endÜlÜs'Ün yikiliŞ sÜrecİnde ÖneÇıkan...

22
ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNE ÇıKAN BAZI HUSUSLAR* , Doç.Dr.MehmetÖWEMIR . \ İşpanya'nınfethi, ilk dönem İslam fetihlerinin. son halkasını teşkil eder. Islam tarihinde Endülüs ı adıyla yerini alan bu ülkede müslüman1a- nn siyasi varlığı 1492 senesine kadar tani 781 sene, bir diğer deyişle yak- laşık sekiz asır" sürdü. Tarihçilerinbüyük çoğunluğu, umftmiyetle, bu \ sekiz asn, .siyasi iktidan elinde bulunduran hanedan1an gÖz pnünde bu- lundurarakVaJ.iler (715~756), Endü1üs Emevileri (756-1031), .mü1ftkü't- tavınf (1031-1090), Murabıtlar~Muvahhidler (1090-1248) ve Nasriler (1238-1492) şeklinde beş döneme ayırmaktadıdar. Bazı tarihçiler ise, haklı olarak Murabıtlar'laMuvahhidler'i ayn dönemler olarak tasnif et- \ me~te, dolayısıyla da döhe~sayısı altıya çıkmaktadır. Endülüs tarihi, adet ha1ini almişbu bölümlenmenin yanında, müslü- man hakimiyetinin gücü baı<ımından da tasnif edilebilir. Bu açıdan bakıl- dığında şu dört ana dönemle karşılaşmak mümkündÜr: I- Üstünlük Dönemi. II-. Savunma ve Yıpranma Dönemi III- Geı:ileme ve Yıkılış Dönemi IV! İmha Dönemi 1- Üstünlük Dönemİ: Bu dönem ~ndü1üs'ün fethiyle başlar. Bilindi- .ği gibi 711 senesinde İspanya'ya giren Islam ordulan, üç sene zarfında bu \ . * Bu makale Endülüs ..Müslümanlan Simpozyumu (Ankara 1992)'da sunulan ;'Endülüs'ün Yıkılış Süreci Uzerine Mülahazalar" isimli tebliğin gözden geçirilmiş şeklidir. '. ı. "Endülüs" (Ar.. el-Endellis) isminin. menşei konusunda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Mamafih, bu ismin Kuzey Afrika'ya geçişlerin<,ienönce İspanya'nın Eaeti- ca (B6tica) bölgesinde hüküm süren Vandallar (V\lndalslVandalus)'ınkendilerine nisbetle bu bölgeye verdikleri -ya da verilen- "Vandalucia" adından neşet etmiş olabileceği, en fazla kabul gören görüştür. Bkz. E. L6vi-Provencal, Espana Musulmnna, Madrid 1987, lV, 45; A. Tahir Mekki, Dirasat Endelusiyye, Kahire 1980, s. 5-34. Bazı müslüman 'coğrafyacılara göre ise, "Endülüs" ismi, Nuh tufanından sonra İspanya'ya yerleşen "Ende- !iş" kavminden gelmekt~dir. Bkz. el-Bekii, el-Mesô!ik, Beyrut 1968, s.57-73;'elcHımyeri, er-Ravd, Kahire (?),s.lO. Ancak müslüman coğrafyacılann aktardığı bu bilgiyi tarihi gerçeklerle bağdaştırmak mümkün değildir.

Upload: others

Post on 08-Oct-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNE ÇıKANBAZI HUSUSLAR* ,

Doç. Dr. Mehmet ÖWEMIR. \

İşpanya'nınfethi, ilk dönem İslam fetihlerinin. son halkasını teşkileder. Islam tarihinde Endülüsı adıyla yerini alan bu ülkede müslüman1a-nn siyasi varlığı 1492 senesine kadar tani 781 sene, bir diğer deyişle yak-laşık sekiz asır" sürdü. Tarihçilerinbüyük çoğunluğu, umftmiyetle, bu

\ sekiz asn, .siyasi iktidan elinde bulunduran hanedan1an gÖz pnünde bu-lundurarakVaJ.iler (715~756), Endü1üs Emevileri (756-1031), .mü1ftkü't-tavınf (1031-1090), Murabıtlar~Muvahhidler (1090-1248) ve Nasriler(1238-1492) şeklinde beş döneme ayırmaktadıdar. Bazı tarihçiler ise,haklı olarak Murabıtlar'laMuvahhidler'i ayn dönemler olarak tasnif et- \me~te, dolayısıyla da döhe~sayısı altıya çıkmaktadır.

Endülüs tarihi, adet ha1ini almişbu bölümlenmenin yanında, müslü-man hakimiyetinin gücü baı<ımından da tasnif edilebilir. Bu açıdan bakıl-dığında şu dört ana dönemle karşılaşmak mümkündÜr:

I- Üstünlük Dönemi.II-. Savunma ve Yıpranma DönemiIII - Geı:ileme ve Yıkılış DönemiIV! İmha Dönemi

1- Üstünlük Dönemİ: Bu dönem ~ndü1üs'ün fethiyle başlar. Bilindi-.ği gibi 711 senesinde İspanya'ya giren Islam ordulan, üç sene zarfında bu

\ .* Bu makale Endülüs ..Müslümanlan Simpozyumu (Ankara 1992)'da sunulan

;'Endülüs'ün Yıkılış Süreci Uzerine Mülahazalar" isimli tebliğin gözden geçirilmişşeklidir. ' .ı. "Endülüs" (Ar.. el-Endellis) isminin. menşei konusunda farklı görüşler ilerisürülmektedir. Mamafih, bu ismin Kuzey Afrika'ya geçişlerin<,ienönce İspanya'nın Eaeti-ca (B6tica) bölgesinde hüküm süren Vandallar (V\lndalslVandalus)'ınkendilerine nisbetlebu bölgeye verdikleri -ya da verilen- "Vandalucia" adından neşet etmiş olabileceği, enfazla kabul gören görüştür. Bkz. E. L6vi-Provencal, Espana Musulmnna, Madrid 1987,lV, 45; A. Tahir Mekki, Dirasat Endelusiyye, Kahire 1980, s. 5-34. Bazı müslüman'coğrafyacılaragöre ise, "Endülüs" ismi, Nuh tufanından sonra İspanya'ya yerleşen "Ende-!iş" kavminden gelmekt~dir.Bkz. el-Bekii, el-Mesô!ik, Beyrut 1968, s.57-73;'elcHımyeri,er-Ravd, Kahire (?),s.lO. Ancak müslüman coğrafyacılann aktardığı bu bilgiyi tarihigerçeklerle bağdaştırmak mümkün değildir.

Page 2: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

234 MEHMET ÖZDEMİR

ülkenin fethini tamamlamış2, daha sonraki yıllarda Pteneleri aşarak Avru-pa'mn fethine koyulmuştur. Nitekim 732 senesine gelindiğinde, İspan-ya'dan ba~ka Güney Fransa'nınbüyük bir bölümü de İslam hakimiyetinegirmiş ve müslümanlar bugünkü Paris'in 100 km. kadar yakınınabulunu-yorlardı. . .

756 senesinde Endülüs Ernevı Devleti'nin kurulmas~, .Endülüs'üAbbasller'e bağlı bir uç vilayet olmaktançıkarıp, siyasi gücü ve çatısı hergeçen gün peKişen, X. yüzyılagelindiğınde bölgesınin en güçlüsü olan birdevlet konunıuna kavuşturdu. Bu yüzyılda III. Abdurrahman ve II.Hakem gibi Endü1üslü sultanların isimleri zikredildiğinde; onların sırfEndülüs müslümanlarımn halifeleri oldukları değil, kuzeydeki hristiyanİspanyol krallıklarınİn've Kuzey Afrika'daki bazı müslüman Berberiha-nedanların efendileri oldukları da çağnşım yaptınyordu. İşte bu güç ve. nüfUzdur ki, kendisini müslümanların birliğini temsil etmek üzere halifeilan eden IIL Abdurrahman'a, kendi sü1alesi dışında hiç kimsenin bu ün-vanı kullanmahak ve gücüne samp olmadığım söyleme cesaretini vei:miş-tP. Onun "hiç kimse" derkenkasdettiği, Abbasi ve Fatımi halifelerindenbaşkası değildi. Keza Endülüs Emevi Devleti'nin sahip olduğu yine buaym güç ve nüfuz, Kuzey Afrika'yı Şiileştinnek için varım yoğunu harca-yan FanmIler'i Mısır'a SÜrnıÜş4;Bizans İmpanitorlannı, 'Almanya ve

2. Endülüs fatihleri Musa b. Nusayr ve Tarık b. Ziyad, 714 senesinde Şam'adönerken Endülüs'de fethedilmemiş topraklar olarak sadece doğudaki Tudmir ile Kuzey-deki dağlık Asturias bölgeleri kalmıştı. Musa'nın yerine Endülüs'ün idaresini üstlenen'oğlu Abdulaziz'in ilk işi, Tudmir'i zaptetınek oldu (714-5). BilahereAnbese b. Süheymel-Kelbi'nin valiliği sırasında (102"107/721-725) Asturias bölgesinin fethi için teşebbüstebulunulmuş" ancak bölgenin çok kayalık olması ve fazla bir nüfus barındırmaması gibisebeplerle bu teşebbüse .son verilmiştir. Bir rlvayete göre, müslümanlar burasını kuşatmaaltına aldıklarında üç yüz hristiyan bulunuyordu. Bilahere bunların sayısı otuzu erkek veonu kadın olmak üzere kırk kişiye düştü. Bunun üzeıine müslümanlar: "Hepisi otuz erkek,Artık bunlar bize zarar veremezler" diyerek kuşatmayıkaldırmışlardır. Daha sonra. görüleceği üzre, Endülüs'üzeville götürecek süreci başlatan işte bu otuz kişi olmuştur.Bkz. Ahbfır MeemCt'a (nşr.l. el-Ebyari), Kahire 1981, s.34; H. es-Silfi, Tdrihu'l-Arabfi'l-Endelus, Camiatu Karyilnus 1980, s.222.

3. Endülüs .Emevi' hükümdarları M. 929 senesine ,kadar kendileri için "Emir" sıfatınıkul1anmışlardır. Dk kez III. Abdurrahman 929 senesinde halifeliğini ilan etmiş, böylece. Endülüs Emevi' Emirliği, Halifeliğe dönüşmÜştür. Halifelik ilanı için bkz. İbn Hayyan, El- .Muktebes- V (nşr. P. Chalmet:i-F. Corriente-M. Subh), Madrid 1979, s.241 vd.; Cronieaanonima (nşr. E. Levi-Provençal-E.G.Gomez), M:idrid 1950, s.78-79. .

4. Fatımller Devleti, Merkezi' Mağrib'de 909 senesinde 'kuruldu. İlkhalifeleri Ebu. Ubeydul1ah el-Mehdi'ye nisbetle "Ubeydller" olarak ta adlandırılmaktadırlar. Şillik prop-agandası temel hedefi olduğu için, bu develtdoğuşundan itibaren yayılmacı bir siyasettakip c;triıiştir. Bu siyasetin tabii' bir sonucu olarak bölge bir Sü'nnı-Şii' çatışmasına sahneolmuştur. O sırada Mağrib'in en güçlü devleti Endülüs Emevlleri ,olduğu için, işaret ep ilençatışma esas itibariyle bu iki devlet arasında cereyan etmiştir. Neticede Fatırnller bumücadelenin mağluptarafı olmuşlar ve Kuzey. Afrika'daki nüfuzlarını 'kaybederek 971senesinden itibaren Mı~ır'a çe!dlmek zorunda kalıiıışlardır. Bkz. Abdülaziz Salim, Tari-hu'l-Mağribfi'l-Asri'l-lslfımi, Iskenderi~e (?), $.508-548.

Page 3: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YıKıLIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 235. "

Danimarka hükümdarlanm Kurtuba ile siyasi ilişkiler kurmaya sev-.keuruşti5• i

Ne var ki, ;iyasi gücü, yakaladığı refah s~viyesi ve sağladığı medeni'gelişmeyle gözleri kamaştıran ve değil yıkılacağına, zayıflayacağına bile. kimsenin ihtimal vermediği bu devlet, bir devlet hayatı için göz açıp ka-pama müddeti kadarkısa sayılabilecek yirmi senelik bir sürede çökmenoktasına geldi ve çöktü (1031).

II. 'Savunma ve Yıpranma Dönemİ: 1031 senesindeki çöküşleEn-dülüs için artıksiyasi ve askeri anlamda üstünlük dönemi sona erdi. ZiraEmevi Devleti'nin çöküşü neticesinde, ülke bir bölünme süreci yaşadı., Bu bölünme, İspanya' da daha önce müslümanlar lehine olan güç dengesi-nin bozulmasına ve hristiyan İspanya lehine dönmesine sebep oldu. Endü- _lüs müslümanları bundan sonra esas itibariyle elde olam muhafaza etmek-le meşguloldular. Ne var ki, ilerleyen zaman, onların bunu dabeceremeyecekh~rini ortaya koydu. \Kuzeydeki İspanyol krallıklarındankaynaklanan siyasi, askeri ve ekonomik baskılar, ülkedeki olumsuz etki-lerini iyice hissettirmeye'başladı. Daha XI. yüzyılın sonlannda gerçekle-şebilecek topyekün bir hristiyan işgali, Kuzey Afrika' dan. yardıma gelenönce Murabıtlar'ın sonra da Muvahhidler'in gayretleriyle önlenebildi.

ID. Gerileme ve Çöküş: Murabıtlar'ın ve Muvahhidler'üı Endü-lüs' e geçişleri, az önce de ifade edildiği gibi, hristiyan işgalini geciktir-mekle beraber, 1031 senesinde Emevı Devleti'nin çöküşüyle içine düşü-len bölünme olgusunu ortadan kaldıramadı. Bu keyfiyet hristiyanİspanya'yı yeniden harekete. geçirdi ,ve Muvahhidler idaresinin Endü-lüs'deki gücünü yitirdiği 1227 senesinden 1250 senesine kadar geçell'23senelik süre zarfında; Kurtuba, İşbiliye, Belensiye, Ceyyan, Tudela, Sara-kusta, Maride, Mursiye gibi İslam şehirleri birbiri ardına hristiyan eğe-menliğine' geçti. Müslümanların elinde sadece Gımata ve civarı kaldı.,Böylece, bir zamanlar Paris önlerine kadar uzanan İslam hakimiyetininAvrupa' daki sımrlan, şimdi sadece Gımata topraklanm içine almaktaydı.Bu hakimiyet, bütün menfi gelişmelere rağmen 1492 senesine kadar ikibuçuk asır' daha devam edecektir, ancak bund~.Gımatasultanlarımn ta-kipettikleri başanlı siyas~t yamnda, hristiyan Ispanya nezdindeGıma~ta'mn işgalinin tali derecede bir mesele 'konumuna düşmüş olmasının darolübulunduğunu unutmamak lazımdır. Ni~ekim, birinci derecede önemlimeselelerini hallettikten sonra, hristiyan Ispanya için Gımata' yı işgaletmek ve bu suretle müslümanların Endülüs'deki siyasi varlıklarına sonvermek, hiç te zor olmamıştır. Böylece İspanya, bizim deyişimizle Endü-lüs, 1492 senesinde tıpkı 711 senesi öncesinde olduğu gibi tamamen hris-, tiyan hakimiyetine girmiştir.

5. Bu konuda geniş bilgi için bkz ..A. A. el-Hajji, Andalusian Diplomatic Relationswith Western Europe During the Umayyad Period, Berut 1930; E. Levi-Provençal, iV,352 vd. (

Page 4: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

236 ' MEHMET ÖZDEMİR

IV. İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~-lerinerağmeiı, Endülüs müslümanlanmn büyük çoğunluğu, hıristiy~ ida-reciler tarafından canlanna, mallanna ve dini yaşantılanna dokunulmaya-cağışeklinde . kendilerine verilen taahhüdlere güvenip6, hristiyan.hakimiyetinde de olsa, kendi topı:aklannda kalmayı tercih ettiler. Ne varki, işgalin üzerindendaha beş senebile geçmeden bu müslümanlar, tarih-te benzerine ender rastlanan bir imha hamlesiyle karşı karşıya kaldılarlMuhtevasım zorla hri~tiyanlaşti.rma, katliam, engizisyon m~emeleri vetoplu sürgün1erin oluşturduğu bu hamle, 1609 senesinde tamamlandı. Ne-ticede ne kendi kimliğine sahip çıkmak isteyen bir müslüman ne de ayak-ta duran bivcami bırakıldı.'Kısacası, sekiz asır İspanya'mn kaderinde sözsahibi olan' müslümanlar, sanki bu ülkeye JP.çayak basmamışlardı.

f,

Peki, Endülüs tarihi nasıl oldu da ,böyle bir son1a noktalandı? İşte, buçalışmada cevabı aranacak olaiı soru budur. Meseleyi bütünyön1eriyle or-taya koymak v~ tartışmak, takdir edilir ki, böyle mütevazibir inceleme-nin sınırlan dışındadır. Bi~aenaleyh bu çalışmada esas itibanyle hedefle-nen husus, Endülüs'ün zevalini sorgularken göze takılan bazı unsurlannaltını çizmektir. Bu unsurlan başlıca dört başlık altında ele almak 'müm-küiıdür: ' ' ,

1- Asabiye Problemi

2- Sistem Tıkanması

3- İdeal ve Ufuk daralması, ,

4- "Reconquista"

1- Asabiye Problemi:

Umumi bir değerlendirme çerçevesinde konuya yaklaşıldığında gö-rülen odur ki, Endülüs'ün;zeval süreci bir çOklanmn iddia ettiği ve çoğu-muzun zannettiği gibi güçlü Endülüs Emevi Devleti' nin 1031 senesindeyıkılışıyla ya da Muvahhidler hakimiyetinin 1227 senesinde zayıflama-sıyla değil, fetih hareketinin heinçn sonras~nda başlamıştır. Çelişik gibigörünse de, Endülüs'ün iniş grafiği çıkış grafiğiyle birlikte harekete geç-miştir. Bir başka ifadeyle, yıkılışa öncülük edecek gelişmeler, kurulu,şutamamlamak için sarfedilen gayretler esnasında yaşanmıştır ,ki, bu geliş-

, melerden biri müslümanlann kendi içlerinde, kendileri yüzünden;' ~iğeriise mağlub hristiyan c;ephesinde vuku bulmuştur. Açık bir biçimde ifade

6. Bu taahhütleri ihtiva eden anlaşma metni hakkında Bkz. Nebzetu'l-Asr fi InkıdfıiDevleti Beni Nasr (nşr. M. R. ed-Daye), Dımeşk i984, s.120 vd.; darrido Atienza, LosCapitulaciones para la Entraga de Granada, Granada 1910; M. A. İnan, Nihayetu'l-Endelus, Kahire 1966, s.244 vd. \ ' . \

( ,

Page 5: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 237. i

etmek gerekirse, fetih hareketinin üzerinden henüz bir. çeyrek asır' bilegeçmemişken, 732 senesinden sonra müslüman fat~hlerin içine düştükleriasabiye girdabıdır ki, Endülüs için ı;eval sürecini başlatan ilk ciddi geliş-me olmuştur.

Doğrusuasabiye, sırf Endülüs'ü değil ilk dônemde İslam coğraf yası-mn geri kalan kısmım da meşgul eden bir meseledir ve. bu meseleninkökü İslam öncesi döneme kadar gitmektedir. Bilindiği gibi Cahiliye dö-nemi Araplarımn, ictimai bünyeleri. bakımından dikkat' çeken en önemliyanları, muhtelif kabililere aynlmış olmalarıydı. Bu bünyede nihai bağlı-lık unsuru olarak öne çıkan kabile asabiyeti'parçalayıcı bir mah~yet ve ni-teliğe sahipti. Bundan dolayıdır ki, bedevi, kendi kabilesi dışında hiç birbeşeri otoriteye boyun eğinemiş, dolayısıyla "devlet" kavramı m idrakedememiştir. Yine bundan dolayıdir ki, Cahiliye dönemi Araplan, dahaçok "Eyyam"larıyla, yani kendi aralannda gerçekleşen kabile çatışmala-nyla meşhur olmuşlar? ve Arap yarımadası üzerinde, dünya ve bölge tari-hinde hatın sayılır bir siyasi güç haline gelememişlerdir; oysa beşeri po- .tansiyelleri bunJJn için fazlasıyla yeterliydi. Bunubaşaramadıklan için de, .Hicaz hariç, Arabistan'tn güney ve kuzey bölgeleri dönemin iki süpergücü olan Bizans ve Sasanilerin nüfı1zu altına girmekten kurtulamamıştır.

Sözü edilen parçalayıcıkabilecilik anlayışı yerine, kuşatıcı ve kucak-layıcı bir ümmet anlayışım yerleştirmek, Hz. Peygamber'in temel hedefle-rinden biri olmuştur. Bu yeni kavram çerçevesinde iman kardeşliği, kankardeşliğinin önüne geçirilmiştir8•

Bu yeni İslami anlayışın kpk salınası sayesinde, Arap yarımadası, ta-rihinde ilk kez Hz. Peygamber'in önderliğinde tek bir siyasi çatı altınabirleşme imkamna kavuştu. ,Hz. Peygamber'in vefatından sonra çöldençıkan İslam ordulan, çokkısa bir süre içinde o günün iki süper devletin-den biri olan Sasanileri tarih sahnesinden silerken, bir diğeri olan Bizansİmparatorluğu'nu 'büyük miktarda toprak kaybına uğrattılar9•

, ,. ,Ne var ki, 'İslamın geÜ;diği ümmet anlayış~, Hz. Osman'ın öldürül-

mesi hadisesiylederin bir yara aldı. Kabilevi eğilimler ve kabile asabiyeti,yen~den su yüzüne çıktı. Emevilerin iktidara gelişinden sonra bu eğilimler, ve bu eğilimlerin sebep olduğu kabileler arası çatışmalar daha da arttı. Budönemdeki kabile çatışmalannda, kökleri çok eskilere dayanaI).'. husumetlerin bazı bahanelerle yeniden depreşmesi, devlet hayatında dahaetkin bir yer edininegayretleri, bazı Emevi idarecilerinin siyasi nüfuzlan-

7. İhsan en-Nass, el-Asabiyyetuil-Kabiliyye, Beyrut 1964,s,139-169:8. IAbdulaziz ed-Dfiıi, İlk Dönem İslfim Tarihi (Türkçe tre. Hayrettin Yücesoy),

İstanbul 1991, s.76-77; en-Nass, 173-179. . ..9. Muhammed Hamidullah, Islfım Peygamberi (Türkçe tre. Salih Tuğ), İstanbul,

1980, I, 281.

,

Page 6: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

238 MEHMET ÖZDEMİR

nı pekiştinnek maksadıyl~ kabileler arasında husumetten yararlanma te- 'şebbüsleri veya ganimetten daha fazla payalma hırsı gibi siyasi, ictimatve iktisadi amillenn rolü bulunuyordulO. Asıl önemli olan husus, bu kabi~le çatışmalarının muayyen bir bölgeyle sınırlı kalmayıp, Arap kabileleri.;.nin yetleştiği Irak, Horasan, Kuzey Afrika gibi, o günkü İslam coğrafya:": ,sının hemen her tarafına yayılmışolmasıydı.

Öte taraftan, Emevilerin idari tasarruflarında ve sosyal münasebetle-rinde, İslamın musavat (eşitlik) anlayışını bir tarafa bırakıp, Araplan önegeçiren, yani "Arapçılık" görüntüsü veren bir. politika izlemeleri, İslamcoğrafyasını kabile çatışmaları yanında Araplarla Arap olmayan müslü-manlar (Mevilli) arasındaki çatışmalara da sahne yaptı. Böylece kabileasabiyetine kavim asabiyeti de eklenmiş oldu. Bu asabiyetin neticeleri. Ortaasya'da Türk-Arap; Horasan'da Fars-Arap, Kuzey Afrika'da ise Ber-beri-Arap çatışması şeklindetezahür etti. İslam coğrafyasında görülen bukabile ve kavim asabiyeti ve bu asabiyetten kaynaklanan çatışmalardantabii olarak Endülüs de nasibini aldı LL. •

Bilindiği gibi Ehdülüs'ün -fethini gerçekleştiren İslam ordusu, Arap-lar ,ve Berberilerden oluşuyordu. 711-7 ı4 seneleriarasında İspanya' yı,732 senesine kadar ise Güney Frans,a'yı İslam hakimiyetine katan buordu, 732 senesin~e Fransa'da Puatiye (Poitiers/Balatu'ş-Şuheda) ,sava-şında Franklara mağlup olduktan sonra, artık daha çok dışa değil içedönük bir mücadele sürecine girdL Zira, Emeviler'in mevilli siyasetimntemel bir sonucu olarak Kuzey Afrika' da Berberilerin 741 senesindeArap'lara karşı topyekun isyan etmesi1ı, çok geçmeden Endülüs' e de sıçra-dı. DIkenin idar~sini ellerine geçinneyi' hedefleyen Endülüs Berbeıjleri,Arapların yerleştikleri merkezlere karşı harekete geçtiler. Hareket, :kısazamanda bir Arap katliamına dönüştü. Araplar bu soykınmdan, ancak,,Kuzey Afrika'dan Endülüs'e sığınan 10-12 bin kişilik Suriyeli askerle-'rin13 yardımlan sayesinde kurtulabildiler. Hemen akabinde bu sefer deonlar, yani Araplar Berberilere karşı bir soykınm baştattılar; Bu gelişme-ninbir sonucu olarak, özellikle İspanya'nın kuzeyine yerleşen Berberi ka-bileleri, kafileler halinde Kuzey Afrika'ya göç ettiler14•, ' ..

10. en-Nass, 251-267.',11. Muhamme'd Şa'biin, Sadru'ı-ls1am ve 'd-Devletu'l-Emevıyye, Beyrut 1983,

s:169-170; ed-Dua, 116. '.12. Kuzey Afrika'daki Berberi ayaklanmalan hakkında bkz. Ahbfir Mecniu'a, s.34

vd.; Huseyn Mu'nis, Fecru'l-Endelus, Riyad 1985, s.156-195; Mahmud İsmail, Kadayaji't-Tarihi'l-ls1aml, ed-Daru'l-Beyda 1981, s.92-149. ,

13. Bin kişisini Mevalinin teşkil ettiği bu askerler, kaynaklanmızda genellikle"Şamiyyfin" olarak adlandınlmaktadır. Fetih esnasında Endülüs'e yerleşenlere ise '''Bele-diyyfin" adı verilmektedir. Bkz. İbnu'l-Kfitiyye, Tarihuİjtitahi'I-Endelus (nşr. 1. el-Ebyaa), Kahire 1982, s.42-43; Ahbfir Mecmu 'a, 46-47; İbnu'l-Hatib, Eı-lhfita ji AhbariC/mata (nşr.MA Inan), Kahire 1973, I, 100-103,

14. Ahbfır Mecmu'a, 62; M~'nis, 206.

Page 7: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞSÜRECl ÜZERİNE MULHAZALAR 239

Berberi isyanımn bu şekilde halledilmesi Endü1üs'de istikrann sağ-lanması için yeterli olmadı. Zira çok geçmeden Şam' dan gelen Arap as-kerler ile daha önce Endü1üs'e gelip yerleşmiş olan Araplar -ki bunlarakaynaklarda. "Belediyyun" derimektedir- arasında ihtilaf çıktı. }3ele-diyyl1n'un, "artık geldiğiniz yere dönünaz; Endülüs'te kalmanız doğrudeğildir, zira bu topraklar bize bile zor yetiyor" demeleri üzerine, Suriye-li askerler buna .itiraz ettiler. İki taraf arasındaki bu ihtilaf, neticede sonderece kanlı çatışmalara dönüştü. Problem, Doğu' dan gönderilen yeni En-dü1üs valisi Hüsamb. Dırar el-Kelbi'nin Şamlılan gayr-ı müslimlerin el-lerindeki b~ı topraklara yerleştirmesiyle çözümlendP5. Fakat, bu prob-lem çözümlendi derken, hemenakabinde Endü1üs'deki iki büyük Arapkabile kolu olan Kayslılar ile YemenZiler arasında savaş patlak verdi. Busavaş esnasında taraflardan birinin diğerinden elegeçirdiği esirleri müza-yede değil, "münakasa" (açık indirme) usulüyle satışa' arzettnesi;mesela, esirlerden birini bir oğlak, bir diğerini ise bir köpek karşılı-ğında satması, aradaki husumetin boyutu hıikkında bir fikir verebi-lir16•

756 senesinde Endü1üs Emevi Devleti'nin kuruluşuna kadar aralık- .larla on yıldan daha' fazla süren bu asabiye savaşlan, Endülüs müslüman-lanm, kelimenin tam anlamıyla bir kaosa sürükledi. Bu kaosun içeridekibedeli, çok sayıda can ve mal kaybıydı. Fakat dışarıdaki bedeli çok dahaağırdı ve Endü1üs'ün geleceği açısından asılönemli olan da,işin bu tara-fıydı. Zira bu savaşlar sebebiyle İspanya'mn kuzey batısındaki dağlık As-turias'bölgesine tutunmuş olan çok küçük bir hristiyan gücü, bu bölgede-ki Berberilerin Kuzey Afrika'ya göçmelerini fırsat bilerek yenidentoparlandı ve nüfuz alanım gittikçe genişleterek, 750 senesinde bağımsızAsturias Krallığı'm kurdu. ilerleyen zaman içerisinde bunu Navar Krallı-ğı ve Barselona Kontluğu'nun kuruluşlan izlediJ7• Ayrıca Güney Fransa,Franklann hakimiyetine girdi. Böylece müslümanlar, 711-732 seneleriarasında gerçekleştirdikleri fetihlerle elde ettikleri topraklann yansına ya-bmm kaybettiler. Yine'böylece 711-715 seneleri arasında tamamen müs-lümanların hakimiyetine giren İspanya, yani Endü1üs, kuzeyi hristiyanla-nn, güneyi ise müslümanların egemenliğinde olmak üzere ikiye bölündü.Bundan sonra iki taraf arasında tam sekiz asır sürecek ve neticede müslü-manların hezimetiyle kapanacak bir mücadele süreci başladı. Endülüs'ükaosa iten ve İspanya'mn yerli halkının kanşmadığı, yani fatihlerin kendiaralarında cereyan eden bu hesaplaşma, ancak, 756 senesinde Emeviler'in

15. Be1ediyyfin-Şamiyyfin ihtilafı hakkında bkz. İbnu'l-Kfitiye, 41-43; AhbfırMecmu'a, 44 vd.; el-Makkarı, Nefhu't-Tib (nşr. M. Abdu1hamid), Kahire 1949, IV, 17vd.; es-SGfi, I, 260 vd.; Muhammed Abdullah İnan, Devletu 'I-İslam ji. 'l-Endelus, Kahire1969, IJl, 124.128..

16:Ahbfır Mecmu'a, 48.17. Bkz. Emilio Mitre, Espana Medieval, Madrid 1984,s.99-)05;Uvi-Provencal,

IV, 42-44, 76-77, 114-119; Abdulaziz Salim, Tarihu'I-Musli111In ve Asarihimji.'l-Endelus,İskenderiye (7); s. 168 vd.

.t

Page 8: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

240 MEHMET ÖZDEMİR

i

arı ele geçirişiyle tamamen olmasa da, büyük ölçüde durduruldu. Yeni ik-, tidarın yaptığı ilk iş, düzenli bir ordu kurmak oldu. Bu ordu, esas itibariy- _le Araplara'dayaıiıyordu; ancak, bir dengeunsuru olması içil1;.Arapolma-. yanlardan (Berberiler, Sakalibe) da birlikler teşkil edildi.Ote taraftan,kuzeyde yeni kurulan hristiyan İspanyol krallıklannın Endülüs aleyhine .genişlemelerini engellemek için, iyi bir sınır müdMaa sistemi oluşturul-dul8;

İçe Ye dışa dönük bu düzenlemelerle Endülüs, kısmı bir istikrara ka--vuştu. Dışarıda, her sene düzenlenen askeri seferlerle hristiyan kesimiyıpratılmaya çalışıldı. İçeride, imar ve islah faaliyetlerinegirişildjl9. Buarada, İspanya'nın yerli 'halkı arasında oldukça hızlı sayılabilecek birİsıamIaşma' ameliyesi başladı; öyle ki, kaynakların sunduğu malumatıyanlış değerlendirmiyorsak,. İslam hakimiyeti ~tında' kalan ve sayılanyaklaşık 4 milyon olarak tahmin edilen hristiyan Ispanyolların yarısındanfazlası müslüman oldu. Kaynaklarımızda bu yeni müslümanlar'için dahaçok "Müvelledun" ismi kullanılmaktadır. Sözü edilen İslamIaşma hareke-ti, Endülüs'de İslamın ve İslam hakimiyetinin pekişmesi açısından önem-li bir gelişmeydi; ne var ki, bu gelişme beraberinde, en az o kadarönemlibaşkabir gelişmeyi de getiriyordu: Arap-Müvelleddüri çatışması20•

Endülüs Emevileri,' Emirlik döneminde (756-929) Doğu Emevilerikadar olmasada, yine de devlet hayatında tercihlerini genellikle Atpalar-dan yana yaptılar: Ordu, esas itibariyle Araplardan t~şekkül .ediyordu.Emirlerin hassası (bürokratları) çoğunlukla Araplardı. Ote taraftan, muh-telif bölg'elere yerleştirilen Araplar da kabilevi kimliklerini olduğu gibimuhafaza ettiklerinden, yerli halkla kaynaşmaları kolay ve çabuk olmadı.Bunda, onlann ya da eri azından bir kısımnın yerli halkı -kendilerindendaha aşağı bir konumda görüyor olmalarımn da bir ölçüde rolü vardı21•

. Arap idarecilerve Arap kabileleriyle yerli müslümanlar arasında gö-rülen bu farklılıklara, bazı iktisadi sıkıntılar da eklenince, Endülüs Emevı

"18. Ahmed Bedr, Dirfısfıtji Tarihi'l-Endelus, Dımaşk 1969, s.104-105; Salim, 206

vd.19. Kurtuba, İşbiliye, İlbire, Tuleytula, Sarakusta gibi şehirlerde çok sayida dini ve

'sivil mimari eserlerinin inşası, Romalılar döneminden kalma harap haldeki köprülerin ta-mir edilmesi, maden ocaklannın işler hale getirilmesi, zirm alanda Doğudan getirilen Por-takal, pilinç, şeker kamışı gibi ürün türlelinin üretiminin yapılmasına başlanması, bu mey-anda zikredilebilir. Bkz. Bedr, 148 vd.; Salim, Tarihu'l-Muslimin, 206-209,228 vd.

20. Eıidülüs'de İslam dininin yayılışı" Müvelledfin zümresinin zuhfiru, bu ~~mreninsiyasi hareketleli ve Araplarla olan çatışmalan hakkında bkz. Mehmet üzdemir,"Endülüs'de Muvelledun Hareketleri", Aıi.kar,a 1989 (Doktora tezi).

21. Arap şairlere bakdacak olursa, onlar yani Müvelledler, müslüman da olsalar ne-tice itibariyle "kMeçocukları"ydılar. Dolayısıyla kökleli Yem'en krallanna dayanan soyluAraplarla aynı seviyede olamazlardı. Nitekim bir Arap şair Müvelledlere şöyle sesleniyor-~: ~

"Biz (Araplar) ecdadımızdan izzet ve şeref devraldık,Ey köle çocukları! Sizin devraldığınız miras ise ziIlettir."Bkz. İbn Hayyan, el-Muktebes-IlI, (nşr. M. Antuna), Paris 1937, s.~6.

( ,

Page 9: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 241.

Devleti; iX. yüzyılıİı ikinci yansının son çeyreğinde, bir öncekine göre~aha sarsıcı ve daha uzun vadeli yeni bir etnik çatışmalar dönemine girdi.Dlkenin değişik bölgelerinde, çoğu müvelled asıllı mahalli aristokrasi-lef2; Kurtuba'ya kafatutmaya, bu bağlamda develete vergi vermemeye,dahası kendi iradelerini ve ordularını oluşturniaya yöneldiler. Bu durum-da Emevi hükümdarınm nüfuz~, K~rtuba dışma taşmaz oldu. Devlethazi-nesi boşaldı23. Dışanda hristiyan Ispany<>l krallıklan (Asturias Krallığı,Navar Krallığı, Barselona Konduğu) siyasivarlıklannı iyice pekiştirdiler;aynca dahili mücadeleler, yüzünden sınırlann muhafazasız'kalması üzeri-ne, Endülüs'ün sınır şehirlerini taciz etmeye başlaôılar; keza bazı müvel-led isyancılan 'açıkça himaye etmek y.,edesteklemek suretiyle Endü1üs'üniç işlerine müdahale,eder ~ale geldiler4•. .• Emevi idaresi, kuruluşundan yüz sene sonra karşılaştığı ve yaklaşıkaltmış sene süren bu kriz dönemini, ancak III. Abdurrahman (912-961)gibi güçlü bir hükümdarın uygulamaya koyduğu ve oğlu II. Hakem (961-976) tarafmdan da aynen devamettirilen (Güçlü İdare+Güçlü Ordu +Kaynaşmış Toplum) formülüyle aşabildi. Bu formül çerçevesinde, önce-likle merkezi idareye çeki düzen verildi. Bir başka deyişle, merkezi idaregüçlendirildi; merkezi idarenin,. yetkilerini en, iyişekilde kullanabilmesiiçin, güçlü bir orduya ihtiyacı vardı ki, ikinci olarak ta, asabiye faktörün-den uzak,'Araplardan daha çok Sakınibeye dayanan yeni bir ordu vücudagetirildi25. Pek tabii, bu yeni düzenlemeyle Araplann ordudaki imtiyazla-nna ağır bir darbe indirilmiş oluyordu. Bahis konusu formü1ün üçüncüşıkkını, yani "kaynaşmış toplum"u oluşturmak için ise, yine asabiye kav-ramının ikinci plana itildiği bir "ümmet" politikası izlendi. İslamiyet bir-leştirici ana öğe olarak kullanıldı. Mezralarda, uzak kalelerde yaşayanhalk, daha büyük yerleşim alanlannda ve birlikte yaşamaya teşvik 'edil-di26.Bu tedbirlerin bir neticesi c;>laraktoplumu oluşturan değişik etnik un-surlar, özellikle de Araplar ve Berberiler, etnik veya kabilevi çatışmalaradalmak bir tarafa, mensup olduklan kabilelerin isimlerini bile unutur. vekabilelerine değil, doğdukları. şehirlere nisbetle anılır olduıar? Kısacası,"

22. Bu mahalli aristokrasilere misal olarak İşbiliye'de Benfi Haldun ve Benfi Hac.cac, Sarakusta'da Benfi Tucib (Arap); Veşka ve Laride'de Benfi Kasi, Benfi Tavil, Ma-ride'de Benfi Mervan, Ronda'da Benu Hafsun (Müvdled); Santaver'de Benu Zinnun(Berberi) zikredilebiliL Bkz. İbn Hayan, III, 9 vd.; Özdemir, IIve III. BölümlıeL

"23. en-Nuveyn, Nihayetu'l-Ereb (ı:ışr.M. Ebu Dayf); ed-Daru'l-Beyda (?), s.l 13.24. İbn Hayan, el-Muktebes-II (nşL M. A. Mekki), B~yrut 1973, s.383-396; Aguado

Bieye, Manuel de lfistoria de Espana, Madrid 1947,13.479-480.25. Latince "eselave" kelimesinin Arapçalaşmış şekli olaiı"Sakiliibe" (tekil: sak-

leb), Endülüs'.de İspanya'nın hristiyan kesiminden ve baZ! Doğu Avrupa ülkelerinden ya-hudi tüccarlar tarafından getirilip satılan köl~ler için kullanılmıştır. Müslüman idarecilercesatın alınan bu köleler azad edilmelerini ve Islamlaşmalannı müteakiben idarede ve ordu-da istihdam edilmişlerdir. Sakiliibenin, Endülüs'deki 'yeri ve önemi hakkında bkz. AhmedMuhtar el~Abbadı,es-Sakalibe.rı: (sbanya, Madrid 1952."' , " "

26. Ibn Hayyan, V,215; Ibn İzan, el-Bey[mu'l-Muğrib fi Tarihi'l-Mağrib (nşL E.Uvi-Provencal-G.S. Colin), Leiden 1951, II, 195 vd.

17. Uvi-Provencal; IV, 104-105; Salah Halis, lşbiliyye ii 'l-Karni 'loHamisi 'l-Hicrf,Beyrut 1965, s.19-20.

Page 10: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

242 MEHMET ÖZDEMİR

gidiş bir "Endülüslüler toplumu"nun oluşması istikametindeydi ve olduk-. ça da sağlıklıydı. Öte taraftan, ülkenin iktisadı seviyesi ve siyası gücü dedoruktaydı. Bundan dolayıdır ki, Endülüs Emevı Devleti, Batının tartış-rpasız en güçlü devleti olarakkabul edilmekteydi.

2- Sistemin Tıkanması:

Devletin ulaştığı bu seviyenin korunabilmesi, o günkü anlayış veşartlar çerçevesinde ni. Abdurrahman ve oğlu n. Hakem tarafından can- ..,landınlan güçlü devlet, güçlü hükümdar imajının zedelenmemesine bağ-lıydı. Bunun için bu hükümdarlardan sonra tahta oturan hükümdarlar daen az onlar kadar dirayetliolmiılıydılar. II. Hakem, 976 senesinde ölüp teyerine kimin geçeceği bahis konusu olunca, devlet erkfuıınd~n bir kısmıaynen böyle düşündüler. Ancak idarede etkin bir konum sahibi olına ni-yeti taşıyan diğer bazıları, ehil bir aday yerine, II. Hakem'in hayatta kalantek oğlu olan 10 yaşındaki Hişam'ı tahta oturtmayı tercih ettilers. Devle~tin en üst ve en önemli mevkiinin henüz rüşdünü bile isbat etmemiş birçocuk tarafından işgal ediliyor olması, kısa süre sonra devletin zirvesindeotorite boşluğuna sebep oldu. İşte bu boşlukla birlikte, daha önce III. Ab-.durrahm~'ın tatbikata koydı;ığu Güçlü Iktidari-Güçlü Ordu +KaynaşmışToplum modeli ağır bir darbe yedi; zira, yeni halife II. Hişam'ın zayıfşahsiyeti, iktidann fiilen yeni bii Arap ailenin, yani Aminler'in29 elinegeçmesine sebep oldu, Haciblik(başvezirlik) makamıill,babadan oğulaele geçiren bu .aile, öyle bir siyaset izledi ki, daha önce Emevı sülalesinebağlı olan idareve orduyu, bu sefer kendisine bağlı hale getirdi. İdaredeAmin ailesine rakip olabilecek herkes tasfiye edildi. Orduya Emevı süla-lesine bağlı Sakaıibe'nin yerine çok sayıda ücretli Berberi askerler yerleş-tirildi. Böylece, tamamen Aminler'in güdümünde yeni bir idare ve yenibir ordu oluşturuldu. 13u adımların tabiı bir sonucu olarak, Emevller'in,halifenin kendilerinden olması dışında, devlet hayatında nüfuzları kalma-dı. Bu durum onları kaybettikleri iktidarı tekrar ele geçirebilmek için gizlive etkili bir muhalefet ktareketi başıatmaya sevk etti. Kurtubalılar bu hare-kete sahip çıktılar. Oyle anlaşılıyor ki, Kurtubalıların. bu tavrında,Aminlerce Kuzey Afrika' dan getirilen Berberi askerlerin taşkınlıklarınınve kısa sürede büyük servetlere kavşumuş Qlmalarının önemli payı vardı.

. . . \

. Aminler'in idareyi ve orduyu güdümlerine aldıktan sonra attıkları en. cesur adım, 1008 senesinde "Halifelik" makamının da kendilerine ait 01-

28-İnan, I!2, 517-519.29. Siyasi tarih açısından Endülüs'de 976-1008 yılları arası, baştaki halife Emevı

sülalesinden olmasına rağmen, "Amiriler Dönemi" olarak adlandırılır. Zira bu dönemdedevlet, kökü Yemenli Araplara dayanan Aminler ailesinin eline geçmiştir. Ailenin enmeşhur ismi olan h1icib İbn Ebı Amir el-Mansur, bilhassa hristiyan krallıklar üzerinedüzenlediği başanh askeri seferlerle Endülüs tarihinin unutulmazları arasında yerinialmıştır. Bkz. İbn İzarı,II, 278-280; İbnu'l-Hatıb, A'nıôlu'I-A'lf1m (nşI'. E. Uvi-Provençal), Beyrut 195, s.43 vd.; İnan, I!2, 517 vd.; Salim, Tarihu'l-Muslimin, 323-342.

..

...

Page 11: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

..•

\

ENDÜLÜS'ÜN YIKıLIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 243

duğunu ilan etmeleri oldu. Daha önceki icraat1ar neyse -ama, bu son teşeb-büs, Endü1üs' de ne halk ne de Emevilet tarafından kesinlikle kabul edile-. bilir veya sineye çekilebilir cinsten değildPo. Zira bu gelişme, kelimenintam anlamıyla bir "darbe" idi. O günün dünyasında bu' darbe; ,açıkça dev-letin adımn değişmesi' demekti. Yada, bir başka deyişle, Endü1üs' deEmevi hakimiyetinin fiilen sona erdirilmesinden başka bir anlama gelmi-yordu: İşte bu durumun farkına varan Emeviler ve Kurtuba halkı,Amiriler'e karşı başlattıkları muhalefeti i008 senesinde büyük bir isyanadönüştürdüler. Bu' isyan neticesinde, Amiriler iktidlırdan .düşürüldü,ancak ülkede istikrarın sağlanması mümkün olmadı. Bilakis ülke, kaynak-larda Büyük Fitne (el-Fitnetu'l-Kübra) diye tavsif edilen ve yaklaşıkyirmi sene süren bir darbeler dönemine girdPI. Toplum Endülüsler,Sakalibe ve Yeni Berberiler olmak üzere üçe bölündü. Her üç grubun dahedefi, Kurtuba'ya hakim olup hilafet tahtım ele geçirmekti; ancak hiç birgrup buna tam anlamıyla muvaffak olmadı. Bir zartıanlar hilafet merkeziolarak Batımn diplomasi merkezi haline gelen Kurtuba, bu darbeler döne-minde yine aym,niteliğinden dolayı bu sefer tarihinin en'ağır talan, tahri-bat ve kıyımına maruz kaldı. Nitekim, olaylann muasınmeşhur alimİbnHazm e1-Endelusi" bu tahribat karşısındaki hissiyatım şöyle dile getir-mektedir:

"Bütün izlerinin silinip yok olduğunu, bilinen yerlerinin giz-lendiğini ve zamanın orayı değiştirdiğini gördüm. Şimdi orasıbayındır ve insanlarla dolu bir yerdenboş ve kurak bir çöle dö-nüşmüştür. Kendilerinden etrafa nimetleryayılanve keskin}a-lıçlara benzeyen insanlardan, aslanlar gibi kahramanlardan-sonra, şimdi orası kurtların sığınağı, cinlerin oyun .sahası,hayaletlerin yuvası, vahşi hayvanların ve hırsızların gizlendiğibir yer olmuştur,m. '

Sözü edilendarbeler sonucu halk o kadar sinmişti ki, halifelik maka-mım ele geçirmek için mücadele halindeki taraflardan birine destek ver~rnek maksadıyla ~urtuba'da bulunan gayr-i müslim 'askerlerden biri, şeh-rin en büyük meydanında. Hz. Peygamber hakkında hakaret dolu sözler,sarfettiği halde, onun bu davramşınatepki gösterebilecek bir kişi bile çık-mamıştı33• '

Kısac~sı, Endü1üs Emeviı Halifeliği, 1008 senesinden itibaren, keli-menin tam anlamıyla tıkanmıştır. Sistem, bu tıkanıklığı aşacakbir çözümüretemeıniştir. Bağlayıcı olması gereken hilafet makamı, bu özelliğini yi-tirerek fitne sebebi olmuştur. Bu durumu yakinen müşahede ettikleri için-

30. İbri İzarı, III, 40-42; İbnu'1-Hatib, A 'mal, 90; İnan, 624. ,31. Dönem hakkında geniş bilgiiçin bkz. İbn İzarı, III, 40 vd,; inan, I12, 622 vd.;

Salim, Tarihu'l-Muslimfn, 342 vd.; Levi-PrQvençal, IV, 457 vd.32. İbnu'ı'-Hatib,A'mat,.106-107. ,33. Abn İzarı, III, 97-98; Ahmed Bedr, Tarihu 'l-Endelus, Dımaşk 1974, s.225 .

Page 12: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

244 'MEHMETÖZDEMİR

\

dir ki, .Kurtuba eşrafı, l03l.senesinde hilafet makamının ilgasıria ve bumakamı uhdesinde taşıyan .Emevi sulalesinin Kurtuba'dan sürülmesinekarar vermek zorunda kalmıştır34•

Endü1üs. Emevi Halifeliği'nin yıkılması demek, 275 senedir tek birdevletin çatısı altında yaşamış olan Endülüs'ün, artık devletsiz kalmasıdemekti. Bu gelişme, 1008 senesinden beridevletin tıkanmasısebebiyle,merkezi otoritenin kontrolünden uzak kalan mahalli aristokrasiler için ba-ğımsızlık yolunu açtı. Henienher şehir, hatta çok küçük kaleler bile, ba-ğımsızlıklarını ilan ettiler. Bu devletçiklerin sayıları hakkında farklı ra-kamlar söylenmekle beraber, yirmiden az değildi.

.özetlenecek olursa, Amirilerin Emeviler' e alternatif bii haneden ola-rak öne. çıkmalarıyla ve bu durumun devletintepesinde kavgaya dönüş-mesiyle başlayan sistem tıkanıklığı, devletin hem yıkılmasını hem de bö-lünmesi neticelerini doğurmuştur.

3- İdeal ve Ufuk Daralması:

Ai önce de.kısmen ifade edildiği gibi; 1031 senesine kadar Endülüsmüslümanlannın tek devletleri vardı. Her Endülüslü, "benim devletim"dediği zaman, sadece bu devleti kastediyordu. Keza ~u devlet, sıradan birdevlet değil, müslümanlarının birliğinin sembolü olan bir halifelikti."Devlt!tin sınırlan" sorulduğunda,. hristiyan hakimiyetinin dışındakibütün Ispanyatoprakları gösteriliyordu. "Dış düşman" denilince, ilk aklagelen, kuzeydeki hristiyan İspanyol krallıklarıydı. 1031 senesıne kadarEndü1üsmüslümanlarının veya daha dar anlamda Endülüslü idarecilerinideali, Endü1üs'ün birliğini muhafazaetmekti; ufukları da bu ideale göredaha genişti. Zira onlar, Kurtuba' dan baktıklarında, ufuklarına hristiyanİspanya, Kuzey Afrika hatta Mekke-Medine giriyordu35• . . ,.

',Emevi Halifeliği'nin yıkılması, Endülüs'de bir çok şeyi ya temelin-den değiştirmiş veya eskisinden çok farklı bir halegetirmiştir. Bu bağ- .lamda, öncelikle "tek devlet" fıkri yok olmuştur. Zira, her şehir, bağımsızbir şehir devleti'ne dönüşmüştür. Endü1us'ün birliği ve bu birliğin muha-fazası gibi bir hedef kalmamış, kimse de böylebir hedefı gerçekleştirmekpeşine düşmemiştir. I:Ier ne kadar ulemadan bazı meşhur simalar -msı.fakih Ebu'l-Velid el-Baci, İbn Hazm gibi- Endü1üs'ün yeniden birliğedönmesi için çaba sarfettilerse de, bu teşebbüsler o günün idarecileri tara-ffndan ciddiye alınmamıştıf6• .'

34. Bedr, Tarih, 223; Salim, Tarihu 'l-Muslimın, 363; Levi-Provençal, LV,484 vd:35. Bu ufuk genişliğinden dolayıdır ki, mesela, llL. Abdurrahman, İslam aleminin

meşru halifesi olarak sadece kendisini görüyordu. Bkz: İbn Hayyan, V, 241 vd.36. Mese~a ünlü fakih Ebu'I"Velid el-Bacl, bir)iğin sağlanmasına katkıda bulunmak

için belli başlı Endülüs şehirlerini dolaşmış, halkiı nasihatlerdebulunmuş, müslüman ida-redieri bu iş için iknaya çalışmıştır. Ne var ki, bilhassa bu sonuncular, yüzüne karşı onunbirliğe dönüş fikirlerini benimsediklerini belirtm,işler •.ancak arkasından alayetmişlerdir.Bkz. Abdurrahman Ali el-HacCı, et-Tarihu 'l-Endelus!, Kahire 1983, s.338-339.

Page 13: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKJUŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 245

- Yeni kurulan küçük sultanliliann (Düvelu' t-Tavftif) temel- hedefle-ri, herşeyden önce kendi sımrlanm muhafaza etmek olmuştur. Buhedef jstikamytinde "dış düşman" faktörü de değişmiş; birbirine sı.mrdaşolan ı:püslüman sultanlıklar, aym zamanda birbirlerinin düşmanlan 01-

- ,muştur. Nitekim, Zunnuniler'le HUdiler, Zunnuniler'İe Cehvenler, Ceh-veriler'le Abbadiler, Abbadilerle Efstasiler, Zirilerle Abbadiler veEftasiler'le Zinnuniler arasında yaşanan savaşlar, bu anlayışın bir sonu- ,cuydu37•

Bütün bu gelişmeler, Endülüs müslümanlannda ideal birliğinin kay-böluşunuo. ve ufuk daralmasının tabii neticesiydi. Zira, her şehir devletisultaiıımn görüş mesafesi, ancak kendi hududuyla sımrlı idi. Dolayısıyla' 'dahauzağı göremiyorlar, _göremedikleri için de asıl "hasım taraf' olanhristiyan Ispanya'yı gözden kaçıntrnış ve bu suretle onlara Endülüs'deİslamın ve müslümanlann kökünü kazınıayi hedefleyen "Reconquista"yıyeniden başlatma imkamm sunmuş oluyorlardı.

4- Reconquista:

750 senesinde İspanya'nın kuzey batısında Asturias Krallığı'mn ku-ruluşundan itibaren, müslümanlann Endü1üs'den kovulmalan, hristiyanİspanya' mn bir "megalo idea"sı olmuştur. 756 senesinde Endü1üsEmeviDev leti' nin kuruluşu, bu idealin önüne çok ciddi bir engelolarak dikilmişise de, bu devletin 1031 senesinde yıkılması, hristiyan İspanya' da özellik-le'de Asturias Krallığı'mn genişlemiş şekli olan Kastilya Krallığı'nda"Endülüs'ün müslümanlardan geri alınması" veya kendi ifadeleriyle "re-conqıiista" fikrini, yeniden şuur altından şuur üstüne çıkarmıştır. Nitekimreconquista fikrine canlılık kazandıran Endü1üs' deki değişimi göstermesibakımınn,bu dönemde, yani mü1Ukut-tavaif döneminde Kurtuba'ya gelenbir hristiyankorimtamn, müslümanlan kastederek söylediği şu sözler ol-dukça dikkat çekicidir. -, ,

"Biz cesaretin, dindarlığın ve hakkın hep Kurtuba halkı (as-lında Endülüslüleri kastediyor) ile birlikte olduğunu zanneder-dik. Oysa ne görelim, ne .dinleri, ne cesaretleri ne de akıllı ön-derleri var. Onların. kaydettikleri gelişme ve zaferzer, aslındageçmiş hükümdarları sayesindeymiş. Ne zaman ki bu hüküm-,darlar gittiler, Endülüslülerin gerçek yüzleri ortaya çıktı. "38

Endü1üs1ü ünlü tarihçi İbnHayyan'ın hristiyan tecavüzlerine karşı sı-mrlan korumakla mükellef bulunan müslüman askerler hakkında yaptığışu tenkitler, hristiyan komutamn yukaridaki sözlerinde hiç de mübalağaetmediğini göstermektedir.

37. İbn İzan, m, 278. i

38. İbn İzan, II, 90.

Page 14: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

246 MEHMET ÖZDEMİR

"Allah, hudutlarda bulunan müslüman ask~rlere düşma1J,korkusunu öyle musallatetti ki; bunlardan birisi herhangi biryerde bir hristiyanla karşılaşsa Allah 'tan utanmadan sırtınıdöner" ve kaçardı. Allah'ın düşmanları müslümanların bu dav"ranışiarını çok sık gördükleriJçin alıştılar. "39 .

Endülüs müslümanlannın içine düştükleri bu acziyeti iyikavradığıiçiridir ki, Kastilya kralı VI. Alfonso, kendisine gelen bir Endülüs heyeti.,.ne reconquista fikrini açıkça dile getirmekten çekinmemiş ve aynen şun-lan söylemiştir.

, '

"Biz sizden, bir zamanlar bizim olduğu halde elimizden aldı-.ğınız topraklarımızı istiyoruz. Orada oturacağınızkadar otu'r-dunuz ... Artık geldiğiniz yere (KuzeyAfrika'ya) dönün ve yur-dumuzu bize bırakın. Bugunden sonra sizin bizimle birliktekalmanızın bir faydası yok. "40

(

Reconquista fikrinin birbirini tamamlayan'iki yönü bulunuyordu. Bi-,risi siyası-askeri yön ki, bununla Endülüs'de veya kendi deyişleriyle İs-panya' da İslam hakimiyetin,e son verilecekti. Diğeri isedim yöndür ki,bununla,da islamın cemaat potansiyelinin eritilmesi ya da tasfiye edilmesi'hedefleniyordu. Mamafih, gerek Endülüs müslümanlannın gerekse İslam, aıeminin aşm tepkisine maruz kalmamak için, bu fikrin tatbikinde tedrici-liğe dayalı bir strateji izlendi. Bu strateji çerçevesinde önce Endülüs'deyeni kurulan taife sultanlıklannın kendi aralanndaki savaşlar olabildiğin-ce tahrik edildi. Bundan maksat, hem bu sultanlıklanD' azami ölçüde canve mal kaybına uğtatılmal~nı hem de hnstiyan İsyanya'nın yardımınıtalepeder hale gelmelerini sağlamaktı. Nitekim Zunilumler ile Hudller,Eftasller'le Zinnunller ve Abhadller'le Zıriler arasında yaşanan savaşlar,üzennde durulan konunun çarpıcı örnekleridir. Stratejinin bırndan sonrakiadımı ise, sözü edilen müslüman sultanlıklan haraca bağlamak oldu.Müslüman sultanlıklann ödedikleri bu haraç vergileri, hristiyan İspanyaiçin çok önemli bir gelir kaynağı olmasına mukabil, kendileri açısından'ekonomik şartlarını gittikçe kötüleştiren ağır bir yüktü. Zira, zikredilensultanlıklar, bu vergileri karşılamak için ya'birbirlerine saldmyorlar ya dahalkın vergi yükünü arttmyorl~rdı. Budurum ise; halkı,başlanndaki"zalim sultan"ın tasallutundan kurtuluş için isyana sevkediyordu.

"

Reconquista stratejisinin üçüncü adımını, ekonomik şartlann kötülü-ğü ve surekli yaşanan savaşlann verdği zararlarla kendiliğinden teslim ol-maya hazır hale gelmiş bulunan şehirlerinkuşatılıp istila edilmeleri tyşkilediyordu. Bu son adımın tatbiki için, ilk hedef Endülüs'ün stratejik

39. ttm İz~ri, nı, 280. .40. Ahmed Bedr, Tarihu'l-Endelus, Dımaşk 1983, s.188.

( ,

/

Page 15: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YıKıLIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 247

45. Nitekim, 1212 senesinde dönemin papası III. Innocencio'nun. KastilyaKrallığı'nın isteği üzerine Fransa'ya temsilcilerini göndererek, bu devletten müslümanlarakarşı savaşlarında İspanya hristiyanlanna yardım göndermesini istemiş; keza Endülüsüzerine tertiplenen haçlısavaşlanna iştirak eden hristiyanların bütün günahlarınınbağışlanacağını taahhüd etmiştir. Bkz. Inan, Asru'l-Murabıtın, 288-299; Mu'nis, "Al-'Ikab" EI2 (Ing), Leiden 1971, III, 1055-1056.

öneme sahip ikinci büyük. şehri Tuleytula olmuş ve bu şehir, maalesef, ogünkü Zunmınİ sultanı el-Kadir'in de desteğiyle, 1085 senesinde bir dahadönmernek üzere hristiyanhakimiyetine geçmiştir-'Il.

Tuleytula'nın kaybedelişiyledir ki, Endülüslü küçük sultanlıklar,hristiyan İspanya'nın gerçek niyetini daha yakından hisseder oldular.Çünkü Tuleytula'nın kaybı demek, Endülüs'de dengenin hristiyan İspan-ya lehine bozulmuş olın:ası demekti42. İşte bunu hissettikleri ve hristiyanIspanya karşısında direnemeyecek kadar yıprandıkları için, kendi güven-liklerini önce Murabıtlar'a sonra da Muvahhidler'e havale ettiler43•

Murabıtlar ve Muvahhidler, her ne kadar, bir asn aşkın bir süre Tule-tula dışındaki Endülüs topraklarını muhafazaya muvaffak oldularsa da,Endülüs'ün bölünmüşlüğün~ bir çare bulamadılar44. Nitekim 1227 sene-sinde Muvahhidlerin kontrolü kaybetmesi üzerine, Endülüs yeniden eskiparçalanmış hali e döndü; Bu esnada Kuzey Afrika da bir bölünme süreci.'yaşıyordu. Dolayısıyla Endülüslerin, "bizi himaye edin" diyebileceklericiddi bir müslüman siyasi güç, yani devlet yoktu. İşte bu durum, Papalı-ğın verdiği destekle45 meşhur Haçlı Savaşlarımn bir parçası haline gelen

, 41. Kastilya kralı Vi. Alfonso, Reconquistanın dayandığı temel stratejiyi şöyle ifadeetmektedir: " ... Uyulması doğru- olan görüş, müslüman idarecilerin önce birbirlerinedüşürülmeleri, sonra ellerinden mallarının alınması ve bu suretle zayıflatılmalarıdır. Bun-dan sonra, zayıflayan düşman kendiliğinden teslim olacaktır. Tuleytula'da olan budur ... "Bkz. Emir Abdullah, et-Tıbyan (Nşr. E. Levi Provencal), Kahire 1955, s.73. .'

42. Tuleytula, stratejik açıdan son derece önemli bir' şehirdir. Hristiyanlara karşıoluşturulan "suğur" sisteminde yer alan üç' askeri merkezden biri. idi. üte taraftan,Endülüs'ün ikinci büyük şehri olma özelliğini de taşıyordu. Bundan dolayıdır ki, VI. Al-.fonso, Tuleytula'yı istila ettiğinde, İbnu'l-Kerdebus'un ifadesiyle "son derece kibirlenmiş,Endülüs'ün kaderini eline geçirdiğine. kani olmuştur. Nitekim, hemen akabindedüzenlediği seferlerle Tuleytula civarındaki seksen kadar kale ya da yerleşim merkeziniele geçirmiştir." Bkz. İbnu'l-kerdebı:ls, Kitabu 'l-Iktifa fi Tarihi'l-Hulefa (nşr. A.M. el-Abbadi), Madrid 1965, S.87. Tuleytula hakkında bkz. Abdulmecid Na'nai, eı-Islamfi Tu-leytula, Beyrut 1987. . .. 43. üzellikle Murabıtların Endülüs'e geçişlerinde Endüsülü fukahlinın ayn birağnlığı olduğuna işaret etmeden geçmemek lazımdır. Nitekim, Tuleytula'nın istilasındanaltı sene önce fakih Abdurrahman b. Esbat, Endülüslü fukahaYhtemsilen.Murabıtların ogünkü sultanı Yusuf b. Taşfin (1061-1106}'i ziyaret etmiş ve Endülüs'ün içinde bulun-duğu tefrikadan söz ederek, ondan bu ülkeyi kendi idaresi altına almasını talep etmiştir.Bkz. İbnu'l-Hatib, el-Ihfita, IV, 350.

44. Endülüs'de Murabıtlar ve Muvahhidler dönemleri hakkında şu araştırmalarabakılabilir: Muhammed Abdullah İnan, Asru'l-Murabıtın ve'l-Muvahhidın fi'l-Mağribve'I.Endelus, Kahire 1964; Ahmed Bedr, Tahiru'l-Endelus, Dımaşk 1983; Meraci Aklle,Kıyamu Devleti'l-Muvahhidın, Bingazi 1971; A. Chejne, Histari de Espafla Musulmana,Madrid 1980, s.69-90; Abdulaziz Salim, Tarihu 'l-Mağrib fi 'l-Asri 'I-Islamı, İskenderiye(?).

,

Page 16: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

248 ,MEHMET ÖZDEMİR

Reconquistayı yeniden harekete geçirdi. Reconquista bu sefer o kadarhızlıydı ki, l236'dan 1250 senesine kadar 14 senelik bir sürede Kurtuba,İşbiliye, Ceyyan, Belensiye, Denia, Şaube, e17Garb (Algarbe), Santarem, şehirleri ve Ba1ear adaları hrlstiyan hakimiyetine girdi. Bu şehirlerden'ba-zılarının işgaline; sırf ellerindeki toprakları muhafaza edebilmek maksa-dıyla bazı nıüslüman liderlerin de askerleriyle birlikte katkı sağladıklarınıbelirtmeded geçmemeliyiz46• ' .-

Bu işgallerden sonra müslümanlann ellerinde sadece Gımata ve ci-vanndaki birkaç şehir kalmıştı. Bir başka ifadeyle bir zamanlar Batımntartışmasız en büyüğü olan Endulüs, şimdi Gimata'ya hapsolunmuştu.Hristiyan İspanya, Gımata'yı da işgale hazırladığı,bir sırada, kendi içindebeliren karışıklıklar nedeniyle bu işgali tehir etmek zorunda kaldı; ta' ki1462 senesine kadar. Bu senede dahili problemlerini halletmiş olan hristi-yan İspanya, Reconquist€lyı tamamlamak üzere yenidenharekete geçti.Bu esnadatop gibi ateşli silahlanda kullanan hristiyan orduları, son ola-rak l492'de Gırnata'yı istila ederek İspanya'da İslamın siyasi varlığınason vermişlerdir. '

1492 seneside Gımata'mn işgaliyle İspanya'da siyasi bakımındanİslam idaresi sona erdiyse de, bu ülkede, kedilerine yapılan taahhüdlere'güvenerek yığınla müslüman kalmıştır. Söz konusu taahhüdlere göremüslümanlar canlarım, mallarını, dinlerini, dillerini, örf ve adetlerini mu-hafaza hakkına sahiptiler47•

Müslümanlar arasında bu taahhüdleri birer "aldatmaca" olarak riite-,, leyenler yok değildi. Nitekim Gımata'mnteslimi için hazırlanan anlaşma

mentininin meşhur el-Hamra sarayında imzalanması esnasıda, devlet rica-li arasında ağlaşmaların başlaması üzerine ünlü komutan Musa-b. Ebi'l-,Gassan'ın dile getirdiği şu sözler oldukça dikkat çekicidir:

"Ağla11¥1yı çocuklara ve kadınlara bırakınız. Biz erkeğiz;kalplerimiz gözyaşı değil, kan akıtmak için yaratıldı. Görüyo-rum ki Gırnata ',un kurtuluşuna dair kimsede umut kalmadı.Fakat onurlu nefisler için Mla bir kurtuluş yolu daha vardır ki,o da şerefli bir ölümdür. Geliniz hürriyetlerimizi savunarak öle-lim. Bu' suretle, bizi işgalcinin zincirleri saracağına, toprakanamıt bağrına bassın. Cesetlerimizi koyacak kabir bulunamaz-sa, gök kubbe de yok almadıya, o örter ... "

.46.Mesela, 1232 senesinde Gımata vecivarında istik1alini ilan eden ilk Nasn sul-

tanı Muhammed b. Sa'd b. el-Ahmer, Kastilyalıların 1237 senesinde başlattıkları İşbiliyekuşatmasına bir süvari birliği göndermek suretiyle katkıda bulıll1muştur. Onu böyle dav-ranmaya iten temel sebep, idaresi altındaki topraklara bir zarar gelmemesini temi etmekti.Bkz. İbn İzan, III, 381-382; Ibn Haldun, el~Iber,Bulak 1284, IV, 190; Muhammed Ab-dullah İnan, Nihayetu'l-Endelus, Kahire 1966, sA2 vd. ' ,

47. Bki. (6) no'lu dipnot.

Page 17: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

"

ENDÜLÜS'ÜN YıKıLIŞ SÜRECİ ÜZERİNE MULHAZALAR 249

"Kendinizi aldamıayın. Hristiyanların vaatlerine sadık kala- .G.l}klarınıda beklemeyin. Ölüm daha az korkulacak bir iştir.Onümüzdeki günlerde evlerimizin yağmalanması, mescitlerimi-zin kirletilr'nesi,. kadın ve kızlarımızın tecavüze uğraması, vah-şet, zorbalık, kırbaçlar, zincirler, zindanlar, diri diri yakılacağı-nız ateş çukur/cm sizleri bekliyor. Ölümden korkan zayıfnefisler bunları gerecektir. Ben ise, Allah'a yemin ederim kibunları görmeyeceğim ... "48

Musa'nın bu sözleri elbetteki bir kehanet değil, fakat hasmını yakın-dan tanıyan birinin olabileceklere dair yaptığı son derece isabetli tahmin-lerdi. Maalesef, 1492 senesinden sonra olanlar, onu haklı çıkardı. Bu se-neye kadar müslümanlara, bilhassa dinleri konUsunda, aşıq müdahaledebulunmayacaktarını taahhüd eden hristiyan ıdareciler, QU seneden sonraçok kesif bir Hristiyanlaştırma hareketi başlattılar. Böylece askeri fetih ta-mamlanmış, sıra kilisenin istekleri istikametinde müslümanların dini ba-kımdan imhalarına gelmişti. İspanyol tarihçi Marmol Carvajal'ın bu ko-nuyla ilgili şu tesbiti dikkate şayandır:

, "Gımata işgaledilir. edilmez kilise, çevreleri, kral Ferdi-nand'dan ısrarla Muhammed'in [aifesinin kökünün kazınmasıiçin çalışmasını, onlardan ispanya'da kalmak isteyenleri yaHristiyanlığa girmeye ya da İspanya 'yı terkezorlamasını istedi-ler. Böyle davranmasının anlaşmayı ihlaletmek anlamına gel-meyeceğini, ülkenin selameti, Hristiyanlzğın safiyeti için bunungerekli olduğunu söylediler. Onlarag6re, hristiyanlarla müslü-manların bir arada yaşamaları kesinlikle mümkün değildi. "49

Marmol Carvajal'ın bu tesbiti, Hrlstiyan1ı'ğın asli temsilcileri olmala-n itibariyle din adamlarının başka dinlerden insanlar hakkında taşıdıklantemel kanaati ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Bu kana-at, esas itibariyle, Hristiyanlık, daha doğrusu Katolik Hrisityanlık dışındamevcut inançların hiçbirine, hayat hakkı tanımamak şeklinde özetlenebi- .lir. Bu kanaate sahip oldukları içindir ki, İspanyolkilisesi 1492'de Endü-lüs'de İslam hakimiyeti sona erer ermez, kendi dini safiyetlerini bozduk-lannı düşündükleri Endülüs müslümanlanna karşı acımasız bir imhahareketi başlatmıştır. Bu hareketin baş mimarlarından olan kardinal Xi-.menez, 1497 senesinde Gımata'ya giderek, -önce mal ve para dağıtmaksuretiyle müslümanlan Hristiyanlığacezbetmek istemiştir. Ancak, Gıma-ta müslümanlannın bu teşebbüs karşısındaki tepkileri son derece sertoldu. 1499 ve 1500 senelerinde Gımata'nın muhtelif bölgelerinde ayak-

48. J.A. Conde, Histari de la Dominacion de los Arabes en Espaiıa, Madrid 1820-1821, III, 256-257; İnan, Nihaye, 255-256. ' .

49. Luis del Manuol Carvajal, Historia de Rebelion y Castiga de los Moriscos delReino de Granada, Madrid 1797, Libro: 1, Capital: XXII.

Page 18: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

250

"MEHMET ÖZDEMİR

landılar. Ne var ki, koca bir İspanyolordusu karşısında bir şehrin ayak- .'lanması ne kadar başarılı olabilirdi? Nitekim, 1500 senesi sonunda buayaklanma kanlı bir biçimde bastınldı. Teslim olmayı kabul 'eden müslü-manlara, hayathinmn bağışlanabilmesi için tek bir tercih imkam tamndı:Hristiyanlığa girmek. Bu durumda, istemeye istemeye de ols~, Gırnatalımüslümanların büyük bir bölümü şeklen Hristiyanlığa girdi. Ote taraftanGırnata' da müslümanların ellerindeki çqk değerli Arapça yazmalar topla- ..narak şehrin en büyük meydamnda yakıldıSO.Bu arada çok sayıda Müslü-man kadın ve genç kız, ya tecavüze uğradılar ;veya esir pazarlarındasatılı-ğa çıkarıldılar. Gırnata1ı bir çiftçi, bizzat şahit olduğu olayları anlatırken'şöyle demekt~dir:

H••• Hiç bir halk, Gır'nata müslümanları kadar acı gözyaşla-rı dökmemiştir. Ben-gördüklerimi anlatıyorum,sözümde müba-lağa yoktur. Daha dün, üçyüz müslüman kadın ve kızın esir pa-zarında satıliğa çıkarıldığını gördüm. Kadınlarımız tecavüzeuğt;adılar. Bizzat ben, üç oğlumu ve iki kızımıkaybettim; elimdesadece altı aylık şu ufacık kızcağızım kaldı. Ben mazi'için ağla-mıyorum; zira mazi geçti, artık geri de dönmeyecek; fakat bun-dan sonra göreceklerimiz için ağliyorum. Bu gördüklerimize ta-hammül edemiyorsak, bundan sonra görüceklerimize nasıltahammül edeceğiz? Bize taahhüdlerde bulunan kral (Ferdi-nand)ın bizzat kendisi bu taahhüdlerini bozuyorsa, onun yerineoturacaklardan ne bekleyebiliriz? "51 \, ' '

Gırnatalı bu çiftçi, geleceğe .dairendişelerinde hiç te haksız de-ğildi, zira, bundan sonraki, günler Endü1üs müsliimanlan için dahabüyük sıkııitılara gebeydi. ijer haıükarda beklenen, daha çok göz yaşı-mn akması, daha fazla zulüm vd daha fazla işkenceden başka bir şey de-ğildi. Nitekim 1524 senesinde çıkanlan bir fermanla İspanya' da kalıpta henüz Hristiyanlığa girmemiş' müslümanlardan ya hristiyan olma~lan ya da,ülkeyi tetketmeleri ~stendi. Aynca, bu iki şıktan birine uy~mayanların köleleştirilecekleri, henüz dokunulamamış olan mescitle-rin tamamını~ kiliseye çevrile'cekleri; Arapçanın, Arap isimlerikullanmamn, Islami kıyafetler giymerpn yasaklanması kararlaştınlmışbulunuyordu52• .

Bu yasaklann uygulanmasını sağlamak üzery ihdasedilen en Önemlimekanizma, engizisyon mahkemeleri idi. Katolik Hristiyanlığın safiyetini

50. İnan, Nihaye, 317; C. H. Lea, The Moriscos of Spain, London 1901, s.32; Chej-~lm ' , '51. M.A. La:dera Quesada, Granada (1232-1571), Madrid 1969, s.163.52. İnan, Nihaye, 351-352., ,"

Page 19: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜRECt ÜZERİNE MULHAZALARi .

251

korumak maksadıyla ihdas. edilen bu mahkemeler, güya Allah adınasebep olduğu zulümler yüzünden Hristiyanlıkve Ortaçağ Avrupa tarihi-nin bir yüz karası olarak tarilı sayfalarındaki yerini almış bulunmaktadır3•

. .Endülüs Müslümanlarının Osmanlı Padişahı II. Bayezid'a gönder-

i dikleri bir kaside vardır ki, bu kaside, kilisenin engizisyon mahkemeleriniillet olarakkullanmaksuretiyle gerçekleştirdiği zulümlerin adeta kelime-letle oluşturulmuş bir fotoğrafı gibidir. 105 beyidik bu kasidenin tamamı":nı burada vermek mümkün olmamakla beraber, bir kaç beyitini vermedende geçmek istemiyoruz:

Büyü~ bir felakete uğramış esirlerden size selam,Ne büyük bir felakettir o,Şerefli bir hayattan sonra kır saçları yolunarak koparılanyaşlılardan size selamDaha önce kapalıyken kafirler önünde açılan yüzlerden sizeselam,Papazzn zorla yatağa götürdüğü şerefli gen~ kızlardan sizeselam . . .

Kendilerine zorla aomuz ve haram kokuşmuş etler yediritenyaşlılardan size selam." .

" (Kral) gözümüzü boyadığı anlaşmalara uymadı, bizi, baskıve güç kullanarak istemeye istemeye Hristiyanlaştırdı.Hiç bir müslümanane bir kitap ne de bir Kur'an bıraktılar,Oruç tuttuğu, namaz kıldığı bilinen herkes ateşe atılıyôr,Bizden kiliselerine gitmeyen kişileri papazfecibir şekildecezalandırzyor,Peygamberimize küfretmeyi, iy~ve kötü günlerimizde onuanmamamızı bize emrettiler.

Cahil, kaba, Arap olmayan insanların adlarıyla adlarımızdeğiştirildiğinde ne kadar yazık oluyor, \Temiz vepaklıklarından spnra, kafirlerin çoplükleri olmala-rı için, duvarlarla çevrilen mescidlere ne kadar yazık!Ezan yerine, çanlaı'asılan minarelere yazık!

i •. . .. 53. İspanya'daki Engizisyon mahkemeleri, bu mahkemele~n çalışma şekli,

müslümanlann maruz kaldıklan baskılar ve işkenceler hakkında bkz. Inan, Nihaye, 328-330; CH. Lea, History of the İnquisicion of Spain, New York 1906; Adil SiUd Biştavı, el-Endelusiyyun el-Mevarike, Kahire 1983, s. 205 vd.; Grard Dufour, La İnquisicionEspaiiola, Barcelona 1986.

"

Page 20: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

252 MEHMET ÖZDEMİR

Köleleştik, ne fidye ile geri alınabilecek esirler, ne deşehadet getiren müslümanlarız!54 ..

...........' .

Bütün bu baskılar, müslümanların şadece şeklen Hristiyanlaşmaları-na yetebildi. Gerçekte ise, onlar, İslama'olan bağlılıklarını gizlice de olsadevam ettiriyorlardı ..Nitekini. Hristiyanlaştırma faaliyetlerinin başlaması-nın üzerinden bir asırlikbirsüre geçtikten sonra, 1601 senesinde pİsko..,pos Ribera'mn hazırlayıp kraliyetkatına sunduğu şu rapor da açıkça'bunugöstermektedir: . "

"... Hristiyanlık, İspanya Krallığı:nın temeldireğidir. FakatMoriskolar (müslümanlar), bu dine gerektiği gibi sarılmiyodar;. dinf vecibeleri gerektiği gibi yerine getirmiyorlar, domuz eti ye-miyor, şarap içmiyorlar. Gerçek hristiyanlar gibi davranmıyor-lar. Bütün bunlar, onların zayıf imanlı olmalarından değil, bila" .kis ataları gibi müslüman kalmayaolan azimlerinden,dolayısiyle de Hristiyanlığa hiç inanmamış olmalCmndan kay-naklanıyor. Engizisyon müfettişleri gayet iyi biliyorlar ki, onlariki veya üç sene hapiste kaldıkları ve bu esnada kendilerine, Hristiyanlığın esasları öğretildiği halde, hapisten çıkark~n, öğ-rendiklerindfn .bir ~elimebile hatırlamıyorlar. Kısaca onlarHristiyanlığı bitmiyorlar. çünkü bilmek istemiyodar. "55

Endülüs müslümanları, kilisenin istediği şekil ve ölçüdehristiyanlaş-madıkları dolayısıyla da 'Hristiyanlaştırma siyaseti başarısızlıkla sonuç-landığı içindir ki, İspanyol Krallığı, meselenin halli için başka çözüm yol- i

lan l\ramaya başladı. Yeni teklifler ileri sürüldü. Bir teklife göre,müslümarilar belli merkezlerde toplanarak, toplucaöldürülmeliydiler. Birbaşka teklife göre, gemilere doldurolup denize atılmalıydılar. Bir diğerteklife göre ise, topluca sürgün edilmeliydiler. Neticede sonuncu teklifdaha fazla ~abule şayan bulundu ve çıkanlan bir kanunla F;ndü1üsmüslü-manlarının Ispanya' dan sürgün edilmeleri karalaştırıldı. 1609-1614 sene-leri arasında gerçekleşen bu sürgünle, en az yanın milyon müslüman, sırf

. , . . ( ,

54. Muhammed Sevv3le'nin belirttiğine göre, bu kasidenin CezayirMilliKütüphanesi'nde bir nüshası bulunuyordu. Aiıcak, bilahere bo nüsha kaybolmuştur. LT.Monroe, aynı kasideninel-Makkan'nin Hzharıı'r-Riyfıd (Kahire 1939, I, 108-115) isirrilieserinde mevcut olduğunu görinuş ve"A Curious Morisco Appeal to the Ottoman Em-pire" adı altında Al-Andalus (XXXVI, 1966, s.281-303) dergisinde İngilizce tercüme,siylebirlikte neşretmiştir. Aynı kaside Muhammed Abdullah eş-Şerka,,! tar:J,fından "Vesfka Eh-delusiyye 'an Sukuti Cımata" (Kahire (?) ünvanıyla müstakil 'olarak neşredilmiş; kezaAzmi Yüksel tarafından I.T. Monroe'nin çalışması esas alınarak "Endülüs'den II. Bey-'azıd'a YazılanAnonim Bir Şiir" (Belleten, Lll, 205, Aralık 1988, s.1575-1583) adı altındabir kısa giıişle beraber Türkçeye tercüme edilmiştir.

55. İnan. Nihaye, 395.,

Page 21: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

ENDÜLÜS;üN YIKILIŞ SÜRECİ üZERİNE MULHAZALAR 253

başka bir inancın mesubu oldukları için, kendi öz yurtlarında'yaşama hak-larından mahrum bırakıldılar6.Böylece, müslümanların dokuz asırlık En-.dü1üs serüveni de'noktalanmış oldu.

Özetle ifade etmek gerekirse:

1- Endü1üs. müslümanlarının 732 senesinden sonra sürüklendikleriasabiye savaşlan, İspanya'yı İslam'ın mutlak hakimiyetinden çıkararak;kuzey i hristiyanların güneyi ise müslümanlann hakimiyetinde olmaküzere ikiye bölmüş, daha da önemlisi bu ülkeyi.iki taraf arasında sekizasır sürecek bir mücadele zeminine dönüştürmüştür. Bir başka deyişlemüslüman fatihler, kendi aralarında mücadeleye daImakla adeta kendidüşmanlarını kendileri ihdas etmişlerdir. . .

2- Emeviler'in 756 senesinde Endülüs'ü bağımsı~ bir devlethalinegetirerek siyasi birliği sağlaması, hristiyan ilerlemesine karşı ciddi birengel teşkil etmiştir. Bu sayede çok erken tarihlerde gerçekleşebilecek bir'zevalin önüne geçilmiştir.

. 3- 976 senesine kadar Endü1üs'ün siyasi birliğini başanyla temin vetemsileden Emevi hanedanı, bu tarihten itibaren güç ve nüfuzunu yitir-meye başlamış; Amiril~r ailesinin rakib bit güç olarak ortaya çıkışı,devletin bütün dengelerini alt üst etmiş ve neticede sistemi çözüm ure-temez hale getinniştir. Merkezi idarenin bu acziyeti, neticede ma-halli aristokrasilerin' güçlenmesine ve ülkenin bölünmesine vesile olmuş-tur.

.4- Emevi Halifeliği'nin 1031 senesinde yıkılması üzerine, müslü-manlar arasında ideal birliği ve ortak yaşama azmi kaybolduğu için,1031-1090 seneleri arası Endü1üs'de siyasi bölünmenin kemikleştiği yıl~lar olmuştur. Bu bölünme, tıpkı 732 senesi sonrasında olduğu gibi hristi-yan İspanya için Reconquista fikrini yeniden gündeme getirmiştir. Endü-lüs'ün tamamının işgalini hedefleyen bu fikir uygulama konulurkentedriciliğe dayalı bir strateji takip edilmiştir. Bu strateji çerçevesinde,önce müslümanların kendi aralarındaki ihtilaflar olabildiğince tahrikedilerek zayıf düşmeleri için çalışılmıştır. Bunu, zayıflayan ve kendiliğin-. den temsilolmaya hazır hale gelen Endülüs şehirlerinin işga1i takip etmiş-tir. Bu süreç, en son l492'de Gımata'nın teslim alınmasıyla son bulmuş-tur. .

5- l492'de Gımata'nın işgaliyle Reconquistanin askeri hedefi bitmiş, .dini cephesi başlamıştır. Kendisinden başka her hangi bir dinin varlığınatahammül edemeyen İspanyol kilisesi, siyasiler üzerin~eki nüfuzunu kul-lanarak, hristiyan hakimiyetinde kalan Endü1üs müslümanlarına karşı

56. Le;ı, 293 vd.; İnan, Nihtiye, 393 vd.

Page 22: ENDÜLÜS'ÜN YIKILIŞ SÜREcİNDE ÖNEÇıKAN BAZIHUSUSLAR*dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/781/10026.pdf · İmhanönemi: 1492 senesinde siyasi hakimiyetlerini kaybetm~- lerinerağmeiı,

254 MEHMET ÖZDEMİR .

Hristiyanlaştırma . kampanyası başlatmıştır. -Engizisyon mahkemeleri,baskı, işkence ve katliam bu kampanyanın aynlmaz birer parçası: olmuş-tur. Ancak, bütün bunlar, müslümanlan dinlerinden koparmak ve kilise-nin istediği ölçüde hristiyan yapmak için yeterli olmamıştır. Budurum, hristiyan Ispanya'yı, bir, asırdır tatbik etmekte olduğu imha siya-~et;inin son -adınlım atmaya, yani Endülüs müslümanlanm 1609 senesinde. Ispanya'dan sürmeye sevketmiştir. Böylece, 1492'de yahudiler için kul1a-mlan sürgiin mekanizması, bu sefer müslümanlar için harekete geçirilmişve bu suretle en az yanm milyon insan, .kendi öz yurtlannd~ kovulmuş-lardır.

'-