epleptk nÖbet geÇren - sa likli Çocu u olan ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdft.c....

207
T.C. ANKARA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ PSKOLOJ (UYGULAMALI PSKOLOJ) ANABLM DALI EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SALIKLI ÇOCUU OLAN ANNELERN TÜKENMLK DÜZEYLERNN FARKLI DEKENLER AÇISINDAN NCELENMES YÜKSEK LSANS TEZ SEVL AKMAN ANKARA-2006

Upload: others

Post on 03-Feb-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (UYGULAMALI PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN - SAĞLIKLI

ÇOCUĞU OLAN ANNELERİN

TÜKENMİŞLİK DÜZEYLERİNİN FARKLI

DEĞİŞKENLER AÇISINDAN

İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SEVİL AKMAN

ANKARA-2006

Page 2: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (UYGULAMALI PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN - SAĞLIKLI

ÇOCUĞU OLAN ANNELERİN

TÜKENMİŞLİK DÜZEYLERİNİN FARKLI

DEĞİŞKENLER AÇISINDAN

İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SEVİL AKMAN

TEZ DANIŞMANI

DOÇ.DR. NİLHAN SEZGİN

ANKARA-2006

Page 3: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (UYGULAMALI PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN - SAĞLIKLI

ÇOCUĞU OLAN ANNELERİN TÜKENMİŞLİK

DÜZEYLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER

AÇISINDAN İNCELENMESİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Doç.Dr. Nilhan SEZGİN

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası

Doç.Dr. Nilhan SEZGİN ………………………………..

Prof.Dr. Melda AKÇAKIN

………………………………..

Doç.Dr. Gülsen ERDEN

…………………………………

Tez Sınav Tarihi: 12.12.2006

Page 4: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

TEŞEKKÜR

Bu araştırma 6-12 yaş arasında en az 2 yıldır epileptik nöbet geçiren

çocukların annelerinin tükenmişlik düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.

Bu çalışmada tükenmişlik ile ilgili alan yazınına katkı sağlamak amaçlanmıştır.

Bu araştırmanın tamamlanması aşamasında birçok kişinin desteği oldu.

Öncelikle çalışmamda bana yol gösteren, benimle bilgisini ve emeğini paylaşan,

gerek lisans gerekse yüksek lisans eğitimim boyunca kendisinden çok şey

öğrendiğim hocam Doç.Dr. Nilhan SEZGİN’e teşekkür etmek istiyorum.

Dört yıllık lisans eğitimim ve ardından gelen yüksek lisans eğitimimde bana

çok şey öğreten ve tez süresince de zaman zaman desteklerini aldığım Prof.Dr. Selim

HOVARDAOĞLU’na ve Doç.Dr. Gülsen ERDEN’e yardımlarından dolayı çok

teşekkür ederim. Ayrıca, tez jüri üyeliğimi kabul eden ve tez süresince yine zaman

zaman destek aldığım Prof.Dr. Melda AKÇAKIN’a teşekkür ederim.

Daha sonra ölçeklerin doldurulması aşamasında katkılarından dolayı ilk

başta katılımcı annelere ve çocuklarına, GATA-Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği

bölüm başkanı Prof.Dr. Erdal GÖKÇAY, Pediatrik Nöroloji Bilim Dalı Başkanı

Prof.Dr. Rıdvan AKIN’a, Uzm.Psk. Asuman ULUĞ’a, GATA-Çocuk Ruh Sağlığı

Kliniği bölüm başkanı Doç.Dr. Tümer TÜRKBAY’a, Gazi Hastanesi Pediatrik

Nöroloji Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ayşe SERDAROĞLU’na, Sibel AKBAŞ’a,

Mehmet YILMAZ’a ve Psk. Zehra ÇAKIR’a, GÜLSAV, Şölen ve DUYUM Özel

Eğitim Kurumlarına teşekkür ederim.

Ayrıca Uzm.Psk. Selcen DEMİRKAN’a da teşekkür ederim. Özellik tez

çalışması sürecinde yaşadığım sıkıntılarda hep yanımda oldu. Ayrıca gerek veri

toplama aşamasında gerekse analizlerde de yardımını hiç esirgemedi.

Son olarak, AİLEME çok teşekkür ederim. Onların hep arkamda olduğunu

bilmek bana güç verdi.

Özel teşekkürü hak eden bir kişi var. Ablam Makbule (Akman)

ALTINDAŞ’a, tahminimden de uzun süren yüksek lisans eğitimim boyunca maddi

ve manevi yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim.

Sevgi ve saygılarımla

Sevil AKMAN

Page 5: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB
Page 6: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

i

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

İÇİNDEKİLER ……………………………………………………..... i

EKLER ……………………………………………………………….. viii

TABLOLAR ….……………………………………………………….. ix

ŞEKİLLER ………………………………….………………………… xv

BÖLÜM I – GİRİŞ

I. EPİLEPSİ…………………………………...……………………… 2

I.1.1. Kısmi (Parsiyel Nöbetler) ……………...………………........... 5

I.1.1.1. Basit kısmi parsiyel nöbetler …………………………… 6

I.1.1.2. Kompleks kısmi parsiyel nöbetler ……...……………… 6

I.1.2. Genel (Jeneralize) Nöbetler ………………………………….. 7

I.1.2.1. Absans nöbetler ………………………………………… 7

I.1.2.2. Myoklonik nöbetler ….…………………………………. 7

I.1.2.3. Klonik nöbetler ………………………………………... 8

I.1.2.4. Tonik nöbetler …………………………………………. 8

I.1.2.5. Tonik-Klonik nöbetler ………………………………… 8

I.1.2.6. Atonik nöbetler ………………………………………... 8

I.1.3. Epilepsinin Nedenleri ………………………………………... 9

I.1.4. Nöbetleri Tetikleyen Durumlar ……………………………… 10

I.1.5. Hastalığın Seyri/Gidişatı…………………………………….. 11

I.2. TÜKENMİŞLİK ………………………………………………… 13

I.2.1. Tükenmişlik Kavramı ve Tarihçesi …………………………… 13

I.2.2. Tükenmişliğin Boyutları……………………………………… 14

Page 7: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

ii

Sayfa No

I.2.3. Çalışma Yaşamında Tükenmişliğin Belirtileri ……………….. 16

I.2.4. Çalışma Yaşamında Tükenmişliğin Nedenleri ………………. 17

I.2.5. Tükenmişliğin Evreleri ……………………………………….. 18

I.2.6. Tükenmişlik ve Demografik Değişkenler …………………….. 19

I.2.7. Bakımverenlerde Tükenmişlik ……………………………….. 20

I.2.8. Bakımverenlerde Tükenmişliğin Belirtileri ………………….. 21

1.2.9. Bakımverenlerde Tükenmişliğin Ele Alındığı Bazı Yayınların

Gözden Geçirilmesi …………………………………………...23

I.3. STRES ..…………………………………………………………… 25

I.3.1. Stres Kavramı ve Tarihçesi …………………………………… 25

I.3.2. İyi Strese (Eustress) Karşı Kötü Stres (Distress) …………....... 30

I.3.3. Stres ve Tükenmişlik Arasındaki İlişki ……………………….. 31

I.3.4. Kronik Hastalıklarda Yaşanan Stres ile İlgili Bazı Yayınların

Gözden Geçirilmesi …………………………………………...34

I.4. SOSYAL DESTEK ……………………………………………….. 37

I.4.1. Sosyal Destek Kavramı……………………………………….. 37

I.4.2. Sosyal Desteğin Çeşitleri …………………………………....... 38

I.4.3. Algılanan Desteğe Karşın Objektif Destek …………………… 38

I.4.4. Sosyal Destek Üzerinde Kişisel Özellikler, Cinsiyet ve

Kültürel Değişkenlerin Etkisi …………………………………38

I.4.5. Sosyal Destek ve Tükenmişlik İlişkisini Araştıran Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi ……………………………… 40

I.5. YALNIZLIK ……………………………………………………… 42

Page 8: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

iii

Sayfa No

I.5.1. Yalnızlık Kavramı…………………………………………….. 42

I.5.2. Sosyal Destekle Yalnızlık Arasındaki İlişki ve Konuyla İlgili

Bazı Yayınların Gözden Geçirilmesi ………………………… 45

I.6. ANNE-BABA TUTUMLARI ……………………………………. 47

I.6.1. Ana-Baba Tutumlarının Sınıflandırılması……………………. 47

I.6.2. Kronik Hastalık ve Ana-Baba Tutumları……………………... 51

I.6.2. Kronik Hastalıklar Ana-Baba Tutumları ile İlgili Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi ……………………………… 52

I.7. EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SOSYAL UYUM BECERİSİ…… 55

I.7.1. Sağlıklı Çocukta Psikolojik Gelişim ………………………….. 55

I.7.2. Epileptik Çocuklarda Risk Faktörleri ve Konuyla İlgili Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi ……………………………… 57

I. 8. ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ…………………………………. 64

I.8.1. Araştırmanın Amacı …………………………………………. 65

I.8.2. Araştırmanın Önemi ………………………………………….. 67

BÖLÜM II – YÖNTEM

II.1. ÖRNEKLEM …………………………………………………….. 68

II.2. İŞLEM …………………………………………………………… 71

II.3. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI …………………………………. 71

II.3.1. Kişisel Bilgi Formu ………………………………………….. 72

II.3.2. Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği (WISC-R) …………….. 72

II.3.3. Maslach Tükenmişlik Ölçeği ………………………………… 74

II.3.3.1. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Yapılanması………… 74

Page 9: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

iv

Sayfa No

II.3.3.2. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-

Güvenirlik Çalışması………………………………….75

II.3.4. Stres Belirtileri Ölçeği ……………………………………….. 78

II.3.5. Sosyal Destek Ölçeği (Social Provisions Scale) …………….. 79

II.3.5.1. Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin Orijinal

Formunun Geçerlik-Güvenirlik Çalışması……………79

II.3.5.2. Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-

Güvenirlik Çalışması……………………………………80

II.3.6. UCLA-Yalnızlık Ölçeği ……………………………………... 81

II.3.6.1. UCLA-Yalnızlık Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-Güvenirlik

Çalışması……………………………………………….. 82

II.3.7. PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ……………………… 83

II.3.7.1. PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin Türkçe

Geçerlik-Güvenirlik Çalışması……………………….83

II.3.8. SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği ………….. 85

BÖLÜM III – BULGULAR

III.1. Ölçeklerin Alt Boyutlarının Ortalama ve Standart Kayma

Puanları………………………………………………………… 98

III.2. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk

Annelerinde Geçerlik Çalışması……………………………….. 100

III.3. Ölçeklerin Alt Boyutlarının Birbirleriyle Olan Korelasyonları .... 103

Page 10: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

v

Sayfa No

III.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum

Beceri Ölçeği Faktörlerinden Aldıkları Puanların Varyans

Analizi Sonuçları……………………………………………….

106

III.4.1. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinden (MBI) Aldıkları

Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonuçları………………………………………………..

106

III.4.2. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinden Aldıkları

Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonuçları……………………………………………...

108

III.4.3. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Stres Belirtileri Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonuçları…………..

112

III.4.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

UCLA-Yalnızlık Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ……………

114

Page 11: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

vi

Sayfa No

III.4.5. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinden Aldıkları

Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonuçları……………......................................................

115

III.4.6. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinden Aldıkları

Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonuçları………………………………………………..

119

III.5. Regresyon Analizi Sonuçları………………………………….. 125

III.5.1. Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk Annelerinde Duygusal

Tükenmişliğin Yordanması……………………………..125

III.5.2. Sağlıklı Çocuk Annelerinde Duygusal Tükenmişliğin

Yordanması…………………………………………….. 126

BÖLÜM IV-TARTIŞMA VE YORUM

IV.1. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk

Annelerinde Geçerlik Çalışmasının Tartışılması……………….129

IV.2. Ölçeklerin Alt Boyutlarının Birbirleriyle Olan Korelasyonlarının

Tartışılması……………………………………………………..

130

Page 12: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

vii

Sayfa No

IV.3. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum

Beceri Ölçeği Faktörlerinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Analizi Sonuçlarının Tartışılması…………

135

IV.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği ile Saptanan Duygusal Tükenmişlik

Puanlarını Yordamada; Stres Belirtileri, Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeği, U.C.L.A. Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum

Beceri Ölçeği Alt Boyutlarının Katkısının Tartışılması………..

139

BÖLÜM V – SONUÇ VE ÖNERİLER …………………………….. 144

ÖZET …………………………………………………………………. 150

SUMMARY …………………………………………………………... 153

KAYNAKÇA ………………………………………………………… 155

Page 13: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

viii

EKLER

EK-1. Kişisel Bilgi Formu

EK-2. Maslach Tükenmişlik Ölçeği

EK-3. PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği

EK-4. Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği

EK-5. Stres Belirtileri Ölçeği

EK-6. UCLA-Yalnızlık Ölçeği

EK-7. SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği

Page 14: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

ix

TABLOLAR

Sayfa No

Tablo I.1. Doğumdan 18 yaşa kadar önemli gelişimsel görevler,

hastalıktan kaynaklı yaşanan mücadeleler ……………….. 57

Tablo II.1. Sağlıklı ve Epilepsi Grubundaki Çocukların Cinsiyete

göre Dağılımı…………………………………………….. 68

Tablo II.2. Sağlıklı ve Epilepsi Grubundaki Anne-Babaların Eğitim

Durumları………………………………………………… 69

Tablo II.3. WI SC-R alt ölçekleri …………………………………….. 73

Tablo II.4. SUBO maddeleri ve madde toplam test korelasyonları…. 87

Tablo III.1. Ölçeklerin Alt Boyutlarının Ortalama, Standart Kayma Puanları…………………………………………………...

97

Tablo III.2. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Maddelerinin Faktör

Dağılımı ve Faktör Yükleri ………………………………. 100

Tablo III.3. Ölçek Alt Boyutlarının Birbirleriyle olan Korelasyonları .. 103

Tablo III.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

MBI Duygusal Tükenmişlik Faktörü Puanlarının

Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ………….

106

Tablo III.5. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

MBI Kişisel Başarı Faktörü Puanlarının Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ……………………...

106

Tablo III.6. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Ölçeği Alt Boyutlarından Aşırı

Annelik Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ………………………………..

108

Page 15: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

x

Sayfa No

Tablo III.7. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Ölçeği Alt Boyutlarından

Demokratik Tutum ve Eşitlik Tanıma Faktörü Puanlarının

Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ………….

108

Tablo III.8. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Ölçeği Alt Boyutlarından Ev

Kadınlığı Rolünü Reddetme Faktörü Puanlarının

Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ………….

109

Tablo III.9. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Ölçeği Alt Boyutlarından

Geçimsizlik Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ………………………………..

109

Tablo III.10. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

PARI-Çocuk Yetiştirme Ölçeği Alt Boyutlarından Genel

Baskı Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Analizi Sonucu ……………………………………………

110

Tablo III.11. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Stres Belirtileri Ölçeği Toplam Puanının Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Sonucu ………………………………

111

Tablo III.12. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Stres Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Bilişsel-

Duyuşsal Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Sonucu ………………………………………...

112

Tablo III.13. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Stres Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Fizyolojik

Belirti Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Sonucu …………………………………………………….

112

Page 16: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

xi

Sayfa No

Tablo III.14. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Stres Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Ağrı-Yakınma

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Sonucu …………………………………………………….

113

Tablo III.15. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

UCLA-Yalnızlık Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

114

Tablo III.16. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Güvenilir Aile Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ……………………………...

115

Tablo III.17. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Bağlanma Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ……………………………...

115

Tablo III.18. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Rehberlik Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ……………………………..

116

Page 17: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

xii

Sayfa No

Tablo III.19. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Beslenme Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu ……………………………...

116

Tablo III.20. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Sosyal Kaynaşma-Bütünleşme Faktörü Puanlarının Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

117

Tablo III.21. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından

Dünyanın Güvenirliği Faktörü Puanlarının Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ……………………

117

Tablo III.22. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Dürtüsellik Faktörü Puanlarının Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

118

Tablo III.23. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Engellenme Eşiği Faktörü Puanlarının

Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ………..

119

Page 18: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

xiii

Sayfa No

Tablo III.24. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Dikkat ve Hareketlilik Faktörü Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

120

Tablo III.25. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Sosyal İlişki Faktörü Puanlarının Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

120

Tablo III.26. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Duygudurum Faktörü Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu ……………………

121

Tablo III.27. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından Onay İhtiyacı Faktörü Puanlarının Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

122

Tablo III.28. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt

Boyutlarından İçe Dönüklük Faktörü Puanlarının Tek

Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu …………….

123

Page 19: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

xiv

Sayfa No

Tablo III.29. Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk Annelerinde Duygusal

Tükenmişliğin Yordanması (Değişkenler denkleme giriş

sırasına göre verilmiştir) ………………………………..

124

Tablo III.30. Sağlıklı Çocuk Annelerinde Duygusal Tükenmişliğin

Yordanması (Değişkenler denkleme giriş sırasına göre

verilmiştir) ………………………………………………

125

Page 20: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

xv

ŞEKİLLER

Sayfa No

Şekil 1. Uygun (Optimal) Stres Düzeyi ………………………………... 30

Şekil 2. Tükenmişlikle Stres Arasındaki İlişki …………………………. 33

Page 21: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

1

Çocukların süregen hastalık tanısı alması aileler için oldukça travmatik bir

durumdur. Bu travmatik durumla baş edebilmek aileleri zorlayabilmekte ve başlı

başına bir stres kaynağı olmaktadır. süregen hastalık nedeniyle yaşanan uzun

dönemli stres ana-babalarda tükenmeyle son bulabilmektedir. Epilepsi çocukluk

döneminde görülen süregen rahatsızlıklar içinde önemli bir yer tutar. Bu çalışmada

çocukluk döneminde oldukça sık rastlanan epilepsi nedeniyle bakımveren kişilerin

(yani annelerin) yaşayabilecekleri tükenmişlik sendromunun incelenmesi

amaçlanmıştır. Bu bağlamda stresin, sosyal desteğin, yalnızlığın, ana-baba

tutumlarının ve çocukların sosyal uyum becerilerinin annelerin tükenmişlik düzeyleri

üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Araştırmanın ayrıntıları verilmeden önce, konunun

daha rahat anlaşılabilmesi için, yukarda bahsedilen değişkenlerin “Giriş” bölümünde

kısaca tanıtılması ve konuyla ilgili bazı yayınlardan bahsedildikten sonra araştırma

bulgularına yer verilmesi planlanmıştır.

Page 22: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

2

BÖLÜM I

GİRİŞ

I.1.EPİLEPSİ

İnsanın en önemli organı olan beyin, hem düşünme organı hem de bellektir.

Dış dünyadan gelen bilgileri birleştirip çevredeki olayların algılanmasına yardım

eder. İnsan beyninde yaklaşık 100.000.000 (yüz milyon) sinir hücresi yani nöron

vardır ve her bir sinir hücresi de diğer sinir hücreleriyle temas halindedir (Hopkins ve

Appleton, 1996).

Tıbbi yayınlara bakıldığında epilepsinin tanımı şu şekilde yapılmaktadır:

Epilepsi; değişik sebeplerle oluşan, beynin bir bölümünü ya da tamamını

etkileyen, iki veya daha fazla sayıda tekrarlayan nöbetlerle ortaya çıkan, beyinde

aşırı uyarılabilir hale gelmiş sinir hücresi (nöron) topluluğunun, tekrarlayıcı

özellikteki anormal boşalımlarına bağlı ani ve geçici motor, duyusal, sinirsel ve

psikolojik bir bozukluk ile sonuçlanan geçici bir rahatsızlıktır.

Konvülsiyon (nöbet) ise; beyin fonksiyonlarının paroksismal (aniden

ortaya çıkan bir spazm ya da nöbet gibi semptomlar) bozukluğu sonucu bilinçte

bozulma ya da kayıp, anormal motor aktivite, duyu bozuklukları ya da otonomik

işlev bozukluğu (disfonksiyon) olarak tanımlanabilir (Bagley ve Jables, 1971;

Gastaut ve Broughton, 1972; O’leary ve Goldring, 1976).

Page 23: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

3

Epilepsi kelimesi Yunanca’da epilepsia’dan gelmektedir. Epilepsia = nöbet

(seizure) anlamındadır. Dünya çapında 30.000.000 epilepsi hastası olduğu tahmin

edilmektedir (O’leary ve Goldring, 1976).

Yalaz (1994), epilepsinin, süregen seyirli, değişik nedenlerle ortaya çıkan,

tüm yaş gruplarında yaygın olarak görülen, çocuk nörolojisinin en önemli hastalık

grubunu oluşturduğunu belirtir.

Çok eski çağlardan beri bilinen bir hastalık olan epilepsiye

Mezopotamyalılar da aşinadırlar. Bir Akkad kitabesinde MÖ 2000’inde içindeki kötü

ruhun çıkarıldığı bir insan anlatılmaktadır. Hipokrat’ın konuyla ilgili yazılarına MÖ.

400’den itibaren rastlanmaktadırr. Yunanlılar ise epilepsinin sıklıkla hayatın erken

zamanlarında görüldüğünü, 20 yaşından sonra ilk defa görülmesinin normal

olmadığını ve bozukluğun doğuştan olabileceğini bilmekteydiler. Hipokrat bazı

yazılarında bozukluğun kalıtsal olduğunu ve çeşitli faktörlerce hızlandığını

belirtmiştir. 1. yy’da Romalı fizikçi Scribonius, torpil balığının elektriğini epilepsi,

başağrısı ve gut tedavisi için tavsiye etmiştir (O’leary ve Goldring, 1976).

Epileptik Nöbetler; Epilepsi, nöbetlerin klinik tipine ve sebeplerine göre

sınıflandırılmaktadır. Uluslararası Epilepsiyle Savaş Birliği (ILAE), epileptik

nöbetleri nöbet tipine göre, kısmi (parsiyel), genel (jeneralize) ve sınıflandırılamayan

nöbet olarak 3 ana başlıkta ele almaktadır (ILAE, 1981; akt., Oğuz, 2000). Nöbetler

sebeplerine göre ise, idiyopatik ve semptomatik olarak sınıflandırılmaktadır.

Tekrarlayan nöbetlere ilişkin olarak organik veya biyokimyasal bir bozukluğun

saptanmadığı durumda epilepsiler, “idiyopatik”, neden olarak organik veya

biyokimyasal bir bozukluğun saptanabildiği durumlarda ise “semptomatik” epilepsi

Page 24: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

4

olarak adlandırılır (Robert ve Haslam, 1997). Epilepsilerin %40-50’sini oluşturan

idiyopatik (primer) genel (jeneralize) epilepsiler 3-11 yaş arasındaki çocuklardaki

epilepsilerin %25-30’unu oluşturur. Semptomatik genel (jeneralize) epilepsiler ise 3-

11 yaş arasındaki çocuklarda görülen epilepsilerin %8-10’unu oluşturur (Hopkins ve

Appleton, 1996).

Nöbet tiplerinin uluslararası sınıflaması uluslararası epilepsi ile savaş birliği

terminoloji ve sınıflandırma komisyonunun (ILAE), 1981’de yaptığı sınıflandırma ve

açıklamaları aşağıda yer almaktadır (akt., Oğuz, 2000).

1. Kısmi/Fokal (Parsiyel) Nöbetler

1.1. Basit Kısmi (Parsiyel) Nöbetler

1.1.1. motor bulgu ile oluşan nöbetler

1.1.2. somatosensoriyel veya özel duyusal bulgularla birlikte olan

nöbetler

1.1.3. otonomik bulgularla birlikte olan nöbetler

1.1.4. psişik bulgularla birlikte görülen nöbetler

1.2. Kompleks Kısmi (Parsiyel) Nöbetler

1.2.1. Basit Kısmi (Parsiyel) başlangıçlı bilinç kaybı ile giden nöbetler

1.2.2. Başlangıçta bilinç kaybı ile giden nöbetler

1.3. Kısmi (Parsiyel) Nöbetlerin İkincil (Sekonder) Genel (Jeneralize)

Tonik-klonik tipe dönüştüğü nöbetler

Page 25: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

5

1.3.1. Basit kısmi (parsiyel) nöbetlerin genel (jeneralize) tipe

dönüştüğü nöbetler

1.3.2. Kompleks kısmi (parsiyel) nöbetlerin genel (jeneralize) tipe

dönüştüğü nöbetler

1.3.3. Basit kısmi (parsiyel) nöbetlerin kompleks kısmi (parsiyel)

nöbetlere dönüştüğü genel (jeneralize) olduğu nöbetler

2. Genel (Jeneralize) Nöbetler

2.1. Absans ve atipik Absans nöbetleri

2.2. Myoklonik Nöbetler

2.3. Klonik Nöbetler

2.4. Tonik Nöbetler

2.5. Tonik-Klonik Nöbetler

2.6. Atonik Nöbetler

3. Sınıflandırılamayan Epileptik Nöbetler

I.1.1. Kısmi (Parsiyel) Nöbetler

Kısmi (parsiyel) nöbetler beynin bir yarım küresinde kısmı olarak başlar.

Bilinç kaybı olup olmamasına göre basit ve kompleks kısmi (parsiyel) epilepsi olarak

ikiye ayrılır. Her iki tip de ikincil genel (jeneralize) epilepsilere dönüşebilir. Kısmi

(parsiyel) nöbetlerin kaynaklandığı anatomik bölgeye göre; temporal, frontal,

pariyetal ve oksipital lop epilepsilerin klinik ve EEG özelliklerini gösterirler.

Örneğin, oksipital bölgeden kaynaklanan kısmi (parsiyel) nöbetler göz hareketlerinde

Page 26: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

6

değişiklik, temporal bölgeden kaynaklanan kısmi (parsiyel) nöbetler ise ağız, yanak,

dil ve yutak kaslarında harekete neden olur (Turanlı, 1994; Ünal, 2004).

I.1.1.1. Basit Kısmi (Parsiyel) Nöbetler

ILAE sınıflandırmasına göre belirtiler 4 şekilde görülür.

a. Motor belirtiler

b. Somatosensoriyal veya özel duyusal bulgular

c. Otonomik bulgular

d. Psişik bulgular

Basit kısmi (parsiyel) nöbetler bilinç kaybı olmaksızın duyusal, motor

otonomik veya psişik belirtiler gösterir. Gözlerin, başın ve tüm vücudun bir tarafa

yavaş dönmesi şeklinde oluşan tonik nöbetler, en sık izlenen basit kısmi (parsiyel)

nöbet tipidir. Basit kısmi (parsiyel) nöbetler çocukluk çağı epilepsilerinin %10’unu

oluşturur (Turanlı, 1994; Ünal, 2004).

I.1.1.2. Kompleks Kısmi (Parsiyel) Nöbetler

Bilinç kaybı ile birlikte olan tüm kısmi (parsiyel) nöbetler kompleks olarak

adlandırılırlar. Çocukluk çağı epilepsilerinin %20-40’ını oluştururlar. Kompleks

kısmi (parsiyel) epilepsilerinin çoğu orta (medial) temporal loptan kaynaklıdır.

Bununla birlikte nöbetler frontal lobun limbik kısmından, lateral temporal ve

temporal dışı non-limbik bölgelerden kaynaklanıp temporal limbik yapılara yayılma

ile ortaya çıkabilir. Ancak %70-85’i temporal lop kaynaklıdır. Temporal lop kaynaklı

kompleks kısmi (parsiyel) epilepsilerinin %70-80’inde aura bildirilmiştir (Aura;

duygusal bir his olup nöbetin başlayacağının göstergesidir. Hastalar böylece nöbetin

Page 27: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

7

başlayacağını bilirler). Temporal lop dışından kaynaklanan kompleks kısmi

(parsiyel) epilepsiler atipik olarak isimlendirilir. Kompleks kısmi (parsiyel)

epilepsiler %20-60 arasında remisyona girer ve tekrarlama riski oldukça fazladır

(Turanlı, 1994).

Temporal lobun ön kısmındaki boşalma kişinin garip, gerçek dışı genellikle

hoş olmayan kokuları algılamasına neden olabilir. Benzer halüsinasyonlar tat almada

da yaşanabilir. Eğer nöbet temporal lobun farklı bir alanında başlarsa, karışık görsel

halüsinasyonlar meydana gelebilir. Bazen temporal lobta meydana gelen nöbetler

kompleks otomatik davranışla sonuçlanır –bunlara da psikomotor nöbet denir.

Örneğin, kişi parmağını masaya ritmik olarak vurabilir veya soyunabilir. Az

karmaşık, ama daha yaygın olan, emme, yutma veya çiğme hareketleridir. Kişi

ataktan sonra bu olayları hatırlamayacaktır (Gastaut ve Broughton, 1972).

I.1.2. Genel (Jeneralize) Nöbetler

I.1.2.1. Absans Nöbetler: Bilincin 5-20 saniye süreyle kesintiye

uğramasıdır. Ani başlar. Hastanın o anda devam etmekte olan aktivitesi kesintiye

uğrar, boş bakış görülür. Sonra yeniden yapmakta olduğu işe devam eder. Vücudun

pozisyonu korunduğu için düşme görülmez (Renda, 1994; Neyzi ve Ertuğrul, 2002).

I.1.2.2. Myoklonik Nöbetler: Kas gruplarının kısa süreli kasılma ve

gevşemesidir. Genel (jeneralize) olabileceği gibi belirli kas grubunda da olabilir.

Daha çok uykuya dalma ve uykudan uyanma sırasında ortaya çıkar. Nöbet sırasında

çığlık atma, yüz buruşturma, göz hareketleri gözlenir (Renda, 1994; Neyzi ve

Ertuğrul, 2002).

Page 28: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

8

1.1.2.3. Klonik Nöbetler: Bedenin yarısında, bir veya iki ekstremitede

(kollar ve bacaklar) ya da ekstremitenin ve birkaç kas grubunda bölgesel yineleyici

sıçramalar oluşur (Renda, 1994; Neyzi ve Ertuğrul, 2002).

I.1.2.4. Tonik Nöbetler: Ekstremiteleri veya tüm vücudu gerilmiş bir

biçimde sabitleştiren sert/katı güçlü kas kasılması ile ortaya çıkar. Nöbet sırasında

gözler yukarı kayar. Solunum kaslarının kasılması nedeniyle morarma görülür

(Renda, 1994; Neyzi ve Ertuğrul, 2002).

I.1.2.5. Tonik-Klonik Nöbetler: İlk (primer) genel (jeneralize) tonik klonik

bir nöbet ani başlar. Nöbet başladığı zaman hasta çocuk çığlık atarak birden bire yere

düşer. Yere düştükten sonra bir süre başı geride kalır, solunum kısa süre bozulur. Baş

ve gözler yukarı kayar, dudaklar morarır. Ağızda bol miktarda salya birikir. Bu

dönem 10-20 saniye sürer. Daha sonra solunum yeniden başlar. Kaslarda sık

tekrarlayan kasılma ve gevşemeler oluşur. Ağızdaki salya dışarı atılır. İdrar ve

dışkısını altına kaçırır. Kasılmalar ve gevşemeler giderek seyrekleşir. Bu dönem ise

40-90 saniye sürer. Hasta daha sonra derin bir uykuya dalabilir ya da huzursuzluk

olur. Bu devre bazen saatlerce sürebilir. Hasta kendine geldiği zaman bitkinlik ve

başağrısı görülebilir (Renda, 1994; Neyzi ve Ertuğrul, 2002).

I.1.2.6. Atonik Nöbetler: Aniden kas tonusunda azalma ile gelişir. Başın

düşmesi, çenenin sarkması olabileceği gibi yere düşme şeklinde yaygın olarak

görülebilir. Bilinç kaybı yoktur veya çok kısa süreli olabilir (Renda, 1994; Neyzi ve

Ertuğrul, 2002).

Page 29: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

9

I.1.3. Epilepsinin Nedenleri

Epilepsi farklı yaşlarda farklı nedenlerden kaynaklanabilmektedir.

Kalıtım: Yaklaşık 40 yıl önceye kadar doktorlar epilepsinin nedeni olarak

kalıtımın önemli bir faktör olduğuna inanmışlardır. Bu inanış halk arasında hala

güçlüdür. Genetik faktörler epilepside bir rol oynamaktadır; ancak bütünü

açıklayamamaktadır (Hopkins ve Appleton, 1996). Epileptik nöbet geçiren kişilerin

ailelerinde epilepsinin görülme sıklığı ailede epilepsi olmayan gruba göre daha fazla

olsa da epilepside genetiğin rolü çok açık değildir (Bagley ve Gables, 1976).

Bugünkü tıp, nöbetlerin bir kişide olurken diğerinde neden olmadığına

ilişkin tatmin edici bir cevap verememektedir.

Çocuğun anne ya da babasından geçecek, nöbet geçirmesine neden olan,

anormal bir genle çocukta nöbet görülmesi mümkündür; ancak, örneğin gen

çiftlerinden birinde böyle bir anormallik varsa diğer gen bu anormalliği bastırabilir

ve nöbetin ortaya çıkmasını engelleyebilir. Ayrıca o anormal genden kaynaklı olarak

nöbet ortaya çıksa bile sonuç çocukluk döneminde çok az sayıda absans nöbetle de

sonlanabilir (Hopkins ve Appleton, 1996).

Tümörler: Tümörler epilepsiye neden olabilir. Bu durum çocuktan çok

yetişkinde daha fazla görülür (Hopkins ve Appleton, 1996; Oğuz, 2000).

Bulaşıcı Hastalıklar: Bakteriyel menenjitler yenidoğandan yaşlılığa kadar

herhangi bir yaşta beyne hasar verebilir. Eğer zamanında tedavi edilirse beyin

hasarları önlenebilir. Ancak tedavi gecikirse kortikal (kortekse ait) hücrelerdeki hasar

Page 30: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

10

daha sonraki yıllarda nöbete neden olabilir (Hopkins ve Appleton, 1996; Oğuz,

2000).

Kazanılmış Metabolik Hastalıklar: Ciddi hipoglisemiler nöbetlerle

sonuçlanabilir. Bu durumda yenidoğanlarda görülebilir özellikle de prematürelerde

veya diabetik annesi olan yenidoğan bebeklerde görülebilir.

Daha sonraki dönemde diğer kazanılmış metabolik hastalıklar da nöbetlere

neden olabilir. Süregen böbrek yetmezliği en yaygın nedenlerden bir tanesidir; ama,

dializ ve başarılı bir böbrek nakli bu durumdan kaynaklı nöbetlerin sıklığını azaltır

(Hopkins ve Appleton, 1996; Oğuz, 2000).

I.1.4. Nöbetleri Tetikleyen Durumlar:

1. Uyku ve Uykusuzluk: Uykusuzluk alternatif serebral elektrik

aktivasyonuna neden olur ve bu da nöbetleri tetikleyen başka bir faktördür.

2. Alkol

3. Menstrüasyon

4. Stres ve Üzüntü: Okulda veya işte çok çalışma, evdeki mutsuzluk vb.

nöbet sayısındaki artışla genellikle ilişkilidir. Bu durum bir kısır döngüye neden

olabilir; stres ve üzüntü nöbetleri tetikler ki bu nöbetler de daha fazla anksiyeteye

neden olur bu durum da nöbet sayısını daha da arttırır.

5. Duygudurum: Duygusal değişikliklerin nöbetlere neden olup olmadığına

karar vermek mümkün değildir.

Page 31: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

11

6. Diğer Hastalıklar: Zatüre epilepsiye neden olabilir.

7. İlaçlar: Bazı kimyasal bileşimler nöbetlere neden olur. Örneğin,

antidepresanlar, antibiyotikler, kemoterapi ilaçları. Ayrıca, amfetamin ve kokain gibi

bazı maddeler de nöbetleri tetikleyebilmektedir (Sander ve Hart, 1999).

8. Diğer Tetikleyiciler-Refleks Epilepsi: Televizyon, ışık vb. kaynaklı

olarak ortaya çıkan epilepsiler mümkündür (Hopkins ve Appleton, 1996).

I.1.5. Hastalığın Seyri / Gidişatı

Çocuklarda epilepsinin seyrini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bu

faktörlerin en önemlileri; yaş, epilepsi türü ve etiyolojisidir.

Hastalığın kötü seyrinin nedenleri; epilepsinin başlangıç yaşının 2-3 yaş

ve öncesi olması, myoklonik veya atonik nöbet tarzı, kontrol edilemeyen nöbetler,

nöbetlerin kontro lü için birden fazla antiepileptik ilaç kullanımı, beyin felci (serebral

palsy) gibi fiziksel özür veya diğer nörolojik problemlerle ilişki, nedenin

tanımlanmış olması (beynin anormal gelişimi, menenjit gibi) epilepsinin tedavisini

güçleştirmekte ve çocuğun bütün yaşamı boyunca antiepileptik ilaç kullanmasına

neden olabilmektedir.

Hastalığın iyi seyrinin nedenleri; epilepsinin başlangıç yaşının 5 yaşından

sonra 13 yaşından önce olması, absans nöbet veya tonik-klonik nöbet tarzı, sadece

bir antiepileptik ilaç kullanımıyla nöbetin kontrol altına alınması, diğer nörolojik

problemlerin olmaması, tanımlanmış bir nedenin olmaması ve epilepsiyle ilgili iyi bir

aile öyküsünün olması epilepsinin tedavisinde olumlu cevap alınmasını

sağlamaktadır.

Page 32: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

12

Sonuç olarak, çocukların yaklaşık %30-40’ı yetişkin olmadan önce

epilepsiden kurtulacaktır. Yani antiepileptik ilaçlar kesilebilir. Tipik absans nöbeti

olan çocukların %70’inden fazlasında 2-3 yıl arası nöbetsiz geçen dönemlerin

ardından ilaç kullanımına son verilmektedir. (Hopkins ve Appleton, 1996).

Page 33: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

13

I.2.TÜKENMİŞLİK

I.2.1. Tükenmişlik Kavramı ve Tarihçesi

Tükenmişlik, son yıllarda araştırmacıların dikkatini çeken bir konudur.

Yayınlara bakıldığında araştırmaların daha çok öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik

gibi mesleklerde çalışanlar üzerinde yapıldığı görülmektedir; çünkü, tükenmişliğin

daha çok insanlarla birebir ilişki içinde yürütülen mesleklerde görülen bir olgu

olduğuna inanılmaktadır (Ergin, 1993). Tükenmişlik kavramı ilk kez Freudenberger

(1974 ve 1975) tarafından ortaya atılmış ve daha sonra Maslach ve Jackson (1981)

tarafından tanımlanmıştır (Çam, 1993).

Maslach ve Jackson’a (1981) göre tükenmişlik, duygusal tükenme ve

duyarsızlaşma sendromudur. Tükenmişliğin en temel kavramı duygusal tükenmedir

(emotional exhaustion). Duygusal kaynaklar tükendiğinde, çalışanlar psikolojik

açıdan kendilerini daha fazla işe veremeyeceklerini hissederler.

Maslach ve Jackson dışında da bazı araştırmacılar çeşitli tükenmişlik

tanımlarında bulunmuşlardır. Örneğin;

Maslach ve Leiter’a (1997) göre, tükenmişlik ruhun erozyonudur. Erozyon

kelimesinden de anlaşılacağı gibi, tükenmişlik kişinin ihtiyaçları ve işin talepleri

arasındaki uygunsuzluğun artması sırasındaki aşamalı bir kaybediş sürecidir.

Tükenmişlik başladığında varolan enerji tükenmeye, işe olan bağlılık

alaycılığa/eleştiriye ve yeterlilik de yetersizliğe dönüşür.

Storlie’e (1979) göre, tükenmişlik, değişimi olanaksız görünen durumların

insan ruhuna çizdiklerinin birikimi ile oluşan bir durumdur. Bu bir “mesleki

Page 34: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

14

tükenme”dir. Normal günlük olaylar karşısında sürekli bir ümitsizlik ve olumsuzluk

söz konusudur ve enerjinin tükenişi görülür (akt. Çam, 1993).

Bir diğer görüşe göre, tükenmişlik bir stres denklemidir. İlerleyici bir stres

sürecidir (Mc Carty, 1985; Wilson, 1979; akt. Çam, 1993).

Ergin’e (1992) göre, bireylerin işleri gereği karşılaştıkları insanlara karşı

duyarsızlaşmaları, duygusal yönden kendilerini tükenmiş hissetmeleri ve kişisel

başarı ve yeterlik duygularının azalması şeklinde ortaya çıkan tükenmişlik daha çok

insanlarla yüzyüze ilişki gerektiren mesleklerde görülen bir olgudur.

Yukarıda bazı araştırmacıların da tükenmişlik kavramına ilişkin tanımlarına

bakıldığında hepsinde şu ortak noktalar görülmektedir. Tükenmede enerji kaybı, işe

olan ilginin kaybı, duyarsızlaşma gibi olumsuz durum ve duygulardan

bahsedilmektedir. Aynı zamanda tükenme aniden ortaya çıkmamaktadır; aşamalı bir

süreç söz konusudur.

I.2.2. Tükenmişliği Boyutları

Tükenmişliğin 3 boyutu vardır. Bunlar; duygusal tükenme, duyarsızlaşma,

kişisel başarı ve yeterlik duygularının azalmasıdır.

Duygusal tükenme; kişinin yaptığı iş nedeniyle kişiye aşırı yüklenilmesi

tüketilmiş olma duygusudur. İnsanlar kendilerini aşırı yorgun hissettiklerinde, hem

duygusal hem de fiziksel olarak aşırı zorlanmış hissederler.

Page 35: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

15

Duyarsızlaşma; kişinin bakım ve hizmet verdiklerine karşı, duygudan

yoksun biçimde tutum ve davranışlar sergilemesidir. Bu durum da kişinin işe ve

işteki insanlara karşı soğuk ve mesafeli bir tutum içine girmesine neden olur.

Kişisel başarı; sorunun başarı ile üstesinden gelme ve kendini yeterli bulma

olarak ifade edilir. Tükenmişlik sendromu yaşayan kişide kişisel başarı eksikliği

görülür (Maslach ve Leiter, 1997; Çam, 1993; Ergin, 1993; Devrimci ve Haran,

2000).

Tükenmişliğin özünde “duygusal tükenme” boyutunun bulunduğu,

duyarsızlaşma ve kişisel başarı eksikliğinin tükenmişliğe eşlik eden değişkenler

olduğu ileri sürülmektedir (Koeske ve Koeske, 1989; akt. Çokluk, 1999).

Tükenmişliğin yukarda belirtilen 3 boyutu arasındaki nedensel ilişkiye

yönelik olarak çeşitli modeller öne sürülmektedir. Bu modeller içinde en iyi bilineni

Leiter ve Maslach’ın (1988) modelidir. Bu modele göre, tükenmişlik süregen iş stresi

nedeniyle meydana gelmektedir. Yani kişinin karşılayamayacağı iş talepleri

(niteliksel veya niceliksel) kişisel stres tepkisi olarak duygusal tükenmeyi

tetiklemektedir (akt. Taris, Blane, Schaufeli ve Schreurs, 2005).

Tükenmişliğin gelişiminde Leiter ve Maslach’ın modeline alternatif görüş

ise Golembiewski ve arkadaşlarından gelmektedir. Golembiewski ve arkadaşları

(1986) tükenmişliği, süregen ve ani olarak ikiye ayırmaktadırlar. Ani tükenmişlik

kişisel travma nedeniyle tetiklenebilirken (örn; sevilen birinin kaybı gibi) süregen

tükenmişlik işteki faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu durumda ilk önce

tükenmişliğin duyarsızlaşma boyutu gerçekleşir, zamanla kişisel başarı duygusunda

azalma olur. Duygusal tükenme ise artan duyarsızlaşma ve azalmış kişisel başarı

Page 36: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

16

duygusuna bağlı olarak ortaya çıkar (akt. Taris, Blane, Schaufeli ve Schreurs, 2005).

Leiter ve Maslach’ın tanımlamasında tükenmişliğin başlangıcında duygusal

tükenmeden bahsedilirken, Golembiewski ve arkadaşlarının tanımlamasında

duygusal tükenme tükenmişliğin son aşamasında görülür.

I.2.3. Çalışma Yaşamında Tükenmişliğin Belirtileri

Tükenmişlik bireyin sağlığını, yeteneklerini ve kişisel hayat tarzını olumsuz

yönde etkiler. İşteki performansta ciddi bir bozulmaya neden olabilir. Kişisel işlev

yönünden, tükenmişlik baş ağrısı, bağırsak hastalıkları, yüksek tansiyon, kas

gerginliği ve süregen yorgunluk gibi fiziksel problemlere neden olabilir. Ayrıca

tükenmişlik, anksiyete, depresyon ve uyku bozuklukları şeklinde zihinsel

rahatsızlıklara neden olabilir. Stresle başa çıkmaya çalışmak için, bazı insanlar alkol

ve ilaç kullanımını arttırırlar. Eğer birey tükenmişliğini eve taşırsa, kişinin

tükenmişliği ve olumsuz duyguları aile ve arkadaş ilişkilerini de olumsuz yönde

etkilemeye başlar (Maslach ve Jackson, 1981; Maslach ve Leiter, 1997; Ergin, 1993;

Uslu ve Kerimoğlu, 1999; Devrimci ve Haran, 2000).

Tükenmişliğin olumsuz yanının bir sonucu olarak, insanlar daha fazla stres

yaşamaya başladıkça ve özel yaşantılarında yeterli destek alamadıkça işteki

problemlerle başa çıkamaz, uğraşamaz hale gelirler. Tükenmeye başlayan insanlar

hem psikolojik hem de fiziksel olarak muhtemelen kendilerini işlerinden geri

çekerler. İşlerinde daha az zaman ve enerji harcarlar, sadece zorunlu olarak yapılması

gereken şeyleri yaparlar ve sık sık izin alırlar. Bunların yanında, işlerini iyi

yapamazlar. Yüksek kaliteli iş, zaman, çaba ve yaratıcılık gerektirir ve tükenmiş

Page 37: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

17

insan artık bunları yapmaya istekli değildir. Üretilen işin kalitesindeki ve

miktarındaki düşme tükenmişliğin mesleki alt çizgisidir (Maslach ve Leiter, 1997).

I.2.4. Çalışma Yaşamında Tükenmişliğin Nedenleri

1. Aşırı iş yükü: İş yükü kişinin neyi ne kadar yaptığıyla ilgilidir. İş

yerindeki yaygın krizler 3 şekilde iş yükünü etkiler:

a. iş daha şiddetlidir/yoğundur (intense)

b. iş daha fazla zaman gerektirir (uzayan iş günleri (workweek) yorucudur).

c. iş daha karmaşıktır.

Aşırı iş yükü tükenmeyi doğurur.

2. Kontrol eksikliği: İnsanların, işleri üzerinde kontrolleri olmadığında

tükenme başlar. Konu ile ilgili kararları verme fırsatları olmaksızın, insanlar işin

yapılması için gerekmeyen şeyleri yaparak vakitlerini boşa harcayabilirler. Bir

şeyleri yapabildiklerini hissedemezlerse ilgilerini kaybederler.

3. Yetersiz ödül: İnsanlar işlerinin onlara para ödülü, prestij ve güvenlik

getireceğini beklerler. Maddi ve manevi ödüllerin kaybı iş için gerekli motivasyonu

azaltır.

4. İş ortamındaki ilişkilerin zayıflaması: İnsanlar arasındaki çatışmalar, daha

az karşılıklı destek ve saygı, artan bir izolasyon/yalıtılmışlık duygusuna oldukça

açıktır. İzolasyonla birlikte çalışanlar arasındaki kişisel ilişkiler bozulmaya, ekip

çalışması zayıflamaya ve birlikte değil de ayrı ayrı çalışılmaya başlanır. Bu da

tükenmişliğe doğru ilerlemeye neden olur.

Page 38: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

18

5. İş ortamının adil olmaması: Güven, açıklık ve saygı unsurları varsa

çalışma yaşamı adil olarak algılanır. Aksine, bunların yokluğu doğrudan

tükenmişliğe katkıda bulunur.

6. Çatışan değerler: İşle kişisel değerlerin çatışması da tükenmişliğe neden

olan bir diğer nedendir (Maslach ve Leiter, 1997; Devrimci ve Haran, 2000).

Tükenmişliğin bireysel nedenleri ise şu şekilde özetlenebilir: Süregen ruh

hastaları ile çalışmak, süregen ilerleyici ve ölümcül hastalığı olan kişilerle çalışma,

mesleki gelişimin ve eğitimin yetersiz kalması, yeterli sosyal desteğe sahip olmamak,

hobiler vb. dinlendirici aktivitelerin bulunmaması, mizah duygusuna sahip olmayan,

her şeyi çok ciddiye alan kontrolcü bir yapıya sahip olmak, başarısızlığa karşı

toleransın düşük olması, engellenme eşiği düşük bir insan olmaktır (Sayıl, Berksun,

Palabıyıkoğlu, Özgüven, Soykan, Haran, 2000).

I.2.5.Tükenmişliğin Evreleri

Edelwich ve Brodsky (1980) tükenmeyi dört evre ile tanımlamışlardır:

1. Evre: Coşku Evresi (enthusiasm): Kişi tüm durumlarda en ideal biçimde

davranmaya çalışmakta, her zaman başarılı olmayı beklemektedir

2. Evre: Durağanlaşma Evresi (stagnation): Kişi coşku evresindeki

enerjisini, çalışma ve insanlara yardım etme arzusunu yitirmeye başlamıştır.

3. Evre: Engellenme Evresi (frustration): İnsanları, sistemi ve olumsuz

çalışma koşullarını değiştirmenin ne kadar zor olduğunu anlar; yoğun bir

engellenmişlik duygusu yaşar. Bu evredeki kişi eğer kendini ifade edebilir,

Page 39: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

19

sorunların çözümü için adım atabilir ve sorumluluk alabilirse tükenmişliğin son

evresine ilerlemekten kurtulabilir.

4. Evre: Umursamazlık Evresi (apathy): Bu evrede artık kişi engellenmişlik

ve öfke duygularını yitirir, yaptığı iş ile olan duygusal bağını kaybeder. İş yaşamı

kişi için bir doyum ve kendini gerçekleştirme alanı olmaktan çok uzak, kişiye ancak

sıkıntı ve mutsuzluk veren bir alan olacaktır (akt., Uslu ve Kerimoğlu, 1999;

Devrimci ve Haran, 2000; Kaçmaz, 2005).

I.2.6. Tükenmişlik ve Demografik Değişkenler

Cinsiyet ile tükenmişliğin ilişkili bulunduğu çalışmalarda genel olarak

kadınların duygusal tükenme, erkeklerin ise duyarsızlaşma boyutunda daha fazla

tükenmişlik yaşadıklarından söz edilmektedir (Çokluk, 1999; Ahola, Honkonen,

Iseometsä, Kalimo, Nykyri, Koeskinen, Aroma ve Lönnqvist, 2006).

Ergin (1992) Ankara’daki 14 hastane ve sağlık merkezinde çalışan 297

hemşire ve 255 doktorun tükenmişlik düzeylerine ilişkin olarak yaptığı çalışmasında

cinsiyetin duygusal tükenme açısından önemli bir değişken olduğunu saptamıştır.

Buna göre kadınlar erkeklerden daha fazla duygusal tükenme yaşamaktadırlar.

Duyarsızlaşma yönünden cinsiyetler arasında bir fark olmamasına karşın kişisel

başarı boyutu açısından erkeklerin başarı duygusunun kadınlardan fazla olduğu

görülmüştür.

Yaşın tükenmişlik ile ilişkili olduğu ve yaşı daha genç olanların daha

yüksek duygusal tükenme ve duyarsızlaşma yaşama eğiliminde oldukları ve genel

olarak yaş ile tükenmişlik arasında ters yönde bir ilişki olduğu yönünde yaygın bir

Page 40: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

20

görüş vardır (Çokluk, 1999; Devrimci ve Haran, 2000). Yaş ile tükenmişlik

arasındaki ters yöndeki ilişkiye yönelik olarak Ahola ve arkadaşları (2006) şöyle bir

açıklama getirmektedirler. Tükenmişliğin gelişimi zaman alır. Özellikle

tükenme/yorgunluk (exhausion) zamana karşı dirençlidir. Bu da tükenmişliğin neden

yaşla birlikte arttığını anlatabilir.

I.2.7. BAKIMVERENLERDE TÜKENMİŞLİK

Birçok çocuk çocukluk dönemi boyunca çok fazla özel sağlık sorunu

yaşamaz. Bununla birlikte, bazı çocuklar erken çocukluk döneminde güçlükler

yaşayabilir ve yardıma ihtiyaç duyarlar. Bir çocuğun ebeveyni olmak beraberinde

bakım vermeyi de getirmesine karşın çocuğun olası uzun dönemli bağımlığı ve

işlevlerinde sınırlılıklar yaşaması bu rolün tamamen ebeveynin görevi haline

gelmesine neden olur. Ebeveynler için en önemli sorunlardan bir tanesi çocuğun

süregen sağlık problemlerini etkili bir şekilde yönetmek ve günlük yaşam

ihtiyaçlarını karşılamaktır. Sonuç olarak evde çocuğun bakım görevi bakımverenler

için zor hale gelebilir. Süregen hastalıklı çocuğa bakımverme ebeveynlerin hem

fiziksel sağlığına hem de psikolojik iyilik haline zarar verebilir (Raina, O’Donnell,

Rosenbaum, Brehaut, Walter, Russell, Swinton, Zhu ve Wood, 2005).

Evde aile üyelerinden birine bakımverme strese, tükenmeye neden olabilir.

Son yapılan araştırmalara göre artmış tükenmişlik durumu bakımveren kişinin hem

fiziksel hem de psikolojik sağlık durumunu etkiler. Son zamanlarda yapılan

çalışmalar çocukluk dönemi süregen hastalıklarının aile yaşamı üzerinde farklı

etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Birçok araştırmacıya göre anneler birinci

Page 41: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

21

derecede bakımveren kişiler oldukları için hem psikolojik hem de sosyal olarak daha

fazla tükenmektedirler (Chumbler, Grimm, Cody, Beck, 2003).

Kasuya, Baile-Polgar ve Takeuchi’nin (2000) aktardığına göre,

bakımverenlerin büyük bölümü bakımvermelerinin bir sonucu olarak aşırı yorgunluk,

hayal kırıklığı ve stresi yaşamakta, bakımvermenin evliliklerinde zorlanmaya neden

olduğuna inanmakta ve bakımvermenin bir sonucu olarak umutsuzluk

hissetmektedirler.

I.2.8. Bakımverenlerde Tükenmişliğin Belirtileri

Bakımverenlerin yaşadıkları tükenmişlik şu şekilde özetlenebilir:

Klinik belirtiler: Sindirim güçlüğü, baş ağrısı ve iştahta değişiklik gibi

somatik/bedensel yakınmalardaki artış genellikle bakımverenin yüküne eşlik eder.

Diğer genel belirtiler; yorgunluk, kilo kaybı ve kilo alımı, sosyal izolasyon ya da içe

çekilme, konsantrasyonda güçlük ve görünümde dağınıklık veya düzensizliktir.

Psikolojik ve duygusal belirtiler ve tükenmişliğin belirtileri ise, sinirlilik (irritablity),

uykusuzluk, sosyal izolasyon, alaycılığın çok fazla kullanımı ve alkol veya diğer

madde kullanımının artmasıdır.

Artmış stres ve kaygı: Tükenmişliğin en önemli belirtileri stres ve anksiyete

düzeyinin artmasıdır. Bakımverenler özel stresörleri (stres yapıcı olaylar) veya

genelleşmiş anksiyete duygusunu ifade edebilirler.

Döngüsel düşünme: Bakımverenin problem çözme örüntüsü genellikle

döngüseldir. Örneğin, şöyle bir düşünce tarzı olabilir; “Bir danışmana başvuramam;

çünkü, bir işim yok. Bir işim olamaz; çünkü, evden ayrılamam. Ve danışman da bana

Page 42: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

22

yardımcı olamaz.” Bakımverenler bastırıldıklarında, genellikle kendi bakış

açılarında tuzağa düşmeye başlarlar ve değişik konuları birbirinden ayıramazlar.

Sosyal izolasyon: Bakımveren genellikle aile ilişkilerinden, arkadaş

ilişkilerinden ve katıldıkları diğer aktivitelerden özveride bulunurlar ve bu da varolan

sosyal desteğin zayıflamasına ve izolasyona neden olur.

Depresyon ve diğer duygusal belirtiler: Hayal kırıklığı veya stresle ilgili

duygularını ifade etmeyen bakımverenlerde, depresyon başlangıcı tükenmişliğin

işareti olabilir. Böyle bakımverenler uyku alışkanlıklarında, iştahlarında ve

enerjilerinde değişiklik fark ederler.

Aynı zamanda bakımverenler güç kaybından da bahsedebilirler; kontrol

duygularını kaybettiklerini hissederler. Suçluluk duyguları da aynı zamanda genel

olarak görülür. Ayrıca, üzüntü, acı da genellikle bu duygulara eşlik eder.

Diyet ve beslenme: Beslenmedeki değişiklikler tansiyona neden olabilir. Bu

değişiklikler daha fazla strese ve izolasyona neden olabilir (Kasuya, Baile-Polgar ve

Takeuchi, 2000).

Kültürel beklentiler ve cinsiyet rollerinin kazanılma sürecinde bakımverme

sorumluluğu sıklıkla erkeklere değil kadınlara yüklenmektedir. Bu bağlamda süregen

rahatsızlığı olan çocukların bakımı da bu beklentiler çerçevesinde annelere

düşmektedir. Yayınlara bakıldığında epileptik çocuğu olan annelerin tükenmişliği ve

tükenmişliğe etki edebilecek faktörler hakkında yazın bulunmamaktadır.

Page 43: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

23

1.2.9. Bakımverenlerde Tükenmişliğin Ele Alındığı Bazı Yayınların

Gözden Geçirilmesi

Bakımverenlerle ilgili olarak yurtiçi ve yurtdışında son yıllara yapılan

tükenmişlik araştırmaları şu şekilde özetlenebilir:

Duygun ve Sezgin’in (2003) zihinsel engelli ve sağlıklı çocuk annelerinin

tükenmişlik düzeylerinin ele alındığı çalışmasına 118 zihinsel engelli çocuk annesi

ve 121 sağlıklı çocuk annesi katılmıştır. Duygusal tükenmişlik açısından iki grup

arasında fark olduğu ve zihinsel engelli çocuk annelerinin sağlıklı çocuk annelerine

göre daha fazla düzeyde tükenmişlik yaşadıkları, ancak kişisel başarı açısından iki

grup arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür.

Chumbler, Grimm, Cody ve Beck’in (2003) yaptıkları araştırma cinsiyet ve

akrabalık (eş, çocuk, daha uzak akraba) durumlarında bakımverenin tükenmişliği

açısından farklılık olup olmadığına yöneliktir. Araştırmaya 70 yaş üzerinde bellek

hasarlı akrabalarına bakım veren 305 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda

bakımverenlerin tükenmişlik düzeylerinde cinsiyet açısından bir farklılık

bulunmazken akrabalığın derecesi açısından farklılık bulunmuştur. Çocukların daha

uzak akrabalara oranla daha fazla tükenmişlik yaşadıkları, eş ve çocuklar arasında

tükenmişlik açısından farklılık olmadığı saptanmıştır. Çalışmada kız çocuklarının

daha uzak akrabalarla karşılaştırıldığında daha fazla tükenmişlik puanı aldıkları

belirlenmiştir.

Jenkins ve Elliott (2004) akıl sağlığı kliniklerinde çalışan hemşireler

üzerinde yaptıkları çalışmada stres-tükenmişlik arasındaki ilişkiyi ve sosyal desteğin

tükenmişlik ve stres-tükenmişlik ilişkisi üzerindeki etkisini incelemişlerdir.

Page 44: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

24

Araştırmaya 11 farklı hastanenin akıl sağlığı kliniğinde çalışan 93 hemşire

katılmıştır. Araştırma sonucunda birçok farklı stresörün tükenmişliğin alt boyutları

olan duygusal tükenme ve duyarsızlaşmayla olumlu ilişkisinin olduğu ve çalışma

arkadaşlarından gelen sosyal destekle duygusal tükenme arasında da olumsuz bir

ilişki olduğu belirlenmiştir.

Toyry, Kalimo, Aarimaa, Juntunen, Seuril, Rasanen’in (2004) yaptıkları bir

başka çalışmada ise doktorların yaşadıkları stres ve tükenmişlikte cinsiyetin rolü

incelenmiştir. Araştırmaya 3313 Finlandiyalı doktor katılmıştır. Araştırma

sonucunda, erkek ve kadın doktorların stres düzeyleri arasında fark olmadığı

görülmüştür. Ancak, doktorların çocuklarıyla ilgili sorunlarına iş ile sorunları da

eklendiğinde kadınların stres düzeyinin erkeklere oranla daha arttığı görülmüştür.

Çocuklu veya çocuksuz kadın doktorlar erkek doktorlara göre daha fazla duygusal

tükenmeyi yaşarken, erkek doktorlar tükenmişliğin bileşenlerinden olan

duyarsızlaşmayı daha fazla yaşamaktadırlar. Cinsiyet ayrımı gözetmeksizin her iki

grupta çocukları olan doktorlar, daha az duyarsızlaşma ve azalmış kişisel başarı

yaşadıkları, çocukların duygusal tükenmeyi etkilemediği görülmüştür.

Bekker, Croon ve Bressers’ın (2005) tükenmişlik ve hastalık nedeniyle izin

alma, iş tutumları, çocuk bakımındaki zorunluluklar, iş özellikleri ve cinsiyet

arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarına 404 kadın ve erkek hemşire katılmıştır.

Araştırma öncesinde kadın hemşirelerin erkek hemşirelere oranla daha fazla

duygusal tükenme belirtecekleri ve hastalık nedeniyle izin alma oranlarının da daha

fazla olacağı beklenmiş ancak, araştırma sonucunda kadınların hastalık nedeniyle

izin alma oranlarının erkeklere oranla yüksek olmadığı ve cinsiyetler arasında

Page 45: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

25

duygusal tükenme yönünden beklenen sonuçların elde edilmediği görülmüştür. Her

iki cinsiyet için de, duygusal tükenmeyle hastalık nedeniyle izin alma arasında

anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Araştırma sonucunda aşırı iş yükünün de duygusal

tükenmeyi ve dolayısıyla da hastalık nedeniyle izin almayı belirlediği sonucuna

ulaşılmıştır.

Yukarıda yer alan araştırma sonuçlarına bakıldığında, bakımverenlerin

bakımverme sürecinde tükenmişlik yaşayabileceği görülmektedir. Ancak özellikle

konuyla ilgili olarak yurtiçi yayınlar araştırılırken pek fazla çalışmaya

rastlanılmamıştır.

Page 46: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

26

I.3.STRES

I.3.1. Stres Kavramı ve Tarihçesi

Stres kavramı insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu kadar eski olmasına

karşın stresin net bir tanımını yapmakta yazarlar çoğu zaman zorlanmışlardır. Hatta

her insanın kendine özgü bir stres kavramı vardır diyerek, kavramın ne kadar

değişken olduğunu ifade edenler de olmuştur (Rice, 1999).

Stres kavramından bahsederken öncelikle stres yaratan etkenler anlamına

gelen stresörün ne anlama geldiğini açıklamak gerekir. Holmes ve Rahe (1967)

stresörleri uyum yapma çabası gerektiren, yaşamda değişikliğe yol açan çeşitli

olaylar olarak tanımlamışlardır (akt. Kasl, Cooper, 1995). Kısaca stres yapıcı olaylar,

strese neden olan olaylar stresör olarak adlandırılır.

Yayınlara bakıldığında stres terimini ilk kez kullanan kişinin 17. yüzyılda

stresi, elastiki nesne ve ona uygulanan dış güç arasındaki ilişki olarak açıklayan

fizikçi Robert Hook olduğu görülmektedir. Thomas Young isimli bir başka fizikçi ise

Hooke’dan yüzyıl kadar sonra, 18. yüzyılda stresi, maddenin kendi içinde olan bir

güç ya da direnç olarak tanımlamıştır. Madde, kendi üzerinde uygulanan dış güce

kendi direnci oranında bir tepki gösterir. Elastik kütle, bir stres tepkisi sayesinde

eğilip bükülerek bu dış gücü dengelemeye, ona uyum göstermeye çalışır. Ancak,

eğer dış güç elastik kütlenin kendi içindeki dirençten daha büyükse böyle bir

dengeleme mümkün olmaz ve madde niceliksel bir değişime uğrar. Dıştan gelen

gücün aşırı büyüklüğü durumunda ise niteliksel değişimler olabilir. Bu tanımlamadan

sonra stres kavramı fizikle sınırlı kalmamış biyoloji, fizyoloji, endokronoloji, tıp,

antropoloji, sosyoloji ve psikoloji gibi alanlara yayılmıştır (Şahin, 1998a).

Page 47: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

27

Robert Hooke ve Thomas Young’dan sonra biyolog Walter Canon, stres

kavramını canlı organizmalar bağlamında açıklamıştır. Canon’a göre stres, canlının

doğal içsel dengesinin dışsal/çevresel uyaranlarca bozulması sonucunda oluşur.

Cannon bu süreci denge (homeostasis) ve “savaş kaç tepkisi” kavramlarıyla

açıklamaktadır.

Cannon stresi bir “acil durum tepkisi” olarak tanımlamıştır. Cannon’a göre

stres, organizmanın, kendi yaşamını ve çevreye uyumunu (yani dengeyi, yani

homeostasisi) tehdit eden bir unsura (uyarıcıya) gösterdiği ve varoluşsal değeri olan

bir “savaş ya da kaç” tepkisidir (Şahin, 1998a). Bir tehlikeyle karşılaşan canlı, başa

çıkamayacağına inandığı bu durumdan uzaklaşmaya çalışır, yani kaçar ya da

başaçıkabileceğine inandığı tehlikeyle savaşır.

Endokronoloji uzmanı Hans Selye, Cannon’un yukarda belirtilen

düşünceleri temelinde laboratuar çalışmaları yapmış ve çalışmalarının sonunda Genel

Uyum Sendromu (1925) fikrini ortaya atmıştır. Genel Uyum Sendromu hakkındaki

bilgi Stres-Tükenmişlik Arasındaki İlişki başlığı altında ele alınacağından bu

bölümde Hans Selye’nin stres kavramı üzerinde durulacaktır.

Genel olarak stres, bedene zarar verme düşüncesi veya anksiyete, hayal

kırıklığı, yorgunluk gibi hoş olmayan zihinsel süreçleri çağrıştırır. Bu açıdan

bakıldığında stresin sadece bedenimize zarar veren bir durum olduğu

vurgulanmaktadır (Allen, 1984). Oysa, Selye yaptığı çalışmalar sonunda, stresin

doğasını açıklamada farklı bir tanımlama yaparak stresin kişinin çevreye uyum

yapma sürecinde yaşadığı fizyolojik bir tepki olduğunu vurgulamıştır. İçsel ve dışsal

koşulların değişimine uyum için bedenin çalışması veya güç harcaması, fizyolojik

Page 48: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

28

tepkilere neden olur. (akt. Allen, 1984) Bu nedenle, Selye (1946) en genel anlamda

kabul edilen stres tanımlamasında stresi, bedenin olaylara karşı verdiği özgül

olmayan (nonspecific) tepki olarak değerlendirmiştir (akt., Allen).

Selye’nin bu tanımlamasında streste bilişsel süreçler gözardı edilerek

fizyolojik süreçlere önem verilmektedir. Stres sadece, değişen durumlara bedenin

gösterdiği fizyolojik bir tepki, fizyolojik bir durum olarak ele alınmaktadır; üzüntü,

kaygı, depresyon veya hayal kırıklığı değildir. Bu tanıma göre bir takım zihinsel

koşullar tetikleyici olabilir ama bunların kendisi stres değildir. (akt. Allen, 1984).

Selye’nin tanımında önemli bir başka bileşen ise özgül olmama

(nonspecific) özelliğidir. Strese neden olan etmenler çok çeşitli olsa da verilen

bedensel tepki hep aynıdır (akt. Allen, 1984). Örneğin, üniversite sınavına girecek bir

öğrencinin sınav tarihi yaklaştıkça yaşadıklarıyla; epileptik çocuğu olan annenin

çocuğunun epilepsi nöbeti sırasında yaşadıkları çok benzerdir. Her ikisinin de

yaşadıkları bu deneyime stres denir ve her ikisi de benzer fizyolojik tepkilerde

bulunurlar. Stres aynı anda özgül olmayan sonuçlar yaratır; sadece bedenin bir yerini

değil bütün sistemi etkiler. Diğer bir deyişle, stres sadece kalbi, karaciğeri vb.

etkilemez, bedenin bütününü etkiler. Stres hemen hemen her türlü değişim tarafından

tetiklenebilen, fizyolojik bir örüntüdür ve insanın bütün biyolojik işlevlerini

etkileyebilir. (Allen, 1984).

Wolff (1953) ise stresi, rahatsız eden tehdit içerikli bir dışsal uyarıcıya karşı

bedenin gösterdiği tepkiler olarak tanımlamaktadır (akt. Kasl, Cooper, 1995).

Canlı Sistemler Yaklaşımına (1990) göre ise stres, sisteme giren ve

sistemden çıkan madde, enerji ya da bilginin yetersizliği, aşırılığı ya da uyuşmazlığı

Page 49: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

29

durumunda, dengenin bozulması ve bu yeni duruma uyum yapılması sürecidir.

Yoksunluk ya da aşırılık nedeniyle stres durumuna yol açan maddelere besinler,

vitaminler, su örnek olarak verilebilir. Vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak olan

enerjinin azlığı ya da çokluğu, duyusal uyarılmanın azlığı ya da çokluğu, sosyal

etkileşimin azlığı ya da çokluğu, strese yol açabilir. Yukarda belirtilen bilginin

yeterliği, bilginin azlığı ya da çokluğu değil, gelen bilginin daha önceki bilgiyle

uyuşmamasına bağlı olarak stresin yaşanmasıdır. Örneğin, çalışan bir kadın, çalıştığı

kurumda ayrımcılık yapılmadığı bilgisine sahipken, ayrımcılık yapıldığına dair bir

durumu görmesi onda strese neden olacaktır; çünkü, bu yeni duruma ait bilgi eski

bilgilerle çelişmektedir. Uyuşmazlıkların strese yol açmasına örnek olarak ise,

vücudun yabancı maddelere gösterdiği tepkiler verilebilir. Örneğin, kişinin gözüne

toz kaçtığında hemen gözünü kırpıştırıp o maddeyi gözünden atmaya çalışır (Şahin,

1998a).

Yukarıda verilen stres tanımlarının ortak özelliklerine bakıldığında şu

sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

Stres, kişi ve çevrenin etkileşimi sonucunda oluşur. Streste, bir tehlike söz

konusudur ve bu tehlikenin önemi kişi tarafından algılanmalıdır. Stres, organizmanın

sadece bir bölümünü değil, tümünü etkiler. Son olarak stres, kontrol edilebilir bir

tepki değildir. Bu süreç tamamen kişinin iradesi dışında meydana gelir.

Stres, kısaca hayati bir tehdite gösterilen tepkidir ve bu temel tehditle başa

çıkmada algılanan yetersizlik olarak tanımlanabilir (Holden, 1998). Gerilim,

zorlanma, rahatsızlık/sıkıntı, kaygı, engellenme, çatışma gibi kavramlar sıklıkla

stresle karışmakta ve insanlar bu gibi durumları da stresle açıklamaktadırlar.

Page 50: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

30

Gerilim; stres durumunun, sistem üzerindeki etkisidir. Gerilim sayesinde

sistem, stres durumunda olduğunun bilgisini alır ve dengeye dönme sürecine girer.

Zorlanma; dengeye dönme süreci için sistemin ödediği bedel veya harcadığı enerji

miktarıdır. Sıkıntı stresli durumda yaşanır ve aynı zamanda gerginlik, sinirlilik, kaygı

ve üzüntü gibi terimlerle de tanımlanan bir süreçtir. Sıkıntı durumları genellikle stres

belirtilerini içerir (Okutan, 2002). Stres tepkisi, ortaya çıkan nötr bir enerjidir.

Değişen bir duruma karşı direnmek ya da varolan tepkiyi değiştirmek için bu enerji

kullanılır. Ancak varolan stres durumu devamlı hale geldiğinde anksiyete, depresyon,

öfke vb. yaşanmaya başlanır. Diğer deyişle anksiyete, depresyon, somatizasyon vb.

psikopatolojik durumlar aslında süregen stresin bir tür yaşanma biçimidir (Şahin,

2003, Ankara Üniversitesi, Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans ders notları).

I.3.2. İyi Strese (eustress) karşı Kötü Stres (distress)

Aslında belli bir miktardaki stres yaşamak ve büyümek için gereklidir.

Ancak, günlük yaşamda stres daha çok (kötü) stres olarak görülmektedir. Stres

bedenin aşınması olarak tanımlanırsa bu olumsuz strestir. İyi stres konunun diğer

boyutudur. Olumlu stres büyüme ve ayakta kalmak için gereklidir (Allen, 1984).

Belli düzeydeki stres, bireyin performansı ve

yeterliliğinde artışa neden olurken stresin çok az veya

aşırı derecede fazla olması durumunda bireyin

performansı ve yeterliliğinde düşme / azalma olduğu

bilinmektedir

Örneğin, epileptik bir çocuğun annesinin hem çocuğuna

bakmak hem de günlük rutin işlerini yerine

getirebilmek için belli miktarda yaşayacağı stres,

annenin performansını artırırken yandaki grafikte bu

düzeyin altına ve üstüne gidildikçe stres annenin

performansını olumsuz yönde etkileyecektir. (Allen,

1984; Şahin, 1998b).

STRES

PERFORNS

Veya BÜYÜME

İyi Kötü Stres Stres

Şekil 1. Uygun (Optimal) Stres Düzeyi

Performansın en iyi olduğu düzey

Page 51: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

31

I.3.3. Stres ve Tükenmişlik Arasındaki İlişki

Hans Selye tarafından geliştirilen Genel Uyum Sendromu kuramına göre,

alıştığı çevre koşulları değiştiğinde, organizma bu duruma uyum yapmaya çalışır.

Uyum ise belli miktarda bir güç/enerji gerektirir. Selye’nin hipotezine göre, uyum

(adaptasyon) mekanizmasının çalışması ve bunun için de enerji/güç sarfedilmesi,

bedeni zorlar ve zamanla bedenin aşınmasına neden olur (Allen, 1984).

Genel Uyum Sendromunun 3 aşaması vardır.

1. Alarm tepkisi

2. Direnç dönemi

3. Tükenme dönemi

1. Alarm tepkisi: Bu aşama Walter Cannon’un ifade ettiği “savaş veya kaç

tepkisine” benzer ve stres sürecinin başlangıcıdır. Alarm tepkisi aşamasında beden

değişen duruma tepki gösterir. (Allen, 1984; Tömek, 1996; Şahin, 1998a; Anıl,

1999).

Stresin bu ilk aşamasında direnç, normal zamanlara oranla daha düşüktür,

yani kişi gafil avlanmaktadır. Direncin daha düşük olduğu bu kısa sürede, otonom

sinir sistemi devreye girer. Bu nedenle mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları, artmış

kan basıncı görülebilir. Daha sonra beden savunma kaynaklarını devreye sokmaya

başlar ve kendini korumaya yönelik ayarlamalar yapar. Parasempatik sistemin

devreye girmesi yeterli olursa beden normal aktivitesine geri döner (Rice, 1999).

Page 52: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

32

2. Direnç dönemi: Kendini korumaya yönelik savunucu tepkilerde başarılı

olunamamışsa, organizma sürekli olarak parasempatik sistemle dengeyi koruyorsa ve

stres durumu ortadan kalkmamışsa yani organizma sürekli stres durumundaysa beden

aktivitesi ve direnç artmaya başlar ve bu artış bir süre devam eder. Beden bu savaşı

kazanmak için çok fazla kaynak harcayabilir ve bu da zamanla dirençte düşüşe neden

olur. Direnç devam ettikçe bedenin savunması zayıflar. Sonunda da alerjiler, yüksek

tansiyon, şeker hastalığı, ülserler, arteroskleroz vb. ciddi fiziksel belirtiler görülebilir.

Bu fiziksel belirtiler de direnci azaltır (Rice, 1999).

3. Tükenme dönemi: Stres yaratan etkenler şiddetli ve devamlı ise beden

enerji rezervlerini tüketir. Sonunda direnç kırılır. Alarm öncesi döneme göre beden

işlevleri iyice düşer. Ciddi rahatsızlıklar ve hatta ölüm görülebilir (Rice, 1999).

Page 53: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

33

Selye’nin “Genel Uyum Sendromu” kuramı, stres alanında bugün hala

önemini korumaktadır. Çünkü, bu kuram hem uzun dönemli stres yaratıcılara

(stresörlere) verilen tepkileri kapsamakta hem de stres-hastalık ilişkisinde fizyolojik

bir mekanizmanın olduğunu varsaymaktadır. Selye, üçüncü aşamanın, yani

tükenmenin, hastalığın temelinde yatan fizyolojik zarardan sorumlu olduğuna

inanmaktadır. Gerçekten de uzun süreli ve tekrarlayan stresin, kardiyovasküler

hastalıklar, yüksek tansiyon, bağışıklıkla ilgili yetersizlikler gibi hastalıklarda rolü

vardır (Taylor, 1986).

McManus, Qinder ve Gordon (2002) yaptıkları çalışmada, tükenmişlik ve

stres arasındaki nedensel ilişkiyi netleştirmeyi amaçlamışlardır. Örneklemini 331

İngiliz doktorun oluşturduğu 3 yıllık boylamsal araştırmada, stres ve tükenmişliğin 3

Stresör:Ani bir tehlike ya da ani bir mutluluk olabilir

1.Alarm:Beden strese ilk olarak dirençte azalma ile cevap verir.

Homeostasis:Beden sistemleri varolan durumu değiştirerek ya da duruma verilen tepkiyi değiştirerek sabit ve tutarlı (dengeli) durumu korumaya çalışır.

3.Tükenme:Devam eden stres yaratan etkenler bedenin kaynaklarını tüketir. Böylece eskiye göre düşük işlev söz konusudur.

Hastalık, ölüm:Bedenin kaynakları sınırlıdırve eklenen stresörler sonucu beden yapısı ve işleyişinde bozulmalar oluşur.

Yeni bir dengeye dönüş

2.Direnç: Stres yaratan etken (stresör) devam ederse ve durum değiştirilmez ya da duruma gösterilen tepki değiştirilmezse, beden strese dayanmak için harekete geçer.

Şekil 2. Tükenmişlikle stres arasındaki ilişki

Page 54: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

34

bileşeni (duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı)

değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda duygusal tükenme ve stres arasında

karşılıklı nedensel ilişki olduğu saptanmıştır: Yüksek düzeyde duygusal tükenme

strese neden olmakta ve yüksek düzeyde stres de duygusal tükenmeye neden

olmaktadır. Araştırmada, duyarsızlaşmanın stres düzeyini azalttığını buna karşın

algılanan düşük kişisel başarının ise stres düzeyini arttırdığı saptanmıştır.

Tükenmişlik ile stres arasındaki ilişkisinin araştırıldığı bir başka çalışmaya

252 hemşire katılmıştır. Araştırma sonucunda stres ve tükenmişlik arasında ilişki

olduğu saptanmıştır. Ayrıca tükenmişlik ile kişisel başarı arasında ters yönde bir

ilişki olduğu, kişisel başarı azalırken tükenmişliğin arttığı bulunmuştur. Bununla

birlikte aynı araştırmada yaş, medeni durum, vardiyalı çalışma, hizmet yılı, hobi gibi

değişkenlerle tükenmişlik arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (Kennedy,

2005).

I.3.4. Süregen Hastalıklarda Yaşanan Stres ile İlgili Bazı Yayınların

Gözden Geçirilmesi

Spaulding ve Morgan (1986) yaptıkları araştırmada zeka problemi olmayan

omurilik hastalıklı (spina bifida) çocukları (n=19) cinsiyet ve yaşlar eşitlenerek

sağlıklı çocuklarla (n=19) karşılaştırmışlardır. Araştırmada gruplar arasında ebeveyn

tutumları, ebeveynin hastalığa uyumu, çocuğun kendilik algısı ve stres düzeyleri

karşılaştırılmış ve gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Omurilik

hastalığı olan çocukların anne ve babalarının algıladıkları stres ve çocuğun fiziksel

rahatsızlığının aile yaşamına etkisi ve kişisel zorlanma açısından anlamlı bir farklılık

saptanmamıştır (akt. Tohmpson ve Gustafson, 1996).

Page 55: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

35

Mattson (1991) yaptığı çalışmada 117 kişilik epilepsi nöbeti geçiren hasta

grubunda nöbetlerin yanı sıra tekrarlayan diğer mekanizmaların neler olabileceğini

belirlemeyi amaçlamıştır. Sonuçta kaygı/üzüntü, hayal kırıklığı, öfke, anıların

canlanmasının da nöbetlerin kötüleşmesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır (akt.Lai ve

Trimble, 1997).

Doğan (2001) işitme engelli çocuğa sahip olan ve olmayan anneler ve

babaları arasında stres belirtileri, stresle başetme tarzları, depresyon belirtileri, kaygı

belirtileri ve algılanan sosyal destek açısından grup ve cinsiyete göre fark olup

olmadığını araştırmıştır. Araştırma sonucunda, işitme engelli çocuğu olan

ebeveynlerin stres, depresyon ve kaygı yönünden daha yoğun belirtiler geliştirdikleri

ve sosyal desteğe daha çok başvurdukları bulunmuştur. Ayrıca annelerin stres,

depresyon ve kaygı düzeylerinin de babalardan daha yüksek olduğu saptanmıştır

Duygun ve Sezgin’in (2003) 118 zihinsel engelli ve 120 sağlıklı çocuk

annelerinde tükenmişlik düzeyleri, stres belirtileri, stresle başaçıkma tarzları ve

algılanan sosyal destek açısından fark olup olmadığını araştırdıkları çalışmada, bu iki

grup arasında stres belirtileri açısından fark olmadığı saptanmıştır.

Uğuz, Toros, İnanç ve Çolakkadıoğlu’nun (2004) yaptıkları çalışmaya

yaşları 3 ila 22 arasında değişen 29 zihinsel engelli 26 otistik bozukluk ve 25 serebral

palsi (beyin felci) tanısı almış çocuklar ve anneleri ile herhangi bir zihinsel ya da

bedensel engeli olmayan 89 çocuk anneleri katılmıştır. Araştırma sonucunda

bedensel veya zihinsel engelli çocuğa sahip annelerin sağlıklı çocuk annelerine göre

depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Page 56: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

36

Bilal ve Dağ’ın (2005) yaptığı araştırmaya eğitilebilir düzeyde zihinsel

engelli olan 83 çocuk annesi ve fiziksel ya da zihinsel yetersizliği olmayan 91 çocuk

annesi katılmıştır. Araştırmanın amacı iki grup arasında stres belirtileri ile stresle

başa çıkma tarzları ve kontrol odağı inançları (iç ya da dış kontrol odağı inancına

sahip olma) arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Araştırmanın sonucunda, engelli çocuğa

sahip annelerin sağlıklı çocuğa sahip annelere göre istatistiki olarak anlamlı düzeyde

bilişsel-duyuşsal stres belirtilerini daha fazla yaşadıkları buna karşın stresle başa

çıkma tarzları ve kontrol odağı açısından ise istatistiki olarak anlamlı bir farklılık

olmadığı saptanmıştır.

Yukarıda yer alan araştırma sonuçlarına bakıldığında, bakımveren kişilerin

bakımverme sürecinde yaşabileceği stres konusunda araştırmalarda çelişkili bulgular

elde edildiği görülmektedir.

Page 57: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

37

I.4. SOSYAL DESTEK

I.4.1. Sosyal Destek Kavramı

İnsanlar “sosyal hayvanlardır”. Karşılıklı bağımlılıkları (interdependence)

insancıllıklarının en önemli yanıdır. İnsan yavrusu bakım olmadan hayatını devam

ettiremez. Aynı zamanda yetişkinler de sosyal sistem içindeki üyeler arasında

kendine bir yer edinebilmek için diğerlerine bağımlıdırlar. Bireyler genellikle

birbirleriyle örtüşen birden fazla gruba üyedirler; geniş ve çekirdek aile, arkadaş

ağları, profesyoneller, sosyal ve dini gruplar gibi. Ait olunan her sistemin (aile, iş,

arkadaş) bireyden bazı talepleri vardır. Aynı zamanda her sistem bazı ödüller ve

yararlar da sağlar. Bu ödüllerin en önemlilerinden biri ise sosyal destektir (Pines,

Ben-Ari, Utasi ve Larson, 2002).

Sosyal destek, genel olarak bireye çevresindeki insanlar tarafından yapılan

yardımdır (Çakır ve Palabıyıkoğlu, 1997).

Thoits’e (1986) göre, sosyal destek birincil olarak “baş etmeye

yardımcı”dır. Özellikle Thoits streste sosyal desteğin rolünü vurgulamaktadır.

Örneğin, insanlar durumun kendisini değiştirecek birisinden yardım aldığında

(örneğin, çok çalışması gereken ebeveynlerin bebeklerinin bakımında yardım alması

gibi), destek sağlayan kişi stresli duruma seçenekler sunduğunda (örneğin, daha az

stresli bakış açısıyla durumu farklı gösterecek bir arkadaştan yardım almak gibi)

ve/veya bireyin stres yaratan etkene (stresör) gösterdiği duygusal tepkiyi

değiştirdiğinde stresli durumun zararlı etkisinin de ortadan kalktığını öne sürmektedir

(akt., Zimet, Dahlem, Zimet ve Farley, 1988). Çakır ve Palabıyıkoğlu’nun (1997) da

belirttiği gibi, sosyal destek, kişinin içinde bulunduğu stresli durumu, strese

Page 58: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

38

yüklediği anlamı ve duygusal tepkisini değiştirmesine katkıda bulunmak suretiyle

bireyi zorlayıcı olayın olumsuz etkilerinden korumaktadır. Çevre tarafından sağlanan

yardım ister somut, araçsal, ister duygusal, kendilik değerini arttırıcı olsun her ikisi

de stresli olay/durumun bireyin üzerindeki zararlı etkilerini hafifletici işlev

görmektedir.

I.4.2. Sosyal Desteğin Çeşitleri

Sosyal desteğin 4 çeşidi vardır: Duygusal destek, bilgi sağlayıcı destek,

araçsal-maddi destek ve eşlik etme desteğidir.

Başkalarıyla kurulan ilişkiler sevgi, şefkat, ilgi, kabullenme, yakınlık

duygularını açma ve değer verilme gibi kaynaklar sağladığı için bireyin kendisini iyi

hissetmesine katkıda bulunabilir; bu tür yardım duygusal destektir. Başkalarının

bireyin yaşamını kolaylaştırıcı nitelikte öğütler verme, önerilerde bulunma, kişisel

geribildirim verme ve bilgilendirme gibi günlük güçlüklere yönelik verdiği destek

için bilgi sağlayıcı destek terimi kullanılmaktadır. Araçsal destek ya da maddi destek

gibi terimlerle ifade edilen sosyal destek türü ise, hizmet verme, malzeme temin

etme, parasal yardımda bulunma gibi somut, maddesel yardımları içerir. Sosyal

desteğin bir diğer türü olan eşlik etme desteği sosyal etkinliklere birlikte katılma

anlamındadır (Beresford, 1994; Ünal, 1998; Şahin, 1999; Prag, 2003).

I.4.3. Algılanan Desteğe Karşın Objektik Destek

Yapılan araştırmalar sosyal desteğin niceliğinden çok niteliğinin ve varolan

sosyal destekten çok kişi tarafından algılanan sosyal desteğin daha önemli olduğunu

göstermektedir. Bu nedenle sosyal ağın genişliği (size) ve yoğunluğuna (density)

Page 59: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

39

göre sosyal desteği ölçmek yerine algılanan sosyal destek kaynaklarını

değerlendirmek (assess) önemlidir (Beresford, 1994).

Bazı araştırmacılar sosyal desteğin niceliği ile depresyon, anksiyete gibi

psikolojik durumlar arasında ters bir ilişki olduğunu belirtirler. Bununla birlikte,

birçok araştırmacı algılanan sosyal desteğin objektif olarak ölçülen sosyal desteğe

göre psikolojik durumu daha iyi tahmin ettiğini saptamıştır. Sarason ve

arkadaşlarının (1983) da ifade ettiği gibi, sosyal destek sisteminin büyüklüğü ve

sistemden alınan destekten memnuniyet, sosyal desteğin iki farklı boyutudur ve

bunlar stresle baş etmede birbirlerinden bağımsız olarak önemlidir (akt., Zimet,

Dahlem, Zimet ve Farley, 1988).

I.4.4. Sosyal Destek Üzerinde Kişisel Özellikler, Cinsiyet ve Kültürel

Değişkenlerin Etkisi

Kişisel Özellikler:

Kontrol odağı ve diğerlerinden yardım arayışına yönelik inançlar, sosyal

desteğe ulaşmada iki önemli kavramdır. Araştırmalarda dış kontrol odaklı kişilerin

kontrol odağı içten olanlara göre stresli yaşam olaylarından daha çok etkilendikleri

saptanmıştır (Eckenrode, 1983).

Wheaton’a (1980) göre, kontrol odağının kişinin dışında olması, stresli

yaşam olaylarıyla karşılaşıldığında bununla baş etmeye yönelik çabayı

engellemektedir (akt., Eckenrode, 1983). Eckenrode (1983), dış odaklı kişilerin

yardım arama davranışı için uğraşmıyor olabileceklerine değinir.

Page 60: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

40

Cinsiyet:

Başkalarından yardım arayışında cinsiyetin rolüne bakıldığında, kadınların

erkeklere oranla daha fazla sosyal destek aldıklarını gösteren yayınlara

rastlanmaktadır.

Zimet ve arkadaşları (1988) yaptıkları çalışmada, kadınların erkeklere

oranla arkadaşlarından daha fazla sosyal destek aldıklarını saptamışlardır.

Shumaker ve Hill (1991) de yaptıkları araştırmada, kadınların erkeklere

kıyasla başkalarından destek arayışına daha çok yöneldiklerini ortaya koymuşlardır.

Ayrıca araştırmacılar araştırmaya katılan kadınların daha çok duygusal destek,

erkeklerin ise daha çok bilgisel ve araçsal destek aldıklarını saptamışlardır (akt.,

Şahin, 1999).

Kültürel farklar:

Pines, Ben-Ari, Utasi ve Larson (2002) bireyci kültürlerde insanların kendi

başlarına bağımsız olmaları beklendiğinden sosyal desteğin çok az olduğunu, buna

karşın, toplulukçu kültürlerde karşılıklı ve birbirine bağımlı desteğin beklendiğini

belirtmektedirler.

I.4.5. Sosyal Destek ve Tükenmişlik İlişkisini Araştıran Bazı Yayınların

Gözden Geçirilmesi

Bu çalışma bağlamında, hastaların bakımıyla uğraşan aile üyelerinin

kendilerinin de sosyal desteğe gereksinimleri vardır. Yakın bir arkadaşın, aile

üyesinin ya da eşin başına gelen stresli bir olay aynı zamanda yakın aile üyelerinin

Page 61: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

41

üzerinde de olumsuz etki yaratmakta ve bu durum onların sosyal desteğe gereksinim

duymalarına yol açmaktadır; ancak, bu gereksinim çoğu zaman karşılanamamaktadır

(Şahin, 1999). Weiss’in belirttiği gibi, ihtiyaçlar karşılanmazsa kişi stres yaşar (Prag,

2003). Uzun süreli yaşanan stres de tükenmişlikle son bulmaktadır.

Wade, Cooley ve Savicki’nin (1986) yaptıkları çalışmada amirler ve

akranlardan gelen sosyal desteğin tükenmişlik düzeyi ile ilişkili olduğu, destekleyici

ilişkileri olduğunu söyleyen çalışanların tükenmişlik düzeylerinin çok düşük olduğu

saptanmıştır.

Florian ve Krulik’e (1991) göre, süregen hastalığı olan çocukların anneleri

algıladıkları sosyal desteği yetersiz bulduklarında bakım vermeyle ilgili daha fazla

tükenmişlik ifade etmektedirler.

Maslanka’nın (1996) gönüllü 265 Aids hastası ile yaptığı araştırmada ise

personel desteğinin stresi azaltmada ve dolayısıyla tükenmişliği azaltmada çok

önemli bir rol oynadığı belirlenmiştir.

Torun (1998), İstanbul ve çevresinde görev yapan 71’i öğretmen 57’si satış

elemanı, 41’i trafik polisi ve 41’i laborant olan 4 meslek grubundan toplam 210

katılımcının yer aldığı araştırmasında; aile yapısının algılanan kalitesi ve sosyal

destek kaynaklarının algılanan doyuruculuğu ile örgütsel stres yapıcılara gösterilen

bir tepki niteliği taşıyan tükenmişliğin ilişkisini araştırmıştır. Araştırma bulgularına

göre, ailede uyum arttıkça ve sosyal destek kaynaklarından yararlanma imkanı

çoğaldıkça stresin olumsuz sonuçlarından biri olan tükenmişlik azalmaktadır. Öte

yandan, aile ortamında bireyin olumlu bulduğu özelliklerin artması, çeşitli sosyal

ihtiyaçların ailenin yardımıyla karşılanması sonucunu da beraberinde getirmektedir.

Page 62: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

42

Ellis ve arkadaşlarının (2000) belirttiğine göre ise, birçok aile çalışması

epilepsi hakkında bilgi ve tavsiye ihtiyacının önemini göstermiştir. Bilgi; teşhis,

günlük bakım ve durumla baş etmede önemli bir rol oynayabilir; ama, birçok aileye

ilk tanı hakkında çok az tavsiye önerilmekte ve kendileri bilgiyi araştırmak zorunda

kalmaktadırlar.

Pines ve arkadaşlarının (2002) yaptıkları çalışmada da varolan sosyal

destekle tükenmişlik arasında olumsuz yönde yüksek oranda ilişki olduğunu

saptamışlardır.

Thompson, Kirk ve Brown’ın (2005) 421 kadın polisle yaptığı çalışmada

amirlerden işe yönelik olarak gelen desteğin duygusal tükenmede stresörlerin rolünü

azalttığını saptamışlardır.

Marin ve Garcia-Ramirez’in (2005), 210 hemşire ile yaptıkları çalışmada

duygusal tükenmişlikte 3 farklı sosyal desteğin (akraba olarak aile, içerden birisi

olarak çalışma arkadaşı ve dışardan birisi olarak amirler) rolünü incelemişler ve bu

üç kaynaktan alınan sosyal desteğin de tükenmişliği azalttığını saptamışlardır.

Özetle; yukarıda yer alan çalışmalara bakıldığında, sosyal destek ile

tükenmişlik arasında ters yönde, istatistiki olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu

görülmektedir. Araştırma sonuçlarında, kişinin çevreden aldığı sosyal destek arttıkça

tükenmişlik düzeyinin azalabileceği saptanmıştır.

Page 63: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

43

I.5. YALNIZLIK

I.5.1. Yalnızlık Kavramı

Peplau ve Perlman (1984) yalnızlığı; kişinin varolan sosyal ilişkisi ile

arzuladığı sosyal ilişkisi arasındaki farklılık sonucunda oluşan, hoş olmayan

psikolojik durum olarak tanımlamaktadırlar (akt., Demir, 1989). Yalnızlık sosyal

ilişki eksikliği anlamındadır (Murphy ve Kupshik, 1992). Başka bir deyişle, kalabalık

içinde tek başına olma duygusunun ortaya çıkarttığı bir duygudur (Moustakas,

1961).

Yalnızlığın tek bir tanımı yoktur. İnsanlar birçok farklı yalnızlık türünü

yaşabilirler.

Özodaşık (2001) 6 farklı yalnızlık türünden bahseder:

1. Fiziksel yalnızlık (tek başına oluş)

2. Yabancılaşma

3. Kınama

4. Asimilasyon

5. Kendi tercihiyle gerçekleşen (yaşanan) yalnızlık

6. Gerçek yalnızlık

Bir insanın tek başına yaşama biçimi fiziksel yalnızlığı ifade eder. İnsanın

içinde yaşadığı topluma yabancılaşması biçiminde yaşanan yalnızlık türü ise

yabancılaşmadır. Kınama ise, içinde yaşadığı toplumdan birçok yönüyle ayrılan

kimselerin, bu farklılıklarından dolayı toplum tarafından dışlanarak, yalnızlığa

itilmesi durumudur. Toplum veya bireylerin, farklı bir kültür ortamından zorlanarak,

Page 64: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

44

baskı altına alınarak farklı bir yaşama sürecine itilmesine ise asimilasyon denir.

Kendi tercihi ile gerçekleşen (yaşanan) yalnızlık ise, insanın çevresiyle ilişkilerini en

aza indirmesidir. Buraya kadar açıklanan yalnızlık biçimleri bireyin çevresi ile

ilişkilerinin en aza indiği, bozulduğu, koptuğu fiziksel bir yalnızlıktır (alone). İnsanın

kendisini anlaşılmamış ve kimsesiz hissettiği durumlar ise gerçek yalnızlıktır ve bu

durumda kişi kendisini yalnız hisseder (lonely).

Beck ve Young (1978) ise, yalnızlığı 3’e ayırmışlardır: Süregen yalnızlık;

bir yılı aşkın süreyle devam eden sosyal yetersizlik, eksikliktir. Durumsal yalnızlık;

genellikle bir ilişkinin bitimi nedeniyle olan yalnızlıktır. Kısa süreli yalnızlık;

dönemsel olarak yaşanır, hafif sosyal yetersizliktir (akt., Murphy ve Kupshik, 1992).

Bu sınıflanmaların yanı sıra yalnızlığın yaşanmasında kişisel bakış açıları ve

toplum kuralları da yalnızlığı etkilemektedir. Eğer toplum kuralları, yalnızlığı

olumsuz olarak değerlendiriyorsa ve kişinin hiç arkadaşı yoksa o zaman kişi

kendisini yalnız olarak etiketleyecektir (Murphy ve Kupshik, 1992).

Modern yaşam insanlara yalnızlık duygusunu getirmiştir. Günümüz insanı,

ister kısa süreli isterse uzun süreli olsun yaşamının en az bir döneminde yalnızlığı

yaşayabilmektedir. Süregen hastalığı olan çocukların annelerinin de yalnızlık

duygusunu yaşayabileceği düşünülmektedir.

I.5.2. Sosyal Destekle Yalnızlık Arasındaki İlişki ve Konuyla İlgili Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi

Yalnızlık duygusu hüzün, kaygı, sıkıntı, değersizlik ve marjinal hissetme

gibi olumsuz tanımlarla ifade edilir. Sosyal destek ve yalnızlık terimlerinin birbirine

Page 65: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

45

karşıtlığı yalnızlığın tanımı ile ilgilidir. Peplau ve Perlman (1979) yalnızlık

duygusunun, etkileşim sağlayan sosyal çevrede iletişim eksikliğinin algılanmasıyla

eş anlamlı olduğunu ifade ederler. Yalnızlık sosyal destek eksikliğinde ortaya çıkan

bir duygudur (akt., Murphy ve Kupshik, 1992).

Florian ve Krulik’in (1991) yaptıkları araştırmaya 90 süregen hastalığı olan

çocuğun annesi ve 92 sağlıklı çocuk annesi olmak üzere toplam 182 anne katılmıştır.

Denek grubunun ölçütleri; a. 6-10 yaş arasındaki çocukların anneleri, b. Çalışmadan

önce 6 aylık bir hastalık geçmişinin olması, c. Tıbbi tedavi alan veya takip edilen

çocuklar, d. İlk görüşmeden sonra çocuğun hastaneden çıkmış olması.

90 süregen hastalığı olan çocuğun 33’ü kanser ve cystic fibrosis gibi yaşamı

tehdit eden hastalığı olan, 57’si –diabet ve epilepsi gibi- yaşamı tehdit etmeyen

hastalığı olan çocuktur. Sağlıklı, süregen hastalığı olan ve yaşamı tehdit eden

hastalığı olan çocukların annelerinin oluşturduğu 3 grup yalnızlık ve sosyal destek

açısından karşılaştırılmıştır. Yaşamı tehdit eden hastalığı olan çocukların anneleri,

diğer 2 gruba göre daha geniş sosyal destek ağına sahip olduklarını belirtirken, diğer

2 grupta yer alan anneler arasında algılanan sosyal destek açısından fark

saptanmamıştır. Ayrıca, yaşamı tehdit eden hastalığı olan çocukların anneleri en

geniş sosyal ağa sahip olduklarını bildirseler de sağlıklı çocuk annelerine göre

kendilerini daha yalnız hissettikleri saptanmıştır.

Kazak ve Wilcox’un (1984) yaptıkları çalışmada, omurilik hasarlı (spina

bifida) ve sağlıklı çocukların ebeveynlerinin algıladıkları sosyal desteği

karşılaştırmışlardır. Araştırma bulgularına göre, hasta çocukların ailelerinin sosyal

Page 66: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

46

ağları sağlıklı çocukların ailelerine göre daha küçük, daha yoğun ve çok boyutlu

olma eğilimindedir.

Tükenmişlikle yalnızlık arasındaki ilişkiyi doğrudan gösteren çalışmalara

yayınlarda çok rastlanmamaktadır. Çalışmalar genellikle yalnızlığın sosyal destek

üzerindeki etkisine odaklanmaktadır. Dolayısıyla yalnızlık tükenmişlik arasındaki

ilişki, yalnızlığın sosyal destek üzerindeki etkisinden elde edilen sonuçlar ve sosyal

desteğin tükenmişlik üzerindeki etkisine bakılarak dolaylı yoldan yorumlanabilir.

Yalnızlıkla tükenmişlik arasındaki ilişki hakkında yorum yapılan az

sayıdaki çalışmalardan birisi olan Ergin’in (1993) çalışmasında, 14 hastane ve sağlık

merkezinde çalışan 297 hemşire ve 255 doktorun tükenmişlik düzeyine bakılmıştır.

Araştırma bulguları, iş doyumu düşüklüğünün ve yalnız kalma isteğinin duygusal

tükenmişliği yordayan iki önemli değişken olduğunu göstermektedir. Duygusal

tükenme arttıkça bireylerde insanlardan uzaklaşma isteği de artmaktadır.

Page 67: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

47

I.6. ANNE-BABA TUTUMLARI

Aile sistemi, karşılıklı etkileşimlerin, çeşitli ve karmaşık davranış

örüntülerinin olduğu bir bütündür. Minuchin’e göre normal aile tanımı her şeyin

yolunda gittiği, hiçbir sorununun yaşanmadığı, her üyenin mutlu olduğu aile tanımı

ile sınırlanamaz. Aslında böyle bir tanım bir hayaldir. Tersine normal ailede de

gelişim evrelerinde ve durumsal krizlerde yaşanan zorluklar, problemler, kaygı ve

bunlarla devamlı bir mücadele söz konusudur. Diğer bir ifade ile bir bireyi normal

yapan özellik problemin olmaması değil, işlevsel aile yapısının olmasıdır (akt.,

Fışıloğlu, 1996).

Çocuğun ruhsal gelişiminde içinde yaşadığı aile çok önemli yer tutar.

Ebeveynler, öğretmenler ve diğer insanların davranış tutumları çocuğun zihinsel,

duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını etkiler (Crow, Crow, 1962).

Her anne-baba bilerek ya da bilmeyerek, çocuklarına karşı değişik tutumlar

sergileyebilir. Bazı çocuklar daha çok sevilebilir, bazılarına baskı yapılabilir, bazıları

istenmedik çocuk olarak kabul edilebilir veya bazılarına daha çok hoşgörü

gösterilebilir. Bütün bu tutumlar, çocuğun hem kişiliğinin, hem de sosyal gelişiminin

değişik biçimler kazanmasına neden olmaktadır. (Yavuzer, 1979).

I.6.1. Ana-Baba Tutumlarının Sınıflandırılması

Yayınlarda anne-babaların çocuklara yönelik tutumlarının sınıflanmasında 3

farklı görüş dikkat çekmektedir:

Page 68: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

48

1. Baumrind’in anne-baba tutumlarının sınıflaması

2. Bayley ve Schaefer’in anne-baba tutumlarının sınıflaması

3. Patolojik ana-baba tutumları

1. Baumrind’in Anne-Baba Tutumlarının Sınıflaması:

Baumrind anne-baba tutumlarıyla ilgili olarak 4 boyut belirlemiştir. Bunlar;

ebeveyn kontrolü, ebeveyn-çocuk iletişiminde açıklık, olgunluk beklentisi ve

bakım/destek boyutlarıdır. Ebeveyn kontrolü boyutu, ebeveynler tarafından konulan

kurallara çocukların ne oranda uymak zorunda olduklarını gösterir. Ebeveyn-çocuk

iletişiminde açıklık boyutu, ebeveynlerin verilecek kararda çocuklarının fikirlerine ve

düşüncelerine ne kadar saygı gösterdiklerini, bu konuda çocuklarını ne derece teşvik

ettiklerini ve çocuklarının davranışlarına sınırlar getiriyorlarsa bunun nedenlerini ne

oranda açıkladıklarını gösterir. Olgunluk beklentisi boyutu, ebeveynlerin çocuklarının

zihinsel, sosyal ve duygusal alanda başarılı olmaları için ne derece teşvik ettiklerini

gösterir. Bakım-destek boyutu, ebeveynlerin çocuklarına bakarken ve onlarla ilişki

kurarken ne derece yakın, sevecen ve sıcak davrandıklarını gösterir. Bu dört boyutun

kombinasyonlarına bağlı olarak Baumrind üç temel anne-babalık stili ileri sürmüştür

(akt., Yılmaz, 1999). Baumrind’e göre ebeveynlerin çoğu, çocuklarıyla olan

iletişimlerinde bu davranışlardan birini daha başat olarak benimser ve uygularlar.

Baumrind (1980) anne-baba tutumlarını üç başlık altında incelemektedir;

a. İzin verici anne-baba tutumu (Permissive): Serbestlik tanıyan ebeveynler,

çocuklarının tüm istek ve davranışları karşısında kabul edicidirler. Çocuğa sınırlı

sayıda sorumluluk verirler. Çocuğun davranışını düzeltmek için uğraşmak yerine

Page 69: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

49

çocuğun kendi hareketlerini kendisinin düzenleyerek aklını ve becerisini

kullanmasını isterler.

b. Otoriter anne-baba tutumu (Authoritarian): Otoriter olan ebeveynler,

çocuğun davranışlarını kontrol altına alırken çocuklarına verdikleri sorumlulukları

sık sık hatırlatırlar. Çocuğa söz hakkı vermezler ve çocuktan kendilerine itaat

etmesini beklerler.

c. Açıklayıcı/otoriter anne-baba tutumu (Authoritative): Bu tutumu

benimseyen ebeveynler çocuğu davranışları konusunda yönlendirirler. Çocuk, anne-

baba kontrolü altındadır; fakat, davranışlarından dolayı baskı altında değildir. Bu stil

çoğu zaman “demokratik” diyebileceğimiz çocuk yetiştirme tarzını ifade eder (Sümer

ve Güngör, 1999; Şahin, 2000; Yılmaz, 2003).

2. Bayley ve Schaefer’in Anne-Baba Tutumlarının Sınıflaması:

Bayley ve Schaefer anne-baba davranışlarını iki boyutta incelemişlerdir;

a. Red-Kabul Boyutu: Kabul etme boyutunda ebeveynler, çocuk merkezli,

çocuğun zihinsel, bedensel, duygusal sosyal gelişimlerini dikkate alırlar. Red boyutu

ise; kabul boyutunun tam tersi tutumları kapsamaktadır.

b. Özerklik-Denetim Boyutu: Denetim boyutunda ebeveynler, çocuğun

bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimiyle ilgili davranışlarına sınırlamalar

koyarlar ve çocuğa fazla söz hakkı vermezler. Özerklik boyutu ise denetim

boyutunun tam tersi tutumları kapsamaktadır (Şahin, 2000).

Page 70: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

50

3. Patolojik Anne-Baba Tutumları:.

Başka bir bakış açısı da Baumrind ve Bayley ve Schaefer’den farklı olarak

patolojik ebeveyn tutumlarından bahsetmektedir. Buna göre 4 farklı patolojik

ebeveyn tutumu şu şekilde özetlenebilir:

a. Aşırı koruyucu tutum: Levy (1943) ebeveynlerin aşırı baskısı kadar, aşırı

koruyuculuklarının da çocuklarda çeşitli duygusal bozukluklara yol açtığını

belirtmektedir. Bu tarz tutumlar çocuğun özerklik kazanmasına fırsat tanımaz (akt.,

Ekşi, 1990).

b. Aşırı denetleyici, baskılı tutum: Katı, çok baskılı disiplin bazen çocuğun

pasif, ürkek, hemen boyun eğen ve meraksız ya da saldırgan kişilik gelişimine neden

olur (Bronfenbrenner, 1970; akt. Ekşi, 1990).

c. Aşırı otoriter tutum: Otoriter tutumlar, çocuklarla tartışmadan,

anlaşmadan bir anlamda pazarlık etmeden, onların isteklerini hiçbir şekilde kabul

etmeksizin, anne babalar tarafından kararlaştırılan kural ve emirlerin çok sıkı

uygulanmasıdır (Rutter, 1985; akt., Ekşi, 1990).

Sürekli otoriter davranan ebeveynler, çocuklarının kendilerine saygısının

azalmasına, içlerine kapanmalarına neden olabilirler.

d. Aşırı hoşgörülü tutum: Aşırı hoşgörülü tutumlar çocuğun isteklerini

hiçbir denetim ve sınırlama getirmeksizin daima kabul etmedir. Araştırmalara göre

bu tutumun sürekliliği de çocuğun gereğinde duygu, istek ve dürtülerini

denetleyebilme yeteneğinin gelişimini olumsuz etkiler; vurucu kırıcı, saldırgan

davranışlarının artmasına yol açar (Bettelheim, 1987; akt., Ekşi, 1990).

Page 71: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

51

Evlerinde yakın bir ilgiyle demokrasinin birleştiğini gören çocuklar, en

etkin, özgür ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde en başarılı çocuklar olmaktadırlar. Bu tarz

bir yaklaşım, çocuğun psikolojik gelişiminin en iyi olduğu yaklaşımdır. Buna

karşılık, daha sert denetim altında tutulan çocuklar ise boyun eğmeme ve saldırganlık

gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek istemekte ve kendi iç dünyalarını

açıklamakta zorlanmaktadırlar (Yavuzer, 1979).

I.6.2. Süregen Hastalık ve Ana-Baba Tutumları

Anne-babaların tutumlarını etkileyen etmenlerden biri çocuğun

özellikleridir. Örneğin, süregen hastalığı olan çocukların anneleri, çocuklarına karşı

koruyucu tutum sergileyebilmektedir. Aşırı koruyucu tutum ise çocukların

psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. (Wade, Cooley ve

Savicki, 1986; Şahin, 2000).

Çocukluk dönemi epilepsisi, “mükemmel bir çocuğun kaybı”, “çocuğun

diğer çocuklardan farklı olacağına yönelik inanç” gibi nedenlerle ailelerde birçok

soruna neden olabilir. Bu gibi inançlar ebeveynlerin kendilerini savunmasız

hissetmelerine, öfke, kızgınlık ve mutsuzluk gibi duygularının açığa çıkmasına neden

olabilmektedir (Ellis, Upton ve Thompson, 2000).

Çocuklarda süregen hastalıklar, özellikle de nörolojik rahatsızlıklar aileler

için bir stres kaynağıdır (Pal, 2003). Araştırmalara göre epilepsi, bütün aile üyeleri

için stres, psikiyatrik bozukluklar, evlilik problemleri, düşük benlik saygısı ve sosyal

aktivitelerin kısıtlanması gibi psikososyal güçlüklere neden olabilir. Ebeveynlerde

duygusal stres düzeyi böyle durumlarda yükselebilmektedir (Ellis, Upton ve

Thompson, 2000).

Page 72: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

52

Ailelerin çocuklarındaki epileptik nöbetlere alışmaları güçtür; çünkü,

nöbetlerin tahmin edilememesi ve bazen de korkutucu bir deneyim olması, durumu

güçleştirmektedir. Böyle durumlarda ailelerin genellikle çocuklarının sağlığı ve

kapasitesi hakkında olumsuz algıları vardır. Hindistan’da yapılan bir çalışmada,

kırsal alanda yaşayan ailelerin genellikle epileptik çocuklarına yönelik olumsuz

duygular belirttiği, kişisel olarak ise depresif belirtiler gösterdikleri saptanmıştır (Pal,

2003).

I.6.3. Süregen Hastalıklarda Ana-Baba Tutumları ile İlgili Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi

Çalışmaların çoğu çocukluk veya ergenlik dönemindeki epilepsiyle ilgilidir;

ancak, bu grupların epilepsinin yanısıra birçok güçlüğü daha vardır; çünkü, bu

dönem aynı zamanda duygusal, fiziksel ve bilişsel gelişim dönemidir. Çocuklar

gelişim dönemlerindeki ödevlerle/isteklerle baş etmek zorundadır. Bu da ailede

zorlanmaya ve strese neden olur (Ellis, Upton ve Thompson, 2000).

Austin, McBride ve Davis’in (1984) 27 ebeveynin katıldığı çalışmalarında

çocuğun hastalıkla baş etmesinde anne tutumu ve ebeveyn uyumu arasında bir ilişki

bulmuşlardır. Araştırmacılar olumsuz ebeveyn tutumlarının, epilepsiye bağlı sosyal

etiketlemeye neden olduğu, bu durumun da çocuk için güçlük doğurabileceği

yorumunda bulunmuşlardır.

Bazı çalışmalarda, süregen hastalığı olan çocukların ebeveynlerinin,

çocuklarına karşı aşırı koruyucu davranmaları veya çok fazla sınır koymaları

durumunda çocuklarının hastalığa uyumlarının da kötü olduğu saptanmıştır.

Örneğin, Carlton-Ford ve arkadaşları (1997) 73 çocuk üzerinde yaptıkları

Page 73: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

53

araştırmalarında ebeveynlerini aşırı kontrol edici olarak algılayan çocukların daha

fazla depresif duygudurum içinde olduklarını ve bu tür çocukların daha fazla

davranım problemlerinin olduğunu saptamışlardır. Araştırmacılar bu durumu,

hastalığın tahmin edilemezliğine bir tepki olarak ebeveynlerin aşırı baskıcı tutum

geliştirmeleri şeklinde yorumlamışlardır. Çocuk için aşırı korumanın etkisi çok

kapsamlı olabilir. Örneğin, çocuk duygusal olarak immatür (bebeksi), aileye aşırı

bağımlı, sosyal yetenekler konusunda eksik, akran ilişkileri kurmada pasif hale

gelebilir. Ekşi (1990) de ebeveynlerin aşırı koruyuculuğunun, çocukta ilerde

duygusal problemlere ve depresyona yatkınlık yarattığını ifade etmiştir. Sevgi azlığı,

çocuğun kendine saygı duygusunun gelişimini bozar; aşırı sınırlama ise, çocuğun

bağımsız ve toplumsal yeterlilik duygularını engeller. Bütün bunlar ise sonuçta

kişinin yaşamda karşılaştığı streslerle başa çıkabilmesini ve uyumunu zedeler.

Karaca (2001) 20 yeni tanı almış, 33 eski tanılı (1 yıldan uzun) toplam 53

epilepsi hastalığı olan çocuk annesi ve 49 sağlıklı çocuk annesi ile yaptığı

araştırmada iki grubun çok yetiştirme tutumlarını karşılaştırmıştır. Araştırma

sonucunda, yeni tanı alan grupta daha belirgin olmak üzere her iki epileptik grubun

PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin aşırı kontrolcü annelik boyutu puanları

kontrol grubundan istatistiki olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu

saptanmıştır. Karaca özellikle yeni tanı alanlarda aşırı kontrolcü annelik boyutunun

yüksek çıkmasının, yeni tanı alan çocukların annelerinde hastalıkla ilgili

endişelerinin daha fazla olması ile ilişkili olabileceğini belirtmektedir. Ayrıca

araştırmacı anne-babanın aşırı kollayıcı, baskılı ve disiplinli tutumunun, çocuğun

utangaç, immatür (bebeksi) ve sosyal olarak yetersiz olmasına neden olabileceğini,

karar verebilme ve kişilerarası becerilerini geliştirmesine engel olabileceğini de

Page 74: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

54

belirtmektedir. Son olarak Karaca, eski tanı alan çocuklarda ailelerinin aşırı kollayıcı

tutumu yanında baskı ve disiplin uygulaması, çocuğun davranış problemlerinin

artmasıyla birlikte otonomi ve güven duygusunu kazanamaması, kendi başına karar

verememesi, sosyal ilişkilerini geliştirememesinde de rol oynayabileceğini ifade

etmektedir.

Williams, Steel, Sharp, DelosReyes, Phillips, Bates, Lange ve Griebel

(2003) yaptıkları çalışmada epileptik çocukların yaşam kalitesi ile ebeveynlerde

görülen anksiyete arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Araştırmaya en az 1 yıldır

epilepsi tedavisi gören 6-16 yaş arasındaki 200 çocuğun ebeveyni katılmıştır.

Araştırmanın sonucunda epilepsiyle ilgili ebeveynin inançlarının ve tutumlarının,

hem çocuğun hem de ailenin uyumunu ve yaşam kalitesini etkileyebildiği

saptanmıştır. Anksiyete düzeyi yüksek olan ve nöbetleri kontrol edilemeyen ve

beraberinde başka bir fiziksel ya da psikolojik sorunu olan çocukların ebeveynlerinin

yaşam kalitesinin de düştüğü bulunmuştur.

Yukarıda çalışmalara bakıldığında, süregen hastalık tanısı konulan

çocukların annelerinin çocuklarına yönelik olarak daha çok baskıcı ve koruyucu

tutumlar sergiledikleri görülmektedir. Araştırmaların sonucunda, annelerin baskıcı ve

koruyucu tutumlar sergilemelerinin sonucunda hem çocukta hem de annede çeşitli

psikolojik sıkıntıların da ortaya çıkabileceği saptanmıştır.

Page 75: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

55

I.7. EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SOSYAL UYUM BECERİSİ

I.7.1. Sağlıklı Çocukta Psikolojik Gelişim

Her çocuğun farklı gelişim basamaklarında yapması gereken ödevleri ve

yaşaması gereken krizleri vardır. Aşağıda çocukların gelişim dönemlerinde baş

etmeleri gereken ödevler anlatılmaktadır. Her çocuğun yaşaması gereken bu

basamaklarda çocukta fiziksel ya da psikolojik bir sorun olursa bu gelişim

basamakları da sağlıklı bir şekilde atlatılamayacağından çocukta çeşitli psikolojik

sorunların çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Bebeklik

Gander ve Gardiner’a (1998) göre, doğumdan 18 aya kadar, bebeklerin iki

temel alanda görevleri vardır: (1) çevrelerini keşfetme ve (2) bakım verenlerine

bağlanma. Bu dönemde yaşanacak fiziksel hastalıklar ya bu görevlerden birinin ya da

her ikisinin birden yerine getirilmesini engeller (Streisand ve Tercyak, 2004).

Okul öncesi

Gander ve Gardiner (1998) bebeklerle benzer olarak, yeni yürümeye

başlayan çocuklar ya da okul öncesi çocuklar (18 ay-5 yaş), büyük oranda

ebeveynlerine ya da bakım verenlerine bağımlı olduklarını belirtmektedirler.

Bu dönemde çocuklar “büyüsel (magical) düşünce”yi kullandıklarından

hastalıklarının veya acılı tıbbi tedavinin nedenlerinin kendilerinden kaynaklandığına

inanabilirler (Streisand ve Tercyak, 2004)..

Page 76: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

56

Kendilik kontrolünün (self-control) gelişimi okul öncesi çocuklar için

önemlidir. Ancak çocuklar kendi seçimlerini yapmada engellendiklerinde veya

ebeveynleri davranışlarına uygun sınırları koymada yetersiz olduğunda kendilik

kontrolü hastalıktan etkilenebilir. Okul öncesi çocuklar hastalığın ardından daha iyi

hissetmeye başladıklarında ve tekrar eski gücüne ve hareketliliğine kavuştuğunda,

ebeveynler çocuklarına hiç olmadıkları kadar izin verici olabilirler. Tıbbi koşullar ne

olursa olsun, kendilik kontrolü çocukların olumsuz davranışları sınırlanmadıkça ve

düzeltilmedikçe öğrenilemez (Gander ve Gardiner 1998; Streisand ve Tercyak,

2004).

Okul çağı

Okul çağı çocukları için (6-11 yaş arası) gelişimsel görevlerini başarmak

akranlarla etkileşimden büyük ölçüde etkilenir. Hastalıktan dolayı rutinin bozulması

çocukların sosyal etkileşim fırsatlarını sınırlayabilir veya akranlarından farklı

hissetmelerine neden olabilir. Bu durum da kişisel gelişimi engelleyebilir. Çocukların

hastalıktan dolayı düzensiz okula gitmeleri de başarı fırsatlarını sınırlar ve

gelecekteki başarılarını da azaltabilir (Gander ve Gardiner 1998; Streisand ve

Tercyak, 2004).

Ergenlik

Bu dönemde kimlik oluşumu, beden imajıyla ilgili konularla savaşma ve

bağımsızlık kazanma gibi birçok mücadeleler gerçekleşir. Bu görevler özellikle

hastalığı olan ergen için uğraştırıcı olabilir. Örneğin, birçok hastalığın tedavisi

(örneğin kanser gibi) ergenlerin görünüşlerini değiştirebilir. Ergenler için, fiziksel

görünüşteki olumsuz değişim, örneğin, saçların dökülmesi gibi, yıkıcı olabilir.

Page 77: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

57

Dolayısıyla, süregen hastalığı olan ergenler sağlıklı akranlarına oranla duygusal ve

davranışsal problemler açısından daha fazla risk altındadırlar. Bağımsızlık kazanma

görevi de ebeveyn-ergen ilişkisinde çeşitli zorluklara neden olur (Gander ve Gardiner

1998; Streisand ve Tercyak, 2004).

Tablo I.1. Doğumdan 18 yaşa kadar önemli gelişimsel görevler, hastalıktan kaynaklı

yaşanan mücadeleler (Streisand ve Tercyak, 2004).

DÖNEMLER GÖREVLER MÜCADELELER Bebeklik (0-18 ay arası) Fiziksel büyüme, birincil

bakım verene bağlanma, öğrenme yoluyla fiziksel araştırma

Fiziksel hareketlerde kısıtlılık, bakım verenden ayrılma

1-3 yaş arası (yeni yürüme)

Dil, koordinasyon, otonomi, neden-sonuç ilişkisini fark etme

Seçimlerde sınırlama, tedavinin, acınınnedenlerini anlamada güçlük

Okul öncesi ve okul çağı (3-11 yaş arası)

Ahlaki farkındalıkyetenek ve uzmanlık, sosyal mukayese

Akran ilişkilerinde fırsatların sınırlılığı, okulun yokluğu

Ergenlik (12-18 yaş arası) Soyut düşünme, aileden bağımsızlık kazanma, kimlik gelişimi

Fiziksel görünümde değişiklik, tıbbi tedavi nedeniyle aileye bağımlılığın artması

I.7.2. Epileptik Çocuklarda Risk Faktörleri ve Konuyla İlgili Bazı

Yayınların Gözden Geçirilmesi

Epilepsi, çocukların davranışsal ve bilişsel işlevlerini etkileyen süregen bir

bozukluktur. Çocuklukta geçirilen epilepsinin psikolojik etkileri üzerine yapılan

çalışmalar, duygusal ve davranışsal problemler ve çocukluk epilepsisinin arasında bir

ilişki olduğunu göstermektedir.

Page 78: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

58

Epileptik çocuklarda görülen psikolojik sorunlar şu şekilde özetlenebilir:

Hiperaktivite, dikkat bozuklukları, sosyal içe çekilme, davranım problemleri

ve saldırganlık, epileptik çocuklarda sıklıkla görülen davranım problemleridir.

Ayrıca duygudurum ve öğrenme problemleri de görülebilir (Lendt, Helmstaedt,

Kuczaty, Schramm ve Elger, 2000; Editorial, 2003; Dunn ve ark., 2003; Hernandez

ve ark., 2003).

Epileptik çocuklarda bilişsel olarak, özellikle dikkat ve bellek güçlükleri

görülmektedir. İster bilgiyi kodlamadaki sıkıntıdan isterse de bilgiyi bütünleştirmede

ve geri getirmedeki sıkıntıdan kaynaklansın, epileptik çocuklarda bellek güçlükleri

vardır. Kompleks kısmi (parsiyel) nöbetleri olan ve özellikle de temporal lob ve

hipocampusun etkilenmesine neden olan nöbetler geçiren çocukların bellek

güçlüklerinin daha fazla olduğu öngörülmektedir. Sol temporal lob epilepsisi olan

çocukların sözel bellek görevlerine yönelik performansta azalma, sağ temporal lob

epilepsisi olan çocuklarda ise görsel bellek işlevlerinde azalma görülmektedir

(Williams, 2003). Son olarak Dunn ve arkadaşları (2003), nöbet başlangıç yaşının

bilişsel problemlerle ilişkili olduğunu saptarken davranım problemleriyle ilişkili

olmadığını saptamışlardır.

Epileptik hastalarda psikiyatrik bozuklukların görülmesinin nedeni tek bir

faktöre dayandırılamaz. Hem nörobiyolojik hem de psikososyal faktörler bu durumda

rol oynarlar. Potansiyel nörobiyolojik faktörler; nöbetin başlangıç yaşı, sıklığı,

şiddeti ve nöbet biçimi ve ilaç kullanımı ve sayısıdır. Ayrıca, nöbetin beyinde

odaklandığı bölge psikiyatrik bozukluğa yatkınlığı etkileyebilir. Temporal ve frontal

lop kökenli nöbetler, psikiyatrik bozukluğa yatkınlığı etkiler. Potansiyel psikososyal

Page 79: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

59

faktörler ise; hastalıkla ilgili etiketlenme, geçmiş yıllarda stresli yaşam olaylarının

sayısı, epilepsiye uyumun kötü olması, maddi stres, mesleki problemler, kontrol

odağının kişinin dışında olması, epilepsinin erken başlamasıdır. Ayrıca aile içi

problemleri çok sık olması da risk faktörüdür. (Ryan, Speechley, Levin ve Stewart;

2003; Pellocak, 2004).

Kontrol algısının psikososyal problemlerde önemli bir rolü olduğu görülür.

Epileptik insanlar için “kontrol kaybı” duygusu, nöbet korkusu, sosyal izolasyon,

etiketlenme, duygusal güçlüklerin en önemli nedenleridir. Epileptik nöbetleri kontrol

edilen insanların çok az psikososyal problem belirttikleri görülmüştür (O’Donoghue,

Duncan ve Sander, 1998).

Pal’a (2003) göre toplumsal önyargının etkisi hem ev içinde hem de dışında,

epileptik çocuklar için sosyal fırsatları ciddi bir şekilde sınırlamaktadır. Bu

sınırlamalardan ilk zarar gören de eğitim alanıdır. Ayrıca ebeveynlerin epileptik

çocuklarının yeteneklerine ve potansiyellerine yönelik beklentileri daha düşüktür,

ayrıca çocuklarının aktivitelerini kısıtlamaları gerektiğini düşünmekte ve aşırı

korumaları gerektiğini hissetmektedirler.

Epileptik çocuklarda davranım bozukluklarıyla ilgili yapılan araştırmalar

ise şu şekilde özetlenebilir:

Lendt ve arkadaşlarının (2000) yaptığı çalışmada, 28 fokal epileptik nöbet

geçiren çocuğun ebeveyni Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeğini (CBCL)

ameliyattan önce ve ameliyattan 3 hafta sonra doldurmuşlardır. Hastalığı olmayan 28

çocuğun ebeveynine de kontrol grubu olarak CBCL uygulanmıştır. Sonuçta, epileptik

nöbet geçiren çocukların %39’u davranış problemlerinde kontrol grubuna göre

Page 80: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

60

istatistiki olarak anlamlı puanlar almışlar, dahası epileptik nöbet geçiren çocukların

%11’inin davranım problemlerinde sınır ranjında olduğu bulunmuştur. Epileptik

çocuklarda ameliyattan sonra dikkat ve davranış problemlerinde düzelme olduğu da

saptanmıştır. Bununla birlikte, kontrol grubunda davranış problemlerinde değişme

bulunmamıştır.

Karaca’nın (2001) çalışmasına 20 yeni ve 33 eski epilepsi tanılı (1 yıldan

uzun) ve 49 sağlıklı çocuk katılmıştır. CBCL’nin somatizasyon, sosyal, düşünce ve

dikkat sorunları, anksiyete-depresyon, suça yönelme ve saldırgan davranış

boyutlarında gerek eski tanılı gerekse yeni tanı alan epileptik çocukların sağlıklı

çocuklara göre bu alanlarda daha fazla sorun yaşadıkları bulunmuştur. Eski tanılı

epileptik çocukların bilişsel işlevlerinde sağlıklı çocuklara göre anlamlı düzeyde

bozulma bulunmasına karşın, yeni tanı hastalarda benzer sonuç elde edilmemiştir.

Riva ve arkadaşlarının (2002), 52 epileptik nöbet geçiren çocukla

yürüttükleri araştırmada nöbetlerin sıklığı ile dikkat güçlükleri ve dürtüsel tepkileri

kontrol etme arasında ilişki saptanmıştır. Nöbet sıklığı ile dikkat dağınıklığı arasında

doğrudan bir ilişki vardır. Araştırmacılara göre bunun nedeni, epileptik aktivitenin

frontal işlevlerin gelişimini olumsuz etkilemesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca

antiepileptik ilaçların kullanılması da dikkati etkilemektedir.

Oğuz, Kurul ve Dirik (2002), 9-18 yaş arasında 35 epileptik hasta (ortalama

yaş 12.9) ve 35 sağlıklı çocukla yaptıkları çalışmada epilepsi ile anksiyete ve

depresyon puanları arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Hem epilepsi grubu hem de

sağlıklı grup ergenliğin anksiyete ve depresyon üzerindeki etkisini görebilmek

amacıyla 9-11 ve 12-18 yaş grubu olarak 2’ye ayrılmıştır. Sürekli anksiyete puanı

Page 81: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

61

ortalaması sağlıklı gruba göre 9-11 yaş arasındaki epileptik grupta anlamlı derecede

yüksek bulunmuştur. Durumluluk anksiyete puanı ve depresyon puanı ortalaması

sağlıklı grupla karşılaştırıldığın ise 12-18 yaş arasındaki epileptik çocuklarda anlamlı

derecede yüksek bulunmuştur. Araştırma sonucunda, epilepsiyle ilişkili faktörler

arasında, epilepsi süresi, nöbet sıklığı ve çoklu ilaç kullanımı, anksiyete ve

depresyon seviyesini arttıran nedenler olarak belirlenirken, nöbetin başlangıç yaşı,

nöbet biçimi ve EEG sonuçları anksiyete ve depresyonla ilişkisiz bulunmuştur.

Ayrıca araştırmada, anksiyete ve depresyon belirtilerinin epileptik çocuklar arasında

ve özellikle de ergenlik döneminde yaygın olduğu da saptanmıştır.

Hernandez ve arkadaşlarının (2003) yaptıkları araştırmaya 16 frontal lob, 8

temporal lop epilepsisi tanısı almış ve 8 genel (jenaralize) absans nöbet geçiren

çocuk katılmıştır. Araştırma sonucunda, frontal lop epilepsili çocukların dikkat,

dürtüsellik ve çalışma belleği alanlarında, temporal lop epilepsili ve genel

(jeneralize) absans epilepsi nöbetleri geçiren çocuklara oranla daha fazla bozulma

olduğu saptanmıştır. Bu alt grubun okul problemleri geliştirme açısından da diğer 2

gruba göre daha fazla risk altında olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda frontal lob

epilepsili çocukların algısal organizasyon yetenekleri daha zayıf olduğu evde ve

okulda frontal lop işlev bozukluğuyla ilişkilendirilebilecek uygunsuz davranım

problemlerinin daha yaygın olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar bu tarz gelişimsel

gecikmelerin çocuğun öğrenmesini geciktirmede risk faktörü olduğunu, dikkat ve

çalışma belleğindeki bozuklukların yaşı büyük frontal lop epilepsili çocuklarda,

diğer iki epileptik gruba göre, daha sık görülen bir problem olduğunu

belirtmektedirler.

Page 82: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

62

Becker, Fennell ve Carney (2003) uyku bozukluklarını araştırdıkları

çalışmada 14 epileptik çocuk ile uyku apnesi olan 14 çocuğa pediatrik uyku ölçeği

uygulanmıştır. Sonuçlar epileptik çocukların %50’den fazlasında davranış

problemlerinin olduğunu göstermiştir. İki grup arasında horlama, aşırı gündüz

uykusu ve rahatsız uyku açısından fark saptanmıştır. Araştırma sonucunda epileptik

çocukların davranışsal problemlerinin altında yatan nedenlerden birinin de uyku

bozukluğu olduğu saptanmıştır.

Dunn, Harezlak ve Ambrosius’un (2003) araştırmasına 175 çocuk

katılmıştır (90 erkek, 85 kız, yaş ranjı 9-14 arasıdır (ortalama yaş 10 yaş 10 aydır).

Araştırmaya katılan çocuklar Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) yönünden

incelenmiştir. Araştırmaya katılan çocukların en az 6 aylık epilepsi öyküleri

bulunmaktadır. Sonuçta, 175 çocuktan 20’sinin DSM-IV DEHB’nin karmaşık tanı

kriterleri; 42’sinin dikkatsizlik tipi ve 4’ünün de hiperaktivite-dürtüsellik tipi tanısı

için gereken ölçütlere sahip oldukları görülmüştür. Cinsiyetin, nöbet biçiminin ve

nöbetin odaklandığı yerin ise DEHB’nin yordayıcıları olmadığı saptanmıştır.

Raina, O’Donnell, Rosenbaum, Brehaut, Walter, Russell, Swinton, Zhu ve

Wood’un (2005) 468 beyin felçli (serebral palsy) çocuk annesiyle yaptıkları

çalışmada beyin felçli çocukların annelerinin iyilik hallerini etkileyen faktörler

araştırılmıştır. Araştırma sonucunda şu sonuçlar elde edilmiştir: Bakımverenlerin

iyilik halinin en önemli belirleyicisi çocuğun davranışı, bakımverme talepleri ve aile

işlevidir. Davranım problemleri ne kadar çoksa bakımverenin hem psikolojik hem de

fiziksel sağlık sorununun da o kadar çok olduğu saptanmıştır. Bakımverme

Page 83: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

63

konusunda talep azsa bakımverenin daha iyi fiziksel ve psikolojik sağlık durumu

bulunmuştur.

Yukarıda özetlenen araştırmalar epileptik çocuklarda çeşitli psikososyal

sorunların olduğunu desteklemektedir. Bu sorunlar aile üyelerini ve özellik çocuğun

bakımından birinci derecede sorumlu olan anneler için stres kaynağı olmaktadır.

Uzun süreli yaşanan bu stres ise tükenmişliğe neden olabilmektedir.

Page 84: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

64

I.8. ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ

Genel olarak bakıldığında, özellikle Türk toplumunda çocuğun bakım

sorumluluğu annenin üzerindedir. Diğer eşin çocuğun bakımına yeterince

katılamadığı durumda, anne, çocuğun bakımındaki yoğun çaba ve sorumlulukları

nedeniyle yorgunluk ve çaresizlik yaşayabilir. Çocuğun bakımın gereksinimlerinin

yanı sıra çocukta varolan süregen bir hastalık annenin daha fazla olumsuz duygu

yaşamasına neden olabilmektedir. Süregen hastalığı olan çocukların annelerinde

görülen diğer bir duygu da çocuk için ayırdıkları zaman ve enerjinin yanı sıra çocuğu

kaybetmeyle ve çocuğun geleceğiyle ilgili korku yaşamalarıdır. Bunlara ek olarak,

çocuğun süregen hastalığı ve bakım gereksinimi, annenin sosyal yaşamını önemli

ölçüde kısıtlayabilmektedir (Kobya, 1997).

Çocuğun süregen bir rahatsızlık tanısı almış olması gelişim basamaklarında

ilerlemesini askıya alabileceği ve ebeveynlerin de bu nedenle kaygıya kapılmasına

neden olabileceği düşünülmektedir. Bu dönemde, gerek anneden gerekse çocuktan

kaynaklı bir takım sıkıntılar yaşanabileceği düşünülmektedir. Örneğin, çocuğun

bakımının büyük ölçüde üstlenmesi nedeniyle anne, stres yaşadığında, çocuğuna

bakımverme zamanın büyük bölümünü alabileceği için sosyal çevresi kısıtlanabilir.

Bakımveren annenin çocuğunun fiziksel rahatsızlığı nedeniyle fazla koruyucu

tutumlar sergilemesi mümkündür. Ayrıca fiziksel rahatsızlık nedeniyle çocukta da

çeşitli psikolojik sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bütün bunların da süregen hastalığı olan

çocuğun annesinin duygusal ve davranışsal tepkiler göstermesine neden olması söz

konusudur.

Page 85: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

65

Ülkemizde, gerek süregen hastalığı bulunan çocuk annelerinin gerekse

sağlıklı çocuk annelerinin çocuklarının bakımıyla ilgili sorumluluğu üstlenmiş

olmaları nedeniyle yaşadıkları stres sonucunda ortaya çıkan tükenmişliğin, yetersiz

sosyal destek ve beraberinde getirdiği yalnızlık, çocuk yetiştirmeye yönelik tutumları

ve çocuktaki sosyal uyum becerilerine bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

Gerek yurtdışı gerekse yurtiçi yayınlara bakıldığında bakımveren kişilerin

tükenmişlik yaşabileceklerini gösteren yayınlara rastlanmaktadır (Duygun ve Sezgin,

2003; Chumbler ve ark., 2003; Bekker ve ark., 2005 gibi). Ancak, epileptik çocuk

annelerinin hastalık sürecinde yaşabilecekleri tükenmişlik üzerine yapılan bir

çalışmaya yayınlarda rastlanmamıştır.

Bu çalışma ile epileptik çocuk annelerinin yaşabilecekleri tükenmişlik

düzeyinin araştırılması hedeflemektedir. Bu nedenle bu çalışmanın problemi; ilgili

araştırma sonuçları ışığında, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde

stres belirtilerinin, sosyal desteğin, yalnızlığın, ana-baba tutumlarının ve çocuğun

sosyal uyum becerilerinin tükenmişlik düzeyiyle olan bağlantısını incelemektir.

I.8.1. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmada şu sorulara yanıt aranmıştır:

a. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği ile belirlenen tükenmişlik örüntüleri ile Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin orijinal formu arasında var fark mıdır?

b. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında tükenmişlik

düzeyleri açısından fark bulunmakta mıdır?

Page 86: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

66

c. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında stres belirtileri,

açısından fark bulunmakta mıdır?

d. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında sosyal destek

düzeyleri açısından fark bulunmakta mıdır?

e. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında yalnızlık

düzeyi açısından fark bulunmakta mıdır?

f. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında anne-baba

tutumları açısından fark bulunmakta mıdır?

g. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuklar arasında çocukların sosyal

uyum becerileri açısından fark bulunmakta mıdır?

h. Epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin yaşadıkları tükenmişliğin en

iyi yordayıcısı ya da yordayıcıları hangi değişkenlerdir?

ı. Sağlıklı çocuk annelerinin yaşadıkları tükenmişliğin en iyi yordayıcısı ya

da yordayıcıları hangi değişkenlerdir?

Ayrıca, bu çalışma kapsamında 6-12 yaş arasındaki çocukların sosyal uyum

becerilerinin değerlendirilmesinde kullanılmak amacıyla araştırmacı ve danışmanı

tarafından Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) geliştirilerek

geçerlik çalışmasının yapılması da amaçlanmıştır.

Bu amaçlar doğrultusunda, toplanan verilere faktör analizi, korelasyon

(bivariate) analizi, tek yönlü varyans (ANOVA) analizi ve son olarak regresyon

analizi uygulanmıştır.

Page 87: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

67

I.8.2. Araştırmanın Önemi

Bu çalışmayla birlikte Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin (MBI) epileptik

nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde geçerliği araştırılmıştır. Ayrıca yine bu

çalışma kapsamında Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin bu gruplar için

geçerlik çalışması yapılmış ve böylece çocukların sosyal uyum becerilerini

değerlendirilebilecek bir ölçek kazandırılmıştır.

Daha önce de belirtildiği gibi, epileptik çocuk annelerinin ve sağlıklı çocuk

annelerinin stres belirtileri, sosyal destek ağları, yalnızlık düzeyleri, ebeveyn

tutumları ve çocukların sosyal uyum becerilerini incelemeye yönelik olarak gerek

ülkemizde gerekse yurtdışı yayınlarına rastlanmamıştır. Bu yönüyle araştırmanın bu

alandaki boşluğu kapatabileceği düşünülmektedir. Ayrıca araştırma sonucunda elde

edilen epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin yaşadıkları güçlükler daha ayrıntılı

olarak anlaşılması mümkün olacaktır.

Page 88: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

68

BÖLÜM II

YÖNTEM

Bu bölümde; ilgili araştırmanın örneklemi, kullanılan ölçme araçları,

araştırmanın uygulanışı ve araştırma sonucunda elde edilen verilerin

çözümlenmesine ilişkin bilgiler verilmektedir.

II.1. ÖRNEKLEM

Araştırmanın örneklem grubu, en az 2 yıldır hafif veya ağır düzeyde

epileptik nöbet geçiren, 6-12 yaş arasındaki çocukların annelerini ve 6-12 yaş

arasındaki sağlıklı çocukların annelerini kapsamaktadır. Araştırma grubu Gülhane

Askeri Tıp Akademisi ve Gazi Hastanesi Pediatrik Nörolojiye Polikliniklerine

başvuran, epilepsi tanısı almış 75 çocuğun annesinden oluşmaktadır. Kontrol grubu

ise Ankara’daki 2 okula devam eden herhangi bir fiziksel ya da psikolojik sağlık

sorunu nedeniyle hastanelere başvurmamış 6-12 yaş arasındaki 75 “normal” çocuğun

annesinden oluşmaktadır. Aşağıda araştırmaya katılan katılımcılarla ilgili bazı

demografik bilgiler sunulmuştur.

Tablo II.1. Sağlıklı ve Epilepsi Grubundaki Çocukların Cinsiyete göre Dağılımı

Sağlıklı Grup Epilepsi Grubu TOPLAM Cinsiyet

n % n % n %

Kız 38 50.7 35 46.7 73 48.7

Erkek 37 49.3 40 53.3 77 51.3

Page 89: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

69

Tablo II.1.’de görüldüğü gibi sağlıklı grubun (n=75) %50.7’sini (n=38) kız

çocuk, %49.3’ünü (n=37) ise erkek çocuk anneleri; epilepsi grubunun ise (n=75)

%46.7’sini (n=35) kız çocuk, %53.3’ünü (n=40) ise erkek çocuk anneleri

oluşturmaktadır. Genel olarak cinsiyet dağılımına bakıldığında ise (n=150),

araştırmaya %48.7 (n=73) kız çocuk, %51.3 (n=77) erkek çocuk anneleri katılmıştır.

Sağlıklı grupta araştırmaya katılan annelerin yaş ortalaması 33yaş1ay

(n=74), babaların yaş ortalaması 36yaş8ay (n=71), çocukların yaş ortalaması ise

8yaş1ay’dır (n=75). Epilepsi grubunda araştırmaya katılan annelerin yaş ortalaması

ise 33yaş11ay (n=75), babaların yaş ortalaması 37yaş7ay (n=73), çocukların yaş

ortalaması ise 8yaş11ay’dır (n=75).

Tablo II.2. Sağlıklı ve Epilepsi Grubundaki Anne-Babaların Eğitim Durumları

Eğiti

mY

ok

Oku

r-ya

zar

İlko

kul

Ort

aoku

l

Lise

Üni

vers

iten % n % n % n % n % n %

Sağlıklı

Grup - - 1 1.3 36 48.0 6 8.0 18 24.0 13 17.3Anne

Eğitim Epilepsi

Grubu - - 1 1.3 13 17.3 14 18.7 30 40.0 17 22.7

Sağlıklı

Grup - - 1 1.3 13 17.3 14 18.7 30 40.0 17 22.7Baba

Eğitim Epilepsi

Grubu - - 1 1.3 13 17.3 14 18.7 30 40.0 17 22.7

Page 90: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

70

Araştırmaya katılan her iki gruptaki ebeveynlerin eğitim durumlarına

bakıldığında okur-yazar olmayan ebeveynin olmadığı görülmektedir. Epilepsi ve

sağlıklı gruplar eğitim durumları açısından karşılaştırıldığında ise üniversite mezunu

anne ve baba oranının epilepsi grubunda daha fazla olduğu görülmektedir.

Araştırmaya katılan sağlıklı grup annelerinden bir tanesi eğitim durumunu

belirtmemiştir.

Örneklemdeki annelerin mesleki durumlarına bakıldığında; her iki grupta da

annelerin çoğunluğunun ev hanımı olduğu (epileptik çocuk anneleri %70.7 (n=53);

sağlıklı çocuk anneleri %73.3 (n=55)); memurların ikinci sırada (epileptik çocuk

anneleri %17.3 (n=13); sağlıklı çocuk anneleri %24.0 (n=18)); işçi olarak

çalışanların üçüncü sırada (epileptik çocuk anneleri %4 (n=3); sağlıklı çocuk anneleri

%1.3 (n=1)); serbest meslek çalışanlarının dördüncü sırada (epileptik çocuk anneleri

%4 (n=3); sağlıklı çocuk anneleri %1.3 (n=1)) ve emeklilerin ise son sırada

(epileptik çocuk anneleri %4 (n=3)) yer aldığı görülmektedir.

Örneklemdeki babaların mesleki durumlarına bakıldığında ise; epileptik

gruptaki babaların çoğunlukla memurlardan (n=59, %78.9), sağlıklı gruptaki

babaların çoğunluğunun ise serbest meslek çalışanlarından (n=32, %42.7) oluştuğu

görülmektedir. Epileptik grupta sırasıyla mesleklerin dağılımı ise şu şekildedir:

İkinci sırada serbest meslek çalışanlarının (n=10, %13.3), üçüncü sırada işçi olarak

çalışanların (n=3; %4) ve son sırada ise emeklilerin (n=3, %4) yer aldığı

görülmektedir. Sağlıklı grupta ise sırasıyla mesleklerin dağılımı şu şekildedir: İkinci

sırada memurların (n=20, %26.7), üçüncü sırada işçi olarak çalışanların (n=16,

%21.3), dördüncü sırada işsizlerin (n=4; %5.3) ve son sırada ise emeklilerin (n=2,

Page 91: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

71

%2.7) yer aldığı görülmektedir. Son olarak ise sağlıklı grupta bir katılımcının

babanın mesleğini belirtmediği görülmüştür.

Epileptik nöbet geçiren çocukların nöbet tiplerine bakıldığında; epileptik

gruptaki çocukların büyük bölümünün genel (jeneralize) nöbet geçirdikleri (n=59,

%78.7) görülmektedir. Epileptik çocukların %16.0’ı (n=12) kısmi (partial) nöbet

geçirirken; %5.3’ü (n=4) sınıflandırılamayan nöbet geçirmektedir.

Araştırmaya katılan epileptik nöbet geçiren çocukların tanı yılı; 2 ila 9 yıl

arasında değişmektedir.

Son olarak epileptik nöbet geçiren çocukların %85.3’ünün (n=64) nöbetleri

kontrol altındayken %14.7’sinin (n=11) ise nöbetleri kontrol altında değildir.

II.2. İŞLEM

Tez kapsamında konuyla ilgili olarak; Kişisel Bilgi Formu, Maslach

Tükenmişlik Ölçeği (MBI), Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions)

Ölçeği-T, UCLA-Yalnızlık Ölçeği , PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ve

SUBO-Çocukların Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinden oluşan bir test bataryası

uygulanmıştır. Ayrıca epileptik grupta yer alan annelerin çocuklarına da Wechsler

Çocuklar için Zeka Ölçeği (WISC-R) uygulanarak bu gruptaki annnelerin

çocuklarının da normal zeka düzeyinde olmasına dikkat edilmiş ve böylece epileptik

çocukların zeka düzeyinin araştırma sonuçlarını yanlı olarak etkilemesinin önüne

geçilmesi hedeflenmiştir.

Page 92: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

72

II.3.VERİ TOPLAMA ARAÇLARI

Epileptik çocukların zeka bölümleri WISC-R Zeka Testi uygulanarak

belirlenmiştir. Çalışmada epileptik ve sağlıklı çocuk annelerine çeşitli demografik

bilgilerin yer aldığı Kişisel Bilgi formu, epileptik ve sağlıklı çocuk annelerinin

tükenmişlik düzeylerini ölçmeye yönelik Maslach Tükenmişlik ölçeği; stres

belirtilerini ölçmek için Stres Belirtileri Ölçeği; Sosyal desteği ölçmek üzere Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği-T; Yalnızlık düzeylerini ölçmek için UCLA Yalnızlık

Ölçeği, Ebeveynlerin çocuklarla ilgili tutumlarını belirleyebilmek için PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği ve son olarak çocukların sosyal uyum becerilerini

ölçebilmek için de bu tez kapsamında oluşturulan SUBO-Sosyal Uyum Beceri

Ölçeği uygulanmıştır. Uygulamada ölçeklerin veriliş sıralaması ile ilgili olarak

ortaya çıkabilecek olan olumsuz etkiyi azaltmak amacıyla ölçeklerin sıralaması

değiştirilecek annelere verilmiştir. Epileptik çocukların annelerine Gülhane Askeri

Tıp Akademisi ve Gazi Hastanesi Pediatrik Nöroloji kliniklerinden ulaşılmıştır.

Sağlıklı çocuk annelerine ise Ankara’da bulunan 2 okuldan ulaşılmıştır.

II.3.1. KİŞİSEL BİLGİ FORMU

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin demografik

özelliklerini belirlemek üzere araştırmacı tarafından araştırmanın amaçlarına uygun

olarak bir bilgi formu hazırlanmıştır (Bkz. Ek-1)

II.3.2. WECHSLER ÇOCUKLAR İÇİN ZEKA ÖLÇEĞİ (WISC-R)

Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği 1949 yılında David Wechsler

tarafından geliştirilmiş, 25 yıl süren araştırma ve değerlendirmeler doğrultusunda

Page 93: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

73

yine D. Wechsler tarafından 1974 yılında yeniden gözden geçirilmiştir. Ölçek Sözel

ve Performans olmak üzere 2 bölümden oluşmaktadır ve her bölüm de 6 adet alt

ölçek yer almaktadır (Tablo II.4’de 12 alt ölçeğin isimlerine yer verilmiştir). Orijinal

ölçeğin alt ölçek maddeleri, uygulama kuralları ve puan verme ilkelerinde

değişiklikler yapılarak, 6.5-16.5 yaşları arasında 2200 kişilik bir örneklem grubu

üzerinde WISC-R standardizasyon çalışması yapılmıştır. WISC-R Zeka testi hem

araştırmalarda hem de zeka ölçümlerinde en sık kullanılan araçlardan birisidir

(Savaşır ve Şahin, 1995).

Tablo II.3.WI SC-R alt ölçekleri (Savaşır ve Şahin, 1995).

Sözel Bölüm Performans Bölümü

1. Genel Bilgi 2. Resim Tamamlama

3. Benzerlikler 4. Resim Düzenleme

5. Aritmetik 6. Küplerle Desen

7. Sözcük Dağarcığı 8. Parça Birleştirme

9. Yargılama 10.Şifre

11. Sayı Dizisi 12. Labirentler

WISC-R Zeka Testi Sözel, Performans ve Toplam Zeka Bölümü olmak

üzere toplam üç zeka puanı vermektedir.

WISC-R’ın Türkiye standardizasyon çalışmasında, WISC-R’ın güvenirlik

katsayıları “iki yarım (split-half reliability)” yöntemiyle elde edilmiştir. Güvenirlik

katsayıları her yaş grubu ve alt test için Wechsler’in Amerika standardizasyonuyla

uyumlu, hatta daha yüksek olduğu bulunmuştur. WISC-R’ın güvenirlik katsayılarının

Page 94: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

74

sözel bölüm için .98, performans bölümü için .96 ve toplam puan için .98’dir

(Savaşır ve Şahin, 1995).

Savaşır ve Şahin’in (1995) aktardığına göre Amerikan standardizasyonunda

örneklemin bütünündeki alt-testler arasındaki korelasyonlar .21 ile .69 arasında

değişirken, Türk standardizasyonundaki bu değerler .51 ile .86 arasında

değişmektedir. Yani Türk standardizasyonunda, alt testler arasındaki korelasyonlar,

her bir alt test için Amerikan standardizasyonunda verilen değerlerden daha yüksek

olduğu görülmüştür (Savaşır ve Şahin, 1995).

II.3.3. MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİ

II.3.3.1.Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Yapılanması

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin (MBI) 47 maddeden oluşan orjinal ilk

formu 605 kişilik bir örneklem grubuna uygulanmıştır (%56’sı erkek, %44’ü kadın).

Örneklem grubu birçok alandan çalışanlardan oluşmuştur; polis, öğretmen, hemşire,

sosyal çalışmacı, psikiyatrist, psikolog, doktor, avukat, vekil, fizikçi ve büro müdürü.

İstatistiksel analiz sonucunda 10 faktör ortaya çıkmıştır. Madde sayısı da 47’den 25’e

düşürülmüştür. Elde kalan 25 maddenin faktör örüntüsünü doğrulamak için 420

kişiden oluşan yeni bir örneklem grubu oluşturulmuştur (%69’u kadın, %31’i erkek).

Örneklem grubunda yine hemşire, öğretmen, sosyal çalışmacı, avukat, akıl sağlığı

çalışanları, büro müdürleri, stajerler gibi çeşitli alanlarda çalışanlar katılmıştır.

(Maslach ve Jackson, 1981).

Ardından her iki çalışmanın örneklem grupları birleştirilmiş ve istatistiksel

analiz yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda 3 faktör ortaya çıkmıştır. Buna göre 25

Page 95: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

75

maddenin 9’u duygusal tükenme, 5’i duyarsızlaşma, 8 madde de kişisel başarı ile

ilişkilidir. Hem duygusal tükenme hem de duyarsızlaşma maddelerinin yüksek

ortalama puanları vardır . (Maslach ve Jackson, 1981).

Alt ölçekler için iç tutarlılık güvenirlik katsayıları; Duygusal tükenme için

.90; Duyarsızlaşma için .79 ve kişisel başarı için .71 olarak bulunmuştur (Maslach ve

Jackson, 1981).

Test-tekrar test güvenirliği alt ölçekler için duygusal tükenme için 0.82;

duyarsızlaşma için .60 ve kişisel başarı için .80’dir (Maslach ve Jackson, 1981).

II.3.3.2. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Türkçe Geçerlik ve Güvenirlik

Çalışması

Ergin (1993) tarafından Türkçe’ye çevirilen Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin, doktor, hemşire, öğretmen, avukat, polis ve memurlardan oluşan 6 farklı

meslek grubundan 235 kişilik bir grup içinde ön uygulaması yapılmış, bu gruptan

elde edilen verilerin analizi sonucunda ölçekte bazı değişikliklere gidilmiştir. Özgün

ölçekte 7 basamaklı olan cevap seçeneklerinin, hiçbir zaman, çok nadir, bazen, çoğu

zaman, her zaman şeklinde beşli dereceleme olarak düzenlenmesine karar verilmiştir.

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinden (MBI) toplam puan ve alt ölçek puanları

elde edilmektedir. Alt ölçek puanları her madde için, 0: hiçbir zaman, 4: her zaman

olarak değerlendirilerek elde edilmekte, duygusal tükenme ve duyarsızlaşma alt

ölçeklerinden alınan yüksek, kişisel başarı alt ölçeğinden alınan düşük puanlar,

tükenmişlik olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra, duygusal tükenme ve

duyarsızlaşma alt ölçeklerindeki maddeler olduğu gibi kişisel başarı alt ölçeğindeki

Page 96: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

76

maddeler ise ters puanlanarak (0: her zaman, 4: hiçbir zaman) toplam puan elde

edilebilmektedir (Ergin, 1993).

Maddelerin alt ölçeklere göre dağılımına bakıldığında; Duygusal Tükenme

boyutu; 1, 2, 3, 6, 8, 13, 14, 16, 20. Duyarsızlaşma boyutu; 5, 10, 11, 15, 22. Kişisel

Başarı boyutu; 4, 7, 9, 12, 17, 18, 19, 21’dir.

Çam’ın (1993) yaptığı çalışmada Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin

güvenirliği Kuder-richardson 20 formülüne göre ve yarıya bölme tekniğine göre

güvenirlik katsayıları hesaplanarak bakılmıştır. Kuder-richardson 20 formülüne göre

güvenirlik katsayıları: Duygusal Tükenme alt ölçeği için, 0.89, Duyarsızlaşma alt

ölçeği için, 0.71, Kişisel başarı alt ölçeği için, 0.72 (Çam, 1993).

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt ölçeklerinin yarıya bölme tekniği ile

saptanan korelasyon katsayılarının Spearman-Brown düzeltmesi yapıldıktan sonra

elde edilen güvenirlik katsayıları: Duygusal tükenme için, 0.84, Duyarsızlaşma için,

0.78, Kişisel başarı için, 0.72’dir (Çam, 1993).

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin geçerliği için birlikte geçerlik ayırdeci

geçerlik tekniği kullanılmıştır. Bu amaçla, hemşirelerin kendi değerlendirmeleri ile

arkadaşlarının değerlendirmeleri arasındaki fark incelenmiş olup, istatistiki bir fark

bulunmamıştır (Çam, 1993).

Ergin’in (1993) yaptığı çalışmada Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin

güvenirliği iki yöntemle incelenmiştir. Bunlardan ilki, ölçeğin her üç alt boyutu için

iç tutarlılığın hesaplanmasıdır. Toplam 552 doktor ve hemşireden oluşan denek

grubundan elde edilen verilerin söz konusu üç alt boyuta ilişkin Cronbach Alpha

Page 97: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

77

katsayıları şu şekildedir: Duygusal tükenme 0.83; Duyarsızlaşma 0.65; Kişisel başarı

0.72. Ölçeğin güvenirliği bir de test tekrar-test yöntemiyle incelenmiştir. Bunun için

ilk uygulamadan 2-4 hafta sonra 99 deneğe ulaşılmıştır. Ölçeğin alt boyutlarına

ilişkin test tekrar test güvenirlik katsayıları şu şekildedir: Duygusal tükenme 0.83;

Duyarsızlaşma 0.72; kişisel başarı 0.67’dir.

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin yapı geçerliği faktör yapısının incelenmesi

yoluyla ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin

Türkçe uyarlamasının, özgün İngilizce ölçek ile tamamen tutarlı olduğunu ortaya

konulmuştur (Ergin, 1993)

Duygun ve Sezgin (2003) ise zihinsel engelli çocuk annelerinden oluşan bir

örneklem üzerinde yaptığı çalışmada, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Türkçe

formunun 2 faktör içerdiğini saptamışlardır. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin zihinsel

engelli ve sağlıklı çocuk annelerinden oluşan örneklem için saptanan 2 faktör,

duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı faktörleridir. Bu örneklemde duyarsızlaşma alt

boyutundaki maddeler ise duygusal tükenmişlik faktörü içinde yeralmaktadır. Özgün

formdaki kişisel başarı alt boyutunda yer alan maddelerin tümü, ölçeğin Türkçe

formunda, yer alırken, duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma alt ölçeklerinin

birleşiminden oluşan diğer faktör duygusal tükenmişlik olarak adlandırılmıştır.

Duygusal tükenmişlik olarak adlandırılan birinci faktör 13 maddeden

(1,2,3,5,6,8,10,11,13,14,16,20,22); kişisel başarı olarak adlandırılan ikinci faktör ise

8 maddeden (4,7,9,12,17,18,19,21) oluşmaktadır (Duygun ve Sezgin, 2003).

Page 98: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

78

II.3.4. STRES BELİRTİLERİ ÖLÇEĞİ

Zihinsel engelli ve sağlıklı çocuk annelerinin stres belirtilerini

değerlendirmek amacıyla DasGupta (1992; akt. Hovardaoğlu, 1997) tarafından stres

durumundaki belirtileri saptamak amacıyla geliştirilen belirti listesinin Türkçe formu

kullanılmıştır.

DasGupta (1992) tarafından stres durumlarındaki belirtileri saptamak

amacıyla geliştirilen belirti listesinin Türkçe formu Hovardaoğlu (1997) tarafından

Türkçe’ye uyarlanmıştır. Belirti listesindeki 38 madde önce İngilizce bilen beş

uzmana verilerek ayrı ayrı çeviri yapmaları sağlanmış, daha sonra bu çevirilerden

oluşan ortak liste yine aynı uzmanlara İngilizcesiyle birlikte verilerek çeviri

uygunluğunu değerlendirmeleri istenmiştir. Bu aşamadan sonra oluşturulan liste, üç

kişiden oluşan ve İngilizce bilen başka bir uzman grubuna verilerek, İngilizceye

çevirmeleri istenmiştir. Bu çeviriler ile özgün metnin karşılaştırılmasına dayanarak

listenin kullanılabilir olduğuna karar verilmiştir.

Stres belirtileri ölçeği, stres belirtilerinin değerlendirildiği 4’lü likert tipi bir

ölçek olup, 38 maddeden oluşmaktadır. Listeden elde edilebilecek en düşük puan 38,

en yüksek puan da 152’dir. Puanların artması, belirtilerin sıklığında artış anlamına

gelmektedir (Hovardaoğlu, 1997).

Stres belirtileri ölçeğinin Türkçe’ye uyarlanma çalışması üniversite

öğrencileri ile çalışan kişilerden oluşan toplam 253 denek üzerinde Hovardaoğlu

(1997) tarafından yapılmıştır. Ölçeğin faktör yapısı incelendiğinde, stres belirtilerinin

bilişsel-duyuşsal, fizyolojik ve ağrı-yakınma faktörleri olmak üzere toplam 3

Page 99: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

79

faktörden oluştuğu görülmüştür. Stres belirtileri ölçeğinin iki yarım test güvenirliği,

bütün faktörler için, 62-.73 arasında değişmektedir.

Duygun ve Sezgin (2003), zihinsel engelli ve sağlıklı çocuk anneleriyle

yaptığı çalışmada stres belirtileri açısından bu iki grup arasında fark olmadığını

saptamışlardır.

II.3.5. SOSYAL DESTEK ÖLÇEĞİ (SOCIAL PROVISIONS SCALE)

Sosyal Provisions Ölçeği Weiss’in tipolojisine dayanır. Ölçek 4’lü likert

tipinde 24 maddeden oluşur. Ölçek 6 alt ölçekten oluşur: Bağlanma (attachment-A),

sosyal kaynaşma-bütünleşme (social integration-S), rehber (guidance-G), dünyanın

güvenirliği (reassurence of worth-ROW), güvenilir aile-akraba (reliable alliance-

RA), beslenme için fırsat (oppurtinity for nurturance-OFN). (Işıklı, 1998)

2,3,6,9,10,14,15,18,19,21,22,24 ölçeğin ters maddeleridir.

II.3.5.1. Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin Orijinal Formunun

Geçerlik-Güvenirlik Çalışması

Cutrona ve Russell (1987) 1183 öğrenci, 303 öğretmen ve 306 askeri

hemşireden oluşan 1792 kişiden oluşan örneklem grubuyla güvenirlik çalışmasını

yapmıştır. Alfa katsayısı .65-.76 arasındadır. Ölçeğin güvenirlik katsayısı .92’dir.

test-tekrar test güvenirliği 6 haftalık dönemde .55’in üstündedir.

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin ayırdedici geçerliği için (discriminat

validity) Cutrona ve Russell 242 üniversite öğrencisinden oluşan bir örneklem

grubuyla çalışma yapmıştır. Geçerlik çalışmasında algılanan sosyal destek,

depresyon ve nevrotizm, sosyal istenirliğin farklı ölçeklerle ölçülmesi amaçlanmıştır.

Page 100: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

80

Sonuçta; sosyal desteği ölçen diğer ölçeklerle Sosyal Destek (Provisios) Ölçeğinin

korelasyonu .35 ila .45 arasında bulunurken diğer değişkenleri ölçen ölçeklerle

korelasyon -.27 ila -.28 arasında bulunmuştur (Cutrona ve Russell, 1987).

II.3.5.2. Sosyal Desek (Provisions) Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-

Güvenirlik Çalışması

Türkçeye geçerlik güvenirlik çalışması Işıklı (1998) tarafından ODTÜ’de

okuyan 280 üniversite öğrencisiyle yapılmıştır.

Çalışmada ilk olarak ölçeğin Türkçeye çevrilmesi aşamasında İngilizceyi iyi

derecede bilen 4 kişiden yardım alınmıştır. Ölçeğin çevrilmesinden sonra 280

üniversite öğrencisinden oluşan (114 kadın, 166 erkek) örneklem grubuyla araştırma

yürütülmüştür. Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği-T’nin yapı geçerliği için

deneklerin Sosyal Destek (Provision) Ölçeğinin yanı sıra depresyon ve anksiyete

ölçekleri de doldurmaları istenmiştir (Işıklı, 1998).

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin Türkçe formunda doğrulayıcı faktör

analizi (confirmatory factor analysis) sonucunda orijinal formunda olduğu gibi 6

faktör saptanmıştır (Işıklı, 1998).

Alt ölçekler için Cronbach-Alpha güvenirliği .54 ila .74 arasında

bulunmuştur. Tüm ölçek için ise .90 olarak bulunmuştur (Işıklı, 1998).

Page 101: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

81

II.3.6. UCLA-YALNIZLIK ÖLÇEĞİ

Russell, Peplau ve Ferguson (1978) UCLA (University of California, Los

Angeles) Yalnızlık Ölçeği’ni geliştirmişlerdir. Bu ölçek Russell, Peplau ve Cutrona

(1980) tarafından tekrar gözden geçirilmiş ve ölçeğin maddelerinin yarısı olumlu,

yarısı olumsuz yönde olacak şekilde tekrar düzenlenmiştir (akt. Demir, 1989).

Bireyin genel yalnızlık derecesini belirlemek amacıyla geliştirilen UCLA

yalnızlık ölçeği 10’u düz, 10’u ters yönde kodlanmış 20 maddeden oluşmaktadır. Bu

ölçeğin her bir maddesinde sosyal ilişkilerle ilgili duygu veya düşünce belirten bir

durum sunulmakta ve bireylerden bu durumu ne sıklıkta yaşadıklarını dörtlü (likert

tipi) ölçek üzerinde belirtmeleri istenmektedir. Olumlu yöndeki ifadeleri içeren

maddeler hiç yaşamam: 4, nadiren yaşarım: 3, bazen yaşarım:2, sık sık yaşarım:1

şeklinde olumsuz yöndeki ifadeleri içeren maddeler hiç yaşamam;1, nadiren yaşarım:

2, bazen yaşarım:3, sık sık yaşarım:4 şeklinde puanlanmaktadır. Kuramsal olarak her

bir madde için puanlama 1 ile 4 arasında değiştiği için ölçekten alınabilecek en

yüksek puan 80, en düşük puan 20’dir. Puan arttıkça, yalnızlık düzeyi artmaktadır.

Yüksek puan yalnızlığın daha yoğun yaşandığının göstergesi olarak kabul

edilmektedir (Demir, 1989).

Ölçeğin orijinal geçerlik çalışmasında Beck Depresyon Envanteri ile

korelasyonu anlamlı (r=.67) bulunmuştur. Ölçeğin güvenirliği de incelenmiş, ölçeğin

iç turtarlılık katsayısı α =.94 olarak saptanmıştır. Ölçek ile elde edilen puanların

kararlığını incelemek amacıyla iki ay ara ile yapılan uygulamalardan elde edilen

sonuçlar da ölçeğin test-tekrar test güvenirliğinin anlamlı (r =.73) düzeyde olduğunu

göstermiştir (Russell ve ark., 1978; akt. Demir, 1989).

Page 102: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

82

II.3.6.1. UCLA-Yalnızlık Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-Güvenirlik

Çalışması

Ölçek akademik olarak İngilizce eğitim görmüş 5 kişiye çevriltilmiştir.

Daha sonra da çeviri İngilizce okutmanlık yapan bir uzman tarafından İngilizce’ye

çevriltilmiştir. İngilizce çeviri orijinal ölçekle karşılaştırılmış ve benzerliklerine göre

her maddeyi en iyi temsil edecek çeviriye yer verilmiştir.

Ölçeğin Türkçe geçerlik-güvenirlik çalışması için yapılan araştırmanın

örneklemi depresyon tanısı almış 36 hasta (19’u kadın, 17’si erkek) ve herhangi bir

rahatsızlığı olmayan 36 normal denekten (18’i kadın, 18’i erkek) oluşmaktadır.

Araştırmada, UCLA yalnızlık ölçeği, Beck Depresyon Envanteri ve Çok Yönlü

Depresyon Envanterinin sosyal içedönüklük alt ölçeği veri toplama araçları olarak

kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ölçeğin iç tutarlığı Cronbach alfa katsayısı

hesaplanarak saptanmıştır. Elde edilen katsayı α=.96’dır. Test tekrar test güvenirliği

için Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı .94 olarak bulunmuştur (Demir,

1989).

Geçerliğe ilişkin bulgular, ölçeğin Beck Depresyon Envanteri ve Çok Yönlü

Depresyon Envanterinin alt ölçeği olan sosyal içedönüklük puanları ile ölçek

puanları korelasyonun istatistiki olarak anlamlı ve yüksek olduğu saptanmıştır

(sırasıyla; r=.77, p<0.001; r=.82, p<0.001 r=.82, p<0.001). Bu bulgular ölçeğin

benzer ölçek geçerliğini desteklemektedir (Demir, 1989).

Page 103: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

83

II.3.7. PARI-ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUM ÖLÇEĞİ

PARI (Parent Attitude Research Instrument), her biri 5’er maddelik 23 alt

ölçekten oluşan 115 maddelik bir ölçektir, Schaefer ve Bell tarafından geliştirilmiştir.

II.3.7.1. PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin Türkçe Geçerlik-

Güvenirlik Çalışması

LeCompte, LeCompte ve Özer, (1978) tarafından Türkçe uyarlaması

yapılan PARI’nin ön çalışmasında araştırmacılar ilk olarak ölçeği Türkçeye

çevirmişlerdir. Daha sonra bağımsız hakemler tarafından ölçeği tekrar İngilizceye

çevirtip anlam kaybının önüne geçmeyi amaçlamışlardır. 10 kişilik bir “anne” grubu

üzerinde denenen ölçekte yer alan maddelerin anlaşılmayan kısımları düzeltilmiş ve

daha sonra 34 kişilik bir kız öğrenci grubuna 3 hafta arayla iki kez uygulanmıştır. 23

alt ölçeğin test-tekrar test korelasyonu için hesaplanan Spearman korelasyon

katsayısı ranjları, .58 ile .88 arasındadır. Bu analizden sonra araştırmacılar, düşük

korelasyon katsayısı gösteren alt ölçeklerin esas ölçekten çıkarılması yerine, daha

büyük bir örneklem grubuna uygulayarak madde analizi yapmışlardır (LeCompte,

LeCompte ve Özer, 1978).

Ölçekdeki maddeler soru şeklinde değil, olumlu veya olumsuz ifadelerden

oluşmuştur. Maddeler dört basamaklı bir değerlendirme sistemi içinde “çok uygun

buluyorum” (4)’dan “hiç uygun bulmuyorum” (1)’a uzanan seçenekler olarak

işaretlenip puanlanmaktadır.

Page 104: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

84

Faktör analizi sonucu Aşırı annelik, Demokratik tutum ve eşitlik tanıma, Ev

kadınlığı rolünü reddetmek, Geçimsizlik olarak adlandırılan 4 faktör ile Genel bir

baskı örüntüsü içeren Artık boyut saptanmıştır.

1. Aşırı annelik: Bu boyuta yüklenen alt ölçekler, aşırı kontrol,

müdahalecilik; çocuktan bağımlı, faal ve çalışkan olmasını isteme; annenin son

derece fedakar olması ve çocuğun da bunu anlaması gereğine inanma, gibi konuları

kapsamakta ve varyansın %37’sini açıklamaktadır. 16 maddeden oluşmaktadır.

Boyutun madde numaraları şunlardır: 1, 3, 4, 7, 11, 12, 14, 26, 27, 28, 32, 34, 36, 46,

51, 57.

2. Demokratik tutum ve eşitlik tanıma: Çocuğa eşit haklar tanımak,

fikirlerini açıkça belirtmesini desteklemek; onunla arkadaşlık etmek ve birçok şeyi

paylaşmak gibi konuları kapsamakta, ve varyansın %10’unu açıklamaktadır. 9

madden oluşan bu boyutun madde numaraları şunlardır: 2, 13, 18, 22, 29, 37, 44, 45,

59.

3. Ev kadınlığı rolünü reddetmek: Kadının kendi annelik ya da

başkalarına bağımlılığını desteklemek; sinirlilik, çocuklarla bir arada uzun süre

kalmaktan hoşlanmamak ve yeni doğan bebeğin bakımından ürkmek gibi konuları

kapsamakta ve varyansın %7’sini açıklamaktadır. 13 maddeden madden oluşan bu

boyutun madde numaraları şunlardır: 6, 9, 16, 17, 21, 23, 31, 38, 41, 42, 49, 52, 55.

4. Geçimsizlik: Eşler arasındaki geçimsizliğin çocuk yetiştirmedeki rolü;

kocanın düşüncesizliği, anneye yardımcı olmayışı gibi konuları kapsamaktadır ve

varyansın %5’ini açıklamaktadır. 6 madden oluşan bu boyutun maddeleri 8, 19, 33,

40, 48, 54 numaralı maddelerdir.

Page 105: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

85

Artık boyut-Genel bir baskı örüntüsü: Daha çok olumsuz bir çocuk

yetiştirme tutumuna işaret eden, cinsel davranışı bastırma, saldırganlığı bastırma, sıkı

disipline inanma, çocuğu zorlama, anne-babanın mutlak hakimiyetine inanma gibi alt

ölçeklerden oluşmuştur. (LeCompte, LeCompte ve Özer, 1978).

Ölçekte, her faktör boyutuna göre puanlar toplanır. Sonuçta her olgu için tek

bir puan değil, beş ayrı boyutu değerlendiren beş ayrı puan elde edilmiş olur (Küçük,

1987).

LeCompte, LeCompte ve Özer’in (1978) yaptığı araştırmada üç farklı

Sosyo-ekonomik düzeyden (SED) gelen annelerin bu ölçekte gösterdikleri tutumlar

şu şekilde özetlenmektedir: alt SED’de aşırı kontrolü desteklemek, baskıyı

desteklemek, çocuğu ile arkadaşlığı desteklememek; üst SED’de ev kadınlığı rolünü

benimsememek, baskı ve kontrolü benimsememek, evlilikte geçimsizliğin çocuk

yetiştirmeyi etkilediği fikrini desteklemek; orta SED’de ise hep bu iki grubun

tutumları arasında ortada bir yolu muhafaza etmek şeklinde olduğunu ortaya

koymuşlardır.

II.3.8. SUBO-ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL UYUM BECERİ ÖLÇEĞİ

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği geliştirilirken çocukların sosyal

uyum ve becerilerini ölçen değişik ölçekler taranmıştır. Tarama sonucunda aşağıdaki

5 ölçekten 45 madde, uyarlanarak ölçeğe dahil edilmiş, diğer 71 madde ise

araştırmacı ve danışmanı tarafından geliştirilmiştir. Çocuklar için Sosyal Uyum ve

Beceri Ölçeği geliştirilirken yararlanılan ölçeklerin isimleri şunlardır; 1. Social skills

training with children and adolescents (Spence, 1979a); 2. Social skills training with

children and adolescents. Staff Questionnare: Social behaviour at school (children

Page 106: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

86

age 5-10 years) (Spence, 1979b); 3. Öğrenci Davranışları Derecelendirme Ölçeği

(Merteoğlu, 1987); 4. AAMD Uyumsal Davranış Skalası (Epir, 1976); 5. Children’s

Behavior Questionnaire (Vandell, 1995).

Geliştirilen ölçeğin ilk formunda Sue Spence (1979a) tarafından geliştirilen

“Social skills training with children and Adolescents” ölçeğinin 1. (SUBO’nun 21.

maddesi), 2. (SUBO’nun 28. maddesi) ve 3. (SUBO’nun 43. maddesi)

maddelerinden yararlanılmıştır. Sue Spence’in ölçeğindeki maddeler çocuklar

tarafından doldurulmaktadır.

Sue Spence (1979b) tarafından geliştirilen “Social skills training with

children and adolescents. Staff Questionnare: Social behaviour at school (children

age 5-10 years)” ölçeğinin 6. (SUBO’nun 31. maddesi), 20. (SUBO’nun 47.

maddesi), 21. (SUBO’nun 23. maddesi), 24. (SUBO’nun 16. maddesi), 27.

(SUBO’nun 56. maddesi) ve 39. (SUBO’nun 46. maddesi) maddelerinden

yararlanılmıştır. Sue Spence’in bu ölçeğindeki maddeler ise çocuğun öğretmeni ve

bakıcısı tarafından doldurulmaktadır.

Öğrenci Davranışları Derecelendirme Ölçeği’nden (Merteoğlu, 1987);

İşbirliği altölçeğinden, 1., (SUBO’nun 8. maddesi) ve 7. (SUBO’nun 10. maddesi)

maddelerden; Çalışma altölçeğinden, 4. (SUBO’nun 1. maddesi), 10. (SUBO’nun 2.

maddesi) ve 19. (SUBO’nun 4. maddesi) maddelerden yararlanılmıştır.

AAMD Uyumsal Davranış Skalasının (Epir, 1976), “yıkıcı davranışları veya

huysuzluk nöbetleri vardır” (SUBO’nun 36.,37.,38. maddeleri), “başkalarına karşı

düşüncesizdir” (SUBO’nun 26. maddesi), “hiddet bildiren sözler sarfeder”

(SUBO’nun 93.,94. maddeleri), “nizamları ve alışılagelmiş hareketleri tanımaz”

Page 107: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

87

(SUBO’nun 46., 47. maddeleri), “emirlere, isteklere ve yönergelere uymaz”

(SUBO’nun 7.,9., maddeleri), “işlere veya yerlere gecikir” (SUBO’nun 101.,102.

maddeleri), “kaçma ve kaçmaya teşebbüs” (SUBO’nun 100.,1003. maddeleri),

“topluluklara aykırı davranışlar” (SUBO’nun 69. maddesi), “başkalarının eşyalarını

izinsiz alır” (SUBO’nun 49.,50.,51. maddeleri), “yalan ve hile” (SUBO’nun

52.,53.,54. maddeleri), “diğer duygusal dengesizlik belirtileri vardır” (SUBO’nun

63.,64.,65.,66.,83.,84. maddeleri), “başlarının yanında uygunsuz davranışları vardır”

(SUBO’nun 95. maddesi) boyutlarından yararlanılmıştır.

Vandell (1995) tarafından geliştirilen “Children’s Behavior Questionnaire”

ölçeğinin 1. (SUBO’nun 15. maddesi), 7. (SUBO’nun 41. maddesi), 11. (SUBO’nun

22. maddesi), 14. (SUBO’nun 33. maddesi), 20. (SUBO’nun 20. maddesi), 32.

(SUBO’nun 62. maddesi), 35. (SUBO’nun 3. maddesi), 40. (SUBO’nun 6. maddesi)

ve 41. (SUBO’nun 39. maddesi) maddelerinden yararlanılmıştır.

Yukarıda belirtilen ölçeklerden yararlanarak toplam 116 maddelik Çocuklar

için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği oluşturulmuştur. Ölçeğin derlemesi çalışmasına

350 normal çocuk ve 150 çocuk ruh sağlığı polikliniklerinden tanı almış çocuğun

annesi katılmıştır. SUBO’nun yapı geçerliği madde-toplam test korelasyonları

yoluyla madde ayırt edicilik gücünün kestirilmesi ve faktör analizi yöntemleri ile test

edilmiş ve bu sonuçlar aşağıda verilmiştir.

Page 108: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

88

Tablo II.4. SUBO maddeleri ve madde toplam test korelasyonları

Maddeler Madde

Toplam Test Korelasyonları

1. Ödevlerine kendiliğinden başlamaz. .20 2. Dikkatini devamlı olarak iş veya ödevi üzerinde toplayamaz. .36 3. Dikkati çok çabuk dağılır. .35 4. Odasını temiz ve düzenli tutamaz. .30 5. Görev verildiğinde onu unutur (ekmek almayı unutmak, ev

ödevlerini almayı unutmak vb.) .27

6. Başladığı birşeyi bırakmakta zorlanır. .16 7. Verilen emirleri duymamazlıktan gelir. .42 8. Başkaları konuşurken onları dinlemez. .32 9. İstenilenin tam tersini yapar. .39 10. Gereksiz yere iddialaşır. .41 11. Hatasını kabul etmez. .44 12. Hatası için özür dilemez. .28 13. Küçük bir hata yapsa bile kolayca rahatsız olur. .12 14. Konuşurken ses tonu çok yüksektir. .29 15. Konuşurken ses tonu çok alçaktır. .14 16. Uygun olmayan zamanlarda konuşur. .34 17. Kendi kendine konuşur. .33 18. Çok konuşur. .25 19. Konuşurken gereksiz gülmesi/homurdanması olur. .38 20. Arkadaşlarının söylediklerinden çabuk kırılır/alınır. .20 21. Aşırı ilgilenildiği zaman utanır. .23 22. Yeni tanıdığı insanlarla ilişkiye girmekte zorlanır. .29 23. Konuşurken göz teması kuramaz (karşısındakinin gözüne

bakamaz). .34

24. Yüz ifadesi, mimikleri, jestleri duruma uygun değildir (üzüntülü durumda güler vb.) .22

25. Başkalarının konuşmasını keser. .50 26. Başkalarına karşı düşüncesiz davranışları vardır (yüksek sesle

tv. izlemek vb.). .47

27. Arkadaş ilişkilerinde tercih edilmez/az arkadaşı vardır. .36 28. Yeni arkadaşlar edinmede güçlük çeker. .35 29. Diğer çocuklarla alay eder. .34 30. Gereksiz yere arkadaşlarına sataşır. .46 31. Gereksiz yere arkadaşlarıyla kavga eder. .45 32. Arkadaşları kendisine takıldığında/sataştığında kolaylıkla

öfkelenip saldırganlaşır. .41

33. Yapmak istediği bir şey engellendiğinde sinirlenir/hırçınlaşır. .45 34. Haklı olduğunda kendi hakkını koruyamaz ve kendini

savunamaz. .29

35. Alay edildiğinde kolaylıkla kızar. .29 36. Engellendiği zaman ağlar ve çığlık atar. .39

Page 109: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

89

Maddeler Madde

Toplam Test Korelasyonları

37. Engellendiği zaman kapıları çarpar, cisimleri atar, ayağınıyere vurur. .44

38. Engellendiği zaman kendini yere atar. .33 39. Önüne geçilirse geriler. .15 40. Önüne geçilirse üzülür. -.15 41. İstediğini yaptıramayınca öfke nöbetlerine tutulur. -.32 42. Konuşurken bir cümleyi veya kelimeyi tekrarlar. .40 43. Konuşma sırasında kekeler. .17 44. Konuşması anlaşılmaz. .32 45. Konuşmasında bozukluk vardır (harfleri muntazam

söyleyemez). .26

46. Kurallara uymayı reddeder. .47 47. Oyunda sırasının gelmesini beklemeden oyuna katılır. .37 48. Kuyrukta/sırada beklemez. .35 49. Başkalarının eşyalarını izinsiz alır. .27

50. Başkalarına ait olan şeyleri cepten, cüzdandan vb. yerlerden alır. .27

51. Başkalarına ait olan şeyleri kilitleri açarak veya kırarak alır. .14 52. Gerçekleri kendi çıkarına göre değiştirir. .44 53. Oyunlarda, sınavlarda hile yapar. .24 54. Olaylar hakkında yalan söyler. .41 55. Sürekli tekrarlayan davranışları vardır (parmaklarıyla tempo

tutma, ayak sallama, oturduğu yerde ileri-geri sallanma vb.).. .34

56. Garip duruş veya davranışları vardır (başını eğik tutma, parmak ucunda yürüme, parmak emme vb.) .17

57. Sürekli ellerini yıkama, toz bulaştıysa diye elbiselerini silkeleme, açık kaldı mı diye kapıları kontrol etme gibi aşırıtitizliği vardır.

.11

58. Oturacağı veya uyuyacağı yer konusunda aşırı hassastır. .22 59. Hasta olmadığı halde hastaymış gibi davranır. .34 60. Ağrı ve sızısı olduğunda aşırı endişelenir. .29 61. Bir yeri kanadığında aşırı tepki gösterir. .25 62. Sebepsiz yere duygusal durumu değişir. .36 63. Üzüldüğü zaman midesi bulanır veya kusar. .23 64. Günlük faaliyetlerinde ürkektir. .34 65. Kendini öldürmekten söz eder. .25 66. Kendini öldürmekle tehdit eder. .29 67. Hiçbir zaman yerinde oturmaz. .49 68. Odada devamlı koşar, atlar. .44 69. Devamlı kımıldar ve kıpırdar. .35 70. Düzeltildiği zaman konuşmaz. .33 71. Eleştirildiği zaman sinirlenir. .48 72. Eleştirildiği zaman üzülür. -.27

Page 110: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

90

Maddeler Madde

Toplam Test Korelasyonları

73. Düzeltildiği zaman bağırıp ağlar. .34 74. Kendi yaptığı hatalar için başkalarını suçlar. .49 75. Anne, baba ve kardeşleri evden uzaktayken onlara birşey

olursa diye aşırı endişelenir; ya da geç kaldıklarındapencerede bekler.

.13

76. Arkadaşlarına, akrabalarına yatıya gitmek istemez. .20 77. Okula gitmekte zorlanır. .39 78. Eşyalarına zarar verir. .39 79. Eşyalarını kaybeder. .44 80. Arkadaşları kendisini sevsin diye eşyalarını onlara verir. .29 81. Tehlikeli olduğu söylenen işleri yapar (kibritle, kesici aletle

oynamak vb.) .34

82. Uyku düzeni bozuktur (aşırı ya da az uyur). .27 83. Kabuslardan, kötü rüyalardan şikayet eder. .25 84. Uykusunda bağırır. .26 85. Anne-babasının odasında uyur. .28 86. Aşırı yemek yer. .27 87. Az yemek yer. .14 88. Yemek seçer. .29 89. Birşeyle ilgilendiğinde yemek yemeği unutur. .32 90. Hayvanlara zarar verir. .27 91. Kendine zarar verecek davranışlardan kaçınmaz (örn, trafikte ışıklara dikkat etmeden karşıdan karşıya geçer). .41

92. Kötü söz kullanır/küfreder. .29 93. Fiziksel şiddet göstereceğini söyleyerek başkalarını tehdit

eder. .43

94. Açık-saçık konuşur. .16 95. Başkalarının yanında uygunsuz davranışları vardır (gereksiz

yere dokunmak, çok yaklaşarak konuşmak, masturbasyon yapma vb.)

.38

96. Tırnaklarını yer. .24 97. Dişlerini gıcırdatır. .23 98. Kendine fiziksel olarak zarar verecek davranışları vardır

(kendini ısırması, vurması, saçını çekmesi, ağrıyan yerine dokunması, cisimleri ağzına, burnuna sokması vb.)

.23

99. Televizyonda veya kitapta acıklı bir şey duyduğunda üzülür / üzüntüsünü belli eder. -.15

100. İzin almadan evden çıkıp gider. .37 101. İzin almadan sınıftan dışarıya çıkar. .28 102. Okuldan dönerken oyuna dalıp eve geç gelir. .19 103. Evden, okuldan kaçar. .19 104. Korkuları vardır. .25 105. Çok fazla övülme ister. .43 106. Başkalarına gösterilen ilgiyi kıskanır. .44

Page 111: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

91

Maddeler Madde

Toplam Test Korelasyonları

107. Çok fazla destek ister. .45 108. İlgi çekmek için şımarık davranır. .47 109. “Kimse beni sevmiyor, herkes benimle dalga geçiyor” diye

yakınır. .40

110. Hastalığını bahane ederek kendine çıkar sağlar (okulda, evde, oyunda, yaramazlık yaptığında ceza almamak için hastalığını kullanır).

.31

111. Gece yatağını ıslatır. .21 112. Gündüz altına kaçırır. .18 113. Gece kaka kaçırır. .23 114. Gündüz kaka kaçırır. .24115. Kardeşlerini onlara zarar verecek kadar kıskanır. .45 116. Yorulduğunu bilmez. .43

Ebel (1965; akt. Erkuş, 2003), “pratik manidarlık” için .40 ve daha yukarısı

değerler maddelerin ayırt ediciliklerinin “çok iyi” olduğunu, .30-.40 arasında olan

değerlerin ise madde ayırt ediciliklerinin “iyi” olduğunu, .20-.30 arasındaki

değerlerin ise o maddelerin düzeltilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu nedenle

SUBO’nun 116 maddelik ilk formunda yer alan 56 madde, madde toplam

korelasyonu .30 değerinin altında olması nedeniyle ölçekten çıkarılmış ve ölçeğin 60

madelik son düzenlemesi oluşturulmuştur. Aşağıda ölçekten çıkarılan 56 madde yer

almaktadır

1. Ödevlerine kendiliğinden başlamaz.

5. Görev verildiğinde onu unutur (ekmek almayı unutmak, ev ödevlerini almayı

unutmak vb.)

6. Başladığı birşeyi bırakmakta zorlanır.

12. Hatası için özür dilemez.

13. Küçük bir hata yapsa bile kolayca rahatsız olur.

14. Konuşurken ses tonu çok yüksektir.

15. Konuşurken ses tonu çok alçaktır.

18. Çok konuşur.

Page 112: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

92

20. Arkadaşlarının söylediklerinden çabuk kırılır/alınır.

21. Aşırı ilgilenildiği zaman utanır.

22. Yeni tanıdığı insanlarla ilişkiye girmekte zorlanır.

24. Yüz ifadesi, mimikleri, jestleri duruma uygun değildir (üzüntülü durumda güler

vb.)

34. Haklı olduğunda kendi hakkını koruyamaz ve kendini savunamaz.

35. Alay edildiğinde kolaylıkla kızar.

39. Önüne geçilirse geriler.

40. Önüne geçilirse üzülür.

43. Konuşma sırasında kekeler.

45. Konuşmasında bozukluk vardır (harfleri muntazam söyleyemez).

49. Başkalarının eşyalarını izinsiz alır.

50. Başkalarına ait olan şeyleri cepten, cüzdandan vb. yerlerden alır.

51. Başkalarına ait olan şeyleri kilitleri açarak veya kırarak alır.

53. Oyunlarda, sınavlarda hile yapar.

56. Garip duruş veya davranışları vardır (başını eğik tutma, parmak ucunda yürüme,

parmak emme vb.)

57. Sürekli ellerini yıkama, toz bulaştıysa diye elbiselerini silkeleme, açık kaldı mı

diye kapıları kontrol etme gibi aşırı titizliği vardır.

58. Oturacağı veya uyuyacağı yer konusunda aşırı hassastır.

60. Ağrı ve sızısı olduğunda aşırı endişelenir.

61. Bir yeri kanadığında aşırı tepki gösterir.

63. Üzüldüğü zaman midesi bulanır veya kusar.

65. Kendini öldürmekten söz eder.

66. Kendini öldürmekle tehdit eder.

72. Eleştirildiği zaman üzülür.

75. Anne, baba ve kardeşleri evden uzaktayken onlara birşey olursa diye aşırı

endişelenir; ya da geç kaldıklarında pencerede bekler.

76. Arkadaşlarına, akrabalarına yatıya gitmek istemez.

80. Arkadaşları kendisini sevsin diye eşyalarını onlara verir.

82. Uyku düzeni bozuktur (aşırı ya da az uyur).

83. Kabuslardan, kötü rüyalardan şikayet eder.

Page 113: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

93

84. Uykusunda bağırır.

85. Anne-babasının odasında uyur.

86. Aşırı yemek yer.

87. Az yemek yer.

88. Yemek seçer.

90. Hayvanlara zarar verir.

92. Kötü söz kullanır/küfreder.

94. Açık-saçık konuşur.

96. Tırnaklarını yer.

97. Dişlerini gıcırdatır.

98. Kendine fiziksel olarak zarar verecek davranışları vardır (kendini ısırması,

vurması, saçını çekmesi, ağrıyan yerine dokunması, cisimleri ağzına, burnuna

sokması vb.)

99. Televizyonda veya kitapta acıklı bir şey duyduğunda üzülür / üzüntüsünü belli

eder.

101. İzin almadan sınıftan dışarıya çıkar.

102. Okuldan dönerken oyuna dalıp eve geç gelir.

103. Evden, okuldan kaçar.

104. Korkuları vardır.

111. Gece yatağını ıslatır.

112. Gündüz altına kaçırır.

113. Gece kaka kaçırır.

114. Gündüz kaka kaçırır.

Bu aşamadan sonra 60 maddelik SUBO’nun yeni formuna Temel Bileşenler

Analizi yöntemi uygulanmıştır. Yapılan çözümlemelerde ilk aşamada uygulanan

Temel Bileşenler Analizi yöntemi ile özdeğerleri 1.015’den yüksek olan 17 faktör

belirlenmiştir. Toplam varyansa olan katkıları%1.71 ile %18.96 arasında değişen 17

faktörün toplam varyansa olan ortak katkıları 60.35’dir. 60 maddelik bir ölçekte 17

faktörün uygun bir yapıyı yansıtma olasılığının düşük olduğu düşünülerek

özdeğerleri 1’den yüksek olan 7 faktör olasılığı gözlenmiştir. Bunun üzerine 7

Page 114: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

94

faktörlü yapının uygun olduğuna karar verilerek çözümlemeler 7 faktör üzerinden

Temel Bileşenler Analizi ile ardından ortogonal varimax rotasyon yöntemi ile

tekrarlanmıştır. Bu çözümlemeler sonucunda 60 maddenin 7 faktöre .30’dan yüksek

faktör yükü ile yüklenebildiği saptanmıştır. Ancak SUBO’nun ilk formunda yer alan

89. madde (“Birşeyle ilgilendiğinde yemek yemeği unutur”) yapılan faktör analizi

sonucunda 6. faktörde yer aldığı görülmüştür; fakat, bu maddenin 6. faktörde yer

alan diğer 5 maddeyle anlam olarak uyuşmadığına karar verilip araştırmacılar

tarafından ölçeğin dışında tutularak ölçek diğer analizlerde 59 madde olarak

kullanılmıştır.

Aşağıda Temel Bileşenler Analizi ve ortogonal varimax yöntemi ile elde

edilmiş 7 faktörün adları, maddelerin faktörlere dağılımı ve faktör yükleri yer

almaktadır:

Faktörler,

1. Dürtüsellik

2. Engellenme Eşiği

3. Dikkat ve Hareketlilik (Karışık)

4. Sosyal İlişkiler

5. Duygudurum

6. Onay İhtiyacı

7. İçe dönüklük, olarak belirlenmiştir.

Page 115: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

95

Dürtüsellik Boyutu (1. Faktör) (14 Madde) Faktör Yükleri

29. Diğer çocuklarla alay eder. .547

30. Gereksiz yere arkadaşlarına sataşır. .488

31. Gereksiz yere arkadaşlarıyla kavga eder. .533

47. Oyunda sırasının gelmesini beklemeden oyuna katılır. .607

48. Kuyrukta/sırada beklemez. .467

52. Gerçekleri kendi çıkarına göre değiştirir. .521

54. Olaylar hakkında yalan söyler. .567

59. Hasta olmadığı halde hastaymış gibi davranır. .384

74. Kendi yaptığı hatalar için başkalarını suçlar. .418

78. Eşyalarına zarar verir. .415

95. Başkalarının yanında uygunsuz davranışları vardır (gereksiz yere dokunmak, çok yaklaşarak konuşmak, mastürbasyon yapma vb.)

.389

100. İzin almadan sınıftan dışarıya çıkar. .568

110. Hastalığını bahane ederek kendine çıkar sağlar (okulda, evde, oyunda, yaramazlık yaptığında ceza almamak için hastalığını kullanır).

.551

115.Kardeşlerini onlara zarar verecek kadar kıskanır. .397

Özdeğeri: 4.838

Toplam Varyansa Katkısı (%) 8.199

Engellenme Eşiği Boyutu (2. Faktör) (8 Madde) Faktör Yükleri

26. Başkalarına karşı düşüncesiz davranışları vardır (yüksek sesle tv. izlemek vb.). .372

32. Arkadaşları kendisine takıldığında/sataştığında kolaylıkla öfkelenip saldırganlaşır. .561

33.Yapmak istediği bir şey engellendiğinde sinirlenir/hırçınlaşır. .674 36. Engellendiği zaman ağlar ve çığlık atar. .690 37. Engellendiği zaman kapıları çarpar, cisimleri atar, ayağını yere vurur. .650 38. Engellendiği zaman kendini yere atar. .385 41. İstediğini yaptıramayınca öfke nöbetlerine tutulur. -.508 93. Fiziksel şiddet göstereceğini söyleyerek başkalarını tehdit eder. 302 Özdeğeri: 3.648 Toplam Varyansa Katkısı (%) 6.184

Page 116: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

96

Dikkat ve Hareketlilik (Karışık) Boyutu (3. Faktör) (10 Madde) Faktör Yükleri

3. Dikkati çok çabuk dağılır. .366 42. Konuşurken bir cümleyi veya kelimeyi tekrarlar. .369 55. Sürekli tekrarlayan davranışları vardır (parmaklarıyla tempo tutma, ayak

sallama, oturduğu yerde ileri-geri sallanma vb.). .440

67. Hiçbir zaman yerinde oturmaz. .655 68. Odada devamlı koşar, atlar. .650 69. Devamlı kımıldar ve kıpırdar. .589 79. Eşyalarını kaybeder. .377 81. Tehlikeli olduğu söylenen işleri yapar (kibritle, kesici aletle oynamak

vb.). .449

91. Kendine zarar verecek davranışlardan kaçınmaz (örn, trafikte ışıklara dikkat etmeden karşıdan karşıya geçer). .459

116. Yorulduğunu bilmez. .435 Özdeğeri: 3.572 Toplam Varyansa Katkısı (%) 6.054

Sosyal İlişki Boyutu (4. Faktör) (10 Madde) Faktör Yükleri

2. Dikkatini devamlı olarak iş veya ödevi üzerinde toplayamaz. .413 4. Odasını temiz ve düzenli tutamaz. .472 7. Verilen emirleri duymamazlıktan gelir. .586 8. Başkaları konuşurken onları dinlemez. .396 9. İstenilenin tam tersini yapar. .546 10. Gereksiz yere iddialaşır. .529 11. Hatasını kabul etmez. .529 16. Uygun olmayan zamanlarda konuşur. .407 25. Başkalarının konuşmasını keser. .468 46. Kurallara uymayı reddeder. .459 Özdeğeri: 3.462 Toplam Varyansa Katkısı (%) 5.868

Duygudurum Boyutu (5. Faktör) (7 Madde) Faktör Yükleri

19. Konuşurken gereksiz gülmesi/homurdanması olur. .476 23. Konuşurken göz teması kuramaz(karşısındakinin gözüne bakamaz). .477 27. Arkadaş ilişkilerinde tercih edilmez/az arkadaşı vardır. .601 28. Yeni arkadaşlar edinmede güçlük çeker. .679 44. Konuşması anlaşılmaz. .315 62. Sebepsiz yere duygusal durumu değişir. .514 77. Okula gitmekte zorlanır. .451 Özdeğeri: 3.053 Toplam Varyansa Katkısı (%) 5.175

Page 117: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

97

Onay İhtiyacı Boyutu (6. Faktör) (5 Madde) Faktör Yükleri

105. Çok fazla övülme ister. .610 106. Başkalarına gösterilen ilgili kıskanır. .702 107. Çok fazla destek ister. .556 108. İlgi çekmek için şımarık davranır. .485 109. “Kimse beni sevmiyor, herkes benimle dalga geçiyor” diye yakınır. .378 Özdeğeri: 2.861 Toplam Varyansa Katkısı (%) 4.850

İçe Dönüklük Boyutu (7. Faktör) (5 Madde) Faktör Yükleri

17. Kendi kendine konuşur. .396 64. Günlük faaliyetlerinde ürkektir. .414 70. Düzeltildiği zaman konuşmaz. .525 71. Eleştirildiği zaman sinirlenir. .507 73. Düzeltildiği zaman bağırıp ağlar .553 Özdeğeri: 2.432 Toplam Varyansa Katkısı (%) 4.132

Analiz sonucunda varyansın %40.45’ünü açıklayan 7 faktör elde edilmiştir.

Dürtüsellik boyutu olan 1. faktör varyansın %8.19’unu; Engellenme Eşiği boyutu

olan 2. faktör varyansın %.6.18’ini; Dikkat ve Hareketlilik (Karışık) olan 3. faktör

varyansın %6.05’ini; Sosyal İlişkiler boyutu olan 4. faktör varyansın %5.86’sını;

Duygudurum boyutu olan 5. faktör varyansın %5.17’sini; Onay İhtiyacı olan 6.

faktör varyansın %4.85’ini; İçe Dönüklük boyutu olan 7. faktör ise varyansın

%4.13’ünü açıklamaktadır.

Page 118: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

98

BÖLÜM III

BULGULAR

Bu bölümde, önce araştırmada kullanılan ölçeklerin alt boyutlarının

ortalama ve standart kayma puanları yer almaktadır. Daha sonra Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde

geçerliği saptamak üzere faktör analizi sonuçları verilmiştir. İzleyen bölümde,

ölçeklerin alt boyutlarının birbirleriyle olan ilişkileri (korelasyonları) yer almaktadır.

Dördüncü bölümde, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin (MBI), PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği, Stres

Belirtileri Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği ve

Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği (SUBO) faktörlerinden aldıkları puanların

varyans analizi sonuçları verilmiştir. Son bölüm ise, epileptik nöbet geçiren ve

sağlıklı çocuk annelerinin Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI) ile saptanan duygusal

tükenmişlik puanlarını yordamada; PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği, Stres

Belirtileri Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği ve

Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) alt boyutlarının katkısı

(regresyon analizi) yer almıştır.

III.1. ÖLÇEKLERİN ALT BOYUTLARININ ORTALAMA VE STANDART

KAYMA PUANLARI

Araştırmada kullanılan Maslach Tükenmişlik Ölçeği (21 madde), Stres

Belirtileri Ölçeği (38 madde), Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği (24 madde),

UCLA-Yalnızlık Ölçeği (20 madde), PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği (60

madde), SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği (59 madde) epileptik

Page 119: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

99

nöbet geçiren ve sağlık çocuk annelerine uygulanması sonucunda elde edilen

betimleyici bulgular Tablo III.1’de verilmektedir.

Tablo III.1. Araştırmada kullanılan 5 ölçeğin alt boyutlarının ortalama ve standart kayma puanları

Epilepsi Grubu Sağlıklı Grup Alt Ölçekler x s.s. x s.s.

Maslach Tükenmişlik Ölçeği

Duygusal Tükenme 25.15 8.52 24.08 6.59 Kişisel Başarı 11.05 5.03 9.67 2.71

Stres Belirtileri Ölçeği 58.45 12.20 56.28 10.62 Bilişsel-duyuşsal 23.69 5.90 22.79 5.41 Fizyolojik Belirti 14.44 2.66 14.07 2.41

Ağrı-yakınma 13.60 3.73 13.12 3.61 Sosyal Destek

(Provisions) ÖlçeğiGüvenilir Aile 10.09 1.30 9.98 1.48

Bağlanma 9.88 1.92 9.86 1.97 Rehberlik 10.64 1.21 10.77 3.74 Beslenme 9.09 1.55 9.18 1.69

Sosyal Kaynaşma-Bütünleşme

9.22 1.55 9.52 1.48

Dünyanın Güvenirliği 10.02 1.76 10.18 1.55 UCLA-Yalnızlık Ölçeği 48.69 6.50 48.24 7.08 PARI-Çocuk Yetiştirme

Tutum ÖlçeğiAşırı Annelik 44.88 9.60 46.74 10.08

Demokratik Tutum 25.33 3.25 25.38 3.64 Ev kadınlığı Rolünü

Reddetme 27.49 6.48 28.86 7.47

Geçimsizlik 3.41 4.07 14.33 4.69 Genel Baskı 28.64 7.29 31.84 8.11

SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri

ÖlçeğiDürtüsellik 18.01 4.64 16.40 3.24

Engellenme Eşiği 14.58 3.01 13.88 2.99 Dikkat ve Hareketlilik 16.00 4.44 15.54 4.26

Sosyal İlişki 18.53 4.64 15.90 4.19 Duygudurum 9.98 2.54 9.42 2.16 Onay İhtiyacı 10.01 4.47 8.70 2.44 İçe Dönüklük 7.53 1.93 6.88 1.77

Page 120: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

100

III.2. MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİNİN EPİLEPTİK NÖBET

GEÇİREN VE SAĞLIK ÇOCUK ANNELERİNDE GEÇERLİK ÇALIŞMASI

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet geçiren çocuk anneleri

örneklemindeki yapı geçerliği çalışmasında Maslach Tükenmişlik Ölçeği, epileptik

nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerine uygulanmıştır. Bu amaçla, 75 epileptik

nöbet geçiren çocuk ve 75 sağlıklı çocuk annesinden toplanan verilerin Temel

Bileşenler Analizi (Principal Component Analysis-PCA) yöntemi ile faktör yapısına

bakılmış, ölçeğin özgün ve Türkçe formunda yer alan 3 faktörlü yapının geçerli olup

olmadığı araştırılmıştır.

Maslach Tükenmişlik Ölçeği verilerine önce Temel Bileşenler Analizi

(PCA) uygulanmış daha sonra varimax rotasyon yöntemi kullanılmıştır.

Yapılan çözümlemelerde ilk aşamada uygulanan PCA yöntemi ile

özdeğerleri 1.015’den yüksek olan 6 faktör belirlenmiştir. Toplam varyansa olan

katkıları %5.32 ile %25.99 arasında değişen 6 faktörün toplam varyansa olan

katkıları %64.54’dür. 22 maddelik bir ölçekte 6 faktörün uygun bir yapıyı yansıtma

olasılığının düşük olduğu düşünülerek özdeğerleri 1’den yüksek olan 3 faktör

olasılığı gözlenmiştir. Daha sonra, Tabachnik ve Fidell’in (1983; akt. Duygun ve

Sezgin, 2003) önerdikleri yöntemler kullanılarak faktör yapısı incelenmiş ve

özdeğerleri 2’nin üzerinde olan iki faktörlü yapının uygun olduğuna karar verilerek

çözümlemeler 2 faktör üzerinden önce PCA ile sonra da ortogonal varimax rotasyon

yöntemi ile tekrarlanmıştır. Bu çözümlemeler sonucunda sadece 14. maddenin faktör

yükünün her iki faktörde de .30’un altında olduğu ve hiçbir faktöre yüklenemediği

saptanmıştır.

Page 121: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

101

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

annelerinden oluşan örneklem için bulunan 2 faktöre bakıldığında, bu faktörlerin

duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı faktörleri olduğu görülmüş, duyarsızlaşma alt

boyutundaki maddelerin 4’ünün (5., 10., 11., 22.) duygusal tükenmişlik faktörü altına

girdiği görülürken 1 maddenin de (15.) kişisel başarı faktörü altında girdiği

görülmüştür. Ölçeğin Türkçe formunda, özgün formun kişisel başarı alt boyutunda

yer alan 3 maddenin (17., 18. ve 19.) faktör 1’de (duygusal tükenmişlik) yer aldığı

görülmüştür. Böylece, duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşma alt ölçeklerinin

birleşiminden oluşan faktör duygusal tükenmişlik olarak diğer faktör ise kişisel

başarı olarak kalmıştır.

Tablo III.2. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin Maddelerinin Faktör Dağılımı ve

Faktör Yükleri

Maddeler Faktör 1

(Duygusal Tükenmişlik)

Faktör 2 (Kişisel Başarı)

1. Çocuğumdan soğuduğumu hissediyorum .494

2. Gün sonunda kendimi ruhen tükenmişlik hissediyorum. .680

3. Sabah kalktığımda bir gün daha bu işikaldıramayacağımı hissediyorum. .662

4. Çocuğumun ne hissettiğini hemen anlarım. .527

5. Çocuğuma sanki insan değilmiş gibi davrandığımıfark ediyorum. .399

6. Bütün gün çocuğumla uğraşmak benim için gerçekten çok yıpratıcı. .652

7. Çocuğumun sorunlarına en uygun çözüm yollarınıbulurum.

.401

Page 122: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

102

Maddeler Faktör 1

(Duygusal Tükenmişlik)

Faktör 2 (Kişisel Başarı)

8. Çocuğumun bakımına yönelik olarak yaptığımişlerden tükendiğimi hissediyorum. .635

9. Yaptığım şeylerle çocuğumun yaşamına katkıda bulunduğuma inanıyorum. .671

10. Çocuğumla birlikte olmaya başladığımdan beri insanlara karşı sertleştim. .569

11. Çocuğumun/çocuklarımın bakımının beni giderek katılaştırmasından korkuyorum. .644

12. Çok şeyler yapabilecek güçteyim. .686

13. Çocuğumun beni kısıtladığını hissediyorum. .575

14. Çocuğumun bakımı konusunda çok fazla çalıştığımı hissediyorum. (.271)

15. Çocuğuma ne olduğu umurumda değil. .582

16. Doğrudan doğruya çocuğumla ilgilenmek bende çok fazla stres yaratıyor. .745

17. Çocuğumla aramda rahat bir hava yaratırım. .679

18. Çocuğumla birlikte olduktan sonra kendimi canlanmış hissederim. .757

19. Çocuğumun bakımına yönelik olarak birçok kayda değer başarı elde ettim. .571

20. Yolun sonuna geldiğimi hissediyorum. .370

21. Çocuğumla ilgili duygusal sorunlara serinkanlılıkla yaklaşırım. .606

22. Çocuğumun, kendisinin bazı problemlerini sanki ben yaratmışım gibi davrandığımı hissediyorum .443

Özdeğeri: 5.717 2.719

Toplam Varyansa Katkıları: 25.985 12.360

Page 123: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

103

Duygusal tükenmişlik olarak adlandırılan birinci faktör 15 maddeden

oluşmaktadır (1,2,3,5,6,8,10,11,13,16,17,18,19,20,22) ve özdeğeri 5.72; toplam

varyansa katkısı %25.99’dur. Kişisel başarı olarak adlandırılan ikinci faktör 6

maddeden oluşmaktadır (4,7,9,12,15,21) ve özdeğeri 2.72; toplam varyansa olan

katkısı %12.36’dır. Her iki faktörün toplam varyansa birlikte yaptıkları katkı ise

%37.45’dir.

III.3. ÖLÇEKLERİN ALT BOYUTLARININ BİRBİRLERİYLE OLAN

KORELASYONLARI

Araştırmada kullanılan; Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri

Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt

boyutlarının birbirleriyle olan korelasyonları Tablo III.3’de yer almaktadır.

Page 124: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

104

Page 125: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

105

Tablo III.3’de verilen sonuçlara bakıldığında; Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin alt boyutlarından olan duygusal tükenmişliğin, yine Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin bir alt boyutu olan kişisel başarı ile (r=.23) aynı yönde anlamlı bir ilişki

içinde olduğu; PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin demokratik tutum ve eşitlik

tanıma (r=.36), ev kadınlığı rolünü reddetme (r=.23) ve genel baskı (r=.16) faktörleri

ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; UCLA-Yalnızlık Ölçeği (r=.54) ile

yine aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Sosyal Destek (Provisions)

Ölçeğinin alt boyutlarından olan güvenilir aile (r=.24) faktörü ile aynı yönde anlamlı

bir ilişki içinde olduğu; SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt

boyutlarından dürtüsel (r=.48), engellenme eşiği (r=.46); dikkat ve hareketlilik

(r=.50), sosyal ilişki (r=.21), duygudurum (r=.24) ve onay ihtiyacı (r=.26) faktörleri

ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Stres Belirtileri Ölçeğinin alt

boyutlarından olan bilişsel-duyuşsal (r=.42), fizyolojik belirtiler (r=.23) ve ağrı-

yakınma (r=.31) faktörleri ile aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğu görülmektedir.

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutlarından olan kişisel başarı alt

faktörünün ise, UCLA-Yalnızlık Ölçeği (r=.22) ile aynı yönde anlamlı bir ilişki

içinde olduğu; SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan dürtüsellik (r=.16), engellenme eşiği (r=.20) faktörleri ile aynı yönde anlamlı bir

ilişki içinde olduğu; Stres Belirtileri Ölçeğinin alt boyutlarından olan fizyolojik

belirtiler (r=.17) faktörü ile de aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu

görülmektedir.

Page 126: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

106

III.4. EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN VE SAĞLIKLI ÇOCUK

ANNELERİNİN MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİ, PARI-ÇOCUK

YETİŞTİRME TUTUM ÖLÇEĞİ, STRES BELİRTİLERİ ÖLÇEĞİ, UCLA-

YALNIZK ÖLÇEĞİ, SOSYAL DESTEK (PROVISIONS) ÖLÇEĞİ VE SUBO-

ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL UYUM BECERİ ÖLÇEĞİ FAKÖRLERİNDEN

ALDIKLARI PUANLARIN TEK YÖNLÜ VARYANS (ANOVA) ANALİZİ VE

SONUÇLARI

Bu bölümde epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği, Stres Belirtileri Ölçeği,

UCLA-Yalnızlık Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için

Sosyal Uyum Beceri Ölçeği faktörlerinden aldıkları puanların tek yönlü varyans

analizi (ANOVA) sonuçları aşağıda verilmiştir.

III.4.1. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinden (MBI) Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonuçları

Bu bölümde epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutları olan duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı

faktörleri puanlarına uygulanan tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonuçları Tablo

III.4 ve III.5’de verilmiştir.

Page 127: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

107

Tablo III.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin MBI

Duygusal Tükenmişlik Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 42.66 1 42.67 .735 Hata 8586.91 148 58.02

Toplam 8629.57 149

Tablo III.4’de de görüldüğü üzere, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt

boyutlarından duygusal tükenmişlik puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermektedir.

Tablo III.5. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin MBI Kişisel

Başarı Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 72.11 1 72.11 4.413* Hata 2418.45 148 16.34

Toplam 2490.56 149 *p<.01

Tablo III.5’de de görüldüğü üzere, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt

boyutlarından olan kişisel başarı faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir farkın bulunduğu görülmektedir.

Page 128: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

108

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin kişisel başarı alt

faktöründen aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında,

epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin kişisel başarı alt faktöründen aldıkları

puanların ortalamasının (x=11.05, s.s.=5.03) sağlıklı çocuk annelerinin kişisel başarı

alt faktöründen aldıkları puanların ortalamasından (x=9.67, s.s.=2.71 yüksek olduğu

görülmektedir.

Özetle; Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin duygusal tükenmişlik faktörü puan

ortalamaları açısından epileptik nöbet geçiren çocuk anneleriyle sağlıklı çocuk

anneleri arasında fark yokken; Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin kişisel başarı faktörü

puan ortalamaları açısından epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri

arasında farkın anlamlı olduğu görülmektedir.

III.4.2. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonuçları

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin PARI-Çocuk

Yetiştirme Tutum Ölçeğinin alt boyutları olan aşırı annelik, demokratik tutum ve

eşitlik tanıma, ev kadınlığı rolünü reddetme, geçimsizlik ve genel baskı faktör

puanlarına uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonuçları Tablo III.6,

III.7, III.8, III.9 ve III.10’da verilmiştir.

Page 129: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

109

Tablo III.6. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-

Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği Alt Boyutlarından Aşırı Annelik

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 130.67 1 130.67 .248 Hata 14350.11 148 96.96

Toplam 14480.77 149

Tablo III.6’da da görüldüğü üzere, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum

Ölçeğinin alt boyutlarından olan aşırı annelik faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü

varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.7. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-

Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği Alt Boyutlarından Demokratik

Tutum ve Eşitlik Tanıma Faktörü Puanlarının Tek Yönlü

Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası .11 1 .11 .009 Hata 1764.45 148 11.92

Toplam 1764.56 149

Tablo III.7’de de görüldüğü üzere, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum

Ölçeğinin alt boyutlarından olan demokratik tutum ve eşitlik tanıma faktörü

puanlarına uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta

Page 130: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

110

epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı

görülmektedir.

Tablo III.8. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-

Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği Alt Boyutlarından Ev Kadınlığı

Rolünü Reddetme Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 70.73 1 70.73 1.444 Hata 7249.41 148 48.98

Toplam 7320.14 149

Tablo III.8’de de görüldüğü üzere, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum

Ölçeğinin alt boyutlarından olan ev kadınlığı rolünü reddetme faktörü puanlarına

uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet

geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.9. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-

Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği Alt Boyutlarından Geçimsizlik

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 31.74 1 31.74 1.643 Hata 2858.85 148 19.32

Toplam 2890.59 149

Page 131: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

111

Tablo III.19’da da görüldüğü üzere, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum

Ölçeğinin alt boyutlarından geçimsizlik faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü

varyansa (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olduğu görülmektedir.

Tablo III.10. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin PARI-

Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği Alt Boyutlarından Genel Baskı

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans(ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 384.00 1 384.00 6.451* Hata 8809.36 148 59.52

Toplam 9193.36 149 * p<.01

Tablo III.10’da da görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuk annelerinin PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin alt boyutlarından olan

genel baskı faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA)

analizi sonucu, iki grubun genel baskı faktörü puanları arasında anlamlı bir farkın

bulunduğu görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin genel baskı alt

ölçeğinden aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında,

epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin genel baskı alt ölçeğinden aldıkları puanlan

ortalamasının (x=28.64, s.s.=7.29) sağlıklı çocuk annelerinin genel baskı alt

Page 132: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

112

ölçeğinden aldıkları puanların ortalamasından (x=31.84, s.s.=8.11) düşük olduğu

görülmektedir.

Özetle; PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği alt boyutları olan aşırı

annelik, demokratik tutum ve eşitlik tanıma, ev kadınlığı rolünü reddetme ve

geçimsizlik faktörlerinde epileptik nöbet geçiren çocuk anneleriyle sağlıklı çocuk

anneleri arasında fark yokken; genel baskı faktöründe epileptik nöbet geçiren çocuk

anneleriyle sağlıklı çocuk anneleri arasında fark olduğu görülmektedir.

III.4.3. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Stres Belirtileri

Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonuçları

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Stres Belirtileri

Ölçeğinin alt boyutları olan bilişsel-duyuşsal, fizyolojik belirti ve ağrı-yakınma

faktör puanları ve toplam puana uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi

sonuçları Tablo III.11, III.12, III.13 ve III.14’de verilmiştir.

Tablo III.11. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Stres

Belirtileri Ölçeği Toplam Puanının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 177.13 1 177.13 1.355 Hata 19351.71 148 130.76

Toplam 19528.83 149

Tablo III.11’de de görüldüğü gibi Stres Belirtileri Ölçeğinden alınan toplam

puana uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonucuna göre epileptik nöbet

Page 133: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

113

geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Stres Belirtileri Ölçeği toplam puanları arasında

anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır.

Tablo III.12. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Stres

Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Bilişsel-Duyuşsal Faktör

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 30.83 1 30.83 .962 Hata 4742.53 148 32.04

Toplam 4773.36 149

Tablo III.12’de de görüldüğü gibi, Stres Belirtileri Ölçeğinin alt

boyutlarından olan bilişsel-duyuşsal faktör puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.13. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Stres

Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Fizyolojik Belirti Faktörü

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 5.23 1 5.23 .812 Hata 953.15 148 6.44

Toplam 958.37 149

Tablo III.13’de de görüldüğü gibi, Stres Belirtileri Ölçeğinin alt

boyutlarından olan fizyolojik belirti faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

Page 134: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

114

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.14. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Stres

Belirtileri Ölçeği Alt Boyutlarından Ağrı-Yakınma Faktörü

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 8.64 1 8.64 .641 Hata 1995.92 148 13.49

Toplam 2004.56 149

Tablo III.14’de de görüldüğü gibi, Stres Belirtileri Ölçeğinin alt

boyutlarından olan ağrı-yakınma faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Özetle; Stres Belirtileri Ölçeğinin Toplam Puanı ve alt boyutları olan

Bilişsel-Duyuşsal, Fizyolojik Belirti, Ağrı-Yakınma Faktörleri açısından iki grup

arasında fark yoktur.

III.4.4. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin UCLA-Yalnızlık

Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

UCLA-Yalnızlık Ölçeğinden toplam puan alınması nedeniyle, örneklem

grubu tek yönlü varyans (ANOVA) analizi ile ölçek toplam puanı açısından

karşılaşrılmış ve epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin UCLA-

Yalnızlık Ölçeği toplam puanları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır

(bkz. Tablo III.15).

Page 135: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

115

Tablo III.15. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin UCLA-

Yalnızlık Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 7.71 1 7.71 .167 Hata 6847.63 148 46.27

Toplam 6853.33 149

Özetle; UCLA-Yalnızlık Ölçeğinin Toplam Puanı açısından epileptik nöbet

geçiren çocuk anneleriyle sağlıklı çocuk anneleri arasında fark olmadığı

görülmektedir.

III.4.5. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Analizi Sonuçları

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeğinin alt boyutları olan güvenilir aile, bağlanma, rehberlik,

beslenme, sosyal kaynaşma-bütünleşme ve dünyanın güvenirliği faktör puanlarına

uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonuçları Tablo III.16, III.17, III.18,

III.19, III.20 ve III.21’de verilmiştir.

Page 136: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

116

Tablo III.16. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Güvenilir Aile

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası .43 1 .43 .218 Hata 289.33 148 1.96

Toplam 289.76 149

Tablo III.16’da da görüldüğü gibi, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan güvenilir aile faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.17. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Bağlanma Faktörü

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 6.67 1 6.67 .002 Hata 562.59 148 3.80

Toplam 563.58 149

Tablo III.17’de de görüldüğü gibi, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan bağlanma faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Page 137: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

117

Tablo III.18. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Rehberlik Faktörü

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası .67 1 .67 .086 Hata 1146.43 148 7.75

Toplam 1147.09 149

Tablo III.18’de de görüldüğü üzere, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin

alt boyutlarından olan rehberlik faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.19. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Beslenme Faktörü

Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası .33 1 .33 .123 Hata 391.73 148 2.65

Toplam 392.06 149

Tablo III.19’da da görüldüğü gibi, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan beslenme faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Page 138: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

118

Tablo III.20. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Sosyal Kaynaşma-

Bütünleşme Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 3.23 1 3.23 1.397 Hata 341.87 148 2.31

Toplam 345.09 149

Tablo III.20’de de görüldüğü gibi, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan sosyal kaynaşma-bütünleşme faktörü puanlarına uygulanan tek

yönlü varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve

sağlıklı çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.21. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocuk Annelerinin Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği Alt Boyutlarından Dünyanın

Güvenirliği Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA)

Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası .96 1 .96 .347 Hata 409.33 148 2.77

Toplam 410.29 149

Tablo III.21’de de görüldüğü gibi, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan dünyanın güvenirliği faktörü puanlarına uygulanan tek yönlü

varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuk anneleri arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Page 139: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

119

Özetle; Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt boyutları olan Güvenilir

Aile, Bağlanma, Rehberlik, Beslenme, Sosyal Kaynaşma-Bütünleşme ve Dünyanın

Güvenirliği Faktörleri açısından epileptik nöbet geçiren çocuk anneleri ve sağlıklı

çocuk anneleri arasında fark olmadığı görülmektedir.

III.4.6. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar için

Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinden Aldıkları Puanların Tek Yönlü Varyans

(ANOVA) Analizi Sonuçları

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal

Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutları olan dürtüsellik, engellenme eşiği, dikkat ve

hareketlilik, sosyal ilişki, duygudurum, onay ihtiyacı ve içe dönüklük faktör

puanlarına uygulanan tek yönlü varyans (ANOVA) analizi sonuçları Tablo III.22,

III.23, III.24, III.25, III.26, III.27 ve III.28’de verilmiştir.

Tablo III.22. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Dürtüsellik

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 97.61 1 97.61 6.082* Hata 2374.99 148 16.05

Toplam 2472.59 149 * p<.01

Tablo III.22’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

Page 140: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

120

olan dürtüsellik faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu, iki grubun dürtüsellik faktörü puanları arasında anlamlı

bir farkın bulunduğu görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocukların dürtüsellik alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında, epileptik

nöbet geçiren çocukların dürtüsellik alt ölçeğinden aldıkları puanların ortalamasının

(x=18.01, s.s.=4.64), sağlıklı çocukların dürtüsellik alt ölçeğinden aldıkları puanların

ortalamasından (x=16.40, s.s.=3.24) yüksek olduğu görülmektedir.

Tablo III.23. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Engellenme

Eşiği Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 18.73 1 18.73 2.071 Hata 1338.11 148 9.04

Toplam 1335.83 149

Tablo III.23’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan engellenme eşiği faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuklar

arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Page 141: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

121

Tablo III.24. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Dikkat ve

Hareketlilik Faktörü Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 7.08 1 7.08 .406 Hata 2810.59 148 18.00

Toplam 2818.29 149

Tablo III.24’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan dikkat ve hareketlilik faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü

varyans (ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuklar arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Tablo III.25. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Sosyal İlişki

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 258.73 1 258.73 13.208* Hata 2899.01 148 19.59

Toplam 3157.74 149 * p<.01

Tablo III.25’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

Page 142: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

122

olan sosyal ilişki faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu, iki grubun puanları arasında anlamlı bir farkın bulunduğu

görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocukların sosyal ilişki alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında, epileptik

nöbet geçiren çocukların sosyal ilişki alt ölçeğinden aldıkları puanların ortalamasının

(x=18.53, s.s.=4.64), sağlıklı çocukların sosyal ilişki alt ölçeğinden aldıkları

puanların ortalamasından (x=15.90, s.s.=4.19) yüksek olduğu görülmektedir.

Tablo III.26. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Duygudurum

Faktörü Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 11.76 1 11.76 2.104 Hata 827.33 148 5.59

Toplam 833.09 149

Tablo III.26’da da görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan duygudurum faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu bu alt boyutta epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuklar

arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

Page 143: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

123

Tablo III.27. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından Onay İhtiyacı

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 64.03 1 64.03 4.934* Hata 1920.53 148 12.98

Toplam 1984.56 149 * p<.05

Tablo III.25’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan onay ihtiyacı faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu, iki grubun puanları arasında anlamlı bir farkın bulunduğu

görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocukların onay ihtiyacı alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında, epileptik

nöbet geçiren çocukların onay ihtiyacı alt ölçeğinden aldıkları puanların

ortalamasının (x=10.01, s.s.=4.47), sağlıklı çocukların onay ihtiyacı alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalamasından (x=8.70, s.s.=2.44) yüksek olduğu görülmektedir.

Page 144: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

124

Tablo III.28. Epileptik Nöbet Geçiren ve Sağlıklı Çocukların SUBO-Çocuklar

için Sosyal Uyum Beceri Ölçeği Alt Boyutlarından İçe Dönüklük

Faktörü Puanlarının Tek Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi

Sonucu

Kareler Toplamı

Serbestlik Derecesi

Ortalama Kare F

Gruplar Arası 16.01 1 16.01 4.640* Hata 510.59 148 3.45

Toplam 526.59 149 * p<.05

Tablo III.28’de de görüldüğü üzere, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocukların SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

olan içe dönüklük faktöründen aldıkları puanlara uygulanan tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonucu, iki grubun puanları arasında anlamlı bir farkın bulunduğu

görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocukların içe dönüklük alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalama ve standart kayma puanlarına bakıldığında, epileptik

nöbet geçiren çocukların içe dönüklük alt ölçeğinden aldıkları puanların

ortalamasının (x=7.53 s.s.=1.93), sağlıklı çocukların içe dönüklük alt ölçeğinden

aldıkları puanların ortalamasından (x=6.88, s.s.=1.77) yüksek olduğu görülmektedir.

Özetle; SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutları

olan Dürtüsellik, Sosyal ilişki, Onay ihtiyacı ve İçe Dönüklük Faktörleri açısından

epileptik nöbet geçiren çocuklar ile sağlıklı çocuklar arasında farkın anlamlı olduğu

görülürken, Engellenme Eşiği, Dikkat ve Hareketlilik ve Duygudurum Faktörleri

Page 145: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

125

açısından epileptik nöbet geçiren çocuklar ile sağlıklı çocuklar arasında farkın

anlamlı olmadığı görülmüştür.

III.5. REGRESYON ANALİZİ SONUÇLARI

Bu bölümde epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği (MBI) ile saptanan duygusal tükenmişliği yordamada; çocuğun

tanı yılı, nöbettipi, nöbet kontrolü, nöbet sıklığı, en son nöbet geçirme tarihi, ilaç

kullanımı (tek veya daha fazla ilaç kullanımı), ilaç değişimi, okul başarısı, okul

sorunu, akademik başarıda değişiklik, Sözel-Performans ve Toplam Zeka Bölümü

puanları ve araştırmada kullanılan ölçeklerin katkısı verilmektedir.

III.5.1. Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk Annelerinde Duygusal Tükenmişliğin

Yordanması

Bu bölümde epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinde duygusal

tükenmişliği yordamada; çocuğun tanı yılı, nöbettipi, nöbet kontrolü, nöbet sıklığı,

en son nöbet geçirme tarihi, ilaç kullanımı (tek veya daha fazla ilaç kullanımı), ilaç

değişimi, okul başarısı, okul sorunu, akademik başarıda değişiklik, Sözel-Performans

ve Toplam Zeka Bölümü puanları ve araştırmada kullanılan ölçeklerin katkısını

belirlemeye yönelik olarak yapılan Aşamalı Ayırımla Çoklu Regresyon Analizi

sonuçları yer almakta olup, sonuçlar Tablo III.29’da yer almaktadır.

Page 146: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

126

Tablo III.29. Epileptik Nöbet Geçiren Çocuk Annelerinde Duygusal

Tükenmişliğin Yordanması (Değişkenler denkleme giriş

sırasına göre verilmiştir)

Değişken R2 R2

Değişimi B Beta Anlamlı FDeğişimi

Dürtüsellik .472 .472 1.261 .687 .000 Bilişsel-Duyuşsal

Faktör .605 .133 .544 .376 .000

Tablo III.29’da verilen sonuçlara göre, epileptik nöbet geçiren çocuk

annelerinde duygusal tükenmişliği yordamada; SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum

Beceri Ölçeğinin dürtüsellik boyutu regresyon denklemine ilk giren faktör

olmaktadır. Epileptik nöbet geçiren çocukların annelerinde duygusal tükenmişliği en

iyi yordayan ikinci ve son faktör ise Stres Belirtileri Ölçeğinin bilişsel-duyuşsal

faktörüdür. Bu iki faktörün toplam varyanstaki sorumluluk oranı %61 olup, bu da

anlamlı bir değerdir F(2;72)=55.1555 (p<.001).

III.5.2. Sağlıklı Çocuk Annelerin Duygusal Tükenmişliğin Yordanması

Bu bölümde sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişliği yordamada

çocuğun okul başarısı, okul sorunu, akademik başarıda değişiklik ve araştırmada

kullanılan ölçeklerin katkısını belirlemeye yönelik olarak Aşamalı Ayırımla Çoklu

Regresyon Analizi sonuçlar yer almakta olup, sonuçlar Tablo III.30’da yer

almaktadır.

Page 147: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

127

Tablo III.30. Sağlıklı Çocuk Annelerinde Duygusal Tükenmişliğin Yordanması

(Değişkenler denkleme giriş sırasına göre verilmiştir)

Değişken R2 R2

Değişimi B Beta Anlamlı FDeğişimi

Kişisel Başarı .223 .223 1.146 .472 .000 Sosyal İlişki .324 .102 .507 .323 .002

Bilişsel-Duyuşsal Faktör .376 .052 .281 .231 .017

Tablo III.30’da verilen sonuçlara göre, sağlıklı çocuk annelerinde duygusal

tükenmişliği yordamada Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin kişisel başarı boyutu

regresyon denklemine ilk giren faktör olmaktadır. Sağlıklı çocuk annelerinde

duygusal tükenmişliği en iyi yordayan ikinci faktör ise SUBO-Çocuklar için Sosyal

Uyum Beceri Ölçeğinin sosyal ilişki faktörüdür. Regresyon denklemine giren son

faktör ise, Stres Belirtileri Ölçeğinin bilişsel-duyuşsal boyutudur. Bu üç faktörün

toplam varyanstaki sorumluluk oranı %38 olup, bu da anlamlı değerdir

F(3;71)=14.284 (p<.05)

Page 148: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

128

BÖLÜM IV

TARTIŞMA

Toplanan verilerin istatistiksel çözümlemelerine ait sonuçların tartışılması

dört bölümde sunulmaktadır. Birinci bölümde, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin

(MBI) epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde geçerlik çalışması

sonucunda elde edilen bulgular tartışılmaktadır. İkinci bölümde, epileptik nöbet

geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde, Stres Belirtileri Ölçeği, UCLA-Yalnızlık

Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği,

Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) alt boyutlarının Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutlarıyla ilişkisine yönelik korelasyon bulgularının

tartışılması yer almaktadır. İzleyen bölümde, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı

çocuk annelerinin Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal

Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum

Ölçeği, Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) faktörlerinden

aldıkları puanların varyans (ANOVA) analizi sonuçlarının tartışılmasına yer

verilmiştir. Son bölümde ise, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin

Maslach Tükenmişlik Ölçeği ile saptanan duygusal tükenmişlik puanlarını yordama

Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği,

PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ve SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum ve

Beceri Ölçeğinin alt boyutlarının katkısına ilişkin elde edilen sonuçların

tartışılmasına yer verilmiştir.

Page 149: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

129

IV.1. MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİNİN EPİLEPTİK NÖBET

GEÇİREN VE SAĞLIKLI ÇOCUK ANNELERİNDE GEÇERLİK

ÇALIŞMASININ TARTIŞILMASI

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin özgün formu için geçerli olan duygusal

tükenmişlik, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt ölçeklerinden oluşan 3 faktörün

epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinden oluşan örneklem için geçerli

olup olmadığını saptamak amacıyla Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet

geçiren ve sağlık çocuk annelerinden oluşan örnekleme uygulanması sonucunda elde

edilen bulgulara uygulanan faktör analizi sonuçları söz konusu örneklem için

duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı faktörlerinin geçerli olduğunu göstermektedir.

Duygun ve Sezgin (2003) tarafından zihinsel engelli çocuk annelerinin

tükenmişliğini değerlendirmeye yönelik olarak Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin

geçerliğinin incelendiği çalışmada ve Pelsma, Roland, Tollefson ve Wigington

(1989) tarafından ebeveyn tükenmişliğini değerlendirmeye yönelik çalışmada da

benzer şekilde Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin 3 boyutundan 2’sinin özgün faktör

yapısıyla tutarlı olduğu bulunmuştur. Bu boyutlar, duygusal tükenmişlik ve kişisel

başarıdır. Duygun ve Sezgin’in (2003) araştırma bulgularıyla bu çalışmada elde

edilen araştırma bulguları karşılaştırıldığında; her iki çalışmada da 2 faktörün

(duygusal tükenme ve kişisel başarı) özdeğerlerinin ve varyansa katkılarının birbirine

çok yakın olduğu ve 4 madde dışındaki tüm maddelerin faktörlere dağılımının

zihinsel engelli ve epileptik çocuk annelerinde aynı olduğu görülmektedir. Her iki

grupta aynı faktöre yüklenmeyen 4 maddenin orjnal ölçekte 3. faktör olan

duyarsızlaşma faktörüne ait maddeler olduğu göz önüne alınırsa, eldeki bulgular,

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin ebeveyn tükenmişliğini değerlendirmeye yönelik

Page 150: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

130

olarak kullanılması durumunda iki faktörlü bir yapının geçerli olduğunu gösteren bu

araştırma bulgularını desteklemektedir.

Yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulgular, duyarsızlaşma alt

ölçeğine verilen tepkiler açısından ebeveyn tükenmişliğinin mesleki tükenmişlikten

farklı olabileceğini göstermektedir. Ancak, kişisel başarı eksikliğinin ve duygusal

tükenmişliğin benzerliklerin olduğu görülmektedir. Tüm bulgular Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin, insana hizmet veren sektörlerde çalışan farklı gruplar

arasında durağan faktör yapısıyla güvenilir bir araç olduğunu, annelere yönelik

olarak düzenlenmiş şeklinin ebeveyn tükenmişliğini incelemeye yönelik

araştırmalarda potansiyel olarak kullanışlı bir araç olabileceğini göstermektedir.

IV.2. ÖLÇEKLERİN ALT BOYUTLARININ BİRBİRLERİYLE OLAN

KORELASYONLARININ TARTIŞILMASI

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutları olan duygusal tükenmişliğin

Stres Belirtileri Ölçeği, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği,

PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ve Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri

Ölçeği (SUBO) ve alt boyutları arasındaki ilişkin korelasyon sonuçları, Maslach

Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutuyla diğer ölçek alt boyutlarıyla olan

korelasyonlarının anlamlı olduğunu göstermektedir.

Bulgular, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutlarından duygusal

tükenmişliğin, yine Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin bir alt boyutu olan kişisel başarı

faktörü ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu bulgu yayınlarda duygusal

tükenmişlikle kişisel başarının arasındaki ilişkinin ters yönde ve anlamlı olduğunu

gösteren araştırma bulgularıyla örtüşmemektedir (Wade Cooley ve Savick, 1986;

Page 151: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

131

Green ve Walkey, 1988; Gold, Roth, Wright ve Michael, 1991; Çokluk, 1999;

Duygun ve Sezgin, 2003; Taris ve ark., 2005). Bu çalışmada duygusal tükenmişlikle

kişisel başarı arasında aynı yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yani duygusal

tükenme arttıkça kişisel başarı duygusunun arttığı yönünde bir sonuç elde edilmiştir.

Bu durum annenin çocuğun bakım gereksinimlerini karşılayabilmeyi bir başarı

olarak yorumlayıp, ölçeğin kişisel başarı faktörüyle ilgili maddeleri daha olumlu

olarak cevaplandırmasına neden olduğu şeklinde yorumlanabilir. Son olarak,

bulgularda duygusal tükenmişlikle kişisel başarı arasındaki ilişkinin sayısal değerinin

düşük olduğu da dikkat çekmektedir.

Bulgular duygusal tükenmişliğin, Stres Belirtileri Ölçeğinin alt

boyutlarından olan bilişsel-duyuşsal, fizyolojik belirtiler ve ağrı-yakınma faktörü ile

aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Duygusal tükenmişlikle

stres belirtileri arasında ilişkinin olduğunu gösteren bu sonuç, stres ile tükenmişlik

arasında bir ilişkinin olduğunu ileri süren yayınları destekleyici bir bulgudur

(Cronin-Stubbs, Rooks, 1985; Matsson, 1991; Rice, 1999; Taris ve ark., 2001;

McManus, Qinder ve Gordon, 2002; Duygun ve Sezgin, 2003; Jenkins ve Elliott,

2004).

Bulgular duygusal tükenmişliğin, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeğinin alt

boyutlarından olan güvenilir aile ile aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğunu

gösterirken ölçeğin diğer alt boyutları olan bağlanma, rehberlik, beslenme, sosyal

kaynaşma/bütünleşme ve dünyanın güvenirliği ile anlamlı bir ilişki içinde olmadığını

göstermektedir. Ancak, duygusal tükenmişlikle sosyal destek arasında ters yönde

ilişki olduğuna ilişkin yayınlar dikkat çekmektedir (Florian, Krulik, 1991; Maslanka,

Page 152: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

132

1996; Torun, 1998; Çokluk, 1999; Pines ve ark., 2002; Duygun ve Sezgin, 2003;

Thompson ve ark., 2005; Marin ve Garcia-Ramirez, 2005). Bu bulgu, bakımveren

annelerin duygusal tükenmişliği arttıkça daha fazla sosyal destek arayışına

girebildikleri ve en yakınları olan ailelerinden daha fazla destek aldıkları şeklinde

yorumlanabilir. Ancak konunun daha iyi tartışılabilmesi için yeni araştırmaların

yapılmasına gereksinim olduğu düşünülmektedir

Bulgular duygusal tükenmişliğin, UCLA-Yalnızlık Ölçeğiyle arasında aynı

yönde anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, bu bulgu, kişi

duygusal tükenmişliği yaşarken aynı zamanda yalnızlığı da yaşabileceğini

düşündürmektedir. Tükenmişlikle yalnızlık arasında anlamlı yönde bir ilişkinin

olduğunu gösteren yayınlara rastlanmamıştır. Ancak yayınlara bakıldığında sosyal

destek ve yalnızlık arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalara rastlanmaktadır.

Örneğin; Arkar, Sarı ve Fidaner’in (2004) yaptıkları çalışmada algılanan sosyal

desteğin yalnızlıkla ters yönde bir ilişki içinde olduğu görülmüştür. Yani kişinin

algıladığı sosyal destek arttıkça hissettiği yalnızlık düzeyinde azalma olabileceği

görülmektedir. Araştırmalar, sosyal destek arttıkça tükenmişliğin azaldığını

göstermektedir. Yani her iki değişkenle de (tükenmişlik ve yalnızlık) sosyal destek

arasında anlamlı ilişki olduğu yayınlarda görülmektedir. Konunun daha ayrıntılı

olarak tartışılabilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiği düşünülmektedir.

Duygusal tükenmişlik ile PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin

demokratik tutum ve eşitlik tanıma, ev kadınlığı rolünü reddetme ve genel baskı

faktörleri arasında aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğu saptanmıştır. Bu bulgu,

çocuğa çeşitli konular hakkında haklar tanımakla, annelerin ev içi problemleriyle ve

Page 153: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

133

annelerin çocuk yetiştirme konusunda baskıcı davranması ile tükenmişlik düzeyi

arasında ilişki olduğunu ve annelerinin ev içi problemleri arttıkça tükenmişlik

düzeylerinde de artma olabileceği şeklinde yorumlanabilir. Ancak, yapılacak yeni

araştırmalara da gereksinim vardır.

Bulgular bölümünde belirtildiği gibi, duygusal tükenmişliğin, Çocuklar için

Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin (SUBO) dürtüsellik, engellenme eşiği, dikkat ve

hareketlilik, sosyal ilişki, duygudurum ve içedönüklük faktörleri ile aynı yönde

anlamlı ilişkisi olduğu saptanırken; onay ihtiyacı faktörüyle ilişkili olmadığı

saptanmıştır. Bu bulgu, çocukların psikolojik sorunları ile annelerin tükenmişlik

düzeyleri arasında ilişki olduğunu ve çocukların hareketlilik, sosyal ilişki sorunları

gibi problemleri arttıkça annelerin tükenmişlik düzeylerinde de artma olabileceği

şeklinde yorumlanabilir.

Söz konusu araştırmadan elde edilen bulgular; Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin alt boyutlarından olan kişisel başarının UCLA-Yalnızlık Ölçeği, Çocuklar

için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin alt boyutları olan dürtüsellik ve engellenme

eşiği ile ve son olarak da Stres Belirtileri Ölçeğinin alt boyutu olan fizyolojik

belirtilerle aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğu saptanmıştır.

Kişisel başarı ile yalnızlık arasında aynı yönde anlamlı bir ilişkinin olması,

kişisel başarı arttıkça yaşanılan yalnızlık duygusunun da artabileceği şeklinde

yorumlanabilir. Ayrıca çocuğun bakım ihtiyaçlarıyla meşgul olan anne, kendini dış

yaşamdan soyutlamaya ve vaktinin büyük bölümünü evde harcamaya başlayabilir.

Bu durum da annenin kendisini yalnız hissetmesine neden olabilir. Ancak yayınlar

incelendiğinde tükenmişlikle yalnızlık arasında anlamlı yönde bir ilişkinin olduğunu

Page 154: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

134

gösteren yayınlara rastlanmamıştır. Bu nedenle de konuyla ilgili olarak araştırmaların

yapılması gerektiği düşünülmektedir.

Bulgular, kişisel başarı ile Çocukların Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin alt

boyutlarından dürtüsellik ve engellenme eşiği arasında aynı yönde anlamlı ilişki

olduğunu göstermektedir. Bu bulgu, çocukta dürtüsellik ve engellenme ile ilgili

sorunlar görüldükçe annenin kişisel başarı duygusunda artma olabileceği, annenin bu

sorunlarla başetmesinin kendisine yönelik algısını olumlu yönde etkileyip, kendisini

başarılı olarak algılamasına yol açabileceği şeklinde yorumlanabilir.

Kişisel başarı ile Stres Belirtileri Ölçeğinin fizyolojik belirtiler faktörü

arasında aynı yönde anlamlı bir ilişkinin olması, kişisel başarı arttıkça yaşanılan stres

belirtilerinde de artma olabileceği şeklinde yorumlanabilir. Ancak bu bilgi kişisel

başarı ve stres arasında ters yönde ilişki olduğunu gösteren yayınlarla çelişmektedir

(örn., Maslach ve Jackson, 1986; akt., Duygun ve Sezgin, 2003). Bu iki değişken

arasındaki ilişkinin incelenmesine yönelik araştırmaların yapılması gerektiği

düşünülmektedir.

Page 155: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

135

IV.3. EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN VE SAĞLIKLI ÇOCUK

ANNELERİNİN MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİ, STRES

BELİRTİLERİ ÖLÇEĞİ, SOSYAL DESTEK (PROVİSİONS) ÖLÇEĞİ,

UCLA-YALNIZLIK ÖLÇEĞİ, PARI-ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUM

ÖLÇEĞİ, ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL UYUM VE BECERİ ÖLÇEĞİ (SUBO)

FAKTÖRLERİNDEN ALDIKLARI PUANLARIN TEK YÖNLÜ VARYANS

(ANOVA) ANALİZİ SONUÇLARININ TARTIŞILMASI

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin duygusal tükenmişlik

açısından karşılaştırılmasına yönelik sonuçlar, duygusal tükenmişlik açısından bir

fark bulunmazken, kişisel başarı açısından her iki grup arasında anlamlı bir fark

bulunduğunu göstermektedir.

Duygusal tükenmişlik açısından epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleri arasında istatistiki olarak anlamlı farkın çıkmaması; epileptik nöbet geçiren

çocukların zeka açısından sağlıklı çocuklardan farklı olmamalarına ve araştırmaya

katılan çocukların çok büyük bir bölümünün nöbetlerinin kontrol altında olmasına

bağlanabilir. Ayrıca araştırmaya katılan epileptik çocukların düzenli olarak doktor

kontrolünde olmaları ve nöbetlerin yanında ikincil psikolojik ya da fiziksel

hastalıklarının olmaması da tükenmişlik açısından iki grup arasında fark

olmamasının nedenleri olarak açıklanabilir. Son olarak araştırmaya katılan annelerin

büyük bölümü epilepsiyle ilgili bilgilerinin olduğunu ifade etmektedir. Epilepsi

hakkında bilgiye sahip olan anne hastalık sürecinde nelerle karşılaşacağını önceden

bileceğinden stresi daha az yaşayacak ve böylece de tükenmişliği de daha az

deneyimleyebilecektir.

Page 156: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

136

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yayınlara bakıldığında epileptik nöbet geçiren

çocuk annelerinde tükenmişliğin incelendiği yayınlara rastlanmamaktadır; ancak,

bakımverenlerle ilgili yapılan araştırmalarda örneğin; Duygun ve Sezgin’in (2003)

zihinsel engelli çocuk annelerinin sağlıklı çocuk anneleriyle karşılaştırdıkları

araştırmalarında duygusal tükenmişlik açısından iki grup arasında istatistiki olarak

anlamlı bir farkın olduğunu belirtmektedir. Araştırmacılar, böyle bir farkın zihinsel

engelli bir çocuğa sahip olmanın annelerin enerjilerini tüketebilmesine, kendilerine

ayıracak boş zamanlarının kalmamasına, doğal bir izolasyon yaşamalarına ve evde

sürekli iş gören kişiler haline gelmelerinden kaynaklabileceği yönünde bir açıklama

getirmişlerdir. Bunun yanı sıra bakımverenlerde tükenmişliğin araştırıldığı birçok

araştırmada da, karşılaştırıldıkları gruba göre bakımverenlerin tükenmişlik

düzeylerinin daha yüksek olduğu yönünde bulgular elde edilmiştir (Kasuya ve ark.,

2000; Duygun ve Sezgin, 2003; Chumbler ve ark., 2003; Jenkins ve Elliott, 2004,

Toyry ve ark., 2004, Bekker ve ark., 2005). İlerde yapılacak olan çalışmaların eldeki

çalışma sonuçları ile karşılaştırılmasının ebeveyn tükenmişliğine ilişkin önemli

bilgiler sağlayacağı düşünülmektedir.

Kişisel başarı açısından epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri

arasında farkın anlamlı çıkması ve epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin sağlıklı

çocuk annelerine göre algıladıkları kişisel başarı duygularının daha yüksek olması

sağlıklı çocuk annelerine göre eğitim düzeylerinin daha yüksek olmasına

bağlanabilir. Daha çok eğitim alan anne bu durumla ilgili olarak uygun başetme

mekanizmaları geliştirmiş olmaları ya da uygun sosyal desteğe ulaşmış olmaları

düşünülebilir. Ayrıca duygusal tükenmişlik açısından iki grup arasında istatistiki

olarak anlamlı fark saptanmamış olması epileptik çocukların çoğunda nöbetlerin

Page 157: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

137

kontrol altında olması nedeniyle, epileptik çocuk annelerinin çocuklarında varolan

hastalık nedeniyle olumsuz olarak etkilenmediklerine ve annelerin hastalıkla baş

edebildikleri için kendilerini sağlıklı çocuk annelerinden daha başarılı olarak

algılıyor olabilmelerine bağlanabilir

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin stres belirtileri,

yalnızlık, sosyal destek, çocuk yetiştirme tutumları ve çocukların sosyal uyum

becerileri açısından karşılaştırılması sonucunda elde edilen bulgular söz konusu

ölçekler açısından PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin bir alt boyutu olan

genel baskı ve Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin alt boyutları olan

dürtüsellik, sosyal ilişki, onay ihtiyacı ve içedönüklük dışında iki grup arasında

anlamlı bir farklılığın olmadığını göstermektedir. Bu durum, stres verici olaylarla

karşılaşıldığında ortaya çıkan stres belirtileri, stres verici durumla başaçıkmada

önemli bir unsur olan yeterli sosyal desteğe sahip olma açısından her iki grup

arasında bir farkın olmadığına işaret etmektedir. Ayrıca yeterli sosyal desteğin

kişinin kendisini yalnız hissetmesini engelleyebileceğini göstermektedir.

PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin bir alt boyutu olan genel baskı

faktörü açısından epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk anneleri arasında saptanan

fark, sağlıklı çocuk annelerinin epileptik nöbet geçiren çocuk anneleriyle

karşılaştırıldığında çocuk yetiştirme tarzlarına yönelik olarak sağlıklı çocuk

annelerinin daha fazla baskıcı tutum izledikleri şeklinde yorumlanabilir. Yayınlara

bakıldığında çocukta süregen gidişli bir rahatsızlığın olduğu durumlarda annenin

çocuğa karşı baskıcı değil ancak, koruyucu tutum sergilediği yönünde araştırma

bulguları dikkat çekmektedir (Wade ve ark., 1986; Şahin, 2000; Karaca, 2001; Pal,

Page 158: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

138

2003). Bu sonuç, epileptik çocuğa yönelik olarak ebeveynlerin “çocuğumuzu üzersek

ya da çocuğumuz üzülürse epileptik nöbetleri tekrar eder” şeklinde irrasyonel

düşüncelere sahip olabildikleri ve çocuklarına yönelik eğitim ve disiplini uygularken

sağlıklı çocuğa sahip ebeveynlere oranla kural koymada sıkıntı yaşayabildikleri

şeklinde yorumlanabilir.

Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin (SUBO) alt boyutları olan

dürtüsellik, sosyal ilişki, onay ihtiyacı ve içedönüklük açısından epileptik nöbet

geçiren ve sağlıklı çocuklar arasında farkın olduğunu gösteren bu sonuç, epileptik

nöbet geçiren çocukların sağlıklı çocuklarla karşılaştırıldığında sosyal yaşama

yönelik uyum problemlerinin ve çeşitli psikolojik sıkıntılarının olduğu şeklinde

yorumlanabilir. Yayınlara bakıldığında da süregen seyirli rahatsızlıkları olan

çocukların çeşitli psikolojik sıkıntılarının olabileceğini belirten araştırma bulgularıyla

paralellik göstermektedir (Lendt ve ark., 2000; Karaca, 2001; Riva ve ark., 2002;

Bekker ve ark. 2003; Editorial, 2003; Dunn ve ark., 2003; Hernandz ve ark., 2003;

Oğuz ve ark., 2003).

Sonuç olarak; sağlıklı çocuk annelerinin epileptik nöbet geçiren çocuk

annelerine göre yetiştirme konusunda daha çok baskıcı bir tutum sergilemektedirler.

Ayrıca, epileptik nöbet geçiren çocukların da sosyal yaşama uyum sorunlarının

olması epilepsiden kaynaklı çeşitli problemler yaşayabileceklerini düşündürmektedir.

İleride yapılacak olan çalışmalarda bu konuların üzerinde durulması gerektiği

düşünülmektedir.

Page 159: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

139

IV.4. EPİLEPTİK NÖBET GEÇİREN VE SAĞLIKLI ÇOCUK

ANNELERİNİN MASLACH TÜKENMİŞLİK ÖLÇEĞİ İLE SAPTANAN

DUYGUSAL TÜKENMİŞLİK PUANLARINI YORDAMADA; PARI-ÇOCUK

YETİŞTİRME TUTUM ÖLÇEĞİ, STRES BELİRTİLERİ, UCLA-

YALNIZLIK, SOSYAL DESTEK (PROVİSİONS) ÖLÇEĞİ VE ÇOCUKLAR

İÇİN SOSYAL UYUM VE BECERİ ÖLÇEĞİ ALT BOYUTLARININ

KATKISININ TARTIŞILMASI

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde çocuk yetiştirme

tutumlarının, stres belirtilerinin, yalnızlık düzeyinin, sosyal desteğin ve çocukların

sosyal uyum becerilerinin tükenmişlik düzeyine olan etkisinin incelendiği

araştırmanın sonucunda; sağlıklı çocuk anneleriyle karşılaştırıldığında, epileptik

nöbet geçiren çocuk annelerinin duygusal tükenmişlik düzeylerinin daha fazla

olduğu; ancak, bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır. Epileptik

nöbet geçiren çocuk annelerindeki duygusal tükenmişlik düzeyiyle bağlantılı

faktörlerin neler olduğuna bakıldığında bu faktörlerin; dürtüsellik (Çocuklar için

Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutları), bilişsel duyuşsal faktör (Stres

Belirtileri Ölçeğinin alt boyutu) olduğu görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinde duygusal tükenmişliği en iyi

yordayan değişkenin Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin dürtüsellik alt

boyutu olduğu görülmektedir. Bu değişkenin duygusal tükenmişlikle olan bağlantısı

incelendiğinde; gereksiz yere arkadaşlarına sataşma, eşyalara zarar verme, uygunsuz

davranışlar gibi dürtüsellikle ilgili belirtileri gösteren epileptik çocukların anelerinin

duygusal tükenmişlik yaşama olasılıklarının, bu belirtileri göstermeyen epileptik

Page 160: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

140

nöbet geçiren çocuk annelerine göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Günlük

yaşama uyum sorunu yaşayan çocuk, annede stres yaratacaktır. Eğer anne bu stresle

baş edemezse uzun vadede tükenmişliği yaşamasının olası olabileceği

düşünülmektedir. Yayınlara bakıldığında çocuklarda sosyal uyum problemi yaşayan

annelerin ya da ebeveynlerin tükenmişliklerini inceleyen herhangi bir araştırmaya

rastlanmamıştır; ancak, süregen hastalığı bulunan çocukların çeşitli psikolojik

rahatsızlıkları olabileceğine dair araştırmalara sıkça rastlanmaktadır (Lendt ve ark.,

2000; Karaca, 2001; Riva ve ark., 2002, Oğuz ve ark., 203, Dunn ve ark., 2003).

Epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin duygusal tükenmişliğini ikinci ve

son sırada yordayan değişkenin Stres Belirtileri Ölçeğinin bilişsel-duyuşsal faktör alt

boyutu olduğu görülmektedir. Bu değişkenin duygusal tükenmişlikle olan

bağlantısına bakıldığında; sıkıntı veren düşünceler, kızgınlık/öfke duyguları gibi

bilişsel-duyuşsal faktörle ilgili belirtileri gösteren annelerin duygusal tükenmişlik

yaşama olasılıklarının, bu belirtileri göstermeyen epileptik nöbet geçiren çocuk

annelerine göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu bulgu, stres belirtilerinin

tükenmişlikle ilişkili olduğunu ileri süren araştırma bulgularını da desteklemektedir

(Cronin-Stubbs, Rooks, 1985; Matsson, 1991; Rice, 1999; Taris ve ark., 2001;

McManus, Qinder ve Gordon, 2002; Duygun ve Sezgin, 2003; Jenkins ve Elliott,

2004).

Genel olarak, epileptik nöbet geçiren çocuk annelerin, çocukta dürtüselliğin

ve duygudurum problemlerinin olmasının ve bilişsel-duyuşsal faktörle ilgili stres

belirtileri göstermesinin annenin duygusal tükenmişliğe eğilimli hale gelmesine

neden olduğu söylenebilir.

Page 161: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

141

Sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişlikle en çok bağlantılı olan

faktörlerin ise; kişisel başarı (Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin altı boyutlarından),

sosyal ilişki (SUBO-Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından)

ve bilişsel-duyuşsal faktör (Stres Belirtileri Ölçeğinin alt boyutlarından) olduğu

görülmüştür.

Sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişliği en iyi yordayan

değişkenin Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin kişisel başarı alt boyutu olduğu

görülmektedir. Araştırma bulguları incelendiğinde, sağlıklı çocuk annelerinin

epileptik çocuk annelerine göre kişisel başarı duygularının daha düşük olduğu

görülmektedir. Kişisel başarı düzeyinin düşük olduğunu algılayan annelerin

tükenmişlik yaşama olasılıklarının, kişisel başarı düzeyini yüksek olarak algılayan

sağlıklı çocuk annelerine göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu bulgu, kişisel

başarının düşük düzeyde olmasının, kişinin kendisini ve yaptığı işi olumsuz yönde

değerlendirme eğiliminin, tükenmişlik eğilimini arttırdığı görüşünü destekleyen bir

bulgu olmaktadır (Maslach ve Jackson, 1986; akt., Duygun ve Sezgin, 2003).

Sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişlikle bağlantılı ikinci değişken

ise Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin alt boyutu olan sosyal ilişki

faktörüdür. Bu değişkenin duygusal tükenmişlikle olan bağlantısı incelendiğinde;

odasını düzenli tutamama, gereksiz yere iddialaşma, kurallara uymama gibi sosyal

ilişki problemleri gösteren sağlıklı çocukların annelerinin duygusal tükenmişlik

yaşama olasılıklarının, bu belirtileri göstermeyen sağlıklı çocuk annelerine göre daha

yüksek olduğu söylenebilir. Günlük yaşama uyum sorunu yaşayan çocuk, annede

stres yaratacaktır. Eğer anne bu stresle baş edemezse uzun vadede tükenmişliği

Page 162: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

142

yaşamasının olası olabileceği düşünülmektedir. Yayınlara bakıldığında çocuklarıyla

sosyal uyum problemi yaşayan annelerin ya da ebeveynlerin tükenmişliklerini

inceleyen herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle konuyla ilgili

araştırmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir.

Sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişlikle bağlantılı olan üçüncü ve

son değişken ise Stres Belirtileri Ölçeğinin alt boyutu olan bilişsel-duyuşsal

faktördür. Bu değişkenin duygusal tükenmişlikle olan bağlantısı incelendiğinde,

sıkıntı veren düşünceler, sinirlilik veya korku gibi bilişsel-duyuşsal faktörle ilgili

belirtileri gösteren sağlıklı çocuk annelerinin duygusal tükenmişlik yaşama

olasılıklarının bu gibi belirtiler göstermeyen sağlıklı çocuk annelerine göre daha

yüksek olduğu söylenebilir. Yaşadıkları bu tükenmişliğin ise, gündelik yaşam

problemleri nedeniyle yaşadıkları stresi fiziksel sağlık problemleri şeklinde

yansıtıyor olabilecekleri düşünülmektedir. Bu bulgu stres belirtilerinin tükenmişlikle

ilişkili olduğunu ileri süren yayınları destekleyen bir bulgudur (Cronin-Stubbs,

Rooks, 1985; Matsson, 1991; Rice, 1999; Taris ve ark., 2001; McManus, Qinder ve

Gordon, 2002; Duygun ve Sezgin, 2003; Jenkins ve Elliott, 2004).

Epileptik nöbet geçiren çocuk ve sağlıklı çocuk annelerinde duygusal

tükenmişlikle bağlantılı olan alt ölçeklere bakıldığında her iki grubun da yaşadıkları

duygusal tükenmişlikle bağlantılı ortak bulunan faktörün bilişsel-duyuşsal faktör

olduğu görülmektedir. Bu durum, epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin

tükenmişlik açısından sağlıklı çocuk anneleriyle benzer yaşantılar yaşadıkları

şeklinde yorumlanabilir.

Page 163: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

143

Epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinde duygusal tükenmişlikle ilgili

faktörlerin sırasıyla; dürtüsellik ve bilişsel-duyuşsal faktör olduğunu; sağlıklı çocuk

annelerinde ise duygusal tükenmişlikle bağlantılı olan faktörlerin sırasıyla; kişisel

başarı (eksikliği), sosyal ilişki ve bilişsel-duyuşsal faktör olduğu görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde stres belirtileri, sosyal destek,

yalnızlık, çocuk yetiştirme tutumları ve çocukların sosyal uyum becerilerinin

tükenmişlik düzeyine olan etkisini araştırmaya yönelik çalışmaların olmaması

yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulguların ilgili yayınlar çerçevesinde

tartışılmasını zorlaştırmaktadır. İleride yapılacak araştırmaların yayınlarda yer alan

bu boşluğu dolduracağı ve bu çalışmada elde edilen bulguların daha fazla

tartışılmasına imkan sağlayacağı düşünülmektedir.

Yapılan araştırma sonucunda elde edilen sonuçlar; Ankara ili içerisinde

ikamet eden, yaşları 6-12 arasında değişen sadece epileptik nöbeti olup başka

herhangi bir ek hastalığı olmayan, aynı zamanda en az 2 yıldır epilepsi tanısı

nedeniyle tedavi gören ve zeka bölümü açısından normal sınır içinde olan çocuk

annelerini ve yine herhangi bir özrü ya da süregen bir hastalığı bulunmayan, okul

başarısızlığı olmayan ve ilköğretime devam eden sağlıklı çocuk annelerini

kapsamaktadır. Ayrıca bu araştırmaya katılan epileptik çocuk annelerinin çok büyük

bir bölümü (n=70, %93), Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Pediatrik Nöroloji

kliniğine başvuranlardan oluşmaktadır. Bu grubun özelliklerine bakıldığında eğitim

düzeyleri ve yaşam kaliteleri açısından belli bir düzeyde oldukları görülmektedir.

Son olarak, araştırma katılan epileptik çocukların %85.3’ünün düzenli ilaç kullanımı

ve doktor kontrolüyle rahatsızlıkları kontrol altında olduğu da görülmektedir. Bu

sayılanlar da aynı zamanda yapılan araştırmanın sınırlılıkları olmaktadır.

Page 164: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

144

BÖLÜM V

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde, daha önceki bölümde ayrıntılı bir biçime ele alınan bulgular ve

bu bulgular doğrultusunda yapılacak araştırmalara yön verici öneriler

özetlenmektedir.

Bulgular:

1. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

annelerinde geçerliği çalışması sonucunda, ölçeğin özgün ve Türkçe formunda yer

alan 3 faktörlü yapının yerine 2 faktörlü yapının geçerli olduğu saptanmıştır.

2. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde Stres Belirtileri,

Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme

Tutum Ölçeği ve Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin (SUBO) alt

boyutlarının Maslach Tükenmişlik Ölçeği alt boyutlarıyla ilişkisine yönelik

korelasyon bulguları; Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutlarından olan

duygusal tükenmişliğin, yine Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin bir alt boyutu olan

kişisel başarı ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; PARI-Anne-Baba

Tutum Ölçeğinin demokratik tutum ve eşitlik tanıma, ev kadınlığı rolünü reddetme

ve genel baskı faktörleri ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; UCLA-

Yalnızlık Ölçeği yine aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeğinin alt boyutlarından olan güvenilir aile faktörü ile aynı yönde

anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt

boyutlarından dürtüsellik, engellenme eşiği, dikkat ve hareketlilik, sosyal ilişki,

Page 165: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

145

duygudurum, onay ihtiyacı faktörleri ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu;

Stres Belirtileri Ölçeğinin alt boyutlarından olan bilişsel-duyuşsal, fizyolojik

belirtiler ve ağrı-yakınma faktörleri ile aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğu

görülmektedir.

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutlarından olan duygusal

tükenmişliğin, PARI-Anne-Baba Tutum Ölçeğinin ev kadınlığı rolünü reddetme ve

geçimsizlik faktörü ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; UCLA-Yalnızlık

Ölçeği yine aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Sosyal Destek (Provisions)

Ölçeğinin alt boyutlarından olan bağlanma faktörü ile aynı yönde anlamlı bir ilişki

içinde olduğu; Çocuklar için Sosyal Uyum Beceri Ölçeğinin alt boyutlarından

dürtüsellik, engellenme eşiği, dikkat ve hareketlilik, sosyal ilişki, duygudurum, içe

dönüklük faktörü ile aynı yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu; Stres Belirtileri

Ölçeğinin alt boyutlarından olan bilişsel-duyuşsal, fizyolojik belirtiler ve ağrı-

yakınma faktörü ile aynı yönde anlamlı ilişki içinde olduğu görülmektedir.

3. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-

Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ve Çocuklar için Sosyal

Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) faktörlerinden aldıkları puanların tek yönlü varyans

(ANOVA) analizi sonuçlarına ilişkin bulgular incelendiğinde; duygusal tükenmişlik

açısından iki grup arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir.

Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin stres belirtileri, sosyal

destek, yalnızlık, çocuk yetiştirme tutumları ve çocukların sosyal uyum ve becerileri

açısından karşılaştırılması sonucunda elde edilen bulgular ise, Maslach Tükenmişlik

Page 166: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

146

Ölçeğinin kişisel başarı boyutu, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeğinin genel

baskı boyutu ve Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeğinin dürtüsellik, sosyal

ilişki, onay ihtiyacı ve içedönüklük alt boyutları açısından iki grup arasındaki fark

anlamlı bulunmuştur.

Kişisel başarı açısından; epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin kişisel

başarı alt faktöründen aldıkları puanların ortalamasının sağlıklı çocuk annelerinin

kişisel başarı alt faktöründen aldıkları puanların ortalamasından yüksek olduğu

görülmektedir.

Genel baskı boyutu açısından; epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinin

genel baskı alt faktöründen aldıkları puanların ortalamasının sağlıklı çocuk

annelerinin genel baskı alt faktöründen aldıkları puanların ortalamasından daha

düşük olduğu görülmektedir.

Dürtüsellik, sosyal ilişki, onay ihtiyacı ve içedönüklük boyutları açısından;

epileptik nöbet geçiren çocukların bu alt faktörlerden aldıkları puanların

ortalamasının sağlıklı çocukların bu alt faktörlerden aldıkları puanların

ortalamasından daha yüksek olduğu görülmektedir.

4. Epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinin Maslach

Tükenmişlik Ölçeği ile saptanan duygusal tükenmişlik puanlarını yordamada;

annelerinin Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri, Sosyal Destek

(Provisions) Ölçeği, UCLA-Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği

ve Çocuklar için Sosyal Uyum ve Beceri Ölçeği (SUBO) alt boyutlarının katkısına

ilişkin bulgular incelendiğinde; epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinde duygusal

tükenmişlikle ilgili faktörlerin sırasıyla; dürtüsellik ve bilişsel-duyuşsal faktör olduğu

Page 167: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

147

görülürken; sağlıklı çocuk annelerinde duygusal tükenmişlikle ilgili faktörlerin

sırasıyla; kişisel başarı, sosyal ilişki ve bilişsel-duyuşsal faktör olduğu görülmüştür.

Öneriler:

1. Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

annelerinde geçerliği çalışması sonucunda, ölçeğin özgün ve Türkçe formunda yer

alan 3 faktörlü yapının yerine 2 faktörlü yapının geçerli olduğunun bulunması,

duyarsızlaşma alt ölçeğine verilen tepkiler açısından ebeveyn tükenmişliğinin

mesleki tükenmişlikten farklı olabileceğini göstermektedir. Buna karşın, duygusal

tükenmişliğin ve kişisel başarı eksikliğinin mesleki tükenmişlikle benzerliklerin

olduğu görülmektedir. Böylece, Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin, insana hizmet

veren sektörlerde çalışan farklı gruplar arasında güvenilir bir araç olduğunu, annelere

yönelik olarak düzenlenmiş şeklinin de ebeveyn tükenmişliğini ve ebeveyn rolünü

incelemeye yönelik araştırmalarda potansiyel olarak kullanışlı bir araç olabileceği

düşünülmektedir. Ancak, epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk annelerinde

Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin kullanımına ilişkin araştırmaların yapılması

gerektiği düşünülmektedir. Ayrıca daha farklı nitelikte özür gruplarında (örneğin,

organik sorunu olan ancak, zihinsel engelli olmayan, hem organik sorunu olan hem

de zihinsel engeli olan, işitme problemi ya da görme problemi olan ya da otistik

çocuk anneleri gibi) araştırmaların da yapılması gerektiği düşünülmekedir.

2. Bu araştırma sonucunda Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin alt boyutları

olan duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı alt faktörlerinin birbirleriyle olan ilişki

açısından elde edilen bulgular yayınlarda elde edilen bulgularla örtüşmediği için

konuyla ilgili olarak araştırmaların yapılması önerilmektedir. Ayrıca Maslach

Page 168: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

148

Tükenmişlik Ölçeği, Stres Belirtileri, Sosyal Destek (Provisions) Ölçeği, UCLA-

Yalnızlık Ölçeği, PARI-Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği ve Çocuklar için Sosyal

Uyum ve Beceri Ölçeğinin (SUBO) alt boyutları arasındaki ilişkileri incelemeye

yönelik olarak araştırmaların yapılması önerilmektedir.

3. Nöbetleri kontrol edilemeyen, sık nöbet geçiren epileptik nöbet geçiren

ve sağlıklı çocuk annelerinin tükenmişlik düzeyleri ile ilgili olası diğer faktörlerin

belirlenip belirlenen faktörler doğrultusunda araştırmaların yapılması gerektiği

düşünülmektedir. Böylece epileptik nöbet geçiren çocuk annelerine yapılacak

psikolojik yardım ve desteğin daha etkili olarak planlanması açısından önemli olduğu

düşünülmektedir.

4. Yapılan bu araştırmanın tekrarının daha geniş bir örneklem grubunda,

farklı gelişim dönemlerinde (okul öncesi ve ergenlik gibi) epileptik çocuğu olan ve

farklı eğitim düzeyindeki anneler üzerinde yapılmasının yararlı olacağı

düşünülmektedir.

5. Epileptik nöbet geçiren çocuğa sahip annelerle birlikte farklı süregen

rahatsızlığı olan çocuk anneleri, epilepsi tanısının yanında psikolojik bir rahatsızlık

nedeniyle tanı almış çocukların anneleri ya da daha ağır epileptik nöbet geçiren

çocukların anneleri üzerinde Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılarak, çocukların

sahip olduğu engel/hastalık türü ve derecesine göre annelerin yaşadıkları tükenmişlik

düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesinin önemli olduğu

düşünülmektedir.

Page 169: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

149

ÖZET

Bu araştırmanın temel amacı epileptik nöbet geçiren ve sağlıklı çocuk

anneleriden oluşan bir örneklemde Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI) nin üç

faktörünün geçerliğini araştırmaktır. Araştırmada ayrıca, epileptik nöbet geçiren ve

sağlıklı çocuğa sahip iki anne grubu tükenmişlik düzeyleri, stres belirtileri, sosyal

destek, yalnızlık, anne-baba tutumları ve çocukların sosyal uyum becerileri

açısından karşılaştırılmıştır. Son olarak ise stres belirtileri, sosyal destek, yalnızlık,

anne-baba tutumları ve çocukların sosyal uyum becerilerinin epileptik nöbet geçiren

ve sağlıklı çocuk annelerinin tükenmişlik düzeyleri üzerindeki yordayıcı etkileri

araştırılmıştır. Araştırmanın örneklemini 75 epileptik nöbet geçiren çocuk annesi ve

75 sağlıklı çocuk annesi oluşturmaktadır.

Yukarıda özetlenen araştırmada ilk olarak çocukların sosyal uyum

becerileri ini değerlendirmek amacıyla annelerden alınan bilgilere dayanan SUBO -

Çocuklar için Sosyal Uyum Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçek oluştururlurken ilk

aşamada 5 ölçek - Social Skills Trainingin with Children and Adolescents, Social

Skills Trainingin with Children and Adolescents-Staff Questionnare: Social

Behaviour at School (children ages 5-10 years), Öğrenci Davranışları

Derecelendirme Ölçeği, AAMD Uyumsal Davranış Skalası, Children’s Behavior

Questionnare - incelenmiş ve bu ölçeklerden seçilen 45 madde uyarlanarak

SUBO’nin ilk formuna dahil edilmiş ayrıca araştımacı ile danışmanı tarafından 71

yeni madde üretilerek 116 maddelik SUBO oluşturulmuştur. Bu formun 350

sağlıklı, 150 çocuk ruh sağlığı polikliniklerinden tanı almış çocuk annesine

Page 170: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

150

uygulanmasından sonra yapılan madde-toplam test korelasyonu ve faktör analizi ile

SUBO’nin araştırmada kullanılan 59 madde ve 7 faktörlü son hali geliştirilmiştir.

Araştırmanın ikinci aşamasında temel amaca yönelik olarak epileptik nöbet

geçiren ve sağlıklı çocuğa sahip anne grupları ile yapılan geçerlik çalışması, bu

örneklemde Maslach Tükenmişlik Ölçeğinin duygusal tükenmişlik ve kişisel başarı

olmak üzere iki faktörlü bir yapıya sahip olduğunu göstermiştir. Daha sonraki

aşamada ise her iki grubun tükenmişlik düzeyleri, stres belirtileri, sosyal destek,

yalnızlık, anne-baba tutumları ve çocukların sosyal uyum becerileri arasında fark

olup olmadığını saptamak amacıyla uygulanan tek yönlü varyans analizi (ANOVA)

bulguları, epileptik nöbet geçiren çocuğa sahip annelerin Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin kişisel başarı faktörü puanlarının sağlıklı çocuk annelerinden anlamlı

olarak daha yüksek olduğu; PARI’nin baskıcı tutum faktörü puanlarının sağlıklı

çocuk annelerinin puanlarından anlamlı olarak daha düşük olduğu; ayrıca, epileptik

nöbet geçiren çocukların SUBO’nin dürtüsellik, sosyal ilişki, onay ihtiyacı ve içe

dönüklük boyutlarında sağlıklı çocuklardan anlamlı olarak daha yüksek puan

aldıkları saptanmıştır.

Araştırmanın son adımında uygulanan aşamalı regresyon analizi

sonuçlarına göre, epileptik nöbet geçiren çocuk annelerinde duygusal tükenmişliği

en iyi yordayan faktörlerin sırasıyla; SUBO’nin dürtüsellik ve Stres Belirtileri

Ölçeğinin bilişsel-duyuşsal faktörleri olduğu saptanmıştır; bu iki faktör epileptik

nöbet geçiren çocuk anneleri grubundaki toplam varyansın %61’ini açıklamaktadır.

Aşamalı regresyon analizi sonuçları, sağlıklı çocuğa sahip anne grubunda ise

duygusal tükenmişliği en iyi yordayan faktörlerin sırasıyla; MTÖ’nin kişisel başarı,

Page 171: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

151

SUBO’nin sosyal ilişki ve Stres Belirtileri Ölçeğinin bilişsel-duyuşsal faktörleri

olduğuna işaret etmiştir; bu beş faktör sağlıklı çocuk anneleri grubundaki toplam

varyansın %38’ini açıklamaktadır. Son olarak yukarıda özetlenen bulgular ilgili

yayınlar çerçevesinde tartışılmıştır.

Page 172: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

152

ABSTRACT

The main aim of the present study was to explore three dimensions of the

Maslach Burnout Inventory (MBI) in a sample of mothers of children having

epileptic seizures and mothers of healthy children. Secondly both the burnout

levels, stress symptoms, social provisions, loneliness, parental attitudes of two

groups of mothers with children having epileptic seizures and healthy children; and

the social adaptation skills of the two groups of children were compared. As a last

step, the predictive level of the stress symptoms, social provisions, loneliness,

parental attitudes and the social adaptation skills of children on the burnout levels of

the two group of mothers were investigated. The sample consisted of 75 mothers of

children having epileptic seizures and 75 mothers of healthy children.

Inorder to accomplish the aims of the research, a new assessment tool for

Children’s social skills –SUBO was constructed. While constructing the new

assessment tool the researcher and her supervisor firstly examined 5 scales - Social

Skills Trainingin with Children and Adolescents, Social Skills Trainingin with

Children and Adolescents-Staff Questionnare: Social Behaviour at School (children

ages 5-10 years), Student’s Behavior Rating Scale, Adaptive Behavior Scale,

Children’s Behavior Questionnare –. 45 adapted items of these scales and 71 new

items developed by the researcher and her supervisor consisted the 116 items of the

first form of SUBO. This 116 item form was given to 350 mothers of healty and

150 of children who had been diagnosed as having various psychological problems

in child mental health polyclinics then the item-total correlations and factor

Page 173: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

153

analyisis were computed thus, forming the 59 item 7 factor form of the SUBO was

constructed.

The validation of MBI in a sample of the mothers of sample of mothers of

children having epileptic seizures and healthy children yieled two factors as

emotional burnout and personal accomplishment. The results of one way ANOVAs

indicated that the MBI personal accomplishment scores of mothers with children

having epileptic seizures were significantly higher than the MBI personal

accomplishment scores of mothers of healthy children. PARI dominance scores of

mothers with children having epileptic seizures were significantly lower than the

PARI dominance scores of mothers of healthy children. On the other hand the

results of oneway ANOVAs indicated that the SUBO mean scores of impulsiveness,

social relationship problems, need for approval and introversion factors for children

having epileptic seizures were significantly higher than the healty children.

Hierarchical regression analysis revealed that the impulsiveness factor of

SUBO and the cognitive-affective factor of the Stress Self-Assessment Checklist,

were the best predictors of burnout in the mothers of the mentally handicapped

children; these two factors were explaning %61 of the total variance. Hierarchical

regression analysis also revealed that the, personal accomplishment factor of MBI,

social relations factor of SUBO and the cognitive-affective factor of the Stress Self-

Assessment Checklist were the best predictors of burnout in the mothers of the

healthy children; these three factors were explaning %38 of the total variance.

Lastly the results were discussed in the context of the related literature.

Page 174: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

154

KAYNAKÇA

Ahola, K., Honkonen, T., Iseometsä, E., Kalimo, R. Nykyri, E., Koeskinen, S.,

Aroma, A. Lönnqvist, J. (2006). Burnout in the general population results

from the finnish health 2000 Study. Soc. Psychiatry Psychiatr Epidemiol,

41:11-17.

Allen, R.J. (1984). Human stress: Its nature and control. New York: MacMillan

Publishing Company.

Anıl, L. (1999). Askerlikte Ruhsal Bozukluk Belirtisi Gösteren ve Göstermeyen

Erlerin Sosyal Destekler ve Başaçıkma Yöntemleri Açısından

Karşılaştırılması. Ege Üniversitesi, yayınlanmamış yüksek lisans tezi.

Arkar H., Sarı, Ö., Fidaner, H. (2004). Relationships between quality of life,

perceived social support, social network, and loneliness in a Turkish sample.

Yeni Symposium, 42(1);20-27.

Austin, J.K., McBride, A.B., Davis, H.W. (1984) Parental Attitude and Adjustment

to Childhood Epilepsy. Nursing Research, 33( 2): 92-96.

Bagley, C., Gables, C. (1971). The Social Psychology of the Epileptic Child.

America: University of Miami Pres.

Becker, D.A., Fennell, E.B., Carney, P.R. (2003). Sleep disturbance in children with

epilepsy. Epilepsy and Behavior, 4: 651-58.

Page 175: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

155

Bekker, M.H.J., Croon, M.A., Bressers, B. (2005) Childcare involvement, job

charateristics, gender and work attitudes as predictors of emotional

exhaustion and sickness absence. Work and Stres, 19(3): 221-237.

Beresford, B.A. (1994). Resources and Strategies: How Parents Cope with the Care

of a Disabled Child. J. Child Psychol. Psychiat., 35(1):171-209.

Bilal, E., Dağ, İ. (2005). Eğitilebilir zihinsel engelli olan ve olmayan çocukların

annelerinde stres, stresle başa çıkma ve kontrol odağının karşılaştırılması.

Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 12(2): 56-68.

Carlton-Ford, S., Miller, R., Nealeigh, N., Sanchez, N. (1997). The effect of

perceived stigma and psychological over-control on the behavioural problems

of children with epilepsy. Seizure, 6:383-391.

Chumbler, N.R., Grimm, J.W., Cody, M., Beck C. (2003). Gender, kinship and

caregiver burden: the case of community-dwelling memory impaired seniors.

International journal of geriatric psychiatry, 18: 722-732.

Cronin-Stubbs, D., Rooks, C.A. (1985). The stress, social support and burnout of

critical care nurses: The results of research. Heart and Lung, 14(1):31-39.

Crow, L.D., Crow, A. (1962): Child Development and Adjustment America: The

Macmillan Company.

Cutrona, C.E., Russell, D.W. (1987). The provisions of relationship and adaptation

to stress. Advances in Personel Relationship, 1: 37-67.

Page 176: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

156

Çakır, Y., Palabıyıkloğlu, R. (1997). Gençlerde Sosyal Destek-Çok Boyutlu

Algılanan Sosyal Destek Ölçeğinin Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması. Kriz

Dergisi, 5(1): 15-25.

Çam, O. (1993). Tükenmişlik Envanterinin Geçerlik ve Güvenirliğinin Araştırılması.

Rüveyda Bayrakçı, İhsan Dağ (Ed) 7. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel

Çalışmaları. (s. 155-160) Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Çokluk, Ö. (1999). Zihinsel ve İşitme Engelliler Okullarında Görev Yapan Yönetici

Öğretmenlerde Tükenmişliğin Kestirilmesi. Ankara Üniversitesi,

yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Demir, A. (1989). U.C.L.A. Yalnızlık Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği. Psikoloji

Dergisi, 7(23): 14-18.

Devrimci, H.Ö., Haran, S., (2000). Tükenme. Kriz ve Krize Müdahale Sayıl, I.,

Berksun, O.E., Palabıyıkoğlu, R., Özgüven, H.,D:, Soykan, Ç., Haran, S. (Ed)

(s. 199-215) Ankara: Damla Matbaacılık.

Doğan, M. (2001). İşitme engelli çocuğa sahip ebeveynlerin çeşitli psikolojik

değişkenler açısından değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi, yayınlanmamış

yüksek lisans tezi.

Dunn, D.W., Harezlak, J., Ambrosius, W.T. (2003). ADHD and epilepsy in

childhood. Developmental Medicine and Child Neurology, 45: 50-54.

Page 177: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

157

Duygun, T. Sezgin, N. (2003). Zihinsel engelli ve sağlıklı çocuk annelerinde stres

belirtileri, stresle başaçıkma tarzları ve algılanan sosyal desteğin tükenmişlik

düzeyine olan etkisi. Türk Psikoloji Dergisi, 18(52): 37-52.

Eckenrode, J. (1983). The Mobilization of Social Supports: Some Individual

Constraints. American Journal of Community Psychology, 11(5):509-528.

Editorial (2003). Clinical challenges for learning, behavior, and mood in children

with epilepsy. Epilepsy and Behavior, 4: 98-100.

Ekşi, A. (1990). Çocuk, Genç, Ana babalar. Ankara: Bilgi Yayınevi.

Ellis, N., Upton, D., Thompson, P. (2000). Epilepsy and the family: a review of

current literature. Seizure, (9): 22-30.

Epir, S. (1976). İlkokul çocukları için AAMD Uyumsal Davranış Skalası (1974

Revizyonu) Türkçe adaptasyonu El Kitabı. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı

Talim Terbiye Dairesi.

Ergin, C. (1993). Doktor ve Hemşirelerde Tükenmişlik ve Maslach Tükenmişlik

Ölçeğinin Uyarlanması. Rüveyda Bayrakçı, İhsan Dağ (Ed). 7. Ulusal

Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları. (s. 143-154). Ankara: Türk

Psikologlar Derneği Yayınları.

Erkuş, A. (2003) Psikometri Üzerine Yazılar. Ankara: Türk Psikologlar Derneği

Yayınları.

Fışıloğlu, H. (1996). Minuchin: Aile Yapısı-Altsistemler-Sınırlar. Aile Tedavileri (s.

29-35). Hürol Fışıloğlu, (Ed). Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.

Page 178: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

158

Florian, V., Krulik, T. (1991). Loneliness and Social Support of Mothers of

Chronically ill. Children. Social Science Medical, 32(11): 1291-1296.

Gander, M.J., Gardiner, H.W. (1998). Çocuk ve Ergen Gelişimi. (Çev. Dönmez, A.,

Çelen, N., Onur, B.) Ankara: İmge Kitapevi.

Gastaut, H., Broughton, R. (1972). Epileptic Seizure: Clinical and electrographic

features, diagnosis and treatment. Illinois: Charles C Thomas Publisher.

Gold, Y., Roth, R.A., Wright, B., Michael, W.B. (1991). The Relationship of Scores

on the Educators Survey, A Modified Version of the Maslach Burnout

Inventory, To Three Teaching-Related Variables For a Sample of 132

Beginning Teachers. Educational and Psychological Measurement, (51);

429-438.

Gren, D.E., Walkey, F.H. (1984). A confirmation of the three-factor structure of the

maslach burnout inventory. Educational and Psychological Measurement,

48:579-585.

Hernandez, M.T., Sauerwein, H.C., Jambaque I, Guise E., Lussier, F., Lortie, A.,

Dulac, O., Lassonde M. (2003). Attention, memory and behavioral

adjustment in children with frontal lobe epilepsy. Epilepsy and Behavior, 4:

52-536.

Holden, R. (1998). Stress Busters. London: Harper Collins Publishing.

Hopkins, A., Appleton, R. (1996). Epilepsy: The fact. New York: Oxford University

Pres.

Page 179: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

159

Hovardaoğlu, S. (1997). Stres Belirtileri ile durumsal ve Sürekli Kaygının

Yordanması. Kriz Dergisi, 5(2): 127-134.

Işıklı, S (1998). A prospective study of life stres, social support and assertiveness

among Turkish university student. ODTÜ, yayınlanmamış yüksek lisans tezi.

Jenkins, R., Elliott, P. (2004). Sterssor, burnout and social support: nurses in acute

mental health settings. Journal of Advanced Nursing, 48(6): 622-631.

Kaçmaz, N. (2005). Tükenmişlik (burnout) sendromu. İstanbul Üniversitesi, Tıp

Fakültesi Dergisi, 68(1):29-32.

Karaca, D.T. (2001). Epilepsi Tanılı Çocuklarda, Davranışsal-Bilişsel Özellikler ve

Aile Tutumları. Dokuz Eylül Üniversitesi, yayınlanmamış uzmanlık tezi.

Kasl, S.V. ve Cooper, C.L. (1995) Research Methods in Stress and Health

Psychology. England: John Wiley&Sons, Ltd.

Kasuya, R.T., Polgar-Bailey, P., Takeuchi, R. (2000). Caregiver burden and burnout:

A guide for primary care physicians. Postgrad Med. 108(7):119-23.

Kazak, A.E., Wilcox, B.L. (1984). The structure and function of social support

network in families with handicapped children. American Journal of

Community Psychology, 12(6): 645-661.

Kennedy, B.R. (2005). Stress and burnout of nursing staff working with geriatric

clients in long-term care. Journal of Nursing Scholarship, 37(4): 381-382.

Page 180: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

160

Kobya, H. (1997). 6-12 yaş epilepsili çocuğa sahip ailelerin hastalığa ilişkin bilgi,

uygulama ve yaşadıkları güçlüklerin belirlenmesi. Hacettepe Üniversitesi,

yayınlanmamış yüksek lisans tezi.

Küçük, Ş. (1987). The validity of the Turkish form of the PARI subscales II, III, IV.

Boğaziçi üniversitesi, yayınlanmamış doktora tezi.

Lai C.W., Trimble, M.R. (1997). Stress and Epilepsy. J. Epilepsy, 10:177-186.

LeCompte, G., LeCompte, A, Özer, S.A. (1978). Üç Sosyo-Ekonomik Düzeyde,

Ankaralı Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumları: Bir çek Uyarlaması. Türk

Psikoloji Dergisi, 1(1): 5-8.

Lendt, M., Helmstaedter, C., Kuczaty, S., Schramm, C., Elger, E. (2000).

Behavioural Disorders in children with epilepsy: early improvement after

surgery. J. Neurol Neurosurg Psychiatry, 69:739-744.

Marin, J.A., Garcia-Ramirez M. (2005). Social support and emotional exhaustion

among hospital nursing staff. European Journal of Psychiatry, 19(2): 96-106.

Maslach, C., Leiter, M.P. (1997). The Truth About Burnout-How Organizations

Cause Personal Stress and What to Do About It San Francisco: Jossey-Bass

Publisher.

Maslach, C., Jackson, S.E. (1981) The Measurement of experienced burnout. Journal

of Occupational Behaviour, (2); 99-113.

Maslanka, H. (1996). Burnout, Social Support and Aids Volunteers. AIDS Care,

8(2): 6-12.

Page 181: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

161

McManus, I.C., Qinder, B.C., Gordon, D. (2002). The Causal Links Between Stress

and Burnout in a Longitudinal Study of UK Doctors. The Lancet, 359: 2089-

90.

Merteoğlu, M. (1987). Başarı düzeyleri, cinsiyetleri ve sosyo ekonomik

özellikleri farklı ilkokul öğrencilerinin bazı davranışlar yönünden

karşılaştırılması. Hacettep Üniversitesi, yayınlanmamış yüksek Lisans tezi.

Moustakas, C.E. (1961). Loneliness. England: A spectrum Book, Prentice-Hall, Inc.

Murphy, P.M., Kupshik, G.A. (1992). Loneliness, Stress and Well-Being: A helper’se

guide. New York: Routledge, Chapman and Hall, Inc.

Neyzi, O., Ertuğrul, T. (2002). Konvülsiyonlar. Pediatri. 2:1343-353.

O’Donoghue, M.F., Duncan, J.S., Sander, J.W.A.S. (1998). The subjective handicap

of epilepsy: a new approach to measuring treatment outcome. Brain, 121:

317-43.

Oğuz, A. (2000). Epilepsili Çocuklarda Kaygı ve Depresyon Skorları ile Epileptik

Değişkenler Arasındaki İlişki. Dokuz Eylül Üniversitesi, yayınlanmamış

uzmanlık tezi.

Oğuz, A., Kurul, S., Dirik, E., J. (2002). Relationsip of Epilepsy-Related Factors to

Anxiety and Depression Scores in Epileptic Children. Child Neurol, 17: 37-

40.

Okutan, M. (2002). Stres ve Stresle Başaçıkma Yöntemleri-Bir alan uygulaması-

Gazi Üniversitesi, yayınlanmamış yüksek lisans tezi.

Page 182: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

162

O’leary, J.L., Goldring, S. (1976). Science and Epilepsy: Neuroscience Gains in

Epilepsy Research. New York: Raven Pres.

Özodaşık, M. (2001). Modern İnsanın Yalnızlığı. Ankara: Çizgi Kitabevi Yayınları.

Pal, D.K. (2003). Epilepsy control in the twenty-first century: hidden impact on

children and families. Child: Care, Health and Development, 29( 4): 233-

236.

Pellock, J.M. (2004). Defining the problem: psychiatric and behavioral comorbidity

in children and adolescents with epilepsy. Epilepsy and Behavior, 5: 3-9.

Pelsma, D.M., Roland, B., Tollefson, N. ve Wigington, H. (1989) Parent burnout:

Validation of Maslach Burnout Inventory with samples of mothers.

Measurement and Evaluation in Counseling and Development, 22: 81-87.

Pines, A.M., Ben-Ari, A., Utasi, A., Larson, D. (2002). A Cross-Cultural

Investigation of Social Support and Burnout. European Psychologist, 7(4):

256-264.

Prag, P.W. (2003). Stress, Burnout and Social Support: A review and call for

research. Air Medacial Journal, 22(4): 18-22.

Raina P., O’Donnell, M., Rosenbaum, P., Brehaut, J., Walter, S.D., Russell, D.,

Swinton, M., Zhu B., Wood (2005). The health and well-being of caregivers

of children with cerebral pasly. E. Pediatrics, 15(6): 626-636.

Renda, Y. (1994). Jeneralize Epilepsiler. Katkı Pediatri Dergisi, 6:464-475.

Page 183: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

163

Rice, P.L. (1999). Stress and Health (3rd edition). New York: Brooks/Cole

Publishing Company.

Riva, D., Saletti, V., Nichelli, F., Bulgheroni, S.J. (2002). Neuropsychologic effects

of frontal lobe epilepsy in children. Child Neurol, 17: 661-667.

Robert, H.A., Halsam, M.D. (1997). Nonfebril Seizures. Pediatrics in Review, 18:39-

40.

Ryan, B.L., Speechley, K.N., Levin, S.D., Stewart, M. (2003). Parents’ and

physicians’ perceptions of childhood epilepsy. Seizure, 12: 359-368.

Sander, J.W. ve Hart, Y.M. (1999). Epilepsy Questions and Answers. Merit

Publishing INternational Hampshire/England.

Savaşır, I. ve Şahin, N. (1995). Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği (WISC-R) El

Kitapçığı. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Sayıl, I., Haran, S., Ölmez, Ş., Devrimci-Özgüven, H. (1997). Ankara Üniversitesi

Hastanelerinde Çalışan Doktor ve Hemşirelerin Tükenmişlik Düzeyleri. Kriz

Dergisi, 2(2): 71-79.

Spence, S. (1979a). Social Skills Training with Children and Adolescents. Oxford:

NFER-NELSON Publishing Company Ltd.

Spence, S. (1979b). Social skills training with children and adolescents. Staff

Questionnare: Social behaviour at school (children age 5-10 years). Oxford:

NFER-NELSON Publishing Company Ltd.

Page 184: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

164

Streisand, R., Tercyah, K.P. (2004). Parenting Chronically Ill Children. Hoghughi,

M., Lon, N.(Ed). Handbook of Parenting Theory and Research for Practice

London: Sage Publication.

Sümer, N., Güngör, D. (1999). Çocuk Yetiştirme Stillerinin Bağlanma Stilleri,

Benlik Değerlendirmeleri ve Yakın İlişkiler Üzerindeki Etkisi. Türk Psikoloji

Dergisi, 14 (44): 35-63.

Şahin, D. (1999). Sosyal Destek ve Sağlık. Ülgen Okyayuz (Ed). Sağlık Psikolojisi

Giriş (s. 79-107) Ankara: Psikologlar Derneği Yayınları.

Şahin, N.H. (1998a). Stres Nedir? Ne Değildir? Nesrin Hisli Şahin (Ed.) Stresle Başa

Çıkma: Olumlu bir yaklaşım’dan (3. basım) (s.1-17). Ankara: Türk

Psikologlar Derneği Yayınları.

Şahin, N.H. (1998b). Kendi “Olumlu Stres” Düzeyinizi Bulmak. Nesrin Hisli Şahin

(Ed.) Stresle Başa Çıkma: Olumlu bir yaklaşım’dan (3. basım) (s.19-21).

Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Şahin, N.H. (2003). 2003 “Stres ve Yönetimi” Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans

ders notları.

Şahin, S. (2000). Engelli Çocukları olan Annelerin Çocuklarına Karşı Tutumlarının,

Çocuklarının Yeterlik Alanları ve Sorun Davranışları Üzerine Etkisinin

İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi, yayınlanmamış doktora tezi.

Page 185: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

165

Taris, T.W., Peeters M.C.W., Le Blane, P.M., Schaufeli, W.A., Schreurs, P.J.G.

(2001). From Inequity to Burnout: The Role of Job Stres. Journal of

Occupational Health Psychology, 6(4): 39-74.

Taris, T.W., Blanc, P.M., Schaufeli, W.B., Schreurs, P.J.G. (2005). Are there causal

relationships between the dimensions of the Maslach Burout Inventory? A

review and two longitudinal tests. Work and Stres, 19(3): 238-255.

Taylor, S.E. (1986). Health Psychology (6th edition). New York: McGraw-Hill, Inc.

Thompson, R.J., Gustafson, K.E. (1996). Psychological adjustment of parents and

siblings. http://www.apa.org/books.

Thompson, B.M., Kirk, A., Brown, D.F. (2005). Work based support, emotional

exhaustion, and spillover of work stres to the family environment: A study of

policewomen. Stres and health, 21(3): 199-207.

Torun, A. (1998). Tükenmişlik, Aile Yapısı ve Sosyal Destek İlişkileri Üzerine Bir

Çalışma. 9. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmalar El Kitabı.Güler

Okman Fişek (Edt). (sy.307-315). Ankara: Türk Psikologlar Derneği

Yayınları.

Toyry, S., Kalimo, R., Aaimaa, M., Juntunen, J., Seuril, M., Rasanen, K. (2004).

Children and work-related stress among physicians. Stress and Health, 20(4):

213-221.

Tömek, S.İ. (1996). “Stress Audit Ölçeğinin” Ergenlerde Geçerlik ve Güvenirlik

Çalışması. Ege Üniversitesi, yayınlanmamış yüksek lisans tezi.

Page 186: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

166

Turanlı, G. (1994). Parsiyel Epilepsiler. Katkı Pediatri Dergisi, 5:476-486.

Uğuz, Ş., Toros, F., İnanç, B.Y., Çolakkadıoğlu, O. (2004). Zihinsel ve/veya

bedensel engelli çocukların annelerinin anksiyete, depresyon ve stres

düzeylerinin belirlenmesi. Klinik Psikiyatri, 7:42-47.

Uslu, R., Kerimoğlu, E. (1999) Ölümcül Hastalık ve Tedavi Ekibi: Tükenmişlik

Sendromu. Aysel Ekşi (Ed). “Ben Hasta Değilim” Çocuk Sağlığı ve

Hastalıklarının Psikososyal Yönü. Ankara: Nobel Tıp Kitapevi.

Ünal., A.S. (2004). Epilepsili Çocuğu On Ailelerin Problem Çözme Becerileri.

GATA, yayınlanmamış doktora tezi.

Ünal, P. (1998). Bir İş Ortamında Algılanan Sosyal Desteğin İşlevlerine,

Kaynaklarına, Cinsiyet ve Mesleğe Göre İncelenişi. 9. Ulusal Psikoloji

Kongresi Bilimsel Çalışmalar El Kitabı. Güler Okman Fişek (Edt). (sy.315-

325). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Vandel, D. (1995). Children’s Behavior Questionnaire. The NICHD Study of Early

Child Care. http://secc.rti.org.

Yalaz, K. (1994). Çocukluk çağı nöbetlerine genel bakış. Katkı Pediatri Dergisi,

6:447-453.

Yavuzer, H. (1979). 6-12 yaş Çocuklarının Psiko-Sosyal Gelişmesi. Türk Psikoloji

Dergisi, 5: 24-27.

Yılmaz, B. (2003). Çocukta Normal Gelişim. Türk Psikoloji Bülteni, 9(30-31); 46-

56.

Page 187: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

167

Yılmaz, B. (1999). Çocuk Yetiştirme Tutumları: Kuramsal Yaklaşımlar ve Görgül

Çalışmalar. Türk Psikoloji Yazıları,1(3): 99-118.

Wade D.C., Cooley E. Savicki V. (1986). A Longitudinal Study of Burnout. Children

and Youth Services Review, ( 8), 161-175.

Williams, J., Steel, C., Sharp, G.B., DelosReyes, E., Phillips, T., Bates, S., Lange, B.,

Griebel, M.L. (2003). Parental anxiety and quality of life in children with

epilepsy. Epilepsy and Behavior, 4; 483-486.

Williams, J. (2003). Learning and behavior in children with epilepsy. Epilepsy and

Behavior, 4: 107-111.

Zimet, G.D., Dahlem, N.W., Zimet, S.G., Farley, G.K. (1988). The Multidimensional

Scale of Perceived Social Support. Journal of Personality Assessment, 52(1)

30-41.

Page 188: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Bu soru paketinde size ve çevrenizdeki kişilerle ilişkilerinize yönelik

sorular bulunmaktadır. Lütfen, her soru grubundan önce verilen yönergeleri

çok dikkatli okuyunuz ve bu yönergeler temelinde değerlendirmelerinizi

yapınız. Her bir soru grubunun başındaki yönerge diğerlerinden farklıdır.

Sizin görüş ve değerlendirmeleriniz bu araştırma için çok büyük değer ve önem

taşımaktadır. Bu nedenle lütfen değerlendirmelerinizi sizi yansıtacak şekilde

yapınız. Vereceğiniz cevaplar yalnızca araştırma amacına yönelik olarak

kullanılacak ve kesinlikle gizli tutulacaktır. Soru paketinin herhangi bir yerine

isminizi yazmayınız. Katıldığınız için teşekkür ederiz.

KİŞİSEL BİLGİ FORMU (EK-1)

Çocuğun,

Adı-Soyadı :

Cinsiyeti :

Doğum Tarihi :

Adresi :

ANNE HAKKINDA

� Öz � Üvey � Ölü

Yaşı :

Eğitimi : � Yok � Okur-yazar � İlkokul � Ortaokul � Lise � Üniversite

Meslek : � Ev Hanımı � İşçi � Memur � Emekli � Serbest Meslek

Sağlık : � Sağlıklı

� Bedensel hastalık a. Nörolojik b. Diğer (belirtiniz)

� Ruhsal hastalık a. Var b. Yok

(Ruhsal hastalık varsa belirtiniz / Ne kadar zamandır tedavi görüyorsunuz ..............

.........................................................................................................................................

.......................................................................................................................................)

BABA HAKKINDA

� Öz � Üvey � Ölü

Page 189: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Yaşı :

Eğitimi : � Yok � Okur-yazar � İlkokul � Ortaokul � Lise � Üniversite

Meslek : � İşsiz � İşçi � Memur � Emekli � Serbest Meslek

Sağlık : � Sağlıklı

� Bedensel hastalık a. Nörolojik b. Diğer (belirtiniz)

� Ruhsal hastalık a. Var b. Yok

(Ruhsal hastalık varsa belirtiniz / Ne kadar zamandır tedavi görüyorsunuz ..............

.........................................................................................................................................

.......................................................................................................................................)

AİLE ÖZELLİKLERİ

1. Anne-baba arasında akrabalık � Var � Yok (Varsa belirtiniz

………………………………………………………………………………………...)

2. Ailede ruhsal hastalık � Var � Yok (Varsa belirtiniz

………………………………………………………………………………………...)

3. Ailede nörolojik hastalık � Var � Yok (Varsa belirtiniz

………………………………………………………………………………………...)

4. Aile tipi � Çekirdek � Geniş � Parçalanmış

5. Ailenin gelir durumu � 0-500 milyon

� 500 milyon-1 milyar

� 1 milyar ve üzeri

6. Toplam çocuk sayısı :

7. Çocuklarınızın yaşları :

8. Çocuklarınızın eğitim durumu :

9. Kaçıncı çocuk :

10. Çocuğunuzla sizden başka ilgilenen var mı? � Var � Yok (Varsa belirtiniz

………………………………………………………………………………………...)

Page 190: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

11. Son 6 ay içerisinde aile ve yakın çevrenizde ölüm, boşanma, hastalık, kaza,

yangın gibi aile düzenini etkileyecek herhangi bir sorun oldu mu?

� Evet � Hayır

(Varsa Belirtiniz ……………………………………………………………………)

ÇOCUĞUN OKUL DURUMU

Sınıfı :

Okul başarısı : � Kötü � Orta � İyi � Zaman zaman iyi

Okul sorunu : � Yok � Arkadaş ilişkileri � Öğretmen ilişkileri � Ders

başarısı (Birden fazla seçeneği işaretleyebilirsiniz.)

Son zamanlarda akademik başarısında değişim oldu mu?

� Evet oldu (Olumlu yönde) � Evet oldu (Olumsuz yönde) � Hayır olmadı

Çocukta eşlik eden ruhsal hastalık � Var � Yok (Varsa belirtiniz

………………………………………………………………………………………...)

Psikiyatrik yardım: � Var a. Anne-baba rehberliği � Yok

b. Bireysel terapi

c. Grup terapisi

Page 191: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

MBI-Ç (EK-2) Bu araştırmada, annelerin yaşamlarındaki sıkıntılar, stresler ve yorgunluklar

incelenmektedir. Bu amaçla hazırlanan elinizdeki ankette, bu konuları yansıtan ifadeler yer almaktadır. Sizden istenen, her bir ifadenin örneklediği durumu ne kadar sıklıkla yaşadığını uygun yanıt aralığına çarpı (X) işareti koyarak belirtmenizdir.

Hiç

birz

aman

Çok

Nad

ir

Baz

en

Çoğ

uZa

man

Her

Zam

an

1. Çocuğumdan soğuduğumu hissediyorum. 0 1 2 3 4

2. Gün sonunda kendimi ruhen tükenmişhissediyorum.

0 1 2 3 4

3. Sabah kalktığımda bir gün daha bu işikaldıramayacağımı hissediyorum.

0 1 2 3 4

4. Çocuğumun ne hissettiğini hemen anlarım. 0 1 2 3 4

5. Çocuğuma sanki insan değilmiş gibi davrandığımı fark ediyorum.

0 1 2 3 4

6. Bütün gün çocuğumla uğraşmak benim için gerçekten çok yıpratıcı.

0 1 2 3 4

7. Çocuğumun sorunlarına en uygun çözüm yollarını bulurum.

0 1 2 3 4

8. Çocuğumun bakımına yönelik olarak yaptığımişlerden tükendiğimi hissediyorum.

0 1 2 3 4

9. Yaptığım şeylerle çocuğumun yaşamına katkıdabulunduğuma inanıyorum.

0 1 2 3 4

10. Çocuğumla birlikte olmaya başladığımdan beri insanlara karşı sertleştim.

0 1 2 3 4

11. Çocuğumun/çocuklarımın bakımının beni giderek katılaştırmasından korkuyorum.

0 1 2 3 4

12. Çok şeyler yapabilecek güçteyim. 0 1 2 3 4

13. Çocuğumun beni kısıtladığını hissediyorum. 0 1 2 3 4

14. Çocuğumun bakımı konusunda çok fazla çalıştığımı hissediyorum.

0 1 2 3 4

15. Çocuğuma ne olduğu umurumda değil. 0 1 2 3 4

16. Doğrudan doğruya çocuğumla ilgilenmek bende çok fazla stres yaratıyor.

0 1 2 3 4

17. Çocuğumla aramda rahat bir hava yaratırım. 0 1 2 3 4

18. Çocuğumla birlikte olduktan sonra kendimi canlanmış hissederim.

0 1 2 3 4

Page 192: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

bir

zam

an

Çok

Nad

ir

Baz

en

Çoğ

uZa

man

Her

Zam

an

19. Çocuğumun bakımına yönelik olarak birçok kayda değer başarı elde ettim.

0 1 2 3 4

20. Yolun sonuna geldiğimi hissediyorum. 0 1 2 3 4

21. Çocuğumla ilgili duygusal sorunlara serinkanlılıkla yaklaşırım.

0 1 2 3 4

22. Çocuğumun, kendisinin bazı problemlerini sanki ben yaratmışım gibi davrandığınıhissediyorum.

0 1 2 3 4

Page 193: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

PARI (EK-3) Aşağıda verilen ifadeleri okuyup, şu şekilde değerlendiriniz:

4 3 2 1

Çok uygun buluyorum

Oldukça uygun buluyorum

Biraz uygun buluyorum

Hiç uygun bulmuyorum

Görüşünüzü bu sayılardan birini daire içine alarak bildiriniz. Bu ifadelerde doğru veya yanlış yoktur, sadece kendi görüşünüzü işaretlemeniz gerekiyor. Araştırma için bütün soruların cevaplandırılması çok önemli bir noktadır. Onun için, bazı ifadeler birbirine benzer dahi olsa gene de cevaplandırmanızı rica ederim.

Çok

uygu

n

Old

ukça

uygu

n

Bir

azuy

gun

Hiç

uygu

n

1. Çocuk yorucu veya zor işlerden korunmalıdır. 4 3 2 1

2. Anne ve babalar, çocuklarını dertlerini anlatmaya teşvik ederler. Fakat bazen çocukların dertlerinin hiç açılmaması gerektiğini anlayamazlar.

4 3 2 1

3. Çocuk boşa geçen dakikaların bir daha hiç geri gelmeyeceğini ne kadar çabuk öğrenirse kendisi için o kadar iyi olur.

4 3 2 1

4. Bir anne çocuğunun düş kırıklığına uğramaması için elinden geleni yapmalıdır.

4 3 2 1

5. Çocuk ne kadar erken yürümeyi öğrenirse o kadar iyi terbiye edilebilir.

4 3 2 1

6. Çocuk yetiştirmek sinir bozucu, yıpratıcı bir iştir. 4 3 2 1

7. Çocuğun hayatta öğrenmesi gereken o kadar çok şey vardır ki, zamanını boşa geçirmesi affedilemez.

4 3 2 1

8. Babalar, biraz daha şefkatli olsalar, anneler çocuklarını daha iyi yönetebilirler.

4 3 2 1

9. Çocuk yetiştirmenin kötü taraflarından biri de anne ya da babanın istediğini yapabilmesi için yeter derecede özgür olmamasıdır.

4 3 2 1

10. Sıkı kurallarla yetiştirilen çocuklardan en iyi yetişkinler çıkar.

4 3 2 1

11. Bir anne çocuğunun mutluluğu için kendi mutluluğunu feda etmesini bilmelidir.

4 3 2 1

Page 194: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Çok

uygu

n

Old

ukça

uygu

n

Bir

azuy

gun

Hiç

uygu

n

12. Daima koşuşturan, hareketli bir çocuk büyük bir olasılıkla mutlu bir kişi olacaktır.

4 3 2 1

13. Büyükler çocukların şakalarına güler, onlara eğlendirici öyküler anlatırsa, evdeki düzen daha düzgün, daha akıcı olur.

4 3 2 1

14. Çocuğun en gizli düşüncelerini kesinlikle bilmek, bir annenin görevidir.

4 3 2 1

15. Anne babalar çocuklarına, sorgusuz sualsiz kendilerine sadık kalmalarını öğretmelidirler.

4 3 2 1

16. Bütün genç anneler, bebek bakımında beceriksiz olacaklarından korkarlar.

4 3 2 1

17. Eğer bütün gününü çocuklarla geçirmek zorunda kalırsa, hangi anne olursa olsun sonunda çocuklar sinirine dokunur.

4 3 2 1

18. Anne babalar her zaman çocuklarının kendilerine uymasını beklememeli, biraz da kendileri çocuklarınauymalıdır.

4 3 2 1

19. Eğer anneler dileklerinin kabul edileceğini bilselerdi, babaların daha anlayışlı olmalarınıdilerlerdi.

4 3 2 1

20. Bir çocuğa ne olursa olsun dövüşmekten kaçınması gerektiği öğretilmelidir.

4 3 2 1

21. Çocuklar bencil olduklarında, hep bir şeyler istediklerinde, annelerinin tepesinin atması çok normaldir.

4 3 2 1

22. Eğer çocuklar ailedeki kuralları uygun bulmuyorlarsa, bunu anne babalarına söylemeleri hoşkarşılanmalıdır.

4 3 2 1

23. Anneler çoğu zaman çocuklarına bir dakika daha dayanamayacakları duygusuna kapılırlar.

4 3 2 1

24. Çocuğu sıkı terbiye ederseniz sonra size teşekkür eder.

4 3 2 1

Page 195: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Çok

uygu

n

Old

ukça

uygu

n

Bir

azuy

gun

Hiç

uygu

n

25. Küçük bir çocuk, cinsiyet konusundan sakınmalıdır.

4 3 2 1

26. Bir annenin çocuğunun hayatı hakkında her şeyi bilmesi hakkıdır. Çünkü çocuğu onun bir parçasıdır.

4 3 2 1

27. Uyanık bir anne-baba çocuğunun tüm düşüncelerini öğrenmeye çalışmalıdır.

4 3 2 1

28. Çocuklar, anne babalarının kendileri için neler feda ettiklerini düşünmelidirler.

4 3 2 1

29. Eğer çocukların dertlerini söylemelerine izin verilirse büsbütün şikayetçi olurlar.

4 3 2 1

30. Sert terbiye, sağlam ve iyi karakter geliştirir. 4 3 2 1

31. Genç bir kadın henüz gençken yapmak istediği pek çok şey olduğu için, anne olunca kendisini tutuklanmış duygusuna kaptırır.

4 3 2 1

32. Anneler çocukları için hemen hemen bütün eğlencelerini feda ederler.

4 3 2 1

33. Babalar daha az bencil olsalar kendilerine düşen görevi yaparlardır.

4 3 2 1

34. İyi bir anne çocuğunu ufak tefek güçlüklerden korumalıdır.

4 3 2 1

35. Bir çocuğa anne ve babasını herkesten üstün görmesi öğretilmelidir.

4 3 2 1

36. Çocuk hiçbir zaman ailesinden sır saklamamalıdır. 4 3 2 1

37. Çocuklardan sık sık ödün vermelerini, anne babaya uymalarını istemek doğru değildir.

4 3 2 1

38. Çoğu anneler bebeklerine bakarken onu inciteceklerinden korkarlar.

4 3 2 1

39. Bir çocuğa başı derde girdiğinde dövüşme yerine büyüklere başvurması öğretilmelidir.

4 3 2 1

40. Anne baba arasındaki bazı konular hafif bir tartışma ile çözümlenemezler.

4 3 2 1

Page 196: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Çok

uygu

n

Old

ukça

uygu

n

Bir

azuy

gun

Hiç

uygu

n

41. Ev bakımında ve idaresinde en kötü şeylerden biri de, kişinin kendini evinde tutuklanmış gibi hissetmesidir.

4 3 2 1

42. Hiçbir kadından yeni doğmuş bir bebeğe tek başına bakması beklenmemelidir.

4 3 2 1

43. Oğlan ve kız çocuklarının birbirlerini soyunurken görmemeleri gerekir.

4 3 2 1

44. Çocukların sorunlarına eğilirseniz sizi oyalamak için birçok masal uydururlar.

4 3 2 1

45. Eğer anne babalar çocukları ile şakalaşıp beraber eğlenirlerse, çocuklar onların öğütlerini dinlemeye daha çok yönelirler.

4 3 2 1

46. Anneleri kendileri yüzünden zorluk çektiği için çocuklar, onlara karşı daha anlayışlı olmalıdırlar.

4 3 2 1

47. Bir çocuk eninde sonunda anne-babasınınkinden daha üstün akıla sahip olamayacağını öğrenir.

4 3 2 1

48. Eğer bir anne çocuklarını iyi yetiştirmiyorsa belki de bu, babanın evde kendine düşen görevi iyi yapmamasından ileri geliyordur.

4 3 2 1

49. Genç bir anne için ilk bebeğin bakımı sırasındayalnız kalmaktan daha kötü bir şey olamaz.

4 3 2 1

50. Bir çocuğun diğer bir çocuğa vurması hiçbir şekilde hoşgörüyle karşılanamaz.

4 3 2 1

51. Anne babalar çocuklarına hayatta ilerleyebilmeleri için hep bir şeyler yapmaları ve boşa zaman geçirmemeleri gerektiğini öğretmelidirler.

4 3 2 1

52. Akıllı bir kadın yeni bir bebeğin doğumundan önce ve sonra yalnız kalmamak için elinden geleni yapar.

4 3 2 1

53. Evde olup bitenleri sadece anne bildiği için ev hayatını onun planlaması lazımdır.

4 3 2 1

54. Kendi haklarına sahip olabilmesi için, bazen bir kadının kocasını terslemesi gerekir.

4 3 2 1

Page 197: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Çok

uygu

n

Old

ukça

uygu

n

Bir

azuy

gun

Hiç

uygu

n

55. Bütün zamının çocuklarıyla geçirmek bir kadınakanadı kopmuş kuş duygusunu verir.

4 3 2 1

56. Eğer anne kollarını sıvar, bütün yükü sırtına alırsa tüm aile rahat eder.

4 3 2 1

57. Anne-babalar çocuklarını kendi kendilerine oluşturdukları güveni sarsabilecek bütün güç işlerden sakınmalıdırlar.

4 3 2 1

58. Çocuklar aslında sıkı disiplin içinde mutlu olurlar. 4 3 2 1

59. Çocukların toplantılarıyla, kız-erkek arkadaşlarıyla ve eğlenceleriyle ilgilenen anne-babalar onların iyi yetişmelerini sağlarlar.

4 3 2 1

60. Anne babaya sadakat her şeyden önce gelir. 4 3 2 1

Page 198: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

SDÖ (EK-4) Aşağıda, kişilerin diğer insanlarla ilişkilerine yönelik birtakım olumlu ve

olumsuz cümleler verilmiştir. Lütfen bu cümleleri dikkatlice okuyunuz. Daha sonra her cümlenin size ne kadar uygun olduğunu aşağıdaki ölçekten yararlanarak cümlelerin yanındaki uygun sayıyı çarpı (X) işareti koyarak belirleyiniz.

Hiç

katıl

mıy

orum

Katılmıy

orum

Katılı

yoru

m

Kes

inlik

leka

tılıy

orum

1. Gerçekten ihtiyacım olduğunda bana yardım edecek insanlar var.

1 2 3 4

2. Diğer insanlarla yakın ilişkilerim yokmuş gibi hissediyorum.

1 2 3 4

3. Stresli zamanlarda yol göstermesi için başvurabileceğim kimse yok.

1 2 3 4

4. Yardım için bana ihtiyaç duyan insanlar var. 1 2 3 4

5. Benimle aynı sosyal etkinliklerden hoşlanan insanlar var.

1 2 3 4

6. Başkaları beni yeterli biri olarak görmüyorlar. 1 2 3 4

7. Başka bir insanın iyiliği için kendimi sorumlu tutuyorum.

1 2 3 4

8. Kendimi, aynı tutum ve inançları paylaşan bir grubun parçası olarak hissediyorum.

1 2 3 4

9. Başka insanların benim yetenek ve becerilerime saygı duyduğunu düşünmüyorum.

1 2 3 4

10. Bir şeyler ters giderse kimse yardımıma gelmez. 1 2 3 4

11. Kendimi duygusal açıdan güvenli ve iyi hissetmemi sağlayacak yakın ilişkilerim var.

1 2 3 4

12. Yaşamımdaki önemli kararlar hakkındakonuşabileceğim biri var.

1 2 3 4

13. Benim yetenek ve becerilerimin dikkate alındığı ilişkilerim var.

1 2 3 4

14. İlgi ve meraklarımı paylaşacak hiç kimse yok. 1 2 3 4

15. Kendi iyiliği için bana ihtiyaç duyan kimse yok. 1 2 3 4

16. Sorumlarım olduğunda danışabileceğim güvenilir bir insan var.

1 2 3 4

Page 199: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

katıl

mıy

orum

Katılmıy

orum

Katılı

yoru

m

Kes

inlik

leka

tılıy

orum

17. En azından bir kişiyle güçlü duygusal bir bağımınolduğunu hissediyorum.

1 2 3 4

18. Gerçekten ihtiyacım olduğunda yardım için güvenebileceğim hiç kimse yok.

1 2 3 4

19. Sorunlar hakkında rahat konuşabildiğim hiç kimse yok.

1 2 3 4

20. Benim yetenek ve becerilerime hayranlık duyan insanlar var.

1 2 3 4

21. Başka bir insanla yakın bir ilişkimin olmamasınıneksikliğini hissediyorum.

1 2 3 4

22. Benim yaptığım şeyleri yapmaktan hoşlanan kimse yok.

1 2 3 4

23. Acil bir durumda güvenebileceğim insanlar var. 1 2 3 4

24. Artık kimsenin bana ihtiyacı yok. 1 2 3 4

Page 200: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

SSC (EK-5) Son bir hafta içinde aşağıdaki belirtileri ne sıklıkla yaşadınız? Her bir ifadenin

örneklediği durumu ne kadar sıklıkla yaşadığınızı uygun yanıt aralığına çarpı (X) işareti koyarak belirtiniz.

Hiç

Ara

Sıra

Sık

Sık

Süre

kli

1. Şiddetli baş ağrısı

2. Uyku bozuklukları

3. Yorgunluk

4. Aşırı yeme

5. Kabızlık

6. Bel ağrıları

7. Alerjik reaksiyonlar

8. Sinirlilik veya korku

9. Kabuslar

10. Yüksek tansiyon

11. Deride döküntülü, şiddetli kaşıntı (kurdeşen)

12. Alkol/ilaç tüketimi

13. Fazla önemli olmayan enfeksiyonlar

14. Hazımsızlık

15. Hızlı soluma

16. Sıkıntı veren düşünceler

17. Deride kızarıklıklar

18. Adet kanamalarında düzensizlik

19. Bulantı ve kusma

20. İletişim kurma güçlüğü

21. Migren tipi ağrılar

22. Sabahları erken uyanma

23. İştah kaybı

24. İshal

25. Boyun ve sırt ağrıları

26. Astım nöbeti

Page 201: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

Ara

Sıra

Sık

Sık

Süre

kli

27. Şiddetli karın ağrısıyla birlikte ishal (kolit)

28. Depresyon/kendini kötü hissetme

29. Eklem ağrıları

30. Üşüme veya titreme

31. Önemsiz/zararsız birkaç kaza

32. Mide ağrısı

33. El ve ayaklarda üşüme hissi

34. Kalp çarpıntısı

35. Cinsel problemler

36. Kızgınlık/öfke duyguları

37. Dikkati toplamada güçlük

38. Ağlama

Page 202: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

UCLA (EK-6) Aşağıda çeşitli duygu ve düşünceleri içeren ifadeler verilmektedir. Sizden

istenen her ifadede tanımlanan duygu veya düşünceyi ne sıklıkta hissettiğinizi ya da

düşündüğünüzü her ifade için bir tek rakamı daire içine alarak belirtmenizdir.

Ben bu durumu

HİÇyaşamam

Ben bu durumu

NADİREN yaşarım

Ben bu durumu BAZEN yaşarım

Ben bu durumu SIK SIK yaşarım

1. Kendimi çevremdeki insanlarla uyum içinde hissediyorum.

1 2 3 4

2. Arkadaşım yok. 1 2 3 4

3. Başvuracağım kimse yok. 1 2 3 4

4. Kendimi tek başınaymışım gibi hissetmiyorum. 1 2 3 4

5. Kendimi bir arkadaş grubunun bir parçasıolarak hissediyorum.

1 2 3 4

6. Çevremdeki insanlarla birçok ortak yönüm var. 1 2 3 4

7. Artık hiç kimseyle samimi değilim. 1 2 3 4

8. İlgilerim ve fikirlerim çevremdekilerce paylaşılmıyor.

1 2 3 4

9. Dışadönük bir insanım. 1 2 3 4

10. Kendimi yakın hissettiğim insanlar var. 1 2 3 4

11. Kendimi grup dışına itilmiş hissediyorum. 1 2 3 4

12. Sosyal ilişkilerim yüzeyseldir. 1 2 3 4

13. Hiç kimse beni gerçekten iyi tanımıyor. 1 2 3 4

14. Kendimi diğer insanlardan soyutlanmış hissediyorum.

1 2 3 4

15. İstediğim zaman arkadaş bulabilirim. 1 2 3 4

16. Beni gerçekten anlayan insanlar var. 1 2 3 4

17. Bu derece içime kapanmış olmaktan dolayımutsuzum.

1 2 3 4

18. Çevremde insanlar var ama benimle değiller. 1 2 3 4

19. Konuşabileceğim insanlar var. 1 2 3 4

20. Derdimi anlatabileceğim insanlar var. 1 2 3 4

Page 203: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

SUBÖ (EK-7)

Aşağıda çocuklarda sık görülen bazı davranışlarla ilgili ifadelerin yer aldığı cümleler

vardır. Lütfen her cümleyi dikkatle okuyun ve bu ifadenin sizin çocuğunuza ne kadar uygun

olduğuna (“Çok uygun”, “Biraz uygun”, “Hiç uygun değil” gibi) karar verin. Daha sonra bu

ifade çocuğunuz için ne kadar uygun ise altındaki kutucuğa (X) işareti koyun.

Örneğin 1. madde olan “Ödevlerine kendiliğinden başlamaz” ifadesini yanıtlarken; çocuğunuz çoğunlukla siz uyarmadan derslerine başlıyorsa “hiç uygun değil”, bazen siz uyarmadan derslerine başlıyorsa “Biraz uygun”, her zaman birisi onu uyarmadan derslerine başlamıyorsa “çok uygun” kutucuğunun altına (X) işareti koyun. 3. madde olan “Dikkati çok çabuk dağılır” ifadesini yanıtlarken; çocuğunuzun dikkati çok çabuk dağılmıyorsa “hiç uygun değil”, bazen dikkati çok çabuk dağılıyorsa “biraz uygun”, dikkati çok çabuk dağılıyorsa “çok uygun” kutucuğunun altına (X) işareti koyunuz.

Hiç

uygu

ndeği

l

Bir

azuy

gun

Çok

uygu

n

1. Ödevlerine kendiliğinden başlamaz. 2. Dikkatini devamlı olarak iş veya ödevi üzerinde

toplayamaz. 3. Dikkati çok çabuk dağılır. 4. Odasını temiz ve düzenli tutamaz. 5. Görev verildiğinde onu unutur (ekmek almayı unutmak, ev

ödevlerini almayı unutmak vb.) 6. Başladığı bir şeyi bırakmakta zorlanır. 7. Verilen emirleri duymamazlıktan gelir. 8. Başkaları konuşurken onları dinlemez. 9. İstenilenin tam tersini yapar. 10. Gereksiz yere iddialaşır. 11. Hatasını kabul etmez. 12. Hatası için özür dilemez. 13. Küçük bir hata yapsa bile kolayca rahatsız olur. 14. Konuşurken ses tonu çok yüksektir. 15. Konuşurken ses tonu çok alçaktır. 16. Uygun olmayan zamanlarda konuşur. 17. Kendi kendine konuşur. 18. Çok konuşur. 19. Konuşurken gereksiz gülmesi/homurdanması olur. 20. Arkadaşlarının söylediklerinden çabuk kırılır/alınır. 21. Aşırı ilgilenildiği zaman utanır.

Page 204: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

uygu

ndeği

l

Bir

azuy

gun

Çok

uygu

n

22. Yeni tanıdığı insanlarla ilişkiye girmekte zorlanır. 23. Konuşurken göz teması kuramaz (karşısındakinin gözüne

bakamaz). 24. Yüz ifadesi, mimikleri, jestleri duruma uygun değildir

(üzüntülü durumda güler vb.) 25. Başkalarının konuşmasını keser. 26. Başkalarına karşı düşüncesiz davranışları vardır (yüksek

sesle tv. izlemek vb.). 27. Arkadaş ilişkilerinde tercih edilmez/az arkadaşı vardır. 28. Yeni arkadaşlar edinmede güçlük çeker. 29. Diğer çocuklarla alay eder. 30. Gereksiz yere arkadaşlarına sataşır. 31. Gereksiz yere arkadaşlarıyla kavga eder. 32. Arkadaşları kendisine takıldığında/sataştığında kolaylıkla

öfkelenip saldırganlaşır. 33. Yapmak istediği bir şey engellendiğinde

sinirlenir/hırçınlaşır. 34. Haklı olduğunda kendi hakkını koruyamaz ve kendini

savunamaz. 35. Alay edildiğinde kolaylıkla kızar. 36. Engellendiği zaman ağlar ve çığlık atar. 37. Engellendiği zaman kapıları çarpar, cisimleri atar, ayağını

yere vurur. 38. Engellendiği zaman kendini yere atar. 39. Önüne geçilirse geriler. 40. Önüne geçilirse üzülür. 41. İstediğini yaptıramayınca öfke nöbetlerine tutulur. 42. Konuşurken bir cümleyi veya kelimeyi tekrarlar. 43. Konuşma sırasında kekeler. 44. Konuşması anlaşılmaz. 45. Konuşmasında bozukluk vardır (harfleri muntazam

söyleyemez). 46. Kurallara uymayı reddeder. 47. Oyunda sırasının gelmesini beklemeden oyuna katılır. 48. Kuyrukta/sırada beklemez. 49. Başkalarının eşyalarını izinsiz alır.

Page 205: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

uygu

ndeği

l

Bir

azuy

gun

Çok

uygu

n

50. Başkalarına ait olan şeyleri cepten, cüzdandan vb. yerlerden alır.

51. Başkalarına ait olan şeyleri kilitleri açarak veya kırarak alır. 52. Gerçekleri kendi çıkarına göre değiştirir. 53. Oyunlarda, sınavlarda hile yapar. 54. Olaylar hakkında yalan söyler. 55. Sürekli tekrarlayan davranışları vardır (parmaklarıyla tempo

tutma, ayak sallama, oturduğu yerde ileri-geri sallanma vb.). 56. Garip duruş veya davranışları vardır (başını eğik tutma,

parmak ucunda yürüme, parmak emme vb.) 57. Sürekli ellerini yıkama, toz bulaştıysa diye elbiselerini

silkeleme, açık kaldı mı diye kapıları kontrol etme gibi aşırıtitizliği vardır.

58. Oturacağı veya uyuyacağı yer konusunda aşırı hassastır. 59. Hasta olmadığı halde hastaymış gibi davranır. 60. Ağrı ve sızısı olduğunda aşırı endişelenir. 61. Bir yeri kanadığında aşırı tepki gösterir. 62. Sebepsiz yere duygusal durumu değişir. 63. Üzüldüğü zaman midesi bulanır veya kusar. 64. Günlük faaliyetlerinde ürkektir. 65. Kendini öldürmekten söz eder. 66. Kendini öldürmekle tehdit eder. 67. Hiçbir zaman yerinde oturmaz. 68. Odada devamlı koşar, atlar. 69. Devamlı kımıldar ve kıpırdar. 70. Düzeltildiği zaman konuşmaz. 71. Eleştirildiği zaman sinirlenir. 72. Eleştirildiği zaman üzülür. 73. Düzeltildiği zaman bağırıp ağlar. 74. Kendi yaptığı hatalar için başkalarını suçlar. 75. Anne, baba ve kardeşleri evden uzaktayken onlara birşey

olursa diye aşırı endişelenir; ya da geç kaldıklarındapencerede bekler.

76. Arkadaşlarına, akrabalarına yatıya gitmek istemez. 77. Okula gitmekte zorlanır. 78. Eşyalarına zarar verir. 79. Eşyalarını kaybeder. 80. Arkadaşları kendisini sevsin diye eşyalarını onlara verir.

Page 206: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

uygu

ndeği

l

Bir

azuy

gun

Çok

uygu

n

81. Tehlikeli olduğu söylenen işleri yapar (kibritle, kesici aletle oynamak vb.)

82. Uyku düzeni bozuktur (aşırı ya da az uyur). 83. Kabuslardan, kötü rüyalardan şikayet eder. 84. Uykusunda bağırır. 85. Anne-babasının odasında uyur. 86. Aşırı yemek yer. 87. Az yemek yer. 88. Yemek seçer. 89. Birşeyle ilgilendiğinde yemek yemeği unutur. 90. Hayvanlara zarar verir. 91. Kendine zarar verecek davranışlardan kaçınmaz (örn,

trafikte ışıklara dikkat etmeden karşıdan karşıya geçer). 92. Kötü söz kullanır/küfreder. 93. Fiziksel şiddet göstereceğini söyleyerek başkalarını tehdit

eder. 94. Açık-saçık konuşur. 95. Başkalarının yanında uygunsuz davranışları vardır (gereksiz

yere dokunmak, çok yaklaşarak konuşmak, mastürbasyon yapma vb.)

96. Tırnaklarını yer. 97. Dişlerini gıcırdatır. 98. Kendine fiziksel olarak zarar verecek davranışları vardır

(kendini ısırması, vurması, saçını çekmesi, ağrıyan yerine dokunması, cisimleri ağzına, burnuna sokması vb.)

99. Televizyonda veya kitapta acıklı bir şey duyduğunda üzülür / üzüntüsünü belli eder.

100. İzin almadan evden çıkıp gider. 101. İzin almadan sınıftan dışarıya çıkar. 102. Okuldan dönerken oyuna dalıp eve geç gelir. 103. Evden, okuldan kaçar. 104. Korkuları vardır. 105. Çok fazla övülme ister. 106. Başkalarına gösterilen ilgiyi kıskanır. 107. Çok fazla destek ister. 108. İlgi çekmek için şımarık davranır. 109. “Kimse beni sevmiyor, herkes benimle dalga geçiyor”

diye yakınır.

Page 207: EPLEPTK NÖBET GEÇREN - SA LIKLI ÇOCU U OLAN ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/3328/4184.pdfT.C. ANKARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PS KOLOJ (UYGULAMALI PS KOLOJ) ANAB

Hiç

uygu

ndeği

l

Bir

azuy

gun

Çok

uygu

n

110. Hastalığını bahane ederek kendine çıkar sağlar (okulda, evde, oyunda, yaramazlık yaptığında ceza almamak için hastalığını kullanır).

111. Gece yatağını ıslatır. 112. Gündüz altına kaçırır. 113. Gece kaka kaçırır. 114. Gündüz kaka kaçırır. 115. Kardeşlerini onlara zarar verecek kadar kıskanır. 116. Yorulduğunu bilmez.