edebiyat - bilim - sanat İlişkisiliderplus.com.tr/yayin/cozumler/tytayt/edebiyat/tumu.pdf1 Ünİte...

71
1 ÜNİTE 1 Edebiyat - Bilim - Sanat İlişkisi Edebiyat - Bilim - Sanat İlişkisi 1 1. “kubbe”, “mozaik” sözcükleri " mimari “sülüs” sözcüğü " yazı “raks” sözcüğü " folklor “orkestra”, “musiki” sözcükleri " müzik dallarıyla ilgilidir. Heykel ile ilgili bir ifade yoktur. Cevap: E 2. Verilen öncüllerin tamamı edebiyatla ilgilidir. Cevap: C 3. Metinde “geçmiş zamanlara” gönderme yapıldığı için boşluğa “tarih” gelmelidir. Cevap: A 4. Paragrafın ilk cümlesinde “yeniliğin kitlelere rağmen olacağı” dillendirilmiştir. Cevap: B 5. Metinde bilimin edebiyata katkısı vurgulanmıştır. Cevap: E 6. Metinde geçen “edebi değer, güzel ifade etme” tabir- leri “sanatsal” kavramına işaret eder. Cevap: A 7. Parçada dile getirilen kaygıların hepsinden sanatın bağımsız olduğu, sanatın onlara mahkum olmadığı vurgulanmıştır. Cevap: D 8. Yazınsal bir eserin gerçeğe dayanma kaygısı yoktur. Cevap: D 9. Toplumu, sosyal hayatı, kitlesel davranışları sosyo- loji inceler. Cevap: C 10. Parçada dile getirilen değişimler İslâm’ın kabulün- den sonra olmuştur. Yani gerekçe dindir. Cevap: E 11. Metinde “üretenlerin, ürettiklerine benzemediği” tezi savunulmaktadır. Bu sanatçı - eser ilişkisine örnek gösteriliyor. Cevap: B 12. Kutsal metinlerde “ahiret inancı” ya da herhangi bir konunun anlatılması edebiyatın doğrudan konusu değildir. Cevap: E

Upload: others

Post on 26-Feb-2020

66 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

ÜN

İTE 1

Edebiyat - B

ilim - S

anat İlişkisi

Edebiyat - Bilim - Sanat İlişkisi 11. “kubbe”, “mozaik” sözcükleri " mimari

“sülüs” sözcüğü " yazı

“raks” sözcüğü " folklor

“orkestra”, “musiki” sözcükleri " müzik

dallarıyla ilgilidir. Heykel ile ilgili bir ifade yoktur.

Cevap: E

2. Verilen öncüllerin tamamı edebiyatla ilgilidir.

Cevap: C

3. Metinde “geçmiş zamanlara” gönderme yapıldığı için boşluğa “tarih” gelmelidir.

Cevap: A

4. Paragrafın ilk cümlesinde “yeniliğin kitlelere rağmen olacağı” dillendirilmiştir.

Cevap: B

5. Metinde bilimin edebiyata katkısı vurgulanmıştır.

Cevap: E

6. Metinde geçen “edebi değer, güzel ifade etme” tabir-leri “sanatsal” kavramına işaret eder.

Cevap: A

7. Parçada dile getirilen kaygıların hepsinden sanatın bağımsız olduğu, sanatın onlara mahkum olmadığı vurgulanmıştır.

Cevap: D

8. Yazınsal bir eserin gerçeğe dayanma kaygısı yoktur.

Cevap: D

9. Toplumu, sosyal hayatı, kitlesel davranışları sosyo-loji inceler.

Cevap: C

10. Parçada dile getirilen değişimler İslâm’ın kabulün-den sonra olmuştur. Yani gerekçe dindir.

Cevap: E

11. Metinde “üretenlerin, ürettiklerine benzemediği” tezi savunulmaktadır. Bu sanatçı - eser ilişkisine örnek gösteriliyor.

Cevap: B

12. Kutsal metinlerde “ahiret inancı” ya da herhangi bir konunun anlatılması edebiyatın doğrudan konusu değildir.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 2

Nesir B

ilgisi

Nesir Türleri – 1 21. “Ben’in Ülkesi”, “kişisel görüşler”, “kendisiyle konu-

şuyormuş gibi”, “içtenlik bir dil” tabirleri denemenin özelliklerini verir.

Cevap: B

2. Denemeye benzeyen kısa gazete yazılarına fıkra denir.

Cevap: A

3. Bilgi veren, ispat kaygısı taşıyan, fikir açıklayan ya-zılara makale denir.

Cevap: C

4. Parçada bir anlatı, olay söz konusudur. Biyografide bu nitelik yoktur.

Cevap: E

5. Oyuncunun rol gereği giydiği kıyafetlere kostüm de-nir.

Cevap: B

6. “Beş Şehir” şehir tanıtıcı yazılardır.

Cevap: D

7. Metinde adı geçen eserin eleştirisi yapılmış.

Cevap: B

8. Ders veren, iyilerin kazandığı, olağanüstülüklerin, yer ve zamanın belirsiz olduğu metinlere masal de-nir.

Cevap: C

9. Sait Faik, durum hikâyeleri ile tanınır.

Cevap: D

10. Edebi mektuplarda edebi tartışmalar yer alır.

Cevap: D

11. Falih Rıfkı’nın Atatürk’le olan anılarını kaleme aldığı eser Çankaya’dır.

Cevap: B

12. Hikâyede zaman vardır.

Cevap: D

13. Metinde adı geçen romanlar günlük şeklinde yazıl-mışlardır.

Cevap: B

14. Sahnede sözlerin bestelenmiş müzik eşliğinde oy-nandığı oyunlara opera denir.

Cevap: E

15. Gezilen yerlerdeki izlenimlerin kaleme alındığı eser-lere gezi yazısı denir.

Cevap: C

1

3Nesir Türleri – 2Ü

NİTE

2N

esir Bilgisi

1. Denemede iddialara delil gösterilmez.

Cevap: C

2. Ömer Seyfettin, olay hikayeleri ile bilinir.

Cevap: E

3. Edebi mektuplar, yayınlanabilen mektuplardır.

Cevap: B

4. Parçada anlatılan eser Zeytindağı’dır.

Cevap: B

5. “Yeni Lisan” bir makaledir.

Cevap: C

6. III. ve IV. cümle ortak özellik değildir.

Cevap: E

7. Bilimsel, ispat kaygısı taşıyan yazılar makaledir.

Cevap: D

8. Miratü’l Memalik gezi yazısı eseridir.

Cevap: B

9. Masallar 1. ağızdan anlatılmaz, yer, zaman bildirmez

Cevap: E

10. Bir romanın eleştirisi yapılmıştır.

Cevap: C

11. II. cümle ilahi bakış açısıyla, diğerleri kahramanın ağzıyla anlatılmamıştır.

Cevap: B

12. “Bize Göre” deneme, fıkra; diğerleri gezi yazısıdır.

Cevap: E

1

4Nesir Türleri – 3Ü

NİTE

2N

esir Bilgisi

1. Mecalisü’n Nefais, bir tezkire kitabıdır.

Cevap: E

2. Edebiyatımızda ilk makaleyi Şinasi yazmıştır.

Cevap: B

3. Masallar yer ve zaman sınırlarının dışındadır.

Cevap: C

4. Anlatılan tür fabl, en ünlü temsilcisi de La Fontai-ne’dir.

Cevap: B

5. IV. cümlede olay var, diğerleri ise durumu anlatıyor.

Cevap: D

6. Kanıttan uzak, samimi bir dil, yazarın kendisiyle ko-nuşuyormuş gibi yazması deneme türünün özellik-leridir.

Cevap: A

7. Hikâye, öğretici değil, edebi, sanatsal metindir.

Cevap: E

8. Karagöz ile orta oyunu, bölümleri, kahramanlarının benzerlik yönü ile ortaktır.

Cevap: C

9. I. cümlede iş mektuplarına, II. cümlede özel mek-tuplara, III. cümlede resmi mektuplara ait nitelikler belirtilmiştir.

Cevap: A

10. Metinde verilen nitelikler, anı türüne aittir.

Cevap: C

11. Nurullah Ataç, eleştirileriyle değil, denemeleri ile ün-lüdür.

Cevap: E

12. II. cümlede tanımlanan, çoğulcu bakış açısıdır.

Cevap: B

13. Efsaneler, manzum metinler değildir.

Cevap: C

1

5Sözlü Anlatım Türleri Ü

NİTE

2N

esir Bilgisi

1. Tartışmada, çözüme ulaşmak şartı yoktur.

Cevap: A

2. Metinde verilen bilgiler konferansın nitelikleridir.

Cevap: A

3. Münazarada başkanın konuşmacılardan çok bilgi sahibi olmasına gerek yoktur.

Cevap: D

4. Panelde, izleyici tartışmaya katılırsa foruma dönü-şür.

Cevap: A

5. Soruda verilen tanım açık oturumdur.

Cevap: C

6. Panelde bir karara varma amacı yoktur.

Cevap: D

7. Metinde verilen nitelikler konferansa aittir.

Cevap: E

8. Metinde verilen nitelikler münazaraya aittir.

Cevap: B

9. Kitlelere karşı yapılan coşkulu, etkili konuşmaya söy-lev denir.

Cevap: C

10. Metinde sempozyumdan panele; panelden foruma geçiş yöntemleri ifade edilmiştir.

Cevap: D

11. Sempozyumun kamuoyuna ilanı başkanın görevi değildir.

Cevap: C

12. Anlatım üçüncü kişi ağzıyla yapılmıştır.

Cevap: D

13. Verilen nitelikler sunuma aittir.

Cevap: C

14. Verilen nitelikler foruma aittir.

Cevap: A

15. Öncülde verilen nitelikler sohbete aittir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 3

Şiir B

ilgisi

Şiir Bilgisi - 1 61. Metinde zengin uyak değil, tam uyak kullanılmıştır.

Cevap: D

2. III’de yarım uyak, IV’de zengin uyak vardır.

Cevap: B

3. Hem ek (de) hem sözcük (kerem eyle) halindeki re-diflere yer verilmiştir.

Cevap: B

4. Çapraz kafiye örgüsü kullanılmıştır.

Cevap: A

5. D’de zengin uyak, diğerlerinde tam uyak vardır.

Cevap: D

6. Lirik bir şiirden alınmıştır.

Cevap: E

7. Şiir bir ilahiden alınmıştır.

Cevap: E

8. Koşma nazım şekline örnektir.

Cevap: E

9. Şiirde görsellik öne çıkmıştır.

Cevap: A

10. Şiir didaktik bir anlatıma sahiptir.

Cevap: D

11. Öncülde zengin uyak var, oysa B’de tam uyak vardır.

Cevap: B

12. Şiir bir güzellemeden alınmıştır.

Cevap: A

13. Şiir, serbest ölçüyle yazılmıştır.

Cevap: B

14. Çapraz kafiye örgüsü vardır.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 3

Şiir B

ilgisi

Şiir Bilgisi - 2 71. Metinde tam uyak kullanılmıştır.

Cevap: B

2. “söz” ve “yüz” sözcükleri arasında yarım uyak vardır.

Cevap: B

3. Düz kafiye örgüsü kullanılmıştır.

Cevap: E

4. Sitem içeriği taşıyan bir dörtlüktür.

Cevap: B

5. Öncülde ve B’de zengin uyak vardır.

Cevap: B

6. Metinde tam uyak bulunmaktadır.

Cevap: E

7. Lirik bir şiirden alınan dizelerdir.

Cevap: E

8. Düz uyak örgüsü ile yazılmıştır.

Cevap: D

9. Kavgayı, savaşı konu alan şiirler epik şiirdir.

Cevap: C

10. -e sesi redif görevindedir.

Cevap: E

11. “dem / şebnem” ve “gözlü/sözlü” arasında tam uyak bulunmaktadır.

Cevap: C

12. Düz kafiye örgüsü vardır.

Cevap: E

13. “doğ-” “öl-” gibi zıt kavramlar vardır.

Cevap: D

14. 14’lü hece ölçüsüyle yazılmıştır.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 3

Şiir B

ilgisi

Şiir Bilgisi - 3 81. Çoban ve doğa konulu şiirler pastoral şiirlerdir.

Cevap: B

2. Savaş, yiğitlik konularını anlatan şiirler epiktir.

Cevap: D

3. Nasihat içerikli şiirler didaktiktir.

Cevap: D

4. Verilen dörtlüğün şekil ve içerik özellikleri halk ede-biyatına aittir.

Cevap: C

5. “İstiklâle aşık olmak” özgürlük temasına işaret eder.

Cevap: D

6. Toplumda rüşveti eleştiren dizeler satirik şiirden alın-mıştır.

Cevap: B

7. Doğayı anlatan şiirler pastoraldir.

Cevap: A

8. Trajedide güldürme amacı yoktur.

Cevap: C

9. Komedide konular günlük hayattan alınır.

Cevap: D

10. Dramlarda nazım ile nesir karışıkta yazılır.

Cevap: D

11. Taşlama, hicviye, satirik şiirleri eleştiriyi konu alır.

Cevap: B

12. Şiirde hem kahramanlık hem duygusallık hakimdir.

Cevap: A

13. A ve B’de “de” eki, C ve E’de is”den” eki rediftir.

Cevap: D

14. E’de nasihat anlamı vardır

Cevap: E

15. Şiir, lirik şiire örnektir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 3

Şiir B

ilgisi

Edebi Sanatlar 91. I’de “uzak” - “yakın” arasında tezat vardır.

II’de “su gibi aksın” ifadesinde teşbih vardır.

III’te “ah çekmenin dağı taşı eritmesi” mübalağadır.

IV’te “yaylımız” mecaz-ı mürseldir.

V’te kişileştirme yoktur.

Cevap: E

2. “keklik gibi sekişli” " teşbih

“Kerem sevdi Aslı Han’ı” " telmih

“gönül dönmez” " teşhis

“didemden (gözümde) akıttım kanı” " mübalağadır.

Tecahül-i arif yoktur.

Cevap: A

3. Öncülde “Kerem ile Aslı” hikâyesine telmih yapılmış.

A’da Hz. Süleyman’ın hayvanlarla konuşmasına,

B’de Leyla ile Mecnun hikayesine,

D’de Hz. Ali’nin kahramanlıklarına

E’de gül ile bülbül hikâyesine telmih yapılmıştır.

C’de telmih unsuru yoktur.

Cevap: C

4. I’de “işleyen demir ışıldar”

II’de “Taş yerinde ağırdır”

III’de “Mızrak çuvala sığmaz”

V’de “gün doğmadan neler doğar” ifadesi irsalime-seli gösterir.

IV’de irsalimesel yoktur.

Cevap: D

5. “derman” ve “dert” sözcükleri çok tekrarlandığı için tekrir sanatı vardır.

“d” sesi çok tekrarlandığı için aliterasyon vardır.

“e” ve “a” sesleri çok tekrarlandığı için asonans var-dır.

“dert ile derman” arasında tezat vardır.

telmih sanatı yoktur.

Cevap: B

6. I’de “eller” kelimesinde tevriye vardır.

II’de sevgilinin yüzü maha (aya) benzetilmiştir.

III’te sabah ve akşam sözcüklerinde tezat vardır.

IV’te günler - haftalar - aylar - mevsimler sıralama-sında tedric vardır.

V’te terdit sanatı yoktur.

Cevap: E

7. C’de cinas yoktur.

Cevap: C

8. kelam bahara, söz melteme, göz nehire benzetilmiş-tir.

Cevap: C

9. “Yahya Kemal eserleri” yerine “Yahya Kemal” den-miş.

Cevap: B

10. V. cümlede telmih var, tecahül-i arif yok.

Cevap: E

11. “gül” ve “ben” sözcükleri birden fazla gerçek anlama gelecek şekilde kullanılmıştır.

Cevap: B

12. Nesirdeki iç kafiyeye seci denir.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 3

Şiir B

ilgisi

Şiir (Karma) 101. I’de “taş düştüğü yerde ağır” irsal-i mesel

II’de “l” sesi aliterasyon

III’de “karaca” kelimesi cinas

IV’te leff ü neşr yoktur.

V’te “Mecnun” telmihtir.

Cevap: D

2. Dört harf benzerliğine dayandığı için zengin kafiye-dir.

Cevap: C

3. Kahramanlık konusunu epik şiirler anlatır.

Cevap: C

4. II ve IV’te yarım, III ve V’te tam uyak vardır. I’de ise zengin uyak kullanılmıştır.

Cevap: A

5. I’de “sel, yağmur, kum, ırmak, deniz” arasında tena-süp

II’de “kapısı herkese, her zaman açıktır” kısmında kinaye

III’te “çiçeklerin solması yârin görülmemesine” bağ-landığı için hüsn-i talil

IV’te “boş bir sayfa gibi” bölümünde teşbih vardır.

V’te mecâz-ı mürsel yoktur.

Cevap: E

6. İki dizeye bakılarak nazım şekli tespiti yapılamaz.

Cevap: C

7. Eleştirel bir içerik taşıdığı için satiriktir.

Cevap: B

8. I’de çapraz, diğerlerinde düz kafiye var.

Cevap: A

9. “dost ve düşman” arasında tezat

“şakaklara yağan kar” istiare

soru cümleleri istifham

çizgili yüzün sahibini bilmesi ama bilmezden gelmesi tecahül-i ariftir.

Tekrir sanatı yoktur.

Cevap: E

10. İki manzum parçada da öğretici unsurlar olduğu için ikisinin şiir türü de didaktiktir.

Cevap: D

11. I, II, III ve IV’te tam uyak, V’te ise yarım uyak vardır.

Cevap: E

12. Eflatun ve Lokman’da telmih vardır.

Cevap: B

1

11Sözlü Edebiyat DönemiÜ

NİTE

4İslam

Öncesi Türk E

debiyatı

1. İslam öncesi dönemde yarım uyak yaygındır.

Cevap: A

2. Şamanlar, dinsel fonksiyon dışında eğitim, çeşitli tö-renlere de fonksiyon üstlenmiştir.

Cevap: D

3. Yas törenlerine yuğ adı verilirdi.

Cevap: A

4. Ölüm törenlerine yuğ, bu törenlerde söylenen şiirlere sagu denir.

Cevap: E

5. İslam öncesinde özlü sözlere sav denilir.

Cevap: A

6. A’da İlyada

C’de Manas

D’de Danişmentname

E’de Battal Gazi, İslam öncesi Türk destanlarından değildir.

Cevap: B

7. Öncülde anlatılan destan, Şu destanıdır.

Cevap: C

8. Bozkurt ve Ergenekon destanlarında bozkurt vardır ve Köktürklere ait destanlardır.

Cevap: B

9. Tanımı yapılan törenlere sığır töreni denir.

Cevap: E

10. Öncülde verilen özellikler Yaratılış Destanı’na aittir.

Cevap: A

11. Yonca, İslam öncesi motiflerden değildir.

Cevap: D

12. Öncülde anlatılan motif, kutsal değildir.

Cevap: C

13. Bir sagu olduğu için coşkulu bir söyleyiş yoktur.

Cevap: E

14. Uygurların Türeyiş destanının devamı niteliğinde olan destan Göç destanıdır.

Cevap: B

15. Türeyiş Uygur destanıdır.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 4

İslam Ö

ncesi Türk Edebiyatı

Yazılı Edebiyat Dönemi 121. Göktürk kitabeleri dinsel bir metin değildir.

Cevap: D

2. Thomsen’in anlatılan çalışmaları Göktürk yazıtları ile ilgilidir.

Cevap: A

3. Karahanlılar ve öncesinde kullanılan Türkçeye tarih-sel tasnif içinde Eski Türkçe diyoruz.

Cevap: C

4. Yazılı dönem eserlerinde Uygur alfabesi de kullanıl-mıştır.

Cevap: E

5. Uygur yazıtları, Göktürk yazıtlarından daha sonradır. Yani VI. yüzyıldan sonra yazılmışlardır.

Cevap: A

6. Divan-ı Lügati’t-Türk Geçiş dönemi eseridir, diğerleri ise Uygurlara aittir.

Cevap: B

7. Öncülde verilen bilgiler doğrultusunda bugün Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin olduğu yerlerde ağırlıklı olarak Doğu Türkçesi konuşulur. Anadolu’da ise Batı Türkçesi konuşulur.

Cevap: B

8. Anılan süreçte kullanılan Türkçe; Orta Türkçe olarak adlandırılır.

Cevap: A

9. O dönemde daha çok 7’li hece ölçüsü öne çıkar.

Cevap: C

10. Öncülde nitelikleri verilen eser Sekiz Yükmek’tir.

Cevap: B

11. Öncülde anlatılan Moyun Çor Yazıtı’dır.

Cevap: E

12. Tonyukuk yazıtının bir bölümü Çincedir.

Cevap: D

13. Türkler tarihte İbrani alfabesini hiç kullanmadılar.

Cevap: A

14. Edebi niteliği öne çıkan yazıtlar Uygur Yazıtlarıdır.

Cevap: A

15. İslâm öncesi dönemde bilinçli bir eğitim sisteminden bahsedilemez.

Cevap: E

16. Uygurlarda kökünçler bir nevi tiyatro metinleriydi.

Cevap: B

1

13Geçiş DönemiÜ

NİTE

5İslam

Etkisindeki Türk E

debiyatı

1. Bu dönemde didaktik düşünmeler ön plandaydı.

Cevap: C

2. Bu hikâyelerde Türklerin sosyal hayatından izlere rastlanır.

Cevap: D

3. Divan-ı Lügati’t-Türk’te Osmanlı Türkçesinin özellik-leri yoktur.

Cevap: D

4. Tabgaç Buğra Han’a sunulan eser, Kutadgu Bilig’dir. Atabetü’l Hakayık M. Dâd Sipahsalar’a sunulmuştur.

Cevap: D

5. Eser on iki hikayeden oluşur.

Cevap: E

6. Anılan eser Kutadgu Bilig’i Yusuf Has Hacip yazmış-tır.

Cevap: E

7. Divan-ı Lügati’t Türk dil ile ilgili bilgi verir, başka di-daktik konularda eğitici bilgiler taşımaz.

Cevap: E

8. Öncülde anılan eser, Dede Korkut Hikayeleri’dir. Bu hikâyeler dış etkilere kapalıdır.

Cevap: A

9. Feulün Feulün feulün feul vezni o dönemin en yay-gın mesnevi veznidir ve adı geçer eserlerde de kul-lanılmıştır.

Cevap: B

10. Tabgaç Buğra Han, Kutadgu Bilig’i çok beğendiği için Yusuf’a Has Haciplik ünvanı vermiştir.

Cevap: D

11. Özellikleri verilen eser Divan-ı Lügati’t Türk’tür.

Cevap: C

12. Öncülde anlatılan nitelikler Kutadgu Bilig’e aittir.

Cevap: C

13. Ahmet Yesevi’nin tasavvufi eseri Divan-ı Hikmet’tir.

Cevap: B

14. Dede Korkut Hikâyeleri birbirinin devamı değil, ba-ğımsız metinlerdir.

Cevap: A

15. Süheyl ü Nevbahar, Geçiş Dönemi eseri değildir. Di-van edebiyatı eseridir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Türk Halk Edebiyatı - 1 141. Metinde gurbet teması işlenmemiştir.

Cevap: E

2. Kendi adına müzik makamı olan 17. yy halk şairi Gevheri’dir.

Cevap: B

3. III. ve IV. öncüllerdeki ürünlerde aynı konular işlen-mez.

Cevap: E

4. Verilen şiir aşık edebiyatı nazım şekillerindendir.

Cevap: E

5. Mevlevilerin ilahilere verdiği ad, ayindir.

Cevap: B

6. Metinde tanıtılan şair Aşık Ömer’dir.

Cevap: B

7. Halk şiirinde de yarım kafiye öne çıkar.

Cevap: E

8. Tuyuğ divan edebiyatı nazım şeklidir.

Cevap: E

9. Genç Osman Destanı, Kayıkçı Kul Mustafaya aittir.

Cevap: E

10. Halk hikâyeleri, sadece göçebe geleneklerini değil, tüm halkı kapsar.

Cevap: A

11. Türküler sadece 7’li değil, 8’li, 11’li hece ölçüsü ile de yazılır.

Cevap: E

12. Metinde verilen nitelikler destana aittir.

Cevap: C

13. İkinci dörtlükte tam kafiye kullanılmıştır.

Cevap: A

14. I’da tuyuğ, II’de kıta, IV’te şarkı, V’te mesnevi divan edebiyatına aittir. III’tekiler ise halk edebiyatınındır.

Cevap: C

15. Tekerlemeler telaffuz sorunlarının iyileştirilmesinde etkilidir.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Türk Halk Edebiyatı - 2 151. Hüsn ü Aşk, halk hikayesi değil, Şeyh Galip’in bir

mesnevisidir.

Cevap: C

2. Metinde tanıtılan kavrama conk denir.

Cevap: C

3. Yunus Emre, Kaygusuz Abdal’dan önce yaşadığı için ondan etkilenmiş olamaz.

Cevap: D

4. Halk şiirin en ağır dil kullanan temsilcileri tasavvuf-çulardır.

Cevap: A

5. V. cümledeki konu daha çok ilahilerde ele alınır.

Cevap: A

6. Metinde tanımı yapılan nazım şekli nutuktur.

Cevap: C

7. Yunus Emre, ilahi nazım şeklini çok kullanmıştır.

Cevap: A

8. Metinde anlatılan halk hikâyesi bölümüne döşeme denir.

Cevap: B

9. Metinde tanıtılan Nasrettin Hoca’dır.

Cevap: C

10. Öncülde yapılan tanım destandır.

Cevap: C

11. Tasavvufun, yol, yordam inceliklerini anlatan nazım şekline nutuk denir.

Cevap: E

12. İlahi, tasavvuf edebiyatının nazım şeklidir.

Cevap: A

13. Yunus Emre’nin anlatılan eseri Risaletü’n Nushiy-ye’dir.

Cevap: D

14. Öncüldeki özellikler semaiye aittir.

Cevap: E

15. Verilen öncüller nefes nazım şekline aittir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Türk Halk Edebiyatı - 3 161. Anlatma eyleminin ön planda olduğu gösteri med-

dahtır.

Cevap: A

2. Verilen metinde atasözü yoktur.

Cevap: E

3. Karagöz, Hacivat’ı perdeye çağırmaz, tam tersi olur.

Cevap: C

4. Geleneksel Türk tiyatrosunda kalıplaşmış ifadelere yer verilir.

Cevap: E

5. Anonim halk şiirinde en yaygın ve kısa nazım şekli anonimdir.

Cevap: f

6. Metinde tanıtılan halk şairi Köroğlu’dur.

Cevap: D

7. Genç Osman Destanı’nı Kayıkçı Kul Mustafa yaz-mıştır.

Cevap: B

8. Metinde tanıtılan halk aşığı Reyhanî’dir.

Cevap: D

9. XIX. yüzyılda yaşayan ve nitelikleri verilen şair Da-daloğlu’dur.

Cevap: A

10. Yakın tarihimizin bu ünlü halk şairi Şeref Taşlıova’dır.

Cevap: D

11. Metinde tanıtılan şair Kuloğlu’dur.

Cevap: C

12. Metinde tanıtılan şair Aşık Ömer’dir.

Cevap: C

13. Metinde tanıtılan 19. yüzyılın ünlü halk şairi Dertli’dir.

Cevap: E

14. Metinde tanıtılan şair Gevheri’dir.

Cevap: B

15. Metinde tanıtılan şair Summani’dir.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Türk Halk Edebiyatı - 4 171. Ahmet Yesevi şiirlerini sade bir Türkçe ile yazmıştır.

Cevap: D

2. Metinde özellikleri verilen şair Nesimî’dir.

Cevap: A

3. Metinde içeriği anlatılan Kaygusuz Abdal’a ait eser Saraynâme’dir.

Cevap: C

4. Parçadaki boşluğa “nazma” kelimesi getirilmelidir.

Cevap: A

5. Metinde hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilen kişi Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır.

Cevap: E

6. Asıl adı Numan olan tasavvufçu Hacı Bayram Ve-li’dir.

Cevap: B

7. Metinde nitelikleri verilen halk ozanı Pir Sultan Ab-dal’dır.

Cevap: B

8. Dostlar Seni Hatırlasın, Aşık Veysel’in eseridir.

Cevap: D

9. Verilen parçada Yunus Emre anlatılmıştır.

Cevap: A

10. Makalat’ın yazarı Hacı Bektaş Veli’dir.

Cevap: B

11. Sav ile atasözü, sagu ile mersiye aynı konuları ele alır.

Cevap: B

12. Hayalbaz, Karagöz gösterisini yapan kişidir.

Cevap: E

13. Dörtlükte eleştirel bir anlatım vardır.

Cevap: C

14. Mevlana, divan edebiyatı şairi sayılır.

Cevap: A

15. Semai, aşık edebiyatı nazım şeklidir.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Divan Edebiyatı - 1 181. Kanunî Mersiyesi, Baki’ye aittir.

Cevap: E

2. Divan şiirinin nazım birimi beyittir.

Cevap: B

3. Resulullah’a sevgiyi konu alan, O’nu anlatan şiirlere naat denir.

Cevap: E

4. Murabba, bentlerle yazılır. Bu metin beyitlerle yazıl-mış.

Cevap: E

5. Metinde tanıtılan eser Mevlana’nın Fihi Mafih adlı eseridir.

Cevap: C

6. Mesnevi, Fars edebiyatından alınmıştır.

Cevap: B

7. Sade nesirde sanatlı bir anlatım yoktur.

Cevap: A

8. Metinde anlatılan akım, Sebk-i Hindî’dir.

Cevap: D

9. Süslü nesir metinleri şiir şeklinde değil, düzyazıdır.

Cevap: E

10. Düzyazı metinlerinin toplandığı eserlere münşeat denir.

Cevap: C

11. Harname, eleştirel bir mesnevidir.

Cevap: C

12. Az da olsa manzum tezkireler de vardır.

Cevap: E

13. Süslü nesir genel içinde küçük bir alan teşkil eder.

Cevap: E

14. Şikayetname, nesir eseri değildir.

Cevap: E

15. Kasidelerin nesib, girizgah, tegazzül gibi birçok bö-lümü vardır.

Cevap: C

1

19Divan Edebiyatı - 2Ü

NİTE

5İslam

Etkisindeki Türk E

debiyatı

1. Baki, Nedim ve Nefi’nin mesnevisi yoktur.

Cevap: E

2. Şeyhî’nin Leyla ile Mecnun mesnevisi yoktur.

Cevap: B

3. Teressül, Ahmet-i Dai’nin eseridir.

Cevap: C

4. I. beyit matla, II. beyit maktadır. Matla kendi içinde kafiyelidir. Maktada şairin mahlası geçer.

Cevap: A

5. Medhiye, kasidenin ana bölümüdür.

Cevap: D

6. Sinan Paşa’nın ?? eserinin adı Tazarrunâme’dir.

Cevap: A

7. Orta nesirde, süslü nesirde olduğu gibi çok süslü ve uzun cümleler yoktur.

Cevap: D

8. Düşündüren, nasihat eden şiirlere hikemi şiirler de-nir.

Cevap: B

9. Muhakemetü’l Lügateyn bir sözlüktür.

Cevap: C

10. Düz yazıları kaleme alanlara “münşi” denir.

Cevap: E

11. Beş mesneviye hamse denir.

Cevap: B

12. Tazarrunâme, süslü nesrin örneğidir.

Cevap: B

13. Anadolu sahasından ilk tezkireyi Sehi Bey yazdı.

Cevap: E

14. Divan Edebiyatı 14. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasını kap-sar.

Cevap: D

15. Beng ü Bade, Fuzuli’nin esrar ile içkinin karşılıklı atışmasını konu alan bir mesnevidir. Diğerleri aşk mesnevisidir.

Cevap: D

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Divan Edebiyatı - 3 201. Divan edebiyatının ilk ürünleri Karahanlı sahasında

verilmiştir.

Cevap: A

2. Konudan çok, konunun işlenişi önemlidir.

Cevap: C

3. Bâki, Sebk-i Hindi etkisine girmemiştir.

Cevap: A

4. Halk deyim ve ifadelerini önce Necati’de görüyoruz.

Cevap: C

5. Mahlas kullanma Gülşehri ile başlamıştır.

Cevap: A

6. Çâr Yâr (Dört sevgili) özellikle dört halifeyi karşılar.

Cevap: ?

7. İki ya da daha şairin ortaklaşa kaleme aldığı gazelle-re müşterek gazel denir.

Cevap: ?

8. Hilye Peygamber’in şekil özelliklerini anlatır.

Cevap: ?

9. Söz konusu tabir gazel-i müzeyyel adını alır.

Cevap: ?

10. Divan şiirinde ruhainin uzmanı Haleti’dir.

Cevap: C

11. Parçada nitelikleri verilen nazım şeklini Muhammes denir.

Cevap: C

12. Şehirleri tanıtan mesnevilere şehrengiz denir.

Cevap: D

13. Bir beyte aynı ölçüyle üç mısra eklenirse tahmis adı-nı alır.

Cevap: A

14. Padişahların tahta çıkışını kutlayan şiirlere Cükisiye denir.

Cevap: E

15. Verilen tanım redd-i matla’dır.

Cevap: 5

16. Ziyade mısra müstezatta olur.

Cevap: E

17. Sevgilinin güzelliğini ve ona duyulan arzuyu anlatan şiirlere Şuhâne gazel denir.

Cevap: D

1

21Divan Edebiyatı - 4Ü

NİTE

5İslam

Etkisindeki Türk E

debiyatı

1. Kaside beyitlerle yazılır.

Cevap: D

2. Girizgâh, gazelde yoktur, kasidede vardır.

Cevap: E

3. I’de nazire, II’de ??, III’te tahmis tanıtılmıştır.

Cevap: E

4. Anadolu’da ilk tezkire Heşt-Behişt (Sehi Bey)’tir.

Cevap: D

5. Sebeb-i telif, mesnevinin yazılma gerekçesini, ham-se, beş mesnevinin adı, hatime mesnevinin sonudur.

Cevap: E

6. En ünlü terkib-i bendin şairi Bağdatlı Ruhi’dir.

Cevap: A

7. Sıham-ı Kaza, Nefi’nin yergilerini içeren eseridir.

Cevap: D

8. Teşrifatü’ş Şuara, Güfti’nin eseridir.

Cevap: E

9. Karahanlı sahasında 15. yüzyılda Ali Şir Nevâi’nin Mecülisü’n Nefâis adlı eseri Türk edebiyatının ilk tez-kiresidir.

Cevap: A

10. Divan şiirinin kurucu şairi Hoca Dehhani’dir.

Cevap: B

11. Nesimi’nin şiirlerinde dünyadan şikâyet vardır ve in-san değerli bir varlıktır.

Cevap: E

12. Metinde adı geçen eserler ve diğer bilgiler Katip Çe-lebi’ye aittir.

Cevap: B

13. Yusuf u Zeliha, Şeyyad Hamza’nın mesnevisidir.

Cevap: B

14. Baki, Kanuni’ye çok yakın bir şair ve Sultanu’ş Şuara lakabını almış biridir.

Cevap: B

15. Metinde adı geçen eserler Zatâi’ye aittir.

Cevap: C

16. Kanunî Mersiyesi, Baki’nindir.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 5

İslam E

tkisindeki Türk Edebiyatı

Divan Edebiyatı - 5 221. Hâletî, divan şiirinin en önemli rubai yazarlarının ba-

şında gelir ve “Hayyam-ı Rumî” diye bilinir.

Cevap: A

2. Metinde tanıtılan şair Kanuni Sultan Süleyman’dır.

Cevap: E

3. Metinde tanıtılan eser, Sinan Paşa’nın yazmış oldu-ğu Tazarrunâme’dir.

Cevap: A

4. Metindeki çalışmaları yapıp eserleri yazan Mevla-na’nın oğlu Sultan Velet’tir.

Cevap: D

5. Aşık Paşa’nın ünlü mesnevisi Garipnâme’dir.

Cevap: B

6. Kastedilen eser Firdevsi’nin Şehnâmesi’dir.

Cevap: C

7. Metinde tanıtılan şair Ahmet Paşa’dır.

Cevap: A

8. Nazire mecmualarını ilk defa oluşturan kişi Ömer b. Mezid’dir.

Cevap: C

9. İlk siyer yazar Darir’dir.

Cevap: D

10. “Şeyhü-l Şuara” lakabı Şeyhî’ye aittir.

Cevap: A

11. Latifi divan edebiyatı tezkirecilerindendir, kaside us-tası değildir.

Cevap: C

12. Hayriye’yi Nabi yazmıştır.

Cevap: A

13. Harnâme Şeyhî’nindir.

Cevap: E

14. Konular gerçek yaşamdan alınmamış, aşırı hüzün ve melankoli işlenmiştir.

Cevap: D

15. Türki-i Basit, divan edebiyatında sönük kalmış, kay-da değer temsilci bulamamıştır.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Tanzimat Edebiyatı - 1 231. Anlatılan dönem, nesrin de öne çıktığı devir Tanzi-

mat’tır.

Cevap: C

2. Celalettin Harzemşah, tiyatrodur; Tercüman-ı Ahvali de Şinasi çıkarmıştır.

Cevap: D

3. Tanzimat hikâyelerinde toplumdaki zararlı alışkanlık-lar en önemli sorun olarak ele alınmamıştır.

Cevap: ?

4. İntibah ilk edebî romandır; Karabibik’i de Nabizade Nazım yazmıştır

Cevap: ?

5. Sergüzeşt, Nabizâde Nazım’ın eseri değildir.

Cevap: E

6. İlk roman Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıt-nat’ıdır.

Cevap: B

7. İlk manzum tiyatroları Abdülhak Hamit Tarhan yaz-mıştır.

Cevap: C

8. Şemsettin Sami’nin eseri Kamus-ı Türkî’dir.

Cevap: C

9. Samipaşazade Sezai’nin hikâye kitabı Küçük Şey-ler’dir.

Cevap: A

10. Tiyatroda perde sayısı ile ilgili bir sınırlama olmaz.

Cevap: D

11. Ahmet Cemil, Servetifünun romanı kahramanıdır.

Cevap: D

12. Eşber, A. Tarhan’ın eseridir.

Cevap: C

13. Nitelikleri verilen yazar Ziya Paşa’dır.

Cevap: A

14. Çeviriler Batı edebiyatından yapılmıştır.

Cevap: B

15. Tanzimat’ta sembolizm yoktur.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Tanzimat Edebiyatı - 2 241. Tanzimatın ilk dönemi ile ikinci dönemi arasında

konu farklılıkları vardır.

Cevap: E

2. İlgili eser Karabibik’tir.

Cevap: A

3. Özeti verilen roman Sergüzeşt’tir.

Cevap: C

4. Mizancı Murat’ın Turfanda mı Yoksa Turfa mı adlı romanından söz edilmiştir.

Cevap: B

5. Naturalist, köy romanı kavramları Nabizade Nazım ile ilgilidir.

Cevap: B

6. Metafizik konularda öne çıkan şair A. Hamit’tir.

Cevap: D

7. Mehmet Rauf, Servetifünun sanatçısıdır.

Cevap: B

8. Adı geçen eserlerin yazarı R. Mahmut Ekrem’dir.

Cevap: E

9. “Şair-i Azam” diye bilinen şair A. Tarhan’dır.

Cevap: D

10. “Heder” in yazarı M. Naci’dir.

Cevap: A

11. A’da Muallim Naci / N. Nazım

B’de Ş. Sezai

C’de A. Tarhan

E’de R. Mahmut ikinci dönem sanatçılarıdır.

Cevap: D

12. Ağır bir dil kullanımı Tanzimat’ın birinci döneminin ortak özelliği değildir.

Cevap: B

13. Şinasi’nin çevirilerini topladığı eser Tercüme-i Man-zume adlı kitaptır.

Cevap: C

14. Şiir ve tiyatrolarıyla ünlü, tiyatroları sahne tekniği açı-sından zayıf şair A. Tarhan’dır.

Cevap: B

15. Pozitivist sanatçı Beşir Fuat’tır.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Servetifünu n Edebiyatı - 1 251. Batılı anlamda anı türünün ilk örnekleri Servetifünun

edebiyatında kaleme alınmıştır.

Cevap: C

2. Sürrealizm Servetifünun’da yoktur.

Cevap: D

3. Servetifünun’da sosyal duyarlılık görülmez.

Cevap: B

4. Özellikleri ve eserleri verilen şair, C. Şehabettin’dir.

Cevap: B

5. Mai ve Siyah’ın kahramanı Ahmet Cemil, Servetifü-nun aydın tipinin temsilcisidir.

Cevap: C

6. Bugünün Saraylısı, Milli Edebiyat romanıdır.

Cevap: C

7. Servetifünun’da en önemli iki şair T. Fikret ile C. Şe-habettin’dir.

Cevap: A

8. T. Fikret roman yazmamıştır.

Cevap: D

9. Servetifünun’un dağılmasına yol açan yazı Edebiyat ve Hukuk adlı makaledir.

Cevap: C

10. Acı Bir Hikaye, M. Rauf’un eseri değildir.

Cevap: B

11. Nadide’nin yazarı Hüseyin Cahit’tir.

Cevap: B

12. Halit Ziya’nın Saray ve Ötesi ile Mehmet Rauf’un Edebi Hatıralar adlı eserleri anı türünde yazılmıştır.

Cevap: A

13. Bihruz, bir Tanzimat kahramanıdır. (Araba Sevdası)

Cevap: E

14. Duhter-i Hindu, A. Tarhan’ın kahramanıdır. (Tanzi-mat)

Cevap: C

15. Elhan-ı Şita, C. Şehabettin’in eseridir.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Servetifünu n Edebiyatı - 2 261. Servetifünun’da cariyelik konu olarak öne çıkmaz.

Cevap: E

2. “Hayal kırıklığı”, Servetifünun’da öne çıkmıştır.

Cevap: A

3. Verilen nitelik ve eserler T. Fikret’e aittir.

Cevap: A

4. Şermin, T. Fikret’in eseridir.

Cevap: A

5. Ahmet Mithat, Tanzimat sanatçısıdır.

Cevap: D

6. Servetifünun’da realizm ve de naturalizm roman ve hikâyede öne çıkar.

Cevap: B

7. Metinde verilen bilgi serbest müstezata aittir.

Cevap: D

8. Servetifünun’da Hüseyin Suat diğerlerine göre tiyat-royla daha çok ilgilenmiştir.

Cevap: E

9. Özellikleri ve eserleri verilen isim Hüseyin Siret’tir.

Cevap: D

10. Mensur şiir ölçülü ve kafiyeli değildir.

Cevap: A

11. Verilen öncüllerin hepsi doğrudur.

Cevap: E

12. Milli ve sosyal duyarlılıklar Servetifünun’da öne çık-maz.

Cevap: D

13. “Sokağı edebiyata getiren sanatçı” Hüseyin Rah-mi’dir.

Cevap: B

14. Kimsesizlere acıma duygusu, Servetifünun’da pek işlenmez.

Cevap: C

15. Adı geçen nitelikler ve eserler Hüseyin Siret’e aittir.

Cevap: A

1

27Fecriati Edebiyatı Ü

NİTE

6B

atı Etkisinde Türk E

debiyatı

1. “Sanat şahsi ve muhteremdir” cümlesi Fecriaticilerin birinci özelliğidir.

Cevap: B

2. Bize Göre, deneme, fıkra eseridir.

Cevap: C

3. Metinde Şehabettin Süleyman’ın nitelik ve eserleri kaleme alınmıştır.

Cevap: A

4. Parçada nitelikleri, yaşadıkları verilen şair Emin Bü-lent’tir.

Cevap: C

5. Piyale, A. Haşim’indir.

Cevap: B

6. Diğer grupları eleştirdikleri için öne çıkan nesir türü eleştiridir.

Cevap: E

7. Küçük Paşa’nın yazarı Ebubekir Hazım Tepey-ran’dır.

Cevap: E

8. Hüseyin Siret, Servetifünun sanatçısıdır.

Cevap: D

9. Fecriatide sürrealizm yoktur.

Cevap: A

10. Adı geçen eser Tahsin Nihat’ındır.

Cevap: B

11. Eser ve özellikleri verilen sanatçı Musahipzade Celâl’dir.

Cevap: C

12. Dönemin tiyatro sanatçısı Müfus Ratıp’tır.

Cevap: E

13. 20. yüzyılın ilk topluluğu Fecriati’dir.

Cevap: D

14. IV. öncül etkili olmamıştır.

Cevap: D

15. Fecriati’nin Batıdan bağımsız edebiyat arayışı yok-tur.

Cevap: E

16. A. Haşim’in makale ve denemelerinin tamamının toplandığı eser Bize Göre’dir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Millî Edebiyat - 1 281. 1911’de Selanik’te çıkarılan dergi Genç Kalemler’dir.

Cevap: B

2. M. Emin Yurdakul’un sorulan şiiri Cenge Gider-ken’dir.

Cevap: C

3. Öncülde verilen üç eser A. Hikmet Müftüoğluna aittir.

Cevap: A

4. V. öncülde verilen kültürlerin (Yunan, İran) bu dö-nemde etkisi artmamış, azalmıştır.

Cevap: E

5. Mahcupluk imtihanı, Ömer Seyfettin’in tiyatrosudur.

Cevap: A

6. Akşam Güneşi, Reşat Nuri’nindir.

Cevap: C

7. Dilde sadeleşme hareketi, Milli Edebiyat’ta başarıya ulaşmıştır.

Cevap: ?

8. Halide Edip’in dillendirilen romanı Yeni Turan’dır.

Cevap: E

9. Çağlayanlar, A. Hikmet Müftüoğlu’na aittir.

Cevap: E

10. Türkçeleşmiş yabancı kelimelere dokunulmayacak.

Cevap: C

11. Kızıl Elma, Ziya Gökalp’indir.

Cevap: C

12. Bir Sürgün, Jön Türkleri konu alır.

Cevap: D

13. 19. Asır Türk Edebiyatı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın diğerleri M. Fuad Köprülü’nündür.

Cevap: B

14. Sodom ve Gomore’de Mütareke dönemi İstanbul’un-daki ahlaki çöküntü anlatılır.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 6

Batı E

tkisinde Türk Edebiyatı

Millî Edebiyat - 2 291. Milli Edebiyat’ta toplumsal kaygılar öne çıkar.

Cevap: B

2. Kölelik kurumu, Tanzimat konusudur.

Cevap: E

3. Milli Edebiyat’ta eserlerin tekniği güçlüdür.

Cevap: E

4. Mehmetçik’e Kayide, Faruk Nafiz’indir.

Cevap: E

5. Fatih Cami, Hayta, Mehmet Akif’in şiirleridir.

Cevap: B

6. Özeti verilen eser, Ayaşlı ve Kiracıları’dır.

Cevap: B

7. Metinde tanıtılan yazar Reşat Nuri’dir.

Cevap: C

8. Olay hikayesinde merak unsuru vardır. Temsilcisi de Maupassant’dır.

Cevap: C

9. İstanbul denilince akla şair olarak Yahya Kemal ge-lir. Üsküp’te doğmuştur.

Cevap: B

10. Elhan-ı Şita, C. Şehabettin’indir.

Cevap: E

11. Milli Edebiyat’ta tiyatro, roman ve hikâyenin gerisin-dedir.

Cevap: E

12. Milli Edebiyat roman ve hikayesinde realizm etkilidir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler (Şiir) 301. Ahmet Kutsi Tecer

• İlk şiirlerinde ölüm, yalnızlık, hüzün gibi bireysel temaları işlemiştir.

• İlk şiirlerinden sonraki şiirlerinde dönemin genel havasına uygun düşen halk kültürü motiflerine, ülke gerçeklerine yönelmiştir.

• Kuşağının şairleri arasında folklorik öğelere en çok ilgi duyan isim olarak dikkati çeker.

• Şiirleri canlı bir Türkçe ve ritmik ses yapısı ile örülmüştür.

• Kuşağının şairleri arasında folklorik öğelere en çok ilgi duyan isim olarak dikkati çeker.

Cevap: D

2. Kemalettin Kamu, lirizmden ve içtenlikten uzak-laşmadan yurt sevgisi, gurbet, aşk duygularını dile getiren, ulusal kurtuluş heyecanını yansıtan şiirler yazmıştır.“Bingöl Çobanları” adlı şiiri, Türkçedeki en güzel pastoral şiir örneklerinden biridir. Ayrıca “Gur-bet” adlı ünlü şiiri de kendisinin gurbet şairi olarak anılmasına vesile olmuştur.

Cevap: E

3. Arif Nihat Asya, Adana’nın kurtuluş günü olan 5 Ocak günü için yazdığı ünlü “Bayrak” şiirinden dolayı “Bayrak şairi” olarak da anılır. Ulusalcı düşünce ve duyguları dile getirdiği şiirleriyle dikkat çekmiştir.

Cevap: C

4. Mithat Cemal Kuntay; II. Meşrutiyet yıllarına kadar aruz ölçüsü ile çeşitli şiirler kaleme almıştır. Daha sonra Milli edebiyat akımını benimseyen sanatçının şiirlerinde vatanseverlik teması ağır basmaktadır. Vatan sevgisini “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizeleriyle dile getiren sanatçı, I. Dünya Savaşı yıl-larında Çanakkale Cephesi’ni yakından görmüştür. Osmanlı’nın son yıllarını anlattığı “Üç İstanbul” adlı tek romanı vardır. Tiyatro ve antoloji türlerinde de çeşitli eserler kaleme almıştır.

Cevap: C

5. Behçet Kemal Çağlar; Atatürk hayranı bir şairdir. Atatürk’ün ölümünden çok etkilenmiş, ona duyduğu hayranlıkla hayatını Atatürk’e ve onun inkılâplarına adamıştır. Atatürk şiirlerinin yanı sıra halk şiirinden yararlanarak yazdığı ve ulusal duyguları dile getirdiği deyişleri, yurt güzellemeleri ile tanınır. “Onuncu Yıl Marşı”nın şairidir. “Ankaralı Âşık Ömer” mahlasıyla âşık tarzı şiirler de yazmıştır.

Cevap: B

6. Ali Mümtaz Arolat, öğrencilik yıllarında Dergah dergi-sinde yazmaya başlamıştır. İlk şiirlerinde “Seza” adını kullanan şair birkaç yıl sonra bu şiirlerini “Bir Gemi Yel-ken Açtı” adlı şiir kitabında toplamıştır. Millî Edebiyat akımına katılıp hecenin ve konuşma Türkçesinin güzel örneklerini veren şair, şiirlerinde can sıkıntısı, usanç, üzüntü, hüzün ve dert gibi temaları işlemiştir. Türk şi-irinde başlatılan biçim değişikliğine yenilerini eklemiş; serbest nazımla da şiirler yazmıştır.

Cevap: E

7. İbrahim Alaattin Gövsa:

• İlk şiirleri aruz ölçüsüyle Servet-i Fünun ve Hıya-ban dergilerinde çıkmıştır.

• Yeni Mecmua’da çıkan hece şiirleriyle Millî Ede-biyat akımı içinde görülür.

• Milli Edebiyat akımını benimsedikten sonra va-tan, yiğitlik ve millet konularında hece ile şiirler yazmıştır.

• Edebiyatımızda çocuklar için şiir çığırının öncü-lüğünü yapmıştır. Şiirleri arasında Çocuk Şiirleri, Güft ü Gu, Çanakkale İzleri, Acılar sayılabilir.

Cevap: D

8. Orhan Şaik Gökyay; daha çok vatan, tabiat, kahraman-lık, yalnızlık gibi temaları işlemiş, genellikle hamasi bir şair olarak tanınmıştır. Bunu, “Bu Vatan Kimin?” adlı şiirinin okul kitaplarına girmiş ve yeni yetişen nesiller ta-rafından sevilerek okunmuş olmasına bağlamak yerinde olur. Şiir dilinin inceliklerini yansıtan asıl ustalıklı çalış-maları “İçlenme”, “Bana Bir Seslenen Var”, “Karmakarı-şık”, “Zeytin Dalı”, “Hey Ne Şirin Bu Dünya”, “Gelibolu’da Yazıcıoğlu’nun Çilehanesi” ve “Adres” gibi şiirleridir.

Cevap: A

2

30 Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler (Şiir)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Behçet Kemal Çağlar; şiiri biçim ve öz olarak iki kay-naktan beslenir: Halk şiiri ve Atatürkçülük. Atatürk ve milli şiir temasında tanınmıştır. Yurt sevgisini çokça dile işlemiştir. “Ankaralı Âşık Ömer” takma adıyla yazdığı âşık tarzı şiirlerinde folklorumuzdan yarar-landığı görülür.

Cevap: B

10. Milli Edebiyat anlayışını sürdüren şairler; Mithat Ce-mal Kuntay, Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Kemal Çağlar, Arif Nihat Asya, Ömer Bed-rettin Uşaklı, Ali Mümtaz Arolat, Zeki Ömer Defne, Şukufe Nihal Başar, İbrahim Alaattin Gövsa, Orhan Şaik Gökyay, Necmettin Halil Onan, İbrahim Zeki Burdurlu şeklinde sıralanabilir.

Cevap: D

11. İbrahim Zeki Burdurlu; modern şiirle halk şiirimizi kaynaştırmaya çalışmıştır. Şiirlerinde özellikle, bi-reysel duygularının yanı sıra toplumsal temaları da işlemiştir. İlk şiirlerinde görülen anılarına sıkı sıkıya bağlılık, daha sonra yerini, Atatürk sevgisine, Kıbrıs özlemine, memleket gerçeklerine bırakmıştır. Doğup büyüdüğü yerlerin yöresel renkleriyle yaşantılarını, halk şiirimizin geleneklerinden yararlanarak, kendi-ne özgü bir deyişle mısralaştırır. Toprak İnsanları, Toprağın İçindeki Toprak, Burdur’daki Mahallemiz, Keloğlan, Basık Tavan, Minnacık Ada, Günaydın Yavru Kıbrıs, Atatürk’üm, İzmir’in Mor Atları adlı şi-irleri vardır.

Cevap: C

12. Ömer Bedrettin Uşaklı, Cumhuriyet dönemi şiirine deniz ve Anadolu’yu getiren şairdir. Gezdiği yerleri bir ressam gözüyle mısralaştırmış, şiirlerinde Anado-lu’yu pastoral bir güzellikle duyurmuştur.

Cevap: B

13. Ahmet Kutsi Tecer, halk kültürü alanında çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları, Karacaoğlan ve Yunus Em-re’nin hayatına ışık tutmuştur. Ünlü halk şairi Aşık Veysel’i Türkiye’ye tanıtan, halk müziği derlemecisi Muzaffer Sarısözen’i keşfeden kişidir.

Cevap: A

14. Şukufe Nihal Başar, ikinci şiir kitabı Hazân Rüzgâr-ları’nda yer alan şiirlerini Beş Hececiler (Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel) gibi sade Türkçeyle ve hece ölçüsüyle kaleme almıştır. Sıcak, içten ve yalınkat bir dil kullanmıştır. İlk kitabında ken-disini gizleyen şair, bu kitapta kendi dünyasını ve “kadın sesi”ni daha çok açarak belirginleştirmiştir. Ancak ilkinde Servet-i Fünûn edebiyatının etkisi ola-rak görünen marazî ruh hali bu kitapta ülkenin içinde bulunduğu koşullar, Mustafa Kemal Atatürk’e yapı-lan suikast ve yeğenini kaybetmesi nedeniyle kendi kişiliğinin bir özelliği olarak ortaya çıkmış ve sonraki kitaplarında da bu ruh durumu sürmüştür.

Cevap: B

15. Milli Edebiyat anlayışını sürdüren şiir ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Kurtuluş Savaşı’nın etkilerinin sürdüğü dönemde ortaya çıkmıştır.

• Ahenk, ses akışı ve yapı özellikleri bakımından öz şiir anlayışına yakın bir şiir anlayışları vardır.

• Gelenekten farklı bireysel söyleyiş önem kazan-mış, mahalli unsurlar bir dekor olarak kullanıl-mıştır.

• Halk şiiri nazım biçimleri kullanılmış, nazım birimi olarak dörtlük benimsenmiştir.

• Milli kültüre yönelmiştir.

• Yalın, sade, süssüz bir anlatım benimsenmiş, hece ölçüsü kullanılmıştır.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Beş Hececiler / Yedi Meşaleciler 311. Beş Hececilerin genel özellikleri şunlardır:

• Topluluk sanatçıları ilk dönemlerinde aruzla şiir yazmışlar, daha sonra Milli Edebiyat’ın etkisiyle şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmışlardır.

• Millî Edebiyat’ın ölçü, biçim ve nazım şekillerini benimsemiş, o doğrultuda eserler vermişlerdir.

• Eserlerinde konuşma dilini kullanmayı amaçla-mış, sade, özentisiz ve süsten uzak şiirler yaz-mışlardır.

• Şiirlerinde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri ve yiğitlik konularını işlemişlerdir.

• Anadolu’nun ihmal edildiğini ve Anadolu insanı-nın edebiyata girmesi gerektiğini savunmuşlar-dır.

• Cumhuriyet devrimlerinin yarattığı romantik ha-vadan etkilenen dönem sanatçıları Anadolu in-sanını ve onun sorunlarını gerçekçi bir biçimde dile getirememişlerdir.

Cevap: A

2. I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında Millî Edebiyat çerçevesinde birçok şair heceyle şiirler yazmıştır. Bu yıllarda heceyi çok iyi kullanan beş şair büyük bir ün kazanmış ve “Beş Hececiler” diye anıl-maya başlamışlardır. Bu şairler şu isimlerden oluş-maktadır: Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy ve Orhan Seyfi Orhon.

Cevap: D

3. Yusuf Ziya:

• Şairler Derneği’nin kurucularından olan sanatçı hece veznini kullanan şairlere kapısını açan Şair adlı dergiyi çıkarmıştır.

• Daha sonra mizaha yönelmiş bu yıllarda Akın-dan Akına, Cenk Ufukları, Âşıklar Yolu, Şen Ki-tap, Şairin Duası şiir kitaplarını yayınlamıştır.

• Baştan sona heceyle yazdığı Binnaz adlı üç per-delik manzum tiyatro eseri, hecenin başarısını göstermesi bakımından dikkate değer görün-mektedir.

Cevap: C

4. Orhan Seyfi Orhon; Gönülden Sesler’e yazdığı ön söz yazısında Ziya Gökalp etkisiyle Millî Edebiyat’a geçişinden söz eder. İlk şiir kitabı Fırtına ve Kar’da aruz veznini kullanmıştır. İkinci şiir kitabı Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi hece vezniyle yazılmıştır. 1941 yı-lında yayımlanan O Beyaz Bir Kuştu adlı şiir kitabı Ziya Gökalp tesirleriyle girilen sade Türkçe ve hece vezniyle yazılan şiir yolunun vardığı noktayı göster-mesi bakımından önemli görülen bir eserdir.

Cevap: B

5. Enis Behiç Koryürek:

• Şiirde ahenge önem verir.

• Beş Hececiler grubunun Milli Edebiyat dönemin-de yazmaya başlayan şairlerindendir.

• Başlangıçta aruz vezniyle yazdığı şiirleriyle Ce-nap ve Fikret tesirlerini yansıtan şiirlerle kendin-den söz ettirmeye başlar.

• Ziya Gökalp’la tanışıp onun düşüncelerinden et-kilendikten sonra millî şiir anlayışına geçer.

• Millî Edebiyat şiirine en mühim katkısı Türk tari-hinden esinlenerek yazdığı hamasi şiirlerle dö-neme özgü bir duyarlılık oluşturmasıdır.

Cevap: B

6. Faruk Nafiz Çamlıbel, şiire I. Dünya Savaşı yılların-da aruzla başlamış, 1918’den sonra hece ölçüsünü kullanmış daha sonraki yıllarda tekrar aruza dön-müştür. Hem aruzu hem heceyi başarıyla kullanan sanatçı, lirik aşk şiirleriyle de büyük beğeni kazan-mıştır. Aruzla yazdığı ilk şiirlerini “Şarkın Sultanları” ve “Gönülden Gönüle” adlı kitaplarında toplamıştır. Heceyle yazdığı ilk şiir kitabı “Dinle Neyden” adını taşır. Heceyle yazdığı memleket şiirlerini “Çoban Çeşmesi” adlı kitabında toplamıştır.

Cevap: A

7. Enis Behiç, sevdiğine göz diken “bey”ini öldürüp ko-nağa asi gelen efenin hikâyesini anlattığı “Yanık Efe” adlı şiirinde mekân olarak Ege’nin Mardan dağlarını anlatmıştır. Bu şiiri, efeler diyarı Aydın’a yaptığı bir seyahatte yazmıştır.

Cevap: E

2

31 Beş Hececiler / Yedi Meşaleciler

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. Beş Hececiler grubuna mensup olan Halit Fahri Ozan-soy tarafından kaleme alınan ve 1914’te yayımlanan Baykuş adlı oyun Darülbedayi’de sahnelenen ilk Türk dramı olması açısından tiyatro tarihimizde önemli bir yere sahiptir.

Cevap: D

9. Cumhuriyet Dönemi’nin ilk edebiyat topluluğu olan Yedi Meşaleciler, 1928 yılında “Yedi Meşale” adlı ortak bir kitap çıkararak ilk yapıtlarını bu kitapta yayımlamış, kitabın ön sözünde de ilkelerini açıklamışlardır.

Cevap: D

10. Öz şiiri savunan şair topluluğu, Yedi Meşale adlı der-ginin etrafında toplanmış ve kendilerine de Yedi Me-şaleciler demişlerdir. Hisarcılar, Cumhuriyet Dönemi’n-de heceyi savunan sanatçıların, Yeni Lisancılar Milli Edebiyat Dönemi’ni başlatan sanatçıların, II. Yeniler Cumhuriyet Dönemi’nde Garip şiirine tepki olarak or-taya çıkan sanatçıların, Garipçiler ise her şeyi serbest kılan Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’in ortaya koyduğu akımlardır.

Cevap: D

11. Yedi Meşale, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Cevdet Kudret Solok, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabri Esat Siyavuşgil, Muammer Lütfi ve Kenan Hulusi Ko-ray (Ceviz Mi Yesek) adlı lise öğrencisi yedi gencin, 1928 yılında oluşturduğu bir edebiyat topluluğudur. Bu gençlerin altısı şairdir.

Cevap: E

12. Yedi Meşaleciler arasında yer alan Ziya Osman Saba, konuşma diliyle örtüşen üslubu ve huzur veren imge-leriyle topluluğun, çağdaş Türk şiirinde kendisine özgü yer edinebilen tek adıdır. Ziya Osman Saba, Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman ve Nefes Almak adlı kitap-larında topladığı şiirlerindeki dingin ruh hali ve iyim-serlikle kendisine özgü bir yer edinmiştir. Şiirlerinde önce hece veznini sonra serbest tarzı kullanan şairin en önemli özelliklerinden birisi ev ve ev içi imgelerini sadelikle şiirleştirmiş olmasıdır.

Cevap: B

13. Yazı hayatına 1928’de başlayan Kenan Hulusi Ko-ray, aynı yıl kurulan Yedi Meşaleciler isimli grubun tek hikâye yazarıdır. Koray’ın sanat hayatı iki devre-ye ayrılabilir. 1928–1931 yılları arası dönemde daha çok mensur şiire yaklaşan şiirsel bir üslûpla romantik ve masa başı hikâyeler yazarken 1931’den sonra Vakit gazetesi etrafındaki sosyal gerçekçi hikâyeci grubuna katılıp bu doğrultuda eser vermiştir. Ömer Seyfettin ve Sadri Ertem’in etkisinde kalmıştır.

Cevap: E

14. Vasfi Mahir Kocatürk ile ilgili şunlar söylenebilir:

• İlk şiirlerinde değişik temaları işleyen sanatçıda Beş Hececiler’in, özellikle Faruk Nafiz’in etkisi vardır.

• Onu Yedi Meşaleciler’den ayıran yanı da ulusal duyguları besleyen kahramanlık şiirleri yazması-dır.

• Yalın bir dil kullanan, benzetmelere pek yer ver-meyen sanatçı –şiirlerinde yer yer güzel söyle-yişler olmasına karşın- kendisine özgü bir şair kimliğine ulaşamamıştır.

• Bu genç şairler arasında en çok şiir yazan odur.

• Şiirlerini Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Bizim Türküler, Ergenekon ve Hayat Şarkıları adlı ki-taplarda toplamıştır.

Cevap: B

15. Cevdet Kudret Solok:

• Hece ölçüsü kullanımı, değişik kalıplara doğru bir genişleme gösterir.

• Seçtiği temalarda, İstanbul’da, oturduğu, özel-likle çocukluğunun geçtiği semtin büyük etkisi vardır.

• Yapılan ayinler, ölüler için düzenlenen törenler şiirlerine tema olmuştur.

• “On Ölüm Şiiri” dizisini oluşturan şiirlerinden “Cenaze Alayı ve Cenaze İlâhisi”, kendi söyle-yişiyle “mızmız ve soluk (hatta karanlık) hislerin ta kendisi”dir.

• Şiirlerinde ayrıca, daha çok akşam saatlerinde İstanbul, doğa güzellikleri çeşitli eşya tema ol-muştur.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Öz (Saf) Şiir Zevk ve Anlayışını Sürdürenler 321. Öz (saf) şiirde önemli olan iyi ve güzel şiir yazmak-

tır. Bu anlayışla kendilerine özgü özel imge düzeni oluştururlar. Özgün ve yaratıcı olan bu imgeler dilin mantığına uygun ve dilin anlam alanını genişletip dile yeni olanaklar sunacak bir yapıya sahiptir. Şair-lerde sembolizm akımının izleri görülür. Ölüm, yaşa-ma arzusu, tabiat sevgisi, aşk gibi temalarda bireysel duyuş tarzıyla evrensel olanı birleştirmişlerdir.

Cevap: D

2. Öz (saf) şiir anlayışı, şiirde dili her şeyin üstünde tutan sembolist estetikten hareketle ortaya çıkmış bir anlayıştır. Bu anlayış Fransız şairleri Paul Valery ve Stephane Mallarme gibi sanatçılar tarafından ge-liştirilmiştir. Modern Türk şiiri içinde bu anlayışın ilk örneklerini Tanzimat sanatçıları Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan vermiştir.

Cevap: A

3. Cumhuriyet Devri edebiyatının saf (öz) şiir anlayışı-nın iki önemli temsilcisi Ahmet Haşim ve Yahya Ke-mal’dir. Ahmet Haşim Fecriâti geleneğinden gelen sembolist bir şairdir. Yahya Kemal de Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Devri’nin bağımsız sembolist şairidir. Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin Servetifünun dö-neminin parnasyen şairleridir. Empresyonizm sem-bolizm akımının bir devamı sayılır. Ahmet Haşim aynı zamanda empresyonisttir.

Cevap: E

4. Öz şiir anlayışı, Cumhuriyet döneminde Ahmet Ham-di Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Necip Fazıl Kısakü-rek (Sanatının 1934 yılına kadar olan döneminde), Ahmet Muhip Dranas ve Yedi Meşalecilerden Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Koca-türk, Sabri Esat Siyavuşgil gibi sanatçılar tarafından benimsenip sürdürülmüştür.

Cevap: C

5. Ahmet Hamdi Tanpınar:

• Adını ilk kez Altın Kitap dergisinde yayınlanan “Musul Akşamları” şiiriyle duyurmuştur.

• Dergâh, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Var-lık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiir-lerini yayımlamıştır.

• Bütün şiirlerini ömrünün sonlarında Şiirler (1961) adıyla kitaplaştırmıştır.

• Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (eklemelerle, 1976), Şiirler (1999) adlarıyla yeni baskıları ya-pılmıştır.

Cevap: C

6. Cahit Sıtkı Tarancı, edebiyatımızda “Otuz Beş Yaş” şairi olarak tanınır ve Cumhuriyet dönemi Türk şiiri-nin öncülerindendir. Şiirin, “sözcüklerle güzel biçim-ler oluşturma sanatı” olduğunu savunan sanatçımız-da Fransız sembolistlerinin etkileri görülür. Yaşama sevinci, ölüm korkusu, çocukluk özlemi, fanilik, yal-nızlık, karamsarlık şiirlerinin başlıca temaları olmuş-tur. Şiirlerinin çoğunda “ölüm” temasını işleyen şair, yaşama sıkı sıkıya bağlı olduğu için sürekli bir ölüm korkusu içinde olmuştur.

Cevap: C

7. Ahmet Muhip Dıranas:

• Şiir ve tiyatro alanlarında eser vermiş asıl ününü az fakat seçkin şiirleriyle kazanmıştır.

• Sanat için sanat anlayışına bağlı kalmıştır.

• Baudelaire ve Verlaine sembolizminden yola çı-karak geleneksel biçimleri yoğurup kendine özgü bir şiir dünyası kurmuştur.

• Sanatçının “Olvido”, “Serenat”, “Ağrı”, “Fahriye Abla” adlı şiirleri oldukça ünlüdür.

• Tevfik Fikret’in şiirlerini sadeleştirerek “Kırık Saz” adıyla yeniden yayımlamıştır.

• “Gölgeler” ve “O Böyle İstemezdi” adlı iki önemli tiyatro eseri vardır.

Cevap: E

2

32 Öz (Saf) Şiir Zevk ve Anlayışını Sürdürenler

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. Ahmet Hamdi Tanpınar; şiirlerini rüya ve masal estetiği adını verdiği bir anlayışla yazmış; şiirlerin-de “zaman”, “rüya”, “hayal” kavramlarına geniş yer vermiştir. Şiirlerinde öz şiir anlayışını benimsemiş, Fransız sembolistlerinin; Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in etkisinde kalmıştır. Bekleyeceğim, Özlem, Mavi Maviydi Gökyüzü, Ne İçindeyim Zamanın, Son-bahar, Bir Adın Kalmalı şiir türündeki eserlerinden bazılarıdır. Şiirlerinde derin bir müzikalite, zaman teması, renkli bir imajın yanı sıra bilinçaltına inen bir duyarlılık görülür.

Cevap: B

9. Necip Fazıl Kısakürek; ilk döneminde daha çok Ba-udelaire kaynaklı Fransız şiirinin etkisinde kalmış; ölüm, tabiat, kadın gibi temaları işlemiştir. Bu anla-yışla kaleme aldığı “Kaldırımlar”, “Otel Odalarında”, “Sayıklama”, “Bu Yağmur”, “Geçen Dakikalarım” gibi şiirleriyle büyük ilgi toplamıştır. 1934’ten son-ra sanatçının ben merkezli şiiri tasavvufi bir eğilim göstermiş ve ideolojik bir söyleme bürünmüştür. Bu tarihten sonra şiiri “Allah’ı arama yolunda sonsuz bir uğraş” olarak görmüş ve bu doğrultuda, ideolojik içe-rikli birçok şiir yazmıştır.

Cevap: D

10. Necip Fazıl’a ait şiirden hareketle sözü edilen şiir an-layışının öz (saf) şiir olduğu anlaşılmaktadır.

Öz şiir anlayışını benimseyen Necip Fazıl’ın ve bu anlayışın sahip olduğu özellikler şunlardır:

• Şiir dili her şeyin üzerindedir.

• Divan şiirinin biçimci yapısından vazgeçilmemiş-tir.

• En değerli şey dil ve dizedir.

• Dilde sadeleşme değil, saflaşma en başta gel-mektedir.

• Sanatın biçim sorunu olduğuna inanılır.

• Sanatçılar iyi ve güzel şiirin peşindedir.

• Kendilerine özgü imge düzenleri vardır.

• Sembolizm akımından etkilenmişlerdir.

• Şiirde her türlü ideolojiye karşı çıkmışlardır.

• Mükemmeli arama peşindedirler.

• İnsan içsel, bireysel olarak ele alınır.

Cevap: C

11. Necip Fazıl Kısakürek’in 1934’ten sonra ben mer-kezli şiiri tasavvufi bir eğilim göstermiş ve ideolojik bir söyleme bürünmüştür. Bu tarihten sonra şiiri “Allah’ı arama yolunda sonsuz bir uğraş” olarak görmüş ve bu doğrultuda, ideolojik içerikli birçok şiir yazmıştır.

Cevap: B

12. Asaf Halet Çelebi:

• Soyut şiir zihniyetinin edebiyatımızdaki ilk tanı-mını yapan Asaf Halet Çelebi, kendisinden sonra gelen şairleri etkiler.

• Bir sezgi şairi olarak tanınır.

• “Hırsız”, “Trilobit” ve “Cüneyd” adlı şiirleri Fran-sızcaya çevrilir.

• İmge, ses ve anlam sonraki şiirlerinde ön plana çıkan unsurlardır. Bu unsurlarla Türk şiirinde “Modern gelenekçi” anlayışın temsilcisi olur.

Cevap: A

13. Ahmet Hamdi Tanpınar; “Bursa’da Zaman” ve “Ne İçindeyim Zamanın” örneklerinde olduğu gibi “za-man” kavramını eserlerinde çok fazla ön plana çı-karır. Yine Bergson’un zaman kuramı onun şiirine “Ne içindeyim zamanın/ Ne de büsbütün dışında” şeklinde yansır. Mezartaşının üzerinde bile “Ne İçin-deyim Zamanın” şiirinin ilk mısrası yazılıdır. “Rüya” da Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerinde önemli bir özellik olarak öne çıkar. Rüyayı insanı rahatlatan bir unsur olarak görür. Hemen hemen bütün eserlerinde rüyayı önemser.

Cevap: B

14. Ömrümde Sükut şiir kitabı ve verilen nitelikler Cahit Sıtkı Tarancı’ya aittir. Ayrıca “düşten güzel” nitele-mesi ile aynı isimli başka bir eserine de gönderme yapılmıştır.

Cevap: ?

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

1923 - 1940 Arası Toplumcu Şiir 331. 1923 – 1940 arası toplumcu şiir ile ilgili şunlar

söylenebilir:

• Geniş kitlelere seslenme, onların sözcülüğünü yap-ma ve onları harekete geçirme amacı ağır basar.

• Şiirlerde dilin alıcıyı harekete geçirme işlevinin ağır bastığı görülür.

• Serbest nazım olanaklarından yararlanılmıştır.

• Daha çok fütürizm akımının etkisinde kalınmıştır.

• Emek, sömürü, baskı, başkaldırı gibi kavramlar işlenmiştir.

• Ölçü bırakılarak özün biçim bağlarından kurtarıl-ması istenmiştir.

• Halk ve divan şiirinden, Rus fütüristlerinden, özellikle Mayakovski’den yararlanılmıştır.

• Kendilerinden sonra gelen kuşağı ve 1960 son-rası şiirini derinden etkilemişlerdir.

Cevap: B

2. Cumhuriyet döneminin ilk toplumcu şairi olarak kabul edilen isim Nazım Hikmet’tir. İkinci yeni sonrası toplum-cu şiir onun toplumcu gerçekçi şiirlerinin etkisini taşır.

Cevap: C

3. Nazım Hikmet’in şiir özellikleri şunlardır:

• İçeriğe uygun bir ses düzeni oluşturma

• Sinemotografik bir anlatımı benimseme

• Şiir, roman, öykü, tiyatro, senaryo gibi edebiyat türlerinin birbirine zıt özellikler taşıyan öğelerini bir araya getirme

• Tüm özelliklerini birleştiren bir zemin olarak bi-çim ve içerikte Marksist dünya görüşünü şiir an-layışının temeline oturtma

• Şiirlerinin bütünü açısından bakıldığında hem mo-dernist hem geleneksel öğeleri kullanmaktan ka-çınmama

Cevap: D

4. İlhami Bekir Tez:

• Cumhuriyet döneminin ilk toplumcu gerçekçi şair ve romancılarından biridir.

• Daha çok şiir alanında etkili olmuştur.

• Nazım Hikmet’le birlikte serbest şiiri ilk uygula-yan şairlerden biridir.

• “24 Saat” adlı şiir kitabındaki şiirlerle işçileri konu edinen ilk şair olarak kabul edilir.

Cevap: E

5. Ceyhun Atuf Kansu ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Şiirlerinin kaynağını hoşgörü, insanlık sevgisi, bağımsızlık ve doğa oluşturur.

• Halk dilinden, halk söyleyişlerinden geniş şekilde yararlanmıştır.

• Halkın özlemlerini, sevinçlerini, acıları, coşkulu bir söyleyişle dile getirmiştir.

• İlk dönem şiirlerinde toplumsal sorunlara ağırlık vermiştir.

• 1986 yılından itibaren adına bir şiir ödülü kon-muştur.

Cevap: A

6. Kendilerine ‘serbest nazımcılar’ veya ‘ilk toplumcu gerçekçiler’ de denilen şiirin Cumhuriyet devri Türk şiirindeki ilk temsilcileri Nazım Hikmet Ran, Ercü-ment Behzat Lav ve İlhami Bekir Tez isimlerinden oluşur. İlk toplumcu gerçekçiler veya öncü toplumcu gerçekçiler olarak bu şahsiyetler kendilerinden son-ra gelen ve adına 1940-45 kuşağı adı verilen bir şair ve entelektüel kesimi derinden etkilemiş, izleri günü-müze kadar gelmiştir.

Cevap: C

7. İlk şiir kitaplarını 1930’lu yılların başında yayımla-yarak adını duyuran Ercüment Behzat Lav ölçülü, uyaklı şiire karşı çıkışıyla dikkati çekmiştir. Ercüment Behzat Lav, gerçeküstücülükten başlayarak değişik şiir akımlarını deneyen şair, Türk şiirine alaysılamayı getiren ilk şair olma özelliğini taşır.

Cevap: E

8. Hasan İzzettin Dinamo ile ilgili şunlar söylenebi-lir:

• Şiirindeki biçim ve üslûp özelliklerinden çok siyasî yönüyle ön plâna çıkar.

• Başlangıçta serbest nazmın büyük umutlarla iz-lenen genç bir şâiriyken hece ölçüsünün tadın-dan hiçbir zaman bütünüyle vazgeçmez.

• 1940’larda Garip akımından, 1950’lerin ikinci ya-rısında İkinci Yeni akımından hiç etkilenmemiştir.

• Şekil oyunlarına tamamen ilgisizdir.

• Gelişmesi de heceye doğru olur ve son döneminde toplumsal gerçekçi bir içerikle sonnetler yazar.

Cevap: C

2

33 1923 - 1940 Arası Toplumcu Şiir

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Sabahattin Ali, yazmaya, Balıkesir’de Orhan Şaik Gökyay tarafından çıkarılan Çağlayan dergisinde yayımlanan şiirleriyle başlamıştır. Şiirlerinde halk şiiri geleneğinden etkilenmiş, hece ölçüsünü usta-lıkla kullanmıştır. Birçok şiiri bestelenmiş ve halkın belleğinde yer etmiştir. Aldırma Gönül, Leylim Ley, Göklerde Kartal Gibiydim, Melankoli, Ben Yine Sana Vurgunum, Çocuklar Gibi bu şiirlerinden bazılarıdır.

Cevap: A

10. Hasan İzzettin Dinamo’nun şiirleri Deniz Feneri, Ka-racaahmet Senfonisi, Özgürlük Türküsü, Mapusha-nemden Şiirler, Sürgün Şiirleri, Gecekondumdan Şi-irler, Çoban Şiirleri, Nazım’dan Meltemler, Tuyuğlar şeklindedir.

Cevap: D

11. “Kafatası, Yusuf ile Monofis, Demokles’in Kılıcı, Kadınların İsyanı” adlı eserler Nazım Hikmet’e ait tiyatro türünde eserlerdir. “Tut Elimden Rovni” Aziz Nesin’e ait bir tiyatrodur.

Cevap: B

12. Ercümend Behzat Lav’ın eserleri ile ilgili şunlar söylenebilir:

• 1931 yılında yazdığı “S. O. S.” adlı kitabında dü-zene başkaldırı ve öfke ön plandadır.

• Daha sonra yayımladığı “Kaos” adlı kitabıyla sömürüye ve çağ dışı kurumlara karşı savaşını sürdürmüştür.

• “Mau Mau” adlı şiir kitabında Afrika’nın sömürge-leştirilmesine karşı çıkmıştır.

• “Üç Anadolu” adlı eserinde 13. yüzyıldan 20. yüz-yıla uzanan Anadolu tarihini destanlaştırmıştır.

Cevap: C

13. Nazım Hikmet Ran, ilk şiirlerini hece ile yazsa da sonraki yıllarda öğrenci olarak gittiği Rusya’da Ma-yakovski’den etkilenmiştir. Sosyalist bir çizgide sanat yaşamını sürdüren sanatçı düz yazı, şiir ve senaryo tekniklerini bir arada kullandığı “Memleke-timden İnsan Manzaraları” adlı eserinde birçok türün özelliklerini içinde barındırmıştır. “835 Satır”, “Kuvayi Milliye” önemli şiirleridir.

Cevap: B

14. Toplumcu şiir anlayışını benimseyen sanatçılar, şiiri biçim açısından da yenilemişler ve “serbest şiir” an-layışını yaygınlaştırmışlardır. Bu anlayışın en büyük temsilcisi olan Nazım Hikmet, Rus şair Mayakovs-ki’den etkilenerek yazdığı şiirlerde “basamak dizeler” kullanarak serbest şiirin ilk örneklerini vermiştir.

Cevap: D

15. Ceyhun Atuf Kansu’nun şiir türündeki eserleri şunlardır:

• Bağbozumu Sofrası

• Bir Çocuk Bahçesinde

• Çocuklar Gemisi

• Yanık Hava

• Yurdumdan

• Sakarya Meydan Savaşı

• Bağımsızlık Gülü

• Buğday, Kadın ve Gül Gökyüzü

Cevap: E

16. Döneminde ve günümüze kadar yapılan değerlen-dirilmelerde onun serbest şiirlerinin hep Nâzım Hik-met’in gölgesinde kaldığı öne sürülmüştür. İlhami Bekir Tez, 1930’lardan başlayarak Nâzım Hikmet’le aynı edebiyat anlayışını ve ideolojik görüşleri benim-sediğini reddetmez ancak şair kendi tavrını Nâzım Hikmet’e göre “daha millî” olarak nitelendirir.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Garipçiler (I. Yeniciler) 341. Garip şiiri ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Şiirde şairaneliğe karşı çıkılmış, söz sanatlarına yer verilmemiştir.

• Ölçü ve uyak şair için engelleyici bir bağ olarak görülmüş, serbest nazım benimsenmiştir.

• Şiir, sıradan insanın anlayabileceği düzeye indir-genmiştir.

• Şiirin konusu sıradan insanın, küçük adamın, halkın hayatından seçilmiştir.

• Şiirin biçimsel özellikleri konusunda Fransız sür-realistlerinden etkilendikleri kabul edilir.

Cevap: B

2. Garip şiirinin Türk edebiyatında yaptığı en önemli ye-nilik, şiirin konu sınırını ortadan kaldırmak olmuştur. Şiiri biçimiyle ve özüyle basitleştirmek isteyen Orhan Veli ve arkadaşları, bu anlayışa uygun olarak her şeyin şiirin konusu olabileceğini gösterdiler. Bunun yolu ola-rak da, şiirlerinin öznesi olan insanı, toplumun alt gelir gruplarında bulunan sıradan, alelâde, günlük geçimi-nin, küçük tasaların peşinde koşan küçük adamlardan seçmeyi gördüler.

Cevap: A

3. Garipçilerin şiirlerinde başta küçük adam olmak üze-re, toplumsal eleştiri, aşk-cinsellik, çocukluk, duygu ve bakış açısı, yaşama sevinci ve boşluk duygusu gibi içerik öğeleri dikkati çeker.

Cevap: C

4. Garipçiler, 1937-1945 arasında yazmış oldukları şiirlerinde yapıyı genellikle şu tekniklerle kur-muşlardır:

• Konuşma dilinin sözcüklerini, günlük dildeki an-lam yapısı içerisinde kullanmak

• Dizeyi geleneksel işlevinden koparmak

• Yinelemelere anlam vurgusunu oluşturan temel bir işlev yüklemek

• Anlam simetri ve karşıtlıkları oluşturmak

• İroni, parodi gibi mizah ögelerine şiirde asli bir yer vermek

• Öyküleme tekniğine başvurmak

• Duygusal söylem

Cevap: B

5. Oktay Rifat Horozcu, Melih Cevdet Anday ve Orhan Veli Kanık Garip Hareketi’nin öncüleridir. Garipçiler, ölçüsüz ve uyaksız şiir tercih etmişlerdir. Eserlerinde günlük konuları işlerler. Şiirlerinde süslü ve şairane söyleyişten kaçınmışlardır. Garipçiler realizmden de-ğil sürrealizmden etkilenmişlerdir.

Cevap: E

6. Melih Cevdet Anday, Garip akımının temsilcilerin-dendir. Şiirlerinde toplumsal gerçekliği incelemiştir. Daha sonra ilk şiirlerindeki romantizmden sıyrıla-rak şiirlerinde duygulardan çok aklın egemenliği ve güzel günlerin özlemi görülmüştür. Şiirlerinde söz oyunlarından arınmış yalın bir dil kullanmıştır. Düz yazılarında ise yoğun bir düşünce; şiirsel, esprili, özlü bir dil vardır. “Rahatı Kaçan Ağaç”, “Telgrafha-ne”, “Yanyana” adlı şiirleri vardır.

Cevap: D

7. Orhan Veli’nin 1938’de yayımladığı “Kitabe-i Seng-i Mezar” şiiri alayla karşılanan, eleştirilen bir metin olmuştur. Bu şiirde sıradan bir insan tipi olan Sü-leyman Efendi’nin ve özellikle onun nasırının konu edinilmiş olması tuhaf karşılanmıştır. Çünkü o güne kadar edebiyatın ve özellikle de şiirin konusu yapılan insan tipi, kahramanlaştırmaya, yüceltilmeye uygun düşen özellikler taşırdı.

Cevap: E

8. Oktay Rifat Horozcu’nun şiirleri şunlardır:

• Garip

• Aşağı Yukarı

• Güzelleme

• Karga İle Tilki

• Aşk Merdiveni

• Perçemli Sokak

• Çobanıl Şiirler

• Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler

NOT: “Delikli Şiir”, Orhan Veli’ye aittir.

Cevap: A

2

34 Garipçiler (I. Yeniciler)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Garip Akımı; Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday’ın öncülüğünü yaptığı şiir akımıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayış-lardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp söyleyiş güzelliğini esas alır. Soruda verilen şiirde görülen ve Garip Akımı’nda da sıkça kullanılan tema sıradan insanların hayatıdır.

Cevap: C

10. Garip veya Birinci Yeni diye adlandırılan şairler ve özellikle onların lideri, sözcüsü konumunda olan Orhan Veli 1937–1945 yılları arasında yazdığı şiir-lerle, eski şiir anlayışını yıpratmış, hatta hececi şiir anlayışı düşünülürse bir daha geri dönülemeyecek biçimde yıkmıştır.

Buna göre bu girişimin yapı öğeleri şunlardır:

• Şiir dilinin yalınlaştırılması

• Şiir lügatinin değiştirilmesi

• Konuşma dilinin sözcüklerinin şiire girmesi

• Dizenin şiirdeki işlevinin değişmesi

• Yinelemelere başvurulması

• Şiir bütününün simetri ve karşıtlık anlayışlarıyla kurulması

• İroni ve parodi gibi mizahlı anlatım tekniklerinden yararlanılması

• Öyküleme

• Alıntılama

• Duygusal söylem

Cevap: D

11. Oktay Rifat Horozcu’nun şiir dili mecazlarla yüklüdür; günlük konuşmalardan, halk söyleyişi ve deyimler-den, tekerlemelerden geniş ölçüde yararlanmıştır.

Cevap: B

12. I. Yeniler (Garipçiler); sıradan insanı, günlük hayatı sade bir dille aktarmışlardır. Soruda verilen dizeler incelendiğinde şiirde günlük - sıradan bir olayın ra-hat bir dille ele alındığı görülmektedir.

Cevap: A

13. Orhan Veli Kanık’ın şiir üründeki eserleri; Garip, Destan Gibi, Vazgeçemediğim, Yenisi ve Karşı şek-lindedir. Bindiğimiz Dal düz yazı türünde bir eserdir.

Cevap: E

14. Orhan Veli Kanık, Garip ön sözünde şiir sanatıyla ilgili kendi görüşlerini açıklamış, “şiirde hücum edil-mesi lazım geldiğine inandığı görüşleri tek tek belir-tir. Bunlar; mısracı zihniyet, şairanelik, gelenekçi şiir, vezin ve kafiyedir.

Cevap: D

15. Melih Cevdet Anday’ın şiir türündeki eserleri; Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Kolları Bağlı Ody-sseus, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Güneşte, Şinanay, vb. eserlerden oluşur. Yağmurlu Sokak sanatçının roman türündeki eseridir.

Cevap: B

16. Orhan Veli Kanık; Garip hareketinin kurucusudur. İlk şiirlerini heceyle yazmış, Garip hareketini başlattık-tan sonra Garip şiir anlayışına uygun şiire yönelmiş-tir. Edebi sanatlara, ölçüye ve uyağa karşı çıkmış, şairane söz söylemekten, edebiyat yapma hünerin-den kaçınmıştır. Türk şiirini yıpranmış kalıplardan, klişe sözlerden kurtarmış, yalın bir halk diliyle esprili, nükteli şiirler yazmıştır.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Garip Dışında Kalan Bağımsızlar 351. Birkaç defa basılan Azab-ı Mukaddes (1924, 1949,

1959) şairi Neyzen Tevfik (1879–1953) ile Âyine-i Devran (1924), Mâhitâb (1924) ve Ağaç Kasidesi (1947) adlı kitaplarıyla Halil Nihat Boztepe (1882–1949) hiciv türünün Cumhuriyet dönemindeki dikkati çeken şairleridir.

Cevap: B

2. Âsaf Hâlet Çelebi’nin şiir ile ilgili görüşleri şu şe-kildedir:

• Şiirle metafizik âlem arasında kesin bir ilişki ku-rar.

• Şiirin ve özellikle saf şiirin ilahî bir menşei, meta-fizik bir kaynağı olduğuna inandığını belirtir.

• Şiir, “hayatta olduğu gibi, müşahhas malzemey-le, mücerred bir âlem yaratma” işidir.

• Şiirin “kâinatın anlaşılmaz sırlarını açıklamada önemli bir yeri olduğu” inancındadır.

• Şiirde dize ve parça güzelliğinden çok bütün gü-zelliğinin önemine değinir.

Cevap: E

3. Behçet Necatigil’in yapıyı oluşturmak için gele-nekten yararlanmasına örnek olarak şu özellikle-ri gösterilebilir:

• Tevriye sanatını kullanması

• Leff ü neşr sanatına başvurması

• Şiirlerinde edebiyatın ortak malı haline gelmiş mazmunları kullanması

• Divan şiirine ait birçok kelimeye şiirlerinde yer ver-mesi

• Eski şiirlerdeki dize veya beyitleri aynen alıp öz-gün şekliyle ve tırnak içerisinde göstererek kendi şiirine monte etme

• Eski bir şairin tema, dize veya beytindeki kavra-mı açık veya gizli bir şekilde imleme

Cevap: B

4. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türkçeye büyük önem ver-miştir. Onun, “Türkçem benim ses bayrağım” sözü Türkçe konusundaki bu hassasiyetini çok güzel an-latır.

Cevap: C

5. Necati Cumalı, yaşadığı dönemde etkin olan Garip ve 1940 kuşağı etkilerini yalın ve aydınlık bir duyarlık potasında eriterek kendine özgü lirik şiirler yazmıştır. Şiirleri; Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkıları, Ma-yıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, İmbatla Gelen, Gü-neş Çizgisi, Yağmurlu Deniz, Başaklar Gebe, Ceylan Ağıdı, Aç Güneş, Bozkırda Bir Atlı, Yarasın Beyler, Tufandan Önce, Aşklar Yalnızlıklar, Kısmeti Kapalı Gençlik’tir.

Cevap: D

6. Cahit Külebi, Anadolu insanını, memleket şiirlerini yazmıştır. Gülten Akın, Yavuz Bülent Bakiler, Coş-kun Ertepınar “Hisar” topluluğunun temsilcilerinden-dir. Bedri Rahmi Eyüpoğlu ressamlığı ile eserlerini, şairliğini birleştiren bir sanatçıdır. Parçada verilen “renk bolluğu” söz grubu da bunu örneklendirmek-tedir. Ayrıca “Karadutum, çatal karam, çingenem...” dizeleri şairin önemli bir şiiridir.

Cevap: B

7. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiiri ile ilgili şunlar söy-lenebilir:

• Şiirlerinin geneli dikkate alındığında bireyden kozmosa uzanan bir geniş açı çizdiği görülür.

• İnsanın evrensel ve soyut duygularından, ço-cukluk duyarlılığına, tarihsel olayların destan-laştırılmasından toplumcu gerçekçi konulara, Pir Sultan Abdal’dan Hiroşima’ya, bilgisayara kadar çağın insanını ilgilendiren hemen her şey şiirle-rinde yer bulmuştur.

• Hem lirik hem de epik türde birçok eser vermiştir.

• Biçim bakımından tamamen serbest dizelerin yanı sıra düzenli aruz ve hece ölçüsü, bu vezin-leri andıran ses düzenlemeleri; kafiye

• uygulamaları; değişik dize öbeklenmeleri vb. zengin istifler görülür.

• Şiirleriyle insanlığın ilk çağlarından geleceğe uzanan ve insanın kâinatla bütünleşmesini ara-yan duyguya dayalı incelikli bir şiir toplamı ortaya koymuştur.

Cevap: D

2

35 Garip Dışında Kalan Bağımsızlar

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cumhuriyet’ten sonra Türk ede-biyatında çok farklı şiir anlayışlarının ortaya çıktığı bir dönemde sanat ve edebiyat hayatına girer (Birinci Yeni-ciler, Toplumcular, Hisarcılar ve İkinci Yeniciler); eski ve yeni sanat ve edebiyat cereyanlarından faydalanmaya çalışır. Fakat herhangi birine tam olarak bağlanmaz. Bu nedenle Edebiyat tarihlerinde bağımsız şairler arasında gösterilir. Dol Karabakır Dol, Yaradana Mektuplar, Kara-dut şiir türündeki eserleridir.

Cevap: E

9. Garip dışında kalan bağımsızlar ve şiirleri ile ilgili eşleştirmeler şu şekildedir:

• Necati Cumalı - Bozkırda Bir Atlı

• Cahit Külebi - Türk Mavisi Yangın

• Ceyhun Atuf Kansu - Halk Albümü

• Sabahattin Kudret Aksal - Batık Kent

Ancak Canım Anadolu, Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ait gezi yazısı türünde bir eserdir.

Cevap: E

10. Özdemir Asaf:

• Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri’nin, henüz yeterin-ce analiz edilmemiş isimlerinden birisidir.

• Antolojilerde, edebiyat tarihlerinde, “müstakil bir şahsiyet” olarak nitelenen şair, gerçekten de hem yaşamıyla hem sanatıyla kendine özgüdür.

• İnci Enginün onu, Garip hareketinin dışında ka-lan isimler arasında sayarken Kâzım Yetiş, şairi, “döneminden ayrı bir dil ve şekille yazar şiirlerini” sözleriyle değerlendirir.

• Şakacı, Dünya Kaçtı Gözüme, Sen Sen Sen, Na-sılsın, Bir Kapı Önünde gibi eserleri vardır.

Cevap: B

11. Sabahattin Kudret Aksal, başlangıçta Garip şiirinin ve II. Yeni şiirinin etkisinde kalmış, zamanla kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. İlk şiir kitabı Şarkılı Kahve, ilk şiiri-nin 1938 yılında Varlık dergisinde çıkmasından yaklaşık altı yıl sonra modern Türk edebiyatı serisinin dördüncü kitabı olarak yayımlanmıştır. Şarkılı Kahve’de toplanan şiirlerin genel özelliği Japon şiirinin “hai-kai”larını andıran kısa, komprime şiirler olmasıdır.

Cevap: E

12. Ümit Yaşar Oğuzcan, hiçbir akıma ve şiir anlayışı-na dahil olmamış, kendi tarzını yaratmış orijinal bir şairdir. Şiirlerinde aşk ve kadınlardan sonra en çok ölüm temine yer vermiştir. Ölüm onun hayatının ger-çeğidir. Deniz Musikisi, Dillere Destan, Acılar Denizi, Aşkımızın Son Çarşambası gibi eserleri vardır.

Cevap: E

13. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın metafizik eğilimli bir şair sayılmasını sağlayan eseri “Çocuk ve Allah”tır. Bu kitabındaki şiirlerde yalın bir dil özelliği ile yapı sağ-lamlığı dikkati çeker. Burada Necip Fazıl ile Ahmet Hamdi Tanpınar’ın poetik etkileri kadar, Peyami Safa, Mustafa Şekip Tunç gibi mistik düşüncenin o dönemdeki etkili adlarının Dağlarca’nın şiirini yön-lendirdiği görülür. Özellikle “sükûn, ruh, ayna, ebe-diyet, Allah” gibi sözcüklerin sık kullanılışı dönemin Necip Fazıl’dan kaynaklanan ortak duyarlılığının göstergesidir.

Cevap: B

14. “He, Lamelif” gibi şiirler Asaf Halet Çelebi’ye aittir. Asaf Halet Çelebi’nin şiirlerinde Mevlevilik ve Bu-dizm gibi inanışların derin izleri görülür. Şair, son dönemde mistik duygularla şiir yazmıştır.

Cevap: A

15. “Adamın Biri”, “Rüzgâr”, “Yeşeren Otlar” ve “Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda” adlı eserler Cahit Külebi’ye ait-tir. “Tohum” adlı eser, Necip Fazıl Kısakürek’e aittir.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

1940 – 1960 Arası Toplumcu Şiir 361. Toplumcu gerçekçiliğin dayandığı temeller şun-

lardır:

• Olumlu insan/kahraman/tip

• Devrimci romantizm

• Güdümlülük

• Sosyalist taraflılık/partililik/partizanlık

• Tarihsel iyimserlik/geleceğe güvenmek

• Sosyalist/devrimci hümanizm

• Amaçlılık

• Ulusallık-ulusalcılık

• Yurtseverlik

• Destansı ve halkçı bir anlatım

• Biçim-içerik-işlev

• Burjuva ideolojisiyle uzlaşmazlık

Cevap: E

2. Mehmet Kemal:

• 1940 kuşağının toplumcu şairleri yanında yer al-dıysa da sonradan şiir yazmayı bırakmıştır.

• Yeni Gazete, Akşam, Barış ve Cumhuriyet gaze-telerinde köşe yazıları yazmıştır.

• Şiirleri Birinci Kilometre (1945), Dünya Güzel Ol-malı (1945), Acılı Kuşak (1967), Söz Gibi (1987, Lions Edebiyat Ödülü) şeklindedir.

Cevap: B

3. Rıfat Ilgaz’ın şiirlerinde çocuk vazgeçilmez bir temadır. Onun şiirinde çocuk, araç değil her zaman bir amaç olmuştur. Ilgaz, “Zaten Okutmak Üzerine” adlı şiirin-de kendisi için edebî bir kimlik arayışına girer. Şiirinin sonunda asıl kimliğinin çocukları anlatan ve çocuklara anlatan bir şair olduğunu görür.

Cevap: A

4. Enver Gökçe:

• Türk şiirinde 1940 kuşağı olarak anılan toplum-cu şairlerin önde gelen temsilcileri arasında yer almıştır.

• Bazı şiirleri bestelenmiştir.

• Mustafa Gökçe, Aydın Tataroğlu adlarıyla çevi-riler yapmış; Pablo Neruda’dan da şiirler çevir-miştir.

• Dost Dost ile Kavga, Panzerler Üstümüze Kal-karlar, Eğin Türküleri adlı şiirleri vardır.

Cevap: D

5. Rıfat Ilgaz:

• 1940’lardaki toplumsal gerçekçi şairler kuşağının önemli temsilcilerindendir.

• Siyasal ve ideolojik sorunları yalın bir dille ortaya koymuş, insanların yaşantılarını, öykünmesiz ve gösterişsiz bir dille yansıtmıştır.

• 1943’te ilk kitabı “Yarenlik” yayınlanmıştır.

• Ocak 1944’te “Sınıf” adlı şiir kitabı çıkmış, Sıkı-yönetim kararı ile toplatılmıştır.

• Ocak 1953’te “Devam” adlı şiir kitabını çıkarmış ve bu kitap da toplatılmıştır.

Cevap: B

6. Ataol Behramoğlu, önceleri imgeci şiir anlayışını be-nimsemiş daha sonra toplumcu şiire yönelmiştir. 1960 sonrasında toplumcu şiirin öncülerinden olmuştur. Bazı şiirleri Bir Ermeni General, Bir Gün Mutlaka, Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri, Kuşatmada, Mustafa Suphi Destanı, Dörtlükler, İyi Bir Yurttaş Aranıyor, Eski Nisan, Türkiye Üzgün Yurdum Güzel Yurdum, Kızıma Mektuplar, Bebeklerin Ulusu Yok, Aşk İki Kişiliktir, Ya-şadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var, Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar, Aşk, Gizlice Sevgilim, Bu Aşk Burada Biter, İki Ağıt, Okyanusla İlk Karşılaşma, Hayata Uzun Veda…

Cevap: C

7. Cahit Irgat:

• Bu Şehrin Çocukları (1945), Rüzgârlarım Konu-şuyor (1947), Ortalık (1952) ve Irgadın Türküsü (1966) adlı kitaplarında topladığı şiirleriyle toplum-cu gerçekçi şairler arasında yer alır.

• Toplumcu dünya görüşü ile Garip şiiri arasında gidip gelen ürünlere imza atmıştır.

• Şiirlerinde yer yer Necip Fazıl’ın metafizik duyar-lılığını andıran imgeler de kullanmıştır.

Cevap: E

8. Süreyya Berfe, ilk şiirlerinde dönemin egemen anla-yışı olan İkinci Yeni’nin etkisiyle soyut şiire yönelmiş; buna rağmen İkinci Yeni’den en az etkilenen şair olmuştur. Halk şiiri geleneğinin zengin kaynağından beslenen yeni bir şiir dili kurmanın olanaklarını ara-mıştır. Özellikle “Gün Ola” ve “Savrulan” adlı ilk iki şiir kitabında, bir İstanbul çocuğu olmasına karşın, köylere, kasabalara, halk türkü ve deyişlerine yönel-miştir.

Cevap: A

2

36 1940 – 1960 Arası Toplumcu Şiir

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Ahmet Arif:

• Toplumcu gerçekçi Türk şiirinin ustalarındandır.

• Yaşadığı coğrafyanın duyarlılığı ve halk kayna-ğındaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçak-lama tarzında kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, ezgili çağdaş şiirler yazmıştır.

• Dili son derece özgün, akıcı ve sadedir.

• Kullandığı imgeler, topluma uygundur. Güçlü bir lirizme sahiptir.

• Şiirlerinin kendine özgün, duygusal yapısı her kesimden insanın dikkatini çekecek ölçüdedir.

• Bazı şiirleri Akşam Erken İner, Mahpushaneye, Anadolu, Ay Karanlık, Sen Hep Şerefinle Yaşar-sın Baba, Bu Zindan Bu Kırgın Bu Can Pazarı şeklinde sıralanabilir.

Cevap: A

10. A.Kadir Meriçboyu:

• Bireysel dramı toplumsal sorunların birlikteliği içinde ele aldığı şiirlerinde Nâzım Hikmet’in et-kisi belirgindir.

• Kuşağının önde gelen toplumcu gerçekçi şairle-rindendir.

• Savaş karşıtı tutum, yoksul insanların durumu, insana inanma ve güvenme, özgürlük ve yaşan-tısındaki zorlu anlar şiirlerinde ağırlık taşıyan ko-nulardır.

• Tebliğ, Hoş Geldin Halil İbrahim, Dört Pencere, Mutlu Olmak Varken adlı şiir kitapları vardır.

Cevap: C

11. Suat Taşer ile ilgili şunlar söylenebilir:

• 1940 kuşağının toplumcu şairleri arasında yer alır.

• İlk dönem yüksek sesli, söylevci tarzda şiirler yazar.

• Zamanla toplumsal konulardan bireysel duygu-lara yönelir.

• Günlük dil ve kimi zaman argo kullanarak mizahi şiirler de yazar.

• Merhaba, Haraç Mezat, İkinci Kurtuluş, Hayret Bey’in Serüveni bazı şiir kitaplarıdır.

Cevap: C

12. Arif Damar, 1940 kuşağının ve bu akımın en tanınmış isimleri arasında yer almıştır. 1956’dan sonraki şiirlerin-de ise, dünya görüşünü paylaştığı toplumcu gerçekçi-lerden, sanatı algılayış biçimiyle ayrılmıştır. Toplumcu gerçekçiler halk için sanat ilkesiyle şiir yazdıklarından, söyleyişten, sunuştan çok, içeriğe önem vermişlerdir. Bir başka ifadeyle, neyi söyledikleri, nasıl söylediklerinden daha önemli olmuştur. Şair, sanatının ikinci döneminde (1956’dan sonra) halkın beğenisini yükseltmeye çalışan şiirler yazmaya çalışmıştır. Bu şiirler de, yine toplumcu, gerçekçi, ancak, sanat anlayışı yönüyle, toplumcu-ger-çekçi değildir. Günden Güne (1956), İstanbul Bulutu (1958), Kedi Aklı (1959) eserlerinden bazılarıdır.

Cevap: C

13. Şükran Kurdakul:

• İlk dönem şiirlerinde bireysel konular, umutsuz-luk, yalnızlık, melankolik duygular hakim olmuş-tur.

• 1943-1953 yılları arasında çeşitli dergilerde ya-yımlanmış şiirlerinden sonra toplumcu-devrimci şiire yönelmiştir.

• Şiiri için, söyleyecek sözü olan fakat istenildiği kadar estetik değer kazanamayan, halk şiirinin söyleyiş ve biçim özelikleriyle oluşmuş kolay okunan şiirlerdir denilebilir.

• Bütün şiir kitaplarını “Bir Yürekte Bir Yaşamdan” adı altında tek kitapta toplamıştır.

Cevap: D

14. Ömer Faruk Toprak, başlangıçta ölçülü, uyaklı, duy-gusal nitelikli şiirler yazmış, bir ara Mavicilerle birlikte hareket etmiş, ardından toplumsal gerçekçi şiire yönel-miştir. İnsanlar, Hürriyet, Dağda Ateş Yakanlar, Susan Anadolu şiirleridir.

Cevap: E

15. Toplumcu şairlerde görülen ortak zaman unsuru ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Zaman unsuru toplumculara göre gelecekte var olacağına inanılan bir altın çağdır.

• Altın çağ anlayışında, doğru dönemi bekleyen ütopik görüşe göre zaman ilerlemektedir.

• Zamandaki ilerleyiş toplumcularda tarihe inanma düşüncesini doğurur.

• Toplumcular yaşadıkları zamanın olumsuzlukla-rından rahatsızlık duyar.

• Toplumcularda şimdiki zamanın rahatsızlığı gö-rülür; ancak geleceğin bu rahatsızlığı bitireceği inanışı onların gelecek zamana karşı bir beklen-tiye yöneltir.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Hisarcılar/ Maviciler 371. Hisarcılar topluluğunun başlıca ilkeleri şunlardır:

• Sanatçı bağımsız olmalıdır. Sanat bir propagan-da aracı değildir.

• Modern Türk edebiyatı, milli bir çizgide gelişme-lidir çünkü kendi milletinden kopmuş bir sanatın evrensel olması mümkün değildir.

• Sanatta sürekli bir yenilik olmalı ancak eskiyle bağlar koparılmamalıdır.

• Edebiyatın dili yaşayan Türkçe olmalıdır.

Cevap: B

2. Şiir anlayışının soyut - mecaz - imgelere dayanması “Hisarcılar”a değil İkinci Yenilere ait bir özelliktir. Hisar-cılar “Edebiyatın dili yaşayan Türkçe olmalıdır.” görü-şünü savunurlar.

Cevap: E

3. Bekir Sıtkı Erdoğan:

• Zaman zaman serbest şiire yönelse de halk ve divan şiiri biçimlerinden esinlenen şiirler yazmış-tır.

• Hisar çizgisinde milli ve manevi değerleri yansı-tan şiirler yazmıştır.

• “Hancı”, “Göz Göz Oldu Yüreğim”, “Rüzgâr Kırdı Dalımı” ve “Kışlada Bahar” gibi şiirleri çok sevil-miş ve bestelenmiştir.

• 1973’te Cumhuriyet’in 50. Yılı Şiir Yarışması’nı “50. Yıl Marşı” ile kazanmıştır.

• Bir Yağmur Başladı, Dostlar Başına, Kışlada Ba-har, Bin Bir Gece şiir kitapları bulunur.

Cevap: A

4. Munis Faik Ozansoy:

• 1950’de Ankara’da çıkarılmaya başlanan Hisar dergisinin kurucuları arasında yer alır ve derginin başyazarlığını yapar.

• Hisarcılar topluluğunu oluşturan isimler arasında özellikle bu sanatçı divan edebiyatı kaynaklarından en fazla beslenen isimlerden biridir.

• Divan şiiri zevkiyle yazdığı için 1940’lı yıllarda edebiyat dünyasından dışlanmışsa da aruzla yazmayı sürdürmüştür.

• Büyük Mabedin Eşiğinde (1938), Hayal Ettiğim Gibi (1948), Yakarış (1959), Bir Daha (1959), Zaman Saati (1965), Yakınma (1968), Kaybolan Dünya (1971) şiir kitaplarıdır.

Cevap: B

5. Mehmet Çınarlı:

• Bugün Hisar dergisi denilince ilk akla gelen isim-dir.

• Aruz vezniyle yazdığı, dil ve biçime özen gös-teren şiirlerini Güneş Rengi Kadehlerle, Gerçek Hayali Aştı, Bir Yeni Dünya Kurmuşum, Zaman Perdesi ve Güzelliklere Doyamam adlı kitaplarda toplamıştır.

• Şiiri vezin ve kafiyenin sağladığı alışılmış ritimle, alışılmış fakat içtenlikli duyguların yansıtılmasın-dan ibarettir.

Cevap: C

6. Yavuz Bülent Bakiler, şiirlerini Hisar dergisinde yayım-ladığı ve onlarla aynı anlayışı paylaştığı için Hisarcı-lardan biri olarak da kabul edilir. Gezi, inceleme gibi farklı türlerde yazıları da olmakla beraber şiirleriyle öne çıkmıştır. Şiirlerinde Anadolu’ya Anadolu’nun insanı-na eğilmiş ve onların sorunlarını yapıcı bir şekilde dile getirmiştir. Şiirlerinde doğal bir lirizm, millî bir coşku ve mistik bir hava vardır. Şiirleri arasında Yalnızlık, Duvak, Seninle, Harman eserleri yer alır.

Cevap: C

7. İlhan Geçer:

• Zaman zaman halk şiiri formlarından faydalanan Hisarcılardan biridir.

• Modern, kentli bir şair olarak yalnızlık ve aşk duygularını serbest tarzda çok işlemiş olsa da bazen hece ölçüsüyle halk şiiri havası sezdiren şiirler yazmıştır. “Usul Usul” başlıklı şiiri bunlara örnektir.

• Büyüyen Eller, Belki, Bir Bulut Geçti, Yeşil, Hüz-zam Beste, Özlem Rıhtımı, Bir Uzun Yol şiir ki-taplarıdır.

Cevap: D

8. Hisar grubunun önemli simalarından biri olan Gülte-kin Sâmanoğlu, 1927-2003 yılları arasında yaşamış, düz yazılarından ziyade şiirleri ve şairliğiyle tanınan bir isim olmuştur. Çınaraltı dergisinde çıkan “O Ka-dın” şiiri ile dikkatleri çeken şairin, şiir ve yazıları Hi-sar başta olmak üzere, Türk Edebiyatı, Çağrı, Türk Dili, Millî Kültür gibi tanınmış ulusal dergilerde ya-yımlanmıştır. Alacakaranlık, Uzun Vuran Gölge şiir kitaplarıdır.

Cevap: E

2

37 Hisarcılar/ Maviciler

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Şiirlerini Sevmek Varken, Güvercin Uçurmak, Kuşlar ve İnsanlar, Kerem ile Aslı adlı kitaplarında toplamış olan Mustafa Necait Karaer, sese verdiği önem ile Hisar dergisinin en iyi şairi kabul edilir. Halk edebiya-tı geleneği şairin şiirlerini besleyici bir kaynak olarak dikkati çeker.

Cevap: D

10. Mavicilerle ilgili olarak şunlar söylenebilir:

• Anlam kapalılığını, şiiri düz yazıdan ayıran en önemli etken olarak görmüşlerdir.

• Şiirin asla basit olamayacağını, bu nedenle sa-natlı bir söyleyişinin olması gerektiğini savun-muşlardır.

• I. Yenicilere (Garipçilere) tepki olarak doğmuşlar ve onların savunduğu birçok görüşe karşı çık-mışlardır.

• Şiirde benzetmelere bolca yer verilmesi gerekti-ğini savunmuşlardır.

• Mavicilerin hedefinde Garip Akımı ve Orhan Veli vardır.

• Özellikle şiirin açık olması gerektiği anlayışı Ma-viciler tarafından tamamen reddedilmiştir.

Cevap: E

11. Attila İlhan, “Sosyal Realizm Münasebetleri Yahut Başlangıç” adlı yazısıyla Garip akımını, diğer taraf-tan toplumcu gerçekçileri bir taraftan da Fazıl Hüs-nü, Behçet Necatigil gibi şairleri eleştirmiştir. “Mavi” dergisinin on dokuzuncu sayısında dergiye gelerek Mavi hareketinin başlamasında büyük bir rol almış-tır. Yazdığı şiirler ve makaleleriyle Mavi hareketinin öncüsü olmuştur.

Cevap: C

12. Ferit Edgü, yazın hayatına şiirle başlamış; “Şairler Yaprağı”, “Mavi”, “Yeni Ufuklar” dergilerinde çıkan şiirleriyle tanınmıştır. “Ah Minel Aşk” adlı şiiri vardır. Belli bir şiir birikimi edindikten sonra daha başarılı olduğu öykü ve romana yönelmiştir. Öykü ve roman-larında varlıklı kesim ve aydınların ruhsal bunalım-larını, insanın yalnızlığını, yabancılaşmasını, mut-suzluğunu fantastik bir tutumla, sade ve düzgün bir Türkçeyle ele almıştır.

Cevap: D

13. Attila İlhan’ın eserleri şunlardır:

• Hangi Küreselleşme

• Sağım Solum Sobe

• Aydınlar Savaşı

• Hangi Edebiyat

NOT: Çok Kapılı Oda Asım Bezirci’ye aittir.

Cevap: D

14. Attila İlhan:

• “Cebbaroğlu Mehemmed” isimli şiiri ile bir yarış-mada dereceye girince tanınır.

• “Maviciler” olarak bilinen ulusçu ve gerçekçi şiir akımını başlatır.

• Eserlerinde hem toplumsal hem de bireysel ko-nuları kültürel bir zenginlikle işler.

• Adalet, eşitlik, insan sevgisi, bağımsızlık, barış, özgürlük, halkçılık, yalnızlık, aşk, ölüm, umutsuz-luk, bunaltı gibi temaları evrensel dile yakın bir üslupla kaleme alır.

Cevap: A

15. Mavi hareketi içerisinde yer alan Yılmaz Gruda’nın yazdığı şiirler, 1950’li yıllarda, çeşitli dergilerde ya-yımlanmaya başlamıştır. İlk şiirleri 1949 yılında ya-yımlanmıştır. “Yağmur ve Toprak”, “Yeryüzü”, “Kay-nak”, “Mavi”, “Şairler Yaprağı”, “Varan”, “Şimdilik”, “Yeni Ufuklar”, “Pazar Postası”, “Yelken”, “Dost”, “Yeditepe”, “Varlık” dergilerinde şiir ve tiyatro üzeri-ne yazıları yer almıştır. “Çağrı”, “Kara Şapkalı Hay-dut”, “İt Zincirleme” ve “İstanbul Yıkıntısı” adlı şiirleri vardır.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

İkinci Yeniciler 381. “İkinci Yeni” hareketi, 1954’ten sonra Cemal Süre-

ya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Ülkü Tamer, Sezai Karakoç gibi genç şairler tarafından biçimlendirilmeye başlayan şiir akımıdır. Garipçilerin ve toplumcu gerçekçilerin şiiri basitleştirmelerine, “işçilik”i ikinci plana itmelerine tepki olarak ortaya çıkmış, “soyut”, “imgeye dayalı” yepyeni bir şiir an-layışıdır.

Cevap: C

2. Turgut Uyar:

• İlk şiir kitabı Arz-ı Hal ve ikinci kitabı Türkiye’m hece ölçüsü kalıplarını da kullanan, memleket edebiyatı şairlerini andırır biçimde Anadolu mo-tiflerini işleyen denemelerdir.

• Üçüncü kitabı Dünyanın En Güzel Arabistanı’n-dan başlayarak İkinci Yeni anlayışıyla yazdığı şiirleri Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan, Top-landılar, Kayayı Delen İncir ve toplu şiirleri olarak eklemelerle birlikte Büyük Saat adlı kitaplarında toplamıştır.

Cevap: E

3. İlhan Berk:

• İkinci Yeni Hareketi’nin en yaşlı üyesidir.

• Şairin 1935–1955 yılları arasında yazdığı ve İs-tanbul Kitabı, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı, Köroğlu adlı kitaplarında topladığı şiirler, toplumcu anlayışla yazılmış ürünlerdir. Şair, sonraki yılların-da bunları unutmak istediği kitaplar olarak niteler.

• 1958 yılında yayımladığı Galile Denizi’ndeki şi-irleriyle birlikte İkinci Yeni ve modern dünya şiiri anlayışı ile yazmaya başlamıştır.

• Şair Türk şiirinde en çok deneyci şairlerden birisi olarak tanınmıştır.

Cevap: B

4. “Üvercinka”, “Göçebe”, “Güz Bitiği”, “Sıcak Nal”, “Beni Öp Sonra Doğur Beni” adlı şiirlerin sahibi olan Cemal Süreya’nın bütün şiirleri “Sevda Sözleri” adıy-la yayımlanmıştır.

Cevap: D

5. Sezai Karakoç, İkinci Yeni akımının şairleriyle aynı dönemde ve aynı yayım organlarında şiir yayımla-maya başlaması ile İkinci Yeni akımının temsilcile-rinden sayılmıştır. Daha sonra sanat anlayışını de-ğiştirmiş, İkinci Yeni şiir anlayışını geleneğe, İslam düşüncesine bağlamıştır. Sanatçının “Mona Rosa” adlı şiiri çok beğenilmiş, sanatçısıyla adeta özdeş-leşmiş bir şiirdir.

Cevap: C

6. İkinci Yeni şairleri öncelikle dil üzerinde özel bir dik-katle durmuşlar ve dili bir iletişim aracı olarak değil, estetik bir nesne yaratmanın malzemesi olarak gör-müşlerdir. Buna bağlı olarak onların şiirlerinde; söz-dizimsel sapmalar, alışılmamış bağdaştırmalar, düz mantığa aykırı ifadeler temel yapı öğeleridir.

Cevap: E

7. Ülkü Tamer, ilk şiirlerinde çocuk duyarlığını öne çı-karan bir kimlikle görünmüştür. İlk şiir kitabı “Soğuk Otların Altında” ile başlayarak İkinci Yeni duyarlılığı-nı yansıtan soyutlamalara yönelik, yoğun ve özgün bir imge anlayışı geliştirmiştir. Şiirlerini “Yanardağın Üstündeki Kuş” adıyla; hikâyelerini “Allaben Öyküle-ri” adıyla toplamış ve öyküleriyle 1991 Yunus Nadi Öykü Armağanı’nı kazanmıştır.

Cevap: B

8. Ece Ayhan’ın şiirleri Kınar Hanımın Denizleri, Bakış-sız Bir Kedi Kara, Ortodoksluklar, Devlet ve Tabiat, Zambaklı Padişah, Çok Eski Adıyladır, Dipyazılar, Aynalı Denemeler, Yalnız Kardeşçe, Sivil Şiirler, Bir Şiirin Bakır Çağı, Kolsuz Bir Hattat, vd. şeklindedir.

Cevap: A

2

38 İkinci Yeniciler

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Edip Cansever, İkinci Yeni şairleri arasında düşünce şairi olarak nitelendirilmiştir. Çeşitli şiir kitaplarıyla farklı yıllarda üç kez şiir ödülleri almıştır. Kapalı bir imge anlayışına yaslanan, bu yüzden yadırganan, “anlamsız” diye nitelenen yapıtlar vermiştir. Dönemi-nin gözde akımı varoluşçuluktan etkilenerek bireyin arayışlarını, umutsuzluklarını, uyumsuzluğa varan yaşam ilişkilerini yansıtmıştır. Şiirlerinde düzyazı olanaklarından, oyunlardan, konuşmalardan bol bol yararlanmıştır.

Cevap: D

10. Turgut Uyar’ın şiirleri şunlardır:

• Arz-ı Hal

• Türkiye’m

• Dünyanın En Güzel Arabistanı

• Tütünler Islak

• Her Pazartesi

• Divan

• Toplandılar

• Kayayı Delen İncir

• Dün Yok Mu?

• Büyük Saat

Cevap: A

11. İkinci Yeni şiirini “neo-realist şiir” olarak yorumlayan Sezai Karakoç; Gül Muştusu, Ateş Dansı, Alınyazısı Saati ve Zamana Adanmış Sözler gibi eserlerinde poetik tavrını netleştirmiştir.

Cevap: C

12. Sanatçı – eser eşleştirmeleri şu şekildedir:

• Edip Cansever- Yer Çekimli Dünya

• İlhan Berk- Deniz Eskisi

• Sezai Karakoç- Mona Rosa

• Cemal Süreya- Üvercinka

• Can Yücel- Her Boydan

Cevap: B

13. Folkloru; şiir ve sanat için sınırlayıcı bir unsur ola-rak gören Cemal Süreya, geleneğe dair unsurların yoğun bir şekilde yeni şiire aktarılmasını sanatın özündeki yaratıcılığı öldürmek olarak yorumlamak-tadır. Dolayısıyla yeni, modern ve yaratıcı şiir, kendi sınırlarını kendi belirlemeli ve daha da önemlisi özü-nü yeniden kendi dağarcığıyla oluşturmalıdır. Süre-ya’nın “Folklor Şiire Düşman” adlı çalışması işte bu düşünsel çerçevenin bir yansımasıdır.

Cevap: D

14. İlhan Berk, Behçet Necatigil tarafından “şiirimizin uç beyi” ve “şiirimizin korkunç çocuğu” olarak değerlen-dirilmiştir. Aynı zamanda eski bir ressam olan sanat-çının “Poetika” adlı eseri kendi deyimiyle “şiirin ve dilin sıfır noktası”na yapılan bir yolculuk olarak de-ğerlendirilebilir. “Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yok-tum” İlhan Berk’e ait şiir kitabıdır.

Cevap: E

15. Cemal Süreya’nın şiirlerinde en çok dikkati çeken te-matik unsur, ölüme, yalnızlığa, umutsuzluğa bir çare gibi sunduğu erotizmdir. Kendi deyimiyle “dipte tarih içinde uygarlık ve var olma sorunu tartışılır.” Cemal Süreya, şiirlerinde lirizmle ironiyi, duyguyla zekayı, kelimenin anlatım gücüyle ses tınısından doğan çağ-rışım gücünü birleştirmeyi başarmış bir şairdir.

Cevap: A

16. Ece Ayhan:

• Şiirin bildiğimiz günlük anlamında gerçekle bir ilgisi, alışverişi olmadığını düşünür.

• Şiirini gerçeklikten ve doğal olgudan çok kültürel çağrışımlar ve bağlantılar üzerine kurar.

• Özellikle Devlet ve Tabiat ya da Orta İkiden Ayrı-lan Çocuklar İçin Şiirler, “Yort Savul” kitaplarında topladığı şiirlerle (bunlar arasında “Yort Savul”, “Meçhul Öğrenci Anıtı”, “Mor Külhani” gibi şiir-leriyle) sevilmiştir. Bu şiirler düzene muhalefeti, ironik ve zekice buluşlarla dile getirmiştir.

Cevap: D

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir 391. İkinci yeni sonrası toplumcu şiirin özellikleri şu

şekildedir:

• Umut ve yarına inanç, direnme ve isyan konuları şiire hâkimdir.

• Şairler, toplumun sözcüleri gibi şiirler yazmışlar-dır.

• İkinci Yeni Şiiri, kapalı bir özellik gösterirken; İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir açık anlatımıy-la dikkat çeker.

• Biçimden çok içeriğe önem vermişler, toplumsal mesajları etkili kılmak için slogan üslubundan ya-rarlanmışlardır.

Cevap: B

2. İkinci yeni sonrası toplumcu şairler şunlardır:

• Oğuz Tansel

• Enver Gökçe

• Hasan Hüseyin Korkmazgil

• Gülten Akın

• Kemal Özer

• Özdemir İnce

• Süreyya Berfe

• Ataol Behramoğlu

• İsmet Özel

• Refik Durbaş

• Nihat Behram

• Metin Altıok

• Ahmet Telli

Cevap: E

3. Özdemir İnce, “Kiraz Zamanı” ile ikinci yeni toplumcu şairleri arasına katılıp “Toplu Şiirler, Uykusuzluk ve Mavi Hayy”la günümüze gelmiştir. 1960 sonrası şair, çevirmen, gazeteci ve denemecilerindendir.

Cevap: D

4. Oğuz Tansel:

• Toplumcu gerçekçi bir şair olarak ünlenmiştir.

• Yalın bir söyleyişle sevgi, kardeşlik, özgürlük, barış, eşitlik temalarını işlemiştir.

• Türkçeyi ustalıkla kullanarak halk söyleyişlerin-den, folklorik öğelerden yararlanmıştır.

• 1985 yılında şiirleri “Sarıkız Yolu” adıyla bir ara-ya getirilmiştir.

Cevap: C

5. Ahmet Telli ile ilgili şunlar söylenebilir:

• 1960 sonrası toplumcu gerçekçi şiirimizin ikinci kuşağında yer alan özgün şairlerden biridir.

• Hilmi Yavuz ve Nazım Hikmet etkisinde toplum-sal olayların yansıması olan şiirler yazmıştır.

• Romantik ve başkaldırıcı şiiriyle Attila İlhan gele-neğini sürdürdüğü söylenebilir.

• Şiiri teknoloji ile buluşturan sanatçılardan biridir; “Kalmasın” ve “Kül ve Kil” adlı iki şiir kaseti çı-karmıştır.

• Yangın Yılları, Hüznün İsyan Olur, Dövüşen An-latsın, Saklı Kalan, Su Çürüdü, Belki Yine Geli-rim adlı şiir kitapları vardır.

Cevap: A

6. Metin Altıok Hesap İşi Şiirler’de sözcükleri görsel bir düzenlemeyle sunarken, insanlar arasındaki ilişkileri sorgular. “Bir Uyumsuz Rastlaşma” şiirinde kadın ile erkek arasındaki aşk ilişkisi, kırılma noktasıyla veri-lirken, “Neden” şiirinde iki kişi arasındaki konuşmada eleştirel bir söylem vardır.

Cevap: C

7. Refik Durbaş:

• Şiire İkinci Yeni’nin etkisinde başlamıştır.

• Sonraki şiirlerini halk dilinden ve klasik şiirden gelen unsurlarla zenginleştirmiştir.

• Şiirlerinde Marksist ideoloji ve bu yolda verilen mücadeleyi anlatmıştır.

• Kuş Tufanı, Geçti mi Geçen Günler, Menzil, Çı-rak Aranıyor, Çaylar Şirketten bazı şiir kitapları-dır.

Cevap: D

8. İlk şiir kitaplarını ellili yılların sonlarına doğru yayım-lamaya başlayarak, “Kırmızı Karanfil, Ağıtlar ve Tür-küler, Seyran Destanı” ile yetmişli yıllarda dikkatleri çekip, bütün şiirlerini “Toplu Şiirler”de bir arada ya-yımlayan isim Gülten Akın’dır.

Cevap: E

2

39 İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. “Bir Gün Mutlaka” adlı kitabıyla adını duyuran Ataol Behramoğlu; “Yolculuk, Özlem ve Kavga Şiirleri, Ne Yağmur Ne Şiirler, İyi Bir Vatandaş Aranıyor, Kızıma Mektuplar, Eski Nisan, Türkiye Üzgün Yurdum, Gü-zel Yurdum, Bebeklerin Ulusu Yok, Yaşayan Bir Şiir” kitaplarıyla bugüne dek gelmiştir.

Cevap: D

10. Hasan Hüseyin Korkmazgil önce, kullandığı dil ve şiir dünyasını algılaması bakımından Atilla İlhan’ın etkisinde kalmışsa da giderek kendi söyleyişini bul-muş, “Kavel, Kızılırmak, Temmuz Bildirisi “ adlı şiir kitaplarıyla toplumcu şiirde yeni örnekler vermiştir.

Cevap: A

11. Türk şiirinde toplumsal yergiye güncelleştirerek can-lılık kazandıran, kullandığı kendine özgü sözcüklerle yarattığı yeni bir gülmeceyi lirizmle birleştiren Can Yücel ilk şiir kitabı “Yazma”yı 1950’de yayımlamakla birlikte onu izleyen Sevgi Duvarı’nı yetmişli yılların başında yayımlayarak ikinci yeni sonrası toplumcu şiir şairleri arasına katılmıştır. Bu kitaplarını izleyerek şiirlerini on kitapta toplamıştır.

Cevap: B

12. Şiirlerinde 12 Mart olaylarını yansıtan bir şair olarak dikkati çeken Nihat Behram, Hayatımız Üzerine Şiir-ler’le adını duyurduktan sonra, şiir yazmayı sürdür-müş, Yeniden Kendi Şehrim’le günümüze gelmiştir. Şiirlerinde daima toplumcu bir öz egemen olmuş ve kavgacı bir tavır öne çıkmıştır. Yaşama sevincini, doğayı ve aşkı, toplumsal bir savaşçı olmanın so-rumluluğuyla bileyip kaynaştırabilmiştir. Şiirlerinde toplumsal ve bireysel yaşamı yansıtan duygular bir bütün oluşturmuştur.

Cevap: A

13. Süreyya Berfe’nin ilk şiirlerinde İkinci Yeni akımının izleri görülür. 1966’dan sonra halk geleneğinden beslenen yeni bir şiir dili kurmanın olanaklarını ara-mış, toplumsal ve halkçı bir yönelim gösteren şiirler yazmıştır. Şiirlerini Gün Ola, Savrulan, Hayat ile Şiir, Ufkun Dışında, Ruhumun, Nabiga kitaplarında top-lanmıştır.

Cevap: B

14. İsmet Özel ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Şiirlerinde mistisizm ve batı şiiri geleneğini bir-leştirmiştir.

• 1963 yılında yayımlamaya başladığı ilk şiirlerin-de, öncelikle imge yoğunluğu ve sözcük seçme-de gösterdiği titizlikle dikkat çeker.

• 1962–64 yılları arasında yazdığı şiirlerini “Gece-leyin Bir Koşu” (1966) adlı kitabında toplar.

• 1970’te Ataol Behramoğlu ile birlikte “Halkın Dostları” dergisini çıkarır, ancak 12 Mart 1971 muhtırasının ardından kapatılan dergi, bir daha yayın hayatına dönmez.

Cevap: E

15. Kemal Özer’in şiirleri Gül Yordamı, Ölü Bir Yaz, Tut-sak Kan, Kavganın Yüreği, Yaşadığımız Günlerin Şiirleri, Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya, Geceye Karşı Söylenmiştir, Kimlikleriniz Lütfen, Ara-ya Giren Görüntüler, Sınırlamıyor Beni Sevda, İnsan Yüzünün Tarihinden Bir Cümle, Bir Adı Gurbet Oğul-ları, Öldürülen Analar, Onların Sesleriyle Bir Kez Daha, Sevdalı Buluşma şeklindedir.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

1960 Sonrası Mistik Duyarlılık Şiiri 401. Cumhuriyet döneminde mistik duyarlılıklı şiir ile

ilgili şunlar söylenebilir:

• Varlığın madde özelliğinden başka özelliklere de sahip olması ve şiirin bu özelliklerin bir ifadesi olarak ortaya çıkması

• İnsan varoluşunun duyulur alanla sınırlı olmama-sı

• İnsanî oluşun ve algının tabiatın arkasında bu-lunan bir görkeme eğilimli oluşu gibi kabullerin şiirin özünü oluşturması

• Biçimsel bakımdan somuttan soyuta, eşyadan kav-rama yönelen bir eğilimin kendisini göstermesi

Cevap: E

2. Türk edebiyatında İslamcı - Mistik şiiri temsil eden “Yedi Güzel Adam” tanımlamasının içeri-sinde yer alan isimler şunlardır:

• Sezai Karakoç

• Nuri Pakdil

• M. Akif İnan

• Erdem Beyazıt

• Alaeddin Özdenören

• Rasim Özdenören

• Cahit Zarifoğlu

Cevap: D

3. Cahit Zarifoğlu; üçüncü kitabı Menziller ve son kitabı Korku ve Yakarış’ta bulunan şiirlerinde dinginliğe yö-nelen bir ruh durumu ile tasavvufî duyarlılığın belirgin izleri görünür. Buradaki şiirlerinde de metafizik şiir çiz-gisinin çarpıcı örnekleri, ilk şiirlerinde yakalamış olduğu özgün yapı özellikleri terk edilmeden aktarılır.

Cevap: B

4. Sedat Umran:

• 1960 sonrası İslamcı- mistik şairlerdendir. Ben duygusu ve eşyanın metafiziği konulu şiirleriyle dikkat çekmiştir.

• Önce çeşitli gazete ve dergilerde çalışmıştır.

• Edebiyat dünyasına adımını “Meşaleler” adlı şiir kitabıyla atmıştır.

• Adını duyurduğu şiir kitabı ise “Leke”dir. Bu ese-rinden sonra “Eşyanın şairi” olarak nitelenmiştir.

Cevap: C

5. Erdem Beyazıt ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Tok, kavgacı, destana yatkın bir üslûpta söylen-miş olan şiirlerinde ayrıca ince duyarlılıklar işlen-miştir.

• İslâmî ton bir “leit-motif (sıkça işlenen tema)” ha-linde bütün şiirlerine yayılmıştır.

• “Sebeb Ey, Risaleler, Şiirler” şiir kitaplarıdır.

Cevap: C

6. Mehmet Akif İnan, Divan ve halk şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında gösterilmiştir. Mescid-i Aksa, Ağ, Ölüm, Yürek Gazeli, Umut Gazeli, El Gazeli, Sensin, Şehir Gazeli şiir türündeki eserleridir.

Cevap: E

7. Alâeddin Özdenören’in şiirinin izlekleri olarak zik-redilebilecek nostalji, zaman, güzelleme, hastalık, hafakan, ölüm, metafizik coğrafya bütün şiirlerine bir usare halinde nüfuz etmiştir. Şiirlerine hüzün, ayrı-lık, ölüm, keder gibi duygular hâkimdir. Bu duygular, ince bir lirizm ile sağlam bir şiirsel yapı oluşturur. Gü-neş Donanması (1974), Yalnızlık Gide Gide (1996), Şiirler, 1975-1999 (1999) Bütün Şiirler (2002) şiir tü-ründeki kitaplarıdır.

Cevap: A

8. Hilmi Yavuz:

• İlk şiir kitabı Bakış Kuşu’dur, 1969 yılında yayım-lanmıştır.

• 1975 yılında Bedreddin Üzerine Şiirler’i yazmış-tır.

• 1977 yılında Doğa Şiirleri’ni yayımlamıştır.

• Zaman Şiirleri’yle 1987 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.

• 1978 yılında Doğu Şiirleri’yle Yeditepe Şiir Arma-ğanı’nı almıştır.

Cevap: B

2

40 1960 Sonrası Mistik Duyarlılık Şiiri

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Ebubekir Eroğlu ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Mahallî dergilerde görünen ilk denemelerinden sonra 1969 yılından itibaren şiir ve deneme tü-ründeki yazıları Diriliş dergisinde yayımlanmıştır.

• İlk dönem şiirlerinin önemli bir kısmı Edebiyat dergisinde çıkmıştır.

• Sonraki yıllarda değişik edebiyat ve kültür der-gilerinde çalışmaları yayımlanan sanatçı, Zaman gazetesinde, “Açık Sayfalar” sütununda haftalık fikir yazıları da kaleme almıştır.

• Şiir kitapları; Kuşluk Saatleri (1974), Kayıpların Şarkısı (1984), Yirmi Dört Şiir (1991), Şahitsiz Vakitler (1998) şeklindedir.

Cevap: B

10. Hilmi Yavuz’un şiirleri, metinler arası ilişkiler ba-kımından da çok zengindir. 1960 sonrası İslamcı- Mistik şiir anlayışına bağlı sanatçılardan biridir. Ona göre: “Şair, her şiiri bir başka şiirin külünden doğan bir kaknüs olarak değerlendirdiği gibi, her şiirin ko-lektif bilinçdışı denilen büyük bir havuzdan çıkan ve onu besleyen bir nehir olduğu düşüncesindedir.” Ta-lat Halman tarafından kendisine “Şair- i Azam” sıfatı verilmiştir.

Cevap: D

11. Cahit Zarifoğlu ile ilgili şunlar söylenebilir:

• İlk şiirlerinde ikinci yeni akımının etkileri görülür.

• Madde-ruh çatışması, “Batı diktasına karşı Doğu protestosu” temalarını işlemiştir.

• İlk şiir kitabı “İşaret Çocukları” 1967’de yayınlan-mıştır.

• Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldı-ğı Anadolu insanlarının acı, umut ve sevgilerini yansıtmıştır.

• Son şiirlerinde İslamcı düşüncedeki insan sevgi-si, toplumsal mutluluk anlayışını işlemiştir.

Cevap: E

12. Necip Fazıl Kısakürek; mistisizmi İslami değerlerle bağlayan sanata yönelmiş, tasavvuf düşüncesini Fransız şiirinin ölçüleriyle değerlendirerek insanı, evreni, madde ve ruh problemlerini, insanın iç âle-mindeki çatışmalarını işlemiştir. Ruhçu – maddeci, iyi – kötü tipleri, gelenekler ve çağdaş yaşam arasın-daki çatışmaları konu edinen, metafizik sorunların işlendiği oyunları vardır. Türk Edebiyatı Vakfı tara-fından 75. doğum yıl dönümünde “Şairler Sultanı” ilan edilmiştir.

Cevap: C

13. Cahit Zarifoğlu ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Şairliğinin temelleri, aldığı eğitime değil, geniş ve müsamahalı İslam anlayışına dayanır.

• Şiirinde metafizik kuşkular, dünya, ahiret, kozmik âlem, ölüm ve hayatla ilgili temalar dikkat çeker.

• Aldığı Batılı eğitime karşın özüne sadık kalmış, şiirlerinde ve diğer eserlerinde her zaman sıkıca bağlı olduğu Müslüman değerleri işlemiştir.

• İkinci Yeni’nin en görkemli dönemini yaşadığı 60’lı yılların başlarında şiir yazmaya başlamış, hem tarz hem de yapı bakımından bu kuşağın açtığı yeni kulvara çok yakın bir yerde durmuş-tur.

Cevap: A

14. Ebubekir Eroğlu:

• 1960 sonrası İslamcı- mistik şairlerdendir.

• Modern şiirle İslamcı-mistik şiiri buluşturan şair olarak ünlenmiştir.

• Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu ekolünün deva-mı niteliğindedir.

• Kuşluk Saatleri, Kayıpların Şarkısı, Şahitsiz Va-kitler şiir türündeki eserleridir.

Cevap: D

15. Cahit Zarifoğlu’nun şiir türündeki eserleri İşaret Ço-cukları, Yedi Güzel Adam, Menziller, Korku ve Yaka-rış şiir türündeki eserlerdir. Yaşamak günlük türünde bir eseridir.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

1980 Sonrası Türk Şiiri 411. Türk edebiyatında, “1980 Sonrası Türk Şiiri” ile

ilgili olarak aşağıdaki bilgiler verilebilir:

• Şairler bir araya gelerek çeşitli dergiler çıkarmış-lardır.

• Daha çok, anlatmaya imkân veren temaları ter-cih etmişlerdir.

• Şairler şiirlerini düz yazıya yaklaşan bir üslupla kaleme almışlardır.

• Şairler imge anlayışı olarak genelde uzak çağrı-şımları tercih etmişlerdir.

Cevap: B

2. 1980 sonrasındaki şiir eğilimleri şunlardır:

• Yenibütüncü Şiir

• Anlatımcı Şiir

• İmgeci Şiir

• Folklorik / Mitolojik Şiir

• Mistik-Metafizik Şiir

• Beatnik-Marjinal Şiir

• Yeni Garipçi Şiir

Cevap: E

3. Lale Müldür:

• Kuzey Defterleri, Buhurumeryem, Uzak Fırtına, Seriler Kitabı, Divanû Lügati’t-Türk, Saatler/ Ge-yikler adlı şiir kitapları bulunur ve 80 kuşağının önemli bir şairidir.

• Şiirleri geniş bir kültür ve coğrafya haritasından izler taşır.

• Sürekli biçim arayışları, metinler arası gönder-meler, yer yer çarpıcı bir lirizmden marjinal eği-limlere uzanan söyleyiş özellikleri şiirinin dikkat çekici nitelikleri arasındadır.

Cevap: D

4. “Osmanlı’ya Dair Hikayat”, “Sahtiyan”, “Yaz Sine-maları”, “Eski 45’likler”, “Omayra”, “Erkek İçin Divan” adlı şiirler Murathan Mungan’a aittir.

NOT: “Destina” adlı şiir Lale Müldür’e aittir.

Cevap: A

5. Haydar Ergülen, 1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Klasik ve çağdaş şiirin birikimlerini bilinçle, ustaca özümseyip şiirlerine yansıtmıştır. Şi-irlerinde kullandığı kelimelere zengin anlamlar yükle-mesi ve hikmetli söyleyişe ulaşması, geleneksel Türk şiirini çok iyi özümsemiş olduğunu göstermektedir. Kimi zaman toplumsal içeriği öne çıkarsa da şiirlerin-de düşünsel öğelere fazla yer vermemiştir. Gerçeklik ile ironi arasında gidip gelen, duygu yoğunluğu yük-sek şiirler yazmıştır. İmgeci şiir anlayışını yansıtan şiirlerinde aşk, acı, hüzün, dostluk, kardeşlik, yalnız-lık, kırılganlık, kimliksizlik, aşksızlık, çocukluk gibi temaları kendine özgü bir dille işlemiştir. “Karşılığını Bulamamış Sorular”, “Sokak Prensesi”, “Sırat Şiirle-ri”, “Eskiden Terzi”, “Kırk Şiir ve Bir”, “Karton Valiz”, “Ölüm Bir Skandal”, “Üzgün Kediler Gazeli”, “Keder Gibi Ödünç”, “Zarf”, “Hafız ile Semender” adlı şiirleri vardır.

Cevap: C

6. Sunay Akın:

• Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli’nin şiirindeki bazı özelikleri gü-nümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir.

• Anlatımı lirik ve yumuşaktır.

• Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanma-daki rahatlığı ile dikkat çeker.

• Bazı şiirlerinde Cemal Süreya’nın etkileri görü-lür. Bu şiirlerinde dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık, şaşırtma, çocuksu bir duyarlık ve top-lumsal çelişkilere isyan vardır.

• “Geyikli Park”, “Bir Çift Ayakkabı”, “Çorap Kaçığı”, “Ay Hırsızı”, “Kule Cambazı”, “Kırdığımız Oyuncak-lar”, “Antik Acılar” şiirlerinden bazılarıdır.

Cevap: B

7. “Ateşli Kaval”, “Çıngırağın Ölümü”, “Rüzgâr Durdur-ma Takvimi”, “Zaman Haritası” adlı şiir kitapları olan Adnan Özer, temelde sosyalist dünya görüşüne bağ-lı olan halkçı bir şiir yazmıştır. Şiirlerindeki kültürel tabanı, Yunan mitolojisinden Anadolu efsanelerine, masallarına, türkülerine uzanan bir halk kültürü oluş-turmuştur. Özer, 1970’li yıllardaki kavgacı ve militan şiirden ayrılmıştır. Bir ucuyla “burjuva kozmopolitiz-mine, aristokratik bohemizme ve politik ajitasyona” bağlı olduğunu düşündüğü solcu şiire itiraz eden Özer, taşrayı, kırsalı ve halkı, her zaman hayatın gerçek doğuranı ve besleyeni olarak görmektedir.

Cevap: E

2

41 1980 Sonrası Türk Şiiri

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. 1980’li yılların ikinci yarısında çıkmaya başlayan Şiir Atı dergisini yayınlayanlar arasında bulunan Vural Bahadır Bayrıl, “Melek Geçti” ve “Şer Cisimleri” adlı kitapları ile tanınmıştır. Gelenek ve metafizikle Hilmi Yavuz tecrübesi üzerinden buluşan şair, şiirin varlı-ğını sürdürmesini; nice uygarlıklar görmüş, binlerce yıllık gizemli söz sanatı olmasına, mazlumların ve mağlupların rüyası olmasına bağlar. Bayrıl, şiirini yazmak kadar, şiirin kuramsal sorunları üzerinde dü-şünmeyi de önemseyen bir şairdir.

Cevap: A

9. Hüseyin Atlansoy’un şiirleri şunlardır:

• İntihar İlacı

• Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi

• İlk Sözler

• Kaçak Yolcu

• Karşılama Töreni

• Su Burcu

• Şehir Konuşmaları

Cevap: B

10. Tuğrul Tanyol ile ilgili şunlar söylenebilir:

• İmgeci, lirik, bireye önem veren bir şiir anlayışı geliştirmiş ve şiirlerinde bu anlayışı yansıtmıştır.

• Divan şiiri, tasavvuf ve tarihe göndermeler yapa-rak dengeli bir şiir oluşturmuştur.

• Serbest şiirin içinde yer yer ölçü ve uyaklar kul-lanarak Yahya Kemal, Ahmet Haşim müzikalitesi yaratmaya çalışmıştır.

• Şiirlerinde, şehir, zaman, ölüm, aşk ve yalnızlık temalarına ağırlık vermiştir.

• “Elinden Tutun Günü”, “Ağustos Dehlizleri”, “Su-daki Anka”, “Büyü Bitti” adlı şiirleri vardır.

Cevap: D

11. 1980 sonrasının önemli şairlerinden sayılan Nevzat Çelik 1980 yılında tutuklanmış ve idam istemiyle yar-gılanmıştır. Hapishanedeyken yazdığı şiirleri 1984 yılında, Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’nü alarak “Şa-fak Türküsü” adı altında kitaplaşmıştır. 1987 yılında “Müebbet Türküsü” adlı bir şiir kitabı daha çıkarmış ve bu şiir kitabıyla da ödül almıştır. Bu iki kitabında-ki şiirlerinde daha çok Ahmet Arif ve Nazım Hikmet etkileri vardır.

Cevap: E

12. Küçük İskender:

• 1980 sonrasının en aykırı sanatçılarındandır.

• Şiir, deneme, anlatı türlerinde yazmıştır.

• Kendisini aykırı ve marjinal bir metropol şairi ola-rak tanımlamıştır.

• Şiirlerinde kişisel yaşayışıyla ilgili aşk ve cinsel-lik konularına ağırlık vermiş, sözcük oyunlarına yönelmiş, ahlaki sınırları dert etmeden argoya yaslanan bir dil kullanmıştır.

• Ağır Roman adlı filmde oynamış; “Gözlerin Sığ-mıyor Yüzüme”, “Erotika”, “Yirmi 5 April”, “Cid-diye Alındığım Kafa Parçaları”, “İpucu Bırakma Sanatı”, “Bahname”, “Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm” adlı şiirleri vardır.

Cevap: C

13. Yenibütüncü Şiir; 1980 sonrasında Seyit Nezir öncülüğünde “Broy” şiir dergisinde başlamış olan akımdır.

Anlatımcı Şiir; serim-düğüm-çözüm, neden- sonuç ilişkileriyle yazılmış; mekân, kişi ilişkisini sunan şiir-lerdir.

Mistik-Metafizik Şiir; mistik ve metafizik konuları ele alır. Bu anlayışta yazan şairler eserlerini Dergâh, Kaknüs gibi dergilerde yayımlamışlardır.

Beatnik-Marjinal Şiir; Dadaizmi temel alıp felsefi, toplumsal, özgürlükçü bir dil kullanan eğilimdir.

Yeni Garipçi Şiir; Garip anlayışına dayalı, küçük insanı temel alan, komik, nükteli şiir anlayışıdır.

Cevap: A

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler (Roman ve Hikaye) 421. Türk edebiyatı tarihindeki önemi daha çok Üç İstan-

bul adlı romanından kaynaklanır. Mithat Cemal Kun-tay, bu eserinde romanın kahramanı Adnan Bey’in hayatı çerçevesinde İstanbul’un Abdülhamit dönemi, İttihatçılar dönemi ve Mütareke dönemlerini anlata-rak Osmanlı’nın çöküş yıllarını yansıtır.

Cevap: C

2. Attila İlhan, 1950 sonrasında şiir, roman, senaryo, deneme, gezi yazısı gibi türlerde eser vermiş önemli bir sanatçımızdır. Romanları; Sokaktaki Adam, Zen-ciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Fena Halde Leman, Dersaadet’te Sabah Ezanları, Haco Hanım Vay’dır.

Cevap: E

3. Sevinç Çokum, edebiyat dünyasına hikâyeleri ile adımını atmıştır. İlk hikâyeleri Hisar, Türk Edebiyatı ve Töre dergilerinde çıkmıştır. İlk hikâye kitabı “Eğik Ağaçlar” adını taşır. Hikâyelerinde İstanbul’un gele-nekçi semtlerinin sosyal yapısından kesitler sunmuş, yalnızlığı ve dayanışmayı işlemiştir.

Cevap: B

4. Memduh Şevket Esendal, durum hikâyesinin edebi-yatımızdaki temsilcisidir. Yalın bir dille kaleme aldığı eserlerinde sıradan insanları ve toplumun sorunla-rını işlemiştir. Eserlerindeki kahramanlar günlük ha-yatta her an karşılaşılabilecek insanlardır. “Otlakçı, Vassaf Bey, Miras” önemli eserlerinden bazılarıdır.

Cevap: E

5. Aka Gündüz Kutbay’ın hikâyeleri şunlardır:

• Türk Kalbi

• Türk’ün Kitabı

• Muhterem Katil

• Kurbağacık

• Meçhul Asker

NOT: Aka Gündüz Kutbay’ın “Beyaz Kahraman” adlı eseri tiyatro türündedir.

Cevap: A

6. Sevinç Çokum’un hikâyeleri şunlardır:

• Eğik Ağaçlar

• Bölüşmek

• Makine

• Derin Yara

• Onlardan Kalan

• Rozalya Ana

• Bir Eski Sokak Sesi

• Evlerinin Önü

• Beyaz Bir Kıyı

• Gece Kuşu Uzun Öter

NOT: “Menevşeler Ölmemeli” adlı hikâye Mustafa Necati Sepetçioğlu’na aittir.

Cevap: C

7. “Küçük Dünya”, Emine Işınsu’nun ilk romanıdır. Ya-zar romanda ellili yıllarda Urfa’ya gelin giden üni-versite eğitimi görmüş İstanbullu bir kızın, mistik özellikler taşıyan bu uzak yurt köşesinde mizaç ve dünya görüşleri bakımından anlaşamadığı kocası ile duygusal yakınlık kurduğu erkek arasında yaşadığı çatışmalarını işlemiştir.

Cevap: B

8. İlk hikâyelerinde, Servetifünûn ile Millî Edebiyat’ın Yeni Lisan anlayışı arasında gidip gelen Memduh Şevket Esendal, 1920’lerden itibaren hızla konuşma diline yaklaşır ve sokağın dilini yakalamaya çalışır. 1930’lara gelindiğinde ise artık onun için asıl olan konuşma dilidir. Tabiilik, yalınlık, açıklık, iyimserlik ve yer yer mizahilik onun üslûbunun belli başlı ni-telikleridir.

Cevap: A

2

42 Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler (Roman ve Hikaye)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. “Çocuk Bahçesi” ve “Genç Kalemler” dergilerinde yazılarıyla dikkati çeken Aka Gündüz Kutbay, sade dil görüşüne bağlı olup millî edebiyat akımı içinde yer almıştır. Oldukça üretken olan yazar; roman, hikâye, tiyatro ve şiir türlerinde altmışın üzerinde eser bırak-mış; gazetecilik de yapmış; Cumhuriyet Dönemi’nde de eserler vermiştir. Konularını genellikle memleke-tin millî ve toplumsal sorunlarından ve Türk toplu-munun geçirdiği büyük sosyal değişimden almıştır. Roman ve hikâyelerinde memleket manzaralarını realist bir gözlemle dile getirmiştir. Roman kahra-manları, Alafranga züppelerden yozlaşmış kadınla-ra, mürebbiyelerden uyuşturucu bağımlılarına kadar geniş bir yelpazede çeşitlilik gösterir. Romanlarıyla halka mesajlar vermek istemiştir. Bu özelliğiyle ro-manları tezli roman özelliği gösterir. “Bu Toprağın Kızları”, “Dikmen Yıldızı”, “Odun Kokusu”, “İki Süngü Arasında” romanlarından bazılarıdır.

Cevap: D

10. Emine Işınsu, 1960 sonrasında “Yeni Milli Edebiyat” akımı içinde milliyetçi çizgide yazdığı romanlarla dik-kat çekmiştir. Türkiye dışındaki Türklerin sorunları-nı, Anadolu’nun İslamlaşmasını, 1970’lerin öğrenci olaylarını Türkçü bir bakışla anlatmıştır. Anlatımı us-taca olmakla birlikte romanları, tezli roman sığlığın-dan uzaklaşamamıştır. “Küçük Dünya”, “Azap Top-rakları”, “Ak Topraklar”, “Sancı”, “Tutsak”, “Çiçekler Büyür”, “Cambaz”, “Atlı Karınca”, “Cumhuriyet Tür-küsü” adlı romanları vardır.

NOT: “Gece Rüzgârları” adlı roman Sevinç Çokum’a aittir.

Cevap: B

11. Sevinç Çokum, hikâyelerinden sonra romana yönel-miş, romanlarında sosyal konuların yanında tarihî konulara da geniş ölçüde yer vermiştir. Romanları-nın birçoğunda Türk kimliğinin üzerinde durarak esir Türklerin ıstıraplarını anlatmıştır. “Hilal Görününce”, “Karanlığa Direnen Yıldız”, “Bizim Diyar”, “Çırpıntı-lar”, “Ağustos Başağı”, “Deli Zamanlar”, “Gülyüz-lüm”, “Gece Rüzgârları”, “Tren Buradan Geçmiyor” adlı romanları vardır.

Cevap: E

12. Mustafa Necati Sepetçioğlu:

• Türkçü ve İslamcı görüşlere dayanan edebiyat yapıtlarıyla tanınmıştır.

• Türk ve Osmanlı tarihini konu alan romanlarıyla geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır.

• Bir dizi romanında destansı bir anlatımla Türkle-rin Anadolu’ya yerleşmesiyle başlayan dönemin tarih ve uygarlık dönemini konu edinmiştir.

• Bazı romanlarında çağdaş toplum ve ahlak so-runlarını ele almıştır. “Kilit”, “Anahtar”, “Kapı”, “Konak”, “Çatı”, “Cevahir ile Sadık Çavuş’un Buğday Kamyonu” adlı romanları vardır.

Cevap: C

13. Sevinç Çokum, “Çırpıntılar”da parçalanmış aileleri ve göç dramını Avustralya’da ayakta kalmaya çalışan bir ailenin serüvenini; konusunu yakın tarihten alan “Bizim Diyar”da Osmanlı Devleti’nin çöküş yıllarını, kaybedilen Rumeli’yi, Balkan ve Rumeli göçlerini ve yaşanan dramları; 27 Mayıs askeri darbesinin bir fon olarak kullanıldığı “Karanlığa Direnen Yıldız” ve de-vamı niteliğindeki “Deli Zamanlar”da aynı apartma-nı paylaşan dostların birbirine yabancılaşmalarını, çözülen kişilikleri, ihanetleri ve Aypare adlı kadın kahramanının çevresinde yeniden bütünleşmelerini; tarihsel romanı “Hilâl Görününce”de, Kırım Savaşı yıllarında Kırım Türklerinin zengin ve renkli hayatla-rından kesitler sunmuştur.

Cevap: A

14. Mustafa Necati Sepetçioğlu’na ait;

• “Sabır”, Sultan II. Murat döneminin devlet yapısı, Hacı Bayram Veli ve onun yetiştirdiği Akşem-seddin gibi manevi figürler, Bizans entrikaları yanında Karamanoğlu Beyliğinin de Osmanlı’ya yönelik karanlık emelleri gibi olay parçaları çev-resinde resmedilmiştir.

• “Ebem Kuşağı”, Osmanlı’nın kuruluş yıllarında meydana gelen Düzmece Mustafa isyanına par-mak basar.

• “Cevahir ile Sadık Çavuş’un Buğday Kamyonu” İnönü döneminin kırsal hayatı ve Anadolu köylü-süne ayna tutar.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Bireyin İç Dünyasına Yönelenler (Roman ve Hikaye) 431. Bireyin iç dünyasını esas alan sanatçıların özel-

likleri şu şekilde sıralanabilir:

• Yazarlar bireyi anlatmak için düş analizi ve bilinç akışı gibi tekniklerden yararlanmışlardır.

• Eserlerde bunalım, yabancılaşma, bireyin top-lumla hesaplaşması, yalnızlık, sıkıntı, bilinçaltı, bireysel sorgulamalar gibi konular işlenmiştir.

• Eserlerde mekan, olay ve zaman gibi öğeler bi-rey üzerindeki etkisine göre yansıtılır.

• Çağrışımlara açık, sanatsal bir üslupla ruh tahlil-lerine yer verilir.

• Sanatçılar Freud’un “psikanaliz” kuramından ya-rarlanmışlardır.

• Anlatımda iç konuşma ve bilinç akımı gibi bilim-sel unsurların etkisi görülür.

Cevap: A

2. Semiha Ayverdi’nin edebi kişiliği ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Romanlarının yapısını geçmiş-şimdi çatışması üzerine kurar.

• Batılılaşma ile birlikte meydana gelen uygarlık değişimini ve bu değişimin toplumda ve özellikle aile içinde sebep olduğu sorunları, çözülmeleri roman kişilerinin iç dünyalarından takip ederek romanlaştırır.

• 1938’de yayımladığı ilk romanı Aşk Bu İmiş, konusunu Firavunlar döneminde geçen ve ilâhî aşka ulaşmayı hedefleyen bir menkıbeden alır.

• Romanların ve roman kişilerinin adları, çoğu za-man onların ulaştıkları yeri belirler.

• Romanlarındaki gelişme çizgisi dıştan içe, yani eşya ve olaylardan kişilerin iç dünyasına yönel-mek şeklinde meydana gelir.

Cevap: D

3. Peyami Safa:

• Sanatsal bir kaygı taşımaksızın sadece para ka-zanmak amacıyla kaleme aldığı eserlerinde Ser-ver Bedii ismini kullanmıştır.

• Cingöz Recai, Cumbadan Rumbaya, Selma ve Gölgesi gibi eserler, bu müstear isimle yayımlan-mış kitaplardan bazılarıdır.

• Sanatçının toplam 8 ciltten oluşan “Kimdir, ne-dir?” serisi de oldukça ünlüdür.

Cevap: E

4. Ahmet Hamdi Tanpınar, Cumhuriyet dönemi saf şiir geleneğiyle ve bireyin iç dünyasını esas alan anlayış ile eser üreten, sembolizmden etkilenen şair ve ya-zardır. Şiirlerinde yer yer de sürrealizmden etkilenen sanatçı; bilinçaltı, rüya, zaman kavramlarını işler ve Huzur adlı romanında bu kavramların dışında musiki kavramını da işlemiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar ge-rek roman gerekse hikâyelerinde hamasi duygulara yer vermemiş; “vatan” konusunu işlememiştir.

Cevap: B

5. Mehmet Seyda’nın ilk romanı “Yaş Ağaç”ta bir çocu-ğun ilk ve ortaokul dönemlerindeki yaşamını, üçüncü kez evlenen babasının aile düzeniyle, askeri okul düzeniyle çelişkilerini anlatır.

Cevap: C

6. Semiha Ayverdi’nin eserleri ile ilgili şunlar söy-lenebilir:

• Konusu, dil ve üslubu, olay örgüsü bakımından üzerinde en çok durulan romanı “Mesihpaşa İmamı”dır.

• Geçmişe duyduğu özlemi en iyi anlatan romanı “İbrahim Efendi Konağı”dır.

• “Batmayan Gün” ile “İnsan ve Şeytan” adlı ro-manları da geçmişe duyduğu özlemi anlattığı diğer romanlarıdır.

Cevap: D

7. Peyami Safa’nın ilk romanı olan Sözde Kızlar, Mütare-ke dönemi İstanbulu’ndaki ahlak ve düzen bozukluğu-nu konu alır. Eserde Anadolu’da başlayan Kurtuluş Sa-vaşı fon olarak yer alır. İstanbul’daki yüksek tabakanın yozlaşmış ahlakı bu fonun önünde işlenerek ikisi ara-sındaki karşıtlık çarpıcı bir biçimde gözler önüne serilir.

Cevap: E

8. Tarık Buğra, 1948’de Cumhuriyet gazetesinin açtığı bir yarışmada “Oğlumuz” adlı hikâyesiyle ikinci olun-ca adını duyurmuştur. 1951–1976 yılları arasında İstanbul’da çeşitli gazetelerde sanat sayfaları dü-zenlemiş, fıkralar yazmış, yazı işleri müdürlüğü yap-mıştır. “İbiş’in Rüyası” ile 1970 TRT Başarı Ödülü’nü; “Osmancık”la 1985 Milli Kültür Vakfı Edebiyat Arma-ğanı’nı; “Yağmur Beklerken”le Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü’nü almıştır. 1991’de kendisine “Devlet Sanatçısı” unvanı verilmiştir.

Cevap: A

2

43 Bireyin İç Dünyasına Yönelenler (Roman ve Hikaye)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur adlı eserinde baş-kahraman Mümtaz’ın şahsında İstanbul, yeni hayat anlayışı ve sanat zevki, derin tahliller ve başarılı be-timlemelerle anlatılmaktadır. Mümtaz, sevgilisi Nu-ran ve Nuran’ın eski kocası Suat üçgeninde geçen olayların diğer önemli bir kahramanı ise Mümtaz’ın hocası ve akrabası İhsan’dır.

Cevap: C

10. Mustafa Kutlu:

• Bireyin iç dünyasını esas alan eserleri ve hikâye-leriyle tanınan sanatçının ilk dönemlerinde Sait Faik ve Sabahattin Ali’nin etkileri görülmektedir.

• Önceleri “sosyal değişim” konulu hikâyeler kale-me almışken daha sonra çocukluk, aşk, çevre, köy gibi temalar eserlerinde yer edinmiştir.

• “Uzun Hikâye, Ortadaki Adam, Gönül İşi” sanat-çının eserlerinden bazılarıdır.

Cevap: D

11. Tarık Buğra’nın Küçük Ağa adlı ünlü romanında bir Anadolu kasabası olan Akşehir’e hoca olarak gelen ve ateşli vaazları ile halkı etkileyen Mehmet Reşit Efen-di’nin kurtuluş mücadelesine inanma ve katılma süreci anlatılmaktadır. Önceleri Osmanlı’nın devamına ina-nan ve halifeye bağlı olan hoca, daha sonraları Kuva-yı Milliye’ye katılacaktır.

Cevap: E

12. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı dengesiz, arayış içindeki kişileri aracılığıyla yaşadığı dönemin eleştirisini yüklenir. İronik bir anlatımla iki uygarlık arasında bocala-yan Türk toplumunun tablosunun çizildiği roman, asli kişi Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınmıştır. Tanpı-nar, bu yarı meczup kahramanın kişiliğinde, geçmiş öz-leminden kurtulamayan, geçmişe saplanmış aydınları eleştirirken, bir yandan da İkinci Meşrutiyet’in ilânından başlayarak siyasetin güdümündeki sanat anlayışını, üni-versite çevresinin içe dönük kısır çatışmalarını, devlet parasıyla zengin olan kişileri eleştirir.

Cevap: A

13. Ahbdülhak Şinasi Hisar tarafından kaleme alınan ikinci roman Çamlıcadaki Eniştemiz’de (1944) sıra dışı biraz da tuhaf olarak nitelendirilebilecek Hacı Vamık Bey’in kişiliğinde ve geçmiş-şimdi çatışması içinde günümüze aydınlık mesajlar getirir. Bir eleştirmenin söyleyişiyle Çamlıcadaki Eniştemiz romanı, “Eski İstanbul’u ve üst kat insanlarını, yaşayışlarını, köşkleri, yalıları, eğlen-meleri; avuntularıyla bireyci, izlenimci yöntemde bir özlem örtüsü arasından göstermesi” bakımından aynı zamanda belgesel bir özelliğe de sahiptir.

Cevap: B

14. Samet Ağaoğlu:

• Türk Edebiyatında Peyami Safa’dan sonra “in-san psikolojisi” üzerinde en fazla duran hikâye-cimizdir.

• “Ben Dostoyevski’yi on beş yaşımdan beri oku-maktayım. Tesiri altında kaldığım muhakkak.” di-yen yazar, Rus yazarı Dostoyevki’nin tesiri altında kaleme aldığı psikolojik hikâyeleriyle dikkati çeker.

• Ona göre amaç ne olursa olsun hikâye ve ro-manın tek konusu ve bel kemiği insan ve insan psikolojisidir.

• Strazburg Hatıraları (1945), Zürriyet (1950), Öğret-men Gafur (1953), Büyük Aile (1957), Hücredeki Adam (1964), Katırın Ölümü (1965), yazarın hikâye kitaplarıdır.

Cevap: C

15. Bahaeddin Özkişi:

• 1960 sonrası mistik eğilimli öykü ve roman ya-zarlarındandır.

• Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yönlendirmesiyle yaz-maya başlamıştır.

• Açık, yalın bir dille tarihi ve güncel romanlar, öy-küler yazmıştır.

• Doğaüstü güçlerin de karıştığı bir cinayet olayı çevresinde gelişen “Sokakta” adlı romanında ge-leneksel değerlerin yozlaşmasını ve Batılılaşma sürecini ele almıştır. Bu romanıyla 1975 Peyami Safa Roman Yarışması’nda başarı ödülü almış-tır.

Cevap: D

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Toplumcu Gerçekçiler ve Köy Gerçekçiliğine Yönelenler (Roman ve Hikaye) 441. Toplumcu gerçekçi roman ve hikâye eğilimi, Cum-

huriyet döneminde oluşmuş bir eğilimdir. Cumhuriyet döneminde oluşan toplumcu gerçekçi şiire paralel bir gelişme gösterir. Konu olarak daha çok, işçi ve köy-lülerin sorunları, patron-işçi ve ağa-köylü çatışması, köylere ve Anadolu’ya ilgisizlik, köyden kente göç, yöneticilerin ve politikacıların yozlaşmışlığı işlenmiş-tir.

Cevap: B

2. Sabahattin Ali’nin ilk romanı olan “Kuyucaklı Yusuf”, toplumsal gerçekçi Türk edebiyatının ilk başarılı ör-neğidir. Yazar bu romanında bir köy çocuğu olan Yu-suf’un acıklı hikâyesini anlatır.

Cevap: D

3. Türk edebiyatında toplumcu gerçekçi roman ve hikâ-ye, 1955’ten sonra köy gerçekliğini öne çıkaran bir eğilim göstermiş ve bu alanda zengin bir birikim or-taya çıkmıştır. Daha önceden toplumcu gerçekçi çiz-gide eser veren Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Kemal Bilbaşar, Samim Kocagöz ve Necati Cumalı gibi güçlü yazarların yanında, Köy Enstitü-sü çıkışlı olan Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Talip Apaydın ve Dursun Akçam gibi genç yazarlar da bu eğilim doğrultusunda önemli yapıtlar vermişlerdir.

Cevap: A

4. Fakir Baykurt:

• Köy hayatını anlatan ilk romanı “Yılanların Öcü”-nü 1954 yılında yazmıştır.

• “Kaplumbağalar” köy sorunlarını ve gerçeklerini gözler önüne serdiği, sosyal yaralara parmak bastığı bir diğer önemli romanıdır.

• “Yılanların Öcü”, “Irazca’nın Dirliği” ve “Kara Ah-met Destanı” Fakir Baykurt’un üçlemesi olarak anılır.

Cevap: C

5. Aziz Nesin, sadece Türk edebiyatının değil, dünya mizah edebiyatının da sayılı isimleri arasında yer alan önemli bir sanatçımızdır. “Çağımızın Nasreddin Hoca’sı” olarak kabul edilir.

Cevap: E

6. Muzaffer İzgü, 1950 sonrasının toplumcu gerçek-çi mizah yazarlarındandır. Öykü, roman, tiyatro ve çocuk kitapları yazmıştır. Yapıtlarında yurt gerçek-lerini, Anadolu insanının yaşadığı sorunları eleştirel bir gözle anlatmıştır. Olayları ve durumları yalın bir anlatımla öyküye dönüştürmekte oldukça başarılı bir yazardır. “Üç Halka Yirmi Beş” ve “Zıkkımın Kökü” adlı romanları sinemaya uyarlanmıştır.

Cevap: D

7. Orhan Kemal:

• “Kardeş Payı” adlı öyküsüyle 1958 Sait Faik Abasıyanık Hikâye Armağanı’nı almıştır.

• 1967’de “72. Koğuş” oyunu ile Ankara Sanatse-verler Derneği tarafından en iyi oyun yazarı se-çilmiştir.

• 1969 yılında “Önce Ekmek” adlı kitabı ile Türk Dil Kurumu Ödülü’nü ve Sait Faik Hikâye Armağa-nı’nı almıştır.

• “Baba Evi”, “Avare Yıllar”, “Cemile”, “Dünya Evi” daha çok kendi hayatını anlattığı otobiyografik romanlardır.

Cevap: E

8. Abbas Sayar, “El Eli Yur El de Yüzü” romanında poli-tika ile uğraştığı dönemdeki anılarından yola çıkarak 1954 – 1957 seçimlerinde köylünün politikacılara ba-kışını, politikacılarla köy halkının birbirlerinden bek-lentilerini bir kara mizah örneği olarak gözler önüne serer.

Cevap: C

2

44 Toplumcu Gerçekçiler ve Köy Gerçekçiliğine Yönelenler (Roman ve Hikaye)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Bekir Yıldız:

• 1960 sonrasının önemli toplumcu gerçekçi ya-zarlarından biridir.

• Yalın, gerçekçi, çarpıcı bir öykü dili vardır.

• Öykülerinde genellikle Güneydoğu insanının töre, gelenek, ağa-köylü ilişkisi, kaçakçılık, kan davası gibi konular çevresinde trajik yaşamını anlatmıştır.

• “Türkler Almanya’da” romanıyla işçi göçünün yarattığı sorunlara ilk dikkat çekenlerden biri ol-muştur.

• “Halkalı Köle” adlı romanında evlilik romanına sert eleştiriler getirmiştir.

• “Bedrana”, “Kara Çarşaflı Gelin”, “Halkalı Köle”, “Umut Zamanı” adlı öyküleri filme alınmıştır.

Cevap: B

10. Dursun Akçam tarafından kaleme alınan köşe yazı-ları, öykü ve romanlar yazmıştır. İlk yazısı “Köyden Sesler” adıyla 1952’de Varlık dergisinde çıktı. Ama asıl adını, “Analarımız” röportajıyla birincilik kazana-rak duyurdu. Sonraki yıllarda yazdığı öykü ve roman-larıyla kırsal kesimin gerçeklerine ilişkin gözlemlerini edebi, mizahi bir üslupla anlatmıştır. “Haley” adlı öyküsü ve “Kanlı Derenin Kurtları” romanı ödüllüdür.

Cevap: E

11. Sadri Ertem; Türk edebiyatında işçi sorunlarından söz eden ilk eserler olan “Bacayı İndir Bacayı Kaldır” öyküsü ile “Çıkrıklar Durunca” romanını yazmıştır. Bu eserlerde fabrikadan çıkan ithal kumaşların yerli dokumacılığı yok etmesini ve bunun sonunda oluşan işsizliği işlemiştir. “Çıkrıklar Durunca” sosyal roman türünün ilk örnekleri arasında yer alır.

Cevap: A

12. Faik Baysal, kimi yapıtlarında gözlemlediği köy ve kasaba gerçeklerini “natüralist” bir bakış açısıyla, acımasız ve kaba yanlarıyla, bir belgesel gibi aktar-mıştır. Henüz köy-kent kavramlarının edebiyatımız-da tartışılmadığı bir ortamda, toplumcu bir bakışla gerçekçilik savının roman ve öyküde nasıl yer ala-cağını göstermiştir. İlk öykü kitabı “Perşembe Ada-sı”dır. Küçük insanların özlemlerini, düş kırıklıklarını, yaşamlarıyla ilgili acı olayları hikâyeleştirdiği “Sancı Meydanı” ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazan-mıştır.

Cevap: D

13. Rıfat Ilgaz; şair, romancı ve öykü yazarıdır. 1982’de “Yıldız Karayel” romanı ile hem Madaralı Roman Ödülü’nü hem de Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmıştır. 1987’de “Ocak Katırı Alagöz” ile Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü’nü; 1993’te de Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü’nü almıştır.

Cevap: C

14. Mahmut Makal, köy edebiyatı akımının öncü kişile-rindendir. Hatta bu akımı başlatan kişi olarak bilinir. “Bizim Köy” romanıyla tanınır. Burada köy gerçek-lerini sade, açık, herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatır. Bu eseri, köy edebiyatını başlatan eser ola-rak kabul edilir. 1950 ve 1956 yıllarında UNESCO Dünya Kültürü Hizmet Ödülü’nü bu eseriyle alır.

Cevap: B

15. Hikâyelerini Anadolu’dan Hikâyeler, Cevizli Bahçe, Pazarlık, Pembe Kurt, Üç Buutlu Hikâyeler, Irgatla-rın Öfkesi isimli kitaplarında toplayan Kemal Bilba-şar, daha çok memleket hikâyeleri sınırları içinde kalması ve eleştirel gerçekçi kimliğiyle dikkati çeker. Sanat hayatına hikâye ile başlayan yazar, genellikle konularını Kuzey-Anadolu ve Batı-Anadolu bölge-si kasaba insanlarının hayatlarından alır. Çok açık tezatlar üzerine (tutucu kişi- aydın kişi, zengin-fakir, güçlü-zayıf) kurguladığı hikâyelerinde İkinci Dünya Savaşı yılları ve sonrasında yaşanan sosyal/toplum-sal aksaklıkları rüşvet, kumar, fuhuş, karaborsacılık, vurgunculuk vb.) anlatır.

Cevap: C

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Modernizmi Esas Alanlar ve Postmodernistler (Roman ve Hikaye) 451. Türk edebiyatında postmodern tarzda ilk eser veren

kişi Oğuz Atay’dır. Oğuz Atay özellikle Tutunama-yanlar adlı romanıyla modern şehir yaşamı içinde bireyin yalnızlığını, toplumdan kopuşunu, toplumsal ahlâk, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan yani tutunamayan insanları anlatmıştır.

Cevap: B

2. Yusuf Atılgan’ın, ilk romanı Aylak Adam çağdaş bire-yin trajedisini yansıtan bir kent romanıdır. Romanda, geçim derdi olmayan, bohem bir hayat yaşayan C. adlı genç bir adamın, gerçek sevginin peşine düştük-ten sonra uğradığı hayal kırıklığı anlatılır.

Cevap: E

3. Selim İleri’nin Bir Akşam Alacası romanı 1981’de yayımlanır. Sanatçı-aydın ilişkileri çerçevesinde geli-şen romandır. Kendini kabul ettirmiş, ünlenmiş ama bütün bunlarla tatmin olmamış; hayatından ve sa-natından kopmuş bir ressam ile sanatında arayışlar içinde olan bir romancı olan Emre Taran’ın toplum-sal ilişkileri, iç yaşantıları ile anlatılır.

Cevap: C

4. Adalet Ağaoğlu, edebiyat dünyasına tiyatro eleşti-rileriyle adımını atmış, sonra da şiire ve oyun yaz-maya yönelmiştir. İlk romanı olan “Ölmeye Yatmak”ı 1973’te yayımlamış, bu eserinden sonra öykü ve roman yazmaya ağırlık vermiştir. Genellikle aydınla-rın sorunlarını ve ilişkilerini irdelediği romanlarında egemen ideolojilerin bunalttığı, toplumsal çözülüşün çaresizliğe, yalnızlığa ittiği küçük burjuva kökenli bireylerin açmazını, dünya görüşüyle yaşam biçimi-nin çatışması sonucu içine düştükleri çelişkileri ele almıştır.

Cevap: A

5. Pınar Kür, öykü ve romanlarında kullandığı yöntem-ler ve konularıyla bir kurmaca ustası olduğunu ortaya koyar. Onun yapıtlarında kurmaca ve üst – kurmaca arasında kurulan ilişkiler, yapıtın okura iletilmek is-tenen iletisi ile daima bir ilişki içindedir. Romanları Yarın Yarın (1976), Küçük Oyuncu (1977), Asılacak Kadın (1979), Bitmeyen Aşk (1986), Bir Cinayet Ro-manı (1989), Sonuncu Sonbahar (1992) ve Cinayet Fakültesi (2006)dir.

Cevap: B

6. Bozbulanık (1952), Topal Koşma (1956) ve Korsan Çıkmazı (1961) adlı eserler Nezihe Meriç’e aittir. Nezihe Meriç, bireyi ön plana alarak, çalışmalarının odağına yerleştirdiği kadın karakterlerin, iç dünya-larına, yaşantılarına, duygu ve düşüncelerine ce-saretle eğilmiş ve onların toplumdaki konumlarını sorgulamıştır. Yapıtlarında sergilediği özgün tarzıyla ilgi çeken yazar, ortaya koyduğu ürünlerde, benzer karakterde kadınların sorunlarını dile getirmiştir.

Cevap: E

7. Vüs’at O. Bener:

• Çağdaş Türk edebiyatının yenilikçi öykü, roman ve oyun yazarlarındandır.

• Çok fazla yazmayan, geniş bir okur çevresine ulaşmamış, fakat yapıtlarında kullandığı anlatım teknikleri, oluşturduğu kurguları, parçalı veya çok katmanlı anlatımı ve yarattığı yeni dille Türk edebiyatında çok özgün bir yere sahip, “öncü” bir yazardır.

• Yazar, eserlerinde daha çok bireyin iç dünyasını, yaşadığı yabancılaşmayı, çatışmaları, kendini sorgulamasını, korku ve kaygılarını yer yer döne-min toplumsal olaylarına da yer vererek anlatır.

• Yazarın kitaplaşmış eserleri Dost (1952), Yaşa-masız (1957), Ihlamur Ağacı (1962), Buzul Çağı-nın Virüsü (1984), İpin Ucu (1989), Bay Muannit Sahtegi’nin Notları (1991), Siyah-Beyaz (1993), Manzumeler (1994), Mızıkalı Yürüyüş (1997), Kara Tren (1998) ve Kapan (2001) şeklindedir.

Cevap: C

2

45 Modernizmi Esas Alanlar ve Postmodernistler (Roman ve Hikaye)

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. Bilge Karasu tarafından kaleme alınan “Göçmüş Kediler Bahçesi” isimli anlatı kitabı; bir ana öykü ve onunla ilişkilendirilen on üç alt öyküyle birlikte bir bütündür. Kitabın alt öyküleri ana öyküyle ilişkilendi-rerek yazılmıştır. “Göçmüş Kediler Bahçesi” ana öy-küdür. Eserin bütününe bakıldığında, yazar alışılmı-şın dışında bir yöntem kullanır. Biçimsel olarak ana öykü alt öykülerin arasına serpiştirilmiştir. Başka bir ifadeyle on üç farklı öykü temel anlatımın aralarına, yazarın uygun bulduğu yerlere dağılmıştır.

Cevap: D

9. Ferit Edgü ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Öykülerinde bireyin varoluş kaygılarını yalnızlık, özgürlük, bunaltı ve iletişimsizlik izlekleri bağla-mında irdeleyen bir yazarımızdır.

• “Beklenmeyen Konuk”, “birey oluş” aşamasında kendisiyle ve dünyayla yüzleşen bireyin çatış-malarının öyküsüdür. Düşüş, kopuş ve çözülüş yaşayan “uyku” halindeki bireyin “uyandırılması” öykünün temel etimonudur.

Cevap: B

10. İhsan Oktay Anar ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Romanlarında metinlerarasılık, roman metnini alışılmış şeklinden uzaklaştıracak kadar etkilidir.

• Romanlarının diğer türlerle ilişkisini, pastiş ve parodi teknikleri yoluyla taklit (imitation) üzerine kurar.

• Yazar üslûp ve içerik taklitleri yoluyla romanları-nın bütün ögelerini kesinlikten uzaklaştırmakta; kesin bilgiden değil düşsel ve yorumsal bilgiden yana olduğunu ortaya koymaktadır.

• Kitab-ül Hiyel (1996), Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri (1998), Amat (2005) ve Suskunlar (2007) gibi romanları olan yazarın metinlerindeki çok kültür-lülük ve çok seslilik, onları klasik roman kuralla-rından tamamen uzaklaştırır.

Cevap: E

11. Türk romanında Postmodern yöntemler ve eği-limler açısından incelenebilecek bazı romanlar ve yazarları şu şekilde sıralanabilir:

• Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar

• Ahmet Altan - Tehlikeli Masallar

• Pınar Kür - Bir Cinayet Romanı

• Orhan Pamuk - Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale

• Latife Tekin - Sevgili Arsız Ölüm

• İhsan Oktay Anar - Puslu Kıtalar Atlası

• Süreyya Evren - Postmodern Bir Kız Sevdim

• Nedim Gürsel - Boğazkesen

• Hasan Ali Toptaş - Bin Hüzünlü Haz

• Metin Kaçan - Fındık Sekiz

Cevap: B

12. Rasim Özdenören tarafından kaleme alınan “Çok Sesli Bir Ölüm” hikâye kitabı; “Çok Sesli Bir Ölüm”, “Sabah Aralığı”, “Kan” ve “Çatışma” adlı dört hikâyeden oluşur. Maraş’a özgü halk kültürünü özümseyen yazar, bu öy-külerde; sosyolojik ve kültürel öğeleri yoğun bir şekilde işler ve yöre insanının üzerinde derinlemesine sosyolojik ve psikolojik tahliller yapar.

Cevap: C

13. Tomris Uyar:

• İlk kitabı “İpek ve Bakır”da orta tabakadan insan-ların yaşamına değinmiştir.

• “Diz Boyu Papatyalar” kitabında kabadayılardan eski artistlere, yoksullara yönelmiştir.

• “Yürekte Bukağı”daki öykülerinde, yozlaşan top-lumda kurtuluş arayan tipleri anlatmıştır.

• “Gece Gezen Kızlar”da dokuz eski masalın günü-müz yaşayışına yansımaları üzerinde durmuştur.

• “Yürekte Bukağı” ve “Yaza Yolculuk” öyküleri ile iki kez Sait Faik Hikâye Armağanı’nı almıştır.

Cevap: E

14. Füruzan; ilk hikâye kitabı olan “Parasız Yatılı” ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı alınca ünlenmiştir. 1975’te davetli olarak Berlin’e gitmiş, orada bir yıl kal-mış ve Türk işçilerle röportajlar yapmıştır. 1989’da “Be-nim Sinemalarım” adlı öyküsü sinemaya uyarlanmıştır. 1960 sonrasında Türk edebiyatında, roman röportaj, şiir, gezi yazısı, tiyatro türlerinde eserler vermiş olması-na rağmen daha çok hikâyeci kimliğiyle ünlüdür.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Popüler Romancılar 461. Popüler romanlarla ilgili şunlar söylenebilir:

• Kişiler ve olaylar olduğu gibi yansıtılır.

• Kahramanları örnek alınacak ideal özelliklere sa-hip bir toplumda göze çarpan kişilerdir.

• Olaylar ve entrikalar boldur.

• Sanatsal bir kaygı olmadığından sanat akımları ve teorileriyle pek ilgi yoktur.

• Her şey siyah beyazdır.

• Çok uzun bir süreyi kapsarlar.

• Önemli olan eylemler ve tutkulardır.

• Bulundukları dönemin okuyucularının isteklerine göre önceden belirlenen kriterlere göre yazılırlar.

• Kahramanları arasında önem dereceleri vardır.

• Kişilerinin yaşayışları toplum kuralları çerçeve-sindedir.

• Daima iyilerin kazandığı eserlerdir.

• Mekan yönünden oldukça zengindirler.

• Eserlerde yer alan fikirler yeni değildir.

• Kurguları klişedir.

• Gerilimli ve gizemli bir anlatım tekniği kullanılır.

• Sade ve anlaşılır bir kitap dili kullanılır.

• Dil bilgi verici ve değerlendirici niteliktedir.

Cevap: D

2. Mahmut Yesari, Cumhuriyet dönemi popüler roman ve oyun yazarlarındandır. Genellikle yanlış Batı-lılaşma, yeni yetme zenginler, yoksulların yaşam mücadelesi gibi konuları işlemiştir. Edebiyatımızda “popüler romanı edebi romana bağlayan kişi” olarak değerlendirilmiştir.

Cevap: B

3. Murat Sertoğlu Cumhuriyet döneminin önemli popü-ler romancılarındandır. Zevaco’nun etkisinde kalan ve hatta “Türkiye’nin Mişel Zevaco”su olan, Murat Sertoğlu “pehlivan” romanları ve “efe” konulu tarihî romanlar yoğunlukta olmak üzere yüzlerce roman yazar ve 1950’li yıllarda Zevaco’nun eserlerinin bü-yük bir bölümünü çevirir. 1950’li yıllardan sonra üret-tiği Battal Gazi serileriyle tarihî roman alanında şöh-reti yakalamış olan yazarın Çakırcalı Mehmet Efe (1941), Çakırcalı Mehmet Efe Nasıl Vuruldu (1941) kitapları da tarihî romandır.

Cevap: C

4. Polisiye edebiyatın son döneminde daha önce edebi-yatımızda olmayan polis prosedürleri türünde eserlere de rastlanmaktadır. Emrah Serbes tarafından kaleme alınan Bir Ankara Polisiyesi alt başlığını taşıyan ve Behzat Ç. adlı komiseriyle ünlenen iki romanlık eseri popüler polisiye türünün en başarılı örneğidir.

Cevap: E

5. Osman Cemal Kaygılı:

• Babıâli’de devamlı çalışması ve yazarlığı meslek edinmesi Alay adlı mizah dergisinde 1920 yılın-da başlar.

• Yazarın sürgündeyken yazdığı ilk hikâyesi Çu-valcı Şeyhinin Halefi de Aka Gündüz ve Ercü-ment Ekrem Talu’nun çıkardığı Alay dergisinde neşredilir.

• Yazar 1921’de Ayîne adında bir mizah dergisi çıkarır.

Cevap: A

6. Kemalettin Tuğcu, “Bir Ocak Söndü” hikâyesinde sosyologların yakından ilgilendiği köyden şehre göç konusunu ele almıştır. Fakat bu meseleyi soyut ola-rak değil somutlaştırarak, köyden şehre göç eden bir karı kocanın yaşantısından hareketle incelemiştir. Eseri değerlendirirken iç göçlerin ortaya çıkardığı işsizlik, barınma sıkıntısı ve kültür çatışması sorun-larını olay örgüsü aracılığıyla dile getirmiştir.

Cevap: E

7. Ahmet Mithat’la başlayan Hüseyin Rahmi ve Ahmet Rasim’le süren geleneğin son halkası olarak değer-lendirilen Osman Cemal Kaygılı, onlar gibi halka dönük konuları işlemiştir. Yetiştiği ve yaşadığı çevre yönünden çağdaşlarından farklı olan yazar, kalem oynattığı bütün ürünlerde bu çevreyi okura hisset-tirmiştir. Kendinden önce ve sonrakilerin uzaktan baktığı kenar mahallelere girmiş, oradaki insanlarla kaynaşmış, çoğu zaman gözlemlerini belgesel niteli-ğinde aktarmıştır. Diğer edebî türlere göre, uzun so-luklu sayılabilecek roman macerası onun için 1935 yılında ancak başlar. Çingeneler, sanatçının 1935 yılında Haber gazetesinde tefrika edilmeye başlayan en tanınmış eseridir.

Cevap: B

2

46 Popüler Romancılar

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

8. Ercüment Ekrem Talu, Kundakçı romanında İstan-bul’un güzide semtlerindeki tiplerin toplumsal norm-lara aykırı ilişkilerini karakterlere yönelik herhangi bir eleştiri ya da yorum getirmeksizin ele almıştır. Yazar, bireysel yönden varoluşlarını gerçekleştirememiş, mirasyedi kadınların Şekip isimli hercai ve bencil bir karakter tarafından can alıcı sözlerle kandırılma-sı hadisesinin yine bu kadınlar üzerindeki etkilerine çarpıcı bir yaklaşım sergilemek amacıyla eserine yakan, zarar veren anlamlarını da taşıyan Kundakçı ismini vermiştir.

Cevap: C

9. Kerime Nadir ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Cumhuriyet dönemi ilk kuşak kadın yazarlar ara-sında yer almaktadır.

• Romanın, gündelik hayatın kopyası olmadığını günlük yaşam dışında bize mesaj getiren bir va-sıta olduğunu savunur.

• Romanlarını bir ideolojiyi taşımak ya da yaymak için kullanmamaktadır.

• Yeşil Işıklar (1937), Hıçkırık (1938), Günah Bende Mi? (1939), Seven Ne Yapmaz? (1940), Samanyolu (1941), Funda, Gelinlik Kız (1943), Aşka Tövbe (1945), Uykusuz Geceler (1945) gibi eserleri vardır.

Cevap: D

10. Yeni dönem muhafazakarlığının nicel ve nitel olarak etkilediği bir başka tür hidayet romanlarıdır. Hidayet romanları 1968 yılında Hekimoğlu İsmail’in Minyeli Abdullah adlı eseri ile başlamış, 80 ve 90’lı yıllarda yazılmaya devam etmiştir. 1980 öncesi hidayet ro-manlarında zaten dindar olan bireylerin ülkelerinde dinlerini daha açık biçimde yaşama istekleri konu edilmiştir. Yakın dönemdeki hidayet romanlarının neredeyse tamamı bu çizgiden ayrılıp arayış içerisin-de olan insanların dini keşfetmelerini konu etmiştir.

Cevap: B

11. 1905 tarihli Münevver adlı roman Güzide Sabri Ay-gün’e aittir. Bu romanında kadın karakterin en büyük bireysel etkinliği ut çalmaktır. Ut, çok rahat ve açık bir biçimde duygularını dile getiremeyen kadın için önemli bir ifade aracıdır. Kadın, konuşarak paylaşa-madığı şeyleri ancak bu yolla dillendirmektedir.

Cevap: A

12. Mahmut Yesari; Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan “Çulluk” adlı eserini yazabilmek için bir süre Cibali Tütün Fabrikası’nda çalışarak gözlem yapmıştır.

Cevap: C

13. Feridun Fazıl Tülbentçi:

• Cumhuriyet döneminin popüler tarihi roman ya-zarı ve aynı zamanda gazete yazarıdır.

• 1939’dan sonra şiiri bırakarak tarihî araştırmala-ra ve tarihi romanlar yazmaya başlamıştır.

• Serhatlerin Çocuğu Sultan Yıldırım Bayezid (1947), Yavuz Sultan Selim Ağlıyor (1947), Bar-baros Hayrettin Geliyor (1949), Osmanoğulları (1950), Sultanların Aşkı (1952), İstanbul Kapı-larında (1954; yeni baskısı: İstanbul’un Fethi adıyla), Şah İsmail (1956), Turgut Reis (1958), Cem Sultan (1959), Hürrem Sultan (1960), Ka-nunî Sultan Süleyman (1962), Şanlı Kadırgalar (1964) romanları yayınlanmıştır.

Cevap: E

14. Güzide Sabri Aygün; Ölmüş Bir Kadının Evrâk-ı Metrukesi romanıyla ünlenmiştir. Hicran Gecesi ro-manında Serap adlı, evlatlık alınmış bir genç kızın yaşadığı yasak aşk ile toplumun koymuş olduğu kurallar arasındaki duruşu anlatılmaktadır. Serap, yaşlı bir erkek olan Fazıl Şükrü ile evlenmek zorun-da kalmıştır. Bu evde Fazıl Şükrü’nün arkadaşının oğlu Celal’le tanışır. Serap ile Celal arasında baş-layan aşk ilişkisi, karşısında toplumun yapılır yahut yapılmaz dediği davranış değerlerini bulur. Bu aşk yapılmaz grubundadır. Bu durumda Celal - İlhan iliş-kisi devreye girer. Celal, İlhan’ı alarak uzak diyarlara gider. Serap da intihar eder.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

1980 Sonrası Roman ve Hikaye 471. Yekta Kopan, 2007 yılında yayımlanan “Karbon

Kopya” adlı öykü kitabı ile aynı yıl Dünya Kitap Ödül-leri’nde “Yılın Telif Kitabı” ödülünü almıştır. “Aşk Mut-fağından Yalnızlık Tarifleri” adlı öykü kitabı 2002 Sait Faik Hikâye Armağanı’na, “Bir de Baktım Yoksun” adlı öykü kitabı ise 2010 yılında hem Haldun Taner Öykü Ödülü’ne hem de Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne değer görülmüştür.

Cevap: C

2. Ahmet Ümit’in gerilim duygusunu çok iyi kullandığı ve 1996 yılında yayımladığı “Sis ve Gece” adlı po-lisiye romanı Türkiye’de büyük yankı uyandırmış ve tartışmalara yol açmıştır. Bu roman daha sonra Yunanistan’da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı unvanını kazanmıştır.

Cevap: E

3. Alev Alatlı’nın ilk romanı “Yaseminler Tüter mi Hala?” Ocak 1985’te çıkmıştır. İkinci kitabı “İşkenceci” 1986 yılında yayınlanmıştır. Bu eserinde şiddeti ve işken-ceyi irdelemiştir. “Aydınlanma Değil, Merhamet!” adlı romanıyla 2006 yılında Moskova’da Mikhail A. Sho-lokhov 100. Yıl Roman Ödülü’nü kazanmıştır.

Cevap: B

4. Oya Baydar, 12 Eylül Darbesi sırasında yurt dışına çıkmış ve on iki yıl boyunca Almanya’da sürgünde kalmıştır. Almanya’da sosyalist sistemin çöküş sü-recini yakından yaşayan yazar, bu süreci 1991’de yayımladığı “Elveda Alyoşa” adlı öykü kitabında an-latmıştır.

Cevap: D

5. Buket Uzuner’in 1991’de yayımladığı ilk romanı “İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Di-ğerleri” büyük ilgi görmüştür. 1993’te ikinci romanı olan “Balık İzlerinin Sesi”ni yayımlamıştır. “Kumral Ada Mavi Tuna”, “Uzun Beyaz Bulut-Gelibolu”, “İs-tanbullular” diğer romanlarıdır.

Cevap: A

6. Latife Tekin, 1983’te yayımlanan ve büyük bir ilgi ile karşılanan “Sevgili Arsız Ölüm” adlı ilk romanında kırsal kesimden gelip kente yerleşen bir ailenin ya-şamını masalsı bir hava içinde vermiştir. Eserleri Al-manca, Fransızca, İtalyanca, Farsça gibi birçok dile çevrilmiştir.

Cevap: B

7. Ahmet Altan, 1982 yılında “Dört Mevsim Sonbahar” adlı ilk romanını yayımlamıştır. Akademi Kitabevi Roman Ödülü’nü kazanan bu eserde baba, oğul, sevgili üçgeni içinde geçen olay örgüsüyle kuşaklar arası çatışmayı ele almıştır.

Cevap: A

8. Ayşe Kulin 2002 yılında yayımladığı “Nefes Nefese” adlı romanında İkinci Dünya Savaşı sırasında yüz-lerce Yahudi’yi soykırımdan kurtaran Türk diplomat-larının kahramanlıklarını bir aşk öyküsüyle birlikte işlemiştir.

Cevap: B

2

47 1980 Sonrası Roman ve Hikaye

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Ayfer Tunç’un “Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek-70’li Yıllarda Hayatımız” adlı eseri, 2001 yılında yayımlanmıştır. Yazar bu eserle 2003 yılında altı Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen Balka-nika Ödülü’nü kazanmıştır. Eserin altı Balkan diline çevrilmesine karar verilmiştir.

Cevap: D

10. Leyla Erbil 2002 yılında PEN yazarlar derneği ta-rafından Nobel Edebiyat Ödülü’ne ülkemizden ilk kadın yazar adayı olarak gösterilmiştir. “Tuhaf Bir Kadın”, “Karanlığın Günü”, “Mektup Aşkları”, “Cüce”, “Üç Başlı Ejderha” adlı romanları; “Hallaç”, “Gece-de”, “Eski Sevgili” adlı hikâyeleri vardır.

Cevap: C

11. Cemil Kavukçu’nun öyküleri, 1980 yılından itibaren çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. “Patika” adlı ese-riyle 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’nü ve 1996 yılında “Uzak Noktalara Doğru” adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, 2009 yılında “Angelacoma’nın Duvarları” adlı otobiyografik anlatı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazanmış-tır.

Cevap: B

12. 1983 yılından itibaren edebiyat üzerine ilk yazıları-nı çeşitli dergilerde yayımlayan Ayfer Tunç, Sokak dergisinde, Güneş ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde ça-lışmıştır. “Saklı” adlı öyküsüyle 1989 yılında Cum-huriyet gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi Öykü Armağanı’na katılan yazar birincilik ödülü almıştır. Yazarın Sait Faik’in öykülerinden hareketle yazdığı “Havada Bulut” adlı senaryosu 2003 yılında filme çekilmiştir.

Cevap: E

13. İnci Aral, ilk hikâye kitabı olan “Ağda Zamanı” ile 1980’de Akademi Kitabevi Başarı Ödülü’nü, “Kıran Resimleri” adlı hikâye kitabı ile 1983’te Nevzat Üstün Hikâye Ödülü’nü almıştır.

Cevap: A

14. Latife Tekin’in senaryosunu yazdığı “Bir Yudum Sev-gi” adlı film çok beğenilmiş ve ödül almıştır. “Berci Kristin Çöp Masalları”, “Gece Dersleri”, “Buzdan Kılıçlar”, “Aşk İşaretleri”, “Ormanda Ölüm Yokmuş”, “Unutma Bahçesi”, “Muinar” adlı romanları vardır.

Cevap: C

15. Ahmet Altan’ın eserleri ile ilgili şunlar söylene-bilir:

• Büyük ilgi gören “Yalnızlığın Özel Tarihi” adlı ro-manında mutsuz insanların arayışlarla dolu ha-yatlarını anlatmıştır.

• 1998’de yayımlanan ve büyük ilgi gören “Kılıç Yarası Gibi” adlı romanında insan ilişkilerini, duygularını, aşklarını derinlemesine irdelemiştir.

• 2001 yılında yayımladığı “İsyan Günlerinde Aşk” adlı romanı “Kılıç Yarası Gibi” romanının devamı niteliğinde bir romandır ve romanda 31 Mart Va-kası ele alınmıştır.

Cevap: D

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Cumhuriyet Dönemi Tiyatrosu 481. Haldun Taner, 1950’lerde oyun yazmaya başlamış

olan ve tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini veren Haldun Taner, tiyatroculu-ğumuzda bir dizi yeniliğe imza atmıştır. “İlk kabare tiyatrosunu kurmuş” ve edebiyatımızda “ilk epik tiyat-royu” (Keşanlı Ali Destanı) yazmıştır. Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siya-sal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazmış-tır.

Cevap: B

2. “Ancak oynarken gerçekten var oluruz biz.” sözüyle tiyatro ve yaşam arasındaki ilişkiyi dile getiren Turan Oflazoğlu; Deli İbrahim, IV. Murat, Gardiyan ve Sok-rates Savunuyor adlı eserleri ile tanınmıştır.

Cevap: E

3. Güngör Dilmen’in tiyatro türündeki eserleri Galile’nin Günahları, Osmanlı Dram Kampanyası, Hâkimiyeti Milliye Aş Evi, Kurban, Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını, Ben Anadolu, Bağdat Hatun, Deli Dumrul, Midas’ın Kulakları, Midas’ın Altınları, Midas’ın Kör-düğümü, Akad’ın Yayı, Anzavur şeklindedir.

Cevap: D

4. Orhan Asena’nın asıl mesleği tıp doktorluğudur. 1950 sonrası Türk tiyatrosunun en önemli yazar-larından birisidir. Çok üretken bir oyun yazarı olan Orhan Asena, edebiyat eleştirmenlerince “Türk tiyat-rosunun Shakespeare’i” olarak değerlendirilir. Oyun-larında daha çok tarihî konuları ve bireysel başkal-dırı temalarını ele almıştır. Tarihî konuları ele aldığı oyunlarında olay ve karakterlerde rötuşlar yapmak-tan kaçınmamıştır.

Cevap: A

5. Turgut Özakman ile ilgili şunlar söylenebilir:

• Devlet Tiyatroları’nda oyunu sergilenen en genç oyuncu unvanına sahiptir.

• İlk oyunu Masum Katiller’i on altı yaşındayken yazmıştır.

• 1951’de Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen Pem-be Evin Kaderi’yle henüz yirmi bir yaşındayken tiyatro yazarı olarak üne ulaşmıştır.

• İlk oyunları “benzetmeci” anlatımla yazılmış, “ka-palı biçim” özellikleri taşıyan gerçekçi yapıtlardır.

Cevap: E

6. İlk profesyonel tiyatro eseri Deli’yi 1957 yılında ya-zan ancak ününü Bir Kilo Namus ve Cengiz Han’ın Bisikleti oyunlarıyla yapan tiyatro yazarı Refik Erdu-ran’dır. Oyunları daha çok güldürü ve vodvil türünde-dir. Yerleşik yargıları eleştiren komedi ve dramaları önemlidir.

Cevap: A

7. Cevat Fehmi Başkut, “Paydos” adlı oyunuyla dış ül-kelerde oyunu sahnelenen ilk Türk yazarı unvanını almıştır. Sanatçı günlük hayat içinde insanlar arasın-daki gülünç çatışmaları yansıtan komedileri ile tanın-mıştır. Türkiye’de Cumhuriyet’ten sonra ortaya çıkan değişimleri, mizah unsurlarını kullanarak anlattığı oyunları, yaygın bir ün kazanmıştır.

Cevap: C

8. Çoğu gerçek bir olaya dayanan, ayrıca belgesel ni-telik taşıyan oyunlar arasında Bilgesu Erenus’a ait Nereye Payidar ve Ortak adlı oyunlar yer alır.

Cevap: D

2

48 Cumhuriyet Dönemi Tiyatrosu

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

9. Recep Bilginer, devlet-vatandaş ilişkilerinde devleti değil, vatandaşı sorumlu tutan bir yazardır. Ben Dev-letim adlı oyununda, yönetimde yüksek düzeydeki yöneticilerle kurulan ilişkilerde, vatandaşın haksızlık yapmadan ve hakkını çiğnetmeden haksızlıkla sa-vaşması gerektiğini ortaya koymaya çalışır.

Cevap: B

10. Turan Oflazoğlu:

• ABD’de tiyatro üzerine çalışma ve araştırmalar yapmış, oyun yazarlığı eğitimi almıştır.

• İlk oyunu “Keziban”ı 1967 yılında Amerika’da yazmıştır.

• “Genç Osman, IV. Murat, Deli İbrahim, Yine Bir Gülnihal, Keziban, Atatürk, Elif Ana, III. Selim, Kösem Sultan, Sokrates Savunuyor, Bizans Düştü” tiyatrolarından birkaçıdır.

Cevap: E

11. Vasıf Öngören, ülkenin temel sorunlarını ele alan dört oyunuyla Türk tiyatrosunun iz bırakmış en bü-yük oyun yazarlarından biridir. Bahsi geçen bu dört oyun, “Asiye Nasıl Kurtulur”, “Almanya Defteri”, “Oyun Nasıl Oynanmalı” ve “Zengin Mutfağı”dır. “Asiye Nasıl Kurtulur” adlı oyunu Rusça, Azerice, Kazakça, Yugoslavca ve Fransızcaya çevrilmiş; ül-kemizde de iki kez sinemaya aktarılmıştır. Sinemaya aktarılan bir başka oyunu da “Zengin Mutfağı”dır.

Cevap: B

12. Haldun Taner:

• Daha çok tiyatro türünde verdiği eserleriyle ta-nınmıştır.

• Hikâye türünde de başarılı eserler kaleme almış-tır.

• Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu isimli hikâyesiyle Yeni İstanbul gazetesinin açtığı yarışmada Tür-kiye birinciliğini kazanmıştır.

• Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, On İkiye Bir Var (1954), Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Yalıda Sabah, Ayışığında Ça-lışkur, Taner’in hikâye kitaplarıdır.

Cevap: D

13. Keşanlı Ali Destanı, Haldun Taner’e ait tiyatro oyu-nudur. Bu oyun Cumhuriyet’in ilk yıllarından De-mokrat Parti dönemine kadar geçen siyasi-sosyal olayları anlatır. Yoksul bir gecekondu mahallesi olan Sinekli Dağ olayların geçtiği yerdir. Mahalleli bir genç Çamur İhsan’ı öldürür ve hapse düşer, hapis-ten kahraman olarak çıkan genç aslında suçsuzdur. Bir diğer olumsuz durum da gencin sevdiği kızın İh-san’ın yeğeni olmasıdır. Kız, bu gence düşmanca ta-vır takınmaktadır. Sinekli Dağ’a muhtar seçilen genç, kız ile evlense de mahalleli onu çekemez ve İhsan’ın gerçek katilini üstüne salarlar. Genç, onu da öldürür ve hapse düşer.

Cevap: B

14. Nazım Kurşunlu’ya ait eserler şu şekildedir:

I. Branda Bezi oyununda, kendilerine başlarını so-kacak bir ev yapma çabasında olan yoksul in-sanların karşılaştıkları güçlükleri yansıtmıştır.

II. Çığ oyununda kız kaçırma sorununa değinmiş; bu oyununda yine kişilerden hareket ederek, tö-reler ve alışkanlıklar yüzünden hemen hemen yaşam hakkını yitirmiş olan genç kız ve kadın-ların değişik sorunlarına bu arada evlenme soru-nuna değinmiştir.

III. Merdiven oyununda bireyden, özellikle küçük memurdan hareket ederek toplumdaki aksaklık-ları yansıtmıştır.

Cevap: C

15. Oktay Arayıcı, Seferi Ramazan Bey’in Nafile Dün-yası adlı oyununda bir başkomiserin kendi kendisini nasıl yok ettiğini vermiştir. Ele alınan başkomiser, sürekli olarak yasalara uyulmasından söz eden an-cak farkına varmadan kendisi yasaları çiğneyen, dar ahlak anlayışıyla hareket eden ve çevresinde olan-larla ilgilenmeyen bir kişidir. Bu durumuna bilgisizliği ve bilinçsizliği de eklenince yok olup gider.

Cevap: E

1

ÜN

İTE 7

Cum

huriyet Dönem

i Türk Edebiyatı

Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı (Karma) 491. Anlatılan düşünce adamı, 19. Asır Türk Edebiyatı’nın

yazarı, edebi kişilik A. Hamdi Tanpınar’dır.

Cevap: C

2. Metinde anlatılan eser Ruşen Eşref Ünaydın’ın “Di-yorlar ki” adlı yapıtıdır.

Cevap: B

3. Metinde anlatılan Oğuz Atay’ın en önemli eseri olan Tutunamayanlar romanıdır.

Cevap: E

4. Eserleri verilen, edebi kişiliği anlatılan yazarımız Sa-bahattin Kudret Aksal’dır.

Cevap: E

5. Yılkı Atı romanının yazarı Abbas Sayan’dır.

Cevap: B

6. Bereketli Topraklar Üzerinde ve Ekmek Kavgası ro-manlarının yazarı Orhan Kemal’dir.

Cevap: A

7. Özeti verilen ve Kemal Tahir’in önemli romanı Devlet Ana’dır.

Cevap: C

8. Hababam Sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’dır.

Cevap: B

9. Yılanların Öcü ve Irazcanın Dirliği romanlarının ya-zarı Fakir Baykurt’tur.

Cevap: A

10. Yusuf Atılgan’ın tanıtılan eseri Anayurt Oteli’dir.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 8

Edebi A

kımlar ve B

atı Edebiyatı

Edebî Akımlar 501. Postmodern anlayışta çoğulcu kültür öne çıkar.

Cevap: C

2. III. cümlede sembolizm özellikleri verilmiştir.

Cevap: C

3. Klasizm - romantizm - realizm tepki sıralaması doğ-rudur.

Cevap: A

4. Modernizm “ben” eksenli bir anlayıştan uzaktır.

Cevap: D

5. Kübizm, şiirde değil resimde ortaya çıkmıştır.

Cevap: E

6. Sefiller, romantizm etkisinde yazılmıştır.

Cevap: C

7. Yazarın çirkinlikleri, yalanları, kin ve öfkeyi araştırıp inceleyip anlatması naturalizmde olur.

Cevap: B

8. Öncülde verilen nitelikler klasisizme aittir.

Cevap: E

9. Metinde verilen parnasizmin özelliğidir.

Cevap: E

10. Parçanın ilk bölümünde sembolizm, ikinci bölümün-de ise empresyonizmin nitelikleri anlatılmıştır.

Cevap: A

11. Şiir - rüya ilişkisi sürrealizmin özelliğidir.

Cevap: B

12. Varlığı sorgulama, egzistansiyalizmin alanındadır.

Cevap: A

1

51Batı Edebiyatı Ü

NİTE

8E

debi Akım

lar ve Batı E

debiyatı

1. Karamazof Kardeşlerin yazarı Dostoyevski’dir.

Cevap: C

2. Faust, Goethe’nin

Budala, Dostoyevski’nin

Goriot Baba, Balzac’ın

Hamlet Shakespeare’ın eseridir. Metinde Tolstoy’un bir eseri yoktur.

Cevap: E

3. Verilen eser ve nitelikler Knut Hamsun’a aittir.

Cevap: A

4. İnsanlık Komedyası, Balzac’ın eserlerinin hepsine verdiği addır.

Cevap: B

5. Nana ve Meyhane, Zola’nın eserleridir.

Cevap: A

6. İlk anıyı Ksenophon yazmıştır.

Cevap: A

7. Genç Werther’in Acıları, Goethe’nindir.

Cevap: B

8. Cennet, Cehennem ve Araf, İlahi Komedya’nın bö-lümleridir.

Cevap: B

9. Onlar da İnsandı, Cengiz Dağcı’nın eseridir.

Cevap: D

10. Adı geçen eserlerin yazarı Aristophanes’tir.

Cevap: A

11. Özeti verilen roman Fareler ve İnsanlar’dır.

Cevap: C

12. Kral Lear, Shakespeare’in eseridir.

Cevap: B

1

ÜN

İTE 8

Edebi A

kımlar ve B

atı Edebiyatı

Edebî Akımlar ve Batı Edebiyatı (Karma) 521. Coğrafi keşiflerin edebî akımların oluşmasında bir

etkisi yoktur.

Cevap: D

2. Metinde ismi geçen yazarlar rönesansçılardır.

Cevap: E

3. Kırmızı ve Siyah ile Parma Manastırı Stendhal’ındır.

Cevap: C

4. Modernizme tepkiyi gösteren ve metinde sıralanan ilkeleri savunan akım postmodernizmdir.

Cevap: C

5. Resim akımı kübizmdir.

Cevap: C

6. Şehriyar, Azeri’dir.

Cevap: A

7. Metinde modernizm anlatılmıştır.

Cevap: E

8. Greziella’nın yazarı Lamartine’dir.

Cevap: ?

9. Marinetti, fütürizm akımının temsilcisidir.

Cevap: D

10. Bilinçaltı, rüya, içinden geldiği gibi yazmak sürrealiz-min özellikleridir.

Cevap: C

11. Hamlet, Othella, Yanlışlıklar Komedyası, Shakespe-are’ın eserleridir.

Cevap: D

12. Ölü Canlar, Gogol’un eseridir.

Cevap: E