ffaaŞŞİİzzmmİİnn aaddaalleettİİ yyookkttuurr!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1....

60
Haftalık Dergi / Sayı: 454 1 Şubat 2015 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com [email protected] Roboski’de 34 kişi katledildi: Katliam “makul hata”, katiller cezasız... Ali İsmail Korkmaz işkenceyle katledildi: İçişleri Bakanlığı “polise taş attı” diye katliamı savundu, katiller cezasız... Berkin Elvan 14 yaşında gaz fişeğiyle katledildi: Katliam talimatını veren Tayyip Erdoğan “örgüt üyesiydi” dedi! Katiller yargılanmıyor! Uğur Kaymaz: 12 yaşında, 13 kurşunla katledildi. “Terörist” denildi, katilleri cezalandırılmadı! ADALET HALKIN ELLERİNDE! AKP’nin Rüşvetçi Hırsız Bakanları: Milyonlarca Dolar şvet Aldı TBMM’de Aklandı FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR! FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!

Upload: others

Post on 20-Nov-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Haftalık Dergi / Sayı: 4541 Şubat 2015

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus.com

[email protected]

AAKKPP’’nniinn 55 YY ıı ll ll ııkk EEğğ ii tt iimm PPllaann ıınnddaa11 MMii llyyoonn İİmmaamm HHaatt iippll ii YYeett iişş tt ii rrmmeekk VVaarr !!

Parasız, Bilimsel, Demokratik Halk İçin Eğitim İstiyoruz!

Liseliler, 8 Şubat’ta Kadıköy’deLiseli Dev-Genç Saflarında Birleşelim!

Roboski’de 34 kişi katledildi: Katliam “makul hata”, katiller cezasız...Ali İsmail Korkmaz işkenceyle katledildi: İçişleri Bakanlığı “polise taş attı” diye

katliamı savundu, katiller cezasız...Berkin Elvan 14 yaşında gaz fişeğiyle katledildi: Katliam talimatını veren

Tayyip Erdoğan “örgüt üyesiydi” dedi! Katiller yargılanmıyor!Uğur Kaymaz: 12 yaşında, 13 kurşunla katledildi.

“Terörist” denildi, katilleri cezalandırılmadı!

ADALET HALKIN ELLERİNDE!

AKP’nin Rüşvetçi Hırsız Bakanları: Milyonlarca Dolar

Rüşvet AldıTBMM’de Aklandı

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!

Page 2: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa Doğru

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

KİTABIN ADI: ONBEŞİNDE BİR FİDANUMUDUN ÇOCUĞU BERKİN ELVAN

KİTABIN YAZARI: Ali Osman KöseKİTABIN YAYINEVİ: Boran Yayıncılık

Umudun çocuğu Berkin Elvan Başbakan TayyipErdoğan’ın talimatıyla katledilen Haziran Ayaklan-ması şehidimizdir.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gece uykularını ka-çıran iki şeyden birisi Haziran ayaklanması, diğeriise Berkin için yürütülen adalet mücadelesidir.Tayyip Erdoğan bunu “Yatıyorlar kalkıyorlar Ber-kin Elvan diyorlar” diye ifade etmişti.

Berkin Elvan’ı bütün Türkiye’ye, hat-ta dünyaya tanıtan, sahiplendiren Cep-he’nin 269 gün kesintisiz süren adalet mü-cadelesidir... Hatta gün olmuştur hiç ya-tılmamıştır... 269 gün boyunca hastaneönünde Cepheliler nöbet tutmuşlardır...Berkin Elvan için eylem yapılmayan günolmamıştır. AKP’nin katliamcılığının,adaletsizliğinin, faşist niteliğinin teşhir edil-mediği tek bir gün olmadı. Yaptığımız ey-lemlerle Berkin nezdinde halkın adalet ta-lebi, öfkesi en üst boyutta ifadesini buldu...Berkin’in şehit düştüğü gün hastaneye bilesaldıracak kadar pervasızlaştı AKP’nin po-lisi... ve AKP’nin bütün saldırılarınınkarşısında hep direnen, polisle çatışan, he-sap soran bir Cephe vardır. İşte bu öfke, bu adalet talebi, hesap

sorma isteği 269 gün boyunca büyüdühalkın içinde. Berkin’in şehit düştüğügün Cephe’nin çağrısıyla birlikte bütünülke çapında bir tür ayaklanmaya, hesapsormaya dönüştü...

AKP ve onun medyası sahiplenmeyiengellemek için Berkin’in ekmek alma-ya giderken değil, “polise taş atarken”vurulduğunu, çocuk olmayıp “DHKP-C’li” olduğunu... söyledi... Ancak bu pro-pagandanın halkın öfkasini büyütmektenbaşka hiçbir etkisi olmadı.

Berkin’in katilleri hala görevlerininbaşında halk düşmanlıklarını sürdürüyor-

lar. Halk Cephesi “Katiller cezalandırılana kadarsusma Türkiye” diyerek kesintisiz mücadelesini sür-dürüyor. Katiller cezalandırılana kadar da mücade-le sürecek.

Bu kitap aynı zamanda faşizme karşı nasıl müca-dele edileceğinin, nasıl sonuç alınacağının, devrimcimeşruluğun, devrimci eylemlerin, demokratik müca-delenin gösterildiği klavuzdur. Milyonların sokaklarakendiliğinden değil, ısrarlı, kararlı, meşru devrimci birmücadeleyle çıkarılacağını göstermektedir.

Berkin Elvan’ın katillerini biliyoruz. Katilleri halkyargılayacak, halkın adaletiyle cezalandırılacak...

Saygılarımızla...

Page 3: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

İİ ç i n d e k i l e r27 Maltepe Hapishanesi’nde

havalandırmadaki kameralarCephe tutsakları tarafındanparçalandı!

28 TAYAD’lı Ailelerden: SizleriTAYAD olarak 24 saat kamerave cam kafeslere karşıkampanyamıza çağırıyoruz!

29 Avukat-müvekkil hakkıengellenemez!

30 Suudi kralı işbirlikçi Abdullahöldü! Arap halklarının gözüaydın!

32 İşbirlikçi Kral Abdullah’ınsoytarıları ‘milli yasta’

34 Davos, dünya halklarını aç,yoksul, işsiz bırakan, katledenemperyalistlerin zirvesidir!

37 Bizim Mahalleden: Sloganımız:Daha çok komite kuralım! Dahaçok dağıtımcı bulalım!

39 Hayatın Öğrettikleri:

Su akar yatağını bulur

40 Kamu Emekçileri Cephesi:Kamu emekçileri bir neferini

daha kaybetti

42 Halk İsyanları HalkKahramanları: Anadolu’nunilk kahramanlarından Hector

4 Faşizmin adaleti yoktur!

6 AK SARAY’larınızdarahat uyku uyuyamayacaksınız!

8 AKP her fırsatta halk muhalefetinesaldıracaktır!

12 Umut devrimdedir

13 Devrimci İşçi Hareketi:Direnişler okuldurdirenenler kazanır

16 Devrimci Okul: Yoldaşlık sevgisi18 Sanatçıyız Biz: Tehlike sette

değil örgütsüzlüktedir19 AKP’nin eğitim planında 1 milyon

imam hatipli yetiştirmek var!

20 Ülkemizde Gençlik:Sorunlarımızı ancak mücadeleederek çözebiliriz

23 Gençlik Federasyonu’ndan:AKP anaokulundan üniversiteyekadar gençliği gerici-faşisteğitim sistemiyle yetiştirmekistiyor!

25 Gençliğin Gündeminden:Gençlik ve faşist çetelerinsaldırısı

26 Liseliyiz Biz:AKP çocuk katilidir!

ADALET HALKINELLERİNDE

44 Sınıf Kini:Bizler de yapabiliriz!

46 Biz yürüdükçe halkın kapılarıbize açılır! Her mahalleyeYürüyüş girmeli...

48 Kürdistan’da HayatınÖğrettikleri:Emeğimiz boşa gitmez

49 Halkın MühendisMimarları: Vatanımızı,örgütümüzü savunacağız!

50 İzlediğimiz filmlerle dedüzene alternatifiz!

51 Halk toplanıyor, tartışıyor,karar alıyor, uyguluyor

52 Devrimcilerin yazılamalarınısilmek suçtur!

53 Avrupa’da Yürüyüş:Davos’ta Ahmet Davutoğluprotesto edildi!

54 Avrupa’da Biz:Alman emperyalizmiırkçıları ödüllendiriyor

55 Anadolu Gençlik:Irkçılığın olduğu yerdedemokrasi olmaz

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun

59 Öğretmenimiz...

Gülsuyu-Gülensu Halk Meclisi’nden Çağrı

Uyuşturucu çetelerinin yaktığı yerlerihep birlikte yeniden kuralım!

Birliğimizle çete saldırılarını boşa çıkaralım!

Gülsuyu-Gülensu Halk Meclisi

Page 4: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Roboski’de 34 kişi katledildi: Katliam“makul hata”, katiller cezasız.

Ali İsmail Korkmaz işkenceylekatledildi: İçişleri Bakanlığı

“polise taş attı” diye katliamısavundu, katiller cezasız...

Berkin Elvan 14 yaşındagaz fişeğiyle katledildi: Katliamtalimatını veren Tayyip Erdoğan

“örgüt üyesiydi” dedi!Katiller yargılanmıyor!

Uğur Kaymaz: 12 yaşında13 kurşunla katledildi. “Terörist”denildi, katilleri cezalandırılmadı!

FFFaaşş ii zzmmiinn AAddaall eett ii YYookkttuurr !!AAddaa llee tt HHaa llkk ıınn EE ll ll ee rr iinnddee

Haziran Ayaklanması günlerindeEskişehir’de polisler ve esnaflar ta-rafından işkence ile katledilen Aliİsmail Korkmaz’ın katillerinin yar-gılandığı dava 21 Ocak’ta Kayseri3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görül-dü.

“Kasten insan öldürme” suçla-masıyla müebbet hapis cezası istenenpolis Mevlüt Saldoğan'a 13 yıl hapiscezası verildi. Saldoğan'ın cezası 'iyihal' indirimiyle 10 yıl 10 aya düşü-rüldü. Polis Yalçın Akbulut için 12yıl hapis cezası verildi ve yine cezası'iyi hal'den 10 yıla düşürüldü. Yattığıgünler düşüldükten sonra 4 yıl 2 ayhapis yatıp çıkacaklar… Diğer sa-nıklardan Ali İsmail’e işkence yapanesnaflara 6 yıldan 3 yıla kadar değişenhapis cezaları verildi. Polislerden Şa-ban Gökpınar ve Hüseyin Engin'inise beraatine karar verildi.

AKP’nin yargısına göre işkenceile adam öldürmenin cezası bu...

Sonuç olarak dönemin BaşbakanıTayyip Erdoğan’ın talimatıyla kat-ledilen Ali İsmail Korkmaz’ın da-vasında katillere ödül gibi cezalarverilerek katiller korundu.

Bu düzenin mahkemelerinde halkiçin hiçbir zaman adalet olmamıştır.Faşizmin mahkemeleri halka karşıdüzeni korumak için çalışmaktadır.Ali İsmail’i katledenler bu düzeninbekçileridir. Yargı, halka karşı savaşandüzenin bekçilerini korumuştur.

Katillerin korunması mahkeme-lerle de sınırlı kalmamıştır.

İşçileri Bakanlığı Ali İsmail Kork-maz’ın işkenceyle katledilmesini “ODA POLİSE TAŞ ATMIŞTI” di-yerek savundu.

İçişleri Bakanlığı “bana taş atar-san öldürürüm, işkence yaparım,katlederim” diyor.

28 Aralık 2012’de Roboski’de 34kaçakçı savaş uçaklarıyla bombala-narak katledildi.

AKP, “yanlışlık oldu, PKK’li san-mıştık” diyerek katliamı savundu.Katliam emrini veren bizzat TayyipErdoğan’dı. Katledilen kaçakçılarınailelerini “kan parası” vererek sus-turmaya çalıştılar. Aileler “sus payı”olarak verilen kan paralarını kabuletmedi. Ne katledenler, ne de katliamemrini verenler cezalandırılıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin RoboskiKatliamı’na ilişkin Adalet Bakanlı-ğı’ndan istediği görüş yazısında Ba-kanlık şöyle diyor: "Daha sonra birhata olduğunun anlaşılması, kul-lanılan gücü otomatik olarak haksızhale getirmez. Bununla birlikte ola-yın içinde bulunduğu koşullar, güçkullanılmasını gerektiren makul birinancın varlığını göstermelidir."

Adalet Bakanlığı diyor ki: “Ro-boski’de 34 kişiyi yanlışlıkla katlettik.Ancak bu bizim haksız olduğumuzanlamına gelmez. Çünkü 34 kişiyikatletmemiz için makul bir gerekçe-miz vardı.”

Yani Adalet Bakanlığı “makul”bir gerekçenin olduğu inancı varsaistediğim herkesi katledebilirim...

Böyle bir düzenin adaleti olabilirmi? Roboski katliamında kimseAKP’nin mahkemelerinden adaletbeklemesin... Yanlış yaptık derkenbile katliamı savunuyorlar.

BERKİN ELVAN’IN KATİLLE-Rİ İKİNCİ YILINA GİRİYORHALA MAHKEME ÖNÜNE ÇI-KARTILMADI!

Berkin Elvan da Tayyip Erdo-ğan’ın talimatıyla katledildi. HaziranAyaklanması’nda ilk şehitlerin arka-sından polislere “talimatı ben ver-dim” demişti. Erdoğan’ın bu açık-lamasının arkasından katil polislerekmek almaya giden Berkin Elvan’ıda yakın mesafeden kafasına gaz tü-feği ile yakın mesafeden nişan alarakvurdu.

Tayyip Erdoğan Berkin’in vurul-

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!4

Page 5: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

masını “Ekmek almaya gitmiyordu,polise taş atıyordu, çocuk değil,DHKP-C’liydi” diye savundu.

Başbakan’ın katliam talimatı ver-diği, katil polisleri “kahraman” ilanettiği bir ülkede adalet olur mu?

12 yaşındaki Uğur Kaymaz özeltimler tarafından 13 kurşunla katle-dildi. Yanına boyundan büyük birsilah bırakılarak “teröristti. Çatışmadaöldürüldü” dediler. “Terörist” diyerekinsan öldürmenin ülkemizde bir ce-zası yok. Sözde idam cezası kaldırıldı,ancak 2 yaşındaki çocuklar bile “ço-cukta olsa, kadın da olsa gereği ya-pılacaktır” diyen başbakanın tali-matlarıyla katlediliyor.

AKP’nin 12 yıllık iktidarı 241çocuk polis ve asker kurşunlarıylakatledildi. Katiller ya hiç yargılan-madı ya da Ali İsmail davasında ol-duğu gibi ödül gibi cezalar verilerekkorundular.

Faşizmin adaleti halka karşı böyleişliyor. Faşizmin adaleti yoktur.

Bakın aynı adalet AKP’nin hırsız,rüşvetçi bakanlarına karşı nasıl işliyor.

Ali İsmail’in davasının görüldüğügünlerde mecliste AKP’nin yüzmil-yonlarca dolar rüşvet alan AKP’ninhırsız 4 bakanının Yüce Divan’dayargılanıp yargılanmayacağına ilişkinoylama vardı. AKP milletvekillerininoylarıyla rüşvetçi, hırsız dört bakanınyargılanmamasına karar verildi. Yanihırsızlık, rüşvet, yolsuzluk oligarşinin“yüce meclisi” tarafından meşrulaş-tırıldı.

Bu DüzendenAdalet Beklemek Kendimizi Kandırmaktır!

Ali İsmail davası gibi her mah-keme kararından sonra “artık adaletegüvenim kalmadı” gibi açıklamalaryapılıyor.

Bu tür açıklamalar bir yerde ger-çeği görmenin ifadesi gibi görülsede sanki adalet varmış, olabilirmişolgusunu da içinde taşıyor.

Hayır, faşizmin adaleti yoktur.Bu AKP’ye özgü bir durum da de-ğildir. AKP çelişkilerini derinleşme-sinden kaynaklı iktidarını ayakta tu-

tabilmek için göstermelik de olsa“demokrasicilik oyunu”nu sürdüre-bilecek gücü yoktur. Pervasızca dev-letin tüm kurumlarını iktidarını des-teklemeyen tüm kesimlere karşı baskıaracı olarak kullanmaktadır. Devletintüm kurumları artık AKP’nin ku-rumları haline dönüşmüştür...

Kimse hayallere kapılıp bu dü-zende adalet beklemesin.

Bunu derken elbette “Adalet is-temeyelim, nasıl olsa düzenin adaletiyok” demiyoruz. Tam tersine; adaletisöke söke almalıyız!

Adalet Halkın Kendi Ellerinde

Evet, adaleti biz sağlayacağız.Adalet bizim kendi ellerimizde. Ada-leti dişimizle, tırnağımızla söke sökealmalıyız.

Adalet mücadelesinden asla vaz-geçmemeliyiz. Adaleti faşizm ver-meyecek, biz alacağız. Adaleti bizsağlayacağız.

Adalet ekmek, su, hava kadarhalkın ihtiyacıdır. Adalet duygusuyok edilen bir halk, köleleştirilmişbir halktır. Adaletsizliğe sessiz kal-mak, boyun eğmek köleleşmektir.

Köleleşmeyeceğiz, halkımızın kö-leleştirilmesine izin vermeyeceğiz.

Berkin Elvan için yaklaşık iki se-nedir kesintisiz adalet istiyoruz. Yap-madığımız eylem türü kalmamıştır.

Tecrite karşı mücadeleden sonra ke-sintisiz eylem yaptığımız en uzunsüren kampanyalarımızdan birisidirBerkin Elvan’a adalet kampanyamız.Buna rağmen Berkin’in katilleri halayargılanmıyor. Katilleri yargılayacaksavcı bulunamıyor.

Yılmayacağız, peşini bırakmaya-cağız. Katiller cezalandırılana kadaradalet mücadelemizi büyüterek sür-düreceğiz.

AKP’nin bu pervasızlığına karşıher türlü araçla adalet mücadelesimeşrudur.

Adalet Cepheli’nin Elindeki Molotoftur!

Biz sağlayacağız adaleti... Sökesöke alacağız.

Her hafta yurdun dört bir yanındaBerkin’e adalet için onlarca eylemyapıyoruz. Onlarca insanımız gö-zaltına alınıyor, tutuklanıyor. Geçenhafta “Milyonlarca Göz Berkin’inKatillerini Arıyoruz” diye Kadıköy’deyürüyüş yapan Liseli Dev-Genç’li-lerden iki kişi tutuklandı.

Bir basın açıklaması bile her türlübedel göze alınarak yapılmaktadır.Faşizmle bu bedeller göze alınmadanmücadele edilemez...

AKP’nin faşist terörüne karşı dev-rimci şiddet eylemlerimizle cevapvereceğiz.

AKP’nin faşist terörüne, adalet-sizliğine karşı her türlü devrimcişiddet eylemleri meşrudur.

AKP’nin tüm kurumları hedefi-mizdir. Mahallelerimizde AKP’ningerici faşist örgütlenmelerine izinvermeyeceğiz. Mahallelerimizde hal-kımızın dini inançlarını sömürmesineizin vermeyeceğiz.

AKP polislerinin mahallelerimizdeTOMA’larla, akreplerle terör estir-mesine halkı sindirmesine izin ver-meyeceğiz.

Adalet halkın ellerindedir.

Adalet hesap soran Cepheli’ninelindeki molotoftur, Berkin’in elindekisapandır, bir bidon benzindir... Adaletibiz sağlayacağız!

AKP’nin rüşvetçi hırsızbakanları milyonlarca dolar

rüşvet aldı, TBMM’deaklandı!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

55ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 6: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizin dört bir yanında BerkinElvan için adalet mücadelesi sürüyor.Berkin’in katilleri cezalandırılına ka-dar da sürecek. Geçtiğimiz hafta bo-yunca başta İstanbul olmak üzereülkemizin dört bir yanında adalet is-tedik.

İSTANBUL/OkmeydanıOkmeydanı LiseliDev-Genç’liler:

Liseli Dev Genç’liler, 23 Ocak’takarnelerini alıp Berkin’in mahallesine,Okmeydanı’na geldiler. Berkin’in ka-tillerine karne vermek için, adalet is-temek için, adalet sarayına yürümekistediler. AKP’nin eli kanlı katil pol-isleri liselilere gaz kapsülleriyle, plas-tik mermileriyle saldırdılar. TOMA’la-rıyla, akrepleriyle “Liseli Dev- Genç”pankartının arkasında yürüyen 14-15 yaşındaki liselilerin peşine düştüler.Ne kadar dağıtmak isteseler de liselilerpolisi barikatlarda slogan sesleriylekarşıladılar. Liseli Dev-Genç'liler ba-rikat başlarında slogan sesleriyle bir-leştiler. Katil polis akrepleriyle girdiğimahallede liselileri gözaltına aldı.Liseli Dev-Genç'liler polisin saldırısınasloganlarla karşılık verdi.

Liseli Dev-Genç’liler, Berkin El-van için Okmeydanı’ndan İstanbulAdliyesi’ne bir yürüyüş düzenlemekistediler. Amaç Berkin’in karnesinivermekti.

Saat 14.00’da Berkin’in vurulduğuyerde toplanıldı. Pankartlarını açarakyürüyüşe geçen kitle Şark Kahvesitarafında yolu kesmiş olan polis ba-rikatına yüklendiler. Polis saldırısısonucu kitle mahalle içine doğru geriçekilerek çatışmaya başladı. Çatış-malar esnasında aralarında YürüyüşDergisi muhabiri de olmak üzerebirçok kişi gözaltına alındı. Ara aratoplanıp halaylar çeken kitlenin, po-lisle çatışması akşama kadar sürdü.Birçok kez akrepler molotoflarla ya-kıldı. Öfkesinden hızını alamayanpolis neredeyse kimsenin bulunmadığıyerlere de biber gazını atarak ma-hallede tam bir terör yaşattı. Yara-lanmaların yaşandığı çatışmada CepheMilisleri de caddeye çıkarak kur-şunlarını Berkin için akreplerin üze-rine sıktılar. Eylem akşam saatlerindeiradi bir şekilde sona erdirildi.

İstanbul Adliye: Öğlen sa-atlerinde polisin yürüyüşe saldırmasıüzerine İstanbul Adliye’sine kitleselbir şekilde ulaşılamadı. İstanbul Ad-liyesi meydanında ikisi kendisini de-mirlere zincirlemek üzere üç kişi“Berkin’in Katillerini Arıyoruz! LiseliDev-Genç” pankartını açarak oturmaeylemine başladılar. Oradan geçenhalka seslenen Dev-Genç’liler Ber-kin’in katilinin polisler olduğunu vehesabını soracaklarını ifade ettiler,sloganlar attılar. İlk anlarda saldır-mayan polis, aradan yarım saat geç-

tikten sonra demiri kesen bir makaslasaldırıya geçti. Saldırı karşısındapankarta sarılan ve zincirin kesilme-sini engellemek için direnen Dev-Genç’liler yerlerde sürüklenerek yakapaça gözaltına alındılar. Üç kişi yer-lerde sürüklenirken Berkin’in temsilikarnesini havaya kaldıran bir kişibaşka bir yerden çıktı alana. Bu ül-kede adaletin olmadığını haykıranbu Liseli Dev-Genç’li de gözaltınaalındı.

Pendik: Cepheliler 20 Ocak'ta,"Berkin Elvan'ın Hesabını Soracağız"yazılı pullama çalışması yaptı.

21 Ocak'ta ise, çeşitli liselerdeöğrenciler okullarının etrafına LiseliDev-Genç’in “Öğrenci MeclislerindeBirleşelim” başlıklı pullamalarını ya-pıştırdılar.

MERSİN: Mersin BüyükşehirBelediyesi (Taş Bina) önünde 23Ocak’ta Liseli Dev-Genç'liler tara-fından "Berkin Elvan'ın Katilleri Ara-nıyor!" kampanyası dahilinde basınaçıklaması yapıldı.

Açıklamada "Yaşıtları okula gidipkarne alırken, Berkin karnesini ala-madı. Karnesini de almaya gidemedi.Berkin, ekmek almaya giderken kat-ledildi. Berkin'in katilleri hala yar-gılanmadı. Bu adaletsizlik bizlerinöfkesini büyütüyor. Berkin'i vuranlarıaçıklayın" denildi. Açıklamaya 4 kişi

AK SARAY'larınızda Rahat Uyku Uyuyamayacaksınız!

Her Sokak Başında, Her Barikatta Berkin’inADINI DUYACAKSINIZ!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!6

Okmeydanı

Page 7: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

katıldı. "Berkin Elvan Ölümsüz-dür!", "15'inde Bir Fidan BerkinElvan!”, “Berkin’in Hesabı Soru-lacak!” sloganları atıldı.

Aynı gün Mersin Fuat MorelMahallesi’nde, "Berkin'in KatilleriAranıyor!/Liseli Dev-Genç" yazılıpankart asıldı.

ANTALYA: 23 Ocak tarihinde,Antalya Halk Cephesi her haftaolduğu gibi yine Berkin Elvan’ıniçin adalet eylemindeydi. KışlahanMeydanı'nda yapılan eylemde “Ber-kin Elvan’ın Katilleri Cezalandı-rılsın Adalet İstiyoruz!” pankartıaçıldı. Hesap soran sloganların atıl-dığı eylemde okunan açıklamanınardından eylem sloganlarla bitirildi.

TEKİRDAĞ-Çerkezköy:Çerkezköy’de Öğrenci Meclis-

leri 23 Ocak’ta Berkin Elvan içinkarne bırakma eylemi yaptılar. Ey-lem sırasında basın açıklamasıokundu. Basın açıklamasında sondönemlerde çocuk katliamlarınınçok olduğuna değinildi. Basın açık-lamasının ardından “Uyan Berkin”şarkısı dinletildi. Daha sonra PabloNeruda'nın "Bir Ceza İstiyorum"şiiri ve meclise gelen birinin BerkinElvan için yazdığı şiir okundu.Halka ajitasyonlarla Berkin Elvananlatıldı. Sloganlarla Berkin El-van’ın karnesi belediyenin önünebırakıldı. Sloganlar atılırken halkınçok büyük ilgisiyle ve alkışlarla

karşılaşıldı. Yapılan eyleme 20 kişikatıldı.

MUĞLA: Sınırsızlık Meyda-nı’nda 23 Ocak’ta Muğla Dev-Genç’liler tarafından 3 dönemdirkarne alamayan Berkin Elvan’ınkarnesi alındı ve basın açıklamasıyapıldı. 7 kişi katıldığı eylemdeBerkin Elvan’ın katillerini teşhireden mektubun okunmasının ar-dından basın açıklaması metniokundu. Eylemde sloganlar atıldıve ajitasyonlar çekildi. 7 kişininkatıldığı 45 dakika süren eylem,Dev-Genç’lilerin Berkin Elvan içinbir dakikalık saygı duruşunun ar-dından iradi olarak sonlandırıldı.

KOCAELİ: Kocaeli Cumhu-riyet Parkı yanındaki yolu 23 Ocakgünü Dev-Genç'liler Berkin Elvan'ınhesabını sormak için trafiğe ka-pattılar. 6 Dev-Genç'li işkencecipolisler tarafından gözaltına alın-dılar. Dev-Genç’liler: "Dev-Genç'li-lerin başına gelecek her şeydenkatil Kocaeli polisi sorumludur.Yapılan her işkencenin hesabı so-rulacak!" açıklaması yaptı.

İZMİR: 23 Ocak'ta “BerkinElvan İçin Adalet İstiyoruz” eyle-mi yapıldı. Karşıyaka İzban Du-rağı önünde toplanıldı, en öneBerkin’in temsili karnesi, arka-sında “Berkin’in Katilleri Yargı-lansın” yazan pankart açılarak is-kele yönüne doğru yürüyüşe ge-çildi. Yürüyüş esnasında aynı içe-rikte sloganlar atıldı. Sloganlarıduyan halktan gelip yürüyüşe ka-tılanlar oldu. Toplam 25 kişininkatıldığı eylem Karşıyaka İş Ban-kası’nın önünde açıklanmanınokunması ardından sona erdi.

7ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Okmeydanı

Okmeydanı

Adliye Önü

Antalya

İzmir

Mersin

Kocaeli

Page 8: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

7 Ocak tarihinde Paris'te, El Kaidebağlantılı iki kişi Charlie Hebdoisimli karikatür dergisini bastı, baskınve hemen sonrasında yaşanan saldı-rıda 13 kişi öldürüldü.

Katliam saldırısı başta Fransa ol-mak üzere tüm Avrupa'da şok etkisiyaptı. Emperyalistler tüm Avrupa’da“terör alarmı” verdiler. “Terör” şüp-helisi gördükleri pek çok yere bas-kınlar düzenlediler.

Paris'te “terörü lanetleme” adıaltında 50 emperyalist ve işbirlikçiülke liderinin ön sıralarda kol kolayürüdüğü büyük bir yürüyüş düzen-lendi. Tüm propagandalarına rağmenyürüyüşe en fazla bir buçuk milyoncivarı kişi katıldı.

Emperyalistler ve işbirlikçileri bukatliam saldırısını kendi cephelerindenkullanmaya çalıştılar. Emperyalistlerırkçılık, yabancı düşmanlığı, göç-men sorunu, islam karşıtlığı teme-linde ele alıp halklara karşı yenibaskı yasaları hazırlıklarına girişmektegecikmediler.

Paris'teki yürüyüşe katılanlardanbiri de Başbakan Ahmet Davutoğluidi. Davutoğlu Türkiye'ye gelir gel-mez açıklamalarda bulundu. GerekDavutoğlu gerekse de CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan birbirine paralelaçıklamalar yaptılar. "Halkın dinihassasiyetlerine saldırmak basınözgürlüğü değildir, buna müsaadeetmeyiz" diyerek hemen muhalifkesimleri hedef gösterdiler. Hedefgösterdiklerinin başında CumhuriyetGazetesi geliyordu.

Katillerin BirliğiKatilleri AramanızaGerek Yok; Katil Sizsiniz!

50 emperyalist ve işbirlikçi ülkelideri Paris'teki "teröre karşıyürüyüş"te en önde saf tuttular. Oysa

terörist kendileriydi. Çünkübizzat kafa kesen, her türlüvahşet örneğiyle korku saçanbu katilleri bizzat kendileribesleyip büyütmüştür. Bunlaraher türlü desteği vererek mu-halif gördükleri, kendi de-netimleri altına girmeyen ülkeve yönetimlerin üzerine sal-mışlardır. Irak, Libya, Suriyebunun somut örnekleridir.

IŞİD vb. örnekler birden bire vekendiliğinden ortaya çıkmış örneklerdeğildir. Emperyalistler IŞİD'i ken-dilerinin bu noktaya getirdiğini açık-tan itiraf etmektedirler. AKP, bizzatIŞİD'i beslemektedir. Öyle ki, IŞİD'e"terörist" diyememiştir Tayyip Er-doğan.

Katil mi Arıyorlar?Halkların KatiliEmperyalizmdir!

Halkların dini, ulusal, kültüreldeğerlerini yok sayan, saldıran, yoz-laştırmaya çalışan emperyalistlerdir.

El Kaide, IŞİD vb. katliam çete-lerini besleyen, yaratan emperyalistlerve işbirlikçileridir. Bizzat eğiterek,parasal ve silah yardımı yaparak,önlerini açarak bu güçleri yaratankendileridir.

Emperyalist kapitalist düzeninadaletsiz, değersiz, açlık, yoksulluktablosu bu zemini yaratmaktadır.

Şimdi bizzat kendi ülkelerindecanları yanınca "harekete geçiyorlar"!Nasıl?

Hemen yeni baskı yasalarını tar-tışmaya başladılar. Gerçek şudur kidoğrudan ya da dolaylı El Kaide,IŞİD gibi çeteleri yaratanlar bunlaraçözüm olamazlar. Bu nedenle gün-deme getirdikleri baskı yasalarıyla"kendi suçlarını gizlemekte" ve halk-ların dikkatini farklı yöne çekmek-

tedirler.  

Charlie Hebdo katliamından sonraAB ülkeleri Schengen Vizesi kural-larını sertleştirme kararı aldı. AB ül-keleri dışındaki ülke vatandaşlarınavize koşulları, parmak izi alınmasıyeterince aşağılayıcıydı. ÖzellikleArap, Türk, Müslüman ülke vatan-daşları potansiyel hırsız, soyguncuve terörist muamelesi görmektedir.Şimdi bu durum daha da abartıla-caktır.

Paris'teki saldırının ardından 12Ocak tarihinde bir araya gelen ABülkelerinin içişleri bakanları topla-narak güvenlik konularını tartıştılar.Gündemin ana maddesi "terörlemücadele"ydi. Toplantıda özelliklesınır kontrolü olmadan yolculukimkânı sağlayan Schengen siste-minde değişikliğe gidilmesi ve mev-cut kuralların sertleştirilmesi gün-deme getirildi. Fransa İçişleri BakanıBernard Cazeneuve “AB yasalarıterörle mücadele için yeterli değil”diyerek yeni baskı yasalarının işaretiniveriyordu. 

Emperyalistler ne zaman kendisuçları ortaya serilse hemen "terör"demagojisine başvururlar. Emperya-listler yapar da işbirlikçileri dururmu? Cumhurbaşkanı’ndan Başbaka-nı’na AKP'nin ileri gelenleri sankifırsat yakalamışçasına bolca "terör"demagojisi yaptı. Kendilerinin yıllarcaterörden ne kadar çok çeken bir ülke

AKP HER FIRSATTA HALK MUHALEFETİNE SALDIRACAKTIR!

FAŞİZME KARŞI HAKLILIĞIMIZ VEMEŞRULUĞUMUZLA DİRENECEĞİZ

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!88

Page 9: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

olduklarından, Batı’nın uya-rılarına kulak asmadığından,dahası teröre destek verdiğin-den dem vurdular. Paris'tekikatliamdan hareketle de "te-rörün her türlüsüne karşıyız,terörle mücadelede ‘ama’nınolmayacağını net şekilde söy-lüyoruz" şeklinde demeçlerverdiler. 

Dikkat edin, halklara karşı en çoksuç işleyenler, halklara en çok saldı-ranlar en çok "terör" edebiyatı ya-panlardır.

Terör Ne? Terörist Kim?Neden Bolca "Terörizm"Demagojisi Yapıyorlar?

Terör, terörizm halklara saldır-maktır. Halklara yönelik fiziki, askeri,siyasal, sosyal, psikolojik her türlüsaldırıyı yapanlar gerçek teröristlerdir.Terörizm demagojisi yapanlar kendisuçlarını gizlemek amacı güderler.

Çelişki; Ezen ve Ezilen,Emperyalizm ve EzilenHalklar Çelişkisidir !Müslüman-HıristiyanÇelişkisi Değildir

İslami hareketler ya da "İslamcı-lık" iddiası taşıyan hareketler çelişkiyi"Müslüman-Hıristiyan, Müslü-man-Yahudi" çelişkisi olarak ortayakoymaktadırlar. Eylemleri, söylemleride bu temele göre şekillenmektedir.

Oysa bu durum tam da emperya-listlerin istediği durumdur. Bu yak-laşım emperyalistlerin halkları dini,etnik, ulusal vb. temellerde bölmepolitikasına hizmet eder. Gerçek çe-lişkiyi gizler. Böylelikle halklarınemperyalizme karşı savaşımını en-geller.

Emperyalist ülkelerde son dö-nemlerde artan ırkçı, yabancı karşıtı,hatta İslam karşıtı politika ve saldırılarda bu çarpık anlayışı besleyen iradi,bilinçli politikalardır.

"Sadece 7 Ocak’taki Charlie Heb-do katliamından bu yana Fransa’da50’den fazla İslam karşıtı saldırıgerçekleşti. Son bir haftada Müs-

lümanlara ve camilere yönelik, 21silahlı ve el bombalı saldırı ile 33mektupla tehdit veya sözlü saldırımeydana geldi. Fransız basının ak-tardığına göre, Vaucluse’de Müslü-man bir aileye ait araç silahlı saldı-rıya uğradı. Port-La-Nouvelle’deyaklaşık 30 Müslüman’ın ibadet ettiğibir salona namaz vaktinden bir saatsonra silahlı saldırı düzenlendi. Batıbölgesindeki Mans’ta bir camiye doğ-ru üç el bombası atıldı. Mans, Port-La-Nouvelle ve Villefrance-sur-Sâo-ne’da ibadet yerleri de kurşunlarınhedefi oldu. Poitiers’de de bir camininkapısına ‘Araplara ölüm’ yazıldığıbildirildi. Fransa’da en son saldırıise, Orleans bölgesinde önceki geceTürk Derneği ve bir caminin ortakotoparkında bulunan bir aracın ateşeverilmesiyle gerçekleşti."

Fransa’da “terörle mücadele” ön-lemlerine yeni alanlar açılırken, Avus-turya’da koalisyon hükümetinin sun-duğu “İslam Yasa Tasarısı” da Mec-lis Anayasa Komisyonu’nda tartış-maya açıldı. 

İslam ve göçmen karşıtı Batı’nınİslamlaşmasına Karşı VatanperverAvrupalılar Hareketi (PEGIDA) veuzantısı faşist örgütler eylemleriniarttırarak sürdürüyorlar. 

Tüm bu politikalar Avrupa halk-larını faşizm, emperyalizm gerçe-ğinden farklı bir yöne çekiyor. Avrupahalklarının sosyal haklarındaki geri-lemeler, işsizlik, yoksulluk vb. ninyarattığı memnuniyetsizlik ırkçı, fa-şist, yabancı ve İslam karşıtı politi-kalarda eritilmeye çalışılmaktadır. 

Din İstismarcılığı YapmakDini Kullanarak Linç veKatliamlar DüzenlemekBu Düzenin Vazgeçilmez

Politikasıdır Paris'e gidiyor, "teröre kar-

şı yürüyüş"e katılıyor, "Te-rörün her türlüsüne karşıyız"diye demeçler veriyor; ancakkendileri terör estiriyorlar.

Paris’te 12 kişinin katle-dildiği saldırının hedefi olankarikatür dergisi Charlie Heb-do’yu ‘terör estirmek’le suç-

layan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo-ğan, katliamın ardından Charlie Heb-do karikatürlerini yayınladığı içinhedef gösterilip dava açılan Cum-huriyet Gazetesi’nin de ‘tahriki davetettiğini’ savundu. Cumhuriyet Ga-zetesi’ne “Sen hangi ülkedesin ya?Sadece Müslümanların kutsalınadeğil, kimsenin kutsalına bu şekildehakaret edemezsin” diye seslenenTayyip, gazetenin tahriki davet etti-ğini, kapısını açtığını savundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu dabenzer açıklamalar yaptı:

"...Hal böyleyken, Türkiye'de buhassasiyet varken, birileri HazretiPeygambere hakaret niteliği taşıyanbir karikatürü, görüşü basıyorsaburada bir tahrik vardır. Basın öz-gürlüğü hakaret etme özgürlüğüanlamına gelmez. ... Bu ülkede, Hz.Peygambere hakaret edilmesine izinvermeyiz, bu çok açık ve net ilkeseltutumdur. Herkes bunu böyle bil-melidir." Cumhuriyet Gazetesi önün-de alınan güvenlik önlemlerine dedeğinen Davutoğlu, daha önce ya-şanan molotoflu saldırıları üstü kapalışekilde hatırlatarak şunlarısöyledi: "Neredeyse bize gelin sal-dırın diye bir karikatür basacaksınız.Güvenlik önlemleri alınır, geçmişteyaşananların yeniden yaşanmasınaizin vermeyiz. Basın özgürlüğü vehakareti ayırırız. Gerekli tedbirlerialırız."

Bu ülkenin Başbakanı CumhuriyetGazetesi’ne saldırı için halkı, gericilerikışkırtmaya çalıştı fakat tüm çaba-larına rağmen 15-20 kişiyi toplaya-bildiler.15-20 kişilik gerici güruhaaçıklama yaptırdılar. Tehdit etmeleriniseyrettiler. Sonra da polisle "güvenlik"aldılar. Gazete önünde panzerlerlebeklemeye başladılar. Gazete önün-

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

9ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 10: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

deki cadde adeta günlercetrafiğe kapatıldı. Bakın, “sizibiz koruyoruz” dediler. Hemkışkırt hedef göster, hemde"koru". Hem basın özgürlüğüde, hem de gazetenin çıkışınıengelle, gazeteciler hakkındasoruşturma aç...

Davutoğlu Hem CumhuriyetGazetesi’ne SaldırıyaÇağrı Yapıyor, Linç SaldırısıBaşlatıyor! Hemde "GüvenlikÖnlemleri Alınır, GeçmişteYaşananların Yaşanmasınaİzin Vermeyiz" Diyor!

Tam bir ikiyüzlülük. Klasik linçsaldırılarında yaptıkları gibi hem linçsaldırılarını kışkırtırlar hem de poliskorumasına alırlar! “sizi biz koru-yoruz" derler...

Bu politikaların hiç yabancısı de-ğiliz. Başta Trabzon olmak üzereTürkiye'nin pek çok ilinde TAYAD'lı-ları, devrimcileri, yurtseverleri linçetmeye kalktıklarında da aynı şeyiyapmışlardı. Linç saldırılarını örgüt-lediler, açıktan hedef gösterdiler, ge-rici-faşist güruhu TAYAD'lıların dev-rimcilerin, yurtseverlerin üzerine sal-dırttılar. Sonra da "burayı terk edin,güvenliğinizi alamayız", "binadançıkmayın, güvenliğinizi alamayız","sizi buradan çıkartalım", "yinesizi biz koruyoruz" vb. yalanlarıylasuçlarını gizlediler. Koruyucu kol-layıcı kesildiler. 

Daha önceki örneklerde "vatan-daş hassasiyeti" dediler. Şimdi “Hal-kın dini hassasiyeti" diyorlar. BugünCumhuriyet Gazetesi’ni hedef gös-teriyorlar. Ancak bu saldırı tüm halkabir gözdağıdır… AKP halkı çetelerle,polisle, askerle, MİT’le kışkırttığıgerici güruhlarla, linçler tezgah-layarak sindirmeye çalışıyor. Gö-rülmesi gereken asıl nokta bura-sıdır. “Halkın tepkisi” dedikleri deyine örgütlü, masa başında internetvb ile örgütledikleri linç saldırılarıdır.Halkın dini hassasiyetlerine saldı-rırsanız müslüman ümmeti gerekencevabı verir gibi internetten çok sa-yıda kışkırtıcı mesajlar yayınlanma-sına rağmen halkı sokaklara döke-

mediler.  Cumhuriyeti halka hedefgösterip "basın" dediler fakat halkbunu yapmadı. Halk şimdilik gale-yana gelmemiştir. Ancak bunlarıngelecekte olmayacağından hiç kim-senin kuşkusu olmasın. AKP vb. ge-rici, faşist düzen partilerinin tarihlerikatliamlar tarihidir. Bunları asla unut-madık, unutmamalıyız.

Korkarak, Ürkerek,"Lütfen" DiyerekFaşist SaldırılardanKorunamazsınız !

Bu ülkenin cumhurbaşkanı, baş-bakanı, AKP'li yöneticileri Cumhu-riyet Gazetesi’ni açıktan hedef gös-terdi, halkı kışkırttı, linç saldırılarıörgütlemeye çalıştılar. Halkın tepkisinibüyütmek için gazetenin yazarlarınasoruşturma açtılar. Gazetenin basıldığımatbaayı kuşattılar…

Peki saldırının görünürdeki hedefiolan Cumhuriyet gazetesi ve yöneti-cileri ne yaptılar?

Cumhuriyet Gazetesi Genel YayınYönetmeni Utku Çakırözer, CharlieHebdo karikatüründe bir seçki ya-yınladığı için gazeteyi hedef gösterenBaşbakan Ahmet Davutoğlu’na çağ-rıda bulunarak, ‘Bizi seçim malzemesiyapmayın‘ mesajı verdi. Çakırözer,“Peki Cumhuriyet ne yaptı? Davu-toğlu’nun, dünya liderleriyle kol kolayürüyerek yaptığını, aynı gün 5 milyonbasılan derginin özel sayısı için dünyabasını ile dayanışma göstererek yaptı.Silahlarla yok edilmek istenen düşünceözgürlüğünü savundu” diye yazdı.

Cumhuriyet Gazetesi yöneticileriortadaki faşist saldırganlığı, linç po-litikasını, kışkırtıcılığı göz ardı ederekkendi yaptığını savunma gayreti içinegiriyor.

AKP için, faşizm için düşünce

özgürlüğünün hiçbir anlamıyoktur. Böylesi bir düzeniçinde düşünce özgürlüğü tar-tışması yapmak havanda sudövmektir. Faşizmle, faşizminyasalarıyla yönetilen bir ül-kede düşünce özgürlüğünüyasal sınırlar içinde ele almakkendini, kendi düşüncelerini

ifade edememek demektir.

AKP’nin, başbakanın, cumhur-başkanının Cumhuriyet Gazetesi’nesaldırısı, onu hedef göstermesi tesadüfimidir? Ya da Cumhuriyet Gazetesi’ndeyayınlanan bir kısım Charlie Hebdokarikatüründe söylendiği gibi Hz Mu-hammed’e hakaret mi vardır?

Cumhuriyet’in hedef gösterilmesitesadüfi değildir. Gazetede yayınlanankarikatürlerde hz.Muhammed’e ha-karet de yoktur. Ancak AKP iktidarıiçin bunun bir önemi yoktur. O ken-dince bir fırsat yakalamış ve bu fır-sattan halkı kışkırtmak, halkları kam-plaştırmak, muhalif kesimleri sin-dirmek için yararlanmak istemiştir.

Cumhuriyet Gazetesi yöneticileriDavutoğlu ve AKP’ye kendilerini"seçim malzemesi" yapmamalarınısöylemektedirler. Oysa sorun “seçimmalzemesi yapma” sorunu değildir.AKP iktidarı Cumhuriyet Gazetesiüzerinden tüm halka gözdağı vermiş,halkı sindirmeye çalışmıştır.

Kışkırtmaya, linç saldırısına ön-celikle bu bilinçle bakmak gerekir.AKP'nin maskesini düşürmek gerekir.Cumhuriyet Gazetesi yöneticileribunu yapmamıştır. Bunu yapmadıklarıgibi binlerce okur “gazetenin yanınagelelim destek verelim” demiş ancakCumhuriyet yöneticileri halkın des-teğe gelmesini istememiştir. Oysageniş bir destek örgütlenebilirdi, ör-gütlememişlerdir.  

Bunları yapmayarak CumhuriyetGazetesi "sorumlu ve sağduyulu"mu davranmıştır? Yoksa bu tutumuylaAKP faşizmine, gerici-faşist güçlerecesaret mi verilmiştir?

Faşizmin amacı toplumsal muha-lefeti, halk muhalefetini susturmaktır,hakkını arayamaz hale getirmektir,örgütsüz bırakmaktır. Bunu başardı-ğında saldırmasına gerek kalmaz. Fa-

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!10

Page 11: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

şizmin saldırıp saldırmamasına görepolitika yapılamaz. Politika haklılıkve meşruluk üzerinden yapılır. Meşruolan biziz, gayri-meşru olan faşizmdir,AKP’dir, gericilerdir. Dolayısıyla buortamda "sorumlu davranmak",aman "provokasyona gelmeyelim"demek bilerek ya da bilmeyerek fa-şizme hizmet etmektir. 

Faşizmin YasalarınaKarşı Kendi YasalarımızFaşizmin Terörüne KarşıKendi ŞiddetimizTek Çözüm Budur

Korkarak ürkerek faşizmin sal-dırılarından kurtulamazsınız. AKPhalkı sindirmek ve kendi faşist dik-tatörlüğünü sürdürebilmek için heryola başvuracaktır. Resmi faşist güç-leriyle de yetinmiyor mahallelerdefaşist çetelerin, uyuşturucu çetelerininönünü açıyor, devrimcilere, Cephe-lilere karşı bunları çıkarıyor.

Bu koşullarda halkın güvenliğinikim sağlayacaktır? Bizzat devrimci-lere, yurtseverlere, ilericilere karşılinç saldırılarını örgütleyen AKP ik-tidarı, onun polisi mi güvenliğimizisağlayacak? Halkın çocuklarını sokakortasında kurşunlayan AKP'nin polisimi güvenliğimizi sağlayacaktır?

Hayır halk kendi güvenliğinikendisi sağlayacaktır. Halkın si-lahlanmaktan başka yolu yok-tur. Halk kendi önlemlerini almakzorundadır. Çözüm devrimciler-de, devrimci politikalardadır.

AKP “iç güvenlik paketi”adı altında halka bir kez dahasavaş açmıştır. Bu paket tümhalkı düşman olarak gören, halkıkatletmeyi yasal hale getiren bir pa-kettir.

O halde faşizmin yasalarına de-ğil kendi yasalarımıza, onun poli-sine, ordusuna değil kendi halkörgütlenmelerimize ve milislerimizegüveneceğiz.

Başka yol yoktur. Faşizme karşısavaştan kimse kaçamaz. Bu savaştahalkın, devrimcilerin yanında olma-yanlar faşizmin aleti olmaktan kur-tulamazlar.

Sonuç Olarak, Bir; yaşanan katliamların baş so-

rumlusu emperyalistlerdir! emper-yalizmin halkları aşağılayan, yok-sullaştıran, yozlaştıran, sömüren, de-ğerlerini yok sayan politikalarıdır.

İki; emperyalistlerin ve işbirlik-çilerinin “terör” demagojileri kendisuçlarını gizlemek içindir.

Üç; AKP iktidarı Cumhuriyet Ga-zetesi’ni hedef göstererek halklara,muhalif kesimlere düşmanlığını birkez daha ortaya koymuştur. Cum-huriyet Gazetesi üzerinden hedef alı-nan halk muhalefetidir. Saldırı vegözdağı halkadır.

Dört; AKP iktidarı, iktidardakalmak için her yola başvurmaktançekinmeyecektir. Bunun için provo-kasyonlara, linç saldırılarına, katli-amlara, halklarımızı birbirine düşmanetmeye varana kadar her yola baş-vuracaktır.

Beş; AKP’nin, gerici-faşistlerinsaldırılarına karşı sessiz kalmak, sus-kun kalmak, “sorumlu-sağduyulu”davranmak çözüm değildir. Faşistsaldırılardan korunmanın yolu, fa-şizmin şiddetine karşı kendi meşruşiddetimizi çıkarmaktır.

Altı; faşizme karşı tek çözümdevrimci politikalar ve tek adres dev-rimcilerdir.

Tayyip Erdoğan yanına kan emici patronlardan birordu ve yandaş gazeteciler heyetini alarak Afrika gezisineçıktı. 23 Ocak’ta başlayan gezinin ilk adımı Etiyopyaidi. Ardından Somali ve Cibuti ziyaretleri gelecekti.

Erdoğan’ın Somali’ye gideceği tarihten bir gün önceTürk heyetinin kaldığı Somali’nin başkenti Mogadişu’dabulunan Hotel SYL’ye bombalı eylem düzenlendi.Erdoğan geldiğinde bu otelde kalacaktı. Dışişleri ve gü-venlik görevlilerinden oluşan Türk heyetinin otelde bu-lunma nedeni de Erdoğan gelmeden gerekli hazırlıklarıyapmaktı.

Erdoğan Etiyopya’da “Biz sizin doğal kaynaklarınıziçin gelmiyoruz. Sizinle kardeş olduğumuz için bura-dayız.” demiş. Geçmişte de Esad’la, Kaddafi’yle kardeşti.Bugün Libya, Suriye paramparça oldu. YüzbinlerceLibyalı, Suriyeli katledildi, milyonlarcası vatanlarını ter-kedip mülteci olmak zorunda kaldı. Gittikleri ülkelerde

yaşam savaşı veriyorlar. Ülkeleri kan gölünde yüzüyor.

O yüzden Erdoğan söylediği yalanlara kimseyi inan-dıramıyor artık. Gerçek yüzü açığa çıktı. Erdoğan’ınkim olduğunu, neye hizmet ettiğini tüm Afrika veOrtadoğu halkları gördüler. Onu pankartlarla, çiceklerledeğil hak ettiği biçimde bombalarla karşılıyorlar artık.

Afrika Halkları Erdoğan’ın Gerçek Yüzünü Gördü!Onu Artık Bombalarla Karşılıyorlar!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

11ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 12: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!112

5 Ocak 2015 tarihinde MeclisSoruşturma Komisyonu, hırsız ba-kanlar ile ilgili “yeterli şüphe oluş-turan delil bulunmadığından YüceDivan’a sevk edilmemelerine” kararverdi. Bu karar ve muhalefet partimilletvekillerinin önergeleri 20 Ocak2015 tarihinde oylandı ve Yüce Di-van’a sevk edilmeme yönünde kararçıktı. Böylece ayakkabı kutuları, parakasalarında bulunan milyon dolarlarınüstü kapatılmış oldu. Hırsızlık, yol-suzluk, rüşvet meşrulaştırılmış oldu...

AKP tam bir arsızlıkla hırsızlığınüstünü örterken düzen içi muhalefetetme kabiliyeti bile olmayan CHP,MHP gibi düzen partileri, Fethul-lahçılar, reformistler, küçük burjuvaköşe yazarları yapılan oylamalardaverilen “fire”lere bel bağlamış du-rumdalar.

AKP’nin hırsızlıklarını, yolsuz-luklarını unuttular. Rüşvetle, yolsuz-luklarla ilgilenmiyorlar bile, AKP’de-ki çatlak nasıl büyür onun derdinde-ler.

Oysa AKP bu oylamayla, yolsuz-luğu, her türlü hırsızlığı, rüşveti vb.gayri meşru işleri meşrulaştırmıştır.

Faşist MHP Genel Başkanı DevletBahçeli, “Bu fire rakamı hükümetegüvensizlik anlamına gelir; Hükümetaslında düşmüştür” dedi. CHP GenelSekreteri Gürsel Tekin ise yaptığıaçıklamada “Bu parlamentoda bütünbu baskıya, özel insanlara tahsisedilmiş ekiplere rağmen 40 vicdanlıyıkutluyorum..” diyor. Mesele sankivicdan meselesi... CHP Kocaeli Mil-letvekili Haydar Akar ise verilen fi-releri “AKP’nin ve AKP içerisindebüyük çözülmenin başlangıcıdır” di-yor. Diyelim öyle, halk AKP’yi bı-rakıp size mi oy verecek?

Bu tam bir zavallılık durumudur.Halka gitmiyorlar, kendi düşünceleri,plan ve programları, politikaları yok,halka bir alternatif sunmak yok...AKP’nin yolsuzluklarının, hırsızlık-

larının hesabını sormuyorlar, bu olayüzerinden AKP’yi nasıl yıpratırızonun derdindeler...

Bu Yüce Divan oylaması esasındadüzen partilerinin birbirinden hiçbirfarklarının olmadığını göstermiştir.Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet meşrugörülüyor ki, olayın bu boyutuylailgilenmiyorlar...

AKP’nin kendi iç karışıklıklarınabel bağlayanlar bırakın alternatif ol-mayı düzeniçi muhalefet bile yapa-mazlar, nitekim düzen partilerinindurumları tam da budur.

AKP’ye karşı böyle mücadeleedilemez.

Halkımız, çözümsüz olan halkdeğil, çürümüş, kokuşmuş olan bufaşist düzendir.

Bir kez daha görülmüştür ki düzeniçi hiçbir güçte umut yoktur. Onlariktidarıyla, muhalefetiyle, küçük bur-juva aydınıyla, köşe yazarlarıyla, ba-sını medyasıyla bir bütündür. Halkakarşı işleyen bu çarkın sağlam, gü-venli bir biçimde dönmesini birliktesağlarlar.

Evet, AKP halk düşmanıdır ve

AKP’ye karşı savaşılmalıdır. Amabu CHP gibi düzen partileriyle re-formist partilerle olmaz.

Devrimcilerle birlikte halkın vedevrimin çıkarları doğrultusunda ken-di saflarımızda hep birlikte diren-meliyiz, savaşmalıyız. Bu düzenikökten yıkmadan bize insanca yaşamhakkı yoktur. Kimin bizi sömürece-ğine, ezeceğine karar vermemizinistendiği egemenlerin seçim kandır-macasında her yeni gelen bir öncekiniaratmıştır. Özal, Demirel, Çiller, Me-sut Yılmaz, Erbakan, Ecevit, Baykal,CHP, MHP, AKP… Hepsi bir önce-kinden beterdir.

Çünkü faşizm halka zulmetmedenyönetemez. Çünkü emperyalizmegöbekten bağlı bir ülkede emperya-listlerin üretilenden aldığı aslan pay-larıyla halkın hayatında görece birrahatlama sağlanması mümkün de-ğildir. Açız, işsiziz, yoksuluz, hastayız,cahil bırakılmışız, aşağılanıyoruz,hor görülüyoruz. Tüm bunlara sesçıkarmamamız için de başımızın ezil-mesi gerekiyor egemenlere göre. Oyüzden zulmediyorlar… O yüzdenher hak talebimiz polis copuyla, ga-zıyla, gözaltılarla, davalarla, tutuk-lamalarla karşılanıyor. Emperyalizve yerli işbirlikçileri bu devranınböyle sürmesini istemeleri de ken-dileri açılarından doğal olan… Meselebizdedir. Bizim kendi haklarımıza,kendi onurumuza ve halklar olarakbirbirimize sahip çıkmamızdadır.

O nedenle kafamızda iki şey çoknet olmalıdır. Biz halkız, onlarsa düş-man. Düşman iyi görünen ne yapıyorolursa olsun halkın yararına olamaz.O yüzden düzenin meclisinden, mah-kemesinden, yargısından, seçiminden,düzen içinde kurulmuş bulunan par-tilerden halka bir fayda yoktur. Bizimkurtuluşumuz, bu bozuk düzenin ta-mamen yerle bir edilip, halkın çıkar-larını esas alan yeni bir düzenin ku-rulmasındadır. DEVRİMDEDİR!

AKP’deki “Fire”den Umut Bekleyen İflah Olmazlar, Halka Umut Olamazlar!

Bu Düzeni Kökünden Yıkmalıyız!

UMUT DEVRİMDEDİR!

Page 13: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde yasalarda lehimizegibi görünen birçok hakkı kullana-mayız. Hatta çoğu zaman bunlarıkullanmaya kalktığımızda baskılaramaruz kalırız. Saldırılara uğrarız,hakkımızda davalar açılır, işimizdenatılırız… Bunlar bazen ölümle bilesonuçlanmıştır. Öyle bir duruma ge-tirmişlerdir ki insanlar yeni haklarkazanmaktan geçerek mevcudu ko-ruma derdine düşmüşlerdir.

Bunlarla ilgili sayısız örneklerverilebilir elbette. Hakları gasp edilen,hatta hiçbir hakkı verilmeyen, haktalep ettiğinde işten atılan, gaz, copyiyen işçiler vardır bir de. İş kanununda, bir dönem, yeterli

olmasa da bir takım haklarımız vardı.AKP bu haklarımızı da gasp etti. Enbüyük iş güvencesi olan kıdem taz-minatına bile göz dikmiş durumda.Bırakalım iş yasasından doğan hak-larımızı. Patronlar örgütlü iş yerlerindebile TİS (Toplu İş Sözleşmesi) dendoğan birçok maddeye bile uyma-maktadır. TİS, işçi ile patron arasındayapılan sözleşmedir. İş kanunun üs-tündedir. Patron bunu isteyerek veyaistemeyerek kabul etmiştir ve imza-lamıştır. Patron doğası gereği alınanbu hakları gasp etmek için saldırılarıda devam edecektir.

Ben de örgütlü olduğumuz iş yer-lerinde patronun TİS’te yer alan bizimiçin önemli olan maddelerden bir ta-nesini esnetmeye çalışarak mevcutkazanımlarımızı gasp etmesine izinvermediğimiz bir eylemimiz ve ka-zanımımızdan bahsedeceğim.

TİS’te haftalık çalışma saatlerimiz,tatil günlerimiz ile ilgili madde çokaçıktı. Haftalık tatil günümüz pazargünüydü. Ancak patron sözleşme im-zalamadığından beri sürekli olarakbu maddeyi esnetmeye çalışıyordu.Bu sefer de gerekçe olarak “pazargünü çalışma benimle mesai ücretiniödeyemiyoruz, tasarruf etmek zo-

rundayız” diyerek gerekçeler uydu-ruyorlardı. Bu dayatmalara birçokbirimde pazar çalışmaya gelmeyerektepkimizi koyduk.

Hayvanat bahçesinde ise daha çe-tin geçeceğini biliyorduk. Burasıpazar günü çok yoğun ve hareketlioluyordu, ziyaretçi sayısı çok artı-yordu. Bu bizim için bir cuntaydıaslında. Ancak bu birimde çalışanişçilerin büyük çoğunluğu MHP’liolduğu için eylemi örgütlerken zor-lanacağımızı söyleyenler de az değildi.Beklediğimiz hamle patrondan gel-mişti. Çalışan işçilerin sayısını ikiyebölmüş, bir kısmına pazar gününeçalışma yazmış, diğer kısmına dasanki iyilik yapıyormuş gibi tatil de-mişti. Zaten pazar günü tatildi. Pazargünü çalışanların ise tatil günü pa-zartesi olarak değiştirilmişti. Buaçıkça esnek çalışma dayatmasıydı.Kabul etmeyeceğimizi, bunu kabulettiğimizde patron istediği zamangece gündüz demeden saatleri de-ğiştirebilecekti. Parçalı çalıştırabile-cekti. Tavrımız netti. İşçi arkadaşlarlakonuştuk ve şunu söylüyorlardı; “Bizpazar günü işe gelmedik eylem yaptık.Peki, sendika yanımızda duracakmı?” Tek başınaydım. Ama şu cevabıverdim. “Evet eylemin başından so-nuna kadar yanınızda olacağım vetüm kararları beraber alacağız” dedim.Uzunca konuştuk tavrımızı netleş-tirdik. Güven verdiğimiz işçilere “pa-zar günü kimse işe gelmesin ve pa-zartesi tatil yazılan ve diğer herkesnormal mesaisine gelsin, sabah hepberaber burada olacağız dedik. Tümişçiler karara uydu ve pazartesi sabah08:00’de tüm işçiler iş kıyafetini giy-miş, girişte imza atılan yerde top-lanmışlardı. Tabi pazar günü işbaşıyapmayınca müdür, şef, veterinerlermecburen gelmiş ve hayvanlara ak-şama kadar bakmak zorunda kalmış-lardı.

Bu onları epey öfkelendirmiştive işçinin de ne kadar kararlı olduğunugördüler. Asıl ne olacaksa pazartesisabah olacaktı. İşçiler önce karamsar,kaygılıydı. Tutanak tutarlar sürgünediliriz vb. kaygıları çoktu. Bir deişçinin temel kaygısı “Sendika ar-kamızda durmazsa yarı yolda bı-rakırsa ne yaparız”dı.

Pazartesi sabah işçi arkadaşlardanönce çalışma alanına gittim. Çünküben gitmeden işçilere baskı, tehdit,evrak imzalama vb. yaptırabilirlerdi.Daha önce yaşamadıkları bir pratiksonucu ne yapacaklarını bilmeyipkaramsarlık oluşabilirdi. Patronunyazdığı listedeki her iki vardiyadada (Pazar- Pazartesi) hepsi gelmişti.Az sonra gelişmelerin nasıl olacağınıöngören o alanda çalışan park bahçeişçileri de işbaşı yapmadan hazırbeklediler. Bu destek de moral ver-mişti. Tüm arkadaşlara iş elbiselerinigiyip imza atmalarını söylemiştik.Ancak imza defterine sadece pazartesiçalışması gerekenlere attırılacağını,pazar günü işe gelmeyenlerin ise iş-başı yaptırılmayacağını, izinli olduk-larını, pazar günü işe gelmedikleriiçin de tutanak tutulup disipline ve-rileceğini söylüyordu şefler. Tüm iş-çilerin geldiğine dair bir tutanak tut-tuk. Eğer hepimize işbaşı yaptırıl-mazsa kimse çalışmayacak dedik.“kendinize o kadar güvenmeyin park-bahçe işçilerini çalıştırırız” dediler.

Ancak hevesleri kursaklarındakaldı. Dayanışma büyüyordu. Park–bahçe işçileri bunu kabul etmeye-ceklerini, çalışmayacaklarını, hay-vanlara bakmayacaklarını, bu işinvasıflı bir iş olduğunu söylediler.Her destek, kararlılık işçilere büyükmoral oluyordu, coşkuları artıyordu.Öğleye kadar işbaşı yapmamıştık.Hayvanat bahçesinin müdürü panikhalinde geldi ve toplantı yapmak is-tediğini söyledi. Asıl derdi toplantı

DİRENİŞLER OKULDUR DİRENENLER KAZANIR

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

113ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 14: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Sarıyer Belediyesi’nden 21 Aralıkgünü işten atılan 15 işçi adına parkbahçe işçileri eylem yaptı. Belediyebinası önünde yapılan eylemde işçilerin31 Aralık günü hiçbir gerekçe göste-rilmeden işten çıkarıldığı, buna rağmen2 gün durumdan habersiz çalıştırıldıklarısöylendi. Yapılan açıklamada “iştenatılmamızın nedeni belli, işten atılma-mızın nedeni direniştir. Sarıyer Bele-diyesi 86 günde nasıl direndiğimizi öğ-renemedi. Merak etmesin tekrar öğre-teceğiz. Bu haklı talebimizden vazgeç-meyecek, işimizi geri alıncaya kadardireneceğiz. Belediye başkanı bizi iştenatarak suç işliyor bu suçu işlemektenvazgeçsin” denildi. 15 kişinin katıldığıeylem “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”sloganıyla sona erdi.

Sarıyer Belediyesi İşçileriCHP İl Başkanlığını İşgalEtti

CHP’li Sarıyer Belediyesi 16 işçiyiişten attı, işçiler CHP İl Başkanlığı’nıişgal etti. İşçiler yaptıkları açıklamada“taleplerimiz yerine getirilinceye kadarbinadan çıkmayacağız” dediler. CHP’nintaşeronluğu kaldıracağını söylediğini,fakat CHP’ye ait belediyenin bütünmüdürlüklerinde taşeron uygulandığınısöyleyen işçiler, belediyenin istediğiher işi yapmalarına rağmen haklarınısahiplenip direndikleri için işten atıl-

dıklarını ifade ettiler.

Açıklamanın devamında “İşten atıl-mamız haksız, keyfi ve düşmancadır.Bu nedenle kabul etmiyoruz ve direnmehakkımızı kullanıyoruz. CHP’li SarıyerBelediyesi bütün haklarımız geçerliolarak bizi işe geri alana kadar da di-renmeye devam edeceğiz. Halkımızıdirenişimize sahip çıkmaya çağırıyoruz”denildi.

Kazanmak İçinMeşruluğundan AlınanGüçle DirenmektenBaşka Çare Yoktur

Telaşlanan CHP’liler işgal uzamadandirenişi bitirmek, teşhir olmamak içindört bir koldan işçilerin taleplerini din-lemeye, taleplerin yerine getirilmesinisağlamaya çalıştılar.

Bir yandan CHP İl Başkanı MuratKarayalçın, bir yandan CHP GenelBaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHPil yöneticileri ve Sarıyer Belediyesiyönetimi işçilerin kararlı direnişi kar-şısında teşhir olmamak için seferberoldular.

Bu arada işçilerin eylemini duyupdirenişe destek için, Sarıyer ilçesindenbir grup, Beltaş işçilerinden bir grup,İTÜ asistanları ve öğrencilerden birgrup CHP İstanbul il merkez binasıönüne geldiler ve işçileri ziyaret etti-ler.

Bu Direnişin Gücüdür!İşgalin ilk saatlerinde CHP yönetimi,

CHP’li Sarıyer Belediye Başkanlığı yö-netimiyle direnen işçiler ve avukatlarıgörüştüler ve işçilerin talepleri kabuledildi. Ancak işçiler direnişi bitirmekiçin işlerine kazanılmış haklarıyla gerialınmalarının şart olduğunu, aksi haldeişgali bitirmeyeceklerini söylediler. Butalebinde kabul edilip işten atılan tümSarıyer Belediyesi işçileri ve sonra di-renen işçilerle belediye yönetimi arasındaprotokol yapılarak direniş bitirildi. SarıyerBelediye Başkanı, belediye başkan yar-dımcıları ve CHP İstanbul il yöneticileritarafından imzalanan protokole göre;

1- Sarıyer Belediyesi Park ve BahçelerMüdürlüğü’nden işten atılan işçilerintamamı kazanılmış hakları korunarakişe geri alınacak ve işe girişleri yapılacak.(İşçilerin SGK giriş kayıtları yapıldı veinternet ortamında görüldükten sonrakabul edildi.) İşçiler 28 Ocak 2015 Çar-şamba günü iş başı yapacaklar.

2- İşçilerin kazanılmış tazminat vs.haklarının tamamı 27 Ocak günü öğlenekadar kadar ödenecek. CHP il yöneticisi,belediye yönetimi, ve işçilerin avukatıve işçilerle yapılan protokol ile kabuledildi.

Sarıyer Belediyesi Park ve BahçelerMüdürlüğü işçilerinin direnişi herkeseörnek olmalıdır. Onlar meşruluklarındanaldıkları güçle direndiler ve kazandılar.

değil tehditti. Ama buna pişman oldu. “Canlıların olduğuyerde grev yapamazsınız, disipline veririm. Canlıların ol-duğu yeri park bahçelerle karıştırmayın” vs. diyordu.Tabi hevesi kursağında kaldı. Bir de güzel espirili cevaplarveriliyordu. Müdür “Pazar günü buraya binlerce insangeliyor, yoğun oluyor, bugün nasıl olur da hayvanları açbırakırsınız” dediğinde ise kalabalık olunca hayvanlar yo-ruluyor mu? İnsanlar bakınca aslan, kaplan, fil daha çokmu yemek yiyor, ne alakası var denildiğinde gülüşmeleroluyordu. Canlıların olduğu yerde grev yapılmaz, parkbahçeler değil burası sözüne ise “Niye parklardaki çiçekler,çimler canlı değil mi?” deyince iyice sinirlendi. KendisiTüm-Bel Sen Genel Merkez Denetim Kurulu üyesiydi.Sendikal kimliği hatırlatıldı ve yaptığının doğru olmadığıanlatıldı. İstediği kadar tehdit etsin, dendi. TİS’i esnetmelerine

izin verilmeyecekti. İşçilerden güzel tepkiler geliyordu.“Araçlarınızın yakıtlarından, klimalarınızdan, reklamla-rınızdan tasarruf etmiyorsunuz da bize (50-100) işçiye ve-rilecek ayda dört yövmiyeden mi tasarruf edeceksiniz?”diyordu işçiler. Sinirlenip gitti müdür. Ve işçilerden alkışlarpeş peşe geldi. Coşku arttıkça arttı. Ertesi gün patronçağırıp konuşmak istedi. TİS’in esnetilmesinin söz konusuolmayacağını pazar günü işe gelenlere mesai ücreti ödene-ceğini, zorunlu çalışma olmayacağını söyledi.

Bu gelişmeyi işçi arkadaşlarla paylaştığımızda ilk defayaptıkları bir eylemde kazanmanın verdiği coşku yüzlerindeokunuyordu. Direnişe karar vermiş ve kararlılıkla direnerek,dayanışmanın da gücüyle kazanmıştık. TİS esnetme saldırısınıpüskürtmenin yanında, işçileri direnildiğinde kazanılacağınıöğrenmişlerdi.

CCHP’li Sarıyer Belediyesi Tarafından İşten Atılan Belediye İşçileri Kazandılar!

Adaletsizliğin Karşısında Direnmek Meşrudur!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

14

Page 15: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Refo

rmis

t Se

ndik

acılı

k, İş

çi Sınıfı

naDe

vlet

le Ç

atış

ma,

Hak

ları

nı A

lma,

Ekon

omik

-Dem

okra

tik M

ücad

eley

iİk

tidar

Müc

adel

esin

e Ba

ğlam

aAn

layışı

nı G

ötür

med

i!

Devr

imci

İşçi

Har

eket

i

Patr

onla

r Üz

erim

ize

Tank

lar

Gönd

erdiği

nde

Bile

Bük

ülm

eyen

Bir

Bile

k Gi

bi K

arşı

ları

naDi

kile

biliy

orsa

k Ge

rçek

ten

Örgü

tlüyü

z De

mek

tir!

Devr

imci

İşçi

Har

eket

i

Devr

imci

Sen

dika

cılık

, İşç

i Sınıfı

nın

Çıka

rlarını S

avun

ur,

Ekon

omik

-Dem

okra

tik M

ücad

elen

inYa

nınd

a İk

tidar

Bili

nciy

le M

ücad

ele

Yürü

tür!

Dev

rim

ci İş

çi H

arek

eti

Örgü

tlü O

lmak

, Yal

nız

Yasa

l Sen

dika

lara

Gitm

ek D

eğild

ir

Örgü

tlü O

lmak

, Kap

italis

te K

arşı

Tek

Vücu

t Ol

mak

tır!

Dev

rim

ci İş

çi H

arek

eti

DİH’li işçiler; bu sayfanın fotokopisini çekip ulaşabildiğiniz her işçiye ulaştırın...

Page 16: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Sevgili Devrimci Okul okurlarıMerhaba;

Gönüllülüğün esas olduğu devrimmücadelesinde bizi güçlü kılan etken-lerden birisi de duygularımızdır. Duy-gularımızın saflığı, yoğunluğu ideolo-jik sağlamlıkla bütünleşince düşünce-de doğruyu bulur, çalışma tarzımızdada doğruyu hayata geçiririz.

Yoldaşlarımızla aramızda olan sev-gi bizi mücadeleye bağlayan, zor-luklar karşısında direnme, zorluklarıaşma gücünü veren en güçlü duy-gulardan birisidir.

Bu hafta yoldaşlık sevgisini tar-tışacağız.

Aynı Amaç UğrunaBedelleri Göze AlarakOmuz Omuza YürümekYoldaşlıktır

Burjuvazinin düzeni insana değerverme üzerine değil, bireyin çıkarları-na dayanır.

Bu düzen içinde yaşam mücadele-si veren halka, burjuva ideolojisi her türaracıyla saldırır, halkın olumlu olan tümdeğerlerini de tahrip etmeye çalışır.

Burjuvazi halkı bireycileştirdiğiölçüde egemenliğini sürdürebileceği-ni bilir.

Aile içinde babanın çocuklara, kar-deşlerin birbirlerine olan sevgisi dahikarşılıklı çıkarlarla ölçülür hale geti-rilmek istenir. Paranın, malın, mülkünhüküm sürdüğü burjuva düzende sev-gi yoktur. Her şeyi meta haline getirenkapitalizm insan ilişkilerini yozlaştır-mış, "sevgi"yi de alınır satılır halegetirmiştir.

Gerçek sevgi düzenin sevgisizliği-ne, çıkarcılığına, çürümüşlüğüne kar-şı mücadele eden devrimcilerin sevgi-sidir.

Eşit, adil, sömürüsüz bir ülke içinmücadele ediyoruz. Sosyalizm hede-

fimize savaşarakulaşacağız. Bu id-diamıza sahip olan-lar birbirlerine kop-maz bağlarla bağla-nıyorlar.

Birbirlerinin yolarkadaşı, yoldaşı-dırlar.

İdeolojik birlik yoldaşlık sevgisinintemel taşıdır. İdeolojik birlik mücade-le içinde, savaşın koşulları içinde sağ-lanır. Aynı hedefe yürüyen insanlar aynıkoşulları yaşar, aynı düşünce ve duy-guları taşırlar.

Eğitim ve ideolojik donanım sü-reçleri devam ettikçe yoldaşa duyulansevgi de aynı ölçüde büyür, devrimci-leşir.

İnsanlık Dışı BirRejime Karşı SavaştığımızÖlçüde İnsanlaşırız

Savaşmak bizi devrimci değerlereyakınlaştırır. Bireycilikten, her türbencillikten uzaklaştırır. Çünkü yol-daşlık öncelikle savaş arkadaşlığıdır.Bunun için yoldaşlığın harcında mü-cadele vardır, deriz.

Burjuvazi maddi ve teknik imkanla-rıyla güçlü ama ideolojik olarak zayıftır.Burjuvazi çürümüş düzenini korumakiçin yalan ve zulme sığınır. Biz ise hak-lılığımızdan güç alırız. Yoldaşlarımızdan,halkımızdan güç alırız. Onlara olan sev-gimiz bizi dirençli kılar...Vatanımızın ba-ğımsızlığını kazanma mücadelesindekararlı ve güçlüyüz.

Çünkü bu vatanın topraklarındayoldaşlarımız vardır. Halkımız var-dır. Şehitlerimizin, yoldaşlarımızın ya-rattıkları sayısız değerler vardır. Vata-nı savunmak aynı zamanda bu değer-leri de savunmaktır. İşte bunun için kan emici asalakla-

rın iktidarını yıkma inancına sahip

olan bizlerin karşısında hiçbir güç du-ramaz.

Yoldaş DemekÖrgüt Demektir

Sabo'lar Çiftehavuzlar’da düşma-nın kurşunları, bombaları altında sa-atlerce direnmiştir.

Bu direnişin her anında onların yol-daşlarına olan bağlılıklarını ve güvenle-rini görürüz.. Düşmana "yoldaşlarımızhesabını mutlaka soracak" diye ken-dilerinden emin bağırmaları duyduklarıgüvenin sonucudur...

Sabo kendinden emin bağırıyorduçünkü ideolojisine, örgütüne güveni-yordu. Hareketin hesap sorma gelene-ğine güveniyordu. İdeolojisinin, örgü-tünün somutlandığı yer yoldaşlarıydı.Sobolar şehit düşeceklerini biliyorlardı.Düşmana karşı direnişlerinde kendile-ri şehit düşse de mutlaka zaferi kaza-nacağımıza duydukları inançları vardır.

Çünkü geride yoldaşları kalmıştır.Onlar Saboların dalgalandırdığı bayrağılayıkıyla taşıyacaklardır.

Aynı ideoloji etrafında birlikte ha-reket eden insanların beslendiği kaynakaynıdır. İdeolojinin karargahı örgütün tari-

hi, yarattığı gelenekler, değerler ve dev-rimci kişiliğin tamamıdır. Yoldaşlaraolan sevgimiz içinde asıl olan bağlılı-ğımız ve güvenimizdir. Çünkü yol-daşlarımızda hayat bulan örgütün ken-disidir.

Bir örgütün tüzüğünün, kurallarının,ilkelerinin yazılı olması tek başına biranlam ifade etmez. Önemli olan ilke vekuralların hayat içinde somutlanmış vesınanmış olmasıdır.

Bu sınavlar geçildikçe yoldaşlarıbirbirine bağlayan sıkı bağlar ortaya çı-kar. Yoldaşlar, partiye ve ideolojiyekendi yaşamlarıyla hayat verirler.

Nice gelenekler yaratılmış, Cephe-li kimliğinin yapı taşları böyle oluş-muştur.

Cepheliler yoldaş sevgisini savaşıniçinde büyütürler...

Kendilerini yoldaşları için fedaeden sayısız şehidimiz vardır. Bunla-rın hiçbirisini harekete geçiren tali-matlar, tüzükler, kurallar değildir. Ku-şatılmış üslerde Perihanlar’a; düşmankurşunları altında Ali Rıza Kurtlar’a,

Ders:Yoldaş Sevgisi

YoldaşlıkSevgisi

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!116

Page 17: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Sibeller’e, Adaletler’e; 19 Aralık-larda Ahmet İbililer’e, Fıratlar’a, Fi-danlar’a feda ruhunu taşıyan yol-daşlarına duydukları sevgidir.

YoldaşlıkSorumluluk Duymaktır

Karşılıklı çıkar gözetmeden bir-birlerine emek harcayan tek ilişkiyoldaşlık ilişkisidir.

Yoldaşının gelişmesi bizleri yan-yana getiren hedeflerimize ulaş-mada daha hızlı olmamız demektir.

Yoldaşlarımıza verdiğimiz emekörgüte verdiğimiz emektir. Sabo "ör-gütlemek için, yöneticilik için in-sanları sevmek yeterlidir" demiştir.

Örgütlemek düzenin kiri pası için-deki insanları çekip çıkarmak de-mektir. Aynı şekilde örgütlü ilişkileriçinde burjuva ideolojisine karşı sağ-lam durmak ancak ideolojik ve poli-tik olarak gelişmekle mümkündür.İdeolojik mücadele, burjuva ideolo-jisini temizleme çabasıdır. Bu çabayoldaşlarımıza duyduğumuz sevginin,örgütü sahiplenmenin bir sonucudur.

Yoldaşlık İlişkilerimizSevgi ve Saygı ÜzerineKurulmuştur

Yoldaşlık, gözü kapalı canını yol-daşına emanet etmektir. Örgüt içindekendini güvenli ve güvende hisset-mektir. Bu karşılıklı ilişkilerimizde ya-ratılan bir güvendir.

Yoldaşlarımıza hakaret edeme-yiz. Hakaret düzende birbirlerine ta-hammül edemeyen, birbirlerinin ku-yusunu kazmaya çalışan ilişkilerdevardır. Hakaret moral bozar ve örgü-te zarar verir. Onuru incitir, gerilemeyeneden olur.

Yoldaşlarımıza küfür etmeyiz. Kü-für hakaretin en pespaye halidir. Yol-daşlarımız bizim için çok değerlidir.Ağzımızdan çıkan her sözde bu değer,ona karşı olan sevgimiz vardır. Eleş-tirilerimizde de bu değer kendisini gös-termelidir. Hiçbir şeyi kestirip atma-yız. Bir yoldaşımızın eksiklerini gös-terirken aynı zamanda ona bu yanla-rını değiştirmesi için güç veririz.

Yoldaşlarımıza kaba kuvvet kul-lanmayız. Şiddet kullandığımız tek bir

hedef vardır. O da düşmanımızdır.Yoldaşlarımızla olan ilişkilerimizdeşiddet uygulamak örgütün ilke vekurallarını bir kenara bırakmaktır.

Yoldaşlarımızı aşağılamayız. Aşa-ğılamak kendisini üstün görmektir. Ki-birdir. Kibir bireyciliktir, burjuvaideolojisidir.

Yoldaşlık, Her KoşuldaYoldaşını Sahiplenmektir

Biz büyük bir aileyiz. Bu aileyi şe-killendiren devrimci değerler ve il-kelerdir.

Her bir yoldaşımızın sorunu bizimsorunumuzdur. Onun eksikleri, hata-ları, kararsızlıkları, olumluluk ya daolumsuzlukları hepsi bizimdir.

Bizim yoldaşlarımızla paylaştığımızhayatın, kavganın kendisidir. Yoldaşı-mızın sağlığından okuduğu kitaplara,gelişiminden sorunlarına kadar her şeybizi ilgilendirir. Yoldaşlık, sadece eylemörgütlemek, eğitim çalışması yapmakdemek değildir.

Yoldaşlık, Biz Olmaktır Yüzünü görmediğimiz, sesini duy-

madığımız, adını bilmediğimiz yüz-lerce yoldaşımız vardır. Dünyanın birucunda olsak da bizi birbirimize bağ-layan sonsuz bir güce sahibiz. İdeolojikbirliğimiz, düşüncede, davranışlardaortaklaşmamızı sağlamıştır.

Yoldaşlık bir bütünün parçası ol-maktır. Bu nedenle her tutsak, her şe-hit, ödediğimiz her bedel bizden birparça alır götürür. Aynı zamanda hertutsağımızın, her şehidimizin direni-şi gücümüze güç katar; yolumuzuaçar.

Bizim olan her şey çok kıymetlidir.

Bir yoldaşımızın tırnağını dün-yalara değişmeyiz. Güler Zere’yidört duvar arasından söküp almı-şızdır.

Yoldaşlarımızın kemiği için dahitereddütsüz ölümü göze alırız. AliYıldız’ı o çukurdan alacağız dedikve aldık. Biz birimiz hepimiz için,hepimiz birimiz için der ve ona göresavaşırız.

Yoldaşlık SevgisiYoldaşının YokluğunuHissettirmemektir Oligarşi bize karşı her zaman cid-

di bir saldırı içinde olmuştur. Yine mahallerimiz, derneklerimiz

basılıyor, insanlarımız tutuklanıyor. Kayıplar, tutsaklıklar moral bo-

zukluğu değil, aksine bir adım öneçıkmayı sağlamalıdır.

Yoldaşlarımız bağımsız bir ülkeiçin, sosyalizm mücadelesi sürdür-dükleri için tutsaktırlar. Onların ar-dından yapılacak olan nettir. Devrimibüyütmek, kendimizi geliştirmek,durmadan çalışmak...

Yoldaşlık SevgisiDirenme, SavaşmaGücü Verir

Dayının bize öğrettiği gerçeklerdenbirisi de budur. 38 yıllık devrimci ya-şamı boyunca nice büyük zorluklar veengellerle karşılaşmıştır. Kavgayı bir-likte büyüttüğü yoldaşlarını kaybet-miştir. Her kayıptan sonra tekrar mü-cadeleyi bir adım daha ileriye taşımış-tır. Dayının yoldaşlarına olan sevgisi sa-vaşın içinde hayat bulur. Hareketi bü-yütür, yoldaşlarının hesabını sorar, on-ların boşluğunu hissettirmez. Gençyoldaşlarına güvenir, onları hiç dur-madan eğitir. İşte Dayının yoldaşları-na sevgisinin karşılığı bunlardır. Çün-kü Dayı örgüttür. Yoldaşları örgüttür.Örgütü büyütmek şehitlerimize layık ol-maktır.

Sevgili okurlar Yoldaşlarımıza olan sevgimiz, bir-

birimize harcadığımız emek ve bü-yüttüğümüz güven bizi güçlü kılar di-yerek bu haftaki dersimizi bitiriyoruz.

Haftaya başka bir konuyu tartış-mak üzere... Hoşça kalın...

İdeolojinin karargahıörgütün tarihi, yarattığıgelenekler, değerler ve

devrimci kişiliğintamamıdır. Yoldaşlara olansevgimiz, güvenimiz içinde

asıl olan bağlılığımız vegüvenimizdir. Çünkü

yoldaşlarımızda hayatbulan örgütün kendisidir.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

117ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 18: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Dizi ve sinema setlerindekiçalışma koşulları OyuncularSendikası'nın talepleri sonu-cunda, Çalışma Bakanlığı ta-rafından "az tehlikeli" statü-sünden "tehlikeli" statüsüneyükseltilmiş, bu nedenle daha fazla denetlenecekmiş...Daha önce yapımcılar ve TV kanalları sahibi olduklarısetlerle ilgili çalışma koşullarının sorumluluğunu üst-lenmezken artık sorumluluk alacaklarmış. Hem sahibihem de sorumlusu olacaklarmış.

Kapitalizm çalıştırdığı işçiyi insan olmasıyla değil,sadece onun emeğinin verimliliği ile ele alır. Bu yüzdeneğer aynı verimlilikte ve maliyeti daha ucuz olursaemeğin yerine hayvan gücünü ya da gelişmiş robotlarıkullanır. Bazı üretim alanları vardır ki insanın yerineikame edilebilecek başka bir varlık yoktur. Sanatsalüretimin her türü böyledir.

Ve kapitalizmin kar güdüsü sanat ile hiçbir noktadaörtüşemez. Onun için sanat ürünü yok, üzerinden karelde edilecek meta vardır.

TV'lerde dizi furyası o kadar büyüdü ki, bütün sek-törlerden firmaların adlarını, ürünlerini duyurmak içinreklam hazırlayıp sıraya girdikleri, neredeyse ekonomininnabzının attığı bir özel kar alanı oldu. Ve elbette açgözlü çarpık kapitalizmin göstermelik de olsa kurallarınınoluşmadığı bu yüzden her geçen gün daha bir vahşi sö-mürü alanı olmaya devam ediyor. Orada çalışanlardizilerin başrolü, yardımcı rolleri, figüranları olarakoyuncular ve kameramanlar, teknik elemanlar, getir-götürcüler vs. vs. onlarca ayrı kolda çalışan İŞÇİLERdir.Yani sanatçılar, yaratıcı yeteneği ile katkıda bulunduğuüretimde ekonomik ve sosyal olarak en kötü koşullardaçalıştırılan İŞÇİlerden farklı değillerdir.

Setlerde hemen hiçbir güvenlik yatırımı olmadığı,çok uzun saatler çalışmak zorunda bırakıldıkları içinyaralanmalar, hatta ölümler yaşanmış, yaşandığı süreçtebir iki cılız ses dışında ciddi bir mücadele geliştirilme-miştir. Üstelik setlerin çalışanları olarak ortalama birişçiye göre bilinçlenme olanakları çok daha fazla, ço-ğunluğu belli bir eğitimden geçmiş oldukları halde...Üstelik milyonların izlediği dizilerin emekçileri olduklarıhalde... İstenirse o milyonlarla yaşadıkları sorunları dapaylaşma olanakları yaratabilecekken...

İşte yine aynı kabuk, aynı darlık, aynı icazet: "Seyirciçıkan ürünü görür, çalışma alanımızı görmez. Meselasetteki ışık materyalleri çok tehlikelidir. Setlerde yüksekgerilimde çalışırız. Yüksek elektrik sistemi vardır. (...)

senaryo gereği kostümler o sı-caklığa göre değildir. Setlerdeaniden sağlık sorunları da olu-şur, beyin kanaması, yüksektansiyon gibi..." diye sorunları

sıralıyor Oyuncular Sendikası kurucularından ŞebnemSönmez. Ve bu gelişmenin çok önemli bir adım olduğunusöyleyerek, setlerin devletçe denetlenecek olmasıylaset koşullarının düzelmesini bekliyor.

Haziran Ayaklanması’nı yaşayan bir ülkenin insanlarıolarak devleti tanımada nasıl bir aymazlık devam ettiri-liyor? Orada tanıdığınız devlet burada değişiyor mu?Soma'daki devleti görmediniz mi? Ya, Ermenek'tekidevleti? Aradan aylar geçmişti ve "yaşam odaları" vs.diye onca sözler, kararlardan sözedilmişti. Sonra Torunlarİnşaat'ın asansöründeki devleti? Hangi emekçi kesiminhangi hakları dişediş, bedeller ödenen bir mücadele ol-madan kazanılmış? Yasadan kolay ne var, kısıla kısılaazalmış olsa da onlarca yasa sayılabilir, halihazırda uy-gulansa emekçilerin koşullarını emekçiden yana dü-zenleyen. Uygulatmak güç olmaktır.

Setlerde çalışma koşullarını ancak yaşayanlar değiş-tirebilir. Bunun yolu icazet değil, örgütlenme ve müca-deledir. Evet sizler setlerde işçi-emekçisiniz. Bu, yapımcıpatronların sanatçı kimliğinizi aşağılaması demek olabilir.Ama emeğin onurunu bilerek gururla taşınacak sıfattırve eğer koşulları değiştirmek istiyorsak, işçilerden öğre-nebiliriz direnmeyi. Direniş içinde kendimizi, dostlarımızı,sanat emekçilerini bambaşka bir mücadeleci kimlik ileörgütlemeyi, örgütlenmeyi... Sanat meclisleri hiçbir kalıba,icazete bağlı olmayan, sanat emekçilerinin kendi sorunlarınıkendilerinin tartışarak, karar alarak ve uygulayarak çö-zebileceği örgütlenmelerdir. Meclisler kurulmalı, oyuncusu,teknik elemanı, aşçısı, temizlikçisine dek aynı koşullardaolanlar ortak sorunlarını birlikte çözmek için birarada ol-malılar. Bu zeminde sanatçı halkı ve mücadeleyi gerçekliğiile somut tanıyıp öğrenecek, bildiğini de öğretebilecektir.Bu zeminde yasaların yasaklarıyla, keyfi uygulamalarıylasınırlanmayan, meşruluğu esas alan çok daha kararlı mü-cadele ile sonuç alındığını göreceklerdir.

Daracık bir kabuğa sıkışmaya razı olmuş, sanatçılarve set emekçileri, bulundukları zemini bir mücadelezemini olarak ele alamayan, acizlikten bir türlü çıkamayankimliği artık yıkıp atmalıdır. Kendilerine çizdikleri "sa-natçı" statüsünün aciz, en temel hak ve özgürlüklerinigerçek zeminlerinde savunamayan, bedel ödeme bilinciolmayan kalıplarını yıkıp atmalıdır. Sanat meclisi çalış-masıyla mücadeleyi geleceğe taşıyacak gelenek yaratı-labilir.

TEHLİKE SETTE DEĞİLÖRGÜTSÜZLÜKTEDİR!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!18

Page 19: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

119ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Bir ölür, Bin doğarız biz!Berkinler, İrfanlar bugün sizi ça-

ğırıyor, avazı çıktığı kadar size ses-leniyorlar...

Duyun onları!Seslenen gelecektir, seslenen

umuttur, seslenen yarınlardır! BizLiseli Dev-Genç’lileriz! Liseli Dev-Genç’liler olarak gerici- faşist eğitimsistemine karşı; canımızla kanımızladireniyoruz.

Bilimsel, halk için eğitim diyoruz.Bugün de emperyalizmin işbirlikçisiyerli patronların iktidarı faşist AKPher iktidardan daha fazla bizi hedefalıyor. Çünkü biliyor. Çünkü bizimhalkın en önünde, en dinamik, encoşkun damarı olduğumuzu biliyor.

Eğer bizi bugün gerici yoz eğitimsistemiyle düzeninin kölesi halinegetiremezse, yarın bu düzeni yerlebir edeceğimizi biliyor.

Bugün İrfan, bugün Berkin olarakkarşısına çıkarken, yarın Kahramanlar,Hüsamettinler olarak karşısına çıka-

cağımızı biliyor. Bugünden de, ya-rından da korkuyor. İşte bu korku-sunun sonucudur bütün okulları imamhatiplere çevirmeleri... Yok boyuneğmeyeceğiz. Ne 8 yıllık eğitim, ne4+4+4'leri... Bizi teslim alamaz. Bizbu halka, biz bu vatana kopmaz bağ-larla bağlıyız.

Bizim bu vatan, bu halka bağlılı-ğımız; köklerini "yarin yanağındangayrı her yerde, herşeyde hep beraber'diyen Şeyh Bedreddinlerden, "to-humda toprakta hakça" diyen Babaİshaklar'dan alır...

Bizim bu vatan ve halka bağlılı-ğımız "biz buraya dönmeye değilölmeye geldik" diyerek teslim ol-mayan Mahirler'den gelir...

Bizim bu vatana ve halka bağlı-lığımız; sosyalizme ve halka bağlı-lığını son nefeslerine kadar savunarak"bayrağımız ülkenin dört bir ya-nında dalgalanacak" diyen Sabo-lardan, Niyazilerden, Sinanlardanalır. Bizim bu vatan ve halka bağlı-

lığımız; "asıl siz teslim olun halkınadaletine" diyen Sibellerden gelir...Bizim bu vatan ve halka bağlılığımızevet bugün İrfan'ın Sayayokuşu'ndakanlar içerisindeki bedeni, Berkin'inelindeki kanlı ekmektedir.

Başaramazsınız... Dün nasıl pa-şalara, padişahlara boyun eğmediysek,dün nasıl askerine, polisine, idamına,işkencesine, tutsaklığına boyun eğ-mediysek, bugün de gazına, copuna,suyuna teslim olmayacağız...

Gerici faşist eğitim sistemine karşıBİLİMSEL HALK İÇİN PARASIZEĞİTİM İÇİN direneceğiz.

Ailelerimizle birlikte bu direnişinen önünde olacağız. Bu yüzden tümliseli arkadaşlarımızı da Liseli Dev-Genç saflarına çağrıyoruz. Bu yüzdentüm annelerimizi, babalarımızı, abi-lerimizi, kardeşlerimizi Liseli Dev-Genç saflarına çağrıyoruz.LİSELİLER! LİSELİ DEV-GENÇSAFLARINDA BİRLEŞELİM!

AKP’nin 5 Yıllık Eğitim Planında 1 Milyon AKP’nin 5 Yıllık Eğitim Planında 1 Milyon İmam Hatipli Yetiştirmek Var!İmam Hatipli Yetiştirmek Var!

AKP’nin Gerici-Yobaz Eğitim Sistemine ve AKP’nin Gerici-Yobaz Eğitim Sistemine ve Örgütlenmelerine İzin Vermeyeceğiz!Örgütlenmelerine İzin Vermeyeceğiz!

Parasız Bilimsel Demokratik Halk İçin Eğitim İstiyoruz!

Liseliler 8 Şubatta Kadıköy’de Liseli Dev-Genç Saflarında Birleşelim!

Page 20: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde Gençlik

Kıraç- Kuruçeşme Mahallesinde 13 Ocak’ta liselilerçayı yapıldı. Kıraç İMKB Lisesinden çay sohbetine 7 li-seli katıldı. Okuldaki sorunlar üzerine sohbet edildi.

- En belirgin sorunun kantin fiyatlarının pahalı olmasıve öğrencilerinin yoksul olduklarını bildikleri halde öğ-rencilerden kar elde etme peşinde olan Milli Eğitim Ba-kanlığı’nın öğrencileri müşteri gibi görmesi…

- Öğrenciler günlük 5 TL harçlıkla okula giderken kant-inde ekmek arası 3 lira 75 kuruş.

- Öğlen arası okuldan eve gitmek yasak… Amaç öğ-rencilerin cebinde olan beş kuruşu da almak… Devletokullarının hepsi böyledir. Eğitim değil soygunculuk, ge-

rici eğitim vermek öğrencileri yozlaştırmak.

-İMKB öğrencileri kantin fiyatlarının düşürülmesini is-temektedir. Okul müdürü ve kantin sahibi bunu kabul et-mez çünkü kar elde ediliyor. Kantini boykot ederek hiç-bir şey almadan fiyatların düşürülmesini istemek… Buboykota tüm İMKB Öğrencilerini katmak…

- Öğrencilere bu durumu anlatmak… Herkesten boy-kota katılmasını istemek ve okulda bildiri dağıtarak öğ-rencileri bilinçlendirmek, bilgilendirmek gerektiği üzerinesohbet edildi.

Bir sonraki çay sohbetinde görüşmek üzere sohbet son-landırıldı.

26 Ocak akşamı saat 21.00 sularında Ankara YükselCaddesi’nde Dev-Genç’li arkadaşımız İrem Bağcı, polisyönlendirmesiyle kandırılmış babası tarafından kaçırılmakistenmiştir. İsminin Komiser Metin olduğunu öğrendiği-miz katil polis arkadaşımızın babasını arayıp katıldığı de-mokratik basın açıklamalarını, eylemlerini “terör örgütü”faaliyeti olarak gösterip kandırmış, kızını kaçırtmayaçalışmıştır. “Kızımla özel konuşacağım diyerek” arka-daşlarının yanından ayıran baba kolundan tutup kendiyleberaber getirdiği kişilerle 18 yaşından küçük olmasını ba-hane ederek yerlerde sürükleyerek kaçırmaya çalışmıştır.İrem çevredeki insanların müdahalesiyle polisin ve polistarafından kandırılmış babasının elinden alınmıştır.

Dev-Genç'liler açıklama yaparak "Çocuklarımızı sokakortasında katleden katil polisin ailelerimize "Çocuk-larınızı kurtaralım" yalanıyla gitmesi ikiyüzlülük ve ah-laksızlıktır. Siz önce ellerinizdeki halkın çocuklarınınkanının hesabını verin, kirli ellerinizi ailelerimizin üzer-inden çekin.Yoksa biz bütün halk çocuklarının hesabını sor-mayı da o ellerinizi kırmasını da biliriz.Tüm Ankara halkını27 Ocak'ta saat 18.00’de Yüksel Caddesi'nde yapacağımızbasın açıklamasına davet ediyoruz." çağrısında bulundu-lar.

Saldırılarınız Acizliğinizdir! Bizleri Vazgeçiremezsiniz!

Yüksel Caddesi’nde 27 Ocak’ta polisin aileleri tacizi-ni protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına AK-P’nin katil polisi saldırdı, Bayram Dalyan ve Yaprak Yıl-maz’la birlikte 3 kişiyi işkenceyle gözaltına alıp, birçokkişiyi biber gazı sıkarak bayılttılar. Arkadaşları gö-zaltından bırakılıncaya kadar YükselCaddesi’den oturma eylemi yapacağınıduyuran Ankara Dev-Genç halka, otur-ma eylemini ve gözaltındakileri sa-hiplenme çağrısı yaptı.

Katil Polis Ailelerimizden Kirli Ellerini Çek!

Sorunlarımızı Ancak Mücadele Ederek Çözebiliriz!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!220

Page 21: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde Gençlik

AKP’nin Katil Polisi,Arkadaşlarımızdan,Kurumlarımızdan,İnsanlarımızdan

Uzak Dur! İyi Tanırsınız Bizi,

Biz de Sizi!AKP’nin katil polisleri mahallelerde kurum-

ları evleri basmaya, insanları yollardan kaçırıp gö-zaltına almaya devam ediyor. 19 Ocak gecesi İk-itelli Atatürk Mahallesi’nde yolda yürüyen bir HalkCepheliyi kimlik sorma bahanesiyle durduran po-lisler daha sonra karakola götürdü, mahalledeki-lerle ilgili sorular sorularak korkutulmaya çalışıldı.

İkitelli Halk Cephesi açıklama yaparak;

“AKP’nin katil korkak polislerine sesleniyo-ruz. Sorduğunuz insanların hepsini iyi tanırsınız.Hepsi göz önünde olan her gün karşılaştığınız in-sanlardır. Mahallemizde yaymaya çalıştığınızuyuşturucu batağına karşı mücadele ederkenhakkımızda yaptığınız komplolar yüzünden İki-telli’den onlarca insan yıllarca tecrit hücrelerin-de kaldı, iyi tanırsınız! Üstümüze saldığınız çe-teleriniz, itleriniz derneklerimizi taradı yakıpyıktı, iyi tanırısınız bizi! Her seferinde baştan, yen-iden yarattık, büyüttük mücadelemizi, iyi bilirsi-niz!

Biz de sizi iyi tanırız. Mahallerimize helikopter,akrep olmadan giremezsiniz, iyi tanırız sizi.Köşebaşlarında serserilere torba tutturup genç-lerimizi zehirlersiniz. Evlerimizi yıkmak içinkepçelerle sabaha karşı kapılarımıza dayanırsınız.Nerede iki üç kişi yan yana gelse oraya gaz bom-balarını fırlatırsınız. Es kaza bir dev-rimci ma-halleye girecek olsanız kuyruğunuzu kıstırıp sonsürat kaçarak geçersiniz. 14 yaşındaki çocuk-larımıza gaz fişeği fırlatıp beynini kaldırımlara dö-kersiniz, sonra “hatırlamıyorum” dersiniz. Küçükesnafı haraca bağlarsınız, işkembenizi doldurur-sunuz. AKP sizi kullanıp kullanıp bir kenara atar,salya sümük ağlarsınız, iyi tanırız sizi.

AKP’nin katil polisleri, arkadaşlarımızdankurumlarımızdan uzak dur. İkitelli’de başımıza ge-lecek en ufak şeyden siz sorumlu olursunuz. Halkadaletsiz kalmaz” uyarılarında bulundu.

Dev-Genç’ liler Halkın MatbaasıDuvarlara Umudu Nakşediyor!

Bağcılar’ da Liseli Dev-Genç’ lilerden Yazılama!22 Ocak günü devriyeye çıkan Liseli Dev-Genç’liler, mahal-

le halkına yozlaşmaya çeteleşmeye karşı olduklarını anlattılar. Ayrı-ca yazılamalarla da halkın matbaası duvarları süslediler. Yeni-mahalle içinde ve parklarda dolaşan Liseli Dev-Genç’liler, köşe-lerde toplanan gençlerle sohbet etti. “DHKC-SPB”, “DHKC”,“DHKP-C”, “CEPHE”, “Berkin Elvan İçin Adalet İstiyoruz/Dev-Genç” içerikli 15 yazılama yaptılar.

Muğla’ da Umudun Adı Duvarlara Nakşedildi!Berkin Elvan’ın hesabını soran DHKC savaşçısı Fırat Özçe-

lik Muğla DEV-GENÇ’liler tarafından selamlandı. Halkın mat-baasına yapılan yazılamalarla Berkin Elvan için hesap sorulaca-ğı belirtildi. “Fırat Özçelik Onurumuzdur”, “DHKC-SBP Katil-lerin Peşinde”, “Halk Savaşçıları Değil Berkin’in Katilleri Yargı-lansın /DHKC”, “DHKP-C”, “DEV-GENÇ” yazılamaları yapıldı.

Edirne’ de Yazılamalar Yapıldı!Cepheliler Edirne'de çeşitli yerlerdeki duvarlara yazılamalar

yaptı. “Cephe”, “Dev-Genç”, “Berkin Elvan'ın Hesabını Soraca-ğız-Cephe”, “Umudun Çocuğu Berkin Elvan-Cephe”, “FıratÖzçelik Onurumuzdur-Cephe” içerikli 15 yazılama yapıldı. Ayrı-ca “Umudun Adı DHKP-C” sloganı da yazılarak umudun adı Edir-ne duvarlarına nakşedilmiş oldu.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

21ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 22: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Halk okullarında öğreniyo-ruz, öğretiyoruz. Geçtiğimiz haf-ta içinde Esenyurt, İkitelli veOkmeydanı’nda halk okulu ça-lışmaları yapaıldı.

ESENYURT: Esenyurt Öz-gürlükler Derneği'nde 20 Ocak'taYürüyüş Dergisi’ndeki Cepheliyazısı okundu ve "Yoldaşlık"kavramı üzerine sohbet edildi.Ayrıca son zamanlarda yapılanoperasyonlar hakkında bilgi ve-rildi. Eylemleri takip edecek ve in-sanları toplayacak bir komiteoluşturuldu. Birçok eylem kara-rı alındı.

27 Ocak'ta yapılan halk oku-lu çalışmasında ise "Kolektivizm"konusu işlendi. Halk okulu çalış-masına toplam 9 kişi katıldı.İKİTELLİ: Mahallede 23

Ocak'ta yapılan halk okulu çalış-

masında "devrimci yaşam kural-ları" çalışması yapıldı. Dernektegeçirilen boş vakitleri değerlen-dirmek amaçlı herkesin kitapokumasına ve okunan kitaplarınher hafta anlatılmasına karar ve-rildi. Çalışmaya 11 kişi katıldı.

OKMEYDANI: Mahallede21 Ocak'ta yapılan halk okulu ça-lışmasında 22 Ocak 2007'de ka-zanılan Büyük Direnişin Zaferi ko-nuşuldu. Şehitlerin miras bıraktı-ğı değerlere değinilerek Cebe-ci'deki anmaya çağrı yapıldı. Şe-hitlere sahip çıkmanın geleceğe sa-hip çıkmak olduğu vurgulandıhalk okulu çalışmasına 19 kişikatıldı. 14 Ocak'ta ise yozlaşma-ya vurgu yapılarak yalan söyle-mek, söz verip tutmamak üzerinekonuşuldu. Çalışmaya 15 kişi ka-tıldı.

Cizre'de yaşanan zulme karşı 25 Ocak'ta Şişli Camiiönünde toplanıp pankart açıp giydikleri kefenlerle AKPŞişli İçe Teşkilatı’na yürümek isteyen Halk Cepheliler’inpolis anonslarla dağılmalarını istedi.Halk Cepheliler Ciz-re'de katledilen halkın sahipsiz olmadığını göstermek içinanonsa aldırış etmeden yürüyüşe başladılar. Bunu haz-medemeyen katil polis işkenceyle Halk Cephelileri göz-

altına alındı. Gözaltına alınanların isimleri şunlardır:Sabahattin Aydoğan, Gülser Odabaşı, Leyla Erdoğan, SılaAbalay, Helin Bölek, Duygu Daşkın, Oğuz Meşin, YusufŞah, Murat Yüksel, Enes Akkuş, İbrahim Demir, Ezgi…

Gözaltına alınanlar adliyedeki ifadelerinin ardından ser-best bırakıldı.

Devrimci Gençlik Sanat Oku-lu’nda 4 haftadır koro dersleridevam ediyor. Her Pazar saat13.00 de başlayan koro ders-leri için Grup Yorum kayıt al-maya devam ediyor. Tüm genç-leri liseli ve üniversitelileriGrup Yorum Dev-Genç korosu-na çağırıyor.

ADRES: Dönence sok. No:25Hacıosman/SarıyerTEL: 0539 512 74 88Devrimci Gençlik SanatOkulu cumartesi, pazarve çarşamba günleri09.00 ve 19.00 saatleriarasında açıktır.

Katlettiğiniz Çocuklarımızın Hesabını Soracağız SizlerdenGözaltılar Bizleri Yıldıramazsınız!

Halk Okullarında Beynimizi BilgiyleYüreğimizi Umutla Dolduruyoruz!

Esenyurt

Devrimci GençlikSanat Okulunda

Dersler Başladı!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!22

Page 23: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde Gençlik

Antalya'da düzenlenen MilliEğitim Şurası'nda Cumhurbaş-kanı Tayyip Erdoğan: "Anaoku-lundan başlayarak bir hayat tar-zı..." sunacaklarından bahsetti.

AKP çocuklarımızı gerici-faşist bir müfredatla eğitmek,beyinlerini doldurmak istiyor.

Halk düşmanı AKP iktidarıkendi yandaş sendika ve ku-rumlarına hazırlattığı taslaklagünlerce burjuva medyada tar-tıştırarak karma eğitimin kalka-cağını , Osmanlıcanın zorunlu ders olarak okutulacağı-nı vb. tartışıp, tartıştırıp taslak haline getirip çocukları-mızın zorla gerici-faşist bir müfredatla beyinlerini teslimalarak anti-bilimsel, biat eden, düşünüp-araştırmayan birgençlik yetiştirmek istiyor.

AKP İktidarı Din Bezirganlığı Yapıyor!AKP, halkımızın en hassas olduğu duygular üzerinden

demagoji yapıp sömürü politikasını hayata geçiriyor. 'Din,ahlak' diye diye tamamen gerici-faşist eğitimi hayata geçi-riyor ve bunu da halkın inançları üzerinden meşrulaştırıyor!

Halk düşmanı AKP 13 yıldır bu şekilde bir yandan eği-timi paralı hale getirirken diğer yandan da gericileştiri-yor. Neymiş "Yeni yetişen gençlik ata-dedelerimize aitOsmanlıca yazan mezar taşlarındaki yazıyı okuyamı-yor"muş.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Osmanlı'ya ait me-zar taşlarını okuyup ne öğrenecek gençlerimiz?

O mezar taşlarıyla Osmanlı'nın resmi olan; sömürüyümü , istilayı mı, iktidarı için kardeşin kardeşi, babanın oğu-lu, oğulun babayı öldürdüğü saraylarda her türden hile hur-danın, entrikanın, yozluğun çevrildiği; halkın zulüm altındainim inim ezildiği mi öğretilecek çocuklarımıza?

Daha 5-6 yaşındaki çocuklarımızın beyinlerini ken-di gerici-faşist düşünceleriyle zehirleyecekler. Evet yan-lış duymadınız zehirleyecekler!

AKP iktidarı, "din-ahlak kültür" diyor. AKP iktidarında,ne din, ne ahlak, ne de kültür vardır! AKP iktidarında; hertürden ahlaksızlık, rüşvet, yolsuzluk, kara para aklamak, sö-

mürü, katliam ve toprakları-mızı, yer altı-yer üstü zengin-liklerimizi emperyalistlere peş-keş çekmek vardır. Vatan top-raklarımızı satanın ne ahlakı, neonuru, ne de esasen dini inan-cı yoktur! AKP, halkımızındeğerlerini, inançlarını sömü-ren bir din bezirganıdır, em-peryalizmin uşağı ve halk düş-manı bir iktidardır.

Bu iktidar; bırakalımçocuklarımızı eğitmeyi, so-

kak ortasında katledip, sakat bırakıp bir de bunu sa-vunan bir iktidardır.

AKP İktidarı Takiyye Yapıyor 2006 yılında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan;

"Çocuk da olsa, kadın da olsa gereği yapılacak!" diyeverdiği talimatla Diyarbakır'da 9 kişiyi katlettirdi. Bun-lardan biri de 8 yaşındaki Enes Ata'ydı. Uğur Kaymaz,Ceylan Önkol ve daha onlarcasını katletti ve sokak or-tasında işkenceden geçirdi...!

Haziran Ayaklanması'nda yüzlerce insanımızı yara-layıp, 10'un üzerinde insanımızı öldürdüler. 15 yaşındabir fidanı Berkin Elvan'ı katlettirip; "Talimatı ben ver-dim..." diyen Başbakan ve halk düşmanı bir iktidar olanAKP iktidarı çocuklarımızı hangi ahlak-kültürle eğitecek!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 19. Milli Eğitim Şu-rası'nın açılışında 'Bizim bazı sıkıntılarımız var hala. Busıkıntıları anaokulundan başlayarak bir hayat tarzı su-narak yeneceğiz' sözleriyle 'yeni nesli dizayn' edeceğinisöyledi.

"Bu değerleri müfredata koymak tek başına yeterli de-ğildir. Bunları kuru bilgi olmaktan çıkarıp hayat tarzı ha-line dönüştürecek olanlar en başta öğretmenlerimizdir.Bu noktada hala sıkıntılarımız var. Bu sıkıntıları, ana-okulundan başlayarak öğrencilerimize bir hayat tarzı ola-rak sunarak inanıyorum ki aşacağız."

"Einstein kimdir' deseniz her gencin söyleyecek bir yada bir kaç cümlesi vardır. 'İbni Sina kimdir' deseniz ço-ğunun bu ismi hiç duymadığını görüyorsunuz. Yabancı pop

Gençlik Federasyonu’ndan

AKP Anaokulundan Üniversiteye Kadar GençliğiGerici-Faşist Eğitim Sistemiyle Yetiştirmek İstiyor!

Gençlik, AKP Faşizmine Teslim Olmayacak!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

23ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 24: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde Gençlik

şarkıcılarının adını ezbere sayanama Dede Efendi'yi, Itri'yi tanı-mayan, Neşat Ertaş dinlemeyihakir gören, kendi sanatçısındanmaalesef utanan gençlerimiz var.İki yüz yıldır eğitimin formatla-ma aracına dönüştüğü bir sistemne yazık ki kendisine yabancı bi-reyler yetiştiriyor ve bunu dacesaret edip hiç kimse sorgula-mıyor, sorgulayamıyor. İşte bizim en başta bu dönüşümügerçekleştirmemiz gerekiyor... İlim müslümanın yitiğidir.Nerede bulursa alır" (3 Aralık 2014 Cumhuriyet)

Halk düşmanı Tayyip Erdoğan'ın derdi eğitim, ilim,İbni Sina'nın, Neşat Ertaş'ın tanınıp tanınmadığı değildir.Onun tüm çabası daha anaokulundan itibaren gerici-fa-şist zihniyetini müfredata koymak, anti-bilimsel, anti-de-mokratik bir eğitimle kendi sapkın ideolojilerine göre birsistem hayata geçirmektir.

Yalan söylüyor AKP. Amaçları gençliğin Anado-lu'nun kültür ve değerlerini öğrenmesi, Neşat Ertaş gibihalk ozanlarını tanıması tanımaması değildir. Bugüngençliğin yozlaşmasının, kültür ve değerlerine yabancı-laşmasının birinci dereceden sorumlusu AKP iktidarıdır.

Diğer yandan çocukların, kadınların okuma-yazma öğ-renmesi de değildir. Bakın kendi kurumu TÜİK nasıl ya-lanlıyor AKP'yi.

"Ülkemizde: Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK)2000 nüfus sayımına göre ilk öğretimin zorunlu olduğuülkemizde ilkokul yaşını doldurmuş 4 milyon 640 bin kişihiç okuma-yazma bilmiyor.

Her sene "Haydi kızlar okula vb." kampanyalar ileokullar açılırken, öğrencilerin en temel ihtiyaçlarının hiç-biri karşılanmadan eğitim sisteminin kara dayalı olma-sıyla sömürülmektedir.

Ülkemizde; 3 milyon 730 bin 533 kadın okuma-yaz-ma bilmiyor..." (2 Kasım 2014 Yürüyüş sayı: 443)

4 milyon 640 bin kişi hiç okuma-yazma bilmiyor.AKP ise ilimden, müslümanlıktan dem vurup demagojiyapıyor!

Faşizmin Eğitimle İmtihanı! Faşizm, çocuklarımıza ne öğretecek? Komployu,

şovenizmi bencilliği, kafatasçılığı, kendi ideolojisinin dı-şında tüm ideolojilere, düşüncelere düşmanlığı öğretecekelbette!

Nasıl bir gençlik istiyor faşizm? Dayanışmaya, pay-laşmaya düşman, olup bitenden bihaber yaşayan, apoli-tik, sinik bir gençlik istiyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: "Osmanlıca dersiisteseniz de istemeseniz de öğrenilecek, öğretilecek" di-yor.

Bakın, Hitler 6 Kasım 1933'te ne diyor eğitime iliş-kin:

"Bana karşı olan biri çıkar da, 'Ben sizlere katıl-

mayacağım' derse ona hiç kız-madan şunu söylerim: çocuğunşimdiden bizimdir. Sen kimoluyorsun? Senin günün geçtiartık, çocukların yeni bir dün-yada yaşıyorlar. Kısa bir süreiçinde bu toplumdan başkahiçbir şeyi bilmeyecek..." (Naziİmparatorluğu Doğuşu-Yük-selişi-Çöküşü sayfa: 395 WIL-

LIAM L. SHIRER) Binlerce insanı gaz odalarında boğan, eriten Hitler, Al-

man işçi ve köylülerine "çocuğun şimdiden bizimdir"diyor. Tayyip Erdoğan’ın "anaokulundan başlayarak birhayat tarzı", "yeni bir nesil" diyerek, Hitler’in yolun-da, gidiyor.

Cumhurbaşkanı demagojilerine devam ediyor: "Irk-çılık hastalığından, ayrımcılıktan, horlanmadan ve nef-ret suçlarından..." bahsediyor! 13 yıllık iktidarı boyun-ca ulusal kimliğine, değerine, kültürüne, inancına haka-ret etmediği, aşağılamadığı, yok saymadığı yoktur. Kürt-ler, Aleviler, Ermeniler vb. Museviler, Hristiyanlar baş-ta olmak üzere her kesime saldırdı!

Tüm mitinglerinde, kitleye "Tek din, tek millet, tekbayrak tek dil..." diyen Tayyip Erdoğan, "Irkçılık has-talığı..." demesi demagoji, sahtekarlıktan ibarettir.

Alevilere yönelik "cemevi cümbüş evidir" demesi,daha yakın bir zamanda bir TV programında Ermenile-re yönelik "Affedersin bana daha çirkinini söylediler,Ermeni dediler" diyecek kadar ırkçı, kafatasçı faşist Tay-yip Erdoğan, ırkçılıktan en son bahsedecek kişidir.

6 Kasım 1933, 7 Aralık 2014! Hitler ve Tayyip Erdoğan aynı şeyleri söylüyorlar. Çün-

kü ikisi de halk düşmanı, ikisi de tüm kurumlarda ken-di gerici-faşist düşüncelerini hayata geçirmeye çalışıyor.Faşizmin dünyanın her yerinde halk düşmanı politika-larıyla, katliamlarıyla tekelci burjuvazinin hizmetindedir.

13 yıllık AKP iktidarı da, tıpkı Hitler faşizmi gibi hal-ka düşman olup, halkın en dinamik kesimi olan ve en çokkorktuğu kesimi olan gençliğe yönelik saldırılarını art-tırmıştır.

Sonuç Olarak; 1-AKP iktidarı, çocuklarımıza eğitim veremez! 2-Din, iman, ahlak, kültür, vicdan, adalet, halk ve va-

tan sevgisinden yoksun olan bir zihniyetin, çocuklarımızaanlatacağı hiçbir şeyi yoktur!

3-AKP, bu müfredatla tamamen gerici-dinci faşist birgençlik istiyor. Buna izin vermeyeceğiz.

Halkımız! Öğrenci velileri; halk meclisleri, halk ko-mitelerinde örgütlenelim. Çocuklarımız geleceğimizdirsahip çıkalım.

AKP iktidarının gerici-faşist eğitim sistemine karşı öğ-renci meclislerinde örgütlenelim! Ve bilimsel, demokratikparasız bir eğitim için mücadele edelim.

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!24

Page 25: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ülkemizde Gençlik

Faşist AKP’nin bes-leme çeteleri öğrencigençliğe saldırıyor. 21

Ocak günü Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde ba-sın açıklaması yapıp, daha sonraki süreçte başta devrim-ci demokrat öğrenciler olmak üzere bütün öğrenci kitle-sini hedef alacağını açıklayan Müslüman Gençlik üye-leri devrimci demokrat öğrencilerin müdahalesi sonucudağıtıldılar. Bu ve bunlar gibi onlarca haberi artık gaze-telerde, televizyonlarda hemen her gün görmekteyiz. Busaldırı ya da provokasyonlar elbette alelade kendiliğindengelişen bir basın açıklaması girişimi değildir. Bu provo-kasyonların altında örgütleyici ve yönlendirici olarak ta-biki başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP ikti-darı vardır. Gerek söylemleri gerekse de birebir ilişkile-ri bunun kanıtlarıdır.

Bu faşist çeteleri kullanmak AKP’nin ilk kez yaptı-ğı bir uygulama değildir. Haziran Ayaklanması dönemindede ülkemizin halkın tepki gösterdiği her yerde faşist çe-teleri halka karşı saldırtmıştır. Eskişehir’de ara sokağa gi-ren Ali İsmail’in polis ve işbirlikçileri tarafından dövü-lerek öldürülmesi de mahkeme süresince dosyanın ka-çırılması, katillerinin korunması ve sonuç olarak da ödül

gibi cezalar verilmesi bu işbirliğinin kanıtlarıdır.

Yine Kobane eylemleri zamanı bir araya gelen MHP-BBP- HÜDA-PAR gibi eli kanlı faşist grupların “Artıkdurmamamız, sokağa çıkmamız, tepkimizi göstermemizlazım” diyerek sokaklarda yeni katliamlara imza atacak-larını yaptıkları resmi açıklama ile duyurmuşlardır. Ma-raş, Çorum, Sivas gibi bir çok katliamı gerçekleştiren fa-şistlerin bu çağrısı elbetteki devlet izni dışında değildir.

AKP iktidarı sivil faşist çetelerini donatmak için hertürlü yasa ile önlerini açarken, kurduğu imam hatip liseleriile gericileştirip yaratmak istediği dindar gençlik ile fa-şist çetelerine kadro imkanı sunmanın imkanını yaratı-yor. 4+4+4 sistemi ve ilkokullara dahi konulan zorunludin dersi bunun alt yapısını hazırlamaktadır.

Ankara Üniversitesi’nde pervasızca provokasyonyaratma amaçlı yapılmak istenen basın açıklaması da buyönde değerlendirilmelidir. Gençliğe düşen görev ise si-vil faşist çetelerin önüne geçmek için meşru direniş çiz-gisini geliştirmeliyiz. Faşist çeteleri üniversitelerimizde,okullarımızda barındırmamalıyız. AKP iktidarının gen-çliğe karşı giriştiği tüm politikaları boşa çıkarmak için di-renmeli, bütün öğrencileri meşru çizgimizde birleştir-meliyiz.

GENÇLİK VE FAŞİST ÇETELERİN SALDIRISIGençliğinGündeminden

ODTÜ Öğrenci Meclisiçalışmalarını sürdürmek içinoda talebine cevap verilme-mesi üzerine inşa ettikleriodayı rektörlüğün 23 Ocakgecesi yıkmasının ardındanbir açıklama yayınlayaraktepkilerini dile getirdi. Açık-lamada; “Öğrencinin öz ör-gütlülüğü olan öğrenci mecl-isleri için aylardır yaptığı-mız, uğraştığımız ve sonunda

bir topluluk odası olarak inşa ettiğimiz odamız Melih Gökçek’iaratmayan hırsız ODTÜ Rektörlüğü tarafından gece saatlerindeyıkılmıştır. Öğrencilerin defalarca kez görüşme talebiyle ya-nına gittiği Rektör Ahmet Acar her defasında görüşme talebi-mizi reddetti. Bir topluluk odası verildiğinde, inşa ettiğimiz oda-dan da çıkabileceğimiz noktasında defalarca kez iyimser bir ta-vır sergilememize rağmen bu iyimserliğimizi bir fırsata çevi-ren rektörlük, odamızı gece yarısı tıpkı Melih Gökçek’in kos-koca ormanı gece yarısı yakıp yıktığı gibi yıktı, alçıpanlarımızı,çimentolarımızı çaldı! Artık sabrımızın sonuna geldik!” denildi.

ODTÜ Dev-Genç 26 ocak’ta rektör Ahmet Acar’ı rektör-lük binası önünde teşhir etti. Yaptığı açıklamada öğrencimeclisi odasını tekrar inşa edeceklerini söyledi.

İstanbul – KadıköyLiseli Dev-Genç’li Eser Çelik 25 Ocak günü ak-

şam saatlerinde tedavi amaçlı gittiği hastanedeAKP'nin katil polisleri tarafından kaçırılıp çocuk şu-beye götürüldü. Gözaltı gerekçesi olarak da "eylemekatılmış olabileceği" belirtildi. Kadıköy Liseli Dev-Genç: “ AKP'nin katil polislerini uyarıyoruz. Eser Çe-lik'in başına gelebilecek en ufak bir zarardan siz so-rumlusunuz. Halk düşmanlığı yapmayın, devrimci-lere saldırmaktan vazgeçin” uyarısında bulundu.

***

Tekirdağ’da Keyfi Ev Baskınlarıve Gözaltı Terörü!

26 Ocak akşamı Tekirdağ’da polis hiçbir gerekçebelirtmeden keyfi bir şekilde ev baskınları yaptı. Bas-kında gözaltına alınan Halk Cepheliler’in isimlerişöyle: Veysel Çalışkan, Hüseyin Süngü, Kenan Gün-yel, Erkan Konukçu, Serap Kartal, Fatma Kartal.

Kenan Günyel polis tarafından İstanbul VatanEmniyeti’ne götürüldü. Diğer gözaltına alınanlar Te-kirdağ’da tutuldular.

Gözaltına alınanlar serbest bırakıldılar.

ODTÜ’de Öğrenci Meclisi Odası Gece Hırsız Rektörlük Tarafından Yıkıldı!

Hastanede "Makul Şüphe" ileGözaltı!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

25ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Arşiv

Page 26: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Şenlik Köyü’nde 28Eylül 2009 günü arazide bombanın patlaması sonucu ölenCeylan Önkol için ailesine kan para-sı olarak 28 bin lira verildi.

Bu mu adalet?

Ama Uğur'u, Berkin'i, Ceylan'ı, İb-rahim'i vuranlar aynı kişiler yani katil-leri aynı.

Uğur Kaymaz 12 yaşında 13 kur-şunla katledildi. Berkin Elvan 14 ya-şında başından gaz fişeği ile vuruldu.

İkisinin de ölüm talimatını veren dö-nemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’dır.

Erdoğan çocuk katilidir. Sadece sonbir ay içinde üçü çocuk 6 kişi katledil-di.

AKP iktidarında 2002 ile 2014 yıl-ları arasında 241 çocuk polis ve askerkurşunlarıyla katledildi.

AKP’nin çocuk katliamı sürüyor. Enson Cizre’de 12 yaşındaki Nihat Ka-zanhan’ı katlettiler.

Bu yanıyla Berkin Elvan’dan UğurKaymaz’a “Adalet İstiyoruz” temelin-de Kürdistan’da da sürdürdüğümüzadalet talebimizin ne kadar yerinde ol-duğunu görmekteyiz.

AKP’nin katliamlarına karşı adaletmücadelesini büyütmediğimiz, sürekligündemde tutmadığımız, katillerdenhesap sormadığımız sürece Berkinler,Uğurlar, Nihatlar 12 yaşında, 14 yaşındakatledilmeye devam edecek...

Sesimizi ne kadar yükseltirsek, ada-let mücadelemizi her türlü araçla ne ka-dar büyütürsek yeni Berkinler’in, Uğur-lar’ın katledilmesinin önüne geçebili-riz...

Bu amaçla harcadığımız hiçbir emekboşa gitmeyecektir. Yaptığımız her ey-lemimiz, astığımız her afişimiz, duvaryazılamalarımız, dağıttığımız bildiriler...katliamların önüne öreceğimiz settebir tuğla olacaktır.

Berkin Elvan’ı bugün tüm dünyada

tanınıyorsa, adalet mücadelesinin sembolü haline gelmiş-se bu Halk Cephesi’nin, kesintisiz süren mücadelemizin so-

nucundadır.

Bu mücadelede biz Liseli Dev-Gen-çliler’in yeri de oldukça önemlidir.

Berkin için adalet mücadelesindeçok çeşitli mücadele yöntemlerini hayatageçirdik... Oturma eylemleri yaptık...Basın açıklamaları, afişlemeler, kuşla-malar, bildiri dağıtımları, sınıf konuş-maları, okul tahtalarına Berkin ile ilgi-li yazılar yazmak, resimler çizmek... Du-var yazılamalarımız... Ve liselilerinmücadele tarihine onurla yazılan Ber-kin’e adalet için okul boykotlarımız...

İlkini İstanbul Gazi Şair Abay Li-sesi’nde yaptığımız okul boykotu bütünülkeyi etkiledi... İstanbul’un diğer li-selerinde, Dersim’de, Hatay’da, Anka-ra’da yeni boykotlar örgütlendi... Yineİstanbul, Ankara, İzmir’de bazı üni-versitelerde boykot ve işgaller gerçek-leştirildi...

Berkin ile süren adalet kampanyamızKürdistan’da Ugur ile tüm ülke çapınayaygınlaştırıyoruz... Uğur Kaymaz’ınkatillerinin cezasız kalmasına da izinvermeyeceğiz...

“Berkin Elvan ve Uğur Kaymaz'ınKatilleri Cezalandırılsın” imza kam-panyası başlattık. KampanyamızAmed’de Wan’da, Erzincan, Dersim,Elazığ, Malatya’da devam ediyor.

Liseli Dev-Genç’liler... Önümüzdeyeni bir dönem var. Adalet mücadele-mizi geçmiş deneylerimizden de so-nuçlar çıkartarak daha da büyütmeliyiz.Bu aynı zamanda Liseli Dev-Genç ör-gütlülüğümüzün büyütülmesi demektir...Önümüzdeki temel görevimiz LiseliDev-Genç’i bütün ülke çapında örgüt-lemektir. Bunun yolu da öğrenci gençliğiöğrenci meclislerinde birleştirmektir.Öğrenci gençliği öğrenci meclislerindebirleştirerek katillerden Berkinler’in,Uğurlar’ın hesabını soralım....

Liseliyiz Biz

AKP ÇOCUK KATİLİDİR! Liseliler, 15 Tatilde Öğrenci Meclislerinde Birleşelim!

Berkin'in Uğur'un Katillerinden Hep Birlikte Hesap Soralım

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!26

Page 27: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

12 Ocak 2015 günü Maltepe 1No’lu L Tipi Hapishanesi’nde kal-makta olan siyasi tutuklular HakkıAyyüzen, Hasan Karapınar ve ÇağrıAvcı hapishanedeki görevli infaz ko-ruma memurlarının saldırısına uğra-dılar. Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD)’nin hapishane komisyonuüyesi avukatlar 16 Ocak 2015 Cumagünü Maltepe Hapishanesi’nde sal-dırıya uğrayan tutsakları ziyaret et-tiler.

Avukatlar gözlem ve tespitlerinegöre aynı koğuşta kalan Hakkı Ay-yüzen, Hasan Karapınar ve ÇağrıAvcı koğuştaki kamera uygulama-sını kabul etmeyerek, kameralarıpeçete ile kapatmışlardır. Bununüzerine 40’a yakın infaz koruma me-muru koğuşa girerek 3 siyasi tutuk-luya saldırmışlar, darp ederek yerlerdesürükleyip her üç siyasi tutukluyuda tek kişilik hücrelere koymuşlardır.Saldırı neticesinde tutuklular vücut-larının çeşitli yerlerinden yaralan-mışlardır.

Tek kişilik hücrelere konan dev-rimci tutsaklar görüştükleri avukatlaraaçlık grevine başladıklarını ve tekrarkoğuşlarına götürülmeden de açlıkgrevini bırakmayacaklarını açıkla-mışlardır.

İşkence Yapmak ŞerefsizliktirGardiyanlar Tutsaklara Bayıltıncaya Kadar İşkence Yapmışlardır!

Saldırıya uğrayan tutsaklardanÇağrı Avcı ile görüşen avukatlar ya-pılan saldırıları şöyle anlatıyor: “Bo-ğazının uzun süre sıkılması sonucunefessiz kalmış ve baygınlık geçir-miştir. Bu haliyle tek kişilik hücreyekonulmuş ve üstüne su dökülerekayıltılmaya çalışılmıştır. Hakkı Ay-yüzen ve Hasan Karapınar ise aldık-ları darbelerden vücutlarının çeşitliyerlerinden yaralanmışlardır.”

Tutsaklara yapılan saldırı açıkbir işkencedir.

İşkence yapmak suçtur, alçaklıktır,şerefsizliktir.

Tecrit başlı başına bir işkenceiken AKP devrimci tutsakları teslimalmak için tecritle yetinmeyip bir defiili saldırılara başvurmaktadır.

Tüm uygulamalarıyla tecrit olanF tiplerinin havalandırmalarına birde kamera takarak tecrit içinde tecritpolitikası hayata geçirmeye çalışı-yorlar...

Kameralar insanlık dışı bir uy-

gulamadır. Tecrit altında yaşamakzorunda bırakılan tutsaklar bir de 24saat kameralar ile izlenerek bir tut-sağın 24 saat içindeki tüm hareket-lerini denetim altına almak istiyorlar..

Uyuması, yemek yemesi, tuvaleti,banyosu... her hali kamera ile gözet-lenecek... Tutsaklara psikolojik olarak“tüm yaşamınız bizim kontrolümüzaltında” duygusunu yaşatarak, tutsağınhiçbir iradesinin olmamasını istiyor-lar... Bunu asla başaramayacaklar.Devrimci tutsaklar ne havalandır-malara takılan kameraları ne de Avu-kat görüş yerlerindeki yine avukatile yapılan görüşmelerin denetlenmesiiçin ve savunma hakkını gasp edencam kafesleri kabul etmeyeceklerdir.

Maltepe Hapishanesi’ndeki dev-rimci tutsakların havalandırmadakikameraların üstünü kapatması, kır-ması meşrudur. Ne beyinlerimizi nede bedenlerimizi asla denetim altınaalamayacaksınız. Tecrit hücrelerindeolduğu gibi kameralarınızı da, camkafeslerinizi de işlemez hale getire-ceğiz...

DEVRİMCİ TUTSAKLARAİŞKENCE YAPANLAR YAPTIK-LARININ HESABINI VERECEK!

ÖZGÜR TUTSAKLAR TES-LİM ALINAMAZ!

MMaall tteeppee HHaapp iisshhaanneessii ’’nnddee HHaavvaa llaanndd ıı rrmmaaddaakk ii KKaammeerraa llaarrCCeepphhee TTuuttssaakk llaarr ıı TTaarraaff ıınnddaann

PPaarrççaa llaanndd ıı !! .. ..

24 SAAT KAMERA İLE GÖZETLENMEVE CAM KAFESLER İŞKENCEDİR!

HÜCRELERİN KAMERALARLA GÖZETLENMESİNEİZİN VERMEYECEĞİZ KAMERALARINIZI, CAM

KAFESLERİNİZİ PARÇALADIK, PARÇALAYACAĞIZ!

AKP’nin faşist gardiyanları havalandırmalardaki kameraları parçalayan özgür tutsaklara işkence yaptı!İŞKENCE YAPMAK ŞEREFSİZLİKTİR!İŞKENCE YAPMAK ŞEREFSİZLİKTİR!

İŞKENCECİLERDEN HESAP SORDUK İŞKENCECİLERDEN HESAP SORDUK

SORACAĞIZ!SORACAĞIZ!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

27ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 28: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Yürüyüş25 Ocak2015

Sayı: 453

Yürüyüş25 Ocak2015

Sayı: 453

Kampanyaya Çağrı:

Halkımız, TAYAD Üyesi Ailelerimiz! Sizleri TAYAD Olarak Düzenleyeceğimiz ve Bir Buçuk AySürecek Olan 24 Saat Kamera ve Cam Kafeslere Karşı

Kampanyamıza Katılmaya Çağırıyoruz!

Hapishanelerde yaşanılantecrit gün geçtikçe daha daağırlaştırılarak devrimci tut-saklara dayatılıyor!

Buna bir dur diyelim ve ev-latlarımızın sesine ses katalım!

24 Saat GözetlemekOnursuzluktur,Ahlaksızlıktır!

Her gün 8 adımlık bir hücredesürekli izlendiğinizi düşünün. Yemekyerken, su içerken, mektup yazarken,televizyon izlerken ya da tuvaletegiderken… Sizler ne yapardınız?

Bu hiçbir şekilde kabul edilemez.Psikolojik ve fiziki bir işkencedir.

Evlatlarımız yapması gereken şeyiyaparak direniyorlar. Tuvalete gidenbir insanı izleyen bir hapishane yö-netimi her yerinden pislik akan birzihniyetle dayattığı bu onursuzluğugözden uzak tutmasına izin verme-yeceğiz. Evlatlarımıza yaşatmaya ça-lıştığınız tecrit içinde tecrit işkence-sine izin vermeyerek onlarla birliktedirenecek ve bu ahlaksızlığı başınızayıkacağız.

Bununla da sınırlı kalmayan devlet

kendi anayasasına dahi uymayaraktutsakların savunma haklarını gaspediyorlar.

Üstü açık, altı açık, 4 tarafıcam kafeslerle çevrili olan biroda… Her tarafı cam ve ses geçirenbir oda...

Diyorlar ki avukatlarınızla buradagörüşeceksiniz. Bu, savunmanın giz-liliği ilkesinin gaspıdır. Avukat gö-rüşleri kayıt altına alınarak tutsaklarınsavunma haklarının gasp edilmesidemektir.

Halkımız;Gelin bu onursuzluğa bir dur di-

yelim. Sesimizi çıkarmadığımız hertecrit, bir büyüğünü doğuruyor. Bunaizin vermeyelim.

TAYAD’lı Ailelerin Baş-lattığı Bu Kampanyaya SizDe Destek Verin…

Onlar bir avuç biz ise mil-yonlarız!

Bir araya geldiğimizde bir-likte olduğumuzda, ‘biz’ ol-duğumuzda gücümüzün sını-rının olmadığını göreceksiniz,neler kazandığımızı görecek-

siniz.

7 yıl 25 mevsim süren direnişi-mizin gücü biz olmaktan geçiyor.Devletin tüm saldırılarına karşı ka-zanan biz olduk.

Bu işkencelere karşı da biz kaza-nacağız. Çünkü biz halkız ve haklıyız.İşte var olan gücümüzün kaynağı daburadan geliyor.

Biz anayız, biz babayız…

Evlatlarımız her gün hapishaneninbu zor koşullarına direniyorlar. Ev-latlarımızı elimizden alan bu çürükdüzenin katil, hırsız, obur devletinekarşı birlikte olalım ve kampanyamızıduymayan kalmasın.

Kameraları, cam kafesleri parça-layalım!

TAYAD’lılar Bursa Heykel’de hasta tutsakların serbestbırakılması için basın açıklaması ve oturma eylemiyaptı. 17 Ocak’ta gerçekleşen eylem öncesinde bildiridağıtımı yapıldı. Basına yapılan açıklama ile başlayaneylem yarım saat süren oturma eylemiyle son buldu.Eyleme 9 kişi katıldı.

18 Ocak günü ise aileler bu sefer Gemlik-DereboyuTaşköprü’de tecrit koşullarında ölüme mahkûm edilen ev-latları için basın açıklaması yaptılar. Eylemde AKP’ninhasta tutsaklar üzerindeki katletme politikaları halka teşhiredildi. Tecrit koşullarının tutsakları nasıl günden güneölüme hapsettiği halka anlatıldı. Eyleme toplamda 12 kişikatıldı.

Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!Hasta Tutsakları Unutmadık Sesi Olacağız!

TAYAD’lı Aileler

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!28

Gemlik

Page 29: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

TAYAD’lı ailelerin başlatmış olduğu 24 saat kameraile gözetleme ve cam kafes kampanyasının seminerleridevam ediyor. İstanbul Çayan Mahallesi’nde başlayan seminerler,

Okmeydanı, Bağcılar Karanfiller Kültür Merkezi’ndedevam etti.

16 Ocak günü Karanfiller Kültür Merkezi’nde yapılanseminerde TAYAD üyesi Nagehan Kurt, açılış konuşmasıyaparak seminere gelenlere “hoşgeldiniz” dedi.

Gebze Hapishanesi’nde tutsak olan Zeynep Gonca’nınannesi Selver anne içeride yaşanan onursuzlukları anlatarakbu onursuzluğa göz yummayan evlatlarının direnişinianlattı.İki evladı özgür tutsak olan baba Fahrettin Keskin

tutsaklara dışarıda seminerlerle ses verdiklerini, işkenceyesessiz kalmayarak onların seslerini dışarıda taşıyacaklarınadair kampanyayı anlattı. Daha sonra Nagehan Kurt, Fah-rettin Keskin ve Selver Gonca evlatlarından gelen mek-tupları okuyarak içerideki hak ihlallerini anlattılar.

Son olarak TAYAD’lı Mehmet Güvel sözü alarak enson Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucuya karşı verdikleri

mücadelede tutuklanan Çağrı Avcı, Hakkı Ayyüzen veHasan Karapınar’ın Maltepe Hapishanesi’nde kameralarıkırdıkları gerekçesiyle çırıl çıplak soyularak soğuktaavluda bekletildiklerini, bu işkenceyi unutmayacaklarınısöyledi. Mehmet Güvel'in konuşmasının sonunda okuduğuPablo Neruda’nın ‘Bir Ceza İstiyorum’ şiiri seminerekatılanları ayrıca etkiledi.

Çeteler-Mafyacılar DeğilHasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!

20 Ocak'ta Trakya Halk Cephesi tarafından TekirdağF Tipi Hapishanesi önünde hasta tutsaklar için bir eylemdüzenlendi. Eylemde yapılan açıklamada, 400’ü aşkınhapishanede 150 bin tutuklu ve hükümlünün olduğu,600’den fazla tutsağın geri dönüşü olmayan hastalıklarayakalanmış olduğuna vurgu yapıldı. Hapishanelerde2000-2013 yılları arasında 2304 tutsağın yaşamını yitirdiğibelirtildi. Açık görüşe gelen tutsak yakınlarının yoğunilgi gösterdiği eylem “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın","Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" sloganlarıyla sonaerdi.

24 Saat Kamerayla Gözetleyen Gözleri Kör Edeceğiz! Avukat-Müvekkil Hakkı Engellenemez!

Halk Cepheliler 21 Ocak günüAnkara 1 No’lu F Tipi ÖzgürTutsakları’nın Sincan Adliyesi’ndeavukat görüş yerlerine kaldıklarıhücrelere ve havalandırmalara takı-lan kameraları kırdıkları için açılandavanın duruşmasına katıldılar.Sabah saat 10.00’da SincanAdliyesi’nde başlayacak duruşma-yı izlemeye giden Halk Cephelilergüvenlik gerekçesiyle(!) davanıncezaevi kampüsü içindeki salonaalındığını öğrendiler. Bunun üzeri-ne Halk Cepheliler hızlıca araçdeğiştirerek 10.30’da kampüs için-de başlayan duruşmaya katıldılar.

Özgür Tutsaklar’ın 18’ininkatıldığı duruşma ilk olarak Rıza

Kartal, Mustafa Gök ve DursunKaş’ın salona getirilmesiyle başla-dı. Kimlik tespitleri yapıldıktansonra yargılamaya başlamak iste-yen hakime hem özgür tutsaklarhem de avukatlar tepki göstererekdavanın herkese açıldığını ve ortaksavunma yaptıklarını belirttiler.Hakim yaptığına kılıf bulmayaçalışsa da sonunda bütün tutsakla-rın birarada savunma yapmasınıkabul etmek zorunda kaldı. Kimliktespitinden sonra ortak savunmayıRabbena Hanedar okudu. Yapılansavunmada tecritin 19 AralıkKatliamı’nı da içine alan günümüz-de de iletişim, görüş sohbet vehücre cezaları, yayın yasakları ve

kameralarla taciz ederek devamettiği söylendi.

Duruşma salonuna yaklaşık 40kadar çeşitli rütbelerde askeri perso-nel vardı. Tutsaklarla iletişimi önle-mek için etten duvar ören askerlerbaşarılı olamadı, zor da olsa sohbetedildi. Duruşmanın ardından HalkCepheliler Kadın KapalıHapishanesi’nin önüne geldiler veburada “Yaşasın Ölüm OrucuDirenişimiz, Yaşasın Direniş YaşasınZafer, Bedel Ödedik BedelÖdeteceğiz, Kahramanlar ÖlmezHalk Yenilmez, Devrimci TutsaklarOnurumuzdur” sloganlarını attıktansonra hapishaneden ayrıldılar. 16kişinin katıldığı eylem 16.30’da bitti.

Özgür Tutsaklar Onurumuzdur!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

29ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Tekirdağ Bağcılar

Page 30: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Suudi Arabistan'ın işbirlikçi kralıAbdullah öldü. Ölümünün duyulma-sının ardından yakın ilişki içinde bu-lunan soytarılar başta olmak üzerehizmette kusur etmediği emperyalistülke yöneticileri birbiri ardına cena-zesine katılmak için yola çıktılarveya açıklamalar yaparak krala öv-güler düzdüler... Kralın ölümü soy-tarılarının aceleyle ve telaş içindeSuudilere kendini ispat yarışına dön-dü.

Kralın ölümü kadar cenazesininkaldırılması ve kraldan daha kralcıolanların yas vb. tavırlarıyla çeşitlitartışmaları da gündeme taşındı.

Kral Abdullah 90 yaşına gelmiş,bir süredir hastalıkları nedeniyle te-davi gören ve en son tedavi gördüğühastanede ölen yaşlı bir kraldır. Ancakkrallar herkes gibi ölemezler! Elbetteölebilirler ama herkes gibi ölümükabul görmez; hele de kraldan dahakralcı olanlar için durum böyledir.

Aslında Suudi kralları öldüktensonra gelenekleri gereği isimsiz birmezara gömülüyorlar ve yas tutul-muyor, bayrak yarıya indirilmiyor...Ayrıca Müslüman olmayanların ce-nazeye katılmasına izin verilmiyor.Bu gelenek kralın mütevazılığı vedindarlığı gibi görülebilir belki. Ancakkralın ve ailesinin servetine, yaşamınave yaşamı boyunca halklara karşı iş-lediği suçlara bakınca bu mütevazıve dindar görünümün gerçeği yan-sıtmadığı görülecektir.

20 Milyar Dolar Kişisel Servetiyle Ülkesini Emperyalistlere Satan, Halkları Yoksul Kral

Kral Abdullah bölgedeki diğerArap krallarının hepsi gibi kişiselolarak da, krallık olarak da servetien büyük olanlardan... Altın saray-larda, altın tuvaletlere giden biri ol-makla ünlü... Kral Abdullah ve böl-gedeki diğer bazı kralların servetlerine

bakıldığında her birinin kişisel ser-vetinin dünyadaki birçok ülkenintoplam gelirinden bile daha yüksekolduğu görülür... Krallar saraylardarahatlık ve bolluk içinde yaşarkenmensubu oldukları Arap halkları isedünyanın dört bir yanında göçmenolarak sürünmekte, açlıkla, yoksul-lukla boğuşmaktadır...

Bölgenin zengin petrol yataklarınasahip olması zenginliklerinin anakaynağıdır. Fakat bu zengin kaynaktüm bölge halkının değil, sadece biravuç kral ailesinin olmaktadır. Onlarzevk ve sefa içinde yaşarlarken halkyoksullukla boğuşur durumdadır.

İşte bir kısım kralın kişisel ser-vetlerine dair basın yayın organ-larına yansıyan bilgiler:

- Prens El Velid Bin Talal Alsaud30 milyar dolarlık bir servete sahipkraliyet ailesinden Suudi iş adamı.

- Şeyh Halife Bin Zayed Al Na-hayan, Birleşik Arap Emirlikleri...18 milyar dolar.

- Kabus bin Said El Said, UmmanSultanı... 700 milyon dolar.

- Abdullah II, Ürdün Kralı... 750milyon dolar.

- Kral Abdullah bin Ebul Aziz,Ölen Suudi Arabistan Kralı...18 mil-yar dolarlık bir servete sahip.

Sadece bir kısım kral veya aile

üyelerinin servetlerinin dökümü böy-le... Böyle olduğu için ve halklarıyoksulluk içinde yaşarken bu servetesahip olan kralların halklardan kor-kuları da elbette servetleri oranındadır.Bu nedenle Kral Abdullah, bölgedeemperyalizm eliyle örgütlenen ve“Arap Baharı” olarak adlandırılanhalk ayaklanmalarının kendi ülkesinede yansıyabileceğinden korkarak “he-diyeler” dağıtıyor. Bu konuda KralAbdullah'a ilişkin Wikileaks Belgeleriolarak bilinen emperyalistlerin veişbirlikçilerin kirli çamaşırlarını ortayaseren belgelerde şunlar geçiyor:

“Kral Abdullah, sağlık problemleriiçin gittiği Amerika’dan döndüğünde,Arap Baharı’nın da korkusuyla halka37 milyar dolar hediye dağıtılmasınıistemişti. Bu paraların nasıl ve kimlerineliyle, kimlere verildiği konusundaise hiçbir bilgi yok.

Kraliyet ailesine mensup kişiler,Kral’a kan bağı yakınlığı derecesinegöre 200 bin dolar ile 270 bin dolaraylık alıyor. Hanedanın en uzak üye-sinin doğan çocuğuna bile 800 dolaraylık bağlanıyor. Çocuk büyüdükçepara miktarı da büyüyor.

Hac gelirleri, hizmet veren şir-ketler eliyle yine aynı aile fertlerineakıtılıyor. Devlet bankalarının en bü-yük payını ise borç adı altında kraliyetfertleri boşaltıyor.

Kamu arazileri ise genelde kraliyetailesinin elinde, özellikle Mekke veMedine gibi yılda milyonlarca Müs-lümanın ziyaret ettiği kutsal toprak-lardaki kamu arazileri, otel, iş merkeziyapılmak için prenslere veriliyor.”

Görünürde mütevazı olan kralınserveti ve ailesinin halkın sırtınanasıl bir kene gibi yapıştıkları açıktır.Mütevazılık görünüşte ve sahtedir...Dindarlık da öyle... Halkların diniduygularını sömürüp kendi aile fert-lerine dağıtanlar için din büyük birzenginlik kaynağı olmanın ötesindebir anlam taşımamaktadır.

Suudi Kralı İşbirlikçi Abdullah ÖldüArap Halklarının Gözü Aydın!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!30

Page 31: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Arap Halkları Yoksul ve Göçebe

Krallar ve Şeyhler böy-lesine büyük bir zenginlikiçinde yaşarlarken Araphalklarının yaşamı ise tamtersidir. Filistin halkı baştaolmak üzere dünyanın dörtbir yanına dağılan ve açlık ve yoksullukiçinde bir yaşam sürdürmektedir. Fi-listin halkı Amerikan destekli İsrailtarafından süründürülürken diğer Araphalkları da yine emperyalistlerin bölgepolitikaları ve saldırganlıkları yüzündenveya ülkelerindeki zenginliklere em-peryalistlerin el koyması ve ülkeleriniyaşanır bir ülke olmaktan çıkarmalarınedeniyle ülkelerini terk edip başkaülkelerde yaşamaya çalışmaktadırlar.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yük-sek Komiserliği (UNHCR) verilerinegöre, dünya genelindeki mültecilerin,sığınmacıların ve ülkelerinde yerindenedilmiş olan kişilerin sayısı İkinciPaylaşım Savaşı sonrası dönemde ilkdefa 50 milyon kişiyi geçerek 2013yılı sonu itibariyle 51.2 milyona ulaş-tı... Bu rakamın içinde en büyük göçise 6 milyona yakın kişiyle Ortadoğuülkeleri oluşturuyor... Özellikle onyıllardır sürgünlere uğrayan ve kendiülkesinden uzak yaşamaya zorlananFilistinli mültecilerin büyük kısmı isebu rakam içinde değildir... Filistinkamplarında ve komşu ülkelerde kal-mak zorunda bırakılan Filistinlilerintoplam sayısı 10 milyon civarındadır.

Göç yollarında birçoğu ölen buinsanlar yaşamak için her türlü zor-luklara katlanırken krallar zevki sefaiçinde yaşamaktadırlar.

Elbette bu çelişki onların korku-larını da büyütmektedir. Onlar zen-ginleştikçe halklar yoksullaşmaktave bunun nedenini sorgulamaktadırlar.

Özellikle de Suudi hanedanlığınınemperyalistlerle girdiği ilişkiler köklüdür.Suudi Krallığı bölgede emperyalizminen büyük üssü durumundadır. Bölgedehalkların dökülen her damla kanındasorumlulukları vardır. Ya doğrudanasker göndererek ya da servetlerini kul-lanıp besledikleri askeri güçler tarafındanhalkların kanını dökmüşlerdir.

Emperyalist ülkelerin ve İsrail'inövgüsüne layık görülen biri olmuşturKral Abdullah. Irak, Libya, Suriyebaşta olmak üzere tüm Arap ülkele-rinde dökülen kanlardan sorumludur.Emperyalistlerin bölgedeki tüm sal-dırılarının finansörü ya da doğrudanörgütleyeni durumundadır. Amerikave İngiltere başta olmak üzere em-peryalist ülkelerle ilişkileri salt eko-nomik değil aynı zamanda askeri birişbirliği temelindedir.

Yine Wikileaks Belgelerine yan-sıyan suçlarına bakabiliriz. 16 Mart2009’da sarayında ağırladığı BeyazSaray terörizm danışmanı John Bren-nan ve ABD elçisi Clint Williamsonve Ford Fraker’ın anlatımları Kralınsuçlarını da ortaya koyar niteliktedir...

“Brennan’ın ABD-Suudi ittifakı-nın güçlü kalması gerektiğini belirt-mesi üzerine, Abdullah, “biz (ABDve Suudi Arabistan)” Kuveyt veIrak’ta “beraber kan döktük veSuudi Arabistan buna çok değerveriyor” dedi.

Dostluğun emek istediğini belirtenAbdullah, 70 yıldır bunu başardıklarınıbelirtiyor. “Tavsiye vermeye, rehberliketmeye ve gereken her şeyi yapmayahazırız. Bu bölgenin insanıyız ve bu-rayı iyi biliyoruz” diyor.

Obama'ya övgüler dizen Kral ay-rıca İran'ı Amerikalılara şikayet ederekbölgede Hizbullah benzeri örgüt-lenmeler oluşturulmasından sözediyor...

Yani kısacası Amerikalılarla bir-likte bölgede halkların kanını nasıldökeceğinin planlarını yapıyor vebirlikte döktükleri kanlarla övünüyor.

Emperyalist Efendilerden Uşak Kıral’a Övgüler

Eski ABD Başkanı George

Bush, Kral Abdullah'ın"aziz dostu" olduğunusöylüyor ve ekliyor;“onun dönemin Irak li-deri Saddam Hüseyin'in1990'da Kuveyt'i işgaletmesine karşı çıkmak-taki rolünü asla unut-

mayacağım”

"Kral Abdullah'ın hayatını kay-betmesinden dolayı üzüntü duyuyo-rum" ifadesini kullanan İsrail Cum-hurbaşkanı Rivlin ise şunları söy-lüyor: "O, derin dini geleneğe sahip,sorumlu bir yöneticiydi. İslam'ınkutsal mekanlarının koruyucusuolarak, Kral Abdullah, Kudüs'ünhassasiyetine saygı duyan bir ara-bulucuydu. Akıllıca politikaları böl-gemize ve Ortadoğu'nun istikrarınagerçekten çok şey kattı."

Eski İsrail Cumhurbaşkanı Şi-mon Peres de Kral Abdullah'ın ölü-münü, "Ortadoğu barışı için büyükbir kayıp" olarak değerlendiriyor.

Filistin halkı on yıllardır katledi-lirken tek bir ses çıkarmayan Suudikrallığı Filistinlilere karşı işlenensuçların baş sorumlularındandır. Ser-vetiyle bir çok uşak kişi ve ülke yö-neticisi edinmiş olsalar da kendileriemperyalizmin ve emperyalizminbölgedeki üssü İsrail'in uşağı ol-maktan başka bir şey yapmamışlardır.

Mısır'da emperyalizmin destekle-diği darbenin yanında onlar yer alır,Suriye'de işbirlikçi güçlerin beslenmesive eğitimini onlar üstlenirler, Irak'akarşı yapılan emperyalist saldırılardaen başta yer alırlar. Emperyalistleradına sosyalizme karşı veya bölgedekiemperyalizm için tehlikeli olan ülkelerekarşı El kaide gibi örgütlenmeleri fi-nanse etmede ve eğitimlerinde yinebaş rol oynarlar. Bunların yetmediğiyerde Bahreyn gibi Şii halkın ayak-lanması karşısında doğrudan askergöndererek isyanı bastırmada yineKral Abdullah'ın rolünü görürüz.

Kısacası Kral kendi krallığı veuşağı olduğu emperyalistlerin çıkarıiçin halkların kanlarının dökülmesindegeri kalmayan biridir. Bu nedenlede emperyalistlerin övgüsünü halk-ların ise düşmanlığını çeken biridir.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

31ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 32: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Kralın ölümünden sonra işbirlik-çisi, uşağı, dostu, efendisi birçok ke-sim saygılarını sunmada ve yas tut-mada sıraya girdiler... İngiltere’debayraklar yarıya indirilirken bölgedekiuşaklardan Ürdün ve Bahreyn’de 40gün, Mısır’da 7 gün, Birleşik ArapEmirlikleri ve Fas’da ise 3 günlükresmi yas ilan edildi.

Ülkemizdeki işbirlikçi, uşak AKPiktidarı bunlardan geri değildi, onlarda bir günlük milli yas ilan ederekbayrakları yarıya indirme kararıaldılar Tayyip Erdoğan Afrika gezi-sini yarıda keserek vardı Kral Ab-dullah’ın huzuruna ve son göreviniyerine getirerek saygılarını sundu.

Elbette bunlar nedensiz değildi.Kralın halkların sırtına bir kene gibiyapışarak elde ettiği servetten bu tür

uşaklar da nasiplerini alıyor-lardı. Bundan sonraki kral-lardan da nasiplenebilmekiçin kralın soytarısı olmayadevam edeceklerini göster-meleri gerekiyordu. Bu ne-denle yas tutmakta ve cena-zeye varmakta birbirleriyleyarış içine girdiler. AKP bo-razanı basın, Mısır Devlet

Başkanı Sisi’nin cenazeye gide-memiş olmasını ballandıra bal-landıra anlatmaktan geri durmu-yordu. Öyle ya Sisi’den dahaatak davranan uşak olarak övün-meyi kendilerine hak görüyor-lardı!

Mesajları da çok dokunaklıve uşaklığın göstergesidir. Ama

ondan daha önemlisi ül-kemizi krala peşkeş çekenuygulamaları ve kraldanaldıkları rüşvetler bu soy-tarılıkların nedenini açık-lar.

Sevda Tepesi olarak bi-linen İstanbul’da boğazınen güzel yerlerinden birisiniyıllar öncesinde Kral Ab-

dullah’a satan dönemin uşaklarındanTurgut Özal’ın ardından burası birtürlü yapılaşmaya açılamamış ve kralburaya villalarını yaptıramamıştı...Bu da her dönem uşaklara dert ol-muştur. Bu nedenle o günden bugüne Sevda Tepesi sürekli ülkemizingündeminde oldu. Her gelen iktidarKral Abdullah için uğraşmaktan veülke yasalarını çiğneyerek ona burayısunmak için çaba sarf etmekten geridurmadı. En son konu uşaklıkta bi-rinciliğe oynayan AKP’nin de gün-demindeydi...

Kral Abdullah, 1984 yılında satınaldığı Sevda Tepesi için aradan 28yıl geçtikten sonra 16 Haziran 2012tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakan-lığı’na başvurarak, bu arsa (SevdaTepesi) için, “imar bütünlüğünü

bozmayacak” şekilde gerekli izninverilmesini istiyor... Normalde burasıyapılaşma izni olmayan bir bölgeolmasına rağmen dönemin AKP’liÇevre ve Şehircilik Bakanı ErdoğanBayraktar, “Adam 20 küsur yıl öncesatın almış, yazıktır. İmarı da çokverilmedi. Arazisi 57 dönüm, imarbin 700 metrekareden iki kat, yani3 bin 400 metrekareye verildi. Tekbir ağaç bile kesemez. Bence oralarıda korur, güzelleştirir. Süreç dahabitmedi. Büyükşehir onayladı, şimdi6 bakan ile Başbakan'ın onayındangeçecek. 25 yıllık sorun çözülmüşolacak” diyerek uşaklığını ortayakoyarken kralın bunun karşılığındaTayyip Erdoğan’ın para sızdırma ku-rumlarından biri durumunda olanoğlu Bilal’in vakfı TÜRGEV’e 100milyon dolar bağışladığı basındayer alıyor.

Bayraktar’ın soytarıca övgüleriboşuna değildir. Ülkemizin en güzelyerlerini Arap şeyhlerine krallarınapeşkeş çekmenin karşılığını fazlasıylaalan uşaklar krallara soytarılık et-mekten bu nedenle geri durmuyorlar.

Sonuç Olarak 1- Kral Abdullah “değerli, mer-

hum” biri değil eli halkların kanınabulaşmış bir katildir.

2- Kralın krallığı ve servetininkaynağı halkların sahibi olduğu zen-ginliklerdir. Bu zenginliklere el koyan,kendisi ve ailesi hesabına bunlarıkullanan kralların zevk ve sefa için-deki yaşamları onların iyi ve yüceinsanlar olduklarını değil, halkın sır-tına bir kene gibi yapışan asalaklarolduğunu ortaya koyar.

3- Ortadoğu’da dökülen her birdamla kanın sorumlusu Kral Abdullahve işbirlikçisi olan diğer krallardır.Emperyalizme uşaklıkta sınır tanı-mayan kral ve soytarıları başta Araphalkı olmak üzere bölgede ve dünyadahalklara karşı emperyalizmin işlediği

İstanbul’da Sevda Tepesi 1984yılında Kral Abdullah’a satıldı.Yapılaşmaya yasak olan bu bölge,AKP iktidarında TayyipErdoğan’ın oğlunun başkanlığınıyaptığı TÜRGEV’e 100 milyondolar rüşvet vermesi karşılığındaKral’a özel yasa çıkartılarakimara açıldı.

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!32

İşbirlikçi Kral Abdullah’ınSoytarıları “Milli Yasta”

Page 33: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

tüm suçların ortağı olmuşlardır. El Kaide gibiörgütleri yaratan, besleyip büyüten Kral Ab-dullah ve efendisi emperyalistlerdir.

4- İsrail’in bölgedeki baş destekçilerindenbiridir Kral Abdullah.

5- Dünyada ve ülkemizde kral için yas sı-rasına giren ve bu konuda birbiriyle yarışansoytarıların hepsi kralın Arap halklarından çal-dığı servetinden nasiplenme derdinde olanasalaklardır.

6- AKP iktidarının kral için yas ilanı kralınservetinden aldığı rüşvetleri hak etmenin kar-şılığıdır.

7- Din tüccarı kralın katliamcılığını vehalka karşı işlediği suçları ortaya koyan vegereken tavrı alan Filistin halkının tavrı öğ-reticidir. Mescid-i Aksa Camii’nde kılınancuma namazında Kral Abdullah’ı övmeyekalkan imam, cemaat tarafından dövülerekcezalandırılmış. Çünkü Kral Abdullah halklarkarşısında suçludur.

8- Kral Abdullah ve diğer tüm krallar, im-paratorlar halka düşmandır. Halkın kanıylabeslenen asalaklardır. Bu asalakları bir kenegibi ezecek ve yok edecek olan da halklarındirenişi ve savaşıdır. Krallar ve efendileri em-peryalistler, tacıyla, tahtıyla halkların ayaklarınınaltında er veya geç ezilip yok olacaklardır.Kazanan direnen ve savaşan halklar olacaktır.

Her yerde aranıyordu. O isemuradına ermiş. Halk düşman-larının izini sürüyordu. İçi içinesığmıyordu. Hesap soracak ol-manın coşkusu vardı içinde. Hal-kının yaralarını saracaktı.

Sokaklar onundu. Adım adımtanıyordu. Nerede ne var, iyiöğrenmeliydi.

Çarpışma anı geldiğinde hersokak dostu olsun istiyordu, herköşe başı yardımcısı, her binakalkanı. Vatanın her köşesindedövüşebilirdi. Bunun için iyi ta-nımalıydı.

Bir de Yusuf vardı. Eli ayağıoluyordu bazı işlerde.

Sokaklarda buluşurlardı. Yu-suf'un gözleri parlardı onu gö-rünce, yüzü bir başka olurdu.Ama her buluşmada "bu son"derdi, "bir daha gelmeyeceğim,korkuyorum, iş bulup çalışma-lıyım..." Her buluşmalarındaböyle söylerdi. Ama dönüp ar-kasına gidemezdi de. Her defa-sında gelir, ne yapabiliyorsa yar-dımcı olurdu.

Birgün yine aynı şeyler söy-ledi. Vedalaşmaya gelmişti. "Ta-mam" dedi. "bu gün son. İş bul-dum ben. Madenci olacağım.Kömür çıkaracağım. Öbür güniş başı yapacağım, çalışacağım.."

Gitti. Anlattıysa da gitti...

Her günkü gibi dinledi; sa-vaşmak gerekiyordu, bu düzensömürücü, katliamcı, zalim birdüzendi; biliyordu, ama korku-yordu Yusuf. Gitti.

Biraz sonra haberi geldi.

Patlama olmuştu çalıştığıocakta. Bir hafta sonra evine

gitti Yusuf'un. An-nesiyle yalnız ya-şadıkları gecekon-duya. Annesi açtıkapıyı. Gözleri ku-rumuştu ağlamak-tan. Bakışları do-nuktu, çakılı gibiy-

di bir yere. Deldi geçti sankiananın bakışları. Sarıldı öptüananın elini. Tek göz evin kö-şesinde bir minder vardı sadece,oturdular köşesine.

"Bekliyordum oğul" dedi Yu-suf'un annesi. Ellerini tuttu. Kap-karaydı ananın elleri, tırnak ke-narlarında kömür karası. "Ge-leceğini biliyordum. Duyar duy-maz gittim ocağın ağzına. Bizgibi fakir fukara analar babalardoldu. Bu dünya zenginlerindünyası oğul. Olmaz olsun, ol-maz olsun şu fakirlik... Ocağınağzında öyle bekledik perişan.Benimkini yarı sağ çıkardılar.Kucakladık, götürdük. Yanmışher yanı, Kapkara kömüre, isebulanmış. Hastaneye yetiştirdikama fazla yaşamadı." İçini çektiYusuf'un annesi. Ağlayacaktı,yapamadı, gözünde yaş kalma-mış... Kendine geldi sonra, de-vam etti ana: "Yusuf, senin ge-leceğini söylemişti oğul. Cançekişirken senden bahsetti. Belliki severmiş seni. Son nefesindesenden bir şey istedi. O kadarsevermiş demek ki. Kesin yerinegetirir, yapar, ona güven dedi."

Ananın söylediklerindensonra irkildi bir an Yusuf'la ve-dalaştıkları günü düşündü. Sım-sıkı kucaklaşmalarını, son ku-caklaşma gibi. Yüreği doldu,taştı. Gözleri doldu. Ne isteye-bilirdi ki Yusuf kendisinden?"De hadi ana" dedi. "Ne istediYusuf?"

Ana hafif eğildi. Yüzünüyüzüne yanaştırdı. Gözlerininiçine baktı. Sesi, dünyanın enkararlı sesiydi sanki. Çok de-rinden geliyordu, yerin yedi katderininden söyledi Yusuf'un neistediğini: "ADALET"

ADALET

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

33ADALET HALKIN ELLERİNDE!

“...ölen kral Obama'nın bir talimatı ileson hizmet olarak petrol fiyatlarını 45 dolaradüşürerek ABD düşmanı Rusya, İran ve Ve-nezuela'yı perişan etmeye kalkıştı. Üstelikbu fiyat düşürme operasyonunda Suudileren az 150 milyar dolar kayıpta.” (HüsnüMahalli, Yurt Gazetesi)

İşte böyle olduğu içindir ki Obama ölü-münün ardından şöyle mesaj yolluyor: "SuudiArabistan'ın doğuşundan önce başlayıp, Arapve İslam uluslarının arasında bir lider ve kü-resel ekonominin içinde eleştirel güç olarakortaya çıkışını kapsadığını (…) Abdullah'ın,her zaman içten ve fikirlerini cesurca savunanbir lider olduğunu, ABD-Suudi Arabistanilişkilerinin önemini, Ortadoğu'da ve ötesindebir istikrar ve güvenliğin gücü görmesinin,onun değişmez ve tutkulu düşüncelerindenbiri olduğunu” söylüyor... Kral yaptıklarıylaemperyalistlerin ve işbirlikçilerin sevgi vedesteğini kazanmış biri. Emperyalist çıkarlariçin 150 milyar dolar kaybı göze alacakkadar uşak biri. Emperyalistlerin övgüsüboşuna değil...

Page 34: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!334

Bu yıl, 45’incisi dü-zenlenen, emperyalistlerinDünya Ekonomik Forumu(WEF), 23-27 Ocak 2015tarihleri arasında, gelenekolduğu üzere İsviçre’ninDavos şehrinde, büyükgüvenlik önlemleri altındayapıldı.

Emperyalist tekellerinve işbirlikçilerinin zirvesiDavos’ta, halkların tem-silcileri yoktu. Halklarınsorunları tartışılmadı.1971’de kurulduğu gün-den bu yana; emperyalist ve yeni-sömürge ülkelerin, devlet başkanla-rının, başbakan ya da bakanlarının,tekellerin temsilcilerinin halklarınyararına, halkların refahı ve mutlu-luğundan yana kararlar aldıklarınatanık olunmamıştır. Davos Zirvesi,halkların ekonomik-politik hiçbir so-runa çözüm olmaz. Olmaz, çünküDavos Zirvesi, açlığın yoksulluğun,işsizliğin sorumlularının, sömürücü-lerin, hırsızların toplandığı zirvedir.Davos’ta, 44 yıldır, emperyalistlerinsorunları, onların gelecekleri, gü-venlikleri ve çıkarları tartışıldı. Em-peryalistler ve işbirlikçileri bu zir-velerde, halklara karşı yeni baskıve ekonomi politikaları belirlediler.Son on yıldır Davos toplantılarınıngündemini, ağırlıklı olarak, kapitalistsistemi tehdit eden ekonomik krizinve emperyalist politikalarının yol aç-tığı sosyal felaketler, dünya genelindegittikçe artan işsizlik, yoksulluk,çevre sorunları ve emperyalistsavaş oluşturuyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nunfaaliyetleri ve Davos toplantılarınınkonuları salt ekonomik alanla sınırlıgösterilmek istenmektedir ancak budoğru da değildir, mümkün de değildir.Dünyanın en ücra köşesindeki halkhareketleri, isyanlar, direnişler, siyasaldeğişimler en az ekonomi kadar Fo-

rum’un faaliyet alanındadır. 2015Davos Zirvesi’nde de bu kural bo-zulmadı. Dünyayı yöneten emperya-listler, 2015 zirvesiyle; içinden çıka-madıkları ekonomik, siyasi, sosyalkrizler için, çare aramayı, yeni den-geler oluşturmayı planladılar. Halklarakarşı politikalar saptamayı hedefle-diler. Ama, büyük güvenlik önlemlerialtında ve korku içinde yaptıkları2015 zirvesinden de umduklarını bu-lamadılar. Ve bulamayacaklar.

Davos Zirvesi, Çürüyen Kapitalist Sistemin Sorunlarına Çare Aranan Zirvedir

Davos’un geçen sene sloganı“Dünyayı yeniden şekillendirmek”ti.Yani plan, emperyalistlerin sömür-gelerini yeniden dizayn etmesi, ha-kimiyetini güçlendirmesiydi. Bu se-nenin sloganları “Yeni Küresel Çer-çeve” ve ”Dirençli Dinamizm”di.Geçen yılın planından özde bir fark-lılığı yoktu. 100’e yakın ülkeden 2bin 500’den fazla katılımcının yeraldığı ve 4-5 gün süren Dünya Eko-nomik Forumu’nda, emperyalistler,yaklaşık 250 oturumda, servetlerininasıl katlayarak büyütebileceklerinive halkların direnişlerini nasıl etki-sizleştirebileceklerini, krizin faturasını

yoksul halklara nasıl faturaedeceklerini tartıştılar.

Emperyalistlerin, “Di-rençli Dinamizm’’ deyi-miyle vermek istediklerimesaj, 2008 krizi sonrası,kapitalist-emperyalist sis-temin yeniden toparlan-ması ve eski dinamizminekavuşturulmasıdır. Yani,kapitalist sistemi tamir et-menin yollarının aranma-sıdır. Bu açıdan, her nekadar emperyalistler, ta-mamen kendi çıkarları

için, kendi sorunlarının çözümü içindüzenledikleri Dünya Ekonomik Fo-rumu toplantılarını, “tüm insanlarınsorunlarını çözmek için” düzenlemiştoplantılar olarak lanse etseler de;Davos toplantılarını, dünya kapita-list-emperyalist sistemin kendi gidi-şatının değerlendirildiği ve sistemingeleceğine yönelik perspektiflerintartışıldığı toplantılar olarak tanım-layabiliriz.

Davos tartışmalarından bu yıl ba-sına yansıyan ana başlıkları; “Krizlerve İşbirliği”, “Büyüme ve İstikrar”,“Yenilikler ve Endüstri”, “Toplumve Güvenlik” konularıydı. Bu temelbaşlıklar altında, tüm dünyada yaşa-nan ekonomik kriz ve buna bağlıolarak gelir dağılımında oluşan uçu-rum, Ortadoğu ve Ukrayna’daki böl-gesel sorunlar ve çatışmalar, petrolfiyatlarındaki hızlı düşüş, dünyanınen büyük ikinci ekonomisi Çin’dekiekonomik yavaşlama, IŞİD ve Parissaldırıları, siber güvenlik, Ebola sal-gını, iklim değişikliği ve daha on-larcasını sayabileceğimiz konu tar-tışıldı.

Havayı, suyu, toprağı kirletmekonusunda ve zenginlik konusundabirbirleriyle yarışan emperyalist te-kellerin temsilcileri küresel ısınmayıtartıştılar. Küresel ısınmayı tartışmayada 1700 özel jetle geldiler. Karbon

Davos, Dünya Halklarını Aç, Yoksul, İşsiz Bırakan,Katleden Emperyalistlerin Zirvesidir!

Emperyalistler Halkların Ekonomik-Politik Hiçbir Sorununu Çözemezler

Page 35: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

335ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Oxfam’ın hazırladığı rapora göre;

-Dünyanın geliri, son 14 yılda 2 kat artarak263 trilyon dolara ulaştı.

-Son 4 yıl içerisinde, en fakir yüzde 50’ningeliri 700 milyar dolar geriledi.

-2009 yılında dünya nüfusunun yüzde 1’i,toplam dünya zenginliklerinin yüzde 44’ünesahipken, bu oran 2013 senesinde yüzde 48’eyükseldi.

-Geri kalan yüzde 52’lik bölümün de yüzde46.5’i dünyanın en zengin beşte birlik kesimininelinde. Sonuç olarak; dünya servetinin yüzde94.5’i yüzde 6’lık zengin sınıfındır.

-Dünyanın geri kalan nüfusu ise dünyaservetinin yüzde 5.5’i ile yetiniyor.

-Yüzde 1’lik kesimde kişi başına düşenvarlık miktarı ise 2.7 milyon dolar.

-Dünyanın en zengin 85 kişisinin servetiyaklaşık 3.5 milyar kişinin servetine eşit.

-Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminintoplam malvarlığı, dünyanın en yoksul yüzde50’lik kesiminin toplam zenginliğinden 65kat fazla.

-2016’da dünya nüfusunun yüzde 1’lik enzengin kesiminin sahip olduğu varlıklar, dün-yadaki tüm servetin yüzde 50’sini aşacak.

Yani diğer bir ifadeyle; Dünya halklarınınaçlığı ve yoksulluğu daha da büyüyecek de-mektir. İşte emperyalizmin halklara dayattığıyaşam budur. Halklar bu adaletsizliğin devametmesine izin vermeyecektir. Emperyalistlerbu gerçeği görmüştür. “21. yüzyıl ayaklan-malar yüzyılı olacaktır“ derken kastedilentam da budur. Görüldüğü gibi emperyalistkuruluşların raporları bile zengin ile fakirarasındaki uçurumun derinliğini gizleyemiyorartık. Durum öyle noktaya gelmiştir ki; em-peryalistler, büyüyen bu adaletsizlikten kork-maya başlamıştır. Korkmakta da haksız değiller.Çünkü zengin ile fakir arasındaki gelir farkınınartması demek; iki sınıf arasındaki uzlaşmazçelişkinin büyümesi demektir. Bu, adaletsizliğiyaratan emperyalist tekellere karşı ezilen halk-ların tepkisinin artması demektir. Halklarınhaksızlığa ve adaletsizliğe isyan etmesi, baş-kaldırması demektir.

emisyonunun nasıl azaltılacağı-na, daha temiz bir iklimin vedoğanın nasıl yaratılacağına dairraporlar hazırlayan emperyalist-lerin temsilcileri, bir saatte, ha-vayı bir yıl araba kullanmışçasınakirleten özel jetlerle geldiler. Okadar çok jet kullanıldı ki; Da-vos’un havalimanları yetmedi,İsviçre askeri üslerinden birinijetlerin kullanımına açıldı.

Davos, Oligarşinin Ülkemizi Emperyalistlere Pazarladıkları Yerdir

Davos, aynı zamanda yeni-sömürgelerin, yer altı, yer üstüzenginliklerini emperyalist ser-mayeye peşkeş çektikleri yerdir.AKP iktidarı da bunu yapıyor.

Tayyip Erdoğan’ın, 6 yılönce, dönemin İsrail Cumhur-başkanı Şimon Peres’e “Benimiçin Davos bitmiştir bir dahagelmem” şovundan sonra ilkkez, Davos Zirvesi‘ne, Başba-kan Davutoğlu, Başbakan Yar-dımcısı Ali Babacan, AvrupaBirliği Bakanı ve Başmüzake-reci Volkan Bozkır, Maliye Ba-kanı Mehmet Şimşek, Enerjive Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız, Merkez BankasıBaşkanı Erdem Başçı heyetolarak katıldılar. Tekelci burju-vazinin temsilcileri onları yalnızbırakmadı. Güler Sabancı, FeritŞahenk, Ahmet Çalık, CüneydZapsu, Tuncay Özilhan, Ar-zuhan Doğan Yalçındağ, AliAğaoğlu da yerlerini aldılar.

Başbakan Ahmet Davutoğluve Başbakan Yardımcısı Ali Ba-bacan, siyasi liderlerin, tekellerinve akademisyenlerin katıldığıbirçok toplantıda; “Neden Tür-kiye’de Yatırım Yapılmalı?” ko-nularında Türkiye’nin zengin-liklerini, olanaklarını pazarlamakonuşmaları yaptılar. Türkiyehalkları yoksulluk ve açlıkla, iş-sizlikle boğuşurken, iş kazala-rında ölürken, AKP iktidarının

hırsızlıkları, yolsuzları, rüşvet-çiliği dünya çapında ayyuka çık-mışken Ali Babacan’ın “Zor Za-manlarda Ekonomik BüyümeSağlayabilmek” başlıklı forumdakonuşmacı olması yüzsüzlükle-rinin, utanmazlıklarının bir ifa-desiydi.

Davos Zirvesi’nden Emperyalistlere Uyarı: “Bu Kadar Adaletsizlik Yaparsanız Toplumsal Patlamalar Kaçınılmaz Olur”

Dünya Ekonomik Forumuöncesi İngiliz yardım kuruluşuOxfam, dünyadaki ekonomikeşitsizlikle ilgili bir rapor ya-yınladı. Bu nedenle Davos’untartışma konularından biri degelir dağılımındaki adaletsizlikkonusuydu.

Oxfam Yardım Kuruluşu Ge-nel Müdürü ve aynı zamandaDavos Dünya Ekonomik Forumueşbaşkanı olarak konuşma yapanWinnie Byanyima, bu raporunistatistiklerini esas alarak, zenginile fakir arasındaki uçurumunher geçen yıl hızla büyüdüğünedikkat çekti. Bu dikkat çekmeaynı zamanda emperyalist ül-kelerin liderlerine “Bu kadaradaletsizlik yaparsanız toplum-sal patlamalar kaçınılmaz olur”uyarısıydı. Bunun için bir anevvel önlem alma, harekete geç-me çağrısıydı. Çünkü ayaklarınınaltındaki toprak kayıyordu.

Byanyima; “Eşitsizlik” so-runuyla mücadele edilmeden aç-lık ve yoksullukla baş edileme-yeceğini, zenginlerin mali de-netimden, vergilendirmeye vekamu hizmetlerindeki kesintilerekadar birçok politikayı kendilehlerine düzenlediklerini belirtti.“... en düşük vergi oranları, eniyi sağlık ve eğitim hizmetleriningittikçe daha fazla oranda zen-ginlere ve onların çocuklarına

Dünyanın En Zengin Yüzde 1’lik Kesiminin Serveti,

En Yoksul Yüzde 50’lik Kesiminin Toplam Servetinden

65 Kat Daha Fazla

Page 36: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

sağlandığı bir dünyada yaşıyoruz”diyerek emperyalist sömürünün ulaş-tığı vahşiliği itiraf etti. Byanyima;asgari ücretten “uygun ücrete” ge-çilmesini, adil vergilendirme siste-minin uygulanmasını ve kamu hiz-metlerinden bazılarının ücretsiz halegetirilmesi gibi önlemlerin alınmasınıönerdi. Burjuvaziye “Kitlelere suspayı vermeliyiz, yoksa patlama ka-çınılmazdır“ mesajı gönderdi. “Buöneriler, sorunların kaynağının ka-pitalist sistemin kendisi ve emperyalistsömürgecilik olduğunu görmek is-temeyen bir anlayışın ürünüdür. So-runun çözümü, tekellerin ödediğivergilerin arttırılmasında, kaçakçılığınönlenmesinde değil tekellerin tama-men ortadan kaldırılmasındadır. Ada-letsizliği de yaratan kapitalist-em-peryalist sistemdir. Sistemde yapılaniyileştirmelerle, reformlarla, kapita-list-emperyalist sisteme yama yap-makla, yasasını, politikasını değiş-tirmekle, yani kapitalizmi tamir et-mekle halkların açlık, yoksulluk, iş-sizlik, eğitim, barınma, sağlık so-runlarını kalıcı olarak çözmek im-kansızdır. Çözüm halkların kendi

kurtuluşu için savaşması ve yerinekendi iktidarını kurmasıyla müm-kündür. Çözüm halkların iktidarın-dadır. Çözüm sosyalizmdedir.

Emperyalistler, Korkunun Gölgesinde Toplanmaktan Kurtulamayacaklar

Almanya Başbakanı Angela Mer-kel, Fransa Cumhurbaşkanı FrançoisHollande, ABD Dışişleri Bakanı JohnKerry ve İran Dışişleri Bakanı CevadZarif’in de içinde olduğu 50 devletbaşkanı ve başbakanın, bakanın, dün-yanın en büyük tekel temsilcilerinin,Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin,Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO)Genel Direktörü’nün ve daha çok sa-yıda emperyalist örgüt temsilcilerininde katıldığı Davos toplantıları için 4bin 500 asker görevlendirildi. Bu as-kerlerin 3 bini güvenliğe ayrıldı. Polishelikopterleri  sürekli olarak Davosüzerinde uçtu. Davos’un 60kilometre çevresinde, polisi, jandar-ması her 20 kilometrede bir sıkıkontrol ve aramalar yaptı. Toplantıların

yapıldığı kasabadaki yüksek binalarınçatılarına  gözetleme  kameraları vekeskin nişancılar yerleştirildi.

Emperyalistler, halkların hak veözgürlüklerini çaldıkça, onları aç veyoksul bıraktıkça, 1560 rakımlı Da-vos’un zirvesine de çıksalar korkunungölgesinde toplantı yapmaktan kur-tulamayacaktır. Emperyalizm, halk-ların direnişleri karşısında asla ba-şarıya ulaşamayacaktır. Halklar bugüngerici, dinci etkiler altına girerektepkiler ortaya koysalar da er veyageç bu tepkiler ve direnişler toplum-ların zorunlu yasalarına uyararakdoğru bir rotaya, sosyalizm rotasınagirecek ve kazanan halklar olacaktır.Emperyalistler ve işbirlikçileri isetarihin kaçınılmaz sonu olarak yokolacaklardır.

AKP faşizminin başbakanı’nın,bakanları Davos’ta ve her yerde ül-kemizi pazarlarken devrimciler “TamBağımsız Ülke” savaşı veriyor. Ba-ğımsızlık savaşı daha da büyütecekve emperyalistleri tüm “küresel çer-çevelerini’, “Dirençli Dinamizm” le-rini her türlü “bağlam” larını dağı-tarak kovacağız ülkemizden...

Kocamustafapaşa Dayanışması'ndan Açıklama:"Katlettiğiniz Tüm ÇocuklarımızınKatillerini İstiyoruz"İstanbul - Kocamustafapaşa Dayanışması son dönemde

AKP’nin katil polisinin katlettiği çocuklarla ilgili 26 Ocak’taaçıklama yaptı. Açıklamada: “14 Yaşındaki Berkin Elvan veHaziran Ayaklanması’nda katledilen 7 kişi için 'talimatı benverdim' diyen zat, çocuk katilidir. Uğur Kaymaz 12 yaşında13 kurşunla katledildi... 3 yaşındaki Fatih Tekin, 8 yaşındakiEnes Ata, 9 yaşındaki Abdullah Duran, 8 yaşındaki İsmailErkek, 17 yaşındaki Mahsum Mızrak, 17 yaşındaki EmrahFidan... Ve Cizre'de katledilen Nihat Kazanhan TayyipErdoğan'ın talimatıyla askerler ve polis tarafından katledildiler.Ceylan Önkol 2009 yılında askeri karargâhtan atılan havanmermisi ile kuzu otlatırken katledildi. Çocuklarımız aynısilahla, aynı kurşunlarla vuruldular. Onlara tetiği çektirenzihniyet aynıydı, saklamıyordu kendisini 'Talimatı ben verdim'diyordu… Bu adaletsizlik artık canımıza tak etmiştir. Adalethalkın ekmeğidir. Adalete açlığımızı gidereceğiz. Bu kokuşmuşdüzeninize duyduğumuz öfke dağları aşmıştır. Katlettiğiniztüm çocuklarımızın katillerini istiyoruz” denildi.

Antep’te BüyükÖlüm Orucu Direnişi’ndeŞehit Düşen DevrimcilerinMezarları Ziyaret Edildi!

Halk Cepheliler 21 Ocakgünü 2000-2007 Ölüm Oru-cu'nda şehit düşen devrim-cileri Antep’te mezarları ba-şında andı. Büyük Direnişşehitleri Fatma Koyupınarve Bekir Baturu’nun mezar-ları başında anma gerçek-leştiren Halk Cepheliler zafersloganlarını haykırdılar.

Saygı duruşunun ardın-dan “Kahramanlar ÖlmezHalk Yenilmez”, “YaşasınÖlüm Orucu Direnişimiz”, “Yaşasın Direniş Ya-şasın Zafer”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”sloganlarını atan Halk Cepheliler, “Bize ÖlümYok”, “Kahramanlar Ölmez” marşları ile anma-larını bitirdiler.

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!36

Page 37: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Tam bir istikrar sağlanamasa dabütün alanlar dergi dağıtım sayılarınıarttırdılar.

Fakat artışa rağmen istikrarsızlığaneden olan dergi dağıtımındaki çar-pıklıklarımızı düzeltmezsek bu artıştekrar düşüşe geçecektir.

Örneğin; Çayan Mahallesi dergisayısını düzenli arttıran mahallelerdenbirisi.

Çünkü bir dergi komitesi oluş-turmuş durumdalar.

Komite düzenli olarak toplantı-larını yapıyor. Dergi dağıtımlarınıalanın diğer falaliyetlerini aksatma-yacak ve onları destekleyecek şekildeprogram yapıyorlar.

Temel işleri dergi dağıtmak fakatalanın diğer faaliyetlerinden de kopukdeğiller...

Bu sayede 600-700 civarındakidergi sayısını istikrarlı bir şekilde1000’e çıkarttılar. En son sattıklarıdergi sayısı 1050 oldu. Bir sonrakihedefleri bu sayıyı 1100 yapmak...

Bu hedefe, oluşturdukları dört ki-şilik dergi komitesi ile ulaştıklarınısöylüyorlar.

Hiç gitmedikleri başka mahalleler,sokakların da olduğunu söylüyorlar.Ancak 4 kişilik dergi komitesininyetişemediğini, daha fazla dağıtımcıolursa gidilmeyen yeni mahalleleregidilebileceğini, daha fazla dergisatabileceklerini söylüyorlar.

Sorun Tam da Bu Noktada Başlıyor

Biz bir alanda 1000 tane der-gi satıyor ve dört dağıtımcıdanbaşka dağıtımcımız yoksa ve

“daha çok dağıtımcımız olursa dahaçok dergi satarız” deniyorsa buradayoğun bir emek olmakla birlikte birçarpıklık vardır. Bu tarz devam ederse1100 hedefine ulaşılsa bile bir süresonra dergi sayısı tekrar düşecektir...

Çünkü; “DERGİ SATIŞIMIZÖRGÜTLÜLÜKLERE DÖNÜŞ-MELİDİR!” demiştik, burada dergisatışı neredeyse iki katına çıkmaklabirlikte dergi dağıtımcısı değişmiyor.Dergi satışı “amaç” haline gelmiş,bir örgütlülüğe dönüşmemiştir...

Örgütlülük ne demek? Yeni dergikomiteleri oluşturmak demektir. Yenidergi dağıtımcıları bulmak demek-tir...

Bunu Yürüyüş’ün 445. sayısında“Halkın Sesi Susmayacak! DahaÇok Dergi, Daha Çok Kitle Demek-tir!... Daha Çok Kitle, Devrime BirAdım Daha Demektir!” başlıklı ya-

zıda şöyle ifade etmiştik:

“Dergi satışında istikrarlı bir artışvar, fakat bu aynı oranda örgütlülüğeyansımıyor. Bu tarz dergi satışındabir çarpıklık vardır. Örneğin bir ma-hallede 2 bin dergi satılıyor ancakkaç tane dergi komitemiz var diyebaktığımızda örgütlü insanlarımızındışında halkın da içinde yer aldığıkomitelerimiz çok azdır.

Burada dergi dağıtımı amaç halinegelmiştir. Dergi bizim örgütlenmefaaliyetlerimiz için elimizdeki engüçlü kitle çalışması aracıdır. Engüçlü eğitim aracıdır. En güçlü aji-tasyon ve propaganda aracıdır.

Evet, tüm alanlarda dergi satışla-rında bir artış var fakat dergimizidüşmana sıkılan bir kurşun gibi de-ğerlendiremiyoruz.

Örneğin; bir mahallede hafta sonuyozlaşmaya karşı bir yürüyüş yapı-lacak. Bunun için yoğun bir çalışmayapılıyor. Hafta sonu kitlesel bir ey-lem de düzenleniyor. Fakat kaç dergisattıkları sorulduğunda “hafta sonueylemimiz vardı dergi satamadık”deniyor.

İşte çarpıklık budur; eğer bir alan-da, birimde yoğun bir çalışma varsaorada daha çok dergi satılması gerekir.Eğer biz o çalışmada dergimizi kul-lanamıyorsak siyasi bir faaliyet deyürütmüyoruz demektir. Kitle çalış-ması yapmıyoruz demektir. Çünkübizim kitle çalışmasındaki en güçlüaracımızı bu çalışmada kullanmamı-şız.

Bütün faaliyetlerimizde dergimizkitle çalışmasındaki birinci aracımızolmalıdır.

Sloganımız: Daha ÇokKomite Kuralım! DahaÇok Dağıtımcı Bulalım!”

Çayan’ın 4 kişilik dergi komitesivar... Bu bir alan için çok büyük birolanaktır... Hatta bir alan için lükstür.Bir alanda örgütlü 4 kişinin dergidağıtımı için istihdam edilmesi ger-çekten lükstür... Dergi dağıtımcıla-rımızı, dergi komitelerimizi esas ola-rak dergi okurlarımızdan oluşturma-lıyız... Halkımızı katmalıyız dergidağıtımına...

DERGİ DAĞITMAK DEVRİ-MİN İŞİNİ YAPMAKTIR! DEVRİ-MİN İŞİNİ YAPMAK ANGARYADEĞİL ONURDUR!

Bizim Mahalleden

Emperyalizme Karşı BağımsızlıkFaşizme Karşı Demokrasi

Kapitalizme Karşı Sosyalizm İçi nGerçeğin ve Umudun Sesi

Yürüyüş Okuyun, Yürüyüş Okutun!

SLOGANIMIZ:DAHA ÇOK KOMİTE KURALIM!DAHA ÇOK DAĞITIMCI BULALIM!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

Page 38: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Halkımızın da böyle düşündü-ğünden yüzde yüz eminiz.

Halkımızın kültüründe yardım-severlik vardır. Dayanışma vardır...

Biz dergi dağıtımına çıktığımızdadergi okurlarımıza “sizin mahallede,şu şu sokaklarda dergi satıyoruz.Bize yarım saat, bir saat dergi da-ğıtımında yardım edebilir misiniz?”okurlarımızın çok önemli başka birişleri yoksa yardımlarını esirgeye-ceklerini sanmıyoruz. Bunu çok dahaörgütlü şekilde de yapabiliriz... Birhafta önceden söyleyip bir sonrakihafta işlerini ona göre ayarlamasınıve bize bir-iki saat dergi satışına yar-dım etmesini isteyerek önceden ayar-layabiliriz...

Sonuç olarak 1000 derginin sa-tıldığı bir yerde adam yok denemez...Orada halka bakış açısında, dergisatışına bakış açısında, örgütlenmeye,kitle çalışmasına bakış açısında bireksiklik, yanlışlık var demektir...

Dergi komitesinde bir örgütlü in-sanımızın olması ve gerisinin okur-larımızdan, halktan insanlardan oluş-turmalıyız. Halkımız zaten bu türpratik faaliyetler içinde örgütlenirler.Dergi satışı örgütleme faaliyetininta kendisidir...

Tüm alanlar birimler dergi satış-larını ve komitelerini bu şekilde dü-zenlemelidir.

Önümüzdeki haftanın sorusu kaçokurumuza “dergi satışında bize yar-dımcı olur musun diye teklif ettiniz,halkımızdan kaç kişiden dergi satışıiçin yardım istediniz?” olacaktır...

Bunu yaptığımız ve daha planlıprogramlı okurlarımızın dergi dağı-

tımına katılmasını örgütlediğimizdedağıtımcı sayımız ikiye, üçe, dördekatlanacaktır...

Dergi artışında sürekli istikrarıyaratmak için tek başına dergi dağı-tımcı sayısını arttırmakta yeterli ol-mayacaktır.

- Mutlaka kapı çalışmalarını oturt-malıyız... Ancak tek başına bununlada yetinmemeliyiz...

- Mahallemizin, meydan gibi mer-kezi yerlerinde önlüklerimizle birgün kitlesel dergi satışını örgütle-meliyiz...

- Tüm esnaflara dergimizi götür-meliyiz... Esnaflar bizim gündemi-mize vakıf olmalılar... Esnaflar ayaklıgazete gibidir... Günlük yaşamın için-

dedirler... Mahalle halkıyla iç içe-dirler... Biz o yaşamı dergimizle po-litikleştirmeliyiz...

- Sabah ve akşamları otobüs vedolmuş duraklarının en kalabalık ol-duğu yerlerde stantlar açabiliriz...Oradan dergimizin sesli tanıtımlarınıyapabiliriz...

- Her mahallenin bir semt pazarıvardır... Buralarda dergimizi pazarcılaragötürmeliyiz... Pazarcılar o mahalledebizim varlığımızı hissetmeliler... Pa-zarcıların büyük çoğunluğu o mahal-lede oturan insanlardan oluşmaz, Şeh-rin dört bir yanında oturan kişilerdirve bu çalışmayla bizim propagandamızşehrin dörtbir yanına yayılacaktır...

- Bir kampanya havası yaratma-lıyız. Halkımız başını çevirdikleriher yerde bizim dergimizi görebil-meliler... Bunun için afişlerimiz,duvar yazılamalarımız, pankartlarımızçok önemlidir...

- Her hafta dergi kapaklarını ozalitile çoğaltıp otobüs duraklarına asa-biliriz...

Sonuç olarak, dergimizi düşmanakarşı bir kurşun gibi kullanmak için;dergi satış yöntemlerimizi zengin-leştirmeliyiz.

Sabahın erken bir saatinde insanlarişe yetişmenin telaşı içinde koşuştu-ruyor. Bir adam yol kenarında “arabambozuldu, şuna bir el atarmısınız, ça-lıştırmak için biraz itmeniz gerekiyor”diye yoldan geçen insanlardan yardımistiyor... Yardım istediği kişilerin yüzde99’u yardım ediyor. Yardım etmeyenlerde yardım edememenin mahcubiyetiiçinde işine geç kaldığını ya da çokacil işinin olduğunu söyleyerek mazeretsöylüyorlar. Şoför arabanın koltuğunageçiyor ve 100-200 metre kadar ara-bayı ittiriyor. Arabayı itenlerden kimisiaraba çalıştıktan sonra “nereye gidi-yorsun beni de şuraya kadar bırakabilirmisin” diyor, kimisi de arabayı çalış-

tırmak için kendini paralıyor... Şoförise bir süre sonra bunun bir kameraşakası olduğunu söylüyor ve kamerayael sallatıyor... İnsanlar bir anda duy-gularıyla oynanmanın şaşkınlığını ya-şarken gülerek kameraya el sallıyor...

İşte bizim halk gerçeğimiz budur.Burjuvazi halkın yardımseverliğini“saflık-enayilik” olarak gülüp dalgageçtikleri bir kamera şakası olarakgörse de gerçek olan halkımızın kar-şılıksız yardımlaşma, dayanışma kül-türünün ne kadar güçlü olduğudur.

Dergi satışlarında, dağıtımcı bul-ma ve halkımızı devrimin işlerinekatma konusunda halkımıza bu ger-çeklik içinde bakmalıyız...

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!38

DAYANIŞMA HALKIMIZIN KÜLTÜRÜNDE VARDIR!

HALKIMIZ YARDIMSEVERDİR!

Page 39: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ben ve ablam gerçektençok şanslıyız. Şansımızın ne-deni Büyük Ailemizin içinde

doğmamız ve büyümemizden gelir. Çocukluğumuzdan ta-nıdığımız sırtında gezindiğimiz, evde su savaşı yaptığı-mız abilerimiz, ablalarımız günü geldiğinde halkı ve va-tanı için canlarını verdiler. Çocukluğumdan aklımda ka-lan silinmez anı olarak kalan onların çok iyi insanlar ol-duğuydu. Devrimci abi ve ablalarımıza güveniyor onla-rı çok seviyorduk. Hep yanımızdaydılar ve bizlerin gele-ceği için mücadele ediyorlar...

Ben ve ablam zamanla büyüdük. En sevdiğimiz ya-kınlarımızı toprağa vermiştik çocukluk çağımızda. Onlarıbir daha görememek, yanımızda olmamaları beni ve abla-mı çok üzüyordu. Eyüp abiyle(Samur) su savaşı yapama-yacaktık artık. Ablamla her sohbetimiz şehitlerimizle ya-şadıklarımızın üzerinde oluyordu. Onları ne ben ne de ab-lam hiç unutmadık. Birgün büyüdüğümüzde bizde onlar gibiolacaktık. Ama ben o zamanlar yaramazlıklarımla ün yap-mıştım ve tanıyanlar yaramazlıklarımla tanırdı beni.

Gel zaman git zaman büyüdük. Farklı arkadaş çevre-lerimiz oldu. Ablam ve ben artık yetişkin lise, üniversiteçağına gelmiş gençlerdik. Hatırlıyorum da ablam ne çokkızardı bana okulumu asıp da gençliğin eylemlerine git-tiğim için. Evet; "önce okul" diyordu. "Okuyarak da bir-şeyler yapabilirsin" diyordu. Ne çok duyarız bunları ai-lemizden, çevremizde bizi seven insanlardan. Ama hayırolmuyordu işte! Hem okuyup hem de mücadele birlikteyürümüyordu. Çünkü bizim ülkemizde devrimci olmanıngereği bu düzenden tüm bağlarını koparmayı, en ufak birhak için canından olmayı gerektiriyordu. Bu devlet bizebunları çocukluğumuzdan beri göstermişti. Canlarınıfeda eden ablalarım, abilerim ne çok hak ediyorlardı ya-şamayı oysa.. Ama faşizm onların düşüncelerini, inanç-larını yok etmek istiyordu. Anadolu toprağında "yarin ya-nağından gayri herşeyde heryerde hep beraber" diyenadalet, özgürlük isteyenler yüzyıllardır kılıçtan geçirilmiş,kurşunlanmış, diri diri yakılmıştı... Bundan dolayı hem okuhem de mücadele et diyenler gerçeklerle değil duygusal-

lıklarıyla konuşuyorlardı. Kavga daha çok emek daha çokfedakarlık istiyordu benden ve ablamdan da. Görüp de dur-mak, susmak yakışmazdı insana. Hele de bana ve ablamabunca yaşadıklarımızdan sonra hiç yakışmazdı kavgayaomuz vermemek.

Lisede okuyordu ablam. Bize karşı çok tepkisel dav-ranıyordu. “Niye bize çok ilgi göstermiyorlar” diye ço-cukluk yapıp küsüyordu. Her çocuk ilgilenecek arkadaş,yoldaş ister kendine. Ablam ise mumla arıyordu. Yeter kionun derdini dinleyecek, yüreğini açmasına izin verecekbiri olsun, ablam bunu arıyordu. Şefinur abla (Tezgel) ol-saydı böyle mi yapardı derdi. Bizi hiç yalnız bırakmaz-dı. Biraz da sitemi bunlara olan açlığı, özlemiydi.

Birgün ablamla konuşmak için dernekten bir abiyle bi-zim eve gitmiştim. Yanımdaki abi İbrahim Çuhadar'dı.Eve geldik kapıyı ablam açtı ama suratı niye geldiniz dergibi somurtkandı ablamın. Eve girdik ve İbrahim abi an-lattı ablama. Neyi mi anlattı? Kendisini. Çocukluğunu veçocukluğundaki gerçek kahramanları... “Onları unutma-dın değil mi?” dedi. Konuşmamız bitince evden çıktık İb-rahim abiyle. İbrahim abiye dönüp merakla sordum: "abiacaba bize olan kızgınlığı geçer mi?" İbrahim abi ise"Evet geçecek su akar yatağını bulur. O bizim kızımızhiçbir yere gidemez. Dönüp dolaşıp yine bizim gibi ola-cak. Buna emin ol" demişti.

İbrahim abi 2012 yılında Gazi işkence merkezine yö-nelik feda eylemi yaptığında sadece oligarşiyi sarsmadı.Yankısı büyük oldu ve ablamıda devrimcileştirmişti."Su akar yatağını bulur" demişti İbrahim abi. Su aktıve yatağına kavuştu. Yatağında dolu dizgin akmaya de-nize ulaşmaya kararlı da.. Geçmişini unutmamıştı, katil-lerimizi unutmamıştı. İşte bizim yenilmezleğimizin sır-rı da burada yatıyordu. Bir tek bizim yola gelmeyişi-mizin sırrı tam da burda yatıyordu. Kavgamızın şai-ri haklıdır: yolu açıktır...

Hayat bize devrimci olmak zorunda olduğumuzu öğ-retti. Hayatta güzel olan herşeyi ancak Büyük Ailemizleyaşadıklarımız oluşturuyor. Hep dediğimiz gibi BİZ'e dev-rim dışında bir hayat yoktur.

SSU AKAR YATAĞINI BULURHayatın Öğrettikleri

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSKAD)Sultangazi Şubesi Gazi Şehitleri için Cem-evi'nde şehit aileleriyle toplu kahvaltı gerçek-leştirdi. 12 Mart’ta “hedef karakol” diyen AliHaydar Çakmak’ın babasından, Feda Kahra-manı Eyüp Samur’un annesine kadar 14 şehi-dimizin ailesi kahvaltıya katıldı. Aileler şehitleritemsilen karanfillerle karşılandı. Kahvaltıdansonra, ailelerle sohbet edildi. İlk olarak sözü ai-lelere verildi. Aileler uzun süredir görüşeme-

dikleriyle biraraya geldiklerini belirterek bu-nun için kahvaltıyı örgütleyenlere teşekkürettiler. Mücadele etmenin önemine vurguyapan aileler çocuklarının arkadaşlarınında, bütün şehitlerin de sahiplenilmesigerektiğini ifade ettiler. Cemevinin faa-liyetleri, AKP iktidarının politikalarınınanlatıldığı kahvaltıda iki hafta sonratekrar buluşma ve şehit-tutsak aileleri-nin ziyaret edilmesi kararı alındı.

Şehitlerimiz Bizi Birleştiriyor, Güç VeriyorŞehit Ailelerimiz Bize Şehitlerimizin Emanetidir!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

39ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 40: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Yoldaşları

Metin’i Anlatıyor! Metin Abi ile tanışıklığımız ne-

reden baksak 10 yılı bulur. Ben tanı-dığım zaman BES'in yöneticisiydi.Muhtemelen ben onu tanımadan ön-cede. Hani bir espri vardır ya "onunüzerine kurulmuş" diye, Metin Abileriçinde diyebiliriz ki, BES onlarınüzerine kurulmuştur. Çünkü onlarsendikayı mücadelelerinin üzerindeyükseltmiş mütevazı, saygıdeğer abi-lerimizdir gerçekten.

Metin Abi esprilerimizin ve tar-tışmalarımızın en önemli adamların-dan biri olmuştur. Memur mücade-lesinin ilk yıllarında yaptıkları biryürüyüşte kilolu haliyle elinde taşıdığı"memurlar aç" döviziyle çektirdiğifotoğraf, yıllarca eskimeyecek esprikonumuz olmuştur. Her yapıldığındakızsa ve bizi "size bir daha çaybile yapmayacağım" diye tatlı tatlıtehdit etse de çabuk parlar, çabuksöner Metin Abi Karadeniz'in hırçınçocuğu.

Hepimizde var olan "olmazcılık"ınen olmazsa olmazcısı oluvermiştir.Karadeniz şivesiyle bitmez "öyledeğil böyle"lerin sessiz sedasız kah-ramanıdır. Bir dönem hepimizin dilinepelesenk ettiği gibi. Şeker hastasıolmasına rağmen aldığı şekerli ku-rabiyelerin dibini getiren "abi seninşekerin yok muydu?" dediğimizdemuzip gülüşüyle "olmaz olmaz birşey olmaz" deyişi sanırım hala hepi-mizin kulaklarında.

Metin Abi görevlerini yapma bi-çimiyle 90'larda memur mücadelesinibaşlatanların bir prototipidir adeta.Avaz avaz bağırmadan, işini aksat-madan sessiz, sedasız... Pankart mı,broşür mü, afiş mi, dergi mi?.. ilkakla gelen elbette Metin Abi olur.İçinde bir dolu afiş, dergi, broşürütaşıdığı çantası adeta onunla bütün-leşmiştir. Ağır çantasını sürekli solomzunda taşıdığı için omzu eğik yü-rümesinin nedeni olmuştur. Çantasıolmadığında da omzu eğik yürür.Duruşu olmuştur onun, hepimizintakdir ettiği emekçiliğinin duruşudur.

Her seferinde önce karşı çıktığısonra herkesten önce geldiği eylem-lerde de örgütlülüğün en saf anlatı-mıdır abimiz. Yine sessiz sedasızama tavizsiz. Toplantılarımızın hi-peraktif koca çocuğudur Metin Abi.Hiçbir toplantıda sabit oturmaz, ken-dine mutlaka yapacak bir iş bulur.Çay demler, kapıya bakar.. Toplantıyıçok sevmez daha çok pratiğin ör-gütleyicisidir.

Sendikasına tutkulu bir bağı vardır.İkinci adresidir orası. Sendikanın birkuruşunu fazladan harcamaz. Hattaöyle ki biz toplantıya devam ederkenbize “hoşçakal” deyip giden MetinAbi doğalgazı da kapatmayı ihmaletmez nice sonra "burası çok soğudu"diyerek hapşırmaya başladığımızdanedenini bulmakta zorlanmadığımızbir abimizdir.

Her insanın bir anı gözümüzünönünden gitmez. Metin Abi bilgisa-yarın başında bölünerek etkisini azal-tan sola dair detaylı, ilginç bilgilerledonatırken bizi elinde çayıyla hafı-zalarımıza kazılı olarak kalacak.

KAMU EMEKÇİLERİBİR NEFERİNİ DAHA KAYBETTİ

Devrimci Kamu Emekçileri’nden Metin Erkan Özkan'ı,yakalandığı kanser hastalığı sonucu, 21 Ocak günükaybettik. Metin Özkan kamu emekçilerinin sıra neferiydi.Örgütlü devrimci bir memurdu. Mücadelesini Kamu Emek-çiler, Cephesi içerisinde yürüttü. Bunun bedelini de ödedi.En son 19 Şubat 2013 tarihinde devletin örgütlü memurlarasaldırısında gözaltına alındı, tutuklandı. 1 yılı aşkın birsüre tutuklandıktan sonra serbest bırakıldı. Bu esnada damücadelesinden vazgeçmedi, hem tutsaklık koşullarında,hem de çıktıktan sonra mücadelesine devam etti.

Metin Erkan, vefalıdır, operasyonlarda, tutuklamalardahep örgütlenmesine sahip çıkmıştır. Memur örgütlenmesininhamalıdır. Emekçiliği ile herkesi etkilemiştir. En sonçalıştığı Vatan kompleks maliye binasında çok az bir süreçalıştığı halde birçok kişi tarafından tanınmış ve sevilmiştir.Cenazesinin kaldırıldığı işyeri önündeki sahiplenmede, işyerinde değerler yarattığını da görmüş olduk.

Kamu Emekçileri; Metin Özkan’ıÖrnek Almalıyız!

Ölüm bizi şu ya da buşekilde yakalayacak. Nekadar yaşadığımız değil,nasıl yaşadığımız önem-lidir. Yarattığımız değerler,oluşturduğumuz gelenekleronurumuzu yükseltecektir.Onurlu şekilde yaşamak,yanımızda götüreceğimiztek şey. Biz bunun peşinedüşmeliyiz. Onurlu bir ya-şam sürmek. Metin Erkan, onurlu bir yaşam sürdü.Emekçiliği, vefalı sahiplenmesi, örgütlü yaşamı ile me-murlara örnek olacak, saygı ve sevgiyle anılacaktır.

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!40

Page 41: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

***

Bir Yoldaşı Anlatıyor:Sıra Neferi Metin Abi;Metin Abi ile Temel Haklar ve

Özgürlükler Derneği sürecinde ta-nışmıştım. Ben o zamanlar daha yeniyeni geliyordum derneğe. Metin Abiise memur alanının en eskilerindendi.Çok hoş sohbet eden biriydi. TabiKaradenizli olmasının da bunda etkisibüyüktür.

‘Metin Abi denince akla ilk gelenşey nedir?’ diye sorarsanız, herhaldeherkesin söyleyeceği ilk şey; emek-çiliğidir. Nazım Usta’nın ‘Sıra Neferi’şiirinde de dediği gibi ‘başladı işe,bitirdi işi, başlarken avaz avaz bağır-

madı, bitirdi ve gelin seyredin diyedört bir yanı çağırmadı.’ Bu sözlerMetin Abi’yi çok iyi anlatır. Emekçidir,mütevazıdır. Gün olur derneğin te-mizliği sırasında camları silerken gö-rürsünüz, gün olur dergilerin alınıpdağıtılmasında ya da yapılacak eyleminhazırlıklarında… Hayatını mücadeleyeadamıştır. Kamu emekçilerinin ilk ör-gütlenme süreçlerini belki birebir ya-şamadık, ancak anlatılanları çok din-ledik. O dönem kazanılan başarılar,Metin Abi gibi nice değerli insanlarınemekleri üzerinden şekillendi. Tabibu şekilleniş, o dönem ile sınırlı kal-madı. Maliye iş kolunda, Büro Emek-çileri Sendikası’nın İstanbul 1 No’luŞube yöneticisiydi. Daha doğrusuemekçisiydi.

Metin Abi, emekçi olduğu kadarda inatçıydı. Laz inadı tuttu mu iknaedene kadar akla karayı seçerdiniz.Laz inadı demişken, aynı zamandaTrabzonspor’un da kongre üyesiydi.

19 Şubat Operasyonu’nda o dabedel ödedi ve tutsak düştü. 11 ayboyunca Edirne F Tipi Hapishane-si’nin tecrit hücrelerinde kaldı. Ha-pishanede aynı hücrede kalmasak dahaftalık sohbetlere beraber çıkıyorduk.Kanser hastalığının ortaya çıkması,hapishaneden çıktıktan sonraya denkgelir.

Metin Abi, safça, dürüstçe yaşadı,mücadele etti. Arkasında güzel anılarbıraktı. Anısı önünde saygıyla eğili-yorum…

Hatay'da Ataması Yapılmayan Öğretmenler 27 Ocak'tasorunlarını konuşmak üzere bir araya geldiler. En temeldesorunun çözümü için 350 bin öğretmenin birleşip örgütlenmesigereği üzerinde duruldu. İmza kampanyası dışında seslerininduyurulması için daha başka neler yapılabileceği üzerinekonuşuldu. Çay sohbetinin ardından meşaleli yürüyüş vehalkın gündemine girmek için broşürler hazırlanıp yaygındağıtılması kararı alındı.

Avcılar: Ataması Yapılmayan Öğretmenler Meclisi,24 Ocak'ta Marmara Caddesi’nde koşulsuz atama

istiyoruz talebiyle imza masası açtı. Çalışma boyuncaaçık kalan masada 90 imza toplandı.

İZMİR:21 Ocak tarihinde, Kamu Emekçileri Cep-heliler her hafta olduğu gibi İzmir-Konak'ta, BüyükşehirBelediyesi önünde ataması yapılmayan öğretmenler içinimza masası açtılar. AKP döneminde ataması yapılmayanyaklaşık 40 öğretmenin intihar ederek yaşamlarına sonverdiği, ücretli öğretmenliğin kölece bir dayatma olduğu,buna karşılık koşulsuz, sınavsız atama olması gerektiğikonularında halka çağrı yapıldı. Halk bu konudaki du-yarlılığını dile getirmek için masayı ziyaret etti ve yeryer uzun sohbetler edildi. KPSS'ye hazırlanan öğretmenadayları da masaya gelerek gelecek konusundaki endi-şelerini dile getirerek, verilen mücadelenin içinde olmakistediklerini belirttiler. Belediye çalışanları ve güvenlikgörevlileri de imzalarıyla destek oldular. Açık kalanmasada yaklaşık 70 imza toplandı.

HATAY: Ataması Yapılmayan Öğretmen BaşakŞah’ın keyfi bir şekilde ücretli öğretmenlikten çıkarılmasıile ilgili, Eğitim Sen Samandağ Şubesi, Hatay AtamasıYapılmayan Öğretmenlerle birlikte 23 Ocak'ta yürüyüşdüzenleyip Abdullah Cömert parkında bir açıklamayaptı. Açıklamada "Ataması Yapılmayan Öğretmenlerinintihar etmeyip, mücadele etmesi iktidarı rahatsız etmişolacak ki gerekçesiz, keyfi bir şekilde ücretli öğretmenlerinişine son verebiliyor. Bundan vazgeçin. İşten çıkarılanBaşak öğretmen bir an önce kadrolu ve güvenceli olarakişe geri alınmalıdır. Yapılan bu hukuksuzluğun takipçisiolacağız” denildi. "İşime, Aşıma, Ekmeğime Dokunma!","Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!" sloganlarının atıldığıeyleme halk alkışlarıyla eşlik etti.

Atanmak İçin Bir Araday ız!

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

41ADALET HALKIN ELLERİNDE!

İstanbul Şişli Kent KültürMerkezi'nde 14-15 Şubat tarih-lerinde yapılacak olan "KamuEmekçileri Kurultayı" çalışma-ları devam ediyor. 22 Ocak'taAvcılar'da afiş çalışması yapıldı.Çalışma boyunca 60 afiş asıldı.

Kamu Emekçileri Cepheliler,Malatya'da da 27 Ocak’ta, KamuEmekçileri Kurultayı'na çağrıamaçlı afiş çalışması yaptılar.

İstanbul Çağlayan’da, KamuEmekçileri Cepheliler, İstanbul Şişli Belediyesi Kent KültürMerkezi'nde yapılacak olan 'Kamu Emekçileri Kurultayı'nındavetiyelerini dağıtmak için Çağlayan Adliyesi önündeydiler.26 Ocak’ta yapılan dağıtımda 250 adet davetiye, kamu emek-çilerine ulaştırıldı.

Kamu Emekçileri Cepheliler Kurultay Çal ışmalar ına Devam Ediyor!

Malatya

Page 42: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Çoğumuz Truva isimli filmi izle-mişizdir. Filmi kısaca hatırlatalım...Film bir efsaneyi anlatır. Efsaneyegöre Troya Savaşı, Sparta PrensesiHelene yüzünden çıktı. Helene ileTroya Kralı Priawos’un oğlu Parisbirbirlerine aşık olurlar ve Troya’yakaçarlar. Film bir aşkı anlatır. Ve ta-rihten kimi süslemelerin dışında filmbaştan sona bir aşkın etrafında döner.Güzel bir kadın uğruna çıkmış birsavaş şeklinde anlatılan bir tarih vebuna uygun çekilmiş bir Amerikanfilmi..

Peki gerçek böyle midir?

Troya Savaşı’nın sebebi bu mudur?Hatırlarsınız; 1. Emperyalist PaylaşımSavaşı da Sırp veliahtının öldürül-mesiyle çıkmıştı. Yakın tarihten dahaiyi biliriz; Amerika, Irak, Libya veSuriye’ye “özgürlük” getirmek içinsaldırıp oluk oluk kan akıttı.

Emperyalistler ve işbirlikçileri ta-rihi çarpıtarak ve değiştirerek yazarlar.Böylece hem kendi çıkarları içinvahşice katliamlarının açığa çıkmasınıengellemek ister hem de halklarıntarih bilincine sahip olmasını, ger-çekleri öğrenmesini engeller. Filmlerbir amaca uygun çekilir. Truva’datarih çarpıtılarak çekilmiş filmlerdenbiridir.

M.Ö. 800 dolaylarında yaşamışolan Yunanlı şair Homeros, İLYADADestanı’nda Troya Savaşı’nı ve HEC-TOR’la Akhilleus’u (Aşil) anlatır.

Troya, Anadolu’da, bugünkü Ça-nakkale’dedir. Troya oldukça zenginbir krallıktır. Bulunduğu bölge stra-tejik öneme sahiptir. Çanakkale Bo-ğazı’ndan Mezopotamya’ya dek AsyaKıtası’na uzanan oldukça geniş birbölgeyi kapsar. Stratejik önemi böl-genin zenginliği ve Boğazların kilitöneminden kaynaklanır.

Savaşın çıkmanedenini işte bu-ralarda aramak ge-rekir. Saldırının

nedeni bölgeyi ele geçirmektir. Yoksagüzel prenses Helene’nin paylaşıla-mamasından değildir.

Yunanlılar Troya’ya zenginlikle-rinden ve stratejik öneminden dolayısavaş açarlar. Yunanlılar, Troya’yıtam on yıl boyunca abluka altındatutarlar.

Bu savaş, Anadolu’yu ele geçir-menin tarihteki ilk girişimidir. Ana-dolu’yu savunmak için bu büyükçarpışmaya Anadolu’nun hemen hertarafından katılım olur. Öyle ki; İl-ya’da Destanı’ndan anladığımız ka-darıyla, Toros bölgesinden kentlerve ordu komutanları, Trakya’danbaşka Mysia, Paphlagonia, Maioniave Lykia’ya kadar uzanan oldukçageniş bir bölgeden, Troya’yı savun-mak için katılım gerçekleşir.

Troya Yunanlılar’ın ablukası al-tındadır ancak surların önünde şiddetlibir savaş sürmektedir. Troya’nın sa-vaşçı komutanı ve Anadolu’nun ko-ruyucusu Hector vardır. Halkınınona taktığı isimle şehrin efendisiAstynaks vardır.

Güçlü ve merttir Hector. Öyle kionun varlığı halka güven verir. Des-tanda Hector kuşandığı silahını şöyleanlatır;

“… On bir dirsek boyunda kargısıelindeydi, tunç temren dolanmıştıaltın bir halkayla, önünde dört biryana ışıklar saçıyordu….

Ares’e benzeyen Primos oğluHector başlarındaydı, yusyuvarlakkalkanını tutuyordu önüne, kalın tun-çla örülmüş, sık deridendi bu kalkan.Parlak tolgası sallanıyordu şakakla-rında, sıralar boyunca bir gidip birgeliyordu. (İLYADA, Homenos, sy:3/9 ve sy:802)

Hector yaşadıkça ve savaştıkça,

halk kadını ve erkeğiyle güven duyar.O ölürse, şehrin daha fazla dayana-mayacağına inanırlar. Hector'un mert-liği ve yiğitliği halkta ona karşı büyükbir sevgi yaratır. Halk topluca sevgigösterisinde bulunur ve bunu sadeceHector için yaparlar.

Hector, halkın bu sevgisini nasılkazanmıştır?

Halk kendisine değer vereni, ken-disi için savaşanı anlar. Hector halkınadeğer verir, büyük küçük ayırmadansever ve sayar. Nitekim ana ve babasıduygusal davranır ve savaşın içindeHector onlara bu söylediklerini yerinegetirmeyeceğini söyler. Onları çoksevdiğini ancak sözlerini neden din-lemeyeceğini de anlatır. Kanlı çar-pışmaya hesapsız dalarken, onlarınyalvarmalarına cevap vermez.

Hector, Troya'nın savunmalarınacevap vermez.

Hector, Troya'nın savunmasınınomuzlarına yüklediği sonsuzluğunfarkındadır. Ağır bir sorumluluktur,bu duygulara yer yoktur. Savaşın çe-tinliğini, acımasızlığını bilen bir ko-mutandır o.

Duygularına kapılmak, onları dışavurmak, sorumluğunu üstlendiği ül-kesinin ve halkının geleceğini tehli-keye atmak olduğunu bilir. Duygu-larıyla hareket etmenin zayıflık ol-duğunu ve yenilgiye zemin yarata-cağını bilen savaşçı, komutan Hector,buna izin vermez. Ana babasının veeşinin üzüntüsü karşısında verdiğicevap şöyle olur:

"Ben de düşünüyorum bunları,karıcığım, ama savaştan çekilirsembir korkak gibi, Troya erkeklerindenutanırım, bakamam uzun entarili ka-dınların yüzüne. İçimden de gelmez,ne yapayım; ün kazanmak için hembabama hem anneme öğretmişimatılgan olmayı, Troya'lılara en öndedöğüşmeyi öğretmişim.

Kafama, yüreğime koymuşum

ANADOLU’NUN İLK KAHRAMANLARINDAN

HECTORDDünden Bugüne Anadolu'daDünden Bugüne Anadolu'daHALK İSYANLARIHALK İSYANLARI

HALK KAHRAMANLARIHALK KAHRAMANLARI

Zalimler Oldukça İsyan Edenler,Zulüm Sürdükçe de İsyanlar Olacaktır!

Bu Halk, Bu Vatan Bizim! Kahrolsun Faşizm Kahrolsun Emperyalizm!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!42

Page 43: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

ben şunu: Elbet birgün yok olacakkutsal İlya Priomus ve onun iyi kavgıkullanan halkı.

O vakit ne Troya'lıların acısı umu-rumda olacak ne Hekabe'nin, ne KralPriomos'un acısı, ne de kardeşleriminacısı umurumda olacak.

Benim üzüntüm sensin asıl, tunçzırhlı Akha'lılardan biri olacak hürgününü, götürecek seni göz yaşlarıiçinde, düşünüyorum o zaman çeke-ceğin acıyı, bu yüzden arkada kalacakgözüm..

Köleliğe sürüklenirken çığlığınıduymaktansa dağlar gibi toprak örtsünbeni daha iyi. ( a.g.e, sy: 441, CanYay.)

Hector'un sorumluğu büyüktür.Ordularını yönlendirmek, onların ya-nında ve fakat en önde savaşarakgüven vermek zorundadır. Bir ordusayıca ne kadar çok ve ne kadargüçlü silahla donanımlı olursa olsun,başında en önde fedakarca, yiğitçeve cüretle savaşacak komutanı yoksasavaşamaz. Savaşsa da kazanamaz.Hector'un komutan olarak böyle birsorumluluğu vardır.

Anadolu'nun diğer bölgelerindensavaşa katılım olduğundan sözetmiş-tik. Savaş ortaklarının yani birliktesavaştığı komutanların, Hector'a eleş-tirileri olur.

Lykia'lı önderler Troya'yı savun-mada önemli bir yer tutarlar. Hector'aeleştirileri Troya'yı daha iyi savunmakve Anadolu'yu işgale geçit vermemekiçin daha iyi savaşmak üzerinedir.

Hector her eleştiri ve öneriyi din-ler. Troya'yı savunan, surların önündesavaşan kentlerin önderlerinin istek-lerini dikkate alır.

Şunu bilir Hector; daha iyi sa-vaşmak için birlikte savaştığın in-sanlarla bütünleşmen gerekir. Eleştiriortak akıldır ve yol gösterir. Bu,savaşta bir orduyu insanı güçlükılar. Eleştiri, birbirine karşı duy-duğun sorumluluğun, sahiplenme-nin gereğidir.

Güneş ülkesi Lykia'nın kralı Sar-peden bu düşüncelerle eleştirir Hec-tor'u.

Sarpeden, Troya'ya yapılan saldırı

karşısında sadece Anadolu toprakla-rını korumak için gelir. Savaşta hiçgevşemez, disiplini korur. Ordusununbaşında erlerini, yurtseverlik duygu-suyla savaştırır. komutan, önder ol-manın yasalarını gerçeklerini bilir.Sarpeden, Troya'da sorumluluğu'nunbilinci ve inancının gücüyle savaşır-ken, eleştirileriyle de Hector'a yar-dımcı olur, yol gösterir. Ancak Sar-peden sadece eleştirip öğüt vermez,saldırıda hep en önde gider.

Troya'nın savaşçısı ülkesinin ka-derini elinde tutan komutan Hector,birlikte savaştığı önderlere karşı dasorumluluklarını yerine getirir. Eleş-tirileri dinler, anlar ve uygular, yap-ması gerekenleri yerine getirir.

Sorumluluk bilinci güçlü kılar in-sanı. Hector bu bilinçle Anadolu'nunulusal savunucusu olarak savaşır vetarihte yerini alır.

Akhilleus ( Aşil) bireyci, bencildir.Troya Savaşı'na ün ve şan sahibi ol-mak için katılır. Hector yurdunu sa-vunan, halkını seven, koruyan yiğitbir komutandır.

Surların önünde karşı karşıya ge-lirler. Surların üzerinde Troya KralıPriamos yaşanacak şiddetli çatışmayıizlemektedir. Yaşanan ölüm kalımsavaşıdır. Yiğitçe, mertçe yurdunusavunur, halkını korur Hector. Ünve şan için savaşır Akhilleus.

Troya'nın ışığı, halkının yiğit ko-mutanı Hector surların önünde yurduiçin canını verir. Düşmanı Aşil dahidiz çöker, Hector'un yiğitliği, mertliğikarşısında.

Hector toprağa düşer ancak Troyadüşmez. Yunanlılar surları aşamaz.Yunan Kral Odysseus sonunda hileyapar. Ahşaptan çok büyük bir atyaptırır. Atın içine Troya'nın kapısınıaçacak adamlarını yerleştirir. Atı geceTroya'nın kapısına bıraktırır.

Troya'lılar tanrıça Athena'nın he-diyesi olarak düşünüp atı içeri alırlar.Gece atın içindeki Yunanlılar çıkıpTroya'nın kapısını açarlar. Yunan or-dusu içeri girer.

Yunan ordusu Troya'yı yakıp yıkarve yağmalar. Kral Priomos'u öldü-rürler. Troya, Yunanlıların hilesinedüşer.

Ancak Hector, adını tarihe, kah-ramanlığı ve mertliğiyle yazdırır.Dört bin yıl önce yaşanan Troya sa-vaşı'nda Hector, Anadolu'nun ilk öz-gürlük kahramanı olur.

Anadolu...Nice medeniyete yurtolmuş, nice kahraman yetiştirmiştir.

Bugün Anadolu'nun yiğit dev-rimcileri Mahir, Hüseyin, Ulaşlar'ı,Şanlı Alişan'ları, çağımızın Hectorlarıolarak emperyalistlere ve işbirlikçi-lerine karşı Anadolumuzu savunmayadevam ediyorlar.

Halk Örgütleniyor:

Yeni Mevzilerimizle ÇözülmeyenSorunlarımız Kalmayacak

Nurtepe-Güzeltepe HalkMeclisi 25 Ocak'ta bir prog-ramla kuruluşunu ilan etti.Çicek Salgın’ın açılış ko-nuşmasını yaptığı programhalk tarafından sahiplenildi.Çiçek Ana konuşmasındaHalk Meclislerini oldukçanet özetledi: “Halk Mecl-

isleri halkın insanca onurlu bir yaşam için din, dil, cinsiyet ayırt etmedenortak sorunları birlikte kararlar alıp çözümler üreteceğimiz, yaşadığımızmahallelerimizdeki sorunlarımızı uyuşturucu, hırsızlık, fuhuş, kumar yoz-laşmaya karşı halk düşmanı olmayan herkesin katılacağı bir örgütlenmedir."sözleri coşkuyla karşılanan programa 170 kişi katıldı.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

43ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 44: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Devrimci olmak, bir ömür boyudevrimci kalabilmek, bugün her za-mankinden daha önem taşıyor. Çün-kü emperyalizmin dünyadaki ezilenhalklar üzerindeki baskısı ve zulmüher geçen gün artıyor. Tüm bunları du-yup, tanık olup bir şey yapmamak in-san onuruna, ahlakına taban tabana zıtbir durumdur.

Devrimci olmanın ve devrimcikalabilmenin onlarca, yüzlerce nedenivar aslında. Fakat aynı zamanda dadevrimcilik pek çok bede-li göze almayı gerektiri-yor.

Yaşamımızda belli dö-nemlerde kendi içimizdehesaplaşmaya gireriz. Bizibu hesaplaşmaya yöneltengördüğümüz zulüm karşı-sında bir şeyler yapma ihtiyacı duy-mamızdır ya da yapılan zulme denkdüşen bir karşı koyuş sergiliyor mu-yuz? Bu soru hesaplaşma yapmamı-za neden olur.

Mücadele etme ve mücadeleyi bü-

yütme konusunda kimizaman bazı engellerlekarşılaşırız. Bu engel-leri, okul, aile, iş, bizlere sunulan düzeniçindeki bir yer edinme vb. şeklinde çı-kar. Ve hepsi bizleri gerileten unsurlarolabiliyor. Bu yaşadıklarımız sadecebize özgü değildir. Anadolu toprakla-rında ne zaman devrimci mücadele ve-rilmeye başlandı işte o zamandan beridüzen yanlarımız dediğimiz eksik ve za-aflar karşımıza çıkmaktadır.

Kapitalist sistem içerisinde yaşı-yoruz. Öyle ya da böyle düzenin 24saat sürdürdüğü psikolojik bombar-dımandan etkileniyoruz.

Peki, bu etkilenmeler, ortaya çıkanzaaf ve eksikliklerimize karşı neler

yapmalıyız?

Bu soruya vereceğimiz cevap mü-cadele içerisindeki yerimizi belli ede-cektir. Çok köklü bir tarihe sahibiz. Butarih içerisinde kendimize örnek ala-cağımız 600’den fazla şehidimiz var.Şehitlerimizin yaşamına baktığımızdabugün sorun olarak karşımıza çıkan hertürlü engeli çok rahat aşabiliriz. Çün-

kü şehitlerimizin mücadele içe-risinde yaşadıkları bizlerin ya-şadıklarından ayrı değildir.

Yedi yıl süren Büyük Di-renişimiz içerisinde 122 şehi-dimiz her anlarıyla bizlereışık tutmaktadır. Mücadeleönündeki aile, okul, eş, iş vb.

sorunların halk ve vatan sevgisiyledüşmana karşı besledikleri sınıf kin-leriyle alt edebilmişlerdir.

Örneğin; Özlem Durakcan;

Özlem ailesini çok severdi (...) An-nesi birkaç kez çalıştığı dergiye Öz-

lem’i görmeye gelmişti. Annem ar-kadaşlarımı tanırsa beni meraketmekten vazgeçer, arkadaşları-mı, verdiğim mücadeleyi severdiye düşünüyordu.(…)

Özlem ölüm orucundayken ai-lesi yanına gelmişti. Fakat onlar-la gitmeyi kabul etmedi ve Özlem19 yaşındaydı.

Yine 122’lerimizden Eyüp Sa-mur’a, Muharrem Çetinkaya’yakulak verelim ve düzenin nasıl biryer olduğunu görelim.

“Bugün geriye dönüp baktığı-mızda bir Parti-Cepheli olarak üç yıl-lık bir mücadele pratiğimi görüyo-rum. Düzen içerisinde belki bu üç yılçok şey ifade etmeyebilir. Fakat birParti-Cepheli olarak üç yıl inanıla-mayacak kadar çok şey ifade edebilir.

BİZLER DEYAPABİLİRİZ!

Özlem Durakcan Tülay Korkmaz

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!44

Page 45: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Çünkü benim için bu üç yıl birçok şeyifade ediyor. Olumluluklarım ve olum-suzluklarım da var bu üç yıl içerisinde.En büyük olumsuzluğum kısa bir sü-reliğine de olsa düzene geri dönmekoldu. Belki de yaşamımın en kötü dö-nemiydi bu. Bir daha asla hiçbir koşuldadüzeni seçmem… (122 Şehit Cilt.2)diye anlatmıştı Eyüp Samur ölüm oru-cuna gönüllülüğünü belirttiği yazısın-da. Üç yıllık mücadele yaşamı içerisindebir daha yaşamayacağı konusunda netolarak ifade ettiği en olumsuz yanı dü-zen olarak tanımlıyor. Kısa süreliğinedüzene dönse de insana dair hiçbir şeybulamıyor.

“Ekonomik durumu iyi sayılabile-cek bir ailenin çocuğuydu. Kendi an-latımıyla ‘her istediği yapılan, istedi-ği alınan bir çocuk olarak yetiştirildi.’Burjuva, küçük burjuva bir çevrede bü-yüdü. Ama bu ilişkiler daha sonralarıonu rahatsız etmeye başladı. İçinde ol-duğu burjuva tarzını, ilişkilerini sev-miyordu.” (a.g.e) Ölüm Orucu direni-şinin 81. Şehidi olan Tülay Korkmazböyle bir ailede, çevrede büyüdü. İste-seydi bol parası olan birisi olarak düzeniçerisinde yaşayabilirdi. Fakat o düze-ni değil devrimciliği tercih etti.

“(…) Ankara’da Tıp Fakültesi’nekaydını yaptırır. Tıp Fakültesi’nin 4.sınıfında tekrar üniversite sınavına gi-

rer. Bu kez tercihi hukuk fakültesidir.Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazana-rak buraya geçiş yapar.” (a.g.e) Gül-nihal Yılmaz hukuk fakültesi’ndeokurken tanışır devrimci hareketle.Hedefinde doktor olmak, avukat ol-mak vardır. Ki, bu meslekler düzeniçerisinde çokça imkân sağlayacaktırO’na. Fakat okulunu mücadele önün-de engel olarak görmez ve tercihinimücadeleden yana yaparak kahra-manlaşmıştır.

“Hapislik süreci, Nail Çavuş’unkendini yeniden yaratma süreci olur.Şubedeki olumsuzluğunu telafi etmeve kendini aşma isteği tüm yaşamınınodağındadır. Kendisiyle hesaplaş-masında acımasız davranır. Bu dönemaynı zamanda bağlılığının, samimi-yetinin de sınandığı bir dönem olur.Yaşama katılımı örgüt iradesiyle sı-nırlandırılmıştır (…) Kimi gayrimemnun unsurların sorun çıkarma ça-balarında onlara hep örgütlülüğünyolunu göstermiştir.”

“... Onun gelişmesi ‘yapamam,edemem’ diyenlere ders olarak anla-tılabilecek kadar çarpıcıdır. Alfabeyitam bilmez İmdat abi, çarpım tablo-sunu bilmez. Bizim eleştirilerimizsonucu öyle bir noktaya gelir ki ‘kar-deşim bana böyle şeyler söylemeyinalır başımı giderim’ diyecek kadar

abartılı bir tepki gösterir. Ama birkaçay içinde bilgisayar kullanmaya ka-dar öğrenir. Ve hiç kibirlenmez, ken-dini yüceltmez, olabildiğince doğal vesade…” (a.g.e)

İmdat Bulut’un yaşamı da bu pa-ragrafın içeriği gibidir. Yaşamında ol-maz, yapamam diye bir şey yoktur.Tüm çabasını, enerjisini, her şeyini or-taya koyar öğrenmek için.

Özlem Durakcan, Tülay Kork-maz, Eyüp Samur, Gülnihal Yılmaz,Nail Çavuş, İmdat Bulut… Her bir şe-hidimizin yaşamı bugün bizlere ışıktutuyor.

Şehitlerimizin yaşamına baktığı-mızda pek çoğumuzun yaşadıkların-dan farklı olmadığını görürüz. Vemücadele önünde engel olan düzenbağlarımızı şehitlerimizi örnek alarakkoparabiliriz.

122’lerimiz düzenle olan bağları-nı yine düzene duydukları kin ile ko-parabilmişlerdir. Düzene olan sınıfkinleri onları halka daha çok yaklaş-tırmıştır.

Örnek almalıyız. Ailemiz, okulu-muz, işimiz vb. bizler için engel teş-kil etmemelidir. Bizden önceki in-sanlarımız nasıl aşmışsa bizler de ya-pabiliriz. Yeter ki isteyelim. Yeter kidüşmanımıza olan kinimizi büyütelim.Dayı’mızın dediği gibi Gerisi Hayat…

Okmeydanı Yolağzı'nda 12 Ocak’ta bir kapkaççının gençbir kızın telefonunu çalıp kaçtığını fark eden Halk Cephe-liler kapkaççıyı yakaladı. Telefonu elinden alıp genç kızaverdikten sonra kapkaççı mahalle halkına teşhir edildi. Kah-velerde halka yaşananlar anlatıldı. Bugüne kadar Okmey-

danı’nda tek bir hırsızı yakaladığı görülmeyen katil polis kap-kaççıyı Halk Cepheliler’in ellerinden almaya çalıştı. HalkCepheliler kapkaççıyı katil polise vermediler. Kapkaççıyahırsızlığın iyi bir şey olmadığı anlatıldı, bir daha yapma-yacağına dair söz veren kapkaççı bırakıldı.

Eyüp Samur Gülnihal Yılmaz Nail Çavuş İmdat Bulut

Mahallelerde Huzur ve Güvenliğ i Örgütlü Halk Sağlar!Okmeydan ı ’nda Kapkaçç ıya İzin Verilmedi

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

45ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 46: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Bu hafta umudun sesi YürüyüşDergisi’ni ülkenin çeşitli yerlerindetanıtan Halk Cepheliler, Dev-Genç’li-ler ve Yürüyüş okurları halkın sa-hiplenmesini gördüler. Dersim Pü-lümür’den Erzincan’a giden Dev-Genç’lileri halk mangal yaparak kar-şıladı. İstanbul Karanfilköy’de tanıtımyapan Halkın Mühendisleri’ni Umu-dun çocukları kapıda bekledi…

İSTANBULAvcılar: 25 Ocak’ta Marmara

Caddesi Yürüyüş Yolu’nda masa açıl-dı. 7 Halk Cephelinin katıldığı ça-lışmada 39 Yürüyüş Dergisi’yle bir-likte takvim ve On Beşinde Bir FidanUmudun Çocuğu Berkin Elvan kitabıhalka ulaştırıldı.

Gebze: Devrimci İşçi HareketiÇayırova Emek Mahallesi’nde 21Ocak’ta yaptığı çalışmasında, 24Ocak’ta yapacakları türkü gecesinindavetiyelerini dağıttı. 300 davetiyeninve 11 adet Yürüyüş Dergisi’nin halkaulaştırıldığı çalışmada ayrıca mahal-lenin belli noktalarına 25 afiş asıldı.3 kişinin katıldığı çalışmada bir kah-vede türkü gecesinin duyurusu ya-pılırken işçi meclislerinin gerekliliğianlatıldı. 26 Ocak günü de 2 Yürüyüşokurunun yaptığı çalışmada 10 dergisihalka ulaştırıldı.

Karanfilköy:Halkın MühendisMimarları 4 kişiyle yaptıkları çalış-mada 46 dergiyi halka ulaştırdılar.22 Ocak’ta yapılan çalışmada ma-hallenin önceki haftalarda gidilmeyensokaklarında Yürüyüş dergisinin ta-

nıtımı yapıldı. Haftalardır dergi alanbir amca, “evladım benim okumamyazmam yok ya, destek olalım diyealıyoruz” diyerek devrimcilerin ma-hallelerinde olmasından duyduğu se-vinci paylaştı. Ellerinde dergi para-larıyla devrimci abi, ablalarını kapı-larda bekleyen çocuklar vardı, umu-dun çocukları...

Esenyurt: Esenyurt - Kıraç YeniMahalle’de devrimci işçiler 19Ocak’ta umudun sesi Yürüyüş Dergisitanıtımı ve dağıtımı yaptı. Bir buçuksaat süren çalışmada halkla sohbetedildi. 5 Yürüyüş Dergisi emekçilereulaştırıldı.

ANKARA: Dev-Genç'lilerMamak-Tuzluçayır'da 23 Ocak günüYürüyüş Dergisi’nin tanıtımını yaptı.2 saat süren çalışmada 30 dergi halkaulaştırıldı. Tanıtımda Cepheliler’inmahallelerdeki uyuşturucu çeteleriyleolan mücadelesi, Dev-Genç’in üni-versitelerdeki çalışmaları ve öğrencigençlik mücadelesi anlatıldı. Halközellikle mahallelerdeki uyuşturucusatışı konusundaki şikâyetlerini Dev-Genç'lilerle paylaştı.

ÇORUM: 23 Ocak günü EmekCaddesi ve Bahabey civarında Yü-rüyüş Dergisi tanıtımı yapıldı. İkiHalk Cepheli’nin katıldığı çalışma40 dergi okurlarına ulaştırıldı.

BURSA: 20 Ocak’ta 4 HalkCepheli Teleferik Mahallesi’nde Yü-rüyüş Dergisi’nin tanıtımını yaptı.

Mahalledeki bütün kapıları çalan,bütün işyerlerine giren Halk Cephe-liler, halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı.Çalışmalar 2 saat sürdü.

22 Ocak’ta Kestel ilçesinin KestelMeydan, Kale ve Elmalık mahalle-rinde Yürüyüş Dergisi’nin tanıtımıyapıldı. Halkın sorunlarına kulak ve-ren Halk Cepheliler’i halk ilgiylekarşıladı. Yoldan geçen her insanaYürüyüş Dergisi anlatıldı.

Halk Cepheliler 24 Ocak günüYürüyüş Dergisi’nin tanıtımını Pa-nayır Mahallesi’nde yaptı. 3 saatsüren çalışmalarda halk ile sohbetedildi, düzenin yozlaştırmasına karşıyapılacaklar konuşuldu. YürüyüşDergisi’nin önemi tüm Panayır’a an-latıldı. Yapılan tanıtımlarda toplam160 adet Yürüyüş Dergisi halka ulaş-tırıldı.

27 Ocak’ta ise Kent Meydanı’ndatoplu tanıtım yapıldı. Yürüyüş Dergisiokurlarının çağrısıyla gerçekleşentanıtımda Kent Meydanı, Fomara veHeykel Meydanı’na kadar tüm es-naflara ve halka Yürüyüş Dergisi ta-nıtıldı. Halk ile yapılan sohbetler vesesli anlatımla "Berkin’in, Uğur'un,Ali İsmail ve katledilen halk çocuk-larının katili AKP’dir" denilerek,uyuşturucu çeteleriyle, mafyasıylael ele mahallelerimizde gençlerimizinbeyinlerini uyuşturanın, yozlaştıranınAKP olduğunu anlattılar. İşbirlikçiçetelerine halkı kurşunlatan, emper-yalistlerin sömürü politikalarını ül-kemizde halkın kanı canı üzerindenhayata geçiren ve uşaklıkta sınır ta-

Biz Yürüdükçe Halkın Kapıları Bize Açılır!Her Mahalleye Yürüyüş Girmeli…

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!446

Avcılar

Page 47: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

nımayan AKP iktidarı olduğu söy-lendi. Çalışmada 67 dergi halkaulaştırıldı.

Gemlik: Halk Cepheliler 19Ocak günü Balıkçılar, İskele Mey-danı, Dereboyu-Taşköprü mev-kilerinde Yürüyüş Dergisi’nin ta-nıtımını yaptı. 4 saat süren çalış-mada halk ile sohbet eden HalkCepheliler halkın sorunlarını din-leyip birlikte çözüm bulacaklarınısöylediler.

26 Ocak’ta 5 Halk CepheliYürüyüş Dergisi önlüklerini gi-yerek tanıtım çalışması yaptı.AVM Meydanı önünde başlayançalışma Balıkçılar bölgesinde de-vam etti. Balıkçılar bölgesindekitüm esnaflarla sohbet edildi. Kah-vehanelere giren Halk Cephelilerhalka Yürüyüş Dergisi’ni ve AKPfaşizmini anlattı. 60 derginin halkaulaştırıldığı çalışma Cemevi böl-gesinde son buldu.

ANTALYA:Yürüyüş Der-gisi okurları 25 Ocak’ta Göksu,Soğuksu ve Konuksever mahal-lelerinde Yürüyüş Dergisi’nin452. sayısının tanıtımını yaptı-lar.

MERSİN: 25 Ocak’ta Tar-sus'un Musalla Mahallesi’nde 3Halk Cepheli’nin bir buçuk saatlikçalışmasında 40 dergi halka ulaş-tırıldı.

DERSİM:Halk Cepheliler20-24 Ocak tarihlerinde gerçeğinsesi Yürüyüş Dergisi’nin 452. sa-yısının dağıtımını yaptılar. Ovacıkve köylerinde 100, Hozat ve köy-lerinde 150, Dersim merkez veköylerinde 500 olmak üzere top-lamda 750 Yürüyüş Dergisi halka

ulaştırıldı.

Pülümür:Dev-Genç'liler 25Ocak’ta Yürüyüş Dergisi tanıtı-mını yaptı ve haftaya cumartesigünü yapacakları F Tipi Film gös-teriminin duyurusu için kahvelerigezip kahvelere ve marketlerefilm gösteriminin davetiyeleriniyapıştırdı. Önceden geleceklerinibilen Pülümür halkı Dev-Genç’li-lere mangal yakarak sofra hazır-ladı. Dergi almayan birkaç kişiyebelde halkı çarşıda tepki göste-rerek “bu çocuklar Erzincan’dangelmiş neden almıyorsun, al ooku bu dergiyi” dedi. 2 saat sürençalışmada 40 adet Yürüyüş Dergisihalka ulaştırıldı. Ayrıca belde hal-kı, haftaya film gösterimine ge-leceklerini ve sesli çağrıları yap-tıracaklarını söyledi.

ERZİNCAN: Dev-Genç'liler 20 Ocak günü BuğdayMeydanı’nda Yürüyüş Dergisi’nintanıtımını yaptı. Kahvelere ve es-naflara girip dergiyi anlatan Dev-Genç’liler 35 adet Yürüyüş Der-gisi’ni halka ulaştırdı.

ANTEP: Halk Cepheliler22-25 Ocak tarihleri arasındaDüztepe Mahallesi ve YeşilsuMeydanı’nda yaptıkları çalışma-larda 86 dergiyi halka ulaştırdılar.

Antep’in Köseler Köyü’ndeHalk Cepheliler 27 Ocak’ta umu-dun sesi Yürüyüş Dergisi’nin 453.sayısından 28, 452. sayısından22 dergiyi halka ulaştırdılar. Uzunsüredir gidilmeyen köyde halkınilgisi ve misafirperverliğiyle kar-şılaşan Halk Cepheliler, evlerinemisafir olup bir süre köylülerlesohbet etti. Yapılan çalışmaya 2Halk Cepheli katıldı.

Yozlaşmanın KökünüHalkla Birlikte

KazıyacağızÇalınmadık Kapı Bırakmamacasına

AnlatacağızHalk Cepheliler Dersim'de ve Elazığ'da

yozlaşmaya karşı sokaklardaydılar

DERSİM: Halk Cepheliler 25Ocak'ta Yeni Mahalle’nin bir bölgesindeyozlaşmaya, uyuşturucuya karşı kampanyaçerçevesinde tek tek evleri gezip evleremisafir oldular. 3 grup oluşturarak yapılançalışmada gidilen evlerde yozlaşmaya veuyuşturucuya karşı mücadele ve mahalledeyaşanan sorunlarla, halk meclisleri ve halkkomiteleri ile ilgili sohbet edildi. Gidilenevlerde halkın ilgisi ve misafirperverliğihiç eksik olmadı. Çalışmada 14 aile gezildi.

ELAZIĞ: Halk Cephesi “Mahalle-lerimizde Uyuşturucuya, Fuhuşa ve Kumaraİzin Vermeyeceğiz” kampanyasını sürdü-rüyor. 26 Ocak’ta Yıldız Bağları Mahal-lesi’nde 900 bildiri kapı kapı gezilerekhalka ulaştırıldı. Mahalle halkıyla yozlaş-manın boyutları ve halk meclislerinde bi-raraya gelmenin önemi üzerine sohbetedildi. 23 Ocak'ta ise yoksul mahallelerdeyozlaşma kampanyasının bildirilerinden600 bildiri dağıtılırken 40 Yürüyüş Dergiside halka ulaştırıldı.

Devrimci İşçi HareketiAnkara Ostim'de El İlanıDağıttı

Ankara Devrimci İşçi Hareketi, 23 Ocak'taAnkara Ostim Metro Durağı’nda el ilanı vekuşlama çalışması yaptı. Yapılan çalışmada3000 kuşlama ve Devrimci İşçi Hareketi’ninkim olduğunu açıklayan 300 el ilanı Ostim’liişçilerle buluştu. Ostimli işçiler yapılan ça-lışmaya yoğun ilgi gösterirken, Ostimdeuyuşturucu sorununun yaygın olduğu da iş-çilerin şikâyetleri arasında yer aldı.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

447ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Antalya Dersim

Page 48: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!448

Dersim'de Dev-Genç’liler 6 Kasım'da YÖK'ü protestoetmek için hazırlıklara başladı. Günler öncesinden Ankara'yagidilmesi için kitle çalışması yapmaya başladılar.

Bir yandan ihtiyaçları, yol parası için çalışıyorlardı.

15 kişilik bir gençlik ekibi esnaf ve mahalleleredağıldı. Hazırladıkları gençlik kartlarıyla tek tek evlereve esnafa gidiyor, çalışmalar yapıyor, ihtiyaçları için depara topluyorlardı. Halk, gençliğin Ankara'ya ne için gi-deceğini bildiğinden destek veriyorlardı. Dev-Genç’lilerhazırlıkları tamamladıktan sonra Ankara'ya doğru yolaçıktılar.

Eylem öncesi Ankara'ya ulaşmayı başarmışlardı. Fakatarkadaşlar Kızılay Meydanı’na girmeden polisin azgınsaldırısıyla karşılaşmışlardı. Birçok insan işkence görmüşve saldırı basına yansımıştı.

TV'lerden haberi izleyen aileler ve esnaflar derneğegelip, kaç kişinin gittiğini gözaltı olup olmadığını soru-yordu. Hepsi öfkeliydi. Polise beddualar ediyor, lanetlerokuyorlardı.

Arkadaşlar eylemden birkaç gün sonra geri Dersim'edöndü. Gözaltına alınmışlar ve işkence görmüşlerdi.Tüm kitle yoğun bir saldırıya uğramıştı. Hepsinde işkenceizleri vardı.

Ankara'dan eylemden dönen Dev-Genç’liler kısasürede organize oldular. Tek tek esnafları ve mahalleleridolaştılar. Geri döndüklerini, saldırıları, işkenceleri an-lattılar... Bir yandan da yaptıkları para ve yiyecek yar-dımlarının boşuna gitmediğini, işlerine çok yaradığınısöyleyerek teşekkür ettiler.

Bu tavır esnaf ve ailelerin çok hoşuna gitmişti. Yar-dımların boşa gitmemesine sevinmişlerdi. Özellikle degençlerin tek tek esnafı ve aileleri dolaşması onlara ge-lişmeleri anlatmaları, onları da katmalarından memnunolmuşlardı.

Onlara gelişmeleri anlatmak, teşekkür etmek dahaçok güvenmelerini sağlamıştı. Bunu gelenekselleştirereksadece merkezi eylemlerden döndüğümüzde değil, esnafave ailelere gidip bilgi vemeye dahil etmek bize yakın-laşmalarını sağlamıştı. Ayrıca insanlar emek verdiği,yardım ettiği bir işin, bir yardımın sonucunu görmek is-tiyorlardı. Bu onların doğal hakkıydı... Çünkü bizde buişin bir parçasıyız diyorlardı.

Kürdistan’da Kürdistan’da

Hayatın Öğrettikleri Hayatın Öğrettikleri

Cephelileri YıldıramayacakMücadelenin BüyümesineEngel Olamayacaksınız!

Çerkezköy'de Gözaltı:Erdinç Öksüz, 28 Ocak'ta çalıştığı işyerinden polis

tarafından alınarak Çerkezköy İlçe Emniyeti Müdürlüğü’negötürüldü. İfadesi alındıktan sonra Çerkezköy Adliyesi’negönderilen Erdinç Öksüz savcılıktan serbest bırakıldı.

Gözaltı TerörüyleBizleri Yıldıramazsınız!

Tekirdağ’da 26 Ocak'ta faşist AKP’nin eli kanlı polisisokak ortasında kaçırarak, evleri basarak 6 kişiyi gözaltınaaldı. Gözaltına alınan Kenan Günyel ve Hüseyin Süngüpolisler tarafından hastane içinde de işkenceye maruzkaldı. Elleri kelepçeli bir şekilde doktorun yanına götü-rüldükleri için tedaviyi kabul etmediler. Bunu üzerinetekrar Tekirdağ Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldüler.Kenan Günyel İstanbul'a götürüldü. Erkan Konukçu,Fatma Kartal, Serap Kartal ve Veysel Çalışkan evlerdengözaltına alındılar. Evler darmadağın edilip, evlerde bu-lunan Grup Yorum albümlerine, tablet ve telefonlara elkonuldu. Dev-Genç yaptığı açıklamada, "Gözaltına alınanarkadaşlarımız 27 Ocak'ta savcılığa götürülüp ifadelerialınmıştır. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edil-mişlerdir. Mahkeme arkadaşlarımızın tutuksuz yargılan-malarına karar verip serbest bırakmıştır. Buradan işkenceci

Tekirdağ polisini uyarıyoruz. Arkadaşlarımızı hedef gös-termekten vazgeçin. Yapacağınız hukuksuzların işken-celerin hesabını sizden misliyle sorarız” denildi.

24 Saat Bizi İzlediğiniz KameralarıKıracak Keyfi Uygulamalarınızı

Başınıza Çalacağız!TAYAD’lı Aileler’in başlatmış olduğu kampanya

çerçevesinde 26 Ocak’ta İstanbul Gazi halkıyla birlikteolan aileler “Cam Kafes ve 24 Saat Gözetleme” işken-cesini anlattı. İlk sözü alan İnanç Özkeskin; hapishanelerde yaşanılan

tecrit politikalarını anlatarak tutsakların ağır işkencelergördüğünü ve bu işkencelere direnen tutsakların seslerinidışarıya taşımak gerektiğini belirterek "bizler TAYAD’lılarolarak bir kampanya başlattık" dedi. Devamında kam-panyayı anlatarak kampanya çerçevesinde 1 Şubat günübaşlayacak yürüyüşler için çağrıda bulundu.

Melek Akgün ise TAYAD’ı anlattı: “Bizler dündenbugüne evlatlarımızın arkasında olduk ve şimdi deolmaya devam edeceğiz” diyerek 24 saat kamerayladayatılan onursuzluğuifade etti. Minyatürolarak yapılan cam ka-fesin üzerinde göste-rerek cam kafes uygu-lamasını anlattı. Semi-nere 33 kişi katıldı.

Emeğimiz Boşa Getmez!

Page 49: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

449ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Halkın Mimar-Mühendisleri 26 Ocak’ta “AKP Saldı-rıyor, Direnişe, Mücadeleye TMMOB’u Savunmaya” baş-lıklı 102 No’lu bir açıklama yayınladı. Açıklamada AKPiktidarının TMMOB’u tasfiye etme çabalarına rağmen,bunu başaramadığı belirtilerek şu sözlere yer verildi: “ Hır-sız AKP, meslek örgütümüz TMMOB’a da… saldırmak-tadır. Yeni çıkarmak istediği Torba yasa ile amaçlanan ran-tın önündeki tüm engelleri kaldırmaktır. Sadece TMMOBengelini değil aynı zamanda iş güvenliği, yapı denetimi,kamulaştırma gibi yağma ve talanın önünde engel olan tümyasaları değiştirmek istemektedir. Çünkü sömürüyü sür-dürmek için, elde avuçta olanı satmak, tüketerek büyüt-tükleri ekonomilerini devam ettirmek zorundalardır.

AKP’nin hazırladığı bu yasa tasarısıyla TMMOB’unmerkeziyetçi yapılanması tamamen dağıtılarak her ilde-ki her odanın kendi içinde bir yönetim işleyişi oluştur-masını, böylece merkezi gücünü tamamen yitirmesini he-deflemektedir. Bakanlığın denetimine tabi kıldığı yerel odayönetimlerini ise denetleme, görevden alma, cezalandır-ma gibi uygulamalarla baskı altında tutmayı amaçla-maktadır…

1- TMMOB İstanbul İKK toplantısında da gündemegetirdiğimiz, TMMOB çalışanları toplantısında da gün-deme gelen “3 Günlük Açlık Grevi” mevcut koşullarda se-simizi duyuracak ve mühendis mimar kitlesini toparlayacaken güçlü çağrıdır. Bir açlık grevinin oluşturduğu direniş

havası etrafında yüzlerce mühendis mimar bir araya ge-lecektir.

2- Odanın bürokratik kanallarına sıkışmış bir örgüt-lenmeden çıkıp üyelerin kendi düşüncelerini dile getire-bileceği bir forum çağrısı yapılmalıdır. Kolektif ve kitle-sel bir mücadele örgütlemenin başka bir yolu yoktur. Buforumda, yapılacak eylemlere birlikte karar verilmeli vekararlar komitelerle örgütlenmelidir. Direniş paylaşıl-malıdır.

Başta bu önerileri somut olarak sunduğumuz İstanbulİKK (İl koordinasyon kurulu) olmak üzere tüm İKK’larbu eylemleri örgütlemek zorundadır. Bu eylemleri ör-gütlemiyorsa bunun yerine alternatiflerini koymak ve tümhalka nedenlerini açıklamak zorundadır…

Her bir eylemi yapacak insan bulunur; yeter ki, di-renmekten başka yolumuz olmadığını anlayalım. TMMOByöneticilerinin bu süreçte attığı ileri adımların hepsine tamdestek verecek; geri adımlarını, basiretsiz, teslimiyetçi po-litikalarını halka açıklayacak, teşhir edeceğiz…

Bu vatanı yağmalamak o kadar kolay değil. Vatanımızısavunacağız, örgütümüzü savunacağız; ormanları yağ-malanan, dereleri kurutulan, iş cinayetlerinde katledilen,evleri başlarına yıkılmak istenen halkımızı savunacağız.Meslek onurumuzu, ekonomik, demokratik, sosyal tümhaklarımızı savunacağız. AKP’nin faşizmine teslim ol-mayacağız. Çünkü biz bu halkın mühendis mimarlarıyız.”

Ev Baskınları YapacağınızaBerkin’in Katillerini Açıklayın!

Artan baskı ve operasyonlara karşı 24 Ocak’ta EsenyurtDepo Kapalı Cadde'de, Esenyurt Halk Cephesi tarafından yü-rüyüş yapıldı. “Baskılar, Gözaltılar ve Tutuklamalar Bizi Yıl-dıramaz. Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz’’ slogan-larıyla yürüyüş yapıldı. Açıklamada; “devrimcilerin örgütlüolduğu mahallelerde, “Elif Sultan Kalsen’i arıyoruz adı altındaoperasyonlar ve ev baskınları yapacağınıza Berkin Elvan’ınkatillerini halka açıklayın, halk çocuklarının katillerini bulun”denildi.

Erzincan’da Dev-Genç’liler 27 Ocak’ta biraçıklama yaparak, polisinev baskınlarını ve gözal-tı terörüyle ilgili AKP’ninkatil polisine seslendiler:“Gözaltılarınız, işkence-leriniz, baskılarınız dev-rimcileri sindiremez. İn-sanlarımızı taciz etmeye,işkence yapmaya devamederseniz o işkenceci na-mussuz arkadaşınız çevikkuvvet Mehmet’in evinenasıl geldiyse Cepheli-ler, hiç üşenmez tek tektüm siyasi şube polisleri-nin evine gider. Cepheli-leri bekleyin. Erzincan’daarkadaşlarımızdan biri-nin saçının teline zarar ge-lirse hesabını misliyle so-rarız. Artık tek gözünüz

açık değil, hiç uyumaya-caksınız. Korkularınızıbüyüteceğiz” denildi.

Erzincan’daEv Baskınları

AKP’nin işkencecikatil polisleri 27 Ocaksabahı Erzincan’da Gezieylemleri bahanesiyle ev-lere baskın yaptı. Binler-ce polis ve özel harekâ-tıyla köyleri basıp evler-den insanları alan işken-ceci katil polisler EmreErez’in de evini basmış,daha sonra Emre siyasişubeye götürülmüştür.Psikolojik işkence görenEmre, 5 saat sonra Er-zincan Emniyeti’nden bı-rakılmıştır.

Baskılar, Saldırılar, Gözaltılar;Örgütlenmemizi Engelleyemeyecek!

“İşsizliğe, Düşük Ücretle Güvencesiz Çalışmaya KarşıMühendis Mimar Meclisleri’nde Birleşelim” kampanyası-nın başlangıç yürüyüşüne 18 Ocak'ta AKP’nin katil polis-leri Topkapı’da saldırmış, 11 mühendis-mimar gözaltına alın-mıştı. Halkın Mühendis Mimarları, 25 Ocak'ta gözaltılarıprotesto etmek ve kampanyayı duyurmak için GalatasarayLisesi önünde eylem yaptı. Açıklamada “Mühendis-mi-marların sorunları tüm çıplaklığıyla ortadayken, bizlermeslektaşlarımızla mühendis-mimar meclislerinde örgüt-lenecek, bu sorunları yaratan nedenleri ortadan kaldırma mü-cadelemizi büyüteceğiz. AKP faşizminin hiçbir baskısı, sal-dırısı, gözaltıları bunu engelleyemeyecektir” denildi. Açık-lamanın ardından Galatasaray Lisesi önünde kampanya bil-dirileri dağıtıldı.

Vatanım ızı , Örgütümüzü Savunacağız!

AKP’nin İşkenceciKatil Polislerini Uyarıyoruz!

Page 50: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

İzlediğimiz Filmlerle deDüzene Alternatifiz!

Kıbrıs Dev-Genç'ten F Tipi Film GösterimiKıbrıs Dev-Genç'in Girne Kültür

Merkezi'nde 24 Ocak'ta düzenlediğifilm gösterimi programında F TipiFilm'in gösterimi gerçekleştirildi. Ak-şam başlayan program bir Dev-Genç'linin hazırladığı sunum ile baş-ladı. Sunumda F tipi hapishanelerinamacı anlatılarak bilgilendirme vehatırlatma yapıldı. Örgütlü mücade-

lenin önemi vurgulandı. Şehitler için yapılan bir dakika-lık saygı duruşunun ardından şiirler okundu ve film gös-terimine geçildi. 13 kişinin katıldığı etkinlik izlenen filmüzerine yapılan değerlendirme ve sohbet ile tamamlandı.

Alternatif Kültürü Israr veSüreklilik ile Yaratabiliriz!

Antep'te Halk Cepheliler’in her hafta düzenlediklerifilm gösterimleri devam ediyor. 24Ocak'ta “Gök Kuşağı Savaşçıları”isimli filmin gösterimi yapıldı. Dört ki-şinin izlediği filmin ardından, HalkCepheliler film üzerine sohbet ettiler.Bu etkinliği sürekli hale getirmeninönemli olduğu, daha fazla katılımsağlayarak bu güzelliği daha yaygın-laştırmak gerektiği konuşuldu.

Gülsuyu-Gülensu Halk Cephesi'ndenAçıklama:

"Polis Çetelere TetikçilikYaptırıyor, Koruyup Kolluyor!"Gülsuyu-Gülensu Halk Cephesi bir açıklama ya-

yınlayarak haftalardır çetelerle polisin işbirliği içinde hal-ka karşı uyguladıkları teröre karşı mahallelerini sa-vunmanın meşru bir görev olduğunu belirtti.

Açıklamada "Gülsuyu-Gülensu’da, haftalardır po-lis, çete işbirliği devam ediyor. Polisler ve çeteler işbirliğiiçerisinde mahallede terör estiriyorlar. Kütüphaneler veparklar kurşunlanıyor. Kurşunlanmadan önce ve son-rasında polisler akrep araçlarıyla mahallede turluyor. Kur-şunlanıyor. Ardından polisler gelerek devrimcileri takipediyorlar. İnsanlar vuruluyor. Ambulanslarla gelerek in-celemede bulunma bahanesiyle kovanları toplayıp de-lilleri karartıyorlar. Hasan Ferit’in kanlı gömleğinin ça-lınması örneğinde olduğu gibi... Polis çetelere tetikçi-lik yaptırıyor, ardından korumak için her şeyi yapıyor-lar" denildi. Mahallelerini korumanın en meşru hak ol-duğunu ifade eden Gülsuyu – Gülensu Halk Cephesi, ma-hallesini koruyan Göhkan Yıldırım’ın keyfi bir şekildegözaltına alındığını belirtti. Gökhan Yıldırım ertesi günserbest bırakıldı.

İdil Halk TiyatrosuŞeyh Bedreddin Oyunu

Provalarına Başladıİdil Halk Tiyatrosu Şeyh Bedreddin ve Berkin Elvan'ı

tarih sahnesinde karşılaştıran uzun oyunlarının provası-na başladı. Yaklaşık dört ay sürecek olan prova sürecin-den sonra oyun Anadolu ve Avrupa turnesine çıkacak.İdil Halk Tiyatrosu, tiyatroya gönül vermiş herkesi Şeyh

Bedreddin oyununda oynamaya davet ediyor.Ayrıntılı bilgi için: 0 212 238 81 46

Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz’in ölü-mü sonrasında Türkiye’de bir günlük milli yas ilan edil-di. Ve bu milli yas sonucunda Devlet Tiyatroları ve Şe-hir Tiyatroları perdesini kapattı. Peki, bize kendi ülkesindedahi yas ilan edilmemesine rağmen bizim ülkemizde yasilan ettirecek kadar önemi nedir kral Abdullah’ın? Bütünsoyu halkların emeğini sömürmek üzerine şekillenen, ken-di de ömrü boyunca hırsızlık, katillik yapmış olan kral Ab-dullah için ülkemizde yas ilan edilmesi aslında AKP’ninbu katille olan kökten bağlarını ortaya koymuştur.

Biz devrimci tiyatro sanatçıları olarak bu yasın kar-şılığında ülkemizdeki devlet ve şehir tiyatrolarının per-de kapatmasının bir acziyet olduğunu savunuyoruz. Vebuna tepki gösteren sanatçıların da bir elin parmağını geç-memiş olmasını üzüntü ile takip ediyoruz. Fakat umutsuzdeğiliz, tiyatro sanatçıları, şehir tiyatroları, devlet tiyat-roları oyuncuları böylesi baskılar karşısında ancak ör-gütlenerek sözümüzü söyleyebiliriz. Savaş koşullarındadahi devam eden tiyatro, bir hırsızın, bir katilin ölümüy-le perde kapatmamalı. Örgütlenelim ve sözümüzü söy-leyelim...

İdil Halk Tiyatrosu27 Ocak 2015

Suudi Kral'ın Ardından Yas İçinPerde Kapattıran AKP'ye

Devrimci Sanatçılardan Tepki:

Tiyatrolar Savaş KoşullarındaDahi Perde Kapatmaz!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!50

Page 51: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

İSTANBULGazi: Halk meclisi her Pazartesi günü yaptığı toplantıyı

bu hafta 26 Ocak’ta yaptı. 24 kişinin katıldığı toplantıdaöncelikle mahalledeki korsan İmam Hatip Lisesi'nin ka-patılmasıyla ilgili yürütülen kampanya konuşuldu. Şim-diye kadar neler yapıldığı, nelerin eksik bırakıldığı, ne-lerin yanlış yapıldığı tartışıldı. İleriki günlerde nasıl bir ça-lışma yapılacağı kararlaştırılarak komiteler kuruldu. Ay-rıca son dönemde yapılan elektrik ve su zamlarıyla ilgi-li eylem yapma kararı alındı. Toplantı sonunda kurulan ko-miteler kendi aralarında bir araya gelerek nasıl ve nere-de toplanıp çalışma yapacaklarını belirlediler.

Okmeydanı: Halk meclisi 19 Ocak'ta yozlaşmaya veuyuşturucuya karşı Yolağzı'nda halk toplantısı yaptı.Toplantıda uyuşturucunun zararları anlatıldı. Fuhuşun busistemde vergiyle resmileştirildiğini, devlet için ahlak diyebir şey olmadığı, sorunun halkın mücadelesiyle çözüle-ceği vurgulandı. Yıkımlar üzerine sohbet edildi. Yozlaş-manın bir biçimde yıkımlara hizmet ettiği anlatıldı. Yoz-laşmaya karşı birlik olunması ve halk meclislerinde mü-cadele edilmesi çağrısı yapıldı.

İkitelli: İkitelli’de 25 Ocak'ta Yıldız Düğün Salonu'ndaHalk Meclisi toplantısı yapıldı. Akşam başlayan toplantı-da ilk önce Mehmet Akif Mahallesi’nden gelen temsilci sözaldı. Mahallede pek çok sorun yaşandığı, halk olarak artıkbirlik olmanın zamanı olduğu anlatıldı. Daha sonra İnönüMahallesi’nden gelen temsilci; halk olarak bir araya gel-dikleri zaman her şeyi çözebileceklerini, özellikle uyuştu-rucu sorununun ciddi bir sorun olduğunu ve bir çözüm bu-lunması gerektiğini anlattı. Kurulan halk kürsüsünde genç-

ler, mahalleliler yaşadıkları sorunları anlattılar. Mehmet AkifMahallesi’ne Bakırköy otobüslerinin geç geldiği, Parsellerbölgesinde köşe başında bekleyen gençlerin uyuşturucu veçeteleşmeye açık hale geldiği, mahallede hırsızlık olayla-rının arttığı, komşuluk ilişkilerinin kalmadığı sorunlarolarak anlatılanlardı. Toplantı sonunda 7 Şubat'ta daha bü-yük bir toplantı yapılması, mahallede uyuşturucuya karşıbüyük bir yürüyüş yapılması, gençlik, kadın ve mahalle ko-misyonlarının kurulması, mahalledeki büyüklerin yaşıdaha küçük olana ağabeylik, ablalık yapması gibi kararlaralındı. Toplantı sonunda "temel afetlerde neler yapılır, dep-rem sel olunca ilk yapılması gereken nedir?" konulu bir eği-tim verildi. Eğitimi Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, afetyönetimi uzmanı Özden Işık ve mahalle afet gönüllüleri baş-kanı Hüseyin Karadayı verdi. Toplantıya 80 kişi katıldı.

ANKARAHüseyingazi’de 27 Ocak Cumartesi günü yapılacak olan

halk toplantısına çağrı yapıldı. 8. Cadde ve 9. Cadde bo-yunca halk toplantısına davet bildirisinin dağıtımı yapıl-dı. Bildiri dağıtımı sırasında sokakta bulunan mahalle hal-kıyla sohbet edildi. Toplantıda mahallenin sorunlarındanbahsedileceği, gelip kendilerinin de sorunları dile getir-melerini ve mahalleyi sahiplenmeleri gerektiği söylendi.Bizim de söyleyeceklerimiz var diyerek; “kentsel dönü-şüm büyük bir sorun, sonra mahalleye çok kar yağıyor veyollar kapanıyor, açılması için tuzlama yapmıyorlar” vb.sorunlarını dile getirdiler. Toplantıya geldiklerinde bu vebunun gibi birçok sorunun çözümü üzerine daha genişçeve hep birlikte konuşup kararlar alınabileceği anlatıldı. Sür-dürülen çalışmada 800 bildiri dağıtıldı. Çalışmaya 7 kişikatıldı.

AKP’nin Katil Polislerine de,İşbirlikçi Belediyenin Yalanlarına

İzin Vermeyeceğiz!Günlerdir Gazi’de İmam Hatip'e karşı mücadele edi-

yoruz. Polis, İmam Hatip’in önünde 24 saat nöbet tutarakgelen geçene gaz ve plastik mermilerle saldırıyor. Halkıve esnafı artık canından bezdirdiler. Bütün gün mahalle-ye giren otobüsler akşam saat 17.00’den sonra mahalle-ye sokulmuyor. 21 Ocak Çarşamba akşamı İmam Hatip'inkapatılması için kurulan çadırda nöbet tutan Halk Mecli-si üyeleri otobüslerin mahalleye sokulmadığını görünce birgrup Dört yolda, bir grup Gazi girişinde bekleyerek yol-culara "yukarıda eylem var burada indiriyoruz" diyen oto-büslerin önünü keserek yolculara "yukarıda eylem yok, bun-lar bilerek sizi aşağıda indiriyorlar, halkı devrimcilere kar-şı kışkırtıyorlar" diyerek belediye ve polisin yalanlarını teş-hir ettiler. Bütün otobüsleri zorla mahalleye soktular. On-ların yalanlarına biz de kendi yöntemlerimizle karşılık ve-receğiz. Tek tek otobüslere bineceğiz, anlatacağız.

Gazi Halk Meclisi27 Ocak 2015

1) İmam Hatipi korumak için mahalleyi ablukaya aldı.Gelen geçene plastik mermilerle, suyla, gaz bombalarıy-la saldırıyor.

2) Sokak ortasında gençlerimizi döve döve gözaltına aldı.3) Bir gencimizi sokak ortasında arabaya alıp döve döve

eve bırakıp evdekileri tehdit ettiler.4) Liselilerin ailelerini arayıp ''çocuklarınız terör örgütü

ile görüşüyor dikkat edin'' diyorlar.5) Bir ailemizin evini basıp yaşlı anne babasını tehdit

ediyorlar.6) Gözaltına aldıkları herkesle Gazi’deki devrimcilerin

üzerine ifade almaya çalışıyorlar.7) Mahallede çatışma var diyerek otobüsleri sokmu-

yorlar.8) Muharrem Karademir Tepesi’ne saldırıyor, ''taş

atarsanız gaza boğarız, yıkarız burayı'' diye tehdit ediyor.Sonuç olarak; AKP’nin katil polisinden misliyle hesap

soracağız!Gazi Halk Cephesi

27 Ocak 2015

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

551ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Halk Toplanıyor, Tartışıyor, Karar Alıyor, Uyguluyor!Sorunlarımızın Çözümü Her Alanda Halk Meclisleridir!

Katil PolislerinGazi Mahallesi'ndeki İcraatları

Page 52: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Armutlu'da Cepheliler, 25 Ocak'takarakola saldırarak işgalci karakoldanve işkenceci polislerden hesap sordu.Armutlu'da çatışmalar 4 gündür de-vam ediyor. Çatışmalar Cepheliler’inArmutlu duvarlarına çizdiği, Mahir veDayı'nın resminin katil sürüleri tara-fından silinmesiyle başladı. Cepheli-ler, önderlerin resimlerine yapılansaldırı sonrası karakola molotofla veparça tesirli bombalarla saldırdılar. Er-tesi gün Dayı ve Mahir'in resimleritekrar çizildi. Resimler çizilirken ak-rep araçlarıyla gelen polisle Cephelilerçatıştılar. Çatışmada, karakolun için-deki iki polis, atılan molotoflarınisabet etmesiyle yandı. Ne tel örgü-leri ne de bariyerleri karakolu veiçindeki katiller sürüsünü koruya-madı. Cephelilerin saldırısı sonrasıpolislerin yaşadıkları paniğe tüm Ar-mutlu halkı tanık oldu.

Her akşam çizilen resimlerin ol-duğu yeri gaza boğarak resimleri veyazıları sildiler. Ama Cepheliler herresmi yeniden çizdi, her yazıyı dahabüyük yazdı. 24 Ocak'ta ise saldırıyageçen akrebin molotoflanması son-rasında, katil sürüleri Armutlu’da te-rör estirmeye çalıştılar. Tüm mahal-leyi gaza boğdular. 25 Ocak tarihin-de de çatışmalar aynı şekilde devametti. Gece devam eden çatışmalardansonra, ertesi gün Dayı ve Mahir'in re-simleri tekrar çizildi ve polislerinsaldırısı için hazırlık yapıldı, beklendi.Cephelilerin cüreti karşısında geriadım atan katil polisler oldu. Önder-lerimizin resimlerine saldırmaya ce-saret edemediler. Bu kez CephelilerBerkin'in hesabını sormak için sal-dırdılar. Karakola farklı noktalardansaldırarak polislerin saldırmasına fır-sat vermeden geri çekildiler. Kararo-

la saldırı gece saat 24'e kadar sürdü.Son olarak parça tesirli bomba atıldı.Saldırı sonrası mahalleye akreplerlegirerek gözdağı vermeye çalışan po-lisler daha sonra karakola çekildiler.

BAĞCILAR: Halk Cepheliler23 Ocak'ta mahallenin gençleri ile bir-likte Yenimahalle, Kirazlı Mahallesive Mevlana Parkı civarında devriyeattı. Kavga eden ve silah çeken genç-lerin olduğu bilgisini alan Halk Cep-heliler iki tarafı da bulup getirdi,yüzleştirdi. Mahallelerde kimseninkafasına göre serserilik yapamayaca-ğı belirtilerek yozlaşmaya karşı mü-cadele anlatıldı. Silah çeken kişi to-katlanarak uyarıldı. Mahallede ka-badayılık, eşkiyalık yapılmasına izinverilmeyeceği, mahalle delikanlılı-ğının mahalle sorunlarına ve gençle-rine sahip çıkmakla olunacağı anlatıldı.

Yaptıklarınız Molotof ve Mermi OlarakGeri Dönecek!

22 Ocak günü İstanbul Küçükarmutlu’da yazılama yapan Halk Cep-helilere küfür eden katil polisler, Cephelilerin taşlarından panik ha-linde kaçtılar. Halka küfür ederken burunları havada olan ahlaksız, ka-til polisler, akrep denilen zırhlı aracın içindeyken bu korkuyu yaşa-dılar. Karşılarındaki Cepheliler’in ellerinde ise sadece taş vardı.

23 Ocak'da ise gece duvarlara yapılan Mahir ve Dayı'nın resmi-ni silen katil polislere Cepheliler "Saraylarınızı Sarsan Depremler-le Geliyoruz-DHKP-C" yazısını karakolun karşı duvarına yazdılar.

Cepheliler Polis Terörünün Hesabını Soruyor!

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!552

Devrimcilerin YazılamalarınıSilmek Suçtur!

Bağcılar: Yavuz Selim Mahallesi’nde ise 26Ocak’ta devriyeye çıkan Halk Cepheliler, Lise-li Dev-Genç’liler ve mahalle gençliği, 1 gün önceliselilerin yaptığı yazılamanın karalandığını veülkücü işretleri yapıldığını gördüler. Hemenanında yeni bir yazılama yapıldı. Yapılan işaretlersilinerek yeniden Umudun Adı duvarlara nak-şedildi. Bu sırada karşı apartmandan faşistin biriküfür ve hakaretlerle engellemeye çalıştı. Bunakarşılık sesli bir şekilde yazılamaların amacı an-latıldı. "Devrimcilerin Yazılamalarını Silmek Suç-tur" denildi. Bu sefer çatıdan taşlar atılması üze-rine güvenlik amacıyla Cepheliler havaya iki elateş etti, kafasını içeri sokan faşist bir daha çık-madı. Sloganlarla mahallede tur atılarak devri-ye tamamlandı. Devriyeye 25 kişi katıldı.

Cepheliler 27 Ocak’ta Bağcılar - Yenima-halle’de “Berkin Elvan Ölümsüzdür/ Cephe” ve“DHKP-C” yazılamaları yaptı. Toplam 3 adet ya-zılama yapıldı.

KIRAÇ: Cepheliler 17 Ocak'ta halkın mat-baası duvarlara yazılamalar yaptı. Duvarlara umu-dun adı yazıldı. Dört yere “DHKP-C”, iki yere“Berkin Elvan Ölümsüzdür/Cephe”, iki yere“Umudun Adı DHKP-C”, üç yere “UyuşturucuSatmak Suçtur /DHKP-C”, iki yere “Hasan Fe-rit Gedik Ölümsüzdür/Kıraç Milisleri” ve bir yere“Barikatın Ardı Vatandır /Cephe” yazılamalarıyapıldı.

Cephe Milisleri Afişleme Yaptı!Okmeydanı’nda Cephe Milisleri 17 Ocak'ta mahallenin sokakla-

rında silahlarla afişleme yaptılar ve sesli anlatımda bulundular. “Ber-kin’in katillerini arıyoruz vermezseniz saraylarınızı başınıza yıkacağız– CEPHE” afişleri asıldı. “Tek Gözünüz Açık Uyuyacaksınız Bek-leyin Bizi Yine Geleceğiz. Muharrem Olup Geleceğiz Fırat Olup Ge-leceğiz”, “Berkin’in Katillerinden Hesap Sorduk Sormaya Devam Ede-ceğiz”, “Yaptığınız Şaşaalı Saraylar Sizi Koruyamayacak Sizi En Gü-venli Dediğiniz Yerlerde Cezalandıracağız” denildikten sonra hava-ya ateş açılarak eylem iradi olarak bitirildi. Toplam on afiş asıldı.

Halkın Çocuklarını ZehirlemekHalk Düşmanlığıdır

Elazığ’da Cepheliler 19 Ocak'ta torbacıların kullandığı, uyuşturucusatışı yaptığı Fevzi Çakmak Mahallesi’nde bulunan yıkık bir inşaatbinasının önünde bekleyen torbacılara uyarı ateşi açtı. Ardından ma-halle halkına sesli anlatım ile "mahallerimizde uyuşturucuya izin ver-meyeceğiz, çetelerden hesap soracağız" denildi. Cepheliler’in uyarıatışı yapmasıyla torbacılar kaçtı. Camlarından Cepheliler’i alkışlayanhalkı, Cepheliler silahlarını tekrar ateşleyerek selamladılar.

Page 53: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Davos kentinde bu yıl 46.ıncısı dü-zenlenen G20 Dünya Ekonomik Foru-mu'na katılmak için gelen Başbakan Da-vutoğlu 23 Ocak tarihinde İsviçre’nin Ba-den şehrinde çeşitli Türk dernekleri ta-rafından bir seminere katılmak üzereçağrıldı. Bu çağrıya karşı demokrat ku-rumlar ve örgütler tarafından protesto çağ-rısı yapıldı. Halk Cephesi olarak da bu pro-testo eyleminde yerimizi aldık, slogan-

larımızı haykırdık.

Saat 18’de başlaması gereken eylemöncesi polis tüm kenti abluka altına aldıve yoldan geçen birçok insanı hiçbir ge-rekçe göstermeden saatlerce gözaltındatuttu. Polisin tüm çabalarına rağmen top-lanma alanına birçok kişi ulaştı. Eyleminyapılacağı alana doğru yürüyüşe geçil-diğinde polisler köpekleriyle etrafımızı sa-rarak yürüyüşe izin vermedi, buna karşı

kitle alanda yolu kapatarak trafiği dur-durdu, oturma eylemi yaptı.

“Katil AKP, Katil Devlet Hesap Ve-recek... Bedel Ödedik Ödeteceğiz, Fa-şizme Karşı Omuz Omuza, Berkin ElvanÖlümsüzdür, Çocuk Katili Erdoğan” slo-ganları atıp halaylar çektik. Eylemi iradiolarak bitirdik. Saat 21.30’da gözaltına alı-nan arkadaşlar serbest bırakıldı.

İsviçre Halk Cephesi

Av ru pa’da

Köln'de Irkçı- Faşistlerin Yürüyüşüne Karşı Eylem

Irkçı faşistler 21 Ocak günü bir kez daha Köln’de yürümeyekalkıştılar. Tüm antifaşistler birleşerek binlerce kişi ile ırkçı fa-şistleri kuşattı…

Irkçı faşistler bu defa da Köln Merkez Tren İstasyonu’nda top-lanarak yürümeye çalıştılar. Daha kalabalık olmak için veKöln’deki antifaşist direnişi kırmak için bu defa Duisburglu ırk-çı faşistlerle ittifak kurarak gelmişlerdi. Ama yine bir avuçtular,binlerce antifaşist ve halk tarafından tren istasyonunda kuşatıl-mışlardı. Bir avuç ırkçı faşist, yoğun polis korumasına rağmensaatlerce tren istasyonundan çıkamadı. Saatler sonra polis koru-ması altında bir ara sokakta çok kısa bir yürüyüş yaptılar ve he-men dağılmak zorunda kaldılar.

Halk Cepheliler ve Anadolu Federasyonu taraftar ve üyeleri depankartlarıyla, bildirileriyle oradaydılar. Halk Cephesi pankartındaIŞİD ve PEGİDA’nın her ikisini de örgütleyen ve halkların üzerinesüren emperyalizmin oyunları teşhir ediliyordu. Irkçıların, IŞİD gibicani örgütlerin yaptıklarını malzeme olarak kullanmalarının bir oyunolduğu vurgulanıyordu.

Bielefeld'de Irkçılığa Kitlesel TepkiAnadolu Federasyonu, pazartesi günü Almanya`nın birçok şeh-

rinde yapılan eylemlere pankartlarıyla, bildirileriyle katıldı. Köln`de,Duisburg`da, Mannheim’da-Münih’te NSU mahkemesinde olduğugibi, Bielefeld`de de ırkçılığa karşı eylemlere katıldık.

Bielefeld'de 19 Ocak Pazartesi günü, Alman, Arap, Türk, Kürt,her milliyetten on bin kişinin katılımıyla, ırkçı PEGİDA'ya kar-şı büyük bir miting düzenlendi.

Aralarında Anadolu Federasyonu'nun da olduğu çeşitli grup-lar, 18.30 civarında Jahnplatz'a yürüyerek oradaki kitleyle birleş-tiler. Anadolu Federasyonu üyeleri, miting ve yürüyüş boyunca Al-manca ve Türkçe "Irkçılığa Karşı Biz Varız" başlıklı ve "IŞİD, PE-GİDA, NSU EMPERYALİZMİN ÇOCUKLARIDIR" başlıklıbildirileri dağıttılar. Yaklaşık 1000 adet dağıtılan bildiriler, Almansolu tarafından da ilgiyle karşılandı. Aynı gün Almanya'nın birçokyerinde ırkçılığa karşı meydanlara, caddelere çıkan 10 bini aşkınkişinin katıldığı miting, ırkçılığa karşı öfkeyi büyüterek sona erdi.

NSU’yu Protesto Yürüyüşü ve Mitinginde Anadolu Federasyonu daPankart ve Bayraklar İle Yerini Aldı

Almanya’nın Köln şehrinde, 9 Haziran 2004 yılında,Keup Caddesi üzerinde çivili bombalı saldırı olmuş, 22 kişiyaralanmış, bir kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıyı ger-çekleştiren bir nazi örgütlenmesi olan NSU (Nasyonal Sos-yalist Yeraltı) örgütüne mensup faşist katillerin yargılandığımahkeme 20-21-22 Ocak 2015 tarihlerinde Münih’te de-vam edildi. Davanın gidişatını ve faşist katilleri protesto et-mek için Almanya’nın dörtbir yanından antifaşistler ve KeupStrasse mağdurları Münih’e geldiler. Ayrıca Almanya’nınçeşitli şehirlerinde, “Her Yer Keup Strasse” sloganı altın-da protesto eylemleri düzenlendi.

Anadolu Federasyonu taraftarları da pankartve bayraklarıyla Münih’te eylemdeydi.

20 Ocak günü mahkeme bitene kadar mahkemeye gi-rebilenler mahkeme salonunda, dışarıda kalanlar ise mah-keme önünde NSU katillerini protesto eden açıklama-lar yaptılar, sloganlar attılar, şarkılar söylediler. Mahkemebittikten sonra Münih’lilerin de katılımı ile kitle daha daartarak yaklaşık 1500 kişiye yükseldi.

Saat 18.30’da yürüyüşe geçilerek, uzun bir güzergâhtakip edildikten sonra NSU'nun katlettiği Yunanlı esnafınkatledildiği yere gelindi. Burada anma ve konuşmalar ya-pıldıktan sonra eyleme son verildi.

Münih halkı da eylemi destekledi. Özellikle Türki-yeli esnafların yoğun olduğu caddeden geçerken halk yo-ğun destek sundu.

Anadolu Federesyonu taraftar ve üyeleri ise mitingdeve yürüyüşte “NSU, IŞİD, PEGİDA HEPSİ EMPER-YALİZMİN ÇOCUKLARIDIR! ANADOLU FEDE-RASYONU” pankartı ile yerlerini aldılar. Ayrıca mitingve yürüyüş boyunca NSU katillerini teşhir eden “Irkçılı-ğa Karşı Biz Varız” başlıklı bildirilerden toplam 500 adetdağıttılar. Mitinge katılan Türkiyeliler’in örgütlü tek gücüAnadolu Federasyonu’nun olması ilgi ile karşılandı.

Davos’ta Ahmet DavutoğluProtesto Edildi

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

53ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 54: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Anadolu Federasyonu’nun İsma-il Zat’ın tutukluluğuna ilişkin yaptı-ğı açıklama;

İsmail Zat'ın Tutukluluğu 1 Ayı Aştı!

Alman emperyalizmi tarafından 16Aralık 2014'te Stuttgart’ta izleyici ola-rak gittiği mahkeme salonundan çı-kartılarak, "Pasaportunun üzerindebulunmaması ve Türkiye tarafın-dan hakkında kırmızı bülten çıka-rılmış olması" gerekçesiyle tutukla-nan İsmail Zat'ın tutukluluğu bir ayıdoldurdu.

İsmail Zat, geçen haftadan buyana, Türkiye faşizmi tarafından ha-zırlanıp Alman devletine gönderilen

düzmece belgelere dayandırılarakhapishanede tutulmaya devam edil-mektedir.

İki hafta önce Türkiye'den birbelge gelmemesi durumunda İsmailZat'ın serbest bırakılabileceğini be-lirten Alman yargısı, şimdi Türkiye fa-şizmi tarafından gönderilen düzmecebelgelere, itirafçı ifadelerine daya-narak Zat'ın tutukluluğunu sürdür-mektedir.

Bu, Alman emperyalizmiyle Tür-kiye faşizminin yeni bir işbirliğidir.

Bu işbirliğinde hukuk yoktur.

Bu işbirliğinde adalet yoktur.

Bu işbirliğinde sadece Alman em-peryalizminin ve Türkiye işbirlikçi te-kellerinin çıkarları vardır.

Alman devletiyle Türkiye faşistdevleti, polisiyle, yargısıyla devrim-cilere karşı tam bir işbirliği içinde-dirler.

İsmail Zat'ın tutukluluğunun sür-dürülmesi, tamamen Alman emper-yalizminin Türkiye faşist devletininisteklerine uymasıdır. Peki, neyinkarşılığında?

Alman Yargısını Kendi Yasala-rı mı, Türkiye Faşizmi mi Yöneti-yor?

Alman Adaleti, İtirafçıların İfa-deleriyle mi Yönetiliyor?

İsmail Zat Derhal Serbest Bı-rakılmalıdır!

Anadolu Federasyonu

ALMAN EMPERYALİZMİ, IRKÇILARI ÖDÜLLENDİRİYOR,

DDEVRİMCİLERİYSE KEYFİ BİR ŞEKİLDE TUTUKLUYOR!

Yasaklanan Hol-landa konserine iliş-kin Grup Yorum’danAçıklama;

Hollanda'da yap-mak istediğimiz kon-serimiz ikinci kezyasaklanarak engel-

lenmiştir. Ekim ayında DenHaag'da gerçekleşecek konserimiz belediye başkanlığı ta-rafından yasaklanmış, gerekçe olarak da gizli servisin be-lediyeye yaptığı uyarı gösterilmişti. Gizli servis, konserinTürkiyeli terör örgütünün bir etkinliği olduğunu keşfetmişve konserin yasaklanması yönünde belediyeye baskı yap-mıştı. Bunun üzerine Hollanda'da bulunan Grup Yorum din-leyenleri yeni bir konser tarihi belirledi. 24 Ocak'ta bu defaAmerstoof şehrinde yapılacak konser benzer gerekçelerletekrar yasaklandı. Yasaklanma haberi konserden iki gün önceperşembe günü muhataplarına bildirildi. Hukuki yollara baş-vurulmasının da önüne geçilmiş oldu.

Son bir sene içinde Avrupa ülkelerinden gelen yasak veengeller artmaya başladı. Her defasında farklı gerekçelerve bahaneler sunuldu. Almanya'da konser biletlerimizi sat-tıkları için tutuklanan devrimcilerin mahkemeleri nisan ayın-da sonuçlanacak. Alman yargısı, bu mahkeme sonucun-da bir "Avrupa genelinde Grup Yorum yasağı" amaç-lıyor. Hollanda'da iki kez yasaklanmamız da bu politika-nın bir parçasıdır. Çünkü, Grup Yorum halkın sesidir, ezi-lenlerin sesidir.

Onlar halktan korkuyorlar!

"Demokrasinin beşiği" olduğunu söyleyen Avrupa, ken-di kurallarını dahi hiçe sayarak konser yasaklıyor. Kon-ser yasaklarında öne sürülen gerekçelerin hiçbir hukuki,insani, ahlaki yanı yoktur. Tamamen yoruma ve tahminedayalı kanaatlerle belediyeler korkutulmuş, konserlerin ya-saklanması sağlanmıştır.

Türkiye'de konser yasaklarıyla nasıl mücadele ettiy-sek Avrupa ülkelerinin keyfi tutumları karşısında da aynıtavrı sergileyeceğiz.

Türküler Susmaz Halaylar Sürer!

GRUP YORUM KONSERLERİ YASAKLANIYOR, IRKÇI MİTİNGLER İÇİNSE HER TÜRLÜ YASAL DESTEK YAPILIYOR!

AVRUPA’dakiBİZ

Yürüyüş

1 Şubat2015

Sayı: 454

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!54

Page 55: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

"Herkes eşittir! Hiç kimse ırkına,inancına, dış görünüşüne göre dışla-namaz ve herkes eşit haklara sahiptir."

Bu Avrupa ülkelerinin anayasasında enönemli yasalarından biridir. Nedense dev-letler bu yasayı denetleyemiyor. Ya da bi-lerek mi denetlemiyor? Emperyalizm is-tediği her şeyi denetler ama işine gelmi-yorsa bilerek denetlemez ve uygulamaz!Bu denetlememesinin ve uygulamaması-nın nedeni herkesi eşit görmemesidir vefarklı ırklardan oluşan halkları ırklarınagöre dışlamasıdır. Bunun adı ırkçılıktır! Irk-çılık emperyalizmin temel politikalarındanbiridir. Halkların birleşip bu çürümüş em-peryalist düzene karşı gelmelerinden kor-kar. Emperyalizm ırkçılığı uygulamakiçin farklı yöntemler kullanır. Örneğin Al-manyadaki NSU davaları ve Fransa’dakiCharlie Hebdo dergi binasına saldırısı.

Almanya’daki NSU (Nasyonal Sos-yalist Yeraltı) davası, devletin açıktanırkçılığı emperyalizmin bir politikası ola-rak uyguladığının belgesidir. Alman dev-leti bu ırkçı örgüte farklı yardımlarda bu-lunmuştur, örneğin silah yardımları ve ka-tillere yasal kimlikler vermiştir. NSU ırk-çı bir örgüttür ve Alman ırkını diğer ırk-

lardan daha üstün görür. Bu milliyetçiliköyle bir boyuta gelmiştir ki bunun uğru-na başka ırktan olan halkları hiç düşün-meden katleder. Bu ırkçı örgüt sekiziTürkiyeli ve bir Yunanlıyı katletmiştir. Bukatliamların üzerinden uzun bir süre geç-mesine rağmen katillere hala belirleyici birceza verilmedi. 20-21-22 Ocak’taki du-ruşmalarda bir ceza belirlenmedi ve du-ruşma bir sene sonraya ertelendi. Erte-lenmesenin nedeni ise ırkçı katili halkaunutturmak istemesidir. Alman devletiaçıkça katili koruyor ve duruşmayı tekrarbir sene sonraya erteliyor çünkü halka buırkçı örgütün yaptığı katliamları unuttur-mak istiyor ve katile ağır bir ceza vermekistemiyor.

Irkçılığın başka örneği ise Fransa’da-ki Charlie Hebdo dergi binasına olansaldırıdır. Geçtiğimiz haftalarda Fran-sa’nın Paris şehrinde bulunan karikatürdergisi Charlie Hebdo ırkçı yayınlar çı-kartmıştı. Dergilerinde Muhammed’e ha-karet eden karikatürler yayınlamışlardı.Bunu yayınlarken kendilerini basın öz-gürlüğü adına savunmuşlardı, ama bura-da basın özgürlüğünden bahsedilmesi sa-dece uyguladıkları ırkçılığın üzerini ka-

patmak içindir. Kendilerini bu şekilde sa-vunuyorlar. "Biz ırkçılık yapmayız ama is-tediğimiz karikatürü yayınlıyabiliriz çün-kü Avrupa ve Fransa’da "demokrasi ve ba-sın özgürlüğü" vardır. Avrupa’da de-mokrasi diye bir şey yoktur, olamaz da!Demokrasinin olduğu yerde ırkçılık ola-maz. Charlie Hebdo’daki olay da ırkçılı-ğın var olduğunun kanıtıdır. Halklarıninançlarıyla dalga geçmek, onların inanç-larını ve ırklarını küçümsemek demektirve kendini üstün görmek demektir.

Sonuç:Avrupanın hedefi farklı uluslardan

ırklardan oluşan halkları bir birine dü-şürmektir. Ama NSU davasında da gör-düğümüz gibi orada sadece Türkiyeli , Al-evi, Müslüman yoktu. Orada Yunanlı da,Sünni de, Hristiyan da vardı. Fransa’da-ki Charlie Hebdo dergi binasına olansaldırı da yabancılara ve onların inançla-rına yönelikti. Bizi sadece yabancı oldu-ğumuz için ve kendi ırklarını üstün gör-dükleri için katlediyorlar. Bizler de Av-rupa’daki yaşayan emekçiler olarak ırk-çılığa karşı birleşmeliyiz ve AnadoluGençlik saflarında ırkçılığa karşı oldu-ğumuzu haykırmalıyız.

Irkçılığın Olduğu Yerde Demokrasi Olmaz!Irkçılığın Olduğu Yerde Demokrasi Olmaz!

Hasta Tutsak Zehra Kurtay'ı Zulmün Elinden Koparıp Alacağız!Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!Fransa’nın Nancy Şehrinde Halk Cepheliler Özgür TutsakZehra Kurtay İçin Afişleme Yaptı

Fransa'nın Nancy şehrinde Halk Cepheliler Fran-sa’da tutuklu olan özgür tutsak Zehra Kurtay'ın ser-best bırakılması için afişleme çalışması yaptı. 22 Ocakperşembe günü Nancy sokaklarında bilboardlara"Zehra Kurtay’a Özgürlük!" sloganı yazılı Fransızcave Türkçe yaklaşık 65 afiş yapıldı.

Atina’da Broşür Dağıtımı YapıldıAtina’da özgür tutsakları anlatan broşürler Yuna-

nistan Komünist Partisi ve Radikal Sol Parti SYRİ-ZA’nın seçim mitinglerinde dağıtıldı. Halen görülmekteolan davalara ilişkin anlatımlar yapıldı. Yunan halkıdavalara ilişkin bilgilendirildi.

Londra’da22. HalkToplantısıYapıldı

Her pazar yapılan halktoplantısı bu hafta da yine

kahvaltıyla başladı. Önce lokmalarımızı sonra da bilgi birikimimizi,duygu ve düşüncelerimizi paylaştık. Bu haftaki konu “yalnızlık-yal-nızlaştırma, depresyon ve yozlaşmaydı.” Toplantının başlangıcında ko-nuya ilişkin kısa bir konuşma yapıldı.

Kingston Üniversitesi Eczacılık bölümü öğrencisi, 18 yaşındaki EzgiSerçe’nin, kaldığı öğrenci evinde cansız bedeninin bulunması üzeri-ne bu hafta da yalnızlaştırma, yabancılaşma ve yozlaşma üzerine soh-bet edildi. Yaşadığımız problemlerin ana sebebi ve çözümleri üzeri-ne konuşuldu.

Herkesin tek tek söz alıp konuştuğu toplantıda Yürüyüş Dergisi’nin451. sayısının Öğretmenimiz köşesi de okundu.

Altısı çocuk 41 kişinin katıldığı toplantı sonucunda halk komite-lerinin oluşturulması ve haftaya pazar günü komitede görev almak is-teyenlerin seçilmesi ve çalışmaya başlaması kararlaştırıldı.

1 Şubat2015

Yürüyüş

Sayı: 454

55ADALET HALKIN ELLERİNDE!

Page 56: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Ben hayatımı bir devrimci olaraksürdürmek istiyorum. Bu beni mutluediyor..."

Ayten Korkulu

8 Şubat – 14 Şubat

Ali İNAN:

Yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak8 Şubat 1991’de aramızdan ayrıldı.

İrfan BARLIK:

1959’da Bitlis’e bağlı Xaçukan Kö-yü’nde doğdu. Kürt milliyetindendi.1979’da Ankara’da öğrencilik yıllarında,öğrenci gençliğin anti-faşist mücadelesiiçinde yer alarak devrimci mücadeleyekatıldı. 1983 yılında tutsak düştü. 1991

Eylül’ünde Ortadoğu’ya kamp alanına gitti. Daha sonraHareketin Ortadoğu Komitesi üyeliğine atandı. Gerillanınlojistik ihtiyaçlarını karşılamak için üç köylüyle birlikteülkeye girerlerken, 14 Şubat 1995 gecesi çıkan çatışmadaşehit düştü.

İrfan Barlık

Bahattin ANIK:

1962’de Trabzon Çarşı başı’nda doğdu.Laz milliyetindendi. 1976-77’de dahaçocuk denilecek yaşta mücadeleye katıldı.12 Eylül döneminde tutuklandı. Tutsaklığıbittiğinde, ‘88’de yine örgütlenme içindeyer aldı. 1992’de Sivas-Tokat dağların-

daydı. 1993 sonlarında Karadeniz dağlarında kır birliğinikurmak ve geliştirmek görevine atandı. Birliğini oluşturdu.O artık bir komutandı. Bu görevini sürdürürken, 9Şubat 1994’te Ordu’nun Kumru ilçesine bağlı Eski-çokdeğirmen Köyü’ne girerken oligarşinin katillerininkurduğu pusuda katledildi.

Bahattin Anık

Ayten KORKULU:

Meral AKPINAR:

Fuat PERK:

9 Şubat 1996 İstanbulBahçelievler’de kaldıklarıevde polis tarafından kat-

ledildiler.

Fuat Perk, 1971 Dersim-Ovacık do-ğumluydu. Lise yıllarında DLMK içindemücadele etti. Daha sonra Esenler-Bağ-cılar mahalli çalışması içinde yeraldı.

Meral Akpınar, 1974 İstanbul doğum-luydu. Aslen Erzurumlu olan Meral, 92

sonunda devrimci hareketle tanıştı. Çeşitli defalar göz-altına alındı, direndi. 95 Mayıs’ında bir savaşçı olarakgörev aldı.

Ayten Korkulu, 1975 Erzincan, Çayırlı İlçesi Ge-linpertek Köyü doğumluydu. 1992’den itibaren devrimcihareket içinde yeraldı. O da mücadelesi içinde işken-celerden geçti, yılmadı, direndi, kavgaya devam dedi.Ali İnan

Fuat Perk

Ömer AYDOĞMUŞ:

1953’de Yozgat Boğazlıyan’da doğdu.Lise yıllarında Boğazlıyan halkının anti-faşist mücadelesinde yeraldı. Bursa’dadevrimci hareketin örgütlenmesinde gö-revler üstlendi. Anti-faşist eylemlerde ye-raldı. Ege Bölgesi’nde, önce Bölge Ko-mitesi üyesi, daha sonra Bölge Sorumlusu

olarak mücadeleye önderlik etti. 12 Eylül cuntasınakarşı direnişi örgütleyen önder kadrolardan biriydi.1981 şubat’ında Kemeraltı Polis Karakolu’na yönelikbir eylem sonrasında gözaltına alındı. 12 Şubat 1981’deİzmir Emniyet Müdürlüğü’nde işkencede katledildi.

ÖmerAydoğmuş

Ayten Korkulu Meral Akpınar

21 Ocak günü Büyük Direnişşehitleri Fatma Koyupınar ve BekirBaturu’nun mezarları başında anmagerçekleştirdi.

Saygı duruşunun ardından “Kah-ramanlar Ölmez Halk Yenilmez”,“Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer”,“Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”sloganlarını atıldı.

Sabahat Karataş'ın annesi Hasine Ecemiş18 Ocak günü İstanbul'da rahatsızlanarakkaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.Hasine Ecemiş, memleketi Mardin Nu-saybin ilçesine bağlı Akarsu Belde-si'nde 19 Ocak Pazartesi günü toprağaverildi. Hasine ananın vasiyeti üzerinetabutuna kırmızı, yeşil, sarı puşi örtül-dü.

Antep’te Büyük Ölüm Orucu Direnişinde ŞehitDüşen Devrimcilerin Mezarları Ziyaret Edildi!

Sabahat Karataş’ın AnnesiHasine Ana Vefat Etti

Page 57: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

12 Eylül’le birlikte devrimci ör-gütler ağır darbeler almıştı. Solunbüyük bir çoğunluğu mülteciliği,teslimiyeti seçip umutsuzluğu, yıl-gınlığı, teslimiyeti halka yayıyorlardı.Bu koşullarda Ali Hüseyin mülteci-liğe ve teslimiyete meydan okurca-sına savaşa koşmuştu. Evet 12 Eylülörgütlülüklerimize darbe vuruphareketimizi zayıflatmıştı. AliHüseyin süren direnişimizdebir nefer olarak bir an öncesavaşa girmek için sabır-sızlanıyordu. Düğüne gidergibi vardı gerillaya.

Mevsim kıştı. Her yanıkarlar kaplamıştı. DevrimciSol gerillaları doğanın vesürecin tüm zorluklarınarağmen Çemişgezek böl-gesinde faaliyet yürütüyor-lardı. Her zamankinden dahaözenli, disiplinli ve tedbirli ha-reket etmek zorundaydılar. Çün-kü 12 Eylül yalnızca halkı korkutupsindirmekle kalmamış, kendi işbir-likçilerini de yaratmıştı. Hıdır Dinçerve Veli Polat isimli işbirlikçiler bun-lardan ikisiydi. Aradan yıllar geçsede yaptıklarının hesabını canlarıylaverecek olan bu iki insan müsveddesi,Ali Hüseyin’in de içinde olduğu ge-rilla birliğini ihbar ettiler. Bununüzerine düşman Eğnik Köyü’ne ope-rasyon düzenledi. 3 Şubat 1984’dekibu ilk operasyonu fark eden gerillalarköyden çekildiler. Çemberden çıkıpHadişar Köyü’ne vardılar.

Fakat Hadişar’da ihtiyaçlarınıkarşılayıp köyden çıkmak için hareketettiklerinde onları yine hain bir pusubekliyordu. Ali Hüseyin birliğin ön-cüsüdür. Köyün alt kısmına vardık-larında bir gürültü kopar. Gürül gürülakan su sesi, yerini silah ve bombaseslerine bırakır. Ali Hüseyin ilkateşte dizinden yaralanır. Ama ya-

rasından akan kan onu durduramaz.Silahına davranır ve karşılıklı çatışmabaşlar. Gerilla grubu hemen mevzi-lenir.

Birlik komutanı Ali Hüseyin’inyanına yaklaşır ve yaralı olduğunugörünce Ali Hüseyin’e

- “Yoldaşlar seni buradan çı-karsınlar, ben çatışmayı sürdürürüm”der. Ali Hüseyin komutanın bu öne-risine

- “Ben yaralıyım, siz birliğialıp gidin, ben düşmanı oyalarım”diye cevap verir.

Yoldaşları için, öğretmeni Nu-rettin gibi tereddütsüzce, hiç hesapsızölümün üstüne gider. Ali Hüseyin’insözlerinin ardından Komutan, birliğialarak çemberden çıkarır. Küçük birkaya parçasını kendine siper yapanAli Hüseyin’in silahı çalıştığı sürece,düşman bir adım bile ilerleyemez.

Çatışma sürerken bir kurşunAli Hüseyin’in silahının mekaniz-masına isabet ederken, baş par-mağını da koparır. Silahı artık ça-lışmaz. Ali Hüseyin silahının ohaliyle de olsa düşmanın elinegeçmesini istemez, taşa vurarakparçalar.

Artık üzerine yağan kurşunlarasloganlarıyla karşılık verir. Karşıdansilah sesi gelmemesi üzerine askerler,köylüleri öne sürerek Ali Hüseyin’eyaklaşırlar. Silahsız ve yaralı oldu-ğunu gören subay hemen saldırmayabaşlar. Daha düşman subayının ilkhareketi ve saldırısında Ali Hüseyin

subayın yüzüne tükürür.

İşkence yaparak Ali Hüse-yin’den yoldaşlarını ele verme-sini isterler. Ali Hüseyin satmazyoldaşlarını. İşkencecilerin hiçhareketini cevapsız bırakmaz.Köylülere devrimcilerin acizolduğunu göstermeye çalışandüşman, kendi acizliğindenbaşka bir şey sergileyemez.Ve bir sonuca varamayacağını

anlayan düşman subayı, AliHüseyin’i orada katleder, bede-

nine onlarca kurşun sıkar.

Cunta koşullarında Ali Hüse-yin’in cenazesine katılan yüzlerceinsan, sloganlarıyla Ali Hüseyin’ibağırlarına basarlar. Onu son yolcu-luğuna direnişine layık bir şekildeuğurlarlar.

Ali Hüseyin Avcı’yıİhbar Edenler HakkındaEk Bilgi:

İçlerinde Ali Hüseyin Avcı’nında bulunduğu Devrimci Sol gerilla-larını ihbar eden Hıdır Dinçer veVeli Polat adlı ihbarcılar, suçlarınınkarşılığını canlarıyla ödediler. HıdırDinçer TİKKO gerillaları tarafındancezalandırılırken, Veli Polat, Ali Hü-seyin’in katledilmesinden 7 yıl sonraDevrimci Sol gerillaları tarafındangözaltına alındı, sorgulandı ve suçunetleştikten sonra, Ali HüseyinAVCI’nın mezarı başına götürülerekorada cezalandırıldı.

Bir Yoldaşı Ali Hüseyin Avcı’yı Anlatıyor

Anıları Mirasımız

Page 58: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

Gideceği limanı bilmeyene hiçbirrüzgardan yardım gelmez.

*Montaigne

Hedeflerimiz ve tercihlerimiz netolursa, her engel aşılır her sorun çözülür.

Özlü Söz

TaraftarlarNapolyon'a karşı ayaklanmaya kal-

kışan General Malet'e mahkeme başka-nı sormuş:

-Taraflarınız kimlerdi?

Generalin cevabı beklenmedik bir söz-dür:

-Başarsaydım en başta siz!

Fıkra

Bir sual soran beş dakika muddet-le bilgisiz görunur, sual sormayan ile-lebet bilgisiz kalır. (Çin)

Atasözü

VARIŞBuradayız işte!Söz bize ıslak ulaşır ormanlardan,ve canlı bir güneş yükselir damarlarımızda.Yumruğumuz güçlüdür,güçlü kavrar kürekleri.Yayılıcı palmiyeler uyumakta gözün derinliklerinde.Katıksız bir altın damla gibi, çığlığımız bizden uzaklaşmakta.Ayağımız,sert ve kocaman,ezer ıssız yollardakisıralarımıza dar gelen yollardaki tozu.Suların kaynadığı yerleri biliriz,ve severiz sularıkanolarımızı ittirdikleri için kırmızı gökler altında.Şarkımız sadebizim şarkımızruhun derisi altındaki pazuya benzer.Sabaha sisi biz getiririz,ve geceye ateşi,ve bıçağı, ayın sert bir parçası gibi,barbar derilere layık olanı;

bataklıktaki timsahları biz getiririz

özlemlerimizi boşaltan yayı,

tropiğin belini

ve berrak aklı biz getiririz.

Ah, yoldaşlar, buradayız işte!

Kent bekler yaban arılarının

bal petekleri kadar narin saraylarıyla;

caddeleri kuru,

dağlarda yağmur yağmadığında ırmaklar nasıl kurursa,

ve evleri gözlerini diker bize korkulu pencereleriyle.

Eski insanlar süt ve bal verecek bize

ve yeşil yapraklarla taçlandıracaklar bizleri.

Ah, yoldaşlar, buradayız işte!

Güneşin altında

terli derimiz yenilenlerin ıslak yüzlerini yansıtacak,

ve gece boyunca,

yalımlarımızın ucunda yanarken yıldızlar,

kahkahamız ırmaklara ve kuşlara uyanacak.

Nicolas GUILLEN

Şiir

Page 59: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Her Faaliyetimiz, Kitlelere;Kendini Yönetmeyi,

Söz ve Karar HakkınıKullanabilmeyi,

Örgütlü Yaşamayı, Kolektif Üretmeyi,

İllegaliteyi Öğretmeli;Halk Savaşının Güçlenmesine

Hizmet Etmelidir.Bunu Sağlamak Politikleşmek ve

Politikleştirmenin Kendisidir.

Page 60: FFAAŞŞİİZZMMİİNN AADDAALLEETTİİ YYOOKKTTUURR!!yuruyus.biz/pdf/pdf/454.pdf · 2015. 1. 31. · Ali İsmail’i katledenler bu düzenin bekçileridir. Yarg ı, halka karşı

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

info

@yu

ruyu

s.com

AAKKPP’’nniinn 55 YY ıı ll ll ııkk EEğğ ii tt iimm PPllaann ıınnddaa11 MMii llyyoonn İİmmaamm HHaatt iippll ii YYeett iişş tt ii rrmmeekk VVaarr !!

AKP’nin Gerici-Yobaz Eğitim Sitemine ve AKP’nin Gerici-Yobaz Eğitim Sitemine ve Örgütlenmelerine İzin Vermeyeceğiz!Örgütlenmelerine İzin Vermeyeceğiz!

Parasız, Bilimsel, Demokratik Halk İçin Eğitim İstiyoruz!

Liseliler, 8 Şubat’ta Kadıköy’deLiseli Dev-Genç Saflarında Birleşelim! ADALET HALKIN ELLERİNDE!

İstanbul Gazi Mahallesi’ndeLiseli Dev-Genç’lilerin

AKP’nin Gerici,Faşist İmam Hatiplerine

Karşı Çadır Direnişi !

FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!FAŞİZMİN ADALETİ YOKTUR!

İstanbul Gazi Mahallesi’ndeLiseli Dev-Genç’lilerin

AKP’nin Gerici,Faşist İmam Hatiplerine

Karşı Çadır Direnişi !