Download - Güzel Olana 1
13 6 2014 GÜZEL OLANA-I - WÊJE KURMANC
http://www.wejekurmanc.com/tr/edebi-yazilar/391-guzel-olana-i?tmpl=component&print=1&layout=default&page= 1/3
GÜZEL OLANA-I
DetaylarKategori: Edebi Yazılar
Yayın tarihi: Cumartesi, 08 Şubat 2014 09:59
Gösterim: 160
Nûpelda Engin
Herşeyin, herkesin bir hikayesi vardır. Her
hikayenin bir gerçekliği, bir mazisi, bir başka
deyişle de bir arka bahçesi vardır. Bir varmış
bir yokmuş diye başlayan öncüllerle, bir çok
genel-geçer bağ içinde bile çizilen bizim
gerçekliğimiz değil miydi? Tarihin kaybetme ve
kazanma ritüelleri en çok bizim için oynanır hale getirilmemiş miydi?
Kadının, her bir kadının da bir hikayesi vardır. Ama bazı kadınların hikayesi hepimizin
hikayesi olur. Ya da bazı kadınların hikayesi hepimizden bir parça taşır. Ona bakan
herkes bir parça kendini görür, yüreğinin derinliklerinden bir parçayı avucuna alır.
Avucunun içinde titreyense kendi yüreğidir. Hepimiz için olan hepimizden bir parça olan
bu kadınlar bizlere bir kez daha kendimiz olmayı, kendimizi farketmeyi hissettirirler.
Bir çok maval bile kadının ahdı, yılgınlığı, bitmişliği üzerine kurulmadı mı ki…
Bir çok kahramanlık öykünmeleri altın da bile öncelikle ezilen, el konulan, fethedilen
bizler olduğumuzu öğreneli henüz çok olmadı. Bir kadın olmanın farkındalığını böyle böyle
soluduk.
Daha çok olmadı, çalınıp-çırpınan bu kadar değerin bizim olduğumuzu öğreneli ve
kendimizle karşı karşıya geleli. Hiç olduğumuzu sanırken, sürülen verimli topraklar gibi
kendimizi bırakırken sahiplerimize, aslında herşeyin kavgasının içinde biz varmışız. Bunu
öğreneli henüz çok olmadı. Bizi kemiren asıl figan bilmemekti kendimizi. Asıl cehennem
herşeyi bu kadar ilgilendiren, her sömürünün metası olan bizlerin kendisini silkeleyip
ayağa kalkamamasıydı.
Varmış da yokmuş da; bir varmış bir yokmuş. Tıpkı bizim gibi bir varmışız, bir
yokmuşuz.
Nasıl olsa yokluk varlık olduğu için varolabilir. Varsan yokluğa karşı direnebilirsin aynı
zamanda. Varlık koşulumuz her zaman yok olmanın tehditi altında bekletilir. Var olan
birşey yok olamayacağına göre, en iyisi onu her zaman yokluğun en alt sınırında bekletmek
oluyor tabi. Bunun için farkettirmeden büyük medeniler her kavgalarında, kendi
13 6 2014 GÜZEL OLANA-I - WÊJE KURMANC
http://www.wejekurmanc.com/tr/edebi-yazilar/391-guzel-olana-i?tmpl=component&print=1&layout=default&page= 2/3
ürettikleri her hikayelerinde önce bizi vurdular. Bizleri. Kadınları. Bu değişmez kuralda
en çok vurulan bizler iken kendini en tanımaz hale gelen de bizler olduk.
Biz de meyil ettik ki kendi hikayemizin sahibi kendimiz olalım ama bunun öğreneli henüz
çok olmadı. Bunu öğretenlerin, bu öğrenimin bedeli olanların kanı halen koklasak toprak da
hissedilecek kadar yeni.
Bizim tarihimiz, kadınların tarihi yazılmamış doğru, ama bizim hikayemizde yok. Ama ne
ironi, içinde bizim olmadığımız hikaye de yok. Bizim istismarlığımızı, uryana dönüşmemizi
anlatmayan kaç masum hikaye varmış? Oysa biz dünyayı bizsiz dönen bir felek sanırdık.
Sessizdik, suskunduk; bakarken melul, yarınsızdık. Çünkü yoktuk sanırdık. Yokluk işte
kocaman bir boşluk, iri-yarı bir örselenme ile gelen hayhuyların altında küçülen bizdik.
Bize her şey rahat söylenir idi, en fazla sövgülerin imi bizdik. Ama yine bir ironi işte
sahibimiz olmayan birinin küfrüne uğrayınca da adına-uğruna kan dökülende bizlerdik.
Uzun saçımız ile anlayamadığımız onca depdebinin içinde en çok inleyen ama sesi-soluğu
duyulmayanda bizlerdik.
Kahkahası duyulmayan ama gülüşü üzerine binlerce methiyeler dizilende bizler değil
miydik? Çok olmuyor bunu öğreneli, tüm bunları birbirinden çıkartmayı öğreneli.
En namussuzluğa bile sabır biriktirme adına sessiz kalan bizler olduğumuz kadar, namus
öznesi de bizler değil miydik ki daha düne kadar. Bizler ne olduğumuzu neden bu kadar
çabuk unutmayı öğreniriz ki. Bu kadar kısa akıllı olduğumuzu öğreten herhalde bunu da
öğretmede hünersiz olamaz.
Ne demiştik bir varmış bir yokmuş diye başlayan bir çok masalın konusu meğerse
bizlermişiz. Oysa biz kendimizi yok, yok, yok sanıyorduk sadece.
Hava ile Ademin hikayesi bizim hikayemiz olduğunu nasıl da bilmezdik biz. Bir baktık
bütün kavgaların, ölçüsü yıkım üzerine kurulmuş anlı-şanlı kahramanlıkların bütün
cafcafları bizi ha bire, ha bire gömmek içinmiş. Hani biz hiç bir hikayede, hiç bir masalda
yoktuk. Oysa silikleştirilmenin, küçümsenmenin, bitirilmenin, görünmez forumlara
sokulmaların asal kahramanları olarak bizler oralardaymışız.
Üzerimize bu dünya bu yüzden bu kadar yıkıldı. Ama hiç ara vermeden yıkıldı,
soluklanmadan, aralıksız. Ve yerin dibine gömülme, tarihin derinliklerine fırlatılma
kavgaları, böylesi zihin fırtınaları bize karşı hiç bitmedi, dinmedi. Üst üste binen yıkım,
molozlarının altında kalan binlerce kadın, kadınlar.
Ve hiç bitmeyen bir hikaye de durup nefes bile almadan yürüyen bir başkaldırı tarihimiz
de var; hiç bitmeyen. Ama yazısız, kanatsız, kimsesiz sanılan. Bitmiyor, bitirilemiyor. Ve
hep yaralı, kanıyor. Bunu da öğreneli, böyle bir dünyanın olduğunu kavrayalı henüz çok
olmadı. Bu kadar açık, bu kadar yalın, bu kadar yalansız bizlere öğreten dört-duvar
arasında iken daha bir anladık ki öğreneceğimiz daha çok şey var.
13 6 2014 GÜZEL OLANA-I - WÊJE KURMANC
http://www.wejekurmanc.com/tr/edebi-yazilar/391-guzel-olana-i?tmpl=component&print=1&layout=default&page= 3/3
Bu kadar gerçekken bu kadar yılgın olmak neye? Bu kadar direngenken boynunu bükmek
niye? Bu kadar köklü iken köksüzlüğe meyil bağlamak neden?
Ve yorulmadan, bu kadar hınça hınç çirkinliklerin kurbanı olmak, hangi kadının kaderi?
Çirkinlik mi az gördük; ey tarih görmediğimiz hangi çirkinlik kaldı? Feleğin çemberinden
geçmeyen hangi hücremiz kaldı ki hatta bazıları onlarca defa geçti. Yediğimiz silleleri
saysak burdan neolitiğe bin yol olur, şamara döndük.
Ama şimdi güzel olanadır öykünmelerimiz, şimdi güzel olanadır yüreğimizin bağlılığı. Ama
şimdi güzeledir niyazımız, duamız. Sinemizi yakan, delip-geçen güzel olanadır yüreğimizin
ateşi şimdi.