elmalili m. hamdi yazir sempozyumu -...

45
ELMALILI o M. HAMDI YAZIR SEMPOZYUMU Akdeniz Üniversitesi Fakültesi 2-4 2012

Upload: others

Post on 29-Jan-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ELMALILI o

    M. HAMDI YAZIR

    SEMPOZYUMU

    Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

    2-4 Kasım 2012

  • ~ Elmalılı Hamdi Y;ıztr Sempozyumu Editör : Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

    Doç. Dr. Rıfat ATAY

    Yayın No : 601 Sempozyum ve P.aneller Serisi: 50

    ISBN: 978-975-389-835-5 15.06.Y.0005.601

    Yayıncı Sertifika No: 15402

    © Bütün Hakları Türkiye Diyanet Vakfı'na aittir. 1. Baskı, Kasım 2015, Ankara, 600 Adet

    İLKSAY Kurulu'nun 21.08.2013 tarih ve 19-2 sayılı kararıyla uygun görülmüş ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti'nin 05.11.2013 tarih ve 1471/18-b sayılı kararıyla basılmıştır.

    Y,t;ftıtM.l~ Jlc.lıunr.;JJ

    IASl~&VI 1 PAAmHG HOUU

    Serhat Mah. 1256 Sokak No:ll Yenirı'ıahalle /ANKARA

    Tel : 0312 354 91 31 (pbx) Faks : 0312 354 9132

    e-posta : [email protected]

  • ELMALILI TEFSİRİ'NDE MEVZÜ SAYILAN RİVAYETLER ve

    MEVZÜ HADİS MESELESİNE DAİR BAZI MÜLAHAZALAR

    Doç. Dr. VeliA1MACA

    Fırat llniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabiliııı Dalı, Elazığ

    Giriş

    Her bilim dalında olduğu gibi Hadis ilminin de bazı problemleri vardır. İşte bu problemlerden birisi de Mevzil (uydurma, apokrif)

    hadisler meselesidir. Biz bu problemli alana farklı bir açıdan bakmak

    istiyoruz. O da Mevzu hadislerin taksime tabi tutulması ve kullanıla

    bilirliğidir. Bazı Mevzu hadislerin, bilgide orta yolu tutmak ve hik-

    mete sahip çıkmak adına belli şartlarda kullarulabilirliğini irdeleye-

    ceğiz. Böylece Elmalılı'nın tefsirindeki Mevzu hadislerin tesbiti ve

    kullanım şeklini bu tebliğimizde değerlendireceğiz. 1. Elmalılı Tefsirindeki Hadislerin Genel Değerlendirmesi

    Elmalılı'run Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsirinin ihtiva ettiği ha-

    dislerin toplanuna ve sıhhat durumlarına dair yaklaşık rakamlar aşa

    ğıda çıkartılmıştır. Verilen rakamlar ve sıhhate dair miktar, daha ke-

    sin araştırma yapılırsa, verilenlerden aşağı çıkmayacağı, ama fazlası

    nın tesbit edilebileceğine dair kanaatimizi belirtmek isteriz. Yani veri-

    lecek rakamlar asgari sayıyı ifade etmektedir:

    Merfü, 1278.

    Mevküf, 112+ VII- IX. ciltlerdeki Mevküf'lar.

    Sahih, 214.

    Hasen ve Hasen Sahih, 608.

    Zayıf, 359.

  • 652 o Elmalılı Tefsiri'nde MevzO Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    Mevzu, 41.

    Kaynağı Tesbit Edilemeyenler, 36.1

    Verilen bu rakamlara, Bestami Gözalan tarafından yapılmış olan

    Elmalılı Tefsirin.deki Hadislerin Tahrici VII- IX. ciltler' deki sayı dahil

    edilememiştir. Çünkü araşhrmacı bu çalışmasında hadislerin teferru-

    atlı istatistiğini vermeden; çalışmasının 240. sayfasında yer alan ha-

    dislerin kaynaklara göre genel dağılımına dair toplam sayı ile 242.

    sayfadaki Sonuç kısnuılda buna dair yüzdelik ifadeleri vermekle ye-

    tinmiştir. İlgili çalışmada bu oranların sayısal karşılığını bulup mu-

    kayese etme im.kam yoktur. 2. Hak Dini Kur'an Dili Tefsirinin H adisleri Hakkındaki

    Çalışmalardan Bazılarının Değerlendirmesi

    Bu konudaki çalışmaların daha fazlasını aşağıda vereceğiz. Teb-

    liğimizin asıl konusunun, bütün hadisler olmadığı; bu tefsirde geçen

    sadece Mevzu hadislerin değerlendirilmesi olduğunu belirtmekte

    fayda vardır. Bu maksada yardımcı olması bakımından, ön bilgi teşkil

    etmesi itibariyle, zikri geçen tefsirin bütününü hadisleri itibariyle

    kapsayan sadece üç tanesini incelemeyi şimdilik yeterli bulduk.

    İşaret ettiğimiz Yüksek Lisans çalışmaları arasında hadislerin

    sıhhat değerlendirmelerinde daha detaylı istatistik sunan,

    Abdurrahman Bestil ile Saliha Tekiner'i, bu gayret ve hassasiyetle-

    rinden dolayı tebrik etmek gerekiyor.

    Bestami Gözalan'ın yapmış olduğu VII- IX. ciltlerin hadislerinin

    Tahrkine dair çalışmada ise rivayetlerin sıhhat durumuna göre tasni-

    finin yapılmadığını görüyoruz. Ayrıca bu çalışmada verilen bazı ra-

    ı Bu ral

  • Akdeniz Üniversitesi ll~hlyat Fakültesi Elmalılı M .. Hamdi Yazır Sempozyumu • 653

    kamlarda çelişki bulunmaktadır. Mesela, Kaynak bakımından hadis-

    lerin dağılımı verilirken "Kütüb-i Tis' a' da yer alan rivayetler 377 ola-

    rak verilirken, hemen arkasındaki tabloda Kütüb-i Tis' a eserlerine

    göre hadis dağılımı detaylı olarak (her eserin ayrıca) verildiği çetele-

    de 969 rakamı yer almaktadır. Bu durın;nda mevcut çalışmada verilen

    "Kütüb-i Tis'a'daki rivayetlerin toplamı olan 377 veya 969 rakamına

    Diğer Hadis Kaynaklarında Bulunanlar (125), H adis Kaynakları Dı

    şında Bulunanlar (95) ve Başvurulan Kaynaklarda Bulunamayanlar

    (17) başlığı altında verilen toplam 237 rivayeti de ekleyerek Hak Dini

    Kur'an Dili Tefsiri'nin VII- IX. ciltlerindeki toplam hadis sayısının

    377+ 237= 614 veya diğer istatistiğe göre 969+ 237= 1206 olarak belir-

    lenmesi gerekmektedir. Her iki rakam arasındaki farkın, eğer zuhül değilse, birkaç sebebi olabilir. Bunlardan birisinin de mükerrerlerin

    dahil edilmesi ve edilmemesi olabileceğini talurıin ediyoruz. Aynca

    bu rakama Mevküf rivayetlerinde dahil olduğunu göz önüne almalı

    yız. Aynı çalışmada toplam rivayetlerin ne kadarının Merfı1 ne kada-

    rırun Mevkfif olduğu da belirtilmemiştir.

    Bu durumda Elmalılı Tefsiri'nin VII- IX. ciltlerindeki hadislerin

    sıhhat durumuna göre, Beğavi (516/ 1122)'nın "Sıhah" ve "Hisan"

    değerlendirmesine göre veya İbn Salah (643/ 1245)'la başlayıp İbn

    Hacer el- Askalaro (852/ 1448)' de karar kılmış olan geleneksel hadis

    sıhhat belirlemesinde hadisin nakledildiği kaynakları esas alma yak-

    laşınuru göz önünde tutarak tahmini rakamı verebiliriz. Şöyle ki,

    Buh§rl ve Müslim hadislerini "Sıhah" olarak kabul edip ikisinin top-

    lam rakamı 170, Dört Sünen ve Kütüb-i Tis'a'ya dahil olan Mfilik'in

    Muvatta'ı, Dari.ıni'nin Sünen'i ve Ahmed b. Hanbel'in Müsnedi'nin

    rivayetlerini "Hısan" grubundan sayarak bunların toplam rakamını

    499 ve diğer kaynaklarda geçen ve kaynağı bulunamayanları ise "Za-

    yıf" addederek bunların sayısını da 237 olarak verebiliriz. Buna göre,

    mükerrerler dahil olmak üzere tahmini sıhhat durumu toplam raka-

    mını; Sahih= 170, Hasen ve Hasen Sahih= 499, Zayıf= 237 ve Kaynağı

    bulunamayanlar= 17 şeklinde verebiliriz. Bu tasnifin büyük oranda

    isabetli olacağını talurıin ediyoruz. Bunu tahmin k.ıstaslarınuzdan biri

  • 654 e Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    de önceki ciltlerin çalışmalarında verilen Mevzu hadislerin sayısının,

    1- ill'de 12, IV- VI'da 12 olduğuna bakılırsa son üç ciltteki (VIIl- IX),

    Kaynağı bulunamayanların= 17 sayısının veya buna yakın bir raka-

    mın Mevzu olma ihtimalinin yüksek oluşudur. Bunun teyidi olarak

    da Elmalı'nın, Tefsiri'nde naklettiği hadislerin büyük oranda Kütüb-i

    Sitte'ye ve Kütüb-i Tis'a'ya dayalı olması, mecbur kalmadıkça veya

    gerekli gö~medikçe Zayıf, Mevzu' veya kaynağı bulunamayacak olan

    nadirattan rivayetleri eserine almamasıdır diyebiliriz. Her ne kadar,

    zayıf, Mevzu ve temel kaynaklarda tespit edilemeyen rivayetleri nak-

    lediyo.rsa da Elmalılı, bunu nadiren yapmaktadır. Ayrıca sıhhatı ve

    kaynağı (sübutu) şüpheli olan rivayetlerin hemen hepsi, dinin temel konuları olarak

    1kabul edilen iman, ibadet ve ahkam konularının dı

    şındaki meselelere dair kullanılmıştır. Bunlar da feza.il, ahlak, zühd

    ve yaratılış, hikmet ve ibret gibi bazı metafizik alanlarda kullanılmak

    tadır.

    Abdurrahman Bestil'in hazırlamış olduğu, I- ill. ciltler ile Saliha

    Tekiner' in hazırladığı IV- VI. ciltlerdeki hadislerin sıhhat bakımından

    tasnifi. ve rakamsal çizelgesindeki tanımlamada yer alan "Merdud"

    tabiri2 yerine "Zayıf" denilmesinin daha uygun olacağını belirtmeli-

    yiz. Çünkü Merdud ile Zayıf kavramları arasında fark vardır. Zayıf

    terimi, Merdud hadisleri de içine alan daha genel bir: kavram olarak

    kabul görmüşken Merdüd teriminin içine Mevzu rivayetlerde gir-

    mektedir. Bu durumda Zayıf olarak nitelenen hadislerin nisbeti Hz.

    Peygamber' e olduğu halde Merdud tabir edilenlerin Merfü olmama

    ihtimali de vardır. Kaldı ki, alimler nezdinde Zayıf terimi kabul gör-

    müştüv Ayrıca her üç çalışmada K. Sitte içerisindeki Müttefeku'n-

    ı Abdurrahman Bestil, Elmnlılı TeJsfrindeki Hadislerin Talırfci (I- III Ciltler), s. 112- 114; Saliha Tekiner, Elnuılılı TeJsfrindeki Hadislerin Talırfci (IV- VI. Ciltler), s. 166- 169.

    3 MerdCıd ile Zayıf terimleri hakkında bkz.: Abdullah Aydınlı, Hadis Ishla/ıları Sözlü-ğü, s. 96, İstanbul, 1987: "Merdiid; 1. Sabit olınama ihtimalinin daha kuvvetli oldu-ğuna dair bir delil bulunan haber (za'if had.is). Bkz. Makbul; 2. Sahih ve hasen ha-disin vasıflarını taşımayan hadis (za'if had.is); 3. Muhalefet halinde, iki had.isten tercihe şayan görülmeyeni. Bkz.: Munker, Şazz, MecnTh." Abdullah Aydınlı, a.g.e., s. 162- 163: "Za'if: I. Sahih ve Hasen had.isin şartlarından birini veya bir kaçını ta-şımamakla beraber mevzu (uydurma) olduğu da söylenmeyen hadis. Tatbikatta

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu e 655

    Aleyh (Ortak) rivayetler.in sayısı ve oram çıkartılmanuştır. Bu oran,

    geleneksel hadis tespit ve sıhhat değerlendirmelerinde kaynak mer-

    kezli değerlendirmelerde bulunan alimlerin kabulü ve günümüz

    araşhrmalarında bu hususlarda genel kanaat oluşturması bakımın

    dan gerekli görülmektedir. Tezlerdeki c:J.iğer bir eksiklik ise "Kaynağı

    bulunamayanlar" başlığı altında verilen az sayıdaki rivayetlerin, ça-

    lışmanın sonunda tam metinleriyle veya etrafıyla verilmemiş olması

    dır. Böyle bir liste, daha sonra yaptlacak çalışmalar ve yeni imkfuılar

    sayesinde kaynak tespitinin yapılması bakımından faydalı olurdu.

    Her üç tezin ortak eksikliklerinden birisi, hadisleri sıhhat bakı

    mından tasnif ederken "Garib" olanlarla "Zayıf" olanları ayrı vermiş

    olmalarıdır. Oysa bunların tek başlık halinde ve "Zayıf" kategorisin-

    de verilmesi isabetli olurdu. Çünkü Hadis filimlerince "Garib Hadis"

    de bir tür "Zayıf Hadis" tir.

    Binaenaleyh biz bu tebliğimizde, yapılan çalışmalardaki tasnif

    şeklini biraz değiştirdik. Şöyle ki araştırmacıların "Garib" ile "Zayıf"ı

    ayn vermelerine karşın bunların hepsini "Zayıf" hadisler olarak ra-

    kamlaşhrdık. Bir ba~ka değişiklik ise, bilindiği gibi yerine göre Zayıf

    hadisle de amel edilebileceği yolrmdaki genel kabule göre, Hasen

    hadisle, filimlerin özellikle Tirmizi'nin hüküm kavramlarından olan

    "Hasen Sahih" veya "Sahih Hasen" şeklindeki ortak hükümlü riva-

    yetleri "Hasen li Zatihi ve Hasen li Gayrihi" olmaları cihetiyle genel

    bir başlık olarak "Hasen" hadislere dair sayıya dahil ettik. Kaldı ki

    daha ziyade bu manada kullarulır. Za'if hadis merdı1ddur. Bkz. Makbfil, Merdı1d. 2. Sahih hadisin şartlarından birini veya blıkaçuu kendisinde taşımayan hadis (flımizi' den önce. Bu tarife göre hasen hadis za'if hadisin kısımlarından olınaktac!Jr.); 3. Kendisinde sahih ve hasen hadisin şartlarından birini veya blıkaçıru taşımayan hadis (firmizt'den sorua)." Her iki araştırmaarun hadisleri sıhhat durumu-na göre yapmış oldukları tabloda kullandıkları Merdı1d kavramıyla Zayıf hadisi kasdettikleri anlaşılınaktac!Jr. Klasik Hadis Usulü ve Istılahlarına dalı kaynaklarda Sahih ve Hasen hadisin mertebesine çıkamamış muallel hadislerin geneli için kul-lanılan tablıin "Zayıf" olduğunu; Merdtld terimini ise hemen hiç kullanmadıklarını görüyoruz. Nitekim Merdud için baktığımız İbn Salah'ın Mukaddimesi, Nevevi'nin Takribi ve SuyCıti'nin Tedribi'nde müstakil blı tarife rastlayamadık.

  • 656 o Elmalılı Tefsiri'nde MevzO Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    Hasen hadisin, Zayıftan ziyade "Sahih"e yakın olduğu bilinmekte-

    dir4.

    3. Hak Dini Kur'an Dili Üzerine Yapılan Çalışmalar

    "Elmalılı tefsiri üzerine yapılan çalışmaların listesini sunanlar

    arasında, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Mustafa

    Özel' in İslamı Araşhrmalar Dergisi'ndeki ''Hak Dini Kur'an Dili Üze-

    rine Yapıl.an Akademik Çalışmalar" İsimli makalesi yanında Sami

    Şahin'e ait, "Hak Dini Kur'an Dili Adlı Tefsirde Hadis Kullanımı" adlı

    makale ile Bestami Gözalan'ın, Elmalılı Tefsıri'ndeki Hadislerin

    Tahrici (VII- IX. ciltler), adlı yüksek lisans çalışmasını zikretmeliyiz.

    Elmalılı tefsiri tizerine yapılan çalışmaların bazıları şunlardır: 1-İsmet Ersöz: Elmalılı Mehmed Yazır ve Hak Dini Kur'an Dili'nde Hadis İs

    ti'mal Tarzı, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü, Erzurum, 1976.

    2-İsmet Ersöz: Elmalılı Melmıed Yazır ve Hak Dini Kur'an Dili, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1985.

    3-Coşkun Dikbıyık: Elmalılı M . Hamdi Yazır'm Felsefi Yönü ve Tefsirindeki

    Felsefi Unsurlar, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1986.

    4-İbrahim Gürses: Elmalılı Tefsiri'nde Psikoloji Konulan, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 1990.

    5-Yasin Çırçır, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın Peygamberlik'le İlgili

    Görüşleri, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler E~titüsü,

    Bursa 1995. 6-Hatice Özsaraç: Elmalılı M. Hamdi Yazır ve Tasavvuf Anlayışı, Yüksek

    Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 1997. 7-Sabri Yılmaz: Elmalılı Tefsirinde Kader Problemi, Yüksek Lisans Tezi,

    Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Biliın1er Enstitüsü, İzmir 1997.

    8-Mustafa Özel: Elmalılı ve Mevdiidf'nin Tefsirlerine Karşılaştırmalı Bir

    Yaklaşım, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

    İzmir, 1999."5

    4 Ahmet Yücel, Hadis Usiilii, s. 158, İstanbul, 2011: "Yapılan ilmi araştırma sonucun-da ahad hadislerin kaynağına aidiyetinde zann-ı galip (%85 ve üzerinde) hasıl ol-muşsa salTffı, bu oran biraz (%70 ile %85 arasına) düşmüşse /ıaseıı, %50 civarındaysa zayıf ve kaynağına ait olmadığına dair zann-ı galip meydana gelmişse ınevzıi ola-rak ıti telenctirilir."

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 657

    9-Bestami Gözalan, Elmalılı Tefsirindeki Hadislerin Tahrici (VII- IX. ciltler),

    Yüksek Lisans Tezi, Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Adil Yavuz, Selçuk Üniversi-

    tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2007.

    10-Saliha Tekiner, Elmalılı Tefsirindeki Hadislerin Talınci (IV- VI. ciltler),

    Yüksek Lisans Tezi, Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Adil Yavuz, Selçuk Üniversi-

    tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2006. ·

    11-Abdurrahman Bestil, Elmalılı Tefsirindeki Hadislerin Tahnci (I- TII. cilt-ler), Yüksek Lisans Tezi, Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Mahmut Yeşil, Selçuk

    Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2004. 12-Sami Şahin, Hak Dini Kur'an Dili Adlı Tefsirde Hadis Kullanımı,

    C.Ü.İ.F.D., XII/ 1, 2008, 147- 175.

    13-Mustafa Bilgin, "Hak Dini Kur' an Dili", DİA, C. XV, İstanbul, 1997,

    s. 153- 163.

    14-Mustafa Özel, "Hak Dini Kur'an Dili" Üzerinde Yapılan Akademik

    Çalışmalar", İsliimf Araştırmalar, 2001, cilt: XIV, sayı: 1, s: 145-149.

    4. Mevzu Hadisler Konusuna Dair Bazı Mülahazalar

    Konumuzla ilgili olan bu kavramın çağrışbrdığı fikirler,

    Mevzu' at'la ilgili terimler, Mevzu hadislerin ortaya çıkışı ve bınılann Tasnif Devri'nden sonra müstakil eserlerde derlenmesi ile Mevzfr'at

    literatürünün muhteva açısından ciddi olarak tahlil edilmesi gerek-

    mektedir.

    Mevzu Hadisler'in, Kur'an ve Sahih Sünnet'e (Hadis'e) arz edil-

    mesi dini değer ifade ederken, tarihe, bilime ve akla arz edilmesi de

    pozitif bilim itibariyle kıymetlidir. Ortaya çıkış sebepleri ve amaçları

    haysiyetiyle incelendiğinde ise Mevzu h adisler, o devirlerin hem dini

    hem tarihi hem de İslam düşüncesinin seyrini bizlere anlatması ba-

    kımından, tabirimiz mazur görülürse, Sahih hadislerden daha faydalı

    s Elmalılı Tefsiri üzerine yapılan çalışmaların listesini üç çalışmadan aldık. Bkz.: Bilgin, Mustafa, "Hak Dini Kur'an Dili", DİA, XV, 163; Sami Şahin, "Hak Dini Kur'an Dili Adlı Tefsirde Hadis Kullanınu", C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, XII/1 -2008, s. 148-149. sayfalardaki dipnotta Elmalılı Tefsiri üzerine yapılmış çalışmaları anabilim ve sanat dallarına göre güzel bir tasnifle sunmuş olup bizim yukarıda sıraladıklaruruz dışında kalan ara.şhrmalara da yer vermiştir. Bunlardan birçoğu ha-dis ilmi dışındaki branşlara ait olduğu için onları burada veremiyoruz. Bu konuya dair üçüncü çalışma ise; Bestami Gözalan, Elmalılı Tefsfrindeki Hadislerin Ta/ırfci (VII- IX. ciltler), s. 9-10, Yüksek Lisans Tezi, Daruşmanı: Yrd. Doç. Dr. Adil Yavuz, S.Ü.S.B.E., Konya, 2007.

  • 658 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan RivayeUer ... 1 V. Atmaca

    olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü İslfun düşüncesinin teşekkül asırları

    na hadisçiler, kendi alanları itibariyle Tedvin ve Tasnif Devri demek-

    tedir. Bu devirlerde alınmış olan ciddi tedbirlerle yazılı ve sözlü ola-

    rak nakledilmiş olan hadislerin Sahih ve Hasen kategorisindekilere,

    ne o devrin siyasi ve diIÜ değişimleri ne de mahalli kültürlerin ve

    isrfilliyyatın, Mevzü Hadisler' e yansıdığı kadar yansımamıştır. O

    halde S~ ve Hasen seviyesindeki hadis metinlerinden elde edeme-

    yeceğimiz bazı bilgileri Mevzu hadislerden rahatlıkla alabiliriz kana-

    atindeyiz.

    Bunlara ek olarak İslam zühd hayatının Tasavvuf' a doğru dönü-

    şümünün rivayet dünyasındaki yansımasını da Mevzu hadislerden

    takip ebnek, meseleye bir başka bakış açısı kazandırabilir. Zira öte-

    den beri hal ilmi olarak gelen ve sükutu marifet bilen anlayışa göre

    kamil insanın düsturu güzel ahlak olmalıdır. Lakin bir müddet sonra

    bu süküt bozulup; hal ilmi yerini kal'e (söze) bıraknuş görünüyor.

    Kişinin kendi nefsiyle olan mücahede, varlık ve metafizik konularıyla

    mücadeleye dönüşmüş desek yeridir. Gtizel ahlak ile kemali arzula-

    yan hayat tarzı, yerini sahip olduğu sırlara muttali olmanın mümkün

    olmadığı ancak sorgulamaksızın tabi olunması gereken kutsal (ilahi-

    leşmiş) kişiliklere bırakb.ğuu kabul ediyoruz. Şan'in apaçık gönder-

    diği din, yine apaçık uyarıcı tarafından, hiçbir gizliliğe ve özel sırlara

    girmeksizin tebliğ ve tebyin edilmiş olarak "Sünnet" e dönüşI!l-üştür.

    Bu mukayese şeklini örneklerle daha da çoğaltabiliriz. Ancak şunu

    belirtelim ki, uydurma rivayetleri derleyen münekkid ve müdakkik

    hadis fil.imleri "Mevzü Hadis" adı alb.nda topladıkları rivayetleri

    muhteva açısından bir taksime tabi tubnamışhr. Öyle ki siyası,

    mezhebi, diIÜ ve coğrafi husumetlerin ürünü olan; kişisel kaynaklı

    rivayetlerle, Kutsal Kitap kaynaklı olan isrfilliyyatın ayn değerlendi

    rilmesi icabeder.

    Metin açısından İslam'ın gayet sahih bilgileriyle tezat teşkil eden

    hatta hem uygulamada hem de düşünce bazında bazı sapmalara se-

    bep olabileceği kesin olan bu iki kategorinin, İslfun'ın güzel ahlak

    prensibini kendine mezhep edinmiş, gayet münzevi, teslimiyet, te-

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu • 659

    vek.kül ve tevhit anlayışını ihlal etmeyen bir o kadar da ubudiyette

    hürriyet ve şeref bulan, coşkulu bir ibadet hayatını zevkle yaşayan

    örneklerin gönlünden sudftr etmiş hikmetli sözleriyle aynı kefede

    tarblması hatalı olacaktır. Özet olarak söylemek gerekirse, elbette

    Allah' a ve Resülü' ne yalan isnad e~esi kabul edilebilir veya ma-

    zur gösterilebilir bir şey değildir. Hadisçiler esasen meseleye bu zavi-

    yeden bakmışlar ve bu nevi rivayetleri mümkün mertebe ayıklayıp

    ayrı eserlerde toplamışlardır. Müdakkik hadis filimleri arasında bu

    konuda tefrit kadar ifrat sergileyenler de olmuştur.' Bizim demek

    istediğimiz, hiçbir toplumda milli kültürün izlerini bütünüyle silmek;

    önceki kültürel hassasiyet ve kalıntıları atmak mümkün olmanuştır.

    Milletler inandıkları değerler yanında kültürel geleneklerine ve edebi

    zevklerine de yer vermişler bazan da bunları birbirine katmışlardır.

    Öyle betimlemeler ve fenomenler vardır ki bunların dinl mi yoksa kültürel mi olduğunu ayrışhrmak zor olur. Biz bu realiteden hareket-

    le kültürel hayatımızda canlılığını koruyan, milletin aşina olduğu ve

    benimsediği rivayetleri hadis münekkidlerine göre uydurma da olsa

    edebiyat, sanat ve irfan dünyasının birer zenginliği olarak değerlen

    dirmek ve müspet manada kullanmak gerektiğine inanıyoruz. Mesela

    "men arafe nefsehu ... " rivayetini insanlara kendisiyle yüzleşmesini

    ve otokontrol yapmasını öğretirken kullanabiliriz. Milletin varlık

    yokluk mücadelesi verdiği işgal yıllarında din adamlarının hutbe ve

    vaazlarında halka: "Hubbu'l-vatan mine'l-iman" (Vatan sevgisi

    imandandır" sözünü hadis olarak sık sık vurguladıklarını; bu rivayet

    kadar özet ve vurgulu bir başka rivayetin olmadığım hatırlamalıyız.

    Zira müdafaa edilmesi gereken bir namus, emanet, diyanet, hürriyet

    ve vatandır. Mühim olan manevi değerlerin savunmasında insanların

    dinl duygularından faydalanmaktır. O dönemde birisinin kalkıp "bu

    hadis değil uydurmadır ... " demesi ne kadar münasebetsiz teşebbüs

    olurdu!

    6 Bu hususta geniş bilgi ve misaller için bkz.: Ali Yardım, Hndis l, 52, İstanbul, 2000.

  • 660 • Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan Rivayetler ... 1 V. Abnaca

    Gtizellik ve güzel isimlerin hepsi Allah'a aitse, Hz. Peygamber de en güzel isimlere sahipse, Allah'ın sevgili kulu, alemlere rahmet ve

    en güzel ahlak üzere olan Hz. Muhammed için, onu sevgiyle yadeden birisinin, el- Makasıdu'l- Hasene (güzel maksatlar) babından güzel

    bir nitelemesi, hikmetli bir söZÜ veya nispet edilen bir hususiyet,

    onun konumunu zedeleyen, risfilet ve nübüvvetine halel getiren bir

    uydurma.ile ya da israiliyyatla nasıl bir tutulabilir? Bu neviden riva-

    yetlerin hataen veya bilerek Reswullah' a laf zen nisbeti, hadis tekniği

    açısından kabul görmese de, taşıdığı anlamın edepli ve nezaketli ol-

    ması cihetinden kullanılabilmelidir.

    Meselenin diğer boyutu ise Mevzu' at eserlerini yazanların ve

    münekkid muhaddislerin nazarında pek de ayn değerlendirilmediği;

    birbirine karıştırıldığı iki kavramın varlığıdır. Bunlardan birisi

    "Masnu" diğeri de "Kizb"tir. Bazı hassas muhaddislerin, Masnu' ta-

    biriyle, El- Leali'l-MasnO.'a (yapma İnciler) anlamında, İslam'a aykırı

    olmayan, güzel, latif beyanlarla hikmetli sözleri kastettiği görüşün

    deyiz.

    Aynen israiliyyahn diğer uydurma rivayetlerden ayn tutulması

    gereği gibi her Mevzti hadisin "Kizb" olmadığı da kabul edilmelidir.

    Gerek "Mevzu" rivayetlerin gerekse "Kizb"in kabul edilebilir bir ta-

    rafı yoktur. Ama aralarında fark olduğunu söylemek istiyoruz. Zira

    ortaya çıkış sebepleri, zuhur ettiği kaynak değeri, Allah ve Resfilu'ne

    nisbet amacı ile önlemek üzere ravilerin aldığı tedbirlerin gerekçesi

    olmak bakrmından Kizb ile Mevzti aynı şeyler değildir şeklindeki

    şahsi mütalaamızı uzun zamandır muhafaza ediyoruz. Bu farklılıkla

    ra zaman farkını da eklemeden geçemeyeceğiz. Çünkü Kizb'in zuhu-

    ru ile Mevzti rivayetlerin ortaya çıkma zamanlarının farklı olduğunu

    düşünüyoruz.7 Bu konuya dair küçük hacimli bir çalışmanın üzerin-

    de olduğumuzu belirtirken şimdilik bu konudaki sözü uzatmak iste-

    miyoruz. Nihayet şnnu tekrar belirtmek gerekiyor ki, Mevzu hadisle-ri de kendi içerisinde tasnif ebnek bir zarurettir. Resfilullah'ın di.nl

    1 Kizb diye tarumlanan rivayetlerle Mevzu olarak adJandınlanlann aralarında mahi-yet ve nispet farkı olduğunu belirtmek istiyoruz.

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu e 661

    konularda hüküm verme yetkisini veya kendi adına söz söylenmesini

    kabul etseydi, bunu ashabına müsaade ederdi.8 Oysa O, başta ashabı

    na·hitab ederek "kim benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki

    yerine hazırlansın" demezdi. Ne var ki, dini konular dışında, insanla-

    rın sanat, duygu ve hislerini ilgilendiren durumlarda güzel sözlerin,

    me~be, cenkname, fedful, destan ve kahramanlık alanlarını kültürel

    ve edebi açıdan değerlendirerek gerekirse bu alandaki nakillerden

    istifade etmek yadırganmamalıdır.

    Hasılı bir Osmanlı ve Cumhuriyet alimi olan Elmalılı'nın, Tefsi-

    ri'nde milletimizin edeb! zevkini de düşünerek Resfilullah'ın şahsı ve

    diğer dini değerler konusundaki letafet, iffet ve hikmet mahsulü ri-

    vayetleri kullannuş olması, bize göre güzelliği tamamlayan bir yakla-

    şım olup bir eksiklik değildir. Çünkü inceledi~ ve hadis filimleri

    tarafından büyük oranda Mevzu sayılan rivayetleri Elmalılı isteseydi

    kullanmayabilirdi. Çünkü bunlar üzerine değişik ve lüzumlu bir ba-

    kış açısı ya da bir yorum bina etmiş değildir; toplumun geleneksel

    olarak aşina olduğu bir konuyu, Hz. Peygamber' e nispeti tartışmalı bir rivayetle sadece tezyin etmiş görünüyor. Yoksa Hamdi Yazır,

    Mevzu hadis nakledip de onun üzerine bir iman, ibadet veya ahkam

    bina etmiş değildir. Elmalılı'nın naklettiği Mevzu hadislerin bir kıs

    nurun Resfilullah' a nispet edilişi zaten dikkatli ifadeleri taşımaktadır.

    Elmalılı'nın, bu türlü rivayetleri Tefsiri'nde naklederken sergilediği

    basiretli yaklaşımı ve misalleri hakkındaki bilgileri merhum hocam

    Prof. Dr. Ali Yardım' dan nakletmeyi, hakkın teslimi olarak görüyo-ruz. Bazı Mevzu hadislerin kullanılabilirliği konusunda O şöyle di-

    yor: "bu inceliğe dikkat eden bir hayli ilim adamı bulunmaktadır.

    Bunlar arasında, ünlü Türk müfessiri Elmalılı M. Hamdi Yazır başta

    gelmektedir. Haklı şöhretine binaen, onun Tefsir'inden seçilmiş bir

    kaç örneğin sunulmasıyla, bu mesele daha da aydınlatılmış olacaktır.

    Görüleceği üzere o, mevzu' at kitaplarında "mevzu hadis" olarak kayıt

    lı bulunan birçok sözü almış, fakat hiç "hadis" lafı etmeden;

    8 Bu konuda gayet mutedil ve isabetli görüşler için bkz.: Ali Yardım, Hadis I, 51- 52, İstanbul, 2000.

  • ..

    662 • Elmalılı Tefsiri'nde MevzO Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    "mazmunu 111 "denildiği veçlıile", "hadis olarak şayi olmuş bulunan kelam",

    "ma'rfıfesinden de anlaşıldığı üzere", "müddeiisınca" gibi ifadelerle, bun-

    ları ayetlerin tefsirinde kullanmıştır. Elmalılı böylece, bir yandan

    "mevzu hadis" kullandığı şaibesini bertaraf etme, bir yandan da bu

    sözleri gerçek yerlerinde değerlendirme basiretini göstermiş olmak-

    tadır.

    M~~ela, Saf Süresi'nin 9. ayetini tefsir ederken: "Bu mana ile

    hakfkat-i Muhammediyye'nin zııhünı, bütün hilkatin gayesi demektir.

    "Levlake lema halaktü'l-ejlılk = Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım" mazmunu da bu itibiir iledir" der (VI, 4937).

    Teğabün Süresi 7. ayetinin tefsirinde bir başka SÖZÜ kullanır: "De ki: Hayır, Rabbın hakkı için sizler, gerek kafir gerek mü'min bütün insanlar,

    lılbüd ba's olunacaksınız. "en-Nilsu niyamun fe izıl mıltıi intebehu - Nas

    uykudadırlar, öldükleri zaman uyanırlar" denildiği veçhile, Hakkın

    huzımında ayılblıp uyandırılacaksınız" (VI, 5027).

    Mülk Sfıresi ikinci ayetinin tefsiri münasebetiyle şu bilgiyi verir: "Onu, "liya'rifon" diye ma'1ifet ile tefsir edenlerin ve hadis yoluyla rivayeti

    sabit olmamakla beriiber Tasavvuf kitaplarında "Küntü kenzen

    mahfiyyen .. .. = Ben gizli bir hazine idim, tarunmak istedim; tanınmam icin halkı halkeyledim" diye h.adis-i kudsf olmak üzere şayi olmuş bulunan

    Kelam'ın manası da budur" (VI1, 5161). Tekasür Süresi'nin ikinci ayetini tefsir ederken; "Dirilerden isten-

    mesi eti.iz olmayan şeyleri ölülerden istemenin hiç yakışmayacağı da bedfhf dir. Onlardan istifade; onla11n ahvfil ve sfretlerini düşünerek İlmf,

    amelf eserlerinden ve güzel sfretlerini yaşatmak suretiyle ruhılniyetlerinden

    istifadedir" dedikten soma bir dipnotu düşer ve şu açıklamayı yapar:

    "İbn Kemal merhum, risOlelerinden birinde "Hadis-i Erba'fn" diye kırk ha-

    disi şerh eden bir risfilesinde, üçüncü hadis olarak: "İza tehayı;ertüm fi'l-

    umur feste'inu min ehli'l-kubı'lr" hadisini de zikir ve şerh etmiştir. Fakat

    tahrf cini, senedini zikreylememiş olduğundan, bu hadis şayi olmakla

    beraber, lafzının sıhhati tesbit edilememiştir. Maamiifih miiniisı, (edilen)

    duii taabbüd mahiyetinde olmamak şartıyle, zikrettiğimiz gibi kabil-i

    fzahdır" (VI11, 6052).

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 663

    Bakara Sfuesi'nin 270. ayetini tefsir ederken de, mevzü hadis ola-

    rak üzerinde çok söz edilmiş olan şu kelamı malzeme olarak kullarur: "Bunun içindir ki, mazhar-ı mııhabbetııllah olan ve yalnız sevmiş değil, sevilmiş olduklarım bilen ekabir, "La havfün aleyhim ve lii hüm yahzenıln"

    tebşirini aldıklan halde, "Hasenat'ül-ebrar, seyyiat'ül-mukarrebfn = İyiler

    içll:1 hasenat sayılan bir takrm harekat vardır ki, bunların mukarrebmden sudfuu, seyyiat ve kabahat sayılır'' müddeiisınca, her

    llihza haseniitlannın seı;yiiit oluvennesi tehlükesini bildiklerinden, mııktezii

    yı kurb-i izzet en yüksek mertebe-i melıiifette bulunurlar" (I, 932).

    Aynı kelama, Mutaffifin Sı1resi'nin 28. ayetini tefsir ederken de

    şöylece yer vermektedir: "Haseniit'iil-ebriir, seyyiatiil- nıukarrebfn" ma'rnfesinden de anlaşıldığı üzere ebriir, mukaı-rebfnin dününde olarak,

    Viiki'a suresindeki ashiib-ı yemfn demek olur" (VII, 5664).

    Bakara Sfuesi'nin 270. ayetinin tefsirinde, yine şu ifadeye yer ve-

    rir: "İlm-i İlahi onların hiç bir niyyetini, hiç bir hareketini kaçırmayacağından, mııktezii-yı hikmetle cezfi.-yı seziilannı bulurlar. Burada, "Re'sü'l-

    fıikmeti ınehfifetullalı = Hikmetin başı Allah korkusudur" mazmılnıınıı ifhfi.m vardır .. Zfrii, Alla11'dan korkmayanlar, her halde korkulacak iikibete düşerler" (I, 930-931).9

    Hadis filimleri arasında Mevzu Hadis meselesinin tartışmalı ol-

    duğunu belirtmeliyiz. İsnadı ve metni itibariyle tartışma konusu olan

    rivayetlerin değerlendirmesini yapan filimlerden bir kısmı gayet katı

    davranıp MerfCı (Resı'.ilullah' a ait) bir sözü ya cerh teki katılığı yüzün-

    den ya da tarafgirliğinden dolayı isnadında bir veya birkaç ravinin

    "kezzab" veya "vadda" demesi yüzünden sonrakilerce Mevzu adde-

    dilmiş çokça rivayet vardu. Oysa bu durum, Resı'.ilullah' a ait olmayan

    bir sözti O'na nisbet etmek ne kadar tehlikeli bir teşebbüs ise O'na ait

    bir sözü ya da fiili Mevzu diyerek atmakta o denli sorumsuzluktur ve

    veballidir. Bu farklı yaklaşımlar içerisinde bazı alimler ise"kaynağı

    bulunamadı (la asla lehft)" veya "lafzı veya senedi cihetinden uy-durma olsa da manası sahihtir" gibi ihtiyati ifadelerle ilimde en ufak

    bir değeri zayi etmeme, küçük bir hikmet pırılbsıru kaybetmeme has-

    9 Ali Yardım, Hadis I, 53- 54, 76. dipnot.

  • ..

    664 e Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    sasiyetini gösterdiğini söyleyebiliriz. Kaldı ki bir kısım ulemanın

    Mevzu addettiği bazı rivayetlerin başka bir tarikten farklı bir vecihle

    Merft1 olduğu görülecektir. Aşırı hıtuma göre Mevzu sayılan bir ri-

    vayetin, manası bakımından ya Kur' an' dan bazı ayetlerle ya da sahih

    rivayetlerle desteklendiği malumdur. Metin açısından hadisler ince-

    lenirken bize göre, başta Hz. Peygamber'in bütün sözlerinin ve fülle-rinirı kendi aklımıza, tecrübemize veya yanlışlanabilir ilmi imkanlarla

    değerlendirilmesi her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Özellikle

    Resfilullah'ın sem'iyyat konularındaki ya da metafizik alanla alakalı

    ifadeleri akli kriterlere tabi tuhılmak yerine iman cihetinden teslimi-yet konusu olarak değerlendirilmelidir. O halde bu türlü rivayetler ya

    sırrına vakıf olamadığımız hakikat ifadesi ya da teşbih, mecaz yahut

    kinaye tarzı edebi bir beyan olarak kabul edilmelidir.

    5. Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler

    Bu tebliğin konusu olan rivayetleri Elmalılı tefsirinin Eser Neşri

    yat tarafından İstanbul, 197l'de yapılan baskısından takip edeceğiz.

    Dolayısıyla tefsirden vereceğimiz cilt ve sayfa numaraları bu baskıya

    göredir. Bilgilerin tertip şekli, hangi hadisin hangi ayeti tefsir mahiye-

    tinde kullanıldığı bilinsin diye hadisin nakledilmesine sebep ayetin

    meali öncelikle verilip akabinde hadisin metni ve tercümesi verilmesi

    şeklinde olacaktır. Hadislerin kaynakları dipnotta belirtilirken önce-

    likle Tefsir kaynaklan tarihi (kronolojik) sırasına göre verilecek aka-

    binde hadis rivayet kaynakları ve nihayet Mevzu hadis kaynakları

    gösterilecektir.

    5.1. Tahrici ve Değerlendirme { •· ' ~I Jlli ~\ -~ ··-'. ..

    11Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!)".10

    .~~.J ~j~ ~ ~ ı):..' rflp y~I r.Ş_; yt. ~.J ~~ :lili! 2ıı Jlj l:l! "Allah Teala kaza ve kaderini infaz etmek murat ederse

    zevilukfilün akıllarını alıverir" .11

    10 Fatiha, 1/ 5.

  • Akdeniz Üniversitesi İlatıiyat Foakül!esi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu • 665

    Zerkeşi hadisin Tahrici için şunları söyler: "Rivayeti Ebu Nu' ayın

    Tarihu İsbahan' da Hatib el-Bağdadi ise Tarihinde, Medinetü'l-

    İslam' da naklederler. Hatib el-Bağdadi ~ı ~ı ıY.I ~':J isimli

    ravinin biyografisinde rivayeti nakleder.

    Hatib, Uhik için "yalancıdır ve hadis uydurur" demektedir. Ri-

    vayetin başka tarikleri de vardır. Sahibu'l-Firdevs Muhammed b.

    Müslim et-Tfilfi isnadı ile nakleder. Muhammed b. Müslim et-Tfilfl ise

    zayıftır."12 Sehavi yukarıdaki bilgilere ek olarak Deylern.lnin

    Müsned'indeki tariki nakleder. Sa'id b. Süleyman için de metrı1k de-

    ğerlendirmesinde bulunur.

    Sehavi aynca Beyhakı"'nin Şu'abu'l-İman isimli eserinde İbn Ab-bas' tan nakledilen

    ~ı ()_,J Jh .. 4. lj)veya ~ı c.,.ıAıj .,.w.aıı .. 4. lj) sözlerinin mevcudiye-tine atıfta bulunur.13

    Kuda'i de hadisi nakletmiştir. ıJ olarak verilmektedir.

    Aclüni' de özet olarak şöyle denilmektedir: hadisi Hatib ve

    Deylemi İbn Abbas'tan zayıf bir isnad ile nakletmişlerdir. Hadisi

    bundan farklı ibarelerle Llh.ik b. Hüseyin'in naklettiği onun da

    kezzab ve vadda' olduğu Hatib ve diğer muhaddislerden nakledil-mektedir.

    Aclüni' deki uzunca malumat nihayet şöyle bitmektedir: 14~1 ~ .. w.aıı .. 4. ljj ~c.ıı ı)ı:. .)~ı.J

    11 Elmalılı, I/ 108. " ... hadis-i şerifi de bunu natıkhr." İsmail Hakkı b. Mustafa el-İstanbüli, Tefsiru Rı1/ııı'l-Beyiin, (I-X), Daru İhyfil't-Türdsi'l-Arabi, Beyrut, ts. V /319.

    u Zerkeşi, Bedruddin EbO. Abdullah Muhammed b. Abdullah, el-Lefili'l-Mensıire fi Elıiidfsi'l-Menşfire, (I), Dw'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1986, I/ 117-118.

    13 Sehavi, Şenısuddin Muhammed b. Abdurrahman, el-Meknsidıı'l-Hasene fi Beyiiııi Kesirin mine'l-Elıiidfsi'l- Miiştehire ale'l-Elsiııe, Ofuu'l-Kütübi'l-İlıniyye, Beyrut, trs, s. 80.

    l4 AdCıni, Keşftı'l-Hafa ve Miizilu'l hbiis amma İştehere mine'l-Elıiidfs ala Elsineti'n-Nas, (1-Il), Ofuu'l-Kütübi'l-İlıniyye, Beyrut, 1988, I/79.

  • 666 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    "Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı,

    inayeti. (Ya Rab!)".15

    "Allah' ın ahliikı ile ahlaklanınız ".16

    Rivayetin kaynaklarıyla ilgili olarak Irili'nin İhya'ya yaphğı

    tahriç haricinde hiçbir bilgi bulunmamaktadrr . .&I ~4 )_,il.;.:i! ~..,....... .illj u.fi.:i ı..Aı!l.i.:JI ) .. ..c/''i ~I yl..;..:. I~ 'J.J ... ;jj .. U\ -< \ ._, WW . 1 _. lk..::J\ .(, {.J -< .l. •• • \.ılll1 pl...... l\ l_,l ••\ . . l\_, '.r- r J JJ - . t.>" ~..J P r IJıı.I. ,.,..... ~ t.>" - '5". Y _,... ...... ·~ .y ~ J.ılll & ui yS1_,s.JIJ ~I J.i' 4~ 0-a LA!!ti:JI ~ w; ~L;..:. PIJ.J 0-a

    17 ••. ..uı..:....J~~

    "Göğü, kitap dürer gibi dürdüğiimiiz zaman, yaratmaya ilk başladığı

    mız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğru

    su biz bunları yapanz. "1s

    .ı.şJ.fJ .&1 ~ L. JJI "Allah'ın ilk yarattığı şey benim nurumdur."19

    .Y.~ 4 4ı-Jl J.i' .&1 ~ L. JJ! "Allah'ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur ey

    cabir!"

    crly.ıl ı.F.4 .&1 J_,....J \: : üli : Jl,9 ~ .&1 ~ ıY. Y.~ ~ ·~ ~fü)I ~ olJJ ~ - PWYI t..1.5 "1~ L' .&\ · \ l:ı. \.J • . b: ' PWY1 t..1.5 .&\ .uı.:.. p • J 1 . • • ı -· J-" - . '-"""' '5""""' a. Y. . - . uı.:ı - . ~ J ~ ""'~

    3 ve 4 nolu rivayet için "Leknevi şu değerlendirmelerde bulunur:

    Hadis, Abdurrezzfil

  • Akdeniz Üniversitesi ll~hiyal Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 667

    rivayeti Musannaf'ta bulamadık.20 Aclüni'nin bu konudaki değerlen

    dirmeleri de önem arz etmektedir.21

    "Allah'm ilk yarathğı kalemdir. "22 .JWI Jıl ~ t.. J_,I

    "Allah'ın ilk yarattığı akıldır. "23

    "O Ramazan ayı ki, insanlan irşad için, hak ile bahlı ayıracak olan, hi-dayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için

    sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta yahut

    yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah

    size kolaylık diler zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu

    gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersi

    niz".24

    01...;,:,...J ~4- 'iJ 01...;,:,...J Y4j 'JJ uı....:-J 111. :l_,l_,i:i 'J :c..lü ~I ~ ~ ı.r-1 w=-:l_,l_,i ıJS.lJ J;ljll Y4~ ~~ W!J Y4~ 'iJ ~~ 'J ~J Jc. .Jıl ~ı.......ı l>4 F'ı wı....:-J u~ ~ J_yl ı,şjjl ~I .JAJ ofa Jc. Aıl F"I F''JIJ F''JI ı.)J u\....Ao ~I 0µ; wl,...:.:wJ ~

    .İ*°J~~d)ll "Ramazan geleli, Ramazan gitti demeyiniz, Şehr-i Ramazan geleli,

    Şehr-i Ramazan gitti deyiniz. Çünkü Ramazan, Allah'ın isimlerinden

    bir isimdir". 25

    Hadis benzer lafızlarla; ' I ~ı.......ı l>4 F"ı uı....:-J 0µ 01...;,:,...J ~4- 'iJ 01....:t:...J Y4j 'lJ 01...;,:,...J 111. :l_,lfa '1

    .ut...:-. J ~: l_,I _,i ı)Sl J ~I Beyhaki, bu rivayeti Ebu Hureyre' den zayıf bir tarikle naklet-

    mektedir.26 İbn Eb1 Hatim ve İbn Kesrr, Ebu Hüreyre' den rivayet et-

    20 Leknevi, Abdulhayy, el-Asnru'l- Merfii'n fi Alıbiiri'l-Mevdu'a, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, tı:s., s. 43.

    21 Acluro, a.g.e., I/266. 22 Elmalılı, I/568. 23 Elmalılı, l/568. Leknevi, Abdulhayy, el-Asiiru1- Merfa'a fi Alıbnri'l-Mevdıl'aa, Daru'l-

    Kütübi'l-İlmiyye, tı:s., s. 43; Aclo.ru, a.g.e., l, 266. ıt Bakara, 2/185. 25 Elmalılı, I/642. "Ve bir hadis-i Nebevi olmak üzere şöyle rivayet edilmiştir: ...

    Maamafih Beyhaki bu hadise zail demiştir." İbn Ebi Hatim, Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ebi Hatim, et-Tefsir, (I-X), el-Mektebetü'l-Asriyye, Beyrut, ts. I/ 310; Aıusi, Riihu'l-Meiini, Il/ 61.

  • 668 G Elmalılı Tefsiri'nde Mevzıl Sayılan Rivayetler ... I V. Atmaca

    miştir. İbn Arrak' a göre hadis İbn Ömer ve Aişe' den gelmekte olup

    birinci senedteki Naşib b. Amr hakkında filimlerin sözleri vardır.

    İkinci isnadta ise tarurunayan birisi vardır, denilmektedir.27 "Mallannı gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte

    onlann Rableri katında ecir ve mükafatları vardır. Ve onlara herhangi bir

    korku yoktur, onlar hiçbir zaman malızun da olmazlar".28 u • }wı - {·%;'.t:lı~ · ı.ilı..ıl.!.:..{' - ul~ı ·-··.11.iıc. 'lu--:ı 1.$.p= -?-r Qf .. ı.C"' Qf

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M .. Hamdi Yazır Sempozyumu • 669

    "Ebıl Eyyılb el-Ensar! den ve Hz. Ali' den rivayet olunduğu üzere Resfilullah buyurmuşhır ki:

    • • ~114.JT· uGs.il ~13 ·ı..r:' ..?J - J _. ' •

    Bir de Aı-i İmran' da: )t. ':il :dl 'I :ül :.Lı ~ den ~l ~ı ~ ~ı yi :, Y4 ~ ~~ 0A ~Jy.J a kadar iki ayet n~il oldukları zaman Allah Tea-la ile ara.J.arında hiç bir hicab bulunmaksızın Arş-ı ilahiye yapışarak;

    "Yarab bizi Arzına ve sana asi olanlara indiriyorsun" dediler, Allah

    Teala da: "ahdim olsun sizi her namazın arkasında okuyan her hangi

    bir kimsenin kusurlarına bakmayarak makamını her halde Cennet

    kılacağım, onu hazire-i Kudste iskan edeceğim her gün kendisine

    yetmiş kere nazar edeceğim ve yetmiş hacetini kaza edeceğim ki

    ednası mağfirettir. Ve onu her bir düşmandan ve hasidden sıyanet

    onlara mağfiret eyliyeceğim" buyurdu."32

    İbnu'l-Cevzi bu rivayet için /1 uydurma" değerlendirmesi yapmış

    tır. 33 İbn Arrak ise bazı değerlendirmeler nakletmektedir. Mesela

    Iraklye bu hadis sorulduğunda o da; bununu isnadındaki ricali

    rriütekaddimnn uleması sika kabul etti ancak müteahhirundan bazı

    ları ise isnaddaki Muhammed b. Zenbılr ve Haris b. Umeyr haricinde

    nazara alınmayacak bazı şeyler söylediler, demektedir. Kaldı ki bun-

    lar hakkındaki cerh ta' dil de ihtilaflıdır. Birçok kişi onu tevsik eder-

    ken Buhar! onunla istişhad etmiş Sünen sahipleri de onun rivayetiyle

    ihticacta bulunmuşlardır.34

    32 Elmalılı, II/ 1070. "Ezcümle Ebu Eyyt1b-i Ensan ve Hz. Ali' den rivayet olunduğu tizere Resı1lullah buyurmuştur ki." Sa'lebi, Ebu İshak Ahmed b. Muhammed b. İbrahim en-Nisabfui, el-Keş/ ve'l-Beı;fin, (I-X), Danı İhyfil't-Turasi'l-Arabi, Beyrut, 1422. ID/ 39; Kurtubi, Muhammed b. Ebi Bekr b. Ferah, el-Cıimi' li-Alıkfimi'l-Kur'iin, (I-XX), Danı İhyai't- Turasi'l- Arabiyye, Beyrut, 1995; Beğavi, Ebu Muhammed Huseyn b. Mes'fıd el-Ferra', Mefilfıııu't-Tenzfl, (I-VIII), Danı Taybe, Beyrut, 1417, Il/ 25; Ebı1's-Suı1d, Muhammed b. Muhammed el-İmadi, İrşiidu'l-Akli's-Selfnı İlfi Mezfiye'l-Kıır'iini'l-Kerfııı, (I-IX), Daru İhyfil't-Turasi'l- Arabi, Beyrut. trs. II/ 22; İsmail Hakkı, Rılhu'l-Beı;fin, II/ 14.

    33 İbnti'l-Cevzi, Kitfibıı'l-Mevdi'i'afit, (I-ID), thk.: Abdurrahman Muhammed Osman, 1966, yrz., trs. I/ 246.

    34 İbnu'l-Arrrak, a.g.e., l/ 326, 327, nr. 9.

  • 670 • Elmalılı Tefsiri'nde Mevzo Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    "De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, di-

    lediğinden de onıt çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil eder-

    sin. Hayır, Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kadirsin ".3s ı:.. ı.:.-- : ı · ... ,~-:.it .- - ·· ~1 ·· .- - {· ~, --· '1 u--:t ı . .........ıi ~) ı.Ş • :_»:>. ı.r--:- ~ !,>! . ~ Q1 ~ : - ~ • • o!ll\.A : - ~ı - { · ~ - n~·,; ~ { · ~ n~i; :l' l:l ~ • ·ı:li...iı · - 'l ıı;; ~ ,; - ıJ1 ~ ·- ,; ıJ1 • J . ~ ~ " ı:a e ~ .'I ~- ft·~- ~-~':..İt ~I .:i:_· 4 :ılı! ı~ - lıt Q, - ~ ~t:):?j l :• , •. • · .. ~..:. .u.JI,! f.S"l.a.IJ '.J. ır- u. ·r"'J •• es-- . ~J ~ w ~J~

  • Akdeniz Üniversitesi İ lahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 671

    Zerkeş1 hadisin Tahrici ve sıhhati hakkında bazı değerlendirme

    lerde bulunur; Beyhaki bu rivayeti Şu' abu'l- İman' da nakletmekte ve

    nihayet hadisin değerlendirmesinde, bu rivayet Munkatı' olup Mu-

    hammed b. Hişam'ın rivayeti zayıftır denilmektedir. Taberam'de ma-

    nasıyla Ömer b. Hattab'tan çeşitli vec~erle nakledilmiştir. Ayrıca

    Ka'bu'l-Ahbar ve Hasan' dan da nakledilmektedir.38

    "İki toplumun karşılaşhğı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, şeı;tan onlanıı kazandıklan bazı şeı;lerden dolayı ayaklannı kaydırmak iste-

    di. Ama yine de Allah anlan affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, ha-

    lim(çok yıımuşak)dir".39

    IA ~ ı_,...~ı ,~_, ~ ~ JU:ı j...-:;"Jı 04 0:4J ~ i"~ı wl...k. ~ı ~_, .:i...:.:...ıJ> ~ F.~ .lil:FJ ~ ..!il ~ ~I ~ JW •r41 ~ ~ l~J ~ I~ k... •C.Ş- J . . 1.,.6.:l,ı 01 ı.:.ıl_,:.."it,,..ı_,j!

    "Uzakça gittiniz be(!). Hz. Fatıma Hz. Ali'ye: "Osman ne yaptı"

    diye sormuş, o da müşarünileyhi eksiklemiş, aleyhissalatü vesselam

    da: .1 _,.6.:i,ı 01 wl _,:.. \ı4. I _,jl ~1,ıc. I ışk. 4

    "Ya Ali kız kardeşlerin zevcleri birbirini sevmek hususnnda beni

    yordular" hıtabiyle karşılarruştır" .4o Uhud' taki bu yaşananlar İbn

    Hacer tarafından sahili isnadla nakledilmekle birlikte Hz. Peygam-ber'in, Hz. Ali'ye hitaben sözüne tesadüf edemedik.41

    "Sen (o zaman), sırf Allalı'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davran-

    dın. Eğer kaba, kah yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderler-

    di. Arhk onları sen bağışla, onlar için Allalı'dan mağfiret dile. (Yapacağın)

    işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, arhk Allalı'a dayan. Muhak-

    kak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever". 42 ~I • .ı:i!I . L ' ·-:ne 6.....:.1 .,. - ~ f+.! . i" _,.,,.....~ eş:

    38 Beyhaki, Şıı'abıt'l-iınfin, TX/ 492, m. 7006; Zerkeşi, a.g.e, I/215, 216; Aclılni, a.g.e., I/146, 147, m. 427.

    39 Aı-i İmran, 3/155. 40 Elmalılı, Il/1210. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: ... buyurmuştur" Razi, Meffitilı, I, 1281. 41 İbn Hacer, el-Metfilibıı'l-Aliye, bi Zevfiidi'l-Mesfinidi's-Semfiııiye, (I-IXX), Dfuu'l-Asıme, Riyad, 1419, XVII/ 347 m . 4260.

    42 Aı-i İmran, 3/159.

  • 672 • Elmalılı Tefsiri'nde MevzO Sayılan Rivayetler ... /V. Atmaca

    "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğnt yolu bulursu-nuz. "43

    İbn Mülakkin, hadis hakkında epeyce değerlendirme yapmakta-dır. Ona göre hadis bir gariptir; birçok tariki olmakla beraber muteber

    hadis kaynakları onu nakletınemektedir. Darakutni, isnattaki Hamza

    b. Eb1 Hamza el-Cezeri en- Nusaybi'nin çok gevşek (va.hl) olduğunu,

    Yahya b: Ma'in ise onun bir kuruş etmediğini, Buhar! ve Razi ise

    onun münkeru'l-hadis olduğunu söyler. Darakut.nl ve Nesfil ise

    metrılku'l-hadis olarak niteler. Ahmed ise metrühu'l-hadistir demiş

    tir. İbn Adiy de onun rivayetlerinin yekünü Mevzudur demiştir. İbn

    Hibb.§n ise; o sikalara dayandırarak Mevzu hadis naklederdi sanki

    bunu kasten yapıyordu. Ondan hadis nakletmek halfil değildir de-

    mektedir. Diğer tariklerde de kezzab olarak nitelenen raviler vardır.

    Ancak Bezzar bu hükmü mana olarak sahili görmüş olmalı ki şöyle demiştir: artık bundan sonra sahabe hakkında iihtilafa {şüpheye)

    düşmek doğru değildir, demiştir. Hafız Beyhaki ise el- İ'tikad'ta nak-

    lettiği şu hadisle anlam bakımından örtüşmektedir: Yıldızlar gökyü-

    zünün güvenceleridir. Onlar gittiğinde sema ehline va' dedilen gelir.

    Ashabıın da üırunetim için güvencedir. Ashabıın çekildikten sonra

    ümmetimin başına va' dedilenler gelir. 44 "Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeı;i ortak koşmayın. Sonra anaya,

    babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, ya~ın kom-

    şulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseı;i sevmez".45 ~ .ıJ .J4- :mu ı:ıl.~ı :F _, ~ .ı.tıı ~ .ı.tıı J_,... .J JU :J\i .ı.tıı ~ ut ->=4- t.F _, Y ~.fa .J~ ~ı_, ~ ..ı li~ı L.l! ıi~ ~ ..ı .J4-J utb. ..ı .J4-_, ul.J:!;..11 ~l .JA_, ~ı_,

    43 Elmalılı, Il/1214. " ... hadis-i nebevısi müddeasınca bi emrillah nice ribbiyyıln ve rabbaruyyıln yetiştireceklerdir. Nesefi, Tefsir, Il/247; Zemahşeri, Keş~fif, 11/586; Sa'lebt, el-Keşf, ffi/334; R!zi, Mefiitilı, I/179; A.ıüsi, Rühu'l-BeıJlin, V /16; EbO.'s-Suftd, İrşfid, V /135; İsmfill Hakkı Bursevi, Rtilııı'l-Me'iiııf, I/ 47. Hadisin değerlendirmesine dair kaynaklan için bkz.: AclfuU, a.g.e., I/132, nr. 381.

    44 İbnu'l-Mulakkin, Siracuddin Ebü Hafs Ömer b. Ali b. Ahmed, el-Bednı'l-Mıinfr fi Tahrici'l-Elılidis ve'l-Asiiri'l-Viikı'a ji'ş-Şerfıi'l-Kebir, (l-IX), Daru'l-Hicre, Riyad, 2004, IX/584-588.

    -ıs Nisa, 4/ 36.

  • Akdeniz Üniversitesı·llc'lhlyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu • 673

    ~ .ıJ c;~I L.IJ )-"""'I

  • ..

    674 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    Şevkaru de hadisin isnadında vadda' olduğunu söylemekted.ir.52 Bu

    hadis Sa'lebi tarafından tefsirde nakledilmekted.ir.53

    "Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı. temiz Şeljleri haram say-mayın. Ve aşın da gitınel;in. Çünkü Allah aşın gidenleri sevmez. Allalı'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeı;iıı ve inandığınız Al1alı'tan korkun". 54

    i·"· 1ı W·1' • : · 11 ~ • .J-A=W • - - _,... ~_,.... •

    "Resulullalı tavuk ve palaze yerdi, tatlı ve bal hoşuna giderdi ve buyur-du ki: ;_J)Wı ~ ~ ~~ı r.:ıl Mü'min tatlıdır, (halaveti) tatlılığı. sever. "55

    Beyhaki, hadisin metninin münker, isnadında da mechul birinin

    olduğunu söylemekted.ir.56 Sehavi de hadisi zayıf olarak nitelendir-

    mekted.ir.57 İbnu'l- Cevzl'ye göre bu hadisin Hz. Peygamberden nakli

    sahih değildir. İbnu'l- Cevzl'nin beyan ettiği Ebft Bekr el- Hatib'in görüşüne göre bu hadisin isnad.ındaki Ebt Süheyl haricindeki kişiler

    sikadır. EbCı. Süheyl ise metin uydurur onu da bir isnadla birleştirirdi.sa

    "Müşrikler kendi inkarlarına kendileri şahit olup dururlarken Allah'ın mescidlerini imar etıneleri mümkün değildir. Onlann bütün yaptıkları boşa

    gitmiştir. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır".59 .u~2~·;lı h.~)I\ ~~ l:.& ~~1 ~~ ~I ~ ,\ 2);l1

    "Mescitteki konuşma, hpkı hayvanın otu yiyip bitirdiği gibi hasenatı yiyip tüketir. "60

    51 Zeyla'i, Cemfiluddin Abdullah b. Yı1su1 b. Muhammed, Tnlırfcıı'l-E/ıiidfs ve'l-Asiiri'l-Vıikı'n fi Tefsiri'l-Keşşiifi'z-Zemn/ışeri, (I-IV), Daru İbn Huzeyme, Riyad, 1414, Il351, nr. 360.

    ~ı ŞevkfuU, Muhammed b. Ali b. Muh.ammed, el-Feviiidu'l-Mecıııil'n fi'l-Elıiidfsi'1-Mevdı1'nn, el-Mektebü'l-İslfuni, Beyrut, 1407, 11510, nr. U4.

    53 Sa'lebi, Ebü İshak Ahmed b. Muhammed b. İbrahim, el-Keşf ve'l-Beı;iiıı, (I-X), Daru İhya, Beyrut, 1422, VIIl288.

    s.ı Mfilde, 5187-88. 55 Elmalılı, mı 1800. "Yine rivayet olWluyor ki, Resa.Iullah ... " Zemahşerl, K.eşşiif,

    11704; Nesefi, Tefsfr, 11279; Sa'lebi, el-Keşfi N 1102; İsmfill Hakkı Bursevi, Rii/ııı'lBeı;iin, IIl246.

    56 Beyhaki, Şıı'nb, VIIll88, nr. 5534. s1 Sehavi, n.g.e, I/491, nr.775. ss İbnu'l-Cevzi, a.g.e., mı 19. 59 Tevbe, 9117.

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu • 675

    Seh§.vi'nin belirttiğine göre Kari bu rivayetin kaynağını bulama-

    mışbr.61 Şevkaru de F'ırU.zabadi'nin kaynağı olmadığına dair görüşünü nakletmektedir.62 { · ~ı ıw;; .• _..j- •.ıı · { · :ı: n~i; • · ·.~iı .~n~ı { · >~; • . .Jıı ~ ·ı u--~ ı ~ ı.n-'~J' ~ oı ~ cer ,; . ~ . ~ y,=. • .illi.;. · '

  • ..

    676 o Elmalılı Tefsiri'nde MevzO Sayılan Rivayetler ... iV. Atmaca

    lirtmektedir.67 Sa'lebi de hadisi İbn Abbas'tan merffı. olarak rivayet

    etmektedir.68 "Babaları dedi ki: "Hepiniz çaresiz kalmadıkça onu bana mutlaka geti-

    receğinize dair Allalı'dan bir yemin vennedikçe, onu, kesinlikle sizinle gön-

    dennem". Onlar da Allalı'a and içerek babalarına söz verince, babaları dedi

    ki: "Bu söylediklerinize Allah vekildir".69

    "Belli dile bağlıdır. "10

    Kuza'i Hadisi Huzeyfe ve Hz. Ali' den merffi olarak nakletmek-tedir.71 İbnu'l-Cevzi hadisin İbn Mes'fid'tan merfu olarak geldiğini

    ama bunun Hz. Peygamber' den nakledilmesinin sahih olmadığını ve 4=a .fa.,ı1Sc.W:._i:4.J..>F"~ _yl_,liı~ _,..c:.:ılı]I şeklinde hadisin devanurun da olduğunu zikreder. İbn Medirll bu isnad hakkında; hadisi ablır,

    Yahya: pis yalancı, Nesfil: metrllk değerlendirmesinde bulunmakta-

    dır.72 Aclıinl de hadisin Hz. Ali ve İbn Abbas'tan, Deylemi Müsned'de ve Harfü.ti de Mekfirimu'l-Ahlak'ta İbn Mes'fid'tan merffı.

    olarak nakledildiğini beyan etmektedir. Deylemi bu hadisi başka la-

    fızlarla Ebu'd-Derda'dan da rivayet etmektedir. Sağaru bu hadisin

    Mevzii olduğunu söyler. Sehavi el-Makasıd'ta, bu hadisin mevzu

    olduğuna dair hükümleri doğru (güzel bulmamakta, hoş karşılama

    makta) görmeyip manasını teyid eder rivayetler nakletmektedir.73

    Hadis hakkında İbn Arrfil

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu • 677

    diye insanlar onu ayıplardı da o bunu kerih görmezdi. İbn Ebl' d-

    Dünya da bu hadisi Zemmu'l-Gibet'de Hasan (el-Basri)'den mürsel olarak nakletmiştir. 74

    "Allah şu iki adamı da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye

    gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereı;e gönderse bir hayır getire-mez. Şimdi, bu adamla, adaletle emreden ve doğrn yolda bulunan adam eşit olur nıu?".75

    _c;:,1..,_ 1 1 • .

  • ..

    678 • Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan RivilyeUer ... / V. Atmaca

    ğım, seninle vereceğim. Sevab da ceza da seninle olacak". İlk yarab.-

    lan hakkında.ki üç rivayet daha önce geçmiş; değerlendirmeler ya-

    pılnuşh. Biz burada hadiSlerin geçtiği kaynaklan vermekle yetinece-ğiz. 81

    "Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sapa vurun; Al-lah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi

    sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygula-

    nan cezaya şahit olsım".82 .ylc. ..ılıl ~ .ıiıl J_,...J ı,J\i...ı4=- l,HI ~ ı.J.o ol.lz.... "4" J (,)"ll _,J\..u.Jll l,H ~ .,ıl olJJ , ..,>-11 ..;-iJ fall rl.JolJ "l+:ıl' ylA:ı! ~ ı,iiJI L.l! :c.Jt,....:.:.. u... ~ u!l ujlı l.,ıfa"'i :~J

    .J.lll ı} .J_,l:JIJ yt.....:..ll "_,...~ ..ılılı.........s öY.,.~1 ı} ı,iiJI L.IJ

    "Ey insanlar topluluğu! Zinadan kaçınınız. Çünkü onda altı özellik vardır. Üçü dünyada ve üçü ahirettedir. Dünyadakiler: Değerleri giderir, fakirlik getirir, ömrü kısaltır. Ahirette de Allalı'ın gazabını, hesiibın kötülü-

    ğünü ve cehennemde ebedi kalmayı gerektirir. "83

    Beyhaki, "Zina geri.ye fakirlik bırakır"B4 hadisini Mazi b. Muham-

    med' den tahrlc etmiştir der.

    "Kötı'i duygulannı kendisine tann edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?".85

    .~ ı.s$- ı.:r- .ılı! .lk. ~I ~ ..ı..I} ı.:... "t-JI J.1:. W:ı..:i L. "Yüce Allalı'ııı yanında semfi gölgesi altında Allah'tan başka tapılan

    ma'budlar içinde, uyulan heviidan dalıa büyüğü yoktur. "86

    sı İlgili üç hadisin kaynaklarına 23. dipnotta işaret edilmiştir. s2 Nftr, 24/2. &3 Elmalılı, V /3'171. "Bir hadis-i şerifte Resiil-i Ekrem (s.a. v .)'den mervidir ki, .. .''

    Zemahşeri, Keşşfif, Daru'l-Kirabi'l-Arabi, Beyrut, 1407, ill/211; Kurtubi, el-Cfimiıı'lAlıkıimu'l-Kıır'ılıı, D!ru'l-Kütübi'l-Mısrıyye, Kahire, 1964, XII/167; Razi, Mefatı7ıu'lGııyb (et-Tefsfrıı'l-Kebir), Daru İhyfil't-Turasi'l-Arabr, Beyrut, 1420, XXIlI/302-303; İbn Kesir, Tefsfnı'l-Kıır'iiııi'l-Azfm, Dilru'l-Kütübi'l-İl.miyye, Beyrut, 1419, ill/149; EbO.'s-Suüd, TeJsfnı Ebi's-Sıııld (İrşiidıı'l-Akli's-Selfm ilii Mezfiyii'l-Kitiibi'l-Kerfın), Daru İhyai't-Turasi'l-Arabl, Beyrut, tsz, V /170; EbO. Nu'aynı, Hilyetı'i'l-Evliyii ve Tııbakiitı'i'l-Asfiyli, Daru1-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1409, IV /111; Beyhaki, Şııııbıı'lİmıın, Mektebetü'r-Rüşd, Riyad, 2003, 7 /332, nr. 5091; Acluru, Keşfu'l-Hııfii, el-Mektebetü1-Asriyye, ysz, 2000, 1/504; İbnu'l-Cevzi, el-Meudiı'iit, el-Mektebetü's-Selefiyye, Medine, 1968, ill/107-108; İbn AıTfil

  • Akdeniz Üniversitesi. İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu e 679

    "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdu-

    nu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allalı'ın sana ihsan ettiği gibi,

    sen de (insanlara) iyilik et. Yen1üzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz

    ki Allah, bozgunculan sevmez. "87

    "Dünya ahiretin tarlasıdır. "88

    "Ey iman eden kullanın! Şüphesiz benim yarattığım yen1üzü geniştir.

    O halde yalnız bana kulluk edin".89 2:.ıt.4 !St! llıL. lıı sk. ~ -1..W' ) .)J ı..>) 0-4 ~ _.) 0-4 :~J ~ .ılıl ~ Jl§ ~ .ı.,..ılt.l:. ı.r-1 "--ı

    .~ J:!i.J ı:;IS._, • .:u;.,.ıı 4.1 y;ı._,:iı.ııl ı.}a.J"il

    Müşrikler, Rest1lullah'ın ashabına çok şiddetli işkenceler yapınca

    Amir b. Rebi' a ve hanımı Leyla bt. Ebi Hasme, Abdullah b. Abdilesed

    86 Elmalılı, V /3590. "Taberaru ve Hılye'de Ebu Nu'aym, Ebıl Ümame'den tahric et-mişlerdir: Demiş ki, Resfilullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ... " Taberaru, el-Mu'cenıu'lKebir, thk, Hamdi b. Abdulmecid es-Selefi, Mektebetü İbn Teymiye, Kahire, tsz, VIII/103, nr. 7502; Munziri, et-Terğib ve' t-Terhfb, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1417, I/45; Heysemi, Mec'maıı'z-Zeviiid ve Menbeıı'l-Feviiid, Mektebetu'l-Kudsl, Ka-hire, 1994, I/188; Suyiiti, ed-Diirnı'l-Mensılr, Daru'l-Fikr, Beyrut, tsz, VI/261.

    87 Kasas, 28/77. ss Elmalılı, V /3755. " ... Muktezasınca ... " Razı, Mefiitilıu'l-Gayb, Dam İhyfil't-Turasi'l

    Arabi, Beyrut, 1420, XII/171; Beydavt, Enviiru't-Teıızfl ve Esriiru't-Te'vfl, Dam İhyfil't-Turasi'l-Arabi, Beyrut, 1418, V /79; İsmail Hakkı Bursevi, Ri1hıı'l-Beı1iin, Daru'l-Fikr, Beyrut, tsz, ill/124; Deylemi, el-Firdevs bi Me'sılri'l-Hitiib (Miisnedii'l-Firdevs), Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1986, ill/530; Irfil

  • 680 ., Elmalılı Tersiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler ... / v. Atmaca

    ile harunu Hind bt. Ebi Umeyye b. El- Muği.re, Osman b. Affün ile

    harunu ve Hz. Peygamber'in kızı Rukiyye gözleri yaşlı bir şekilde Allah Resfilune geldiler ve: "Ya Resfilallah! Kavmimiz bize çok işken

    ce ediyor. Resfilullah (bedduaya) yeltendi ama Allah, amcası Ebu Talib sebebiyle bundan vazgeçirdi. Akabinde Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Kim dinini, bir karışlık mesafe de olsa, diyardan diyara götürürse ona cennet vacip olur, Peygamberi' ne de arkadaş olur."

    Başka bir lafızla şöyle nakledilmektedir: ·r:!'°'IY.)J .ı..:..... ıj#.J ,jS.J 4-l;JI ~_,:i..ıl ~ ~ )J '=>) c)J '=>) 04 ~ .;! 04 "Her kim dini sebebiyle bir yerden bir yere kaçarsa, bir karış da olsa

    Cenneti hak eder. Ve Mulıammed (s.a.v)'e ve İbriilıim (a.s.)'e arkadaş olur. "90

    "Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lütftmdan 11asib aramanız da O'nım ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır. "91 ·."'..~ ô:lw-·.11 . ...! :~« !l : .. ~ .!i-:. -~~ 1• .• ~ .. , ·J • ı,S : .. ~ ,:, ·.-:.~~1..4" _,., .. .=- . ~ ~ L?::! i V"J U.r--=- .>"' • • ~ Y!' U V"J UY.-2-4-=- ~ tSY.... f,>"'

    ..:.ıl '·~"- İ\ . _!Ço '4., ~\ i\ '•U::,1 .. . ~ • •< ı::ı •• l\j •\:aiiıı . ...!

  • Akdeniz Üniversitesi.İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu e 681

    mel'ün, farklılık olmayan kayıpta olup kaybeden için de ölüm daha

    hayırlıdır. Cenneti arzulayan ise hayır işlerine koşsun."

    Yasin Süresi'nin fazileti hakkında nakledilen rivayet şöyledir: ~~ ~ ,Jıl ~ Uı_;.!ıll ~~ ısC-.l:! ,.ılı\ .lJc. ~I ır.ı:i o.J_,..J ı:,,T_;ill ,.} ı:.ıj_,

    .(..)";!o.)_,.. c.sAJ ~J ~.) LJ.o _fol r_} ~l,ıill ("~

    "Kur' an' da bir süre vardır, Allah kahnda "Azime" diye anılır,

    Sahibi de "Şerif" diye anılır. Kıyamet günü Rebi' a ve Mudar' dan da-

    ha çokları hakkında sahibine şefaat eder ki o, Yasin Süresi' dir."93 ..tı ,, , . ~n: . ~n: ~ ~I •.• d• -'I fa j : · . N. : · • ~I ıj• .• ·~ • U_,...) U~ .U"' ı.ş-'::4.) ~ p. tsS LJC' ~ LJC' (.$ • ~ ..>! ~ U •

    ·• ı-:~-~ ••• ·~ Y ~ı t;;.· ·Jıi ~I ol' ·-~'I · • ~ i· ' .:i:.· ...:.1c. :Jıı İ~ -,>:=a-J ~ ~ • • J . .. . • • .)y- er-ır (..)";! .JY" .... J • • ı.s-: . ~- ~l.iiı taı~ı . ~- •. . )ti Jı !Al~ ~- IZ!ı -1-~ lı~- •. . ':il' ıilllı UC' ç-'J • • - ır J -~ 'i} 1..--J • 1..5~ ; -' -~ J • üll~~ı-: :.~_ : -- ~ · ·~ ~~u.1·• : -- ~1.;..~ .:...f., ~ 1----~ ~ 1.)4.J •• ~ y (.)4J • • ~J .Y" ~ 4S0 üıl· ... üıl- { üll· ı· · üll ~ .. ,'..Jt ;t ı·.-: •• • t ~ : .. lıı ~ . 11.l • ..)! J ~ J .J-" J ~ J.l ~ ~,.>"' ~ . (.)4.J - .•; ~.; • •

    f.IJ' (Jc. ~ :..1.. 2.ıC. ··•· ~- ull· .• J • • Y J • .J J "Yiisin Suresi, Tevrat' ta "Mıı'inııne" adıyla geçer. Bu Süre, okuyanına

    dünya ve iilıiret haynm genelleştirir ve oıııın dünya ve ahiret sıkıntılanna karşı dımtr, dünya ve iilıiret korkulannı yok eder. Buna "Müdiifz'n-i

    Kfidiye" de denir. Sahibinden her kötülüğü men eder ve her hayırlı ihtiyacı karşılar. "94

    93 Elmalılı, VI/4002. "EbO Nasr-ı Seczi İbane'de "Hasen" diyerek Hz. Aişe' den şöyle tahric eylemiştir: müşirun ileyha demiştir: Resfilullah şöyle buyurdu: ... " Suyfi.ti, ed-Diimı'l-Menslir, Daru'l-Fikr, Beyrut, tsz, C. 7, s. 40; Alaaddin el-Hindi, Kenzıi'lUımııfil, Müessesetü'r-Risılle, 1981, C. l, s. 527-528.

    9.ı Elmalılı, VI/ 4002. "Sa'id b. MansQ.r ile Beyhaki dahi Hassan b. Atıyye' den tahric eylemişlerdir ki Resfilullah şöyle buyurmuş: ... " Maama.f:i.h Beyhaki demiştir ki bunda Süleyman b. Defa'dan Muhammed b. Abdirrahman b. Eb:i Bekr-i Ced'an teferrüd eylemiştir. O ise mün.kerdir." Bu rivayetin şahidi mahiyetinde bir sonraki rivayet için Elmalılı şöyle demektedir: "Bununla beraber Hatib dahi Enes'ten mis-lini tahric eylemiştir. Tirmizi, Kuteybe ve Süfyan b. Veki' tariklanndan Katade ha-disiyle Enes'ten Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: "Her şeyin bir kalbi vardır, Kur'an'ın kalbi de c.JAJ dir. Her kim c.JAJ okursa Allah onun kıraatine on kerre Kur'an okuma sev§bı yazar" diye tahric eylemiş ve buna bir hadis-i gariptir demiş sene-dinde Harun b. Muhammed'in meçhul bir şalus olduğunu ve bu babda Hz. Ebu Bekrissıdclık'tan da bir rivayet varsa da isnadında za'f bulunduğunu söylemiştir. Fakat A.h'.lsi şunu da kaydeder: İmam Ahmed ve daha gayrileri hadisiyle Ma'kıl b. Yesar' dan sahih olarak mervydir ki Resıilullah (s.a.v.): c.JAJ Kur'an'ın kalbidir" bu-yurmuş ve bu, O'nun isimlerinden biri addolunmuştur." Kurtubi, el-Cfimiıı'lAhktlnıü'l-Kıır'iiıı, Daru'l-Kütübi'l-Mısnyye, Kahire, 1964, XV /1-2; SuyU.ti, ed-Diirrıı'l-Meıısıir, Daru'i-Fikr, Beyrut, tsz, VII/37-38; Alaaddin el-Hindi, Kenzü'/-

  • ..

    682 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan RivayeUer ... / V. Atmaca

    ö '.b. 1 ~ . l~Llı .....ı ·L ~ - -~ 1-« A;-:.!.il --- L4Aı~f ., ~ı- -~~ -ı-- : , ~_,.. ı.r. - (.)A u . . p (.)";! JU - . f'~ -- .J -- - .J .r.- _) _) (.)A .1_;4 ~.J .ıü fo ~ ~ L.A.).:..1.Jl ~1 ~ _;IJ ıJA : ~

    ~ .~r.: ~ .J :- U:ı\l:. :- ..u.ıl :- ,_,, .• ı..:t.o. :-

  • Akdeniz Üniversitesi İ la)ıiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu e 683

    Resfilullah, insanların isteklerine ulaşmaları, zorluklardan kurtulma-

    ları, bağışlanmaları konusunda nasıl dua edecekleri lafızlarıyla birlik-

    te öğretilmektedir. Bu durumda lafzın sevabı, kabule şayan etkisi ve

    bereketi akla gelmektedir. İşte Yasin Sfuesi'nin mevtaya okunmasırun

    şümulü de kişinin ölmeden önceki (hayatta oluşuyla ilgili) durumu

    için n~ kadar faydalı ise hayattan ayrıldıktan, ruhun bedeni terk et-

    mesinden sonra da faydasının olduğunu anlamaya engel bir durum

    yoktur. Hayattayken; ruh ve beden bir aradayken her ikisi için de

    tesiri söz konusu olan Kur'an' dan veya Sünnet'ten emredilen bir du-

    anın, ruh ile beden ayrıldıktan sonra da sadece ruha faydalı olması

    mümkündür. Kaldı ki, bbbi açıdan bakıldığında mevta kelimesi, öl-

    müş kişi için kullanılır bir tabirdir. Bazı alimlerin sekaret hali dedik-

    leri "hazeratü'l-mevt" durumu ise hentiz ölmemiş .kişi için kullanılır.

    Ölmek tizere olma hali de bir nevi hastalık durumu olup boyutlarını

    bilmediğimiz meşakkatler içermektedir. Halbuki hastalıklar için yani

    beden rahatsızlıklarırun tedavisi için emredilen veya tavsiye edilen

    Kur'aru ifadeler yanında çokça hadis de vardır. Ama öbür taraftan akıl, ruh ve mizaç hastalıkları için de tavsiyeler bulunmaktadır. Be-

    denin dışında başka yetiler ve donatıların bütünü olan insanın ölme-

    den önceki ruhu için ilahi ve nebevi bir dua ne kadar gerekli ise öl-

    dükten sonra da ruh için o derece belki daha fazla gerekli olabilir.

    Hasılı Elmalılı'nın ifadesiyle Kur'an'ın tatbik açısından ölüler kitabı

    olmadığını ama sevap ve tesir bakınundan hem ölülerin hem dirilerin

    faydası için nazil olduğunu söyleyebiliriz. Şayet hadisteki "mevta"

    kelimesini, Elmalılı ve bu görüşte olanların yorumladığı gibi kişinin

    hentiz hayatta olduğuna hamlederek "sekaret hali" şeklinde yorum-

    layacak; lafzen değerlendirmeyecek olsak bile, kişinin o esnadaki

    mükellefiyet ve iradeli fiil işlemek imkanını dikkate almak gerekir.

    Sekaret halinde kişi adeta ölü hükmündedir ki, bu babtan olmak tize-

    re rivayeti, manen değil lafzen yorumlamak gerekir. Bunu da hale

    uygunluk bakımından belağat ifadesi olarak değerlendirmek daha

    uygun olacakbr. Zira ölüm sürecine girmiş olan kişi, hayattan ziyade

    ölüme yakındır. Ölüm arundaki kişinin ne haram işleme ne emirleri

  • ..

    684 • Elmalılı Telsiri'nde Mevzu Sayılan RivayeUer ... / V. Almaca

    tatbik ne de bedeninin hayata dönüş imkaru vardır. O halde gerek bu

    sfue gerek diğer ayet, süre ve telkinahn okunma sebebi ve hedefi be-

    den olmayıp ruhla ilgilidir. Ruh da varlığını devam ettirdiği sürece

    okunan duaların ruha faydasının olduğu akla daha yakındır.

    "Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kfıjirlere

    karşı çetin, kendi aralannda merhametlidirler. Onları rükua varırken secde

    ederken görürsün. Allah'tan lütıif ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin

    izinden niŞanlan vardır. Bu, onlam1 Tevrat'taki vasıflan.dır. İncil' deki vasıf lan da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkannış, gittikçe onu kuvvetlendirerek

    kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların

    da hoşuna gider. Allah böylece onlan çoğalhp kuvvetlendinnekle klifirleri

    öfkelendirir. Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükfıfat vaad etıniştir".96 • ·~:?ı. ~~I 'tS .· .-:~ı ~ ~ · \o:.; -:. ·-· ~I '1 ~, ~I ~ .-n:: ·,-:.;.-:. u--:ı lrl ~ r.Ş ';>" Uf!,E~ . ıJ? c±"° ~ ~ .U"' ~ ~ :-

  • Akdeniz Üniversitesi"İlahiyat Fakültesi Elmalılı fv1. Hamdi Yazır Sempozyumu o 685

    "Gıybet zinadan daha kötüdür ... "99

    "Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki

    Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın." denilince de kalkın ki Allah

    sizden inananlan ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah

    yaptıklannızdan haberi olandır".ıoo . .. t:. -- -' v.'·11 - ~ı' < ·' ~ e:"->' ~ - ~ ~ ~ W,)J

    "Alimlerin mürekkebi şehitlerin kanıyla tartıldı da ona üstün geldi."

    ~l cY. ~ı ~_Y..=.l :J.l ~ı:ı ~ ~ cY. .ı.-1 uy,:..f :J.l •~ cY. ıJA.:a..Jll ~ uy,:..l . n: • .L.:t\ .·.7"::. I\ • ~ ~ .. n~ Ui.11 · < ' • ~ ..ıı ---;.~l~l-lA ~-···tı~- -1 ... ~..Iıl 1.-Jı'}'-&..w·Jlli .. . ~L.....lıı - - çl ~- - W.J~. ~ rJ • ~ Y".J - · ~ ~ W

    ;.I '-: '•ıı - l::. ;.~\ ~1-lA , , -·- - ç.l c.s""' - - e:"Y-

    "Alimlerin mürekkebi şehitlerin kanıyla tartıldı da ondan ağır geldi. "101

    99 Elmalılı, VI/4475. "İbn Ebi'd- Dünya ve Taberani'nin cabir'den tahric eyledikleri şu hadisin mahmili de budur: . .. " Sa'lebi, el-Keş/ ve'l-Beynıı, ~aru ihyfil't-Turasi'l-Arabi, Beyrut 2002, IX/85; Suyüti, ed-Diimı'l-Meıısıir, Daru'l-Fi.kr, Beyrut, Tarihsiz, VII/576; Taberaru, el-Mıı'cemıı'l-Evsat, Daru'l-Harameyn, Kahire, Tarihsiz, VI/348; Beyhaki, Şııabu'l-İmaıı, Mektebetü'r-Rüşd, Riyad, 2003, IX/98, h. No: 6315; Heysem!, Mec'meu'z-Zeviiid ve Menbeıı'l-Feviiid, Mektebetu'l-Kudsi, Kahire, 1994, C. 8, s. 92; Alaaddin el-Hindi, Kenzii'l-Umınfil, Müessesetü'r-Risfile, 1981, ill/586; Aclfull, Keşfii'l-Hafn, el-Mektebetü'l-Asriyye, Yrsz, 2000, II/95; Sağaru, el-Mevdıl'iit, Daru'l-Me'mun, Dımeşk, 1405, s. 59; Elbaru, Silsiletii'l-Elıiidfsi'd-Da'ife ve'l-Mevdii'a, Daru'l-Mearif, Riyad, 1992, rv /325-326.

    100 Mücadele, 58/11. ıoı Elmalılı, VIl/ 4793. "Hatib, İbn Ömer 'den: ... " ilim ve filirrün faziletine dair bu

    §.yetin Tefsirini yaparken müfessirimiz bu hususa dair birçok hadisin olduğunu şöyle ifade eder: "Bu babta birçok Ehadis-i şerife de vardır." Bu beyana göre ko-nunun devamında zikredilen bu haberi de hadis cümlesinden vermekte ancak Hz. Peygamber' e nispeti, sıhhah ve diğer sahih kaynakları belirtmeden nakletmiş ol-ması, kendisinin de bu rivayet hakkında mütereddit olduğunu gösteriyor. Lfil

  • 686 o Elma! ılı Tefsiri'nde Mevzu Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    "O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. "102 ._.ll:..i:JI ~l..>1! l>1 ~h..) L>ı ~ ~I Y.l ~ J.nll J_,..,.l.. l>/ ~ l>1 J J= ~ y,I ~ ~ı ~ F-1 l>1 .lı_j l>1 ~_,il .ı,.. 4;1 w..... Ô! ~La..)~ ış_}fill F l>1 Aıl ~ ı!.JWI y,l t:U.ı:.. ~I c-Jl ufal W :rl-oJ ~ Ali ~ Ali J_,...J J\i J\i ~ Ali ı,r:oJ yl..b:i...11 L>ı yç:. ~ ·~ ~ .ıl'.Y Y J l.,ı :Ji .uli.I r1_, ı~ ~.)"'

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M, Hamdi Yazır Sempozyumu • 687

    ya başladı. Ben de üzerine "Lii İlahe illallah Muhammedün resulullal1 11 yaz-dım ve sükunet buldu. "104 Bu rivayeti Hakim' in İbn Abbas' tan nakletti .

    . ..ıl.1..i~I wil:.. W ~~ _,!

    "Ya Muhammed! Eğer sen olmasaydın alemi yaratmazdım. "1os

    "Nun, Kaleme ve yazdzkla11na andolsım. "106 ~ • t:. ··.cfU!l.. ,,.,;ı.; l4 ~ --~u · ·t :ı..ı ~tt~ ~ı-:fu ~l . :ı..ı ~ üillı :ıtı '

  • 688 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan Rivayetler ... / V. Atmaca

    "Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kesf "110

    Elmalılı, "bu rivayet, İbn Kesir ve Kurtubi tarafından Tefsirle-

    ri'nde nakledilir. İbn Kesir' de: Ebu Ca'fer yani İmam Cafer' in babası

    Muhammed Bakır' dan nakledilmektedir" dediyse de Kurtubr de bu-

    lamadık. Bu da gösteriyor ki müfessirimiz hadislerle birlikte hadisle-

    rin gerek kaynağı gerekse isnad ve metin değerlendirmelerine dair

    bazı görüşleri kendisine ait olmayıp; alınh yaptığı tefsir kaynağın

    aittir.

    ~I 9"°411.fa.;. c.r.1 UC-.J 1.ı;.. 1.fo..o ~ ~ r'"'\:ı. l,,1'il oıl l.S.J.) olSJ -Y....?.- oıl .mwı Jl_,9':11 .~ fa.J .~1 .J_,..JI .~ üly W :J\i yl\.b c.r.1 oı ~ tJc- 4..ı1.,U LJ.ı &-':il tJc- ü\.::ı. LJ.ı J.1i... ~ ~ Jıl ~ Aıl J_,....; J\i ".?-ilJ ~) J....9 y_,sll ~I uj :r1-oJ ~ Aıl ~ c.r.ıJI U.._p.::i ljj ..ılyıl,ı 4.lSJJ "~ ~ :ıJii ~ı.r..) 4-ı cş-Jyıl c;ıı "~' .~ L. ıJ.ı~ y :e-1..ı.J ~ t+;j.S ~ lj)., tfi)I ıJ.o &..!.; üd.; lj]J üaS.; lj)J ı.::ı_fi. ljj ~ r}) r.)l...:Jl · te .lj.c:. ·-·'·'I .._ğ r." 11 4..1.ı • ~ • • . ıeı • I • ····'I ı.::ıl -·---'I . -9 · .. ;ıı ~I r.::ıl...:. !..>"' ~ ç-.) __...._. :UJ • .) ç.4F" U'"I t.J • .J c:- _,...... ~ U:!-" J

    .0...)#İ

    "Kevser Suresi nazil olduğunda ResUlullah: "Rabbimin bana emrettiği

    bu kurbanlık nedir?" diye Cibril Aletjlıisselam'a sordu. O dedi: Kurbanlık

    değil, liikin namaz için tekbir aldığında tekbir alırken ve rükU ederken elleri-

    ni kaldınnanı sana emrediyor. Çünkü o bizim namazımız, yedi semadaki

    meleklerin namazıdır. Ve her şeı;in bir zineti vardır, namazın zineti de her

    tekbirde iki elini kaldınnaktır. "111

    Mekıisidıı'l-Hasene, Dıiru'l-Ki~bi'l-Arabi, Beyrut 1985, s. 657; Sağan!, el-Me-ıJdıl'iit, Dıiru'l-Me'mun, Dımeşk, 1405, s. 35; Ali el-Kari, el-Esrfinı'l-Merfii'n ji'l-Ahbfiri'/-Mevdı/'n, Müessesetü'r-Risa!e, Beyrut, tsz, s. 352; Acluru, Keşfii'l-Hnfa, el-Mektebetü'l-Asriyye, Yrsz, 2000, II/312; Elbaru, Silsiletii'l-E/ıfidfsi'd-Dn'ife ve'l-Mevdıi'n, Daru'l-Me!rif, Riyad, 1992, I/165.

    no Kevser, 108/2. m Elmalılı, TX./ 6206. "Bundan başka İbn Eb! Hatim ve Hakim ve İbn Merdfıye ve

    Sünende Beyhaki, Hz. Ali' den şöyle rivayette bulunmuşlardır: ... " Buradaki beya-na göre yine Elmalılı, naklettiği rivayetin yer aldığı ve hadis uleması nezdinde sıhhat bakımından tartışmalı olan kaynaklan vermekle yetinmiştir. Yani hadisin zayıf olduğunun farkında olduğunu göstermektedir. Nitekim açıl

  • Akdeniz Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 689

    Sonuç

    Cumhuriyet'in henüz kuruluş yıllarına; milletin yıllardır yaşadı

    ğı harp haline, yıpranmış ve gerilmiş olan milli psikolojik yorgunluk

    manzarasına rağmen, son devir Osmanlı ulemasının önemli simala-

    rından birisi olan Elmalılı'run bu millete hizmetinin ve saygısının en

    büyük delili olarak kaleme aldığı ve günümüze kadar alanında mü-

    racaat kaynağı teşkil eden bir tefsirin muhtevasına baktığımızda, ge-

    leneksel rivayet ve dirayet tefsirlerinin hassasiyetle tarandığuu, di-

    nen, aklen ve bilimsel olarak kabulü imkansız bilgileri almadığını,

    çoğunlukla sahih hadis kaynaklarına dayanarak hadisleri naklettiği

    ni, makul veya masum sayılabilecek bazı endişelerle az da olsa zayıf,

    pek nadir olarak da Mevzu (uydurma) rivayetlere yer verdiğini gö-

    rülmekteyiz.

    Önceki tefsirlerin birçoğunun sadece detaylı bilgi verme mera-

    kıyla serdetmiş oldukları isrfilliyyab, hemen hemen hiç almadığına

    bakılırsa gerçekten Cumhuriyet' in kuruluş yıllarındaki o imkansızlık

    lara ve kayıplara rağmen şaheser konumunu hak ettiği görülmekte-

    dir. Çünkü klasik tefsirlerin birçoğu israili rivayetlerden kendini kur-

    taramarruştır. Bu cihetten eski tefsir kaynaklarıyla İslam Tarihi eserle-

    ri arasında bir yakınlık görülmektedir. Yani isrfilliyyata; Kutsal kitap-

    lara dayalı bir malumatı hazan hem tefsirlerde hem de tarih kitapla-

    nnda bulmak mümkündür. İhtiva ettiği hadislerin sıhhat durumu

    bakımından da öncekilerden daha muteber olduğu bir gerçektir.

    Elmalılı, tefsirinde büyük oranda sahih hadis kullanmaktadır.

    Bunun yarunda çok olmamakla beraber zayıf hadis de yer almaktadır.

    Bu rakamlar yaklaşık olarak tebliğin Giriş'inde verilmişti. Eser ince-

    lendiğinde ise müiessirimiz, arz ettiği hadislerin sahih olması duru-

    munda "sahihan rivayet edilmektedir ki," "sahih bir rivayet," "hasen

    rivayet ve görüşlerin varlığından muhatabı haberdar etmek maksadıyla naklet-mektedir; tasvip ettiği veya bunları sahih bulduğu için değil. İbn Eb1 Hatim, TeJsfnı'l-Kıır'fini'l-Azfm, Suudi Arabistan, 1419, X/3470; İbn Kesir, TeJsfrıı'lKur'ôni'l-Azfm, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, 1419, VIII/476; Hfil

  • 690 o Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan Rivayetler ... 1 V. Atmaca

    bir tarikla" gibi ifadeler yanında sahih kaynakların veya

    musanruflannın adını zikrederek sıhhat konusunda okuyucuyu bilgi-

    lendirmiş olmaktadır. Zayıf hadislere gelince bunların da zayıflığını

    ya doğrudan ya da metindeki bir ızdrrabı ve seneddeki ravilerin cerh

    durumunu zikretmektedir. Elbette Tedvin ve Tasnif devri ile bundan

    sonraki Şerh Derleme (Tehzlb veya Eser Nakli) Dönemi yetkin ilim-

    lerinin hadisin sıhhati konusunda ihtilaf ettiklerini biliyoruz. Bilhassa

    isnad değerlendirmelerine dayalı ihtilaflar çoktur. Mesela bir ravinin,

    bazı cerh fil.imlerine göre zayıf olduğu söylenirken diğerlerine göre

    sika olduğu belirtilmektedir. Bu da elbette hadisin sıhhati konusun-

    daki ihtilafı doğurmaktadır. Hal böyle olunca da sonraki ilimler

    özelde Elmalılı her hangi bir hadisi kullanırken ya onu tevsik ve ta' dil

    edenlerin görüşünü esas alarak sahih demekte ya da zayıflığına dela-

    let eden bir ifadeyi kullanmaktadır.

    Asıl çalışma konumuzu teşkil eden Hak Dini Kur' an Dili adlı tef-

    sirdeki Mevzu hadislere gelince, bunların genele nispetle çok az ol-

    duğunu söyleyebiliriz. Bizim saydığınuza göre 41-42 olan uydurma

    hadislere baktığımızda ise iki durum karşırruza çıkmaktadır. Bunlar-

    dan birisi söz konusu eserdeki uydurma hadislerin hadis filimleri

    nazarında Hz. Peygamber' e nispeti tarhşmalı olanlar, diğer husus ise

    Mevzu oluşunda şüphe edilmeyen veya uydurma ·olduğunda ittifak

    edilenlerdir. Bu taksimattan sonra yine ikili durumla karşı karşıyayız. Birincisi her iki kısma dahil edebileceğimiz hadislerin ahkam konula-

    rında kullarulmadığı; dal1a ziyade Rubılbiyet, tevhid, rahmet, feza.il,

    zühd, ahlak ve ahiret halleriyle ilgili olması ikincisi ise bu rivayetlerin

    serdedilişindeki nezaketli ve mutedil ifadelerle rivayetin ya çok zayıf

    olduğunu isnad değerlendirmeleriyle veya bunu nakleden musannıfı

    ve eserini zikrederek imada bulunmasıdır. Bu türden hadisleri ince-

    lediğimizde Elmalılı'nm dinin sabitelerini, külli kaidelerini, Kur'an ve sahih sünnetin hüküm beyan ettiği konuları ihlal etmeyecek mahiyet-

    te rivayetler olduğunu görüyoruz.

    Elmalılı tefsirinin hadislerinin Tahrtcine dair inceleme iınkfuu

    bulduğumuz üç yüksek lisans tezindeki istatistiğe göre ortalama 41-

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yaz.ı r Sempozyumu • 691

    42 hadisin mevzu olduğu tizerine bazı değerlendirmelerin yapılması

    gerekmektedir.

    Geleneksel tasnif veya taksime göre problemli bakış açısı, bir ri-

    vayetin metin olarak sağlam olmasını; lafzen veya manen problemli

    olmamasuu dikkate almaksızın sadece isnadında "kizb" ile itham

    edilmiş olan birisinin bulunmasıyla hadisin mevzü sayılmasıdır. Hak

    Dini Kur' an Dili adlı tefsirde bunun birçok örneğini gördük. Rivayet-

    lerin tahric ve sıhhat değerlendirmelerine bakılacak olursa bu dwum

    görülecektir. Oysa problem b:ir rivayetin isnadında "kezzab" veya

    "vadda" ravinin bulunması ve "metnin kizb" olması şeklinde iki kı

    sımda ele alınmalıdır. Çünkü isnadında uydurma hadis nakleden

    birisi var diye hadisi uydurma (mevzu) saymak, nispetini reddetmek şeklinde aşın bir durum ortaya çıkarmaktadır. Yani hadis Merfü. iken

    (Hz. Peygamber'e ait iken) O'na ait bir sözün veya fiilin Resülullah'a

    nispetini reddetmek de veballi bir iştir. Tahricten de görüldüğü gibi

    bir ikinci sıkıntılı durum, hadisin bir lafızla zayıf hatta mevzu sayıl

    dığı yerde ayru manada ama biraz farklı ibarelerle gelen şeklinin

    sahih ya da merfü. olduğunun söyleniyor olmasıdır.

    İsnad değerlendirmelerindeki aşırı ithamların hadisin sıhhat ve

    nisbet (Hz. Peygamber' e aidiyet) konusunda ihtil!flı bir duruma se-

    bep olduğunu müşahede ettik. İftira derecesinde cerh ifadelerinin

    olduğunu görmek ÜZÜCÜ bir durumdur. Bazı ravilerin, bölgesinde

    sevilmeyen birisinden hadis alnuş olması onunla münasebet kurmuş

    olması kendisinin "kezzab" veya "vadda" olarak anılmasına yol aç-

    maktadır. Anlaşıldığına göre her cerhe itibar edilmemeli; mutedil

    (mutavassıd) kişilerin müfesser (gerekçeleri açıklanmış) cerhlerine

    güvenmeliyiz. Cerhin ilıni seviyede kullarulmasını çok isabetli bir

    davranış ve İslam filimlerinin günümüzde bile objektiflik adına gö-

    remediğimiz tarafsızlığı temin etmiş olmalarım çok ileri seviyede ilıni

    bir yöntem olarak kabul etmeliyiz. Bunun çıkış sebebi ve amacının da

    "Sünnet-i Seniyyeyi korumak" olduğu için Hz. Peygamber'in bir be-reketi olarak görülmesi yerinde olacaktır. Ne var ki, O'nun otoritesi-

    nin istismarına yönelip Resfilullah adına hadis ihdas eden anlayış

  • 692 e Elmalılı Tefsiri'nde Mevzü Sayılan RivayeUer ... / V. Atmaca

    veya behimi duygular insana cerh ta' dil tedbirini de istismara

    sevketmektedir. En güvenilir bir ravi, bazı inanç, mezhep, siyaset,

    bölge v.s. saplanbsı olanlar tarafından acımasızca eleştirilmektedir.

    İşin güzel tarafı, bu haksız ve yersiz nitelemelerin de kaynaklarda derlenmesi iken tehlikeli tarafı ise geçmişte cerh meselesini keyfi ola-

    rak kullananlar gibi gü.nümÜZde kendine fırsat veya malzeme arayan

    kişilerin .ilnU ciddiyet ve dengeden uzak bir şekilde bu ithamları veya

    iftiraları tetkik etmeden kullanmalarıdır. Sonuçta merfG. bir hadisin

    mevzu, sahili bir rivayetin zayıf hatta uydurma, güvenilir bir ravinin

    diğer hadislerinin de şüpheli duruma düşmesine sebep olmaktadır.

    Bu durum dikkate alınırsa incelediğimiz her üç yüksek lisans çalış

    masında da aynı iltibas görülmektedir. Araşbrmacılar hadisin metni-

    ne ve diğer vecihlerine bakmadan; sadece isnadında kezzab, vadda'

    olarak anılıp yalan hadis naklederdi, yalancıydı diye anılan bir

    ravinin zikredildiği rivayeti veya bir alimin "o mevzii' dur" diyerek

    mutlak olarak; temelsiz ve gerekçesiz beyanlarım esas alıp mevzu

    hadis listesi çıkarması da hatalı bir istatistiktir.

    EJmalılı'run tefsirinde hadisleri naklediş şekline dair bazı müta-

    laalar ileri sürmek mümkündür. Müfessirimizin eserinde naklettiği

    hadislerden, işaret ettiği kaynaklardan, hadisi sevk ediş tarzından ve

    uslubundan anlaşıldığı kadarıyla, önceki (klasik) bazı tefsirlerden

    faydalanmakta iken hadisleri de kendisinin doğrudan kaynağından

    görerek vermek yerine kaynak tefsirdeki beyan şekliyle aktarmakta-

    dır izlenimine sahibiz. Zira Elmalılı'nın hadisin kaynağı ve sıhhati

    konusundaki beyanlarına bakılırsa ve bazı hadis kaynaklarının kulla-

    nım imkaru göz önüne alınırsa, doğrudan hadisin kaynağına müraca-

    at ederek değil önceki müfessirin sevk şekliyle aktarıldığı intibamı

    uyandırmaktadır. Merhfun Hamdi Yazır'ın kaynaklarının hangi tef-

    sirler olduğu, tahric sonucu dipnot bilgilerinde nispeten belli olmak-

    tadır. Hadislerde ortak olduğu tefsir kaynakları Elmalılı'run tefsir

    bilgilerinde de en çok istifade ettiği kaynakların ipucunu vermektedir

    diye düşünüyoruz. Bu itibarla incelenmesini arzµ ettiğimiz eserler ise

    dirayette Zemahşeri'nin el- Keşşaf'ı, rivayette Kurtubi'nin el-Cami'u

    li Ahkami'l-Kur'an'ı, İbn Kesir"in Tefsiru'l-Kur'aru'l- Azlın'i ve

  • Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu o 693

    Neseffnin Medariku't- Tenzil ve Me'filimu't-Te'vili'dir diyebiliriz.

    Bunlara ilaveten işari tefsirler içerisinde en çok istifade ettiğini tah-

    min ettiğimiz Aıüsi'nin Ruhu'l- Me'ani'si ve Bursev1nin Rühu'l-Beyfuu'ru da belirtmeliyiz. Ebu's-Sufrd'un İrşadı da, hadislerin

    Tahrki sadedinde çokça rastladığınuz tefsir kaynaklarından biridir. Elmalılı Hamdi Yazı.r'ın şahsi yaklaşımından edindiğimiz kanaa-

    te göre, bir ravi yarulınası sonucu olsun ya da tasavvuf, edebiyat, tarih, sanat gibi bazı mesleklerin tavrının ürünü olsun ama hikmet

    içeren ancak sadece hadisin teknik durumundan dolayı Mevzu olarak nitelendirilen bazı rivayetlerin de zayi edilmemesi; gereğince ve ye-

    rinde olarak kullarulınası faydalı olacakhr. Çünkü bu sözler de bir

    ümmetin irfiiniyesinin mahsulüdür. Her konuda ve herkes için emre-dilen insaf ve itidalin bazı Mevzu hadislere karşı da gösterilmesi gö-

    rüşündeyiz.

    Netice itibariyle Elınalılı'run tefsirini hadisleri bakımından ince-

    leyen çalışmalara göz athğımızda hadislerin sıhhat tasnifinde olduğu

    gibi Hz. Peygamber' e nispet bakınundan da hatalı tanımlamalarda veya nitelemelerde bulunabiliyoruz. Bilhassa Elmalılı tefsirinde "Mevzu Hadis" adıyla rakamlaştırtlan rivayetleri isnad ve metin açı

    sından tetkik ettiğimizde müdakkik hadis aiimlerinin ittifakla "Mevzfr" dediği rivayete rastlamadık. Oysa bu konudaki üç yüksek

    lisans çalışmasının rakamlarım topladığımızda 41 veya 42 tane mevzfr hadi