ISBN 978-975 – 19 – 4330-9 (basılı nüsha)
Bu Çalışma Devlet Planlama Teşkilatının görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazarına aittir. Yayın ve referans olarak kullanılması Devlet Planlama Teşkilatının iznini gerektirmez; İnternet adresi belirtilerek yayın ve referans olarak kullanılabilir. Bu e-kitap, http://ekutup.dpt.gov.tr/ adresindedir.
Bu yayın 500 adet basılmıştır. Elektronik olarak, 1 adet pdf dosyası üretilmiştir
TEŞEKKÜR
Tezin hazırlanma aşamasında bana rehberlik yapmayı kabul eden Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Sayın Ahmet YAMAN’a;
Tez çalışması boyunca yol gösterici, anlayışlı ve yapıcı yöneticilik yaklaşımıyla destek sağlayan DPT Müsteşarlığı AB Bölgesel Programlar Dairesi Başkanı Sayın Deniz AKKAHVE ve Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dairesi Başkanı Sayın Cemalettin KAYMAK’a;
Teze ilişkin ayırdıkları zaman ve yaptıkları katkı için Müsteşarlık Müşaviri Cahit BAĞCI’ya ve Uzman Yardımcısı Ahmet ÖZTÜRK’e, görüş ve önerileri nedeniyle Dr. İdris DOĞAN, Planlama Uzmanı Zeynep DEMİRHAN DARVİŞ, Celil YAMAN, Uzman Leyla BİLEN ve Uzman Yardımcısı M. Emin ÖZSAN’a;
Çalışmanın basıma hazırlanması sürecindeki destekleri nedeniyle Yayın ve Temsil Dairesi Başkanı Sayın Hüseyin Avni METİN, Sayın Mehmet CELEP ve Sayın Mevlüt ERDOĞAN’a;
Manevi destekleri için sevgili eşime ve aileme teşekkür ederim.
Murat KARA
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf i
ÖZET
Planlama Uzmanlığı Tezi
BÖLGESEL REKABET EDEBİLİRLİK KAVRAMI VE
BÖLGESEL KALKINMA POLİTİKALARINA YANSIMALARI
Murat KARA
Küreselleşme süreci, yaşanan teknolojik gelişmeler ve yeni üretim süreçleri, günümüzde bölgesel kalkınma politikalarını yeniden şekillendirmektedir. Bölgelerin küresel ekonomide birer aktör olarak ortaya çıktığı ve ulusal kalkınma açısından belirleyici olduğu bu ortamda, bölgesel politikanın hedefi sadece belirli geri kalmış bölgelerin gelişmişlik farklarının azaltılmasıyla sınırlı kalmamakta, ülkenin kalkınmasına ve rekabet gücüne en fazla katkıyı sağlamak üzere, tüm bölgeler için farklı niteliklerde geliştirilen politikaları içermektedir.
Bu çerçevede, bölgesel politika yaklaşımı bölgelerin rekabet edebilirliklerinin geliştirilmesi hedefi ile yeni bir vizyon, kapsam ve muhteva kazanmıştır. Bununla birlikte, bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması için yenilik ve bilgi temelli yeni bölgesel politika araçlarının geliştirilerek uygulanması gerekmektedir.
Bu olgudan hareketle, çalışmada öncelikle bölgesel rekabet edebilirlik kavramının gelişimi, rekabet edebilirliğin faktörleri ve ölçümü konularında literatür taraması yapılmış, bu kavram çerçevesinde dönüşen bölgesel politika evreleri değerlendirilmiş, yüksek eksende rekabet edebilirliğin sağlanması için bilgi ve yenilik temelli yeni ve çeşitlendirilmiş müdahale araçları incelenmiştir. Çalışmada ayrıca, bölgesel politika yaklaşımı ve araçlarındaki dönüşümün niteliği OECD, Avrupa Birliği politika ve uygulamaları ile ülke örnekleri verilerek ortaya konmuştur.
Teori ve uygulamadaki bu yaklaşımlar dikkate alınarak ülkemizde bölgesel politika ve araçlarının dönüşümü değerlendirilmiş; bölgesel politika araçlarının, bölgesel yenilik stratejileri, kümelenmeler, teknoloji ve yenilik geliştirme merkezleri ile rekabet edebilirlik odakları gibi araçlarla desteklenmesinin önemi vurgulanmıştır. Çalışmanın son kısmında ise, ülkemizdeki bölgeler arasında mevcut olan, önemli düzeydeki rekabet edebilirlik farkları temel bileşenler analizi yöntemiyle ortaya konularak, bölgelerinin rekabet edebilirliklerinin artırılması için öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bölgesel Rekabet Edebilirlik, Bölgesel Kalkınma Politikaları, Bölgesel Yenilik Sistemleri, Yenilikçilik, Kümelenme, Rekabet Edebilirlik Odakları, Cazibe Merkezleri, Uyum Politikası.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf ii
ABSTRACT
Planning Expertise Thesis
REGIONAL COMPETITIVENESS CONCEPT AND
ITS REFLECTIONS ON REGIONAL DEVELOPMENT POLICIES
Murat KARA
Today, regional development policies are being reshaped by the globalisation process, technological developments and new production processes. In this process, where regions not only became actors in the global economy but act as determining factor for national development, the objective of the regional policy is not limited to decreasing regional disparities but covers differentiated policies for all of the regions to ensure maximum contribution to the national development and competitiveness.
In this context, covering the new objective of enhancing regional competitiveness, the regional policy approaches gained a new vision, scope and content. Moreover, new regional development instruments, based on knowledge and innovation, have to be developed and implemented in order to ensure regional competitiveness.
In this context, firstly, a literature review was carried out regarding the development of regional competitiveness concept, regional competitiveness factors and its measurement; then the evolution of the regional policy with reference to the regional competitiveness concept was evaluated, new and diversified regional policy instruments, based on knowledge and innovation, contributing to the high road competitiveness were analysed. In addition, the evolution of regional policy approaches and instruments were demonstrated with OECD, EU and two country implementations.
Consequently, in the framework of above mentioned approaches in theory and practice, the transformation of Turkish regional policy and instruments was evaluated, the importance of reinforcing regional policy instrument with regional innovation strategies, clusters, technology and innovation development centers and competitiveness poles was emphasized. In the last part of the study, the differences among competitiveness levels of the regions were determined, through applying principle component analysis technique, and recommendations were made with a view to improve competitiveness levels of the regions.
Key Words: Regional Competitiveness, Regional Development Policies, Regional Innovation Systems, Innovation, Clusters, Competitiveness Poles, Growth Centers, Cohesion Policy.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf iii
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR ................................................................................................................İ
ÖZET............................................................................................................................İ
ABSTRACT............................................................................................................... İİ
TABLOLAR .............................................................................................................. V
ŞEKİLLER ................................................................................................................ V
HARİTALAR ............................................................................................................ V
KUTULAR................................................................................................................Vİ
KISALTMALAR ................................................................................................... Vİİ
GİRİŞ .......................................................................................................................... 1
1. BÖLGESEL REKABET EDEBİLİRLİK KAVRAMI...................................... 5 1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kavramının Gelişimi ..................................... 5
1.1.1. Bölgesel rekabet edebilirlik........................................................................ 8 1.1.2. Kentsel rekabet edebilirlik........................................................................ 16
1.2. Bölgesel Rekabet Edebilirliği Belirleyen Temel Faktörler ........................ 19 1.2.1. İktisadi faaliyetin yapısı ........................................................................... 24 1.2.2. Yenilik ve öğrenme .................................................................................. 26 1.2.3. Altyapı ve erişilebilirlik............................................................................ 28 1.2.4. Beşeri sermaye ......................................................................................... 30 1.2.5. Yönetişim ve sosyal sermaye ................................................................... 32
1.3. Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Ölçülmesi ................................................... 35
2. BÖLGESEL POLİTİKALARDA YAŞANAN DÖNÜŞÜM VE REKABET EDEBİLİRLİK......................................................................................................... 43
2.1. Dönemler İtibariyle Bölgesel Politika Yaklaşımları................................... 43 2.1.1. Geleneksel politikalar dönemi (1945-1970)............................................. 43 2.1.2. İçsel büyüme dinamiklerinin vurgulandığı geçiş dönemi (1970-1990) ... 47 2.1.3. Bilgi toplumuna dayalı rekabetin öne çıktığı dönem ( 1990-günümüz) .. 50
2.2. Geleneksel ve Günümüz Bölgesel Paradigmalarının Karşılaştırılması.... 53
3. BÖLGESEL REKABET EDEBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDA TEMEL STRATEJİLER VE ARAÇLAR ............................................................................ 61
3.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politika ve Stratejileri.................................. 61 3.2. Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Yenilik ...................................................... 71
3.2.1. Bölgesel Yenilik Sistemleri (BYS) .......................................................... 77 3.2.2. Bölgesel Yenilik Stratejileri (BYSt)......................................................... 79
3.3. Kümelenme Yaklaşımı .................................................................................. 81 3.4. Teknoloji ve Yenilik Geliştirme Merkezleri................................................ 86 3.5. Büyüme Kutuplarından Rekabet Edebilirlik Odaklarına......................... 88 3.6. Yönetişimin Rolü ........................................................................................... 91
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf iv
4. BAZI ÜLKE UYGULAMALARI ...................................................................... 97 4.1. Fransa ............................................................................................................. 97
4.1.1. Bölgesel politikalar ve rekabet edebilirlik stratejileri .............................. 97 4.1.2. Bölgesel rekabet edebilirlik temelli politika araçları.............................. 101
4.1.2.1. Rekabet Edebilirlik Odakları ........................................................... 102 4.2. Finlandiya..................................................................................................... 110
4.2.1. Bölgesel politikalar ve rekabet edebilirlik stratejileri ............................ 110 4.2.2. Bölgesel rekabet edebilirlik temelli politika araçları.............................. 113
4.2.2.1. İhtisas Merkezleri Programı (İMP).................................................. 115 4.2.2.2. Bölgesel Merkezler Programı (BMP).............................................. 119
5. AVRUPA BİRLİĞİ BÖLGESEL POLİTİKALARI KAPSAMINDA REKABET EDEBİLİRLİK STRATEJİLERİ VE ARAÇLARI....................... 125
5.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politika ve Stratejileri................................ 125 5.2. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politikalarının Mekânsal Boyutu.............. 134 5.3. Uygulama Araçları ...................................................................................... 136
5.3.1. Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu ............................................................... 136 5.3.1.1. Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ABKF)...................................... 136 5.3.1.2. Avrupa Sosyal Fonu (ASF) ............................................................. 140 5.3.1.3. Uyum Fonu ...................................................................................... 141
5.3.2. Çerçeve Programlar ................................................................................ 142 5.4. Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Ölçülmesi ................................................. 146 5.5. Değerlendirme.............................................................................................. 148
6. TÜRKİYE’DE BÖLGESEL KALKINMA POLİTİKALARI VE REKABET EDEBİLİRLİK....................................................................................................... 151
6.1. Bölgesel Politikaların Dönemler İtibariyle Değerlendirilmesi ................ 151 6.2. Bölgesel Rekabet Temelli Politika ve Araçlarına İlişkin Değerlendirme158
6.2.1. Bölgesel Yenilik Sistemleri.................................................................... 158 6.2.2. Çerçeve Programlar ................................................................................ 161 6.2.3. Kümelenme çalışmaları .......................................................................... 162 6.2.4. Teknoloji ve yenilik geliştirme bölgeleri ............................................... 165 6.2.5. Bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında cazibe merkezlerinin rolü. 166
6.3. AB Katılım Öncesi Mali Yardım Süreci.................................................... 170 6.3.1. 2002-2006 Dönemi................................................................................. 170 6.3.2. 2007-2013 Dönemi................................................................................. 175
6.4. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Analizi ......................................................... 180 6.4.1. Analizde kullanılan değişkenler ............................................................. 181 6.4.2. Analiz tekniği ve uygulaması ................................................................. 185 6.4.3. Bölgesel rekabet edebilirlik analizi sonuçları ve değerlendirilmesi....... 188
SONUÇ VE ÖNERİLER....................................................................................... 205
KAYNAKÇA .......................................................................................................... 225
EKLER.................................................................................................................... 235
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf v
TABLOLAR Tablo 1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Faktörleri ................................................... 23 Tablo 2.1. Dönemler İtibarıyla Bölgesel Politikaların Özellikleri............................. 46 Tablo 2.2. Geleneksel ve Yeni Bölgesel Politika Yaklaşımlarının Özellikleri.......... 55 Tablo 3.1. Amaç Yönünden Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politikaları ..................... 62 Tablo 3.2. Bölge Tipolojisine Göre Politika Öncelikleri ........................................... 70 Tablo 4.1. Rekabet Edebilirlik Odaklarına Sağlanan Mali Kaynaklar..................... 105 Tablo 5.1. Uyum Politikası 2007-2013 Tahsisatları ................................................ 141 Tablo 6.1. Bölgesel Politikaların Dönemler İtibariyle Değerlendirilmesi ............... 154 Tablo 6.2. AB Türkiye Mali İşbirliği Kapsamında 2002-2006 Döneminde Tahsis
Edilen Kaynak........................................................................................ 174 Tablo 6.3. AB Bölgesel Programlar Kapsamında Desteklenen Projeler ................. 175 Tablo 6.4. Üç Yıllık Dönemde IPA Kapsamında Tahsis Edilecek Kaynak............. 176 Tablo 6.5. SCF Kapsamında Tahsis Edilecek Kaynakların Dağılımı ...................... 177 Tablo 6.6. Yüksek ve Orta-yüksek Teknolojili Sektörler ........................................ 182 Tablo 6.7. Analizde Kullanılan Değişkenler............................................................ 184 Tablo 6.8. Düzey 2 Bazında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Sıralaması.................... 190 Tablo 6.9. İller Bazında Rekabet Edebilirlik Sıralaması.......................................... 191
ŞEKİLLER Şekil 1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Piramidi ...................................................... 21 Şekil 3.1. Bölgesel Rekabet Üstünlüğüne Dair Üç Temel Politika Alanı.................. 65 Şekil 3.2. Yenilikçilik, Rekabet Edebilirlik, Refah İlişkisi........................................ 73 Şekil 3.3. Yenilikle İlişkili Politikalar ve İlişkileri .................................................... 75 Şekil 3.4. Porter’ın Elmas Modeli - Bileşenler Arası İlişkiler .................................. 82 Şekil 4.1. Finlandiya Modern Bölgesel Gelişme Politikasının Omurgası ............... 114 Şekil 4.2. İhtisas Merkezleri Programı - Bölgesel Ortaklar ve Strateji.................... 118 Şekil 5.1. Dönemler İtibariyle Yapısal Fon Hedefleri ............................................. 138 Şekil 6.1. Dokuzuncu Kalkınma Planı Vizyonu ve Gelişme Eksenleri ................... 156 Şekil 6.2. Bölgesel Politika Öncelikleri ve Cazibe Merkezleri Yaklaşımı .............. 168
HARİTALAR
Harita 4.1. Fransa Rekabet Edebilirlik Odakları ...................................................... 104 Harita 4.2. Finlandiya İhtisas Merkezleri Programı................................................. 117 Harita 6.1. Düzey 2 Bazında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kademelenmesi .......... 189 Harita 6.2. İller Bazında Rekabet Edebilirlik Kademelenmesi ................................ 189 Harita 6.3. İktisadi Yapı Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması .............. 193 Harita 6.4. İktisadi Yapı Açısından İllerin Karşılaştırılması.................................... 193
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf vi
Harita 6.5. Yenilikçilik Kapasitesi Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması 194 Harita 6.6. Yenilikçilik Kapasitesi Açısından İllerin Karşılaştırılması.................... 194 Harita 6.7. Altyapı ve Erişilebilirlik Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması195 Harita 6.8. Altyapı ve Erişilebilirlik Açısından İllerin Karşılaştırılması ................. 195 Harita 6.9. Beşeri Sermaye Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması.......... 196 Harita 6.10. Beşeri Sermaye Açısından İllerin Karşılaştırılması ............................. 196 Harita 6.11. Sosyal Sermaye Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması ....... 197 Harita 6.12. Sosyal Sermaye Açısından İllerin Karşılaştırılması............................. 197
KUTULAR Kutu 1.1. Kentlerin Rekabet Ettiği Temel Alanlar .................................................... 18 Kutu 2.1. Yeni Bölgesel Paradigmanın Özellikleri.................................................... 58 Kutu 3.1. OECD Bölge Tipolojisi ve Strateji Önerileri ............................................. 68 Kutu 3.2. Avrupa Komisyonu Bölge Tipolojisi ve Strateji Önerileri ........................ 69 Kutu 3.3. BYSt Aşamaları ve BYSt Kapsamında Kullanılabilecek Araçlar ............. 80 Kutu 3.4. Teknoloji Geliştirme Merkezi Modelleri ................................................... 87 Kutu 3.5. Northern Way Yaklaşımı ........................................................................... 92 Kutu 6.1. RIS-Mersin Vizyonu, Amacı ve Hedefleri............................................... 160 Kutu 6.2. Cazibe Merkezlerinin Belirlenmesinde Kullanılan Kriterler ................... 169 Kutu 6.3. Temel Bileşenler Analizi Tekniği ............................................................ 186
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf vii
KISALTMALAR AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri ABKF Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu ASF Avrupa Sosyal Fonu BMP Finlandiya Bölgesel Merkezler Programı BYS Bölgesel Yenilik Sistemleri BYSt Bölgesel Yenilik Stratejileri CIACT Bakanlıklar arası Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Planlama Komitesi DAP Doğu Anadolu Projesi Ana Planı DATAR Fransa Bakanlıklar Arası Bölgesel Planlama Ajansı DIACT Fransa Bakanlıklar Arası Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Kalkınma Ajansı DOKAP Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı DPT Devlet Planlama Teşkilatı DTİ Duvarsız Teknoloji İnkübatörleri DYY Doğrudan Yabancı Yatırım GAP Güneydoğu Anadolu Projesi GSYİH Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası IPA Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (Instrument for Pre-accession Assistance) İMP Finlandiya İhtisas Merkezleri Programı KOBİ Küçük ve Orta Boy İşletme KÖY Kalkınmada Öncelikli Yöre KSS Küçük Sanayi Sitesi MIPD Çok Yıllı İndikatif Planlama Belgesi (Multi-annual Indicative Planning Document) OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OP Operasyonel Program OSB Organize Sanayi Bölgesi ÖUKP Ön Ulusal Kalkınma Planı REO Fransa Rekabet Edebilirlik Odakları SCF Stratejik Çerçeve Belge (Strategic Coherence Framework) STK Sivil Toplum Kuruluşu TEKMER Teknoloji Geliştirme Merkezi YÜS Yerel Üretken Sistemler ZBK Zonguldak-Bartın-Karabük Bölgesel Gelişme Projesi
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 1
GİRİŞ
Küreselleşme ve bilgi toplumuna geçiş sürecinde dünyada yaşanan hızlı ve
çok yönlü yapısal değişimler, “rekabet” kavramını küresel ekonomide gözlenen en
önemli olgu haline getirmiştir. Firma düzeyinden başlayıp ülke ve bölge düzeyine
kadar tüm ekonomik birimlerin, küresel ortamın oluşturduğu piyasa koşullarında var
olabilmeleri, konumlarını en azından koruyabilmeleri anlamına gelen “rekabet
edebilirlik” kavramı ise, bu birimler için bir performans göstergesi olarak kabul
edilmeye başlanmıştır.1
Rekabet edebilirlik kavramının bölgesel boyutunun öne çıkmasında, bölgeler
arasında yaşanan rekabet sürecinin hız kazanmasıyla, bölgelerin kendi çıkarlarını
korumak, muhafaza etmek ya da artırmak üzere rekabetçi olmaları gereği, ulusal
rekabet edebilirlik açısından bölgelerin rekabet gücünün önemi ve firmaların
başarıları ile bulundukları bölgenin rekabet gücü arasındaki ilişki rol oynamaktadır.
Son dönemde akademik ve politik çevreler ile uygulayıcılar nezdinde önem
kazanan “bölgesel rekabet edebilirlik” kavramının tüm taraflarca kabul gören net bir
tanımı bulunmamaktadır. Ancak genelde üretkenlik (verimlilik), büyüme, rekabet ve
performans gibi ekonomi politikası terimlerini içermekte; bölgelerin ihracat
pazarındaki payı, bölgeye yönlendirilen sermaye ve işgücünün miktarı ve niteliği gibi
göstergelerdeki nispi yarışma gücünü ve başarısını ön plana çıkarmaktadır.
Küresel ekonomideki dönüşümden etkilenerek, yapısal dönüşüme ve
değişime uyum sağlayabilen, “rekabet edebilirlik düzeyi yüksek”, bazı bölgeler hem
ulusal hem de küresel ölçekte temel aktörler haline gelirken, bazıları duraklamakta
ve ekonomilerini yeniden yapılandırma sürecine girmektedirler. Bu ortamda ülkeler,
bölgelerdeki mevcut kapasiteleri, kaynakları ve ortaya çıkarılamayan potansiyeli
değerlendirip, gelişmeyi onlar üzerine inşa etmek, bölgelerin yeni güçlü yanlar
geliştirmelerini sağlamak ve tüm bölgeleri yeni ortama uyum sağlayabilecek
özelliklerle donatmak üzere çaba göstermektedirler.
1 “Rekabet” (competition) kavramı aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış durumunu ifade ederken, Birinci Bölümde detaylı olarak ortaya konacak olan “Rekabet Edebilirlik” (competitiveness) kavramı ise ekonomik birimlerin (firmaların, ülkelerin ve bölgelerin) sahip oldukları ve geliştirdikleri bir yetenek olarak tanımlanmaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 2
Yukarıda belirtilen süreçte, bölgesel kalkınma dinamiklerinde yaşanan hızlı
dönüşüm, bölgesel politika ve araçlarında da değişimlere yol açmaktadır. Bu
kapsamda bölgesel gelişmede temel kavramlar; bölgesel rekabet edebilirlik, yerel ve
bölgesel uzmanlaşma, girişimcilik, yenilikçilik, yerel kaynakların harekete
geçirilmesi, rekabetçi üstünlükler ve ekonomik ve sosyal uyum olarak ortaya
çıkmaktadır.
Bölgesel politika yaklaşımı, bölgelerin rekabet edebilirliklerinin geliştirilmesi
hedefi ile yeni bir vizyon ve muhteva kazanmıştır. Ülkeler, ulusal büyümenin
dinamoları olan bölgelerin ve özellikle de kentlerin, rekabet edebilirlik düzeylerini
geliştirmeye çalışmakta ve geri kalmış bölgelerin etrafındaki negatif çemberleri
kırarak, ülke genelinde etkin üretim ilişkilerini temel alan etkin bir mekansal
organizasyonun kurulması için müdahalelerde bulunmaktadırlar.
Bu çerçevede, geçtiğimiz on yıllık dönemde ülkelerin benimsediği bölgesel
politika yaklaşımının merkezinde artık sadece geri kalmış bölgeler yer almamakta,
tüm bölgelerin kalkınma potansiyellerinin en yükseğe çıkarılması amacıyla tüm
bölgeleri kapsayan bir yaklaşım benimsenmektedir. Bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının geleneksel yollarla azaltılması yerine, her bir bölgenin ihtiyaçlarını, güçlü
yanlarını ve önceliklerini dikkate alan ve bölgelerin tamamının rekabet
edebilirliğinin artırılmasını hedefleyen yeni bir yaklaşıma geçiş yaşanmaktadır.
Bu yaklaşımda, her bir bölgede sağlanacak ilerlemenin oluşturduğu etkilerle
tüm bölgelerin kalkınmasına katkı sağlayacağı varsayılmaktadır. Böylece, bölgesel
politikaların temel hedefi her bölgede eşit düzeyde altyapı sağlanması yerine, uygun
ortamın sağlanması, entegre mekana özgü politikalar ve yerel ortaklıklarla bölgelerin
rekabetçi üstünlüklerinin artırılması olmuştur.
Bu süreçte, rekabet edebilirliğin artırılması için yürütülmekte olan çalışmalar
bölgesel kalkınma politikalarının merkezinde yer almaya başlamıştır. Ancak, rekabet
edebilirlik kısa vadeli araçlarla sağlanacak bir olgu olarak görülmemeli, rekabet
edebilirliğin sürdürülebilir olarak sağlanması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu
nedenle bölgeler arasındaki rekabetin dinamiklerini doğuran ve besleyen faktörler,
sadece düşük ücretler, vergi indirimi ve mali bazı yükümlülüklerin hafifletilmesi gibi
finansal araçlar ya da bedelsiz altyapı sağlanması gibi fiziki teşvikler olarak ele
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 3
alınmamalı, bölgedeki beşeri ve sosyal sermaye ve yenilikçilik altyapısının
geliştirilmesine gereken önem verilmelidir.
Yukarda belirtilen gelişmeler bölgesel rekabet edebilirlik konusunu başta
OECD ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlar olmak üzere birçok ülkenin en önemli
gündem maddelerinden biri haline getirmiştir.
Bölgesel rekabet edebilirlik, Türkiye’deki bölgesel politika yaklaşımı
açısından görece olarak yeni bir kavram olup, bölgesel rekabet edebilirliğin
unsurlarının ortaya konması, ölçülmesi ve gerekli politika araçlarının belirlenmesi
yönünde son derece sınırlı çalışmalar yürütülmektedir. Ancak, Dokuzuncu Kalkınma
Planı ile birlikte son dönemde bölgesel politika gündeminde yer almaya başlayan
bölgesel rekabet edebilirlik kavramı ve ilgili politika araçlarının, yeni dönemde
bölgesel kalkınma açısından en önemli unsurlar arasında yer almaya başlayacağı
değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda yürütülen çalışmalarda üç temel konuda sorulara yanıt
aranmaktadır:
- Başarılı bölgeler ile diğerleri arasındaki performans farklarının nedenleri
nelerdir? Bölgesel rekabet edebilirliğin artırılması için gerekli faktörler nelerdir?
Bölgelerin rekabet edebilirlik düzeyleri nasıl ölçülüp karşılaştırılabilir?
- Bölgesel kalkınma politikaları ve stratejileri bölgesel rekabet edebilirlik
temel hedefi çerçevesinde nasıl dönüştürülmelidir?
- Bölgesel rekabet edebilirliği geliştirmek üzere bölgesel politika
kapsamında kullanılabilecek yenilikçi araçlar nelerdir?
Bu sorulara verilen yanıtlar, özellikle gelişmiş ülkelerin bölgesel
politikalarını yeniden yapılandırmalarında en önemli başlangıç noktasını teşkil
etmektedir. Rekabet dinamiklerinin ortaya çıkardığı çok önemli fırsatlar ve tehditler,
bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi konusunu ülkemiz bölgesel politikasının
da en önemli hedeflerinden biri haline getirmeye başlamıştır.
Bu çalışmanın amacı, günümüz dünyasında bölgesel politikaların en temel
hedefi haline gelen rekabet edebilirlik kavramı ve bu kavram temelinde bölgesel
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 4
politika strateji ve araçlarında yaşanan dönüşümü incelemek; ülkemiz bölgesel
politikaları ve araçları açısından yeni açılımlar ve öneriler ortaya koymaktır.
Bu itibarla, çalışmanın birinci bölümünde; bölgesel politikaların en öncelikli
gündem maddesi haline gelen bölgesel rekabet edebilirlik kavramının gelişimi ortaya
konmuş, rekabet edebilirliğe dair politika ve stratejilerin belirlenmesinde temel
alınmak üzere rekabet edebilirliği sağlayan faktörler incelenmiş, rekabet edebilirlik
düzeyinin tanımlanması ve ölçülmesi kapsamında yürütülen çalışmalar, literatür esas
alınarak değerlendirilmiştir.
İkinci bölümde, bölgesel kalkınma politikalarının evrimi dönemler halinde
açıklanmış, son dönemde küreselleşme ve bilgi ekonomisinin ortaya çıkardığı yeni
ortamda, bölgesel rekabet edebilirlik kavramı çerçevesinde bölgesel politikaların
geçirdiği temel dönüşüm irdelenmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde, özellikle yüksek eksende bölgesel rekabet
edebilirliğin sağlanması için gerekli olan temel stratejiler ile politika araçları bilgi ve
yenilik temelli araçlara odaklanılarak incelenmiştir.
Dördüncü bölümde, Avrupa Birliğine (AB) üyelik sürecinde ülkemiz bölgesel
politikalarının AB’ye uyumunun sağlanmaya çalışıldığı dikkate alınarak, AB
bölgesel politikaları kapsamında rekabet edebilirlik stratejileri ve uygulamaları
ortaya konmuştur.
Beşinci bölümde ise bölgesel politika yaklaşımı ve araçlarındaki dönüşümün
pratik örnekleri olarak, son dönemde bu konuda önemli gelişmeler kaydeden Fransa
ve Finlandiya ülke örnekleri bazında incelenerek ortaya konmuştur.
Altıncı bölümde ise teori ve uygulamadaki bu yaklaşımlar dikkate alınarak
ülkemizde bölgesel politika ve araçlarının “rekabet edebilirlik” kavramı çerçevesinde
dönüşümü değerlendirilmiş, bölgeler arasındaki rekabet edebilirlik farkları temel
bileşenler analizi yöntemiyle ölçülmeye çalışılmıştır.
Sonuç ve öneriler bölümünde ise, çalışma sonucunda ortaya çıkan tespitler ve
bulgular değerlendirilerek, bölgesel rekabet edebilirlik kavramı çerçevesinde ülkemiz
bölgesel politikası ve araçlarının geliştirilmesi yönünde bazı önerilerde
bulunulmuştur.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 5
1. BÖLGESEL REKABET EDEBİLİRLİK KAVRAMI
1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kavramının Gelişimi Küreselleşme ve artan uluslar arası ticaret, günümüzde üretim tarzlarını ve
ticari faaliyetleri şekillendiren en önemli güç haline gelmektedir. Küreselleşme
süreci, özellikle geçtiğimiz 30 yıllık dönemde, ekonomik birimlerin (firmalar,
bölgeler ve ülkeler) küresel pazarda sahip oldukları payı koruma ve artırma yönünde
rekabet etmeleri gereğini artırarak daha rekabete dayalı bir ortam oluşturmuştur.
Rekabet edebilirlik (competitiveness) ise geçtiğimiz on yılda sıklıkla
kullanılmaya başlanan bir kavram olup, günümüz dünyasını şekillendiren olayların
altında yatan temel güçlerden biri olarak değerlendirilmekte, fizik alanında yer
çekimi ne ise ekonomideki rekabet edebilirliğin de o konuma geldiği, yer çekimi gibi
rekabetten de kaçışın mümkün olmadığı, büyümek isteyen şirketleri, işini korumak
isteyen bireyleri ve tabiî ki yaşam şartlarını korumak ve yükseltmek isteyen ülkeleri
eşit bir şekilde etkilediği ifade edilmektedir.2
Firma düzeyinden başlayıp, ülke, bölge ve kent düzeyine kadar farklı
ekonomik birimler için kullanılmaya başlanan rekabet edebilirlik kavramı hakkında
yakın dönemde literatürde birçok çalışma yapılmıştır. Anılan çalışmaların odağında,
rekabet edebilirliğin tanımlanması, rekabet edebilirliği sağlayan faktörlerin
belirlenmesi ve ölçülmesi ile rekabet edebilirliğin geliştirilmesi için gerekli politika
ve araçların belirlenmeye çalışılması yer almıştır.
Firma düzeyinde rekabet edebilirlik tanımı, ülke ve bölge düzeyine nazaran
daha net olup, firmaların rekabet etme, büyüme ve kârlı olma kapasitelerine
dayanmaktadır. Bu düzeyde rekabet edebilirlik, firmaların ürünleri serbest piyasa
gerekliliklerine uygun fiyat ve kalitede, sürekli ve kârlı bir şekilde üretebilmeleri
olarak anlaşılmaktadır. 3 Firmaların, piyasa koşullarında var olabilmeleri için bu
koşulları taşımaları gerekmektedir. Nitekim firmalar, değişen müşteri tercihleri,
kurumsal ve teknolojik değişimler, mevzuattaki değişiklikler, kolektif kültür ve
firmalar arasındaki oyunun kuralları gibi sürekli değişen bir ortamda faaliyet
2 Gaffikin and Morrissey, 2001:27 3 Martin at al, 2004:2-1
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 6
göstermektedirler. Bu nedenle, firmaların sürekli olarak değişen duruma uyum
sağlamaları, yenilikler geliştirmeleri ve yeni stratejiler oluşturmaları gerekmektedir.
Bu değişimlere en başarılı ve en hızlı bir şekilde ayak uydurabilen firmalar en
rekabetçi firmalar olarak tanımlanmaktadır.4 Rakiplerine göre daha rekabetçi olan
firmaların daha fazla pazar payı elde etme kapasitesi olduğu, rekabetçi olmayan
firmaların ise pazar paylarının düşeceği ve eğer dış bir destek ya da koruma olmazsa
piyasa dışında kalacakları kabul edilmektedir.
Ülkeler düzeyinde rekabet edebilirlik kavramının tanımlanmasında ise firma
düzeyine göre bazı zorluklar ve görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Ülkelerin ya da
bölgelerin rekabet edebilirliklerini artırmak iktisadi politikanın temel amacı olarak
ifade edilmekle birlikte, makro ekonomik düzeyde rekabet edebilirliğin ne anlama
geldiği konusunda tartışmalar mevcuttur. Rekabet edebilirliğin tüm çevrelerce kabul
gören ortak bir tanımı bulunmamaktadır.
Ulusal (uluslar arası) düzeyde rekabet edebilirlik; bir ülkenin açık piyasa
şartlarında ve uluslar arası rekabet koşullarında mal ve hizmet üretebiliyor olması ve
aynı zamanda gayri safi reel gelirini muhafaza edip artırıyor olması olarak
tanımlanmaktadır. Bir ekonominin rekabetçiliği, toplumun yaşam standardının
yüksek seviyede bulunması ve artmakta oluşu ile sürdürülebilir yüksek istihdamın
sağlanmış olması ile ilişkilendirilmiştir.5
Rekabet edebilirlik, orta ve uzun vadede bir ülkede yaşayan herkesin yaşam
kalitesini artıracak şekilde rakiplere kıyasla uluslar arası standart, kalite ve tercihlere
uygun mal ve hizmet üretebilme yeteneği olarak da tanımlanmaktadır.6
ABD Başkanlık Rekabet Edebilirlik Komisyonu Raporunda (The Report of
the President’s Commission on Competitiveness), bir ülkenin rekabet edebilirliği,
serbest ve adil pazar ortamında, uluslar arası pazar şartlarında uygun mal ve hizmet
üretebilme ve aynı zamanda vatandaşlarının reel gelirlerinin artırılmasını sağlama
becerisi olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, ulusal düzeyde rekabet edebilirlik,
yüksek düzeyde üretkenliğin sağlanmasına ve ekonominin yüksek reel ücret düzeyi
4 OECD, 1997b:6 5 OECD, 2003b:3 6 Aktan ve Vural, 2004:104
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 7
sağlayabilecek şekilde yüksek üretkenliğe sahip faaliyetlere geçiş sağlama becerisine
bağlıdır. Rekabet edebilirlik artan yaşam standartları, gelişen istihdam olanakları ve
bir ülkenin uluslar arası yükümlülüklerini yerine getirmeyi sürdürme kabiliyeti ile
ilişkilendirilmekte, bir ülkenin dışsatım yapma ve cari dengeyi yakalama becerisi ile
kısıtlı görülmemektedir.7
Ulusal ve bölgesel düzeyde rekabet edebilirlik fikrinin en önemli
savunucularından biri Michael Porter’dır. Ulusların Rekabetçi Avantajları adlı
eserinde Porter, kendi geliştirdiği firmaların ve endüstrilerin stratejik rekabetçi
avantajları kavramını ulusların rekabetçi durumlarının analiz edilmesine adapte
etmiştir. Ulusal rekabet edebilirlik tanımı, ilk kez Porter’ın bu araştırmasında, bir
ulusun bazı kilit sanayi sektörlerinde diğer ülkelere göre daha avantajlı duruma
ulaşmak, ya da avantajlı durumunu korumak üzere yenilik geliştirme becerisinin bir
sonucu olarak ortaya konmuştur.8
Porter, ulusal avantajın belirleyici unsurlarını Rekabet Elması Modeli ile
açıklamıştır. Modelde, bir ülkenin belirli bir sektörde sahip olduğu rekabet avantajı
dört faktör çerçevesinde izah edilmektedir. Elmasın dört köşesinde yer alan bu
faktörler: “faktör/girdi koşulları”, “talep koşulları”, “ilgili ve destekleyici
endüstrilerin/kuruluşların varlığı” ve “firma stratejisi ve rekabet yapısı” vardır.9
Ulusal düzeyde rekabet edebilirlik kavramına en temel eleştiri Krugman
tarafından getirilmiştir. Krugman, ulusal rekabet edebilirlik kavramının sık sık
kullanılmasına rağmen ülkelerin firmalar gibi birbirleriyle rekabet etmediklerini ileri
sürmüştür.
Krugman eleştirilerinde üç temel argüman ileri sürmüştür. Bunlar; ülkeler ile
firmalar arasında benzerlik kurulmasının doğru olmadığı, başarısız firmalar iş
hayatından çekilirken ülkeler için bunun doğru olmadığı; firmaların pazar payı için
rekabet ettikleri ve bir firmanın başarısının diğerinin kaybetmesi neticesini
doğurduğunu ancak bir ülke ya da bölgenin başarısının diğerlerinin başarı şansını
engellemediği hatta yeni olanaklar doğurduğu, ülkeler arasındaki ticaretin sıfır
7 The Report of the President’s Commission on Competitiveness, 1984:Martin at al’dan 2004:2-2 8 Porter, 1991:19-21 9 Porter, 1991:72
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 8
toplamlı bir oyun olmadığı ve rekabet edebilirliğin eğer bir anlamı varsa bunun
üretkenliğin farklı bir şekilde ifadesi olduğu, ulusal düzeyde yaşam standartlarındaki
gelişmenin temelde verimlilik artış oranına bağlı olduğudur.10
Bu görüşler makro iktisat düzeyinde rekabet edebilirliği savunan kesimlerce
de tartışılmış, bir ülkenin iktisadi başarısının diğerlerinin başarısızlığı temelinde
gerçekleşmediği (doğrudan kazan/kaybet durumunun mevcut olmadığı) ve
üretkenliğin rekabet edebilirliğin temel unsurlarından biri olduğu konusunda genel
bir görüş birliği oluşmuştur.11
Bu çerçevede literatürde, Porter’ın yaklaşımını esas alan ve mekanlar (bölge,
kent) arasında rekabetin varlığı temelinde politika önerileri getiren bir çok çalışma
bulunmaktadır.
1.1.1. Bölgesel rekabet edebilirlik
Bölgeler ve şehirler arasında yüzyıllardan beridir belirli oranlarda yarış
yaşanmaktadır. Ancak, bölgesel rekabet edebilirliğinin son dönemde önem
kazanmasının temel nedeni bölgelerin giderek küresel ekonominin dinamoları haline
gelmeleridir. “Mekansız ekonomi” ve “coğrafyanın sonu” gibi görüşlerin aksine
üretim dünya genelinde belirli bölgelerde yoğunlaşmakta, bölgesel ihtisaslaşmalar
gerçekleşmekte ve farklı bölgelerin/kentlerin farklı alanlarda ihtisaslaştıkları ve öne
çıktıkları görülmektedir.12
Bununla birlikte, bazı ülke ve bölgelerdeki mevcut ekonomik yapılar sarsıntı
geçirmektedir. Bilindiği üzere, toplu üretimle ilgili faaliyetler ve sanayi tesisleri
büyük oranda Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinden üretimin daha ucuz
olduğu, Merkezi ve Doğu Avrupa, Meksika ve en önemlisi Çin gibi ülkelere
kaymaktadır. Bu eğilim, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin de bu ülkelere
taşınması yönünde ilerlemektedir. Microsoft firması bir çok Ar-Ge laboratuarlarını
10 Krugman, 1994:28-31, Krugman, 1996:17 11 Martin at al, 2004:2-2 12 ECORYS. The Competitiveness of Places and Spaces, A Position Paper. 21 May 2004. Brussels. 12.12.2006. <http://www.ecorys.nl/>
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 9
Çin’de kurmakta, Nokia bunu izlemektedir. Çağrı merkezlerinin ucuz işgücü bulunan
ülkelere taşınması ise son dönemde yaşanan bir eğilimdir.13
Ayrıca, ulusal politikaların ve yatırım tercihlerinin ulusal ekonominin
büyümesini ve kapasitesini büyük oranda etkilemesine rağmen, rekabet edebilirliğin
en önemli unsurlarının ulusal düzeyde olmadığı, bir bölge ekonomisinin neden
başarılı olduğu araştırıldığında, bunda ulusal politika ve koşulların etkisinin sınırlı
olduğu, yüksek beceriye sahip rekabetçi kuruluşların bulunduğu bölge düzeyinin
daha önemli bir hale geldiği ileri sürülmektedir.14
Nitekim, rekabet edebilirliğin en önemli unsuru olan yeniliğin gelişeceği
mekânsal düzey bölge olarak görülmekte, ulusal ekonominin canlılığının bölgesel
düzeyde yenilikçilik ve rekabet edebilirliğin geliştirilmesine bağlı olduğu
savunulmaktadır. Bu çerçevede, bir ülkenin, yüksek ücret düzeyi sağlayan yüksek
katma değerli ürünleri ve hizmetleri üretebilme becerisi, bölgesel düzeyde rekabet
edebilirlik ve yenilikçilik odaklarının yaratılması ve güçlendirilmesine bağlıdır.
Yaşanan bu dönüşümler çerçevesinde, bölgelerin artan küreselleşme sürecine
yapısal uyumunu sağlamak günümüz politika yapıcılarının temel problemlerinden
biri haline gelmiştir. Rekabet sürecinde, üretime dayalı sektörler sürekli evrilmekte
ve yenilikler yaratmakta, müşteriler ve üreticiler sürekli farklılıkları arzulamakta,
ayrıca üretim organizasyonlarının biçimleri de değişmektedir. Ürün ve hizmetlerin
üretiminde, rekabet edebilirliği sağlayacak ve istihdam yaratılmasında etkili
olabilecek yeni yöntemlerin geliştirilmesi konusu öne çıkmıştır.15
Bölgesel rekabet edebilirlik, belirli bir mekandaki üretim faktörlerinin
konumu ve kullanımının, iktisadi aktörlerin rekabet edebilirliklerini etkilemekte
oluşu fikrine dayanmaktadır. Bazı yöreler, çeşitli faktörlerin bir arada bulunması,
yöredeki mevcut iktisadi faaliyetler ve organizasyonların yapıları nedeniyle başarılı
olmuş ve “odak” haline gelmişlerdir. Uluslar arası düzeyde rekabet edebilirliğe sahip
bu odaklar ya da onların oluşturduğu ağlar, büyümeyi ve istihdamı artırmaktadırlar.
13 ECORYS. The Competitiveness of Places and Spaces, A Position Paper. 21 May 2004. Brussels. 12.12.2006. <http://www.ecorys.nl/> 14 Porter, 2003:571; Porter, M.E., “Question and Answer”. Business Weekly. 21.8.2006. 05.01.2007 <http://www.businessweek.com/magazine/content/06_34/b3998460.htm> 15 OECD, 1997b:5
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 10
Bu odakların oluşumunun nasıl teşvik edileceği, yığınlaşma etkisinden nasıl daha iyi
yararlanılacağı hususları, politika yapıcılar tarafından tartışılan temel konular haline
gelmiştir.
Rekabet edebilirliğin tanımlanmasında, rekabet edebilirliğin unsurlarından
ziyade, rekabet edebilirliğin nasıl artırılabileceği esas alındığında; rekabet edebilirlik,
şirketlerin, endüstrilerin, bölgelerin, ulusların ve ulus üstü bölgelerin, uluslar arası
rekabete açık bir ortamda, yüksek gelir ve istihdam düzeyi yaratma becerilerinin
desteklenmesi olarak ifade edilmektedir. 16
Bölgesel rekabet edebilirliğin tanımlanmasında olduğu gibi, referans aldığı
teorik çerçeve konusunda da farklı yaklaşımlar mevcuttur. Ancak, iktisat teorisi
bağlamında bölgesel rekabet edebilirlikle ilişkilendirilen temel teoriler; ihracata
dayalı kalkınma teorisi, içsel büyüme teorisi, Neo-Schumpeterian teori, kümelenme
teorileri, evrimci teori (Evolutionary Theory), kurumsalcı teori ve kültürel teori
olarak ortaya konmuştur.17
İhracata dayalı kalkınma teorilerine göre, bir bölgenin dış ticaret alanında
rekabet edebilirliği (üretkenliği), bölgenin genel ekonomik performansı ve başarısı
açısından çok önemli bir belirleyicidir. Teori, bölgenin ihracata dayalı sektörlerinin
gelir, yatırım ve üretkenlik artışı sağlamadaki dolaylı etkisini ve bölgenin dış ticarete
konu olmayan faaliyetleri üzerindeki çarpan etkisini vurgular.
İçsel büyüme teorisi, eğitimli ve kalifiye beşeri sermayenin bir yörede
toplanmasını ve bunun teknolojik ilerlemeye etkisini, yerel ekonomik büyüme ve
üretkenlik artışı için temel bir kaynak olarak görmektedir. Bu tür özelliklere sahip
işgücünün belirli bir yörede yoğunlaşması, bilginin üretilmesi ve yayılması ile
yeniliği teşvik etmektedir.
Neo-Schumpeterian teoriye göre yenilikçilik, teknolojik ilerleme ve
girişimcilik bölgesel rekabetçi performansın temel sürükleyici güçleridir. Yerel
yenilikçiliğin artırılmasında yerel iktisadi ihtisaslaşma (birbirine benzer ve yarışan
firmalar arasındaki rekabet nedeniyle oluşan) ya da yerel iktisadi farklılaşma (piyasa
16 OECD, 1997b:6 17 Martin, 2005:17
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 11
fırsatlarından daha iyi yararlanma ve yenilik açısından farklı olanaklar sunması
nedeniyle) etkilidir.
Kümelenme (cluster) teorilerine göre bir bölgenin rekabetçi üstünlüğü,
ihracata dayalı, ihtisaslaşmış yerel endüstrilerin, bunlarla ilişkili destekleyici
tedarikçiler ve kurumsal ağların oluşturduğu kümelenmelere bağlıdır. Bu tür
kümelenmeler, yerel üretkenliği artırmak üzere firmalar arası rekabeti ve bilgi
yayılımını, yeniliği, yatırımı, ihtisaslaşmış kalifiye işgücü havuzunun oluşumunu
teşvik etmektedir.
Evrimci teori ise, dinamik rekabetçi üstünlük ile bölge ekonomilerinin
pazardaki dönüşüm ve farklılaşmalara, yeni rakiplerin ortaya çıkmasına ve yeni
teknolojilerin ortaya çıkmasına uyum sağlama kapasitesine vurgu yapmaktadır. Bir
bölgenin rekabetçi üstünlüğü, bölgenin geçmişte kalkınmada izlediği yol ve
gelecekte kalkınma için yeni patikalar oluşturma kapasitesinin karmaşık bir sonucu
olarak görülmektedir. Kurumsal yapı ve bunun evrimi bu süreçte çok önemli
görülmektedir.
Kurumsalcı teori, bir bölgenin rekabetçi üstünlüğünün kurumsal zenginlikten
(institutional thickness) kaynaklandığını ileri sürmektedir. Ortak bir amaç
çerçevesinde buluşan, sanayi ve ticaret birliklerinden eğitim ve öğretim kurumlarına
kadar geniş bir yelpazede yer alan gelişmiş ve bölgede gömülü olan tüm resmi ve
gayrı resmi kurumlar, girişimcilik kültürü, güven ve sosyal sermayenin diğer
boyutları, ekonomik gelişme için çok uygun bir ortam sağlarlar.
Kültürel teori ise yaratıcılık, yenilik ve girişimciliği teşvik eden kültürel
farklılık ve zenginlikler ile uzlaşma (tolerans) kültürünün ve yaşam kalitesini artıran
ve işgücü ile işletmeleri bölgeye çekmede etkili olan cazip kültürel altyapı ve
donatıların bölgenin başarısında etkili olduğunu ileri sürmektedir.
Geçtiğimiz on yılda rekabet edebilirlik kavramı bölgesel ve kentsel,
düzeydeki iktisadi analiz ve politikalarda sıklıkla yer almaya başlamıştır. Literatürde,
bölgelerin, hangi açılardan rekabet ettikleri ve günümüzün gelişmiş ekonomilerinde
rekabetçi üstünlüklerin kaynaklarının neler olduğu konusunda birçok çalışma
bulunmaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 12
Bu kapsamda, literatürdeki ilk temel yaklaşım farklı mekanlar ve bölgeler
arasında rekabet yaşandığı ve bunun bölgesel rekabet edebilirliğin ana unsurunu
oluşturduğu yönündedir.
Bölgelerin ve şehirlerin uluslar arası iş bölümünde kendileri için önceden
tanımlanmış rolleri bulunmamakta mal ve üretim faktörleri için uluslar arası pazarda
yarışmaktadırlar. 18 Uluslar arası gelişmeler, ulusal ekonomiler üzerinde giderek
artan oranda etkilerini göstermekte, bölgelerin rekabete daha açık hale gelmesine
neden olmaktadır. Bu nedenle, refah devleti anlayışının uygulanamadığı ve ulusal
bütçe dengesi nedeniyle kamu destek politikalarının azaldığı bir dönemde zayıf
bölgelerin piyasadan dışlanma ve gerileme riski giderek artmaktadır.
Bu çerçevede bölgelerin rekabet ettikleri üç temel alan:19
-Yatırım: bölgelerin yabancı, özel ve kamu sermayesi çekme kapasitesi
-İşgücü ve girişimci: nitelikli ve yaratıcı işgücü ve girişimcileri çekerek yerel
işgücü piyasasında yenilikçi bir ortam oluşturmaları
-Teknoloji: bölgenin bilgi ve yeniliklerle ilgi faaliyetleri çekme kapasitesi
olarak ortaya konmuştur.
Yeni küresel pazarda, bilgiye dayalı ekonominin hızlandırdığı yarış
ortamında ulusların, bölgelerin ve kentlerin varlıklarını sürdürebilmeleri için
rekabetçi olmaları gerektiği son dönemdeki çalışmalarda giderek artan oranda
vurgulanmaktadır. 20
Rekabet firmalarda olduğu gibi bölgeler için de farklı büyüme oranlarının
elde edilmesine neden olmaktadır. Bazı bölgeler diğerlerine oranla daha hızlı
büyüdüklerinden, firmalar arasında pazar payının kazanılması gibi başarılı bölgeler
ulusal ya da küresel pazarlardaki görece paylarını geri kalmış bölgeler aleyhine
artıracaklardır. Bölgeler, kendi çıkarlarını korumak, rekabet edebilirliklerini
muhafaza etmek ya da artırmak üzere piyasadaki aktif oyuncular olarak yerlerini
almaktadırlar. Bölgesel düzeydeki ortak stratejiler rekabet sürecini etkileyebilmekte,
18 ECORYS. The Competitiveness of Places and Spaces, A Position Paper. 21 May 2004. Brussels. 12.12.2006. <http://www.ecorys.nl/> 19 Martin and Tyler, 2003:994 20 Gardiner at al, 2004:1046
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 13
ancak bazı bölgeler ekonomik geçmişleri ya da coğrafi konumları gibi sebeplerle
diğer bölgelere nazaran daha iyi politikalar üretebilme imkanına sahiptirler.21
Camagni, bölgelerin firmalara rekabetçi bir ortam sağlamada, bilgi birikimi
sürecinde ve yerel firmaların yenilik süreçlerinde çok önemli görevler üstlendiklerini
ortaya koymuştur. 22 Ayrıca, küreselleşmenin rekabetçi iklimi artırdığını
vurgulayarak, bu süreçte mekânsal/bölgesel rekabet edebilirliğin bölgesel kalkınma
politikaları açısından kilit bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir. Bölgesel rekabet
edebilirlik konusunda Krugman’ın görüşlerini eleştirirken iki önemli sonucu
vurgulamaktadır; bölgeler, ülkelerden farklı olarak az ya da çok piyasa dışına
itilebilirler ve bölgeler yatırım için yarışmaktadırlar.23
Camagni, Krugman tarafından ileri sürülen ve bölgeler arası görev
paylaşımında her bölgenin daima kendine has bir ihtisaslaşmaya ve göreve sahip
olduğu görüşünün doğru olmadığını vurgulamış, bir bölgedeki tüm sektörlerin
verimlilikleri ve rekabet edebilirlikleri diğer bölgelere nazaran daha düşükse o
bölgenin piyasa dışında kalabileceğini iddia etmiştir. Bölgelerin bölge dışından ya da
doğrudan yabancı yatırım çekme ve uluslar arası iş bölümünde kendilerine üretken
bir rol tanımlama konularında diğer bölgelerle yarıştıklarını, bu rollerin otomatik
olarak kendilerine tevdi edilmediğini belirtmiştir.
Turok da, bölgelerin, doğal kaynakların tükenmesi ya da o yörede üretilen
ürünlere olan talebin büyük oranda değişmesi gibi yerel nedenlerle ticari işletmeler
gibi kapanmasalar da durakladıklarını ve geri kaldıklarını, ulusal düzeyde yapılacak
kaynak transferlerinin süreci erteleyebileceğini, ancak verimli yatırımlar olmaksızın
süreci geri çeviremeyeceklerini ileri sürmektedir.24
Kitson, mekanların rekabet edebilirliğini, pazar paylarını koruyan ya da
artıran firmaları kendisine çekip, bölgede tutarken aynı zamanda o bölgede yaşayan
insanların mevcut yaşam standartlarını muhafaza etme ve artırma becerisi olarak
tanımlamaktadır. 25
21 Boschma, 2004:1005 22 Camagni, 2002:2396 23 Camagni, 2002:2398 24 Turok, 2004:1070-1073 25 Kitson at al: 2004:992
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 14
Storper, da belirli bir mekanın rekabet edebilirliğini, bölgeler arası rekabeti
vurgulayarak, o bölge ekonomisinin insanların yaşam standartlarını koruyup ve
geliştirirken firmaları çekme ya da mevcut işletmelerin pazar paylarını koruma ve
artırma yeteneği olarak tanımlamaktadır.26
Chesire, mekânsal rekabetin bir yörenin iktisadi faaliyetler açısından
diğerleriyle açık ya da dolaylı bir şekilde rekabet halinde olduğu süreci tarif ettiğini,
rekabetin özellikle mobil yatırımların çekilmesi konusuyla ilgili olduğunu ancak,
mevcut iş çevrelerinin yer aldıkları pazardaki paylarını artırmaları ya da yeni iş ve
pazarlar oluşturmaları hususunun da mekânsal rekabet kapsamında yer aldığını
belirtmiştir.27
Steinle, bölgesel rekabet edebilirliği, bölgelerin diğerlerine göre daha üstün
bir konum kazandıkları ya da konumlarını muhafaza ettikleri bir süreç olarak
görmektedir.28
Literatürde yer alan araştırma ve çalışmalarda vurgulanan bir diğer konu ise,
ulusların rekabet edebilirliğinde bölgelerin rekabet gücünün önemidir. Bu
yaklaşıma göre bölgesel rekabet edebilirliğin yükseltilmesi sonuçta ulusal düzeyde
rekabet gücünü ve refahı artıracaktır.
Bölgeler ulusal ekonominin yapı taşları olarak görülmekte, ülkelerin ulusal
düzeydeki ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşmaları için rekabetçi ve dinamik
bölgelere sahip olması gerektiği vurgulanarak, rekabet edebilirliğin artırılması
bölgesel ekonomik politikanın en önemli hedefi olarak ortaya konmaktadır. 29 Bu
çerçevede, güçlü uluslar arası rekabetin yaşandığı bir dünyada, bölgeler önemli bir
rekabetçi avantaj haline gelmiştir.30
Ulusal düzeydeki rekabet edebilirlik yaklaşımı, hızlı bir şekilde bölgesel,
kentsel ve yerel politikalar düzleminde de yer almaya başlamıştır. Ulusal ekonominin
rekabet edebilirliğinin top yekun bir şekilde artırılması için, ulusal rekabet
edebilirliğin bölgesel temellerinin sağlamlaştırılması ve bu amaçla bölge düzeyinde 26 Storper, 1997:20:Kitson at al’dan 2004:992 27 Cheshire,1999:843 28 Steinle,1992:311 29 OECD, 2003b:4 30 Boschma, 2004:1002-1004
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 15
müdahale araçları geliştirilerek bölgelerin tamamının rekabet edebilirliklerinin
artırılması gerekmektedir.31
Literatürde vurgulanan diğer temel bir konu ise, firmaların rekabet
edebilirlikleri ile bulundukları mekan arasında bir ilişkidir.
Bölgelerde güçlü rekabetçi firmalar olduğu gibi rekabetçi olmayan firmalar
da bulunmaktadır. Ancak, bir bölgede yer alan firmaların tamamını etkileyen o
bölgeye has bazı özellikler vardır. Firmalar, bulundukları yer nedeniyle fiziki
girdilere, tedarikçilere, pazara, ulaşım altyapısına yakınlık gibi bazı genel ve bölgeye
özgü üstünlüklere sahip olmaktadırlar. Bu çerçevede, firmaların rekabet edebilirliği
ile bölgelerin rekabet edebilirliği kavramlarının birbirlerinden bağımsız
düşünülemeyeceği ortaya çıkmaktadır.
Bu temel yaklaşım çerçevesinde, Boschma, bölgesel rekabet edebilirliğin
yerel firmaların başarılarını önemli ölçüde etkilediğini, bunun özellikle bir bölgenin
rekabet edebilirliğinin fiziksel ve ticari nitelikli olmayan bilgi ve yeteneğe dayalı
varlıklara bağlı olduğu durumlarda geçerli olduğunu belirtmiştir.32
Budd ve Hirmis ise firmaların rekabet avantajları ve bölgesel ekonomilerin
görece avantajlarının bir araya getirilmesi temelinde bölgesel rekabet edebilirlik için
kavramsal bir çerçeve önermektedir.33
Yukarıda belirtilen tartışmalarda ortaya konduğu üzere, bölgesel rekabet
edebilirlik kavramı, akademik ve politik çevrelerde ve uygulayıcılar nezdinde önem
kazanmakta, ancak rekabet edebilirlik kavramının herkes tarafından kabul edilen tek
bir tanımı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bölgesel rekabet edebilirlik genelde
üretkenlik, büyüme, rekabet ve performans gibi ekonomi politikası terimlerini
içermekte, bölgelerin ihracat pazarındaki payı, sermaye ve işgücünün çekilmesi gibi
konularda diğerleriyle yarışması ve başarılı olması hususları vurgulanmaktadır.
Rekabet edebilir bölgeler, mevcut istihdam imkanlarından gereğince
yararlanabilen ve kalkınma sürecinde istihdamını artırabilen, farklı üretim süreçleri
ve ürünler üretebilen, gelir ve katma değeri en az ortalama düzeyde artırabilen, ulusal 31 Gardiner, at al, 2004:1046 32 Boschma, 2004:1001-1002 33 Budd and Hirmis, 2004:1015
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 16
ya da uluslar arası düzeyde iş bölümüne katkıda bulunacak şekilde diğer bölgelerle
olan ihracat ve ithalat ilişkileri gelişmekte olan, kendi özel koşullarıyla uyumlu
olarak tam istihdamı sağlamak üzere ekonomide kendine düşen özel rolü
oynayabilen bölgeler olarak tanımlanmaktadır.34
Avrupa Komisyonunun, AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve
Kalkınmasına Dair 6. Periyodik Raporunda (The Sixth Periodic Report on the Social
and Economic Situation and Development of Regions in the EU) rekabet edebilme,
uluslar arası pazarlarda kabul gören mal ve hizmetleri üretirken, aynı zamanda
yüksek ve sürdürülebilir gelir seviyelerini korumak, ya da, daha genel bir deyişle,
şirketlerin, endüstrilerin, bölgelerin, ulusların ya da uluslar üstü bölgelerin,
uluslararası rekabet içerisindeyken, görece olarak yüksek gelir ve istihdam
üretebilmeleri olarak tanımlanmaktadır.35 Bu tanım, literatürde üzerinde mutabakata
varılan tanımlardan biri olarak kabul edilmektedir.
OECD'ye göre bölgesel rekabet edebilirlik, firma ve ulusal ekonomi
düzeyindeki iki kavramdan yola çıkarak, firmaların, endüstrilerin, bölgelerin,
ülkelerin veya ülke birliklerinin uluslar arası rekabete açık iken, sürdürülebilir ve
göreli olarak yüksek faktör geliri ve faktör istihdam seviyesi yaratabilme yeteneği
olarak tanımlanmaktadır.36
Son dönemde, literatürde bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili çalışmaların
önemli bir boyutunu da kent düzeyinde rekabet edebilirlik oluşturmaktadır. Bu
nedenle bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili faktörlerin açıklanmasından önce kentsel
rekabet edebilirlik konusuna değinilmesi gerekli görülmüştür.
1.1.2. Kentsel rekabet edebilirlik
Ulusal rekabet edebilirlikle bölgelerin rekabet gücü arasında mevcut olan
ilişki son dönemde bölgesel rekabet edebilirlik ve rekabetçi kentler arasında da
kurulmaktadır. Bölgelerin ekonomik başarısı, bölgelerde yer alan rekabet edebilir
kentlerle doğru orantılı olarak gelişmektedir.
34 Steinle, 1992:311 35 European Commission, 2000:4 36 OECD, 1997c:35
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 17
Kentlerin, başta yatırımların çekilmesi olmak üzere uluslar arası, ulusal ve
bölgesel düzeyde rekabet etmekte oldukları ve kentler arasındaki rekabetin
geçtiğimiz 15 yıllık dönemde artıyor oluşu, kentsel rekabet edebilirlik konusunda
literatürde yer alan çok sayıda çalışmada vurgulanmaktadır.37
Kresl, kentsel ekonomiler açısından rekabet edebilirliği tanımlayan ilk
çalışmalardan birini yapmıştır. Nicel ve nitel hedefleri içerecek şekilde altı madde
altında rekabetçi bir kentsel ekonominin özelliklerini ortaya koymuştur: 38
1) Yüksek beceri gerektiren ve yüksek gelirli işler üretilmesi,
2) Çevreye duyarlı ürün ve hizmet üretimi,
3) Üretimde istenen özelliklere sahip ürün ve hizmetlere odaklanılması,
4) Ekonomik büyüme oranının tam istihdama ulaşacak düzeyde olması,
5) Kentin ihtisaslaşacağı alanların kentin mevcut durumuna göre değil,
gelecekteki potansiyeline uygun olarak belirlenmesi,
6) Kentin mevcut kentsel hiyerarşide daha üst düzeye çıkma potansiyeli
bulunması.
Avrupa kentleri arasında yaşanan rekabetin sonuçlarını gelir artışı ve istihdam
temelinde ortaya koymaya çalışan bir araştırmada ise, rekabet edebilirlikteki başarıyı
etkileyen unsurların, ileriyi görebilen sivil liderliğin mevcut olması, işgücünün
esnekliği, gelişmelere hızlı karşılık verebilen bir kamu sektörü, etkili kamu özel
sektör ortaklığı ve girişimciliğe uygun ortam olduğu belirtilmektedir.39
Kentsel rekabet edebilirlik konusunun firmaların rekabet gücü ile ilişkisini
ortaya koyan bir çalışmada, firmaların rekabet edebilirliğinde fiyat ve fiyat dışı
faktörlerin etkili olduğu, bu faktörlerin firmanın yer aldığı mekanla doğrudan ilişkili
olduğu, belirli bir coğrafi konumdaki dışsal ölçek ekonomileri ve orada yer alan
firmaların bunu kullanma derecelerinin firmaların rekabet edebilirliklerini belirleyen
etmenler arasında yer aldığı ileri sürülmektedir.40
37 Begg:1999; Budd, 1998; Budd and Hirmis, 2004; Ciampi, 1996; Cheshire, 1999; Cheshire and Gordon, 1995; Kresl and Singh, 1999; Lever, 1993; Malecki, 2002; Simmie, 2002; Simmie at al. 2006; Xu and Yeh, 2005 38 Kresl, 1995:51:Begg’den 1999:800 39 Lever, 1999:1029, 1042 40 Budd at al, 2004:1021
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 18
Kentsel ekonomilerin, genel ekonomik değişikliklerden etkilenmeye açık
oluşu, yerel yönetimlerin o yörede yer alan sanayinin rekabet edebilirliğine daha
fazla önem vermesini gerekli kılmıştır. Ancak, mevcut işletmelerin kendi rekabet
edebilirliklerini artırmak üzere üretimlerini kendileri açısından daha uygun başka
mekanlara kaydırmaları eğilimi, bölgelerin ve kentlerin kendi rekabet
edebilirliklerini artırmaları ihtiyacını doğurmaktadır. Bu nedenle ticaretin
serbestleştiği ve teknolojinin hızla değiştiği ve yayıldığı bir dönemde kentsel
ekonomilerin rekabet edebilirliğine ve bunu artırmak üzere geliştirilecek politikalara
daha fazla önem verilmesi gerekmektedir.41
Bu çerçevede, her bir kentsel alan ekonomik fonksiyonu ve ihtisaslaştığı
alanla ilgili küresel, ulusal ya da bölgesel düzeyde rekabet etmektedir. Kentlerin
rekabet ettikleri temel alanlar Kutu 1.1.’de belirtilmektedir. Başta Avrupa ülkeleri
olmak üzere bir çok ülkedeki politika yapıcı, kendi şehirlerinin rekabet
edebilirliklerini geliştirmek ve korumak konusunda çaba göstermektedirler.42
Kutu 1.1. Kentlerin Rekabet Ettiği Temel Alanlar
Kaynak: Lever, 1999:1029, 1042
Yukarıda bölgesel politikaların en öncelikli gündem maddesi haline gelen
bölgesel/kentsel rekabet edebilirlik kavramının gelişimi ortaya konmuş olup rekabet
edebilirliğe dair politika ve stratejilerin belirlenmesinde temel alınmak üzere
öncelikle rekabet edebilirliği sağlayan faktörlerin irdelenmesi gerekmektedir.
41 Kresl and Singh, 1999:1017,1018,1026 42 Budd, 1998:667-682; Simmie at al. 2006
Kentsel rekabet konusunda yapılan çalışmalar, kentlerin aşağıda belirtilen hedeflere ulaşmak üzere rekabet ettiklerini ortaya koymaktadır:
Başta imalat sanayi olmak üzere son dönemde, ticari faaliyetler, emlak ve bilgi gibi zenginlik ya da istihdam yaratan sektörlerde mobil yatırımları çekmek,
Mevcut firmaların gelişmesi ve yenilerinin kurulması ile ekonomik büyümeyi sağlamak, Gelir, insan kaynağı, politik güç ve talep oluşturmak üzere nüfusun çekilmesi, Ulusal düzeydeki kamu kaynakları ile Avrupa Ortak Pazarı ve AB bölgesel politikası
kapsamındaki fonlar gibi kaynaklar için rekabet, Önemli etkinlik ve yatırımlar için rekabet.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 19
1.2. Bölgesel Rekabet Edebilirliği Belirleyen Temel Faktörler
Bölgesel rekabet edebilirlik kapsamında yapılan araştırmalarda bölgelerin
mevcut rekabet edebilirlik düzeyinin tanımlanması ve ölçülmesinde kullanılabilecek
değişkenler ile rekabet edebilirliğin artırılması için gerekli faktörler ortaya konmaya
çalışılmıştır. Ancak, her bölgenin kendine has bazı özellikleri olması nedeniyle,
rekabet edebilirliği ortaya koyan ortak bir dizi değişken ve faktör bulunmamakta,
değişik çalışmalarda rekabet edebilirliğin farklı yön ve boyutları öne çıkarılmaktadır.
Rekabet edebilirliğin tanımlanmasında, kişi başına GSYİH’nin düzeyi ve
artışı sıklıkla kullanılmakta olup bunun dışında farklı tanımlar üretilmesinde bazı
zorluklarla karşılaşılmaktadır.43 Ancak, rekabet edebilirliğin sadece bir sonuç olarak
algılanmaması, bu çerçevede kişi başına düşen milli gelir ya da istihdam düzeyi gibi
betimleyici göstergeler yerine, gelişmiş ekonomik başarının altında yatan nedenlerin
ortaya konulması gerekmektedir.44
Rekabet edebilirliği belirleyen faktörler, rekabet edebilirliğin
geliştirilmesinde izlenen yaklaşımlarla doğrudan ilgilidir. Rekabetin sağlanmasında
düşük eksenli (low road) ve yüksek eksenli (high road) rekabet olmak üzere iki farklı
yaklaşım mevcuttur. Düşük eksenli rekabet edebilirlik, rekabet gücünün fiyata dayalı
faktörler aracılığıyla artırılmasını hedeflemekte; bölgeler, düşük işgücü maliyetleri,
ücretler, vergi indirimi, sübvansiyonlar ve hibeler gibi stratejileri benimseyerek
firmalar arasındaki fiyata dayalı rekabeti etkilemeye çalışmaktadırlar. Bu yaklaşım
halen bölgesel politikalarda yer almaktadır. Yüksek eksende rekabet edebilirlik
olarak adlandırılan yaklaşım ise, bölgesel düzeyde öğrenme, yenilik ve mekanın
pozitif çekiciliği temelindedir ve bölgesel kimlik, kültür, kurumlar, fiziksel olmayan
bölgeye özgü değerler gibi uzun dönemde etkili konulara da odaklanmaktadır.45
Rekabet edebilirlik faktörlerinin niceliksel ve niteliksel faktörler olarak da
tasnifi yapılmaktadır. Niceliksel faktörler altyapı, üretim, konum, ekonomik yapı ve
donatılar gibi daha geleneksel faktörleri temsil etmektedir. Bu faktörler, toplum
kalkınması ve ekonomik kalkınma için gerekli temel platformun oluşturulması
43 Budd and Hirmis, 2004:1016 44 Turok, 2004:1070 45 Markey at al, 2006:25, Boschma, 2004:1010
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 20
açısından kritiktir. Ancak, bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili son dönem literatürde
ise sosyal sermaye, yenilik, kamu-özel kesim işbirliği ve kurumsal yapılar gibi
niteliksel faktörlerin artan önemine vurgu yapılmaktadır.46 Bu tip faktörler, rekabet
edebilirliğin stratejik belirleyicileri olarak da adlandırılmaktadır.47
Bölgelerin rekabet edebilirliğinin temel unsurları rekabet gücü yüksek
firmaların o bölgede yer almasıyla ilişkili olarak görülmektedir. Avrupa
Komisyonunun, AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve Kalkınmasına Dair 6.
Periyodik Raporu bölgelerde farklı rekabet edebilirlik düzeylerinde firmalar
olduğunu ancak bir bölgede yer alan bütün firmaların rekabet edebilirlik düzeyini
etkileyen bölgeye özgü faktörlerin bulunduğunu ortaya koymuştur. Firmaların içsel
dinamikleri dışında, üretken çevrede firmaların rekabet edebilirliklerini belirleyen
temel unsurdur. Sağladığı dışsallıklar nedeniyle kamu altyapı yatırımları, kamu mal
ve hizmetlerinin yeterli düzeyde ve etkin sunumu, firmalar ve diğer ilgili kuruluşlar
arasındaki ağ ilişkileri, kümelenmeler, ihtisaslaşma, ihtisaslaşmış hizmetlere
erişebilmeleri, bu tip pozitif dışsallıklar arasında sayılabilir. Bölgesel dışsallıklar
olarak da adlandırılan bu faktörler, firmaların verimliliğini, yenilikçiliğini,
esnekliğini ve dinamizmini yani kısaca üretkenlik ve rekabetçi üstünlüklerini
belirlemekte, bölgeleri temel ekonomik dışsallıkların kaynağı olarak öne
çıkarmaktadır.48
Bölgeler, firmaları (sermayeyi) ve işgücünü bölgeye çekmede ve pazarda bir
birleriyle yarışmaktadırlar. Ancak, bu yarışta doğal kaynaklar, istihdam ve
sermayenin varlığı gibi görece üstünlükler değil teknolojik ve sosyal altyapı ile
kurumsal değerler gibi mutlak/rekabetçi üstünlükler belirleyicidir. Mutlak/rekabetçi
üstünlükler ya da fiyat dışı rekabet olarak da tarif edilen bu yaklaşımda, beşeri
sermaye, altyapı, sosyal ve ilişkisel sermaye, işbirliği, birlikte öğrenme, ticari
nitelikte olmayan karşılıklı bağımlılıklar (untraded interdependencies) kavramları ve
fiyat ya da maliyet rekabeti yerine teknolojik rekabet edebilirlik öne çıkmaktadır.49
46 Markey at al, 2006:25 47 Malecki, 2002:931, Begg, 1999:801 48 Kitson at al, 2004:994 49 Kitson at al, 2004:994; Budd and Hirmis; 2004:1023; Malecki, 2004:1102
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 21
Avrupa Komisyonunun, AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve
Kalkınmasına dair 6. Periyodik Raporunda rekabet edebilirliği belirleyen faktörler
genel olarak iktisadi faaliyetin yapısı, yenilikçilik, erişilebilirlik ve işgücünün
becerileri olarak tespit edilmiştir.50
Şekil 1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Piramidi
Kaynak: Brettel, 2005:6
Şekil 1.2.’te yer alan Bölgesel Rekabet Edebilirlik Piramidi Avrupa
Komisyonunun ulusal rekabet edebilirlik piramidi esas alınarak hazırlanmış olup
bölgesel rekabet edebilirliğin faktörleri ve sonuçlarını ortaya konmaktadır. 51
Piramidin en üstünde, istihdam oranı ve verimliliğe bağlı olan yaşam standardı yer
almaktadır. İstihdam oranı ve verimlilik ise araştırma ve teknolojik gelişme,
KOBİ’lerin durumu, doğrudan yabancı yatırım (DYY), altyapı ve beşeri sermaye ile
kurumlar ve sosyal sermaye ile ilişkilendirilmektedir. Tüm bu değişkenleri etkileyen
faktörler ise iktisadi yapı, yenilikçi faaliyetler, bölgesel erişilebilirlik, işgücünün
yetenekleri, çevre, karar merkezleri, sosyal yapı ve bölgesel kültür olarak ortaya
konmaktadır.
50 European Commission, 2000:10 51 Brettel, 2005:6
Bölgesel Yaşam Kalitesi Yaşam Standardı
Çevre Karar Merkezleri Sosyal Yapı Bölgesel kültür
İktisadi Yapı
Yenilikçi Faaliyet
Bölgesel Erişilebilirlik
İşgücünün yetenekleri
Bölgesel Performans
Emek üretkenliği İstihdam oranı
Araştırma ve Teknolojik Gelişme
KOBİ Gelişimi
Altyapı ve beşeri sermaye
Kurumlar ve Sosyal sermaye
DYYFaaliyeti
Hedeflenen Sonuçlar
Açıklanmış Rekabet Edebilirlik
Rekabet Edebilirliğin Kaynakları
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 22
Emeğin üretkenliği bir çok değişkene bağlıdır. Bu değişkenler bölgenin
toplam istihdam oranını da belirlemektedir. Üretkenlik (emek verimliliği) ve
istihdam oranı “açıklanmış rekabet edebilirlik” olarak nitelenmektedir ve bölgenin
ekonomik performansının ve refahının (rekabet edebilirliğinin) temel bileşenleridir.
Rekabetçi bir bölgeyi sadece üretkenliğe göre belirlemek yanıltıcı olabilecektir.
Çünkü bir bölgenin üretkenliği teorik olarak bölgedeki firmalarda bir verimlileştirme
ve küçültme sürecinin başlatılıp, en verimsiz firmaların kapatılması ve en verimsiz
işçilerin işten çıkarılması ile sağlanabilir. Bu şekilde üretkenlik artacak, ancak
üretim artışı olmadığı gibi bölgenin görece üstünlüğünün geliştirilmesine bir katkısı
da olmayacak, işsizliği artıracaktır.52
Yukarıda açıklanan faktörler arasında makro ekonomik durum yer almamakla
birlikte makro ekonomik istikrar sağlıklı bir iş ve çalışma ortamının
oluşturulmasında gerekli olan faktörlerin başında yer almaktadır. Uygulanacak
başarılı makro ekonomik politikalar kısa ve orta vadede firmaların yatırım kararları
üzerinde olumlu bir etki oluşturacak, kişi ve firmaların geleceğe güvenle
bakabilmelerini sağlayacak ve uzun vadede iktisadi büyüme ve verimliliğin
artırılması için elverişli koşulları oluşturarak, rekabet gücü ve dolayısıyla yaşam
kalitesini artırıcı olumlu bir etki yaratacaktır.53 Bu bağlamda güçlü ve sürdürülebilir
makro ekonomik politikalar bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesine yardımcı
olacaktır.
Yukarıda ortaya konan genel çerçeve kapsamında bölgesel rekabet edebilirliği
belirleyen faktörler, bu konuda daha önce yürütülen çalışmalardaki bulgular da
dikkate alınarak, beş ana başlık altında detaylandırılacaktır: İktisadi faaliyetin yapısı,
yenilik ve öğrenme, altyapı ve erişilebilirlik, beşeri sermaye ile yönetişim ve sosyal
sermaye (Tablo 1.1.).
52 Gardiner at al., 2004:1049 53 Aktan ve Vural, 2004: 88
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 23
Tablo 1.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Faktörleri
İktisadi Faaliyetin Yapısı Yenilik ve Öğrenme Altyapı ve Erişilebilirlik Beşeri Sermaye Yönetişim ve Sosyal Sermaye
Girişimcilik Kültürü - Pazara Giriş İçin Az Engel - Risk Alma Kültürü
Sektörel Yoğunlaşmalar - Denge / Bağımlılık - İstihdam Yoğunlaşması - Yüksek Katma Değerli
Faaliyetler - Kümelenme Uluslar arasılaşma - İhracat - Yatırım - İşletme Kültürü
- Doğrudan Yabancı Yatırımın Yapısı Üretim faktörleri - Sermayenin Varlığı - Uzmanlaşma - Rekabetin Yapısı
Yenilik - Patentler - Ar -Ge - Ağ Oluşumu, - Öğrenme - Açık Olmayan (tacit) Bilgi - Araştırma Merkezleri ve
Üniversiteler - İşletmelerin Araştırma
kurumlarıyla Bağlantıları
Temel Altyapı - Karayolu - Demiryolu - Havayolu - Enerji
Teknolojik Altyapı - Bilgi ve iletişim
Teknolojileri - Telekomünikasyon - İnternet
Bilgi Altyapısı - Eğitim Tesisleri
Yaşanan Yerin Kalitesi/Sosyal Altyapı - Konut - Doğal Çevre - Kültürel Donatılar - Güvenlik Konum - Pazara Yakınlık - Büyüme Koridorları,
Demografik Eğilimler - Nüfus - Eğitim Düzeyi - Kalifiye İşçilerin Bölgeye
Çekilmesi - Çeşitlilik
Kalifiye İşgücü - Bilgi Yoğun Mesleki
Beceriler
Sosyal Sermaye - İşbirlikleri ve Ortaklıklar - Kurumsal Zenginlik - Güven, İşbirliği - Sosyal Ağlar Kurumsal Kapasite - Yönetişim - Koordinasyon Yapıları - Bölgesel Strateji - Esneklik - İstikrar - Tutarlılık
Kaynak: Martin at al, 2004:2-32; Markey at al, 2006:26; Begg, 1999:801; Malecki, 2002:931 ve Kitson at al, 2004:994‘den derlenmiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 24
1.2.1. İktisadi faaliyetin yapısı
Başarılı bölgeler, yüksek büyüme hızına sahip sektörlerde ihtisaslaşmaları ya
da kümelenmeler gibi yığılma ekonomilerinden yararlanarak verimlilik artışı
sağlamaları nedeniyle sektörel yapılarından kaynaklanan avantajlara sahiptir.
Bölgedeki ekonomik faaliyetlerdeki yoğunluk, yığılma, sektörel dağılımın
yanı sıra piyasanın rekabetçi bir yapıda olup olmaması ve piyasada faaliyet gösteren
şirketlerin birbirlerinin yarattıkları pozitif dışsallıklardan yararlanabilmesi gibi
unsurlar, bir bölgenin rekabet edebilirliğini doğrudan etkilemektedir.
Birçok çalışmada endüstriyel yapının rekabet edebilirlik açısından önemi
vurgulanmıştır. Örneğin, AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve
Kalkınmasına Dair 6. Periyodik Raporda54, uygun olmayan sektörel yapı ve yenilik
kapasitesinin olmaması rekabet edebilirliğin çok düşük olmasına neden olan en
önemli faktörler arasında görülmektedir. Ayrıca, bir bölgenin başarısını ortaya koyan
temel gösterge kişi başına düşen GSYİH olarak değerlendirilmekte olup, bunun
temel bileşenlerinden biri olan verimliliğin ise iktisadi faaliyetlerin gelişmiş, katma
değeri yüksek sektörlerde olması ile doğrudan ilişkili olduğu kabul edilmektedir.
Geleneksel sanayi alanındaki rekabetçi güçlerini kaybeden sanayileşmiş
ülkelerdeki üretim imkanları, gelişmekte olan ülkelere doğru kayarken gelişmiş
ülkeler ekonomilerini yeniden yapılandırmakta ve ileri teknoloji ve bilgi birikimi
gerektiren sektörlere yönelmektedir.
Giderek daha fazla firma, kuruluş ve gelişme yeri olarak yüksek işçilik ve
mekan maliyetleri gibi negatif dışsallıkların yaşandığı geleneksel sanayi
merkezlerinden daha çok işgücü ve mekanın bol ve ucuz olduğu ve hammadde
kaynaklarına yakın olmanın avantajlarını sunan bölgeleri tercih etmektedir.
Geleneksel ve emek yoğun işletmelerdeki göreli üstünlüğünü nispeten kaybeden
bölgelerin ise, ihtisaslaşma ve yenilik temelinde endüstrilerini yeniden
yapılandırmaları gerekmektedir.55
54 European Commission, 2000:9, 80 55 Beceren, 2004:295
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 25
Fordist üretim tarzından esnek üretime geçişle birlikte, KOBİ’ler istihdam
yaratma ve ekonomik kalkınma açısından çok önemli işlevler görmeye
başlamışlardır. KOBİ’ler, esnek olmaları, girişimcilik ve yenilik açısından önemli
potansiyeller barındırmaları nedeniyle bölgesel kalkınmada önemli bir role sahiptir.
Ancak, KOBİ’lerin sektörel dağılımları, dinamik sektörlerde yer almaları,
yenilikçilik potansiyelleri, büyük firmalarla ilişkileri, araştırma kurumları ve kendi
aralarında kuracakları ağlar gibi koşullar, KOBİ’lerin bölgesel rekabet edebilirlik
açısından oynayabilecekleri rolü belirleyici nitelikte olacaktır.
Yeni ekonomide firmaların rekabetçi üstünlüğü daha fazla ihtisaslaşmaya
bağlıdır. İhtisaslaşma ise diğer firmalar, organizasyonlar ve tedarikçilerle daha fazla
bağımlılıkların oluşmasını sağlamaktadır. Sonuç olarak, firmalar giderek artan
oranda ağların ya da kümelenmelerin üyesi haline gelmekte, bu sayede kaynakların
ortak bir havuzda toplanması ve bilgi paylaşımının oluşturduğu üstünlüklerden
yararlanmaktadır.56
Bu çerçevede, bir ülke ya da bölgede faaliyet gösteren birbiri ile ilişkili
şirketlerin, uzman tedarikçilerin, hizmet sunucularının ve ilgili kurumların belirli bir
yörede yoğunlaşarak kümelenmeler oluşturması ve bu şekilde rekabet
edebilirliklerini artırmaları konusu son dönemde literatürde önemle
vurgulanmaktadır. 57
Küme (cluster) kavramına göre, bölgesel rekabet üstünlüğü, belirli bir
yöredeki kümelenmiş aktivitelerin varlığı ve dinamizminden kaynaklanmaktadır.
Kümeler, kartopu etkisi yapmakta, sadece benzer işletmeleri değil tamamlayıcı
işletmeleri de bölgeye çekmektedir. Kümelerin ekonomik kalkınma ve verimlilik
açısından pozitif etkilerini gösteren birçok çalışma bulunmaktadır.58
İhracata dayalı üretim, yarattığı çarpan etkisi nedeniyle bölgesel rekabet
edebilirlik açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmektedir. 59 Firmaların
ürettikleri malı yabancı piyasalarda satmaları iktisadi büyümenin artırılmasında son
56 Sepic, 2005:7 57 Bölgesel rekabet edebilirlik açısından son dönemde sıklıkla vurgulanan kümelenme konusu Üçüncü Bölümde daha detaylı olarak işlenecektir. 58 Sepic, 2005:7 59 Camagni,2002:2404; Simmie, 2002:201
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 26
derece önemli bir role sahiptir ve rekabet edebilirliğin göstergelerinden birini
oluşturur. Ekonominin dışa açılma derecesinin yüksek olması, ihracatçı firmaların
dışsatım olanaklarını artırır. Ayrıca, dünyanın her tarafında faaliyet gösteren
firmaların en iyi uygulamalarının öğrenilmesi, yabancı firmaların tecrübelerinden
yararlanılması, alternatif girdi kaynaklarına erişim imkanına kavuşulması, teknoloji
transferinden yararlanılması ve küresel bilgi havuzuna erişilmesi gibi artan
küreselleşme eğiliminin olumlu yönlerinden faydalanılma potansiyelini artırır. 60
Gelecekteki ekonomik başarıyı, rekabetçi ürün ve üretim süreçleri olan, araştırma ve
geliştirme faaliyetleriyle yenilikçiliği yakalamış aktif ihracatçı firmaların sağlayacağı
öne sürülmektedir.61
Doğrudan yabancı yatırımın bulunması, yerel iş ortamının ve genel yaşam
kalitesinin dünyanın diğer kesimleriyle yarışacak düzeyde olduğunu ortaya
koymaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar bir yandan ilave yatırım kapasitesinin
ortaya çıkmasına ve böylece istihdam olanaklarının artırılmasına yol açarken, öte
yandan oluşturduğu pozitif dışsallıklar (teknoloji transferi, yaparak öğrenme, know-
how, bilgi transferi, küresel bağlantılar ve ağlara erişim) yoluyla yerel ekonomilerin
bilgi ve yenilik kapasitelerini dolayısıyla rekabet edebilirliğini orta ve uzun vadede
artırma potansiyeline sahiptir.62
Bununla birlikte, rekabet edebilirlikteki artış çoğu kez verimlilikteki artışa
dayanmakta, verimlilikteki artışlar ise büyük ölçüde firma faaliyet ve
operasyonlarının karmaşıklığına ve firmaların içinde faaliyet gösterdikleri mikro-
ekonomik iş ortamının kalitesine bağlıdır.63
1.2.2. Yenilik ve öğrenme
Yenilikçilik, rekabet edebilirliğin sağlanması ve sürdürülmesinde temel
faktörlerden biridir. Yenilikçilik, müşterilerin beğeni ve tercihlerine karşılık veren
yeni ürün ve hizmetlerin yaratılmasını ve mevcut ürün ve hizmetlerin kalitelerini
60 Aktan ve Vural, 2004:92 61 Budd and Hirmis 2004:1022 62 Aktan ve Vural, 2004:92; European Commission, 2000:10 63 Aktan ve Vural, 2004: 112
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 27
artırma veya maliyetlerini aşağıya çekme yol ve yöntemlerinin bulunmasını içeren
karmaşık bir süreç olarak nitelendirilmektedir.64
Başarılı bölgeler yeniliklerin üretilmesi ya da yayılmasına öncelik
vermişlerdir. Özellikle, yenilik kapasitesi ile KOBİ’lerin bir araya getirilmesi, yeni
fikirlerin geliştirilmesinde girişimciliğin önemi, eğitim kurumlarının rolü ve öğrenen
bölge kavramı, bu kapsamda öne çıkmıştır.
Teknolojinin ve üretim tesislerinin bir yerden başka yere kolayca taşınabildiği
günümüzde, yüksek ücret ödeyerek standart üretim yapan bölgelerin egemenliği
düşük ücret ödeyen bölgeler lehine ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle, gelişmiş
ülkeler artık giderek bilgi birikimi gerektiren ve araştırma geliştirme yoğunluğu
içeren ürünlerin üretimine doğru kaymaktadır. Bu durum, günümüzde yenilik ve
yenilikçi fikir üretiminin öneminin yoğun bir şekilde gündeme getirilmesine ve
araştırılmasına neden olmuştur.65
Yeniliklerin ortaya çıkmasında en önemli etmen yenilikçi ortam (innovative
milleu) ve ağlardır. Yenilikçi ortam; ihtisaslaşma, interaktif ve sinerjik bir atmosfer,
gelişmiş bir imitasyon süreci, kolektif öğrenme süreci ve güçlü yerel kimlik gibi
etmenlerin bir arada bulunduğu ortamı ifade etmektedir.66
"Bölgesel üretim sistemleri", "endüstriyel bölgeler", ve "bölgesel yenilik
ağları" kavramları "yenilikçi ortam" kavramı gibi literatürde sıklıkla yer almaya
başlamıştır. Bu çerçevede, özellikle İtalya’nın kuzeyinde Emilia-Romagna,
Almanya’da Baden-Wurtternberg ve Amerika Birleşik Devletlerinde Silikon Vadisi
gibi bölgeler çoklukla araştırılmıştır.
Öğrenen bölge kavramı ise nispeten yeni bir kavram olup son dönem
çalışmalarda sıklıkla vurgulanmaktadır. Öğrenen bölge yaklaşımında temel konu,
girişimcilerin birlikte çalışma anlayışlarının olması, bölgesel birliktelik sağlanarak,
üniversite, mahalli idareler ve endüstri arasında eğitim ve bilgi akışı sağlanmasıdır.
Firmaların tek olmadıklarının bilincinde olarak ortak hareket etmeleri katma değer
64 Aktan ve Vural, 2004:113 65 Beceren, 2004:287 66 Martin at al, 2004:2-27
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 28
üretimlerini artıracaktır.67 Bölgesel Yenilik Sistemleri ve Stratejileri gibi yenilikle
ilgili diğer kavram ve konular Üçüncü Bölümde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
1.2.3. Altyapı ve erişilebilirlik
İşletmeler için gerekli üretken çevrenin temel unsurlarından olan sosyal ve
fiziksel altyapı, yörede yaşayan insanların yaşam kalitelerini de artırarak bölgelerin
rekabet edebilirliği için vazgeçilmez faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle
başarılı bölgeler genelde gelişmiş fiziksel altyapı ve iletişim altyapısına sahiplerdir.
Firmalar, malların, insanların ve bilginin maliyet etkin ve verimli bir şekilde
hareket edebilmelerine imkan sağlayan yeterli seviyede ulaşım ve iletişim
altyapılarına sahip olan bölgelere yerleşmek isterler ve ancak bu türden bölgelerde
büyüyebilir ve başarılı olabilirler. Altyapıdaki yetersizlikler ve rakiplere nazaran
sahip olunan dezavantajlar maliyetlerin artmasına ve düşük verimliliğe yol
açmaktadır.68
OECD tarafından yapılan bir çok çalışmada, fiziksel altyapıda sağlanacak
gelişmelerin bölgedeki işletmelerde verimlilik artışını sağladığı ve bölgenin yatırım
açısından çekiciliğini artırdığı vurgulanmaktadır. 69 Güçlü bir ekonomi için yüksek
kalitede altyapı ve hizmet sunumu hayati öneme sahiptir. Bir yörenin
erişilebilirliğinin artırılması daha geniş bir işgücü pazarına erişim imkanı vermekte,
tedarikçiler ve müşterilere daha hızlı ve ucuza ulaşılmasını sağlamakta, pazar alanını
genişletmekte, arazi kullanımıyla ilgili kısıtları ortadan kaldırmaktadır. Bu durum
işletmelerin ve hane halkının yer seçim kararlarını etkileyerek, istihdam ve yatırım
açısından olumlu etkiler yaratabilmektedir.
Bölgenin coğrafi konumu da kalkınma ve rekabet edebilirlik açısından önemli
bir rol oynamaktadır.70 Bir cazibe merkezi ya da metropol yakınında bulunan bir
bölge çevresinde gelişmekte olan ekonominin yayılma etkisinden
yararlanabilmektedir. Belirli bir ulaşım koridoru üzerindeki bölgenin diğerlerine göre
üstünlüğü oluşmaktadır, uzak bölgeler ve coğrafi açıdan sorunlu alanlar rekabet
67 Altınok ve ark.,:2004:307 68 Aktan ve Vural, 2004:97 69 OECD, 2005a:51 70 Budd and Hirmis, 2004:1022
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 29
açısından bazı dezavantajlara sahiptir, ancak sınır bölgeler konumları nedeniyle bazı
rekabetçi üstünlüklere de sahip olabilirler.71
Gelişmiş ekonomiler arasındaki, verimlilik farklarının büyük bir kısmının,
bilgi, iletişim teknolojilerinin üretimi ve kullanımındaki farklardan kaynaklandığı
ileri sürülmektedir. Bu çerçevede, ileri teknoloji kullanan ve uluslar arası hizmetler
sektöründe faaliyet gösteren firmaların çoğunun faaliyetlerini rekabetçi bir yapı
içinde sürdürebilmeleri için, gelişmiş iletişim teknoloji ve hizmetlerinden
yararlanmaları gerekmektedir. Geniş bant teknolojisi teknik ilerlemeyi artırmak ve
verimlilikte kalıcı ve sürekli artışlar gerçekleştirebilmek için son derece önemli
görülmektedir.72
Ayrıca, telekomünikasyon sistemlerinin hızlı gelişimi, ekonomik kalkınma
açısından yeni fırsatlar da ortaya çıkarmaktadır. İletişim teknolojilerindeki
gelişmeler, konumsal faktörlerin ağırlığını azaltarak firmalar için elektronik ticaret
gibi yeni alternatifler oluşturmakta, uzaklığın etkisini hafifletmektedir. Bilgi ve
iletişim teknolojisi, yenilikçi kapasite ve rekabet edebilirliğin geliştirilmesini
sağlayan bilgi ekonomisinin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır.73
Enerji üretim maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen unsurlardan biridir. Enerji
güvenliği ve enerjinin çevre dostu ve ucuz olması özellikle yüksek teknolojiye dayalı
endüstriler için son derece önemlidir. 74 Enerjinin, temiz, güvenilir ve rekabetçi
fiyatlardan sunulması rekabet edebilirlik açısından önemli faktörler arasında yer
almaktadır. Bir ekonominin büyümesinin çevreye zarar verecek şekilde olması uzun
vadede kalkınma açısından sınırlayıcı bir faktör olarak ortaya çıkacaktır. Bu nedenle,
çevrenin korunması için alınan tedbirler de bir bölgenin uzun dönemde rekabet
edebilirliğinin belirleyicileri arasında yer almaktadır. Yurtdışı markalar ve zengin
tüketiciler de çevresel standartlarda üretime özel önem vermekte ve bunu sıkı şekilde
denetlemektedir.
Sosyal altyapı, beşeri sermayenin gelişimi açısından gerekli olan hizmetlerin
sunumu, uygun yaşam koşullarının sağlanması ve yaşam kalitesinin artırılması gibi 71 Sepic, 2005:23 72 Aktan ve Vural, 2004:99 73 Sepic, 2005:19 74 Aktan ve Vural, 2004:102
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 30
fonksiyonları nedeniyle rekabet edebilirliği etkileyen faktörler arasında yer
almaktadır. Bir bölgede yüksek kalitede sosyal altyapının bulunması, yatırım
yapacak ya da yeni işletme kuracakların mekan tercihleri açısından önemli
görülmektedir. Özellikle yüksek katma değer yaratan ve bilgiye dayalı faaliyetlerin
bölgelere çekilmesi açısından, müze, tiyatro, sinema ve diğer sanatsal etkinlikler
sunan mekanların yanı sıra uygun yaşam mekanları, parklar ve dinlenme alanları,
eğitim ve sağlık kurumları gibi altyapı ve donatılar kalkınma politikasının önemli bir
yönünü oluşturmaktadır. Kalifiye işgücü de sosyal altyapısı gelişmiş alanları tercih
etmektedir. Sosyal altyapının bir diğer boyutu ise bölgede sosyal içermeyi
sağlamaktaki olumlu rolüdür.
1.2.4. Beşeri sermaye
Fiziki altyapı rekabet edebilirliğin artırılmasını kolaylaştıran bir faktördür
ancak rekabet edebilirliğin orta ve uzun vadede sürdürülebilir olması sanayi ve bilgi
ekonomisinde iyileşmeye ve gelişmeye yol açacak olan faaliyetlere bağlıdır. Bu
anlamda rekabet edebilirliğin artırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi
açısından beşeri sermaye en önemli girdilerden biri konumundadır.
Bir bölgedeki vasıflı beşeri sermaye en önemli üretim faktörlerinden biri
olmakla birlikte girişimcilik ve yaratıcılık ortamının gelişmesine de katkıda
bulunacaktır. Tecrübeler göstermiştir ki; insanlar ve iş sürecine kattıkları beceri ve
bilgiler ekonomik kalkınmanın başlıca unsurlarındandır. 75 Bölgede var olan
mühendisler, bilim adamları, teknisyenler, bilgisayar uzmanları ve diğer önemli
vasıflı insan gücünün çokluğu firmaların bölgeye çekilmesinde önemli bir etki
yapmaktadır.76
Nitekim, iyi yetişmiş ve nitelikli bir beşeri sermaye havuzunun bulunması,
bölge ve o bölgede yer alan firmalar için önemli bir rekabet üstünlüğü sağlayacaktır.
Özellikle önümüzdeki dönemde bilgi yoğun endüstrilerin ve bilgiye dayalı hizmet
75 OECD, 1997c:16 76 Beceren, 2004:292
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 31
sektörlerinin öneminin gittikçe artacağı bir ortamda, beşeri sermayenin ekonominin
itici gücü olma fonksiyonu kuvvetlenecektir.77
Bu bağlamda, eğitime, işletmelerin ihtiyacına uygun beşeri sermayenin
üretildiği sistem olması nedeniyle çok önem verilmektedir. Eğitim sistemine uzun
vadeli bir perspektifle yeterli düzeyde yapılacak yatırımların karşılığının, orta ve
uzun vadede rakiplerine kıyasla verimlilik ve rekabet edebilirlik alanında sağlanacak
ciddi sıçramalarla alınacağı öngörülmektedir.
Bununla birlikte, işgücü ve işgücünün demografik özellikleri bölgelerin
rekabet edebilirliği açısından önemli görülmekte, bölgedeki nüfusun yaşlı ya da genç
olması, artan ya da azalan nüfus oranı, net dış ya da iç göç, işgücünün mekânda
dağılımı, yaşam ortamı, eğitim durumu, aktarılan bilgi ve know-how’ı
içselleştirebilme yeteneği, değişikliklere açık ve yeni teknolojilere adapte olabilecek
kapasiteye sahip olması rekabet edebilirliği belirleyen faktörler arasında
sayılmaktadır.78
Bu çerçevede, bir bölgedeki nüfusun nitelik düzeyi ve yapısı farklı açılardan
bölgenin rekabet edebilirliğini etkilemektedir: 79 İşgücünün niteliklerinin yüksek
olması, bölgedeki endüstrilerin daha yüksek katma değerli üretim yapmasına katkı
sağlamakta, bölgede kurulacak endüstrileri ve üretilecek ürünlerin türünü
etkilemektedir. İnsan kaynağının kalitesi, yeni buluşların ve teknolojinin
yayılmasında etkili olan temel faktördür ve bir ekonominin yenilikleri özümseme
kapasitesinin artırılması için ön şart niteliğindedir. Ayrıca, teknolojiye dayalı
endüstrilerin yer aldığı bölgesel yenilik sistemlerinin gelişmesi yüksek vasıflarda
beşeri sermayeyi gerektirmektedir.
Bir bölgenin yeni girişimciler ortaya çıkarma kapasitesi, bölgedeki nüfusun
yaşı, girişimcilik/risk alma kültürü gibi değişkenlere bağlıdır ve dolayısıyla
kurulacak yeni KOBİ’lerin sayısı ve bölge ekonomisinin dinamizmi ve rekabet
edebilirliğini etkilemektedir. Nüfusun yaşı, işgücünün esnekliği, kadının işgücü
77 Aktan ve Vural, 2004:107 78 OECD, 1997b:9 79 Sepic, 2005:8
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 32
pazarındaki rolü ve konumu, çalışma kültürü gibi faktörler de işgücünün verimliliği
üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
1.2.5. Yönetişim ve sosyal sermaye
Yapılan birçok çalışmada, bölgesel rekabet edebilirlik ile bölgesel gelişme
stratejilerinin belirlenmesi ve uygulaması sürecindeki yönetişim ve bölgedeki
kurumsal kapasite arasında açık bir ilişki olduğu ortaya konmaktadır.80 AB’de ve
OECD ülkelerindeki genel eğilim, bölgesel ekonomik kalkınmada yukarıdan aşağıya
yaklaşım yerine tabandan tavana ve içsel büyümeyi öne çıkaran bir yaklaşıma geçiş
yaşandığını ortaya koymaktadır. Sonuçta, görev ve yetkiler giderek artan oranda
farklı yönetim kademeleri, sivil toplum ve özel sektör arasında paylaşılmaya
başlanmıştır. Buradaki temel yaklaşım, bu grupların katılımın artırılmasının ve
aralarındaki işbirliğinin geliştirilmesinin kamu politikalarının tasarımını ve
uygulanmasını iyileştireceği prensibine dayanmaktadır. Ayrıca, görev ve yetki
paylaşımı ve katılımcılıkla alınan kararların uygulanma şansı ve kalıcılığı artacaktır.
Yeni bölgesel politika yaklaşımı çerçevesinde, merkezi hükümetin belirleyici
rol oynadığı dikey hiyerarşiye dayalı yaklaşımdan, daha geniş ortakların katılımını
içeren daha esnek yönetişim biçimlerine geçiş yaşanmaktadır. Bu yeni yaklaşım çok
katmanlı yönetişim kavramı altında, yerel/bölgesel yönetimlere yetki aktarımı,
aktörler arası farklı ilişki türleri ve merkezi yönetimin mali desteği gibi birçok
boyutu olan yeni düzenlemeleri içermektedir. Bu düzenlemelerin diğer önemli bir
amacı da, yerelde kapasiteyi geliştirmek ve yerel aktörler arası sinerjinin
artırılmasıdır.
Adem-i merkeziyetçilik ve ortaklık ilkelerinin uygulamaya geçirilmesi,
yönetimin farklı düzeyleri ve özel sektörün politika belirleme süreçlerine katılımını
sağlamakta ve farklı uzmanlık ve tecrübelerden yararlanma imkânını ortaya
çıkarmaktadır. 81 Bu bağlamda, bölgenin rekabet gücünü artırmak üzere yerel
kaynakların harekete geçirilebilmesi için, kamu ve özel kesim, sivil toplum
kuruluşları ve üniversitelerin faaliyetlerini işbirliği içerisinde yürütmesi
gerekmektedir.
80 Sepic, 2005:13 81 European Commission, 2000:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 33
Rekabet edebilirliğin artırılmasında etken olan kurumsal faktörlerden bir
diğeri de kamu kurumlarının verimliliğidir. Kamu yönetimi prensiplerinde son
yıllarda önemli değişiklikler yaşanmaktadır. Bu kapsamda, geçmişten edinilen
derslerin (“öğrenen kurum/organizasyon” oluşturmak üzere) gelecekteki politikalara
ve karar verme süreçlerine sistematik olarak aktarılması için performans
değerlendirmesine vurgu yapılmaktadır.82 Son dönemde yapılan araştırmalar, belirli
bir düzeyde makro ekonomik istikrar sağlandığında kurumsal yapının büyümenin en
önemli belirleyicilerinden biri haline geldiğini ve bu bağlamda bölgesel rekabet
edebilirlik ile iktisadi kalkınmanın yönetişim boyutu ve bölgesel düzeyde kurumsal
kapasite arasında açık bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.83
Bu çerçevede, yönetişim kavramı ile birlikte sosyal sermaye, destekleyici
kurumsal çerçeve, kurumsal zenginlik, ticarete konu olmayan karşılıklı bağımlılıklar
gibi kavramlar öne çıkmaktadır.
Sosyal sermaye de giderek artan oranda rekabet edebilirlik için temel unsurlar
arasında yer almaya başlamış olup, bölgesel rekabet edebilirliğe katkı sağlayan
birçok unsur açısından kilit bir faktördür.84 Sosyal sermaye, iş kültürü ve paylaşılan
sosyal davranış normları ile işbirliği ve girişimciliği kolaylaştırmaktadır. Özellikle
geri kalmış bölgelerde düşük düzeyde olan sosyal sermaye, bu bölgelerin rekabet
edebilirlikleri açısından önemli bir engel olarak görülmektedir.
Destekleyici kurumsal çevre stratejik müdahalelerin koordinasyonu açısından
kritik öneme haizdir. “Ortak bir proje”de yer alma sorumluluğu çerçevesinde, negatif
yarışın sonuçlarından kaçınmak, işbirliğine dayalı yönetişimle kalkınma
potansiyellerini harekete geçirmek üzere yüksek düzeyde bölgesel etkileşim
“kurumsal zenginlik” şeklinde tanımlanmaktadır.85 Kurumsal zenginliğin rekabetçi
bölgelerde bulunup diğerlerinde bulunmayan gizli bir unsur olduğunu
belirtilmektedir. Bazı araştırmacılar ise bunu “sosyal sermaye”, ekonomik ve sosyal
82 European Commission, 2000:10 83 Martin at al, 2004:2-27 84 Camagni, 2002:2398 85 Markey at al, 2006:25
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 34
faaliyetleri teşvik eden kamu ve özel kesim arasındaki etkileşim ağı, olarak
tanımlamaktadırlar.86
Sosyal sermaye, bölgelerde rekabet ve işbirliği arasında dengenin
sağlanmasında önemli bir faktör olarak tanımlanmaktadır. Ticarete konu olmayan
karşılıklı bağımlılıklar kavramı aynı şartlara sahip bazı bölgeler gelişirken
diğerlerinin neden gelişmediğini açıklamak üzere ortaya konan bir kavramdır. Sosyal
sermayeyle ilgili tartışmalar sosyal ya da ilişkisel iç içe geçmişlikle (social/relational
embeddedness) ilgili mikro düzeyde pozitif dışsallıklar kavramlarını gündeme
getirmiştir. Toplum ve iktisadi aktörler arasındaki ilişkiler ve güven düzeyi sosyal iç
içe geçmişliği meydana getirir ve belirli bir yöreye bağlılığın oluşumunda rol
oynar.87
Firmalar arası ağlar sosyal sermayenin sonucu olduğu gibi, aynı zamanda
sosyal sermayenin unsurlarındandır. Bu ağlar, normalde büyük firmaların
kullanabildikleri ölçek ekonomisini küçük birimlerin dinamizmi ve esnekliği ile
birleştirmekte ve özellikle yenilik açısından çok önemli görülmektedir.88
Yenilik ve öğrenme ile ilgili bölümde belirtildiği üzere, endüstriyel merkezler
(eco-districts), yenilikçi ortam, öğrenen bölgeler (learning regions) ve bölgesel
yenilik sistemleri (regional innovation systems) gibi kavramlar, tek bir firma
sınırlarını aşan düzeyde, ancak belirli bir mekanla sınırlı olarak rekabet edebilirliğin
sağlanmasında ve sürdürülmesinde dışsallıkların önemini ortaya koymaktadır. Bu
nedenle rekabet edebilirliğin ticari nitelikli ilişkiler (traded relationships) yerine
ticarete konu olmayan bağımlılıklara bağlı olduğu, ekonomi dışı faktörlerin (sosyal,
kültürel ve kurumsal faktörler) bilginin yaratılması, öğrenme ve ekonomik kalkınma
açısından çok önemli olduğu öne sürülmektedir. 89 Ticarete konu olmayan
bağımlılıklar, resmi ve resmi olmayan işbirliği ve bilgi ağları, ortak işgücü pazarı,
iletişimin geliştirilmesi ve bilginin yorumlanması için ortak anlaşma ve kurallar
olarak tarif edilmektedir.90
86 Malecki, 2002:932 87 Markey at al, 2006:25 88 European Commission, 2000:10 89 Boschma, 2004:1002 90 Budd and Hirmis, 2004:1022
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 35
Bölgeye özgü firmalar arası etkileşimler ve ticarete konu olmayan
bağımlılıklar firmalar ve sosyal aktörler arasında işbirliğinin geliştirilmesine
yardımcı olmakta, yerel düzeyde yenilikçilik ve rekabet edebilirliği artıran birikimli
öğrenme sürecini oluşturmaktadır.91
Yerel kurumlar, yöredeki aktörlerin bir araya getirilmesine ve birlikte yeni
fikirler üretilerek sürdürülebilir kalkınma için gerekli koşulların oluşturulmasına
katkı sağlamaktadır. 92 Bölgenin rekabetçi üstünlükleri elde etmesinde, Bölgesel
Kalkınma Ajansları gibi kalkınma ve rekabet edebilirlikle ilişkili inisiyatifi ele alan
proaktif, yönlendirici kuruluşlar önemli işlevler görmektedirler.
Öte yandan, yerel ve bölgesel kurumların bölgedeki paydaşlar, komşu
bölgeler ve diğer yönetim birimleriyle ve özellikle merkezi yönetimle ortaklık ve
işbirliğine dayalı ilişkiler kurması, bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili izlenecek
stratejilerin ve uygulanacak faaliyetlerin koordinasyon içerisinde yürütülmesi
açısından önemlidir.93
1.3. Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Ölçülmesi Literatürde yapılan çalışmalar incelendiğinde, bölgesel rekabet edebilirlikle
ilgili teorik yaklaşımlardan çok ampirik çalışmalara ve özellikle de rekabet
edebilirliğin kaynaklarının/faktörlerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve kıyaslanması
çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir.
Hükümetler nezdinde, bölgelerin ve kentlerin “rekabetçilik performansı”
konusunun giderek önem kazanmasıyla birlikte bölgesel ve kentsel rekabet
edebilirliğin temel faktörlerinin belirlenmesi, teşvik edilmesi ve geliştirilmesi için
politikalar geliştirilmesi çalışmalarına verilen önem artmıştır. Böylece, bölgesel ve
kentsel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi konusu ülkelerin temel politikaları
arasında önemli bir yer almaya başlamıştır. 94
Bu çerçevede, hükümetler, üniversiteler ve uluslar arası kuruluşlar ulusal,
bölgesel ve firma düzeyinde rekabet edebilirliğin ölçülmesi, bölgesel performans
91 Camagni, 2002:2405 92 Malecki, 2002:932 93 OECD, 2003b:20 94 Kitson at al, 2004:991
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 36
farklarının sebeplerinin belirlenmesi ve bölgesel performansların geliştirilmesi için
çeşitli araştırma ve çalışmalar yürütmektedir.
Ülkelerin rekabet edebilirliğinin değerlendirilmesi ve rekabet edebilirlik
düzeyinin geliştirilmesi için politikalar geliştirilmesi konusunda başta ABD,
İngiltere, Belçika, İtalya, Hollanda ve Japonya olmak üzere birçok ülkede gerekli
kurumsallaşma sağlanmıştır. Bu konuda ilk adım 1990 yılında ABD Hükümet
Rekabet Edebilirlik Politikaları Konseyinin kurulmasıyla atılmıştır. Aynı yıl Avrupa
Komisyonunca Avrupa Rekabet Edebilirlik Konseyi oluşturulmuştur. Bu konsey
düzenli olarak Avrupa Birliği ekonomisinin performansı hakkında raporlar
hazırlamaktadır.95 Ayrıca, son dönemde Lizbon Stratejisi çerçevesinde kaydedilen
gelişmeler Avrupa Komisyonunca 14 yapısal gösterge96 çerçevesinde izlenmektedir.
Bununla birlikte birçok özel kurum ve kuruluş da rekabet edebilirliğin
ölçülmesi ve faktörlerinin araştırılması için çalışmalar yürütmektedir.
Ulusal düzeyde rekabet edebilirliğin ölçülmesiyle ilgili çalışmalardan en
bilinenleri, Uluslar Arası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından hazırlanan
Dünya Rekabet Edebilirlik Yıllığı, Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabet
Edebilirlik Raporu ve OECD’nin Yeni Ekonomi Raporu’dur.
Bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesiyle ilgili çalışmalarda ise genelde
kıyaslama (bencmarking) metodolojisi kullanılmaktadır. Bu şekilde bölgelerin diğer
bölgelerle karşılaştırılması yapılarak, bölgelerin performans düzeylerinin neden
farklılık gösterdiğinin tespitine çalışılmaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirliği, ilgili faktörlerin birikmiş sonucu olarak ortaya
koyan çalışmalar olduğu gibi, tek tek rekabet edebilirlik faktörlerini değerlendiren
çalışmalar da yapılmaktadır.
Avrupa Komisyonunca 2001 yılında hazırlanan 2. Ekonomik ve Sosyal
Uyum Raporunda, bölgesel rekabet edebilirliğe katkıda bulunan faktörler ortaya
95 Kitson at al, 2004:991 96 Bu göstergeler, kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla, emeğin verimliliği, istihdam oranı, yaşlıların istihdam oranı, devletin eğitim harcamaları, Ar-Ge harcamaları, bilişim teknolojisi harcamaları, fakirlik sınırındaki nüfus oranı, uzun dönem işsizlik, bölgesel istihdam oranlarının dağılımı, sera gazı emisyonu, ekonomideki enerji yoğunluğu ve ulaşım hacmidir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 37
konmakta, ancak bir ağırlıklandırmaya gidilerek tek bir endeks oluşturulmamaktadır.
Rapora göre, bölgesel rekabet edebilirliğe en fazla katkısı olan faktörler şunlardır:
İstihdam oranları ve istihdamın verimlilik oranları,
İstihdamın yoğunlaştığı sektörler,
Bölge dışına göç ve yaşlanan nüfus gibi demografik eğilimler,
Brüt sabit sermaye birikimi,
Bilgi ekonomisi değerlerine yatırım (Ar-Ge, eğitim ile bilgi ve iletişim
teknolojileri, telekomünikasyon, internet erişimi gibi),
Altyapının varlığı,
Eğitimin seviyesi ve türü,
Yenilik, araştırma ve teknoloji geliştirme (Ar-Ge yatırımı ve patent
başvuru sayısı).
Bölgesel ve kentsel düzeyde rekabet edebilirlikle ilgili olarak yürütülen
çalışmaların en bilinenlerinden biri de “İlerici Politika Enstitüsü” tarafından, ABD
kentleri ve bölgeleriyle ilgili endeksler oluşturulmasıdır. “Robert Huggins
Associates” ise dünya çapında önde gelen bilgi ekonomisine dayalı bölgeleri
kıyaslamak üzere Dünya Bilgiye Dayalı Rekabet Edebilirlik Endeksini üretmektedir.
Bu kuruluş ayrıca Avrupa’daki kent ve bölgeleri rekabet edebilirlik açısından
sıralayan Avrupa Rekabet Edebilirlik Endeksini de üretmektedir.97
Bununla birlikte, kent ve bölge yönetimleri de yerel rekabet edebilirlik
endeksleri oluşturarak, yörelerinin görece olarak durumunu karşılaştırmak ve rekabet
edebilirlik liginde ön sıralarda yer almak üzere stratejiler geliştirmektedirler.
Galler Kalkınma Ajansı, Barclays Bank PLC ile birlikte 2002 yılında “Dünya
ile Yarışmak” (Competing with the World) adlı bir eser yayınlamıştır. Raporda,
dünya genelinde on beş rekabetçi bölge karşılaştırılarak bölgesel rekabet edebilirliğin
genel faktörlerinin tespitine çalışılmıştır. Rapordaki bölgeler, sosyo-ekonomik
özellikleri ve ekonomilerinin rekabet edebilirlikleri dikkate alınarak belirlenmiştir.
97 Kitson at al, 2004:991-992
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 38
Rapor sonucunda her bölgede yer alabilecek çok az sayıda jenerik başarı faktörü
olduğu ifade edilmektedir.98 Bunlar:
Ticaret ve/veya yatırım açısından uluslar arası ortama güçlü bir şekilde
yönelme,
Firmaların uluslar arası rekabet üstünlüğünün oluşturulması temelinde
ihtisaslaşması,
Uzun süredir mevcut olan ve derin kökleri bulunan kültürel, yönetsel ve
konumsal faktörler;
Kamu ve özel kesimin, bölge düzeyinde içsel güçlü yanları ve yetenekleri
esas alan sınırlı sayıda iktisadi kalkınma faaliyetlerine odaklanmasıdır.
İngiltere Bölgesel Rekabet Edebilirlik Göstergeleri ise bölgesel düzeyde
yürütülen çalışmalardan en iyi bilinen örnekler arasındadır. Ulusal ve bölgesel
düzeyde rekabet edebilirlik göstergeleri son yıllarda İngiltere Hükümetinin
odaklandığı temel konular arasında yer almaktadır. Bunun en önemli göstergesi
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının (Department of Trade and Industry - DTI) 1998
yılında bölgesel rekabet edebilirlik göstergelerini yayınlamasıdır. DTI çalışmasının
amacı, bölgesel kalkınma stratejilerinin daha odaklanmış bir şekilde geliştirilmesine
katkı sağlamak üzere bölgesel rekabet edebilirliği belirleyen faktörlerle ilgili
istatistikî bilgilerin sağlanmasıdır.99
Her yıl tekrarlanan çalışmada, bölgesel rekabet edebilirlik göstergeleri beş
kısımda incelenmektedir. Bunlar, genel rekabet edebilirlik (kişi başına GSYİH, hane
başına gelir, işgücü verimliliği, gelir destek seviyeleri ve ihracat), işgücü piyasası,
eğitim ve öğretim, sermaye, arsa ve altyapıdır.100
Ayrıca, 1997 yılında İngiltere Hükümetince, Doğu ve Batı Midland’ın
rekabet edebilirliklerinin Avrupa’nın diğer bölgeleriyle kıyaslanması ve bölgesel
rekabet edebilirliği geliştirici tedbirlerin ortaya konması için bir çalışma
98 Martin at al, 2004:2-24 99 Brooksbank and Pickernell, 1999:310 100 Martin at al, 2004, 2-25
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 39
yaptırılmıştır. Bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili çok yönlü kıyaslamanın yapıldığı
çalışmada 55 gösterge görece ağırlıklandırma kullanılarak değerlendirilmiştir.101
Huggins, rekabet edebilirliğin girdi, çıktı ve dışsal faktörlerin karmaşık
ilişkisinin bir sonucu olduğunu; ayrıca, politik, sosyal ve kültürel parametrelerin de
dikkate alınması gerektiğini vurgulamış, sadece GSYİH ve verimlilik gibi
göstergelerle ya da bir değişkenin diğerlerinden bağımsız olarak sıralanmasıyla
ölçülmesinin doğru olmayacağını belirtmiştir.102
Önerdiği metodolojide mekânsal rekabet edebilirliği en iyi şekilde temsil
edebilecek gösterge setinin; kişi başı GSYİH, ortalama gelir, iş/firma yoğunluğu,
bilgiye dayalı iş/firma sayısı, işgücüne katılım oranı, işsizlik olduğunu
belirtmektedir.
Silikon Vadisi Ağı, Amerika Birleşik Devletlerindeki diğer ileri teknoloji
bölgeleri ile rekabet edebilirliğin kıyaslandığı bir çalışma yürütmektedir. Çalışmada,
yenilikçilik (patent sayısı, Ar-Ge ve verimlilik), girişimci ruh, küresel erişim
imkânları (teknoloji ihracatı, internet erişimi, yaşayanların çeşitliliği), mali ve
entelektüel sermaye (pazardan sağlanan finansman, araştırma merkezleri,
teknolojiyle ilgili istihdam, mühendislik mezunlarının sayısı, işletmelerin
ihtisaslaşması), maliyetle ilgili perspektifler, yaşam kalitesi (iskân, ulaşım ve eğitim)
göstergeleri kullanılmaktadır.103
Bölgesel yatırım ikliminin uluslar arası kıyaslanması konusunda yürütülen bir
çalışmada ise, değişkenler iki kategori altında değerlendirilmektedir: Şirketlerin
performansına doğrudan etkisi olan pazar ilişkilerini gösteren veriler ve şirketlerin
performansını etkileyen üretken çevre faktörleri. Pazarla ilişkiye dair beş değişken
tanımlanmıştır. Bunlar, müşterilere erişim, tedarikçilerin varlığı, girişimcilik ve
yenilikçilik, rekabet düzeyi ve işbirliği düzeyidir. Üretken çevre faktörleri ise işgücü
pazarı, arsa ve bina, altyapı, bilgi altyapısı, yaşam kalitesi ve bölgesel yönetişim
olmak üzere altı başlıkta incelenmektedir.104
101 Ernst and Young, 1997:Sepic’den 2005:30 102 Huggins, 2003: 90 103 Martin at al, 2004:2-26 104 ECORYS. The Competitiveness of Places and Spaces, A Position Paper. 21 May 2004. Brussels. 12.12.2006. <http://www.ecorys.nl/>
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 40
OECD’nin belirli dönemlerde yayınlanan “OECD Bölgelerine Bakış”
(Regions at a Glance) adlı çalışmasında ise, OECD’ye üye ülkelerdeki bölgelerin
rekabet edebilirlik faktörlerinin belirlenmesi amacıyla kıyaslama metodolojileri
geliştirilmektedir. 2005 yılında yayınlanan “OECD Bölgelerine Bakış” çalışmasında,
ulusal büyümenin aktörleri olan bölgeler, yerel potansiyellerin en iyi şekilde
değerlendirilmesi ve bölgesel refah temelinde rekabet olmak üzere üç temel konuda
araştırma sonuçları yayınlanmıştır. 105
Nüfus, GSYİH, işsizlik, işgücü, patent sayısının bölgelerde yoğunlaşması,
ulusal nüfus artışı, büyüme, istihdam artışı ve işgücü artışına bölgelerin katkılarının
değerlendirildiği çalışma sonucunda, ulusal büyümenin faktörlerinin ülkelerde sınırlı
sayıda bölgede yoğunlaşmış durumda olduğu, ulusal performansın da bu bölgelerin
dinamizmiyle doğrudan ilişkili olduğu, bölgesel faktörlerin OECD ülkelerinde
toplam büyümenin sağlanmasında en az ulusal faktörler kadar önemli rol oynadığını
ortaya konulmaktadır. 106
Bazı bölgelerin diğerlerine göre neden daha rekabetçi olduğu sorusuna yanıt
aranmaya çalışılan çalışmada, bölgesel rekabet edebilirlik faktörleri olarak
verimlilik, işsizlik, işgücüne katılım oranları açısından bölgesel farklılıklar,
istihdamın verimliliği, sanayinin ihtisaslaşma oranı, mesleki bilgi ve beceriler, işgücü
piyasası, işgücüne katılım gibi göstergeler incelenmiştir. Çalışmada ayrıca, bölgesel
rekabet edebilirliğin temel faktörlerinden olan ve yüksek katma değerli yatırımları ve
yetişmiş işgücünü çekme kapasitesini gösteren bölgesel refahla ilgili ulaşılabilirlik,
ev sahipliği, eğitim, çevre ile mala ve kişilere karşı işlenen suçlar gibi göstergeler de
incelenmiştir. 107
OECD bölgelerindeki ekonomik performans farklarını ve bazı bölgelerin
diğerlerine göre daha rekabetçi olmalarının nedenlerini ortaya koymak üzere
hazırlanan “OECD Bölgelerine Bakış-2007” (Regions at a Glance -2007) çalışması
kapsamında ise, bölgesel kıyaslama ile bölgelerin büyüme oranı OECD geneli ile
karşılaştırılmaktadır. Bu kapsamda bölgesel rekabet edebilirliği belirleyen bölgesel
105 OECD, 2005b:3 106 OECD, 2005b:17 107 OECD, 2005b:18,107
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 41
faktörler, verimlilik, sanayinin ihtisaslaşma oranı, istihdam oranı, işgücüne katılım
oranı, aktif nüfus oranı ve nüfus olarak belirlenmiştir.108
Yukarıda belirtilen çalışmalara ilave olarak bölgesel rekabet edebilirliğin
ölçümüne dair literatürde yer alan diğer çalışmalarda; mevcut ölçüm metotlarının
değerlendirilerek daha uygun gösterge setleri oluşturulması ile ölçüm ve sıralamalar
yapılmasını sağlamaya yönelik, 109 kentsel ekonomilerin diğerlerine göre rekabet
düzeylerinin tespiti, kent ekonomisinin rekabet üstünlüklerinin ve zayıflıklarının
tespiti için objektif kriterlerin ortaya konması amacıyla kentsel rekabet edebilirlik
ölçüm metodoloji önerilerinin ortaya konduğu, 110 basın ve medya dünyasında
yayınlanan “yaşanacak en iyi kentler” gibi sıralamaların etkilerinin
değerlendirildiği, 111 yerleşimlerin ve bölgelerin görece ekonomik rekabet
edebilirliklerini en uygun şekilde ölçmek üzere tek bir birleşik endeks
geliştirilmesine yönelik,112 araştırma ve değerlendirmeler de yer almaktadır.
Yukarıda da ortaya konulduğu üzere, bölgesel rekabet edebilirliğin tespitinde
genelde iki temel amaçla hareket edilmektedir. Birincisi, mevcut küresel ortamda
bölgelerin ülke içerisinde ya da OECD, AB gibi uluslar arası kuruluşlar ile dünya
genelinde rekabet düzeylerinin kıyaslanarak bölgesel kalkınma politikalarının
etkinliğinin değerlendirilmesi ve dünya genelinde başarılı bölgelerin
performanslarının altında yatan sebeplerin tespiti ve yeni politikalar için referans
alınmasıdır. İkinci amaç ise belirli bir bölgenin rekabet edebilirlik açısından güçlü ve
zayıf yönlerinin ve bunun kaynaklarının belirlenmesi ve hazırlanacak bölgesel
gelişme stratejilerinde bu hususların temel alınmasıdır.
Bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesindeki temel bir fayda ise dış
dünyadaki gelişmeleri göz ardı ederek kendi kendine yetme ya da mevcut durumunu
koruma gibi yaklaşımların önüne geçerek, başta yerel yönetimler olmak üzere
bölgelerdeki tüm paydaşların harekete geçmek üzere teşvik edilmeleridir.
108 OECD, 2006f:52 109 Brooksbank and Pickernell, 1999:310 110 Kresl and Singh, 1999:1026 111 McCann, 2004:1909-1929 112 Huggins, 2003:89
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 42
Bu çerçevede özellikle bölgenin rekabetçi üstünlüklerinin ve zayıflıklarının
tespitine imkân veren ve böylelikle politika oluşturulması ve önceliklerin
tanımlanmasına yardımcı olan kıyaslama çalışmaları bilgiye dayalı ve stratejik
politika üretimi için önemli bir ön şart olarak görülmektedir. Bölgedeki temel
aktörlerin ilgilerinin belirli bir noktada toplanması ve harekete geçirilmesi, bölgenin
geleceği ile ilgili ortak tutum ve anlayış birliği geliştirilmesi açısından da rekabet
edebilirliğin kıyaslanmasına dönük faaliyetler önemli işlevler görebilmektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlik faktörlerinin durumlarının tespiti ve ölçümüne
dair çok farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Ancak, özellikle OECD ve Avrupa
Birliğince geliştirilen kıyaslamaya dayalı metotların önümüzdeki dönemde
kurumsallaşacağı düşünülmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 43
2. BÖLGESEL POLİTİKALARDA YAŞANAN DÖNÜŞÜM VE REKABET EDEBİLİRLİK
2.1. Dönemler İtibariyle Bölgesel Politika Yaklaşımları Bölgesel politikalar, özellikle kalkınma ekonomisinin güncellik kazandığı
1950'li yıllardan başlayarak yükselen değer olarak gündeme gelmeye başlamıştır.
Ülkeler, dünyadaki genel ekonomik ve sosyal dönüşümlerle paralel olarak
değişimlere uyum sağlamak, ortaya çıkan olumsuz etkileri gidermek ve fırsatları
değerlendirmek üzere ulusal ihtiyaçları doğrultusunda kendi bölgesel politikalarını
belirlemişlerdir.
Bu çerçevede, 1950’lerden günümüze bölgesel politika kapsamında öne çıkan
kavramlar ve yaklaşımlar, dünyanın değişen koşulları ve bölgesel gelişmenin
dinamiklerinin etkisi ile önemli değişiklikler geçirmiştir.
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde ortaya çıkan bölgesel
gelişme paradigmalarını üç dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem, İkinci
Dünya Savaşı sonrasında, devletin büyüme sürecine doğrudan bir aktör olarak
müdahale ederek önemli bir rol üstlendiği ve refah devleti anlayışının hakim olduğu
geleneksel bölgesel politikalar dönemi (1945-1970) olarak adlandırılmaktadır. İkinci
dönem ise 1970’li yılların sonunda yaşanan kriz ve bunun sonucunda güçlü devlet
müdahalesi anlayışının zayıfladığı ve içsel büyüme dinamiklerinin önem kazandığı
geçiş dönemidir (1970-1990). 1990’ların başından günümüze devam etmekte olan
üçüncü dönem ise küresel rekabet dinamiklerinin en üst düzeyde vurgulandığı, klasik
rekabet unsurları yerine yenilik ve bilgi toplumuna dayalı rekabetin öne çıktığı yeni
bölgesel paradigma dönemi olarak nitelenmektedir (Tablo 2.1.).
2.1.1. Geleneksel politikalar dönemi (1945-1970) II. Dünya Savaşının olumsuz sonuçlarının giderilmesi, fiziksel altyapı ve
üretim sermayesinin yeniden inşası süreci, 1945 sonrasında bölgesel gelişme
kavramının öne çıkmasında etken olmuştur. Bu dönemde, birçok ülkede bölgesel
sorunlar ağırlaşmış, tarım dışı kalan nüfus ve geleneksel ağır sanayide yaşanan
problemler işsizliğin artmasına neden olmuş ve büyük kentsel merkezlere yoğun göç
yaşanmıştır. Sonuç olarak, büyük yığılmaların yaşandığı merkezlerde aşırı yoğunluk
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 44
oluşmuş ve altyapı ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu sorunların çözümünün doğru
planlamanın yapılması ve devletin müdahalesiyle gerçekleşebileceği yönünde genel
bir görüş oluşmuştur.113
Böylece, II. Dünya Savaşından sonra oluşan dünya koşulları içinde ulus
devletten çok şey beklenerek, devlet toplumsal gelişmeleri yönlendirme açısından en
güçlü aktör olarak görülmüş ve ulus devlete refah devleti olma işlevi yüklenmiştir.
Refah devletinin ise ekonomiyi krize düşürmeden yönetmesi, toplum içindeki
eşitsizliklere duyarlı olması ve yeniden dağıtım fonksiyonu üstlenmesi
beklenmiştir.114
Bu çerçevede, 1950'li yıllarda geliştirilen ekonomik politikalar, ekonomik
büyümede sürekliliğin sağlanması için devlet müdahalesinin gerekli olduğunu kabul
etmektedir. Ssosyal refah devletinin nüvesini oluşturan bu politikalar gelir
dağılımının düzenlemesini ve kamunun özellikle teknik ve sosyal altyapı
yatırımlarını gerçekleştirmesini savunmaktadır. Bu dönemde, kalkınma ekonomisinin
güncellik kazanması bölgesel politikaların gündemdeki yerini almasını
sağlamıştır.115 Ulusal kalkınma politikalarınında yer alan sektörler arasında ve gelir
dağılımında denge kavramlarına, bölgeler arası denge kavramı da eklemlenmiştir.116
Böylece, 1960’larda bölgeler arası eşitsizliğin azaltılması ya da kaldırılması bir hedef
olarak önemini korumuştur.
Ulusal düzeyde farklılıkların ortadan kaldırılarak yaşam standartları, altyapı
ve istihdam açısından eşitlenmenin sağlanması anlayışı çerçevesinde, yavaş
ekonomik büyüme gösteren, düşük gelir seviyesi ve yüksek işsizlik oranına sahip
alanlar problem alanları olarak tanımlanmış ve bu bölgeler için dört farklı politika
aracı uygulanmıştır117 Bu politika araçları:
- Hibe, kredi, vergi muafiyeti, amortisman indirimi, sigorta payı indirimi,
ulaştırma sübvansiyonları, işçi eğitimi yardımı ve kira sübvansiyonları gibi mali
teşvikler;
113 Bachtler and Yuill, 2001:7 114 Tekeli, 2004:250 115 Eraydın, 2004:127 116 Eraydın, 2004:129 117 Bachtler and Yuill, 2001:8-9
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 45
-Özellikle kırsal alanlarda ve düşük nüfus yoğunluğuna sahip alanlarda
uygulanan altyapı yatırımları;
-Kamu iktisadi teşebbüsleri ya da kamu tarafından kontrol edilen sanayi
işletmeleri aracılığıyla yatırım hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve sosyal
yükümlülüklerin yerine getirilmesi;
-Gelişmenin çok yoğun alanlardan daha uygun bölgelere yönlendirilmesi için
imalat sanayinin gelişmesinin kontrol altında tutulması ya da özel ve kamu kesimi
işletmelerinin idare merkezlerinin yerlerinin değiştirilmesidir.
Bu dönemde bazı ülkeler devlet müdahalesi yoluyla kutuplaşmış kalkınma
sürecini başlatarak, kamu yatırımlarının odaklandığı ve büyüme fırsatlarının
desteklendiği kalkınma (büyüme) kutupları aracılığıyla büyümenin sağlanmasını ve
çevresinde bulunan alanlara yayılmasını amaçlamışlardır.
Merkezi ve devletçi uygulamaların hakim olduğu bu dönemde, bölgesel
eşitsizliklerin ortadan kaldırılması ilkesinin benimsenmesi nedeniyle ortaya çıkan
önemli düzeydeki maliyetleri azaltacak politikaların geliştirilmesi, ülke çapında
kaynakların doğru kullanımının sağlanması ve bölgesel düzeyde yatırımların
verimliliklerinin artırılması yönündeki çalışmalar yoğunlaştırılmış, yatırımların yer
seçimi konusu önemli gündem maddelerinden biri olmuştur.118
Böylece, politikalar sanayi yer seçimi ile ekonomik faaliyetlerin
etkilenmesine yoğunlaşmış ve dar kapsamlı kalmıştır. Yardımlar genellikle
işletmelere ve temel altyapı yatırımlarına yönelik olarak verilmiştir. Genelde
yukarıdan aşağıya bir yaklaşım izlenmiş, politikanın belirlenmesi, yardım yapılacak
yörelerin tespiti ve yardımların uygulanması merkezi idareler tarafından
gerçekleştirilmiştir. Özellikle bölgesel mali teşvikler, talep odaklı olup, problemli
alanlardaki firmalar tarafından yapılan bireysel başvurulara karşılık olarak
gerçekleştirilmiştir.119
118 Eraydın, 2004:129 119 Bachtler and Yuill, 2001:9
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 46
Tablo 2.1. Dönemler İtibarıyla Bölgesel Politikaların Özellikleri
Kaynak: Tekeli, 2003:252’den uyarlanmıştır.
Yıllar 1950-1970 1970-1990 1990+
Bölgesel Büyümenin Kaynağı
Dış Talep, Devletin Yeniden Dağıtıcı Kararları, Ulus aşırı Firmaların Dış Kararları
İçten Gelişen (Tabandan Kalkınma)
İçten Gelişen (Teknik ve Organizasyonel Yenilik)
Bölgesel Gelişme Dinamiğinin Öğeleri
Sermaye Birikimi Yatırım Dinamiği Düşey olarak Bütünleşmiş Ekonomi Ticaret Konusu Karşılıklı Bağımlılıklar (Girdi-Çıktı İlişkileri)
İnsan Sermayesinin Gelişimi Düşey Çözülme Yatay Olarak Bütünleşmiş Ekonomi Kolektif Girişimcilik Ticaret Konusu Olmayan Karşılıklı Bağımlılıklar
Teknik ve organizasyonel yeniliklerce yönlendirilmesi Yarı-Düşey Bütünleşme Sosyal Sermaye Yaratılması Ekonomik İlişkilerin Toplumsala Gömülü Olması Ticaret Konusu Olmayan Karşılıklı Bağımlılıklar
Mukayeseli Üstünlük İçin Nedenler
Verili Üstünlükler (Coğrafi Üstünlükler) Ölçek Ekonomileri + Yığılma Ekonomileri
Tarihsel Olarak Birikmiş Üstünlükler Kapsam Ekonomileri + Yığılma Ekonomileri Ortak Kullanılan Altyapılar
Tarihsel Olarak Birikmiş Üstünlükler Ağ Dışsallıkları (Yerel Ağlar, Yerel-üstü Ağlar)
Bölgesel Ekonominin Büyüme Dinamiklerinin Mekânsal Yansıması
Büyüme Kutbu Yayılma Etkisi Geri Yıkama Etkisi
Yeni Sanayi Mekânları
Yenilikçi Öğrenen Bölge Bölgesel Yenilik Sistemleri Yenilikçi Ortam Yer Bağımlı = Güzergâh Bağımlı
Yönetişim Biçimi Güçlü Ulus Devlet-Refah Devleti Eşitsizliğe Duyarlı-Yeniden Dağıtıcı
Refah Devletinin Krizi Yerel Yönetimlerin Artan Rolü
Küresel Yönetişimin Ortağı Olarak Ulus Devlet Kamu Alanının Yeni Aktörleri (STK’lar)
Devletin Politika Araçları
Üretici Faaliyetlere Doğrudan Yatırımlar Altyapı Gelişmesi Düzenleyici Önlemler Akımlar Üzerinde Denetim (Sermaye, Mallar, Emek)
Arz Yönlü Politikaların Merkezi Olarak Yönetilmesi Gerekmemektedir Altyapı Gelişmesi Düzenleyici Önlemler Yerel Kurumlara verilen Önem
Ulus üstü Ağ Oluşumu (Küresel/Yerel) Yerel Ağ Oluşumu Yenilik Sisteminin Oluşumu Kurumsal Yeniliğe Açık
Sosyal Sistemin Yönlendirme Mekanizmasının Aktörleri
İyi yapılanmış Bürokratik Yapı Planlama-Programlama Yönelimli Bürokrasi
Yetki Devri İlkesini Esas Alan Bürokrasi, Yatay İlişkiler Fason İlişkiler Yarışma ve İşbirliği Dengesi
Yönetişim (Çok Aktörlü Yönlendirme ve Ortaklık) Artan Kendisini Yönetme Kapasitesi
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 47
Kalkınma ve büyüme kuramlarının egemen olduğu bu dönemde, mekân
organizasyonu üzerine bir çok kuram geliştirilmiş, pek çok disiplini bölge ölçeğinde
buluşturan bölge bilimi ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır. 120 Ayrıca bu
dönemde, bölge planları yerel kaynakları harekete geçirip, dıştan gelen yatırımları
yönlendirerek bölgesel gelişmeyi başlatacak ve eşitsizlikleri önleyecek bir
müdahale aracı olarak 1970’li yılların başlarına kadar önemini korumuştur.
2.1.2. İçsel büyüme dinamiklerinin vurgulandığı geçiş dönemi (1970-1990) 1960’lı yılların son yarısında başlayan ve 1970’li yılların ortasında ve
sonunda yaşanan iki petrol şoku ile en üst noktasına ulaşan ekonomik bunalım,
kalkınma ekonomisi çerçevesinde prestij kazanan aşırı devlet güdümlü, merkeziyetçi
bölgesel politikanın hızla değer yitirmesine neden olmuş, ekonomik bunalım yaşayan
ulus devletler azalan kaynakları nedeniyle bölgesel düzeyde sürdürdükleri
politikaları uygulayamaz hale gelmişlerdir.121
Ekonomik büyümenin uzun dönemli olarak yavaşlaması, verimlilik artışında
yaşanan düşüş, enflasyon baskıları, yatırımların sınırlı düzeyde oluşu, yaygın olarak
görülen kalıcı işsizlik ve devlet bütçesi üzerindeki baskılar, bu dönemin temel
ekonomik özelliklerini yansıtmaktadır.122
Bu dönemde, dünya genelinde ekonominin krizden çıkarılması için yeni
arayışlara yönelinmiştir. Girişimciler kârlılıklarını korumak için, faaliyetlerini
emeğin ucuz olduğu yerlere taşıyarak krizden çıkmaya çalışmışlardır. Ayrıca,
devletin küçülmesi, refah devleti işlevlerinin azaltılması , ekonomik ve toplumsal bir
aktör olarak araçlarının sınırlanması, güçsüzleştirilmesi gündeme gelmiştir. 123
Böylece, özellikle 1980’lerde politik gündem devletin ekonomik
müdahalelerine ve özellikle firmalara yapılan sübvansiyonlar aleyhinde gelişmiş;
politikalar, özelleştirme, deregülasyon ve piyasaların serbestleştirilmesine
odaklanmıştır. Bölgesel politikaların etkinliği sorgulanarak, bölgesel farkların
120 Eraydın, 2002:5 121 Eraydın, 2002:5. 122 Bachtler and Yuill, 2001:9 123 Tekeli, 2004:251
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 48
azaltılması ve bölgesel yakınsamanın sağlanması yaklaşımları bir kenara bırakılmış,
bölgesel politika için ayrılan kaynaklar kısılarak müdahale alanları azaltılmıştır. 124
Ancak, bu dönemde ortaya çıkan küreselleşmenin dinamikleri, rekabet gücü
ve öğrenme kapasitesi olan yörelerin ön plana çıkmasını sağlamış, güçlü bir devlet
müdahalesi ile diğer yörelerden kaynak transferine dayalı bir gelişme modelinin söz
konusu olamayacağını göstermiştir. Bu nedenle yeni bir bölgesel kalkınma modeli
geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede “kendiliğinden gelişme ve bölgesel ve yerel
girişimlere dayalı gelişme” kavramları gündeme gelmiştir. Kendi kaynaklarına
bağımlı gelişme modeli devlet güdümlü bir bölgesel gelişme politikasına seçenek
olarak gelişmiştir. 125
Bu çerçevede, bölge kavramından yerellik kavramına bir dönüş yaşanmıştır.
Kalkınma sürecinde ulusun bir alt birimi olarak tanımlanan “bölge” yerine, kendi
olanakları, birikimleri ve içsel potansiyeline dayalı olarak var olma mücadelesi
verecek “yerel” kavramı gündeme gelmiştir.126
1980'li yıllarda ise, yerel birimlere odaklanan görüşün değişmiş, yerelin
potansiyeli, ilişkileri ve kurumları ile farklı ağlar içinde var olmasını sağlayacak
bir bütünün bölge olarak tanımlanmasına gidilmiştir. Bu yeni tanımda bölge, artık
1960'lardaki gibi yarı kapalı bir ekonomik sistem yerine, dünyadaki farklı ağlar
içinde yer alan ve bunlarla etkileşim içinde olan bir bölge şeklinde ortaya
konmaktadır. 127
Bu dönemde, merkezi hükümetin aktif bölgesel politika ve sanayi
politikalarından çekilmesiyle birlikte, ekonomik kalkınma açısından bölgesel ve
yerel boyut öne çıkmaya başlamıştır. Bu dönüşümdeki etkenlerden biri de ekonomik
kalkınma politikalarının yerelde tanımlanması ve ekonomik kalkınma açısından yerel
sorumluluğun artırılması için belirli kalkınma faaliyetleriyle ilgili yetkilerin yerele
aktarılması ve bölgesel düzeyde kapasite geliştirme çalışmaları olarak ortaya
konmaktadır. Belirtilen eğilimin bir diğer nedeni de, artan ekonomik ve sosyal
problemleri çözmek üzere yerel yönetimlerin ve diğer grupların kendi çözümlerini 124 Bachtler and Yuill, 2001:9 125 Eraydın, 2002:200 126 Eraydın, 2004:127 127 Eraydın, 2004:127
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 49
üretmeleri ve uygulamaları ile aşağıdan yukarıya inisiyatiflerin gelişmesi olarak
görülmektedir. Aynı zamanda, bölgesel politika yaklaşımında içsel büyümeyi teşvik
eden, girişimciliği ve KOBİ’lerin önemini vurgulayan anlayışa bir yöneliş yaşanmaya
başlamıştır. 128
KOBİ’lerin öne çıkarılması ve sanayi yaklaşımındaki dönüşümdeki temel
neden, yaşanan ekonomik çöküntülerin özellikle büyük sanayinin yoğunlaştığı
merkezlerde meydana gelmesi, buna karşılık bazı küçük sanayi işletmelerinin ve
bunların yığıldığı alanların bu süreçten daha az etkilenmeleri olmuştur. Daha da
ötesi, bu süreçte esnek üretim örgütlenmesine sahip yeni sanayi odaklarının
bulunduğu alanlar kısa sürede toparlanıp hızla büyüme süreci içine girmişlerdir.129
Bu gelişmeler, bölgenin kendine ait kaynaklarının harekete geçirilmesi teması
üzerine gelişen “İçsel Büyümeye Dayalı Bölgesel Gelişme” (Endogeneous Regional
Development) kavramını ortaya çıkarmıştır. İçsel büyüme kuramının bölgeye
uyarlanması ile ortaya çıkan bu kavram, bölgelerin kendine özgü bilgi kaynaklarının
ve bölgedeki yığılmaların getirdiği dışsallıkların önemini vurgulamaktadır. 130
İçsel Büyümeye Dayalı Bölgesel Gelişme yaklaşımı, bölgeleri keşfedilmemiş
ve kullanılmamış kaynakların bulunduğu ekonomik bir birim olarak görmektedir.
Bölgesel politikalar ise, dışarıdan kaynak aktarımına dayalı gelişmeden ziyade mevcut
olan kaynakların kalkınma için harekete geçirilmesini hedeflemektedir. Bu çerçevede,
bölgede kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, aktörlerin bir araya gelip strateji ve
politika geliştirerek bölgenin kalkınmasında yönlendirici olmaları önem kazanmıştır.
Ancak bu yaklaşımda kalkınmanın odak noktasında ve itici gücü olarak yerel
kaynaklar görülmekle birlikte, firmaların ve yeni yatırımların bölgeye çekilmesi için
teşvikler ve altyapı olanaklarının sunulmasına yönelik politikalar da destekleyici ilave
önlemler alarak korunmuştur.
Tabandan kalkınma olarak da nitelenen içsel gelişme yaklaşımının hakim
olduğu bu dönemde, ayrıca beşeri sermayenin gelişimine önem verilmiş, teknoloji
içsel bir değişken olarak görülerek bilginin biriktirilmesinin artan getirilerin
128 Bachtler and Yuill, 2001:10 129 Eraydın, 2004:130 130 Eraydın, 2004:132
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 50
oluşumuna neden olduğu kabul edilmiş, ekonominin yatay olarak bütünleştiği ve
ticaret konusu olmayan karşılıklı bağımlılıkların iktisadi kalkınmada etken olduğu,
işletmelerin belirli bölgelerde yığılmalarının getirdiği avantajlara dayalı gelişiminin
vurgulandığı ve yerindenliğe referansla, bölgesel ve yerel kurumların kalkınmada
merkezi bir rol üstlendiği bir kalkınma anlayışı benimsenmiştir.131
2.1.3. Bilgi toplumuna dayalı rekabetin öne çıktığı dönem ( 1990-günümüz) 1990’lar, dünyanın büyük ölçüde tek kutuplu hale geldiği, teknolojik
gelişmeler sonucu artık sanayi toplumundan, bilgi toplumuna, ulus devletler
dünyasından küreselleşmiş bir dünyaya geçişin yaşandığı bir dönem olarak
değerlendirilmektedir.132
1980’lerde küreselleşme süreci ulusal sınırları zayıflatırken, dünya pazarında
bölgesel rekabeti ortaya çıkarmıştır. 1990’lı yıllara gelindiğinde, küreselleşme
sürecinin artıları yanı sıra sorunları da gözlenmeye başlamıştır. Nitekim bu süreç
bölgeler için yeni gelişme olanakları sunduğu kadar, bazı tehditleri de beraberinde
getirmiştir. Bazı ekonomiler küreselleşmeden yararlanırken, bazıları oluşan yeni
koşullara uyum sağlamada güçlükler yaşamakta ve bölgeler arası farklar artmaktadır.
Ticaret ve üretim faaliyetlerinin küreselleşmesi ve teknolojinin hızla gelişimi,
büyük kentler gibi yüksek rekabet edebilirlik potansiyeline sahip bazı yörelerin
üstünlüklerini artırmaktadır. Ancak, bunlarında dışında kalan bölgeler, uluslar arası
ticaret ve dışsal faktörlerin sunduğu fırsatlardan yeterince yararlanamamaktadır.133
Bununla birlikte, küreselleşme sürecinin ilk aşamalarında birçok gelişmiş
bölgenin dahi avantajlı konumlarını sürdürmekte zorlandıkları ve bazılarının
ekonomik açıdan gerileme dönemi içine girdikleri, özellikle ekonomik ve sosyal
kapasiteleri gelişmemiş yörelerin küreselleşme sürecinin getirilerinden
yararlanamadıkları, tam tersine dünya ekonomisinden dışlandıkları görülmüştür.134
Bu nedenle politika yapıcıları bu bölgelerin genel büyümeye katkılarının artırılması
için de yollar aramaktadır.
131 Martin at al, 2004:2-8 132 Tekeli, 2004:251 133 OECD, 1997c:3 134 Eraydın, 2002:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 51
Bölgelerin anılan tehditlerle baş ederek yeni olanaklardan yararlanabilmeleri,
bölgesel farklarla mücadele etmeleri ve kalkınma potansiyellerinden daha iyi istifade
edebilmeleri için stratejilerin oluşturulması ve tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu
nedenle bölgesel politikalar giderek artan bir oranda ülkelerin ve OECD, Avrupa
Birliği gibi kuruluşların gündeminde yer almaya başlamıştır.
Bu çerçevede, 1980’li yılların ortalarından sonra bölgesel kalkınmada ortaya
çıkan bazı kavramların bu dönemde etkilerini daha çok artırdığı gözlenmektedir.
Artık, ekonomilerin rekabet edebilirliğinin, öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir çevrenin
varlığında yenilik yapabilme kapasitelerine ve işletmeler arası etkileşim ve ağların
kurulmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. 135 Teknolojik ve organizasyonel
değişiklikler işletmelerin, tedarikçi ve müşterileriyle olan ilişkilerini
dönüştürmektedir. Ticaretin, işgücünün, sermayenin önündeki engeller giderek artan
ölçüde kalkmakta, yabancı yatırımlar, ticaret, firmalar arası ilişkiler ve şirket
evlilikleri ile birlikte ekonomik faaliyetlerin uluslar arasılaşma süreci hızlanmaktadır.
Rekabetçi üstünlük; bölgelerin yenilik ve pazarlama için gerekli bilgi ve
verileri üretme, edinme, kontrol etme ve uygulamalarını kolaylaştırıcı olma
becerisi ve kapasitesi olarak görülmektedir. Bu ortamda, organizasyonlar arası
mekânsal ilişkilerin, veri ve araştırma ağlarına, tedarik zincirine, KOBİ
işbirliklerine ve devlet-sanayi bağlarına katılım açısından önemli olduğu
öngörülmektedir. 136
Bölgesel kalkınmaya ilişkin günümüz yaklaşımı, yerel bilgi ve deneyim
birikimini, kurumsallaşma düzeyini ve yerel birimlerin arasındaki ilişkileri ön plana
taşımaktadır. Uygulamada ise, devletler belirli bir potansiyeli ve birikimi olan
bölgelerin ekonomiye katkılarını artırmaya yönelik politikalar tanımlamaya
başlamışlardır. Ancak, buna karşılık olarak harcamaları ve finansal kaynak
aktarımlarını en aza indirilmeye çalışmaktadırlar.137
Küreselleşme sürecinde yaşanan gelişmeler bölgeyi büyüme ve kalkınma
süreçlerinde öne çıkarmıştır. Bölgesel ekonomilerin öneminin artırmasının temel
135 Bachtler and Yuill, 2001:10 136 Bachtler and Yuill, 2001:10 137 Eraydın, 2002:201
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 52
nedenlerinden biri de, bölgesel kümelerin ve ağların artan önemi, daha fazla bölgesel
ihtisaslaşma, yerel saklı (tacit) bilginin bölgesel düzeyde kullanılıyor olması ve
bölgelerin belirsizlikler karşısında esnekliği ve uyumu sağlamadaki başarıları olarak
görülmektedir.138
Yeni Bölgecilik Yukarıda belirtilen temel dönüşümlerin yaşandığı süreçte, küreselleşmenin
etkilerini göğüslemek ve küresel piyasada yarışabilmek için gerekli olan beceri,
iletişim ağları ve kurumsal yetkinliğin bölgelerde gelişmesini sağlamak anlamına
gelen “yeni bölgecilik” (New Regionalism) paradigması gündeme gelmiştir. Yeni
bölgecilik bölgesel kalkınma açısından başarısız olan, yukarıdan aşağı, devlet
güdümlü ve emredici yaklaşım ile serbest piyasaya dayalı yaklaşıma alternatif olarak
gelişmiştir. Bu nedenle üçüncü yol olarak nitelenmektedir.
Yeni bölgecilik, ekonomik gelişmeyi desteklemek için gerekli olan
mekanizmaların devlet yerine, bölgelerin bizzat kendileri tarafından geliştirilmesinin
gerekli olduğunu vurgulamaktadır.139
Yeni yaklaşımda yerel tedarik altyapısının iyileştirilmesi, tabandan tavana
yaklaşım ve bölgeye has uzun dönemli politikalara bir yöneliş söz konusudur. Bu
anlayışa göre, bölgesel kalkınma için beşeri sermaye, yerel iş kültürü, bilgi transfer
ağları, üretim faktörlerinin ve sistemlerinin kalitesi, bölgesel tecrübelerden öğrenme
konularına önem verilmektedir. Ayrıca, yeni yaklaşımın özelliklerinden biri de, karar
verme sürecinin daha alt yönetim seviyelerine devredilmesidir.140
Yeni bölgecilik, küreselleşme güçlerine karşın bölgelerin ekonomik
kalkınmada yerlerini almaları olarak tanımlanabilir. Bölgesel kalkınmayla ilgili yeni
yaklaşımların oluşturulmasında yeni bölgecilik akımının çok önemli etkileri
olmuştur. Yeni bölgeciliğe göre, bölge düzeyinde ağların oluşturulması, firmalar
arası bağların kurulması, işletme destek hizmetlerinin verilmesi, güvenin artırılması,
138 Rainnie, 2002:2 139 Eraydın, 2002:202 140 Ertugal, 2005:3
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 53
yatırım çekilmesi ve eğitim verilmesi için bölge en stratejik düzeydir ve bu sayede
bölgesel ekonomiler küresel ekonomideki stratejik pozisyonlarını alabileceklerdir.141
2.2. Geleneksel ve Günümüz Bölgesel Paradigmalarının Karşılaştırılması Geleneksel bölgesel politikalar geri kalmış bölgelerle gelişmiş bölgeler
arasındaki gelir, istihdam ve altyapı gibi farkları dengelemek üzere merkezden
yönetilen yeniden gelir dağıtımına dayanmaktadır. Bu tip coğrafi açıdan dengenin
sağlanmasına dönük kalkınma çabaları genelde hayal kırıklıklarına neden olmuştur.
Bunların, küreselleşmenin ortaya çıkardığı yeni koşullara uygun cevaplar
veremeyeceği düşünülmektedir.142
Geleneksel bölgesel politikanın sorunlara gerçek çözümler üretememesinin
temelinde bir dizi yaklaşım hatasının yer aldığı savunulmaktadır. Bunlar;
- çok büyük miktarda kaynağın bürokratik yollarla geri kalmış bölgelere
akıtılarak, bağımlılık kültürünün doğmasına, girişimciliğin baskılanmasına ve
kalkınma için birçok engel oluşmasına neden olunması,
- yerel bölgesel endüstri kültürü dikkate alınmaksızın suni müdahaleler
şeklinde yapılan büyük ölçekli yatırımların yapılması,
- bölgesel talep dikkate alınmaksızın büyük altyapı projelerinin yapılması,
- yerel ekonomik faaliyetleri korumak üzere gerileyen sektörlere doğrudan
yardımların sürdürülmesi ve kısa vadeli bakış açısına sahip olunması olarak
özetlenebilir.143
Yukarıda belirtilen sonuçlar doğrultusunda geleneksel politikaların
sürdürülmesinin yararı yeniden değerlendirilmiş ve bölgesel politikaların kısıtları ve
yaşanan başarısızlıklar neticesinde bölgesel politikalarda yeni bir paradigma
arayışına gidilerek bölgelerin rekabet edebilirliğini arttırmaya odaklanan yeni bir
paradigma geliştirilmiştir.
1970’lerde temelleri atılan ve 1990’lardan günümüze kadar olan dönemde
şekillenen bu yeni paradigmaya göre, bölge ortaya çıkarılmamış ve/veya
kullanılmayan birçok kaynağın bulunduğu, ekonomik bir varlıktır ve bölgesel 141 Ertugal, 2004:4 142 Pezzini, 2003:23 143 OECD, 2001:182
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 54
kalkınma, kullanılmayan kaynakların harekete geçirilmesi ile gerçekleşir. Bu süreçte,
bölgenin arz yapısının güçlendirilmesi, bölge dışından yatırımcıların çekilmesi, karar
verme sürecinin yerelleştirilmesi, uygulamada yerindenlik ile hız ve verimlilik
sağlanması, bölgeye özgülük, insan sermayesi, sosyal sermaye, yerel iş kültürü, bilgi
transfer ağları, bölgesel deneyimlerden öğrenme, yenilikler gibi kavramlar ön plana
çıkmıştır (Tablo 2.2.).
Günümüz bölgesel kalkınma politikası, ülkelerin tarihsel süreçleri, ekonomik
koşulları ve farklı politik yaklaşımları nedeniyle ülkeden ülkeye değişmekle beraber,
ülke uygulamalarında bazı ortak özellikler görülmektedir. Bunların başlıcaları
şunlardır: 144
- sadece belirli geri kalmış bölgeleri değil tüm bölgeleri hedefleyen bir
yaklaşıma önem verilmesi,
- en temel önceliğin büyümenin bölgeler arasında yeniden dağıtımı yerine, her
bölgenin kendi imkân ve kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak potansiyelinin
ve ulusal kalkınmaya katkısının en üst seviyeye ulaştırılması temelinde
rekabet edebilirliğin artırılmasına verilmesi,
144 OECD, 2001:182; EPRC, 2006:3; Bachtler and Yuill, 2001:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 55
Tablo 2.2. Geleneksel ve Yeni Bölgesel Politika Yaklaşımlarının Özellikleri
Özellikler Geleneksel Bölgesel Politikalar Yeni Bölgesel Politika Yaklaşımı
Amaçlar Bölgesel eşitlik Ulusal ekonomik büyüme Yatırımlar az gelişmiş bölgelere yönlenmesi Altyapının geliştirilmesi
Bölgesel rekabet gücünün geliştirilmesi Bölgesel ekonomilerin kapasitelerinin artırılması İçsel büyüme dinamiklerinin desteklenmesi
Ana Kavramlar Sanayi yer seçimi teorisi Üretim maliyetleri ve işgücü temini gibi temel faktörler
Öğrenen bölge teorisi; İçsel büyüme teorisi Kümelenme, ağlar, yenilikçilik, beşeri sermaye
Karar verme-uygulama sürecinin yapısı
Ulusal ölçekte genel politikalar ve bazı özel bölgelerin seçimi Merkezi hükümetlerin takdir yetkisine bağlı seçim Kademeli yapı
Bölgesel ve yerel yönetimler birlikte karar verme süreci Yönetişim ağırlıklı karar süreci, Kademeli olmayan örgütlenme biçimleri
Politika araçları Teşvikler / devlet yardımları Bölgesel Kalkınma Programları Destek türü Doğrudan yardım, içme suyu, elektrik gibi temel altyapı
ihtiyaçları Yatırım İkliminin iyileştirilmesi, ileri teknolojiye ve bilgiye dayalı altyapı (endüstri parkları, teknoloji merkezleri gibi)
Eylem tarzı Proje temelli, tepkisel Stratejik plana dayalı
Mekânsal Hedef Problemli bölgeler Tüm bölgeler
Politika geliştirme Yöntemi Merkezi ve yukarıdan aşağıya Yerel uzlaşmaya dayalı kolektif ve aşağıdan yukarıya
Ortaklar Merkezi hükümet (yatırımcı) kuruluşları Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlar, özel kesim vb.
Uygulamacı kurumlar Merkezi hükümet, Merkezi hükümetin taşra teşkilatları, Bürokratik ilişkiler
Bölgesel birimler, yarı özerk birimler, Bürokrasi yerine işletme yönetimi
Kaynak: Eraydın, 2004:137 ve Bachtler and Yuill, 2001:12’dan düzenlenmiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 56
- kurumsal altyapıyı, bölgelerdeki aktörler arası ağları, bölgelerin iş ortamını
ve becerilerini geliştirmek üzere beşeri sermaye, fiziki olmayan üretim
faktörleri ve davranış biçimlerinin geliştirilmesine daha fazla vurgu yapan
yaklaşıma yönelinmesi,
- Tek tek firmalar gibi bireysel aktörlerin ihtiyaçlarının giderilmesi yerine,
firmalar arası işbirliği, teknoloji transferi ve bilgi akımının sağlanması
amacıyla kurumlar arası ilişkilerin ve etkileşimin artırmasının hedeflenmesi,
- bölgesel rekabet üstünlüklerinin belirlenmesi, geliştirilmesi ve sürdürülebilir
kılınmasına odaklanılması,
- yenilikçilik ve girişimciliğin bölgelerin potansiyellerinin açığa çıkarılmasında
temel araçlar olarak görülmesi,
- fiziksel ve ekonomik altyapı, iş geliştirme, araştırma ve teknoloji geliştirme,
insan kaynakları, turizm ve çevre gibi birçok sektörü içeren müdahale alanı
bulunması ancak stratejik öncelikler ve tematik-mekânsal tutarlılığa daha çok
önem verilmesi,
- iş/yatırım ortamı ve fiziki olmayan altyapı için tedbirler içeren çok yıllı
operasyonel programlarla kalkınma için proaktif bir yaklaşım izlenmesi,
- politika uygulamalarında işbirliğine ve müzakerelere dayanan, ekonomik
kalkınma konusunda bölgelere daha fazla görev ve yetki veren, bölgesel
koordinasyon birimlerinin önderliğinde; yerel yönetimler, sivil toplum
örgütleri ve iş dünyasının (özellikle KOBİ’lerin) katılımını sağlayan, merkezi
yönetimin yatırım ortamının iyileştirilmesi ve temel altyapının sağlanmasında
önderlik yaptığı bir yaklaşımı içermesi.
Bölgesel politikalardaki bu dönüşüm, AB 145 ve OECD gibi uluslararası
kuruluşların da çalışmalarına yansımaktadır. OECD’ye üye ülkelerde bölgesel
kalkınmayla ilgili yenilikçi stratejilerin geliştirilmesi ve başarılı politikaların üye
ülkelere yayılmasının sağlanması amacıyla, uluslar arası alanda görüş alış verişinde
bulunulmasını sağlayan bir platform olarak kurulan Bölgesel Kalkınma Politikaları
Komitesi bu kapsamda politika önerileri ortaya koymaktadır.
145 AB Bölgesel Politikasına dair bilgiler Beşinci Bölümde verileceğinden burada değinilmemiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 57
OECD Bölgesel Kalkınma Politikaları Komitesince Haziran 2003 tarihinde
Martigny, İsviçre’de düzenlenen Bölgesel Kalkınma Politikalarında Yenilik ve
Etkinlik konulu bakanlar arası üst düzey toplantı, bölgesel kalkınma alanındaki en
güncel değerlendirmelerinin yapıldığı ve bir yol haritasının ortaya konduğu önemli
bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Toplantı sonucunda, yönetimlerin hızlı ekonomik değişikliğin doğurduğu
baskılara nasıl karşılık verdikleri ve bu yeni ortamın ortaya çıkardığı imkânları
değerlendirmek üzere nasıl tedbirler aldıkları, yeni küresel şartlar çerçevesinde bazı
yörelerin bu uyum sürecine daha hazır oldukları ve küresel şehirlere dönüşürken
bazılarının durakladığı ve ekonomilerini yeniden yapılandırma çabasında oldukları
vurgulanmıştır.146
Yönetimlerin yapması gerekenler ise mevcut kapasitelerin artırılması ve
yenilerinin geliştirilmesi ile ülke genelinde ekonomik ve sosyal (yapısal) uyumun
sağlanmasını teşvik etmeleri olarak ortaya konmuştur. Bölgesel politikaların
odağının, özel sektör ve kamu yatırımları, girişimcilik ve daha fazla yerel değerlere
dayalı olarak bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması amacına yönlendirilmesi
gerektiği vurgulanmıştır.
Ayrıca, bu sürecin sadece merkezi yönetim tarafından yürütülemeyeceği,
yerel potansiyel, kaynaklar ve değerlerin geliştirilmesi için gerekli olan bilginin
ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde birçok aktörde dağınık bir şekilde bulunduğu ve bu
bilginin, bölgesel ve yerel yönetimler kadar sivil toplum örgütlerinin de, politika
üretme sürecinde daha yenilikçi ve etkili ekonomik stratejiler geliştirilmesine
yardımcı olacağı belirtilmiştir.
Benimsenen stratejiye göre bir bölgenin, yerli ve yabancı yatırımları,
firmaları ve nitelikli işgücünü çekme ve bölgede tutma kapasitesi ne kadar büyükse o
oranda rekabetçi olduğu ve bu kapasitenin kamu tarafından üretilen ya da sunulan
hizmetlerin de (ulaştırma ve iletişim altyapısı, araştırma kurumları vb.) kalitesine
bağlı olduğu vurgulanmıştır. Klasik bölgesel gelişme politikasının kamu odaklı ve
tamamen merkezden güdümlü uygulamalarına bağlı olarak, sübvansiyonların ve
146 OECD, 2003a:3
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 58
devlet yardımlarının bazı durumlarda piyasanın kötü işleyişini karşılayabilse de,
genelde bu tip doğrudan desteklerin rekabet koşullarını bozduğu ve bağımlılık
kültürünün gelişmesine katkıda bulunduğu belirtilmiştir.
Yeni bölgesel kalkınma anlayışına göre bölgesel kaynakların geliştirilmesi ve
değerlendirilmesi için en temel müdahale alanları;
- yenilik temelinde bölgesel stratejilerin geliştirilmesi,
- bu amaçla üniversitelerin yerel ekonominin aktörleriyle bir araya
getirilmelerinin sağlanması,
- verimliliği artırma ve kritik büyüklüğe ulaşmada temel bir araç olan
kümelenmelerin geliştirilmesi ve
- kamu özel kesim ortaklıklarının kurulmasıdır.147
Yukarıda ortaya konan bilgiler ve değerlendirmeler ışığında yeni bölgesel
paradigmanın strateji, hedef, araç ve aktörleri Kutu 2.1’de özetlenmektedir.
Kutu 2.1. Yeni Bölgesel Paradigmanın Özellikleri
147 OECD, 2003a:20
Strateji: Bölgesel gelişme politikaları, sektörel yaklaşımlar yerine mekânsal özellikler göz önünde tutularak hazırlanmış entegre kalkınma stratejilerine yönelik olmalıdır. Politikalar bölgelerde var olan ancak kullanılmayan yerel kaynakların kullanımına odaklanmalı, yenilik yaratma kapasitesi değerlendirilmeli, girişimcilik desteklenerek ve insan sermayesi ve sosyal sermaye sürekli geliştirilerek, bölgelerin rekabet edebilirlikleri geliştirilmelidir. Amaç, bölgesel farkların kaynak transferleriyle örtülmeye çalışılması yerine, büyüme için uygun temelleri sağlayacak yerel iş ortamının önünün açılması, problemlerinin çözülerek (altyapı, sermayeye erişim, eğitim) yapısal sorunların ortadan kaldırılmasıdır.
Hedefler: Yeni dönemde bölgesel politikaların temel iki stratejik hedefi bölgesel rekabet edebilirliğin artırılması ve farklılıkların azaltılmasıdır. Bu çerçevede, bölgesel politikalar sadece geri kalmış bölgelere yönelik olmamalı gelişmiş bölgeler de politika hedefleri içinde yer almalıdır. Bölgesel politikalarda hedef geri kalmış bölgelere yatırım çekmek üzere işletmelere sübvansiyon, vergi indirimi ya da ayni yardımlar verilmesi yerine, içsel büyüme yaklaşımı çerçevesinde her bölgenin kendi kalkınma potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmesini temin için gerekli tüm çabanın gösterilmesidir.
Bu amaca, bölgenin mevcut üstünlüklerinin değerlendirilmesi ve yeni niteliklerinin geliştirilmesi çerçevesinde ulaşılabilecektir. Suni desteğe dayalı bir kalkınma öngörülmemektedir. Çünkü yatırımlar, bölgede mevcut birçok yatırım teşvikinden yararlanmak üzere değil bölgenin mekânsal sermaye olarak da nitelenen rekabetçi üstünlüklerinden yararlanarak kârlılık oranını artırmak üzere yapılmaktadır. Politikalarda, geri kalmış bölgelerin mevcut potansiyellerinin kullanılmasına yardımcı olmanın yanında, mevcut gelişmiş odakların rekabetçi üstünlüklerinin özellikle küresel ölçekte korunup geliştirilmesi konusuna da aynı düzeyde ağırlık verilmelidir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 59
Kutu 2.1. Yeni Bölgesel Paradigmanın Özellikleri (devam)
Kaynak: OECD, 1997a:43-44; OECD, 2001:24; Pezzini, 2003:24-27
Araçlar: Doğrudan yardımlar ve sübvansiyonlar bölgede uzun süreli kalkınmayı tetikleyici bir etki ortaya çıkarmamakta, hatta uzun vadede oluşturduğu olumsuz etkiler nedeniyle bunu engellemektedir. Yerel ekonominin canlandırılıp yatırımların bölgeye çekilmesine yardımcı olmak üzere yardımlar bölgenin kaynaklarını harekete geçirerek sürdürülebilir bir gelişme sürecini tetikleyecek ve rekabet gücünü artıracak politikalarla uyumlu olmalıdır. Doğrudan kaynak aktarımı yerine yerel iş ve yaşam ortamının kalitesinin artırılmasına yönelik yatırım ve tedbirlerin desteklenmesi önemli görülmektedir. Rekabet edebilirliğin artırılması kapsamında bilgi ve uzmanlık ağı, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve Ar-Ge, bölgeler ve uluslar arası iş ağları, araştırma enstitüsü ile bilim ve teknoloji parklarınca sunulan hizmetlerin teşviki ve geleneksel altyapının (havaalanı, otoyol vb..) desteklenmesi hususları da yer almalıdır.
Yeni anlayışa göre altyapı kavramı fiziksel olmayan altyapıları da içermektedir. Fiziksel olmayan altyapı içsel büyüme kapsamında bölgelerin görece üstünlüklerinin geliştirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Bölgelerin rekabetçi üstünlüklerinin geliştirilmesi ve işletmeler açısından çekiciliklerinin artırılması için gerekli önlemler;
- bilgi, teknoloji ve yeniliklerin yayılması için destek verilmesi, - beşeri ve sosyal sermayenin geliştirilmesi, yeniliğe dönük programların desteklenmesi, - rekabet edebilirliğin önündeki engellerin kaldırılması, - ihtilaf ve anlaşmazlıkların çözümüne destek verilmesi, - sosyal uyumun sağlanması, - iş kuluçkaları ve işletmeler arası ağlar ve sanayi odaklarının desteklenmesiyle girişimcilik
ve yeni işletme kurulmasının teşviki, - ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, - araştırma, geliştirme, finans, muhasebe, ticari hizmetler, pazarlama, istihdam, dış ticaret vb
konularda toplu hizmetler verilmesi ve - fiziksel çevre ile yaşam çevresinin korunması ve geliştirilmesine yönelik tedbirleri
içermektedir.
Ayrıca, yerel düzeydeki aktörlerin kapasitelerinin geliştirilmesi, program izleme ve değerlendirme gibi performans yönetimi, kontrol ve öğrenmeye yönelik süreçlerin uygulanması da önemlidir. Ancak, burada sözü edilen geri kalmış bölgelere yapılan doğrudan yardımların ve desteklerin bir anda kesilmesi değildir. En fakir bölgelerin finansal eşitleme ve yeniden dağılım mekanizmalarından yararlandırılmasına en azından bir süre daha devam edilmesi gerekecektir. Bu çerçevede, birçok ülkede merkezi idare altyapı ve kamu hizmetlerinin belirli bir kalitede sunumu, tüm bölgelerin asgari düzeyde erişilebilirliğini sağlayacak modern ulaştırma ve iletişim altyapısını öncelikle bu tür bölgelerde desteklemektedir. Ancak, eskisinden farklı olarak, şimdiki hedef suni olarak her bölgeye aynı düzeyde altyapının sağlanması yerine işletmelerin gelişebileceği uygun ortamı besleyecek temel fiziksel ve sosyal altyapının sağlanmasıdır. Aktörler: Öncelikle, ulusal düzeyde belirlenen bölgesel gelişme politikası, bölgelerde ve yerel düzeyde belirlenen politikalarla ve uygulamalarla uyumlu olmalıdır. Bu nedenle, merkez, bölge ve yerel yönetim arasında görevler ve mali kaynakların uygun dağılımı sağlanmalı, görevler ve yetkiler yerele aktarılırken o görevlerin yerine getirilmesi için gerekli olan kaynakların da eş zamanlı olarak aktarılması gerekmektedir.
İkinci olarak, önemli kararlar verilirken sahiplenme, işbirliği ve ortaklık ruhunu geliştirmek için yerel yönetimlerin yanında özel sektör, sosyal ortaklar ya da sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır. Politikaların tasarımı, uygulanması, izlenmesi aşamalarına o bölgede yaşayanların katılımını sağlayan ve hesap verebilirlik ilkelerine dayanan yönetişim anlayışı benimsenmeli, tepeden inme yaklaşım terk edilmelidir. Yerel ortaklıklar, problemlerin doğru bir şekilde tespiti, çözümlerin en etkin bir şekilde uygulanması ve önceliklerin doğru bir şekilde belirlenebilmesi için çok önemlidir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 60
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 61
3. BÖLGESEL REKABET EDEBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDA TEMEL STRATEJİLER VE ARAÇLAR
İkinci Bölümde, bölgesel kalkınma politikalarının evrimi dönemler halinde
açıklanmış, son dönemde küreselleşme ve bilgi ekonomisinin ortaya çıkardığı yeni
ortamda, bölgesel rekabet edebilirlik kavramı çerçevesinde bölgesel politikaların
geçirdiği temel dönüşüm anlatılmıştır. Bu bölümde ise bölgesel rekabet edebilirliğin
geliştirilmesi ve sürdürebilir kılınması için gerekli olan politika ve stratejiler ile
uygulama araçları ortaya konacaktır.
3.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politika ve Stratejileri Bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili iki temel yaklaşım bulunmaktadır:
Bunlardan birincisi, bölgesel rekabet edebilirliğin o bölgede mevcut olan firmaların
rekabet edebilirliklerinin bir toplamı olduğu yönündedir. 148 Bu yaklaşıma göre
rekabet edebilirlik üretkenlikle (verimlilik) eş anlamlı olarak değerlendirilmekte ve
bu çerçevede bölgenin rekabet edebilirliğinin artırılmasının işletmelerin çıktı
düzeylerinin artırılmasına destek olunması ile sağlanabileceği öne sürülmektedir. Bu
bağlamda, bölgenin rekabet edebilirliğinin yerel işletmelerin rekabet edebilirliğinin
bir sonucu olduğu, bölgeler arası rekabetin ise dolaylı olarak gerçekleştiği
değerlendirilmektedir.
İkinci temel yaklaşım ise, rekabet edebilirliğin kentlerin/bölgelerin işgücü ve
yatırım gibi mobil üretim faktörlerini çekme ve bölgede tutma becerisi olduğu
yönündedir. 149 Bu yaklaşıma göre, kentler/bölgeler birbirleriyle doğrudan rekabet
halindedir. Kalifiye işgücü ve yatırım, rekabetçi olmayan kentlerden daha rekabetçi
olanlara yönelmekte ve/veya çekilmektedir. Bu anlayışa göre bölgeler arası rekabet,
yatırımcıların ve işgücünün talep ettiği ya da aradığı mekânsal (yerel) faktörleri en
yüksek düzeyde ve en uygun kombinasyonda sunabilmeye bağlıdır.
Bu iki temel varsayımdan yola çıkılarak bölgesel rekabet edebilirliğin
geliştirilmesiyle ilgili farklı politika yaklaşımları ortaya konmaktadır.
Öncelikle, bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi yönündeki
politikaların ulaşmayı arzuladıkları amaç açısından tasnifi yapılmaktadır. Bu
148 Dubarle, 2003:1 149 Dubarle, 2003:2
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 62
kapsamdaki politikalar sıfır toplamlı, büyümeyi artırıcı ve ağları geliştirici olarak
sınıflandırılmaktadır. 150 Sıfır toplamlı politikalar, oyun teorisinde olduğu şekilde,
birinin kazandığı durumda diğerlerinin kaybettiği bir sistemi ortaya koymakta olup,
sadece bölgenin ya da yörenin mevcut olanaklarının tanıtımı, doğrudan
sübvansiyonlar ve istisnalar ile ucuz ya da ücretsiz arsa ve bina temini gibi araçlarla
yatırımların ve kalifiye işgücünün bölgeye çekilmesini amaçlamaktadır (Tablo 3.1.).
İkinci temel yaklaşım olan büyümeyi artırıcı yaklaşım, eğitim, öğretim,
girişimciliğin teşvik edilmesi, yeni kurulan işletmelerin desteklenmesi, iş
danışmanlığı, koordinasyonun sağlanması ve altyapı yatırımları ile temelde büyüme
artışı sağlamayı amaçlamaktadır.
Ağları geliştirmeyi hedefleyen yaklaşım ise, yerelde ve dış dünya ile ağların
oluşturulması, hedefleme veya kıyaslama çalışmalarının yürütülmesi, erişilebilirlik
ve iletişim imkânlarının geliştirilmesi (karayolu, demiryolu, havayolu, geniş bant
ağlar), yeni bilgilerin öğrenilmesi ve bilgiye dayalı ekonomi çerçevesinde bunlardan
yararlanılabilmesi için küresel ortamdaki gelişmelerin izlenmesi gibi konulara
odaklanmıştır. Sıfır toplamlı yaklaşım sadece hedeflenen bölgede gelişme ve rekabeti
amaçlarken, diğer iki yaklaşım gelişmenin diğer bölgelere de olumlu olarak
yansıması ve tamamlayıcılığın sağlanmasına da katkı sağlayabilecektir.
Tablo 3.1. Amaç Yönünden Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politikaları
Sıfır Toplamlı Büyümeyi Artırıcı Ağları Geliştirici
- Sadece mekânın promosyonu - Mobil yatırımların çekilmesi - Yatırım destekleri - Bina temini ve sübvansiyonu
- Eğitim - Öğretim - Girişimciliğin teşvik edilmesi - Yeni firmaların desteklenmesi - İş danışmanlığı - Koordinasyon - Altyapı yatırımları
- Yerel ağ oluşturulması - Dış çevre ile ağ oluşturulması
Kıyaslama (hedefleme) çalışmaları
- Erişilebilirlik (karayolu, demiryolu, havayolu, geniş bant ağlar)
- Yeni bilgilere erişim için küresel ortamın takip edilmesi
Kaynak: Malecki, 2004:1113
İkinci temel yaklaşım ise bölgesel rekabet edebilirlik politikalarının
odaklandıkları rekabet edebilirlik faktörleri ve müdahale düzeyi açısından iki
150 Malecki, 2004:1113
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 63
temel boyut çerçevesinde değerlendirilmesidir. 151 Bunlar firmaların kendi
özelliklerinden kaynaklanan faktörler ve firma dışındaki iş ortamı (kolaylaştırıcı
çevre) faktörüdür.
Firmaların kendi özelliklerinden kaynaklanan faktörler, yerel düzeyde
sektörlerin tarihsel olarak gelişimi ve bölgeyle ilişkileri, firma büyüklüğü ve yapısı,
ihtisaslaşma düzeyi (endüstriyel üretimin ihtisaslaşmasına bağlı olarak yığınlaşma
etkileri, işgücünün ihtisaslaşmış beceri ve nitelikleri, yüksek yenilikçilik kapasitesi),
gelişmiş teknolojilerin kullanımı ve iş ağlarının oluşturması gibi faktörlerdir.
Bu müdahale düzeyinde, stratejinin odağında genelde yerel işletmelerin
kullanılmayan potansiyellerinin harekete geçirilmesi yer almaktadır. Bu çerçevede
temel politika müdahaleleri şunları içerebilir:
1) Yerel firmaların yüksek büyümenin olduğu sektörlerde ve ihraç pazarında yer
almalarının teşvik edilmesi,
2) Özellikle dinamik sektörlerdeki KOBİ’lerin ihtiyaçlarının karşılanması
(gelişmelerini sınırlayan mevzuat düzenlemelerinin iyileştirilmesi, teknoloji
transferi ve Ar-Ge’ye erişimin geliştirilmesi),
3) Bölgeye gelen yatırımların yerel firmalarla ilişkileri başta olmak üzere
bölgeye katkılarının değerlendirilmesi ve artırılması,
4) Ağların ölçek ekonomisinin oluşumuna imkân sağladığı durumlarda, yerel
firmalar arasında yarış yerine işbirliğinin teşvik edilmesi, mevcut endüstri
kümelenmelerinin belirlenmesi, ortak projeler ve ortak Ar-Ge inisiyatiflerinin
teşvik edilmesi.
Firma dışındaki iş ortamı ya da kolaylaştırıcı çevre faktörü ise işletmelerin
faaliyetlerini ve yatırım tercihlerini belirleyen unsurlardan, üretim maliyetleri ve
yörenin çekiciliğini etkileyen diğer birçok faktörü içermektedir. Yatırım için arsa,
altyapı ve donatıların mevcudiyeti, işgücü piyasasının özellikleri, eğitim ve araştırma
kurumlarının mevcudiyeti gibi faktörler bu kapsamda değerlendirilebilir.
Bu kapsamdaki tedbirler ise, hem üretim faktörleriyle doğrudan ilişkili
faktörlere yönelik politikaları, hem de bölgenin çekiciliğinin artırılması ve yaşam
151 Dubarle, 2003:3
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 64
koşullarının iyileştirilmesi gibi dolaylı bir şekilde rekabet edebilirliğin artırılmasını
hedefleyen politikaları içermektedir.
Üretim faktörleriyle doğrudan ilişkili faktörlere yönelik politikalar şunlardır:
1) İnsan kaynaklarının yerel ekonominin değişen özelliklerine uyum
sağlamasına yönelik olarak beceri geliştirme eğitimleri sunulması,
2) İşgücünün en uygun şekilde değerlendirilmesini engelleyen yasal ve fiziksel
engellerin azaltılması,
3) İş gelişimini sınırlayan ya da yatırımların azalmasına neden olan vergi
uygulamaları ve diğer mevzuattaki dengesizliklerin ve uygun olmayan
hususların giderilmesi,
4) Ulaşım altyapısının geliştirilmesi,
5) Mevzuat düzenlemelerinin değerlendirilmesi ve yerel/bölgesel yönetimlerin
yerel koşullara uygun düzenleme yapmaları ya da uygulamalarına imkân
tanınması,
6) Planlama sürecinin özellikle karar verme boyutunun hızlandırılıp, tutarlılık ve
devamlılık sağlanarak geliştirilmesi ve bu sayede uzun dönemli yatırımların
teşvik edilmesi.
Yaşam koşullarının iyileştirilmesine dair tedbirler ise temelde şunlardır:152
1) Kentsel yeşil alanların artırılması,
2) Kirlilik ve çevre kalitesi konularının çözülmesi,
3) Sosyal uyum, güvenlik konularındaki problemlerin çözülmesi,
4) Bölgenin kültürel varlıklarının/değerlerinin oluşturulması ve pazarlanması.
Üçüncü yaklaşım ise bölgelerin rekabetçi üstünlüklerinin farklı yönlerini
dikkate alan ve bu alanlarda performansın geliştirilmesini hedefleyen üç temel
politika alanı153 çerçevesinde rekabet edebilirlik politikalarının sınıflandırılmasına
yöneliktir (Şekil 3.1.).
Bunlardan birincisi, bölgenin eğitim, altyapı, sosyal sermaye, iş kültürü,
sermaye piyasaları gibi temel unsurlarındaki zayıflıkların ve eksikliklerin
giderilmesine yönelik politikalardır. İkincisi, bölgenin uyum sağlama kapasitesinin 152 Dubarle, 2003:5 153 Martin, 2005:39
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 65
Bölgenin temel unsurlarındaki zayıflıkların ve eksikliklerin
giderilmesine yönelik politikalar
Eğitim Altyapı Sosyal sermaye İş kültürü Sermaye piyasaları
Bilgi ağları İşgücü piyasası Tedarikçi ağları Kümelenmeler Destekleyici hizmetler
Yenilikçilik Yeni firma kurulması Eğitim ve beceriler Kurumsal reform Pazar ve teknoloji Ticari bilgi toplama
Bölgesel dışsal ekonomilerin oluşturulması ve geliştirilmesine
yönelik politikalar
Bölgenin uyum sağlama kapasitesinin iyileştirilmesi ve
geliştirilmesine yönelik politikalar
iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik politikalar olarak ortaya konmuştur. Bu
politikalar, yenilikçilik, ticari bilgi toplama ve raporlama sistemi oluşturulması, yeni
firma kurulması, eğitim ve beceriler, kurumsal reform, pazar ve teknoloji gibi
alanlarda bölgenin uyum kapasitesinin geliştirilmesini öngörmektedir. Üçüncüsü ise
bilgi ağları, işgücü piyasası, tedarikçi ağları, kümelenmeler, destekleyici hizmetler
gibi bölgesel dışsal ekonomilerin oluşturulması ve geliştirilmesine yönelik
politikalardır.
Şekil 3.1. Bölgesel Rekabet Üstünlüğüne Dair Üç Temel Politika Alanı
Kaynak: Martin, 2005:40
Bölgeler mevcut gelişmişlik seviyelerine göre bu politika alanlarından
kendileri için en uygun alana daha fazla önem vermelidir. Az gelişmiş bölgeler
üçgenin üst noktasında yer alan temel unsurlara yönelik politikalar izlerken, daha
gelişmiş bölgeler diğer iki alanı önceliklendirmelidir.
Dördüncü yaklaşım ise, Birinci Bölümde rekabet edebilirliği belirleyen
faktörler kısmında da değinildiği üzere, rekabet edebilirlik politikalarının rekabet
edebilirliğin geliştirilmesinde izlenen yaklaşımlara göre düşük eksenli ve yüksek
eksenli rekabet olmak üzere iki farklı temelde ele alınmasını içermektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 66
Düşük eksende rekabet edebilirlik, rekabet gücünün fiyata dayalı faktörler
aracılığıyla artırılmasını hedeflemekte, bölgeler, düşük işgücü maliyetleri, ücretler,
vergi indirimi, sübvansiyonlar ve hibeler gibi stratejiler aracılığıyla rekabeti
etkilemeye çalışmaktadır. Güçlü rekabet edebilirlik olarak adlandırılan yaklaşımda
ise, bölgesel düzeyde öğrenme, yenilik ve mekânın pozitif çekiciliği temel olarak
alınmaktadır. Bölgesel marka, kültür, kurumlar, fiziksel olmayan bölgeye özgü
değerler gibi uzun dönemde etkili konulara da odaklanılmaktadır. 154 Bölgelerin
kalkınmalarını sağlamak üzere düşük eksenli rekabet edebilirlik yerine, yüksek
eksenli rekabet edebilirliğin hedeflenmesinin daha zor olduğu değerlendirilmektedir.
Bu nedenle, az gelişmiş bölgeler belirli bir düzeye gelene kadar düşük eksenli
rekabet edebilirlik politikalarını sürdürmektedir. 155
Bölgesel rekabet edebilirliği, girişimcilik ve teknolojiye dayalı gelişmeyi
sağlayarak artırmayı hedefleyen yüksek eksenli rekabet edebilirlik politikalarına dair
uluslar arası düzeyde üç grup altında örnekler verilebilir.156
Birinci grupta İtalya ve Danimarka’daki endüstriyel bölgeler yer almaktadır.
“Rekabet üstünlüğü olan bölgeler” olarak nitelenen bu bölgeler, bölgesel kalkınma
açısından yüksek eksenli stratejilerin uygulanmasının başarılı olduğunu ortaya
koymaktadır. Bu örneklerle birlikte öğrenme, ilişkisel davranışlar ve kümelenmelerin
başarılı olarak uygulandığı bazı diğer örnekler de bulunmaktadır: ABD’de Silikon
Vadisi, Almanya’da Baden-Württemberg Bölgesi, İtalya’da Emilia-Romagna,
İngiltere’deki Motor Sport Vadisidir.
İkinci grup olarak “yeni ekonomi” kümelenmeleri örnek gösterilmektedir. Bu
gruptaki başarılı örnekler ise Texas’taki Telekom Koridoru, Massachusetts’deki
Cambridge biyo-teknoloji, İngiltere’deki Cambridge biyo-teknoloji ve bilişim
kümeleri olarak gösterilmektedir.
Üçüncü grupta ise, belirli bir politikaya dayalı olarak yakın zamanda
oluşturulan kümelenmeler yer almaktadır. Bu bağlamdaki örnekler ise, Finlandiya’da
Oulu, Fransa’daki Côte d’Azur ve Almanya’daki Heidelberg, Münih, and Jena
bölgeleridir. Son örnekteki yaklaşım merkezi idarenin bölgeler arasında farklılaşan
154 Markey at al, 2006:25; Boschma, 2004:1010 155 Malecki, 2004:1108 156 Malecki, 2004:1108
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 67
bölgesel yenilik sistemlerinin kurulmasını teşvik etmesi ve desteklemesine dair
önemli örnekler arasında yer almaktadır.
Farklı Bölge Tipleri İçin Farklı Rekabet Edebilirlik Stratejileri Bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili faktörlerin büyük bir çoğunluğu bölgeye
özel olduğundan, belirlenecek politikalar bölgeye özgü şartları dikkate almalıdır. Bir
bölgede uygulanan başarılı stratejilerin aynı şekilde başka bir bölgeye aktarılması
olumlu sonuçlar vermeyebilir. Bu çerçevede tüm bölgeler için tek model şeklinde
(“one size fits all”) uygun bölgesel rekabet edebilirlik stratejileri
bulunmamaktadır.157 Farklı bölgeler, farklı problemlerle yüz yüze gelmekte, farklı
rekabete maruz kalmakta ve bu çerçevede farklı politika önceliklerine ve
bileşkelerine ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, rekabetçi olmak, bazı bölgelerdeki
sektörel, teknolojik ve bilgiye dair altyapının aynısının diğer bölgelerde de
bulunmasını gerektirmemektedir.
Bu çerçevede farklı bölge tiplerine uygun rekabet edebilirlik stratejilerinin
tanımlanabilmesi için farklı bölgesel tipolojiler oluşturulmuştur. Bunlardan en temel
iki tanesi OECD ve Avrupa Komisyonu tarafından geliştirilmiştir.
OECD tarafından 2005 yılında yayımlanan, “Rekabetçi Bölgelerin
Oluşturulması: Stratejiler ve Yönetişim” çalışmasında OECD tarafından yürütülen
bölgesel inceleme çalışmalarının sonuçlarına atıfta bulunularak farklı bölge tipleri
için farklı strateji seçenekleri ortaya konmuştur (Kutu 3.1).
Avrupa Komisyonu Bölgesel Politika Genel Müdürlüğünce hazırlatılan
“Bölgesel Rekabet Edebilirlik Faktörleri Üzerine Bir Çalışma” adlı raporda, ise
Cambridge Üniversitesinin Avrupa bölgeleriyle ilgili olarak geliştirdiği tipoloji ve
strateji tercihleri ortaya konmuştur. (Kutu 3.2.).
157 Martin at al, 2005:38
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 68
Kutu 3.1. OECD Bölge Tipolojisi ve Strateji Önerileri
Kaynak: OECD, 2005a:25
Avrupa Komisyonu sınıflandırmasına göre, eğer bir bölge üretim sahası
olmak ya da üretim sahası olarak konumunu muhafaza etmek istiyorsa, yatırımlarını
belirli bir müddet uluslar arasılaşma, erişilebilirlik ve ekonomik yönetişim
konularına odaklamalıdır. Örneğin, rekabetçi bir üretim bölgesi daha sonra artan
getiriler bölgesine dönüşmek istiyorsa, yatırım önceliklerini ve kurumsal kapasitesini
bu yeni stratejik yön çerçevesinde dönüştürmelidir. Ancak bu tip dönüşümler (vites
yükseltme), içsel ve dışsal birçok faktörle ilişkili ve aşamalı bir süreçtir ve bazı
zorluklar içermektedir. Örneğin, yoğun nüfusu olmayan bir bölgenin belirli bir kritik
nüfus büyüklüğü ve yoğunluğu gerektiren bir bilgi odağı olması mümkün
görülmemektedir.158
158 Martin at al, 2004:6-21
- Bilgi ekonomisine dayalı üretim yapan kentsel bölgeler: Bu tip bölgelerin başarılı olmalarında, yeniliği hedefleyen stratejiler temel unsurlar
arasında sayılmaktadır. Helsinki, Öresund, Seul, Montreal gibi nüfusu yüksek, gelişmiş altyapı ve eğitim imkânları olan, ulusal ve uluslar arası düzeyde hizmet talep edilen bu alanlarda, belirtilen bu faktörlerin rekabet edebilirliği artırıcı etkiyi yaratacak şekilde kullanılması gereği vurgulanmıştır. - Ekonomik yapısı dönüşmekte olan kentsel bölgeler:
Gelişmiş altyapıları ve sanayi birikimleri olmasına rağmen ekonomik açıdan gerilemekte olan sektörlerde ihtisaslaşmış olan bölgelerdir. Newcastle, Belfast, Champagne-Ardenne ve Bergamo’nun da içerisinde yer aldığı bu bölgelerin bilgiye dayalı ekonomik faaliyetlerde yoğunlaşmaları ve bu çerçevede bir dönüşüm geçirmeleri istenmektedir. Bu bölgelerdeki içsel potansiyeller çok kuvvetlidir; ancak mevcut ekonomik koşullara uyumlu değildir. Bu bölgelerde özellikle eğitim kurumlarının güçlü desteği ile endüstrinin ihtisaslaştığı alanların ve işgücünün becerilerinin dönüştürülmesi gerekmektedir. - İhtisaslaşmış İmalat Sanayi Bölgeleri:
Orta düzeyde nüfus yoğunluğu bulunan, ancak yoğun altyapı ağlarına sahip bu tip bölgeler az sayıdaki iktisadi sektörde kritik kütleye ulaşabilmektedir. Valencia, Modena, Siena gibi yerleşimlerin yer aldığı bu tip bölgelerde yeni bilgiyi uyarlama ve uygulama becerilerinin geliştirilmesi ve uluslar arası baskılara karşı koyabilecek şekilde ekonomik aktörler (araştırma kurumları, yerel yönetimler ve şirketler) arasındaki ilişkilerin kurumsallaştırılması gerekmektedir. Ayrıca bu tip bölgelerde yüksek verimliliği desteklemek üzere ilişkisel değerlerin korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. - Kırsal nitelikli bölgeler:
Mevcut nüfus, altyapı ya da firma örgütlenme düzeyleri itibariyle dışsal ekonomileri fırsatlar sunmayan uzak kırsal bölgeler ve coğrafi açıdan sorunlu bölgeler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bu tip bölgelerde, başta çevresel değerler olmak üzere, içsel potansiyellerin değerlendirilmesine yönelik stratejiler önerilmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 69
Kutu 3.2. Avrupa Komisyonu Bölge Tipolojisi ve Strateji Önerileri
Kaynak: Martin at al, 2004:7-5
Yapılan çalışmada, farklı bölge tipleri için genel, her bölgeye uyan bir
politika izlenemeyeceği ortaya konmuştur. Bu çerçevede bölge tiplerine uygun
öneriler belirtilmektedir. Ancak, verilen örneklerde bazı bölgelerin farklı bölge
tiplerindeki özelliklerin bazılarını birlikte taşıyabileceği, belirli bir süre içerisinde
diğer bir bölge tipine dönüşebileceği ve rekabet edebilirliğin dinamik bir konu
olduğu gibi hususların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
- Üretim merkezi niteliğindeki bölgeler Bu tip bölgeler, orta-düşük gelir düzeyine sahip, verimliliklerini ucuz girdiler aracılığıyla
sağlayan, işgücü, arsa ve sermayenin yeterli ve uygun fiyattan temin edilebildiği bölgelerden oluşmaktadır. Rekabet edebilirliklerinin genelde mevcut temel altyapı ve erişilebilirliğe dayanan, düşük maliyetli arsa, yoğun olmayan, uygun maliyetten işgücü temin edilebilen düşük maliyetli üretim alanlarıdır.
Bu özellikleri ile ihracata dayalı üretim yapan doğrudan yabancı yatırımların tercih ettiği bölgelerdir. Ancak bu tip yatırımların genel özellikleri gereği karın önemli bir kısmı bölge dışına çıkarılmaktadır. Bu bölgelerde emek maliyeti düşük olmakla birlikte, uzun vadede gelir düzeylerinin artması dış yatırım kararlarını ve mevcut yatırımların bölge dışına taşınmasına dair kararları etkileyebilecektir. Bu nedenle bu tip bölgelerdeki rekabet edebilirliğin mevcut kaynaklarının sürdürülebilirliğinin olmasının sağlanmasının önemli olduğu değerlendirilmektedir.
- Artan getirilerin sağlandığı bölgeler Yüksek büyüme yaşanan, ortalama nüfus yoğunluğuna sahip, güçlü ekonomik yapısı
olan dinamik canlı bölgelerdir. Bu bölgelerde yüksek refah seviyelerine ulaşılmasını sağlayan belirli endüstrilerde yığılma ekonomileri yer almaktadır. Bu bölgelerde, yüksek ve sürdürülebilir gelir sağlanmaktadır. Rekabet edebilirliğin temel belirleyicileri, işgücünün becerileri, firmalar arası görev paylaşımı, pazarın büyük olmasının etkileri ve tedarikçilerin mevcut olmasıdır.
Rekabet edebilirlik faktörleri ise, yenilikçilik (Ar-Ge personeli, üniversiteler, laboratuarlar), girişimcilik (risk alma kültürü, yerel sermaye ve risk sermayesi) ve ağlara dayanan ekonomik yönetişimdir. Ekonomik yapı güçlü bir imalat sanayine dayanmakta olup KOBİ’ler önemli bir role sahiptir. Bu bölgelerde işletmelerin çoğu ihtisaslaşmış olup, kümelenmeler sıklıkla mevcuttur. Bu bölgelerdeki üretkenlik düzeyi; yenilikçilik, yüksek kârlılık ve önemli ölçüde patent faaliyetlerine dayalı olarak yükselecektir.
- Bilgi (ekonomisi) odağı olan bölgeler
Yüksek nüfus yoğunluğuna sahip, yüksek ve sürdürülebilir GSYİH büyümesi olan büyük kentsel bölgelerdir. Bu bölgeler sadece belirli endüstrilerden değil sektörler arası yığılma ekonomilerinden yararlanmaktadırlar. Kentsel ekonomi, çeşitli, canlı, uluslar arası aktivitelere faaliyetlere açıktır.
Bu tip bölgelerin küresel rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için mükemmel bir bilgi altyapısı, en iyi düzeyde eğitim sistemi ve risk alma kültürü ile desteklenen yenilikçilik çok önemli görülmektedir. Girişimcilik, çok sayıda resmi olmayan ağın bulunduğu ve yönetişim aracılığıyla orkestrasyonun sağlandığı bir ortam ile desteklenmektedir. Ulusalar arasılaşma ve küresel kaynaklara erişim çok önemlidir. Mekânın kalitesi ve yaşam standartları kalifiye işgücünü de bölgeye çekmektedir. Dinamik ekonomi hem yerel hem de ihraç pazarına mal ve hizmet satabilmekte, yüksek katma değer ve kârlılık sağlamaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 70
Avrupa Komisyonunca hazırlanan rapordaki örnek saha çalışmalarının
sonuçları çerçevesinde, bölge tiplerinin mevcut rekabetçi pozisyonlarını sürdürmeleri
ya da aşamalı olarak diğer bölge tipine dönüşebilmeleri için gerekli yatırım ve
müdahale seçenekleri de Tablo 3.2.’de ortaya konmaktadır.
Tablo 3.2. Bölge Tipolojisine Göre Politika Öncelikleri
Üretim Merkezi Artan Getiri Bilgi merkezi Yenilikçilik 2 4 4 Girişimcilik 1 4 3 Ekonomik yönetişim 4 2 4 Uluslar arasılaşma ve erişilebilirlik 4 2 3
Mekânın kalitesi 2 1 3 (1: düşük yatırım önceliği, 4: en yüksek yatırım önceliği)
Kaynak: Martin at al, 2004:7-5
Ancak, üç farklı bölge tipine göre yapılan kavramsallaştırma çalışması, her
bölge türünde de yüksek üretkenlik ve rekabet edebilirliğin sağlanabileceğini ortaya
koymuştur. Bu çerçevede, her bölge için o bölgenin rekabet edebilirlik etkenlerinin
tespiti ve bölgeye en uygun rekabet edebilirlik stratejisinin belirlenmesi
gerekmektedir.
Nitekim bölgelerin rekabet edebilirliğinin geliştirilmesi için optimal bir
kalkınma modeli ve dünyanın her yanında ve her yerel duruma uygun hazır şablonlar
bulunmamaktadır. 159 Her bölge, kendine has rekabetçi ortamı geçmişten miras
almakta, ancak kendisi geliştirmektedir.160
Yukarıda gerek tematik, gerekse farklı bölge tipolojilerine göre rekabet
edebilirlik stratejileriyle ilgili genel yaklaşımlar ortaya konmuştur. Genel bir
değerlendirme yapıldığında; bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması ve
geliştirilmesi konusunun, bölgesel politika yaklaşımının ana hedefi haline gelmiş
olduğu görülmektedir.
Son dönemde, bölgesel kalkınmanın sağlanmasında kullanılan araçlar bu
çerçevede dönüşüm geçirmekte olup, Kalkınma Ajansları ve Yatırım Destek Ofisleri
gibi kurumsal araçlar ile girişim sermayesi, bölgesel yenilik sistemi, yenilik/teknoloji 159 Boschma, 2004:1011 160 Markey at al, 2006:26
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 71
merkezleri, yenilikçilik aktarım merkezi, iş/işletme kümelenmeleri, kamu-özel
ortaklıkları, ticari birlikler, teknoparklar, işletme kuluçkaları, iş tohumlama /çekirdek
sermaye merkezleri, işletme melekleri gibi yığınlaşma, yenilikçilik ve girişimciliğe
dayalı araçlar öne çıkmaktadır.161
Çalışmanın bu kısmında, bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında temel
araçlar olarak görülen ve özellikle son dönemde Avrupa Birliği ve OECD’nin
gündeminde de yer alan yenilikçilik, kümelenmeler, teknoloji geliştirme merkezleri
ve rekabet edebilirlik odakları oluşturmaya yönelik yaklaşımlar ve bu çerçevede
yönetişimin önemi daha ayrıntılı olarak incelenecektir.
3.2. Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Yenilik İşletmelerin uzun vadeli hedeflere yönelik adım atabilmeleri ve ayakta
kalabilmeleri için değişebilmeleri ve yenilenebiliyor olmaları gerekmektedir. Bu
çerçevede; yenilik, ürün, servis ve pazar çeşitliliğinin sağlanması ve genişlemesi,
yeni üretim, kaynak ve dağıtım yöntemlerinin geliştirilmesi, yönetim, örgütlenme,
çalışma koşulları ve işgücü profilinde değişikliğe gidilmesi olarak tanımlanmaktadır.
Ekonomik ve sosyal alanda yeniliklerin üretilmesi, özümsenmesi ve işletilmesi
anlamında ele alınan “yenilikçilik” ise, bireylerin ve toplumun ihtiyaçlarını
karşılamak üzere yeni çözümler üretmeyi ifade etmekte, yeni ve farklı ürün, hizmet
veya üretim yöntemlerinin geliştirilmesi ve bunun ekonomik değere dönüştürülmesi
için yürütülen tüm süreçleri kapsamaktadır.162
OECD tanımına göre yenilik, bir fikri bir ürün ya da hizmete, geliştirilmiş bir
imalat ya da dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmete dönüştürmeyi ve
bunun sonucunda pazarlanabilir bir değere ulaşmayı ifade etmektedir.163
Avrupa Birliği ise yeniliği, yeni teknolojilerin, fikirlerin veya metotların yeni
ürün ya da süreçler geliştirilerek ya da mevcut olanları geliştirerek ticari açıdan
başarılı bir şekilde kullanılması olarak tanımlamaktadır.164
161 DPT, 2006c:32 162 RIS-Mersin. Mersin Bölgesel İnovasyon Stratejisi Tanıtım Sitesi . 17.11.2006.< http://www.ris-mersin.info> 17.11.2006 163 Arıkan, 2005:1 164 OECD, 2006b:9
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 72
Yenilik, verimlilik ve üretim artışı açısından temel bir katalizör olarak
görülmekte ve sonuçta büyüme politikaları açısından önemli bir amaç haline
gelmektedir. OECD tarafından yapılan bir çalışmaya göre, 1970 ve 1995 döneminde
gelişmiş ülkelerdeki üretimde yaşanan büyümenin yarısından fazlası yenilik
nedeniyle gerçekleşmiştir.165 Ekonomistler, bölge bilimcileri ve sosyologlar giderek
artan bir ölçüde yeniliği bilgiye dayalı ekonomi ortamında ekonomik büyüme ve
dinamizm açısından sürükleyici bir etmen olarak görmektedirler.
Yenilikçilik ise, yeni ekonomide rekabet gücünü artırmanın ve başarıyla
ayakta kalabilmenin en kestirme ve etkili yolu olarak gösterilmektedir.166 Yenilik
ticarileştirilebildiği sürece iktisadi anlamda azami değerini bulmaktadır. Bu nedenle,
uluslar arası ihtiyaç ve taleplere kulak veren, rekabetçi bir ortamda geliştirilen,
piyasa koşullarındaki değişime göre evrilebilen ve Ar-Ge yatırımları ile sürekli
olarak beslenen yenilik başarının temel anahtarıdır.
Yarışın hız kazandığı ve teknolojik değişimin yaşandığı hızla küreselleşen
dünyada, işletmelerin, ülkelerin ve bölgelerin rekabetçi üstünlüklere sahip olmaları
ve bunu sürdürebilmeleri için yenilik kritik bir faktör olarak ortaya çıkmış ve
yenilikçilik son dönemde bölgesel rekabet edebilirliği sağlamak üzere en önemli
araçlar arasında görülmeye başlanmıştır.167
2001 Yılı Rekabet Edebilirlik Konseyi Raporu da168, bölgesel refah, rekabet
edebilirlik ve yenilikçilik arasındaki ilişki ortaya konmaktadır. Bu yaklaşıma göre,
bölgelerin temel hedefi olan yüksek düzeyde yaşam kalitesini (refahı) sağlamak
üzere bölgeler, rekabet edebilirliğinin merkezinde yer alan sürdürülebilir üretkenlik
artışını sağlamalıdır. Sürdürülebilir üretkenlik artışı ise yenilikçilik temelinde
gerçekleştirilebilecektir (Şekil 3.2.).
Yeniliğin, bölgesel rekabet edebilirliğin en önemli belirleyicilerinden biri
olduğunu savunan Porter, rekabet edebilirliğin ucuz sermaye ve işgücü ile düşük
kurdan kaynaklandığı ve rekabet edebilirliğin statik verimlilikten ileri geldiği
yönündeki düşüncenin gerçekte doğru olmadığını ve bu yaklaşımın üretkenliği orta- 165 OECD, 2006b:9 166 Aktan ve Vural, 2004:182 167 OECD, 2006b:4 168 Porter, 2006:ix
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 73
uzun vadede sınırladığını belirtmektedir. Bu bağlamda, Porter, araştırmalarında
rekabet edebilirliğin dinamik ilericiliğin, yenilikçiliğin, değişme ve gelişme
becerisinin bir fonksiyonu olduğunu ortaya koymaktadır.169
Şekil 3.2. Yenilikçilik, Rekabet Edebilirlik, Refah İlişkisi
Kaynak: Porter, 2006:ix
Bu çerçevede Porter, bölgesel rekabet edebilirliğin merkezinde yer alan
sürdürülebilir üretkenlik artışının sağlanması için aşağıda belirtilen beş hususa dikkat
çekmekte ve yenilikçiliğin rolünü vurgulamaktadır:170
- Üretkenlik, bölgenin hangi endüstri dallarında rekabet ettiğine değil, nasıl
rekabet ettiğine bağlıdır. Bu çerçevede önemli olan en başarılı endüstrilerin bölgeye
getirilmesine çabalamaktan ziyade mevcut endüstri dallarında gelişme sağlanması ve
üretkenliğin artırılması olmalıdır.
- Üretkenliğin en önemli kaynakları bölgede mevcut olan ya da miras kalanlar
değil yaratılan kaynaklar olarak değerlendirilmektedir. Rekabet edebilirlik konum,
doğal kaynaklar ve ucuz işgücü gibi unsurların kullanılması değil, bunların
entelektüel sermaye ve katma değere dönüştürülmesidir.
- Bölgesel refah bölgedeki tüm endüstrilerin ve potansiyellerin üretkenliğine
bağlıdır. Yerel hizmetler ve altyapı bile ihracata dayalı endüstriler üzerinde önemli
etkilere sahiptir.
- Üretkenlik sürekli yenilikçiliğe dayalıdır. Yenilikçilik bilimsel buluşun
ötesinde bilginin ticari nitelikteki her çeşit ürün, süreç ve hizmete dönüştürülmesidir. 169 Porter, 1992:40: Kitson at al’dan 2004:993 170 Porter, 2001:5-7:Dabson’dan 2005:3
Refah
Rekabet Edebilirlik (Üretkenlik)
Yenilikçilik Kapasitesi
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 74
- Düşük teknolojili endüstriler yoktur, düşük teknolojili firmalar vardır.
Yenilikçilik her tür endüstrinin üretkenliğini artırabilir, bu nedenle sadece yüksek
teknolojili firmalara odaklanılması rekabet edebilirliğin artırılması fırsatlarının
kaçırılmasına neden olabilir.
Geçtiğimiz 10-15 yıllık dönemde bölgesel politika ve yenilik politikası
arasında yakınsama yaşanmaktadır. Önceki dönemlerde bu politikalar neredeyse her
ülkede birbirinden ayrı bir şekilde ele alınmakta, bölgesel politika genelde yatırım ve
istihdam artırıcı tedbirler ile geri kalmış bölgelerde ekonomik kalkınmayı sağlamaya
çalışırken, Ar-Ge ve yenilik politikası ise bazı kilit sektörler, büyük firmalar ve
araştırma enstitüleri aracılığıyla ulusal düzeyde teknoloji gelişimini ve uluslar arası
rekabette ilerlemeyi teşvik etmekteydi.171
Ancak, günümüzde yukarıda belirtilen yakınsama sürecinin bir sonucu
olarak, bölgesel kalkınma politikaları ulusal rekabet gücünün geliştirilmesi
bakımından da önemli bir müdahale alanı olarak görülmekte ve yenilikle ilgili
hedefler, öncelikler ve araçlar içermektedir. Birçok ülkede bölgesel politikanın
yeniden yapılandırılması sürecinde bölgesel yenilik sistemleri ve bölgesel rekabet
edebilirliğin önemi konularında farkındalık artmıştır (Şekil 3.3.).
Bölgesel politikada yaşanan bu dönüşüme paralel olarak teknoloji ve yenilik
politikalarının hedefleri ve uygulama araçlarında da önemli değişimler
yaşanmaktadır. Yenilikçilik, uzun süredir birçok ülkenin ulusal politika öncelikleri
arasında yer almaktadır; ancak son dönemde yenilikle ilgili faaliyetlerin bölgesel
boyutu konusuna giderek artan oranda önem verilmektedir. Politika yapıcılar,
yeniliğin mekânsal boyutunun ve yenilik sürecini etkileyen bölgeye özel faktörlerin
öneminin farkına varmışlar ve bu çerçevede özellikle müdahale araçlarının tasarımı
ve uygulanmasında bölgesel odaklanmaya gitmişlerdir. Bu süreçte ya destek
programlarını bölgeselleştirmişler (yerel ve bölgesel kurumların müdahaleleri
tasarlama ve uygulamada görev almaları) ya da ulusal programların bölgesel
kurumlar aracılığıyla uygulanmasını sağlamaya başlamışlardır.172
171 EPRC, 2006:3 172 EPRC, 2006:1; OECD, 2006b: 9-18
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 75
Şekil 3.3. Yenilikle İlişkili Politikalar ve İlişkileri
Kaynak: OECD, 2006c:37’den düzenlenmiştir.
Önceleri, ulusal Ar-Ge faaliyetleri kamuya ait üniversiteler, araştırma
merkezleri ve enstitüler ile büyük ulusal ve uluslar arası firmalara odaklanmış iken
günümüzde KOBİ’ler ve girişimciliğe daha fazla önem verilmekte ve bu çerçevede
uygulama araçları da dönüşmektedir. Ar-GE ve yenilik politika araçları yenilik
sürecinde önemli bir rolü bulunan risk sermayesi, iş melekleri, personel değişim
programları, aracı-arayüz (interface) kurumlar, firmalar arası ve firmalar ile
araştırma kurumları arası ağlar gibi fiziki olmayan faktörlere yönelmektedir.173
Bu çerçevede ülkelerin bölgesel gelişme politikaları kapsamında yeniliğin
desteklenmesi bakımından farklı yaklaşımlar benimsenmektedir. Bazı ülkelerde
bölgesel yenilik politikalarının oluşturulmasıyla yenilik bölgesel politikaların
kalbinde yer almaya başlamıştır; bazılarında ise bölgesel politikalar kapsamında
yeniliğin belirli boyutlarını desteklemek üzere seçici müdahale alanları
belirlenmiştir; diğer bazı ülkelerde ise bölgesel politika bölgesel yenilik
faaliyetlerinin genel çerçevesi içerisinde sadece destekleyici iş ortamının
oluşturulmasına yardım etmektedir.
Bölgesel politikalar kapsamındaki yenilik yaklaşımı yoğun bilgi altyapısı
bulunan gelişmiş bölgelerde uygulandığı gibi, merkezde yer almayan eski endüstriyel
bölgelerde de uygulanmaktadır. Gelişmiş bölgelerde mevcut sektörler ve kümeler
kapsamında yenilik desteklenirken, geleneksel imalat sanayinin mevcut olduğu diğer
173 EPRC, 2006:4
Bilim ve Teknoloji / Yenilik Politikası
Bölgesel Politika
Sanayi ve Ticaret Politikası
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 76
bölgelerde yenilik politikaları bölgenin ekonomik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ya
da ihtisas alanlarının yapısının dönüştürülmesi (Ar-Ge yoğun yenilik yerine süreç
yeniliğine, teknoloji aktarımına veya özümsenmesine odaklanılması) konuları
desteklenmektedir.174
Bölgesel politikalar geri kalmış bölgelerde de yenilik konusuna önem
vermekte, bu bölgelerin diğer bölgelerle arasında önemli düzeyde bulunan ekonomik
performans farkını azaltmayı amaçlamaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirliği sağlamak üzere yenilikçiliğin geliştirilmesi için
kullanılan araçlar şunlardır:175
firmaların yenilik kapasitelerini artırmaları ve bu konuda yatırım
yapmaları için sağlanan yardımlar,
bölgesel düzeyde yenilikçilik altyapısının geliştirilmesine yönelik
tedbirler,
geleneksel yenilik politikasının bir parçası olarak Ar-Ge konusunda
kamunun yapacağı yatırımlar,
teknoloji aktarımına ve yayılmasına yönelik daha genel tedbirler,
aktörlerin bir araya getirilmesi (işbirliği ile pazara dayalı yeniliğin teşvik
edilmesi/kümelenmeler),
ortak Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi,
üniversite sanayi işbirliğinin desteklenmesi,
KOBİ’lere yeniliğe dayalı hizmetlerin sunumu.
Bölgesel rekabet edebilirliğin dolayısıyla yenilikçiliğin geliştirilmesi için
gerekli olan yenilik ortamı ve bunun temel unsurları olan içselleştirilmiş bilgi, sosyal
ilişkilere gömülülük, ticari nitelikli olmayan karşılıklı bağımlılık, kurumsal
zenginlik, öğrenen bölge, yönetişim, sosyal sermaye gibi kavramlar çalışmanın diğer
kısımlarında açıklanmış olup çalışmanın bu kısmında yeniliğe dayalı bölgesel
kalkınmanın sağlanması için gerekli sistem ve stratejiler değerlendirilecektir.
174 OECD, 2006b:17 175 EPRC, 2006:5; OECD, 2006b:30
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 77
3.2.1. Bölgesel Yenilik Sistemleri (BYS) Bölgesel Yenilik Sistemi görece olarak yeni bir kavram olmakla birlikte
Ulusal Yenilik Sistemi kavramının bölgesel boyutunu ortaya koymaktadır.
Ulusal Yenilik Sistemi kavramı Freeman ve Lundvall tarafından önerilmiş ve
diğer araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. 1990’lardan itibaren bu kavram OECD
ve AB gibi uluslararası kuruluşlar tarafından teknoloji ve yenilik politikalarının
geliştirilmesinde kullanılmaya başlanmıştır.
Freeman ulusal yenilik sistemini, etkinlikleri ve etkileşimleri ile yeni
teknolojileri oluşturan, ithal eden, değiştiren ve yayan kamu ve özel kesim
kuruluşlarının ağı olarak tanımlamaktadır. Lundval ise ulusal yenilik sistemini farklı
kapsamlarda tanımlanmakta ve kullanmaktadır. Dar kapsamda Ar-Ge birimleri,
teknoloji kurumları ve üniversiteler gibi araştırmaya yönelik kurumlar ulusal yenilik
sistemini oluşturmakta; genel anlamda ise, yenilik sürecini etkileyen kurumların
tamamı, özellikle öğrenme ve finansman süreçlerine ilişkin kurumlar da sistemin alt-
unsurları olarak ele alınmaktadır.176
Bu tanımlamalardaki genel yaklaşım göz önünde bulundurularak Ulusal
Yenilik sistemi, bir ülkede tüm bilgi ve becerileri üretme ve değere dönüştürme
süreçlerinin oluşmasını sağlayacak toplumsal, kurumsal ve bireysel düzenlemeler ile
bu süreçleri yürütebilen devlet önderliğindeki sistem olarak tanımlanmaktadır.
Ulusal Yenilik Sisteminin temel unsuru devlet olarak görülmekte olup,
yenilik sürecinde devletin rolü, ilgili politikaların oluşturulması, uygulama,
düzenleme ve desteklerin sağlanması, yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması
yönünden çok önemlidir. Ancak, son dönemde bölgesel ve yerel yönetimlerin bu
süreçte üzerine düşen rolün önemi daha fazla gündeme getirilmeye başlanmıştır.
Bunun temelinde, ülkelerin bilim, teknoloji ve yenilik politikaları belirlenirken yerel
üstünlükler ve özelliklerin göz önüne alınması gereği yatmaktadır. Yerel değerlerin
ve potansiyellerin harekete geçirilmesi, yerel yeteneklerin ortaya çıkarılması ve
176 Göker, 2000:26
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 78
yükseltilmesi için BYS’nin oluşturulmasında bölgesel/yerel yönetimlere çok önemli
görevler düşmektedir.177
Bu çerçevede, bölgesel rekabet üstünlüklerinin yaratılması, kurumsal
yapılanma, bölgesel işbirliklerinin oluşturulması, bilgi alışverişinin sağlanması
çerçevesinde yürütülen bölgesel kalkınma çabalarının yenilik sistemi ile
tamamlanması zorunlu görülmektedir. Lundvall, bölgesel yenilik sistemi kavramını,
yeni ve ekonomik açıdan faydalı içerikteki bilginin üretimi, yayılımı ve kullanımının
karşı karşıya geldiği/karşılaştığı süreç ve ilişkiler bütünü şeklinde tanımlamaktadır.
Son dönemde yapılan çalışmalara göre firmaların yenilikçilik ve bilgiyi
uygulama becerisi yeniliği doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen ortakları,
rakipleri, müşterileri, mevcut beşeri sermaye, bölgesel bilgi altyapısı, kurumlar,
yasalar ve diğer mevzuat düzenlemeleri, ticari nitelikli olmayan karşılıklı
bağımlılıklar ile ulusal ve küresel ekonomiyle dış bağlantılar gibi birçok faktöre
bağlıdır. BYS, tüm bu faktörlerin bileşkesi olarak tanımlanmaktadır.178
BYS, bilgi ve teknolojiyi özümseme ve kullanma kapasitesi, mevzuat
düzenlemeleri, rekabetçi piyasa düzeni, mali kaynaklara erişim, yeni teknolojik bilgi
kaynaklarının mevcudiyeti, ağlar ve işbirliği, talepkâr müşteriler gibi faktörlerin
etkileşimi olarak da ifade edilebilir.179
Arıkan’ın çalışmasına göre BYS’nin beş ana unsuru bulunmaktadır.180
1- Arz - talep ve aracı taraflar: Yenilik için bilgiyi yaratanlar, kullananlar ve
aralarındaki ilişkiyi düzenleyenler,
2- Bölgesel aktörler: Araştırma kurumları, firmalar ve yenilik destek kuruluşları,
3- Sistemin çevresi: Pazar, eğitim ve öğretim kurumları, kamu otoriteleri ve
yerel kültürler,
4- Sistemin dış ilişkileri: Sistem dışından benzer ve farklı kuruluşlarla ilişkiler,
5- Sistem elemanları arası ilişkiler (ağyapı).
177 Arıkan, 2005:1-2 178 Martin at al, 2004:2-29 179 OECD, 2006b:10 180 Arıkan, 2005:2
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 79
Bu kapsamda güçlü bir BYS, uygun ortam, bilgi üreten ve kullananların
yeterli kapasitelerinin olması ve bölgedeki aktörler arasında güçlü sistemik bağların
kurulmasını destekleyen kamu politikalarının varlığına bağlıdır.
BYS kapsamında, bölge ekonomisinin rekabet edebilirliğini ve çekiciliğini
artırmak üzere bilginin yaratılması, yayılması ve uygulanmasına imkân veren iktisadi
ve kurumsal ortamın oluşturulması gerekmektedir. Bu amaçla yenilikçiliğin teşvik
edilmesi ve kamu-özel kesim ortaklıkları ve kurumsal işbirliklerinin güçlendirilerek
bölgenin rekabetçi üstünlüğünün artırılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, yüksek
katma değerli (yeni) faaliyetlerin oluşturulması ve geliştirilmesi için uygun ortam
yaratılmış olacaktır.
3.2.2. Bölgesel Yenilik Stratejileri (BYSt) Yeniliğe dayalı bölgesel kalkınmayı sağlamak üzere bölgesel düzeyde
yönetim, finans, üretim, ticaret, eğitim ve araştırma konularını kapsayan ve Bölgesel
Yenilik Sisteminin optimizasyonunu amaçlayan metodolojik çalışmalar Bölgesel
Yenilik Stratejileri olarak adlandırılmaktadır.181
Bölgesel Yenilik Stratejisi, Bölgesel Yenilik ve Teknoloji Transferi, Bölgesel
Bilgi Toplumunun Tanıtımı ve bölgesel yenilik sistemi yaklaşımının uygulamaya
yansıyan araçlarıdır. AB’de Bölgesel Yenilik ve Teknoloji Transferi adı altında
başlayan bölgesel strateji geliştirme uygulamaları daha sonra Bölgesel Yenilik
Stratejileri ve Bölgesel Bilgi Toplumunun Tanıtımı uygulamalarına dönüşmüştür. Bu
araçlar arasında Bölgesel Yenilik Stratejileri (BYSt) ön plana çıkmaktadır.182
BYSt, yenilikçiliğin teşvik edilmesine yönelik denenmiş ve sınanmış
yaklaşımları işletmelere taşıyarak rekabet edebilir düzeye gelmelerini sağlamaktadır.
BYSt, bölgelerin yenilikçiliği arttırmaları adına stratejiler üretmesi, yenilik
politikaları ile birlikte mevcut altyapının en iyi şekilde kullanılması ve geliştirilmesi
üzerine çizilen yol haritası olarak da görülmektedir.183 BYSt hazırlık aşamalarına
dair bilgi ve BYSt kapsamında kullanılabilecek araçlar Kutu 3.3.’de verilmektedir.
181 Arıkan, 2005:3 182 DPT, 2006c:23 183 RIS-Mersin. Mersin Bölgesel İnovasyon Stratejisi Tanıtım Sitesi . 17.11.2006.< http://www.ris-mersin.info> 17.11.2006
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 80
Kutu 3.3. BYSt Aşamaları ve BYSt Kapsamında Kullanılabilecek Araçlar
Kaynak: Landabaso and Mouton, 2002:12, 16-17
1990’dan, yani ilk BYSt projesinden, bu yana güncelleşmekte olan BYSt
projeleri ağının 235 üyesinin olduğu belirtilmektedir.184
184 Martensson, 2005:21
BYSt Hazırlık Aşamaları Birinci aşama uzlaşma sağlama ve farkındalık yaratma aşaması olup temel bölgesel
aktörlerin karşılıklı görüşmeleri ve tartışmaları neticesinde gerçekleşmektedir. Bu süreçte, projenin yürütme komitesi oluşturulur, yönetim yapısı belirlenir, çalışma grupları bölgedeki temel sektörler, teknolojik düzey ya da bölgeye has konulara göre oluşturulur, danışmanlar seçilir ve iletişim araçları belirlenir.
Bölgedeki kamu ve özel kesim aktörleri arasında katılım, işbirliği ve ortak hareket imkanı veren bir çerçevenin sunulması ile ekonomik yenilenme ve yeni iş fırsatlarının belirlenmesine imkan veren saklı kalmış enerji ve yaratıcılığın açığa çıkarılması sağlanabilir.
İkinci aşama analiz aşaması olup bu aşamada: Anket ya da yüz yüze mülakat yapılarak firmaların yenilik ihtiyaçları belirlenir. Bu
ihtiyaç tespitinin yapılmasında KOBİ teknoloji değerlendirmesi gibi teknikler kullanılmaktadır.
Bu ihtiyaçları karşılamak üzere bölgede mevcut olan arz imkanı analiz edilir. Mevcut çalışmalara dayalı olarak yapılan masa başı çalışmasını tamamlayıcı olarak üniversiteler, araştırma merkezleri, teknoloji aktarım kurumları, firmalara hizmet sunan kuruluşlar, sanayi ve ticaret odaları, mevcut arz ağları ile yüz yüze mülakatlar gerçekleştirilir.
Bölgedeki teknolojiler ve sektörlerin uluslar arası trendi/eğilimi incelenir. Sonuçta, başarılı uygulamaların paylaşılabilmesi için diğer Avrupa bölgelerinde
yapılanlara dair (tamamlayıcı) kıyaslama analizi yapılır.
Üçüncü aşama ise daha önce yürütülen çalışmalar esas alınarak strateji belgesinin üretilmesi aşamasıdır. Bu strateji kapsamında eylem planı ve pilot projeler hazırlanmalıdır. Özellikle, BYSt eylem planında ortaya konan yeni fikirlerin uygulanmasını, küçük çaplı da olsa, göstermek için amiral gemisi niteliğinde projelerin uygulanması çok önemlidir.
BYSt Kapsamında Kullanılabilecek Araçlar
kamu-özel kesim işbirliği ağlarının oluşturulması, işletme kümeleşmelerinin teşviki ve kümelenmeler sayesinde işletmeler arası işbirliğinin
geliştirilmesi, yenilik ve Ar-Ge servislerinin koordinasyonu, işletmelere tek noktadan hizmet sunacak
destek birimlerinin oluşturulması (one-stop-shop), işletme odaklı yenilikçiliğin teşviki, sanayi-üniversite işbirliğinin kurulması ve araştırma kurumları ve işletmeler arası bağların
kuvvetlendirilmesi, mevcut araştırma ve teknoloji geliştirme kaynaklarının ve altyapısının daha iyi
kullanılması, araştırma ve teknoloji geliştirme konusuyla ilgili farklı politika, kuruluş ve bireyler
arasında tutarlılığın ve sinerjinin artırılması, bölgede özellikle bilgiye dayalı girişimciliğin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, yeni finansal araçlar ile yeniliğin finansmanının sağlanması, kalifiye işgücünün yetiştirilmesi ve erişimin kolaylaştırılması.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 81
3.3. Kümelenme Yaklaşımı Kümeler, belirli bir coğrafi bölgede yoğunlaşan, oluşan yakınlık nedeniyle
rekabetçi bir üstünlük elde eden, bulundukları konum nedeniyle ihtisaslaşmış
tedarikçi ve alıcı (pazarlama) avantajları bulunan, bölgedeki fiziksel imkânlar, eğitim
ve araştırma imkânları, finansal kurumlar ve işgücü avantajları ile desteklenen
birbiriyle ilişkili endüstri dallarındaki firmaların oluşturduğu bir ilişki sistemi olarak
tanımlanmaktadır.185
Kümelerde, coğrafi açıdan birbirine yakın ve birbiriyle ilişkili firmalar, yan
sanayi ve hizmet tedarikçileri, ilişkili sektörler ve üniversiteler, araştırma ve eğitim
enstitüleri, Kalkınma Ajansları ve odalar gibi kurumlar belirli bir rekabet içerisinde
işbirliği yapmaktadırlar.
Küme kavramı ilk kez Michael Porter’ın 1990’da yayınlanan “Ulusların
Rekabet Üstünlüğü” adlı kitabında yer almıştır. Porter’a göre kümeler ulusal/bölgesel
rekabet edebilirliğin kalbinde yer almaktadırlar. Porter, sektörlerin/şirketlerin rekabet
gücü ve bunu yaratan faktörlerin analizi konularında değişik ülkelerden birçok
örnekle yürüttüğü çalışmalar sonucunda bir ülkenin/bölgenin rekabet edebilirliğinin
temelinde yatan dört ana unsuru “Elmas Modeli” çerçevesinde ortaya koymuş ve bu
unsurların ilişkisini kümelenme yaklaşımı çerçevesinde ele almıştır (Şekil 3.4.).186
Bu dört unsur şunlardır187:
Girdi Koşulları; bir ülke kaynaklar ve teknoloji gibi kendi önemli girdilerini
yaratabilir. Bölgesel girdi dezavantajları kuruluşları ulusal nispi avantaj
oluşturabilecek yeniliğe ve yeni metotlar geliştirmeye zorlar.
Talep Koşulları; bir ürüne iç pazardaki talep, dış pazarlardaki talepten daha
yüksek olduğu zamanlarda, bölgesel kuruluşlar bu ürüne daha önem verirler. Bu ürün
ihraç edilmeye başlandığında, rekabet avantajını da beraberinde getirir. Daha
talepkâr iç pazar, rekabet avantajı doğurur. Güçlü ve değişimleri takip eden pazar,
bölgesel firmaları küresel değişimleri takibe zorlar.
185 Blakely and Bradshow, 2002:Sepic’den 2005:7 186 Porter, 2001:xiv 187 Porter, 1990: Bulu ve ark.’dan 2004:147
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 82
Şekil 3.4. Porter’ın Elmas Modeli - Bileşenler Arası İlişkiler
Kaynak: Porter, 2001:xiv
İlgili ve Destekleyici Endüstriler; bölgesel destekleyici endüstriler rekabetçi
ise, kuruluşlar maliyet etkin ve yenilikçi girdilerin rahatlığını yaşar. Bu etki
tedarikçiler küresel rekabet yaşadığında güçlenir.
Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı: Bölgesel şartlar firma stratejilerini
etkiler. Sektördeki düşük rekabet o sektörü çekici kılar. Bu açıdan bakıldığında
firmalar düşük rekabeti tercih ederler; fakat bölgesel rekabet, firmaları yeniliğe ve
gelişmeye zorlar. Sonuç olarak yüksek bölgesel rekabet, düşük küresel rekabeti
doğurur. Bölgesel rekabet, firmaları temel avantajlardan öteye gitmeye zorlar.
Bu çerçevede, Porter, bölgelerde rekabet edebilirlik ve yenilikçilik
potansiyelinin, kümelenmelerde ya da bölgenin ihtisaslaştığı birbiriyle ilişki
içerisinde olan endüstrilerde yer aldığını belirtmektedir.188 Porter, ayrıca, bir bölgede
birbiriyle ilişkili endüstrilerin oluşturduğu güçlü ve rekabetçi kümelenmelerin,
bölgesel yenilikçilik ve üretkenlik artışının arkasındaki sürükleyici güç olduğunu
188 Porter, 2006:ix
- Yatırımı ve sürekli ek yatırımları teşvik eden yerel ortam
-Yerel rakipler arasında açık ve dinamik yarış
Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı
Girdi Koşulları Talep Koşulları
İlgili ve Destekleyici Kuruluşlar
Firmaların elde edebileceği yüksek kalitede, uzmanlaşmış girdiler - Beşeri kaynaklar, - Sermaye/anamal kaynakları - Fiziksel altyapı - Kurumsal yapı - Bilgi altyapısı - Bilimsel ve teknolojik altyapı - Doğal kaynaklar - İlgili alanlarda yetkin yerel
tedarikçilerin ve firmaların mevcudiyeti - Birbirinden izole endüstriler yerine kümelenmelerin varlığı
- Sofistike ve talepkar yerel çekirdek müşterilerin varlığı
- ihtisaslaşmış alanlarda, ulusal ve küresel bazda gereksinimi karşılayacak ender yerel taleplerin varlığı
- müşteri ihtiyaçları başka yerde bekleyen/uman ?
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 83
savunmakta ve bu tip kümelenmeleri bölgelerde yaşayan halkın yüksek ve iyileşen
yaşam standartlarına ulaşabilmesi için bir ön şart niteliğinde görmektedir.189
Kümeler, bölgesel büyüme ve rekabet gücü için anahtar faktör olarak
değerlendirilmektedir. En bilinen örnekleri, Silikon Vadisindeki bilgi teknolojileri
kümesi, New York ve Londra’daki finansal kümeler, Hollywood’daki medya
kümesi, Güney Almanya ve Detroit’teki otomotiv kümeleri, Stockholm ve
Finlandiya’daki telekomünikasyon kümeleri, Kuzey İtalya’daki tekstil ve moda
kümeleridir.190
Küme politikaları; sanayi ve ticaret politikası, bilim/teknoloji ve yenilik
politikası ile bölgesel gelişme politikalarının kesişim kümesinde yer almaktadır.
Ancak, son on yılda bölgesel rekabet edebilirliği geliştirmede kümelenme
yaklaşımının bir araç olarak kullanılması konusuna verilen önem artmış ve
kümelenme bölgesel kalkınma stratejilerinin en önemli parçalarından biri haline
gelmiştir.
OECD tarafından yapılan araştırmalar kümelenme yaklaşımının altında yatan
kavramların ulusal ve bölgesel düzeydeki kalkınma politikalarının merkezinde yer
almakta olduğunu ortaya koymaktadır. 191 Bir sektörün ya da bölgenin rekabetçi
konumunu güçlendirmek üzere kümelenmelerden yararlanılması yaklaşımı Avrupa
Komisyonu ve Dünya Bankasınca da benimsenmektedir.192
Mekânın kalkınma açısından önemini vurgulayan kümelenme yaklaşımının
temel amacı rekabet edebilirliğin ve yenilik kapasitesinin geliştirmesi olup
kümelenmelerin, rekabet edebilirliği artırıcı bir araç olarak görülmelerinin ve teşvik
edilmelerinin temelinde aşağıda belirtilen hususlar yatmaktadır: 193
- İşletmelerin verimliliğini artırır; özelleşmiş girdilere, işgücüne,
hizmetlere, eğitim ve teknik desteğe etkin erişimi güçlendirir, şirketler arası
koordinasyonu kolaylaştırır, işlem maliyetlerini düşürür, en iyi uygulamaların
189 Porter, 2001:1: Dabson’dan 2005:4 190 Ketels, 2003:24 191 OECD, 2006c:12 192 Lundequist and Power, 2002:685 193 Porter, 2001:54: Dabson’dan 2005:4; DPT, 2006b:167; OECD, 2006c:5,22; Phillipson, 2004:12; Begg, 1999:804; Aktan ve Vural, 2004:180
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 84
şirketlere hızlı yayılımını sağlar, sürekli bir biçimde performans mukayesesi ile yerel
rakiplere oranla gelişmek için istek oluşturur.
- Yenilikçiliği ateşler ve geliştirir; sağladıkları sayısız pozitif dışsal fayda
suretiyle sinerji meydana getirerek, yaratıcılık ve yenilik yapma potansiyelini artırır
ve gelecekte verimliliği yükseltecek ve yeni ürünlerin oluşmasını sağlayacak
fırsatları algılamayı kolaylaştırır. Yapılan birçok çalışma yenilik, kurumsal öğrenme
ve yaratıcı fikirlerin karşılıklı aktarımının en etkin bir şekilde kent-bölge düzeyindeki
sanayi kümelenmelerinde sağlandığını göstermektedir. Şirketlerin birbirleriyle olan
iletişimleri sektörün ihtiyaçlarını ve eğilimlerini yakından ve daha önceden
görmelerini sağlar, birçok tedarikçinin ve kuruluşun varlığı, bilgi üretimine yardımcı
olur, yerel kaynakların göreli bolluğu yeni ürün ve denemelerin maliyetini düşürür.
Yenilik ve verimlilik artışına neden olan üretim maliyetinin düşmesi gibi faktörlerin
ötesinde bilgi paylaşımı için uygun bir platform sunması, daha fazla ihtisaslaşmayı
teşvik eden bir ortam sunması ve yüksek rekabeti teşvik etmesi diğer önemli
üstünlükleridir.
- Yeniliklerin ticarileşme sürecini kolaylaştırır; kümelenmeler yeni
girişimlerin kurulması, üniversite çıkışlı firmaların kurulması (spin-off) ve mevcut
firmalar arası iş ağlarının oluşturulmasını kolaylaştırır, yeni iş alanlarının ortaya
çıkmasını teşvik eder, yeni ürünlerin ticarileştirilmesi sürecini hızlandırır.
- Tek tek firmaları değil, tüm ağı desteklemeye yöneliktir; firmaların
belirli bir yörede yığılması ve bölgesel düzeyde insanlar, beceriler ve bilgi arasında
bağ kurulması kümelerin temel özelliklerindendir. Bu nedenle, kümelenmeye dayalı
bir yaklaşım, rekabet gücünü ele alırken, şirketleri birbirinden izole oyuncular olarak
değil, birbirleriyle bağlantıları olan aktörler olarak incelemekte ve bu bağlantıları
güçlendirmeye yönelik öneriler yapmaktadır. Amaç, her bir bileşkeyi ayrı ayrı değil,
ağın tümünü geliştirmektir.
Bu ağlar sektör grupları yanında büyük firmaları, KOBİ’leri, araştırma
enstitülerini ve kamu kurumlarını birbirine bağlayan sektör içi değer zincirlerini
oluşturur. Kamunun kümelenme politikaları küme içindeki belli firmaları sübvanse
etmeyi değil, tüm kümenin gelişme koşullarını büyütmeyi hedefler, ortak altyapının
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 85
kurulmasını, ortaklaşa ihracat, pazarlama, markalaşma çalışmaları ile firmalar arası
ve firmalar üniversiteler arası işbirliğinin teşvik edilmesini sağlar. Bu sayede kümeyi
oluşturan parçaların toplamından daha fazlasının üretilmesine imkân verir.
- KOBİ’leri destekleyerek yerelin rekabet gücünü artırır; kitlesel üretim
yapan tesislerin sahip olduğu bazı üstünlüklere, KOBİ’ler esnek üretimin yapıldığı
yenilikçi kümelenmeler sayesinde erişerek bu üstünlüğü bulundukları bölgeye
aktarırlar. Bu sayede bazı küçük ve orta büyüklükteki kentler, daha önce rekabetçi
bir ekonomi oluşturacak ölçekleri olamamasına rağmen küçük firmalardan oluşan
kümelenmeler sayesinde bu durumu aşmış ve kalkınma açısından negatif trendleri
geride bırakıp ulusal zenginliğe katkıda bulunmuşlardır.
Kümelenmeler, önceleri daha çok bilime dayalı olan kümeler ve geleneksel
endüstri kümeleri olmak üzere iki kategoride ele alınmıştır. Ancak, hızlı bilimsel
gelişme ve dönüşüm süreçleri bu ayrımın geçerliliğini kısıtlamaktadır. Bu bağlamda
önerilen alternatif tipolojiler kümeleri üç tipe ayırmaktadır.194 Bunlar:
1) sadece “yığınlaşmaya dayalı” olan aynı mekânda bulunan ancak birbirleri
arasında bağlar bulunmayan kümeler,
2) “endüstriyel kompleksler” firmaların iç pazar ilişkileriyle (tedarikçi-müşteri)
birbirine bağlı olduğu kümeler (büyük firmaların baskın olduğu sistemler
dâhil olmak üzere)
3) firmaların daha karmaşık ve uzun dönemli ilişkiler kurduğu “sosyal ağ”
temelinde oluşturulan kümelerdir.
Kümelerin belirlenmesinde yukardan aşağı, tabandan tavana ya da bu ikisinin
kombinasyonu şeklinde yöntemler izlenmektedir. Farklı ülkeler, potansiyel alanları
ve bu alanların faydalanıcılarını haritalama (cluster mapping) gibi istatistikî
yöntemlerle ya da teklif çağrısı gibi araçlarla belirlemektedirler. Birinci yöntem
ulusal ekonomik kalkınmanın sürükleyicilerini desteklemek üzere kullanılmaktadır.
Bazı örneklerde, ulusal programlar genel bir çerçeve oluşturmakta, bölgeler
desteklenecek kümeleri belirlemektedirler.195.
194 OECD, 2006c:14-15 195 OECD, 2006c:6
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 86
Yarışmacı mekanizmalar ise, yapılacak kamu harcaması için en yüksek etkiyi
doğuracak programların belirlenmesini sağlamaktadır. Yarışmacı mekanizmaların bir
diğer faydası ise seçilmeseler bile rekabet sürecinde grupların bir araya gelmeleri ve
faydalı ilişkiler kurmalarıdır.
3.4. Teknoloji ve Yenilik Geliştirme Merkezleri Teknoloji ve yenilik geliştirme merkezleri ya da genel olarak teknoparklar,196
bir araştırma merkezi veya bir üniversite ile resmi ilişkiler kurmuş; bünyesinde,
teknoloji kökenli firma ve işletmelerin oluşmasını özendirecek ve büyüyüp
gelişmesine destek verecek şekilde tasarlanmış, yönetici firmasının, ilgili firmalara
teknolojik bilgiyi yayan ve aktaran, bunun yanında işletme hizmetlerini sunan girişim
olduğu yapı olarak tanımlanmaktadırlar.197 Uluslararası Bilim Parkları Birliği ise
teknoparkı, ana amacı dâhil olduğu topluluk veya bölgenin refahını ilişkili olduğu
firmalar ve bilgiye dayalı kurumlarda yenilikçilik kültürü ve rekabetçiliği teşvik
etmek suretiyle artırmak olan ve uzmanlaşmış profesyoneller tarafından yönetilen bir
organizasyon olarak tanımlamaktadır.198
Teknoparkların, gelişiminde Silikon Vadisi ve Route 128 gibi pazara yönelik
teknoloji yığınlaşmalarının başarısının önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu bölgeler
kazandıkları başarı nedeniyle en iyi uygulama örneği haline gelmişler ve diğer
bölgelerce de örnek alınmaya çalışılmışlardır. 1970’lerde ve 1980’lerde kamu
tarafından desteklenen büyük ölçekli ve bütçeli teknoparklar oluşturulmuştur
Bunlardan en bilinenleri Kuzey Kaliforniya’daki Araştırma Üçgeni (Research
Triangle) ve Fransa’daki Sophia Antipolis’dir. Bu örneklerin ardından bölgelerin
özelliklerine göre daha mütevazı uygulamalar gerçekleştirilmiştir.199
Teknoparkların tarihsel gelişimine bakıldığında ilk teknoparkların genellikle
arazi geliştirme projeleri yaklaşımında tasarlandığı, üniversite içerisindeki teknoloji
şirketlerinin bir araya getirildiği özel ortamlar olduğu görülmektedir. Zaman içinde
196 Teknoloji ve yenilik geliştirme merkezlerinin çok farklı tanımları ve şekilleri olmakla birlikte bu kısımda teknopark terimi kullanılmıştır. 197 Özçelik, 2005:1 198 Çakmakçı ve ark.,2005:1 199 OECD, 2005a:28
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 87
teknoparklar sanayiyle ve toplumla daha aktif etkileşim içerisine giren, sosyal, idari
ve teknik destek hizmetlerinin ön plana çıktığı ortamlar olmuştur.200
Teknoloji geliştirme merkezleri temelde dört ana model çerçevesinde ortaya
çıkmakta ve faaliyet göstermektedir. Söz konusu modeller Kutu 3.4.’de ortaya
konmaktadır.
Kutu 3.4. Teknoloji Geliştirme Merkezi Modelleri
Kaynak: OECD, 2005a:28
Üniversitelerin, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin
işbirliğini sağlama yoluyla, ülke/bölge ekonomisinin uluslararası rekabet edebilir ve
ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması amacına hizmet eden teknoparkların
temel fonksiyonları şunlardır:201
- araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetleri yapan firmaları üniversiteler
içerisinde bir araya getirip alt yapı imkanları sunarak, üniversite-sanayi ilişkilerinin
somut işbirliğine dönüşmesini sağlamak,
- teknoloji transferi için uygun ortam yaratarak, üniversiteler, Ar-Ge
kurumları, firmalar ve pazarlar arasında bilgi ve teknoloji akışını teşvik etmek ve
yönetmek;
- teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, yeniliğe dayalı
firmaların kurulması ve gelişimini kuluçka destekleri ve akademik spin-off’lar
vasıtası ile desteklemek;
- yüksek vasıfta alan ve tesisler ve diğer katma değerli hizmetleri sağlamak 200 Sarıçiçek, 2005:2 201 Çakmakçı ve ark.,2005:1; Sarıçiçek, 2005:1
Teknoloji geliştirme merkezleri temelde dört ana model çerçevesinde ortaya çıkmakta ve faaliyet göstermektedir:
Büyük “teknopole”ler; merkezi yönetim tarafından mekânsal planlama ve yenilikçilik politikasının bir bileşkesi olarak dışarıdan büyük yatırımcıların çekilmesi ve kamu araştırma kurumlarının kurulması amacıyla oluşturulurlar,
Bir üniversite ile ilişkili bilim parkları; bölgesel ya da metropoliten düzeyde, üniversitelerin park yönetimine müdahil olduğu, üniversite çıkışlı yeni firmaların kurulması temel hedefiyle geliştirilen merkezlerdir,
Bağımsız teknoloji parkları; bölgesel ya da yerel yönetimlerce KOBİ’ler için kuluçka işlevi görmek ve yüksek teknolojili yatırımları çekmek üzere kurulmaktadırlar,
Kuluçka merkezleri, KOBİ’ler için mekan sağlayan bina kompleksleri olarak kurulmaktadırlar.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 88
- içerisinde bulundukları bölgelerin öğrenen bölgeler olarak gelişimini, AR-
GE ağırlıklı faaliyetlerle bölgesel ve yerel ekonominin yeniden yapılanmasını
sağlamak, yerel ekonominin verimliliğini ve krizlere karşı dayanıklılığını artırmak
- küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu
sağlamak,
- teknolojik bilgi üretilmesi ve bilginin ticarileşmesi sürecinde,
üniversitelerdeki akademik bilginin teknolojik ürünlere dönüştürülmesi, firmaların
ortak bir coğrafi bölgeye toplanması, bunun neticesinde birlikte iş yapma
maliyetlerinin düşmesi ve bilginin yeniliğe hızlı dönüşümünün sağlanması,
- yüksek/ileri teknolojiyi bünyesinde bulunduran yabancı sermayenin ülkeye
girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamaktır
Yukarıda belirtilen fonksiyonları nedeniyle teknoparklar yüksek eksenli
bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması için önemli bir araç konumundadır. Yenilik
sürecinde bölgedeki aktörlerin ortak hareket edebilmesi için önemli bir arayüz görevi
gören teknoparklar bölgelerde teknolojiye dayalı yenilikçiliğin ve girişimciliğin
geliştirilmesinde birçok gelişmiş ülkede kalkınmanın motoru rolünü üstlenmişlerdir.
Ancak, burada dikkat edilmesi gereken husus yeni dönemde, teknopark desteklerinde
büyük altyapı yatırımlarına dayalı ve büyük firmaları odağına alan yaklaşımdan daha
esnek ve yenilikçi KOBİ’leri esas alan yaklaşıma geçiş yaşandığıdır.
3.5. Büyüme Kutuplarından Rekabet Edebilirlik Odaklarına Yatırımların belirli büyüme kutuplarında ya da çekici merkezlerde
yoğunlaştırılması konusu bölgesel kalkınma politikaları içerisinde yer alan temel
yaklaşımlardan biridir. İkinci bölümde de belirtildiği üzere, François Perrox
tarafından ortaya konan “büyüme kutbu” yaklaşımına göre, bir bölgede nüfusun ve
büyük ölçekli ekonomik etkinliklerin yoğunlaştırılması sonucunda böyle bir kutbun
meydana getirilmesiyle, bölge, daha önce elde edemediği büyüyen ölçekten doğan
kimi kazanımları elde etmeye başlamaktadır.
Büyüme kutbu yaklaşımına dayalı gelişmede iki temel etki söz konusudur.
Birincisi “yığılma etkisi” olup belirli bir yerdeki sürükleyici üretim birimlerinin,
tamamlayıcı birimleri de o çevreye çekmesi ve ucuz olanaklar sağlaması sayesinde
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 89
ortaya çıkar. İkincisi ise “kesişme etkisi” olarak nitelenmektedir. Bunlar ise,
sürükleyici üretim birimlerine ve onlarla yakından ilişkili bulunan birimlere hizmet
eden ve çevresindekilere o ana kadar kendilerine kapalı olan pazarlardan yararlanma
olanağı veren yeni bir ağın yaratılması sonucunda ortaya çıkmaktadır.202
Büyüme kutuplarının nispeten geri kalmış bölgeler içinde seçilmesiyle, hem
yığılmanın yararlarını elde etmeye, hem de bölgesel dengesizlikleri, hafifletmeye
olanak olduğu ileri sürülmektedir. 203 Özellikle, Fransa’da ve Amerika’da başarılı
örnekleri olmakla birlikte, 1960’lı yıllardaki bölgesel politika araçlarının genel
özelliklerine sahip oluşu büyüme kutbu yaklaşımının uygulanmasının sınırlı
kalmasına neden olmuştur.
Büyüme kutbu yaklaşımı uygulamalarının yeterince başarılı olamamasının
ardında, kurumsal kapasitenin varlığı, işleyen yerel pazar, dinamik endüstriyel
faaliyetler gibi teoride yer alan ancak geri kalmış bölgelerde yetersiz olan bazı temel
ön şartların bulunması gösterilmektedir. Ayrıca, yukarıdan aşağıya uygulama
yaklaşımı, büyük ölçekli sermaye yoğun yatırımları gerektirmesi ve bölgelerin geri
kalmışlığının ardında yatan iktisadi olmayan faktörlerin göz ardı edilmesi gibi
nedenlerden dolayı uygulamada bazı problemlere neden olmuştur.204
Ancak, büyüme kutupları teorisinin bölgesel kalkınma açısından geçerliliğini
sınırlayan faktörlerin teorik olmaktan öte hatalı uygulamalardan ve uygulamada
yaşanan sorunlardan kaynaklandığı, bu nedenle büyüme kutbu yaklaşımının tekrar
değerlendirilmesi, yapılan hataların önlenmesi ve diğer kalkınma modelleriyle
birleştirilmesinin uygun olacağı ileri sürülmektedir.205
Bu çerçevede, geri kalmış bölgelerin yapısal açıdan ve fonksiyon yönünden
eksikliklerini gidermenin yolu, yeniliğe dayanan bir içsel büyümenin başlatılması
olarak görülmekte ve yeniliğe dayalı içsel kalkınma yaklaşımının büyüme odakları
ve kalkınma merkezleri yaklaşımlarıyla entegre edilmesi yönünde yaklaşımlar
bulunmaktadır.
202 Keleş, 2000:234 203 Keleş, 2000:241 204 OECD, 2001:180 205 Ciciotti, 1998:133-137
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 90
Nitekim bölgesel rekabet edebilirlik çalışmaları da François Perrox tarafından
ortaya konan büyüme ve yığınlaşma ekonomilerine yoğunlaşmaktadır. 206
Metropoller, büyüme odakları ya da kent-bölgeler, bir kent ile sosyal ve ekonomik
açıdan ilişkili olduğu ardıl bölgenin (hinterland) kalkınması arasındaki ilişki
açısından son dönemde özellikle vurgulanan kavramlardır. Bir bölgedeki bazı
kentler, küreselleşme sürecinde daha hareketli olan dış yatırımları ve kalifiye
işgücünü çekecek mıknatıslar olarak işlev görebilmektedir.
Ayrıca, kalkınmanın ilk aşamalarında ya da AB gibi ekonomik topluluklara
yakınsama sürecinde bölgesel farkları gidermek üzere kamu yatırımlarının çok fazla
dağıtılmasının belirli büyüme kutuplarının gelişimini sınırladığı gibi, ulusal büyüme
oranlarının artmasını ve yakınsamayı geciktireceği düşünülmektedir.
Ülke genelinde ekonomik büyümenin sağlanabilmesi için, büyüme
odaklarının çok önemli bir rol üstlendiği, güçlü bilgi altyapıları ve yenilikçi
faaliyetleri ile bölge içindeki ve dışındaki işletmelere hizmet verdikleri, bölgelerinde
iş olanaklarını, büyümeyi ve başarı fırsatlarını artırdıkları, ürettikleri refahın ise
zaman içinde çevrelerindeki alanlara yansıyacağı veya dağılacağı (spill-over) ve az
gelişmiş bölgelere aktarılabileceği ileri sürülmektedir.207
Büyüme odaklarının oluşturulması yönündeki ulusal politikalar azgelişmiş
bölgeleri daha fazla güçlendirmek ya da yüksek nitelikli iktisadi faaliyetlerin merkez
dışındaki bölgelere taşınması amacını içermektedir. Fransa ve Japonya bu tip
büyüme odağı yaklaşımı açısından öncü uygulamalar barındırmaktadır. Amaç, ileri
teknoloji yatırımlarını ve kalifiye işgücünü hedeflenen alanlara çekmektir. 208 Bu
çerçevede, ulusal ve bölgesel büyümenin dinamosu olacak bazı kentlerin
desteklenmesi günümüzde genel olarak kabul gören bir prensip olup İngiltere,
Finlandiya, Hollanda ve İsviçre de fonksiyonel ekonomik bölgeler temelinde bu
prensibi uygulamaktadırlar.209
Bu çerçevede, günümüzde yukarıdan aşağıya, merkezi planlamaya dayalı,
merkezi yönetimlerin söz sahibi olduğu ve büyük kamu yatırımları ile büyük sanayi 206 OECD, 1997b:8 207 TEKES, 2004:16 208 OECD, 2005a:29 209 OECD, 2006e:62
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 91
tesisleri çerçevesinde, bölgelerde “büyüme kutupları” oluşturulmasına dayalı
yaklaşımdan, bölgesel ve yerel yönetimlerin ortaklık anlayışıyla kalkınma sürecinde
söz sahibi olduğu ve yenilikçilik ile KOBİ’lere dayanan “rekabet edebilirlik
odakları”nın oluşturulmasına doğru ilerleyen bir dönüşüm yaşanmaktadır. Ulusal
kalkınmanın sağlanması ve bölgelerin rekabet edebilirliğinin geliştirilmesinde bu
yaklaşımın çok önemli roller üstleneceği düşünülmektedir. Bu çerçevede, bölgelerde
kümelere dayalı odaklar oluşturulması ve bölgesel merkezlerin desteklenmesine dair
ülke örnekleri dördüncü bölümde Fransa ve Finlandiya örnekleriyle ortaya konmaya
çalışılacaktır.
Ancak, bölgeler arası rekabet edebilirlik farklarının oluşturulacak
odaklar/kent-bölgeler aracılığıyla giderilmesi konusunu, mekânsal gelişme
politikaları ile ilişkilendiren örneklerden biri olarak, İngiltere Hükümetinin görece
olarak geri kalmış Kuzey İngiltere’yi kalkındırmak üzere geliştirdiği Northern Way
yaklaşımı Kutu 3.5.’de anlatılmaktadır.
3.6. Yönetişimin Rolü Birinci bölümde yönetişimin bölgesel rekabet edebilirlik açısından önemli bir
faktör olduğu vurgulanmış ve bu çerçevede yenilikçi, rekabet edebilir bir bölgenin
oluşturulmasında kolaylaştırıcı ortamın, dolayısıyla sosyal ve kurumsal ilişkilerin
önemi, içselleştirilmiş bilgi, sosyal ilişkilerde gömülülük, karşılıklı ticari olmayan
bağımlılıklar, sosyal sermaye ve kurumsal zenginlik kavramları çerçevesinde özetle
ortaya konmuştur. Bu kısımda bölgesel rekabet edebilirlik odağı çerçevesinde
dönüşen bölgesel politikaların yönetişim anlayışına yansımaları işlenecektir.
Son dönemde, bölgesel rekabet edebilirliğin ve yenilikçiliğin geliştirilmesine
dayalı yeni politika anlayışı yönetişim anlayışında da bir dönüşümü gerekli
kılmaktadır. Bu anlayış çerçevesinde çok aktörlü, çok karar alma süreçli, çok
boyutlu, çok sektörlü yeni ortamda, geleneksel ve merkezi yönetimin yukarıdan
aşağıya belirleyici olduğu merkez odaklı yaklaşımların dönüştürülerek, işbirliği ve
katılımcılığı esas alan süreçlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 92
Kutu 3.5. Northern Way Yaklaşımı
Kaynak: Martin, 2005:21
İngiltere Hükümeti ulusal ekonominin tamamının üretkenlik ve yenilikçilik performansını artırmak üzere bölgelerin ve kentlerin (kent bölgelerin) rekabet edebilirlikleri konusuna odaklanmıştır. Bölgesel rekabet edebilirliğin temel sürükleyicileri, beceriler, yenilikçilik, girişimcilik, yatırım ve rekabetçi ortam olarak ortaya konmuştur. Kentsel rekabet edebilirliği belirleyen faktörler ise bölgesel ve ulusal düzeyden biraz farklılaştırılarak ekonomik çeşitlilik, kalifiye işgücü,erişilebilirlik, stratejik planlama kapasitesi, yenilikçilik ve yaşam kalitesi olarak ortaya konmuştur.
Bölgesel Rekabet Edebilirliğin / Üretkenliğin Kaynakları
REKABET
YATIRIM
Beceriler firmaların yeni teknoloji geliştirme ve
kullanma kapasitelerini geliştirir.
İşletme becerileri girişimciliği ve iş üstünlüğünü artırır. Yeni
firmalar vasıflı işgücü için talebi artırır
Yeni firmaların pazara girmesi rekabeti artırır.
Fizikisel sermayeye yapılacak yatırımlar firmaların yenilikçilik kapasitesini artırır
Artan rekabet yenilikçiliği teşvik eder
Artan rekabet işletme yatırımlarını teşvik eder
GİRİŞİMCİLİK BECERİLER
YENİLİKÇİLİK
Northern Way yaklaşımı yukarıda belirtilen politikanın bir parçası olarak İngiltere’nin
kuzeyde yer alan Yorkshire and Humber, Kuzey Batı (North West) ve Kuzey Doğu (North East) bölgelerinin güney bölgelere göre mevcut rekabet edebilirlik açığını gidermek üzere geliştirilmiş bir politika yaklaşımıdır. Müdahale şekli, öncelikle kuzeydeki bu bölgeler için on temel yatırım önceliğinin (Bölgesel Kalkınma Ajanslarının da katkısıyla) katılımcı bir anlayışla belirlenmesidir. Daha sonra kuzeyin ekonomisinin temel sürükleyicileri olan sekiz kent-bölgenin (city region) belirlenmesi ve bu öncelik alanlarındaki yatırımların o bölgelerde gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır.
Anılan bu hususları içeren eylem planı hazırlandıktan sonra her kent-bölge bunu dikkate alarak kendi Kalkınma Programını hazırlamıştır. Bu programlar merkezi idare ve Bölgesel Kalkınma Ajanslarının ortak finansmanı ile oluşturulan Bölgesel Kalkınma Fonu ile desteklenmektedir. Bu yaklaşımın bölgeler arası farkları gidermede rekabet edebilirlik odakları oluşturulması yönünde olumlu bir adım olduğu değerlendirilmektedir. Ancak, uygulamada bazı sorunlarla da karşılaşılmaktadır. Northern Way yaklaşımı büyüme ve rekabet edebilirliğe odaklanmış, sosyal içerme gibi konuların ekonominin gelişmesiyle birlikte ele alınmasını öngörmüştür.
Bununla birlikte kent-bölgeler arasında tamamlayıcılık ilişkisinin ve uyumun gerektiği şekilde kurulamamış olması onların kendi aralarında da rekabet etmelerine neden olmuştur. Ayrıca, bu tip yaklaşımların ülkenin tamamını içeren politikaların bir parçası olması halinde başarılı olabileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede rekabet edebilirlik farklarını gidermek üzere odak oluşturulması çalışmalarda bu konuların önemle dikkate alınmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 93
Bu nedenle geleneksel bölgesel politika anlayışından günümüz bölgesel
politika anlayışına geçiş sürecinde, merkezi yönetimin tek güçlü aktör olarak tek
taraflı yönetimi yerini, yerel ve bölgesel yönetimler ile sivil toplum örgütlerinin.
karşılıklı etkileşmesiyle ortaya çıkan bir yerel yönetişim anlayışıyla uyuma
bırakmıştır. Böylece, bölgelerin kalkınmasına dair kararlar sadece merkezi yönetimce
değil, merkezi yönetimin de içinde bulunduğu çok sayıdaki yeni aktörün karşılıklı
etkileşmesiyle belirlenmeye başlamıştır.
Yönetişim anlayışının dönüşümünde iki temel boyut söz konusudur.
Bunlardan birincisi farklı düzeylerdeki kamu kurumları arasındaki ilişkilerin ve
işbirliğinin yeniden şekillendirilmesiyle ilgilidir. İkinci boyut ise özellikle bölgesel
düzeyde kamunun bölgesel kalkınmayla ilgili diğer aktörlerle kuracağı iletişim ve
onlara sunacağı hizmetlerdeki yaklaşım ile ilgilidir.
Bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında kamu destek politikaları ile
yerel/bölgesel düzeydeki kamu yatırımları ve hizmetleri önemli bir girdi
niteliğindedir. Bu tür destekler, hizmetler ve yatırımlar farklı düzeylerde birçok
kamu kurum tarafından gerçekleştirilmektedir. Bölgesel kalkınmaya doğrudan veya
dolaylı etkileri olan bu tip kamu hizmetlerinin daha iyi bir şekilde sunulması için
farklı yönetim kademeleri arasında etkin ve verimli bir ilişkinin kurulması
gerekmektedir. Ayrıca, bölgesel politikanın belirlenmesi ve uygulanmasında merkezi
kurumlar yanında, yerelleşme politikaları kapsamında giderek artan ölçüde olmak
üzere, birçok bölgesel/yerel kamu kurumu görevli hale gelmektedir. Bölgesel rekabet
edebilirlik ve yenilikçilik kapsamında sanayi, teknoloji ve yenilikçilik politikalarının
bölgesel politika ile daha fazla kesişmesi, bu alanlardan sorumlu kurumlar arasında
merkezde (yatay) ve yerel-merkez uygulamalarında (dikey) işbirliğinin
gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda, bölgesel politikalarla ilgili farklı
yönetim kademeleri arasındaki görev ve yetki dağılımının yeniden organize edilmesi
ve yukarıdan aşağıya karar süreçlerini daha az içeren, ortaklığı esas alan ancak
gerekli koordinasyon mekanizmalarının da oluşturulduğu bir çerçevenin
oluşturulması gerekmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 94
Bu kapsamda, birçok ülkede, politikaların koordinasyonunu sağlayacak
mekanizmalar yatayda aynı düzeyde yer alan kurumlar (bakanlıklar arası/yerel
yönetimler arası) için oluşturulduğu gibi dikeyde farklı yönetim kademeleri
(merkezi, bölgesel, yerel yönetimler) arasında da oluşturulmaktadır.210
Yatayda ve dikeyde ortaklıklara, müzakerelere ve sözleşmelere dayalı bu yeni
yaklaşım ile bölgesel gelişme alanında faaliyet gösteren merkezi düzeydeki kurum ve
kuruluşlar arasındaki koordinasyonun geliştirilerek bölgesel kalkınma alanındaki
hizmet kapasitesi ve etkinliklerinin artırılması, merkezi idarelerin bölgesel
kalkınmayı amaçlayan ya da etkileyen sektörel politikalarının ulusal düzeyde
koordinasyonunun sağlanması, mahalli idarelerin yerel/bölgesel kalkınma alanında
artan yetki ve sorumlulukları doğrultusunda merkezi yönetimle işbirliği ve
koordinasyonunun sağlanması hedeflenmektedir.
Dikey koordinasyon, ulusal ve bölgesel düzeydeki politikanın yerel ile
tutarlılığının sağlanması ve iletişimin artırılması açısından önemli bir rol
üstlenmektedir. Bazı ülkelerde bölgesel kalkınma politikalarını belirlemek ve
merkezi ve yerel yönetimler arasında politika bağı oluşturmak üzere bölgesel
birimler oluşturulmuştur. Bazılarında ise çeşitli planlama süreçleri ve sözleşmeler
gibi araçlarla merkezi ve bölgesel düzey arasındaki ilişki sağlanmaya çalışılmaktadır.
Yataydaki koordinasyon ise genellikle birçok politika alanını ilgilendiren
bölgesel kalkınma çabalarının bakanlıklar arası komiteler gibi araçlarla merkezi
düzeyde koordine edilmesini içermektedir. 211 Ayrıca, konunun yerel boyutu
incelendiğinde, birçok yerel yönetimin kamu yatırımların gerçekleştirilmesi ve
hizmetlerinin sunumunda ölçek ekonomilerinden ve dışsallıklardan yararlanmak
üzere kendi aralarında koordinasyonu ve işbirliğini sağlayacak yapılanmalara
gittikleri görülmektedir. 212 Uygulamada ülkemizde de yaygınlaşmaya başlayan
mahalli idare birliklerini bu kapsamda değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
210 OECD, 2005a:3 211 OECD, 2006c:7 212 Pezzini, 2003:26
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 95
Kamu kurumlarının bölgesel kalkınmada oynayacağı rolün yeniden
tanımlanmasına dair ikinci boyut ise bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında en
az kurumlar arası ilişkilerin yapılandırılması kadar önemli görülmektedir.
Küreselleşme süreciyle birlikte rekabetin hız kazanması kamu kurumlarının
bölgesel kalkınma alanındaki görevlerini gözden geçirmeleri gereğini doğurmuştur.
Kalkınma ekonomisinin temel ilkelerinden biri olan devletin ekonomik kaynakların
ve refahın dağılımını sağlaması ve eşitsiz gelişmeyi önlenmek için dezavantajlı
ekonomik aktörlerin desteklenmesi görüşü, yerini bu aktörlere sağlanan doğrudan
desteklerin kaldırılarak bunları (kapasite geliştirme yoluyla) yapabilir kılmak
şeklinde bir yaklaşıma bırakmıştır. Bu çerçevede, doğrudan müdahale yerine destek
ve yönlendiricilik esas olmakta ve kalkınmada devletin sorumluluğu kavramından
kamu ve özel aktörlerin birlikte sorumluluğuna doğru bir değişim gözlenmektedir.
Ortak sorumluluk, tek başına karar vericiliğin sona ermesi ve ortak karar ve çözüm
üretmeye çalışılması anlamına gelmektedir.213
Değişik başarı örnekleri incelendiğinde, bu bölgelerde gerçekleşen
büyümenin merkezi ve yerel yönetimlerin doğrudan güdümü ile sağlanmadığı, yerel
ve merkezi yönetimlerin ortam hazırlama, katalizör olma veya aracılık olarak
nitelendirilebilecek işlevler üstlendiği izlenmektedir. Buna karşılık, yerel sivil
örgütlerin katkısının çok önemli olduğu ve bu kurumlarla merkezi ve yerel kamu
kurumları arasındaki işbirliğinin başarıya önemli katkıda bulunduğu ortaya
konmaktadır.214
Bu çerçevede, başta Kalkınma Ajansları olmak üzere bölgesel kalkınmayla
ilişkili kurumların daha proaktif, girişimciliğe ve yeniliğe odaklı, bölge stratejilerine
öncülük eden, kolaylaştırıcı çevreyi oluşturmayı hedefleyen, kamu, özel kesim ve
STK diyaloğunu ve işbirliğini kuvvetlendirerek birlikte iş yapabilme ve ortak akıl
oluşturabilmeyi sağlayan, sosyal sermayeyi geliştirici, moderatör ve kolaylaştırıcı rol
üstlenen bir yapıya kavuşmaları gerekmektedir.
213 Eraydın, 2004:128 214 Eraydın, 2002:12
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 96
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 97
4. BAZI ÜLKE UYGULAMALARI Bu bölümde, bölgesel politikalarını yenilikçilik ve yüksek eksenli bölgesel
rekabet edebilirlik stratejileri temelinde dönüştüren ülkelere bazı örnekler verilecek;
bu amaçla gerekli politika araçlarını geliştiren ülkelerin başında gelmeleri nedeniyle
Fransa ve Finlandiya örnekleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Fransa’nın son dönemde bu alanda yürüttüğü çalışmaların yanı sıra, idari
sistem ve ölçek açısından Türkiye ile bazı benzerlikler taşıması, Finlandiya’nın ise
yenilikçilik ve bilgi toplumuna dönüşüm konusunda kat ettiği büyük aşama bu
ülkelerin seçilmesinde önemli kriterler olmuştur.
Nitekim bilim ve teknolojideki başarı açısından kişi başına patent başvurusu
değerlendirildiğinde Fransa AB-15 içerisinde ilk üçte yer almakta, bilim ve teknoloji
faaliyetlerinin AB-15 içerisindeki payına bakıldığında Almanya’dan sonra ikinci
sırada yer almaktadır. Bölgesel düzeyine bakılacak olursa Ile-de-France’ın AB
bölgeleri arasında birinci, Rhône-Alpes’ın altıncı sırada yer aldığı görülmektedir.215
Finlandiya ise 2004 ve 2005 yılı Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre
bilgi toplumu, yenilik, Ar-Ge, endüstriyel ağlar, yatırım ortamı ve sürdürülebilir
kalkınma açısından AB’ye üye ülkeler arasında birinci sırada gelmektedir. GSYİH’
sının %3,5’ini Ar-Ge çalışmalarına ayırması ile de bu konuda ilk sıralarda yer alan
Finlandiya, uluslararası rekabet edebilirlik karşılaştırmalarında en üstlerde yer
almakta ve en rekabetçi ekonomiler arasında gösterilmektedir.216
4.1. Fransa217
4.1.1. Bölgesel politikalar ve rekabet edebilirlik stratejileri Uzun yıllar boyunca Fransa’da bölgesel politikanın temel hedefi üretim ve
istihdamın ülke genelinde dengeli dağılımının sağlanması olmuştur. Hükümetler,
özellikle başkent Paris çevresindeki bölgenin çok baskın olan konumunu azaltmak ve
Fransa’nın batı ve merkezi bölgelerindeki geri kalmış bölgelerin gelişmişlik düzeyini
artırmak üzere çaba göstermişlerdir. Genelde teşvikle değil, direktifle yönlendirilen
bir bölgesel planlama politikası ile bölgelerde mekânsal yenilenme, altyapı ve kamu 215 OECD, 2006e:54 216 OECD, 2005c:43 217 Bu bölümde özellikle OECD, 2006e (OECD Territorial Reviews: France)’dan faydalanılmıştır
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 98
yatırımlarının gerçekleştirilmesine çalışılmıştır. İkinci dünya savaşından sonraki otuz
yılda önemini koruyan bu yaklaşımın temel özelliklerinden biri de karar verme
yetkisinin merkezde toplanmış olması ve bölgelerin politikaları pasif bir şekilde
uygulamalarıdır. Bölgesel kalkınma, ülkemizde olduğu gibi Ulusal Kalkınma
Planının bir parçası olarak görülmüş ve ulusal strateji DATAR (Bakanlıklar arası
Bölgesel Planlama Ajansı) tarafından uygulanmıştır. Bu dönemde, yönetim
hiyerarşik bir anlayışla yürütülmüş ve yerel yönetimler tek başına karar verme
yetkisine sahip olan merkezi idarenin ajanları olarak fonksiyonlarını
gerçekleştirmiştir.
Fransa uzun yıllar boyunca yürüttüğü bu bölgesel politikalar ile nüfus ve
ekonomik faaliyetlerin ülke genelinde kısmen daha dengeli bir şekilde dağılmasını
sağlamış, kuzey ve güney bölgelerin gelişmiş bölgelere yakınsaması ve başkent
dışındaki büyük kentlerin gelişimini hızlandırmıştır. Ancak, ulaşılan bu durum geçici
olarak nitelenmekte olup, işgücü ve girişimcilik potansiyelini tam olarak
kullanamayan ve işletmeler arası işbirliğini sağlayamayan birçok bölgenin rekabet
edebilirlik açısından geride olduğu değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede, geçtiğimiz yirmi yıllık dönemde diğer gelişmiş ülkelerde
olduğu gibi Fransa bölgesel gelişme politikasında da bir dönüşüm yaşanmıştır.
Sosyo-ekonomik koşulların 1980’lerden çok farklı olduğu bu dönemde rekabet
edebilirlik faktörleri giderek artan ölçüde bölge düzeyiyle ilişkili hale gelmiş ve bu
nedenle büyümeyi ve istihdamı artırmak için bölge düzeyinde faaliyetlerin
gerçekleştirilmesini gerekli kılmıştır.
Birçok ülke refahın bölgeler arasında yeniden dağıtılmasına yönelik bölgesel
politikaları sürdürmektedir. Ancak, günümüzde Fransa’da bölgesel politika
bölgelerin potansiyellerinin daha iyi değerlendirilmesi ve bölgelerin daha rekabetçi
olmalarını sağlamaya çalışmaktadır.
Bu nedenle günümüzde Fransa’da bölgesel politikanın temel amacı bölgelerin
ekonomik performanslarının güçlendirilmesidir. Ulaşım ve özellikle geniş bant
olmak üzere iletişim altyapısının geliştirilmesi için destekler sürdürülmekle birlikte
öncelik yenilikçilik ve yeni pazarlara erişime verilmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 99
1999 yasasında ilk nüveleri bulunan bölgesel rekabet edebilirlik hedefi, 2002
yılında mevcut bölgesel politika ve tedbirlere eklenmiştir. Fransa’nın bölgesel
rekabet edebilirlik politikasını benimsemesinin temelinde;
- sanayileşmiş ülkeler arasındaki rekabetin odağında bilgi ekonomisi ve yeni
teknolojilerin kullanımının yer alması,
- endüstriyel ürünlerin yaklaşık %50’sinin bilgiye dayalı faaliyetlerin
yürütüldüğü sektörlerde üretilmesi,
- bu bilginin yayılımı ve yeni ürünlere dönüşümünün genelde yerel ve bölgesel
düzeyde gerçekleştirilmesi gibi gerekçeler bulunmaktadır.
Bununla birlikte, bölgelerin dinamizmi ve rekabet edebilirliğinin sadece Ar-
Ge’ye bağlı olmadığı, gelişmiş bölgelerde araştırma, bilgi ve sanayi arasında sinerji
oluşturulması için ilgili çabaların birleştirilmesi ve tüm bölgelerde mevcut olan
potansiyellerin harekete geçirilmesi gereği bölgesel rekabet edebilirlik politikalarının
benimsenmesinde etken olmuştur.
İstihdam ve büyümenin yavaşlamasıyla ilgili problemler, Fransa
ekonomisinin yenilikçilik için yeterli düzeyde kapasitesinin bulunmaması ve ulusal
ve bölgesel sıralamalarda geriye düşmekte olduğunun AB, OECD raporlarında
ortaya konması, Fransa hükümetinin yeniliklerin bölgesel rekabet edebilirlik
açısından stratejik rolünü dikkate alarak bölgelerin rekabet edebilirliğini artırmak
üzere yeni bir yaklaşım ortaya koymasına neden olmuştur.
Bu yeni yaklaşım, bölgesel rekabet edebilirliğin artırılması temelinde, ulusal
ve bölgesel düzeyde yürütülecek faaliyetler ile tüm bölgelerin kalkınma
potansiyellerinin harekete geçirilmesini amaçlamaktadır. Bu çerçevede, başta
başkentin yer aldığı bölge olmak üzere gelişmiş bölgelerde büyüme dinamiklerinin
güçlendirilmesi kadar diğer bölgelerin rekabetçi üstünlüklerinin belirlenmesi ve
değerlendirilmesi de önemli görülmektedir. Bu amaçla üç öncelik alanı belirlenmiş
ve uygulanmıştır.
Birinci öncelik, bölge ekonomilerinin modernize edilmesi ve rekabetçi
kapasitelerinin güçlendirilmesi için yenilikçiliğin ve bilginin yayılımının
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 100
geliştirilmesinin desteklenmesi ve işletmeler ile kamu ve özel araştırma merkezleri
arasında sinerjinin artırılmasıdır.
Bu öncelik, temelde hükümetin bölgesel kümelenmelere yönelik stratejik
yaklaşımıyla hayata geçirilmektedir. Kümelenmeler ve bunların araştırma enstitüleri
ile bağlarının kurulmasının teşviki Fransa bölgesel rekabet edebilirlik stratejisinin en
önemli boyutlarından birini oluşturmaktadır. İşletmeler arasında işbirliğinin
geliştirilmesi ve işletmelerle araştırma kurumlarının ortaklaşa çalışması sayesinde
önemli bir potansiyelin açığa çıkarılmasına çalışılmaktadır. İş kümelenmeleri ve
yenilikçilik sistemleri kavramları üzerine kurulmuş olan “Rekabet Edebilirlik
Odakları” yaklaşımı, Fransa iş dünyasında genelde eksik olan yenilikçilik ve
işbirliğini artırmak üzere kümelenmelerin harekete geçirilmesini hedeflemektedir.
İkinci öncelik ise kentsel ve kırsal alanlarda gelişmenin gerçek kaynaklarının
belirlenmesi ve yeniden yapılanma sürecindeki bölgelerin ekonomilerini sağlam
temeller üzerine inşa etmelerine yardımcı olunması çerçevesinde kentsel ve kırsal
alanlar için rekabet edebilirlik politikalarının uygulanmasıdır.
Kentsel ve kırsal alanlarla ilgili politikalar daha önce yoksul yerleşimlerde
sosyal problemlerin çözülmesi gibi problem odaklı bir yaklaşım içermekteydi.
Ancak, artık politikanın odağında sürdürülebilir kalkınma ve iktisadi büyüme yer
almaya başlamıştır. Kentsel politikalar ve özellikle metropoliten alanlar için
uygulanan sözleşmeler kentlerin erişilebilirliği, çekiciliği, kent planlama, eğitim,
araştırma ve kültür konularına önem vermektedir. Ayrıca, kır ve kent arasındaki
bağların geliştirilmesine de ayrı bir önem verilmektedir.
Kentsel politika, kent belediyelerinin bir araya gelerek merkezi idare ile
kalkınma sözleşmeleri imzalamaları (Contrats d’agglomération) ve büyük kent
belediyeleri ve merkezi idare arasında imzalanan metropoliten alan sözleşmeleri
(Contrats métropolitains) ile yeni bir boyut kazanmıştır. Merkezi ve yerel
yönetimler, kırsal alanlar ve yeniden yapılanmakta olan bölgelerde uyguladıkları
araçları da modern bir yapıya kavuşturmaktadırlar. Belirli bir yörenin gelişmesini
sağlamak üzere merkezi idare ve o yöre arasında imzalanan sözleşmeleri (Contrats
de site) de bulunmaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 101
Üçüncü öncelik alanı ise altyapısı yetersiz olan bölgelerde özellikle bilgi ve
iletişim teknolojileri ve geniş bant olmak üzere altyapı imkânlarının geliştirilmesidir.
Yukarıda belirtilen dönüşüm süreci bölgesel politikayla ilgili kurumsal yapıyı
da etkilemiştir. Fransa’da bölgesel politika 1960’lı yıllardan itibaren merkezi bir
devlet kurumu olan DATAR (Bakanlıklar arası Bölgesel Planlama Ajansı) tarafından
şekillendirilmekte iken, DATAR’ın adı Ekim 2005’ten itibaren DIACT (Bakanlıklar
arası Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Kalkınma Ajansı) olarak değiştirilmiştir.
Merkezi, bölgesel ve yerel birimler arasında görev ve yetkilerin yeniden tahsisi
sürecinde DIACT giderek müzakereci/arabulucu rolünü oynamaya başlamıştır.
DIACT bazı yerel ilgili kuruluşlarını ve finansal yetkilerini devrederek geçmişe
nazaran daha az merkeziyetçi ve müdahaleci bir konuma gelmiş ve stratejik
fonksiyonlarına daha fazla odaklanmıştır.
DIACT bakanlıklar arası rolü nedeniyle çok etkili bir konuma sahiptir.
Planlama sözleşmelerinin uygulanmasında koordinatör rolüne sahip olan DIACT,
Avrupa Komisyonu ile de iletişimde arayüz rolünü oynamaktadır. Ayrıca, bölgeler,
belediyeler, yerel kamu kuruluşları DIACT’ı karmaşık kurumsal etkileşim ağının
merkezinde görmekte ve birçok alanda güvenilir bilgiye sahip arabulucu bir kurum
olarak faaliyet göstermektedir. Aslında Başbakanlığa bağlı olarak çalışan DIACT
yeni politika uygulamalarına paralel olarak 2005 yılında İçişleri Bakanlığı ile
ilişkilendirilmiştir.
DIACT ayrıca Başbakanın başkanlığında toplanan ve bölgesel kalkınma
politikaları ve tedbirler konusunda üst düzeyde karar alan Bakanlıklar arası Bölgesel
Rekabet Edebilirlik ve Planlama Komitesinin (Interministerial Committees for
Territorial Planning and Competitiveness - CIACT) sekretarya hizmetlerini
yürütmektedir.
4.1.2. Bölgesel rekabet edebilirlik temelli politika araçları Birinci öncelik alanı kapsamında, Yerel Üretken Sistemler ve Rekabet
Edebilirlik Odakları olmak üzere iki temel program uygulanmaktadır. Bu iki program
yenilikçilik ve girişimcilik temelinde bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi için
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 102
önemli fırsatlar sunmakta olup, bu alanda mevcut araçlar içerisinde başarılı
uygulama örnekleri olarak değerlendirilmektedirler.
Bu çerçevede, ilk uygulamalar Yerel Üretken Sistemler Programı (YÜS)
(Local Production Systems - Systèmes Productifs Locaux) ile gerçekleştirilmiştir. İlk
çağrısı 1998 yılında düzenlenen YÜS Programı düşük teknolojili sektörlerde faaliyet
gösteren ve merkezden uzaktaki bölgelerde yer alan KOBİ kümelenmelerini
desteklemek üzere oluşturulmuştur. Programın amacı işbirliği düzeyinin artırılması
ve firmaların küçük olması nedeniyle yaşadıkları ölçek problemlerinin çözümüne
katkı sağlamak üzere pazarlama ve endüstriyel izleme konularında ortaklaşa faaliyet
göstermelerinin desteklenmesidir. Bununla birlikte, bazı YÜS’ler daha fazla
teknoloji ve yeniliğe dayalı faaliyetlerde de bulunmaktadır.218
YÜS daha çok küçük ölçekli KOBİ’lerden oluşmakta iken aşağıda detayları
verilecek olan yeni politika aracı Rekabet Edebilirlik Odakları genelde sürükleyici
büyük firmaları da içermekte ve yenilikçilik temelinde oluşturulmaktadır.
4.1.2.1. Rekabet Edebilirlik Odakları
Strateji ve Amaçlar
Rekabet Edebilirlik Odakları (Competitiveness Poles/Pôles de Compétitivité)
Programının amacı belirli bir coğrafi alanın dinamizmini ve çekiciliğini sağlamak ve
artırmak üzere ekonomik, bilimsel ve teknik açıdan kritik büyüklüğe erişmesini
sağlamaktır. Bu çerçevede, o alanda bulunan kümelenmelerin yenilikçilik
kapasitelerinin desteklenmesi ve böylece Fransa’da rekabet edebilirliğin temel
unsurlarının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Programın temel hedefi seçilen kümelenmelerin olduğu bölgelerde firmaların
performanslarının geliştirilmesi olmakla birlikte özellikle firmalar, araştırma
merkezleri ve yüksek öğretim kurumları arasında yürütülecek ortak projelerle üçlü
sarmal (triple helix) ilişkisinin kurulması ve geliştirilmesidir.219
218 OECD, 2006e:28 219 OECD, 2006e:28-30
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 103
Bu çerçevede, Odaklar Avrupa Birliği Lizbon Stratejilerinde ortaya konan
bilgi ekonomisi ve rekabet edebilirlik hedeflerini karşılamak üzere geliştirilmiş
önemli bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Rekabet edebilirlik odakları, geçmişte uygulanan dikey ve sektöre dayalı
yaklaşımlardan farklı olarak yeni bir perspektifte geliştirilmiştir. Odaklar, bölgesel,
bakanlıklar arası işbirliğine dayalı ve tabandan tavana bir yaklaşım olarak
değerlendirilebilir. Bir yöredeki aktörlerin kendilerinin ortaya koyduğu projelerin
desteklenmesi ve gerçekleştirilmesini hedeflemektedir. Bu projelerle ilgili önceden
tek bir model empoze edilmemektedir. Bazı Odaklar teknolojik gelişime
odaklanırken (Ar-Ge), diğerleri daha sanayiye yönelik bir yaklaşım izlemekte ve
üretkenliğe ve pazara aktarılmasına önem vermektedirler. Ancak, Odakların tamamı
yenilikçilik hedefiyle yürütülen ortaklıklar olarak faaliyet göstermektedirler (Harita
4.1.).
Hükümetin amacı bölgesel odakların bulunduğu alandaki dinamiklerin
harekete geçirilmesi olmakla birlikte aynı zamanda rekabet edebilirliliğin dinamosu
olacak az sayıda temel bölgesel yenilik sistemi için de yeterli kaynak tahsis etmeyi
de gerekli görmektedir. Fransa’da az sayıda bölgenin ekonomik yapısı ve ihtisas
alanı verimli ve çeşitlendirilmiş bölgesel yenilik sistemlerinin gelişmesine imkân
verecek yeterlilikte bilgiye dayalı sektörlerde faaliyet göstermektedir. Bunlar, Ile-de-
France, Midi-Pyrénées, Aquitaine, Rhône-Alpes and Provence-Alpes-Côte d’Azur
bölgeleridir. Fransa’da yer alan dünya çapındaki odaklardan altısı bu bölgelerde yer
almakta olup ülke GSYİH’sının %54’ü de bu bölgelerde üretilmektedir. Bölgesel
Yenilik Sistemleri kapsamında yerel yönetimlerin odakları koordine etme ve
destekleme rolü bulunmaktadır.
Sağlanan Destekler ve Uygulama Süreci
İlk başlarda bölgesel bir yaklaşımla tasarlanmamış olmalarına rağmen,
Rekabet Odakları ülkenin bölgesel politikasının önemli bir parçası haline
gelmişlerdir. Başlangıçta program kapsamında ulusal büyüme açısından önemli olan
önde gelen 10-15 Ar-Ge ve sanayi merkezinin desteklenmesi öngörülmüştür.220
220 OECD, 2006b:18
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 104
Harita 4.1. Fransa Rekabet Edebilirlik Odakları
Kaynak: DIACT. Competitiveness Clusters in France. 05.01.2007. <http://www.competitivite.gouv.fr/ IMG/pdf/pole _plaquette_en.pdf>
Odakların belirlenmesi için bir proje teklif çağrısı düzenlenmiş, Haziran 2005
tarihinde 16’sı dünya çapında ya da yüksek düzeyde uluslararası tanınmışlığı olan
odak olmak üzere ulusal ve bölgesel nitelikli odaklarla birlikte toplam 66 Rekabet
Edebilirlik Odağı belirlenmiştir (Harita 4.1.). 221 Sürecin teklif çağrısı aracılığıyla
gerçekleştirilmesi firmaların, üniversitelerin ve araştırma kurumlarının formel bir
221 Praer, 2006:29; DIACT, Competitiveness Clusters in France, http://www.competitivite.gouv.fr/ IMG/pdf/ poles_plaquette_en.pdf, 05.01.2007
(Lojistik)
(Güvenli elektronik işlemler )
(Demiryolu inşası)
(Balıkçılık endüstrisi)
(Deniz)
(Yüksek nitelikli araçlar)
(Görüntü, İletişim ağları)
(Geleceğin gıdaları)
(Komposit materyaller)
(İleri düzeyli ulaştırma)
(Çocuk)
(Mikrodalga)
(Gıda ve sağlık)
(Ahşap)
(Yenilikçi tahıllar)
(Et ve et ürünleri)
(Makine Mühendisliği)
(Plastik)
(Teknik tekstil) (Kimya ve çevre)
(Kamyon, otobüs)
(Geleceğin araçları)
(Fiber)
(Spor endüstrisi)
(Nano-teknoloji)
(Güvenli iletişim çözümleri)
(Parfüm ve tatlar)
(Deniz, güvenlik)
(optik, görüntüleme)
(Lazer)
(Bio-terapi)
(Mikro-teknoloji)
(Dijital eğlence)
(Gıda-besin) (Nükleer)
(Küresel ısınmaya neden olmayan teknolojiler)
(Gıda-Tarım)
(Kanser, bio-sağlık)
(Seramik)
(Nükleer teknoloji)
(Meyve, sebze)
(Risk yönetimi)
(Tropik ziraat ve besin)
(Uzay, havacılık ve on-board sistemler)
(Yeni hastalık türler))
(Çelik ve yeni materyaller)
(Yazılım ve karmaşık sistemler)
(Bio-terapi)
(Sürdürülebilir kentsel hareketlilik-alternatif yakıt/araç teknolojileri, )
(Görüntü, multimedya)(enfeksiyon, hastalıklar, kanser ve kardio-terapi)
(Endüstriyel tekstil)
(Özel bitkiler)
(İnşaat) (Elektrik gücüne dayalı
sistemler)
(Ulaştırma, güvenlik ve itici güç sistemleri
)
(Tarım sanayi)
(At yetiştiriciliği
(Viroloji, enfeksiyon
hastalıkları)
Ulusal Düzeydeki Rekabet Edebilirlik Odakları Küresel Düzeydeki Rekabet Edebilirlik Odakları
(Besin, sağlık)
(İhracata dayalı sanayi)
(Yerel malzemeler)
(Kozmetik)
(Yenilenebilir enerji)
(Yenilenebilir enerji)
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 105
şekilde bir arada çalışmalarının teşvik edilmesi açısından çok önemli
görülmektedir.222
Programın hedefi Ar-Ge faaliyetleri desteklenerek yeniliklerin yaratılması ve
yayılması ve ticarileştirilmesinin sağlanmasıdır. Bu süreç, Odak kapsamındaki
aktörlerin etkili bir şekilde ortaklaşa çalışmalarına bağlıdır. Kamu kaynağının tahsis
edilmesi ve vergi istisnaları getirilmesi bu yaklaşımının temel araçlarıdır. Proje bazlı
yaklaşımın sağladığı esneklik kümelenmelerin kendileri açısından en önemli
gördükleri konuları tekliflerinde ortaya koymalarına imkân tanımaktadır.
66 adet Rekabet Edebilirlik Odağının desteklenmesi için merkezi idare 2005-
2007 dönemi için 1,5 milyar Avro tahsis etmeyi planlamıştır. Bu tutarın 300 milyon
Avro’su sosyal güvenlik ödemesi ve vergi istisnasından, 700 milyon Avro farklı
bakanlıklarca aktarılmak üzere genel bütçe gelirlerinden, 500 milyon Avro OSEO
Anvar (ANVAR-Yenilikçilik Ajansı ve BDPME-KOBİ Geliştirme Bankası
Ortaklığı), ANR (Ulusal Araştırma Ajansı) ve ALL (Endüstriyel Yenilik Ajansı)
tarafından sağlanmaktadır. Bu tahsisattan her bir uluslar arası odak, eş finansman
hariç üç yıllık dönemde yıllık ortalama 26,7 milyon Avro, bölgesel ve bölgeler arası
Odaklar ise 1,9 milyon Avro kaynak kullanabileceklerdir. 223 Tablo 4.1.’de farklı
kurumlarca rekabet edebilirlik odaklarına sağlanan destekler yer almaktadır.
Tablo 4.1. Rekabet Edebilirlik Odaklarına Sağlanan Mali Kaynaklar Kuruluşlar Proje türü Proje/Destek Büyüklüğü Yararlanıcılar
Bakanlıklar arası Ar-Ge Fonu
Ortak Ar-Ge projeleri 1-10 milyon Avro Tüm firmalar ve
laboratuarlar
Mali ve sosyal güvenlik muafiyetleri
Ortak Ar-Ge projeleri
3 yıllık mali muafiyetler toplamı maksimum 100.000 Avro Çalışan sayısının %25-50’si için sosyal güvenlik ödemesi muafiyeti
AR-Ge bölgesindeki firmalar
OSEO ANVAR Ortak Ar-Ge ve yenilik projeleri 0,3-3 milyon Avro 200 altında çalışanı olan
firmalar
ANR Temel ve uygulamalı araştırma
4 milyon Avroya kadar +bonus 18.000 Avro
Akademik laboratuarlar ve ortaklaşa çalışan firmalar
ALL Endüstriyel Ar-Ge gelişme 10 milyon Avro Firmalar (özellikle büyük
işletmeler) Kaynak: EPRC, 2006:22
222 OECD, 2006d:35 223 OECD, 2006d:32
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 106
Belirlenen Odaklardaki ortaklar ucu açık olmak üzere üç türden teşvikten
yararlanacaklardır: Kamu destekleri, vergi muafiyetleri ve düşük sosyal güvenlik
ödemeleri, finansal imkânlar ve özel garantiler. Odaktaki bir Ar-Ge bölgesinde yer
alan işletmeler odağın yürüttüğü projelere katıldıklarında bazı muafiyetlerden
yararlanabilmektedirler.
Rekabet Edebilirlik Odakları, uzay sanayi, bilgi iletişim teknolojileri gibi
alanlarda faaliyet göstermektedirler. Ancak ahşap ve yapı endüstrisi gibi daha
geleneksel alanlarda da Odaklar bulunabilmektedir. Her Odak desteklenmesini uygun
bulduğu projeleri belirlemekte ve Odak tarafından desteklendiğini belgelemektedir.
Daha sonra proje sahipleri kamu finansmanı sağlamak üzere yukarıda belirtilen ilgili
kuruluşlara başvurmakta ve öncelikle desteklenmektedirler. Şirketler ayrıca Odak
tarafından kendilerine verilen belge dolayısıyla vergi ve sosyal güvenlik ödemeleri
istisnalarından yararlanabilmektedirler.224
Ayrıca, Rekabet Edebilirlik Odakları politikası kapsamında yasal bir
düzenleme ile odaklar çevresinde özel araştırma ve geliştirme bölgeleri
oluşturulmuştur. Onaylanan projelere ek olarak anılan Ar-Ge bölgelerinde yer alan
firmalar da mali ve sosyal muafiyetlere tabi olmaktadırlar.
CIACT geniş bant internetin Odaklarda gelişmesini desteklemekte olup dijital
teknolojiye geçecek KOBİ’ler için kaynak tahsis etmektedir. Hükümet ayrıca,
rekabet edebilirlik odaklarında ticari bilgi toplama ve raporlama sistemi
oluşturulması için kaynak da tahsis etmektedir.
Odaklar, 1980’li yıllarda adem-i merkeziyetçi politikalar çerçevesinde
bölgesel kalkınmanın sağlanmasına yönelik olarak geliştirilen ve yönetim kademeleri
arasında bu amaçla sözleşmeler düzenlenmesini içeren yaklaşımla da
ilişkilendirilmiştir. 2007-2013 döneminde merkezi hükümet ve bölgeler arasında
uygulanacak bölgesel kalkınma sözleşmelerinde YÜS ve Odaklar öncelikli hedefler
arasında yer almaktadır.225
224 European Commission, 2006b:50 225 OECD ,2006d:30
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 107
Hedef gruplar-seçim kriterleri
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Odakları politikası çerçevesinde bir kümelenme
haritası oluşturulmamış, seçim kriterlerinin oluşturulmasında Fransa Devlet İstatistik
Kurumunun daha önce belirlediği kümelenme kriterlerinden yararlanılmıştır.
Programın başlangıcında uluslar arası rekabet gücüne sahip bir alanda
ortaklaşa faaliyet gösteren firmalar, araştırma merkezleri ve yüksek eğitim
kurumlarından oluşan kümelenmelerin desteklenmesi ve seçilecek kümelenmelerin
yükselen sektörlerde yer alması öngörülmüştür. Ancak, bölgesel odakların da
desteklenmesi kararı ile hedef, ülkenin gelişmiş ya da geri kalmış bölge ayrımı
yapılmaksızın ülkenin tamamında en güçlü kümelenmelerin desteklenmesine
dönüştürülmüştür.226
Teklif çağrısına başvuracak kümelenmelerde katılımcıların daha önce birlikte
çalışmış olmaları şartı aranmamıştır. Bu çerçevede programın hedefi bir ölçüde teklif
çağrısı ile küme paydaşlarının bir araya getirilmesinin teşvik edilmesi olarak
değerlendirilebilir. Nitekim, kazanan odaklardan büyük bir kısmında daha önceden
formel bir şekilde ortaklaşa çalışma ilişkisi bulunmadığı görülmüştür.
Her bir odakta yer alacak firma sayısı değişmekle birlikte beş kadar büyük
firma ve yüzlerce KOBİ’den oluşan başvurular bulunabilmektedir. Odak projelerine
aktif olarak katılan firmaların sayısı daha düşüktür. Genelde her bir Odakla 3-4
yüksek eğitim kurumu ve 3-4 araştırma enstitüsü ilişkilendirilmiştir. Ancak,
uygulamada büyük firmalar süreci yönlendirmektedir.
Bakanlıklar Arası Bölgesel Kalkınma ve Rekabet Edebilirlik Komitesi
(CIACT) seçilen Odaklar için hazırlanan çerçeve anlaşmaları onaylamaktadır. Kamu
ve özel kesim arasında düzenlenen bu ortaklık anlaşmaları odakların coğrafi
sınırlarını belirlemekte, bölgesel ve yerel yönetimlerin programın yönetişiminde yer
almalarına imkan vermekte ve onlara strateji hakkında bilgi sunmaktadır. Çerçeve
anlaşmaların pazar taleplerine uyum sağlamaya imkan verecek ve firmaların
projelerini uygun bir ortamda yürütmelerine imkan verecek şekilde esnek olması
önemli görülmektedir.
226 OECD, 2006d:33
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 108
Temel Aktörler-Yönetişim yapısı
Program bakanlıklar arası bir çalışma grubunca uygulanmakta olup Program
yönetimi ve koordinasyonu DIACT ve Ekonomi, Finans ve Sanayi Bakanlığının
İşletmeler Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilmektedir. DIACT’ın bu kapsamda
temel görevi rekabet edebilirlik odaklarının seçilmesidir.227
Odaklar belirlendiğinde yerel yönetimler odakların yönetiminde yer almakta
ve odaklarda bulunan işletmelere hizmet sunmaktadırlar. İşletmelerin yer değiştirme
potansiyelleri dikkate alınarak, odakla daha sağlam bağ kurmaları için eğitim
merkezleri, iş parkları, girişim bölgeleri ve odağın üyeleri arasında diyalogu
sağlayacak forumlar gibi donatı ve hizmetlerin sunulması gerekmektedir. Yerel
yönetimlerin bu konudaki başarılı politikaları odaklar için önemli bir rekabetçi
üstünlük sağlamaktadır.
CIACT diğer kamu kurumlarının Program kapsamında desteklenen
kümelenmelerin düzenlenecek sözleşme ve planlarda dikkate alınmasını talep
etmektedir. DIACT ise Odaklar arasında bilgi paylaşımını sağlamak üzere ülke
çapındaki Odakları bir araya getiren bir oluşumun hayata geçirilmesini
planlamaktadır.228
Odaklar, ortaklaşa proje yürüten işletmeler, araştırma ve test merkezleri,
temel ve ileri eğitim kurumları gibi tüm ekonomik aktörlerin bir araya gelmesiyle
oluşmaktadır. Odaklar kâr amacı gütmeyen kuruluş statüsüne sahip ve bölgesel
yönetimce onaylanan bir yapıyla yönetilmektedir. Odakları yönlendirmek üzere Mali
Komite, Bilimsel Komite ve Strateji Komitesi oluşturulmaktadır. Yönetişim
yapısında firmalar bulunduğu gibi bölgesel ve yerel yönetim görevlileri ve diğer
uzmanlar da yer almaktadır. Ancak, yönetim yapısında çok fazla komitenin olması
süreci karmaşıklaştırmakta olup, bu nedenle komite sayısının azaltılmasının uygun
olacağı değerlendirilmektedir.
Odakların sürükleyici güçleri sanayi tesisleri olmakla birlikte özellikle start-
up/yeni girişimlerin ve KOBİ’lerin desteklenmesinde olmak üzere kamu kurumları
(OSEO/ANVAR) ve yerel yönetimlerin katalizör rolü çok önemli görülmektedir. 227 EPRC, 2006:21, OECD, 2006b:47 228 OECD, 2006d:30-34
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 109
Odakların dış ilişkileri de iç ilişkileri ve bağları kadar önemli görülmektedir.
Firmaların ve grupların genelde bölge hatta ülke dışında Ar-Ge ortaklıkları
bulunmaktadır. Odakların dışarıdaki dünya ile bağlarından yeterince
yararlanmalarının yeniliklerin optimizasyonu ve pazara girişlerinin hızlandırılması
açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
Değerlendirme
Rekabet Edebilirlik Odakları Programı öncesinde de işletmeler ve kamu-özel
araştırma kurumları arasında gerçekleştirilen ortaklıklar hükümet tarafından
desteklenmektedir. Ancak, Programın Ar-Ge ve yenilikçiliğin birleştirilmesi yönünde
bir çok üstünlüğü bulunmaktadır: Bunlardan en temel olanları,
- bölgesel boyutun diğer inisiyatiflere nazaran daha kuvvetli olması,
- çok fazla sayıda proje olması ve önemli düzeyde kaynak ayrılmış olması,
- işletmeleri odağına alan bir yaklaşım izlenmesi, çok sayıda aktörü bir araya
getirerek yenilik için gerekli ortamı sağlaması ve
- firmalara araştırma, ağlar ve yenilikçilik potansiyelleri konusunda gerekli
bilgi ve fırsatları sunmasıdır.
Odaklar, ayrıca belirli engelleri ortadan kaldırarak yeni işbirliği olanakları
ortaya çıkarmaktadır. Özellikle yenilikçi KOBİ’ler olmak üzere, KOBİ’lerin
Odaklarda yer alması risk sermayesi pazarına girişlerini kolaylaştırmaktadır. Birçok
odaktaki büyük işletmeler zincirin sonunda yer alan kaynaştırıcılar olarak görev
yapmakta, yeni işletmeler (start-up) tarafından üretilen ara malların müşterisi olarak
yenilikçi KOBİ’ler için istikrarlı üretime imkan vermekte ve hükümet tarafından
sunulan teşvikleri destekleyici bir rol oynamaktadır.
Odak olmak markalaşmak anlamına da geldiği için Odakta yer alan firmalar
özellikle finansman imkanlarına erişim açısından ek avantajlar sağlayabilecektir.
Odaklar bulunduğu bölgenin markalaşması açısından da önemli görevler
üstlenebilecektir.
Avrupa Komisyonunca hazırlanan 2006 Yılı Fransa Yenilik Politikaları
Değerlendirme Raporunda, Odakların, işletmelerin kalifiye personele erişimine
yardımcı oldukları, işletmelerin bilgi ve teknolojiyi edinmeleri ve transfer etmelerini
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 110
kolaylaştırdıkları, karşılıklı bilgi paylaşımını sağlayacak yenilikçilik altyapısını
geliştirdikleri, yenilikle ilgili ortak faaliyetlerin yürütülmesi ve bilgi aktarımı için
işletmeler ve diğer aktörler arasında ortak çalışma imkanını artırdıkları ifade
edilmektedir.229
Odak uygulaması görece olarak yeni olmakla birlikte idari prosedürlerin fazla
olması, karmaşık yönetişim sistemlerinin bulunması, çok sayıda kamu ve özel kesim
aktörlerinin katılımının zorunlu oluşu, KOBİ’lerin yeterli düzeyde sürece dahil
olamamaları, Odak sayısının başta öngörülenden çok fazla olması nedeniyle
finansman imkanlarının yetersiz kalması gibi hususlarda eleştirilmektedirler. 230
Ayrıca, yüksek öğrenim kurumlarında gerçekten yenilikçilik kültürü bulunmaması ve
bunların yeterli özerkliğinin bulunmaması bu kurumlar ile işbirliklerini ve sonuçta
uygulamayı zorlaştırmaktadır.
Rekabet edebilirlik Odakları deneysel bir nitelik de taşımaktadır. Önemli
düzeyde sosyal sermayeye erişen bölgelerin başarısının diğerlerinin dönüşümü için
önemli bir faktör olacağı düşünülmektedir.
Rekabet Edebilirlik Odakları politikası ulusal rekabet edebilirliğin sağlanması
için kaynakların belirli büyüme odaklarına yönlendirilmesi ve gelişmenin bu
alanlardan diğer bölgelere yayılması yaklaşımını içermektedir. Bu yaklaşım,
kaynakların büyümenin tüm bölgelerde desteklenebilmesi için bütün bölgeler
arasında dağıtılması gerektiğini savunan kesimlerce eleştirilmektedir. 231 Ancak,
genel kabul gören diğer bir gerçek ise kısıtlı kaynakların belirli bölgelere
odaklanmasının etkiyi artıracağı yönündedir.
4.2. Finlandiya232
4.2.1. Bölgesel politikalar ve rekabet edebilirlik stratejileri Finlandiya, ekonomik rekabet edebilirliği ve kalkınmayı sağlamak ve geleceği
şekillendirmek üzere bölgesel kalkınma konusuna özel önem vermektedir.
Finlandiya’nın izlediği ekonomik büyüme yaklaşımı geçtiğimiz dönemde başarısını
229 European Commission, 2006b:35 230 OECD, 2006d:36 231 OECD, 2006c:48 232 Bu bölümde özellikle OECD, 2005c (OECD Territorial Reviews: Finland)’dan faydalanılmıştır
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 111
kanıtlamış ve ülke çapında görece olarak dengeli bir kalkınmanın sağlanmasına
yardımcı olmuştur.
Finlandiya bölgesel politikası geçtiğimiz on yıllık dönemde önemli
dönüşümler geçirmiştir. Bu dönüşümün temelinde, değişen ekonomik ortam ve
ihtiyaçlar dikkate alınarak, bölgesel gelirlerin eşitlenmesi hedefinden bölgelerin
rekabet edebilirliklerinin artırılması hedefine geçilmesi yer almaktadır.
Bu dönüşüm ilk olarak 1994 yılında yaşanan durgunluk ve AB politikalarının
uygulamaya başlanması ile, ikinci olarak ise 2003 yılında ulusal ekonomik kalkınma
politikasının güçlendirilmesi amacıyla gündeme gelmiştir. Finlandiya 1990’ların
başlarında, İkinci Dünya Savaşından günümüze değin OECD ülkelerinin yaşadığı en
ağır ekonomik durgunluklardan birini yaşamış, işsizlik oranı aktif nüfusunun %17’si
oranına kadar çıkmıştır. Bunun üzerine, hükümet devalüasyon, büyük ölçekli
işletmelerin yeniden yapılandırılması gibi ekonomiyi düzeltici bir çok tedbirler
almıştır.
Finlandiya’nın karşı karşıya olduğu temel sorun ya da fırsat alanları;
- yoğun rekabetin yaşandığı bir ortamda ülkenin dinamosu olan bölgelerin
rekabet edebilirliklerinin sağlanması,
- ekonomisi düşük maliyete dayalı rekabetle karşı karşıya olan orta
büyüklükteki şehirlerde yenilik ve girişimciliğin geliştirilerek bölgesel ürün
ve hizmetlerin kalitesinin artırılması,
- kalkınma potansiyeli olan ancak, karşılaştırmalı üstünlüklerini yeterince
değerlendiremeyen bölgelerde büyümenin desteklenmesi ve
- bölgesel kalkınmanın ulusal kalkınmaya katkısının artırılması olarak ortaya
konmaktadır.
Bu çerçevede, 1994 yılında yayınlanan Bölgesel Kalkınma Kanunu, bilgiyi
temel alarak program bazlı politikalara odaklanmış; sadece zarar gören bölgeler için
değil, tüm bölgelerin ekonomilerini harekete geçirecek desteklerin sunumunu ve
bilgi altyapısının güçlendirilmesini hedeflemiştir. 1994 yılından itibaren bölgesel
politikada yaşanan bu dönüşüm AB Bölgesel Politikasına uyum sağlanması yönünde
önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 112
Finlandiya, 1990’ların ikinci yarısından itibaren OECD ülkeleri içerisinde en
yüksek işgücü verimliliği artışını sağlamış, 1995 yılında AB’ye üye olmasıyla
birlikte AB ile dış ticareti artmıştır. Bu dönemde özel sektörün rekabet edebilirliğinin
geliştirilmesi hedeflenmiştir. Ekonomik ortamın gelişmesi ve 1994 yılında onaylanan
Bölgesel Kalkınma Kanunu uygulamasının sonuçlarından çıkarılan dersler ile
bölgelere ve firmalara yeniliğin daha iyi yayılmasını sağlamak üzere mevcut
kapasitenin geliştirilmesi ihtiyacı bölgesel politikanın evrimine neden olmuş ve 2003
yılında Bölgesel Kalkınma Kanunu revize edilmiştir. Kanunun, bölgesel politika
yaklaşımı ülkenin tamamında bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi vurgusunu
içermekte olup, üç temel hedefe odaklanmaktadır:233
1. Bölgelerin rekabet edebilirliğinin güçlendirilmesi,
2. Ülke genelinde hizmet sunumuna yönelik yapıların oluşturulması
3. Dengeli bir bölgesel yapı oluşturulması / dengeli bölgesel kalkınmanın
sağlanması
Ardından, 2004 yılında Finlandiya Hükümetince 9 adet Bölgesel Kalkınma
Hedefi kabul edilmiştir:
- İhtisaslaşmanın ve bilgi toplumunun geliştirilmesi ile bölgelerin küresel
pazardaki rekabet edebilirliklerinin artırılması,
- Şirketlerin çalışma ortamlarının iyileştirilmesi başta olmak üzere, endüstriyel
gelişme ve girişimciliğin teşvik edilmesi,
- Bölgesel işgücü piyasasının işleyişinin geliştirilmesi başta olmak üzere,
istihdamın artırılması, bölgeler arası işsizlik farklarının azaltılması,
- Yeterli ulaşım ağı ve hızlı, uygun fiyatta bilgi iletişim teknolojisi altyapısı ve
hizmetlerinin sunumu ile erişilebilirliğin artırılması,
- Yaşam ortamlarının, doğanın korunması ve geliştirilmesi,
- Temel hizmetlerin ülke genelinde belirli kalitede sunumunun sağlanması,
hizmetler için sürdürülebilir kaynak tahsisi, belediyeler ve bölgeler arası
işbirliğinin desteklenmesi,
- Helsinki Metropoliten Alanı ve bölgesel merkezler ağından oluşan çok
merkezli rekabetçi bölgesel yapının geliştirilmesi,
233 OECD, 2004:18; OECD, 2005c:69
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 113
- Bölgesel kalkınma programları için yeterli bütçenin tahsisi, bölgesel
faaliyetlerde ve kaynak tahsisinde bölgesel konseylerin rolünün
kuvvetlendirilmesi,
- Belirli merkezi yönetim fonksiyonlarının uzun vadede Helsinki Metropoliten
Alanı dışına ve öncelikle bölgesel merkezlere aktarılması.
Son dönemde bu kapsamda yürütülen çabalar Finlandiya yenilikçilik
politikasında yenilik sisteminin bölgesel boyutunun öne çıkmasına neden olmuştur.
Önceleri, ulusal yenilik sistemi genelde bölgesel konulara özel önem vermeksizin
sektörel bazda işlerken, 1990’larda bölgesel kalkınma ve yönetişim alanında
yaşanmaya başlanan önemli dönüşümler bölgesel yenilik sistemini de etkilemiştir.
Yenilik politikası ile bölgesel kalkınmaya ve ulusal rekabet edebilirliğe katkı
sağlanması amaçlanmıştır. “Üçlü Sarmal” etkileşim modeli ile kamu, sanayi ve
üniversitenin ortaklaşa çalışması Finlandiya yenilik sisteminin temelini
oluşturmaktadır. Bu yaklaşımın mevcut uygulaması teknoloji bazlı olup, küçük
firmalardaki yönetim metotlarına ya da bölgesel ekonomiler açısından önemli role
sahip geleneksel sektörlere gereken desteği yeterince sağlayamamaktadır. Genelde
ağları yönlendiren büyük firmalar için işlev gören bu yaklaşımda girişimcilik ve
yakınlığa dayalı ilişkilerin yeniliğin yayılmasındaki etkilerine gereken vurgu
yapılmamaktadır.
Bu çerçevede, rekabet edebilirliğin temel unsuru olan yenilikçiliğin
geliştirilmesi ve diğer bölgelere yayılmasını sağlamak üzere çeşitli politika araçlarının
uygulamaya konulmasının gerekli olduğu tespit edilmiştir.
4.2.2. Bölgesel rekabet edebilirlik temelli politika araçları
Yukarıda belirtildiği üzere 2003 yılında revize edilen Bölgesel Kalkınma
Kanununun temel hedefi dengeli kalkınma amacı göz ardı edilmeksizin, bölgelerin
rekabet edebilirliklerinin artırılması olarak belirlenmiştir. Bölgesel kalkınma
stratejilerinin makro ekonomik politikaları tamamlayıcı olduğu ve bu politikaların
etkilerini güçlendireceği öngörülerek, bölgesel rekabet edebilirliğin artırılması
yönündeki politikaların daha tutarlı bir yönetişim yapısının oluşturulmasını
gerektirdiği kabul edilmiştir. Böylece, merkezi, bölgesel ve yerel düzeyler arasında
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 114
Bölgesel Politika
Rekabetçi Bölgeler
Dengeli Bölgesel Kalkınma
dikeyde işbirliğinin artırılması ile bölgesel ve sektörel politikalar arasındaki
koordinasyonun geliştirilmesine çalışılmıştır. Bu hedeflere ulaşmak üzere bölgesel
politika araçları önemli ölçüde dönüşüm geçirmiştir:
1. Kümelenme yaklaşımı çerçevesinde teknolojik ve kurumsal yenilik ile
firmalara sunulan hizmetler bölgesel kalkınmanın odak noktasını oluşturmaya
başlamıştır. Güçlü bir politika aracı olan İhtisas Merkezleri (Centres of Expertise)
Programı uygulamaya geçirilmiştir.
2. Kentsel gelişme politikası gözden geçirilerek, küçük ve orta büyüklükteki
dinamik kentler ağının oluşturulması ve bölgesel kalkınmadaki temel aktörler olan
kentsel fonksiyonel alanlara entegre olmalarının sağlanması hedeflenmiştir. Bölgesel
Merkezler Programı (Regional Centres Programme) uygulamaya konmuştur.
3. Bölgesel kalkınmanın eşitliği temel alan boyutu kapsamında ise tüm
bölgelere kamu hizmetlerinin maliyet etkin bir şekilde ve yeterli düzeyde sunulması
hedeflenmiştir.
Şekil 4.1. Finlandiya Modern Bölgesel Gelişme Politikasının Omurgası
Kaynak:OECD, 2005c:72’den düzenlenmiştir.
Bu çerçevede, bölgesel rekabet edebilirlik politikası kapsamında uygulanan
iki temel program olan İhtisas Merkezleri Programı ve Bölge Merkezleri Programı
aşağıda ayrıntılı olarak ele alınmaktadır (Şekil 4.1.).
İhtisas Merkezleri Programı
Bölgesel Merkezler Programı
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 115
4.2.2.1.İhtisas Merkezleri Programı (İMP)
Strateji ve amaçlar İhtisas Merkezleri Programı, Finlandiya bölgesel kalkınma ve bölgesel yenilik
politikasının temel araçlarından biri olarak görülmektedir. 234 Bölgesel kalkınma,
sanayi, yenilikçilik gibi farklı politika alanlarını buluşturan bir niteliğe sahip olan
Programın genel hedefleri: 235
- işletmeler ve üniversiteler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi,
- en üst düzeyde uzmanlıkların geliştirilmesi,
- bölgeye yatırımın ve kalifiye işgücünün çekilmesi ve
- bölgenin Ar-Ge faaliyetlerine kaynak tahsis etme kapasitesinin artırılmasıdır.
İMP ile yerel rekabetçi üstünlükleri bölgesel düzeyde geliştirmek üzere
kümelenmeler kapsamında ağ oluşturulması teşvik edilmekte, firmaların özellikle
üniversite ve araştırma merkezleri ile ilişki kurmaları desteklenerek uluslar arası
düzeyde bilginin geliştirilmesi, bir araya getirilmesi ve ihtisaslaşmaların
geliştirilmesi amaçlanmaktadır. İMP’nin hedefleri şunlardır:236
- Üst düzeyde ihtisaslaşmaya dönük uzun dönemli strateji geliştirilmesi,
- Bölgeler arasında ihtisaslaşma ve işbirliğinin gelişiminin desteklenmesi,
- Uluslar arası düzeyde yeni ürün, hizmet, firma ve iş imkanlarının yaratılması,
- Yatırımların ve uzmanlıkların bölgeye çekilmesi için bölgelerin çekiciliğinin
(cazibesinin) artırılması,
- İhtisas alanlarının modernize edilmesi ve güçlendirilmesi,
- Bölgelerin Ar-Ge’den yararlanma imkanlarının artırılması,
- İhtisaslaşılan alanlarda ulusal ve uluslar arası düzeyde ağların oluşturulması
- Bölgesel ve ulusal kalkınma hedeflerinin uyumunun sağlanması
Sağlanan destekler ve uygulama süreci
Programın uygulanmasına 1994 yılında başlanmış olup, 2006 yılı sonunda
ikinci programlama dönemi tamamlanmıştır. 1999-2005 yılları arasında sağlanan
başlangıç kamu fonu 46 milyon Avro iken sonuçta 450 milyon Avro’luk bir kaynağın
234 OECD, 2006d:17 235 OECD, 2006c:10 236 OECD, 2006d:20
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 116
proje desteği olarak verilmesi için gerekli kaldıraç etkisi sağlanmıştır.237 2003 yılında
İMP kapsamındaki projeler için AB, özel şirketler ve ulusal yenilik kuruluşları gibi
farklı kaynakların da katkıları ile ayrılan toplam fon büyüklüğü 40 milyon Avro
olmuştur.
2003 ve 2004 yıllarında program için 8 milyon Avro ve 9,4 milyon Avro bütçe
ayrılmış, 22 adet Merkeze yıllık 150.000 ila 900.000 Avro arasında başlangıç fonu
(basic fund) kamu kaynağı kullandırılmıştır. Bu kaynağın kullanımı için bölgelerin
%50 eş-finansman sağlaması gerekmekte, ayrıca yerel düzeydeki kaynaklar bu
havuza eklenmektedir.238
Programda en iyi yerel programlar bir yarış neticesinde İhtisas Merkezi
statüsü kazanmakta ve yıllık olarak fonlardan yararlanabilmek üzere yarışmaktadırlar.
İhtisas Merkezleri Programı farklı ihtiyaçlara cevap veren bir program niteliğinde
tasarlanmıştır. Küçük merkezler kümelenmeye dayalı gelişme ve uluslararasılaşmaya
odaklanırken, büyük merkezler ise üniversite ve diğer araştırma enstitüleriyle birlikte
yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerine odaklanmıştır (Harita 4.2.).239
1999-2002 dönemi için yapılan ara değerlendirme 5.700 bilgi yoğun iş
yaratıldığını, 5.100 işin muhafaza edildiğini, ileri teknoloji odaklı 316 yeni firmanın
kurulduğunu, 1.400 yeniliğin geliştirildiğini ve 28.000 kişinin eğitimlerden
yararlandığını ortaya koymuştur.240
Hedef gruplar ve seçim kriterleri Merkezlerin belirlenmesi teklif çağrısı ile gerçekleştirilmekte olup seçimde,
(ekonomik) büyüme açısından potansiyeli olan projelerin uluslar arası alanda
ihtisaslaşma düzeyi ve yenilikçilik boyutu dikkate alınmaktadır. İhtisas alanlarının
seçiminde, üst düzeyde araştırma yapan kuruluşların ve sanayi işletmelerinin sayısı
ve kalitesi, sunulan projelerin yenilikçiliği ve etkinliği, katılımcılar arasında uygun
çalışma organizasyonunun varlığı ve bölgeye uzun dönemli bağlılık kriterleri de
aranmaktadır.241
237 OECD, 2006d:22 238 OECD, 2006d:22 239 OECD, 2006b:6 240 OECD, 2006d:25 241 OECD, 2006d:23
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 117
Önceleri sadece büyük kentsel alanları hedef alan Programın, çok merkezli
bir kentsel gelişmenin sağlanması hedefiyle uygun olarak, orta büyüklükteki
kentlerde de yayılması hedeflenmiştir. 1994 yılında büyük kentsel merkezlerde yer
alan sekiz merkez seçilmiştir. 1999 ve 2003 yıllarında ikinci ve üçüncü program
dönemlerinin uygulanmasıyla İhtisas Merkezi sayısı 22’ye çıkmıştır (Harita 4.2).
Harita 4.2. Finlandiya İhtisas Merkezleri Programı
Kaynak: Halme, 2003:2’den düzenlenmiştir
İhtisaslaşma ve yenilikçiliğe vurgu yapılmakla birlikte sadece yüksek
teknolojili alanlar değil turizm, kültür ve çevre konularında da ihtisas merkezleri
desteklenmektedir.
Projeler büyük ölçüde KOBİ’ler ve mikro işletmeleri kapsamaktadır. Ancak
bazı Merkezlerde çok uluslu büyük şirketler ve orta büyüklükteki firmalar da yer
almaktadır. 2002-2005 döneminde 22 merkezde toplam 5000 firma Programa
katılmış olup, Merkez başına çoğunluğu 10’dan az işçi çalıştıran yılda ortalama 227
firma Programa dahil olmuştur. 242
242 OECD, 2006d:23
Batı Finlandiya•Enerji Teknolojisi
Oulu Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Medikal, Bio ve Çevresel Teknoloji
Tampere Bölgesi•Mühendislik, otomasyon, bilişim, Medya hizmetleri ve Sağlık teknolojileri
Güney Batı Finlandiya•Bio-malzeme, Teşhis sistemleri, İlaç,malzeme teknolojisi, bilişim ve kültürel içerik üretimi
Helsinki Bölgesi•Aktif malzemeler ve mikro sistemler, Genetik teknolojisi, Yazılım, dijital teknoloji, e-öğrenme ve kültür endüstrisi,sağlık teknolojisi ve lojistik
Güney-Doğu FinlandiyaYüksek teknolojili metal yapılar,orman sanayi için süreçler ve sistemler, lojistik
Kuopio Bölgesi•İlaç geliştirme, sağlık ve tarımsal bio-teknoloji
Jyväskylä Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Kağıt , Enerji ve Çevresel Teknoloji
Lapland •Doğal kaynaklar ve kültür temelliDeneyim Endüstrileri
Satakunta Malzeme ve Uzaklık Teknolojisi
Lahti Bölgesi •Tasarım, kalite ve ekoloji
Kainuu •Ölçüm teknolojisi ve•Oda müziği
Seinäjoki Bölgesi•Gıda sanayi
Kuzey Carelia Ahşap teknolojisi ve ormancılık, polimer teknolojisi ve alet edevat
Ahşap Ürünler için İhtisas Merkezleri Ağı
Gıda geliştirme İhtisas Merkezi Ağı
Kokkola Bölgesi•Kimya
Hyvinkää Bölgesi•Kaldırma ve taşıma araçları
Häme Mesleki eğitim ve e-Öğrenme
Mikkeli Bölgesi•Komposit ve kaplama
Turizm için İhtisas Merkezi Ağı
Raahe –Nivala –Tornio•Metal ve bak ım hizmetleri
1994-1998
1999-2002
2003-2006
İhtisas Merkezi Ağları
Bölgesel İhtisas Merkezleri
Batı Finlandiya•Enerji Teknolojisi
Oulu Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Medikal, Bio ve Çevresel Teknoloji
Tampere Bölgesi•Mühendislik, otomasyon, bilişim, Medya hizmetleri ve Sağlık teknolojileri
Güney Batı Finlandiya•Bio-malzeme, Teşhis sistemleri, İlaç,malzeme teknolojisi, bilişim ve kültürel içerik üretimi
Helsinki Bölgesi•Aktif malzemeler ve mikro sistemler, Genetik teknolojisi, Yazılım, dijital teknoloji, e-öğrenme ve kültür endüstrisi,sağlık teknolojisi ve lojistik
Güney-Doğu FinlandiyaYüksek teknolojili metal yapılar,orman sanayi için süreçler ve sistemler, lojistik
Kuopio Bölgesi•İlaç geliştirme, sağlık ve tarımsal bio-teknoloji
Jyväskylä Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Kağıt , Enerji ve Çevresel Teknoloji
Batı Finlandiya•Enerji TeknolojisiBatı Finlandiya•Enerji Teknolojisi
Oulu Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Medikal, Bio ve Çevresel Teknoloji
Oulu Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Medikal, Bio ve Çevresel Teknoloji
Tampere Bölgesi•Mühendislik, otomasyon, bilişim, Medya hizmetleri ve Sağlık teknolojileri
Tampere Bölgesi•Mühendislik, otomasyon, bilişim, Medya hizmetleri ve Sağlık teknolojileri
Güney Batı Finlandiya•Bio-malzeme, Teşhis sistemleri, İlaç,malzeme teknolojisi, bilişim ve kültürel içerik üretimi
Güney Batı Finlandiya•Bio-malzeme, Teşhis sistemleri, İlaç,malzeme teknolojisi, bilişim ve kültürel içerik üretimi
Helsinki Bölgesi•Aktif malzemeler ve mikro sistemler, Genetik teknolojisi, Yazılım, dijital teknoloji, e-öğrenme ve kültür endüstrisi,sağlık teknolojisi ve lojistik
Helsinki Bölgesi•Aktif malzemeler ve mikro sistemler, Genetik teknolojisi, Yazılım, dijital teknoloji, e-öğrenme ve kültür endüstrisi,sağlık teknolojisi ve lojistik
Güney-Doğu FinlandiyaYüksek teknolojili metal yapılar,orman sanayi için süreçler ve sistemler, lojistik
Güney-Doğu FinlandiyaYüksek teknolojili metal yapılar,orman sanayi için süreçler ve sistemler, lojistik
Kuopio Bölgesi•İlaç geliştirme, sağlık ve tarımsal bio-teknoloji
Kuopio Bölgesi•İlaç geliştirme, sağlık ve tarımsal bio-teknoloji
Jyväskylä Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Kağıt , Enerji ve Çevresel Teknoloji
Jyväskylä Bölgesi•Bilgi Teknolojileri, Kağıt , Enerji ve Çevresel Teknoloji
Lapland •Doğal kaynaklar ve kültür temelliDeneyim Endüstrileri
Lapland •Doğal kaynaklar ve kültür temelliDeneyim Endüstrileri
Satakunta Malzeme ve Uzaklık TeknolojisiSatakunta Malzeme ve Uzaklık Teknolojisi
Lahti Bölgesi •Tasarım, kalite ve ekolojiLahti Bölgesi •Tasarım, kalite ve ekoloji
Kainuu •Ölçüm teknolojisi ve•Oda müziği
Kainuu •Ölçüm teknolojisi ve•Oda müziği
Seinäjoki Bölgesi•Gıda sanayiSeinäjoki Bölgesi•Gıda sanayi
Kuzey Carelia Ahşap teknolojisi ve ormancılık, polimer teknolojisi ve alet edevat
Kuzey Carelia Ahşap teknolojisi ve ormancılık, polimer teknolojisi ve alet edevat
Ahşap Ürünler için İhtisas Merkezleri Ağı
Gıda geliştirme İhtisas Merkezi Ağı
Kokkola Bölgesi•Kimya
Hyvinkää Bölgesi•Kaldırma ve taşıma araçları
Häme Mesleki eğitim ve e-Öğrenme
Mikkeli Bölgesi•Komposit ve kaplama
Turizm için İhtisas Merkezi Ağı
Raahe –Nivala –Tornio•Metal ve bak ım hizmetleri
Kokkola Bölgesi•Kimya
Hyvinkää Bölgesi•Kaldırma ve taşıma araçları
Häme Mesleki eğitim ve e-Öğrenme
Mikkeli Bölgesi•Komposit ve kaplama
Turizm için İhtisas Merkezi Ağı
Raahe –Nivala –Tornio•Metal ve bak ım hizmetleri
Kokkola Bölgesi•Kimya
Hyvinkää Bölgesi•Kaldırma ve taşıma araçları
Häme Mesleki eğitim ve e-Öğrenme
Mikkeli Bölgesi•Komposit ve kaplama
Turizm için İhtisas Merkezi Ağı
Raahe –Nivala –Tornio•Metal ve bak ım hizmetleri
Kokkola Bölgesi•Kimya
Hyvinkää Bölgesi•Kaldırma ve taşıma araçları
Häme Mesleki eğitim ve e-Öğrenme
Mikkeli Bölgesi•Komposit ve kaplama
Turizm için İhtisas Merkezi Ağı
Raahe –Nivala –Tornio•Metal ve bak ım hizmetleri
1994-1998
1999-2002
2003-2006
İhtisas Merkezi Ağları
Bölgesel İhtisas Merkezleri
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 118
Temel aktörler ve yönetişim İMP, İçişleri Bakanlığına bağlı Bölgesel Kalkınma Genel Müdürlüğünün
koordinasyonunda, bakanlıklar arası bir komite tarafından yönetilmektedir.
Bakanlıklar arası komite, farklı bakanlıkların faaliyetlerinin koordinasyonunun ve
uyumunun sağlanmasında önemli bir rol üstlenmektedir.243 Programın bütçesi önemli
bir kısmı İçişleri Bakanlığınca sağlanmaktadır.244
Şekil 4.2. İhtisas Merkezleri Programı - Bölgesel Ortaklar ve Strateji
Kaynak:OECD, 2005c:111’dan düzenlenmiştir.
Bölgelerde Programın uygulanması, üçlü sarmal modeli çerçevesinde
üniversiteler ve araştırma enstitüleri, yerel iş topluluğunun (firmalar ve bilim parkları)
ve kamu idarelerinin (belediyeler, bölgesel konseyler ve merkezi yönetim)
ortaklığında bir yerel kalkınma firmasınca yürütülmektedir (Şekil 4.2.). Uygulamada,
programın yönetimi genelde mevcut bilim ve teknoloji parkı şirketlerince
gerçekleştirilmektedir.
Bu kapsamda, Programın bölgesel düzeyde uygulanmasında teknoloji/bilim
parkları operasyonel bir platform olarak kullanılmaktadır. Bilim parkları içerisindeki
firmalara proje yönetimi, iş geliştirme ve pazarlama, teknoloji transferi, kuluçka,
243 OECD, 2006b:47 244 Bachtler and Yuill, 2001:29
En yeni bilgi ve beceriler
Proje Yönetimi
Ticarileştirme ve rekabet edebilirlik
Projelere fon
sağlanması
Altyapı ve fon sağlanması
Ortak Strateji
Şirketler
Üniversiteler ve araştırma enstitüleri
Belediyeler
Bölgesel İdare -Kuruluşlar
Bilim Parkları
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 119
patent/lisans ve işyeri açısından birçok hizmet sunulmaktadır. Ancak, Program bilim
parklarından daha geniş bir alanı kapsamakta olup, tüm kentsel bölgede yer alan
kümelenmelerdeki işletmeleri ve diğer aktörleri içine almaktadır.245
4.2.2.2.Bölgesel Merkezler Programı (BMP)
Strateji ve amaçlar Son dönemlere kadar Finlandiya’nın belirgin bir kentsel politikası
bulunmamaktadır. Belediyelerin güçlü ve otonom konumlarına karşılık, merkezi
yönetimin rolü, geri kalmış ve yüksek nüfus barındıran bölgeler için geleneksel
bölgesel politikaların uygulanması ile sınırlı kalmıştır. Ancak, özellikle son dönemde
kentleşme sürecinin hızlanması, büyük kentsel merkezlerde istihdam, sosyal ve teknik
altyapı konularını gündeme getirmiştir. 1990’ların başındaki ekonomik durgunluk bu
problemleri ağırlaştırmış, küreselleşmenin hız kazanması ve AB’ye entegrasyon
süreci, kentsel rekabet edebilirliğin artırılmasının ulusal bir hedef olarak
belirlenmesinde etken olmuştur. 1996 yılında yayınlanan “Büyümenin Dinamoları:
Kentler” raporunda bu yaklaşım ortaya konmuş, Finlandiya kentsel politikasının
temel hedefi kentlerin rekabet edebilirliklerini artırmak ve dengeli bir kentsel ağın
oluşturulması olarak belirlenmiştir.
Bu çerçevede, kentsel rekabet edebilirlilik konusu, Finlandiya bölgesel
kalkınması açısından bir öncelik olarak görülmektedir. Kentlerin ülke
kalkınmasındaki önemi göz önünde bulundurularak, kentsel politika kapsamında
büyük kentsel alanların kalkınmaya daha fazla katkı vermelerini sağlamak üzere özel
politika paketleri oluşturulmuştur. Ancak, son dönemde küçük ve orta büyüklükteki
kentlere dönük programlar kentsel politikanın odağında yer almaktadır.
Yeni kentsel politika kapsamında üç temel yaklaşım benimsenmiştir. Birincisi,
farklı tipolojideki kentler için farklı politikalar uygulanmasıdır. 1998 yılında
yayımlanan ve 2001 yılında güncelleştirilen Kentsel Ağ Çalışması, BMP’nin
kavramsal temellerini oluşturmakta ve beş farklı kentsel bölge tipi için (metropoliten
alan, büyük farklılaşmış bölgeler, orta büyüklükteki kentsel bölgeler, endüstriyel
bölgeler, küçük birincil üretime dayalı bölgeler) farklı kentsel politikalar ortaya
245 OECD, 2006d:20
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 120
koymaktadır. İkincisi, kentsel politikanın bölgesel politikanın entegre bir parçası
olarak görülmesidir. BMP ile cazibe merkezi olan orta büyüklükte kentler ağının
oluşturulması ve bunların çevrelerindeki kırsal alanların kalkınmasını desteklemeleri
öngörülmektedir. Üçüncüsü ise kentsel bölgelerin ihtisaslaşmasının desteklenmesi ve
bunların ulusal yenilik sistemine entegre edilmesi ile ekonomik rekabet edebilirliğin
artırılmasıdır.
Bu çerçevede, kentsel politika ile kentler yeni iş imkanlarının yaratılması ve
ekonomik büyümenin yayılması açısından düğüm (nodül) noktaları olarak
görülmekte, kentlerin rekabet edebilirliklerinin artırılması için yenilikçiliğin teşvik
edilmesi ve kentler ağının oluşturularak dengeli kalkınmanın sağlanması
hedeflenmektedir.
2000-2006 döneminde uygulanan BMP, farklı büyüklüklerde kentlerin güçlü
bölgesel ve yerel merkezler olarak geliştirilerek belirlenen bölgelerin rekabet
edebilirliğinin artırılması ve böylelikle dengeli mekânsal gelişmenin sağlanmasını
hedeflemekte ve İhtisas Merkezleri Programını tamamlayıcı bir işlev görmektedir.
Sağlanan destekler ve uygulama süreci
BMP kapsamında yer alan 34 kent, Kentsel Ağ Çalışmasında belirlenen farklı
tipolojilerdeki yerleşimlerdir. Finlandiya’daki belediyelerin yaklaşık 3/5’i (264
belediye) bu kapsamda yer almaktadır. İçişleri Bakanlığınca programa 2001-2003
döneminde yıllık 10 milyon Avro, 2004-2006 döneminde ise 20 milyon Avro kaynak
tahsis edilmiştir. BMP uygulamalarındaki temel yaklaşım fonksiyonel bölge
merkezlerinde becerilerin geliştirilmesi ve teknolojik yeniliğe dayalı kalkınmanın
sağlanmasıdır. Çevre kalitesi ve kültüre de rekabet edebilirlik faktörleri olarak ele
alınmaktadır.246
Program 264 belediyeyi kapsayan 34 bölgesel merkezde uygulanmaktadır.
Bölgesel merkezlerin kendilerine has güçlü yanları, uzmanlaştıkları alanlar temelinde
gelişmelerini ve bölgesel merkezler ile çevrelerinde yer alan belediyelerin işbirliği
yapmalarını teşvik etmektedir. Sanayi politikası, becerilerin geliştirilmesi ve sosyal
246 OECD, 2006d:22
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 121
uyumun sağlanması bölgelerin canlılığını ve yaşanabilirliğini artıran temel faktörler
olarak görülmektedir.247
Hedef gruplar ve seçim kriterleri İMP kentsel alanların genelinde uygulanmakta iken BMP küçük ve orta
büyüklükteki kentler ağının oluşturulmasını hedeflemektedir. Yakın geçmişte, kentsel
kalkınma politikaları sinerji sağlamak üzere İMP’nin uygulandığı bölgelerde
BMP’nin de uygulanmasına odaklanmıştır.
Programda, belediyeler, üniversiteler, araştırma birimleri ve işletmeleri ortak
bir ağda bir araya getirilerek bölge düzeyinde işbirliğinin geliştirilmesi hedefi de
ayrıca vurgulanmaktadır.
Temel aktörler ve yönetişim
İMP’de olduğu gibi BMP’nin koordinasyonunu da, diğer bakanlıklar,
bölgesel konseyler, bölgesel idarelerle işbirliği içerisinde İçişleri Bakanlığı
yürütmektedir. BMP de Üçlü Sarmal Modeli çerçevesinde uygulanmaktadır. Ancak
İhtisas Merkezleri Programından temel farkı uygulamanın özel sektör tarafından
gerçekleştirilmemesidir. BMP özellikle İhtisas Merkezi bulunmayan bölgelerde
bölgesel yenilik sisteminde bir fonksiyona sahiptir.
Belediyeler arasında yapılan bir anlaşma temelinde programın sorumluluğunu
kentsel merkezler ya da bölgesel iş geliştirme merkezleri gibi belediyelerin ortaklaşa
oluşturdukları kuruluşlar üstlenmektedirler. Burada temel varsayım kentsel
bölgelerin, merkez kent ve çevresindeki belediyelerin yakın işbirliği içerisinde
bulunduğu fonksiyonel birer birim olduklarıdır.
Değerlendirme
Finlandiya’nın son dönemde bölgesel rekabet edebilirliği sağlamak ve
geliştirmek üzere uyguladığı İhtisas Merkezleri Programı (İMP) ve Bölgesel
Merkezler Programı (BMP) bu alanda gerçekleştirilen öncü programlar arasında yer
almakta olup bir çok boyutu ile politika yapıcılar açısından önemli deneyimler
sunmaktadır.
247 European Commission, 2006a:35
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 122
Finlandiya’da geçmişte uygulanan bölgesel kalkınma politikası bölgelerin
zayıf yönlerine kaynakların tahsis edilerek bölgeler arası gelişmişlik farklarını
gidermeyi hedeflerken, yeni dönemde temelde bu iki programla bölgelerin güçlü
yönlerini harekete geçirmeyi amaçlamaktadır.
İMP yenilik konusunu odağına alan ilk bölgesel programlar arasında yer
almaktadır. Bu programın tasarımı ülkede genel olarak yer alan güçlü Ar-Ge ve
yenilik önceliğiyle tutarlı olarak gerçekleştirilmiştir. İlk oluşturulan merkezler
kentsel politikanın bir parçası olarak ele alınmış ve en büyük kentsel merkezlerde
gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu bakış açısı tüm bölgesel merkezleri içerecek şekilde
genişlemiştir. Bununla birlikte farklı bölge tiplerinde farklı ihtiyaç ve beceriler
dikkate alınarak, Merkezler farklı araçları öne çıkarmışlardır.
Programın tasarımındaki esneklik farklı bölgelerin aynı programdan farklı
şekillerde yararlanabildiğini ortaya koymuştur. Örneğin, küçük merkezler
kümelenmeye dayalı kalkınma ve uluslararasılaşmaya odaklanırken, büyük
merkezler ise Ar-Ge ve yenilik projelerine odaklanmaktadır.
İMP’ye katılan kentlerin çoğunda mütevazı bir kamu kaynağı ile önemli
ölçüde özel sektör kaynağının harekete geçirilmesinin sağlandığı gerçekleştirilen ara
değerlendirme raporlarıyla ortaya konmaktadır. 248 Ancak, bölgesel ve kentsel
politika kapsamında ayrılan kaynakların dengeli mekânsal kalkınma ve rekabet
edebilirliğin sağlanması hedefleri için çok kısıtlı olduğu görülmektedir.
Programın farklı politika alanlarını ve idareleri ilgilendirmesi nedeniyle
koordinasyonun sağlanmasında bakanlıklar arası komite oluşturulmuş ve bölgesel
düzeydeki uygulamaların merkezi düzeyde koordinasyonunun sağlanması
girişimlerin etkinliğini artırmıştır.
Avrupa Komisyonunca hazırlanan 2006 Yılı Finlandiya Yenilik Politikaları
Değerlendirme Raporu, İMP’nin, firmaların yenilikçilik faaliyetlerinin etkinliğini
artıracak kalite ve düzeyde ihtisaslaşmış hizmetlerin sunumunu geliştirdiğini,
işletmeler ve diğer aktörler arasında ortaklaşa yenilik faaliyetlerinin yürütülmesi ve
248 OECD, 2005c:78
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 123
bilgi paylaşımının sağlanması için işbirliği imkanlarını artırdığını ortaya
koymaktadır.249
Finlandiya’nın uyguladığı diğer öncü programlardan olan BMP, İMP ile
birlikte ele alındığında, bir anlamda 1960’larda ortaya çıkan “büyüme kutupları”
yaklaşımının yeni bir bakış açısı ile ele alınması ve yenilikçilik temelinde yeniden
şekillendirilmesi olarak değerlendirilebilir.
Güçlü büyüme odakları uluslar arası düzeyde başarılı firmaların araştırma
birimlerinin yer aldığı, uluslar arası alanda başarılı görülen üniversite ve araştırma
enstitülerinin, önemli araştırma, eğitim ve yenilik faaliyetlerinin yer aldığı bir mekân
olarak ortaya konmaktadır. Finlandiya genelinin kalkınması güçlü büyüme
odaklarının başarısına bağlı görülmektedir.250
Ülke genelinde ekonomik büyümenin sağlanabilmesi için büyüme odakları
çok önemli bir rol üstlenmektedir. Güçlü bilgi altyapıları ve yenilikçi faaliyetleri ile
bölge içindeki ve dışındaki işletmelere hizmet veren büyüme odakları, bölgelerinde
iş olanaklarını, büyümeyi ve başarı fırsatlarını artırmakta, ürettikleri refah daha az
gelişmiş yörelere aktarılabilmektedir.
Finlandiya’da bu çerçevede Helsinki metropoliten bölgesi dışındaki
bölgelerde de büyüme odakları oluşturmak üzere harekete geçilmiştir. Kapsamı
açısından İMP ile kısmen çakışmakla birlikte BMP bu açıdan uygulamaya konan bir
program olmuştur. Ancak, BMP bölgesel kalkınmayla ilgili daha geniş bir alanı
desteklemektedir.
Programın ara değerlendirme raporu, bölge merkezleri ve diğer belediyelerin
ihtisaslaşacakları ve rekabet edebilirliklerini geliştirebilecekleri güçlü yanlarının ve
fırsatlarının farkına daha iyi vardıklarını ortaya koymaktadır.251
Raporda, Programın, bölgelerin rekabet edebilirliklerini artırmak üzere
kentsel bölgelerdeki aktörlerin işbirliği yapmalarını desteklediği ve bu açıdan başarılı
olduğu vurgulanmıştır. Ancak, bakanlıkların programa katkı vermeleri konusunda
problemler yaşandığı da ifade edilmektedir. 249 European Commission, 2006a:42 250 TEKES, 2004:16 251 European Commission, 2006a:35
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 124
Yürütülen bu programlar üniversiteler, araştırma merkezleri ve iş çevreleri
gibi hükümet dışı ortakların aktif katılımı bakımından OECD ülkeleri arasında en iyi
uygulama örneği olarak nitelenmektedir. 252 Bu programlar kapsamında bölgesel
rekabet edebilirliğin sağlanması ve sürdürülmesi, yenilik ve üniversitelerin araştırma
ve bilgi potansiyeline dayalı olarak sağlanmaya çalışılmaktadır. BMP ile dengeli
kentsel ağ oluşturma hedefi yanında, ulusal ekonominin büyüme dinamosu olarak
görülen Helsinki metropoliten bölgesinin rekabet edebilirliğinin artırılması ve
sürdürülebilir kılınması da temel hedefler arasında yer almaktadır.
İMP’nin merkezinde işletmelere dayalı bir yaklaşım yer almakta iken BMP,
bölgedeki merkez kent ve diğer belediyeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi
hedeflenmektedir.
252 OECD, 2005c:85
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 125
5. AVRUPA BİRLİĞİ BÖLGESEL POLİTİKALARI KAPSAMINDA REKABET EDEBİLİRLİK STRATEJİLERİ VE ARAÇLARI
5.1. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politika ve Stratejileri Avrupa Birliğince rekabet edebilirlik konusuna verilen önem son dönemde en
güçlü bir şekilde Lizbon Stratejisi çerçevesinde ortaya konmuştur. Lizbon Stratejisi,
Avrupa Konseyi'nin 23-24 Mart 2000 tarihlerinde yaptığı olağanüstü zirve
sonrasında ortaya koyduğu büyüme ve istihdam stratejisidir. Lizbon Stratejisinde,
AB’nin amacının Birliği 2010’da, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, daha fazla ve
iyi iş imkanlarıyla ve daha büyük sosyal uyumla sağlama yeteneğine sahip, dünyanın
en rekabetçi, en dinamik ve bilgiye dayalı ekonomisi haline getirmek olduğu
bildirilmiştir. 253 Temelde Amerika Birleşik Devletleri ve uzak doğuda gelişen
ekonomilerle rekabet edebilirlik açığını kapatmak üzere hazırlanan Lizbon Stratejisi,
yapısal göstergelerin, kalkınma politikalarının oluşturulması, gözlemlenmesi ve
değerlendirilmesi için ana referans doküman olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Stratejinin temel hedefleri şunlardır:
Bilgiye dayalı ekonomiye geçişe hazırlanmak, bilgi toplumu ve ar-ge için
yeni politikalar oluşturmak, rekabetçilik ve yenilik için yapısal reformları
hızlandırmak, iç pazarı tamamlamak,
Avrupa Sosyal Modelini çağdaşlaştırmak, insan kaynaklarına yatırım
yapmak, sosyal dışlanmaya karşı mücadele etmek ve
Uygun makro ekonomik politikalar uygulayarak ekonomideki sağlıklı
görünümü ve olumlu büyüme beklentilerini muhafaza etmek.
Lizbon stratejisinin ortaya konulduğu tarihten itibaren yaşanan gelişmeler,
dünya ekonomisinde yaşanan olumsuzluklardan sonra AB ekonomisindeki
iyileşmenin yavaş olması, Lizbon nihai hedeflerinden çok uzak olunduğu
yorumlarının yapılmasına neden olmuştur. 22-23 Mart 2005 tarihinde toplanan
Avrupa Konseyi Lizbon Stratejisi'ni revize etmiş ve 2005-2008 dönemi için
oluşturulacak Ulusal Reform Programları'na temel teşkil etmek üzere makro
ekonomi, mikro ekonomi ve istihdam politikaları alanlarında izlenecek ana hatları
yeniden belirlemiştir. 253 Council of the European Union, 2000:1-2
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 126
Yenilenmiş Lizbon Stratejisinin temel amacı; Birliğin, tüm ulusal ve Birlik
kaynaklarını (uyum politikası dahil) stratejinin hedefleri için mobilize etmesi
gerektiği yönündedir. Buna ek olarak Lizbon amaçlarının temelde daha fazla
sahiplenilmesi gerektiği de dile getirilmiştir. Bu sahiplenmeye, bölgesel ve yerel
aktörler ile sosyal ortaklar da dahildir. Ayrıca ulusal politikaların da istikrarlı bir
şekilde aynı stratejik amaçları desteklemesi gerekliliği vurgulanmıştır.254
Lizbon Stratejisinin bölgesel politika tercihi değerlendirilecek olursa, Avrupa
Birliğinin klasik uyum politikasının dışında, hatta kimi zaman onunla çelişen yönleri
de bulunan yeni bir politikaya yönelmekte olduğu söylenebilir. Lizbon Stratejisinde,
bölgelerin rekabet edebilirliklerinin yenilik temelinde geliştirilmesi üzerinde önemle
durulmaktadır.
Bu tercihin temelde üçüncü bölümde ortaya konan ve bölgesel rekabet
edebilirliğin sağlanmasındaki iki temel eksenle doğrudan ilgili olduğu görülmektedir:
düşük eksenli ve yüksek eksenli rekabet edebilirlik.
Düşük faktör maliyetlerine sahip, iyi yatırım iklimi olan, çevre, sendikal
haklar, inşaat ve ruhsat süreçleri gibi konularda daha az yasal düzenleme olan
bölgeler, düşük eksenli rekabet üstünlüklerini kullanarak (sürdürülebilir olmasa da)
rekabetçi olabilirler. Ancak, buna alternatif olarak yüksek eksenli rekabet
edebilirliğin sağlanması için yüksek işgücü becerisi, gelir, katma değer, girişimcilik
desteği, yenilikçilik, altyapı ve genel ekonomik verimliliğin sağlanması
gerekmektedir. AB içerisinde, özellikleri nedeniyle birinci eksene daha yakın
bölgeler bulunmakla birlikte, AB genelinde en fazla ikinci eksen tercih
edilmektedir.255 AB’de yer alan geri kalmış bölgeler için temel problem, dünyanın
diğer kesimlerinde düşük eksenli rekabet için daha uygun koşulları olan bölgeler ve
ülkeler bulunması ve bu nedenle bu eksenin onlar için uygun olmamasıdır. Son
dönemde AB’nin bu gerçeği çok doğru bir şekilde teşhis ettiği ve bölgesel
politikalarını ve araçlarını buna göre yeniden şekillendirilmekte olduğu
görülmektedir.
254 Council of the European Union, 2005:2 255 Cooke, 2005:4
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 127
Ayrıca, Birliğe 10 yeni üye ülkenin katılımıyla genişlemeden dolayı ortaya
çıkan Topluluk çapında gelişmişlik farklılıklarındaki artış, küreselleşme, teknolojik
yenilikler, bilgi toplumunun ve ekonomisinin gelişimi, giderek yaşlanan AB nüfusu
ve artan göç gibi hususlar ile Avrupa’nın yenilik konusundaki eksikliklerini tespit
etmiş olması 2007-2013 dönemi reform teklifinin temel gerekçelerini
oluşturmuştur.256
Bu çerçevede, AB bölgesel politikasında yol yapımı gibi temel altyapı
alanlarından daha fiziki olmayan yatırımlara geçiş yaşanmaktadır. Bu değişime
paralel olarak bölgesel politika için tahsis edilen kaynaklar, girişimcilik ve
yeniliklerin desteklenmesi gibi fiziksel olmayan altyapı yatırımlarına kaydırılmaya
başlanmıştır.
AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve Kalkınmasına Dair 6. Rapor Avrupa Komisyonunun, bölgesel rekabet edebilirlik konusundaki yaklaşımını
ortaya koyan en temel belgelerden biri AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu
ve Kalkınmasına dair 6. Periyodik Rapor’dur (The Sixth Periodic Report on the
Social and Economic Situation and Development of Regions in the EU).257 Raporda,
bölgesel rekabet edebilirlik politikaları ve tedbirleri ile AB bölgelerinin rekabet
edebilirlik açısından mevcut durumları değerlendirilmektedir.
Raporda, biri verimlilik, diğeri istihdam olmak üzere rekabet edebilirliğin iki
boyutu bulunduğu ifade edilmektedir. Rekabet edebilirliğin düşük olmasındaki temel
sebepler iktisadi yapının uygun olmaması ve yenilik kapasitesinin düşük olması
olarak gösterilmekte, bu tip bölgelerde kalkınma açısından temel güçlüğün üretken
ortamın ve büyüme potansiyelinin geliştirilmesi olarak belirtilmektedir. Erişim
imkanlarının iyi olmaması ve işgücünün eğitim seviyesinin düşüklüğü, rekabet
edebilirliğin düşük olmasına neden olan diğer faktörler olarak belirlenmektedir.
Bununla birlikte, kamu yönetiminin etkinliği, iş destek hizmetlerinin yaygınlığı ve
etkinliği, sosyal donatıların varlığı, egemen iş kültürü ve kurumsal yapıya dair diğer
bir çok husus gibi fiziksel olmayan faktörlerin önemi de vurgulanmaktadır.
256 European Commission, 2004b:2 257 European Commission, 2000:9
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 128
Bu nedenle, bölgesel kalkınma için fiziksel ve fiziksel olmayan faktörlerin
etkileşimini ve sürecin karmaşıklığını dikkate alan entegre bir yaklaşım izlenmesi
gerektiği ortaya konmaktadır. Özet olarak, bölgesel rekabet edebilirliği kısıtlayan
problemleri çözmeye, bölgede sosyal sermaye oluşumunu (iş kültürü, yönetim yapısı,
kurumsal ilişkiler) sağlamaya ve aynı zamanda fiziksel altyapı, işgücünün becerileri
ve üretken ortamı geliştirilecek uzun dönemli bölgesel stratejilerin gerekliliği tespit
edilmiştir.
Araştırma ve teknolojik gelişme, KOBİ’ler, doğrudan yabancı yatırımlar,
erişilebilirlik, altyapı, beşeri sermaye, sosyal sermaye ve diğer kurumsal faktörlerin
ile kamu hizmetlerinde etkinliğin, rekabet edebilirlik açısından önemi de belgede
vurgulanmaktadır.
Üçüncü Ekonomik ve Sosyal Uyum Raporu, 2007–2013 Avrupa Birliği bölgesel politikasını şekillendiren temel referans belgelerden
biri de dönemsel olarak hazırlanan Ekonomik ve Sosyal Uyum Raporlarıdır. Avrupa
Konseyince 2004 yılında yayımlanan “Yeni Uyum Ortaklığı: Yakınsama,
Rekabetçilik ve İşbirliği” başlığını taşıyan Üçüncü Ekonomik ve Sosyal Uyum
Raporu (A New Partnership For Cohesion: Convergence Competitiveness
Cooperation , Third Report on Economic and Social Cohesion), 2007-2013 dönemi
için uyum politikasının vizyonunu tanımlamaktadır. 258 Anılan raporda, geçen 3
yıllık dönemde Avrupa’daki ekonomik büyüme oranlarının yavaşladığı
vurgulanarak, büyümenin, verimliliğin ve istihdamın artırılması için fiziksel ve
beşeri sermayeye yapılan yatırımın artırılması, yeniliklere hız kazandırılması ve bilgi
iletişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması gerektiği ortaya konmuştur.
Raporda, AB ekonomisinin performansının bütünü değerlendirilirken, ülkeler
ve bölgeler arasında üretim, verimlilik ve istihdam açısından mevcut olan geniş
farkların ihmal edilmemesi gerektiği, bu farklılıkların temel nedeninin rekabet
edebilirliğe dair temel faktörlerdeki yapısal yetersizlikler olduğu belirtilmiştir.
Bunların başlıcaları ise fiziksel ve beşeri sermayenin (altyapı ve işgücünün
becerileri) yetersiz oluşu, yenilik kapasitesinin yetersizliği, yetersiz iş destek
258 European Commission, 2004a:7
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 129
hizmetleri, düşük düzeydeki çevresel sermaye (bozulmuş doğal ve kentsel çevre)
olarak tespit edilmiştir.
Ülkelerin ve bölgelerin, iç ve dış pazarda rekabet edebilmek için bu yapısal
eksiklikleri gidermeleri ve görece üstünlüklerini geliştirmeleri için desteğe ihtiyaçları
olduğu, AB’nin ekonomik potansiyelini değerlendirebilmesi için tüm bölgelerin buna
katkı sağlaması gerektiği, Birliğin genelinde rekabet edebilirliğin artırılmasının AB
ekonomisinin geneli için ekonomik büyümeyi artıracağı belirtilmiştir.
Bölgelerin rekabet edebilirliklerini sınırlayan yapısal zayıflıklar/problemler
düşük düzeydeki verimlilik, istihdam ve sosyal içerme olarak tespit edilmiştir.
Bununla birlikte, rekabet edebilirlik konusunda problem yaşayan ülkelerin sadece
Uyum Fonundan destek alan ve yeni üye olan ülkeler olmadığı, yeterli altyapı ve
insan kaynakları olmasına rağmen bir çok AB bölgesinin yenilik kapasitesinin
yetersiz olduğu ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayamadıkları
vurgulanmıştır.
Bölgesel rekabet edebilirlik faktörleri açısından bölgeler arasındaki farkların
azaltılması için; öncelikle, yeterli düzeyde fiziksel altyapı (ulaşım,
telekomünikasyon, enerji ağları, çevre altyapıları vb) ve beşeri sermayenin (uygun
düzeyde beceri ve eğitime sahip işgücü) bulunması gerektiği ortaya konmuştur.
İkinci olarak ise bilgiye dayalı ekonomi ortamında bölgelerin yenilik üretme
kapasitelerinin olması gerektiği ve mevcut know-how ile yeni teknolojileri etkili bir
şekilde kullanabilmelerinin önemi vurgulanmıştır. Ayrıca, bu iki hedefe ulaşabilmek
üzere, kalkınma sürecini desteklemek için etkili bir kurumsal ve idari çerçevenin
oluşturulması gerektiği ortaya konmuştur.
2007-2013 Dönemi Uyum Politikasına İlişkin Topluluğun Stratejik Rehberi
Lizbon hedeflerine ulaşılmasını sağlamak üzere, Komisyon tarafından 2007-
2013 dönemi “Uyum İçin Topluluk Stratejik Rehberi: Büyüme ve İş İmkanlarının
Artırılmasını Destekleyen Uyum Politikası” 259 (Cohesion Policy in Support of
Growth and Jobs: Community Strategic Guidelines)belgesi hazırlanarak 2006 yılında
yürürlüğe girmiştir.
259 European Commission, 2005a:6-8
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 130
Rehberde, uyum politikasının Lizbon stratejisinin gerçekleştirilmesine katkı
sağladığı, yapılan bağımsız değerlendirmelerde özellikle geri kalmış bölgelerde
olmak üzere uyum politikasının çok önemli etkilerinin olduğu vurgulanmıştır. Tüm
bölgelerdeki büyüme potansiyellerinin mobilize edilerek ekonomik kalkınmada
coğrafi dengenin geliştirileceği ve AB genelinde potansiyel büyüme oranının artacağı
belirtilmiştir. Ancak raporda, özellikle Lizbon hedeflerine ulaşabilmesi için yüksek
verimlilik ve istihdam potansiyeli olan rekabet edebilirliği yüksek bölgeler olmak
üzere tüm bölgelerin kendilerine düşen rolü oynamaları gerektiği vurgulanmaktadır.
Rehberde, 2007-2013 dönemi Uyum Politikasının genel çerçevesi
kapsamında tematik ve coğrafi odaklanma gereği ve yönetişimin önemi ortaya
konmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve bilgiye dayalı ekonomi
temelinde rekabet edebilirliği güçlendirmek üzere kaynakların temel altyapı, beşeri
sermaye, araştırma ve yenilik, bilgi ve iletişim teknolojilerine odaklanması gerektiği
ifade edilmiştir.
Stratejik Rehbere göre, Yenilenmiş Lizbon Stratejisi ile ilgili Entegre
Rehberle uyumlu olarak, Uyum Politikası kapsamında finanse edilmesi öngörülen
programların, Yakınsama, Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam ile Avrupa
Mekânsal İşbirliği olmak üzere üç tematik önceliğe odaklanması beklenmektedir
- Yakınsama Hedefi
Yakınsama hedefi kapsamında desteklenecek bölgeler için temel hedef,
büyüme potansiyelinin harekete geçirilmesidir. Birliğin genişlemesiyle birlikte
bölgeler arası farklar önemli ölçüde artmıştır. Bu nedenle, bu hedef çerçevesinde
farkların uzun dönemde azaltılması ve Birliğin tamamının rekabet edebilirliğine
katkıda bulunulması ana faaliyet alanını oluşturmaktadır.260
Bu çerçevede, stratejiler uzun dönemde rekabet edebilirliğin artırılması, iş
yaratılması ve sürdürülebilir büyümeye hizmet edecek yatırım ve kamu hizmetlerine
odaklanacaktır. Bölgesel ve yerel ekonomilerin ekonomik ortama açılması, uygun iş
destek çerçevesinin geliştirilmesi ve Ortak Pazar’ın sunduğu fırsatlardan
260 European Commission, 2005a:8-9
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 131
yararlanılması için, temel altyapıların inşası, hizmetlerin sunumu ve mevcut altyapı
ve hizmetlerin iyileştirilerek yaygınlaştırılmasının gerekli olduğu vurgulanmaktadır.
Ayrıca, beşeri sermayeye yapılan yatırımların artırılması, istihdama erişimin
artırılması, sosyal içermenin güçlendirilmesi, eğitim ve öğretim sistemlerinde
reformların uygulanması için büyük çaba sarf edilmesi gerektiği de belirtilmektedir.
Temel altyapıya yapılacak yatırımların yanında, bölgelerin üretkenlik
kapasitelerinin yeniden yapılandırılması ve modernize edilmesi için başta KOBİ’ler
olmak üzere, işletmelerin ihtiyacı olan hizmetlerin sunumu, finans olanaklarına
erişimlerinin geliştirilmesi, Ar-Ge ve yeniliğin teşvik edilmesi, insan kaynaklarının
geliştirilmesi, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı ve yaygınlaştırılması gerektiği
ortaya konmuştur.
Yakınsama hedefi, kişi başına GSYİH’sı AB ortalamasının %75’inin altında
olan bölgelere yönelik olup, 2007-2013 döneminde bu hedef kapsamında sağlanacak
destekler için 251 milyar Avro’luk bir kaynak ayrılmıştır.
- Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam Hedefi Kısıtlı mali kaynağın en iyi şekilde değerlendirilebilmesi için bu hedef altında
özellikle yenilik, erişilebilirlik ve yeni iş oluşturulması olmak üzere az sayıda
önceliğe odaklanılmıştır.261
Yeni bölgesel rekabet edebilirlik ve istihdam hedefinin amacı; ekonomik
dönüşümü sağlamak üzere AB bölgelerinin rekabet edebilirliğinin ve çekiciliğinin
artırılmasıdır. Bu amaçla, bilgi ekonomisi, girişimcilik, araştırma, üniversite-firma
işbirlikleri, yenilik, ulaşım ve iletişim altyapısı, enerji, sağlık, riskle mücadele,
işçilerin ve işletmelerin yeni üretim süreçlerine uyumunun sağlanması, işgücü
piyasasına katılımın desteklenmesi ve sosyal içerme konularında yatırım yapılması
öngörülmektedir.
Özellikle dönüşüm yaşayan sanayi bölgelerinin farklı problemlerini çözmek
ve bölgelerin yenilenmiş Lizbon Stratejisi çerçevesinde yeniden yapılanması ve yeni
261 European Commission, 2005a: 9-10
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 132
faaliyet alanları oluşturması, bölgesel rekabet edebilirlik ve istihdam programlarının
temel konusu olacaktır.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam hedefi kapsamında, kişi başına
GSYİH’sı AB ortalamasının %75’inin üzerinde olan bölgelerde, ekonomik
gelişmenin ve değişimin sağlanması için yaklaşık 49 milyar Avro kaynak ayrılmıştır.
- Avrupa Mekânsal İşbirliği Hedefi Bu yeni işbirliğinin hedefi, AB mekânının tüm boyutlarıyla daha güçlü bir
şekilde entegre edilmesinin desteklenmesidir. AB’nin dengeli ve sürdürülebilir
kalkınmasının sağlanmasında, sınır ötesi işbirliklerinden ve en iyi örneklerin
paylaşılmasından yararlanılması öngörülmektedir.262
Avrupa Mekânsal İşbirliği hedefi kapsamında, Birlik içerisinde uyumlu ve
dengeli bir kalkınmanın sağlanması için bölgeler arasında, sınır ötesi, uluslararası ve
ulusal düzeydeki işbirliğinin geliştirilmesine yönelik projelere 7,7 milyar Avro
kaynak ayrılmıştır.
2007-2013 Uyum Politikası Rehberleri
Üye ülkelerce ulusal yada bölgesel operasyonel programlar hazırlanırken
referans alınması gereken Rehbere göre, Uyum Politikası kapsamında finanse
edilmesi öngörülen programların aşağıdaki üç önceliğe odaklanması
gerekmektedir.263
- Erişebilirliğin geliştirilmesi, yeterli kalitede ve seviyede hizmetlerin
sağlanması ve çevresel potansiyellerin korunması sayesinde üye
devletlerin, bölgelerin ve şehirlerin cazibesinin artırılması;
- Yeni bilgi ve iletişim teknolojileri dahil olmak üzere yenilikçilik,
girişimcilik ve bilgi ekonomisinin gelişimi ve yenilikçilik kapasitesinin
teşviki;
- Yeni ve daha iyi iş alanlarının yaratılması, daha çok insanın istihdama ve
girişimciliğe çekilmesi, çalışanların ve girişimlerin intibak kabiliyetinin
geliştirilmesi ve insan sermayesine yapılan yatırım. 262 European Commission, 2005a:10 263 European Commission, 2005a:12
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 133
Ülkelerin, bölgelerin ve şehirlerin yatırım çekme potansiyellerinin
artırılmasının ön koşulu olarak, başta ulaştırma, çevre ve enerji olmak üzere gerekli
altyapının asgari düzeyde oluşturulması gösterilmektedir. Büyüme ve iş imkanlarının
artırılması için temel koşullardan biri iş ve yatırım ortamı için gerekli olan ulaştırma,
çevre ve enerji gibi altyapının bulunmasıdır. Modern altyapı, bölgelerin ekonomik ve
sosyal çekiciliğini artıran ve işletmelerin performansını belirleyen önemli bir faktör
olarak görülmektedir. Özellikle, geri kalmış bölgelerde yapılacak altyapı
yatırımlarının büyümeyi ve diğer bölgelerle yakınsamayı destekleyeceği
varsayılmaktadır.
Bilgi ekonomisinin gelişimi amacıyla girişimcilik ve yenilikçilik
kapasitelerinin artırılmasına önem verilmektedir. Birliğin büyüme ve iş imkanlarının
artırılması için bilgiye dayalı faaliyetlere yönelecek şekilde ekonomide yapısal bir
dönüşümün gerekli olacağı ifade edilmektedir. Bu çerçevede, özellikle özel kesimde
düşük düzeyde olan araştırma ve teknoloji geliştirme, uluslar arası rekabete
direnebilecek yeni ya da geliştirilmiş ürünler, süreçler ve hizmetler üretmek üzere
yeniliklerin teşvik edilmesi, bölgelerin yeni teknolojileri üretme ve özümseme
kapasitelerinin artırılması ve risk alma kültürünün yerleşmesi için daha fazla destek
verilmesi yönünde bir dizi faaliyetin yürütülmesi uygun bulunmaktadır.264
Bilgi ve yenilik, Birliğin daha hızlı büyümesinin sağlanması ve iş
imkanlarının artırılması yönündeki çabalarının odağında yer almaktadır. Uyum
politikası, Birlik genelinde ve bölge düzeyinde rekabet edebilirliğin artırılmasında
önemli bir etkisi olması beklenen Bölgesel Yenilik Stratejileri ve eylem planlarının
uygulanmasını destekleyecektir.
Bölgesel stratejilerin, araştırma ve teknoloji geliştirme, yenilik ve girişimcilik
konularında yatırım yapılmasına odaklanması gerekli görülmektedir. Bu yatırımların
ise, bölgelerin iktisadi kalkınma ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, ürün, süreç ve
hizmetlerde yeniliği sağlaması, teknoloji transferi ve bilgi değişimini artırması,
kalkınmayı desteklemesi, firmalarca bilgi iletişim teknolojileri kullanımının artması
ve yayılması, yüksek katma değerli ürün ve hizmet üretecek işletmelerin mali
kaynaklara erişiminin sağlanmasında önemli bir işlevi olacağı vurgulanmaktadır. 264 European Commission, 2005a:17-18
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 134
Kümelenme ve yenilik geliştirmeye dönük merkezler, AB tarafından önemli
araçlar arasında görülmektedir. Bu çerçevede, araştırma ve teknoloji geliştirme
faaliyetlerinin başarısı açısından, bu faaliyetlerin belirli bir kritik büyüklüğe
ulaşılması önemli görülerek, faaliyetlerin belirli mekânlarda yoğunlaşması ve
aktörler arasında çok yakın etkileşim olması gerektiği savunulmaktadır. Bu
kapsamda, KOBİ’lerin yer aldığı iş kümelerinin ve kamu araştırma kurumlarının
çevresinde oluşturulan yenilik kutuplarının önemli bir rol oynayacağı
vurgulanmıştır.265
Bu çerçevede, işletmelerin kendi aralarında ve işletmeler ve kamu araştırma
enstitüleri/üniversiteleri arasında işbirliğinin geliştirilerek bölgesel düzeyde
mükemmeliyet kümeleri oluşturulması, KOBİ’lerin Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi, kamu tarafından finanse edilen araştırma enstitülerinde sunulan Ar-
Ge hizmetlerine erişim imkanlarının sağlanması, büyüme potansiyeli olan alanlarda
bilgi ve iletişim teknolojileri, araştırma altyapısı ve beşeri sermayeyi içerecek şekilde
Ar-Ge kapasitesini geliştirecek faaliyetlerin desteklenmesi öngörülmektedir.
5.2. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Politikalarının Mekânsal Boyutu Topluluk stratejik rehberinde, dengeli kalkınmanın sağlanması ve büyümenin
önündeki engellerin kaldırılması için kentsel alanlar gibi belirli mekânların
ihtiyaçlarına özel önem verilmektedir. Bununla birlikte, Topluluk Stratejik Rehberini
tamamlayıcı olmak üzere, kentsel boyutun güçlendirilmesi ve detaylandırılması için
“Uyum Politikası ve Kentler: Kentsel Alanların Bölgelerdeki Büyüme ve İstihdama
Katkısı” (Cohesion Policy and Cities: The Urban Contribution to Growth and Jobs in
the Regions) belgesi hazırlanmıştır. 266 Bu çalışma, yapısal fon programlarının
hazırlanmasına destek olmak üzere öneriler ortaya koymaktadır.
Belgede, uyum politikasının hedefinin bölgelerin rekabet edebilirliklerinin
artırılması ve geri kalmış bölgelerin diğerlerini yakalayabilmeleri için desteklenmesi
olduğu belirtilerek; konunun kentsel boyutu dikkate alındığında, hükümetlerin
“büyüme kutuplarının” belirlenmesi ve güçlendirilmesi yönünde stratejik tercihler
yapması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu büyüme kutupları, çevrelerindeki daha geniş
265 European Commission, 2005a:18-19 266 European Commission, 2005b:1
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 135
alanlara hizmet edecek ve bölgenin tamamının sürdürülebilir ve dengeli
kalkınmasına hizmet edecek alanlar olarak tanımlanmaktadır. 267
Kentlerde, kümelenme ve ağ oluşturma aracılığıyla rekabet edebilirliğin
artırılmasına ve iktisadi açıdan en güçlü durumdaki kentlerle, kentsel ağın geriye
kalan kısmı arasında dengeli bir kalkınma sağlanmasına odaklanılması
öngörülmektedir.268
Bu kapsamda, Avrupa kentlerinin küresel rekabet ortamında başarılı
olabilmeleri için kritik kütleye (critical mass) erişmelerinin önemi ortaya konmuş ve
yoğunlaşmaların ya da kentler ve çevrelerindeki alanlar arasında işbirliklerinin
geliştirilmesi gereği vurgulanmıştır. Bununla ilişkili olarak kentlerin çekiciliklerini
artırmaları için ulaşım, erişilebilirlik, kamu hizmet ve donatılarına erişim, doğal ve
fiziksel çevre ve kültür alanlarının kullanımı konusunda izlenmesi gereken ilkeler
ortaya konmuştur.269
Avrupa Birliği bölgesel politikasının mekânsal boyutunu ortaya koyan diğer
temel bir belge ise Avrupa Mekânsal Gelişme Perspektifi’dir (European Spatial
Development Perspective – ESDP). ESDP, üye ülkelerin ulusal mekânsal gelişme
politikalarına ve AB’nin sektörel politikalarının mekânsal boyutuna rehberlik etmek
üzere 1999 yılında yayınlanmıştır. Avrupa Birliği’nde sosyo-ekonomik durumun
mekâna yansımasını, mekânsal gelişme eğilimlerini ve geleceğe dair gelişme
politikalarını ortaya koyan belge; ekonomik ve sosyal uyum, doğal kaynakların ve
kültürel mirasın korunması ve yönetimi ile rekabet edebilirliğin Avrupa mekânında
daha dengeli bir şekilde gerçekleşmesini hedeflemektedir.270
Belgede, merkez-çevre ilişkisini güçlendiren rekabetçi ve dinamik kentsel
alanlara ve bu çerçevede çok merkezli bir mekânsal gelişmeye özel önem
verilmektedir. Kentlerin içinde bulundukları bölgeler ile fonksiyonel bağımlılıkları
ortaya konularak, bölgenin tamamının rekabet gücünün artırılması için işbirliğinin
önemi vurgulanmıştır. Çalışma ile, ayrıca Avrupa Birliği’nin farklı konulardaki
politikalarının mekânsal yansımalarına dikkat çekilmektedir. 267 European Commission, 2005b:3 268 European Commission, 2005a:29 269 European Commission, 2005b:4,19 270 European Commission, 1999:7, 21
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 136
5.3. Uygulama Araçları
5.3.1. Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu AB Bölgesel Politikası 1989 yılından itibaren 4 farklı dönemde farklı hedef
ve öncelik setleriyle uygulamaya konmaktadır (Şekil 5.1). Lizbon Stratejisiyle genel
çerçevesi çizilen, ilerleme raporlarıyla ve uyum raporlarıyla ile ayrıntılı yol haritası
ortaya konan 2007-2013 dönemi AB Bölgesel politikasının temel hedefleri
Yakınsama, Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam ile Avrupa Mekânsal İşbirliği
olup uygulama araçları ise Yapısal Fonlar (Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu- ABKF,
Avrupa Sosyal Fonu-ASF) ve Uyum Fonudur.
Yakınsama hedefindeki alanlara ABKF, ASF ve Uyum Fonundan; Bölgesel
Rekabet Edebilirlik ve İstihdam Hedefine ABKF ve ASF fonlarından, Avrupa
Mekânsal İşbirliği hedefine ise ABKF fonundan destek sağlanacaktır.
Bölgesel rekabet edebilirlik her üç fonun da öncelikleri arasında yer almakla
birlikte, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu bu konuda temel araç olup girişimcilik,
işletmeler, Ar-Ge ve yenilikle ilgili faaliyetleri desteklemektedir. Avrupa Sosyal
Fonu ise beşeri ve sosyal sermayenin geliştirilmesi yoluyla rekabet edebilirliğin
geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.
5.3.1.1. Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ABKF)
ABKF ile ekonomik ve sosyal uyumu güçlendirmek üzere bölgesel
farklılıkların azaltılması ve bölgesel ekonomilerin yapısal uyumunun ve
adaptasyonunun desteklenmesi amaçlanmaktadır.271 ABKF, AB bölgesel politikası
kapsamında bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması açısından bölgelere ve kentlere
sağlanan en önemli destekleme aracı olarak nitelenebilir. ABKF kapsamında destek
sağlanacak temel konular;
- özellikle KOBİ’lere sağlanacak doğrudan destekler olmak üzere istihdam
oluşturulması ve mevcut istihdamın korunmasına yönelik üretken yatırımlar,
- bölgesel ve yerel kalkınmayı destekleyen başta KOBİ’ler olmak üzere
işletmelere sunulan hizmetler, risk sermayesi, kredi ve garanti fonları, yerel
kalkınma fonları, faiz sübvansiyonları gibi finansal araçlar,
271 Council Regulation, 2006a:3
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 137
- altyapı yatırımları,
- bölgeler, kentler ve ilgili sosyal, ekonomik ve çevresel aktörler arasında ağ
oluşturulması, işbirliği ve tecrübelerin paylaşımı gibi tedbirler aracılığıyla
içsel potansiyelin geliştirilmesidir.
ABKF kapsamında, kişi başına GSYİH’sı Topluluk ortalamasının yüzde
75’inin altında kalan bölgelerde “Yakınsama” temel önceliği çerçevesinde, iktisadi
yapıların modernizasyonu ve çeşitlendirilmesi, istihdam sağlamaya yönelik
operasyonel programlar aracılığıyla bölgelerin içsel kapasitelerinin güçlendirilmesi,
harekete geçirilmesi ve böylelikle sürdürülebilir entegre bölgesel/yerel iktisadi
kalkınmanın sağlanması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda desteklenecek temel
konular, araştırma ve teknoloji geliştirme, yenilik ve girişimcilik, bilgi toplumu,
yerel kalkınma inisiyatifleri, çevre, risklerin önlenmesi, turizm, enerji, eğitim, sağlık
ve sosyal altyapı yatırımları olarak belirlenmiştir.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam önceliği kapsamında ise Yakınsama
başlığı altında herhangi bir yardım alamayan bölgeler desteklenmektedir. Bu
kapsamda, (i) yenilikçilik ve bilgi ekonomisi, (ii) çevre ve risklerin önlenmesi ve (iii)
ulaştırma ile telekomünikasyon hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi olmak üzere üç
öncelik alanı belirlenmiştir.
(i) Yenilikçilik ve bilgi ekonomisi önceliği altındaki hedefler bölgesel Ar-
Ge’yi ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek, yenilikçiliği ve girişimciliği teşvik
etmek, finans mühendisliği araçlarını oluşturmaktır.
(ii) Çevre ve risk önleme önceliği kapsamında fiziksel çevrenin ıslahı,
biyolojik çeşitliliğin teşviki, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, temiz ve
sürdürülebilir taşımacılığın teşviki, doğal ve teknolojik risklerle mücadele
edilebilmesi için önlem alınması, doğal ve kültürel mirasın korunması ve
geliştirilmesi hedeflenmektedir.
(iii) Genel ekonomik çıkarlara hizmet eden ulaşım ve telekomünikasyon
hizmetleri kapsamında ise ikincil ulaşım ağlarının geliştirilmesi ile bilgi ve iletişim
teknolojilerine erişim ve bunların kullanımının teşvik edilmesi hedeflenmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 138
Şekil 5.1. Dönemler İtibariyle Yapısal Fon Hedefleri
Kaynak: Külerü, 2004:28-34 ve European Commission, 2005a:8-10’dan yararlanılarak düzenlenmiştir
Hedef 6: Çok düşük nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerde ekonomik uyumun teşvik edilmesi
Hedef 1: Kalkınmada geri kalmış ve kişi başı GSYİH)Topluluk ortalamasının % 75’inden az olan bölgeler
Hedef 2: Sanayideki gerilemeden önemli ölçüde etkilenmiş bölgeler
Hedef 3: Uzun dönemli işsizlikle mücadele
Hedef 4: Genç işgücünün işgücü piyasasına girişini kolaylaştırma
Hedef 5 (a): Tarımsal yapıların uyumu
Hedef 5 (b): Kırsal alanların kalkındırılması
Hedef 1: Kalkınmada geri kalmış ve kişi başı GSYİH’sı Topluluk ortalamasının % 75’inden az olan bölgeler
Hedef 2: Sanayideki gerilemeden önemli ölçüde etkilenmiş bölgeler
Hedef 3: Uzun dönemli işsizlikle mücadele ve genç işgücünün ve işgücü piyasasından dışlanmış olanların çalışma hayatına uyumlarını sağlama
Hedef 4: İşçilerin sanayideki ve üretim sistemlerindeki değişimlere uyumlarının kolaylaştırılması
Hedef 5 (a): Tarım ve su ürünlerine yönelik işleme ve pazarlama yapılarının uyumu
Hedef 5 (b): Hassas kırsal alanların yapısal uyumu ve kalkındırılması
Hedef 1: Kalkınmada geri kalmış ve kişi başı GSYİH’sı Topluluk ortalamasının % 75’inden az olan bölgeler
Hedef 2: Yeniden yapılanmaya maruz kalmış sanayi ve hizmetler sektörleri; kırsal kesimdeki geleneksel faaliyetlerde gerileme, sorunlu kentsel alanlar ve balıkçılık sektöründe yaşanan zorlukları kapsayacak biçimde, dönüşüm geçiren bölgeler
Hedef 3: Eğitim sistemlerinin modernleştirilmesi ve istihdamın teşviki.
Avrupa Mekânsal İşbirliği Hedefi
Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam Hedefi
(kişi başı GSYİH’sı Topluluk ortalamasının % 75’inden fazla olan
bölgeler)
Yakınsama Hedefi (kişi başı GSYİH’sı Topluluk
ortalamasının % 75’inden az olan bölgeler)
I- Çevre ve ulaştırma alanında yüksek
maliyetli alt yapı II- Sınır ötesi işbirliği III- Urban IV- Equal V- Leader+ VI- Hedef 1 bölgeleri dışında kırsal
kalkınma ve balıkçılık sektörünün yeniden yapılandırılması
1989-1993 Dönemi 1994-1999 Dönemi 2000-2006 Dönemi 2007-2013 Dönemi
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 139
Avrupa Mekânsal İşbirliği kapsamında üye devletler arasında uygulanacak
ortak programlar aracılığıyla sınır ötesi, ulus ötesi işbirliği ve Birlik genelinde
tecrübe paylaşımının sağlanması yoluyla işbirliğinin güçlendirilmesi
hedeflenmektedir. Bu çerçevede sınır ötesi ekonomik ve sosyal faaliyetlerin
geliştirilmesi, ulus ötesi işbirliğinin geliştirilmesi ve bölgesel politikanın
verimliliğinin güçlendirilmesi öncelikleri belirlenmiştir.
ABKF kapsamında desteklenecek alanlar değerlendirildiğinde, gerek geri
kalmış gerekse gelişmiş bölgelerde rekabet edebilirliğin artırılmasının esas alındığı,
genel anlamda her iki bölge türünde de benzer önceliklerin tanımlandığı; ancak, geri
kalmış yörelerde daha geniş bir çerçevede ve bazı temel altyapı alanlarını da içerecek
şekilde destekler verildiği, gelişmiş bölgelere ise daha gelişmiş ve karmaşık yardım
araçlarının sunulduğu görülecektir.
ABKF kapsamında olmamakla birlikte benzer destekleri içeren ve 2007-2013
döneminde uygulanması planlanan iki yeni program ise JESSICA ve JEREMIE
olarak adlandırılmaktadır. 272 JEREMIE, Mikro’dan Orta Boya Kadar İşletmeler için
Ortak Avrupa Fonu (European Resources for Micro to Medium Enterprises), işletme
sayısının artırılmasının ve yenilikçiliğin, risk almayı gerektirdiği savından yola
çıkılarak ve AB’de risk sermayesi açısından önemli bir açık olduğu tespitiyle Avrupa
Komisyonu ve Avrupa Yatırım Bankası arasında oluşturulacak ortak bir girişim
marifetiyle uygulanacaktır. JEREMIE, yeni kurulacak mikro işletmeleri ve
KOBİ’lerin finans olanaklarına erişiminin geliştirilmesini hedefleyen bir program
olup girişimcilik ve yenilikçilik açısından bölgesel rekabet edebilirliğe katkı
sağlayabilecek araçlar arasında değerlendirilmektedir
JESSICA, Kentsel Alanlarda Sürdürülebilir Yatırımların Sağlanması için
Ortak Avrupa Desteği (Joint European Support for Sustainable Investment in City
Areas), Avrupa Komisyonu, Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa Konseyi Kalkınma
Bankası ile uluslar arası finans kuruluşları arasında sürdürülebilir kentler
oluşturulmasına yönelik işbirliğini amaçlayan bir girişimdir. 273 Kentsel yenileme ve
272 European Commission, 2005b:23 273 European Commission, 2006d:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 140
gelişme konularındaki finans güçlüklerini gidermeye yönelik bir döner fon
oluşturularak yerel yönetimlerin desteklenmesi öngörülmektedir.
5.3.1.2. Avrupa Sosyal Fonu (ASF)
ASF, tam istihdama ulaşılmasını teminen, çalışma hayatında kalite ve
üretkenliğin artırılması, sosyal içerme ve uyumun yaygınlaştırılması gibi politika
önceliklerini desteklemeyi amaçlamaktadır.274
ASF kapsamında, Yakınsama ve Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam
temel öncelikleri çerçevesinde, işçi ve işletmelerin piyasa ekonomisine
adaptasyonunun sağlanması, işsizlerin işgücü piyasasına erişiminin kolaylaştırılması,
işsizliğin önlenmesi, çalışma hayatının uzatılması, kadınların ve göçmenlerin çalışma
hayatına katılımının artırılması, dezavantajlı grupların sosyal katılımının sağlanması ,
ayrımcılıkla mücadele edilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi, ulusal, bölgesel ve
yerel düzeydeki ilgili paydaşlarla mutabakata varılarak istihdam ve sosyal içerme
alanlarında reformların başlatılması hedeflerinin desteklenmesi öngörülmektedir.
ASF kapsamında, “Yakınsama” temel önceliği yukarıda belirtilen faaliyetlere
ek olarak beşeri sermayeye yapılan yatırımları genişletmek ve geliştirmek, kamu
kurumlarının kurumsal kapasitesinin ve etkinliğinin güçlendirilmesi yoluyla
reformların kolayca benimsenmesi ve özellikle ekonomi, istihdam, adalet ve çevre
alanlarında iyi yönetişimin sağlanması desteklenecektir.
ASF’nin, bölgesel rekabet edebilirliğe katkısı değerlendirilecek olursa
bölgesel rekabet edebilirliğin temel faktörlerinden olan beşeri sermayenin
geliştirilmesi kapsamında; insan kaynaklarına yatırım, gelecekte ihtiyaç duyulacak
mesleki becerilerin belirlenmesinin, eğitim ve destek hizmetlerinin geliştirilmesinin,
hayat boyu öğrenme, bilgi iletişim teknolojileri ve modern yönetim anlayışının
yaygınlaştırılmasının, üniversite, araştırma merkezleri ve iş dünyası arasında iletişim
ve ortaklığın güçlendirilmesinin, yenilikçi ve daha etkin iş organizasyonlarının
oluşturulmasının yukarıda belirtilen öncelikler çerçevesinde destekleneceği
görülecektir. Ayrıca, yönetişim kapsamında ise kamu kurumlarının kurumsal
274 Council Regulation, 2006b:13
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 141
kapasitesinin ve etkinliğinin güçlendirilmesi, iyi yönetişimin sağlanması, kamu
kurumları ve özel sektör arasında koordinasyon ve diyaloğun desteklenmesi
hususlarının yer aldığı gözlemlenmektedir.
5.3.1.3. Uyum Fonu Uyum Fonu, satın alma gücü paritesine göre kişi başına Gayri Safi Milli
Geliri, Topluluk ortalamasının % 90'ının altında kalan ülkelere kullandırılmaktadır.
Temel amaçları, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemeye yönelik olarak Topluluğun
ekonomik, sosyal ve bölgesel uyumunun güçlendirilmesi ve az gelişmiş üye ülkelerin
yakınsamasını hızlandırmak üzere gerekli altyapının geliştirilmesidir.275
Uyum Fonu kapsamında, Yakınsama temel önceliği altında çevre ve
ulaştırma altyapısının geliştirilmesi amacıyla trans-Avrupa ulaştırma ağları (TEN),
çevresel faydaları olan ve sürdürülebilir kalkınma kapsamındaki enerji verimliliği ve
yenilenebilir enerji, demiryolu, denizyolu taşımacılığı; modlar arası ulaşım sistemleri
ve karşılıklı işletilebilirlik faaliyetleri, kent içi ulaşım ve toplu taşıma konularındaki
projeler desteklenecektir. Uyum fonu, ekonomik ve sosyal uyum temelinde özellikle
geri kalmış bölgelerin temel fiziki altyapılarının tamamlanması, Avrupa ağları ile
bağlantılarının kurulması hedeflerine odaklanmış olup başta erişilebilirlik olmak
üzere bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması için gereken asgari altyapıyı
sağlamada önemli bir rol üstlenmektedir.
Yapısal Fonlar ve Uyum Fonu çerçevesinde 2007-2013 döneminde tahsis
edilen kaynak uyum politikasının hedeflerine göre Tablo 5.1.’de gösterilmektedir.
Tablo 5.1. Uyum Politikası 2007-2013 Tahsisatları (Milyar Avro)
Yakınsama Hedefi Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam Hedefi
Uyum Fonu Yakınsama
İstatistiki Etki
Nedeni ile Geçiş
İstatistiki Etki
Nedeni ile Geçiş
Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam Hedefi
Avrupa Mekânsal
İşbirliği Hedefi Toplam
61,558 177,083 12,521 10,385 38,742 7,750 308,041
%81,53 %15,95 %2,52 %100
Kaynak: European Commission, 2006f:2
275 Council Regulation, 2006e:80
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 142
2007-2013 dönemi uyum politikası kapsamındaki toplam 308.041 milyon
Avro kaynağın hedefler arasında dağılımı incelenecek olursa kaynağın sadece %
15.95’inin “Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İstihdam” hedefine ayrıldığı,
“Yakınsama” hedefi çerçevesindeki az gelişmiş bölgeler ve uyum fonu için toplam
miktarın % 81.53’ünün tahsis edildiği, “Avrupa Mekânsal İşbirliği” hedefine ise %
2.52’lik kısmın tahsis edildiği görülecektir. Bu tahsis uyum politikası çerçevesinde
kaynakların çok önemli bir bölümünün geri kalmış yörelere ayrıldığını ortaya
koymaktadır. Ancak, önümüzdeki dönemde Lizbon stratejisi çerçevesinde,
desteklerin az gelişmiş yörelerin kendi içinde dahi potansiyeli olan alanlara ve
kalkınmanın dinamosu olarak görülen kentlere daha fazla yönlendirileceği
değerlendirilmektedir.
5.3.2. Çerçeve Programlar İlki 1984 yılında başlayan AB Çerçeve Programları, Avrupa Birliği’nde çok
uluslu araştırma ve teknoloji geliştirme projelerinin desteklendiği çok yıllı
programlardır.
Çerçeve Programları’nın başlıca amaçları arasında, Avrupa’nın bilimsel ve
teknolojik temelinin güçlendirilmesi, endüstriyel rekabetin desteklenmesi ve ülkeler
arası işbirliğinin teşvik edilmesi gelmektedir. Bütünleştirilmiş bir Avrupa Araştırma
Alanı oluşturmayı hedefleyen ve 2002-2006 döneminde yürürlükte olan 6. Çerçeve
Programı ve 2007-2013 yıllarında yürürlükte olacak 7. Çerçeve Programı ile Rekabet
ve Yenilik Programı (CIP), Lizbon Stratejisinde ortaya konan hedeflere ulaşılması
amacıyla proje teklif çağrılarında belirtilen şartlara sahip projelere mali destek
sağlamaktadır.
Çerçeve Programlar, bölgesel kalkınma açısından da bazı öncelikler
içermekte ve başta yenilik stratejileri ve kümelenmeler olmak üzere bölgesel rekabet
edebilirliğin sağlanmasına yönelik projelere de destek sağlamaktadır.
6. Çerçeve Programı (2000-2006) Bilim ve teknoloji alanında Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’nın
gerisinde kalan AB, Birliğin araştırma politikasını gözden geçirerek, bilimsel
mükemmeliyet ve rekabet edebilirliği sağlamak amacıyla, “Avrupa Araştırma Alanı
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 143
(ERA)” yaratılmasını hedeflemiştir. 2002-2006 yıllarında yürürlükte kalan
6. Çerçeve Programı’nın temel hedefi de, Avrupa’yı 2010 yılında dünyanın en
dinamik ve rekabet gücü en yüksek bilgi ekonomisi haline getirmeyi amaçlayan
ERA’nın gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak olmuştur. EURATOM programı
hariç 16.3 milyar Euro’luk bütçeye sahip olan Program kapsamında araştırmacıların
hareketliliği de dahil olmak üzere pek çok alanda destek verilmiştir.276
Avrupa Araştırma Alanı'nın Bütünleştirilmesi kapsamındaki tematik alanlar:
Yaşam Bilimleri, Gen Bilimi ve Sağlık Biyoteknolojisi, Bilgi Toplumu Teknolojileri,
Nano-teknolojiler, Akıllı Malzemeler ve Yeni Üretim Süreçleri, Havacılık ve Uzay,
Gıda Güvenliği ve Sağlık Riskleri, Sürdürülebilir Kalkınma, Avrupa Açık Bilgi
Toplumuna Yurttaşlık ve Yönetişim’dir. Özel etkinlikler ise Destek Politikaları ve
Bilim ve Teknoloji Etkinlikleri, Yatay KOBİ Etkinlikleri ve Uluslararası İşbirliği
Etkinliklerini içermektedir.
Avrupa Araştırma Alanı'nın Yapılandırılması çerçevesinde Araştırma ve
Yenilik, İnsan Kaynakları, Araştırma Altyapısı ve Bilim ve Toplum alanlarında
destek sağlanmaktadır. Avrupa Araştırma Alanı'nın Güçlendirilmesi kapsamında ise
Araştırma Koordinasyonu için Destek ile Araştırma ve Yenilik Politikalarının
Geliştirilmesi alanlarında destekler sağlanmaktadır.
Tüm başlıklar araştırma ve yenilikle ilgili olmakla birlikte Avrupa Araştırma
Alanı'nın Yapılandırılması çerçevesinde Araştırma ve Yenilik başlığı altında bölgesel
rekabet edebilirliğin sağlanmasında çok önemli işlevler gören Bölgesel Yenilik
Stratejilerinin hazırlanması desteklenmektedir. Bu kapsamda ülkemizde Mersin
Bölgesel Yenilik Stratejisinin hazırlanmasına destek sağlanmış olup ayrıntıları bir
sonraki bölümde ortaya konacaktır.
7. Çerçeve Programı (2007-2013)
2007-2013 döneminde yürürlükte olacak olan 7. Çerçeve Programı, Lizbon
hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla, araştırmayla ilgili tüm AB girişimlerini ortak
bir çatı altında toplamak, Avrupa Araştırma Alanı’nı kurma çalışmalarını daha ileriye
276TÜBİTAK.Çerçeve Programlar Tanıtım Sayfası. <www.fp7.org.tr/AvrupaAra%c5%9ft%c4%b1rmaAlan%c4%b1/AB%c3%87er%c3%a7eveProgramlar%c4%b1/AB6%c3%87er%c3%a7eveProgram%c4%b1/tabid/71/Default.aspx>. 08.03.2007
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 144
götürmek, Avrupa’da bilgi temelli ekonomi ve toplumu inşa etmek üzere
oluşturulmuştur.
7. Çerçeve Programı, İşbirliği Özel Programı, Fikirler Özel Programı, Kişiyi
Destekleme Özel Programı ve Kapasiteler Özel Programı’ndan oluşmaktadır.
EURATOM'da dahil olmak üzere Programın yedi yıllık bütçesinin 53,2 milyar
Avro'ya ulaşmaktadır.277
İşbirliği Özel Programı, sağlık, gıda, tarım ve biyo-teknoloji, bilgi ve iletişim
teknolojileri, nano-bilimler, nano-teknolojiler, malzemeler ve yeni üretim
teknolojileri enerji, çevre, taşımacılık, sosyo-ekonomik ve beşeri bilimler ile
güvenlik ve uzay konularını içermektedir.
Fikirler Özel Programı, Avrupa’da mevcut Ar-Ge insan kaynağının niceliği
ve niteliğini güçlendirmek üzere yaratıcı bilim adamlarını, mühendisleri ve öğretim
görevlilerini desteklemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, bağımsız bir “Avrupa Araştırma
Konseyi”nin kurulması da öngörülmektedir.
Kişiyi Destekleme Programı, insanların meslek olarak araştırmacı olmaya ve
Avrupalı araştırmacıları Avrupa içinde kalmaya teşvik ederken, dünya genelindeki
araştırmacıları Avrupa’ya çekerek, Avrupa’yı araştırmacılar için daha cazip hale
getirmek suretiyle, Avrupa’daki araştırma ve teknoloji odaklı insan kaynağının
nitelik ve niceliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlikle daha fazla doğrudan ilişkili olan Kapasiteler
Özel Programı ise Avrupa genelinde araştırma ve yenilikçilik yeteneklerinin
geliştirilmesi ve en uygun kullanımını hedeflemektedir. Komisyonun 4,1 milyar
Avro tutarında bütçe ayırmayı öngördüğü bu özel program, dahilinde araştırma
altyapıları, KOBİ yararına araştırmalar, araştırma potansiyeli, toplumda bilim,
araştırma politikalarının gelişimi, uluslararası işbirliği faaliyetleri ve bilgi bölgeleri
konularında araştırma ve yenilikler desteklenecektir.278
Bu bağlamda, Bilgi Bölgeleri alanının temelde amacı bölgeler arasındaki Ar-
Ge farklılıklarını ortadan kaldırarak Avrupa’nın rekabet gücüne katkıda 277 TÜBITAK, 2006a:3, 22, 25, 30 278 TÜBİTAK. 7. Çerçeve Programı Tanıtım Sayfası. 15.03.2007. <http://www.fp7.org.tr/AdımAdım7ÇP/7ÇPNedir/tabid/81/Default.aspx>
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 145
bulunmaktır. Bölgesel araştırma girişimlerinde yer alan aktörlerin (üniversite,
araştırma merkezi, sanayi) bir araya getirilmesi, gelişmiş bölgelerin daha az gelişmiş
bölgelere destek olması gibi faaliyetler ile küme yapılanmalarına destek sağlanması,
Avrupa genelinde ileri araştırma altyapılarına sahip bölgelerin oluşturulması ve var
olan bölgelerin geliştirilmesi öngörülmektedir.
Rekabet ve Yenilik Programı
23 Mart 2005 tarihli Brüksel Zirvesi’nde, Topluluğun yeni Rekabet ve
Yenilik Programının hedefleri belirlenmiştir. Bu hedefler, büyüme potansiyeli olan
yenilikçi KOBİ’leri finanse edecek yeni mekanizmalar kurulması, girişimlerin
yenilikçiliğini sağlamak için teknik iletişim ağının güçlendirilmesi, yenilik için
bölgesel merkezlerin ve Avrupa düzeyindeki iletişim ağlarının gelişiminin
desteklenmesi ve böylelikle Avrupa Birliği’nde halihazırda var olan yenilik
kapasitesinin artırılmasına katkıda bulunulmasıdır.279
Bu çerçevede, 2007 – 2013 yılları arasında uygulanacak program kapsamında
yaklaşık 350.000 kadar KOBİ’ye, yenilik ve büyümeye yönelik yaptıkları tüm
yatırımlar için toplamda 3,6 milyar Avro destek verilmesi öngörülmektedir. Program
kapsamında 3 alt program uygulanacaktır:Avrupa Akıllı Enerji ve Teknoloji
Programı, Bilgi Toplumu Teknolojileri Destek Programı ve Girişimcilik ve
Yenilikçilik Özel Programı.
Bu programlar içerisinde özellikle Girişimcilik ve Yenilikçilik Özel Programı
işletmeler ve özellikle KOBİ’ler düzeyinde, yenilikçiliği ve rekabet edebilirliği
desteklemek amacıyla oluşturulmuştur. KOBİ’lerin finansmana ulaşmalarını, varolan
iş destek hizmet ağlarının daha etkin bütünleşmesini kolaylaştırmayı öngörmektedir.
Ayrıca, yenilikçiliğin güçlendirilmesine ilişkin destek etkinliklerini daha ulaşılabilir
hale getirmesi hedeflenmektedir.
Genel bir değerlendirme yapılacak olursa, önceleri araştırma ve teknoloji
geliştirme konusu, temel araştırmayla başlayan, uygulamalı araştırma ve teknoloji
geliştirilmesiyle devam eden ve uygulama projeleri ya da örnek ürünlerin
üretilmesiyle sonuçlanan doğrusal bir süreç olarak görülmekteydi. Buna uygun
olarak kamu politikaları konunun arz yönüne ağırlık vererek temel araştırmaların
279 TÜBİTAK, 2006b:3-5
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 146
yürütüleceği büyük ölçekli araştırma merkezlerinin yapımı gibi altyapının
geliştirilmesine yönelik konulara yoğunlaşmışlardır.280
Ancak günümüzde bu yaklaşımın özellikle geri kalmış bölgelerin
kalkındırılması açısından etkinliği tartışmalı bulunmaktadır. Araştırma, yenilik,
eğitim ve öğretimin desteklenmesi ve geliştirilmesi ve yenilik kültürünün teşvik
edilmesi yönündeki politikalar, KOBİ’lerde yeniliğin geliştirilmesi ve araştırma
sonuçlarının daha geniş bir şekilde uygulamalara aktarılmasının sağlanması için
ağların ya da kümelerin oluşturulması konuları giderek artan ölçüde politikaların
merkezinde yer almaya başlamıştır. Amaç bilimsel ve teknolojik gelişmelerin
yayılımının maksimize edilmesi ve üretim sürecine katılmalarının teşvikidir.
Araştırma ve teknoloji geliştirme konusuna bölgesel politika kapsamında
Yapısal Fonlar aracılığıyla sağlanan destekler genelde AB’nin araştırma ve teknoloji
geliştirme politikası kapsamında Çerçeve Programlar tarafından sağlanan desteklerin
üzerindedir. Bu iki politikanın bir biri ile tutarlılığı çok önemlidir. Zaman içerisinde
araştırma ve teknoloji geliştirme politikası ile yapısal politikalar arasındaki
koordinasyon geri kalmış bölgelerdeki kuruluşların ve firmaların yenilik
kapasitelerinin güçlendirilerek bölgeler arası kalkınma farklarının giderilmesi
amacıyla artırılmıştır.
Çerçeve Programlar kapsamında çok uluslu ve çok ortaklı bir şekilde
geliştirilen özellikle kümelenme ve yenilik stratejileri ile örnek uygulamaların
yapısal fonlar için hazırlanacak bölgesel operasyonel programlarda öncelikle yer
alması ve desteklenmesi bu iki temel araç arasındaki sinerjiyi artırdığı gibi bölgelerin
rekabet edebilirliklerinin geliştirilmesinde önemli bir etki yaratacaktır.
5.4. Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Ölçülmesi AB Bölgelerinin Sosyal Ekonomik Durumu ve Kalkınmasına Dair 6.
Periyodik Raporda, rekabet edebilirliğin sağlanıp sağlanamamasının bir politikanın
başarısı açısından temel bir gösterge olarak görüldüğü ortaya konulmaktadır. Ancak,
işletmeler için net bir kavram olan rekabet edebilirlik kavramının, bölge ve ülkeler
280 European Commision, 2000: 95-97
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 147
için uygulandığında tanımlanması ve ölçümünün zor olduğu da vurgulanmaktadır.281
Rekabet edebilirliğin ölçülmesi için temel altyapı düzeyi, yenilik kapasitesi,
kalifiye işgücü havuzunun varlığı, gelişen ya da gerileyen sektörlerde yoğunlaşma
gibi faktörleri ortaya koyan bir çok göstergenin üretildiği ifade edilmektedir. Ancak,
rekabet edebilirliği ölçen birleştirilmiş tek bir endeks oluşturulmasının bazı
güçlükleri olduğu belirtilerek raporda bu nedenle rekabet edebilirliğin sebepleri
yerine sonuçlarını ölçen bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yaklaşıma göre verimlilik
ve istihdamdaki büyümeyi gösteren kişi başına GSYİH, bölgesel rekabet edebilirliği
gösteren bir değişken olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede, bölgelerin rekabet
edebilirliği uluslar arası rekabet ortamında görece olarak daha yüksek gelir ve
istihdam düzeyi sağlayabilme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesine dair ilk adımlardan biri
Komisyonun hazırlattığı Bölgesel Rekabet Edebilirlik Göstergeleri çalışmasıdır. Bu
çalışmada bölgelerdeki kişi başına GSYİH değeri ile buna katkı sağlayan faktörler
arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmada,
öncelikle literatürde bölgelerin kişi başına GSYİH değerlerinin farklılaşmasına neden
olan faktörlerin tespitine çalışılmıştır. İkinci olarak ise bu faktörlerin basit ancak
istatistiki açıdan sağlam ve gözlemlenebilir göstergeler ile temsili sağlanmıştır.
Ardından ise bu gösterge değerlerinin bölgeler arasındaki varyasyonu ile kişi başına
GSYİH ve çalışan başına GSYİH değerleriyle korelasyonuna bakılmaktadır.282
Çalışma sonucunda bölgeler arasındaki GSYİH farklarıyla ilişkili dört faktör
tespit edilmiştir. İktisadi faaliyetin yapısı (istihdamın sektörler arasında dağılımı) ,
yenilik faaliyetlerinin durumu (patent sayısı), bölgesel erişilebilirlik (merkezlere
uzaklık), işgücünün becerileri (mezuniyet durumları). Çalışma sonucunda bu dört
göstergenin bölgeler arasında kişi başına GSYİH farklarının üçte ikisini açıkladığı
ortaya konmuştur. Ancak, bu faktörlerle doğrudan ilişkili olarak kamu idareleri ve iş
destek hizmetleri gibi bölgesel kurumların etkinliği ile ilgili faktörlerin önemi de
belirtilmiştir.
281 European Commission, 2000:75 282 European Commission, 2000:80-94
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 148
Ayrıca, Avrupa Komisyonunca 1997 yılından itibaren yıllık olarak
yayımlanan Avrupa Rekabet Edebilirlik Raporlarında, rekabet edebilirliğin bölgesel
boyutuna dikkat çekilmektedir. 2003 yılında yayımlanan raporda, gelecekteki uyum
politikasının belirlenmesinde doğrudan kullanılmak üzere bölgelerin rekabet
edebilirlik düzeylerinin farklılaşmasında etkin olan faktörlerin analizi yer almaktadır.
283 5.5. Değerlendirme
AB Bölgesel Politikasının yakınsama ve uyum hedeflerine rekabet edebilirlik
perspektifinin eklenmesi ve bu yeni hedefin bölgesel politikalar ve destekleme
araçları açısından en önemli hedef haline gelmekte oluşu değerlendirildiğinde,
konunun olumlu yönleri olduğu kadar bazı eleştirileri de beraberinde getirdiği
görülecektir.
1990’larda ve öncesinde AB bölgeleri arasında üretkenlik açısından önemli
düzeyde ve sürdürülebilir bir yakınsama sağlanamaması AB bölgesel politikalarının
etkinliği konusunda sorulara neden olmuştur. Avrupa Komisyonunca, Bölgesel
Politikanın bölgeler arası eşitsizlikleri gidermeye yardımcı olduğu yönünde
değerlendirmeler yapılmakta olup gerçekte de bazı bölgelerin gelişme kaydettiği
görülmektedir. Ancak, yapılan ampirik çalışmalar bu konuda çok başarılı
olunduğunu doğrulamamaktadır. Bu çerçevede bölgesel politikanın rolü, etkinliği ve
fon aktarım sürecine yönelik olarak bir çok eleştiri getirilmekte ve bu konuların
yeniden değerlendirilmesi istenmektedir.284 Bölgesel rekabet edebilirlik faktörlerinin
anlaşılması ve politikalarda esas alınması bu çerçevede çok önemlidir.
AB’nin “rekabet edebilirliği en yüksek ekonomi” olma iddiası, 285 ve bu
çerçevede AB bölgesel politikasının hedeflerinin dönüştürülerek, problemden çok
potansiyellere yönelmesi, bölgesel rekabet edebilirliği odağına alarak girişimcilik,
yenilik konuları ile gelişmenin dinamoları olan kentsel alanlara yönelik tedbirleri
önceliklendirmesi olumlu olarak değerlendirilmektedir. Nitekim, yeni dönem uyum
politikası Lizbon Stratejisi’nin entegre bir parçası olarak kabul edilmekte ve Lizbon
283 European Commission, 2003:130 284 Gardiner at al, 2004:1065 285 Rosamond, 2002:171
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 149
önceliklerine ulaşılmasına katkı sağlamak üzere gerekli alanlarda destekler
sağlamaktadır.286
Uyum politikasının Lizbon hedefine katkıları değerlendirildiğinde özellikle
araştırma ve teknoloji geliştirme ile KOBİ politikaları olmak üzere, yönetişimin
geliştirilmesi boyutunun bölgesel rekabet edebilirlik politikaları açısından çok
önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ancak, AB bölgesel politikasının bu yeni vizyonunda rekabet edebilirlik
hedefi ile yakınsama (uyum) hedefinin çeliştiği yönünde değerlendirmeler de
yapılmaktadır. Rekabet edebilirlik hedefinin bölgelere sağlanacak bazı temel
destekleri sınırlayabileceği, ancak pazar güçlerinin tek başına Birlik genelinde
dengeli ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesini sağlayamayacağı, hatta genişleme
sürecinin mevcut bölgeler arası gelişmişlik farklarının katlanmasına neden olacağı
ifade edilmektedir. Bu çerçevede, AB’nin rekabet edebilirlik hedefi ile ekonomik ve
sosyal uyum hedeflerinin farklı olduğu ve hatta birbirleriyle çatıştığı iddia
edilmektedir. 287
Yakınsama hedefinde yer alan ülkelerin daha az gelişmiş olduğu, bu nedenle
temel altyapı konusunda yatırımlara ihtiyaç duydukları ve bunun da ötesinde rekabet
edebilirlik için gerekli olan ön şartları bile taşımadıkları belirtilmektedir. Bu
durumda yüksek kalitede yenilikçilik projelerini üretmelerinin kendilerinden
beklenmemesi gerektiği ifade edilmektedir.288
Ancak, değerlendirmenin başında belirtildiği üzere, önceki dönem AB
bölgesel politikasının başarısının kısıtlı olması, günümüzde ülkeler arasındaki
rekabet edebilirlik yarışının hız kazanması ve AB’nin bu yarışta görece olarak
gerilemekte olduğu görüşü, haklı olarak ulusal ekonomilere en yüksek katkıyı
sağlayacak alanlara ve temalara yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Bu dönüşüm
sosyal politikaları dışlayıcı nitelikte olmayıp bilakis tamamlayıcı olarak görülmelidir.
Bölgesel politika açısından diğer önemli boyutlardan biri de AB genişleme ve
Ortak Pazar sürecinin AB bölgelerinin rekabet edebilirliklerine olan etkisidir.
286 European Commission, 2005a:7 287 Besussi and Mourato, 2005:3 288 Rozsas, 2004:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 150
Yapılan değerlendirmelerde, Avrupa entegrasyon sürecinin mekânsal rekabeti
artırmakta olduğu, Avrupa Ortak Pazarının, bazı yerel ekonomilerin kazanmasına
neden olurken bazılarının ise kaybetmesine neden olduğu belirtilmektedir. Ekonomik
entegrasyon sonucunda korumanın kaldırılması geri kalmış, merkezden uzaktaki
bölgeler için dezavantajlı bir durum yaratırken gelişmiş ve merkezde yer alan
bölgeler lehine bir durum oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar Avrupa Ortak
Pazarının gelişmiş bölgelerin ticari üstünlüğünü artıracağını, geri kalmış bölgeler ve
geleneksel sanayinin yoğunlaştığı gerilemekte olan bölgelerin rekabetçi pozisyonları
açısından zarar verici nitelikte olduğunu göstermektedir.289
Bölgesel rekabet edebilirlik ile Avrupa Ortak Pazar arasındaki ilişkinin
incelendiği diğer çalışmalarda Avrupa Ortak Pazar ile sadece firmalar değil bölgeler
arasında da yarışın hız kazanacağı belirtilmektedir. Ancak geleneksel olarak iktisadi
faaliyetin merkezi olan bölgeler yerine, büyümenin hız kazandığı, yeni gelişme
alanlarının ortaya çıktığı ya da yeni duruma uyum sağlamak üzere uygulanan
bölgesel politikaların olumlu sonuçlar verdiği bölgelerin avantajlı olacağı
öngörülmektedir.290
Bu çerçevede Ortak Pazar ve AB entegrasyon sürecinin ortaya çıkardığı
fırsatların ve tehditlerin çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. AB bölgesel
politikasının yakınsama hedefi yanında bölgesel rekabet edebilirlik hedefini de
gündemine alarak, AB bütünleşme sürecini sıfır toplamlı bir oyun olmaktan
çıkarmaya çalıştığı söylenebilir.
AB’nin, Avrupa’da bulunan bölgeler için yakınsama ve rekabet edebilirlik
hedefleri çerçevesinde uyguladığı tematik ve coğrafi odaklanma ve metodoloji ulusal
düzeyde bölgesel kalkınma stratejilerimizin şekillendirilmesinde önemli örnekler ve
deneyimler sunmaktadır. Özellikle ülkemizin bölgesel politika amacıyla
ayırabileceği kaynakların çok daha kısıtlı olması nedeniyle kaynakların verimli
alanlarda kullanılabilmesi için daha seçici ve odaklı davranılması gerekmektedir.
289 Cheshire, 1999:847 290 Steinle, 1992:307-310
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 151
6. TÜRKİYE’DE BÖLGESEL KALKINMA POLİTİKALARI VE REKABET EDEBİLİRLİK
6.1. Bölgesel Politikaların Dönemler İtibariyle Değerlendirilmesi Türkiye’de bölgesel gelişmenin sağlanması yönündeki politikalar
cumhuriyetin ilk yıllarından planlı döneme kadar ki evrede, nüfusun ve yatırımların
ülke içinde yayılması ve belirli merkezlerde toplanması ile büyük sanayi tesislerinin
yer seçimine yönelik olarak belirlenmiştir. 1960 yılından günümüze uzanan planlı
dönemde ise bölgesel gelişmeye ilişkin politikalar Beş Yıllık Kalkınma Planları
aracılığı ile tespit edilmektedir (Tablo 6.1.).
Birinci ve ikinci plan dönemlerinde bölgesel politikanın ana temalarını
bölgeler arasında dengeli kalkınma, yatırımların dengeli dağılımı ve geri kalmış
bölgelerin daha hızlı kalkınmasının sağlanması konuları olmuştur. Bu çerçevede,
yatırımların en yüksek ekonomik ve sosyal üretkenliği getirecek büyüme
noktalarında (büyüme kutupları) toplanması, büyüme kutuplarında altyapının
tamamlanması ve özel sektör yatırımlarının bu yörelere çekilmesi, şehirleşmenin
ekonominin itici gücü olarak desteklenmesi, metropollerdeki aşırı şehirleşme ve
nüfus problemlerinin çözümü, kamu hizmetlerinde geri kalmış bölgelere öncelik
verilmesi konuları planlarda yer almıştır.291
Politika aracı olarak ise ülke genelinde gelişme bölgeleri ve sektörlerinin
tespiti, bu alanlarda bölge planı ve bölgesel gelişme projeleri hazırlanması, vergi
indirimleri, kredi imkanlarının artırılması, düzenli sanayi bölgeleri oluşturulması,
ucuz enerji sağlanması ve Kalkınmada Öncelikli Yöreler (KÖY) politikasının ilk
nüvesi olarak geri kalmış yörelere ilişkin teşvik uygulamaları konuları öne çıkmıştır.
Üçüncü planda yöreler arasındaki gelişmişlik farklarını kısa sürede ortadan
kaldırmaya çalışmanın, ekonomik yönden etkin olmayan kaynak dağılımına yol
açacağı, sermaye birikiminin ve genel ekonomik kalkınmanın yavaşlayacağı görüşü
temelinde daha yüzeysel bir bölgesel kalkınma yaklaşımı benimsenmiştir. Bu
çerçevede, ulusal ölçekteki yatırımlara ekonomik kriterlere göre yer belirlenmesi
istenmiştir. Bölgesel dengesizliklerin ise, uzun dönemde bölge kaynaklarının
harekete geçirilmesi ve yerel yönetimlerin etkin çalışmasıyla ortadan kalkacağı 291 DPT, 1963:471-474; DPT,1967:263-264
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 152
varsayılmıştır. Bu anlayış çerçevesinde bölgesel politika sadece KÖY politikasıyla
sınırlı kalmıştır.292 Söz konusu politika günümüzde 49 il ve 2 ilçeyi kapsar biçimde
devam etmektedir.
Dördüncü planda; belirli bölgeler için bölgesel çalışmalar yapılması anlayışı
tekrar kabul görmüş, ekonomik gelişmenin sağlanması için toplumsal ve ekonomik
işbölümü olan yerleşme merkezleri sisteminin oluşturulması, sanayi dağılımında
bölgesel dengesizlikleri gidermek üzere ürün ve mekan bazında farklılaştırılmış
teşvik sistemi getirilmesi, hizmetlerin, sanayinin ve alt yapının ülke düzeyine dengeli
dağılımının sağlanması, uygulanmakta olan teşviklerin bölge kaynaklarını ve
potansiyellerini harekete geçirecek tarzda yeniden düzenlenmesi önerilmiştir.
KÖY’lere uygulanan teşvikler öncekilerden daha cazip hale getirilmiştir. Ayrıca,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu için özel bazı tedbirler getirilmiştir.293
Beşinci plan döneminde bölgesel gelişmenin, kalkınma ve planlama içindeki
ağırlığı biraz artmış, gelişmenin hızlandırılması ve kaynakları etkin kullanımı
amacıyla bölge planlarının yapılması, işlevsel bölge merkezleri ve çekim alanları
oluşturulması gelişmenin çevreye yayılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, DPT
tarafından 16 bölge belirlenmiş ve planlama çalışmalarında bunlara uyulması ilkesi
benimsenmiştir. Ayrıca, sınai gelişme potansiyeli olan bölgeler için farklı teşvikler
uygulanması ve az gelişmiş bölgelere yapılacak sınai işletmeler için vergi istisnası
getirilmesi öngörülmüştür.294
Altıncı planda bölge planlaması kavramından daha kapsamlı ve çok boyutlu
bölgesel gelişme kavramına geçiş yaşanmıştır. Önceki planda tanımlanan “16 bölge”
bir yana bırakılarak, yeni bir yerleşim kademelenmesi çalışması yapılması, Türkiye
genel yerleşme deseni hazırlanması, bölge planlamasının KÖY’lere kaydırılması ve
KÖY dikkate alınarak bölge merkezlerinin ekonomik ve sosyal cazibe merkezi
haline getirilmesi ilkesi benimsenmiştir.295
Yedinci planda, bölgesel gelişme politikalarının ulusal bütünlük içerisinde
oluşturulması, sürdürülebilir kalkınma ve ulusal bütünlüğü sağlamak için bölgeler 292 DPT, 2000a:61; DPT, 1972:947,948 293 DPT, 2000a:62; DPT, 1979:290-292 294 DPT, 1984:161-163 295 DPT, 1989:318-319
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 153
arası gelişmişlik farklarının giderilmesi, bu amaçla geri kalmış yörelerde kalkınma
planlarıyla uyumlu bölgesel gelişme stratejilerinin yapılması, endüstriyel faaliyetlere
uygun olmayan geri kalmış yörelerde gelişmeyi başlatacak nitelikteki yeni iş alanı
yatırımlarının zorunlu hallerde devletçe yapılması konuları önceliklendirilmiştir.296
Sekizinci planda, sürdürülebilirlik, bölgeler arası bütünleşme, sosyal ve
ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesi, kaynak kullanımının
etkinleştirilmesi, stratejik ve katılımcı bölgesel planlama, bölgelerin mevcut ve
gelişmesi muhtemel sektörlerde uzmanlaşmalarının desteklenmesi ve AB
politikalarına uyuma hız verilmesi öngörülmektedir. Planda, yeni sanayi odaklarının
oluşturulması ve sektörel uzmanlaşma sürecinin hızlandırılması amacıyla eğitim ve
danışmanlık hizmetleri, Ar-Ge ve teknoloji desteği, işbirliği ve ortaklıklar
oluşturulması, girişimciliğin geliştirilmesi ve kurumsallaşmanın, uzmanlaşmanın
hızlandırılması konularına yönelik sınai destek faaliyetlerine ağırlık verileceği
belirtilmektedir. Ayrıca, göçün, metropoller yerine gelişme potansiyeli yüksek
fonksiyonel bölge merkezlerine yönlendirileceği ve bu merkezlerdeki alt yapı
yatırımlarına öncelik verileceği belirtilmektedir.297
Dokuzuncu kalkınma planına kadar ki bölgesel politika yaklaşımı
değerlendirildiğinde, ikinci bölümde ortaya konan dünyadaki bölgesel politika
dönemleri ile genel olarak uyumlu olduğu görülmektedir. Ancak, özellikle 1980
sonrası dönemde içsel politika yaklaşımının gerektirdiği strateji ve araçların
uygulamaya geçirilemediği, bölgesel gelişmenin kısmen de olsa bölge planlarının
hazırlanması, kamu yatırımları ve geri kalmış bölgelere özel sektörün çekilmesi
çabaları ile sınırlı kaldığı görülmektedir.
Genel olarak bölge planlarının hayata geçirilememesinin temelinde, plan
hazırlık süreçlerinde yerel paydaşların katılımının kısıtlı olması, planların
uygulanması sürecinde yerel yönetimler ve ilgili bakanlıklar arasında koordinasyon
ve işbirliğini sağlayacak mekanizmaların kurulmamış olması, planların
uygulanmasının izlenmesi ve değerlendirilmesinde gerekli kurumsallaşmanın
olmaması, planların stratejik nitelikte hazırlanmaması ve uygulama ayağını
296 DPT, 2000a:64 ; DPT, 1995:175 297 DPT, 2000b:63-64
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 154
oluşturacak operasyonel programların olmaması, planların program ve projeler
aracılığıyla uygulamaya geçirilmesi için tahsis edilmiş özel bir kaynağın
bulunmaması hususlarının yattığı değerlendirilmektedir.
KÖY politikası ise, KÖY belirlenmesinde objektif kriterler bulunmaması, çok
sayıda yörenin belirlenmiş olması, desteklerin genelde çeşitli istisnalar aracılığıyla
düşük eksenli rekabet avantajı sağlayarak yatırımların teşvikini amaçlaması ve içsel
potansiyeli harekete geçirecek strateji ve araçları içermemesi nedeniyle arzulanan
başarıyı elde edememiştir. OSB ve KSS destekleri ise sanayinin planlı gelişimi
açısından önemli bir işlev görmekle birlikte özellikle geri kalmış bölgelerde
yatırımların teşviki açısından etkisi sınırlı kalmıştır.
Tablo 6.1. Bölgesel Politikaların Dönemler İtibariyle Değerlendirilmesi
Dönem İlkeler Yaklaşım ve Politikalar Hedefler Araçlar
1. Pla
n (19
62-19
67) -Bölgelere ekonomik
kalkınmanın nüfuz etmesi -Bölgesel Ekonomik bütünleşme
-Bölgesel Planlama -Büyüme kutupları (örneğin Doğu Marmara, Çukurova, Antalya, Zonguldak)
-Dengeli kentleşme -Bölgeler arasında denge (kamu hizmetleri ve gelir dağılımında) - Yatırım etkinliği
-Finansal teşvikler -Az gelişmiş bölgelere yönelik yatırım temelli önlem alternatifleri
2. Pla
n (19
67-19
72)
-Hızlı kentleşmeden kaynaklanan nüfus sorunlarına odaklanma
-Bölge ve il planlaması -Dolaylı bölgesel planlama
-Dengeli bölgeler arası gelişme -Sosyal eşitlik açısından bölgeler arasında dengeli dağılım - Yatırım etkinliği
-Vergi indirimleri -Özel sektör yatırımlarına yönelik finansal teşvikler -Pilot projeler -Keban
3. Pla
n (19
72-19
77)
-Bölgesel farklılıkların giderilmesi -Belirli az gelişmiş bölgelerin kalkınması
-Sektör ve il planlaması -Dengeli bölgeler arası gelişme -Sosyal eşitlik açısından bölgeler arasında dengeli dağılım - Yatırım etkinliği
- Finansal teşvikler -Az gelişmiş bölgeler için sanayileşme programları -Envanter çalışmaları -İl planlaması -Sektörel planlama -Paket projeler -Kalkınmada öncelikli iller
4. Pla
n (19
77-19
82)
-Bölgesel sorunlara yönelik kaynakların mobilizasyonu
-Sektörler ve bölgeler arasındaki bağların güçlendirilmesi
-Az gelişmiş illerin kalkınması -Sektörel ve bölgesel karşılıklı bağımlılık -Mekânsal organizasyon
-Yatırımlar için faiz indirimleri -Çeşitli finansal yardımlar -Paket projeler -İl ve bölge düzeyinde yatırımlar -Çukurova Kentsel Kalkınma Projesi -GAP (DPT-JICA)
5. Pla
n (19
85-19
89)
-Az gelişmiş ve sektörel olarak potansiyele sahip bölgelerde kaynak kullanımını rasyonelleştirerek kalkınmanın hızlandırılması
-Projelerin bölgesel etkisini de içeren doğrudan bölgesel planlama -(16 fonksiyonel bölge önerisi )
-Sosyal eşitliği dikkate alan dengeli bölgesel kalkınma
-Potansiyel kaynakların belirlenmesi için bölgesel gelişme programlarının hazırlanması -Bu programlar doğrultusunda ilgili yatırımların seçilmesi -Öncelikli bölge ve sektörlerdeki altyapının sanayileşme projeleri için geliştirilmesi -Kalkınmada Öncelikli illerdeki yatırımlar için finansal yardımlar
6. Pla
n (19
90-19
94)
-Uygulama için sosyal, idari ve finansal boyutların bütün olarak ele alınması -Uluslararası standartlara uygun istatistiksel sistemin uyarlanması (özellikle AB bağlamında)
-Bölge ve bölge altı düzeyde planlama
-Bölgelerde dengeli kalkınma -İlçelerin köylerden kente göçün engellenmesi için desteklenmesi
- Kalkınmada öncelikli yörelere yönelik finansal kaynakların artırılması -Kalkınmada öncelikli illere yönelik teşvikler ve bu amaca yönelik özel bir fon oluşturulması -Sanayi bölgeleri
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 155
Dönem İlkeler Yaklaşım ve Politikalar Hedefler Araçlar 7.
Plan
(1996
-2000
) -Sektörel ve mekânsal çalışmaların bütünleştirilmesi -İllerin sektörel uzmanlaşması -Şehir planlaması -Bölgesel Farklılıkların giderilmesi
-Bölge ve bölge altı projeler -Bölgesel yeteneklerin mobilizasyonu -Sürdürülebilir kalkınma
-Göç ve demografik değişimin rasyonalizasyonu -Metropol bölgelerin sorunlarının ayrı bir kategoride ele alınması -Konut sorunu için politika geliştirme çalışmaları -Bölgesel farklılıklar
- Kalkınmada öncelikli yöreler politikasına devam edilmesi -Doğu ve Güneydoğu Anadolu için acil destek programı, GAP -Yasal düzenlemeler -Konut projeleri - Kalkınmada öncelikli illerdeki KOBİ’lerin desteklenmesi -ZBK, Yeşilırmak Havzası, DOKAP, DAP
8. Pla
n (20
01-20
05)
-Katılımcı planlama -Sürdürülebilirlik -Kaynak kullanımının etkinleştirilmesi -AB bölgesel politikalarına uyum
-Stratejik bölgesel planlama -İl Gelişme planları - bölgesel uzmanlaşma -yeni sanayi odaklarının desteklenmesi
-Yerel girişimcilik ve yerel kaynakların mobilizasyonu -Bölgesel farklılıkların azaltılması
-KOBİ destekleri -AB fonları -Beşeri sermaye
9. Pla
n (20
07-20
13)
- Bölgesel politikanın merkezi düzeyde etkinleştirilmesi - İçsel potansiyele dayalı gelişme -Yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması
- Kamu yatırım uygulamalarında ve hizmet arzında mekansal önceliklendirme ve odaklanma - Cazibe merkezleri - Öncü sektörlerin belirlenerek desteklenmesi
-Bölgelerin verimliliğinin yükseltilmesi -Ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne ve istihdama katkının artırılması - Gelişmişlik farklarının azaltılması
- Ulusal düzeyde bölgesel gelişme stratejisi - Katılımcı ve uygulanabilir bölge planları - Mekansal odaklı devlet yardımları - Girişim sermayesi, mikro kredi - Farklılaştırılmış KOBİ destekleri - Kümelenme, yenilik altyapısının geliştirilmesi teknoparklar, yenilik aktarım merkezleri, işletme kuluçkaları
Kaynak:DPT, 2006c:8-9 esas alınıp, Dokuzuncu Kalkınma Planı bilgileri işlenerek düzenlenmiştir Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)
Rekabet edebilirlik kavramı Dokuzuncu Kalkınma Planının temel
dayanaklarından birini oluşturmaktadır.298 Plan, değişimin çok boyutlu ve hızlı bir
şekilde yaşandığı, rekabetin yoğunlaştığı ve belirsizliklerin arttığı, küreselleşmenin
her alanda etkili olduğu, bireyler, kurumlar ve uluslar için fırsatların ve risklerin
arttığı bir dünya algılaması temelinde, istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil
paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB'ye
üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye vizyonunu ortaya koymuştur.299
Plan ulusal, bölgesel ve firma düzeyi olmak üzere üç temel düzeyde rekabet
edebilirliğin artırılmasını hedeflemektedir. Yukarıda belirtilen vizyon doğrultusunda
Planının beş temel gelişme ekseni bulunmaktadır (Şekil.6.1):
Rekabet Gücünün Artırılması,
İstihdamın Artırılması,
Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi,
Bölgesel Gelişmenin Sağlanması,
Kamu Hizmetlerinde Kalitenin ve Etkinliğin Artırılması.
298 Dokuzuncu Kalkınma Planında “rekabet gücü/edebilirlik” kavramı 66 kez geçmektedir. 299 DPT, 2006a:11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 156
Şekil 6.1. Dokuzuncu Kalkınma Planı Vizyonu ve Gelişme Eksenleri
Kaynak: Dokuzuncu Kalkınma Planına göre düzenlenmiştir.
Planda, öncelikle ulusal düzeyde rekabet edebilirliğin önemi vurgulanarak,
ülkelerin küresel ortamda rekabetçi konumlarını sürdürebilmeleri ve
güçlendirebilmelerinin büyümelerini verimlilik artışlarına dayandırmalarına ve yeni
mukayeseli üstünlük alanları yaratabilmelerine bağlı olduğu ifade edilmiştir. Bu
doğrultuda, yenilikçiliğe önem verilmesi, bilim ve teknoloji kapasitesinin artırılması,
beşeri sermayenin geliştirilmesi ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin biçimde
kullanabilmesinin önemine değinilmiştir.300
Bu kapsamda, planda ülkemizin ulusal düzeyde rekabet edebilirliği
değerlendirilerek, son dönemde birçok alanda gerçekleştirilen yapısal reformlar ve
sağlanan makro ekonomik istikrar sonucu önemli verimlilik artışları elde edilmesine
rağmen, rekabet gücünün yeterince geliştirilemediği tespit edilmiş; makro ekonomik
istikrarda, iş ortamının kalitesinde, finansmana erişimde, enerji ve ulaştırma
altyapısında, çevrenin korunması ve kentsel altyapıda, Ar-Ge ve yenilikçiliğin
geliştirilmesinde, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılmasında yaşanan
yetersizlikler bunun temel sebepleri olarak vurgulanmıştır. 300 DPT, 2006a:12-16
GELİŞME EKSENLERİ
VİZYON
-İstikrarlı büyüme,
-Küresel rekabet gücü,-Bilgi toplumuna
dönüşüm, -AB’ye uyum,
-Gelirin daha adil paylaşımı
Rekabet Gücünün
Artırılması
Kamu Hizmetlerinde
Kalite ve Etkinlik
İstihdamın Artırılması
Beşeri Gelişme ve Sosyal
Dayanışma
Bölgesel Gelişme
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 157
İşletmelerin rekabet düzeylerinin artırılması bağlamında ise, küreselleşme ve
hızlı teknolojik gelişme sürecinde uluslar arası piyasalarda uzmanlaşma ve teknoloji
geliştirme yetkinliğinin rekabet gücünün önemli unsurları olduğu, rekabet avantajı
unsurlarının hızla değiştiği bu süreçte, bilgi ve iletişim teknolojilerinin iş yapma
biçimlerinde köklü değişiklikler meydana getirdiği, ekonomik gelişmede bilgi yoğun
ve yüksek katma değerli mal ve hizmet üretiminin ön plana çıktığı, özellikle
işgücünün eğitim seviyesi ve gerekli yeteneklere sahip olmasının önem kazandığı
belirtilmiştir.301
Bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması ve geliştirilmesi kapsamında ise,
- küreselleşme sürecinin, yerel dinamikleri doğrudan etkileyerek, yerel ve
bölgesel kalkınma açısından yeni şartlar ve fırsatlar ortaya çıkardığı,
- küresel rekabet koşulları altında şehirlerin ve bölgelerin birer rekabet
birimine dönüştüğü,
- şehirler ve bölgelerin dinamiklerini ve potansiyellerini değerlendiren uygun
stratejiler çerçevesinde ve bütün kesimleri kalkınma sürecine katan iyi
yönetişim modellerini hayata geçirerek daha hızlı bir gelişme eğilimi
yakalama şansına sahip oldukları vurgulanmıştır. 302
Planın Bölgesel Gelişmenin Sağlanmasına ilişkin dördüncü ekseninde,
bölgesel gelişme politikalarının, bir taraftan bölgelerin verimliliğini yükseltmek
suretiyle ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne ve istihdama katkıyı artırırken, diğer
taraftan da bölgeler ve kır-kent arası gelişmişlik farklılıklarını azaltma temel
amacına hizmet edeceği belirtilmektedir.303
Bu kapsamda bölgesel politikanın temel dört önceliği;
- merkezi düzeydeki politikaların daha uyumlu ve etkin hale
getirilmesi,
- yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişme ortamının oluşturulması,
- yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması ve
- kırsal kalkınmanın hızlandırılması olarak belirlenmiştir.
301 DPT, 2006a:29-30 302 DPT, 2006a:55 303 DPT, 2006a:119
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 158
Dokuzuncu Kalkınma Planında ortaya konan yaklaşım, bölgesel rekabet
edebilirliğin sağlanmasında etkili olan politika araçları stratejiler açısından
değerlendirildiğinde, yüksek eksende rekabet edebilirliği sağlamak için gerekli olan
girişimcilik, yenilikçilik, kümelenme, beşeri ve sosyal sermaye, yönetişim ve cazibe
merkezleri gibi temaları politikanın odağına aldığı ve bu alanlarda çok önemli
stratejiler içerdiği görülmektedir. 304 Ancak, aşağıdaki kısımda da ortaya konacağı
üzere bu stratejilerin bölgesel politika kapsamında hayata geçirilebilmesi için gerekli
araçların ve mekanizmaların geliştirilmesi ve tahsis edilecek fonlarla desteklenmesi
gerekmektedir.
6.2. Bölgesel Rekabet Temelli Politika ve Araçlarına İlişkin Değerlendirme
6.2.1. Bölgesel Yenilik Sistemleri Yenilik ve ulusal yenilik sistemi kavramları Türkiye’de politika söylemine
1990’larda girmiş, ekonomik gelişme açısından yenilik sürecinin son derece önemli
olduğu tespit edilerek, Türkiye’nin giderek daha rekabetçi hale gelen dünya
pazarında rekabet etme gücünü geliştirecek bir atılımın gerçekleştirilmesi için ulusal
yenilik sisteminin kurulması ve etkin şekilde çalışmasının önemi ortaya
konmuştur. 305 Bu açıdan, ülkemizde Bölgesel Yenilik Sistemleri, Ulusal Yenilik
Sistemlerine göre çok daha yeni bir kavram olup, Ulusal Yenilik Sistemleri
konusunda son yıllarda oluşan farkındalık ve kurumsal altyapı düzeyinin henüz
bölgesel strateji boyutuna yeterince yansımadığı görülmektedir.
Ulusal Yenilik Sistemleri konusu TÜBİTAK tarafından hazırlanan Bilim ve
Teknolojide Atılım Projesi (1995) ile Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji Politikası
(1997) belgelerinde yer almıştır. 306 2004 yılında yayımlanan Ulusal Bilim ve
Teknoloji Politikaları (2003-2023) Strateji Belgesinde ise Bölgesel Yenilik
Sistemlerine daha fazla vurgu yapılmaktadır. Bu belgede, mevcut Ulusal Yenilik
Sisteminin, eksik halkalarının tamamlanıp bütün halkaları mükemmelleştirilerek ve
dayandığı toplumsal kültür tabanı da geliştirilerek etkin bir biçimde işlemesinin
sağlanması ve yerel düzeydeki yenilikçi, yaratıcı yetenek birikimlerini etkin bir
304 DPT, 2006a:100-103 305 Eğe, 2002:190-194 306 Göker, 2000:33
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 159
biçimde harekete geçirip geliştirebilme açısından Ulusal Yenilik Sistemini
tamamlayacak bölgesel yenilik sistemlerinin de kurulması gerekli görülmektedir.307
Avrupa Komisyonunca hazırlanan 2006 Yılı Türkiye Yenilik Politikaları
Değerlendirme Raporunda da bölgesel yenilik sistemi konusundaki eksiklikler
vurgulanmaktadır.308
Dokuzuncu Kalkınma Planında da öncelikle gelişme potansiyeli yüksek
merkezlerde; yenilikler ve yeni teknolojilere erişimin kolaylaştırılması, teknoloji
değişim ve transfer sistemlerinin geliştirilmesi, etkin bir bölgesel Ar-Ge altyapısı
kurulması öngörülmektedir. Bu çerçevede ticari nitelikli bölgesel yenilik altyapısı
kurulmasına yönelik olarak teknoparklar, yenilik aktarım merkezleri ve işletme
kuluçkaları gibi araçların ve girişimlerin destekleneceği belirtilmektedir.309
2007 Yılı Programında ise Ulusal Yenilik Strateji ve Eylem Planı
hazırlanması ve ulusal yenilik sistemini tamamlayacak şekilde, bölgesel gelişmeyi
desteklemek ve bölgelerin rekabet güçlerinin artmasını sağlamak üzere özel sektör,
üniversite ve kamu kuruluşları ile yerel dinamikleri kapsayan bölgesel yenilik
sistemlerinin tanımlanması ve desteklenmesi öngörülmektedir.310
Ülkemizde bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının boyutu dikkate
alındığında bölgesel yenilik politika ve stratejilerinin oluşturulmasındaki gereksinim
daha fazla ortaya çıkmakta ve bu kapsamda adımların hızla atılması gerekmektedir.
Bu çerçevede ilk çalışmalar, Mersin Bölgesel Yenilik Stratejisinin (RIS-
Mersin) geliştirilmesiyle atılmıştır. Bu amaçla başlatılan çalışmalar, ODTÜ
Teknokent’in koordinatörlüğünde, Mersin Üniversitesi, Mersin Tarsus Organize
Sanayi Bölgesi, Mersin Ticaret Sanayi Odası ve Yunanistan’dan Business Innovation
Center of Epirus’un katılımı ile hazırlanan AB 6. Çerçeve Programı kapsamında
desteklenen bir proje çerçevesinde yürütülmektedir. Ülkemizde hazırlanmakta olan
ilk bölgesel yenilik stratejisi olan RIS-Mersin projesi 1 Haziran 2005 tarihinde
başlamış olup 32 aylık bir dönemi kapsamaktadır.311
307 TÜBİTAK, 2004:31 308 European Commission, 2006c:20 309 DPT, 2006a:100-103 310 DPT, 2006d:135 311 Oral, 2005:2
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 160
Kutu 6.1. RIS-Mersin Vizyonu, Amacı ve Hedefleri
Kaynak: RIS-Mersin. Mersin Bölgesel İnovasyon Stratejisi Tanıtım Sitesi . 17.11.2006. < http://www.ris-mersin.info> 17.11.2006
RIS-Mersin’in temel amacı, işletme odaklı olmak üzere bölgenin yenilik potansiyelini artırmaktır. Bu amaca yönelik olarak;
bölgesel yenilik altyapısının geliştirilmesi ve teşviki, araştırma merkezleri, üniversiteler, özel sektör ve kamu arasında işbirliği için ortak bir platform oluşturulması,
işletme ihtiyaçlarının analizi ve farkındalık yaratma teknikleri ile yeniliğe ve yaratıcılığa açık bir kültür oluşturulması,
üniversite-sanayi işbirliğinin teşviki ile bilginin yenilik ve ekonomik değere dönüşümünün desteklenmesi,
bölgeler arası işbirliği fırsatlarının yaratılması, KOBİ odaklı olmak üzere sektörler arasındaki işbirliği etkinliklerinin teşvik edilmesi, çekirdek ve risk sermayesi fonları, kuluçka merkezleri ve teknoloji geliştirme
bölgelerinin kurulması ve desteklenmesi ile yenilikçiliğe dayalı üretim gerçekleştiren şirketlerin sayısının artması,
bölge, ülke ve Avrupa Araştırma Alanı içinde güçlü bağların kurulması ve insan kaynağı profilinin yenilikçilik kültürüne yönelik gelişiminin sağlanması
hedeflenmektedir.
Taslak Stratejide, Mersin’in vizyonu, yüksek yaşam kalitesi, bilgi ve yenilikçiliğe dayalı sürdürülebilir bir ekonomiye sahip bir bölge haline gelmek olarak belirlenmiştir. Bu vizyona ulaşmak üzere dört stratejik hedef belirlenmiştir:
1. Mersin’de yenilikçilik sisteminin ve kültürünün iyileştirilmesi, 2. Yeniliğe yatırım yapılmasının teşvik edilmesi, 3. Kilit önem taşıyan sektörlerde bölgesel potansiyelin kullanılması, 4. Bilgi üreticilerinin geliştirilmesi.
Birinci stratejik hedef ile, yenilikçilik sistemi için gerekli olan yeni aktörlerin yaratılmasının teşvik edilmesi, aracı kuruluşların yetenek ve kapasitelerinin geliştirilmesi, bölgesel bir yönetişim sistemi kurulması, yenilik sistemi aktörleri arasında bir yenilikçilik kültürü ve yeniliğe dayalı kalkınma konusunda fikir birliği ve güven oluşturulması, bölge için çekici bir imaj oluşturulması amaçlanmaktadır.
İkinci stratejik hedef, idari ve hukuksal ortamın iyileştirilmesi, şirketlerde insan kaynaklarının beceri ve yeterliliklerinin geliştirilmesi, şirketlerde yeniliklerin desteklenmesi ve yenilikçi firmaların kurulmasında yardımcı olunması için finansman mekanizmalarının oluşturulması, bölge içinde ve dışındaki şirketler arası işbirliği ile şirketler ve bilgi üreticileri arasındaki işbirliğinin arttırılması, altyapının neden olduğu engellerin kaldırılması konularında alt hedefler içermektedir.
Üçüncü stratejik hedef kapsamında ise, her bir sektör için uzun vadeli yenilik stratejileri geliştirilmesi, bölgesel, ulusal ve küresel ağlar, sinerjiler ve ortaklıklar oluşturulması, şirketlerin yenilikçi yatırımlarının desteklenmesi ve insan sermayesinin geliştirilmesine yatırım yapılması hususları yer almaktadır.
Bilginin üretilmesine dair dördüncü stratejik hedef kapsamında, yüksek kaliteli araştırmacılar geliştirilmesi ve diğer bölge ve ülkelerden nitelikli araştırmacıların cezbedilmesi, Mersin açısından stratejik önem taşıyan alanlarda Ar-Ge merkezlerinin oluşturulması ve mevcutların iyileştirilmesi, teknoloji ve araştırma sonuçlarının Mersin ekonomisine etkili bir şekilde aktarılması için mekanizmalar geliştirilmesi öngörülmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 161
Kutu 6.1.’de sunulan RIS-Mersin çalışması vizyonu, amacı ve hedefleri
değerlendirildiğinde, yöredeki potansiyellerin ve ihtiyaçların doğru tespit edildiği ve
potansiyellerin harekete geçirilmesi için yenilikçiliğe dayalı tutarlı stratejilerin ortaya
konduğu görülmektedir. Ancak, burada temel sorun strateji metninin hayata
geçirilmesi için gerekli kurumsallaşmanın sağlanması ile proje ve faaliyetlerin
desteklenebilmesi için mali çerçevenin oluşturulmasıdır. Aksi halde stratejinin
uygulamaya geçirilmesinde ve sonuç alınmasında büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Bu
açıdan bakıldığında, Mersin ve Adana İllerinin içerisinde bulunduğu Düzey 2
Bölgesinde Kalkınma Ajansının kurulmuş olması büyük bir fırsat olarak
görülmektedir. Kalkınma Ajanslarının, bu pilot uygulamada ve diğer bölgelerde
hazırlanacak olan yenilik stratejilerinin hayata geçirilmesinde kurumsal ve finansal
açıdan en temel aktör olacağı düşünülmektedir.
Bu çerçevede, bölgelerin yüksek eksende rekabet edebilirliklerinin artırılması
açısından bölgesel yenilik sistemlerini oluşturmak ve etkinleştirmek üzere özellikle
belirli bir altyapıya sahip bölgelerden başlamak üzere, DPT ve TÜBİTAK’ın
eşgüdümünde, kurulacak Kalkınma Ajanslarının koordinasyonunda bölgesel yenilik
stratejilerinin ivedilikle hazırlanması ve hayata geçirilmesi gerekli görülmektedir.
6.2.2. Çerçeve Programlar Türkiye, AB Çerçeve Programlarına altıncısından itibaren katılmaktadır.
AB’nin bilim ve teknoloji alanındaki Altıncı Çerçeve Programına ülkemizin aktif
olarak katılım sağladığı ilk üç öncelikli alan sırasıyla “Sürdürülebilir Kalkınma”,
“Bilgi Toplumu Teknolojileri” ve “Uluslararası İşbirliği” alanlarıdır.
2006 yılı sonunda tamamlanan 6. Çerçeve program için yatırılan miktarın
%25’ler civarında geri dönüşü olması nedeniyle başarısının kısıtlı olduğu
değerlendirilmekte; bu durumun en önemli nedenleri olarak ise programa sonradan
dahil olmanın yanında AB araştırma ağı ile bağlantının, Ar-Ge altyapısının ve
araştırmacı sayısının yetersizliği gösterilmektedir. 312 Ancak, çerçeve program
kapsamında mali geri dönüş oldukça yetersiz kalmasına rağmen, kazanan projeler
yanında bazı kazanımlar da elde edilmiştir. Bunlardan belki de en önemlileri,
312 DPT, 2006d:134
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 162
program sayesinde 2 milyar avro’luk bir proje havuzunda bulunma ve bilgiye erişim
olanağı elde edilmesi, iki bine yakın araştırmacının projelerde aktif olarak görev
almış olması gösterilmektedir.313
6. Çerçeve Programı kapsamında Ar-Ge proje başvuruların coğrafi olarak
dağılımı incelendiğinde; toplam 2437 adet başvurunun, %85’inin İstanbul, Ankara,
Kocaeli ve İzmir İllerinden geldiği, 41 ilimizden ise hiç başvuru yapılmadığı
görülmektedir. 314 Bu veriler, bölgesel rekabet edebilirlik açısından çok önemli
görülen Ar-Ge, teknoloji ve yenilik konularında bölgelerimiz arasındaki farkı çarpıcı
bir şekilde bir kez daha ortaya koymaktadır. 7. Çerçeve Programı ise 2007-2013
yıllarını kapsayacak olup Türkiye’nin bu programa katılması için çalışmalar
TÜBİTAK koordinasyonunda sürdürülmektedir.
Çerçeve Programlarından sağlanan faydanın ulusal düzeyde artırılması
amacıyla yönlendirme, uygulamanın eşgüdümü, izleme ve değerlendirme ve
kurumsal kapasitenin geliştirilmesi yönünde tedbirler alınması gerektiği 2007
Programında vurgulanmaktadır. 315 Ancak, bölgesel düzeyde Ar-Ge ve yenilikçilik
açısından var olan kapasite farkının ve oluşan uçurumun giderilmesi yönünde
tedbirlere de özel önem verilmesi gerekli görülmektedir.
6.2.3. Kümelenme çalışmaları Kümelenme konusunda yürütülecek sektörel çalışmalara ilişkin çerçeve 2004
yılında yayımlanan KOBİ Stratejisi ve Eylem Planıyla ortaya konmuştur. 316
Kümelenme konusunun bölgesel politika açısından bir araç olarak benimsenmesi ise
Dokuzuncu Kalkınma Planıyla birlikte gerçekleşmiştir.
Dokuzuncu Kalkınma Planında sürükleyici sektörler liderliğinde ve
güçlendirilmiş sosyal ağ yapısı içinde kümelenmelerin desteklenmesi önerilmiştir.
Bu çerçevede; yerel kümelenme alanlarını destekleyici, kümedeki aktörler arasında
işbirliğini artırıcı ve kümenin dünya piyasaları ile entegrasyonunu sağlamaya yönelik
313 TÜBİTAK, 2007a:5 314 TÜBİTAK, 2007c:1-5 315 DPT, 2006d:137 316 DPT, 2004:75-76
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 163
mekanizmaların oluşumunun özendirilmesi uygulamanın önemli adımları olarak
tanımlanmıştır.317
Uygulamaya ilişkin durum incelendiğinde, son dönemde özel sektör ve
akademik çevrelerin girişimiyle, kümelenme yaklaşımı çerçevesinde ülkemizin
rekabet edebilirliğinin artırılması için bazı çalışmalar yürütmekte olduğu
görülmektedir. Bu konudaki somut uygulamalar aşağıda belirtilen çalışmalarla belirli
bir süreç içerisinde gelişmektedir.
GAP Bölge Kalkınma İdaresince, bölgenin ekonomik potansiyelinin harekete
geçirilmesi için illerde geliştirilebilecek öncelikli sektörler tespit edilmiş ve bununla
paralel olarak Şanlıurfa’da organik tarım, Diyarbakır’da mermer, Adıyaman’da
tekstil ve konfeksiyonla ilgili kümelenme çalışmaları devam etmektedir.318
AB katılım öncesi mali yardımı çerçevesinde kümelenme konusunda iki adet
proje desteklenmektedir. Bu projelerden birincisi İstanbul Tekstil Konfeksiyon
İhracatçıları Birliğinin yürütmekte olduğu Tekstil ve Moda Kümesi Projesi, ikincisi
ise Dış Ticaret Müsteşarlığının yürütmekte olduğu Türkiye’deki Kümelenme
Politikasının Belirlenmesi Projesidir.
Moda ve Tekstil İş Kümesi Oluşturulması Projesinin ilk aşaması 2003 yılı
programlaması kapsamında ikinci aşaması ise 2005 yılı programlaması kapsamında
desteklenmektedir. Projenin hedefi, tekstil ve hazır giyim sektöründeki KOBİ’lerin
uluslararası rekabet edebilirliğini artırmaktır. Bu çerçevede, tekstil ve hazır giyim
sektöründeki KOBİ’lerin birbiri arasındaki yerel, ulusal ve Avrupa düzeyinde ve aynı
zamanda iş destek kurumları ve benzer yapılarla ağ bağlantılarının arttırılması ile
tekstil ve hazır giyim sektöründeki KOBİ’lere yönelik kamu ve özel sektördeki
destek yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Proje, küme analizinin
gerçekleştirilmesi, ekipman ihtiyaç analizinin tamamlanması ve yatırım desteği için
öneri geliştirilmesi ve kurumsal gelişim için teknik destek sağlanması olmak üzere üç
bileşenden oluşmaktadır.
317 DPT, 2006a:100-103 318 GAP, 2004:49
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 164
2005 Yılı Katılım Öncesi Mali Yardım Programlaması kapsamında
desteklenen Türkiye’deki Kümelenme Politikasının Belirlenmesi Projesinin hedefleri
ise, bir yandan Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki rekabet edebilirliğini artırmak,
diğer taraftan da Türkiye ve Avrupa kümeleri arasında sinerjiler aramak ve böylece
AB’nin Lizbon Stratejisine de katkıda bulunmaktır. Proje, Türkiye’de sürdürülebilir
sosyal, çevresel ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunacak kapsamlı bir
kümelenme politikası geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma sonucunda entegre
kümelenme politikasını geliştirmek ve uygulamak amacıyla Dış Ticaret
Müsteşarlığının ve ilgili diğer kuruluşların kurumsal kapasitelerinde iyileşme
sağlanması ve ihtiyaç analizleri ve kalkınma yol haritaları da dahil 10 kümenin
eşleştirilmesinin sağlanması hedeflenmektedir.319
KOSGEB tarafından yürütülen çalışmalarda, 33 ilde 18 işkolunda kümelenme
çalışması yapılabilecek potansiyel bulunduğu tespit edilerek, bu alanlarda yapılacak
kümelenme çalışmaları neticesinde il ve bölgelerin işkollarına göre rekabet
üstünlüklerinin ortaya çıkarılması ve yeni yatırım konuları ile bölgesel/sektörel
olarak yeni teşvik unsurları ve projeler belirlenmesi öngörülmektedir. 320
Ayrıca, Bartın’da mobilya, turizm, yatçılık ve tarım kümelenmeleri ve
Ankara’da bilgi ve iletişim teknolojileri kümesi başta olmak üzere bir takım
kümelenme araştırmaları da bulunmaktadır.
Üçüncü bölümde ortaya konduğu üzere kümelenme çalışmaları günümüz
bölgesel politika yaklaşımında bölgelerin rekabet edebilirliğinin artırılması açısından
en temel araçlardan biri olarak görülmekte olup bu konuda ülkemizde önemli bir
potansiyel bulunmaktadır. Ancak, bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için ulusal
politika ve araçlar yanında, bölgesel politika araçlarının kümelenme çalışmalarını
destekleyecek şekilde zenginleştirilmesi ve yürütülen faaliyetlerin bölgesel
politikalarla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.
319 Türkiye Katılım Öncesi Mali Yardım 2005 Yılı Programına İlişkin Finansman Anlaşması (16 Şubat 2007 tarih ve 26436 sayılı T.C. Resmî Gazete) 320 KOSGEB, 2006:42
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 165
6.2.4. Teknoloji ve yenilik geliştirme bölgeleri Ulusal sanayi ve bilim politikaları çerçevesinde ülkemizde teknoloji
geliştirmeye yönelik olarak kullanılan araçlardan biri de Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri ve Teknoloji Merkezleridir.
Teknoloji geliştirmeye dönük bölgelerin oluşturulması konusu, Türkiye’de
90’lı yılların ortalarında gündeme gelmiş, 2001 yılında yürürlüğe giren 4691 sayılı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile bu alanların kurulmasının teşviki yönünde
önemli bir adım atılmıştır. Kanuna göre Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB),
üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliğinde,
ülke sanayinin uluslar arası rekabet edebilir, ihracata yönelik bir yapıya
kavuşturulması amacıyla oluşturulmaktadır.
Kanun ile TGB’lerde faaliyet gösteren kuruluşlara, teknopark yönetici
şirketlerine ve bölgede çalışmak isteyen akademisyenlere yönelik çok önemli
teşvikler ve vergi muafiyetleri sağlanmaktadır. Ekim 2006 itibarıyla 22 adet TGB
kurulmuş olup, bunlardan 10’u aktif olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. TGB’lerin
altyapılarının tamamlanması ihtiyacı devam etmektedir.321
KOSGEB, üniversiteler ve ticaret odaları işbirliği ile kurulan Teknoloji
Geliştirme Merkezleri (TEKMER) ise teknoloji kuluçka merkezi niteliğinde faaliyet
göstermektedirler. KOSGEB Teknoloji Geliştirme Destekleri Yönetmeliği
çerçevesinde TEKMER ve Duvarsız Teknoloji İnkübatörlerinde 322 (DTİ) çalışma
mekanı temin edilerek veya mekan temin edilmeksizin desteklenmesine karar verilen
küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerine malzeme, teçhizat ve hammadde teminine
yönelik destekler ile bu işletmelerin geliştirdikleri projelerin sonuçlanması için
işletmeye; danışmanlık, eğitim, yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılım ve ziyaret, AR-GE
yazılım ve yayın temini, AR-GE sonuçlarını yayınlama, tanıtım, istihdam, patent,
faydalı model, endüstriyel tasarım, AR-GE projesi dokümanı hazırlama gibi
konularda destekler sağlanmaktadır.323
321 DPT, 2006d:134 322 KOSGEB, üniversite, sanayi odaları arasında yapılan protokollerle oluşturulan ve işletmelere belirli bir mekan temin edilmeksizin destek sağlanmasına yönelik bir girişimdir. 323 Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Destekleri Yönetmeliği (24 Nisan 2005 tarih ve 25795 sayılı T.C. Resmi Gazete)
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 166
İlki 1991 yılında kurulan TEKMER’lerin sayısı bugün 20’ye, 1998 yılında
başlanan DTİ protokollerinin sayısı ise 8’i TEKMER’lerin yer aldığı üniversitelerle
olmak üzere 14’e ulaşmıştır.324
Yukarıda belirtilenlerin dışında yenilik aktarma merkezleri, iş geliştirme
merkezleri, işletme kuluçkaları gibi girişimcilik, teknoloji ve yeniliğe dönük farklı
merkezler aracılığıyla da destekler sağlanmaktadır.
Ancak, tüm bu çalışmalar genelde ulusal düzeyde sektörel politikaların bir
parçası olarak yürütülmekte, bölgesel politika araçları arasında yer almamaktadır. Bu
tip bölgelerin, bölgelerin rekabetçi üstünlüklerini ve potansiyellerini ortaya koyacak
ve bölge aktörlerinin katılımıyla oluşturulacak bölgesel stratejiler ile
ilişkilendirilmesi ve bölgesel kalkınma çabalarının bir parçası olması, başarı şansını
artıracağı gibi potansiyel bütün alanların değerlendirilmesini de sağlayacaktır.
Ayrıca, farklı bölge tiplerinde farklı ihtiyaçların olduğu düşünüldüğünde, bölgesel
kalkınmayla ilgili ulusal ve yerel düzeydeki kuruluşların TGB’lerin oluşturulması ve
desteklenmesinde aktif katılımı sağlanmalıdır.
6.2.5. Bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında cazibe merkezlerinin rolü
Geleneksel bölgesel politika araçlarından biri olarak kabul edilen “Büyüme
Kutbu” yaklaşımı hakkında İkinci Bölümde bilgi verilmiş, Üçüncü Bölümde ise
Büyüme Kutbu yaklaşımının bölgesel politikanın yeni hedefleri doğrultusunda
geçirdiği dönüşüm üzerinde durulmuştur. Ayrıca ülke örneklerine ilişkin bölümde
Fransa ve Finlandiya’nın bölgesel rekabet odakları oluşturmak üzere uyguladıkları
programlar değerlendirilmiştir. Bu kısımda ise ülkemizde dünyadaki uygulamalara
paralel olarak yaşanan gelişmeler ve Cazibe Merkezleri yaklaşımı
değerlendirilecektir.
1960’larda ulusal planın bölgesel hedeflerini gerçekleştirmek üzere
uygulanan “büyüme odakları” yaklaşımı ile altyapı yatırımlarının belirli merkezlerde
yoğunlaşması, ekonomik çarpan etkisi büyük sektörlerin/alt sektörlerin
desteklenmesi, yerel kaynakların ve girişimcinin harekete geçirilmesi sağlanmaya
çalışılmıştır. Bazı merkezlerin, çevrelerindeki kentsel merkezlere göre, daha yüksek 324 KOSGEB, 2007:1
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 167
gelir, nitelik ve nicelik olarak daha gelişmiş hizmet düzeyi ve ekonomik etkinlik
yoğunluğuna eriştikleri dikkate alındığında, büyüme odakları stratejisinin kısmen
başarılı olduğu söylenebilir. Ancak başarının sınırlı kalmasının başlıca nedenleri;
yeterli yığılma ekonomilerine sahip olamamaları, merkezlerde sermayeyi çekecek
(hatta yerel girişimciyi tutacak) nitelikte ekonomik, teknik ve fiziksel altyapının
bulunmaması, nitelikli insan gücünü yetiştirecek ve tutacak sosyal-kültürel-fiziksel
altyapının yetersizliği, bunlara bağlı olarak, üretim verimliliğinin büyük merkezlere
göre düşük olması olarak gösterilmektedir.325
1982 yılında sonuçlanan Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi
çalışmasında ise bölgesel gelişmede ölçek ekonomilerinden ve dışsal ekonomilerden
yararlanılmasını maksimize etmeye yönelik olarak yerleşimler 7 kademede
sınıflandırılmış ve bu kademeler arasındaki ilişki sistemi ortaya konmuştur. 1985-
1990 yılları arasındaki dönemde, bu kademelenme temel alınarak, “Fonksiyonel
Bölgeler” oluşturulması öngörülmüş ve bu çerçevede 16 adet fonksiyonel bölge
tanımlanmıştır. 326 Planlama çalışmalarında bu bölgelerin temel alınması
öngörülmüştür. Ancak bir sonraki plan döneminde 16 fonksiyonel bölge yaklaşımı
ile ilgili herhangi bir politika üretilmemiş ve söz konusu sistem uygulamada dikkate
alınmamıştır.327
Anılan dönemlerin ardından Dokuzuncu Kalkınma Planıyla bölgesel
kalkınmanın sağlanmasında mekânsal odaklanmayı daha güçlü bir şekilde öne
çıkaran yeni bir politika ortaya konulmuştur. “Cazibe Merkezleri” olarak nitelenen
bu yeni yaklaşım, 1960’lardaki Büyüme Kutupları yaklaşımıyla ya da 1982 yılında
yapılan Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi çalışması esas alınarak önerilen
fonksiyonel bölge merkezleri ile benzerlikler göstermekle birlikte günümüz
ihtiyaçlarına uyarlanmış bir içeriğe sahiptir.
Dokuzuncu Kalkınma Planında, başta az gelişmiş bölgelerde olmak üzere,
büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek “cazibe merkezleri”
325 DPT, 2000a:31 326 7. Kademe merkez olan İstanbul, 6. kademe merkezler olan Adana, Ankara, İzmir ve Gaziantep ve 5.kademe merkezler olan Bursa,Eskişehir, Konya, Samsun, Kayseri, Sivas, Malatya, Gaziantep, Trabzon, Erzurum, Elazığ ve Diyarbakır belirlenen fonksiyonel bölgelerdir. 327 DPT, 2006e:28
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 168
belirlenerek; öncelikle bu merkezlerin ulaşılabilirliğinin iyileştirileceği ve fiziki ve
sosyal altyapısının güçlendirileceği belirtilmektedir. Ayrıca, bölgelerde iş
fırsatlarının ve yaşam kalitesinin artırılmasına, ulaşılabilirlik ile bölge içi ve bölgeler
arası etkileşimin geliştirilmesine yönelik olarak, kamu yatırım uygulamalarında ve
hizmet arzında mekânsal önceliklendirme ve odaklanma sağlanması
öngörülmektedir.328
Cazibe Merkezleri yaklaşımı, Dokuzuncu Kalkınma Planı ile bölgesel
politika öncelikleri arasına giren bölgesel rekabet edebilirlik hedefi ile ekonomik ve
sosyal uyum ya da yakınsama hedefinin bir bileşkesi olarak ortaya çıkmaktadır.
Cazibe merkezleri yaklaşımı ile geri kalmış ve gelişmekte olan bölgelerimizde
belirlenen merkezlerde, bölgesel rekabet edebilirliğin unsurları güçlendirilerek,
içerisinde bulundukları bölgenin gelişimine katkı sağlamaları ve bu bölgelerin
gelişmiş bölgelere yakınsaması amaçlanmaktadır.
Şekil 6.2. Bölgesel Politika Öncelikleri ve Cazibe Merkezleri Yaklaşımı
Bu kapsamda, nispeten az gelişmiş bölgelerde göç eğilimlerini bölge içine
yönlendirmede çekim merkezi ve kentsel büyüme kutbu işlevi görecek ve çevrelerine
hizmet verme potansiyeli yüksek cazibe merkezleri belirlenmiştir. 2007 Yılı
Programında bu cazibe merkezlerinde atılacak ilk adım olarak insan kaynaklarının
geliştirilmesi için yerel ekonomilerin işgücü ihtiyaçlarının tespiti ve buna uygun
olarak işgücü ve girişimcilik eğitimleri verilmesi öngörülmektedir.329
Belirlenen Cazibe Merkezleri, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep,
Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon ve Van kentlerinden
328 DPT, 2006a:100 329 DPT, 2006d:227
Rekabet Edebilirliğin Geliştirilmesi Hedefi
Yakınsama / Ekonomik Sosyal Uyum Hedefi
Cazibe Merkezleri Yaklaşımı
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 169
oluşmaktadır. 330 Bu merkezler 1982 yapılan Yerleşme Merkezlerinin
Kademelenmesinde önerilen 5. kademe merkezler ile büyük ölçüde çakışmaktadır.
Cazibe Merkezlerinin belirlenmesinde hem sayısal hem de niteliksel
yöntemlerin harmanlanmasından oluşan bir yöntem kullanılarak, başta geri kalmış
bölgelerde cazibe merkezi olma potansiyeli taşıyan merkezler belirlenmiştir. Kutu
6.2.’de belirtildiği üzere, Cazibe Merkezlerinin belirlenmesinde yerleşimlerin sosyo-
ekonomik gelişmişlik durumları, nüfus büyüklükleri, hizmetler sektöründe
çalışanların oranı, ulaşılabilirlik ve yüksek öğretim tesislerinin bulunması kriterleri
kullanılmıştır.
Kutu 6.2. Cazibe Merkezlerinin Belirlenmesinde Kullanılan Kriterler
Kaynak: DPT, 2007:37-39
Ancak, cazibe merkezleri yaklaşımının uygulanabilmesi ve başarılı olması
için, daha önceki dönemlerdeki hatalardan ders çıkarılarak, bu yaklaşıma gereken
önemin verilmesi, ülke genelinde belirlenecek mekânsal kalkınma politikaları ve
yerleşim kademelenme stratejilerinin bir parçası olarak ele alınması, uygulama
330 DPT, 2006d:223; Cazibe Merkezleri çalışması sonuçlanmamış olup Katılım Öncesi Mali Yardım Kapsamında Kahramanmaraş, Çankırı, Kars ve Batman İl Merkezlerinin listeye eklenmesi ve istatistiksel verilerdeki farklar nedeniyle Konya’nın listeden çıkarılması kararlaştırılmıştır.
Cazibe merkezi olarak seçilen kent merkezinin taşıması gereken özellikler şunlardır:
İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırmasına göre (2004). sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında ilk 60 il merkezi arasında ’da yer alması ,
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerinde yer alması, gelişme güçlüğü çeken yerleşimler arasından olması,
Yığılma ekonomileri için gerekli nüfusa sahip (250.000 ile 1.000.000 arasında) ardıl bölgesi ile ticari, sosyal bağları güçlü, bölgede gelir ve istihdam yönünden çarpan etkisi yaratabilecek orta büyüklükte olması,
Bölgelerine sunmaları gereken hizmetler açısından minimum altyapıya sahip olması için hizmetler sektöründe çalışanların oranının %35’den büyük olması,
Ulaşılabilirliğinin yüksek olması ve bulundukları bölge ile ulaşım ağlarının kuvvetli olması, havalimanı veya havameydanı olması,
Bilim ve eğitim alanındaki yeterli altyapısı bulunması, bulunduğu bölgeye yüksek öğrenim hizmeti sunmanın yanında, sanayi-bilim ilişkisini kurabilecek merkezi bir üniversite yerleşkesinin bulunması şartlarını taşıması öngörülmüştür.
Ayrıca, kişi başına GSYİH değeri Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında bulunan ancak içerisinde Cazibe Merkezi bulunmayan Düzey 2 bölgelerde, İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırmasına göre ilk sırada yer alan il merkezleri de Cazibe Merkezi olarak belirlenmiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 170
çerçevesinin daha ayrıntılı olarak belirlenmesi, gerekli uygulama programlarının
oluşturulması, bütçe imkânlarının sağlanması ve teşvikler gibi kamu destek
araçlarında düzenlemeler ile ilişkisinin kurulması ve gerekli değişikliklerin yapılması
gerekmektedir.
6.3. AB Katılım Öncesi Mali Yardım Süreci AB katılım öncesi mali yardım süreci kapsamındaki uygulamaları iki
aşamada değerlendirmek mümkündür. Birinci aşama, AB’nin 1999 yılındaki
Helsinki Zirvesi’nde, Türkiye’nin AB üyeliğine aday bir devlet olduğu ve diğer aday
ülkeler gibi reformlarını hızlandıran ve destekleyen, bir katılım öncesi stratejiden
yararlanması kararı doğrultusunda sağlanan desteklerden oluşmaktadır. İkinci aşama
ise Türkiye’nin müzakerelere başlaması kararının verildiği 16-17 Aralık 2004’de AB
Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyinin Brüksel'de yapmış olduğu Zirve
Toplantısı sonrasında müzakere sürecinde olan bir ülke olarak Katılım Öncesi Mali
Yardım Aracından (IPA) yararlanacağı 2007-2013 döneminde sağlanacak destekleri
içermektedir.
6.3.1. 2002-2006 Dönemi
2002 yılından 2004 yılına kadarki ara dönemde AB tarafından sağlanan
destekler Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi ve
İlerleme Raporları ile hükümetimizce hazırlanan Ulusal Program önceliklerinde yer
alan hususlar çerçevesinde, bir strateji dokümanına dayanmaksızın, yıllık programlar
şeklinde uygulanmıştır (Tablo 6.2.).
2004-2006 döneminde ise ekonomik ve sosyal uyum kapsamındaki
yardımların kullanımı amacıyla, ülke genelinde bir ekonomik ve sosyal uyum
politikası ve AB’ye yakınsama sağlanması yönünde stratejik bir çerçeve ortaya
koyan Ön Ulusal Kalkınma Planı (ÖUKP) hazırlanmıştır. Bu iki ara dönemde de
temel vurgu AB’ye uyum sürecinin hızlandırılması olmakla birlikte ikinci ara dönem
özellikle ekonomik ve sosyal uyumun sağlanması ve bölgesel gelişmişlik farklarının
giderilmesi vurgusunu içermektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 171
ÖUKP kapsamında Türkiye’nin orta vadeli amaçları ve öncelikleri ile ilişkili
olarak oluşturulan üçü sektörel biri bölgesel olmak üzere dört gelişme ekseni
bulunmaktadır:
1. İşletmelerin rekabet gücünün artırılması,
2. İnsan kaynaklarının geliştirilmesi ve istihdamın artırılması,
3. Altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve çevrenin korunması,
4. Bölgelerin ekonomik gücünün artırılması, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının azaltılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması.331
ÖUKP belgesinde yer alan stratejik amaç ve önceliklerin bölgesel rekabet
edebilirlik açısından değerlendirilmesi yapılacak olursa;
İşletmelerin rekabet gücünün artırılması yönündeki birinci gelişme ekseni,
mikro düzeyde rekabet edebilirliğin artırılmasını hedeflemekte ve bu kapsamda
KOBİ’lerin rekabet güçlerinin artırılması ve tarım ve sanayi işletmelerinin teknoloji
ve kalite seviyeleri geliştirilerek rekabet gücünün artırılması önceliklerini
içermektedir.
Bu eksen kapsamında, KOBİ'ler başta olmak üzere işletmelerin rekabet gücü
ve verimliliğinin artırılması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının
yaygınlaştırılması için işletmelerin teknoloji alt yapılarının geliştirilmesine yönelik
eğitim, danışmanlık ve Ar-Ge desteklerinin yoğunlaştırılması, finansman çeşitliliği
sağlanması, finansman dışı desteklerin artırılması, teknolojinin yayınımını
hızlandırabilmek için transfer kapasitesinin geliştirilmesi, hızlı veri iletişiminin
sağlanması, yeni teknolojilerin kullanımının artırılması ve yeni ürün geliştirme
kapasitesinin artırılması hedeflenmektedir.
İnsan kaynaklarının geliştirilmesi ve istihdamın artırılması gelişme ekseninde
ise rekabetçi bir ekonomi ve bilgi toplumunun gerekleri doğrultusunda insan
kaynaklarının eğitim ve istihdam alanlarında nicelik ve niteliğinin yükseltilmesi
amaçlanmaktadır. Aktif istihdam politikaları ve eğitim sisteminin güçlendirilmesi
temel öncelik alanlarıdır.
331 DPT, 2003:98
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 172
Altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve çevrenin korunması gelişme ekseni
altında ise kentsel, ulusal ve uluslararası düzeyde ulaştırma altyapıları ile su
kaynaklarının korunması, içme suyu ve kanalizasyon hizmetleri, katı atık yönetimi
gibi kentsel çevre altyapıları konuları önceliklendirilmiştir.
Bölgelerin ekonomik gücünün artırılması, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının azaltılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması gelişme ekseninin ana
hedefi ise, bir yandan bölgelerin nispi rekabet edebilirliklerinin artırılması, diğer
yandan ülkenin tamamı için en önemli sorun olmakla birlikte geri kalmış bölgelerde
daha fazla hissedilen işsizliğin azaltılmasıdır. Böylece, bölgeler arasındaki
gelişmişlik farklarının azaltılması hedeflenmektedir Bu kapsamda yatırımların
artırılmasına imkân sağlayacak bir iklimin yaratılması önem taşımaktadır. Bu
çerçevede, KOBİ’lerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, küçük ölçekli altyapı
inşaatlarının desteklenmesi, yerel inisiyatiflerin desteklenmesi, kurumsal kapasitenin
oluşturulması ve güçlendirilmesi öncelikli konular olarak belirlenmiştir.
Ulusal düzeyde KOBİ’lerle ilgili olarak yürütülecek olan proje ve programlar
İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması Gelişme Ekseni içinde yer alırken,
Bölgesel Gelişme Ekseni çerçevesinde ise KOBİ’lerin ekonomik faaliyetlerini
genişleterek, ilave istihdam yaratması ve daha verimli çalışmaları için küçük ölçekli
KOBİ destek programları uygulanması öngörülmüştür.
Bölgesel gelişme ekseni kapsamında, KOBİ’ler için üretim metotlarını
modernize edecek ve ilave istihdam yaratacak proje ve programların hazırlanıp
uygulanması, altyapısı tamamlanmış ve Ar-Ge faaliyetleri ile desteklenen organize
sanayi bölgeleri ve küçük sanayi siteleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, ulusal
tercihler ve AB’ye uyum politikaları doğrultusunda, bölgelerin, potansiyelleri
değerlendirilerek rekabet güçlerini artıracak öncelikli sektörlerde uzmanlaşmalarına
yönelik program ve projelerin uygulanması hedeflenmiştir.
Geri kalmış yörelerde ve kırsal alanda gelir artırıcı küçük ölçekli yöresel
projelerin uygulanması yaygınlaştırılması, çiftçilerin gelir kaynaklarının
çeşitlendirilmesi konuları da planda yer almıştır. Planda, ayrıca bölgelerin ve illerin
kendi imkânları ile yürüttükleri stratejik planlama çalışmalarına destek verilmesi ve
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 173
bu çalışmaların ulusal gelişme stratejileri ile uyumlaştırılmasının sağlanması
öngörülmektedir.
ÖUKP kapsamındaki ilk üç eksen sınırlı olarak uygulanmış iken bölgesel
gelişmeye dair dördüncü eksen hazırlanan bölgesel kalkınma programları aracılığıyla
büyük ölçüde uygulanma imkânına kavuşmuştur. Bu çerçevede, bölgesel rekabet
edebilirlikle daha doğrudan ilişkili olduğu düşünülen, KOBİ ve girişimcilikle ilgili
projelere ve bölgesel kalkınma programları uygulamasına dair bazı bilgiler
verilecektir.
KOBİ ve girişimcilikle ilgili projeler 2002 yılından günümüze kadar girişimciliğin ve istihdamın geliştirilmesi
amacıyla yürütülen projeler, teklif çağrıları da dâhil olmak üzere, çeşitli desteklerin
sunumu, iş geliştirme merkezlerinin oluşturulması, KOBİ’lere yönelik kredi
programları ve KOBİ’lerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması, belirli bir
sektöre yönelik kümelenme projeleri ve ulusal düzeyde kümelenme politikasının
belirlenmesi konularında yürütülmektedir.
Yürütülen projeler genel hedefleri itibarıyla olumlu olmakla beraber, ülke
genelindeki ihtiyaç ve taleplerle kıyaslandığında gerek proje sayısı, gerekse bütçeleri
açısından kısıtlı kalmaktadır. Bu projeler ile KOBİ’ler ve girişimcilere sağlanan
desteğe ilave olarak bölgesel kalkınma programlarında bu amaçla düzenlenen teklif
çağrılarıyla KOBİ’lere destek sağlanmaktadır.
AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları Ön Ulusal Kalkınma Planı’nda, Türkiye’nin 26 Düzey 2 Bölgesinden sosyo-
ekonomik gelişmişlik açısından görece az gelişmiş olan 12 Düzey 2 Bölgesi öncelikli
olarak belirlenmiştir.332
Anılan bölgelerde bölgesel kalkınma programları hazırlanarak uygulanmaya
konmuştur. Bu kapsamda; AB MEDA fonundan desteklenen Doğu Anadolu
Kalkınma Programı (DAKP), GAP Bölgesel Kalkınma Programı,333 TR82, TR83 ve
TRA1 Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı ve TRA2, TR72, TR52 ve TRB1
332 DPT, 2003:128 333 GAP Bölgesel Kalkınma Programının koordinasyonu GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından yürütülmekte olup diğer tüm bölgesel kalkınma programları DPT koordinasyonunda yürütülmektedir
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 174
Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programında proje teklif çağrıları sonuçlanmış, TR90
Düzey 2 Bölgesi Kalkınma Programında ise teklif çağrısı süreci başlamıştır.
Söz konusu programların temel amacı bölgeler arası gelişmişlik farklılıkların
azaltılması olarak belirlenmiş ve programların öncelikleri bu doğrultuda
tanımlanmıştır. Temel öncelikler yerel kalkınma inisiyatiflerinin desteklenmesi,
sosyal kalkınma, tarım ve kırsal kalkınma, KOBİ’lerin geliştirilmesi, turizm ve
çevre, kültürel mirasın korunması ve küçük ölçekli altyapının geliştirilmesi olarak
belirlenmiştir. Uygulanan proje teklif çağrıları ile bu alanlarda yerel yönetimler,
STK’lar, KOBİ’ler ve çiftçi grupları tarafından hazırlanan projeler desteklenmiştir
(Tablo 6.3.).
Bölgelerin rekabet edebilirliğinin artırılması açısından programlar
değerlendirildiğinde, program bütçeleri çok kısıtlı olmasına rağmen, bölge aktörleri
arasında kalkınma açısından önemli bir farkındalık oluşturulduğu, proje üretme ve
yönetme bakımından kurumsal becerilerin ve insan kaynakları kapasitesinin
geliştirilmesine büyük katkıda bulunulduğu ve önümüzdeki dönemde uygulanacak
programlar için hazırlıkları kolaylaştıracak asgari tecrübe birikiminin geliştirildiği
söylenebilir. Kaynakların çok sınırlı olması ve programların çok geniş ve ülkenin en
geri kalmış bölgelerinde uygulanması nedeniyle, farklı ihtiyaçlar göz önünde
bulundurulmuş, yenilikçilik ve Ar-Ge gibi konulardan ziyade temel altyapının ve
kapasitenin oluşturulmasına öncelik verilmiştir.
Tablo 6.2. AB Türkiye Mali İşbirliği Kapsamında 2002-2006 Döneminde Tahsis Edilen Kaynak
(Milyon Avro) Sektör 2002 2003 2004 2005 2006 Toplam
Enerji 1,05 5,44 2,50 1,04 1,38 11,40 İletişim 2,26 0,00 0,00 1,20 0,00 3,46
Sosyal Politika 7,00 0,00 17,17 7,76 5,00 36,93 Ulaştırma 2,30 4,26 4,61 1,43 0,00 12,60 Çevre 15,55 5,45 12,10 0,00 12,25 45,35 Ekonomik ve Sosyal Uyum 40,00 45,30 77,56 117,06 182,05 461,97 Ara Toplam 68,16 60,45 113,94 128,48 200,68 571,72 Müktesebat uyumu 57,84 84,65 122,78 149,22 249,32 663,80
Toplam tahsisat 126,00 145,10 236,72 277,70 450,00 1.235,52 Kaynak : European Commission, 2006e:6
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 175
Tablo 6.3. AB Bölgesel Programlar Kapsamında Desteklenen Projeler Öncelik Alanlarına Göre Proje ve Destek Tutarları (milyon Avro)
Programın Adı* Proje Sayısı
Destek Tutarı
Proje Sayısı
Destek Tutarı
Proje Sayısı
Destek Tutarı
Proje Sayısı
Destek Tutarı
Tarım ve Kırsal Kalkınma KOBİ Turizm ve Çevre Sosyal Gelişme Doğu Anadolu Kalkınma Programı
(Bitlis, Hakkâri, Muş ve Van) 148 12,3 68 4,55 49 9,29 44 2,81
Yerel Kalkınma Girişimleri KOBİ Küçük Ölçekli
Altyapı TR82, TR83, TRA1 Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı
(Amasya, Bayburt, Çankırı, Çorum, Erzincan, Erzurum, Kastamonu, Samsun, Sinop ve Tokat) 147 9,74 204 14,17 45 24,35
Yerel Kalkınma Girişimleri KOBİ Küçük Ölçekli
Altyapı TRA2, TRB1, TR72, TR52 Düzey 2
Bölgeleri Kalkınma Programı (Ağrı, Ardahan, Bingöl, Elazığ, Iğdır, Karaman, Kars, Kayseri, Konya, Malatya, Sivas, Tunceli
ve Yozgat) 167 12,93 277 20,58 66 51,4
Yerel Kalkınma Girişimleri KOBİ Turizm ve
Çevre Altyapısı TR 90 Düzey 2 Bölgesi Bölgesel Kalkınma Programı**
(Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon) 80 5,52 103 8,36 30 10,11
* DPT Koordinasyonunda yürütülen programlara ilişkin veriler kullanılmıştır.
Kaynak: DPT, AB Bölgesel Programları Dairesi Başkanlığı Bilgi Notlarından derlenmiştir.
6.3.2. 2007-2013 Dönemi
2007-2013 dönemine ilişkin katılım öncesi mali yardım ise 17 Temmuz 2006
tarihli ve 1085/2006 sayılı Konsey Tüzüğü ile aday ülkelere ve ileride aday olması
muhtemel ülkelere yönelik olarak oluşturulan Katılım Öncesi Yardım Aracı
(Instrument for Pre-accession Assistance -IPA) çerçevesinde sağlanmaktadır.
IPA, AB müktesebatının uygulanması ile ekonomik ve sosyal uyumun
artırılması için destek sağlanmasını amaçlamakta ve ayrıca Yapısal Fonlara benzer
uygulama süreçleri içermesi nedeniyle üyelik sonrası fonlar için de bir köprü görevi
görmesi beklenmektedir. IPA kapsamında mevzuat uyumu, idari kapasite
güçlendirilmesi ve ekonomik ve sosyal uyum ile ilgili faaliyetler beş bileşen
çerçevesinde desteklenmektedir:334
1. Bileşen: Geçiş Evresi Desteği ve Kurumsal Yapılanma,
2. Bileşen: Sınır Ötesi İşbirliği,
3. Bileşen: Bölgesel Kalkınma,
4. Bileşen: İnsan Kaynaklarını Geliştirme ve
5. Bileşen: Kırsal Kalkınma
334 European Commission, 2007f:85
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 176
Bu beş bileşenden Bölgesel Kalkınma Bileşeni büyük oranda ABKF
kapsamındaki faaliyetlerin, İnsan Kaynaklarını Geliştirme Bileşeni ise ASF
kapsamındaki faaliyetlerin desteklenmesini içermektedir. Başta Bölgesel Kalkınma
olmak üzere bu iki bileşen bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması açısından önemli
hedefler ve destekleri içermektedir.
IPA Tüzüğü kapsamındaki desteklerin önceliklendirilmesi, operasyonel
programların belirlenmesi ve bütçe tahsisine ilişkin olarak Avrupa Komisyonu Çok
Yıllı İndikatif Planlama Belgesi (Multi Annual Indicative Planning Document-
MIPD), ülkemiz ve diğer aday ülkeler ise “Stratejik Çerçeve Belge’’ (Strategic
Coherence Framework - SCF) hazırlamaktadır.
Komisyon tarafından hazırlanan MIPD Belgesi Türkiye için 2007-2009
yıllarında IPA kapsamındaki bütün bileşenler için öncelikleri, bileşenler arasında
kaynak dağılımını belirlemekte ve yürütülecek operasyonel programların alt
önceliklerini tanımlamaktadır (Tablo 6.4.). SCF Belgesi ise 2007-2013 döneminde
“Bölgesel Gelişme” ve “İnsan Kaynaklarını Geliştirme” bileşenleri için temel
vizyon, stratejik amaç ve öncelikler ile bütçe dağılımını ortaya koymakta, bu iki
bileşen ile IPA’nın diğer bileşenleri arasında sinerji ve etkileşimin sağlanması ve
operasyonel programlar (OP) arasında koordinasyonun sağlanmasını amaçlamaktadır
(Tablo 6.5.).
Tablo 6.4. Üç Yıllık Dönemde IPA Kapsamında Tahsis Edilecek Kaynak (milyon Avro)
Bileşen 2007 2008 2009 Toplam I – Geçiş Evresi Desteği ve Kurumsal Yapılanma,
252.2 250.2 233.2 735.6
II – Sınır Ötesi İşbirliği 6.6 8.8 9.4 24.8
III – Bölgesel Kalkınma 167.5 173.8 182.7 524
IV – İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi
50.2 52.9 55.6 158.7
V – Kırsal Kalkınma 20.7 53.0 85.5 159.2
Toplam 497.2 538.7 566.4 1602.3 Kaynak :European Commission, 2006e:14
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 177
SCF’nin genel hedefi, bölgesel farkların azaltılması ve insan kaynaklarının
geliştirilmesi ile Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasının desteklenmesi ve
AB’ye uyum sürecine katkıda bulunulmasıdır.335
Bu genel hedef çerçevesinde Bölgesel Kalkınma Bileşeni bölgesel rekabet
edebilirlik, ulaştırma ve çevre alanlarına odaklanmakta ve bölgesel farkların
azaltılması, rekabet edebilirliğin artırılması ve ulaştırma ve çevre altyapısı
alanlarındaki faaliyetlerin desteklenmesi yoluyla bölgesel kalkınmanın
hızlandırılmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda belirlenen hedefler şunlardır:
1) İşletmelerin desteklenmesi ile bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi,
2) Çevre altyapısının AB standartlarında geliştirilmesi,
3) Ulaşım altyapısının TEN-T ağı, güvenlik ve modlar arası bağlar dikkate
alınarak geliştirilmesi
Tablo 6.5. SCF Kapsamında Tahsis Edilecek Kaynakların Dağılımı (milyon Avro)
Bileşenler ve Operasyonel Programlar (OP) % 2007 % 2008 % 2009 Toplam
Bölgesel Kalkınma 100 167,5 100 173,8 100 182,7 524,0
Bölgesel Rekabet Edebilirlik OP 25 41,9 25 43,5 30 54,8 140,1 Çevre OP 40 67,0 40 69,5 37 67,6 204,1 Ulaştırma OP 35 58,6 35 60,8 33 60,3 179,7 İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi - 50,2 - 52,9 - 55,6 158,7 Toplam - 217,7 - 226,7 - 238,3 682,7
Kaynak DPT, 2007:50
Bu çerçevede, Bölgesel Kalkınma bileşeni altındaki Bölgesel Rekabet
Edebilirlik, Ulaştırma, Çevre Operasyonel Programları Sanayi ve Ticaret, Ulaştırma
ve Çevre ve Orman Bakanlıklarınca hazırlanmaktadır. İnsan Kaynaklarının
Geliştirilmesi Operasyonel Programı ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca
hazırlanmaktadır. OP’ler MIPD ve SCF belgeleri ile uyumlu olarak hazırlanacak ve
üç yıllık dönemde AB’den finanse edilecek projelere temel teşkil edecektir. Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ise ilgili kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde
SCF belgesini hazırlamakta ve bu bağlamda söz konusu operasyonel programların
genel koordinasyonundan sorumlu kuruluş olarak görev yapmaktadır.
335 DPT, 2007:36
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 178
Tablo 6.5.’te görüleceği üzere IPA uygulamasının ilk üç yıllık döneminde
SCF kapsamında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı için görece
olarak az bir kaynak tahsis edilmiştir. Bunun temel nedeninin ulaştırma ve çevre
alanındaki kaynak ihtiyacının çok daha fazla olması olarak değerlendirilmektedir.
MIPD ve SCF belgelerinde sağlanacak desteklerde yukarıda belirtilen
operasyonel programlar temelinde tematik odaklanma sağlanması hedeflenmektedir.
Diğer taraftan coğrafi odaklanma konusu da bu belgelerde vurgulanmaktadır. Bu
çerçevede, Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi
Operasyonel Programlarına ilişkin yardımların, ağırlıklı olarak Türkiye’nin kişi
başına GSYİH’sinin %75’inin altında kalan Düzey 2 bölgelerinde odaklanması
öngörülmektedir. Anılan odaklama kriteriyle ilgili bir takım çekinceler olmakla
birlikte, ülkemiz, yardımların etkisinin artırılması için cazibe merkezleri
yaklaşımının AB Katılım Öncesi Mali Yardımı için de uygulanması görüşünü
benimsemektedir.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Alanındaki Öncelikler
Taslak Stratejik Çerçeve Belgesi’nde bölgesel rekabet edebilirlik alanına
ilişkin iki öncelik belirlenmiştir. Bu öncelikler, iş ortamının iyileştirilmesi ve işletme
kapasitesinin güçlendirilmesi ve girişimciliğin teşvik edilmesidir.
İş ortamının iyileştirilmesi önceliği kapsamında iş ortamının iyileştirilmesi
için fiziki ve teknolojik altyapının ve destek mekanizmalarının geliştirilmesi
öngörülmektedir. Bu öncelik kapsamında; KOBİ’lere uygun fiziksel ve teknolojik
altyapının sağlanması (Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri, Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri ve Merkezleri, İş Geliştirme Merkezleri, araştırma altyapısı,
turizm altyapısı ve bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısı gibi), daha etkin KOBİ
destek mekanizmalarının geliştirilmesi, KOBİ’lere yönelik finansman
mekanizmalarının geliştirilmesi, kaynak kullanım oranlarının artırılması ve
finansmana erişimin kolaylaştırılması, KOBİ’lerin bilgiye erişiminin iyileştirilmesi
ile ilgili faaliyetler desteklenecektir.
İşletme kapasitesinin güçlendirilmesi ve girişimciliğin teşvik edilmesi
önceliği ise firmaların yönetsel, finansal ve yenilikçilik kapasitelerinin geliştirilerek
kurumsallaşma ve uluslararasılaşma düzeylerinin artırılmasını öngörmektedir. Bu
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 179
öncelik kapsamında ise, firmaların üretim teknolojilerinin, Ar-Ge ve yenilik
kapasitelerinin ve bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanma düzeylerinin
geliştirilmesi, firmalarda rekabet edebilirlik, ihracat, kalite, üretkenlik, verimlilik,
teknoloji seçimi, e-ticaret uygulamaları, çevreye karşı duyarlılık konularında
farkındalık yaratılması ve bu konularda firmaların kapasitelerinin geliştirilmesi,
firmalar arası işbirliğinin güçlendirilmesi, firmaların üniversiteler ve araştırma
merkezleri ile olan etkileşiminin artırılması, kümelenme ve ağ oluşturma
faaliyetlerinin desteklenmesi, girişimciliği geliştirmek üzere, iş planı ve stratejilerin
hazırlanması, pazar araştırması, ürün tanıtımı, markalaşma, pazarlama, proje tasarımı
ve yönetimi konularında yeni girişimcilerin ve firmaların desteklenmesi ile ilgili
faaliyetler yer almaktadır.
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı 336 taslağında SCF
belgesiyle uyumlu olarak belirlenen öncelikler de yine iş ortamının iyileştirilmesi ve
işletmelerin kapasitelerinin geliştirilmesi ve girişimciliğin desteklenmesidir. İş
ortamının iyileştirilmesi önceliği altında sanayi altyapısının geliştirilmesi, finansal
araçların oluşturulması ve geliştirilmesi, Ar-Ge, yenilik, teknoloji, bilgi ve iletişim
teknolojileri, çevre ve altyapı ile turizm altyapısının geliştirilmesi, tanıtım ve
pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi öngörülmektedir. İşletmelerin kapasitelerinin
geliştirilmesi ve girişimciliğin desteklenmesi önceliği altında ise KOBİ’lerin Ar-Ge,
yenilik, bilgi ve iletişim teknolojileri ve girişimcilik becerilerinin geliştirilmesi ve
sanayi işletmeleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesi konularındaki projelere destek
sağlanacaktır.
Mali yardımların planlanması ve programlanması amacıyla hazırlanan bu iki
belge taslağı değerlendirildiğinde, MIPD’nin gösterge niteliğinde olmaktan ziyade
belirleyici bir belge olduğu ve SCF belgesinde yer alması gereken tüm alt detayları
içermesi nedeniyle çok kısıtlayıcı olduğu görülecektir. MIPD belgesinin üçer yıllık
dönemlerle hazırlanması SCF belgesinin ise yedi yıllık dönemi kapsaması uygulama
açısından bir dizi belirsizliği de gündeme getirmektedir.
Ayrıca, Bölgesel rekabet edebilirlik operasyonel programı kapsamındaki
destekler değerlendirilecek olursa desteklerin bazı önemli alanları içermediği 336 Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, 2007:83
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 180
görülecektir. IPA Tüzüğünde, Bölgesel Kalkınma Bileşeni altında desteklenecek
alanlar kısmında Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonundaki (ABKF) temalara referans
verilmektedir. Ancak, Komisyon tarafından hazırlanan ve ülkemize sağlanacak
desteğin önceliklerini belirleyen MIPD belgesinde ise ABKF kapsamında yer
almasına rağmen bazı alanlara destek sağlanması uygun görülmemiştir. Bunlardan
başlıcaları, araştırma kuruluşlarınca yürütülecek araştırma ve teknolojik geliştirme
çalışmaları, yerel kalkınma inisiyatifleri, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji,
telekomünikasyon hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi ve sosyal altyapı
yatırımlarıdır.
Komisyon tarafından sağlanan kaynağın kısıtlılığı dikkate alınmakla birlikte,
ülkemize ve diğer aday ülkelere tematik ve coğrafi odaklanma ve önceliklerin
belirlenmesi konusunda daha fazla yetki ve sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Bu
durumda ulusal politika öncelikleri ile AB önceliklerinin bir potada eritilmesi ve
verimli bir katılım öncesi mali yardım süreci geçirilmesi sağlanabilecektir.
6.4. Bölgesel Rekabet Edebilirlik Analizi Son dönemde dünyada bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesi konusunda
birçok çalışma yapılmakla birlikte ülkemiz illerinin ve bölgelerinin rekabet
edebilirliğine dair çalışmalar yok denebilecek kadar azdır. Bu konuda illerin kaynak
kullanım verimlilikleri temelinde rekabet güçlerini değerlendiren bir çalışma337 ile
IPA Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında bölgelerin
rekabet güçlerini değerlendiren taslak bir çalışma bulunmaktadır.
Bununla birlikte, bölgelerin ekonomik ve sosyal gelişmişlik durumlarına
ilişkin araştırmalar DPT tarafından belirli dönemler itibarıyla yapılmaktadır. Bu
araştırmalarda ekonomik sosyal gelişmeyi açıklayan bir takım değişkenler
kullanılarak gelişmişlik grupları oluşturulmaktadır. Anılan çalışmalar ülkemizde
bölgesel gelişme açısından çok önemli göstergeleri ortaya koymakta, araştırma
sonucunda üretilen veriler başta planlama çalışmaları olmak üzere birçok farklı
kuruluş tarafından kullanılmaktadır. Ancak, bu çalışmaların amacı, kapsamı ve
kullanılan değişken seti, bölgesel rekabet edebilirlik yaklaşımı ve rekabet
edebilirliğin ölçülmesinde kullanılan verilerden farklılık göstermektedir. 337 Aydemir, 2002
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 181
Bu çerçevede, çalışmanın bu kısmında, ülkemiz illerinin ve bölgelerinin
görece olarak rekabet edebilirliklerini değerlendirmek ve politika önerileri için ışık
tutmak üzere, Birinci Bölümde ortaya konan faktörler ve ölçüm metodolojileri
dikkate alınarak gerçekleştirilen Bölgesel Rekabet Edebilirlik Analizi sunularak
sonuçları değerlendirilecektir.
Aşağıda detayları verilecek çalışma, bölgesel rekabet edebilirliğin ölçümü
konusunda yeni bir yöntem önerisi olmaktan ziyade, bölgelerin rekabet edebilirlik
açısından mevcut durumlarının tespiti ve önümüzdeki dönemde bölgelerin rekabet
edebilirliğinin karşılaştırılması amacıyla kurumsal olarak yürütülecek çalışmalar
açısından pratik bir deneme olarak değerlendirilmelidir.
6.4.1. Analizde kullanılan değişkenler
Bölgesel rekabet edebilirliğin tespitinde, birinci bölümün sonunda bölgesel
rekabet edebilirliği belirleyen temel faktörler için kullanılan beş temel başlık olan
iktisadi yapı, yenilikçilik kapasitesi, altyapı ve erişilebilirlik, beşeri sermaye ile
sosyal sermaye analizde esas alınmıştır (Tablo 6.7.).338
İktisadi Yapı: Bir bölgenin rekabet edebilirliğini belirleyen faktörler
arasında bölgenin iktisadi yapısı başta gelmektedir. İktisadi yapıyı temsil etmek
üzere belirlenen değişkenler; bölgenin genel ekonomik durumunu orta koymak üzere
kişi başına ve istidam başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla değeri, sanayi ve hizmet
sektörlerinin ekonomideki ağırlığını göstermek üzere sanayi ve hizmet işkolunda
çalışanların toplam istihdama oranları, bölgenin girişimcilik yapısını ve kültürünü
belirlemek üzere toplam açılan kapanan firma sayısı ve kişi başına toplam işletme
sayısı, ekonominin uluslararasılaşma düzeyini temsil etmek üzere yıllık ortalama dış
ticaret (ithalat ve ihracat) tutarı ve toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımı ile
turizm alanında gelişmişliği tespit etmek üzere toplam turistik yatak sayısı
kullanılmıştır.
Yenilikçilik Kapasitesi: Yenilik kapasitesinin tespitinde rekabet edebilirlik
analizlerinde genel olarak kullanılan toplam patent, faydalı ürün, endüstriyel tasarım
ve marka başvurusu kullanılmıştır. Ayrıca, işletmelerin OECD tarafından yenilikler 338 Anılan değişkenlerin bölgesel rekabet edebilirlik açısından önemi Birinci Bölümde belirtildiğinden bu bölümde sadece kullanılan değişkenler ortaya konacaktır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 182
açısından en yüksek potansiyele sahip olarak gösterilen yüksek ve orta-yüksek
teknoloji düzeyine sahip sektörlerde yer alma oranı ve bu işletmelerdeki istihdamın
toplam istihdama oranı da kullanılmıştır (Tablo 6.6.). Ancak, Ar-Ge harcamaları ve
Ar-Ge çalışanı sayısı gibi veriler il ya da Düzey 2 bölgeler bazında üretilmediği için
kullanılamamıştır.
Tablo 6.6. Yüksek ve Orta-yüksek Teknolojili Sektörler
Nace Kodu (Rev. 1.1.)
Sektör
35.30 Hava ve uzay taşıtları imalatı 30 Büro makineleri ve bilgisayar imalatı 32 Radyo, televizyon, haberleşme teçhizatı ve cihazları imalatı 33 Tıbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat imalatı 31 Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihazların imalatı 34 Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı 24 Kimyasal madde ve ürünlerin imalatı
35.20 Demiryolu ve tramvay lokomotifleri ile vagonlarının imalatı 29 Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı Kaynak: OECD, 2005d:183
Altyapı ve Erişilebilirlik: Bölgelerin temel altyapı imkânlarına sahip olması
rekabet edebilirlik için gerekli olan ortamın mevcudiyeti açısından önemlidir. Bu
çerçevede, belediye altyapılarının durumu; kanalizasyon, katı atık, arıtma tesisi ve
atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı ile
ortaya konmuştur. Bölgenin ulaşım altyapısı km2’ye düşen il, devlet yolu ve otoyol
uzunluğu ile temsil edilmiş; iletişim altyapısı için bölgedeki ADSL abonelerinin
Türkiye’deki toplam abonelere oranı, sosyal altyapı kapsamında ise on bin kişiye
düşen hastane yatağı verisi kullanılmıştır.
Erişilebilirlik durumu ise, OECD 339 ve AB Komisyonu 340 çalışmalarında
kullanılan kriterler dikkate alınarak, en yakın büyük (en az 800.000 nüfusa sahip)
kent merkezine, hizmet verilmekte olan havaalanına ve 500 groston üstünde gemilere
hizmet veren limana uzaklık değişkenleri ile ölçülmeye çalışılmıştır. Bu hesaplamada
kent merkezine uzaklık için (0,5), havalananına uzaklık için (0,2) ve limana uzaklık
için (0,3) değerleriyle ağırlıklandırma yapılarak tek bir değişken elde edilmiştir.
339 OECD, 2005b: 233 340 ESPON, 2004:224
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 183
Erişilebilirliğe ilişkin değişkenin hesaplanmasında, sayısal harita verilerinin mevcut
olmaması nedeniyle uzaklıklar daha genel bir şekilde ve zaman cinsi yerine km
olarak hesaplanmıştır.341
Beşeri Sermaye: Bölgedeki insan kaynağı ve nitelikleri, nüfus, toplam yaş
bağımlılık oranı, okuma yazma bilen nüfus oranı, yüksek öğretim mezunlarının oranı
ve işgücünün nüfusa oranı verileri kullanılarak değerlendirilmiştir.
Sosyal Sermaye: Sosyal sermaye, bölgedeki insanların ortak bir amaç
çerçevesinde bir araya gelebilmeleri ve bu amaçla gerekli kurumsal yapıları
oluşturma düzeyleri olarak ele alınmış ve on bin kişiye düşen vakıf sayısı ve dernek
sayısı ile ortaya konmuştur.
Değişken değerlerinin istatistikî açıdan daha tutarlı hale getirilmesi için,
mevcut değerler nüfus, işletme sayısı, coğrafi alan gibi veriler kullanılarak
oranlanmıştır. Ancak, bazı değişkenlerin oranlanmasına gidilmemiş, örneğin
değişkenlerin kişi başına dönüştürülmesi durumunda nüfusu çok fazla olan iller ve
bölgeler açısından olumsuz sonuçların çıkabileceği durumlar değerlendirilerek, bu
gibi durumlarda oranlama yapılmamıştır.
Çalışmada kullanılan değişkenlerin belirlenmesinde bir dizi kısıt etken
olmuştur. Bunlardan en temel olanları; il düzeyindeki verilerin büyük bir bölünün
sadece nüfus sayımlarında tespit ediliyor oluşu, Ar-Ge ve yenilik konularındaki
yatırımlar ile uzman personel sayıları gibi verilerin il bazında toplanmaması,
erişilebilirlik konusunda mevcut durumda yeterli araştırmanın bulunmaması ve
gerekli analizlerin yapılabileceği ulusal coğrafi bilgi sistemleri veri tabanının
oluşturulamamış olması ile sosyal sermaye alanındaki durumu ortaya koyacak
istatistikî veriler ve araştırmaların eksikliği olarak sıralanabilir.
Okullaşma oranı verileri, yapılacak nüfus sayımı sonrasında çağ nüfusu
verileri daha sağlıklı olarak tespit edilerek, yeniden üretileceği için çalışmada
kullanılmamıştır. Ancak, beşeri sermaye başlığı altında eğitim düzeyine ilişkin
değişkenler yer almaktadır.
341 Denizcilik Müsteşarlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen sayısal harita ve Coğrafi Bilgi Sistemi çalışmalarının sonuçlanmasıyla daha net veriler elde edilebilecektir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 184
Tablo 6.7. Analizde Kullanılan Değişkenler342 DEĞİŞKENLER Kaynak Yılı
İKTİSADİ YAPI Cari fiyatlarla kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (YTL) TÜİK 2000 Sanayi işkolunda çalışanların toplam istihdama oranı (Yüzde) TÜİK 2000 Hizmet işkolunda çalışanların toplam istihdama oranı (Yüzde) TÜİK 2000 Toplam açılan kapanan firma sayısı TÜİK 2004-2006 Yıllık ortalama dış ticaret (ithalat+ihracat) (Bin dolar) Dış Tic. Müst. 2001-2006 Toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımı (dolar) Hazine Müst. 1956-2006 Turistik yatak sayısı Kültür ve Turizm Bak. 2005 Kişi başına işletme sayısı TÜİK 2004 İşgücünün üretkenliği (GSYİH / istihdam) TÜİK 2000 YENİLİK KAPASİTESİ Toplam patent başvurusu Türk Patent Ens. 2000-2006 Toplam faydalı ürün başvurusu Türk Patent Ens. 2000-2006 Toplam endüstriyel tasarım başvurusu Türk Patent Ens. 2000-2006 Toplam marka başvurusu Türk Patent Ens. 2000-2006 Yüksek ve orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip sektörlerde işletme sayısının toplam işletme sayısına oranı TÜİK 2004
Yüksek ve orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip sektörlerdeki istihdamın toplam istihdama oranı
TÜİK 2004
ALTYAPI VE ERİŞİLEBİLİRLİK
Kanalizasyon şebekesine bağlı nüfusun belediye nüfusu içindeki payı TÜİK 2004 Katı atık hizmeti verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı TÜİK 2004 Arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı TÜİK 2004 Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı
TÜİK 2004
Karayolu yoğunluğu (km2ye düşen il, devlet, otoyol uzunluğu ) TÜİK 2004 On bin kişiye düşen hastane yatağı sayısı TÜİK 2005 İldeki ADSL abonelerinin Türkiye toplamına oranı Telekom A.Ş. 2006 Erişilebilirlik (en yakın büyük kent merkezine, havaalanına, limana uzaklık)
Karayolları Gn. Md., Denizcilik Müst., DLH Gn. Md.
2006
BEŞERİ SERMAYE Nüfus TÜİK 2000 Toplam yaş bağımlılık oranı TÜİK 2000 Okuma yazma bilenlerin oranı (6 yaş ve üzeri nüfus) TÜİK 2000 Yüksek öğretim mezunlarının oranı (toplam nüfus içinde) TÜİK 2000 İşgücünün nüfusa oranı TÜİK 2000 SOSYAL SERMAYE On bin kişiye düşen vakıf sayısı Vakıflar Gn. Md., 2006 On bin kişiye düşen dernek sayısı Mahalli İdareler
Gn.Md. 2006
342 Kullanılan değişkenlere ilişkin işlenmemiş veriler EK 1 ve EK 2 ‘de yer almaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 185
6.4.2. Analiz tekniği ve uygulaması
Yukarıda belirtilen 30 adet değişkenden yararlanılarak bölgelerin rekabet
edebilirlik düzeyinin tek bir bileşik endeks şeklinde tespit edilebilmesi için Temel
Bileşenler Analizi (TBA) tekniği kullanılmıştır. TBA, analiz konusu değişkenler
arasında görülen istatistikî ilişkilerin, bir ya da bir kaç temel faktörün etkisi
sonucunda meydana geldiği varsayımı üzerine kurulmuş çok değişkenli istatistiksel
bir teknik olup bölgelerin rekabet edebilirlik ve gelişmişlik düzeylerinin tespitinde
kullanılan temel istatistikî yöntemlerden biri olarak görülmektedir.343
TBA tekniğinin temel özellikleri, çok sayıdaki özelliklerin belli bir nitelik
yönünden özetlenmesine ve ortak niteliklerden bir soyutlama yapılabilmesine imkân
vermesi, çok sayıda ve farklı boyuttaki bilgi setinin kapsadığı temel ve ortak anlamı
veya bilgi özünü açığa çıkarabilmeyi sağlaması, değişkenler arası bağımlılık yapısını
gidermesi ve diğer geleneksel endeks tekniklerinin aksine değişkenlere
uygulamacının isteğine bağlı olabilecek ağırlıklar verilmesini engelleyerek
objektifliği artırmasıdır.
TBA ile, aralarında korelasyon bulunan p sayıda değişkenin açıkladığı yapı,
aralarında korelasyon bulunmayan, sayıca orijinal değişken sayısından daha az
sayıda (p≥k) olan ve orijinal değişkenlerin doğrusal bileşenleri olan k adet değişkenle
ifade edilebilmektedir. Toplam değişkenliğin önemli bir kısmı, k adet bileşen
tarafından açıklanabildiğinden k orijinal p değişkenlerini temsil edebilmektedir. Bu
çerçevede, analiz sonucunda üretilen k değişkenlerine “temel bileşenler”
denilmektedir. 344 Özdeğeri 1’den büyük olan temel bileşenler, verinin temel
boyutlarını ortaya çıkarmakta ve önemli oranda bilgi de içermektedirler. Birinci
temel bileşen en çok, diğer temel bileşenler ise gittikçe azalan miktarlarda toplam
varyansı açıklamaktadır. Bu bağlamda, birinci temel bileşen tüm değişkenlere etki
eden ve birlikte değişimlerini sağlayan genel nedensel faktör olarak kabul
edilmektedir.345
343 Piekkola, 2006:68; Kovacs and Lukovics, 2006:1; Dinçer ve Özaslan, 2004:33 344 Temel Bileşenler Analizi Tekniğinin matematiksel gösterimi ve işleyişine ilişkin özet bilgiler Kutu 6.3.’de yer almaktadır. 345 Dunteman, 1989:5-8
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 186
Kutu 6.3. Temel Bileşenler Analizi Tekniği
Çok sayıda nesne ve bu nesnelere ilişkin özellikleri içeren analizlerde, değişken sayısının fazla olması ve bu değişkenlerin bir çoğunun birbiriyle ilişkili (bağımlı) olması analiz sürecini güçleştirmektedir. Bu gibi durumlarda, sonuçların yorumlanması ve özetlenmesi için başvurulan çok değişkenli istatistiksel analiz tekniklerden en önemlisi Temel Bileşenler Analizi (Principle Component Analysis)’dir.
Temel Bileşenler Analizi (TBA), analiz konusu değişkenler arasında görülen istatistikî ilişkilerin, bir ya da bir kaç temel faktörün etkisi sonucunda meydana geldiği varsayımı üzerine kurulmuştur. TBA kullanılarak değişkenler arası bağımlılık yapısının yok edilmekte ve boyut indirgemesi sağlanmaktadır.
Temel Bileşenler Analizinde temelde aşağıdaki adımlar izlenmektedir.
* n ölçümündeki p değişkene ait veri matrisi standartlaştırılmakta, X1,1 X1,2 ..….. X1,n X2,1 X2,2 .…... X2,n
X= . . .….... ….. Xp,1 Xp,2 …….. Xp,n
Z1,1 Z1,2 ..….. Z1,n Z2,1 Z2,2 .…... Z2,n
Z= . . .….... ….. Zp,1 Zp,2 …….. Zp,n
Y1 = a11 Z1 + a21 Z2 + .....+ ap1 Zp Y2 = =a12 Z1 + a22 Z2 + ..... + ap2 Zp ... .... ........ Yp = a1p Z1 + a2p Z2 + ..... + app Zp
* Standartlaştırılmış veri matrisinin özdeğerleri ( 0...21 ≥≥≥≥ pλλλ ) ve özvektörleri (e1, e2, ... ep) bulunmakta,
* Temel bileşenlerin varyansları ve kovaryansları hesaplanmakta;
Var(Yi) = Var((ai)tZ) = (ai)tSai = (ai)tRai Cov(Yi,Yk) = (ai)tSak = (ai)tRak dır.
Y1,Y2,...,Yp; standartlaştırılmış Z1, Z2,…., Zpvektörlerinin p tane doğrusal birleşimi, ya da temel bileşeni
aij; Temel bileşen yükleri, (Temel bileşenlerin değişkenlere varyans katkısını gösteren ağırlıklardır.Temel bileşenleri, değişkenlerin hangi ağırlıklarla tanımladıklarını göstermektedir.)
X; n ölçümdeki p değişkenden oluşan veri matrisi
Z; n ölçümdeki p değişkenden oluşan standartlaştırılmış veri matrisi
i=1,2,…,p k= 1,2,…,p S; standartlaştırılmış veri matrisinin kovaryans matrisi R; standartlaştırılmış veri matrisinin korelasyon matrisi
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 187
Sonuçlar;
Y1=A11Z1+A21Z2+.....+AP1ZP
MaxVar(Y1) = (a1)t Ra1 Yi =(ei)tZ= e1i Z1 + e2i Z2 + .....+ epi Zp
Var(Yi) = (ei)tRei = Cov(Yi, Yk) =(ei)tRek = 0
Kaynak: Tatlı, 1992:122-126; Dinçer ve Özaslan, 2004:35-41
Çalışmada bölgelerin rekabet edebilirlik düzeyi genel nedensel faktör olarak
kabul edilmekte ve birinci temel bileşenin bölgelerin rekabet edebilirlik düzeylerini
ortaya koyacağı öngörülmektedir.
Bu çerçevede gerçekleştirilen analizde346 öncelikle, çok farklı birimlerde ve
büyüklüklerde olan değişkenleri standartlaştırmak üzere değişkenlerin sayısal
değerlerinden, aritmetik ortalamaları çıkarılıp, standart sapmalarına bölünmüştür.
Böylelikle her değişken ortalaması 0 varyansı 1 olacak şekilde standartlaştırılmıştır.
346 Temel Bileşenler Analizi SPSS 13.0 bilgisayar programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Her birini oluşturan değişkenlerin, ne şekilde ağırlıklandırıldığını gösteren yükleri (ai vektörleri), söz konusu temel bileşene karşılık gelen öz değerlerin standartlaştırılmış öz vektörüdür (eivektörleri, ai=ei).Varyansları, her birine karşılık gelen korelasyon matrisinin öz değerine eşittir,
k=1,2,…,p k’ıncı temel bileşenin açıkladığı değişkenlik oranı
Temel bileşenler (Yi);birbirinden bağımsızdır,
Temel bileşenler, bağımlı yapıdaki orijinal değişkenlerin birbirinden bağımsız ve varyansları toplam sistem varyansını en iyi açıklayan doğrusal birleşimleri olacak şekilde seçilecektir
Y1; Birinci temel bileşen, toplam varyansa katkısı maksimum olacak şekilde Z1,Z2,...,Zp 'lerin doğrusal birleşimleri olarak belirlenmektedir.
Y2;, İkinci temel bileşen, birinci temel bileşenden bağımsız olarak, birinci temel bileşenin açıkladığı varyanstan sonra geriye kalan toplam varyansa katkısı maksimum olacak şekilde ve birbirindenbağımsız olarak aşağıda gösterildiği gibi saptanmaktadır.
a1 vektörü birinci temel bileşenin varyansını maksimum yapacak şekilde belirlenmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 188
Analiz sonucunda 30 adet değişken için temel bileşen değerleri üretilmiştir.
Düzey 2 bazında yapılan analiz değerlendirildiğinde elde edilen 30 adet temel
bileşenden 5 tanesinin özdeğeri birden büyüktür ve bu bileşenler toplam
değişkenliğin yüzde 85,92’sini açıklamaktadır. Birinci temel bileşen, verideki toplam
değişkenliğin yüzde 54,06’sını tek başına açıklamaktadır ve veri setinin sahip olduğu
bilginin önemli bir bölümünü içermektedir. İller bazında yapılan analizde ise temel
bileşenlerden 7 tanesinin özdeğeri, birden büyük olup toplam değişkenliğin yüzde
86,51’ini açıklamaktadır. Birinci temel bileşen verideki toplam değişkenliğin yüzde
42,82’sini tek başına açıklamaktadır. Bu açıklama oranları, araştırmada beş farklı
alanda, 30 adet değişken kullanılması, ülke düzeyindeki farklar ve benzer
uygulamaların sonuçları dikkate alındığında yüksek düzeyde bulunmaktadır. Temel
bileşenlerin özdeğerleri ve açıklama oranları EK 3 ve EK 4’de verilmiştir.
6.4.3. Bölgesel rekabet edebilirlik analizi sonuçları ve değerlendirilmesi
Düzey 2 bölgeler ve iller bazında yapılan analizde, birinci temel bileşenin,
her bir değişken için atadığı yükler incelendiğinde; ADSL abone oranı, toplam açılan
kapanan firma sayısı, toplam faydalı ürün, patent, endüstriyel tasarım, marka
başvurusu, sanayi istihdamının toplam istihdama oranı, yıllık ortalama dış ticaret,
yüksek öğretim mezunlarının oranı ve istihdamın GSYİH’ya oranı değişkenlerinin
bölgesel rekabet edebilirliği en çok belirleyen değişkenler olduğu görülmektedir (EK
5, EK 6).
Analiz sonucunda, bölgesel rekabet edebilirlik endeksi değerlerine göre
Düzey 2 bölgeler ve iller sıralanmış, endeks değerindeki değişimler, kırılma noktaları
dikkate alınarak, iller ve bölgeler arasındaki rekabet edebilirlik farklarını gerekli
detayda ortaya koyabilmek üzere, altı kademe şeklinde sınıflandırılmışlardır. Birinci
kademe rekabet edebilirlik açısından en iyi düzeydeki bölgeleri, altıncı kademe ise
en zayıf durumdaki bölgeleri ifade etmektedir. Analiz sonuçları, coğrafi bilgi
sistemlerinden yararlanılarak oluşturulan tematik haritalarda rekabet edebilirlik
kademeleri ve bu kademelerde yer alan bölge ve il sayıları itibariyle gösterilmektedir
(Harita 6.1, 6.2.).
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 189
Harita 6.1. Düzey 2 Bazında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kademelenmesi
elenmesi
Harita 6.2. İller Bazında Rekabet Edebilirlik Kademelenmesi
Bölgesel rekabet edebilirlik analizi sonuçları Düzey 2 bölgeler bazında
incelendiğinde; İstanbul, Ankara, Bursa üçgenindeki TR10, TR51, TR41 ve TR42
Düzey 2 bölgeler ile TR31 (İzmir) Düzey 2 bölgesi birinci kademe rekabet edebilir
bölgeler arasında yer almaktadır. İkinci kademedeki bölgeler ise, İstanbul’un ardıl
alanında yer alan TR21 bölgesi ve Adana’nın başı çektiği TR62 bölgesidir. Üçüncü
kademede ise özellikle turizm açısından önemli potansiyele sahip TR32 ve TR61
bölgeleri, Çanakkale ve Balıkesir İllerinin yer aldığı TR22 bölgesi ile büyük sanayi
yatırımları nedeniyle öne çıkan TR81 bölgesi yer almaktadır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 190
Dördüncü kademede ise, son dönemde yeni sanayi odağı olarak nitelenen
illerin de içerisinde yer aldığı TR33, TR52, TRC1, TR83, TR72 bölgeleri yer
almaktadır. Üçüncü ve dördüncü kademedeki bölgeler arasında Kayseri, Konya,
Gaziantep, Denizli, Samsun ve Çorum illeri öne çıkmaktadır. Beşinci kademe
bölgeler ise, Ankara İlinin doğusunda kuzey güney hattında yer alan TR71 ve TR 82
bölgeleri ile Sivas İlinin doğusundan başlayıp Muş İline kadar ki kuzey güney
hattında yer alan TRB1, TR63, TR90, TRA1, TRC2 bölgeleridir. Son olarak, altıncı
kademede yer alan bölgeler ise gelişmişlik açısından da en geride olan ülkemizin
doğu ve güney doğu sınırındaki TRC3, TRA2 ve TRB2 bölgeleridir.
Tablo 6.8 ve 6.9’de ortaya konan bölge ve il sıralamaları ile kademeleri,
mevcut değişken seti sonucunda oluşan değerlerdir ve görece olarak farklılıkları
yansıtmak amacıyla üretilmişlerdir. Değişken setinin farklılaştırılması ya da yeni
veriler eklenmesi sıralama ve kademelenmelerde değişikliklere neden
olabileceğinden çıkan sonuçların mutlak olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Tablo 6.8. Düzey 2 Bazında Bölgesel Rekabet Edebilirlik Sıralaması
Kademe Düzey 2 Kodu Bölgede Yer Alan İller Sırası Endeks
Değeri TR10 İstanbul 1 3,42093 TR51 Ankara 2 1,66808 TR31 İzmir 3 1,1137 TR41 Bursa, Eskişehir, Bilecik 4 0,9722
1
TR42 Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ,Yalova 5 0,87302 TR21 Tekirdağ, Edirne, Kırklareli 6 0,42107 2 TR62 Adana, Mersin 7 0,21375 TR32 Aydın, Denizli, Muğla 8 0,05873 TR61 Antalya, Isparta, Burdur 9 0,03484 TR22 Balıkesir, Çanakkale 10 0,03134 3
TR81 Zonguldak, Karabük, Bartın 11 0,01765 TR33 Manisa, Afyon, Kütahya,Uşak 12 -0,09938 TR52 Konya, Karaman, 13 -0,14037 TRC1 Gaziantep, Adıyaman, Kilis, 14 -0,26985 TR83 Samsun, Tokat, Çorum,Amasya 15 -0,30907
4
TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat 16 -0,32795 TR71 Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir 17 -0,4105 TR82 Kastamonu, Çankırı, Sinop 18 -0,42258 TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl,Tunceli 19 -0,51283 TR63 Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye 20 -0,52887 TR90 Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane 21 -0,53956 TRA1 Erzurum, Erzincan, Bayburt 22 -0,7207
5
TRC2 Şanlıurfa, Diyarbakır, 23 -0,79371 TRC3 Mardin, Batman, Şırnak,Siirt 24 -1,16792 TRA2 Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan 25 -1,24127 6 TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkâri 26 -1,34074
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 191
Tablo 6.9. İller Bazında Rekabet Edebilirlik Sıralaması
Kademe İller Sırası Endeks Kademe İller Sırası Endeks Değeri
İSTANBUL 1 6,16789 KASTAMONU 41 -0,13742ANKARA 2 2,7053 ARTVİN 42 -0,16647İZMİR 3 1,86743 HATAY 43 -0,1858 BURSA 4 1,67339 ÇANKIRI 44 -0,19244
1
KOCAELİ 5 1,63209 AMASYA 45 -0,20657TEKİRDAĞ 6 0,9983 AFYON 46 -0,2268 ESKİŞEHİR 7 0,92035 OSMANİYE 47 -0,23403YALOVA 8 0,92002 MALATYA 48 -0,24645ADANA 9 0,68481 KİLİS 49 -0,26586SAKARYA 10 0,63157 KIRŞEHİR 50 -0,30839BOLU 11 0,60987 SİNOP 51 -0,32786
2
ANTALYA 12 0,57105 TUNCELİ 52 -0,34966MUĞLA 13 0,4678 SİVAS 53 -0,36156KIRKLARELİ 14 0,43489
4
BARTIN 54 -0,36438KARABÜK 15 0,39297 ERZİNCAN 55 -0,4005 KAYSERİ 16 0,39277 TOKAT 56 -0,44968ZONGULDAK 17 0,37098 K.MARAŞ 57 -0,45391KIRIKKALE 18 0,36765 NİĞDE 58 -0,46217BALIKESİR 19 0,33675 AKSARAY 59 -0,48985KONYA 20 0,3355 ERZURUM 60 -0,52407MANİSA 21 0,32265 GİRESUN 61 -0,53069EDİRNE 22 0,31028 DİYARBAKIR 62 -0,53157DÜZCE 23 0,2989 ORDU 63 -0,57309MERSİN 24 0,28543 BAYBURT 64 -0,60691GAZİANTEP 25 0,2777 YOZGAT 65 -0,66416BİLECİK 26 0,24575 ŞANLIURFA 66 -0,67427DENİZLİ 27 0,24095 GÜMÜŞHANE 67 -0,71108ISPARTA 28 0,22076
5
ADIYAMAN 68 -0,71683ÇANAKKALE 29 0,21266 KARS 69 -0,79905AYDIN 30 0,21223 ARDAHAN 70 -0,8544 SAMSUN 31 0,08326 SİİRT 71 -0,85659BURDUR 32 0,05914 IĞDIR 72 -0,86446
3
KÜTAHYA 33 0,01939 BİNGÖL 73 -0,8678 ÇORUM 34 -0,05969 BATMAN 74 -0,95895UŞAK 35 -0,05977 MARDİN 75 -1,01877NEVŞEHİR 36 -0,06283 VAN 76 -1,05361TRABZON 37 -0,07893 BİTLİS 77 -1,0743 KARAMAN 38 -0,0992 HAKKÂRİ 78 -1,12002RİZE 39 -0,12304 ŞIRNAK 79 -1,13595
4
ELAZIĞ 40 -0,13532 AĞRI 80 -1,29745
6
MUŞ 81 -1,38794
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 192
Şekil 6.3. Temel Kriterler Bazında Bölgel erin ve İllerin Karşılaştırılması
Temel Kriterler Bazında Bölgelerin ve İllerin Karşılaştırılması
Yenilikçilik Kapasitesi
Altyapı ve Erişilebilirlik
Beşeri Sermaye
Sosyal Sermaye
Düzey 2 Bölgeler İller
Düzey 2 Bölgeler İller
Düzey 2 Bölgeler İller
Düzey 2 Bölgeler İller
Düzey 2 Bölgeler İller
İktisadi Yapı
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 193
Harita 6.3. İktisadi Yapı Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması
Harita 6.4. İktisadi Yapı Açısından İllerin Karşılaştırılması
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 194
Harita 6.5. Yenilikçilik Kapasitesi Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması
Harita 6.6. Yenilikçilik Kapasitesi Açısından İllerin Karşılaştırılması
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 195
Harita 6.7. Altyapı ve Erişilebilirlik Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması
Harita 6.8. Altyapı ve Erişilebilirlik Açısından İllerin Karşılaştırılması
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 196
Harita 6.9. Beşeri Sermaye Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması
Harita 6.10. Beşeri Sermaye Açısından İllerin Karşılaştırılması
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 197
Harita 6.11. Sosyal Sermaye Açısından Düzey 2 Bölgelerin Karşılaştırılması
Harita 6.12. Sosyal Sermaye Açısından İllerin Karşılaştırılması
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 198
Çalışmada, Düzey 2 bölgeler ve illerin rekabet edebilirlik açısından
sıralanmasının yanında, rekabet edebilirliğin beş temel unsuru açısından da
karşılaştırılması yapılmıştır. Bu amaçla, her bir kriter altında yer alan değişkenler
için Temel Bileşenler Analizi uygulanmıştır. Analizlerin sonuçları Şekil 6.3 ve
Harita 6.3-6.12’de Düzey 2 bölgeler ve iller bazında verilmektedir. Haritalarda,
bölgelerin ve illerin iktisadi yapı, yenilikçilik kapasitesi, altyapı ve erişilebilirlik,
beşeri sermaye ve sosyal sermaye açısından görece olarak durumları
gösterilmektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlik açısından en uygun iktisadi yapıya sahip bölgeler
arasında ilk sırayı İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Tekirdağ İllerinin
liderliğinde TR10, TR51, TR31, TR42, TR21 Düzey 2 bölgeleri almaktadır.
Ardından Adana, Antalya ve Muğla illerinin öne çıktığı TR62, TR32 ve TR61
bölgeleri ile TR81 ve TR22 bölgeleri gelmektedir. Antalya ve Muğla’nın öne
çıkmasında özellikle turizm sektörünün, TR81 bölgesinde ise Zonguldak ve
Karabük’teki sanayi istihdamının görece olarak ağırlığının etkili olduğu
düşünülmektedir. TR33, TR52, TR71, TR63, TRC1 bölgeleri ise orta düzeyde yer
alan bölgelerdir. Ardından TR83, TR72, TRB1, TR90, TR82, TRC2 bölgeleri
gelmekte olup TRA1, TRC3, TRA2 ve TRB2 bölgeleri ise mevcut iktisadi yapıları
açısından rekabette en çok zorlanacak bölgeler olarak değerlendirilmektedir.
Bölgelerin yenilikçilik kapasitesi değerlendirildiğinde; İstanbul'un büyük
farkla önde olduğu, ardından Bursa, Ankara, İzmir, Konya İllerinin yer aldığı TR41,
TR51, TR31 ve TR52 bölgelerinin geldiği görülmektedir. TR42, TR72, TR62,
TR21ve TR33 orta düzeyde olarak nitelenebilecek bölgeler arasındadır. Ardından ise
TR71, TRC1, TR83, TR32, TR22, TR61 ve TR63 bölgeleri gelmektedir. Bu iki
kademedeki bölgeler arasında Kayseri, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Eskişehir,
Adana, Manisa, Kırıkkale, Gaziantep, Çankırı, Düzce, Bolu İlleri öne çıkmaktadır.
Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu’daki Düzey 2 bölgelerin büyük bir çoğunluğu ile
Doğu Anadolu'nun tamamındaki Düzey 2 bölgeler yenilikçilik kapasitesi açısından
çok zayıf düzeyde bulunmaktadır.
Altyapı ve erişilebilirlik durumu açısından İstanbul, Ankara, İzmir İllerinin
ardından TR42, TR41, TR81, TR62, TRC1, TR21, TR22 Düzey 2 bölgeleri
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 199
gelmektedir. TRC2, TR33, TR83, TR82, TRB1, TR32 bölgeleri orta düzeyde, TR72,
61, TRA1, TR71, TR63,TR52, TR90 bölgeleri ise orta düzeyin altında yer
almaktadır. TRC3, TRA2, TRB2 bölgeleri ise gerek altyapının varlığı gerekse
erişilebilirlik açısından en sonda yer almaktadır. Altyapı ve erişilebilirlik kriterindeki
sonuçlar diğer iki kritere göre kıyaslandığında, en zayıf düzeydeki bölgeler hariç
olmak üzere daha fazla homojenlik söz konusudur.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya illerinin yer aldığı TR10, TR51, TR31 ve
TR61 bölgeleri beşeri sermaye açısından en iyi düzeyde olan bölgelerimizdir.
Ardından TR21, TR32, TR41, TR42, TR22, TR33 bölgeleri ve TR33, TR81, TR90,
TR62, TR52 bölgeleri gelmektedir. Başkent Ankara’nın bulunduğu hattan doğuya
doğru gidildiğinde beşeri sermaye düzeyi kademeli olarak düşmektedir. Analizde
belirli bir ortak amaç çerçevesinde bir araya gelebilme yeteneği olarak
değerlendirilen sosyal sermaye, ülkemizin batı ve kuzey kesimlerindeki bölgelerde
daha yüksek düzeye sahipken özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu da yer
alan Düzey 2 bölgelerde çok düşük düzeylerde kalmaktadır. Bu kriterin belirli
bölgelerde ve illerde yüksek çıkmasında hemşerilik bilincinin ve bu çerçevede
kurumlaşmanın özellikle etkili olduğu değerlendirilmektedir.
Değerlendirme Sonuçları Çerçevesinde Strateji ve Politika Önerileri
Bölgesel rekabet edebilirlik analizi sonuçları bölgelerimiz arasında mevcut
olan çok derin rekabet edebilirlik farkını ortaya koymaktadır. Küreselleşen ekonomik
ortamın gerekleri ve AB’ye uyum süreci, ulusal rekabet gücümüzü artırmak üzere
gelişmiş bölgelerimizin dünya ile rekabet edebilecek düzeye taşınmasını gerekli
kılmaktadır. Bununla birlikte, gelişme güçlüğü çeken bölgelerimizin ise ülke
ortalamasına yakınsamasını sağlamak ve en azından ülke pazarına entegrasyonunu
geliştirmek üzere bu bölgelerin de rekabet edebilirliklerinin artırılması
gerekmektedir.
Bu nedenle bölgesel politika kapsamında izlenecek yaklaşımda, tüm
bölgelerin büyüme sürecine katılması, geri kalmış bölgelerin ulusal ekonomik
kalkınma hedefine uzun dönemde katkı sağlamaları ve ekonomik, sosyal ve
mekânsal uyumun sağlanması için gerekli koşulların oluşturulması hususları esas
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 200
alınmalıdır. Bu yaklaşım doğrultusunda, her bölgenin kendine has içsel faktörlere
dayalı olarak gelişmesi için gerekli koşulların oluşturulmasına destek verilmeli, farklı
bölgelerin sosyo-ekonomik durumlarına uygun farklılaştırılmış bölgesel kalkınma
yaklaşımı ve araçlarının kullanımı sağlanmalıdır.
Bu çerçevede bölgelerin rekabet edebilirlik düzeyi, gelişmişlik durumu ve
ekonomik yapısı açısından farklılaştırılmış üç temel gelişme stratejisi izlenmesinin
doğru olacağı düşünülmektedir:
1- Rekabet edebilirlik açısından birinci ve ikinci kademede yer alan
Düzey 2 bölgelerin, bilgi ekonomisi temelinde rekabet edebilirlik düzeyinin
geliştirilerek, ulusal düzeyde büyüme ve istihdama katkılarının artırılması
gerekmektedir.
Belirli düzeyde bilgi altyapısı bulunan, yenilik üretme kapasitesine sahip
girişimlerin olduğu ve belirli bir gelişme eşiğini ve ivmesini yakalamış olan bu
bölgelerin ulusal ve küresel ölçekte rekabet güçlerinin artırılması sonucunda
oluşturacakları gelir ve istihdam etkisiyle ülkemizin genel ekonomik performansına
en yüksek katkıyı sağlaması beklenmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş bölgelerde
yüksek eksenli rekabet edebilirliği sağlamak üzere;
- Gelişme potansiyeli yüksek sektörlerde uzmanlaşma, kümelenme ve iş
ağlarının kurulmasının desteklenmesi,
- Bilgi toplumu altyapısının oluşturulması ve KOBİ’lerin ulusal ve küresel
pazara ve bilgiye erişiminin geliştirilmesi için bilgi iletişim teknolojisi altyapısının
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
- Hazırlanacak bölgesel yenilik stratejileri temelinde, teknoloji ve yeniliklerin
geliştirilmesi ve transferini sağlamak üzere, bilim parkları, mükemmeliyet
merkezleri, teknoparklar gibi fiziksel yatırımların yapılması, mevcutların
desteklenmesi,
- Bilgi temelli ekonominin oluşturulması için Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi, bilgi ve teknoloji üreten kurumlar (üniversiteler, enstitüler) ile onu
kullanan sanayi işletmeleri arasında operasyonel ağlar kurulması,
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 201
- İnsan kaynaklarının, bilgi toplumu temelinde ve işgücü piyasasının
gelecekte talep edeceği uzmanlıklar doğrultusunda geliştirilmesi
- Risk sermayesi gibi finansal mekanizmalarla yeni iş fikirlerinin hayata
geçirilmesi ve yaygınlaştırılmasının sağlanması uygun olacaktır.
2- Üçüncü ve dördüncü kademede yer alan Düzey 2 bölgelerde yerel
dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması için girişimcilik
altyapısı ile sosyal ve fiziki altyapının geliştirilmesi gerekmektedir.
Bu bölgelerin yerel girişimcilik, bilgi ve beceri birikimi ve belirli sektörlerde
uzmanlaşmalar temelinde yerel kaynaklarını ve mevcut potansiyellerini harekete
geçirebilmeleri için desteklenmesi gerekmektedir. Özellikle esnek ve dinamik üretim
yapılarıyla değişen koşullara kolay ayak uydurabilen KOBİ’lere dayalı bir kalkınma
modeli bu bölgelerin ulusal ve küresel piyasalara entegre olabilme şansını artıracak
ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini temin edecektir. Bu çerçevede, bu tip bölgelerde
içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanabilmesi için;
- Karşılaştırmalı/rekabetçi üstünlüklerin artırılması amacıyla bölgesel ve yerel
ulaşım altyapısının geliştirilmesi,
- Yatırım ortamını iyileştiren ve yaşam kalitesini artıran kentsel ve çevre
altyapılarının geliştirilmesi,
- Dinamik ve yüksek katma değer yaratabilen sürükleyici sektörler temelinde
yatırım promosyonunun sağlanması için Kalkınma Ajansları koordinasyonunda
bölgesel/yerel inisiyatiflerin desteklenmesi,
- KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu iş destek hizmetleri sunumu için ihtisaslaşmış
iş destek birimlerinin Kalkınma Ajanslarının koordinasyonunda, kamu-özel kesim
ortaklıkları ile oluşturulması,
- Sürükleyici sektörlerin belirlenmesi, sürükleyici sektör temelinde
girişimciliğin geliştirilmesi ve yeni iş olanaklarının oluşturulması için kuluçka
mekanizmalarının oluşturulması, yeni işletmeler için çekirdek sermayesi
uygulamalarının geliştirilmesi,
- İnsan kaynaklarının gelişen ekonomik yapının dinamiklerine uygun olarak
geliştirilmesi uygun olacaktır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 202
3. Beşinci ve altıncı kademede yer alan, ekonomik kalkınma açısından
dezavantajlı durumda bulunan ya da dönüşüm sürecinde olan Düzey 2
bölgelerin ülke ekonomisine entegrasyonu ve sosyo-ekonomik problemlerin
çözümü sağlanmalıdır.
Bölgesel gelişmişlik farkları ve rekabet düzeyleri açısından en geride bulunan
bölgeler ile mevcut ekonomik yapısı dönüşme sürecinde olan bölgelerin ülke geneli
ile ekonomik sosyal uyumunun sağlanması için yakınsama temelli stratejilerin
uygulanması gerekmektedir. Gelişme potansiyelini iyi değerlendirememiş ve kamu
sanayi yatırımlarına dayanan ancak mevcut ekonomik koşullara tam uyum
sağlayamayan bu bölgelerde uzmanlaşma alanlarının dönüştürülmesi, işgücünün yeni
becerilerle donatılması, insan kaynakları ve altyapının geliştirilmesi amaçlanmalıdır.
Bu kapsamdaki bölgelerde klasik düşük eksenli rekabet edebilirlik stratejilerine ilave
olarak;
- Bölgelerin gelişmelerinin önündeki engellerin kaldırılması için öncelikle
temel fiziksel ve sosyal altyapının geliştirilmesi,
- Değişen ekonomik yapı ve piyasanın taleplerine uygun yeni iş becerilerinin
geliştirilmesi, istihdam edilebilirliğin artırılması ve gelir kaynaklarının
çeşitlendirilmesi,
- İç göç hareketlerinin sosyal, ekonomik ve kentsel gelişme bakımından
uyumlu ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulması, yoğun göç alan bölgelerde ise
dışlanmayı önleyecek, kentlileşme bilincini geliştirecek, sosyal uyumu
kolaylaştıracak sosyal içerme politikalarının uygulanması,
- Kırsal kesimde ve az gelişmiş bölgelerde yoksullukla mücadele ve gelir
dağılımının iyileştirilmesi kapsamında girişimciliği ve ekonomik çeşitlenmeyi teşvik
eden yeni mikro kredi mekanizmalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
- Ülke ekonomik ağına entegre olamamış sınır bölgelerde sınır ticareti ve
sınır ötesi işbirliklerinin geliştirilmesi,
- Yöresel marka yaratmaya yönelik olarak, bölgeye özgü tarihi, kültürel ve
doğal varlıkların korunup değerlendirilmesi, yerele özgü ürün ve hizmetlerin iç ve
dış pazarlarda etkili tanıtımının sağlanması,
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 203
- Ekonomik yapının dönüşümü, girişimciliğin canlandırılması ve istihdamın
artırılması için yerel yönetimlerin önderliğinde kamu-özel ortaklıklarının teşvik
edilmesi ve KOBİ’lerin desteklenmesi,
- Doğal ve kültürel varlıkların korunması, başta turizm olmak üzere yerel
kaynakların ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Özellikle altıncı kademede yer alan bölgelerin gelişmişlik ve rekabet
edebilirlik düzeyleri ile ülke ortalaması arasında derin bir uçurum bulunmakta olup
başta ulusal kaynaklarımız olmak üzere gerekli finansman imkânları sağlanarak
uygulanacak bölgesel operasyonel programlar marifetiyle acil müdahalelerin
gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Böylece, bu tip bölgelerin ekonomik sistemden
dışlanması önlenecek ve sosyo-ekonomik açıdan ülkenin geri kalanına entegre
edilme süreci hızlandırılacaktır.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 204
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 205
SONUÇ VE ÖNERİLER Dokuzuncu Kalkınma Planı vizyonunun temel öğelerinden olan küresel
ölçekte rekabet gücüne sahip bir Türkiye’nin inşası için, uluslar arası düzeyde
rekabet gücüne sahip bölgelerin ve odakların geliştirilmesi, gelişme güçlüğü çeken
bölgelerin ise ekonomik ve sosyal açıdan ülkenin geri kalanına entegre edilmesi
gerekmektedir.
Bu kapsamda, çalışmanın genel olarak amacı; rekabet edebilirlik kavramının
ve bu kavram temelinde dünyada bölgesel politika alanında yaşanan dönüşümün
incelenip değerlendirilerek, ülkemiz bölgesel politikaları ve araçları açısından yeni
açılımlar ve öneriler ortaya konması olmuştur.
Çalışma üç alt amaç çerçevesinde yürütülmüştür. Öncelikle bölgesel rekabet
edebilirlik kavramı, teorik temelleri, bölgesel rekabet edebilirlik faktörlerinin neler
olduğu incelenmiş ve bölgelerin rekabet edebilirlik düzeylerinin nasıl ölçüldüğü
ortaya konmuştur. İkinci olarak, rekabet edebilirlik kavramı kapsamında dünyada
bölgesel politikanın evrimi değerlendirilerek, bölgesel rekabet edebilirlik stratejileri
ile araçları, gerek teorik olarak gerekse dünya örnekleriyle incelenmiştir. Son olarak,
ortaya konan teorik ve uygulama çerçevesi ışığında ülkemizdeki durum
değerlendirilerek öneriler getirilmiştir.
1. Genel Değerlendirme
Küreselleşme ve artan uluslar arası ticaret, firmaların, bölgelerin ve ülkelerin
küresel pazarda rekabet etmeleri gereğini artırmış, daha rekabete dayalı bir ortam
oluşturmuştur. Rekabet edebilirlik ise, geçtiğimiz on yılda firma düzeyinden
başlayıp, ülke ve bölge düzeyine kadar sıklıkla kullanılmaya başlanan bir kavram
haline gelmiştir. Bu çerçevede, son dönemde bölgesel rekabet edebilirlik kavramı
bölgesel politikaların en öncelikli gündem maddesinden birini oluşturmaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirlik kavramının öne çıkmasının üç temel nedeni
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi farklı bölgeler arasında yaşanan rekabet süreciyle
ilişkilidir. Uluslar arası gelişmeler ve yeni küresel pazar ortamında bilgiye dayalı
ekonominin hızlandırdığı yarış, rekabetçi iklimi artırmakta ve bölgelerin rekabete
daha açık hale gelmesine neden olmaktadır. Bölgeler, uluslar arası iş bölümünde
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 206
kendilerine üretken bir rol tanımlama, yatırım, girişimci, kalifiye işgücü ve yüksek
teknolojiyi kendilerine çekmek üzere yarışmaktadırlar.
Nitekim, düşük rekabet edebilirlik düzeyine sahip zayıf bölgeler duraklama,
gerileme ve kısmen de olsa piyasadan dışlanma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Ulusal düzeyde yapılacak kaynak transferleri bu süreci erteleyebilecek ancak verimli
yatırımlar olmaksızın geri çeviremeyecektir.
Bölgesel rekabet edebilirliğin öne çıkmasındaki ikinci temel husus ulusal
rekabet edebilirlik açısından bölgelerin rekabet gücünün önemidir. Güçlü uluslar
arası rekabetin yaşandığı bir dünyada bölgeler önemli bir rekabetçi avantaj haline
gelmiştir. Ulusal ekonominin mekânsal üretim desenini oluşturan ve bu bakımdan
yapı taşları olan bölgelerin rekabet edebilirlik düzeyinin yükseltilmesi, sonuçta ulusal
düzeyde rekabet gücünü ve refahı artıracaktır. Ülkelerin ulusal düzeydeki ekonomik
ve sosyal hedeflerine ulaşmaları için, mikro düzeydeki firma ile makro düzeydeki
ulusal ekonomi arasındaki tamamlayıcı ara (mezo) kademeyi oluşturan rekabetçi ve
dinamik bölgeleri olması gereklidir.
Bu bağlamda, bölgesel rekabet edebilirlikle ilgili üçüncü temel boyut ise,
firmaların rekabet edebilirlikleri ile bulundukları bölge arasındaki ilişkidir. Firmalar,
bulundukları bölgenin imkânları nedeniyle, fiziki girdilere, tedarikçilere, pazara,
ulaşım altyapısına yakınlık gibi bazı genel ve bölgeye özgü avantajlara sahip
olmaktadırlar. Bu nedenle, bir bölgenin rekabet gücü ve bu güçle ilişkili nitelikleri
bölgedeki firmaların başarılarını önemli ölçüde etkilemektedir.
Ancak, akademik ve politik çevrelerde ve uygulayıcılar nezdinde önem
kazanan bölgesel rekabet edebilirlik kavramının, tüm taraflarca kabul gören net bir
tanımı bulunmamakta, teorik çerçevesi ise farklı teorilere referansla ortaya
konulmaktadır. Bununla birlikte, bölgesel rekabet edebilirlik genelde üretkenlik
(verimlilik), büyüme, rekabet ve performans gibi ekonomi politikası terimlerini
içermekte, bölgelerin ihracat pazarındaki pay, sermaye ve işgücünün çekilmesi gibi
konularda diğerleriyle yarışması ve başarılı olması gereği vurgulanmaktadır.
Ayrıca, rekabet edebilirliği ortaya koyan tüm çevrelerce kabul gören ortak bir
dizi değişken ve faktör de bulunmamakta, değişik çalışmalarda rekabet edebilirliğin
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 207
farklı yön ve boyutları öne çıkarılmaktadır. Ancak, genel olarak rekabet edebilirlik
faktörleri iktisadi faaliyetin yapısı, yenilik ve öğrenme, altyapı ve erişilebilirlik,
beşeri sermaye ile yönetişim ve sosyal sermaye başlıkları altında
değerlendirilmektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlik konusuna verilen önemin artmasıyla birlikte
hükümetler, uluslar arası kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları bölgesel
farklarının sebeplerinin belirlenmesi ve bölgesel performansların geliştirilmesi için
rekabet edebilirliği sağlayan faktörlerin belirlenmesi, ölçülmesi ve kıyaslanması
konularında çalışmalarına ağırlık vermeye başlamışlardır. Bu konuda başta OECD ve
AB olmak üzere birçok ülkede de gerekli kurumsallaşma sağlanmıştır.
Bu çerçevede, bölgesel politikalarda gerekli dönüşümler yaşanmaya başlamış,
1990’ların başından günümüze devam etmekte olan dönemde, küresel rekabet
dinamiklerinin en üst düzeyde vurgulandığı, klasik rekabet unsurları yerine yenilik
ve bilgi toplumuna dayalı rekabetin öne çıktığı yeni bölgesel paradigma ortaya
çıkmıştır. Rekabet edebilirliğin artırılması için yürütülecek çalışmalar ise, bölgesel
kalkınma politikalarının kalbinde yer almaya başlamıştır. Yeni dönemde bölgesel
politikaların temel iki stratejik hedefi; bölgesel rekabet edebilirliğin artırılması ve
bölgesel farkların azaltılmasıdır. Bu çerçevede, bölgesel politikalar sadece geri
kalmış bölgelere yönelik olmayıp, gelişmiş bölgeler de politika hedefleri içinde yer
almaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesine dönük politikalara, sıfır
toplamlı bir oyun olarak bakılmamalı, düşük eksenli rekabet edebilirlik anlayışı
doğrultusunda sadece bölgenin ya da yörenin mevcut olanaklarının tanıtımı,
doğrudan sübvansiyonlar ve istisnalar ile ucuz ya da ücretsiz arsa ve bina temini gibi
araçlarla yatırımların ve kalifiye işgücünün bölgeye çekilmesi amaçlanmamalıdır.
Bunun yerine yüksek eksenli rekabet edebilirlik hedeflenmeli, eğitim,
öğretim, yenilikçilik, girişimciliğin teşvik edilmesi, yeni kurulan işletmelerin
desteklenmesi, iş danışmanlığı, koordinasyonun sağlanması ve altyapı yatırımları,
yerelde ve dış dünya ile ağların oluşturulması, erişilebilirlik ve iletişim imkânlarının
geliştirilmesi gibi konulara odaklanılmalıdır. Bu sayede, gelişmenin diğer bölgelere
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 208
de olumlu olarak yansıması ve tamamlayıcılığın sağlanmasına da katkı
sağlanabilecektir.
Bölgelerin rekabetçi üstünlüklere sahip olmaları ve bunu sürdürebilmeleri
için, yenilik kritik bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Yenilik politikaları ile bölgesel
politikalar arasındaki ilişki değerlendirildiğinde, bir yakınsama sürecinin yaşandığı
görülmüştür. Bölgesel kalkınma politikaları, yenilikle ilgili hedefler, öncelikler ve
araçlar içermeye başlamış, teknoloji ve yenilik politikaları kapsamında ise, yenilikle
ilgili faaliyetlerin bölgesel boyutuna giderek artan oranda önem verildiği
görülmüştür. Bu bağlamda, bölgesel düzeyde yenilikçiliğin geliştirilmesinde,
Bölgesel Yenilik Sistemi ve Bölgesel Yenilik Stratejileri ön plana çıkmaktadır.
Ayrıca, yüksek eksende bölgesel rekabet edebilirliği sağlamaya ve
yenilikçiliği geliştirmeye yönelik temel politika araçları olarak kümelenmeler,
teknoloji geliştirme ve yenilik merkezleri ile rekabet edebilirlik odaklarına verilen
önem artmıştır.
Yukarıda temel özellikleri ve araçları ortaya konan bölgesel rekabet
edebilirliğin geliştirilmesine dayalı yeni politika anlayışı, yönetişim anlayışında da
bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Farklı yönetim kademeleri arasında etkin ve
verimli bir ilişkinin kurulması, işbirliği ve katılımcılığı esas alan süreçlerin hayata
geçirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, birçok ülkede politikaların
koordinasyonunu sağlayacak mekanizmalar yatayda aynı düzeyde yer alan kurumlar
için oluşturulduğu gibi, dikeyde farklı yönetim kademeleri arasında da
oluşturulmaktadır. Bu konudaki ikinci temel boyut olarak, yerel ve merkezi
yönetimlerin ortam hazırlama, katalizör olma veya aracılık olarak nitelendirilebilecek
yeni rolleri önem kazanmıştır.
Bölgesel politikaları yenilikçilik ve yüksek eksenli bölgesel rekabet edebilirlik
stratejileri temelinde dönüştüren ve bu amaçla gerekli politika araçlarını geliştiren
ülkelerin başında gelmeleri nedeniyle, ülke örnekleri olarak Fransa ve Finlandiya
incelenmiştir. İki ülkede de bölgesel politikanın rekabet edebilirlik perspektifinde
dönüşümü sadece strateji ve politika düzeyinde kalmamış, bu hedefi hayata geçirmek
üzere çok başarılı programlar uygulamaya koydukları tespit edilmiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 209
Fransa’da uygulanmakta olan Rekabet Edebilirlik Odakları Programı (REO),
yenilikçilik ve girişimcilik temelinde bölgesel rekabet edebilirliğin geliştirilmesi için
önemli fırsatlar sunmuş ve bu çerçevede başarılı uygulama örnekleri arasında yer
almıştır. REO programının, seçilen kümelenmelerin olduğu bölgelerde firmaların
yenilikçilik kapasitelerinin desteklenmesi ve performanslarının geliştirilmesini
sağladığı, ayrıca firmalar, araştırma merkezleri ve yüksek eğitim kurumlar arasında
yürütülecek ortak projelerle, üçlü sarmal ilişkisinin kurulması ve geliştirilmesini
temin ettiği görülmektedir.
Finlandiya’nın son dönemde bölgesel rekabet edebilirliği sağlamak ve
geliştirmek üzere uyguladığı İhtisas Merkezleri Programı (İMP) ve Bölgesel
Merkezler Programı (BMP), bu alanda gerçekleştirilen öncü programlar arasında yer
almakta ve birçok boyutu ile ülkemiz açısından önemli deneyimler sunmaktadır. Bu
programlar, geçmişteki uygulamanın aksine, bölgelerin güçlü yönlerini harekete
geçirmeyi amaçlamaktadır. İMP’nin, yerel rekabetçi üstünlükleri bölgesel düzeyde
geliştirmek üzere kümelenmeler kapsamında işletmeler, üniversiteler ve araştırma
merkezleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, en üst düzeyde ihtisaslaşmaların
sağlanması, bölgeye yatırımın ve kalifiye işgücünün çekilmesi ve bölgenin Ar-Ge
faaliyetlerine kaynak tahsis etme kapasitesinin artırılması konularında önemli bir
örnek olarak görülmektedir.
BMP ise, farklı büyüklüklerde kentlerin güçlü bölgesel ve yerel merkezler
şeklinde geliştirilerek belirlenen bölgelerin rekabet edebilirliğinin artırılması,
böylelikle dengeli mekansal gelişmenin ve etkin bir mekansal organizasyonun
sağlanmasına hizmet etmektedir. Bölgesel merkezler, kendilerine has güçlü oldukları
alanlarda ihtisaslaşmakta, kalkınma ve rekabet edebilirlik temelinde bölgelerindeki
diğer yerleşimlerle işbirliği yapmaktadır.
Yürütülen bu programlar; üniversiteler, araştırma merkezleri ve iş
çevrelerinin aktif katılımı nedeniyle en iyi uygulama örneği olarak nitelenmektedir.
İhtisas Merkezleri Programının merkezinde işletmelere dayalı bir yaklaşım yer
almakta iken, Bölge Merkezleri Programı’nda bölgedeki merkez kent ve diğer
belediyeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede cazibe
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 210
merkezlerinin geliştirilmesi çalışmalarında yukarıda belirtilen deneyimlerden
yararlanılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Çalışmada ayrıca, AB uyum sürecinde ülkemiz bölgesel politikası açısından
referans olarak kabul edilen AB bölgesel politikası ve araçları rekabet edebilirlik
perspektifinden değerlendirilmiştir. AB’nin rekabet edebilirlik açığını kapatmak
üzere hazırlanan Lizbon Stratejisinde, bölgelerin rekabet edebilirliklerinin yenilik
temelinde geliştirilmesi üzerinde önemle durulmaktadır. Lizbon Stratejisinin bölgesel
politika tercihi değerlendirilecek olursa, Avrupa Birliğinin klasik uyum politikasının
dışında, hatta kimi zaman onunla çelişen yönleri de bulunan yeni bir politikaya
yöneldiği söylenebilir.
Bunun temel nedeninin, Avrupa’nın rekabet edebilirlik ve yenilik
konusundaki eksikliklerinin farkına vararak, yeni dönemde bütçe kaynaklarını ve
önceliklerini buna göre yeniden odaklamasının olduğu düşünülmektedir. Ancak, bu
tercihin nedenlerinden biri de AB içerisindeki geri kalmış bölgelerin dünyanın diğer
kesimlerinde düşük eksenli rekabet için daha uygun koşulları olan bölgeler ve ülkeler
ile rekabet etmekte zorlanmasıdır. Bu amaçla, AB bütün bölgelerinde rekabeti bir üst
düzeye çıkararak yüksek eksenli rekabet edebilirlik çerçevesinde yüksek işgücü
becerisi, gelir, katma değer, girişimcilik desteği, yenilikçilik, altyapı ve genel
ekonomik verimliliğin sağlanması ile rekabet edebilirliğini artırmayı
hedeflemektedir.
Yeni dönemde AB’nin bölgesel politikalarının yeni rekabet koşullarına uyum
sağladığını ve bununla paralel olarak yapısal fonlar, uyum fonu gibi araçlarının
yoğunlaştığı alanları ve öncelikleri buna göre etkin bir şekilde formüle ettiğini
söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çerçevede, AB’nin bölgesel politika
uygulamalarını, yol yapımı gibi temel altyapı projelerinden, girişimcilik ve
yeniliklerin desteklenmesi gibi fiziksel olmayan altyapı yatırımlarına kaydırmaya
başladığı görülmektedir.
Bu çerçevede, 2007-2013 dönemindeki üç temel hedeften biri Bölgesel
Rekabet Edebilirlik ve İstihdam olarak belirlenmiştir. Mevcut durumda uyum
politikası kapsamındaki bütçenin önemli bir bölümü hala yakınsama hedeflerine
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 211
aktarılmaktadır. Ancak, önümüzdeki dönemde Lizbon stratejisi çerçevesinde
desteklerin geri kalmış bölgelerde dahi, potansiyeli olan alanlara ve kalkınmanın
dinamosu olarak görülen kentlere daha fazla yönlendirilmesi beklenmektedir.
AB bölgesel politikasındaki bu önemli dönüşüm süreci, bölgeler için
yakınsama ve rekabet edebilirlik hedefleri çerçevesinde uyguladığı tematik ve
coğrafi odaklanma, ulusal düzeyde bölgesel kalkınma stratejilerimizin
şekillendirilmesinde kullanılabilecek önemli bir örnek niteliğindedir.
Çalışmanın son bölümünde ise, bölgesel rekabet edebilirlik konusunda
ülkemizdeki durum üç temel soru çerçevesinde ortaya konmuştur. Birinci olarak,
bölgesel rekabet edebilirliğe dönük stratejiler bölgesel politikalara ne düzeyde
yansımıştır? İkinci olarak, bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması için gerekli
araçlar mevcut mudur? Üçüncü olarak, Türkiye’deki bölgelerin rekabet edebilirlik
düzeyleri arasında ne ölçüde farklar bulunmaktadır ve bunun altında yatan faktörler
nelerdir ?
İlk soru kapsamında, Dokuzuncu Kalkınma Planına kadar olan dönemdeki
bölgesel politika yaklaşımı değerlendirildiğinde, ülkemizde belirlenen bölgesel
politikaların dünyadaki bölgesel politika eğilimleri ve dönemleri ile genel olarak
uyumlu olduğu; ancak, özellikle 1980 sonrası dönemde uygulamaya dönük boyutlar
açısından eksiklikler olduğu değerlendirilmektedir.
Dokuzuncu Kalkınma Planında ise, “rekabet edebilirlik” kavramı planın ana
omurgasını teşkil etmektedir. Bu çerçevede, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip,
bilgi toplumuna dönüşen bir Türkiye, plan vizyonunun temel unsurlarını
oluşturmaktadır. Plan; ulusal (makro), bölgesel (mezo) ve firma (mikro) düzeyi
olmak üzere üç temel düzeyde rekabet edebilirliğin artırılmasını hedeflemektedir.
Planın birinci ekseni İşletmelerin Rekabet Gücünün Yükseltilmesi, bölgesel
politikalarla ilgili dördüncü eksenini ise Bölgesel Gelişmenin Sağlanması
oluşturmaktadır. Planda bölgesel gelişme politikalarının, bir taraftan bölgelerin
üretim gücünü, verimliliğini yükseltmek suretiyle ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne
ve istihdama katkıyı artırma, diğer taraftan da gelişmişlik farklılıklarını azaltma
temel amacına hizmet edeceği belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle, Planın bölgesel
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 212
gelişme anlayışı hem rekabeti, hem de yakınsamayı politika ve uygulamaların
vazgeçilmez iki unsuru olarak görmekte, bunları birbirleriyle çelişen değil
birbirlerini besleyen iki süreç olarak görmektedir. Bunun doğal bir uzantısı olarak,
yeni bölgesel gelişme politikası sadece az gelişmiş ve kırsal nitelikli bölgelerin değil,
bütün bölgelerin niteliklerini, potansiyellerini ve rollerini bütüncül bir bakış açısı ile
ele almaktadır.
Dokuzuncu Kalkınma Planının Bölgesel Gelişmenin Sağlanması Ekseni,
bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanmasında etkili olan politika ve stratejiler
açısından değerlendirildiğinde, Planın yüksek eksende rekabet edebilirliği sağlamak
için gerekli olan girişimcilik, yenilikçilik, kümelenme, beşeri ve sosyal sermaye,
yönetişim ve cazibe merkezleri gibi temaları içerdiği ve bu alanlarda stratejiler ortaya
koyduğu görülmektedir.
Son dönemde, Türkiye’de bölgesel politika ve uygulamaların
şekillendirilmesinde AB’ye uyum süreci de önemli bir rol oynamaktadır. 2004-2006
döneminde katılım öncesi mali yardım uygulamaları kapsamında hazırlanan ÖUKP
belgesinde yer alan stratejik amaç ve önceliklerin bölgesel rekabet edebilirlik
açısından değerlendirilmesi yapılacak olursa; AB’nin bölgesel politikalarıyla uyumlu
olarak bölgesel rekabet edebilirlik konusuna büyük ölçüde gereken önemin verildiği
görülmektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlik temelli politika araçlarına ilişkin ikinci sorunun
cevabı arandığında, birinci soruda olduğu gibi olumlu bir tablo karşımıza
çıkmamaktadır. Özellikle 1980 sonrası dönemde içsel politika yaklaşımının
gerektirdiği araçların uygulamaya geçirilemediği, bölgesel gelişmenin kısmen de olsa
bölge planlarının hazırlanması, kamu yatırımları ve teşvik tedbirleri ile geri kalmış
bölgelere özel sektörün çekilmesi çabalarıyla sınırlı kaldığı görülmektedir.
Ayrıca, bölgesel politikanın temel araçlarından biri olan bölge planları
genelde hayata geçirilememiştir. Bunun temel nedenleri ise, yerel paydaşlar, yerel
yönetimler ve ilgili bakanlıklar arasında koordinasyon ve işbirliğini sağlayacak
mekanizmaların kurulmamış olması, planların uygulanması, izlenmesi ve
değerlendirilmesinde gerekli kurumsallaşmanın olmaması, planların stratejik nitelikte
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 213
hazırlanmaması ve uygulama ayağını oluşturacak operasyonel programların
olmaması, planların program ve projeler aracılığıyla uygulamaya geçirilmesi için
tahsis edilmiş bir kaynağın bulunmamasıdır.
Teşvik politikasının bir parçası olarak değerlendirilebilecek KÖY politikası
ise, hedef yörelerin belirlenmesinde objektif kriterler bulunmaması, çok sayıda
yörenin belirlenmiş olması, desteklerin genelde çeşitli istisnalar aracılığıyla düşük
eksenli rekabet avantajı sağlayarak yatırımların teşvikini amaçlaması ve içsel
potansiyeli harekete geçirecek strateji ve araçları içermemesi nedeniyle arzulanan
başarıyı elde edememiştir. OSB ve KSS destekleri ise sanayinin planlı gelişimi
açısından önemli bir işlev görmekle birlikte, özellikle geri kalmış bölgelerde
yatırımların teşviki açısından etkisi sınırlı kalmıştır.
Son dönemde bölgesel politika açısından aktif olarak kullanılan yeni ve
önemli bir araç da AB katılım öncesi mali yardımı ile kısmi finansman sağlanan
proje destekleridir. ÖUKP dönemindeki uygulamalarda, hem coğrafi kapsam, hem
hedef kitlenin genişliği, hem de tahsis edilen bütçenin büyüklüğü bakımından
bölgesel kalkınma programları öne çıkmaktadır. Bütçeleri mevcut ihtiyaca oranla çok
kısıtlı olmasına rağmen, bu tür kalkınma programlarının, özellikle ihtiyacın had
safhada olduğu yerel düzeyde bölge aktörleri arasında kalkınma açısından çok
yaygın bir farkındalık oluşturduğu, proje üretme kapasitesini geliştirdiği ve
önümüzdeki dönemde uygulanacak programlar için tecrübe birikimini artırdığı
görülmektedir. Kaynakların çok sınırlı olması ve programların çok geniş ve ülkenin
en geri kalmış bölgelerinde uygulanması nedeniyle, farklı ihtiyaçlar göz önünde
bulundurulmuş, yenilikçilik ve Ar-Ge gibi konulardan ziyade, temel altyapının ve
kapasitenin oluşturulmasına öncelik verilmiştir. KOBİ ve girişimcilikle ilgili
yürütülen projeler ise, genel hedefleri itibarıyla olumlu olmakla beraber, ülke
genelindeki ihtiyaç ve taleplerle kıyaslandığında gerek proje sayısı gerekse bütçeleri
açısından kısıtlı kalmaktadır.
2007-2013 döneminde ise, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) çerçevesinde
projeler desteklenecektir. IPA, yapısal fonlara benzer uygulama süreçleri içermesi
nedeniyle üyelik sonrası fonlar için de bir köprü görevi görecektir. Başta Bölgesel
Kalkınma Bileşeni olmak üzere bölgesel rekabet edebilirliğin sağlanması açısından
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 214
önemli hedef ve destekleri içermektedir. 2007-2009 döneminde uygulanacak
Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı için görece olarak az bir kaynak
tahsis edilmiştir. Bunun temel nedeninin, ulaştırma ve çevre alanındaki kaynak
ihtiyacının çok daha fazla olması ve IPA kaynağının genelinin yetersiz oluşu olduğu
değerlendirilmektedir.
Bölgesel rekabet edebilirlik alanına ilişkin belirlenen önceliklerin tutarlı
olduğu, ancak Avrupa Komisyonunun getirdiği sınırlamalar nedeniyle, araştırma
kuruluşlarınca yürütülecek araştırma ve teknolojik geliştirme çalışmaları, yerel
kalkınma inisiyatifleri, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, telekomünikasyon
hizmetlerine erişimin iyileştirilmesi ve sosyal altyapı gibi yatırımların bu kapsamda
desteklenemeyeceği görülmektedir. Komisyon tarafından sağlanan kaynağın
kısıtlılığı dikkate alınmakla birlikte, ülkemize ve diğer aday ülkelere tematik ve
coğrafi odaklanma ve önceliklerin belirlenmesi konusunda daha fazla yetki ve
sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Bu durumda ulusal politika öncelikleri ile AB
önceliklerinin bir potada eritilmesi ve verimli bir katılım öncesi mali yardım süreci
geçirilmesi sağlanabilecektir.
Yüksek eksenli rekabet edebilirliğin geliştirilmesi için, kümelenme ve yenilik
temelli araçlar konusunda ise yakın dönemde bazı adımlar atılmıştır. Ülkemizde
Bölgesel Yenilik Sistemleri konusundaki ilk somut gelişme, Mersin İli için
hazırlanan Bölgesel Yenilik Stratejileridir. Hazırlanan stratejide, yöredeki
potansiyellerin ve ihtiyaçların doğru tespit edildiği ve potansiyellerin harekete
geçirilmesi için yenilikçiliğe dayalı tutarlı stratejilerin ortaya konduğu görülmektedir.
Ancak, strateji metninin hayata geçirilmesi için gerekli kurumsallaşmanın sağlanması
ile, proje ve faaliyetlerin desteklenebilmesi için mali çerçevenin oluşturulmasında
sorunlar yaşanacağı düşünülmektedir.
Ülkemizin, yenilikçilik ve teknolojik gelişme açısından çok önemli görülen
AB Çerçeve Programlarındaki başarısı, şu anda kısıtlı olarak değerlendirilmektedir.
Konunun bölgesel boyutu değerlendirildiğinde, bazı bölge ve illerimizin bu
programlara hiç başvurmadığı görülmektedir. Bu çerçevede, bölgesel düzeyde Ar-Ge
ve yenilikçilik açısından oluşan uçurumun giderilmesi yönünde tedbirlerin alınması
gerekmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 215
Günümüz bölgesel politika yaklaşımında bölgelerin rekabet edebilirliğinin
artırılması açısından en temel araçlardan biri olarak görülen kümelenmeler
konusunda, ülkemizde önemli bir potansiyel bulunmaktadır. Ancak, bu konuda
bölgelerde uygulamaya dönük atılan somut adımlar örnek proje niteliğinde ve çok
kısıtlıdır. Teknoloji ve yenilik geliştirme merkezleri konusunda ülkemizde çok
önemli adımlar atılmış ve az sayıda merkezde de olsa gerekli kurumsallaşma
sağlanmıştır. Ancak, tüm bu çalışmalar genelde ulusal düzeyde sektörel politikaların
bir parçası olarak yürütülmekte, bölgesel politika araçları arasında yer almamaktadır.
Bölgesel rekabet edebilirliği sağlamak üzere mekânsal boyutu olan araçlar da
önemli bir role sahiptir. 1960’lardan itibaren dünya ile paralel olarak ülkemizde de
uygulanan büyüme kutbu yaklaşımının başarısı sınırlı kalmış, 1980’lerde tanımlanan
16 adet fonksiyonel bölge ise yeterli politik desteğin sağlanamaması ve uygulamaya
dönük politika ve araçlar üretilmemesi nedeniyle uygulama şansı bulamamıştır.
Dokuzuncu Kalkınma Planında ise “Cazibe Merkezleri” yaklaşımı ortaya konmuştur.
Cazibe merkezleri daha önceki örneklerle amaç açısından benzerlikler göstermekle
birlikte, günümüz ihtiyaçlarına ve rekabet amacına da uyarlanmış bir içeriğe sahiptir.
Ancak, öneriler kısmında belirtileceği üzere bu konuda temel bazı tedbirlerin
alınması gerekmektedir.
Türkiye’deki bölgelerin rekabet edebilirlik düzeyleri arasında ne ölçüde
farklar bulunduğu bunun altında yatan faktörlerin neler olduğu konusunda üçüncü
soru ise çalışmanın son kısmında yanıtlanmaya çalışılmıştır.
Son dönemde, dünyada bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesi konusunda
birçok çalışma yapılmakla birlikte, ülkemiz illerinin ve bölgelerinin rekabet
edebilirliğine dair çalışmaların yok denebilecek kadar az olduğu görülmüştür. Bu
çerçevede, ülkemiz illerinin ve bölgelerinin görece olarak rekabet edebilirliklerini
değerlendirmek ve politika önerileri için ışık tutmak üzere, Bölgesel Rekabet
Edebilirlik Analizi yapılmıştır. Bu analiz, bölgesel rekabet edebilirliğin ölçümü
konusunda bir yöntem önerisi olmaktan ziyade, bölgelerin rekabet edebilirlik
açısından mevcut durumlarının tespiti ve önümüzdeki dönemde bölgelerin rekabet
edebilirliğinin karşılaştırılması amacıyla yürütülecek çalışmalar açısından bir ön
çalışma olarak değerlendirilmelidir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 216
Bölgesel rekabet edebilirlik analizi kapsamında, iktisadi yapı, yenilikçilik
kapasitesi, altyapı ve erişilebilirlik, beşeri sermaye ile sosyal sermaye başlıkları
altında 30 değişken, Temel Bileşenler Analizi tekniği kullanılarak, birleşik bir
rekabet edebilirlik endeksi oluşturulmuştur. Analiz sonuçlarına göre Düzey 2
bölgeler ve iller bazında rekabet edebilirlik düzeyleri açısından sıralama ve
kademelenme ortaya konmuş ve ayrıca yukarıda belirtilen beş temel başlık açısından
karşılaştırmalar yapılmıştır.
Bölgesel rekabet edebilirlik analizi sonuçları, bölgelerimiz arasında mevcut
olan çok derin rekabet edebilirlik farkını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede,
küreselleşen ekonomik ortamın gerekleri ve AB’ye uyum süreci, ulusal rekabet
gücümüzü artırmak üzere gelişmiş bölgelerimizin dünya ile rekabet edebilecek
düzeye taşınmasını gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte, gelişme güçlüğü çeken
bölgelerimizin ise ülke ortalamasına yakınsamasını sağlamak üzere bu bölgelerin de
nispi rekabet edebilirliklerinin artırılması gerekmektedir.
2. Öneriler
Yukarıda ortaya konduğu üzere, Türkiye’deki bölgesel gelişme politikalarını
etkileyen iki temel olgu; küreselleşen ekonomik yapıda bölgelerin rekabet
edebilirliğinin artırılması gereği ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının artıyor
oluşudur. Bu çerçevede bölgesel politikanın, ekonomik ve sosyal uyum hedefini
dışlamaksızın, bölgesel rekabet edebilirlik hedefi çerçevesinde yeniden
yapılandırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda, rekabet potansiyeline sahip alanların desteklenmesi, temel
altyapı yatırımları ve hizmetlerin, uzun dönemli rekabet edebilirliğin, istihdamın ve
sürdürülebilir gelişmenin sağlanması için mekânsal odaklanmanın sağlanması, ulusal
büyüme, istihdam ve kalkınmaya katkıyı artıracaktır. Ülke genelinde yüksek ve
sürdürülebilir büyüme sağlanması için, hızlı sonuç alınabilen büyümenin lokomotifi
statüsündeki bazı yerleşim ve sektörlerin öncelikle desteklenmesi gerekmektedir.
Ancak, sürdürülebilir ekonomik büyüme sadece ekonomik açıdan güçlü bölgelerin
gelişme dinamikleri ile değil, diğer bölgelerin özellikle de geri kalmış bölgelerin
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 217
ekonomik durumlarının iyileştirilmesi ve rekabet güçlerinin artırılması ile
sağlanabilecektir.
Bu nedenle, tüm bölgelerin üretim ve büyüme sürecine aktif olarak katılması,
geri kalmış yörelerin de bu çerçevede ulusal ekonomik kalkınma hedefine uzun
dönemde katkı sağlamaları ve ekonomik, sosyal ve mekânsal uyumun sağlanması
için gerekli koşulların oluşturulması gerekmektedir. Bu yaklaşım doğrultusunda, her
bölgenin kendine has içsel potansiyele ve faktörlere dayalı olarak gelişmesi için
gerekli koşulların oluşturulmasına destek verilmeli, farklı bölgelerin sosyo-ekonomik
durumlarına uygun farklılaştırılmış bölgesel kalkınma yaklaşımı ve araçlarının
kullanımı sağlanmalıdır.
Özellikle AB’ye üyelik süreci, gümrük birliği ve dünya genelinde dış ticaretin
serbestleştirilmesine yönelik düzenlemeler bölgelerimizi tüm dünya ile rekabete açık
hale getirmektedir. Bölgelerimizin mevcut gelişmişlik ve rekabet edebilirlik düzeyi
değerlendirildiğinde, bazı bölgelerin ekonomik açıdan ülkenin geneline bile entegre
olmakta zorlandığı, orta-uzun vadede rekabetçi ekonomik sistemin gereklerini yerine
getirememeleri durumunda problemlerin daha fazla derinleşeceği düşünülmektedir.
Bu çerçevede bölgesel politika alanında yapılması önerilen düzenlemeler
aşağıda yer alan yedi başlık altında toplanmıştır:
• Bölgesel Kalkınma Kanununun Hazırlanması
Bölgesel politika, merkezi kuruluşlar ve yerel yönetimlerin uygulamakta
oldukları faaliyetleri, bölgesel kalkınmanın sağlanması perspektifi ile yönlendiren ve
destekleyen tamamlayıcı nitelikli kalkınma politikasıdır. Bölgesel gelişme
politikasının etkinleştirilmesi için bölge planları dahil olmak üzere uygulama
araçlarının geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi, politikaların uygulamaya geçirilmesi
için gerekli kurumsallaşmanın sağlanması ve yeterli düzeyde kaynağın kesintisiz bir
şekilde tahsisi esastır. Ancak, bölgesel politika ve bölge planlama konusunda
ülkemizde mevzuat düzenlemesi yok denecek kadar azdır. Nitekim mevcut 3194
sayılı İmar Kanununda bölge planın sadece tanımı ve onay makamı belirtilmektedir.
Bölge planlarının hazırlık ve uygulama süreçlerine ilişkin mevzuat düzenlemesi
bulunmamakta, planlama çalışmaları DPT’nin pratik birikimi ile yönlendirilmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 218
Bölgesel rekabet edebilirlik hedefinin gerçekleştirilebilmesi için bölgesel
politika uygulamalarının yasal zeminini oluşturmak üzere yönetişim, bölge planlama,
destek araçları ve finansman boyutlarını içerecek şekilde Bölgesel Kalkınma Kanunu
hazırlanması önem arz etmektedir. Bu bakımdan, Kalkınma Ajanslarının kuruluşunu
ve görevlerini düzenleyen 5449 sayılı Kanunun çok önemli bir başlangıç noktası
olarak alınmasının mümkün olduğu düşünülmektedir.
• Ulusal Düzeyde Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Uyum Stratejisinin hazırlanması Aynı ülke içerisindeki bölgeler ve kentler arasında rekabetin artıyor oluşu ve
bu birimlerin yatırımları ve önemli fonksiyonları kendi yörelerine çekme isteği,
rekabetin yıkıcı ve olumsuz etkilerini ortaya çıkarabilmektedir. Mevcut rekabet
şartlarının ülkedeki bazı bölgeler aleyhine işleyen sıfır toplamlı bir oyun olarak
gerçekleşmemesini sağlamak üzere, başta DPT olmak üzere merkezi kurum ve
kuruluşlara çok önemli görevler düşmektedir.
Bu kapsamda DPT, bölgeler ve kentler arası işbirliği ve dayanışmanın
geliştirilmesi, bölge ve kentlerin kendileri için en uygun ve farklılaştırılmış
konularda ihtisaslaşmalarının sağlanması, ulusal kalkınma açısından rollerinin
belirlenmesi, bu birimler arası tamamlayıcılığa dayalı ilişkilerin kurulması, bu
birimlerin stratejilerinin ulusal politika hedefleriyle uyumunun sağlanması
konusunda çok önemli işlevler görebilir. Ulusal düzeyde hazırlanacak strateji belgesi
ile ulusal ve bölgesel düzeyde uygulayacağı rekabet edebilirlik ve yakınsama
programlarının, DPT’nin bu konuda kullanabileceği temel araçlar olacağı
düşünülmektedir. Katılım öncesi mali yardımların da bu strateji ile ilişkilendirilmesi
yerinde olacaktır.
Ön Ulusal Kalkınma Planında ilk nüvesi yer alan ve Dokuzuncu Kalkınma
Planında hazırlanması öngörülen Ulusal Düzeyde Bölgesel Gelişme Stratejisinin
yukarıda belirtilen kapsamda Ulusal Düzeyde Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Uyum
Stratejisi olarak hazırlanması uygun olacaktır. Hazırlanacak bu stratejide,
ülkemizdeki illerin ve bölgelerin farklı rekabet edebilirlik düzeyleri dikkate alınarak
farklı stratejiler önerilmesi ve buna uygun programların uygulanması gerekmektedir.
Bu kapsamda bazı öneriler çalışmanın altıncı bölümünde belirtilmiştir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 219
Strateji belgesinde ayrıca, mekânsal kademelenme dikkate alınarak, Ulusal
Düzeyde Rekabet Odakları (İstanbul, Ankara, İzmir vb), Cazibe Merkezleri ve Yerel
Odakların geliştirilmesi ve içinde bulundukları bölgelerde kalkınmanın dinamoları
olmaları için gerekli destekleri içeren programlar da ortaya konmalıdır. Bununla
birlikte gelişme güçlüğü çeken ve ülkenin geri kalanıyla rekabet edebilirlik açısından
çok büyük farklar bulunan bölgelere özel programlar oluşturulmalıdır. Buralarda
öncelikle temel altyapının geliştirilmesi hedeflenmeli, ancak kalkınmanın ilk
adımlarının atılmasında, gerekli görülen hallerde, yerel yönetimlerin
koordinasyonunda kamu-özel ortaklıklarına dayalı deneysel nitelikli yeni araçlar
geliştirilmelidir.
Ulusal Düzeyde Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Uyum Stratejisinin
hazırlanmasında Lizbon Stratejisi ve AB Yapısal Fonlarının rekabet edebilirlik ve
yakınsama odaklı genel yaklaşımı dikkate alınmalıdır. Ancak, bölgesel kalkınma
açısından katılım öncesi mali yardım araçlarının sunduğu finansal olanakların çok
yetersiz olduğu değerlendirildiğinden, bu sürecin üyelik sürecine hazırlık açısından
faydalı olacağı düşünülerek, bölgesel rekabet edebilirlik ve uyumun ulusal kaynak ve
programlarla daha güçlü bir şekilde gerçekleştirilebileceği dikkate alınmalıdır.
• Bölgesel Kalkınma Amacına Dönük Bir Kaynak Oluşturulması Bölgesel rekabet edebilirlik temelinde geliştirilen ulusal politika ve
stratejiler ile bölgesel plan ve stratejilerin hayata geçirilmesi, ulusal ve bölgesel
düzeyde kalkınma programlarının uygulanması ve proje desteklerinin sağlanabilmesi
için bölgesel kalkınma amaçlı bir kaynak (fon) oluşturulmalıdır.
Merkezi kuruluşlar ve yerel yönetimlerin mevcut kaynaklarının bölgesel
stratejiler çerçevesinde yönlendirilmeye çalışılmasıyla bölgesel politika hedeflerine
ulaşılmasının mümkün olmadığı geçmiş deneyim ile ortaya çıkmaktadır. Ayrıca,
operasyonel boyutu desteklenemeyen plan ve stratejilerin rekabet edebilirlik ve
yakınsama açısından başarısının çok sınırlı olacağını geçmiş deneyim
göstermektedir.
AB Katılım Öncesi Mali Yardım kapsamında bu amaçla sağlanan kaynaklar
bu konuda yürütülmesi gereken faaliyetleri desteklemekten çok uzaktır. Bu nedenle,
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 220
öncelikle, Kalkınma Ajanslarınca proje desteklemekte kullandırılacak kaynaklar
olmak üzere, ulusal düzeyde bölgesel gelişme için özel bir kaynak tahsis edilmelidir.
Bu kapsamda, Kalkınma Ajansları kanununda, Ajanslar için merkezi bütçe
gelirlerinin binde beşi oranında ayrılan kaynağın oranının çıkarılacak Bölgesel
Kalkınma Kanunu kapsamında artırılarak, DPT koordinasyonunda yürütülecek ulusal
programları da kapsaması sağlanmalıdır.
• Bölgesel Rekabet Edebilirliği Güçlendirecek Araçların Geliştirilmesi Bölgesel rekabet edebilirlik stratejilerinin hayata geçirilebilmesi için gerekli
araçların ve mekanizmaların geliştirilmesi gerekmektedir. Girişim sermayesi, kredi
garantileri, teknoparklar, iş kuluçkaları ve kümelenmeler gibi ekonominin rekabet
gücünü artırıcı bölgesel gelişme araçlarının uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.
Teşvik sisteminin bölgesel gelişme politikaları doğrultusunda sektörel ve
bölgesel açıdan farklılaştırılması, yerel potansiyeli değerlendirecek ve bölgesel
uzmanlaşmayı teşvik edecek şekilde uygulanması gerekmektedir. Ancak özellikle
aşağıda belirtilen konularda ivedilikle gerekli tedbirler alınmalıdır.
- Bölgesel Yenilik Stratejileri: Bölgeler arasındaki yenilikçilik farkları
dikkate alındığında, gelişmiş bölgelerden başlamak üzere bölgesel yenilik
stratejilerinin oluşturulması amacıyla gereken adımların hızla atılması
gerekmektedir. Bu çerçevede, bölgelerin yüksek eksende rekabet edebilirliklerinin
artırılması amacıyla, bölgesel yenilik sistemlerini oluşturmak ve etkinleştirmek üzere
özellikle belirli bir altyapıya sahip bölgelerden başlamak üzere DPT ve TÜBİTAK’ın
eşgüdümünde, kurulacak Kalkınma Ajanslarının koordinasyonunda bölgesel yenilik
stratejilerinin ivedilikle hazırlanması ve hayata gerilmesi gerekli görülmektedir.
Mevcut durumda, stratejilerin hayata geçirilmesi için gerekli kurumsallaşma ve
finansal araçların bulunmaması, Kalkınma Ajansının işlevi ve sahip olduğu finansal
imkânlar dikkate alınarak en temel aktörlerden biri olarak değerlendirilmektedir.
- Kümelenme Çalışmaları: Günümüzde bölgelerin rekabet gücünün
artırılması açısından kümelenmelere özel önem verilmektedir. Ülkemizdeki mevcut
potansiyelin değerlendirilebilmesi için, kümelenmeye dönük ulusal politika ve
araçlar yanında, bölgesel araçların geliştirilmesi ve yürütülen faaliyetlerin bölgesel
stratejilerle ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda; DPT ile KOSGEB
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 221
işbirliğinde ve yerelde Kalkınma Ajanslarının koordinasyonunda kümelenme
haritaları çıkarılmalı, kümelerde yer alan firmalara ve ilişkili kuruluşlara finansal ve
teknik destek sağlayacak “Kümelenme Destek Programları” uygulanmalıdır.
Teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan firmalar için sağlanan desteklerin
benzerleri “küme” olarak belirlenen alanlardaki mevcut işletmelere de sağlanmalıdır.
- Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Bölgeleri: Bu tip yapıların, bölgelerin
rekabetçi üstünlüklerini ve potansiyellerini ortaya koyacak ve bölge aktörlerinin
katılımıyla oluşturulacak bölgesel stratejiler ile ilişkilendirilmesi ve bölgesel
kalkınma çabalarının bir parçası olması, başarı şansını artıracaktır. Ayrıca, farklı
bölge tiplerinde farklı ihtiyaçların olduğu düşünüldüğünde, bölgesel kalkınmayla
ilgili ulusal ve yerel düzeydeki kuruluşların bu bölgelerin oluşturulması ve
desteklenmesinde aktif katılımı sağlanmalıdır.
• Cazibe Merkezlerine Yönelik Stratejilerin Geliştirilmesi ve Programlar Uygulanması Dokuzuncu Kalkınma Planı ile bölgesel politika öncelikleri arasına giren
bölgesel rekabet edebilirlik hedefi ile ekonomik ve sosyal uyum ya da yakınsama
hedefinin bir bileşkesi olarak ortaya çıkmaktadır. Bölgesel rekabet edebilirlik
yaklaşımı çerçevesinde, yeterli nüfus yoğunlaşması olan, gelişmiş altyapı ve eğitim
imkânları sunan ve bazı sektörlerde kritik yoğunlaşma eşiğinin üzerindeki kentlerde
bilgi ekonomisi, yenilik ve teknolojik gelişme temelli stratejilerinin uygulanması
gerekmektedir. Yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması
açısından, cazibe merkezlerinde iş fırsatlarının ve yaşam kalitesinin artırılmasına,
ulaşılabilirlik ile bölge içi ve bölgeler arası etkileşimin geliştirilmesine yönelik
olarak, kamu yatırım ve hizmetlerinde gerekli öncelik tanınmalıdır.
Cazibe merkezleri yaklaşımının başarılı olabilmesi için daha önceki
dönemlerdeki hatalardan ders çıkarılarak, bu yaklaşıma gereken önemin verilmesi,
ülke genelinde belirlenecek mekânsal kalkınma politikaları ve yerleşim
kademelenme stratejilerinin bir parçası olarak ele alınması, uygulama çerçevesinin
daha ayrıntılı olarak belirlenmesi, gerekli uygulama programlarının oluşturulması,
bütçe imkânlarının sağlanması, teşvik mevzuatındaki düzenlemeler ile ilişkisinin
kurulması gerekmektedir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 222
Yapılacak düzenlemeler çerçevesinde, bu merkezlere yönelik olarak DPT
koordinasyonunda “Cazibe Merkezleri Programı” oluşturulmalıdır. Uygulanacak
proje teklif çağrıları ile bu alanlarda yenilik, girişimcilik, kümelenme konularında
gerekli destek sağlanmalıdır. Finlandiya ve Fransa örneklerinde olduğu gibi, temel
vurgu bu merkezlerde üçlü sarmalın oluşturulmasına yönelik olmalıdır. Kalkınma
Ajanslarının bu programların uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesinde
önemli işlevler göreceği düşünülmektedir.
• Bölgesel Kalkınmanın Yönetişim Boyutunun Etkinleştirilmesi Bölgesel politika ve özellikle de bölgesel rekabet edebilik temelli politika
araçları çok fazla sayıda sektör, bakanlık ve kuruluşun faaliyet alanına giren konuları
kapsamaya başlamıştır. Ayrıca özel sektör ve sivil toplum kuruluşları bölgesel
kalkınma açısından kilit konuma gelmiştir. Bu kapsamda, kamu kurumları arasında
işbirliğini ve koordinasyonu geliştirmek üzere DPT önderliğinde “Ulusal Düzeyde
Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Uyum Komitesi” kurulması gerekli görülmektedir.
Komisyon, Ulusal Düzeyde Bölgesel Rekabet Edebilirlik ve Uyum Stratejisinin
hazırlanması, uygulanacak programlarla ilgili önceliklerin belirlenmesi, kamu
kurumlarının mevcut uygulamalarıyla koordinasyon ve sinerjinin sağlanması
açısından önemli bir işlev görecektir. Bu komisyon, Kalkınma Ajansları ile merkezi
kamu kuruluşlarını belirli dönemlerde bir araya getirilmesini sağlayacaktır.
Ayrıca, bölgesel kalkınmayla ilişkili kurumların, daha proaktif, girişimciliğe
ve yeniliğe odaklı, bölge stratejilerine öncülük eden, kolaylaştırıcı çevreyi
oluşturmayı hedefleyen, kamu, özel kesim ve STK diyalogunu kuvvetlendirerek
birlikte iş yapabilme ve ortak akıl oluşturabilmeyi sağlayan sosyal sermayeyi
geliştirici, moderatör ve kolaylaştırıcı rol üstlenen bir yapıya kavuşmaları
gerekmektedir. Bu kapsamda başta Kalkınma Ajansları ve yerel yönetimler olmak
üzere kurumsal kapasitenin artırılması için eğitim programlarının düzenlenmesi ve en
iyi uygulama örneklerinin incelenmesi yararlı olacaktır.
• Bölgelerin Rekabet Edebilirlik Düzeylerinin Düzenli Olarak Tespit Edilmesi ve Karşılaştırılması
Kalkınma politikalarının yönlendirilmesi, izleme ve değerlendirmenin etkin
olarak yürütülmesi için bölgesel gelişme ve rekabet edebilirlik göstergeleri temel
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 223
araçlardır. Rekabet edebilirlik göstergelerinin bölgeler ve iller düzeyinde ortaya
konması, başta yerel yönetimler olmak üzere rekabetin öneminin anlaşılması,
farkındalık yaratılması ve rekabet edebilirliğin artırılması için gerekli tedbirlerin
alınması açısından önemlidir. Bu şekilde, kamu-özel kesim ve sivil toplum
kuruluşları arasında kendi kendine yetme ya da halinden memnun olma
alışkanlıklarının aşılması ve yerel inisiyatiflerin tetiklenmesine hizmet
edilebilecektir. Bu çerçevede, bölgesel ve kentsel düzeylerde rekabet edebilirlik
göstergelerinin belirli aralıklarla üretilmesi ve yayımlanması uygun olacaktır.
Ayrıca, bölgesel stratejilerin oluşturulmasında en temel konu bölgelerin
ihtisaslaşabilecekleri, rekabet üstünlükleri olan alanların belirlenmesi ve bu
konularda gerekli önerilerin getirilmesidir. Rekabet edebilirlik analizi çalışmaları bu
açıdan da yol gösterici olabilecektir.
Ülkemizde özellikle il düzeyinde bölgesel rekabet edebilirliği ölçmek üzere
kullanılabilecek Ar-Ge yatırımı, Ar-Ge personeli ile teknoloji ve yeniliklere dair
gösterge setleri üretilmemektedir. Ayrıca, AB tarafından gerçekleştirilen ve tüm AB
bölgelerini kapsayan rekabet edebilirlik çalışmalarına ülkemizdeki bölgelerin de
eklenebilmesi aynı gösterge setinin mevcudiyetine bağlıdır. Bu çerçevede, istatistikî
bölge birimleri bazında rekabet edebilirlik göstergelerinin düzenli aralıklarla
üretilmesi ve planlama çalışmalarına aktarılması için TÜİK ve DPT arasında
protokollere dayalı işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
3. Çalışmanın Katkıları, Kısıtları ve Bundan Sonra Yürütülecek Çalışmalar İçin Öneriler
Çalışma, bölgesel kalkınma açısından görece olarak yeni bir kavram olan
bölgesel rekabet edebilirliği, unsurlarını ve ölçülmesine dair yaklaşımları ortaya
koyan ülkemizdeki ilk kapsamlı çalışmalardan biridir. Ayrıca, çalışmada rekabet
edebilirliğin sağlanması için gerekli stratejiler ve araçlar gerek teorik gerekse dünya
örnekleriyle ortaya konduğundan politika yapıcılar açısından faydalı olacağı
düşünülmektedir. Bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesine dair uygulanan analiz
ise bu konuda yürütülen ilk çalışmalar arasında yer almaktadır. Bu çalışma,
önümüzdeki dönemde bölgesel rekabet edebilirliğin ölçülmesine yönelik olarak
yürütülecek çalışmalar açısından bir ön çalışma niteliğindedir. Çalışmada, bölgesel
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 224
rekabet edebilirliğin geliştirilebilmesi için planlama ve programlama süreçleri ile
finansal, operasyonel ve mevzuata dair öneriler ortaya konmuştur.
Çalışmada, bir takım kısıtlılıklar da söz konusudur. Özellikle bölgesel rekabet
edebilirliğin analizine dair çalışmanın AB bölgeleri için mevcut kıyaslama çalışması
ile bütünleştirilmesi düşünülmüş ise de, mevcut verilerin yetersizliği bunu
engellemiştir. Düzey 2 ve il bazında verilerin eksikliği, bu çerçevede mevcut analiz
açısından en önemli kısıt olarak görülmektedir.
Bu çalışmanın ardından gerçekleştirilecek olan diğer çalışmalarda, özellikle
yüksek eksende rekabet edebilirliğin sağlanması açısından temel araçlar olan
Bölgesel Yenilik Stratejileri, kümelenmeler ile teknoloji geliştirme ve yenilik
bölgelerinin bölgesel politika kapsamında ayrıntılı olarak incelenmesi yararlı
görülmektedir. Ayrıca, rekabet edebilirliğe dair gösterge setine yeni veriler
eklenmesi durumunda, bölge ve il düzeyinde rekabet edebilirliğe dair analizlerin
tekrarlanması yararlı olabilecektir.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 225
KAYNAKÇA
AKTAN C.C. ve İ.Y. VURAL, Rekabet Gücü ve Türkiye, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Rekabet Dizisi:3, Ankara, 2004
ALTINOK, S., B. MERCAN, N. BALTACI, “Öğrenen Bölgeler: Bölgesel Kalkınmada Ortak Bilgi Kullanımı”, 3.Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Eskişehir, 25-26 Kasım 2004
ARIKAN, C., “Bölgesel İnovasyon Sistemleri ve Kalkınma”, II. Teknoparklar Zirvesi Bildiriler Kitabı, ed. Işık Aybay, Murat Bengisu, Gazimagosa Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Lefkoşa, Ekim 2005
AYDEMİR, Z. C., “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kapsamında İllerin Kaynak Kullanım Görece Verimlilikleri: Veri Zarflama Analizi Uygulaması”, (DPT Uzmanlık Tezi), Ankara, 2002
BACHTLER J., D. YUILL., “Policies and Strategies for Regional Development: A Shift in Paradigm?”, University of Strathclyde-European Policies Research Center, UK, August 2001
BECEREN, E., “Bölgesel Rekabet Gücü”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.9, sy.2, ss.279-302, 2004
BEGG, I., “Cities and Competitiveness”, Urban Studies, Vol.36, No.5-6, pp.795-809, 1999
BESUSSI, E., and MOURATO, J. M., “Territorial Cohesion Revisited in an Enlarged Europe: Assessing Its Conceptual Implications for Spatial Planning” AESOP 2005, Vienna
BOSCHMA R.A., “Competitiveness of Regions from an Evolutionary Perspective”, Regional Studies, Vol.38.9, pp.1001–1014, December 2004
BRETTELL, S., “Factors Affecting Regional Competitiveness”, A Presentation to the Committee of the Regions Growth Pole Workshop, Cambridge Econometrics, 9 December 2005
BROOKSBANK, D. J. and D.G PICKERNELL, “Regional Competitiveness Indicators : A Reassessment of Method”, Local Economy, pp. 310-326, February 1999
BUDD, L., “Territorial Competition and Globalisation: Scylla and Charybdis of European Cities”, Urban Studies, Vol.35, No.4, 663-685, 1998
BUDD, L., and A. K. HIRMIS, “Conceptual Framework for Regional Competitiveness”, Regional Studies, Vol.38.9, pp.1015-1028, December 2004
BULU, M., H. ERASLAN, Ö. ŞAHİN, “Elmas (Diamond) Modeli ile Ankara Bilişim Kümelenmesi Rekabet Analizi”, 3.Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Eskişehir, 25-26 Kasım 2004
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 226
CAMAGNI, R., “On the Concept of Territorial Competitiveness: Sound or Misleading?” Urban Studies, Vol.39, No.13, pp.2395–2411, 2002
CICIOTTI, E., “Innovation and Regional Development in a New Perspective: the Challenge for Action in Underdeveloped Regions”, Progress in Planning, Vol.49, No.3/4, pp.133-144, 1998
CHESHIRE, P., “Cities in Competition: Articulating the Gains from Integration”, Urban Studies, Vol.36, Nos 5-6, pp.843-864, 1999
COOKE, P., The Role of Innovation in Regional Competitiveness, Australasian Journal of Regional Studies, vol. 5(1), 3-22, 2005
Council of the European Union, “Lisbon European Council 23 and 24 March 2000 Presidency Conclusions”, 24 March 2000
Council of the European Union, “European Council Brussels 22 and 23 March 2005 Presidency Conclusions”, Brussels, 23 March 2005
Council Regulation, 2006a, (EC) No 1080/2006 of The European Parliament and of the Council of 5 July 2006 on the European Regional Development Fund and repealing Regulation (EC) No 1783/1999
Council Regulation, 2006b, (EC) No 1081/2006 of The European Parliament and of the Council of 5 July 2006 on the European Social Fund and repealing Regulation (EC) No 1784/1999
Council Regulation, 2006c, (EC) No 1082/2006 of The European Parliament and of the Council of 5 July 2006 on a European grouping of territorial cooperation (EGTC)
Council Regulation, 2006d, (EC) No 1083/2006 of 11 July 2006 laying down general provisions on the European Regional Development Fund, the European Social Fund and the Cohesion Fund and repealing Regulation (EC) No 1260/1999
Council Regulation, 2006e, (EC) No 1084/2006 of 11 July 2006 establishing a Cohesion Fund and repealing Regulation (EC) No 1164/94
Council Regulation, 2006f, (EC) No 1085/2006 of 11 July 2006 establishing an Instrument for Pre-Accession Assistance (IPA)
ÇAKMAKCI, A. M., A. KÜÇÜKÇINAR, F. ÖZPINAR, “Öğrenen Bölgelerin Gelişiminde Teknoparkların Rolü”, II. Teknoparklar Zirvesi Bildiriler Kitabı, ed. Işık Aybay, Murat Bengisu, Gazimagosa Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Lefkoşa, Ekim 2005
DABSON, B., Regional Competitiveness, Innovation and Etrepreneurship, Working Paper No.1: Framing the Debate, September 2005
DABSON, B., Regional Competitiveness, Innovation and Etrepreneurship, Working Paper No.1: Framing the Debate, September 2005’den PORTER, M.E., Clusters of Innovation: Regional Foundations of U.S. Competitiveness, Council on Competitiveness, 2001
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 227
DIACT, Competitiveness Clusters in France, Competitiveness Poles, (çevrimiçi) http://www.competitivite.gouv.fr/IMG/pdf/poles_plaquette_en.pdf, 5.01.2007
DİNÇER, B., M. ÖZASLAN, İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması 2004, Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara, 2004.
DPT, 1963-1967 Kalkınma Planı (Birinci Beş Yıl), Ankara, 1963
DPT, 1968-1972 Kalkınma Planı İkinci Beş Yıl, Ankara, 1967
DPT, 1973-1977 Yeni Strateji ve Kalkınma Planı Üçüncü Beş Yıl, Ankara, 1972
DPT, 1979-1983 Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara, 1979
DPT, 1985-1989 Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara, 1984
DPT, 1990-1994 Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara, 1989
DPT, 1996-2000 Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı , Ankara, 1995
DPT, 2000a, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Bölgesel Gelişme Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara
DPT, 2000b, Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005, Ankara
DPT, 2003, Türkiye Cumhuriyeti Ön Ulusal Kalkınma Planı 2004-2006, Ankara.
DPT, 2004, KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara
DPT, 2006a, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Ankara, 2006
DPT, 2006b, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Sanayi Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu
DPT, 2006c, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Bölgesel Gelişmede Temel Araçlar ve Koordinasyon Özel İhtisas Komisyonu Raporu
DPT, 2006d, 2007 Yılı Programı, Ankara, 2006.
DPT, 2006e, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Bölgesel Gelişme Politikaları ve AB’ye Ekonomik-Sosyal Uyum Özel İhtisas Komisyonu Raporu
DPT, 2007, Strategic Coherence Framework, Üçüncü Taslak, 04.03.2007
DUBARLE, P., “Competitiveness in Metropolitan Regions”, OECD Seminar on Policy Challanges in Metropolitan Regions, Busan, July 2003
DUNTEMAN, G. H., Principle Component Analysis, Sage Publications, USA, 1989
ECORYS, The Competitiveness of Places and Spaces, A Position Paper, Brussels, 21 May 2004, (çevrimiçi) http://www.ecorys.com/competitiveness/resources/ ECORYS_Position_Paper.pdf 12.12.2006
EĞE, A. A., “OECD Ülkelerinde Yenilik Sistemleri ve Türkiye İçin Durum Değerlendirilmesi”, (Devlet Planlama Teşkilatı, Uzmanlık Tezi), Ankara, 2002.
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 228
EPRC, “Case Studies of Regional Innovation Policy In EU Member States”, Background Paper for the Finnish Presidency, European Policy Research Centre, United Kingdom, August 2006
ERAYDIN, A., “Bölgesel Kalkınma Kavram , Kuram ve Politikalarında Yaşanan Değişimler”, Kentsel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu (KEAS), Cilt-I, Devlet Planlama Teşkilatı, Pamukkale Üniversitesi, Ankara, Mart 2004, ss.126-146.
ERAYDIN, A., Yeni Sanayi Odakları: Yerel Kalkınmanın Yeniden Kavramlaştırılması, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Matbaası, Ankara, 2002
ERTUGAL, E.L., “Regions and European Integration:Prospects for Regional Governance in Turkey”, Second Pan-European Conference Standing Group on EU Politics, Bologna, 24-26 June 2004
ERTUGAL, E. L., “Strategies for Regional Development: Challenges facing Turkey on the Road to EU Membership”, Turkish Policy Quarterly, 23.10.2005
ESPON, European Spatial Planning Observatory Network 224 ESPON Project 1.2.1, Transport services and networks: territorial trends and basic supply of infrastructure for territorial cohesion, Project Report, September 2004, http://www.espon.eu/mmp/online/website/content/projects/259/652/file_2202/fr-1.2.1-full.pdf,
European Commission, 1999, ESDP European Spatial Development Perspective Towards Balanced and Sustainable Development of the Territory of the European Union Potsdam, May 1999
European Commission, 2000, The Sixth Periodic Report on the Social and Economic Situation and Development of Regions in the EU, 2000
European Commission, 2003, Structural policies and European territories Competitiveness, sustainable development and cohesion in Europe From Lisbon to Gothenburg, EC, 2003
European Commission, 2003, Commision Staff Working Paper, European Competitiveness Report 2003 EC Brussels, 17.11.2003 SEC(2003) 1299
European Commission, 2003, Enterprise Directorate-General, Innovation Policy In Seven Candidate Countries: The Challenges National Innovation Policy Profile: Turkey, March 2003
European Commission, 2004a, A new partnership for cohesion: convergence competitiveness cooperation , Third report on economic and social cohesion, February 2004 European Commission
European Commission, 2004b, Proposal for a Council Regulation Laying Down General Provisions on the European Regional Development Fund, the European Social Fund and the Cohesion Fund, EC, 2004
European Commission, 2005a, Communication from the Commission Cohesion Policy in Support of Growth and Jobs: Community Strategic Guidelines, 2007-2013, Brussels, 05.07.2005 COM(2005) 0299
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 229
European Commission, 2005b, Commission Staff Working Paper Cohesion Policy and cities: the urban contribution to growth and jobs in the regions, Brussels, 23.11.2005
European Commission, 2006a Annual Innovation Policy Trends and Appraisal Report Finland, European Trend Chart on Innovation, 2006, European Commission Enterprise Directorate-General
European Commission, 2006b Annual Innovation Policy Trends and Appraisal Report France, European Trend Chart on Innovation, 2006, European Commission Enterprise Directorate-General
European Commission, 2006c, Annual Innovation Policy Trends and Appraisal Report Turkey, European Trend Chart on Innovation, 2006, European Commission Enterprise Directorate-General
European Commission, 2006d, Communication from the Commission The Growth and Jobs Strategy and the Reform of European Cohesion Policy Fourth Progress Report on Cohesion, Brussels, 12.06.2006 COM(2006) 281
European Commission, 2006e, (Draft) Turkey Multi-annual Indicative Planning Document (MIPD) 2007-2009, 30.10.2006
European Commission, 2006f, Regions and Cities for Growth and Jobs: An overview of Regulations 2007-2013 on Cohesion and Regional Policy, Inforegio Fact Sheet
GAFFIKIN, F., and M. MORRISSEY, “The Other Crisis Restoring Competitiveness to Northern Ireland’s Regional Economy”, Local Economy, 2001, Vol. 16, No. 1, 26-37
GAP, Adıyaman Tekstil Sektörü Kümelenme Raporu, GAP-GİDEM Yayınları No:3, Ankara, 2004
GARDINER B., R. MARTIN, P. TYLER, “Competitiveness, Productivity and Economic Growth across the European Regions”, Regional Studies, Vol. 38.9 pp. 1045-1067, December 2004
GÖKER, A., “Ulusal İnovasyon Sistemi ve Üniversite-Sanayi İşbirliği”, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Geleneksel Bahar Paneli: IV Bilimsel Araştırmada Üniversite-Sanayi İşbirliği, Ankara, 20 Nisan 2000
GÖKER, A., İnovasyonda Yetkinleşmek: Rekabet Üstünlüğüne Giden Yol”, Türkiye'nin Bilim-Teknoloji-İnovasyon Politikası Üzerine İrdelemeler, Ekonomik Yaklaşım, İktisat Bölümü Yayın Organı, “Rekabet’ Nereye Kadar? Nasıl?” Paneli, Gazi Üniversitesi, Ankara, 7-8 Kasım 2001
HALME, K. “Improving Innovation Policy Coordination Through Inter-Ministerial Cluster Programmes”, Trend Chart Policy Benchmarking Workshop, Science and Technology Policy Council of Finland, Luxembourg, 5-6 May 2003
HUGGINS, R., “Debates and Surveys Creating a UK Competitiveness Index: Regional and Local Benchmarking”, Regional Studies, Vol. 37.1, pp. 89–96, 2003
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 230
KELEŞ, R., Kentleşme Politikası, 5. Baskı, İmge Kitapevi, Ankara, 2000.
KETELS, C. H. M., The Development of the Cluster Concept – Present Experiences and Further Developments, http://www.isc.hbs.edu/pdf/Frontiers_of_Cluster Research, 23.11.2003, 13.03.2007
KITSON, M, R. MARTIN and P.TYLER, “Regional Competitiveness: An Elusive yet Key Concept?”, Regional Studies, Vol.38.9, pp. 991–999, December 2004
KITSON, M, R. MARTIN and P.TYLER, “Regional Competitiveness: An Elusive yet Key Concept?”, Regional Studies, Vol.38.9, pp. 991–999, December 2004’ten M. STORPER, The Regional World: Territorial Development in a Global Economy, Guilford Press, New York, 1997
KITSON, M, R. MARTIN and P.TYLER, “Regional Competitiveness: An Elusive yet Key Concept?”, Regional Studies, Vol.38.9, pp. 991-999, December 2004’ten PORTER, M. E., Competitive Advantage: Creating and Sustaining Superior Performance, Issue 10, PA Consulting Group, London, 1992
KOSGEB, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Ar-Ge Destekleri hakkında bilgi notu, 6.2.2007
KOSGEB, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2006 Yılı Çalışma Programı, Ankara, Ocak 2006
KOVACS, P. and LUKOVICS, M., “Classifying Hungarian Sub-regions By Their Competitiveness”, The 25th SCORUS Conference on Regional and Urban Statistics and Research: Globalization Impact on Regional and Urban Statistics, 30th August - 1st September 2006, Wroclaw University of Economics in Poland
KRUGMAN, P. R., “Competitiveness: A Dangerous Obsession”, Foreign Affairs, Vol. 73, No.2, 28-44, 1994
KRUGMAN, P. R., “Making Sence of the Competitiveness Debate”, Oxford Review of Economic Policy, Vol. 12, No.3, 17-25, 1996
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Destekleri Yönetmeliği (24 Nisan 2005 tarih ve 25795 sayılı T.C. Resmi Gazete)
KÜLERÜ, F. U., “Avrupa Birliği Bölgesel Politikaları Kapsamında Ortaklık İlkesi Uygulamaları ve Türkiye’ye Yansımaları”, (DPT Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), Ankara, 2004
KRESL, P. K., and B. SINGH, “Competitiveness and the Urban Economy: Twenty-four Large US Metropolitan Areas”, Urban Studies, Vol. 36, Nos 5-6, 1017- 1027, 1999
LANDABASO M. and B. MOUTON, “Towards a New Regional Innovation Policy : 8 Years of European Experience Through Innovative Actions”, European Commission - DG Regional Policy, Bremen, 10 June 2002
LEVER, W. F., “Competitive Cities in Europe”, Urban Studies, Vol. 36, Nos 5-6, 1029-1044, 1999
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 231
LUNDEQUIST, P. and D. POWER,, “Putting Porter into Practice? Practices of Regional Cluster Building: Evidence from Sweden”, European Planning Studies, Vol.10, No:6, 2002
McCANN, E. J., “Best Places: Interurban Competition, Quality of Life and Popular Media Discourse”, Urban Studies, Vol. 41, No.10, 1909-1929, September 2004
MALECKI, E .J., “Hard and Soft Networks for Urban Competitiveness”, Urban Studies, Vol. 39, Nos 5-6, pp. 929-945, 2002
MALECKI E. J., “Jockeying for Position: What It Means and Why It Matters to Regional Development Policy When Places Compete”, Regional Studies, Vol. 38.9, pp. 1101-1120, December 2004
MARKEY, S., G. HALSETH, D. MANSON, “The Struggle to Compete: From Comparative to Competitive Advantage in Northern British Columbia”, International Planning Studies, Vol. 11, No. 1, pp. 19-39, February 2006
MARTENSSON, L., “Avrupa’da Bölgesel İnovasyon Stratejileri”, 1. Bölgesel İnovasyon Forumu, Mersin, 17-18 Kasım 2005
MARTIN, R. L., “Thinking About Regional Competitiveness: Critical Issues”, Backgroud Paper Commissioned by the East Midlands Development Agency, October 2005
MARTIN, R. L., Cambridge Econometrics, Ecorys-NEI University of Cambridge, “A Study on the Factors of Regional Competitiveness”, A draft final report for The European Commission Directorate-General Regional Policy, European Commission 2004
OECD, 1997a, Trends in Regional Policies in OECD Countries- June 1993-June 1996, Paris
OECD, 1997b, Regional Performances and Factors of Competitiveness, Working Party on Regional Development, Paris, 1997
OECD, 1997c, Regional Competitiveness and Skills, OECD Paris, 1997
OECD, 2001, OECD Territorial Outlook: Territorial Economy, Paris, 2001
OECD, 2003a, “Innovation and Effectiveness in Territorial Development Policy”, Territorial Development Policy Committee High Level Meeting, Martigny, 25-26 June 2003
OECD, 2003b, “Regional Competitiveness Policies, Interim Synthesis Report”, 5th Session of the Working Party on Territorial Policy in Urban Areas, Sevilla, 22 October 2003
OECD, 2004, The International Conference on Innovation and Regional Development: Transition to a Knowledge Based Economy, Issues and Backgroud Paper, 25-26 November 2004
OECD, 2005a, Building Competitive Regions: Strategies and Governance, Paris
OECD, 2005b, Regions at a Glance-2005, Paris
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 232
OECD, 2005c, OECD Territorial Reviews: Finland, OECD Publications, Paris
OECD, 2005d, OECD Science, Technology and Industry Scoreboard- 2005, Paris
OECD, 2006a, OECD Territorial Reviews: Competitive Cities in the Global Economy, Paris
OECD, 2006b, “Innovation-Led Policies For Regional Development, Analytical Report”, Territorial Development Policy Committee, 29-30 November 2006, OECD Headquarters, Paris
OECD, 2006c, “A Review Of National Cluster Policies: Why Are They Popular, Again”, Territorial Development Policy Committee, 28-29 November 2006, OECD Headquarters, Paris
OECD, 2006d, “Appendix to the Report :A Review Of National Cluster Policies: Why Are They Popular, Again?", Territorial Development Policy Committee, 29-30 November 2006, OECD Headquarters, Paris
OECD, 2006e, OECD Territorial Reviews: France, Paris
OECD, 2006f, “Regions at a Glance-2007” (draft), Territorial Development Policy Committee, Working Party on Territorial Indicators, OECD Headquarters, Paris, 24 November 2006
ORAL, U., “1.Bölgesel İnovasyon Forumu”, Özet Rapor, Mersin, 17-18 Kasım 2005
ÖZÇELİK, K. E., “TÜBİTAK MAM Teknoparkı”, II. Teknoparklar Zirvesi Bildiriler Kitabı, ed. Işık Aybay, Murat Bengisu, Gazimagosa Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Lefkoşa, Ekim 2005
PEZZINI, M., Cultivating Regional Development: Main Trends and Policy Challenges in OECD Regions, OECD, 21.01.03
PHILLIPSON, R., Rural-Urban Change & the Role of Regional Policy Lessons From European Experience, A Report to the Department for International Development’s Urban and Rural Change Team, February, 2004
PIEKKOLA, H., Knowledge and Innovation Subsidies as Engines for Growth –The Competitiveness of Finnish Regions, The Research Institute of the Finnish Economy, Helsinki 2006
POLENSKE, K. R., “Competition, Colloboration and Cooperation: An Uneasy Triangle in Networks of Firms and Regions”, Regional Studies, Vol.38.9 pp.1029-1043, December 2004
PORTER, M.E., Competitive Advantage of Nations, The MacMillan Press, New York, 1991
PORTER, M.E., National Executive Summary of Clusters of ınnovation: regional Foundations of U.S. Competitiveness. Council on Competitiveness, 2001
PORTER, M.E, “The Economic Performance of Regions”, Regional Studies, Vol.37 pp. 549-578, 2003
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 233
PORTER, M.E., “Question and Answer”. Business Weekly. 21.8.2006, 05.01.2007, http://www.businessweek.com/magazine/content/06_34/b3998460.htm
PRAER, J.C., Regional Strategic Management of Innovation in Europe and France, ADIT and Sciences-Po Paris, Tokyo, November, 2006
RAINNIE, A., “New Regionalism in Australia–Limits and Possibilities”, Social Inclusion and New Regionalism Workshop, University of Queensland, 11 October 2002
RIS-Mersin, Mersin Bölgesel İnovasyon Stratejisi Tanıtım Sitesi, (çevrimiçi), http://www.ris-mersin.info, 17.11.2006,
ROSAMOND, B., “Imagining the European Economy: Competitiveness and the Social Construction of Europe as an Economic Space”, New Political Economy, Vol. 7, No. 2, 2002
ROZSAS, A., The Future of EU Cohesion Policy:A Hungarian View, Budapest Papers on Europeanization No.6, “Together for Europe” Research Centre, 2004
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI, Operational Programme For Regional Competitiveness, Birinci Taslak, 09.02.2007
SARIÇİÇEK, H. A., “Teknoparklarda Başarı Ölçütleri”, II. Teknoparklar Zirvesi Bildiriler Kitabı, ed. Işık Aybay, Murat Bengisu, Gazimagosa Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Lefkoşa, Ekim 2005
SEPIC, D. , The Regional Competitiveness: Some Notions, Russian-European Centre for Economic Policy - RECEP, Moscow, 2005
SIMMIE, J., “Trading Places: Competitive Cities in the Global Economy” European Planning Studies, Vol. 10, No. 2, 2002
SIMMIE, J., J. CARPENTER, A. CHADWICK, R. MARTIN, P. WOOD, State of the English Cities: The Competitive Economic Performance of English Cities, Department for Communities and Local Government, London, November 2006
STEINLE, W. J., “Regional Competitiveness and the Single Market”, Regional Studies, Vol. 26.4, pp. 307-318, 1992
TEKELİ, İ., “Bir Bölge Plancısının Çözmeğe Çalıştığı Sorunun Büyüklüğü Karşısında Yaşadığı İç Huzursuzlukları”, Kentsel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu (KEAS), Cilt-II, Devlet Planlama Teşkilatı, Pamukkale Üniversitesi, Ankara, Mart 2004, ss.244-262.
TEKES, Innovations Generate Regional Vitality: Knowledge, Specialisation and Networking Determine Success in International Competition, TEKES National Technology Agency, Finland, March 2004
TUROK, I., “Cities, Regions and Competitiveness”, Regional Studies, Vol. 38.9, pp. 1069-1083, December 2004
TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları: 2003-2023 Strateji Belgesi, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Kasım 2004
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 234
TÜBİTAK, 2006a, Avrupa Birliği Yedinci Çerçeve Programı (2007-2013) Bilgi Notu, Ankara, Temmuz 2006
TÜBİTAK, 2006b, Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı 2007-2013, Ankara, 13 Temmuz 2006
TÜBİTAK, 2007a, Türkiye’nin Ocak 2007 İtibariyle 6. Çerçeve Programı Performansı ve TÜBİTAK’ın 7. Çerçeve Programı Hazırlıkları, Ankara, Şubat 2007
TÜBİTAK, 2007b, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 15. Toplantısı Gelişmelere İlişkin Değerlendirmeler ve Kararlar, Ankara, 07 Mart 2007
TÜBİTAK, 2007c, 6. Çerçeve Programı Kapsamında Desteklenen Projeler Bilgi Notu, Ankara, Nisan 2007
TÜBİTAK, Çerçeve Programlar Tanıtım Sayfası, (Çevrimiçi). www.fp7.org.tr/AvrupaAra%c5%9ft%c4%b1rmaAlan%c4%b1/AB%c3%87er%c3%a7eveProgramlar%c4%b1/AB6%c3%87er%c3%a7eveProgram%c4%b1/tabid/71/Default.aspx. 08.03.2007
TÜBİTAK, 7. Çerçeve Programı Tanıtım Sayfası, (çevrimiçi) http://www.fp7.org.tr/ AdımAdım7ÇP/7ÇPNedir/tabid/81/Default.aspx, 15.03.2007
TÜRKİYE KATILIM ÖNCESİ MALİ YARDIM 2005 Yılı Programına İlişkin Finansman Anlaşması (16 Şubat 2007 tarih ve 26436 sayılı T.C. Resmî Gazete)
XU, J., and, A.G.O. YEH, “City Repositioning and Competitiveness Building in Regional Development: New Development Strategies in Guangzhou, China”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol. 29.2, pp. 283-308, June 2005
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 235
EKLER
EK 1: Analizde Kullanılan İşlenmemiş Veriler (İller Bazında)
İKTİSADİ YAPI YENİLİKÇİLİK KAPASİTESİ ALTYAPI VE ERİŞİLEBİLİRLİK BEŞERİ SERMAYE SOSYAL
SERMAYE P.No İL ADI İ-1 İ-2 İ-3 İ-4 İ-5 İ-6 İ-7 İ-8 İ-9 Y-1 Y-2 Y-3 Y-4 Y-5 Y-6 A-1 A-2 A-3 A-4 A-5 A-6 A-7 A-8 B-1 B-2 B-3 B-4 B-5 S-1 S-2 01 ADANA 2834 14,4 37,57 8824 1.815.409 2.352.940.000 4 898 0,026 6645,4 61 99 303 4053 2,11 5,18 92 100 45 70,7 0,1 26,59 1,8 0 1.849.478 57,7 86,9 4,7 0,36 0,3 7,88 02 ADIYAMAN 1112 4,8 18,97 907 49.329 11.707.576 1 139 0,016 2327,1 2 0 2 252 0,63 0,57 88 96 0 4,0 0,1 12,9 0,2 171 623.811 77,6 79,9 2,7 0,38 0,2 5,16 03 AFYON 1530 6,41 20 2164 110.346 98.418.049 9 197 0,018 2398,4 16 17 41 1052 1,49 3,66 91 96 0 20,2 0,1 26,48 0,6 255,3 812.416 56,3 88,3 3,4 0,47 0,4 12,9 04 AĞRI 688 1,46 21,2 893 36.184 0 2 160 0,011 1479,9 0 0 0 65 0,54 0,31 69 91 0 0,0 0,1 5,523 0,1 497,3 528.744 95,3 68 1,7 0,39 0,2 3,29 68 AKSARAY 1170 5,67 20,44 975 29.087 325.137.252 1 755 0,022 2253,9 5 10 10 315 1,10 5,95 57 82 30 0,0 0,1 20,25 0,2 204,9 396.084 61,1 86,3 3 0,43 0,5 6,39 05 AMASYA 1743 5,8 29,84 872 14.169 50.748.144 1 901 0,024 3046,1 3 9 33 292 1,40 2,04 96 99 0 0,0 0,1 22,18 0,3 233,5 365.231 52,6 87,4 4,1 0,44 0,4 9,36 06 ANKARA 3333 13,4 63,75 48497 10.656.594 5.341.812.905 26 902 0,032 7522,9 565 926 2337 17873 2,49 6,12 98 100 85 86,7 0,1 40,2 10,3 73,5 4.007.860 43,8 93,3 11,1 0,39 1,9 19,5 07 ANTALYA 2657 5,5 39,35 20262 584.146 986.245.504 435 071 0,039 4098,7 63 97 110 4351 1,10 1,18 39 98 0 31,1 0,1 17,6 3,1 223 1.719.751 44,3 92,1 8,1 0,48 0,5 10,6 75 ARDAHAN 1020 1,06 19,87 272 328 0 1 422 0,015 1288,9 0 0 2 24 0,83 0,49 46 96 0 0,0 0,1 11,59 0,05 493,9 133.756 63,8 84,6 2,6 0,55 0,7 7,4 08 ARTVİN 2588 5,39 28,22 751 55.564 24.628.638 3 160 0,029 4245,8 0 1 0 124 0,72 2,63 87 93 13 0,0 0,1 30,22 0,2 481 191.934 55,2 86,8 4,3 0,45 0,6 14,6 09 AYDIN 2444 7,54 26,25 6901 322.495 145.521.443 60 582 0,037 3882,6 22 57 96 1464 1,37 2,58 69 99 8 52,5 0,1 19,02 1,1 84,8 950.757 51 87,4 4,9 0,5 0,5 11,3 10 BALIKESİR 2429 8,63 30,19 5394 282.908 64.473.698 33 448 0,038 3999,9 23 59 77 1877 1,24 3,47 92 98 47 13,3 0,1 24,46 1,5 105,7 1.076.347 48,2 88,4 5 0,46 0,6 13,1 74 BARTIN 1285 7,9 17,9 492 9.824 23.739.780 2 381 0,032 1622,5 2 3 2 146 0,54 0,60 94 97 9 0,0 0,1 22,42 0,2 198,1 184.178 55 84 3,2 0,55 0,3 10,2 72 BATMAN 1473 5,97 26,37 671 24.983 0 885 0,01 3939,1 2 2 6 215 0,58 0,28 93 95 0 0,0 0,1 6,437 0,2 389,2 456.734 99,1 71 2,2 0,29 0,3 3,15 69 BAYBURT 1232 2,27 19,14 213 1.626 0 202 0,021 1839,8 0 0 2 24 0,88 0,49 99 100 0 0,0 0,1 10,27 0,05 448,2 97.358 69,1 86,5 3 0,47 0,8 11,7 11 BİLECİK 3131 19,3 30,35 635 64.599 448.054.141 1 139 0,025 5007,7 24 9 31 164 1,27 4,48 98 100 0 0,0 0,1 14,31 0,3 95 194.326 47,7 91,6 3,9 0,46 0,6 16,4 12 BİNGÖL 963 1,4 25,58 505 372 0 329 0,013 1759,3 0 0 1 49 0,35 2,86 88 94 0 0,0 0,1 20,89 0,01 384,4 253.739 74,1 73,6 2,5 0,42 0,5 4,34 13 BİTLİS 782 2,28 24,03 473 1.963 4.582.090 1 126 0,012 1788,4 0 0 0 39 0,20 0,11 66 97 0 - 0,1 13,51 0,01 440,4 388.678 87,2 72,4 2,4 0,35 0,3 4,32 14 BOLU 5106 11,1 26,33 823 64.476 417.837.354 7 273 0,027 7213 13 4 16 404 1,69 6,21 100 100 0 14,6 0,1 47,29 0,4 167,9 270.654 48,2 89,6 4,7 0,52 1 17,4 15 BURDUR 2364 8,31 27,98 907 36.696 36.599.923 960 0,028 3981,3 12 38 10 241 2,05 3,23 79 99 0 9,9 0,1 26,09 0,2 254,1 256.803 49,5 89,7 4,7 0,45 0,6 13,1 16 BURSA 3037 28,2 33,23 10711 8.915.092 7.263.034.155 17 423 0,036 5547,9 203 720 2709 11388 2,76 13,33 89 100 64 69,1 0,1 24,74 4 0 2.125.140 47,3 91,7 5,2 0,43 0,4 13,4 17 ÇANAKKALE 2829 9,19 30,95 2796 88.199 289.367.362 12 460 0,03 4248 16 11 104 567 1,14 1,68 84 100 31 0,0 0,1 22,52 0,7 189,7 464.975 43 89,6 5 0,53 0,5 16,6 18 ÇANKIRI 1376 5,23 23,2 442 5.471 13.456.120 786 0,016 2197,5 2 2 10 153 1,48 9,64 83 94 0 0,0 0,1 22,19 0,15 125,9 270.355 54,1 88,2 3,6 0,48 0,6 14 19 ÇORUM 2003 7,35 20,58 1418 57.163 1.847.461 2 157 0,026 3457,3 11 39 22 650 1,85 2,99 90 99 43 44,1 0,1 27,37 0,35 209,3 597.065 61,8 83,1 3,1 0,44 0,5 9,08 20 DENİZLİ 2584 19 23,6 4154 1.593.466 34.607.032 14 781 0,038 3497,6 34 85 631 3603 1,36 1,81 84 100 0 0,0 0,1 16,72 1 149,8 850.029 50 89,6 4,8 0,52 0,6 15,4 21 DİYARBAKIR 1591 3,82 28,42 2485 48.684 3.908.673 4 186 0,013 3614 8 4 6 455 0,88 1,36 94 98 52 64,5 0,1 20,4 0,5 312,4 1.362.708 86,5 69,6 2,7 0,34 0,2 3,37 81 DÜZCE 1384 12,3 21,26 1186 95.984 121.430.346 3 183 0,026 2053,2 12 7 20 285 1,74 7,19 86 95 66 62,5 0,1 29,34 0,35 172,6 314.266 48 89,5 3,5 0,53 0,8 21,9 22 EDİRNE 2911 9,01 38,14 1748 84.779 53.749.107 3 543 0,027 4655,1 4 3 8 499 0,96 3,83 89 99 55 0,0 0,1 31,32 0,6 160,3 402.606 41 89 5,1 0,51 0,5 11,3 23 ELAZIĞ 2065 6,01 31,7 1371 66.359 1.691.255 2 111 0,022 4162,5 3 7 12 500 1,01 0,17 84 96 1 64,8 0,1 41,55 0,4 315,6 569.616 57,6 82,3 4,5 0,38 0,5 6,06 24 ERZİNCAN 1403 4,17 30,28 756 7.568 14.159.596 1 286 0,014 2241,3 1 1 0 225 1,01 0,63 72 100 0 44,6 0,1 20,55 0,2 374,3 316.841 53,3 87,2 4,1 0,46 0,6 8,55 25 ERZURUM 1286 3,71 30,14 1708 22.206 3.781.092 5 504 0,015 2663,5 5 2 4 541 0,70 0,56 95 97 0 0,0 0,1 33,07 0,4 391,6 937.389 66,5 83,6 3,8 0,38 0,4 5,61 26 ESKİŞEHİR 3044 18,9 40,97 8549 446.335 955.462.881 2 293 0,032 6097,3 47 124 286 2578 1,91 7,66 85 99 72 56,9 0,1 42,99 1,4 191 706.009 44,1 93 6,5 0,38 0,7 13,2 27 GAZİANTEP 1929 21,3 33,43 4508 2.293.963 61.295.792 6 793 0,027 4522,9 53 60 701 6120 1,48 3,85 97 100 32 86,0 0,1 18,44 1 58,8 1.285.249 71,1 83,8 2,9 0,33 0,3 5,73 28 GİRESUN 1748 5,07 20,95 1036 96.002 22.924.654 1 935 0,021 2874,7 7 8 18 319 0,65 3,61 75 75 0 0,0 0,1 24,25 0,4 341,4 523.819 59 83,4 3,6 0,45 0,4 10,7 29 GÜMÜŞHANE 1303 2,6 15,71 351 829 0 350 0,014 2102,8 5 2 1 57 0,37 0,66 86 96 0 3,3 0,1 18,99 0,07 436,5 186.953 63,7 86,4 3,1 0,47 0,5 8,29 30 HAKKARİ 1012 1,35 42,77 407 24.386 0 855 0,009 2141,2 1 0 0 23 0,72 0,47 44 91 0 - 0,1 7,228 0,09 617,9 236.581 87,4 70,7 2,6 0,37 0,3 4,02 31 HATAY 2128 8,41 26,35 3463 1.364.307 158.311.726 4 394 0,025 3647 22 20 131 1148 1,09 2,75 47 99 0 16,7 0,1 13,1 0,95 130,7 1.253.726 62,3 86 3,5 0,44 0,3 6,72 76 IĞDIR 1035 2,2 25,93 594 36.046 0 1 823 0,027 1916,3 2 1 0 45 0,33 0,25 59 95 0 49,7 0,1 10,67 0,07 562,2 168.634 76,3 75,5 2,9 0,42 0,2 11
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 236
İKTİSADİ YAPI YENİLİKÇİLİK KAPASİTESİ ALTYAPI VE ERİŞİLEBİLİRLİK BEŞERİ SERMAYE SOSYAL
SERMAYE P.No İL ADI İ-1 İ-2 İ-3 İ-4 İ-5 İ-6 İ-7 İ-8 İ-9 Y-1 Y-2 Y-3 Y-4 Y-5 Y-6 A-1 A-2 A-3 A-4 A-5 A-6 A-7 A-8 B-1 B-2 B-3 B-4 B-5 S-1 S-2 32 ISPARTA 1829 8,34 30,34 1545 111.442 55.459.954 3 532 0,022 3044,8 10 23 20 524 1,31 1,53 95 99 35 40,0 0,1 52,76 0,5 256 513.681 46,3 92 5,4 0,46 0,5 13,9 34 İSTANBUL 3711 32,2 53,32 1E+05 82.363.583 9.346.830.338 99 797 0,035 7935,9 2306 4102 14020 127165 3,05 7,80 97 100 98 71,6 0,1 35,09 34,3 0 10018735 44,9 93,4 7,9 0,4 1,3 15,3 35 İZMİR 3894 20,6 45,47 21376 7.609.623 3.192.271.088 57 833 0,035 7095,3 363 740 1868 14951 2,35 6,40 95 100 26 76,1 0,1 32,72 8,2 0 3.370.866 43,9 91,9 7,8 0,43 0,6 11,6 46 K.MARAŞ 1919 9,84 20,39 2844 470.481 2.715.671 3 650 0,018 3206 9 19 137 1010 0,98 1,64 76 92 0 0,0 0,1 14,14 0,4 92,8 1.002.384 66,8 83,4 3,3 0,41 0,3 6,05 78 KARABÜK 1923 18,7 34,87 517 83.089 1.956.522 1 945 0,031 4134,9 0 3 5 154 1,07 2,83 98 98 22 62,0 0,1 33,9 0,3 175,7 225.102 49,4 86,9 4,6 0,37 0,9 21,1 70 KARAMAN 2438 11,1 20,34 947 77.284 27.750.504 678 0,023 4397,2 0 14 115 971 1,93 2,89 54 100 0 45,1 0,1 21,18 0,2 239,3 243.210 60,1 89,7 3,6 0,43 0,6 10,6 36 KARS 1073 2,17 26,84 693 3.335 1.897.218 3 583 0,016 1650,5 0 0 1 117 0,75 0,52 80 100 0 0,0 0,1 11,17 0,1 484,5 325.016 69,3 82,9 3,1 0,46 0,3 5,97 37 KASTAMONU 2158 6,32 19,46 922 68.120 6.769.568 2 672 0,032 3103,4 1 9 5 214 0,92 0,72 89 95 21 0,0 0,1 39,34 0,3 171,5 375.476 57,5 80,8 3,2 0,51 0,8 12,2 38 KAYSERİ 2188 16,4 31,09 4249 1.204.996 62.490.894 4 006 0,021 4127,5 66 495 1142 3663 2,10 7,25 85 98 0 66,0 0,1 25,15 1,2 257,8 1.060.432 56,4 88,9 4,6 0,38 0,7 10,3 79 KİLİS 2201 7,49 33,43 305 12.345 82.368.748 166 0,027 4366,5 0 2 2 89 0,68 0,62 98 96 0 - 0,1 16,56 0,05 88,9 114.724 70,2 80,5 3 0,36 0,9 7,15 71 KIRIKKALE 3301 10,4 33,67 528 13.308 26.675.357 587 0,021 7091,3 3 9 8 128 1,15 15,13 92 99 82 0,0 0,1 26,73 0,2 119,6 383.508 55,1 89,1 3,7 0,35 0,4 10,6 39 KIRKLARELİ 4349 17,8 31,14 1259 81.833 758.648.646 2 142 0,044 5412,4 12 4 57 482 1,37 1,59 92 99 9 0,0 0,1 22,13 0,5 165,6 328.461 44 92,9 5 0,53 0,4 13,9 40 KIRŞEHİR 1803 5,93 24,67 584 38.805 906.852 848 0,023 3219,6 1 7 7 139 1,49 1,63 69 97 0 0,0 0,1 21,72 0,2 207,6 253.239 56,1 87,5 3,9 0,41 0,5 8,41 41 KOCAELİ 7468 20,3 32,22 5215 11.509.307 7.122.609.287 4 062 0,029 11260 123 184 337 3481 1,79 9,82 96 100 86 85,0 0,1 20,1 2,6 77,7 1.206.085 47,3 92,1 4,9 0,45 0,3 18,1 42 KONYA 1883 9,05 24,63 6427 577.825 187.678.367 6 109 0,025 3775,3 54 457 606 7124 3,34 8,07 75 96 19 5,0 0,1 16,13 1,7 225,9 2.192.166 58,5 90,1 3,9 0,4 0,7 8,81 43 KÜTAHYA 2186 9,89 20,08 1702 112.076 4.000.814 3 514 0,027 3083,9 11 28 314 1038 1,20 2,82 97 99 11 41,4 0,1 19,53 0,56 173 656.903 48,9 89,1 3,4 0,48 0,6 14,8 44 MALATYA 1716 6,24 27,03 2092 141.725 4.915.159 1 977 0,017 3182,8 10 10 8 851 1,14 0,93 91 91 0 62,8 0,1 18,49 0,5 237,2 853.658 58,1 85,4 4,7 0,4 0,4 7,51 45 MANİSA 2978 11,9 23,46 4479 774.290 1.484.771.069 4 887 0,031 4503,3 57 83 208 2267 2,02 7,35 90 100 0 32,9 0,1 24,11 1 36 1.260.169 50,3 86,3 3,3 0,48 0,3 10,7 47 MARDİN 1191 2,37 24,82 1154 120.064 7.900.558 1 062 0,013 2373,8 2 3 5 302 0,95 0,66 72 88 2 0,0 0,1 8,311 0,2 318,8 705.098 92,4 71,2 2,1 0,35 0,2 2,24 33 MERSİN/İÇEL 2970 7,93 29,9 6560 809.922 1.198.273.175 19 092 0,026 5568,7 29 64 84 2841 1,32 4,30 71 99 52 14,2 0,1 19,23 1,6 48,3 1.651.400 55 89,2 5,1 0,41 0,2 7,71 48 MUĞLA 4007 5,95 33,92 5991 103.229 452.210.734 187 397 0,054 4830,7 22 27 36 1475 0,58 0,58 50 100 16 31,7 0,1 22,86 1,5 114,5 715.328 43,6 92,7 7,2 0,58 0,5 12,2 49 MUŞ 700 1,54 12,92 547 837 0 686 0,007 1190,8 0 6 1 70 0,59 0,66 44 73 0 - 0,1 10,14 0,09 423,4 453.654 93,3 69,5 1,7 0,41 0,2 2,51 50 NEVŞEHİR 2564 4,97 21,93 1134 16.361 14.410.595 13 961 0,032 3871,4 5 4 3 318 1,93 1,72 79 99 0 14,2 0,1 16,59 0,3 222,5 309.914 55,1 88,4 3,9 0,49 0,7 10,7 51 NİĞDE 2158 5,27 18,17 584 50.453 22.669.374 866 0,022 3462,2 13 3 37 151 1,00 1,37 57 75 0 38,7 0,1 21,12 0,2 178,3 348.081 60,9 86,3 3,6 0,47 0,5 8,16 52 ORDU 1289 4,22 17,79 1817 262.644 11.512.223 2 691 0,023 2022,4 8 8 12 426 0,60 0,59 67 63 29 18,0 0,2 20,56 0,45 325 887.765 60,6 83,1 2,9 0,46 0,3 8,79 80 OSMANİYE 1401 6,86 28,32 945 4.674 5.512.145 507 0,023 3233,9 0 0 6 245 1,44 3,02 68 93 0 44,7 0,1 12,6 0,2 86 458.782 59,4 86 3,9 0,36 0,2 8,91 53 RİZE 2298 9,44 21,71 1011 154.682 207.564.310 4 754 0,026 3775,8 3 7 30 1837 0,81 0,77 67 84 43 0,0 0,1 22,35 0,4 435 365.938 51,8 87,7 3,9 0,45 1,1 15,6 54 SAKARYA 2554 12,9 28,44 2696 2.589.809 2.410.795.279 3 901 0,027 4381,6 26 82 142 1550 2,08 11,02 89 99 59 62,2 0,1 18,13 1 109,1 756.168 50,1 90,8 3,8 0,45 0,4 17 55 SAMSUN 2035 6,86 26 3415 307.977 19.066.954 3 904 0,028 3476,8 22 41 82 1451 1,53 3,07 88 95 63 12,9 0,1 33,55 1,2 209,5 1.209.137 58 86,2 4,1 0,45 0,3 11,5 56 SİİRT 1346 2,58 37,61 358 3.793 4.008.264 303 0,013 2984,5 0 0 0 53 0,56 0,25 96 97 0 0,0 0,1 14,03 0,09 457,3 263.676 99,2 68,7 2,4 0,33 0,6 5,69 57 SİNOP 1767 5,33 20,36 403 10.128 0 1 907 0,028 2549,4 1 4 13 136 0,67 1,12 97 97 0 10,2 0,1 24,83 0,2 250 225.574 65,4 82,7 3,6 0,49 0,6 12,6 58 SİVAS 1694 5,43 24,11 1461 38.611 72.139.935 2 509 0,02 2809,4 7 19 22 470 0,94 1,35 95 96 0 0,0 0,1 34,61 0,5 301,6 755.091 61 85,4 3,7 0,42 0,5 8,32 63 ŞANLIURFA 1221 3,47 20,62 2558 111.723 1.793.562.396 3 142 0,017 2705,2 2 8 32 613 0,71 0,96 83 98 42 43,7 0,1 12,26 0,4 168,4 1.443.422 87,8 67,8 2,1 0,35 0,2 3,27 73 ŞIRNAK 773 1,85 47,63 634 117.626 12.619.048 1 164 0,009 1674,2 0 0 0 43 0,24 0,25 72 96 0 0,0 0,1 6,654 0,1 498 353.197 97,4 65,8 2 0,35 0,3 1,81 59 TEKİRDAĞ 3026 26,2 30,84 3806 644.848 13.472.702.654 5 247 0,036 4412 59 44 61 1124 1,93 11,07 92 100 5 22,1 0,1 20,78 1,2 92,4 623.591 43,6 93 5,1 0,52 0,5 12,4 60 TOKAT 1660 4,91 18,18 1791 17.074 6.178.363 2 103 0,02 2679,6 4 11 4 467 1,56 1,66 95 95 1 0,0 0,1 19,11 0,5 329,6 828.027 61,3 85,7 3,1 0,44 0,5 5,87 61 TRABZON 1824 5,33 25,5 2087 563.793 35.206.927 9 571 0,022 2870,3 12 12 57 924 1,12 1,93 70 79 35 35,6 0,1 28,99 0,9 382,5 975.137 52,7 88,5 5,2 0,46 0,5 11,5 62 TUNCELİ 1919 1,81 53,56 229 221 0 417 0,021 2664,6 1 0 0 35 0,15 0,00 93 96 0 0,0 0,1 14,96 0,08 403,5 93.584 45,6 83 4,3 0,51 0,9 8,12 64 UŞAK 1739 14,9 21,48 956 133.029 105.669.146 1 327 0,032 2954,5 13 4 29 335 1,35 1,21 87 100 0 0,0 0,1 24,67 0,3 199,2 322.313 51,8 87,5 3,9 0,46 0,5 15,1 65 VAN 1041 2,46 26,32 1716 16.708 855.659 3 083 0,014 2200,1 3 0 0 287 0,57 0,52 52 95 0 52,3 0,1 15,21 0,3 517,4 877.524 99 68,1 2,2 0,35 0,3 3,9 77 YALOVA 4195 13,7 34,73 1020 29.489 144.907.684 4 108 0,036 6738,5 17 9 14 285 0,73 5,00 81 99 85 72,7 0,2 21,59 0,4 48,3 168.593 44,7 92,9 6 0,47 1,1 20,4 66 YOZGAT 1032 3,7 15,73 981 16.051 0 1 763 0,015 1881,5 3 2 6 247 1,46 1,72 77 89 3 0,0 0,1 14,35 0,3 227,7 682.919 64,7 86,2 2,7 0,45 0,4 5,23 67 ZONGULDAK 3597 15,4 22,43 2472 964.240 2.128.705.535 1 708 0,032 5190,6 4 10 23 246 0,56 0,43 83 98 56 26,4 0,1 37,44 0,8 187 615.599 48,6 87,8 4 0,48 0,5 15,2
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 237
EK 2: Analizde Kullanılan İşlenmemiş Veriler (Düzey 2 Bölgeler Bazında)
İKTİSADİ YAPI YENİLİKÇİLİK KAPASİTESİ ALTYAPI VE ERİŞİLEBİLİRLİK BEŞERİ SERMAYE SOSYAL SERMAYE Düzey 2
Kodu İ-1 İ-2 İ-3 İ-4 İ-5 İ-6 İ-7 İ-8 İ-9 Y-1 Y-2 Y-3 Y-4 Y-5 Y-6 A-1 A-2 A-3 A-4 A-5 A-6 A-7 A-8 B-1 B-2 B-3 B-4 B-5 S-1 S-2 TR10 3711 32,2 53,32 1E+05 82363583 9.346.830.338 99797 0,035 7935,9 2306 4102 14020 127165 3,05 7,80 97 100 98 72 0,1 35,09 34,3 0 10018735 44,9 93,4 7,9 0,4 1,3 15,3 TR21 3310 19 33,07 6813 811460,25 14.285.100.407 10932 0,035 4734,3 75 51 126 2105 1,54 7,72 91 99 19 11 0,1 24,24 2,3 130,3 1354658 42,9 91,8 5,1 0,52 0,5 12,5 TR22 2549 8,82 30,45 8190 371107,01 353.841.060 45908 0,036 4082,7 39 70 181 2444 1,22 3,00 90 99 42 9 0,1 23,88 2,2 131 1541322 46,6 88,7 5 0,48 0,5 14,1 TR31 3894 20,6 45,47 21376 7609622,9 3.192.271.088 57833 0,035 7095,3 363 740 1868 14951 2,35 6,40 95 100 26 76 0,1 32,72 8,2 0 3370866 43,9 91,9 7,8 0,43 0,6 11,6 TR32 2940 10,9 27,75 17046 2019189,9 632.339.209 262760 0,042 4048,5 78 169 763 6542 1,08 1,62 70 100 7 28 0,1 19,33 3,6 115,2 2516114 48,5 89,7 5,5 0,53 0,5 12,9 TR33 2291 10,3 21,61 9301 1129740,9 1.692.859.078 18925 0,027 3481,3 97 132 592 4692 1,66 4,86 92 98 2 28 0,1 23,81 2,46 141,1 3051801 51,7 87,5 3,4 0,48 0,4 12,6 TR41 3045 25,6 34,66 19895 9426025,7 8.666.551.177 20855 0,034 5624,1 274 853 3026 14130 2,51 11,86 89 100 63 62 0,1 28,33 5,7 50,67 3025475 46,5 92 5,4 0,42 0,5 13,6 TR42 4978 15,8 29,25 10940 14289066 10.217.579.950 22527 0,028 7467,1 191 286 529 6005 1,77 9,21 93 99 71 71 0,1 23,42 4,75 104,6 2715766 48,1 91,2 4,5 0,47 0,5 18,3 TR51 3333 13,4 63,75 48497 10656594 5.341.812.905 26902 0,032 7522,9 565 926 2337 17873 2,49 6,12 98 100 85 87 0,1 40,2 10,3 73,5 4007860 43,8 93,3 11,1 0,39 1,9 19,5 TR52 1937 9,27 24,18 7374 655109,61 215.428.871 6787 0,025 3841 54 471 721 8095 3,21 7,51 73 96 17 8 0,1 16,64 1,9 227,2 2435376 58,6 90 3,9 0,41 0,7 8,99 TR61 2459 6,36 36,37 22714 732283,76 1.078.305.381 439563 0,035 3872,5 85 158 140 5116 1,21 1,35 54 99 7 31 0,1 25,72 3,8 233 2490235 45,2 91,8 7,2 0,47 0,5 11,5 TR62 2899 11,1 33,6 15384 2625331,2 3.551.213.175 23990 0,026 6087,8 90 163 387 6894 1,74 4,81 82 99 48 44 0,1 23,12 3,4 22,78 3500878 56,4 88 4,9 0,39 0,3 7,8 TR63 1925 8,72 24,44 7252 1839461,7 166.539.542 8551 0,022 3430,2 31 39 274 2403 1,12 2,40 61 96 0 15 0,1 13,4 1,55 109,2 2714892 63,4 85,1 3,5 0,42 0,3 6,84 TR71 2203 6,28 23,11 3805 148013,27 389.799.430 18017 0,024 3856,9 27 33 65 1051 1,35 5,73 71 90 27 10 0,1 21,45 1,1 183,7 1690826 57,8 87,5 3,6 0,43 0,5 8,79 TR72 1722 9,18 24,31 6691 1259658,4 134.630.829 8278 0,019 3043,1 76 516 1170 4380 1,60 4,93 86 95 1 31 0,1 25,06 2 262,8 2498442 60 87,1 3,8 0,41 0,5 8,3 TR81 2816 14,3 23,56 3481 1057153,2 2.154.401.837 6034 0,032 4253,6 6 16 30 546 0,67 0,95 88 98 42 33 0,1 33,96 1,3 186,5 1024879 49,9 86,9 4 0,47 0,6 15,6 TR82 1813 5,74 20,81 1767 83719,033 20.225.688 5365 0,026 2691,9 4 15 28 503 0,96 2,89 89 95 8 2 0,1 30,26 0,65 177,7 871405 58,4 83,6 3,4 0,5 0,7 12,9 TR83 1889 6,29 23,26 7496 396383,1 77.840.922 10065 0,025 3201,3 40 100 141 2860 1,58 2,66 92 96 32 13 0,1 26,95 2,35 245,5 2999460 59 85,6 3,6 0,44 0,4 9,18 TR90 1730 5,26 21,66 7053 1133514 301.836.752 22461 0,022 2764,8 35 38 118 3687 0,79 1,59 71 76 26 18 0,1 24,51 2,42 374,7 3131546 56,6 85,8 4 0,46 0,5 11,1 TRA1 1309 3,71 29,22 2677 31400,313 17.940.688 6992 0,015 2477,6 6 3 6 790 0,78 0,57 89 98 0 12 0,1 28,49 0,65 391,6 1351588 63,4 84,7 3,8 0,4 0,5 6,74 TRA2 884 1,72 23,4 2452 75892,24 1.897.218 8988 0,015 1564,6 2 1 3 251 0,58 0,38 68 95 0 9 0,1 8,563 0,32 502,8 1156150 80,6 75,4 2,4 0,43 0,3 5,64 TRB1 1732 5,14 30,04 4197 208677,75 6.606.414 4834 0,018 3227 14 17 21 1435 0,94 0,76 88 93 0 54 0,1 26,06 0,99 292,3 1770597 59,3 82,6 4,3 0,4 0,5 6,62 TRB2 908 2,05 24,28 3143 43894,064 5.437.749 5750 0,011 1847,4 4 6 1 419 0,51 0,46 52 90 0 22 0,1 12,73 0,49 492,5 1956437 93,8 69,6 2,2 0,37 0,2 3,68 TRC1 1693 14,9 28,57 5720 2355637 155.372.116 8098 0,023 3775,3 55 62 705 6461 1,25 3,23 94 98 22 61 0,1 16,63 1,25 95,09 2023784 73 82,4 2,9 0,35 0,3 5,63 TRC2 1400 3,64 24,37 5043 160406,93 1.797.471.069 7328 0,015 3142,4 10 12 38 1068 0,78 1,15 89 98 48 55 0,1 16,21 0,9 238,3 2806130 87,2 68,7 2,4 0,34 0,2 3,32 TRC3 1203 3,07 31,99 2817 266466,95 24.527.870 3414 0,011 2654,8 4 5 11 613 0,68 0,42 81 93 1 0 0,1 8,349 0,59 393 1778705 96,1 69,7 2,1 0,33 0,3 2,9
İKTİSADİ YAPI İ-1: Cari fiyatlarla kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (YTL)İ-2: Sanayi işkolunda çalışanların toplam istihdama oranı (Yüzde)İ-3: Hizmet işkolunda çalışanların toplam istihdama oranı (Yüzde)İ-4: Toplam açılan kapanan firma sayısı İ-5: Yıllık ortalama dış ticaret (ithalat+ihracat) (Bin Dolar) İ-6: Toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımı (Dolar) İ-7: Turistik yatak sayısı İ-8: Kişi başına işletme sayısı (nüfus/2004 işletme sayısı) İ-9: İşgücünün üretkenliği (gsyih / istihdam 2000 yılı)
YENİLİK KAPASİTESİ Y-1: Toplam patent başvurusu Y-2: Toplam faydalı ürün başvurusu Y-3: Toplam endüstriyel tasarım başvurusu Y-4: Toplam marka başvurusu Y-5: Orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip sektörlerde işletme sayısının toplam işletme sayısına oranı Y-6: Orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip sektörlerdeki istihdamın toplam istihdama oranı
ALTYAPI VE ERİŞİLEBİLİRLİK A-1: Kanalizasyon şebekesine bağlı nüfusun belediye nüfusu içindeki payı A-2: Katı atık hizmeti verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı A-3: Arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı A-4: Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payıA-5: Karayolu yoğunluğu (km2ye düşen il, devlet, otoyol uzunluğu ) A-6: On bin kişiye düşen hastane yatağı sayısı A-7: İldeki ADSL abonelerinin Türkiye toplamına oranı A-8: Erişilebilirlik
BEŞERİ SERMAYE B-1: Nüfus B-2: Toplam yaş bağımlılık oranı B-3: Okuma yazma bilenlerin oranı B-4: Yüksek öğretim mezunlarının oranı B-5: İşgücünün nüfusa oranı
SOSYAL SERMAYE S-1: On bin kişiye düşen vakıf sayısı S-2: On bin kişiye düşen dernek sayısı
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 238
EK 3: Temel Bileşen Özdeğer ve Açıklama Oranları Tablosu (Düzey 2 Bölgeler Bazında)
Temel Bileşenler Özdeğer
Toplam Varyansın Yüzdesi Olarak
Açıklanan Varyans
Toplam Varyansın Birikimli Yüzdesi
1 16,2208 54,0693338 54,06933 2 4,445244 14,817481 68,88681 3 2,184291 7,28097058 76,16779 4 1,633421 5,44473806 81,61252 5 1,292993 4,30997816 85,9225 6 0,965683 3,21894318 89,14144 7 0,815042 2,71680729 91,85825 8 0,650154 2,16718074 94,02543 9 0,447038 1,49012697 95,51556
10 0,328106 1,09368559 96,60925 11 0,201564 0,67187892 97,28112 12 0,185822 0,61940648 97,90053 13 0,162972 0,54324162 98,44377 14 0,150043 0,50014496 98,94392 15 0,088574 0,29524611 99,23916 16 0,080734 0,26911327 99,50828 17 0,060908 0,20302592 99,7113 18 0,038863 0,12954445 99,84085 19 0,026431 0,08810252 99,92895 20 0,008339 0,02779617 99,95675 21 0,006675 0,02225066 99,979 22 0,003008 0,01002786 99,98902 23 0,001882 0,00627188 99,9953 24 0,001057 0,00352447 99,99882 25 0,000354 0,00117931 100 26 3,92E-16 1,306E-15 100 27 1,87E-16 6,2276E-16 100 28 -1,1E-16 -3,527E-16 100 29 -2,9E-16 -9,816E-16 100 30 -5,4E-16 -1,798E-15 100
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 239
EK 4: Temel Bileşen Özdeğer ve Açıklama Oranları Tablosu (İller Bazında)
Temel Bileşenler Varyans
Toplam Varyansın Yüzdesi Olarak
Açıklanan Varyans
Toplam Varyansın Birikimli Yüzdesi
1 12,84642122 42,82140408 42,82140408 2 5,105092884 17,01697628 59,83838036 3 2,116313766 7,054379219 66,89275958 4 1,535116361 5,117054537 72,00981412 5 1,466958258 4,88986086 76,89967498 6 1,156259589 3,854198631 80,75387361 7 1,009189309 3,363964364 84,11783797 8 0,717730985 2,392436618 86,51027459 9 0,577721636 1,925738788 88,43601338
10 0,543445047 1,81148349 90,24749687 11 0,489135429 1,63045143 91,8779483 12 0,458169831 1,527232768 93,40518106 13 0,38049703 1,268323433 94,6735045 14 0,311918272 1,039727574 95,71323207 15 0,293115159 0,977050529 96,6902826 16 0,240843711 0,802812371 97,49309497 17 0,200646253 0,668820845 98,16191582 18 0,184769196 0,615897321 98,77781314 19 0,11094284 0,369809468 99,1476226 20 0,102228791 0,340762635 99,48838524 21 0,06458332 0,215277734 99,70366297 22 0,031645979 0,105486595 99,80914957 23 0,022074339 0,073581131 99,8827307 24 0,014917228 0,049724092 99,93245479 25 0,006893687 0,022978958 99,95543375 26 0,004662487 0,015541624 99,97097537 27 0,003848784 0,01282928 99,98380465 28 0,002477322 0,008257738 99,99206239 29 0,001958795 0,006529318 99,99859171 30 0,000422487 0,001408289 100
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 240
EK 5: Temel Bileşen Yükleri Tablosu (Düzey 2 Bazında) Temel Bileşenler
Değişkenler 1.Temel
Bileşen 2.Temel Bileşen
3.Temel Bileşen
4.Temel Bileşen
5.Temel Bileşen
Nüfus 0,049094 0,11319 0,059156 -0,02945 -0,03618
Cari fiyatlarla Kişi Başına Düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 0,049675 -0,09882 -0,05219 -0,07305 -0,08565
Sanayi İstihdamı / toplam istihdam 0,054882 -0,01313 -0,07596 -0,17278 -0,09688
Hizmet/toplam istihdam 0,048029 0,026146 -0,01569 0,304281 -0,05828
2004-2006 yılları arasında toplam açılan kapanan firma sayısı 0,053435 0,097295 0,104191 0,026842 -0,0042
2001-2006 yıllık ortalama dış ticaret 0,049991 0,115362 0,06134 -0,11975 0,026984
1956-2006 doğrudan yabacı sermaye yatırımı 0,042136 -0,04136 -0,12638 -0,17517 -0,07232
Turistik yatak sayısı 0,011807 -0,04499 0,345903 0,116635 -0,35578
Kişi başına işletme sayısı 0,042728 -0,13002 0,128613 -0,04811 -0,10499
İşgücünün üretkenliği 0,055924 -0,03717 -0,10331 0,050768 -0,10034
2000-2006 Toplam faydalı ürün 0,052017 0,109794 0,060141 -0,05888 0,016169
2000-2006 Toplam patent başvurusu 0,052068 0,111458 0,069235 -0,05208 0,037983
2000-2006 Tasarım toplam 0,050501 0,115939 0,063618 -0,09082 0,011122
2000-2006 Toplam marka başvurusu 0,049351 0,120443 0,085897 -0,09746 0,018408Yüksek, orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip işletmelerin toplam işletmelere oranı 0,047913 -0,00628 -0,07908 0,010364 -0,10217Yüksek, orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip işletmelerdeki istihdamın toplam işletme istihdamına oranı 0,042461 -0,05522 -0,17226 -0,15017 -0,09733Kanalizasyon şebekesine bağlı nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,031424 -0,02417 -0,26684 0,016119 0,242012
Katı atık hizmeti verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,028452 -0,05321 -0,08544 0,096015 -0,41341Arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,04919 0,01559 -0,1299 0,054956 0,062852Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,041642 0,01143 -0,16331 0,201783 -0,13779
Km2’ye düşen yol düşen yol 0,038377 -0,01086 -0,0058 -0,27144 0,13788
On bin Kişiye düşen hastane yatağı sayısı 0,043016 -0,06765 0,013579 0,164122 0,340204
ADSL Abone Oranı 0,054418 0,095917 0,079474 -0,03656 0,019873
Ortalama erişilebilirlik -0,0465 0,079423 0,089199 0,053188 0,184995
Toplam yaş bağımlılık oranı -0,04295 0,140686 -0,09758 0,027603 -0,10429
Okuma yazma bilen oranı 0,044355 -0,12391 0,084552 -0,02852 0,045836
Yüksek öğretim mezunlarının oranı 0,049551 -0,04914 0,084953 0,289868 0,002055
İşgücünün nüfusa oranı 0,007373 -0,16158 0,218219 -0,21016 0,143114
On bin kişiye düşen vakıf sayısı 0,044638 0,006862 0,039812 0,290837 0,275482
On bin kişiye düşen dernek sayısı 0,044911 -0,11623 0,052267 0,019941 0,212387
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 241
EK 6: Temel Bileşen Yükleri Tablosu (İller Bazında) Temel Bileşenler
Değişkenler 1.Temel
Bileşen 2.Temel Bileşen
3.Temel Bileşen
4.Temel Bileşen
5.Temel Bileşen
1.Temel Bileşen
7.Temel Bileşen
Nüfus 0,063884 0,098974 0,009889 0,03673 -0,02714 -0,04028 -0,06583Cari fiyatlarla Kişi Başına Düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 0,051934 -0,09647 -0,04999 0,115769 -0,04643 0,12376 0,20245
Sanayi İstihdamı / toplam istihdam 0,062181 -0,04484 -0,12512 -0,0218 -0,12063 -0,10686 0,082863
Hizmet/toplam istihdam 0,044146 0,021424 -0,05119 0,249475 0,329936 0,159592 0,137042004-2006 yılları arasında toplam açılan kapanan firma sayısı 0,065037 0,100064 0,075296 0,002403 0,031448 -0,00768 -0,01343
2001-2006 yıllık ortalama dış ticaret 0,061672 0,108596 0,040735 -0,08511 -0,06006 0,010488 0,083329
1956-2006 doğrudan yabacı sermaye yatırımı 0,053622 0,011293 -0,10161 0,0527 -0,17487 -0,05783 0,13631
Turistik yatak sayısı 0,021714 0,00205 0,253966 0,431181 -0,00218 -0,08909 0,017238
Kişi başına işletme sayısı 0,047102 -0,10663 0,142623 0,10946 -0,05708 -0,05143 0,145729
İşgücünün üretkenliği 0,059147 -0,06074 -0,14508 0,149464 0,022431 0,132661 0,090646
2000-2006 Toplam faydalı ürün 0,063949 0,105701 0,039898 -0,07057 -0,02012 -0,0449 -0,00355
2000-2006 Toplam patent başvurusu 0,06346 0,107623 0,054533 -0,07299 -0,00944 -0,0038 0,037069
2000-2006 Tasarım toplam 0,062388 0,108947 0,042314 -0,08561 -0,03734 -0,04247 0,031125
2000-2006 Toplam marka başvurusu 0,061325 0,112004 0,059717 -0,08038 -0,03533 -0,02698 0,045706Yüksek, orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip işletmelerin toplam işletmelere oranı 0,054192 -0,02884 -0,10166 -0,02419 -0,08498 -0,35845 -0,32415Yüksek, orta-yüksek teknoloji düzeyine sahip işletmelerdeki istihdamın toplam işletme istihdamına oranı 0,044836 -0,05505 -0,20745 -0,00925 -0,17216 -0,1636 -0,23762Kanalizasyon şebekesine bağlı nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,026253 -0,04173 -0,1981 -0,31648 0,236639 -0,06231 0,328374Katı atık hizmeti verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,026818 -0,04756 -0,09784 0,09771 0,279971 -0,40433 0,43923Arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,050305 -0,0228 -0,14159 0,012725 -0,0093 0,335585 -0,18247Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki payı 0,042311 -0,01563 -0,15839 0,201269 0,037191 0,143557 -0,29948
Km2’ye düşen yol 0,030761 -0,03317 -0,01434 -0,05773 -0,28508 0,486805 0,354319
On bin Kişiye düşen hastane yatağı sayısı 0,03862 -0,07171 0,01835 -0,17792 0,238963 0,139831 -0,2735
ADSL Abone Oranı 0,065959 0,099483 0,058841 -0,02992 -0,00356 -7,5E-06 0,019627
Ortalama erişilebilirlik -0,04987 0,079351 0,095222 -0,04786 0,175156 0,129434 -0,04169
Toplam yaş bağımlılık oranı -0,04781 0,127882 -0,14172 0,082576 0,023549 0,034459 0,071651
Okuma yazma bilen oranı 0,049013 -0,11959 0,115957 -0,07226 -0,06378 -0,12357 -0,12801
Yüksek öğretim mezunlarının oranı 0,060531 -0,05493 0,121468 0,183276 0,172979 0,069861 -0,10979
İşgücünün nüfusa oranı 0,009209 -0,10646 0,300401 -0,15929 -0,14804 -0,0617 0,144623
On bin kişiye düşen vakıf sayısı 0,043731 -0,02226 0,115477 -0,18309 0,335081 0,104453 -0,12512
On bin kişiye düşen dernek sayısı 0,045621 -0,11652 0,076958 -0,16075 0,052754 0,097916 -0,04625
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 242
EK 7: Ana Kriterler Bazında Düzey 2 Bölgelerin Endeks Değerleri
Kodu İller İktisadi Yapı
Yenilikçilik Kapasitesi
Altyapı ve erişilebilirlik
Beşeri Sermaye
Sosyal Sermaye
TR10 İstanbul 3,13384 4,38074 2,72698 1,59086 1,82012TR21 Tekirdağ, Edirne, Kırklareli 0,91633 -0,0693 0,21899 0,89976 0,20151TR22 Balıkesir, Çanakkale -0,00572 -0,33763 0,19837 0,56704 0,46557TR31 İzmir 1,21588 0,59609 1,42831 1,07537 0,25205TR32 Aydın, Denizli, Muğla 0,35025 -0,3036 -0,31545 0,8763 0,28701TR33 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak -0,29009 -0,07373 -0,05773 0,29919 0,14449TR41 Bursa, Eskişehir, Bilecik 1,06809 0,92385 0,943 0,65537 0,30619
TR42 Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova 1,20471 0,21704 1,08644 0,62351 0,95538
TR51 Ankara 1,4699 0,81388 1,66716 1,48182 3,27229TR52 Konya, Karaman, -0,3989 0,47951 -0,71074 0,02591 0,08053TR61 Antalya, Isparta, Burdur 0,28182 -0,34426 -0,47718 1,05828 0,09024TR62 Adana, Mersin 0,35363 -0,0503 0,47171 0,13816 -0,7228
TR63 Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye -0,48537 -0,38885 -0,70094 -0,27246 -0,82097
TR71 Kırıkkale, Aksaray, Niğde,Nevşehir, Kırşehir -0,46919 -0,23083 -0,6379 -0,0877 -0,26227
TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat -0,60083 0,04543 -0,4246 -0,11936 -0,2477TR81 Zonguldak, Karabük, Bartın 0,03813 -0,59682 0,57635 0,19804 0,68318TR82 Kastamonu, Çankırı, Sinop -0,69123 -0,45515 -0,13928 -0,11935 0,53857TR83 Samsun, Tokat, Çorum, Amasya -0,55014 -0,26253 -0,08973 -0,0271 -0,28596
TR90 Trabzon, Ordu, Giresun,Rize, Artvin, Gümüşhane -0,69022 -0,49149 -0,88141 0,14557 0,05617
TRA1 Erzurum, Erzincan, Bayburt -0,87866 -0,59033 -0,58702 -0,41518 -0,49599TRA2 Ağrı, Kars, Iğdır,Ardahan -1,16317 -0,64986 -1,59369 -1,27134 -0,93717TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl,Tunceli -0,64197 -0,53375 -0,19378 -0,31922 -0,56258TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkari -1,1706 -0,65757 -1,66925 -1,9746 -1,26822TRC1 Gaziantep, Adıyaman, Kilis -0,28282 -0,24207 0,41068 -0,97887 -0,90862TRC2 Şanlıurfa, Diyarbakır -0,79738 -0,55831 -0,05169 -1,86704 -1,36196TRC3 Mardin, Batman, Şırnak, Siirt -0,91628 -0,62016 -1,19759 -2,18295 -1,27906
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 243
EK 8: Ana Kriterler Bazında İllerin Endeks Değerleri
İller İktisadi Yapı
Yenilikçilik Kapasitesi
Altyapı ve erişilebilirlik
Beşeri Sermaye
Sosyal Sermaye
ADANA 0,895 0,27008 1,26757 -0,01758 -0,72157ADIYAMAN -0,83018 -0,3895 -0,24578 -1,03438 -1,17094AFYON -0,62077 -0,06982 -0,15713 0,28731 0,16169AĞRI -1,1174 -0,4214 -1,67678 -2,07998 -1,45855AKSARAY -0,64678 -0,11172 -0,83773 -0,15248 -0,58839AMASYA -0,31935 -0,16698 -0,17518 0,32904 -0,26979ANKARA 2,36248 1,68703 2,37111 1,76312 3,88907ANTALYA 1,21303 -0,09265 -0,57558 1,54156 -0,07224ARDAHAN -1,05076 -0,3542 -1,56109 0,10525 -0,02184ARTVİN -0,02671 -0,31055 -0,5246 0,30394 0,73701AYDIN 0,23809 -0,09212 0,26328 0,72033 0,07881BALIKESİR 0,28776 -0,08656 0,6012 0,70164 0,4151BARTIN -0,54556 -0,40717 0,20177 0,37351 -0,40607BATMAN -0,56199 -0,40762 -0,95118 -2,30448 -1,2735BAYBURT -0,84974 -0,34262 -0,82976 -0,15233 0,79208BİLECİK 0,50229 -0,10376 0,00507 0,65591 0,82605BİNGÖL -0,94664 -0,3848 -0,73589 -1,10521 -0,7128BİTLİS -1,00021 -0,50227 -1,06016 -1,71973 -1,13062BOLU 0,79762 0,0307 0,63506 0,91117 1,82074BURDUR -0,02795 0,02814 -0,28736 0,63163 0,55307BURSA 1,80459 1,51878 1,62758 0,76451 0,13379ÇANAKKALE 0,23038 -0,20727 0,20761 1,11827 0,65567ÇANKIRI -0,7268 0,07483 -0,28744 0,39641 0,59078ÇORUM -0,29877 -0,01408 0,58285 -0,25475 -0,10351DENİZLİ 0,42768 0,01366 -0,35036 0,89348 0,72152DİYARBAKIR -0,53247 -0,29892 0,48609 -1,82605 -1,43963DÜZCE -0,40071 0,07052 0,93387 0,73913 2,01185EDİRNE 0,30182 -0,21009 0,81825 1,08636 0,08232ELAZIĞ -0,16111 -0,30983 0,48316 -0,17561 -0,51575ERZİNCAN -0,66815 -0,30514 -0,436 0,35789 -0,03528ERZURUM -0,62325 -0,36654 -0,37519 -0,44289 -0,73692ESKİŞEHİR 0,99782 0,27748 1,19389 0,91902 0,67683GAZİANTEP 0,45998 0,15486 1,15581 -0,87395 -0,95944GİRESUN -0,54904 -0,28013 -1,06379 -0,05313 -0,14983GÜMÜŞHANE -0,96083 -0,44248 -0,73776 -0,01175 -0,19876HAKKARİ -0,70766 -0,37846 -1,96599 -1,70002 -1,27963HATAY -0,10651 -0,16542 -0,29918 -0,04389 -0,81009IĞDIR -0,6638 -0,46849 -1,27085 -1,01165 -0,4905ISPARTA -0,25394 -0,18739 1,0629 0,96421 0,48324İSTANBUL 5,26279 8,11011 3,94075 1,23379 2,18429İZMİR 1,91112 1,29809 1,90987 1,28395 0,31172KAHRAMANMARAŞ -0,38398 -0,23546 -0,58701 -0,41657 -1,02771KARABÜK 0,34795 -0,2247 0,85904 0,18141 2,04487KARAMAN -0,10122 -0,00375 -0,4487 0,11708 0,24272
Kara Bölgesel Rekabet Edilebilirlik Kavramı ve Bölgesel Kalkınma Politikalarına Yansımaları
http://ekutup.dpt.gov.tr/bolgesel/karam/rekabet.pdf 244
İller İktisadi Yapı
Yenilikçilik Kapasitesi
Altyapı ve erişilebilirlik
Beşeri Sermaye
Sosyal Sermaye
KARS -0,85916 -0,36868 -1,06918 -0,32174 -0,87511KASTAMONU -0,27705 -0,31808 0,41099 0,0309 0,74894KAYSERİ 0,18007 0,63169 0,12402 0,15044 0,32876KİLİS 0,02039 -0,3797 0,00892 -0,87631 0,3546KIRIKKALE 0,46111 0,17455 0,78106 -0,08758 -0,27758KIRKLARELİ 1,04334 -0,17544 0,06378 1,256 0,24773KIRŞEHİR -0,39664 -0,16845 -0,50757 0,09354 -0,2286KOCAELİ 2,68093 0,42986 1,99764 0,83239 0,56586KONYA -0,1115 0,87883 -0,37928 0,13368 0,18655KÜTAHYA -0,23472 -0,12079 0,27191 0,50288 0,68744MALATYA -0,45241 -0,24622 0,0645 0,06263 -0,6185MANİSA 0,35434 0,26494 0,41115 0,32774 -0,29111MARDİN -0,83567 -0,31519 -1,11242 -1,95565 -1,63115MERSİN/İÇEL 0,40315 -0,02015 0,42554 0,41968 -0,87775MUĞLA 1,10472 -0,3476 -0,12831 1,79551 0,11041MUŞ -1,33383 -0,39792 -1,92502 -1,87717 -1,61537NEVŞEHİR -0,10814 -0,06415 -0,27048 0,48023 0,37952NİĞDE -0,44664 -0,26998 -0,88108 0,1188 -0,36818ORDU -0,73605 -0,38219 -0,55471 -0,16346 -0,56596OSMANİYE -0,36873 -0,13817 0,02828 -0,24422 -0,77297RİZE -0,13939 -0,31063 -0,68785 0,35674 1,86027SAKARYA 0,39939 0,34521 1,23938 0,49888 0,49723SAMSUN -0,16596 -0,05196 0,64246 0,17447 -0,22492SİİRT -0,55757 -0,41994 -0,72212 -2,22887 -0,28197SİNOP -0,48038 -0,36216 0,0245 -0,0631 0,48512SİVAS -0,50824 -0,27889 -0,18725 -0,09341 -0,3687ŞANLIURFA -0,60972 -0,34687 0,10756 -2,00764 -1,44725ŞIRNAK -0,70195 -0,48914 -1,23223 -2,32487 -1,53783TEKİRDAĞ 1,82728 0,30569 0,43754 1,2209 0,27896TOKAT -0,63081 -0,14385 -0,5715 -0,1122 -0,51707TRABZON -0,41732 -0,20912 0,07443 0,62284 0,04877TUNCELİ -0,1576 -0,51493 -0,71366 0,56334 0,43537UŞAK -0,08255 -0,19737 -0,13828 0,37857 0,5889VAN -0,82555 -0,40282 -1,17464 -2,1907 -1,29956YALOVA 0,92844 -0,21342 1,74228 1,17135 2,44477YOZGAT -0,96923 -0,17005 -0,83777 -0,21656 -0,84643ZONGULDAK 0,64548 -0,39929 1,0712 0,56845 0,55695