SİBERNETİK EĞİTİM
Doç. Dr. Sedat AKALIN
1. Sibernetik, insanlarda, hayvanlarda ve makinelerde kontrol ve komünikasyon işlemleri bilimidir. (Bu tanımlama, sibernetiğin kurucusu Prof. Dr. Norbert "VViener yanından yapılana benzetmedir.)
2. Sibernetik, insan beyninin doğasını açıklama çabasiyle, komplex elektronik hesap makineleri ve sinir sisteminin karşılaştırmalı etüdüy-le uğraşan bir bilimdir. (Son yılların en genel tanımı.)
3. Sun'î akıl etüdüne 'sibernetik', onun uygulanmasına 'sibernas-yon' denir. (Bu tanımlama Brunel Üniversitesi Sibernetik Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. F. H. George yanından yapılmıştır.)
Yukarıdaki tanımların dışında da, bazı yazarların kişisel görüşlerine göre kaleme alınmış tanımlar vardır, ancak burada yer verilmesine gerek duyulmamıştır.
Sibernetiğin eğitim alanına uygulanmasına Eğitim Sibernetiği adı verilmekte olup, sun'î zekâ metodlarmm beşerî öğretmeni taklit ya da sentez etmede kullanılmasiyle, tam esnek ve tüm uyumlu öğretim sistemi tipinin sağlanması amacını taşır.
Çağımızın! mevcut eğitim sisteminin görünüşü statik ve esneksiz, metodunun ise günü geçmiştir; hiç değilse, geçen yüzyıla ilişkindir. İnsan kendi kendisini eğitirken daha iyi öğrenir; olaylardan çok ilkeler daha iyi öğrenilir; işin daha başlangıcında, bilgiyi ne maksatla edineceği kendisine bildirilen bireylerin ya da grupların daha iyi öğretilmeleri olanaklıdır. Çevrenin öbür koşullarına katılma olanağı da öğrenim düzeyinin yükselmesinde etkili olur. Günümüzün eğitim sistemi, az önce değinildiği gibi, çevrenin statik koşulları ya da özellikleri üzerine ağırlık vermektedir; halbuki en önemli özellikler dinamik nitelikte olanlar olup, anlaşılmaları ve denetilmeleri giderek daha çok önem kazanmaktadır.
_ H7 —
118 S. Akalın
Davranan bir sistemde output (sonuç) un sistemde onu doğuran inputa (neden) tekrar bağlanması suretiyle denetimi ve gerektiğinde (y., standardlardan sapıldığmda) yeniden ajüstesi, biçiminde kabaca tanımlanabilen feedback (fîdbek) prensibinin performans ve öğrenmede oynadığı role ilişkin araştırma çabaları son yıllarda yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bu yeni değinme yöntemi, davranışı aralıklı yanıt (cevap) birimleri biçiminde değil, özerk (kendi kendini yöneten) bir sisteme ilişkin sürekli bir eylem olarak düşünmektedir. Bu nedenle, sibernetik araştırma planının yöneltici ilkesi, feedback parametrelerinin araştırılması, y., feedback stimuluslarmın farklı özelliklerindeki varyasyonların performans etkinliğini ve öğrenme trendini etkileme biçiminin analizidir.
Öğretim ya da öğrenim alanına da, sibernetik, bu temel ilkeyle uygulanmaktadır. Özellikle, öğretmenden öğrenciye bilgi aktarmada, son yıllarda, «Programlı Talimat» yöntemi uygulanmakta ve eğitimdeki teknolojik gelişmenin şimdiki durumuna ana katkıda bulunmaktadır. 'Eğitim Sibernetiği' de böylece, insan, hayvan ve makinelerde kontrol, komünikasyon ve yapay us ile uğraşan uygulamalı sibernetiğin bir dalı olmaktadır. Toplumumuz dinamik, daimî değişen, gelişen, ve uyumlu nitelikte olduğundan, ona uyacak ya da onu sentez edecek ve sosyal gereçlere yardımcı olacak sistemlerin de konu edilen niteliklere sahip olması zorunluğu doğmaktadır. Bu değişiklik biçimleri feed-forward (ileriye etki) ile olduğu kadar, pozitif feedback ve negatif feedback ile temsil olun ab ilmelidirler.
Sınıfta öğretmenle öğrenciler arasında karşılıklı soru-yanıt durumları pek sık ortaya çıkmadığından, feedback çok seyrek vuku bulmakta ve ancak öğretmenin öğrencilere anlayıp anlamadıklarını sorduğu ya da onları bir teste bağlı tuttuğu nadir durumlarda onlardan edindiği yanıtlara ya da tepkilere dayanmaktadır. Programlı talimat «P.T.» yönteminin başlıca amacı, sorgu-yamt yardımiyle feedback sağlamaktır. Burada televizyondan (TV) kardpostala kadar her çeşit orta (araç, media) kullanılmaktadır. Stimulus orta olarak T V kullanıldığında, örneğin, feedback koşulu belki de telefon ile sağlanabilir. Bu programların yalnız görmeğe dayanması gerekmeyip, işitme ya da öbür duygulara da (his; sense) hitap edebilir. Programlı talimatın bir öğretim aracı olarak kullanıldığı bir sınıfta, farklı konuların öğrenilmesinde öğrencilerin birbirinden tamamen farklı oranda oldukları gerçeği kısa sürede ortaya çıkmaktadır, ki beklenen de budur.
Sibernetik Eğitim 119
P.T. metodunda en büyük gelişme, komputerin sisteme sokulması ve «Komputer yardımiyle talimat — K.Y.T. (C.A.I.)» yönteminin gerçekleştirilmesiyle sağlanmış bulunmaktadır. Böylelikle artık 200 farklı öğrenci grubuna 200 ayrı konuda programın aynı anda (simültane) ve merkezî bir komputerin denetimi altında sunmak olanaklı hâle gelmiştir. Öğrencilerin merkeze uzaklıkları önemli bir sorun oluşturmamaktadır.
Görüldüğü üzere, denel sibernetikte, kapalı-ilmek çalışan sistemler ile açık-ilmek çalışan sistemler arasında temelden bir ayırım yapılmaktadır. Kapalı-ilmekli sistemler, yapılarında bulunan, yönsel ayrımları sezen (keşfeden) yetenekleri dolayısiyle kendilerini sürekli olarak yeniden regüle ettiklerinden; bunlara, kendi-kendini düzenleyen (otomatik düzengeçli), ya da feedback-düzengeçli sistemler denilmektedir. Açık-ilmekli sistemler ise, iç feedback düzeltme mekanizmasından yoksun olup, tüm durumlardaki tepkileri dış stimulus koşulların doğrudan (direkt) fonksiyonlarından ibaret bulunmaktadır. Açık-ilmekli rastlantılar konvensiyonel öğrenim incelemelerine konu olmaktadır.
Davranış, gösteren bir organizma, sibernetik bir sistemin denetim hassalarına sahip olmakla beraber, canlı bir sistem olduğundan, kontrol düzeninde esneklik ve değişme göstermektedir. Performans değişkenliği ve öğrenme biçimi birey ile onun sensori feedback biçimi arasındaki zaman-aralığı ilişkilerine doğrudan bağlıdır. Gecikmiş sensori feedbackin davranış integrasyonu üzerindeki etkisi olumsuzdur; ne tür olursa olsun, bir feedback gecikmesi performansı düşürmekte ya da sıfıra indirmektedir. Bu gecikmenin tansiyon yükselmesine ve heyecanlanmağa neden olduğu da gözlemlenmiştir.
Bu kısa önbilgiden sonra Programlı Talimat konusuna girilebilir.
EĞİTİMDE YENİ DÖNÜ : PROGRAMLI TALİMAT
Programlı talimat bilginin öğretmenden öğrenciye, uyumlu biçimde, ulaşımını temsil aracıdır. Endüstriyel öğretim etüdleri P.T. öğretim metodunun konvensiyonel talimattan (öğretimden) daha etkin ya da enaz onun kadar verimli olduğunu göstermiş bulunmaktadır. Eastman Kodak'da beşeri motivasyon üzerine düzenlenen programlı bir kursa katılan nezaretçiler (gözetmen; supervisor), konvensiyonel ders-tartışma sınıflarına devam edenlere oranla, iki kat belleyebildikleri
120 S. Akalın
saptanmıştır (Lysaught, 1962). Aşağıdaki çizelge, konu edilen kurstan sonra yönetilen anket sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 1. Beşerî Motivasyon Kursundan Sonra Nezaretçiler İçin Yönetilen Faaliyet Anketi Sonuçları.
EVET Yanıt % si
Programlı Konvensiyonel
Bu materyel hakkında düşündünüz mü? 100 73 Onu birisiyle tartıştınız mı? 78 60
Onu kimseye açıklamağa çalıştınız mı? 57 34 Ondaki fikirlerden bir kısmını uygulama çabasında
bulundunuz mu? 100 41
Kaynak : Lysaught, J. P. «Programed learning and teaching in industrial training.» Applied programed instruction. New York, Wiley, 1962; s. 23-43.
Tablo 1. den izlenilebileceği gibi, programlı öğrenime bağh tutulmuş öğrenciler -konvensiyonel eğitime bağlı tutulanlara oranla- kurs materyalinden daha fazla yararlanma ve uygulama eğilimindedirler. Bu metod, özellikle türdeş Chomogen) bir öğrenci grubuna uygulandığında, kavramayı zayıflatmaksızm, öğrenim süresini önemli derecede kısaltmaktadır. Böylelikle daha küçük, örneğin onsekiz dolayında, bir yaşta üniversite mezunu, ondan bir-iki yıl sonra da doktor yetiştirmek olanaklı kılınmıştır.
Konu edilen tekniğin uygulanmasında kullanılmak üzere yazılan programlar üç türe sıyrılabilir:
1. Doğrusal Programlar
Bu tür programlı talimatta bir soruyu daima doğru bir yanıt izlemekte ve sorunun ya da sorudan istenilen bilginin doğasını anlamayan öğrencilerin ihtiyacını giderme konusunda hiçbir çaba harcan-mamaktadır. P.T. da açıklayıcı materyal ya da informasyon adım-adım bölümlere ayrılmış olarak, bir kitaptan veya teypten sunulur. Materyal bir mikrofilmden bir perdeye projeksiyonla, ya bir sayfa açılarak
Sibernetik Eğitim 121
ya da bir kard âlete tutularak, yansıtılırken mesajı taşıyan teyp de karekete geçirilir. Örneğin, n'inci karedeki (çerçevedeki) materyal hakkında Öğrenciye bir soru yöneltilir. Öğrenci cevabını, Şekil 1. de görüldüğü üzere, birbirini izleyen çerçevelerdeki uygun (noktalı) yerine
Soru 1
Yanıt 1 A r a
Kontrol \
Soru 2
Yanıt 2 A r a
Kontrol 2
Soru 3
Yanıt 3
Şekil 1. Şkinner (B .F . Skinner , «Teaching Machines») İlkelerine Göre Hazırlanmış Doğrusal Programlar.
yazar, sonra izleyen çerçeveyi çevirir, ki bunun baş tarafında (başka yerinde de olabilir) bir önceki soru'nun doğru yanıtı vardır. Böylece, ânında takviye edilmiş olur. Bu işlem, program sona erinceye kadar sürdürülür. Yanıtlama süresi, genellikle, Öğrenciye bırakılmıştır. Bu yöntemde yaklaşık olarak, % 80-90 doğru yanıt alınır.
2. Katlı (çoğul) Seçimli Programlar
Burada, normal olarak yalnız bin tanesi doğru olan alternatif yanıtlar verilmek suretiyle, çerçevelere soru yerleştirilmiştir. Öğrenci, doğru olduğuna inandığı yanıtı seçer ve izleyen bilgi parçası ve soruya geçer. Yanlış yanıt seçtiğinde, kendisine niçin yanlış yanıt seçmiş bulunması olasılığını anlatmak ve yanlışlığın nedenini açıklamak için yardım edilir: çerçeve sorulan, yanılma nedenlerini tahmine (kestirmeye) yarayacak ufak bir bilgiyi ya da ipucunu hemen verir ve öğrenci orijinal soruya dönüp, yeni bir seçme yapabilir. Bundan sonra n inci çerçeveden (n + D'inci çerçeveye geçilir ve işlem bu düzende sürdürülür. Bu yöntem, heterogen gruplar için, daha meraklı öğrenciler ve daha ayrıntılı hazırlanmış konular için, ilk yönteme üstün tutulmalıdır.
3. Karışım Programlar
Bunlar, adından da anlaşılacağı gibi, Doğrusal (1.) ile Katlı Seçimli (2.) tekniklerin bir karışımı niteliğindedirler. Bu yöntem ikili
122 S. Akalın
bir sistem sunmaktadır: öğrenciye yalnız anlayıp anlamadığı sorulur, anladığını sanıyorsa izleyen çerçeveye geçer; soruyu anlayamadığını hissettiği zaman, sadece anlamadığını belirtir. Ancak, anlasa bile, ileriye geçmeden önce doğru yanıt verme zorunluluğundadır.
Katlı seçimli programlar (koşul olmamakla birlikte, genellikle bir öğretme makinesi yanından yönetilirler) öğrenme işlemi üzerinde feedback kontrol sağlıyabilen araçlardır. Katlı seçimli programlar ile doğrusal programlar arasındaki ayırım Şekil 2. de şematize edilmiştir.
( 1 )
( 2 )
t
A_
M M
n-ı n n-j-ı
U j E t t I _ i
LA M
11
Şekil 2. (1) Doğrusal program örneği; (2) Üç adet katlı - seçimli soruları havi ve sırasiyle beş, üç ve dört alternatif yanıtlı program örneği.
Şekildeki kareler çerçevelerin düzenlenme biçimini göstermektedir. İşleyişin, kısaca, temeli şudur: (1) öğretim işleminde öğrenci çerçevelerden birine vardığında kendisine çerçeve materyali sunulur; (2) o çerçeve hakkında bir soru sorulur; (3) kendisinden yanıtı yazması ya da seçmesi istenir; (4) yanıt değerlendirilir; (5) öğrenciye doğru yanıt sunulur; (6) izleyen denemede (soruda) hangi çerçevenin öğrenciye gösterileceğini (katlı seçimlide) makine otomatik olarak kararlaştırır, bu karar (4) deki değerlemeye dayalı olur; (7) öğrenciden doğru yanıt bilgisini gözden geçirmesi ve gerekiyorsa bunu çerçevedeki materyale ilişkin anlayışını (kavrayışını) değiştirmesinde kullanılması istenir. Konuyu yeterince düşündükten sonra, öğrenci, izleyen çerçeveyi (bir düğmeye basarak ya da başka yoldan) kabule hazır bulunduğunu belirtir; (8) öğretim makinesi izleyen çerçeveyi seçer ve öğrenciye sunar.
Sibernetik Eğitim 123
(4), (6) ve (8) sayılı adımlar, programcı yanından seçilmiş değerleme fonksiyonuna ve karar kuralına dayalı dış feerback kontrolünü sağlar. (5) ve (7) numaralı adımlar ise, doğusal sistemde de bulunan, iç düzengeç feedbacki sağlar.
Karar kuralları ardındaki maksada göre farklı bir çok program çeşitleri bulunduğu unutulmamalıdır. Örneğin, Şekil 3 de sunulan program şebekesinde (ağında) ana-akış yoluna yardımcı ilmekler eş-
Şekii 3
lik etmektedir. E n yalın olanaklı koşullarda i çerçevesine verilen yanıt yanlış ya da doğru olarak değerlendirilir ve (n -f- D'inci denemede sunulmak üzere, n'inci denemede i çerçevesi doğru yanıtlandığında E ; yanlış yanıtlandığında A'yı seçecek biçimde bir karar verilir. (Öğrencinin daha Önce verdiği yanıtlar dizisi kendisini j çerçevesine de getirebilirdi, tabiî.) B çerçevesi ana talimat akışının bir parçası olup, doğrusal bir programda çerçeve i den sonra izleyen kalem (madde) dir.
Öte yandan, A çerçevesi «yanlış» değerleme ile ortaya çıkan çerçeve i hakkındaki yanlış anlamayı elimine etme amacını taşıyan çerçeveleri havi A, A I ; A 2 , A 3 yardımcı (deva!) ilmeklerinin başlangıcıdır. Öğrenci, ancak yanlış anlayışının düzeltildiği belirtisini gösterdiğinde, çerçeve B deki ana talimat akımına (patikasına) döndürülür. Daha çok şıklı durumlarda proğram daha da komplikeleştirilebilir.
Katlı seçimli programlar ilk kez Crowder, (N.A. Crowder, Automatic tutoring by intrinsic programming, Washington, D.C.: National Educ-ation Association, 1960, sl. 286-298) yanından yazılmıştır. Bu tür prog-
124 S. Akalın
ramların en ayrıntılılarını ve karışıklarını otomatik olarak yönetebil en-daha önce de kısaca değinilmiş bulunan- Komputer kontrollü öğretim sistemleri olup, komplike ve pahalı oluşları nedeniyle, çoğunlukla araştırma çalışmalarında kullanılmaktadırlar. Öğrenme ve öğretme prosedürlerinin analizinde bu sistemlerin katkıları son derece önemli olmaktadır. Bunun başlıca nedenleri şöylece sıralanabilir: a. Kompu-terler sonderece komplike şedülleri izleyebilecek biçimde program-lanabildiklerinden, herhangi çeşit katlı-seçimli programın sunulmasına uyabi l ir ler ; b. Elektronik hesap makineler i milyonlarca rakam ve kelime i h t i v a eden muazzam miktarda b i l g iy i depo edebildikleri g ibi , ânî yarar lanma (kullanma) için b u bilgiye (informasyon) başvurabi l i r ler ; c. Dig i ta l (dicital rakamlı, tuşlu) komputerler Öyle yüksek hızla çalışırlar k i , program değişkenleri hakkındaki doğruluk (sağlıklılık) araştırmasını - konvensiyonel işlemler yanından başarılması olanaksız olmasına karşın - sonuçlandırabilirler.
Bu sistemin başlıca bileşimleri şunlar o lab i l i r :
1. Tal imat materyal inin topluca sunulduğu b ir kitap,
2. Özel okuma ödevleri ya da parçaları verdikten sonra materyale ilişkin sorular sunan b i r komputer,
3. Elektrikli daktilo makinesi; hem soruların ve talimatın öğrenciye sunulması (output istasyonu), hem de öğrencinin yanıtlarının alınması ( input istasyonu) görevlerini yerine getirir .
4. B i lg i deposu olarak kullanılan magnetik disk.
Burada, öğrencinin daktilo ile yazdığı cevap, izleyecek ta l imat ve soruları denetmekte; komputer ise, deposundaki b i lg i terimleriyle b u yanıtı değerlendirmekte ve izleyecek uygun adımı seçmektedir. Devrede dakti lo yerine 35 m m l i k slayd ku l lanan b i r flexo makinesi, ya da sözlü (şifahi) araç olarak teyp kullanılabilir; yanıtlar da katlı-seçimli ya da yazılı olabil ir .
Dig i ta l komputer ler in yalnız b ir konuda değil, birçok ayrı konularda ve çok sayıda öğrenci gruplarına hizmet edebilecek biçimde de programlanabileceklerine değinilmişti. Büyük ve hızlı komputerler için 1000'e yakın öğretim istasyonundan a lman ver i ler in (muta; data) yönetilmesi olanaklıdır. Hatırlamak yerinde olur, k i komputerler b i l g iy i on ayrı rakamlı (0, 1, 9) ve y i r m i altı har f ten (İngiliz al fabesi) oluşmuş al fa-merik (alfa-nümerik; alfabe-numara) d i l i ile depo
Sibernetik Eğitim 125
e t m e m e k t e , b u iş iç in bineri (— i k i l i : hep-hiç ; sıf ır-bir ; açık-tkapali; evet -hayır ; v a r - y o k ; . v b . ) s i s t e m k u l l a n m a k t a d ı r ; y â n i ( y . , ) , k e l i m e v e sayı b i ç i m i n d e k i i n f o r m a s y o n i k i l i s i s t e m l e t e m s i l o l u n m a k t a dır. B i n e r i b i ç i m i n e s o k u l m u ş b i l g i çeşitli y o l l a r d a n kayıt v e d e p o e d i l e b i l i r : d e l i k l i k a r d l a r a , çelik k r i s t a l l e r e , m a n y e t i k çekirdekli a ğ l a r a , k a t o d ışınlı tüplere , m a n y e t i k t e y p l e r e , d i s k l e r e , . . . , v b .
Doğrusal ve Katlı-Seçimli Tekniklerin Karşılaştırılması
P r o g r a m l ı T a l i m a t y ö n t e m i n i o luşturan i k i t e k n i k t e n «Katl ı -se -
ç imli p r o g r a m » , d o ğ r u s a l p r o g r a m a birçok n o k t a l a r d a n ü s t ü n t u t u l
m a k t a d ı r . B u n l a r d a n b a z ı l a r ı n a k ı s a c a değinilecektir .
D o ğ r u s a l p r o g r a m , Öğrencinin f a a l i y e t i n i k e s i k l i yanı t lar s e r i s i n e s ıkıca s ınır layarak, ö ğ r e n m e d u r u m u üzer inde b i r e y i n d e n e t i m o l a naklar ını a z a l t m a k t a d ı r . D a v r a n ı ş , farklı yanı t bi leşenlerinin kat l ı d i -m e n s i y o n e l (çok y ö n l ü ) i n t e g r a s y o n u n u gerektirdiğinden, öğreni len m o d e l d e k i f o k a l k e s i k yanı t lar b u m o d e l i n a n c a k b i r parçasını oluşt u r a b i l i r ; böylece , z a m a n s e r i s i n e ilişkin k e s i k ( k e s i n t i l i , aralıklı) y a nıt lar , çok b o y u t l u ( b u u t l u ; d i m e n s i y o n l u ) d a h a g e n e l yanıt d i z a y n ı ( m o d e l i , d e s e n i ) i l e d e s t e k l e n m e l i v e s ı raya k o n u l m a l ı d ı r . B i r k o n u
n u n a n l a m l a r ı n ı v e d a h a geniş i f a d e l e r i n i Öğretmek d o ğ r u s a l b i r p r o g r a m için h e m e n h e m e n o lanaksızdır ç ü n k ü aralıklı ( k e s i k ) a d ı m l a r d i z i s i b i ç i m i n d e s u n u l a n b i r g e n e l b i l g i yapısı a n l a m v e ö n e m i n d e n b i r k ı smını y i t i r i r . G r a f i k m a t e r y a l k e l i m e l e r i n a n l a m ı n ı ö n e m l i d e r e c e d e arttırır v e y e n i f i k i r l e r i d a h a k o l a y i l e t i r . B u n o k t a edebî v e f e n b i l i m l e r i iç in o l d u ğ u k a d a r , p a z a r l a m a , endüstriyel eğitim, reklâmcı l ık , y ö n e t i m ( s e v k v e i d a r e ) g i b i d a h a p r a t i k a l a n l a r için d e d o ğ r u d u r . O k u l d a öğreni len (kazanı lan) davranış , aykırı k o ş u l l a r a l t ında k u l l a n ı l a c a ğ ı n d a n , g a y e t g e n e l v e t r a n s f e r e d i l e b i l i r n i t e l i k t e o l m a d u r u m u n d a d ı r . B u n u n s a ğ l a n a b i l m e s i i s e , t ü m ö ğ r e n i m d u r u m l a r ı n ı n (pozisyonlarının) h a z ı r v e d i n a m i k f e e d b a c k i n f o r m a s -y o n u n d a n v e ö ğ r e n c i n i n sürekli kontrolü s ü r d ü r m e s i f ı r sat ından y a r a r l a n m a s ı , v e a n c a k böylel ikle s i b e r n e t i k m o d e l i n g e r e k l e r i n i n y e r i n e g e t i r i l m e s i , z o r u n l u ğ u i l e o l a n a k l a ş m a k t a d ı r .
B i r yanı t ın derhâl d i n a m i k d e s t e k l e n m e s i - k e l i m e l e r b i ç i m i n d e d o l d u r m a (boş y e r e y a z m a ) m o d e l l e r i y a n ı n d a n değil - a n c a k o t o m a -tikleştirilmiş ö ğ r e t i m m a k i n e l e r i y a n ı n d a n s a ğ l a n a b i l m e k t e d i r . B u d ü ş ü n ü ş tarzı , 1963 y ı l ı n d a M i n n e s o t a r e s m î o k u l u yönetici leri t a r a f ı n d a n y ü r ü t ü l e n «Is P r o g r a m e d L e a r n i n g E f f e c t i v e ? - P r o g r a m l ı Ö ğ -
126 S. Akalın
renim Etkin midir?» incelemesi ile desteklenin iştir. Komplike konular için katlı - yanıtlı öğretim makineleri yazılı yanıt programlarından (doğrusal) daha iyi dizayn karakteristikleri sağlamaktadır. Ayrıca, fasılalı öğrenim -yığma biçimindeki öğrenimden- muhtemelen daha etkilidir; örneğin, günde onbeş dakika temeline göre bir kimse yüzmeyi, haftalık yüzbeş dakikayı bir kezde kullanarak öğrenebileceğinden, çok daha etkili biçimde öğrenir.
Hough (1962), kırkbir öğrencinin katıldığı bir kursta yüksek öğrenim düzeyinde yaptığı, öğretim makinesi ile konvensiyonel ders verme arasındaki denel karşılaştırmada şu noktaları saptamıştır: İlân edilmeksizin ilk hafta sonunda yapılan bir yoklamada, makineyle eğitilen grup öbür gruptan oldukça yüksek başarı göstermiş; ancak yapılacağı önceden ilân edilen yoklama ve dönem-sonu sınavda iki grup arasında önemli bir fark görülmemiştir. Bu durum, ilân edilen testlerde konvensiyonel grubun daha uzun süre ders çalışmaları nedenine bağlanmıştır çünkü makine grubu ev ödevi kullanmamasına ve program üzerinde ortalama 305 dakikalık bir öğrenim süresi harcamasına karşın, öbür grup ortalama olarak 578 dakika (sınıfta geçen + ev ödevi) harcamıştır — %90 daha uzun bir sure. Önemli Öbür bulgular şunlardır:
1. - Öğretim makineleri ve programlı kitaplar arasında seçim, maliyet, öğretmenin tercihi, yönetim kolaylığı ve konuya uyabilme gibi, pratik hususlara dayanmak zorunluğundadır.
2. Tüm yetenek düzeylerinde edinilen izlenimlere göre, küçük adımlar büyük adımlara oranla daha çok öğrenme sağlamıştır.
3. Zaman biriminde öğrenilen miktar kath-seçimli programlarda, doğrusal prosedürlere bakarak, daha büyük olmuştur.
4. Programlı talimat materyalleri bireylerden çok gruplara ve öğrenimi düşürmeksizin sunulabilmektedir.
5. Öğrenciye sunulan bir stimulus ima (ya da süflörlük) tek başına münferid (kesik; tek) bir olay olmakla beraber, öğrencinin -sensori feedback işlemiyle- ilerideki davranışı için ek (ilâve) stimuluslar (imâlar) hizmeti gören tüm bir yanıtlar serisi oluşturur.
6. Öğrenim ilerledikçe öğrencinin ihtiyaç (gereksinme) duyacağı dış imaların ve doğrulamaların (teyid) optimal sunulma ve çekilme (sunulmama) serisi (zinciri) öğrenimin farklı tiplerine ve farklı
Sibernetik Eğitim 127
b i r e y l e r e göre değişir . Ö ğ r e n c i y e s u n u l a n m o d e l l e r d e k i d o ğ r u l a m a l a r , Öğrencinin Öğrenilecek m o d e l e verdiğ i yanıt lar ı m u k a y e s e e d e n s ü r e k l i v e d o ğ r u (hatasız) f e e d b a c k i l e kolaylaştırılabilir .
7. Y a n ı t l a r ı h a k k ı n d a ö ğ r e n c i y e f e e d b a c k s a ğ l a y a n o t o m a t i k t a l i m a t (— ö ğ r e t i m m a k i n e s i ) ) m a t e r y a l l e r i , o n u n i l e r l e m e s i h a k k ı n d a d a ö n e m l i s p e s i f i k v e b e l k i d e d i a g n o s t i k (teşhisi) t a m b i r f e e d b a c k sağlar .
8. O p t i m a l e t k e n l i k için öğrencinin h e m e n i z l e y e n f e e d b a c k e i h tiyacı vardır : d e l i k l i k a r d d a n h e m e n f e e d b a c k a l a n g r u p l a r , t ü m sın a v çeşitlerin, y a anî t e y i d f e d b a c k s i z p r a t i k t e s t l e r k u l l a n a n g r u p l a r d a n y a d a p r a t i k t e s t k u l l a n m a y a n k o n t r o l ( k o n v e n s i y o n e l ) g r u p l a r d a n d a h a y ü k s e k p u a n ( n o t ) ) a lmışlardır .
Ö Ğ R E T M E N L E R İ N E Ğ İ T İ M İ
P r o g r a m l ı t a l i m a t ( P . T . ) s a d e c e öğrenciye b i l g i f e e d b a c k i s a ğ l a m a k l a k a l m a y ı p , öğret im ç a b a s ı n ı n k a l i t e s i h a k k ı n d a ö ğ r e t m e n e d e sürekl i d e n e t i m s a ğ l a d ı ğ ı n d a n , ö ğ r e t m e n d e i n t e g r e o t o m a t i k - t a l i m a t m e t o d i a r i y l e e n i y i b i ç i m d e eğiti lebiîmektedir . O n l a r a , p r o g r a m l a m a araşt ırmalar ın ın t e o r i k Önemi v e a n l a m ı y a n ı n d a , sınıfta kul lanı la c a k m a t e r y a l l e r i n p r o g r a m l a n m a s ı n ı d a ö ğ r e t m e k g e r e k l i d i r ; ç ü n k ü b u t e k n i k l e r f o r m a l t a l i m a t t a b u l u n a n değişkenler in ( s e m b o l l e r i n ) d e n e l k o n t r o l u n a v e ç o ğ a l t ı l m a l a r ı n a ( t e x i r ) y e r v e r i r . B u t e k n i k l e r l e yetiştiri len öğretmenler in , ö ğ r e t i m m a t e r y a l l e r i n i k e n d i özel iht iyaçlar ına u y a c a k b i ç i m d e h a z ı r l a y a b i l m e l e r i b e k l e n i r . B u b i ç i m d e eğitil m e k a l i f i y e ö ğ r e t i m prosedürler inin r u h u n u v e a n l a m l ı (amaçl ı ) öğ r e n i m i n gerçek doğas ını k a v r a m a ğ ı o lanakl ı kılar.
Programlı t a l i m a t k o n u s u n d a , f a k ü l t e m i z d e ( a k a d e m i i k e n ) A . I . D . p r o j e s i k a n a l i y l e b i z i m l e işbirliği y a p m ı ş b u l u n a n , A m e r i k a l ı m e s l e k -d a ş ı m P r o f . D r . E d w a r d W . S m y k a y ' n i n ( t r a n s a c t a , M i c h i g a n S t a t e U n i v e r s i t y B u s i n e s s A l u m n i M a g a z i n e , D e c e m b e r , 1970, p . 12) d ü ş ü n c e l e r i n i n a k l e t m e y i yarar l ı b u l d u m :
« Ö ğ r e n i m s o r u n u için b i r «her derde deva» m e v c u t değildir. P . T . b i r ö ğ r e n i m a m a c ı n a e r i ş m e k için m e v c u t a r a ç l a r d a n a n c a k b i r t a n e s i d i r . O n u n d e ğ e r i n i n büyüklüğü 1 , ö ğ r e n c i n i n m a t e r y a l i ö ğ r e n m e d e gösterdiği v e r i m l i l i k t e n d o ğ m a k t a d ı r . P . T . ' m akı l l ıca kul lanı lması artı ( - { - ) d a h a g e l e n e k s e l y a k l a ş ı m l a r d a h a ç o k s a y ı d a öğrencinin
128 S. A k a l m
belli bir konuda derinleşmesine yol açabilir. Öğrencilerin P.T. dan yararlanmaları yanında, faydanın büyük kısmı belki de öğretmene İlişkindir. Ayrıntıların öğretimindeki güçlüğün büyük ölçüde giderilmesi, daha geniş merceğin (y., çabanın büyük kısmının) dersin daha kapsamlı sorunlarına çevrilmesine olanak sağlar. Öğretmene sağladığı ikinci yarar P.T. materyallerinin hazırlanması için gerekli yüksek düzeyde disiplindir. P.T. yaklaşımında (y., metodunda) hatânın ya da müphem (gevşek; kuşkulu) düşünüşün yeri yoktur. Derslerin tümü hiçdeğilse P.T. metodunda kapsanan temel mantık dizisine sahip olsaydı, ders programlarındaki duplikasyon (tekrar, ayniyet) miktarı Önemli derecede azaltılabilirdi... hepimizin yararına.»