ermeni konusu
DESCRIPTION
2015 de ciddi olarak karşımıza tekrar çıkacak,neler olacağını hep birlikte göreceğiz...TRANSCRIPT
TÜRKİYE'DE ERMENİLER İÇİN YAPILAN REFORMLAR
(ÖRTÜLÜ BİR İŞGALE DOĞRU)
VE TEHCİR GERÇEĞİ
(1878-1915)
Dr. Ali KARACA
TÜRKİYE'DE ERMENİLER İÇİN YAPILAN REFORMLAR
(ÖRTÜLÜ BİR İŞGALE DOĞRU)
VE TEHCİR GERÇEĞİ
(1878-1915)
Dr. Ali KARACA
Marmara Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
İstanbul – Nisan 2003
2
İthaf
I.Dünya savaşının bütün ızdırap ve çilesini, Rus ve Ermeniler tarafından işgal edilen yurdundan (22 Temmuz 1916) yüzlerce kilometre uzaklara sürüklenirken yaşayan, Karavaiz/velioğlu Ali oğlu Süleyman’ın çoçukları babam Bilâl Karaca (1900-1968) ile o felaket yıllarında babalarıyla birlikte ölümcül yol şartlarında, üzerlerine bir çığ gibi yuvarlanan esaret, zulüm ve ölümden kaçarken, yurtları olan Kelkit’in Gerdekhisar köyünden Yozgat’ın adını bile bilmedikleri köylerine ulaşmak için çırpnırken serçeler gibi kar-tipi altında yollarda donarak ölen küçük amcalarım 5 yaşındaki Şehri Cafer (öl.1916) ve 9 yaşındaki Hacı (öl. 1916) ile bu konkunç sona gidişi önceden sezen babaannem tarafından, Samsun’da Öksüz ve Yetimleri Toplama Kampına bırakılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan, bu işgalin yüz binlerce öksüz ve yetiminden yalnızca biri olan 7 yaşındaki amcam Hasan’ın (öl. ?) ve de bu savaşta ülkesini savunmak için askere giden, hangi cephede ve hangi şartlarda ne olduğu bilinmeyen, bir daha doğduğu topraklara dönemeyen büyük amcam Ağa’nın; her baharda çiçekler gibi yeniden açan sevgi, hürriyet, adalet ve barış taçlı hatıralarına, babamın daima duyduğu gibi sonsuz özlem ve duygularla....
Kozyatığı - Nisan 2003
3
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ……………………………………………………………………………..
I- B Ö L Ü M
1. ERMENİLERİN TERÖRİZMİ BENİMSEYEREK SİYASALLAŞMA ÇABALARI (1878 - 1894 )………………………………………………………………
1.1. Siyasî antlaşmalar ve Ermenilerin talepleri……………………………..
1.2. Reform dayatmaları ve Projeler………………………………………
1.3. Reformla Terörizmi ilişkilendirme yöntemleri………………………
1.3.1. Ermeni Teröristlerin bir tertibi Sason Ermeni olayı (1894) ve Tahkikat Heyeti
1.4. Avrupalı devletlerce Ermenilerle ilgili kırk maddelik yeni bir Reform Projesi'nin Hükümet'e verilişi…………………………………….
1.4.1. II. Abdulhamid ve Hükümet'in proje üzerinde yaptığı çalışma ve bazı bürokratların görüşleri…………………………………………………………………
1.4.2. Projenin son şeklini alması……………………………………………
1.4.3. Terörizmin yeniden devreye girmesi, Avrupalılara yönelik Babıâli Ermeni baskını (1895)………………………………………………………………………
2- AVRUPALILARIN GÜDÜMLÜ ÖZERK ERMENİSTAN PLÂNLARININ BAŞUNSURU ANADOLU REFORMU GENEL MÜFETTİŞLİĞİ (1895-1900)
2.1. Reform Müfettişliği ve Heyeti……………………………………………………
2. 2. Genel Müfettiş'in yetkisinin çerçevesi……………………………………………
2. 2. 1. Genel Müfettişlik ve Reformun uygulamasını değerlendiren komisyonlar………
2. 3. Şâkir Paşa’nın Müfettişliğine ve Osmanlı Devleti kontrolündeki reforma tepkiler
2. 3. 1. Avrupalı Devletlerin Tepkisi…………………………………………………….
2. 3. 2. Ermenilerin terörizm ve isyanları yagınlaştırması………………………………….
2.4. Olayların hazırlayıcısı olan Ermeni Komiteleri ve Misyoner Teşkilâtı……
2. 4. 1. Ermeni ihtilâl komiteleri……………………………………………………….
2. 4.1.1. Armenikan Partisi……………………………………………………………
4
2. 4.1.2. Devrimci Hınçak Komitesi /Partisi…………………………………………….
2. 4.1.3. Taşnaksutyun Komitesi……………………………………………………….
2. 4. 2. Misyoner Teşkilâtı……………………………………………………………
3. ERMENİLERE YÖNELİK REFORM PROJESİ'Nİ UYGULAMA ÇALIŞMALARI (24 Ağustos 1895-20 Ekim 1899)…………………….
3. 1. Vilâyât-ı Sitte'nin Genel Durumu…………………………………………
3. 2. Reform Projesi'nin uygulanışı…………………………………………….
II. B Ö L Ü M
4 ERMENİ REFORMU MESELESİ'NİN ÖRTÜLÜ BİR İŞGALE DÖNÜŞMESİ VE AVRUPALI REFORM GENEL MÜFETTİŞLERİ (1909-1915)…………..
4. 1. Avrupalı Reform Müfettişleri dönemi ve bir örtülü işgal plânı ……………
4. 1. 1. Örtülü işgal için dayatılan Reform Projesi…………………………………….
4. 2. Avrupalı Reform Genel Müfettişleri………………………………………..
4.3. Tarihî yaşanmışlığın getirdiği bir noktada zorunlu iskân politikası: Tehcir
4.3.1. Ermenilerin bir defa daha silâhlı isyanı ve düşmanla işbirliği yapması……
4. 3 2. Zorunlu iskân politikasının uygulanması……………………………………
4.3.3. Ermenilere uygulanan zorunlu iskânın metodu……………………….
5. SONUÇ……………………………………………………………..
6. KAYNAKLAR
7. EKLER
5
“Sırf i lmî ve insanî gayelerle memleketimizde çalışmakla beraber ruhlarında mündemiç
bulunan Hıristiyanlık duygusu saikasıyla hemen sırf Hıristiyan ekalliyetlerle meşgul olmak ve
onlara ister kasıtlı ister kasıtsız arasında ekalliyetlerin de yaşadıkları Müslüman kitlelerinden
ayrılmak arzusunu aşılamak. Bu gibilerin gerek Müslümanlara gerek güya iyiliğine çalıştıkları
Hıristiyan ekalliyetlerine dahilinde yaşadıkları İslâm ekseriyetlerine tahakküm arzu-yı nâ-makûlunü
aşılamakla ne kadar gayrî insanî bir surette hareket etmiş bulundukları ve bu yüzden husule gelen
mukatelâttan (karşılıklı öldürmeler) manen mesul bulundukları aşikârdır”.1
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık
kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mâhiyet alır.
16 Ağustos 1931 Mustafa Kemâl ATATÜRK
1 3 Ocak 1922’de Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün ABD Yakın Şark Yardım Heyeti’ne verdiği demeç.Atatürk'ün Milli Dış Politikası (Milli Mücadele Dönemine Ait 100 Belge) 1919-1923, I,. Ankara 1992, s.385. Kültür Bakanlığı Yayını.
6
GİRİŞ
BERLİN ANTLAŞMASI : Madde 61. “Babıâli ahâlisi Ermeni bulunan ayâlâtta ihtiyacât-ı mahalliyenin icâb ettiği reformu/ıslahatı bilâ-tehîr icra ve Ermenilerin ÇERKEZ ve KÜRTLERE karşı huzur ve emniyetlerini te’mîn etmeyi taahhüd eder ve ara sıra bu bâbda ittihaz olunacak tedâbiri, devletlere tebliğ edeceğinden, düvel-i müşarünileyhin, tedâbir-i mezkûrînin icrasına nezâret eyleyeceklerdir. 13 Temmuz 1878”2.
Anadolu’ya Selçuklu Türklerinin gelişinden önce bu bölgeye hakim olan Bizans Devleti, İmparator II. Basileios (976-1025) ve IX. Kostantinos (1042-1055) döneminde, bazı bölgelerinde Ermenilerin küçük beylikler halinde yaşadıkları Doğu Anadolu’yu doğrudan idaresine almıştı. Bizans ağır vergilerle ezdiği dinî- mezhebî nedenlerle askeri takibata uğrattığı Ermenileri inançlarını terke zorlamış, bölgeyi doğrudan kendisine katmasından sonra ise 40 bin Ermeni’yi daha iç bölgelere zorla göçürmüştür3. Mateos’un kaydına göre, Sivas bölgesine zorunlu göçürme/tehcire tabi tutulan Seneker’in oğulları Adom ve Abuhls’un idaresindeki Ermeniler, daha sonra üzerlerindeki kontrol gevşeyince bu bölgedeki Rumları kesip-biçerek intikam almışlardı.
Bu esnada Doğu Anadolu’ya girerek Ani kalesini Bizanslılardan almış bulunan Türklere karşı sefer düzenleyen İmparator Romanos Diogenes’i, önce Ermeni katliamlarından şikayetçi olan Rumlar karşıladı. Rumlar: “ Ermeniler bize karşı Türklerden çok daha kötü davrandılar. Kiliselemizi yağmalayıp çoğumuzu katl ettiler.” şeklinde şikâyette bulundular. Bunun üzerine Diogenes, Türklere karşı yaptığı sefer dönüşünde Ermeni dinini yok edeceğine yemin ettikten başka, askerine Ermeni evlerini yağmalatarak çok sayıda Ermeniyi katletti. Bizans İmparatorluğunun uyguladığı politikalar sonucunda, yaşadıkları bölgelerden ayrılmak zorunda kalan ve zorunlu göçe/tehcire tabi tutulan Ermeniler Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Çukurova gibi yerlere dağılmışlardır. Bu arada Haçlı seferleri ile Anadolu’ya gelecek olan Avrupalı orduların tavrı da Ermeniler için ayrı bir hüsran olacaktır.
Dönemin kaynaklarına göre, Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın Diogenes’e karşı kazandığı Malazgirt savaşından sonra (1071), Türklerin yönetimine giren Ermeniler barış ve güvene de kavuşmuştu. Mesela 1090 senesinde kendini ziyarete gelen Ermeni din adamlarının istekleri üzerine, Selçuklu Sultanı Melik Şah bütün kilise, manastır ve ruhanîleri vergiden muaf tutmuştu.
Süryani Mihail’in kaydettiğine göre; Bizans’ın yönetim anlayışı, Hıristiyanlığın farklı mezheplerine bağlı olan Ermeni ve Süryanî kiliselerindeki kutsal kitap ve eşyalarla, yine bu mezheplerin mensuplarına ait İstanbul’daki kiliselerin yakılmasını onaylamaktaydı. Bu anlayışa karşı, Türkler ise Antakya’nın fethinden sonra, hakimiyet geleneği olarak camiye çevirdikleri şehrin büyük kilisesi yerine iki yeni kilisenin inşasına izin verebilmekteydi4. Dönemin kaynaklarında, Selçuklu Türk Devleti idaresi altındaki Ermenilerin daha sonraları Bizans’a veya başka bir
2 Berlin Kongres,. II. 1296 (İstanbul) Matbaa-yı Amire, s. 271.
3 Geniş bilgi için bk. Urfalı Mateos, Vekâyinâme (952-1136) ve Papaz Gregor’in Zeyli (1131-1162), Türkçe Tercümesi Hrant D. Andreasyan, Ankara 1987.4 Bk. Süryani Mihail, Vekâyinâme, II. Kısım, Türkçe Tercümesi Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu Basılmamış nüsha). Değerlendirmesi için bk. Mehmet Ersan, “ Türk Yönetim Tarzı, Ermenilerin Türk İdaresini Kabulleri ve Kendilerine Tanınan Haklar” Uluslar arası Türk Ermeni İlişkileri Sempozyumu Bildirileri, İstanbul 2001 (13-19).
7
Hıristiyan ülkeye göç ettiği veya göçe zorlandığı bahsinin geçmemesi de o devir Türk-Ermeni ilişkileri açısından ayrıca kayda değer bir durumdu.
1299 tarihinden sonra kurulan ve Anadolu Selçuklu Türk Devletinin mirasçısı olarak gelişim
gösteren Osmanlı Devleti döneminde de Türk-Ermeni ilişkilerinin çok uzun bir süre iyi bir seyir
takip ettiği kaynaklardan anlaşılıyor.
Osmanlılarda “müslim” ve “gayrı müslim” olarak iki temel grubun esas alındığı bir siyasi-sosyal yapılanma görülmekteydi. Bu itibarla gayrı müslimler dini inanç ve mezhep farklılıklarına göre üç temel gruba ayrılmıştı. Genellikle “cemaat/mezhebi topluluk” ve “taife/kavim,kabile” denilen bu gruplar; İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra (1453) yeni bir organizasyona tabi tutuldular. Bunlar; geçmişi Doğu Roma/Bizans İmparatorluğuna dayanan, yani Romalı olmalarına atıfla “Rumîyan”da denilen Ortadokslar ( Rum, Sırp, Bulgar, Arnavut ve bazı Araplar) ile Gregoryanlar ( Erâmine ) ve Musevilerdi (Yahudiyan)5. Aynı zamanda bu topluluklar devletin kendilerine uyguladığı hukukî statü dolayısıyla “zımmi” genel adıyla da anılırlardı. Zımmi veya zımmiyân; en geniş anlamda “himaye edilen, korunan” demekti. “Kendisiyle anlaşma yapılan evlat” manasına da gelen zımmi, Zımmi Hukukuna göre, idareye bağlılığı ve ödediği vergilere karşılık olarak hukuken devlet tarafından can, ırz ve mallarının koruması, soyunun devamı ve inanç özgürlüğünün sağlanması gibi güvencelere sahipti.
XVII. Yüzyılda Avrupalıların doğuya yönelerek sömürgeler elde etme ve oralarda hakimiyet kurma politikalarının etkisiyle, XIX. Yüzyılın başından itibaren Türk-Ermeni ilişkileri de yeni bir şekil almaya başlayacaktır. Özellikle 1821 tarihli Mora’daki Rum isyanı sonrası, Rus Çarı I. Nikola’nın önderliğinde İngiltere ve Fransa’nın aralarında yaptıkları bir gizli antlaşmayla, Yunanistan’a bağımsızlık sağlamaları bu ilişkide bir dönüm noktasıydı (1829). Bu tarihte yapılan Osmanlı-Rus savaşı sonrası Ruslar, Azerbaycan Hanlığının toprağı olan Revan’da bir Ermeni bölgesi oluşturup, Türkiye ve İran’dan getirdikleri 140 bin kadar Ermeniyi buraya yerleştirdiler6. Bu sırada Osmanlı Devletinin çeşitli bürokratik birimleri, özelliklede dışişleri ile ilgili hükümet dairelerinde çalışan Rum asıllı bazı memurlar, Mora isyanına katkıları nedeniyle güvenilirliklerini, dolayısıyla görevlerini kaybettiler. Onların yerini ise yine Hıristiyan bir grup olan Ermenilerin doldurduğu gözlenecektir.
Böylece devlet idaresinde siyasal, hukusal ve ticarî etkinlikleri gittikçe artan Ermeniler, bu tarihe kadar devletle olan ilişkileri nedeniyle güvenilir bir unsur olarak öne çıkarıldı. Esasen kuruluşundan beri Osmanlı İmparatorluğunun, Ermenilere politik yaklaşımı bu güven esasına oturtulmuştu. Devletin resmi belgelerine de bolca yansıdığı gibi Ermeniler, Türk yöneticilerce “ sadık tebaa/gönülden bağlı uyruk” olarak adlandırılmaktaydı. Anlaşıldığı üzere devletin bu duruşu, aynı zamanda Ermenilere olan özel bir güvenle birlikte onları kollama ve koruma resmi siyasetine de dönüşmüştü.
Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) Fermanlarının ilanı gibi genel düzenlemelerin yanı sıra, Ermeniler için 1847 ve 1862’de iki yeni huhukî düzenleme yapılması bu yaklaşımın bir ifadesiydi . 1847’de Ermenilerin, o güne kadar olduğu gibi, kendi dini ve sosyal yaşantılarını yine kendi inançlarına göre idare etmeleri için, Patrikhane’de 14 üyeden oluşan bir Ruhanî Meclis ile 20 kişiden oluşan Meclisi Âli/Yüksek Meclis kurdurulmasına izin verildi. Ayrıca 1850’lerde özel bir komisyonca başlatılan bir milli nizamname/tüzük hazırlama çalışmaları da 1862’de tamamlandı. Bu çalışma sonucu hazırlanan 99 maddelik “ Nizamnâme-i Milleti Ermeniyân (Ermenicesinde
5 İlhan Şahin, “Klasik Dönemde Osmanlı İmparatorluğunda Gayr-ı Müslimler” Uluslar arası Ermeni...(13-19).6 Kemâl Beydilli, “1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşında Doğu Anadolu’dan Rusya’ya Götürülen Ermeniler” Türk Tarih Belgeleri Dergisi, XIII/17. Ankara 1988, (365-409).
8
Ermenilerin Teşkilât-ı Esasiyesi)” tüzüğü, 29 Mart 1892 tarihinde hükümet tarafından onaylanarak yürürlüğü konuldu7. Bu genel ve özel düzenlemeler, Ermenilerin sosyal ve siyasî varlıkları için yeni bir devir açmıştır. Söz konusu belgeler, Osmanlı Devletinin Ermenilere bakışı açısından da önemli siyasî bir özellik taşırlar.
Yukarıda değinildiği üzere, özellikle Türk Devletinin ticaret, dışişleri ve adliye ile ilgili alanlarda memur olarak görev verdiği Ermenilerin bazıları konumları dolayısıyla daha ön plana çıkacaktır.1890’dan sonra özellikle İngiltere ve Rusya’nın sergiledikleri tutum nedeniyle de, Ermeni Terör Komite/Örgütlerince ortadan kaldırılması gereken bir hedef haline gelen ve kendisine suikast dahi düzenlenen Osmanlı Sultanı II. Abdulhamit’in son üç Hazine-i Hassa/İç Hazine Bakanı bilhassa dikkat çekmektedir. Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşı olan bu bakanlar, 1879-1908 yılları arasında Sultan’ın İç Hazinesine ait mali işleri sırayla üslendiler. Sultan maliyesini aynı zamanda Saray’da özel bir büroya da sahip Agop Paşa (1832-1891), Mikail Paşa (1842-1897) ve Ohannes Paşa’ya (1836-1912) teslim etmekten çekinmemişti. Ohannes Paşa, 1908’de yeniden açılan Osmanlı Meclisi’ne yine II.Abdulhamit tarafından Ayan Meclisi Üyesi olarak atanacaktır.
Esasen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına kadar yönetimi altında oldukları Türk devletiyle hayatî bir problem yaşamayan Ermeniler, savaş sonrası yapılan Ayatefanos ve Berlin antlaşmalarına konulan ilgili maddelerle bir yol ayrımına sürüklenecekti. Bu tarihten sonra Avrupalı devletlerin, kamu oylarını Doğuya yönelik siyasi ve askeri girişimlerine ikna etmek için, Ermeni eksenli propagandayı politik bir tavır olarak benimsedikleri görülmektedir. Avrupalı hükümetlerin bu yaklaşımları, Osmanlı Devletiyle aralarında 1914 ve daha sonrasında da yaşanacak bir dizi idari, siyasi, hukuksal, askeri ve toplumsal gelişmelere yol açacaktı.
I. Dünya savaşı sonrasında Avrupalı devletlere sığınmış olan Osmanlı İttihat ve Terakki Partisi üyelerinden ve hükümet mensubu Sadrazam Said Halim Paşa ile Vali Cemal Azmi ve Dr. Bahaeddin Şâkir’i katleden, Taşnaksutyum Devrimci Ermeni Federasyonu’nun tetikçisi terörist Arşavir Şıracıyan dahi bir gerçeğin altını çizmektedir. O,1982’de Paris’de La dette de SANG adıyla yayınlanan hatıratında: “ Nesiller boyu Ermeniler okullar, hastahaneler, kazançlı müesseseler kurmuş oldukları; milyonlarca hektar ekili arazinin ortasında gösterişli köylerinin yükseldiği bu ülke (Türki’ye)...”8 demekteydi. Bu vurgulama, asırlarca sürdürülen devlet politikasının Ermeniler açısından sonucunu oldukça anlaşılır bir şekilde ortaya koymaktadır. Fakat hatıratında, aynı zamanda Ermenileri yok etmeye yöneldiğini idda ettiği Türk devletine rağmen, altını çizdiği bu mutluluk tablosunu nasıl başardıklarına bir açıklık getirmemektedir.
Şıracıyan’ın da ileri sürdüğü Ermenilerin sebepsiz yere “aşağılanma, takip edilme ve öldürülmeleri” genel olarak, 30 Mayıs1915 yılında bir kısım Müslüman, Rum ve Ermenilere uygulanan 1915 zorunlu yer değiştirmeye/ tehcire bağlanmaktadır9. Bu iddaların gerçeklik boyutu, önemli ölçüde, ancak objektif-tarafsız tarihi kaynaklara dayanılarak aydınlatılabilir. Bu bakımdan kaynaklara gidildiğinde, Türk-Ermeni ilişkilerinde 1878-1921 devresinin çok önemli bir dönemi oluşturduğu görülmektedir.
7 Nizâmnâne-i Millet-i Ermeniyân, (İstanbul) H.Mühendisyan Matbaası 1279 (1863).8 Türkçesi bk, Dr. Mustafa Orağlı, Bir Ermeni Teröristin İtirafları, İstanbul 1997. (İngilizcesi, The Legancy, Boston 1965).9 Söz konusu hatıratın yayım tarihleri dikkate alındığında, anlatımlardaki çelişkiler görmemezlikten gelinse bile, hatırat sahibinin anlatımlarının 12 Ocak 1951 tarihli “Soykırımı Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme” nin çerçevesine girecek şekilde, konunun uzmanlarınca yeniden dizayn edildiği (ve belki de bazı eklemelerin yapıldığı) algılamasını doğurmaktadır.
9
I- B Ö L Ü M
1. ERMENİLERİN TERÖRİZMİ BENİMSEYEREK SİYASALLAŞMA ÇABALARI (1878 - 1894 )
1.1. Siyasî antlaşmalar ve Ermenilerin talepleri
1877-78 Osmanlı-Rus savaşının Osmanlı Devleti açısından önemli b i r sonucu, hiç
şüphesiz Anadolu Islahatı/Reformu Meselesi’dir. Malazgirt zaferinden bu tarafa. Anadolu kıtası ile
birlikte Ermenilerin geleceklerini tayin hakkı hukuken ve siyaseten Türklere intikal etmişti10.
1877 y ı lma kadar da bu hak yalnız Türklerde kalmıştır . Fakat bu tarihten sonra Ermenilerin
durumu, bazı antlaşmalarla milletler arası bir konu hâline getirilmiştir. 3 Mart 1878 Ayastefanos
(Yeşilköy) Antlaşması 11 ile, i lk defa Rusya tarafından siyasî gündeme sokulan Ermeni Meselesi,
13 Temmuz 1878 tarihl i Berlin Antlaşması’yla. uluslararası bir mesele hâlini aldı.
Bu çalışmada, Ermeni sorunu siyasallaşırken hangi yöntemlerin işlerlik kazandığı, dış
etkiler ve Ermenilerin kendi devletleri aleyhine yabancılarla olan işbirliğinin boyutları tespit
edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca bu gelişmeler karşısında Osmanlı Devleti 'nin tavrının ne
olduğu ve yaşanan tarihsellikte gelinen nokta irdelenecektir. Bu konulara değinilirken
genellikle birinci elden kaynaklara başvurulacaktır.
Bu tarihten daha önce, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Rusya12, 1856 Paris
Antlaşmasıyla Rusya'nın yanı sıra İngiltere, Fransa, Avusturya ve Prusya Osmanlı
Hırıstiyanlarını himayeci devletler konumuna gelmişlerdi13. 1878 y ı l ında yapılan
anlaşmalarda, hususen söz konusu edilen Hırıstiyanlar Ermenilerdi.
10 Streek ,"Ermeniler", İslam Ansiklopedisi (İA), IV. (tadil. M.Halil Yinanç), İstanbul 1977 (s. 317-326): Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, Ankara 1971, s. 23-24, 29-30.11 16. madde: Ermenistan’da Rusya’nın taht-ı istilasında bulunup Devlet-i Aliyye’ye iadesi lazım gelen mahallerin tahliyesi. oralarca devleteynin münasabât-ı hasenesini muzır karışıklıklara mahal verebileceğinden, Devlet-i Aliyye. Ermenilerin meskûn bulunduğu eyâletlerde, menâfii-i mahalliyenin icâb ettiği ıslahat ve te'sisâtı bila-ifâte-i vakt icra etmeği ve Ermenilerin KÜRTLERE ve ÇERKEZLERE karşı emniyetlerini istihsal etmeği taahhüd eder. Bk. Berlin Kongres,. II., 1298 Matbaa-yı Amire, s. 282.12 Mehmet Galip, Tarih-i Vukuat, İstanbul 1328, s. 66; Abdurrahman Şeref, Tarih-i Devlet-i Osmaniyye, I.,. İstanbul 1318, s. 164-166.13 Bilâl Şimşir, Osmanlı Ermeniler,. İstanbul 1986, s. 67; Bilhassa Islahat Fermanı'nın ilânından sonra da. Hıristiyanların durumlarının ıslahından vazgeçmeyen Rusya'nın yanında Fransa, Islahat Fermanının tamamen icrası durumunda, maksat hasıl olacağı kanaatindeydi. Rusya, bu ıslahatın Osmanlı Devletinin re 'yine bırakılmayarak, Avrupalı devletler tarafından cebr ile muamele edilmesi için iki lâyiha hazırlar: Bk. Ali Reşad, Asr-ı Hazıra Tarih,. Dersaadet 1330, s. 664-665.
10
Kendileri iç in yeni siyasî gelişmelere kapı açan 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşı
esnasında Ermeni önderlerinin sergiledikleri tavır, siyasî üslûp ve etik anlayışlarını
göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Savaş ilânının 25 Nisan 1877'de görüşülmesi esnasında
Mebusan Meclisi Asbaşkanı Ohannes i le aralarında Halep milletvekili Manon Efendinin de
bulunduğu 9 milletvekili, Müslüman dostlarını asla terk etmeyeceklerini ilân ediyordu. Bu arada İngi l iz
Büyük Elçisi, Sir Austen Henry Layard'ı ziyaret eden Ermeni Gregoryan Patrik Nerses ve dinî önderler,
Türk yönetiminde kalmayı istediklerini ve dinlerini yaşamada hiçbir zaman rahatsız edilmediklerini
söylemekteydi. 7 Aralık'ta toplanan Ermeni Genel Konseyi ise ülkeyi savunmak amacıyla, yeni kurulan sivil
muhafız birliğine Ermenilerin de katılmasını oy birliğiyle karara bağlıyordu. Fakat Erzurum'un Rusların
eline geçmesi üzerine işgalci birliklere katılan bazı Osmanlı Ermenileri, yaralı Türk askerlerini
öldürmekten geri durmadıkları gibi Plevne'nin düşmesi üzerine, 18 Aralık'ta yeniden toplanan Ermeni
Konseyi, önceki kararını büyük çoğunlukla geçersiz ilân ediyordu. Bununla yetinmeyen Konsey, Çar’dan
Ermeni bölgesi saydıkları yerlerin özerkliğini veya Rusya'ya katılmasını talep etmekteydi.
17 Mart 1878'de Layard'la görüşen Patrik Nerses de, Ermenilerin Müslümanlara besledikleri
nefret duygusunun daha da arttığını, Ermenilerin ‘Özerk bir Ermenistan ili’ kurmalarının sağlanmasını
istiyordu. Diğer taraftan ise kendisi, eski Patrik Mıgıdıç Hrimıyan, Piskopos Horen Narbey (Kalfayan), Stepan
Papazyan ve Mosiciyan’ın da aralarında bulunduğu bir Ermeni kurulu, Grand Dük Nikolas'la görüşerek,
Türkiye'nin Doğu İllerinde de bağımsız bir Ermeni devleti kurulmasını teklif ediyorlardı. Bu isteklerinin
gerçekleşmemesi durumunda isyana kalkabileceklerini söyleyen Patrik, aynı yoldaki isteklerini bir dilekçe
ile Çar II . Aleksandr’a iletmekten geri durmamıştı (13 Şubat 1878)14 . Hâlbuki aynı yılda (1878),
Doğu Anadolu'da uzun bir inceleme gezisi yapan ve birçok Ermeni ileri geleni ile görüşen İngiliz General
Baker Paşa, Ermenilerin gelecek için büyük emeller beslediğini, ancak bu emellerin uygulanabilir
olmadığını kaydetmekteydi. Baker Paşa, bu isteklerin kendileri için tehlikeli olacağı gibi, Ermeni özerklik
plânının ne kadar aptalca olduğunu anlamak için de, Ermenilerin azınlıkta olduğu bu ülkeyi tanımak
gerektiğine dikkat çekiyordu15.
Ermeni önderlerinin yukarıda anlatılan davranış ve ruh halleri ile Türklere karşı besledikleri
14 Daha geniş değerlendirme ve tespitler için bk., Salahi R. Sonyel, "Osmanlı İmparatorluğu'nda “Ermeni Sorunu Niçin ve Nasıl Başladı? ” Uluslararası Osmanlı Tarihi Sempozyumu Bildirileri, İzmir 2000, s. 482-505: ( Accounts Papers (AP). 44, 1877, XCII. 4033; AP., 36: Foreing Offise (FO), 65/978, no. 115; FO., 195/11440; FO., 424/68 Conf. 3601; FO., 371/4974/1: 2404 ve (Gazeteci) Charles \Villiams, The Armenian Campaing,. London 1878 gibi kaynaklara müracaatla tespitleri).15 M. Han i f i Bostan, "I. Dünya Savaşı Sırasında Ermenileri İskân Meselesi ve Bazı Gerçekler", Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, hzr. Erhan Afyoncu, İstanbul 2001, s. ( 167-184).
11
nefret duyguları Ermeni halkı arasında anonim hâle gelen şarkılarda da adeta cisimlenir16.
Böyle bir etik yaklaşım sergileyen Ermeni önderleri, Eski Patrik Mıgırdıç Hrimıyan ile Berlin
Antlaşması esnasında, Ermenilerin görüş ve isteklerini17, imzacı devletlere empoze eden Nurias Çeras,
savaş sonunda imzalanan Berlin Antlaşması'nın 61. maddesini şöyle yorumlamaktaydı:
"Berlin Kongresi, Ayastefanos Antlaşması'nın XVI. maddesi yerine LXI. maddeyi koymakla
kalmadı; yani maddenin sıra numarasını değiştirmekle yetinmedi, ileride kuracağımız ulusal -Ermeni
Devleti- binanın temellerini de attı.
Türk-İngiliz antlaşması -Kıbrıs- da bizim için ayrı bir nimet oldu.
Gerçi Avrupa bize özerklik vermedi, ama bize öyle bir madde bağışladı ki, bu bizi erişmek
için yanıp tutuştuğumuz amacımıza ulaştıracaktır.
Babıali. Ermenilerin yaşadığı yerlerde, gereken reformları yapmaya söz verdi. BU
REFORMLAR BİR GÜN İDARİ ÖZERKLİĞE dönecektir...
Avrupa elimize silâhları verdi, paslanmadan bu silâhları kullanalım.
Babıali, Ermenistan’da reform yapmaya söz verdi; bu reformlar gerçekleşmezse eyleme geçmek
gerekir.
Babıali. Ermenileri KÜRTLERE ve ÇERKEZLERE karşı korumaya söz verdi. Kürtler ve
Çerkezler cezalandırılmadan kalırsa eyleme geçmek gerekir.
Babıali, gereken reformları yapmaya, büyük devletler de bu reformların yapılışını
gözetlemeye söz verdiler. Büyük devletler gözetlemeyi yapmazlarsa, ya da yetersiz yaparlarsa eyleme
geçmek gerekir.
16 Bayram Kodaman, "Üç Ermeni Şarkısı ve Ermenilerin Türklere Bakışı “, Ermeni Meselesi Üzerine..., hzr. Erhan Afyoncu, İstanbul 2001, s. 91-104. (Fransa Dışişleri Bakanlığı Arşivi, Correspondance des Consules, Turquıe. Vol. 9'dan alınan bu belgede, babasının Türklerle savaşmadan yatağında ölmesine hayıflanan Maraşlı bir Ermeni çocuğunun nefreti, söylediği şu şarkıda görülüyor. 17 Ocak 1898: Pek utanç verici oldu sonu babamın / Öldü yatağında Türklerle savaşmadan / Bense hiç lâyık değilim Zeytunlu adına / çünkü ancak üç Türkü öldürdüm./ Böyle ölmek istemiyorum / Birçok Türkü öldürmeden / Ölmek, ölmek istemiyorum.)
17 Ermenilerin sunduğu proje için bk. Mesrob K. Krikorian, Armenians in the Service of the Otoman Empire 1860 – 1908, Londan 1977, s. 7-8 ve 111-112.
12
Berlin Kongresiyle bir altın madeni elde ettik...”18 .
Hâlbuki Osmanlı Devleti'nden ayrılmaya bu kadar can atan Ermeniler, i l k olarak Fatih
tarafından, daha sonra I I .Mahmut döneminde b i r "millet (dinî)" olarak kabul edildikten başka
(l829)19, Devletçe " Teba-yı sadıka " olarak da vasıflandırılmaktaydı20. Esasında dinî yönden hiçbir baskı
görmeyen Ermeniler, hayatî konularda da herhangi bir baskıya maruz bırakılmamış, aile ve iş hayatı,
ticaret, mülk ve servet edinme devlet memuriyetlerine girmede devlet desteği görmüşlerdir. Bu sayede
bilhassa ticaret ve zanaat sahalarında ilerleyip, zenginleşmişlerdi. 1894 yıllarına gelindiğinde, sadece
Devletin merkezî idarelerinde ve basında çalışan Ermenilerin sayısı bine ulaşmaktaydı. Taşra meclis-i
idare üyeleri21, sandık eminleri, belediye, aşar, ağnam ve rüsûmat işlerinde görevli olanlar ilâve
edilince bu sayının dokuz bini aştığı görülmekteydi22. Meselâ 1896 yılında yalnız İstanbulda istihdam
edilen 1700 Müslüman memura karşılık. 597 gayr-ı müslim memur çalışmaktaydı. Bu sayı oranlandığında
% 26 gibi bir yüzdeye ulaşılmaktadır23.
1.2. Reform dayatmaları ve Projeler
Berlin Antlaşması'ndan önce harekete geçen Osmanlı Devleti, Doğu vilâyetlerinin durumunu
iyileştirecek özel tedbirler almaya başladı. Bu meyanda Mehmed Sadık Rıfat Paşa’nın sadrazamlığı
zamanında Erzurum, Van, Diyarbekir vilâyetleri ve Mamura'tü'1-aziz mutasarrıflığı gibi yerlerin
düzeninin sağlanması ve devamı için, kavanin ve nizamât-ı devlete vâkıf, hakkaniyet ve dirayet sahibi
haysiyetli bir zatın tayini kararlaştırıldı. 10 Mayıs 1878 tarihinde Ferik Sabit Paşa kumandasında yeteri
kadar bir askerî kuvvet ve bazı memurlar, Şura-yı Devlet azası A l i Şefik Beyin emrine verilerek, bu
mahiyette bir göreve atandı24 .
18 Bilal Şimşir, Aynı eser, s. 29.19 Osmanlılarda Zimmilerin statüsü ve gayr-ı müslimlerin durumu için bk. Gülnihal Bozkurt, “İslam Hukukunda Zimmilerin Hukuki Statüler ”. Kudret Ayter’e Armağan, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi. 3. Sayı 1-4, Ankara 1987, s. 115-156; Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasi Gelişmelerin Işığı Altında Gayr-ı Müslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu 1830-1914.,Ankara 1989 ; Ercan Yavuz, Kudüs Ermeni Patrikhanesi, Ankara 1987; “Türkiye’de XV-XVI. Yüzyıllarda Gayr-ı Müslimlerin İctimai ve İktisadi Durumu”, Belleten, 1983, XII-VIII (1127).20 M.Canard, “Armeniya”, The Encyclopedia of İslam (Eİ), I/I. London 1960, s. 634-65021 Yalnız Diyarbekir, Bitlis, Van, Erzurum, Sivas, Elazığ, Trabzon ve Seyhan gibi taşra vilayetlerde, Osmanlı Devleti’ne hizmet eden ileri gelirli Ermenilerin sayısı 140 kişiye ulaşmaktaydı. Bk. Masrob K. Krikorian, Aynı eser, s. 23-25, 31, 44-45, 52, 59-61, 67-69, 77-79.22 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler İkinci Meşrutiyet Dönemi 1908-1918, I., İstanbul 1984, s. 589-590.23 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Sadaret Murazat Evrakı (YA. Res.), 82/26.24 BOA., Dosya Usulü İrade (DUİT), 74-2/2-1: 8 CA 1295.
13
Osmanlı Hükümeti'nin bu teşebbüsünnün akabinde, Berlin Antlaşmasıyla gündeme giren reform
konusu dolayısiyle harekete geçen Salisbury ise, 8 Ağustos 1878 tarihinde Layard'a gönderdiği uzun bir
talimatla, Anadolu Reformu'na dair bir program açıklamaktaydı25. Buna göre: "Birincisi, Memâlik-i mahrûse-i
şahanelerinde idare-i emniyet ve intizam, ikincisi, umûr-ı maliyenin hâl-ı hazırını nâm u müstakimen tedkik
ve tahkiki, üçüncüsü, idâre-i umûr-ı adliyenin ıslâhı hakkında ittihaz ve lâzım gelen tedabir, dördüncüsü,
vilâyâtın ahvâl ve ihtiyâcat-ı hazırasına lâzım gelen tedkikat ve tekidatın icrasıyla, menabî-i cesime-
i tabiiyyelerin izdiyâdına lâzım gelen tedâbirin ittihazı (27 Temmuz 1294)” gerekliydi. Bunun üzerine
Layard, Avrupalı uzmanlar vasıtasıyla yürütülmesi isteği taşıyan mufassal bir proje hazırlayıp II.
Abdulhamid'e verdikten başka, bu projenin uygulanması için Hükümet'e birde nota verdi (19 Ağustos
1878)26 Layard bu teklifinde; “ Bir, zat-ı hazret-i pâdişâhi, Asya'daki ayâlât-ı şahanelerinde
Avrupalılar tarafından tertib ve kumanda edilecek bir jandarma teşkil buyuracaklardır. İki, zat-ı hazret-
i pâdişâhi, Asya'daki en büyük şehirlerin bazısında hüküm ve nüfuzu küçük mahallerde câri olmak
üzere birer mahkeme teşkil buyuracaktır. Bu mahkemelerde kanunlara vâkıf bir Avrupalı bulunacak ve
ilâmlarda kesin rey sahibi olacaktır. Üç, zat-ı hazret-i padişâhi, her vilâyete o vilâyetin varidatından mesul
tutulmak ve iltizamı ilga ile hükmü on sene müddet câri olacak (nizâmatı) yakın vakitte tanzime
memur olmak üzere bir tahsildar tayin buyuracaklardır. Bu tahsildarların ekseri Avrupalı olacaktır... (3
Ekim 1878) ”27 demekteydi. Osmanlı Hükümeti ise, Meclis-i Mahsus'un hazırladığı ve Padişah’ın onayladığı
bir cevabî notayı İngiliz Elçisi Layard'a iletti (24 Ekim). Verilen cevapta, reformların yapılmasına en büyük
engel olarak, malî imkânsızlıklar gösterilmekteydi28 .
Her vesileyle nota verir duruma gelen İngiliz Hükümeti29, 27 Ekimde bir kere daha aynı yola baş
25 BOA., Yıldız Esas Evrak (YEE.), 14/95/126/7: Anadolu Islahatı Meselesi’nin ortaya çıkışı için bk. Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi’nin Ortaya Çıkışı 1878-1897, İstanbul 1984: Teftiş ve uygulamalar için ise bk. Ali Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa 1838 – 1899, İstanbul 1993.
26 BOA., DUİT., 74-2 / 2-6, 7, 8, 9, 10. 11: Bu notada, Asya'da yapılacak ve Hırıstiyanlarla sair tebayı ilgilendiren, idari ve himayeye dair ıslahat hususlarının teferruatının, İngiltere'yle birlikte hazırlanması fikrinin İstanbul Konferansı’nda karar altına alındığı belirtilmektedir. Ayrıca, Memalik-i Osmaniye'den bu kısmın, heman muhtaç olduğu şey, sadece sanain neşv ü nema bulabilmesi ve ahalinin tedenniden halas olması zımnında, can ve malı temin edecek iyi bir idaredir. bunun için temin edilecek hususlar evvel-be-evvel muhafaza-yı asayiş ve intizam, idare-i adliye ve tahsil-i varidât-ı devlettir denilmekteydi (YEE., 35/15/46/95).27 BOA., DUİT., 74-2/2-3.28 Hükümet, üç husus dışında valiler, hâkimler ve tahsildarların me'muriyetlerine dair İngiltere'nin teklifine de olumlu cevap vermekteydi. (Bk. Aynı yer.); Zaten Osmanlı Devleti 1877-78 Osmanlı Rus savaşından önce malî iflâsını ilân etmişti. Devletin 1874-75 Bütçesi 25 milyon Osmanlı lirası idi. Gelirleri 17 milyon lira olan devlet, dış borçlara senede 13 milyon lira ödemekteydi. Devletin ihtiyacı için ancak 4 milyon lira kalmaktaydı. Bk. Parvus, Türkiye’nin Can Damarı Devlet-i Osmaniyyenin Borçları ve Islahı, İstanbul 1330, s. 9: Bu şartların üstüne bir de savaşın maliyeti eklenince durumun vehameti daha iyi ortaya çıkar).29 BOA., DUİT., 74-2/2-10 ("... bu babda İngiltere Devleti tarafından dahi her bâr ihtarât ve tebligat vukû bulmakta"...).
14
vurdu. Daha önce bazı vilâyetlerde tecrübesine söz verilen reformun, hâlâ uygulanmadığı hatırlatılıp,
Padişah’ın verdiği sözün gereği olarak İngiliz uyruklu Baker Paşanın Doğu Anadolu'da büyük bir
göreve atanması teklif edilmekteydi.
Hükümet, yapılması gerekli olan reformu: l- Antlaşma hükümlerine bağlı vaatlerin icap
ettirdiği reform, 2- Devletin iradesine bağlı ve gerekli reformlar olmak üzere iki kısma ayırıyordu.
Antlaşmaların getirdiği yükümlülükten kaynaklanan reformlar için; Hükümetin hazırladığı ve İngiltere
Hükümeti'ne verdiği cevaplar, daha önce kabul görmediği gibi bu defa da verilen cevap tatminkâr
bulunmadı. Lord Disraeli başkanlığındaki İngiliz Hükümeti. Babıâli'ye karşı tavrını gittikçe sertleştirdi.
Kendilerine daha on gün önce Osmanlı Hükümeti tarafından bir reform programı verilmiş olmasına
rağmen, aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden Layard, 24 Kasım 1879 (12 T.Sani 1295) tarihinde
sûret-i husûsiye ve gayr-ı resmî olarak Padişah'a bir reform projesi verdi. Dokuz maddeden oluşan bu
projede30: 1. maddede; jandarmaya ait hususlara temas edilmekte ve Anadolu'ya hâlâ muktedir bir
müfettiş atanmadığı vurgulanmaktadır. 2. maddede; malî hususlar için, her vilâyete bir Avrupalı Malî
müfettişin tayininin daha yararlı olacağı, 3. maddede; yine Avrupalı memurların, adliyede
görevlendirilmesinin faydaların temas edilmekteydi. 4. maddede; adem-i merkeziyet fikri savunulmakta,
her şeyin merkezden yönetilmesinin kötü sonuçlarına, Türkistan'ın içine düştüğü felâket örnek
gösterilmektedir. 5. maddede; Hırıstiyanların çoğunlukta olduğu kaza ve nahiyelere, Hırıstiyan kaymakam
ve nahiye müdürleri atanmasına, 6. maddede; yol yapımı ve ziraatin geliştirilmesi ile servetin
artırılmasına, 7. maddede; Hırıstiyanların, mahkemelerdeki şahitlikleri hakkında yürürlükte olan nizamın
eksiksiz uygulanmasına, 8. maddede; Erzurum Valisi Rüstem Paşanın31 maiyetine muktedir memurlar,
polis, adliye ve maliye müfettişleri verilmesine, 9. maddede ise aşar usulünün lağvına kadar, bu usulün
tadil ve ıslahının gerekliliğine temas edilmekteydi.
Layard’ın bu projesini görüşmek üzere kabine, l Aralık 1879'da hususi olarak toplandı. Bu
toplantıda, daha önce verilen cevaplar doğrultusunda alınan kararlar İngiltere Hükümeti'ne iletildi32. Ayrıca,
Babıâli'yi baskı altında tutmak üzere, parlâmento üyesi Goschen'i, 28 Mayıs 1880 tarihinde İstanbul'a
Fevkalâde Elçi olarak gönderildi33. Ortaya çıkan gelişmeler sonunda adeta birleşen Avrupalı devletler,
30 BOA., DUİT., 74-2/2-7; YEE.,. 35/17/46/95.31 Bu sırada Rüstem Paşa Cebel-i Lübnan mutasarrıfıdır. Bk. aynı yer.32 Cevap için bk. DUİT., 74/22-6; YEE., 35/17/46/95; ayrıca bk. Cevdet Küçük, aynı eser, s. 56-57.33 BOA., DUİT., 74-2/ 1-24.
15
İngiltere Elçisinin hazırladığı bir başka notayı, 7 Eylül 1880 tarihinde Babıâli'ye müştereken verdiler34.
Goschen'den sonra İstanbul elçiliğine atanan Lord Dufferin, Anadolu Reformu ile ilgili
girişimlere devam etti. Dufferin, bu maksatla Anadolu'da bulunan Askerî Konsolos Yarbay Wilson ve
Binbaşı Trotter'e bir proje hazırlattığı gibi. diğer beş devletin elçilerini de yine bu maksatla bir araya
getirdi. İkinci defa 9 Eylül 1881'de bir araya gelen elçilere; yeni bir notayla. Babıâli'den, Doğu
Anadolu'ya bir Genel Vali atanmasının istenmesini ve daha önceki tekliflerde de ısrarlı olunduğunun
belirtilmesini teklif etti. Özellikle, Genel Vali l ik konusunun ön plâna çıkarıldığı bu gelişmelerden
sonra II. Abdulhamid, 14 Ocak 1882 tarihinde İngiliz elçisiyle görüşerek bu husustaki düşüncelerini
bildirdi.
1.3. Reformla Terörizmi ilişkilendirme yöntemleri
1879'dan 1890 y ı l ı na kadar, Berlin Antlaşması'nın 61. maddesinin35 kendilerine vaat
ettiği haklar hususunda, Osmanlı Hükümeti'nden hiçbir talepte bulunmayan Ermeniler36, bu
tarihten sonra reform isteğiyle harekete geçtiler. İngiliz ve Rusların da önemli teşviklerini gören
ve esas gayeleri, muhtar bir Ermenistan kurmak olan Ermeni komitelerinin hedefi, Avrupalı
devletlerin, Osmanlı Devleti'ne müdahalelerini sağlamaktı. Avrupalı devletler, İngiltere'nin başını
çekmiş olduğu her hadiseden sonra, şiddet derecesi değişen protestolarda bulunmaya başladılar.
1894 y ı l ında meydana gelen Sason olayından sonra ise bu protestolar yaptırımcı bir müdahale
şeklini aldı. Hınçak Komitesi'nin tertibi olan bu hadise, bir nevi 1895 yılında başlayıp 1900
yılında sona erecek olan Anadolu Reformu çalışmalarının, ikinci önemli safhasının başlangıcını
teşkil etti.
1.3.1. Ermeni Teröristlerin bir tertibi Sason Ermeni olayı (1894) ve Tahkikat Heyeti
1894 tarihinde Ermeni Komitelerinin, Ermenilerin yerleşik bulundukları yerlerde, bir genel isyan
çıkarma hazırlıklarına hız verdikleri gözlenmektedir (24 Ekim 1894)37. Bu gayretlerin sonunda
34 Yusuf l Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, 1/1. Ankara 1983, s. 19-23.35 61 madde: “Babıâli ahalisi Ermeni bulunan ayalâtda ihtiyacat-ı mahalliyenin icab ettiği ıslâhâtı bila-tehir icrâ ve Ermenilerin ÇERKEZ ve KÜRTLERE karşı huzûr ve emniyetlerini te’min etmeyi taahhüd eder ve arasıra bu babda ittihaz olunacak tedabiri, devletlere tebliğ edeceğinden, Düvel-i müşarünileyhin, tedabir-i mezkurenin icrâsına nazaret eyleyeceklerdir.” Bk. Berlin Kongresi, Hicri 1298 Matbaa-yı Amire, s. 271; Berlin Memorandumu Tercümesi için bk. Ahmet Rasim, İstihdattan Hakimiyet-i Milliyeye, II. İstanbul 1341, s. 115-117.36 Osman Nuri, Abdulhamid-i Sani ve Devr-i Saltanatı (muharriri Ahmet Rasim), II. İstanbul 1327, s. 819.37 BOA., DUİT., 81-2, Ermeni İşleri Dosyası (EİD) 131 l; Bu olayların canlı şahitlerinden Rusya'nın Van ve Erzurum Başkonsolosu General Mayevski'nin raporları aydınlatıcı bilgiler içermektedir. Bk. Rusya'nın Van ve Erzurum
16
Hamparsun Boyacıyan (Murat)'ın yönetimdeki topları dahi bulunan Hınçak Komitesi'ne katılan
Ermeniler ve onlarla birlikte hareket eden bazı Kürtler, Sason Talori'de kanlı bir olay meydana
getirdi38. Bu hadise neticesinde Ermeniler istedikleri hedefe ulaştı.Böylece Avrupalı devletlerin Osmanlı
Devleti'ne müdahaleleri sağlandı139. IV.Ordu birliklerinin isyanı, silâh kullanarak bastırmasını40
bahane eden ve fırsat kollayan bu devletler, Osmanlı Devleti'ne baskı yapmak için harekete geçti41.
Sason olayı üzerine, bizzat Rus İmparatoru'na başvuran Eçmiyazın Katogikosu Hrımiyan.
ondan müdahale isteğinde bu lundu . Rusya ve diğer Avrupalı devletlerin baskınına maruz
kalan II. Abdülhamid, hadiseyi yerinde inceletmek üzere b i r komisyon görevlendirdi42 Uzun
görüşmeler sonunda, II. Abdülhamid'in karşı olması nedeni ile43 başlangıçta, Tetkik Heyetine dahil
edilmeyen İngiltere, Fransa ve Rusya'nın Erzurum Konsoloslarının, bu komisyona iştirakleri kabul
edildi44. Osmanlı Devleti'nin teklifine rağmen, söz konusu komisyona başlangıçta temsilcisinin
katılmasına rıza göstermeyen45 Amerika Hükümeti, daha sonra bu işle ilgilenmesi için Sivas'ta
bulunan konsolosunu görevlendirdi (18 Ekim 1894)46. Amerika'nın bu tavrı ise Osmanlı
Hükümeti'nden kabul görmedi.
İncelemeler sonunda, olaylara Ermenilerin sebebiyet verdiği komisyonca ortaya
çıkarıldı 4 7 . Diğer taraftan aynı hususta, IV. Ordu Müşiri Zeki Paşa da İstanbul 'a b i r rapor
gönderdi. Bu rapora göre; Talori civarında yaylaklarda bulunan Bekrânlı aşireti, defalarca
Başkonsolosu Mayevski'nin Hatıraları, hzr. Neriman Hasanaliyev, Trabzon 2001, s. 13-14: (Raporun Fransızca çevirisi. Les Massacres d'Armenie Statısque des Provinces des Van et de Bitlis); Esat Uras, Ermeni Meselesi, Ankara 1957, s. 476-477.38 BOA., DUİT., aynı yer; YEE., 35/35-29/30/96 (Talori İşlerine Dair Evrak Sureti Defteri): "Ecnebi eslihasiyle müsellah oldukları halde ikâ-ı feyazıhdan (rezilane) geri durmayan Ermeni eşkiyası, Devlete asi olan Ekrâd ile ittifak ve o civarda bulunan İslam karyelerini ihrâk eylemek gibi harekât-ı asâyiş-i şikenânede bulunmakla..."; General Harbord’un Anadolu Gezisi ve Ermeni Meselesine Dair Raporu, (hzr. Seçil Akgün), İstanbul 1981, s. 21.39 Osman Nuri, aynı eser, s. 828-850.40 M.G. Nersision-R.G. Sahakyan, Genosid Armyan Osmanskoy İmper,. Erivan 1983, s. 38: (IV. Ordu Müşiri Zeki Paşa’nın Muş’a gelerek Ermenilerin yok edilmesi hakkında bir ferman okuduğu iddia edilir).41 Tarık, 3880 (28 B 1313): Paris’te çıkan Tan gazetesinde nkl.42 Yusuf Hikmet Bayur, Aynı eser, I/I Ankara 1983, s. 7; Ayrıca Hariciye Nazırı Turhan Paşa’nın başkanlığı altında da bir Komisyon-ı Mahsus kuruldu ve vazifeye başladı. Bk. DUİT., 74/2-1-6.43 Osman Nuri, Aynı eser, III. s. 851.44 Osman Nuri, Aynı eser, III. s. 826-847: Bu Komisyonun görevi Temmuz 1895 tarihinde sona erdi denilmektedir. Bk. Edeuard Driault, Şark Mes’eles, (Mütercimi Nazif) İstanbul 1928, s.333.45 Cevdet Küçük, Aynı eser, s. 111.46 BOA., DUİT., 81-2 (EID) 1310; K. Mesrob. Krikorian, Aynı eser, s. 9.47 Stefenos Yerasimos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye, İstanbul 1980, s. 553 (Documents Diplomatıquesten nkl).
17
Ermenilerin saldırısına uğramış; aşiretin ileri gelenlerinden Hacı Ağa'nın karnına barut
doldurulup patlatılması benzeri vahşilikler ve katliamlara maruz kalınmış ve bu olaylar söz
konusu hadisenin ortaya ç ıkmasına sebep o lmuştur ( 28 Ocak 1894)48. Avrupalı delegelerin
murahassa raporlarına göre ise, olayların başsorumlusu Bitlis Valisi Tahsin Paşa ve mahall i
memurlardı49. Bundan dolayı konsoloslar, Komisyon Başkanı aracılığı ile Tahsin Paşa’nın işten
elçektirilmesini istediler50. II. Abdülhamid'in en fazla çekindiği taraf ise bu hadiseler bahane
edilerek 1309/1891 y ı l ı olaylar ının gündeme getirilmesiydi (l Nisan 1894)51.
Muş'taki bu soruşturma devam ederken İngiltere, Fransa, Rusya'nın İstanbul'daki büyük elçileri,
Sason olaylarını ileri sürerek hazırladıkları bir memorandum ile Vilâyât-ı Sitte'de yapılmasını istedikleri
reformları muhtevi 40 maddelik bir Reform Projesi’ni Osmanlı Hükümeti'ne verdiler (11 Mayıs 1895).
1.4. Avrupalı devletlerce Ermenilerle ilgili kırk maddelik yeni bir Reform Projesi'nin
Hükümet'e verilişi
Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Mamuratü'I-aziz ve Diyarbekir vilâyetlerinde, uygulamaya konulması
istenilen Reform Projesi52 ve memorandum53, yarı resmî bir mahiyette olması için, Baştercümanlar vasıtasiyle
önce Mabeyn Başkitabetine/Saray'a, birkaç gün sonra da Babıâli'ye/Hükümet’e verildi54. Bu projenin
hazırlık çalışmaları daha 7 Şubat 1895 tarihinde başlatılmıştı. Bu tarihte İngiltere Hariciye Bakanı
Kimberley, İstanbul'daki büyük elçisine bir talimat göndererek, reform meselesinin Fransa ve Rusya
Devletleri büyük elçileri ile birlikte gündeme getirilmesine dair yetki verdi. İngiltere bu yola girmekle, yirmi
48 BOA., DUİT., 81-2 (EİD) 1311; YEE., 35/35-29/30/96: “Sason ve Kulp kazaları ve Talori cihetinde Ermeniler silahlı dolaşarak ve İslam halka tasallut ederek, vergi vermemekte oldukları… 6 Z 1311. Silahlı Ermeniler bu kere Muş cihetindeki Kürtler üzerine hücum ile bir köyü yaktıkları ve müslüman nüfustan ileri gelenleri katl ve bir İslam kızını zorla kaldırıp türlü fezahete cüret ettikleri. 1 Ra 1312 ”; Abdülhamid Han ve Muhtıraları, (hzr. Mehmet Hocaoğlu), İstanbul 1989, s. 53.49 Osman Nuri, Aynı eser, III. s. 827: (Belgede Tahsil Paşa olarak zikredilir).50 BOA., DUİT., 81-2 (EİD) 1310: (O. Nuri, Enis Paşa demektedir).51 BOA., DUİT., 81-2 (EİD) 1312.
52 BOA., DUİT., 74-2/1-2; 1-6; YEE., 35/38/48/95; Esat Uras, aynı eser, s. 308-327; Mehmet Hocaoglu,
Ermeniler, İstanbul 1976, s. 417-424.53 BOA., DUİT., 74-2/3-1; YHE., 31/115-2/115/84 (Fransızcadır); Ermeni yazar Garo Sasuni, eserinde bu tarihi 11 Mayıs 1894 olarak verir. Garo'nun tarihlemesi yanlıştır. Bk. Garo Sasuni, Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy.’dan Günümüzde Ermeni-Kürt İlişkileri, (çvr. Bedros Zartaryan-Memo Yetkin), İstanbul 1992, s. 124.
54 Osman Nuri, aynı eser, III., s. 852; A. Debidour, Histoire Diplomatique de L’Europe, Paris 1929, s. 228: (Burada Islahatla ilgi ilk kararın, 1895 Ocağında Muş'taki incelemeler için yapılan ilk toplantıdan sonra gündeme geldiği belirtilmektedir.); Hikmet Bayur, aynı eser, 1/1., s. 83; Mehmet Hocaoğlu, aynı eser, s. III.
18
yıldır sürdürdüğü bir politikayı da terk ediyordu55. Başlangıçta, verilecek tekliflerin hazırlanmasında
İngiltere'nin yalnız56, Fransa ile Rusya'nın ise birlikte57 hareket ettikleri görülmekteydi. Mayıs 1895
tarihinde bu üç ülkenin büyük elçileri bir araya gelerek hazırladıkları projeler hakkında fikir alış-verişinde
bulundular. İngiliz Büyük Elçisi Curri'nin, Ateşemiliter Albay Chermid'e hazırlattığı reform projesi58
Fransa ve Rusya büyük elçilerini pek tatmin etmediği gibi, İngiliz büyük elçisi de bu iki devletin tekliflerini
olumlu bulmadı. Fransa ve Rusya elçilerinin ileri sürdükleri gerekçe, hazırlanan tekliflerin, gerek kendi
gerekse Osmanlı Hükümeti'nce kabul edilmiyecek kadar ağır olmasıydı. Böyle bir durum karşısında
İngiltere, Almanya, İtalya ve Avusturya'ya müracaat etti. Almanya'nın Osmanlı Hükümeti'ne bir muhtıra
vermesini sağladı. Fakat II. Abdülhamit söz konusu muhtıraya cevap vermedi59.
Neticede, Avrupalı devletler Osmanlı Hükümeti'ne verilecek proje ve memorandum üzerinde bir
mutabakata vardılar. Osmanlı Hükümeti'ne verilen memorandumda; “ Rus İmparatorluğu'nun Elçisinin
Birinci Tercümanı Bay Welidour, Küçük Asya'nın Doğu illerine uygulanacak ve Rus Hükümeti'nin,
İmparatorluk Hükümeti'ne tavsiyeyi uygun gördüğü reformları içeren bir projeyi Sultan'a sunmakla
görevlendirildi “60. denmekteydi. On dört maddeden oluşan bu muhtırada, üzerinde durulan başlıca
hususlar; valilerin tayini esnasında büyük devletlerin elçilerinin reylerinin alınması, vergilerin kesin bir
hâlde düzenlenmesi, jandarmaya gayr-ı müslim unsurların kabulü, Kürtlerin yaylak ve kışlaklarının
sınırlandırılması ve aşiretlerin yaylaklara gidişleri ile dönüşlerinin kontrol altında tutulması gibi
konulardan ibaretti. Reform Projesi'nde ise başlıca şu maddeler yer almaktaydı: l- Valilerin tayini ile ilgili
teminat verilmesi, 2- Siyasî suçlardan hüküm giyen Ermenilerin affedilmesi, 3-Göç eden ve sürgün edilen
Ermenilerin yerlerine döndürülmesi, 4-hapishanelerin ve mahkûmların durumunun kontrol edilmesi, 5-
Vilâyetlerde yapılacak reformun kontrolü için bir Fevkalâde Komiser atanması, 6- Sason ve başka yerlerde
zarar gören Ermenilerin zararlarının devletçe karşılanması, 7-İstanbul'da daimi bir Kontrol
Komisyonu'nun kurulması, 8- Din değiştirme meselesinin bir nizama bağlanması, 9- Ermenilere verilen
hukuki imtiyazların bütünüyle korunması ve uygulanması, 10- Anadolu'nun başka bölgelerindeki Ermenilerin
durumlarının da dikkate alınması.
55 Osman Nuri, aynı eser, III., s. 851.56 Cevdet Küçük, aynı eser, s. 116.57 Osman Nuri,. aynı eser, III., s. 85258 Cevdet Küçük, aynı eser, s. 116.
59 Osman Nuri, aynı eser, III., s. 853.60 BOA., YEE., 31/115-2/115/84.
19
1.4.1. II. Abdulhamid ve Hükümet'in proje üzerinde yaptığı çalışma ve bazı bürokratların
görüşleri
Devletlerin verdikleri bu proje hakkında Said ve Kâmil Paşaların da görüşlerini alan61 II. Abdulhamid;
“Muhtıra ve Reform Porojesi'nin çoğunluğunu, altı vilâyetin (Vilâyât-ı Sitte) diğer Osmanlı
vilâyetlerinden ayrılması, ne isim altında olursa olsun teşkili Devlet için gayet zararlı olan, Almanya ve
Avusturya'da bulunmayan, Fransa'da bile lağv edilmiş olan milis kuvvetlerinin kurulması, Ermenilerin
sahte senet ve evrakla Müslümanların mal ve mülklerini zimmetlerine geçirmeleri ile Müslümanları
azınlığa düşürecek gayet tehlikeli bir takım gelişmelere yol açacak maddelerden oluştuğu”62
değerlendirmesinde bulunarak ve ayrıca, yapılan teklifleri genelde Padişah'ın hükümranlık haklarına tecavüz
ettiği için reddetti. Bu maksatla hazırlanan 23 Mayıs ve 3 Haziran tarihli iki şifahî cevap büyük
elçilere verildi63. Hükümet'in daha sonra bir rapor şeklinde hazırlayıp verdiği bu cevaplar, büyük
devletlerce kabul edilmedi.
Hükümet'in yapılan teklifleri kabulde yavaş davrandığını ileri süren İngiltere büyük
elçisi, Fransa ve Rusya büyük elçilerine Anadolu'da reform yapılacak vilâyetlere bir Avrupalı
Komiser tayin edilmesini teklif etti. Fakat bu teklif diğer devletlerce kabul edilmedi. Bununla
birlikle büyük elçiler, Haziran 1895 tarihinde Babıâli'ye verdikleri bir ültümatomla 11
Mayıs'la yapılan tekliflere daha açık ve tatmin edici cevap verilmesini istediler. Bu sırada
II. Abdulhamid, büyük devletlerin isteklerine daha yatkın görünen Cevat Paşa’yı sadrazamlıktan
azlederek, yerine Said Paşa’yı tayin etti (9 Haziran 1895)64. Said Paşa, derhal bir cevabî nota
hazırladı. Bu notada, üç büyük devletin hazırladıkları reform teklifini, Berlin Antlaşmasının
61. maddesine dayandırdıkları ve Devlet'in egemenlik haklarına zarar vermeyi
düşünmediklerinin hükümetçe anlaşıldığı; büyük bir Avrupalı Komiser tayinine karşı da,
uygulanacak reformu teftiş için, Doğu Anadolu'ya muktedir bir memurun görevlendirilmesinin
kararlaştırıldığı, teklif edilen Reform Projesi'nde bazı düzeltme ve değişikliklerin yapılacağı,
düşünülen bu değişiklikler ve sebeplerinin büyük devletlere bildirileceği taahhüd edildi. I I .
Abdulhamid'in onayından geçen nota, büyük devletlerin elçilerine verildi (17 Haziran 1895)65.
61 BOA., YEE., 31/2016 ve 2021/158/86.
62 BOA., DUİT., 74-2/1-6.
63 BOA., YEE., 35/17/46/95; Said Paşa, Hatırat, I. Dersaadet 1328, s. 34; Osman Nuri, aynı eser, III., s. 861.64 Hayatı hakkında bk. Zekeriya Kurşun, Said Paşa (Küçük), Basılmamış doktora tezi, M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1991.65 BOA., YEE., 31/115-4/115/84: Hikmet Bayur, aynı eser, 1/1., s. 86; Cevdet Küçük, aynı eser, 133.
20
İngiltere Başbakanı Salisbury'nin proje üzerindeki h içb i r değişikliği kabul etmeyeceklerini
bildirmesi ve bu görüşü Fransa'nın da desteklemesine rağmen, yine II. Abdulhamid'in direktifi
ile, Avrupalı devletlerce hiç değiştirilmeden uygulanılması istenilen 40 maddelik bu proje
üzerinde komisyon çalışmaları başlatıldı66.
Bunun için Meclis-i Vükelâ'da Adliye Nazırı Hüseyin Rıza, Dahiliye Nazırı Ha l i l Rıfat,
Hariciye Nazın Turhan, Maarif Nazırı Ahmet Zühtü ve Sadaret Müsteşarı Hüseyin Tevfik
Paşalardan oluşan b i r komisyon kuruldu67. I I . Abdulhamid, çalışmaların başladığı esnada
meclise b i r mütalaat verdi. Bu mütalaatında bilhassa 4., 6., 11.. 13., 19., 26., ve 40. maddelerin
düzenlenmesi sırasında bazı hususların dikkate a l ınmasın ı istedi68. Buna göre; sancaklara
mutasarrıf t ay in i ile i lg i l i 4. maddenin düzenlenmesinde, söz konusu yerler Hırıstiyan
mutasarrıf atanmasının uygun olmadığı, tayin edilecek mutasarrıf ve kaymakamların nisbetlerini
belirleyen 6. maddenin düzenlenmesinde; gayr-ı müslim mutasarrıf ve kaymakamların oranının 1/3'ten
daha az olması gerektiği, bunun için suistimallere yol açmayacak sağlam bir fıkranın ilâvesi gerektiği;
nahiye meclislerine seçilecek üyelerin vasıflarını tespit eden I I . maddenin düzenlenmesinde; yalnız
cinayetle mahkûm olanların değil, politik suçla hüküm giyenlerin atanmamaları hükmünün de bu maddeye
ilâvesi, nahiye müdürlüğüne atanamayacak olanları belirleyen 13. maddede yazılı "imam" ibaresinin
kullanılmasına gerek olmadığı, vilâyetlerde yeniden istihdam edilecek polislerden bahseden 19. maddenin
uygulanması masrafı gerektirdiği için, bu hususun da göz önüne alınarak ayrıca, bu teşkilâtın ileride bir
milis gücü hâline gelmemesi için icabının yapılması; emlâk, tapu ve tasarruf hukukunun temini için
atanacak komisyonlardan söz eden 26. maddeye; İslamların tasarruf hukukunu korumak maksadıyla bir kayıt
ilâvesini, Sulh Mahkemeleri ile bütün diğer mahkemelerin ilâmlarının, tarafların durumuna göre
Ermeniceye de tercüme edileceği hükmünü ihtiva eden 40. madde düzenlenirken de; Osmanlı Devleti'nde
resmi dilin Türkçe olduğu esasının her tarafça yerleşmiş olduğu gibi, İslâm bilginlerinin de buna tepki
gösterecekleri göz önüne alınarak hareket edilmesi, dolayısıyla mahkeme ilamlarının devletin resmi dil i
olan Türkçe ile yazılması, başka bir dile tercüme hususunun asla ve kesinlikle kabul edilmeyeceği gibi
noktalara dikkat çekmekteydi. II. Abdulhamid, birçok konuda olduğu gibi böyle bir hayatî konuda da
66 " Üç devletin Projesinde yalnız yönetim hakları ve Devlet-i Aliyye'nin bağımsızlığı ile uyuşmayan şeylerin reddedilmiş olduğunun beyan ve izahı hakkında Londra ve Paris ve Petersburg Sefaretlerine Hariciye Nezaretı'nden telgrafhâme " ve diğer değerlendirmeler için bk. BOA., Yıldız Mütenevvi Maruzat (Y.Mtv),128/6.67 BOA. DUİT.. 74-2/3-1. YEE.. 35/38/48/95: Esat Uras. aynı eser. s. 331.68 BOA., YA Res., 76-9.
21
yalnız başına karar almayarak, ileri gelir devlet adamları ve Yaver-i Ekremlerin69 görüşlerine de
müracaat etmekte, son karar mercii olmasına rağmen tek başına kararlar vermeye itibar etmediği
görülmekteydi.
1.4.2. Projenin son şeklini alması
Bir taraftan büyük devletlerle diplomatik yazışmalar ve görüşmeler devam ederken, diğer
taraftan da Meclis-i Vükelâ'da kurulan komisyon, proje üzerindeki çalışmaların sonuna gelmişti.
Çalışmalar 17 Muharrem 1313/28 Haziran 1311 (10 Temmuz 1895) tarihinde tamamlandı70.
Hazırlanan metnin bir sütununda sefirler tarafından verilen 40 maddelik program, karşı sütununda
da Bakanlar komisyonunun görüşleri yer alıyordu. Hazırlanan bu metin bir tezkere ile II.
Abdulhamid'e takdim edildi. Padişah projeyi inceledikten sonra bir kere daha Komisyon'a havale etti
24 Muharrem 313 (17 Temmuz 1895). Komisyon'da, proje üzerinde gerekli düzeltmeleri yaparak
tekrar II. Abdulhamid'e gönderdi 25 M. (18 Temmuz). Padişah, bu proje üzerinde mavi kalemle bazı
düzeltmeler yaparak gereğini irade etti71.
II. Abdulhamid ayrıca, Vilâyât-ı Sitte'de yapılacak reformların, komisyonun hazırladığı proje
çerçevesinde cereyan edeceğine dikkat çekerek, Hükümet'ten yabancı elçilere de verilecek olan bu
programın, tek bir noktasında dahi hata yapılmadan tercüme edilmesini istedi (30 Temmuz)72.
Çünkü Padişah, vaktiyle Abidin Paşa ve diğer yetkililer tarafından hazırlanarak, elçilere
gönderilen karar metinlerinde yapılan tercüme hatalarından, 11 Mayısta verilen memorandum ve 40
maddelik Reform Projesi'nin hazırlanışında yararlanılmış olduğunu gördü. Osmanlı Hükümeti, 2
Ağustos'ta tasarıdaki hükümlerden hangi ler inin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğini
sefirlere bildirdi73.
Proje ile bağlantılı olan ve yine Nazırlar Komisyonu'nun üzerinde çalıştığı bir diğer mesele
de, daha önceki tarihlerde üç büyük devlet tarafından uygulanması istenen, altı maddeyle i lgi l i
69 Yaverlik kurumu için bk. Ali Karaca, "II. Abdulhamid'in İdareyi Kontrol Mekanizmalarından Yaveri Ekremlik Kurumu", TTK Milletlerarası Tarih Kongresi Bildirileri, III/III. Ankara 2002,(1701-1739).70 BOA., DUİT., 74-2/3-1; 1-14; YEE., 35/38/48/95; ayrıca, değerlendirmeler için bk. Cevdet Küçük, aynı eser, 135-140.71 BOA., DUİT., 74-2/1-25: II. Abdülhamid, Kaymakamlara dair 5., Aşiret ve Kürtlere dair 24., emlak senedatı ile ilgili 26. ve mahkemelerin ilamında kullanılacak dille ilgili 40. maddelerde düzeltmeler yaptı.72 BOA., YEE., 35/38/48/95; YA. Res., 76/27 (Layiha 22 maddelik).73 BOA.. YEE., 31/115-4/115/84; Hikmet Bayur. aynı eser.,1/1. s. 86; Cevdet Küçük, aynı eser, s. 149.
22
husustu. Osmanlı Hükümeti’nin 17 Haziran 1895 tarihinde bir notayla büyük devletlere kabul
edeceğini bildirdiği altı madde şunlardı:
1- Elç i l ik Tercümanlarının, kurulacak olan "Reform Komisyonu" na ıslahatla ilgili
hususlarda müracaat etme hakkının kabulü,
2- Jandarma Teşkilâtı'nda Hırıstiyan subay bulundurulması,
3- Nahiye müdürler inin yerli olmaları ve Vilâyet Nizamnamesine göre tayin edilmeleri.
4- Nahiyelerde Korucuların (Kır bekçisi) bulundurulması,
5- Hapishaneler hakkındaki mevcut nizamnamenin uygulanması,
6- Nüfus oranına göre Hırıstiyanlardan da memur tayin edilmesi.
Eski sadrazamlardan Said Paşa, söz konusu memorandum ve projenin 16 yıl önce (25
Kasını 1879) verilen Reform Projesi'ne dayandırıldığı görüşündeydi74. Kâmil Paşaya göre bu defa
adı geçen devletler, Sason olayı üzerine, söz konusu hükümleri bizzat uygulatma ve tayine teşebbüs
ettiler75.
Gerek I I .Abdulhamid, gerekse Hükümet'in reformla i lg i l i konularda, Devlet'i yabancı
devletlerin baskı ve müdahalelerinden koruyacak tedbirler alma politikası oluşturdukları
görülmekteydi. Bu politika ışığından, Avrupalı devletlerin reformla ilgili teklifleri kabul
edilmekle birlikte, ellerinde tuttukları müdahale kozlarının tesirsiz hâle getirilmesine
çalışılmaktaydı. Bu maksatla uygulanılması istenilen program hükümleri; Devlet’in kanun ve
tüzükleri ile çelişmeyecek şekilde yeniden düzenlediği gibi, reformu kontrol edecek Müfett iş ' in
seçiminde de başta İngiltere olmak üzere, Batıl ı devletlerin takip ettikleri siyaset etkisiz hâle
getirildi76. Nihayet bütün yönleriyle Mahsus-ı Vükelâ'da görüşülen bu meselelerle, Salisbury'nin
tavrıyle büyük bir olay hâline gelen altı madde ve Müfettiş atanması konuları bir karara
bağlanıp, bu durum 13 R. 313 (3 Eylül 1895) tarihinde II. Abdulhamid'e arz edildi. Padişah, 4
74 BOA., 35/17/46/95; Said Paşa, aynı eser, l. s. 34.75 BOA., aynı yer, 2016.
76 Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1983.
23
Eylül'de bu kararları onayladı77. Buna rağmen Ermeni Komitelerinin faaliyetleri önlenemediği gibi.
onları memnun etmek mümkün de olmadı. Reformun tatbike konulmasının hemen ardından
Ermeniler, tekrar harekete geçtiler ve İstanbul'da büyük bir olaya sebebiyet verdiler.
1.4.3. Terörizmin yeniden devreye girmesi, Avrupalılara yönelik Babıâli Ermeni baskını
(1895)
Gayesi, Batılı elçileri Ermeni Meselesi ile daha fazla iştigâle mecbur etmek ve salib ruhunu
uyandırmak olan78 Hınçak Komitesi'nin tertip ettiği bu hadiseden iki gün önce Ermeniler, altı devletin
elçilerine müracaat ederek, reform isteği maksadıyla sessiz bir protesto gösterisi yapacaklarını bildirdiler.
Fakat protesto söylendiği gibi sessiz geçmedikten başka, bir Türk subayının Ermeniler tarafından
öldürülmesi ile olayların renginin başka bir hâl almasına sebebiyet verildi (30 Eylül 1895)79. Ermenilerin esas
hedefleri, Patrik İzmirliyan'ın Avrupalı gazeteci George Coulis'e verdiği beyanatta açıkça
görülmekteydi. İzmirliyan bu beyanatında; "Biz ümitsiz milletlerdeniz ve bütün vasıtaları kullanarak
savaşıyoruz. Bu sırada bazen masum kimseler zarar görüyorlarsa da bunun önemi yoktur" demekteydi80.
İzmirliyan'ın bu iddiaları, Papa'nın 10 Ocak 1895 tarihinde Avrupalı devletler nezdindeki vekillerine
göndermeyi kararlaştırdığı beyannamede cevabını bulmaktaydı81. Papa, bu beyanında Ermeni isyanının dinî
(mezhebi) bir yönünün olmadığını belirtiyordu.
Ermeniler ise Hükümet’e verdikleri protesto notasında, reform talepleri ile beraber altı vilâyetin bir
Umûmî Vali yönetimine verilmesini de istediler82. Ayrıca, İstanbul'daki büyük elçiler, Hükümet'in tavrını
protesto etti. Bütün bu gelişmeler, Babıâli'de bir Hükümet değişikliğine yolaçtı. Sadrazam Mehmet Said
Paşa (Küçük) görevden alınarak, yerine Mehmet Kâmil Paşa atandı (3 Ekim 1895)83. Esas maksatları
muhtar bir yönetime kavuşmak olan Ermeniler 84, Babıâli olayları ile bir kere daha Avrupa'nın dikkatini,
Osmanlı Devleti'ne çevirmeyi başardılar. Böylece elçilerin teklifleri kabul edilerek; 20 T.Evvel 1895
tarihinde Ermeniler için uygulanacak kararları da ihtiva eden, Vilâyât-ı Sitte'nin ıslahına dair Reform
77 BOA., YEE., 35/35-9/48/95; Cevdet Küçük, aynı yer, s. 158.78 Edeuard Driault, aynı eser, s. 333.79 Osman Nuri, aynı eser, III. s. 835; Hikmet Bayur, aynı eser, I/I. s. 91.80 Esad Uras, aynı eser, s. 482-483 (Ermeni Buhranı ve Tekrar Doğuş adlı Ermenice eserden nkl.).81 BOA., DUİT., 81-2 EİD) 1310.82 Osman Nuri, Aynı eser, III. s. 834-835; İbnül-Emin, Son Sadrazamlar, IV. s. 334-33583 Cevdet Küçük, aynı eser, s. 161.84 BOA., YA. Res., 82/26.
24
Projesi ve bir irade gerekli yerlere gönderildi85. Salisbury, II. Abdulhamid'in bu kararlan uygulayacağından
şüpheliydi. Bu gelişmeler olurken komitelerin emirleri doğrultusunda harekete geçen Ermeniler, Anadolu'nun
birçok yerinde silâhlı eylemlerle isyanlar çıkarmaya giriştiler86.
2- AVRUPALILARIN GÜDÜMLÜ ÖZERK ERMENİSTAN PLÂNLARININ BAŞUNSURU ANADOLU
REFORMU GENEL MÜFETTİŞLİĞİ (1895-1900)
Anadolu Reformu Meselesi'nin en önemli yönlerinden birini teşkil eden Müfettişlik konusunun siyasî
gündeme girişinin başlangıcı 10 Mayıs 1878 yılına kadar gider87. Yukarda belirtildiği üzere Ali Şefik Bey,
teftiş işiyle görevlendirilmişti88. Nitekim bu tarihte İngiltere Elçisi tarafından, Babıâli'ye Anadolu'da
uygulanması isteğiyle verilen, dokuz maddelik Reform Projesi'nde yer alan hususların tatbiki için,
Avrupalı bir Müfettiş atanması teklifi yer almaktaydı89. Aslında İngilizlerin düşündüğü. Genel Valilik'ten
başka bir şey değildi90. II. Abdulhamid, Avrupalı devletlerin bir Genel Vali atamak suretiyle, buraları mümtaz
bir eyalet hâline sokmaya çalıştıklarını ve bunu elde ettikten sonra, Genel Valinin yerine Avrupalı bir
prens tayinlerinin çok büyük bir ihtimal olduğunu söylemekteydi91.
Mabeyn'den Bekir Bey, İngilizlerin Rocild vasıtasıyla Şam'da Yahudilerin
yerleştirilmesinden yararlanarak, orada b i r Yahudi devleti, Anadolu'da Ermeni ve Arabistan'da da
bir Arap hükümeti kurmaya çal ış t ıklar ının anlaşıldığını belirtmekteydi92. Mabeyn Kâtibi
Tahsin Paşa da, Müfet t i ş l ik tayini konusundan bahsederken Avrupalı devletlerin,
Anadolu'nun al t ı vilâyetinde yapılacak reformu kendi istedikleri şekliyle, siyasî baskılar
85 K BOA., YEE., 35/2371/50/97; Sabah, 5 T.Evvel / 17 Ekim 1895; Edeuard Driault, aynı eser, s. 334.
86 Kamuran Gürün, aynı eser, s. 154-155: (29 Eylül 1895 Divriği. 2l Ekim 1895 Trabzon. 6 Ekim 1895 Eğin,7 Ekim 1895 Develi, 9 Ekim 1895 Akhisar, 21Ekim 1895 Erzincan, 25 Ekim 1895 Gümüşhane, 25 Ekim 1895 Bitlis, 26 Ekim 1895 Bayburt, 27 Ekim 1895 Maraş, 29 Ekim 1895 Urla, 30 Ekim 1895 Erzurum, 2 Kasım 1895 Diyarıbekir, 2 Kasım 1895 Siverek, 4 Kasım 1895 Malatya, 7 Kasım 1895 Harput, 9 Kasım 1895 Arapkir, 15 Kasım 1895 Sivas, 15 Kasım 1895 Merzifon, 16 Kasım 1895 Antep, 18 Kasım 1895 Maraş, 22 Kasım 1895 Muş, 3 Aralık 1895 Kayseri, 3 Aralık 1895 Yozgat Ermeni olayları).87 DUİT., 74-2/2-1: 8 CA. 1295.88 “Erzuru, Van, Diyarbekir vilayeti ile Mamuratülaziz mutasarrıflığında Kürtlerin Ermenilere saldırdıklarına dair olan şikâyetleri araştırıp, öteden beri çoğunluğu çadırlarda göçebe bir hayat yaşayan ve medenî bir terbiye görmemiş olan Kürtlerin, şayet böyle davrandıklarını tespit ederse, vakit geçirmeksizin bu eşkıyalıklarını ortadan kaldıracak önlemler alacaktı. Bunlardan gerekenlerin, şikayetçi olanlarla birlikte mahkeme olmaları ve suçu bulunanların emsaline ibret olacak şekilde kanuni cezalara çarptırılmalarını sağlayacaktı." Bk. DUİT., aynı yer.89 BOA.,YEE., 35/35-7/46/95 ve 35/38/48/95.90 BOA., YA. Hususi., 332/2; Said Paşa, aynı eser, I. s. 36.397 ; Bilâl N.Simşir, aynı eser, s. 72, 336. 338.407.91 BOA., DUİT., 74-2/1-28; Cevdet Küçük, aynı eser, s. 141.92 İbnü’l Emi,. Son Sadrazamlar, III. s. 1484.
25
yoluyla Hükümet'e kabul ettirmeye çalıştıkları ve Avrupalı bir Müfettiş tayini gibi Osmanlı
Devleti'nin zararına olacak teklifleri ileri sürmekten de çekinmediklerini kaydetmekteydi93.
Nitekim İngiltere'nin 1880 y ı l l a r ında bu yoldaki isteği üzerine, o tarihlerde İngi l iz
General Baker Paşa başkanlığında, Tırhâla Eski Mutasarrıfı ve Şura-yı Devlet Reisi Said Paşa
ile Bahriye ümerasından Süleyman Paşa’dan oluşan bir Teftiş Heyeti Anadolu'ya
gönderilmişti94.
Padişah, Müfet t iş l ik için adı geçen Ra i f Paşa, Hasan Fehmi Paşa, Nafıa Nazın Tevfık
Paşa i l e Ahmet Muhtar Paşalar arasından95 ve elçilerin t ek l i f ett iği 40 maddelik proje
üzerinde çalışmalar devam- ettiği b i r esnada (27 Haziran 1895), Yaver-i Ekrem Mare şa l
(Çapanoğlu) Ahmet Şâkir Paşa'yı Anadolu Vilâyâtı Umum Müfettişliği'ne tayin etti96 . Böylece
İngiltere 'nin büyük b i r komiser tayini teklifine de bir nevi cevap verilmiş oldu97.
I I . Abdulhamid, atanan müfettişin esas görevinin reformun uygulanması esnasında,
mevcut kanun ve tüzüklerin ih lâ l ine engel olmak, yine ıslahat gereği, vilâyetlerde yapılacak
yeni teşkilât ve değişikliklerin, devletin hukukuna göre düzenlenmesini sağlamak olduğunu
belirttikten sonra; “Elhasıl bu memuriyet pek büyük bir memuriyettir. Devletin ve İslâm’ın saadetini
temin edeceği gibi. harabivetine dahi sebep olabilir " demekteydi98.
2.1. Reform Müfettişliği ve Heyeti
27 Haziranda Şâkir Paşanın Müfettiş-i Umûmî olarak atandığı elçilere bi ld i r i ld iği gibi
gazetelerde de 29 Haziran Pazar günü Anadolu'ya hareket edeceği yolunda haberler yayınlandı99.
Fakat gerek Şâkir Paşanın emrine verilecek heyetin henüz teşkil edilemeyişi100, gerekse Şâkir Paşaya
93 Tahsin Paşa, aynı eser, s. 4894 BOA., YA. Res., 334/54; Said Paşa, aynı eser, 1. s. 36; Bilâl N.Şimşir, aynı eser. s. 33695 BOA., DUİT., 74-2/1-13.96 Diğer faaliyet ve çalışmaları için bk. . Ali Karaca, aynı eser97 BOA., DUİT., 74-2/1-11; Devlet Salnamesi 1313, Dersaadet s. 1035, (Anadolu Vilâyât-ı Şahanesi’nin icab eden mahallerini teftiş için Yaverân-ı kirâm cenâb-ı şehriyariden devletli Şâkir Paşa Hazretleri nasb ve tayin buyurulmuştur. 4.M. 1313.); Devlet Salnamesi 131, Dersaadet, s. 53; Devlet Salnamesi 1315, Dersaadet, s. 35; Devlet Salnamesi 1316, Dersaadet, s. 53; Tercuman-ı Hakikat, 5102 (5M) Sahah, 2117 (5 M); İkdam, 5 (5 M ); Cevdet Küçük, aynı eser, s. III.98 BOA., YEE., 9/2610/72/4; Sultan II. Abdulhamit Han, Devlet ve Memleket Görüşlerim, hzr. A.Alaaddin Cetin-Ramazan Yıldız, İstanbul 1976, s. 197, 198, 200, 204; Sabahattin Samur, "Bir Muhtıra ve Düşündürdükleri". Türk Dünyası Tarih Dergisi, İstanbul, Ocak 1992, s. 28-33.99 Tercüman-ı Hakikat, 5103 (6 M. 1313/29 Haziran 1895).100 BOA., YA Res., 76/20.
26
verilecek talimatın ve uygulanacak Reform Projesi’nin hazır olmaması sebebiyle, Anadolu'ya hareket ancak
24 Ağustos 1895 tarihinde gerçekleşecektir.
Genel Müfettiş'in yardımcılığına ise Ticaret ve Nafia Nezareti İstatistik Müdürü Fehmi Frânko Bey atandı101.
Daha sonra onun istifa etmesi üzerine bu göreve Dimitri Mavrokordato getirildi. Bu heyet 12 Ağustos 1895
tarihinde II. Abdulhamid tarafından onaylandı102.
Anadolu Reformu’nu Teftiş Heyeti ve Ödenekleri103
ADI GÖREVİAYLIĞI (Kuruş)
YILLIK MAAŞI (Kuruş)
Devletli Şâkir Paşa Müfettiş 45.000 540.000
Saadetli Mavrokodato Efendi104 Müfettiş Muavini 9.000 108.000
Saadetli Ali Daniş Beyefendi Birinci Maiyet M. 9.000 108.000
Saadetli Hüseyin Hasib Efendi105 İkinci Mahel M. 7.200 86.400
101 BOA., DUİT., 74-2/2-28; İ.Ü., TY., 9040-5.
102 Cevdet Küçük, aynı eser, s. 150.
103 BOA., İrade Dahiliye (İD) 1317, 36 (9 S 317); BOA., YEE., K.31 E. 76/25 Z. 76 K. 81; DUİT., 74-2/1-29.
104 BOA., YA. Res., 76/20: (Muavinin maaşı 20.000. krş. olması teklif edilmiştir).105 BOA., İD. 1317, 36: (Bu göreve getirildiğinde Tahran Sefareti’nde müsteşardı).
27
Mehmet Tevfık Efendi106 Mukayyıd 2.700 32.400
Abdulvahab Efendi Mukayyıd 2.700 32.400
Binbaşı Yusuf Bey Tabib 900 10.800
Kaymakam İzzetli Şevki Bey Birinci Yaver 1.125 13.500
Yüzbaşı Futuvvetli Sezai Efendi İkinci Yaver 400 4.800
Mülâzım-ı Sâni Tevfik Efendi Üçüncü Yaver 300 3.600
Mehmet Efendi İcracı 400 4.800
Dört Çavuş107 400 4.800
Mahallinde 3 veya 4 katip için 1.350 16.200
Toplam108 80.475 965.700
Behçet Bey (geçici olarak) Salis rütbe
hülafasından
Babıâli
mMühime
Sabri Bey (geçici olarak) Hukuk Mektebi
ttalebTalebesi
Hakkı Efendi
Abdullah Efendi
Teftiş Heyetinin teşkilinden sonra Müfettiş'e verilmek üzere Hükümet tarafından bir Talimatname
hazırlandı. Havass-ı Vükelâ'dan oluşan bir komisyonun hazırladığı ve Meclis-i Mahsus-ı Vükelâ'da
görüşülüp imzalandıktan sonra, birer nüshası Rusya. Fransa ve İngiltere Elçilerine verilen 32
maddelik Proje ile 8 S. 1313 (31 Temmuz 1895) tar ihl i irade de bu Talimatnameye eklendi 29 S.
1313 (21 Ağustos 1895)109. Aynı zamanda 3 RA. 1313 (24 Ağustos 1895) tarihli bu Talimatname110 ile
söz konusu Proje Genel Müfettiş'e de verildi ve 24 RA. 13 13 (24 Ağustos 1895) tarihinde Teftiş Heyeti
ilk uğrak yeri olan Trabzon'a doğru İstanbul'dan hareket etti111.
106 Saadet, (5 C. I3l3), 1513; Tercüman-ı Hakikat (6 RA. 1313) sh. 1. sütun 3.
107 Çavuşlardan Osman Efendi 20. Süvari Alayı l. Bölüğüne Mülâzım-i Sâni olarak atanır, bk. Tercüman-ı Hakikat (6 B. 313) sh. 1. sütun 3.
108 BOA., İD. 1317, 36; Servet, 151 (30 Ekim 1896): (Harcırahlar da ilâve edilince görevleri süresince ödenen ücretlerin toplamı senelik 20.000. liraya ulaşmaktadır).
109 BOA., Nizamât Defteri, 7. s. 119-131; DUİT., 74-2/3-1; YEE., 35/2371/50/97 ve YA Res., 76/27: (22 maddelik hu projenin 1., 4., ve 6. maddeleri nüfus nisbeti ile ilgili hususları. 12. maddesi nahiye müdürlerinin tayini l8., 19., ve 20. maddeleri köy bekçileri, 21. madde jandarmada Hırıstiyan subay istihdamı ve 22. madde ise hapishanelere ait hususları içermektedir.)110 BOA., YEE., 31/2305 ve 2248/76/81; Esat Uras, aynı eser, s. 339-340.
111 Tercüman-ı Hakikat, 5152 (5 RA. 1313); Osman Nuri, aynı eser, III. s. 854; ("Şâkir Paşa'nın talimatı alması ve hareketi bazı resmi evrak ve basında Müfettiş tayin edildi" şeklimle kaydolunmuştur) Ayrıca atama için bk. BOA., Sicill-i Ahval Defteri (SA.), s. 606, BOA., YA Res., 76/20; BOA., Sad. Kamil Paşa Evrakı, 86/5-471: (Burada tarih 9 R.
28
2. 2. Genel Müfettiş'in yetkisinin çerçevesi
Şâkir Paşa’nın müfettişliği esnasındaki görev ve yetkileri kendisine verilen talimatta ana hatları
ile belirtildi. Buna göre, adaletin sağlanması gayesiyle, hiçbir sınıfın başka bir sınıfa veya hiçbir
şahsın bir başka şahsa zulmetmesine meydan verilmeyecek, bunun için kanunların hakkiyle
uygulanması temin edilecek, görevlerini kötüye kullanan memurların bu suçu tespit edildiği takdirde
görevlerine son verilecekti. Sadrazam Kamil Paşa’nın Hükümet’ten gönderdiği bir yazıdan
anlaşıldığına göre; Genel Müfettiş, bu hususları yerine getirirken, 26 Ş. 1255 (5 Kasım 1839)
tarihli Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile Evâil-i C. (Şubat. 1856) tarihli Islahat Fermanı'nın hükümlerine
dayalı olarak hazırlanan ve hâlâ yürürlükte bulunan kanunlara da uyacaktı.
Ayrıca memur tayininde devletin tebası arasında ayrım yapılmayacaktı Gurre CA. 1313
(Ekim 1895)112.
2. 2. 1. Genel Müfettişlik ve Reformun uygulamasını değerlendiren komisyonlar
Yarısı müslim, yarısı gayr-ı müslim üyelerden oluşan bu komisyon, ancak 3 T. Sani (3 Kasım
1895) tarihinde teşekkül ettirilebildi113. İstanbul'da oturacak olan Islahat/Reform Komisyonu, ilk
toplantısını 14 Kasım tarihinde Hükümet'te, Şura-yı Devlet Dairesi'nde yaptı114. Komisyon kâtibi İbnü'1-
Emin, Müfettişliğin gönderdiği evrakı incelemekle görevli olan bu komisyona, zaman zaman büyük
devletlerin Elçilik Baştercümanları’nın da katıldığını belirtmektedir115.
Reform Komisyonu'ndan başka, yine Babıâli'de Dahiliye Nazırı başkanlığında görev yapan bir
"Tesrii-i Muamelât Komisyonu" kuruldu116. Bu komisyonun görevi ise, Reformu Teftiş Komisyonu'nun
çalışmalarında aksaklık meydana gelmesini önlemekti. Tesrî'i Muamelât Komisyonu, Vilâyât-ı
Sitte'deki reform çalışmalarının seyrini ve durumunu zaman zaman II. Abdulhamid'e bildirmek, ayrıca
reform çalışmaları sonunda ulaşılan neticeleri, basın yoluyla kamu oyuna duyurmak işi de bu
komisyona aitti.
1313); İkdam, 100 3, K. Sani 1895); M. Zeki Pakalın, Zeyl, XVII. s 4210.112 BOA., YEE., 31/2248/76/81.113 BOA., DUİT., 74-2; ikdam, 459 (3 T.Sani 1895); Tarik, 4156 (15 CA. 1313); Saadet, 3493 (15 CA. 1313); Esat Uras, aynı eser, s. 357 (burada tarih 31 Kasım).114 BOA., Babıali Evrak Odası (BEO) Sadaret Defteri, 2680-6; İkdam, 470 (14 K. Sani 1895) ve 471 (15 K. Sani 1895).115 İbnü'1-Emin, Son Asır Türk Şairleri, IV, İstanbul 1988, s. 2204.116 BOA., DUİT., 74-27; Faaliyeti için bk. Tercüman-ı Hakikat, 5805-605 (30 Haziran 1897/29 M. 1315); İkdam, 1059 (30 Haziran 1897 Cumartesi); Sabah, 2728 (29 M. 1315).
29
2. 3. Şâkir Paşa’nın Müfettişliğine ve Osmanlı Devleti kontrolündeki reforma tepkiler
2. 3. 1. Avrupalı Devletlerin Tepkisi:
Muhafazakâr Parti ve Hükümet Başkanı Salisbry, Şâkir Paşa’nın Genel Müfettiş tayin
edilmesinden memnun olmadığı gibi, Müfettiş’in yanına Avrupalılardan oluşan bir Danışman Heyeti
verilmesini de istedi117. Müfettiş hakkında olumlu düşünmeyen118 Salisbury, onun yerine Müşir Rauf
Paşa’nın Müfettiş olarak atanmasını daha yerinde bulmaktaydı119. Salisbury'nin bu kanaate varmasına,
Armenius Vambry'nin120 raporlarının yol açtığı anlaşılmaktadır. Vambry'e göre, “ Şâkir Paşa Sultan'ın
şeytani politikasının arkasındaki kişi" idi121. Şâkir Paşa’nın tayini Rusya tarafından iyi karşılanırken122,
başlangıçta bu atamaya karşı olan İngiltere de daha sonra olumlu görüş bildirmek zorunda kaldı123 .
2. 3. 2. Ermenilerin terörizm ve isyanları yagınlaştırması124:
Şâkir Paşa’nın müfettiş olarak Anadolu'da göreve başlaması, komite mensubu olmayan
Ermeniler tarafından iyi karşılandı125. Bu Ermeniler, biribirileriyle olan özel davalarında dahi Müfettiş'e
rahatça müracaat edebilecekleri için memnundular. Yine Ermeniler, Genel Müfettişi karşılamak için
düzenlenen törenlere de coşkuyla katılmaktan geri durmamaktaydılar. Ermeni İhtilâl Komiteleri’nin
mensupları ise, bizzat Müfettiş'in belirttiğine göre, bu tayini kötü karşıladılar126. Teftiş Heyetini protesto
maksadıyla harekete geçtiler. Heyet'in Vilâyât-ı Sitte'ye gelmesinin hemen ardından, Anadolu'nun birçok
yerinde olaylar çıkarmaya ve Ermeni halkı kışkırtmaya giriştiler. Bu faaliyetler neticesinde; Reform
Heyeti'nin güzergâhı olan Trabzon (25 Eylül), Gümüşhane (25 Ekim), Bayburt, Erzurum, Hınıs (30 Ekim),
Muş ve Bitlis (25 Ekim) vilayeti ile birlikte daha birçok yerde yirmiden fazla silâhlı isyan başgösterdi.
Gayelerine ulaşmak için her yolu deneyen Komiteler, çağrılarına uymayan Ermenileri tehditten hatta,
117 BOA., DUİT., 74-2/1-18; Hikmet Bayur, aynı eser, l/l. s. 90.118 Christopher J. Walker, Armenia The Sıtntival of a Nation, London 1980, s. 149.119 BOA., DUİT., 74-2/1-17; Said Paşa, aynı eser, 1. s. 271.120 ATASE, Dergi, Ankara 1989, s. 304 (Kod adı Dory dir).121 Christopher J. Walker, aynı eser, s. 150.122 BOA., DUİT., 74-2/1-23123 Esat Uras, aynı eser, s. 339.124 Ermeni olayları için bk. Ali Karaca, aynı eser, s. 64-70.125 BOA., YEE., A/26-XVIll-C/26/134; A/26-XXI-C726/134.126 BOA., YEE., 36/131/152/X.
30
öldürmekten de geri durmadılar127.
Ermeni ruhbanları, Komitelerle işbirliği yaparak, Vilâyet İdare Meclislerinde görevli Ermenileri
tehditle bu vazifelerinden istifa ettirdiler128 . Direnenler oldu ise de Turuşakyan İhtilâl Komitesi,
Erzurum'da isteklerine hakkıyle uymayan bu kişilerden Avukat Artin Dirsekyan ile Ticaret Meclisi
Üyesi Bozuyan Simon'u Rum kilisesi civarında öldürdü (23 Eylül 1895)129. Yine Müfettiş'in kaydettiğine
göre, uygun bir vazife almak gayesiyle kendine müracaat eden bir Ermeni de, Ermeni İhtilâl Cemiyeti
Erzurum Merkez Komitesince, eviyle birlikte havaya uçurulacağı tehdidine maruz kaldı. Turuşak / Taşnak
Komitesi 18 Şubat 1896 tarihinde Van'da yayınladığı bir beyannamesinde: " Padişah tarafından tayin
edilmiş olan Komisyon, reformu uygulamak için top sesleri arasında Van'a girdi. Bu reformun sahte, câ'lî,
yalandan başka bir şey olmadığını biz kendi gözlerimizle gördük. Bunun neticesi de kan ırmaklarının
akmasından ibaret kalacaktır. İnsanlar kurtlara inanmaz, onlara itimat etmezler. Erzurum ve Trabzon halkı
(26 Eylül Trabzon ve 30 Ekim 1895 Erzurum olayları kastedilmektedir.) bunu reforumcu Şâkir Paşa’nın
suratına çarptılar130" diyerek, Genel Müfettiş ve uygulanmak istenilen reforma karşı tavırlarını açıkça ortaya
koymaktaydılar.
Rusya'nın Erzurum ve Van Başkonsolosu, bu olayları değerlendirirken; "1895'te Ermeni
Komiteleri, Ermeniler ve Türkler arasına öyle bir itimatsızlık ve düşmanlık tohumu ektiler ki, artık bu
bölgelerde hiçbir reform devam ettirilemez hâle geldi " demekteydi131.
Olaylarda Hınçakyan Komitesi fedailerinin bu nevi davranışları körüklediklerini de tespit eden
Müfettiş, Komitelerin ilk olarak, devlet dairelerindeki görevli memurların işlerine gitmesini engelledikleri,
daha sonra ise 13 T.Evvel/25 Ekim Cuma günü silâhlı eylemlere başladıklarını tespit etti132.
Muş Olayı: Şâkir Paşa, tahkikatları esnasında, Muş olaylarının Haçin, Erzurum, Diyarbekir ve
İstanbul'dan gelen fedailerle, Hınçakyan ve Tiflis Cemiyet-i İhtilâliyesi'nin talimatları doğrultusunda
127 Olaylar için bk. Ali Karaca, aynı eser, s. 64-70.128 BOA., YEE., aynı yer (Murahhassa Efendi bunlardan biridir).129 BOA., YEE., aynı yer.130 Esat Uras, aynı eser, s. 367.
131 Ahmet Rüstem Bey ( Alfred), Cihan Harbi ve Türk Ermeni Meselesi, çvr. Cengiz Aydın, İstanbul 2001, s. 24 ( Özgün adı, La Guerre Mondiale et la Question Turco- Armenienne, Berne 1918.)
132 BOA., YEE., 36/131/152/X: (Bu olaydan sonra Cuma günleri Ermeni bulunan yerlerde Müslümanların namazda bulundukları saatlerde askerlerin nöbet tutma ve teyakkuz halinde bulunmaları adet haline getirilir. Bk. Aynı yer).
31
hareket eden, "propagant’lıların tertibi olduğunu gördü133. Ayrıca sancak dahilindeki Canlı kilise rahipleri ile
Bitlis'te bulunan Amerikan Misyoner Okulu mensuplarının, bu olayın çıkmasında önemli rol oynadıkları
anlaşıldı134. Kışkırtmalar sonunda harekete geçen Ermeniler, Hınçakyan Sosyalist Fırka-i İhtilâliyesi
Programı gereğince, devlet yanlısı Rahip Parsih'i katlettiler135. Bu arada Ermeni köyleri arasında yalnız
buldukları Müslümanları da öldürmekten geri durmadılar . Ortaya çıkan bu rahatsız edici gelişmeler
üzerine, sancağın ulema/bilgin, meşayıh ve müftüleri, Liva İdare Meclisi üyelerinden Hacı Talip Efendi’nin
evinde toplandı. Ermeni ileri gelenlerinin de katıldığı bu toplantıda, Ermenilerin sergilediği bu tavrın
"Vatandaşlık Hukuku"na aykırı olduğu ve bu hukuka uyulması gerektiği yolunda karar alındı.
Bitlis olayları üzerine vilâyete gelen Şâkir Paşa, buradaki müftü, ulema ve ayanlar ile nahiye
müdürleri ve bazı mahallerin muhtarlarını vilâyet merkezinde topladı. Geliş gayesini anlattıktan sonra,
Devlet'in isyanları bastırmaya gücünün yettiğini, bu maksatla rediflerin silâh altına alındığını, isyanı
bastırma işinin devlete ait olduğunu özellikle belirtti : Dolayısiyle isyana
kimsenin karışmamasını isteyen Şâkir Paşa, bu hususun bütün Müslüman
ahâliye duyurulmasını da emretti136. Toplantıya katılanlar, Ermenilere karşı
girişilen karşı hareketin can, mal ve namuslarını koruma gayesinden başka bir
şey olmadığını söylediler.
Ayrıca, Ermeni ileri gelenleri ile de bir toplantı yapan Anadolu Umûmî Müfettişi Şâkir Paşa,
hazır bulunan kimselere, murahhassa ve rahiplere, Hınçakyan ve Tiflis Cemiyeti'nin emirleriyle
girilen bu yolun bir çıkmaz olduğunu söyledi: Onların dikkatini, Keldanilerin çok azı müstesna
Asûrîler, Midyalılar, Lidyalılar ve Keldanilerin, egemenlikleri altına düştükleri devletlerin uyguladıkları
politikalar sebebiyle milliyet, din ve dillerini kaybettikleri, Ermenilerin ise adaletine sığındıkları "Devlet-i
Aliyye-i Ebedü'd- devamın" hoşgörülü siyaseti sayesinde dil, milliyet ve dinlerini kaybetmedikleri gibi,
geliştirdiklerini hatırlattı137. Yine bu hoşgörü sayesinde, Devlet'in ticaretinin önemli bir kısmıyla, verimli
toprakları ele geçirdiklerini , dolayısıyla Ermeni çıkarlarının, devletin kanunlarından yana tavır
almalarında ve isyancılara alet olmamalarında bulunduğunu söyledi.
Toplantıya katılan Ermeniler, Padişah'a bağlı olduklarını ve kavuştukları lütufları takdir ettiklerinden,
133 BOA., aynı yer.134 Tarik, 3867 (15 B. 1313).135 Tarik, 3867 (Burada Kürt kıyafeti ile cinayet işlendiği şeklinde bir bilgiye de rastlandı).136 BOA., aynı yer.
137 BOA., YEE., 36/131/152/X.
32
sonsuza kadar Devlet'e sadık olduklarını söyledikten başka içlerine giren bazı yabancıların çıkarttıkları bu
olaylarla bütün Ermenileri lekelediğinden, aralarında fesat çıkaranları cezalandıracaklarına söz verdiler.
Erzurum Olayı: Reform Heyeti'nin Erzurum'da bulunduğu bir tarihte, özellikle Şâkir Paşa ve
Reform programını, protesto gayesi ile çıkarılan bu olay, Erzurum Ermeni Murahassahanesi ve Ermeni
Komiteleri’nin bir tertibidir138. Bir taraftan, devlet hizmetinde bulunan Ermenileri görevlerinden istifaya
zorlayan fedailer, 30 Ekim Çarşamba günü de hükümet konağı ve kışlaları ablukaya aldılar. Bu
esnada hükümet konağında bulunan Jandarma Binbaşısına açılan ateş sırasında yanındaki Jurnal
Emini şehit oldu. Şehrin diğer yerlerinde mevzilenen Ermenilerin de hedeflerine ateşe başlaması ile
şehir bir anda karıştı139. Bu olaylar vilâyete bağlı Erzincan, Refahiye, Kuruçay, Kemah, Tercan, Pasinler,
Kığı, Eleşkird ve Hınıs'a da sıçradı.
Hınıs olayı: Hınıs'ın köylerinde faaliyet gösteren ve kendilerine "terrör" yada "propagand" diyen
komiteciler, önceden kendilerine katmayı başardıkları Ermenilerle yörede silâhlı eylemlere giriştiler. Bu
eylemleri sırasında Muş ve Hınıs'ta halkın saygısını kazanmış olan Haydar Efendiyi parçalayarak öldürüp,
Hamidiye Süvari Alayı Reisi Halil Ağa’nın önce kızı Reyhan'ı daha sonra da gelinini kaçırdılar.
Ayrıca aşiret ileri gelenlerinden Yusuf Ağa’yı da katlettiler. Böyle saldırılarla karşı karşıya kalan Müslümanlar
da karşı harekete geçti140.
Reform Genel Müfettişi, çıkan bütün bu olaylar üzerine yaptığı incelemeler ve tahkikat
sonunda, Ermenilerin Türklere karşı giriştikleri katliam ve tecavüzlerle, Kürtlere karşı aldıkları kışkırtıcı
tavırların, hadiselerin başlıca sebebi olduğu görüşüne vardı. Meydana gelen olaylar sırasında yakalanan
komitecilerle, birlikte ele geçirilen dokümanlardan yararlanarak hazırladığı raporları İstanbul'a gönderdi141.
Yaptığı bu tahkikat ve incelemeler sırasında, Reform Genel Müfettişliği'nin karşısına daima iki
teşkilât çıkmaktaydı. Ermeni olaylarının arkasındaki bu güçler Ermeni Komiteleri ve Misyoner Teşkilâtı idi.
2.4. Olayların hazırlayıcısı olan Ermeni Komiteleri ve Misyoner Teşkilâtı
Anadolu Islahatı'nı ve Ermeni olaylarının incelenmesi esnasında Reform Müfettişi'n in dikkatini
çeken bu iki teşkilât, İngiltere, Fransa, Amerika ve Rusya gibi devletlerin desteği ile, Osmanlı
138 BOA., aynı yer, 36/131/152/X.139 BOA, Hazine-i Evrak (HE), 321-89; YEE., 36/131/152/X.; Stefanos Yerasimos, aynı eser, s. 555.140 BOA., YEE., 36/13 l/l 52/X.141 BOA., BOE., Gelen, 664/22-2/54/55.
33
İmparatorluğu'ndaki Türk olmayan unsurlar arasında ayrı milliyet oldukları şuurunu uyandırarak, onları
harekete geçirmekte, aynı zamanda plânlama ve eylem safhasında da birinci derecede rol oynamaktaydı.
Müfettiş, 19 Şubat 1312 (3 Mart 1897) tarihinde Saray'a gönderdiği bir telgrafta Van, Bitlis, Mamurat'ül-
aziz ve Sivas vilâyetlerinde bulunan İngiltereli ve Amerikalı misyonerlerin, söndürülmüş olan fesat ateşini
yeniden tutuşturmak için buldukları her fırsatan yararlandıkları ve biran boş durmadıklarının görüldüğünü
bildirmekteydi142. Misyoner Teşkilâtı'ndan başka dikkati çeken ikinci teşkilât ise, Ermeni İhtilâl
Komiteleriydi. Ermeni komitelerinin başlıcaları Armenikan, Hınçak ve Taşnaksutyunlardı.
2. 4. 1. Ermeni ihtilâl komiteleri
Yaresimos'un tespitine göre; "Bulgaristan örneğine göre hareket eden bu Ermeni çeteleri, yalnızca
Ermeni kıyımına yol açmayı amaçlayan kışkırtma eylemlerine girişecekler, Avrupa kamuoyunu duyarlı
bir hâle getirerek, büyük devletleri Ermeni bağımsızlığından yana müdahaleye zorlayacaklardı. Bir Hınçak
üyesine göre çeteler; Türkler ve Kürtleri öldürmek, köyleri ateşe verip dağlara kaçmak için fırsat
kolluyordu. O zaman kızgınlıktan gözü dönem Müslümanlar ayaklanarak, kendilerini korumaktan aciz
Ermenilere saldıracak ve onları öyle barbarca öldüreceklerdi ki Rusya, Avrupa-İnsanlık ve Hırıstiyan
uygarlığı adına, Ermenistanı işgale -özerklik vermeye- kalkacaktır"143. Bu hususta Mayevski; "Asya
Türkiyesi'nde Ermenilerin az veya çok yaşadıkları bütün bölgelerde, 1890'dan önce ortaya çıkan Hınçak
ve Ermenistan Cemiyetleri'nin üyeleri, bütün güçleriyle halkı gelecekteki kanlı olaylara hazırlıyorlardı"
demekteydi144.
Ermenilerin daha 1872'de Van'da "İttihad-ı Halâs Cemiyeti"145 1881'de Erzurum'da "Şura-yı Ali
(Müdafii-i Vatandaşlar) Cemiyeti"146 , Erivan'da da "Hayır İşleri Derneği", (ki bu derneğin 1883'te
Erzurum'daki ihtilâl taraftarı Ermenilere silâh sağladığı, Papaz Mıgırdıç Babagnian'ın ifadelerinden
anlaşılmaktadır147) 1882'de yine Van'da "Kara Haç" ve İstanbul'da da "Ermeni Vatanperverler İttihadı"148
adları ile birtakım teşkilâtlar kurdukları, Reform Genel Müfettişi tarafından daha önceden tespit edildiği
142 BOA., YEE., 31/76-10/76/81.143 Stefanos Yerasimos, aynı eser, s. 549 (The Diplomacy of İmperialism 1890-1902'den nkl.).144 Mayevski, aynı eser, s. 11.145 OBE., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (OBE), V. İstanbul 1987, s. XXXIX.146 Esat Uras, aynı eser, s. 432.147 OBE., V.s. LXXII-LXXVIII.148 OBE., V. s. LXXXIX.
34
gibi, Müfettiş Şâkir Paşa, Petersburg'da iken Rusya'da bulunan Ermeni Vatanseverler İttihadı
Teşkilâtı'nın, Van vilâyetindeki Ermenileri ve Nasturileri tahrik ettiklerinin anlaşıldığını İstanbul'a
rapor etmişti (10 Ağustos 1884). Bunun üzerine Osmanlı Hariciyesi, Şâkir Paşa vasıtasıyla Rus Hariciyesine
müracaat ederek, bu çeşit hareketlerin engellenmesini istedi. Şâkir Paşa, Hariciye Nezareti'ne gönderdiği 14
Şubat 1884 tarihli bir raporunda, şubeleri Erivan, Alexandrapol, Tebriz, Trabzon, Erzurum, Van ve
İstanbul'da bulunan Ermeni Komitesinin asıl merkezinin Tiflis'te bulunduğunu ve bu komitenin en faal
üyelerinden birinin Sarkıs Vahamyan olduğunu, yalnız üyelerine dağıtılan bir de yayın organlarının
olduğunu kaydetmektedir149.
Avrupa'da ise, İngiltere'de "İngiliz Ermeni Cemiyeti" ve "Ermeni Vatanperver Cemiyeti" adında iki
teşkilât faaliyet göstermekteydi150. Ayrıca Paris, Varna, Sofya, Bükreş ve Atina'da bulunan Ermeni
Komitelerinden başka, Amerika'da bulunan Ermeni komiteleri de Osmanlı Devleti'ndeki isyan hareketlerine
katılmaktaydılar151. Bütün bu Ermeni teşkilâtlarının yanı sıra, Anadolu'daki Ermeni ihtilâllerinde en fazla
etkili olanlar ise Armenikan Partisi, Hınçak ve Taşnaksutyun Ermeni Komiteleridir.
2.4.1.1. Armenikan Partisi
1885 yı l ında Van'da kurulan ve Muş, Bitlis, Trabzon ile İstanbul'da ihtilâl çalışmaları yapan
bu Parti, İran ve Rus Ermenileriyle de temas hâlinde bulunmaktaydı152. Liderleri Mıgırdıç Portakalyan'dı 153.
2.4.1.2. Devrimci Hınçak Komitesi /Partisi
1887'de Cenova'da kurulan Hınçak Komitesi Marksist doktirini benimsemişti154. 1890 da adını
"Devrimci Hınçak Partisi (Hunchakian Revoluionary Party) olarak değiştirdi ve metot olarak da" ihtilâlci
terörizmi benimsedi155 . Cenevre'den gelen Tiflisli Şimavon, Trabzon'dan gelen Rusyalı Ermeni Rupen
149 OBE., V. s. LXXXV: Bu komiteler kasabalara kadar teşkilâtlanmıştı. Kaza İhtilal Komiteleri Talimatnamesi için bk. Ali İhsan Gencer, "İhtilalci Ermenilerin Kara İhtilal Teşkilatı Talimatnamesi", Tarih Enstitüsü Dergisi, 13. İstanbul 1987 (s. 577-596).150 BOA., DUİT., 81-2 (EİD) 1309.151 Tarik, 3879 ((27 B. 1313)152 BOA., YEE., 36/131/152/X.153 Christopher J. Waalker, aynı eser, s. 126-128; Chantre, Ernest, "De Beyrouthe A Tiflis La Travers la Haute-Mesopotamie et le Kurdistan" Le Tour Du Monde Nouvead Journal Des Voyages, 57-58 (1889).
154 BOA., YEE., 36/131/152/X; 11/224 ve 225/54/136; 31/111-12/111/86; 18/553-585/93/38; OBE., XVI. 1989, s. XIV, XXVI.155 Christopher J. Walker, aynı eser, s. 130.
35
Hanazad, Batum'dan gelen H. Megavoryan ve İran'dan gelen S. Danielyan Hınçak Komitesinin
İstanbul merkez şubesini oluşturdular156. Hınçakların plânına göre, evvela çete eğitimleri yapılacak ve "Şark
Meselesi" nin ortaya atılması safhasında, eğitilen çeteler gerilla hâlinde teşkilâtlandırılarak, Anadolu'nun
dağlarında silâhlı harekâta başlanacaktı157. II. Abdulhamid idaresine karşı Jön-Türklerle işbirliği de yapan
Hınçak Komitesi, 1896 tarihinde Londra'daki I. kongresinde ikiye bölündü158 .
2.4.1.3. Taşnaksutyun Komitesi
Gayesi, Tiflis'teki "Genç Ermenistan Cemiyeti" ile, merkezi Van'da bulunan Armenaganları
ve Hınçakları birleştirmek olan bu komite, 1890'da Kafkasya'da kuruldu159. Adı geçen komiteler, Krisdapor
Mikaalyan ile Nazarbeg ve arkadaşlarının ortak çabalarıyla "Ermeni İhtilâl Cemiyetleri ittifakı" adıyla
bir araya getirildi160. Üyelerine ortak emri, "Türk'ü, Kürd'ü her yerde, her türlü şerait altında vur.
Mürtecileri, ahdinden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al" şeklinde olan161 bu
komite de silâhlı terörizmi benimsemişti 162.
Komitelerin silâhlı mücadeleye hazırlayıp sevk ettiği Ermenileri, Devlet'e karşı isyan fikirleriyle
besleyen ve onlara moral vererek eğiten, yabancı teşkilâtların başında Misyoner okulları gelmekteydi.
2. 4. 2. Misyoner Teşkilâtı
Reform Genel Müfettişliği'nin üzerinde hassasiyetle durduğu bir konuda Ermeni isyanlarını
hazırlayan Misyoner Okullarıydı. Reformu teftiş çalışması için Trabzon'dan Erzurum'a giderken, Torul
kazasında karşılaştığı din değiştirme olayları üzerine, dikkatini Misyonerlerin faaliyetlerine yönelten
Müfettiş, ihtilâllerde bu teşkilât ve kurduğu okulların büyük tesiri olduğunu gördü. Bunun üzerine
Mabeyn'e/Saray'a gönderdiği telgrafta Hükümetçe, Hristiyan ahâliye ihtida ve İslâmiyeti kabulleri
hususunda hiçbir teklif yapılamıyacağı, fakat Müslümanları aldatan ve yıkıcı etkilere maruz bırakan
156 Esat Uras, aynı eser, s. 443.157 OBE., XVI., 1989, s. XXVI.158 Zafer Tunaya, Siyasi Partiler, II. İstanbul 1989, s. 568-569.
159 Esat Uras, aynı eser, s. 444; Yves Ternon, Tuba Armenien Geschichte Eines Völkermords, Frankfurt 1981, s. 61-62
160 Christopher J. Walker, aynı eser, s. 130
161 Esat Uras, aynı eser, s. 445 (M. Varatyan'ın Taşnaksutyun Tarihinden nkl).
162 Dersaadet ve Trabzon olaylarından sonra Turuşak adlı gazete bir ilâve çıkararak bu eylemlerini ve yapacakları eylemleri duyurur. Bk. BOA., DU.İT., 81-2 (EİD) 311; H. Erdoğan Cengiz, Ermeni Komitelerinin A 'mal ve Harekat-ı İhtilaliyesi, Ankara 1983, s. 24.
36
Misyonerler ve Hristiyan okullarının bu nevi faaliyetlerine de müsaade edilmemesi gerektiğini özellikle
belirtti163. Hâlbuki 1853 yılından 1899 yılma gelinceye kadar Anadolu'nun diğer yerlerinde olduğu gibi,
Vilâyât-ı Sitte'de de Misyonerlerin denetiminde eğitim yapan birçok okul kurulmuştu.
Bu okulların hepsinde Türkçe, İngilizce ve Ermenice eğitim yapılmakta ve İbtidai/İlk, Rüştiye/Orta, İdadi/Lise şubeleri
bulunmaktaydı164. II. Abdulhamid'in yaptırdığı bir araştırmaya göre Vilâyât-ı Sitte'deki Misyoner okulları şöyleydi 165;
Vilâyet Okul Açılışı/RuhsatÖğrenciErk/Kız
Mezhebi
Sivas Anadolu koleji (Amerikan İdadi) Amerikan kız mektebi Sanayi mektebi Ruhban mektebi Yetimhaneler
1280/9ZA. 312
550
Büyük çoğunluğu protestan. Yetimhanesi var.
Merzifon
Gürün Mektep ve küçük kilise. Yetimhane
16 K. Evvel 1314 25/9 Ermeni
Sivas Merkez
Kız mektebi Yetimhane Erkek mek. ve Kilise
1854/27 Teş.Ev.314 H. 312/27 Teş.Ev.314 1854/12 Teş.Ev.312
55 kız 94/107 340/ .
Ermeni Ermeni Ermeni
Tokat sancağı Mektep ve küçük kilise
1853/5 Tem. 314 1899
28/ / I6 Ermeni
Zile
Mektep
H. 1295/ 15Teş.Ev. 315
8/24
Ermeni
Diyarbekir Mardin sancağı
Erkek mektebi Kız mektebi Ruhban mektebi
1280/1 6 Mart 3 10 1280/1 6 Mart 3 10
37/ 40
Süryani Protestan
Bitlis
Gece kız mektebi Yetimhane
1300
Her ikisi de Ermeni Protestan
Tuh Kız ve Erkek 1300
163 BOA., YEE., A/24-X/24/l 32.164 BOA., aynı yer.
165 BOA., YA. Res., 122-88; Anadolu'daki Misyonerlere ait okullarda XIX. yy'm sonlarında yalnız
Amerikalı 176 misyonerle birlikte 869 da yardımcı hizmet vermekteydi, bk. Cevdet Küçük, aynı eser, s. 100;
(1890 yılında Osmanlı ülkesinde Amerikalıların açtığı kilise sayısı 118'e ilk okul 464'e ortaokul ise 44'e
ulaşmış olup, buralarda görev yapan misyonerlerin mevcudu 811'e yardımcı sayısı ise 11809'a ulaşır, bk.
Halfin, XIX. Yüzyılda Kurdistan Üzerinde Mücadeleler, Ankara 1992, s. 104.)
37
mekteb-i ibtidaiye. Muş sancağı
Erkek mektebi Kız mektebi gece ve gündüz Erkek ve Kız mekteb-i ibtidaisi
Ruhsatsız Ruhsatsız
Protestan Protestan
Mamuratü'l -aziz merkez sancağı
Amerikan mekteb-i ibtidaisi Kız mekteb-i ibtidaisi Sıbyan ve gece mektebi Ruhban mektebi Yetimhaneler
1273
Toplam 1040 248/78
Yansı Protestan Ermeni diğerleri katolik Ermeni ve Süryani
Erzurum merkez sancağı
Kız gece mektebi Erkek gece mektebi Yetimhane
1269/29 Eylül 1309 1269/29 Eylül 1309
/15 75/ ./61
Ermeni Ermeni
Van merkez sancağı
Erkek mektebi (Bağlar'da yarısı geceli) Kız mektebi (Biri Bağlar'da yarısı geceli) Yetimhane
1290 1310
337/ /460 200/160
Ermeni Ermeni Ermeni
Tablo II
II. Abdulhamid, yüzyıllardır birlikte barış ve huzur içinde yaşayan Ermenilerle Kürtler
arasına, Avrupalı Misyonerlerin düşmanlık soktuğunu açıkça görüyordu. Padişah, bu hareketlerden yalnız
Avrupa'yı değil Amerika'yı da sorumlu tutuyordu. Zira II. Mahmut'un izniyle ülkenin çeşitli
yerlerinde açılan Amerikan Kolejlerin de görev yapan misyonerler, Hırıstiyanlara zararlı ve yıkıcı
telkinler yapmaktaydı166 .
Misyonerlerin yıkıcı etkilerini tesirsiz bırakmak için bazı tedbirler düşünüldü. Bu maksatla
Devlet tarafından yetimhaneler yapılması kararlaştırıldı. Buralara her sınıf halkın çocuğu alınacak ve ders
programlan da bu çocukların milliyetlerini (dinlerini) koruyacakları şekilde düzenlenecekti. Bu esasa göre
hazırlanan ders kitaplarının okutulması hâlinde, Misyonerlerin bu noktayı istismar ederek yol açtıkları
166 Joane Haslip. Bilinmeyen Taraftarıyla Abdıtlhamid, (çvr. Nusret Kuruoğlu), İstanbul 1964, s. 224-225.
38
yıkıcı etkiler de ortadan kalkacaktı167.
6 L. 1313 (21 Mart 1896)'te Encümen-i Mahsus'ta, İngiliz ve Amerikalı Misyonerler'in faaliyetleri
görüşüldüğü168 sırada, Reform Müfettişi, bu Misyonerlerin Hırıstiyan halk yanında, aşiret reislerine de tesir
ederek, Müslüman halkı da isyana teşvik politikası izlediklerini bildirdi169. Bitlis, Mamuratü'l-aziz
valileri ile Urfa ve Mardin mutasarrıfları, Amerika ve İngiltere'deki Ermeni İhtilâl Komiteleri'yle de
ilişkileri olan Misyoner Teşkilâtlarından bir hayli şikayetçiydi. Bununla birlikte İngiliz ve Amerika
Hükümetleri, Osmanlı ülkesindeki misyonerlerin ikamet ve seyahatlerinin, yalnızca gayr-ı müslimlere
din ve diğer problemlerinde yardım amacını taşıdığını ileri sürmekte ve Amerikan Misyoner cemiyetlerinin
Ermeni Komiteleri ile ilgileri olmadığını iddia etmekteydiler170. Hâlbuki Misyonerlerin esas hedeflerinden biri
de siyasî idi. Zira, yine bir misyoner olan ve İstanbul Robert Kolejinin, ilk kururuluşundan itibaren kırk
yıl müdürlüğünü yapan Washburn, Hatıratında bu okulun İsevî esaslara göre eğitim yaptığını belirttikten
sonra, "Öğrencileri mezuniyetlerinden sonra kendi milletlerinin lideri olacak şekilde eğitiyorduk" diyerek
bu maksadı açıkça ortaya koymaktaydı 171 . Hatta 1890’lı yıllarda ortaya çıkan Ermeni olayları sebebi ile
Amerika ve Osmanlı Devletleri arasında bazı sürtüşmelerin meydana gelmesi de misyoner teşkilâtlarının bir
marifetiydi172.
Bu teşkilâtın faaliyetlerini yakın takibe alan Müfettiş, Vilâyât-ı Sitte'de bulunan misyonerlerin
içinde en azılılarının, Erzurum ve Bitlis'te görev yapanlar olduğu fikrindeydi173. Ayrıca 15 Kasım 1895
Merzifon Ermeni olaylarında, Merzifon Amerikan Koleji'nin tesirini bulunduğunu tespit etti174.
Yıkıcı çalışmaları ve Ermenileri kışkırtıcı faaliyetleriyle, başta Anadolu Reformu Genel Müfettişi
olmak üzere, Vilâyât-ı Sitte'deki idarecilerin şikayetlerine yolaçan misyonerler için II. Abdulhamid, 7 L.
1313 (22 Mart 1896) tarihinde bir irade çıkardı. Buna göre, milletlerarası hukuk anlaşmalarına uymayan
Misyonerlerin, pasaportlarının verilerek ülke sınırlan dışına çıkarılmaları emredildi. Bu hususun yerine
167 BOA., YA. Res., 101-39.168 BOA., YA. Res., 78-54.169 BOA., YEE., 31/76-17/76/81; 31 /76/26/81; A/24-X/24/132.170 BOA., DUİT., 81-2 (EİD) 1310.171 George Washburn, Fifty Years in Constandinople And Recollections of Robert Collage, Boston and New-York 1909, s. 176.172 Uygur Kocabaş, aynı eser, s. 22.173 BOA., YEE., A/24-X/24/l 32.174 BOA., YA., Res., 122-88.
39
getirilmesi için de Anadolu vilâyetlerindeki valilere ve Müfettiş-i Umûmiye yetki verildi 175.
Ermenilerin siyasî tavır ve politikalarında yönlendirici ana unsur olan bu teşkilâtlar, özellikle de
daha kuruluşlarından itibaren Ermeni siyasetini silâhlı eylemlerle kabul ettirmeyi metod olarak benimseyen
ihtilâlci komitelerin, nefret duygularıyla yaptıkları eylem ve isyanları , uluslararası kurallara göre hayata
geçirilmeye çalışılan reformların dahi karşısında bilinçli bir engel oluşturmaktaydı. Meselâ; Ağustos
1895'te başlayıp Aralık 1896'da bütün esasları uygulamaya konulan Reform'un başarısına engel
olunduğuna dair Osmanlı Hükümeti'nin değerlendirmesi şöyledir: " ...bu Reform'un kesintisiz ve daha
kısa bir sürede uygulamaya girmesi son derece arzu edilmekte idiyse de ne çare ki; (Ermeni) İhtilâl
Komitelerinin ikide birde çıkardıkları kargaşaları yatıştırmakla uğraşılmakta olduğundan, o derece
sür'at maddeten mümkün değildi. Ermeni İhtilâlcileri'nin geçen sene Anadolu'da işledikleri cinayetler...
Osmanlı Bankası baskını ve İstanbul olayları..." bunlardan bazılarıdır176.
3. ERMENİLERE YÖNELİK REFORM PROJESİ'Nİ UYGULAMA ÇALIŞMALARI
(24 Ağustos 1895-20 Ekim 1899)
3. 1. Vilâyât-ı Sitte'nin Genel Durumu
Reform Müfettişi ve Heyeti, Trabzon'a ayak basmakla f i i len Anadolu Islahatını Teftiş
görevine başladı. Görevi dolayısiyle Vilâyât-ı Sitte'nin tamamında, Ankara ile Kastamonu, Halep
ve Trabzon vilâyetlerinde kısmen incelemelerde bulundu. Bu incelemeleri sırasında177, isyanların
yol açtığı huzur ve asayiş meselesinden başka, ulaşım zorluğu178, idarî ve adlî problemler, yöre
halkının yoksulluğundan kaynaklanan malî sıkıntılar179 ve geri kalmışlık gibi problemlerle yüz
yüze gelindi180. Problemleri yerinde tespit eden Müfettiş, devletin geniş yetkilerle görevlendirdiği
b i r memur olarak, bu meselelerin ortadan kaldırılması için çalışmalara başladı181. Ayrıca
175 BOA., İD., 20703 (8 L 313); İrade Hariciye (İH)., 428-86 (25 RA. 315).176 BOA., DUİT., 74-2/2-41.177 BOA., YEE., A/24-XIH/24/132 ve 31/76-26/76/81.178 Vital Cuinet, La Turque D'Asie, I. Paris 1890, s. 390-391, 548-549.179 BOA., YEE., 31/76-26/76/81.180 BOA.,aynı yer.181 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti, içte karşılaştığı isyanlar ve yapmak zorunda bırakıldığı savaşlar neticesinde, malî açıdan iflâsın eşiğine geldiği gibi bilhassa, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşının getirdiği tazminat yükü. Devletin iç politikalarını etkileyecek bir unsur hâline dönüştü. Bu tarihten sonra Rusya, bu tazminatı bahane ederek, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerine her türlü yol yapımını 1917 yılına kadar sürekli engelledi. Bu husustaki uygulamaları için Rus arşiv belgelerine dayalı olarak hazırlanan A. D. Noviçev'in eserine bk. Osmanlı İmparalorluğu'nun Yarı-
40
Reform Müfettişi, Hükümet'e yazdığı raporlarda, bazı mahsullerin üretim ve tüketim yerlerindeki
fiyatlarından örnekler vererek, üretici ile tüketicilerin karşı karşıya kaldıkları duruma dikkat
çekti182. Şartların ağırlığı, ticaretin gelişmesi ve bölgenin servetinin artmasına olumsuz etki
etmekteydi183. Müfettişlik bu duruma çözüm olarak, iç gümrüklerin kaldırılmasını, acil olarak yol
inşaatına başlanılmasını, ulaşım için nehirlerle göllerden de yararlanmasının yollarının aranılmasını
Hükümet'e tavsiye etti184. Bu maksatla şirketler de kurulabilirdi.185 .
Vilâyât-ı Sitte'nin genel malî vaziyetini tespit maksadıyla, vilâyet idarecilerinden malî durumları
gösterir raporlar isteyip, aldığı bilgileri değerlendiren Reform Müfettişliği, Vilâyât-ı Sitte'nin yıllık
gelirinin 123 milyon kuruş olduğunu, 1300/1883 senesinden 1896/1312 senesine kadar geçen zamanda
toplanmayan vergi bakayasının 276 milyon kuruşa ulaştığını tespit etti186. Bilhassa Van ve Bitlis
vilâyetlerinde vergi gelirlerinin toplanması bir problem teşkil etmekteydi. Müfettiş, bu malî meselenin
temelinde vergi usûlü ve vergi toplamakla görevli teşkilâtın yetersizliğinin yattığına inanmaktaydı187. Maliye
Nezareti'ne gönderdiği 21 Aralık 1896 tarihli raporunda, Vilâyât-ı Sitte'nin gelir ve bakaya durumunu
ayrıntılı olarak şöyle yazdı:
Vilâyât-ı Sitte 1896 yılı geliri (Kuruş) Geçmiş seneler bakaya (Kuruş)
Erzurum 23.885.000 21.642.135
Sivas 39.904.630 57.055.193
Mamurati’l-aziz. 15.266.290 33.179.780
Bitlis 13.495.988 73.540.000
Van 11.192.836 11.948.143
Diyarbekir 17.396.514 72.162.785
Sömürgeleşmesi, (Rusçadan çvr. Nabi Dinçer), Ankara 1979.182 BOA., aynı yer. (Meselâ Vilayat-ı Sitte'de 6 ile 6,5 kuruş olan sade yağ İstanbul'da 12 kuruşa, 50 ile 60 para olan iyi peynir ise 4 ile 5 kuruşa satılmaktaydı.183 BOA., YEE., aynı yer ve Tüccarzade İbrahim Hilmi, Memalik-i Osmaniyenin Cebatlası. Devlet-i Aliyye-i Osmaniyyenin Ahvâl-ı Coğrafya ve İstatistikıyyesi, İstanbul 1323, s. 211-212; Salname-i Diyarbekir 1312, s. 144.184 BOA., YEE., aynı yer ve Saadet, 23 Nisan ve 5 Temmuz 1896 (1314); Sabah, 2485 (18 Haziran 1312), İkdam., 573 (21 N. 1313).185 BOA., YEE., aynı yer.186 BOA., YEE., A/24-XIIl/24/132.187 BOA., YEE., 31/76-26/76/81.
41
TOPLAM 121.141.258 269.528.036
Tablo III.
Bu vilâyetlerin nüfusunun 3.500.000 kişi olduğu188, mükellef başına düşen y ı l l ık vergi
miktarının ise 30 bin kuruşu aşmadığı, dolayısiyle bu miktarın ödenmesinin mükelleflere ağır
gelmeyeceğini hesaplanmaktaydı. Bununla birlikte, Vilâyât-ı Sitte'deki halkın genel durumuna da dikkat
çeken Müfettiş, buradaki Müslüman ahâlinin Hırıstiyan ahâliden daha kötü hayat şartlarına sahip
olduğunu, durumlarının iyileştirilmesi için Hırıstiyanlardan daha fazla iyileştirmeye muhtaç olduklarını
II. Abdulhamid'e bildirdi. Çünkü, bu yoksulluk ve ihtiyaçlar Anadolu'da ortaya çıkan rahatsızlık ve
karışıklıkların başlıca sebeplerindendi189. Bu tarihte Vilâyât-ı Sitte 'de gezi ve incelemelerde bulunan
gazeteci Dr. Habvord, buradaki Türklerle Ermenilerin gayet dostane geçindiklerini, Ermeni olayları
esnasında birçok Türkün Ermenileri himaye etiğini kaydettikten sonra, Anadolu'nun ticaretine asıl vakıf
olup, Trabzon - Bağdat arasındaki bütün kuzey ve güney bölgelerinin ticaretini ellerinde tutanların
Ermeniler olduğunu yazmaktaydı 190 .
Anadolu Reformu'nu teftiş ve uygulama görevi ile işe başlandığı 1895 tarihinde, Vilâyât-ı
Sitte'yi yukarıda anlatılan problemlerle iç içe bulan Reform Müfettişliği, ıslahatı uygulama çalışmalarını
Erzurum'dan başlattı. Erzurum'da bütün yönleriyle tatbik edilecek olan program sonunda, ortaya
çıkacak olan yeni yapılanma, diğer vilâyetler için de esas kabul edilecekti. Osmanlı basını reform
çalışmalarının başladığını duyururken; "Alınan tedbirlerden (asayişle i lg i l i ) sonra, Vilâyât-ı Şahane
Müfettişi ve Heyetleri vasıtasiyle, Vilâyât-ı Sitte'de genel olarak idari, adlî ve inzibatî alanlarda peyder-
pey yapılacak yeni düzenlemeler, az zaman için de uygulamaya konulacaktır" denmekteydi191.
1878'den sonra ilk defa Osmanlı idarî terminolojisine192 giren Vilâyât-ı Sitte, yani Şark
eyaletlerinde Ermeniler lehine Reform yapılması ve bunun da batılı devletler tarafından kontrolünün
188 BOA., YEE., A/24-XllI/24/132; Vilayat-ı Sitte'nin nüfusu aşağıdaki kaynaklarda şöyledir: İkdam, 1237 (18 N. 1315) de 3.000.000; Tercüman-ı Hakikat, 6021-821 (31 K.Sani 1898)'de New -York Herald muhabiri Dr. Habvord'a göre, 500 bin Ermeni, l .5 milyon Kürt; Printed for the use of the Foregn Office, June 1895 (F.O), 881-6621 de: 3.188.596; Documents Diplomatıques Projets Des Reforme Dans L'Empire Ottoman 1893-1897, 1. Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, İstanbul Mart 1985, sayı l, s. 41-53’de: 3.607.618; Kemal Karpat, Ottoman Population (1830-1914) Demographic and Social Characteristics, Wisconsin 1985, s. 156-157'de: 3.173.227 kişidir.189 BOA., YEE., 31/76-26/76/81.190 Tercüman-ı Hakikat, 6021 (31 K. Sani 1898); İkdam, 1237 (30 B. 1315).191 Sabah, 2261 (19 Kasım 1895/7 T.Sani 1311/2 C 1313)192 M. Canard. Eİ., l/l. aynı madde.
42
kabul ertirilmesiyle, Erzurum ve diğer vilâyetler için yeni bir devir açılıyordu193.
3. 2. Reform Projesi'nin uygulanışı
Reformu Teftiş Heyeti'nin Erzurum'a gelişiyle Vilâyât-ı Sitte'nin tamamında yürürlüğe konulan
otuz iki maddelik Reform Projesi, nahiyelere polis atanması yla ilgili hükmü ile geçici olarak istihdam
edilen köy bekçilerinin, asaleten tayinleri hakkındaki hükümünü ihtiva eden iki madde dışında tamamı
kısa zamanda hayata geçti. Hükümet bu durumu; "Osmanlı Devleti'nin, Berlin Antlaşması gereğince
Anadolu'nun bazı vilâyetlerinde yapmaya söz verdiği teşkilât ve reformun uygulanması hakkında ciddiyet
ve kesin emirleri herkesçe bilinmektedir. Bu hususta ispata gerek yoktur. Adı geçen reformlardan
Nahiye Meclislerinin seçimi ve köy bekçileri ile hazırlığı tamamlanmış bulunan Sulh Mahkemeleri
gibi ertelenmesi tabiî sebepler ve zorunluluklara bağlı olan iki-üç maddesi dışında, diğerleri bütünüyle
uygulama ve yürürlüğe konmuştur (9 C. 1314/15 Kasım 1896)" 194 ifadeleriyle ilân etmekteydi.. Daha
sonra otuz maddenin bütünüyle uygulama alanı bulduğuna dair basında da yazılar çıktı (30 Haziran 1897)195.
Vilâyât-ı Sitte'de yapılacak ıslahatın sınırlarını çizen ve Avrupalı devletlerce verilen projeye
istinaden hazırlanarak, Anadolu'da Yaver-i Ekrem Müfettiş-i Umûmî Mareşal Şâkir Paşa’nın, İstanbul'da ise
Islahat Komisyonu ve Tesrî-i Muamelât Komisyonu'nun müşterek çalışmaları ile süratle uygulamaya
konulan Reform Projesi'nin maddelerinin hayata geçirilmesi şöyle oldu: Projenin, birinci faslında yer alan
ve vilâyetlerle mutasarrıflıkların idarecileri ile ilgili hükümleri ihtiva eden 1. ve 2. maddeler icabı196
bazı vilâyetlere Hırıstiyan Vali Muavinler atandı197. Bunlardan, Sivas vilâyeti Vali Muavinliğine, Aydın
vilâyeti Müdde-i Umûmi Muavini Rum Arastidi; Bitlis Vilâyeti Vali Muavinliğine, Ankara Valisi Eski
193 Halil İnalcık, "Erzurum" İA., IV. İstanbul 1977, s.340-357.194 BOA., DUİT., 74-2/2-41: Mühürler, Ticaret ve Nafia Nazırı Mahmud Celaleddin b. Azi,. Maliye Nazırı Ahmed Nazif, Dahiliye Nazırı Mehmed Memduh, Hariciye Nazırı Ahmed Tevfik b. İsmail Hakkı, Şura-yı Devlet Reisi Mehmed Said, Adliye Nazırı (okunamadı), Sadrazam Halil Rıfat b. İbrahim.195 İkdam, 1059 (30 Haziran 1897); Sabah, 2728 (29 M. 1315) ve Tercüman-ı Hakikat, 5805-605 (30 Haziran 1897/18 Haziran 1313/29 M. 1315); Kâmuran Gürün ise eserinde: ".. Sason isyanından sonra ıslahat çalışmaları canlanmış ve Abdulhamid ileride göreceğimiz gibi ıslahatın esaslarım ilan etmişti. Ama tatbikata geçilmemişti. 18 Nisan 1897’de Türk-Yunan savaşı başlayınca ıslahat mes'elesi Balkan harbinin (1912) sonuna kadar bir kenara bırakıldı (s 161. 172)'ğını belirterek, yanıltıcı bir sonuca ulaşmaktadır; 1900-1922 yılları arasında gençlik ve olgunluk dönemlerini Ermeni komitecileri ile ilişki içinde geçiren Garu Sasuni'de, Islahat reformlarını uygulamak için gönderilen Şâkir Paşa'nın. reformaları yapmaktan ziyade Ermeni kırımını hazırladığını ileri sürmektedir. Bk. aynı eser, s. 124.196 Islahat layihasının adı geçen maddeleri için, bk. Ek, Islahat Layihası.197 BOA., YA.Res., 77-43 ve İÜ., TY., 9040: ( Nr. 77-43 Belgede; Diyarbekir'e Şura-yı Devlet Üyesi Rum Tadori, Sivas vilayetine, Aydın Müdde-i Umûmi Muavini Rum Arastidi, Erzurum'a Telgraf ve Posta Tahriratı Acente Katibi Rum-Katolik İbrahim Selim Saho, Bitlis'e Ankara Vali Eski Muavini Katolik Andon, Van'a Mekteb-i Sultanî ve Mülkiye me'zûnu, Bab-ı Zabıta Sertercüman Keldani-Katolik Abdülkerim, M.aziz'e, Süryani Patrikhanesi Katibi Erciş Vali Muavini olarak atandı. 14 CA. 313/19 T.Sani 311 (31 Kasım 1895.)
43
Muavini Rum-Katolik Andon, Erzurum Vali Muavinliğine, Posta Tahrîrât Acente Kâtibi Rum-Katolik İbrahim
Selim Saho Efendiler (19 T.Sani 1311/31 Kasım 1895), Diyarbekir Vali Muavinliğine, Şura-yı Devlet
Üyesi Rum Vanglen, Van Vali Muavinliğine, Atina Eski Sefaret Başkâtibi Ermeni Stepan Melîl,
Mamuratü'l-aziz Vali Muavinliğine İbrail Eski Şehbenderi Ermeni Stepan Efendiler atandı (19 K.
Evvel 1311/31 Kasım 1896).
Mutasarrıf Muavinlerine gelince; Bu muavinlerin tespiti öncelikle Müfettiş ve ilgili valilerden
istendi (4 Ocak 1896). Yapılan incelemeler neticesinde Muş ve Hakkari sancaklarında istenilen vasıflarda
birinin bulunmaması, Mardin ve Maaden sancaklarında ise halkın büyük çoğunluğunun Müslüman olması
nedeniyle Mutasarrıf Muavini atanmasına lüzum olmadığı sonucuna varıldı. 7 Nisan 1896 tarihine
gelindiğinde Sivas, Erzurum ve Mamuratü'l-aziz vilâyetlerinde incelemeler henüz sonra ermemişti198. 7
Ocak 1897 de reform gereği, mutasarrıflar üç sınıfa ayrılıp, maaşları buna göre düzenledikten199
sonra, 30 Haziran 1897 de Bitlis'in Genç ve Muş, Sivas'ın Tokad ve Karahisar-ı Şarkî sancaklarına birer
Hırıstiyan Mutasarrıf tayin edildi200.
Kaymakamların atanması ile alâkalı olan 3.ve 4. maddelerle i l g i l i olarak Reform
Müfettişi, bu maddelerin işletilebilmesi için valilere yetki verilmesi gerektiği görüşündeydi.
Bunun için hükümetten istekte bulundu (23 Nisan 1896). Bu arada Reform Komisyonu, Reform
Müfettişi'nden Vilâyât-ı Sitte'de hâlen görevli bulunan kaymakamlar hakkında bilgi istedi. Aynı
zamanda gerekli vasıfları taşımayan kaymakamlarla i lg i l i muamele yapma yetkisine sahip olan201
Müfettişin çalışmaları sonucu, Sivas'ın Hafik, Merzifon ve Gürün, Bitlis'in Palu ve Şirvan, Mamuratü'l-
aziz'in Arapgir, Eğin, Çarsancak ve Silvan, Erzurum'un Hınıs, Ova, Kığı ve Bayburt, Van' ın
Gevaş ve Şatak kazalarına Hırıstiyan Muavinler atandığı gibi (17 Ekim 1896)202, bütün ülkede tayin edilecek
kaymakamların, mezhep ve sınıfları hakkında dikkate alınacak hususları ihtiva eden bir irade de Dahiliye
Nezareti'ne verildi (7 Ocak 1897)203.
Müfettiş, 5. maddeye istinaden vilâyetlerde istihdam edilecek mülkiye ve adliye memurları ile
198 İÜ.,TY., 9040.199 BOA., BEO., 936-2.200 BOA., YA. Res., 83-28; İkdam, 1059 (30 Haziran 1897); Tercüman-ı Hakikat, 5805-605 (30
Haziran 1897); Sabah, 2728 (30 Haziran 1897).201 İÜ., TY., 9040
202 BOA., YA.Res., 83-28 ve İkdam, 1059 (30 Haziran 1897).
203 BOA., BEO., 936-2.
44
maliyede görevlendirilecek Hırıstiyan memurların tayinlerine başlandığını Teftiş Komisyonu'na bildirdi
(11 Nisan 1312/23 Nisan 1896). Komisyon ise ondan özellikle adlî memurların atanmasında, nüfus
nisbetinin esas olarak alınmamasını istedi. Müfettiş'in gönderdiği cetvellerden anlaşıldığına göre, nüfus
esaslarına bakıldığında; nüfus nisbeti % 15,5 olan Mamuratü'l-aziz'de204 73, Diyarbekir'de 90, Sivas'ta
160, Erzurum'da 105 ve Van'da da 146 Hristiyanın memur olarak istihdamları gerekliydi.
1897 yılına gelindiğinde belirlenen bu oranlardan Mamuratü'l-aziz'de 39, Diyarbekir'de 70,
Sivas'da 30, Erzurum'da 45 ve Van'da 41 kişi ancak atanmış olup, tayinlere devam edilmekteydi205.
Atamaların devam ettiği sırada Meclis-i Mahsus, hâlen devlet dairelerinde görevli Hırıstiyanların da
yukarıdaki oranlara dahil edilmesini kararlaştırdı206.
Sancak ve kaza meclisleri ile ilgili 6. maddeyi değerlendiren Müfettiş, meclislerin teşkilinde
görülen aksaklıkların, Vilâyet Nizamnamesi ve İdare-i Umûmiye Talimatının uygulamaya ters düşen
hükümleriyle ilgili olduğunu gördü. Bu aksaklıkların gönderilmesi ile i lgili olarak hazırladığı bir
raporu Hükümet'e gönderdi (11 Nisan 1312/23 Nisan 1896)207. Söz konusu bu meclislerin yarısı
Müslim ve yarısı da Hırıstiyanlardan oluşmaktaydı208.
Reform Müfettişliği, nahiyelerin teşkilâtlandırılması ve idaresi ile ilgili 7-16. madde hükümlerinin
tatbiki çalışmalarını yürüterek, nahiye meclislerinin teşkili işini tamanladı209. Fakat bu uygulamalar
esnasında Mamuraü'l-aziz'de aşiret ağalarının nahiye müdürü olma istekleri ve Bitlis vilâyetinde de Vilâyet
İdare Meclisi'nin yeni düzenlemelere karşı olması sebebiyle, uygulamalar esnasında bazı zorluklarla
karşılaşıldı. Hâlbuki Reformu Teftiş Komisyonu, Projenin ilgili hükümlerinin eksiksiz tatbikinde
ısrarlıydı (11 Nisan 1896/30 Mart 1312)210.
Müfettiş'in katkılarıyla düzenlenen Erzurum ve Bitlis211 vilâyetleri Nahiye Teşkilâtları,
204 İÜ., TY., 9040. 205 İkdam, 1059; Sabah, 2728 ve Tercüman-ı Hakikat, 5806-605.206 BOA., BEO., 936-2.207 İÜ., TY., 9040.208 BOA., BEO., 936-2: (Rumeli Vilayâtı layıhasında ise şartlar icabı altışar üyenin tayini gereklidir, aynı yer).209 BOA., YA. Res., 77-75; İkdam, 893 (6 Ş. 1314/10 Ocak 1897).210 İÜ., TY., 9040.211 BOA., YEE., A/24-XIII/24/l32; "Erzurum'da mukaddema 164 nahiye teşkil olunmağa l 279 000 kuruş fazla bir masraf ihtiyacı lazım geleceğinden... 12 Receb 1313" bk. BEO., Sadaret Defter. 2680-6.
45
Komisyonca da onaylandıktan başka, Mamuratü'1-aziz vilâyeti Nahiye Teşkilâtı da tasdik edildi212.
Sivas vilâyeti Nahiye Teşkilâtı üzerinde incelemeler devam ederken, eksik bulunan Diyarbekir vilâyeti
Nahiye Teşkilâtı cetvelleri tamamlanmak üzere vilâyete iade edildi213. Bu arada Van vilâyeti Nahiye
Teşkilâtı çalışmaları da neticelendirildi214. Proje gereği, Vilâyât-ı Sitte'de Nahiye Teşkilâtlan yenilenirken,
mevcut nahiyelerin durumlarının, İdare-i Nevâhi Nizamnamesine uyması hâlinde oldukları gibi
bırakılmaları, aksi hâlde nizamnameye uydurulmaları gerektiğinden, mevcut bulunan Köy Muhtarları ve
İhtiyar Meclisleri ile Nahiye Meclislerinde bir değişikliğe gidilmedi. Adliye Nezareti'nin, bu meclislere
verilen Sulh Hâkimliği görevi ile ilgili olarak hazırladığı bir tüzük Şura-yı Devlet'te kabul edildi.
Nahiye müdür ve muavinlerinin tayini yapılırken bir nahiyenin nüfusunun yansı gayr-ı müslim
değilse, oraya Hırıstiyan Müdür Muavini atanmasına lüzum olmadığı gibi, nüfusun yarıdan fazlası
gayr-ı müslimse, Müdürlerin Hırıstiyan ve Muavinlerin de Müslim olması kararlaştırıldı. Özellikle
muavinlerin Türkçe okur-yazar olmasına dikkat edilmesi ve bunların fahrî olarak atanmaları, müdürlere
250'şer, kâtiplere ise 150'şer kuruş maaş verilmesi de bu kararlar cümlesindendi (25 K.Sani 1312/6 Şubat
1897)215 .
Reform Projesi'nin adlî hükümler içeren ve nahiye meclislerini Sulh Hakimliği görevi ile
yetkili kılan 17. -19. maddeleri de, Vilâyât-ı Sitte'nin genelinde uygulamaya konuldu. Fakat bazı
nahiyelerin meclislerdeki eksiklikler sebebiyle, tatbikatta bazı aksamalar görüldü. Yine bu çerçevede, adliye ile
ilgili hususlarını denetlenmesi ve aksaklıkların giderilmesi için görevlendirilen Adliye Müfettişlerinin216,
sahip olduğu yetkilerin genişletilmesi gerektiği Reform Müfettişi tarafından tespit edilerek, ilgili nezarete
bildirildi. Ayrıca Müfettiş, Vilâyât-ı Sitte'deki mahkemelerle, adlî hususlara dair kaleme aldığı raporları
Adliye Nezareti'ne gönderdi217. Gösterilen ihtiyaç üzerine, Meclis-i Mahsûs'ta, Adliye Müfettiş
Muavinlerinin görevlerini içeren bir talimat hazırlanarak, Adliye Nezareti'ne verildi (19 Mayıs 1313/31
Mayıs 1897)218. Daha sonra ise Adliye Müfettişleri kendilerine verilen bu talimatla görev yerlerine
212 BOA., YA. Res., 99-5: (Mamuratü'1-aziz 70 nahiye üzerine tertip edildi ve ödenek olarakta 305.188 kuruş tahsis olundu.)
213 BOA., YA., Res., 80-93; (Diyarbekir de bazı kazaları halkı arasında anlaşmazlıklar bulunması nedeniyle buralarda ahaliden müdür seçilmesi uygun görülmeyerek, hükümet tarafından tayini kararlaştırıldı. aynıyer).214 BOA., YEE., A/24-XIII/24/132; Tercüman-ı Hakikat, 5805-605.215 BOA., YEE., Kamil Paşa Evrakı, 86/7-615 ve BEO., 936-2.
216 BOA., YEE., A/24-VIII-C/24/I32; Sabah, 2269 (10 C. 1313); İkdam, 556 (N. 1313); Saadet, (N. 1314).
217 Sabah, 2509(11 S. 1314).218 BOA., BEO., 936-2.
46
gönderildi. Van ve Bitlis vilâyetlerine219, Manastır İstinaf Mahkemesi Ceza Dairesi Reisi Zühtü ve
Başmüdde-i Umumî Muavinlerinden Selim Hindî220, Erzurum ve Diyarbekir'e, Edirne İstinaf
Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanı Tayyib ve Başmüdde-i Umûmi Muavinlerinden Yorgaki; Sivas ve
Mamuratü'l-aziz'e, Sivas İstinaf Mahkemesi Ceza Dairesi Reisi Raşit ve Aydın vilâyeti Müdde-i Umûmumisi
Dikran Efendiler atandı. Bu müfettişler hazırladıkları raporları üç ayda bir Reform Müfttişliği ile bağlı
bulundukları nezarete göndermekteydiler221.
Reform Müfettişi, 20. ve 21. maddeler gereği olarak hazırladığı, Polis Teşkilâtına ait cetvelleri
de Reform Komisyonuma gönderdi (11 Nisan 1312/1896)222. Bu yeni tertipte Erzurum vilâyetine 18'i
Hırıstiyan 57223, Diyarbekife 66, Mamuratü'l-aziz'e 62, Bitlis'e 87 ve Van'a da 82 polisin tayini uygun
görüldüğü gibi, Sivas vilâyetindeki polis mevcuduna da 37 polis ilâvesi planlanmaktaydı224. Bunun üzerine
durum değerlendirmesi yapan Meclis-i Mahsûs, Diyarbekir, Bitlis ve Mamuratü'l-aziz vilâyetlerinde, polis
mevcudunun artırılmasının bütçeye fazla yük getirdiğine dikkat çekti (28 Ağustos 1312/9 Eylül
1896)225. Diğer memurların tayininde olduğu gibi polislerin atanmasında da nüfus nisbeti esas
alınmaktaydı. Bu arada Erzurum vilâyetinde polislerin tayini işlemi başlatıldığı gibi diğer vilâyetlerde de
teşebbüse geçildi ve vilâyetler ile liva ve kazalarda görevli polislerin maaşları arasında görülen farklılıklar da
giderildi (13 Mart 1313/1897)226.
Jandarma Teşkilâtı ile alâkalı 23. ve 24. maddelerin tatbiki maksadıyla Erzurum, Van, Sivas,
Bitlis. Mamuratü'l-aziz ve Diyarbekir vilâyetlerinde yeniden teşkilâtlanma çalışmalarını başlatıldı.
Müfettişlik,bu konuda yaptıkları ve yapılması gerekli olan hususlar hakkında Islahat Komisyonu ve Seraskerî
ile fikir alış-verişine girişti. Jandarmaların tayin ve görev esaslarının belirlenmesi Hükümet’ten Seraskerî'ye
havale edildi (6 K.Sani 1311/18 Ocak 1895)227. Bu arada Bitlis Jandarma Alayı mensuplarının
219 Tercüman-ı Hakikat, 7 Şubat ve 6 Mart 1313; (Van ve Bitlis vilâyetleri Adliye Müfettişligi'ne 1897 yılında Vincen atanır, aynı yer).220 İkdam, 556; Selim Efendi daha sonra Sivas ve Mamuratü'1-aziz Adliye Mütettişliği'ne. Koçyan Efendi'de Van ve Bitlis vilayetleri Adliye Müfettişliğine atandı (aynı yer); Malumat gazetesi, Van ve Bitlis'e, Suriye ve Beyrut Adliye Müfettişi Tatyos Efendi'nin atandığını yazdı. bk. Malumat, 5 (6 Haziran 1896).221 BOA., YEE., A/25-XVIII-a/25/133; Sabah, 2528 (3 RA. 1314); ikdam, 929 (15 Şubat 1897); Tercüman-ı Hakikat, 5748-545 (30 Nisan 1897); Reform Müfettişi'nin mahkemelerle ilgili görüşleri için bk. Ali Karaca, aynı eser, s. 194-203.222 İÜ..TY., 9040.223 BOA., BEO., 2680-6.224 Tercüman-ı Hakikat, 5805-605.225 BOA., YEE., A/25-X/25/133.226 BOA., BEO., 936-2.227 İÜ., T Y., 9040.
47
disiplinsizliklerinden şikâyetçi olan müfettişe, gereğinin tespiti ve yapılması için yetki verildi.
Jandarmaya kaydedilecek Hırıstiyan miktarı için de nüfus oranı esas alındı228. Yürütülen çalışmalar
neticesinde yeni teşkilât için Erzurum'da 190'ı Hırıstiyan 1091, Sivas'ta 1500, Van'da 420'si Hırıstiyan
1282, Diyarbekir'de ise 1329 mevcutlu alayların teşkili kesinleşti. Müfettişlik, bu alaylardan Sivas'da
bulunanın yirmi bölük, Diyarbekir alayının üç tabur piyade ve ondört bölük süvari ile Mamuratü'l-
aziz'deki alayın 206'sı Hırıstiyan 1272 kişilik bir birlikten oluşturulacağını belirtmekteydi229. Alaylara
kaydedilecek Hırıstiyan oranı ise 1133 mevcutlu alay için Bitlis'te 280, Mamuratü'l-aziz'de 200,
Diyarbekir'de 168, Erzurum'da 207, Sivas'ta 255 ve Van'da da 347 kişi olarak tespit edildi230. Ancak gayr-ı
müslimlerin Jandarma olmayı rağbet etmemeleri sebebiyle: Bitlis'te 162, Mamuratü'l-aziz'de 83,
Diyarbekir'de 144, Sivas'ta 162 ve Erzurum'da da 60 Ermeninin kaydı mümkün oldu. Asayiş görevi
yanında, posta işlerinin sağlanması da jandarmaya havale edildi231.
1313/1897 yılı bütçesine göre mevcut jandarmanın eksiltilmesi gerekirken, yeniden jandarma
tertibi mecburiyetinin ortaya çıkması, bağlayıcı bir karar alınmasını icap ettirmekteydi. Ancak, böyle bir
kararın verilebilmesi 1314/1898 yılı bütçesine bağlıydı (18 K.Evvel 1313/30 Aralık 1897)232.
Köy bekçilerinin tayini ile ilgili 24. maddeye gelince Reform Müfettişi, Köy bekçilerinin tayini
hususunun, yeni kurulmakta olan nahiyelerle doğrudan ilgili olduğunu, Reform Komisyonu'na bildirdiği
gibi, köy bekçileri için ihtiyaç duyulan bir nizamnamenin de hazırlanmasını komisyondan talep etti. Fakat bu
talimatın hazırlanması Hükümetten Müfettiş Şâkir Paşaya havale edildi (l 1/23 Nisan 1312/1896)233. Paşa,
bir taraftan Bitlis, Mamuratü'1-aziz ve Diyarbekir vilâyetlerinde köy bekçilerinin büyük bir kısmımın
geçici olarak görevlendirilmesini başlatırken (3 T.Evvel 1312/14 Ekim 1896)234, diğer taraftan da kendine
havale edilen tüzüğü hazırladı. On beş maddeden oluşan bu nizamnameyi incelenmek üzere Sadaret'e
gönderdi235. Köy bekçilerinin seçimleri ve tayinleri, sayıları, kayıt ve görev alanları, silâh, elbise ve forsları,
228 Aynı yer. 229 Aynı yer230 Mevcutlar ve nispetlerdeki değişiklikler teşkilatın son şeklini almasından önceki tespitlerle ilgilidir bk. BOA., BEO., 2680-6: Meselâ Bitlis'te nüfus oranına göre 295 Hırıstiyarın kaydı gerekirken hesaplamalarda bu sayının 278 olarak tespit edilmesi. Layihanın ilgili maddesine aykırı bulunarak durumun düzeltilmesi Reform Müfettişliği'nden istenmiştir231 Tercüman-ı Hakikat, 5805-605.232 BOA., BEO., 936-2.233 BOA., BEO., 2680-6: İÜ., TY., 9040.234 Sabah, 2728: İkdam, 1059; Tercüman-ı Hakikat, 5805-605.235 BOA., YA.Res., 87-38.
48
maaşları ile görevden azilleri hakkındaki hükümleri kapsayan bu nizamnamenin, birinci ve dördüncü
maddeleri, Dahiliye Nezareti ve Şura-yı Devlet-i Tanzimat'ta bazı değişikliklere uğradı. Silâh ve üniforma
maddesi ise Seraskerî'ye havale edildi. Fakat Seraskerî'den bir cevap alınamaması üzerine, bu meselenin
halli de Şâkir Paşaya bırakıldı ve Nizamnamenin uygulanmasına karar verildi. (7/19 T.Sani 1312/1896)236.
25. ve 26. maddeler ise Hapishaneler ve Tahkikat-ı Evveliye Heyetleri ile ilgili bulunmaktaydı.
Reform Heyeti, daha Erzurum'a gelir gelmez ilk olarak tevkifhane ve hapishanelerin durumları ile
ilgilendi. Hapishanelerin hayat şartlarına uygunluğu kontrol edilerek, yeniden inşa ve tamiratlarına
girişildi. Bu maksatla her kazada fenne aşina mühendis ve doktor bulunamayacağı dikkate alınarak, icap
ettiğinde liva ve kaza merkezlerinde bulunan Belediye Doktorları ile Nafia Mühendislerinden yararlanma
yoluna gidildi237. Erzurum hapishanesinin denetlenmesi esnasında, içerde kalmalarına lüzum bulunmayan
bazı tutukluları salıverdiren Reform Müfettişi, Reform Komisyonu'na gönderdiği yazılarda, hapishane ve
tevkifhanelere dair nizamnamenin, tamamiyle yürürlükte olduğunu bildirdi (26 Mart 1312/7 Nisan 1896). Bu
arada Vilâyât-ı Sitte'deki Hapishaneleri denetleyen Adliye Müfettişleri238 ve Reformu Teftiş Heyeti hazırladığı
raporları Adliye Nezareti vasıtasıyle Reform Komisyonu'na göndermekteydi. İstanbul'da ise hapishanelerin
ıslahı çalışmalarına yön vermek için Dahiliye ve Zabıta Nezareti ile Mekâtib-i Askeriye'ye, Zabtiye
Dairesi'nde bir komisyon kurmaları görev verildi (4/16 K.Evvel 1313/1897)239.
Vilâyât-ı Sitte'de vilâyet ve liva merkezlerinde kurulacak olan Tahkikat-i Evveliye Heyetleri240 ile
ilgili olarak da müfettiş, bu heyetlerin lüzumuna temas etmekle birlikte, Polisin yeniden düzenlenmesi
hâlinde, bunlara gerek kalmayacağı fikrinde bulunduğunu Reform Komisyonu'na bildirmiş, fakat bu
görüşleri pek dikkate alınmamıştı (l 1/23 Nisan 1311/1895)241.
Reform Heyeti, aşiret ve Kürtlerin denetimi ile ilgili hususları belirleyen 27. maddenin
uygulanması hakkında, Hükümet'e gönderdiği arzında, bu maddenin tatbiki esnasında, aşiretlerin hayat
şartları gereği, mecbur bulundukları yaylalara çıkış ve inişlerinin dikkate alınmasına özellikle dikkat
çekildi. Bu maddenin uygulanması daha çok Adliye ve Zabtiye Nezareti ile Seraskerîye'yi
236 BOA., aynı yer.237 Sabah, 2869 (22 C. 1315).238 Sabah, 2501 (4 S. 1314).239 BOA., BEO., 936-2.240 BOA., YA.Res., 95-25; (Tahkikat-ı Evveliye Hey'eti'nin görevlerine dair dokuz maddelik bir talimat
hazırlanır. 22 Mayıs 1313/3 Haziran 1897. Bk. Aynı yer.)241 İÜ., TY.,9040.
49
ilgilendirmekteydi (l 1/23 Nisan 1312/1896)242.
Hamidiye Alayları nın disiplini ve tanzimini konu edinen 28 maddeye istinaden de Reform
Müfettişi ve IV. Ordu Komutanı Zeki Paşa müşterek çalışarak, Hamidiye Hafif Süvari Alaylarının
teşkilât243 ve disiplinlerini yeniden düzenleyen bir nizamname hazırladılar244. Bu çalışma esnasında, yeni şartlar
ile alaylarla ilgili kanunnamelerden doğan sonuçlar da dikkate alınarak, Hamidiye Alayları’nın
teşkilâtlanmalarında bazı değişiklikler yapıldı245. Reform Müfettişliği'nin yürüttüğü bu denetlemeden başka,
İstanbul'dan da Hamidiye Alaylarını teftiş için bazı heyetler gönderilmekteydi246.
29. maddenin kapsamı içine giren Senedât-ı Hakaniye / Tapu probleminin halledilmesi gayesiyle,
vilâyetlere gönderilmesi kararlaştırılan komisyonlardan başka Reform Müfetişliği de, Vilâyât-ı Sitte’de emlâk
senedâtını kontrolü maksadiyle komisyonlar kurdurdu247. Bu komisyonlara verilecek talimatın hazırlanma işi
ise Defter-i Hakanî Nezareti'ne havale edildi (22 K.Sani 1311/3 Şubat 1896). Nezaretin hazırladığı tüzükler
ilgili yerlere gönderildi. Fakat kurulan komisyonların bir iş yapamadıkları, zira işlem yaptırmak için
başvuran bulunmadığı, Müfettiş tarafından Hükümete bildirildi (30 Mart 1312/11 Nisan 1896)248. Yapılan
işlemlerden ise, bazı vilayetlerde komisyonlar hakkındaki kararların yanlış yorumlandığı anlaşılıyordu.
Senedât-ı Hakanî meselesi ile yakından alâkalı olan, vergi tahsili işini düzenleyen 30. madde
çerçevesinde yürütülen çalışmalar, daha adaletli vergi toplanmasına yönelikti. Bu doğrultuda hareket eden
Reform Müfettişi, öncelikle vergi memurlarının yetersizliği sebebiyle, vergi tahsili işlerinde istihdam
edilen Jandarmaların aslî görevleri dışında kullanılmalarda karşı çıkarak, bu durumu Hükümet'e iletti (11
/ 23 Nisan 1312/1896)249. Bu arada Reform Komisyonu Müfettişten, Tahsildarların yetkilerini belirleyen
kararların uygulanması ile ilgili denetimlerine devam etmesini istedi250. Bu denetimlerle birlikte, yeni tahsildar
teşkilâtı kurma işi de yürütülmekteydi. Bu maksatla hazırlanan cetvellerde, vergi toplama görevi yalnızca
242 İÜ., aynı yer.243 Hamidiye Hafif Süvari Alayları’nın teşkili için bk. Ali Karaca, aynı eser, s. 173-182 ve “Hamidiye Hafif Süvari Alayları Hakkında Bazı Tespitler (l 890-1900)", Prof. Hakkı Dursun Yıldı: Armağanı, İstanbul 1995, s. 309-318.244 BOA., YEE., 31/76-35/76/81.245 BOA., YEE., 31/76-114/76/139; YA.Res.,. 76-35.246 İkdam, 668 (17 Z. 1313): Burda isimler mevcut; Sabah, 2498. 1. S. 1314.247 BOA., BEO., 2680-6.248 İÜ., TY., 9040.249 Aynı yer.250 BOA., BEO., 2680-6.
50
Vergi Memurlarına bırakıldığı251 gibi yapılan çalışmalar sonunda252 Erzurum'da 88, Diyarbekir’de 97, Sivas'ta
155, Bitlis'te 81, Mamuratü'l-aziz'de 88 ve Van'da da 68 kişiden oluşan yeni teşkilâtlar kurulması
kararlaştırıldı. Bu teşkilâtta Hırıstiyanlar da nüfus oranına göre yer alacaktı253.
Reform Müfettişi'nin en fazla mesai harcadığı konulardan biri de yine vergiyle alâkalı olan 31.
maddeydi. Reform Komisyonu bu maddenin en iyi şekilde tatbiki için bir taraftan Maliye Nezareti'nin
dikkatini çekerken, diğer yandan da Aşar Nizamnamesi ve Reform Projesi hükümlerinin Vilâyât-ı Sitte'de
eksiksiz olarak uygulanmasını istemekteydi (26 Mart 1312/7 Nisan 1896). Aşara tâbi arazinin , tarım aletleri
ve çift hayvanları ile tohumluklarının satışlarını yasaklayan fıkranın, tamamiyle yürürlükte tutulması ve
denetlenmesi görevi Adliye Müfettişleri'ne verildi.
Müfettiş ise vergi ile ilgili hükümlerin tatbikinin ısrarla takip edildiğini, ancak mevcut vergileme
sisteminden ahâlinin çok şikâyetçi olduğunu, bu nedenle aşar vergisinin köy köy müzayedesinden
vazgeçilerek, mukataa-ı zemin tarzında toplanmasının daha uygun olacağın Hükümet'e bildirdi (11 Nisan
1896). Reform Müfettişi, Reform Komisyonu'nun karşı çıkmasına rağmen, düşündüğü sistemi Vilâyât-ı
Sitte'nin bazı yerlerinde uygulamaya koydu254. Fakat mukata'a-i zemin usulü tamamen hayata
geçirelemediği gibi, aşarın köy köy ihalesi uygulaması da yürürlükte kaldı (24 Haziran 1313/8 Temmuz
1897)255. Bu çalışmalar esnasında angarya usûlü de yürürlükten kaldırıldı. Mevcut vergi sisteminin
muhakkak değişmesi gerektiğine inanan Reform Müfettişi Şâkir Paşa, bu husustaki fikrinde ısrar ettiği
gibi 1899 yılına kadar da meseleyi, Reform Komisyonu ve Maliye Nezareti ile yaptığı yazışmalarla
sürekli gündemde tuttu256.
Bütün bu uygulamaları takip edecek ve Vilâyât-ı Sitte de reformu uygulatacak olan Genel
Müfettiş ile Teftiş Heyeti'nin göreve başlamasıyla da, bu husustaki 32. madde uygulamaya girmiş oldu.
Yine bu madde cümlesinden olarak İstanbul'da bir Islahat Komisyonu oluşturulmuştu. Reform hükümlerinin
hayata geçirilmesi ile bu Reform Komisyonun fonksiyonu da sona erecekti257.
251 BOA., YEE., A/23-1/23/132.252 BOA., YEE., A/25-VII/25/133.253 Tercüman-ı Hakikat, 5805-605.254 BOA.. YEE.. A/2l-I-a/21/131; A/21-H-C/21/131 ve A/25-VII/25/I33.255 BOA.. 25-VII.
256 BOA., 21-I-a; Reform Müfettişi'nin vergi sistem ne dair teklifleri için bk. Ali Karaca, aynı eser, s. 190-194.
257 İÜ., TY., 9040.
51
Yapılan ve yapılmakta olan bütün bu teşkilât ve tertibatlar için lâzım gelen fazla harcamaların
karşılanabilmesi meselesi, Hükümeti çareler aramaya itti. Bu maksatla söz konusu masraflara karşılık olmak
üzere, alınacak tedbirler için neler yapılabileceği hususunda, Reform Genel Müfettişi'nden olduğu gibi
Hicaz'dan başka bütün vilâyet valilerinden de görüş istendi (19 kasım 1896)258.
Devletin, malî bakımdan çok zor şartlar altında259, bir reform ve reformu denetlemeyi uygulamaya
koyduğu böyle bir zamanda, çok olumsuz bir gelişme daha oldu. 17 Nisan 1897 Cumartesi tarihinde
Osmanlı-Yunan savaşı patlak verdi260. Bu savaşın başlaması, Reform Meselesine yönelmiş olan
dikkatleri başka tarafa çekmekle kalmayıp, zaten arzulanan reformu yapmak için yeterli olmayan malî
kaynakların, büyük oranda kısılmasına neden oldu. Savaş giderleri için Devlet, 4 milyon lira
sarfetmek zorunda kaldı. Fakat savaşa rağmen reform çalışmaları sürdürüldüyse de, projenin istenilen hedefe
ulaştırılması açısından önemli bir engelle karşılaşılıp, bir malî müzayaka ile de karşı karşıya gelindi261.
Buraya kadar gösterildiği üzere, eksiksiz olmasa da imkânlar dahilinde uygulamaya konulan Anadolu
Reformu Projesi'nin icracısı Reform Genel Müfettişi Şâkir Paşanın ölümünden sonra, dört ay daha Samsun'da
kalan Teftiş Heyeti, Dahiliye Nezareti'ne gönderdiği istidasında; Reform programının çoktan beri mevki-i
tatbike konulduğunu, devre-i teftişin sona erdiği ve bu denetimin beş yıl sürdüğünü belirtmekteydi (25 Mart
1900) 262 . Dahiliye Nezareti ise Sadaret'e gönderdiği arzında, ıslahat kararlarını teftişle görevli olan Şâkir Paşanın,
Anadolu vilâyetlerinin her tarafını gezip dolaşarak ıslahatı teftiş çalışmalarını tamamladığını, bu sırada ölümü
üzerine, Teftiş Heyeti'nin de yapacağı bir iş kalmaması sebebiyle, İstanbul'a dönmelerinin yerinde olacağı
bildirilmekteydi (20 Mart 1316/2 Nisan 1900)263. Sadrazam'ın aynı yoldaki tezkeresi üzerine (14 Nisan) II.
258 BOA., YEE., A/24-XIII/l4/132.
259 BOA., YA. Res., 87-7: (Açıkla kapatılan 1306/1890 senesi bütçesinden sonra, merkez dairelere ayrılan tahsisat gittikçe artarak, bütçenin açığı 2.068.000 lira gibi mühim bir miktara ulaştı. Ama 1312/1896 yılı Şubatında maaşlardan % 10 ve masraflardan % 15 indirim yapıldığı gibi, aşar ve ağnam varidatına yapılan zamla elde edilen 400 bin liradan başka. II. Abdülhamid'in 86 bin lira ihsanı ve her çeşit masraf-ı gayr-ı muntazamanın yasaklanması ile denk bir bütçe yapılması yoluna gidildi. Buna göre; varidât-ı umûmî 18.411.323 lira. masârafat-ı umûmî ise 18.398.557 lira olarak gerçekleşti. Detay için bk. YA. Res., 87-7.
260 Vecihi ve Rüfekası, aynı eser, s. 177-186; Ayrıca savaş için bk. Tercüman, 17 ve 20, 27 Abril ve 18 Mayıs 1897: (İsmail Gaspıralı'nın yayınladığı gazetedir.)
261 Savaştan dolayı meydana gelen masraflar sebebiyle denk bağlanan bütçenin dengesi bozuldu. 1313/1897 bütçesinde gelir olarak gösterilen 18.500.000 liranın 8.100.000 lirasının bazı borçlar karşılığı olarak Duyıun-ı Umûmiyye'ye bağlı olması ve merkez dairelerin masraflarına bağlanması, savaş harcamalarının, geri kalan 10 milyondan sarfını zaruri kılmaktaydı. Yapılan bütün harcamalardan sonra ise bütçede yalnız 70 bin lira kaldığı görüldü. Halbuki sadece merkez dairelerin senelik masrafı 800 bin liraya ulaşmaktaydı, bk. YA. Res., 88-4.262 BOA., İD. 1317, 36: (Müfettiş Muavini Mavro kordato Dimitri ile l, ve 2. memurlar Hüseyin Hasib ve Ali Daniş'in mühürlerini havî. Aynı dosyada).263 BOA., aynı yer.
52
Abdulhamid, Anadolu Islahatını Teftiş Heyeti'nin görevinin sona erdiğine dair bir irade verdi (19 Z. 1317/6
Nisan 1316/18 Nisan 1900) 264 . Böylece, 24 Ağustos 1895 tarihinde başlayan ve ilk devresi (23 B. 1314/17
K.Evvel 1312/29 Aralık 1896) de tamamlanan265 Reformu kontrol ve uygulama çalışmaları sona ermiş oluyordu.
II. B Ö L Ü M
4 ERMENİ REFORMU MESELESİ'NİN ÖRTÜLÜ BİR İŞGALE DÖNÜŞMESİ VE AVRUPALI REFORM GENEL
MÜFETTİŞLERİ (1909-1915)
Vilâyât-ı Sitte (altı vilâyet) de reformların uygulamaya konulmasını takiben, bütün Osmanlı
vilâyetlerini içine alacak şekilde bir reform çalışması da gündeme alındı. II. Abdulhamid'in bu yoldaki direktifiyle
oluşturulan Meclis-i Mahsûs-ı Vükelâ tarafından, Hicaz vilâyeti hariç diğer bütü vilâyetlerde uygulanmak
üzere, 32 maddelik projenin, Vilâyât-ı Sitte'nin mahallî özelliklerinden kaynaklanan maddeleri ayıklanıp,
22 maddelik yeni bir Reform Projesi hâline getirildi (19 CA. 1314/26 Ekim 1896)266.
Bu reformun uygulanması görevi ise daha önce de bahsi geçen, Dahiliye Nazırı Memduh
Paşa başkanlığında çalışan Tesri-i Muamelât Komisyonuna verildi. Pilot bölge olarak Aydın vilâyeti
seçildi. 15 Kasım 1897 ye gelindiğinde, bu reforma dayanarak Vali Muavinleri, Adliye Müfettişleri
ve Polis Teşkilâtı ile ilgili hükümler hayata geçirildi. Diğer hükümlerle ilgili çalışmalar ise
sürdürülmekteydi. Yapılanların basın yoluyla duyurulduğu görülüyor. Bu duyurunun yapılmasının
biraz da Avrupa'dan yeni bir dış borç alınmasına yönelik olduğu ve fikrin İtalya Hariciye Nazırı'na
ait olduğu anlaşılmaktadır.
Söz konusu Reform Projesi'nin uygulanması esnasında her vilâyet için yüklü harcamalar
gerektiren Nahiye ve Polis Teşkilâtlanın düzenlenmesi ile Hapishane ve Tutukevlerinin fiziki
264 BOA., aynı yer.
265 258 BOA., YEE., 31/76-25/76/81; İkinci devre ise 23 Ocak 1898 tarihinde sona erdi bk. YEE.. A/24-
XIII/24/132.266 BOA., BEO., Islahat-ı Umumiye Defteri (IU), 936/2 ve YA.Res., 82/36: " Hicaz vilayel-i celilesiyle. zaten ıslahı takarrür etmiş olan Vilayât-ı Sitte-i malûmenin gayrı vilayât-ı şahanece mevki-i icraya vazı hususuna Encümen ve Meclis-i Mahsus-ı Vükela kararıyla bil istizan irade-i seniyye-i hazret-i mülûkâneleri bııyurulmuş ve 19 CA. 1314 tarihinde temamen. Dahiliye Nazareti'ne ve mevadd-ı miiteallikası 16 CA. 1314 tarihinde Adliye, Maliye. Nafıa, Maarif, Zabtiye, Defter-i Hakani, Posta ve Telgraf Nazareti, Rusumât Emaneti ile Seraskeriye'ye tebliğ edilmiş olan..."
53
iyileştirmesine yönelik inşaat ve tamir masrafı tutarı belirlenerek, 1898 yılı bütçesine konulması
yönünde hazırlıklar yapıldı. Buna göre:
Dahiliye'ye: 17 785 063 kuruş (Hapishane ve Nahiye Müdürlükleri için),
Zabtiye'ye: 5 703 828 kuruş (Polis Teşkilâtı için),
Maliye'ye: 2712 519 kuruş ( Nahiye Teşkilâtı için).
Toplam: 26 201 410 kuruşluk bir bütçe öngörülmekteydi267.
Bu esnada Osmanlı - Yunan savaşının patlak vermesi reform uygulamasının sekteye
uğramasına yolaçtı. Fakat bütün olumsuzluklara rağmen 2 Ağustos 1900'e gelindiğinde, reformun
uygulanılmasnın sona erdirildiğine dair bir iradenin verilmediği anlaşılmaktadır268.
II. Meşrutiyet döneminin başlaması ve II. Abdulhamid'in yönetimden uzaklaştırılmasından
sonra (1909), Avrupalı devletlerin Vilâyât-ı Sitte için reform istekleri yeniden gündeme geldi. Bu
tarihte Trabzon, Erzurum, Van, Sivas, Diyarbekir, Mamüratülaziz ve Bitlis vilâyetlerinde, idarenin
kontrolü ve kanunların işlerlik kazanması ile asayişin sağlanması için Galip Bey, Mustafa Zihni
Bey, Babekyan Efendi (Ermeni ve Meclis-i Mebusan Üyesi ), Erkân-ı Harp Kaymakam Cemâl ve
Binbaşı Zeki Beylerden oluşan bir Heyet-i Mahsûs-ı Islahiye'nin görevlendirildiği ve reforma dair
29 maddelik bir projenin kendilerine verildiği görülüyor. Bu konuda Avrupalı müfettişlerin
görevlendirilmesi fikrinin benimsendiği de anlaşılıyor269.
4. 1. Avrupalı Reform Müfettişleri dönemi ve bir örtülü işgal plânı
4. 1. 1 Örtülü işgal için dayatılan Reform Projesi
1914 senesine gelindiğinde idarî sahalarda ve teftiş işlerinde görevlendirilmek üzere
Hükümet, Avrupa’dan bazı danışman ve uzmanlar getirmiş bulunmaktaydı. Bunlardan İngiliz
267 BOA., DUİT., 74-2/2-52. 268 BOA., DUİT., aynı yer.
269 BOA., YEE., 13/112-35/112/6.
54
Jandarma Yüzbaşısı Deyvis Bey Mülkiye Müfettişi270, Gravil Bey Teftişiyye-i Mülkiye Müdürü271,
İngiliz hukukçu Klark, Adliye Nezareti Heyet-i Teftişiyyesi Başkanı,272 Henry Bey ise Maliye
Nezareti Müdür-i Umumisi olarak tayin edildiler.
İdarî birimlerde Avrupalı memurların görevlendirilmesi, 1878 tarihinden beri başta İngiltere
olmak üzere, Avrupalı devletlerin reform politikalarının başta gelen şartlarından birinin kabul
ettirilmesi manasına gelmekteydi. Reform konusunda, yine Avrupalı devletlerin çok
mühimsedikleri, Avrupalı bir Reform Genel Valisi veya Genel Müfettişi atanması maddesinin kabul
edilmesi ise, reformun bütün yönleriyle ve doğrudan Avrupalıların kontrolüne girmesi demek
olacaktı.
Yukarıda dikkat çekildiği üzere, İttihat ve Terakki Hükümeti, Balkan savaşından önce de,
Vilâyât-ı Sitte ve hasseten Ermeniler için bir Reform Projesi'ni hayata geçirme çalışmalarına başladı.
Bu çerçevede Hükümet'in politikası, Ermeni Komitelerinin bu konudaki görüşlerinin alınması ve
yapacağı yeni düzenlemelerde onların isteklerinin karşılaması biçiminde ortaya çıktı. İttihat ve
Terakkicilerin Ermenilere, hatta İhtilâlci Ermeni Komitelerine sempatiyle yaklaşımı, daha II.
Abdulhamid döneminde, onun yönetimine karşı eylem yapma yönünde işbirliğine girme
gayretleriyle273 kendini gösteriyordu. Yine bu politika gereği olarak Hükümet, Taşnak Komitesi'ne,
ırklardan oluşan cemaatlerin her birinin kendi değerlerini ve özelliklerini koruyacakları prensibini
benimsediğini bildirdi. Onlardan, sadece ortak bir payda olan Osmanlılık milleti anlayışıyla, ortak
vatanlarının çıkarlarıyla uyum isteyen bir programa katılmalarını teklif etti. Onların görünürdeki
olumlu cevaplan üzerine, İttihat ve Terakki ile Komite arasında bir ittifak yapıldı274.
İttihat ve Terakki'nin bu politikasının bir gereği olarak Meclis-i Mebusan ve Meclis-i
Ayan'da Ermenilere, ülkedeki nüfus oranlarının çok üstünde üyelik verildi. Taşnak İhtilâlci Ermeni
Komitesine varlığını ve dış ülkelerdeki teşkilâtlarını koruma hakkı tanındı. Hatta Rus vatandaşı
270 BOA., Dahiliye Kalem-i Mahsus (DH. KMS), 5-28, lef 4. (18 K.Evvel 1329); 1915 savaşından sonra generalliğe terfi edip Kudüs vali muavinliğine atanmıştır. Türkçe’yi çok iyi bilmekleydi, bk. Hüseyin Kazım Kadri, Meşrutiyetten Cumhuriyete Anılanın, hzr. İsmail Kara, İstanbul 1991, s. 148,271 BOA., DUİT., 74-2/2-56 :(Islahat-ı Maliye Komisyonu Üyesi. İradesi. 28 L. I332/ 19 Eylül 1914)272 BOA., DUİT., aynı yer: (İradesi. 15 C. 1332/11 Nisan 1914)
273 BOA., İrade-Hususi 1318 Z. 8: Ermeni ve Makedonyalılardan mürekkep genel bir kongrenin teşkili için
Genç Türkler tarafından, Mahmut Paşa'dan istekte bulunulduğuna dair Ruter Ajansının haberi. 13 Mart 1316/
26 Mart 1900.274 Ahmet Rüstem Bey, aynı ese,r.s.37-38
55
İhtilâlci Ermenilere dahi Türkiye'ye dönme izni verildi. Yine İttihat ve Terakki bu ittifaka verdiği
değeri göstermek için, 12 Nisan 1909'da Adana'da Komitelerin kışkırtma ve planlamasıyla meydana
gelen olaylar sonunda, bölgeye bir soruşturma komisyonu gönderdi. Hükümet, bu komisyona,
Ermenileri öldürdükleri kanaatine vardığı pek çok Müslümanı astırırken, aynı derecede suçlu olan
Ermenilere hiçbir ceza verdirmedi275. Sadece bu uygulama dahi Hükümet’in, Ermenileri kazanmak
için Komitelere izahı zor birçok taviz vermede ne kadar ileri gittiğini göstermektedir. İttihat ve
Terakki Ermenilere karşı böyle bir tutum sergilerken, aynı Taşnak Komitesi, Rusya’yla Osmanlı
Devleti aleyhine gizli anlaşma yapmaktan geri durmamıştı.
Hükümet, 1912 sonrası ortaya çıkan gelişmeler üzerine ve Avrupalı devletlerin bir kez daha
müdahâlelerine meydan vermemek için. Reform işini yeniden ele aldı. Doğu vilâyetlerinde asayiş,
sükunet ve refahı sağlayacak bir projenin oluşturulması maksadıyla İngiltere'ye bir teklif götürüldü.
Zira İttihat ve Terakki Hükümeti, bu reformu İngiliz uzmanlara bırakmayı plânlıyordu. Teklifinde,
İngiliz Hükümeti'nin uygun bir memurunu Genel Müfettiş olarak atamasını istedi. Bu müfettişin
gerekli gördüğü diğer uzmanlarla gelerek. Doğu vilâyetlerinde yapacağı inceleme sonunda,
hazırlayacağı Reform Projesi’nin kabul edilerek uygulamaya konulacağını bildirmekteydi276. İngiliz
Hükümeti, bu teklifi önce benimseyerek, müfettişlik görevi için Lord Milner'in seçildiğini bildirdi.
Fakat daha sonra Rusya'nın baskısı veya aralarındaki gizli anlaşma gereği bundan vazgeçtiği gibi,
söz konusu Reform Projesini hazırlama işini de Rusya'ya bıraktı (12 Kasım 1912)277.
Bu gelişmeler olurken gündemdeki çalışmaları, Hükümet'in kendi Reform Projesi'ni
uygulamak istediği biçiminde değerlendiren Ermeni Komiteleri, programı kabul etmeyeceklerini
bildirdiler. Savaş sonrası şartların doğurduğu fırsatlardan da yararlanacakları ümidiyle, Avrupalı
büyük devletler tarafından ki; hasseten Rusya kast ediliyor olmalı, bir başka Reform Projesi'nin
hazırlanmasını isteyerek uzlaşmaz bir tavır içine girdiler278.
İngiltere'nin reform işini Rusya'ya havale etmesinden sonra, Temmuz 1329/1913 tarihinde,
Rusya başta olmak üzere Almanya, İngiltere ve Fransa, Hükümet'e başvurarak, Ermenilerin esas
olarak alındığı bu reform için, Vilâyât-ı Site (Van, Erzurum, Bitlis, Sivas, Diyarbekir ve
275 Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s.43.
276 BAO., Hariciye Siyasi Evrak (HR.SYS), 2284/2, lef 39; Osmanlı Mebusan Meclisi Reisi Halil Menteşe 'nin Anıları, hzr. İsmail Arar, İstanbul 1986, s. 168.277 Halil Menteşe, aynı eser, s. 169.
278 Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s.57; Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Ankara 2001, s.33.
56
Mamüretilaziz)'nin birleştirilerek yönetimine bir Genel Vali'nin getirilmesi, bu altı vilâyetin bir
Genel Meclisi'nin oluşturulması, bu meclis üyelerinin yarısının Hırıstiyan olmasını ve Müfettişlerle
idare arasında bir anlaşmazlık çıkması hâlinde, büyük elçilerin hakemlik yapmasını, ayrıca
konsolosların reformların uygulanışını kontrol etmesinin kabulünü ısrarla teklif etmekteydiler279. Bu
konudaki görüşmeler altı ay kadar sürdü. Söz konusu tekliflerin Avrupalı devletler arasında
imzalanan İtilâfname'den kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görüşmelerin başlangıcında, Almaya'nın
isteği üzerine, altı Avrupalı devletin büyük elçileri, kurulacak bir komisyonda bu proje üzerinde
yeniden görüşme kararı aldılar. Bu sırada Osmanlı Hükümeti, Osmanlı ülkesinin altı idarî kışıma
ayrılarak, her birine bir Genel Müfettiş atanacağına dair, Vilâyet Kanunu'na eklenen ve tadil edilen
kararnameyi sefaretlere tebliğ etti. Fakat Rusya'nın itirazı üzerine görüşmeye konulmadı280. Bu
esnada İttihat ve Terakki Hükümeti'nin. ihtilâlci Ermeni Taşnaksutyun Komitesi temsilcileriyle,
Doğu illerinde yapılacak olan söz konusu düzenlemeler için doğrudan görüşme yaptığı
anlaşılmaktadır. Komitenin bu davranışına karşı Rusya'nın kışkırtmasıyla, Tiflis'teki Ermeni basını
ve Ermeni çevrelerce tepkiler yükseldi281.
Avrupaca takip edilen politika ve atanacak Reform Müfettişleri için, Rusya Duması üyesi
Milyekof şöyle demekteydi: "...Eğer Müfettiş-i Umûmiler birer Osmanlı memuru îse onların
üzerlerine de Avrupa kontrolörleri lâzımdır. Yani kontrol üzerine kontrol vaz eylemek. Bu hâl,
Makedonya Müfettiş-i Umûmisi meşhur Hilmi Paşanın maruz kaldığı hâle döndürülecektir.
Avrupa'nın emriyle Türkiye evvelâ Mülkiye Müfettişleri'ni kabul etti. Mütaakiben Jandarmanın
reformu için Avrupalı subaylara razı oldu. Ve nihayet Avrupalıların Mahkemeler üzerinde murakabe
etmeye başladıkları sırada Jön Türkler'in darbe-i hükümeti (1909) meydana geldi (3 Temmuz
1914)”282.
Altı ay süren pazarlık sonunda hazırlanan Reform Projesi'ne göre Hükümet; söz konusu olan
vilâyetlere atanacak Avrupalı Genel Müfettişlerin, idarede ihtisas kazanmış kimselerden olması ve
279 BOA., DU. KMS., 2-27 5, lef 4.; Halil Menteşe bu tekliflerin Hükümet'in Ermeni erkâmıyla görüşmesi sonrası hazırlandığını kaydetmektedir, bk. Halil Menteşe, aynı eser, s. 167-172.280 Halil Menteşe, aynı eser, s. 172.
281 Vilayât-ı Şarkiyye'nin ıslahı meselesi için Taşnaksutyun Komitesi'nin Hükümetle doğrudan temasa geçmesi üzerine bunu kendi çıkarları aleyhine bulan Rusya'nın planlamasıyla Tiflis Ermeni basını ve Zarifyan gibi bazı tüccarlar Taşnaksutyun'un bu davranışı aleyhinde sürekli yazmaya ve Rusya Devletinin Emenilerin gelecekleri ile ilgili büyük çabalar gösterdiği şu sırada. Komitenin tutumunun Ermeni millî çıkarlarına zarar verdiği tezini işlemeye başlar. Fakat Komitenin bu hususta kendilerine verdiği izahat üzerine tatmin oldukları anlamıyor.Bk. DH.KMS., 2-2/5.282 BOA., DH. KMS., aynı yer, lef 28.
57
bu müfettişlerin valiler hariç, yönetimde kötü hâli görülen memurları azil ve yerlerine uygun
olanların atanması yetkisine sahip bulunmalarını kabul etti. Altı vilâyetin birleştirilmesi ve buraya
dair bir Genel Meclisin oluşturulması isteği ise geçersiz kılındı. Ayrıca her vilâyetin genel meclisi
üyelerinin nisbî temsil esasına göre seçilmesi, yeni sayıma kadar Van ve Bitlis vilâyetlerinin meclis
üyelerinin yarısının Hristiyan, yarısının ise Müslüman olması esası benimsendi. Bununla birlikte
Avrupalı devletler, Erzurum'da da meclis üyelerinin yarı yarıya olması ve diğer üç vilâyette ise
üyelerin üçte birinin Hristiyanlardan seçilmesi yönünde baskı yapıyorlardı283.
Bu süreç sonunda Reform Projesi ve uygulama şartları özü itibariyle kabul edilmişti. Bu
şartlardan en ağır olanı, Osmanlı Hükümeti'ni, Doğu vilâyetlerinin idaresinin başına yabancı Genel
Müfettişler tayinine zorlayanıydı. Bu müfettişler Avrupalı müdaheleci devletlerin hazırladığı
listeden seçilecekti. "Böylece Hükümet'in tam bir samimiyet içinde düşünüp, hazırladığı gönüllü bir
proje ve hareket, onun bağımsızlığına yeni kısıtlamalar getiren uluslararası bir zorlamaya"284 ve bir
çeşit örtülü işgal plânına dönüştü.
Avrupalı müfettişlerin atanmaları ve kendilerine verilen yetkiler ile yeni düzenlemeler
hususunda, Rus basınında bazı görüşler yer aldı: Rusya diplomasisinin bu konuyu gündeme getirme
ve ilk şartlarının kabul ettirilmesinde başarılı olduğu fakat sonradan kontrolü kaçırdığı yönünde,
Mösyü Milyokof imzasıyla çıkan yazılarda285: "Rusya Devleti nasıl oldu da İtilâfnâmenin tağyirine
ses çıkarmadı? Rusya sefiri İstanbul'da Ta'lîmât tertîb ve ihzar olunduğundan haberdar mı idi?"
şeklinde ifadeler kullanıyor ve Talat Bey hükümetini koruma yönünde yeni bazı anlaşmaların
yapıldığını, bunun ise; "Anadolu 'da tabiî dostlarımız olup yakın zamanda tamâmiyle tarafımıza celb
ettiğimiz anâsırı kendi hâline terk etmeği icâb ettirecek derecede ilerletilmiş bulunması kabil
değildir." diyerek endişesini dile getiriyordu.
Hükümet ise, bu teklifleri kabul ederken, diğer taraftan hâlâ sonunda bu hususların
hükümsüz kalacağı ve yalnızca Hükümet'in yapmayı plânladığı reforma dair, ilgili devletlere bilgi
verilmekle yetinileceği ümit ve niyetini taşıyor, hatta bu yolda altı vilâyetin valilerine gizli olarak
bilgi veriyordu (25 Ekim 1913).
283 10 T. Evvel 1329 / 23 Ekim 1913 tarihinde Hükümet. Van valiliğine gönderdiği bir telgrafla: "...Ermeni işi hakkında bir teklif vuku muhtemel bulunmuş ise de bunu Hükümet katiyyen red kararı vermiştir. Yerli olmak üzere bir Müfettiş-i Umumilik Teşkilatının hemen tatbiki ve evvelce bildirildigi vecihle mühim miktarda jandarma istihdamı ve karakollar tesisiyle telefonla yekdiğerine rabtı gibi tedâbire şimdiden tevvessül edilecektir." Aynı yer, lef 1/1.284 Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s.57-58.285 BOA., DH. KMS., 2-2/5, lef 29: 19 Haziran ve 3 Temmuz tarihli Reç gazetesi.
58
4. 2. Avrupalı Reform Genel Müfettişleri
Bahsi geçen 26 Ocak 1914 tarihli İtilâfnameye göre, başta Rusya olmak üzere Avrupa
devletleri, Ermeni bölgeleri olarak addettikleri yerlerde, Osmanlı yönetimini kontrol etmek üzere
geniş bir hukuk elde etmekteydi. Bunun için. Avrupa kontrolünün temsilcileri yine bu devletler
tarafından gösterilecek namzedler arasından Osmanlı Hükümetince atanacak iki müfettiş olacaktı.
Bu Reform Müfettişleri Osmanlı Devleti'nin memurları değil bütün Avrupa'nın temsilci ve
kontrolörü olacaktı. Ayrıca bu itilâfnâme, Osmanlı Hükümeti'ni Reform Müfettişliği makamının boş
kalması hâlinde, on sene müddetle yeniden Avrupalı devletlerin görüşü ile aday seçimini kabule
mecbur ediyordu286.
Hükümet'in tavır ve tasavvuruna rağmen, 2 Temmuz 1914 tarihinde Van, Bitlis,
Mamüratülaziz ve Diyarbekir vilâyeti Reform Genel Müfettişliği'ne Norveçli Hoff; Trabzon,
Erzurum ve Sivas vilâyeti Reform Genel Müfettişliği'ne Hollandalı Westenen atandı287. Osmanlı
Hiikümeti'nden maaş alacak olan bu müfettişlere verilmek üzere 23 maddelik bir Talimatname
hazırlandı ( 23 Mayıs 1914). Buna göre, altı vilâyetin idarî, adlî, malî konularla ilgili bütün
dairelerini denetleyebilecek, valiler dışında diğer bütün memurları gerekli gördükleri takdirde işten
el çektirip, yerlerine atamalar yapabileceklerdi288. Talimatnamenin 23. maddesine göre emirleri
altında reformu teftiş işinde yardımcı olacak başka memurlar bulunacaktı289.
Bu memurlar:
1- Başkâtip ile yeterli sayıda Müsvedd, mübeyyiz ve kâtip,
2- Birer Mülkiye290, Polis ve Jandarma Müfettişi,
3- Bir Adliye Müfettişi,
4-Bir Maarif Müfettişi,
286 BOA., DH. KMS., 2-2/5.287 BOA., DUİT., 74-2/2-55: Her ikisinede bâlâ rütbesi verildi: Mec!is-i Vükela Mazbatası (MV). 195/144: Reform Müfettişleri ile nıaiyyetlerinin maaş ve harcırah masrafı kararı; DH. KMS., 2-2/5. lef 20:" Westenen ve Hoff un Vilayât-ı Şarkıyye Müfettişliği Umumiligi'ne tayini takarrür etmiştir. Mumâileyhumanın hayırhah ve namuskâr ve sahib-i iktidardan bulunduklarına kanaat hasıl oldu.”288 Diğer görevliler için bk. DH. KMS., 21-1/38.289 Görevliler için bk. DH. KMS., 63/68.290 Umur-ı Mülkiye Müfettişleri Nizamnamesi (dokuz maddelik) bk. DH. KMS., 5/28.
59
5- Bir Ziraat Müfettişi (Osmanlı veya Avrupalı olacak. Bir Ermeni atanmıştır),
6- Avrupalı Jandarma subaylarından atanacak bir Emir Subayı,
7- Bir Nafia Müfettişi,
8- Avrupalı bir Hususi Kâtip,
9- Bir Kürtçe Tercümanı,
10- Bir Ermenice Tercümanı.
Avrupalı Reform Genel Müfettişleri, İstanbul'da gerekli hazırlıkları yapıp, gerekli
görüşmelerde bulunduktan sonra (Padişah, Sadrazam ve Dahiliye Nazırı vs.) görev yerlerine gitmek
üzere harekete geçtiler. Müfettişlerden Van, Bitlis, Mamuratülaziz ve Diyarbekir vilâyetlerinde
görev yapacak olan Hoff, Trabzon üzerinden önce Erzurum'a (24 Temmuz 1330) oradan Van'a ulaştı
(4 Ağustos 1330)291. Kendisi memuriyetine merkez olarak Bitlis'i seçip reform heyetini orada
yerleştirmeyi plânlamıştı. Reform Müfettişi gittiği vilâyetlerde törenlerle karşılanıyordu. Yollarda
güvenliğini sağlamak için bir müfreze asker görevlendirildi292.
Hoff, görev bölgesine gelir gelmez yerel yönetici ve Ermenilerle görüşmeye başladı. Kendisi
daha Erzurum'da iken I. Dünya Savaşı'nın başlaması sebebiyle İstanbul'a dönmesi yolunda emir
almıştı293. Telgrafta; "Umûmî seferberliğin iltizâm eylediği ahvâl-i fevka'1âde karşılığında mevâdd-ı
ıslâhiyyenİn tatbîki mümkin olamıyacağından memlekette ahvâl-i fevka'lâdenin hitâmına kadar ya
Erzurum'da ikâmet veya İstanbul'a avdet etmesi lüzumu Erzurum'da Hoff Bey'e iki gün evvel telgraf
tebliğ edilmiş iken şimdi mûmâileyhden gelen telgrafta Van'a hareket ettiği (29 Temmuz 1330)"
bildiriliyordu. Hoff dönüşünde geldiği yoldan değil de Bitlis, Diyarbekir, Siverek, Urfa, İskenderun,
291 284 BOA., DH. K.MS., 2-2/5. lef 80 : “Dahiliye Nezareti'ne ...Bitlis ve vilayet-i malûme-i saire Müfettiş-i
Umumisi Hoff Bey... bugün Erzurum'a muvasalat etti..." bk. Lef 86.292 Aynı yer, lef 38.
293 BOA., DH.KMS.. 2-2/5, lef 67 ve 75: “Erzurum'da Müfettiş-i Umumi Hoff Bey'e (telgraf).
Dersaadet'te Müfettiş-i Umumi Westenen Bey'e (tezkere).
Umumi seferberlik ve buna mümisil ahval-i fevkalaadeden dolayı mukarrerât-ı ıslahiyenin tatbiki mümkün olamıyacağından Dersaadet'e avdetiniz...26 Temmuz 1330”
60
Beyrut üzerinden İstanbul'a dönmeyi tercih etti294. Müfettiş Westenen ise eşyalarını Trabzon'a
gönderdi, fakat kendisi yola çıkamadan ilgili tebliği aldı295.
Müfettişlerin görevleri ile ilgili olarak Dahiliye Nazırı Talat Paşa, Nazırlar Meclisi'nde
okuduğu tezkeresinde, savaş ilânı sebebi ile plânlanan bu reformun şimdilik yapılamayacağını,
müfettişlerin kendilerine ve katiplerine mukavele gereğince tazminat verilerek savaşın bitiminde;
"ciddî ve esaslı ıslâhat esbabına tevessül edilmek üzere" memuriyetlerine son verilmesini teklif etti.
Bu teklif 24 Aralık 1914'te Nazırlar Meclisi'nde onaylandı. 29 Aralıkta ise bu yolda bir irade de
çıkarıldı296.
Bir bakıma Reform konusunda inisiyatifi elegeçiren Rusyanın297 esas tasavvur ve plânını,
daha önce Rusya İstanbul Büyük Elçisi M.de Giers'in, Dışişleri Bakanı Sazonov'a gönderdiği bir
telgraf (26 Kasım 1912)298, bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktaydı. Bu telgrafta Sefir M. de Giers,
"Derhal işgali vakitsiz bulurum. Reform uygulamasıyla işe başlamalıyız ve bunu Rus veya Avrupalı
memurların kesin kontrolü altına vermeliyiz. Bununla birlikte o bölgelerin karışık durumu reformun
verimli olmasını engelleyeceğinden, istenilen sükun ve emniyet sağlanamayacağı anlaşılınca,
ordularımızın adı geçen vilâyetleri işgal edebilmesi için şimdiden gerekli hazırlığı yapmalıyız"
demektedir. Rus Dışişleri Bakanlığı Siyasî 1. Şubesi'nin Savuçbulak Rusya Konsolosuna gönderdiği
26 Ağustos 1914 tarih ve 2503 numaralı bir başka gizli telgraf299 ise, Rusya'nın bu işgal plânını
uygulamak için Osmanlı unsurlarını nasıl alet ettiğine dair gizli siyaseti hakkında ip uçları
vermekteydi.
294 Aynı yer, lef 70, 73 ve 74: " Dahiliye Nazareti'ne. Varid olan talimata tevfikan Beyrut tarikiyle İstanbul'a avdet etmek üzere bugün hareket ediyorum...Hoff."288 295 Westenen Efrence Temmuz I5'te hareket ve Erzurum'u merkez ittihaz edeceğini Jandarma Müfettiş-i Umumisi İngiliz Havker Paşa’ya bildirdi. 4 Haziran 1330. Bk. DH. KMS., 2-2/5. lef 96 ve 23/39.
296 BOA., DUİT., 74-2/2-57: "İrade-i seniyye. Van. Bitlis ve Mamuratülaziz vilayetleri Müfettiş-i Umumisi Norveçli Hoff ve Trabzon, Erzurum ve Sivas vilayetleri Hollandalı Müfettiş-i Umumisi Westenen Beylerle kâtiplerine mukavelenameleri mucibince tazminat itası ile memuriyetlerine nihayet verilmesi Meclis-i Vükela'nın kararıyla tensib edilmiştir.
Bu irade-i seniyyenin icrasına Dahiliye Nazırı memurdur. Sene 11 Safer 1333.
(İmzalar) ....... ...... .... .... .... .... Dahiliye Nazırı ve Harbiye ve Bahriye ve Maliye Nazırları Vekili Talat.297 Yusuf Halacoğlo, aynı eser, s.54.298 Halil Menteşe, aynı eser, s. 169 (Rus Turuncu Kitabı, 1912. no. l'den)299 BOA., HR. SYS, 2284/l. lef 87.
61
Bu telgrafta: "Kafkasya valisi, 545 numaralı alttaki telgrafnameyi göndermiştir. Kendi
milletdaşlarından oluşan çeteler teşkiline dair muhtelif Kürt reisleri ile Ermeni reisleri tarafından,
gerek Kürtler ile Süryanilerden oluşan teşkilât (çeteler) icrasını üstlenen subaylarımız taraflarından,
şu son zamanlarda bazı teklifler yapıldı. Bütün bu teklifler, kendilerine bir miktar silâh sağlanması
ve verilmesi hususuna, tarafınızdan onay/muvafakat olunmasına bağlıdır. Adı geçen unsurların
bağlılıkları gayr-ı kabil-i itiraz olmakla beraber, dağıtılacak olan silâhlardan bir kısmının, belki de
tahsis olunan tarafa verilememesi dahi korku ve endişesi olduğundan, şimdilik bunlar tarafından
sunulan hizmetlerden yararlanma hususunda acele ettirmek gereksiz olacağı görüşündeyim.
Aynı zamanda, işbu tedbirin askerî harekete başlanacağı zaman faydalı olabileceği
inancındayım. Şu taktirde adı geçen teşkilâtın uygulamaya konulması, başarı sağlamamıza oldukça
fazla yardım edebilir. Bundan dolayı bahsedilen teklifleri ortaya süren ve isteyerek devlet (Rusya)
hizmetinde bulunan adamlar arasından, askerlerin koruması altında olarak, silâh depoları yapması
hususu kendilerine tevdi ve ihale olunacak olanların şimdiden tayini bence arzu olan
maddelerdendir.
Türklere hasım olan ve tarafımızdan haklarında iyiniyet ve meylimizi ortaya koymadan geri
durulmaması gereken unsurların, hırs ve isteklerini kışkırtmak gereği ve yaran hakkındaki fikir ve
düşünceme, zât-ı âlilerince iştirak edildiği taktirde, kararlaştırılan plân gereğince dağıtılacak olan
üçüncü derecedeki tüfenklerden, 25 000 adet tüfenk ile 12 000 000 fişengin emre hazır
bulundurulması zımnında, Harbiye Bakanlığı'yla ilişkide bulunabilmekliğim için taraf-ı
senâvirâneme bu bâbda îtâ-yı malûmat edilmesini rica edirim" denilmektedir.
Bu yaklaşım, Doğu vilâyetleri için yapılması istenen ve plânlanan reformları, Rusya'nın nasıl
yorumlandığını, aynı zamanda Reform Projeleriyle, kendilerine çeşitli vaatlerde bulunulan Osmanlı
Ermeni, Kürt ve Süryanilerine de bu plânda, kendi devletine ihanet edecekleri silâhlı ve isyancı bir
rol biçildiğini göstermektedir. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Kafkasya valisine gönderdiği 279 numaralı
gizli telgrafında bu plân ve rolü şöyle açıklamaktaydı: " Ermeni ile Kürt ve Süryanilerin
silahlandırılması zamanı heniz gelmemiş olduğuna dair olan görüş ve fikrinize olduğu gibi
katılıyorsam da, gerektiği anda kendilerine, bahsi geçen unsurlardan çeteler kurulması ve bu
çetelerin kumandası verilebilecek güvenilir adamların şimdiden tayini ve bir de gerek Kafkasca ve
gerek İrandaki birliklerimizce lüzumu olan silâhların önceden sağlanması ve hazırlanmasının
62
oldukça faydalı olacağı görüşündeyim... Rumiye'de çeteler teşkili ile Kürtlerin getirilmesi konusu
Vedneski ile Andıreyeveski'ye verilmiştir."300
4.3. Tarihî yaşanmışlığın getirdiği bir noktada zorunlu iskân politikası: Tehcir.
4.3.1. Ermenilerin bir defa daha silâhlı isyanı ve düşmanla işbirliği yapması
Bütün bu gelişmeler Osmanlı Devletinin Doğu bölgesinin Avrupa'nın ya da Rusya'nın
kontrolü altına girmesi için gerekli zeminin hazırlandığını gösteriyordu.
Onların politikalarının hareket noktası ve dayanağı ise bu bölgede yaşayan Osmanlı
Hıristiyan unsurları ve bazı etnik gruplar özellikle de Ermenilerdi. Bu politika doğrultusunda
1880'lerden sonra Ermeniler daima teşvik edilip kışkırtıldı. Onlar da isyan yolunu seçip birçok
silâhlı ayaklanmaya girişti. (1915'e kadar Devlet Başkanı ve ileri gelen bürokratlarının hedef alındığı
bombalı suikastlar301 da dahil, 40'ın üzerinde silâhlı ayaklanma meydana gelmişti.) 1915 yılına
gelindiğinde ortaya çıkan gelişmeleri bir fırsat olarak değerlendiren Ermeniler, I. Dünya Savaşı'nın
başlaması sırasında, tâbi oldukları devletleri aleyhine, karşı cephede yer alan devletlerle işbirliği
içine girmeyi302, yakın gelecekte kuracakları vaat edilen Ermeni Devleti'ne götürecek yol olarak
seçmede tereddüt etmediler.
"Ruslar, taahhütleriyle emellerine ram ettikleri Ermenilerin desteğiyle, Van ve Bitlis
vilâyetlerini işgal ve Nasturileri de isyan ettirerek bütün Kürdistan'ı ihtilâl yangını içinde bırakmanın
zamanının girdiğine kanaat getirdiler (12/13 Mart 1331 / 25/26 Mart 1915 )." Daha önce Rusya
tarafından silâhlandırılan Ermeni çeteleri, Rus ordusunun sınırları geçmesi üzerine 7 Nisan 1331/19
Nisan 1915'ten itibaren Van ve Sivas vilâyetlerinde isyana kalktılar. Ramgavar Partisi'nden
Armenag Yegarian başkanlığındaki 30 bin Ermeni, Van'ın etrafına siperler kazıp, geçici bir hükümet
kurup, askerî meselelerle ilgilenmek üzere bir de askerî mahkeme oluşturdu. Bu hükümet,
300 BOA., aynı yer.
301 Bu suikastla ilgili haberler bk. İkdam, 22-28 Temmuz 1905 ve Tercüman-ı Hakikat, 22-24 Temmuz 1905; ayrıca geniş değerlendirme için bk. Vahdettin Engin, "Sultan II. Abdulhamid'e Düzenlenen Ermeni Suikastı ve Bu Sebeple Belçika ile Yaşanan Diplomatik Kriz ", Ermeni Meselesi üzerine Araştırmalar, İstanbul 2001, s. 115-132.302 Ruslarla ve İngilizlerle işbirlikçi için bk BOA., HR. SYS.. 2284/4, lef 2 : "Bedirhâni Addurrezzak ve Seyyid Taha ile Semiko (daha sonra oluşturulan 20 bin kişilik kuvvetle bu hareketlerini sürdürdü ) gibi menfaatperesan ve vatan hainlerinin Rusya tarafından gördükleri teşvik ve tergib üzerine ne gibi hareketlerde bulunduklarına dair bazı vesaik". Ayrıca , "Rusya Hariciye Nezareti Siyasi Birinci Şubesi'nin 8 Eylül 1914 tarihli gizli telgrafı... Kafkasya valisinin inzimam-ı muvafakatıyla Ermenilerin isyanını tehie (hazırlama) etmek ve sadık Kürtlerle Süryanilerden çeteler teşkil eylemek için şimdiden tedabir ittihazı derece-i vücubda (zorunlu) görülmüştür..." Bk. HR. SYS., 2284/1. lef 86,87 ve 93; Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s.67.
63
silahlanmaya hız verip, bölgedeki yabancı kuruluşların tarafsızlıklarını korumaları için sıkı emirler
yayınladı. Bu arada silâhlı harekete girişerek Van'daki Türkleri ve Devlet güçlerini şehirden
temizlediler303. Ruslar ilerledikçe onlara katılan Ermeni köyleri, Rusların ekmek bıçaklarına kadar
ellerinde bulunan savunma aletlerini aldığı silâhsız ve savunmasız halkı, Başkale'nin Merkeho ve
Astoci köylerinde olduğu gibi katledip, kadınlara işkence ve tecavüze varan saldırılara giriştiler304.
I. Dünya Savaşı'na girmek zorunda kalan Hükümet, son elli yıldır gelişen olaylarla kontrolü
gittikçe güçleşen ve devlet açısından kronik bir hâl olan bu bölgenin, problem olmaktan çıkarılması
için, yukarıda anlatılan reformla ilgili yoğun çaba harcıyordu. Fakat ortaya çıkan bu son gelişmeler
üzerine, eskiden beri Osmanlı Devleti'nin idarî geleneğinde yer olan ve eskiden de başvurulan bir
uygulamayı tekrar yürürlüğe koyma kararını aldı. Bu karar: Daima problem yaratan, yabancı
güçlerle işbirliği içine giren, son gelişmeler ile de askerî bakımdan büyük tehlike arzetmeye
başlayan bir unsuru, kendileri açısından da daha güvenli ve yönetimin kolay olacağı bir bölgeye
göçürmek, yani iskân etmekti305. 27 Mayıs 1915 tarihinde yapılan bu uygulamanın adı tehcir, yani
zorunlu yer değiştirmedir.
4. 3 2. Zorunlu iskân politikasının uygulanması
Bu tehcirde, ismi daima öne çıkan ve bu sebeple bir Ermeni teröristi tarafından arkadan
vurularak katledilen306 Dahiliye Nazırı Talat Paşa, bu zorunlu iskâna karar verilmesinin sebeplerini
şöyle anlatmaktadır: "Osmanlı ülkesinin bütünlüğü ve Devlet yönetimi aleyhinde istilacı emeller
taşıyan ve bunu, Osmanlı tebası arasına bölücü fikirler yayarak elde etmeye çalışan Avrupalı
devletlerin etkisinde kalan, bazı kimseler tarafından vaad ve tehditle Ermeniler arasında
uyandırılıp, günden güne çeşitli vasıtalarla sürdürülen bölücü hareketlerin, devletin işlemesine
engeli, güvenlik güçlerine saldırıları ve silâhlı isyan şeklinde görülen davranışlarının diğer sadık
303 Bk. Viscount Bryce, The Treatment of Armenians in the Ottaman Empire 1915-1916 Documents presented to, Beirut 1972, s.48-50. 304 BOA., HR. SYS., 2284/4, lef 3 ve 8-10: Bu köylerde katledilen ve tecavüze uğrayanların isim listesi mevcut.
305 Zorunlu iskân politikaları için bk. Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu'nda Aşiretlerin İskân Teşebbüsü, İstanbul 1963 ve Yusuf Halaçoglu, XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nün iskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, Ankara 1988. 306 Bu suikastlarda tetikçi olup, kendisini bir kahraman gibi anlatan Ermeni için bk. Arşavir Şıracıyan, Bir Ermeni Teröristinin İtirafları, (çvr. Dr. Kadri Mustafa Orağlı) İstanbul 1997; İleri Gazetesi, 1435. 30 K.Sâni 1338 tarihli nüshasında: Şehit Said Halim Paşa'ya, İstanbul halkı tarafından büyük bir Türk şehidine lâyık bir cenaze töreni yapıldığını haber veriyor.
64
halkı varlığını koruma mecburiyetine sevketmesi ve zorlaması, devletin arzu etmediği bazı olaylara
sebebiyet vermekteydi.
Devletin bu problemleri ortadan kaldırmak için fedakârlıklarla sürekli olarak yaptığı
uygulama ve iyileştirme/ıslahat/reform çalışmalarından alınan sonuçların belirtileri açıkça
görülmesine rağmen, dış tesirlerle aldatılmanın sürmesi, sırf bir içmesele olma özelliğini
kaybetmemesi gerekirken bölgenin reformu isinin, harici bir mesele şeklinde devletler arasında
genel görüşmeler alanına çekilmesine yolaçıp, Osmanlı ülkesinin bir kısmında, yabancı devletlerin
nüfuz ve kontrolleri altında bazı idarî yapılanma imtiyazı kazanma hedefine yönelinmişti.
Hâlbuki, Batılı devletlerin baskı ve etkisiyle, Osmanlı Hükümeti tarafından yapılmakta olan
bütün reformlar / iyileştirme ve yapılanmanın, Osmanlı ülkesini bölünme ve parçalanmaya doğru
çektiği, birçok deneme ve benzeri üzücü gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Devletin idarî bağımsızlığı ve
bütünlüğü, Batılı devletlerin baskısıyla yapılacak benzer reformlardan, devletin imkanlarının
elverdiği ölçüde sakınma ve korunmasını zorunlu kıldığından; Osmanlı Devleti 'nin hayati
meseleleri arasında önemli bir bölüm işgaleden bu baş ağrıtan problemin, kesin bir biçimde ve
bütünüyle çözüme kavuşturulması için gerekli olan tedbirlerin alınması plânlanır, şekillendirilip ve
dikkat harcanırken (Avrupalı Reform Müfettişlerinin görevlendirilmesi ve reform çalışmaları
kastediliyor), Tehcirden az önce, Askeri savaş bölgeleri yakınlarında oturmakta olan Ermenilerden
bir kısmı, Osmanlı ülkesini düşman devletlere karşı savunmaya çalışan Ordunun harekâtını
zorlaştırıp, erzak ve cephane şevkini engelleyerek, düşman ile fikir ve işbirliği ve özellikle düşman
saflarına katılıp, memleket içindeki askeri birliklere ve masum halka silâhla saldırarak, şehir ve
kasabalarda katliam, hırsızlık ve yağmalama, düşman deniz kuvvetlerine erzak sağlama, askeri
savunma alanlarını düşmana gösterme suçunu işlediler"307.
Yukarda anlatılan gelişmeler üzerine alınan 30 Mayıs 1915 tarihli bir Meclis-i Vükelâ
kararına göre, geçici bir kanunla, "...anasır-ı ihtilâliyenin /isyancı saha-i harekâttan uzaklaştırılması
ve üsâta/asilere üssülharekât ve melce olan köylerin tahliyesi icâb ederek." Ermeni, Rum ve
Araplar, özellikle Erzurum, Van, Bitlis vilâyetiyle, Adana, Sis, Mersin, Maraş ve Halep'in merkezi
müstesna; Adana, Mersin, Kozan, Cebelibereket livaları ile Maraş sancağı, merkez kazaları
müstesna olmak üzere İskenderun, Beylan, Cesrişaûr ve Antakya kazaları köy ve kasabalarında
307 BOA., BEO., 326758.
65
tehlikeli görülen Ermeniler, Suriye ve İrak'ın kuzeyine Urfa, Zor, Halep, Harran, Musul, Diyarbakır
ve Cizre bölgelerine göç ve iskân edildiler.
Toynbee'nin de tespit ettiği gibi Ermenilerin göçürülmesi hususu üç nedene dayanıyordu:
"l- Ermeniler silâha sarıldılar ve Ruslar sınırı geçer geçmez onlara katıldılar.
2- Bütün silâhlı kuvvetlerin cephede kudretli bir düşmanla savaştığı anda, bütün
imparatorluk İçinde bir iç ihtilâli kışkırtmak için, Ermeniler bir fesat ve isyan hareketine giriştiler ve
böylece memleketi düşmana teslim ettiler.
3- Ermeni ahâlinin uğradığı felaketlerin sebebi Ermeni gönüllülerdir veya daha anlaşılır
şekilde ifade edilirse, Ermenilerin gönüllü olarak Rus ordusunda savaşa katılmalarıdır."308
4.3.3. Ermenilere uygulanan zorunlu iskânın metodu
Yukarda belirtilen bölgelerde oturan Ermenilerin başka bölgelere nakil ve şevkleri kararı
nasıl uygulanacaktı? Hükümet'in bu yoldaki emri şöyleydi: "...isimleri yazılı köy ve kasabalarda
oturan Ermenilerden nakli icab edenlerin iskân bölgelerine bütün gerekli ihtiyaçları mükemmel
olarak sıkıntı çekmeksizin sevk ve eriştirilmeleriyle yollarda istirahatlarının sağlanması ve can ve
mallarının korunması ve yerlerine vardıklarında yerleştirilmeleriyle, kesin olarak iskân edilmelerine
kadar Muhacirin Tahsisatından geçim ve yaşamlarının sağlanması ve eski mali ve iktisadi
durumlarına göre kendilerine emlâk ve arazi dağıtılması ve içlerinden fakir ve yoksul olanlara
Hükümet tarafından ev yapılması ve çifçiler ve ihtiyaç sahibi zanaatkara tohumluk ve alet ve edevat
dağıtılması309.. "
Göç esnasında olduğu gibi daha sonra eski yerleşim yerlerine dönüşlerinde de, içinde
bulunulan imkanlar dahilinde göçmenlerin nakil310 , beslenmesi ve bakımı, sağlık ve güvenliği311 ile
308 Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s. 110.309 BEO., aynı yer: Daire-i Sadaretten Dahiliye, Harbiye , Maliye Nezaretine 18 Mayıs 1331.
310 BOA., DH.ŞFR., 56/85 (7 Ağustos 1331/ 20 Ağustos 1915): "Halep'te Muhacirin Müdürü Şükrü Bey'e, sevkiyatın düzen ve sürati hususu Talimâtname'nin bütününe uygun görülerek gereken vilayetler ve livalara uygulanması lüzumu bildirilmiş ve gerek vagon meselesi ve gerek Menzil Müfettişlerince nakil araçları sağlanıp, verilmesi için icap edenlere süratle emir verilmesi Başkumandanlığa yazılmıştır" ; DH.ŞFR., 56/105 : "Konya vilayeti'ne. İstasyonlarda toplanmış ve sevk olunmakta olan diğer Ermenilerin biran evvel gidecekleri yere gönderilmelerinin sağlanması için mümkün olan taşıma araçlarının bu hususa ayrılması Hat Komserlerine bildirilmiştir. 8 Eylül 1331 "
311 Tehcir edilenlerin sağlıklarının korunması ve salgın hastalıklara meydan vermemek için aşın yığılma olan yerlere Ermeni şevki durduruluyor, hatta bu nedenle gidiş yollarının değiştirildiği dahi oluyordu. Bk. BOA., DH. ŞFR., 56/278
66
barınmaları sağlandı. Meselâ; 2 Mayıs 1915 tarihli Vükelâ kararına göre: "Savaş durumu dolayısıyla
bulundukları köy ve kasabalardan çıkarılarak, li-ecli'l-iskân/yerleştirmek/vatan kazandırmak için
başka bölgelere yollanan bazı köyler halkının taşınma, bakım ve beslenme ile yerleştirilmelerine
harcanmak üzere 3.000.000 kuruşun mesârif-i gayr-ı melhuza kaleminden verilmesi uygun"
bulunmuştu312. Aynı şekilde; 6 Aralık 1916'da 50.000.000 kuruş313 bir tahsisat ile gerek Müslüman
ve gerekse Ermeni, Rum ve Arapların sevk ve yerleştirilmeleriyle doğrudan görevli olup, Aşâir
ve Muhacirin Bütçesi'nden harcama yapan Aşâir ve Muhacirin Müdüriyeti'nin, 1917 senesi
bütçesine 100 000 000 kuruşluk başka bir tahsisat eklenmiş"314 olunduktan başka, aynı sene ile 1918
yılı için de 60 000 000'ar kuruşluk tahsisatlardan da bahsedilmekteydi315. Yine bu husustaki
harcamalar maksadıyla, 26 Aralık 1918 tarihinde, eski yerlerine döndürülen Ermeni, Rum ve
Arapların sevk, bakım ve beslenmeleri ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli paranın,
Seferberlik Tahsisâtı'ndan karşılanması hususunda Meclis-i Vükelânın bir başka kararı
bulunmaktaydı316. Ermenileri her durumda kendi yurttaşı gören Osmanlı Hükümeti, onların gittikleri
yerlerdeki nüfus kütüklerine kayıtlarının yapılması ve askerlik işlemlerinin takip edilmesiyle ilgili
olarak vilâyetlere emirlerde gönderdi (14 Eylül 1331/27 Eylül 1915)317 . Bunlarla beraber
kendilerine toprak, tarım aleti ve tohumluk dağıtımı yoluna da gidilmekteydi.
(21 Eylül 1331): Görevliler, yollarda bazen saldırıya uğrayanların can ve mallarını korumaya çalışmaktaydılar; DH.ŞFR., 56/315 (23 Eylül 1331) belge, sevk edilen Ermenilerin mücevherleri dahil kıymetli mal ve paralarını Diyarbekir’e kadar zarar görmeden getirebildiklerini gösteriyor.312 BOA., MV., 197/112: Maliye Bakanlığına emir ve İçişleri Bakanlığı'na bilgi verilmiştir 19 Nisan 1331.313 BOA., MV., 204/63.
314 Takvim-i Vekâyi, 3121. 15 K.Sâni 1334: "1333 senesi Aşâir ve Muhacirin Müdüriyeti Bütçesi'ne 100 milyon kuruş ilavesi hakkında kanun.
Madde 1. Bin üçyüz otuzüç senesi Aşâir ve Muhacirin bütçesinin altıncı iskân-ı muhacirin mesârif-i umûmiyesi faslına yüz milyon ilave edilmiştir.
Madde 2. İşbu kanun tarih-i neşrinden itibaren meriü'l-emirdir.
Madde 3. İşbu kanunun icrasına Maliye Nezareti memurdur.
Meclis-i Ayan ve Mebusanca kabul edilen işbu layihanın kanuniyetine ve kavânîn-i devlete ilavesini irade eyledim. 1336 RA. 28."315 BOA., BEO., 338597 :316 BOA., MV., 213/74 (12 RA 1336) ve 213/54; DH.ŞFR., 99/103 : “ memleketlerine dönmüş olan gayr-ı müslim muhacirlerin büyük kısmı eşyasız kaldığı halde bunlara aid taşınır malların ötekinin berikinin elinde kalmasıyla sahibine iade edilmemesi bazı şikâyet ve müdahalelere yol açmaktadır. İdari ve siyasi zararlara meydan vermemek üzere malların sahiplerine iadesi (8 Mayıs 1335/15 Mayıs 1919)." Burada vilayet ve livaların isimleri mevcut; DH. ŞFR., 98/30 : "Ankara vilayeti'ne. Boğazlayan kazasına geri dönen Ermeni muhacirlerin emlaklarının iade edilmedikleri ve zevcelerinin ve akrabalarından bulunan kadınların hâlâ daha İslamların yanında alıkonulduğu ve geçim ve tohumluk ihtiyaçları giderilmediği İngiliz Komiserliği'inden bildirilmekle, süratle inceleme yapılıp gereğinin yapılarak sonucun bildirilmesi ve geçim ihtiyaçlarının derhal giderilmesi (3 Nisan 1335).”317 BOA., DH.ŞFR., 56/187.
67
Bütün önlemlere rağmen bir savaş ortamında, göçettirmede ve yol esnasında görev alanlar,
yol boyunca öncelikle yağma maksadıyla kafilelere saldıran haydutlara karşı, bu kişileri savunmak
uğruna kendi canlarını da tehlikeye atmış ve bu esnada bazıları hayatlarını kaybetmiştir318. Arşiv
kaynakları bize, Hükümetin bütün gayretlerine rağmen, yollarda Kürt, Arap ve aşiretlerin
saldırılarıyla ölenlerin 8 ilâ 10 bin, salgın hastalıklardan ölümlerin ise 25 ilâ 30 bin arasında
olduğunu göstermektedir319.
Yollardaki sevkiyatta ve yerleştirildikleri bölgelerde gerek kanunları çiğneyen unsurlar
gerekse bazı görevliler tarafından zarara uğratılmalarına karşın suçlular cezalandırılma yoluna
gidildi. Bu maksatla Dahiliye Nazırı Talat Paşa, 26 Eylül 1915 tarihinde; "Askerî gereklilik ve
düzenin sağlanması için görülen lüzum üzerine, bilinen yerlerden şevkleri kararlaştırılmış olan
Ermenilerin sevkleri ve emvali metrukeleri ile ilgili işlemleri sırasında bazı memurlar ile oraların
yerlileri tarafından kötü tutum ve kanuna aykırı uygulama ortaya konduğu anlaşılarak, yerinde
soruşturma yapılmasıyla, buna cesaret edenleri Divan-ı Harplere teslim etmek üzere, üç heyet
gönderilmesini uygun görmüş"320 ve üç kısma ayrılan bu yerlere birer heyet göndermişti321 . Daha
sonra yeniden 10 soruşturma bölgesinde322 6 Dîvân-ı Harb-i Örfî kuruldu323. Talat Paşanın
görevlendirdiği "soruşturma heyetlerinin ve Bakanlığın soruşturma kararlarıyla suçlu oldukları
anlaşılan görevliler Divan-ı Harplere teslim edilerek, Soruşturma Heyetleri görevlerini
318 Ahmet Rüstem Bey, aynı eser, s.71.319 Geniş değerlendirme ve detay için bk. Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), s. 59- 60.
320 BOA.,BEO., 328229 : Heyetler ve gittikleri yerler:
A- Bölge: Hüdavendigar ve Ankara vilâyetleri ile İzmit, Karasi, Eskişehir, Karahisar-ı sahip. Kayseri ve Niğde livası.
1. Heyet: Başkan. Temyiz Mahkemesi Başkanı Hulusi Bey, üyeler: Şura-yı Devlet Üyesi Seyyid Haşim Bey ve Jandarma Binbaşısı Galib Bey.
2. Bölge: Adana Halep ve Suriye vilayetleri ile Maraş, Urfa ve Zor livası.
B- Heyet: Başkan, İstinaf Mahkemesi Birinci Başkanı Asım Bey, üyeler; Jandarma Müfettişi, Kaymakam Hüseyin Muhyiddin Bey ve Ankara Mülkiye Müfettişi Muhtar Bey.
C- Bölge: Erzurum, Trabzon, Sivas, Mamuratülaziz, Diyarbekir ve Bitlis vilâyetleri ile Canik livası.
3. Heyet: Başkan. Bitlis Eski Valisi Mazhar Bey, üyeler; İstanbul Bidayet Mahkemesi Savcısı Nihat Bey ve Jandarma Binbaşısı Ali Naki Bey 13 Eylül 1331.321 BOA., DH.ŞFR., 56/186.322 BOA., M V., 214/59 ve 213/60: (17 K.Evvel 1334/4 Şubat 1918)
323 BOA., MV., 213/60 ve 213/62 (14 K.Evvel 1334); Divan-ı Harbi Örfilere dair daha geniş bilgi için bk. Osman Köksal, Tarihsel Süreci İçinde Bir Özel Yargı Organı Olarak Divan-ı Harbi Örfiler (1877-1922), Ankara 1996 (Basılmamış doktora tezi. AÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü)
68
tamamladığı,"324 gibi daha sonra görevlendirilmiş olan Divan-ı Harplerce de suçu sabit görülen 1397
kişi, İdam dahil çeşitli cezalara çarptırıldı325.
Bu kovuşturmalarda Ermenilerin hayatlarına kast edici tavırlara karşı olan tutum bir tarafa,
onları rencide edici zorbalığa bile ödün verilmediği oluyordu. Dahiliye Nazırı'mn Konya vilâyetine;
"Karaman İstasyonu'nda Tevkil Çavuş adında bir jandarmanın, Ermeni muhacirlerini bütün
yolcuların önünde kırbaçlamakta olduğu güvenilir kaynaklardan haber alındı. Birçok emre rağmen
bu şekilde davranan jandarma ile bu duruma göz yumanların hakkında ciddi ve hızlı bir şekilde
soruşturma yapılarak kanunî cezalarının verilmesi ve sonucun bildirilmesi (5 Eylül 1331/18 Eylül
1915)326, şeklinde bir emir göndermesi buna bir örnektir.
İttihat ve Terakkicilerin amansız bir muhalifi olan Damat Ferit Paşa da, Hükümet olur olmaz
(4 Mart 1919) İstanbul Divan-ı Harbi Örfisi'ne dair bir karar yayınladı (8 Mart 1919)327. Bu
mahkemeye, Meclis-i Vükelâ'nın aldığı bir kararla; "Devlet'i savaşa sokanları, İslâm, Ermeni, Rumu
tehcir ve kıtallerini düzenleyenleri, halkı birbirini öldürmeye teşvik edenleri de" yargılama yetkisi
verildi.328 Arşiv belgelerine bolca yansıyan ve İngiliz Siyası Komserliği'nin baskılarıyla da329 alınan
bu gibi kararların bir cephesinin, İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilâf Partisi'nin siyasî
çekişmesine bağlı olduğu anlaşılıyor330. Tehcirle itham edilen idarecilerin hemen hemen hepsinin
İttihat ve Terakkici olarak gösterilmesi ve genellikle aslı olmayan suçlardan dolayı yargılanmaları, o
tarihte işgalci güçler, bugün ise Ermeni soy kırımı iddasını savunanlar için önemli bir dayanak
olarak kullanılmaktadır331.
Bazı ölümler nedeniyle daima istismar edilen Ermeni nüfusu ve tehcir edilenlerin sayısı ne
kadardı? Savaş hâli, coğrafî ve tabiî şartlar ile sevk edilenlerin kesafeti, tehcirin büyük zorluklarla
324 BOA., DH. HMŞ., 2/2-10: (Eylül 332/24 Eylül 1916)325 Yargılamalar için bk. Dersaadet, 1922, 29 Temmuz, 2,17 Ağustos 1336.326 BOA., DH.ŞFR., 56/64 (Dahiliye Nazırı Talat)327 BOA., DH. Emniyet-i Umumiye Asayiş Kalemi (EUM.AYŞ), 4/20.
328 Bu husutaki gelişmeler için bk. Süleyman Beyoğlu, "1915 Tehciri Hakkında Bazı Değerlendirmeler",
Türk Dünyası Araştırmaları, Nisan 2001.329 BOA., DH.ŞFR., 97/42; 97/156 ve 78/30.330 BOA., DH. Emniyet-i Umumiye Asayiş (EUM. AYŞ), 8/38.
331 Bilhassa bu yargılamaları yapan Nemrut (Kürt) Mustafa Paşa başkanlığındaki İstanbul 1. Divan-ı Harbi Örfîsi'nin aldığı kararlar şaibeli görüldüğünden, daha sonra bu mahkemeye başkan atanan Hurşit Paşa tarafından kararların yeniden gözden geçirileceği yönünde beyanat verilmiştir. Bk. Dersaadet, 2, 16 Teşrin-i Sani 1336.
69
yapılmasına yolaçtı. Dönemin kaynaklan ve arşiv belgelerine göre; Vilâyât-ı Sitte'nin Müslümanlar
dahil genel nüfusunun 3.500.000, ülkedeki Ermeni genel nüfusunun 1.250.000 kişiyi aşmadığı
görülüyor332. 'Mayıs 1914 tarihli Militarist Rendeşat'ta "Osmanlı ülkesinde en kalabalık Hırıstiyan
kavim olan Ermeniler, sadece Ermenilerden oluşan bir sahada yaşamayıp, onlar; Rusya'da 500.000,
Türkiye'nin doğusunda 800.000 ve Anadolu'nun diğer bölgelerinde 450.000, Kafkasya'da 200.000
kişi kadar" oldukları yer almaktaydı333.
Arşiv belgelerine göre, 29 Kasım 1329/28 Kasım 1913'te Ermenilerin en kalabalık oldukları
Bitlis ve Van vilâyetlerinde nüfus durumu şöyleydi: Van'ın mevcut ondört kazasıyla birlikte erkek
nüfusu 255 bin , bunun 150 bin'i Müslüman, 72 bini gayr-ı müslim; Bitlis'in mevcut on sekiz
kazasıyla birlikte erkek nüfusu 245 bin, bunun 170 bini Müslüman, 70 bini gayr-ı müslimdir. Bu
vilâyetlerin birkaç kazasında Hırıstiyan nüfus ancak %20, diğerlerinde ise %5 oranındaydı334. Yine
bir Ermeni bölgesi sayılan Diyarbakır'da ise, kayıtlı bütün nüfus 576.660 kişi olup, bunun 470.093'ü
Müslüman, 106.972'si Hırıstiyandı. Vilâyet idarecileri, sayıma katılmayan konar-göçerlerin dahil
edilmesi durumunda Müslüman nüfusun 600.560'a ulaşacağını hesaplamaktadır.
Vilâyetteki Hırıstiyan nüfus içerisinde Ermeniler 60 bini aşmamakta, bu oran olarak %8.5
demekti335.
Yukarıda verilen oranlar bize bir fikir vermekle birlikte, nüfusu tehcir edilen bölgelerdeki
boşalan meskenlere yerleştirilmesi plânlanan; işgallerle katliam, saldırı, tecavüze uğrayıp zorla
yurtlarından kaçmaya zorlanan ve üst üste yığılmış bulunan Müslüman göçmenlerin336 sayısının 702
bin civarında tutulması, tehcire tabi tutulanların sayısının da 700 bin kişi olabileceğini akla getiriyor.
Ermeni Delagasyonu Başkanı Bogos Nubar Paşa da, 1918 senesinde Fransa Dışişleri Bakanlığı
Fevkalâde Yetkili Bakanı Mosieur Gout'a verdiği raporunda çeşitli yerlere dağılmış sürgünler
dışında, Türkiye'den 390.000 kişinin sürgün edildiğini bildiriyordu. Nubar Paşaya göre sürgün
edilenlerin esas toplam sayısı 600-700.000 kişiydi337. Bu durumda ise Doğu vilâyetlerindeki genel
Ermeni nüfusun 600 binden az olduğu anlaşılmaktadır. Bu hesaplamalarla birlikte, Vilâyât-ı Sitte'nin
332 BOA., YEE., A/24-XIII/ 24/132 ve Printed For the Use Of The Foreign Office (F.O.), June 1895, 881 – 6621; Ayrıca nüfus rakamları için detaylı cetveller bk. Ramazan Çalık, Alman Kaynaklarına Göre II. Abdülhamid Döneminde Ermeni Olayları, Ankara 2000, s.26-35.333 BOA., DH., KMS., 2-2/5.334 BOA., DH.KMS., 2-2/58, lef 59.
335 BOA., DH.KMS., 2-2/5.
336 Bk. Takvim-i Vekayi, 1509, 8 Haziran 1329 ve 1515, 24 Haziran 1329.
70
nüfusunu 867.960 olarak verenler de bulunuyor338. Rakamların hemen hemen hiç tahrif edilmeden
yansıdığı Osmanlı Devleti arşiv kaynakları ise tehcir edilen Ermenilerin sayısını 478 758 kişi olarak
vermektedir. Yine aynı kaynaklar, tehcir bölgelerine ulaşan kişilerin sayısını 382 148 olarak
yansıtıyor339.
Bütün bu gerçekler ışığında; tehcir esnasında ölen Ermenilerin, l 200 000 gibi rakamlarla
ifadesinin ne derece dayanaksız ve propogandaya yönelik olduğu açığa çıkmaktadır. Aynı yıllarda,
savaş ortamında hayatını kaybeden 2 milyonun üzerinde Müslümanla birlikte, yol şartları, hastalık
ve münferit saldırılarla ölen Ermenilerin 200 bin kadar olduğunu tarafsız ve güvenilir araştırmalar
ortaya koymaktadır. Mustafa Kemâl Atatürk de 26 Şubat 1921de Philadelphia-Public Ledger
muhabiri Clarence K. Streit'e verdiği cevapta bu durumu şöyle açıklamaktaydı: “ Bize karşı yapılmış
olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğunluğu, şayet İtilâf
devletleri bizi tekrar savaş yapmaya zorlamasalardı evlerine dönmüş olurlardı.”340
5. SONUÇ
1878'den beri siyasî geleceklerini Avrupalı devletlere ihale eden ve daima ikili oynayan
Ermeniler, bir devlet kurduktan sonra da bu politikalarını sürdürdüler. 3 Mart 1922'de Sovyet
Ermenistan Cumhuriyeti Başkanı Masekiyan, Türkiye ile yaptıkları antlaşmayı değerlendirirken; bu
antlaşmayla komşuları ile iyi geçinme niyetlerini ispatladıklarını söylemekteydi. Yine Mesakiyan,
Taşnakların denizlerden denizlere (Karadeniz'den Akdeniz'e) kadar genişleyen ve Fransa'nın 3/4'ü
kadar bir araziyi içine alan "Bağımsız Ermenistan" rüyalarıyla, geçmişte olduğu gibi Ermeni
337 Archives des Affaires étrangers de France, Série Levant, 1918-1928, sous Série Arménie, Vol. 2, folie 47'den naklen, Yusuf Halaçoğlu, aynı eser, 79.
338 Juıstin Mc Carty, Müslümanlar ve Azınlıklar (Orjinal adı, Müslims and Minorities. The Popilation of Ottoman Anatolia and the End of the Empire), çvr. Bilge Umar. İstanbul 1998, s. 147.339 Geniş değerlendirme için bk. Yusuf Halaçoğlu, aynı eser, s.74-77.340 Atatürk’ün Milli Dış Politikası, 1.,s.273
71
milletinin harap olmasına yol açacak isteklerden kaçındıklarını vurguluyordu. İlâveten, Ermeni ve
Türk halkının biribirlerini yok etmeye çalışmış olmalarında asla suçlu olmadıklarını belirtiyordu 341.
Fakat aynı Ermenistan Cumhuriyeti'nin Temsil Heyeti vekilleri, 6 Martta, Müttefik Devletleri'ne
verdikleri bir notayla, Sevres'ten bahisle, Amerikan Cumhur Reisi Wilson tarafından çizilen
sınırlar342 dahilinde bulunan araziden, Türklerin derhal çıkarılması. Müttefik subaylarının idare ettiği
bir jandarma kuvvetiyle buraların işgalini ve Cemiyet-i Akvam'ın belli bir süre için Ermenistan'ı
himayesini istiyorlardı. Ayrıca Kılikya'yı terk eden binlerce Ermeni göçmenin yerlerine dönmeleri
İçin güvence alınamadığı taktirde, Kılikya'ya Müttefiklerin kontrolü altında bir özel idare biçimi
verilmesini de istemekteydiler343.
Günümüzde çeşitli ülkelerin parlâmentolarında gündeme alınan, Fransa'da olduğu gibi344
yasalaşan soy kırımı iddialarının, tarihî gerçekler ve belgeler ışığında değerlendirildiğinde ilmî
hiçbir dayanağının olmadığı görülmektedir. Bu ise 1878'den 1914’e kadar çeşitli renk ve kılıfa
sokulan bir baskı diplomasisinin, yeni bir versiyonunun sergilendiğini akla getirmektedir. Bu
politikaların, Ermenileri mevcut sınırlan tanımına ve yeni toprak taleplerinde bulunmaya doğru
gidişte345 ne kadar yüreklendirdiği ve ümitlendirdiğini, tarihin bir tekerrürü olarak, bir daha açıkça
görüyoruz.
Bütün bu tarihi olaylar ve gelişmeler sonunda, bu gün gelinen noktada, bir Ermeni soy kırımı
suçlamaları ile karşı karşıya kalınmıştır. Ermenilerin soy kırımı tezi, 9 Aralık 1948'de hazırlanıp 12
Ocak 1951'de yürürlüğe giren, Soy Kırımı Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair
Sözleşme'nin, 2.madde (c) fıkrasına dayandırılmaktadır346. Buna göre: "Osmanlıların Ermenileri
341 İleri, 1466, 2 Mart 1338.
342 Wilson’un çizdiği sınırlar için bk. İleri, 1071. K.Sâni 1336.
343 İleri, 1469, 5 Mart 1338; Ayrıca bk. Hakimiyet-i Milliye, 28 K.Evvel 1922: Ermeni Temsilcileri adına Noradonkiyan'ın, Karadeniz'e kadar uzanan bir arazi, olmadığı takdirde, Maraş ve Antep'i de içine alacak genişlikte İskenderun'un kuzeyinde bir bölgeyi talep etmesi ve bu isteklerinin Keldaniler tarafından da desteklendiğine dair haber.? Wilson’un çizdiği sınırlar için bk. İleri, 1071, K.Sâni 1336.
344 Fransa Parlamentosu üyeleri. Şubat 1922'de de Ermenilere, Doğu Anadolu'da bir Ermeni yurdu verilmesi
için beyannameler yayımlayıp, üyelerine yönelik imza kampanyaları düzenlemişti. Bk, 3270-242. 12 C 1340.
345 Star, 13 Mart 2001: "Ermeni Resmen Toprak İstedi. Ermenistan Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Parvir Harikyan, 1921’de Bolşevik Rusya ve Türkiye arasında imzalanan Kars Antlaşması iptal edilmeli. Türkiye'den Kars ve Ardahan, Azarbeycan'dan da Nahcivan bize verilmeli dedi."; Ayrıca bk. Avrupa Parlâmentosunun duvarında yer alan ve Türkiye'yi ortadan ikiye bölen Ermeni Haritasının resmi ve ona dair haber. Star, 9 Haziran 2001.346 Uluslar arası kararlar açısından detaylı hukukî bir değerlendirme için bk. Gündüz Aklan, "Devletler Hukukuna Göre Ermeni Meselesi", Türkiye Günlüğü Dergisi, 64, Kış 2001, s. 5-30.
72
açıktan yok etmekten çekindikleri için, tehcirden yararlanıp Ermenilerin yok olmalarını sağlayacak
yaşam şartlarını onlara dayattıkları; tehcir sırasından saldırıdan koruma, güvenli ulaşım sağlama,
gıda ilaç tedarik etme, tedavilerini yapma, barınak ihtiyaçlarını karşılama gibi görevlerini yerine
getirmeyerek (omission) ölümleri hazırladıkları; hatta Teşkilât-ı Mahsûsa'nın ve hapishanelerden
serbest bırakılan canilerin katliamlarını bizzat örgütledikleri ileri sürülüyor.347
Ermeni iddiaları bağlamında, bu çalışma dikkate alındığında şu değerlendirmeler yapılabilir:
1 - Ermeni Reformu meselesi, siyasî yönü ağır basan bir konudur.
2- 1878’den itibaren, siyasallaşma süreci ile birlikte Silâhlı ihtilâl Komiteleri oluşturan
Osmanlı Ermenileri, çıkardıkları birçok silâhlı isyanla hedeflerine ulaşmayı anametod olarak
benimsemiş görünmektedir. Yani organize, plânlı ve amaçlı, sürekli silâhlı terörist eylemlerde
bulunan bir grup olma kimliğini benimsemişlerdir.
3- Osmanlı Devleti, 1878-1915 arasında gerek Avrupalı devletlerin müdahalesi, gerekse
kendi rızasıyla, gayr-ı müslimler, özellikle Ermeniler lehine birçok idarî ve siyasî reformları
gerçekleştirmeye çalışmıştır.
4- Özellikle 1895 Reform Projesi, genel olarak uygulama alanı bulmuş. Avrupalı devletlerin
gözetiminde yapılan bu reform esnasında da Ermeniler, teşkilâtlı, plânlı ve silâhlı isyanlarını
yaygınlaştırarak sürdürmüşlerdir.
5- Bu projelerin, ihtiyaçtan kaynaklanan ve uygulanması gereken kısımları, Avrupalı
devletlerin siyasî çıkar hesapları ve yaptırım istekleriyle asıl mecrasından sapmıştır.
6- 1915'e gelindiğinde Reform Projesi'nin, Osmanlı Devleti'nin bazı unsurları, özellikle de
Ermenilerin piyon olarak kullanıldığı, örtülü bir işgal plânı olduğu artık ortaya çıkmıştır.
7- Avrupalı devletlerin I878-I9I5 tarihleri arasında, 37 yıl süren bu baskıları, Osmanlı
yöneticilerinde Avrupa kaynaklı reform istek ve projelerine karşı haklı bir şüphe ve antipati
doğurmuştur.
347 Gündüz. Aktan, aynı makale.
73
8- Avrupa'nın siyasî plânları neticesinde, başta Ermeniler olmak üzere diğer Hırıstiyan
unsurlar kendi devletleri ile karşı karşıya getirilmiş ve birçok olumsuzlukların yaşanmasına sebep
olunmuştur.
9- I915'e gelinceye kadar İttihat ve Terakkiciler de dahil, Osmanlı Devlet yöneticilerinin,
Ermeni Meselesi'nin çözümü için çok uzun bir süre, gerektiğinde Ermeni Silâhlı İhtilâl
Komiteleri'yle dahi işbirliği yaparak, iyi niyetle çabaladıkları gerçeği gözardı edilemez.
10- 19. Yüzyılın ikinci yarısında ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Türk milletinin yaşadığı
sayısız olumsuzlukları, hatta Ermenilerin takındıkları uyuşmaz siyasî tavır ve silâhlı eylemlerine
rağmen, bu gelişmeleri konu edinen Tarihî kaynaklar ve Türk folklorik değerleri, Türklerde, gayr-ı
müslimlere, özellikle Ermenilere karşı ırkçı nefret ve anti-Ermeni duygularının gelişmediğini
göstermektedir. Bunun aksine, başta Ermeni din adamları ve entellektüelleri olamak üzere, sıradan
Ermenilerde de Türklere karşı derin bir nefret ve antitürkizm duygularının varlığı açıkça görülüyor.
11- Osmanlı Devleti'nin idarî hayatında, zaman zaman Müslüman unsurlarına da uyguladığı
zorunlu bir iskân politikası olan tehcir, bu gelişmeler karşısında devletin mecbur bırakıldığı bir
metodtur.
12- Zorunlu iskân ve göç ettirme esnasında verilen emirler ve yapılan uygulamalara
bakıldığında, Osmanlı Hükümet politikalarının, açık veya gizli bir şekilde, yaygın ve sistamatik bir
saldırı biçimini benimseyerek, Ermenilere karşı bir yok etme ve soy kırımını asla hedeflemediği
anlaşılmaktadır. Günümüzde ileri sürülen soy kırımı, asılsız ve tarihî gerçeklere tamamen ters bir
suçlamadır.
13- Yine tarihi verilerden anlaşıldığına göre; söz konusu tehcir önceden plânlanmamış, fakat
Ruslarla savaşa girilmesi üzerine ortaya çıkan durum, Ermenilerin düşmanla işbirliği yapması ve
silâhlı isyana başlamaları gibi olayların zorlamasıyla uygulamaya konulmuştur. Bu işbirliğini, Rusya
Dışişleri Bakanlığı'nın yazışmaları inkâr edilemiyecek biçimde ortaya koymaktadır.
14- Başta zorunlu bir iskân olan tehcir olmak üzere, Ermenilerle ilgili konularda, Reform
meselesi ile onun arka plânını ve bu hususta daha önce yapılanları bilmeden ileri sürülen görüşler
eksik ve yanıltıcı olacaktır.
74
15- Kaynaklardan anlaşıldığına göre; Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın yanında savaşa
sürüklenmesi ve bütün Osmanlı unsurlarının büyük acı ve facialar yaşamasının başta gelen sebebi,
İtilâfname'in tertipçisi İngiltere ve Rusya başta olmak üzere, Avrupalı devletlerin izledikleri politika
ve sergiledikleri siyasî tavırdır.
16- Bugün yapılan tartışmalarda ileri sürülen tez ve karşı tezler de, tamamen 1915-1922
senelerindeki gelişmelerin esas alındığı görülüyor.
17-2001 senesinde Türkiye'nin aynı problemle karşı karşıya bırakılması Batılı devletlerinin
bu bölge siyasetleri üzerinde fazla bir değişim olmadığını göstermektedir.
6. KAYNAKLAR
A- ARŞİV VESİKALARI348
BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ (BOA)
I- Babıâli Evrak Odası: (BEO)Hazine-i Evrak (HE).Islahat Defteri, nr. 936/53-3.Nizamât Defteri, nr. 7.
348 Vesikaların ilgili fon numaraları dipnotlarda gösterilmiştir.
75
Sadaret Defteri, nr. 2680-6.
II- İrade:1- Dosya Usûlü-İrade (DUİT), nr. 81-2 Ermeni İşleri Dosyası (EİD).
DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1309.DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1310.DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1311.DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1312.DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1313.DUİT, nr. 81-2 (EİD) 1314-1322.DUİT., 74-2/1-2-3
2- Dahiliye (İD).
3- Hariciye (İH).
4- Meclis-i Mahsûs (İ-MM).
IV- Gelen Defteri nr. 664/22-1; 665/22-5; Giden Def. nr. 666/22-3; 667/22-4; 668/22-5.
V- Mühimme Defteri, (MD) nr. 263.
VI- Sadrazam Kamil Paşa Evrakı.
VII- Sadaret Marûzat Evrakı (YA.Res)
VIII- Sicilli-i Ahvâl Defteri (SA), nr. 1.
IX- Yıldız Evrakı:1- Yıldız Mütenevvia Marûzat Evrakı (Y-Mtv).2- Yıldız Esas Evrak (YEE)
X- Meclis-i Vükela Mazbatası (MV). XI- Dahiliye Emniyet-i Umûmiye Asayiş Kalemi (EUM.AYŞ). XII- Dahiliye Kalem-i Mahsus (DH.KMS). XIII- Dahiliye Hukuk Müşavirliğu Evrakı (DH.HMŞ). XIV- Dahiliye Şifre Kalemi (DH.ŞFR). XV- Hariciye Siyasi Evrak (HR. SYS). XVI- Islahat Defteri, İ.Ü. Türkçe Yazmaları Kutüphanesi (TY). nr. 9040.
Printed for the Use of the Foreing Office, June 1895 (F.O.), nr. 881-6621.
B- YAYINLAMIŞ VESİKALAR
Atatürk’ün Milli Dış Politikası (Milli Mücadele Dönemine Ait 100 Belge) 1919-1923, I. Ankara 1992.
Berlin Kongresi; H. 1298 Matbaayı Amire.
"Documents Diplomatiques Projest Des Réform Dans L'Empire Ottoman 1893-1897, nr. 1" Belgelerle Türk Tarihi Dergisi , İstanbul 1985 Mart. sayı 1.
Gencer, Ali İhsan; "İhtilâlci Ermenilerin Kaza İhtilâl teşkilâtı Talimâtnamesi", Tarih Enstitüsü Dergisi 13, İstanbul 1987.
General Harbord'un Anadolu Gezisi ve Ermeni Mes'elesine Dair Raporu (hzr. Seçil Akgün), İstanbul 1981.
Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (OBE), V. İstanbul 1987.
76
ESERLER ve İNCELEMELER
Abdurrahman Şeref; Tarih-i Devlet-i Osmaniyye II, İstanbul 1318.
A.Debidour; Histoire Diplomatique de L'Europe, Paris 1929.
Ahmet Rasim; Osmanlı Tarihi IV, Kostantiniyye, 1330.
____________; İstibdattan Hakimiyyet-i Milliyeye, II. İstanbul 1341.
Ali Reşâd; Asr-ı Hazıra Tarihi, Dersaadet 1330.
Ahmet Rüstem Bey (Alfret); Cihan Harbi ve Türk Ermeni Meselesi, (çvr.Cengiz Aydın), İstanbul 2001.
Aktan, Gündüz; “Devletler Hukukuna Göre Ermeni Meselesi” Türkiye Günlüğü, Sayı 14, Ankara Kış 2001.
Bayur, Yusuf Hikmet; Türk İnkılap Tarihi, I/I., Ankara 1983.
Beydilli, Kemâl; “ 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşında Doğu Anadolu’dan Rusya’ya Götürülen Ermeniler ” Türk Tarihi Belgeleri Dergisi, XIII/17. Ankara 1988.
Beyoğlu, Süleyman; “1915 Tehciri Hakkında Bazı Değerlendirmeler” Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 131, İstanbul Nisan 2001.
Bostan, Hanefi; “I.Dünya Savaşı Sırasında Ermenileri İskan Meselesi ve Bazı Gerçekler” Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, (hzr. Erhan Afyoncu), İstanbul 2001.
Bozkurt, Gülnihal; "İslam Hukukunda Zımmilerin Hukukî Statüleri", Kudret Aytere Armağan, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi 3, sayı 1-4, Ankara 1987.
____________; Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasî Gelişmelerin Işığı Altında Gayr-ı Müslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukûkî Durumu (1839-1914), Ankara 1989.
Bryce, Viscount; The Treatment Of armenians in The Ottaman Empire 1915-16, Documents Presented To, Beirut 1972.
Canard, M; "Armeniya" The Encyclopaedia of İslam (Eİ), I/I London 1960.
Cengiz, H.Erdoğan; Ermeni Komitelerinin A'mâl ve Harekât-ı İhtilâliyesi, Ankara 1983.
Chantre, Ernest; "Te Beyrouthe A Tiflis La Travers La Haute-Mesopotamie et le Kurdistan" Le Tour Du Monde Nouveau Journal Des Voyages (1889).
Chrıstopher, J. Walker; armenia The Suruvial of a Nation, London 1980..
Cuinet, Vital; La Turguie D'Asie Géopraphie Admistrative, tom I-II., Paris 1890-91.
Çalık, Ramazan; Alman Kaynaklarına Göre II. Abdulhamid Döneminde Ermeni Olayları, Ankara 2000.
Driault, Edeuard; Şark Mes'elesi (mütercim Nazif), İstanbul 1328.
Engin, Vahdettin; “ Sultan II. Abdulhamid’e Düzenlenen Eermeni Suikastı ve Bu Sebeple Belçikayla Yaşanan Dilomatik Kriz” Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, (hzr. Erhan Afyoncu), İstanbul 2001.
Ercan, Yavuz; Kudüs Ermeni Patrikhanesi, Ankara 1987.
____________; "Türkiye'de XV. ve XVI. yüzyıllarda Gayr-ı Müslimlerin İctimaî ve İktisadî Durumu" Belleten, XIVIII. 1983.
Garo , Sasunî; Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. yy'dan Günümüze Ermeni-Kürt İlişkileri, (çvr. Bedros Zartaryan-Memo Yetkin), İstanbul 1992.
77
Genel Kurmay Askerî Tarih ve Strateji Etüt Başkanlığı (ATASE), Dördüncü Tarih Semineri, Ankara 1989.
George Washburn; Fifti Years in Constantinople And Recollections of Robert College, Boston and New-York 1909.
Gürün, Kâmuran; Ermeni Dosyası, Ankara 1983.
Halaçoğlu, Yusuf; Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Ankara 2001.
_____________; XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, Ankara 1988.
Halfin; XIX. Yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadeleler, Ankara 1992.
Hasanaliyev, Neriman; Rusya’nın Van ve Erzurum Başkonsolosu Mayevski’nin Hatıraları, Trabzon 2001.
Haslip, Joasep; Bilinmeyen Taraflariyle Abdulhamid (çvr. Nusret Kuruoğlu), İstanbul 1964.
Hıntılyan, Y. T.; Anğeğdz Ecer (Samimi Sayfalar), 1890-1913, İstanbul 1913.
Hocaoğlu, Mehmet; Abdulhamid Han ve Muhtıraları, İstanbul 1989.
____________; Ermeniler, İstanbul 1976.
Hurewitz, J. C.; Diplomacy in The Near and Middle East A Documantary Record 1535-1914, New-York 1958.
Hüseyin Kazım Kadri; Meşrutiyetten Cumhuriyete Anılarım, (hzr. İsmail Kara), İstanbul 1991.
İbnü'l-Emin, Mahmut Kemal; Son Asır Türk Şairleri IV, İstanbul 1988.
____________; Son Sadrazamlar, II-III, İstanbul 1969.
İnalcık Halil; “Erzurum” İslam Ansiklopedisi (İA), IV., İstanbul 1977.
Kamil Paşa; Hatırat, I., Konstantiniyye 1329.
Karaca, Ali; Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa (1838-1899), İstanbul 1993.
____________; “II. Abdulhamid’in İdareyi Kontrol Mekanizmalarından Yaver-i Ekremlik Kurumu” TTK Milletlerarası Tarih Kongresi, III/III. Ankara 2002.
____________; “ Hamidiye Hafif Süvari Alayları Hakkında Bazı Tespitler (1890-1900)” Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız Armağanı, İstanbul 1995.
Karpat, Kemal; "Ottoman Population (1830-1914) Demographic and Social Characteristics, Wisconsin 1985.
Kocabaşoğlu, Uygur; Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika 19. yy'da Osmanlı İmparatorluğundaki Amerikan Misyoner Okulları, İstanbul 1989.
Kodaman, Bayram; “ Üç Ermeni Şarkısı ve Ermenilerin Türklere Bakışı” Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, (hzr. Erhan Afyoncu), İstanbul 2001.
Köksal, Osman; Tarihsel Süreci İçinde Bir Özel Yargı Organı Olarak Divan-ı Harbi Örfiler (1877-1922), Ankara 1996. Basılmamış Doktora tezi A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Krıkorian, K. Mesrob; Armenians ın The Service of The Ottoman Empire 1860-1908, London 1977.
Kurşun, Zekeriya; Said Paşa (Küçük), İstanbul 1991.Basılmamış Doktora tezi, M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Küçük, Cevdet; Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Mes'elesinin Ortaya Çıkışı 1878-1897, İstanbul 1984.
Mc. Carty, Justin; Müslümanlar ve Azınlıklar, (çvr.Bilge Umar), İstanbul 1998.
Mustafa Halidî-Ömer Ferruh;İslam Ülkelerinde Misyonerlik ve Emperyalizm (çvr. Osman Şekerci), İstanbul
78
1989.
Nersisian, M. G.-R.G. Sahakyan; Genosid Armyan Osmanskoy İmperi, Erivan 1983.
Nizâmnâme-i Millet-i Ermeniyân, (İstanbul) H. Mühendisyan matbaası 1279 (1863).
Noviçev, A. D.; Osmanlı İmparatorluğu'nun Yarı-Sömürgeleşmesi (Rusçadan çvr. Nabi Dinçer) Ankara 1979.
Osman Nuri; Abdulhamid-i Sanî ve Devr-i Saltanâtı (muharriri A.R.), İstanbul 1327.
Osmanlı Asırlarında Türk Devletinin Mülkî, İdarî Taksimâtı ve Yer İsimlerinin Mukayeseli Tahlili (1324-1325/1906-1907), BOA. Arşivi İstanbul.
Osmanlı Mebusan Meclisi Reisi Halil Menteşe’nin Anıları, (hzr. İsmail Arar), İstanbul 1991.
Orhon, Cengiz; Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretleri İskân Teşebbüsü, İstanbul 1963.
Öke, M.Kemal; İngiliz Casusu Prof. Armenius Wambry'nin Raporlarında II. Abdulhamid Dönemi, İstanbul 1987.
Pakalın, Mehmet Zeki; Sicilli-i Osmanî Zeyli (Yazma) XVII., TTK. Ankara.
Parvus Efendi; Türkiyenin Candamarı Devlet-i Osmaniyyenin Borçları ve Islahı, İstanbul 1330.
Sait Paşa (Küçük); Hatırat, I., Dersaadet 1328.
Samur, Sabahattin; “Bir Muhtıra ve Düşündürdükleri”, Türk Dünyası Dergisi, İstanbul Ocak 1992 (28-33).
Sertoğlu, Mithat; Osmanlı Tarihi Lügatı, İstanbul 1986.
Sonyel, Salahi R; “ Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Sorunu Niçin ve Nasıl Başladı” Uluslar arası Osmanlı Tarihi Sempozyumu, İzmir 2000.
Streek; “ Ermeniler” İslam Ansiklopedisi (İA), IV. (tadil, Halil İnalcık), İstanbul !997.
Sultan II. Abdulhamid Han; Devlet ve Memleket Görüşlerim, (hzr. A.Alaaddin Çetin-Ramazan Yıldız), İstanbul 1976.
Süryani Mihail Vekâyinâme;II. Kısım, (Tercüme Hrant D. Andreasyan), Türk Tarih Kurumu (TTK) Basılmamış nüsha; Değerlendirmesi için bk. Ersan, Mehmet; “Türk Yönetim Tarzı, Ermenilerin Türk İdaresini Kabulleri ve Kendilerine Tanınan Haklar” Uluslar arası Türk Ermeni İlişkileri Sempozyumu Bildirileri, İstanbul 2001.
Şahin, İlhan; “ Klasik Dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda Gayr-ı Müslimler” Uluslar arası Türk Ermeni İlişkileri Sempozyumu Bildirileri, İstanbul 2001.
Şimşir, Bilâl; Osmanlı Ermenileri, İstanbul 1986.
Tabiî Yer Adları, III., sayı 1., İçişleri Bakanlığı Yayını, Ankara 1977.
Tahsin Paşa; Hatıratı, İstanbul 1931.
Ternon, Yves,; Tuba Ermenien Geschichte Eines Völkermords, Frankfurt 1981.
Tunaya, Tarık Zafer; Türkiyede Siyasî Partiler. İkinci Meşrutiyet Dönemi 1908-1918, I., İstanbul 1984.
Turan, Osman; Selçuklular Zamanında Türkiye, Ankara 1971.
Tüccarzâde İbrahim Hilmi; Memalik-i Osmaniyenin Ceb Atlası. Devlet-i Aliyye-i Osmaniyyenin Ahvâl-i Coğrafya ve İstatistikiyyesi, İstanbul 1323.
Unat, Faik Raşit; Hicrî Tarihleri Miladî Tarihe Çevirme Klavuzu, Ankara 1984.
Urfalı Mateos Vekâyinâmesi (952-1136) ve Papaz Gregor’in Zeyli (1131-1162), (Tercüme Hrant D. Andreasyan), Ankara 1987.
79
Uras, Esat; Ermeni Mes'elesi, Ankara 1957.
Vecihi ve Arkadaşları; Musavver Tarih-i Harb (nşr. Ahmet Cevdet Hasan Ferit), Dersaadet 1315.
Yerasimos, Stefanos; Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye, İstanbul 1980.
SALNAMELER
Devlet Salnamesi 1313, Dersaadet.
Devlet Salnamesi 1314, Dersaadet.
Devlet Salnamesi 1315, Dersaadet.
Devlet Salnamesi 1316, Dersaadet.
GAZETELER349
Basiret.
Dersaadet.
Hakimiyet-i Milliye.
İkdam.
İleri.
Malûmat.
Mizan.
Saadet.
Sabah.
Servet.
Star.
Takvim-i Vekaâyi.
Tarik.
Tercüman.
Tercüman-ı Hakikat.
7. EKLER
349 Gazetelerin ilgili sayı ve tarihleri dipnatlarda gösterilmiştir.
80