cdn.islamansiklopedisi.org.trsu kenarlarýnda inþa edilen konut, sahil evi. kelime yunanca yalos...

2
300 YALAN cin Ýstanbul’da bir Rum kýzýna âþýk oluþu ve bu sebeple hayatýn acý gerçekleriyle yüz yüze geliþi hareketli bir þekilde anlatýlmak- tadýr. Bu dönemin birçok eseri gibi hayal- hakikat çatýþmasýna dayanan roman, þüp- heci ve inkârcý bir genç haline gelen Ne- zih’in koyu bir determinizme sürüklenme- siyle sona erer. Asýl þöhretini bu dönemde edebî tenkit ve polemikleriyle kazanan Hüseyin Cahit, Servet-i Fünûn edebiyatýna yöneltilen eleþ- tirilere etkili ve susturucu cevaplar ver- miþtir. Bu eleþtirilerde estetik, edebiyat tarihi, roman sanatý ve roman tenkidine dair birçok husus söz konusu edilir. Batý edebiyatý akýmlarý ve büyük romancýlar ta- nýtýlýr. Servet-i Fünûn, Tercümân-ý Ha- kîkat, Sabah, Þûrâ-yý Ümmet, Saâdet, Âþiyan, Ýkdam, Tarîk ve Türk Yurdu gibi yayýn organlarýnda neþredilen bu ya- zýlar 1933-1940 yýllarý arasýnda Fikir Ha- reketleri’nde çýkan çok sayýda edebî ten- kitle büyük bir sayýya ulaþmýþtýr. Bütün bunlara raðmen Hüseyin Cahit’in siyasî þöhreti edebî faaliyetlerini gölgelemiþtir. II. Meþrutiyet’ten hayatýnýn son günlerine kadar Tanin, Ulus, Ýstanbul ve Halkçý dergi ve gazetelerinde yayýmladýðý siyasî makaleler büyük yankýlara ve tepkilere yol açmýþ, Ýttihatçý-Ýtilâfçý veya Cumhuriyet Halk Partisi-Demokrat Parti kamplaþma- sýnda önemli rol oynamýþtýr. Bu yazýlarda millî hâkimiyet, hürriyetçi parlamentarizm, liberalizm, evrimcilik ve ferdiyetçilik yolun- daki fikirler de sýk sýk vurgulanýr. Siyasî ya- zýlarýnýn dýþýnda onun özellikle Cumhuri- yet’ten sonra çeþitli gazete ve dergilerde yayýmlanan hâtýra, sohbet, gezi ve dene- me türlerinde dikkate deðer birçok yazý- sý vardýr; bunlar son devir fikir ve kültür tarihinin önemli kaynaklarý arasýnda yer alýr. Hüseyin Cahit’in ayný derecede önemli bir baþka yönü de 1896-1948 yýllarý arasýn- da devam eden tercüme faaliyetleridir. Kültür tarihinde kendisine büyük bir yer kazandýran bu yayýnlarýna bir bütün ha- linde bakýldýðýnda bunun olaðan üstü bir çalýþma olduðu görülür. Fransýzca, Ýtal- yanca ve Ýngilizce’den yapýlan ve tamamý 26.000 sayfaya ulaþan bu çeviriler siyaset, edebiyat, tarih, sosyoloji, eðitim, psikolo- ji, felsefe ve estetiðe dairdir. Batý kültü- rünün temel eserlerinden yapýlan bu ter- cümelerin yaný sýra yazarýn bir o kadar da gazete ve dergi sayfalarýnda kalmýþ çevi- rileri bulunmaktadýr. Bütün bu yönleriyle Hüseyin Cahit çok tepki uyandýran siyasal aþýrýlýklarýna raðmen II. Abdülhamid, Meþ- rutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin ede- 257; Ýbn Hazm, el-AÅlâš ve’s-siyer fî müdâvâ- ti’n-nüfûs, Beyrut 1405/1985, s. 60; Râgýb el-Ýsfa- hânî, e×-¬erî£a ilâ mekârimi’þ-þerî£a (nþr. Ebü’l- Yezîd el-Acemî), Kahire 1405/1985, s. 270-276; Gazzâlî, ݼyâß, III, 132-141; IV, 288, 391; Fahred- din er-Râzî, Mefâtî¼u’l-³ayb, VIII, 100-103, 106- 109; Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî, el-Mi½- bâ¼u’l-münîr, Beyrut 1987, s. 201; Ýbn Hacer el- Heytemî, ez-Zevâcir £an ištirâfi’l-kebâßir, Beyrut 1408/1988, I, 97-98; Þevkânî, Fet¼u’l-šadîr, Bey- rut 1412/1991, II, 445; M. Mehdî Allâm, Felsefe- tü’l-ki×b, Kahire 1408/1987; T. Izutsu, Kur’an’da Dinî ve Ahlâkî Kavramlar (trc. Selâhattin Ayaz), Ýstanbul 1991, s. 140-146. ÿMustafa Çaðrýcý YALÇIN, Hüseyin Cahit (1875-1957) Gazeteci, hikâye ve roman yazarý, edebiyat eleþtirmeni. ˜ Balýkesir’de doðdu. Babasý Maliye me- muru Ali Rýzâ Efendi, annesi Fatma Ney- yire Haným’dýr. Ýlk ve orta öðrenimini Se- rez’de ve Ýstanbul’da yaptý. 1893’te girdi- ði Mülkiye Mektebi’ni 1896’da bitirdikten sonra 1901 yýlýna kadar Maarif Nezâreti’- nin çeþitli kalemlerinde çalýþtý. 1901-1908 arasýnda Vefa ve Mercan idâdîlerinde öð- retmenlik ve müdürlük yaptý. II. Meþruti- yet’in ilânýyla birlikte Ýttihatçýlar’ýn safýn- da hareketli bir siyasî hayata atýldý; 1 Aðus- tos 1908’de Hüseyin Kâzým Kadri ve Tevfik Fikret’le birlikte Tanin gazetesini çýkar- maya baþladý. Bu sýrada yapýlan seçimler- de Ýstanbul mebusu olarak meclise girdi. Ayný dönemde birçok gazeteciyle girdiði polemikleriyle geniþ yanký uyandýrdý ve ba- sýnda büyük þöhret kazandý. I. Dünya Sa- vaþý’nýn sonunda Ýstanbul’un iþgali üzeri- ne 1919 Haziranýnda Malta’ya sürüldü. Bu- radan 1921 Nisanýnda kurtulunca Ýstan- bul’da Tanin’i yeniden yayýmladý. Cumhu- riyet’in ilk yýllarýndan Atatürk’ün ölümüne kadar geçen dönemde Atatürk’e ve Ýnö- nü hükümetlerine yönelttiði sert eleþtiri- ler ve Ýttihatçý kadroyu ýsrarla savunmasý yüzünden üç defa tutuklanýp Ýstiklâl Mah- kemesi’ne sevkedildi. Ýkinci mahkemesi sý- rasýnda vatana ihanet suçundan 1925 Ma- yýsýnda Çorum’da müebbet sürgün ceza- sýna çarptýrýldý. Ancak ceza kanununda ya- pýlan bir deðiþiklikle bir yýl sonra cezasýný tamamlamýþ sayýldý ve Ýstanbul’a döndü. Atatürk’ün ölümüne kadar siyasetin dýþýn- da kaldý, kendisine hiçbir memuriyet ve- rilmedi; Türkçe’ye çevirip yayýmladýðý eser- lerin geliriyle geçinmeye çalýþtý. Bu arada dönemin önemli fikir dergilerinden Fikir Hareketleri’ni çýkardý (1933-1940). 1938’- de cumhurbaþkaný seçilen Ýnönü’nün tek- Hüseyin Cahit Yalçýn lifi üzerine yeniden siyasete döndü; 1939- 1954 yýllarýnda Cumhuriyet Halk Partisi’n- den Çankýrý, Ýstanbul ve Kars milletvekili olarak görev yaptý. Tanin ve Ulus gazete- lerinde özellikle 1948’den sonra Demokrat Parti’ye karþý çok sert bir mücadeleye gi- riþti ve Aralýk 1954’te yetmiþ dokuz yaþýn- da iken yirmi altý ay hapse mahkûm edil- di. Basýnda çýkan büyük gürültüler üzeri- ne üç buçuk ay sonra serbest býrakýldý. Bu olayýn ardýndan Demokrat Parti’ye karþý muhalefete devam etti. Adaylýðýný koydu- ðu 1957 seçimlerine çok az bir süre kala 18 Ekim 1957’de zatürreden öldü. Þahsiyeti ve sanatý Ahmed Midhat Efen- di, Nâmýk Kemal ve Beþir Fuad’ýn yaný sý- ra Fransýz realistlerinin etkisiyle þekille- nen Hüseyin Cahit’in edebî hayatý 1891’- de yazdýðý Nâdîde romanýyla baþlamýþ, Servet-i Fünûn’da 1897’den itibaren ya- yýmladýðý hikâye, roman ve edebî tenkit- lerle geniþleyerek devam etmiþtir. Fran- sýzca’dan çevirdiði bir yazýsý yüzünden der- ginin 1901’de kapatýlmasýndan sonra ede- biyattan ayrýlmýþ ve 1922’de neþrettiði Ni- çin Aldatýrlarmýþ? adlý hikâye kitabýyla edebiyat dünyasýna tekrar dönmüþse de bu dönüþ devamlý olmamýþtýr. Hüseyin Ca- hit, Servet-i Fünûn edebiyatýnýn (Edebi- yât-ý Cedîde) önemli isimlerindendir. Bu devrede yazdýðý hikâyelerin çoðunda ken- dini ve Servet-i Fünûn neslini temsil eden gençlerin karamsarlýðýný, hayattan ve top- lumdan uzaklaþarak tabiata ve hayalî aþk- lara sýðýnmasýný anlatmaktadýr. Bazý hikâ- yelerinde ferdîlikten sýyrýlýp bir çeþit sos- yal tasvire, özellikle kadýnlarýn toplum ha- yatýndaki yerini ve uðradýklarý haksýzlýklarý göstermeye yönelmiþtir. Nâdîde, Ahmed Midhat Efendi’nin tesiriyle yazýlmýþ ace- milik devrine ait bir cinayet romanýdýr. Servet-i Fünûn’da tefrika edilen Hayal Ýçinde adlý romaný onun edebî eserleri arasýnda en deðerlisi kabul edilir. Yazarýn hayatýndan izler taþýyan eserde Nezih ad- lý temiz ve yüksek ideallere sahip bir gen-

Upload: others

Post on 27-Aug-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: cdn.islamansiklopedisi.org.trsu kenarlarýnda inþa edilen konut, sahil evi. Kelime Yunanca yalos tan (sahil) Türk-çe ye geçmiþtir. Türk mimarisinde yalýlar Haliç te ve özellikle

300

YALAN

cin Ýstanbul’da bir Rum kýzýna âþýk oluþuve bu sebeple hayatýn acý gerçekleriyle yüzyüze geliþi hareketli bir þekilde anlatýlmak-tadýr. Bu dönemin birçok eseri gibi hayal-hakikat çatýþmasýna dayanan roman, þüp-heci ve inkârcý bir genç haline gelen Ne-zih’in koyu bir determinizme sürüklenme-siyle sona erer.

Asýl þöhretini bu dönemde edebî tenkitve polemikleriyle kazanan Hüseyin Cahit,Servet-i Fünûn edebiyatýna yöneltilen eleþ-tirilere etkili ve susturucu cevaplar ver-miþtir. Bu eleþtirilerde estetik, edebiyattarihi, roman sanatý ve roman tenkidinedair birçok husus söz konusu edilir. Batýedebiyatý akýmlarý ve büyük romancýlar ta-nýtýlýr. Servet-i Fünûn, Tercümân-ý Ha-kîkat, Sabah, Þûrâ-yý Ümmet, Saâdet,Âþiyan, Ýkdam, Tarîk ve Türk Yurdugibi yayýn organlarýnda neþredilen bu ya-zýlar 1933-1940 yýllarý arasýnda Fikir Ha-reketleri’nde çýkan çok sayýda edebî ten-kitle büyük bir sayýya ulaþmýþtýr. Bütünbunlara raðmen Hüseyin Cahit’in siyasîþöhreti edebî faaliyetlerini gölgelemiþtir.II. Meþrutiyet’ten hayatýnýn son günlerinekadar Tanin, Ulus, Ýstanbul ve Halkçýdergi ve gazetelerinde yayýmladýðý siyasîmakaleler büyük yankýlara ve tepkilere yolaçmýþ, Ýttihatçý-Ýtilâfçý veya CumhuriyetHalk Partisi-Demokrat Parti kamplaþma-sýnda önemli rol oynamýþtýr. Bu yazýlardamillî hâkimiyet, hürriyetçi parlamentarizm,liberalizm, evrimcilik ve ferdiyetçilik yolun-daki fikirler de sýk sýk vurgulanýr. Siyasî ya-zýlarýnýn dýþýnda onun özellikle Cumhuri-yet’ten sonra çeþitli gazete ve dergilerdeyayýmlanan hâtýra, sohbet, gezi ve dene-me türlerinde dikkate deðer birçok yazý-sý vardýr; bunlar son devir fikir ve kültürtarihinin önemli kaynaklarý arasýnda yeralýr.

Hüseyin Cahit’in ayný derecede önemlibir baþka yönü de 1896-1948 yýllarý arasýn-da devam eden tercüme faaliyetleridir.Kültür tarihinde kendisine büyük bir yerkazandýran bu yayýnlarýna bir bütün ha-linde bakýldýðýnda bunun olaðan üstü birçalýþma olduðu görülür. Fransýzca, Ýtal-yanca ve Ýngilizce’den yapýlan ve tamamý26.000 sayfaya ulaþan bu çeviriler siyaset,edebiyat, tarih, sosyoloji, eðitim, psikolo-ji, felsefe ve estetiðe dairdir. Batý kültü-rünün temel eserlerinden yapýlan bu ter-cümelerin yaný sýra yazarýn bir o kadar dagazete ve dergi sayfalarýnda kalmýþ çevi-rileri bulunmaktadýr. Bütün bu yönleriyleHüseyin Cahit çok tepki uyandýran siyasalaþýrýlýklarýna raðmen II. Abdülhamid, Meþ-rutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin ede-

257; Ýbn Hazm, el-AÅlâš ve’s-siyer fî müdâvâ-ti’n-nüfûs, Beyrut 1405/1985, s. 60; Râgýb el-Ýsfa-hânî, e×-¬erî£a ilâ mekârimi’þ-þerî£a (nþr. Ebü’l-Yezîd el-Acemî), Kahire 1405/1985, s. 270-276;Gazzâlî, ݼyâß, III, 132-141; IV, 288, 391; Fahred-din er-Râzî, Mefâtî¼u’l-³ayb, VIII, 100-103, 106-109; Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî, el-Mi½-bâ¼u’l-münîr, Beyrut 1987, s. 201; Ýbn Hacer el-Heytemî, ez-Zevâcir £an ištirâfi’l-kebâßir, Beyrut1408/1988, I, 97-98; Þevkânî, Fet¼u’l-šadîr, Bey-rut 1412/1991, II, 445; M. Mehdî Allâm, Felsefe-tü’l-ki×b, Kahire 1408/1987; T. Izutsu, Kur’an’daDinî ve Ahlâkî Kavramlar (trc. Selâhattin Ayaz),Ýstanbul 1991, s. 140-146.

ÿMustafa Çaðrýcý

– —YALÇIN, Hüseyin Cahit

(1875-1957)

Gazeteci, hikâye ve roman yazarý,edebiyat eleþtirmeni.

˜ ™

Balýkesir’de doðdu. Babasý Maliye me-muru Ali Rýzâ Efendi, annesi Fatma Ney-yire Haným’dýr. Ýlk ve orta öðrenimini Se-rez’de ve Ýstanbul’da yaptý. 1893’te girdi-ði Mülkiye Mektebi’ni 1896’da bitirdiktensonra 1901 yýlýna kadar Maarif Nezâreti’-nin çeþitli kalemlerinde çalýþtý. 1901-1908arasýnda Vefa ve Mercan idâdîlerinde öð-retmenlik ve müdürlük yaptý. II. Meþruti-yet’in ilânýyla birlikte Ýttihatçýlar’ýn safýn-da hareketli bir siyasî hayata atýldý; 1 Aðus-tos 1908’de Hüseyin Kâzým Kadri ve TevfikFikret’le birlikte Tanin gazetesini çýkar-maya baþladý. Bu sýrada yapýlan seçimler-de Ýstanbul mebusu olarak meclise girdi.Ayný dönemde birçok gazeteciyle girdiðipolemikleriyle geniþ yanký uyandýrdý ve ba-sýnda büyük þöhret kazandý. I. Dünya Sa-vaþý’nýn sonunda Ýstanbul’un iþgali üzeri-ne 1919 Haziranýnda Malta’ya sürüldü. Bu-radan 1921 Nisanýnda kurtulunca Ýstan-bul’da Tanin’i yeniden yayýmladý. Cumhu-riyet’in ilk yýllarýndan Atatürk’ün ölümünekadar geçen dönemde Atatürk’e ve Ýnö-nü hükümetlerine yönelttiði sert eleþtiri-ler ve Ýttihatçý kadroyu ýsrarla savunmasýyüzünden üç defa tutuklanýp Ýstiklâl Mah-kemesi’ne sevkedildi. Ýkinci mahkemesi sý-rasýnda vatana ihanet suçundan 1925 Ma-yýsýnda Çorum’da müebbet sürgün ceza-sýna çarptýrýldý. Ancak ceza kanununda ya-pýlan bir deðiþiklikle bir yýl sonra cezasýnýtamamlamýþ sayýldý ve Ýstanbul’a döndü.Atatürk’ün ölümüne kadar siyasetin dýþýn-da kaldý, kendisine hiçbir memuriyet ve-rilmedi; Türkçe’ye çevirip yayýmladýðý eser-lerin geliriyle geçinmeye çalýþtý. Bu aradadönemin önemli fikir dergilerinden FikirHareketleri’ni çýkardý (1933-1940). 1938’-de cumhurbaþkaný seçilen Ýnönü’nün tek-

Hüseyin

Cahit

Yalçýn

lifi üzerine yeniden siyasete döndü; 1939-1954 yýllarýnda Cumhuriyet Halk Partisi’n-den Çankýrý, Ýstanbul ve Kars milletvekiliolarak görev yaptý. Tanin ve Ulus gazete-lerinde özellikle 1948’den sonra DemokratParti’ye karþý çok sert bir mücadeleye gi-riþti ve Aralýk 1954’te yetmiþ dokuz yaþýn-da iken yirmi altý ay hapse mahkûm edil-di. Basýnda çýkan büyük gürültüler üzeri-ne üç buçuk ay sonra serbest býrakýldý. Buolayýn ardýndan Demokrat Parti’ye karþýmuhalefete devam etti. Adaylýðýný koydu-ðu 1957 seçimlerine çok az bir süre kala18 Ekim 1957’de zatürreden öldü.

Þahsiyeti ve sanatý Ahmed Midhat Efen-di, Nâmýk Kemal ve Beþir Fuad’ýn yaný sý-ra Fransýz realistlerinin etkisiyle þekille-nen Hüseyin Cahit’in edebî hayatý 1891’-de yazdýðý Nâdîde romanýyla baþlamýþ,Servet-i Fünûn’da 1897’den itibaren ya-yýmladýðý hikâye, roman ve edebî tenkit-lerle geniþleyerek devam etmiþtir. Fran-sýzca’dan çevirdiði bir yazýsý yüzünden der-ginin 1901’de kapatýlmasýndan sonra ede-biyattan ayrýlmýþ ve 1922’de neþrettiði Ni-çin Aldatýrlarmýþ? adlý hikâye kitabýylaedebiyat dünyasýna tekrar dönmüþse debu dönüþ devamlý olmamýþtýr. Hüseyin Ca-hit, Servet-i Fünûn edebiyatýnýn (Edebi-yât-ý Cedîde) önemli isimlerindendir. Budevrede yazdýðý hikâyelerin çoðunda ken-dini ve Servet-i Fünûn neslini temsil edengençlerin karamsarlýðýný, hayattan ve top-lumdan uzaklaþarak tabiata ve hayalî aþk-lara sýðýnmasýný anlatmaktadýr. Bazý hikâ-yelerinde ferdîlikten sýyrýlýp bir çeþit sos-yal tasvire, özellikle kadýnlarýn toplum ha-yatýndaki yerini ve uðradýklarý haksýzlýklarýgöstermeye yönelmiþtir. Nâdîde, AhmedMidhat Efendi’nin tesiriyle yazýlmýþ ace-milik devrine ait bir cinayet romanýdýr.Servet-i Fünûn’da tefrika edilen HayalÝçinde adlý romaný onun edebî eserleriarasýnda en deðerlisi kabul edilir. Yazarýnhayatýndan izler taþýyan eserde Nezih ad-lý temiz ve yüksek ideallere sahip bir gen-

Page 2: cdn.islamansiklopedisi.org.trsu kenarlarýnda inþa edilen konut, sahil evi. Kelime Yunanca yalos tan (sahil) Türk-çe ye geçmiþtir. Türk mimarisinde yalýlar Haliç te ve özellikle

301

YALI

s. 136-144, ayrýca bk. Ýndeks; Tarýk Zafer Tuna-ya, Türkiye’de Siyasî Partiler: 1859-1952, Ýstan-bul 1952, s. 188, 199, 377; Ahmet Bedevi Kuran,Hüseyin Cahit Yalçýn Bey’e Açýk Mektup, Ýs-tanbul 1955; Hilmi Yücebaþ, Büyük Mücahit Hü-seyin Cahit, Ýstanbul 1960; Kenan Akyüz, Mo-dern Türk Edebiyatýnýn Ana Çizgileri, Ankara1979, s. 108-111, 218, ayrýca bk. Ýndeks; ÖmerFaruk Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçýn’ýn Haya-tý ve Edebi Eserleri Üzerinde Bir Araþtýrma, Ýz-mir 1984; Hilmi Bengi, Gazeteci, Siyasetçi ve Fi-kir Adamý Olarak Hüseyin Cahit Yalçýn, Ankara2000; Fatih Mehmet Sancaktar, II. Meþrutiyet’-ten Cumhuriyet’e Türk Aydýnýnda Milli Ege-menlik Düþüncesinin Geliþimi (1908-1924): Hü-seyin Cahit (Yalçýn) Örneði (doktora tezi, 2005),ÝÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ÿÖmer Faruk Huyugüzel

– —YALI

Çoðunlukla yazýn oturulmak üzeredeniz, nehir gibi

su kenarlarýnda inþa edilenkonut, sahil evi.˜ ™

Kelime Yunanca yalostan (sahil) Türk-çe’ye geçmiþtir. Türk mimarisinde yalýlarHaliç’te ve özellikle Boðaz’ýn karþýlýklý iki ký-yýsýnda (Anadolu ve Rumeli) yer alan, ara-zilerin doðal bitki dokusuna ve topograf-yasýna uyumlu biçimde, ev mimarisinin ge-leneksel malzemesi sayýlan ahþaba daya-lý mimari tekniðinde inþa edilmiþtir. Plangeliþimlerinde zaman zaman yabancý üs-lûp ayrýntýlarý görülse de Osmanlý ev yaþa-mýna uygun düzenlemeleriyle bu ahþap ya-pýlar halk arasýnda yalý diye adlandýrýlýr. Ya-lýlar uzun ve genelde iki katlý kütleleri, ha-reketli cepheleriyle suya dönük ve dýþaaçýk, arkada yer alan harem bölümleriy-le ise baðlý olduklarý dar sokaða ya da yo-la yüksek duvarlarla kapalý, mahremiyet-lerini koruyan yapýlardýr. Toplum kültürü-nün temel unsurlarýndan din ve inançlaryapýnýn mimarisini de etkilemiþtir. Türk evi

geleneðinde olduðu gibi yalýlar da haremve selâmlýk þeklinde iki bölümden meyda-na gelir. Baþlangýçta harem ve selâmlýkfarklý kapýlara sahip ayný bahçe içinde ayrýçatýlar altýndaydý. Harem hamamdan ayrý,ancak onunla baðlantýlýdýr. Mutfak ve er-kek çalýþanlarýn odalarý tamamen baðým-sýzdýr. Hepsini yüksek bahçe duvarlarý çev-reler. Bu düzen XVIII. yüzyýlýn sonuna doð-ru kýsmen deðiþmeye baþlamýþ, XIX. yüz-yýldan itibaren haremle selâmlýk yavaþ ya-vaþ tek çatý altýna girmiþtir.

Osmanlý sivil mimarisi çerçevesinde de-ðerlendirilen ve Haliç ile Boðaz kýyýlarýndaXVI. yüzyýldan XVIII. yüzyýlýn ortalarýna ka-dar inþa edilen yalýlara rastlanmaktadýr.Üsküdar Kavak Sarayý, Topkapý Sarayý’nýnsahil kesiminde Sinan Paþa Köþkü, Ser-dâb Kasrý, Mermer Köþk, Sepetçiler Kasrýve Yalý Köþkü kýyýda erken tarihli sahilsa-ray ve öncü yalý örnekleridir (bk. SAHÝLSA-RAY). XVIII. yüzyýlda kimliðine kavuþma-ya baþlayan Boðaziçi’nde karþýlýklý iki kýyýboyunca yalýlar sýralanmýþtýr. Yalýlar, planaçýsýndan tek yapý topluluklarý olmanýn dý-þýnda arkalarýnda yer alan küçüklü büyük-lü korularý, çeþitli pavyonlarý ile bir komp-leks özelliði taþýyarak âdeta doðal park gö-rünümüne dönüþmektedir. Yalý kelimesiXIX. yüzyýla kadar konak ve kasýr sözcük-leriyle eþ anlamlý olarak sultan ve yakýnla-rý, saray erkâný ve zengin tüccar sýnýfý ta-rafýndan yaptýrýlmýþ, genelde yazýn ailecegöç edilip oturulan konutlar için kullanýl-mýþtýr. Bu mekânlara göçme aileler için birtören, tekrarlanan bir ritüel havasýnda ger-çekleþirdi.

Ahþap malzeme ile inþa edilen yalýlarýnzaman içerisinde ihtiyaçlar doðrultusun-da ve yangýnlar sonucu ortadan kalkma-dan önce þekil deðiþikliðine uðramalarýdoðaldý ve yapýldýklarý dönemin modasý-na, bulunduklarý semtlere ve ait olduklarýkiþilerin zevklerine göre farklý mimari ka-rakterler taþýmaktaydý. Mütevazi ölçüler-de olsalar bile küçük birer sarayý andýranbu yalýlar beyaza ya da aþý boyasý rengindeboyanýrdý. Boðaz’da herkesin istediði ye-re yalý inþa etmesine devlet izin vermez-di. Yoðun yapýlaþmanýn görüldüðü XVIII.yüzyýlda Lâle Devri’nde devlet ricâli, halk,tüccar ve gayri müslimler toplu halde, fa-kat ayrý ayrý yerlerde otururdu. Sultanlar-la devlet ricâli Beþiktaþ, Ortaköy ve Kuru-çeþme’yi tercih ederdi. Bâbýâli erkâný içinBebek, ilmiye ricâli için Rumelihisarý, gay-ri müslimler için Arnavutköy yoðun yerle-þim yerleriydi. Yeniköy, Tarabya ve Büyük-dere’de çoðunlukla yabancý uyruklularýnve sefâretlerin yazlýk konutlarý, Kireçbur-

biyat, siyaset ve fikir tarihinde dikkate alýn-masý gereken önemli bir þahsiyettir.

Eserleri: Nâdîde (1891), Hayal Ýçinde(1901); Hayât-ý Muhayyel (1898), Ha-yât-ý Hakîkiyye Sahneleri (1909), NiçinAldatýrlarmýþ? (1922); Türkçe Sarf veNahiv (üçüncü sene 1908, birinci sene1910, ikinci sene 1910), Türkçe Sarf veNahiv (yeni baþlayanlar için, 1910); Kav-galarým (1910); Edebî Hâtýralar (1935,Rauf Mutluay tarafýndan sadeleþtirilerekEdebiyat Anýlarý adýyla yayýmlanmýþtýr[1975]), Siyasal Anýlar (ayný adla RaufMutluay tarafýndan sadeleþtirilip bazý ký-sýmlarý çýkarýlarak neþredilmiþtir [1976]).Bazý tercümeleri: Pierre Loti’den ÝzlandaBalýkçýlarý (1903), Leon Marillie’den Hür-riyyet-i Vicdân (Ýstanbul 1906), AnatoleFrance’tan Allahlar Susamýþlardý (1936),Tollio Murri’den Kürek Cehennemi (1936),Joseph de Guignes’den Hunlar’ýn, Türk-ler’in, Moðollar’ýn ve Daha Sair Tatar-lar’ýn Târîh-i Umûmîsi (I-VIII, Ýstanbul1923-1925), Leone Caetani’den Ýslâm Ta-rihi (I-X, Ýstanbul 1924-1927; ayrýca bk.DÝA, VI, 544), Vilfredo Pareto’dan Sosya-list Meslekleri (1924), Emile Durkheim’-den Din Hayatýnýn Ýbtidaî Þekilleri (I-II,Ýstanbul 1924), Yrjö Hirn’den Sanâyi-i Ne-fîsenin Menþeleri (1925), Stuart Mill’-den Hürriyet (1927), A. Lawrence Lowel’-dan Ýngiltere’nin Hükûmeti (I-V, Ýstan-bul 1927), Alfred Binet’den Ruh ve Be-den (1927), Etienne Vacherot’dan De-mokrasi (1931), Busbeke’ten Türk Mek-tuplarý (1939), Adolf Hitler’den Kavgam(1940), Arthur Koestler’den Sovyet Ef-sanesi ve Hakikat: Kýzýl Rusya’nýn ÝçYüzü (1947).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Hilmi Ziya Ülken, Uyanýþ Devirlerinde Tercü-menin Rolü, Ýstanbul 1935, s. 379; a.mlf., Tür-kiye’de Çaðdaþ Düþünce Tarihi, Ýstanbul 1979,

Thomas

Allom’un

Said Paþa Yalýsý’ný

tasvir eden

gravürü(RobertWalsh,Constantinopleand the Sceneryof the SevenChurchesof Asia Minor,London 1840,I, lv. 35)