:ı:· ,
r >· •'
' ' . '•
·~ .
. . \ rJ 1 .
. ONDOKUZ MAYIS ÜNiVERSiTESi
iLAHiYAT FAKÜL TESİ
DERGiSi·
SAYI4
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 70 (1, 2)
DiN GÖREVLiLERiNDE BULUNMASI GEREKEN NiTELiKLER
Araş. Gör. Mustafa KÖYLÜ · .. o.M.Ü. ilahiyat Fak.
Bugün toplumsal yaşamımızda, çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin , manevi eğitim alanında etkin rol alanlar, okullarimızda öğretmen, okul dışında ise, d.inin telkin ve irşadıyla görevli olan din görevlileridir.1 Yine, · insanları doğ·ruya, iyiliğe·, güzele yönlendirip, nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu öğreten, eşya ve olaylar hakkındaki sorulara ·hurafelerden uzak, doğru olan bilgileri veren, yerine gore ümit olup, toplumun birliğini, yardımlaşmasını, milli bağların güçlenmesi ni sağlayan, kalbi · günah ve hatalarla kararmış olanlara tövbe yollarını öğretenler de büyük ölçüde din gö-revlileridir. "
Ancak onların bu görevlerinde başarılı olabilmeleri ve kendilerinden beklenenleri verebilmeler.i için, dikkat etmeleri gereken birtakım hususlar vardır. işte bu yazımııda biz, daha çok örgün eğitim dışında görev yapan, ancak daha büyük Insan kitlesine hitap ederek, yaygın din egitiminde büyük bir fonksiyq_na sahip olan din görevlilerini ele alacağız. Yazımız; Kur'an-ı
. Kerim ve sünnetin ışığında, psikolojik ve sosyolojik yaklaşımlarla, din görevlilerinde bulunması gereken özelli.klerle, bulunmaması ya da kaçın,ma
ları g~reken özellikleri ihtiva etmektedir. Bu özellikleri şöyle sınıflandıra·biliriz.
A- 'Muhatabı Tanıma :
Insan ceset ve •ruhtan müteşekkil iki yönlü •bir varlıktır. Onun fıtratında çeşitli duygular,· muhtelif ·hisler ve birtakım ruhi ·özellikler vardır. cıPsikolojik unsurlar» denilen. bu motifterin insan düşünce ve fikr'iyatına, inanç
135.
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 71 (1, 1)
ve yaşayışma tesir -ettiği, kişinin hayatında önemli tesiriere yolaçtığı bir gerçektir.
Hitap ettiği insanı, arzuladığı istikamete çekmek ve maksadına göre yönlendirmek, dinin emir ve nehiyelerini -kabullendir~ebilmek için din görevllsinin hel' şeyden önce psikolojik etki ve psikolojik unsurları kesinli,kle bilmesi ve karşısındaki' muhatabı tanıması gerekmektedir. . .
Gustave Le Bon'a ·göre, dünyaya .hakim olanlar dinlerin ve imparatorlukların kuruculi:m, bütün inançların peygamberleri, insan topİuluklarının reisleri, kitlelerin ruhları hakkında insiyaki, fakat çoğu zaman gayet kat'i bir .bilgiye sahip psikologlardır. _:_Ama psikolog olduklarından habersizdirler- Bunlar .kitlelerin iriıhtarın ı gayet iyi tanıdı klarından hakim olmuşlardır.2 ·
Ad ler de ,insan tanımak bilgisinin sağladığı tecrübelerden _ve ş~rtlardan yoksun olarak insan yetiştirmeyi denemek .veya düşünmek kadar yanliş bir şeyin .olamıyacağını belirtmiştiır.3 Zira bu hizmette muh.atabı tanımak klasik teşbihiyle ertedaviden önce hastalığın teşhisiıı kadar önemlidir. As-: !ında bu muhatabın .kabiliyet durumlarına göre davranmak gerek Ku~'an-ı Kerim'in4, gerekse Hz. Peygamber'in taktp ettiği ımet.oddur. Peygamberimizin kendisine ,gorulan -aynı tür sorulara değişik cevaplar verdiği_, hatta aynı · sattı için ihtiyaç ve şartlar müvacehesinde O'ndan değişik cevaplar alınabi leceğini ·bize hadisler ve i·stam tarihi atanıpdaki eserler g_österımektedir.5 Bu husustan hareketle, eğitim ve terbiyecil er iyi huyiu .ve . !<~rak~ terli insanlarla, 1basit ve ·bay~ğı, alçak ıruhlu kimselere yapılacak muamele ve ·<?nların eğitiminde takip edilecek metodun ayn ı . olmadı.ğı görüşünü onemle savunmuşlardır.
O halde din görevlisinin, Rasulullah'ın arnrettiği üzere, insanlara layık olduğu şekilde davranarak ·onları layık oldukları yere ·koyması, onla.rın
kıymetini bilmesi, ileri görüşlü, akıllı ·kimselere öncelik tanıması, onlara. değer. vermesi gerekjr. Ancak ;bunu yapar.ken de, nifak, yağcılık, . haram oia~· muamele v_e y~lan yer-e medjhten de son dereçe uzak olmalıd.ır .
.. .. '
B- Muhatabı Dinleme :
lrşad etmek .konusunda, -konuşmak ·kadar dinlemek de önemlidir. 'Muhatapların bilgi Ve ·kÜJtürJerini inkar ederceSine, ·hiSSiZ Ve seViyeSİZ, delil~iz ve isbatsız konuşmalar dinlenmemeye, yazı lar okunmamaya; nezaketen diniense veya okunsa ·bile fayda yerine zaı:arlı olmaya mahkumdurlar.'·
136 . 1
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 71 (1, 2)
Kültürlü. zü.mre, yanlış veya batıt..da. pl.sa kendi .bilgilerin_e . kıymet.ve:-:1 riim~sini: kendile~iilin de dinlenmesini .i.st~der. Bu gruba.·herhangLbir.:haki:-• kı kabul ettirmenin yolu, önce onları dinieyebilmeye ve onlara. değer, vet:- · · meye bağlıdır. '
Eğer bizler, insanlara gerçekten muhtaç oldukları şeyleri. vermek i.sti-: · . yorsak. bu takdirde. bi~im onlara söyljye.bileceğimi.z değil, '(jnların . bize ·söy- . lf~yeceklerinin .. daha önemli olduğunu öncelikle biJımeliyiz.7 . . '
Çünkü insan, psikolojisi gereği .kendisinin beğenilmesinden, kendisi.; nin medhedilmesinden, kendi duygu, düşünce ve sözlerine değer verilme· sinden hoştanır ve buniı yapan insana sempati duyar. Bu bakımdan bir din gprevlisi cemaatını veya cemaatten herhangi birine yahut da dslani'a · ısındırmak ve kazandırmak istediği muhatabına, . _riyakarlık ve ·zillete, yağcılık · ve tefrite düşmernek şartıyla, ona değer vererek, ona iltifat ederek ve · ııg. . göstererek, 'Ondaki biırtakım mevcut hasfet ve iyilikler-i öğerek, .bu ·duyguya .
,~ ;) hitabetmeli. bu hissi harekete getirebilmelidir.8
C - Geniş Kültür :
Bugün muhataba tesir daha çok ilmi ehliyete sahip olmakla mümkündür. Bütün islami ilimleri ~na hatlarıyla bilmenin yanında, Avrupa medeni.yetinin doğuşu, · gelişmesi · ve· bugünkü hali hakkında umumi malilmatı oJ:. mayan biır din görevlisinin aydın bir kişiyi irşad etmesi, ona etkili olabil,.: · mesi imkansız olacaktır.9
Din görevl·isi islam'in yüceliğinden, islam ile kalkınmanın ve müref.:- · feh bir hayat yaşamanın ilgisini anlatırken, tarihte islam'a uydÜkları · iç! n .· aziz olan, islam'dan uzaklaştıkları için zelif olan toplumları : iyi tarııllJalı . ve~ : karşısındakilere bu yönüyle sunabilmelidir. Problemler içerisiıid~ · bocala·-· · yan bugünkü dünya insanına sunulacak islam. ·bi·r bütün olmalıdır.
Yine din görevlisi mevcı,ıt ·her türlü dini olgu ve olayları çağdaş . ilmi usüllerle ele alıp değerlendirebilen inceleme ve araŞtırma gücüne sahip.
~j özellikle din eğitimi, din psikolojisi, din sosyolojisi ile dinler, mezhepler ve . tarikatlar alanında otoriter kişiler ohnası gerekmektedir.
. . . . . , .. ~.;;·· : ' . · r r· ~ ~ .. :~::-~ :.
· . Bütün ·bunların yanında ,din görevlisi, zamanımı'zda· öir .. z.ari.ir~Lö~ali,ij!._" alan yabancı dil öğrenmeyi de ihmal etmemelidir. Hıristiyan '·d_in'·aqain.Ja:-:": · rının geniş bir kültür, bilgi, hem de en azından birkaç yabancı .. diJe · -vakıf · olduklarını düşünürsek, evrensel bir din olan islam'ın tebliğcileri ·· duru-
ı ' :i
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 72 (1, 1)
... ı,
'l t
1
f! ı
j ·.
ll\ ı f
f
..
ı ·· l ı
r· ı
ı t ! ,
mun~aki. din gör.ev!ilerinin. de daha geniş ve -kapşamlı görev yapabilmeler,i_ için : en· azından .bir yabancı dile-vakıf olmalarının gerekliliğ i keridiliğind~n · . ortaya çıkacaktır . .
Kısacası O, eskilerin aMine'l-bab, ile'l-mihrab», .l<apıdan mihraba kadar; 'diye tarif ettikleri imamlık anlayışı - ve din hizmeti duygusu _yerine, Hadis-i. ş·erifteki, aMine'l-mehd, -ile'Hahd» :beşikten mezara kadar i lim anlayışına, sahip olmalidır.:-1~-: .... . ·:
· · D- Cörnertlik-Diğergamlık :
Bir· .insan ı veya .toplumu değişU11mek, onlara açık bir yürekle derin bir sevgi .göstermek . ve yardım elini uzatmakla mümkü'ndür. Ancak kendi nefsinl. olgunluğa eriŞtirabilen ve bencil . duygularına .gem vurabiten insan· lar; . başkaları11ı değiştirme gücüne .sahip olabilirler ve toplumların · ihtiyaç· · !arına cevap verebilirler.U · .. · ·
Din görevlisi de dini hizmetleri yaparken ne maddi, ne de manevi hiçbir menfaat beklem.emelidi·r. «Hizmette menfaatin biri dolu, diğ~ri boş Iki bardağa benzediğini, biri ·boşaltıldığı nisbette, diğerinin dolduğunu ha- · tırından çıkarmamalıdır.12
Maverdi de, dini hizmetlerin ücrete tabi olmadığını, bedava ve m.eccani olması gerektiğini; bunlardan ·,hava, su ve güneş · gibi ·herkesin 'eŞit : olarak Istifade etmesi gerektiğini söyler.U Zira ·bütün peygamberler görev· : lerini herhangi bir maddi karşılık beklemeksi~in yapm ışlar,14 karşılığın ı ; yalnızca Allah'tan ummuşlardır. Günümüzde de din görevlisi, Hz. Ali'nin, ·i~san, ihsanın, iyiliğin kölesidir.» sözüyle, cr Veren el, alan elden . ü~tün- -dQr~" - hadisini, minber ve -kürsüden söyler.ken, toplumda, sosyal hayatında b~?!l., h~r.kesten önce k endi tatbik etmelidir . ..
·E .:..:... Söz ve· Davranıslarayla Örnek Olmak : ~ .. . . : , . . - . . . .
- Bir· din. görevlisinin bulunduğu toplumda sevilmesi,- sayılması ve görevlnHm: iyi şekilde . yapabilinesi için herşeyden önce, müslünian ın··,yaşan- · tısında olması gereken, sosyal ahlak kaldelerine herkesten daha çok · ı:ia- : · yet ·.etmesi: ve · diğer . Insanlarla olan· il işki lerin i .bu esaslara ·göre· ayarla-' - · ması.· gerekir~ . . ._,.. · :1, • : • • · ·.. • :,~,
· · "ofn gö·re\il işJ herkesten çok:·sözl~ri~de· ve işlerinde doğru -~ol~ral(~a~-:- .. ~ dinde' durup~: verdiği sözü yerine getil'mesi gerekir. aÇünku .. bu ahlak, ' iiısa~ .. ' nın 'topiÔmdak( baŞarısının en ön'emli faktörü ve aynı zamand_a spsyal ... ,_;:
• • • • .. o ... .. . ·-
(
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 72 (1, 2)
J
J
seviyesinin.-yüksekliğfne en· fazia delaİet eden· bir .ahlakbr.15 Ş.üphesiz." eğer . . bir ·sö.zün sahibine töplum.un ·ve cemaatin ·güveni yoksa, o sözü~ de her-· ' hangi bir değeri yok demektir. Güven duyulmayan bir söz, boşlukta kalaiı bir sözdür. Adeta bir küle üflemek g~b i bir şeydir16•
Din görevlisi, Islami esasların kendisinde okunduğu insanların kendisine doğru yöneldiği, insanları kendisine doğru çeken açık bir kitap gibi olmalıdır. Din görevlisinin başkalarına örnek olabileceği Islami hayat ve yaşayışın esasları şu iki temele dayamr :
1- Güzel ahlak.
2- Hareketlerin söze, · sözlerin harekete-uyması.
Eğer bu iki temel din görevlisinin yaşayışında varlık kazanırsa, onun hayatı lslam'a sessiz qir davet ve lslam'ı sessizce lrşad ve tebliğ · demek_. tir. Şayet bu iki temel din görevlisinin · hayatında yoksa, yaşayışı adileş
tiği gibi, insanları lslam'a kazandıracağı yerde, onları islam'dan uzaklaŞtıran ve kendilerinden de nefret ettiren sessiz bir uzaklaştırıcı olur lar.
Bu bakımdan din görevlisi, söylediği, tavsiye ettiği ş·eyi" · herkesten·' : önce kendisinin yapması, yapmayın diye nehye~iği ş~ylerden de herk~s- ' teıi önce yine kendisinin kaçınması gerekir. ·
•Olduğu gibi görünmemek» münafıklık ise, ugöründüğü gibi olmamak• da iki yüzlülü:ktür. Bu ise-merduttur. Bunca konuşulan, yazılan · gerçeki ere; çekilen nutuk ve öğütlere rağmen, toplum hayatı" kötüye gidiyorsa, ·bun·un asıl sebebi islahçı rolünde gö~ülen din görevlilerinin samimiyetsizliğidir: • Zira, kalbden .gelen sözler, ·kulaktan izinsiz geçerP · · ~· ·
ı . ~ ·.:i.:.;
Diğer taraftan din görevlisi, ·kesinlikle hafif meşıreplik, mukallldlik . · yapma, müstehcen fıkralar aniatma veya dinleme, yapmacık hareketler., · acelecilik gibi davranışlardan kaçınmalıdır.18 Aksine din görev! isinin . sus- : masında bir mana, ıkonuşmasında'tesir, da~ranışlarında da ~örnek olma h'aiJ . ·.' olmalıdır. . ·; .. •· . . . ~
Aslında · söz ve fiil uygunluğu, · samiıniyet, Kur'an'ın ısrarla üzer•inde ! , ı: ·· durduğu konular~ır: Örneğin, •Ey ·insanlar·, yapmadığımı şeyleri· niçin söy•:+·:f lersiniz? Vapmadığınız şeyi söylemeniz Allah ,katında büyük gazaba ·sebep ! : ı'C. olur ... 19 Şuayb (A.S.) kavmine, u Men ettiğt.m hususu yapmak suretiyle:sjzey · muhalefet etmek istemiyorum. Gücümün yettiği ~adat. · ıslal} · görevimi y~p: · ·~ mak istiyorum .. 10 d.emiştir.' Hatta Allah'u . Teala, ilmi il~ am ii. .olrriayaı:ıl~r,ı· :·: .. köpeğe21, taşıdıkları ıkitabı ve manevi · ·sonimli.ılukiarın.ı id.r~k . etmeyen: ya.~ ,;!:. hudileri de eşeğe22 benzetmiştir. · · · ·. · ·' ' ·' ·
. ~ i 1 } ...
139'' t ~\ 1
.' . -,, w ?~
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 73 (1, 1)
T ••
1
ı .. i! '! 1 j
·: .,
.ı
..
!~
'i. J
;· : .. Gerçekte, crmürşid · ağaç, . irşad ~dilmek iste11en .. gölge . gibidir;n, · .Ağaç .. :dü~8.1·meden ' ·~jölgenin düzelemeyecegi g'ihi •.. ı<eiıdisi dogri.ı ve. s'am.i'mi'.'ü(rıl~·~>: yan· bir kişinin de, başkalarını düzeltmesini b~klemek boşun~dır.23 . ·: . ·
f ·...;. D1ş · Görü.nüş : · · ... ·
ailk,tesil' daima önemlidir» prensibiyle hareket edersek,' bir din · görevlisinin daha söze başlamadan, dış görünüşü, tavır ve dı'JVıranışlarıyla etki~ · : ·: leyeceği bir hakikattır. Aşırı lüks giyinmek ve en son medaya uymak gibi bir düşünceden ve dış görünüş mühim değil, mühim olan· din görevlisinin bilgisidir gibi zihniyetten uzak, sade; düzenli ve tertipli giyinmek bir din görevlisine en yaraşır kıyafet olacaktır.~4
G- Toplumla Olan ilişkiler :
. · :. Dii'ı görevlisi toplumun hem m·addi hem de manevi doktoru olmalıdır. o,· cemaatının ve toplurnuh üzüntü ve sevinçlerine . ortak olarak ·sevinçli · ·: anlarında sevinçlerine, üzüntülü ve kederli anlarında da. onlara teselli ve üniit kayoağı oımalıdir. Özellikle hastaları ziyaret ederek, müslümanların .. sosyal 'hayatlarinda 'birbirlerine olan sevgi, '. şefkat, ' yardlinJ'aŞiı:ıa ve. daya~" ·: nı şmanın simgesi olmalıdır. · . · · · · ·
.Din görevlisi toplumda müslümanlar arasında anlaşmazlık .varsa: aralaırını blılm~ya çalış.malıdır. Zaten bu dinin de emridir.25 Ancak şuurlu ve ak.ıl.iı · .bfr ·din · görevlisi, topiumla olan ilişki lerinde,. kendisini ilgilen(firme- · · yerı' şeylere l<arışmaz . . O, toplumun örnek pir şahsiyeti olarak herkesten çok kendisi, gıybet, koğucUiuk ve yalanda~ uzak kalır. Zan, şüphe, dedi-· kQc:;llı ve.evham ile başkalarına iftiradan uzak durmak, insanların gizli şeyler.lni ortaya çıkarmak, insanların özel işlerine burunlarını sokmak ve namusları hakkında ileri geri .konuşmak, bi-r din görevlisinde · bulunmaması gereken .ôzellikler olmalıdır: ,Aynı. zamanda O,· sır ·Sa'klamasinı· : Öiiip(kef.i.:.:~d diiıe emanet edilen sırrı ifşa etmez. J · r·
Din görevlisinin toplumla olan ilişkilerinde dikkat etmesi gereken di-ğer öneriıli .bk husus da, kişilerin siyasi görüşlerine· .kar-ışmariıarari :gere~:.: : '
. ğfdir. Çünkü. toplumda öyle· insanlar vardır . ki, adeta siyasi görüşlerini, dini · hıançlarıiı•:i'tercih etmektedirler. Bu tür insanlara yapılacak şey; hiç siyasi görijşlerine · dokunmadan, dil ·uzatmadan, islam'ı anlatmak ·ormahdı,~ .. . rvfüs.; ,, , ~
... '1üma~far arasında imana taalluk etmeyen ve ayrıntılarla ilgili bazı düşünce. ve görüş ayrılıkiarına ho'şgörülü davranmak gerekir . ..
'140 . . ~ ·.
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 73 (1, 2)
. . .Din görevlisinin gelenek ve · görenekler bakımındcın. da hususi bir durutm.i vardır. Yerine göre ananeleri müdafa veya redde.tmek durumunda ola
. cağından ictiriı.ai hayatı, bu hayata hakim olan · kanunları ve haikın ahvaliiii · iyi bilmesi lazımdı•r. ·
. . Halkın kılık-kıyafette, yernede içmede ve münasebetlerde de kabul
ettiği gelenekiere saygılı olmak lazım geldiğine inanmalıdır. Örf ve -adetler içeri'sinde islam'ın ruhuna uymayanları da uygun bir tarzda ortadan kaldırm.asını bilmelidir. Çünkü bu durum, isiarn'ın benimsediği bir usL.Jidür.26 ·
Din görevlileri toplumda birlik ve .beraberliği sağlayıcı temel unsurlar olduğu gibi, kendi aralarında- da birlik ve beraberlik içe~isinde olmalıdır
· ıar. Çeşitli isimler altında, · muhtelif kaynaklara bağlılık göstererek, daha kötüsü ahak benim yolumdur» ön yargısıny. kapılarak- parçalanmış bir din görevlileri topluluğunun müsbet anlamda yapabileceği bir irşad ve tebliğ görevr olmayacaktır. Bu hem kendilerinin blr aray;:ı gelmelerine. m§ni olacak, hem · de · esas ·görevlerini yapmal arın~ . engel 'teşkil"edeceld:ir. ÇGiıkO~ hen.üi. kendi aralarında bl•r birlik, beraberlik ve samimi bir . ortamın oluş-
: turmasını sağ.laya:mamış -bir camiaya toplumun diger fertleri de ' ilt~fat ~t- . meyecektir.
H - Aşırılıktan Kaçınmak : ( . . ;
.. . . Günümüzde din görevlilerimizin dikkat etmeleri gereken · -en ()nemli .J:ıususlardan biri de dinde aşırılığın her çeşit boyutundan· uzak- ka_lmaları-· dır .. Çünkü tems.il ettiği din, -herşeyde bir orta yoldur: Düşüncede, inanç.,. ta, kullukta, ibadette, ahlakta, yaşayışta, muamelede ve nihayet ana iİkelerden vasatlık, islam'ın hasta gelen özelliklerinden biridir. aBöylece sizi, orta bir ümin.et kıldik, ins~nlara · şah.itlik etmeni; ··iÇin. : . ·,28 . ay~ti uyari~;;
·ca · Allah'ın · bu ümmeti .başkalarından ayırmak ·iÇin koydugi.ı tem~l işa.ret.;; lerde·n biridir.' Diger taraftan Peygamberimiz de, aDinde aşırıirktan sakını•
·niz, çünkü sizden öncekiler yalniica dinde aşırılık yüzünden · ~hvolai.iJar:~l<ı' buyurarak m·üslümanlar·ı · uyarmaktadır'. . · .
. . Günümüzde din görevlilerinin en. önemli eksiıkliklerinden biri,. esası bırakıp teferruatta boğulmı:ılarıdır. Bunlardan pek çoğu islam toplumunuı:ı varlığını, kimlik ve geleceğini ilgilendiren büyük meseleleri bir yana bırakip cüz'i meseleler ve fer'i işlerle · uğraşmaktadırlar. Halbuki bunların görevleri, inancı korumak, farzları yerine getirmek ve büyük günahlardan uzak kalmayı sağlamak olmalıdır.30
' .
14'1
\ . . . ' . .: .. w w z a
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 74 (1, 1)
1
+ 1
ı '· · ı
:ı ·1
1 ı
1 ·ı
ı
ı !. ! 1
1· 1
i ı ! ! ı 1 ı.
... .. . Sathiliğin, kıs.ır . din anlayışının, fıkhın alabil~iğine geniş dünyasına gh ·rememenin yolaÇüğı olumsuz sonuçlardan biri de sürekli ıfıaram hükmü ver"'
·. me, hara.m kelimesini dilinden düşürmemektir. Kur'an'ın, sünnetin ve se. lef alimlerinin uyarısına rağmen, haramlar çerçevesini durmadan genişlet
me çabası. Oysa Allah'u Teala, crDiliniz yalana alışmış olduğu için, şu >helal hu h·aramdir demeyin. Çunkü Allah'a karşı yalan uydur'muş .olursunuz. · ·· Allaha ·karşı yalan uy.du.ranlar ise fe lah olmazlarn31 buyurmaktadır.
Elbı;ıtte •bunun temelinde de dinin hakikatı .konu~undaki basiretsizlik, onu ·hakiki manada aniayacak düzeyde bilgi hazırlığına sahip o!amama, es- · ;
·: r~mnın: derinliğini kavrayamama, hedefler'ini görememe ~e ruhun ötesine· · uzanariıama gibi sebepler vardır.32 Bunu söyler-ken bütün din görevlilerinin mutlak cehaletini kastetmiş değiliz. Ancak onların, yarım bilgiye s~hip ol- · duklarını kasdediyoruz.
i.mam Ebu ishak eş-Şatibi (el i'tisam: 2/ 173) adlı eserinde bı..i 9erçeğe açık .bir. üslupla dikkat çekmiştir. Ona göre, bid'atçılığa, ümmetin gruplara
~ böiQnrriesine ye. ağır problemierin pençesine düşmesine yol açan ihtilafın il.k .. sebebi; ·kişinin -kendini alim ve- ımüçtehid sanması, ya da başkalarınca 'öyle sanılmasıdır. Halbuki ·O kişi, ne alimdir, ne de müçtehiçf. Ama -hep gerçek alim ve müctehid gibi hareket eder. Görüşünü görüş , muhalefetini muhalefet sayar.ll
Meşhur sahih hadis de, bu konuda uyarıda .bulunuyor; Hz. Peygamber : «Allah, ilmi insanlardan çekip alma seklinde ortadan kaldırmaz. Ilmi,
·alimltilri çekip almak suretiyle alır. Nihayet ortada alim kalmayınca, .bu kez ·ins.anlar ·cahil başlar edinirler. Onlara sorari ar, onlar da bilmeden fetva
· veriırier. Böylece ·hem ·kendileri sapar, hem de başkalarını saptırırlar».34
Din· görevlisi bulunduğu toplumun, cemiyetin, cemaatının bir ruh dok: torudur •. Nasıl ·ki, ·bedeni ·hastalıklarla alakah olan bir hekim, önce hastalı_ğin teşhisini koyup, ona göre i lacı tayin ediyorsa, bir ruh ve inanç dokto. ru. masabesinde olan din görevlisi de, önce içinde bulunduğu toplumun ·manevi · hastalığını teşhis edip, ona göre reçetesini sunmak zot'Undad ır. Ra-sulullah'ın da tatbikatı bu olmuştur.35 O da önce kuwetli hir inanç ve iman üzerinde dur-muş sonra diğer ahlaki ve arneli -konulara geçmiştir. Diğer 'peygamberlerln36 de, sünneti ve metodu bu olmuştur. Kısacası, hedef 'te:.fner esaslar olm~lı . tali ve cüz'i meseleler olmamalıdıır.
ibn Mes'udun rivayetinde .Peygamber (A.S.) crÇok ince ayrıntılara da.Janlar mahvoldu, buyurdu ve bu sözü üç -kere tekrarladtn37 diyor.
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 74 (1, 2)
-es
· . Diğer· taraftan din görevlisi· görüş saplantısına sahfp ·ve hoşgörüsüz 'Olmamalıdır. Toplum yararına olan hususları net olarak görebilip, diriin he·cteflerini ve asrın şartların ı gözönüne almalıdır. Sadece . kenqisinin hak ·üzerinde olduğunu, diğer herkesin ise sapıklık içerisinde olduğunu · kabul ederek, gÔrüşlerine uymayan, metodi~ırını izlemeyen diğer müslüman ye
· meslektaşlarına hayat ~akkı tanı!Jlamazlık yapmamalıdır. ·
Çünkü görüş sapiantısı ve hoşgörüsüz olan bir din g-örevlisi veya her·hangi bir kiş i , · konu·şmanın sadece kendilerinin hakkı olduğu, baŞk~larının görevinin· ise susmak olduğunu baş olma, başı çekme hakkının,· kendilerine
· aıt olduğunu, görüşleriniri daima doğru olup, hata l<abul etmez olduğunu, ·diğerferinin ise arkadan gelmesini, görüşlerinin ise doğruluk iht"im.ali bife ·olmayan bir hata olduğunu kab.ul ederler. · · ·
Aşırılığın belirtilerinden, .kaçınılmaz ,sonuçlarınd~n : biri. de ~~f~~ - dam. gası vurma hastalığıdır. Günah -i şleyen, işlediği günahda ısrar eden veya sözlerini duyup da kabul etmeyip, aynı safta ye·r almayan ıkimseleri hemen küfürle itharn etmeleridir. Oysa bu durum, o insanhirıri lslam··a gi~mele
.. riiıden ·çok, islam'dan çıkmalarına sebep o!ur. ·Halbuki islam, · kolay · koi ay ·kimseyi küfürle itharn etmemeyi em~etmektedir.38 · _. •
. Halbuki kesin. olarak islam'a giren, gi·rdiği ·bilinen bir kimse, ancak benzeri kesin bir bilgiyle ondan çıkabilir. Şüphe ile kesin olan, ortadan kalkmaz . . Günahiarsa müslümanı Islam'dan çıkarmaz. Tabii, Allah'in hük·tnünü hafife alip, red~etmed.ikçe.39 Halbuki din görevlisi toplum-da·, :yıkmak · için değil, yapmak iç.in vardır. Bö-lmek için değil, topla.mak · için çaba harc-ar. Onun gÖrevi ·şu ·grup aleyhinde, bu grup lehinde yer almak değil; is.lam toplumlarını derleyip toplamaktır.
Bu konuda bir din görevlisi, gözüne gözlük takarak, başkalarının hatalarını aramak yerine, gözlük üzerine gözlük takmak suretiyle, iyi tarafl~-rını aramak ve araştırmak o~malıdır.40 •. . ,
Dinde aŞırıılğın belirtilerinden .bir . diğeri de; -kolaylığı gerektiren onca esas varken,41 daima zorluk yanlısı olmaktır. o halde cemaatı sünnetler ·konusunda yargılarken, o sünnetleri sanki farzmış ·gibi değerlendirmek, aynı Şeki lde rnekruhları da haramlar şeklinde gündeme getirmek 'bir zarfaştırma ve ıkatılık örneğidir. Oysa, din görevlisine düşen, insanlara. ancak Allah'ın yüklediğini yüklemek, onun istediğini istemektir. Bunun dışındaki l:ı~:~suslarda,- seçme· hakkına sahiptirler,· dilerlerse yaparlar, dilerlerse ter-_kederler. . ..
'1"43
/
ttı
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 75 (1, 1)
ı ., . !1·
ı
1 .ı.
ı· ı i • i
1 j. ! ı ı
~ .
i '· ı 1 . ı· ı' i i il i 1
:.:· . -.i_,.._. Yumuşaklık-iyi Muamele:
Insanlar tabiatı gereği, kabalıktan ve sertlikt~n nefret ederler. Yumu- . Şakl~k ve inceliğe ısınırlar. Bu yüzden Allah'u Teala Peygamberimize hita_ben: •Eğer sen ·kaba ve katı yürekli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp g-iderlerdi »42 buyurmuştur.
Din. görevlisinin insanların -kalblerini fethetmesi ve bunun için de, nezaket· ve yumuşaklıkla onlara nüfuz etmesi gerekir. Davet edilen azgın, inatçı-, kaba, zalim biri de olsa <bu metod geçerliliğini :koru:r. Zira, Allah, MOsa -ve Harun'u Firavun'a gönderirken bu s ıfatla onları donatmıştır. cı Fi
.ravun'a gidin, O . azmıştır. Ona yumuşak · söz söyleyin belki öğüt dinler ve·ya -korkar»43
• Diğer taraftan din görevlisi herkesten çok affedici, -bağış layıcı ve hoşgörülü o~malıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de cıAilah öfkelerini ye~
·nenlerı :ve irisanların kusurlarını atfedenleri ,iyilik yapanları . sever"44 bu-yurlılf!!u·ş~ui': · · · · · · · · · . . . .
Yine Kur'an-ı Kerim, müslümanlara özellikle de islam tebliğcilerine, -~üsnü muameleyi, yumuş~k davranışı ve tatlı sözü emreder, hatt·a .. kötü bir muamele ve c;ir.kin davranışa karş ı bile ..... iyilikle kötülük bior değildir, sen kötülüğü en güzel şekilde önle».45 Zira bu, muhabbet ve sevgiye yesile
·oıur: .. o za·m'an· 9örürsil_iı k·i, siziflle arasında· düşrrıarılı~ _=b~I!Jn~n k,imse bil~ =s.a_iı.ki' y_a~ı.n .dostun _olmuştur ... 46
.. . . . . .
. · ,, ·: -Muhataba davranışta, hüsnü muamelenin kapsamı içerisinde, göz-__ önünde . . bulundurulması gereken hususlardan biri de· mu hatabın hatasını .yGzüne ·vurmamak, arkadaşları ve insanlar arasında .küçük düşürmemektir. Bu durum gerek Kur'an-ı Kerim ve . gerekse Rasulullah'ın hayatında açık bir şekilde görülmektedir. Allahu Teala, Rasulullah'a ve müşlümanlara , iş
·ı<e;nce ve-eziye.t ~den- insa~Jarı -Ebu Lehep hariç- is.im ,vererek tevpih ·etmemiŞ, :hata· işleyen ins~nların şahsiyetlerini ilan ve ·,rencide yönüne git._ memlştir.47 Hz. Peygamber de, «Filana ne oluyor ki, şöyle sÖylüyor, diye kınamamış, 'bilakis hatayı umumileştirerek cı insanlara ne oluyor -ki, şöyle şöyle· söylüyorlar» diyerek, tebliğ ve düzeltmede bulunmuştur.48 Bu şekilde har.ı~ketle· hem -hiç .kimse gücendiorilmemiş, mahçup edilmemiş olacak, ·hem de -sözün tesir sahası · genişleyerek her.kes istifade edip, varsa bu konuda hatasını düzel1:me imkanına kavuşmuş olacaktır.49
:'· :=nin _gör~vlisinin karşısındaki ·kişileri ikna etm~ hususundaki dur~mu, bilg.isi yerinde, şefkatli ve tavsiyelerde bulunan bir do.ktorun durumu gibi.dir. Hastalar ne -kadar bağrışıp, doktorun hoşlanmayacağı söz ve ·hareket-·
, 1
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 75 (1, 2)
~ .j
l
.lerde bulunsala.r bile; nasıl ki, doktor hiç· istlfini ·bo~madan· hastalarını tedavi ;ypluna gidiyorsa, din görevlisi de bilhassa kendi şahsına · karŞı : yapilan kötü söz ve mmimelelere karşı uAffı (kolaylık yolunu) tut. Iyiliği emret, cahillere aldırış etmen50 ayeti mOcibince hoşgörüyle muamele edecektir.
Çünkü yukarıda da· belirttiğimiz gibi ,51 ne hitaplarında yumuşak söz etmek mecburiyatinde olan diğer insanlar Musa Peygamberden daha üstündürler; ne de yumuşak söze muhatap ·olacak insanlar Firavun'dan daha adi. ve ahbesdirler2• ; ·
Ahlakı iyi olmayan, .kal~i .katı olan, kaba tabiata sahip bayağı sözlerle .insanları islam'a yektaştırmak bir tarafa, islam'dan uzaklaştırırlar.
Sert ve kırıcı konuşma, şiddet gösterme, nefret ve düşmanlık doğurur. Böyle olunca da, · hakkı ıkabul etmeye yatkın olanlar bile kırılır, hatalar bulmaya çalışır, muhalefet etmeye -kalk ış ıır ve inatlaşırlar. Tabiatıyle böyle bi.r da~ra.nış ı rı . sonucu d~ ~ir hiç oluı-53.
Bilgisi ve çenesinin kuwetiyle · karşısındakini yerin dibine batıt'aiı
kimse Islam adı.na hiçbir şey yapmamıştı-r. · Galibiyet ·arzusu çıkış ·no~ası olunca, ·karşımızdaki k i şi ·de mecburen aynı pozisyona girecek, · fleticede _irşad ve . tebliğ yerine gurur mücadelesi paşlayacaktır.~
Din gör~vlisi herkesten -çok müsamahalı .olup, başkalarının inanç, düşünce ve duygularına sbygılı ve anlayışlı davranmalıdır. Taassubun her çesidinden kacınmalıdır. Ancak bütün bunlarda· müsamaha, taassub ve lauba-, ~ . . . . lilik kavramları arasındaki mür.ıasebeti iyi tesbit etmelidir. O let~feti gP.
rektiren yerde latif, yumuşaklığın istendiği yerde yumuşak ve temkinin olduğu yerde temkinli olması gerekm.ektedir.55 Bu hasfetler din görevlisini
.diğer insanlara yakraştırmasına ve onlar tarafından s·evilmesine sebep olur.
Rasulullah (S.A.V.) müslümanları daima muamelelerinde yumuşaklığa ·davet etmiştir. Şartlar ne .kadar sinirler.i bozucu ve ne kadar tahripkar olursa olsun, genelde tüm müslümanlar, özelde ise din görevlileri nezaketi .elden bırakmam.alıdırlar. Aşağıda sunacagımız hadise ne ·kadar anlamlıdır:
Ebu Hureyre'nin şöyle ·dediği ·rivayet olunur :
. Bi.r Bedevi mescitde küçük abdestini bozdu .. Oradakiler. onu engellemek için .kalktılar. Peygamber .(A.S.) b1.,1yur.d!J ki, aBır~~ın onu, bevlinin üzerine bir kova su dökün. : Sizler' ancak koİaylaştır ıcı olarak gönderildi niz, zorlaştı rıcı olarak deÇiilıı.56
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 76 (1, 1)
ı
r
tı i
r· 1
h T (i ı!., '· !ı 1 ,,
i h, !.
r: ' · '··
Ancak bu demek değil dk ki, din görevlisi ' liiçbir · zamari : kızmaz ve hiddetlenmez. Elbette o -da bazen kızar ve hidde.tlenir, ancak onı.i~ hiddef
: ·lenmesi ve ;kızgınlığı nefsi için değil, Allah içindir .. Zaten Rasulullah'ın ,~da · takip . ettiği -yol budur.57 Örneğin, bir gün bir ·adam gelerek: · ·>. · ··
. : ·
· ' · • """7' een· falan adamın namazı uzatması yüzünden sabah narnazına ce-.. rtiaate gitmiyori.ım, dedi. Rasulu'llah'ın hiçbir zaman QU derece ' hiddetlen· · ·dı·ğı görulinemişti. Buyurdu ki; · · · ·
.. ey insanlar, sizden bazılarınız nefret ettiriyor. Hanginiz insanlara imamlık yapal'sa kısa tutsun. Çünkü arkasında yaşlı , küçük ve ihtiyaç sahipleri vardır'n.58 Yine Rasulullah'ın aHı·rsızlık yapan Mahzumf!ye · aracılık
yapmak isteyen Üsame'ye karşı hiddetlenmesi »59 sırf Allah için h!ddetlenmesi . ve gazaplanmasına bir örnektir,
.;·: ·. D'in gör.Ewllsfnin · takip edeceği metodu· daima ~K~Iaylaştırınız, .iorl~ş'.' tırriıayınız; müjdeleyin, .nefret ettirm.eyin»60 hadis'i olmalıdir ... - . . .
1 • • ' • • • •
. . Rasulullah'ın namazın uzatılıp çemaatin usanmasına tahammül ede·mezken günümüzdeki bazı din görevlileri, -bay·ram namaiların'da ' ao_'ruÇ 'tutmay'anların bayramı yoktur,. -on ların ·camide .. ne işi var? g'eldinii yiıie Ra·m.ii-
· zan:·milslümanları:" diyebilmektedLr. Yin·e bazı Vaiz ve niüft-ülerinilz de;'.karş ısındaki cemaata adeta sanık sandalyesinde oturan -bir suçluya davranır gibi,· her . türlü sözü söyleyebilmekte, geldiğine geleceğine pişman · ettirm~ktedir. Oysa bu tür- hal ve hareketler, konuşmalar, islam'ın ruhuna ve felsefesine . tamamen aykırıdır. Cami; ruhların -sükunet· bulduğu, insanın dünya işleriyle alakasını kestiği yerdir. Buraya .gelen mü'niin bir kişi · hiç kovulur mu? Din görevlisi, Mevlana misali, «Gel yine gel , buraya her zaman gel, demelidir.61
Cenab-ı Hak -bu gibiler hakkında şöyle buyurmaktadır: u Allah'ın ·mesci~lerinde, O'nun isminin anılmasına mani olanlardan daha zalim kim yar.dir1»62
· · Din · görevlisinin sözü nazik, ·ince, hürnietkar, karşısındaki ne değer verir tarzda olmalı, ka.rşısıiıdakine sözü dinleni'e" iştiyakıni artırıc-ı bir ~üvlyet ' taşımalı, 'nefiret ve istekşizliğe sebep 'olan bir' kivamda bulunniama
' Jıdır. Kur'an-ı · Kerim'de· ·bunun birçok· ö'rnekleri ·mevcuttur. · Hz. ihrahim'in babasına ubabacığım.» diye hitabetmesi,63 HOd (A.S.)'ın aEy .kavmimn64 demesi, karşısındakilerin kafir olmasına rağmen, nazi·k, ince, hürmetkar bi-rer ifade tarzlamış bin,:ır' örnek teşkil etmektedir. · ·
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 76 (1, 2)
) 1
1 1 !
. K- 'Hitabet :
En iyi · irŞad yollarından biri de hltabettlr. Çünkü daha toplu ve daha kalabalık insanlara yöneli·k bir faaliyettir. Her ne k.adar, din; görevlisTnin
. karşısındakilere ne şekilde hareket etmeleri gerektiğini, öEıceki böfüm· lerde açıkladıysak da, .burada daha detaylarına girerek günÔmüzdekı' din görevlilerinin vaaz ve hutbelerde di·kkat etmeleri gereken hususlara deği· neceğiz: !
a) Az ve Seyrek Konuşma :
Vaaz ve dini .konuşmaların çok seyre~ yapılması doğru olmadığı gibi, sık yapılması ve hele gereğinden çok uzatılınası hiç doğru değildir. Özellikle bu, cami için düşünüldüğünde daha çok önem a~etmektedir. Çünkü
~ l · camiye, hem yaş itibarıyla farklı insanlar gelmekte, hem de Çe~ıtii · lş: ~e
L '
. mesleğe mensup kişiler gelmektedir. Diğer taraftan Ronuşman'ın az ve öz olmasının daha tesirli -olacağını, herhangi bir konu üzerin~e insan dikkati· nin ancak 15·20 dakika süreceğini, bugün modern Psikoloji verileri de or· taya koymaktadır.65 Hal böyleyken bir ·konuyu gereksiz yere uzatmaktan veya hep aynı şeylerden bahsetmekten ·kaçınmak gerekir .. Özellikle de Cu· ma günleri ezan okunur okunmaz vaazı kesmek, hutbeyi de kısa kesrnek
. gereki·r. • Kahvede akşcı.ma kadar oturuyorsunuz da, c~mide niÇin sıkı lıyor·
.sunuz?,. gibi serıenişlerde bulunmak, cemaatı cami ve cemaate karşı nef·
. ret ettirmekten başka bir şeye yaramaz.
b) Seviyeye :Göre Konuşma:
Cemaatın bilgi ve idrak seviyesine· göre konuşmak, bu ·seviyeyi ·aşmamak gerekir. Diğer taraftan din görevlisinin Türkçe'de karşılığı bulun· mayan Farsça ve Arapça .kelime ve terkipleri kullanmaması gerektiği gibi, uydurma kelimeleri kullanması da uygun düşmez.66 Ancak dini termoloji dediğimiz birtakım ıstilah ve tabirleri yaşatmak, gelişti•rmek ve güzelleştirrnek din görevlisinin ihmal edemiyeceği bir vazifedir. Bu, dilin ölümü, dini duygu ve ·düşüncelerin ölümü demektir.67 Çünkü her mesleğin, sanatın ve ilmin kendilerine has bir konuşma dili, yani terim ve deyimleri vardır.
Sözün duyan tarafından anlaşılır, açık -olması ; aıilaşılmazlık, kapalılık, müpheml·fli:k taşımaması ·icabeder. Bu bakımdan Yüce Allah şöye buyuruyor: ·Biz her peygamberi yalnız kendi .kavminin diliyle gönderdik' ki, on· lara (emredildikleri şeyleri) açıklasın.ıo60
J47
g - · .. er
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 77 (1, 1)
1:. 1;
c) · Konuşmanili Mahiyeti :
. . . ··Din görevlisr vaaz; ve hutbelerinde veya diğer ·s.ohbetleririd·e, kur'an . ayetlerine, ·. hadislere; bunlan Peygamberimizle ve ·diğer : peygamher•lerlıi
. arneli, tatbikati arına,·· : sahabilerin hayatlarındaki yaşayi ş tarziarına · istinat ettirtnelidir.69 Tatbikatın :· ~ikredilmesi, isiani tarihinden· örnek verilmesi ayet ve ·hadislerin manalarını ·gözle ·görürmüşcesine hissediliır hale getiiir.. Diğer taraftan ·konuşmalarda ümit ve tehdidin orantılı olmasına, ·ihtiyaca göre, zaman ve şartlara uygun olarak yer verilmesi gerekir. Cemaate · ne mutla.k bir güvenç vermek, ne de sürekli onların -kötülüklerini ortaya koymak, olumsuzluklarını bir hk saymak, niyetieririden ·şüphe etmek; eylenilerini eleştirrnek uygun bir yoldur?0
· : Herşeyeten önce onlara islam'ın emrettiği şekilde kardeşlik ruhuyla muamele ederek; birçok iyi yönlerinin bulunduğunu~ ancak bunun yanında birtakim. eks:i·kliki~rinin bulunduğunu söylemek daha etkili .ve faydalı olur. ~
:Vaaz ve ·nasihatlarla ·ilgili bir ;diğer ·önemli ·husus ;da, fitne · uyaiıdli·a-cak ve yanlış anlaşılacak konu ve hadiselere yer vermemeki:ir . .
d) Konuştınada Şahsiyet Yapmamak:
Vaaz, ·hutbe· ve diğer dini .konuş ni al arda =şah ısiardan ·bahsetmek; tenkit edilen kişilerin isimlerini ·zi·kretmemek ·gerekir. Diğer tıkaftan diri= gö.: revlisi de kesinlikle sık sık kendisinden bahsedip; kendi · üstüıilük .ve fazi-' !etinden kat'iyetle sakınmalıdır. Çünkü insanlar yaratılışları icabı, kendisini çok öven, aben» kelimesini ço~ kullanan insanları sevmezler. Onun için din görevlisinin buna çok dikkat etmesi; kendisiıil'çok · biliı', · iyi 'konuşur, kavrayışlı v:b. vasıflarla tavsit ederek üstün gösterecek ifadelerden ve davranışlardan · kaçması gerekir.71
L - Dikkatlilik :
Kelime olarak dikkatlilik «ihtiyatlılık, uyanıkJık,. demektir. Dikkatli' insan, uyanık davranan; sakınmasını bilen,' hoşlanmadıği: bir şeyle karşılaşmaması iÇin tedbirli olan · insandır.72 Kelime Ql:arak tarifinden de. anlaşılacağı üzere, di~katliJiık bilçıi ve · ihtiyatlılık temeline dayanmaktadır. Dik-: katli; hoşlanilmayan zarardan doğabilecek neticeyi bildiğinizden, zararın Yl!klı blı.lmaması için yahut meydana geldiyse zararını ·azaltmak. için tedbirde
' f4B
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 77 (1, 2)
ku~ı.ı·r .etmez. Önemli olao qa tehli.ke ve arzu . e.dilmıwen .hal .vuku bul- .. imidan 'ötıo.~. zararını .'.bertaraf etme~ Jçin te.dhidn alinmasıdır~ : :oıkkatllliğin . bir . korkaklık olmı:ıdı9ııiı, meşrutiyetini hatta zaruretini bizzat ı<u.r'an-ı -Ke-: .. riril beyan. etmiştir.73 Dikkatliliği . ve· ihtiy.a:tı Pe}igamberiQ1izin hayatında da.< görmekteyiz. ·Örneğin; Mekke'den Medine'ye. hlcreti esnasında kendi . ya~ ... tağına Hz. Ali'yi yatır~ası, Mekke devrinde namaz kılacakları vakit göz~ den: ırak olan yerlerde namaz. kılrıiaları, 'müslüman olmayan kavimlerin kendi'leritır ·görmeleri~i isfememel·eri gibi. .. · · · •: .. ·
Genelde tüm müslümaı:ılar, özelde. ise dln görevlileriniıı: günaha. gk- . · meme, aile efradı hakkında, keyfi harekette bulunma .. hususuoda, kafirler~ . :. ve münafıklara· karşı daha dikkatli olması gerekmektedir. · · .. · · · ·· ···
Din görevlisi şerli insaAiardan sakınarak, belalı insanlarrdan uzak kalmalıdır. Kötü, günahkar ve belalı tipiere karŞı müdara esasına göre hareket etmelidir. Müdara asla iki yüzlülük ve korkaklık demek değildir. Davanın selameti, hizmetin icabı ve islam'ın menfaati gereği takınılan bir tavırdır.74
«Zira dünya hayatında neticeler, niyet sahiplerinin niyetlerine göre değil, neticelerin sebep ve başlangıçianna göre tecelli etmektedir»75•
M - Sabır-Ümitsizlik :
Din görevlisi insanlarla kaynaşıp, onların rahatsızlıklar'lna tahammui edebilmelidir. Çünkü o dava sahibidir, bir görevin öncüsü ve daveti temsilcisidir. Bu görevleri üstlenen ·kimselerin davası uğrunda •kendilerini fedakarlıklara alıştırması, davetle birlikte gelen zorluklara katiarımayı bilmesi, insanların ani karşı çıkışları-na, kötü muamelelerine, zan ve düşüncelerinin fesadına, tabiatlarının cefasına, hakkı geç kabul etmelerine, uyuşukll!klarına, şöhret ve menfaat peşinde •koşmalarına ve .buna benzer davetçiyi sıkacak, zorlayacak basitilkiere din görevlisinin kendisini hazırlayıp sabretmesi gerekir.76
Diğer taraftan hayatta imti:han Allah'ın ·kanunu olduğuna göre, insanIari Allah'a davet edenlerin imtihan olmaları da ilahi kanunun icaplarındandır.77 Bu durum Kur'an-ı Kerim'in muhtelif yerle·rinde belirtilmiştir. «insanlar yalnız inandık demekle hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun ki biz, onlardan öncekileri sınadık. Elbette Allah sınayacak, doğruları bilecek, yalancıları bilecek»78
•
1.49 .
' ... --. - . ~- --- . -.. . ·-· - - . .. .. - .; • --- -- :
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 78 (1, 1)
mr ··--.--· -- .. .. ·--·. --;· ·- . -· -. -. . .
. : .~jj
.j'; j,!
f: ;· j• i
li.; :.:
··- ·- Din görevlisi sabı·rlı olduğu . kadar, ümitvar da . olacaktır. O. hiÇbir za· man karamsar :olup; •artık · cemiyet düzelmez, kıyametin' 'kopmas.- · yakın-dır., ;geçen günler hep Islam'in aleyhinde, hergün ahlaksızlıklar çoğalıyor, · din~ ve ahlaka alaka azalıyor• gibi· her şeyi kötü görerek kafasını kötüm-ser :düşünce ve ümitsizliklerle doldurmayacaktır. -
Zira Nuh (A.S.) 950 yıJ19 insanları zulmetten nura, i.nançsızlıktan imana. davet ~ttiği halde etrafında .sadece az bir insan topluluğuna etkili olabilmişti. Insanları pidayete gö~ürecek olan da, delalete bırakacak olan da Vüce·· AIIah'ın kendisidir. Din görevlilerine düşen gorev, sadece sorumluluklarını yerine getLrmeleridjr .
ı:.·
.. :
1'50 . :
: '·,
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 78 (1, 2)
~. J
I
. :!: ".
DiPNOTLAR:
1. Neda Armaner, Din Psikolojisine Giriş, Ankara: .Ayyıidıi :Mt. 1980, s. ısa: · · 2 . . Ahinet. Önkal, Rasulullah'ın İslam'ıa Da'vet Metodu, Konya: ·1987, s. 148. · . · · 3. A.lf,:ed .(\dler, ~sam Tanıma Sanatı, Çev.: . Selale Başar, ist.an~ul: DergA~.·
Yayınlan, 1977, s. 16. 4. Nahl, 125. 5. Önkal, a.g.e., s. 151. 6. İ. Lütfi Çakan, Hakkı Tavsiye Metod ve Vasıtalan, İstanbul: Şamil Yayın- .
ları, 1976, s. 78. 7. Paul Campbel, Peter Howard, İnsanıai'ı. Değiştirme Sanatı, Çev: Mithat San,
Ankara: Manevi Cihazıanma Yay., 1977 s. 27. 8. Önkal, a .g.e., s. 281. 9. Süleyman ffiudağ, İslam'da İrşad, İstanbul : Martfet Yay., .1984, s .145.
10. Musa Uzunkaya, Din Hizmetlerinin Aksayan Yönleri ve Çareleri, Tebliğ,
1988, Terme. ll. Campblet, Howard, a.g.e., ss. 39-40. 12. mudağ, a.g.e., s. 159. 13. el-Maverdi, Edeb-i Dünya ve' Din, Çev. : Selı'ihattin Kip, İstanbul : Bahar
Yayınları, s. 34. 14. Htld, 29, Sebe', 47, Yasin, 20-21, Ytlnus, 72, Ştlra 23. 15. M .Ali Haşiihl,. Kur'ari' ve Sünette Müslüman Şahsiyeti, Ter.: Resul Tosun, ,
İstanbul: Risale Yay., 1987, s. 172. 16. Yusuf Kardavi, İslami Uyamş:w: Problemleri, Ter.: Hasan Fehmi mus, İs-
tanbul, Risale Yay., 1986, s. 15. 17. Çakan, a.g.e., s. 95. 18. mudağ, a.g.e. ~· 190. 19. Saf, 2-3. 20. Hüd, 88. 21. A'raf, 176. 22. Cum'a, 5. 23. mudağ, a.g.e., s. 132. 24. Mustafa Öcal, Özel Öğretim Yöntemleri, (Ders Notları) Bursa: 1987, s. 44. 25. Huciirat, 10. 26. Abdülkerim Zeydan, İslam Hukukuna Giriş, Ter. : All Şafak, Sırdaş Yay.,
İstanbul : s. 56. 27. Kardevi, a.g.e., s. 22. Y. Nuri öZtürk, cBir Fıtrat Dini Olara~ İslam'ın Ka-
rakteristlklerb, M.Ü.İ.F., Dergisi, Sayı: 3, İstanbul, 1985, ss. 257-276. 28. Bakara, 143. 29. Darimi, Mukıa.ddime, 19. 30. Kardavi, a.g.e., s . 76.
1s1 ·,,.,,.
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 79 (1, 1)
1.
1
!:· ' !: . i
'" ·' • ı · i'•'
· , ı
. '
31. Nahl, 116. 32. Kardacl, a.g.e., s. 66. 33. Aynı, s. 67. 34. Buh§.rl, İ'tisam. 7. ı ·
35. Abdülke!iJn Zeydan, İslam'da Davet ve Teblit', Ter. : Ruhi özcan, İstanbul: Hisar Yay., 1979, s.641.
36. A•raf, 85; Mutafflfin, 1-6. 37. Ahmed b.Hanbel, Müsned, 2/219, 3/33, 159. 38. !3uh§.rt, Edeb, 73; Müs~, iman, lll. 39. ·Kardevi, a.g.e., ss. 21;..59. · 40. Halil Hayıt, «Gaye.ınl.z ve · Görevimiz~ . Din Öğretimi Dergisi, Sayı II, 1987, s .. 14. 4'1: HüseYin Atay, «Din Kolaylıktirı>, E.Ü.İ.F., Dergisi, Sayı: 3 ve 5, Kayserı •.
1986-1988, ss. 13-41; 11-30. 42. Al-i İmran, 159. 43. Tabii, 43-44. R Ai-i İmran, 134 . 45. Mü'minıln, 96. 46. ·FussUet, 34. · 47. örnek olarak: Bakara, 204-205; Hümeze, 1-4; Kevser, 3. Felak, 4-5. 48. Ebıl Davud, Edeb, 6.
· 49. Önkal, a.g.e., ss. 166-67. 50. A'raf, 199; Aı-i İmran, 159. 51. Tabii, 43. 48. EbÜ Davud, Edeb, 6. 49. Önkal, a.g.e., ss. 163-67. 50. A'raf, 199; Aı-i · İmran, 159. 51. Tabii., 43. 52. Zeydan, islam'a Davet ve Tebliğ, s. 739. . 53. ··t Latfi Ça.kan, «Hitabet ve İrşad Açısından Kur'an-ı Kerim'de Söz Çeşitlerb,
Din Öğretimi Dergisi, Sayı, 15, 1988 s. 53. 54. Mehmet Göktaş, İslam'ın Genç Davetçilerine, 1986, s. 53. 55. Haşi.mi, a.g.e., s. Z180 .. 56. Buhari, Vudu', 57-58; Müslim, Taharet, 98-100. 57. Haşim!, a.g.e., s. 193. 58. Müslim, Salat, 183, 182, 186; Buhari, Ezan, 63. 59. Buhart, FezailÜ Ashabi'n-Nebi, 18, Enbiya, 54, Megazi, 53, Hudıld, 11. 60. Buhari, İlim, ll, Megazi, 60, Edeb, 80; Müslim-Cihad, 4 . 61. Beyza Bilgin, «Liselerde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin Etkinli~l · üzerine Yapılan Bir Araştırma~ . Din Öğretimi Deriisi, sayı, ll, Ankara,
62. 13a:ıtara: 114. 63. Meryem, 42. 64. · A'raf,' 65. 65. ~ürüvvet Bilen, Başanlı Öğretim İçin Teknikler, s. 8. 66. Uludağ, a.g.e., s. 223. 67. Aynı, s. 224. . 68. İbrahim, 4. 69. Zeydan, İslam'da Da'vet ve Teblit", ss. 729-730.
, i.
D00095s4y1990.pdf 19.01.2010 12:54:58 Page 79 (1, 2)
1 ::~--.. _,
· , [ı ~~
ı .. ~ -
70. Karda vi, a.g.e.,. s. 145: · 71. Zeydan, a.g.e., ss~ 549-550.
72. Arapça'da el~hazir denilen bu tabir için bak. LisanUJ.,.Arap, c. 5, . erra:iharft: 73. Nisa, 4, 71, 102. 74. İmam Gazali, İhyau Ulumi'd-dln, .Ter.: Ahmed Serdaroğlu,. İstanbul: : : Bedlr
Yay., C. 2, s . . 796. 75. ze;vdan, a.g.e., s. 635. 76. Haşimi, a.g.e., s. 257. 77. Zeydan, a.g.e., s. 527. 78. An.kebüt, 2-3. (Ayrıca: Al-i İmran, 179; Bakara, 214 . . 79 . . An.kebüt, .14.
·-. -··--- · ... · ·- · ·· .. - ·-; · ·wu .. - i B i
15Ş