bt günlüğü mayıs - haziran 2016

68
05 - 06 / 2016 Kullanıcılar 15 Dakikada Bir Cep Telefonuna Bakıyor • 2023 Yılı İçin 15 Milyar Dolar İhracat Hedefi Konuldu Kişisel Veriler Artık Türkiye’de de Kanun Güvencesi ile Korunacak • Siber Saldırılarda “Ismarlama” Dönemi Başladı! Gençler Girişimciliğe Dijital Ekonomi Üzerinden Bakıyor • Fidye Yazılımı Salgını Geliyor Kurumlarda Ağ Güvenlik Stratejilerini Geliştirirken Ne Yapmalı? • Dönüşümle Geleceğe Hazırlanmak Lazım Günümüz Tehdit Ortamı Her Zamankinden Daha Dinamik ve Gelismis ~ ~

Upload: ali-yavuz-sahin

Post on 17-Feb-2017

874 views

Category:

Technology


19 download

TRANSCRIPT

Page 1: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

Günümüz Tehdit O

rtamı H

er Zamankinden D

aha Dinam

ik ve Gelişmiş

SAYI 26

05 - 06 / 2016

Kullanıcılar 15 Dakikada Bir Cep Telefonuna Bakıyor • 2023 Yılı İçin 15 Milyar Dolar İhracat Hedefi Konuldu

Kişisel Veriler Artık Türkiye’de de Kanun Güvencesi ile Korunacak • Siber Saldırılarda “Ismarlama” Dönemi Başladı!Gençler Girişimciliğe Dijital Ekonomi Üzerinden Bakıyor • Fidye Yazılımı Salgını Geliyor

Kurumlarda Ağ Güvenlik Stratejilerini Geliştirirken Ne Yapmalı? • Dönüşümle Geleceğe Hazırlanmak Lazım

Günümüz Tehdit Ortamı Her Zamankinden Daha Dinamik ve Gelisşmişs~~

Page 2: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

kaspersky.com/tr/enterprise

#EnterpriseSec

Yeni nesil siber tehditler, öncekilerden çok daha karmaşık hale gelmiştir. Gelişmiş tehditlere ilişkin farkındalıktan ve bunları azaltacak etkili çözümlerden yoksun olmak, işletmeleri siber saldırılara maruz bırakır. Siber saldırılar yalnızca finansal kaynakları değil, aynı zamanda kritik iş süreçlerinin devamlılığını ve gizli verileri de etkiler. Bilinmeyen ve gelişmiş tehditlere karşı sıfır-ikinci koruma ve hedefli saldırılara yönelik etkili algılama sunmayı amaçlayan Kaspersky Lab teknolojileri ve tehdit istihbaratı, işletmenizi girişimler dahil olmak üzere en yeni ve en sofistike tehditlerden korumak için sürekli olarak gelişir. Bu koruma, güçlü kontrol ve veri koruma araçları tarafından daha fazla geliştirilir.

BUGÜNÜ KORUR, GELECEĞİ GÜVENCE ALTINA ALIR

Kaspersky Security Solutions for Enterprise

Page 3: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

editör

BT sektöründeki nitelikli elaman açığı yönetici pozisyonlarında da kendini göstermeye başladı. Eski yöneticiler ticari olarak düşündüklerini uygulamaya geçerken sektörü büyütmek ve oynama alanlarını genişletmek için de ham-leler yaparlardı. Yeni nesil yöneticiler ise CEO’luktan uzak sadece pazarlama yöneticisi gibi davranmaya başladılar. Tabii ki bir şirket için ticari anlamda karlılık önemli. Fakat ileride ticaret yapacağınız bir alan oluşmazsa ne ya-pacaksınız? İşte bu sorunun cevabı, çok önemli bir gelecek göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Çok uluslu firmaların Türkiye’de faaliyet gösteren ofislerinin başında genel-likle Türk yöneticileri geliyor. Bundan 20 yıl önce BT pasatası küçük ve bu pastadan pay almak isteyen firmaların sayısı azdı. Şimdilerde ise bu durum tam tersine dönmüş durumda. Türkiye’nin pastası günden güne büyüdü tabii ki firma ve yönetici sayılarına da pastadaki artış yansımış durumda. Hal böyle iken arenadaki boğa sayısı artmış ve buna bağlı olarak matadorların-da artması ve kontrolü sağlaması beklenirken matadorların sadece boğanın ölmesine odaklanması şaşırtıcı. İşin sonunda boğanın ölmesi gerekiyor fakat bunun tek bir darbe ile değil belli ritüeller çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye’deki yöneticilerin durumu da biraz bunu andırıyor. BT firmalarında firmaların da çalışan üst düzey yöneticiler ritüellerin düzgün yapılmasına odaklanmak yerine ölü boğa sayısına odaklanmış durumdalar. Çünkü ne kadar çok ölü boğa o kadar çok para veya koltuk sağlamlaştırma anlamına geliyor.

Peki, ya Türkiye?

BT sektöründe faaliyet gösteren firmalar şunu iyi bilmeli. Türkiye’de faali-yet gösteriyorsan buraya katkı sağlamak zorundasın. Türkiye ekonomisine katkı sadece maaşlı eleman çalıştırmakla olmuyor. Bulunduğun ekosistemi büyütmek ve geliştirmek için çabalaman gerekiyor. Eğer bunu yapmıyorsan ister milyar liralık şirket ol istersen on liralık benim gözümde hiç bir değere sahip değilsin. Bu konuda Türk yöneticilere düşen görevin önemi çok fazla ve bu görevi kaldırabilecek yönetici sayısının yeterli olmadığı görüşündeyim. Eğer bir üst düzey yönetici Türkiye’de ne yaptım ben sorusuna cevap olarak sadece gerçekleştirdiği pazarlama aktivitelerini gösteriyorsa, sen yönetici de-ğil sadece pazarlama müdürüsün. Yöneticilerin biraz daha elini taşın altına koyması ve ülkemiz değerlerine uygun katkı sağlaması gerekiyor. Yoksa teker teker yetkisizleştirilerek sadece masada imza atan bir kasa görevlisinden farkları kalmayacak.

Nerede Bu Şirket Yöneticileri?BT sektörü her geçen gün değerine değer katarken şirketlerin başındaki yöneticilerin masadaki etkisi azalmaya başladı. Yöneticilerin elini masaya vurması ve yönetimi tam anlamıyla devralması şart.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

3

Page 4: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

4

künye

içindekiler

06 Haberler24 KurumlardaAğGüvenlikStratejilerini

GeliştirirkenNeYapmalı?32 EMCVeriMerkezleriniModernleştirecekYeni

TeknolojileriniTanıttı34 TelefonunuzaBilgisayarGibiDavranın!37 KullanıcılarınDijitalKimlikleri“Selfie”lerile

Korunacak39 DönüşümleGeleceğeHazırlanmakLazım!40 FidyeYazılımıSalgınıGeliyor41 5GTRForumuKurulmasıİçinÇalışmalar

Başladı42 Türkiye’dekiDijitalDeğişimeCEOBakışı44 HerİşinBaşıGüvenlik50 SiberSaldırılarda“Ismarlama”Dönemi

Başladı!52 GençlerGirişimciliğeDijitalEkonomi

ÜzerindenBakıyor54 KişiselVerilerArtıkTürkiye’dedeKanun

GüvencesiileKorunacak56 2023Yılıİçin15MilyarDolarİhracatHedefi

Konuldu58 Kullanıcılar15DakikadaBirCepTelefonuna

Bakıyor60 BTGünlüğüTestMerkezi

Yazıİşleri

AliYavuzŞAHİNGenelYayınYönetmeni

(Sorumlu)

[email protected]

EcevitBIKTIMYayınDanışmanı

[email protected]

MehmetAliGündüzProdüksiyonSorumlusu

[email protected]

Editörler

SüleymanSertkayaBarışTerunCanDevecioğluMutluÇavuşAvşarÖ[email protected]

[email protected]

Reklam

ReklamDepartmanı[email protected]

AdresEylül MedyaİnönüCaddesiNo:8BulutİşMerkezi4.KatDaire:72ÇeliktepeKağıthane/İstanbulTel:02122703637PBXFax:0212 270 36 37

DağıtımEtkinDağıtım

BaskıveCiltÖzgünOfsetAytekinsokakno:214.Levent/İstanbul

Tel: 0212 280 00 09

Fax:0212 264 74 33

BT Gunlugu_22x27.pdf 1 21.04.2016 18:30

Page 5: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

BT Gunlugu_22x27.pdf 1 21.04.2016 18:30

Page 6: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

6

UYAP Bilişim Sistemi, bu yıl 2-6 Mayıs 2016 tarihlerinde İsviç-re’nin Cenevre kentinde gerçek-leştirilen WSIS’ten (Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi), ödülle döndü. E-devlet kategorisinde yarışan ve ön jüri değerlendirmesinden geçen 61 proje içerisinden UYAP Bilişim Sistemi en çok oyu alan 5 proje içerisine girerek jüri üyeleri tarafından en iyi pro-je seçildi. WSIS Ödül Töreni ve Forum 2016’ya Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa EROL, Bilgi İşlem Dairesi Baş-kanı Servet GÜL ve Bilgi İşlem Müdürü İlknur BAYRAK katılım sağladı. 3 Mayıs 2016 tarihin-de düzenlenen ödül töreninde birincilik ödülünü Adalet Bakan-lığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa EROL aldı.

Ödül Rüzgarı IDC CIO Turkey Summit’te Başladı

UYAP geçtiğimiz Nisan ayında da çok önemli bir başarıya daha imza atmıştı. Bu yıl İzmir Çeş-me’de 7’incisi düzenlenen IDC CIO Turkey Summit 2016 Zir-vesi’nde 63 projenin yarıştığı, jüri incelemesinin ardından 29 projenin finale kaldığı yarışma-da Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nın e-Dava, Segbis, Kolluk Portal Projeleri 3 farklı kategoride 5 farklı ödüle layık görüldü. Ödülleri, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı adına Bilgi İşlem Dai-

resi Başkanı Servet GÜL aldı.

WSIS Nedir?

WSIS (Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi), Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey’ine bağlı ITU (Uluslararası Teleko-münikasyon Birliği) tarafından organize edilen bir etkinlik. Bu yılki etkinlik Bakan, Bakan Yar-dımcıları ve uluslararası organi-zasyonların üst düzey temsilcile-rinin de bulunduğu 175 ülkeden yaklaşık 11.000 kişinin katılımı

ile 2-6 Mayıs 2016 tarihlerinde İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirildi. WSIS, kapsayı-cı ve kalkınma odaklı, herkesin bilgi oluşturabildiği ve paylaşa-bildiği bir organizasyon. 2005 yılında gelişmekte olan ülkeler-deki bilgi ve iletişim teknolojile-rinin gelişimini ve bu ülkelerin bilişim alt yapılarının iyileştiril-mesini teşvik amacıyla kurulan WSIS, Birleşmiş Milletler üye kuruluşların neredeyse tamamı-nın desteklediği bir oluşum ve organizasyondur.

UYAP’A Dünya Çapında ÖdülAdalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'nın UYAP Bilişim

Sistemi (e-National Judicial System) WSIS 2016 ödüllerine e-Devlet kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü.

özel haber

Page 7: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

Kurulum ve Destek Hizmetleri Eğitim ve DanışmanlıkAğ Tasarımı ve Projelendirme

+90 (212) 274 69 98

www.btegitim.com

Türkiye’nin en iyi Cisco eğitmenleri ile geleceğinize yön verin.

Collaboration

Service Provider

Routing & Switching

Cloud

Wireless

Cisco ACI

Data Center

Page 8: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

SAS Türkiye, SAS Global Akademik Programı bünye-sinde yürütülen proje ile Sabancı Üniversitesi’nde yer alan “Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştir-me Laboratuvarı”nın analitik ortağı oldu. Türkiye’nin ilk büyük veri laboratuvarı olma unvanına sahip olan laboratuvarda SAS’ın desteğiyle kullanılacak gelişmiş analitik yöntemleri ile iş dünyasının elindeki büyük verinin kullanılabilir ve anlamlı hale getirilmesinin sağlanmasının yanı sıra analitik vizyona sahip öğ-rencilerin yetişmesi sağlanıyor. Dünya analitik lideri SAS, tüm dünyada veri bilimi ve gelişmiş analitik alanlarındaki çalışmaları geliştirmek için üniversite-ler ve büyük şirketlerle, SAS Global Akademik Prog-ramı bünyesinde projeler yürütüyor. SAS Türkiye de tüm dünyada 3000’den fazla üniversitenin faydalan-dığı SAS Global Akademik Programı dahilinde Saban-cı Üniversitesi’nde yer alan ve Türkiye’nin ilk büyük veri laboratuvarı olma unvanına sahip olan “Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratua-varı”nın analitik ortağı oldu.

SAS ve Sabancı Üniversitesi Güçlerini Birleştirdi

Proline, “Güvenli ve Akıllı Şehirler” kavramının temel bileşeni “Akıllı Güvenlik” alanında taşları yerinden oynata-cak “Akıllı Güvenlik Yönetim Sistemi” (iSIM – Intelligent Security Information Management) yazılımının lansma-nını Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda gerçekleştirdi. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen iSIM yazılımı, hem şehir güvenliğinde hem de yüksek güvenlik gerektiren alanların güvenliğinin sağlanmasında kullanılabiliyor. iSIM ile marka ve platform bağımsız bir şekilde sensörlerden alınan veriler işlenebilmekte ve bu şekilde temelde 3 önemli fayda sağlanıyor: Farklı sistemle-rin entegrasyonu, tek merkezden yönetim avantajıyla hızlı karar alabilme ve aksiyona geçebilme, bu sürecin bir sonucu olarak da artan toplum huzuru ve vatandaş memnuni-yeti. Bu yazılım sayesinde Proline’ın entegre ettiği sensör ve kameralar haricinde şehir genelinde bulunan otel, alışveriş merkezi, havaalanı ve stadyum gibi noktalara önceden yerleştirilmiş kameralardan elde edilen veriler de toplanabiliyor ve komuta & kontrol merkezinde tek ekrandan yönetilebiliyor.

Şehir Güvenliğinde Taşları Yerinden Oynatacak Yazılım

Epson’un özellikle büyük toplantı salonları, üniversite oditoryumları, konferans alanları gibi büyük ölçekli alanlara yönelik 4K destekli yeni projektör serisi EB-G7000; maksimum görüntü kalitesi, fonksiyonellik ve yüksek teknolojiyi bir arada sunuyor. Epson’un yeni serisi 360º dön-dürülebilme özelliği sayesinde köşelerden enge-beli zeminlere her alanda net görüntü sağlıyor. 2.000:1 kontrast oranıyla renkleri mükemmelleş-tiren seri, Epson’un ‘eşit oranlı Renkli ve Beyaz Işık Çıkışı (CLO) teknolojisi ve 3LCD özelliği-nin yanı sıra, ultra kısa mesafeli lens sayesinde en kısa mesafelerden geniş görüntü sağlıyor. EB-G7000 serisinde yer alan modellerin tümü uzaktan kumada ile otomatik odaklama özelli-ğine sahip. ‘Motorlu zoom focus’ özelliği olarak adlandırılan bu fonksiyon büyük rahatlık sağlıyor. Toplam ayrı altı modeli içeren seride 5.500 ila 8.000 arası ansilümen söz konusu.

Epson’dan 4K Destekli Yeni Projektör Serisi

haberler

8

Page 9: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016
Page 10: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

ro ineAr-GeResearch and Development Center

Güvenlikten aynı şeyi mi anlıyoruz?

Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya’da ağ yönetimi ve güvenlik çözümlerineihtiyaç duyan tüm sektörler için yenilikçi ve verimli çözümler üretiyoruz!

/ProlineBilisim Türkiye - Katar - Pakistan www.pro-line.com.tr

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

haberler

Her geçen gün yeni projelere imza atan İETT, ‘’Kon-sept Akıllı Durak’’ projesini hayata geçirerek yolcu memnuniyetini artıracak proje çalışmalarını hızlan-dırdı. Teknolojik Akıllı Durak, Barbaros Bulvarı üze-rinde bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi durağında konumlandırıldı. Tüm teknolojik yenilikleri içinde ba-rındıran Konsept durak, LCD/LED tabanlı dijital yolcu bilgilendirme alanları, biletmatik cihazı, bas-konuş ünitesi, engelli araçlarının şarj edilebileceği arabi-rimler, duraktaki yolculara ücretsiz internet kullanım hizmeti verebilen ve şehir mimarisine uygun olarak tasarlandı. Teknoloji alanındaki en son yenilikleri hizmetlerinde giderek daha fazla kullanan İETT, çev-re dostu bu sistem ile modern, hızlı, kaliteli ve doğru ulaşım imkanı sağlıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi du-rağında konumlandırılan Konsept Akıllı Durak ener-jisini otobüsün durağının üzerinde yer alan güneş panellerinden alıyor. Ayrıca güneş enerjisi ile çalışan akıllı durakta bekleyen yolcu, otobüsün o durağa ne kadar uzaklıkta bulunduğunu, hangi otobüsün ne za-man geçtiğini yanındakine sormak yerine, sistemden öğrenebiliyor. Hayata geçirilen bu uygulama ile akülü araçlarıyla durağa gelen engelli yolcular şarj cihazı bulunan alana giderek rahatlıkla aküsünü şarj edip yolculuğuna devam etme imkanı bulacak. Konsept Akıllı Durağın özellikleri arasında yer alan bas-konuş sistemi de yolcularla her an iletişim imkanı sunuyor. Bas-konuş sistemi İETT ile anlık olarak sesli iletişim imkânı sağlıyor. Bu cihazlar sayesinde görme engelli yolcular otobüslerin tahmini varış süreleri hakkında sesli bilgilendirme yapılabildiği gibi, tüm yolculara canlı operatör desteği de veriliyor.

İETT’nin Konsept Akıllı Durak Projesi Hayata Geçti

EMC, İş Dünyasında Yeni Dijital Dönüşüm Anket Sonuç-larını açıkladı. Dijital dönüşüm yönündeki ilerlemenin sektörleri ve iş modellerini değiştirdiği şüphe götürmez bir gerçek. EMC’nin desteğiyle Vanson Bourne tarafından yapılan ankete göre: 16 ülkede ankete katılan 4000 şirket liderinin %52’si dijital teknolojiler sonucunda sektörle-rinde büyük değişiklikler yaşandığını belirtti. Katılımcı-ların %48’i üç yıl içinde sektörlerinin neye benzeyeceğini bilmediklerini söylüyor. Katılımcıları %62’si dijital girişim-lerin sonucu olarak sektörlerine yeni rakiplerin katıldı-ğına tanık olduğunu, %56’sı ise müşteri talebinin dijital dönüşümün ardındaki itici güçlerden biri olduğunu ifade ediyor. Dış baskılar hızla artmaya devam ettikçe işletmele-rindeki dijital dönüşümü ilerletmek için: Şirketlerin %73’ü öncelikli olarak merkezi bir teknoloji stratejisine ağırlık verilmesi gerektiğini kabul ediyor, %66’sı ise BT altyapısı ve dijital beceriler liderliğine yatırım yapmayı planlıyor. EMC, müşterilerin dijital dönüşümlerini destekleyecek ve hızlandıracak şekilde tasarlanan temel niteliğindeki yeni çözümlerini sundu. Bu çözümler flash, dağıtılmış, yazılım tanımlı ve bulut özellikli olmak üzere modern veri merkezlerinin dört ana direğine hitap ediyor. Günümüz-de yaşanan veri artışından söz eden EMC Bilgi Altyapısı CEO’su David Goulden, şunları söyledi: “Sensörler ve telemetri hayal edebileceğiniz her ürüne girdikçe, bağlan-tılı akıllı cihazlardan alınan verilerde büyük bir patlama yaşanıyor. Şirketler, modern dijital ekonominin rekabet ortamında kendilerine yer bulabilmek için dijital dönü-şümlere yatırım yaparak giderek artan bu veri miktarından yararlanmayı amaçlıyor. Bugün tanıtımı yapılan yeni EMC teknolojileri, şirketlerin bu modernleşme girişimlerini destekleyecek şekilde özel olarak tasarlandı.”

Her iki BT Yöneticisinden Biri 3 Yıl İçinde Sektörün Nereye Gideceğini Bilmiyor

10

Page 11: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

ro ineAr-GeResearch and Development Center

Güvenlikten aynı şeyi mi anlıyoruz?

Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya’da ağ yönetimi ve güvenlik çözümlerineihtiyaç duyan tüm sektörler için yenilikçi ve verimli çözümler üretiyoruz!

/ProlineBilisim Türkiye - Katar - Pakistan www.pro-line.com.tr

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 12: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

12

haberler

IBM’deki bilim insanları, kullanıcıların herhangi bir mobil aygıt ya da masaüstünde IBM Bulut aracılığıyla sağlanan ve türünün ilk örneği olan bir kuantum bili-şim platformuyla erişebilecekleri bir kuantum bilişim işlemcisi oluşturdu. IBM, kuantum bilişimin geleceğin bilişimini şekillendireceğini ve bugünkü süper bil-gisayarlarda çözülmesi imkânsız olan bazı sorunları çözebilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyor. Bulutla etkinleştirilen kuantum bilişim platformu IBM Quantum Experience, kullanıcıların IBM’in kuan-tum işlemcisinde deneyler yapmasını ve algoritmalar çalıştırmasını, ayrı ayrı kuantum parçalarıyla (qubit; kübit) çalışmasını, kuantum bilişimle nelerin mümkün olabileceğiyle ilgili eğitici malzemeler ve simülasyon-ları keşfetmesini sağlayacak. Beş süper iletken özellikli kübitten oluşan kuantum işlemci, New York’taki IBM T.J. Watson Research Center’da bulunuyor. Beş parça-dan oluşan bu işlemci, daha büyük kuantum sistemle-rine ölçeklenebilen, IBM’in kuantum mimarisindeki en son gelişmeyi temsil ediyor. Ayrıca, evrensel kuantum bilgisayar oluşturmaya yönelik atılacak adımların da ilki olma özelliğini taşıyor. Evrensel kuantum bilgi-sayar, herhangi bir bilişim işlemini gerçekleştirmek üzere programlanabilir bir bilgisayar olma özelliğinin yanı sıra bilim ve iş amaçlı birçok önemli uygulama

için klasik bilgisayarlardan çok daha hızlı olacak. Hali hazırda kullanımda olmayan kuantum bilgisayarı ile ilgili olarak IBM, önümüzdeki 10 yıl içerisinde 50-100 kübitten oluşan orta ölçekli kuantum işlemcilerinin yapılabileceğini öngörüyor. Yalnızca 50 kübitlik bir kuantum bilgisayarın hızına günümüzdeki en iyi 500 süper bilgisayarın yaklaşamayacağı göz önünde bulun-durulunca, teknolojinin olağanüstü potansiyeli ortaya çıkıyor. Kuantum bilgisayarla ilgilenen bilim insanları ve teorisyenlerin oluşturduğu topluluk, bu güçten ya-rarlanmaya çalışıyor ve optimizasyon ve kimya alanın-daki uygulamalar kuantum alanındaki hızlı gelişimin ilk görüldüğü alanlar olarak ön plana çıkıyor.

IBM, Kuantum Bilişim ile İnovasyonu Hızlandıracak

Avnet Future IT etkinliği 11 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleş-tirdi. Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan Avnet ve teknoloji firmalarının üst düzey yöneticileri “Teknoloji dünyasında gelecek nereye gidiyor? Şirketleriniz geleceğe hazır mı? Müşteri beklentileri ne yönde gelişecek?” gibi soruların ce-vaplarını aradılar. Yüksek bir katılımcı sayısıyla ile gerçekleşen etkinlik Avnet Genel Müdürü Hakkı Eren’in konuşma-sıyla başladı. Eren gelecek teknoloji çözümleri arayışlarını anlatırken IoT ve Bulut Bilişim teknolojilerinin öneminden bahsetti. Gelecekte makinalar arası iletişiminin farklı alan ve mecralardaki kullanımıyla teknolojinin evrimleştiğinini altını çizen Eren, Avnet’in gelişen teknoloji içerisinde kilit rol oynadığını ve kullanıcılara yeni teknolojileri kullanarak hizmet ulaştırma konusun attıkları adımlardan söz etti.Etkinliğin bir diğer konuşmacısı olan Brocade Türkiye Ülke Müdürü Feyyaz Atalay ise gerçekleştirdiği sunumda yeni ürünleri ve X Jenerasyonu Veri Merkezlerinin öneminden bahsetti. Etkinliğin sabah programının ikinci yarısında sahneye çıkan EMC Ülke Müdürü Sinan Dumlu yeni nesil IT ve iş yapma şekillerinden ardından Extreme Networks Türkiye Ülke Müdürü Nihat Önal ise Türkiye’deki stratejileri hakkında bilgiler verdiler. Avnet FutureIT etkinliği öğle arasının ardından HDS Ülke Müdürü Serdar Sayar, HPE Kanal Müdürü Merden Kahvecioğlu, IBM Türkiye Analitik Lideri Mehmet Dilek, IDC Kıdemli Araştırma Analisti Yeşim Araç, NetApp Türkiye Ülke Müdürü Behçet Yumrukçallı, VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, SimpliVity Türkiye Ülke Müdürü Tarcan Serdaroğlu ve Veeam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan’ın sunumlarıyla devam etti.

Avnet, FutureIT Etkinliğinde Teknolojinin Geleceğini Masaya Yatırdı

Page 13: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

13

Katkılarıyla

Silver Sponsors;

Media Sponsors;

Gold Sponsors;

Platinum Sponsor;

Save theDate!

Online Kayıt İçin ; www.openstackdaysistanbul.com adresimizi ziyaret ediniz. Sponsorluk Şartları Bilgi İçin; E-Mail: [email protected] Tel: +90 537 954 31 00

openstacktr#openstackdaysistanbul

Openstack B�r Bulut İşlet�m S�stem� Openstack Enterpr�se Kullanımı

Openstack Serv�s Sağlayıcı Kullanımı

Openstack �le Özel Bulut Çözümler�

Geleceğ�n Ağ Teknoloj�ler�Yazılım Tanımlı Ağ Teknoloj�ler�

Serv�s Z�nc�rler�

Özel/Genel Bulut S�stemler�nde B�lg� Güvenl�ğ�

Bulut B�l�ş�me Geç�şSanallaştırmadan Bulut S�stemler�ne Geç�ş

Özel / Genel Hybr�d Bulut Uygulamaları

Bulut Uyumlu Yazılım Teknoloj�ler�

Ver� Depolama S�stemler�n�n Bulut Dönüşümü

31 MAYIS 2016HILTON ISTANBUL BOMONTI HOTEL & CONVENTION CENTRE

Page 14: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

1971

Page 15: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

15

Ağ teknolojileri alanında kurumsal pazardaki ürün ve servis dinamikleri, bireysel pazara kıyasla elbette daha farklı. Bireysel kullanıcılar, değişen teknolojiler ve kullanıcı beklentisi doğrultusunda ağırlıklı olarak hızlı ve stabil çözümlere yönelirken kurumsal pazarda ise hız, stabilite, güvenlik, servis desteği, diğer ağ ekip-manları ile mükemmel uyum, komple çözüm sunulması gibi pek çok kriter ön planda oluyor. ZyXEL, kurumsal tarafta Güvenlik Cihazları ve Hizmetleri, Ağ Anahtarları, Kablosuz Yerel Alan Ağı Erişim Noktaları ve Kontrolör-leri, Ağ Geçitleri ve Ağ Yönetimi çözümleri olmak üzere belli başlı 5 ana konuda ürün ve çözüm sağlıyor. Bunun yanında servis sağlayıcılar için ayrıca sunulan Taşıyı-cı Ağ Anahtarları ve Erişim Ağ Anahtarları, LTE ve 3G CPEs, Ethernet over Coax gibi farklı ürün ve hizmetler de mevcut.

Siber güvenlik çözümleri günümüzde hem küçük ve orta ölçekli firmalar hem de büyük kurumsal şirketler için olmazsa olmaz bir ihtiyaç haline gelmiş durum-da. Bu konuda, bütüncül bir çözüm sağlamak ve siber güvenlik önlemlerini bir şirket kültürü haline getire-bilmek çok önemli. ZyXEL olarak sundukları kurumsal güvenlik çözümlerinde kurulum ve kullanımı kolay, bütüncül servis verebilen servisler sağladıklarını ifade eden ZyXEL Türkiye Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Ömer Faruk Erünsal, “Örneğin ZyXEL’in ZyWall Güven-lik çözümleri, hizmet sürekliliğini garantileyen gerçek zamanlı ve güçlü bir korumanın yanında yüksek perfor-mans sağlar ve ağınızın kontrolünü güçlendirir. ZyXEL ZyWall güvenliği kurumunuzun müşterilerini, kurum kayıtlarını, entelektüel sermayesini ve kritik kaynakla-rını her dakika farklılaşan dâhili ve harici saldırılardan korur. Bu bağlamda yine Güvenlik Çözümleri grubunda sunduğumuz USG Tümleşik Güvenlik Ağ Geçidi serimiz; Performans, Gelişmiş ve Extreme olmak üzere 3 farklı alt kategoride farklı ihtiyaç tiplerine göre farklı özellik-ler sunuyor.” dedi.

Yeni nesil firewall kullanmayan işletme kalmayacakBYOD kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte işlet-meler çok da aşina olmadıkları güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kaldı. Özellikle BT yöneticileri çareyi per-

ZyXEL’den Verimliliğinizi

Artıracak Güvenli Ağ Donanımları

sektörden

sonelin kendi cihazını getirmesini engellemeye çalışmakta arasa da ZyXEL’in yeni NGFW serisi bugünün ve yarının siber tehditleri için uçtan uca koruma sağlayarak bu soruna çözüm sunuyor.

Kolay Kurulum ve Yönetim

Yeni nesil Firewall ürünleriyle kurumlar için değer yaratır-ken, aynı zamanda KOBİ’ler için temel ürünler üzerinden kanal partnerleri için de yeni bir gelir akışı oluşturulduğu-nu belirten Vefa Tarhan, gün geçtikçe artan ve kendini ye-nileyen tehditler karşısında en güncel ve güçlü ağ güvenlik çözümleriyle ilgili ZyXEL olarak kurumlara eğitim hizmeti sunduklarını da hatırlatıyor:

“Küçük ve orta ölçekli işletmeler, ürün konumlandırma, konfigürasyon ve teknik destek gibi hizmetleri deneyimli ZyXEL çözüm ortaklarından temin edebiliyor.” Erünsal, “USG serimiz sundukları bir dizi özelliğin yanında, gizli maliyet içermeyen agresif bir fiyatlandırmaya da sahip. Bu seri, hem yeni hem de tekrarlayan lisans satışlarımızda, geliştirilmiş bir servis yönetimi sunmasının yanında, yöne-timi ve kurulumu kolay ürünler olarak öne çıkıyor.” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Yüksek Hız İle Güvenlik Bir Arada

Öte yandan ZyXEL ürünlerindeki entegre kablosuz ağ yönetim fonksiyonu, CAPWAP (Kablosuz Erişim Noktası Kontrolü ve Takibi) teknolojisini destekliyor ve ağ üzerin-deki Wi-Fi Erişim Noktası’nda merkezi erişim doğrulaması ve erişim yönetimi sağlıyor. Kullanıcılar kablosuz ağlarını kolaylıkla ölçeklendirebiliyorlar ve ilave bir WLAN kontro-lörü satın almaya ihtiyaç duymadan Wi-Fi Erişim Nokta-sı’nı tek bir merkezden yönetebiliyorlar. Tümüyle yenile-nen USG Serisi, kendi sınıfının lideri donanım ve yazılım platformları, VPN ve UTM işlem hacmi ile tasarlandı.

Ömer Faruk ErünsalZyXEL Türkiye Ürün ve İş Geliştirme Müdürü

Page 16: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

Kamu kurumları ve farklı özel sektör kollarına yönelik ürün ve çözümleriyle, her yıl önemli büyüme rakamlarına imza atan Huawei Enterprise İş Birimi, 27 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirdiği özel bir

buluşmayla, kamu bilgi teknolojileri yöneticileri, bölgedeki iş ortakları ve sektör paydaşları ile bir araya geldi.

Huawei Kurumsal Çözümler Teknoloji Günü Ankara’da Gerçekleşti

Huawei Enterprise İş Birimi 27 Nisan’da Ankara JW Marriott Hotel’de gerçekleştirilen “Huawei Teknoloji Günü 2016” kapsamın-da, özel bir sektörel buluşmaya imza attı. Etkinliğin açılış ko-nuşmasını gerçekleştiren Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş, dünyadan ve Türki-ye’den önemli örneklerle sektörü ve Huawei Enterprise İş Birimi’nin geldiği noktayı değerlendirdi.

Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş açıklamala-rında aşağıdaki satır başlarına yer verdi;

BT Artık İşin Kendisidir

Huawei olarak 2025 öngörümüz, kişi başına 1,7 GB veri kullanı-mı gerçekleşeceği yönünde. Bu verinin %90’ının akıllı sensörler tarafından üretileceğini düşü-

nüyoruz. Bu dönemde 4,4 milyar internet kullanıcısının olacağı ve 8 milyardan fazla akıllı telefonun kullanılacağı da yine öngörüleri-miz arasında yer alıyor.

Bilgi ve iletişim teknolojileri kısa süre öncesine kadar sadece destek sistemi olarak konumlanıyordu. Temel olarak amaçlanan, veri trafiğini ve maliyeti azaltmaktı. Halen bu mantıkta çalışan ku-

16

özel haber

Page 17: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

rumların var olduğunu söyleye-biliriz. Bir sonraki aşamada ise BT sistemleri, yönetim amaçlı kullanılmaya başlandı. Burada da amaçlanan, veri trafiği açısından basit gereksinimlerin sağlanma-sıydı. Bugün ise bilgi ve iletişim teknolojileri, sistemin ve işin baş-lı başına kendisi haline geldi.

Huawei geliştirdiği tüm ürünleri müşteri ihtiyaçlarına göre ge-liştiriyor. Bu nedenle diyoruz ki Huawei’nin hiçbir ürünü kendi-sinin değil, müşterilerinin ürün-leridir ve bu gereksinimlere göre, -katılımcı inovasyon- bakış açısı ile müşterilerle birlikte optimize edilmiştir.

4’üncü Nesil Sanayi Devrimi’ne Hazır Olmalıyız

Huawei Enterprise bugün 8000’den fazla kanal iş ortağı, 100’den fazla çözüm iş ortağı ve 2.000’den fazla sertifikalı servis iş ortağı ile sektörel eko-sistemde önemli bir dönüşümün öncülüğü-nü yapıyor. Tüm nesnelerin akıllı hale geldiği bir ortamda, açık uygulamalar daha çok gündemde olmaya başladı. Bilişim odaklı 4’üncü nesil bir Sanayi Devri-mi artık kapımıza dayandı ve bu değişime ayak uydurmayı başar-mamız gerekiyor. Platformları ve ürünleri buna göre tasarlamaya ve geliştirmeye şimdiden başladık.

Birçok farklı ülke de farklı stra-tejiler ve proje isimleri altında bu dönüşümü hayata geçiriyor. Birkaç örnek vermek gerekirse; Singapur - Smart Nation, Kanada - Digital Canada 150, Malezya - Digital Malaysia, Almanya - In-dustry 4.0, Amerika Birleşik Dev-letleri - AMP 2.0 ve Çin - Made in China 2025.

Bireysel Teknoloji Pazarı Büyüyor, Kobilerin Teknoloji Kullanımı Artıyor

Türkiye’nin BT pazarına göz at-tığımızda, bireysel teknolojilerin pazarı yönlendirdiğini görüyo-ruz. Akıllı telefonlar tabletler ve giyilebilir teknolojilerle, pazarın %50’den fazlası bireysel kullanı-cılar tarafından yönlendiriliyor. İkinci sırada ise teknoloji yatırımı açısından en fazla öne çıkan ya-pının KOBİ’ler olduğunu görüyo-ruz. Bu da bir anlamda ülkemizin dijitalleşmeye doğru aldığı yolun bir göstergesidir. Devlet ve kamu kurumlarının da bugün BT sektö-rüne en fazla yatırım yapan olu-şumlardan olduğunu da burada söylemeliyiz.

2015 yılında en fazla satış ve proje gerçekleştirdiğimiz ürünlere baktığımızda ilk sırada SWIT-CH ürün grubunu görüyoruz. Bu dönemde Wi-Fi ürünlerimizin satışında da önemli artış gözlem-ledik. 2015’te en büyük büyüme, Storage, Access Point ve Switch ürünlerinde gerçekleşti diyebili-riz. Geçen sene eğitim, inşaat sağ-lık ulaşım ve kamu sektörleri, en fazla erişim sağladığımız yapılar oldu. Bu segmentlerde aynı za-manda rekabet de en üst seviyede seyrediyor. Bu sektörlerde amiral gemilerimiz; Switch ürün grubu oldu ve bu alanda liderliğe ulaş-mayı başardık. 2016’da, IP ve IT ürünleri tarafından domine edilen BT pazarının 970 milyar dolar-lık bir işlem hacmi yaratacağını öngörüyoruz.

Servis Hizmetlerinin Eksikliği Entegrasyon Gücünü Azaltıyor

Batı Avrupa ile Türkiye’yi sektörel dağılım olarak kıyasladığımız-

da, donanım satışları Türkiye’de %81’ken batı Avrupa’da %41 seviyesinde görünüyor. Yazılım açısından baktığımızda ise Türki-ye’de %11 olan sektör hacmi batı Avrupa’da %20 seviyesinde. Servis hizmetleri segmentinde ise Batı Avrupa’nın büyüklüğü %40 olarak açıklanırken Türkiye’de bu oran, %8. Bu da satılan hizmetin servis-ler özelinde karşılık görmediği bir yapıya işaret ediyor ki sektör için son derece tehlikeli bir durum. Bu tablo, Türkiye’nin satış sonrası servis özelinde entegrasyon gücü-nün azaldığını gösterir.

Huawei’nin DNA’sında Ar-Ge Var

Huawei olarak bu kadar değişken bir dönemde neler yaptık ve neler planlıyoruz diye baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Biz aslında temelde tek bir unsu-ra önem veriyoruz, o da Ar-Ge. Huawei, kurulduğu 1982 yılından bugüne kadar tüm harcamaların-dan Ar-Ge’ye her zaman için ciddi paylar ayırıyor. Bugün 176.000 çalışanıyla 170’ten fazla ülkede ürün ve çözümleriyle var olan Huawei, içlerinde Türkiye’nin de

17

Se

rda

r Yoku

ş Hu

aw

ei Tü

rkiye E

nte

rprise

Ülke

Page 18: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

yer aldığı 16 Ar-Ge, 36 inovasyon merkezi ve 79 bin Ar-Ge çalışa-nıyla, bu konudaki ciddiyetini ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra, 5.500 iş ortağımızla 19 ayrı böl-gedeki destek hizmetlerimizi sür-dürüyoruz. Sadece geçen yıl Ar-Ge özelinde Türkiye’de 20 milyon TL yatırım gerçekleştirdik.

En Çok Patent Başvurusu Huawei’den

Huawei 2015’te Dünya Patent Organizasyonu tarafından, en çok uluslararası patent başvurusu yapan firma olarak birinci seçil-di. Tüm endüstriler dahil olmak üzere Huawei, bu alanda ilk sırayı aldı. Bu da Ar-Ge’nin Huawei’nin DNA’sında olduğunu gösteren en objektif örneklerden biridir. Huawei bu sene ayrıca, Fortu-ne Global 500’te 228’inci sıraya yükseldi. Bu da dünya çapında önemli bir yaygınlık ve ürünler ile servisler bazında bir başarının yansıması. Bu nedenle dünyanın

en küçük bölgelerde dahi Huawei desteğini görebilirsiniz.

Servis ve Satış Sonrası Destek Hizmetleri Kırmızı Çizgimiz

Huawei servisini veremediği hiçbir ürünü piyasaya sürmedi, sürmeyecek. Bu yaklaşımımızın karşılığını, pazara sunduğumuz, gerçek anlamda kaliteli ve uzun ömürlü ürünlerle gördük. Bugün tüm sektörlerde çok geçerli ve çok üst düzey referanslarımız söz konusu. Şirketler artık birleşmeye ve konsolide olaya başladı. Yeni bir şey üretemezseniz, konsolide olmaya mahkumsunuz.

Sektörde büyümeler bugünün şartlarında şirket satın almayla sağlanırken, Huawei bu büyümeyi sadece ürünleri ve projeleriyle gerçekleştirdi ve kendi başına var olmayı yeniden tanımladı. Geçti-ğimiz yıl servis altyapımızı 3 kat büyüttük. Bu konuya yeterince önem verilmezse satışlar da bir

noktada durur. Bu bilinçle servis yapısına satıştan daha fazla önem verdik diyebiliriz. Ürün ve çözüm-lerin arkasındaki destek son dere-ce önemli. Bu alandaki eğitimleri de iş ortaklarımıza ücretsiz olarak sağlıyoruz. İş ortaklarımızın geli-şimi bizler için çok önemli. Tüm satış ve proje hizmetlerimiz iş ortaklarımız üzerinden gerçekleş-tiriliyor.

Geçtiğimiz sene, servis merkezle-rinin sayısını iki katına çıkardık, iki yeni servis iş ortağı ile anlaş-tık ve bunun sonucu olarak, servis taleplerini karşılama anlamında yüzde 256’lık bir artış gerçekleş-tirdik. Bu konuda da geliştirmekte olduğumuz iş modellerimiz var. Sürekli eğitim ve sertifikasyon programlarıyla bu kapsamı gün-den güne daha iyi hale getirmek için çalışıyoruz. Servis yapımızı şekillendirirken, iş ortaklarımı-zın da görüşleri ve katkıları ile ilerliyoruz.

İlk Çeyrekte %91’lik Büyüme

Huawei Enterprise İş Biriminin 2016’daki ilk çeyrek performansı-na baktığımızda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %91’lik bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Ürünlerimizi ve çözümlerimizi sürekli geliştirmek Huawei’nin en temel amaçlarından biri. Kurum-sal çözümler, operatör ağ sistem-leri ve son kullanıcı ürünlerimizle bu gelişime durmaksızın devam ediyoruz. Bu önemli artışı da sürekli gelişen iç yapımıza bağlı-yorum.

Rekabeti şekillendirmek için güçlü olmak gerekir. 2015, Hu-awei Enterprise’ın güçlü olduğu-nu gösterdiğimiz bir sene oldu. Bugünün şartlarında kümülatif

18

özel haber

Page 19: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

büyümeyi devam ettirmek, reka-bet açısından son derece önemli. Müşteri tarafından baktığımızda da Huawei, gerek fiyat politikası, gerek ürünleri, gerekse çözümle-riyle öne çıkan bir marka haline geldi. Bugün Huawei’yi kendisini müşterilerine ve sektöre ispatla-mış bir marka olarak görüyoruz. Bizim için gerçek referans, ger-çekleştirdiğimiz projelerin ken-disi değil, bu projelerin sonunda herhangi bir problem yaşanma-masıdır. Kaliteli ürünlerle birlikte sorunsuz tamamlanan projelerin, müşteri algısı açısından da son derece olumlu bir etkisi olduğuna inanıyoruz.

Huawei Enterprise, bugün hemen hemen her sektörde farklı refe-ranslara sahip. En temel amaçla-rımızdan biri, 2014’te ve 2015’te yakaladığımız satış ivmesini bu yıl da devam ettirmek. Geçtiği-miz yılı analiz ettiğimizde şunu görüyoruz; bu ivmenin her sene devam ediyor olması, sektörde Huawei’nin Telekomünikasyon alanında yakaladığı başarıyı, Enterprise’da da hayata geçirdiği algısını yarattı.

Geçen yılın bir diğer önemli ba-şarısı da %2,5 küçülen bir pazar-da, yılı pazar payımızı artırarak kapatmamızdır. 2015, bu anlamda da başarılı bir seneydi. Ancak bunlar bizim için yeterli değil.

Geçen sene, özellikle ikinci yarı-dan sonra sektörde fiyatlandırma politikaları, oldukça farklı nok-talara geldi. Bize göre, sektörde afaki satışlarla kâr etme devri kapandı. Huawei Enterprise bu gerçeklikle hareket ederek, bugün bulunduğu konuma geldi. Satış-lar özelindeki rekabet açısından analiz ettiğimizde ise Huawei’nin

birçok güçlü firma arasından başarıyla sıyrılarak, üçüncü sıraya yerleştiği sonucuyla karşılaşıyo-ruz. Üstelik bunu oldukça kısa bir süre içinde başardık. Rakiplerimi-ze büyük saygı duymakla beraber, -Eğitim, Pazarlama, Mühendis-lik alanlarında yatırımları olan birçok farklı firmanın arasından kısa zamanda bu noktaya gelmek bizler için önemliydi. Rekabeti şekillendirebilecek potansiyele sahip, güçlü bir üretici ve çözüm firması olarak konumlandığımız bu yılı geride bıraktık. Huawei Kurumsal Çözümler Bölge Başkanı Simon Zou Siyi: Çok Özel Bir Buluşma

Huawei Enterprise Teknoloji Günü’nde kısa bir konuşmayla Serdar Yokuş’a eşlik eden Huawei Kurumsal Çözümler Bölge Başkanı Simon Zou Siyi ise “Bugün biz-ler açısından çok önemli bir gün. Türkiye’deki değerli iş ortakla-rımız, müşterilerimiz ve Huawei ailesinin değerli fertleri ile bura-da aynı çatı altında bulunmaktan

büyük memnuniyet duyuyorum. Türkiye başta olmak üzere, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde önemli başarılara imza atacağımı-za eminim” dedi. Huawei Teknoloji Günü kap-samında gerçekleştirilen farklı oturumlarla; “Dünya Kamu Tek-nolojileri Vizyonu ve Stratejileri”, “Kamu Projesi Başarı Hikâyeleri”, “Huawei Depolama Ürün Ailesi”, “Yeni Nesil Network Teknolojile-ri”, “Kurumsal IT Dönüşümünde Sunucular” ve “Güvenli Şehir Çö-zümleri” konuları ele alındı.

600’den fazla kişinin katıldığı Hu-awei Enterprise Teknoloji Günü çerçevesinde, Huawei’nin Türki-ye pazarında yer alan ve alması hedeflenen, en güncel kurumsal ve bireysel çözümleri de kurulan demo alanlarında katılımcılarla buluştu. Etkinlik sırasında yeni nesil Wi-Fi ürün ailesi, yüksek performanslı Kunlun sunucu plat-formu ve OceanStor 18000 Serisi Versiyon 3 depolama çözümleri-nin tanıtımı da gerçekleştirildi.

19

Page 20: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

verilerin kaybolmadan saklanması-nı, yönetilmesini ve paylaşılmasını sağlıyor. Depolama ihtiyacı konusun-daki en önemli kriterlerden biri fiyat. Çoğu zaman ihtiyaçları karşılayan çözümlerin bedeli inanılmaz yüksek oluyor veya firmalar lisanslara bağlı kalabiliyorlar. Büyük kurumların bu bedelleri ödemek için imkânları var fakat özellikle KOBİ’ler, bu masrafları karşılayamadıkları için yedeklerini harici disklere alıyorlar. Bu tarz bir yedekleme çözümünde gerektiğinden fazla çaba, zaman ve para harcanması gerekiyor. Yedeğin bulunduğu diskler arızalandığında, veriler ya kayboluyor ya da geri dönüşü olmayan bozuk,

kullanılamayan içeriklerle uğraşıl-mak zorunda kalınabiliyor. Veri kaybı gibi kötü durumlarda firmalar işin içinden büyük bir zararla çıkabildiği gibi bazen de firmanın ticari hayatı sıkıntıya düşebiliyor. Bundan birkaç sene önceye kadar veri kaybı gibi önemli bir sorun firmalar açısından henüz yeterince kavranılmış bir durum değildi. Son dönemlerde artan veriyle birlikte veri depolama git-tikçe artan bir öneme sahip olmaya başladı ve bu konudaki yatırımların gün geçtikçe arttığını söyleyebiliriz. Synology olarak farklı ihtiyaçlar için farklı çözümler sunmaktayız. Lokalde yedekleme veya farklı bir lokasyo-

Elektronik verilerin artması ile depolama ihtiyacı inanılmaz bir şekilde artıyor. Yasal düzenlemelerin getirdiği zorunluluklar ve tedbir amaçlı

yedekleme ihtiyaçlar düşünüldüğünde sadece işletmeler özelinde değil, vatandaş için de veri depolamanın önemi bir kat daha artıyor.

Synology Yedekleme ve Depolama Çözümleri ile İşler Çok Daha Hızlı ve Basit

Statista tarafından yapılan araştırmaya göre, dünya çapındaki veri depolama pazarı 2015 yılında 17,2 milyar Do-lar’a ulaştı. Araştırmaya göre, kulla-nıcıların yüzde 72’si, fotoğraf, video, müzik, e-kitap gibi kişisel verilerini internete bağlı cihazlarda saklıyor. Kişisel e-postalarını dijital cihazlar-da saklayanların oranı ise yüzde 62. Kullanıcılar, kişisel verilerini kolayca depolayıp istedikleri an bu verilere erişmek istiyor. İnternet ağına bağlı veri depolama ürünleri, kullanıcılar için en ideal çözümler arasında yer alı-yor. Veri depolama çözümleri alanında kullanıcılara hızlı ve kaliteli cihazlar sunan Synology, ürünleriyle kişisel

20 21

Page 21: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

na yedekleme konusunda çözüm-ler sunuyoruz. Cihazlarımızın tam performanslı şekilde kullanılması için gerekli yazılımları ücretsiz olarak kullanıcılarımıza sunuyoruz. Ayrıca kullanıcıların isteğine bağlı olarak genel bulutta da yedekleme işlemi gerçekleştirebiliyoruz. Bu avanta-jımız, bizi rakiplerimizden ayıran önemli bir faktör.

Synology Çözümlerinde Tama-men Kullanıcı Odaklı Bir Politika İzliyor

Hyper backup çözümümüz kapsamlı çok versiyonlu yedekleme, saklama kullanımını optimize ediyor. Engel-leme seviyeli, artırımlı yedekleme ve çapraz versiyon tekilleştirme ile Sy-nology Hyper Backup uygulaması bir-den fazla versiyonda veri yedeklemek için gereken depolama alanını en aza indiriyor. Geleneksel yedekleme ve dosya seviyesinde artırımlı yedekle-me sunabilen diğer NAS yedekleme hizmetleriyle karşılaştırıldığında, Synology çok versiyonlu yedekleme, hem gerekli alan miktarını ciddi anlamda azaltıyor hem de çok sayıda geri yükleme noktasını barındırıyor. Yerel paylaşılmış klasöre ve harici sabit disklere, ağ paylaşımlı klasör-lere, rsync sunucusuna ve herkese açık bulut hizmetlerine veri yedekle-nebilir ve çok versiyonlu yedekleme-den kolayca faydalanılabilir. Veriler, 65.535 adete kadar kaydedilerek, Smart Recycle ile yedekleme yapıla-bilir. Yedekleme noktasında veri sak-lanırken dosyaların yetkili olmayan erişimlerden korunmasını sağlamak için yedekleme noktasında klasörler şifrelenmiş halde tutulabilir. Zaman-lanmış veri yedeklemeleri yaparken Smart Recycle otomatik olarak eski ve gereksiz yedekleme sürümleri silinerek sürüm kontrolünü basitleş-tiriyor, kullanıcılara zaman tasarrufu ve işgücü kolaylığı sağlıyoruz. Eğer belli bir sürüm özellikle önemliyse, onu kilitleyebilir ve otomatik olarak silinmesini önlemek mümkün.

Synology SnapShot ve Replikas-yon ile Zamandan ve Paradan Tasarruf Olanağı Sunuyor

Btrfs dosya sisteminin kullanılabilme-sini sağlayan Synology NAS cihazları, son teknoloji ürünü veri bellek görü-nümü teknolojisine sahiptir. Bu saye-de Synology NAS cihazları, dosyalarda esnek noktasal kurtarmaya olanak ta-nıyor. Ayrıca bu fonksiyonu geleneksel yedeklemeyle karşılaştırıldığında, çok az bir depolama alanı kullanarak ya-pabiliyor. File Station veya Windows Dosya Gezginini kullanarak, dosya-ları ve klasörleri geri yüklemek için self-servis kurtarmanın avantajların-dan yararlanabilmek mümkün. Birden fazla lokasyonu bulunan kuruluşlar için farklı yerlerde birden fazla kopya tutmak, felaket durumunda veri kulla-nılabilirliğini sağlayabiliyor. Snapshot ve Replication, işletmelere felaket kurtarma planları için çok önemli imkânlar sunuyor. Daha fazla koruma için merkez sunucu gibi birincil siteye kaydedilmiş olan veriler, daha sonra başka bir şubeye çoğaltmak üzere kopyalanabiliyor. Snapshoot’lar farklı bir lokasyona aktarmak isteniliyorsa veriler kolayca eşleştirilebiliyor. Daha sonra sadece değişen verilerin bilgiler karşı tarafa aktarılabiliyor. Bu öze-likle ilk kurulumda yüksek boyutta veri transferi anlamına geliyor. Veri transferi internet üzerinden yapıldı-ğında, internet bant genişliğinize göre haftalarca sürebilir. Bu durumdan ka-çınmak için yedekleme görevi oluştu-rurken, verilerin doğrudan yedekleme lokasiyonuna aktarılmasını ve görevin

adve

rto

rial

başlamasını sağlayabilirsiniz veya önce herhangi bir harici diske aktarıp daha sonra görevin etkinleşmesini seçebi-lirsiniz. Yedekleme görevi daha önce oluşturulduysa daha sonra harici diski diğer lokasyona posta yolu ile gönder-mek ve Synology cihazında “takip” ve ardından “yükle” butonuna basmak yeterli. Veriler ikinci NAS cihazına aktarıldığında belirlenen görev kapsa-mında istenilen anlık görüntüleri bir lokasyondan diğerine otomatik olarak aktarılabiliyor.

Synology Hyper Backup ve Genel Bulut

İşletmeler, dosyaların ve sistem ayar-larının Synology NAS’da Amazon S3, Microsoft Azure, HiDrive veya IBM SoftLayer, RackSpace ve diğer OpenSta-ck Swift uyumlu sunucular gibi herkese açık bulut hizmetlerine yedeklenmesi için Synology Hyper Backup’ın blok düzeyinde, çok sürümlü yedekleme araçlarını güçlendirebiliyorlar.

20 21

Volkan Yiğit Synology Türkiye Ürün Müdürü

Page 22: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

haberler

Turkcell’in altı senede 10 farklı akıllı telefon ve tab-let geliştirerek kurduğu T serisi ailesi bugüne kadar 2.5 milyona yakın satılırken, yeni geliştirilen T70 ayda 25 TL, T Tablet ise ayda 19 TL’ye satılacak. İleri teknolojiyi uygun fiyatla birleştiren T serisinin yeni üyelerini satın alan herkese Turkcell’in BiP, TV+, fizy ve Akıllı Depo gibi popüler servisleri için de ücretsiz kullanım paketleri sunuluyor. Turkcell 2010 yılında geliştirmeye başladığı T serisi akıllı cihaz ailesini, 4.5G uyumlu T70 akıllı telefon ve T Tablet ile güç-lendirdi. T70 ve T Tablet’in tanıtıldığı basın toplan-tısında konuşan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, “1 Nisan’da Türkiye’yi 4.5G ile tanış-tırdık. Şimdi de T serisinin yeni ürünleri ile 4.5G’yi herkes kullanabilsin istiyoruz.” dedi. 4.5G uyumlu T70 ve T Tablet üstün teknolojik özelliklerinin yanı sıra çok uygun fiyatlarla Turkcell’liler ile buluşuyor. 5.2 inç HD ekranı bulunan T70’in 8 MP arka, 5MP ön kamerası bulunuyor. Sesli komutla selfie çekebilme özelliğine sahip olan cihazın 2 GB RAM’i sayesinde kullanıcılar uygulamaları hızlı şekilde açabiliyor-lar. 1 Haziran’dan itibaren aylık 25 TL’den başlayan fiyatlar ve 36 aya varan taksitlerle Turkcell’lilerin beğenisine sunulacak olan T70’in peşin satış fiyatı ise 649 TL olacak. 8 inç’lik HD ekrana sahip olan T

Tablet’e sahip olmak isteyenler ise 36 ay boyunca aylık 19 TL’den başlayan fiyatlarla cihazlarını Turk-cell Flagship’ler, Turkcell İletişim Merkezleri veya Turkcell.com.tr’den hemen alabilirler. Miravision ile daha canlı görüntü olanağı sağlayan T Tablet’ler 36 aya varan vadeler ve 19 TL’den başlayan fiyatlar ile alınabiliyor. T Tablet’in peşin satış fiyatı da 349 TL. Dileyenler ise T70 ve T Tablet’i aylık 39 TL’den başla-yan fiyatlar ile alabilirler.

Turkcell, T70 ve Turkcell Tablet Görücüye Çıktı

Eylül 2014’te ilk kavisli LED monitörü olan 27 inç, 4000R SD590C modelini tanıtan ve o tarihten bu yana serisini daha fazla kavisli monitör içerecek şekilde genişleten Samsung Electronics, dünya genelinde bir milyondan fazla kavisli monitör sattığını duyurdu. IDC verilerine göre, şu anda tüm dünyada kavisli monitör satışlarının yüzde 85’inden daha fazlasını Samsung gerçekleştiriyor. Samsung kavisli monitörler, tasarımı sayesinde insan gözünün doğal şekline uyum sağlama özelliği ile öne çıkı-yor. Ekstra geniş görüntüleme açıları ve gelişmiş kontrast oranları ile birleştiğinde bu kavisli ekranlar, gerçekçi ve dikkat dağıtmayan resim kalitesi arayan oyun ve ev eğlence sistemi kullanıcıları için ideal bir seçim haline geliyor. Samsung, oyun oynama veya içerik görüntüleme sırasında birden fazla monitör kullanan kullanıcıların artan ihtiyacına da karşılık veriyor. “Dünyada ilk kavisli monitörümüzü tanıttıktan bu yana kavisli monitör tek-nolojisinin, oyun ve eğlence izleyicilerinin beklediği bir endüstri standardına dönüştüğünü gördük” yorumunda bulunan Samsung Electronics Türkiye BT Ürün Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Pınar Kaçar sözlerine şöyle devam ediyor: “Kavisli monitörlerin popülerliği artmaya devam ettikçe kullanıcılar için daha çekici ve daha konforlu ürünler üretmek amacıyla, ekranlarımızın tasarım ve özelliklerini her yeni seride daha da geliştiriyo-ruz. Şu ana kadar bir milyon kavisli monitör satış rakamına ulaşmaktan mutluyuz ve önümüzdeki yıllarda yeni kavisli teknolojiler sunmayı dört gözle bekliyoruz.”

Kavisli Monitörlerin Beklenmeyen Yükselişi

22

Page 23: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

Mustafa [email protected]

23

Dünyaca ünlü AR-GE şirketi Xe-rox PARC; Amerikan DARPA’nın (İleri Savunma Araştırma Pro-jeleri Ajansı) geride bir iz, kanıt bırakmadan kendini imha edebi-len insansız hava araçları (Dro-ne) üretmeyi hedefleyen ICARUS Programı’na (Inbound, Control-led, Air-Releasable, Unrecove-rable Systems Program) destek veriyor. Xerox PARC; aldığı sinyal komutla kendini otomatik olarak imha edebilen Gorilla Glass cam bellek ve elektronik devre bulu-şunu bu projeye entegre etmeye çalışıyor. Xerox PARC’ın bu bu-luşu, DARPA’nın ICARUS Progra-mı’nın kritik bileşenleri arasında gösteriliyor.

Hedef Yok Olmak

DARPA’nın James Bond filmlerini aratmayan ICARUS Programı ile “Yok Olmaya Programlanabilir Elektronik Cihazlar” geliştiril-meye çalışılıyor. DARPA, drone cihazlarda donanım olarak Xerox PARC’ın geliştirdiği kendi kendi-ni imha edebilen elektronik cam çipleri kullanacak. Böylece alınan bir komutla veya önceden belir-lenen sürede droneların görevini tamamladıktan sonra kendini imha etmesi sağlanacak. Aynı zamanda drone üzerinde bulu-nan polimer paneller de cihazın geride bir iz bırakmadan imha olmasına imkan verecek. Dro-ne sistemi için geliştirilen katı

formdaki bu polimer paneller, direkt olarak gaz forma geçerek yok olacak. Elektronik devreleri barındıran cam ve polimer panel-lerin yok olması drone cihazına, taşıdığı malzemeye ve bilgiye dair geride hiçbir iz kalmaması-nı sağlayacak. Böylece görevini tamamlayan dronelar deyim yerindeyse buharlaşacak.

Üst Düzey Veri Güvenşiği

Drone teknolojisi ile ilgili açıkla-mada bulunan DARPA’nın ICA-RUS Programları Yöneticisi Troy Olsson, Xerox PARC gibi proje

partnerleri ile geliştirdikleri teknolojiler kullanılmaya baş-landığında, askeri ve sivil amaçlı operasyonel işlere yönelik bilgi ve veri güvenliğinin en üst dü-zeyde sağlanacağını söylüyor.

ICARUS Programı ile üretilen dronelar, gönderilecek bir sin-yalle veya belirlenecek bir süre sonunda çevreye zarar vermeden kendini imha edecek. Daha düşük maliyetlerle tek seferlik kulla-nılabilecek şekilde üretilecek bu droneları geri döndürmek için harcanan enerjiden de tasarruf edilecek.

Kendini İmha Eden Dronelar GeliştirildiOperasyonel görevlerde bilgi toplamak ve ulaşılması zor yerlere

malzeme ulaştırmak için kullanılan drone cihazlar, görevini tamamladıktan sonra geride iz bırakmayacak şekilde kendini

imha edebilecek.

özel haber

Page 24: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

24

Soğuk savaş sonrası, siber savaşlar ve siber cep-heler açıldı. Ülkelerin, rejimlerin ve toplulukların dijital ortamda sağlanan bilgilerle şekillendiği günümüzde, atılacak adımları ve alınacak aksiyon-ları bu kapsamda değerlendirmekte fayda var. Bilgi Güvenliği alanındaki en büyük dezavantaj, çalınan bilginin farkına varmak ve sızıntının tespitinin çok zor olmasıdır. Çünkü dijital ortamda sahibi oldu-ğunuz veya yönettiğiniz bilgi çalındığında da hala koyduğunuz yerdedir. Sizden habersiz şirket, kurum veya kişisel bilgilerinize kim, hangi IP adresinden, ne zaman erişti ve nasıl bu bilgilere ulaştığı sorusu-nun cevabı çoğu zaman samanlıkta iğne aramaktan farksızdır.

WikiLeaks, Edward Snowden NSA vakası ve Panama belgeleri ile bir kez daha ağ güvenliğinin sağlanması ve bu verilere erişimin takip edilmesinin ne derece önemli olduğunu görmüş olduk. Amacı veya nasıl çalıştıkları konusunda birçok teori olmasına rağmen bilginin ne büyük silah olduğu konusunda hem fikir olmamızı sağlamıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarda sahip olunan ve gizlilik arzeden belgelerin (sağlık bilgileri, finansal bilgiler, müşteri bilgileri, sipariş geçmişi, arge-tasarım detayları, pazar araştırmaları, satış planları, finansal planlar, kurum içi yazışmalar, özel yaşamla ilgili bilgiler) korunması ve bu yetkili / yetkisiz erişim bilgilerinin rutin olarak gözden geçirilmesi kendi içimizde yaşanacak WikiLeaks vakalarının önüne geçecektir. Şirket çalışanlarından birisinin ilerleyen zamanlarda Julian Assange (Wi-kiLeaks Kurucusu) rolünü üstlenirse kaybedecekle-riniz sadece para değil, tekrar kazanamayacağınız marka değeriniz ve itibarınız da olacaktır. Peki neler yapmalıyız?

Ağ Cihazları

Şirket ağ topolojisi ve kullanılacak cihazların seçimi marka ve reklam algısından uzak olmalıdır. Önemli olan sizin ihtiyacınızın ne olduğu ve bu ihtiyacı gö-recek ağ cihazlarının seçimidir. Anlık trafik miktarı, trafiği oluşturacak protokollerin neler olacağı, ye-deklilik ve siber saldırı ihtimalinin yaşanacağı nok-

Kurumlarda Ağ Güvenlik Stratejilerini Geliştirirken Ne

Yapmalı?taları belirlemek ve buna göre mimariyi oluşturmada fayda var. Her bir istemcinin daha Layer 7 (Uygulama Katmanı) katmanına gelmeden kontrol edilmesi ve belli kontrollerden geçerek ağa dahil olması sağlan-malıdır. Örneğin şirkete gelen bir misafire verdiğiniz internet hizmeti sebebiyle, şirket sunucuları ile aynı ağa dahil olmamalıdır. Ağ segmentasyonu yapılarak sunucu, veritabanı ve uygulama sunucuları farklı sanal ağ içerisinde yer alarak, dış erişime açılan sis-temlerin hacklenmesi durumunda, zafiyet barındıran sunucu dışına erişilmesinin önüne geçilecektir.

Son günlerde hızlı bir artış gösteren DDOS saldırıları özel ve kamu kuruluşlarında ciddi servis aksaklıkları-na sebep olmakta ve prestij kaybının yanı sıra parasal kayıpların da yaşandığı görülmektedir.

Firmalar bu konuda ciddi yatırımlar yapıyor, fakat aynı kararlılığı çözümün konumlandırılması akabinde logların, uyarıların ve geri bildirimlerin yönetilmesi konusunda göstermiyor. Yapılan bir DDOS saldırısı esnasında Wireshark gibi araçlar ile trafiğin analizi yapılabilir ve gerekli önlemler alınabilir. Fakat atakla-rın mesai saati dışında yapıldığında ve o anda analiz edemediğiniz durumlarda buna ek olarak yapılan bir saldırının hukuki sürecinde kanıt dokümanı olması açısından log yönetimi entegrasyonu vazgeçilmezdir. Log Yönetimi çözümleri ile güvenlik cihazlarının bu noktadaki entegrasyonu çok önemlidir. Saldırı esna-sında anlık mail, SMS ve script gibi geri bildirimler alınacak aksiyonları hızlandırır. Log Yönetimi çözüm-lerine entegre edilen güvenlik cihazlarında (Firewall, IPS, IDS, WAF v.b.) istenilen log kayıtlarının alınması, anlamlandırılması ve korelasyon çalışmaları da bu noktada önem kazanmaktadır.

Log Yönetimi

Veri sınıflaması yaparak sizin için önemli olan verileri önemlilik derecesine göre sınıflandırın. Bu verilere erişimi Log Yönetim sistemleri ile takip ederek kim-lerin, ne zaman erişim sağladığını kayıt altına almak ve bu verilerin anlık veya düzenli olarak raporlanma-sı, yaşanacak suistimallerin önüne geçecektir.

Page 25: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

25

Bilgi sızıntısında kullanılan yöntem ve tekniklerin çeşitliliği göz önüne alınırsa ve konumlandıracağı-mız güvenlik ürünlerinde de bu kriterlere göre karar verilirse sızdırmalara karşı alınacak önlemler de daha yerinde kararların alınması sağlanacaktır.Log yönetimi projelerinde en çok karşılaşılan soru-lardan birisi de “Nesne Erişim” kontrolleridir. Yani belirlenen bir dosyayı hangi kullanıcı sildi, hangi kullanıcı sahipliğini aldı veya değiştirdi gibi sorula-rın cevabının bulunmasıdır. Maaş, özlük, satın alma raporları gibi firma veya kurum için çok önemli bilgi-lerin olduğu bir dosya/klasör olduğunu düşünürsek ve bu dosyalara yapılan erişimlerin kayıt altına alınması, kritik durumlarda mail, SMS gibi alarm mekanizmalarının oluşturulması çoğu zaman hayat kurtaracaktır. Kurumsal ağınız üzerindeki aşağıdaki aktivitelere ait bilgilerin kayıt altına alınması ve an-lık uyarı mekanizmasının kurulması gerekmektedir;

• Güvenlik ihlallerinin anında tespiti ve delil-lerin toplanması • Cobit, PCI gibi kurum standartları • Performans izleme • Başarılı, başarısız erişimlerin tespiti • Yetkili \Yetkisiz erişimlerin tespiti • Kritik dosyalara erişimin takibi • Logların kaybolma ve silinme riskinin orta-dan kalkması • Kritik olayların, alarm politikasının belirlen-mesi ve ilgili aksiyonun alınması • Sistem yöneticilerinin takibi • Kullanıcı bazında USB diske kimin ne kopya-ladığı • Donanım, IP, hostname gibi değişikliklerin takibi • İstemci tarafında çalışan sniffer (Cain, Wi-reshark) uygulamalarının tespiti • Belirlemiş olduğumuz kullanıcıların kritik durumlarda ekran görüntülerinin kaydı • Günün herhangi bir anında hangi kullanıcı, hangi bilgisayarlarda online olduğunun tespiti • Print server mimarisi içerisinde kimler hangi yazıcıdan, hangi dokümanın çıktısını aldı • Belirlemiş olduğumuz bir metin, örneğin “TC Kimlik No” hangi yazıcıdan ve kim tarafından çıktı alındı • Hangi bilgisayara, kim, hangi porttan eriş-meye çalıştı • Kimler port taraması yaptı • Kimler hangi saatte VPN ile uzaktan erişim yaptı

Osman DOĞAN TRT WORLD – Bilgi Teknolojileri Müdürü

sektörden

• Bilgisayarlarda donanım değişikliği var mı • Kaçak lisans kullanılan programlar ve işletim sistemleri hangileri • Tanımlı SSID’lerin dışında kimler şirket dışın-daki kablosuz ağlara bağlandı • Hangi kullanıcılar P2P (Emule, Kazaa gibi) uygulamaları kullanıyor • En çok ağ aktivitesi hangi bilgisayarlardan yapılıyor, (virüs, trojan) belirtisi • Hangi kullanıcılar, hangi dokümanın veya gizli evrakın ekran görüntüsünü aldı

Siber İstihbarat

Yapılan tüm bu yatırım ve çalışmalar, var olan bil-ginin korunması adınadır. Fakat olası bir sızıntıdan haberdar olmanız için bir kulağınızın dışarıda olması veya sizin adınıza dijital ortamda bu bilgileri sağlaya-cak servisler ile çalışmanızda fayda var. En büyük veri sızıntıları afişe olmamış hack vakalarıdır. Bu makaleyi okurken bile birileri sizin sistemlerinize sızmış ve şirketinize ait ihale, finans veya mahrem bilgilerinizi alıyor olabilir. Uygulama ve sunucularınızı yılda bir kez güvenlik testine tabi tutmak artık eski bir yöntem ve yanlış algıdır. Rakip firmalar, istihbarat örgütleri veya kızgın bir müşterinin hedefindesiniz. Onların si-lahı ile kuşanmadığınız sürece dijital ortamda ayakta kalmak mümkün değildir.

Page 26: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

26

haberler

Dijital Perakendecilik temasıyla gerçekleşen forumda pe-rakendenin geleceğine yön verecek lider firmalar, dijital dönüşüm ile sektörü yönlendiren teknolojik gelişmeleri süreçlerine entegre ederek nasıl farklılaştıklarını izleyici-lerle paylaştı. Foruma katılan Koçtaş, Penti, Gratis, Şölen Çikolata, CarrefourSA, Mavi Jeans Giyim, A101 gibi alanın öncü kurumları başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştı. Perakende sektörünün en dikkat çekici etkinlikleri ara-sında yer alan SAP Perakende Forum’da, bu alandaki ku-ralları değiştirecek ve sektördeki kurumların gelecekteki varlıklarını güçlü bir şekilde devam ettirmelerine imkan sağlayacak dijital teknolojiler ve yenilikçi uygulamalar masaya yatırıldı. Dünyanın lider kurumsal iş yazılımları sağlayıcısı SAP tarafından, ‘Dijital Perakendecilik’ teması ile yeni nesil çözümlerin ve dijital dönüşümün DNA’sının ele alındığı SAP Perakende Forum, 10 Mayıs Salı günü “The Grand Tarabya Hotel’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin perakende liderleri ve 500’ün üzerinde sektör profesyo-nelinin katıldığı forumda iki panel, 15 salon oturumu düzenlendi. Forum; SAP EMEA Tüketici Ürünleri Başkan Yardımcısı Klaus Boeckle, SAP Türkiye Genel Müdür Yar-dımcısı Bülent Karal, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ve Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu’nun açılış konuş-malarıyla başladı. Açılış konuşmalarına Koçtaş BT Direk-

törü Orkun Süer de Dijital Dönüşüm Programı kapsamın-da uygulamaya alacakları Müşteri Hizmetleri Bankosu süreçlerini ve mağaza içi satış personelini dijital ortamda yönetmelerini sağlayacak mobil uygulamayı sunduğu bir demo ile eşlik etti. Kurumlara maliyet, satış ve re-kabet anlamında stratejik öngörüler sağlayacak örnek projelerin paylaşıldığı forumda yer alan demo alanları da katılımcılara perakende sektörüne yönelik yeni çözümleri deneyimleme imkanı sundu.

Perakende Sektörünü Dönüştüren Trendler Tartışıldı

2. IPFYE Business Forum’da Bilgi Üniversitesi öğrenci-leri ile girişimcilik ve inovasyon üzerine konuşan Serhat Özeren, “Yapacağınız işlerin mutlaka yenilikçi bir anlayışla ortaya konması, anlaşılır ve talep edilir bir ürün olması gerekiyor. Birçok bakanlık ve kamu kurumları gençleri cesaretlendirecek çok önemli teşvikler sağlıyor. Mutlaka araştırın ve faydalanın” dedi. İnternet Geliştirme Kuru-lu Başkanı Serhat Özeren, Uluslararası Genç Girişimciler Platformu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen 2. IPFYE Business Forum’da üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. Girişimcilik ve inovasyon üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştiren, tecrübelerini üniversiteli genç girişimciler ile paylaşan Özeren, ”Başarıyı yakalamak için mücadeleden ve zorluklardan korkmayın, sabırlı olun. Hata yapmaktan korkmayın ancak yapacağınız hataların sizin hayatınızı ipotek altına almasına da izin vermeyin. Tecrübe etmeden hiçbir şey olmuyor” dedi. Endüstri 4.0’ın yoğun olarak konuşulduğu, teknolojinin günlük hayatın her alanını kapsadığı günümüzde inovatif fikirlerin daha da önemli olduğunu vurgulayan Özeren şunları söyledi: “İnovatif bir çalışma yapacağınız zaman dikkat edeceğiniz en önemli şey kullanıcıyı anlamaktır. Yapacağınız işlerin mutlaka yenilikçi bir anlayışla ortaya konması, anlaşılır ve talep edilir bir ürün olması gerekiyor.” Devlet teşviklerin önemine de değinen Özeren, devletin bilişim sektöründe İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına geçmiş yıllara oranla önemli miktarlarda destek sağladığını da söyleyerek, bu desteklerden yararlanmaları tavsiyesinde bulundu.

Devlet Genç Girişimcilere Teşvikler Sağlıyor

Page 27: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

27

Şirketlere yönelik siber tehditler açısından 2016 yılı beklendiği gibi oldukça hızlı geçiyor. Bu yıl daha çok sayıda ve son derece yıkıcı hedefli saldı-rılar gerçekleşiyor. Yılın geri kalanı ve önümüzdeki dönemlerde de yine sofistike saldırılar sürecektir. Zararlı yazılımlar, şirketlerde BT departmanları-nın en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Büyük, orta ve küçük ölçekli işlet-meler için özellikle fidye yazılımları, güvenliğe dair en büyük kaygılarından biri. Kaspersky Lab olarak şirketlere yönelik siber saldırıların sayısı-nın artacağını, artmakla kalmayıp çeşitleneceğini, yeni siber saldırı ve dolandırıcılık yollarının ortaya çıkacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla şirketlerin bir an bile durma, güvenliği gözardı etme veya ikinci plana itme gibi bir lüksü yoktur.

Tüm bu saldırı ve saldırı potansiyeline karşı tüm sektörlerdeki işletmeler her an tetikte olmalılar. Planlarını, güvenlik yatırımlarını her daim güncel tutmalılar. Kaspersky Lab’de tüm güncel tehditle-ri, tüm teknolojik trendleri ve gelişmeleri, uzman araştırma ekibimizle sürekli takip ederek bunlara karşı kullanıcılarımızı en doğru, etkin ve verimli şekilde korumak için gereken önlemleri alıyoruz.

Şirketlere uçtan uca korumaya önem verip güven-liğe yatırım yapmaya devam etmelerini tavsiye ediyoruz. İşletmeler en son çıkan tehditler konu-sundaki bilgilerini artırarak bunlarla karşılaşma risklerini azaltmak için harekete geçmeliler. Ayrıca fidye yazılımlarından etkilenme tehdidini orta-dan kaldırmak için, açıklardan yararlanma amaçlı kodlara karşı koruma kullanmalı ve güvenlik çö-zümlerinin Kaspersky Lab’in sunduğu davranışsal algılama yöntemleri içerdiğinden emin olmalılar.

Fidye yazılımları kullanılarak yapılan saldırılar, iş dünyası için büyük bir sorundur. Günümüzde siber suçluların çoğu bu zararlı yazılımı kullanmaktadır. Çünkü uygulaması ve suçu gerçekleştirmesi ko-laydır. Hiçbir şirket hassas verilerini kaybetmeyi göze alamayacağından kendi verilerinin şifresinin

Şirketler Fidye Yazılımlarına Dikkat

Etmeli, Etkin Güvenlik Çözümünü Kullanmalı

sektörden

kaldırılması için para ödemeyi hemen kabul eder. Ancak siber suçlular her zaman verdikleri sözü yeri-ne getirmeyebilir ve ödemenin ardından verileri ye-niden şifreler. İşte bu yüzden şirketlerin, bu kuralsız oyuna istemeden katılmak yerine uygun güvenlik çözümleri kullanmaları, hassas verileri yedekleme-leri ve çalışanlar arasında güvenlik bilincini yük-seltmeleri önemlidir. Proaktif bir güvenlik stratejisi kullanarak daha güvende olabilirsiniz.

Güvenilir, çok katmanlı bir güvenlik çözümü, fidye yazılımını durdurabilecek tek şey olarak öne çıkıyor. BT varlıklarının ve altyapısının tamamının korun-ması konusunda ve artan fidye yazılımı tehdidine karşı, büyüklükleri ne olursa olsun şirketlere yar-dımcı olmayı amaçlayan Kaspersky Endpoint Secu-rity for Business ve Kaspersky Small Office Security, fidye saldırıları dahil, bilinen, bilinmeyen ve ge-lişmiş tüm siber tehditlere karşı güvenilir koruma sağlıyor.

Bireysel kullanıcılar ise düzenli olarak bilgisayarla-rını yedeklemeliler. İşletim sistemi ve tarayıcılarla ilgili bütün önemli güncellemelerini yüklemeliler. Etkin bir güvenlik çözümünü seçmeliler. Kaspersky İnternet Security fidye yazılımlarına karşı çok kat-manlı bir koruma sağlıyor. Kaspersky Total Security ise otomatik yedeklemeler yaparak bu çok yönlü korumayı tamamlıyor.

Sertan Selçuk Kaspersky Lab Türkiye Genel Müdürü

Page 28: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

28

haberler

Anel Grup, doğal kaynakları korumak ve çevreye yönelik olumsuz etkileri en az seviyeye indirmek amacıyla; güneş enerjisi kaynağı kullanımı, atık ve gri su geri dönüşümü ve ağaçlandırma konusunda çalışmalar gerçekleştirerek sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor. Fosil yakıtlar son iki yüzyıl içerisinde, üretim teknolojilerinin gelişmiş ve ucuz olması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktaydı. Ancak 1973 yılında gerçekleşen petrol kriziyle birlik-te tarihte de ilk kez, enerji kaynaklarında alternatif yol arayışları gündemi uzun süre meşgul etti. Yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimini destekleyen bir başka önemli gelişme, 90’lı yıllarda çevre bilincinin ortaya çık-masıyla oldu. Bu farkındalığın sonucu olarak ise gelenek-sel enerji üretim ve tüketiminin çevre ve doğal kaynaklar üzerinde yerel, bölgesel ve küresel seviyede doğrudan olumsuz etkilere neden olduğu anlaşıldı ve sürdürülebilir bakış açısıyla çalışan firmalar ‘temiz enerji’ kullanmaya başladı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş enerjisinin atmosferin dışında şiddetinin 1370 W/m² değerinde olduğu ve yeryüzüne ulaşana kadar 0-1100 W/m2 değerine düştüğü düşünüldüğünde, güneş ışınları-nın dünyaya gelen küçük bir bölümünün dahi insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazla olduğu göz-le görünen bir gerçek. Bu noktada da güneş enerjisine yapılacak yatırımların ve geliştirilecek projelerin önemi

oldukça fazla. Mümkün olduğunca az atık üreterek atıkla-rı geri dönüşümle değerlendirmeyi hedefleyen Anel Grup, Anel İş Merkezi’nden ve faaliyet gösterdiği şantiyelerden topladığı atıkları geri dönüştürüyor. 2015 yılında bu yolla 210 ton malzemeyi doğaya geri kazandırdı. Anel İş Mer-kezi’nde kurulu gri su dönüşüm sistemi ile su tüketimini azaltıyor. Hayata geçireceği proje ile sistemi modernize ederek kapasiteyi artırmayı ve böylece yılda 3.500 ton suyu geri dönüştürmeyi hedefliyor.

Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Güneş Enerjisi Tercih Edilmeli

Microsoft Türkiye, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en iyi işverenleri ödüllendiren Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde birinci sırada yer aldı. Microsoft aynı organi-zasyonda 50-500 çalışana sahip şirketler arasında En İyi İşyeri, IT Sektörünün En İyi İşyeri ve Yaşam Boyu Öğren-me Özel Ödülü’nü kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Bireylerin ve kurumların daha fazlasını başarması için onlara güç katmayı misyon edinen Microsoft, Great Place to Work’un açıkladığı ‘Türkiye’nin En İyi İşverenleri’ listesinde yine zirveyi kaptırmadı. Çalışan odaklı yönetim anlayışı ile insani dokunuşu yüksek, kurum kültürüne sahip 25 şirketin bulunduğu listenin ilk sırasında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Microsoft yer aldı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Microsoft Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Vlad Bog, ‘’Microsoft Türkiye olarak çalışan-larımızı dinleyerek ve iyi uygulamaları araştırarak şirketimizi nasıl daha iyi bir yer haline getirebiliriz sorusunu her zaman kendimize soruyoruz. Üst üste iki senedir alıyor olduğumuz bu ödül, bu konuda iyi bir yolda olduğu-muzun da bir kanıtı oldu bizler için. Microsoft olarak çalışanlarımızın kendilerini gerçeklediği, yaptıkları işlerde her gün gerçek bir anlam bulabilecekleri bir işyeri oluşturma konusundaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.“ dedi. Microsoft, aynı listede ‘IT Sektörünün En İyi İşyeri’ ve ‘Yaşam Boyu Öğrenme Özel Ödülü’nü de kazanarak çalı-şanlarına verdiği önemin altını bir kez daha çizmiş oldu.

Microsoft, Türkiye’nin En İyi İşvereni

Page 29: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

29

Şirket ağlarına yönelik siber tehditler çok uzun bir süredir gündemde olsa da bilişim sistemlerinin bir bütün olarak algılanmaması, en önemli eksik-lik olarak gündemde kalmaya devam etmektedir. Son yıllarda hızlanan mobil internet, nesnelerin interneti, büyük veri, bulut sistemleri gibi yeni teknolojiler ile farklı boyut kazanan siber güvenlik yaklaşımının bütüncül bir biçimde algılanmaması, karşılaşılan tehditlerin çeşitliliği ve yaratabilecek-leri hasarların büyüklüğünü de artırmaktadır. Siber savunmanın sadece belirli cihaz ve teknolojilerin görevi olduğu algısı ve yaklaşımı sahte bir güven-lik hissinin oluşmasına neden olmakta, tehditlerin gerçekleşmesi durumunda uğranabilecek zararla-rın miktarını da büyük ölçüde artırmaktadır.

Bu bütüncül yaklaşım ile baktığımızda günümü-zün dünyasında siber güvenlik alanında sadece sanal çözümler değil aynı zamanda “geçiş kontrol sistemleri” gibi sistemler ile fiziksel güvenlik de sağlanmalıdır. Bu sistemlerin amacı gerek fiziksel gerekse sanal anlamda olsun belli bir alana sadece yetkilendirilmiş kişilerin erişimini kontrollü bir şekilde mümkün kılmaktır.

Bu alanlara erişimden kasıt giriş yetkisi olabile-ceği gibi kullanım yetkisi de olabilir. Günümüz geçiş kontrol sistemlerindeki teknikler çeşitlilik göstermektedir. Yüksek güvenliğin önemli olduğu alanlarda biyometrik teknolojiler ile desteklenmiş geçiş kontrol sistemleri tüm teknikler içinde öne çıkmaktadır. Bu türden ortamlarda biyometrik tek-nolojiler ile desteklenmiş geçiş kontrol sistemleri-ni tercih etmek büyük önem arz etmektedir.

Teknoloji hayatımızda önemli bir yer tutsa da insan unsuru vazgeçilmez ve en önemli güvenlik bileşenidir. Alınacak teknolojik önlemlerin tama-mının bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimleri ile desteklenmesi, bir davranış biçimine dönüş-türülmesi büyük önem taşımaktadır. Bilgilendir-me yaklaşımı, karşılaşılacak olan siber saldırı ve tehditleri bir yandan azaltırken diğer yandan da bu saldırıların gerçekleşmesi durumunda, saldırı-nın hızlı bir biçimde belirlenmesine ve önlenme-

Siber Güvenlikte Bütüncül Yaklaşım

sektördenYücel BiniciProline Proje Yöneticisi

sine yardımcı olacaktır. Bir o kadar önemli diğer bir konu ise kurumlar arası iletişim ve iş birliğinin tesis edilmesidir. Varsa kurumun bünyesinde yer alan ça-lışma alanları bilgi güvenliği ve/veya siber güvenlik birimleri, aralarında güçlü bir iletişim ağı kurmalı, bilgi paylaşımında bulunmalıdır.

Diğer yandan şirketlerin güvenlik stratejilerini oluş-tururken kendilerine uygun çözümler kullanmaları daha doğru bir sonuca ulaşmalarını sağlayacaktır. Bir e-ticaret firması ile bir bankanın güvenlik gerek-sinimleri aynı değildir ve olmamalıdır. Bu sebeple firmalar kendi iç güvenlik politikalarını belirlerken, öncelikli olarak kurumun ihtiyaçlarına göre bilgi teknolojilerinin önerdiği farklı yöntemleri araştır-malı, gerek bilgi güvenliği gerekse sürdürülebilirlik açısından en uygun çözümleri belirlemelidirler. Doğru çözümün belirlenmesinden sonra fiyat ve marka araştırmasına geçilmesi uygun olacaktır.

Sektör dinamiklerini yakından takip eden Proline Bilişim, tam da bu noktada firmaların bilgi güven-liği yol haritasının belirlenmesi, bu yol haritasında gereksinim duyulacak parçaların tamamlanması ve uygulaması konusunda müşterilerine hizmet ver-mektedir. Ayrıca üretici bağımlılığı olmadan çözüm üretme yetkinliği ile bilgi güvenliği alanında da katma değerli çözümler sunmaktadır.

Page 30: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

30

Yazılım Test ve Kalite Derneği her yıl olduğu gibi bu yıl da 2016/2017 raporunu TestIstanbul konferansı sırasında açıkladı. Raporda yazılım test süreçlerindeki veri üretim yöntemlerinde yüzde 80 oranında manüel test

kullanıldığı belirtiliyor. Raporun en ilgi çekici başlıklarından birisi ise, yazılım testleri verilerinde gerçek kullanıcı verilerinin maskelenmesi ve

kişisel mahremiyete dikkat edilmesi gerektiğini içeren ifadeler oldu.

Yazılım Test Dünyası Test Veri Yönetimine Odaklandı

Türkiye’de 2011 yılı itibariyle her yıl yüzlerce bilişim profesyonelinin katılımıyla, yazılım projelerinin kalitesi konusunda kapsamlı araş-tırma ve analizler içeren Türkiye Yazılım Kalite Raporu/ Turkey Software Quality Report (TSQR), Yazılım Test ve Kalite Derneği tarafından bilişim sektörünün bilgisine sunuldu. Uluslararası TestIstanbul Konferansı sırasında paylaşılan TSQR 2016/2017 raporu, Test Veri Yönetimi konusuna odak-lanıyor.

Test Süreçlerinde Gerçek Kullanıcı Verileri

Kurumlarda uygulanan yazılım testi aktivitelerinde gerçek verile-rin kullanım oranı, Türkiye Yazılım Kalite Raporu’nda göze çarpan en önemli analizlerden birisi. Yapılan

araştırmada elde edilen cevaplara bakıldığında, kurumların yarısına yakınında gerçek kullanıcı-müşteri verileri ile test yapıldığı görülü-yor. Bu testlerde hassas verilerin maskelenmeden, gizlenmeden kullanılıyor olması ise, veri güven-liği ile kişisel mahremiyet konula-rında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli gösterge olarak göze çarpıyor. Yazılım testi alanının ilk etapta odaklandığı konular, yazı-lım testi için kullanılacak verilerin temsil yeteneği ve çalıştırılabilirli-ği. Bu nedenlerle güvenlik, mah-remiyet ve veri maskeleme gibi konular ikinci planda kalıyor. Keytorc Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu, raporda ortaya çıkan sonucu şu şekilde yorumladı: “Her ne kadar Bankacılık, Finans, Sigor-ta, Telekomünikasyon ve Savunma Sanayi gibi sektörlerde hassas verilerin kullanımını regüle eden, denetleyen kurumlar olsa dahi, halen pek çok sektörde test süreç-lerinde kullanılan veriler plansız ve yapısal olmayan süreçler ile canlı ortamdan taşınmakta. Önü-müzdeki süreçte, bilişim sektörüne etki eden yasa ve regülasyonların yazılım geliştiren ve hassas veri üzerinde işlem yapan tüm ku-rumları etkileyecek bir olgunluğa ulaşacağını öngörmekteyiz”.

Raporda sektör açısından ilgi

çekici olan diğer bir konu ise bir-çok yazılım projesinin iptal ya da başarısızlığına neden olan kaliteli test verisi üretimi için projelerde ayrılan kaynağın halen çok yeter-siz olması. Rapora göre sektörün yarısından fazlası yazılım testi kaynaklarının sadece %30’luk bir bölümünü test veri üretimi akti-vitelerine tahsis etmiş durumda. Kaliteli test verisi kullanımının, test yatırımlarının geri dönüşünü arttıran etkisinin anlaşılması ile birlikte, zaman içinde ağırlığının artacağı yönünde yorumlar rapor-da yer alıyor.

Test Veri Yönetimi Hala Manüel Olarak Yapılıyor

Raporda, bilişim projelerinin sayısal artışlarına paralel şekilde yazılım testi ve kalite ihtiyacına yönelik artışın da yaşanmakta olduğuna vurgu yapılıyor. Ancak buna rağmen sektördeki projelerin %80’inde test veri yönetimi akti-vitelerinin manüel ağırlıklı şekilde oluşturulduğunun da altı çiziliyor. Tam otomatik veri üretimi yapan kurumlar sektörün sadece %4’lük bir kısmını oluşturuyor. Test efor-larının azaltılması ve kalitenin arttırılması amaçları ile bu %4’lük oranın önümüzdeki dönemde hızlı bir şekilde yükselişe geçeceği ise rapordaki önemli bir diğer beklenti olarak öne çıkıyor.

özel haber

Page 31: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

31

İçinde bulunduğumuz yılın son aylarında ülkemize yönelik başlatılan DDOS saldırıları siber dünyada durumun ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Bu saldırılar karşısında öncelikle hem kamu hem de özel sektörde bilincin artması gere-kiyor. Bugün tüm dünyada bulut hizmetleri de hız kazanmış durumda, ancak özellikle KOBİ’lerin bu hizmetleri alırken güvenlik ve yedekleme çözüm-lerini çok dikkatli bir biçimde incelemeleri şart. 2015 yılında öne çıkan bazı başlıklar ise güvenlik, giyilebilir teknolojilerin başı çektiği mobil tekno-lojiler ve büyük veri kavramı oldu.

Ekonomimizin büyük bir bölümünü KOBİ’ler oluşturuyor. Herhangi bir sektörde faaliyet gös-teren KOBİ’ler için iş süreçlerinin temel girdileri olan kümülatif veri olmadan artık işimizi devam ettirme olanağımız kalmadı. Yeni nesil saldırıla-ra bakıldığında ise günümüzde online tehditle-rin yalnızca kurumları değil, çalışanları da hedef almaya başladığını görüyoruz. E-postalar yolu ile kötü yazılımları bulaştıran saldırılar vasıtasıyla, saldırganlar her türlü bilgi ve veriyi ele geçirebili-yor. Söz konusu saldırılarda en ufak bir zafiyetten yararlanılarak tüm kurum üzerinde tamamen bir ele geçirme söz konusu olabiliyor. En sık karşıla-şılan sorunlar çalışan bilgilerini ele geçirme, web sitesini çökertme ya da içeriğini silme/değiştirme gibi tehditler olarak karşımıza çıkıyor. Araya girme ve oturuma müdahale etme gibi saldırı türleri ise iş akışlarını dahi değiştirebiliyor.

BYOD, Güvenlik Sorunlarını da Gündeme Taşıdı!

Yeni bir eğilim olarak kurumlarda, BYOD (Bring Your Own Device-Kendi cihazını getir) hızla yük-selen bir kavram. BYOD’un bu yükselişinin çalı-şanların kendi getirdikleri cihazlar ya da şirket e-postalarını bu cihazlar üzerinden görüntüle-meleri de kurumları saldırılara karşı daha riskli bir hale getirdiğine dikkat çeken Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı, “Ek olarak sosyal medya araçlarının kullanımı esnasında bir takım saldırılar veya virüs atakları da meydana gelebil-mektedir. Sosyal medyayı bazı güvenlik protokol-

Siber Saldırılar Artmaya Devam

Ediyor!

sektörden

leriyle düzenlemek de bu saldırılar karşısında yeterli olmamakta, bunun yanı sıra tümleşik bir güvenlik sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Aynı zamanda buna benzer olarak; bilinçli veya istem dışı hassas veri sızıntısı da ilgili kurum için ciddi maddi kayıp-lara neden olabilmektedir. Örneğin kurumun müş-teri portföyünün rakip firmanın eline geçmesi gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir” dedi.

Kurumların bilgi güvenliği konusunda bazı önemli yanlışlar yaptıklarını da belirten Bamyacı, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Yeni nesil saldırı vektörleri bu denli gelişmişken, kurumsal alanda hala yaygın kanı BT güvenliğini sadece firewall çözümleri, anti virüs çözümleri gibi klasik güvenlik ürünleri olarak ele almak yönünde. Oysa yeni nesil güvenlik tehditleri, bu klasik yöntemlerin yetersiz kalmasına yol açıyor. Şirketler bu algıyı tam olarak benimseyemedikleri ve yeni nesil tehditleri de içerecek güçlü güvenlik politikalarını hayata geçiremedikleri için çok cid-di ekonomik kayıplara uğrayabiliyorlar. Özellikle yedekleme, felaket önleme, sanallaştırma vs. gibi çözümlerin de bu bağlamda, veri güvenliği kapsa-mında ele alınması gerekiyor. Biz de Platin Bilişim olarak bu yöndeki uzmanlığımızı müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.”

Ayhan Bamyacı Platin Bilişim Genel Müdürü

Page 32: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

EMC’nin World 2016 etkinliği Las Vegas’ta kapılarını ziyaretçilere açtı. 4 gün süren etkinlikte EMC’nin yeni vizyonu ve ürünleri katılımcı-lara gösterildi. Geçtiğimiz yıl 13 bin kişinin üzerinde ziyaretçiye sahip olan etkinlik bu yıl 20 binin üze-rinde kişi tarafından ziyaret edildi. Tabii ki rakamın artmasının başlıca sebeplerinden bir tanesi Dell’in geçtiğimiz Ekim ayında EMC’yi satın alması ve etkinliğin bu satın almanın ardından ilk büyük gövde gösteri olması. Satın almanın ardın-dan markaların durumlarını biraz-dan sizlerle paylaşacağım.

BT Günlüğü ekibi olarak yerinde takip ettiğimiz etkinliğin açılışı geçmiş yıllarda olduğu gibi EMC Başkanı ve CEO’su Joe Tucci tara-fından yapıldı. Dell ile iş birlikte-liklerini büyük ve özel bir şeylerin başlangıcında olduklarını belirterek vurgulayan Tucci günümüz tek-noloji trendlerinden (IoT, securty, cloud) bahsederek sözlerine devam etti.

Tucci’nin ardından Michael Dell sahnedeki yerini aldı. Kalabalığın ayakta alkışladığı Dell’in sahneye çıkmasının ardından izleyicilerin

heyecanı yüzlerinden okunuyor-du. Dell ilk olarak bilgisayar işlem gücünde yaşadığımız büyük deği-şimden bahsetti. “Her şey İnternet üzerinde ve insanlığın ilerleme sürecinde bir sonraki kuantum sıç-ramasının çok başındayız” diyerek sözlerine dev eden Dell, VR, AR ve sürücüsüz araçlardan bahsetti. Ardından Dell ve EMC birlikteliğini anlatmaya başlayan Dell, Dell ve EMC’nin birlikte Bulut hizmetleri vermeye hazır olduğunun altını çi-zerek endüstri lideri olarak yarının teknolojilerini birlikte sunacakları-nı söyledi.

Geçtiğimiz Ekim ayında Dell’in EMC’yi satın almasıyla birlikte taşlar yerinden oynadı. Satın alma süreci geçtiğimiz günlerde tamamlandı ve

tüm detaylar EMC’nin World 2016 etkinliğinde ortaya çıktı!

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

EMC Veri Merkezlerini Modernleştirecek Yeni Teknolojilerini Tanıttı

özel haber

32

Page 33: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

EMC ve Diğer Markaların Durumu Ne Olacak?

Yeni marka ailesini Dell Techno-logies altına alacaklarını söyle-yen Michael Dell; Dell, Dell EMC, VmWare, Pivotal, SecureWorks, RSA ve Virtustream’in bu ailenin birer üyesi olduğunu belirtti. Bu söylem ile birçok dedikodunun da önüne set çekilmiş oldu. Bazı dedikodulara göre Dell EMC markasını öldürecek ve tüm yapıyı Dell’in altına alacaktı. Görünüşe göre bu durum yaşanma-yacak ve firmalar birbirleri ile çalı-şarak daha iyi çözümler sunmak için yollarına devam edecekler. EMC’nin bu yıl ki teması “Modernize” ve sundukları çözüm ve ürünler ile iş yapış şekillerini değiştirerek geleceğe yönelik modern yapıların oluşturul-masına katkı sağlamak istiyorlar.

EMC Veri Merkezleri Modernize Etmek İçin Yeni Teknoloji Dalgasını Başlattı

Etkinlik kapsamında, müşterilerinin modern veri merkezi dönüşümle-rine yardımcı olacak yeni modern veri merkezi ürün ve hizmetlerini duyurdu. Yeni EMC Unity Ailesi, Virtustream Depolama Bulutu, EMC MyService360 Hizmet Ara Yüzü, EMC Kurumsal Kopya Veri Yönetimi, ViPR Kontrolcüsü 3.0 tanıtıldı. Yeni ürünlerle birlikte anlatılmak istenen dönüşüm karmaşık veri merkezi ön-celiklerini başarıyla yerine getirmek için gerçekleştirilirken, geleneksel iş uygulamaları verimle sürdürmeyi ve hiçbir hizmetten geri kalmadan uygun fiyatlara sürdürülmesinin yanı sıra elde ettiği tasarruflarla da gelecek nesil uygulama geliştir-me ihtiyaçlarını gidermeye liderlik etmek için tasarlanmış durumda. Her bir ihtiyaç farklı yatırımlar gerektiri-yor ancak aynı BT bütçesi içerisinde kalınması gerektiği için dönüşümün önünde önemli bir finansman engeli bulunuyor. Bu sebeple ilk adım ola-

rak BT’nin yapılandırılacağı altyapıyı modernleştirmek gerekiyor. Bu doğ-rultuda EMC, yeni EMC Unity ailesi tamamı flash depolama; Virtustream Depolama Bulut platformu; EMC MyService360 hizmet odaklı çevrimi-çi arayüz, EMC Kurumsal Kopya Veri Yönetimi (eCDM) ve ViPR Controller 3.0’ı tanıttı.

BT endüstrisinin geçtiği inanılmaz dönüşümün hem yıkıcı olduğunu hem de harika bir fırsat getirdiğini belirten EMC Bilgi Altyapısı CEO’su David Goulden, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Her sektördeki her lider var olan geleneksel BT altyapısına destek verip geliştirirken, gelişmiş dijital hedefler ve yeni uygulama-ların gelişimine destek verecek veri merkezi modernizasyonunu gerçek-leştirme ikilemini yaşıyor. Bazıları her ikisini birlikte yürütmeye çalışı-yor. Bugün duyurduğumuz ürün ve hizmetler müşterilerin modern veri merkezi inşa ederek dijital dönüşü-mü için müşterilerin yolculuklarına yardımcı oluyor.”

Flash Portföyü Genişledi

EMC, 2016 yılında birincil depo-lamanın tümüyle flash olacağını duyurmuştu ve EMC World 2016’da piyasaya öncülük eden tamamı flash portföyünü EMC Unity aile-sinin yeni depolama dizilimleriyle genişletti. Küçük ve orta çaptaki BT yatırım planlarına uygun yeni tama-mı flash çözümler; sadelik, uygun fiyat ve esneklik kavramlarını yeni bir standarda oturtuyor. Tamamı flash, hibrit, yakınsanmış ve yazılım tanımlı ortamlar için geliştirilen ürünler, müşterilerin diskten flasha makul ve kolay bir geçiş yapmak için tasarlandı. Yeni Virtustream Depo-lama Bulutu esneklik ve performansı buluşturan kurum seviyesinde kalite sunan gerçek web ölçekli evrensel depolama platformu olarak öne çıkıyor. Virtustream Depolama

Bulutunun piyasaya sürülmesi Vir-tustream için günümüzün elverdiği en son yetenekleri temsil ediyor ve yalnızca son on aydır bir EMC Şirketi olarak, kurum seviyesinde, iş kritik ve hizmet olarak altyapı platformu sağlıyor. Bununla birlikte hem kurum içerisinde hem de kurum dışında tüm hizmeti sunabilecek kapsamlı bir portföy sunuyor.

Yeni EMC MyService360 bulut ta-banlı hizmet arayüzü, EMC Online Desteğe kayıtlı olan tüm müşterile-rin hiçbir ek ücrete tabi tutulmadan kullanabileeği bir yönetim paneli sunuyor. Panel, müşterilerin EMC veri merkezi ortamının sağlığı ve durumunun tümüne ilgi uyandıran görsellikle ve neredeyse eş zamanlı görünürlükle ulaşmasını sağlıyor. MyService360 EMC’nin dahili veri gölü kullanılarak kuruldu ve kuvvetli analitik sunmasının yanı sıra görsel-leştirme araçları sayesinde müşteri-lerin EMC ürünlerini kullanımlarını geliştirmeye, verimini artırmaya ve basitleştirmeye, işlerini daha kolay yapmaları için tasarlandı. EMC Ku-rumsal Kopya Veri Yönetimi (eCDM), aynı verinin birçok kopyasının yöne-timi ve depolaması gibi maliyetleri düşürüyor ve verilerin dağılmasının önüne geçmeye yardımcı oluyor. eCDM, operasyonları düzenlemeye ve maliyetleri düşürmeye yardımcı olacak kopya verinin keşfi, otomas-yonu ve optimizasyonu ile müşterile-rin depolama ve koruma stratejilerini oluşturmasına yardımcı oluyor.

ViPR Kontrolcüsü 3.0 müşterilerin hem geleneksel altyapılarını hem de bulut üzerinde çalışan ekosistemle-rini modern veri merkezine geçiş sü-recine destek olmak üzere tasarlandı. Yeni güncellemelerle birlikte 50’den fazla EMC ve üçüncü parti depola-ma platformunun yardımıyla birçok üreticiden elde edilmiş depolama ortamlarının modernleştirilmesine olanak tanıyor.

33

Page 34: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

34 35

ESET olarak son üç yıldır, ısrarla, artan akıllı cep telefonu kullanımıyla paralel olarak mobil tehditlerin hayatımızda daha fazla yer alacağı-nı söylüyoruz. 2016 yılında geldiğimiz noktada mobil tehditlerin artık tamamen olgunlaştığını görüyoruz. Bilgisayarlara yönelik dijital tehditle-rin ve zararlı yazılımların neredeyse tamamı cep telefonlarına uyarlandı. Hatta artık telefonlara yönelik özel saldırı yazılımları geliştiriliyor.

Aktardığım gibi, bu beklenen bir süreçti. Çünkü siber suçlular, geniş kitleleri hedef almayı tercih ediyorlar ki daha fazla kazanç sağlama olasılıkları artsın. Günümüzde insanlar bankacılık işlemleri-ni çoğunlukla mobil cihazları üzerinden yapıyor, sosyal medya uygulamalarını mobil cihazlarda kullanıyor, youtube üzerinde en çok video mobil cihazlar üzerinden izleniyor.İnternet bağlantı-lı telefonların sayısı arttırkça da bu platformlar üzerine siber saldırılar artıyor. Şu an virüs, truva atı, solucan, casus programlar ya da oltalama dal-gaları biçimindeki saldırılar telefon ve tabletler için bilgisayarlarla aynı şiddette sürüyor.

Mobil Bankacılık Hedef Alındı

Bu konuda 2016’in ilk çeyreğinde gördüğümüz ve Türkiye’nin de etkilendiği çok güncel bir saldı-rıyı örnek olarak vermek isterim. ESET olarak “Android/Spy.Agent.SI” adıyla etiketlediğimiz bir truva atı tespit ettik. Bu truva atı, Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiye’deki toplam 20 bankanın müşterilerini hedef aldı.

Bu zararlı yazılım, oturum açma bilgilerini ala-bilmek için mobil bankacılık müşterilerini sah-te giriş sayfalarına yönlendiriyor. Sahte ekran, gerçek uygulamanın üstünde görünüyor ve banka giriş bilgilerini talep ediyor. Kurban, kendi banka kimliklerini sununcaya kadar ekran kilitli kalı-yor. Sonrasında ekran açılıyor ancak herhangi bir işlem yapmak mümkün olmuyor. Ancak oturum

Telefonunuza Bilgisayar Gibi Davranın!

açma bilgileri, saldırganın eline geçmiş bulunuyor.

Mobil Güvenlik Yazılımları Şart

İşte bu ve buna benzer saldırılar nedeniyle - bi-reysel ya da kurumsal - artık tüm kullanıcıların akıllı cep telefonlarına bilgisayar gibi davranması ve güncel bir güvenlik yazılımıyla dijital tehdit-lere karşı koruma altına alması gerekiyor. Üstelik günümüzde proaktif ‘Mobile Security‘ yazılımları, telefonları sadece antivirüs olarak dijital tehditlere karşı korumanın çok ötesine geçmiş durumda.

Kendi ürünümüz olan ESET Mobile Security for Android‘ten örnek vermek gerekirse, geliştiril-miş anitivirüs özelliklerinin yanı sıra telefonun uzaktan kilitlenmesi, SMS ve arama filitreleme, çalınması veya kaybolması durumunda Anti-Theft özelliği sayesinde yerinin tespiti, kamera görüntü-sünün alınması gibi ekstra özellikler de sunuyor. Yani yazılımımız, dijital saldırılara karşı koru-manın yanı sıra fiziksel olumsuzluklara karşı da önlem sunuyor.

Zayıf Şifrelerin Sonu Hüsran

Elbette mobil güvenlik yazılımları, dijital saldırı-lar için teknolojik bir bariyer oluşturuyor. Ancak tam koruma için, kullanıcı davranışı çok önemli ve belirleyici. Bu noktada kullanıcının en belirleyici olduğu konu şifreler, parolalar. Ne yazık ki mo-bil cihazların kullanımında öne çıkan en önemli sıkıntı zayıf şifreler. Telefonumuzdan tıpkı bil-gisayarlardaki gibi online bankacılık ve alışveriş yapıyoruz, sosyal medya veya mail hesaplarımıza ulaşıyoruz. Dolayısıyla şifreler hayati önem ka-zanıyor. Oysa ESET’in yaptığı araştırmalara göre siber saldırıların %76’sı zayıf ve çalıntı şifreler kırılarak gerçekleştiriliyor. Yine aynı araştırmaya göre kullanıcıların %61’i de aynı şifreyi başka pek çok hesabında kullanıyor. Zayıf şifrelerin sonu ma-alesef hüsran.

Page 35: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

34 35

Dijital sistemlerinizde daha güçlü şifreler oluş-turmalıyız. Şifreler, harf, sayı ve sembollerin ortak kullanımından oluşmalı, harfler küçük-lü-büyüklü olmalı, mutlaka 8’den fazla karakter kullanılmalı, yılda en az 2 defa değiştirilmeli ve 123456 gibi kesinlikle basit olmamalı. Kurum-lar ise daha güçlü güvenlik için, ikinci bir şifreyi tanımlayan çift aşamalı doğrulama uygulaması kullanmalı.

Çalışanlar şirketlerine uzaktan erişmeye çalışıyorGünümüzde kurumlar açısından, çalışanların şirket verilerine uzaktan ve mobil olarak ulaşa-bilmesi büyük önem taşıyor. Güvenli olmayan uzaktan erişim ve kullanıcıların zayıf ve statik şifreleri, ne yazık ki her büyüklükteki şirketi, si-ber suçlular için potansiyel hedef haline getiriyor. Bu noktada kurumsal yapılar için 2FA (two factor authentication) olarak tanımlanan çift faktörlü kimlik doğrulama uygulamasını öneriyoruz.

Çift faktörlerlü koruma, tıpkı online bankacılık iş-lemlerinde olduğu gibi, şirket verilerine ulaşmak isteyen kişinin cep telefonuna tek kullanımlık şif-re iletiyor. Sadece bu şifre sayesinde şirket ağına erişim sağlanabiliyor. Tek kullanımlık şifreler an-lık olarak ve rastgele yaratılıyor. Tahmin edilmesi ve yeniden kullanılması mümkün değil.

ESET olarak biz de kurumlara böyle bir hizmet sağlıyoruz. Çift faktörlü koruma yazılımımız ESET Secure Authentication (ESA), şirket veri-lerine ulaşmaya çalışırken, kimlik doğrulama sürecinde, ad/şifre kullanımına ek olarak yeni bir güvenlik katmanı ekliyor ve şirketlerdeki kritik iş uygulamalarına güvenli erişim sağlıyor. ESET Secure Authentication; iPhone, Android, Black-Berry, Windows Phone 7 ve 8, Windows Mobile ve J2ME-bazlı telefonlar ile çalışıyor.

Mobilitenin iş yapış tarzımızı giderek daha çok belirlediği bir dünyada ESET Secure Authentica-tion, yüksek düzeyde güvenlik talep eden ancak yüksek maliyetli donanıma yatırım yapmak iste-meyen küçük ve orta boyutlu işletmeler için ideal bir korunma çözümü olarak öne çıkıyor.

Alev Akkoyunlu ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı

sektörden

Page 36: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

36 37

haberler

Philips TV’nin televizyon izleme deneyimini kökten değiştirecek yeni televizyon modeli Philips Ambi-Lux geçtiğimiz günlerde Türkiye’de tanıtıldı. Bu çığır açan yeni TV’de Philips Ambilight projeksiyon sistemi bulunuyor. Bu sistem, görüntüyü TV setinin tüm kısıtlamalarından kurtarıyor. Ekrandaki renk ve aksiyon TV’yi saran duvarın üzerinde yeniden ha-yat buluyor. Ekrandaki görüntüyü harika detay ve kontrast ile genişleten dokuz projektör sayesinde, Ambilight teknolojisi yepyeni bir düzeye taşınıyor ve bugüne kadar eşine rastlanmamış bir TV deneyimi sunuluyor. AmbiLux, güçlü Android TV işletim siste-mi ve en üst düzey Ambilight performansını biraraya getiriyor. HDR görüntü kalitesi ve Avrupai tasarımının en iyi unsurları, yeni Philips TV yelpazesinde gerçek bir dönüm noktasını temsil ediyor. Devrim yaratacak Ambilight projeksiyon teknolojisinde, her biri Ambi-Lux TV’nin arkasında hassas şekilde konumlandırılan dokuz minik piko projektörü ile görüntüler setin kısıt-lamalarından kurtuluyor. Intelligent overlap tekno-lojisi, ekran üzerindeki görüntü, hareket ve rengin seti çevreleyen arka duvara kusursuz şekilde yansıtıl-masına imkan veriyor. TV izlemenin sınırlarını tam anlamıyla yıkan sarmalayıcı bir deneyim yaratmak

için Ambilight projeksiyon sisteminin görüntüleri üstün netlik, canlı renkler ve en üst düzey kontrast ile birleşiyor.Diğer yandan yeni Ambilight Müzik Modu, ister Spotify, ister USB, isterse de bir müzik kanalı, TV üzerinden çalınan her türlü müziğin dinamiklerini ta-kip ederek bunlara tepki verebilen renkli bir ışık halesi yaratıyor. Tüketiciler, bir dizi renkli ön ayar arasından seçim yapabildikleri gibi şarkıların rastgele seçildiği parti moduna da geçebiliyorlar.

Philips’in Yeni AmbiLux TV’si Türk Kullanıcıları ile Buluştu

Türkiye’de kayıt dışını azaltarak vergi gelirlerini artır-mak ve nakitsiz topluma geçmek üzere elektronik para ve bunun gibi programlar uygulanmaya başlandı. Para ve sermaye piyasaları olarak ikiye ayrılan finansal piyasa-lara, 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuru-luşları Hakkındaki Kanun” ile üçüncü bir ödeme hizmeti eklendi. Kanun kapsamında lisans alan kurumlar; fatura tahsilatı, para transferi, ödeme işlemleri, ödemeye aracılık hizmetleri, geleceğin işi olarak görülen fiziksel, dijital ve mobil kanallardan elektronik para hizme-ti sunabiliyor. BDDK’dan Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri Kuruluşu lisansını ilk sırada alan CMT (Cash Money Transfer) , farklı coğrafyalardaki müşterilerine dinamik, esnek, yenilikçi teknoloji altyapısıyla en hızlı ve en uygun hizmeti veriyor. Finans ve teknoloji dünyasındaki gelişmeler, kullanıcıların ödeme alışkanlıklarını değiştiriyor. Nakit kullanma ihtiyaçlarını ortadan kaldıran çözümler, ödeme süreçlerini daha hızlı ve kolay hale getiriyor. Geleneksel para transferini, geliştirdiği yazılımlar, iş ortakları ve deneyimi ile yenilikçi ödeme hiz-metlerine dönüştüren CMT, fiziksel ve dijital para transferinde müşterilerine hız, en uygun maliyet olanağı ve güvenlik avantajları sağlıyor. CMT, fiziksel noktalar, dijital kanallar ve 3. parti ekosistemi ile geleneksel nakit para transferini; hesaptan hesaba, hesaptan isme, isimden hesaba, isimden isme, hesaptan karta, karttan hesa-ba, karttan karta, hesaptan karta ve karttan hesaba yapabilmeyi mümkün kılıyor.

Elektronik Para Sınır Tanımıyor

Page 37: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

36 37

Süleyman [email protected] özel haber

Samsung SDS, çevrimiçi kimlik doğrulama çözümü için dünyanın önde gelen biyometri şirketlerinden Morpho (Safran) ’nun yüz tanıma teknolojisini

kullanacağını açıkladı.

Kullanıcıların Dijital Kimlikleri “Selfie”ler ile Korunacak

Morpho’nun akıllı telefon plat-formları için yenilikçi bir yüz tanıma teknolojisi olan Yazılım Geliştirme Kiti (SDK-Software Development Kit), önde gelen küresel ICT hizmet sağlayıcısı olan Samsung SDS tarafından yeni bir kimlik doğrulama çözümünün ayrılmaz bir parçası olarak mobil cihazlara entegre edildi. Yakın zamanda tüm mevcut Samsung cihazlarına entegre edilecek ve birlikte çalışmaya uyumlu bu çözüm, müşterilerin dijital kim-liklerini güçlü bir şekilde koru-malarını sağlıyor. Güvenliğin öneminin gün geçtikçe daha çok arttığı günümüzde yüksek güven-likli yüz tanıma teknolojisi dünya genelinde yaygın olarak kullanıl-maktadır. Örneğin; mobil ödeme, cihaz ve kullanıcı hesabı erişimi; şifre veya PIN kullanmak yerine akıllı telefon, tablet ya da bilgi-

sayarın yerleşik kamerası yardımı ile yüksek güvenlikli ve kolayca sağlanabiliyor. Aynı zamanda yüz tanıma teknolojisinin sahip olduğu canlılık algılama özelliği ile kullanıcıların kayıtlı bir fotoğ-raf değil canlı bir kullanıcı olduğu tespitini de yapabiliyor. Kullanıcı-lar; uygulamalara giriş yaparken, işlemleri onaylarken, web siteleri-ne giriş yaparken yüksek seviyede güvenli, şifresiz bir deneyimden ve daha birçok uygulama imkanların-dan yararlanabiliyor.

Mobil hizmetlerin gelişiminin tüm kullanıcıların hayatını görünür bir şekilde kolaylaştırdığını belirten ÖLÇSAN Genel Müdürü Burak Sondal şunları söyledi: “Mobil işlemlerin istikrarlı bir şekilde uy-gulanabilmesi ve dolandırıcılığın önüne geçilebilmesi için güvenilir ve güçlü çevrimiçi kimlik doğru-

lama metotlarının sağlanmasıyla mümkündür. Morpho’nun yüz tanıma teknolojisi, mobil cihazlar için yeni nesil yüksek güvenlikli kullanıcı doğrulama metotlarına öncülük ederken basit bir “selfie”-ye dayalı olarak şifre gibi gelenek-sel tekniklerin yerini hızla alıyor.”

FIDO nedir?

FIDO (Fast IDentity Online) Alliance tarafından verilen FIDO sertifikasyonu FIDO 1.0 Universal Authentication Framework (UAF) ile tam uyumluluk gerektiriyor. FIDO Alliance tarfında geliştirilen UAF standardı, biyometrik doğru-lama ile şifre kullanımına ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve uçtan uca güvenli ve kırılamayan bir kullanı-cı doğrulama yöntemi sağlıyor.

FIDO sertifikasyonu almak için iki farklı standarda uyumluluk sağlanabilir. Bunlar; biyometrik temelli şifresiz teknoloji (UAF) ve iki aşamalı güvenlik doğrulaması (U2F).

FIDO protokolleri, güçlü bir kimlik doğrulama sağlamak için açık anahtarlı şifreleme teknik-leri kullanıyor. Bu sayede hiçbir veri 3. partiler ile paylaşılmadığı için dışarıdan herhangi birinin veri akışının arasına girmesi veya sunucunun güvenliğini aşıp bu bilgileri ele geçirmesi imkansız hale geliyor.

Page 38: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

38 39

haberler

Dassault Systèmes, Elif Gürdal’ın yeni Türkiye Ülke Lideri, İş Geliştirme ve Satış Direktörü olarak atandı-ğını duyurdu. Elif Gürdal, 3DEXPERIENCE platformu-nun benimsenmesi sürecini hızlandırmak ve Dassault Systèmes Türkiye’nin tüm unsurlarının yönetimi ve geliştirilmesinden sorumlu olacak. Gürdal’ın, Dassa-ult Systèmes’in Türkiye ofisinin uzun vadeli strate-jisini oluşturma ve geliştirme, tüm iş ortaklarıyla ve müşterilerle stratejik ilişkileri güçlendirme, firmanın pazardaki farkındalığını artırma ve yerel seviyede ayak izini genişletme gibi görevleri olacak. Gürdal ayrıca, Dassault Systèmes’in Türkiye Direkt Satış Ka-nalı’ndan sorumlu olacak ve günümüzün global eko-nomisinde etkili bir şekilde rekabet edebilmeleri için müşterilerine, ürünlerini, içeriklerini, hizmetlerini ve çalışma modellerini hızlı bir şekilde dönüştürme-lerinde yardımcı olacak. Elif Gürdal şunları söyledi: “Müşterilerin sadece ürün taleplerinin değil, aynı zamanda deneyime yönelik taleplerinin de değişiyor olması nedeniyle Türk şirketleri teknolojiye stratejik yatırımlar yapıyorlar. Deneyim ekonomisi çağın-da yenilikçilik yoluyla işlerini güçlendirmeleri için şirketlerinin 3DEXPERIENCE platformundan fayda-lanmasına yardımcı olmak için mevcut ve gelecekteki Türk müşteriler ile çalışmak için sabırsızlanıyorum. 3DEXPERIENCE platformumuz ve ilgili endüstri çözümleri ürün tasarımı, simülasyon ve bilgi zekasını bir araya getirerek birlikte çalışmalarına ve ticari he-deflerine ulaşmalarına yardımcı olacak. Ekibimiz ve iş ortaklarımızın bu dönüşümü desteklemelerini ve müşterilerimizin yenilikçiliğin y eni neslini oluştur-masına yardımcı olmalarını sağlayacağım”.

Dassault Systèmes’e Yeni Türkiye Ülke Müdürü

EMC, veri merkezini sadeleştirip daha modern hale getiren yeni depolama sistemleri serisi EMC Unity ’yi duyurdu. EMC’nin küçük ve orta ölçekli IT departman-ları için oldukça düşük maliyetli dosya ve blok depola-ma sağlayan tamamı flash portföyünün en yeni üyesi Unity, müşterinin ihtiyacı ne olursa olsun, her veri merkezi kullanım durumuna uygun bir çözüm sağla-mak üzere EMC’nin ‘tamamı flash’ depolama dizilimleri portföyüne (XtremIO, VMAX All Flash ve DSSD D5 ) katılıyor. Kullanıcıya günlük operasyonlarında rehber-lik eden ve üçüncü taraf yönetimleri için VMware ve Microsoft ekosistemlerine entegre olan görev temelli modern bir HTML5 arayüzü aracılığıyla, bulut benzeri proaktif yönetim ve gözlem olanağı sunan EMC Unity, IT’ye kontrol, görünürlük ve otomatik Unity depolama sistemleri yönetimi sağlamak üzere geliştirilen yeni Proactive Assist ™ özelliklerini de içeriyor. Unity servis verisi, müşterilere kendi EMC ortamlarının sağlığını gerçek zamanlı olarak görüntüleme imkanı sağlayan yeni online EMC MyService360™servisi içerisinde de görüntülenebiliyor. MyService360, IT’ye EMC ürün kodu seviye analizleri, bağlantı durumu, kapasite uyarıları, sitedeki servis faaliyeti ve çok daha fazlasına ilişkin veri sağlıyor.EMC Doğu Avrupa, Afrika ve Orta-doğu Bölge İş Geliştirme Müdürü Gökçe Öztürkşunları söyledi: “EMC Unity, modern veri merkezlerine kolaylık ve uygun maliyetli bir paketle tamamı flash performan-sı sunuyor. Özellikle tamamı flash medyadan mümkün olduğunca yararlanmak üzere tasarlanan EMC Unity, hem Küçük Ölçekli İşletmeler hem de veri merkezlerini modernleştirmek isteyen şirketler için bunu çok daha kolaylaştırarak uygun fiyatlı hale getiriyor. Unity’nin pazara sunulmasıyla birlikte 2016, EMC için gerçekten de bir tamamı flash yılı oldu.”

EMC Unity ile Bir İlke İmza Atıyor

Page 39: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

38 39

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bilgi Teknolojileri Sektör Kurulu, “Gelecekle İş Yapmak” mottosuyla hazırldığı “Gelecekte

Teknoloji Raporu”nu açıkladı.

Dönüşümle Geleceğe Hazırlanmak Lazım!

MÜSİAD Bilgi Teknolojileri Sek-tör Kurulu, Gelecekte Teknoloji Raporunu, gerçekleştirdiği basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda konuşan MÜSİAD Bilgi Teknoloji-leri Sektör Kurulu Başkanı İhsan Taşer, “Amacımız, dijital dönüşü-mün şekillendirdiği yeni dünyayı, yeni iş modellerini, yeni pazarları, yeni sektörleri, yeni ekonomiyi ve bunların gelecek etkilerini kav-ramak. Bununla birlikte dönü-şümün, etik ilkeler çerçevesinde, toplumun refah ve huzurunu artırıcı şekilde yönlendirmek ve insan merkezli olmasını sağlamak. Bunun için ilk olarak, milli gelir içerisindeki ARGE harcamaları-nın payı yüzde 3’e çıkarılmalı. Devletin inovasyona dayalı bilgi teknolojileri vizyonu, bürokrasi-den başlayarak tüm paydaşlara yaygınlaştırılmalı ve kültür haline dönüştürülmelidir” dedi.

“Ben” Değil “Biz” Ekonomisi Ön Plana Çıkacak

Bulut, mobil, büyük veri tekno-lojileri ve gelişen sosyal ağların dünyada dijital dönüşümü tetik-lediğini ifade eden İhsan Taşer, “Dijital dönüşümle birlikte dün-yada iş yapma kültürü değişiyor. Deneyimden önce meziyete dayalı nitelikli insan kıymetleri, yöne-ticilik yerine adil liderlik önem ka-zanıyor. Doğru insanların ürettiği doğru fikirler öne çıkıyor. Fason üretim yerini yeni ve kaliteli ürü-ne bırakıyor ve de müşteri odaklı olmak ile müşteri değeri oluştur-mak, olmazsa olmaz hale geliyor. Sanayi 4.0, siber güvenlik, nesne-lerin interneti, mesh altyapılar,

3-B yazıcılar, derin öğrenme, yeni tip sensörler dijital çağın kavram-larıdır. Bu kavramlar, telekomu, ulaşımı, eğitimi, sağlığı, enerjiyi, e-ticareti ve e-devleti yeniden şekillendirecek. “Ben” değil “Biz” ekonomisine vurgu yapan, plat-form tabanlı çözümler ön plana çıkacak” şeklinde konuştu.

Yapılması Gerekenler

Taşer, ülkemizin bu dönüşümde hak ettiği yeri alması için atması gereken adımları şu şekilde sıra-ladı: “Devletin inovasyona dayalı Bilgi Teknolojileri vizyonu, bürok-rasiden başlayarak tüm paydaşlara yaygınlaştırıl-malı ve kültür haline dönüştü-rülmeli. İşin ehli olan girişimciler daha çok teş-vik edilmeli ve bunlara girişim sermayesi sağla-mak için kurulan sistemler işler hale getirilmeli. Bankacılık ve katılım bankacı-lığı sisteminde biriken fonların bir bölümünü proje ve girişim sermayesi des-teği şeklinde ve-rilmesini gerekli kılan düzenle-meler yapılmalı. Üniversiteler, inovasyon kültü-rünün vücut bul-duğu ve sonuç

odaklı olarak sanayiye destek veri-len ortamlara dönüşmeli. Şirketle-rin katma değerli ürünler üretme-si, bir ekosistem oluşturması ve satış-pazarlamada global vizyon oluşturması teşvik edilmeli. Her alanda iş ehline teslim edilmeli. Pazarda adil rekabet koşullarının oluşturulması ve korunmasına özen gösterilmeli. ARGE harcama-larının payı milli gelirin %3’üne çıkarılmalı. Teknoloji tüketicisi olmanın yanında teknoloji üreti-cisi olmalı. Eğitim diploma ya da sertifika için değil, keşfetmek ve faydalı bilgi üremek için verilmeli ve “Zahmetsiz rahmet olmaz” düs-turu ile hareket edilmelidir.”

özel haberMustafa [email protected]

Page 40: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

40 41

İnternette salgına dönüşme olasılığı yüksek fidye yazılımlarına karşı atağa geçti. Fidye yazılımlarının yaygınlaşmasında bitcoin ve taklitlerinin etkin

olduğuna inanılıyor. Bunlar kapanmadıkça salgının devam edeceği ön görülüyor.

Fidye Yazılımı Salgını Geliyor

Comodo Başkan Yardımcısı Phillip Hallam-Baker, “Fidye yazılımları her yerde” başlıklı bir makale kale-me aldı. Makalesinde fidye yazılımlarının arkasındaki bilimsel mantığı mercek altına alan Baker, fidye yazı-lımlarının neredeyse tüm hackerların kazanç sağlaya-bileceği bir çalışma modeli olduğunu belirtti. Baker, herhangi bir şirketin bilgisayar sistemine kötü amaçlı bir yazılım gönderen fidyeci hackerın parayı bitcoin yoluyla almayı beklemesinin günümüz dünyasında çok doğal olduğunu anlatırken, işin bu aşamadan sonra çok daha çetrefilli bir duruma dönüştüğünü şöyle anlattı: “İşte bu yüzden fidye yazılımları her boyuttaki şirket-lerin karşı karşıya kaldığı bir numaralı BT güvenlik tehdidi konumundadır. Aslında para bir gerekçe değil, bu sistemi mümkün kılan unsurun ta kendisidir. Suç-larının para kazandırdığı siber suçlular yeni saldırılara karşı önlemleri yenmeye ve yeni hedefler geliştirmeye yatırım yapabilmektedirler.”

Baker’ın makalesinde Amerikan Federal Araştırma Bürosu’nun (FBI) fidye yazılımlarıyla ilgili çarpıcı belirlemeleri de dikkat çekti. FBI’a göre ABD şirketleri geçen yıl içerisinde 25 milyon dolar fidye ödedi. 2016 sonunda bu rakamın 200 milyon dolardan fazla olma-sını bekleyen FBI, fidye yazılımlarıyla başetmek için herkese ‘internette güvenliğe dikkat’ çağrısı yapıyor.

Jigsaw’a Dikkat Son dönemde internette büyük tehlike yaratan fidye yazılımlarının başında Jigsaw geliyor. Jigsaw adındaki fidye yazılımı bir bilgisayardaki tüm dosyaları şifrele-yerek, fidye ödenene kadar şirketleri köşeye sıkıştırıyor. Yazılım; fidye ödenene kadar saat başı birer birer değil, biner biner dosyaları silebiliyor. Şirketler, hackerlara yenilip ödeme yapana kadar bir hastanenin, bir ban-kanın ya da herhangi bir şirketin tüm kritik dosyaları ortadan kaybolabiliyor.

Jigsaw zararlısının sisteme girdikten sonra dosyaları şifrelemeye başlıyor ve sonrasında da 24 saat içinde 150 dolar değerinde ödeme istendiğine dair bir fidye notu gönderiliyor. Öyle ki bu fidye notunda ödeme yapılmayan her saat için bazı dosyaların tamamen

silineceğine dair de bir tehdit notu yer alıyor. Bu tür tehditler ifade eden bir fidye zararlısının ilk kez görül-düğünü söylemeliyiz.

Nasıl Korunmalı?

JIGSAW; uç nokta koruması, güvenli web gateway ve sı-zıntı tespiti teknolojilerini tek bir çatı altında toplayan güçlü, güvenilir, katmanlı güvenlik koruması bulunma-yan BT altyapıları için yıkıma yol açabilir. Kötü amaçlı yazılımlara karşı şirketinizin çözümü yeni ortaya çıkan tehditlere karşı koyabilmeli; bilinen ve bilinmeyen (ve söz konusu tehditlerin kaynağı olan) dosyaları tanıya-bilmeli; bilinmeyen dosyaları baştan güvenilmez olarak sınıflandırarak güvenli olduğu belirlenene kadar, tehdit önleme alanında tutabilmelidir. Bu adımların izlenmesi ile şirketlerdeki işleyiş durdurulmaksızın; şirketler git-tikçe yayılan fidye yazılım saldırılarına karşı korunmuş olur.

özel haber Mustafa [email protected]

Page 41: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

40 41

Süleyman [email protected]

Toplantının açılış konuşmasını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan yap-tı. Ülkemizdeki 5G ile ilgili çalışmaların koordine ve takip edilmesi, kamu, üniversiteler ve sektör arasında eşgüdümün sağlanması, öncelikli alanların belirlenerek bu alanlardaki Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının destek-lenmesine katkıda bulunulması gibi önemli faaliyetle-rin yürütülmesi planlanan 5GTR Forumu toplantısına BTK Kurul Üyesi Figen Kılıç ve BTK yöneticileri katıldı. Ayrıca kamudan, üniversitelerden ve sektörden katılan temsilciler görüş ve önerilerini sundular.

Artan Hız ve Kapasite Talebi 5g’yi Gündeme Getirdi

Dünya genelinde akıllı cihaz sayısındaki hızlı artış, tek-nolojik gelişmeler, hız ve kapasite talebi gibi etkenler, mobil genişbant teknolojilerinde sürekli olarak yeni gelişmeleri tetiklediğini söyleyen Sayan konuyla ilgili şöyle detay verdi: “İnternete bağlı cihaz sayısındaki hızlı artış, makineler arası iletişim (M2M) uygulamala-rı, nesnelerin interneti, haberleşme cihaz ve ekipman-larındaki enerji verimliliği, artan hız ve kapasite talebi ise 5G’yi gündeme getirmiş olup küresel mobil endüst-

risi son iki-üç senedir 5G teknolojisine odaklanmış durumdadır. Henüz endüstriyel standartları tanımlan-mamış olan 5G konusunda hararetli tartışmalar devam etmektedir. Kasım 2015’de Cenevre’de yapılan ITU WRC 2015 konferansının en önemli gündem maddeleri 5G spektrum planlamalarına ayrılmış, Şubat 2016’da Barselona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi’nde ana gündem yine 5G olmuştur. Asya, Avrupa ve ABD arasında yeni mobil iletişim teknolojilerine yönelik yarış sürmektedir. 4G hizmeti, ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde aktif olarak kullanılmaktadır. 5G’nin ise en erken 2020’de Japonya ve Güney Kore’de hayata geçmesi beklenmektedir. Dünyada, 5G konusunda öne çıkan Güney Kore, Japonya gibi ülkeler standartları belirleyebilmek için Ar-Ge çalışmalarına ağırlık ver-mektedirler. 5G mobil şebekesinde hızın artırılmasın-dan ziyade gecikme süresinin düşürülmesi ve bağlan-tının sağlamlığına odaklanılmaktadır. Hız artışı için ise hibrit şebeke kullanılması, spektrum verimliliğinin artırılması gündemdedir.”

Gelecekte Sektörün Lokomotifi, Genişbant Teknolojileri Olacak

Ayrıca Sayan bu etkinlikten bir hafta sonra yapılan “Türkiye 4.5G Endüstri Zirvesi” toplantısındaki konuş-masında; 4.5G’nin kapsama alanının hızla geliştiğini ve bugün 10 bin baz istasyonundan 9,6 milyon vatanda-şımız 4.5G hizmetini aktif olarak kullandığını vurgu-layan Sayan:“40 gün içerisinde 9,6 milyon vatandaşın bu hizmeti kullanması büyük bir başarıdır. Sektörün heyecanı ve dinamizmi kendini günden güne daha çok hissettiriyor. Bundan daha iyisini nasıl yapabileceğimi-zi araştırmaya devam ediyoruz. Tüm operatörlerimiz ve üreticilerimizle 4.5G’nin geleceğini nasıl olacağını hep birlikte planlıyoruz. 4.5G ile birlikte sadece bilişimde değil birçok sektörde yeni fırsatlar doğacak. Gelecekte sektörün lokomotifi, genişbant teknolojileri olacak. Bu da özellikle mobil iletişim sektöründe, yeni altyapı ihti-yaçlarını beraberinde getirecek. Türkiye 4.5G Zirvesi, bu konudaki yeni fırsatları ve gelişmeleri görmek için önemli bir organizasyon.

5GTR Forumu Kurulması İçin Çalışmalar Başladı

Yeni Nesil Mobil Haberleşme Teknolojileri Türkiye Forumu (5GTR) toplantısı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde 29

Nisan 2016’da düzenlendi.

özel haber

Page 42: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

42 43

Mustafa [email protected]

Samsung Electronics, TÜSİAD desteği; Deloitte Türkiye ve GfK’nın işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO

Bakışı” Araştırması’nın sonuçları Türk yöneticilerin dijital stratejilerinin olgunlaştığını gösteriyor.

Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı

Araştırmanın katılımcıları, ku-rumsal dijital değişimin başarılı olabilmesindeki en önemli etkeni, net ve anlaşılır bir strateji olarak belirtiyor. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu düşünürken; her beş şirketten biri net ve anlaşılır bir dijital stra-tejilerinin olmadığını söylüyor. Araştırmada Bankacılık, Teleko-münikasyon, Perakende, Dayanıklı Tüketim Ürünleri sektörlerindeki şirketlerin ise dijital stratejile-rinin oluşturulması ve anlaşılır

hale getirilmesi konusunda yol aldıkları görülüyor. Araştırmaya katılanlara dijital değişime teşvik eden sebepler sorulduğunda, %17 ile verimliliği artırmak ve %16 ile müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek tüm seçenekler ara-sında ön plana çıkıyor. Seçimlerin sıralamasına bakıldığında ise, %21 ile en önemli sebep olarak belir-tilen verimliliği artırmayı, %19 ile müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilme, yine %19 ile rekabet avantajı, %12 ile kârlılık takip ediyor.

Dijital Alanlara Yatırımda Telekomünikasyon, Sigorta ve Bankacılık İlk 3’te

Araştırma kapsamındaki şirketlerin 2015 yılı yatırımlarının %27’sini In-ternet, mobil yazılım, donanımdan oluşan dijital alanın oluşturduğunu belirtiyor. “Tüm sektörler arasında dijital yatırımlara özellikle banka-cılık, sigorta ve telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren şirketle-rin ciddi oranda yatırımlar yaptığını görüyoruz. Bu üç sektörün dijital alanlara yaptıkları yatırımların

özel haber

Page 43: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

42 43

Mustafa [email protected]

ortalaması %55’iken, bu sektörler dışındakilerin yaptığı yatırımların ortalaması %16’lar seviyesinde kalıyor.

Net ve belirlenmiş bir dijital stra-teji kapsamında yatırım yapmaya başlayan şirketlerin gelecek dönem yatırımları sorulduğunda ise; giyile-bilir teknolojiler, robot yatırımlar ve yenilenebilen enerji teknolojileri dışındaki bütün teknolojik yatırım alanlarında bir takım yatırımları olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da yatırımlarını artırmayı planla-dıklarını görülüyor

B2C ile B2B Şirketlerin Yatırım Odakları Birbirinden Farklılaşıyor

Araştırmada son tüketici ile temas eden şirketlerin B2B şirketlere kıyasla dijital pazarlama, mobil teknolojiler, müşteri deneyimi ve e-ticaret konularında daha fazla yatırım yaptığı görülüyor.

Diğer taraftan B2B şirketlerin ise nesnelerin interneti (IoT), yenile-nebilen enerji teknolojileri, iş ana-litiği, robot, tedarik zinciri takibi gibi alanlarda B2C firmalara kıyasla daha fazla yatırım yaptığı ortaya çıkıyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin değerlendirmelerine göre rekabetin %45 oranında bulundukları sek-törden gelmesi beklenirken, diğer sektörlerden %30, girişimci firma-lardan ise %25 oranında rekabe-tin gelmesinin beklenmesi sektör dışından gelecek rekabetin önemini vurguluyor.

Özellikle bankacılık, telekomüni-kasyon, hızlı tüketimde faaliyet gösteren şirketler, diğer sektör-leri ve girişimci firmaları önemli bir tehdit olarak algılıyor. Tele-komünikasyon sektörü daha çok diğer sektörlerdeki firmaların yeni

oluşumlar göstereceğini düşünü-yor. Rekabetin diğer sektörlerden ve girişimci firmalardan geleceğini söyleyen şirketlere hangi sektörün kendileri için rekabet oluşumlarını ortaya çıkarabileceği sorulduğunda ise, teknoloji ve perakende sektör-leri açık ara ön plana çıkıyor.

Dijital Değişim Konusunda CIO/CTO Pozisyonları Yerini Koruyor

Araştırma sonuçlarına göre, Tür-kiye’de dijital değişimin liderliğini ağırlıklı olarak Bilgi Teknoloji-leri (CIO/CTO) yürütüyor. Ancak şirketler, dijital değişimi hayata geçirmede doğru vizyon ve strateji-nin önemi kadar, süreci yönetecek liderlerin konumlandırılmasının başarıya ulaşmada kritik bir önem taşıdığının farkındalar.

Araştırmada; Chief Digital Officer (CDO), bir unvan ya da pozisyon ge-rekliliğinden ziyade, dijital değişim konusunda görevlendirmeyi içeren tüm pozisyonları kapsayacak şekil-de ele alınıyor. Var olan durumda Türkiye’deki şirketlerin %38’inde Chief Digital Officer (CDO) görev tanımına uyan bir yönetici bulu-nuyor. Ancak katılımcı şirketlerin sadece %26’sı bu pozisyonun CDO unvanı ile çalıştığını belirtiyor. Bankacılık, Telekomünikasyon, Dayanıklı Tüketim Ürünleri sektör-lerinde bu oran %67’iken, peraken-de sektöründe ise bu yarı yarıya görünüyor. CDO pozisyonu olma-yan şirketler ise önümüzdeki 3 yıl içinde bu pozisyonu %80 oranında doldurmayı planlıyor.

Türkiye’de Dijital Değişimin Ayak Sesleri Yükseliyor

Araştırma sonuçlarının ardından konu hakkında konuşan Tansu Yeğen; ortaya çıkan önemli bulgu-ların Türkiye’de dijital değişimin başladığına, ayak seslerinin yüksel-

diğine ve hızla yol alacağına işaret ettiğini söyledi: “Araştırmamızdan çıkan temel bulgulara baktığımız-da; kurumlarda, dijital olgunluk ve dijital strateji arasında önemli bir korelasyon olduğu görülüyor. Bu kapsamda net ve anlaşılır dijital stratejiye sahip olmanın önemi-nin, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler tarafından net bir şekilde anlaşıldığını görüyoruz. Zaten katı-lımcılar, ‘stratejinin net ve anlaşılır olmasını’ kurumsal dijital değişimin başarısında en önemli etken olarak görürken; dijital olgunlaşmanın önündeki en önemli engeli de ‘stra-tejinin eksikliği’ olarak ifade edi-yorlar. Dijital değişim, Türkiye’de üst düzey yöneticiler tarafından destekleniyor.

Katılımcıların%90’ı dijital değişim sürecinin liderliğinin üst düzey yöneticiler tarafından üstlenildiğini belirtiyor. Şirketlerin %40’a yakını sürece teknoloji birimleri tarafından liderlik edildiğini,%20’si ise gelecek-te de bu birimlerin liderlik etmesini planladıklarını belirtiyor. Ancak, Türkiye’de dijital değişim, henüz ‘bütün bir resim’ olarak ele alınmı-yor. Değişim, organizasyonel birim-ler içerisinde birbirinden bağımsız olarak geliştiriliyor ve yönetilen inisiyatifler çerçevesinde yürütülü-yor. Şirketler münferit teknolojilere operasyonel bir odak ile yatırım yapıyorlar.

Tüketici taleplerinin sektörler üzerinde farklı beklentiler yaratma-sı sebebiyle, dijital teknolojilerin sağlaması beklenen fayda, sektörlere göre farklılaşıyor. Son tüketiciler ile doğrudan temas halindeki B2C şirketlerinin yatırım odakları, B2B şirketlerininkinden oldukça farklıla-şıyor. Telekomünikasyon ve Finansal Hizmetler sektörleri dijitalleşmeyi sadece önceliklendirmekle kalmayıp yatırımlarının önemli bir bölümünü dijitalleşmeye ayırıyorlar” dedi.

Page 44: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

44 45

Her İşin Başı GüvenlikKurumlar uzun zamandır siber suçluların kendilerini hedef aldığını fark edince, verilerini ve sistemlerini korumak için

gerekli adımları atmaya başladı.

Page 45: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

44 45

Güvenlik konusunun önemi fark eden sektörlerin başın-da finans ve bankacılık ge-liyor. Bankacılık sektöründe yapılan siber güvenlik araş-

tırmasına katılan 154 kuruluştan yüzde 90’a yakını bir bilgi güvenliği sistemine sahip olduklarını belirtiyor. Bu sistem politikalar, eğitim, siber risk yönetimi ve denetimi, olay takip ve raporlama ve bir dizi güvenlik aracını kapsıyor.

Bu çabalara rağmen finansal kuruluşları hedefleyen siber saldırılar her gün daha da güçlenerek artıyor. Sonuçları ise ma-liyetli oluyor. 2015 yılı başlarında keşfe-dilen Carbanak saldırısında hackerlar, 30 ülkede 100’den fazla bankanın sistem-lerine sızmayı başarmış ve 2 yıl boyunca 1 milyar dolar çalmayı başarmışlardı. Bu olaydan hemen önce ise başka hedefine ulaşan bir saldırı 14 finans şirketini bir-den etkilemişti.

Finans şirketleri belirgin güvenlik zor-luklarına sebep olan bir dizi iş dinamiği ile karşı karşıyalar: Birleşmeler ve satın almalar. Mobil kullanıcılar.

Kompleks ve parçalı yapı: Bankacılık Sektöründe Siber Güvenlik Raporu’na göre şirketlerin büyük çoğunluğu bir dizi güvenlik aracı kullanıyor. Antivirüs yazılımları, casus ve kötü amaçlı yazılım tespit araçları, firewall, sunucu taban-lı erişim kontrol listeleri, izinsiz giriş saptama ve engelleme sistemleri, zafiyet tarama araçları, şifreli dosyalar ve veri kaybı engelleme araçları. Entegrasyonu ve yönetimi maliyetli ve karmaşık olan bu çözümler toplamını birçok farklı markadan almak hem yönetim giderleri-ni artırıyor, hem de güvenlik açıklarının tamamını kapatmaya yetmiyor.

Global yetkin çalışan eksikliği: Tüm sek-töre hakim olan kalifiye çalışan eksikliği güçlü bir güvenlik duruşu sergilemeyi engelliyor.

Gelişmiş tehdit ortamı: Bugün tehdit ortamı her zamankinden daha dinamik

ve gelişmiş. Cisco 2015 Yıllık Güvenlik Raporu’na göre kötü amaçlı yazılım kötü amaçlı yazılımlar gittikçe daha karmaşık ve yakalanması zor bir hale geliyor ve siber suçlular kullanıcıların güvenli var-saydığı araçlar dahil birçok farklı dikeyde saldırı başlatıyorlar. Daha ötesi hedefli saldırılar artışa geçiyor.

Finansal Hizmetler Tehdit Ortamı

Siber saldırganlar sektöre göre ayrım yapmıyor. Tüm dünyada finans kuruluş-ları kötü amaçlı yazılım, phishing, ATM dolandırıcılıkları ve DDOS saldırılarına maruz kalıyor. En büyük kayıplarsa he-defli saldırılarla geliyor. Bugünün teh-ditleri zamanla değişiyor ve kısa süreli çözümlerle tespit edilmekten kaçınabi-liyorlar. Bugünün gelişmiş saldırıları ile savaşabilmek için finans şirketlerinin sadece bir saldırı gerçekleşmeden hemen önce değil, saldırı sırasında ve sonrasın-da da koruma sağlayacak tehdit odaklı bir güvenlik yaklaşımına ihtiyaçları var. Bir saldırganın en genel geçer geliri öncelikli hesaplara ulaşmakla geliyor. Hesaplara erişim IT yöneticilerine ve kısıtlı kullanıcı gruplarına güçlü kontrol-ler sağlıyor. Lider global tehdit araştırma şirketlerinin katıldığı Federal Araştır-ma Bürosu raporuna göre araştırılan ciddi güvenlik olaylarının en az yüzde 80’inde saldırı hayat eğrisinin bir yerin-de mutlaka öncellikli hesaplardan taviz ve hesabın yanlış kullanımı görülüyor. Öncelikli erişim ile saldırganlar paralel olarak diğer sistemlere doğru daha kolay ve hızlı hareket edebilir Bu şekilde tespit edilmeden aylar hatta yıllarca sistemde kalabilir.

Öncelikli hesaplara erişim kötü amaçlı reklam, watering holes ve phishing gibi birkaç farklı yolla başarılabilir.

Kötü amaçlı reklamlarda online reklam-lar kötü amaçlı yazılım yaymak amacı ile kullanılır. Kurbanlar bilinen ve güvenilir haber kaynağını online olarak okumak gibi normal internet kullanımı sırasında kötü amaçlı yazılımdan etkileniyorlar.

Page 46: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

46 47

Avşar Ö[email protected]

Kullanıcı tıklamasa bile kötü amaç-lı yazılım indirilebilir.

Watering hole saldırılarında ise saldırganlar kötü amaçlı yazılımı yaymak için sektörle ilgili web sitelerini kullanır. Finans şirketleri için bunlar çalışanların finansal ve hukuki verileri düzenli olarak takip ettiği siteler olabilir. Phishing saldırıları spam ve sosyal mühendisliği kullanarak meş-ru görünen e-postalar yaratır ve kullanıcının kişisel ya da finansal verilerini almaya çalışır.

Finans Ağ Alt Yapısı ve Güvenlik Zorlukları

CISO’ların görevi; güvenliği, iş ihtiyaçlarının kolaylıkla gerçek-leştirilmesini sağlayan bir konuma getirmek. Ancak tüm dünyada söz konusu olan kalifiye çalışan eksik-liği, karmaşık ve parçalı güvenlik araçları ile güvenlik açıklarına ne-den olan bir ağ alt yapısı bu görevi zorlaştırabiliyor. Güvenlik sorunlarına neden olan tipik finansal hizmetleri sektörü ağ altyapılarının bazı özellikleri: Çoğunlukla şubelerin ağları güven-

lik ve kullanıcı grupları için erişim politikaları merkezdekinin bir yansıması olacak şekilde genişleti-lerek belirlenir. Tüm trafik merkeze yönlendirilir. Bu bant genişliği maliyetlerini artırır ve gecikme-lere neden olur. Çoğu satın alma ve birleşme aktivitesi kurumsal yapıya yeni lokasyonlar ekler. Bu tarz organizasyonel değişikliklerde ağ altyapısı ve kullanıcı gruplarının buna uygun şekilde güncellenmesi gerekir. Aynı zamanda politikala-rın da bir biri ile uyumlu olması gerekir. Bu karmaşa durumu daha faza yönetim işi anlamına geliyor ve iş gücünün büyük kısmını tehdit belirleme aktivitelerinden almak anlamına geliyor. Veri güvenliği gereklilikleri coğrafyaya göre fark-lılıklar gösteriyor. Global finans şirketleri her bölgede uygulanabi-lecek global güvenlik politikaları belirleyebilmeli. Daha ötesi kurum-lar güvenlik raporunda kullanılan verileri “anonim” bir hale geti-rebilmeli. Çoğu finans şirketi ağ fizibilitesi ve komplike “ sıfır gün” tehditlerini tespit etme yetisinden yoksun anlık çözümler kullanıyor. Güvenlik ekipleri eleman kısıntısı ile karşı karşıya ve binlerce farklı

çözümü yönetmekte zorlanıyorlar.

Bulut Teknolojisinin Benim-senmesi için Güvenli Bir Ortama İhtiyaç Var

Geçtiğimiz günlerde yapılan Bulut güvenlik araştırma sonuçlarına baktığımızda katılanların büyük çoğunluğu (%77’si) geçen yıla göre buluta daha çok güvendiğini belir-tirken, yalnızca %13’lük bir kısım hassas veriyi korumak için genel bulut sağlayıcılarına tamamen gü-vendiğini ifade ediyor. Bu bulgular, bulutun benimsenmesinin sürdü-rülebilir olması için gelişmiş bir güvenliğin önemine işaret ediyor.

Bulut Yatırım Eğilimleri

Rapora göre, işletmelerin %81’i servis olarak Altyapı (IaaS), %79’u servis olarak Güvenlik, %69’u ser-vis olarak Platform (PaaS) ve son olarak %60’ı servis olarak Yazılım (SaaS) yatırımı yapmayı planlıyor.

Güvenlik ve Uyumluluk

Araştırmaya katılanların %72’si tüm bulut kurulumlarında en çok endişe duydukları konu olarak uyumluluğu gösterirken, şirketle-rin yalnızca %13’ü hassas verileri-nin bulutta saklanıp saklanmadığı-nı biliyor.

Güvenlik Riskleri ve Bulut

Katılımcıların beşte birinden faz-lası SaaS konusunda veri güvenliği kazalarından endişe ederken, IaaS ve özel bulut hizmetlerine ilişkin en büyük çekincenin veri ihlalleri olduğu görülüyor. Buna karşın, rapor sonuçlarına göre şirketlerin dörtte birinden azı (%23’ü) bulut hizmeti sağlayıcılarıyla veri kaybı ya da veri ihlali yaşamış.

C-Suite Kör Noktası

Page 47: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

46 47

Mali kayıp ve itibar kaybı gibi önemli sonuçlar doğuran yüksek profildeki veri ihlalleri, veri gü-venliğini üst düzey yöneticiler için en büyük endişe haline getiriyor. Ancak, bulutta hassas veri barın-dırmakla ilgili riskler ve güvenlik yöntemleri hakkında farkındalık ve bilgi düzeyinin artırılması için hala daha fazla eğitime ihtiyaç var. Araştırmaya katılanların sadece %34’ü üst yönetim kadrolarının buluttaki güvenlik gereklilikleri konusunda yeterince bilgili oldu-ğunu düşünüyor.

Gölge IT, Riskler ve Fırsatlar

IT departmanlarının gölge IT aktivitelerini azaltma operasyonla-rına rağmen, iş birimlerinin %52’si halen IT’den departman kaynaklı izinsiz bulut hizmetlerini koruma-larını bekliyor. Bulut kullanımın-da gölge IT kaynaklı görünürlük eksikliği, IT departmanlarını güvenlik konusunda endişelendiri-yor: Orchestrating Security in the Cloud araştırmasına katılanların %58’i gölge IT’nin bulut güven-liğini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor.

Güvenlik Yatırımı

Bulut güvenlik yatırımları, fark-lı bulut kurulum tiplerine göre değişiklik gösteriyor. Araştırmaya katılanların %43’ü E-mail Koru-ma, %41’i Web Koruma, %38’i Kötü Amaçlı Yazılımlardan Koruma, %37’si Güvenlik Duvarı, %34’ü Şifreleme ve %31’i Veri Kaybı Önle-meye yönelik yatırımları öncelik-lendirdiklerini belirtiyor.

Bulut teknolojisi özel sektörün, kamunun ve bireysel kullanıcıların geleceği olarak karşımıza çıkıyor. Güvenlik tedarikçileri ve bulut sağ-layıcıları, bulut bilişimin benim-senmesinin sürdürülebilir olması için müşterilerini mutlaka eğitim-lerle ve araçlarla güçlendirmeli, güven duygusuna dayalı güçlü bir ekip ilişkisi kurmalılar. Bulutun avantajlarından tam anlamıyla an-cak bu şekilde faydalanabiliriz.

Türkiye’de Şirketlerin Yüzde 22’si Son Bir Yılda DDoS Saldırısına Uğradı

B2B International ve Kaspersky Lab tarafından yapılan bir araştır-

maya göre, Türkiye’deki şirketlerin %22’si DDoS saldırılarını son bir yıl içinde yaşadıkları dış bilgi güven-liği tehditleri arasında göstermiş. Katılımcıların %13’ü 2016 yılında şirketleri için en önemli konunun DDoS saldırılarına karşı korunmak olduğu söylemiş. Siber suçlular tarafından en sık kullanılan para yapma tekniklerinden biri olan bu saldırıların sayısı ve gücü her geçen yıl artmaya devam ediyor ve kullanıcıların korunması konusunu kurumsal gündemin üst sıralarına taşımaya zorluyor. Bu tür saldırı-ların bir sonucu olarak şirketler günde 10.000 dolar ila 50.000 dolar kaybetme riskini alıyor. Yanı sıra itibarları da bu saldırılardan olum-suz etkileniyor.

Bir DDoS saldırısının amacı, bir web sitesi veya veritabanının bilgi sistemini çok büyük sayıda istek ile doldurarak kullanılamaz hale getirmekt Böyle bir saldırı düzen-lemenin nedenleri, holiganlık-tan terörizme, haksız rekabetten şantaja kadar uzanıyor. Saldırıla-rın düşük maliyetli olması (bu işe niyetlenmiş bir kişi günde 50 dolar gibi küçük bir tutara ‘DDoS saldı-rısı’ olarak adlandırılan bir servis sipariş edebilir), suçluları izleme-nin imkansızlığı ve dünya genelin-deki bot bulaşmış bilgisayarların ve mobil cihazların fazlaca olması, DDoS saldırılarını günümüzün en yaygın ve tehlikeli siber tehditle-rinden biri haline getirdi.

DDoS saldırıları hiçbir sınır tanı-maz; mağdurları arasında büyük uluslararası şirketlerden küçük ye-rel çevrimiçi mağazalara kadar her türlü işletme yer alabilir. Ayrıca, genellikle DDoS, dikkati aşırı yük-lenen çevrimiçi hizmetlere çekerek kritik verilere ulaşmak amacıyla bir organizasyona yapılan hedefli saldırıların da bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.

Page 48: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

48 49

Avşar Ö[email protected]

2016’nın İlk Çeyreğinde Fidye Yazılımlarında %14 Artış Gerçekleşti

Fidye yazılımları (Ransomwa-re), siber güvenlik tehditlerinde 2016’nın ilk çeyreğinde öne çıktı. 2016 1.Çeyrek için yapılan kötü amaçlı yazılım araştırmasına göre, bu çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 14 oranında bir artışla 2.900 yeni fidye yazılımı değişik-liği olduğunu tespit etti. Şu ana kadar veritabanları yaklaşık 15 bin fidye yazılımı değişikliği içeriyor ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyor.

2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 17’si kurumsal sektördeki kulla-nıcıları hedef alan 372.602 fidye yazılımı saldırısını tespit edil-miş durumda. Saldırıya uğrayan kullanıcıların sayısı 2015 yılının 4.çeyreğine göre yüzde 30 oranın-da artış gösterdi.

2016 yılının 1.Çeyreğinin en ünlü ve yaygın görülen fidye yazılımla-rından biri Locky oldu. 114 ülkede kullanıcıları bu Trojan ile etkile-me girişimleri olduğunu ve Mayıs

ayının ilk günleri itibariyle hala aktif olduğu tespit edilmiş du-rumda. Petya adlı başka bir fidye yazılımı, yalnızca bilgisayarda depolanan verileri şifreleme yete-neği ile değil, aynı zamanda sabit disk sürücüsünün ana önyükleme kaydı (MBR) üzerine de yazabildiği ve bu sayede etkilenen bilgisayar-ları işletim sistemine önyükleme yapamaz hale getirmesinden ötürü teknik açıdan ilginç bir örnek oluşturdu.

1. çeyrekteki ilk üç fidye yazılımı ailesi şunlar: Teslacrypt (%58,4), CTB-Locker (%23,5) ve Cryptowall (%3,4). Bunların üçü de temelde zararlı ekleri olan veya virüslü web sayfalarına yönlendiren bağlantı-lar içeren istenmeyen e-postalar yoluyla yayılıyor.

Fidye yazılımlarının bu kadar popüler hale gelmiş olmasının nedenlerinden biri, siber suçlular tarafından kullanılan iş modelinin basit oluşunda saklıdır. Fidye yazı-lımı bir kez kullanıcıların sistemi-ne girdiğinde, kişisel veri kaybına uğramadan ondan kurtulmanın neredeyse hiç imkanı yoktur. Ayrı-

ca, fidyenin Bitcoin’lerle ödenmesi talebi, ödeme işlemlerinin anonim ve neredeyse izlenmesi imkansız bir şekilde yapılmasına olanak verdiğinden bu, dolandırıcılar için oldukça ilgi çekicidir. Başka bir tehdit eğilimi ise siber suçluların kötü amaçlı yazılımın yayılması için bir ücret ödediği veya virüslü bir kullanıcı tarafından ödenen fidyeden bir yüzde sözü verdiği Ransomware-as-a-Service (RaaS - Bir Hizmet Olarak Fidye Yazılımı) iş modelidir.

Fidye yazılımı saldırılarında yaşa-nan artışın bir başka nedeni daha var: kullanıcıların tehdidin yenile-mez olduğuna inanması. İşletme-ler ve bireyler bulaşmayı ve dosya veya sistemlerin kilitlenmesini engellemeye yardımcı olabilecek teknoloji önlemleri olduğunun farkında değil; ve temel BT Gü-venliği kurallarını göz ardı ederek aslında siber suçluların kar etme-sine izin veriyorlar.

2016 yılı 1.Çeyreğindeki kötü amaçlı yazılım manzarası şu şe-kilde karşımıza çıkıyor: İnternet kullanıcılarının yüzde 21,2’si en az bir kez web tabanlı saldırı ile karşı karşıya kaldı; bu rakam 2015 yılının son çeyreğine göre 1,5 puan düşüktür. Kullanıcıların yüz-de 44,5’i en az bir kez kötü niyetli bir tehdit ile karşı karşıya kaldı; bu rakamda 2015 yılının 4.çey-reğine göre 0,8 puan artış ger-çekleşmiştir. 459.970 kullanıcıyı çevrimiçi bankacılık hizmetlerine erişmeye ve kullanıcıların parala-rını çalmaya çalışan siber suçlula-rın dolandırıcılık girişimlerinden korumuştur. Genel mobil tehditle-rin içinde yüzde 42,7’lik pay alan reklam yazılımları 1.Çeyrekte önde gelen mobil tehdit unsuru olmuş-tur. 4.146 yeni mobil Trojan tespit edildi; bu rakam önceki çeyreğe göre 1,7 kat daha fazla. Ayrıca,

Page 49: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

48 49

tespit edilen SMS Trojanlarının da sayısı artmaya devam ediyor. Yeni mobil fidye yazılımı sayısı 1,4 kat artarak, 2015 yılı 4.Çeyreğinde 1984 iken 2016 yılı 1.Çeyreğinde 2895’e yükselmiştir.

Android Cihazlar Otomatik Ola-rak İndirilen Zararlı Yazılımlar Nedeniyle Risk Altında

Araştırmacılar, virüslü bir web sitesindeki bir komut dosyasında, Android kullanıcılarını risk altında bırakan olağandışı bir faaliyet tes-pit etti. Komut dosyası genellikle, Windows kullanıcılarına saldırmak için Flash açıklarından yararlanma yazılımlarının indirilmesini sağlar. Ancak bir noktada, kurbanlarının kullandığı cihazın türünü kontrol edebilecek şekilde değişerek özel-likle Android sürüm 4 ve daha eski sürümleri arar. Tehlikeyi fark eden uzmanlar daha derine inmeye karar verdiler.

Suçlular için bir Android cihaza virüs bulaştırmak Windows bil-gisayarına virüs bulaştırmaktan çok daha zordur. Windows işletim sistemi ve yaygın olarak kullanı-

lan çok sayıda uygulama, zararlı kodların kullanıcıyla herhangi bir etkileşim olmadan yürütülmesine olanak veren zayıf noktalar içe-rir. Bu durum, her uygulamanın Android cihazın sahibi tarafından onaylanmasını gerektiren Android İS için genel olarak geçerli değildir. Ancak işletim sistemindeki zayıf noktalar bu kısıtlama baypas edi-lerek kullanılabilir; araştırmacılar araştırmalarında bunun gerçekten de yapılabildiğini gördü.

Komut dosyası, virüs bulaştırılan web sitesinin koduna gömülü, tarayıcıda yürütülecek olan bir özel talimatlar seti. İlk komut dosyası, eski Android İS sürümlerinde çalı-şan cihazları ararken keşfedildi. Ar-dından iki şüpheli komut yazılımı daha keşfedildi. Birincisi herhangi bir mobil telefon numarasına SMS gönderebiliyor, diğeri ise saldırılan cihazın SD kartında zararlı dosyalar oluşturabiliyordu. Zararlı dosya bir Trojan dosyasıydı ve SMS mesajla-rını yakalama ve gönderme beceri-sine sahipti. Her iki zararlı yazılım dosyası da Android kullanıcısından bağımsız olarak işlem gerçekleştir-me becerisine sahipti: tek yapma-

nız gereken virüs bulaştırılmış bir web sitesini ara sıra ziyaret etmek. Bu, siber suçluların Android sü-rümleri 4.1.x ve daha eski sürüm-ler, özellikle de CVE-2012-6636, CVE-2013-4710 ve CVE-2014-1939 sürümlerindeki çok sayıda zayıf noktadan yararlandığı için olanaklı hale getirildi. Her üç zayıf nokta Google tarafından 2012 ve 2014 yılları arasında yamalandı; ancak açıklardan faydalanma riski devam etti. Örneğin Android ekosistemi-nin özellikleri nedeniyle Android tabanlı cihazlar üreten çok sayıda satıcı, gerekli güvenlik güncel-lemelerini çok yavaş bir şekilde çıkarıyor. Bazıları, belirli bir cihaz modelinin teknik açıdan eskimesi nedeniyle hiç güncelleme çıkarmı-yor.

Araştırmalarda bulunan zayıf noktalardan yararlanma teknik-lerinin hiçbiri yeni değildi ancak daha önce iyi niyetli korsan araş-tırmacılar tarafından yayınlanmış olan kavram kanıtlarından ödünç alınmışlar. Bu, Android cihaz satıcı-larının, PoC’lerin yayınlanmasının kaçınılmaz olarak “silahlanmış” açıklardan yararlanma amaçlı yazılımlarla sonuçlanması gerçe-ğini açıklaması gerektiği anlamına geliyor. Bu cihazların kullanıcıları, cihazları artık satılmıyor olsa bile ilgili güvenlik güncellemeleriyle korunmayı hak ediyorlar.

Kendinizi drive-by Saldırıla-rından Koruyabilmeniz İçin Ne Yapmalısınız?

Otomatik güncelleme işlevini et-kinleştirerek Android tabanlı cihaz-larınızın yazılımını güncel tutun; Özellikle kurumsal ağlarda kullanı-lan bir cihaz koleksiyonunu yöne-tiyorsanız, alternatif kaynaklardan Google Play’a uygulama yüklemeyi kısıtlayın; Kanıtlanmış bir güvenlik çözümü kullanın.

Page 50: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

50 51

Yapılan araştırma sonuçlarına göre, siber tehditlerin bölgelere göre özelleştirildiği “ısmarlama” döneminin başladığını ortaya koyuyor. Siber

suçlular artık kurbanlarını konuma göre belirlerken, bölgenin özelliklerine ve kültürüne uygun kara para aklama ve siber saldırı tekniklerini tercih ediyor.

Siber suçlular, daha fazla kurbanı ağlarına dü-şürmek için artık tuzak mesajlarını yerel dil, kültür, marka ve ödeme sistemleriyle uyumlu hale getirerek daha ikna edici bir yöntem iz-liyor. Fidye yazılımlarını (ransomware) içeren

linklere tıklamayı özendirmek için hazırlanan mesaj-lar, bölgenin resmi kurumlarından gönderilmiş gibi logolarla süslenerek uygun bir dille hazırlanıyor. Yerel posta ofisinden, resmi vergi ve emniyet kurumlarından veya büyük şirketlerden gönderilmiş gibi görünen bu mesajlar, gönderilen paketin adrese teslim edilemediği, elektrik ve telefon faturalarının ödenmediği, öden-memiş trafik cezası bulunduğu gibi merak uyandırıcı içeriklerle kişiyi zararlı yazılımların olduğu bağlantı-

lara yönlendiriyor. SophosLabs’ın araştırması, bu tarz mesajlarda sıkça rastlanan gramer ve noktalama hata-larının giderek azaldığına ve dilin profesyonelleştiğine özellikle dikkat çekiyor.

Siber dolandırıcılık için kullanılan yöntemlerin gide-rek daha profesyonel bir hal alması, özellikle ev kul-lanıcılarını büyük risk altında bırakıyor. Sahte e-posta bildirimlerini gerçek olanlardan ayırmanın gün geçtik-çe zorlaştığına dikkat çeken Sophos Kıdemli Güvenlik Danışmanı Chester Wisniewski, özellikle yaşadığınız bölgede insanları tuzağa düşürmek için uygulanan tak-tikler hakkında bilgi sahibi olmanın giderek daha fazla önem taşıdığının altını çiziyor.

Siber Saldırılarda “Ismarlama” Dönemi Başladı!

Mustafa [email protected]

Page 51: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

50 51

Her Bölgenin Yazılımı Farklı, Türkiye Favoriler Arasında

SophosLabs’ın araştırması, kullanılan fidye yazılım-larının niteliğinin de bölgelere göre değiştiğini orta-ya koyuyor. CryptoWall fidye yazılımı daha çok ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, Almanya ve Fransa’yı hedeflerken, TorrentLocker’in öncelikli hedefleri ara-sında İngiltere, İtayla, Avustralya ve İspanya yer alıyor. TeslaCrypt’in favorileri ise İngiltere, ABD, Kanada, Singapur ve Tayland.

Sophos’un Ocak-Nisan ayları arasında ülke başına 1.000 uç nokta güvenlik ürünü üzerinden gelen verileri karşılaştırarak ortaya koyduğu Tehdide Maruz Kalma Oranı (Threat Exposure Rates - TER) analiz raporları da ilginç sonuçlar içeriyor. Örneğin batılı ekonomiler daha öncelikli hedefler olmalarına rağmen, TER oran-ları nispeten düşük. Fransa’da bu oran yüzde 5,2 iken Kanada’da yüzde 4,6, Avustralya’da yüzde 4,1, ABD’de yüzde 3 ve İngiltere’de sadece yüzde 2,8. Bununla bir-likte Cezayir yüzde 30,7, Bolivya yüzde 20,3, Pakistan yüzde 19,9, Çin yüzde 18,5 ve Hindistan yüzde 16,9 ile en çok tehdide maruz kalan ülkeler arasında. Türkiye ise yüzde 9,9 ile ortalamanın üzerinde tehdide maruz kalan ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.

Mağaza Hediye Çekleri Fidyecilerin Yeni Gözdesi

Yeni kullanılan tekniklerde para aklama yöntemlerinin bile yerelleştiğini ifade eden Wisniewski, kredi kartı gibi takibi kolay ödeme yöntemleri suçlular için risk teşkil ettiği için fidye taleplerinde farklı ödeme yön-temlerinin öne çıkmaya başladığını söylüyor. Wis-niewski bunlar arasında çeşitli marketlerde para yerine geçen hediye çekleri başta olmak üzere pek çok alter-natife rastlamaya başladıklarına dikkat çekiyor.

Saldırı için belli ülkelerin hedef alınma eğiliminin de arttığına değinen Wisniewski, bunun olası sebeplerini şöyle açıklıyor:

“Siber suçluların saldırılarını planlarken belli ülkeleri ve belli dillere ait klavye dizilimlerini es geçme eğili-minde olduklarını gözlemiyoruz. Belki de suçlular bu sayede daha kolay yakalanabileceklerini düşündükleri bölgelerde iş yapmaktan kaçınmayı tercih ediyorlar. Milliyetçi duygular nedeniyle kendilerini yakın hisset-tikleri ülkelerden uzak durmak, veya belli bölgeleri sal-

dırı alanının dışında tutarak şüphelerin bu bölgelerde yoğunlaşmasına neden olma çabası da bunun sebepleri arasında olabilir.”

Bankacılığa Yönelik Zararlı Yazılımlar Dev Bir Endüstriye Dönüştü

Bankalara yönelik saldırılar da, siber suçluların amaçla-rı için kullandıkları yazılımları farklı bölgeler için özel-leştirdiklerini ortaya koyan bir tablo çiziyor. Sophos’un araştırmasında yer alan siber suçluların kullandığı Truva atlarının ve zararlı yazılımların farklı bölgelerde kullanımına dair veriler şöyle:

• Brezilya için Brazilian banker Truva atı tercih ediliyor. Wisniewski’nin aktardığına göre özellikle Bre-zilya’daki bankaları hedefleyen yazılımları hazırlamak üzere dev bir yeraltı endüstrisi mevcut.• ABD ve Almanya’da Dridex popüler.• Trustezeb özellikle Almanca konuşulan ülke-lerde daha yaygın.• Yebot’a Hong Kong ve Japonya’da daha fazla rastlanıyor.• En yaygın örneklerden Zbot, özellikle ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Avustralya, İtalya, İspanya ve Japonya’yı hedef alıyor.

Page 52: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

50 51

Türkiye’de ilk kez yapılan ve Future Bright ile gerçekleştirilen araştırmaya göre, hayallerimiz meslek odaklı. Girişimcilik fikirlerine dönüşebilecek “üretken” hayal

kurabilenlerimizin oranı yalnız yüzde 15.

Ülkemizde inovasyon kültürünün yaygın-laşması, girişimcilik ve yaratıcılığın kültü-rümüzün ayrılmaz bir parçası olması için hayallerimize odaklanan Intel, kapsamlı bir çalışma yürüterek Türkiye’nin Hayal

Haritası’nı çıkardı. 8-55 yaş arasında kadın ve erkek-lerle gerçekleştirilen Türkiye Hayal Araştırması’na göre insanların yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor. Hayal kurma, yaş ilerledikçe dramatik şekilde azalıyor. Yetişkinlerin sadece yüzde 14’ü hayal kurdu-

ğunu belirtiyor. Hayal kurma sıklığına bakıldığında da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Çocukluk ve ergenlikte sürekli hayal kurduğunu belirten (yüzde 32) katılımcı-lar, yetişkin yaşlara doğru hayal kurmaktan neredeyse vazgeçiyor.

Hayal Denince Aklımıza Meslek ve Para Geliyor

Her 10 katılımcıdan 5’i en büyük hayalinin “sadece bir meslek sahibi olmak” olduğunu söylüyor. Katılımcıla-

Gençler Girişimciliğe Dijital Ekonomi Üzerinden Bakıyor

Süleyman [email protected]

Page 53: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

50 51

rın hayale meslek ve maddiyat odaklı yaklaşmalarının temel nedeni ise, “geleceği güvence altına alma kay-gısı.” Hayalini meslek olarak tanımlayanların en fazla (yüzde 16) tercih ettiği meslek öğretmenlik ve (yüzde 16) doktorluk olurken, bunları futbolcu/sporcu/antre-nör (yüzde 9), sanatçı, pilot ve polis olmak (yüzde 7) izliyor. Hayali maddiyat odaklı düşünenlerin en fazla kurduğu hayal ise kendi işinin sahibi (yüzde 9) olmak. Katılımcılar para kazanmanın yolunun kendi işini kurmaktan geçtiğine inanıyor. Yine her 2 kişiden biri; hayal kurmak için kişinin “geçim derdinin olmaması” gerektiğini düşünüyor.

Kadınlar Erkeklere, Taşra Metropole Göre Hayal Kurmayı Daha Çok Seviyor

Intel Türkiye Hayal Araştırması sonuçları, kadınların hayal kurmayı erkeklere göre daha çok sevdiğini de ortaya koydu. Hayal kurmayı çok sevdiğini söyleyen-lerin yüzde 58’i kadınken, erkeklerde bu oran yüzde 42. Düşünülenin aksine metropollerde hayal kurma oranı yüzde 42 iken, küçük illerde yaşayanlarda bu oran yüzde 52’lere ulaşıyor. Toplum geneline yönelik gerçekleştirilen araştırmada, üniversite mezunlarında hayal kurma oranı yüzde 78’lere ulaşırken, bu oran ilkokul mezunlarında yüzde 56’lara düşüyor.

Bağımsızlık, Evlilik ve Hayaller Üçgeninde Sıkışıp Kalıyoruz

Geleneksel yapıdaki ailelerde yaşayan çoğunluk için aile baskısı, bireyselleşememek, sürekli müdahale; kişisel bağımsızlığın önünde engel olarak öne çıkıyor. Gençler, evliliğe aile evinden çıkış ve bir nevi özgürlük bileti gözüyle bakıyor. Buna karşılık bekârlar evlilere, çocuksuzlar çocuklulara göre hayal kurmayı daha çok seviyor. Bekarların yüzde 76’sı sürekli ve sık sık hayal kurduğunu söylerken evlilerde bu oran yüzde 65 sevi-yesinde kalıyor. Bekarların yüzde 25’ı hayal kurmayı çok sevdiğini belirtirken, evlilerin sadece yüzde 20’si “hayal kurmayı çok seviyorum” diyor.

Girişimciliği Hayal Bile Etmiyoruz, Fikrimiz Var-sa Uzman Desteği Almıyoruz

Intel Türkiye Hayal Haritası’nın en önemli bulgula-rından bir diğeri ise girişimciliğin bir alternatif olarak aklımıza dahi gelmemesi. Araştırmaya katılanların yüzde 78’i girişimciliği aklından bile geçirmemiş. Girişimciliği düşünen katılımcıların ise yaklaşık 3’te 1’i fikrini kimse ile paylaşmıyor. Fikri olanların yüzde 21’i arkadaşıyla, yüzde 19’u babasıyla, yüzde 14’ü eşi/

sevgilisi, yüzde 7’si ise annesiyle paylaştığını söylüyor.

Girişimcilik ‘Parası Olanın İşi!’

Girişim fikri olup hayata geçiremeyen her 4 kişiden 3’ü temel neden olarak maddi sıkıntılar/sermaye yok-sunluğunu gösteriyor. Girişimcilik fikri olanların yani 22’lik dilimin içinden de sadece yüzde 27’si hayalini gerçekleştirebildiğini belirtiyor. “Eğitim seviyesi yük-seldikçe girişimcilik seviyesi de yükselir” diyenlerin oranı yüzde 26 olurken “girişimci olabilmek için çe-şitli kurum ve kuruluşlardan destek almak önemlidir” diyenlerin oranı ise yüzde 34.

Üniversiteler “Girişimci Ruhu” Besliyor

Intel Türkiye’nin 15 ayrı üniversitede 500 üniversite öğrencisiyle gerçekleştirdiği girişim odaklı araştırma-ya göre ise toplumun genelinin aksine üniversite öğ-rencilerinin yüzde 78’i girişimci olma fikrine olumlu bakıyor. Erkek öğrencilerde bu oran yüzde 84’e kadar yükseliyor. Gençlerin ana motivasyonları ise yenilikçi olmak ve kendi işini kurmak. Girişimci olmak iste-meyenlerin ise yüzde 39’u girişimcilik ruhuna sahip olmadıklarını, yüzde 33’ü risk almak istemediklerini belirtiyor.

Araştırma, üniversite öğrencileri arasında ilk girişim-cilik fikrinin yüzde 36 ile ergenlik döneminde ortaya çıktığını, bu oranın yaş ilerledikçe yüzde 30’lar seviye-sine düştüğünü ortaya koyuyor. Girişimcilik konuları değerlendirildiğinde yüzde 29 oranıyla en çok tekno-loji desteğiyle ve teknoloji sektöründe girişimci olmak ön plana çıkıyor. Bunu yüzde 23 ile iş kurmak/ticaret yapmak izliyor.

Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Rol Mode-li Nevzat Aydın

Üniversite eğitiminin girişimcilik üzerinden olumlu etkisi olduğunu düşünen öğrencilerin oranı yüzde 56. Üniversite öğrencilerinin yüzde 75’i Türkiye’deki iş ortamının girişimcilerin önünü açmadığına, aksine zorlaştırdığına inanıyor. Bu yüzden 10 öğrenciden 6’sı girişimlerini yurt dışında yapmayı planlıyor.

Diğer yandan üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı Tür-kiye’den milyar dolarlık şirketler çıkacağına inanıyor. Üniversite öğrencileri arasında girişimcilik konusun-da rol model olarak görülen kişiler, sırasıyla Nevzat Aydın, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg. Yüzde 29’unun ise rol modeli yok.

Page 54: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

54 55

Kişisel Veriler Artık Türkiye’de de Kanun Güvencesi ile Korunacak

Türkiye, Kişisel Verilerin Korunması (KVK) Kanunu’nun iş hayatındaki uygulamalar ve özel yaşamımıza ilişkin getirdiği yenilikleri ve etkileri neler olacak?

Kişinin yetkisiz üçün-cü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıkla-yarak ancak sınırlı bir

çevre ile paylaştığı, kişinin kimli-ğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun nite-liklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilgi ‘’kişisel veri’’ olarak adlandırılıyor. Yeni yasada kişisel veri: Kimliği be-

lirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanım-lanıyor. Özel nitelikli kişisel verinin tanımı daha net. Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli bilgi olarak geçiyor. Kişisel verilerin korunması başta

özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlükleri-nin korunması için çok önemli.

Kişisel Verilerin Korunması Ka-nun’u, özellikle de veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri tanımlayan 12. madde ile siber güvenlik alanını ihmal eden kurumlar için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi de göz önüne alındığında, önümüzdeki senelerde

Mustafa [email protected]

Page 55: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

54 55

Türkiye’de bu alanda önemli bir dö-nüşüm yaşanacağını söyleyebiliriz.

KVK Kanunu Nedir?

Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişilere ilişkin her türlü bilgiyi kişisel veri olarak tanımla-yan kanun kapsamında bu verilerin kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından nasıl işleneceğine ilişkin esaslar belirleniyor. TBMM’den ge-çen kanunla birlikte isim-soyisim, TC Kimlik Numarası, Pasaport Nu-marası, IP adresi, telefon numarası, resim, video ve ses kayıtları, parmak izleri, özgeçmiş, e-posta adresi gibi verilerin yanı sıra hobiler, tercih ve beğeniler, fiziksel özellikler, gezinti alışkanlıkları gibi veriler de artık “kişisel veri” olarak değerlendirili-yor.

Kişisel verilerin; elde edilmesi, kay-dedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarıl-ması, devralınması, elde edilebilir hale getirilmesi, sınıflandırılması veya kullanılmasının engellenmesi gibi kişisel veriler üzerinde gerçek-leştirilen her türlü işlem “kişisel veri işleme” olarak kabul ediliyor. Kanun kişisel verilerin ancak veri sahibinin açık rızası alınarak, belli bir amaç ve süre ile sınırlı işlenme-sini şart koşuyor.

KVK Kanunu Sonrası Şirketlerin Yapması Gerekenler

Kişisel verileri işlemek isteyen gerçek veya tüzel kişilerin, hangi verileri ne amaçla işleyecekleri, verilerin kimlere ve hangi yabancı ülkelere aktarılabileceği, verilerin güvenli bir biçimde tutulacağına ilişkin alınan tedbirler gibi bilgileri Kurul başvuru dosyalarında sunma-sı gerekiyor.

Kanun’a Aykırı Hareket Edenlere 1 milyon TL Ceza

Kanun’un yayımlandığı 7 Nisan 2016 öncesinde toplanmış kişisel verilerin, iki yıl içinde Kanun hü-kümlerine uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. Veri sahibini aydınlatma, veri güvenliği, veri siciline kay-dolma, Kurul’un kararlarını yerini getirme yükümlülüklerine aykırı hareket edenlerin ise 1.000.000 TL’ye kadar yaptırımlarla karşı kar-şıya kalması söz konusu. Bununla birlikte, Ceza Kanunu’na göre “hu-kuka aykırı veri işleyenler” için 1 ila 3 yıl arası, hapis cezası öngörülüyor.

Kanun’a uyum çerçevesinde kurum-ların yapması gereken ilk adımlar-dan birinin, mevcut kişisel veri işle-me süreçlerini analiz edip mevzuata uyumsuz veri işleme faaliyetlerini tespit etmek. Kanun’da 7 Ekim’e kadar kurulması öngörülen Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun yerin-de inceleme yetkisine sahip olması, şirketlerin yasaya uyumunun öne-mini artırıyor. Kurallar yoruma açık ilkelerden oluştuğu için yol göste-rici ikincil mevzuata ve gerekçeli kurul kararlarına ihtiyaç var. Ancak sonradan sorunla karşılaşmak is-temeyen kurumsal şirketler, Avru-pa uygulamasının derinlemesine çalışarak Kurul’un benimseyeceği yol hakkında şimdiden fikir sahibi olabilir ve iş süreçlerini uygun hale getirebilirler.

Kişsel Verlerin Toplanması Koşullarla Sınırlandırıldı Kişisel verilerin korunması kanunu ile birlikte araştırma sektörüne, işlerin yasaya uygun olarak ya-pılmasını kontrol edecek, garan-ti altına alacak ve bu konunun sorumluluğu devralacak bir ‘’Veri Sorumlusu’’nun gereksinimi doğ-

muş durumda.

Bazı istisnaları olsa da hem kişi-sel verilerin, hem de özel nitelikli kişisel verilerin toplanması ve işlenmesinde ilk koşulun ilgili kişiyi bilgilendirmek ve onun açık rızası-nı almak olduğunu biliniyor. Yasa bu konuda veri sorumlusuna veya onun yetkilendirdiği kişiye görev veriyor. Görüşülen kişinin veri top-layan firma, görevli, verinin işlenme amaçları gibi konularda bilgilendi-rilmesi gerekiyor. Aynı zamanda bu kişilerin verdikleri bilgiler üzerin-de; diledikleri zaman silinmesini istemeye kadar varan hakları var. Kişisel verilerimizi sorgulayan her türlü çalışmada, kurallara uygula-mayanlar, yasaya karşı zor durumda kalacağı için gösterilen özen biraz daha artacak.

Araştırma Şirketleri Verilerini Saklamak Zorunda

Kişisel verinin işlenmesinin yasaya aykırı bir durum yok. Araştırma şir-ketlerinin asıl işi veriyi toplamak ve işlemek, bundan dolayı da geçmiş-te işledikleri verileri bu yeni yasa kapsamında da işlemeye devam etmeliler.

Yeni yasanın istisnalar bölümünde “Kişisel verilerin resmi istatistik ile anonim hâle getirilmek suretiyle araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlarla işlenmesi” de var. Fakat kanunlar geçmişe dönük işlemez, bu nedenle geçmişte bu yasaya uymadan işlenmiş veriler için bir uygulama yapılacağı öngö-rülüyor. Bunun sonucunda firmalar ellerindeki veriyi artık anonimleş-tirerek saklamalı. Özet olarak; yeni yasaya göre araştırma için bilgi toplarken kişinin rızasını alınmalı ve toplanan veriler anonimleştire-rek saklanmalı.

Mustafa [email protected]

Page 56: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

56 57

telekom

Yazılım Bilişim Telekomünikasyon Sektörleri 2023 Yılı İçin 15 Milyar

Dolar İhracat Hedefi KoyduElektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), Hizmet Sektörlerinin 2023

yılı 150 milyar dolar ihracat hedefi doğrultusunda “2023 Ulusal Hizmet İhracatı Strateji Belgesi” ni oluşturuyor. Hizmet İhracatının en katma değerli unsurlarından

olan Yazılım ihracatına “Smart Cluster” adında yeni bir yaklaşım getiren TET, bilişim sektörünün geleceği için 28 Nisan 2016 tarihinde Bilişim, Yazılım ve

Telekomünikasyon Hizmetleri İhracat Stratejisi Çalıştayı’nı gerçekleştirerek 2023 yılı için 15 Milyar Dolar ihracat hedefi belirledi.

Ekonomi Bakanlığı tara-fından yürütülen 2023 Hizmet İhracatı Strate-jisi Projesi kapsamında Türkiye İhracatçılar

Meclisi ve Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği organizasyonuyla 2023 Ulusal Hizmet İhracatı Strateji Belgesi oluşturulması amacıyla sektör

paydaşlarının katıldığı bir dizi çalıştay gerçekleştiriliyor. 23 Mart 2016 tarihinde Kültürel Hizmetler sektörü ile başlayan çalıştaylar dizisi 14 Nisan 2016 tarihinde yapılan Eğitim Hizmetleri sektö-rü ile devam etti. 28 Nisan 2016 tarihinde Çalıştayların üçüncüsü olan Bilişim, Yazılım ve Teleko-münikasyon Hizmetleri İhracat

Stratejisi Çalıştayı gerçekleştirildi. Tüm sektör temsilcilerinin hazır bulunduğu, sektörün ihracat ko-nusundaki sıkıntıları, çözümleri ve hedeflerinin tartışılıp ortaya kon-duğu çalışma sonucunda bir rapor oluşturulacak. Tüm çalıştaylar tamamlandığında ise 2023 Ulusal Hizmet İhracatı Strateji Belgesi hazırlanacak.

Süleyman [email protected]

Page 57: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

56 57

TET’ten Yazılım İhracatına Yeni Araç: “Smart Cluster”

TET Yönetim Kurulu Üyesi ve TET Yazılım-Bilişim İhracat Komis-yonu Başkanı Selahattin ESİM gerçekleştirdiği sunumda, Ekono-mi Bakanlığı’nın UR-GE teşvik-leri kapsamında Yazılım Yurt-dışı Pazarlama Takımı (Tetsoft) Projesi ile 3 yıllık çalışmasını 2015 sonunda son derece başarılı bir şekilde tamamlandığını ve TET’in kümelenme çalışmalarını bir adım öteye taşımak amacıyla “Smart Cluster” yaklaşımını geliştirdiğini belirtti.

Yazılım sektörüne “Bilişim Müte-ahhitleri”, “Birlikte Rekabet (coo-petition)” gibi birçok yenilikçi ve dinamik kavramlar getiren “Smart Cluster” projesinin temel amacı, dünya çapında büyük projelere talip olacak bir küme oluşturmak.

Türkiye’nin uluslararası alanda rekabette güçlenmesi için Bili-şim Müteahhidi olan ‘Entegratör’ firmalara ihtiyacı olduğu biliniyor ve yeni geliştirilen “Smart Clus-ter” projesi ile Bilişim Müteahhit-lerinin önü açılıyor. Kümelenme metodu rekabet üzerine kurulu olsa da rekabet ederken projelerde birlikte çalışma yeteneğinin de geliştirilmesi gerekiyor. Sektörde-ki etkin firmalar, “Smart Cluster” altında toplanarak yurtdışında bü-yük projelere talip olabilecekler.

Smart Cluster Projesinin İlk Adımı Akıllı Şehirler

Smart Cluster projesinin ilk adımı Akıllı Şehir konsepti. Dünyada hızla yayılan Smart City, şehirde yaşayanların günlük yaşamlarını

kolaylaştırmayı ve verilen hizmet kalitesini artırarak maliyetlerini azaltmayı amaçlıyor. Bunun için ulaştırma ağları, alt yapı hizmet-leri, enerji ağları gibi bileşenlerin bilgi-işlem teknolojilerinin yoğun olarak kullanımıyla entegrasyonu hedefleniyor.

Bilişim, Dijital Çağın En Önemli Sektörü

Dünyada ve ülkemizde potansi-yelini hızla artıran sektörlerin başında gelen yazılım sektörü, ileri teknoloji sektörleri içerisinde değerlendiriliyor. Son yıllardaki hızlı gelişmesine paralel olarak yenilikçi ürün ve hizmetleri iç ve dış piyasalara sunan sektör, tu-rizmden sağlığa, tarımdan savun-ma sanayine, otomotivden teks-tile, makine sektöründen elektrik elektronik sektörüne kadar birçok alanda sosyal ve ekonomik hayatı doğrudan veya dolaylı etkiliyor.

Yeni İstihdam Alanları İçin Büyük Potansiyel

Yazılım sektörü diğer sektörlerle karşılaştırıldığında en fazla genç nüfusun istihdam edildiği sek-tör olarak da değerlendiriliyor. Bu açıdan bakıldığında yazılım sektöründeki gelişme aynı zaman-da Türkiye’deki işsizlik oranının düşmesine de önemli bir katkı sağlama potansiyeline sahip. Ayrıca yazılım sektörü kadınların ve engellilerin istihdamında da önemli imkânlar sunuyor.

Dünyada ve Türkiye’de Bilişim Sektörü

Bilgi Teknolojileri sektörü, dünya-da ekonomik büyüklüğün yüz-

de 2,5’ini oluşturuyor. Hemen hemen iletişim sektörü ile aynı büyüklükte olan bilişim sektörü-nün Türkiye’deki büyüklüğü 7-8 milyar dolarken iletişim sektö-rünün büyüklüğü ise 20 milyar dolar civarında. Türkiye’de bilişim sektörünün büyüklüğü iletişim sektörünün yüzde 40’ı civarın-da ve GSMH’ye oranı da yüzde 1 mertebesinde. Dolayısıyla bilişim sektörünün dünya ortalamasının yakalaması için yaklaşık 2,5 katlık bir büyüme potansiyeli söz konu-su.

Bilişim Harcamalarının Oranı Artmalı

Diğer önemli bir nokta da Tür-kiye’de bilişim harcamalarının diğer gelişmekte olan ülkeler gibi donanım ağırlıklı olması. Yazı-lımın dünya bilişim harcamaları içinde yüzde 20 civarındayken Türkiye’de halen yüzde 10 seviye-sinde. Yapılan araştırmalar farklı-lıklar gösterse de Türkiye yazılım pazarının 1 milyar dolar civarında olduğu ve bunun yüzde 40’ının işletim sistemleri ve altyapı, yüzde 10’unun bilişim operasyon-ları, güvenlik ve depolama, yüzde 10’unun uygulama ve içerik geliş-tirme, yüzde 15’inin iş süreçleri ve diğer uygulamalar, yüzde 25’inin de sektöre özel yazılımlar olduğu-nu söylenebilir.

Bilişim sektörünün dünya ortala-masına gelmesi için 2,5 kat, yazı-lım sektörünün de bilişim içindeki payının dünya ortalamasına ulaş-ması için 2 kat büyümesi gerektiği düşünüldüğünde, yazılım sektörü-nün dünya ortalamalarına gelmesi için 5 katlık bir büyüme potansi-yeli bulunuyor.

Page 58: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

58 59

telekom

Kullanıcılar 15 Dakikada Bir Cep Telefonuna Bakıyor

Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 70 kez, yani her 15 dakikada bir cep telefonu ekranına bakmaktan kendini alamıyor. Türkiye, sosyal medyada fotoğraf paylaşımında başı çekiyor; her

iki kullanıcıdan biri sosyal medyada günlük fotoğraf paylaşımında bulunuyor. Bunun yanında her 5 kişiden biri de araba kullanırken ya da karşıdan karşıya geçerken telefonuna baktığını itiraf ediyor.

Deloitte tarafından 2011 yılından bu yana yapılan ‘Global Mobil Kullanıcı Araştırması’ yayınlandı. Türkiye’nin

de aralarında bulunduğu 30 ülkeden 49 bin katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma, tüketicilere ve bu alanda hizmet veren şirketlere mobil cihaz kullanımının geldiği nokta hakkın-da önemli veriler sunuyor.

Kullanıcılar 15 Dakikada Bir Ekrana Bakıyor

Türkiye’den 18-50 yaş arası 1000 kişinin katılımıyla ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye, dinamik ve genç nüfusu nedeniyle akıllı telefon bağımlılığının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Türkiye’de-ki kullanıcılar günde ortalama 70 kez cep telefonunu kontrol ediyor,

bu da yaklaşık 15 dakikada bir ekran yüzü gördüğümüz anlamına geliyor. Bu oran; Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin neredeyse iki katına denk düşüyor. Genç Telefon Bağımlıları Uygu-lamalara Ayda 7,5 TL Harcıyor

Akıllı telefon bağımlısı olarak nitelendirilebilecek kesim, Türki-

Mustafa [email protected]

Page 59: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

58 59

ye’de mobil kullanıcıların %22’sini oluşturuyor. Yaklaşık 5 cihaza eri-şimi olan bu kullanıcılar, uygula-malar için ayda ortalama 7,5 TL’yi gözden çıkarıyor. Her on kişiden dokuzu, uyandıktan sonra 15 dakika içerisinde cep telefonunu mutlaka kontrol ediyor ve yarısı-nın yaptığı ilk şey sosyal medya hesaplarını ve mesajlarını (anın-da mesaj ve SMS) kontrol etmek oluyor. Bu kesimin %77’si toplu taşıma araçlarında, %52’si de TV izlerken düzenli olarak telefonla-rını kullanıyor.

Her 5 Kişiden Biri Trafikte Akıllı Telefona Bakıyor

Rapora göre telefonun günlük kul-lanımı, yaşam alanlarında çatışma yaratabiliyor. Örneğin kullanı-cıların yaklaşık %20’si, karşıdan karşıya geçerken ve araç kulla-nırken akıllı telefonunu kullan-dığını belirtiyor; bunu sürekli ya da çok sık yaptığını söyleyenlerin oranı ise %7. Bir diğer sosyal risk faktörü ise, aile ile birlikte geçi-rilen zamanlarda, 18-25 arası yaş grubunun, 45-50 arası yaş grubuna oranla iki kat daha fazla telefon kullanması...

Fotoğraf Çekip Paylaşmada Türkiye Ön Sırada

Her iki kullanıcıdan biri, çektiği fotoğrafları günlük olarak sosyal medyada paylaşıyor. Bu oranla Türkiye, hem akıllı telefonunu fo-toğraf çekmek için kullanma, hem de bu fotoğrafı sosyal medyada paylaşmada Brezilya, Çin, Rusya, İngiltere, Almanya gibi pek çok ülkeyi geride bırakıyor.

Her 2 Telefondan 1’i El Değiştiriyor

Raporun bir diğer çıktısı da, Tür-kiye’deki kullanıcıların, akıllı tele-fon değiştirme hızı yüksek olan bir kullanıcı profiline sahip olması… Buna göre kullanıcıların %80’i, 3 yaşın altındaki telefonları kullanı-yor. İkinci el telefon kullananların oranı sadece %14.

Kullanıcıların %60’ı, telefonunu mağazadan; %16’sı ise internet-ten alıyor. Diğer taraftan her 2 telefondan 1’i, el değiştiriyor. Bu telefonların %70’i akrabalar ve arkadaşlar arasında el değiştiriyor, gerisi internet üzerinden satılıyor ya da yenisi alınırken takas yapılı-yor. Yedek olarak saklanıp kulla-nılmayan telefonların oranı %37…

Wi-Fi’a Oranla Mobil Ağ Kulla-nımı Artıyor

Türkiye’deki akıllı telefon kulla-nıcılarının %82’si internete kendi Wi-Fi’ı (evinde ya da işyerinde) ile bağlanmayı tercih ederken, halka açık yerlerde Wi-Fi ile kullanım oranı %37’ye düşüyor. Akıllı te-lefonları ile mobil ağ üzerinden internete bağlanan kullanıcıla-rın oranı ise %65 -bu oran tablet kullanıcıları arasında yaklaşık üçte birine düşüyor.

Tercih edilen bağlanma metodu sorulduğunda, kullanıcıların %59 ile en sık Wi-Fi bağlantısını tercih ettikleri görülüyor. 2013 yılın-da %73 olan bu oran, Türkiye’de kullanıcıların mobil ağları giderek daha fazla kullanmaya başladıkla-rına işaret ediyor.

Video Öncesi İzlenen Reklam-lar En Etkili

Akıllı telefon sahipliğinin artışı-na paralel olarak, mobil reklam,

mobil ticaret ve mobil ödemenin de Türkiye’de giderek yaygınlaştığı görülüyor. Buna göre tüketicile-rin en çok hatırladıkları ve tepki verdikleri video reklamlar, bir video izlemeden önce yayınlanan reklamlar oluyor.

Güvenlik Algısı, Mobil Ödeme-ye Engel

Kullanıcıların %85’i alışveriş site-lerine telefon üzerinden erişirken; tüm kullanıcıların sadece %17’si mobil ödeme yöntemlerini kulla-nıyor. Özellikle mağaza içi mobil ödeme yapmayanların en büyük çekincesi güvenlik endişesi olarak öne çıkıyor.

Daha önce para transferi yapma-yan kesimde, her iki kişiden biri ise henüz kullanmadığı bu özel-liği denemek istediğini söylüyor. Ulaşım ve perakende sektörlerinin mobil ödeme ile entegre olması halinde kullanıcıların %45’i, toplu taşıma ile yolculuk yaparken, alışveriş yaparken ve taksi ücreti öderken mobil ödemeyi kullanmak istediğini iletiyor.

Mobilitenin sosyal dokumuza ne denli nüfuz etmiş olduğu-nu hepimiz biliyoruz; araştırma sonucunda bunu rakamlarla da görmüş olduk. Araştırmamızın en çarpıcı sonuçlarından bir tanesi Türkiye’de tüketicilerin her gün toplam 4 milyar kez telefonlarını kontrol ediyor/kullanıyor olması. İçimizde her dört kişiden birinin uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey telefonunu eline almak. Mobil tek-nolojilerin günlük yaşantımızda hızla artan yeri beraberinde birçok fırsat getirirken, sosyal etkileşim-lerimizde de fark edilir değişiklik-lere neden oluyor.

Mustafa [email protected]

Page 60: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

60 61

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

Page 61: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

60 61

12,9 inç büyüklüğünde olan iPad Pro’ya karşı iPad Air 2’den bildiğimiz 9,7 inç büyüklüğünde bir ekran kullanıldı. iPad Pro’nun maksimum 2732x2048 piksel çözünürlüğü yerine de 2048x1536 piksel çözünürlüğü tercih edildi. 9,7 inç’lik bir ekran için bu tip bir piksel çözünürlüğü fazlasıyla keskin ve yeterli. Buna kar-şın iPad Pro 9,7’nin 264 ppi’lik piksel yoğunluğu ise sadece normal kullanıcıları tatmin edebilir. Üst seviye akıllı telefon kullanan kullanıcılar , 401 ppi değerinde olan iPhone 6S Plus ve 534 ppi değerinde olan Sam-sung Galaxy S7 Edge ile kıyasla, iPad Pro 9,7’nin piksel yoğunluğu kesinlikle bir avantaj değil. Apple bu yüzden olsa gerek iPad Pro 9,7’nin kontrast değerini yükselt-ti. 924:1 kontrast değerine sahip iPad Air 2 ile kıyasla 1083:1’lik bir kontrast değeri gösteren yeni iPad Pro, 5111 Candela’lık parlaklık değeri ile güneşli ortamlarda bile rahat bir kullanım sunuyor. Bu üründe beğendi-ğimiz bir özellik, oldukça keskin bir ekran ile birlikte canlı, yüksek kontrastlı ve gerçekçi bir renk dağılımına sahip olması. Dolaysıyla yansımaz bir ekrana sahip olan iPad Pro 9,7, yüksek renk doğruluğu ekranı ile gra-fik tasarım işi ile uğraşan kişilerin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.

Performans

iPad Pro 9,7, tıpkı iPad Pro gibi 64 bit A9X işlemcisini kullanıyor. Bu işlemci ile birlikte spor aktivitelerini ölçen M9 yardımcı işlemcisi de yer alıyor. 4 Gbyte yerine 2 GByte’lık bir bellek kullanan iPad Pro 9,7, 2.24 GHz yerine 2.16 GHz’lik bir sistem frekansı ile çalışıyor. Yaptığımız testlerde iPad Pro 9,7’nin özellikle grafik yongasının yoğun kullandığı durumlarda abisi iPad Pro kadar performanslı olmadığını gördük. Yine de şunu söylemekte fayda var. iPad Pro 9,7, günlük kullanımda

iPad Pro ile olan performans farkının sadece kâğıtta olduğu anlaşılıyor. Ses konusuna gelince. iPad Pro 9,7 dört adet hoparlöre sahip. Ürünün her bir köşesinde birer adet hoparlör bulunuyor. Yaptığımız denemelerde iPad Pro 9,7’de kullanılan hoparlörlerinin çok etkili ol-duğunu gördük. Öyle ki benzer tabletlerle kıyasla iPad Pro 9,7’nin hoparlör kalitesinin piyasanın en iddialı ol-duğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 7300 mAh’lik bir pile sahip olan iPad Pro 9,7 yaklaşık 10 saat’lik bir çalışma sunuyor. 12 Watt yerine 10 Watt’lık adaptörü sayesinde de dört saat içinde şarj oluyor.

iPhone 6S’in kamerası

iPad Pro 9,7, dış görünüş olarak iPad Air 2’ye çok benzi-yor. Bu iki ürünü ayır etmek neredeyse çok zor. Arka kıs-mına baktığımızda ise iPad Pro 9,7’nin kamera lensinin hafifçe öne sarktığı görülüyor. iPhone 6S’in kamera len-sini kullanan iPad Pro 9,7 bu özellik sayesinde kendisini farklılaştırıyor. 12 MP’lik arka ve 5 MP’lik ön kamerala-rının kaliteleri hemen belli oluyor. Her ne kadar iPhone 6s’in kalitesini yakalamazsa, fotoğraf kalitesi birçok akıllı telefondan daha iyi olduğunu söylemeliyiz.

Piyasanın Açık Ara En İyi Tableti Apple iPad Pro 9.7

Apple, iPad Pro ürün ailesini küçülttü. 9.7 inç’lik bir ekrana sahip olan yeni iPad Pro, çıkar çıkmaz zirvede yerini aldı. PC sistemlerine meydan okuyan Apple iPad Pro 9.7’ye yakından bakıyoruz.

Teknik Özellikler:

Ekran: 9,7 inç (2048x1536)İşlemci: Apple A9XBellek: 2 GByteKapasite: 32/128/256 GbyteBoyut: 240 x 169.5 x 6.1 mmAğırlık: 437gr

Page 62: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

62 63

donanım

iPhone SE’nin performansı herkesin en çok merak ettiği bir konu. Bu ürün her ne kadar tasarım olarak iPhone 5S’e benzese de performans anlamında dağlar kadar fark var. İşlemci ve grafik yongasına yüklenen uygulamalarda iPhone SE’nin performansı görülmeye değer. iPhone SE, neredeyse iPhone 6S kadar yüksek bir performansa sahip. Büyük boyutlu bir PDF dosyayı 2 saniyenin altında açıyor. Bir dakikaya düşürülen iki dakikalık Full HD bir video-nun işlenmesi ve açılması saniyeler içinde gerçekleşmesi hepimizi şaşırttı. 4K videolarda ise biraz daha zaman isteyen iPhone SE, bu alanda da ortalamanın üzerinde bir performans ile çalıştığını söylemeliyiz. iPhone SE’nin 12 MP’lik arka kamerası iPhone 6S’in kamerası ile aynı tek-nik özeliklere sahip. Yalnız burada kullanılan kameranın montajı biraz daha farklı. iPhone 6S’de hafif bir çıkıntı ile yerleştirilen bu kamera iPhone SE’de çıkıntısız olarak yer alıyor. Bunun dışında tıpkı iPhone 6S gibi 4K video, ağır çekim, Timelabs ve HDR fotoğraf çekimleri yapabiliyorsu-nuz. Yaptığımız testlerde iPhone SE’nin fotoğraf kalitesi-ni çok beğendiğimizi söylemeliyiz. Çektiğimiz fotoğrafla-

rın kalitesi iPhone 6s ile neredeyse birebir. Renkler canlı, keskin ve net. Buna karşın loş ortamlarda, çok yüksek bir kalite beklemek yanlış olur. iPhone 6s Plus’da yer alan optik titreşim engelleme özelliği iPhone SE’de ne yazık ki yer almıyor. 1.2 MP’lik ön kamerası ise Selfie için yeterli. Ön kameranın çekim detaylara indiğimizde, keskinliğin ve renk parlaklığının daha iyi olmasını isterdik. Unutma-dan söyleyelim. Apple iPhone SE, 1624 mAh’lik bataryası ile yaklaşık 11 saatlik bir kullanım sunuyor. Bu değer iPhone 6s’in kullanım süresi ile neredeyse aynı.

Huawei P9’da masraftan kaçınmamış. Yüksek kaliteli alüminyum kasa sistemine sahip olan Huawei P9’un işçiliği de görülmeye değer. Ürünü ele aldığınızda bu kalite hemen belli oluyor. Huawei P9 yuvarlatılmış kenarları sayesinde ele çok iyi oturuyor. Yaptığımız düşme ve çizme testlerinde çok fazla etkilenmediğini söylemeliyiz. 5.2 inç Full HD ekrana sahip olan Huawei P9, 2560×1440 çözünürlüğe ulaşan Quad HD ekran kullanmadı. Bunun nedeni, pil tüketim konusunda kullanıcıyı mağdur etmemek. Bu esasında oldukça akıllıca bir strateji. Ne de olsa Huawei 427 ppi’lik piksel yoğunluğu 401 ppi olan iPhone 6S Plus’dan daha yüksek. Bununla birlikte yüksek bir kontrast (1329:1) değerine sahip olan bu ekran renk doğruluğunda da iyi değerler verebiliyor. Huawei P9, düşük güç tüketen sekiz çekirdekli Kirin 955 işlemcisini kullanıyor. Bu iş-lemcinin ilk dört çekirdeği 2.5 GHz, diğer dört çekirdek de 1.8 GHz sistem frekansında çalışıyor. 3 GByte belleğe sahip olan bu ürün 32 GByte’lık bir kapasite ile donatılmış. Huawei P9’un 64 GByte kapasiteli modeli ise 4 Gbyte’lık bir bellek kullanıyor. Hu-awei P9’un arka kısmında yer alan lenslerden ilki RGB renk spektrumunda fotoğraflar çekiyor. İkinci lens ise Monochrome sensor yardımıyla siyah beyaz ve gri tonlarda fotoğraflar çekiyor. Bu iki lens sayesinde fotoğraf üzerinde fokuz yeniden ayarlanabi-liyor ve derinliklerle oynanabiliyor. Monochrome sensor’un diğer bir avantajı gerçek anlamda siyah beyaz fotoğraflar çekebilmesi. Yani benzer akıllı telefonlar gibi siyah beyaz bir filtre kullanmaması. Bu da fotoğraf kalitesini inanılmaz derecede arttırıyor.

Apple’ın Yeni BebeğiApple iPhone SE

Alman Mühendisliği Çin İşçiliği İle BuluştuHuawei P9

Teknik Özellikler

Ekran: 4 inç 1136 x 640İşlemci: 64 bit A9Bellek: 2 GByteKamera: 12 MP arka, 1,2 MP önBoyut: 123,8 x 58,6 x 7,6 mmAğırlık: 113 gr

Teknik Özellikler

Ekran: 5 inç 1080x1920İşlemci: Sekiz çekirdekli Kirin 955 Kapasite: 32 GByteKamera: 12 MP arka, 8 MP önBoyut: 145 x 70.9 x 7 mmAğırlık: 144 gr

Page 63: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

62 63

IP68 sertifikası ile su geçirmezlik unvanını alan Ga-laxy S7 Edge ne yazık ki 4K ekrana sahip değil. Burada kullanılan ekran çözünürlüğü tıpkı Galaxy S6 Edge gibi 2560x1440. 510 dpi piksel yoğunluğuna sahip olan bu ekran, bugünlerde moda olan Force Touch teknoloji-sinden yoksun. Bu üründe beğendiğimiz bir özellik çok parlak bir ekrana sahip olması. Bununla birlikte ekranın keskinliği de görülmeye değer. Galaxy S6’nın Edge ek-ranı çok kullanışlı değildi. Samsung, Galaxy S7 Edge’de Edge yani kenar ekranını 2 satıra çıkardı. Bu alana çeşitli uygulamaların kısayolları atanabiliyor. Kullanıcılar bu sayede hızlı bir erişime sahip olmuş oluyorlar.

Performans

Samsung Galaxy S7 Edge, sekiz çekirdekli Exynos 8890 işlemcisine sahip. Dört çekirdeği 2.4 GHz diğer dört çekirdeği de 1.6 GHz hızında çalıştıran Galaxy S7 Edge, S6 Edge ile kıyasla %30 daha performanslı. Bu işlemci-nin önemli bir özelliği tek veya çift çekirdek kullanan bir uygulamada, çekirdek hızlarını otomatik olarak 2.6 GHz’e yükseltmesi. Bunun anlamı Galaxy S7 Edge’in her türlü kullanımda performanstan ödün vermemesi. Tabi burada kullanılan soğutma çok önemli. Samsung’un He-

atpipe soğutma çözümü cihazın ısınmasını engelliyor, ve ısınmadan doğabilecek sorunları çok önceden ortadan kaldırıyor. 32 GByte kapasiteli UFS-II harici depolama piyasanın en hızlısı olarak ün salmış durumda. Okuma ve yazma hızları rekor seviyede yüksek. Zaten telefonu açıp kapattığınızda bu hızı hemen görebiliyorsunuz. Yaptığımız testlerde, Galaxy S7 ile oldukça yüksek de-ğerler elde ettik. Uygulamalar anında açılıyor. Menüler arası geçişlerde en ufak bir gecikme yaşanmıyor. Yeni nesil oyunların hepsi tam performansta açılıyor.

12 MP Kamera

Galaxy S6 Edge’in 16 MP’lik kamerası yerine 12 MP’lik bir kamera kullanıldıç Bu kamera her ne kadar daha düşük bir MP çözünürlüğe sahip olsa da f/1.7’lik Di-yafram açıklığı sayesinde karanlık ortamlarda daha iyi fotoğraf çekebiliyor. Canon DSLR kameralarda kullanılan Dual Pixel teknolojisini de kullanan Galaxy S7 Edge, özellikle bu alanında fark yaratmak istiyor. Dual Pixel teknolojisi yardımıyla her bir piksel iki farklı Fotodiod tarafından işleniyor. Bunun anlamı aynı anda 24 milyon Fotodiod’un paralel olarak çalışması. Bunun avantajı, Galaxy S7 Edge’in S6 Edge ile kıyasla karanlık ortamlar-da dört kat daha hızlı fotoğraf işleyebilmesi. Yaptığımız testlerde Galaxy S7 Edge’in fotoğraf performansının çok iyi olduğunu söylemeliyiz. Gerek karanlık ortamlarda gerekse de aydınlık ortamlarda çok iyi fotoğraflar çeke-biliyorsunuz.

Sonuç

Samsung, belli ki Galaxy S6 Edge kullanıcıları dinlemiş ve Galaxy S7 Edge ile tüm dezavantajları avantaja çevirmiş. Fakat Galaxy S7 Edge, Galaxy S7’den çok farklı değil. Ama her hâlükârda üst seviye bir telefon arayanlar Galaxy S7 Edge ile iyi bir seçim yapacaklarını rahatlıkla söylemeliyiz.

Başarılı Tasarım ve Yüksek Performans Samsung Galaxy S7 Edge

Samsung, fazlasıyla ilgi gören Edge tasarımını Galaxy S7 Edge ile sürdürmeye devam ediyor. Galaxy S7 Edge, piyasanın en şık akıllı telefonu olarak gösteriliyor.

Teknik Özellikler:

Ekran: 5.5 inç 2560 x 1440İşlemci: 8 çekirdek Exynos 8890Bellek: 4 GByteKamera: 12 MP arka, 5 MP önBoyut: 150,9 x 72,6 x 7,7 mmAğırlık: 157 gr

Page 64: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

64 65

donanım

Lenovo, IFA fuarında tanıttığı yeni nesil Vibe model-lerini ülkemize getirdi. Bunlardan biri olan ve uygun fiyatı ile ilgi çeken Lenovo P1M’i sizler için inceledik. Hareketli yaşamlar için ideal bir seçenek sunan Vibe P1, 4000 mAh kapasiteli bataryası ile tüm gün boyunca rahatlıkla kullanılabiliyor. Hatta yaptığımız testlerde bu ürünün pil kullanım süresinin rahat 2 gün dayandı-ğını söylemeliyiz. Vibe P1M , Vibe P1’in mini sürümü olarak da adlandırılabilir. Yani P1’in özellikleri kırpıl-mış sürümü. Sahip olduğu 5 inç IPS ekran 1280x720 piksel çözünürlüğüne ulaşıyor. Bu ekranın elbette daha iyi olmasını isterdik. Yine de ekranın parlaklığı ve net-liğinin başarılı olduğunu söylemeliyiz. Bununla birlikte ekranın 180° geniş görüş açısı seçeneğine sahip olma-sı önemli bir artı. Tabi bu alanda beklentinizi yüksek tutmamayı öneriyoruz. Sonuçta bu ekran ortalamanın biraz üstünde. Benzer bir durum kullanılan işlemci için de geçerli. 1 GHz hızında dört çekirdekli MediaTek işlemciden mucize beklemek doğru olmaz. Bu işlem-ci ARM Mali-T720 MP2 grafik birimi ile birleştiğinde, temel özelliklerin hepsini fazlasıyla yerine getiriyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik, benzer ürünlerle kı-

yasla 1 GByte yerine 2 GByte’lık bir bellek kullanılması. Bu esasında önemli bir özellik. Çünkü Android 5.1 işle-tim sistemi ile birleştiğinde hızlı ve verimli bir perfor-mans elde edilebiliyor. Kapasite ne yazık ki 16 GByte büyüklüğünde. Bu kapasitenin daha fazla olmasını isterdik. MicroSD kart kullanarak, Vibe P1m’nin dahili depolama alanını tüm fotoğraflarınız, videolarınız ve müzikleriniz için yeterli miktarda alan sağlayacak şe-kilde 32GByte daha arttırabiliyorsunuz.

Galaxy S7, tıpkı S6 gibi 5.1 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip. Buna karşın 150 gr daha ağır. Ama bu çok da büyük bir dert değil. Çünkü bu ağırlık farkını kullanıcı hemen unutuyor. Nedeni de Galaxy S7’nin ekranı yüksek bir kontrast ve parlaklık değeri ile birlikte canlı renkler sunması. Galaxy S7, Galaxy S62nın 1504:1 kontrast değerini neredeyse ikiye katlıyor. 3277:1 kontrast değeri, 700 Candela parlaklık ve %99.5’lik renk doğruluğu bu ürünü neredeyse rakipsiz yapıyor. Galaxy S7, çok yük-sek bir performans sergilemesini biliyor. Öyle ki Samsung’un yeni sekiz çekirdekli Exynos 8 Octa 8890 işlemcisini kullanan Galaxy S7, 4 GByte belleği ile tüm istek-leri rahatlıkla karşılıyor. Galaxy S6 zaten çok hızlıydı, Galaxy S7 ile bu hız daha da arttırıldı. Uygulamalar anında yükleniyor. Yeni nesil oyunlar bile bu işlemciyi zor-layamıyor. Antutu-Benchmark testinde yaklaşık 130 000 puan elde eden Galaxy S7’ye ancak iPhone 6s Plus kafa tutabiliyor. Böyle yüksek bir performans değeri sunan bir cihazda elbette kullanılan batarya da merak konusu oluyor. Galaxy S7, 3000 mAh lik bir bataryaya sahip. Bu batarya yoğun kullanımda yaklaşık 9 saat’lik bir kullanım sunuyor. Galaxy S7, Galaxy S6’nın 16 MP’lik (F.1.9) kamerasına karşın 12 MP’lik (F1.7)bir kamera kullanıyor. Kamera optiğini değiştiren Samsung, her ne kadar daha düşük bir kamera çözünürlüğü sunsa da kaliteli fotoğraflar çekebiliyor. Yaptığımız testlerde Galaxy S7’nin gün ışığındaki fotoğraf performansı iPhone 6s ve iPhone 6s Plus’u geride bıraktığını söylemeliyiz.

Uygun Fiyatlı Telefon ArayanlaraLenovo P1M

Performansıyla Göz DolduruyorSamsung Galaxy S7

Teknik Özellikler

İşlemci: Mediatek MT6735P (4 çekirdek, 1 GHz)Bellek: 2 GByte Kapasite: 16 GByteKamera: 8 MP arka, 5 MP önPil kapasitesi: 4000 mAhAğırlık: 143 x 72 x 9.35 mm

Teknik Özellikler

Ekran: 5.1 inç 2560 x 1440İşlemci: 8 çekirdek Exynos 8890Bellek: 4 GByteKamera: 12 MP arka, 5 MP önBoyut: 142,4 x 69,6 x 7,9 mmAğırlık: 152 gr

Page 65: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

64 65

A4 kağıt boyutlarında olan Samsung Galaxy TabPro S, sadece 7 mm kalınlığında. 688 gr ağırlığı ise iPad Pro (738 gr) ve Surface Pro 4’den (793 gr) çok daha hafif. Dolaysıyla gerek boyutu gerekse da ağırlığı ile, özellikle sürekli hareket halinde olan kişiler için çok büyük bir avantaj sunuyor. Samsung Galaxy TabPro S, Apple iPad Pro’nun 12.9 inç ve Surface Pro 4 ‘ün 12.3 inç ekran boyutlarına karşın 12 inçlik bir ekrana sahip. 12 inçlik bu ekran, diğer ürünlerle kıyasla biraz şekilsiz kalıyor. iPad Pro’nun 12.9 inç’lik ekranın boyutu mükemmel bir kullanım sunuyor. Surface Pro 4’ün boyutu da gayet ba-şarılı. Ama Samsung Galaxy TabPro S’in 12 inç olması-na bildiğiniz alışmak gerekiyor. Buna karşın 2160x1440 piksel çözünürlüğü fazlasıyla yeterli. Super Amoled teknolojisine sahip olan bu ekran, keskin, net ve dolgun renklere sahip. Çok yüksek bir kontrast değerine sahip olan bu ekran, 387 Candela parlaklık ve %90’ın üzerin-de olan renk doğruluğu değeri ile çok başarılı olduğunu söylemeden edemeyeceğiz.

Klavye Almanıza Gerek Yok

Samsung Galaxy TabPro S ile resim ve video seyretmek çok farklı bir deneyim. Samsung Galaxy TabPro S ile

beraber bir klavye takımı veriliyor. Bu klavye takımı ile Word ve Excel gibi ofis programlarına rahatça hük-medebiliyorsunuz. Tuş takımının kalınlığı her türlü parmak için uygun hale getirildi ve kesinlikle rahat-sız etmiyor. Klavyenin üzerindeki Touchpad, Mouse görevini yeterince yerine getiriyor. İki farklı açıya göre ayarlanabilen bu klavyenin önemli bir avantajı, aynı zamanda bir ekran kılıfı olarak da görev yapması.

Performans

Samsung Galaxy TabPro S, çok başarılı bir ekrana sahip. Bu ekranın hakkını vermek için de ona göre bir işlemci koymak şart. Ne yazık ki durum böyle değil. Samsung Galaxy TabPro S, Intel’in yeni nesil Skylake serisinden Core M3-6Y30 adlı bir işlemci kullanıyor. Bu işlemci uygun fiyatlı Ultrabook ürünlerinden bildiğimiz bir işlemci. 900 MHz hızında çalışan bu işlemci kendisini 2.2 GHz’e kadar yükseltebiliyor. Çift çekirdekli olan bu işlemci özellikle düşük güç tüketimi ile tercih ediliyor. Samsung Galaxy TabPro S, grafik yongası olarak HD Graphics 515’i kullanıyor. Üzerinde buluna bellek ise 4 GByte büyüklüğünde.

Samsung Galaxy TabPro S’in Office ve tarayıcı per-formansı gayet başarılı. Grafik yongasına yüklenen uygulamalarda ise çok yetersiz kaldığını söylemeliyiz. Samsung Galaxy TabPro S ile oyunlar takılıyor. Benzer bir durum FullHD videolar seyrettiğimizde de yaşadık.Bitmedi. Samsung Galaxy TabPro S, pil konusunda da bizi şaşırttı. Üzerinde bulunan 5200 mAh’lik pil çok ye-tersiz. Kullanıcıya tam yük altında 6 saatlik bir çalışma sunan Galaxy TabPro S, düşük yük altında 18 saat daya-nabiliyor. Bu değerin çok daha iyi olmasını isterdik.

Samsung Microsoft’u Hedef AldıSamsung Galaxy TabPro S

Samsung bu sefer strateji değiştirdi. GalaxyTab adlı Android Tabletlerle bildiğimiz Samsung, bu sefer Windows işletim sistemli bir tablet ile karşımıza çıktı.

Teknik Özellikler:

Ekran: 12 inç (2160x1440)İşlemci: 900 Mhz Core M3-6Y30Bellek: 4 GByteBoyut: 290.3x198.8x6.3 mmAğırlık: 693gİşletim Sistemi: Windows 10

Page 66: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

66 PB

editör

Araştırma sonucuna göre katılımcıların yüzde 95’i akıllı telefon kulla-nıyor. Kadın-erkek oranlarına ve yaş dağılımına baktığımızda ise hemen hemen her yaş grubunun ve iki cinsiyetin de 10’da 9’unun akıllı telefon kullanıldığı dikkatlerden kaçmadı. Akıllı telefondan sonra en çok kullanı-lan diğer teknolojik ürünler ise yüzde 89 oy oranı ile bilgisayar ve yüzde 60 oy oranı ile tablet oldu. Ankete katılanların bu ürünleri kullanım sıklı-ğı da günde ortalama 7 saat. Araştırmaya katılanların akıllı telefonlarını ortalama 2,5 yılda bir değiştirdiğinin ortaya çıkması da araştırmanın bir diğer önemli sonucu oldu. Katılımcıların yüzde 39’u akıllı telefonlarını her 2 yılda bir değiştiriyor. Geriye kalan katılımcıların yüzde 44’ü 3 yıldan sonra telefonlarını değiştirirken, yüzde 11’i ise her yıl değiştirdiğini be-lirtti. Telefonunu değiştirmeyen katılımcılar ise yüzde 6 oranında kaldı. Akıllı telefon dışındaki teknolojik ürünlerin değişme sıklığı incelendi-ğinde ise katılımcıların yüzde 23’ü ürünlerini her 3 yılda bir, yüzde 19’u her 2 yılda bir, yüzde 43’ü 4 yıldan fazla bir süreden sonra yeni teknolojik ürünler satın alıp eskisini değiştirdiklerini dile getirdi.

Hem akıllı telefonlarda hem de diğer teknoloji ürünlerinde Samsung mar-kası yüzde 42 ile en çok tercih edilen marka olurken ikinci sırada en çok tercih edilen marka ise yüzde 25 oy oranı ile Apple oldu. Bununla birlikte teknolojik ürünleri satın alırken tüketicilerin en çok dikkat ettiği unsurun ürünün dayanıklı ve kaliteli olduğuna dikkat etmesi gözlerden kaçmadı. Tüketicilerin dikkat ettiği diğer unsurlar ise ürünün sahip olduğu işletim sistemi (yüzde 13), marka bilinirliği (yüzde 12) ve son teknoloji ürünü olması (yüzde 11).Katılımcıların yüzde 66’sı bilgisayarları aracılığıyla internet üzerinden ve müzik indirme sitelerinden müziklerini dinlemeyi tercih ettiğini belirtirken geriye kalan katılımcıların yüzde 36’sının rad-yodan, yüzde 25’inin Spotify, Deezer gibi müzik uygulamalarından, yüzde 13’ünün de Apple Store’dan dinlediği tespit edildi.

Yenilenen internet hızıyla beraber 4,5G’ye geçenlerin sayısı da oldukça arttı. Katılımcıların yüzde 49’u 4,5G’ye geçtiğini, yüzde 51’i de henüz geçmediğini belirtti. Tüketicilerin teknolojik ürünlerini en çok satın aldığı yerlerin başında fiziksel teknoloji mağazaları yer alırken diğer tercihleri ise yüzde 57 oy oranı ile internet, yüzde 20 ile operatör bayile-ri ve yüzde 16 ile süpermarketler. Katılımcıların yarısından çoğunun bu ürünler için ayırdıkları yıllık bütçe ise 1.001 - 5.000 TL arasında olurken harcadıkları ortalama bütçenin ise 3.102 TL olduğu ortaya çıktı.

2,5 Yılda Telefon DeğiştiriyoruzDORinsight’ın gerçekleştirdiği “Teknoloji Araştırması” sonuçlarına göre, Türkiye’de akıllı telefonların değişti-rilme sıklığı ortalama 2,5 yılda bir.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

Page 67: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com

Page 68: BT Günlüğü Mayıs - Haziran 2016

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TT_VB_Egitim_BT_Gunlugu_220x270.pdf 1 20.05.2016 16:42