do Ğru ya Şama b İÇİmİkitap/dogru_yasam.pdf213 abdest duaları 214 abdestten sonra 215...

260
DOĞRU YAŞAMA BİÇİMİ (Sırat-ı Müstakim) Derleyip düzenleyen Dr. İsmail ULUKUŞ Antalya, 2016

Upload: others

Post on 26-Jan-2020

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

DOĞRU YAŞAMA B İÇİMİ

(Sırat-ı Müstakim)

Derleyip düzenleyen

Dr. İsmail ULUKUŞ

Antalya, 2016

2

Bu eserin, üzerinde herhangi bir değişiklik yapılma-

ması ve ticarî bir amaç taşımaması kayıt ve şartıyla,

derleyicisinin yazılı izni olmaksızın her türlü vasıta

ile çoğaltılıp dağıtılması serbesttir.

3

Bu derlenti ilgili görüş, düşünce, öneri, tavsiye, soru ve eleştirilerinizi, aşağıdaki e-posta adresimizi kullanarak bize iletebilirsiniz. Bize yazmanız,

bizim için bir sevinç kaynağı olacaktır. Lûtfen rastladığınız hata ve yanlışları da bize bildirmekten çekinmeyiniz.

İletişim

Adres Kırcami Mah. Avni Tolunay Bulv.

No: 119/13 Antalya

Tel&Faks (0242) 344 58 69

e-posta [email protected]

Web www.esinti.biz

4

İçindekiler 001 İnsanın Do ğru Yaşama Biçimi 002 Tüm hayırların ba şı: İman! 003 Doğru bir imana sahip olmalı? 004 İman, söz ve i ş 005 Bid'atlerden uzak durmalı 006 Günümüzde i şlenen bazı bid'atler 007 İmanımızı zayıflatan ve güçlendiren şeyler 008 Namaz ve iman 009 İman göstergesi olan bazı davranı şlar 010 Her işe Besmele ile ba şlamak 011 Besmele ile i şe başlayanın 012 Haram i şlere besmele çekilmez 013 Allah'a hamdüsena etmek 014 Resulullah'a salâvat getirmek 015 Kıyamette Resulullah'a en yakın olan 016 Rabbimizin buyrukları 017 Büyük günahlar 018 Yapılması yasak olan i şler 019 Yenilip içilmesi haram olan şeyler 020 Haram kazanç yolları 021 Rızkını helal yollardan kazanmalıdır 022 Rızkı artıran ve azaltan şeyler 023 Yemek âdâbı: Besmele ile ba şlamalı 024 Yemek âdâbı: Allah'a hamd ile bitirmeli 025 Dua âdâbı 026 Beddua ve Lanet 027 Hatasız kul olmaz 028 Tevbe ve İstiğfar 029 Allah (c.c.) kulun tevbesine sevinir 030 Gençlerin tevbesi 031 Günahını gizlemeli 032 İçinde kul hakkı olan günahlar 033 Selâmla şmayı yaymak 034 Selâm, kelâmdan öncedir 035 Evlere selâmsız girmemelidir 036 Kibirden uzak olmalı 037 Dargınlık müminin felaketidir 038 Allah'ı anmanın önemi 039 Allah indinde en kıymetli söz

5

040 Şehid olarak ölmek için 041 Dini yayarken ölen şehid 042 Sevgi ve dü şmanlıklarımız kim için? 043 Allah'ın rahmetinden uzak olmayalım 044 Küçük şirk: Riya ve gösteri ş 045 İhlaslı olmaya çalı şmalı 046 Emanete hıyanet edilmemeli 047 Verdiği sözü, mutlaka yerine getirmeli 048 Hak şahitlikten kaçınılmamalı 049 İlim ö ğrenmek ve ö ğretmek 050 İlim ö ğrenmek, her ibadetten de ğerli 051 En üstün sadaka 052 Alimlere büyük övgü 053 Bir alimin ölümü 054 İyili ği emredip kötülükten sakındırmak 055 Doğru sözlü olmak 056 Hayır konu şmak ya da susmak 057 Yalan, nifak kapısıdır 058 Gıybet, kovuculuk, söz ta şıma 059 Şematet , alaycılık, ayıplama 060 Haset ve gıbta 061 Kindarlık 062 Hediye ve hediyele şme adabı 063 Takva, vera, züht 064 Korku ile ümit arasında olmak 065 Tevekkül, Allah'a güvenmek 066 Tul-i emel, tamahkârlık, aç gözlülük 067 Kazaya rıza ve Sabır 068 İman, sabır demektir 069 Sabırın belirtisi, sızlanmamaktır 070 Sabredenlerin mükâfatı 071 Şükür, önemli bir iman göstergesi 072 Nasıl şükredilir? 073 Kanaatkâr olmak 074 İsraf haramdır 075 Cimri olmamalı 076 Cimrilik ve cömertlik 077 Kimseden bir şey istememeli 078 Ana-babanın rızası, cennet yoludur 079 Ana-babaya isyan, büyük günahtır 080 Ana-baba hakkı nasıl ödenir? 081 Ana-babaya iyilik ömrü uzatır 082 Akrabalar ziyaret edilmeli 083 Allah rızası için din karde şini ziyaret

6

084 Övmek ve övülmek 085 Komşuluk 086 Komşu hakkı 087 İyi ve kötü kom şu 088 Kul hakkı 089 Allah’ın kullarını üzmemeli 090 Misafir a ğırlamanın faziletleri 091 Misafirlik ve misafir a ğırlama adabı 092 Evlenme ve bo şanma 093 Saliha bir e şe sahip olmak 094 Kadınlar, erkeklere Allah'ın emanetidir 095 Eşine kar şı güler yüzlü olmalı 096 Hanımının huysuzluklarına katlanmalı 097 Erkek, ailenin yöneticisidir 098 Kadınların en iyisi 099 Kadınlar, kocalarına itaatli olmalı 100 Kadının cihadı, kocasıyla iyi geçinmektir 101 Kadınlara özel mükâfatlar 102 En zararlı şey: Çok konu şmak 103 Ya hayır konu şmalı, ya da susmalı 104 Tatlı dilli olmak 105 Danışan pi şman olmaz 106 Danışana doğru bilgi vermeli 107 Zinadan uzak olmalı 108 Gözün, elin, ayakların zinası 109 Zina afetleri 110 Livata ve e şcinsellik haramdır 111 Karşı cinse benzemeye çalı şmak 112 Avret yerlerini açmamalı 113 Örtülü çıplaklar 114 İçki, bütün kötülüklerin anasıdır 115 İçki, ki şide hayâ perdesini kaldırır 116 Sihir, büyü, fal, u ğursuzluk 117 Haksız yere cana kıymamalı 118 Yetimlere sahip çıkılmalı 119 Dul ve yetimlere iyilik 120 Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık 121 Ticaret ve ticarette do ğruluk 122 Ticarete hıyanet karı ştırmamalı 123 Rızık için çalı şmak 124 Faiz 125 Borçlanma 126 Sefer (yolculuk) 127 Yolculuk adabı

7

128 Üç aylar ve Regaip kandili 129 Recep ayının faziletleri 130 Miraç kandili 131 Şaban ayı ve Berat kandili 132 Ramazan (rahmet, ma ğfiret ve kurtulu ş) ayı 133 Kadir gecesi 134 Kadir gecesinin fazileti 135 Mevlid kandili 136 Aşure günü 137 Zilhicce'nin faziletleri 138 Cuma Bayramı 139 Cuma Namazı 140 Cuma günü gelince sevinmeli 141 Cuma günü çok salavat okumalı 142 Cuma gününün bazı faziletleri 143 Namaz, dinin dire ği, imanın özüdür 144 En faziletli ibadet 145 Bazı namazlar daha kıymetli 146 Abdest ve Namaz günahlara kefarettir 147 Kur'an okumak 148 Ezan ve Kamet 149 Camiler ve cami adabı 150 Cemaatin önemi 151 Beş vakit namazı camide kılmalı 152 Cemaatle namaz 153 Cemaatle namaz kılarken 154 Namazın erkânı 155 Namazdan sonra tesbihat ve dua 156 Namazlardan sonra zikir 157 Gece namazı (Teheccüd) 158 Kimlerin namazı kabul olmaz 159 Diğer namazı kabul olmayacaklar 160 Namaz ile ilgili di ğer bazı konular 161 Ramazan orucu 162 Ramazan orucunun faziletleri 163 Oruçta hayır bırakmayanlar 164 Özürsüz Ramazan orucunu kaçırmamalı 165 Sahur ve iftar yemekleri 166 Orucun dünya ve ahıret faydaları 167 Nafile oruçlar 168 Din karde şi için nafile oruç bozulur 169 Zekât 170 Zekâtı verilmeyen mal 171 Zekât nisabı -1-

8

172 Zekât nisabı -2- 173 Zekât kimlere verilir, kimlere verilmez? 174 Hac ve umre 175 Haccın şartları ve rükünleri 176 Kabr-i şerifi muhakkak ziyaret etmeli 177 Kurban kesmek 178 Kandilller, bayram gün ve geceleri 179 Küçücük bir günahtan kaçınmak 180 Bazı büyük günahlar 181 Çalgı, oyun, e ğlence nifak kayna ğı 182 Çalgıcı ve şarkıcıların ço ğalması 183 Din, güzel ahlâktır 184 Geçimsiz insanda hayır yoktur 185 Yumu şak huylu olmak (Rıfk ve Hilm) 186 Yumu şak huyluya cehennem haram 187 İnat, münaka şa ve mücadele 188 Tartışmamalı, kimseyi incitmemeli 189 Herkese iyi zanda bulunmalı 190 Öfkelenme 191 Şehvet 192 Dünya ve ahıret sevgisi 193 Dünya, ahirete tercih edilirse 194 Hatalaın ba şı, dünyaya dü şkünlük 195 Allah korkusundan a ğlamak 196 Zerre imanı olan Cehennemde kalmaz 197 Allah'a hüsnü zan etmeli 198 Cehennemdeki en hafif azap 199 Cennet 200 Cennet ehli 201 Cennet ehli en büyük sevinci: Rüyet 202 Sağlık ve afiyette bulunmak 203 Hastalık 204 Tedavi 205 Temizli ğe çok dikkat etmeli 206 Çevreye zarar vermemeli 207 "Her iyilik, sadakadır" 208 Bir mümini sevindirmek 209 Yardım edenin yardımcısı Allah'tır 210 Gece uyanınca 211 Sabah namazını kaçırmamalı 212 Namaz hazırlı ğı 213 Abdest duaları 214 Abdestten sonra 215 Sünneti evde kılmalı

9

216 Camide ilk safta yerini almalı 217 Niyetsiz namaz olmaz 218 Namazda hu şu ve hudu 219 Namazdan sonra isti ğfar 220 En faziletli tesbih 221 Günahları ba ğışlatan tesbihatlar 222 Namazdan sonra dua 223 Dua, müminin silahıdır 224 Namazdan sonra okunacak dualar -1- 225 Namazdan sonra okunacak dualar -2- 226 Duadan sonra şunları da yapmalı 227 Güneş doğana kadar 228 Güne dua ile ba şlamalı 229 Kahvaltı ve yemeklerde bir arada olmalı 230 Kahvaltıda dini bilgilendirme 231 Yola çıkarken 232 Hayra niyet edilirse, i ş ibadet olur 233 Kişi öncelikle hep ahiretini dü şünmeli 234 İşe başlarken 235 İşinde dürüst olana övgü 236 Dinini kayıran insanlarla olmak 237 Akşam evine dönünce 238 Mubah şeylerle e ğlenmek hakkımız 239 Yatsı namazı 240 Yatsı namazından sonra 241 Abdestli olarak yata ğa girmeli 242 Yatmadan önce ve yatarken 243 Uykudan önce isti ğfar 244 Ve imanımızı tazelemeliyiz 245 Sabah ak şam okunacak dualar

10

ÖNSÖZ

Rahman ve rahim olan Ulu Allah'ın adıyla... Bu küçük kitabı ta-mamlamayı nasip eden Ulu Rabbime hamdüsenalar olsun.

Bu kitabın içeriğinde, birazcık dikkat ettiğimizde ve onlara uygun yaşadığımızda Allah'ın izniyle günlük hayatımızın her aşamasını güzelleştirecek, insanlarla ilişkilerimizin iyileşmesine yardımcı olacak, her yönümüzle bizleri erdemli, yumuşak huylu, herkesle uyumlu, herkesle iyi geçinen, çevresine zarar vermeyen fakat her haliyle fayda sağlayan, her yerde ve her zaman sevilip sayılan, kendisinden daima iyilik beklenen, güzel ahlâk sahibi insanlar haline getirecek Kur'an-ı kerim ve Hadis-i şeriflerden derlenmiş hayat ilkeleri ve güzel ipuçları vardır. Onlara uyanlar hep hayır ve iyilikle karşılaşacaklardır.

Elinizdeki bu kitabı, internetten derlenmiş ve konularına göre tasnif edilmiş bir ayet ve hadis derlentisi olarak da değerlendire-bilirsiniz. Derlemelerin önemli bir çoğunluğu dinimizislam.com ve mehmetalidemirbas.com adlı internet sitelerinden olmak üzere, ehl-i sünnet itikadı üzere yayın yapan güvenilir sitelerden yapılmıştır. Kendilerinden derleme ve alıntı yaptığım tüm sitelere şükranlarımı sunarım.

Doğru Yaşama Biçimi adı ile yayınladığımız bu derlentinin tüm değerli okuyucularım için hayırlara vesile olmasını diler, saygı ve selâmlarımı sunarım. Lütfen bu güçsüze dualarınızı esirgeme-yiniz.

Dr. İsmail Ulukuş

22 Haziran 2015 Pazartesi Antalya

11

Bu kitaptan en iyi şekilde nasıl yararlanılır?

Değerli okuyucularım, önsözde de belirtildiği gibi elinizdeki bu kitap konularına sınıflandırılmış bir hadis derlentisidir. Gerektiği durumlarda, bazı konularda o konu ile ilgili ayet-i kerimeler de verilmiştir.

Hadis-i şerifler, yaratıcımız Allahü Tealâ tarafından bizlere bir rehber, yol gösterici ve hayat düsturu olarak gönderilmiş bulunan Kur'an-ı kerimin, bizzat Allah'ın değerli elçisi Resulullah (s.a.v.) Efendimiz tarafın-dan yapılmış bir açıklama, yorum ve uygulamasıdır. Resulullah Efendi-miz, Kur'an-ı kerimde verilen her buyruğu, her yasağı, her öğüt ve tavsi-yeyi bizzat hayatında yaşamış ve bizlere örnek bir doğru yaşam tarzı sunmuştur.

İşte bu güçsüzün, sizlere bu kitapta sunmaya çalıştığın durum da Resu-lullah Efendimizin bu örnek yaşam tarzıdır. Resulullah Efendimizin bu yaşam tarzı, dini kitaplarda sırat-ı müstakim olarak belirtilen ve bizleri güzel ahlâk sahibi olgun insanlar haline getirerek hem dünyamızda ve hem de ahıretimizde ebedi bir mutluluğa ulaştıracak olan Doğru Yaşama Biçimi 'nin bir şablonunu sunmaktadır.

Değerli okuyucularım, eğer bu kitaptan en iyi şekilde yararlanmak istiyor-sanız, lütfen onu sıradan bir hikaye kitabı gibi okuyup geçmeyiniz. Aksine her konu başlığı altında okuduğunuz bilgileri hayatınıza uygula-maya çalışınız. Resulullah Efendimizin hadis-i şeriflerinde bildirdiği her olguyu bizzat hayatınızda yaşamaya çalışınız ve onları adeta karış karış bedeninize nakşediniz.

Mesela Resulullah Efendimiz "Evlere selamsız girmeyiniz " diyor ise ve siz de o güne kadar evinize selam vermeden giriyorsanız, o günden itibaren mutlaka selam vererek giriniz ki zamanla alışkanlık haline gelsin. Resulullah Efendimiz "yemekten önce ve sonra ellerinizi yıkayın" di-yorsa, ve o güne kadar siz bunu yapmamış iseniz, o günden sonra ellerinizi yıkamadan sofraya oturmayınız.

Böyle yaptığınız takdirde bir süre sonra İslam bizatihi sizin hayatınıza sinecek, dinimizin ne güzel bir ya şama tarzı oldu ğunu bizzat yaşaya-rak öğrenecek, Rabbinize ve O'nun elçisine olan muhabbetiniz artacak, sağlam bir imana ve tevekküle kavuşacaksınız.

Saygılarımla..

12

001 İnsanın Do ğru Yaşama Biçimi

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ, insanı yarattı. Onu kendisini tanıyacak, iyi ve kötüyü ayırt edecek bir temyiz gücüyle (akıl ile) donattı. Ve ona, Rabbi olarak kendisine inanmasını ve kendi ulu vardığını tanıyıp O'na kulluk etmesini öngören İslam 'ı teklif etti.

Islam , Adem (a.s.)'dan bu yana yürürlükte olan bir "yaşama dü-zeni "dir. Bir "ilahi e ğitim sistemi "dir. Bununla Rabbilalemin insana olan nimetlerini tamamlamak istemektedir.

"Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister..." [Maide, 6]

İslam'ın amacı insanı olgunluğun zirvesine taşıyarak onu çevre-siyle uyumlu, mutlu bir varlık haline getirmek ve böylece ona sonsuza kadar sürecek bir saadet bahş etmektir. İslam, insanın "doğru yaşama biçimi "dir. Ne yazık ki bu sistemden ancak Allah'a iman edip O'na kulluğa razı olanlar yararlanabilmektedir. Kendi nefislerinin arzularına kul olup Allahü Tealâ'yı reddedenler ise bundan yararlanamamaktadır,

Bu sistemin temel kaynağı Kur'andır. Kur'an, Allah (c.c.)'ın insanları terbiye etmek, onlara doğru yolu göstermek, geçmişteki yanılmaları anlatmak, ahıret alemi hakkında bilgi vermek ve kendi hükümlerini bildirmek için gönderdiği son kitabtır. Son elçi Muhammed Aleyhisselam, bu doğru yolu bizzat kendi yaşayarak bizlere göstermiştir. Ondan günümüze gelen söz ve davranışlara Sünnet denir. Sünnetlerin yazı ile ifadesine de Hadis adı verilir. Resulullaha inanıp O'na tabi olarak O'nun sohbetlerinde bulunan Sahabe-i Kiramın kendileri yaşayıp doğruluğu konusunda muta-bık kaldıkları, söz ve davranışlara da İcma-i Ümmet denir.

Bilginlerimiz bu üç kaynağa dayanarak İslam'ın getirdiği "mutlu-luk yolu "nun esaslarını ortaya koymuşlardır. Onların bir hayat tarzı olarak bizlere sundukları bu doğru yola, ehl-i sünnet yolu denir. Ehl-i sünnet yolu, Islam'ın en doğru yorumu olup tüm insanlığın "Doğru Yaşama Biçimi "dir. Onu yaşayan ebedi mut-luluğa erer.

13

002 Tüm hayırların ba şı: İman!

Değerli okuyucularım, bütün hayırların başı "iman "dır. İman, in-sanın, kendi Yaratan'ı ve onun en büyük dostu olan Rabbine ina-nıp O'nun öğüt, tavsiye, buyruk ve yasaklarına göre hareket etmeyi kabul etmesinin adıdır.

Bütün kötülüklerin başı da küfür "dür. Küfür, insanın, bu âlemi ba-şıboş sanıp onun bir yaratıcısı olduğunu kabul etmeyerek kendi nefsinin heveslerine göre hareket etmesinin adıdır.

Allahü Tealâ'nın en sevdiği şey "iman ", en sevmediği şey de küfür 'dür.

İnsanın dünya ve ahıret esenliklerinin sebebi iman 'dır. Ayetlerde:

"Hiç şüphesiz iman edip salih ameller işleyenleri, imanların-dan dolayı Rableri hidayete erdirir." [Yunus, 9]

"Allah'ın âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ..." [Nahl, 104] buyruldu.

O sebeple, kişi ve toplum olarak, Allahü Tealâ'ya inanıp O'nun iradesine bağlanmadan, yani O'nun öğüt, tavsiye, buyruk ve yasaklarına uymadan, dünya ve ahıret hayatında huzur, sükun, esenlik ve mutluluk beklemek, boş bir kuruntudan ibarettir.

Dünya ve ahıret sıkıntılarının en önemli sebebi, insanın, nefsinin arzu ve isteklerine bağlanması, onları doyurmaya çalışmasıdır. Halbuki insanın ihtiyaçları gibi, heva ve istekleri de sonsuzdur. Bunların peşine takılan, sonu olmayan bir yola girer. Telaşı ve sıkıntıları hiç bitmez. Bu aşırı dünya sevgisi, ona Rabbini unuttu-rur. Zamanla onu küfre sürükler. Ayet-i kerimede:

"...onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahırete tercih etmiş-lerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez." [Nahl, 107] buyruldu.

14

003 Doğru bir imana sahip olmalı?

Dinin kalble ilgili olan görünmeyen kısmına "İman ", ibadetlerle ilgili olan görünen kısmına da "İslam " denir. İman, İslam'ın temelidir. İman olmadan, bir kişi bütün ibadetleri yapsa hiçbir değeri olmaz.

"Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O, ahirette de kaybedenlerdendir." [Maide, 5] "Kâfir olarak ölenlerin i şleri, dünyada da, ahirette de boşa gider." [Bakara, 217] O sebeple doğru bir imana sahip olmaya çalışmalıdır. Resulullah:

"Mü şriklere karşı Lâilâhe illallah deyinceye kadar savaşmakla emr olundum. Bunu söylediklerinde kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Allah'ın hakkı müstesna." [Buhari, Müslim] buyurdu. Kudsî hadiste de:

" Lâilâhe illallah, Benim kalemdir. Kaleme giren kişi benim azabımdan emin olur." buyruldu.

Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi, kişi Lailahe illallah demekle İslam sınırları içine girerse de bu kusurlu bir iman olur. Doğru ve kâmil bir iman için imanın 6 temel şartına ku şku ve tereddüt duymadan inanmalıdır. Ayet-i kerimelerde: "Ey İnananlar! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indir-diği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır." [Nisa, 136] " Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye (kader'e) göre yaratmışızdır." [Kamer, 49] buyruldu

15

.004 İman, söz ve i ş

Değerli okuyucularım, iman kalbî bir olgudur. Ayet-i kerimede:

"Siz iman etmediniz ama, İslâm olduk, deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi." [Hucurat, 14] buyruldu.

Ancak İslam bilginleri, toplumsal bir hayat yaşayan bizlerin, bir Müslüman olarak muamele görebilmemiz için imanın dil ile de ikrarını şart olarak görmüşler ve " İman kalb ile tasdik, dil ile ikrardır" buyurmuşlardır.

Ehl-i sünnet itikadına göre, ameller imandan bir pa rça değil-dir . İmam-i azam Ebu Hanife hazretleri:

"Amel, imandan parça değildir. Günah işleyene kâfir denmez. İman herkese gerekirken, her amel herkese gerekmez. Mesela nisaba ulaşmayan fakir zekat vermez. Fakat bu fakire iman gereklidir." buyurdu. Aşağıdaki hadis-i şerif de, büyük günah işlemekle bile kişinin imanını kaybetmiş olmayacağını açık bir şekilde göstermektedir:

"Cebrail aleyhisselam, Allah’a şirk koşmadan ölen her Müslü-man Cennete girer, dedi. Zina ve hırsızlık eden de Cennete girer mi, dedim. Evet, dedi. Aynı suali üç defa sordum. Üçün-cüsünde ise: Evet, zina ve hırsızlık eden mümin de Cennete girer, dedi." [Buhari, Müslim, Bezzar]

Günah işlemekle veya ibadetlerini yapmamakla insan imanını yitirip dinden çıkmaz ise de her iyi ve kötü iş, kişinin imanını etkiler. O sebeple Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

" İman; kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir" [İhya] buyurdu.

O sebeple zamanla küfre düşmemek için ibadetlerimizi asla terk etmemelidir.

16

005 Bid'atlerden uzak durmalı İslam dininde olmayıp inanç, ibadet ve adetlerde sonradan ortaya çıkan davranışlara bid'at denir. Her bid'at bir sünneti ortadan kaldırır. Bid'atler yayılınca dinin aslı unutulur, sonradan uydurul-muş şeyler dinmiş gibi yaşanmaya başlar. Hadis-i Şeriflerde: " Şüphesiz, sözün en hayırlısı, Allah’ın kitabıdır. Siret ve ahlâkın en hayırlısı Muhammed (a.s.)’ın siret ve ahlâkıdır. Dini i şlerin en kötüsü sonradan ortaya çıkanıdır. İbadette, sonradan ihdas edilen her şey, bid’attır ve bid’at de ateştir." "Din adına uydurulan her şey bid’attir, her bid’at sapıklıktır; her sapıklık da Cehenneme götürür." [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai] "Bir bid’at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz, hamurdan (yağdan) kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur." [İbni Mace] buyruldu. Doğruyu bilip gücü yettiği halde insanlara bildirmeyen-ler hakkında da Resulullah Efendimiz çok ağır konuşmuştur. "Bid’atler yayılıp, sonra gelenler öncekilere lanet ettiği zaman, doğruyu bilenler herkese söylesin! Eğer söylemeyip gizlerse, Allahü teâlânın indirdiği Kur’an-ı kerimi gizlemiş olur." [İbni Asakir] "Ortalık karı şır, yalanlar yayılır, adetler ibâdetlere karıştırılır ve Eshabıma dil uzatılırsa, doğruyu bilen herkese bildirsin! Doğruyu bilip de gücü yettiği hâlde bildirmezse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üzerine olsun!" [Deylemî] "Bid’at sahibine hürmet eden, İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur." [Taberani] buyruldu.

17

006 Günümüzde i şlenen bazı bid'atler

Namazlardan sonra âyet-el-kürsi okunur, tesbihler çekilir ve dua edilir. Dua ederken salâten tüncina okunur. Âyet-el kürsinin okun-uğu yerde salâten tüncinayı okumak sünneti değiştirmek olur, yani bid'attir. Günümüzde sık işlenen bazı bid'atler ile bunların bid'at olduğunu bildiren kaynaklar aşağıda verilmiştir:

İnce çoraba veya çıplak aya ğa mesh etmek. (Dürer) Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak. (Bezzâziyye) Namazı hoparlör ile kıldırmak . (Mezahibi erbea, Elmalılı tefsiri) Sünnet ile farz namaz arasında dua etmek, tesbih çe kmek, üç İhlas okumak. (İbni Âbidin) Müezzinin tesbihlere komuta etmesi. (El edille) Namaz kılıp, duadan sonra şükür secdesi yapmak. (Dürr-ül Muhtar) Namazlardan sonra imamla eli gö ğse koyarak selamla şmak. (S. Ebediyye) Camide her namazdan sonra müsafeha etmek. (Redd-ül Muhtar) Estağfirullahel'azim ellezi... diye ba şlayan isti ğfarı müezzinin yüksek sesle okuması. (El İbda) Vaazdan sonra, cenazede yüksek sesle dua etmek. (Mekâtib-i şerife) Mezar taşı üzerine âyet-i kerime, şiir, methiye v.s. yazmak. (S. Ebediyye) Aşure günü a şure pi şirmeyi ibadet sanmak. (S. Ebediyye) Bir kabirden ba şka bir yere nakledilirken tekrar cenaze namazı kılmak. (Hindiyye) Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemek. (Şerh-i Akâid) Kadını bir defada üç talakla bo şamak. (Mecmua-i Zühdiyye) Cenazede yüksek sesle tekbir getirip ilâhi okumak. (Halebi) Cenaze namazından sonra konu şma yapmak. (Zübdet-ül-makamât) Ölü evinden helva vs. da ğıtmak. Ölünün 3, 7, 40, 52 veya 53 üncü günlerini yapmak. (Tahtavi) Kısa sakala sünnet demek. (Hadika) [http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2735, M. Ali Demirbaş]

18

007 İmanımızı zayıflatan ve güçlendiren şeyler Değerli okuyucularım, hiç kuşku yok ki, bir insanın imanına zarar veren en önemli şey, kalbin, nefsin heveslerine bağlanarak Rab-bini unutmasıdır. Yani, kişinin, Allah'ın yasakladığı işlere, haram ve mekruhlara dalmasıdır. Kalbde imanın yeşerip gelişmesine sebep olan şey ise Allah'ı çok hatırlamaktır. Resulullah (s.a.v) Efendimiz: "Kur'an ve zikir, tıpkı suyun otu büyütmesi gibi, kalbde imanı büyütür." [Ramuz el-Ehadis] "Her şeyin bir cilası vardır; kalbin cilası da Allahü Tealâ'-yı anmaktır." [Beyheki] buyurdu. Abdullah ibni Abbas (r.a.)'ın anlattığına göre: "Allah Elçisinin zamanında, farz namazlar bittikten sonra yüksek sesle zikir yapılırdı!" [Buhari] Zikirle ilgili olarak Resulullah Efendimiz: “En büyük günah, Allah’ı unutmaktır.” “Kul, kendini Allah’ın azabından kurtarmada, zikrullahtan daha etkili bir amel işlememiştir. [Tirmizî, İbni Mâce] “Size mecnun deninceye kadar Allah’ı çok anın!” [Hâkim] “Gece ibadet edemeyen, malını hayra sarf edemeyen kimse, Allahü teâlâyı çok ansın!” [Bezzar] "Allah’ı zikreden ile etmeyenin misâli, diri ile ölünün misâli gibidir." [Buhari] buyurdu.

19

008 Namaz ve iman

Değerli okuyucularım, "İman, iş ve söz " başlıklı yazımdan hatırlayacağınız gibi, ehl-i sünnet itikadına göre ameller imandan bir parça de ğildir . Yani bir kişi günah işlemekle veya ibadetlerini yapmamakla dinden çıkmaz. Dinden çıkmak demek, kişinin imanını yitirmesi demektir. Ama namaz konusunda İslam bilginleri arasında tam bir mutaba-kat sağlanamamıştır. Çünkü Resulullah (s.a.v.) Efendimiz iman ve namaz ile ilgili olarak buyurdu ki:

"Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur." [Beyheki]

"Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir." [Taberani]

"Her şeyin bir özü vardır İmanın özü de namazdır." [Beyheki]

"Küfrü imandan ayıran şey, namazı terk etmektir." [Tirmizi]

"Namazı kasten terk eden kimse kâfir olur." [Taberani]

"Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur." [Nesai]

" İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir." [İbni Neccar]

O sebeple namazı kesinlikle hafife almamalı, namazlarını aksat-madan, dört başı mamur biçimde kılmaya çalışmalıdır. Resulul-lah (s.a.v.) Efendimiz: "Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehit sevabı verilir." [Tergib-i Hadimi] buyurdu.

20

009 İman göstergesi olan bazı davranı şlar Değerli okuyucularım, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz namazda ol-duğu gibi diğer bazı konularda da, bazı durumların iman göster-gesi olduğunu bildirmiştir. Bunlara çok önem vermeli, günlük hayatımızda bu halleri yaşamaya çalışmalıdır. Mesela, abdestli bulunmaya ve beş vakit namazı camide kılmaya çalışmalıdır:

"Abdestli olarak ölen, ölüm acısı çekmez; çünkü abdest, imanlı olmanın alametidir. Namazın anahtarı, bedenin günahlardan temizleyicisidir"

"Abdestli yatıp da ölen şehiddir." [Deylemi]

"Camiye devam edenin imanına şehadet ediniz." [Tirmizi] Diğer yandan ibadetlerin zorluklarına, başa gelen sıkıntı, bela ve musibetlere, eşimizin, arkadaşlarımızın, komşularımızın verdiği rahatsızlıklara sabretmek, ve başta iman olmak üzere Rabbimizin bizlere bahş ettiği hadsiz hesapsız nimetlere şükretmek de önemli bir iman göstergesidir. Hadis-i şeriflerde:

" Şu üç şey iman alametidir: Belâya sabır, nimete şükür, kazaya rıza." [İhya]

" İmanın yarısı sabır, diğer yarısı ise şükürdür." [Beyhekî]

"Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir." [Deylemî]

"Oruç sabrın, sabır da, imanın yarısıdır." [Ebû Nuaym]

" İmanı en üstün olan; sabırlı, cömert ve hoşgörülü olandır." [Deylemi] buyruldu.

21

010 Her işe Besmele ile ba şlamak

Değerli okuyucularım, hiç kuşku yok ki, insanın en büyük dostu ve yardımcısı, tüm nimetlerin asıl sahibi olan Allahü Tealâ'dır. Ayet-i kerimelerde buyruldu ki:

" Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir." [Hadid, 9]

"Allah müminlerin dostudur." [Al-i imran, 68]

"Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor." [Maide, 6]

"Allah sizin yardımcınızdır. O ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır." [Enfal, 40]

"Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostu ise tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara götürür." [Bakara, 257]

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ, inanan insanların en büyük dostu ve yardımcısı olduğu gibi, O'nun mübarek adı da, bütün rahmet kapılarının altın anahtarıdır. Her işe, şeytandan Allah'a sığınarak Allahü Tealâ'nın adıyla başlamak, o işin hayırla sonuç-lanmasına vesile olur. Onun için her işimize:

"Euzü billâhi min e şşeytânirracîm, Bismillâhirrahmânirra-hîm" diyerek başlamalıdır.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz hadis-i şeriflerinde:

" Besmele ile başlanmayan her önemli iş noksan kalır." [Beyheki]

22

011 Besmele ile i şe başlayanın

" Besmele ile yazı yazanın haceti kolaylaşır, Allahü Tealâ da razı olur." [Deylemi]

" Besmele ile işe başlayanın günahları af olur." [İ. Rafii]

" Besmele yazılı bir kağıdı, yerden kaldıran sıddıklardan yazılır." [Tergibussalat]

" Besmele yazılı bir kâğıdı, çiğnenmesin diye hürmetle yerden kaldıran, sıddıklardan yazılır. Ana babası kâfir de olsa, azapları hafifler." [İ. Süyutî]

"Hoca çocuğa Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü tealâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehenneme girmemesi için senet yazdırır." [S. Ebediyye]

"Amel defterinde 700 Besmele bulunanı Allahü Tealâ Cehennemden çıkarır." [Tergibussalat]

"Bin kere Besmele okuyanın dört bin büyük günahı af olur." [Tergibussalat]

"Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, 'Bu eve girmeme imkan yok' der, dönüp gider." [Tibyan]

"Sıkıntıya düşen, Bismillahirrahmanirrahim ve lâhavle ve lâkuvvete illa billahil aliyyil azim derse, her türlü sıkıntıdan kurtulur." [Deylemî]

" Besmele ile yenen yemek bereketli olur." [İbni Mace]

"Yemeğe Besmele ile başlayıp, sonunda Elhamdülillah diyenin, daha sofra kalkmadan günahları af olur." [Taberani]

"Yemeğe başlarken, Allahü teâlânın adını anın, yani Besmele çekin! Başında besmele çekmeyi unutan, hatırladığı zaman, Bismillahi alâ evvelihi ve ahirihi desin!" [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Hâkim]

23

012 Haram i şlere besmele çekilmez

" Şu üç yerde ismimi söylemeyin: Yemeğe besmele çekerken, hayvanı besmeleyle keserken ve aksırınca." [Beyhekî]

"Su içerken Besmele çek, bitince de Elhamdülillah de ve üç nefeste iç!" [İbni Sünni]

"Deve içişi gibi tek bir içişle su içmeyin, ikişer üçer defada için. İçmeye Bismillah diyerek başlayın, bitirince Elhamdülillah deyin." [Tirmizî]

"Soyunurken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler." [İ. Ebiddünya]

"Helaya girerken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler." [Tergibussalat] buyurdu.

Değerli Kardeşim, Allahü Tealâ'nın bizlere bahşettiği her türlü nimeti kullanmaya başlarken, meselâ arabamıza binerken, elbi-semizi giyerken, suyumuzu içerken v.s."Euzü Besleme " çekmeyi bir alışkanlık haline getirmelidir. O, nimeti kullanıp yararlandıktan sonra da "Elhamdulillah" diyerek Allahü Tealâ'ya hamdüsena etmelidir. Böylece o nimetin şükrünü yerine getirmiş oluruz. Alla-hü Tealâ şükredilen nimeti azaltmaz, artırır.

Yalnız bizlere verilen nimetleri kullanırken değil, hayatımızdaki her iyi ve faydalı işe başlarken Besmele çekmeyi alışkanlık hali-ne getirmelidir.

Haram ve kötü i şlere başlarken Besmele çekilmez . Allahü Tealâ'nın yasakladığı haram işler yapılırken Besmele çekmek, Allahü Tealâ ile alay etmek olur ki böyle bir davranış "Küfür "dür. Yanlışlıkla böyle bir şey yapılırsa hemen tevbe edip "Kelime-i Şehadet" getirerek imanımızı tazelemek gerekir.

24

013 Allah'a hamdüsena etmek

Değerli okuyucularım, Ulu Allah, insanın sahibi, veli-i nimeti ve onun en büyük dostudur. İnsanı varlığa getiren O olduğu gibi, tüm ihtiyaçlarını karşılayarak onu ayakta tutan da O'dur.

İnsana çeşitli vasıta ve vesilelerle gelen her nimetin gerçek sahibi Allah'tır. O, verdiği bedensel, fizyolojik ve psikolojik yeteneklerle ona hadsiz hesapsız nimetler ihsan etmiştir. Verdiği akıl ile içinde bulunduğu durumu, geçmişini ve geleceğini değerlendirmesini, oluşabilecek sıkıntılar için önceden çeşitli önlemler almasını sağlayan O'dur. Çeşitli planlar ve projeler yaparak hayatını kolaylaştıracak birçok bilgi, bulgu, icat ve olağan üstü yapıtlara imza atmasını sağlayan O'dur.

Bütün bunların da ötesinde, sağladığı "din " gibi mükemmel bir eğitim desteğiyle, insanı, diğer hiçbir canlıya bahşetmediği büyük bir davranış olgunluğuna ulaştıran da O'dur.

Bütün bunların, burada sayıp dökülmesi asla mümkün olmayan bu hadsiz hesapsız nimetlerin karşılığında insanın bir minnet ve şükran borcu yok mudur? Elbette vardır... Olmalıdır... Onun için insan Rabbine kullukta asla kusur etmemeli ve her vesile ile, "Elhamdulillahi Rabbilalemin" diyerek en büyük dostu olan mevlâsını hamdüsena ile anmalıdır.

Allah (c.c.) hazretleri kendisine yöneleni asla yardımsız bırak-maz. Ayet-i kerimelerde;

"(Allah) kendisine yöneleni doğru yola iletir." [Şûra, 13]

"Allah şüphesiz, iyi davrananlarla beraberdir." [Ankebut, 69]

"Allah size dost olarak da yeter, yardımcı olarak da yeter." [Nisa, 45] buyruldu.

25

014 Resulullah'a salavat getirmek

Değerli okuyucularım, insanın beşinci mânâ boyutunda, bizlere ulaşan ve bizlerin olgun insanlar haline gelmemizi sağlayan ilahi feyzler ve ilahi rahmetin en önemli vasıtası, kuşkusuz, Resulullah (s.a.v.) Efendimizdir. Allahü Tealâ, onun için:

“Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik!” [Enbiya, 107] buyurdu.

O, ümmetine çok düşkün ve onlara karşı çok merhametlidir. Onun bu durumu Kur'anda;

“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.” [Tevbe, 128]

ifadeleriyle anlatılıyor.

O sebeple o rahmet nuru Peygamberi, rahmet ve dua ile anmak, hepimiz için en önemli görevlerden biridir; bir vefa ve minnet bor-cudur. Allahü Tealâ;

" Şüphesiz ki Allah ve melekleri peygambere salat ederler. Ey iman edenler! Siz de onun için salat ve selam edin." [Ahzab, 56] buyurdu.

Hadis-i şeriflerde de:

"Her gün yüz defa salevat getiren, münafıklıktan ve Cehennem ateşinden uzaklaşır ve kıyamette şehitlerle beraber olur." [Taberani]

"Bana bir salât getirene, Allah ve melekleri yetmiş salât geti-rir." [İ. Ahmed]

26

015 Kıyamette Resulullah'a en yakın olan

"Kıyamette bana en yakın olan, en çok salevat getirendir." [Tirmizi]

"Cuma günleri bana 80 salevat okuyanın 80 yıllık günahı affolur." [Şir’a]

"Kim, kitabına ismimi yazdıktan sonra, bana salat ve selam da yazarsa, ismim o kitapta kaldığı müddetçe, melaike, o kimse için istiğfar eder." [Taberani]

"Yanında anıldığım halde bana salevat getirmeyenin burnu sürtülsün!" [Tirmizi] buyruldu.

"Bir kimse, bana salevat getirdiği sürece, melekler de, onun için istiğfar eder. Artık isteyen az, isteyen çok salevat getirsin." [İ.Ahmed] buyruldu.

Çeşitli salavat duaları vardır. En kısa olanlarından ikisi şöyledir:

"Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âl i seyyi-dina Muhammed"

(Allah'ım, efendimiz Hz. Muhammed'e ve onun ailesine rahmet, mağfiret ve ihsan eyle!)

"Cezallahü annâ Muhammeden mâ hüve ehlühü"

(Allahü Tealâ, Hz. Muhammed'i bizim adımıza mükafatlandırsın ki, O zaten buna ehildir.)

İkinci salavat için, kim bu salavatı bir kere okursa, yetmiş meleğin bin sabahta ona sevap yazmaktan yorulacakları rivayet edilmiştir.

27

016 Rabbimizin buyrukları

Rabbimizin iman esaslarıyla ilgili buyrukları şunlardır:

1. Allah'ın varlığına ve birliğine inanılacaktır. 2. Meleklerine inanılacaktır. 3. İndirdiği kitaplara inanılacaktır. 4. Pergamberlerine inanılacaktır. 5. Ahiret gününe inanılacaktır. 6. Kadere, yani bütün hayır ve şerlerin Allahü

Tealâ’nın yaratmasıyla olduğuna inanılacaktır.

*** Rabbimizin ibadet esaslarıyla ilgili buyrukları şunlardır:

1. Kelime-i şahadet getirilerek kalbimizdeki iman herkese duyurulacaktır.

2. Günde beş kere, belli vakitlerde namaz kılınacaktır. 3. Ramazan ayında her gün oruç tutulacaktır. 4. Zekâta tabi, zekât nisabı kadar malımız varsa,

bunların zekâtı verilecektir. 5. Gücü yeten, ömründe bir kere hac edecektir.

*** Rabbimizin güzel ahlâkı tesis için vazettiği buyrukları şunlardır:

1. Allahü Tealâ bir bilinip O, hiç unutulmayacaktır. 2. Helâlinden yenilip içilecektir. 3. Rızkın Allah'tan olduğuna inanılacaktır. 4. Helâlinden temiz giyinilecektir. 5. Hakka tevekkül edilecektir. 6. Kanaat edilecektir. 7. Nimete şükredilecektir.

28

8. Kazaya rıza gösterilecektir. 9. Belâlara sabredilecektir. 10. Günahlara tevbe edilecektir. 11. İhlâsla (yalnız Allah rızası için) ibadet edilecektir. 12. Şeytan, düşman bilinecektir. 13. Kur'an hüccet tutulup hükmüne razı olunacaktır. 14. Ölüm hak bilinip ona hazırlanılacaktır. 15. Allah'ın sevdiğini sevip sevmediğinden kaçılacaktır. 16. Anaya babaya iyilik edilecektir. 17. İyilik emredilip kötülük yasaklanacaktır. 18. Akraba, ziyaret edilecektir. 19. Emanete hıyanet edilmeyecektir. 20. Takva üzere olunacaktır. (Takva, Allah korkusuyla

yasaklanan işlerden uzak durmak demektir) 21. Allah'a ve Resulüne itaat edilecektir. 22. Devlet başkanına itaat edilip kanunlara uyulacaktır. 23. Âleme, ibret nazarı ile bakılacaktır. 24. Allah'ın varlığı (yarattıkları), tefekkür edilecektir. 25. Dil, haram ve fuhuş sözden korunacaktır. 26. Kalb, masivadan arıtılacaktır. 27. Hiç kimse, maskaralığa alınmayacaktır. 28. Harama bakılmayacaktır. 29. Sözüne sadık olunacaktır. 30. Kulak, münkerat dinlemekten korunacaktır. 31. İlim (ahkâm-i şer'iye), öğrenilecektir. 32. Ölçü ve tartı aletleri, hak üzere kullanılacaktır. 33. Müslüman fakirlere zekât verilip yardım edilecektir. 34. Nefsinin hevasına tabi olunmayacaktır. 35. Aç olan, doyurulacaktır. 36. Rızık için çalışılacaktır. 37. Nefis, günahlardan temizlenecektir. 38. Tevazu ehli olunacaktır. 39. Baliğ olmamış yetimin malı, korunacaktır.

29

017 Büyük günahlar

Aşağıdaki işler, Rabbimizce yasaklanmış, yapılması haram kılın-mış işlerdir. Bunlar, değişik kaynaklarda büyük günahların en ağırları olarak bildirilmiştir. Bunlardan uzak durulmalı, işlenirse hemen tevbe ve istiğfar edilmeli, varsa kefareti verilmeli, kul hak-kı söz konusu ise hak sahibine ödenerek helâllaşılmalı ve bir daha kesinlikle yapılmamalıdır.

1. Allah'a ortak koşulmayacaktır. 2. Haksız yere adam öldürülmeyecektir. (intihar aynı) 3. Zina edilmeyecektir. (Nikahsız cinsel ilişkide bulu-

nulmayacaktır.) 4. Anaya babaya karşı gelinmeyecektir. 5. Allah için savaşta, düşmandan kaçılmayacaktır. 6. Namuslu kadına zina suçlamasında bulunulma-

yacaktır. 7. Yalancı şahitlik yapılmayacaktır. 8. Yalan yere yemin edilmeyecektir. 9. Haksız yere yetim malı yenilmeyecektir. 10. Sihir yapılmayacaktır. 11. Faiz ile para alınıp verilmeyecektir. 12. Hırsızlık yapılmayacaktır. 13. Alkollü içki içilmeyecektir. 14. Livata (anal seks ve eşcinsellik) yapılmayacaktır. 15. Küçük günahta ısrar edilmeyecektir. 16. Allah'ın azabından emin olunmayacaktır. 17. Allah'ın rahmetinden ümit kesilmeyecektir. 18. Kabe'nin Hareminde günah işlenmeyecektir. 19. Söylemediği söz, Resûlullah'a isnat edilmeyecektir.

Ayet- i kerimede: "Size yasak edilen büyük günahlardan kaçı-nırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz." [Nisa, 31] buyruldu.

30

018 Yapılması yasak olan i şler

1. Kumar oynanmayacaktır. (Toto, Lotto, Piyango, bütün bahis oyunları aynı kategoridedir.)

2. Rüşvet alınmayacaktır. 3. Emanete hıyanet edilmeyecektir. 4. Gasp yapılmayacak, başkasının malı, zorla elinden

alınmayacaktır. 5. Hak şahitlikten kaçınılmayacaktır. 6. Uyuşturucu kullanılmayacaktır. 7. Mahrem ve salih akrabaya ziyaret terk edilmeyecektir. 8. Ölçü ve tartıda haksızlık yapılmayacaktır. 9. Kalb kırılmayacaktır. 10. Yalan söylenmeyecektir. 11. İftira edilmeyecektir. 12. Kibirlenilmeyecektir. 13. Haset edilmeyecektir. 14. Gıybet edilmeyecektir. 15. İnsanlar arasında söz taşınmayacaktır. 16. Cimrilik yapılmayacaktır. 17. Helâle haram, harama helâl denilmeyecektir. 18. Domuz eti yenilmeyecektir. 19. Leş yenilmeyecek ve yedirilmeyecektir. 20. Avret yeri, başkasına gösterilmeyecek ve başkasının

avret yerine bakılmayacaktır. 21. Kadınlar erkek elbisesi, erkekler kadın elbisesi

giymeyeceklerdir. 22. Kadınlar, beylerinden izinsiz ziyarete gitmeyecektir. 23. Kadınlar, erkeklerinin yatağından kaçmayacaktır. 24. İman ettikten sonra, dinden dönülmeyecektir. 25. Namaz, vaktinden önce ve sonra kılınmayacaktır. 26. Ramazan orucu, özürsüz, Müslümanların önünde

yenilmeyecektir. 27. Zekât vermekten kaçınılmayacaktır. 28. Yaptığı iyilik, başa kakılmayacaktır. 29. Ehlinin mahrem yeri, anasına benzetilmeyecektir.

31

30. Ehlinin anasına sövülmeyecektir. 31. Dünyaya muhabbet beslenmeyecektir. 32. Erkekler, ipek elbise giymeyecektir. 33. Ölüm hastası, varisinden mal kaçırmayacaktır. 34. Devlet adamlarının günah olmayan emirlerine karşı

gelinmeyecek, kanunlara saygılı olunacaktır. 35. Falcıların gaipten haber verdiğine inanılmayacaktır. 36. Köpeğin artığı yenilip içilmeyecektir. 37. Özürsüz, elin kadınına kızına (namahreme) bakıl-

mayacaktır. 38. Bir namaz vaktini kaçıracak kadar cünüp durulma-

yacaktır. 39. Adetli ve loğusa olan ehline yaklaşılmayacaktır. 40. Allahü Tealâ’dan ve İslâmiyet’in bildirdiği isimlerden

başka şey söyleyerek yemin edilmeyecektir. 41. Ahlâksız şarkılar söylenmeyecektir. 42. Kur'an öğrenildikten sonra, unutulmayacaktır. 43. Eshab-i kirama kötü söz söylemeyecektir. 44. Karın doyduktan sonra yemeğe devam edilmeyecektir. 45. Zaruretsiz olarak, kahkaha ile çok gülünmeyecektir. 46. Gücü yeten, günaha mani olmamazlık etmeyecektir. 47. Canlı hayvan ateşte yakılmayacaktır. 48. Birbirine nişan alınmayacaktır. 49. Cahillikte ısrar edilmeyecektir. 50. İlimden kaçınılmayacaktır.

Yukarıdakilerin birçoğu, ayet-i kerime ile yasaklanmış büyük günahlardandır. Allahü tealâ'nın gadabı günahlar içinde gizlidir. Bunların hepsinden uzak durmaya çalışmalıdır.

32

019 Yenilip içilmesi haram olan şeyler

Değerli okuyucularım,

Yemek ve içmek, hayatımızın en önemli biyolojik olaylarından birisidir. Hayatımızı sürdürebilmek için yemek-içmek zorundayız. Onun için Allah'a inanan bir ki şinin yenilip içilecek (helâl) ve yenilip içilmeyecek (haram) şeyleri iyi bilmesi gerekir.

Allahü Tealâ insanlara zarar verecek şeyleri yasaklamıştır. Bun-lar 8 kalem şeydir. Fakat insanların bir kısmı, nefislerine uymaları sebebiyle, on binlerce helâl şey dururken, yazık ki bu birkaç ha-ram şeyi tercih ederler.

Yenilip içilmesi haram (yasak) olan şeyler şunlardır.

1. Leş

2. Akıtılmış kan

3. Domuz eti

4. Allah'tan başkası adına kesilmiş hayvanların etleri

5. Sarhoş edici içkiler

6. Haram yollardan elde edilmiş yiyecek ve içecekler

7. Zehirli, necis ve insana zarar veren yiyecek ve içecekler

8. Yırtıcı hayvan ve yırtıcı kuşların etleri

Ancak bunların zaruret halinde ihtiyaç kadar yenmesi helâl olur. Zaruret durumu, insanı veya insanın bir organını ölüme götüren durum demektir.

Zaruret durumları dışında, haram şeylere tevessül etmemelidir. Bu konularda kötü alışkanlıklarımız varsa, bir an önce terk etmeli ve tevbe istiğfar ederek onun günahından arınmaya çalışmalıdır.

33

020 Haram kazanç yolları

Değerli okuyucularım, yiyecek ve içeceklerin bir kısmının kendile-ri haramdır. Kan, leş, domuz eti, alkollü içkiler gibi. Diğer bir kıs-mı da kendileri helâl olduğu halde, "haram kazanç yolları" ndan elde edilmeleri sebebiyle haram olur.

Haram kazanç yolları şunlardır:

1. Hileli ve zekatı verilmemiş ticaret kazançları 2. Hileli çalışma ile elde edilmiş ücret gelirleri 3. Hırsızlık, yani sahibinden habersiz alınmış mal ve paralar 4. Gasp, yani sahibinden zor kullanılarak alınmış mal ve paralar 5. Dolandırıcılık, yani sahibi aldatılarak, kandırılarak alınmış mal ve paralar 6. Kumar, piyango ve bahislerden elde edilen kazançlar 7. Faiz gelirleri 8. Alkollü içki, uyu şturucu ve benzerlerinin ticaretinden elde edilen kazançlar.

Bir ilke olarak şu söylenebilir: Kendimize yapılmasından razı olmayacağımız bir şeyi başkalarına yaparak elde edilen kazanç-lar bizim için uygun değildir. İnsanların dinlerine, mallarına, can-larına, akıllarına ve nesillerine zarar vererek elde edilen kazanç-lar helâl olmaz.

İnsanlara zarar vererek para ve mal kazanmaya çalışmamalıdır. İslam'da karşılıklı rıza esastır. Helâl kazancına, haram karıştır-mamalıdır. Geçimini helâl yollardan sağlamaya çalışmalıdır. Helal ve haram konusunda duyarlı olmalı, bunların ayrıntılarını fıkıh kitaplarından öğrenmelidir. Hadis-i şerifte:

Kendisi için sevdiğini, kardeşi için sevmeyen mümin değildir. [Buhari] buyruldu.

34

021 Rızkını helâl yollardan kazanmalıdır

Değerli okuyucularım, Helâl lokma çok önemlidir. Allah (c.c.):

"Helâl ve temiz şeylerden yeyin" [Bakara, 168] buyurdu.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de:

"Allah’tan korkun, istediğiniz şeylere kavuşmak için, iyi sebep-lere yapışın. Kötü sebeplere yanaşmayın! Hiç kimse, takdir edilen rızkına kavuşmadıkça ölmez." [Hâkim]

"Allah’tan kork, rızkını güzel yoldan ara, helali al, haramı terk et!" [İbni Mâce]

"Geçimini helalinden kazanmak, Allah yolundaki cihad gibi-dir." [Deylemî]

" İbadet on kısımdır; dokuzu helâl kazanmak, biri diğer ibadet-lerdir." [Beyhekî]

“Kim kırk gün helal lokma yerse, Allah onun kalbini nurlan-dırır, kalbinden hikmet pınarları akıtır.” [Ebu Nuaym] buyurdu.

Bir zaruret olmadıkça da kimseden bir şey istememelidir. Hadis-i şeriflerde:

" İnsanlardan bir şey istemeyeni, Allahü Tealâ zengin eder. Kanâat edene de Allah kâfidir." [Bezzâr]

"Halktan bir şey istemeyeceğine söz verenin cennete girmesine kefilim." [Nesai] buyruldu.

Ama istenmediği halde bir şey verilirse onu da almaktan çekin-memelidir. O verilen şey, Allahü Tealâ'nın gönderdiği bir rızıktır. Helâldir.

35

022 Rızkı artıran ve azaltan şeyler

Değerli okuyucularım, yaşanan olayların maddi sebepleri olduğu gibi manevi sebepleri de vardır. Maddi sebepler bilimsel yöntem-lerle tespit edilebildiği halde, manevi sebepler ancak Rabbimizin ve O'nun pek değerli elçisinin bildirmesiyle anlaşılır. Rızık Allah'-tandır. Rızkı takdir edip belirleyen Allahü Tealâ'dır

"Hiç kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavu-şup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir." [Hâkim]

"En güzel rızk, helale, harama dikkat edilerek kazanılandır."

[Nesaî]

Rızkı artıran en önemli sebep Allahü Tealâ'nın buyruğuna uygun yaşamaktır. Bunun aksi davranışlar da rızkı azaltır.

"Eceliniz sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece takip eder. Rızık için sıkıntı çekerseniz, Allahü teâlânın emrine uygun hareket edin." [Taberânî]

"Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir." [İbni Hibban]

"Çok sadaka verenin rızkı bollaşır ve duası kabul olur." [İbni Mâce]

"Sıla-i rahim edenin rızkı bollaşır." [Buharî]

"Günah i şlemek, rızıktan mahrum kalmaya sebep olur." [İbni Mâce]

"Yalan söylemek rızkı azaltır." [İsfehanî]

"Zina, fakirli ğe yol açar." [Beyhekî]

36

023 Yemek âdâbı: Besmele ile ba şlamalı

# Bir mümin, rızkı Allah'tan bilmelidir.

"Allahü Tealâ'nın rızıklandırmadığı bir canlı yoktur." [Hûd, 6]

"Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır." [İsrâ, 30]

# Helâl lokma yemeğe çalışmalıdır.

"Helâl ve temiz olanını yiyin." [Bakara, 168]

" İbâdet on kısımdır, dokuzu helâli talep etmektir." [Beyheki]

# Yemekten önce ve sonra elleri yıkamalıdır.

"Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalarda-dır!" [Tirmizi]

# Yemeğe Besmele ile başlamalıdır.

"Sizden kim bir şey yerse "Bismillah" (Allah'ın adıyla) desin. Başında söylemeyi unutursa, hatırladığında "öncesi ve sonrası için Bismillah" desin." [Ebû Dâvûd]

# Yemeği sağ el ile ve kendi önünden yemelidir.

"Ömer İbnu Ebi Seleme r.a. anlatıyor: Çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Resûlullah a.s. bana ikazda bulundu: "Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye!" Bundan sonra hep böyle yaptım." [Buhari]

37

024 Yemek âdâbı: Allah'a hamd ile bitirmeli

# Tabakta hiç artık bırakmamalıdır. İsraf haramdır.

"Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken isra-fa ve tekebbüre kaçmayınız." [Buhari]

# Mideyi tıka basa doldurmamalıdır.

" İnsanoğlu, midesinden daha kötü ve bozuk bir kap doldur-mamıştır. İnsana yemek için birkaç lokma yetişir. Eğer bunu yapamıyorsa, midesinin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini hava ile doldurmalıdır." [Tirmizi]

# Yemekten sonra "Elhamdulillah" diyerek Allah'a hamd etmelidir.

"Allah, kulunun yemek yiyip de bundan dolayı kendisine hamd etmesinden ve su içip de bundan dolayı kendisine hamd etme-sinden elbet hoşnut olur." [Müslim, Tirmizî ve Nesaî]

Yemek toplu olarak yeniliyorsa yemekten sonra Resulullahın bildirdiği "yemek duaları"ndan birisini okumak uygun olur. Hadis-i şeriflerde:

"Yemekten sonra, " El-hamdülillahillezi etamena hazettaame ve rezekana min gayrı havlin minna ve la kuvveh " duasını okuyanın günahları affolur." [Ebû Dâvûd]

"Peygamber efendimiz yemekten sonra El-hamdülillahillezi etamena ve sakana ve cealena müslimin duasını okurdu" [Tirmizi] buyruldu.

38

025 Dua âdâbı

Dua adabıyla ile ilgili olarak Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki:

"Dua ederken ellerinizi göğe doğru açın, aşağı doğru çevirmeyin, bitirince yüzünüze sürün!" [Ebû Davûd]

"Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua ederken önce Allahü tealâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!" [Tirmizî]

"Duanızın kabul olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?" [Şir’a]

"Allahü teâlâya yakararak edilen dua makbuldür." [Ebu Ya’la]

"Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur." [Buharî]

"Bir cemaatten bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse o duayı, Allah kabul eder." [Hâkim]

"Her gece seher vakti, Allahü tealâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, affedeyim. İsteyen yok mu, vereyim, duasını kabul edeyim." [Müslim]

"Kur’an ve ezan okunurken, düşman ordusuyla karşılaşınca, yağmur yağarken, zulme uğrayınca dualar kabul olur." [Taberânî]

" İsm-i a’zamla edilen dua makbuldür." [İbni Mâce]

"En efdal dua, Arefe günü yapılandır." [Beyhekî]

39

026 Beddua ve Lanet

Değerli okuyucularım, beddua etmekten ve lanet okumaktan çok sakınmalıdır. Kimse hakkında kötü zanda bulunmamalı, herkes hakkında iyi şeyler düşünmeli, kızgınlık duyup nefret etsek bile daima insanların iyiliği için hayır dua etmelidir.

"Allah Resûlüne (s.a.v.): Müşriklere beddua et ve onları lânetle! dediler. Ben, rahmet olarak gönderildim, lânetleyici olarak değil, buyurdu." [Müslim]

Ayrıca şöyle dua etti:

"Allahım! Senden mutlaka yerine getirmeni umduğum bir söz alıyorum: Ben bir insanım. Kime bir eziyet etmişsem, sövmüşsem, lânet etmişsem, vurmuşsam, bunları, onun için, kıyamet gününde, sana yaklaştıracak bir rahmet ve o kişinin sevabında bir artış nedeni eyle!" [Buharî]

Kendisi lanetleyici olmadığı gibi, müminlerin de ayıplayıcı, kusur arayıcı, lanetleyici olmamalarını öğütledi ve bu tür davranışları, hiçbir zaman hoşgörü ile karşılamadı. Hadis-i şeriflerde:

"Kim arkadaşını, tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa, o kimse, aynı günaha müptela olmadan ölmez." [Tirmizî]

"Mümin, kusur bulucu, lânet edici, azgın ve hayâsız olamaz." [Tirmizî]

"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın." [Ebu Dâvûd]

"Kendinize, çoluk çocuğunuza veya malınıza beddua etmeyin. Duaların kabul olduğu saate rastlar da, Allah tarafından kabul olunur." [Ebû Davûd, İ. Kurtubi] buyruldu.

40

027 Hatasız kul olmaz

Değerli okuyucularım, insan nefis taşıyan bir varlıktır. Nefis de hadsiz hesapsız arzu ve isteklerle donanmıştır. Bu arzu, istek ve hevesler olduğu sürece nefsin hata, kusur ve günahlardan tama-men uzak olabilmesi elbette mümkün değildir. O sebeple Resu-lullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir." [Tirmizî] buyurdu.

Demek ki bu hata ve kusurların kalbimiz üzerinde oluşturduğu manevi yıkımlardan kurtulmanın yolu tevbe etmektir. Resulullah:

"Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur." [Haraiti] buyurdu.

Esasen insanı meleklerden bile üstün konuma getiren de nefsinin bitip tükenmek bilmeyen arzu ve isteklerine rağmen, samimi bir iman ile bunlara gem vurmayı bilebilmesi, onları Rabbinin koydu-ğu sınırlar içine çekmeyi başarabilmesindedir. Bu sebepledir ki Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, yerinize günah işleyip tevbe eden, Allah'ın da bağışladığı başka bir toplum getirirdi" [Müslim] buyurdu.

Hatasız kul olmaz. Ama tevbe müminin kurtuluş kapısıdır.

"Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa da, tevbe edince, Allahü tealâ tevbenizi kabul eder." [İbni Mâce]

"Günahına tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir." [Tabe-ranî]

41

028 Tevbe ve İstiğfar

Değerli okuyucularım, tevbe, bir müslümanın yaptığı kötü işlere nedamet duyup pişman olarak yenidten Rabbine dönmesi de-mektir. Tevbenin bir kalble ilgili görünmeyen yönü (nedamet ve pişmanlık ) bir de sözle ilgili görünen yönü (isti ğfar ) vardır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Günahlara pişmanlı, tevbedir." [Hâkim] buyurdu.

Günahlara devam edip dururken pişmanlık duymadan ağzıyla istiğfar eden ise Rabbiyle alay etmiş olur: Hadıs-i şerifte:

"Günaha devam edip, diliyle istiğfar eden, Rabbiyle alay etmiş sayılır." [Beyhekî] buyruldu.

Genel ve ayrıntılı bir tevbe için euzu besmeleyi müteakip Allah'a hamd edilip Resulullah'a salavat okunduktan sonra:

Estağfirullah, esta ğfirullah, esta ğfirullah el-azim, el-kerim, ellezi lâilâhe illa hû, el-hayye'l-kayyume ve etûbü ileyh.

Tevbe Ya Rabbi (3 defa)

Ya Rabbe'l-âlemin, bulû ğa erdiğim andan şu ana kadar benden şirk, küfür, inkâr, isyan, nifak, fitne, zulüm, yala n, farkında oldu ğum olmadı ğım, gizli açık, büyük küçük her ne günah sadır oldu ise ben onların hepsine tevbe etti m. Nadim ve pişman oldum. Bir daha i şlememeye azm ü cezm ü kast ettim. Ya Rabbi, günahlarımı ba ğışla ve bu aciz kulunu bir daha onlara döndürme!

Tevbe Ya Rabbi, esta ğfirullah. Tevbe-i nasuh ile tevbeler olsun esta ğfirullah. Esta ğfirullah el-azim, el-kerim, ellezi lâ ilâhe illa hû, el-hayye'l-kayyume ve etûbü ileyh; t evbete abdin zalimin linefsihi lâ yemliku linefsihi mevten ve lâ hayaten ve lâ nu şura, ve es'eluhu't-tevbete ve'l-ma ğfirete ve'l-hidayete lena, innehu hüve't-tevvabu'r-rahim , denilir.

42

029 Allah (c.c.) kulun tevbesine sevinir

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ'yı en çok sevindiren, razı ve memnun eden şeylerden biri, kulunun günahlarından nadim ve pişman olup tevbe ederek yine kendisine dönmesidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, Allahü teâlâ, kulunun tevbe etmesine sevinir." [Buharî]

"Allahü teâlâ, tevbe edenin tevbesinden dolayı, susamış kimsenin suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve bir şey kaybedenin o yitiğini bulmasından daha çok sevinir. Her kim içten ve bir daha günaha dönmemek üzere Allah’a tevbe ederse, Allah da onun günahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve günah işlediği yere, bütün bunla-ra günahlarını unutturur." [Ebu-l-Abbas]

"Bir kimse, işlediği günaha tevbe edince, Allahü teâlâ melek-lerine buyurur ki: Şu kimseye bakın, günah işledi, günahın cezasını veren ve affeden bir Rabbi olduğunu hatırlayıp tevbe etti. Şahit olun ki onu affettim." [Buharî]

"Bir kul tekrar tekrar günah işler ve her defasında, Allahım! Benim günahımı bağışla! der. Allah da: Kulum günah işledi, affedecek, ya da sorumlu tutacak bir Rabbinin bulunduğunu bildi. Haydi istediğini yap! Ben seni bağışladım! buyurur" [Buharî]

"Allahü teâlâ, tevbe edenin günahlarını, yazıcı meleklerine unutturduğu gibi, kulun kendi organlarına ve dünyada bunu bilenlere de unutturur. O kimse, Allahü teâlâya kavuşunca, artık silinmiş günahından dolayı aleyhine şahitlik edecek kimse kalmaz." [İ. Asakir]

Tevbe için kısaca "Esta ğfirullah" demek de yeter.

43

030 Gençlerin tevbesi

Gençlerin tevbesi ise Rabbilalemini daha çok sevindirir. Çünkü gençlik yılları, nefsin en azgın olduğu yıllardır. İşte bu yıllarda kişinin günahlarına tevbe edip onlardan uzak durabilmesi, elbette mükafatı çok büyük olan bir iştir. Hadis-i şeriflerde:

"Allahü teâlâ, tevbekâr genci sever." [Ebuşşeyh]

"Allah’a tevbekâr gençten daha kıymetlisi yoktur. Günahlara devam eden ihtiyardan da, daha çok buğzettiği kimse yoktur." [Ramûz]

"Tevbe eden bir gencin cenazesi kabristana getirilince, Allahü teâlâ: Ey Melekler, bu kabristandan azabı kaldırın! Buraya tevbe eden bir genç getirildi. Onun olduğu yerdekilere azap etmeye hayâ ederim, buyurur ve bütün kabristandakilerden kırk gün, azap kalkar." [R. Nasıhin] buyruldu.

Bid'at sahipleri ve kötü ahlâklı kişiler ise, günahtan uzak dura-maz. Hadis-i şerifte bid'at sahipleri müstesna her günah işleyenin tevbesi olduğu bildirildi. O sebeple bid'atlerden, yani dinde olmayan şeyleri dinin icabı imiş gibi yapmaktan çok sakınmalıdır.

"Allahü teâlâ indinde kötü ahlâktan büyük günah yoktur. Çünkü kötü ahlâklı bir günahtan tevbe edip kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit günahtan kurtulamaz." [İsfehanî]

"Dinlerini parçalayıp, fırkalara ayrılanlar, bid’at sahipleridir. Her günah işleyenin tevbesi vardır. Bid’at sahipleri müstes-nadır. Onlar, tevbe etmezler. Ben onlardan uzağım, onlar da benden uzaktır." [Taberânî, Kurtubi]

44

031 Günahını gizlemeli

Değerli okuyucularım, hatasız kul olmaz. Ama hata ve günahla-rını herkese ifşa etmemelidir. Kötülüklerin ifşa edilmesi onların toplumda yaygınlaşmasına sebep olur. Bilerek veya bilmeyerek bir günah işlediği zaman, bunu kimseye söylememeli ve hemen tevbe etmelidir. Tevbeyi geciktirmemelidir. İnsanın birkaç dakika sonraya sağ çıkacağını kimse garanti edemez. Hadis-i şeriflerde:

"Ümmetimin tamamı affedilmiştir, ancak günahlarını ilân edenler müstesna!" [Buharî]

"Günah i şleyen, günahını kimseye söylemesin, onu örtsün ve tevbe etsin!" [Beyhekî]

"Gece şu günahları işledim, diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüş-ken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır." [Buharî]

Gizli işlediği günaha gizli, açık işlediği günaha açık tevbe etmeli-dir. Açık işlediği günaha açık tevbe ettiği zaman o günaha tanık olanlar, onun tevbesine de tanık olurlar. Hadis-i şeriflerde:

"Gizli i şlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et!" [Taberânî]

"Siz kimin iyili ğini söylerseniz Cennet ona vacib olur, kimin de kötülüğünü söylerseniz Cehennem ona vacib olur. Siz yeryü-zünde Allah'ın şahitlerisiniz." [Buharî] buyruldu.

Günahlarına hemen tevbe etmelidir. Bunu yapamamış ise hiç değilse ölüm hastalığında hemen tevbe etmelidir ki günah kiriyle ahıret âlemine göçmesin:

"Ölmeden az bir süre önce, tevbe edenin tevbesi kabul olur." [İ. Ahmed]

45

032 İçinde kul hakkı olan günahlar

Değerli okuyucularım, içinde kul hakkı olan günahlar daha da önemlidir. Çünkü bu günahlar, kendisine karşı günah işlenen kişi affetmedikçe affa uğramaz. Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Gıybet zinadan da büyük günahtır. Zinadan tevbe edeni Alla-hü tealâ affeder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, affolmaz." [Taberânî]

"Cehennemden en son çıkan, gıybetten tevbe edendir. Cehen-neme ilk giren, gıybetten tevbe etmeden ölendir." [R. Nasıhin]

Günahlar birçok sıkıntıların sebebi olduğu gibi tevbe ve istiğfar da birçok iyiliklerin sebebidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalırsa istiğfar etsin!" [Hatib]

"Rızka kavuşan, çok Elhamdülillah desin. Rızkı azalan, çok istiğfar etsin. Üzülüp sıkılan, La havle ve la kuvvete illâ billâh desin." [Beyhekî, Hatib]

"Her namazdan sonra, üç kere, (Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa huvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) okuyanın, bütün günahları affolur." [İbni Sünnî]

"Her namazdan sonra yetmiş istiğfar okuyanın, işlediği günah-lar affolur ve Cennetteki köşklerini görmeden dünyadan git-mez." [Deylemî]

"Sevbân (r.a.) şöyle dedi: Resûlullah (s.a.v.) selam verip namazdan çıkınca üç defa istiğfar eder ve (Allahümme ente'sselam ve minke's-selam tebârekte ya ze'l-celali ve'l-ikram) derdi." [Müslim, Ebû Davûd, Tirmizî, Nesaî, İbni Mâce]

46

033 Selâmla şmayı yaymak

Dinimizde selâmlaşma çok önemlidir. Resulullah (s.a.v.) Efendi-miz, amellerin en iyisi hangisidir, diye soran bir sahabiye:

"Amellerin en iyisi, selâmlaşmayı yaymaktır." [Eşiat-ül-lemeat] buyurdu. Diğer hadis-i şeriflerde:

"Yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbi-rinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevmenin yolu, aranızda selâmlaşmayı yaymaktır." [Tirmizi]

"Selâmlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selâmetle Cennete girin." [Darimi] buyruldu.

Selâm, "Selâmün aleyküm" denilerek verilir. Selâm verenin selâmı da "Aleyküm selâm" denilerek alınır. Ayet-i kerimede:

"Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selâm verin veya aynıyla mukabele edin." [Nisa, 86] buyruldu.

O sebeple selâm vermek sünnet, selâmı almak farzdır. Selâm verdiğimiz kişi selâmımızı almaz ise, kendi kendimize "aleyküm selâm " diyerek o selâmı geri almalıdır. İki kişi aynı anda birbir-lerine selâm verirlerse, ikisi de birbirlerinin selâmına "aleyküm selâm " diyerek karşılık vermelidir. Aşağıdaki Hadis-i Şerifler selâmlaşmanın ve selâmlaşmayı yaygın bir duruma getirmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

"Selâmlaşmayı yayarsanız, Cennete girersiniz." [Taberani]

"Yalnız tanıdıklara selâm vermek, kıyamet alametidir." [Tabe-rani]

O sebeple tanıdık olsun olmasın, karşılaştığımız herkese selâm vermeye çalışmalıdır.

47

034 Selâm, kelâmdan öncedir

"Selâm", dua ve dileklerin en güzellerinden biridir. Prensip ola-rak büyükler küçüklere, binek üzerindekiler yayalara, yürüyenler duranlara, ayakta olanlar oturanlara, yeni gelenler bir toplulukta hazır bulunanlara selâm verir. Telefon, mektup, e-posta, e-soh-bet ve benzerleri gibi çeşitli iletişim vasıtalarıyla yapılan konuşma ve görüşmelerimizde de sözlerimize selâmla başlamaya ve yine selâmla bitirmeye çalışmalıyız.

Bir kişiye veya bir topluluğa vardığımız zaman söze selâm vere-rek başlamalıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:

"Selâm, kelâmdan öncedir." [Tirmizi]

Hatta selâm vermeden söze başlayan birine cevap bile verme-melidir. Resulullah (s.a.v.):

"Selâm vermeden söze başlamayın. Selâm vermeden konuşana cevap vermeyin." [Hâkim]

"Selâm, sualden öncedir. Selâm vermeden sual sorana, cevap vermeyin." [İ. Neccar] buyurdu.

Herhangi bir kişi ile karşılaştığımız zaman önce biz selâm verme-ye çalışmalıyız. Hadis-i şeriflerde:

"Önce selâm veren, kibirden uzak olur." [Beyheki]

"Önce selâm veren, Allah’a ve Resulüne daha yakındır." [Ebû Dâvûd]

"Mümin, önce selâm vermek için atılır; münafık ise önce kendisine selâm verilmesini bekler." [Dare Kutni]

buyruldu.

48

035 Evlere selâmsız girmemelidir

Başkalarının evlerine izinsiz ve selâm vermeden girmemelidir.

Ayet-i kerimede:

"Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, sesle-nip sahiplerine selâm vermeden girmeyiniz. ..." [Nur, 27] buyruldu.

Kendi evlerimize girerken de selâm vermelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Ailenin yanına girdiğinde selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun." [R. Salihin]

"Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen, evine girerken selâm versin." [Taberani]

"Evine girerken selâm veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır." [Ebû Dâvûd] buyruldu.

Evde hiç kimse olmadığı durumda bile "Esselâmü aleyna ve ala ibadissalihin " (Selâm, bizlerin ve salih kulların üzerine olsun) di-yerek selâm vermelidir.

Bir yere gidildiğinde, girerken de çıkarken de selâm vermelidir. Hadis-i şeriflerde

"Bir yere giren oradakilere selâm versin. Oradan kalkıp gider-ken yine selâm versin." [Tirmizi]

"Bir eve girince, ev halkına selâm verin. Çıkarken de selâm verin." [Beyheki] buyruldu.

İki kişi aynı anda birbirine selâm verirse, her ikisinin de, birbirine cevap vermesi farz olur.

49

036 Kibirden uzak olmalı

Değerli okuyucularım, kibir , insanı, bütün hayırlardan mahrum bırakan kalbin en kötü hastalıklarından biridir.

"Kibir, hakka razı olmamak, hakkı kabul etmemek ve insanları küçük görmektir." [Müslim]

"En kötü kimse, katı kalbli ve kibirli olandır." [İ. Ahmed]

"Kibirden sakın! Kibir şeytanı, hazret-i Âdem’e doğru secdeden alıkoydu." [İ. Asakir]

"Büyüklenip, kibirli yürüyen kimse, ölünce Allah’ı gazaplı bulur." [Buharî]

"Cehennemlikler katı kalbli, cimri ve kibirli kimselerdir." [Buharî]

"Kibirden de uzak olduğu halde ölen Cennete girer." [Tirmizî]

"Allahü teâlâ, kibirlileri sevmez." [Deylemî]

"Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez." [Taberânî]

" İnsanların en kötüsü, katı kalbli ve kibirli olandır, en iyisi de, iyi olduğu halde, kıymeti bilinmeyen, zaif, kendisine değer verilmeyendir; O, (şu şöyle olacak) diye yemin etse, Allahü teâlâ onu yalancı çıkarmaz." [İ. Ahmed]

" İlim ve sekîne sahibi olunuz. Öğrenirken ve öğretirken yumu-şak söyleyiniz. İlim ile kibirlenmeyiniz." [Berîka]

"Allahü teâlâ şu üç kimseye buğzeder: 1-Başa kakana, 2-Kibirlenene, 3-Çok yemin eden esnafa." [Hâkim]

50

037 Dargınlık müminin felaketidir

Değerli okuyucularım, mümin din kardeşine dargın olmamalıdır.

"Bir Müslümanın din kardeşine üç günden fazla dargın dur-ması helâl değildir." [Ahmed]

"Barı şa yanaşmayan, inatçı, dargın kimseyi, Allahü teâlâ sev-mez." [Buharî]

"Bir müminin din kardeşiyle üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç gün geçtikten sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını almazsa gü-naha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtul-muş olur." [Ebû Davûd]

" İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamaz-lar." [İbni Hibban]

"Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi güna-ha girer." [Beyhekî]

"Müslümanla alakayı kesmek onun kanını dökmek gibidir." [Ebu Nuaym]

"Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirme-yin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıs-kanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir müslümanın diğer kardeşine darılarak 3 günden çok uzaklaşması helâl de-ğildir." [Buharî]

" İnsanların amelleri, pazartesi ve perşembe günleri Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Cenab-ı Hak: O iki kişi barışıncaya kadar amellerini getirmeyin, buyurur." [İ. Malik]

51

038 Allah'ı anmanın önemi

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ, Kur’an-ı kerimde buyurdu ki:

“Allah’ı anmak, en büyük ibadettir.” [Ankebut, 45]

“Kalbler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” [Rad, 28]

“Beni anmayan, sıkıntılara maruz kalır, kıyamette de kör ola-rak haşrolur.“ [Taha, 124]

Allah’ı anmak (zikir) ibadetlerin en kolayı, fakat en kazançlısıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz hadis-i şeriflerinde buyurdu ki:

“Kul, kendini Allah’ın azabından kurtarmada, zikrullahtan daha etkili bir amel işlememiştir. [Tirmizî, İbni Mâce]

“Size deli deninceye kadar Allah’ı çok anın!” [Hâkim]

“Gece ibadet edemeyen, malını hayra sarf edemeyen kimse, Allahü teâlâyı çok ansın!” [Bezzar]

"Bir toplulukta Allahü teâlâ anılmaz ve Resulüne salevat geti-rilmezse, o topluluk, Kıyamette, hasret ve pişmanlık çekerler." [Tirmizî]

"Allah’ı zikreden ile etmeyenin misâli, diri ile ölünün misâli gibidir." [Buhari]

"Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmak-tan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynu-nu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi? İşte o Allah Teâlâ'yı zikretmektir" [Tirmizî, İbni Mâce]

“Zikrin efdali, Lailahe illallah demektir.” [Tirmizî]

52

039 Allah indinde en kıymetli söz

"Allah indinde en kıymetli söz, Sübhanallahi ve bihamdihi'-dir." [Müslim]

"Allah'ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah'ın en çok hoşlandığı söz, (sübhanallahi ve bihamdihi) demektir. [Müslim]

"Bir Müslüman, Sübhanallahi ve bihamdihi ve estağfirullah ve etübü ileyh, derse, bu söz arşa asılır ve o kimse Allah’a kavu-şuncaya kadar sahibinin işlediği hiçbir günah onu silmez ve o, söylediği gibi mühürlü olarak kalır." [Taberânî]

"Gece ibadet etmek kendine güç gelen veya malını hayra sarf etmekte cimrilik eden yahut düşmanla savaşmaktan korkan, çokça Sübhanallahi ve bihamdihi desin. Çünkü bu, Allah yolunda infak edeceği, bir altın dağdan daha kıymetlidir." [Taberânî]

"Dilde hafif, terazide ağır ve bağışlayıcı olan Allah indinde en kıymetli iki cümle: Sübhanallahi ve bihamdihi, Sübhanallahil-azim" [Buharî, Müslim, Tirmizî]

" Sübhanallahilazim ve bihamdihi diyen için, buna karşılık cen-nette bir hurma ağacı dikilir!" [Tirmizî, İbn Mace, Suyuti]

"Günde yüz defa Sübhanallahi ve bihamdihi diyenin günahları deniz köpüğü kadar da olsa affedilir." [Buharî, Müslim]

"Kim sabah akşam yüz defa (sübhanallahi ve bihamdihi) derse, onun söylediklerinin bir mislini veya daha fazlasını söyleyen kimse dışında hiçbir şahıs, kıyamet gününde onun söylediğin-den daha faziletli bir zikirle gelemez." [Müslim, Ebû Davûd, Tirmizî]

53

040 Şehid olarak ölmek için

Değerli okuyucularım, şehidlik çok önemli bir mertebedir. Resu-lullah (s.a.v) Efendimiz:

" Şehid kabir azabından emindir." [İbni Mace, Beyheki]

" Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider." [Beyheki] buyurdu.

Şehid olarak ölmek için dua edelim. Hadis-i şeriflerde:

"Allahü Tealâ'dan, ihlâsla şehidlik isteyen, yatağında ölse de şehid olur." [Müslim]

" Şehidlerin çoğu yatakta ölür. Savaştakilerin niyetini ancak Allah bilir." [İ. Ahmed] buyruldu.

Bizi şehidliğe götürecek sebeplere yapışalım. Resulullah:

"Günde 25 defa “Allahümme bâriklî fil mevt ve fî mâ ba’del-mevt” okuyan şehid olarak ölür." [Redd-ül muhtar]

"Abdestten sonra Kadir Suresi'ni bir defa okuyan sıddık-lardan, iki defa okuyan şehitlerden yazılır. Üç defa okuyan, peygamberlerle haşrolur." [Deylemî] buyurdu.

Diğer hadis-i şeriflerde:

" İlim öğrenirken ölen şehiddir." [Hatib]

"Malını ve canını korurken öldürülen, şehit olur." [Buharî, Müslim]

54

041 Dini yayarken ölen şehid

"Dinini ö ğrenmek, öğretmek ve yaymakta iken ölen şehiddir." [İbni Asakir]

"Allahü Tealâ'nın kendisine mağfiret etmesi ümidi ile, benden kırk hadis yazana, Allahü Tealâ rahmet edip şehid mertebesi verir." [İbni Cevzi]

"Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehid sevabı vardır." [Hakim]

"Terkedilmiş bir sünnetimi ortaya çıkarana, yüz şehid sevabı vardır." [Hâkim] buyruldu.

O sebeple küçücük bir ayet veya hadis dahi öğrensek, bunu, ana-babamız, eşimiz ve çocuklarımız başta olmak üzere herkes-le paylaşalım.

Şehid olarak ölmeye sebep olan şeylerden birisi de dünya sevgi-sini kalbinden çıkarmaktır.

"Dünyayı terk etmek, sabırdan daha acıdır. Fisebilillah kılıç vurmaktan da zordur. Dünyayı terk edene, Allahü Tealâ şehid sevabı verir." [Ebu Nasr, Deylemi]

Ayrıca Resulullah Efendimiz, kişinin şehid olarak ölmesine vesile olan diğer bazı durumları da şöyle bildirmiştir:

"Her gece, Yasin okumaya devam eden kimse, şehid olarak ölür." [Taberani]

"Abdestli ölen şehidtir" [Deylemi]

"Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehid sevabı verilir." [Tergib-i Hadimi]

55

042 Sevgi ve dü şmanlıklarımız kim için?

Değerli okuyucularım, bir mümin, hiç kimseye kendi nefsi için düşmanca duygular beslemez. Onun nefreti de sevgisi de daima Allah içindir. Allah için sevmeye Hubb-i fillah , Allah için düşman-lık etmeye de Buğd-i fillah denir. Ve bu, imanın en önemli gös-tergelerinden birisidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

" İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alâmeti, hubb-i fillah, buğd-i fillahtır." [Ebû Davûd]

"Din, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir." [Ebu Nuaym, Hâkim]

"Allah için seven, Allah için düşmanlık edenin imanı kâmil-dir." [Ebû Dâvûd, Tirmizî]

" İmanın temeli, Müslümanları yani Allah’ın dostlarını sevmek ve kâfirleri yani Allah’ın düşmanlarını, din düşmanlarını sevmemektir." [İ. Ahmed]

" İmanın efdali Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, diliyle de Allah'ı anmak, kendisine hoş geleni, başkasına da hoş görmek, istemediği bir şeyi başkası için de istememek, hayır konuşmak veya susmaktır." [Taberânî]

"Üç şey imanın tadını artırır: Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek ve Allah'ın düşmanlarını sevmemek." [Taberânî]

"Üç şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını duyar. Bunlar, bir kimseye Allah ve Resûlü, her şeyden daha sevgili olmak, sevdiğini yalnız Allah için sevmek, Allah küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre düşmekten, ateşe atılmaktan korktuğu gibi korkmaktır." [Buharî, Müslim]

56

043 Allah'ın rahmetinden uzak olmayalım

Değerli okuyucularım, kuşkusuz, insanın, değerini bilemediği, o sebeple de bol keseden harcadığı en önemli şeylerden biri de zamandır. Halbuki ömrümüzün her saniyesi bizler için paha biçilmez bir hazinedir. Bu saniyeleri boş ve gereksiz iş ve söz-lerle harcamak, ne büyük bir sorumsuzluktur.

İslam literatüründe, kişinin, dünyasına da ahıretine de fayda sağ-lamayan, boş ve lüzumsuz işlere Malayani denir. Aklı başında bir mümin elbette zamanını malayani işlerle tüketmez. Kendisine bir emanet olarak verilmiş yıllarla sınırlı ömrünü, ya dünyasına fayda sağlayacak, ya da ebedi ahıret hayatını ihya edecek bir etkinlik ile geçirir. Resulullah (s.a.v) Efendimiz:

"Bo ş ve faydasız işleri terk etmek müslümanın güzel ahlâkın-dandır." [Tirmizî] buyurdu.

Kişinin ömrünü heyecanlı oluyor diye oyun ve eğlence kabilinden boş ve lüzumsuz işlerle tüketmesi, onun Allah'ın rahmetinden uzak olduğunun en önemli belirtisidir. Hadis-i şeriflerde:

"Bir kimsenin boş şeylerle vakit geçirmesi, Allahü teâlânın onu sevmediğinin alametidir." [Mektubat-ı Rabbani]

"Oyunla meşgul olan el ve kalblere, boş ve batıl sözlere yazık-lar olsun!" [Beyhekî]

"Kıyamet günü günahı en çok olan malayani konuşandır" [Ebu Nasr]

"Satranç, tavla ve benzeri haram olan oyunları oynayanlara rastladığınız zaman, selam vermeyin! Selamlarını da almayın!" [Deylemî] buyruldu.

Hele adrenalin tutkusuyla kişinin hayatını tehlikeli etkinlikler içine atması, vücut emanetine büyük bir ihanet olmaz mı?

57

044 Küçük şirk: Riya ve gösteri ş

Değerli okuyucularım, imanımızla yakından ilgili davranışlarımız-dan biri de riya ve gösteriştir. Riya , insanın içi ile dışının bir ol-maması, işlerini, Allah'ın rızasını bir yana iterek, başkalarına hoş görünmek ve çevresindeki insanları memnun etmek için yap-ması demektir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz riyayı, günahların en büyüğü olan şirk ile bir tutmuştur.

"Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir, buyu-runca Eshab-ı Kiram dediler ki: Ya Resûlallah, küçük şirk nedir? Riyadır. Yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır. Allahü Teala, kıyamet günü herkesin amelinin karşılığını verirken, insanlara gösteriş için ibadet yapanlara şöyle der: Dünyada kendileri için gösteriş yaptığınız kimselere gidin. Bakın bakalım onların yanında size verecekleri bir şey bulabi-liyor musunuz?" [Ahmed b. Hanbel, Müsned]

Ayrıca Resulullah (s.a.v.);

"Din i şlerine, insanların sizi övmeleri arzusunu karıştırmaktan sakının. Sonra amelleriniz boşa gider." [Deylemî]

" Şu üç kimsenin imanı kemâle ermiştir: 1-Hiç kimsenin kına-masından korkmadan Allah yolunda yürüyen, 2-Ameline riya karıştırmayan, 3-Dünya ve ahiretle ilgili iki işten ahirete ait olanı dünya işine tercih eden." [Deylemî]

"Çocuklar, rızık temin için çalışmaya çıkarsa, Allah yolun-dadır. Yaşlı ana babasının bakımı için çıkarsa, Allah yolunda-dır. Kendini haramdan korumak için çıkarsa, Allah yolundadır. Eğer gösteriş ve başkalarına karşı övünmek için çalışmaya çıkarsa, şeytan yolundadır." [Taberânî] buyurdu. Kendisi de:

"Allahım, kalbimi ve amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözü-mü hıyanetten koru!" [Hatib] diye dua ederdi.

58

045 İhlaslı olmaya çalı şmalı

Değerli okuyucularım, ihlas , yaptığı işleri, riya ve gösterişten uzak olarak sırf Allah rızası için yapmak demektir. Bu, kâmil bir imanın olmazsa olmaz şartlarından birisidir. Hadis-i şeriflerde:

"Allahü teâlâ, ancak ihlaslı amelleri kabul eder." [Nesaî]

" İhlasla amel edin! Allahü teâlâ ancak ihlasla yapılan ameli kabul eder." [Dare Kutnî]

" İbadetleri ihlas ile yap! İhlas ile yapılan az amel, kıyamette sana yetişir." [Ebu Nuaym]

" İbadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hida-yet yıldızlarıdır. Fitnelerin karanlıklarını yok ederler." [Ebu Nuaym]

"Kırk gün ihlasla İslamiyet’e uyanın kalbini Allahü teâlâ hik-metle doldurur." [Ebu Nuaym]

"Sabırlı ve ihlaslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer." [Taberânî]

" İhlasla Lâilahe illallah diyen Cennete girer. İhlasla söylemek, söyleyeni haramlardan alıkoymasıdır." [Taberânî]

"Allahü teâlânın birli ğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur." [İbni Mâce]

"Dünyada yalnız Allah için ihlasla yapılan şeyler kıymetlidir." [Berika]

Görüldüğü gibi Allah indinde yalnız ihlasla yapılan işler kabul gör-mektedir. O sebeple yaptığımız her işi ihlasla yapmaya çalışa-lım.

59

046 Emanete hıyanet edilmemeli

Değerli okuyucularım, İslam dini doğruluk, adalet, hakkaniyet, karşılıklı rıza ve güven duygusu üzerine kurulmuş bir dindir. Bunu sağlayan en önemli etkenlerden biri de emanete riayet edip hıya-net etmemektir. Emanete hıyanet , imanı zedeleyen en kötü dav-ranışlardan biridir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. Onun namazı da, zekâtı da kabul olmaz." [Bezzar]

"Münafıkın belirtisi üçtür: Konu ştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edil-diği zaman hıyanet eder." [Buharî]

"Allah yolunda savaş, bütün günahların affına sebeptir. Fakat emanete hıyanetin affına sebep olmaz. Böyle biri kıyamette, emaneti ödemeyince Cehenneme atılır." [Beyhekî]

"Emanete riayet rızkı artırır, hıyanet ise fakirliğe yol açar." [Kudaî]

"Hanımının mahrem sırlarını başkalarına söylemek, emanete hıyanettir." [Müslim]

"Fakirlik emanettir. Onu gizleyen ibadet etmiş olur. Fakirli ğini açığa vuran da, din kardeşlerini borçlu çıkarmış olur." [İbni Asakir]

"Söz emanettir. Çirkin bir sözü götürmek (laf taşımak) helal olmaz." [Ebu Nuaym]

"Bir kimse, kızını fasıka (kötü kimseye) verirse, Allahü teâlânın emanetine hıyanet etmiş olur. Emanete hıyanet edenlerin gide-ceği yer, Cehennemdir." [S. Ebediyye] buyurdu.

60

047 Verdiği sözü, mutlaka yerine getirmeli

Değerli okuyucularım, bir mümin sözüne sadık olmalıdır. Söz verdiği zaman onu yerine getirmek, kişinin üzerine bir borçtur. Söz verirken iyice düşünmeli, yerine getiremeyeceği bir iş için söz vermemelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:

"Sözünde durmamak münafıklık alametidir." [İbni Neccar]

"Ahde vefa (sözünde durmak) imandandır." [Hâkim]

"Vaat, söz vermek, borçtur. Sözünde durmayana, yazıklar olsun." [Deylemî]

"Yalan söylemeyen, sözünden dönmeyen, sattığı malı övmeyen esnafın kazancı makbuldür." [Deylemî]

"En uygun kazanç şu tüccarındır ki, ticarette yalan söylemez, sözünden dönmez, satarken malını övmez, alırken de kötüle-mez." [Deylemî]

"Alı şveriş yaparken, vallahi böyledir, billahi öyle değildir diye yemin eden kimseye ve bugün git, yarın gel diyerek sözünde durmayan sanatkâra yazıklar olsun! [Deylemî]

Bir de Allahü Tealâ'ya karşı sadakat vardır ki o da işlerinde ihlas sahibi olmak, ahiretini dünyasına tercih etmek anlamına gelir.

" Lâilahe illallah diyen, sözünde sadık ise, bütün günahları affedilir." [İ. Gazali]

"Dünya kârını, ahiret kârına tercih eden, Kelime-i tevhidi söyleyince, Allahü teâlâ: Yalan söylüyorsun, sözünde sadık değilsin, buyurur." [Beyhekî]

Rabbimiz bizleri sözüne sadık olanlardan eylesin!

61

048 Hak şahitlikten kaçınılmamalı

Değerli okuyucularım, İslamiyet doğruluk, hak ve adalet, temel-leri üzerine oturan bir din olduğundan her olayda gerçeklerle hareket edilmesi, çok büyük bir önem taşımaktadır. O sebeple özellikle toplumsal olaylarda, belli bir olaya tanık olanların gerçe-ği söylemeleri, hakkın ve adaletin gerçekleşmesi için büyük önem taşır. Hak şahitlikten kaçınmak ya da yalancı şahitlik yaparak gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi göstermek büyük günah-lardan biridir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Davacının şahit göstermesi ve davalının yemin etmesi lazım-dır." [Tirmizî] buyurdu.

Eğer bir olaya tanık olundu ise doğruyu söylemekten kaçınma-malı, şahitlikte yalana asla tevessül edilmemelidir.

"Üç büyük günahı size haber vereyim mi? Allah’a ortak koş-mak, anne-babaya karşı gelmek, yalan söylemek, yalan yere şahitlik etmektir." [Buhârî, Müslim, Tirmizî]

"Ana babaya eziyet ve yalan yere şahitlik büyük günahtır." [Deylemî]

Yalancı şahitlik gibi, yalan yere yemin de büyük günahtır.

"Yalan yere yemin büyük günahtır." [Buharî]

Değerli okuyucularım, müminler yeryüzünde Allahü Tealâ'nın şa-hitleridir. O sebeple, insanlar hakkında gelişigüzel konuşmamalı, söyleyecekse hep iyiliklerini söylemelidir. Hadis-i şerifte:

"Ölülerinizin iyiliklerini anın!" [Tirmizî]

"Siz kimin iyili ğini söylerseniz Cennet ona vacib olur, kimin de kötülüğünü söylerseniz Cehennem ona vacib olur. Siz yeryü-zünde Allah'ın şahitlerisiniz." [Buharî] buyruldu.

62

049 İlim ö ğrenmek ve ö ğretmek

Değerli okuyucularım, İslamiyet, bilgiye, ilim öğrenmeye ve öğret-meye çok büyük bir önem vermiştir. İlim öğrenmek, kadın erkek her Müslümana farzdır. Hadıs-i şeriflerde:

" İlim, İslâm’ın hayatı, imanın direğidir." [Ebuşşeyh]

" İlim elde etmek her müslümana farzdır" [İbn Mâce]

"Bir genç, ilim ve ibadet içerisinde yetişir, olgunlaşırsa, Allahü tealâ, Kıyamet günü ona yetmiş iki sıddık sevabı kadar sevap verir." [Taberânî]

"En sağlam kulp, kelime-i şehadettir. En değerli söz, Allah’ı zikretmektir. En iyi ilim, faydalanılan ilimdir. En iyi zenginlik, gönül zenginliğidir. En iyi azık, takvadır. ..." [Beyhekî, İbni Asakir]

"Kıyamet yaklaştığında, ilim kalkar, cehalet, anarşi ve ölüm çoğalır." [İbni Mâce]

"Ahir zamanda, âlimler ölür, cahiller din adamı yerine geçi-rilir. Onlar da bilmeden yanlış fetva verir, kendisi sapar, başka-larını da saptırır." [Buharî] buyruldu.

İlim, insanı, sahip olabileceği en yüksek makama yükseltir:

"Rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir." [Hadarat-ül-kuds]

"Bir kula Allah mal ve ilim vermiş, o da bu konuda Rabbinden korkuyor, bunlarla akrabalarına iyilik ediyor ve Allah’ın bunda bir hakkı olduğunu biliyor. Bu kimse en üstün mertebededir." [Tirmizî]

"Doğru ilim sahibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu peygamberlik makamıdır." [R. Nasıhin]

63

050 İlim ö ğrenmek, her ibadetten de ğerli

" İlim yoluna girene, Allahü tealâ Cennet yolunu açar." [Tirmizî]

" İlim öğrenene denizdeki balıklara kadar her şey istiğfar eder." [İ. Abdilber]

"Allah rızasından başka maksatla ilim öğrenen Cehennemdeki yerine hazırlansın." [Tirmizî]

" İlmini kazanç vasıtası yapan, kıyamette hesap bitene kadar azaba düçar olur." [Tirmizî]

"Cahiller ile mücadele etmek ve meşhur olmak için ilim öğre-nen cehenneme gider." [İbni Mâce]

"Kıyamette abide Cennete gir, âlime ise halka şefaat için bekle! denir." [İ. Maverdi]

İlim öğrenmek, her ibadetten daha değerlidir:

" İlim öğrenmek, namaz, oruç, hac ve Allah yolundaki cihad-dan daha kıymetlidir." [Deylemî]

"Bir saat ilim öğrenmek, gece sabaha kadar ibadet etmekten, bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan kıymetlidir." [Deylemî]

"Bir kimse, ilim öğrense, bununla amel etmese bile; bin rekat namaz kılmasından daha fazla sevap alır. Eğer öğrendiği ilimle amel eder veya başkasına öğretirse, hem bunun sevabını alır, hem de Kıyamete kadar bununla amel edenlerin sevabını alır." [Hatib]

" İlim öğrenmek için yolculuğa çıkanın, daha adımını atmadan günahları affolur." [Şirazi]

64

051 En üstün sadaka

" İlim öğrenmeye çalışan, evine dönünceye kadar Allah yolun-dadır." [Ebu Nuaym]

"Öğrenilen ilim, günahlara kefaret olur." [Tirmizî]

İlim öğrenmeye çalışmayan, İslam toplumundan değildir.

"Âlim olmayan veya ilim öğrenmeye çalışmayan bizden değil-dir." [Deylemî]

"Mümine, öğrendiği, yaydığı ilmin sevabı, ölümünden sonra da devam eder." [İbni Mâce]

" İlim öğrenmeye çalışanın rızkına, Allah kefildir." [Hatib]

"En üstün sadaka, ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğret-mektir." [İ. Mâce]

" İlmi öğretenle öğrenenler hariç, herkes Allah’ın rahmetinden uzaktır." [Tirmizî]

" İlim öğrenenle öğreten, sevapta ortaktır." [Hatib]

"Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helâk olursunuz." [Beyhekî]

" İlmi layık olmayana öğretmek, domuzun boynuna mücevher takmak gibidir." [İbni Mâce]

Değerli okuyucularım, gördüğünüz gibi İslamiyet bilgiye, ilme, ilim öğretme ve öğrenmeye çok büyük bir önem vermiştir. Yazık ki zamanımız Müslümanları bir kitaptan iki satır yazı okumayı bile kendilerine külfet addetmektedirler. Aman cahillerden olmayalım.

65

052 Âlimlere büyük övgü

Değerli okuyucularım, İslam dini bilgiye, ilme, öğrenme ve öğret-meye çok değer verdiği gibi ilim sahibi âlimlere de büyük bir değer vermiştir. İslam'da bir alimin yüzüne bakmak bile, ibadettir.

"Âlimler, yeryüzünün kandilleri, peygamberlerin halifeleri, benim ve diğer peygamberlerin varisleridir." [Ebu Nuaym]

"Âlime hürmet eden, bana hürmet etmiş, onu ziyaret eden beni ziyaret etmiş olur." [İ. Rafii]

"Âlim, Allahın emin olduğu, güvendiği kimsedir." [Deylemî]

"Âlim, ilmi az da olsa, ilmi ile amel eden kimsedir." [Ebuşşeyh]

"Âlimlere tabi olun! Onlar, dünyanın ışığıdır." [Deylemî]

"Âlimler ( ebedi saadet yolunu gösteren) birer kılavuzdur, rehberdir." [İ. Neccar]

"Âlim ile beraber olun, diz dize oturun. Çünkü Allahü tealâ, yağmurla ölü toprağı diriltti ği gibi, ölü kalpleri de ilim nuru ile diriltir." [Taberânî]

"Âlimin yüzüne bakmak ibadettir." [Ebû Davûd]

"Âlim ile oturmak, yüzüne bakmak ibadettir." [Hâkim]

"Âlimle beraber bulunmak ibadettir." [Deylemî]

"Âlimin âlim olmayana üstünlüğü, peygamberin ümmetine üstünlüğü gibidir." [Hatib]

"Âlimin abide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir." [Ebu Nuaym]

66

053 Bir âlimin ölümü

"Âlim, abidden yetmiş derece üstündür. Bid’at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz eder. Abid bid’atten habersiz, ibâdetle meşgul olur. Bu bakımdan da âlim, abidden kıymetlidir." [Deylemî]

Bir âlimin ölümünden daha büyük musibet yoktur.

"Âlimin ölümüne üzülmeyen, münafıktır. Bir âlimin ölümün-den daha büyük musibet yoktur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmiş gün ağlarlar." [R. Nasıhin]

"Bir âlim ölünce, İslâm'da bir gedik açılmış olur ve kıyâmete kadar kapanmaz." [İ. Süyuti]

"Bir âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır." [Taberânî]

"Âlim ölünce, denizdeki balıklar bile kıyamete kadar ona istiğfar ederler." [Deylemî]

"Âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır, âlimlerin mürekkebi, ağır gelir." [İ. Neccar]

İslam, yalnız din ilimlerine değil, Hikmet adını verdiği fen ve tek-noloji 'ye de büyük bir önem atfetmektedir.

"Hikmet, müminin yitik malıdır; nerede bulursa onu alır." (İbn Mâce, Tirmizî)

" İlim Çin’de de olsa alınız" [Deylemî, Taberânî, Beyhekî]

"Fen ilmini al, çıktığı kap sana zarar vermez." [Künuz-ül hakaik]

"Hikmetin konuşulup yayıldığı meclis, ne güzel meclistir." [Darimî]

67

054 İyili ği emredip kötülükten sakındırmak

İyiliği emredip kötülükten sakındırmaya "Emri maruf nehyi anil münker" denir. Bir yerde bu görevi yapanlar bulunduğu sürece oraya umumi afetler gelmez. Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder kötülüğe engel olursunuz, ya da, Allah, yakında umumi bir bela verir. O zaman dua edersiniz, fakat duanız kabul olmaz." [Tirmizî]

"Bir mani yoksa emri maruf ve nehyi münker vacibdir. Mani varsa susmak helaldir." [Deylemî]

"Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda savaşa verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Savaşın sevabı da, emri maruf ve nehyi anil münker sevabı yanında denize göre, bir damla su gibidir." [Deylemî]

"Emr-i maruf ve nehy-i münker yapan Allah’ın ve Resulünün halifesidir." [Deylemî]

"Allahü teâlâ'nın yeryüzünde şehitlerden üstün mücahitleri vardır. Bunlar, emri maruf ve nehyi münker yapanlardır." [İ. Gazali]

"Emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken ölen şehiddir." [İbni Asakir]

"Emr-i maruf ve zikir hariç, her söz, kişinin zararınadır." [Tirmizî]

"Emr-i maruf, nehy-i münker yapmak sadakadır." [Müslim]

"Kendiniz tam yapamasanız da iyiliği emredin! Kendiniz tam sakınamasanız da, kötülükten sakındırın!" [İhya]

68

055 Doğru sözlü olmak

"Doğru sözlü olmak " yani "sıdk " temel iman göstergelerinden biridir. Bir toplumda itimadın ana kaynağıdır. Hak ve Hakkaniyet dini olan İslam'ın da temelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

" Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken." [İ. Ahmed]

"En faziletli söz, doğru olan sözdür." [Buharî]

"En üstün sadaka, doğru sözü yerinde söylemektir." [Hâkim]

"Doğruluk iyili ğe, iyilik cennete götürür. Kişi doğrulukta devam eder de, sonunda, Allah katında doğrucu olarak yazılır. Yalan, azıp sapmaya, azıp sapma da, ateşe götürür. Kişi yalan söylemekte devam eder de, sonunda, Allah katında yalancı olarak yazılır." [Buharî]

"Kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz." [İ. Ebiddünya] buyurdu.

Ayrıca şakası doğru olanın o sözlerinden dolayı sorumlu tutulma-yacağını bildirdi.

"Şakası doğru olanı Allahü teâlâ sorumlu tutmaz." [İ. Asakir]

"Ben de şaka yaparım. Fakat ancak hakkı söylerim." [Taberânî]

Değerli okuyucularım, bize itimat eden birine yalan söylemek ise çok çirkin bir davranış olup Resulullah burun o kişiye ihanet oldu-ğunu bildirdi.

"Senin doğru söylediğine inanan bir adama yalan söylemen, en büyük hainliktir." [Ebû Dâvûd]

69

056 Hayır konu şmak ya da susmak

Gelişigüzel, yersiz ve çok konuşmak, kişi için, bir felaket kapısı-dır. İnsan ağzından çıkan küfür bir söz ile ebedi cehennemlik olabileceği gibi, bir hayır söz ile de çok büyük ihsanlara mazhar olur.. O sebeple boş ve gereksiz şeyler konuşmak yerine susma-yı tercih etmeli, konuştuğu zaman da hep hayır konuşmalıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

"Hikmet, on kısımdır. dokuzu uzlette, biri susmaktadır." [Bey-hekî]

"En kolay ibadet, susmak ve güzel ahlâktır." [İbni Ebiddünya]

"Susan kurtulmuştur!" [Tirmizî]

"Susmak, hikmettir; susan ise pek azdır." [Deylemî]

"Allah’a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!" [Buharî]

Değerli okuyucularım, Resulullah Efendimiz, hayır konuşmak veya susmayı kamil bir imanın şartlarından biri olarak görmüş ve:

" Şunları yapan kâmil imana sahiptir: 1- Allah için seven, Allah için buğzeden, 2- Diliyle de Allah’ı anan, 3- Kendisine hoş geleni, başkasına da hoş gören, 4- Kendisi için istemediği bir şeyi başkası için de istemeyen, 5- Hayır konuşan veya susan." [Taberânî]

"Dilini tutmayan kimse, tam imana kavuşamaz." [Taberânî]

buyurmuştur. Bir toplulukta birisi konuşurken diğerleri susmalıdır.

"Bir toplumda birisi söylerken diğerleri susmazsa, orası bere-ketsiz olur." [Beyhekî]

Sözlerimizden başkaları zarar görecek ise mutlaka susmalıdır.

"En üstün huy, kimse zarar görmesin diye susmaktır." [İbni Mübarek]

70

057 Yalan, nifak kapısıdır

Doğru söz iman belirtilerinden biri olup toplumda güveni artırdığı gibi, yalan söz de nifak belirtilerinden biri olup toplumda birçok fit-ne ve sıkıntıyı beraberinde getirir. Resulullah (s.a.v) Efendimiz:

"Müminde her huy bulunabilir. Fakat yalancı ve hain ola-maz." [Bezzar]

"Yalan söylemek münafıklık alametidir." [Buharî]

"Yalan, imana aykırıdır." [Beyhekî]

"En büyük günah, Allaha şirk koşmak, ana babaya isyan ve yalandır." [Müslim]

"Münafıkın belirtisi üçtür: Konu ştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder." [Buharî]

"Yalan yere yemin, büyük günahtır." [Buharî]

"Ki şiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!" [Müslim]

" İnsanları güldürmek için yalan söyleyenlere, yazıklar olsun!" [Ebû Dâvûd]

"Yalan söylemek rızkı azaltır." [İsfehanî]

"Danı şana, yalan söyleyen kimse, ona hıyanet etmiş olur." [İbni Cerir] buyurdular.

Ancak bazı konularda yalana izin verilmiştir.

" İki kişinin arasını düzelten, hayır söyleyip, hayır tebliğ eden kimse yalancı değildir." [Müslim]

"Üç yerde yalan günah olmaz: Savaşta, çünkü savaş hiledir. Karı kocanın ve iki Müslümanın arasını bulmak için." [İbni Sünnî]

71

058 Gıybet, kovuculuk, söz ta şıma

Değerli okuyucularım, gıybet, kovuculuk ve söz taşıma, içinde kul hakkı barındıran günahlar olup maalesef hiç birimizin yakamızı kurtaramadığımız çok kötü davranışlardır.

"Resulullah, Gıybet nedir bilir misiniz? diye sordu. Birinizin, kardeşini hoşlanmadığı şey ile anmasıdır. Bunun üzerine bir adam dedi ki: Ey Allahın Rasûlü! Anlattıklarım ya o karde-şimde bulunursa? Anlattıkların o kardeşinde bulunursa, onun gıybetini yapmış olursun. Anlattıkların onda yoksa o zaman ona iftira etmiş olursun! buyurdu." [Tirmizî]

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bunlarla ilgili olarak buyurular ki:

"Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir. Kişi zina edip tevbe eder de, Allahü teâlâ onun tevbesini kabul eder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe,affolmaz." [İbni Ebid dünya, Deylemî, Taberânî, Beyhekî]

"Biri için söylenen kusur, onda varsa, gıybettir, yoksa iftira olur." [Müslim]

"Gıybet ve kovuculuk, kişinin imanını zayıflatarak yok eder." [İsfehânî]

"Gıybet etmek, leş yemekten daha kötüdür." [İbni Hibban]

"Cehennemden en son çıkan, gıybetten tevbe edendir. Cehen-neme ilk giren, gıybetten tevbe etmeden ölendir." [R. Nasıhin]

"Söz taşıyan Cennete giremeyecektir." [Buharî]

"Söz emanettir. Çirkin bir sözü götürmek (laf taşımak) helal olmaz." [Ebu Nuaym]

"Gıybet edilen kardeşini, gücü yettiği halde himaye etmeyeni Hak teâlâ dünya ve ahirette zelil eder." [İ. Ebiddünya]

"Fâsıkı, hayâsızı gıybet etmek günah olmaz" [Haraiti, Deylemî, İbni Asakir, Beyhekî]

72

059 Şematet, alaycılık, ayıplama

Değerli okuyucularım, toplumumuzda sık rastlanılan kötü huylarımızdan biri de insanların kusurlarını araştırma, hata ve kusurları nedeniyle onları ayıplama ve onların başlarına gelen belâlara sevinmedir Sonuncuya şematet denir. Resulullah (sav): "Müslümanlara eza cefa yapmayın, onları çekiştirip ayıpla-mayın ve onların hata yapmalarını arzulamayın!" [İbni Hibban] "Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, çirkin söz söylemez ve hayâsız değildir." [Tirmizî] "Allah’ın kullarını üzmeyin. Onları ayıplamayın, gizli kusurlarını araştırmayın. Kim Müslüman kardeşinin aybını ararsa Allahü teâlâ da onun aybını arar. Hatta öyle ki, evinden çıkmasa da onu rezil eder." [İ. Ahmed] "Din kardeşinize şematet etmeyiniz! Şematet ederseniz, Allahü teâlâ belayı ondan alır size verir." [Tirmizî] "Kim arkadaşını, tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa, o kimse, aynı günaha müptela olmadan ölmez." [Tirmizî] "Bir kimse, senin ayıplarını söyleyerek seni kötülerse, sen de onun aybını söyleyerek kötülemeye çalışma! Bunun sevabı senin, vebali de kötü söz söyleyenindir." [Nesaî] Aksine din kardeşlerimizin ayıbını örtemeye çalışmalıdır. "Kim arkadaşının aybını örterse, Allahü teâlâ da kıyamet günü onun aybını örter. Kim de Müslüman arkadaşının aybını açığa vurursa, Allahü teâlâ da onun aybını açığa vurur. Hatta evinde bile onu rezil eder." [İbni Mâce] "Arkadaşının ayıplarını örten kimsenin, Allahü teâlâ, dünya ve ahirette kusurlarını örter. Bir ölüyü diriltmiş gibi olur." [Hâkim]

73

060 Haset ve gıbta

Başkalarının elinde olan nimetin yok olmasını istemek "haset "tir. Bunu istemeyip o nimetin kendisinde de olmasını istemek ise "imrenme " veya "gıpta "dır. İmrenme ve gıpta hoş karşılandığı halde, haset yasaklanmıştır. Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: "Müslüman hayırlı olur. Haset edince hayır kalmaz." [Taberâni] "Mümin imrenir, münafık haset eder." [İ. Maverdi] "Haset etmeyin, ateşin odunu yaktığı gibi, haset de ibadetlerin sevaplarını giderir." [İ. Mâce] " İnsan, şu üç şeyden kurtulamaz: Uğursuzluk, su-i zan ve haset. Su-i zan edince, buna uygun hareket etmeyin. Uğursuz sandığınız şeyi, Allaha tevekkül ederek yapın. Haset ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyin!" [Beyhekî] "Eski ümmetlerden iki kötülük, haset ve kin size bulaştı. Dinlerini haset ve kinle yıktılar." [Tirmizî] " Şu altı kişi, sorgusuz sualsiz Cehenneme girer: Zulmü yüzün-den hükümdar, Irkçılık yüzünden Arap, Kibri yüzünden köy muhtarı, Yalanı, hıyaneti yüzünden tüccar, Hasedi yüzünden âlim, Hasisliği yüzünden zengin." [Ebu Ya’la] İmrenilecek bazı durumları ise Efendimiz şöyle bildirdi. "Allahü teâlâ birine çok mal verir, bu da malını Allahü teâlânın razı olduğu, beğendiği yerde harcarsa, bu kimseye gıpta etmek, imrenmek yerinde olur." [Buharî] "Ar şın etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan zatlar bulunur. Peygamberler ve şehidler bunlara imrenir. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir." [Nesaî]

74

061 Kindarlık

Değerli okuyucularım, kalbin en kötü manevi hastalıklarından biri de kindarlıktır. Din kardeşine düşmanlık beslemektir. Güzel ahlâk örneği Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerini kesmelerini, birbirine düşmanlık beslemelerini yasaklamış ve bizlere bunları önlemenin yollarını da göstermiştir.

"Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevir-meyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslüma-nın diğer kardeşine darılarak 3 günden çok uzaklaşması helâl değildir." [Buharî]

"Hiç kimseye zulüm ve kin hissi duymadan yatanın günahları affolur." [İ. Ebiddünya]

"Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güdenler hariç herkesi affeder." [İbni Mâce]

Resulullah Efendimiz kalblerimizdeki sevgi ve muhabbeti artırma-nın yolu olarak da bizlere selamlaşmayı, müsafeha yapmayı ve hediyeleşmeyi önermiştir.

"En faziletli amel, selamlaşmayı yaymaktır." [Berika]

"Müsafehalaşın ki, kalblerinizden kin duyguları yok olsun!" [İbni Adiy]

"Birbirine kin gütmeyen iki Müslüman birbiriyle müsafeha ederse, elleri henüz ayrılmadan Cenab-ı Hak, her ikisinin de günahlarını mağfiret eder. Yine içinde kin olmadan Müslüman kardeşine sevgiyle bakanlar, günahları bağışlanmadan evlerine dönmezler." [İbni Neccar]

"En faziletli sadaka, kin güden yakınına verilendir." [Taberânî]

75

062 Hediye ve hediyele şme âdâbı

Hediyeleşme, insanlar arasında sevgiyi artıran bir vesiledir. Hedi-ye ve hediyeleşme âdâbı ile ilgili olarak Resulullah (s.a.v.) Efen-dimiz buyurdular ki:

"Kendisi veya çoluk çocuğu muhtaçken veya borcu varken verilen sadaka kabul olmaz. Borç ödemek, sadaka ve hediye vermekten önce gelir." [Buharî]

"Hiçbir kadının, kocanın izni olmaksızın bir atiyye (bahşiş, hediye) vermesi caiz değildir." [Nesâi]

"Hediye verirken, çocuklarınız arasında eşitli ğe riayet edin!" [Taberânî]

"Hediye, Allahü teâlânın gönderdiği güzel bir rızıktır. Kabul eden, Allahü teâlânın gönderdiğini kabul etmiş olur. Reddeden de O'nun gönderdiğini reddetmiş olur." [Ramûz]

"Hediye Allahü teâlâ tarafından gönderilen güzel bir rızıktır." [Hâkim]

" İstemeden verileni alın! O, Allahü teâlânın gönderdiği rızık-tır." [Beyhekî]

"Hediye verene, siz de hediye verin! Eğer verecek bir şey bula-mazsanız, onun için dua edin ki hediye karşılıksız kalmasın!" [Nesâi]

"Hediye, dostluğu artırır, düşmanlığı giderir." [Taberânî]

"Hediye dostluğu artırır, kırgınlığı giderir." [Ebu Nuaym]

"Bir Müslüman, bir din kardeşine, onun hidayetinin artmasına vesile olacak hikmetli bir söz veya kendisini tehlikeden kurta-racak bir söz kadar iyi hediye veremez." [Ebu Ya’la]

76

063 Takva, vera, züht

Takva , Allah'tan korkarak haramlardan uzak durma, Vera şüpheli şeylerden de sakınma, Züht de Allahü Tealâ'nın hoşnutluğunu kazanmak için mubahları da terk etmek demektir.

"Takva, her hayrı içine alır." [Ebu Ya'la]

"Takva ehli hesap görmeden Cennete girer." [Taberânî]

"Allah'a kar şı takva sahibi olmanızı tavsiye ederim." [Ebu Davûd, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel]

"Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur." [Taberânî]

"Hiçbir milletin di ğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." [İbni Neccar]

" Şeytanın, takva sahiplerini avlamakta, kadınlardan daha uygun bir tuzağı yoktur." [Deylemî]

"Vera sahibi, şüpheli şeyleri yapmaktan kaçar." [Taberânî]

"Vera sahibi imamla kılınan namaz kabul olur. Vera sahibine verilen hediye kabul olur. Vera sahibi ile oturmak ibadet, konuşmak ise, sadaka olur." [Deylemî]

"Vera sahibi imam ile kılınan iki rekat namaz, fasık ile kılınan bin rekattan daha efdaldir." [Tergib]

"Zühd, Allah’ın elindekine kendi elindekinden fazla bağlan-maktır." [Beyhekî]

"Yarın ahırette, Allah'a yakın olanlar, vera ve zühd sahiple-ridir." [İbni Lâl]

"Zühd ile vera her gece kalbleri dolaşır, iman ve hayâ bulunan kalblere yerleşir, böyle olmayan kalblerde durmaz, geçip giderler." [İ. Gazâlî]

77

064 Korku ile ümit arasında olmak

Değerli okuyucularım, mümin olsun kâfir olsun herkes, kendisini yaratan, dilediği her şeyi yapmaya hiçbir şeyin engel olamaya-cağı, her türlü güç ve kuvvetin biricik sahibi olan Rabbinden çok korkmalıdır. Bu Allah korkusuna Takva denir. Hadis-i şeriflerde:

"Allah korkusu, her hikmetin başıdır." [Taberani]

" İçinizde Allah’tan en çok korkan benim" [Buhari]

"Aklın çoklu ğu, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur." [İ. Muhber]

"Allahü Tealâ'dan hakkıyla korksaydınız, cehilsiz ilme kavu-şurdunuz." [İbni Sünni]

"Allah korkusundan ağlayan bir adam cehenneme girmez." [Tirmizî]

"Allah korkusu ile kalbi ürperenin, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür." [Beyheki]

"Muttakilerin hepsi hesapsız Cennete girer." [Taberani] buyrul-du.

Ancak mümin, Rabbinden çok korkmakla birlikte, Ulu Allah'ın rahmetinden de asla ümit kesmez. Ayet-i kerimelerde:

"Ey günahı çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah bütün günahları affeder. O, sonsuz mağfiret ve merhamet sahibidir." [Zümer, 53]

"Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?" [Nisa, 147] buyruldu. Resulullah Efendimiz de:

"Mümin korku ile ümit arasında bulunursa, Allahü teâlâ, o kuluna ümit ettiğini verir ve korktuğundan onu emin kılar." [Tirmizî] buyurdu.

O sebeple mümin daime korku ile ümit arasında olmalıdır.

78

065 Tevekkül, Allah'a güvenmek

Tevekkül, gerekli önlemleri alıp uygun sebeplere yapıştıktan sonra kişinin o iş için Rabbine güvenmesi demektir. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:

"Deveni bağla, ondan sonra Allah’a tevekkül et." [Tirmizî]

" Şu beş şey imandandır: Allah’a teslimiyet, kaderine rıza, işini Allah’a havale etmek, ona güvenmek, musibete sabır." [Bezzar]

"Tedbir al, buna rağmen bir işe gücün yetmezse, Hasbiyallahü ve ni’mel vekîl , de!" [Buharî]

"E ğer Allahü teâlâ'ya hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp akşam tok dönen kuşlar gibi, sizin de rızkınızı verirdi." [Tirmizî]

"Allah’a inanan kurtulur; O'nu tanıyan ittika eder (korkar); ittika eden, emin olur. Onu seven hayâ eder; verdiği rızka razı olanın gözü tok olur; tevekkül edene de kâfi gelir." [Ramûz]

"Sorgusuz azapsız 70 bin kişi Cennete girecektir. Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine tevekkül edenlerdir." [Buharî, Müslim]

"Her namazdan sonra, şu on cümleyi söyleyenin duaları kabul olur: 1- Dinim için Allah bana kâfidir. 2- Dünyam için Allah bana kâfidir. 3- (İki cihan) endişelerim için Allah bana kâfidir. 4- Haset eden için Allah bana kâfidir. 5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir. 6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir. 7- Ölüm anında Allah bana kâfidir. 8- Kabirde Allah bana kâfidir. 9- Mizanda Allah bana kâfidir. 10- Sıratta Allah bana kâfidir. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah bana kâfidir. O'na tevekkül eder, O'na yalvarırım." [Nevadir-il Usul, Tirmizî]

79

066 Tul-i emel, tamahkârlık, aç gözlülük

Değerli okuyucularım, on dakika sonrasına sağ çıkıp çıkama-yacağını bilmeyen bir mümin için uzun emelli olmak elbette büyük bir kusurdur. Tamahkarlık ve aç gözlülük ise hakeza. O sebeple Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Cenneti isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işleri ile uğraş-ması, ona ölümü unutturmasın, haram işlemekte Allah’tan hayâ etsin!" [Berika]

"Cenneti isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işi, ona ölümü unutturmasın!" [İ.Ebiddünya]

"Ki şi yaşlandıkça iki şeyi gençleşir; uzun emel ile mal sevgisi." [Buhârî]

"Ba şkalarına kalacak şeyleri toplamakla vakit kaybetmeyin! Kavuşamayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayın!" [Beyhekî]

"Açgözlü olmak ve istemekten sakın! Tamah fakirliğin ta kendisidir." [Taberânî]

"Sakın tamahkâr olmayın! Tamah, fakirliğin tâ kendisidir." [Taberânî]

"Mal ve makam sevgisinin Müslüman'a yaptığı zarar, iki aç kurdun koyun sürüsüne verdiği zarardan büyüktür." [Bezzar]

"Müminlerin en iyisi, kanaat eden, en kötüsü de aç gözlü olandır." [Kudaî]

"Gerçek zenginlik, insanların elindekilere göz dikmemektir. Aç gözlülük peşin bir fakirliktir." [Askerî]

"En üstün sadaka, sağlıklı, mala tamahı çok, zenginliği umup fakirlikten korkarken verilen sadakadır." [Müslim] buyurdular.

80

067 Kazaya rıza ve Sabır

Değerli okuyucularım, İslam, Ulu Allah'ın iradesine bağlanmak, O'nun bizi hayra götüren hükümlerine gönül rızasıyla tabi olmak demektir. Bu da ancak başa gelen bela ve musibetlere, ibadet yapmanın zorluklarına ve nefsin haramlara karşı duyduğu şiddetli arzulara sabretmekle olur. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

" Şu üç şey iman alametidir: Belaya sabır, nimete şükür, kazaya rıza." [İhya]

"Kadere rıza, saadet alametidir." [Tirmizî]

" Şu 3 şeyi yapan dünya ve ahiret hayrına kavuşur: Kazaya rıza, belaya sabır, rahatlıkta dua." [Deylemî]

" Şu 3 şeyi yapan 40 evliyadan biri olur: Kazaya rıza, haram işlememeye sabır, buğdi fillah." [Deylemî]

" Şu beş şey imandandır: Allah’a teslimiyet, kaderine rıza, işini Allah’a havale etmek, ona güvenmek, musibete sabır." [Bezzar]

"Ademoğlunun saadetlerinden biri de Allah Teâla'nın hükmet-tiğine rıza göstermesidir." [Tirmizî]

"Sabır üç çeşittir: 1- Belaya sabır, 2- Din bilgilerini öğrenirken ve ibadetlerini yaparken sabır, 3- Günah işlememek için sabır. Belaya sabredene 300, ibadet yapmaya sabredene 600, günah işlememeye sabredene ise 900 derece ihsan edilir." [Ebuşşeyh]

"En üstün amel, sıkıntıya sabretmektir." [Beyhekî]

"Sabreden kuldan Allah razı olur." [Deylemî]

"Sabır, Cennet hazinelerinden bir hazinedir." [İ.Gazali]

"Müminin silahı sabır ve duadır." [Deylemî]

buyurdular.

81

068 İman, sabır demektir

Sabrın çok önemli olması nedeniyle Resulullah (s.a.v.) Efendi-miz, onu adeta iman ile özdeşleştirmiştir.

" İman nedir? diye sorulduğunda Peygamber efendimiz: Sabır-dır, buyurdu." [Deylemî]

"Musibete sabretmek imandandır." [Bezzar]

"Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir." [Deylemî]

" İmanın yarısı sabır, diğer yarısı ise şükürdür." [Beyhekî]

"Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır" [Ebu Nuaym]

"En şiddetli bela, sabrın az olmasıdır." [Deylemî]

"En üstün ibadet, sıkıntıya sabretmektir." [Tirmizî]

" İbadetlerin başı sabırdır." [Hâkim]

"Hoşlanılmayan şeye sabretmekte büyük hayır vardır." [Tirmizî]

"Allahü teâlâ buyurdu ki: Gönderdiğim belaya sabreden, nimete şükreden, sıddıklarla beraber olur. Bunları yapmayan kendine başka Rab arasın!" [T. Gafilin]

"Kaza ve kaderime razı olmayan, belalara sabretmeyen, ver-diğim nimetlere şükretmeyen, benden başka rab arasın!" [Taberânî]

"Hak teâlâ buyurdu ki: Bedenine, evladına veya malına bir musibet gelen, sabr-ı cemille karşılarsa, Kıyamette ona hesap sormaya hayâ ederim." [Hâkim]

"Allahü teâlânın yardımı, kulun sabrı ile beraberdir." [Ebu Nuaym]

82

069 Sabırın belirtisi, sızlanmamaktır

Değerli okuyucularım, sabrın belirtisi durumundan şikayetçi olma-mak, ona buna sızlanmamaktır.

"Müminin her i şi, hayırdır. Nimet gelince şükreder, hayra kavuşur. Bela gelince de sabreder, yine hayra kavuşur." [Müslim]

"Derdini açıklayan sabretmiş olmaz." [İ. Maverdî]

"Allah’ın sevdikleri, belaya uğrar. Sabreden mükafata nail olur, sızlanan da cezaya." [İ. Ahmed]

"Acıya sabredip uğradığı felaketi gizlemesi ve kimseye şikayet etmemesi, kişinin Allahü teâlâyı iyi tanımış olmasındandır." [İ. Gazali]

"Allahü teâlâ, sabır isteyeni sabırlı kılar." [Tirmizî]

"Hak teâlâ, kendini sabretmeye zorlayanı sabretmeye muvaffak kılar." [Buharî]

" İstemediğiniz durumlara sabretmedikçe, istediklerinize ulaşamazsınız. Arzu ettiğiniz şeyleri terk etmedikçe, umduk-larınıza erişemezsiniz."

"Sevmediklerinize sabretmedikçe, sevdiklerinize kavuşamazsı-nız." [İ. Maverdî]

"Bozuk bir işi düzeltemezseniz, sabredin! Allahü teâlâ onu düzeltir." [Beyhekî]

Resulullah sabır ve şükür ehli olmak için her zaman dua ederdi.

"Ya Rabbi, beni çok şükredenlerden ve çok sabredenlerden eyle!" [Bezzar]

83

070 Sabredenlerin mükafatı

Sıkıntıları sabırlara karşılayanlar, mutlaka hayırla karşılaşır.

"Hak teâlâ, sevdiği kulu dertlere müptela kılar, o da sabre-derse, ondan razı olur." [Deylemî]

"Yeminle söylüyorum, uğradığı zulme sabredenin Allahü teâlâ şerefini arttırır." [Taberânî]

"Geçim sıkıntısına sabredeni Allahü teâlâ Firdevs Cennetine koyar." [Ebuşşeyh]

"Kıt kanaat geçinecek kadar az rızka sabredenlere müjdeler olsun." [Deylemî]

"Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaba kavuşur." [İ.Gazali]

"A şkını gizleyip, namusunu koruyarak sabreden, Cennete girer." [İbni Asâkir]

"Bahtiyar, fitneden kaçınan kimse ile, belalarla karşılaşınca sabreden kimsedir. Ne mutlu ona!" [Ebû Davûd]

"Ki şinin malı sadaka sebebiyle eksilmez. Bir kula haksız zulüm yapılır o da sabrederse, Allah onun izzetini dünya ve ahirette mutlaka artırır." [Tirmizî]

"Sabredip sevabını umarak yetime bakanla, Cennette beraber oluruz." [Taberânî]

"Emirinizin beğenmediğiniz bir şeyi yaptığını görürseniz, ona sabredin! Çünkü cemaatten bir karış ayrılan, cahiliyyet ölümü ile ölmüş olur." [Buharî]

84

071 Şükür, önemli bir iman göstergesi

Değerli okuyucularım, şükür de sabır gibi önemli iman gösterge-lerinden biridir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

" Şu üç şey iman alametidir: Belaya sabır, nimete şükür, kazaya rıza." [İhya] buyurdu. Diğer hadis-i şeriflerde de:

"Kıyamette, Şükredenler gelsin! diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her hâl-ü kârda Allahü teâlâya şükredenlerdir." [İ. Gazali]

"Genişlik ve rahatlık halinde, (şükür ve itaatle) kendini Allah'a tanıt ki, O da sıkıntılı anında seni tanısın." [Camiussagîr]

"Her hâl-ü kârda Allah’a şükredenler Cennete girer." [İ. Gazali]

"Sizin günah işlemenizden çok, nimetlere şükretmemenizden korkuyorum. Şükredilmeyen nimetler öldürücü ve yok edicidir" [İbni Asakir]

"Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır." [İbni Mâce]

" Şükredip yemek yediren, sabredip oruç tutan gibidir" [Tirmizî]

" Şükreden kalb, zikreden dil, uygun bir ev ve saliha bir kadına sahip olan, dünya ve ahiretin hayrına kavuşmuş demektir." [İbni Neccâr]

"En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda yaşamasına yardımcı olan kadındır." [Tirmizî]

"Dinde kendinizden yukarıda olana bakın, aşağı olana bakma-yın, yoksa kendinizi beğenip, helâk olursunuz. Dünyalık husu-sunda da, kendinizden yukarıda olana bakmayın, yoksa nankörlük edersiniz. Kendinizden aşağı olana bakın ki nimete şükredesiniz." [Ey Oğul İlmihali] buyruldu.

85

072 Nasıl şükredilir?

Allahü Tealâ, hadis-i kudsîde:

"Beni anan, şükretmiş olur, beni unutan da nankörlük etmiş olur." [Taberânî] buyurdu. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz de:

"Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur." [Beyhekî]

"Bir nimet için ( Elhamdülillah) diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur. İki defa derse sevabı tazelenir. Üç defa derse, günahları affolur." [Hâkim]

"Bir Müslüman dünyadaki her şeye sahip olsa, Elhamdülillah dese, bu Elhamdülillah sözü, o her şeyden daha kıymetlidir." [Deylemî]

"Allahü teâlânın verdiği nimetleri bildirmek, bunlara şükret-mek olur." [Beyhekî]

"Kime bir iyilik yapılırsa, o iyiliği ansın! İyiliği anmak şükür, iyili ği gizlemek nankörlüktür." [Ebû Davûd]

" İnsanlara teşekkür etmesini bilmeyen Allah'a şükretmesini bilmez ve nimetin kesilmesine müstahak olur" [Ahmed b. Hanbel]

"Din i şlerinde, kendinizden üstün olanı görüp ona uyan, dünya işlerinde ise kendinden aşağısına bakıp Allahü teâlâya hamd eden şükretmiş olur." [T. Gafilin]

"Belaya uğramış birini görünce; Bunu müptela kıldığı beladan beni koruyan ve birçok kimseye vermediği nimeti bana veren Allah’a hamd olsun! derse, kendine verilen nimetlere şükretmiş olur." [Beyhekî]

"Nimete hamd etmek, o nimetin elden çıkmasına karşı bir garantidir." [Deylemî] buyurdular.

86

073 Kanaatkâr olmak

Değerli okuyucularım, kanaat , Allahü Tealâ'nın verdiği nimetlerle yetinmek, daha fazlasında gözü olmamak demektir. İman ehli bir kişinin en güzel erdemlerinden biridir. Resulullah (a.s.) buyurdu ki:

"Allah’ın verdi ği rızka kanaat eden mümin kurtulmuştur." [Müslim]

"Müminlerin en iyisi, kanaat eden, en kötüsü de aç gözlü olandır." [Kudaî]

"Aza kanaat etmeyen, çok ile doymaz." [Beyhekî]

" İnsanlardan bir şey istemeyeni, Allahü teâlâ zengin eder. Kanaat edene de Allah kâfidir." [Bezzâr]

"Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır." [İbni Mâce]

" Şüphelilerden sakınan insanların en âbidi olur, kanaat eden en çok şükredenlerden sayılır, kendisi için sevdiğini başkası için de seven kâmil bir mümin olur." [İbni Mâce]

" İslâm hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu!" [Tirmizî]

"Ölümü çok hatırlamak, günahları yok eder; dünyadan soğutur. Zenginken hatırlamak mal hırsını yok eder. Fakirken hatırlamak, eldeki ile kanaat etmeye sebep olur." [İbni Ebiddünya]

"Lezzetleri yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın! Ölümü darlıkta düşünen rahatlar. bollukta düşünen, lüzumsuz işten, israftan kaçar kanaatkâr olur." [İbni Hibban]

"Kadınların iyisi namusunu koruyan, şehveti fazla olsa da, gözü dışarıda olmayan, kocasına kanaat edendir." [Deylemî]

87

074 İsraf haramdır

Mal bolluğu nedeniyle zamanımız insanının en çok işlediği günahlardan birisi israftır. İsraf, malını, parasını, emeğini ve za-manını gereksiz yere harcamak, savurganlık yapmaktır. İsraf ve savurganlık, Rabbimizce yasaklanmış ve bu tür insanlar, şeyta-nın kardeşleri olarak nitelenmiştir Aman dikkat! Her şeyi ihtiya-cımız kadar kullanalım. İsraf etmeyelim. Ayet-i kerimelerde:

"Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (israf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın." [İsra, 29]

"Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar." [Furkan, 67]

"Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekat ve sadakasını) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez." [En'am, 141]

"Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez." [Araf, 31]

"Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber malını saçıp savurma. Çünkü (malını) saçıp savuran-lar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür." [İsra, 26-27] buyruldu.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz de hadis-i şeriflerde:

" İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir." [Bezzar]

"Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız." [Nesâî]

"Ya Aişe, günde iki kere yemek israftır. Allahü teâlâ, israf edenleri sevmez!" [Beyhekî] buyurdular.

88

075 Cimri olmamalı

Değerli okuyucularım, israf, kötü olduğu gibi, cimrilik ondan daha kötü bir huydur. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Cimrilikle iman, bir kulun kalbinde asla birlikte bulunamaz." [Nesaî]

"Haya, iffet, dile sahip olmak ve akıl imandan; cimrilik, müs-tehcenlik, çirkin söz ve hayâsızlık nifaktandır." [Beyhekî]

"Cimri Cehenneme gider." [Beyhekî]

"Cimri Cennete giremez." [Deylemî]

"Allahü teâlâ, cimrili ği sevmez." [Berika]

"Cehennemlikler katı kalbli, cimri ve kibirli kimselerdir." [Buharî]

"En kötü hastalık, cimriliktir." [Dare Kutnî]

"Cimrilik, helak edicidir." [Taberânî]

"Aman cimrilikten son derece sakının! Sizden öncekileri cimrilik helak etti." [Müslim]

"En kötü vasıf, cimrilik ve aşırı korkaklıktır." [Buharî]

" İnsanda bulunan en şerli şey, aşırı cimrilik ve şiddetli korku-dur." [Ebû Davûd]

"Hilekâr, cimri ve yaptığı iyilikleri başa kakan kimse cennete giremez." [Tirmizî]

" İsmim anılınca salavat okumayan, cimrilerin cimrisidir." [Tirmizî]

"Zekatını veren, misafirlerini ağırlayan, darda olanlara yardım eden kimse, cimri sayılmaz." [Taberânî]

89

076 Cimrilik ve cömertlik

Değerli okuyucularım, cimriliğin zıddı cömertliktir. Cömertlik zekatta, sadakada, misafir ağırlamada, insanlara iyilik ve ihsan-da, kendisine sağlanan hizmetlerin karşılığını ödemede, hayır kurumlarına bağışta ve benzeri hayırlı işlerde eli açık olmak demektir. Dinimiz cimriliği yermiş, cömertliği ise övmüştür.

"İmanı en üstün olan; sabırlı, cömert ve hoşgörülü olandır." [Deylemî]

"Her sabah bir melek, Ya Rabbi, infak edene bol karşılık ver! der. Bir melek de, Cimrilik edenin malını helak et! diye dua eder." [Buharî]

"Allah katında cömert cahil, cimri âlimden daha üstündür. Çünkü cimrilik en ağır hastalıktır." [Dare Kutnî]

"Cimri çok ibadet etse de, Cennete girmez. Cömert, çok günah işlese de Cehenneme girmez." [R. Nasıhin]

"Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır." [Deylemî, Hâkim, Dare Kutnî, Hatib]

"Cömert ve güzel huylu bir genç, Allah katında, hep ibadet eden cimri ve huysuz bir ihtiyardan daha üstündür." [Deylemî]

"Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca; Cimri sana giremez, deyyus senin kokunu bile duyamaz, buyurdu." [Deylemî]

"Cimrilerin en kötüsü kurban kesmeyendir." [S. Ebediyye]

"Allahü teâlâ, güzeldir, güzeli sever. Cömerttir, cömertliği sever. Temizdir, temizliği sever." [İ. Adiy]

"Allah bu dini zatı için özel olarak seçmiştir. Dininize ancak cömertlik ve güzel ahlâk yakışır. Dikkat edin, dindarlığınızı bu iki hasletle süsleyin." [Taberânî]

90

077 Kimseden bir şey istememeli

Değerli okuyucularım, insan nefsi doymak bilmez arzularla dolu-dur. O sebeple nefsine tabi olan insanın telaş ve sıkıntıları hiç bitmez. İslam'ın esası ise nefsinin bu isteklerine değil, Allahü Tealâ'nın isteklerine tabi olmaya dayanır. İnsanlar, nefislerinin bu isteklerini yerine getirmek için kendlerini sıkıntılara soktuğu gibi, "Şunu yapar mısın?, Bunu verir misin?" gibi mal ve hizmet talepleriyle çevresindeki insanları da sürekli sıkıntıya sokarlar. Onun için Resulullah (s.a.v.) Efendimiz insanlardan bir şeyler istemeyi yasaklamıştır.

"Halktan bir şey istemeyeceğine söz verenin Cennete girece-ğine kefilim." [Nesaî]

" İnsanlardan bir şey istemeyin, velev ki bir misvakı bir defa kullanmak için de olsa." [Bezzar]

"Açgözlü olmak ve istemekten sakın! Tamah fakirliğin ta kendisidir." [Taberânî]

" İnsanlardan bir şey istemeyeni, Allahü teâlâ zengin eder. Kanaat edene de Allah kâfidir." [Bezzâr]

"Dünyadan yüz çevir ki, Allahü teâlâ seni sevsin! Halkın eline bakma ki seni sevsinler." [İbni Mâce]

"Eller tasarrufta üçtür. Allah’ın eli en üsttedir, sonra veren el gelir, en altta isteyenin eli vardır." [Ebû Davûd]

"Hz. Ebû Bekir, deve ile giderken, devenin yuları düşünce, devesini çöktürüp yuları aldı. Oradakiler: Bize söyleseydin de biz alıp sana verseydik, inmene ne lüzum vardı? dediler. Hz. Ebû Bekir, Resûlullah bana, halktan bir şey istemememi emretti, buyurdu." [İ. Ahmed]

Ama istenmeden verilen şeyi almakta bir mahzur yoktur.

" İstemeden verileni alın! O, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır." [Beyhekî]

91

078 Ana-babanın rızası, cennet yoludur

Kuşkusuz anne ve babalar, bir insanın üzerinde en çok hakkı olan kişilerdir. Onlara iyi davranmalı, yanlarında yaşlanacak olur-larsa onlara öf bile dememelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Allahın rızası, ana-babanın rızasındadır." [R. Nasihin]

"Ana-babaya itaat, Allaha itaattir, onlara asi olmak, Allah'a asi olmaktır." [Taberânî]

"Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibadettir." [Ebu Nuaym]

"Ana babanın yüzüne acıyarak bakana, hac ve umre sevabı verilir." [İ. Rafiî]

"Anne ve baba aynı anda çağırınca, önce annenin çağrısına uy!" [Deylemî]

"Cennet anaların ayaklarının altındadır." [Ramûz]

"Rabbin rızâsı, babanın rızâsındadır. Rabbin gazabı, babanın gazabındandır." [Ramûz]

"Sen de, malın da babana aittir." [İbni Mâce]

"Ana-babasını hizmetleriyle razı eden, Allah'ı razı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allah'ı gazaplandırmış olur." [İbni Neccar]

"Ana-babasını razı eden mümine cennetten iki kapı, üzene de cehennemden iki kapı açılır." [Beyhekî]

"Ana-babasını razı eden mümin Cehenneme girmez, inciten de Cennete girmez." [Şir’a]

"Ana-babasını razı eden mümin, ne yaparsa yapsın Cehen-neme girmez." [Şir’a]

"Ana-babasına iyilik eden evlat, Peygamberlerle beraber Cennete girer." [İ. Rafii]

92

079 Ana-babaya isyan, büyük günahtır

Ana-babaya isyan büyük günahların en büyüklerinden biri olup üzerlerinde en çok hakkı olan bu kişilere haksızlık edenler iflah olmazlar. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Ana-babaya karşı gelmek büyük günahtır." [Buharî]

"Ana babayı ağlatmak onlara isyan etmektir ve büyük günah-lardandır." [İbn-i Ömer]

"Ana-babasına asi olan Cennete giremez." [Nesaî]

"Anneye-babaya sövmek büyük günahlardandır." [Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

"En büyük günah, katillik, ana babaya zulüm, yalan yere şahitliktir." [Deylemî]

"Üç büyük günah: Asiler etrafında toplanmak, ana babaya isyan, zalime yardım." [Taberânî]

"Üç büyük günahı size haber vereyim mi? Allah’a ortak koş-mak, anne-babaya karşı gelmek, yalan söylemek yalan yere şahitlik etmektir." [Buhârî, Müslim, Tirmizî]

"Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah'a şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı şahitlik yapmak... " [Buharî]

Görüldüğü gibi Resulullah (s.a.v.) Efendimiz nerede üç büyük gü-nahı saysa, onların içinde Anaya babaya itaatsizliği de saymıştır. Ana-babaya isyan büyük günah olduğu gibi onlara iyilik de büyük sevaptır.

"En kıymetli amel, vaktinde kılınan namaz, sonra ana babaya iyilik etmek, sonra da Allah yolunda cihaddır." [Berika]

"En üstün amel, namazdan sonra ana babaya iyiliktir." [Müslim]

93

080 Ana-baba hakkı nasıl ödenir?

Ana-babasına karşı gedip sonradan pişman olanlar, aşağıdaki hadis-i şerifleri okuyup ona göre onların haklarını ödemeye ve rızalarını kazanmaya çalışmalıdırlar:

"Ana-babasına asi olan, vefatlarından sonra, onlar için dua etse, Allahü teâlâ, onu, ana-babasına itaat edenlerden yazar." [İbni Ebiddünya]

"Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur." [Tirmizî]

"Allah için nafile sadaka vermek isteyen, bunu Müslüman ana-babasının niyetine verse, ana-babası için birer ecir, onların ecirlerinden eksilmemek üzere, bir misli de kendisine verilir." [Taberânî, İbni Asakir]

"Sevabı Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sada-kanın sevabı, onlara da gider. Kendi sevabından da bir şey eksilmez." [Taberânî]

"Ölmü ş ana-babası namına hac eden, bu hac hem kendisi, hem de ana-babası için kabul edilir ve ana-babasının ruhuna müjde verilir." [Dâre Kutnî]

"Kur’an okuyanın ana babası kâfir olsa da, azapları hafifler." [Tenbih-ül-gafilin]

"Bir baba veya anne, evladına hoşnutluk ifade eden bir bakışla baksa, onun bu bakışı, o evlat için bir insan azad etmiş olmasına denk olur." [Ramûz]

"Ya Resulullah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum? diye soran kişiye buyurdu ki: Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekleyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevap ihsan eder." [R. Nasıhin]

94

081 Ana-babaya iyilik ömrü uzatır

Değerli okuyucularım, ilahi yazgı değişmez. Ama Allahü Tealâ yapılan dualarla, dilediği kullar için kaza ve bela yazgılarını de-ğiştirebileceği gibi, yapılan iyilik ve ihsanlarla da kişilerin ömürle-rine ömür katar. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Ana-babaya ihsan, bedbahtlığı saadete çevirir, ömrü uzatır ve kötü ölümden korur." [Ebu Nuaym]

"Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur." [İ. Ahmed]

"Ömrünün uzun ve rızkının bol olmasını isteyen, ana-babasına ihsanda bulunsun ve sıla-i rahim yapsın!" [İ. Ahmed]

" İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder!" [Taberânî]

"Kul anne ve babasına dua etmeyi terk ettiğinde ondan rızık kesilir." [Ramûz]

Ana ve babamıza itaat edip iyilik yaparak onların rıza ve dualarını almaya çalışmalıdır. Baba dostlarını da unutmamalıdır.

"Her şeyin Allah ile arasında perde vardır. Ana baba duasında perde yoktur" [Deylemî]

" İlim öğrenen, kocasına itaat eden kadın, ana babasına iyilik eden evlat, peygamberlerle beraber hesap görmeden Cennete girerler." [İ. Rafıî]

"Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri kabul olmaz." [Şir’a]

"Babası öldükten sonra, onun dostlarını ziyaret eden, en iyi iyili ği yapmış olur." [Müslim]

95

082 Akrabalar ziyaret edilmeli

Akrabaların ziyaret edilip onlarla ilgilenilmeye Sıla-i rahim denir. Sıla-i rahim, çok önemli dini bir görevdir. Resulullah (s.a.v.) sıla-i rahimi terk eden, akrabalarıyla ilgilenmeyen kişilerin bulunduğu yere rahmet meleklerinin girmeyeceğini bildirdi. Akrabalarla ilişki-ler kesilmemeli, onlar sık sık ziyaret edilip sorunlarıyla ilgilenilme-li, bunlar yapılamazsa hiç değilse telefon, eposta gibi vasıtalarla hal ve hatırları sorulmalıdır. Hadis-i şeriflerde:

"Sıla-i rahim ömrü uzatır." [Taberânî]

"Sıla-i rahim edenin rızkı bollaşır." [Buharî]

"Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahim etsin!" [Buharî]

"Ömrünün uzun ve rızkının bol olmasını isteyen, ana babasına ihsanda bulunsun ve sıla-i rahim yapsın!" [İ. Ahmed]

"Sıla-i rahim, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır." [Taberânî]

"Her kim, rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isterse, akra-balarını ziyaret etsin." [Buharî, Müslim]

"Akraba ziyareti yapmayan kimselerin bulunduğu yere rahmet melekleri gelmez." [Taberânî]

"Bayramda kurban kesmekten daha faziletli bir amel yoktur. Ancak sıla-i rahim bundan müstesnadır." [Taberânî]

"Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar ecre kavuşur." [Şir’a]

" Şu altı şey ortaya çıkınca ölüm istenebilir: 1- Sefihler iş başına geçince, 2- Hükümler parayla satılınca, 3- Kan istihfaf edilince, 4- Güvenlik kuvvetleri çoğalınca, 5- Akraba ziyareti terk edilince, 6- Kur’an-ı kerim eğlence ve musiki gibi dinlenince ki, fıkıhtan haberi olmayan kimse, nağme yaptığı, teganniyle okuduğu için imamlığa geçirilir. İşte bu durumlar meydana çıkınca ölüm istenebilir." [Taberânî] buyruldu.

96

083 Allah rızası için din karde şini ziyaret

Sıla-i rahim gibi, Allah rızası için din kardeşlerini ziyaret de mümi-ne büyük ecir kazandırır. Resulullah (s.a.v.), buyurdular ki:

"Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir." [Taberânî]

"Din kardeşini ziyaret edene, Cennette bir derece verilir." [Ey Oğul İlmihali]

"Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlan-mıştır." [Taberânî]

"Bir mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek; Ey Rabbimiz! Senin rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et, ondan razı ol, diye dua eder." [Taberânî]

"Mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha eden kimselerin, elleri ayrılmadan, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür." [Ey Oğul ilmihali]

"Arkadaşını Allah rızası için ziyaret edene, bir melek; Ne güzel oldu, Cenneti hak ettin, der. Allahü teâlâ da; Kulum beni ziyaret etti. Ağırlaması bana aittir. Onun için, Cennetten başka bir ziyafete razı olmam, buyurur." [Bezzar]

"Allahü teâlâ buyurdu ki: Benim için birbirini seven, benim için toplanıp dağılan, benim için birbirini ziyaret eden, benim için birbirine yedirip içireni severim." [İ. Malik]

"Birbirini Allah için seven iki ki şinin Allah katında en kıymet-lisi, arkadaşını daha çok sevendir." [Hâkim]

Hele bu ziyaret bir âlime yapılıyorsa, ecri çok daha büyüktür.

"Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevaba kavuşur." [Taberânî]

97

084 Övmek ve övülmek

Değerli okuyucularım, övmek ve övülmeyi sevmek, gerçeğe karşı insanı kör eden kişinin en büyük zaaflarından biridir. Onun için Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, övmeyi, övünmeyi ve övülmeyi sevmeyi yasaklamıştır.

"Din kardeşinden bir ihtiyacını isterken onu övmekle söze başlamayın. Böyle yapan onun belini kırmış olur." [İbni Lal]

"Birbirinizi övmekten sakının. Çünkü övmek onu boğazla-maktır." [İbni Mâce]

"Ki şiyi yüzüne karşı övmek, onu boğazlamaktır." [İ. Ebiddünya]

"Övülmeyi sevmek, insanı kör ve sağır eder. Kusurlarını gör-mez olur. Doğru sözleri, verilen nasihati işitmez olur." [Deyle-mî]

"Cennetin ebedi nimetlerini isteyen, övülmekten hoşlanmasın." [Deylemî]

"Din i şlerine, insanların sizi övmeleri arzusunu karıştırmaktan sakının. Sonra amelleriniz boşa gider." [Deylemî]

"Meddahların yüzüne toprak saçın!" [Müslim, Tirmizî]

"Atalarınız ile övünmeyi terk edin." [Ebû Dâvûd]

"Bir kimsenin kendi kötü ise, ahirette nesebinin üstünlüğü ona fayda vermez." [Taberânî]

"Nebi (s.a.v.)'in yanında bir adamdan bahsedilmiş ve orada bulunan bir kişi o adamı aşırı şekilde övmüştü. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: Yazık sana! Arkadaşının boynunu kopardın, buyurdu ve bu sözünü defalarca tekrarladı. Sonra da: Şayet biriniz mutlaka arkadaşını methedecekse, eğer söylediği gibi olduğuna da gerçekten inanıyorsa, zannederim o şöyle iyidir, böyle iyidir, desin. Esasen onu hesaba çekecek olan Allah'tır ve Allah'a karşı hiç kimse kesin olarak temize çıkarı-lamaz, buyurdu." [Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd, İbni Mâce]

98

085 Komşuluk

Değerli okuyucularım, komşuluk ilişkileri pek önemlidir. Komşuluk ile ilgili hadislerde buyruldu ki

"Komşuluk dört taraftan kırk evdir." [İbni Hibban]:

"Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş edinin! Yolculuktan önce de azık tedarikine çalışın!" [Taberânî]

Komşu haklarına riayet doğrudan kişinin imanı ile ilgilidir:

"Komşusu açken tok yatan, mümin değildir." [Buharî]

"Komşuna ihsanda bulun ki, mümin olasın!" [Tirmizî]

"Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, mümin değil-dir." [Buharî]

"Komşusu, zararından emin olmayanın imanı kâmil değildir." [Bezzar]

"Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusuyla komşu-suna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen, mümin değildir." [Harâiti]

"Kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevme-yen mümin değildir." [Müslim]

"Etrafındakilerle güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın! Kendin için sevdiğini başkaları için de sev ki, hakiki Müslüman olasın!" [Harâiti]

"Allah'a ve âhıret gününe inanan, misafirine ve komşusuna ikram etsin, ya hayır söylesin veya sussun." [Buharî]

Komşunun malını korumaya çalışırken ölen şehittir.

"Kendinin, din kardeşinin ve komşusunun malını savunurken öldürülen kimse şehiddir." [İbni Asakir]

99

086 Komşu hakkı

Komşu hakkı pek önemli olup Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Cebrail (aleyhisselâm), bana komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannet-tim." [Buharî]

buyurdular.

Komşuluk hakları ile ilgili olarak da:

"Komşu senden yardım isterse yardım edersin. Borç isterse verirsin. Fakir düşerse gözetirsin. Hastalanınca ziyaret edersin. İyi şeylerini tebrik eder, felaketlerinde sabır dilersin. Ölünce cenazesine gidersin." [Harâitî]

"Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp diyecek ki: Ya Rabbi, buna sor ki niçin kapısını bana kapattı? Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi?" [İsfehânî] buyruldu.

Komşulara iyilik ve ihsanda bulunmalı, onlara sıkıntı vermemeli.

"Bir Müslüman, helâl kazanıp kimseye muhtaç olmaz, komşu ve akrabalarına yardım ederse, kıyamette ayın ondördü gibi parlak olur." [Beyhekî]

"Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise komşusuna iyilik eden kimsedir." [Tirmizî]

"Allah indinde komşuların iyisi, komşularına faydalı olandır." [Hâkim]

"Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır." [Taberânî]

100

087 İyi ve kötü kom şu

Değerli okuyucularım, bir Müslüman ev alırken iyi ve salih insan-ların bulunduğu yerlerden ev almalıdır. Hadis-i şerifte:

"Bir salih Müslümanın hürmetine, komşulara gelecek yüzlerce bela önlenir." [Taberânî] buyruldu.

Şayet böyle bir imkan yok ve bulduğumuz ile yetinmek durumun-da isek çevremizdeki komşularımıza zarar ve sıkıntı vermemeli, onların verdiği sıkıntılara da katlanmalıdır.

"Allahü teâlâ, komşusuna sıkıntı vereni sevmez." [Deylemî]

"Komşu ve arkadaş hanımına şehvetle bakmak yabancı kadına bakmaktan ve evli kadına bakmak, kıza bakmaktan daha çok günahtır. Zina da böyledir." [R. Nasıhin]

"Kötü komşunun eziyetlerine ölünceye kadar sabredeni Allahü teâlâ sever." [Hâkim]

"Bir Müslümanın iyi olduğuna dört komşusu şahitlik ederse, Allahü teâlâ, Ben sizin şahitliğinizi kabul ettim. Onun bilme-diğiniz şeylerini de affettim, buyurur." [Ebu Ya’la]

"Ki şinin fitnesi ehlinde, malında, çocuğunda, nefsinde ve komşusundadır. Oruç, namaz, sadaka, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker bu fitneye kefaret olur!" [Müslim, Tirmizî]

Resulullah Efendimiz, gördüğü iyilikleri gizleyip, gördüğü kötülük-leri teşhir eden kötü komşudan Allah'a sığınmıştır:

"Gördüğü iyilikleri gizleyip, gördüğü kötülükleri teşhir eden kötü komşudan Allahü teâlâya sığının!" [Nesaî]

Öldükten sonra da iyi insanlar arasına defnolunmaya çalışmalı,

"Ölülerinizi salih bir kavmin arasına defnedin. Çünkü diriler kötü komşudan rahatsız olduğu gibi, ölüler de kötü komşudan rahatsız olur." [Ebu Nuaym]

101

088 Kul hakkı

Değeli okuyucularım, kul hakkı pek önemlidir. Aşağıdaki hadis-i şerif, Allahü Tealâ'nın zatına karşı işlenen günahlarda, tevbe edilmesi durumunda, Rabbilaleminin sonsuz rahmetiyle tevbeyi kabul edebileceğini, ama kullarla ilgili haklarda tevbe edilse de, o kul, hakkını helâl edip affetmediği sürece o tevbenin kabul olma-yacağını göstermektedir. Bakınız gıybet ile ilgili hadis-i şerifte ne buyruldu.

"Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir. Kişi zina edip tevbe eder de, Allahü teâlâ onun tevbesini kabul eder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, affolmaz." [İbni Ebid dünya, Deylemî, Taberânî, Beyhekî]

O sebeple toplumsal ve aile içi ilişkilerde, kimsenin hakkını üzeri-mize geçirmemeye çalışmamalıdır. Hadis-i şeriflerde:

"Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödenin-ceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevabları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir." [Buharî]

"Kul hakkı, müminin ayıbı, kusurudur." [Ebu Nuaym]

"Üç şey kendisinde bulunan, Cennete dilediği kapıdan girer: Kul hakkını ödeyen, her namazdan sonra 11 defa ihlâs suresini okuyan, katilini affederek ölen." [Berika]

Zamanımız toplumunda özellikle aile içi ilişkilerde, arkadaşlık ilişkilerinde, kurum ve kuruluşların harcamalarında kul hakkı hiç önemsenmiyor. Mesela, aile içinde erkekler, eşleri ve çocukları kendilerine hizmetle yükümlü köleler imiş gibi onlardan durmadan çeşitli hizmetler talep edip duruyorlar. Bazı samimi arkadaşlar, razı olup olmayacaklarını bilmedikleri halde, birbirlerinin mallarını izinsiz kullanıyorlar. Bazı kişiler, bir çeşit kumar olan ve üzerinde yüz binlerce kişinin hakkı olan piyango paralarını fütursuzca harcıyorlar, Belediyeler, sanki kendi mallarıymış gibi, siyasi rant için, halkın parasıyla iftar yemekleri veriyorlar. Razı olan var ol-mayan var. Aman kul hakkına çok dikkat edelim.

102

089 Allah’ın kullarını üzmemeli

" İnsanların hepsi Allah’ın ıyâli (ev halkı, ailesi) gibidir. Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, O'nun ıyâline en faydalı olandır. En buğzettiği kimse de O'nun ıyâline iyilik etmeyendir." [Bezzar]

"Allah’ın kullarını üzmeyin. Onları ayıplamayın. Kim müslü-man kardeşinin aybını ararsa Allahü teâlâ da onun aybını arar. Hatta, evinden çıkmasa da onu rezil eder." [İ. Ahmed]

"Saygısıza yumuşak davranan, zulmedeni affeden, vermeyene veren, kendisini arayıp sormayan ahbabını, akrabasını gözeten, Cennette yüksek derecelere kavuşur." [Taberani]

"En iyi kimse, kendisi ile alakasını kesenle ilgilenir, kendisini mahrum edene verir ve kendisine zulmedeni de affeder." [Begavi]

"Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur. [İ.E.dünya]

"Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır." [Tirmizi]

"Kime bir iyilik yapılırsa, o iyiliği ansın! İyiliği anmak şükür, iyili ği gizlemek nankörlüktür." [Ebû Davûd]

Ayet-i kerimelerde de buyruldu ki:

"Sana, ne sarf edeceklerini sorarlar, de ki: Sarf edeceğiniz mal, ana baba, yakınlar, yetimler, düşkünler, yolcular içindir. Yaptı-ğınız her iyiliği Allah şüphesiz bilir." [Bakara, 215]

"Yaptığın iyiliği çok görerek, başa kakma!" [Müddessir, 6]

"Mallarını Allah yolunda harcayıp daha sonra verdiklerini başa kakmayanların, kalb kırmayanların, Rableri yanında mü-kâfatları vardır." [Bakara 262]

103

090 Misafir a ğırlamanın faziletleri

Misafir ağırlamak, ev sahibi için büyük ecirlere sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Allahü teâlâ hayır murat ettiğine hediye olarak misafir gönderir." [E. Nuaym]

"Bir eve misafir gelince, melekler sofrada ev sahibine dua eder." [Taberânî]

"Misafir, bir müminin evine girince, onunla bin bereket ve bin rahmet girer. O ev halkının günahları, denizlerdeki köpükler-den ve ağaçlardaki yapraklardan daha çok olsa da affolur. Her birine bin şehid sevabı verilir. Misafirin yediği her lokma için bir hac ve umre sevabı yazılır ve onlar için Cennette bir şehir inşa edilir." [Nisab-ül ahbar]

"Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa misafirine ikram etsin!" [Buharî]

"Misafir rızkı ile gelir." [Şir’a]

"Misafir rızkı ile gelir, ev halkının günahlarının affına sebep olur." [İ.Sünnî]

"Sofra misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istiğfar ederler." [Taberânî]

"Misafirle yenilen yemekten sorgu-sual olmaz." [Deylemî]

" İftarda, sahurda ve misafirle beraber yenen yemekten dolayı sorgu sual olmaz." [Deylemî]

"Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır." [V. Necat]

"Misafir girmeyen eve, melekler de girmez." [Şir’a]

104

091 Misafirlik ve misafir a ğırlama adabı

"Misafir istemeyende hayır yoktur." [İ. Ahmed]

"Her şeyin bir zekatı vardır. Evin zekatı ise, misafir odasıdır." [A. Rifai]

"Garip, yatacak yer bulamayan bir misafire yardım etmek, yemek yedirmek Müslümanlar üzerine borçtur." [İ. Asakir]

"Misafirlik üç gündür. Fazlası sadakadır. Misafirin, ev sahi-bini sıkacak kadar çok kalması helâl değildir." [Buharî]

"Bir cemaat bir yere misafir giderse, o evden gidene kadar, ev sahibi o cemaatin emîri olur, ona itaat vacib olur." [Deylemî]

"Misafir, evin başköşesine oturmasın!" [Müslim]

"Misafir, ev sahibinden izinsiz (nafile) oruç tutmasın ve göste-rilen yere otursun! Çünkü ev sahibi evinin adetini daha iyi bilir." [İbni Asakir]

"Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan rahatsız olur. Misafirini üzen Allahü teâlâyı üzmüş olur." [İbni Lâl]

"Misafirden hizmet beklemek, aklın noksanlığına alamettir." [Deylemî]

"Misafirin, gelen yemeği beğenmemesi, ona şer olarak kâfidir." [İbni Ebiddünya]

" Misafirin duası makbuldür. Bereketle dua edin." [Beyhekî]

"Misafir olan bir kimse, ev sahibine imam olmasın!" [Tirmizî]

"Allah’a ısmarladık demeden ayrılan misafir, hırsız olarak girmiş, yağmacı olarak çıkmış olur." [İ.Gazali]

"Misafiri 7 adım geçirene, Cehennemin 7 kapısı kapanır. 8 adım geçirene, 8 Cennet kapısı açılır ve dilediği kapıdan girer." [Şir’a]

105

092 Evlenme ve bo şanma

Kuşkusuz evlenme ve boşanma, hayatımızın en önemli olayla-rındandır. O sebeple bunlarla ilgili hükümleri bilmekte büyük yarar vardır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

"Evlenmeyen benden değildir." [İbni Mâce]

"Dört şey Peygamberlerin sünnetidir: Hayâ, güzel koku, misvak ve evlenmek." [Tirmizî]

"Kötülükten korunmak için, nikâhlı yaşayın ve iffetli olun." [İbn-i Asâkir]

"Nikahlısıyla beraber olmak sadakadır." [Müslim]

" Şakadan da olsa nikâhlananın veya boşayanın, nikâhı da, boşaması da geçerli olur." [Taberânî]

"Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi sahihtir. Nikah, boşamak, boşamaktan vazgeçmek." [Tirmizî]

"Allahü teâlâ'nın hiç sevmediği helâl şey, boşamaktır." [Hâkim]

"Din kardeşinin evlenme teklifinde bulunduğu kadına, onunla nikâhlanıncaya veya ondan vazgeçinceye kadar talip olmayın!" [Tirmizî]

" Kadınları muvakkat (geçici) nikâhlamak haramdır. Allah’a, haramları helâl sayandan daha düşman bir kimse yoktur." [İbni Kani’]

"Muta nikâhı haramdır." [Buharî, Müslim, Tirmizî]

"Evlenip zifafa girdiği kadının kızıyla evlenmek helâl değildir. Zifafa girmediği kadının kızıyla evlenmek caizdir. Nikâhladığı kadının (zifaf olmasa da) annesiyle evlenmek helâl değildir." [Tirmizî]

"Üç talâkla boşanan kadın, başka bir erkekle evlenip ondan da boşanmadıkça, eski kocasıyla evlenmesi helâl olmaz." [Taberânî]

106

093 Saliha bir e şe sahip olmak

Değerli okuyucularım, bir erkek için kuşkusuz en önemli şey saliha bir eşe sahip olmaktır. Saliha bir eş demek, hem kendisi-nin hem de kocasının din ve dünya hayatının güzel geçmesine yardımcı olan eş demektir. Böylece kadın, eşinin ailesini iyi bir şekilde yönetmesine yardımcı olduğu gibi, onun hem kendisinin hem de ailesinin Allahü Tealâ'nın emir ve yasakları doğrultusun-da yaşamasına da büyük katkı sağlar. Hadislerde buyruldu ki:

"Mümin, Allah korkusundan ve O'na itaatten sonra, iyi bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü ona emretse sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin etse, yeminini doğru çıkarır, başka tarafa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada namusunu ve malını korur." [İbni Mâce]

"Zikreden bir dil, şükreden bir kalb, belaya sabreden bir beden, namusunu ve kocasının malını koruma konusunda hıyaneti düşünmeyen bir kadın verilene dünya ve ahiretin tüm iyilikleri verilmiştir." [Suyutî]

"En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğ-rultusunda yaşamasına yardımcı olan kadındır." [Tirmizî]

"Dünya bir geçimliktir. Dünya geçimliklerinin en hayırlısı saliha bir kadındır." [Müslim, Nesaî]

"Kazancın en üstünü Allah’ı anan bir dil, O’na şükreden bir kalb ve kişiye imanında yardımcı olan bir mümin kadındır!" [Münzirî, Tirmizî, İ. Ahmed]

" Şükreden kalb, zikreden dil, uygun bir ev ve saliha bir kadına sahip olan, dünya ve ahiretin hayrına kavuşmuş demektir." [İbni Neccâr]

"En iyi hazine, saliha kadındır." [Hâkim]

107

094 Kadınlar, erkeklere Allah'ın emanetidir

Değerli okuyucularım, kadınlar, erkeklere Allahü Tealâ'nın bir emaneti olup onların hak ve hukukunu gözetmeyen emanete hıyanet etmiş olur. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Kadınlar size Allahü teâlânın emanetidir." [İbni Cerir]

"Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emaneti-dir. Allah’ın emanetine yumuşak olun, iyilik edin!" [Müslim]

"Kadınlarınız konusunda Allah'tan korkun. Çünkü siz onları Allah'tan emanet olarak aldınız." [Ebû Davûd, İbni Mâce]

"Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz." [Mürşid-ün-nisa]

"Hanımının mahrem sırlarını başkalarına söylemek, emanete hıyanettir." [Müslim]

"Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olandır." [Müslim]

"Müslümanların iman yönünden en üstünü, ahlâkı en güzel olanı, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranandır." [Tirmizî]

"En faziletli mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan-dır." [Tirmizî]

"Müminlerin iman bakımından en olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve ailesine nazik davranandır." [Nesaî, Tirmizî]

"Müslümanların en iyisi, en hayırlısı, hanımına en iyi davra-nandır. İçinizde, hanımına en iyi davranan benim." [Nesaî]

"En iyi mümin, kadın ve kızlarına karşı en iyi davranandır." [Beyhekî]

"Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür." [İ. Asakir]

108

095 Eşine kar şı güler yüzlü olmalı

Değerli okuyucularım, bir erkek, eşine ve çocuklarına karşı daima sevecen ve güler yüzlü olmalı, onlara değer vermeli, imkanı nispetinde maişetlerini bol tutmalıdır.

"Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır." [R.Nasıhin]

"Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızıkla-rını artırır." [İ. Lâl]

Kişi, geliri ve Allahü tealâ'nın kendisini bahşettiği imkanlar ora-nında ailesinin maişetini bol tutmalı, elinde varken ailesini sıkıntı içinde yaşatmamalıdır.

"Çar şıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiği meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocukla-rına versin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayana ise Cehennem haram olur." [İbni Adiy]

"Çar şıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocukla-rına verene, Allahü teâlâ rahmetle nazar eder. Allahü teâlâ, rahmetle nazar ettiğine de azap etmez." [Harâiti]

"Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur." [Taberânî]

"Kimin kız çocukları olur, onların sıkıntılarına katlanır, iyi yetiştirir ve dengiyle evlendirirse, bu kız çocukları onun için Cehenneme perde olur." [Tirmizî]

"Elinde varken ailesini sıkıntı içinde yaşatan bizden değildir." [Cami-us-sagir]

109

096 Hanımının huysuzluklarına katlanmalı

Erkek hanımının huysuzluklarına katlanmalı, onları sabırla karşı-lamalıdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Bir mümin, kötü huylu diye hanımına kızmasın! Kötü huyu varsa, iyi huyu da olur." [Müslim]

"Kadın, zayıf yaratılışlıdır. Zayıflığını susarak yenin! Evdeki kusurlarını görmemeye çalışın!" [İbni Lâl]

"Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaba kavuşur." [İ.Gazali]

"Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Hiç bir şekilde doğru olamaz. Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın. Kadının kırılması boşanması demektir." [Buharî]

Hele hataları, kusuru ve huysuzluğu nedeniyle hanımını dövme-ye kalkmamalıdır.

"Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum." [R.Nasıhin]

"Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber yatmayacaklar mı?" [Buharî, Müslim, İbni Mâce, Tirmizî]

Aile reisi bir erkek üzerinde her ne kadar eşi ve çocuklarının büyük hakkı varsa da, kuşkusuz, anne ve babasının hakları her şeyden üstündür. O sebeple hanımını, kendi ebeveynlerinden üstün tutmamalı, aralarında anlaşmazlık olursa bunları da tatlı dil ile çözümlemeye çalışmalıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

" Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri kabul olmaz." [Şir’a] buyurdu.

110

097 Erkek, ailenin yöneticisidir

Değerli okuyucularım, aileler, milletlerin temelini teşkil eden en küçük sosyal birimlerdir. Bu sosyal birimlerin düzen içinde yaşaması da belli kurallara bağlı bir yaşam tarzının aile içinde kurulabilmesiyle mümkündür. İşte o sebeple güzel dinimiz erkeği aile reisi olarak belirlemiş ve ona büyük sorumluluklar yanında büyük yetkiler de vermiştir. Hadis-i şeriflerde Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

"Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!" [İbni Asakir]

"Namuslu olun ki, kadınlarınız da iffetli olsun!" [Taberânî]

" İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur. Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder!" [Taberânî]

"Erkek, ailede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden so-rumludur." [Buharî, Müslim]

" İnsanlar içinde en büyük hak sahibi, erkeğin üzerinde annesi, kadının üzerinde de kocasıdır." [Hâkim]

"Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş olur." [Şir’a]

Aile reisi olan erkeğin karar alma ve uygulamada hanımına ve çocuklarına tabi olması ise birçok sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olan bir durumdur. Çünkü kadın ve çocuklar yaratılışları itibariyle genellikle nefislerine uyarlar. Nefse uymak ise sonu gelmeyen sıkıntılara yol açar Aile reisi, önemli hususlarda eşinin ve çocuklarının fikirlerini almalı, fakat son kararı dine uygun şekilde daima kendisi vermelidir. Hadis-i şerifte:

"Kadınlara itaat pişmanlıktır" [Hâkim, Deylemî, İbni Lâl, İbni Asakir] buyruldu.

111

098 Kadınların en iyisi

Değerli okuyucularım, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, kadınların en iyisini aşağıdaki niteliklerle belirledi.

"Kadınların iyisi namusunu koruyan, şehveti fazla olsa da, gözü dışarıda olmayan, kocasına kanaat edendir." [Deylemî]

"Kadınların en iyisi, çok doğuran, kendisini kocasına sevdiren, onunla hoş geçinen ve uyum içinde olandır; en kötüsü de, açılıp saçılan, böbürlenendir." [Beyhekî]

"Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın Cennetliktir." [Taberânî]

"Ümmetimin kadınlarının hayırlısı yüzü güzel ve mehri az olandır." [İbni Asakir]

"Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve diğer iyilikleri kabul olmaz." [Taberânî]

"Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer." [Tirmizî]

"Kadın, eşine eziyet etmezse, sırf namazları yüzünden Cennete girer." [Hâkim]

"Kadın, kocasına eziyet etmeyip namazlarını kılsa Cennete girer." [İbni Mâce]

"Kocası kendisinden hoşnut olarak ölen kadın, Cennete girer." [İbni Mâce]

" İlim öğrenen, kocasına itaat eden kadın, ana babasına iyilik eden evlat, peygamberlerle beraber hesap görmeden Cennete girerler." [İ. Rafıî]

"Ey kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmayanlarla konuşmayın." [Râmûzü’l-ehâdîs]

112

099 Kadınlar, kocalarına itaatli olmalı

Değerli okuyucularım, aile, bir milleti teşkil eden en küçük toplumsal kurumlardan biridir. Her kurum gibi, onun da, düzeni sağlayan, büyükten küçüğe doğru sıralanmış hiyerarşik bir yapılanması vardır. Ailede düzeni sağlayan en üstteki aile reisidir. Eğer ailede küçükler büyüklere itaat etmez, kendi başla-rına buyruk hareket ederlerse ailede düzen bozulur. Tam bir karmaşa hâkim olur. Onun için ailede, küçük çocuklar, büyük çocuklara, onlar annelerine, anneleri de ailenin reisi olan babala-rına karşı itaatli olmalıdırlar. Ayet-i kerimelerde buyruldu ki:

"Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptir.” [Bakara, 228]

" Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir. Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır.” [Nisa, 34]

Hadis-i şeriflerde de:

"Erkek, ailede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden so-rumludur." [Buharî, Müslim]

" İnsanlar içinde en büyük hak sahibi, erkeğin üzerinde annesi, kadının üzerinde de kocasıdır." [Hâkim] buyruldu.

Diğer bazı hadis-i şeriflerde de:

"Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir, denilir." [Ahmed bin Hanbel]

"Rabbine itaat edip, kocasının hakkını ödeyen, ona hıyanet etmeyen kadınla şehit arasında, bir derece fark kalır. Kocası güzel ahlâklı bir mümin ise, onun kocası olur. Kocası uygun birisi değilse, Cennette Allahü teâlâ onu bir şehitle evlendirir." [Taberânî] buyruldu.

113

100 Kadının cihadı, kocasıyla iyi geçinmektir

Kadın kocasına karşı küfran-ı nimette bulunmamalı, onunla iyi geçinmelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"E ğer kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen Cennete girerdi." [Şir’a]

"Kadın, kocasının hakkını ödemedikçe, Allahü teâlânın hakkı-nı ödemiş olmaz." [Taberânî]

"Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir." [Taberânî]

"Kocası çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder." [Buharî]

"Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir." [Taberânî]

"Kocasının kötü huyuna sabreden kadın, Hz. Asiye gibi sevaba kavuşur." [İ.Gazali]

"Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder." [Taberânî]

"Kadın, kocasından izinsiz (nafile) oruç tutamaz." [Buharî, Müslim]

" İzinsiz evden çıkan kadına, kocası razı oluncaya kadar, güneşin ve ayın doğduğu her şey lanet eder." [Deylemî]

"Kadın, kocasından izinsiz (ana, baba, kardeşleri dâhil) hiç kimseyi evine alamaz, nafile namaz kılamaz." [Taberânî]

"Kadın kocasının evinden, onun izni olmadan infak edemez!" [Tirmizî]

"Hiçbir kadının, kocanın izni olmaksızın bir atiyye (bahşiş, hediye) vermesi caiz değildir." [Nesâi]

114

101 Kadınlara özel mükafatlar

Kadınların, kadınlık hallerinden doğan çok özel mükafatları var-dır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:

"Bir kadının kocası kendisinden razı olduğu halde hamile kaldığında Allah yolunda gündüz oruç tutup gece ibadet eden bir kişinin sevabı kadar ona sevap verilir. Doğum sancısı tutunca ona verilecek sevabı ancak Allahü teâlâ bilir. Doğum yapınca çocuğun emdiği her yudum süte karşılık kendisine bir sevap yazılır. Gece çocuk onu uykusuz bırakınca Allah rızası için 70 köle azat etmiş gibi sevap kazanır. Ey Selame, bunları söylemekteki maksadımı biliyor musun? Namusunu muhafaza eden, kocasına itaat eden ve kocasından gördüğü iyilikleri inkâr etmeyen saliha hanımları kastediyorum." [Taberânî]

"Hamile iken, doğururken veya lohusa iken ölen Müslüman kadın şehiddir." [Taberânî]

"Allahü teâlâ, gebeyle emzikli kadına, oruç tutmaması için ruhsat verdi, orucunu tehir etti" [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesaî]

"Müslüman kadın, hamile iken, gündüz saim, gece kaim ve Allah korkusu kendisinde galip olan bir mücahid sevabı hak eder. Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabı hiç kimse bilmez. Bebeğin her emişinde bir can ihya etmiş gibi sevap alır. Sütten kestiğinde ise, bir melek, onu takdir ederek, haydi bir daha, der." [Ebuşşeyh]

"Müslüman kadın, hamilelikten doğuma kadar ve çocuğu memeden kesene kadar Allah yolundaki mücahid gibi olup ölürse şehid sevabı verilir." [Taberânî]

115

102 En zararlı şey: Çok konu şmak

Değerli okuyucularım, hiç kuşku yok ki insanın başına gelen bela ve sıkıntıların çok önemli bir kısmı diline sahip olamamaktan gelmektedir. Bir Müslüman eline diline sahip olmalı, eliyle diliyle kimseye zarar vermemeli, kimseyi incitmemeli, az konuşmalı ve hep hayırlı şeyler konuşmalıdır.

"Müslüman, elinden ve dilinden hiç kimsenin zarar görmediği kimsedir." [Müslim]

"Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir." [Buharî]

"En kıymetli amel, elinden ve dilinden kimsenin incinmeme-sidir." [Taberânî]

"En faziletli mümin, herkesin, elinden, dilinden selamette olduğu kişidir." [Müslim]

"Sükût eden bir mümine yakın olun! O hikmetsiz değildir." [İbni Mâce]

"Susmak, hikmettir." [Deylemî]

"En zararlı şey, çok konuşmaktır." [Deylemî]

"Süfyan İbnu Abdillah (r.a.) anlatıyor: Ey Allah'ın Resulü dedim, uyacağım bir amel tavsiye et bana! Şu cevabı verdi: Rabbim Allah'tır de, sonra doğru ol! Ey Allah'ın Resulü dedim, tekrar. Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir? Eliyle dilini tutup sonra: İşte şu! buyurdu." [Tirmizî]

"Çok konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da Cehenneme layıktır." [Taberânî]

"Çok konuşmak kalbi karartır. Kalbi kararan da Allahü teâlâdan uzaklaşır." [Beyhekî]

116

103 Ya hayır konu şmalı, ya da susmalı

Dinin buyruk ve yasaklarını insanlara öğretmek ve Allahü Tealâ'-yı anmak dışında her söz kişinin zararınadır.

"Emr-i maruf ve zikir hariç, her söz, kişinin zararınadır." [Tirmizî]

" İnsanın hatalarının, kusurlarının çoğu dilindendir." [Taberânî]

"Midesini, ırzını ve dilini koruyan, bütün kötülüklerden korun-muş olur." [Deylemî]

"Allah’ı görür gibi ibadet et, kendini ölmüş say, bunlardan daha iyisi ise dilini tutmaktır." [Taberânî]

"Kurtulu ş için dilini tut, evinde otur, günahların için ağla!" [Tirmizî]

"Rahat isteyen sussun!" [Ebuşşeyh]

"En kolay ibadet, susmak ve güzel ahlâktır." [İbni Ebiddünya]

"Hayır söz hariç, dilini tutan, şeytanı mağlup eder." [Taberânî]

"Allah’a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!" [Buharî]

"Selamet isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!" [İbni Ebiddünya]

"En makbul amel, dilini tutmaktır." [Taberânî]

"Dilini tutan kurtuldu." [Tirmizî]

"Dilini tutmayan kimse, tam imana kavuşamaz." [Taberânî]

"En faziletli sadaka, dilini tutmaktır." [Deylemî]

"Mümin önce düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur." [Haraiti]

117

104 Tatlı dilli olmak

Değerli okuyucularım, tatlı dilli olmak çok büyük bir haslettir. Toplumsal ilişkilerimizde birçok içinden çıkılmaz sanılan sorunun çözümüne katkı sağlar. O sebeple insanlarla ilişkilerimizde sert, kırıcı ve hodbin olmak yerine daima yumuşaklığı ve tatlı dilli ol-mayı tercih etmelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:

" Şerefinizi mallarınızla, dininizi de dilinizle (müdara ile) koru-yun!" [İ. Asakir]

"Dilinden korktu ğunuz kişilere mal vermek suretiyle şerefinizi koruyun!" [Hatib]

"Fitne zamanında evinizde oturun, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışma-yın!" [Nesaî, Ebû Davûd]

"Akıllı, diline sahip olur, zamanını iyi kullanır, işine yönelir ve en sağlam dostuna karşı da ihtiyatlı olur." [Deylemî]

"Ki şinin, kanıtsız ve dayanaksız söz söylemesi ne kötüdür." [Ebû Dâvûd]

"Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Öyle ise onları güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışı-nız!" [Hâkim]

"Ki şi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz kılanın derecesine kavuşur." [İbni Hibban]

"Cennette öyle muazzam köşkler vardır ki, bunlar, tatlı dilli olan, selamı yayan, yemek yediren, çok oruç tutan ve gece na-mazı kılanlara verilir." [İbni Nasr]

"Bir adam: Ya Resûlallah! İslâmiyet'in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle, dedi. O da: Dilin hep Allah'ı zikretsin! buyurdu." [Tirmizî, İbni Mâce]

118

105 Danışan pi şman olmaz

Değerli okuyucularım, kişinin günlük hayatındaki sorunları çözümlerken istişare etmesi Resulullah (s.a.v.) Efendimizin önemli sünnetlerinden biridir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Kendi düşüncenize göre hareket etmeyin!" [Taberânî]

"Danı şan pişman olmaz. İnsanı pişman eden, kendi görüşündeki ısrardır." [İ. Maverdi]

" İstişare etmek, pişmanlığa karşı kaledir." [İ. Maverdi]

" İstihare eden kimse, mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz. İktisat eden darlık çekmez." [Taberânî]

Kimlere danışmalı?

"Hz. Lokman oğluna buyurdu ki: Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri sana bedava verirler." [İ. Maverdi]

"Tedbirli kimse, işinin ehli olana danışıp, ona göre hareket eder." [Ebu Dâvûd]

"Bir i ş yapmak isteyen, o işi Müslüman biriyle istişare ederse, Allahü teâlâ, o işin en güzelini ona nasip eder." [Taberânî]

"Haramdan sakınanla, istişare etmek sadakadır." [Deylemî]

"Âlim ve abidlerinizle istişare edin! Kendi düşüncenize göre hareket etmeyin!" [Taberânî]

"Peygamber Efendimiz, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bulamadığımız bir şey olursa ne yapacağız? diye soranlara cevaben: O işi, salih olan âlimlerle istişare edin! buyurdu." [Taberânî]

119

106 Danışana doğru bilgi vermeli

Değerli okuyucularım, herhangi bir konuda size danışan, size güvenerek gelmiştir. O işin ehli olduğunuzu düşünerek size fikir soran bir kişiye doğru bilgi vermeli, ona yanıltıcı şeyler söyleme-melidir. Biliyorsa söylemeli, bilmiyorsa susmalıdır. Danışana bilerek yalan söylemek, ona ihanettir.

"Danı şan yardıma kavuşur. İstişare edilen emindir." [Askeri]

"Danı şılan, güvenilir kimsedir. Biliyorsa söyler, bilmiyorsa sükut eder." [Kudaî]

" İstişare edilen, güvenilen kimsedir. Kendisine layık gördüğü-nü ancak başkasına tavsiye eder." [Taberânî]

"Danı şana bilerek yalan söyleyen ona hıyanet etmiş olur." [İbni Cerir]

Özellikle dini içerikli konularda kalbin huzur bulmadığı durumlar-da, danışılan kişiler o konuda fetva verseler de şüpheli durum-lardan kaçınmalı, onlardan uzak durmalıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, iyiliğin kalbin huzur bulup rahatladığı şeylerde olduğu-nu bildirdi.

"Müftüler, fetva verseler de sen, yine kalbine danış." [İ. Ahmed]

"Kalbine danış; iyilik, kalbin mutmain olduğu, rahatladığı şeydir. Günah ise, canını sıkan, kalbinde tereddüt uyandıran şeydir. Aksine fetva verseler de." [Taberânî, İbni Asakir]

"Seni rahatlatan şey iyidir. Seni şüpheye düşüren, sıkıntı uyandıran şey günahtır. Sana fetva verse de böyledir." [İ. Ahmed, Beyhekî, Taberânî]

"Yapacağın bir iş için, yedi defa Rabbinden hayırlı olanı iste, sonra kalbine bak, hangisi kalbine ferahlık veriyorsa, hayırlı olan odur." [Deylemî]

120

107 Zinadan uzak olmalı

Değerli okuyucularım, zina, nikahsız olarak cinsel ilişki içinde olmak demektir. Toplumların düzenini bozan en önemli sosyal olaylardan biridir. Büyük günahtır. Namuslu kadınlara zina isna-dında bulunmak da büyük günahlardandır. Ayet-i kerimelerde:

"Sakın zinaya yaklaşmayın; doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur." [İsra, 32]

" Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. ... Allah'ın dini konusunda o ikisine acımayın!" [Nur, 2]

" İffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getireme-yenlere seksen değnek vurun." [Nur, 4] buyruldu.

Hadis-i şeriflerde de:

"Resulullah (s.a.v.), Yedi helâk ediciden kaçının! buyurunca, Ey Allahın Resûlü, onlar nedir? diye sordular. Şöyle buyurdu: Allaha ortak koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, zina etmek, cihad günü cepheden kaçmak, namuslu hanımlara iftira atmak" [Buharî]

" Şirkten sonra en büyük günah zinadır." [İbni Ebiddünya]

"Zina eden, şarap içen ve hırsızlık eden o anda mümin değil-dir." [Buharî]

"Zina eden ve şarap içenin imanı, gömleğin sırttan çıktığı gibi çıkar." [Hâkim]

"Ki şi, mümin olduğu halde zina ve hırsızlık edemez, içki içemez. Bunları yapan İslâm halkasını boynundan çıkarmış olur. Tevbe ederse, Allahü teâlâ tevbesini kabul eder." [Nesaî]

"Allah üç ki şiye cenneti haram kıldı. Onlar; içki tiryakisi, anne babaya karşı gelen ve evinde zina yapıldığını görüp de aldırma-yan erkektir." [Buhârî, Müslim, Tirmizî]

121

108 Gözün, elin, ayakların zinası

"Yabancı kadına şehvetle bakmak göz zinâsıdır, onu tutmak el zinâsıdır, ona gitmek ise ayakların zinâsıdır." [Rıyâdu’n-Nâsıhîn]

"Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürü-mektir." [Buharî, Müslim, Ebû Davûd]

"Gözün zinası harama bakmak, dilin zinası fuhuş konuşmak-tır." [Buharî, Müslim, Ebû Davûd]

"Ey gençler, namusunuzu koruyun, zinâ etmeyin! İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır." [Hâkim]

"Ey kadınlar, mahreminiz olan erkeklerle konuşunuz, namah-remle konuşmayınız!" [İ. Sa’id]

"Bulu ğa eren kız, yüz ve elinden başka yerini namahreme gösteremez." [Ebû Davûd]

"Bir kadın, koku sürünüp dışarı çıkar ve kokusunu duyurmak için, bir topluluk yanından geçerse, ona bakana da, kendine de, zina günahı yüklenir." [Nesaî]

"Bir kadın, güzel kokular sürünüp, göz alıcı güzel elbiseler giyerek, bir toplumun önünden geçerse, zina işlemiş gibi günaha girer." [İbni Hibban]

"Bir kadın görüp de, Allah'tan korkarak, başını ondan çevire-ne, Allahü teâlâ, ibadetlerin tadını duyurur." [Ebû Dâvûd]

"Yabancı kadını görünce, yüzünüzü ondan ayırın! Ansızın görmek günah olmaz ise de, tekrar bakmak günah olur." [Ebû Davûd, Darimî]

122

109 Zina afetleri

"Kulunun zinasına gazaplanmakta Allah’tan gayretlisi yoktur." [Buharî]

"Zina ve faiz yaygınlaşan toplum, Allahın azabını hak etmiş olur." [Hâkim]

"Kıyamet yaklaştıkça, faiz, zina ve içki çoğalır." [Taberânî]

"Bir zaman gelecek, zina, içki ve çalgıyı helâl sayanlar çıka-caktır." [Buharî]

"Zina yayılınca depremler ve fitneler çoğalır." [Deylemî]

"Zinadan korunan Cennete girer." [Beyhekî]

"Zina, fakirli ğe yol açar." [Beyhekî]

"Zinâ eden, aynı şeye ma’rûz kalır." [İbnü’n-Neccâr]

"Cana kıymayan, haram yemeyen, zina etmeyen ve içki içmeyen Cennete girer." [Bezzar]

"Altı konuda bana söz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım: Namaz, zekat ve emanete riayet, nefsi zinadan, mideyi haramdan, dili kötü sözlerden korumak." [Et-tergib ve’t terhib]

Eşlerinin zinaya düşmemesi için erkekler bakımlı olmalıdır.

"Elbisenizi yıkayınız. Saçlarınızı düzeltiniz. Dişlerinizi misvak-layınız. Tertemiz olmaya ve güzelleşmeye çalışınız. Zira İsrail-oğulları böyle yapmadığı için kadınları zinaya düştüler." [C. Sagîr]

Zina her ne kadar büyük bir günah ise de kişi imanını yitirmediği sürece kafir olmaz. Zira hadis-i şerifte:

"Zina etmiş, hırsızlık yapmış, içki içmiş mümin de Cennete girer." [Buharî] buyruldu. Günahına hemen tevbe etmelidir.

123

110 Livata ve e şcinsellik haramdır

Livata (anal seks) ve eşcinsellik (hemcinsleriyle yetinme) eşref-i mahluk olan insana hiç yakışmayan davranışlar olup dinimizce zina gibi yasaklanmıştır. Bunlardan uzak durulmalı, böyle bir hataya düşüldü ise hemen tevbe edip bir daha işlenmemelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Erkeğin erkeğe, kadının kadına yaklaşması zinadır." [Beyhekî]

"Erkek erkekle, kadın kadınla (zaruretsiz) aynı yatakta yata-maz." [İ. Ahmed]

"Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmaz." [Hatib]

"Bir erkek çocuk bir kadın gibi kıskanılmadıkça kıyamet kop-maz." [Deylemî]

" İçki içilir, kötü kadınlar çoğalırsa, erkek erkekle, kadın kadınla yetindiği zaman, çeşitli belalar gelir." [Beyhekî]

"Livata (anal seks) mubah sayılmadıkça, gökten taş yağmadık-ça kıyamet kopmaz." [Deylemî]

"Lutilik (anal seks) yapan mel'undur. " [İ. Ahmed]

"Hanımı ile livata eden mel'undur." [Şir'a]

"Kendi rızası ile üç defa livata yaptıran alışır, her zaman bu işi ister." [R.Nasıhin]

"E şcinsel üçe ayrılır: Bir kısmı konuşmak ve yüze bakmakla, diğeri, tokalaşmak ve kucaklaşmakla yetinir. Bir kısmı da bu işi bilfiil yapar. Allah'ın laneti bunların üzerine olsun! Bunlardan tevbe edenin tevbesini Allahü teâlâ kabul eder." [Deylemî]

124

111 Karşı cinse benzemeye çalı şmak

Değerli okuyucularım, dinimizin yasakladığı doğal olmayan davranışlardan biri de kadınların erkeklere, erkeklerin kadınlara benzemeye çalışmasıdır. Bu konu ile ilgili olarak Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

"Kar şı cinse benzemeye çalışan bizden değildir." [İ. Ahmed]

"Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!" [Buharî]

"Erkeğe benzemeye çalışan kadına, kadına benzemeye çalışan erkeğe lanet olsun" [Taberânî, Ebû Davûd]

"Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!" [Hâkim]

"Kendini erkeğe benzeten kadın Cennete girmez." [Taberânî]

"Erkeklere benzemeye çalışan kadın Cennete giremez." [Nesaî]

"Üç kimse vardır ki, Kıyamet günü Allah onların tarafına bakmaz; Anne-Babasına âsî olan çocuk, erkeğe benzemeye çalışan kadın ve deyyûs." [Nesâi]

"Örtülü olan çıplaklara ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere lanet olsun" [Tergibüs-salât]

Ayrıca gaflet ve nefse uymakta gençlere benzemeye çalışan ihti-yarlara da hoş görü ile bakılmamıştır.

"En iyi genç, ihtiyar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine kapılmayıp gafletten uzak kalandır. En kötü ihtiyar da, gaflet ve nefse uymakta gençlere benzemeye çalışandır." [Taberânî]

125

112 Avret yerlerini açmamalı

Kadınların ve erkeklerin açılması ve bakılması haram olan vücut kısımlarına avret denir. Avret yerleri ve tesettür ile ilgili Resu-lullah (s.a.v.) Efendimizin açıklamaları şöyledir:

"Erkeğin göbek ile dizleri arası avrettir." [Ebû Dâvûd]

"Uyluk avret yeridir." [Buharî, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

"Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir." [Mecmau’l-Enhür]

"Avret yerlerini açmak büyük günahtır." [Hâkim]

"Erkek, erkeğin; kadın, kadının avret yerine bakması helâl olmaz." [Müslim]

"Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah la’net etsin." [Beyhekî]

"Din kardeşinin avret yerine bakanın kırk gecelik namazı kabul olmaz." [İ. Asakir]

"Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan haya edin!" [Tirmizî]

"Bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hariç, vücu-dunu erkeklere gösteremez." [Ebû Davûd]

"Yalnızken de, avret yerinizi açmayın! Zira yanınızda hiç ayrılmayanlar (hafaza melekleri) vardır. Onlardan utanın ve onlara saygılı olun." [Eşiat-ül-lemeat]

"Soyunurken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler." [İ. Ebiddünya]

"Helaya girerken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler." [T. Salat]

126

113 Örtülü çıplaklar

Umuma açık hamamlarda avret yerleri açık yıkanmamalıdır.

"Evlerin en kötüsü hamamdır. Orada sesler yükselir, avretler açılır. Tedavi veya kirden temizlenmek için girecek olan örtülü girsin." [Taberânî]

"Allah’a ve ahirete inanan hamama peştamal ile örtülü girsin!" [Nesaî]

"Allahü teâlâ hayayı ve örtünmeyi sever. Öyle ise yıkanırken avret yerinizi örtün." [Ebû Dâvûd]

Aşağıdaki hadis kadınların başörtülerinin değerini ortaya koyuyor

" Şayet cennet ehli kadınlardan bir kadın dünyaya çıkmış olsaydı, muhakkak yer ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel bir koku doldururdu. Ve elbette o kadının başörtüsü dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır." [Buharî]

Vücudun hatlarını belli edecek kadar dar ve dışarıdan bakıldığın-da vücudu gösterecek kadar ince elbiseler giymekten sakınmalı.

"Ahir zamanda ümmetimin kadınları vücutlarını gösterecek elbiseler giyecekler, saçlarını da deve hörgücüne benzetecek şekilde topuz yapacaklardır. Onlar lanetliktir." [İbni Hibban]

"Örtülü olan çıplaklara ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere lanet olsun" [Tergibüs-salât]

"Örtülü çıplak ve başları deve hörgücü gibi yükseltilmiş kadın-lar, Cennete girmeyecek. Kokusunu bile duymayacaklardır. Halbuki Cennetin kokusu, çok uzaklardan duyulacaktır" [Berika, Hadika, Müslim, Muvatta]

127

114 İçki, bütün kötülüklerin anasıdır

Değerli okuyucularım, İslam'ın yasakladığı kötülüklerden biri de alkollü içki, sarhoş edici ve uyuşturucu maddeleri kullanmaktır. Bunlar, büyük günahlar arasında sayılmıştır.

"Sarhoşluk veren her içki haramdır." [Buharî, Müslim]

"Bir şeyin çok miktarda alınması insana sarhoşluk veriyorsa, onun azı da haramdır." [Ebû Dâvûd, Tirmizî]

" Şüphesiz buğdaydan da içki olur, arpadan da içki olur, kuru üzümden de içki olur, hurmadan da içki olur, baldan da içki olur. Ben her sarhoşluk verenden sizi men ediyorum." [Buharî, Ebû Dâvûd]

" İçkinin haram olduğuna dair kesin hüküm indi." [Müslim]

"Bir zaman gelir ki, içkinin adı değiştirilip helâl sayılır." [İ. Ahmed]

" İçki, günahların en büyüğüdür, her kötülüğün ve her güna-hın anasıdır." [Taberânî]

" İçki, zinadan kötüdür." [R. Nasıhin]

" İçki, günahların en büyüğü, bütün kötülüklerin başıdır. İçki içen, namaz kılmaz, anası, halası ve teyzesi ile zina edebilir." [Taberânî]

" İçkiden sakınınız. Allah’a yemin ederim ki, içki ile iman bir yerde birleşmez. Yani biri diğerini çıkarır." [Nesaî]

"Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın!" [Taberânî]

"Allahü teâlâ, içki içene, içirene, alıp satana, yapana, sakla-yana, taşıyana, kendisine götürülene ve parasını yiyene lanet etti." [İbni Mâce]

128

115 İçki, ki şide haya perdesini kaldırır

Diğer bazı hadis-i şeriflerde de buyruldu ki:

" İçki, bütün kötülüklerin başıdır." [Taberânî]

"Kötülüklerin hepsi kilitli bir yerdedir. Bu yerin anahtarı içki-dir. İçki içen, o kapıyı açıp içine düşer." [Abdürrezzak]

" İçki içenin haya perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevk eder ve her iyilikten alıkor." [Taberânî]

" İblis, şeytanlara der ki: Et, kadın ve içki ile insanları aldat-maya çalışın! Bu işte bunlardan daha etkilisi yoktur." [Deyle-mî]

"Allahü teâlâ, kıyamette, şu dört kişiye, rahmetle nazar etmez: 1- Ana babasına âsi olan, 2- Ettiği iyili ği başa kakan, 3- Devamlı içki içen, 4- Kaderi inkâr eden." [İ. Adiy]

"Cennetin kokusu beş yüz yıllık yerden duyulur. Yaptığını başa kakan, anaya babaya asi olan ve içkiye devam eden cennetin kokusunu duyamaz." [Taberânî]

"Bir kral, bir adamı tutup: İçki, katillik, zina ve domuz eti yemekten birini seç, yoksa seni öldüreceğim, der. Adam içkiyi seçer. Onu içince hepsini de yapar." [Taberânî, Hâkim]

" Şaraba değişik isimler konup içilir, çalgı ve şarkıcı kadınlar çoğalırsa Allahü teâlâ onları yere geçirir." [İbni Mâce, İbni Hibban]

" İçki içenin, kıyamette yüzü kara, dili sarkıktır, pis koku-sundan herkes kaçar." [Zevacir]

"Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emredip, kendisinden korkup da içkiyi bırakan mümine Cennet nimetlerini ihsan edeceğini de bildirdi." [İ. Ahmed]

129

116 Sihir, büyü, fal, u ğursuzluk

Büyük günahlardan biri de sihir ve büyü yapmaktır. Sihir, büyü, fal ve uğursuzlukla ilgili Resulullah (s.a.v.)'in beyanları şöyledir:

"Resulullah (s.a.v.), Yedi helâk ediciden kaçının! buyurunca, Ey Allahın Rasûlü, onlar nedir? diye sordular. Şöyle buyurdu: Allaha ortak koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, zina etmek, cihad günü cepheden kaçmak, namuslu hanımlara iftira atmak" [Buharî]

"Sorgusuz azapsız 70 bin kişi Cennete girecektir. Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, falcı peşinde koşmayan, uğursuzluğa inanmayan ve yalnız Rablerine tevekkül edenlerdir." [Buharî, Müslim]

"Fal baktıran, falcıya inanmasa da, kırk gün namazı kabul olmaz" [Müslim]

"E şyada uğursuzluk yoktur, safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur" [Müslim]

" İslâm’da uğursuz sayma, kötüye yorma yoktur; En iyisi, iyiye yorma'dır." [Buharî]

"U ğursuzluk çıkarmak şirktir, u ğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir. İhtiyarsız kalbine uğursuzluk vehmi gelip içinde bazı şeylere karşı nefret duyan hariç bizden kimsede bu yoktur. Lakin Allah onu tevekkülle giderir." [Ebû Dâvûd, Tirmizî]

"U ğursuzluk inancı bir Müslümanı yolundan alıkoymasın. Biriniz hoşlanmadığı bir şey görecek olursa şu duayı okusun: Allahım! Hayrı ancak sen verebilirsin, kötülü ğü de ancak sen defedebilirsin. İbadet, çalı şma, korunma vs. için muhtaç oldu ğumuz güç ve kuvvet de ancak sendendir. " [Ebû Dâvûd]

130

117 Haksız yere cana kıymamalı

Değerli okuyucularım, İslam, esas olarak insanların can, mal, soy, güzel ahlâk, akıl ve beden sağlığını garanti almaya çalışan bir dindir. Bu değerleri tahrip eden her davranış da büyük günah sayılmıştır. Bunlardan birisi de haksız yere cana kıymaktır.

"Resulullah (s.a.v.), Yedi helâk ediciden kaçının! buyurunca, Ey Allahın Rasulü, onlar nedir? diye sordular. Şöyle buyurdu: Allaha ortak koşmak, sihir yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, zina etmek, cihad günü cepheden kaçmak, namuslu hanımlara iftira atmak" [Buharî]

"Cana kıymayan, haram yemeyen, zina etmeyen ve içki içme-yen Cennete girer." [Bezzar]

"Mümin bir kimseye sövmek fasıklıktır. Mümin bir kimseyi öldürmek küfürdür." [Müslim, Buharî]

"Mümini öldürmek, Allah katında, dünyanın yıkılmasından daha büyüktür" [Nesaî]

"E ğer gök ehli ile yer ehli ortaklaşa bir mümini öldürseler, Allah hepsini ateşte yüz üstü süründürür." [Tirmizî]

Kişinin kendi canına kıyması da aynı şekilde günah sayılmıştır:

"Kendini boğarak öldüren kimse, Cehennem için boğmuş olur. Kendini vuran kimse, Cehennem için vurmuş olur." [Buharî]

" İple boğazını sıkarak intihar eden, boğazı sıkılarak azap görür. Herhangi bir bıçakla intihar eden, Cehennemde bıçakla- narak azap görür." [Buharî]

" İntihar etmiş olsa da, her Müslüman ölünün cenaze namazını kıl!" [Deylemî]

Müslümanı ölümle korkutmak da caiz değildir.

"Bir demir (veya yaralayıcı, öldürücü bir alet) ile arkadaşına işaret edip korkutan kimseye, melekler lanet eder." [ Müslim]

131

118 Yetimlere sahip çıkılmalı

Herhangi bir sebeple öksüz ve yetim kalmış çocuklar, kuşkusuz toplumun en garip ve çaresiz kimseleridir. Onlara ve onların mal-larına sahip çıkıp onları korumalıdır. Resulullah s.a.v. Efendimiz:

"Yetimlerin, fakirlerin geçimini üstüne alan, Allah yolundaki bir mücahid gibi veya gündüz oruç tutup gece ibadet eden gibi sevaba kavuşur." [Buharî]

"Bir yetimi, kendini kurtarana kadar bakıp büyütene, Cennet vacib olur." [Taberânî]

"Akraba veya yabancı bir yetimi kendisini kurtarana kadar bakana Cennet vacip olur." [Ebu Dâvûd] buyurdu.

Yetimin malını haksız yere yemek ise büyük günahlardandır:

" Şu yedi büyük günahtan kaçının: Allah’a şirk koşmak, Büyü-cülük, Katillik, Harpten kaçmak, Yetim malı yemek, Faizcilik, Namuslu kadına iftira etmek." [Taberânî]

"Büyük günahlar yedidir: Bunlardan biri de yetim malı yemek-tir." [Bezzar]

"Kıyamette, Allah katında büyük günahların en büyüğünden biri yetim malı yemektir." [İbni Hibban]

"Allahü teâlâ, dört kimseyi Cennete koymaz: Bunlar, devamlı içki içen, faiz alan, yetim malı yiyen ve ana-babasına asi olan-dır." [Hâkim]

"En büyük günah, faiz, iffetli kadına iftira, yetim malı yemek-tir." [Taberânî]

"Yetim malı yiyen, Cennete giremez." [Hâkim]

"Çocuklarını eşit tutmıyan ve yetim hakkından korkmıyan kimse, Allahtan uzaktır." [İ.Asâkir]

132

119 Dul ve yetimlere iyilik

" Şu iki zaif hakkında Allahtan korkun! Dul kadın ve yetim çocuk." [Beyhekî]

"Dul ve yoksullara hizmet eden, fi-sebilillah cihad eden gibidir." [Buharî]

"Sabredip sevabını umarak yetime bakanla, Cennette beraber oluruz." [Taberânî]

"Yetimi güzel terbiye ederek büyütenle Kıyamette beraber oluruz." [Buharî]

"Yetimin ağlamasından sakının!" [İsfehânî]

"Yetime yakın ol, ona acı, başını okşa, beraber yemek ye! Böyle yapanın, kalbi yumuşar ve ihtiyaçları karşılanır." [Haraiti]

"Sırf Allah rızası için yetimin başını şefkatle okşayan, elinin değdiği saçlar sayısınca sevaba kavuşur" [İ. Ahmed]

"Cennette Dâr-ül-ferah denilen köşke, ancak, mü’minlerin yetimlerini sevindirenler girer." [İ. Neccar]

"Evlerin en iyisi, yetime iyilik yapılan evdir. En kötüsü de yeti-me kötülük edilen evdir." [İbni Mâce]

"Allahü teâlâ, yetim bulundurulan ve ona iyilik yapılan evi sever." [Taberânî]

"En üstün ev, içinde yetime ikram edilen evdir." [Beyhekî]

"Cennetin kapısını ilk önce ben açacağım. Bu sırada, bir kadın, benden önce davranacak; buna kim olduğunu soraca-ğım, o da: Yetim kalan çocuklarıma bakan biriyim, diyecektir." [Ebu Ya'la]

133

120 Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık

Değerli okuyucularım, İslam'da bireysel bir mülkiyet söz konusu olup kişilerin mallarını çalmak, onların izin ve haberleri olmadan alıp kullanmak, zorla gasbetmek veya hileli ve entrikalı yollarla ellerinden almak caiz değildir. Günahtır. Resulullah (s.a.v.) Efen-dimizin bu konularla ilgili bazı beyanları aşağıda verilmiştir:

"Ki şi, mümin olduğu halde zina ve hırsızlık edemez, içki içemez. Bunları yapan İslâm halkasını boynundan çıkarmış olur. Tevbe ederse, Allahü teâlâ tevbesini kabul eder." [Nesaî]

"Zina eden, şarap içen ve hırsızlık eden o anda mümin değil-dir." [Buharî]

"Sizden öncekiler, nüfuzlu biri hırsızlık yapınca, serbest bırakırlar, güçsüz biri hırsızlık yapınca, ona ceza verirlerdi. Bu yüzden helak oldular." [Müslim]

"Ödememek niyetiyle borçlanan, Allah'ın huzuruna hırsız olarak çıkar." [İbni Mâce]

"Mehr vermemek niyetiyle evlenen, Kıyamette hırsızlarla haşr-olur." [R. Nasıhin]

"Davet edilen yere gitmemek günahtır. Davetsiz yere gitmek, hırsızlık olur." [Beyhekî]

"Allah’a ısmarladık demeden ayrılan misafir, hırsız olarak girmiş, yağmacı olarak çıkmış olur." [İ.Gazali]

"Bir a ğaçtan yenilen veya çalınan şeyler, o ağacı diken için sadaka olur." [Müslim]

Kişinin kendi malını, din kardeşinin veya komşusunun malını korumaya çalışırken ölmesi ise şehitlik ile müjdelenmiştir:

"Kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen kimse şehiddir." [İbni Asakir]

134

121 Ticaret ve ticarette do ğruluk

Helâl kazanç yollarından biri de ticarettir. Resulullah (s.a.v.), tica-retle ilgili olarak buyurdu ki:

"En iyi kazanç, el emeğiyle kazanılandır. Ticaret de makbul-dür." [Hâkim]

"Bereket ticarettedir." [Ebû Dâvûd]

"Rızkın onda dokuzu ticarettedir." [Said b.Mensur]

"Rızık on kısımdır, dokuzu ticarette, biri de hayvancılıktadır." [İbni Sa’d]

"Doğru tüccar, Kıyamet günü Arş’ın gölgesinde olacaktır." [Deylemî]

"Doğru tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehidlerle beraberdir." [Tirmizî]

"Doğru tüccar, Cennetin hiçbir kapısında bekletilmez." [İ. Neccar]

"En uygun kazanç şu tüccarındır ki, ticarette yalan söylemez, sözünden dönmez, satarken malını övmez, alırken de (ucuza almak için) kötülemez." [Deylemî]

" Şu üç kimse, başka himayenin bulunmadığı Kıyamet günü, Allah’ın himayesindedir: 1- Emin tüccar, 2- Âdil idareci, 3- Namaz kılmak için vaktin girmesini hararetle bekleyen kimse." [Hâkim, Deylemî]

"Bir tüccar, alacaklarını tahsil eden adamına, Borcunu vere-meyecek fakirden alma, onu hoş gör, derdi. Allah’a kavuşunca, Allah da onu hoş görüp, affetti." [Buharî]

"Kıyamet yaklaştığında, izinsiz ticaret yapılmaz." [Müslim]

"Korkak tüccar, mahrum kalır, cesur tüccar, rızka kavuşur." [Kudaî]

135

122 Ticarete hıyanet karı ştırmamalı

Değerli okuyucularım, ticarete hıyanet karıştırıp helâl kazancını, haram ve bereketsiz hale getirmemelidir. Hadislerde buyruldu ki:

"Ticarete hıyanet karışınca, bereket gider." [İhya]

"Ticarette bereket vardır, ticarete yalan, hıyanet karışınca bereket gider." [Buharî]

"Satılan bir şeyin kusurunu gizlemek helâl değildir. O kusuru bilip söylememek de, kimseye helâl olmaz." [Hâkim]

"Malının kusurunu gizleyene Allahü teâlâ gazap eder, melekler de lanet eder." [İ Mace]

"Alı şveriş ettiğin zaman de ki: Dinimizde aldatma yoktur." [Buharî]

"Ölçü ve tartıda hile yapılınca, mahsullerde noksanlık baş gösterir." [Taberânî]

"Muamelesinde hilekârlık eden bizden değildir." [Buharî]

"Malını yemin ederek beğendirmeye çalışan kimseye kıyamette merhamet edilmez." [İ.Gazali]

" Şu altı kişi, sorgusuz sualsiz Cehenneme girer: Zulmü yüzün-den hükümdar, Irkçılık yüzünden Arap, Kibri yüzünden köy muhtarı, Yalanı, hıyaneti yüzünden tüccar, Hasedi yüzünden âlim, Hasisliği yüzünden zengin." [Ebu Ya’la]

"Bir esnaf, verdiği sözde durur, alacaklısını sıkıştırmaz, malını fazla övmez ve yalan söylemez ise, kazancı ona mübarek olur." [Deylemî]

"Esnafın, pazarcının çoğu facirdir! Çünkü, çok yemin ederek, yalan söyleyerek günaha girerler. Alışverişleri de helâl olmaz." [Hâkim]

136

123 Rızk için çalı şmak

Değerli okuyucularım, tembellik birçok sıkıntıların kaynağı olup rızk için çalışmak her müslümana farzdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Çalı şıp kazanmak her Müslüman'a farzdır." [Taberânî]

"Kimseye muhtaç olmamak ve ana baba, çoluk çocuğunu muhtaç etmemek için işe gidenin, her adımı ibadettir." [Taberânî]

"Çalı şmayıp, kendini sadaka isteyecek hale düşüren, 70 şeye muhtaç olur." [Tirmizî]

"Cihad, sadece kılıç sallamak değildir. Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir." [İ. Asakir]

"Allahü teâlâ, çalışmayan gençleri sevmez." [Münavi]

" İbni Abbas hazretleri, sabah vakti oğlunu uyur görünce buyurdu ki: Oğlum, rızıkların dağıtıldığı saatte uyunur mu? Bu saatte uyumak, tembellik alametidir, unutkanlığa sebep olur." [Şir’a]

"Allahü teâlâ, yaptığı işi hakkıyla yapanı sever." [Beyhekî]

Efendimiz her sabah şu dua ile tembellikten Allah'a sığınırdı:

"Sabaha girdik. Bütün mülk Allah'ındır. Hamdü sena da O'na mahsustur. Allah'tan ba şka ilah yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, orta ğı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter. Allahım! Bu günün ve bundan sonrakilerin hayrını senden dilerim. Bu günün ve bu ndan sonrakilerin şerrinden sana sı ğınırım. Rabbim! Tembellikten, insanı peri şan eden ya şlılıktan sana sı ğınırım. Cehennem azâbından ve kabir azâbından sana sı ğınırım." [Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

137

124 Faiz

Faiz büyük günahlardan olup ondan uzak durmalıdır. Hadislerde:

"Helak eden yedi şeyden biri faiz almaktır." [Buharî]

"Yedi büyük günahtan biri faiz yemektir." [Bezzar]

"Faiz alana da verene de lanet olsun!" [Müslim]

"Vücuduna dövme yapana, yaptırana, faiz alıp verene lanet olsun." [Buharî]

"Faiz 73 kısımdır. En aşağısı, kişinin anası ile zina etmesi gibidir." [Hâkim]

"Bir dirhem faiz alıp vermek otuz zinadan günahtır." [Taberânî]

"Altın altına, gümüş gümüşe, hurma hurmaya, buğday buğdaya, tuz tuza, arpa arpaya misli misline satılırken, biri fazla olursa faiz olur. İkisi de peşin olmak şartı ile, altını gümüşle fazla veya eksik fiyatla, alınıp satılabilir." [Tirmizî]

"Faiz, genel olarak veresiyede olur." [Müslim]

"Dar-ül-harbde, müslüman ile kâfir arasında faiz yoktur." [Mecmaul-enhür, Dürer]

"Kıyamet yaklaştıkça, faiz, zina ve içki çoğalır." [Taberânî]

"Hep faiz yiyen sonunda fakirliğe düşer." [İbni Mâce]

"Miraç gecesi, karınları ev gibi, içleri yılan dolu insanlar gördüm. Bunların kim olduğunu Cebrail aleyhisselama sordum. Faiz yiyenler olduğunu bildirdi." [İbni Mâce]

"Allahü teâlâ, dört kimseyi Cennete koymaz: Bunlar, devamlı içki içen, faiz alan, yetim malı yiyen ve ana-babasına asi olandır." [Hâkim] buyruldu.

138

125 Borçlanma

Zorunlu bir sebep olmadıkça borçlanmamalıdır. Ayet-i kerimede:

"Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın." [Bakara, 282] buyruldu. Hadislerde de:

"Borç, dindarlığın lekesidir." [Kudaî]

"Borç, din ve şerefi eksiltir." [Deylemî]

"Borç, gece kaygı, gündüz zillettir." [Deylemî]

"Borçsuz olan hür yaşar." [Beyhekî]

"Huzur içinde iken, borçlanarak korku içinde yaşamayın!" [Hâkim]

"Ölülerinizin borçlarını ödemede acele ediniz!" [İbni Mâce]

"Müminin ruhu, borcu ödeninceye kadar bağlıdır." [Tirmizî]

"Borçlu, kabrinde zincirlerle bağlıdır." [Deylemî]

"Kim şu üç şeyden uzak olarak ölürse cennete girer: Kibir, Gulûl (kamu malını aşırma), Borç." [Tirmizî]

"Borcunu ödemeyenlere Allahü teâlâ, kıyamette (Bunun hakkını sizde bırakacağımı mı zannettiniz?) buyurarak o kim-senin iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borcunu verme-yenin iyi ameli yoksa borç verenin kötü amellerini, günahla-rını borçluya yükler." [Taberânî]

"Sadaka için on sevap, ödünç için ise on sekiz sevap vardır. Çünkü borç, ihtiyacı olana verilir. Sadaka belki, ihtiyacı olmayanın eline düşebilir." [Taberânî]

Kendi veya çoluk çocuğu muhtaç veya borçlu olanın verdiği sadaka kabul olmaz." [Buharî]

"Ya Rabbi, küfre dü şmekten ve borca girmekten sana sı ğı-nırım." [Nesaî] buyruldu.

139

126 Sefer (yolculuk)

Yolculuk, kendine özgü bazı sıkıntılar getirdiğinden dinimiz buna uygun bazı düzenlemeler yapmıştır. Bunlardan biri dört rekatlı namazların iki rekat olarak kılınmasıdır. Ayet-i kerimede:

"Yolculuk ettiğinizde, kafirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir sorumluluk yoktur. Zira kafirler, size apaçık düşmandırlar." [Nisa, 101] buyruldu.

Bununla ilgili Hadis-i şeriflerde de:

"Hz. Ai şe (r.a.): Allah-u Teâlâ namazları farz ettiği vakit ikişer rekât, ikişer rekât farz etti. Sonra sefer namazları olduğu gibi kaldı, hazar namazları ise ziyadeleştirildi.” [Buhari, Müslim, Malik, Ebû Dâvûd, Nesaî, Beyhekî]

“Ebu Hureyre (r.a.): Resulullah (s.a.v) Ebu Bekir ve Ömer ile Medine’den Mekke’ye yolculuk ediyordu. Onların hepsi Medine’den çıktıkları andan tekrar Medine’ye dönünceye kadar yolda ve Mekke’de ikamet ederlerken namazları ikişer rekât kılıyorlardı.” [Taberânî]

"Abdullah ibni Abbas (r.a.): Nebi (s.a.v.) Mekke’ye geldi ve orada on yedi gece ikame etti. Bu müddet zarfında namazları kasr ediyordu.” [İbni Hibban]

"Abdullah ibni Ömer (r.a.): Resulullah (s.a.v.)’i gördüm seferde farz namazlardan önce ve sonra namaz kılmıyordu.” [İbni Huzeyme] buyruldu.

Bazı özel yolculukların faziletleri: :

" İlim öğrenmek için yolculuğa çıkanın, daha adımını atmadan günahları affolur." [Şirazî]

"Hacca giderken yolda ölene, kıyamete kadar hac, cihada giderken de ölene, kıyamete kadar cihad sevabı yazılır." [Ebu Ya’la]

140

127 Yolculuk âdâbı

Yolculuk âdâbı ile ilgili Hadis-i şeriflerde:

"Bir kimse, sefere çıkarken 11 kere İhlâs okusa, Allahü teâlâ, seferden dönünceye kadar onun evini muhafaza eder." [İ. Neccar]

"Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emir (başkan) yap-sınlar." [Ebû Davûd]

"Seferdekilerin efendisi, onlara hizmet edendir. Hizmette önde olan kişiyi, o topluluk, şehid olma durumu hariç, hiçbir amelle geçemez." [Hâkim]

Yolculuk sırasında yanında rahmet meleklerinin refakatine engel olan şeyler bulundurulmamalı:

"Melekler, içinde köpek ve çan bulunan kafileye arkadaşlık etmezler." [Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizi]

"Melekler, içerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez" [Ebû Dâvûd]

Güvensiz bölgelerde konaklandığında gruptan ayrılmamalı:

"Resulullah (sav) sefer sırasında konaklayınca yanında bulu-nan halk vadilere ve dağ geçitlerine dağılırdı. Bunun üzerine Resulullah (sav): Vadilere ve geçitlere dagılmanız şeytan işidir, diye ikaz etti. Bundan sonra herhangi bir yere inilince birbirle-rine yakın şekilde yerleşirlerdi." [Ebû Dâvûd]

Yolculuk sırasında oruç tutmak takva değil.

"Seferde sıkıntı içinde oruç tutmak, takva sayılmaz" [Buharî]

Kadınların mahremi olmadan uzun mesafeye yolculuk yapmaları uygun değil.

"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir gece ve gün-düz devam edecek bir mesafeye, yanında bir mahremi olmadık-ça gitmesi helal değildir." [Buhari, Müslim, Ebû Dâvûd]

141

128 Üç aylar ve Regaip kandili

Değerli okuyucularım, Recep, Şaban ve Ramazan ayları, İslam âleminde büyük bir önem taşır. Kandil gecelerinin önemli bir kısmı bu aylar içindedir. Bu aylara, "üç aylar" denir. Üç aylarla ilgili uzun bir hadiste:

“Allah tarafından seçilen ay Recep ayıdır ve Recep Allah’ın ayıdır. Her kim Recep ayına hürmet ederse Allah’ın emrine hürmet etmiş olur, kim Allah’ın emrine hürmet ederse Allah onu Naîm cennetlerine koyar ve ona en büyük nimet olan rızasını vacip kılar."

Şaban benim ayımdır. Her kim Şaban ayına hürmet gösterirse benim emrime hürmet göstermiş olur, her kim de benim emrime hürmet gösterirse ben Kıyamet günü ona öncü ve yoldaş olurum.

Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmet gösterir, onun saygınlığını yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da (günahlardan) korursa Ramazan’dan, Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.” [Beyhekî] buyruldu.

Üç aylara girildiği zaman Resulullah (s.a.v.) şöyle dua ederdi.

"Allahım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Rama-zan'a ula ştır." [Ahmed b. Hanbel]

Recep ayının ilk cuma gecesi, Regaib Kandili'dir. Regaib kandi-liyle ilgili olarak:

"Recep'in ilk Cuma gecesini ihya edene, kabir azabı yapılmaz. Duaları kabul edilir." [S. Ebediyye]

" Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi." [İ. Asakir] buyruldu.

Bu gecede çok dua etmeli, af ve afiyet dilemelidir.

142

129 Recep ayının faziletleri

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz Recep ayının faziletleriyle ilgili ola-rak:

"Recep ayında Allah’a çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlâ Recep ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkleri vardır ki, ancak Recep ayında oruç tutanlar girer." [Deylemî]

"Allahü teâlâ, Recep ayında oruç tutanları mağfiret eder." [Gunye]

"Recep-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir." [Miftah-ül-cenne]

"Recep ayında, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip Ya Rabbi onu mağfiret et, derler." [Ebu Muhammed]

"Recep büyük bir aydır. Allahü teâlâ bu ayda hasenatı kat kat eder. Recep ayında bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, Geçmiş günahların affoldu, der. Recep ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Recep ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti." [Taberânî]

"Recep-i Şerîf'in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." [Camiu-s sağir] buyruldu.

143

130 Miraç kandili

Recep ayının 27. gecesi Miraç kandilidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Mekke döneminde bir gece, Cebrail (a.s.)'ın refakatinde Burak adlı binekle önce Mescidül-Haram'dan Kudüs'e geldiler. Sonra da oradan göğe yükseldiler. Sidretü'l-Münteha'ya gelindi-ğinde Cebrail, orada Resulullah'ı yalnız bıraktı. Resulullah, Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürerek kendisine Cennet ve Cehennem. oralardaki nimet ve azaplar gösterilip sonra huzuru ilahiye kabul edildi. Daha sonra gittiği bineklerle aynı güzehgah-tan geri döndü.. Bu yolculuğun ilk bölümü ayet-i kerimede:

“Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur..” [İsra, 1] şeklinde anlatılmıştır.

Miraç olgusunun ayet-i kerimede verilmeyen diğer kısımlarını ise Resulullah, Hadis-i şeriflerle ümmetine bildirmiştir. Bazıları olaya inanmak istememiş, olayı kendisine anlatarak hâlâ inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere Hz. Ebu Bekir "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vererek sadık bir mümin olduğunu ortaya koymuştu..Hadis-i şerifte:

"Recebin 27. günü oruç tutana, 60 yıllık oruç sevabı verilir." [İ. Gazali] buyruldu. Miraç'ta bazı gördüklerini Resulullah (s.a.v.):

"Miraca çıktığım gece, Cehennemdekilerin çoğunun kadın olduğunu gördüm." [Tirmizî]

"Mirac Gecesi’nde ateşten makasla kendi dudaklarını kesenleri görüp, kim olduklarını sordum. İlmiyle amel etmeyen din adamlarıdır, denildi." [Buharî, Müslim]

"Mirac’ta, Cehennemde kokmuş leş yiyenlerin kimler oldu-ğunu sordum. Bunlar, gıybet ederek insanların etlerini yiyen-lerdir, denildi." [İ. Ahmed] şeklinde anlattı.

144

131 Şaban ayı ve Berat kandili

Şaban ayı ile ilgili olarak:

"Ai şe validemiz buyuruyor ki: Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi." [Buharî] Diğer hadis-i şeriflerde de:

" Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gafildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim." [Nesaî]

"Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur." [Tirmizî]

" Şaban’da üç gün oruç tutana, Allahü teâlâ Cennette bir yer hazırlar." [Ey oğul ilmihali] buyurdu.

Şaban'ın 15. gecesi Berat kandilidir. Bu gece ile ilgili olarak:

" Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim. Bu hâl, sabaha kadar devam eder." [İbni Mâce]

"Allahü teâlâ, Şaban’ın 15. gecesinde müşrik ve müşahin hariç herkesi affeder." [İbni Mâce]

"Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat gecesi ve Arefe gecesi." [İsfehanî]

"Allahü teâlâ, Şaban’ın yarısının gecesinde, dünya semasına tecelli eder. Benikelb kabilesinin koyunlarının kıllarından daha çok kimsenin günahlarını affeder." [İbni Mâce, Tirmizî]

"Allahü teâlâ, Şaban ayının 15. gecesinde rahmetiyle tecelli ederek kendisine şirk koşan ve Müslüman kardeşine kin güden-ler hariç herkesi affeder." [İbni Mâce] buyruldu.

145

132 Ramazan (rahmet, ma ğfiret ve kurtulu ş) ayı

Ramazan ayı hakkında buyruldu ki:

"Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır." [Nesaî]

"Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehen-nemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." [Müslim]

"Ramazan ayı gelince; Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek, denir." [Nesaî]

"Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder." [Deylemî]

"Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur." [Taberânî]

"Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir." [İ. Mansur]

"Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennem-den kurtuluştur." [İ.Ebiddünya]

"Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenne-me gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır." [Taberânî]

"Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevap-tır." [İbni Ebiddünya]

"Ramazan'da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hac gibidir" [Ebû Dâvûd]

146

133 Kadir gecesi

Ramazan ayının faziletlerinden biri de, Kur'an-ı Kerimin indiği bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin bu ay içinde olmasıdır.

"Allahü teâlâ, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi." [Deylemî]

" İnanarak ve sevabını Allahü teâlâdan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur." [Buharî, Müslim]

"Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir." [Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

"Kadir gecesi sabahı güneş şuasız olarak doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir." [Müslim]

"Kadir gecesi açık ve mülayim olur. Soğuk ve sıcak değildir, sabahında da güneş zaif ve kızıl olarak doğar." [Taberânî]

"Kadir gecesi açık olur, sıcak ve soğuk değildir. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur. O gecenin sabahının alameti güneşin şuasız doğmasıdır." [Taberânî]

"Resulullah (s.a.v)'a, Kadir gecesi Ramazan'ın neresinde? diye sorulmuştu. O, Ramazanın tamamında! diye cevap verdi." [Ebû Dâvûd]

"Resulullah (s.a.v.) vefat edinceye kadar Ramazanın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın. Resulullah (s.a.v.)'dan sonra, zevceleri de itikafa girdiler." [Müslim]

"Kadir gecesini, ramazanın son on gününün 21, 23, 25, 27 ve 29 gibi tek gecelerinde veya ramazanın son gecesinde arayın! Sevabını umarak Kadir gecesini ibadetle geçirenin günahları affolur." [İ. Ahmed]

"Kadir gecesi ramazanın 27. gecesidir." [Ebû Davûd]

147

134 Kadir gecesinin fazileti

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ Kadir sure-i celilesinde:

"Biz o (Kur'ân)nu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir." [Kadir, 1-5] buyurdu.

Kur'an-ı kerimin indirildiği bu gece büyük faziletlerle doludur. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, tüm hayırlardan mahrum kal-mış demektir. Hadis-i şerifte:

"Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır." [Nesaî] buyruldu.

O sebeple bu geceyi en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmalıdır.

"Kadir gecesi üç defa Lailahe illallah söyleyen müslümanın, birincisinde bütün günahları bağışlanır. İkincisinde Cehen-nemden kurtulur, üçüncüsünde Cennete girer." [Tefsir-i Mugni]

"Kadir Gecesi’nde, bir kere Kadir suresini okumak, başka zamanda Kur’an-ı kerimi hatim etmekten daha sevabdır. Kadir Gecesi’nde bir Sübhanallah, bir Elhamdülillah, bir Lailahe illallah söylemek 700 bin tesbih, tahmid ve tehlilden kıymet-lidir. Bu gece koyun sağımı müddeti kadar namaz kılmak, iba-det etmek, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibadet etmekten daha kıymetlidir." [Tefsir-i Mugni]

"Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günle-ri." [Deylemî]

148

135 Mevlid kandili

Rebiülevvel ayının 12. gecesi, Resulullah (s.a.v.) Efendimizin doğum günü, yani Mevlid Kandilidir. Doğum günü kutlamaktan maksat, Resulullah Efendimize olan sevgiyi pekiştirmektir. Ancak peygamberler arasında fark görmemelidir. Hepsi de tek yaratıcı olan Allah'ı tanıtmak, O'nun hükümlerini dünyaya hakim kılmak, insanları kötü davranışlardan uzak tutmak için vazifelendirilmiş seçkin kişilerdir. Ayet-i kerimede:

"Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı. 'Peygamberleri arasından hiçbirini ayırdetmeyiz, işittik, itaat ettik, Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş Sanadır' dediler." [Bakara, 285] buyruldu.

Bununla birlikte Yüce Rabbimiz katındaki derecelerine göre pey-gamberlerinin kimini kimine üstün kılmıştır. Ayet-i kerimede:

"Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık." [İsra, 55] buyruldu.

Özellikle, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, en son ilahi ahkâmı getir-mekle şereflendi. Kur'an-ı kerimde Allahü zül-Celâl:

"Biz seni, âlemlere rahmet olarak gönderdik." [Enbiya, 107]

"Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler." [Sebe, 28]

"Senin için bitmeyen, sonsuz mükâfat vardır. Elbette sen en büyük ahlâk üzeresin." [Kalem, 3-4]

" Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler: Ey inanan-lar! Siz de onu övün, ona salât ve selâm getirin." [Ahzab, 56]

buyurdu. O sebeple Resulullah (s.a.v.) Efendimize her zaman çok salâvat okumalıdır. Çeşitli salavat dualarının en yaygın olanı:

"Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed ."

şeklindeki duadır.

149

136 Aşure günü

Aşure günü, Muharrem ayının onuncu günüdür. Aşure günü ile ilgili olarak Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"A şurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur." [Şir’a]

"A şure günü, ilim öğrenilen veya zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer." [Şir’a]

"A şure günü, on Müslümana selam veren, bütün Müslüman-lara selam vermiş gibi sevaba kavuşur." [Şir’a]

"A şure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud dağı kadar sevaba kavuşur." [Şir’a]

"A şure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur." [Beyhekî]

"A şure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir." [Şir’a]

"A şure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur." [Müslim, Tirmizî, İ. Ahmed, Taberânî]

"A şure günü orucu bir yıllık, Arefe günü orucu da, iki yıllık (nafile) oruca bedeldir." [T.Gafilin]

"Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar ecre kavuşur." [Şir’a]

"A şure günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudi-lere muhalefet edin." [İ. Ahmed]

"Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki: Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür." [Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd]

150

137 Zilhicce'nin faziletleri

Dinimiz açısından Zilhicce ayının ilk 10 günü çok önemlidir. Bu günlerin önemi ile ilgili olarak Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!" [Taberânî]

"Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise on bin güne eşittir." [Beyhekî]

"Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir." [Tirmizî]

"Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir." [Beyhekî]

"Arefe günü tutulan oruç, bin gün (nafile) oruca bedeldir." [Taberânî]

"Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya bedeldir. Bir gecesini ihya etmek de Kadir Gecesi’ni ihya etmek gibidir." [İbni Mâce]

"Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutan, her günü için, yüz köle azat etmiş veya cihad edenlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevap alır." [R. Nasıhin]

"Eshab-ı kiram Zilhicce için: Ya Resulullah, bu ayın ilk günleri yapılan ameller, Allah yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir? dediklerinde; Evet, cihaddan da kıymetlidir, ancak canını, malını esirgemeden savaşıp şehid olanın cihadı, daha kıymetlidir, buyurdu." [Buharî]

"Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce'nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir." [Tirmizî, İbn Mace]

151

138 Cuma Bayramı

Cuma günü, müminlerin bayramıdır ve günlerin en kıymetlisidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

Ümmetimin bayramları içinde, Cuma'dan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekât namaz, Cuma günü dışındaki bin rekâttan efdaldir." [Deylemî]

"Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır." [Ey Oğul İlmihali]

"Üzerine güneşin doğduğu günlerin en kıymetlisi Cuma günü-dür." [Tergib-üs-salat]

"Allah indinde günlerin seyyidi Cuma'dır. O, Kurban ve Rama-zan Bayramı günlerinden de kıymetlidir." [Buharî]

"Cuma günü, bayram günlerinden, Arefe ve Aşure gününden daha kıymetlidir." [Tergib-üs-salat]

"Günlerin en kıymetlisi cumadır. Cuma günü, bayram günle-rinden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminle-rin bayramıdır." [Riyad-un-Nasihin]

"Allahü teâlânın indinde günlerin seyyidi Cuma’dır, kurban ve Ramazan bayramı gününden de kıymetlidir. Cuma gününün beş hasletinden biri; Allah, Âdem’i Cuma günü yarattı. Dünya-ya o gün indirildi, o gün vefat etti." [Buharî, İ. Ahmed]

"Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratılmıştır. Cuma günü Cennete götürülmüştür. Cuma günü dünyaya gönderilmiştir. Cuma günü kıyamet kopacaktır." [Tergib-üs-salat]

"Cumartesi günü Musa aleyhisselamın ümmetine, Pazar günü İsa aleyhisselamın ümmetine verildiği gibi, Cuma günü de, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır." [R. Nasıhin]

152

139 Cuma Namazı

Ayet-i kerimelerde buyruldu ki:

"Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir. Namaz bitince yeryüzüne yayılın; Allah'ın lütfundan rızık isteyin; Allah'ı çok anın ki saadete erişesiniz." [Cuma, 9-10]

Hadis-i şeriflerde de:

"Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cumayı farz kıldı. Adil veya zalim bir hükümdar zamanında küçümse-yerek veya inkâr ederek Cumayı terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz." [İbni Mâce]

" İmamla birlikte dört kişi olan köyde, Cuma kılmak vacibdir." [Deylemî]

"Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır." [Ebû Davûd, Hâkim]

"Cuma namazına yetişen kimseye bin şehid sevabı verilir." [Tergib-üs-salat]

"Cuma namazı yolunda ayakları tozlanana Cehennem ateşi haramdır." [Tirmizî]

"Özürsüz üç Cumayı kılmayanın kalbi mühürlenir, yani iyilik yapamaz olur." [Hâkim]

"Cuma namazını kılmayanların kalblerini, Allahü teâlâ mühürler. Gafil olurlar." [Riyad-un-Nasihin]

"Sarıkla kılınan bir namaz, sarıksız kılınan 25 namazın derecesine bedeldir. Sarıklı kılınan bir Cuma namazı, ise sarıksız kılınan yetmiş Cuma namazına bedeldir." [İ.Asakir]

153

140 Cuma günü gelince sevinmeli

"Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine, kıyamete kadar her gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir." [Ey Oğul İlmihali]

"Cuma günü gusledenin günahları affolur." [Taberânî]

" Şu üç şey her Müslümana vaciptir: Cuma günü yıkanmak, misvak kullanmak ve güzel koku sürünmek." [Buharî, İ. Ahmed]

"Kim, Cuma günü gusleder, güzel elbiselerini giyer, güzel koku sürünür, mescide gelip cemaatin omuzlarına basmadan oturursa, bir haftalık günahları affolur." [Tergib-üs-salat]

"Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma nama-zına giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir." [Riyad-un-nasıhîn]

"Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer." [İmam-ı Gazali]

"Allah, cuma'yı kılanın iki cuma arasındaki günahlarını örter." [Ahmed İbni Hanbel]

"Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur." [Taberânî]

"Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler." [Müslim, Tirmizî]

" İnsanların yaptıkları işler, pazartesi ve perşembe günleri, Allahü teâlâya arz olunur. Peygamberlere, evliyaya ve ana babaya cuma günleri gösterilir. İyi işleri görünce sevinirler. Yüzlerinin parlaklığı artar. Allah’tan korkunuz! Ölülerinizi incitmeyiniz!" [Tirmizî]

154

141 Cuma günü çok salavat okumalı

Cuma günü ve gecesinde çok salavat okumalıdır.

"Peygamber efendimiz, Cuma günleri bana çok salavat oku-yun! Bunlar bana bildirilir, buyurdu. Öldükten sonra da bil-dirilir mi? diye sorulunca buyurdu ki: Toprak, peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salavat okuyunca, bir melek bana haber verir, Falan oğlu filan, sana selam söyledi, der." [İbni Mâce]

"Cuma günü bana çok salavat getirin, çünkü salavatlar bana ulaştırılır ve ben onları işitirim." [İbni Mâce, İ. Şâfiî, Hâkim, Beyhekî]

"Cuma günleri bana 80 salavat okuyanın 80 yıllık günahı affolur." [Şir’a]

"Cuma günü ve gecesi çok salavat getirene şefaat ederim." [Beyhekî]

Ve çok dua etmelidir:

" Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi." [İ. Asakir]

"Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, bir Müslümanın duası o vakte tesadüf ederse, o duayı Allahü teâlâ kabul eder." [Tirmizî]

"Cuma günlerinde bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua red olmaz." [Riyad-un-nasıhîn]

"Cuma günü sabahtan akşama kadar çok dua etmeli; çünkü Cuma günü icabet vakti vardır; dua o zamana tesadüf ederse, edilen dua kabul olur." [İ. Nevevî]

"Cuma günü sabah namazından önce, Estagfirullâhel’azîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh okuyanın, bütün günahları affolur." [İbni Sünnî]

155

142 Cuma gününün bazı faziletleri

Cuma günü ve gecesinin bazı faziletleri şöyledir:

"Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salavat okuyan, beni rüyada görür." [Şir’a]

"Allahü teâlâya yemin ederim ki ümmetimin hepsi büyük günah işleyerek ölse, Cuma gecesi iki rekât namaz kılıp her rekâtında bir Fatiha ve yetmiş İhlâs okuyarak selâmdan sonra yetmiş kere istiğfar okuyan, onlara şefaat eder, Allahü teâlâ da onun şefaati ile hepsini Cennete koyar." [Tergib-üssalat]

"En faziletli namaz, Cuma günü, cemaatle kılınan sabah namazıdır." [Beyhekî]

"Cuma günü bir defa İhlas-ı şerif okuyan, Kadir gecesini idrak etmiş gibi olur." [Tergib-üs-salat]

"Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur." [İbni Sünnî]

"Cuma günü veya gecesi ölen mümine kabir azabı olmaz." [Tirmizî]

"Cuma günü veya gecesi ölen, şehid olur, kabir azabından kurtulur." [Ebu Nuaym]

"Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir." [İsfehanî]

"Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir." [Taberânî]

"Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur." [Tirmizî]

"Yalnız Cuma günü, oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutun." [Buharî]

156

143 Namaz, dinin dire ği, imanın özüdür

Değerli okuyucularım, dinimizin temeli, eşi, benzeri olmayan, görünür ve görünmez âlemlerin yaratıcısı ve sahibi olan ulu Allah'a inanmak ve O'nun iradesine bağlanmaktır. Bu bağlılığın en önemli göstergesi ise namazdır. O sebeple namaza çok önem vermelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz namazla ilgili olarak:

" İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, Ramazan orucu tutmak, Kâbe'ye haccetmek, zekat vermek" [Tirmizî]

"Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur." [Tabe-rânî, Beyhekî]

"Namaz dinin direği ve her hayrın anahtarıdır." [Taberânî]

"Namaz kılmayanın dini yoktur." [İbni Nasr]

"Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur." [Bezzâr]

"Namaz, imanın direğidir." [Deylemî]

" Her şeyin bir özü vardır. İmanın özü de namazdır." [Beyhekî]

" İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır." [Tirmizî]

"Onlarla bizim aramızda alamet-i farika namazdır. Binaena-leyh, namazı terkeden kafirlere benzemiştir." [Tirmizî]

"Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır." [Ebu Nuaym]

" İman, namaz demektir. Namaz için kalbini hazırlayıp namazı itina ile, vaktine ve sünnetine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan mümindir. " [İbni Neccar] buyurdular.

157

144 En faziletli ibadet

Namaz en faziletli ibadettir. Onu eda eden kurtulur.

"En faziletli ibadet namaz, sonra zekâttır." [Taberânî]

"Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır." [Miftah-ul-Cenne]

"Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır." [Gunye]

"Namaz kılmayan, kıyamette Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur." [Bezzâr]

"Namaz kılan kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olacaktır." [Taberânî]

"Kıyamette önce namazdan sorulur. Namazı düzgün olanın, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün olmayanın, hiçbir ameli kabul edilmez." [Taberânî]

"Allah, 5 vakit namazı farz kılıp eksiksiz edâ edeni Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, buna dilerse azâb eder, dilerse Cennete koyar." [E. Davud]

"Farz olduğunu bilerek, beş vakit farz namaza rükû, secde, abdest ve vakitlerine riayet ederek devam eden kimse Cennete girer." [Taberânî]

"Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehid sevabı verilir." [Tergib-i Hadimi]

"Allahü teâlâ buyurdu ki: Namazlarını vaktinde doğru olarak eda eden kulumu, azap etmeden, hesap sormadan Cennete koyacağıma söz verdim." [Hâkim]

158

145 Bazı namazlar daha kıymetli

"En üstün namaz, Cuma günü cemaatle kılınan sabah namazı-dır." [Beyhekî]

"Ümmetimin bayramları içinde, Cuma'dan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekât namaz, Cuma günü dışındaki bin rekâttan efdaldir." [Deylemî]

"En üstün nafile namaz, teheccüd namazıdır." [Müslim]

"En faziletli namaz, farzlardan sonra, teheccüd namazıdır." [Müslim]

"Amellerin en iyisi gece herkes uykuda iken namaz kılmaktır." [Berika]

"En faziletli amel, herkes uykudayken, gece namaz kılmaktır." [C. Yolu]

"Farzlar hariç, evde kılınan namaz, mescidimde kılınandan üstündür." [İ. Âbidin]

"Farzlar hariç, evde kılınan namaz daha hayırlıdır." [Buhârî]

"Tenhada kılınan nafile namazın sevabı, açıkta kılınandan 25 kat daha fazladır." [İ. Ahmed]

"Kadınların en hayırlı namazı, evlerinin en dip köşesinde kıldıkları namazdır." [Taberânî]

"En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır." [Ebû Davûd]

"En üstün amel, vaktinin başında kılınan namazdır." [İ.Ahmed]

"En kıymetli amel, vaktinde kılınan namaz, sonra ana babaya iyilik etmek, sonra da Allah yolunda cihaddır." [Berika]

"Allah indinde en faziletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir." [Müslim]

159

146 Abdest ve Namaz günahlara kefarettir

"Abdest alan bütün günahlardan temizlenmiş olur." [Müslim]

"Güzelce abdest alıp namazını cemaatle kılanın bütün günah-ları affolur." [Müslim]

"Beş vakit namaz, kapısının önünde akıp giden ve insanın her gün içinde beş defa yıkandığı suyu gür nehir gibidir." [Müslim]

"Günde beş kere yıkananın kirleri temizlendiği gibi, beş vakit namaz kılanın da günahları temizlenir." [Buharî]

"Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur." [Taberânî]

"Allah, cuma'yı kılanın iki cuma arasındaki günahlarını örter." [Ahmed İbni Hanbel]

"Her namaz vakti girince, şöyle seslenen bir melek vardır: Ey Âdemoğulları, kendi elinizle tutuşturduğunuz sizi yakacak olan ateşi namazla söndürmek için kalkın." [Taberânî]

" İşrak vakti iki rekât namaz kılanın, bütün günahları affolur ." [İ. Ahmed]

"Ramazanda 20 rekât teravih namazı kılanın, yirmi bin günahı affolur" [İbni Ebi Şeybe]

"Peygamber efendimiz amcası Hazret-i Abbas’a: Sana öğrete-ceğim şeyi yaptığın zaman, eski-yeni, önceki-sonraki, gizli-açık, hataen veya kasten işlediğin bütün günahları Allahü teâlâ affeder, buyurup tesbih namazının nasıl kılınacağını bildir-miştir." [Ebû Dâvûd]

"Bir kimse, namaz kıldığı yerden ayrılıncaya kadar, melekler, (Ya Rabbî, buna rahmet et) diye dua ederler." [Nesaî]

160

147 Kur'an okumak

"Peygamberlerden hiçbir Peygamber yoktur ki, ona beşerin inandığı (bir mucize) verilmiş olmasın. Mucize olarak bana verilmiş bulunan şey ise ancak Allah'ın bana vahyettiği Kuran'dır. Bunun için Kıyamet gününde Peygamberlerden en çok ümmetlisi olacağımı ümit ederim." [Müslim]

"Kalbinde Kur'an-ı Kerim'den hiçbir şey bulunmayan adam harabe bir eve benzer." [Tirmizî]

"Kuran ehli, Allah’ın ehli ve havas kullarıdır." [Nesaî, İbni Mâce, Hâkim]

"En hayırlınız, Kur’anı öğrenen ve öğretendir." [Buharî]

"Ümmetimin en üstün ibadeti Kuran okumaktır." [Ebu Nuaym]

"Kur'an-ı Kerim'i sesinizle güzelleştirin." [Ebû Davûd, Nesaî, İbni Mâce]

"Evlerinizi namaz ve Kur’an okumakla süsleyiniz." [Elİtkan]

"Kur'an okumak ve Allah'ı zikir, imanı kuvvetlendirir." [Deylemî]

"Kuran'ı cehren okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kuran'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir." [Tirmizî]

"Aziz ve celil olan Allah diyor ki: Kim, Kur'an okuma meşguli-yeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyen-lere verdiğimden fazlasını veririm." [Tirmizî]

"Kur’an zenginliktir. O varsa fakirlik olmaz. O yoksa zenginlik olmaz." [Suyutî, el-İtkan]

"Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiş olan kimse, bağlı devesi olan kimse gibidir, bu adam devesine itina gösterirse onu elinde tutar, salıverirse deve çeker gider." [Buharî, Müslim, Muvatta, Nesaî]

161

148 Ezan ve Kamet

"Kırda da olsa ezan okurken sesini yükselt! Ezan sesini işiten cin, insan, taş, ağaç ve her şey Kıyamette ezan okuyana şahitlik edecektir." [Buharî]

"12 yıl ezan okuyana Cennet vacib olur. Ezan okuması sebe-biyle, her gün kendisine 50 hayır ve kameti sebebiyle de 30 hayır yazılır." [Hâkim]

"Ey Bilâl, ezanı ağır ve yavaş oku; kamette de acele et." [Tirmi-zî]

"Müezzinin ezanını işittiğiniz vakit siz de onun söylediği gibi söyleyiniz. Sonra bana salât ve selâm okuyunuz. Çünkü her kim bana bir salât okursa, bundan dolayı Allah ona on defa rahmet nazarıyla teveccüh buyurur. Sonra Allah’tan benim için vesileyi isteyiniz. Çünkü vesile Cennette bir derecedir ki, o, Allah’ın kullarından yalnız birinden başkasına lâyık olmaz. Benim o olduğumu umuyorum. Her kim benim için Allah’tan vesileyi isterse, ona şefaatim ulaşır." [Müslim]

"Her kim ezanı işittiği zaman: (Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Seyyidi na Muham-medeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ved’dereceter’-rafi ate’l-aliye. Ve’b’ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû. İnneke lâ tühlifu’l-miâd), der ise kıyamet gününde benim şefaatim ona hak olur." [Buhârî]

"Namaz için kamet getirildiğinde, sema kapıları açılır ve dua-lar kabul olunur." [Taberânî]

"Müezzin ezan okuduğu zaman şeytan mescidden süratle çıkar, müezzin susunca, geri döner. Kamet okununca, şeytan hızlıca yine mescidden çıkar, susunca tekrar dönüp namazdaki Müslü-manla nefsi arasına girer. Böylece o şahıs namazını fazla mı, yoksa noksan mı kıldım diye şaşırır. Böyle yanılmalarda, nama-zın sonunda sehv secdesi yapın." [Beyhekî]

162

149 Camiler ve cami adabı

"Camiler Allah’ın evidir." [Hâkim]

"Allahü teâlânın en çok sevdiği yer, camilerdir." [Hâkim]

"Allah rızası için bir cami yapana, Allahü teâlâ da Cennette bir ev yapar." [Buharî]

"Camiye çocuk ve deli koymayın." [İbni Mâce]

"Mescitlerde alış veriş yapmayın" [Tirmizî, Nesaî, Ebû Dâvûd]

"En üstün yerler, camilerdir. En kötü yerler de, çarşı pazarlar-dır." [Taberânî]

"Beş şey ibadettir: Az yemek, camide oturmak, Kâbe’ye, Mus-hafa ve âlimin yüzüne bakmak" [Deylemî]

"Camide gülmek, kabirde karanlığa maruz kalmaya sebeptir." [Deylemî]

"Ahir zamanda bazı kimseler, mescidlerde dünyadan konuşa-caklar, dünya kelamı söyleyecekler. Onlarla beraber olmayın! Allahü teâlânın böyle kimselerle işi yoktur." [İbni Hibban]

"Camiye gelen Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da, misafiri-ne elbette ikram eder." [Taberânî]

"Camiye devam edenin imanına şehadet ediniz." [Tirmizî]

"Namazda insanların en büyük sevap alanı, camiye en uzak olanıdır." [Buharî]

"Namaza koşarak gitmeyin." [Buharî]

"Her namaz vakti camiye giden, ya Allah yolunda istifade edeceği bir ahıret kardeşi bulur, ya güzel bir ilme, ya hidayetini artıracak veya onu sapıklığa düşmekten muhafaza edecek bir kelimeye yahut ilahî rahmete mazhar olur." [Taberânî]

163

150 Cemaatin önemi

"Allah’ın eli cemaat üzerindedir." [İ. Asakir]

"Allahü teâlânın rızası, icmadadır. Cemaatten ayrılan, Cehen-neme gider." [İbni Asakir]

" İki kişi, bir kişiden, üç kişi, iki ki şiden iyidir. O halde cema-atle birlikte olun! Allah’ın rızası, rahmeti, yardımı cemaattedir. Cemaatten ayrılan Cehenneme düşer." [İbni Asakir]

"Cemaatten bir karış ayrılan, cahiliyet ölümü ile ölmüş olur." [Buharî]

"Sürüden ayrılanı kurt, cemaatten ayrılanı şeytan kapar. Sakın cemaatten ayrılmayın!" [Tirmizî]

"Cemaatle kılınan namazın sevabı yalnız başına kılınan namazdan yirmi derece efdaldir." [Buharî]

"Ezanı duyup da cemaate gitmemek, asilik ve bedbahtlıktır." [Taberânî]

"Geceleri ibadet eden, gündüzleri oruç tutan, cemaate gelmezse Cehenneme gider." [Tirmizî]

"Cemaati terk edip evde namaz kılan, sünneti terk etmiş ve sapıtmış olur." [Müslim]

"Hastalar, çocuklar ve kadınlar olmasaydı, sabah namazı için, mazeretsiz cemaate gelmeyenlerin evlerini yakardım." [İ. Ahmed, İbni Mâce]

"Sırat köprüsünü ilk geçenler, beş vakit namazı cemaatle kılanlardır." [Taberânî]

"Beş vakit namazı cemaatle kılmaya devam eden kimse, Sırat köprüsünü ilk ve şimşek gibi geçenlerden olur. Allah, o kimseyi salihlerle haşreder, namazına devam ettiği her gün ve gece için de bin şehit sevabı alır." [Taberânî]

164

151 Beş vakit namazı camide kılmalı

"Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışan ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz şehid sevâ-bı yazılır." [İ.Nâsiruddîn]

" İlk tekbire yetişerek, kırk gün cemaatle beş vakit namaz kılana Cennet vacip olur." [Ebu Ya’la]

"Kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişene iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı." [Ebuşşeyh]

"Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır." [Müslim]

"Müminler yatsı namazı ile sabah namazındaki sevabı bilseler-di emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirdi." [Buharî, Müslim]

"Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir." [Buharî]

"Sabahı cemaatle kılmak, yatsıdan iki misli daha faziletlidir." [İbni Huzeyme]

"Namazını mescitte kılan, evi için de bir nasip ayırsın! Çünkü Allahü teâlâ, onun evinde kıldığı namaza da sevap verir." [Müslim]

"Sabahın sünnetini evde kılmak, rızkın bereketine, ev halkı ile iyi geçime ve imanla ölmeye sebep olur." [İmad-ül-islam]

"Kim, Cuma günü gusleder, güzel elbiselerini giyer, güzel koku sürünür, mescide gelip cemaatin omuzlarına basmadan oturur-sa, bir haftalık günahları affolur." [Tergib-üs-salat]

165

152 Cemaatle namaz

"Ezanı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediğinin mislini tekrar edin." [Buharî]

"Her kim ezanı işittiği zaman: (Allahümme Rabbe hâzihi’d-da’vete’t-tâmmeti ve’s-selâti’l-kâimeti âti Seyyidina Muhamme-deni’l-vesîlete ve’l-fadîlete ved’dereceter’rafiate’l aliye. Ve’b’-ashü mekâmem-mahmûdeni’llezî veadtehû. İnneke lâ tühlifu’l-miâd) der ise kıyamet gününde benim şefaatim ona hak olur." [Buharî, Ebû Davûd, Tirmizî]

"Mescide girince, oturmadan önce iki rekât namaz kılın!" [Buharî]

"Resulullah mescitte itikaf'a girmişti. Cemaatin Kur'anı cehri olarak okuduklarını işitti. Perdeyi aralayıp şöyle seslendi: Bilin ki, herkes Rabbine hususi şekilde münacaatta bulunuyor, birbirinizi rahatsız etmeyin. Biriniz okurken diğerinin kıraatini bastırmasın." [Ebû Davûd]

"Cennete girmek için ne yapacağını soran bir zata, Peygamber efendimiz, Müezzin veya imam ol, buyurdu. O da, Yapamam, dedi. O hâlde namazını ilk safta kıl! buyurdu." [Buharî]

"Namaz kılarken daha faziletli olanlara ilk safta, ötekilere de, son safta bulunmak nasip olur." [Müslim]

" İmam olunca namazı hafif kıldırın! Cemaatin içinde, küçük, yaşlı, hasta ve ihtiyaç sahibi olabilir. Yalnız kılarken uzatabi-lirsiniz." [Buharî]

" İmam olan, Allah’tan korksun, imamlık ettiklerinin sorumlu-luğunu yüklendiğini bilsin! E ğer imam namazı eksiksiz kıldı-rırsa, cemaatin sevabı kadar da imama sevap verilir. Eğer eksik kıldırırsa, günahı yalnız imama olur." [Taberânî]

166

153 Cemaatle namaz kılarken

"Cemaatle namaz kılarken, imamın kıraati kendisinin kıraa-tinin yerine geçer." [Buharî, Müslim]

" İmam duada, cemaati hariç tutmasın. Hariç tutarsa onlara hıyanet etmiş olur." [Beyhekî]

"Kamet getirildiği zaman, namaza koşarak gelmeyin, yürüye-rek gelin ve sükûnete riayet edin, yetiştiğinizi (cemaatle) kılın, yetişemediğinizi tamamlayın." [Tirmizî]

"Kamet okununca, farzdan başka namaz yoktur." [Müslim]

"Resulullah (s.a.v.), İkamet okunduktan sonra farzdan başka namaz kılmayın! buyurdu. Orada bulunanlar, Ya Resulullah, sabah namazının iki rekat sünnetini de mi kılmayalım? diye sual edince buyurdu ki: Evet sabahın iki rekat sünnetini de kılmayın!" [Beyhekî]

"Mescide inen rahmet, önce imama, sonra sağ taraftakilere, sonra da diğer saflara gider." [Deylemî]

" İmamın arkasında durana 100, onun sağındakilere 75, solundakilere 50 ve diğer saflardakilere de 25 sevap verilir." [Şir’a]

"Allahü teâlâ, ilk saftakilere rahmet eder, melekler de ilk saftakilere dua ve istiğfar eder." [Ebû Dâvûd, Nesaî, İ. Ahmed]

"En hayırlı saf, ilk saftır. Sevabı en az olan da geri saflardır." [Müslim]

" İlk safın fazileti bilinseydi, oraya geçmek için kur’a çekilirdi." [Müslim]

"Halkı incitmemek için ön safa geçmeyen, iki misli sevaba kavuşur." [Taberânî]

"Mescidin solundaki açıklığı dolduran, iki misli sevap kazanır." [Taberânî]

167

154 Namazın erkanı

"Allah Elçisi gece kalkınca tekbir getirerek ellerini kaldırıp derdi ki; Sübhanekellahümme ve bihamdik ve tebarake ismük ve teala ceddük ve la ilahe gayruk. Sonra üç kez tekbir getirip üç kez Lailahe illallah ve Euzübillahissemiilalimi mineşşeyta-nirracim min hemzihi ve nefesihi ve nefhihi, diyerek bitirirdi." [Dârimî, Ebû Dâvûd, Nesaî, İbn Mace, Buharî, İ. Ahmet]

"Kıraati en güzel olan, Kur’anı hüzünlü okuyandır." [Taberânî]

"Ummu Hani (r. anha) anlatıyor: Ben evimin damında oturur-ken Resulullah'ın kıraatini işitirdim." [Nesaî, İbni Mâce]

"Abdullah İbnü Ebi Kays anlatıyor: Hz. Aişe'ye, Resulullah'ın geceleyin kıraati nasıldı? Gizli mi okurdu, sesli mi okurdu? diye sordum. Bana: Her iki şekilde de okurdu: Bazan gizli, ba-zan sesli! diye cevap verdi." [Tirmizî, Ebû Davûd, Nesaî, Tirmizî]

"Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine ge-tirmez." [Vesilet-ün Necat]

"Hırsızların en kötüsü namazından çalandır. Rükudan, secde-den çalar." [Taberânî]

"Farz olduğunu bilerek, beş vakit farz namaza rükû, secde, abdest ve vakitlerine riayet ederek devam eden kimse Cennete girer." [Taberânî]

"Ai şe (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah rükû ve secdede iken: (Sübbûhün kuddûsün Rabbü'l-melâiketi ve'rrûh) derdi." [Müslim, Ebû Dâvûd, Nesaî]

"Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Rükuda alemlerin Rabbine tazim ediniz. Secdede ise dua etmeye çalışınız; çünkü oradaki duanızın kabul olma şansı daha fazladır." [Müslim, Ebû Dâvûd, Nesaî]

168

155 Namazdan sonra tesbihat ve dua

"Namazda omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şey-tan girmesin!" [Hâkim]

"Hak teâlâ safı sıklaştırana rahmet eder, safta boşluk bırakana gazap eder." [Nesaî]

"Farz namazı kıldıktan sonra nafile kılmak isteyen, biraz ileri veya geri çekilsin! Yahut biraz sağa sola gitsin!" [Abdürrezzak]

"Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatır-lasa, o namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin! Sonra imamla kıldığını da iade etsin!" [Taberânî]

"Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü ekber okuyup sonra, Lâ ilâhe illallah vahdehu lâşerîke-leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr diyenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir." [Müslim]

"Her namazdan sonra, üç kere, (Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa huvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) okuyanın, bütün günahları affolur." [İbni Sünnî]

"Her namazdan sonra yetmiş istiğfar okuyanın, işlediği günahlar affolur ve Cennetteki köşklerini görmeden dünyadan gitmez." [Deylemî]

"Her namazdan sonra, şu on cümleyi söyleyenin duaları kabul olur: 1- Dinim için Allah bana kâfidir. 2- Dünyam için Allah bana kâfidir. 3- (İki cihan) endişelerim için Allah bana kâfidir. 4- Haset eden için Allah bana kâfidir. 5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir. 6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir. 7- Ölüm anında Allah bana kâfidir. 8- Kabirde Allah bana kâfidir. 9- Mizanda Allah bana kâfidir. 10- Sıratta Allah bana kâfidir. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah bana kâfidir. O'na tevekkül eder, O'na yalvarırım." [Nevadir-il Usul, Tirmizî]

169

156 Namazlardan sonra zikir

Abdullah ibn Abbas (r.a.)'tan rivayet edildiğine göre:

"Allah Elçisinin zamanında, farz namazlar bittikten sonra yüksek sesle zikir yapılırdı!" [Buhari, Ezan, 465]

Bir başka rivayette de bu zikir hadisesi şöyle anlatılıyor.

"Abbas oğlu Abdullah (r.a.) dedi ki; Allah Elçisinin zamanın-da, cemaat farz namazından selam verip ayrılırken Allah’ı anarak seslerini yükseltirlerdi! Duyulan seslerinden, onların namazdan ayrıldıklarını anlardım!" [Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesaî, Taberânî, İbn Hibban, Beyhaki]

Diğer yandan Hz. Ali (r.a.) efendimizin, bir sabah namazından sonra Küfe mescidinde Ashab-ı Kiramı anlatmak için:

"Sabah olup Allah’ı zikrettiklerinde de, rüzgârlı günde salla-nan ağaç dalları gibi sallanırlardı! Gözleri yaşarır ve elbisel-erini ıslatacak kadar ağlarlardı!" [İbn Kesir, Ebu Nuaym]

"Hz. Ali buyurdu ki; Allah’a and olsun ki, Allah Elçisinin es-habını gördüm ama ben bugün onlara benzer bir şey görmüyo-rum! Onlar benzi uçmuş, tozlu ve topraklı, gözlerinin arasında keçinin dizi gibi kararmış noktalar bulunduğu halde sabahlar-lardı! Bütün gece Allah’a secde eder ve ayakta dururlardı! Allah’ın kitabını okurlar ve alınlarıyla ayakları arasında uyuk-layarak dinlenirlerdi! Sabah olup Allah’ı zikrettiklerinde de, rüzgârlı günde sallanan ağaç dalları gibi sallanırlardı! Gözleri yaşarır ve elbiselerini ıslatacak kadar ağlarlardı! Allah’a and olsun ki, bu topluluk da bilinçsizlik içinde gecelemişler ve son-ra da uyumuşlardır." [İbn Kesir, Ebu Nuaym, Ali Muttaki] dediği rivayet edilmiştir.

Bu hadis ve Hz. Ali (r.a.) Efendimize ait rivayetlerden anlaşılmak-tadır ki Resulullah zamanında cemaat her namazdan sonra yalnız tesbihatla yetinmeyip aynı zamanda yüksek sesle de zikir yapıyorlardı.

170

157 Gece namazı (Teheccüd)

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz gece namazına ayrı bir önem ver-miştir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Gece seherde kılınan iki rekât namaz, dünyadan ve içinde-kilerden daha kıymetlidir. Eğer zor gelmeyeceğini bilseydim, gece namazını ümmetime farz kılardım." [Müslim]

"En faziletli namaz, farzlardan sonra, teheccüd namazıdır." [Müslim]

"En üstün nafile namaz, teheccüd namazıdır." [Müslim]

"Teheccüd, günahları affettirir ve hastalıklara şifa verir." [Tirmizî]

"Gece namaz kılanların yüzü güzel olur." [R. Nasıhîn]

"Cennette öyle muazzam köşkler vardır ki, bunlar, tatlı dilli olan, selamı yayan, yemek yediren, çok oruç tutan ve gece namazı kılanlara verilir." [İbni Nasr]

"Selamlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, (salih) akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selametle Cennete girin." [Darimî]

"Gece ibadet etmek niyetiyle yatan, fakat uyku galebe çalıp sabaha kadar uyanamayan, niyeti sebebiyle gece ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur. Uykusu da kendisine Allahü teâlânın ihsan ettiği bir sadaka olur." [İbni Mâce]

"Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua, kabul olur." [Tirmizî]

171

158 Kimlerin namazı kabul olmaz

"Abdesti olmayanın namazı kabul olmaz. Makattan sesli veya sessiz yel çıkınca hades vaki olur, yani abdest bozulmuş olur." [Buharî]

Aşağıda verilen bazı hadislerdeki "Namazı kabul olmaz" ifadesi, namazı sahihtir, fakat namazlarından beklenen sevabı kazanamaz anlamındadır.

"Bir bid’at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbe-si, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz, hamurdan kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur." [İbni Mâce]

"Bid’at i şleyenin, orucu, haccı, cihadı kabul olmaz." [Deylemî]

"Bid’at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz." [İbni Mâce]

"Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir iba-detiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!" [Ey Oğul İlmihali]

"Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cumayı farz kıldı. Adil veya zalim bir hükümdar zamanında küçümse-yerek veya inkâr ederek Cumayı terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz." [İbni Mâce]

" Şarap içenlerin, tevbe etmedikçe, namazlarına, oruçlarına, haclarına, zekâtlarına ve sadakalarına sevap verilmez." [Enis-ül-vaizin]

" Şarap içenin namazı kırk gün kabul olmaz." [Tirmizî, Nesaî]

"Bir kimsede haramdan kazanılmış küçük bir parça ip olsa, o iple ve o ipin bulunduğu odada kılınan namaz kabul olmaz." [Tergib-us salat]

"Haram cilbabla kılınan namaz kabul olmaz." [Bezzar]

"Bir lokma haram yiyenin, kırk gün ibadetleri kabul olmaz." [Taberânî]

172

159 Diğer namazı kabul olmayacaklar

"En kötü şey, emanete riayet etmemektir. Çünkü emanete riayet etmeyenin dini yoktur. Onun namazı da, zekatı da kabul olmaz." [Bezzar]

"Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve diğer iyilikleri kabul olmaz." [Taberânî]

"Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri kabul olmaz." [Şir’a]

"Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz." [Mürşid-ün-nisa]

"Zekât vermeyenin namazı kabul olmaz." [Taberânî]

"Kendisini istemeyen cemaate imam olanın namazı kabul olmaz." [Beyhekî]

"Saçlarını deve hörgücü gibi yapan kadının namazı kabul olmaz." [Taberânî]

"Din kardeşinin avret yerine bakanın kırk gecelik namazı kabul olmaz." [İ. Asakir]

"Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz." [Dürret-ül fahire]

"Farz namaz borcu olanın nafile kılması, hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz." [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb]

"Fal baktıran, falcıya inanmasa da, kırk gün namazı kabul olmaz" [Müslim]

"Kızını fasıkla evlendirenin duası ve ibadetleri kabul olmaz." [Şir’at-ül İslâm]

173

160 Namaz ile ilgili di ğer bazı konular

"Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir." [Taberânî]

"Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mah-rum olur." [İbni Mâce]

"Namaza dururken sütre koyun! Geçmek isteyene mani olun!" [İbni Mâce]

"Bir kimse, namaz kılanın önünden geçmenin, ne kadar çok günah olduğunu bilseydi, geçmeyip, yüz yıl beklemeyi tercih ederdi." [İbni Mâce]

"Ak şam namazından sonra, altı rekat kılanın günahları, deniz-köpüğü kadar da olsa, affolur." [Taberânî]

"Gaza vacibdir. Cenaze namazı da vacibdir." [Ebu Ya’la]

"Müslüman her ölünün cenaze namazını, intihar etmiş olsa da kılınız." [Deylemî]

"Cennete gidecek bir mümin ölünce, Allahü teâlâ onun cena-zesini taşıyana, arkasından gidene ve onun namazını kılana azap etmekten hayâ eder." [Deylemî]

"Cenaze namazında, üç saf cemaat bulunan kimse Cennete girer." [Tirmizî]

"Cenazeyi kırk adım taşıyanın kırk büyük günahı af olur." [İ. Asakir]

" Şirkten uzak kırk mümin, bir müslümanın cenaze namazını kılarsa, Allahü teâlâ, muhakkak o müminlerin dualarını kabul ederek o ölüyü affeder." [Müslim, Ebû Dâvûd]

"Bir cenaze kötülenince Resul-i ekrem, O cezayı hak etti buyurdu. Başka bir cenazeyi de övdüler. Ona da iyilik vacip oldu, buyurdu. Bunu övdünüz Cenneti, ötekini kötülediniz Cehennemi hak etti. Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz." [Buharî]

174

161 Ramazan orucu

Ramazan orucu Allahü Tealâ'nın en önemli buyruklarından olup İslamın beş şartından biri olarak bildirilmiştir.

" İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, Ramazan orucu tutmak, Kâbe'ye haccetmek, zekat vermek" [Tirmizî]

" İslâm, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat ver-mek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir." [Müslim]

"Resulullah (s.a.v.) Efendimiz Abdül Kays kabîlesinden gelen-lere, yalnız Allah'a iman etmeyi emrettikten sonra: Bilir misiniz yalnız Allah'a iman etmek nedir? buyurunca, onlar, Allah ve Resulü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine Resul-i ekrem efendimiz: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah'ın Resulü olduğuna şehadet etmek, namazı kılmak, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak, ganimetin beşte birini vermektir, buyurdu.” [Buharî]

"Saçları dağınık biri gelip, sordu: Ya Resulallah, İslâm nedir? Resulullah efendimiz: Günde beş vakit namaz kılmaktır, buyurdu. Tekrar sordu: Beşten fazla değil mi? Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan orucu vardır. Bundan başka, oruç yok mu? Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır. Bundan fazlası var mıdır? İsteyen nafile sadaka verebilir. Adam: Vallahi bundan ne fazla, ne de noksan yaparım, dedi. Bunun üzerine Resulullah Efendimiz: Bunları yapan mümin, kurtuluşa erer, buyurdu." [Buharî, Müslim]

"Beş vakit namaz kılan, Ramazan orucunu tutan, zekatını veren ve yedi büyük günahtan kaçınana, Cennetin bütün kapıları açılır, selamet ve emniyet içinde gir denilir." [Nesaî]

175

162 Ramazan orucunun faziletleri

"Bir kimse, İman eder, namaz kılar, zekat verir, oruç tutar ve diğer ibadetleri yaparsam, kimlerden olurum? diye sual edince, Peygamber efendimiz, Sıddık ve şehidlerden olursun, buyur-du." [Bezzar]

"Cennete götürücü ameli soran bir zata, Peygamber efendimiz, Allah’a ortak koşmayıp, farz olan namazı, zekatı ve Ramazan orucunu eda eden Cennete gider, buyurdu. O zat, Allah’a yemin ederim ki bundan fazlasını yapmam, dedi. Adam dönüp giderken Peygamber efendimiz, Cennetlik görmek isteyen bu adama baksın! buyurdu." [Buharî]

"Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır." [Nesaî]

"Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur." [Buharî]

"Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer." [Deylemî]

"Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur." [Tirmizî, Ebû Dâvûd]

"Ramazandan sonra Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur." [Taberânî]

"Ramazan orucuyla Şevvalde de 6 gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır." [İbni Mâce]

"Ramazan ayı orucu on aya, Ramazandan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevabına kavuşulur." [İbni Huzeyme]

176

163 Oruçta hayır bırakmayanlar

"Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur." [Nesaî]

"Peygamber efendimiz, 3-4 gün teravihi cemaatle kıldırdı, daha sonra evden çıkmadı. Sebebi sorulunca, Teravih namazının size farz olacağından korktuğum için, evden çıkmadım, buyurdu." [Buharî]

"Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır." [Deylemî]

"Müslüman bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, kocasına itaat edip namusunu muhafaza ederse, Cennete istediği kapıdan girer." [İbni Hibban]

"Oruç, ateşe kalkandır. Gıybet ile parçalanmadıkça korur. Oruçlu, cahillik edip de kötü söz söylemesin! Birisi kendine sataşmak isterse, Ben oruçluyum, desin!" [Buharî]

"Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa, Ben oruçluyum! desin ve ona bulaşmasın." [Müslim]

"Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, Ben oruçluyum, deyin!" [Buharî]

"Nice oruç tutan vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez" [İbni Mâce]

"Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namah-reme şehvetle bakmak orucu bozar" [Deylemî]

"Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşıma, şehvetle harama bakmak, yalan yere yemin etmek." [Deylemî]

177

164 Özürsüz Ramazan orucunu kaçırmamalı

"Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz" [Tirmizî]

"Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez." [Buharî, Tirmizî]

"Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir." [Ebu Nuaym]

"Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta, fidye verir" [Nesaî]

"Allahü teâlâ, gebeyle emzikli kadına, oruç tutmaması için ruhsat verdi, orucunu tehir etti" [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesaî]

"Seferde ramazan orucunu tutan, mukimken oruç yiyen gibidir." [Nesaî]

"Kim Allah Tealâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah, onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar." [Tirmizî]

"Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruç-lular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez. Oraya kim girerse ebediyyen susamaz." [Tirmizî]

"Allah´a yemin ederim ki, oruç tutanın ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur." [İbni Mâce]

"Oruç tutan insanın uykusu ibadettir, susması da tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat sevap verilir. Duası kabul olunur, günahları da affedilerek silinir." [Kenzü’l-Ummal]

178

165 Sahur ve iftar yemekleri

"Sahur yemeği mübarektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selam ederler." [İ. Ahmed]

"Sahurda yemek yiyerek, oruç tutmanıza yardımcı olun!" [Beyhekî]

"Yedikleri helâl olmak şartıyla hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır." [Nesaî]

"Bir lokma olsa da sahur yemeği yiyin, çünkü onda bereket vardır." [Deylemî]

"Müminin sahurunun hurmayla olması ne güzeldir." [Ebû Dâvûd]

"Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab’ın orucunun arasını ayırıcı fasıla sahur yemeği yemektir." [Müslim, Ebû Dâvûd, Nesaî, Tirmizî, İbni Hibban]

"Üç şey mürsellerin ahlâkındandır: İftarda acele etmek; sahuru geciktirmek ve misvak kullanmak" [Dare Kutnî]

"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz." [Tirmizî, İbni Mace]

"Peygamber efendimiz: Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir, buyurunca Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara ceva-ben: Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilir, buyurdu." [Beyhekî]

"Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır" [V. Necat]

179

166 Orucun dünya ve ahıret faydaları

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, Ramazan ayı dışında da sık sık oruç tutar ve:

"Oruç tutun, sıhhat bulun." [Taberânî]

"Sağlığa kavuşmak için oruç tutun!" [Taberânî]

"Oruç tutan sağlıklı olur" [Taberânî]

"Aç duranın idraki artar, zekâsı açılır" [İ. Gazali]

"Oruç, iç organları inceltir. Eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına, hayaline gelmeyen Allah’ın nimetleri, ancak oruç tutana nasip olur." [Taberânî] buyururdu. Hadislerde:

"Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı ise oruçtur. Oruç tutun, sıhhat bulun!" [İbni Mâce, Taberânî]

"Eli geni ş olan evlensin, eli dar olan da oruç tutsun. Çünkü oruç tutmak şehveti sakinleştirir." [Nesaî]

"Oruç ve gece ibadeti şehveti keser." [İ. Ahmed]

"Her şeyin kapısı vardır. İbadetin kapısı da oruçtur" [İbni Mübarek]

"Her ay 3 gün oruç tutanın kalbinin pası temizlenir." [Nesaî]

"Oruçluyken ölen Cennete girer." [Bezzar]

"Oruçlu, yatağı üzerinde uykuda bile olsa ibadet halindedir." [Deylemî]

"Allahü teâlâ, her iyiliğe, 10 mislinden 700 misline kadar sevap verilir, fakat oruç bana mahsustur, onun mükâfatını ben veririm, çünkü kulum, benim için şehvetini ve yeme içmesini bırakmıştır, buyurdu" [Buharî] buyruldu.

180

167 Nafile oruçlar

"Kolay bir din ile gönderildim. Dinimizde ruhbanlık yoktur. Et yiyin, hanımlarınızla mübaşeret edin! Oruç da tutun! Tutmadı-ğınız günler de olsun! Namaz da kılın! Uyuyun da. Ben bun-larla emrolundum." [Taberânî]

"Her ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevabdır." [Buharî]

"Kameri ayın 13, 14 ve 15. günlerinde oruç tutan, bütün yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur." [Nesaî]

" İbrahim aleyhisselam, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allahü teâlâ da ona ömrü boyu oruç tutmuş gibi sevap verdi ve ömür boyu sanki yiyip içmiş gibi kuvvet, zindelik verdi." [Beyhekî]

"En faziletli oruç, Davud aleyhisselamın orucudur. O, bir gün tutar bir gün yerdi." [Müslim]

"Ameller, pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Ben de, amelimin oruçluyken arz olunmasını isterim." [Tirmizî]

"Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum." [Müslim, Ebû Davûd, İ. Ahmed]

"Ebu Ümame (r.a.) anlatıyor: Dedim ki: Ya Resulallah, bana hayırlı bir amel tavsiye eder misiniz? Resulullah (s.a.v.), Oruç tut, çünkü oruca denk bir ibadet yoktur, buyurdu. Tekrar sordum: Bana güzel bir iş yapmamı tavsiye eder misiniz? Oruç tutmaya bak. Çünkü Allah yanında onun kadar sevaplı bir ibadet yoktur, buyurdular." [Nesâi]

"Kadın, kocasından izinsiz (nafile) oruç tutamaz." [Buharî, Müslim]

"Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allahü teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle Cehennem ateşinden 70 yıl uzak tutar." [Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesaî, İbni Mâce]

181

168 Din karde şi için nafile oruç bozulur

"Din kardeşinin hatırı için nafile orucu bozana, bin günlük oruç sevabı yazılır. Bu orucu kaza edince de, iki bin günlük sevap yazılır." [Şir’a şerhi]

"Oruçlunun yanında oruçsuzlar yiyince, melekler oruçluya dua eder" [Tirmizî]

"Oruç, içinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak ona Cennet meyvelerinden yedirir ve sularından içirir." [Kenzü´l-Ummal]

"Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir." [Taberânî]

"Ramazanda 20 rekât teravih namazı kılanın, yirmi bin günahı affolur" [İbni Ebi Şeybe]

" Şu üç kişiden kalem kaldırılır: Uyuyan kimse uyanana kadar, çocuk buluğa erene ve deli olan iyileşinceye kadar." [Ebû Dâvûd]

Kalem kaldırılır demek dini sorumluluğu yoktur, demektir.

"Sadaka-i fıtrı, küçük büyük, zengin fakir herkesin vermesi gerekir." [Ebû Davûd]

"Ramazan orucu, gökle yer arasında durur. Sadaka-i fıtr verilince yükselir." [Ebu Hafs]

"Fıtır sadakası, oruçlunun, uygunsuz sözlerinden hâsıl olan günahları temizler." [Beyhekî]

"Sadaka-i fıtr, zenginlerinize bir tezkiyedir. Fakirleriniz de verirse, Allahü teâlâ onlara daha çoğunu verir." [Ebû Davûd]

Fıtır Sadakası, Ramazan Bayramından önce ödenmelidir.

182

169 Zekat

Fakir ve ihtiyaç sahiplerine Zekat ödemek, mal ile yapılan ibadetlerinden biri olup İslam'ın şartlarındandır. İslam'ın Şartlarını bildiren hadisler Namaz ve Oruç bahislerinde verildiğinden burada ayrıca verilmeyecektir.

"Ben, Allah'tan başka bir ilah bulunmadığına, Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehadet edip, namazı dosdoğru kılıncaya ve zekatı hakkıyla verinceye kadar insanlarla savaş-makla emrolundum. Bunları yaptıkları takdirde, kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar, İslâm’ın gerektirdiği haklar ise bunların dışındadır. Onların gizli hallerinin hesabı Allah'a aittir." [Buharî, Müslim]

"Mü şrikler Lailahe illallah deyinceye, namaz kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum." [Buharî]

"Allah’a ve Resulüne inanan, zekât versin!" [Taberânî]

"En faziletli ibadet namaz, sonra zekâttır." [Taberânî]

"Malın temizlenmesi için, zekat farz kılındı." [Hâkim]

"Zekâtı verilen mal, kenz (biriktirilmiş, istif edilmiş, stok edilen mal) değildir." [Ebû Dâvûd, Taberânî, Hâkim, Hatib, Münavi]

"Zekatını veren, misafirlerini ağırlayan, darda olanlara yardım eden kimse, cimri sayılmaz." [Taberânî]

"Zenginlerin zekâtı fakirlere kâfi gelmeseydi, Allahü teâlâ fakirlerin rızkını başka yollardan verirdi. Aç kalan fakir varsa zenginlerin zulmü yüzündendir." [El-Askeri]

"Malda zekâttan başka hak yoktur." [Ahkâm-üs-sultaniyye]

"Hastayı sadaka ile, malı zekat ile koruyun!" [Deylemî]

"Zekâtını vererek mallarınızı zarardan koruyunuz!" [Hâkim]

183

170 Zekatı verilmeyen mal

Zekat, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Bu hak ödenmediği zaman o mal kul hakkıyla kirlenir. Kul hakkıyla kirlenmiş bu malın sahibi çeşitli sıkıntılara maruz kaldığı gibi mal da çeşitli şekillerde zarar görür. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Allahü teâlânın birli ğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur." [İbni Mâce]

"En faziletli amel, namazdan sonra, zekâttır." [Taberânî]

"Zekât vermeyenin namazı kabul olmaz." [Taberânî]

"Zekat vermeyen, temiz malını kirletir." [Taberânî]

"Zekat vermeyene, Allah lanet eder." [Nesaî]

"Zekat vermeyen, kıyamette ateştedir." [Taberânî]

"Zekat vermeyen, kıtlıklara maruz kalır." [Taberânî]

"Zekatını veren, o malın şerrinden korunur." [Beyhekî]

"Zekatı verilmeyen mal, kara veya denizde telef olur." [Taberâ-nî]

"Zekat vermeyen toplum, rahmetten mahrum kalır." [Taberânî]

"Zekât verilmezse yağmurlar yağmaz olur." [Beyhekî]

Zekatı kabul görmeyenler:

"Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur. Onun namazı da, zekâtı da kabul olmaz." [Bezzar]

" Şarap içenlerin, tevbe etmedikçe, namazlarına, oruçlarına, haclarına, zekâtlarına ve sadakalarına sevap verilmez." [Enis-ül-vaizin]

"Ey ümmetim! Beni Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez" [Fâideli Bilgiler]

184

171 Zekat nisabı -1-

"Altın ve gümüşün zekatı kırkta birdir." [Tirmizî]

Hz. Ali'den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "At ile kölenin zekâtını affettim. Sizler, her kırk dirhemde bir dirhem zekât verin. 199 dirhemde zekât yoktur. Fakat gümüş 200 dirheme ulaştığı zaman, bu paradan 5 dirhem zekât vermek lâzımdır.” (Tirmizî, Sünen, c.2, s.384)

Hz. Ali'den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: " Senin iki yüz dirhem gümüşün olduğu ve üzerinden de bir yıl geçtiği vakit, ondan beş dirhem zekât vermen gerekir. Altında, yirmi dinara kadar bir şey yoktur. Senin yirmi dinar'ın bulunduğu ve üzerinden bir yıl geçtiği vakit, ondan yarım dinar zekât vermen gerekir.” (Abd'ur-Rahman el-Bennâ, Feth'ur Rabbânî, c. 8, s. 240.)

“ Koyunda 1/40 zekât verilir. 120'ye kadar durum böyledir. Koyunlar yüz yirmiyi aşınca iki yüze kadar iki koyun; iki yüzden fazla olunca üç yüze kadar üç koyun vermek lâzımdır. Koyunlar üç yüzden fazla olunca, her yüzde bir koyun verilir. Sonra dört yüze ulaşıncaya kadar bir şey vermek gerekmez. Zekât almakta ayrı ayrı kimselerin koyunları birleştirilmez. Zekât vermemek için de toplu olan koyunlar birbirinden ayrılmazlar. Karışık halde bulunanlar ise, mülkiyet nispetine göre hesap edilirler. Zekâtta çok yaşlı veya kusurlu olanlar kabul edilmez.” (Tirmizi, Sünen, c. 2, s. 387)

Muaz b. Cebel şöyle diyor: "Resulullah (s.a.v.), beni Yemen'e göndererek her otuz sığırdan, iki yaşında dişi veya erkek bir dana; her kırk sığırdan, üç yaşında bir dana; her yüklü sığırdan da bir dinar para veya buna denk Maâfir elbisesi zekât almamı emretti.” (Tirmizi, Sünen, c.2, s.389) (Maâfir, Hemedân kabilesine nispet edilen bir elbise cinsinin adıdır.)

185

172 Zekat nisabı -2-

Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Sâime cinsinden her kırk devede üç yaşına girmiş dişi bir deve vermek gerekir. Hiçbir deve ayrı hesap edilmez. (Yani hepsi kırk adet içinde mütalâa edilir, zayıfı ile şişmanı, küçüğü ile büyüğü arasında bir ayırım yapılmaksızın orta derecede bir deve alınır.) Her kim, (ecrini Allah'tan isteyerek) kırk devenin zekâtını (üç yaşında dişi bir deve) verirse, kendisi için mükâfat vardır. Kim bunu vermek istemezse, biz hem zekâtını hem de devesinin yarısını alırız. (Zekât), Rabbimizin haklarından bir haktır. Muhammed'in âline ondan bir şey helâl olmaz.” [Nesâî, Sünen, c.5, s.15)

“Beş ûkiyye (iki yüz dirhem)'den az gümüşte zekât yoktur. Beş zevd'den az devede zekât yoktur. Beş vesakdan az toprak mahsullerinde de zekât yoktur.” (Buhârî, Tecrid-i Sarîh, (terc.) c. 5, s. 32. Hadîs No: 692)

“Yağmur, nehir ve göze suları ile (tabiî olarak) sulanan veya kendiliğinden sulu olan arazi mahsullerinde onda bir, hayvan-lar ve havuzlar yardımı ile sulanan toprak mahsullerinde ise yirmide bir zekât verilir." (Nesâî, sünen, c.5, s. 31)

“Hububat maddeleri ile hurma beş ölçek, deve beş zevd, gümüş de beş ûkıyye olmadıkça bunlardan zekât vermek gerekmez,”

(Buhârî, Sahîh, c.2, s. 112)

Yemenli bir kadın kızı ile birlikte Resulullah (s.a.v.)'in yanına geldi. Kızının elinde altından yapılmış iki âdet kalın bilezik vardı. Hz. Peygamber kadına : "Bunların zekâtını veriyor musun?" Diye sordu. Kadın : "Hayır", dedi. Hz. Peygamber: "Kıyamet gününde Cenabı Allah'ın bu iki altını senin koluna ateşten bilezik olarak takmasından hoşlanır mısın?" Buyurdu. Bunun üzerine kadın, bilezikleri kızının kolundan çıkarıp Resulullah'ın önüne bıraktı ve şöyle dedi : "Bilezikler, Allah ve Resulü içindir.” (Nesâî, Sünen, c.5, s. 38)

186

173 Zekat kimlere verilir, kimlere verilmez?

“Ne zengine, ne de normal şekilde (çalışabilecek) güce sahip kimselere zekât helâl olmaz.” [İbn-Mâce, Nesaî]

"Veda Haccında Hz. Peygamber, zekât dağıtırken iki adam O'nun yanına giderek kendisinden zekât istediler. Resulullah (s.a.v.) gözlerini bu iki kişiye dikerek, onları güçlü - kuvvetli görünce: "Dilerseniz size (zekâttan) vereyim, fakat zekâtta ne zenginin, ne de çalışabilecek güce sahip kimselerin hakkı yoktur", buyurdu". (Ahmed b.' Hanbel)

Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Her kim başkasına muhtaç olmayacak kadar yiyeceği bulunduğu halde dilenirse, Cehen-nem ateşinden başka bir şey dilenmez." Ashab: Ya Resulullah! Yetecek kadar yiyeceğin ölçüsü nedir? diye sordular. Hz. Pey-gamber: “Sabah akşam yiyeceği kadar", buyurdu. (Şevkânî)

"Kimin 40 dirhem parası veya bu para karşılığında malı bulun-duğu halde isterse, ihtiyacı olmadan istemiş olur." (Abd'ur-Rahan el-Bennâ)

“Her kim ihtiyacı olmadığı halde başkasından yardım dilenirse, Kıyamet günü yüzünde yırtık izleri ve tırmalanma belirtileri olduğu halde Allah'ın huzuruna gelecek". Kendisine: Ya Resulullah (istemeyi yasak kılan) Zenginliğin ölçüsü nedir? diye sorulunca da: "50 dirhem (160 gr.) gümüş para yahut bu değerde altındır", cevabını verdi. (Ebû Dâvûd)

" Şu beş Müslüman zengin zekat alabilir: 1- Allah yolunda cihad eden, 2- Zekat toplamakla görevli olan, 3- Borçlu ve borcunu ödeyemeyen zengin, 4- Kendi memleketinde zengin olduğu halde, bulunduğu yerde parasız kalan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan. 5- Fakir, aldığı zekatı zengine hediye ederse, zengin bunu alabilir." [Ebû Dâvûd]

" İlim öğrenmekte olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekat vermek caizdir." [Cami-ul-fetava]

187

174 Hac ve umre

Değerli okuyucularım, İslam'ın beş esasından biri de Kâbe'ye haccetmektir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

" İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, Ramazan orucu tutmak, Kâbe'ye haccetmek, zekat vermek" [Tirmizî]

Haccın ve umrenin bazı faziletleri:

"Hac, suyun kirleri temizlediği gibi, günahları yok eder." [Taberânî]

"Kabul olan bir hac, geçmiş günahları yok eder." [Beyhekî]

"Kabul edilmiş bir hac, o yıl ki hatalara kefarettir. " [Ahmed İbni Hanbel]

"Haccedip, kötü söz söylemeyen ve doğruluktan ayrılmayan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur." [Buharî]

" İki umre, aralarında yapılan günahlara kefarettir." [Ahmed İbni Hanbel]

"Hac yapanların, duaları kabul olur." [Taberânî]

"Hac için harcanan mala, Allah yolunda harcanan mala veril-diği gibi yedi yüz misli sevap verilir." [Beyhekî]

"Hacı, fakirle şmez." [Bezzar]

"Hacceden zenginleşir." [Hâkim]

"Hac yolunda ölene, kıyamete kadar hac sevabı yazılır." [Ebu Ya’la]

"Hacca giderken veya gelirken ölenin, bütün günahları affo-lur. O kimse, hesaba çekilmeden ve azap görmeden Cennete girer." [İsfehanî]

188

175 Haccın şartları ve rükünleri

Haccın farz olması için o kişinin, müslüman, akıllı, ergin, hür, sağlıklı olup kendisi ve iyalinin geçimini sağlayacak ve hacca gidip gelebilecek kadar bir zenginliğe sahip olması, ayrıca yol güvenliğinin bulunması gerekir. Kadınlar yanlarında mahremi olmadan hacca gidemezler. Hac, ihramlı olarak, Arafat ve Kâbe gibi özel yerlerde, belli vakitlerde yapılır. Haccın rükünleri ikidir: Arafat'ta vakfeye durmak ve Kâbe'yi tavaf etmek. Hadis-i şerif-lerde buyruldu ki:

"Kadın yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez." [Bezzar]

"Kocası veya mahremi olmayan müslüman bir kadının hacca gitmesi helâl olmaz." [Taberânî]

"Hac için, hac aylarında ihrama girmek sünnettir." [Buharî]

"Arafat’ta vakfeye durup da günahlarının affedilmediğini zan-neden, büyük günaha girmiş olur." [Hatib]

"Beytullah’ı tavaf etmek, namaz kılmak gibidir, abdestli olmak lazımdır." [Tirmizî]

Kâbe'ye bakmak ibadettir.

"Kâbe’ye, ana babanın yüzüne ve Mushaf’a bakmak ibadettir." [Ebû Davûd]

"Beş şey ibadettir: Az yemek, camide oturmak, Kâbe’ye, Mus-hafa ve âlimin yüzüne bakmak" [Deylemî]

Mümin, hürmet bakımından Kâbe'den daha kıymetli.

"Ey Kâbe, ey Beytullah, seni Allahü teâlâ, şerefli, mükerrem ve muazzam kıldı, fakat mümin, hürmet bakımından senden daha kıymetlidir." [Taberânî]

"Hacer-i Esvede elini süren, rahmanın eline elini sürmüş gibi olur." [İbni Mâce]

189

176 Kabr-i şerifi muhakkak ziyaret etmeli

Hac ve Umre için hicaza giden mutlaka Resulullah (s.a.v.) Efendimizin kabrini ziyaret etmelidir. Resulullah buyurdular ki:

"Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur." [Taberânî]

"Sırf beni ziyaret etmek için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur." [Taberânî]

"Hac edip de, beni ziyaret etmeyen, beni incitmiş olur." [Dare Kutnî]

Ölmüş ana-babası adına hac edenlerin sevapları:

"Ölmü ş ana-babası namına hac eden, bu hac hem kendisi, hem de ana-babası için kabul edilir ve ana-babasının ruhuna müjde verilir." [Dâre Kutnî]

Ramazan'da umre tıpkı hac gibi:

Bir kadın Resulullah (s.a.v.)'a gelerek: Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana bir mani arız oldu ne yapayım? dedi. Cevaben: Ramazan'da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hac gibidir, buyurdu." [Ebû Dâvûd]

Yeryüzündeki en hayırlı su:

"Yeryüzündeki en hayırlı su, Zemzem suyudur. O açlığı giderir ve hastalıklara şifadır." [İbn Mâce]

"Zemzemi, belalardan korunmak niyeti ile içeni Allah korur." [Hâkim]

"Abdullah ibni Mübarek hazretleri; Resulullah, (Zemzem, içildiği niyete göre faydalı olur) buyurduğu için ben de kıyamet günü susuzluktan kurtulmak için zemzem içiyorum, derdi." [İbni Mâce]

190

177 Kurban kesmek

"Kurban kesmek, atalarınızdan İbrahim’in sünnetidir." [Hâkim]

"Cimrilerin en kötüsü kurban kesmeyendir." [S. Ebediyye]

"Hâli vakti yerinde olup da kurban kesmeyen, namaz kıldı-ğımız yere gelmesin!" [Hâkim]

"Bayramda kurban kesmekten daha faziletli bir amel yoktur. Ancak sıla-i rahim bundan müstesnadır." [Taberânî]

"Kurbanların en iyisi boynuzlu koçtur." [İbni Mâce]

"Kurbanlarınız, semiz olsun. Onlar, Sırat’ta bineklerinizdir." [Zâd-ül mukvin]

"Ya Fatıma, kurbanının yanına git! Kesilirken orada bulun! Yere akacak ilk kan damlasıyla, geçmiş günahların affedilir." [İbni Hibban]

"Kurbanın postunun her kılına ve her parçasına bir sevap vardır." [Hâkim]

"Kurbanın derisindeki her tüy sayısınca, size sevap vardır. Kanının her damlası kadar mükâfat vardır. O, sizin mizanınıza konacaktır. Müjdeler olsun!" [İbni Mâce]

"Kurban bayramında yapılan amellerden, Allahü teâlâ katında, kurban kesmekten daha kıymetlisi yoktur. Daha kanı yere düşmeden, Allahü teâlâ onu muhafaza eder. Onunla nefsinizi tezkiye edin, onu seve seve kesin!" [Tirmizî]

"Kurbanlarınızı gönül hoşluğuyla kesin! Çünkü hiçbir Müslü-man yoktur ki, kurbanını kıbleye döndürüp kessin de, bunun kanı, boynuzu, yünü, her şeyi, kıyamette kendi mizanına konan sevabı olmasın!" [Deylemî]

"Kesilen kurban Kıyamette, etiyle, kanıyla, 70 kat büyüyerek mizana konur." [İsfehânî]

191

178 Kandiller, bayram gün ve geceleri

Kandiller, bayram gün ve gecelerinden gafil olmamalıdır

"Bayram sabahı Müslümanlar namaz için camilerde toplanın-ca, Allahü Teâlâ, meleklere: İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir? diye sorar. Melekler de: Ücretini almaktır, derler. Allahü Teâlâ da: Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağ-firetimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm, buyurur." [Beyhekî]

" Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayra-mı gecesi." [İ. Asakir]

"Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat gecesi ve Arefe gecesi." [İsfehanî]

"Bayram gecelerini ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez." [İbni Mâce]

"Allah indinde günlerin seyyidi Cuma'dır. O, Kurban ve Rama-zan Bayramı günlerinden de kıymetlidir." [Buharî]

"Cuma günü, bayram günlerinden, Arefe ve Aşure gününden daha kıymetlidir." [Tergib-üs-salat]

"Ümmetimin bayramları içinde, Cuma'dan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekât namaz, Cuma günü dışındaki bin rekâttan efdaldir." [Deylemî]

"Günlerin en kıymetlisi cumadır. Cuma günü, bayram günle-rinden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminle-rin bayramıdır." [Riyad-un-nasıhîn]

"Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır." [Ey Oğul İlmihali]

192

179 Küçücük bir günahtan kaçınmak

Değerli okuyucularım, Rabbimizin haram kıldığı, yasakladığı işlerden, günahlardan sakınmak, ibadet ve taat yapmaktan daha önemlidir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Küçük bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir." [Riyad-un-nâsıhîn]

"Kötülük yapmaktan sakınmak bir sadakadır." [İbni Ebiddünya]

"Hep iyilik eden, kötülük yapmaktan uzak duran kimseye müjdeler olsun!" [Buharî]

"Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir." [Deylemî] buyurdu.

Hiçbir günahı küçük görüp hafife almamalıdır. Allahü Tealâ'nın gadabı günahlar içinde saklıdır.

"Küçük günaha devam etmek, büyük günah olur." [İ. Asakir]

"Günahların küçük görüneninden sakının! Bunlar toplanınca sahibini helak eder. Bu şuna benzer ki, bir kavim bir vadiye iner, çerçöp, odun, ne bulurlarsa toplayıp getirirler. Böylece koca bir yığın olur. Bunu yakıp ateşinde yemek pişirirler. İşte, küçük görünen günahlardan hesaba çekilen de, helak olur." [Taberânî]

"Pervasızca günah işleyen mümine Allahü teâlâ gazap eder." [Ukaylî]

Büyük günahlardan ise kesinlikle uzak durulmalıdır. Bunlar piş-man olup tevbe ve istiğfar etmeden, kaza ve kefaretleri ödenme-den, içinde kul hakkı var ise hak sahibi ile helâllaşmadan affolun-mazlar. Günahlardan uzak durmak müminin imandaki samimiye-tinin göstergesidir. Bu tür samimi iman sahipleri hakkında da:

"Haramdan sakınan kimseyle oturmak ibadettir." [Deylemî]

buyruldu. İstişare edilirken de bu tür kişilerle istişare etmelidir.

"Haramdan sakınanla, istişare etmek sadakadır." [Deylemî]

193

180 Bazı büyük günahlar

Büyük günahlar hakkında Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

" Şu yedi büyük günahtan kaçının: Allah’a şirk koşmak, Büyü-cülük, Katillik, Harpten kaçmak, Yetim malı yemek, Faizcilik, Namuslu kadına iftira etmek." [Taberânî]

"En büyük günah, katillik, ana babaya zulüm, yalan yere şâhitliktir." [Deylemî]

"En büyük günah, Allaha şirk koşmak, ana babaya isyan ve yalandır." [Müslim]

" Şirkten sonra en büyük günah zinadır." [İbni Ebiddünya]

"Yedi büyük günahtan biri faiz yemektir." [Bezzar]

"Yalan yere yemin büyük günahtır." [Buharî]

"Ana-babaya karşı gelmek büyük günahtır." [Buharî]

"Avret yerlerini açmak büyük günahtır." [Hâkim]

"En büyük günah, içki içmektir." [Taberânî]

"Zina eden, şarap içen ve hırsızlık eden o anda mümin değil-dir." [Buharî]

"En büyük günah, haksız yere, bir Müslümanın malını almak-tır." [Taberânî]

"En büyük günah, faiz, iffetli kadına iftira, yetim malı yemek-tir." [Taberânî]

" Şu iki zaif hakkında Allahtan korkun! Dul kadın ve yetim çocuk." [Beyhekî]

"Livata yapan mel’undur." [İ. Ahmed]

"Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez." [Taberânî]

194

181 Çalgı, oyun, e ğlence nifak kayna ğı

" Şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür. Nasıl ki su otu büyütüyorsa. Allah'a kasem ederim ki, Kur'an ve zikir de kalbde imanı büyütür, tıpkı suyun otu büyütmesi gibi." [Ramûz el-Ehadis]

"Siz, çalgı ve şarkı dinlemekten sakınınız. Zira o ikisi, suyun sebzeyi bitirmesi gibi, kalbde nifakı yeşertir." [Ramuz el-Ehadis]

"Oyunla meşgul olan el ve kalblere, boş ve batıl sözlere yazıklar olsun!" [Beyhekî]

"Satranç, tavla ve benzeri haram olan oyunları oynayanlara rastladığınız zaman, selam vermeyin! Selamlarını da almayın!" [Deylemî]

"Musiki, kalbde nifak hasıl eder." [Beyhekî]

"İlk teganni eden şeytandır." [Taberânî]

"Nimete kavuşunca çalgı çalmak, Allah'ın gazabına sebep olur." [Deylemî, Bezzar]

"Çalgıcılar çoğalınca, bela zuhur eder." [Tirmizî, Ebû Davûd, İbni Mâce, İ. Ahmed]

"Kıyamet yaklaştığında, çalgı her yere yayılır, güvenlik güçleri çoğalır." [Beyhekî]

"Ümmetimden bazıları, içkilere başka isim vererek içerler. Şarkıcı kadın ve çalgı aletleriyle eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yerin dibine batırır." [İbni Mâce]

"Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı." [Begavî]

195

182 Çalgıcı ve şarkıcıların ço ğalması

" Şaraba değişik isimler konup içilir, çalgı ve şarkıcı kadınlar çoğalırsa Allahü teâlâ onları yere geçirir." [İbni Mâce, İbni Hibban]

"Ümmetim beş şeyi helâl gördüğü vakit helak olmayı haket-miştir: Lânetleşme açığa çıktığı, içki içip ipek giydikleri, şarkıcı kadınlar edindikleri, erkek erkekle kadın da kadınla yetindiği vakittir." [Beyhekî, Ramuz el-Ehadis]

"Cenab-ı Hak, bütün çalgı aletlerini kaldırmamı emretti." [İ. Ahmed]

"Muhakkak Allah beni âlemlere rahmet ve hidayet olarak göndermiş ve bana nefesli çalgı âletlerini, sazları, defleri ve cahiliye devrinde kendilerine tapınılan putları kırmamı emret-miştir." [Tergib ve Terhib, Ramuz el-Ehadis]

"Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletleri-ni, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emredip, kendisinden korkup da içkiyi bırakan mümine Cennet nimet-lerini ihsan edeceğini de bildirdi." [İ. Ahmed]

"Çocuğun öfkeli, yağmurun hararetli olması, şerlerin taşması, yalancının tasdiki, doğrunun yalanlanması, haine güvenilmesi, emine ihanet edilmesi, münafıkların kabileye efendi olması, çarşıya münafıkların hakim oluşu, mihrapların süslenmesi, kalblerin harap edilmesi, erkeğin erkeklerle, kadınların kadınlarla yetinmesi, dünyanın mamur kısmının harap, harap kısmının mamur olması, şüphenin ve faizin aşikar olması, çalgının ve eğlence aletlerinin alenileşmesi, içkinin içilmesi, zaptiyenin, gammazların ve gıybetçilerin çoğalması, Kıyamet alametlerindendir." [Ramuz el-Ehadis]

196

183 Din, güzel ahlâktır

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz güzel ahlâk hakkında buyurdu ki:

"Din, güzel ahlâktır." [Deylemî]

" İktisat geçimin yarısıdır. Güzel ahlâk da dinin yarısıdır." [Hatîb]

"En iyiniz, ahlâkı en güzel olanınızdır." [Buharî]

"Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlâkça en iyi olanıdır." [Tirmizî]

"Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim." [Beyhekî]

"Güzel ahlâk, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlâk ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar." [İbni Hibban]

"Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlâkı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur." [Taberânî]

" Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlâk, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm." [Nesaî]

" İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır." [İbni Ebiddünya]

"Güzel ahlâk, gelmeyene gitmek, vermeyene vermek ve zulmedeni bağışlamaktır." [Taberânî]

"Güzel ahlâk, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir." [Beyhekî]

"Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır." [İ.Ebiddünya]

197

184 Geçimsiz insanda hayır yoktur

İnsanları güler yüz ve tatlı dil ile memnun etmeye çalışmalıdır.

"Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Öyle ise onları güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışı-nız!" [Hâkim]

"Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur." [İ.Ebiddünya]

" İmanı en kuvvetli mümin, güzel ahlâklı olandır. Yanına herkes kolayca yaklaşır, geleni gideni çok olur. Herkesle iyi geçinir. Çevresi ile iyi geçinemeyen de hayır yoktur." [Taberânî]

"Kaba kimseye nazik davranan, zulmedeni affeden, mahrum edene ihsan eden, uzaklaşana yaklaşan yüksek derecelere kavuşur." [Bezzar]

"Bir kimse, senin ayıplarını söyleyerek seni kötülerse, sen de onun aybını söyleyerek kötülemeye çalışma! Bunun sevabı senin, vebali de kötü söz söyleyenindir." [Nesaî]

"Müslümanlara eza cefa yapmayın, onları çekiştirip ayıpla-mayın ve onların hata yapmalarını arzulamayın!" [İbni Hibban]

"Cömert ve güzel ahlâklı bir genç, Allah katında kendisini ibadete vermiş cimri ve kötü huylu bir ihtiyardan daha üstündür." [Deylemî]

"Her dinin bir ahlâkı vardır. İslamiyet’in ahlâkı da hayadır." [İbni Mâce]

"Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk dil erim." [Harâiti]

"Ya Rabbi, sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk ver! Kaza ve kaderine razı olanlardan eyle!" [Taberânî]

198

185 Yumuşak huylu olmak (Rıfk ve Hilm)

Müslümanın temel niteliklerinden birisi de rıfk ve hilm sahibi olması, yani insanlara karşı nazik, dostça, yumuşak ve gönül alıcı davranmasıdır. Resul-i Ekrem hazretleri buyurdu ki:

"Rıfk (yumuşak huyluluk), hikmetin başıdır" [Haraiti]

"Allahü teâlâ refiktir her i şte rıfkı sever" [Buharî]

"Rıfkı olmayanın hayrı yoktur" [Müslim]

"Rıfk ile bereket hasıl olur" [Taberânî]

"Rıfktan mahrum olan bütün hayırlardan mahrum olur" [Müslim]

"Mümin vakarlı ve yumuşak olur." [Beyhekî]

"Mümin öyle yumuşaktır ki, yumuşaklığından dolayı ahmak sanılır" [Beyhekî]

" İnsanlara kolaylık ve rıfk gösteren, Cehenneme girmez." [Tirmizî]

"Rıfk, insana ziynet verir, kusurlarını giderir" [İbni Hibban]

"Rıfk sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliklerine kavuşur" [Tirmizî]

"Allahü teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere ver-mediği şeyleri yumuşak davrananlara ihsan eder. Başkalarına vermez." [Müslim]

"Allahü teâlâ, hilmi (yumuşak huylu olmayı) sever" [Taberânî]

"Hilm sahibi olmak Peygamberlerin sünnetidir" [Beyhekî]

"Ki şi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz kılanın derecesine kavuşur." [İbni Hibban]

199

186 Yumuşak huyluya cehennem haram

"Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım etmez." [Taberânî]

"Kendisine yumuşaklık verilene dünya ve ahiret iyilikleri veril-miştir." [Tirmizî]

"Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır." [Tirmizî]

"Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösteren mümindir." [Tirmizî]

"Yavaş, yumuşak davranmak, Allahü teâlânın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve ağırbaşlı olmaktır." [E. Ya'la]

"Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever." [İsfehanî]

"Saygısızlık edene yumuşak davranan, zulmedeni affeden, vermeyene veren, kendisini arayıp, sormayan ahbabını, akraba-sını gözeten, Cennette yüksek derecelere kavuşur." [Taberânî]

"Yumuşak davran! Sertlikten ve çirkin şeyden sakın! Yumu-şaklık insanı süsler, çirkinliği giderir." [Müslim]

" İlim, öğrenmekle; hilm de gayretle hasıl olur." [Berîka]

"Emr-i marufu ancak rıfk sahibi fakihler yapar" [İ. Gazali]

" İlim ve sekîne sahibi olunuz. Öğrenirken ve öğretirken yumu-şak söyleyiniz. İlim ile kibirlenmeyiniz." [Berîka]

"Allah’ım, beni ilimle zengin et, hilmle süsle, tak va ile şeref-lendir!" [İ. Neccar]

200

187 İnat, münaka şa ve mücadele

Değerli okuyucularım, inat, münakaşa ve mücadele toplumda birçok fitnenin kaynağı olup kişiler arasındaki sevgiyi yok eder. İnsanların hak ve hakikati görmelerine engel olur. O sebeple Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bu tür davranışları yasaklamıştır.

"Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgeçene kadar Allahü teâlâ gadap eder." [İ.Ebiddünya]

"Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmemek için inat gösterendir." [Buharî]

"Hakkı söyleyen kimse, küçük, büyük veya hoşlanılmayan bir kimse de olsa kabul et, batılı da reddet!" [Deylemî]

"Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz." [Taberânî]

"Allahü teâlâ, mücadelede ısrar edeni sevmez." [Buharî]

"Mücadelede ısrar edenler hariç, hiç kimse, hidayete kavuştuk-tan sonra sapıtmaz." [Beyhekî]

" Mücadele ve münakaşayı terk edin, çünkü iki taraftan birinin söylediği yanlıştır. Neticede iki taraf da günaha girer." [Ramuz]

"Bırakın tartı şmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem." [Taberânî]

"Konu şurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, müna-kaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir." [Taberânî]

"Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavu-şamaz." [İbni Ebiddünya]

201

188 Tartışmamalı, kimseyi incitmemeli

" Kardeşinle tartışma! Çünkü konunun anlaşılmasını engeller ve belasından da emin olunmaz. Ayrıca, tutamayacağın bir sözü de verme!" [Rezîn]

"Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da dili ile kimseyi incitmeyen, şaka ile veya yanındakileri güldürmek için yalan söylemeyen, iyi huylu olan müslüman Cennete girecek-tir." [Tirmizî]

"Söz veriyorum, tartışmayan, haklı da olsa, kimseyi incitmeyen Cennete girer." [Tirmizî]

"Kim haksızken tartışmayı bırakırsa, cennetin kıyısında onun için bir köşk yapılır. Haklı olduğu hâlde bırakırsa, cennetin ortasında onun için bir köşk yapılır. Kimin de ahlâkı güzel olursa, ona cennetin en üstünde köşk yapılır." [Tirmizî]

"Arkadaşınla münakaşa etme! Ona sıkıntı verme! Ona buna arkadaşının hâlini sorma! Belki ona düşman birine rastlarsın da, arkadaşın hakkında yanlış bir şey söyleyip aranızın açılmasına sebep olabilir." [Ebu Nuaym]

"Cahiller ile mücadele etmek ve meşhur olmak için ilim öğre-nen cehenneme gider." [İbni Mâce]

"Kim âlimlere övünmek, sefihlerle, cahillerle, aklı noksan olanlarla münakaşa etmek, onları susturmak, insanların tevec-cühünü kazanmak için ilim öğrenirse, Allahü teâlâ onu Cehen-neme atar." [Tirmizî, İbni Mâce]

"Âlimlere övünmek, sefihlerle mücadele etmek maksadıyla ilim tahsil etmeyin! Toplantılarda ilimle üstünlük taslamayın! Böyle yapanın gideceği yer, Cehennemdir Cehennem." [İbni Mâce]

202

189 Herkese iyi zanda bulunmalı

Hüsnü zan, bir şey, bir durum veya olay hakkında iyi zanda bu-lunmak, onu iyiye yormak, Su-i zan da aynı olguyu kötü sanmak, onu kötüye yormak demektir. Müslüman olayları kötüye yormaz, onları daima iyiye yorar. Hele din kardeşi hakkında kötü zanda bulunmak, çok kötü bir şeydir. Hadis-i şeriflerde:

" İnsan, şu üç şeyden kurtulamaz: Uğursuzluk, su-i zan ve haset. Su-i zan edince, buna uygun hareket etmeyin. Uğursuz sandığınız şeyi, Allaha tevekkül ederek yapın. Haset ettiğiniz kimseyi hiç incitmeyin!" [Beyhekî]

"Kötü zanda bulunmaktan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır." [Buharî, Müslim]

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ'ya kötü zanda bulunmak ise kötülüklerin en kötüsüdür. Allahü Tealâ, yarattığı her şeyi hak üzere yaratmıştır. O, adildir. Kimseye zulmetmez. Yarattığı her varlığa karşı sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir. Kullarının hep iyiliğini ister. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

" Allah Teâla hazretleri diyor ki: Kulum, hakkımda nasıl bir zan yürütürse ben öyleyimdir. O, beni zikredince ben onunla beraberim. O beni içinden geçirirse, ben de onu içimden geçiririm. O, beni bir cemaat içerisinde anarsa, ben de onu, onunkinden daha hayırlı bir cemaatte anarım. O, bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim." [Buharî, Müslim, Tirmizî]

" Hak teâlâ buyurdu ki: Ben, kulumun beni sandığı gibiyim. Kulum ne vakit beni hatırlayıp anarsa, onunla birlikte olurum. Şayet kulum beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu daha iyi bir topluluk içinde anarım." [Buharî]

"Sizden biriniz sakın Allah'a hüsn-ü zan etmeden ölmesin." [Müslim]

203

190 Öfkelenme

Değerli okuyucularım, ona buna öfkelenip durmak, elbette bir mümine yakışan bir şey değildir. Atalarımız öfke ile kalkan, zararla oturur, demişlerdir. Her öfkenin sonunda mutlaka maddi veya manevi bir zarar oluşur. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Öfkelenmek imanı bozar." [Beyhekî]

"Dünya işi için üzülen Allah'a karşı öfkelenmiş olur." [Taberânî]

"Yi ğitlik, pehlivanlık hasmını yenen değil, öfkesini yenendir." [Buharî]

"Kim Allah rızası için öfkesini yenerse, Allahü teâlâ da ondan azabını def eder." [Taberânî]

"Öfkesini yeneni, Allahü teâlâ korur ve düşmanını ona boyun eğdirir." [Buharî]

"Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur." [İbni Ebiddünya]

"Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın." [Ebû Davûd]

"Öfke, şeytandandır. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!" [Ebû Davûd]

"Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever." [İsfehanî]

"Çocuğun öfkeli olması, Kıyamet alametlerindendir." [Ramuz el-Ehadis]

"Allahü teâlâ, affedeni affeder. Öfkesine hâkim olanın mükâtı-ftını verir. Musibete sabredene kaybettiklerini verir. Sabredenin sevabını kat kat fazla verir. Başkasını alaya alanı rezil eder." [Beyhekî, İbni Asakir]

204

191 Şehvet

Şehvet, nefsin kendisine zevk veren şeyleri ısrarla istemesi, arzulamasıdır. Onlara karşı şiddetli arzu duymasıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:

"Erkeğin kadına, kadının da erkeğe (şehvetle) bakması haram-dır." [Taberânî]

"Yabancı kadına şehvetle bakmak göz zinâsıdır, onu tutmak el zinâsıdır, ona gitmek ise ayakların zinâsıdır." [Rıyâdu’n-Nâsıhîn]

"Yabancı kadına şehvetle bakanın gözleri ateşle doldurulup, Cehenneme atılır, onunla toka edenin kolları ensesinden bağlanıp, Cehenneme sokulur, lüzumsuz ve şehvetle konuşan, her kelimesi için, bin yıl Cehennemde kalır." [R.Nasıhin]

"Komşu ve arkadaş hanımına şehvetle bakmak yabancı kadına bakmaktan ve evli kadına bakmak, kıza bakmaktan daha çok günahtır. Zina da böyledir." [R. Nasıhin]

"Allahü teâlâ, ibadet eden genci, meleklerine gösterip: Bakın bu genç, benim için şehvetini bırakıyor. O benim nazarımda kıymetli bir melek gibidir, buyurur." [Deylemî]

"Kadınların iyisi namusunu koruyan, şehveti fazla olsa da, gözü dışarıda olmayan, kocasına kanaat edendir." [Deylemî]

"Çok yemekten sakının! Şüphesiz kul şehvetini ahiretine tercih etmedikçe helâk olmaz" [Ramûz]

"Oruç ve gece ibadeti şehveti keser." [İ. Ahmed]

"Eli geni ş olan evlensin, eli dar olan da oruç tutsun. Çünkü oruç tutmak şehveti sakinleştirir." [Nesaî]

"Allah’ım, kulak, göz, dil, kalb ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım." [Nesaî]

205

192 Dünya ve ahıret sevgisi

Dünya ve ahıreti için çalışmalı, fakat dünyaya ve dünyalık şeylere sevgi beslememelidir. Mümin kişi, kalbinde Rabbinin sevgisinden başka şeylere fazla yer vermemelidir.

"Dünya için, dünyada kalacağın kadar, ahiret için, ahirette kalacağın kadar çalış!" [Eyyühelveled]

"Dünyayı seven, ahiretine zarar verir. Ahireti seven, dünyasına zarar verir. O halde, devamlı olanı, geçici olana tercih etmeli-dir." [Beyhekî]

"Her şeyin bir afeti vardır. Ümmetimin en büyük afeti, dünya-ya, paraya gönül vermektir. İyi yolda harcayan hariç, mal toplayanın çoğunda hayır yoktur." [Deylemî]

"Ateşle su bir kapta bulunamayacağı gibi, dünya ve ahiret sevgisi de bir müminin kalbinde birlikte bulunmaz." [Risale-i Münire]

"Kimin dü şüncesi ahiret olursa, Allah ona gönül zenginliği verir, işlerini kolaylaştırır. İstemediği halde dünya nimetleri verilir. Kim ahireti unutup sadece dünyayı düşünürse, Allah da fakirli ği onun gözleri önüne diker, işlerini darmadağın eder. Dünyada ise, ancak kendisine takdir edilen kadar verilir." [Tirmizî]

"Ahireti isteyip onun için çalışan, geçim sıkıntısı çekmez, zengin olarak sabahlar, zengin olarak akşamlar. Dünyayı talep edip onun için koşan geçim darlığı çeker, fakir olarak sabah-lar, fakir olarak akşamlar." [İbni Neccar]

"Dünyaya meyledenin emeli uzun olur, sonunu getiremez, bitmez tükenmez ihtiyaca düşer; öyle bir meşgale kaplar ki mihnetinden kendini kurtaramaz." [Deylemî]

206

193 Dünya, ahirete tercih edilirse

"Lailahe illallah diyen, dünyayı dinden üstün tutmadıkça, Allahü teâlânın gazabından ve azabından kurtulur. Dini bırakıp dünyaya sarılırsa, Allahü teâlâ ona, Yalan söylüyorsun, buyurur." [Hâkim]

"Ahiret, dünyaya tercih edilince, Lailahe illallah sözü, Allah’ın gazabından korur. Dünya kârını, ahirete tercih eden, Lailahe illallah dediği zaman, Allahü teâlâ: Yalan söylüyorsun, sözün-de sadık değilsin, buyurur." [Beyhekî]

"Allah’ın emrini aziz et, Allah da seni aziz etsin!" [Deylemî]

"Dünyayı terk etmek, sabırdan daha acıdır. Fisebilillah kılıç vurmaktan da zordur. Dünyayı terk edene, Allahü teâlâ şehid sevabı verir." [Ebu Nasr, Deylemî]

"Gafil oldu ğu halde, gafletinden habersiz kimseye şaşılır. Şu kişiye de şaşılır ki ölüm onun peşinde iken, o dünyanın peşinde koşar. Rabbi kendinden hoşnut olup olmadığını bilmeden kah-kaha ile gülene de şaşılır." [Ebu Nuaym]

"Dünya malından ayrılınca üzülmek, buna kavuşunca sevin-mek ve azgınlık yapmak, insanı Cehenneme götürür." [Tirmizî]

"Allah’tan utanın! Ba şkalarına kalacak şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyin! Kavuşmayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayın; ihtiyacınızdan fazla bina yapmakla hayatınızı harcamayın!" [Beyhekî]

" İtibarlı birine, dünyalık için, tevazu gösteren, rahmetten uzak kalır." [Deylemî]

"Herkese dünyalıktan nasibi neyse, o şeyler ona kolaylaştı-rılır." [Hâkim]

207

194 Hataların ba şı, dünyaya dü şkünlük

"Dinde kendinizden yukarıda olana bakın, aşağı olana bakma-yın, yoksa kendinizi beğenip, helâk olursunuz. Dünyalık husu-sunda da, kendinizden yukarıda olana bakmayın, yoksa nankörlük edersiniz. Kendinizden aşağı olana bakın ki nimete şükredesiniz." [Ey Oğul İlmihali]

"Ahiret isteğine kolayca kavuşursan, dünya arzularına da kavuşman zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hal üzeresin. Bunun tersi olursa kötü haldesin!" [Beyhekî]

"Allahü teâlâ, ahiret için çalışana dünyayı verir, fakat dünya için çalışana, ahireti vermez." [Deylemî]

"Dünya, ahiret adamlarına haram, ahiret de, dünya adamla-rına haramdır. Dünya ve ahiret ise Ehlullaha haramdır." [Deylemî]

"Allah rızasını kazanmak, ahiret azığını temin etmek için, dünya ne güzel yerdir." [Hâkim]

"Mal-makam sevgisi, suyun sebzeyi büyüttüğü gibi, kalbde nifakı büyütür." [İ. Gazali]

"Dünya sevgisi bütün hataların başıdır." [İmam-ı Münavî, Beyhekî, İmam-ı Rabbani]

"Dünyaya düşkün olmak, günahların başıdır" [Beyhekî]

"Dünya melundur." [İbni Mâce]

"Dünyada yalnız Allah için ihlasla yapılan şeyler kıymetlidir." [Berika]

"En yararlı i ş, dünyadan ayrılırken dilinin Allah’ı anmakla uğraşmasıdır." [Suyutî]

"Allah’ım, sana kavu şana kadar dünyadan ihtiyaç ba ğlarımı kopar." [Ebu Nuaym]

208

195 Allah korkusundan a ğlamak

Resulullah (s.a.v.) efendimiz buyurdular ki:

"E ğer benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız" [Buharî]

"E ğer Cennet ve Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlar-dınız." [Müslim]

"Cennet ve cehennem gözlerimin önüne serilip bana gösterildi. Hayır ve şer açısından bugün gibisini görmedim. Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız." [Müslim]

"A ğlayın, ağlayamazsanız, kendinizi zorlayın, hüzünlenin! Kıyametteki azabın dehşetini bilseniz, ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sesiniz kısılıncaya kadar ağlarsınız." [Buharî]

"Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez." [Nesaî]

"Allah korkusuyla ağlayan göze, Cehennem ateşinin dokunma-sı haramdır." [Nesaî]

"Kurtulu ş için dilini tut, evinde otur, günahların için ağla!" [Tirmizî]

"Kıyamette herkes ağlayıp gözyaşı dökecektir. Ancak dünyada Allah korkusuyla, bir damlacık gözyaşı dökenler ağlamaya-caktır." [İsfehanî]

"Cenab-ı Hak, yemin ile buyuruyor ki: Dünyada benden kor-karak ağlayan hiç kimse yoktur ki, onu Cennette ebedi güldür-müş olmayayım!" [Beyhekî]

"Her mümin dağlar kadar günah ile mescidimizde bulunsa, ağlayan şu kişinin hürmetine oradakilerin hepsinin günahları affolur. Çünkü melekler: Ey Rabbimiz, ağlayanları, ağlama-yanlara şefaatçi kıl! derler." [Beyhekî]

209

196 Zerre imanı olan Cehennemde kalmaz

"Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz." [Buharî]

"Cehennemde günahkârlar, imanlarının bozukluğu kadar, azap çekerler." [Hâkim]

"Allahü teâlâ iman sahiplerine, Cehennemde, günahları kadar azap eder. Sonra imanları sebebiyle ebedî olarak Cennete sevk eder." [Ebu Nuaym]

"Cehennemden uzaklaşıp Cennete girmek isteyen, son nefesin-de kelime-i şehadeti söylesin ve kendisine yapılmasını sevdiği şeyleri başkalarına yapsın!" [Müslim]

"Kıyamet gününde Cehennemin üzerine Sırat köprüsü kuru-lur." [Buharî, Müslim]

"Sırat köprüsü, Cehennemin üzerinde, Cennete giden yolda-dır." [Hatîb]

"Cehennem ateşi, Sırattan geçen müminlere: Ey mümin, tez geç, senin nurun nârımı söndürüyor, der." [Taberânî]

" İyi kötü herkes Cehenneme girer. Yalnız mümine, serin ve selamet olur, İbrahim’e ateşin serin olduğu gibi. Allah, takva ehlini kurtarır, zalimleri ise orada yüzüstü bırakır." [İbni Mâce]

"Beni gören müslüman, Cehenneme girmez." [Taberânî]

"Beni rüyada gören, Cehenneme girmez." [İbni Asakir]

"Allahü teâlâ, beni sevene Cehennem ateşini haram kılar." [Ebu Nuaym]

"Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez." [Nesaî]

"Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan şüphesiz Cehenneme girecektir." [Hâkim]

210

197 Allah'a hüsnü zan etmeli

"Cennetinki hariç, her nimet yok olur. Cehenneminki hariç, her kaygı biter." [İbni Lâl]

"Allahü teâlâ, kıyamette buyurur ki: Dünyada bir gün beni hatırlayıp anan müslümanı, benden bir kerecik korkan müslü-manı, Cehennemden çıkarın!" [Tirmizî]

"Oruç, Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır." [Buharî]

"Kıyamette, biri, Cehenneme götürülürken, Ya Rabbi, dünyada sana hep hüsnü zan ettim der. Allahü teâlâ da, Onu bırakın! Kulumu beni zannettiği gibi karşılarım, buyurur." [Beyhekî]

"Cehennemdeki insanların çoğu, zenginlerdir." [İ. Ahmed]

"Miraca çıktığım gece, Cehennemdekilerin çoğunun kadın olduğunu gördüm." [Tirmizî]

"Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok lanet ederler ve kocalarına karşı küfran-ı nimette bulunurlar." [Buharî]

"Bir şeyle canına kıyana, Cehennemde onunla azap edilir." [Buharî]

"Cehennemden en son çıkan, gıybetten tevbe edendir. Cehen-neme ilk giren, gıybetten tevbe etmeden ölendir." [R. Nasıhin]

"Müflis, şu kimsedir ki, kıyamette, defterinde pek çok namaz, oruç ve zekat sevabı bulunur. Fakat bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır." [Müslim]

211

198 Cehennemdeki en hafif azap

"Sayısız insan Cehenneme girer. Bana da şefaat izni verilir. Secdeye kapanıp şefaat isterim. O zaman; Kaldır başını, şefaatin kabul olundu, buyurulur." [Taberânî]

" Şefaat etmeye devam ederim ve şefaatim de kabul olunur. Ya Rabbi, Lailahe illallah Muhammedün Resulullah diyen herkese şefaatimi kabul et, derim. Böylece, zerre imanı olan hiç kimse Cehennemde kalmaz." [Deylemî]

"Cehennem ehlinin bir kısmı, ne ölür, ne azaptan kurtulur, ne de hayata kavuşur. Bir kısmı da, ölür kömür halini alır. O zaman şefaat izni çıkar. Onlar Cennet kıyılarına kadar getirilir. Cennet ehline: Bunları hayat ırmaklarında yıkayın, denir. Yıkandıktan sonra yeni bitmiş taze ot gibi hayat bulurlar." [Müslim, İbni Mâce, Darimî]

"Tevhid ehlinden bazıları günahları sebebiyle Cehenneme girince, puta tapanların onlara, Allah’a inanmanız size yarar sağlamadı, demeleri üzerine Allahü teâlâ gazap eder. İman ehlini Cehennemden çıkarıp hayat ırmağında yıkatır. Temiz halde Cennete girerler." [Ebu Nuaym]

" Şüphesiz kıyamet gününde cehennemliklerin azabı en hafif olanı, ayaklarının altına iki kor konulup da bu sebeple beyni kaynayan kişidir. Oysa o, hiç kimsenin kendisinden daha şiddetli azap gördüğünü zannetmez. Halbuki kendisi, cehen-nemliklerin azabı en hafif olanıdır." [Buharî]

"Cehennemde azap çekenlerden bazılarının yaydıkları kötü kokular, diğerlerine ateşten daha fazla azap verir. Sen ne günah işledin ki, öyle pis koku çıkarıyorsun? diye sorulunca: Ben din adamı idim. Bildiklerimi yapmazdım, der." [İ. Ahmed]

212

199 Cennet

Cennet müminin ödül olarak kazandığı ebedi ikametgahıdır. Ahıret ödülleri ise, kendi nefsinin arzularını bir yana bırakıp Allahü Tealâ'nın külli iradesine bağlanarak, yani O'nun emir ve yasaklarına uymak suretiyle dünyada kazanılır. O sebeple dünya hayırlı işler yapıp mükafat olarak da Allah'tan Firdevs cennetlerini istemelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki

"Muhakkak cennet yüz derecedir. Onlardan her bir derece gök ile yer arasındaki mesafe kadardır. Şüphesiz o derecelerin en yücesi, Firdevs'tir. En faziletlisi de Firdevs'tir. Arş, muhakkak Firdevs'in üstündedir. Cennetin ırmakları da Firdevs'ten çıkıp akar. Bu itibarla siz Allah'tan dilemek istediğiniz zaman Firdevs'i isteyin" [İbni Mâce, Tirmizî]

"E ğer cennette olan şeylerden tırnak kadar bir şey görünseydi yer ile gök arasını süse boğardı. Ve cennet ehlinden bir kadının bilezikleri görünseydi, güneşin yıldızların ışığını bastırdığı gibi o da muhakkak güneşin ışığını bastırırdı." [Tirmizî]

" Şayet cennet ehli kadınlardan bir kadın dünyaya çıkmış olsaydı, muhakkak yer ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel bir koku doldururdu. Ve elbette o kadının başörtüsü dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır." [Buharî]

" Şüphesiz cennette öyle bir ağaç vardır ki, onun altında bir süvari, yürüyüşü çok süratli, talimli, iyi cins bir at ile yüz sene yürürse yine onu bitiremez." [Müslim, Buharî, Tirmizî, İbni Mâce]

"Muhakkak cennette mü’min için içi boşaltılmış bir tek inciden bir çadır vardır. Onun boyu altmış mildir. Onun her köşesinde mümine mahsus birçok kadınlar vardır ki, diğerleri onları görmezler. Mümin kişi onları dolaşıp ziyaret eder." [Buharî, Müslim]

213

200 Cennet ehli

"Ancak Cennete giren rahata kavuşur." [İ. Ahmed]

"Cennet ehli cennete kılsız, tüysüz, yaratılıştan sürmeli, otuz veya otuz üç yaşında olarak gireceklerdir." [Tirmizî]

"Her kim cennete girerse nimet içinde hoş halde olur. Kend-isine hiçbir sıkıntı ve çetinlik isabet etmez. Elbiseleri eskimez, gençliği de bitmez." [Müslim, Tirmizî]

"Cennet ehli hiçbir şeye pişmanlık duymaz. Yalnız, Allah’ı zikirsiz geçirdikleri vakitler için pişman olurlar." [Hâkim]

"Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur." [Müslim]

"Cennet ehlinin aralarında anlaşmazlık olmaz, gönülleri birdir." [Buharî]

"Cennete giren, bir ata bineyim, derse biner. Uçayım, derse uçar." [Tirmizî]

" Şu üç sebepten dolayı Arabı sevin: Ben Arabım. Kur’an Arap-çadır ve Cennet ehlinin lisanı da Arapçadır." [Taberânî, Hâkim, İbni Asakir, Abdürrezzak]

"Cennette de âlime ihtiyaç olur. Cennet ehline; Ne arzunuz varsa isteyin, diye sorunca, ne isteyeceklerini şaşırıp âlimlere bakarlar. Âlimler de, Şunu isteyin, derler." [Deylemî]

"Kur’an okuyan, Cennet ehlinin reisidir." [Hakîm]

"Cennettekilerin çoğu fakirlerdir. Hor görülen fakirler Cennet-liktir." [Buharî]

"Cennetteki sevinç sarayına, ancak çocukları sevindirenler girer." [İ. Adiy, İ. Neccar]

214

201 Cennet ehli en büyük sevinci: Rüyet

" İhtiyarlığınızı kına ile giderin. Zira bu, yüzleriniz için güzellik, ağızlarınız için hoşluk, kadın için kuvvettir. Kına, Cennet ehlinin kokusunun seyyididir ve kına küfürle imanı ayırır." [İ. Asakir]

"Resul-i Ekrem efendimiz: Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez, buyurdu. Oradaki-lerden biri, Ya Resulullah, ruhaniler kimlerdir? diye sordu. Resulullah da, Cennet ehlinin okuyucularıdır, buyurdu." [İmam-ı Şarani]

"Hak teâlâ, Cennet ehline, Razı mısınız? buyurur. Onlar, Elbette razıyız, sayısız nimetler ihsan ettin, derler. Sonra: Daha iyisini vereyim mi? buyurur. Cennet ehli: Daha üstünü de mi var? diye sorarlar. Sizden hep razı olur, size asla gücenmem, buyurur." [Buharî]

"Bir münadi cennet ehline: Daima sıhhatli kalmanız ve ebediyyen hasta olmamanız hakkınızdır. Daima yaşamanız ve ebediyyen ölmemeniz hakkınızdır. Daima genç kalmanız ve ebediyyen ihtiyarlamamanız hakkınızdır. Daima nimetler içinde hoş bir halde olmanız ve ebediyyen sıkıntı ve çetinliğe maruz kalmamanız hakkınızdır diye nida edecektir." [Müslim]

"Cennet ehli cennete girdikleri vakit bir münadi: Sizin için Allah katında bir vaad vardır, diye nida eder. Onlar da: Allah bizim yüzlerimizi ak etmedi mi? Bizi ateşten kurtarmadı mı? Bizi cennete girdirmedi mi? derler. Melekler: Evet, diye cevap verirler. Müteakiben Allah ile cennet ehli arasında perde kaldırılır. Allah’a yemin ederim ki, Allah, cennet ehline kendisine bakmasından daha sevgili hiçbir şey vermemiştir." [Tirmizî]

215

202 Sağlık ve afiyette bulunmak

"Sıhhat, müttekiye, zenginlikten hayırlıdır." [Müslim]

" İhlastan sonra, afiyetten iyisi yoktur. O halde Allah’tan afiyet isteyin!" [Nesaî]

"Sizden kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise sanki dünyalar onun olmuştur." [Tirmizî]

"Beş şeyden önce, beş şeyin kıymetini bilin! İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sıhhatin, fakirlikten önce zengin-liğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölümden önce hayatın kıymetini biliniz." [Ebu Nuaym, Hâkim]

"En faziletli dua, af ve afiyet dilemektir." [Tirmizî]

"Duanın efdali, dünya ve ahirette Rabbinden af ve afiyet istemektir. Affa ve afiyete kavuşan, dünya ve ahirette kurtuluşa ermiştir." [Tirmizî]

"Afiyet on kısımdır; dokuzu helalden geçimini sağlamakta, biri de diğer şeylerdedir." [Deylemî]

"Oruç tutun, sıhhat bulun!" [İbni Mâce, Taberânî]

"Ki şi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helâki için kâfi gelirdi." [İ. Asakir]

"Afiyette olan, kıyamette, belaya maruz kalanlara verilen sevapların çokluğunu görünce, Keşke dünyada iken derileri-miz, makasla kesilseydi, diyeceklerdir." [Tirmizî]

"Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk dil erim." [Harâiti]

"Ya Rabbi, sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk ver! Kaza ve kaderine razı olanlardan eyle!" [Taberânî]

"Allah’ım, her zorlu ğu bana kolayla ştır! Dünya ve ahirette afiyet ver!" [Taberânî]

216

203 Hastalık

"Her hastalığın başı, karnı fazla doldurmaktır." [İbni Sünnî]

"Hastalıkların başı çok yemektir. İlaçların başı perhizdir." [S. Ebediyye]

"Her derdin devası vardır. Yalnız ölüme çare yoktur" [Taberânî]

"Derdi veren Allah, devasını da vermiş, devasız dert yaratma-mıştır. Yalnız ölüme çare yoktur." [Taberânî]

"Hastaya, canı çektiği şeyi yedirin." [İbni Mâce]

"Allahü teâlânın size haram ettiği şeylerde şifa yoktur." [Hâkim]

"Eceli gelmemiş bir hastayı ziyarete giden, yedi kere (Eselullahel azim, Rabbil Arşil azim en yeşfiyek) derse Allahü teâlâ onu bu hastalıktan afiyete kavuşturur." [Hâkim]

"Üç gün hasta yatan mümin, yeni doğmuş gibi günahtan temiz olur." [Ebuşşeyh]

"Vah şi hayvan gibi hastalanmamak ve üzülmemek mi istiyor-sunuz?" [Beyhekî]

"Hastalıktan dolayı sızlayan mümine hayret ederim. Eğer hastalıktaki mükâfatı bilseydi, ölüp, Allah'a kavuşuncaya kadar hasta kalmak isterdi." [Taberânî]

"Mümin, hastalanıp ibadet edemeyince, Allahü teâlâ, günahları yazan soldaki meleğe: Onun günahlarını yazma! emrini verir. Sevapları yazan sağdaki meleğe de: Ona sıhhatliyken yaptığı amellere verilen sevapların en güzelini yaz, ben onun durumunu bilirim ve onu bu hâle ben getirdim, buyurur." [İbni Asakir]

217

204 Tedavi

Resulullah (s.a.v.) Efendimizden bazı tedavi yöntemleri:

"Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Sadaka, her hastalığı defeder, bela sadakayı geçemez, onun için sadaka vermekte acele edin." [Taberânî, Beyhekî]

"En iyi tedavilerden biri hacamattır." [Ebû Dâvûd]

"Kuru üzüm, safra açar, balgamı söker, sinirleri kuvvetlendirir ve sıkıntıyı giderir." [Ebu Nuaym, Deylemî]

"Yemekten önce kavun karpuz yemek şifadır." [İ. Asakir]

"Zeytinyağı 70 derde devadır." [Ebu Nuaym, Deylemî]

"Zeytinyağı ile tedavi basura faydalıdır." [Taberânî]

"Çörek otuna devam edin. Zira onda ölümden başka her derde şifa vardır." [Ebu Nuaym]

"Sarmısak yiyin ve onunla tedavi olun. Çünkü o, 70 derde devadır. Eğer bana melek gelmeseydi, elbette ben de yerdim." [Deylemî, Tirmizî, Hâkim]

"Kabak, baş ağrısına iyidir. Mercimeğe 70 Peygamber dua etmiştir." [Nesaî, Müslim Taberânî, Deylemî, İ. Gazali]

" İnek sütü şifa, yağı ilaçtır." [Beyhekî]

"Lohusaya taze hurma, hastaya, bal gibi şifalı bir şey yoktur." [Ebu Nuaym]

"Yemeklerin seyyidi et ve pirinçtir." [Tirmizî, Hâkim, Ebu Nuaym]

"Zemzem ve çörek otu her derde şifadır." [Deylemî]

"Kula ğı çınlıyan beni hatırlasın, bana salavat-ı şerife getirsin. Sonra da: Beni hayırla anana Allah rahmet etsin! desin." [Müslim]

218

205 Temizli ğe çok dikkat etmeli

"Din temizlik esası üzerine kurulmuştur." [İ. Gazali]

"Temizlik imanın yarısıdır." [Müslim]

"Müslümanlık temizlik dinidir. Temiz olun! Cennete ancak temiz olanlar girer." [Deylemî]

"Elbisenizi yıkayınız. Saçlarınızı düzeltiniz. Dişlerinizi misvak-layınız. Tertemiz olmaya ve güzelleşmeye çalışınız. Zira İsrail-oğulları böyle yapmadığı için kadınları zinaya düştüler." [C. Sagîr]

"Allahü teâlâ, güzeldir, güzeli sever. Cömerttir, cömertliği sever. Temizdir, temizliği sever." [İ. Adiy]

"Mescid kapılarının önünde temizlik yerleri yapın! Cuma günleri böyle yerleri tütsüleyin!" [İbni Mâce, Taberânî]

"Bir evde çöp olursa, o evden bereket kalkar." [Deylemî]

"Evde kap içinde idrar bırakmayın! Rahmet melekleri böyle odaya girmez." [Taberânî]

"Yıkandığınız yere idrar yapmayın!" [Taberânî]

"Kabir azabının çoğu, üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır." [İ.Mace, Nesaî, Hâkim, Dare Kutnî]

" İdrardan sakının! Çünkü kabirde ilk hesap bundan olacak-tır." [Taberânî]

"... sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır." [Tirmizî]

"Eshabım hasta olmaz! İslâm dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve doymadan önce sofradan kalkar!" [S. Ebediy-ye]

219

206 Çevreye zarar vermemeli

Değerli okuyucularım, yeryüzünde çevre bilincinin gelişmesine ilk katkı dinimizden gelmiştir. Temizlikle, hayvan ve bitkilere zarar vermeme ve ağaç dikimi ile ilgili hadis-i şerifler bunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Dinimizde temizlik çok övülmüştür.

" Şüphesiz Allah, Tayyib’dir, güzel ve hoş olanı sever; Tahir’-dir, temizliği sever; Kerîm’dir, keremi sever; Cevâd’dır, cömert-liği sever." [Tirmizî]

"Mümin, yaptığı her işten sevap alır. Yoldaki bir şeyi kaldırsa, birisine yol tarif etse, sözünü anlatamayana yardım etse, birine keçisini sağarak yardım etse, sevap alır." [Ebu Ya’la]

"Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hak bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti." [Buharî, Müslim, Muvatta, Tirmizî, Ebû Dâvûd]

"... sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır." [Tirmizî]

Hayvanlara ve bitkilere zarar vermek yasaklanmıştır.

"Bir hayvanın ayağını veya yaş bir hurma ağacını kesenin yahut ortağına hıyanet edenin, kazandığı sevapların dörtte biri gider. Emirine isyan edenin ise sevaplarının tamamı gider." [Beyhekî]

Bitki dikimi ve yetiştirilmesi teşvik edilmiştir.

"Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir tohum eker de bunların mahsulatından bir kuş veya insan veya hayvan yiyecek olsa, bu onun için bir sadaka olur." [Tirmizî]

"Herhangi bir müslümanın diktiği ağaçtan yenen, çalınan ve eksilen şey, o ağacı diken için sadakadır" [Riyazü's Salihîn]

"Bir a ğaçtan yenilen veya çalınan şeyler, o ağacı diken için sadaka olur." [Müslim]

220

207 "Her iyilik, sadakadır"

Allahü Tealâ ayet-i kerimelerde buyurdu ki:

" İyilik etmekte, kötülüğü önlemekte birbirinizle yardımlaşın!" [Maide, 2]

"Günah i şlemekte, zulümde, haddi aşmakta yardımlaşmayın!" [Maide, 2]

Yüzlerce Hadis-i şerifte ise iyilik ve yardım edilmesi, müminlerin sevindirilmesi teşvik edilirken günah, zulüm ve haram işlerden uzak durulması emredilmiştir.

"Her iyilik sadakadır." [Tirmizi]

" İyilik yapınca sevinen, kötülük yapınca üzülen mümindir." [Ebu Ya’la]

" İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir." [İ. Ahmed]

"Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise komşusuna iyilik eden kimsedir." [Tirmizi]

"En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır. [Tirmizi]

"Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa ne iyi. Layık değilse, sen iyilik ehlinden olursun." [İbni Neccar]

" İnsan, kendine iyilik edene sevgi, kötülük edene de nefret duyacak şekilde yaratılmıştır." [Ebu Nuaym]

" İyilikler fenalıkları giderir." [Ebu Nuaym]

" İyilik zayi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur. [Beyheki]

221

208 Bir mümini sevindirmek

"Farzlardan sonra en kıymetli amel, bir mümini sevindirmek-tir. [Taberani]

"Bir mümini sevindiren, beni sevindirmiş olur. [Ebuşşeyh]

" İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır. [Kudaî]

" İki şey var ki, ondan daha iyisi yoktur: Allahü teâlâya iman ve Onun kullarına iyilik etmek, şefkatli olmak." [İ. Askalanî]

"A’mayı kırk adım götüren Cenneti hak eder " [Beyheki]

"Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya yedirip içire-rek yahut başka bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevin-dirmektir." [Taberani]

"Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindirse, Allahü teâlâ, kıyamette en sıkıntılı anlarda, onu sıkıntılardan kurtarır." [Buhari]

"Kim bir mümini ferahlatırsa, Allahü teâlâ da kıyamette onu ferahlatır." [İ.Mübarek]

"Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü teâlâ kıyamet sıkıntı-sını giderir. Bir müslümanı sevindireni, Allahü teâlâ kıyamette sevindirir." [Nesâî]

"Bazı kimseler, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için yaratılmıştır. İhtiyaç sahipleri bunlara başvurur. Bunlar için ahirette azap korkusu olmaz." [Taberani]

"Allahü teâlâ, bazılarına çok nimet vermiştir. Bu nimetleri dağıtırlarsa, nimetleri azalmaz artar, dağıtmazlarsa bunlardan alıp, başkalarına verir. [Taberani]

"Darda kalana kolaylık gösterene, Allah da dünya ve ahirette kolaylık gösterir. Kim de bir müslümanın aybını örterse, Allah da dünya ve ahirette onun aybını örter." [Müslim]

222

209 Yardım edenin yardımcısı Allah'tır

"Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır." [Müslim]

"Kim, arkadaşının ihtiyacını görürse, Allahü teâlâ da onun ihtiyacını karşılar. [Taberani]

"Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocuğunu-zun ihtiyaçlarına sarf edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!" [Müslim]

"Duasının kabul, kederinin yok olmasını isteyen, darda kalanı ferahlandırsın! [İbni Ebiddünya]

"Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır." [Taberani]

"Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir." [Taberani]

"Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır." [İbni Mace]

"Bir müslümana elbise veren, o elbiseden bir parça kalsa da, Allah’ın hıfzı emanında olur. [Hakim]

"Mümin, yaptığı her işten sevap alır. Yoldaki bir şeyi kaldırsa, birisine yol tarif etse, sözünü anlatamayana yardım etse, birine keçisini sağarak yardım etse, sevap alır. [Ebu Ya’la]

" Şu iki kişiye gıpta edilir: Bunlardan biri, ilmi ile amel eden ve başkalarına da öğreten, diğeri de, meşru yolda kazandığını, meşru yolda sarf eden." [Müslim]

"Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu, O'nun nimetlerinin, kul-larına ulaşmasına vasıta olandır." [Deylemi]

"Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene yardım edeni sever." [İbni Neccar]

223

210 Gece uyanınca

Değerli okuyucularım, yazılarımın bundan sonraki bölümlerinde, hadis-i şeriflere dayanarak, bir Müslümanın 24 saatlik bir yaşam kesitinde yapması gereken eylemleri açıklayacağım.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz gece uyanınca aşağıdaki tesbihat, zikir ve duaları okuyanın bağışlanacağını ve her isteğine kavuşa-cağını bildirdi:

"Gece uyanınca,

Lâilahe illallahü vahdehü lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr,

diyenin günahı deniz köpüğü kadar olsa da Allahü teâlâ onun günahlarını bağışlar." [İbni Sünnî]

"Gece uyanınca, şu duayı okuyan, her isteğine kavuşur:

Lâilahe illallahü vahdehü lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. Sübhanallahi velham-dülillahi ve lâilahe illallahü vallahü ekber ve lâh avle ve lâkuv-vete illâ billah-il aliyyil azîm." [İslâm Ahlâkı]

"Uykudan uyanınca,

Allahümma ğfirlî

diyenin duası kabul olur." [İ. Ebiddünya]

Değerli okuyucularım, gece uyanınca, yukarıda verilen bu istiğfar duası, yine yukarıda verilmiş bulunan tesbihatlar okunduktan sonra aşağıda verilen şekilde okunursa ölmüş ve sağ olan bütün mümin ve müslümanlar için de mağfiret dilenmiş olur:

Allahümma ğfirlî ve li vâlideyye ve lil mü’minîne vel mü’minât vel müslimîne vel müslimâti el ahyâi minhüm vel emv ât.

224

211 Sabah namazını kaçırmamalı

Değerli okuyucularım, günlük ibadetler içinde en önemlisi sabah namazıdır. Sabah namazına muhakkak kalkmalı ve namazını camide kılmaya çalışmalıdır. Ama bu niyetle yattığı halde ağır yorgunluk sebebiyle sabah namazına kalkamaz ise günah olmaz. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Allahü teâlâ, ümmetimin yanlışlıkla, unutarak veya mecburen (zaruretle) işlediği günahları affetmiştir" [İbni Mâce] buyurdu.

Böyle durumlarda namazını işrak vaktinden sonra sünneti ile beraber kaza eder. Fakat saat veya telefonunun alarmını kurarak sabah namazına muhakkak kalkmaya çalışmalıdır. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır." [Müslim]

"Müminler yatsı namazı ile sabah namazındaki sevabı bilseler-di emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirdi." [Buharî, Müslim]

"Hastalar, çocuklar ve kadınlar olmasaydı, sabah namazı için, mazeretsiz cemaate gelmeyenlerin evlerini yakardım." [İ. Ahmed, İbni Mâce]

"Sabah namazını cemaatle kılan, Allahü teâlânın himayesin-dedir." [İbni Mâce]

"Sabahı cemaatle kılmak, yatsıdan iki misli daha faziletlidir." [İbni Huzeyme]

"Kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişene iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı." [Ebuşşeyh] buyurdu.

225

212 Namaz hazırlı ğı

Sabah namazı ülkemizin hemen her tarafında güneşin doğma-sından yaklaşık 30 dakika önce kılınmaktadır. Ezan da güneşin doğmasından yaklaşık bir saat önce okunmaktadır. Eğer kişi saatini ezandan önceki bir vakte veya ezan vaktine ayarlar ise, cami yakın ise, namazın başlamasından 5-10 dakika önce cami-de olabilir. Böylece ilk tekbiri kaçırmamış olur. Cami uzak ise yolda geçecek zamanı da hesaba katarak daha erken kalkmak gerekir.

Yatağından, "Euzü billâhi min e şşeytânirracîm, Bismillâhir-rahmânirrahîm" diyerek euzü besmele ile kalkmalıdır.

Sonra, daha önce verilmiş bulunan "Lâilahe illallahü vahdehü lâ şerîke leh" ile başlayan tesbihi ve "Allahümma ğfirlî" ile başlayan istiğfar dualarını okumalıdır.

Tuvalete girerken, dış tarafta yine euzü besmele çekmelidir. Resulullah (s.a.v.) soyunurken veya tuvalete girerken çekilen besmelenin cinlere perde olacağını bildirdi.

"Helaya girerken çekilen Besmele, cinlere perde olur, avret yerlerini göremezler." [T. Salat]

Tuvalet ihtiyacını yapıp giyindikten sonra da:

"Bana sıkıntı veren şeyi benden uzakla ştıran, bana yararlı olanı bende bırakan Rabbime hamd olsun

diyerek dua etmelidir.

Ellerini sabunla yıkayıp abdeste başlarken yine euzü besmele çekmeli ve şu duayı okumalıdır:

Suyu temizleyici ve İslam'ı nur kılan ve bizi iman ve İslam'la şereflendiren Rabbimize hamdüsenalar olsun.

Sonra abdest dualarını okuyarak abdestini tamamlamalıdır.

226

213 Abdest duaları

Abdestte her azasını yıkarken aşağıdaki duaları okumalıdır. Bu dualar "http://www.kuransitesi.com/Kuran/Abdest-Dualari/" adlı web adresinden sizlere aktarılmaktadır.

Ağzına su alırken:

"Allah'ım! Peygamberinin Kevser Havuzundan bana öyl e bir kâse içir ki, ondan sonra asla susamayayım ,"

Burnuna su verirken:

"Allah'ım! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum etme,"

Yüzünü yıkarken:

"Allah'ım! Bazı yüzlerin aklanaca ğı ve bazı yüzlerin kararaca ğı günde benim yüzümü ak yap,"

Sağ kolunu yıkarken:

"Allah'ım! Kitabımı sa ğ elime ver ve benim hesabımı kolay yap,"

Sol kolunu yıkarken:

"Allah'ım! Kitabımı soldan ve arka tarafımdan verme ve beni zor bir hesaba çekme,"

Başını mesh ederken:

"Allah'ım! Beni rahmetinin içine koy, üzerime de be reketle-rinden indir,"

Kulaklarını mesh ederken:

"Allah'ım! Beni, hak sözü i şitip de onun en güzeline uyanlar-dan yap,"

227

214 Abdestten sonra

(Abdest dualarının devamı)

Boynunu mesh ederken:

"Allah'ım! Bedenimi cehennem ate şinden azad et,"

Ayaklarını yıkarken:

"Allah'ım! Bir takım ayakların kayaca ğı günde, ayaklarımı Sırat Köprüsü üzerinde sabit kıl,"

Değerli okuyucularım, eğer abdest dualarını bilmiyorsak her aza-mızı yıkarken "Subhanallahi ve bihamdihi ve esta ğfirullahi ve etübi ileyh" tesbihini okuyabilir veya kelime-i şehadet getirebili-riz. Abdest alıp temizlendikten sonra kıble istikametine dönerek:

"Ya Rabbi! Bedenimi pisliklerden temizledi ğin gibi kalbimi de masivadan ve kötü dü şüncelerden temizle! Zikrinle ve muhabbetinle doldur"

diyerek dua edip işitebileceğimiz kadar yüksek bir sesle Kelime-i şahadet getirmek iyi olur.

Abdestten sonra

Abdestten sonra biliyorsak üç defa Kadir suresini okuyup pey-gamber efendimize de 10 defa Salevat getirmelidir.

Hadis-i şeriflerde:

"Abdestten sonra Kadir suresini bir defa okuyan sıddıklardan, iki defa okuyan şehitlerden yazılır. Üç defa okuyan, peygam-berlerle haşrolur." [Deylemî]

"Abdestten sonra, on defa salavat getirenin gamı gider, duası kabul olur." [Ey Oğul İlmihali]

"Bana getirilen salavat, Sırat köprüsü üzerinde size nur olur." [Dâre Kutnî] buyruldu.

228

215 Sünneti evde kılmalı

Değerli okuyucularım, sabah namazının sünnetini evde kılmalı-dır. Sabah namazının sünneti ile ilgili hadis-i şeriflerde:

"Sabahın sünnetini evde kılmak, rızkın bereketine, ev halkı ile iyi geçime ve imanla ölmeye sebep olur." [İmad-ül-islam]

"Dü şman süvarisi kovalasa bile sabah namazının iki rekât sünnetini terk etmeyin." [Ebû Dâvûd] buyruldu.

Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra:

"Allahümme entesselam ve minkesselam, tebârekte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm"

duasını okumalı, başka hiçbir şey okumadan ve herhangi bir dünya kelamı konuşmadan dosdoğru camiye gitmelidir. Camiye koşar adımlarla gitmemelidir. Zamanını ona göre ayarlayarak sakin adımlarla gitmelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Namaza koşarak gitmeyin." [Buharî]

"Kamet getirildiği zaman, namaza koşarak gelmeyin, yürüye-rek gelin ve sükûnete riayet edin, yetiştiğinizi (cemaatle) kılın, yetişemediğinizi tamamlayın." [Tirmizî] buyruldu.

Camide de herhangi bir şey konuşmamalı, mümkünse en ön safta yerini alarak sükunetle kametin okunmasını beklemelidir. Ancak imamlık yapabilecek bir liyakate sahip değil isek hoca efendinin hemen arkasına oturmamalıdır. Çünkü burası, herhangi bir sebeple imam efendinin namazı kıldırmaya devam edemeye-cek duruma gelmesi halinde kendisine vekil bırakabileceği kişinin bulunması gereken yerdir. O sebeple imam efendinin hemen arkasında yer alacak üç kişinin imamet şartlarını taşıyan kişiler olması iyi olur.

229

216 Camide ilk safta yerini almalı

Namazda en ön safta olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde:

" İmamın arkasında durana 100, onun sağındakilere 75, solun-dakilere 50 ve diğer saflardakilere de 25 sevap verilir." [Şir’a]

"Allahü teâlâ, ilk saftakilere rahmet eder, melekler de ilk safta-kilere dua ve istiğfar eder." [Ebû Dâvûd, Nesaî, İ. Ahmed]

"Mescide inen rahmet, önce imama, sonra sağ taraftakilere, sonra da diğer saflara gider." [Deylemî]

"En hayırlı saf, ilk saftır. Sevabı en az olan da geri saflardır." [Müslim]

" İlk safın fazileti bilinseydi, oraya geçmek için kur’a çekilirdi." [Müslim]

"Namaz kılarken daha faziletli olanlara ilk safta, ötekilere de, son safta bulunmak nasip olur." [Müslim] buyruldu.

Ancak ilk safa geçmek için kimseyi rahatsız etmemelidir.

"Halkı incitmemek için ön safa geçmeyen, iki misli sevaba kavuşur." [Taberânî]

Safları, imam efendinin arkasından başlayarak her iki tarafa da eşit yayılacak şekilde oluşturmalıdır.

"Mescidin solundaki açıklığı dolduran, iki misli sevap kaza-nır." [Taberânî] buyruldu.

Saflarda boşluk kalmasına izin vermemelidir.

"Saftaki boşluğu dolduranın günahları affolur." [Bezzar]

"Hak teâlâ safı sıklaştırana rahmet eder, safta boşluk bırakana gazap eder." [Nesaî]

"Namazda omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şeytan girmesin!" [Hâkim]

230

217 Niyetsiz namaz olmaz

Kamet okunduktan ve namaz için safta yerini aldıktan sonra:

"Ya Rabbi! Niyet ettim senin rızan için bugünkü sab ah namazının farzını kılmaya. Uydum imama."

diyerek kalben niyet etmelidir. Niyet kalben yapılır. Eğer kalb başka şeylerle meşgul ve gaflette olup bu sözler ağız alışkanlığı ile söylenirse o kılınan namaz sahih olmaz. Çünkü niyet namazın şartlarından birisidir. Hadis-i şerifte:

"Ameller niyetlere göredir." [Buharî]

Ameller niyete göre, iyi veya kötü olur." [Buharî] buyruldu.

O sebeple namaza başlarken kalben Allahü Tealâ hazretlerinin rızasından başka hiçbir şeyi amaçlamamalıdır. İnsanların tevec-cühünü kazanmak, ana-babayı memnun etmek ya da müdürünün gözüne girmek gibi niyetlerle kılınan namazların Allah (c.c.) indinde hiçbir değeri olmaz. Hadis-i şeriflerde:

"Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir, buyu-runca Eshab-ı Kiram dediler ki: Ya Resulullah, küçük şirk nedir? Riyadır. Yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır. Allahü Teala, kıyamet günü herkesin amelinin karşılığını verirken, insanlara gösteriş için ibadet yapanlara şöyle der: Dünyada kendileri için gösteriş yaptığınız kimselere gidin. Bakın bakalım onların yanında size verecekleri bir şey bulabili-yor musunuz?" [Ahmed b. Hanbel, Müsned]

" İbadetine riya karıştırana ahirette; Git, sevabını o kişiden iste! denir." [İbni Mâce]

buyruldu.

Niyetlendikten sonra da İmam ile beraber ya da ondan hemen biraz sonra kendi işitebileceği kadar bir sesle tekbirini almalıdır.

231

218 Namazda hu şu ve hudu

Değerli okuyucularım, zamanını ona göre ayarlayarak sabah namazının ilk tekbirine mutlaka yetişmeye çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişene iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı." [Ebuşşeyh]

" İlk tekbire yetişerek, kırk gün cemaatle beş vakit namaz kılana Cennet vacip olur." [Ebu Ya’la]

Namazda, tıpkı yüksek rütbeli bir komutanın karşısında bir aske-rin durduğu gibi huşu ve hudu içinde durmalı, hoca efendinin kıraatini dikkatle dinlemeli ve kendi kulluğunu ve aczini tefekkür etmelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Yüce Allah, Hz. Musa’ya vahiy etti ki; Ey Musa! Beni zikretti-ğin zaman, organların titresin! Anılmam sırasında da, huşu ve sessizlik içerisinde ol! Yine beni andığın zaman, dilini kalbine uydur! Benim karşımda ayakta durduğun zaman, küçük ve değersiz bir kul gibi dur! Nefsini kına! Çünkü o, kınanmayı en çok hak edendir! Bana yalvarıp yakardığın zaman, titreyen bir kalb ve doğru bir dille yakarışta bulun!" [İ. Ahmed]

"Peygamber Efendimiz, namazda sakalı ile oynayan bir kişi gördü ve: Eğer bunun kalbinde huşu olsaydı diğer azalarında da olur ve sakalı ile oynamazdı, buyurdu." [Tirmizî]

"Namaz kıldığın vakit, nefsine, hevasına ve ömrüne veda eden, mevlasına teveccüh eden gibi namaz kıl." [İbn-i Mace] buyruldu.

Huşu, namazda, zahiren Allah'tan çok korkan bir kişinin tavrı içinde olmak, hudu da namazda Allahü Tealâ'yı hatırlamaktan başka hiçbir kaygusu olmayan bir kişinin kalb huzuru içinde namazı kılmak demektir.

232

219 Namazdan sonra isti ğfar

Değerli okuyucularım, namazın camide kılınması halinde namaz-dan sonra yapılacak dua ve tesbihat ile ilgili olarak imam ve müezzin efendiler zaten cemaati yönlendirmektedirler. O sebeple onlar hakkında fazla bir şey yazmaya gerek yoktur.

Ama herhangi bir makul özürle camiye gidemeyip namazı evde kılanlar için aşağıdaki açıklamalar çok yararlı olabilir.

Namaz bitirilip selam verildikten hemen sonra:

"Allahumme entesselam ve minkesselam, tebârekte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm" denilir.

(Allah'ım sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikrâm sahibi sen münezzehsin, sen yücesin.)

Arkasından da üç kere isti ğfar okunur. Hadis-i şeriflerde:

"Her namazdan sonra, üç kere, (Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa huvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) okuyanın, bütün günahları affolur." [İbni Sünnî]

"Resulullah (s.a.v.) selam verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm, derdi." [Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî]

buyruldu.

İstiğfarı eğer fazla zamanımız yok ise:

Estağfirullah, Esta ğfirullah, Esta ğfirullah

diyerek kısa biçimiyle okumalı, eğer zamanımız var ise 3 kere:

"Esta ğfirullah el azim el kerim ellezi la ilahe illa huve l hayyel kayyume ve etubü ileyh"

diyerek uzun biçimiyle okumalıdır.

233

220 En faziletli tesbih

Değerli okuyucularım, namazdan sonra üç kere istiğfar okuyup günahlardan arındıktan sonra da Resulullah (s.a.v.) Efendimizin üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetli dediği, en faziletli tesbih okunur. Bu tesbih hakkındaki Hadislerde:

"En faziletli tesbih, (Sübhanallahi velhamdülillahi ve lailahe illallahü vallahü ekber)'dir." [Müslim]

"(Sübhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber) demek, benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetlidir." [Müslim, Tirmizî] buyruldu.

Hatırlayacaksınız, gece uyanınca okunacak dualar bahsinde vermiştim, bu tesbihatın genişletilmiş bir şekli:

Sübhanallahi velhamdülillahi ve lâilahe illallahü v allahü ekber ve lâhavle ve lâkuvvete illâ billah-il aliyyi l azîm."

şeklindedir. Tesbihatı bu şekliyle okumalıdır.

Müminin koruna ğı

Ondan sonra da Ayetel kürsi okunur. Namazlardan sonra Ayetel kürsi okunması ile ilgili Hadis-i şeriflerde Resulullah buyurdu ki:

“Her kim farz namazın arkasında Ayet-el Kûrsi’yi okursa, diğer namaza kadar Allahü Tealâ’nın zimmetinde olur.” [Hey-semi]

“Her kim, her farz namazın arkasından Ayet-el Kûrsi’yi okur-sa, Cennete girmekten onu ancak ölüm men eder. Her kim onu yatacağı zaman okursa, Allahu Teâlâ ona kendi evi, komşusu-nun evi ve etraftaki evler hakkında güvence verir.” [Beyheki]

234

221 Günahları ba ğışlatan tesbihatlar

Ayetel kürsi'yi okuduktan sonra da:

33 Sübhanallah, 33 Elhamdulillah, 33 Allahü ekber okunur ve:

"Lailahe illallahü vahdehû la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr" denir ve buna

“Subhâne rabbiyel aliyyil a’lel Vahbab" eklenir.

Bu tesbihatlarla ilgili Hadislerde:

"Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü ekber okuyup sonra, Lâ ilâhe illallah vahdehu lâşerîke-leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr diyenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir." [Müslim]

"Her namazdan sonra kim otuz üç defa Sübhanallah, otuz üç defa Elhamdülillah, otuz üç defa Allahü ekber der, yüze tamamlamak için de (Lailahe illallahü vahdehû la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr) derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir." [Müslim, Nesaî]

buyruldu.

Yukarıda verilen tesbihatları okuyarak günahlarını bağışlatan mümin artık ellerini kaldırarak Rabbinden ihtiyacı olan her şeyi isteyebilir. Tesbihattan sonra hemen duaya başlayan birine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

"Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua eder-ken önce Allahü teâlâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!" [Tirmizî] buyurdu.

235

222 Namazdan sonra dua

Değerli okuyucularım, namazdan sonra veya başka zamanlarda yaptığımız dualarda, duaya, daima Allahü Tealâ'ya hamdüsena ederek ve Resulullah (s.a.v.) Efendimize salavat okuyarak başla-malı, yine onlarla bitirilmelidir.

Allahü Tealâ'ya hamdüsena etmenin en güzel şekli kısaca:

"Elhamdulillahi rabbil alemin"

demektir ki bize daha Kur'an-ı kerimin en başında öğretilmiştir.

Salavat için ise:

"Essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve ala âlihî ve Sahbihî ecma'în" denir.

Bir diğer salavat duası şöyledir:

"Cezallahu anna muhammeden ma hüve ehlüh"

İbni Abbas (r.a.), "Bu salavatı okuyan kimseye yazıcı melekler-den yetmiş melek, bin sabah ve bin akşam sevap yazmayı yetiştirmek için zorluk çekerler." demiştir. Hadis-i şerifte:

"Dua perdelidir. Salavat getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur." [Taberânî] buyruldu.

Duaya hem kendisi, hem ana-babası ve hem de tüm din kardeş-leri için mağfiret dileyerek başlamalıdır. Hadis-i şerifte:

Bir kere (Allahümma ğfirlî ve li vâlideyye ve lil mü’minîne vel mü’minât vel müslimîne vel müslimâti el ahyâi minhü m vel emvât) de, bütün müminler senden razı olur. [Ey Oğul İlmihali]

denildi.

236

223 Dua, müminin silahıdır

Hadis-i şeriflerde:

"Dua müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur. Dua ibadetin özü, ibadetin anahtarıdır." [Cami’us-Sagir]

"Müminin silahı sabır ve duadır." [Deylemî] buyruldu.

Dua ederken kendisi için, ana-babası, eşi ve çocukları için, yakınları için, komşuları için, milleti, devleti ve tüm İslam alemi için olmasını istediği her şeyi Rabbinden dilemelidir. Dua ederken "Ya Rabbi! Bu aciz kulun ve bütün din kardeşlerim için" diyerek istediklerini yalnız kendisi için değil tüm din kardeşlerimiz için de istemelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur." [Buharî]

"Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua, kabul olur." [Tirmizî]

"Müslümanın, Müslüman üzerindeki hakkından biri, ona gıyabında dua etmektir." [Deylemî] buyruldu.

Resulullah Efendimizden bir tavsiye:

"Her namazdan sonra, şu on cümleyi söyleyenin duaları kabul olur: 1- Dinim için Allah bana kâfidir. 2- Dünyam için Allah bana kâfidir. 3- (İki cihan) endişelerim için Allah bana kâfidir. 4- Haset eden için Allah bana kâfidir. 5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir. 6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir. 7- Ölüm anında Allah bana kâfidir. 8- Kabirde Allah bana kâfidir. 9- Mizanda Allah bana kâfidir. 10- Sıratta Allah bana kâfidir. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah bana kâfidir. O'na tevekkül eder, O'na yalvarırım." [Nevadir-il Usul, Tirmizî]

237

224 Namazdan sonra okunacak dualar -1-

(Buradaki dualar "http://m.dinimizislam.com/detay.asp?aid=2842" web adresinden sizlere aktarılmaktadır.)

Ya Rabbi, kıldı ğımız namazları kabul eyle! Ahir ve akıbetimizi hayreyle! Son nefesimizde kelime-i tevhid söylememi zi nasip eyle! Ölmü şlerimizi af ve ma ğfiret eyle!

Allahümma ğfir verham ve ente hayrürrahimin. Teveffeni müslimen ve el hıkni bissalihin. Allahümma ğfir li veli valideyye ve lilmüminine vel müminat yevme yekumül hisab.

Ya Rabbi, bizi şeytan ve dü şman şerrinden ve nefs-i emmaremizin şerrinden muhafaza eyle! Evimize iyilikler, hayırlı ve bereketli rızıklar ihsan eyle! Ehl-i İslama selamet ihsan eyle! Din dü şmanlarını kahr ve peri şan eyle! Kâfirlerle cihad etmekte olan müslümanlara imdad-ı ilahiyyen i le imdat eyle!

Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'f ü annî .

Ya Rabbi, hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ihsan eyle! Allahümme inni eselükessıhhate velafiyete vel-emane te ve hüsnelhulki verridae bilkaderi bi rahmetike ya erha merra-himin.

Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan, tembellikten, acizlikten, zelil olmaktan, zulüm görmekten, azdıran zenginlik ve azdıran fakirlikten , şeytan ve nefsin şerrinden, dü şman galebesinden, kötü huydan, bid’at i şlemekten, dalalete dü şmekten, ihlassız amelden, her çeşit günahtan, küfre girmekten, erzeli ömürden, ölürk en gelecek fitnelerden, dinimize, dünyamıza zarar vere cek şeylerden bizleri koru!

238

225 Namazdan sonra okunacak dualar -2-

(Buradaki dualar "http://m.dinimizislam.com/detay.asp?aid=2842" web adresinden alınmıştır.)

Hakiki iman, güzel bir ahlâk, şükredici bir kalb, zikredici bir dil, kaza ve kadere rıza gösteren hayırlı bir ömür, az yemek, az uyumak, az konu şmak, az gülmek ve çok hizmet etmeyi, kabir azabından ve ahiret deh şetinden kurtulmayı, ömür boyu rızana uygun i ş yapmayı, şehit olarak ölmeyi ve son nefeste ehl-i sünnet itikadına uygun bir iman ve te vbe nasip eyle.

Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, s evgine kavu şturacak amellerin sevgisini nasip eyle! İlmimizi, ihlasımızı, kabiliyetimizi artır, muratlardan, muhl aslardan olmamızı nasip eyle, cömert ve îsâr sahibi kulların dan eyle.

Ana babamıza ve evlatlarımıza ve akraba ve ahbabımı za ve bütün din karde şlerimize hayırlı ömürler ve güzel huy, akl-ı selim ve sıhhat ve afiyet rü şdü hidayet ve istikamet ihsan eyle ya Rabbi! Amin.

Değerli okuyucularım, namazdan sonra buradaki güzel dualardan herhangi biri okunabileceği gibi, o anda ihtiyaç duyduğumuz kısa veya uzun vadeli her şeyi de Rabbimizden isteyebiliriz. Kuşkusuz bunlar helâl ve meşru şeyler olmalıdır. Allahü teala'dan haram şeyler istemek, O'nunla alay etmek olur ki asla uygun değildir.

Ayrıca Resulullah (s.a.v.) Efendimizin şu duası da okunabilir.

"Resulullah (s.a.v.) namazlardan sonra şu duayı okuyarak Allah'a sığınırdı: Allahım! Korkaklıktan, cimrilikten sana sığınırım. Erzel-i ömürden sana sığınırım. Dünya fitnesinden sana sığınırım. Kabir fitnesinden sana sığınırım." [Buharî, Müslim, Nesaî, İbni Mâce]

239

226 Duadan sonra şunları da yapmalı

Duamızı bitirdikten sonra Peygamber (s.a.v.) Efendimize salavat okumalı, sonra da hamdüsenanın en güzeli olan Fatiha Suresini okuyarak ellerimizi yüzümüze sürüp duamızı bitirmeliyiz. Duadan sonra yerimizden kalkmadan aşağıda verilen zikir ve okumaları muhakkak yapmaya çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Sabah namazını kılıp yerinden kalkmadan ve konuşmadan on defa:

Lailahe illallahü vahdehü lâ- şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr,

okuyan o gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden koru-nur ve birçok sevaplara kavuşur." [Nesaî]

"Kim sabah veya akşam Haşr süresinin sonunu okur, sonra da o gün veya o gece ölürse, Allah ona Cenneti vacib kılar." [Beyhekî]

"Sabah namazından sonra 11 defa ihlas okuyan müslümana, Cennette bir burç verilir." [Harâiti]

"Üç şey kendisinde bulunan, Cennete dilediği kapıdan girer: Kul hakkını ödeyen, her namazdan sonra 11 defa ihlâs suresini okuyan, katilini affederek ölen." [Berika]

Değerli okuyucularım, camide kılınan namaz, dua ve zikirler de dahil olmak üzere çoğu zaman 20 dakika kadar bir zaman alır. Kişinin, kendisini yaratan, bütün ihtiyaçlarını gideren ve onu sağlık ve afiyet içinde bulunduran Rabbi için ayırdığı bu 20 dakika zaman manevi alemde paha biçilmez bir değere sahiptir. O sebeple beş vakit namazı muhakkak camide kılmaya çalışma-lıdır. Hadis-i şerifte buyruldu ki:

"Camiye devam edenin imanına şehadet ediniz." [Tirmizî]

240

227 Güneş doğana kadar

Değerli okuyucularım, sabah namazını camide kılan bir müslü-manın, camiden geldikten sonra, güneş doğana kadar hâlâ bir miktar zamanı olacaktır. Bu zamanı yatarak uykuda geçirmemeli, zikirle geçirmeye çalışmalıdır. Bu zaman maddi rızkların dağıtıldı-ğı zamandır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Hak teâlâ rızıkları, fecir ile güneşin doğacağı vakitler arasın-da verir." [Beyhekî]

" İbni Abbas hazretleri, sabah vakti oğlunu uyur görünce: Oğlum, rızıkların dağıtıldığı saatte uyunur mu? Bu saatte uyu-mak, tembellik alametidir, unutkanlığa sebep olur, buyurdu. " [Şir’a]

Eğer özel bir işyeri sahibi ise namazdan sonra hiç uyumamalı, mümkünse işine erken gitmelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Sabah namazını kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!" [Taberânî]

"Sabah uykusu rızka manidir." [Beyhekî]

"Rızık için çalışmaya erken gidenin işi bereketli olur ve başarı kazanır." [Bezzar]

Resulullah Efendimiz işine erken gidenler için de:

"Ya Rabbi, i şine erken gidenin çalı şmasını bereketli kıl!" [Tirmizî]

diye dua etti.

Ama belli saatlerde mesaiye başlayan bir iş yerinde çalışıyorsa elbette güneş doğduktan sonra kahvaltı saatine kadar bir miktar daha yatıp dinlenebilir.

241

228 Güne dua ile ba şlamalı

Değerli okuyucularım, sabahleyin yatağından kalkar kalkmaz hemen bir Euzü Besmele çekip güne dua ile başlamalıdır. Resu-lullah (s.a.v.) Efendimiz güne başlarken aşağıdaki duayı okurdu:

"Sabaha girdik. Bütün mülk Allah'ındır. Hamdü sena da O'na mahsustur. Allah'tan ba şka ilah yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, orta ğı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O'nun gücü her şeye yeter. "

"Allahım! Bu günün ve bundan sonrakilerin hayrını s enden dilerim. Bu günün ve bundan sonrakilerin şerrinden sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten, insanı peri şan eden yaşlılıktan sana sı ğınırım. Cehennem azabından ve kabir azabından sana sı ğınırım." [Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

Bu güçsüz kardeşiniz, genellikle aşağıdaki duayı okurum. Euzü besmeleden sonra:

"Lâilahe illallahü vahdehü lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr"

"Gökleri ve yeri, görünen ve görünmeyen âlemleri ya ratan Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve sahibi! Senden ba şka ilah bulunmadı ğına tanıklık ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve onun Allah'a şirk ko şmaya davet etmesinden sana sığınırım."

Ya Rabbi! Bu günümüzü dinimiz ve dünyamız için bizl ere hayırlı, u ğurlu, verimli ve bereketli kıl. Sa ğlık, afiyet ve huzur içinde geçmesini sa ğla. İşlerimizi kolayla ştır. i şlerimizin sonunu hayr eyle.

Bizleri kazalardan, belalardan, hastalık ve musibet lerden, şerir, şaki ve zalim kullarının şerlerinden, yangın, sel, dep-rem, fırtına felaketlerinden ve el ermez güç yetmez tüm afet-lerden muhafaza buyur.

Bismillah, tevekkeltü alallah, la havle ve la kuvve te illa billah .

242

229 Kahvaltı ve yemeklerde bir arada olmalı

Değerli okuyucularım, yazık ki gününüz insanı hayatını çok yoğun bir iş temposu içinde geçirmekte, çoğu kere, hafta sonları dışında, aile bireylerinin bir araya gelerek birbirleriyle iletişim kurmalarına zaman kalmamaktadır. O sebeple, aile büyükleri, işleri organize ederek, hiç değilse sabah kahvaltıları ve akşam yemeklerinde aile bireylerinin bir arada bulunmasını sağlamaya çalışmalıdır.

Ellerini yıkayan ailenin en büyüğü kahvaltı masasına biraz yüksek sesle Euzü Besmele çekerek oturmalıdır ki küçükler de onu örnek alsınlar. Hadis-i şeriflerde:

"Yemeğe Besmele ile başlayıp, sonunda Elhamdülillah diyenin, daha sofra kalkmadan günahları af olur." [Taberânî]

"Yemeğe başlarken, Allahü teâlânın adını anın, yani Besmele çekin! Başında Besmele çekmeyi unutan, hatırladığı zaman, Bismillahi alâ evvelihi ve ahirihi desin!" [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Hâkim]

" İblis, dünyaya inince yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin, denildi." [Taberânî, İbni Ebiddünya, İbni Cerir]

"Besmele ile yenen yemek bereketli olur." [İbni Mâce]

"Su içerken Besmele çek, bitince de, Elhamdülillah de ve üç nefeste iç!" [İbni Sünnî]

Sofraya gelen her nimetin Allahü Tealâ'nın bir lütfu ve ihsanı olduğu unutulmamalıdır.

"Allahü Tealâ'nın rızıklandırmadığı bir canlı yoktur." [Hûd, 6]

"Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır." [İsrâ, 30]

Sofradan "Elhamdülillah" diyerek kalkmalıdır.

243

230 Kahvaltıda dini bilgilendirme

Değerli okuyucularım, ailenin reisi sabahleyin kahvaltısını biraz erken tamamlamalı, aile bireyleri sofrada toplu halde bulunurken onlara, her gün dini ve tıbbi içerikli kitaplardan bir iki sayfa okuya-rak onları bilgilendirmelidir. Bu bir fıkıh kitabı, bir hadis kitabı, bir Kur'an çevirisi, bir beslenme bilgisi kitabı olabilir. Her gün farklı kaynaklardan okunursa bu bilgilendirme seansları daha eğlenceli bir hale gelir.

İlim öğrenmek herkes üzerine farzdır.

" İlim, İslâm’ın hayatı, imanın direğidir." [Ebuşşeyh]

" İlim elde etmek her müslümana farzdır" [İbn Mâce]

"Bir genç, ilim ve ibadet içerisinde yetişir, olgunlaşırsa, Allahü tealâ, Kıyamet günü ona yetmiş iki sıddık sevabı kadar sevap verir." [Taberânî]

" İlim öğrenene denizdeki balıklara kadar her şey istiğfar eder." [İ. Abdilber]

" İlim öğrenmek, namaz, oruç, hac ve Allah yolundaki cihad-dan daha kıymetlidir." [Deylemî]

"Öğrenilen ilim, günahlara kefaret olur." [Tirmizî]

" İlim öğrenmeye çalışanın rızkına, Allah kefildir." [Hatib]

" İlmi öğretenle öğrenenler hariç, herkes Allah’ın rahmetinden uzaktır." [Tirmizî]

Kahvaltıdan sonra dişlerini fırçalayıp hazırlanmalı, giyinirken, soyunurken ve her önemli işine başlarken besmele çekmeyi unutmamalıdır.

"Besmele ile başlanmayan her önemli iş noksan kalır." [Beyhe-kî]

244

231 Yola çıkarken

Değerli okuyucularım, kişi sabahleyin işine giderken ayakkabısını besmele ile giymeli ve ev halkına selam vererek ayrılmalıdır.

"Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin." [Beyhekî]

Yola besmele ile çıkmalı ve sonra şu duayı üç kere okumalıdır.

"Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim."

Aşağıdaki hadis-i şerifte duanın anlamı verilmiştir.

"Kim her sabah ve her akşam üç defa (İsmi sayesinde yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın adıyla. O herşeyi işitir ve bilir) derse, ona hiçbir şey zarar veremez." [Ebû Dâvûd, Tirmizî]

Bundan sonra da Kur'an-ı kerimin en sonundaki "Kul" ile başla-yan üç kısa sureyi üçer kere okumalıdır. Hadis-i şerifte:

"Ak şam ve sabah vakitlerinde İhlas ile Muavvizeteyn surelerini üçer defa oku. Her türlü kötülükten korunman için bunlar sana yeter." [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesaî] buyruldu.

Daha sonra da Ayetel kürsi'yi okumalı:

"Fatiha ve Ayet-el kürsi okuyana, o gün cin ve şeytan zarar veremez, nazar değmez." [Deylemî]

"Kim sabah çıkınca Ayetül Kürsi ile Ha-mim tenzilül kitabi minellahil azizil alim suresinin evvelindeki iki ayeti okursa o gün akşama kadar (bela ve kazalardan) mahfuz kalır. Kim de akşama dahil olunca onları okursa o gece sabahlayıncaya kadar mahfuz olur." [Tirmizi]

Ve sonra:

"Bilmillah, tevekkeltü alallah, la havle vela kuvve te illa billah .

diyerek tam bir teslimiyetle Rabbine güvenip yola koyulmalıdır.

245

232 Hayra niyet edilirse, i ş ibadet olur

Değerli okuyucularım, kişi işine euzü besmele çekerek başlamalı ve aile bireylerinin geçimini sağlamak için helâl para kazanmaya, Allah rızası için halka ve hakka hizmet etmeye, kendi meslek alanında din kardeşlerine en iyi hizmeti verip onlara yardımcı ol-maya niyet etmelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Çalı şıp kazanmak her Müslümana farzdır." [Taberânî]

"Allahü teâlâ, çalışmayan gençleri sevmez." [Münavî]

"Çalı şmayıp, kendini sadaka isteyecek hale düşüren, 70 şeye muhtaç olur." [Tirmizî]

"Cihad, sadece kılıç sallamak değildir. Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir." [İ. Asakir]

"Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen kul da, dinini kayırmayan kötü kimselerin yanında çalışır." [Deyle-mî]

" İnsanlar, Allah’ın ıyalidir, Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, onun ıyaline iyilik edendir." [Bezzar]

" İnsanların hepsi Allah’ın ıyâli (ev halkı, ailesi) gibidir. Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, O'nun ıyâline en faydalı olandır. Allahü teâlânın en buğzettiği kimse de O'nun ıyâline iyilik etmeyendir." [Bezzar]

"Akıllı kimse, günü dörde ayırır; birincisinde, yaptıklarını ve yapacaklarını hesap eder. İkincisinde, Allahü teâlâya münacat eder, yalvarır. Üçüncüsünde, bir işte çalışıp, helâl para kazanır. Dördüncüsünde, istirahat eder ve mubahlarla kendini eğlen-dirir, haramlardan kaçar." [İ. Gazali]

246

233 Kişi öncelikle hep ahıretini dü şünmeli

Değerli okuyucularım, kişinin bütün düşüncesi ahıreti olursa, onun ahırette her işi kolaylaştığı gibi, Allahü Tealâ, onun dünya işlerini de yoluna koyar. Her işi kolaylaşır. Ama kişinin bütün düşüncesi dünyasını ihya etmek olursa, onun ahıret hayatı sıkıntılı bir hale geldiği gibi dünya hayatı da birçok zorluklarla dolu karmakarışık bir hale gelir. Telaşı hiç bitmediği gibi huzur-suzluklardan da kurtulamaz. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Kimin dü şüncesi ahiret olursa, Allah ona gönül zenginliği verir, işlerini kolaylaştırır. İstemediği halde dünya nimetleri verilir. Kim ahireti unutup sadece dünyayı düşünürse, Allah da fakirli ği onun gözleri önüne diker, işlerini darmadağın eder. Dünyada ise, ancak kendisine takdir edilen kadar verilir." [Tirmizî]

"Ahireti isteyip onun için çalışan, geçim sıkıntısı çekmez, zengin olarak sabahlar, zengin olarak akşamlar. Dünyayı talep edip onun için koşan geçim darlığı çeker, fakir olarak sabah-lar, fakir olarak akşamlar." [İbni Neccar]

"Dünya peşinde koşan, açgözlü olur, hep yokluk içinde kıv-ranır, işleri zorlaşır, nasibinden de fazla bir şeye kavuşamaz. Ahiret için çalışanın da, işleri kolaylaşır, gönlü zenginleşir, yüz çevirdiği dünyalık da kendisine teveccüh eder." [Tirmizî]

"Allahü teâlâ, ahiret için çalışana dünyayı verir, fakat dünya için çalışana, ahireti vermez." [Deylemî]

"Emeli hep dünya olanın, Hak indinde değeri yoktur. Bunun meşgalesi tükenmez, fakirlikten kurtulamaz, zenginliğe kavuşa-maz, sonu gelmeyen boş kuruntularla oyalanır." [Taberânî]

247

234 İşe başlarken

Kişi işine euzü besmele çekerek helâl kazanıp Allahü Tealâ'nın iyaline hizmet etmeye niyetlendikten sonra işinin başına geçme-den aşağıdaki duaları okumalıdır.

“Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi’l-hayr”

(Rabbim! kolaylaştır zorlaştırma, Rabbim! hayırla sonuçlandır)

"Allah’ım, her zorlu ğu bana kolayla ştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver!" [Taberânî]

Gerçekten birçok kişinin tecrübesi ile sabit olmuştur ki bu duaları samimiyetle okuyan kişinin işleri kolaylaşır. Her hususta Allahü Tealâ çeşitli yerlerden sebepler yaratarak ona yardımcı olur.

İşinde dürüst olmalı

Değerli okuyucuları, kişi ister memur olsun, ister çiftçi, tüccar, esnaf, işçi veya işveren olsun, ister serbest meslek erbabı olsun iş hayatında insanlara katiyen yalan söylememeli, bir şey için söz verdiğinde sözünde durmalı, hiç kimsenin hakkını üzerine geçir-memeli, kimseye zulmetmemelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Münafı ğın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder." [Buhari]

" İnsanlarla muamelesi olan kimse, onlara zulmetmesin. Onla-ra bir şey anlatan kimse, onlara yalan söylemesin. Onlara vaadde bulunan kimse, vaadinden dönmesin. Böyle olan kimse, mürüvveti kemale eren, adaleti apaçık ortaya çıkan, (müslü-man) kardeşleri tarafından sevilen kimselerden olur."

"Alı şveriş yaparken, vallahi böyledir, billahi öyle değildir diye yemin eden kimseye ve bugün git, yarın gel diyerek sözünde durmayan sanatkâra yazıklar olsun!" [Deylemî]

248

235 İşinde dürüst olana övgü

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz işinde dürüst olan, yalan söyleme-yen iş ve sanat erbabını övmüştür.

"En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır." [Nesaî]

"En iyi kazanç, el emeğiyle kazanılandır. Ticaret de makbul-dür." [Hâkim]

"Rızık on kısımdır, dokuzu ticarette, biri de hayvancılıktadır." [İbni Sa’d]

" Şu üç kimse, başka himayenin bulunmadığı Kıyamet günü, Allah’ın himayesindedir: Emin tüccar, Âdil idareci, Namaz kılmak için vaktin girmesini hararetle bekleyen kimse." [Hâkim, Deylemî]

"Bir satıcı, yalan söylemez, emanete riayet eder, verdiği sözden dönmez, borcunu geciktirmez, alacaklısını sıkıştırmaz, satarken malını fazla övmez ve alırken de kötülemez ise, kazancı ona mübarek olur." [Deylemî]

"En uygun kazanç şu tüccarındır ki, ticarette yalan söylemez, sözünden dönmez, satarken malını övmez, alırken de (ucuza almak için) kötülemez." [Deylemî]

"Doğru tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehidlerle beraber-dir." [Tirmizî]

"Doğru tüccar, Kıyamet günü Arş’ın gölgesinde olacaktır." [Deylemî]

"Bir esnaf, verdiği sözde durur, alacaklısını sıkıştırmaz, malını fazla övmez ve yalan söylemez ise, kazancı ona mübarek olur." [Deylemî]

249

236 Dinini kayıran insanlarla olmak

Değerli okuyucularım, kişi kendisine iş ararken mümkün olduğu kadar ahıretini dünyasına tercih edip dinini kayıran insanların arasında bir iş tutmaya çalışmalıdır. Hele belli bir yöneticiye bağlı olarak aylıklı veya ücretli çalışmak durumunda olan biri ise bu daha da zorunludur. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen kul da, dinini kayırmayan kötü kimselerin yanında çalışır." [Deyle-mî] buyurdu.

Emri altında çalıştığı insanlar ahıretini dünyasına tercih eden kişiler ise onun namaz, oruç gibi ibadetlerini yerine getirmesinde kolaylık gösterirler. Ama bu kişiler dünya düşkünü insanlar ise, onlar işten ve kazançtan başka bir şey düşünmeyeceklerinden, onun ibadetlerini yerine getirmesinde sürekli zorluk çıkaracaklar-dır. Üstelik bu tür insanlar aylık ve ücretlerini öderken de hakkı gözetmezler.

Çalışan kişi işini dürüst yapmalı, kimsenin kul hakkını üzerine geçirmemelidir. Bu arada ibadet ve taatlerine de zaman ayırıp mümkün olduğu kadar namazlarını en yakın camide kılmaya çalışmalıdır.

Namazlarını ister camide kılsın ister yalnız kılsın namazın son oturuşunda Allahümme sali... Allahümme barik.. ile başlayan salavat dualarından sonra aşağıdaki dua ayetlerini de okumalıdır.

"Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhirati h aseneten ve kınâ azâbennâr."

"Rabbenâ ğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-Mü'minine yevme yekûmü'l hisâb." "Birahmetike yâ Erhamerrahimîn"

Böylece hem ahiret azaplarından Rabbine sığınmış, hem de ana-babasının haklarını ödemiş olur.

250

237 Akşam evine dönünce

Değerli okuyucularım, günlük işini bitirip akşamleyin evine dönen kişi, evinin kapısını euzü besmele ile açmalı ve içerdekilere selam vermelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan; Bu eve girmeme imkan yok der, dönüp gider." [Tibyan]

"Evine girerken İhlâs okuyan yoksulluk görmez." [T. Kurtubi]

"Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen, evine girerken selam versin." [Taberânî]

"Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır." [Ebû Davûd]

"Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin." [Beyhekî]

"Ailenin yanına girdiğinde selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun." [R. Salihin]

Eğer evde kimse yoksa yine de:

"Esselamü aleynâ ve alâ ibadillahissalihin"

diyerek kendisi ve Allah'ın salih kulları üzerine selam vermelidir.

Ev halkına selamı güler yüzle vermelidir. Hanımı ve çocukları da işten yorgun argın dönen babalarını güler yüzle karşılamalı, sela-mını güler yüzle almalıdırlar. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

"Güler yüzle selam vermek, sadakadır." [Beyhekî]

"Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur." [İ.Ebiddünya]

"Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır." [R.Nasıhin]

251

238 Mubah şeylerle e ğlenmek hakkımız

Değerli okuyucularım, kişinin evinde dinlenmesi ve mubah şey-lerle eğlenmesi elbette tabii hakkıdır. Hadis-i şerifte:

"Akıllı kimse, günü dörde ayırır; birincisinde, yaptıklarını ve yapacaklarını hesap eder. İkincisinde, Allahü teâlâya münacat eder, yalvarır. Üçüncüsünde, bir işte çalışıp, helâl para kazanır. Dördüncüsünde, istirahat eder ve mubahlarla kendini eğlendi-rir, haramlardan kaçar." [İ. Gazali]

buyruldu.

Kişi evinde veya iş yerinde günlük hayatını yaşarken, önceki yazılarda ayrıntılı şekilde anlattığımız dinimizin yasak ettiği haram işlerden uzak olmaya çalışmalıdır. Hele bahis oyunları, çeşitli kuruluşların düzenlediği piyangolar, kazı kazan, toto, lotto, paralı kağıt oyunları gibi kumar özelliği taşıyan şeylerden uzak durmaya çalışmalıdır. Milli Piyango gibi şans oyunlarından para çıksa bile içinde milyonlarca insanın hakkı bulunan bu tür haram gelirlerin hiçbir bereketi olmaz. Üstelik ahırette de büyük cezalara maruz kalır. Eğlenmek için çıplak şarkıcı, dansçı ve oyuncuıların yer aldığı gösterilere gitmemelidir.

Akşam ve yatsı namazlarına hazırlanarak bu namazları muhakak camide kılmaya çalışmalıdır. Her namaz vaktinde camiye girince iki rekat Tehiyyetül Mescid namazı kılmak, peygamberimizin sünnetlerindendir.

"Mescide girince, oturmadan önce iki rekât namaz kılın!" [Buharî]

"Kıyamet yaklaştığında, tehiyyet-ül-mescid namazı kılınmaz olur." [Taberânî]

Yapabiliyorsa akşam namazından sonra da 6 rekat Evvabin namazı kılmalıdır.

"Ak şam namazından sonra, konuşmadan 6 rekât namaz kılan, 12 yıl nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur." [İbni Mâce]

252

239 Yatsı namazı

Değerli okuyucularım, diğer namazları kılamasa da, müslüman, sabah namazı ile yatsı namazını muhakkak camide kılmaya çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde:

"Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir." [Buharî]

"Müminler yatsı namazı ile sabah namazındaki sevabı bilseler-di emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirdi." [Buharî, Müslim]

"Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır." [Müslim] buyruldu.

Her namazda olduğu gibi yatsı namazının arkasından da, önceki yazılarda verilmiş bulunan dualara ilaveten şu duaları da oku-makta büyük yarar vardır.

Ya Rabbi! Namazlarımı, kıyamlarımı, kıraatlerimi, r ükularımı, secdelerimi, te şehhüd ve tesbillerimi kabul et. Namazlarımın kusurlarını tamamla ve onları yüzüme çarpma ve sali h kulla-rından kabul eyledi ğin gibi benden de bütün namazlarımı kabul eyle!

"Ya Rabbi! Senden kendim, ailem, yakınlarım ve bütü n din karde şlerim için sa ğlık, afiyet, ma ğfiret, hidayet, emanet, selamet, güzel ahlâk ve kadere rıza dilerim"

Ya Rabbi! Resulullah Efendimizin diledi ği her iyili ği senden diler, onun sı ğındığı her kötülükten sana sı ğınırım.

"Ya Rabbi! Efendimiz Muhammed (s.a.v)’e ve onun ehl i beytine salat et. O salat hürmetine bizi her türlü hal ve afetlerden koru, ihtiyaçlarımızı gider, kalblerimiz i her türlü kötü dü şüncelerden temizle, indi ilahindeki derecelerimizi yükselt, bizleri dünya ve ahıretin tüm hayırlarına ulaştır"

253

240 Yatsı namazından sonra

Değerli okuyucularım, yatsı namazını muhakkak camide kılmaya çalışmalıdır. Ama çeşitli sebeplerle bu mümkün olmaz ve evde kılmak durumunda kalırsak, namazı, yenilen akşam yemeğinin ağırlığı geçene kadar biraz geciktirmelidir.

"Resulullah (s.a.v.) Efendimiz ateme (gecenin ilk üçte biri geçtiği vakit) diye söyledikleri vakte kadar yatsı namazını gecik-tirirdi." [Buhari, Müslim, Nesâi]

Namazı kılıp dualarımızı yaptıktan sonra da, Amenerrasulü ola-rak bilinen bakara suresinin son iki ayetini ezberleyerek her yatsı namazından sonra onu okumalıdır. Bu ayetleri çoluk çocuğuna da öğretmelidir. Hadis-i şeriflerde:

"Bir rahmet, Kur’an ve dua olan Bakara suresinin son iki aye-tini öğrenin, çoluk çocuğunuza da öğretin." [Hâkim]

"Bana Ar ş’ın altındaki hazineden, benden önce hiçbir peygam-bere verilmeyen Bekara suresinin son ayetleri verildi." [İ. Ah-med]

"Gece Âmenerresülü’yü okuyana, bu âyetler her şey için yeter-lidir. Bu iki âyeti yatsıdan sonra okuyana, geceyi ibâdetle geçir-miş sevabı verilir." [Şir’a]

"Gece Bakara suresinin son iki ayetini okuyana, bu iki ayet, her şey için kâfidir." [Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî]

buyruldu.

Namazdan sonra da sohbete dalıp geç vakitlere kadar uykusuz kalmamalıdır.

"Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz yatsıdan önce uyumayı, ondan sonra konuşmayı (oturup sohbet etmeyi) hoş karşılamaz, mekruh sayardı." [Buhari, Müslim, Nesâi]

254

241 Abdestli olarak yata ğa girmeli

Çok değerli okuyucularım, çoluk çocuğumuza öğretip daha çocuk yaştan itibaren yatağa abdestli olarak girmeyi bir alışkanlık haline getirmelidir. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz hadis-i şeriflerinde bu-yurdular ki:

"Kim yatağına temiz (abdestli) olarak girer ve uyku bastırın-caya kadar Allah'ı zikrederse gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da Allah'tan dünya veya ahiret hayırlarından bir şey istediğinde Allah Teâla, istediğini mutlaka ona verir." [Tirmizî]

"Abdestli yatan, gece vefat ederse şehid olur." [İbni Sünnî]

"Abdestli yatan, gece ibadet eden, gündüz oruç tutan gibidir." [Deylemî]

"Abdestli olarak yatan, uykudayken, gündüz saim (oruçlu), gece kaim (gece uyanıp ibadet eden) gibi sevaba kavuşur." [Deylemî]

"Abdestli yatıp, Allahü teâlâ'yı anarak uyuyan, uyanana kadar namazda sayılır. Bir melek onun için ibadet eder. Uyandığı zaman yine Allahü teâlâ'yı anarsa, o melek, bu kulun affı için Allah’a dua eder." [İbni Hibban]

"Yatağa abdestli girene, o gece bir melek sabaha kadar, Ya Rabbi bu kulunu affet! diye dua eder." [Hâkim]

"Abdestli ölen şehittir." [Deylemî]

"Abdestli yatıp da ölen şehiddir." [Deylemî]

Görüldüğü gibi gece abdestli olarak yatmak günahların affına, duaların kabulüne ve o gece ölünmesi halinde şehit olarak ahırete irtihale sebep olan çok önemli bir olgudur. Ne yazık ki o saatler tam insanın en yorgun olduğu saatlere rastladığından bu güzel davranışı yerine getirmekte biraz zorlanıyoruz.

255

242 Yatmadan önce ve yatarken

Değerli okuyucularım, çeşitli hadis-i şeriflerde verilen bilgilerin ışı-ğında yatarken yapılacak şeyleri şöyle özetleyebiliriz:

Yatağımıza abdestli olarak girmeliyiz.

Yatağımıza yatmadan önce İhlâs, Felak ve Nâs surelerini oku-yup avucumuza üfleyip baştan aşağı vücudumuzu sıvazlamalı-yız.

Yatağımıza uzandığımız zaman sağ elimizi başımızın altına koymalı, dizlerimizi hafif kıvırarak sağ tarafımız üzerine yatmalı-yız.

Önce Ayet-el Kürsi 'yi okumalıyız. Sonra:

(Gökleri ve yeri, görünen ve görünmeyen âlemleri ya ratan Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve sahibi! Senden ba şka ilah bulunmadı ğına tanıklık ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve onun Allah'a şirk ko şmaya davet etmesinden sana sığınırım)

(Allah'ım! Nefsimi Sana teslim ettim, yüzümü Sana d öndür-düm, i şimi Sana havale ettim, sırtımı Sana dayadım. Çünkü ümidim de Sendedir, korkum da Sendendir. Sı ğınacak ve kurtulu ş yeri Sensin. İndirdi ğin Kitab'ına ve gönderdi ğin Peygamber'ine iman ettim.)

şeklindeki bu duaları okumalıyız.

İkinci dua ile ilgili olarak Resulullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Yatağına geldiğinde namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ yanma yat ve yukarıdaki duayı oku. Bunları son sözlerin olarak söyle. Şayet o gece ölürsen, doğduğun gibi tertemiz ölürsün." [Buharı; Müslim]

256

243 Uykudan önce isti ğfar

Değerli okuyucularım, bir önceki yazımda verdiğim duaları oku-duktan sonra:

Euzü besmele çekerek Fatiha 'yı ve üç kez İhlas suresini okuya-rak Kur'anı kerimi hoşnut etmeliyiz.

Sonra:

(Sübhânellahi vel hamdü lillahi ve lâilahe illallah ü vellahü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm) diyerek Rabbimizi hoşnut etmeliyiz.

Sonra:

(Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ cemî’il Enbi yâi velmürselîn) diyerek bütün peygamberleri hoşnut etmeliyiz.

Sonra:

(Allahümma ğfirlî ve li vâlideyye ve lil mü’minîne vel mü’mi-nât vel müslimîne vel müslimâti el ahyâi minhüm vel emvât)

diyerek hem kendimiz, hem ana-babamız ve hem de canlı ve ölmüş bütün mümin ve müslümanlar için istiğfar dileyerek onları hoşnut etmeliyiz.

Daha sonra:

Estagfirullah.. Estagfirullah.. Estagfirullah..

diyerek 7 kere istiğfar okumalı ve yedincisini:

"Estagfirullah el azim ellezi lâ ilahe illâ hüvel h ayyel kayyum ve etubü ileyh"

diyerek tamamlamalı ve böylece günahlarımızdan arınmalıdır.

257

244 Ve imanımızı tazelemeliyiz

Ve son olarak da aşağıdaki biçimi ile Amentüyü okumak suretiyle imanımızı tazelemelidir.

"Amentü billahi ve bima cae min indillah, ala murad illahi mucmelen ve mufassalan;

Amentü bi rusulillahi ve bima cae min indi rusulill ah, ala muradi rusulillahi mucmelen ve mufassalan.

Amentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusuli hi ve'l-yevmil ahiri ve bi'l-kaderi, hayrihi ve şerrihi min Allahi Tealâ, vel ba'sü ba'de'l-mevt. Hakkun e şhedü en lâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve resûluhü."

Sonra

"Hakkun e şhedü en lâilâhe illallah ve e şhedü enne Muham-meden abduhü ve resûluhü."

şeklinde şahadet cümlesini üç kere tekrarlayıp

(Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne ven-nikaha tecdîden bikavli La ilahe illallah Muhammedün Resulullah )

diyerek Tecdid-i iman ve nikah duasını okumalı

"Lailahe illallah Muhammedur rasulullah"

kısmını üç kere tekrarlayarak

Lailahe illallah.. Lailahe illallah.. zikriyle uykuya dalmalıdır.

258

245 Sabah akşam okunacak dualar

Bu dualar, sabahleyin öğleye bir saat kalana kadar, akşamleyin de ikindi namazı vaktinden gece yarısına kadar okunabilir.

"Ak şam ve sabah vakitlerinde İhlas ile Muavvizeteyn surelerini üçer defa oku. Her türlü kötülükten korunman için bunlar sana yeter." [Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesaî]

"Sabah akşam on salavat getiren, kıyamette şefaatime kavu-şur." [Taberânî]

"Kim sabah akşam yüz defa

(sübhanallahi ve bihamdihi)

derse, onun söylediklerinin bir mislini veya daha fazlasını söyleyen kimse dışında hiçbir şahıs, kıyamet gününde onun söylediğinden daha faziletli bir zikirle gelemez." [Müslim, Ebû Davûd, Tirmizî]

"Yatağına geldiğinde namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ yanma yat ve şöyle de:

(Allah'ım! Nefsimi Sana teslim ettim, yüzümü Sana döndürdüm, i şimi Sana havale ettim, sırtımı Sana dayadım. Çünkü ümidim de Sendedir, korkum da Sendendir. Sığınacak ve kurtulu ş yeri Sensin. İndirdi ğin Kitab'ına ve gönderdi ğin Peygamber'ine iman ettim.)

Bunları son sözlerin olarak söyle. Şayet o gece ölürsen, doğduğun gibi tertemiz ölürsün." [Buharı; Müslim]

259

"Sabah akşam 7 kere,

(Hasbiyallahü lâ ilahe illahü, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabb-ül arşil azîm)

okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur." [İbni Sünnî]

"Sabah ve akşam,

(Allahümme ente rabbi lailahe illa ente halakteni v e ene abdüke ve ene ala ahdike ve vadike mestetatü euzü b ike min şerri ma sanatü ebuü leke binimetike aleyye ve ebuü bi zenbi fağfirli zünubi feinnehü la ya ğfirüzzünübe illa ente. Lailahe illa ente sübhaneke inni küntü minez-zâlimin)

diyen o günü veya gecesi ölürse Cennete girer." [Tirmizî]

Günlük Zikirler

Zamanı olanların aşağıdaki günlük zikirleri okuması çok iyi olur. Zikirden önce Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efen-dimizin ve bütün peygamberler ve resulü kiram hazretlerinin ruhlarına, Hulefai Raşidinin ruhlarına, ehli beytin, ali beytin, evla-dı rasulullahın ve eshabı rasulullahın ruhlarına, tabiin, tebaa tabi-in ve müçtehit imamlarımızın ruhlarına ve turuki aliyeden ahırete irtihal etmiş bütün meşayıhı izam efendilerimizin, tüm evliyaullah ve derviş kardeşlerimizin ruhlarına, ehli iman, ehli İslamın ve akrabai taallukatımızın ruhlarına 3 ihlas 1 fatiha okunur.

Euzübillâhimine şşeytânirracîm, Bismillahirrahmanirrahim [1 adet]

Elhamdülillah [100 adet]

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muuhammed [100 adet]

Estağfirullah [100 adet]

Subhanallahi ve bi hamdihi [100 adet]

Lailahe illallah [300 adet]

Allah [300 adet]

260

KİTABIN YAZARI HAKKINDA

Bu kitabın yazarı Dr. İsmail Ulukuş, 1944 yılı Denizli doğumlu olup evli ve 4 çocuk babasıdır. İlk ve orta öğrenimini Denizli'de tamamla-mış, 1969 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun olmuş-tur. 1984 yılında aynı fakültenin Bitki Koruma Bölümünde doktorasını tamamlayarak Ziraat Bilimleri Doktoru oldu. Bitki hastalıkları üzerine çeşitli araştırmaları ve yayınları vardır. Halen emekli olup aşağıdaki web sitesinin yönetimi ile meşguldür.

"Yararlı Bilgiler Kapınız: http://www.esinti.biz"

Yazar, son zamanlarda, ülkemizde ve dünyada ortaya çıkan bir çok sıkıntıların mânâ ve ahlâk değerlerimizdeki çöküntüden kaynaklandı-ğının farkına vararak insanlarımızın mânâ ve ahlâk gelişimine katkıda bulunacak kitap ve yazılar kaleme almaya başlamıştır. Elinizdeki belge de bunlardan birisidir.

Bu kitap sizin mânevi hayatınıza bazı katkılarda bulunur ve size farklı bir bakış açısı kazandırır ise, lütfen bu güçsüz kardeşinize de dua etmeyi unutmayınız.