiyor-dum. Bütün hislerim ölmüştü. Şakaklarım zonkluyor, kulakla run çınlıyordu. Benim sadece en az azapla aynlmak şeklini hesap edebiliyordu. Bunun dışında düşünce ve harekete muk tedir değildim. Şimdi Margaret ağlıyordu. Elimi elleri ara-sına almış, yüzüne sürüyor, yaşlarla ıslatıyordu. Daha fazla tahammül edemedim. Bildiğim birkaç Malayaca kelime ile şoföre Raffles Hotel'e dönmesini söyledim. Kapıyı kapattım.

taHL Cj

düm. Ağlıyordum. Sonsuz zannettiğim bir macera böyle bit-mişti. Hayatta hiçbir şey sonsuz olamaz demek...

x—xx—x Hotele sabaha yakın dönebildim. Dostoğru odama çıkıp F|sairei{)J

m i rloı'rlrtîm T-I!o ttnlrli jV, „ 1- 1 »nn !)• C ».

3. Her miteaiH

tff3»w

Mjye ^ *

İbHi^l na lerini

•ta

Yazan: Argun F. KORKUT 5 1

Şoför makineyi işletti. Motör homurdandı. Yolcusu kendini arabanın yastığına bıraktı. Histeri nöbetine tutulmuş gibi ağlıyordu. Çare yoktu.

Arkama bakmadan kayalıklara doğru yürüdüm. Salla-nıyordum. Iztırap beni sarhoş etmişti. Aşağıya baktım. Ba-şım döndü. Ürpererek yanımdaki kayaya tütündüm.

O anda ayın önüne ince, küçük bir bulut geçti. O bile matem tutacak bir yol bulmuştu.

Yanağımda bir sıcaklık hissettim. Elimi yüzüme götür-

sırtımı değiştim. Hiç vakit kaybetmeden eşyalarımı topla' dım. Hesabımı kapatıp aynldım. Az sonra bir kerre daha Çangi yolunda idim.

Elveda Margaret. Elveda güzel sevgilim ve Uzak Dogu

yolculuğumun eşsiz yoldaşı. Sana karşı evvelâ yalancı, sonra da hodbin davrandım. Beni affet. Ne yapayım ki elimde de-ğil. Bu benim yaradılışım. Kalp, .kırmaktan, karşımdaki»1

azap içinde kıvrandırmaktan zevk duyarım. Belki vahşi ruh luyum. Olabilir. Fakat bunda da benim kabahatim V* Çok kınlan kalbim zamanla katılaştı. Çok ıztırap içen & hum ıztırap verm'ıye alıştı. Benî affet. Maceramızı ebediyi devam ettirmek isterdim. Ne yazık ki kader yollarımın #

M A AD TARAFINDAN SAYISAL ORTA

faıte

me

İM

^ H r

L

m .

m •ilmisi

Page 3: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.trevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/08Ocak1952...bollan. Verildi giin Al'aanyacij komiseri |»va Yollan Dna ara. SUÇ"1! için Bununla

151

mu 8 OCAK SALI 1951

nesi fa-lığında ine g ö -

etti. Bu Mu

kabul e-

jda va-ıpılma

BOZKURT SAYFA 3 •. t mmmmi- <«• mıommmmamamom^mommm

« - , , . . . , . o i Memleket Haberleri |

GAZİANTEP Z. Nuri DAĞDAŞ

Her yıl Türk şehirlerin kurtuluşları o günlerin he yecanları içinde kutlanır, bayram yapılır. Düşman çiz

? meşinden, istilâ projesinden ve boyunduruk altında | yaşamaktan kurtulmanın sevinci, Türk şehirlerini baş-y tan başa sarar. S I

Gaziantep'in kurtuluşunda daha başka bir mâna V vardır. Bu şehir, kendi nefsini kendisi korumuş, bütün $ kuvvetiyle düşman üstüne saldırmıştır. Şehri teslim a aian düşman kuvvetleri, daha zaferin zevkini bol bol ') tadamadan, Türk erkeğini ve kadınını karşısında bul-

muştu. O zaman her çeşit silâh ele geçirebilen şey-ler olmuştu. Hür yaşamak kaygusu, namusu yabancı göze bırakmamak düşüncesi, bir canlı ordu halinde düşmanın göğsüne vurmuştu. Vurmuştu ve öldürmüş-:ü. Gaziantep kalesine çekilen bayrağın o zamanki du ruşunda Türk hamasetinin yarattığı gerçek efsaneler $

i Antep şehri gazi adına böylece hak kazandı.

ardı; o bayrak o efsanelerle dalgalanıyordu.

Kurtuluş savaşımızın ne büyük mücedeleleri v'ar-

,f Ferma-tadil edil-

; değiştiril kalmıyor,

kanunu ;a T. Tadilin

ı şart de ( geçmiş modern i-eler kon-

unun. "Cy-ne aid ni î telâkki-

| edilmelidir, inanı ile Ev- | sındaki Kanu y ir mübayenet 'J | Miıgelen tadil ^ edilmelidir, ftiıiyet ve va-liliğe muhtaç-

R.1F İ böjümlerde Bivsiyeler, anlı ecede Türk ce jim de tama-fctıiz — dilek • e etmektedir, (tenetin Maari-

aatine aid ele alamıya- I

ımizin, bir | , <•>

tLgjL6" Teklif name Davet Olunur

Okul Komisyonu Reisinin elinde bulunan Maarif Daire sinin plân ve şeraitnamesi mu cibince Baf kazasında Yeroşi-bu köyüne ait okul binasının inşasına ve saire içııı teklifna-m-e davet olunur.

2. Teklifnameler, bu ilânın neşrinden 3 hafta zarfında doğrudan Maarif Müdürüne gönderilmelidirler.

. If 3. Her müteahhit teklifna-ılan kısımla ı meşinde, her iş için ayrı ayrı umiyet itibarı ^ y - ğ miktarını, kefilinin is-»undaki si/asetl

m ; n ; y e a y n j zamanda bu mü ski gelişmcle" n a s eb e t le şimdiye kadar inşa

Ümid edenz ettiği binaları zikretmekle, bi na inşası hakkındaki tecrübe-lerini sarahaten beyan eyleme lidir.

4. Teklifnameler mühürlen meÜ ve zarfın üzerine şu söz-ler yazılmalıdır : "Yeroşibu Türk Okul binasının inşası ve

adam ı W s a ı r e teklifname".

top!i 5. Yukarıdaki bilûmum şe-jJt raite ve hususile 4 numaralı

kayda sıkı bir surette riayet Uzak o l u n m a ( l l k Ç a hiç bir teklifna

I ' so"1 m e lezekkür olunmıyacaktır. ^ " r ele & Okul Komisyonu en dun

k l 1 ^ veya hiç bir teklifnameyi ka-kaıv"1 j bul eylemök mecburiyetinde

Um i j ı« Okul Komisyonundan.

I I ebedim Yerrçibu, l a r ı I D izı a) Tarih : 5.1.1952,

Mısırlı Rakkase ile Milyoner arasında Dedikodulu Nişanlanma

ç H V

i ö v i 1 8 8

i I

I 4 * V ı s c 5

Ikıb ettıgı mini üze-

İlmeleri icab et liyoruz. felerinde, Rum |üğ inden daha lakkı taleb etmi a r a i t a n b u kont

j^a az olmasına lüyoruz. Bu rad ından sonra gele m sadece kısmen tatbikleri kabil-

r pek yakın bir' a gelecektir.

var)

dır. Türk ruhunun yarattığı her çarpışmada ne engin $ bir iman bütünlüğü gizlidir. Her şehrimizin kurtuluş § bayramlarında çalınan davulun âhenginde ve oyna-nan kıvrak zeybeklerin erkekliğinde bu mâna her göze görünecek şekilde bellidir. Geçen gün, Ankara radyo-su, Gaziantep'in kurtuluş günü için bir program ver-di. Gaziantep'in, halk ruhunda fışkıran türkülerinde, çördük ki Türk erkekliğinin asil cesareti nağmelerde dâhi gizlidir. Türk şehitlerinin ruhlarına ulaştırılan bu Pürkülerde, Antep'e "Gazilik" ünvanı veren mertli-

ni bir kardeş sıcaklığiyle sezdik. Yahya Kemal'in: "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik" mısra-

larını nasıl bir aşkla hatırladığımı burada tarif edemi-yeceğim.

Gaziantep, Anadolu'nun güneyinde büyücek şe-hirlerimizden biridir. Yakın yıllarda çok geliştiğini ukuduk. Bayramlarına bir duygu zenginliği ile katıldı-ğımızı duyurmak isteriz.

:•> • mmmmmmmmmmmmaasi Lefkoşa Türk Yoksullarına

Yardım Kurumu Sekreterliğinden:

İLÂN 12 Ocak 1952 tarihli Cumar-tesi gün ö.s. Kardeş Ocağı sa-lonunda Lefkoşa Türk Yoksul larına Yardım Kurumunun yıllık umumi toplantısı olaca-ğından bilcümle azanın hazır bulunması rica olunur. Gündem:

1. Kurumun bir senelik he-sabatı.

2. Kuruma yeniden heyeti idare ve müfettiş intihabı.

3. Nizamnamenin 13 üncü madesinin tadili.

4. Kurumu alâkadar eden her hangi bir mevzuun müza-keresi.

Heyeti İdare Emrile 1. ORHAN

Sekreter.

Texsas'lı Sheppard King'in Mısırlı rakkase Samiye Gamal ile olan aşk macerası bütün dünyada büyük bir alâka u-yandırdı. Bütün dünya gaze-teleri, petrol kuyularına sahip olan milyoner bir ailenin va-risi bulunan 26 yaşındakiKing in yanık tenli Mısırlı dansöze daha ilk görüşte nasıl âşık ol-duğunu, Samiyenin bu yakı-şıklı Amerikalıya gönlünü kap tırdığını ballandıra ballandıra yazdılar.

Hâdise o kadar dallanıp bu daklandı ki, dünyamız türlü ihtilâflarla meşgul olduğu hal de Samiye—King romanına İran'ın petrol davasından ve-yahut Süveyiş kanalından faz la ehemmiyet verdiler. Hele son olarak Sheppard King'in Samiye ile evlenmek için is-tida edip müslüman olması ve Abdyllah adını alması bu bü-yük aşk macerasını dillere des tan etti.

Dallas'lı olan Sheppard King milyonluk bir ailenin vârisi bulunmaktadır. Shep'in babası Texsas'ın babası milyo ner petrol âmillerindendir. A-ilenin serveti tahmin edildiği-ne göre 30—40 milyon doları bulmaktadır. îyi bir tahsil gö ren Sheppard King, petrol iş leriyle az meşgul olmuş daha ziyade mirasyedi bir hayat ya şamış, üç sene evvel Gloıia isminde güzel bir kız ile evlen mişti. Fakat ikisi de genç, gü zel ve zengin olan çiftlerin ev lilik hayatları hiç te iyi olma mış, neredeyse mahkemelik olacak bir hale gelmişlerdir.

Bu sene Ağustos başlarında Avrupaya gelen Shephard King bütün Amerikalı milyo-nerler gibi, Fransada, İtalyada bir mirasyedi hayatı sürmeğe başlamış bir arada karısını Roma'da bırakarak kız karde şi Ruth'un yanına, Paris'e git miştir. King ile Samiye işte burada Champs-Elysees'deki "Lido" gece kulübünde kız

kadar vâsıl olunca, anası gürül tüyü koparmış, oğluna derhal çektiği bir telsizde "Eğer bu dansözle evlenmek için dinini değiştirirsen seni evlâtlıktan ve varislikten reddedeceğim" demiştir.

Ama aşk ferman dinler mi? Sheppard ve Samiye bu telg-rafı alınca hiç telâşlanmamış laır. King gazetecilere: " Bu 0 kadar mühim- bir mesele de ğil ... Anneleri bilirsiniz, bu gibi hallerde evvelâ kızarlar, ama sonra yelkenleri suya in-dirirler.Hem de mirastan mah rum olmak o kadar mühim bir şey değil bence. Çünkü ge çipecek biır kaç kuruşum var" demiştir.

Aşk macerası böyle bir hal alınca, King'in eski karısı da, kocasının tarafını tutmuş (!) Onun mesut olabilmesi için aynlmakta zorluk çıkarmıya-cağını söylemiştir. Sheppard-ın kız kardeşi de ağabeyisinin tarafını tutunca, anne yalnız kalmıştır.

Şimdi Samiye Mısıra gitmiş bulunmaktadır. Sheppard'da Pariste lüzumlu bazı işlerini ta marnlamak üzere kalmış ve bir kaç gün üzere de sevgilisi ile evlenebilmek için resmen istida edip Abdullah adını al mıştır. Şimdi Texsaslı milyo-nerzadeyi herkes Abdullah King diye çağırmaktadır.

Dillere destan olan bu aşk macerası burada bitiyor ama, henüz düğün — dernek olma-dığından, bu iki çift hakkında yazılacak daha pek çok şey kalmıştır. Bunlan da düğün— dernek olduktan sonra gazete sütunlarında göreceğinize e • min bulunmaktayız.

KİRALIK EV Lefkoşada Kaymaklı Kapu-

sunda Saloniki sokağında dört odası, salonu, aşhanesi, Avru-pa banyosu, akar suyu, cer. yanla işleyen su motoru ve ge-niş avlusuyle 5 numaralı yeni bir ev kiralıktır.

İstekliler ayni eve müracaat edebilirler.

Ortadoğu Başkomuta-nı Bir Türk Olmalıdır

(İkinci sayfadan kalan) liği ile savaşmalarını icab etti rir. Zaferi de, ancak bu işbir-liği temin eder. Fakat Orta-doğuda, coğrafi vfe stratejik

kardeşinin delâletiyle tanışmış' vaziyet bakımından harbin mihverini ve ağırlık merkezini Türkiyenin kara ordusu teşkil edecektir. Bu itibarla bütün kuvvetlerin kara ordusunu sevk ve idare edecek olan ko-mutanın emrinde olmasa icab eder. Mademki kara kuvvetle ri bir Türk generalinin emrine verilecektir; o halde Ortadoğu başkomutanının bir Türk ol-ması lâzım gelir. O zaman, ha va ve deniz kuvvetleri de, bir İngilizin, bir Amerikalının em rinde bulunabilir. Ortadoğu bölgesini bütün kuvvederile müdafaa edecek olan devlet Türkiye olduğuna, göre, baş-komutanlığı bir Türk genera-line verilmesi en münasib, en makul, en mantıkî \ e en hak-lı şeklidir. O zaman bu mevzu da İngiltere ile Amerika ara-sındaki görüş ihtilâfı da orta-dan kalkar. Türk komutanları

lardır. Mısırın en meşhur ve Kral Faruk'un hususî donsö-zü olan Samiye Avrupada ve Amerikada da büyük bir şöh-rete sahip bulunmaktadır. 24 yaşında, fevkalâde güzel vü-cutlu, cana yakın bir kız olan Samiye, daha ilk danstan son ra Sheppard'dan çok hoşlan-mış, delikanlının kulağına fı-sıldadığı tatlı kelimelerle gaş-yolmuş, aradan bir saat bile geçmeden iki genç birbirlerine deli gibi âşık olmuşlardır.

İşte mesele bundan sonra çatallaşmıştır. Sheppard King Samiyeye âşık olduktan sonra ertesi gün onunla derhal ni-şanlanmış, sevgilisiyle evlen-mek için dinini de değiştirece ğini ilân etmiştir.

King'in bu karan Amerika da ve dünyada akisler yarat ıgaıj Dalles'tak'ı iengin ailesine

•:•> <•> >:•:• :<•> s

Demir Spor Kulübünde Seçim

Tuzlada Demir Spor kulübünde son yapılan idare heyeti seçiminde kazananların isimleri şunlardır:

Süleyman Rasıh, Baş kan.

Yusuf Ziya, Asbaş-kan.

Süleyman Mehmed-Sekreter.

M. Turgut, Veznedar Akif Mustafa, Tah-

sildar. Bozkurt: Başarı dile-

riz. 82 Evlenme

Geçen Pazar günü Ley mosunda 50, köylerinde ise 32 evlenme düğünü olmuştur.

Leymosunda İhracat Leymosunda Prince

of Malta ve diğer iki va pura şunlar yükletilmiş tir:

Portakal 4 milyon a-det.

Harup 700 ton Kuru Üzüm 200 „

6 Ay Hapislik 90 Lira Ceza

Leymosunda bazı borç senetlerini tahrif etmiş olan Rum faizci-lerinden terzi Dimitra-ki Kameno 6 ay hapse ve 90 lira cezaya mah-kûm olmuştur.

Apollon Mabedi Kuri'de yapılan haf-

riyat neticesinde Apol-lon mabedine ait eserle rin bulunduğu bildiril-mektedir. Banana Bahçelerinde

Büyük Zarar Leymosun bahçele-

rinde, son esen şiddetli rüzgârlar neticesinde banana (muz) lara bü-yük zarar olduğu haber verilmektedir- Leymo-sun kazasında senede en azdan 6 bin lira kıy-metinde (muz) istihsal edilmektedir.

Parlock Hill Mağusa açıklarında

karaya oturan Parlock Hill vapurunun yüzdü-rülmesi için Karm is-minde hususî bir tahli-siye vapuru getirtilmiş tir.

arasında, bu başkomutanlığı li yakat ve ehliyetle ifa edebile-cek olanlar da vardır.

Güzide bir Türk generali olan sayın Fahri Belenin dile ği tamamile yerindedir. Bu, bir politika ve prestij meseleai değil, Aikerî ve tratejik b":ı d.ı vadır. Askerliğin ve stratejinin emrettiği şekilde halledilmek lâzım gelir,

(Cnınhurijet'ten)

S K C - S K C M M î M â

Difteri Leymosunda küçük

bir çocukta difteri gö-rüldüğünden sıhhî ted-birler alınmıştır.

Tank Leymosun limanına

çıkarılan çok miktarda tank ve askerî otomo-biller Polemitya'ya nak ledilmiştir.

Yağ Fabrikası Leymosunda kurul-

masına karar verilen yağ fabrikası için 25 bin liranın harcanılaca ğı bildirilmektedir.

Şikâyet Rum çiftçiler birliği

tarafından hükümete müracaat ederek ada-mıza İtalyadan zeytin yağı getirileceğinden dolayı şikâyet edilmiş-tir.

Kıbrıs Beynelmilel Üs Olacak

Paris kaynakların-dan alınarak yayınla-nan bir haberde Kibri-sin beynelmilel bir üs olması düşünülmekte-dir. İddia edildiğine gö re Çörçil-Truman ko-nuşmalarında Kıbrıs meselesi de görüşüle-cektir-

Elektrik Santralı ' Lefkoşanın ihtiyaçla-rı için Tseri'de inşasına devam olunan yardım-cı elektrik santralı ö-nümüzdeki Hazirana kadar ikmal edilerek şehirdeki fabrikalara ucuz ceryan verileceği bildirilmektedir.

Sahiplerine İade Olunacak

Şimendifere ait de-mir hatları söküldük-ten sonra erazinin eski sahiplerine iade edilme si için tertibat alınacak tır.

Mahkeme Davaları Lârnaka mahkeme-

sinde geçen bir yıl zar-fında kaydedilen dava-ların teferruatı şöyle-dir : Hukuk davaları 1,060 Cinayet davaları 6,613

Ağır Ceza mahkeme si için kaydedilen dava ların sayısı 22 idi.

Yolcular Geçen 1951 yılında

Lârnaka liman mdan 2,084 yolcu gelmiş,6,241 hareket Emiştir.

Leymosun Komiseri Alman malûmata gö

re Mr. Reddaway Ley-mosun Kazası Komiser ligine tayin ohınmu-tur

* MAAD TARAFINDAN SAYISAL O

Page 4: Bozkurt - evrak.cm.gov.nc.trevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/08Ocak1952...bollan. Verildi giin Al'aanyacij komiseri |»va Yollan Dna ara. SUÇ"1! için Bununla

SAYFA BOZKURT

Çetinkaya berbat bir oyundan sonra Lârnakanın Epa takımına 4-1

mağlûp oldu

ingiltere AtomBombası İmal Etmiş

Vaşington, 7 ( R ) : Ameril.a da intihar etmekte olan "Nevvs and WoId" dergisi Ingiltefe-nin atom bombası imal ettiği n: ve Amerikadaki tecrübe ala n nda infilâk ettirmesi ihtima li olduğunu haber ver-mektedir.

Resmiyet taşımıyan bu der gi daha fazla tafsilât verme-mekte ve haberin de hangi menbadan alınd:ğını zikretme mektedir.

8 OCAK SALI 1951

y f l B f t N C I B F f S i r i D f t N j

ÖZETLER Mim Varoğlu

Geçen Pazar günü Lefkoşa stadında muazzam bir kalaba-lık önünde oynanan Çetinkaya Epa maçını takımımız bozuk biı- oyundan sonra 4-1 kaybet miştir.

Oyun umumiyet itibariyle sinirli bir şekilde cereyan et-miş ve sporseverleri hiç bir su rete tatmin edememişti. Takı mimiz oyuncularının bir ta kim asabi hareketlerine Hüse yinin de hakemi yumruikladığı ilâve edilirse oyunun futbol-dan maada her şeye benzedi-ğini herkes takdir eder. İtiraf etmek lâzımdır ki hâkem yüz başı Harper oyunu idare ede medi. Fakat futbol oynamak tan maksadın evvelâ spor, ve galibiyetle mağlûbiyetin an-cak vasıta olduğunu oyuncula rın anlaması lâzım gelen za-man çöktan geçmiştir. Hüse-yinin yapmış olduğu hareket, hem iyi bir oyuncu olan kendi si için ve hem de kulübü için kara bir lekedir.

Futbol sahalarında vuku bu lan en ufak bir hadiseden do-layı bizlere küfürler savuran-

i r X

üncü dakikada ileriye kaçmış Imadı. Oyunun tamamile Epa olan Defteralıdan topu kurta- nısıf sahasında cereyan ettiği ran Epalılar senterforlan va-sıtası ile akına geçtiler. Hüse yinin üstüne sürüş yaptığını gören senterfor boş olan sağ açığa pas verdi ve o da yakın bi mesafeden ilk golü attı.

Bu golden sonra afallıyan takımımızın çoik geçmeden i-kinci golü de yedi. 18 inci da kikada Hüseyinin sebebiyet verdiği bir serbest vuruştan Epa senterforlarının kafa vu-ruşundan ikinci golünü kazan dı. 21 nci dakikada Epalıla-nn ortadan yaptıkları akın ne ticesinde sağ açıklan vasıtasile üçünce gollerini de atınca ar-tık takımımız mağlûbiyeti ka bul etmiş bir vaziyette dağı-nık oynamaya başladı. Takı mimiz alkınlar netice vere-miyordu. Buna mukabil Epa üçüncü golün verdiği hızla ra hat bir oyun oynıyarak kalemi zi tehdit ediyordu. 33 ve 35 inci dakikada Erol ve Erdoğa nın şutlarını kaleci kurtardı. Biraz sonra kazandığımız bir korner neticesinde Defteralı-

sırada Bardak ve Erdoğan ilki şer gol kaçırdılar. 31 inci da-kikada Epa nısıf sahasında ka zandığımız bir çift vuruştanAli bir gol attı. Hakem bunu gol saydığı halde Epanın kaptanı nın şikâyeti üzerine vuruşu tekrarlattı. İki dakika sonra kalemize doğru olan tehlikeli bir akını Etem ceza sahası ha ricine çıkarak favulla durdut tu. Bütün oyun boyunca aksi kararlar veren hakem yan ha kemin itirazına rağmen bunu penalti ile cazalandırdı. Bu karar üzerine Hüseyin hakemi yumrukladı ve dolayısıyle o-yundan çıkarıldı. Penaltiden 4 üncü gollerini kazanan Epa artık vaziyetten emin bir şe-kilde oynıyordu. Takımımızın son dakikalarda yaptığı akın lar netice vermeyip oyun Epa nın 4-1 galibiyeti ile sona er-di.

* İ •

Epa kalecisinin bir kurtarışı lara böyle bir fırsatın verildi-ğine doğrusu içimiz sızladı. Hüseyin belki de bu harekette bulunduğundan pişman olmuş tur. Yalnız bu hareketinin hem kendisine ve hem de ta-kımına pahalıya mal olacağı n. evelden takdir etmeliydi. Son olarak bundan böyle hiç olmazsa takımımız oyuncula-rının hiç bir hadiseye sebebi-yet vermemelerini temenni e-der ve yüzbaşı Harpere de gazetemiz namına teessüfleri-mizi beyan eyleriz.

OYUN Oyuna müthiş bir rüzgâra

karşı başladık. Alini Epalılar-dan kurtarıp da sağa doğru uzattığı top taca ç&tı. 3 üncü dakikada Epa ilk tehlikeli akı nı yaptı fakat Etem müdaha-le edeek tehlikeyi bertaraf et-ti. Oyun 10 dakikalık bir müd de t için ortada oynandı. 14 |

nın kafa vuruşu direkten şeri geldi. 42 inci dakikada Hüse yinin uzun bir vuruşunu yaka layan Erdoğan takımımızın şe ref golünü attı. Bu golden sonra açılan takımımız Epa kalesine tehlikeli akınlar yap mışsa da vaktin bitmesinden netice alamadı.

IKINCI DEVRE Bu devrede takımımız ta-

mamile hakim oynamasına rağmen for hattının asabi o-yunundan dolayı netice elde edemedi. Epa takımı tamami le müdafâaya çekilmiş bir va ziyette. Sağdan soldan kazan-dığımız kornerler akim kalı-yor. 12 inci dakikada kaleci ile karşı karşıya kalan Vedat mühim bir fırsat kaçırdı. 20 inci daikikada Epa beki Veda tı tam gollük pozisyonuna gir diği vakit çelmelediği halde hakem bu hareketi cezalandır

TENKİT Yukarıda da işaret ettiği-

miz gibi takımımız hiç muvaf fak olamadı ve dolayısıyle o-yunu kazanamadı. Epa takı-mı ise eksik kadro oynaması-na rağmen bilhassa birinci devrede iyi oynadı.

Hakem oyunu idare edeme di.

Haber aldığımıza göre Çe tinkaya atılan golün sayılma-dığını ve aleyhe verilen penal tinin gayrî nizami verildiğini iddia ederek oyunun neticesi ne itiraz etmiştir.

GÜN DOĞANLASIN

YILDIZ FALI 6 Ocakta doğanlar, doğru,

adil ve iyi kimselerdir. Temiz bir kalpleri ve yüksek mahke me kudretleri vardır. Yüksek mevkilere ulaşabilirler. Her türlü güçlüğü yenmek husu-sundaki 'kabiliyetlerinden isti-fade etmelidirler.

7 Ocakta doğanlar, sevimli kimselerdir. Aşk sahasında ta lihleri açıktır. Bu gün doğan-ların para ve servet bakımın-dan da talihleri açıktır. Kalp ilerinde ihtiras çok kuvvedidir Endişe ve kederlerden kurtul-mak için hesaplı hareket etme leri lâzımdır.

8 Ocak—Bu gün doğanla-rın ilerlemeleri için istidatları çok kuvvetlidir. Karşilarnıa bir çok iyi fırsatlar çıkacak tır. Bu fırsatlardan istifade et-meyi bilmedirler. İhtiyarlıkla-rı için gençliklerinde servet a-yırmalıdırlar.

lalyada Atletizm Bilindiği gibi ltalyada atle-

tizm büyük ölçüde yayılmış bu lunmaktadır. Yeni yıl münase betile yayınlanan istatistikle-re göre geçen 1951 yılında 64,951 çeşitli spor müsabaları yapılmıştır. Bu müsabakalarda hakemlik vazifesi görenlerin 4,962 olduğu bildirilmektedir. Geçen yıl İtalyan sporcuları memleket dahil ve haricinde hepsi de beynelmilel olmak ü-zere 53 müsabakaya iştirak et mişlerdir. ltalyada muhtelif guruplarda 109,347 sporcu ça Iışmak tadır.

ithalât Azaltılacak İran Millî İktisad Bakanı

doktor Ali Emini tarafından yapılan bir açıklamada petrol işlerinin durması dolayısıyle hariçten memlekete idhal e-dilen malların yüzde 40 nis-betinde azaltılmasına karar ve rilmiştir.

Yugoslavyada İktisadî Korkular

Paris basınında bildirildiği-ne göre Yugoslavyada iktisa-dî zorluklar her gün artmak-tadır. Bunun neticesi olarak 1951 yılında

Yeni Helikopter Uçakları

İngilterede yeni tipte imal edilen çifte pervaneli Helikop ter uçakları 13 yolcu taşıyabil mektedir.

Amerikanın Açığı Vaşingtondan yayınlanan

resmî rakamlara göre Ame-rikanın 1951 sonunda bütçe açığı 7,467,242,215 dolar idi.

66 Milyon Metre Manchester gazetesine göre

geçen 1954 de Lancashire'den Avrupa memleketlerine 66 milyon metre pamuklu men-sucat ihraç edilmiştir.

tırlıy^..

Müsabakamıza iştirak Eden Okuyucuların

isim ve Kupon Numaraları

Müsabakamıza iştirak eden okuyucularımızdan kuponları-nı en son getirenlerin isimleri-ni ilân ediyoruz. Bütün bu oku yucular çekilen kuraya dahil olmuşlardır.

İsim Kura numarası

İvinde

€vvel bu •başta g e p

l e n i i ^ k i l â t l ı * __ bulunma-

"cemaat n t a m h • - e t t ı g ı »

teba- m jnüteşeb fe

bir an ev-|Gr geçerek K*

J a karşıla- * " i sürmüş-1

tir i m r

vel

^vvelM gün idareha-

bütçe açığı 190 milyon doları geçmiş bulunacaktır. Maama fil, 1951 Ağustos anlaşmasına göre Amerika ile İngiltere ve Fransa tarafından Yugoslavya katiyen yardımsız bırakılmı-

I yacaktır. N O T : Yukarıdaki anlaşma

gereğince Yugoslavya şimdiye kadar Amerikadan 50 milyon dolar yardım almıştır.

Nafi Oral L-şa Osman Şöfer Lefike İsmail Şaner L-şa Erdoğan. Alper L-ca

Yugoslavyalım Mühür Tevfik M-sa Veli Veli Poli A. Naci L-sol Gürsoy Hasan M-sa Nuriye Mehmet L-sol Vecih Ali Osman Msa Ali Ekrem M-sa Derviş Ahmet L-şa Nayim Tayyar M-sa Şakir Mehmet L-ca Elias Kadrie L-ca Necati Nabi Kasaba

710

711

712

713

714

715

716

717 . 1 718

719

720

721

722

723

724

725

Bay Muharrem, gaze-tenıiziııtş'ik re neşri-yatından i f a alarak

srlt'lc

amacı ile, inşa eski

hn Stu mı • •

NİKÂH Eski Çiftçiler Birliği Sekre-

teri ve Ateş gazetesi sahibi Bay Kemal Deniz ile Bn Ay-ten Nidai 6 Ocak 1952 Pazar

gönü nikâhlanmışlardır. Yeni çifti tebrik eder mesut bir yu' va kurmalarını dileriz.

fi A

İ L A N

Ben aşağıda imza sahibi Girneli (İRAKLEU SOKAĞI No. 4 BIRNE) ü YUANNIS FLORENZOS LEFKOŞA-

î KI G.T.A. Turist yazıhanelerinden 26.12-51 ! tarihinden beri istifa ettiğimi ve KANA-

DA, KUZEY RODEZYA, INGtLTERE, AVUSTRALYA, için pasaport çıkarttığı-mı ilân ederim.

Bu hususta müracaatta bulunacak olan müşterilerime, her türlü kolaylığı ya-pacağımı vadederim.

KUZEY RODEZYA ve KANADA için müracaatta bulunacak müşterilerimin ar-zuları yerine getirilecektir.

Saygılarımla YUANNIS M. FLORENZOS

VATAN LOKANTASI! En geç saatlara kadar lokantamızı

açık bulundurduğumuzu sayın müşterile rimize bildiririz.

Lokantamızda nefis yemekler, şiş ke-babı, şeftali, çorba ve paça yapılmaktadır

FUTLARIMIZ MUTEDİLDİR

m teşülatlı ve bütiir. hfora haiz bir otel palManılabilecek

I , ettiğini liş ve binada ya- "•>»•'• >

ve teşkilâ- 'C8

ıdan tetkik ede- P"*İJMl , için bizi da- Of uıuj a

«tetir. «,,,„ ,,„„ «Hopn merkezi - a * H t»

^ A t a t ü r k Mey- « f e t i ş i 'ir mevki ,

® e n d ö r t l e k * , , , ziyaret ederek ^n»

«gefen-jb^ur

* » I l a . ^ aza-

döndükle

ttTV

I S

ZENGİN TUHAFİYE EŞYALARI Mağazamızda her nevi tuhafiye ve *

kırtasiye eşyaları bulunduğunu sayın jj muş tenlerimize hatırlatırız. En iyi cins

* 7 e h e r r e nkte son moda Amerikan kravat- * l a r \ s ° n P? s t a üe vasıl olmuştur. Tropen $

$ markalı Alman dolma kalemleri toptan ve I $ Pe5akeJ\ te olarak mağazamızda satılmak- " i t a d , l r Alacağınız eşyanın, her bakımdan * zevkinize uygun olmasını istiyorsanız mü-* essesemızı ziyaret ediniz.

m »5

E S ? ® (4 :j " yj1 '1

«ne

m

J 3 & E 8 ! ' o h d e î 2 ^ bi

v

S I

i

DERVİŞ MEHMET Ticaretevi

Baf hk»

Basıldığı Yer: BOZKURT BASIMEVİ A»m» Altı No. 75 Lefkoşa - Kıbns

MA AD TARAFINDAN SA VİSAL Oİ

• H-

s S S i a S S ™ ti\. -ütl , Mti,'»,