dünyadamüzekuran ilkşair:sunayakınarchive.ismmmo.org.tr/docs/yasam/36yasam/30-33.pdf · 30...

4
OCAK-ŞUBAT 2012 30 İSMMMO YAŞAM YAŞAM’IN PORTRESİ Dünyada müze kuran ilk şair: Sunay Akın SEHER KARATAŞ Türkiye onu ilk önce İstanbul sevdalısı bir şair olarak tanıdı. Şiir kitaplarının ar- dından, özgün bir üslupla kaleme aldığı çok sayıda hikaye kitabı yayınlanan Sunay Akın, yaptığı işi ‘okur-yazar’ olarak tanımlıyor. Okur-yazar olmanın getirdiği bilgi biriki- mini, kitaplarının dışında TV programları, tek kişilik gösteriler, üniversiteler ve fir- maların toplantılarında toplumla paylaşan Akın, bu çalışmalarından elde ettiği gelir- le, 2005 yılında Türkiye’nin ilk özel oyun- cak müzesini açtı. İstanbul Oyuncak Müzesi’nin Avru- pa’nın en iyi oyuncak müzesi seçilmesi ne- deniyle 21 Mart’ta İtalya’nın Bologna kentine ödülünü almaya giden Akın, dün- yada bu başarıyı yakaladıkları halde, Tür- kiye’de anlaşılmadığını düşünüyor. Akın, va- kıf müzelerinin vergi ödemediğini belirtirken ancak özel müze olmaları nedeniyle ken- dilerinin vergi ödediğinden yakınıyor. Son yıllarda daha çok müzecilik faa- Türkiye’nin ilk özel oyuncak müzesini kuran şair, ‘okur-yazar’ Sunay Akın, müzecilik faaliyetlerinin Türkiye’den çok Avrupa’da değer gördüğünü düşünüyor. Avrupa Oyuncak ve Çocuk Müzeleri Birliği’ni kurma görevini üstlenen Akın, edebiyat çalışmalarını, TV programlarını ve tek kişilik oyununu da sürdürüyor.

Upload: others

Post on 30-Mar-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dünyadamüzekuran ilkşair:SunayAkınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/36YASAM/30-33.pdf · 30 İSMMMOYAŞAM OCAK-ŞUBAT2012 Y A Ş A M ’ I N P O R T R E S İ Dünyadamüzekuran

OCAK-ŞUBAT 201230 � İSMMMO YAŞAM

YAŞ

AM

’IN

PO

RTR

ESİ

Dünyada müze kuranilk şair: Sunay Akın

S E H E R K A R A T A Ş

Türkiye onu ilk önce İstanbul sevdalısıbir şair olarak tanıdı. Şiir kitaplarının ar-dından, özgün bir üslupla kaleme aldığı çoksayıda hikaye kitabı yayınlanan Sunay Akın,yaptığı işi ‘okur-yazar’ olarak tanımlıyor.Okur-yazar olmanın getirdiği bilgi biriki-mini, kitaplarının dışında TV programları,tek kişilik gösteriler, üniversiteler ve fir-maların toplantılarında toplumla paylaşanAkın, bu çalışmalarından elde ettiği gelir-

le, 2005 yılında Türkiye’nin ilk özel oyun-cak müzesini açtı.

İstanbul Oyuncak Müzesi’nin Avru-pa’nın en iyi oyuncak müzesi seçilmesi ne-deniyle 21 Mart’ta İtalya’nın Bolognakentine ödülünü almaya giden Akın, dün-yada bu başarıyı yakaladıkları halde, Tür-kiye’de anlaşılmadığını düşünüyor. Akın, va-kıf müzelerinin vergi ödemediğini belirtirkenancak özel müze olmaları nedeniyle ken-dilerinin vergi ödediğinden yakınıyor.

Son yıllarda daha çok müzecilik faa-

Türkiye’nin ilk özel oyuncak müzesinikuran şair, ‘okur-yazar’ Sunay Akın,müzecilik faaliyetlerinin Türkiye’dençok Avrupa’da değer gördüğünüdüşünüyor. Avrupa Oyuncak ve ÇocukMüzeleri Birliği’ni kurma göreviniüstlenen Akın, edebiyat çalışmalarını,TV programlarını ve tek kişilikoyununu da sürdürüyor.

Page 2: Dünyadamüzekuran ilkşair:SunayAkınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/36YASAM/30-33.pdf · 30 İSMMMOYAŞAM OCAK-ŞUBAT2012 Y A Ş A M ’ I N P O R T R E S İ Dünyadamüzekuran

liyetlerine odaklansa da 2010 yılında ‘Çorap Ka-çığı’ adıyla son şiir kitabını çıkaran şair Sunay Akın,eskisi kadar çok şiir kitabının çıkmamasının ne-denini; “Benim öyle çalakalem yazılan süslemecibir şiir anlayışım yok. Benim şiirim damıtılarakçıkıyor, bakma böyle çok konuştuğuma, şiirde sus-kunluğa yakın dururum” diye açıklıyor. Şair, okur-yazar Sunay Akın’la dünden çok, bugün ve ge-leceğe dair planlar üzerine söyleştik.

Biz sizi şair, yazar, edebiyatçı, TVprogramcısı, öğretim görevlisi ve oyuncuolarak tanıyoruz. Siz kendinizi nasıl ta-nımlıyorsunuz?

Vasıfsız, elinden bir iş gelmeyen, bir sanatıolmayan okumamış insanlar için okur-yazar ta-nımı kullanılır. Bana ‘kendini tanıt’ dediklerinde,okur-yazar olduğumu söylüyorum. Ben bu yaşakadar sadece okudum ve yazdım.

İnsanın sevdiği işi yapması ve bun-dan para da kazanması çok güzel değil mi?

Hayır, ben bundan para kazanmıyorum.Daha çok paramı buna yatırıyorum. Gösterile-rimden, kitaplarımdan aldığım telif haklarım var.Ama ben bu paranın bir kuruşuna dokunmadan,üstüne ailemden bana kalanları koyarak, oku-mak ve yazmanın ne kadar önemli olduğunu an-latmaya çalışıyorum. Mesela siz bana dünyadamüze kuran bir şair-yazar gösterebilir misiniz?Türkiye benim bu yaptığımın önemini fark etmiyorama dünya fark ediyor.

Dünya sizin müzecilik faaliyetlerinizinnasıl farkına vardı?

Ailemden kalan Göztepe’deki köşkte kur-duğum İstanbul Oyuncak Müzesi Avrupa’nın eniyi oyuncak müzesi seçildi. Avrupa Müze Aka-demileri’nin verdiği bu ödülü almak için Mart’ın21’nde İtalya’nın Bologna kentine gittim. Geçenyıl da Avrupa Müze Birliği’nin ödül törenine da-vet edildik. 174 müze arasından finale kalan 24müzeden biriydik. Yaklaşık 40 yıldır yapılan buödülün tarihinde finale davet edilen tek oyuncakmüzesi bizim müze oldu. Ödül almasak da bu bi-zim için çok önemli. Avrupa Birliği Kültür Ko-misyonu, 2012 yılında Avrupa Oyuncak ve Ço-

cuk Müzeleri Birliği kurmaya karar verdi. Birli-ğin kurucu ülkeleri, Portekiz, Belçika, Romanyave Türkiye olacak. AB, projenin başına bizi koy-duğu için bu yıl bir de bu projeyi hayata geçire-ceğim. Sonuçta bir ateş yaktık; bu ateşi büyütüpgüçlendirmek istiyoruz. Artık Türkiye’de bu ate-şin büyümesini kimse durduramaz.

Türkiye’de anlaşılmadığınızı düşü-nüyorsunuz, neden?

Anlaşılmıyorum diyorum çünkü ben müzekurduğum ilk günden beri, bin bir türlü zorluk-la karşılaştım ve bunların bir kısmını hala çöze-miyorum. Örneğin vergi ödüyoruz. Bir müze ver-gi öder mi? Buranın adı, Sunay Akın Müzecilik Hiz-metleri Ltd. Şti. Kâr etmek amacıyla kurulmayanşirketler statüsü var ama vergi ödüyoruz. Size dört

isim sayacağım. Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ve Su-nay Akın. Bunların hepsinin müzesi var, üçü va-kıf müzesi kurmuş, Sunay Akın’ınki özel müze.Sunay Akın da vakıf kursun diyorlar ama SunayAkın’ın bir holdingi yok… Yani benim vakfedipvergiden düşeceğim param yok. Onun için ver-gi ödüyorum.

Peki neden oyuncak müzesi?Hayallerin, düşlerin de bir tarihi var. İn-

san önce hayal eder, sonra gerçekleştirir. Oyun-cak bu söylediklerimin tanığıdır. Mesela insanoğlu1920’li yıllarda aya gitmeden önce hayal kur-du ve oyuncağını yaptı, sonra aya gitti. Biz 1920’liyıllarda oyuncak diye çocuklarımıza kaynana zı-rıltısı topaç veriyorduk. Şimdi bak yerimizde dö-nüp duruyoruz, hiçbir yere gidemiyoruz. Bir ül-

OCAK-ŞUBAT 2012

YAŞAM’IN

PORTRESİ

İSMMMO YAŞAM � 31

EN BÜYÜK DÜŞÜ, İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİSunay Akın, İstanbul Oyuncak Müzesi’ni 23 Nisan 2005 yılında, 20 yılda dünyanın çe-

şitli ülkelerinde bulunan antikacılardan ve açık arttırmalardan edindiği 4 binden fazla oyun-cakla kurdu. Sergilenen oyuncakları, kitaplarından, tek kişilik sahne oyunlarından ve televiz-yon programlarından edindiği teliflerle satın aldı. Akın, ailesine ait Göztepe’deki beş katlı ta-rihi konağı bu düşün gerçeğe dönüşmesi için kullandı. Müzenin her odasının sahne tasarım sa-natçısı Ayhan Doğan tarafından bir tiyatro sahnesi görünümünde tasarlandı. İstanbul OyuncakMüzesi, sponsorların desteğiyle ayakta duruyor. Müzenin sponsorları; Türkiye İş Bankası, Fa-ber Castell, Isuzu, Şölen Çikolata, Aviva Sigorta, Anel Grup, Jotun Boya...

Page 3: Dünyadamüzekuran ilkşair:SunayAkınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/36YASAM/30-33.pdf · 30 İSMMMOYAŞAM OCAK-ŞUBAT2012 Y A Ş A M ’ I N P O R T R E S İ Dünyadamüzekuran

OCAK-ŞUBAT 201232 � İSMMMO YAŞAM

YAŞA

M’I

NPO

RTR

ESİ

kenin sokağı o ülkenin çocuklarının oyunlarına benzer.Oyuncağın tarihi, bilimin, uygarlığın tarihidir. Oyuncakmüzesini gezen bir insan aslında bilimin, mimarinin, in-san ilişkilerinin, ülkelerin tarihini görüyor. Ayrıca oyun-cak üretildiği dönemin bir modeli ve tanığıdır. Yaklaşık20 yıl önce Nürnberg’de ilk kez gördüğüm oyuncak mü-zesinden çok etkilendim. Oyuncak müzesi kurma fikri ozaman gelişti.

Siz başka müzelerinin de kuruluşuna da ön-cülük ediyorsunuz değil mi?

23 Nisan 2011 tarihinde Antalya Büyükşehir Be-lediyesi için bir oyuncak müzesi kurdum, daha doğrusu omüzeye küratörlük yaptım. Burası kadar büyük değil amaçok güzel bir müze oldu. 23 Nisan 2012’de de GaziantepBüyükşehir Belediyesi için bir oyuncak müzesi kuruyoruz.Bunun yanı sıra bir de Barış Manço Müzesi kurdum.

Türkiye’deki müzelerin durumu ve müzeci-lik kültürünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Müzeler toplumların hafızasıdır, belleğidir. Müze-leri olmayan toplum alzheimer olmuş bir insan gibidir. Tür-kiye’nin bütün sorunu bilgi toplumu olamamasıdır. Bununiçin müzelere ihtiyacımız var, ben bunun mücadelesini ve-riyorum. Türkiye’de müzecilik çok zayıf; onun için des-teklenmeli. Aslında son yıllarda müzecilik konusunda çokbüyük yenilikler de oldu. Hakkını vermek lazım, hem dev-let müzeleri kendini toparlama sürecine girdi ve çok doğ-

ru işler yapmaya başladı; hem de özel müzeler çoğaldı.Bizim müzeciliğimizi tartışma gibi bir lüksümüz de yok.Toplumun müzeye bakışını değiştirmek gerekiyor, Milli Eği-tim Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’na bu konuda çok bü-yük sorumluluklar düşüyor. Özellikle Maliye Bakanlığı özelmüzeciliğe destek olmalı. Çünkü dünyada para kazananmüze yok.

En son ‘Bir Çift Ayakkabı’ adlı kitabınız çık-tı. Kitaplarınızda genellikle ayakkabı gibi simge-sel bir konu etrafında dönen hikayeler oluyor. Ne-den?

Bu Sunay Akın tarzı, üslubu. Zaten kitaplarımın öz-günlüğü de buradan geliyor. Edebiyatta, sanatta yeni birşey yapmak lazım. O yüzden var olanı tekrar etmek be-nim işim değil, ben fotokopi makinesi değilim, özgün işyapmayı seviyorum. Her kitabımda, pergelin çivisi bir ko-nunun üstünde duruyor, çember giderek değişiyor, onunetrafında dolanıyor. Nasıl ki bir orkestrada pek çok çalgıvarsa ben de bir kitapta pek çok farklı duyarlılığı yan yanagetiriyorum.

Siz aslında bir şair olarak tanındınız ama şim-di daha çok kitaplarınız, gösterileriniz, program-larınızla göz önündesiniz. Eskisi kadar şiir yazmıyormusunuz?

Düz yazı yazılırken onun kitap olacağını bilirsiniz.Ama şiir yazarken onun kitabının çıkacağını bilmezsiniz.

İSTANBUL’AARKADAŞOLDU

1962 yılındaTrabzon’da hayata göz-lerini açan Sunay Akın,ilk çocukluk yıllarındaçay tabaklarının içindegördüğü Kız Kulesi’ne 10yaşında kavuştu. Ailesi,daha iyi eğitim imkân-ları olduğu için İstanbul’ayerleşince Sunay Akın İs-tanbul’la arkadaş oluponu dinledi. Ardındanda çalışmalarıyla bu şeh-rin büyüsünü bize an-lattı. Lise öğrenimini İs-tanbul Haydarpaşa Li-sesi’nde tamamlayanAkın İstanbul ÜniversitesiCoğrafya Bölümü’ndenmezun oldu.

Page 4: Dünyadamüzekuran ilkşair:SunayAkınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/36YASAM/30-33.pdf · 30 İSMMMOYAŞAM OCAK-ŞUBAT2012 Y A Ş A M ’ I N P O R T R E S İ Dünyadamüzekuran

OCAK-ŞUBAT 2012 İSMMMO YAŞAM � 33

Şiir zamanla kendini gösterir, şiirin hızıyladüz yazının hızı aynı değildir. En son ge-çen yıl Çorap Kaçığı adıyla şiir kitabım çık-tı. Benim öyle çalakalem yazılan süsle-meci bir şiir anlayışım yok. Benim şiirimdamıtılarak çıkıyor, bakma böyle çok ko-nuştuğuma şiirde suskunluğa yakın du-rurum.

Toplumun şiire ilgisi eskiyegöre azalıyor mu, şiir kitaplarınınazalması bu yüzden mi?

Evet, eskiden şiir gündemdeydişimdi artık şiir tercih edilmiyor. Bu ben-den kaynaklanmıyor ama. Gidin kita-bevlerine, şiir kitabı bulamazsınız. Ede-biyatın mutfağı dergilerdir, şiir dergileribile kalmadı.

Bir yandan da TV program-larınız devam ediyor. Radyo prog-ramı düşünüyor musunuz?

Sky Türk’te Hayat Deyince ve Ya-şamdan Dakikalar adlı programları ya-pıyorum. Maalesef çok sevdiğim ve is-tediğim halde zamansızlıktan radyoprogramı yapamıyorum. Zamansızlıktanüniversitede hocalık da yapamıyorum ar-tık, onu da bıraktım. Bir de devlet tiyat-rolarında tek kişilik bir oyunum var. Dev-let tiyatrosu oyunculuğu onuruna sahipdeğilim ama Devlet Tiyatrosu’nun dışa-rıdan sahnesini verip programına aldığıtek oyun benim oyunum. Hapishanele-re gidip mahkumlara gösteriler de yapı-yorum. Bir de tabii müzeyi ayakta tutmamgerekiyor. Bu kadar çok şeyi aynı andayapınca bazı şeylere zaman kalmıyor.

Oyunculuğunuzu ‘meddahlıkyapmak’ olarak tanımlıyorsunuz.Neden?

Çünkü ben sözlü edebiyat yapı-yorum. Kendi metinlerimi, kendi sana-tımı, kendi edebiyatımı, yazılarımı,eserlerimi, oyunlarımı sahneye taşıyo-rum.

Kendi filminizi çekmeyi dü-şünüyor musunuz?

Düşünüyorum ama onu yapacakekonomik gücüm yok. Emeğimi, gelirimintamamını, müzeciliği Türkiye’de geliş-tirmeye veriyorum. Zaten benim ana he-defim, Türkiye’de müzeciliği, oyuncak mü-zelerini, çocuk müzelerini geliştirmek, yay-gınlaştırmak.

Siz sanki kendi yarattığınızbir masal dünyasında çok mutlu birhayat sürüyorsunuz. Masallaragerçekten inanıyor musunuz?

Çok güzel tanımladınız, inanın.Bunu duyduğuma sevindim. Evet öyle çün-kü ben hayatta hiçbir zaman bir mesleksahibi olmadım. Hayata bir iş bulayım diyebakmadım. Bu halim ailemi zamanındaçok kaygılandırdı. Ama oldu başardım çün-kü ben insanlara çok inandım. Tabii ki benmasallara da inanıyorum. Masallar ol-masaydı, uçan halılar, uzay gemileriolur muydu? İnsanlar aya gidebilir miy-di?

Hikayelerinizin ana eksenitarih üzerine kurulu. Tarih sizin içinneden bu kadar önemli?

Tarih, coğrafya, sosyoloji, arkeo-loji gibi disiplinleri kullanmadan sanat ya-pamazsınız. Edebiyat yapmak bütün budisiplinlere egemen olmak demek. Benokur-yazarım, okunacak her şeye ilgi du-yuyorum. Ama tarih özellikle ilgimi çe-kiyor çünkü bana göre tarih geçmiş de-ğildir, yarındır. Beni ilgilendiren düşlerin,hayallerin, aydınlanmanın tarihi... Oyüzden insan merkezli tarih yazarak, ge-leceğe ışık yakıyorum.

Peki özel hayatınıza nasılvakit ayırıyorsunuz?

Nasıl oluyor bilmiyorum inanın. Üs-telik ben çok evcil bir insanım. Tüm bu koş-turmaca içinde çocuğuma ve eşime de va-kit ayırmaya çalışıyorum.

YAŞAM’IN

POR

TRESİ

‘HİSSE SENETLERİ DEĞİL,HİSSİ SENETLER ÖNEMLİ’

Sunay Akın, kağıt gemilerden emekli bir kaptan ola-rak yazmaya başladığı şiirlerini 1989’da ‘Makiler’ adıyla ya-yınladı. Bu ilk eserinin arkasına ‘Antik Acılar’, ‘Kaza Süsü’ve ‘62 Tavşanı’ adlı şiir kitaplarını sıraladı. Düzyazıda da an-cak bir şairin yazabileceği konulara el attı. İstanbul’un Na-zım Planı, Kız Kulesi’ndeki Kızılderili, Ay Çöreği ve Deniz Yıl-dızı, Önce Çocuklar ve Kadınlar, İstanbul’da Bir Zürafa, On-lar Hep Oradaydı, Kırdığımız Oyuncaklar, Kule Canbazı, Tun-cay Terzihanesi, Ay Hırsızı ve Çorap Kaçığı ve ‘Bir Çift Ayak-kabı’ kitapları da Akın’ın imzasını taşıyor. Birçok radyo vetelevizyon programı yapan Akın, Marmara Güzel SanatlarFakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde de dersler ver-di. Tek kişilik oyunuyla da yurt içi ve yurt dışında birçok gös-teri gerçekleştiren Sunay Akın, “Bir milletin gerçek değer-leri hisse senetleri değil, hissi senetleridir” sözüyle yolculu-ğuna devam ediyor.