bthaber sayı 1071

40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr SAYI 9 - 15 Mayıs 2016 1071 Sayfa 9 Sayfa 16 Sayfa 6 Bilişim Zirvesi, sektörde büyük ilgi gören Teknoloji Platformları’nın İstanbul ayağını 28 Nisan tarihinde gerçekleştirdi. Dijital dönüşüm trenini kaçırmayın İnşaat sektöründe önem kazanan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) süreçleri, son yıllarda Türkiye’de de inşaat ve yapı sektöründe öne çıkıyor. Yaşayan bir yapı inşa edin Murat Tüzüm Cardtek Şirketler Grubu’nun yeni şirketi OneClick, tüketicilerin araçlarından inmeden mobil ödeme yapabilmelerini sağlayacak. Cardtek, OneClick ile şehirleri akıllı metropollere dönüştürecek Murat Göksenin Güzel Marka şehirleri, bakanlık ve bilişim sektörü birlikte hayata geçirecek Haber Merkezi Sayfa 3-4 BThaber e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı; ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü e-Devlet Vizyonu’ başlığıyla 27 Nisan tarihinde Ankara’da düzenlendi.

Upload: bthaber

Post on 29-Jul-2016

248 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: BThaber Sayı 1071

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

9 - 15 Mayıs 2016

Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İST.T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222

Profesyonel Kulaklık Çözümleri

www.ce-sa.com.tr | [email protected]

Yüksek Performansile pratik çözümler...

1071

Sayfa

9

Sayfa

16

Sayfa

6

Bilişim Zirvesi, sektörde büyük ilgi gören Teknoloji Platformları’nın İstanbul ayağını 28 Nisan tarihinde gerçekleştirdi.

Dijital dönüşüm trenini kaçırmayın

İnşaat sektöründe önem kazanan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) süreçleri, son yıllarda Türkiye’de de inşaat ve yapı sektöründe öne çıkıyor.

Yaşayan bir yapı inşa edin

Murat Tüzüm

Cardtek Şirketler Grubu’nun yeni şirketi OneClick, tüketicilerin araçlarından inmeden mobil ödeme yapabilmelerini sağlayacak.

Cardtek, OneClick ile şehirleri akıllı metropollere dönüştürecek

Murat Göksenin Güzel

Marka şehirleri, bakanlık ve bilişim sektörü birlikte

hayata geçirecek

HaberMerkezi

Sayfa

3-4BThaber e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı; ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü e-Devlet Vizyonu’ başlığıyla 27 Nisan tarihinde Ankara’da düzenlendi.

Page 2: BThaber Sayı 1071
Page 3: BThaber Sayı 1071

E-TOPLUM 3

vizyonuyla ilgili bilgi veren Dr. Bekir Tüzel, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü’nün 2011 yılında kurulduğunu hatırlatarak “Çalışmalarımızı, Türkiye’de e-Devletin ‘5N1K’sının “nerede?” sorusunun cevap bulduğu hizmetler olarak özetleyebiliyorum. e-Devleti kuracaksak; Türkiye’nin e-Devletinin ayağı yere sağlam basacaksa, “nerede?” çalışması çok önemli. Türkiye coğrafi veri altyapısını kurmak; coğrafi veriyi paylaşılabilir ve ulaşılabilir kılmaktan geçiyor. Coğrafi veriyi paylaşmayı da, standartları oluşturmak olarak özetleyebiliriz. Sadece standart ya da sadece eşgüdüm koordinasyonunda kalmayıp çeşitli coğrafi veri uygulamalarını da hayata geçirmeye çalışarak konu kapsamımızı ve hizmetlerimizi artırmaya çalışıyoruz” dedi. Tüzel, kentlerde yaşayan nüfusun artmaya başlamasıyla birlikte sorunların çoğalmasıyla ve bunların yönetilmesiyle ilgili ‘Akıllı Kentler’ konusunun gündeme geldiğinin altını çizerek ‘Akıllı Kentler Stratejisi ve Eylem Planı’nı hazırladıklarını kaydedip “Özellikle yerel yönetimlere hizmet verecek projelere, ‘Kent Bilgi Sistemleri’ne ağırlık veriyoruz” değerlendirmesini yaptı. “İletişimi bilişimden ayıramıyoruz” ifadesini kullanan Tüzel, şunları kaydetti:

Marka şehirleri, bakanlık ve bilişim sektörü birlikte

hayata geçirecek‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü e-Devlet Vizyonu’ e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’na; Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Bekir Tüzel, daire başkanları, şube müdürleri ve yöneticileri ile özel sektör firmaları; Türk Telekom, Intel Security, Netaş, EMC, Oracle, Netcad, Biznet, Microsoft, IBM, SAP, MDSap ve konuk dinleyiciler katıldı. Toplantının moderatörlüğünü yapan BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, içerik konusuna dikkat çekerek “BThaber, 22 yıldır önemli bir başarıya imza atarak bilişim sektörüyle profesyonel bilişim kullanıcıları arasında köprü görevi görüyor. Haftalık olarak yayımladığımız BThaber amiral gemimiz. Onun dışında 2 ayda bir e-Devlet dergisini çıkarıyoruz. Günümüzde içerik; hem önem kazandı hem de değer kaybetti. İstediğiniz içeriği hemen her yerde bulabiliyorsunuz, bu nedenle biz de özgün içerik üretme yolunu seçtik ve e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantıları’nı bu nedenle düzenliyoruz” açıklamasını yaptı.

‘Kent Bilgi Sistemleri’ne ağırlık veriliyor

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın e-Devlet

“Nesnelerin interneti, büyük veri ve analizi, mobilite ve mobilite uygulamaları, ülkemizde de dünyada olduğu gibi öne çıkıyor. Coğrafi veri, coğrafi veri olmayan verilerin servisi de yine önemli bir konu; servis mimarlığının oluşturulması ve bunların paylaşılması, yönetilmesiyle ilgili altyapı kavramları da dikkat çekiyor. Güvenlik de sürekli gündemimizde. Personel değişimi ve kaliteli personelin kamuda tutulamaması gibi temel sorunlarımız mevcut, bunları el birliğiyle çözeceğimizi umuyorum. Bakanlığımızın bilişim vizyonu; yaşanılabilir çevre ve marka şehirleri hayata geçirmek üzere sürdürülebilir yapı içinde vatandaş ve müşteri memnuniyetini öncelikleyen, en üst güvenlik tedbirleriyle milli çözümleri destekleyen en son teknolojileri sektörle el ele hayata geçirmektir.”

Coğrafi Bilgi Stratejisi; coğrafi bilgi teknolojileri endüstrisine de hizmet edecek

Daire Başkanı Süleyman Salih Birhan, ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri’ projelerini ve planlarını anlatıp değişen teknoloji perspektifindeki coğrafi bilişim uygulamalarına dikkat çekti. Birhan, “Coğrafi verinin paylaşılması kamudaki

9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Haber Merkezi

Devamı 4. sayfada

Page 4: BThaber Sayı 1071

E-TOPLUM4 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

maliyetlerin düşürülmesi yanında yatırım ortamının da iyileştirilmesini sağlıyor. Temel görevimiz veriyi paylaşılır ve erişilebilir kılmak; bu da teknolojinin kullanılmasıyla mümkün. Kamunun yatırımları ve politikaları; sektörün de ne şekilde yol alacağını belirleyici nitelikte. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde hem tema hem de kurumsal stratejilerle birlikte oluşturulacak bir coğrafi bilgi stratejisi, coğrafi bilgi teknolojileri endüstrisine de hizmet edecektir” dedi. Bilgi İşlem Daire Başkanı Sibel Aslan, bilişim projelerinden söz ederek Bilgi İşlem olarak 8 genel müdürlüğe ve 81 il müdürlüğüne teknik destek verdiklerinin altını çizdi. Bakanlıkta, 70’in üzerinde uygulamalarının olduğu söyleyen Aslan, şunları paylaştı: “Mart ayında veri merkezimizi hizmete açtık. Ayrıca veri merkezinden bağımsız bir siber güvenlik operasyon merkezi kurduk. Hedeflerimize doğru ve emin adımlarla ilerlemek istiyoruz.” Çevre uygulamalarını anlatan Yazılım Destek Şube Müdürü İskender Ermiş, e-devletin bakanlık versiyonu gibi olduklarına değinip “Envanter ve denetim sistemlerinden, hava kalitesi, emisyon atık su gibi çevrimiçi izleme sistemlerimiz bulunuyor. Tehlikeli atıkları çevrimiçi izlediğimiz mobil tehlikeli atık takip sistemlerimiz var. e-Devlet entegrasyonu altyapılarının iyileştirilmesi ve çevre uygulamalarının raporlama altyapısının oluşturulmasıyla ilgili halihazırda devam eden bir projemiz de mevcut” açıklamasını yaptı. Bilgi Güvenliği Yöneticisi Koray Hanbaba, ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri’ altyapısının bulut bilişim tabanlı geliştirilmesi projesini başlattıklarına dikkat çekerek şu bilgileri aktardı: “Siber güvenlik ve kimlik yönetimi konularında da bir entegre bir proje çalışması yapmaya çalıştık. Başlattığımız siber güvenlik altyapısı kurulum projesinin ilk fazını 2015 yılı içerisinde gerçekleştirdik, 2016 içerisinde de ikinci fazını yapacağız. Özellikle siber güvenlik ve kimlik yönetimi projelerimizin altını çizmek istiyorum.” ‘Uzaktan Eğitim Portalı’ ile ilgili açıklama yapan Şube Müdürü Nagehan Kaçka, bu portalin, sadece CBS Genel Müdürlüğü bünyesinde değil, bakanlığın tüm uygulama projelerinde kullanabileceğini

ve esnek yapıya sahip olduğunu kaydetti.

İller Bankası, çok zengin bir arşive sahip

Bakanlığa bağlı kurumlardan, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Envanter Şube Müdürü Dilek Tezel, korunan alanlar ve SAYS/Sit Alanları Yönetim Sistemi Vatandaş Uygulaması konusunda bilgi vererek biyo çeşitlilikle ilgili ulusal ve uluslararası izleme raporlama hedeflerinin bulunduğunu ifade etti. İller Bankası Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Osman Nuri Osmanlı, çok zengin bir arşive sahip olduklarının altını çizip buna bağlı olarak 2 yıl önce açık kaynak kodlu olarak bir yazılım yaptıklarını söyledi. Osmanlı, “Belediyelerimizle web ortamında, kendi sitemiz içerisinde onların bizden aldıkları kredilerin takibini

yapabilecekleri ve bazı bilgileri öğrenebilecekleri e-Devlet kapsamında sistemimiz bulunuyor” dedi. İlk bölümde; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarıyla ilgili video izlendikten sonra Türksat Coğrafi Bilgi Teknolojileri Direktörü Serdar Küpçü de mobil platformunda önemli yatırımlar yapmaya başladıklarını ve 50 kurumun hizmetini de mobil platformda entegre ettiklerini belirtti. Küpçü, “Türksat, hem kamunun hem özel sektörün bilişim projelerini entegre etme noktasında 8 yıldır hizmet veriyor” şeklinde konuştu.

Kamunun özel sektörün önünü açması gerek

e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı’nın, özel sektör firmalarının vizyonlarını paylaştığı ‘Teknoloji Eğilimleri’ bölümünde; Oracle Türkiye

ve Orta Asya Büyük Veri Çözüm Lideri Pelin Özbozkurt, büyük veriyle ilgili olarak asıl yapılmak istenenin; veri yönetimini daha iyi, daha hızlı, daha maliyeti düşük hale getirmek ve daha güzel ve faydalı analizler gerçekleştirmek için bir platform yaratmak olduğunu ifade etti. Özbozkurt, “Eğer geleceğe dönük sorulara cevap verebilecek bir platform kurarsak topladığımız verilerin bir anlamı olabilir” değerlendirmesini yaptı. Türk Telekom Kamu Satış Direktörü Erkan Musa Mızrak, siber güvenlik konusunda da kamunun yanında olduklarını vurgulayarak saldırıları başarıyla engellediklerini aktardı. Veri merkezi konusuna da dikkat çeken Mızrak, “İstanbul ve Ankara’da olmak üzere veri merkezlerimiz bulunuyor. Ankara’ya ikinci bir veri merkezi daha yapıyoruz” dedi. Intel Security Türkiye ve Azerbaycan Bölge Direktörü İlkem Özar, güvenlik pazarından bahsederek “Artık çok farklı alanlarda farklı şekillerde tehditlere açık kapılarımız var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda önder kuruluşlarımızdan bir tanesi ancak Türkiye’de hâlâ bu bilince tam olarak gelmemiş kuruluşlar bulunuyor. Güvenlik bir kere kurmakla biten bir şey değil, sürekli karmaşıklaşıyor, yenilikler geliyor ve yeni önlemler alınması gerekiyor. Sistemlerin entegre ve güvenliğin sürdürülebilir bir savunma üstüne kurulmuş

olması çok önemli” açıklamasını yaptı. Yüzde yüz yerli çözüm üretme inisiyatifini oluşturduklarını kaydeden Netaş Kamu ve Telekom İşletmeleri Satış Direktörü Altay Doğu, şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemde Netaş’ı e-Devlet projelerinde daha fazla göreceksiniz. Nesnelerin interneti de odaklandığımız başlıklardan. Patent konusunda da değerli çalışmalar yürütüyoruz.” EMC Kanal Satış Ekip Lideri Hakan Olgunsoy, sayısal dönüşümün; iş yapış şeklimizi değiştirmekten geçtiğine dikkat çekerek “2. platformdan 3. platforma geçiş aşamasında EMC’nin vizyonu; bir köprü görevi kurmak. İşletmelerin ve kamu organizasyonlarının hem şu anki iş yapış şekillerine katkıda bulunmak hem de iş yapış şekillerini dönüştürmek, değiştirmek için gerekli adımları atmalarına yardımcı olmak istiyoruz” dedi. Türkiye’deki projelerinin yanı sıra yurt dışı çalışmalarından da bahseden Netcad Kurumsal Temsilcisi Emin Bank, “Azerbaycan Tapu Kadastro Bilgi Sistemi’ni, dünya bankası projesini kazandık. Türkiye, bu konuda Türki devletlerde bir marka olma durumunda. Kamu kurumlarımızın, bunları yaygınlaştırmak için özel sektörün önünü açması gerekiyor. Kamu özel sektörle çalışabilme kültürünü edinmeli. En büyük sorunun KİK mevzuatından kaynaklandığını görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Baştarafı 3. sayfada

Page 5: BThaber Sayı 1071

E-TOPLUM 59 - 15 MAYIS2016

BThaber

‘Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) Zirvesi’ne Bakan Yıldırım’ın yanı sıra Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ile bakanlığa bağlı kurumların üst düzey yöneticileri katılırken, üniversiteler ve kamu da yoğun ilgi gösterdi. Yıldırım, açılışta yaptığı konuşmada, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin Türkiye’nin, bilgi toplumuna dönüşümünün başladığı süreç olduğuna vurgu yaparak 2008’in sonunda e-Devlet’in kurulduğunu hatırlattı. Bakan Yıldırım, “Türksat’ın en önemli hizmeti; e-Devlet ve milli yazılım. Yerli yazılımda iyi durumda değiliz ama çok yetkin, çok hızlı yetişen genç nüfusumuz var. Türkiye’yi yazılım üssü haline getirmek istiyoruz. İnsana, Ar-Ge’ye daha çok yatırım gerekiyor. Üniversite-endüstri iş birliği çok önemli. Bu nedenle Ankara ve Marmara Üniversitesi’ne de bu kolektif çalışma ürünü için teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı. Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir ülke bırakma hedefinde olduklarını kaydeden Yıldırım, “Akıl yollarının sayısını artırmamız gerek” ifadesini kullandı ve konuşmasına şöyle devam etti: “Hayatımız teknolojiyle kolaylaşıyor ama siber güvenlik tehdidiyle karşı karşıyayız. Siz fark etmeyebilirsiniz ama bilgisayarınız köleleştirilmiş olabilir. Dünyada köleleştirilmiş 2 milyon üzerinde bilgisayar var. Ülkemizdeki köleleştirilmiş bilgisayarların IP’lerini tespit edip gerekli işlemleri yapacağız” dedi.

Arşivnet de hizmete sunulmak üzere

Şen konuşmasında, EBYS’lerde kurumsal belgelerin yasal mevzuatlara uygun şekilde elektronik ortamda güvenli ve etkin yönetilmesi unsurunun öne çıktığını aktararak

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Geleceği Önemseyenler Derneği (GÖNDER) ve Dr. Binnaz-Rıdvan Ege Anadolu Lisesi’nin yazılım konusuna ilgisi ve yeteneği olan liseli gençleri desteklemek üzere başlattığı projenin kapanış toplantısı Ankara’da düzenlendi. Proje; 5 Mart-16 Nisan 2016 tarihleri arasında, istekli 14 öğrencinin katılımıyla, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden gönüllü eğitimcilerle, Gazi Üniversitesi bünyesinde yer alan Samsung Akıllı Dizayn Laboratuvarı’nda yürütüldü. Proje yürütücülerinden; Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, 30 saatlik eğitimin sonunda gençlerin; mobil cihazları sadece kullanan değil programlayan, tüketen değil üreten, mobil uygulama geliştirmeyi bilen, sosyal bir mobil uygulama projesi yapabilen, karşılaştığı problemlere çözüm getirebilen ve bunu sosyal projeye dönüştüren bireyler olmalarını hedeflediklerini kaydetti. Sağıroğlu, “Bilişim kültürünü anlayan, yaşayan ve yaşatan kişiler olmalıyız. Bunu algılayan toplumlar gelişiyor. Gençlere güvenmeliyiz, onlar geleceğimiz. Gençlerimize fırsat sunulursa her şeyi başarabileceklerini gördük. Üretmeli ve bunu ekonomiye

dönüştürmeliyiz. Fatih Projesi’nin içini de üretimle doldurmalıyız” dedi.

Kimi Mr. Robot’a derdini anlatmak istedi kimi siber güvenliğe kafa yordu

GÖNDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Belen de, projeyle gençleri erken yaşta üretime kazandırmayı, onlara hayallerini gerçekleştirmeye fırsat sunmayı amaçladıklarını söyleyerek bilişimin; şeffaf hayatın, demokrasinin en temel unsuru olduğunu ifade etti. Eğitmenler; Hüseyin Çalışkan, Ali Tarık Gürkan, Ahmet Burak Gökalp ve Ahmet Kapkiç, “Üretim yapmak için fabrika kurmaya gerek yok. Bir şeyi verebilmek için de çok çalışmak gerekiyor. 30 saatte öğrenciler ne alabilir diye düşünüyorduk; gerçekten çabaladılar ve çok iyi projeler ortaya çıkardılar. Gençler çok hızlı öğreniyor” yorumunu yaptılar. Öğrenciler projenin sonunda; dertlerini anlattıkları ‘Mr. Robot’, acil durumlar için ‘Panik Butonu’, siber güvenlikteki Türkçe kaynak eksikliğine yönelik platform, ‘Tahmin Oyunu’, Türkler için sosyal medya gibi birbirinden ilginç ve keyifli projelere imza attılar. Dr. Binnaz-Rıdvan Ege Anadolu Lisesi Müdürü Dursun Yeşilova ve Okul Koordinatörü, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Öğretmeni Kader Tan, öğrencilerin hayalleri için bir adım atmış olmalarından duydukları mutluluğu ifade ettiler.

26 Nisan tarihinde Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Sezai Sevgin ve Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İ. İlker Tabak’ın imzaladığı anlaşmayla, TBD’nin 12 bini aşkın üyesi Bayındır Sağlık Grubu’na

bağlı; hastaneler, tıp merkezi ve diş kliniklerinden özel imkânlarla yararlanabilecek. Sevgin, Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Bayındır Sağlık Grubu’nun tam zamanlı çalışan, nitelikli hekim kadrosuyla sorumlu, güvenilir,

kanıta dayalı, kaliteli hizmet anlayışıyla daha yaygın mahiyette çeşitlendirilmiş kitlelerle temasta olacağını belirterek bunun olası iş gücü kayıpları, yaşam kalitesi ve toplum sağlığı açısından da önemli olduğunu vurguladı ve

TBD’nin 45. yılını kutladı. Sağlık ve bilişim sektörlerinin birbirine çok benzediğine dikkat çeken Tabak da; iki sektöründe her kesime hitap ettiğinin altını çizerek bu birleşmeden “tıp bilişiminin” ortaya çıktığını kaydetti.

“Kamunun ortak EBYS çözümü olmak üzere yola çıktık”

30 saatlik mobil programlama eğitimiyle bunlar üretilebiliyorsa…

Sağlık ve bilişim sektörü bir araya geldi

teknolojik ve yasal gelişmelerin sistemde hızla uygulanmasının sürdürülebilirlik açısından önem taşıdığını kaydetti. Şen, “Türksat’ın kurumsal hizmet sağlayıcılığı yolundaki çalışmaları hızla artıyor. 2010 yılında geliştirilmeye başlanan, 2012 yılında hizmete sunulan, bugün itibarıyla 30’a yakın kurum ve 177 binden fazla kişi tarafından kullanılan ‘Belgenet’ sistemi kullanım alanını her geçen gün artırıyor. Kamunun ortak EBYS çözümü olmak üzere yola çıktık” değerlendirmesini yaptı. Türksat tarafından geliştirilmiş milli yazılım niteliğindeki Arşivnet’in de hizmete sunulmak üzere olduğu haberini veren Şen, “EBYS konusundaki yasal mevzuatlarla uyumunun yanı sıra Arşivnet ile arşiv dokümanlarının elektronik ortamda saklanması, tasniflenmesi ve tüm arşiv sürecinin yönetilmesi öngörülüyor” ifadesini kullanarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yürüttükleri e-KKTC projesi kapsamında KKTC’deki tüm kamu kurumları arasındaki

iletişimi çok yakında Belgenet üzerinden yönetmeye başlayacaklarını kaydetti. İbiş de, Ankara Üniversitesi’nin EBYS’ye geçen ilk üniversite olduğuna vurgu yaparak Türksat ile çözüm ortağı olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi.

Kurumsal BT yol haritası için ne yapmalı?

Türksat Bilişim İş Geliştirme ve Proje Yönetim Direktörü Ömer Faruk Çöllüoğlu “Kurumsal BT yol haritası için ne yapmalı?” sorusunu gündeme getirerek sunumunda bu sorunun yanıtlarını irdeledi. “Milli oranı artırılmış yazılımlar kullanmamız gerekiyor” diyen Çöllüoğlu, “Proje yönetiminde ne kadar iyiyseniz stratejik hedeflerde o kadar iyisiniz demektir. Proje yönetimi bize paydaş yönetimini getirir. e-Dönüşüm projelerinde üst yönetim desteği çok kritik. 300 bilişim uzmanımızla, özel sektörle birlikte, onları destekleyerek, kamu kurumlarıyla aralarında köprü kurarak ve projelerini bizzat yöneterek çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.

Haber Merkezi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirilen ‘EBYS Zirvesi’, Türksat, Ankara ve Marmara

Üniversiteleri iş birliğiyle 19 Nisan’da Ankara’da düzenlendi.

Page 6: BThaber Sayı 1071

E-TOPLUM6 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

BThaber Şirketler Grubu’nun etkinlik şirketi Bilişim Zirvesi, sektörde büyük ilgi gören Teknoloji Platformları’nın İstanbul ayağını 28 Nisan tarihinde gerçekleştirdi. BThaber’in de medya ve içerik sponsoru olduğu “Dijital Dönüşüm ve Mobilite Teknoloji Platformu” Hilton Bosphorus Oteli’nde gerçekleştirilirken etkinlik, özel sektörden kamuya büyük bir kalabalığa ev sahipliği yaptı.

Etkinliğin katılımcıları arasında ThoughtWorks Inc. Baş Danışmanı Patrick Sarnacke, Forrester Research Türkiye Ülke Müdürü Murat Yaşar, Hewlett Packard Enterprise Yazılım Teknik Danışmanı Alev Aydın, Hürriyet Dijital Deneyim ve Reklam Çözümleri Grup Koordinatörü Emre Faks, Maxus Türkiye CEO’su Neslihan Olcay, Genart Media CEO’su Burak Yılmaz, Doğan Online İş Geliştirme Bölüm Başkanı Emre Ekmekçi, TEB Dijital Bankacılık Direktörü Deniz Cengiz, Ziraat Teknoloji Koordinatörü Gökhan Özdemir, Türkiye İş Bankası Digital Bankacılık Bölüm Müdürü Mehmet Fahri Can, Intertech Satış İş Geliştirme ve Müşteri Yönetimi Genel Md. Yrd Murat Tekcan, ING Bank Dijital Bankacılık Grup Müdürü Özge Yılmazkurt, Yapı Kredi Bankası Dijital Bankacılık Kanalları Yöneticisi Utku Cebeci,

Dijital dönüşüm trenini kaçırmayın

Bitaksi & Getir Kurucu Ortağı Turancan Salur, Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Ülke Müdürü Ali Oktay Ortakaya, İntertech, Satış Öncesi Hizmetler ve Pazarlama Yöneticisi Ersan Bilik, eFinans Genel Müdür Yardımcısı Okan Murat Dönmez, MV Holding Bilgi İşlem Müdürü İ. Ethem Topgül, Novida Stratejik Yönetim Hizmetleri Kurucu ve CEO’su Işık Deliorman Aydın, Enocta CEO’su Ahmet Hançer, Sensormatic

Güvenlik Hizmetleri CEO’su İsmail Uzelli ve Acıbadem Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Kaplan yer aldı.

2006 yılından bu yana, uzman konuşmacıların sunumları ve panellerdeki etkileşimli paylaşımları ile gerçekleşen Teknoloji Platform konferansları, gündemdeki sıcak konuları, haberlerin perde arkasını, uzmanların görüşleriyle iş dünyasına sunmaya devam ediyor. Platformun bu yıl işlediği konu “Dijital

Dönüşüm ve Mobilite” olurken, etkinlik Bilişim Zirvesi Etkinlik Şirketi Genel Müdürü Neslihan Aksun’un yaptığı hoş geldin konuşması ile başladı.

Etkinliğin açılış konuşmasını “Gelecek dediğimiz geçmişte kaldı” temasıyla gerçekleştiren BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, dijital dönüşümün kurum, şirket ve sektörler üzerindeki etkinden söz etti. Göçe, dijital dönüşümün lüks olmaktan

çıkıp, zorunluluk haline geldiğine vurgu yaptı.

Tüm güne yayılan etkinliğin sabah etabında söz alan Forrester Research Türkiye Ülke Müdürü Murat Yaşar, yapılan dijital araştırma araştırmasının sonuçlarını katılımcılar ile paylaştı. Yapılan araştırma sonuçları ile katılımcıları dijital dönüşüm süreci hakkında bilgilendiren Yaşar, Türkiye’nin dijital dönüşümü olan bakış açısını da ortaya koydu.

“Reklamda Dijital Dönüşüm” konulu söyleşi, katılımcıları reklam dünyasındaki dönüşüm hakkında bilgilendirdi. Hürriyet Dijital Deneyim ve Reklam Çözümleri Grup Koordinatörü Emre Faks, Maxus Türkiye CEO’su Neslihan Olcay ve Genart Media CEO’su Burak Yılmaz’ın katılımları ile gerçekleşti. Söyleşide söz alan Burak Yılmaz, dijital dönüşümü anlamak için insanların davranışlarını anlamak gerektiğinin altını çizerken, Neslihan Olcay ise şirketlerin ölçeklerine bakmadan dijitalleşme sürecine girmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Etkinliğin ikinci bölümünde de paneller ve söyleşiler ile şirketlerin ve kurumların dijital dönüşüm yolculuklarına ışık tutuldu. Dijital dönüşüm hakkında bilgi sahibi olan katılımcılar, dijital dönüşümü başarılı bir şekilde kendi yapılarına entegre etmeleriyle birlikte elde edebilecekleri kazançları ve avantajları birinci ağızlardan dinleme şansı yakaladılar.

Haber Merkezi

BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe

Page 7: BThaber Sayı 1071
Page 8: BThaber Sayı 1071

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

VR, anaokulunda

Snowden de film oldu

BST Bakanlığı’nın geçen yılki girişimiyle MEB nihayet, kod yazma eğitimi vermeye hazırlanıyor. 5 ve 6’ıncı sınıflarda zorunlu, 7 ve 8’inci sınıflarda seçmeli olacak “Bilişim teknolojileri ve yazılım dersi” için MEB bir komisyon kurdu. Pilot bölge olarak Gaziantep, Samsun, Mersin, Erzurum seçildi.

Acaba neden sadece 5 ve 6’ıncı sınıflarda zorunlu ama 7 ve 8’de seçmeli? Ve neden 12’nci sınıfın sonuna kadar devam etmeyecek?

Üstelik, konu sadece kodlamayı “öğretmek” değil ki? Orta öğretimde, bilgisayar destekli algoritmik (sistematik) düşünceyi öğretmek ve geliştirmek esas gerekli.

Konunun uzmanı Doç.Dr. Selçuk Özdemir (Ankara Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Eğitim Teknolojileri Eğitimi Bölümü):

“Kodlama bilen bir kişi bilgisayarları, bilgisayarlı makineleri programlayarak onlara istediği işleri yaptırabilir, bu cihazlara yeni özellikler, görevler ekleyebilir. Bunun yanında,

bugünün çocuklarının büyüdüklerinde, uzun zamandır depolanan ‘büyük veri’ ile uğraşması ve her alanda doğru kararlar verebilmek için o büyük veriyi analiz edip anlamlı sonuçlara ulaşması gerekiyor. Büyük veriyle uğraşmasını beklediğimiz yakın geleceğin yetişkinlerinin sahip olması gereken en önemli zihinsel araçlardan birisi, kodlama ve onun getireceği algoritmik düşünme becerisi olacak. Bir anlamda, kodlama becerisi çocuklarımıza etraflarını saran bilgisayarlı makinelerle ve büyük veri yığınları ile iletişime geçmelerini, onlara ne yapmaları gerektiğini emredebilmelerini ve onlardan gelen sinyalleri anlayabilmelerini sağlayacak yeni bir ‘dil’ becerisi olacak. Biz de ülke olarak, kodlama eğitimi alanında mümkün olan en erken yaşlardan başlayarak ‘bilişimin üretici yüzünü’ çocuklarımızın hızla tanımasına yardımcı olacak projeleri ve etkinlikleri hayata geçirmeliyiz. (Hürriyet, 26.10.15)

Kodlama ağır aksak...

9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Amerika’da bir anaokulunda, artırılmış gerçeklik (AR) yöntemiyle okuma-yazma ve matematik öğretmeye başladılar. Burası Atlanta’da Birney Elementary. Amerikan alfabesindeki 26 harfi temsil eden hayvan resimlerini çocuklar üç boyutlu görünce o an öğreniyor. Alive Studios adlı eğitim şirketinin bu ürününü kullanan başka okullar da var.

Teknoloji şimdilik, çocukların da AR veya VR cihazlarını kullanmasını sağlayacak düzeyde değil. Ama çok yakındır, 3 yaşındakiler için de AR-VR cihazı yaparlar. Ama zaten, işler o kadar hızlı gelişiyor ki, belki özel cihaz üretmeye gerek kalmayacak: Samsung, Güney Kore’de yaptığı patent başvurusuyla, gayet fazla yüksek teknolojik bir tasarım öneriyor. Göze takılacak bir lens, retinaya doğrudan projeksiyon yapabilecek. Bu lenste gömülü kamera, anten ve sensörler, gözü “tanımlı” bir şekilde kırpmayla çalışıyor.

Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) taşaronu Edward Snowden’in “yaptıkları” da beyaz perdeye aktarıldı. Filmleri daima tartışma yaratan 3 Oscar’lı Oliver Stone tarafından.

Snowden, Haziran 2013’te NSA dosyalarını İngiliz Guardian ve Amerikan Washington Post gazetelerine açıkladıktan sonra Rusya tarafından siyasal sığınmacı olarak kabul edilmişti. Orada yaşıyor. Julian Assange ise Haziran 2012’de Londra’da

Ekvator Büyükelçiliği’ne sığındı, orada yaşıyor.

Assange’ın öyküsü 2013’te Benedict Cumberbatch’le Beşinci Kuvvet (Fifth Estate) adıyla film oldu. Aynı yıl, Assange ve WikiLeaks hakkında iki saatlik bir belgesel de yapıldı. Edward Snowden’la, gazeteci Laura Poitras’ın Hong Kong’da yaptığı söyleşi, bir gerilim filmi kıvamında, Citizenfour adıyla 2015 En Başarılı Uzun Metrajlı Belgesel Oscarı’nı kazandı.

Şimdi sırada Snowden’in

filmi: Bu, bir belgesel değil, kurmaca. Onu, Joseph Gordon-Levitt canlandırıyor. Nicolas Cage, Joely Richardson, Rhys Ifans da var.

Film, “güvenlik” kaygıları nedeniyle ABD’de değil, Almanya’da çekildi. Stone, Snowden’la gizlice görüştüğünü de açıkladı. Almanya’da bile filmin çekiminde zorluk yaşamışlar. Kimse, ABD ile ters düşecek böyle bir konuya karışmak istememiş.

Ama finansman Fransa ve Almanya’dan sağlanmış.

Snowden’ı canlandıran

Gordon-Levitt, filmden kazanacağı parayı, ABD’de

her türlü anayasal sivil özgürlüğü korumayı

ilke edinen ACLU adlı stk’ya hibe edeceğini açıkladı. Bu konuda YouTube’a 6 dakikalık

“Demokrasi, orada mısın? Benim ben,

internet” başlıklı bir video koydu. “Teknoloji,

çok şeyi değiştirdiği gibi demokrasiyi de değiştiriyor. Bu, demokrasi için iyi mi kötü mü?” ana temalı bir proje başlattığını duyurdu.

Nanoteknoloji ve kuantum bilişim alanında varılan aşamaya bir örnek bu sadece. AR-VR uygulamalarını bu lensle yapmak daha kolaylaşacak. Çünkü bu iş için kafaya acaip bir kask takmaya gerek kalmayacak.

ThingLink adlı bir başka şirket, VR cihazıyla ilkokul eğitiminde öğrencilere, öğretmenlere, ana babalarına geniş bir konu yelpazesi sunuyor. Fenden dil öğrenmeye, sanattan coğrafyaya çok sayıda konuda programları var. Ama bunlar, “ders-ders” şeklinde hazırlanmamış. Örneğin, Discovery Education tarafından hazırlanan “Borsa nedir? Ne işe yarar?” konulu ders (?), New York Borsası’nın önünden başlayan bir “gezi,” binanın içinde simsarlarla, görevlilerle gerçek zamanlı sohbetlerle devam ediyor. Sanki bir TV belgeseli izler gibi.

Tam da bu noktada Thomas Edison’un 1913’teki öngörüsünü hatırlatma zamanı: “İnsanlığın bütün bilgisini sinemayla öğretmek, anlatmak mümkün

olacaktır.” Edison, sinema derken, o dönemde henüz sessiz olan, ve bugüne göre çok çok ilkel olan bir teknolojiden söz ediyordu. Ama uzağı mükemmel görmüş. AR-VR teknolojisiyle eğitimde tam bu dönüşüm gerçekleşecek.

Geçen hafta New York’ta Tribeca Film Festivali’nde sunulan VR örnekleri arasında en dikkati çekeni, ilk kez, 360 derece seslendirme tekniğiyle yapılmış bir uygulamaydı. BBC Ar-Ge tarafından hazırlanan “Dönen Orman” (The Turning Forest), görselliğe değil ses kullanımına odaklıydı. Buradaki ses stereo değil, üç boyutluydu. Ayrıca, başınızı döndürdüğünüz zaman da sesi, gerçek yaşamdaki gibi, kaynağından duyuyordunuz. Kulaklıkla izlenebilen uygulamada ses önden sola, başınızın arkasına, sağa doğru yöneliyordu. Bu, VR’da yenilikçi bir adım işte. İngilizcesi “immersive” Türkçesi, “tamamen içine gömen” anlamına yeni bir kavramımız oluyor. Bunun, 2000 sonrası doğan Z-Kuşağı’nın eğitimine getireceği olanaklar devrimsel olacak.

Page 9: BThaber Sayı 1071

Ödeme sistemleri teknolojilerinin yayılması ve çok farklı sektörlerde kullanılmaya başlaması ile birlikte, finansal teknolojiler alanında faaliyet gösteren Cardtek Şirketler Grubu, bu alanda yeni bir şirket kurdu. OneClick ismini taşıyan yeni şirket, tüketicilerin şehir yaşamındaki hayatını kolaylaştırmayı amaçlıyor. İlk aşamada ulaşım ve akaryakıt sektörlerinde hizmet sunacak olan şirket, Türkiye’deki ilk projesini İzmir’de İzmirimKart ile gerçekleştirdi. Yurtdışında ise Hindistan’da Bangalore ve Portekiz’de Porto’da projeler gerkeçleştirdi.

OneClick İcra Kurulu

Cardtek, OneClick ile şehirleri akıllı metropollere dönüştürecek

Tüm güçartık bulutta

Başkanı Murat Göksenin Güzel, yeni şirketleri OneClick hakkında şunları söyledi: “Kurumsal iş ortaklarımızla birlikte son kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmak, onlara katma değerli ürün ve hizmetler sunmak amacıyla OneClick’i hayata geçirdik. Cardtek’in 15 yıllık bilgi birikiminden aldığımız güçle, insanların daha kaliteli bir şehir hayatına, uluslararası standartlara kolay, güvenli ve hızlı hizmetlere ulaşmalarını sağlıyoruz” dedi.

Açık kaynak çözümleri tedarikçisi Red Hat, bulut bilişim ölçeğinde geliştirme ve operasyon ekipleri arasındaki açığı kapatacak Red Hat Cloud Suite ve Red Hat OpenStack Platform 8 ürünlerini duyurdu. Bu kapsamda bir container uygulama platformu (Red Hat’in OpenShift platform çözümüyle), büyük çapta ölçeklenebilir altyapı (Red Hat Open Stack Platformu 8) ve birleşik yönetim araçları (Red Hat CloudForms) ile tam entegre bir hibrit bulut yığını sunuluyor.

Öte yandan, Red Hat’in, küresel ölçekte müşterilerle görüşülerek gerçekleştirilen “Red Hat Global Müşteri Teknoloji Görünümü 2016” (Red Hat Global Customer Tech Outlook 2016) araştırmasına göre, özel bulut kurulumu sayısının genel bulut kurulumunu 6 kat aşacağı öngörülüyor. Geliştirme ekipleri de buluta özel yeni uygulamaları oluşturmayı ve bunların dağıtımlarını bir düzene koymayı beklerken, BT liderleri artan iş yüklerini bulut tabanlı otomasyonla karşılamayı hedefliyor.

OneClick ailesinin akıllı ulaşım markası OneClick Transit ulaşım kartını bir akıllı şehir kartına dönüştürecek yenilikleri ve uygulamaları hayata geçiriyor. OneClick Transit, şehir içinde toplu taşımacılıkta kullanılan kartları yalnızca ulaşım kartı olmaktan çıkarıp, otoparklarda, akaryakıt istasyonlarında, turistik alanlarda ve kültür merkezlerinde ödeme yapmak için kullanılabilen bir akıllı şehir kartı olarak

konumluyor. OneClick Transit ile

sunulan kart sistemlerinin sağladığı imkanlar sayesinde tek bir kartı ödeme aracı olarak kullanabilecek; kullanıcılar, verilen tüm hizmetlere kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilecekler. Ayrıca bu tek adımlı sistem; teknolojik gelişmelerle, yeniliklere kolaylıkla ve ekonomik olarak uyarlanabilecek ve kent yönetimlerine maliyet avantajı sağlayacak.

Haber Merkezi Cardtek Şirketler Grubu’nun yeni şirketi OneClick, ulaşım ve akaryakıt sektörlerinde tüketicilerin araçlarından inmeden mobil ödeme yapabilmelerini ve akıllı telefonlarıyla vapur

turnikelerinden geçebilmelerini sağlayacak.

OneClick İcra Kurulu Başkanı Murat Göksenin Güzel

BİLİŞİM DÜNYASI 99 - 15 MAYIS2016

BThaber

İki devin buluşmasıEMC World 2016 etkinliği 2-5 Mayıs tarihlerinde Las Vegas’ta The Venetian’da 16’ıncı kez, bu sefer “Modernize” mottosuyla düzenlendi ve 2015 Ekim’inde Dell tarafından satın alınan EMC, son detayları katılımcılarla paylaşma fırsatı buldu. Satın alma sürecinin tamamlandığı bilgisini veren her iki şirketin yetkilileri, etkinliğin ilk günü entegrasyonla ilgili düzenlenen toplantıda birleşme ile ilgili detayları da paylaştılar. Dell Entegrasyon Müdürü Rory Read ve Dell/EMC Değer Yaratım ve Entegrasyon Birimi Yöneticilerinden Howard Elias’ın gerçekleştirdiği sunumda, EMC ve Dell’in kendine has yarattıkları değeri koruma vurgusu öne çıkarken, yönetim sisteminin oluşturulduğu, iş ve karar alma süreçlerinin sistemli kılındığına vurgu yapıldı. Bu birleşmeyi, ‘BT’de yeni bir dönemin başlangıcı’ olarak tanımlayan yetkililer, halen sadece Çin’de düzenleyici kurumun onayını beklediklerini, yazın bunun da sonuçlanmasını beklediklerini ifade ettiler.

Birleşmenin insan kaynağına olası etkileri sorusuna ise “Maliyet sinerjimizin kaynağı İK değil. İstihdamda bazı etkilenmeler olsa da, asıl maliyet tasarruf başlıkları daha farklı” yorumu yapıldı. Birleşmenin 2016 Ekim’inde sonuca ulaşması bekleniyor.

Etkinliğin ilk gününün ikinci yarısında bu açıklama yapılırken, EMC World 2016’nın açılışına da değinmemek olmaz. Bu yıl 20 bini aşkın katılımcıyı buluşturması beklenen etkinlikte açılışı her zamanki gibi EMC Başkanı ve CEO’su Joe Tucci yaptı. Günümüz teknoloji eğilimlerini ele aldığı kısa konuşmasının ardından ise Dell CEO’su Michael Dell sahneye çıktı, medya

ve analist buluşmasından önce satın alma hakkında detaylar paylaştı. Buna göre, yeni marka yapısı ‘Dell Technologies’ adı altında buluşacak. Dell, Dell EMC, VMware, Pivotal, SecureWorks, RSA ve Virtustream ise bu ailenin üyeleri olacak.

Depolamada 2016 yılını ‘all-flash yılı’ ilan eden EMC, Las Vegas’ta yeni EMC Unity Family, Virtustream Storage Cloud, EMC MyService360 Service Dashboard, EMC Enterprise Copy Data Management, ViPR Controller 3.0 ürünleri de tanıttı. Röportajlar, ürün ve çözümlere dair detaylar ise haftaya yine BThaber gazetemizde…

Handan Aybars / Vegas

Dell Entegrasyon Müdürü Rory Read ve Dell/EMC Değer Yaratım ve Entegrasyon Birimi Yöneticilerinden Howard Elias

Page 10: BThaber Sayı 1071

BİLİŞİM DÜNYASI10 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Hewlett Packard Enterprise, kurumların yeni nesil altyapı ihtiyaçlarını bir araya toplayarak, daha hızlı ve daha iyi değer sunabilmelerini sağlayan şekillendirilebilir altyapı vizyonunu ve bu vizyona dahil olan HPE Synergy ürününü tanıttı.

HPE, geçtiğimiz hafta düzenlediği bir basın toplantısı ile şirketlerin yeni nesil altyapı ihtiyaçlarını bir araya getiren yeni vizyonu ve HPE Synergy ürününü basın mensuplarına tanıttı. Fırsat pencerelerinin hızla açılıp kapandığı günümüz dünyasında, herkes dünyayı değiştirebilecek yeni bir fikirle ortaya çıkabiliyor. Bu da durmak bilmeyen bir rekabet dünyası yaratıyor. Şirketler, pazardaki fırsatları kaçırma ve yeni bir fikir veya iş modeli nedeniyle saf dışı kalma riskini taşıyor. Bu dünyanın kazananları ölçekten bağımsız olarak, rakiplerinden daha hızlı ve iyi değer sunmalarını sağlayacak iyi fikirleri benimseyen ve uygulayan şirketler oluyor.

HPE, altyapıların başarı için bir darboğaz oluşturması yerine, değer yaratması ve bunun için tüm uygulamaların tek platformda bir araya getirilmesi gerektiğini savunuyor. Buradan hareketle yola çıkarak Synergy ürününü geliştiren HPE, şekillendirilebilir altyapı adı verilen yeni bir mimariyi şirketlerin kullanımına sunuyor.

Kurumlar HPE Synergy ile şekillendirilebilir bir

altyapı oluşturuyor

Bu mimari, üç temel tasarım ilkesinden oluşuyor:

1. Akışkan Kaynak Havuzları (Fluid Resource Pools)

a. Uygulamanın birebir ihtiyacına uygun şekilde oluşturulabilecek ve değişen ihtiyaçlara göre yeniden

oluşturulabilecek veri işleme, veri depolama ve ağ çözümleri

b. Fiziksel, Sanal ve Container ile farklı platform teknolojilerine destek

c. Esnek ve kendini iş yüküne göre ölçekleyen kaynak havuzları

2. Yazılım Tanımlı Zekâ (Software Defined Intelligence)

a. Altyapıyı kendi kendine otomatik olarak keşfetme ve ihtiyaca göre kaynakları otomatik olarak birleştirme

b. Fiziksel ve Sanal yapıların işlevselliğini denetleme

c. Kesintisiz operasyon ve güncellemeler

3. Birleştirilmiş API (Unified API)

a. Altyapının tek satırlık kod ile tanımlanması

b. % 100 altyapı programlanabilirliği

c. Hizmet Olarak Altyapı tanımı için “bare metal” arayüz

Şekillendirilebilir Altyapı nasıl fayda sağlıyor?

HPE Synergy sahip olduğu bileşenler ile hem geleneksel altyapıları hem de yeni nesil uygulamalar ve hizmetleri aynı altyapı üzerinden sunarak operasyonel karmaşıklığı azaltıyor; yeni nesil uygulamalar için operasyonel verimliliği ve hızı arttırıyor.

HPE Synergy tek bir ara yüz aracılığıyla, fiziksel ve sanal bilgi işleme, depolama ve ağ ihtiyaçlarını akışkan kaynak havuzundan birleştirerek farklı iş yükleri için şekillendirilebilir altyapılar sunuyor. HPE Synergy, genişletilebilir bir platform olarak, sanallaştırma, hibrid bulut ve DevOps gibi uygulamaları ve operasyonel modelleri aynı anda mümkün kılıyor. HPE Synergy ile BT sadece iç hizmet sağlayıcı değil, iş sonuçlarına yönelik yeni nesil uygulamaları hızlı bir şekilde devreye alarak iş birimlerinin de ortağı haline gelebiliyor. Diğer bir deyişle sistem, atıl kaynak ve operasyonel maliyetleri azaltırken, uygulamaları bulut hızında çalıştırarak üretkenliği ve kontrolü artırıyor.

Haber Merkezi

‘Oracle Türkiye ve Orta Asya İş Ortakları Toplantısı’, 28-29 Nisan’da Dalaman’da gerçekleştirildi. Oracle üst düzey yöneticileri, düzenlenen basın toplantısında Oracle iş ortakları vizyonunu paylaştı.

Oracle Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Filiz Doğan, Oracle Türkiye ve Orta Asya Bölgesi İş Ortakları Kıdemli Müdürü Ahmet Sarı, Oracle Teknoloji Çözümleri Satış ve Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Alistair Hopkins ve Oracle ECEMEA (Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ) Bölgesi İş Ortakları Kıdemli Direktörü İlker Koçer’in katıldığı basın toplantısında; Oracle’ın iş

Oracle, ‘bulut’ rotasına iş ortaklarını da alıyor

ortakları vizyonu aktarıldı. Büyük veri ve analitiğin yanı sıra en kritik başlığın ‘bulut’ olduğu vurgulanarak Oracle’ın ‘bulut’ta çok ciddi bir oyuncu haline geldiğinin altı çizildi.

En az risk ve en doğru planla buluta nasıl taşınılır?

Bu yıl 150’in üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen Oracle Türkiye ve Orta

Asya İş Ortakları Toplantısı, iş ortakları için her sene düzenlenen en büyük etkinlik olarak tanımlanıyor. Oracle stratejilerinin ve yaklaşımının anlatıldığı etkinlikte; iş

ortaklarının Oracle’ın rotasına yönelmeleri ve bu rotada olmaları için mesajlar verilirken iş ortaklarının ihtiyaçlarının dinlenmesi için platform oluşturuldu. Toplantıda, gelişen bulut dünyasında iş ortaklarının Oracle ile beraber nasıl hareket edeceği anlatılıp yetkinleştirilmeleri için stratejiler paylaşıldı. Etkinlikte; iş ortaklarına farkında olmadıkları alanlardan nasıl para kazanabilecekleri, hangi fırsatları yakalayabilecekleri gösterilirken iş ortaklarının müşterilerini en az risk ve en doğru planla nasıl buluta taşıyabilecekleri ve nasıl ‘Strateji Danışmanı’na dönüşebilecekleri hakkında da bilgi verildi.

Haber Merkezi

Page 11: BThaber Sayı 1071
Page 12: BThaber Sayı 1071

BİLİŞİM DÜNYASI12 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Kimlik hırsızlığına karşı SSL

Elektrik Mühendisliği okurken, öğrencilik zamanlarını mikroçip teknolojilerini

takip ederek ve tasarımlar yaparak geçiren Mehmet İmrak, 2003 yılında RFID alanında mikroçip tasarımı üzerine çalışmalarını destekleyecek ve üretim yapmasını sağlayacak bir yatırım arayışına girdi ve Budapeşte Teknoloji Üniversitesi’nden kabul aldı. 2 yıl bu üniversitede çalışmalarımı devam ettirdikten sonra Avusturya’da Bank Austria desteğiyle, Austria Wirtschaftsservice tarafından 2 Milyon Euro hibe desteği alarak geliştirmelerini Avusturya’da devam ettirmeye başladı. İmrak, bundan sonraki süreci şu şekilde paylaştı: “Mikroçip geliştirme sırasında yaptığım her bir çalışmada görüştüğüm potansiyel müşteri olabilecek firmalar, geliştirdiğim bu çiplerle, müşterilerine nasıl daha çok yakınlaşabileceklerini, onlara daha az maliyetle nasıl daha fazla imkan sunarak mobil ve sanal ortamda hizmetlerine ulaşabileceklerini araştırdılar. Her akıllı telefonla çalışacak bir çip teknolojisi tüketicilere nasıl sunulabilirdi? QR kodun yerini güvenli bir şekilde ne alabilirdi ya da NFC’den daha ucuz ama bir o kadar da güvenli bir çip teknolojisi geliştirilebilir miydi? Aslında elimde tüm bu soruların cevapları vardı ve o sırada dedim ki, geliştirdiğim çipi basılabilir elektronik bir çip haline getirirsem bu soruların hepsine cevap verebilirim. İşte ‘Görünmez Elektronik Mürekkep Teknolojisi’

‘Görünmez Elektronik Mürekkep Teknolojisi’ ile her yüzey mikroçipe dönüşüyor!

geliştirme fikri bu sırada doğdu. Baskı yapılabilen veya boyanabilen her yüzeye bu mürekkep teknolojisiyle bir çip yazabilmekte ve bu çipin her türlü mobil cihazla sorunsuzca çalışmasını sağlayabilmekteyiz. Bu mürekkep teknolojisi ürünlerin ambalajlarına üretim sırasında uygulandığında, tüketiciler o ürünler hakkında ihtiyaç duyduğu bilgileri, ürünü cep telefonunun ekranına dokundurarak alabilmekte. QR kodu okutmak için mobil telefonlarının kameralarını odaklamak zorunda kalmadan ya da telefonlarının NFC gibi bir özelliğini açmadan bu yapabilmekteler. Güvenli, kopyalanamaz, çok düşük maliyetli bir teknoloji.”

Proje, Vodafone Fikir Çarkı ve TEB Girişim Bankacılığı tarafından destekleniyor

“Şu anda, bu teknoloji en çok ürün güvenliği konusunda sahte ürünleri önlemek konusunda üreticiler tarafından ilgi görmekte” değerlendirmesini yapan İmrak, “Bunlardan en önemlisi de sahte gram altınlar. Türkiye’de en büyük gram altın üretici olan Nova Pres Gold Altın Rafinerisi ile anlaşma yaptık ve şu an gram altınlar üzerinde uygulamaları başladı. Bununla birlikte birçok ilaç firmasıyla da görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca bankacılık sektöründen de yoğun ilgi var.

Birçok bankayla kredi kartları ve çeklerde bu teknolojinin kullanımı için görüşmeler yaptık ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Ayrıca Vodafone Fikir Çarkı ve TEB Girişim Bankacılığı tarafından da projemiz destekleniyor” şeklinde konuştu. İmrak, bu teknoloji sayesinde, tüketicilerin bilgi edinmek istedikleri bir ürünü sadece cep telefonlarının ekranına dokundurarak istedikleri bilgiye kolaylıkla ulaşabildiklerinin altını çizerek şunları aktardı: “Tüketiciler, ürünün orijinalliğini kendi cep telefonlarıyla kontrol edebiliyorlar. Ayrıca görme engelliler tarafından da kolaylıkla kullanılabilen bu sistem sayesinde, ürün bilgilerinin sesli olarak da dinlenebilmesi mümkün oluyor. Örneğin, aldığınız bir ilacı cep telefonu ekranınıza dokundurarak sahte olup olmadığını kontrol edebilirsiniz, nasıl kullanmanız gerektiğiyle ilgili bilgileri okuyabilir, animasyon ve video izleyebilirsiniz. Markette alışveriş yaparken bir ürünün üzerine cep telefonunuzu dokundurarak onunla ne tür yemekler yapabileceğinizi izleyebilir, son kullanma tarihi geçip geçmediğini kolaylıkla kontrol edebilirsiniz. Ticaretle uğraşıyorsanız, size verilen bir banka çekini, cep telefonunuzun ekranına dokundurarak çekin gerçek olup olmadığını kolaylıkla

kontrol edebilirsiniz. QR kod gibi fotokopiyle kopyalana-madığından dolayı, edindiğiniz bilgilerin güvenli olduğundan emin olabilirsiniz.”

‘Tagpay’ olarak adlandırdığımız bir ödeme sistemi oluşturuyoruz

Mehmet İmrak, şu anda asıl hedeflerinin, bu ürünün herkes tarafından kullanıldığı bir ödeme sistemi yaratmak olduğuna dikkat çekerek “Düşünsenize, yemek yediğiniz bir restoranda pos cihazına cep telefonunuzu dokundurarak istediğiniz kredi kartını kendi telefonunuzda seçip ödeme yapabilseydiniz, hem de cep telefonunuzda herhangi bir özellik olmadan, eski bir telefonla bile bunu yapabilir olsaydınız güzel olmaz mıydı? İşte şu anda görünmez elektronik mürekkep teknolojisiyle ‘Tagpay’ olarak adlandırdığımız bir ödeme sistemi yaratmaktayız. Her türlü pos cihazında sadece bir pos yazılımı güncellemesi ve bir etiket yapıştırılmasıyla çalışabilecek bu yenilikçi ödeme sistemiyle Apple Pay ve Android Pay’in hedefleyemediği kadar geniş bir kitleye mobil ödeme imkânı sunmayı amaçlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Taglette CEO’su ve Kurucusu Mehmet İmrak, tüketicilerin, ‘Taglette Görünmez Elektronik Mürekkep Teknolojisi’ ile,

bilgi edinmek istedikleri bir ürünü sadece cep telefonlarının ekranına dokundurarak istedikleri bilgiye kolaylıkla

ulaşabildiklerinin altını çizdi.Sedef Özkan

Taglette CEO’su ve Kurucusu

Mehmet İmrak

SSL (Secure Sockets Layer) sağlayıcısı E-Tuğra EBG Yönetim Kurulu Başkanı N. Hüseyin Kuran, “Kimlik avcılarının hedefi olmamak için ziyaret ettiğiniz web sitesinin SSL güvenlik sertifikasının bulunup bulunmadığına dikkat edin” uyarısını yaptı. Hüseyin Kuran’ın belirttiği gibi, elektronik ortamda ticaret

yapan bireyler, şirketler ve bu ortamda kamuya hizmet sunan kurumlar, web sitesi ziyaretçilerinin kişisel bilgilerinin güvenliğini sağlamak zorunda. Kuran, şu bilgileri verdi:

“Ziyaret ettiğiniz sitenin SSL güvenlik sertifikasının olup olmadığını kolayca anlayabilirsiniz. Web tarayıcısının adres alanında

yer alan asma kilit işareti veya yeşil renkte adres çubuğu, sitenin SSL güvenlik sertifikası ile korunduğunu gösterir. Kilit işaretine veya yeşil çubuğa çift tıklandığında, SSL sertifikasının hangi Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı’dan (ESHS) alındığı ve sertifika geçerlilik süresi gibi bilgilere ulaşabilirsiniz.

SSL, gönderilen bilginin doğru adreste deşifre edilebilmesini sağlar. Bilgi de gönderilmeden önce otomatik olarak şifrelenir ve sadece doğru alıcı tarafından deşifre edilebilir. Yeşil adres çubuğu teknolojisi, kimlik hırsızlığına yönelik birçok saldırıyı önleyerek kurumların operasyon maliyeti giderini düşürüyor.”

E-Tuğra EBG Yönetim Kurulu Başkanı N. Hüseyin Kuran

Page 13: BThaber Sayı 1071

TÜTED Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü Etkinliği

Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği

17 Mayıs 2016, Salı 09:30İSTANBUL GRAND CEVAHİR HOTEL

Şimdiki merkezi Cenevre olan ve bugünkü adıyla Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)’nin kuruluş günü 17 Mayıs,

tüm dünyanın yanı sıra Türkiye’de de Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü olarak kutlanıyor.

Bu yıl Dünya Telekomünikasyon Günü "Sosyal Etki İçin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Girişimciliği" temasıyla TÜTED tarafından 17 Mayıs Salı günü

İstanbul Grand Cevahir Hotel'de gerçekleştirilecektir.

Etkinliğimize T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme BakanımızSayın Binali Yıldırım ve

BTK Başkanı Sayın Dr. Ömer Fatih SAYAN da davetlidir.

Bilgi için:Şebnem Gökçe

Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği Müdürü

Tel: 0212 267 15 00-01Web: www.tuted.org.tr e-mail: [email protected]

Page 14: BThaber Sayı 1071

BİLİŞİM DÜNYASI14 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Bulut, yedekleme, felaket kurtarma alanlarındaki eğilimler, yeni çözümler, servis

sağlayıcıların ve bulut hizmeti satışı gerçekleştiren firmaların rolü ve Acronis çözümleri bölgedeki iş ortaklarını buluşturan Acronis VIP Summit’e ele alındı. Münih’te Skylounge’da düzenlenen etkinliğe ilk kez Almanya dışından basın mensupları katıldı: Satışların yoğun olduğu İtalya, İspanya ve Hollanda’ya ek olarak, potansiyeli ile bölgede öne çıkan Türkiye.

Veri korumayı artık temel bir ihtiyaç olarak tanımlayan Acronis yetkililerine göre, Acronis 3P (product-people-process/ürün, insan, süreç) felsefesi ile ürün geliştirmeye odaklanmayı sürdürüyor ve bu yılı farklı kılan unsur da Acronis Hybrid Cloud mimarisine geçiş. Bu temel geçişe ek olarak, her çeyrek dönemde sunulan yeni ürünlerin de iş ortaklarına

Potansiyeli ile öne çıkan nokta Türkiye

önemli fırsatlar sunduğu toplantılar boyunca öne çıkan başlıklar oldu.

Artık her şey teknolojiEtkinliğin açılış

konuşmasını Acronis CEO’su Serguei Beloussov yaptı ve işbirliğinin kendileri için önemine konuşması boyunca dikkat çekti. İş ortağı ve müşteri dönüşlerinin ürünlerini ve çözümlerini daha nitelikli kıldığına işaret eden Serguei Beloussov, güncel BT eğilimlerine işaret etti. Buna göre, bulut bilişim öne çıkarken, kurumsal bulut bilişim harcamalarında artış devam edecek. Mobiliteye ek olarak, sosyal medya da öne çıkan eğilimler. Beloussov, bu temel eğilimlere ek olarak, ‘meta eğilimler’ olarak tanımladığı yeniliklere de işaret etti. Uber ile öne çıkan paylaşım ekonomisi, WhatsApp ile önem kazanan anlık mesajlaşma,

ayrıca veri odaklı otomatik eğitim, sağlık ve devlet uygulamaları. Gelinen nokta ise BT’nin artık bulut yapısında işlediği, tüm sistemlerin birbirine ve bulut yapısına bağlı olduğu, mimarileri ölçeklendirip maliyet avantajı elde edilmesini mümkün kılan bir yapıyı ortaya koyuyor. Bu nedenle artık ‘her şeyin teknoloji’ olduğuna dikkat çeken Beloussov, bu yeni bilişim döneminin temel eğilimlerine işaret etti. IoT, robotlar, drone’lar, akıllı arabalarla öne çıkan verimlilik kaynakları, fintech devrimi ve büyük veri ekseninde gelişen yeni gelir elde etme yöntemleri, giyilebilir teknoloji ürünleri, 2020 yılında donanım ve yazılımla 70 milyar dolarlık bir pazar oluşturması beklenen sanal gerçeklik, bu gelişim ışığında her şeyin haklanabilir olması gerçeği karşısında güvenlik ve gizlilik, gelecek 10 yılda bilgisayar mimarisinde

beklenen köklü değişim ışığında öne çıkan yeni nesil işlem gücü gibi...

Dünyanın yönü bulutu işaret ediyor

Dijital dünya, fiziksel dünyadan giderek daha büyük hale geliyor. Bu nedenle veriyi korumak, depolamak, yönetmek ve korumak büyük önem taşıyor. Bu gelişim, Serguei Beloussov’a göre insan hayatında hava, su, gıda ve barınma ihtiyacından sonra beşinci öncelik halini aldı bile. Bu tabloda, 10 yıldan kısa sürede küresel bazda önde gelen veri koruma yapısını oluşturduklarının

altını çizen Serguei Beloussov, kurumsal önceliklerini şöyle anlattı:

“İş ortakları ile işbirliğini, iletişim yetkinliğini ve sürekliliğini sağlamak her zaman önceliğimiz. Depolama ihtiyaçları giderek gelişiyor ve 5 yılda 100 milyar dolarlık bir pazar bizi bekliyor. Acronis de iş ortakları ve müşterileri için depolama, lisanslama, sunum, iş ortağı stratejisi ve iş modeli, teknoloji modeli gibi başlıklarda tam kontrol sağlıyor. Bu yeni dönemde marjları ve büyümeyi kontrol edebilmek çok önemli. Acronis’in melez bulut mimarisi ise tekilleştirilmiş verinin kontrolünü ve korumasını sağlıyor. Bu yapı, Acronis BackUp Cloud’da önemli bir büyümeyi sağladı. Bu yeni mimari, iş ortaklarına büyüme konusunda da fırsatlar sunuyor, yani iş ortaklarımız ihtiyaca uygun sunum yapabilir hale geliyor.”

KOBİ’ler BT’de daha yetkin olacak

Toplantıda öne çıkan mobilite başlığında Acronis Access ve Access Connect hakkında bilgiler paylaşan Acronis yetkilileri, 130’dan fazla ülkeye satış yaptıklarının altını çizdi. Dosyalar ve içeriklere her yerden ulaşabilme ihtiyacına paralel, bunu güvenli yapabilmenin de önemi artarken, Access yapısı bu ihtiyaçları karşılamak için gereken mimaride sadeliği öne çıkartıyor. BYOD başlığında tüm mobil işletim sistemlerini destekleyen bu yapı, şifreleme ile yeni nesil veri koruma ve güvenliği buluşturuyor, veri gönderip alma süreçlerinde öne çıkıyor. Access’i sektörel düzenlemelere ve diğer regülasyonlara uygun bir yapı olarak tanımlayan Acronis yetkililerine göre, BT yetkinliklerinin artması ve beklentilerin gelişmesi artık belirleyici. Bu unsurlar, BT yeniliklerinin büyük şirketlerden KOBİ’lere inmesinde de pay sahibi. Bu yönüyle büyük veri ve kurumların onunla başa çıkma tercihleri, Endüstri 4.0’ın da yönünü belirleyecek.

Acronis, Türkiye pazarında özellikle KOBİ’lere yönelik çözümleri ile güçlü

beklentilere sahip.

Handan AybarsMünih

“Türkiye’ye gelmeyi ve orada bağlantılarla iletişimi seviyorum” sözleri ile röportajımıza başlayan Acronis Bulut İş Birimi Genel Müdürü Jan-Jaap Jager, potansiyelin büyüklüğünü ve stratejilerini paylaştı:

n Türkiye ve potansiyeli hakkında yorumlarınızı paylaşır mısınız?

Türkiye’de BT’nin yepyeni bir yönde ilerlediğini gören çok sayıda şirket var. Bu da Türkiye’yi iş yapmak için çok çekici bir pazar haline getiriyor. Hele de KOBİ’lere baktığımızda, Türkiye’de birçok şirket daha temel BT yapısını kurmuş değil. Biz ise KOBİ odaklıyız. Bu da Türkiye pazarını bizim için önemli kılıyor. (Ayrıca yemekleriniz de harika, bu da benim bireysel ziyaretlerimin temel sebebi.)

n Bu potansiyeli değerlendirme stratejiniz nasıl şekilleniyor?

Stratejimiz net: Doğru müşteriye erişim için doğru kanal yapısını kuruyor ve bunu sürekli geliştirmeye önem veriyoruz. Kanalı partner ekosistemi oluşturuyor. Yani doğru distribütöre sahip olmak kadar, yetkin ve katma değerli sunum yapabilen iş ortakları önemli. Bulut yapısında da benzer bir yaklaşımla ilerliyoruz. KOBİ’ler söz konusu olduğunda işbirliği yapacağınız barındırma odaklı iş ortaklarını seçiyorsunuz. DorukNet misal, bu kapsamda Türkiye’de en büyük iş ortaklarımızdan biri. Pazara halihazırda satış yapan yazılım şirketleri de ‘servis odaklı şirket’ yapısına dönüşüyor ve onlarla halihazırda işbirliklerimiz var. İşin içine hizmet girdiği zaman, tek seferlik satışı içeren iş

yapısından çıkıyorsunuz. Servis portföyü sunmak bu yönüyle yetkin iş ortaklığını da gerekli kılıyor. Aksi halde müşteriyi yitirirsiniz. Bu nedenle misal SLA kavramının da değiştiğini bilerek hareket etmeniz şart.

n Acronis’in bu yılki bulut bilişim öncelikleri neler olacak?

Bu yıl, bugüne kadar çıkardığımız her ürünün aynı kod tabanında olacağı yıl olacak. Eskiden tüm çözümlerimiz için farklı platformlar, farklı teknolojiler vardı. Bu yıl ise tüm ürünlerimiz aynı kod yapısında aynı mimaride olacak. Yani bir yazılım demeti ile farklı servisler sunabileceğim. Bunlar da tek bir ara birimden kontrol edilebilecek. Müşteri de birden fazla platforma farklı yatırımlar yapmak yerine, şimdi tek bir mimari yapısında otomatik olarak dilediği çözüme ulaşabilecek. Misal,

bulutu alan yedekleme için ayrı bir çözüm almak zorunda olmayacak veya bir felaket kurtarma yapısı isteyecek ve tek bir düğmeye basarak, bir kaynak sisteminden dilediğinizi yapabileceksiniz. Her şey otomatik işleyecek. Bu BT maliyetlerinin azalması ve ‘kullandığın kadar öde’ yapısının gelişmesini sağlayacak. Bu, bizim çalışmalarımızda da önemli bir dönüşüm demek.

TüRKİYE, KOBİ’lERİ İlE DEv BİR fıRSAT NOKTASı

Acronis Bulut İş Birimi Genel Müdürü Jan-Jaap Jager

Acronis CEO’su Serguei Beloussov

Page 15: BThaber Sayı 1071

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

VE16387_ICT'16 BT Haber ilan.ai 1 5/3/16 7:11 PM

Page 16: BThaber Sayı 1071

“İnşaat sektörü önemli potansiyel sunan Türkiye, BIM’de geçiş sürecinde. Kamu kaynaklı zorlama olmamakla beraber, büyük işverenler ve büyük projeler BIM’i kaçınılmaz kılıyor. Yani Türkiye’de büyük projelere dahil olmak, büyük işverenlerle çalışmak için bu modele uyum sağlamak gerek. Kısa vadeli hedefimiz büyük projelerde BIM’in benimsenmesini ve tüm pazara yayılmasını sağlamak. Özel sektör, ticari rekabet kaynaklı olarak bunu hayata geçirdi. Kamunun da kısa vadede BIM’i düzenleyici bazı

adımları olacaktır. Örneğin Dubai Belediyesi, 40 katın üzerinde ve 25 bin m2’den büyük her projede BIM’e uyum şartı arıyor. Benzer şartlar Türkiye’de de gündeme gelebilir. Biz de kamu ile iletişim ve işbirliği içindeyiz. BIM’in inşaat süreçlerinde daha yoğun kullanımını sağlamak hedefimiz. Bir diğer önceliğimiz BIM odaklı değişimi yürüten nitelikli işgücünün yetiştirilmesi. Bu amaçla üniversitelerle sıkı işbirliği içindeyiz ve sektöre nitelikli İK yetiştirmek için çalışmalara devam edeceğiz. Kamu

ile bağlarımızı geliştirmek, kamunun BIM’i zorunlu kılan bazı kararları almasında destekleyici olmak istiyoruz.”

MuRAT TüzüM: “BİM ARTıK BİR KRİTER HAlİNİ AlıYOR”

BİLİŞİM DÜNYASI16 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

İnşaat sektörünün tüm paydaşlarına hız, verimlilik ve sürdürülebilirlik

gibi başlıklarda avantajlar sağlayan BIM süreçleriyle ilgili detaylar, Autodesk Türkiye tarafından beşincisi düzenlenen “Şimdi Türkiye’de BIM Zamanı” başlıklı seminerde ele alındı. 19 Nisan’da inşaat ve yapı sektörlerinden profesyonellerin katılımı ile gerçekleştirilen etkinlikte açılış konuşmasını Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm yaptı. Tüzüm, akıllı 3D modelleri temel alan inşaat ve altyapı projelerinde süreçleri hızlandırıp kolaylaştıran BIM uygulamalarının detaylarını paylaştı. “BIM uyumlu çalışma kaçınılmaz ve bu, uluslararası iş potansiyeli için önemli” saptamasını yapan Murat Tüzüm’e göre, artık projeler de BIM uyumlu çalışmayı gerekli kılıyor. “Küreselde rekabetçiliği korumak için yapı bilgi modelleme odaklı çalışmamız lazım” diyerek, BIM’in bir yazılımdan çok daha fazlası olduğunun altını çizen Tüzüm’ün belirttiği gibi, Türkiye’de BIM ekseninde kamu kaynaklı zorunluluk yok. Ama büyük işletmeler, halihazırda BIM’le uygun çalışmalar yürütüyor. Bir taraftan da, yine Tüzüm’ün belirttiği gibi, küresel verilere göre BIM ile şantiye hataları yüzde 41 azalırken, inşaat maliyetleri de düşüyor.

Kriteriniz inşaatın maliyeti ve satış değeri olmasın

Tüzüm’ün ardından söz alan Autodesk Avrupa Bölgesi BIM Teknolojileri Satış Geliştirme Yöneticisi Marek Suchocki ise BIM masaüstü yazılımlarının; bulut ve mobil yazılımlarla desteklenmesiyle inşaat uygulamalarını değiştirdiğini belirtti. BIM sürecinin küresel bazda inşaat sektöründe önemli bir artı değer yarattığını söyleyen Suchocki’ye göre, BIM ile şehirlerin altyapısına yapılacak yatırımlar, ülkelerin uzun vadeli kalkınma planını olumlu etkiliyor. Binaların, su, ulaşım ve enerji altyapılarının inşasında yararlanılan

Yaşayan bir yapı inşa edin

BIM’in, çok daha uzun vadeli ve hatasız sonuçları beraberinde getirdiğini söyleyen Suchocki, İngiliz hükümetinin bir çalışmasını örnekleyerek şu bilgileri verdi:

“Küresel bazda BIM uyumu giderek öne çıkıyor. Çünkü küresel bazda inşaat sektörü kayıtları konusunda sıkıntı var. Değişen dünyada küresel altyapı kullanımı da, nüfus da, şehirde

yaşayan insan sayısı da artıyor. Petrol fiyatları düşüyor, ama hala enerji kaynaklarına ulaşamayan insanlar var. Tüm bunlar altyapı sorunlarını çözmeyi gerekli kılıyor. Türkiye’yi bilemiyorum, ama küresel bazda inşaat işi yapan insan kaynağı ihtiyacı da yüksek. Teknoloji, bireyi ve alışkanlıklarını değiştiriyor. Bir ofiste günü geçirmek istemeyen milenyum neslinin beklentilerinin

yanında, insanlar da artık temiz ve otomatik süreçleri barındıran yerlerde çalışmak istiyor. Buna karşılık, inşaat sektörü küresel bazda sorunlarla ilerliyor, proje süreçleri uzuyor, teknoloji kullanma eksikliğinin sonucu olarak yerel yönetimlerle sorunlar yaşanıyor. Tüm bu sorunların sebebi farklı yapılarla doğru işbirliğinin olmaması. Bu sıkıntılar karşısında sektör de

‘inşaat maliyeti’ ve ‘değer’ gibi yanlış önceliklere odaklanıyor. Oysa BIM ile elde edilen ‘yaşam döngüsü’ yapısı önemli avantajlar demek. İngiliz hükümeti BIM uyumu için oldukça detaylı bir plan hazırladı, bir ‘BIM Task Group’ oluşturuldu. Tüm bunlarla azalan maliyetler, hızlı sunumlar, azalan emisyon, yetenek ve proje gibi başlıklarda ihracat artışı da kendini gösterdi.”

Küresel bazda inşaat sektöründe git gide önem kazanan Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) süreçleri, son yıllarda Türkiye’de de inşaat ve yapı

sektöründe öne çıkıyor.

Handan Aybars

Autodesk Türkiye

ülke lideri Murat Tüzüm

Basın toplantısının ardından sorularımızı yanıtlayan Marek Suchocki, ilk İstanbul ziyareti ile pazara bakışını anlattı, BIM odaklı gündeme değindi:

TÜRKİYE PAZARI: Türkiye’ye ve İstanbul’a ilk kez geldim ama Ortadoğu’da büyük projeleri üstlenen birçok inşaat şirketiniz olduğunu, inovasyonu iyi kullandıklarını biliyorum. Ancak daha yaratıcı projeler için daha fazlasını yapmamaları için sebep de yok.

BIM, İNŞAAT FELSEFESİ DEĞİŞİMİ: Dünya değişiyor ve teknoloji, en büyük değişimin kaynağı. 20 yıl önce Wi-Fi yavaşlaması sorun olmazdı, ama artık sorun. İnşaat sektöründe BIM ve veri yönetimi gibi

teknolojilerden yararlanılıyor. Bu da insanların yaşamında değişim yaratmak için fırsat. BIM, etrafında birçok farklı açıyı barındırıyor. Bu yönüyle sadece bu sisteme sahip olmanız yetmez, altyapı da buna uygun değişim sergilemeli. Tüm sektörün bunun ‘yeni normal’ olduğunu anlaması şart.

HUKUKİ GEREKLİLİKLERE BAKIŞ: Tasarımcı ve mimarların BIM odaklı endişesi, fikri mülkiyetin inşaat şirketine geçmesi ihtimali. Oysa bence bu, model transferi konusunda yanlış anlaşılan bir başlık. Eğer modelimi alıp başkasına satarsan benim fikri mülkiyetimi ihlal ediyorsun demektir ve sonuçta kağıt üstünde de, bu sistemde de

aynı kopyalama riski maalesef var. Bu başlıkta yasal altyapı zamanla oluşacak. Süreçlerde kalite kontrolü de her zaman önemini koruyacak.

PAZARLAMA STRATEJİSİ: BIM ile hedef kitlemiz, diğer Autodesk ürünlerinden farklı, C seviyesi yöneticiler ve onların bu yapıya inanması önemli. Tasarım süreçlerinde doğru verileri kullanarak en net çizim yapısına ulaşmak bu yapıda esas. Yani inşaat şirketlerinde tüm süreçlerde değişim demek. Sorun ise kamunun bir noktada süreçten ayrı kalması. Bir inşaatta rol oynayanlar, verilere erişemediği için sadece ‘minimum maliyet’ odaklı hareket ediyor, tasarımın güzelliğine bakıyordu. Bu yapıyı yapan,

satan ve alan arasında iletişim kopukluğu vardı. Oysa BIM ile tüm taraflar projede bir araya geliyor, iletişim en baştan güçlü konumlanıyor.

İNŞAAT fElSEfESı BıM ılE DEğıŞıYOR

Autodesk Avrupa Bölgesi BıM Teknolojileri Satış Geliştirme

Yöneticisi Marek Suchocki

Page 17: BThaber Sayı 1071

BThaber

DOSYA 9 - 15MAYIS 2016www.bthaber.com

Büyük Veri

Rekabetin kurallarını “Büyük Veri” belirliyor

Bulut, mobilite, nesnelerin interneti gibi yeni nesil teknoloji eğilimleri ile beraber veri trafiği de önemli ölçüde artıyor. Bu durum şirketlerin ve kurumların bütün BT

stratejilerini yeniden şekillendirirken büyük veri, müşterileriyle daha sağlam bağlar kurmak isteyen şirketler ve işletmeler için anahtar rol üstleniyor. Özellikle e-ticaret, sağlık, bankacılık ve finans sektörlerinde boy gösteren şirket ve kurumlar, müşterilerini daha yakından tanıyıp, onlara uygun hizmetler sunmak için verilerini çok daha dikkatli işlemeye, saklamaya ve kullanmaya başladılar. Başarıya giden yolun büyük veriyi doğru analiz edip, kullanmaktan geçtiğini fark eden şirketler ve kurumlar oluşturdukları doğru stratejiler ile iş süreçlerinde ve müşteri ilişkilerinde önemli bir ivme kazanırlarken, olası felaket durumlarına kendilerini sağlama alıyorlar. Nesnelerin interneti ile ağlara bağlanan cihazların sayısının artması, mobil cihazların oluşturduğu trafik ve bulut ortamındaki verilerin gün geçtikçe artması şirketlerin ve kurumların verilerini, siber saldırganlar için daha cazip getirirken, bir taraftan da doğal felaketler giderek artan bu verileri güvenli bir şekilde saklamayı zorlaştırıyor.

17

Ekrem uçman

Page 18: BThaber Sayı 1071

18 9 - 15 MAYIS2016

BThaberBüyük VeriDOSYA

Yeni nesil teknolojik eğilimler ile beraber kurumların ve şirketlerin sahip olduklar veriler hiç olmadığı kadar değerlendi. Hali hazırda değersiz gibi görünen verilerin bile zaman içerisinde değerlenecek olması, kurumların ve şirketlerin veriye olan yaklaşımlarını değiştiriyor. Şirketlerin ve kurumların öncelikle ellerinde bulunan verinin bugün için değersiz ancak ileride değerli olabileceği gerçeğini kabul etmeleri gerekiyor. 1 yıl sonra az değerli statüsünde görülen veriye ihtiyaç duyulacak bir uygulama geliştirilebilir ve hatta bu uygulama sayesinde yeni gelir kalemleri oluşturulabilir. Buradan yola çıkarak, veri değerli veya değersiz diye tanımlamaktan vazgeçerek başlamaları, onları yoğun bir rekabetin yaşandığı iş dünyasında bir adım öne geçirebilir.

Uygulama alanındaki çok hızlı gelişim, gündelik yaşamda üretilen verinin artışını da doğru orantılı etkilemektedir. Mobilitenin artması, sensör teknolojilerinin gelişmesi ve hızlıca yaygınlaşması, sosyal medyanın insan yaşamında kapsadığı alanın giderek büyümesi gibi gelişmelerle beraber yakın gelecekte miktarını telaffuz etmekte zorlanacağımız kadar çok veriyi kontrol edeceğiz.

Bu noktada şirketlerin ve kurumların, veriye bakış açılarını bir “kurum kültürü” haline getirerek, sahip oldukları veriyi doğru metotla biriktirmesi, depolaması gerekiyor. Bu sayede elindeki verinin kıymetini bilen şirketler ve kurumlar, iş süreçlerini oldukça esnek bir yapının üzerine kurabiliyorlar.

Şirketlerin kendi yapılarını tanımaları gerek

Büyük Veri’nin varlığıyla birlikte veri analizi ve veri işleme metotları da hızla değişiyor. Bununla beraber tüm kurumların büyük veriye bakış açısının farklılaştığını görüyoruz. Kimi şirketler Büyük Veri’yi analiz ve planlama süreçleri için kullanırken, kimileri de daha çok arşivleme süreçleri için kullanıyor. Buna karşın Büyük Veri nasıl ve ne sıklıkta kullanılırsa kullanılsın, tüm şirketlerin ve kurumların bu konuda belli stratejiler oluşturmaları ve bu stratejilere uygun eylem

‘Büyük Veri Çağı’na hoşgeldiniz…

planları hazırlamaları şart. Stratejiyi geliştirirken

şirketler açısından birinci önemli konu verilerin kullanım öneminin ve sıklığının belirlenmesidir. Bu konuda en akılcı strateji, daha az önemli konu ve verilerin arşivlenmesi esasına dayanan “Arşivleme” çözümüdür.

Diğer bir önemli bir konuysa; büyük veri kapsamındaki verinin donanım arızası, insan hatası gibi büyük felaketler durumuna karşı, “modern yedekleme” sistemleri ile korunmasıdır. Şirketlerin bu konuda mutlaka bir politikası ve bu politika doğrultusunda izleyecek bir planları olması

gerekiyor. Üçüncü önemli konu ise

e-mail verisinde, özellikle de Büyük Veri içinden, çeşitli soruşturmalar ve analizler yapılması ihtiyacıdır. Yine benzer bir biçimde Büyük Veri içindeki bazı verilerin birbiriyle ilişkilendirilmesi ile alarm tetiklenmesi de

oldukça önemli bir ayrıntı olarak göze çarpıyor. Bu sayede anlamsız gibi görünen Büyük Veri yığınından anlamlı bilgiler üretilebilir. Temel stratejiyi 360 derecelik bir temele oturtmak, her yönünü düşünmek ve şirketin yapısına bağlı kalınarak tasarlamak gerekiyor.

Yoğun rekabetin yaşandığı karmaşık iş dünyasında pek çok kurum ve şirket yaratıcı çözümler, müşteri memnuniyeti ve geleceği planlama konularında kendilerini başarıya ulaştıracak kaynağın “veri” olduğunu fark ettiler. Bu veriyi doğru analiz edip, işleyerek müşterilerine en doğru hizmeti ve çözümleri sunabilecek olan şirketler ve kurumlar, bu sayede geleceklerini de sağlam temeller üzerine oturtabiliyorlar.

İçerisinde bulunduğumuz çağın en kıymetli kaynağı haline gelen veri, kurumların ve şirketlerin diğerlerinden ayrılmasını sağlıyor. Bu yüzden de kurumlar ve şirketler büyük miktarda veriyi saklamaya ve hatta bunları anlamlandırarak akıllı bir bilgi sistemine ulaşmaya çaba gösteriyor. Birçok raporlama, matematiksel analizler, istatistiki bilgiler günümüz iş dünyasında karar almayı en çok etkileyen unsurlar arasında yerini almış

bulunuyor.Bu bağlamda

değerlendirildiğinde büyük veri tüm kurum ve şirketler için artık,

• Kurumların verimliliğini artırmak,

• Sürdürülebilirlik çalışmalarında geleceğe ışık tutmak,

• Riskleri ortadan kaldırmak ya da minimize etmek,

• “Customer Insight” dediğimiz, birtakım müşteri analizi ve deneyimlerini anlamlandırmak hatta istihbarat bilgisi elde

ederek bunları finansal değere dönüştürmek ve bu sayede iyi bir rekabet seviyesi yakalamak,

konusunda yardımcıdır.Aslında içinde

bulunduğumuz dönem “Büyük Veri Stratejileri” üzerine temelleniyor. İçerisinde bulunduğumuz ‘Büyük Veri Çağı’nda, rekabetin kurallarını belirleyen veri analizi ve bu verilerin doğru bir biçimde kullanılması, şirketlerin ve kurumların kendi yapılarını geliştirmelerine olanak sağlıyor.

GüNüMüzüN EN DEğERlERİ KAYNAğı: vERİ

Page 19: BThaber Sayı 1071
Page 20: BThaber Sayı 1071

20 9 - 15 MAYIS2016

BThaberBüyük VeriDOSYA

Başarınınanahtarı doğru verianalizinden geçiyor

ve şirketlerin bu konudaki yaklaşımlarına baktığımızda halen üretilen ama saklanmayan, saklanmadığı için de işlenmeden yok olan veri miktarının çok fazla olduğunu görüyoruz. Büyük veri ve analitiği ile beraber şirketlerin ve kurumların fark yaratacak çalışmalar geliştirmeleri, uzun vadeli projeler geliştirmeleri

gerekiyor. Bununla beraber

kurumların ve şirketlerin geleneksel iş yapış şekillerinden yenilikçi ve zamana uyum sağlayan bir yapıya doğru geçiş yaptığını görüyoruz. Ön yargılar yavaş kırılırken, kurumlar ve şirketler dönüşüm ile elde edebileceklerinin farkına

varmaya başladılar.İş sürekliliğini sağlamak ve

verimliliği artırmak için doğru çözümlerin kilit noktalarda konumlandırılması gereken şirketler ve kurumlar, geleneksel yapılarını modern sistemlerle harmanlayabilen bir kültürü yapılarına aşılamaya çalışıyorlar. Zaman içerisinde ortaya çıkacak

• İyi verilere sahip olmak genellikle çok fazla veriye sahip olmaktan iyidir. Yanlış veya tutarsız veriler tutarsız sonuçlara neden olabiliyor. Doğru ve tutarlı veriler elde etmek için bu verileri zenginleştirmek önemlidir. Bu zenginleştirme temizlik, doğrulama, normalleştirme, sonuç çıkarma ve birleştirme faaliyetlerini içeriyor. Büyük veri analizi işlerini küçük görevlere bölmek hızlı bir şekilde tamamlanmalarını sağlıyor ve bilgisayarların

kolayca yapmasının güç olduğu bir şekilde veri kalitesi ve güvenilirliğin farkına varıyor.

• Bulut depolama şart. Çok veri toplamak ve bu verilerden çözümler üretebilmek için büyük bir depolama kapasitesi gerekiyor. Bulutta depolamanın ölçeklendirilebilir, dayanıklı, güvenilir ve uygun maliyetli olması şirketlerin ve kurumların ellerini oldukça rahatlatabilir. Bulut depolamanın diğer faydaları

ise verileri dönemsel yığınlar halinde taşımak yerine bir buluta yönlendirmek, analiz için bilgi işlem kaynağına yakınlaştırmak ve gecikmeyi azaltmak olarak dikkat çekiyor. Buna ek olarak verileri bulutta depolamak, verilere her yerden ve her zaman erişim sağlayabilen yapısıyla iş süreçlerine hatırı sayılır bir esneklik getirebilir.

• Donanımın kurulumu ve yönetimi, esnek bir şekilde aşağı ve yukarı ölçeklendirme kapasitesi ve birden fazla

kaynaktan veri toplama gibi zorluklara karşı şirketler ve kurumlar, açık kaynaklı Hadoop platformu ve araç ekosisteminden yararlanabilirler. Bu sayede büyüyen veri hacimlerini düzenlemek için yatay biçimde ölçeklendirilebilir olan bu araç ve uygulamalar, aynı ortamdaki yapılandırılmamış ve yapılandırılmış verileri işleyebildiğinden, şirketler bu tarz sorunlara karşı önlem alırken bu çözümlerden yararlanabilirler.

BuluTu ES GEçMEMEK GEREKİYOR

Yenilikçi teknolojilerin gelişimi ve kullanımı hayatımızın her alanını etkilemeye devam ediyor. Dijitalleşme ile her yıl katlanarak artan veri kullanımı, hayat ve dolayısıyla iş dünyasının vazgeçilmezi haline geldi. Gündelik yaşantıda kullanımı kolay ve her yerden ulaşılabilir olan cihazlar aracılığıyla hızla veri artışı yaratılırken, profesyonel hayatta bu verilerin doğru analizi ve sınıflandırması büyük önem taşıyor.

Yaşadığımız dijital çağda şirketler ve kurumlar artan veriyi doğru yöneterek iş verimliliğini sağlıyor. 2020 yılında, toplam sayısal verinin 35 Zettabayt olması bekleniyor. Hali hazırda, e-posta, fotoğraf, video, müzik dosyası, XML ve benzeri şekilde ortaya çıkan verilerin yüzde 80’i yapısal olmadığı gibi IDC verilerine göre gelecek 10 yıl içerisinde veri hacminin 40 kattan fazla büyümesi bekleniyor.

Bu doğrultuda özellikle sağlık, finans ve kamu kuruluşlarının büyük veri ve analizi üzerine önemli çalışmalar yapmaları gerekiyor. Türkiye’de bu alanlarda yatırım gerçekleştiren birçok kurum ve şirket bulunuyor ve yatırımların artarak devam etmesi bekleniyor. Yurtdışındaki örnekler de bundan pek farklı değil. ABD’nin sağlık sektörünün büyük veri katma değerindeki iş hacmi gün be gün artarken, 2015 yılı itibarıyla bu rakamın 300 milyar dolar olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.

Teknolojik gelişmeleri

başarı öyküleriyle beraber verinin verimli kullanımının

önemi daha iyi anlaşılacağı gibi bu tablodan özellikle KOBİ’ler önemli dersler çıkarabilirler.

Müşteriye en iyi hizmet veri analizi ile sunuluyor

Günümüzün rekabetçi iş dünyasında veri, müşterilere ulaşmak

ve kaliteli hizmet sunmak adına

kritik bir değer. Veri, müşterinin tutumuyla ilgili bilgileri

şekillendirebiliyor, operasyon kalitesi

ve maliyetlerini geliştirmeye yardımcı olabiliyor, yenilikçi ürün özeliklerini destekleyebiliyor. Örnekle devam edersek, Climate Corporation, her gün 2,5 milyon konumdaki hava durumu ölçümlerini analiz ediyor ve büyük iklim modelleri üzerinde tahminlerde bulunuyor. Bu verileri, 10 trilyon hava durumu simülasyon noktası oluşturmak için 150 milyar toprak gözlemiyle birlikte işliyor. Bu analizlerin sonucunda 3 trilyon dolar değerindeki küresel tarım endüstrisini kötü hava şartlarının finansal etkisinden koruyan bir sezonluk hava durumu sigorta programı oluşturuluyor.

Bunun yanı sıra şirketler için müşteriye ulaşmanın en önemli yolu da yine veriden geçiyor. “Bunu görüntüleyenler, bunu da görüntüledi.” tarzındaki e-ticaret platformları ve sosyal mecralar, topladıkları verileri işleyerek, sayfalarını tekrar ziyaret eden müşterilerine “kişiselleştirilmiş” bir deneyim sunmaya başlıyorlar.

Page 21: BThaber Sayı 1071

219 - 15 MAYIS2016

BThaberBüyük Veri DOSYA

Hali hazırda yaşanan dijital çağın en önemli ve değerli kaynağı veri. Bulut, nesnelerin interneti, e-ticaret platformları ve sosyal mecralar şirketler ve kurumlar için önemli veri kaynakları yaratırken, bu yapıların veri içinde gizlenen iş fırsatlarını ortaya çıkarabilmek için yoğun bir şekilde veri madenciliği yaptıklarını görüyoruz. Şirketler bu çalışmaları yaparlarken, bir yandan da ellerindeki altın değerindeki verilerin güvenliğini sağlamak için önemli çalışmalar gerçekleştirmek zorundalar. Bu konudaki farkındalık her ne kadar artıyor olsa da, verinin kıymetini düşündüğümüzde farkındalığın yeterli seviyede olmadığını görebiliyoruz.

E-ticaretten sosyal ağlara kadar milyonlarca akıllı telefon ve cihaz sayesinde üretilen veri miktarı giderek artıyor. Tüketici, tıbbi, bilimsel veya araştırma verileri özelinde oluşan bu ham veriler, bulut ve nesnelerin interneti ile buluşunca Büyük veri ve ağ güvenliği açısından da yeni zorluklar ile karşılaşılıyor. Daha fazla nesne internete bağlandıkça ve analizi yapılacak Büyük veri kaynakları arttıkça güvenlik endişeleri de o derece artıyor.

Gelişmiş kalıcı tehditler, DDos saldırıları ve benzer siber tehditler her geçen gün artarken ve daha karmaşık hale gelirken, bulut, büyük veri, nesnelerin interneti gibi gelişmekte olan teknolojiler, veri merkezlerinde ve sanallaştırma altyapılarında yeni güvenlik ihtiyaçlarını beraberinde getiriyor.

Günümüzde ufak bir güvenlik açığı, kısa erişim kesintileri ve kurum veya müşterilere ait bilgileri kapsayan veri sızıntıları kurumlar için milyonlarca dolar gelir ve itibar kaybına neden olabiliyor. Yakın gelecekte işletmeler, güvenlikle ilgili daha büyük sorunlara eğilmek durumunda kalacaklar. Bu tablo da, şirket ve kurumlar için güvenlik çözümlerini bir lüks olmaktan çıkarıp, zorunluluk haline getirmeye başladı.

Yapılan yatırımlar tabana yayılmalı

Bu süreçte büyük veri stratejileri oluştururken güvenlik ve gizlilik ihtiyaçları ile çözüm maliyetlerini

Veri güvenliği lüks değil, zorunluluk

dengelemek çok önemli. Bu açıdan güvenlik, veri yedekleme ve kurtarma çözümlerine yapılacak yatırımlar, yalnızca BT yöneticileri için değil, şirketlerin CEO’ları ve üst düzey yönetimleri tarafından da işletmelerin geleceğine, müşteri memnuniyeti ve bağlılığına yapılan yatırımlar olarak algılanması gerekiyor.

Kapsamlı bir şekilde benimsenecek bu çözümler için yapılacak yatırımlarda ise, bütüncül mimariler ve birbiriyle tam entegrasyon içinde çalışan uyumlu bileşenler tercih edilebilir. Bu sayede şirket ve kurumlar istihbarat bilgilerini tümleşik bir altyapıda paylaşarak, farklı giriş noktalarında aynı seviyede koruma elde

edebilirler. Siber güvenlik açısından

bakıldığında yıllardır süre gelen alışkanlığın sonucu olarak siber güvenliğin tek bir yazılım ya da çözüm ile sağlandığı düşünülüyor. Buna karşın siber saldırganlar her geçen yeni saldırı metotları geliştirdikleri gibi, kullanıcıların oluşturdukları çok katmanlı sistemlere bile

sızabiliyorlar. Bu doğrultuda şirket ve kurumların tek bir yazılımdan medet ummak yerine, veri güvenliğini de kurum kültürü haline getirerek, ellerindeki verilerin güvenliğini sağlayabilirler.

Bunun yanı sıra şirket ve kurumların müşteri ile olan karşılıklı güveni sağlam temeller üzerine oturtmaları gerekiyor. Müşterilerinden talep ettiği verileri ya da telefon ve bilgisayarlar üzerinde elde edilen müşteri verilerinin, yabancı kişilerle paylaşılmadığının garantisi müşteri ile paylaşılmalı, gerekirse müşteri verilerinin korunmasın yönelik özel kurum politikaları oluşturmaları gerekiyor.

Büyük veri konusundan söz ederken sağlık sektörünün önemini yadsıyamayız. Hasta ve kredi kartı bilgileri gibi veriler, siber saldırganların iştahını kabartırken, günümüzde karaborsaya dönüşmüş olan hasta bilgilerinin, çok büyük değer taşıdığını görüyoruz.

Çünkü hastayla ilgili tıbbi bilgiler, siber suçluların kimlik hırsızlığı ve sahtecilik işlemlerinde kullanabileceği kadar ayrıntılı veriler içeriyor. Evimizde kullandığımız ve bizimle ilgili pek çok sağlık verisini toplayarak mevcut sistemlere aktaran kişisel sağlık cihazlarının, mobil uygulamaların

ve giyilebilir cihazların sayısı da her geçen gün artırıyor. Bu cihaz ve uygulamalar hasta bilgileri için gerekli korumayı sağlayamadığı gibi ve bu verileri potansiyel olarak açığa çıkarmakla yetinmiyor. Aynı zamanda verileri elektronik sağlık kayıt sistemine ve tıbbi veri sistemlerine

gönderiyorlar. Sağlık kurumları hasta bakım yöntemleri ve tıp dünyasındaki gelişmeleri takip edip, sistemlerine entegre etmek için çalışmalar gerçekleştirirken, hastaların verilerinin güvenliği için de aynı oranda çalışmaları gerekiyor.

SİBER SAlDıRGANlARıN İŞTAHı KABARıYOR

Page 22: BThaber Sayı 1071

22 9 - 15 MAYIS2016

BThaberBüyük VeriDOSYA

Şirket ve kurumlar günümüzde verilerini doğru şekilde analiz edip, müşterilerine en doğru çözümleri ulaştırmayı amaçlıyorlar. Bir yandan da elindeki değerli verileri analiz edip, işleyen şirket ve kurumlar, kendi yapılarını da daha iyi tanıyıp, gelecek dönemdeki yatırımlarını buna göre şekillendirebiliyorlar.

“Dünya üzerindeki bir çok firma, Ar-Ge çalışmaları ile insanların yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olan ve hayatı kolaylaştıran ürünleri piyasaya sürme yarışı içerisindeler” diyen Basistek Bilgi Teknolojileri Yönetici Ortağı Mehmet Ali Ceylan sözlerini şöyle sürdürüyor:

“İnsanlar kullandıkları uygulamalar ile sürekli olarak bilgilerini sosyal medya, yazılı veya görüntülü basın, video vb. üzerinden paylaşmaktalar. Amaç bireylere hizmet verirken bir taraftan da onların DNA’sını çıkararak alışkanlıklara göre ürünlerine yeni özellikler ekleyerek vazgeçilmezliklerini pekiştirirken, sürdürülebilir bir gelişme alanı oluşturmak. Yapılandırılmış veriler üzerinde kurumlar belirli bir düzen içerisinde oluşturulmuş kayıtlarını referans alan modellemeler yaparak bazı sonuçları ortaya koymaktalar. Şirketler hedeflerine doğru ilerlerken doğru stratejileri oluşturmaları açısından bu bilgiler çok önemli.

Bir anlamda doğru yatırımı yapmalarına veya geçmişte neleri yanlış yaptıklarına ışık tutmaya çalışıyorlar. Fakat her firma için bu veriler buz dağının sadece üst kısmının sisler içerisindeki bir görüntüsü gibidir.”

İşte burada yapılandırılmamış verilerin öneminin ortaya çıktığını kaydeden Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerek kurum içerisinde çalışanlar gerekse müşterilerinin bireysel olarak kullandığı teknolojik ürünler vasıtası ile istemsiz bir şekilde ciddi bir veri üretimi söz konusu olmaktadır. Tablolara konulmayan bu verilerin işlenmesi ve anlamsal olarak raporlar üretilmesi ile şirketler için pazarlama faaliyetlerinin planlanması ve analiz edilmesine olanak sağlanmaktadır. Şirketler için oluşturulan fırsat maliyetleri görüldüğünde, bu yaklaşımın önemi ortaya

Büyük veri ile doğru stratejiler oluşturmak

çıkmaktadır. Bu verilerin sınıflandırılması ve firmalar için anlamlı sonuçlar üretilmesi, stratejileri oluşturmada birinci öncelikli madde diyebiliriz. Kullandığımız teknolojik çözümler sayesinde milyonlarca dosyadan oluşan bilgilerin işlenmesi ve sınıflandırılmasının operasyonel maliyetini sıfıra indirgeyebiliyoruz.

Şirket olarak, yapılandırılmış veya

yapılandırılmamış (Sosyal medya , e-posta, video, ses, metin ve web sayfaları vb.) verilerin analitik teknolojileri kullanarak analiz edilmesi , hemen hemen her formatta verinin sınıflandırılması ve istenilen bilgilere anında ulaşılması konusunda çalışmaktayız. Danışmanlığını yaptığımız finans sektöründe birçok müşterimizde farklı uygulama alanı üzerinde çalışmaktayız. Finans sektörünü, büyük

hacimli ve çeşitli verileri içeren yapısı ile çözümlerimizi konumlandırmada önceliklendiriyoruz. Bu kapsamda üzerinde çalıştığımız projelerden bazılarından bahsedecek olur isek; pazarlama konusunda yapılandırılmamış verilerin kullanılması, çağrı merkezlerinin verimliliğini arttırmaya yönelik olarak görüşme kayıtlarının analizi ve sınıflandırılması, verilerin saklanması ve

denetimlerine yönelik çözümler, video analitiği ve güvenlik çözümleri, görüntülü bankacılık işlemlerinde müşteri tanıma ve duygu analizi, kurumsal risk ve teftiş birimlerinin denetim faaliyetleri için büyük veri analizi ve gerçek zamanlı arama işlemleri, yapılandırılmış verilerin kriptolu olarak maskelenmesi, kişisel verilerin tespiti ve güvenliği olarak sıralayabiliriz.”

Page 23: BThaber Sayı 1071
Page 24: BThaber Sayı 1071

BİLİŞİM DÜNYASI24 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Özel bir tasarıma sahip HP Premium serisi dizüstü bilgisayarları HP Spectre x360 ve Envy 13, 22 Nisan itibariyle Harvey Nichols’ta satışa çıktı. Ayrıca Haziran ayında piyasaya çıkması planlanan dünyanın en ince dizüstü bilgisayarı HP Spectre 13’ün ön siparişleri alınmaya başlandı.

İş dünyası ve iş süreçleri yeni dünyada değişiyor. Son yıllarda teknolojiden beklentiler de aynı şekilde değişim gösteriyor. Redshift tarafından yapılan araştırmaya göre BT yetkililerinin yüzde 69’u mobilite konusunda PC tasarımının da oldukça önemli olduğunu belirtirken yüzde 77’si iyi tasarıma sahip bilgisayarların çalışan memnuniyetini de artıracağı görüşünde.

Uzmanlar bu değişimin temelinde ise 2020 yılına kadar iş gücünün yaklaşık yüzde 50’sini oluşturması beklenen Y kuşağının yön vermeye başladığı yeni toplum düzeni olduğunu belirtiyor. Dizüstü ve tablet kullanımına okul döneminde başlayan bu yeni nesil, söz konusu iş ortamı olsa da tasarım ve fonksiyon arasında bir ödün vermek zorunda kalmak istemiyor.

HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Tasarımcıları bugüne kadarki en ince dizüstü bilgisayar üzerinde sıra dışı bir deneyim yaratmaları için bir araya getiren HP, lüks

HP yeni ürünlerini Harvey Nichols ile şekillendiriyor

Kurumsal verinizi ‘tanımanız’ şart

tasarım ile güçlü dizüstü teknolojisinin yeniden keşfedilmesini amaçlıyor. Böylelikle dizüstü bilgisayar teknolojisi, sanatın gösterişli bir örneğine dönüştürülüyor. Müşterilerimiz Premium seri PC’lerinde yenilikçi tasarım, güç ve güvenilirlikten beslenen deneyimler bekliyorlar. Ödüllü HP Spectre x360’tan elde ettiğimiz deneyimlere dayanarak, Premium PC’ler

pazarını yeniden tanımlamayı sürdürürken, Windows 10 cihazlarının tüketicilere vereceklerini de en yüksek seviyeye çıkarıyoruz.” dedi.

İşlerin teknoloji nedeniyle artık tek bir mekandan yapılması zorunluğu da ortadan kalkınca kullanılan bilgisayarların kullanıcıların yaşam tarzını yansıtması da önem kazanıyor. Bu nedenle daha ince, daha hafif ve uzun ömürlü pile

Gartner araştırmasına göre, şirketlerin yüzde 75’i önümüzdeki yıl büyük veriye yatırım yapmayı planlarken, yıl sonuna kadar büyük verinin BT harcamalarındaki payının 232 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. İnternet güvenliği alanında uluslararası iş ortaklarıyla çalışan Innovera Genel Müdürü Gökhan Say ise şirketlerin hızla büyüyen verileri üzerinde tam görünürlük sağlamalarının önemine dikkat çekerek, “Kurumların, ‘Kritik

bilgim hangisi, nerede, nasıl saklanıyor, kim tarafından, nasıl kullanılıyor?’ sorularına cevap vermeden veri sızıntısını engellemeleri çok zor” uyarısını yaptı. Birçok sektörde müşteri memnuniyetini geliştirmek için büyük veri yatırımları yapıldığını belirten Say, bu bilgilerin satılan hizmet ve ürünlerden daha değerli hale gelmesinin de haklayıcı saldırılarını önemli

ölçüde artırdığına işaret etti. Son olarak, 50 milyon Türk vatandaşının kimlik bilgisinin, ardından Meksika’da 78 milyon seçmen bilgisinin çalınması ile gündeme gelen veri güvenliği için şirketler ve kamu kurumlarına önerilerde bulunan Say’a göre, verinin kullanım şekli ve kimlerin ulaşılabileceğine dair politikalar önceden belirlenmeli. Bu kapsamda gerekli teknolojilerle

bu politikalar izlenmeli ve uygunluk zorlanabilmeli. Say’a göre, bir kritik konu da verinin kriptolanmış olarak saklanması. Say, tehdit ortamını şu sözlerle anlattı:

“Geçtiğimiz günlerde Dridex virüs yazılımı 100’den fazla ülkede çok sayıda sistemi çökertti ve yüzlerce kurumun kredi kartı bilgilerini çaldı. Yaklaşık 3 aylık sürede

saldırganlar yürüttükleri Dridex kampanyaları ile 1 milyondan fazla kredi kartına ulaştı. Bu gibi saldırılarda her noktanın analizini çok iyi yapmanız gerekiyor. Haklayıcı gibi düşünüp, büyük veriyi koruma altına almanız, bilginin nasıl sızabileceği ve bir haklayıcının nereden bilgiye ulaşabileceğini düşünüyor olmanız, ‘Bu veriyi çalmak istesem ne yapardım?’ diye düşünmeniz lazım. Kuralların yazılması ve koruma önlemlerinin alınması bu yönüyle önemli.”

sahip cihazlar çok daha fazla rağbet görüyor.

Ayrıca 4K çözünürlüklü içeriklerin kullanımı da gün geçtikçe artıyor. Bu da fotoğraf ve video düzenlemeleri için daha yüksek çözünürlük sunan ekranlara talebi artırıyor. Aynı zamanda oyun, müzik ve film için de kaliteli ses artık çok daha fazla aranan bir özellik durumuna geldi.

Müşteri beklentilerini karşılamak istiyor

HP’nin yeni dizüstü bilgisayarı bir AAA pil kadar ince ve aynı zamanda sadece 1,1 kilogram ağırlığında. Haziran ayına kadar ön siparişi toplanacak ürünün satış fiyatı 6 bin 499 olarak belirlendi. İş dünyasındaki yaşanan dijital dönüşümün farkında olan HP, kullanıcıların ve müşterilerinin talepleri doğrultusunda cihazlar geliştirmeye gayret ediyor.

HP’nin bu yaklaşımının

bir yansıması da geçtiğimiz günlerde New York Times Uluslararası Luxury Konferansı’nda sergilendi. Dünyaca ünlü tasarımcılar Tord Boontje ve Jess Hannah imzasını taşıyan, 18 karat altın ve elmaslarla bezenmiş sınırlı sayıda üretilen lüks iki HP dizüstü bilgisayar HP tarafından etkinlikte tanıtıldı. Her bir tasarımcı tarafından geliştirilen sınırlı sayıdaki bilgisayar, Mayıs ayında yapılacak olan Cannes Film Festivali’nde açık artırmaya çıkarılacak ve elde edilecek gelir Nelson Mandela Vakfı’na bağışlanacak.

Konuyu değerlendiren HP MEMA bölgesi Kategori Müdürü Vishnu Taimni şöyle konuştu:

“Türkiye’de gerçekleştirilen bu işbirliği dünyaya örnek olacak bir işbirliği. Bilgisayar tarafından her ihtiyaca ve beğeniye uygun kişiselleştirilmiş ve güzel tasarımlı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Maddelerin evrimi eğilimlere ilham vermeyi sürdürecek. Artık maddelerin birlikteliği ile ilgi çekici etkiler yaratabiliyoruz. Doğal ve teknolojik maddeler bir araya gelerek mükemmel bir görünümüm ortaya koyuyor. Maddelerin, renklerin ve detayların uyumu ile ortaya çıkan lüks ürünler spor başta olmak üzere birçok moda kategorisinde yer buluyor. Spectre Special Edition gibi ürünlerimiz ile dünyada oluşan bu yeni trende yön vermenin de ötesine geçerek yeni kategoriler yaratıyor, yeni teknolojiler keşfediyoruz.”

Haber MerkeziHP ve Harvey Nichols işbirliği, teknoloji ve

modayı bir potada eritmeye hazırlanıyor.

Page 25: BThaber Sayı 1071

Teknoloji ürünleri dağıtıcısı Simet Teknoloji, Simet Restcamp’16 İş Ortakları Toplantısı’nı Alanya’da gerçekleştirdi. Geleneksel olarak düzenlenen etkinlik bu yıl 15 – 17 Nisan günleri arasında yapıldı. Simet yetkilileri, etkinlik ile ilgili şu bilgileri verdiler:

“1997 yılı Haziran ayında büyük bir enerji ile yola çıkan Simet, Bilgi Teknolojileri sektörünün değişmez ve en önemli değerlerinden biri olma yolunda kararlı adımlarla yoluna devam etmektedir.

Katma değerli teknoloji ürünleri dağıtımı kavramını sadık kanal yapısı ile baştan tanımlayan Simet, her yıl olduğu gibi geleneksel ve fakat

her yıl olduğu gibi sürprizlerle dolu bir etkinliği daha değerli dostlarının katılımı ile geride bıraktı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da dinlenme ve

eğlence odaklı etkinlik, kanal iş ortaklarının da buluşma noktası oldu.”

Etknlikte, Simet’in temsilciliğini yaptığı DrayTek

Ülke Müdürü Ethan Tal, Aten Ülke Sorumlusu Kübra Harput, Western Digital Ülke Müdürü Arkın Balıkçıoğlu, Xentino Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Yalçınkaya da birer sunum gerçekleştirdiler.

Etkinlikte Simet’in temsil ettiği ürün ve hizmetlerin tanıtımının yanı sıra, Simet iş ortaklarının da ürün ve hizmetlerini sunumları da yapıldı. Kendi standlarını açan iş ortakları olası iş fırsatları hakkında da birbirleriyle görüş alış verişinde bulundular.

Simet iş ortakları Restcamp’ta buluştu

BİLİŞİM DÜNYASI 259 - 15 MAYIS2016

BThaber

E-Dönüşüm Komitesi Özel Entegratörler Kurulu 6.Toplantısı 28 Nisan Perşembe Günü Plaza Hotel’de düzenlendi. e-Dönüşüm Komitesi Özel Entegratörler Kurulu toplantısında 50’den fazla temsilci Bimsa ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantının moderatörlüğünü ilk beş toplantıda olduğu şekilde BThaber Grup Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi yaptı.

e-Dönüşüm ve Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M.Göker Sarp‘ın özel entegratörlerle birlikte organize edilen kurul toplantıları, komisyon görüşmeler ve yakında planlanan Gelir İdaresi Başkanlığı ziyareti ile ilgili durum hakkında verdiği bilgilerle başlayan toplantının ilk bölümünde, özel entegratör temsilcileri özel entegratörler birliği, e-defter özel entegratörlüğü ve gündemdeki e-dönüşüm başlıkları hakkında bilgi alışverişinde bulundular ve gündemi birlikte yorumladılar.

İkinci bölümde ise Geliri İdaresi Başkanlığı’ndan Engin Uysal’ın da katılımıyla birçok konu hakkındaki yorumlar ve planlar paylaşıldı. Özel Entegratör Kurulu toplantıları periyodik olarak iki ayda bir düzenlenmeye devam edecek.

Özel entegratörlerin yoğun gündemi

Page 26: BThaber Sayı 1071

BTnet com tr26 9 - 15 MAYIS2016

BThaber. .

sorunlar yaşayan şehir, ilerleyen süreçte Uber’in faaliyetlerini kısıtlamaya kadar

Almanya’nın başkenti Berlin’de vatandaşlar evlerini Airbnb üzerinden kiralıyorlar. Bu

Berlin Airbnb’ye sınırlama getiriyorPaylaşım ekonomisi ortaya çıktığından bu yana hızlı bir gelişim sürecinden geçiyor. Özellikle aracıları ortadan kaldırarak, hem kullanıcılar hem de kiralayanlar arasındaki iletişimi çok daha rahat bir hale getiren Uber ve Airbnb gibi platformlar, bu noktada kemikleşmiş sistemlerin de değişmesini beraberinde getiriyor.

Geçtiğimiz dönemde Uber ile önemli problemler yaşayan Berlin, bu kez de Airbnb ile karşı karşıya geliyor. Taşımacılığın kodlarını değiştirerek, yepyeni bir boyut katan Uber ile “korsan taksiciliği teşvik eden bir yapıya sahip olması” sebebiyle

gitmişti.Avrupa’nın önemli turistik

merkezlerinden biri olan

noktada Berlin’de yeterli sayıda uygun fiyatlı konutun varlığını güvence altına almak isteyen yetkililer, getirdikleri yeni yasa ile birlikte Airbnb konusunu da yasal prosedüre oturttular.

1 Mayıs itibarıyla Airbnb’ye “Zweckentfremdungsverbot” adlı yeni bir düzenleme getirilirken, yeni yasayla beraber Berlin sakinlerinin dairelerini kısa süreli olarak Airbnb gibi siteler üzerinden kiralamalarına çeşitli kısıtlamalar getirildi. Buna göre ev sahipleri, evlerinin yüzde 50’den fazlasını turistlere kiralamaları yasaklanırken, bu yasağı çiğneyen ev sahiplerine binlerce Euro’ya varan para cezaları verilecek.

Küresel çapta mobil cihaz ekosisteminin hızlı bir şekilde oluşması ve gelişmesiyle beraber PC satışları önemli ölçüde düşmeye başlamıştı. Şirketler hali hazırda PC pazarından gelir ve kar elde ediyor olsalar bile, günümüzdeki rakamları daha önceki rakamlarla kıyas yapmak pek de mümkün değil.

PC pazarının önemli oyuncuları arasında yer alan Dell, bu tabloyu değiştirmeye oldukça kararlı görünüyor. PC pazarındaki son durumu değerlendiren Dell Avrupa Şef Mühendisi Fergus Murphy, Açıklanan rapora göre 2016

yılının ilk çeyreğinde küresel çapta 334,9 milyon akıllı telefon satışı gerçekleşirken, geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 0,2 artış göze çarpıyor.

Rapora bakıldığında Samsung’un 81,9 milyon telefon satışıyla zirvede yer aldığı görülürken, Samsung’u 51,2 milyon akıllı telefon satışıyla Apple takip ediyor. Lenovo ve Xiaomi’nin ilk 5’teki yerlerin kaptırdıkları raporu üçüncü sırasında ise Huawei yer alıyor.

Açıklanan sonuçlar, telefon üreticilerinin çoğunun geçmiş dönemlerdeki satış rakamlarını yakaladıklarını ortaya koyuyor. Akıllı telefon üreticileri için “geçiş” dönemi olarak da

adlandırabileceğimiz bu süreçte, kan kaybı yaşan Lenovo ve Xiaomi’nin yerini ise OPPO ve Vivo adlı üreticiler aldı. Özellikle Xiaomi’nin geçtiğimiz dönemde Çin pazarındaki başarılı performansının ardından yaşadığı düşüş oldukça dikkat çekici bir ayrıntı olarak göze çarpıyor.

Samsung, neredeyse her segmentte yayılan akıllı telefon yelpazesi ile kısa vadede liderlik koltuğunu kaptıracak gibi görünmüyor. Özellikle Çin pazarında geçtiğimiz dönemlerdeki tutukluğunu üzerinden atan şirket, Xiaomi gibi yükseliş trendi yakalayan üreticilerin de pazarda yaşadıkları düşüşten faydalanmış gibi görünüyor.

Dell PC pazarını ayağa kaldırmak istiyor

Samsung zirvedeki yerini koruyor

ilerleyen süreçte PC pazarında önemli dönüşümlerin olacağını dile getirdi.

Bu noktada önemli çalışmalar yaptıklarını söyleyen Murphy, pazardaki rakiplerinin aksine iş gücünde kesintiye gitmediklerini belirtti. Bunun yanı sıra hem kurumsal hem de son kullanıcı tarafındaki kullanıcıları yeniden PC pazarına çekmek için çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Murphy, her ne

kadar oldukça zor olsa da, bu konuda ilerleyen süreçte önemli gelişmeler olacağının altını çizdi.

Tüketiciler son dönemde mobil cihazlar konusunda doyum noktasına yaklaşıyor. Küresel çapta yaşanan durgunluk, mobil cihaz üreticilerinin kendini tekrar eden cihazlar üretmesi ve hızla değişen teknolojik eğilimler, rüzgarın farklı yönden esebileceğini gösteriyor.

Dell, uzun zamandır gerileme döneminde olan PC pazarı için

harekete geçmek istiyor.

IDC tarafından açıklanan akıllı telefon sevkiyat raporu, akıllı

telefon ekosisteminde işlerin pek fazla değişmediğini ortaya koyuyor.

Berlin, Uber’den sonra bu

kez de Airbnb

ile karşı karşıya geliyor.

Page 27: BThaber Sayı 1071

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Mikro_ERP_BT_haber_dergisi_ilan.pdf 1 01/04/16 12:21

Page 28: BThaber Sayı 1071

BTnet com tr28 9 - 15 MAYIS2016

BThaber. .

görüşlerini düzeltecek ve görüş açısını genişletecek. Alınan patent ile beraber geliştireceği lenste depolama alanı ve alıcılar gibi birçok araçla donatılacak olan lensin diğer lensler ile de iletişime geçebileceği ifade ediliyor.

Google Glass Explorer programı ile Glass’ı test sürecine sokan ve gelecek geri dönüşler ile Google Glass’ı tüketici odaklı bir şekilde yapılandırmak isteyen Google’ın planları bir türlü istediği gibi gitmedi. İlk etapta Glass Explorer programını sonlandıran şirket, daha sonra

Qualcomm, Snapdragon 820 işlemcilerin güç verdiği cihazlar için ilk derin öğrenme yazılım geliştirme kitini geliştirdiğini duyurdu.

Qualcomm Snapdragon Nöral İşlem Motoru isimli bu yeni SDK, gücünü Qualcomm Zeroth Machine Intelligence Platformu’ndan alırken Snapdragon’un heterojen işlem yeteneklerini, OEM’lere güç ve enerji verimliliği sunan platformlar geliştirilmesine imkan verecek şekilde optimize ediyor. Bu sayede OEM’ler cihazları üzerinden yenilikçi ve derin-öğrenmenin ortaya çıkardığı deneyimleri sunabilecek.

Şirket, Snapdragon Nöral

İşlem Motoru’nu duyurarak mobil cihazlar için optimize edilmiş derin öğrenme araç kitini sunan ilk mobil SOC sağlayıcı da oldu. Bu SDK sayesinde OEM’ler Snapdragon 820 işlemcisini kullanan akıllı telefon, güvenlik kamerası, otomobil ve insansız hava araçları gibi cihazlarda kendi nöral ağ modellerini bulut sistemlerine bağlanmadan çalıştırabilecek. Bu SDK ile derin bilginin ortaya çıkaracağı kullanıcı deneyimleri arasında sahne algılama, metin tanımlama, nesne tarama ve nesnelerden kaçınma, el hareketlerinin tanınması, yüz tanımlama ve nöral dil işlemi gibi deneyimler bulunuyor.

Google akıllı lens patenti aldıIntel Atom’dan

vazgeçiyor

Qualcomm derin öğrenme konusunda somut adımlar atıyor

Google, Glass projesiyle yaşadığı başarısız tabloyu, aldığı yeni patentle kapatabilir. Yaptığı yeni başvuruyla beraber görme bozukluğu yaşayan kişilerin problemlerine “akıllı” çözümler sunmak isteyen şirket, bir yandan da kendisine önemli bir pazar yaratmak istiyor.

Şirket, geliştireceği lens ile görme bozukluğu yaşayan kişilerin sorunlarını çözmeyi hedeflerken, bir yandan da görüş açısını genişletmeyi planlıyor.

Patent için başvuruda bulunan Google, görme bozukluğu taşıyan kişilerin sorunlarını çözmenin yanı sıra bir takım özelliklerle donatacağı lens ile Glass projesini kötü izlerini silmeyi amaçlıyor. Basit bir lensten farkı bulunmayacak olan lens, kullanıcıların

Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar için geliştirdiği işlemcilerle önemli başarılar elde eden Intel, bu başarısını mobil cihaz pazarında yakalamak istese de, varılan sonuç pek de Intel’in istediği gibi olmadı. Mobil pazar için geliştirdiği Atom işlemciden vazgeçme kararı alan Intel’in ilerleyeen süreçte mobil taraftaki tüm faaliyetlerini durdurması bekleniyor.

Her ne kadar Intel tarafından konuyla ilgili net bir açıklama gelmese de, şirketin SoFIA, Broxton, ve Cherry Trail kod adlarıyla anılan yeni nesil Atom işlemcilerin iptal edildiğini açıklaması, şirketin

ilerleyen dönemde mobil tarafı tamamen bırakabileceği şeklinde yorumlanıyor.

Atom işlemciye sahip olan bilgisayarların, Core M işlemcileriyle yola devam edeceği de gelen diğer bilgiler arasındaki yerini alırken, mobil taraftaki cihazlarda Snapdragon işlemcilerinin tercih edilebileceği ifade ediliyor.

Bunun yanı sıra Atom’dan vazgeçen Intel’in iş gücünü de azaltması bekleniyor. Bu süreçte 12 bin çalışanıyla yollarını ayıracak gibi görünen şirket, mobil taraftaki faaliyetlerini kısıtlayacak gibi görünüyor.

da Google Glass’ı kurumsal pazarda değerlendireceğinin sinyallerini vermişti.

Son gelişmelere ve akıllı lens hamlesine baktığımızda Google’ın Glass projesinin son kullanıcı tarafından vazgeçtiğini görebiliyoruz. Google Glass’a ait tüm sosyal medya hesaplarını kapatan şirket, Glass için tamamen kurumsal pazara yönelmeyi planlıyor. Kurumsal pazardaki potansiyeli değerlendirmek isteyen şirketin ilerleyen süreçteki hamleleri hakkında ise halen net bir bilgi bulunmuyor.

Google aldığı yeni patentlerle “akıllı” çözümler geliştirmeye devam ediyor. Şirket, Glass projesi ile yaşadığı hayal kırıklığının izlerini, “akıllı lens” ile yok

etmeyi hedefliyor.

Mobil tarafta istediği başarılı tabloyu yakalayamayan Intel, mobil işlemcisi Atom’dan vazgeçmeye hazırlanıyor.

Qualcomm, yeni geliştirdiği “Snapdragon Makine Öğrenme Yazılım Kiti” ile mobil

cihazlara sınıf atlatmayı amaçlıyor.

Page 29: BThaber Sayı 1071

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ttec switch_bthaber.pdf 1 11.04.2016 14:01

Page 30: BThaber Sayı 1071

Türk Telekom Akademi ile Huawei Akademi işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen “Türk Telekom Future Networks (Yeni Nesil Şebekeler) Sertifika Programı, Çin’in Hangzhou kentinde düzenlenen sertifika töreni ile ikinci dönem mezunlarını verdi. Türk Telekom’un müşterilerine üstün deneyimi yaşatmak ve proaktif çözümler üretmek için hayata geçirdiği, bir yılda tamamlanan Future Networks (Yeni Nesil Şebekeler) Sertifika Programı, geleceğin mühendislerini yetiştirme hedefiyle özel olarak tasarlandı.

Türk Telekom Akademi ve Huawei Akademi’nin 6 aylık bir ön hazırlık sonrası hayata geçirdiği sertifika programında, takım lideri ve uzman seviyesindeki 16 çalışan, 35 günlük eğitim programını tamamladı. Türk Telekom çalışanları program boyunca sınıf eğitimleri, çevrimiçi testler, e-öğrenme modelleri, mentor eşliğinde işbaşı

uygulama süreci ve teknoloji çalıştayı ile yetkinliklerini geliştirdiler. Çin’de iki hafta geçirerek operatör ziyaretleri gerçekleştiren Türk Telekom çalışanları, Çin’deki Huawei Eğitim Merkezi’nde Türk Telekom’un şebeke topolojisine uygun kurulan simülasyon üzerinden eğitimlerini tamamladı.

“İşbirliğimizi artıracağız”Çin’in Hangzhou kentinde

düzenlenen sertifika törenine Türk Telekom Teknoloji Grubu Operasyon Direktörü Nazım Efe, Türk Telekom Akademi Teknik Fonksiyonlar Gelişim Grup Müdürü Doğan Özmen, Huawei Akademi Direktörü Yücel Aslanbaş, Huawei Türkiye Türk Telekom Grup Direktörü Bülent Koca ve Huawei Kurumsal Pazarlama İletişim Direktörü Mine Zaim katıldı. Türk Telekom Akademi ve Yetenek Yönetimi Direktörü Saynur Önen, programla ilgili şu bilgileri verdi:

“Huawei ile hazırladığımız ‘Türk Telekom Future Networks Sertifika Programı’nı geleceğin mühendislerini yetiştirme hedefiyle uluslararası standartlara uygun modelde hayata geçirdik. Belirli kriterlere göre programa dâhil ettiğimiz çalışanlarımız, bir yıl boyunca hem teknik eğitimler hem onları yöneticiliğe hazırlayacak kişisel gelişim eğitimleriyle mezun oldular. Programı, önümüzdeki yıllarda daha fazla çalışanımıza ulaştırmayı hedefliyoruz.”

Huawei Türkiye Akademi Direktörü Yücel Aslanbaş da, “Future Networks sertifika programı, Türk Telekom Akademi ile beraber tasarlanarak, eğitim içerikleri katılımcıların farklı alanlardaki bilgi, beceri ve tecrübelerini geliştirebilecekleri şekilde oluşturuldu. Türk Telekom Akademi ile beraber değişik alanlarda tasarladığımız ortak projelerle işbirliğimizi artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Geleceğin şebekelerinde ikinci mezunlar

Kurumsal verimlilikte (artık) mobilite belirleyici

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

11 Mayıs 2016

Avnet FutureITHilton İstanbul Bomonti HotelAYRINTILI BİLGİ: http://www.ts.avnet.com/tr/etkinlikler_ve_egitimler/futureit.html

25 Mayıs 2016

ICT SMART UPDATE’16Sakıp Sabancı Müzesi, The SeedAYRINTILI BİLGİ: www.ictsmartupdate.com

31 Mayıs - 1 Haziran 2016

smartcon İstanbul 2016Wyndham Grand Levent İstanbulAYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

10 - 12 Mayıs 2016

Microsoft Cloud & Hosting Summit 2016Washington, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.microsofthostingsummit.com

24-26 Mayıs 2016

Citrix SynergyLas Vegas, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.citrixsynergy.com

30 KARİYER 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Economist Intelligent Unit (EIU) tarafından gerçekleştirilen ‘Mobil Çalışana Etki’ başlıklı çalışma, ‘mobil öncelikli’ çalışma ortamları ile çalışanların bağlılıklarında artış arasında ölçülebilir bağlantı kuruyor. Hewlett Packard Enterprise şirketi Aruba’nın sponsor olduğu rapora göre, çalışanlar tarafından mobil teknolojiyi destekleme konusunda ‘öncü’ olarak değerlendirilen şirketler, bu desteği ‘kötü’ olarak nitelendirilen kurumlarla kıyaslandığında verimlilikte (%16), yaratıcılıkta (%18), memnuniyette (%23), bağlılıkta (%21) da artış elde ediyor. Aruba Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Chris Kozup’a göre, çoğu şirket ve çalışanlar, ‘önce mobil’ yaklaşımının avantajlarını daha iyi anlıyor. Geçmişteki çalışmalar artan mobilite ile çalışanların kuruma bağlılığına etki sağlandığını kabul ederken, Kozup, bunun işe yansımasının saptanması noktasında bu araştırmanın önemli olduğunu belirtti.

Küresel bazda bin 835 çalışanla yapılan anket, birçok çalışanın mobil çalışma ortamının sağladığı avantajlarının bilincinde olduğunu gösteriyor. Çalışanların yüzde 60’ı mobil teknolojinin onları daha verimli kıldığını söylerken, yüzde 45’i de bunun yaratıcılıklarını artırdığı bilgisini verdi. Öte yandan, EIU’nun çalışmasındaki katılımcıların yaşı; mobil teknolojinin onların performansını ve bağlılığını etkilemesinde bir gerekçe değil. Yani mobiliteyi isteyen sadece Y kuşağı değil, tüm çalışanlar. EIU kıdemli editörü Pete Swabey de raporu şu sözlerle değerlendirdi:

“Rapor, CIO’ların çalışanların deneyimlerini geliştirip onların verimliliklerini, yaratıcılıklarını, kuruma bağlılıklarını ve memnuniyetlerini artırmak için mobil teknoloji stratejilerini kullanmak için fırsata sahip olduklarını gösteriyor. Bu; verimlilik ve maliyet optimizasyonunun klasik hedeflerinden de vazgeçmek demek. Ayrıca BT birimlerinin

hem organizasyonun stratejik hedeflerine hem çalışanların yaşamlarına daha anlamlı katkılar yapmasına da imkan vermek söz konusu olur.”

Mobil teknolojinin benimsenmesinin iş sonuçlarına etkisini belirlemeyi hedefleyen EIU araştırmasında öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor:

• İstenen yer ve zamanda çalışma imkanı, katılımcıların yüzde 49’unun verimliliklerine en çok etkisinin olduğunu belirtmeleri ışığında, çalışan verimliliği üzerinde temel etkiye sahip.

• Katılımcıların yüzde 38’i bunun, işverenden memnuniyetleri üzerinde en büyük etkiye sahip unsur olduğunu da belirtti.

• Küresel bazda etkin işbirliği yapmak, yaratıcılığı etkileyen en önemli faktör olarak gösterilirken, bunun kuruma bağlılık üzerinde en büyük etkiye sahip olduğu yanıtları da kendini gösteriyor.

• Daha iyi bir işbirliği ortamı için şirketlerin yüzde 42’si

mobil cihazlarda çalışan dijital işbirliği araçları kullanıyor.

• Çalışanların yüzde 42’sine göre, bilgiye hızla ve kolaylıkla erişme imkanı, verimlilik seviyelerinde de en büyük etkiye sahip olan unsur.

• Şirketlerin yüzde 54’ü, ofiste herhangi bir yerde veya uzaktan çalışmayı desteklemek için herhangi bir mobil cihazdan şirket ağına erişime izin veriyor.

• Bu kurumsal çalışmaya paralel olarak, çalışanların yüzde 32’si için ofiste herhangi bir yerde çalışabilmek, onların yaratıcılıklarını da etkileyen bir faktör.

• Şirketlerin yüzde 46’sı mobil özgürlüğü teşvik etmek için herhangi bir yerde mobil bağlantı ile birden fazla çalışanın ofiste farklı zamanlarda aynı masayı kullanabildiği bir ortam sunuyor.

Page 31: BThaber Sayı 1071
Page 32: BThaber Sayı 1071

32 KARİYER 9 - 15 MAYIS2016

BThaber

İTÜ Çekirdek’in yürüttüğü TÜBİTAK BİGG Programı yeni dönem başvuruları başladı. Geçtiğimiz dönem TÜBİTAK BİGG Programı kapsamında, İstanbul’dan destek alan her iki girişimciden birini yetiştiren İTÜ Çekirdek’in, yeni dönem 1. Aşama Değerlendirmeleri için başvurular 20 Mayıs’ta sona erecek.

TÜBİTAK BİGG 1512 Teknogirişim Sermaye Desteği Programı kapsamında seçilen 17 uygulayıcı kuruluştan

biri olan İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi yürütücülüğünde sürdürülen BİGG | İTÜ Çekirdek programı üzerinden TÜBİTAK BİGG’e başvuran girişimciler İTÜ, İTÜ ARI Teknokent ve İTÜNOVA TTO’nun sahip olduğu iş ve yatırımcı ağına erişebiliyor, mentorluk desteği alabiliyor. BİGG İTÜ Çekirdek ile girişimciler İTÜ Çekirdek’in sunduğu ofis ve laboratuvar imkanlarından yararlanıyor. İTÜ Çekirdek kapsamında düzenlenen seminerlere

katılarak TÜBİTAK BİGG programına özel hazırlanan, İş Planı & İş Modeli eğitimlerinden faydalanan girişimciler, İTÜ Çekirdek’in her sene düzenlediği ödüllü Big Bang yarışmasına katılım hakkı da elde edebiliyor.

LC Waikiki, sanal gerçeklik (VR) gözlüğü uygulaması ile insan kaynakları alanında yeniliği kampüslere taşıyor. İK alanında kullanılan sanal gerçeklik gözlüğü uygulaması ile LC Waikiki, Türkiye’nin dört bir yanından üniversitelerde öğrencilere 8 dakikalık sanal ziyaret deneyimi yaşatıyor. Özel olarak tasarlanan gözlüğü takan öğrenciler, LC Waikiki’de kendilerini bekleyen çalışma ortamını 3D gezme imkanı buluyor. Gözlükle LC Waikiki’nin merkez ofisindeki 6 departmanda, 15 farklı

birimde çekilen 8 dakikalık 3 boyutlu görüntü, akıllı telefon ile izlenebiliyor. Uygulama

ile üniversite öğrencileri ve yeni mezunlar, markanın çalışma dünyasını tanıyarak, merkez ofiste iş fırsatı sunulan departmanları da görebiliyorlar.

Merkez ofiste her yıl ortalama 250 yeni mezun istihdam eden LC Waikiki’nin İK Direktörü Gökhan Denizhan da, “Üniversitelilerin LC Waikiki’de kendilerini bekleyen departmanları, koridorları, çalışma ortamını önceden görmelerini sağlayan uygulamamızla binlerce, öğrencinin sanal ziyaretini hedefliyoruz” dedi.

TÜBİTAK BİGG başvuru zamanı geldi

Çalışma ortamı VR gözlük kadar yakın

Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi Batuhan Karakuş, Stubridge uygulaması ile Bangkok’ta yapılacak Global Student Entrepreneur Award’da (GSEA) Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. Karakuş, bin 700 öğrenci arasından seçilen 50 girişimciden biri olarak, işini geliştirmeye yönelik destekler için yarışacak.

Stubridge ile öğrenciler, sınıf arkadaşları ile bir araya geliyor, ders notlarını paylaşıyor, sınavlar hakkında fikir alışverişinde bulunuyor ve üniversite bünyesinde kulüp etkinlikleri hakkında bilgi sahibi oluyor. Stubridge’e sadece ‘.edu’ uzantılı e-posta adresleri ile üye olunabiliyor. Böylece her öğrenci, kendi üniversitesinde eğitim gören diğer öğrencilerle buluşabiliyor.

Halen 6 üniversitede 105 gönüllü takım arkadaşıyla yoluna devam eden Stubridge’in kurucusu Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğrencisi Batuhan Karakuş, EO Global Student Entrepreneur Award (GSEA) yarışmasının Berlin’deki Avrupa ayağında yarışan 3 Türk öğrenci girişimci arasında birinci seçildi. Karakuş, 10-12 Mayıs’ta Bangkok Tayland’da gerçekleştirilecek Global Finallere

katılarak Türkiye’yi temsil edecek. Batuhan Karakuş, “Üniversite dönemini daha kolay, eğlenceli ve verimli geçirebilmek için paylaşıma önem vermelisiniz. Stubridge bunu mümkün kılıyor” derken, yarışmayı düzenleyen Entepreneur Organization’ın (EO) Türkiye Başkanı Gamze Cizreli de şunları söyledi:

“1998’den beri organize edilen GSEA’da yarışmaya öğrencilik yaşamı süresince, inovatif, kârlı, sosyal sorumluluk sahibi ve etik standartlara uygun şirketler kuran gençler katılabiliyor. Amaç, bu kişileri küresel anlamda görünür kılmak ve daha çok öğrencinin girişimciliği bir kariyer rotası olarak benimsemesini sağlamak.”

Üniversite iletişimi, ödül peşinde

[email protected]

[email protected]

Negmar Grup bünyesinde çalışmak üzere;

aşağıdaki konularda deneyimli

“Sistem Network Uzmanı”

Arıyoruz!

l Windows Sistem Ürünleri

l Sanallaştırma Teknolojileri

l Network Ağ Yönetimi

l Firewall Yönetimi

[email protected]

İnternet Güvenliğinin Öncü Firmalarından biri için

Arayışımız bulunmaktadır.

“Birinci Seviyede Uygulama Destek Uzmanı”

Page 33: BThaber Sayı 1071

www.e-data.com.trwww.e-data.com.tr

Page 34: BThaber Sayı 1071

kullanımlarını mercek altına altına alan, Türkiye’de ilk kez uygulanan Dijital Varlık Reyting’inde sektöründe “en ön sırada” yer alan marka olmuş. Capital 500, ISO 500 ve popüler sosyal ağlarda öne çıkan markalarının web siteleri, mobil uygulamaları ve sosyal medya hesapları dikkate alınarak gerçekleştirilen SosyalMarka100 listesinde Media Markt sosyal medya kullanımında öncü firmalar arasında sektöründe ön sırada.

Türkiye’nin en geniş sigorta platformu Sigortam.net de 2015 yılında yenilenen web sitesi ile 14. Altın Örümcek Web Ödülleri’nin Sigortacılık kategorisinde ‘Halkın Favorisi’ ödülüne layık bulunmuş. Sigortam.net, 2014 yılında aynı kategoride Halkın Favorisi seçilmiş, 2015 yılında ise Sigortacılık kategorisinin üçüncülük ödülüne layık görülmüştü. Sigorta dedik, devam edelim. Bu yıl yedincisi düzenlenen IDC CIO Summit Türkiye’de Aksigorta’nın “Facebook Anında Kasko” ve “Turkcell BiP Üzerinden Hızlı Kasko Teklifi” uygulamaları “Bilgi Teknolojileri Maliyet Verimliliği” dalında ödül kazanmış. Kaskodaki yenilikçi çözümler ödülü de getirmiş. Siber Güvenlik Mükemmeliyet Ödülleri Birliği de Comodo’nun geliştirdiği ‘Gelişmiş Uç Nokta Çözümü’ne ‘kötü amaçlı yazılımlara karşı 2016’nın en iyi çözümü’ ödülünü vermiş.

Haftayı yine bir kitapla, uzun bir aradan sonra çocuklar için çok faydalı bir eserle noktalıyorum: Bu sefer dersimiz; çocuklar için 3D ve “3 Boyutlu Yazıcı ve Tarayıcı Dünyasına Giriş!”. İlker Vardarlı’nın eseri olan kitapta 3D yazıcıları kullanmaya dair tüm detaylar var. Üretici gençlik için çocuklukta yetişmek adına çok güzel bir çalışma.

Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle haftaya buradayım,

34 MEKTUPBaharın son ayından merhaba,

Sana her belediyede görmeyi dilediğim bir haberle başlıyorum: Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından 2 yıllık çalışmayla oluşturulan “Kedi Kasabası”. Burası yaklaşık 10 dönümlük ormanlık alanda, sokaktan toplanan kedi ve köpeklerin kısırlaştırılarak rahat bir ortamda yaşamını sürdürebilmesi için yapılmış. Burada sokak kedileri için tekli ve çoklu yaşam alanının bulunduğu bungalov evler, köprü ve yürüyüş yolları da var. Barınak sakini yaklaşık 60’a yakın kedi, 80 civarı köpek mutlu, huzurlu ve tok.

Havalar güzelleşti, bisikleti elden geçirip yollara düşmenin zamanı da geldi. Bu arada, hepsiburada.com, ilkbahar ve yaz aylarında en çok ziyaret edilen kategorilerinden olan bisiklet kategorisinin satış verilerini açıklamış ve yapılan analize göre bisiklet kategorisinin, son dönemde yıllık yüzde 30 büyüme gösterdiği tespit edilmiş. En yüksek satış rakamlarına Haziran ayında ulaşan bisiklet kategorisindeki satışların büyük bölümü Nisan ve Ağustos ayları arasında. Ama son dönemde, kış aylarındaki bisiklet alımlarının arttığı gözleniyormuş.

Dört mevsim pedal çevirmek gibisi yok ve hazır yeri gelmişken bir uygulama bilgim var. 52. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sponsorluğunu üstlenen Vestel, bisiklet kullanımını artırmak ve bisiklet kullananların hayatını kolaylaştırmak için “Bisikletim VBen” uygulamasını geliştirmiş. Vestel uygulamayla, Türkiye’deki bisiklet yollarından, tehlike yaratabilecek alanlara kadar pek çok içeriği sürücülerin kullanımına sunuyormuş.

“Yok ille arabamla yol alacağım” ısrarında olanlar için de bir haberim var: Son

teknolojilerle sürücüler için çözümler yaratan Radyo Trafik, dijital platformlarda yer alan yoğunluk haritasının ardından, şimdi de trafiğin sorunlu noktalarından drone’larla çekilen görüntüleri paylaşıyor. www.radyotrafik.com takipçileri, radyonun internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından çekilen video ve fotoğrafları görebiliyor. Yeni nesil drone yayınları Boğaziçi Köprüsü girişi, Mahmutbey Gişeleri, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü girişi, Sultangazi Sapağı, Basın Ekspres Yolu, E-5 Şirinevler bağlantısı ve Kavacık Sapağı gibi trafiğin kilit noktalarını kapsıyor. İstanbul trafiğini bitiremedik madem, bari teknolojik olalım, yol durumunu drone’lardan öğrenelim.

Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenen EKODesign Konferansı’nda, Türkiye’nin örnek enerji verimli binası olan Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü`nde yer alan Yabancı Diller Okulu (ScOLa) Binası, anatomik olarak incelenmiş. ÖzÜ Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi’nin (EÇEM) yürüttüğü

Avrupa Birliği 7. Çerçeve Projesi NEED4B: Yeni Binalarda Enerji Verimliliği Projesi’nin Türkiye’deki uygulama binası olarak inşa edilen ÖzÜ ScOLa, yenilikçi ve bütünleşik enerji uygulamalarıyla bu yıl EKODesign Konferansı’nda da örnek bina olarak ele alınmış.

Bu kadar da değil… Hem çevreye hem ekonomiye faydayı hedefleyen Astor Transformatör, güneş enerjisi bakımından Türkiye’nin en verimli bölgelerinden Şanlıurfa’ya rekor bir yatırım yapmış ve Güneş Enerji Santrali GES URFA’yı, yani bölgenin en büyük GES’ini kurmuş. GES URFA’dan yıllık yaklaşık 24 milyon kWh enerji üretilmesi, böylece yılda tahmini 12 milyon kg karbondioksitin doğaya salınımının engellenmesi hedefleniyormuş.

Sana bir etkinlik haberim var. Fujifilm Türkiye, amatör fotoğrafçılığın gelişmesi için gerçekleştirdiği etkinliklere bir yenisini ekliyormuş. Türkiye’nin önde gelen gezi ve belgesel fotoğrafçılarından Faruk Akbaş ile Fujifilm Türkiye’nin deneyimli eğitim kadrosunu bir araya getiren “X-Büs” Türkiye

turuna başlıyor. 29 Nisan’da İstanbul’dan yola çıkan X-Büs, yaklaşık 7 bin km yol yaptıktan sonra 4 Haziran’da İstanbul’a geri dönecekmiş. Eğitimler de tahmin edeceğin gibi açık havada yapılacak. Fujifilm X-Büs’ün kapıları tüm fotoğrafseverlere açık ve seminerlerde kontenjan sınırı da yokmuş. Detaylar www.fujifilmshop.com/xbus adresinde, takip edelim.

Fotoğrafa, bu sefer bir ödülle devam ediyorum: 2016 Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri’nde Barbaros Kayan, Onursal Jüri Heyeti tarafından ‘Kavramsal’ kategorisinde üçüncü seçilmiş. Kayan, “Devingen Portreler” adlı çalışması ile, Türkiye’deki mülteci kamplarında yaşayan göçmenlerin dramına dikkat çekiyor. Fotoğrafta iki katman kullanarak önce mültecilerin STK kamplarındaki fotoğraflarını çeken Kayan, ardından portrelerini çıkartarak doğdukları şehirlerdeki mevcut yıkımın ortasına yerleştiriyor.

Haftanın ödüllerine devam edeyim. Media Markt, Diplomacy Live tarafından geliştirilen ve markaların sosyal medya

9 - 15 MAYIS2016

BThaber

Bisikletle yollara düşme vakti

YIL 22SAYI 10719 - 15 MAYIS2016

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTelefon: (0216) 291 13 90 Ankara Ofisi:Adres : Nergis Sok Via Flat İş Merkezi No:7/2 Söğütözü-AnkaraTelefon: (0312) 258 64 24 Faks: (0312) 258 63 02 ISSN 1300-6495

Satış GrubuPerihan Kıtay ÖzdenÖzge KarataşCanan ŞahinKutay GöçeAbdurrahman KoyuncuFunda Koyuncu (Ankara)Reklam Rezervasyon [email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiBülent Nevres

[email protected]

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

Abone ve DağıtımNurefşan Tellioğ[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected][email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected] Keskingö[email protected]

Page 35: BThaber Sayı 1071
Page 36: BThaber Sayı 1071
Page 37: BThaber Sayı 1071

The ministry and IT sector will create brand cities together

‘The Ministry of Environment and Urban Planning, Geographic Information Systems General Directorate e-Government Vision’ e-Government Round Table Meeting hosted Geographic Information Systems General Manager Dr. Bekir Tüzel, head of departments, branch managers and managers of private sector firms; Turk Telekom, Intel Security, Netaş, EMC, Oracle, Netcad, Biznet, Microsoft, IBM, SAP, MDSap and guests. BThaber Editorial Coordinator Ayhan Sevgi moderated the meeting and stated drawing attention to the content of the subject: “BThaber serves as a bridge among IT sector and professional IT users for 22 years with great success. Published weekly, BThaber is our flagship. Other than that, we publish the e-Government magazine bimonthly. Today, the content lost and also gained some value. You can find the desired content almost anywhere, so we have chosen the way of producing original content, therefore we are organizing the e-Government Roundtable meetings.”

‘Urban Information Systems’ are given utmost importance

Providing information on the e-Government vision of the Ministry of Environment and Urban Planning, Dr. Bekir Tüzel stated by reminding the establishment of Geographic Information Systems Directorate General in 2011: “Our study can be summarized as the services where questions on the position of e-Government in Turkey find answers. If we will set up the e-Government; if Turkey’s e-Government will be strong, these answers are vital. Building the geographical data infrastructure in Turkey is only possible by sharing and accessing to the geographical data. The sharing of geographic data can be summarized as creating standards. We are also trying to increase our scope of our work and services by not only implementing standards or coordination but also various geographical data applications.” Tüzel, underlining the proliferation problem in cities, stated that

supporting national solutions with the highest security measures.”

Geographic Information Strategy will also serve for the geographic information technologies industry

Head of department Süleyman Salih Birhan told their projects and plans on ‘Geographical Information Systems’ and drew attention to geographic information technology applications in the changing perspective. Birhan, “Sharing of geographic data allows the improvement of the investment environment in addition to reducing costs in the public sector. Our main task is to make the data shared and accessible; it is only possible by use of this technology. The public investments and policies decide on the sectors direction. In this context, a geographic information strategy created with both themes as well as corporate strategy in the coming period will serve

the geographic information technologies industry.” Information Technology Department Head Sibel Aslan underlined that they provide technical support to the 8 headquarters and 81cities of Turkey as she mentioned about their informatics projects. Aslan stating that they have more than 70 applications throughout the Ministry, shared: “We opened our data center in March. In addition, we have established an independent data center cyber security operations center. We want to take firm steps toward our goals.” Explaining the environmental practices, Software Support Branch Manager İskender Ermiş mentioned on being the ministerial version of e-government and stated: “We have systems such as inventory and control, air quality, online tracking system, emission of waste water. As we watch hazardous wastes online, we have our mobile hazardous waste tracking

system. We have an ongoing project about the creation of a reporting infrastructure on environment applications and improving the e-Government integration infrastructure.” Information Security Manager Koray Hanbaba, noting that they started the project on the ‘Geographic Information Systems’ cloud-based infrastructure development, gave the following information: “We tried to do an integrated project work in cyber security and identity management. We realized the first phase of our cyber security infrastructure deployment project in 2015, phase 2 will be carried out in 2016. I would especially like to underline our cyber security and identity management projects.” Branch Manager Nagehan Kaçka making an announcement on ‘Distance Education Portal’ stated that the portal can be used not only by the CBS Headquarters but in all projects of the ministry and the portal has a flexible structure.

‘Smart Cities’ topic is always being discussed and that they are preparing a ‘Smart Cities Strategy and Action Plan’ and giving high importance to ‘Urban Information Systems’ especially the projects serving for the local administrations. Expressing that the communication is inseparable from informatics, Tüzel added: “Internet of Things, big data and analysis, mobility and mobility applications stand out in our country as in the world. Geographic data and the issue of serving the geographic data are still very important. Creating and sharing service architecture and managing it also draw attention. Security is in our permanent agenda. Exchange of personnel and not being able to keep the qualified personnel in hand are our basic problems, I hope we will solve them. IT vision of the Ministry is on creating a livable environment and brand cities, prioritizing the citizens and customer satisfaction, implement latest technologies,

WEEKLY INFORMATION

TECHNOLOGY AND ECONOMY

NEWSPAPER

BThaber e-Government Roundtable meeting was held with ‘The Ministry of Environment and Urban Planning, Geographic Information Systems General

Directorate e-Government Vision’ title in Ankara on April 27.

Page 38: BThaber Sayı 1071

Building a living structureIncreasingly gaining importance on a global basis, Building Information Modeling (BIM) process stands out in the building and construction industry in Turkey.

Details about the BIM process that provides advantages in speed, efficiency and sustainability to all stakeholders in the construction industry were discussed in the seminar

organized the fifth time by Autodesk Turkey with the “Now is the BIM Time in Turkey”. With the participation of professionals from the construction and building sector, the seminar was held on April 19 with the opening speech of Autodesk Country Leader Turkey Murat Tüzüm. Tüzüm shared the details of BIM applications which

take the smart 3D models as basis and facilitate and accelerate the construction and infrastructure processes. “BIM-compatible operating is inevitable and this is important for international business potential.” according to Tüzüm and now the projects require working together with BIM. “In order to protect competiveness in global basis, we need

to work focusing on the structure information modelling.” said Tüzüm stating that BIM software is not a must in Turkey however large enterprises currently conducting BIM compatible projects. On the one hand, however, as indicated by Tüzüm, according to global data site errors decrease by 41% and construction costs go down with BIM.

Turkey’s potential stands out

Acronis has strong expectations with solutions especially for SMEs in the Turkish market.

Cloud, backup, disaster recovery trends, new solutions, the role of service providers and companies that sell cloud services were discussed in the Acronis VIP Summit, bringing Acronis solutions and the regional business partners together. In the event held in Munich Skylounge, members of the press for the first time outside of Germany were present: Italy, where sales are concentrated, in addition to Spain and the Netherlands as well as Turkey which stands out in the region with its potential. According to Acronis officials who define data protection as a basic need; Acronis 3P (product-people-process) philosophy continues to focus on developing products and the element that distinguishes this year is the transition to the Acronis Hybrid Cloud architecture. In addition to this fundamental transition, new products offered in each quarter and the significant opportunities offered for business partners were the main topics in the event.

Everything is technology now

The opening speech of the event was made by Acronis CEO Serguei Beloussov and he drew attention to the importance of cooperation during the speech. Pointing on business partners’ and customers’ feedback on the products and solutions make them more qualified; Serguei Beloussov also mentioned about the current IT trends. Accordingly, while cloud computing steps up, the

increase in corporate spending on cloud computing will continue to rise. In addition to mobility, social media also highlights trends. Beloussov, in addition to these basic trends, pointed out to ‘meta-trends’. Sharing economy with Uber and instant messaging with WhatsApp gained importance and also data based automatic education, healthcare and government applications are trending. The point we reached defines how IT works in the cloud structure, all the systems are connected to each other and a structure that makes it possible to scale and obtain cost advantages. Now, therefore, ‘everything is technology’ according to Beloussov as he pointed out to the main trends of this new informatics era.

Simet partners gathered in Restcamp

Intense agenda of special integratorsE-Transformation Committee Private Integrators Board’s 6th meeting was held on Thursday, April 28 in the Plaza Hotel. The meeting gathered more than 50 representatives with BİMSA’s sponsorship. BThaber Group Editorial Coordinator Ayhan Sevgi moderated the meeting as in the first five meetings.

The first part of

the meeting carried out committee meetings organized by e-Transformation and Corporate Transformation Platform Coordinator M. Göker Sarp along with private integrators, commission meetings and soon planned Revenue Administration visit, the private integrators and the union shared information

on e-transformation topics in the agenda and interpreted the agenda together. In the second part continued with the participation of the Revenue Administration representative Engin Uysal and comments and plans on various topics were shared. Private Integrator Board meetings will continue to be held periodically bimonthly.

Technology products distributor Simet Technology organized its Restcamp’16 Partners Meeting in Alanya. The traditional event was held on 15-17 April this year. Simet authorities provided the following information about the event:

“In June 1997, setting out with great energy Simet takes firm steps towards becoming one of the irreplaceable and the most important values of the Information Technology sector. Re-

defining the concept of value-added distribution of technology products with loyal channel structure; Simet hosted, as it does every year, the traditional, friendly and valuable event full of surprises. As it is every year, the event was entertainment-oriented with many joyful activities and it became the meeting point of business channel partners.”

In the event, the brands represented by Simet, DrayTek Country Manager Ethan Tal, Aten Country

Responsible Kübra Harput, Western Digital Country Manager Arkın Balıkçıoğlu, Xentino International Sales and Marketing Director Emre Yalçınkaya made presentations. In addition to the promotion of products and services represented by Simet, its partners’ products and services were introduced. The partners who open their own display stands in the event exchanged information with each other on possible business opportunities, as well.

Page 39: BThaber Sayı 1071
Page 40: BThaber Sayı 1071