gazİ alemdar gemİsİ

160

Upload: fatihp

Post on 04-Aug-2015

184 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ
Page 2: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ
Page 3: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

GAZİ ALEMDARKURTULUŞ SAVAŞINDA KUVVA-İ MİLLİYE EMRİNE GİRMEK İÇİN YAPTIK-

LARI İLE İSTİKLAL HARBİNE KATKILARINDAN DOLAYI, ADETA DESTANLAŞANALEMDAR GEMİSİ; KAHRAMAN VE YURTSEVER 8 DENİZCİ TARAFINDAN 05ŞUBAT 1921 GECESİ İSTANBUL’DAN KAÇIRILARAK ERTESİ GÜN 06 ŞUBAT 1921TARİHİNDE EREĞLİ’YE VARMIŞ VE COŞKUYLA KARŞILANMIŞTIR. EREĞLİ’DENKATILAN PERSONEL İLE BİRLİKTE MÜRETTEBAT SAYISI 21’E ULAŞAN GEMİ, 09ŞUBAT 1921’DE TRABZON’A DOĞRU İLERİ HAREKETE GEÇMİŞTİR. ANCAK GEMİTRABZON’A GİDERKEN ZONGULDAK ÖNLERİNDE FRANSIZ C-27 GAMBOTUNAYAKALANMIŞTIR. FRANSIZLAR TARAFINDAN YAKALANAN GEMİ; 1 FRANSIZSUBAY VE 4 FRANSIZ ASKER KONTROLÜNDE İSTANBUL’A GERİ İNTİKALEGEÇİRİLMİŞ, ANCAK GERİ İNTİKAL ESNASINDA GEMİDE ÇIKARILAN BİR ARBE-DE SONUCU FRANSIZ ASKERLER ESİR EDİLEREK FRANSIZ GAMBOTUYLAÇARPIŞA ÇARPIŞA EREĞLİ ÖNLERİNDE KARAYA OTURTULMUŞTUR. BU OLAYSONRASINDA FRANSIZ ESİRLERİN BIRAKILMASI KARŞILIĞINDA PAZARLIKLARBAŞLAMIŞ VE ANKARA’DA YENİ KURULAN MİLLİ HÜKÜMET İLE FRANSA ARA-SINDA 14 ŞUBAT 1921 TARİHİNDE İLK RESMİ ANTLAŞMA İMZALANMIŞTIR.DAHA SONRA ALEMDAR GEMİSİ YÜZDÜRÜLEREK GİZLİCE EREĞLİ’DENTRABZON’A KAÇIRILARAK KURTULUŞ SAVAŞI İÇİN SOVYET LİMANLARINDANKARADENİZ LİMANLARINA DEFALARCA MALZEME VE CEPHANE TAŞIMIŞ, YAP-TIĞI KARAKOL GÖREVLERİ ESNASINDA SAYISIZ MİKTARDA RUM VE ERMENİÇETE ÜYESİNİ YAKALAYARAK RESMİ MAKAMLARA TESLİM ETMİŞ VE TÜRKMİLLETİNİN GÖNLÜNDE GAZİLİK ÜNVANINA ERİŞMİŞTİR.

GAZİ ALEMDARKURTULUŞ SAVAŞINDA KUVVA-İ MİLLİYE EMRİNE GİRMEK İÇİN YAPTIK-

LARI İLE İSTİKLAL HARBİNE KATKILARINDAN DOLAYI, ADETA DESTANLAŞANALEMDAR GEMİSİ; KAHRAMAN VE YURTSEVER 8 DENİZCİ TARAFINDAN 05ŞUBAT 1921 GECESİ İSTANBUL’DAN KAÇIRILARAK ERTESİ GÜN 06 ŞUBAT 1921TARİHİNDE EREĞLİ’YE VARMIŞ VE COŞKUYLA KARŞILANMIŞTIR. EREĞLİ’DENKATILAN PERSONEL İLE BİRLİKTE MÜRETTEBAT SAYISI 21’E ULAŞAN GEMİ, 09ŞUBAT 1921’DE TRABZON’A DOĞRU İLERİ HAREKETE GEÇMİŞTİR. ANCAK GEMİTRABZON’A GİDERKEN ZONGULDAK ÖNLERİNDE FRANSIZ C-27 GAMBOTUNAYAKALANMIŞTIR. FRANSIZLAR TARAFINDAN YAKALANAN GEMİ; 1 FRANSIZSUBAY VE 4 FRANSIZ ASKER KONTROLÜNDE İSTANBUL’A GERİ İNTİKALEGEÇİRİLMİŞ, ANCAK GERİ İNTİKAL ESNASINDA GEMİDE ÇIKARILAN BİR ARBE-DE SONUCU FRANSIZ ASKERLER ESİR EDİLEREK FRANSIZ GAMBOTUYLAÇARPIŞA ÇARPIŞA EREĞLİ ÖNLERİNDE KARAYA OTURTULMUŞTUR. BU OLAYSONRASINDA FRANSIZ ESİRLERİN BIRAKILMASI KARŞILIĞINDA PAZARLIKLARBAŞLAMIŞ VE ANKARA’DA YENİ KURULAN MİLLİ HÜKÜMET İLE FRANSA ARA-SINDA 14 ŞUBAT 1921 TARİHİNDE İLK RESMİ ANTLAŞMA İMZALANMIŞTIR.DAHA SONRA ALEMDAR GEMİSİ YÜZDÜRÜLEREK GİZLİCE EREĞLİ’DENTRABZON’A KAÇIRILARAK KURTULUŞ SAVAŞI İÇİN SOVYET LİMANLARINDANKARADENİZ LİMANLARINA DEFALARCA MALZEME VE CEPHANE TAŞIMIŞ, YAP-TIĞI KARAKOL GÖREVLERİ ESNASINDA SAYISIZ MİKTARDA RUM VE ERMENİÇETE ÜYESİNİ YAKALAYARAK RESMİ MAKAMLARA TESLİM ETMİŞ VE TÜRKMİLLETİNİN GÖNLÜNDE GAZİLİK ÜNVANINA ERİŞMİŞTİR.

Page 4: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ALEMDAR’I İSTANBUL’DAN EREĞLİ’YE KAÇIRANKAHRAMAN VE YURTSEVER DENİZCİLER

ÇARKÇIBAŞI KADIKÖYLÜ OSMAN EFENDİYAĞCI TRABZONLU HİKMET EFENDİ

GÜVERTE LOSTROMOSU ÜSKÜDARLI ALİ REİSSERDÜMEN TRABZONLU RIFAT REİS

SERDÜMEN RİZELİ RECEP KAHYAATEŞÇİ GÖRELELİ YUSUF

KAMAROT ERZİNCANLI SALİHKAMAROT AVRAM EFENDİ

EREĞLİ’DEN KATILANLAR İLE BİRLİKTETRABZON’A HAREKETİNDEN ÖNCEKİ ALEMDAR PERSONELİ

SÜVARİ İSMAİL HAKKI KAPTANII. SÜVARİ GÜVERTE ÜSTEĞMEN ALİ DURSUN TEVETOĞLU

ÇARKÇIBAŞI KIDEMLİ YÜZBAŞI BEYKOZLU ADİL BEYII. ÇARKÇI (YAĞCI) TRABZONLU HİKMET EFENDİ

SERDÜMEN RİZELİ RECEP KAHYASERDÜMEN TRABZONLU RIFAT REİS

ATEŞÇİ GÖRELELİ YUSUFGÜVERTE LOSTROMOSU ÜSKÜDARLI ALİ REİS

KAMAROT ERZİNCANLI SALİHEREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN HASAN CANVEREREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN YAKUP TOFTA

EREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN MEHMET FİKRİ TOPATLIEREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN ÇIRAKLARIN HİLMİ

EREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN ÇEKİRGEOĞLU İSMAİLEREĞLİ, AKARCA MAHALLESİNDEN TEFİK TETİK

EREĞLİ, KİRMANLI MAHALLESİNDEN İSTANBULLU REŞATEREĞLİ, MÜRTEZA MAHALLESİNDEN HACI YAKUP’UN TAHSİN

EREĞLİ, KOZLU MAHALLESİNDEN TAHSİLDAR HASANEREĞLİ, MERKEZDEN İSTANBULLU ÖMER

EREĞLİ, ORTAKÖYDEN ŞABANEREĞLİ, KETENCİLER KÖYÜNDEN TAHİR

ALEMDAR’I İSTANBUL’DAN EREĞLİ’YE KAÇIRANKAHRAMAN VE YURTSEVER DENİZCİLER

ÇARKÇIBAŞI KADIKÖYLÜ OSMAN EFENDİYAĞCI TRABZONLU HİKMET EFENDİ

GÜVERTE LOSTROMOSU ÜSKÜDARLI ALİ REİSSERDÜMEN TRABZONLU RIFAT REİS

SERDÜMEN RİZELİ RECEP KAHYAATEŞÇİ GÖRELELİ YUSUF

KAMAROT ERZİNCANLI SALİHKAMAROT AVRAM EFENDİ

EREĞLİ’DEN KATILANLAR İLE BİRLİKTETRABZON’A HAREKETİNDEN ÖNCEKİ ALEMDAR PERSONELİ

SÜVARİ İSMAİL HAKKI KAPTANII. SÜVARİ GÜVERTE ÜSTEĞMEN ALİ DURSUN TEVETOĞLU

ÇARKÇIBAŞI KIDEMLİ YÜZBAŞI BEYKOZLU ADİL BEYII. ÇARKÇI (YAĞCI) TRABZONLU HİKMET EFENDİ

SERDÜMEN RİZELİ RECEP KAHYASERDÜMEN TRABZONLU RIFAT REİS

ATEŞÇİ GÖRELELİ YUSUFGÜVERTE LOSTROMOSU ÜSKÜDARLI ALİ REİS

KAMAROT ERZİNCANLI SALİHEREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN HASAN CANVEREREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN YAKUP TOFTA

EREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN MEHMET FİKRİ TOPATLIEREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN ÇIRAKLARIN HİLMİ

EREĞLİ, ORHANLAR MAHALLESİNDEN ÇEKİRGEOĞLU İSMAİLEREĞLİ, AKARCA MAHALLESİNDEN TEFİK TETİK

EREĞLİ, KİRMANLI MAHALLESİNDEN İSTANBULLU REŞATEREĞLİ, MÜRTEZA MAHALLESİNDEN HACI YAKUP’UN TAHSİN

EREĞLİ, KOZLU MAHALLESİNDEN TAHSİLDAR HASANEREĞLİ, MERKEZDEN İSTANBULLU ÖMER

EREĞLİ, ORTAKÖYDEN ŞABANEREĞLİ, KETENCİLER KÖYÜNDEN TAHİR

Page 5: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

PPRROOJJEE KKOOOORRDDİİNNAATTÖÖRRÜÜ,, KKOONNSSEEPPTT vvee OOLLUUŞŞUUMMTürker ERTÜRK

Tuğamiral

YYAAZZAANN vvee YYAAYYIINNAA HHAAZZIIRRLLAAYYAANNLLAARRTarihçi-Yazar Gürdal ÖZÇAKIR

Dz. Bnb. Mehmet DÖNMEZ

TTAASSHHİİHH EEDDEENNYrd. Doç. Dr. Betül ÖZÇELEBİ

GGRRAAFFİİKK TTAASSAARRIIMMDe. Me. Nurettin KAYACIK

KKAAPPAAKK TTAASSAARRIIMMKurtuluş AYYILDIZ

BBAASSKKII HHAAZZIIRRLLIIKKMk. Kd. Yzb. Ercan BİCAN

BBAASSKKII vvee CCİİLLTT

11.. BBaassıımm:: Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi BaşkanlığıÇubuklu/İSTANBUL

22.. BBaassıımm:: Deniz Basımevi MüdürlüğüKasımpaşa/İSTANBUL

1. Baskı, 205 Adet, Temmuz 20082. Baskı, .... Adet, ............... 2008

1. BASIM: ISBN: 978-975-409-489-32. BASIM: ISBN: 978-975-409-......-..

Page 6: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

İİÇÇİİNNDDEEKKİİLLEERR

ÖNSÖZ III

BBİİRRİİNNCCİİ BBÖÖLLÜÜMM

I.1 Birinci Dünya Savaşı Sonunda Donanmamızın Durumu 1

I.2 Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu Donanması Gemileri 2

I.3 Kurtuluş Savaşı’nda Türk Denizcileri 3

I.4 Anadolu Donanması 4

I.5 Anadolu Donanmasına Katılan Diğer Gemiler 6

I.6 Kurtuluş Savaşı’nda Rusya ile İlişkiler ve Diğer Dış Yardımlar 8

I.7 Milli Mücadele’de Deniz Kuvvetleri Teşkilatının Kurulması Faaliyetleri 12

I.7.1 Umur-u Bahriye Müdürlüğü 12

I.7.2 Bahriye Dairesi Reisliği 14

I.8 İnebolunun Milli Mücadelede Üstlendiği Görev 16

I.9 Gazi Alemdar Gemisinin Tanıtımı 20

I.10 Gazi Alemdar Gemisinin İstanbul’dan Kaçırılışı 21

I.11 Gazi Alemdar Gemisi Ereğli’ye Ulaşıyor 22

I.12 Gazi Alemdar Gemisinin Ereğli’yi Seçmesinin Sebepleri 23

I.13 Milli Mücadelede İşgal Edilip Kurtulan İlk Şehir Kdz. Ereğli 24

I.14 Gazi Alemdar Gemisi Trabzon’a Hareket Ediyor veC-27 Gambotunun Tuzağına Düşüyor 28

I.15 Gazi Alemdar Gemisini Trabzon’a Götürecek Yeni Personelin İsim Listesi 30

I.16 Esir Alınan Gazi Alemdar Gemisi Zonguldak’a Getirildi 34

I.17 Kurtuluş Savaşı’nın İlk Deniz Muharebesi 35

I.18 Tüm Kdz.Ereğli Gazi Alemdar Gemisine Yardım İçin Seferber Oluyor 39

I.19 C-27 Gambotu Zonguldak’a Geri Dönüyor 42

I.20 C-27 Gambotu Tekrar Kdz. Ereğli’ye Hareket Ediyor 42

I.21 Fransız Esirler İç Bölgeye Gönderiliyor 45

I.22 Gazi Alemdar Gemisi Fransızlar Tarafından Göz Hapsinde Tutuluyor 47

I.23 Fransızlar İle Sinir Harbi 49

I.24 Ankara Hükümetinin Siyasi Varlığının İlk Kez Tanınması ve Alemdar Antlaşması 52

I.25 Gazi Alemdar Gemisi Tekrar Kdz. Ereğli’den Trabzon’a Kaçırılıyor 53

I.26 Gazi Alemdar Gemisinin Kumandanı Değişiyor ve Gemi Silahlanıyor 57

IIII

Page 7: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

I.27 Gazi Alemdar Gemisi Karakol Görevini Üstleniyor 57

I.28 Pontus Sorunu 59

I.29 Kurtuluş Savaşı’nda Pontus Sorunu 62

I.30 Pontusçuluğun Sonu 63

I.31 Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gözüyle Pontus Sorunu 64

I.32 Gazi Alemdar Gemisi Pontusçulara Karşı 66

I.32.1 Gazi Alemdar Gemisinin Pontusçu Abacı Yanko Çetesini Yakalaması 66

I.32.2 Gazi Alemdar Gemisinin Sarı Yani Çetesi İle Savaşı ve Çetenin Yakalanması 75

I.33 Gazi Alemdar Destanında Rol Alan Kişiler 80

I.33.1 Muhiddin Paşa (AKYÜZ) 80

I.33.2 Nimet Hoca 81

I.33.3 Kdz. Ereğli Liman Reisi Nazmi Bey (AKPINAR) 82

I.33.4 Zonguldak Mutassarrıfı Ahmet Nusret Bey (DOĞRUER) 87

I.33.5 Milis Yüzbaşı Recep Reis (İpsiz Recep) 88

I.33.6 İsmail Hakkı Kaptan 90

I.33.7 Çarkçıbaşı Kıdemli Yüzbaşı Beykozlu Adil Bey 91

I.33.8 Mustafa Nail ERCİVELEK 92

I.33.9 M. Celaleddin ORHAN 93

I.33.10 Çarkçıbaşı Kadıköylü Osman Efendi 94

I.33.11 Recep KAHYA 95

I.33.12 Yağcı Trabzonlu Hikmet Efendi (TOYATA) 96

İİKKİİNNCCİİ BBÖÖLLÜÜMM

II.1 Gazi Alemdar Müze Gemisinin İnşası ve Alemdar KonusundaHalkın Bilinçlendirilmesi Çalışmaları 95

II.2 Gazi Alemdar Gemisi Anma Konseri 109

ÜÜÇÇÜÜNNCCÜÜ BBÖÖLLÜÜMM

III.1 Gazi Alemdar Müze Gemisi Açılış Töreni 139

IIII IIII

Page 8: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

IIII IIII IIIIÖÖ NN SS ÖÖ ZZ

Kurtuluş Savaşı sırasında cephedeki ordumuzun gereksinim duyduğucephane ve harp malzemesini zamanında istenilen yere ulaştırabilmek için,düşman donanmasının tüm baskı ve engellemelerine karşın Karadeniz'debir avuç bahriyeli ve yurtsever Karadeniz halkı tarafından olağanüstü birçaba harcanmıştır. Bu mücadele sırasında kullanılan bir gemi vardır ki,adeta kahramanlık simgesi haline gelmiştir: AALLEEMMDDAARR..

İşte bu kitap, 8 yurtsever denizcinin Kurtuluş Savaşına katılmak içingemiyi İstanbul'dan kaçırdıkları 05 Þubat 1921 tarihinde başlayan kah-ramanlık destanını ve sonraki gelişmeleri ortaya koymak için yazılmıştır.

Bu kahraman denizcilerimiz Alemdar'ı kaçırmakla çeşitli riskleralmışlardır. Bu hem doğayla, hem de düşmanla ilgili risklerdi. Bir yandaKaradeniz'in her yerinde cirit atan düşman donanmaları tarafından batırıl-ma ya da yakalanmaları halinde İstanbul'a getirilerek asılma, diğer yandada Karadeniz'in azgın dalgaları arasında yok olma tehlikeleri vardı. İşteonlar, içlerinde tutuşan vatan sevgisiyle bu tehlike ve tehditler karşısındaen ufak bir yılgınlık göstermemişler, başarıdan başarıya koşmuşlardır.

Kurtuluş Savaşı sonrasında kurtarma gemisi olarak görevini sürdürenGazi Alemdar Gemisi, bu sürecin sonunda, tıpkı diğer gemiler gibi, hurdayaayrılmış; tarihin kendisine ayırdığı sayfalardaki yerini alıp yok olup git-miştir. Ancak Ereğli ile özdeşleşen Gazi Alemdar Gemisine, yine Ereğlihalkı sahip çıkmıştır. Ereğli halkı, bu gemiyi tarihin ona ayırdığı “müstes-na” yerden çıkararak tüm görkemiyle yeniden canlandırmıştır. Bu anıtgemi, kentin en güzel yerlerinden birinde bir müze olarak yaşamımızıniçinde yer almayı sürdürecektir.

Bu kitapta üç tarafı denizlerle çevrili vatanımız için yaşamlarını hiçesayarak göreve koşan denizcilerimiz ile canlarını hiç düşünmeden feda edenRecep Kahya ve diğer tüm deniz şehitlerimizin hatıralarını yaşatmak vegelecek kuşaklara aktarmak amacıyla inşa edilen Gazi Alemdar Gemisininkahramanlıkları ve onun bir müze gemi olarak oluşturulma aşamalarıanlatılmaktadır. Bu kitabı Türk ulusunun bir bireyi olmaktan dolayı onurduyarak büyük bir zevkle okuyacağınızı umuyorum.

Bir şeyi tasarlamak ne kadar kolaysa, yapmak bir o kadar zordur.Geride kendisinden yalnızca birkaç fotoğraf ile İstanbul DenizMüzesi'nde sergilenen pusulası, dümen dolabı ve makine telgrafı bulunanGazi Alemdar Gemisinin yeniden inşası için, müze olarak dizaynındannesting planlarının hazırlanmasına, geminin yapımına gerekli desteğisağlayabilmek maksadıyla halkın Alemdar konusunda bilinçlendirilmesifaaliyetlerine, geminin inşası için gerekli ekonomik kaynaklarınyaratılıp bulunmasına ve sonuç olarak Alemdar'ın Türkiye'de bir ilkolarak 4 farklı tersanede, 4 ayrı blok halinde inşa edilmesi ve müzeolarak düzenlenmesine kadar birçok unsuru uyum içinde organize edenbaşta Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK olmaküzere projenin başlangıcındaki desteklerinden dolayı Ereğli eskiKaymakamı Aziz İİNNCCİİ ve eski Belediye Başkanı Halil PPOOSSBBIIYYIIKK ile pro-jenin gerçekleştirme sürecinde destek veren Zonguldak eski Valisi YavuzEERRKKMMEENN, Ereğli Kaymakamı Osman EEKKÞÞİİ, Belediye Başkanı MuratSSEESSLLİİ, ERDEMİR Genel Müdürü Oğuz Nuri ÖÖZZGGEENN, Ereğli Tersanesi,Madenci Tersanesi, Ustaoğlu Tersanesi, Ustamehmetoğlu Tersanesisahipleri ve çalışanları, Gazi Alemdar Derneği Başkanı sayın İrfanEERRDDEEMM ve adını sayamadığım tüm kişi ve kuruluşlara; bu projeyisahiplenen Ereğli halkına en içten şükranlarımı sunarım.

MMeettiinn AATTAAÇÇOOrraammiirraallDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı

Page 9: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ
Page 10: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

BBİİRRİİNNCCİİ BBÖÖLLÜÜMM

BBİİRRİİNNCCİİ DDÜÜNNYYAA SSAAVVAAÞÞII SSOONNUUNNDDAA DDOONNAANNMMAAMMIIZZIINN DDUURRUUMMUU

Osmanlı Devletinin güçlü dönemlerinde donanma vedenizcilerimizin birçok başarılara imza atmış olmalarınakarşın, devletin güç kaybetmesinden Bahriye de etkilenmiştir.Gerileme döneminde Türklerin Anadolu'da varlıklarını sürdüre-bilmeleri için kuvvetli bir deniz gücüne sahip olması gerçeğiunutulmamış, zaman zaman donanmaya önem verildiği olmuş-tur. 20.Yüzyıla girilirken deniz gücünün iyice zayıf durumadüştüğü de bir gerçektir. Bunun sonucu olarak Birinci DünyaSavaşı'nda donanmamız Boğazlardan çıkamaz durumagelmiştir. Savaş bitiminde işgal devletlerince Haliç'e kapatılanOsmanlı Devleti Donanması, burada çürümeye terk edilmiş üçönemli yarası olan Yavuz gemisi de Haliç'e giremediğinden,İngiliz gemilerinin gözetiminde İzmit'e getirilip, bağlanmıştır.1

İtilaf Devletleri'nin Haliç'e hapsettiği OsmanlıDonanması'nın o günün koşullarına göre oldukça büyük birgüç olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak bu donanmamuazzam gücüne rağmen harekât yeteneğini neredeyseyitirmiş durumdadır.

Koşulları daha iyi değerlendirebilmek için iki tarafıngüçlerini tonaj olarak kıyaslamak doğru olacaktır. Bukıyaslamaya göre İtilaf Devletleri'nin Türk limanları vekara sularında bulundurmuş olduğu savaş gemilerinintoplam tonajı 250.500 tondur.2

Bu miktarın ülkelere göre dağılımı ise şöyledir:

ÜÜllkkee TToonnaajj ÖÖllççüü

İİNNGGİİLLİİZZ FFİİLLOOSSUU :: 119.000 TON

YYUUNNAANN FFİİLLOOSSUU :: 46.000 TON

FFRRAANNSSIIZZ FFİİLLOOSSUU :: 44.500 TON

İİTTAALLYYAANN FFİİLLOOSSUU :: 20.000 TON

İİSSPPAANNYYOOLL FFİİLLOOSSUU :: 11.000 TON

AAMMEERRİİKKAANN FFİİLLOOSSUU :: 7.000 TON

JJAAPPOONNYYAA FFİİLLOOSSUU :: 3.000 TON

TTOOPPLLAAMM :: 225500..550000 TTOONN

----------------------------(1) Tümgeneral (E) Cevat Ülkekul, "Kurtuluş Savaşı'nda Türk Denizcileri ve Cumhuriyet Bahriyesinin

Kuruluşu" Uluslararası Piri Reis Sempozyumu, 27-29 Eylül 2004 (Bildiri).(2) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi),

Ankara-2007, S.14.

YYaavvuuzz GGeemmiissii

MMiiddiillllii GGeemmiissii

YYaavvuuzz GGeemmiissiinniinn TTüürrkk vvee AAllmmaann PPeerrssoonneellii

1111

Page 11: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

2222Buna karşılık Haliç'te gözaltına alınan ve İzmit'te kon-

trol altında tutulan Osmanlı Donanması'na ait gemilerintoplam tonajı yaklaşık 62.000 tondur. Tabloda da görüldüğügibi ülkelere ait filolar tek tek kıyaslandığında, OsmanlıDonanması İtilaf Devletleri ülkelerinin bir çoğundanüstündür.

Osmanlı Donanmasına ait gemilerin tamamen işgaldevletlerinin kontrolü altında bulunması nedeniyle millimücadelenin başlangıcında milli hükümetin elinde elle tutulurbir deniz kuvveti bulunmamaktadır. Anadolu Donanması*Kurtuluş Savaşı’nın sonlarına doğru ele geçirilen gemilerle bir-likte tonaj olarak ancak 7.000 tona ulaşabilmiştir. Bu tonajİtilaf gemileriyle kıyaslandığında oran 1/36'dır. Savaşın başın-daki durum ele alınarak kıyaslama yapıldığında ise güç oranıneredeyse 1/100'dür. Görüldüğü gibi Kurtuluş Savaşı'na katılangemi ve teknelerden oluşan donanma hem İtilaf Devletleri'ylehem de Osmanlı Devleti'yle kıyaslanamayacak kadar küçük vemütevazi bir güçtür. Ancak bu haliyle bile Kurtuluş Savaşısüresince büyük ve önemli işler başarmıştır.3

KKUURRTTUULLUUÞÞ SSAAVVAAÞÞII’’NNDDAAAANNAADDOOLLUU DDOONNAANNMMAASSII GGEEMMİİLLEERRİİ

SAMSUN VAPURU 2200 TONÞAHİN VAPURU 1300 TONTRABZON VAPURU 950 TONAYDIN REİS GAMBOTU 503 TONPREVEZE GAMBOTU 503 TONALEMDAR ROMÖRKÖRÜ 362 TONÞİLE YELKENLİSİ 250 TONDANA YELKENLİSİ 200 TONBATUM MOTORU 180 TONAYYILDIZ MOTORU 120 TONFULYA MOTORU 100 TONEREĞLİ MOTORU 100 TONAMASRA MOTORU 100 TONMEBRUKE MOTORU 90 TONRUSUMAT IV NOLU MOTOR 85 TONİNÖNÜ MOTORU 50 TONGAZAL ROMÖRKÖRÜ 45 TON1.NOLU MOTOR GAMBOT 40 TON2.NOLU MOTOR GAMBOT 40 TONARSLAN MOTORU 20 TONİKDAM MOTORU 20 TONKAHRAMAN YELKENLİ MAVNA 10 TON

-------------------------

TTOOPPLLAAMM :: 77226688 TTOONN

----------------------------(3) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ), Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı S.15.* Anadolu Donanması’ndan amaç Kurtuluş Savaşı'na katılan donanmadır.

AAlleemmddaarr KKuurrttaarrmmaa GGeemmiissii

RRüüssuummaatt 44 NNoo..lluu VVaappuurr

SSaammssuunn VVaappuurruu

Page 12: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

3333

KKUURRTTUULLUUÞÞ SSAAVVAAÞÞII''NNDDAA TTÜÜRRKK DDEENNİİZZCCİİLLEERRİİ

Kurtuluş Savaşı'nın ilk denizcilik çalışmaları, sivil halkınkıyı kentlerinden içerilere doğru kendi kendine başlattığı taşı-macılık işleridir. Bu taşıma çalışmaları tamamen düzensiz,kontrolden uzak; ama bir o kadar da basit ve iyi niyetlidir.

Anadolu kıyılarında başlatılan deniz taşımacılığı, kısa süreiçinde İtilaf Kuvvetlerinin de dikkatini çekmiştir. Bu nedenleAnadolu kıyılarında giderek artan hırsızlık ve eşkıyalık olaylarıkarşısında çözüm olarak küçük tonajlı savaş gemilerininburalarda görevlendirilmesi düşünülmüştür.

Bu olayları önlemek için derhal gerekli düzenlemeleryapılmış ve Amiral Calthrope, 08 Þubat 1919'da gemileringörevlendirme emrini vermiştir. Calthrope aynı gün Türk deniz-ciliği açısından başka bir ağır karara daha imza atmış ve 1909yılında kurulmuş olan ve o güne kadar halkın bağışlarıyla çalış-masını sürdüren "DDoonnaannmmaa CCeemmiiyyeettii"nin kapatılmasınıistemiştir.4

Amiral Calthrope'un emri gereği;

1-Hızır Reis gambotu ile 14 No.lu motor gambot İzmirMerkez Liman Reisliği emrine,

2-Draç, Akhisar ve Yunus torpidobotları Marmara veEkinlik Adaları bölgesinde olacak şekilde Mudanya LimanReisliği emrine,

3-Aydın Reis ve Preveze gambotları da Samsun MerkezLiman Reisliği emrine verilmiştir.5

----------------------------(4) Mustafa Hergüner, Kurtuluş Savası'nda Deniz Þehitlerimiz ve Kahraman Gemilerimiz

(Aydın Reis ve Preveze Gambotları), İstanbul 2000, S.15.(5) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi),

Ankara-2007, S.16.

AAyyddıınnrreeiiss GGaammbboottuu

PPrreevveezzee GGaammbboottuu

ÞÞaahhiinn VVaappuurruu

Page 13: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

4444AANNAADDOOLLUU DDOONNAANNMMAASSII 66

İİNNÞÞAA TTAARRİİHHİİ VVEEYYAAGGEEMMİİNNİİNN AADDII SSÜÜRRAATTİİ TTOONNAAJJII KKAATTIILLIIÞÞII

AYDIN REİS GAMBOTU 6-7 MİL 503 TON 1912-FRANSA

PREVEZE GAMBOTU 6-7 MİL 503 TON 1912- FRANSA

I NOLU MOTOR 20 MİL 40 TON RUSYA'DAN SATINGAMBOT ALINDI, 1921

II NOLU MOTOR 20 MİL 40 TON RUSYA'DAN SATINGAMBOT ALINDI, 1921

BATUM MOTORU 5 MİL 80 TON YUNAN BANDIRALI(PETROS) TRABZON'DA EL

KONULDU, 13 MART 1921

AYYILDIZ MOTORU 6 MİL 120 TON YUNAN BANDIRALI ELKONULDU, 16 EYLÜL 1920

ARSLAN MOTORU 5 MİL 20 TON TAKA

KAHRAMAN YELKENLİSİ 10 TON MAVNA

FULYA MOTORU 100 TON YUNAN BANDIRALI GİRESUN'DA ELKONULDU 28 HAZİRAN 1920

TRABZON VAPURU 6-7 MİL 950 TON YUNAN BANDIRALI (ENOSİS) KARADENİZDE EL

KONULDU, 26 NİSAN 1922

ÞİLE YELKENLİSİ 250 TON YUNAN BANDIRALI ELKONULDU, 26 NİSAN 1922

İKDAM MOTORU 4 MİL 20 TON

İNÖNÜ MOTORU 4 MİL 49 TON SİNOP'TA EL KONULDU,1 NİSAN 1921

ÞAHİN VAPURU 7-8 MİL 300 TON KDZ.EREĞLİ’DE ELKONULDU, 6 KASIM 1920

ALEMDAR ROMÖRKÖRÜ 12 MİL 362 TON İSTANBUL’DAN KAÇIRILDI, 6 ÞUBAT 1921

MEBRUKE MOTORU 5 MİL 90 TON KDZ.EREĞLİ’DE ELKONULDU, 6 EYLÜL 1921

RUSUMAT IV NOLU 6 MİL 85 TON EREĞLİ’DE ANADOLUMOTOR DONANMASINA KATILDI,

10 HAZİRAN 1920

GAZAL ROMÖRKÖRÜ 8 MİL 45 TON KDZ.EREĞLİ’DE EL(SAMSAN) KONULDU, 6 EYLÜL 1920

DANA YELKENLİSİ 200 TON KDZ.EREĞLİ’DE ELKONULDU, 6 EYLÜL 1920

SAMSUN VAPURU 8-10 SAMSUN’DA EL KONULDU(URANİA) MİL YUNAN ÞİLEBİ

EREĞLİ MOTORU 6-7 MİL 100 TON BEYAZ RUSYA BANDIRALI(INAPA) ZONGULDAK’TA EL

KONULDU, 16 NİSAN 1922

AMASRA MOTORU 6-7 MİL 100 TON BEYAZ RUSYA BANDIRALI(ISLAVONYA) ZONGULDAK’TA EL

KONULDU, 16 NİSAN 1922

---------------------------- (6) Anadolu Donanmasıyla İlgili Liste Tablo İçin Yaralanılan Kaynaklar: Atılay Durmaz

Demiroğlu, Gazi Alemdar Kitapçığı, Kdz.Ereğli Deniz Ticaret Odası Yayını 2008, S.3.İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin Ataç), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı S.30-32.

TTrraabbzzoonn VVaappuurruu

11 vvee 22 NNoo..lluu MMoottoorrggaammbboottllaarr

GGaazzaall RRöömmoorrkköörrüü

Page 14: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

5555Donanmanın etkisiz duruma getirilerek, Haliç'e hapsedil-

mesi nedeniyle deniz subayları ve Deniz Harp Okulu öğrencile-ri Anadolu'ya kaçarak Kurtuluş Savaşı'na katıldılar.Bahriyemizin bir kısım personeli de "MMuuaavveenneett--ii BBaahhrriiyyee"(Bahriye Yardım Kuruluşu) adı altında bir grup oluşturarak,İstanbul'da İtilaf Devletlerinin kontrol ve baskısı altındakiambarlardan geceleri top, hafif silah, cephane, mayın, donatımaraç ve gereçlerini gizlice kaçırarak, sivil deniz araçları ileAnadolu'ya, Kurtuluş Savaşı'nı yapan birliklere ulaştırdılar.Daha da önemlisi, bu vatansever denizciler, büyük feda-karlıklarda bulunarak, canları pahasına bir yandan Karadenizüzerinden yapılan nakliyatla Kurtuluş Savaşı'nın lojistik des-teğinin önemli bir kısmını sağlarken, öte yandan daKaradeniz'deki nakliyatın güvenliği yönünden önemli liman vekıyı bölgelerinin savunulmasını üstlendiler.

Hatta güvenli ve daha süratli bir nakliyat içinKızılırmak’tan yararlanmayı bile denediler. Ama en önemlisibütün bu görevlerin, Karadeniz'in şiddetli fırtına ve dalgalarınadayanması olanaksız, küçük ve yetersiz teknelerle yapılmışolmasıdır.

Yukarıda da belirtildiği üzere Kurtuluş Savaşı'nabaşlanıldığında, Haliç'te gözaltına alınan ve İzmit'te kontrolaltında tutulan İmparatorluk Donanması'na ait gemilerintoplam tonajı 62000 tondur. Buna karşın, yalnız İngiliz,Fransız ve Yunan filolarının toplam tonajı 209000 tondur.Halbuki, Anadolu Donanması ancak, Kurtuluş Savaşı'nınsonunda 7000 tona ulaşabilmiştir. İşte bu zayıf deniz kuvveti,yurtsever denizcilerimizin vatan sevgileriyle teşkilatlanarak,Kurtuluş Savaşı'nın kara harekatını yürüten ordularımıza,300000 ton gibi inanılmaz miktarda silah, cephane ve malzemetaşımayı başarmışlardır.

Bununla da kalınmamış, Karadeniz kıyılarında, Türkhalkına karşı bir soykırım başlatmış olan Rum - Pontus çeteleriile de mücadele edilmiş, böylelikle Kurtuluş Savaşı'nın denizharekatı başarı ile sonuçlanmış, adlarını bir bir saymayaolanak bulunamayan birçok denizcimiz, gemileriyle birliktedestanlaşmıştır.

Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’de görev yapangemiler yaşlı ve düşük süratli olmalarına, tahkim edilmemiş üsve limanlara dayanarak harekat yapmalarına ve korumasızolmalarına karşın, adeta mucizeler gerçekleştirmiştir.Personelinin üstün görev anlayışı, cesaret ve feragati, her şey-den önce içten vatan sevgileriyle, üstlendikleri görevlerini yer-ine getirmişlerdir.

KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıı’’nnaa kkaattııllaann DDeenniizzSSuubbaayyllaarrıınnddaann bbiirr ggrruupp

AAlleemmddaarr KKuurrttaarrmmaa GGeemmiissii

11 vvee 22 NNoo..lluu MMoottoorrggaammbboottllaarrıımmıızzıınn RRuussllaarrddaannTTeesslliimm AAllıınnmmaassıı

((TTRRAABBZZOONN EEkkiimm 11992211))

Page 15: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

6666Destanlaşan gemilerimiz arasında yer alan "AALLEEMMDDAARR

KKUURRTTAARRMMAA GGEEMMİİSSİİ" İstanbul'dan, işgal kuvvetlerinin dene-timinden, gemi kurtarma bahanesiyle Karadeniz Ereğli'yekaçırılmıştır. Fransızlar daha sonra gemiyi ele geçirip, yenidenİstanbul'a gönderme planları yaparken, kahraman gemi per-soneli gemiye el koyarak 09 Þubat 1921 günü gemiyi Ereğli'debaştankara etmiştir. Daha sonra Alemdar tekrar Trabzon'akaçırılmış ve çok değerli hizmetlerde bulunmuştur. Alemdar birörnektir. Eldeki gemilerimizin tümü ve gönüllülerin tekneleride aynı hizmeti yapmış, aynı kararlılığı göstermiş, yurt savun-masındaki görevlerini en iyi biçimde yerine getirmiştir. Onlaryaptıklarıyla adlarını Kurtuluş Savaşı tarihimizin altın say-falarına yazdırmışlardır.7

AANNAADDOOLLUU DDOONNAANNMMAASSIINNAA KKAATTIILLAANNDDİİĞĞEERR GGEEMMİİLLEERR

1921 yılı içinde ele geçirilen gemilerden bir diğeri de"BATUM" gemisidir. Yunan bandıralı, Pire limanına bağlı Petrusadlı gemi Batum'dan aldığı 20 ton eşya ile İstanbul'a doğruseyrederken, bir kazan arızasından dolayı 13 Mart 1921 günüTrabzon'un Değirmendere bölgesinde demirlemiştir. Limandabulunanlar tarafından fark edilen gemiye kontrol amacıyla gidenTürk koruma teknesi kimliğini öğrenince tekneye el koymuştur.8Bu gemi yandan çarklı, 180 tonluk, 5 mil süratinde eski veküçük bir vapurdur.9

Yine 01 Nisan 1921 tarihinde Sinop'ta eski bir Yunanmotoruna el konulmuştur. 4 mil süratinde 49 tonluk bu gemiye"İİNNÖÖNNÜÜ" adı verilmiştir. Kısa bir süre sonra ele geçirilecekolan "ZZOONNGGUULLDDAAKK" ve "SSİİNNOOPP" gemileriyle AnadoluDonanması büyümeye devam edecektir.10

Zonguldak Limanı'nda bulunan İnapa ve İslavonyaadlarındaki Beyaz Rus bandıralı teknelere 16 Nisan 1922 tari-hinde Liman Başkanlığı'nca el konulmuş, 100 tonluk, 6-7 milsüratinde olan bu gemilerin adları "EERREEĞĞLLİİ" ve "AAMMAASSRRAA"olarak değiştirilmiştir. Amasra motorunun komutanlığına 20Haziran 1922 tarihinde Güverte Üsteğmen Lütfi Emin Beytayin edilmiştir. Güvertesine ray döşenen, ambarları yenidendüzenlenen motora mayın dökücü özelliği kazandırılan Amasragemisi Kurtuluş Savaşı süresince mayın ve karakol gemisiolarak kullanılmış, savaş sonrasında ise satılmıştır.

Daha çok taşıma amaçlı kullanılan Ereğli motoru ise 19Haziran 1922 tarihinde Samsun İnebolu seferini yaparken öncekaraya oturmuş, daha sonra da batmıştır.

Ayrıca bundan başka 250 tonluk başka bir Yunan bandıralıgemiye, 26 Nisan 1922 tarihinde Sinop Limanı'nda el konul-muştur. "ÞÞİİLLEE YYEELLKKEENNLLİİSSİİ" adını alacak bu yelkenli----------------------------(7) Tümgeneral (E) Cevat Ülkekul, “Kurtuluş Savaşı'nda Türk Denizcileri Ve Cumhuriyet

Bahriyesinin Kuruluşu” 27-29 Eylül 2004 Uluslararası Piri Reis Sempozyumunda Sunulan Bildiri, Harbiye/İstanbul.

(8) Emrullah NUTKU, Denizden Sesler Geliyordu, İstanbul, 1973, S. 60.(9) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ) Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı, S.30.(10) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi),

Ankara-2007, S.55.

EErreeğğllii NNaakklliiyyaatt--ıı BBaahhrriiyyee KKoommuuttaannııBBnnbb..HHuulluussii ((GGÖÖKKDDAALLAAYY)) BBeeyy

AAmmaassrraa BBaahhrrii TTaayyyyaarree İİssttaassyyoonnuu KKoommuuttaannııDDzz..HHvv..YYzzbb..SSaavvmmii ((UUÇÇAANN)) BBeeyy

Page 16: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

7777Kurtuluş Savası süresince taşıma amaçlı olarak kullanılmış vesavaş sonrasında satılmıştır.11

Kurtuluş Mücadelemizde Bahriyeliler yalnızca taşımacılıkyapmamıştır. Deniz subaylarının Kurtuluş Savaşı süresinceyaptıkları şöyle özetlenebilir:

1- Karadeniz'de çalışarak, anlaşma sonucu Sovyet Rusyalimanlarından aldıkları her çeşit savaş aracının ve düşmanlartarafından el konulan kendi liman ve depolarımızdaki silah,cephane ve askeri gerecin kaçırılıp taşınmasını sağlayarak,cephenin lojistik gereksinmesini karşılamışlar ve bunun için degerekli "ddeenniizz öörrggüüttlleerriinnii" kurmuşlardır.

2- Karadeniz kıyısındaki Pontuscu Rum çeteleri ile karadada savaşmışlar ve başarıya ulaşmışlardır.

3- İnönü, Sakarya ve Dumlupınar Savaşlarına katılarakkara cephelerinde de savaşmışlardır.

4- Ankara Hükümetinin teknik işlerinde de çalışmışlardır.12

Mustafa Kemal ATATÜRK Denizcilerimizin KurtuluşSavaşı'ndaki hizmetlerini yakından izlemiş, görmüş ve herzaman övmüştür. Ayrıca ülke savunmasında, deniz kuvvet-lerinin hiçbir şekilde göz ardı edilmeyecek önemli yerini debildiğinden, söylev ve demeçlerinde yeri geldikçe bu önemedeğinmiş; geleceğe güvenle bakabilmek için Türk DenizKuvvetleri ve Türk denizciliğinin güçlenmesine yardımcıolmuştur.

Mustafa Kemal ATATÜRK, 30 Ağustos 1924 Cumartesigünü sabahı Dumlupınar'daki "ÞÞeehhiitt AAsskkeerr AAnnııttıı"nın temeliniatarken de ekonomik konularda başarı sağlanmadan Ordu veDonanmanın güçlenmeyeceğine değinerek şunları söylemiştir:

"EEffeennddiilleerr,,

MMiilllleettiimmiizz bbuurraaddaa kkuuttllaaddıığğıımmıızz bbüüyyüükk zzaaffeerrddeenn ddaahhaaöönneemmllii bbiirr ggöörreevv ppeeşşiinnddeeddiirr.. OO zzaaffeerriinn aannllaaşşııllmmaassıı mmiilllleettiimmiizziinniikkttiissaaddii aallaannddaakkii bbaaşşaarrııssııyyllaa mmüümmkküünn oollaaccaakkttıırr.. BBiilliirrssiinniizz kkii,,iikkttiissaaddeenn zzaayyııff bbiirr yyaappıı ffaakkiirrlliikk vvee yyookkssuulllluukkttaann kkuurrttuullaammaazz;;kkuuvvvveettllii bbiirr mmeeddeenniiyyeettee,, rreeffaahh vvee mmuuttlluulluuğğaa kkaavvuuşşaammaazz;; ssoossyyaallvvee ssiiyyaassaall ffeellaakkeettlleerrddeenn yyaakkaassıınnıı kkuurrttaarraammaazz,, mmeemmlleekkeettiinn yyöönnee--ttiimmiinnddeekkii bbaaşşaarrııllaarr ddaa iikkttiissaaddii hhaayyaattıınnddaakkii bbiirriikkiimmlleerr ddeerreecceessiiiillee oorraannttıı oolluurr.. HHiiççbbiirr mmeeddeennii ddeevvlleett yyookkttuurr kkii oorrdduu vvee ddoonnaann--mmaassıınnddaa öönnccee iikkttiissaaddii dduurruummuunnuu ddüüşşüünnmmüüşş oollmmaassıınn..MMeemmlleekkeettiinn bbaağğıımmssıızzllııkk vvee ssaavvuunnmmaassıı iiççiinn vvaarrllıığğıı ggeerreekkllii oollaannbbüüttüünn kkuuvvvveettlleerr vvee aarraaççllaarr iikkttiissaaddii hhaayyaattıınn vveerriimmlliilliiğğii vveeggeelliişşmmeessiiyyllee mmüükkeemmmmeell oollaabbiilliirr.."13

----------------------------(11) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi),

Ankara-2007, S.132.(12) Celaleddin Orhan, Bir Bahriyelinin Anıları (1914-1981), Kastaş Yayınları, 2001.(13) Tümgeneral (E) Cevat ÜLKEKUL, KURTULUÞ SAVAÞI'NDA TÜRK DENİZCİLERİ VE

CUMHURİYET BAHRİYESİNİN KURULUÞU, 27-29 Eylül 2004 Uluslararası Piri Reis Sempozyumunda sunulan bildiri, Harbiye/İSTANBUL

İİssttaannbbuullddaann AAmmaassrraa’’yyaa KKaaççıırrııllaann BBiirr TToopp

AAmmaassrraa’’ddaa DDeenniizz SSuubbaayyllaarrıınnıınn BBööllggeenniinn İİlleerriiGGeelleennlleerrii İİllee ÇÇeekkttiirrmmiişş OOlldduuğğuu

HHaattıırraa FFoottooğğrraaffıı

SSaammssuunn BBaahhrriiyyee MMeekktteebbii ÖÖğğrreenncciilleerrii

Page 17: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

8888KKUURRTTUULLUUÞÞ SSAAVVAAÞÞII’’NNDDAA

RRUUSSYYAA İİLLEE İİLLİİÞÞKKİİLLEERR VVEE DDİİĞĞEERR DDIIÞÞ YYAARRDDIIMMLLAARR

Dönemin koşulları değerlendirildiğinde Anadolu'damücadele veren Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yardım ala-bileceği tek dış kaynağın Bolşevik Rusya olduğu görülür. GerçiKurtuluş Savaşı döneminde diğer devletlerden de çeşitli alımlaryapılmıştır. Örneğin savaş süresince;

Almanya'dan; 3000 piyade tüfeği, 1500 ağır makineli tüfek,

1335000 piyade cephanesi,10000 takım elbise, 10000 potin.

Kurtuluş Savaşı'nın ileriki aşamalarında Fransa'dan 1000 tabanca,

10000 piyade tüfeği, 10000000 piyade cephanesi,

100000 el bombası,500 km. kablo alımı yapılmıştır.

Savaş süresince Rusya'dan gelen yardımın genel toplamışöyledir;

43374 çeşitli piyade tüfeği,120901 sürgü kolu,

318 hafif makineli tüfek,81 çeşitli marka top,13 bomba topu,

56042 sandık piyade cephanesi,159043 topçu cephanesi,

123 sandık el bombası,2 telsiz,

4794 km. 311 kangal kablo,19359 gaz maskesi,

60 kılıç.

Rusya'nın malzeme yanında yaptığı bir de para yardımıvardır ki, bu yardımın toplam miktarı 11 milyon altın ruble ve100000 lira değerinde külçe altındır.14

1919-1922 yılları arasında çok büyük para sıkıntısı çekenTürkiye, ülke içinde yeni para kaynakları, tasarruf uygula-maları ve olağanüstü yöntemlerle (Tekâlif-i Milliye Emirleri)para bulmaya çalışırken, dışarıdan da para yardımı aldı.Mustafa Kemal Paşa, 26 Nisan 1920'de Meclis'in açılışındanüç gün sonra Sovyetler Birliği'ne yazdığı mektupla, silah,cephane ve malzeme yanında para da istemişti. O tarihteTürkiye'ye yardım edecek tek ülke Sovyetler Birliği idi.

---------------------------- (14) Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları, Kastaş Yayınları,

İstanbul, 1988, S.545.

PPrreevveezzee GGaammbboottuu BBaattuumm LLiimmaannıınnddaa

Page 18: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

9999Sovyetler Birliği ile ilişki ve dış yardım konusu gündeme

geldiğinde 03 Temmuz 1920'de Meclis'te gizli oturumdaMustafa Kemal Paşa, "PPeekk zziiyyaaddee mmeemmüüllddüürr kkii ((uummuullmmaakkttaa))SSoovvyyeett CCuummhhuurriiyyeettii bbiizzee ttaassaavvvvuurr eettttiiğğiimmiizz mmuuaavveenneettlleerrii((yyaarrddıımm)) iiffaa eettssiinn ((yyeerriinnee ggeettiirrssiinn)) BBiizz kkeennddii mmeevvccuuddiiyyeettiimmiizzii((vvaarrllıığğıımmıızzıı)) yyiinnee kkeennddii mmeevvccuuddiiyyeettiimmiizzllee mmüüddaaffaaaa vveemmuuhhaaffaazzaa eeddeecceekk ttaarrzzddaa hhaarreekkeett eettmmeelliiyyiizz kkii hhiiçç bbiirr ssuurreetttteenneevvmmiidd ((üümmiittssiizz)) oollmmaayyaallıımm.." sözleriyle, Sovyet yardımınabağlanmamak, kendi kaynaklarımızla hazırlanmak gerektiğini,çünkü Sovyet yardımının gelmemesinin ümitleri yok edebile-ceğini belirtti.

Doğal olarak bu tarihte Sovyet yardımı söz konusu oluncaMustafa Kemal'in ortaya koyduğu ilkeleri, yardım ve dış ilişki-lerin bu ilkeler içinde biçimlendiğini görüyoruz. Bu bakımdanMustafa Kemal, tam bağımsızlık temeli üzerine oturttuğutemel politikasını, dış yardım konusunda da bu esastan ödünvermeden kabul etmektedir. Dış yardım bir araçtır, oysabağımsızlık amaçtır. Bu bakımdan her ülke ile ilişki kurmakmümkündür. Bağımsızlığın ön koşulu, uluslaşmak olduğunagöre Mustafa Kemal, ulusal bağımsızlığın her şeyden önceulusun kendi öz kaynaklarına dayanmasına, dış yardımınhimaye biçimine girmemesine dikkat etmektedir.

ATATÜRK, Batılı devletlere karşı bağımsızlık savaşı ver-ilirken, Sovyetler’in Türkiye'nin iç işlerine karışmasına kesin-likle karşıydı. Türk Ulusal Savaşı anti-emperyalist olduğukadar anti-Bolşevik'tir.

Sovyetler dış yardımı koz olarak kullanıp, Kars, Ardahan,Batum'u istedikleri gibi, Doğu Anadolu topraklarınınErmenilere verilmesini istemişler, bu yüzden ilişkiler gergin-leşmiştir. Sovyetler iç savaş, Polonya Savaşı ile de uğraştık-larından ve aynı süreçte İngiltere ile ticari ilişki kurmak üzereolduklarından yardım yapmakta duraksama gösteriyorlardı.Fakat bütün bu anlaşmazlıklara rağmen sonunda, emperyal-izme karşı savaşan Türkiye'ye yardımın önemini kavradılar.

Sovyetler Birliği'ne gitmiş bulunan Halil Paşa Temmuz1920'de 100.000 lira değerinde altınla Moskova'dan ayrılmıştı.Bu parayı Karaköse'de Tümen Komutanı Cavit Bey'e teslimetti. Bekir Sami Bey'in Çiçerin'le politik konularda tartışmalarısürerken, Sovyetler prensip olarak yardımı kabul etmişler,Novorsisk ve Tuapse limanlarını hazırlamışlardı. EkonomiBakanı olarak Moskova'da bulunan Yusuf Kemal Bey, Ekimayında Türkiye'ye dönerken 1.000.000 altın ruble getirdi. 1920yılı içinde Sovyetler Türkiye'ye politik sebeplerden dolayı yeter-li yardım yapmadılar. Fakat 16 Mart 1921'de MoskovaAntlaşması'nın imzalanması sırasında Çiçerin Yusuf KemalBey'e bir mektup vererek, para (10.000.000 Ruble) yardımıyapmayı vaat etti. Sovyetler Birliği'nden çeşitli tarihlerde,çeşitli miktarda para ve silah, cephane, malzeme yardımlarıgelmeye başladı.

BBaattuumm LLiimmaannıınnddaann SSiillaahh vvee MMaallzzeemmee TTaaşşııyyaannKKaahhrraammaann DDeenniizzcciilleerriimmiizz

OOttuurraannllaarr;; BBaattuumm GGeemmiissii KKdd..YYzzbb..RRıızzaa BBeeyy,,AAyyddıınn RReeiiss GGeemmiissii SSüüvvaarriissii TTeevvffiikk BBeeyy,,

AAyyaakkttaakkiilleerr ssaağğddaa;; MMuussttaaffaa NNaaiill EERRCCİİVVEELLEEKK

Page 19: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11110000Sovyet yardımı yapılacağı tarihte Sovyetlerin elinde yeterli

altın Ruble bulunmadığı için, Buhara CumhuriyetiCumhurbaşkanı Osman (KKOOÇÇOOĞĞLLUU) Bey, Lenin'e, kendi-lerinde altın para bulunduğunu ve Türkiye'ye gönderilmek üzere100000000 altın Ruble verebileceklerini söyledi. Buhara Mecliside bunu kabul edince Buhara Cumhuriyeti, Ankara'ya gönde-rilmek üzere Ruslar’a parayı teslim etti. O tarihte Ruble ile Liraarasındaki farkı belirtmekte yarar vardır. Bir Ruble 59 Kuruş idi.Buna göre üç yıl içinde yapılan Sovyet yardımı şöyledir:

11992200 YYııllıı CCiinnssii TTLL OOllaarraakk516800 Adet Altın Ruble 304912

1000000 Adet Altın Ruble 5900001500000 Adet Altın Ruble 885000

50000 Adet Altın Ruble 29500100000 Osmanlı Altını 507000

TTooppllaamm 2233116644112211992211 YYııllıı CCiinnssii TTLL OOllaarraakk

4000000 Adet Altın Ruble 23600004000000 Adet Altın Ruble 23600001160000 Adet Altın Ruble 900000

240000 Adet Altın Ruble 241000400000 Adet Altın Ruble 236000

TTooppllaamm 5599997700000011992222 YYııllıı CCiinnssii TTLL OOllaarraakk

1100000 Adet Altın Ruble 6490003500000 Adet Altın Ruble 2065000

TTooppllaamm 22771144000000GGeenneell TTooppllaamm 1111002288001122

Türkiye'nin Milli Savunma Bütçesi 1920'de 27576039Lira olduğuna göre Sovyet yardımının yetersiz olduğugörülür.15

Yine aynı şekilde ; Türkiye'nin 1921 yılındaki MillîSavunma bütçesinin 54797489 lira olduğu göz önüne alınırsa,Sovyet yardımının yetersizliği anlaşılabilir. İstanbul'dan çeşitliyollarla Anadolu'ya sevk edilen silah ve cephane yanında,Rusya'dan gönderilenlerin büyük bir anlam ifade etmediğiortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan Sakarya ve BaşkumandanlıkMeydan Muharebelerinde kullanılan silah ve cephanenin büyükbir bölümünün İstanbul'dan Anadolu'ya kaçırılan silahlarolduğu bir gerçektir.

10 Ocak 1921'de Milli Müdafaa Vekaleti'ne bağlı olarak"İİmmaallaatt--ıı HHaarrbbiiyyee UUmmuumm MMüüddüürrllüüğğüü" kuruldu. Bu atölye vefabrikalarda Türk insanı olağanüstü gayretle çalışarak,ordunun ihtiyacı olan kasatura, bomba, fişek ve kılıç gibi harpmalzemelerini yaptı. Ancak sıkıntısı çekilen bir çok silah vecephanenin Ruslardan, Fransız ve İtalyanlardan sağlanmayaçalışıldığı bilinen bir gerçektir. Paris'te müttefiklerinin ihane-tine uğrayan İtalyanlar, İngiltere'den intikam almak isterce-sine, Millî Mücadele sırasında pek çok önemli bilgiyiAnadolu'ya gönderdikleri gibi, işgalleri altında bulunan Muğlave Antalya'da milli kuvvetlerin teşkilatlanmasına engelolmamışlardır. Hatta buralardaki depolarda bulunan silah vecephanelerden kaçak olarak satma da dahil yardımda bulun-

---------------------------- (15) Ergün AYBARS, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1, Ege Üniversitesi Basımevi, 1986, S.319 -334.

MMiillllii MMüüccaaddeelleeddee DDeenniizzddeenn NNaakklliiyyaatt

Page 20: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11111111muşlardır. Üstelik taşıyıcılara İtilaf Devletleri'nin kontrolün-den sıyrılmaları için yardım bile etmişlerdir. İtalya ve Fransa ileyapılan barış antlaşmalarından sonra, bu devletlerin Türk mil-liyetçilerine karşı olan tutumları değişmiş olduğu için,İstanbul'daki temsilcileri Milli Müdafaa grubunun kaçakçılığı-na belirgin bir şekilde göz yummuşlardır.

Bilhassa İtalyan ve Fransız subayları ile tüccarlarıAnadolu müdafaası için silah, malzeme ve ihtiyaç duyulanbirçok vasıtayı Anadolu'ya geçirmişlerdir.16

Bunların dışında bir de Hint Müslümanları tarafındanyapılan para yardımı vardır. Osmanlı İmparatorluğu tekbağımsız Müslüman devleti idi. Birinci Dünya Savaşı'nın çık-tığı tarihte diğer Müslüman ülkelerinin büyük kısmı İngiliz-Fransız sömürgesi halinde yaşıyorlardı. Osmanlı Halifesi'ninbütün Müslümanlar üzerinde etkisi olacağı düşünülmüşse de,etkisiz kalmıştı. Savaş sonu Osmanlı İmparatorluğu'nunçökmesi ve Türk İstiklal Savaşı'nın başlaması, Müslümantoplumları etkiledi. Türklerin kazanması bir ümit ışığı olabilir-di. Özellikle Hindistan Müslümanları (Bugünkü Pakistan)Türkiye'ye yardım için çeşitli tarihlerde para gönderdiler. Buparalar Mustafa Kemal Paşa'nın şahsına yollandı.

Hindistan Hilafet Komitesi'nin 26 Aralık 1921'den 12Ağustos 1922'ye kadar yolladığı paranın tutarı 675494 Türklirası idi. Bu para Maliye Bakanlığı kayıtlarına ve Hazine'yegirmedi, Mustafa Kemal Paşa'nın emrinde OsmanlıBankası'nda tutuldu. Çok sıkıntılı zamanlarda bile bu parayadokunulmadı. Büyük Taarruz öncesi büyük sıkıntı doğuncaMustafa Kemal Paşa, bu parayı geçici olarak Maliye'ye verdi.Büyük Taarruz sırasında Yunanlıların yaptığı yıkımı vekatliamı gören Mustafa Kemal Paşa, paranın bir kısmınıyardım olarak felakete uğrayanlara dağıttı.17

Sovyet Rusya ile Anadolu Hükümeti'nin yakınlaşmasınınpek çok nedeni vardır. Öncelikle Türkiye'nin savaşı kay-betmesi demek Türk topraklarında İngiltere güdümünde güçlübir Yunanistan, bu gerçekleşmese bile bağımlı bir Türkiyedemektir. Böyle bir ihtimal de Sovyet Rusya'nın TürkBoğazları üzerinden sıcak denizlere çıkma ülküsüne vedaetmesi anlamına gelir.

Anadolu'yu işgal edenler Kafkasya'yı da işgal etmiştir.İngiltere yalnız burada değil, İran ve Afganistan'da dahâkimiyet kurarak Rusya'yı kuşatmış durumdadır. Sovyetler bubölgede İngiliz destekli güçlü bir Ermenistan'a şiddetle karşıdır.Dolayısıyla Rusya'nın da Türkiye'nin de düşmanı ortaktır.Sovyetlerin Türkiye'ye yardım etmesinin temel nedeni budur.18

---------------------------- (16) Dr. Metin AYIÞIĞI “MİLLÎ MÜCADELE'DE İSTANBUL'DAN ANADOLU'YA YAPILAN SİLAH

SEVKİYATI VE İSTİHBARAT MESELESİ” "Selçuk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi" yayını olan ATA Dergisi'nde yayımlanmıştır. (1992)

(17) Ergün AYBARS, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1, Ege Üniversitesi Basımevi, 1986, S.319-334.(18) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi)

Ankara-2007, S.23.

BBaattuumm GGeemmiissii İİkkiinnccii KKaappttaannııNNeeddiimm ((ÜÜLLSSEEVVEENN)) BBeeyy

Page 21: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11112222Sovyet düşüncesine göre esir ve yarı sömürge kitleler önce

ulusal kurtuluş hareketini tamamlayacak, daha sonra kurul-ması tasarlanan Sovyet Federasyonu’na katılacaklardır. Bunedenle bölgesel ulusal hareketler komünist olmasalar biledesteklenecektir.19

Diğer yandan Mustafa Kemal Paşa daha 05 Þubat 1920tarihinde tüm kolordu ve eşiti komutanlıklara göndermişolduğu şifreli uzun bir telgrafta yaptığı değerlendirmede özetle:

"TTüürrkkiiyyee''nniinn hheerr ttaarraaffttaann kkuuşşaattııllddıığğıınnıı,, bbuu nneeddeennlleeKKaaffkkaassllaarr bbööllggeessiinniinn aaççııkk ttuuttuullmmaassıınnıınn hhaayyaattii öönneemmee hhaaiizzoolldduuğğuunnuu,, eemmppeerryyaalliisstt üüllkkeelleerriinn bbuu bbööllggeeddee nnüüffuuzz aallaannıı kkuurr--mmaallaarrıınnıınn mmuuttllaakkaa öönnlleennmmeessii ggeerreekkttiiğğiinnii,, bbuu hheeddeeffee uuyygguunnoollaarraakk KKaaffkkaassllaarrıınn kkoonnttrrooll aallttıınnddaa ttuuttuullmmaassıınnıı,, aannccaakk mmeevvccuuttiimmkkaann vvee kkaabbiilliiyyeettlleerriimmiizz iillee bbuu bbaaşşaarrııllaammııyyoorrssaa,, BBoollşşeevviikkRRuussyyaa''nnıınn bbuu bbööllggeeddee yyeerrlleeşşmmeessiinnee yyeeşşiill ıışşııkk yyaakkııllmmaassıınnıı,, iişşggaallggüüççlleerrii ttaarraaffıınnddaann üüllkkeemmiizzee kkaarrşşıı bbööllggeeddee kkeessiinn bbiirr sseett ççeekk--iillmmeessii dduurruummuunnddaa TTüürrkkiiyyee''nniinn ddiirreennmmee oollaannaağğıınnıınn ttaammaammeennoorrttaaddaann kkaallkkaaccaağğıınnıı" belirtmektedir.20

MMİİLLLLİİ MMÜÜCCAADDEELLEE''DDEE DDEENNİİZZ KKUUVVVVEETTLLEERRİİ TTEEÞÞKKİİLLAATTIINNIINN KKUURRUULLMMAASSII FFAAAALLİİYYEETTLLEERRİİ

11--UUMMUURR--UU BBAAHHRRİİYYEE MMÜÜDDÜÜRRLLÜÜĞĞÜÜ

Rusya ile yapılan görüşmelerin yarattığı olumlu havayla,kısıtlı olanaklara rağmen denizlerde Kurtuluş Savaşı yavaşgelişmeye başlar. Özellikle malzeme nakli, küçük çaplı kaçır-malar ve kıyı bölgelerde çetelere karşı yapılan çalışmalar bumücadelenin ilk adımları olarak kabul edilebilir.

Başlatılan çalışmaların askeri anlamda sorumlusuKaradeniz'de 3. Tümen Komutanlığı, Boğaz'ın iki yanında isekarargahı Çanakkale'de bulunan 14. Kolordu Komutanlığı'dır.Ancak normal koşullar altında komutanlıkların kontrolündeolması gereken bu çalışmalarda zaman zaman çeşitli aksaklıklaryaşanmaktadır.21

Bir süre sonra özellikle Karadeniz'de, taşınan malların yer-ine ulaşmadığı ya da eksik ulaştığı, hatta Kurtuluş Savaşı'ndakullanılması amacıyla getirilen silahların Pontus çetelerineaktarıldığı saptanır.

Ortaya çıkan bu tür aksaklıkları gidermek üzere 10Temmuz 1920 günü Milli Müdafaa Vekaletine (Milli SavunmaBakanlığı) bağlı olarak Ankara'da "UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyeeMMüüddüürrllüüğğüü" kurulur. Müdürlüğün başlıca görevleri mevcuttüm liman örgütlerini yönetip yönlendirmek, deniz yoluylayapılan ulaştırma çalışmalarını düzenlemek ve denizlerdeverilen mücadeleyi bir düzene sokmaktır.---------------------------- (19) Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Gelişmeler (1876-1938) Mütareke, Cumhuriyet ve

Atatürk, Bilgi Üniversitesi Yayınları İstanbul, Temmuz 2003, S.75,76.(20) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ), Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı, S.37.(21) Türk İstiklâl Harbi, İdari Faaliyetler, Cilt VII, Genelkurmay Basımevi, Ankara.1975, S. 5.

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü vvee BBaahhrriiyyeeDDaaiirreessii RReeiisslliiğğiinniinn ÇÇaallıışşmmaa AAllaannllaarrıınnıı

GGöösstteerreenn ÞÞeemmaa

KKaarraaddeenniizz’’ddee DDeenniizz NNaakklliiyyaattıınnıınnGGeerrççeekklleeşşttiirriillddiiğğii SSttrraatteejjiikk HHaattllaarr

KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıı SSüürreessiinnccee TTeessiiss EEddiilleenn DDeenniizzTTeeşşkkiilllleerrii

Page 22: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11113333Yönetim bakımından Milli Müdafaa Vekaleti'ne (Milli

Savunma Bakanlığı) bağlı olan müdürlük harekat açısındanErkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği'ne (Genel KurmayBaşkanlığı) bağlıdır. Müdürlüğün başına Güverte KıdemliYüzbaşı Ahmet Þevket (DDOORRUUKKEERR) Bey getirilir.

Ahmet Þevket Bey'in emrine beş küçük rütbeli subay verilirve bu altı kişilik ekip Ankara'da küçük bir binada göreve başlar.

Emrullah Nutku denizciler için Ankara'daki yaşamı söyleanlatır:

"MMeesslleekk ggöörreevvlleerrii bbaakkıımmıınnddaann hhaayyaattllaarrıınnıı ddeenniizz kkııyyııssıınnddaavvee ssaahhiill şşeehhiirrlleerriinnddee ggeeççiirrmmeeyyee aallıışşmmıışş oollaann BBaahhrriiyyeelliilleerrAAnnkkaarraa''ddaa kkaarraayyaa vvuurrmmuuşş bbaallııkk ggiibbiiyyddiilleerr.. OO ggüünnee kkaaddaarrkkaallppaakkllıı vvee aappoolleettllii kkaarraa ssuubbaayyllaarrıınnıı ggöörrmmüüşş vvee ttaannıımmıışş oollaannAAnnkkaarraa hhaallkkıı ddaa ssiiyyaahh cceekkeett,, ççiizzmmeessiizz ppaannttoolloonnlluu kkoollllaarrıı şşeerriittllii,,bbaaşşllaarrıınnddaa ffeess vveeyyaa kkaallppaakk yyeerriinnee ssıırrmmaa şşeerriittllii bbiirr bbaaşşllııkk ((sseerr--ppuuşş)) ggiiyyiinneenn rreessmmii şşaahhııssllaarrıı yyaaddıırrggaammıışş,, bbuunnllaarrıınn ssuubbaayy oolldduukk--llaarrıınnıı bbiillee uuzzuunn ssüürree aannllaayyaammaammıışşttıı.. AAnnllaaddııkkttaann ssoonnrraa ddaa bbuunn--llaarrıınn kkaarraaddaa nnee iişşlleerrii oolldduuğğuunnuu ssoorrmmaakkttaann uussaannmmaammıışşllaarrddıı.. BBuussoorruullaarrıı ggüüllüümmsseeyyeerreekk kkaarrşşııllaaddııkkllaarrıı hhaallddee bbaahhrriiyyeelliilleerr ddee ddeenniizzoollmmaayyaann yyeerrddee yyaaşşaammaannıınn ggüüççllüüğğüünnüü bbeellllii eettmmeemmeeyyee ççaallıışşııyyoorr--llaarrddıı.. OOyyssaa ddeenniizz kkııyyııssıınnddaa oollmmaayyaann bbiirr şşeehhrriinn,, AAnnkkaarraa''nnıınnbbaaşşkkeenntt oollmmaassıınnddaann bbaaşşkkaa oollaayyddaa bbiirr ddeeğğiişşiikklliikk yyookkttuu.."22

Bahriye Nezareti karargahında çalışan subaylar ile denizaskeri okullarında görevli subaylar dışındaki diğer deniz subay-ları ile İstiklal Harbi'ne katılan subaylar muntazam bir kıyafettaşıyamamışlardır.

Milli Mücadeleye bizzat katılan deniz subayları bazengiyecek gömlek bulamamışlar, gömleksiz ve boyun bağsız siyahüniforma giymişlerdir. Bunların arasında sivil elbise üzerinesiyah tüylü kalpak giyenleri de olmuştur. Kara Cephelerindegörev yapan ve Pontus çeteleri ile mücadele için Samsun'dagörev alan subaylar ise, genellikle bağlı bulundukları KaraKomutanlıklarının verdiği haki renk elbiseyi giymişler, bazılarıbu elbisenin üzerine normal denizci serpuşu, bazıları da siyahkalpak kullanmıştır.23

Sınırlı imkan ve kabiliyetleri, önemli malzeme ve teçhizatve insan gücü sorunlarına rağmen az sayıdaki deniz vasıtası ileAnadolu'daki cepheleri desteklemek üzere büyük sorumlulukalan UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü, Ankara'da Samanpazarımahallesinde bulunan ve o dönemde Ankara Lisesi olarak kul-lanılan taş binanın birkaç odasında faaliyete başlamıştır.Müdürlük karargahı 5 şube şeklinde teşkilatlandırılmıştır:

---------------------------- (22) Emrullah Nutku, Denizden Sesler Geliyordu, Özyurt Basımevi, İstanbul, 1987 S.46.(23) Ayrıntılı Bilgi İçin Bakınız; www.dzkk.tsk.mil.tr/turkce/tarihiMiras.asp?strAnaFrame=

TarihiMiras&strIFrame=INDEX

TTrraabbzzoonn NNaakklliiyyaatt--ıı BBaahhrriiyyee KKoommuuttaannllıığğııOOnnaarrıımm AAttööllyyeessii PPeerrssoonneellii ((11992211))

Page 23: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

111144441-Muamelat-ı Zatiye (Personel İşleri)2-Harekat-ı Bahriye (Harekat ) 3-Levazım (Lojistik)4-Limanlar ve Ticaret-i Bahriye (Limanlar ve Deniz Ticareti)5-Tahakkuk ve Muhasebe İşleri (Saymanlık)6-Sıhhiye Þubesi (Sağlık işleriyle ilgilenen bu şube 6. şube

olarak 1921 yılı sonlarına doğru açılmıştır.)

Umur-u Bahriye Müdürlüğü'nde görev yapan ilk person-elin isimleri ise şöyledir:

1. Umur-ı Bahriye Müdürü : Ahmet Þevket (DDOORRUUKKEERR) Bey2. Personel Þube Müdürü : Hidayet (BBOOSSUUTT) Bey3. Harekat Þube Müdürü : Mahmut Sait (HHAALLMMAANN) Bey4. Levazım Þube Müdürü : Emrullah (NNUUTTKKUU) Bey5. Limanlar Þube Müdürü : Mahmut Hayrettin (KKAALLİİÇÇUUNN) Bey6. Muhasebe Þube Müdürü : Salih Salim Bey7. Sağlık Þube Müdürü : Tabip Albay Fuat Bey (Sağlık işleriyle ilgile-nen bu şube 6. şube olarak 1921 yılı sonlarına doğru açılmıştır.)24

Anadolu'da görev yapacak subayların seçimi, Ankara'nınisteğiyle İstanbul'da bulunan gizli grupların yaptığı çalışmalarsonunda belirlenir. Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcındaİstanbul'dan Anadolu'ya yoğun bir subay geçişi olmuş, ancakzamanla kadroların dolması ve daha fazla subaya ihtiyaçduyulmaması nedeniyle Ankara Hükümeti bu katılımları dur-durmuştur. Merkeze bağlı subayların dışında sivil gemilerde,gizli teşkilatlarda ve hatta kara birliklerinde görev yapan pekçok deniz subayının olduğu da bilinmektedir. Karada görevyapan subayların bir kısmı, özellikle mühendis sınıfı denizcileraskeri atölye ve fabrikalarda görev yaparken, bir kısmı da biz-zat cephede görev almıştır.25

22--BBAAHHRRİİYYEE DDAAİİRREESSİİ RREEİİSSLLİİĞĞİİ

Giderek güçlenen gelişen ve daha büyük bir alana yayılanDeniz Gücünün komuta ve kontrolünün etkin olarak yerinegetirilmesi için kadro ve teşkilat yapısı yetersiz kalan Umur-uBahriye Müdürlüğü'nü yeniden yapılandırmak önemli birihtiyaç olarak ortaya çıkınca bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın tal-imatı ile 01 Mart 1921 tarihinde Umur-u BahriyeMüdürlüğünün teşkilatı yeniden düzenlemiş ve adı "BBaahhrriiyyeeDDaaiirreessii RReeiisslliiğğii" olarak değiştirilmiştir. O dönemde ülke genelin-deki Deniz Gücünün en üst idare makamı olarak, AnadoluDonanmasının bütün idare ve hareket işlerinden sorumlu olan budairenin başına Binbaşı rütbesine terfi eden eski Umur-ı BahriyeMüdürü Ahmet Þevket (DDOORRUUKKEERR) Bey getirilmiştir. BahriyeDairesi Reisliği: Personel, Harekat, Lojistik, Limanlar ve DenizTicareti ile Saymanlık Þubelerinden meydana gelmiştir. 1921 yılısonunda Sıhhiye (Sağlık) Þubesi oluşturulmuştur. BahriyeDairesi Reisliğine bağlı olarak Anadolu kıyılarında ve Rusya'dadeniz teşkilleri oluşturulmuştur.---------------------------- (24) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ) Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı S.47-51.(25) Serdar Hüseyin Sayar, Kurtuluş Savaşı Döneminde Denizcilik Faaliyetleri (Yüksek Lisans Tezi),

Ankara-2007, S.28.

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrüü KKdd..YYzzbb..AAhhmmeettÞÞeevvkkeett ((DDOORRUUKKEERR)) BBeeyy

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü SSaağğllııkk ÞÞuubbeeMMüüddüürrüü TTbbpp..AAllbb.. FFuuaatt BBeeyy

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü LLoojjiissttiikk ÞÞuubbeeMMüüddüürrüü KKdd..YYzzbb.. EEmmrruullllaahh ((NNUUTTKKUU)) BBeeyy

Page 24: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11115555İzmit, Samsun, Amasra Bahriye Kumandanlıkları ile

Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Müfreze Kumandanlığı, KaradenizEreğli Nakliyat-ı Bahriye Kumandanlığı, Eğirdir Gölü BahriyeMüfrezesi ve Fethiye Bahriye İhtiyat Grubu, "BBaahhrriiyyee DDaaiirreessiiRReeiisslliiğğii" emrine verilmiştir.

Marmara Denizi'nde nakliyat faaliyetlerinin önem kazan-ması ve İzmit Körfezi'nin savunulması maksadıyla 28 Haziran1921 günü "İİzzmmiitt BBaahhrriiyyee KKuummaannddaannllıığğıı" kurulmuştur. İzmitBahriye Kumandanlığı bölgedeki deniz nakliyatını idamefaaliyetlerinin yanı sıra, I. Dünya Harbi'nde tahrip edilmiş olandemiryolu köprülerini onararak, kara nakliyatına da önemlikatkılar sağlamıştır.

Deniz Subayları tarafından 01 Ocak 1921 tarihinde kurul-muş olan "SSaammssuunn BBaahhrriiyyee KKuummaannddaannllıığğıı" ise, daha ziyadediğer deniz birliklerinin er ihtiyacını karşılayacak çalışmalaryapmış ve bu birliklere eğitimli deniz erleri sevk etmiştir.Pontus Rum çetelerine karşı da büyük mücadeleler veren buKomutanlık, büyük yararlılıklar göstermiştir.

İstanbul-Akçakoca ve Trabzon-Akçakoca arasında yapılandeniz nakliyatını sevk ve idare etmek; aynı zamanda bölgesin-deki nakliye gemi ve araçlarına lojistik destek ve üs kolaylıklarısağlamak üzere "KKaarraaddeenniizz EErreeğğllii NNaakklliiyyaatt--ıı BBaahhrriiyyeeKKuummaannddaannllıığğıı" 17 Nisan 1921 tarihinde Ereğli'de kurulmuş-tur. Bu Komutanlık, Batı Karadeniz'de nakledilen askeri malze-meye ilişkin kayıtları da tutmuş ve Bahriye Dairesi Reisliğinebu konuda günlük raporlar vermiştir. 23 Ocak 1922 tarihindeAmasra'ya intikal ederek Amasra Bahriye Komutanlığı ismi ilefaaliyetlerini sürdürmüştür.

"AAmmaassrraa BBaahhrriiyyee KKuummaannddaannllıığğıı" Karadeniz'in Batı kıs-mında ve Boğaz bölgesinde düşman unsurlarına yönelik olaraköncelikle keşif gözetleme faaliyetleri icra etmiş; çıkan fırsatlar-dan istifade ile zaman zaman taarruzi roller üstlenmiştir.

Ege ve Doğu Akdeniz Bölgelerinde, 16 Mart 1921 tari-hinde kurulmuş olan "FFeetthhiiyyee BBaahhrriiyyee İİhhttiiyyaatt GGrruubbuu" ileLiman Reislikleri, kıyı kontrolü, istihbarat toplama, nakliyeve sahil güvenlik görevleri icra etmişlerdir. Diğer taraftan,"EEğğrriiddiirr GGööllüü BBaahhrriiyyee MMüüffrreezzeessii" ise Antalya'ya gelen askerimalzemenin Batı Cephesine Eğridir Gölü üzerindennakledilmesinde görev almıştır. Ülke çapındaki tüm bu lojis-tik destek faaliyetleri, Ankara'da ana karargahı bulunanBahriye Dairesinin üstün görev anlayışı ve titizlikle yaptığıplanlamalar sayesinde başarı ile yürütülmüştür.

Hem Karadeniz'de hem de Marmara'da görev yapannakliye gemileri, yaşlı ve düşük süratli olmalarına rağmenüstün bir görev anlayışı, cesaret ve feragatle deniz nakliyatınısürdürmüşlerdir.

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü PPeerrssoonneell ÞÞuubbeeMMüüddüürrüü KKdd..YYzzbb.. HHiiddaayyeett ((AAllbb..BBOOSSUUTT)) BBeeyy

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü HHaarreekkaatt ÞÞuubbeeMMüüddüürrüü KKdd..YYzzbb.. MMaahhmmuutt SSaaiitt

((TTüümmaa..HHAALLMMAANN)) BBeeyy

UUmmuurr--uu BBaahhrriiyyee MMüüddüürrllüüğğüü MMuuhhaasseebbee ÞÞuubbeeMMüüddüürrüü YYzzbb.. SSaalliihh SSaalliimm BBeeyy

Page 25: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11116666Milli Mücadele süresince Karadeniz'deki lojistik nakliyat

faaliyetleri kapsamında, irili ufaklı 26 tekne ile toplam 300.000ton malzeme Sovyetler Birliği'nin Karadeniz limanlarındanTürk limanlarına taşınmış ve bu suretle Anadolu'daki cephelerdesteklenmiştir. Ayrıca, düşmanın ağır baskı ve engellemelerinerağmen, bir avuç kahraman denizcinin çabaları sonucuİstanbul'dan denizyolu ile İnebolu, Samsun, Yalova,Karamürsel ve İzmit'e gizli ve kaçak yollarla cephane vemalzeme sevk edilmiş, bu girişimler Milli Kuvvetlerin hemdirencini artırmış, hem de moral ve motivasyonunu en üst düz-eye çıkarmıştır. Türk Denizcileri, İstiklal Harbi'nde belki deharbin kaderini değiştiren stratejik nakliyatı başarıyla tesis veidame etmenin haklı gururunu taşımakta, o dönemin kahra-manları saygı ile anılmaktadırlar.

Tüm gemilerin büyük çaba ve fedakarlıklarının yanı sıraAALLEEMMDDAARR Römorkörü'nün kahramanlığı Türk Denizciliğiningurur abidelerinden birisini teşkil etmektedir. AALLEEMMDDAARR,İstanbul'dan işgal kuvvetlerinin kontrolünden gemi kurtarmabahanesi ile Karadeniz Ereğli'ye kaçırılmış, Fransızlar dahasonra gemiyi yeniden kontrole alarak İstanbul'a geri götürmeplanları yaparken personel kahramanca gemiye el koyarak, 09Þubat 1921 günü AALLEEMMDDAARR'ı Ereğli'de baştankara etmiştir.Daha sonra AALLEEMMDDAARR, Trabzon'a intikal etmiş ve çok değerlihizmetlerde bulunmuştur. İstiklal Harbi başlangıcında MustafaKemal AATTAATTÜÜRRKK'ü İstanbul'dan Samsun'a getirenBBAANNDDIIRRMMAA Vapuru da tarihimizin şanlı sayfaları arasındayerini almıştır. AATTAATTÜÜRRKK, bu dönemdeki Deniz Kuvvetleri'ninfaaliyetini şöyle açıklamıştır:

""DDüüşşmmaann aabblluukkaassıınnaa vvee ssaahhiipp oolldduuğğuu kkııssııttllıı ddeenniizz aarraaççllaarrıı--nnaa rraağğmmeenn,, BBaahhrriiyyeemmiizziinn mmeennssuuppllaarrıı KKaarraaddeenniizz''ddee bbiirr kkaaçç ggeemmiiiillee hhaarriikkaallaarr ggöösstteerreerreekk,, hhiiççbbiirr şşeeyy kkaayybbeettmmeekkssiizziinn ddeenniizz nnaakklliiyy--aattıınnıı ssaağğllaammaakk ssuurreettiiyyllee tteeşşeekkkküürree ddeeğğeerr hhiizzmmeettlleerr yyaapp--mmıışşllaarrddıırr..""2626

İİNNEEBBOOLLUU''NNUUNN MMİİLLLLİİ MMÜÜCCAADDEELLEEDDEE ÜÜSSTTLLEENNDDİİĞĞİİ GGÖÖRREEVV

İstiklal savaşı sırasında İstanbul ve diğer yerlerden teminedilen cephane ve yardım malzemelerinin Anadolu içlerinekağnı kervanları ile ulaştırmak ne kadar zor ise, denizden bucephanenin kayıklarla taşınması da aynı zorluk derecesindey-di.

İnebolu'dan cephane sevkinin sürekli olarak yapıldığını,sevkiyata kesinlikle engel olunması gerektiğini düşman kuvvet-leri çok iyi biliyorlardı. Engel olabilmek için de Karadenizdesürekli savaş gemileri ile devriye geziyorlar, şüpheli gördükleriİnebolu Kayıklarını ( Denk Kayığı ) hemen batırıyorlardı.

---------------------------- (26) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ), Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı, S.51.

BBeeşşiikkttaaşş DDeenniizz MMüüzzeessiinnddee SSeerrggiilleenneenn BBuuİİnneebboolluu KKaayyıığğıı KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıımmıızzddaa

KKuullllaannııllaann vvee GGüünnüümmüüzzee UUllaaşşaannTTeekk ÖÖrrnneekkttiirr..

CCeepphheeyyee CCeepphhaannee İİkkmmaallii FFaaaalliiyyeettiinniinnCCaannllaannddıırrııllmmaassıı

Page 26: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

111177771920 yılı içinde Ruslarla bir dostluk antlaşması imza-

layan TBMM hükümeti, Sovyetler Birliğinden silah ve paratalep etti. Antlaşmaya göre, TBMM Hükümetine gönderile-cek olan silah ve cephane, Ankara'ya oldukça uzak olanTrabzon limanı yerine İnebolu'ya taşınacak buradan dakağnılarla Ankara'ya nakledilecekti. Bu amaçla İnebolu'dabir "İİrrkkaapp vvee İİhhrraaçç" yani bir yükleme-boşaltma kumandanlığıkuruldu. Artık İnebolu tarihinin en önemli görevibaşlamıştı. Gemilerle İnebolu'ya gelen cephane, derhal yüktaşımaya müsait denk kayıklarıyla kıyıya naklediliyor,buradan da çevre köylerden toplanan kağnılar ve at arabalarıile Ankara'ya gönderiliyordu.Yalnız bu faaliyet bölgedekiRumlara duyurulmadan büyük bir gizlilik içinde yürütülmekzorundaydı. Tüm bu çalışmalara rağmen cephede silah sıkın-tısı önemli boyutlardaydı. Ayrıca cepheye gönderilen tüfeklersüngüsüzdü. Bu nedenle Kastamonu'da bir atölye kurulmuşve evlerin pencere demirleri sökülerek bu atölyede süngühaline getirilip cepheye gönderilmişti. Cephelerde süngüdensonra ikinci önemli ihtiyaç dikenli teldi. Milli Mücadeleninilk yıllarında yapılan muharebeler savunma savaşlarıolduğundan dikenli tele büyük bir gereksinme vardı. Bunedenle İnebolulular, köylerdeki tüm telleri topladıkları gibitelefon tellerini bile sökerek Ankara'ya yollamışlardı.

İnebolu'nun kendine özgü kayıkları vardır. Bu kayıklarhakkında Denk Kayığı, İnebolu Kütüğü, Taş Kayığı, PazarKayığı gibi isimler altında bilgilere rastlanılır. Literatüre iseİnebolu Kayığı olarak girmiş Pereme tipi (Gondola benzeyenkayık tipi) teknelerdir.

İnebolu Kayığı "kkaabbuukk tteekknniiğğii" ile yapılmış tek Anadoluteknesidir. Bu teknik günümüzdeki gemi yapım tekniğinin birönceki şekli ve temeli olarak bilinir. Ortalama boyu 10-11metredir. Bu teknikle yapılmış ve bütün olarak korunabilmişdünyadaki tek tekne İstanbul'daki Beşiktaş Deniz Müzesi'ndesergilenmektedir. Sergilenen bu teknenin diğer bir özelliği ise,Kurtuluş Savaşı'nda ikmal amacıyla bölgede kullanılan birtekne olmasıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnebolu kayıkçılarını İstiklalMadalyasına layık gördü. Böylece bir meslek topluluğu olarakİstiklal Madalyasına yalnız onlar hak kazandılar. Böyleceİnebolu kayıkçılarının zaferde katkıları unutulmamış oldu.

Kayıkçılar cephane gelmediği zamanlar denk kayıklarınıçevre yerleşimlerdeki dereler içlerine çekerek saklıyorlardı. Denkkayıklarının saklandığı zamanlar genellikle denizin sakin vefırtınanın olmadığı devriye gelme zamanları idi. Karadenizsahilindeki gözcülerle haberleşerek kayıklarını gizliyorlardı.Cephane gelmediği zamanlarda ise Pontus çetelerine karşıhalkın ve depolanan cephanenin güvenliklerinin sağlanmasınayardımcı oluyorlardı.

2200.. YYüüzzyyııll BBaaşşllaarrıınnddaa İİnneebboolluu KKaayyııkkllaarrıınnıı((DDeennkk KKaayyıığğıı)) GGöösstteerreenn BBiirr KKaarrttppoossttaall

İİnneebboolluu YYüükklleemmee vvee BBooşşaallttmmaa KKoommuuttaannllıığğıınnıınnCCeepphhaannee BBooşşaallttmmaa FFaaaalliiyyeettlleerrii ((11992222))

Page 27: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11118888Genellikle fırtınalı zor seferlerin seçilmesinin elbette sebe-

pleri vardı. Fırtınalı havalarda işgal kuvvetlerine ait savaşgemileri özellikle Yunanlılar denize açılmaya cesaret ede-memekteydi. Gemilerini tıka basa cephaneyle doldurmuş cesuryürekli kaptanlar, tayfalar fırtına ile birlikte yola çıkarak azgındalgalar arasında İnebolu'ya getirmektedir.

Fırtınanın bir diğer yararı ise, yukarıda bahsi geçenyüzlerce kiloluk cephane sandıklarını indirebilmeyi kolaylaştır-masıydı. O günkü teknelerin çoğunda vinç tertibatı bulunma-makta idi. Çok kısa sürede boşaltılması gereken bu ağır yükler,dalganın üstünde yükselen boş denk kayığının içine itilerektahliye ediliyordu.27

Cephane sevkiyatı Rusya'dan gelen silahların da artmasıylaiyice hızlanmıştı. Ağustos 1920'den Aralık 1921'e kadar gönder-ilen cephane miktarı koskoca bir kolorduya rahatlıkla yeteceknitelikteydi. Bu tarihler arasında İnebolu'ya toplam 52646sandık tüfek mermisi, 34243 sandık top mermisi, 42390 adetpiyade tüfeği, 4711 adet kasatura, 986 adet sahra topu, 100 adetmayın, 5000 adet el bombası, 1049 adet mavzer, 50 adet mitra-lyöz, 53 sandık gaz maskesi ve 341 adet makineli tüfek gönder-ilmiş ve bu cephaneler derhal Ankara'ya nakledilmişti.

1921 yılı İnebolu'nun en yoğun geçen yılı oldu. Cephedengelen sevindirici haberler İnebolu'da büyük bir coşku ilekarşılanıyordu. II. İnönü Zaferi'ni müjdeleyen telgraf şehre 3Nisan 1921'de ulaşmış, şehri büyük bir sevince boğmuştu.

1921 yılının Haziran ayı ise İnebolu'ya en çok cephaneningeldiği dönem oldu. İnebolu ve civarındaki tüm denk kayıklarılimana toplanmışlardı. Denk kayıkları öylesine doluydu kiaralarından deniz görünmüyordu. Kayıklar gemilerden aldıklarısandıkları kıyıya çıkarıyor, kıyıda ise halk, cephaneleri, ya sırtın-da taşıyarak ya da yeni kurulan dekovil hattındaki taşıyıcılarayükleyerek şehrin deniz taarruzuna kapalı İkiçay mevkisinetaşıyorlardı. Bu hızlı ve yorucu nakliyatın nedeni ise o sıralardaYunan donanmasından iki savaş gemisinin İnebolu'ya doğruhareket ettiği haberinin alınmasıydı. Eğer cephane iç kesimleretaşınamazsa düşmanın eline geçecekti.

Bu istihbarat son derece doğruydu. 09 Haziran 1921 günüsabahı, Yunan Filosunun en büyük savaş gemilerinden biri olanKılkış ve ondan biraz daha küçük bir torpido olan Panterİnebolu kıyısında demirledi. Limana çıkan Yunan subaylar limanreisi Neyyir Bey'e yazılı bir ültimatom verdi. Buna göre MondrosMütarekesi hükümlerine aykırı olarak İnebolu'ya çok miktardacephane ve subay sevkıyatı yapıldığından, iskelenin ve şehirdekicephanenin teslimi, tüm denk kayıklarının batırılması ve şehrinileri gelenlerinden on iki kişinin rehin verilmesi istendi. Aksi tak-tirde şehrin LLaahheeyy KKoonnffeerraannss'ı kararları uyarınca bombalanacağıihtarı yapıldı. Neyyir Bey ise durumu Ankara'ya bildireceklerini,---------------------------- (27) www.inebolutarih.com

İİnneebboolluu KKaayyııkkllaarrıı TTüürrkk BBaayyrraakkllaarrıı İİlleeDDoonnaattııllmmıışş vvee DDeenniizz NNaakklliiyyaattıınnaa

HHaazzıırrllaannııyyoorr..

İİnneebboolluu’’ddaa DDeenniizz NNaakklliiyyaattıı ((11992222))

Page 28: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

11119999ancak gerekirse savaşacaklarını ve bu çatışma sırasında Rumvatandaşlara gelecek zararlardan kendilerinin sorumlu olmaya-caklarını bildirdi. Bu restleşmeler sırasında Neyyir Bey şehirdebulunan taşınabilir cephanenin İkiçay bölgesine taşınması içinemir verdi. Bu işlem yerine getirilirken de, Rum mahallelerinejandarmalar gönderildi. Tüm Rumlar deniz taarruzuna karşıgüvenli bir mevkide olan İbras köyüne nakledildi. Bu insanlıkkarşısında şükran duyan Rum kadınları dahi cephane nakliye-sine katkıda bulunmuşlardı. Bu arada stratejik mevkilere basittoplar yerleştirilmiş ve bir savunma hattı oluşturulmuştu.

Ankara'dan gelen teslim olmama emrinin bildirilmesiüzerine savaş gemileri bombardımana başladılar. Kıyıdakitüm kayıklar, ilk etapta ufak toplarla batırıldı. Yine İnebolulutüccarlara ait olan pamuk yüklü iki gemi de zayiatlar arasın-daydı. Daha sonra sıra büyük toplara geldi. Büyük toplarınateşlenmesiyle şehirde adeta kıyametler kopmaya başladı.Hükümet Konağı ilk hasar gören binalar arasındaydı. Pek çokkonak ve çarşıdaki pek çok dükkan bombardıman sonucu yerlebir oldu. Taşınamayan cephanenin bulunduğu Reji ve Gümrükbinalarına şans eseri mermi isabet etmedi. Ancak bu binalar-da Türk Bayrağı asılı olduğundan Panter'in dikkatini çekti veküçük mermilerle dövüldü. Buna rağmen herhangi bir infilakyaşanmadı. Tam bombardımanın yoğunlaştığı anda birdenKelseymen Tepesi'nde bulunan ve iki savaş gemisini de atışmenziline alan bozuk sahra topu çalıştırılabildi ve ateşebaşladı. İlk mermi Kılkış'ın kıç tarafına yakın bir noktayadüşünce her iki gemi de Kerempe Burnu açıklarına kaçmakzorunda kaldılar. Böylece İnebolu ilk bombardımanı atlatmışoldu.

Bombardımandan sonra ilginç bir gelişme daha yaşandı.13 Haziran 1921'de İnebolu'ya gelen bir torpidodan çıkan ikiİngiliz subayı, bombardıman esnasında İnebolu'ya gelen RafetPaşa ile konuşmuşlar, kendilerinin General Harrington'unMustafa Kemal ile görüşme teklifini iletmekle görevli olduk-larını bildirmişlerdir. Bu teklif hemen Mustafa Kemal'ebildirilmiş ancak; Mustafa Kemal, İngilizlerin Türklerin tambağımsızlığını kabul etmedikleri sürece bir görüşmenin olmay-acağını bildirmiştir. Böylece asıl amacı Yunanlılara zamankazandırmak olan bu teşebbüs başarıyla engellenmiştir.

30 Temmuz 1921 İnebolu'nun son bombardıman tari-hiydi. Kılkış zırhlısı yanında iki torpidoyla gelmiş ancaktopyekün bir saldırıda bulunmaksızın yalnızca en ağırtoplarından üç büyük mermi atarak geri dönmüştür. Bumermiler ise maddi hasara yol açmıştır.

Tüm bu gelişmeler esnasında İnebolu civarında, MilliMücadele'ye katılmak yerine, Ankara'ya giden konvoyları soyaneşkıyalar türemişti. Bunlardan en tehlikelileri Civa Hüseyin veKel Raif namında iki hayduttu. Bunlar Ankara'ya giden kırk

İİnneebboolluu LLiimmaannıı 11992200’’llii YYııllllaarr

İİnneebboolluu LLiimmaannıı 11992200’’llii YYııllllaarr

Page 29: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22220000subayı ve ailelerini Çuha Doruğu mevkisinde soymuşlardı. Bugibi hareketlerin artması üzerine, Mustafa Necati Bey idaresin-deki İstiklal Mahkemesi heyeti İnebolu'ya geldi. Bu esnada CivaHüseyin ve Kel Raif yakalanmıştır. Bunların mahkemesi sonu-cu idamlarına karar verildi ve her ikisi de Yahya Paşa Camiiönünde asıldılar. İstiklal Mahkemelerinin çalışmalarıylaİnebolu'daki eşkıyalık hareketleri tamamen sindirildi.28

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİNN TTAANNIITTIIMMII

"AALLEEMMDDAARR" bir açık deniz römorkörü olup,Danimarka'nın "HHeellssiinnggeerr JJeerrnnsskkiibbss--MMaasskkiinnbbyyggggeerrii EEllssiinnoorree"tersanelerinde 1898 yılında buharlı kurtarma gemisi olarakinşa edilmişti. "DDAANNMMAARRKK" adı ile denize indirildi. Teknesigalvanizli saçtan olup iki direkli, tek bacalı idi. Gemi 49.5metre boy, 7,95 metre en ve 3 metre drafta sahip 362 gros tonkarakteristik özelliklere sahiptir. 750 beygir gücünde çiftkazanlı olup saatte 12 mil sürat yapabiliyordu. Bağlı olduğukumpanya "EEmm ZZ.. SSvviittzzeerrss SSaallvvaaggee CCoo LLttdd.." tarafından 1898yılında Marsilya'da görevlendirildi. Zamanın gemi tekniğinegöre gösterişli bir tekne olması bakımından BastilleFestivalinde, 1902 yılında limandaki teknelerin arasında en iyigemi seçilerek ödüllendirilmişti.

Çanakkale Savaşı sonucunda karaya oturmuş ya da yarıbatık teknelerin kurtarılması çalışmaları için "DDaarrddaanneelllleessOOppeerraattiioonnss" adı altında görev yapması için firması tarafındangönderildi.29

1. Dünya Savaşında boğazlardan çıkamayınca Osmanlıhükümeti tarafından bu gemiye el konulmuş, Osmanlıbandırasında "SSeeyyrrii SSeeffaaiinn İİddaarreessii" altında çalıştırılmayabaşlanmıştır. Gemiye 1915 yılının Mayıs ayında "Alemdar" adıverilmiştir. 12 Ocak 1916 tarihinde ise Osmanlı Hükümetitarafından 335.000 Danimarka kronuna resmen satın alın-mıştır. 22/26 Ocak 1916'da Nara'da karaya oturan Yavuzzırhlısının kurtarılmasında görev almıştır.30

Geminin personel sayısı 28 kişi olup kurtarma işlerininönemine göre personel sayısı arttırılmaktaydı. GemideDanimarkalılardan kalma 6 adet Lublin tüfeği ile 6 adetSnayder tabancası vardı.

Nurettin PPEEKKEERR "ÖÖLL EESSİİRR OOLLMMAA" kitabında bu gazigemiyi şu şekilde tanıtır: “1932 yılından bu güne kadar vukubulan gemi kazalarında Alemdar kurtarma gemisi üzerinealdığı bütün kurtarma işlerini başarmıştır. Türk bayrağınıtaşıdığından beri yüz binlerce tonluk yüzlerce yerli ve yabancıgeminin kurtarma işlerini başarmış, hiç birisinden boş dön-memiştir, zaten bu geminin tarihi vasfı başarmaktır.”31

---------------------------- (28) http://www.ginolumodelmaket.com/inebolukurtulus.html(29) Rahmi Topçu http://www.ginolumodelmaket.com/alemdar.html(30) www.dzkk.tsk.mil.tr/.../Kahraman Gemilerimiz.asp(31) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, 1966, S:7.

““AAlleemmddaarr RRöömmoorrkköörrüü””TTaabblloo :: NNuurrccaann TTÜÜRRKKEEZZ ((22000033))

AAlleemmddaarr’’ıınn İİssttaannbbuull’’ddaann EErreeğğllii’’yyeeKKaaççıırrııllmmaassıınnddaa BBüüyyüükk BBaaşşaarrıı GGöösstteerreenn

ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı KKaaddııkkööyyllüü OOssmmaann EEffeennddii

ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı KKaaddııkkööyyllüü OOssmmaann EEffeennddiinniinnSSeeyyrr--ii SSeeffaaiinn İİddaarreessii KKiimmlliiğğii

Page 30: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22221111GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİNNİİSSTTAANNBBUULL''DDAANN KKAAÇÇIIRRIILLIIÞÞII

Kurtuluş Savaşımızda kara kuvvetleri yalnız kara yollarıy-la beslenmemiştir. Eğer deniz yollarıyla da beslenmeseydi,büyük zaferlere ulaşılamazdı. Kurtuluş Savaşında Batı Cephesi,kurtuluş zaferlerini hazırlayan savaş malzeme ve cephanelerinikara yolundan ziyade deniz yollarından almıştır.

Deniz yoluyla yapılan ikmallerde Novrosisk, Batum,Trabzon, Samsun, İnebolu, Akçaşehir (Akçakoca), Ereğli gibiiskelelerin büyük rolleri olmuştur. Bu yüzden Yunan donanmasıtarafından bu şehirler abluka ve bombardımana maruzkalmıştır.

Kurtuluş Savaşının ilk yıllarında motorlu, motorsuzyelkenli takalar ve birkaç buharlı tekneyle yapılan taşımalaryetmiyordu. Kuruçeşme önünde istim üstünde demirli bekleyenAlemdar kurtarma gemisi gibi kabiliyetli ve kuvvetli teknelereçok ihtiyaç vardı.

I.İnönü Savaşı kazanılmış düşman yeni bir saldırı hazır-lığında idi. Fakat Batı Cephesindeki ordumuzun yeterli savaşaraçları yoktu. Halktan toplanan süngüsüz tüfeklere, nalsızhayvanlara Ankara ve Kastamonu demircileri evlerden sökülenpencere demirlerinden süngü ve at nalı yapıyorlardı. Türkkadınları emzikli, beşikli çocuklarıyla kağnı arabalarındacephelere silah, cephane, çarık, çadır, yiyecek ve giyecektaşıyorlardı. Halbuki zaferleri sağlayan savaş araçlarınınçoğu deniz yollarıyla geliyor ve gelmesi gerekiyordu. İşte bugerçekler karşısında Alemdar'ın destanı başladı.32

Seyr-i Sefain İdaresi'ne bağlı bir kurtarma gemisi olanAlemdar, İstanbul Hükümeti vapurlarından Tir-i Müjgan'ınBafra'da karaya oturması nedeniyle bölgeye gönderilir.Alemdar bölgede çalışmalarını sürdürürken gemininÇarkçıbaşısı Kadıköylü Osman Efendi görevli olarak Samsun'agider. Burada halkın duygularından ve Samsun Müdafaa-iHukuk Cemiyeti üyelerinin (Ömer KARATAÞ ve arkadaşları)sözlerinden etkilenen Osman Efendi gemiyi Anadolu'ya kaçır-maya karar verir. İstanbul'a dönünce gemi kaptanı TrabzonluOsman Bey'e düşüncelerini açıklayan Osman Efendi, gemikaptanından, kendisinin çok yaşlı olması nedeniyle oğluHikmet Bey'le beraber bu işi yapması için onay alır. OsmanEfendinin teklifi ile geminin kaptanlığına serdümen RecepKahya verilir. Recep Kahya dümen işlerinin ustası, deniz yol-culuklarının aşinası ve Karadeniz'in eski bir kurdudur.

Kaçış için hazırlıklara başlanır. Alemdar'ın İstanbul'dankaçırılması işine şu isimler katılır:

---------------------------- (32) Nurettin Peker "Alemdarın Kahramanlığı", Tarih Konuşuyor (Aylık Tarih Mecmuası),

Cilt :3, Sayı :14, S.1165-1166.

LLoossttrroommoo HHiikkmmeett ((TTOOYYAATTAA)) EEffeennddii((YYaağğccıı HHiikkmmeett))

KKdd..YYzzbb..BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy

BBaabbaabbuurrnnuu CCiivvaarrıınnddaann KKddzz..EErreeğğllii’’nniinnGGöörrüünnüümmüü ((11889900))

Page 31: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

222222221- Çarkçıbaşı Kadıköylü Osman Efendi

2- Yağcı Trabzonlu Hikmet Efendi (Geminin süvarisi Trabzonlu Osman Beyin oğlu)

3- Güverte Lostromosu Üsküdarlı Ali Reis (Malta sürgünü)

4- Serdümen Trabzonlu Rıfat Reis

5- Serdümen Rizeli (Pekmezci Köyü) Recep Kahya (Güverte tayfası iken serdümenlik ve kaptanlık yapmıştır.)

6- Ateşçi Göreleli Yusuf

7- Kamarot Erzincanlı Salih

8- Kamarot İstanbullu Avram Efendi (Gemide Kemal diye çağrılır. Ereğli'de Müslüman olarak Hidayet adını aldı. Eser yazıldığı sırada İstanbul'da bir Türk hanımla evli olarak yaşamaktaydı.)33

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ EERREEĞĞLLİİ''YYEE UULLAAÞÞIIYYOORR

Kuruçeşme'de demirli duran Alemdar'ın kazaya uğramışgemilerin imdadına gidebilmesi için daima ocaklarının yanmasıve istim tutması gerekiyordu.

Karadeniz'de fırtınaların birbirini kovaladığı günlerdi.Dışarıdan bakıldığında gemide derin bir sessizlik vardı. Amaiçerde ateşli bir hazırlık başlamıştı. Nöbetçi etrafı ve denizi herzamankinden çok dinliyor ve gözetliyordu.

Bacadan çıkan katmerli duman etrafa savruluyordu.Ocaklardaki ateş şişlenirken bacadan kıvılcım ve kızıl alev çık-mamasına dikkat ediliyordu. İstim boruları kızmış ve tam istimtutulmuştu.34

Kaçış hazırlıklarını tamamlayan gemi 5-6 Þubat 1921gecesi harekete geçti. Saat 23:59'da Çarkçıbaşı KadıköylüOsman Efendi bir defa daha gemiyi dolaştı. Arkadaşlarınavazifelerini tekrarlarken milli hislerini kamçıladı. Baş ve kıçfenerlerini söndür emrini verdi. Irgat başında iki tayfa sessizcehazırlıklarını yapmış emir bekliyorlardı. Nihayet emir geldi:"AAllllaahh yyaarrddıımmccıımmıızz oollssuunn!! VViirraa ddeemmiirr ççooccuukkllaarr.." Cüretkar birplan ve çılgın bir cesaretle yola çıkan bu bir avuç kahramanüç türlü ölümü göze almışlardı:35

1-Yakalanırlarsa, kurşuna dizilmek,2-Fırtınalı havada denizde boğulmak,3-Peşlerine düşecek düşmanla savaşarak ölmek.

Bu kahramanlar ölmeden hürriyete kavuşmak, MustafaKemal'in emrinde çalışmak, zafere kadar savaşmak kararıalmışlardı.

---------------------------- (33) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.14-18.(34) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.17.(35) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.262.

(Tarih Yazılırken Yıl Miladiye Çevrilmiş, ve 13 Gün Eklenmiştir.)

KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaannıı vvee TTeekknneelleerr((11993300’’lluu YYııllllaarr))

KKaalleetteeppee CCiivvaarrıınnddaann ÇÇeekkiilleenn FFoottooğğrraaffttaaHHaassttaannee vvee ÇÇoobbaannççeeşşmmee CCiivvaarrıı

((11993300’’lluu YYııllllaarr))

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn KKaaççıırrııllıışşıınnıınn HHiikkaayyeessii((HHüürrrriiyyeett GGaazzeetteessii 2244 OOccaakk 11996655

OOssmmaann ÇÇAAĞĞLLAARR AArrşşiivvii))

Page 32: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22223333Boğaz çıkısında karakol görevi yapan İngiliz savaş gemisi-

ni, Karadeniz'de batan bir gemiyi kurtarmaya gidiyoruz, diy-erek atlatarak yola devam edildi. Alemdar ele geçmemek içinadeta titriyor ileri atılıyordu. Osman Efendi kamaraya kapatılanAvram Efendinin kamarasını açtı ve sadakat yemini aldı.36

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİNNEERREEĞĞLLİİ''YYİİ SSEEÇÇMMEESSİİNNİİNN SSEEBBEEPPLLEERRİİ

Sonunda, 6 Þubat Pazartesi sabahı Alemdar gemisi Ereğliönlerinde demirler. Başta Ereğli Liman Reisi Nazmi Bey(Çanakkale Savaşında Mayın Grup Komutanıdır) Ereğli halkınınileri gelenleri, İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem çeteleri “ggeeççmmiişşoollssuunn” ve “hhooşş ggeellddiinniizz” demek için gemiyi ziyaret etmişlerdir.

Trabzon'a gitmek için İstanbul'dan kaçırılan Alemdar'ın ilkdurak olarak Ereğli'yi seçmesinin sebepleri şunlardır:

1-Alemdar orta büyüklükte bir gemi olduğundan birkaç liman-da yakıt ikmali yapmak zorundadır.

2-Karadeniz Fransız, İngiliz ve Yunan denetiminde olduğundankıyıdan seyretmek ve sık sık saklanma zorunluluğu vardır.

3-İstanbul'dan eksik personelle kaçan geminin personel ve iaşeikmali yapması gerekmekteydi.

İşte tüm bu ihtiyaçları karşılayabilecek ilk limanınEreğli olması sebebiyle Alemdar Ereğli'ye sığındı. Ereğligeminin ikmali için elverişli yerdi her şeyden önce birkömür bölgesi idi. Zonguldak ve çevresi Fransızların işgalialtında olduğu halde Ereğli işgal edilip ilk kurtulan kasabadurumundadır.37

Ereğli doğal bir liman kentidir. Batı rüzgarları dışında-ki rüzgarlara karşı Baba Burnu tarafından korunan Ereğlikörfezinde Antik çağlarda yapılmış o döneme göre çok büyükbir mendirek vardır. (Günümüzde doldurulmuş olup balıkçıbarınağı olarak kullanılmaktadır.) Ereğli halkı denizcidir.Ereğli'de Alemdar'a katılacak denizci bulmak kolaydır.Ereğli Kandilli kömür ocaklarının yükleme limanıdır.Alemdar kömür ihtiyacını buradan kolayca karşılayabilecek-tir. Ereğli tüm birimleri ile Ankara Hükümetine bağlıdurumdadır. Belediye reisi Akmanoğlu Raşit Bey EreğliMüdafaa-i Hukuk Cemiyetinin başkanıdır. Ayrıca LimanBaşkanı Binbaşı Nazmi Bey (AKPINAR), Askeri PolisTeşkilatı(Ayın-Pe) Başkanı Yüzbaşı Þükrü Bey, KaymakamNecati Bey tüm bu kişiler Mustafa Kemal'e gönülden bağlıvatanperver kimselerdir.38

---------------------------- (36) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.19.(37) Kutsal Kıvrak, Gazi Gemi Alemdar S.14-15.(38) Atılay Durmaz Demiroğlu, Gazi Alemdar Kitapçığı, (Kdz.Ereğli Deniz Ticaret Odası Yayını) 2008,

S.5-6.

KKddzz..EErreeğğllii AAtt KKaappııssıı CCiivvaarrıınnddaann GGöörrüünnüümm((11992200’’llii YYııllllaarr))

KKddzz..EErreeğğllii GGöözztteeppee MMeevvkkii((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 33: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22224444MMİİLLLLİİ MMÜÜCCAADDEELLEEDDEE İİÞÞGGAALL EEDDİİLLİİPP KKUURRTTUULLAANN

İİLLKK ÞÞEEHHİİRR KKDDZZ..EERREEĞĞLLİİ

Kurtuluş Savaşı sırasında Ereğli limanına gelen Fransızfilosu bir subayını yanındaki tercümanla beraber karayaçıkararak kaymakamlık binasına gidip korsanlık ve haydutlukolayları karşısında menfaatlerini korumak için HerakliaTepesine asker çıkarıp kamp kuracaklarını, dirlik ve düzenikorumak için Osmanlı devletine yardımcı olacaklarını bildirir.

Fransızlar bu istekleri ile Mondros Ateşkes Antlaşmasının7.Maddesini uygulamak istiyorlardı. Amaçları kömür ocakları-na ve limana egemen olmak, Ereğli ve Akçakoca'dan, Batıcephesine yapılacak yardımı önlemek TBMM'ye karşı çıkan içayaklanmalarla işbirliği yaparak,Yunan ilerleyişini destekle-mekti.

Bu durum karşısında Ereğli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetibir heyet kurarak "EErreeğğllii''ddee ddiirrlliikk ddüüzzeennssiizzlliikk oollmmaaddıığğıı,, bbiirr iişşggaallkkaarrşşııssıınnddaa yyuurrttllaarrıınnıı vvee kkuuttssaall hhaakkllaarrıınnıı kkoorruuyyaaccaakkllaarrıınnıı,, ddooğğaa--ccaakk oollaayyllaarrddaann ssoorruummlluu oollmmaayyaaccaakkllaarrıınnıı" bildirmek üzereAmiral gemisine gönderdi.39

Fransız Amiral gemisine Liman Reisi Nazmi Bey(AAKKPPIINNAARR), Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyesi Nimet Hoca,Belediye Reisi Akmanoğlu Raşit Efendi (AAKKMMAANN), Aza EşrefEfendi ve Hacı Musa'dan kurulu bu heyet sandalla ulaştı.Sandala liman dairesi görevlilerinden İhsan (AAKKMMAANN) Efendide binmişti. Fransız Amiral onları soğuk karşıladı. NimetHocanın tercümanlığında konuşma başladı. Fransız kumandanışehri işgal edeceklerini bildirince Nimet Hoca burada top tüfekolmadığını ancak karaya çıktıkları takdirde onlarla ölünceyekadar savaşabileceklerini söyledi. Ereğli temsilcileri kumanyaalmak üzere karaya ve çarşıya gelecek, Fransız denizcilerinekolaylık gösterebileceklerini söylediler. İki saat boyunca sürenkonuşmalardan olumlu bir sonuç alınamadı. Gemiden ayrılanheyet işgalin ne zaman başlayacağını aralarında kestirmeyeçalışıyordu. Fransızların işgale kararlı olduklarını anlayanMüdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanı Akmanoğlu Raşit Bey veCöbekoğlu Hakkı Efendi (CCÖÖBBEEKK) Postane'ye koşarak makinebaşında durumu Ankara'ya Mustafa Kemal'e bildirdiler.40

Mustafa Kemal bu telgrafa aynı gün cevap verdi. MustafaKemal'in verdiği karşılık emirde "VVaattaannıımmıızzıı kkuurrttaarrmmaakk iiççiinnyyeeddiiddeenn yyeettmmiişşee kkaaddaarr ssaavvaaşşmmaakk zzoorruunnddaayyıızz.. 55000000 kkiişşiilliikkyyaarrddıımm kkuuvvvveettii ggöönnddeerriiyyoorruumm.." özetinde idi.

İlk önlem olarak emekli subay ve Ereğli Kuvva-i MilliyeKomutanı İzzet Bey (DDUURRAA) milislerini Keşiftepe sırtlarınayerleştirerek üç karakol halinde siperlere girip kaleyi korumayolunu tutmuşlardı. Fransızların yapacağı saldırı karşısındahalk köylere taşınmış hükümet ve memurları ateş alanı dışındakalan Viran Köyüne çekilmişlerdi.---------------------------- (39) Tahsin Aygün Kurtuluş Savaşında Karadeniz Ereğlisi, S.14.(40) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.148,

KKddzz..EErreeğğllii MMüüddaaffaa--ii HHuukkuukk CCeemmiiyyeettii ÜÜyyeessii

AAhhmmeett NNiimmeett HHooccaa

KKddzz..EErreeğğllii MMüüddaaffaa--ii HHuukkuukk CCeemmiiyyeettiiBBaaşşkkaannıı KKddzz..EErreeğğllii BBeelleeddiiyyee RReeiissii

AAkkmmaannooğğlluu RRaaşşiitt EEffeennddii

KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaann DDaaiirreessii GGöörreevvlliissiiİİhhssaann ÇÇaavvuuşş ((AAKKMMAANN))

Page 34: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22225555Nihayet beklenen uğursuz gün gelmişti. Fransızlar 08

Haziran 1920 günü Bababurnu’na 2 gambot yaklaştırarak 3makineli tüfekli bir piyade bölüğünü çıkardılar. Keşiftepe veKestanelik sırtlarından hastane üzerinden şehri işgalebaşladılar. Savaş gemileri ile Ereğli'yi ve limanı topa tuttular.Burada bulunan Kuvva-i Milliyecilerimiz ilk savaşını vererekçekilmek zorunda kaldılar.41

Fransızlar Ereğli'yi işgal ederken Zonguldak'ta olduğu gibi,Ereğli halkından bir tepki gelmeyeceğini umuyorlardı. Fakathalk ve çevredeki Kuvva-i Milliye güçleri Fransız işgaline karşıdirenmekte kararlıydı. Nitekim Fransızların Ereğli'ye askerçıkaracakları haberi üzerine Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti önder-liğinde direnme kuvveti kurulmuştu. Bu kuvvet MevkiKumandanı Binbaşı İzzet (DDUURRAA) ve Kazım Beylerlearkadaşlarının Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti azalarıyla birleşip,Millet bahçesinde genel bir toplantı yapmaları sonucu oluştu-rulmuştu. Müfrezeye gönüllü olarak askerlik yapmış, savaşmışolanlardan 200 kişi alınmıştı.42

Bu arada Mustafa Kemal Paşa'nın talimatına rağmen,Ereğli Kaymakamı Sabri Bey İstanbul Hükümeti taraftarıtutum ve davranışlar sergilemiştir. Ereğli Kaymakamı SabriBey, Damat Ferit Paşa'nın Zonguldak'a Mutasarrıf Vekiliolarak gönderdiği Kadri Bey ile ilk önce işbirliği yapmıştır.

Ayrıca Sabri Bey Fransızlar'ın 08 Haziran 1920 tarihindeEreğli'yi işgal etmelerine tepki göstermediği gibi, ilgili makam-ları işgalden altı saat sonra haberdar etmiştir. Fransız işgalininilk gününde Ereğli'ye gelen Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey'idahi durumdan haberdar etmemiştir. Aynı zamanda Sabri Bey,Ereğli Hürriyet ve İtilaf mensupları ile işbirliğinde bulunmak-tan da kaçınmamıştır.

Sabri Bey, belirtilen tutum ve davranışları, özellikleFransızların Ereğli'yi işgalleri karşısında takındığı davranışı sebe-biyle Tunalı Hilmi Bey'in şikayeti üzerine görevinden alınmıştır.43

Kuvva-i Milliye komutanı İzzet (DDUURRAA) Bey Fransızlarındurumunu saptamak için Liman Dairesi görevlilerinden İhsan(AAKKMMAANN) Beyi gönüllü olarak görevlendirdi. İhsan ÇavuşPazar dönüşü sırtında küfesi ile Han deresi yolundanKeşiftepe'ye gönderildi. Keşiftepe ve Kemer köyü muhtarı iletemasa geçerek Kuvva-i Milliye komutanlığına Fransızlarınkuvvetleri ve hareketleri hakkında her gün bilgi iletmeyi sağlay-acaktı. Çok tehlikeli olmasına rağmen bu vatansever adammilli casusluğu seve seve yaptı.44

İhsan Çavuş (AAKKMMAANN) Fransızların siperlerini ve kuvvet-lerini öğrendi. Ortalıkta başı boş dolaşan köylülere gerekli iza-hat ve emirleri verdikten sonra Ereğli'ye geri döndü. Fransızlaronun casus olabileceğinden şüphelenmediler bile.

---------------------------- (41) Tahsin Aygün, Kurtuluş Savaşında Karadeniz Ereğlisi, S.15.(42) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.148.(43) Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, “Zonguldak ve Havalisinde Milli Mücadeleye Zarar verici Faaliyetler”

ATATÜRK ARAÞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 23, C.VIII, Mart 1992.(44) Tahsin Aygün, Kurtuluş Savaşında Karadeniz Ereğlisi, S.16.

KKddzz..EErreeğğllii KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee KKoommuuttaannııİİzzzzeett ((DDUURRAA)) BBeeyy

KKddzz..EErreeğğllii KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee ÜÜyyeessiiKKaarraammaahhmmuuttzzaaddee

MMeehhmmeett ((ÇÇAAMMLLII)) BBeeyy

Page 35: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22226666Aynı zamanda Kastamonu Mıntıka Komutanı Albay

Osman Bey hemen Devrek milis komutanı Muharrem'e telgrafgönderip Ereğli'ye yardım'a gitmesi emrini vermişti. Bu talimatüzerine Devrekli Muharrem 32 kişilik kuvveti ile Ereğli'ye gel-erek Akropol Kadı Tarlası tepelerinden Kestaneci köyüne kadarolan kısma savaşçılarını yerleştirdi.

Diğer taraftan aynı gün Ankara hükümetince Kefken'debulunan İpsiz Recep'e de aynı mahiyette emir verildi. İpsizRecep bu emir üzerine kuvvetlerini toplayarak Ereğli'ye geldi.Bu kuvvetler Göztepe'den Gülüç Çayına kadar olan alanı tut-tular.

Kuvva-i Milliye'nin aldığı tedbirleri etkisiz hale getirmekiçin Fransızlar 09 Haziran 1920 günü üç koldan saldırıyageçtiler. Ancak Kuvva-ı Milliye'nin çok sıkı ateşi ilekarşılaştılar. Kaleden yapılan ağır ateş baskısı altında bazısiperlerde düşman ile süngü savaşı dahi yapıldı. Ereğli Kuvva-iMilliyesi ile İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem Kuvvetlerininbu müşterek saldırıları sonunda Fransızlar bozguna uğrayaraktel örgülerin arkasına çekildiler.

10 Haziran 1920 sabahı Fransız kuvvetleri Keşiftepe veKestanelik sırtları ile Hastane yönünden Kuvva-i Milliye siper-lerine yeniden saldırdılar. Ancak şiddetli bir direnişlekarşılaştılar. Yapılan göğüs göğse çarpışmalar sırasında Fransızkuvvetleri 1 subay ve 36 er kaybettiler direniş müfrezesinden deyaralananlar oldu.45

Ereğli'deki Fransız işgali ve buna karşı direniş ile ilgiliTunalı Hilmi Bey TBMM'de 1920 yılının Eylül ayında72.toplantıda şu tespitlerde bulunmuştur:

"FFrraannssıızzllaarr EErreeğğllii''yyii iişşggaallee tteeşşeebbbbüüss eettttiilleerr.. OOrraayyaavvaarrddıığğıımmıınn eerrtteessii ggüünnüü bbiirr ttaakkıımm hhiilleelleerrllee kkaarraayyaa ççııkkttııllaarr..DDöörrddüünnccüü ggüünnüü 7700 kkaaddaarr kkaahhrraammaann KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyeeccii bbuunnllaarrıınn330000 kkaaddaarr ssiippeerrlleerr iiççiinnddee bbuulluunnaann kkuuvvvveettlleerrii üüzzeerriinnee aatteeşşaaççttııllaarr.. VVee kkeennddiilleerriinnee 3366 nneeffeerrllee,, HHaalliill ((EEKKRREENN)) AAğğaannıınn iillkkkkuurrşşuunnuu iillee bbiirr ssuubbaayy mmaakkttuull vveerrddiirrddiilleerr.. ((1100 HHaazziirraann 11992200))

AArrkkaaddaaşşllaarr bbuurraaddaakkii hhaassttaanneeddee ggöörrddüüğğüümmüüzz mmaannzzaarraakkaarrşşııssıınnddaa GGLLAADDIISSTTOONN''uunn ((İİnnggiilliizz BBaaşşbbaakkaannıı)) bbiirr ssöözzüünnüühhaattıırrllaaddıımm.. MMeelluunn ddiiyyoorrdduu kkii ""İİnnssaann nneesslliinnddeenn oollmmaakkttaannuuttaannııyyoorruumm,, ççüünnkküü TTüürrkklleerr ddee iinnssaann nneesslliinnddeennddiirr......""FFrraannssıızzllaarrıınn bbööyyllee yyaappttııkkllaarrıınnıı ggöörrüünnccee iinnssaann yyaarraattııllddıığğıımmaabbeennddee uuttaannııyyoorruumm..

SSoonnrraa lliimmaann ffeenneerriinnii ssöönnddüürrmmüüşşlleerr ggeecceelleerrii yyaakkmmııyyoorrllaarrddıı..HHaassttaanneeddee nnee kkaaddaarr iillaaçç şşiişşeessii,, vveessaaiirree kkuudduurrggaann aayyaakkllaarr aallttıınn--ddaa ççiiğğnneennmmiişşttii.. HHaassttaanneenniinn iikkii ooddaassıınnddaann iikkiissiinnii ddee ttaammaammeennbbiizziimm aasskkeerrlleerriimmiizz üüzzeerriinnee mmiittrraallyyöözz ssııkkmmaakk iiççiinn kkuullllaann--mmıışşllaarrddıırr.. VVee oorraaddaakkii mmiittrraallyyöözzlleerrddeenn kkaallmmıışş bbiinnlleerrccee ffiişşeekkkkoovvaannıı bbuulluunnuuyyoorrdduu.. (Tarih kaydetsin)"---------------------------- (45) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz S.150-153.

TTBBMMMM.. BBoolluu MMiilllleett VVeekkiilliiTTuunnaallıı HHiillmmii BBeeyy

KKddzz..EErreeğğllii KKeeşşiifftteeppee CCiivvaarrıınnddaann ÇÇeekkiilleennFFoottooğğrraaffttaa AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn KKaarraayyaa

OOttuurrdduuğğuu ÇÇoobbaannççeeşşmmee CCiivvaarrıı

KKddzz..EErreeğğllii MMeemmlleekkeett HHaassttaanneessii

Page 36: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22227777Bu saldırıda Fransızlar bir çok ölü vermelerine rağmen

sökülüp atılamadılar. Makineli tüfeklerle Yenimahalle'yi sürek-li olarak taradılar. İşgal bölgesi olarak, Ereğli kalesinden denizkıyısına kadar tel örgü çekerek Yenimahalle'ye egemen oldularve Fransız bayrağı çektiler.46

Fransızlar ummadıkları bir direnişle karşılaşınca Ereğli'yidize getirmek için tekrar harekete geçtiler. Fransız donanmasışehri bombardıman etti. Fransızlar ayrıca kuvvetlerini takviyeetmek için Ereğli'ye bir kruvazör ve 2 gambot desteğinde birbölükten fazla bir Senegal kuvvetiyle bir makineli tüfek bölüğüve 2 top daha çıkardılar.

Takviye edilen Fransız kuvvetleri 11 Haziran sabahıtekrar saldırıya geçti. Ereğli Kuvva-i Milliyesi Mustafa KemalPaşa’nın talimatı gereğince karşı koydu. İki kuvvet arasındaşiddetli çarpışmalar oldu. 15 Haziran tarihinde Fransızlartekrar Ereğli'deki kuvvetleri takviye ettiler. Bolu'dakiMürettep Fırka (Tümen) Kumandanı Nazım Bey "EErrkkaannııHHaarrbbiiyyee UUmmuummii RRiiyyaasseettiinnee" (Genel Kurmay Başkanlığına)gönderdiği telgrafında Fransızların Ereğli'de 37 yaralısı ve 1Zabit (Subay) ile 55 neferinin (Asker) maktül düştüğünü(öldüğünü) bildirdi.

Fransızlar her taraftan Ereğli'ye kuvvetler gelmekteolduğunu uçaklarla gözledikten sonra Ereğli'den çekilme hazır-lıklarına başladılar. Fransızlar kaledeki askeri silah,cephane vemühimmatı sahile taşıyarak gemilere yüklemek için gayret sarfettiler. 18 Haziran 1920 sabahı ezan okunurken Ereğli Kuvva-iMilliyesi Fransızlara karşı saldırıya geçti. Fransızlar bu anisaldırı karşısında silah ve cephanelerini bırakarak RamazanBayramı sabahı çekilmeye başladılar.

Ereğli Kuvva-i Milliyesi çevreden gelen milli kuvvetlerinyardımıyla Fransız kuvvetlerini Ereğli'den atmayı başar-mıştı.Bu müfrezenin emrinde Fransızlara karşı savaşanlar-dan bazıları şunlardır: Karamahmutzade Mehmet (ÇÇAAMMLLII),Saraç Tahsin, Tevfik (MMEETTEE), Mazlumcuzade İsmail,Mazlumcuzade Galip, Caferoğlu Hasan (CCAANNVVEERR) HalilAğa ve Gümrükçü Abdülkadir Bey'lerdi. Bunlardan başkaKolsuz Ahmet Ağa da arkadaşlarıyla kahramancasavaşmıştı. Ereğli'de Fransız askerlerine karşı ilk kurşunuHalil Ağa (EEKKRREENN) atmıştır.

TBMM Hükümeti Ereğli'nin Fransız işgalinden kurtarıl-ması için faaliyete geçmişti. Bolu üzerinden bu yöreye sevkedilen kuvvetler Ereğli'ye girdikleri saatlerde Fransızlar da şehritamamen tahliye etmişlerdi. Þehir merkezinde hiçbir Fransızkalmamıştı. Bunu 11.Tümen Komutanı Arif Bey şu telgrafıylabildirdi:

---------------------------- (46) Tahsin Aygün, Kurtuluş Savaşında Karadeniz Ereğlisi, S.15-16.

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn KKaarraayyaa OOttuurrdduuğğuu ÇÇoobbaann--ççeeşşmmeessii CCiivvaarrıınnddaann BBiirr BBööllüümm

ÇÇoobbaannççeeşşmmeessii CCiivvaarrıınnddaa BBiirr BBaayyrraamm GGüünnüü((11993300’’lluu YYııllllaarr))

Page 37: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22228888AAnnkkaarraa''ddaa BBüüyyüükk MMiilllleett MMeecclliissii RReeiissii MMuussttaaffaa KKeemmaall PPaaşşaa

HHaazzrreettlleerriinnee

11--ÞÞiimmddii AAllaappllıı mmıınnttııkkaa MMüüddüürriiyyeettiinnddeenn aallıınnaann mmaalluummaattaa nnaazzaarraannEErreeğğllii ttaammaammeenn ttaahhlliiyyee eeddiillmmiişş vvee hhiiççbbiirr FFrraannssıızz kkaallmmaammıışşttıırr..

22--BBüüyyüükk MMiilllleett MMeecclliissii RRiiyyaasseettii cceelliilleessiinnee,, AAllii FFuuaatt PPaaşşaaHHaazzrreettlleerriinnee,, NNaazzıımm BBeeyy''ee aarrzz oolluunnmmuuşşttuurr..

1188 HHaazziirraann 113333661111..TTüümmeenn KKoommuuttaannıı

AArriiff 47

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİTTRRAABBZZOONN''AA HHAARREEKKEETT EEDDİİYYOORR VVEE

CC--2277 GGAAMMBBOOTTUUNNUUNN TTUUZZAAĞĞIINNAA DDÜÜÞÞÜÜYYOORR

Alemdar tehlikedeydi. Çünkü Batı Karadeniz kıyıları Fransızsavaş gemileri tarafından kontrol edilmekteydi. GemininEreğli'de barınması mümkün değildi. Bu nedenle Alemdar'ınİstanbul'dan Ereğli'ye kaçışı, Ereğli Kaymakamı Necati Beytarafından Zonguldak Mutasarrıfı Nusret Beye şifreli yıldırımtelgrafla bildirildi. Nusret Bey de Kastamonu ve HavalisiKomutanlığına aynı gün gönderdiği telgrafında şunları bildirdi:

ÇÇookk aacceellee şşiiffrree mmaahhlluullüü

ZZoonngguullddaakk 2244//11//11333377 (( 66 ÞÞuubbaatt 11992211))

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaallııssıı KKuummaannddaannllıığğıınnaaEErreeğğllii kkaayymmaakkaammllıığğıınnddaann aallıınnaann tteellggrraaffnnaammeeyyee nnaazzaarraann

İİssttaannbbuull''ddaann AAlleemmddaarr ttaahhlliissiiyyee vvaappuurruu ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı KKaaddııkkööyyllüüOOssmmaann EEffeennddii mmaarriiffeettiiyyllee kkaaççıırrııllaarraakk EErreeğğllii lliimmaannıınnaaggeellmmiişşttiirr.. KKöömmüürr,, mmüürreetttteebbaatt vvee ssaaiirree ggiibbii nnookkssaannllaarrıı vvaarrddıırr..EErreeğğllii''ddee kkaallıırrssaa ddaaiimmaa tteehhlliikkeeyyee mmaarruuzz bbuulluunndduuğğuunnddaann nneevvaa kkiissıınn iikkmmaallii iiççiinn EErreeğğllii kkaayymmaakkaammllıığğıınnaa eemmiirr vveerriillmmiişşttiirr.. NNeerreeddeevvee nnaassııll mmuuhhaaffaazzaa oolluunnaabbiilleecceeğğiinniinn eemmrrii iişş''aarrıı..

MMuuttaassaarrrrııffNNuussrreett48

Ayrıca Ereğli A.P. Teşkilat Müdürü Þükrü ve Ereğli LimanReisi Nazmi Beyler de Kastamonu Havalisi Komutanlığınabirer telgraf göndererek Alemdar'ın Ereğli'ye kaçırılışı hakkındabilgi verdiler. Bu habere çok sevinen Kastamonu ve HavalisiKomutanı Muhiddin Paşa, aynı gün Zonguldak Mutasarrıfınıngönderdiği telgrafında, Alemdar gemisinin Bartın LimanBoğazına saklanması, kabil olmazsa Sinop'a hareket etmesiemrini verdi.49

''''AAcceellee şşiiffrree KKaassttaammoonnuuZZoonngguullddaakk MMuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaa2244//11//11333377 şşiiffrreellii tteellee cceevvaappttıırr..

AAlleemmddaarr iikkmmaallii nneevvaa kkıışşllaa kkeennddiinnii ssaakkllııyyaa bbiilliirrssee BBaarrttıınnlliimmaann bbooğğaazzıınnaa ssaakkllaannmmaassıı,, kkaabbiill oollmmaazzssaa SSiinnoopp aa ggeelliipp eemmrreeiinnttiizzaarr eettmmeessii..

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannMMuuhhiiddddiinn50

---------------------------- (47) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.157-159.(48) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.21.(49) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.263.(50) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.22.

FFrraannssıızzllaarrıınn CC--2277 GGaammbboottuu

KKaassttaammoonnuu--BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannııMMuuhhiiddddiinn ((AAKKYYÜÜZZ)) PPaaşşaa

KKddzz..EErreeğğllii AAsskkeerrii PPoolliiss TTeeşşkkiillaattıı ((AAyyıınn--PPee))MMüüddüürrüü ÞÞüükkrrüü BBeeyyiinn MMüühhhhiiddddiinn PPaaşşaayyaa

VVeerrddiiğğii İİllkk ÞÞiiffrreellii RRaappoorr

Page 38: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

22229999Ayrıca Muhiddin Paşa durumdan Milli Müdafaa

Vekaletini de haberdar ederek, bu konuda yapılacak işlem içintalimat istedi.

Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanının Ankara'yagönderdiği Alemdar hakkındaki rapor şöyleydi:

ÞÞiiffrreellii tteellggrraaff ÞÞbb..ll 2244//11//11333377 (( 66 ÞÞuubbaatt 11992211)) 22992266--110000

MMiillllii MMüüddaaffaaaa VVeekkaalleettiinneeİİssttaannbbuull''ddaann AAlleemmddaarr ttaahhlliissiiyyee vvaappuurruunnuunn ÜÜççüünnccüü

ÇÇaarrkkççııssıı OOssmmaann EEffeennddii mmaarriiffeettiiyyllee EErreeğğllii lliimmaannıınnaa ggeellddiiğğii vveebbaazzıı nneevvaakkııssıı bbuulluunndduuğğuu vvee EErreeğğllii lliimmaannıınnddaa kkaallddııkkççaa tteehhlliikkee--ddeenn aazzaaddee bbuulluunnaammaayyaaccaağğıı vvee nneevvaakkııssıınn iikkmmaallii iiççiinn EErreeğğllii kkaayy--mmaakkaammllıığğıınnaa eemmiirr vveerrddiiğğii ZZoonngguullddaakk mmuuttaassaarrrrııffıı ttaarraaffıınnddaannşşiimmddii bbiillddiirriillddii.. CCeevvaabbeenn AAlleemmddaarr''ıınn iikkmmaallii nneevvaakkııssiiyyllee kkeennddiinniissaakkllııyyaabbiilliirrssee BBaarrttıınn lliimmaannıı bbooğğaazzıınnaa,, kkaabbiill ddeeğğiillssee SSiinnoopp''aaggeelliipp eemmrree iinnttiizzaarr eettmmeessii cceevvaabbeenn bbiillddiirriillddii.. BBuu hhuussuussttaakkii eemmrriivveekkaalleett ppeennaahhiilleerriinnee mmuunnttaassıırr oolldduuğğuummuu aarrzz eeddeerriimm..

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannııMMiirrlliivvaa MMuuhhiiddddiinn51

Batı Cephesinin başlıca kaynak bölgesi olan Kuzey BatıAnadolu'ya Mustafa Kemal'in ve kumandan arkadaşlarınınHarp Okulunda Fransızca ve Askeri Tarih ve Askeri CoğrafyaÖğretmeni Muhiddin (AKYÜZ)* Paşa dört tümen yetkisiyleKastamonu ve Bolu havalisi kumandanlığına tayin edildiğin-den bu değerli asker Alemdar olayını başından sonuna kadaridare etmiş ve olayın yararımıza sonuçlanmasında Fransızlarlaolan dostluğundan çok faydalanmıştır.52

Hadisenin ileride alacağı şekli sezen Muhiddin Paşa'nınAlemdar mürettebatının Fransızlar tarafından yakalanmasıhalinde şiddetli bir muamele göreceklerini açıklamış ve bunameydan verilmemesi için Ereğli makamlarını ve Alemdarmürettebatını uyarmıştır.53

Aynı gün gemide incelemeler yapan Liman Reisi DenizKıdemli Yüzbaşı Nazmi Bey kömür stoklarının azaldığını vemürettebatın eksik olduğunu belirleyerek durumu AnkaraHükümetine rapor eder. Ankara Hükümeti tarafından geminineksikleri tamamlandıktan sonra Trabzon'a gönderilerekRusya'dan yapılan taşımacılıkta görevlendirilmesi yönündetalimat gelir.

Bu talimat üzerine harekete geçen Nazmi Bey (AKPINAR)önce limanda bulunan gemilerden birinden 80 ton kömür temineder.54

---------------------------- (51) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.22-23.(52) Nurettin Peker, "Alemdarın Kahramanlığı" Tarih Konuşuyor Aylık Tarihi Mecmuası

C.3, Sayı :14, S.1168.(*) Alemdar olayının yazışma belgelerini bir dosya halinde toplayan Muhiddin Paşa’dır. Bu

dosyayı o zaman katibi ve muhafızlığı görevini yerine getiren Nureddin Peker'e o vermiştir.(53) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.24.(54) İstiklal Harbinde Bahriyemiz (Genel Koordinatör :Koramiral Metin ATAÇ), Deniz Kuvvetleri

Komutanlığı, S.156-157.

KKaassttaammoonnuu--BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannııMMuuhhiiddddiinn PPaaşşaannıınn MMiillllii MMüüddaaffaa VVeekkaalleettiinnee

((MMiillllii SSaavvuunnmmaa BBaakkaannllıığğıı)) VVeerrddiiğğiiİİllkk ÞÞiiffrreellii RRaappoorr

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn KKddzz..EErreeğğllii’’ddeekkiiMMüürreetttteebbaattıınnddaann BBiirr KKııssmmıı

OOttuurraannllaarr SSoollddaann SSaağğaa :: KKdd..YYzzbb..BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy,,KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaann RReeiissii NNaazzmmii ((AAKKPPIINNAARR)) BBeeyy,,

LLoossttrroommoo HHiikkmmeett ((TTOOYYAATTAA)) BBeeyy,,TTğğmm..CCeellaalleeddddiinn ((OORRHHAANN)) BBeeyy..

KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaann RReeiissii ÇÇaannaakkkkaalleeKKaahhrraammaannıı

BBnnbb.. NNaazzmmii ((AAKKPPIINNAARR)) BBeeyy

Page 39: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33330000Alemdar gemisine tecrübeli ve deniz kurdu mürettebatlar

lazımdır. Denizciler yatağı Kdz.Ereğli'de I.Dünya Savaşındandönen usta denizciler çoktu. Ereğli'nin vatansever liman reisikıdemli Yüzbaşı Nazmi Bey bunları biliyor ve tanıyordu. Bugibileri dairesinde topladı, durumu anlattı. Olgun ve okşayıcıbir sesle: "EEvvllaattllaarrıımm hhaayyddii ggiiddiinn eeşşyyaallaarrıınnıızzıı ggeettiirriinn,, ssiizziiAAlleemmddaarr ggeemmiissiinnee vveerrddiimm.. DDüüşşmmaannllaa ççaarrppıışşaann oorrdduummuuzzaassiillaahh,, cceepphhaannee ttaaşşıımmaakk üüzzeerree ggeemmiiyyii TTrraabbzzoonn''aa ggööttüürreecceekkssiinniizz..VVaattaann ssiizzddeenn hhiizzmmeett bbeekklliiyyoorr.. UUğğuurruunnuuzz yyoolluunnuuzz aaççııkk oollssuunn"dedi.

Nazmi Bey’in yüreklere işleyen baba sözleri yiğit denizci-leri coşturdu. Evlerine koştular. Eşyalarını omuzladıkları gibisoluğu Alemdar'da aldılar. Ankara'daki Bahriye Dairesininonaylaması ile Alemdar'a Ereğli'de katılan subaylar da vardı.Bunlar İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve cephane kaçırmaklatanınmış denenmiş kahramanlardı. Alemdar'ı ilk olarakİstanbul'dan kaçıran Çarkçıbaşı Kadıköylü Osman Efendihastalığından ötürü tedavi için Ereğli'de kaldı. Ayrıca diğerkamorot Musevi asıllı Avram Efendi de Ereğli'de kaldı.55

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİ TTRRAABBZZOONN''AAGGÖÖTTÜÜRREECCEEKK YYEENNİİ PPEERRSSOONNEELLİİNN İİSSİİMM LLİİSSTTEESSİİ

1 -Süvari İsmail Hakkı Kaptan2- İkinci Süvari Güverte Üsteğmen Rizeli Ali Dursun Bey

(TTEEVVEETTOOĞĞLLUU)3- Çarkçıbaşı Kıdemli Yüzbaşı Beykozlu Adil Bey4- İkinci Çarkçı (yağcı) Hikmet Efendi (TTOOYYAATTAA)5- Serdümen Rizeli Recep Kahya6- Serdümen Trabzonlu Rıfat Reis7- Ateşçi Göreleli Yusuf 8- Güverte lostromosu Üsküdarlı Ali Reis9- Kamarot Erzincanlı Salih

EERREEĞĞLLİİ''DDEENN KKAATTIILLAANN PPEERRSSOONNEELL ::

10-Ereğli'nin Orhanlar mahallesinden Caferoğlu Hasan (CCAANNVVEERR)11-Ereğli'nin Orhanlar mahallesinden Yakup (TTOOFFTTAA)12-Ereğli'nin Orhanlar mahallesinden Mehmet Fikri (TTOOPPAATTLLII)13-Ereğli'nin Orhanlar mahallesinden Çırakların Hilmi14-Ereğli'nin Orhanlar mahallesinden Çekirgeoğlu İsmail15-Ereğli'nin Akarca mahallesinden Karabit Tevfik (TTEETTİİKK)16-Ereğli'nin Kozlu mahallesinden Tahsildar Hasan Efendi17-Ereğli'nin Ketenciler köyünden Tahir Efendi (EERR)18-Ereğli'nin merkezinden İstanbullu Ömer Efendi19-Ereğli'nin Orta köyünden Þaban (KKIILLIIÇÇ)20-Ereğli'nin Kirmanlı mahallesinden İstanbullu Reşat Efendi

21-Ereğli'nin Murtaza mahallesinden Hacı Yakup'un Tahsin Efendi56

---------------------------- (55) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.25.Not:Ereğli'de bırakılan Çarkçı Osman Efendinin yerine Ereğli'den yolcu gibi gönüllü alınan

Trabzonlu Hasan Sami Efendi'yi de eklersek toplam personel 22 kişi olur.Liste bu bilgiler doğrultusunda düzenlemiştir.

(56) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.268.

AAlleemmddaarr GGeemmiissii İİkkiinnccii SSüüvvaarriissiiGGvv..ÜÜttğğmm..RRiizzeellii AAllii DDuurrssuunn

((TTEEVVEETTOOĞĞLLUU)) BBeeyy

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissiiİİssmmaaiill HHaakkkkıı BBeeyy

AAlleemmddaarr GGeemmiissii OOllaayyıı iillee İİllggiillii DDöönneemmiinnBBiirr DDeerrggiissiinnddee ÇÇııkkaann YYaazzıı DDiizziissii

((AAlleemmddaarr NNaassııll EEssiirr OOlldduu))

Page 40: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33331111Nurettin PPEEKKEERR'in “Öl Esir Olma” adlı eserinde Ali

Dursun TTEEVVEETTOOĞĞLLUU 2. Kaptan olarak değil de gemiyeKdz.Ereğli'den katılan personel içinde 20. sırada Kdz.EreğliOrtaköyünden diye belirtilmiştir.

Yine Nurettin Peker eserinde ilk kez 1962 yılında yayım-lanan bu yazıdaki bilgileri teyit etmek amacıyla FethiTTEEVVEETTOOĞĞLLUU'na üç kez mektup yazdığını, ancak mektupları-na bir karşılık alamadığını yazar.

Deniz Kuvvetleri Dergisinin 543.sayısında (Mart 1989)Fethi TTEEVVEETTOOĞĞLLUU’’nun 19 Mayıs Üniversitesi tarafındandüzenlenen Uluslararası Tarih Boyunca KaradenizKongresi'nde sunulan bildirisi yayınlanmıştır. O günkü vazife-si Alemdar'ın ikinci komutanlığı olduğu belirtilen Ali DursunTTEEVVEETTOOĞĞLLUU'nun anıları olarak yayınlanan bu tebliğdeanlatılanlar ise içerik olarak diğer kaynaklardan farklı bilgileriçermektedir. Ayrıca gemideki tüm personel sayısı 21 olarakverilir. Bu sayı Nurettin PPEEKKEERR'in Öl Esir Olma adlı eserinde22 olarak listelenmiştir.

Bahriye Dairesince Alemdar gemisinin Süvariliğine emek-li Bahriye subayı olan Ereğli'de karantinacılık yapan, Fransızcave İtalyanca bilen sivil kaptan İsmail Hakkı Bey, ikinci kap-tanlığa Ereğli Ayın-Pe (Askeri Polis) teşkilatından güverteÜsteğmeni Rizeli Ali Dursun (TTEEVVEETTOOĞĞLLUU) Bey,çarkçıbaşılığa o sırada Damat Ferit hükümetince arananKıdemli Yüzbaşı Beykozlu Sarı Adil Bey, İkinci Çarkçılığa daHikmet (TTOOYYAATTAA)Efendi görevlendirilmişti.

Kumanyaları ve kişi başına onar lira Ereğli Müdafaa-iHukuk Cemiyetince verildi. Liman Reisi Nazmi Bey'inidaresinde toplanan Alemdar subaylarının aldığı gizli kararagöre, Ereğli limanından çıkılınca ışıklar söndürülecek, Amasralimanına girilince geminin siyah boyası kireç badanası ile beya-zlatılacak ve brandalarla uydurma donanım yapılarak şeklideğiştirildikten sonra Kerempe, İnce Burun rotasıyla Sinoplimanına girilecekti. Buradan da bilinen rota ile Trabzon'avarılacaktı.57

Hazırlıklarını tamamlayan Alemdar gemisi 8-9 Þubat1921 gecesi saat 3.00'te Sinop üzerinden Trabzon'a varmaküzere yola çıkar. Alemdar'ın Ereğli'ye geldiğini ve sessizce yenisefere hazırlandığını gizlice izleyen Ereğlili Rumların, bu duru-mu telefon ve özel adamları ile Kandilli'deki Fransız ve İtalyanajanlarına bildirmeleri üzerine Zonguldak'tan, İstanbul'dakiAmiral Calthrope tamamlayıcı bilgileri almış oldu. AmiralCalthrope Alemdar'ın kaçtığını öğrenir öğrenmez gemininmümkünse yakalanıp geri getirilmesini, mümkün değilsebatırılmasını emretti. (Rumların bu casusluğu içeri bölgelerenakillerine sebep olmuştur.)58

---------------------------- (57) Tarih Konuşuyor Aylık Tarih Mecmuası, C.3 Sayı:15 Nisan 1965, S.1230.(58) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.270.

KKddzz..EErreeğğllii OOrrttaakkööyyüünnddeenn ÞÞaabbaann KKIILLIIÇÇ

KKddzz..EErreeğğllii OOrrhhaannllaarr MMaahhaalllleessiinnddeennYYaakkuupp TTOOFFTTAA

KKddzz..EErreeğğllii OOrrhhaannllaarr MMaahhaalllleessiinnddeennHHaassaann CCAANNVVEERR

Page 41: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33332222Kdz.Ereğli'deki Rum azınlığın demografik ve sosyal

durumları ile ilgili bilgi verilmesi gerekirse şu sonuçlar ortayaçıkar. 1916 Yılı Müstakil Bolu Sancağı SalnamesindeEreğli'nin toplam nüfusu 41.794'dür. Bunların 40.567'siMüslüman, 1227'si de Rum'dur.

Öte yandan Milli Mücadele esnasında da sayıları tam tespitedilememekle birlikte Ereğli'de çoğunluğu maden işletmecisi olanbir hayli Rum bulunuyordu.

Mübeccel Belik KKIIRRAAYY da yaşlı Nüfus Memuru İsmailEfendi'den naklen Ereğli merkezinin nüfusunun beşte biriniRumların oluşturduğunu bildirmektedir.59

Alemdar "mmaakkiinneelleerr ttaamm yyooll" ileri komutu ile denizi yut-maya başlamıştı. Limandaki batıklar geçilerek liman ağzınavarılıp burun dönüldü. Süvarinin emri tüm gemiye yayıldı:"LLuummbbuuzzllaarrıı kkaarraarrttıınn,, ddıışşaarrıı ıışşııkk ssıızzmmaassıınn,, aaççııkkttaa,, ggüüvveerrtteeddeessiiggaarraa iiççmmeeyyiinn,, ddüüşşmmaann ggöörrmmeessiinn…… SSuu uuyyuurr ddüüşşmmaann uuyyuummaazz..ÇÇookk ddiikkkkaatt eeddiinn,, bbuu ggüünnlleerr uunnuuttuullmmaazz.. "

Burnu dönen gemi Zonguldak yönünde tam yol fayrapyaptı. Gemi Ereğli Ölüce Fenerini bordaladığı sırada, o zamanakadar tüm ışıklarını söndürmüş top ve makineli tüfekleri ileateşe hazır durumda avını bekleyen Fransız C-27 motor gam-botu, birden bütün ışıklarını yakarak Alemdar'a saldırdı.Dümen kırıp Alemdar'ı bordalarken, stop edip teslim olmasıuyarısında bulundu. Tuzağa düşen Alemdar'ın süvarisi üçdüdük çekerek stop ettiğini bildirdi.

Hızla rampa eden gambottaki Fransızlar: "SSiizz AAlleemmddaarrddeeğğiill mmiissiinniizz?? NNeerreeyyee ggiiddiiyyoorrssuunnuuzz??" diye sorunca: "EEvveettAAlleemmddaarr''ıızz,, AAmmaassrraa lliimmaannıınnddaa bbaattmmıışş bbiirr ggeemmiiyyii kkuurrttaarrmmaayyaaggiiddiiyyoorruuzz" cevabı verildi.

Ama Fransızlar şu cevabı verdiler: "HHaayyıırr,, ssiizz İİssttaannbbuull''ddaannkkaaççttıınnıızz.. BBiizz ssiizzii bbeekklliiyyoorrdduukk.. DDuurruunnuuzz,, kkaarrşşıı ggeelliirrsseenniizzbbaattıırrııllaaccaakkssıınnıızz.."

Bir subayla iki silahlı Fransız askeri Alemdar'ınköprüüstüne çıkarak gemi kaptanını gözaltına aldılar. İsmailHakkı Kaptan iki yanındaki otomatik tabancaları görünceköpürdü ve gambotun komutanına bağırdı: "BBuu ttaabbaannccaallaarr nneeoolluuyyoorr ?? BBıırraakkssıınnllaarr ddaa sseellaammeettllee iişş ggöörreeyyiimm.."

Fransız komutanı askerlere tabancalarını indirme emriniverdi ve ardından Alemdar'ın kaptanına: "HHaayyddii kkaappttaann,,iissttiikkaammeett ZZoonngguullddaakk lliimmaannıı,, öönnüümmüüzzee ddüüşşüünn.." Bu olaylarısoğukkanlılıkla ancak üzgün bir çehreyle izleyen SerdümenRecep'in bir eli dümen dolabında öbür eli havada seslendi:"SSüüvvaarrii bbeeyy...... ssüüvvaarrii bbeeyy......bbaannaa eemmiirr vveerrmmee.. HHüürr oollmmaayyıınnccaa

---------------------------- (59) Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu “Zonguldak Ve Havalisinde Milli Mücadeleye Zarar Verici Faaliyetler”,

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 23, C.VIII, Mart 1992.

KKddzz..EErreeğğllii AAkkaarrccaa MMaahhaalllleessiinnddeennTTeevvffiikk TTEETTİİKK

KKddzz..EErreeğğllii KKeetteenncciilleerr KKööyyüünnddeenn TTaahhiirr EERR

AAlleemmddaarr GGeemmiissii KKaahhrraammaannllaarrıı

SSoollddaann SSaağğaa :: TTaahhiirr EERR,, TTeevvffiikk TTEETTİİKK,,YYaakkuupp TTOOFFTTAA vvee HHaassaann CCAANNVVEERR KKuurrttuulluuşş

SSaavvaaşşıınnddaann YYııllllaarr SSoonnrraa YYiinnee BBiirraarraaddaaKKddzz..EErreeğğllii’’nniinn KKuurrttuulluuşş GGüünnüü

KKuuttllaammaallaarrıınnddaa GGuurruurrllaa PPoozz VVeerrmmiişşlleerr..

Page 42: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33333333ççaallıışşaammaamm.. EEssiirrlliiğğii bbiilliirriimm.. ÖÖllüürrüümm eessiirr oollmmaamm.." Bunun üzer-ine Süvari İsmail Kaptan: "RReecceepp ddaayyıı ççaarree yyookk......HHeelleeZZoonngguullddaakk''aa ggiiddeelliimm.. HHüükküümmeettee vvee FFrraannssıızzllaarraa dduurruummuuaannllaattıırrıızz.."

Recep Kahya buna itiraz ederek hangi hükümete meramanlatacaklarını sordu ve "ÖÖII eessiirr oollmmaa" dedi.

Recep Kahya öteki serdümen arkadaşına seslenerek dümeniona bıraktı ve köprü üstünden ayrıldı. İşinin başında olan AdilBey'in yanına giderek kuşkularını anlattı. Silahsız Alemdar'ınbu hızlı gambot önünden kaçamayacağını söyledi.Yola devamkararı verildi.60

Zonguldak'a doğru yöneldiler. Bu acıklı sonu akıllarınınucundan bile geçirmeyen personel şaşkındı, üzgündü. Alemdar'ıİstanbul'dan kaçıranlardan Güverte Lostromosu Ali Reisarkadaşlarına: "AArrkkaaddaaşşllaarr bbeenn ddeenniizzee aattllaayyaarraakk kkuurrttuullmmaayyaaççaallıışşaaccaağğıımm.. BBiizz ggeemmiiyyii kkaaççıırrddııkk.. HHeemm ddee MMaallttaa kkaaççaakkllaarrıınn--ddaannıımm.. İİssttaannbbuull''aa ggööttüürrüürrlleerrssee bbeennii kkuurrşşuunnaa ddiizzeerrlleerr.. PPiissii ppiissiinneeööllüürrüümm.. EEğğeerr kkuurrttuullaammaazz,, bbooğğuulluurrssaamm vvaattaann uuğğrruunnddaa şşeerreeffiimm--llee şşeehhiitt oolluurruumm.. " dedi.

Bu sözleri dinleyen arkadaşları bir anda sarsıldılar. Ancakçabuk toparlandılar. Başta Adil Bey olmak üzere: "HHaayyıırr oollmmaazzAAllii RReeiiss,, ggeemmii kkaannaallddaann sseeyyrreeddiiyyoorr.. GGöözz ggöörree ggöörree ööllüümmüünnkkuuccaağğıınnaa aattııllmmaannaa rraazzıı oollaammaayyıızz.. SSaabbrreett bbaakkaallıımm.. GGüünn ddooğğ--mmaaddaann nneelleerr ddooğğaarr" dediler. Onu yüreklendirdiler ve denize atla-masına engel oldular.

Kozlu önlerine geldiklerinde bu kez de Üsteğmen RizeliAli Dursun bey gemi komutanına seslendi: "İİssmmaaiill KKaappttaannbbiirraazz ddaahhaa kkııyyııyyaa ssookkuull.. BBeenn bbiirr ccaannkkuurrttaarraann yyeelleeğğii ssaarrddıımm..KKaarraayyaa ççııkkııpp uulluussaall hhüükküümmeettee dduurruummuu bbiillddiirreeyyiimm.. " Üsteğ-men korkuyu aklının ucundan bile geçirmiyordu. Ancak fırtı-nanın ayaklandırdığı dalgalar bu girişime olanak tanımaya-cak kadar korkunçtu. Komutan bu isteğe izin vermedi:"OOllmmaazz eeffeennddii kkaappttaann,, ssaabbıırrllıı ooll.. EEllbbeett bbiirr ççaarreessiinnii bbuullaaccaağğıızz..HHüükküümmeettee hhaabbeerr vveerriirriizz.."

Alemdar boynu bükük önde yol alırken, C-27 de dümensularında seyrederek avını kaçırmamak için onu sürekli olarak pro-jektörleri ile göz altında tutuyordu. Tüm personel son dereceüzgündü. Yine de bir birlerine destek olarak ertesi güne umutlabakıyorlardı. Gambotun daimi ışığı altında Alemdar, sabahın erkensaatlerinde Zonguldak'a girdi ve mendirek dışında demirledi.Fransızlar gemiyi sıkı kontrol altına aldılar ve arama yapacaklarınıbildirdiler. Gemiyi Zonguldak limanına çektiler.61

---------------------------- (60) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.31-32.(61) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.270-271.

KKddzz..EErreeğğllii OOrrhhaannllaarr MMaahhaalllleessiinnddeennÇÇeekkiirrggeeooğğlluu İİssmmaaiill EEffeennddii

KKddzz..EErreeğğllii KKoozzlluu MMaahhaalllleessiinnddeennTTaahhssiillddaarr HHaassaann ((YYAALLÇÇIINNEERR)) EEffeennddii

KKddzz..EErreeğğllii OOrrhhaannllaarr MMaahhaalllleessiinnddeennMMeehhmmeett FFiikkrrii TTOOPPAATTLLII

Page 43: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33334444EESSİİRR AALLIINNAANN GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ

ZZOONNGGUULLDDAAKK''AA GGEETTİİRRİİLLDDİİ

Sabah saat 07.00'de Zonguldak'a geldiler. Fransızlar sev-inçli, Türkler ise son derece üzgündüler. Fransızlar bu başarılarındandolayı birbirlerini kutlarken Alemdar'a giren birkaç Fransız aramayapıyordu. Danimarkalılardan kalma hiçbir işe yaramayan 6tüfekle, 6 tabancayı bu arada buldukları ekmek, sebze bıçaklarınıda aldılar. Beykoz'lu Adil Bey ve İkinci Kaptan Ali Dursun Bey’insakladıkları iki tabancayı bulamadılar.

Saat 08:00'de Alemdar'a Fransız bayrağını kıçında dalga-landıran bir filika yanaştı. İçinde işgal güçlerinin KaradenizKomodoru ve Zonguldak Liman başkanı Fransız Deniz YüzbaşıTTiillllii vardı. *Yüzbaşı Tilli iki kara ve dört deniz erinden kurulusilahlı bir manga getirmişti. Alemdar'ın komutanı ve subayları onuincelikle lumbarağzında karşılamışlardı. O da çok nazik davrandı.

"BBoonnjjuurr kkaappttaann" diyerek Alemdar komutanının elini sıktı.İsmail Hakkı Kaptan da aynı nezaketle karşılık verdi. Tilli,İsmail Kaptanı köprüden indirdi. Yüzbaşı Tilli böylece gemininkomutasını eline almıştı. Komutan kamarasına yerleşmiş emir-ler veriyordu. Beraberinde getirdiği silahlı erleri geminin çeşitliyerlerine dağıttı ve nöbete soktu. İsmail Hakkı Kaptan'ı çağır-tarak kömür durumunu sordu. Aralarında geminin gereksinim-leri ile ilgili olarak kısa bir konuşma oldu.

Fransız yüzbaşısı daha sonra "AAlleemmddaarrıı İİssttaannbbuull''ddaannkkaaççıırraannllaarrıınn kkiimmlleerrddiirr??" diye sorunca onların hepsinin Ereğli'dekaldıklarını, kendilerinin gemiyi Ereğli'den teslim aldıklarınıbildiren cevapla karşılaştı. Bunun üzerine hemen hareket ede-ceklerini bu nedenle demirin vira edilmesini,istikametlerininEreğli olduğunu söyledi. Tilli kaçak Alemdar'ı İstanbul'dakiamirlerine eliyle götürüp teslim etmeyi çıkarlarına daha uygungörüyordu. Üstelik bu işin çok kolay olacağını da sanıyordu.Çünkü Türkleri tanımıyordu.62

Personele Türkçe olarak herkesin işbaşına geçmesiniemretti. Silahlı nöbetçileri de gerekli yerlere koyarak Fransızcaolarak talimatlarını verdi. Vira demirden sonra makine daire-sine hareket emri verdi. İstikamet Ereğli'ydi.63

09 Þubat 1921 günü öğle vakti, Alemdar Zonguldaklimanından çıkmış, batıya yol vermişti. Balkaya önlerine geldik-lerinde Tilli emrini değiştirdi: "DDooğğrruu İİssttaannbbuull''aa ggiiddeecceeğğiizz"64

Bu arada Kozlu önünde Alemdar bir teşebbüste bulundu.Yüzbaşı Tilli'nin müdahalesine rağmen gemi sahili yakından takipederek kurtuluş çaresi ve imkanı aradı. Alemdar için bu yol ölümyolu idi. Sahile yakın bulunmak adeta onlara kurtuluş ümidi vefırsatı veriyordu. Ereğli Baba Burnu'nu bordaladıktan sonrarotalarını değiştirmeyi düşünüyorlardı. Bunun için yollarınakıyıya yakın olarak devam ediyorlardı.65

---------------------------- * Yüzbaşı Tilli'nin yanındaki askerlerin sayısı hakkında kaynaklarda bir tutarsızlık görülür. Daha sonra

ki telgraf yazışmalarından ve resmi kayıtlardan bu sayının dört olduğu kesin olarak belirlenmiştir.(62) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.205-206.(63) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.272.(64) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.206.(65) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.273.

ZZoonngguullddaakk LLiimmaannıınnddaa DDaallggaakkıırraannYYüükklleemmee İİsskkeelleessii ((11992200’’llii YYııllllaarr))

KKoozzlluu ((1199..YYüüzzyyııll BBaaşşllaarrıı))

ZZoonngguullddaakk LLiimmaannıı vvee DDaallggaakkıırraann((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 44: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33335555Durumlarından kuşkulanan Tilli, Kozlu açıklarında geldi.

Sahilden açılmalarını ve daha açıktan gitmelerini emretti. Gemiyibiraz daha sancağa alarak seyirlerine açıktan devam ettiler.

KKUURRTTUULLUUÞÞ SSAAVVAAÞÞII’’NNIINNİİLLKK DDEENNİİZZ MMUUHHAARREEBBEESSİİ

Fransız komutan ve erleri neşeli bir İstanbul yolculuğuyapıyorlardı. Alemdar tayfası ve mürettebatı ise kurtuluş çareleriarıyordu. Çünkü İstanbul'a gitmek demek onlar için ölüm demek-ti. Fransız Harp Divanı Ereğli Askeri Polis (Ayın-Pe)Teşkilatından Ali Dursun Beyi Anadolu'ya cephane nakli ilegıyabında suçlamış 6.5 yıl hapsine hüküm vermişti. BeykozluYüzbaşı Adil Bey ise Türk general ve subaylarını Anadolu'yakaçırdığı ve Paşabahçeli Keresteci Ahmet Efendinin yardımıylasağladığı silahlarla oluşturulan çete ile Beykoz baskınını gerçek-leştirdiği için İstanbul Harp Divanı kararı ile idama mahkumedilmişti. Bu nedenle kahraman Türk denizcileri her ne pahasınaolursa olsun gemiyi ele geçirmeye karar verdiler.66

Eğer İstanbul'a varırlarsa ya Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbinde yargılanacaklar, ya İngilizlerin ünlü hapishanesinetıkılacaklar ya da darağacını boylayacaklardı. Bile bile ölümegidilemezdi. Gemideki Fransızlara belli etmeden birbirleri ilebuluşarak anlaştılar Fransızları bağlayarak gemiyi bir yerebindirmeyi kararlaştırdılar.67

Ali Dursun Bey ile Adil Bey, mürettebatı ikişer üçer gizlicemakine dairesine toplayarak geminin İstanbul'dan buraya neemelle kaçırıldığını ve hepsinin hangi büyük gaye uğrunamücadeleye atıldıklarını ve milli hükümet tarafından nasıl vaz-ifelendirdiklerini hatırlattılar. İçlerinde geminin ilk kaçırıl-masını sağlamış kahramanların da bulunduğu bu cesur ve yiğitarkadaşları: "2211 TTüürrkk,, 66 FFrraannssıızz''aa eessiirr oollaammaazz" sözünden büs-bütün coştular. Bu Fransızları anı bir hamle ile bastıraraksilahlarını alıp Ereğli'ye dönmek kararına memnunluklakatıldılar. Alınan kararı Süvari İsmail Hakkı Kaptan'abildirmek için Adil Bey ile Ali Dursun güverteye çıktılar veköprüüstünde bulunan süvariyi çağırttılar. Durumu ayrın-tılarıyla kendisine anlattılar. Süvari önce kendilerinin silahsızve Fransızların hepsinin silahlı olduğunu ve bu hareketlerininkendilerine pek pahalıya mal olabileceğini düşünmelerini hatır-lattı. Sonra bu iki subayın silahsız da olsa üç, dört Türk'e birFransız'ın düştüğünü, birdenbire üzerlerine çullanırlarsaonların silahlarının hiçbir tesiri kalmayacağı şeklinde sözleriyleikna oldu ve Adil Bey'in otomatik tabancası kendisine verildi.Sonra kaptan köprüye döndü.68

Fransızları esir almak için yapılan iş bölümüne göre FransızYüzbaşı Tilli'yi yakalama vazifesi kuvvetli tayfalardan CaferoğluHasan (CCAANNVVEERR), Karabit Tevfik (TTEETTİİKK), Çekirgeoğlu İsmail,Ateşçi Göreleli Yusuf ve Hacı Yakup'un Tahsin'e verildi.69

---------------------------- (66) Tahsin Aygün, Alemdar Geliyor, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1964, S.15. (67) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.206-207.(68) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.274.(69) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.42.

AAlleemmddaarr MMüürreetttteebbaattıınnıınn FFrraannssıızz AAsskkeerrlleerriinniiEEssiirr AAllmmaassıınnıı TTaassvviirr EEddeenn RReessiimm

((MMüünniiff VVeehhiimm))

FFrraannssıızz YYzzbb..TTiillllii’’nniinn EEssiirr EEddiilliişşiinniiGGöösstteerreenn TTeemmssiillii RReessiimm

Page 45: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33336666Ali Dursun (TTEEVVEETTOOĞĞLLUU) Kaptan diğerlerine de 4

Fransız'a saldırarak salona hapsetmeleri talimatını verdi. HikmetEfendi makineden ayrılmayacak, Recep Kahya da Fransızlar etki-siz kılınınca dümene geçip geminin idaresini üstlenecekti.70

Plana göre kıç üstünde toplanan bir kısım personel telhalatların istifinde anlaşamayarak birbirine hakaretle silletokat kavgaya tutuştular. Fakat Fransızlar ayırmaya gelmedil-er. Durumun akışını gören İsmail Kaptanla Adil Bey gelip kav-gayı ayırdılar. Ve barıştırıp horon oynamaya davet ettiler.Kavgaya gelmeyen Fransız askerleri kemençenin sesine dayana-madılar, bu kez geldiler ve Türklerin bu tavrı karşısında yenidenşaşkına döndüler. Bu sırada İsmail Kaptan parolayı verdi:"AAllaabbaannddaa ssaannccaakk hhaa ççooccuukkllaarr!!"71

Herkes daha önce belirlenen görevlerini yıldırım hızı ileyerine getirmeye başladı.Adil Kaptan, Hasan(CANVER) veLostromo İsmail tabancalı olan Yüzbaşı Tilli'nin üstüne çul-landılar. Etkisiz hale getirilen Yüzbaşı Tilli harita odasınakilitlendi.

Kısa süren mücadeleden sonra diğer Fransız askerleri desilah kullanmalarına imkan verilmeden yakalanarak elleri iplebağlandı. Artık roller değişmiş Fransızlar ürkek bir durumdaölümü bekliyorlardı.72

Fransızlardan 45 fişek, 2 Fransız mavzeri ve 6 tabanca elegeçirilmişti. Þimdi her tehlikeye karşı koyabilecek durumdaidiler. Yeniden hürriyet ve ümit ışığı doğan Alemdar Ereğli'yedoğru yöneldi.73

Þimdi Alemdar'da gerçek bir bayram havası esiyordu. Tümpersonel sarmaş dolaş olmuştu, esaretten özgürlüğe kavuş-manın tadını çıkarıyorlardı. İsmail Kaptan: "İİssttiikkaammeett EErreeğğlliimmaakkiinneelleerr ffaayyrraapp" emri verdi. Serdümen Recep Reis dümeniçevirdi, Ereğli'ye dümen kırdı.74

Bunu gören Fransız gambotu hızla üzerlerine gelmeyebaşladı. Alemdar'dan iki buçuk kere daha süratli hücumbot,Alemdar'ın hareketinden iki saat sonra yola çıkmıştı.Alemdar'ı Baba Burnu açığında tarassut ederken,döndüğünü görür görmez tam yolla üzerine doğru geldi bukovalama çok uzun sürmedi. Karşıt yönde ilerledikleri içinkısa sürede birbirlerine yaklaştılar. Hücumbot Alemdar'ınsancak kıç omuzluğunda 25 metre kadar yakınına soku-larak: "DDuurr!!"emri verdi. Süvari gemiyi stop edip kıç tarafagelerek, Fransızlarla konuşmaya başladı. Ali Dursun Kaptansüvariye gemiyi niçin durdurduğunu hem konuşup hem iler-lemelerini söyledi.75

---------------------------- (70) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.274.(71) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.207.(72) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.207-208.(73) Tahsin Aygün, Alemdar Geliyor, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1964, S.17.(74) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.44-45.(75) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.275.

AAlleemmddaarr’’aa EErreeğğllii’’ddeenn KKaattııllaann PPeerrssoonneell

Page 46: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33337777Alemdar'ın özgürlüğe kaçışı yine tehlikeye düşmüştü.

Þimdi C-27 Alemdar'ın önüne geçmek istiyor, başaramıyor,ardına geçiyor top ve makinelisini çevirip tehdit ederek İstanbulyönüne dönmesini istiyordu. Her şeyi göze alan Alemdar dön-meyince de C-27 ateş açtı. Ancak galvanizli saca bu ateş etki-siz kalınca baştaki topuyla Alemdar'ın baş tarafına ateş açtı.Gemideki Fransızları da öldürürüz korkusu ile Alemdar'ı batıra-cak şekilde atış yapamıyorlardı. Bu nedenle Alemdar'a yanaş-mak veya bindirmek istediler.76

Yüzbaşı Tilli'nin yanında bekleyen Hasan (CCAANNVVEERR),dışarı fırladı ve elindeki Fransız tabancası ile ateşe başladı. AdilBey de Fransız askerlerden alınan tüfekle kendilerine 5-10metre kadar sokulan ve rampa yapmak isteyen gambotun topbaşındaki nişancısına lumbuz deliğinden ateş ederek cansız yereserdi. Diğer tayfalar da sürekli ateş ederek top başına gelmekisteyenleri hedef alıyorlardı. Çaresiz kalan Gambot ateş ederekgeri kaçmaya başladı.77

Gambot geri çekilmeye başlayınca bunu gören Ketencilerköyünden Tahir (EERR) coşarak açıktan ateşe başladı ancakgöğsünden yaralanarak güverteye yıkıldı. Bu çatışma sırasındaİstanbullu Ömer üç yerinden, Orta köylü Þaban (KKIILLIIÇÇ) başın-dan yaralandılar. Kurşun sağanağı altında dümeni idare edenRecep Reis ıstampaya rastlayarak seken bir kurşunla dümendolabının başında şehit oldu.

Recep Kahya'nın vurulma anını Yazar Osman ÇÇAAĞĞLLAARR"KKaarraaddeenniizz''ddee ÜÜçç LLiimmaann TTeemmmmuuzz,, AAğğuussttooss vvee SSiinnoopp" adlıeserinde şöyle tasvir eder:

""FFrraannssıızz ggeemmiissiinnddeenn bbiirrbbiirrii aarrddıınnaa ggeelleenn kkuurrşşuunnllaarrıınn bbiirrkkııssmmıı kküüppeeşştteeyyee ttookk bbiirr sseessllee ççaarrppııpp,, yyaannkkııllaannaarraakk AAlleemmddaarr''ıınnyyaarraattttıığğıı ddaallggaallaarrıınn aarraassıınnaa ddüüşşüüpp kkaayybboolluurrkkeenn,, bbiirr kkııssmmıı ddaaaahhşşaapp bbööllüümmlleerree ssaappllaannııpp kkaallııyyoorrdduu..

SSooll oommzzuunnddaa öönnccee ggaarriipp bbiirr ssııccaakkllııkk hhiisssseettttii RReecceepp KKaahhyyaa,,ssoonnrraa yyaavvaaşş yyaavvaaşş bbiirr yyaannmmaa vvee aaccıı.. NNee oolldduuğğuunnuu aannllaammaakk iiççiinnssooll eelliiyyllee ddüümmeenn ssiimmiiddiinnii ssııkkıı ssııkkııyyaa kkaavvrraayyııpp ggöözzlleerriinnii ggeemmiinniinnpprruuvvaassıınnddaann aayyıırrmmaaddaann ssaağğ eelliiyyllee oommzzuunnddaakkii aaccııyyaann yyeerreeddookkuunndduu.. EElliinnee ııllııkk bbiirr ssııccaakkllııkk ggeellddii.. EEllii ııssllaannmmıışşttıı.. ÞÞaaşşıırrddıı..EElliinnee bbaakkttıı.. EEllii kkııppkkıırrmmıızzıı oollmmuuşşttuu.. OOmmzzuunnddaakkii aaccıı ddaahhaa ddaaccaannıınnıı yyaakkmmaayyaa bbaaşşllaaddıığğıınnddaa vvuurruulldduuğğuunnuu aannllaammıışşttıı.. SSooll kkoolluu--nnuunn ddeerrmmaannıı kkeessiilliiyyoorrdduu.. DDüümmeenn ssiimmiiddiinnii ttuuttaammaazz oolldduu..AAlleemmddaarr,, rroottaassıınnddaann ççııkkııpp ssaannccaakk ttaarraaffıınnaa ddooğğrruu ddöönnmmeeyyeebbaaşşllaaddıı.. CCaannıınnıınn aaccııssıınnıı uunnuuttuupp bbeeddeenniiyyllee ddüümmeenn ssiimmiiddiinneeddaayyaannaarraakk ssaağğ eelliiyyllee ddüümmeennii ddüüzzeellttmmeeyyee ççaallıışşttıı..

OOllmmaaddıı,, ggüüccüü yyeettmmeeddii,, AAlleemmddaarr hheemm ttaamm yyooll ggiittttiiğğiinnddeennhheemm ddee ddaallggaallaarrllaa mmüüccaaddeellee eettttiiğğiinnddeenn ttooppaarrllaayyaammaaddıı ddüümmeenniiRReecceepp KKaahhyyaa..YYaarrddıımm ççaağğıırrmmaakk iiççiinn ccaammıı kkıırrııkk ppeenncceerreeddeenn bbaaşşüüssttüünnee bbaakkmmaakk iisstteerrkkeenn,, yyeemmyyeeşşiill bbiirr ddaağğıınn eetteekklleerriinnddeekkii kkööyyüü

---------------------------- (76) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.208.(77) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.209.

RReecceepp KKaahhyyaannıınn VVuurruullmmaa AAnnıınnıı GGöösstteerreennTTeemmssiillii RReessiimm

Page 47: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33338888ggeellddii ggöözzlleerriinniinn öönnüünnee.. İİkkii yyaannıı aağğaaççllııkkllıı vvee bbööğğüürrttlleenn ççaallııllaarrııyy--llaa kkaappllıı kkööyyüünnüünn ttoopprraakk yyoolluunnddaann,, ooğğlluu İİssmmaaiill kkeennddiinnee ddooğğrruukkooşşuuyyoorrdduu.. OOmmzzuunnuunn üüzzeerriinnddee ttaaşşııddıığğıı aasskkeerr hhuurrccuunnuu yyeerree aattttıı..SSaannkkii ssıırrttıınnddaann yyüükk kkaallkkmmıışş ggiibbii,, bbüüttüünn vvüüccuudduunnddaa bbüüyyüükk bbiirrrraahhaattllaammaa hhiisssseettttii.. BBuu ttoorrbbaa nnee kkaaddaarr aağğıırrmmıışş ddiiyyee ddüüşşüünnddüü..KKeennddiissiinnee ddooğğrruu kkooşşaarraakk ggeelleenn ooğğlluunnaa ssaarrııllmmaakk iiççiinn ddiizzlleerriinniinnüüzzeerriinnee ççöökküüpp kkoollllaarrıınnıı aaççaarraakk bbeekklleemmeeyyee bbaaşşllaaddıı.. --OOğğlluumm bbiirrii--cciikk ooğğlluumm,, ddeemmeekk bbaabbaannıı hhaattıırrllaaddıınn?? DDiiyyee bbaağğıırrddıı aammaa sseessiinniikkeennddiissii ddee dduuyyaammaaddıı.. EEttrraaffıınnaa bbaakkıınnddıı,, ooğğlluu İİssmmaaiill''ddeenn bbaaşşkkaahheerr şşeeyyiinn,, aağğaaççllaarrıınn,, ççaallııllııkkllaarrıınn,, ttoopprraakk yyoolluunn vvee kkööyyüünnüünn kkeenn--ddiissiinnddeenn uuzzaakkllaaşşmmaayyaa bbaaşşllaaddıığğıınnıı ggöörrddüü.. UUyykkuu bbaassttıırrmmıışşttıı bbiirr--ddeennbbiirree..

UUyyuummaakk,, uuyyuummaakk iissttiiyyoorrdduu.. GGöözz kkaappaakkllaarrıınnıınn kkaappaannddıığğıınnııhhiisssseeddiipp ddiirreennddii.. --HHaaddii ooğğlluumm,, hhaaddii İİssmmaaiill''iimm kkooşş.. ÇÇookkyyoorrgguunnuumm ççookk uuyykkuumm vvaarr ooğğlluumm.. UUyyuummaaddaann ssaannaa bbiirr kkeezzssaarrııllaayyıımm.. İİssmmaaiill bbeenniimm,, bbaabbaann RReecceepp.. RReecceepp KKaahhyyaa.. ÇÇookkuuzzaakkllaarrddaann ggeellddiimm ooğğlluumm,, ççookk uuzzaakk…… UUzzaakk……OOğğlluu kkooşşttuuggeellddii,, RReecceepp KKaahhyyaa''nnıınn bbooyynnuunnaa ssaarrııllddıı.. İİssmmaaiill kkoollllaarrıınnıınnaarraassıınnddaayyddıı şşiimmddii.. AAllllaahh''ttaann eenn ççookk iisstteeddiiğğii bbuuyydduu iişşttee.. --ÇÇookkşşüükküürr,, ssaannaa rraabbbbiimm ççookk şşüükküürr ddeeddii..,, ooğğlluunnaa ssıımmssııkkıı ssaarrııllddıı..UUyykkuu ööyylleessiinnee aağğıırr bbaassttıırrııyyoorrdduu kkii ddaayyaannaammaaddıı,, kkeennddiissiinnii ooğğlluu--nnuunn kkoollllaarrıınnddaa,, eenn ddeerriinn uuyykkuussuunnaa bbıırraakkttıı..

NNeerreeddeenn ggeellddiiğğiinnii bbiillee aannllaayyaammaammıışşttıı bbaağğrrıınnddaann ggiirriipp ssıırrttıınn--ddaann ççııkkaann kkuurrşşuunnuunn.. DDüümmeenn ssiimmiiddiinniinn kkoollllaarrıınnaa ttuuttuunndduu,, yyaavvaaşşyyaavvaaşş yyeerree ççöökkttüü.. KKaallkkmmaakk iiççiinn ddüümmeennee ttuuttuunnuupp bbiirrkkaaçç hhaammlleeyyaappttıı aammaa ddüümmeenn hheerr sseeffeerriinnddee oonnddaann yyaannaa ddöönnüüyyoorr bbiirr ttüürrllüüaayyaağğaa kkaallkkaammııyyoorrdduu.. CCaann hhaavvlliiyyllee ssoonn bbiirr hhaammllee yyaappııpp bbüüttüünnvvüüccuudduuyyllaa ddüümmeennee ssaarrııllddıı ssııkkıı ssııkkııyyaa,, ddüümmeenn ddaahhaa bbiirr hhıızzllaa ddöönnddüüvvee RReecceepp KKaahhyyaa yyeerree yyıığğııllııpp kkaallıırrkkeenn,, dduuddaakkllaarrıınnddaann --ÇÇookk şşüükküürrssaannaa rraabbbbiimm,, ççookk şşüükküürr ssöözzlleerrii ddöökküüllddüü.."78

Gemi istikamet değiştirerek denize açılmaya başlayıncaİsmail Kaptan’ın uyarısıyla Adil Bey ve arkadaşları dümendolabına koştularsa da kurşun sağanağından sokulamadılarve Recep Reis vurulunca düşerken dolabın tutum yerlerinibırakmaması sonucu beraber dönmesinden dolayı rotanındeğiştiğini gördüler, hemen bir gönder bulup düzeltmek iste-dilerse de dolabın tespit edildiğini ve bunun için dönmediğinianladılar, hayrette kaldılar. Geçen saniyelerin saat kadardeğeri vardı. Gambotun bütün makineli tüfekleri burayaçevrili olmasına rağmen Adil Bey yukarı sıçradı, dümenvalfının kapalı olduğunu ve lostromo İsmail'in korunmak vesavaşa katılmak için kapıdan ayrılmasını fırsat bilen YüzbaşıTilli'nin kapıyı açamayınca pencere camını kırarak dışarıatladığını ve denizci olması itibarıyla bildiği pencere önünde-ki dümen makinesinin valfını kapattığı ve dümenin çalış-masını durdurduğunu anladı. Yüzbaşı Tilli'nin bu kurnazlığı-na kızan Adil Bey ona saldırarak onu etkisiz hale getirdi. Vetekrar kamaraya kapattı. Hemen valf açıldı.

---------------------------- (78) Osman ÇAĞLAR, "Karadeniz'de Üç Liman Temmuz, Ağustos ve Sinop" S.171-172.

KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee MMiilliiss KKuuvvvveettlleerriinnddeennİİppssiizz RReecceepp vvee ÇÇeetteessii

Page 48: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

33339999Nurettin PEKER “ÖÖLL EESSİİRR OOLLMMAA” adlı eserinde Recep

Kahyanın şehit olması ile ilgili şu bilgileri verir; "AAlleemmddaarrıınnKKaappttaann kkööşşkküünnddee ııssttaammppaannıınn bbaaşşıınnddaa RReecceepp KKaahhyyaa kkuummaannddaaeeddeerrkkeenn ddüümmeenn ddoollaabbıınnıınn bbaaşşıınnddaa vvuurruullaarraakk şşeehhiitt ddüüşşmmüüşşttüürr..YYaannddaann ggeelliipp ııssttaammppaayyaa ggeelleenn sseekkeenn kkuurrşşuunnuunn eezzddiiğğii yyeerrii vveeddiiğğeerr kkuurrşşuunnllaarrıınn yyeerrlleerriinnii ggeemmii zziiyyaarreettiinnddee ggöörrddüümm.. KKaazzaannddaaiirreessiinniinn üüzzeerriinnddee İİssttookkooll kkaappııssıınnddaa kkuurrşşuunn yyeerrii vvaarrddıırr..TTeekknneeddeekkii kkuurrşşuunn yyeerrlleerrii bbooyyaa iillee kkaappaannmmıışşttıırr.. TTaahhttaa kkııssıımm--llaarrıınnddaakkii kkuurrşşuunn yyeerrlleerrii ttaammiirrddee ddeeğğiişşmmiişşttiirr.." 79

TTÜÜMM KKDDZZ..EERREEĞĞLLİİ GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNEEYYAARRDDIIMM İİÇÇİİNN SSEEFFEERRBBEERR OOLLUUYYOORR

Alemdar son hızla beyaz köpükler saça saça limandaniçeriye girerken top ve makineli sesini duyan Ereğli halkı kıyı-da toplandı. Bazıları Kıyıdan 5-6 sandala binerek başlarındaİhsan Bey (AKMAN) olduğu halde yardıma gittiler. Yoğunateşe rağmen İhsan Bey'in içinde bulunduğu sandal Alemdar'ayanaşarak içindekiler gemiye atladı ve çatışmaya katıldılar.

Alemdar'ın Çoban Çeşmesi önlerine yanaşmasına engelolmak isteyen gambot kıyı ile gemi arasına savaşarak girdi.Rampasına 100 metre kaldığı ve siperlerin yakın menzilinegirdiği anda ansızın çok isabetli yaylım ateşine uğradı ve isa-betler aldı.

İpsiz Recep de Ereğli ve Rize milli müfrezeleri ile Hastaneburnu tarafındaki Birinci Dünya Savaşından kalma siperlerdenateş ediyorlardı.

Fransızlardan vurulup düşenler oldu. İki ateş arasındakalan Fransızlar öç almak için üç top daha savurdular. ÇobanÇeşmesi'ndeki Memleket Hastanesine isabet eden mermi hasaryaptı. Bir mermi de Alemdar'ın bacasına isabet edip sakatladı.

İki ateş altında kalan Fransızlar top ve makinelileri terkederek güverteyi boşaltmışlardı. Bunu fırsat bilen Ereğli deniz-cileri sandallarıyla gambota yönelmeye başladılar. Bunlararasında Sandalcı Hüda ve kardeşi Hüseyin, Liman sandalcısıOrhanlar mahallesinden Bahriyeli Ahmet (ÇÇOOLLAAKKOOĞĞLLUU) veOrhanlar mahallesinden İsmail (FFIINNDDIIKK) vardı.80

Denize gömüle gömüle gambota yaklaşan sandalcı Hasan,Ölü Muharrem, Mülazımzade Cevat ilk ateşi açtılar. Limandabaşlayan ikinci savaşta Ereğlililer Alemdar'a yardım ediyor-lardı. Hücumbot sahilden, Bababurnu'ndan, denizden ateş yağ-muruna tutuldu.81

Ateş edenler arasında Ereğlili Halil Ağa (EKREN), RizeliTafoğlu Ömer Ağa ve yeğeni Tafoğlu Halim olduğu haldemaiyetleri çetelerden ve yerli Ereğli halkından kişiler de vardı.82

---------------------------- (79) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.46-47.(80) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.48-49.(81) Tahsin Aygün, Alemdar Geliyor, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1964, S.20-21.(82) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.277.

LLiimmaann SSaannddaallccııssıı OOrrhhaannllaarr MMaahhaalllleessiinnddeennBBaahhrriiyyeellii AAhhmmeett ÇÇOOLLAAKKOOĞĞLLUU

Page 49: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44440000Çetelerin ezici yaylım ateşine mukabele bulamayan ve

sandalların saldırısı karşısında dümen manevrası yapmayanC-27 selameti savuşmakta bularak bütün hızıyla tornistanyapıp limandan çıktı. Savaş iki saat kadar sürmüştü.83

Kurtuluş Savaşı’nın bu ilk deniz muharebesinde Recep Reisşehit olmuş, Ereğli'den gemiye personel olarak alınanlardanKetenciler köyünden Tahir (EERR) göğsünden, İstanbullu Ömerüç yerinden, Orta köylü Þaban (KKIILLIIÇÇ) ise başından yaralan-mıştı. Fransızların zayiatı ise 2 ölü ve 3 yaralı idi. Yüzbaşı Tillive 4 erle birlikte 5 de esir alındı.84

Çatışmada Serdümen Recep Kahya şehit düşmüştü.Rize'nin Pekmezci köyünden,1874 doğumlu. Hacı Mahmut'unoğlu olan Recep Kahya, ömrü savaşlarda geçen bir neslin nefer-lerindendi. 1.Dünya Savaşında İngilizlere esir düşmüş,Hindistan'da çok acı günler geçirmişti. Bir yolunu bulup1920'de tutsaklıktan kurtulmuş ve İstanbul'a dönmüştü.Kuvay-i Milliye'ye yardımcı olmak üzere Alemdar gemisindeserdümen olarak görev almıştı.85

O Milli mücadelenin ilk deniz şehidi oldu. Evet o nesil kiiçlerinde 10 yıl savaşıp eşlerini çocuklarını göremeden şehitolan geriye dönmeyi düşünmeyen bir nesil…. Ruhları şadolsun…

Alemdar düşmanını yenmiş, kendini kurtarmış, zaferikazanmıştı. Süvari karaya bindirmekten vazgeçip hız kesti.Buraları iyi bilen İsmail Hakkı ve Dursun Ali Kaptanlargemideki İhsan (AAKKMMAANN) Bey'in yardımıyla Ereğli ağzındakibatık gemilerin leşlerini aşarak Çoban Çeşmesi önündeKavakdibi denilen yere hafifçe baştankara etti. Gemi personeligüvertede toplandı. Birbirlerini kucaklayarak zaferi kutladılarİlk iş olarak gemideki büyük Türk bayrağını göndere çektiler.Vazifeliler gelinceye kadar şehit ve yaralıları hazırladılar.

Ereğli Liman Reisi Nazmi Bey başta olmak üzere, bu olay-larla ilgili ve görevli olanlarla kahramanların yakınları, seven-leri, Müdafaa-i Hukukçular geminin başına geldiler, sarmaşdolaş oldular. Þehit Recep Kahya'nın naaşı sedye ile dışarıçıkarıldı.Yaralılar hastaneye götürüldü.

Liman Reisi Nazmi Bey Alemdar'dan dışarıya çıkarılmasımümkün olan kıymetli araçlarla, gemi personelini dışarı çıkart-tı. İhsan Bey (AAKKMMAANN) sintine valflarını açarak tekraryüzdürülene kadar Alemdar'ı küpeştesine dek batırdı.Düşmanın bir avuç Türk denizcisinin kahramanlığı karşısındauğradığı yüz kızartıcı yenilgisinin öcünü almaya geleceği bel-liydi. Alınan bu tedbirlerle Fransızların Alemdar'ı ele geçirmetehlikesi önlendi.86

---------------------------- (83) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.49.(84) Kutsal Kıvrak, Gazi Gemi Alemdar, S.28.(85) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.16.(86) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.49-50.

SSaannddaallccıı HHüüddaa EEffeennddii

Page 50: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44441111Bu başarıdan çok memnun olan Muhiddin Paşa (AAKKYYÜÜZZ)

derhal Erkanı Harbiye ile görüştü ve bu raporun altına el yazısıile:

""GGöösstteerriilleenn ggaayyrreett iiççiinn bbeeyyaannıı mmeemmnnuunniiyyeett iillee tteebbrriikkaatteeddeerriimm.. AAlleemmddaarr''ıınn bbaattıırrııllddıığğıı ddaa iissaabbeett.. FFrraannssıızz YYüüzzbbaaşşııssıı iilleeeeffrraaddıınnıınn mmuuhhaaffaazzaassıınnıı EErreeğğllii''yyee yyaazzaallıımm vvee cceerreeyyaann eeddeennaahhvvaallddeenn EErrkkaannıı HHaarrbbiiyyee--ii UUmmuummiiyyeeyyii sseerriiaann hhaabbeerrddaarr eeddeelliimm..MMüüssaaddeemmeenniinn nneettiicceessiinnii aallıınnccaa oonnaa ggöörree eemmiirr vveerriirriizz..

EErrkkaann--ıı HHaarrbbiiyyeeyyee 2277..11..11992211 (( 99 ÞÞuubbaatt 11992211))MMuuhhiiddddiinn87

Fransız işgaline rağmen Kuvva-i Milliyeci olan Zonguldakhalkı ve memurları Alemdar'ın İstanbul' dan kaçarak Ereğli'deKuvva-i Milliye'ye iltihak ettiğine sevindikleri kadar, yakala-narak İstanbul'a götürülmesine de üzülmüşlerdi. Zonguldak'agetirildiğinde rıhtıma yanaştırılmayıp liman dışından Fransızmuhribi ile kalışında, gördüğü muamele ve hakaret gizli de olsaduyulmuş ve Zonguldak-Akçaşehir (Akçakoca)- Ereğli gibimilli şuuru taşıyan iskeleler halkında dakikalar geçtikçe derintepkiler yaratmış ve denizcilik şerefini zedeleyen bu hadisedekahraman Alemdar'ı kurtarmak için gözü pek fedakar denizcil-er, her ne pahasına olursa olsun silahlanarak motor ve kayıklarıile önlerine çıkmak istemişler ve Zonguldak MevkiKumandanına başvurmuşlardı. Bunun üzerine Kuvay-iMilliyeci bir asker olan Mevki Kumandanı Remzi Bey silahlımotorcularla konuşarak hazırlanmış ve durumu HavaliKumandanı Muhiddin Paşaya bildirmişti:

"ZZoonngguullddaakk--ÞÞiiffrree mmaahhlluullüü FFeevvkkaallaaddee mmüüssttaacceellddiirr..

KKaassttaammoonnuu vvee HHaavvaallııssıı KKuummaannddaannllıığğıınnaaDDeerruunnuunnddaa sseekkiizz FFrraannssıızz nneeffeerrii oollaann AAlleemmddaarr vvaappuurruunnuunn

AAkkççaaşşeehhiirr''ddeenn mmoottoorrllaarrllaa öönnüünnee ggeeççiilleerreekk iissttiirrddaaddıı mmüünnaassiipp iisseeddeerrhhaall mmaahhaalllliinnee eemmiirr vveerriillmmeessii mmaarruuzzdduurr..

ZZoonngguullddaakk MMeevvkkii KKuummaannddaannııRReemmzzii88

Muhiddin Paşa bu şifreyi okuyunca gözleri yaşarmış vebiraz önce Alemdar'ın kendini kurtarmış olduğu hakkındakişifreyi almış olduğu için Remzi Beyin bu müracaatının altınasevinçle kendi el yazısı ile şu yazıları yazmış ve ErkanıHarbiye'ye göndermişti:

"AAlleemmddaarr kkeennddiinnii ççeevviirreenn mmuuhhrriippllee EErreeğğllii öönnüünnddeemmüüssaaddeemmee eeddeerreekk kkuurrttuullmmuuşş vvee EErreeğğllii lliimmaannıınnaa aavvddeetteettmmiişşttiirr..YYaa hheemmeenn SSiinnoopp''aa vveeyyaa TTrraabbzzoonn''aa ttaahhrriikkii vveeyyaahhuuttEErreeğğllii''ddee oottuurrttuullaarraakk mmüürreetttteebbaatt vvee eeşşyyaassıınnıınn ssaahhiillee iihhrraaccıı iilleeaatteeşş mmeennzziilliinnddeenn uuzzaakk bbiirr yyeerree nnaakkllii iiççiinn EErreeğğllii kkaayymmaakkaammllıığğıı--nnaa,,kkuummaannddaannllıığğıınnaa vvee lliimmaann rriiyyaasseettiinnee eemmiirr vveerrddiimm..

EErrkkaann--ıı HHaarrbbiiyyee''yyee 2277..11..11992211 (( 99 ÞÞuubbaatt 11992211))MMuuhhiiddddiinn89

---------------------------- (87) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.38.(88) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.36.(89) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.36-37.

NNuurreettttiinn PPEEKKEERR““ÖÖll EEssiirr OOllmmaa”” AAddllıı EEsseerriinn YYaazzaarrıı

Page 51: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44442222CC--2277 GGAAMMBBOOTTUU ZZOONNGGUULLDDAAKK''AA GGEERRİİ DDÖÖNNÜÜYYOORR

Alemdar'ı elinden kaçıran C-27 aynı gün Zonguldak'adöndü. Sessizce yaralılarını dışarı çıkardı. ZonguldakMutasarrıfı Nusret Bey bunu Kastamonu ve Bolu HavalisiKomutanlığına çektiği telgrafla bildirmiş ancak bunların kaçınınölü kaçının yaralı olduğu tespit edilememişti. Daha sonrayapılan araştırma neticesinde mutasarrıfın bildirdiği beş Fransızaskerinden ikisinin ölü ve üçünün yaralı olduğu anlaşıldı.90

Gelişme İstanbul'da Amiral Calthrope'a bildirildi.Zonguldak mutasarrıfının bu durumu bildiren telgraflarıMuhiddin Paşa’ya arz edildi:

KKaassttaammoonnuu vvee HHaavvaalliissii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

MMüüssttaacceell şşiiffrree mmaahhlluullüü NNoo..BBiillaa.. ZZoonngguullddaakk

2277//11//11992211 (( 99 ÞÞuubbaatt 11992211))

EErreeğğllii''ddeenn kkaaççaann FFrraannssıızz şşaaşşöörrüü yyeeddiiyyii oonnbbeeşş ggeeççeelliimmaannıımmıızzaa aavvddeett eettmmiişş vvee vvüürruudduunnuu mmüütteeaakkiipp FFrraannssıızzKKaarraarrggaahhıınnddaann bbiirr zzaabbiitt vvee üüçç nneeffeerr mmuuhhaaffaazzaassıınnddaa ggeettiirriilleennsseeddyyeelleerrddeenn bbiirriinnee iikkii cceesseett vvee ddiiğğeerrlleerriinnee bbiirreerr cceesseett kkoonnaarraakkFFrraannssıızz hhaassttaanneessiinnee sseevvkk eeddiillddiiğğii vvee ççııkkaarrııllaann vvee mmeeccrruuhh vveeyyaammaakkttuull oolldduukkllaarrıı hheennüüzz mmeeççhhuull oollaann cceesseettlleerriinn bbeeşş aaddeett oolldduuğğuuttaahhkkiikkaattıı vvaakkııaaddaann vvee şşaassöörrddee yyaarraa bbuulluunndduuğğuu kkaayyııkkççııllaarrıınniiffaaddeessiinnddeenn aannllaaşşııllddıığğıı mmaarruuzzdduurr..

MMuuttaassaarrrrııff NNuussrreett91

CC--2277 GGAAMMBBOOTTUU TTEEKKRRAARR KKDDZZ..EERREEĞĞLLİİ''YYEE HHAARREEKKEETT EEDDİİYYOORR

C-27 yaralı ve ölülerini Zonguldak'a çıkardı. Teknedekikurşun deliklerini kapadıktan sonra başamiralden aldığı emirüzerine Fransız esirlerini isteyecek ve Fransız donanmasınınşerefini kurtaracaktı. Zonguldak'taki Fransız kumandanı da işesarılmıştı. C-27 kumandanını sorumlu tutarak yaptığı becerik-sizliği temizlemek üzere Ereğli'ye geri gönderdi. GambotEreğli'ye gelerek liman girişine demirledi. Bu hadise vegelişmeler hemen Muhiddin Paşa'ya bildirildi:

KKaassttaammoonnuu vvee HHaavvaalliissii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

ZZoonngguullddaakk 2277//11//11992211 ((0099 ÞÞuubbaatt 11992211)) vvee 221133//33665533ggaayyeett mmüüssttaacceell,, hheemmeenn kkeeşşiiddee eeddiilleecceekkttiirr..

DDeemmiinnkkii tteellggrraaffllaarraa zzeeyyiillddiirr..

FFrraannssıızz kkuummaannddaannıı şşiimmddii ssaaaatt bbeeşşii kkıırrkk bbeeşş ggeeççee iirrttiibbaattzzaabbiittiinnii ddaaiirree--ii hhüükküümmeettee ggöönnddeerreerreekk şşaassöörrddeenn aallddıığğıı sseekkiizz tteell--ggrraaffllaa EErreeğğllii''ddee eessiirr eeddiillddiiğğiinnii hhaabbeerr aallddıığğıı bbiirr FFrraannssıızz zzaabbiittii iilleeddöörrtt nneeffeerriinniinn bbuu ggeeccee EErreeğğllii''ddee hhüüssnnüü mmuuhhaaffaazzaallaarrıı iillee yyaarrıınn---------------------------- (90) Kutsal Kıvrak, Gazi Gemi Alemdar, S.28.(91) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.53.

KKaassttaammoonnuu ÞÞeehhiirr MMeerrkkeezziinnddeenn GGöörrüünnüümm((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 52: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44443333ssuurreettii mmaahhssuussaa ddaa EErreeğğllii''yyee ggöönnddeerreecceeğğii vvaassııttaa iillee bbuurraayyaannaakklleeddiillmmeekk üüzzeerree kkeennddiilleerriinnee iiaaddeessiinnii vvee şşaassöörrüünn aavvddeettiinnddeehhaaddiissee hhaakkkkıınnddaakkii vveerreecceeğğii rraappoorr üüzzeerriinnee kkeeyyffiiyyeett İİssttaannbbuull''aabbiillddiirriilleecceeğğiinnddeenn bbuu mmuuaammeelleenniinn hhiittaammıınnddaann eevvvveell mmeesseelleenniinniinnttaaccıı eessbbaabbıınnıınn iissttııkkmmaalliinnii ttaalleepp eeyylleeddiiğğiinnddeenn iişşbbuu zzaabbiitt vveenneeffeerraatt hhaakkkkıınnddaa oolluunnaaccaakk mmuuaammeelleenniinn aacciilleenn iişş''aarr bbuuyyuurruull--mmaassıı mmaarruuzz vvee mmuunnttaazzıırrddıırr

MMuuttaassaarrrrııff NNuussrreett

Havali bölgesinde cereyan eden Alemdar hadisesininsaatler geçtikçe önemi artıyordu. Fransızların ciddi bir hareketegeçeceği anlaşılıyordu. Muhiddin Paşa bu hadisenin Dahiliye,Hariciye, Müdafaa-i Milliye makamları arasında yazışma vedanışma gibi sürekli bir oyalamaya sebep olacağını geçmiştekitecrübeleri ile anlamıştı. Bunun için kendi tedbir ve kararları ilehareket ediyor, durumu harp raporu halinde yetkili makamlaraarz ediyordu.92

Alemdar'ın silahlı bir karakol gemisinin elinden savaşarakkurtulması, üstelik bir subay ve dört asker esir alması haberi,İstanbul'da bomba gibi patlamıştı. Hiç şüphesiz işgal kuvvetlerikomutanlarının gece uykuları kaçmıştı. Ne de olsa tüm saygın-lıkları zedelenmişti. Gece yarısı Fransız Amiraline gerekenbuyruklar verilmişti. Fransız bahriyesine utanç veren bu olayınhıncını almak için, Karadeniz'e çıkan üç savaş gemisindenoluşan Fransız filosu 10 Þubat 1921 sabahı Ereğli limanıönüne geldi.

Sürat azaltarak Ereğli limanına gelen Fransız filosu,Yunan bandıralı Dafni vapurunu götürdükleri gibi Alemdar'ı dagötürmek niyetinde idi. Fakat geminin batmış bir haldeolduğunu gördüler. Torpidolardan biri Ereğli limanı açığınademirledi. Diğer torpido ile kruvazör, Zonguldak istikametindegittiler.

Fransız Amirali Türk hükümet yetkililerine bir ültimatomverdi. Bu nota 3 temel maddeyi içeriyordu:

1-Esir edilen Fransız subayı ile erlerinin geri verilmesi,2-Fransız gambotuna ateş açarak zarara yol açan Alemdar

personelinin teslimi,3-İstanbul Hükümetinin malı olan Alemdar gemisinin verilmesi.

Bu temel isteklerin dışında bazı istekler de vardı. Amiralbu notayı verdikten sonra çok kalmamıştı. Ereğli önünde birmuhrip bırakarak öteki iki gemi ile limandan ayrılmıştı. Bugemiler öğleden sonra Zonguldak'a doğru gittiler. Ereğlikasabası bombardıman edilmek tehlikesi ile karşı karşıyakaldığından, insanlar evlerini boşaltarak, boş arazilere vetepelere doğru uzaklaştılar. Türk topçuları ise mevzilerinegirerek her an başlayacak olan bir top ateşine karşılık vermeyehazırlandılar.

---------------------------- (92) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.55.

FFrraannssıızzllaarrıınn WWaallddeecckk RRoouusssseeaauu ZZıırrhhllııssıı

Page 53: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44444444Fransızlar öç almak için geri döneceklerini bilen Liman

Başkanı Nazmi Bey (AAKKPPIINNAARR), geminin elden çıkmaması içinde bir takım önlemler almıştı. Alemdar'ın dışarıya çıkarılmasıkolay olan değerli araçlarıyla, gemi personelini dışarı çıkart-tırdı. İhsan Çavuş (AAKKMMAANN) 'a gemiyi sürekli olarak gözlemeemrini verdi. Alemdar, Çoban Çeşmesi önünde sığ suya otur-tulmuş, neredeyse batmış bir durumda bulunuyordu.93

Fransızlar'ın Alemdar'ın teslimini, asi korsan mürette-batının cezalandırılmasını, Fransız esirlerinin geri verilmesiniaksi takdirde Ereğli'ye asker çıkaracaklarını bildirmesi üzerine,Ereğlili vatanseverler ve milli kuvvetler yeniden silahasarıldılar. Civarda mevziler hazırlandı ve her türlü savunmatedbirleri alındı.94

Yapılacak büyük bir çıkarmayı bir hamlede Ereğli'ninkıyısına gömecek şekilde hazırlanıldı. Silahlı vatanseverEreğlililer ve Rize'den gelen milli kuvvetlerle Çaycuma'daYüzbaşı Cevat Rıfat Bey (AATTİİLLHHAANN) idaresindeki askerikuvvetlerimiz birleşerek bir müdafaa teşkilatı oluşturuldu. Buteşkilatın başında Yüzbaşı Sağır Murat, Askeri Polis MüdürüSarıyerli Ziya, İpsiz Recep Reis’in milli kuvvetlerinin başındabulunan Deniz Yüzbaşı Tatoğlu Hamdi Bey'ler bulunuyordu.95

Ankara Hükümeti ile de daimi olarak haberleşmedebulunuldu. Ereğli hükümet dairesi,geçici olarak iki saatlikmesafedeki Kocaali köyüne taşındı. Kasabada eli silah tutan-larla, milli kuvvetlerden başka kimse kalmamak üzere Ereğlitahliye edildi.

Ereğli ve Zonguldak makamları bu gelişmeler karşısındatelaşa düşmüşlerse de Muhiddin Paşa’nın sarsılmaz iradesindencesaret aldılar. Muhiddin Paşa kesin sonuca varmak için Ankaraile haberleşmelerde bulunup Ankara'nın cevabını bekledi.Zonguldak mutasarrıfı Nusret Bey'e Fransızları oyalamasıgerektiğini bildirdi. Konu ile ilgili telgraf şu şekildedir;

ZZoonngguullddaakk MMuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaa

KKaassttaammoonnuu 2288//11//11992211 ((1100 ÞÞuubbaatt 11992211))

TTeellggrraaff nnaammeenniizzii EErrkkaannıı HHaarrbbiiyyee--ii UUmmuummiiyyee RRiiyyaasseettiinnee aarrzzeettttiimm.. BBuu mmeesseelleeyyee ddaaiirr rriiyyaasseettii mmüüşşaarrüünniilleeyyhh''aannıınn eemmrrii cceevv--aabbiissiinnii bbeekklliiyyoorruumm,, ggeelliinnccee ddeerrhhaall ssiizzee tteebblliiğğ eeddeecceeğğiimm..

AAmmiirraalliinn ggeellmmeessiinnee ggeelliinnccee,, eeğğeerr AAmmiirraall BBoouuiilllloonn iissee bbeennkkeennddiissiinnii ttaannıırrıımm vvee kkeennddiissii ddee bbeennii ttaannıırr zzaannnneettmmeemm kkii::EErreeğğllii''yyii ttaahhrriipp eettmmeekk iisstteessiinn vvee bbeennii ddee bbaaşşkkaa ttüürrllüü mmuukkaabbeelleeddeebbuulluunnmmaayyaa mmeeccbbuurr eettssiinn.. EEssiirrlleerr ddaahhiillddee eemmiinn bbiirrmmaahhaallddeeddiirrlleerr TTaabbiiii hhaayyaattllaarrıı mmaahhffuuzzdduurr vvee iissttiirraahhaattllaarrıı tteemmiinneeddiillmmiişşttiirr.. HHaaddiisseenniinn aallddıığğıı şşeekkllee nnaazzaarraann mmeerrkkeezzddeenn iissttiizzaarrııkkeeyyffiiyyeettee mmeeccbbuurriiyyeett hhaassııll oolldduuğğuunnddaann aallıınnaaccaakk cceevvaapp vvee ttaallii--mmaattıınn kkeennddiilleerriinnee tteebblliiğğ eeddiilleecceeğğiinnii bbeenniimm ttaarraaffıımmddaann---------------------------- (93) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.286-287.(94) Tahsin Aygün, Alemdar Geliyor, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1964, S.22.(95) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.288.

ZZoonngguullddaakk BBööllggeessii KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee LLiiddeerriiYYzzbb..CCeevvaatt RRııffaatt ((AATTİİLLHHAANN))

Page 54: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44445555FFrraannssıızzllaarraa tteebblliiğğ bbuuyyuurruurrssuunnuuzz.. DDiiğğeerr ttaarraaffttaann EErreeğğllii kkaayy--mmaakkaammllıığğıınnaa ddaa üüsseerraayyaa bbuulluunndduukkllaarrıı yyeerrddee hhüüssnnüü mmuuaammeelleeeeddiillmmeessiinnii vvee iiyyii bbaakkııllmmaassıınnıı tteebblliiğğ eeyylleerrssiinniizz.. BBuu ggeeccee EErrkkaannııHHaarrbbiiyyee--ii UUmmuummiiyyee''nniinn cceevvaabbıınnıı aallaaccaağğıımmıı ppeekk zziiyyaaddee mmeemmuulleettttiiğğiimm iiççiinn iinnttiizzaarraa mmeeccbbuurruumm..

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannııMMuuhhiiddddiinn96

FFRRAANNSSIIZZ EESSİİRRLLEERRİİÇÇ BBÖÖLLGGEEYYEE GGÖÖNNDDEERRİİLLİİYYOORR

Yüzbaşı Tilli ile dört Fransız askeri hükümete götürülerekKaymakama teslim edilmiş, istirahatleri sağlanmıştı. Her ihti-male karşı bunların sahilden içeri gönderilmeleri hakkındaKastamonu'nun verdiği direktife kaymakam uymamış vemutasarrıflıktan emir beklemişti.

Ereğli Kaymakamı Necati Bey Fransız esirlerini iç bölgeye gön-dermekten çekinmiş ve harp gemilerinin gelmekte olduğunu haberalınca telaşa düşmüştü. Esirleri koruyamayacağını açıklayarak neyolda hareket edeceğini makine başında sordu:

"EErreeğğllii GGaayyeett mmüüssttaacceellddiirr..ÞÞiiffrreellii tteell 2288//11//11992211 ((1100 ÞÞuubbaatt11992211)) ssaaaatt 77::1100--66006655

KKaassttaammoonnuu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

ÞÞiimmddii ZZoonngguullddaakk''ttaann aallıınnaann mmaalluummaattaa nnaazzaarraann bbiirrFFrraannssıızz ttoorrppiiddoossuu vvee bbiirr ggaammbboottuunn bbuurraayyaa ddooğğrruu hhaarreekkeett eettttiiğğiivvee bbuurraaddaa bbuulluunnaann ddöörrtt nneeffeerrllee zzaabbiittiinn mmuuhhaaffaazzaassıınnaa kkuuvvvveettiinnaaddeemmii vvüüccuudduu hhaasseebbiiyyllee mmuuhhaaffaazzaassıı ggaayyrrii mmüümmkküünn oolldduuğğuunnddaannbbuu hhuussuussttaa nnee ssuurreettllee hhaarreekkeett eeddiilleecceeğğiinniinn eemmrrii iişş''aarrıınnaa mmaakkiinneebbaaşşıınnddaa iinnttiizzaarr eeddiiyyoorruumm eeffeennddiimm..

EErreeğğllii KKaayymmaakkaammıı NNeeccaattii

İlave telgraf:

ÞÞiimmddii yyaazzddııkk yyaa ttoorrppiiddoollaarr ggeellmmeekk üüzzeerree eessiirrlleerr hhaakkkkıınnddaannee ggiibbii tteeddbbiirr yyaappııllııyyoorr vvee şşiimmddii yyaazzddıığğıımmıızz tteellggrraaffaa bbiirr cceevvaapp..

BBiirr ttoorrppiiddoo iillee bbiirr ggaammbboott ggeelliiyyoorr.. KKaarraayyaa aasskkeerr ççııkkaarrmmaakkvvee cceebbrreenn bbuunnllaarrıı aallmmaakk iisstteeddiikklleerriinnddee mmuukkaabbeellee eeddiilleecceekk mmii ??KKaarraayyaa oottuurrttuullaann ggeemmiiyyii ttaammaammeenn ttaahhrriipp eettmmeekk üüzzeerree tteeccaavvüüzzvvuukkuuuunnddaa nnee oollaaccaakkttıırr..

Muhiddin Paşa bu telgrafı alınca hemen Zonguldakmutasarrıfı Nusret Bey'e şifreli bir emir yolladı:

---------------------------- (96) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.72-73.

AAnnkkaarraa AAnnttllaaşşmmaassıı ggöörrüüşşmmeelleerrii iiççiinn ggeelleennFFrraannssıızz BBaakkaann FFrraannkklliinn BBoouuiilllloonn vvee

BBnnbb.. SSaarroouu EEsskkiişşeehhiirr ddee

Page 55: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44446666ZZoonngguullddaakk MMuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaa

EErrkkaann--ıı HHaarrbbiiyyee ÞÞiiffrree 2288//11//11992211 ((1100 ÞÞuubbaatt 11992211))

ÞÞiimmddii EErreeğğllii lliimmaannıınnaa iikkii FFrraannssıızz ttoorrppiiddoossuunnuunn ggeellddiiğğiihhaabbeerrii vveerriilliiyyoorr.. BBuunnllaarrıınn MMöössyyöö TTiillllii iillee ddöörrtt FFrraannssıızz nneeffeerriiiisstteemmeelleerrii vvee tteehhddiiddaattllaa bbuulluunnmmaallaarrıı ppeekk mmuuhhtteemmeellddiirr..ZZoonngguullddaakk''ttaakkii FFrraannssıızz kkuummaannddaannıınnaa eevvvveellkkii ggiibbii tteebblliiggaattttaabbuulluunnuurrssuunnuuzz.. YYaannii AAlleemmddaarrıınn vvee ddiiğğeerr OOssmmaannllıı bbaannddıırraallııvvaappuurrllaarrıınn mmaassuunniiyyeettii tteemmiinn oolluunnuurrssaa bbuunnllaarrıınn tteesslliimm oolluu--nnaaccaakkllaarrıınnıı yyookk eeğğeerr EErreeğğllii''yyee ffiiiilleenn tteeccaavvüüzz oolluurrssaa bbuu zzaabbiittlleemmaaiiyyeettiinniinn hhaayyaattllaarrıınnddaann mmeessuull oollmmaayyaaccaağğıımmıı bbiillddiirriirrssiinniizz..TToorrppiiddoo mmuuhhrriibbiinniinn EErreeğğllii''ddee bbiirr nneeffeerriimmiizzii şşeehhiitt vvee üüçç nneeffeerriimm--iizzii yyaarraallaayyaann vvee hhaassttaanneeyyee mmeerrmmii aattaann tteeccaavvüüzzddeenn ssoonnrraa tteekkrraarrEErreeğğllii''yyee bbiirr tteeccaavvüüzz vvaakkii oolluurrssaa bbuunnaa bbaaşşkkaa ttüürrllüü mmuukkaabbeelleeddeebbuulluunnuullmmaakk mmeeccbbuurriiyyeettiinnddee kkaallaaccaağğıımmıı bbiillmmeelleerrii iikkttiizzaa eeddeerr..AAllıınnaaccaakk cceevvaabbıınn ssüürraattllee iişş''aarrıınnıı rriiccaa eeddeerriimm mmaahhaalllliinnddee EEmmiinnEEffeennddiiyyee yyaazzııllddıı..

MMuuhhiiddddiinn

Bu şifreli emire cevap aynı gün içinde Nusret Bey tarafın-dan gönderildi:

ZZoonngguullddaakk 2288//11//11992211 ((1100 ÞÞuubbaatt 11992211)) SSaaaatt::99..1100 eevvvveell

KKaassttaammoonnuu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

CCeevvaapp 2288//11//11992211 tteellee;; EEmmrrii tteellggrraaffıılleerriinniinn vvüürrüüdduunnddaann bbiirrssaaaatt eevvvveell FFrraannssıızz kkuummaannddaannıınnıınn yyaavveerrii nneezzdd--ii aacciizziiyyee cceellbb oolluu--nnaarraakk ddüünn aakkşşaammkkii tteebblliiggaattıı ddeevvlleettlleerrii vveeççhhiillee tteebblliiğğii kkeeyyffiiyyeetteeddiillmmeessiinnii vvee hhaayyaattllaarrıı ttaahhttıı eemmnniiyyeettttee oollaann eessiirrlleerriinn cceebbrreennaallıınnmmaassıınnaa vveeyyaa aasskkeerr iihhrraaccıınnaa tteeşşeebbbbüüss eettttiikklleerrii ttaakkddiirrddeetteevveeccccüühh eeddeecceeğğii mmuuhhaakkkkaakk oollaann vveehhaammeettiinn mmeessuulliiyyeettii ttaammaa--mmeenn kkeennddiilleerriinnee aaiitt oollaaccaağğıı iillaavveetteenn bbeeyyaann eeddiillmmiişşttii.. ÞÞiimmddii ddeebbiizzzzaatt FFrraannssıızz kkuummaannddaannıınnaa eemmrrii ddeevvlleettlleerrii vveeççhhiillee tteebblliiggaattttaabbuulluunnuullaaccaakk vvee aallıınnaaccaakk cceevvaapp aarrzz eeddiilleecceekkttiirr.. MMuummaaiilleeyyhhyyaavveerr aacciizzlleerriinnee cceevvaabbeenn şşiimmddii kkuummaannddaannaa tteebblliiğğ eeddeecceeğğiinniivvee,,İİssttaannbbuull''ddaann tteellssiizzllee iissttiizzaann kkeeyyffiiyyeett oolluunnaaccaağğıınnıı ssööyylleemmiişşttiirreeffeennddiimm..

MMuuttaassaarrrrııffNNuussrreett

Muhiddin Paşa,Ereğli kaymakamı ile mevki kumandanınınkararlarındaki gevşekliği gidermek için aşağı da yazılı sert birihtarda bulundu:

EErreeğğllii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

BBiirr FFrraannssıızz yyüüzzbbaaşşııssııyyllaa ddöörrtt nneeffeerriinnii ddaahhiillee bbiirrkkaaçç ssaaaattmmeessaaffeeyyee sseevvkk eettmmeekkttee ggöösstteerrddiiğğiinniizz aacczzee nnee ddiiyyeecceeğğiimmiibbiilleemmiiyyoorruumm..OOrraaddaa bbiirr mmüüffrreezzee oolldduuğğuu hhaallddee bbuu bbeeşş kkiişşiinniinniiççeerriiyyee sseevvkkiinnddee nnee kkaaddaarr aacciizz vvee cceebbaanneett ggöösstteerriiyyoorrssuunnuuzz..

ZZoonngguullddaakk LLiimmaannıınnddaann GGöörrüünnüümm((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 56: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44447777ÞÞiimmddii bbuunnllaarrıı ddaahhiillee sseevvkk eeddiinniizz vvee ttoorrppiiddoollaarr bbuunnllaarrıı iisstteerrlleerrsseekkuummaannddaannllııkkttaann ZZoonngguullddaakk mmuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaa vveerriilleenn eemmiirrmmuucciibbiinnccee AAlleemmddaarraa vvee ddiiğğeerr OOssmmaannllıı bbaannddıırraallıı vvaappuurrllaarraaddookkuunnuullmmaayyaaccaağğıınnaa ssöözz vveerriillddiiğğii ttaakkddiirrddee bbuu bbeeşş kkiişşiinniinn tteesslliimmeeddiilleebbiilleecceeğğiinnii vvee bbööyyllee ssöözz vveerriillmmeezzssee vveeyyaa şşeehhrree kkaarrşşıı bbiirrtteeccaavvüüzzddee bbuulluunnuulluurrssaa bbuunnllaarrıınn hhaayyaattıı hhaakkkkıınnddaa bbiirr tteemmiinnaattttaabbuulluunnuullmmaayyaaccaağğıı cceevvaabbıınnıı vveerriirrssiinniizz.. ÞÞaayyeett kkaarraayyaa aasskkeerr iihhrraaccıı--nnaa kkaallkkıışşaaccaakk oolluurrssaa oorraaddaakkii mmüüffrreezzee vvee ççeetteelleerrllee mmuukkaabbeellee eeddee--cceekkssiinniizz.. EEğğeerr bbuunnllaarrıı yyaappmmaakkttaann kkoorrkkuuyyoorrssaannıızz aaççııkk ssööyylleeyyiinniizzvvee iişş bbaaşşıınnddaann ççeekkiilliinniizz EErreeğğiillii MMüüffrreezzee KKuummaannddaannıınnaa tteerrkkiivvaazziiffee eeddiinniizz BBeenn aayynnıı zzaammaannddaa ZZoonngguullddaakk MMüüffrreezzeeKKuummaannddaannıınnaa iiccaabbeeddeenn eemmiirrlleerrii vveerrddiimm..

MMuuhhiiddddiinn

Ereğli Liman Reisi Nazmi Bey hariç kaymakam ve mevkikumandanının karar mevkiinde olmalarına rağmen gevşekdavranmaları şüphesiz ki can korkularından ileri gelmeyipsorumluluktan korkmalarıydı.97

Askeri bir hadise olduğu halde Mevki Kumandanı BinbaşıHasan Bey de önce gevşek davranmıştı. Ancak kendini sorum-lu tutan emirleri alınca her ikisi de emre uyarak Fransız esirleriJandarma Başçavuşu Abdülkadir Beye teslim ettiler.Vasıtalarla yola çıkarılan Fransız esirler, Ereğli'ye 31 km.mesafede ki Çaylıoğlu Karakoluna gönderildiler.

Mustafa Kemal'in Harp Okulundan Fransızca ve AskeriTarih öğretmeni olan Kastamonu ve Havalisi KumandanıMirliva Muhiddin Paşa (AAKKYYÜÜZZ) Fransızları iyi tanıyor ve buesirlerden siyaset alanında koz olarak faydalanmak istiyordu.Zonguldak mutasarrıfı Nusret Bey (DDOOĞĞRRUUEERR) Fransız işgalialtında olması ve tüm baskılara rağmen, milli cesaret ve olgun-luk göstererek Muhiddin Paşa'ya destek veriyordu.98

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ FFRRAANNSSIIZZLLAARRTTAARRAAFFIINNDDAANN GGÖÖZZ HHAAPPSSİİNNDDEE TTUUTTUULLUUYYOORR

10/11 Þubat gecesi sabaha kadar Fransız muhribi ışıklarınıEreğli ve çevresinden kaldırmadan gözetlemesini sürdürdü.Yapılacak büyük bir çıkarmayı önlemek için her türlü tertibatalınmıştı. Silahlı vatansever Ereğlililer ve Rizeli İpsiz Recep millikuvvetleri Çaycuma'da Yüzbaşı Cevat Rıfat (AATTIILLHHAANN) komu-tasındaki askeri kuvvetlerimiz birleştirilerek yapılan savunmateşkilatı oluşturuldu. Bu direniş ve savunma teşkilatının başındaYüzbaşı Sağır Murat, Askeri Polis Teşkilatı (AAyyıınn--PPee) MüdürüYüzbaşı Sarıyerli Ziya, İpsiz Recep'in kuvvetleri başında ise DenizYüzbaşısı Tatoğlu Hamdi Beyler bulunuyordu.

Ankara Hükümeti Alemdar Olayını askeri görüş ile değilpolitika yoluyla çözmek istiyor ve cevaplarını hemen gön-deremiyordu. Bu durum Muhiddin Paşa ve Mutasarrıf Nusretbeyi üzüyordu. Fransız Amirali Zonguldak'ta nabız yokluyordu.---------------------------- (97) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.57-60.(98) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.51.

ZZoonngguullddaakk ((AAyy IIşşıığğıınnıınn PPaarrllaakkllıığğıınnddaa LLiimmaann)) 11992200’’llii YYııllllaarr

Page 57: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44448888Oyalamayı sezerse cesaretlenir ve Ereğli'yi bombardımanatutabilirdi. Muhiddin Paşa tekrar oyalayıcı şifreli telgrafı çek-erek mutasarrıfa durumu bildirdi.

ZZoonngguullddaakk MMuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaaEErrkkaannıı HHaarrbbiiyyee ÞÞuubbee 11 2288--2299//11//11992211 ((1100//1111 ÞÞuubbaatt 11992211)) 33334444--7700

AAlleemmddaarr vvaappuurruu mmeesseelleessii iiççiinn AAnnkkaarraa''ddaann aayyrrııccaa eemmiirrtteellaakkkkii eeddeecceeğğiimm.. BBuu sseebbeeppllee bbeennddeenniizzddeenn tteebblliiggaatt aallıınnccaayyaakkaaddaarr eevvvveellkkii iişş''aarrıımm vveeççhhiillee cceevvaabbaa iinnttiizzaarr eeddiinniizz vvee FFrraannssıızzllaarrttaarraaffıınnddaann mmüürraaccaaaatt vvaakkii oolluurrssaa bbeennddeenn cceevvaapp vvee ttaalliimmaatt bbeekk--lleeddiiğğiinniizzii vvee bbuunnuunn ddaa ggeecciikkmmeeyyeecceeğğiinnii cceevvaabbeenn bbiillddiirriirrssiinniizzVVeellhhaassııll zzaattıı aalliinniizzee vveerreecceeğğiimm ssoonn cceevvaabbaa kkaaddaarr mmeesseelleeyyii hhüüssnnüüiiddaarree bbuuyyuurruurrssuunnuuzz..

MMuuhhiiddddiinnZZoonngguullddaakk''ttaa RRıızzaayy’’aa2288//2299..11..11992211 NNuurrii99

29 Ocak 1921 Cumartesi günü Muhiddin PaşaZonguldak'a bu kez aşağıdaki teli gönderdi:

ZZoonngguullddaakk MMuuttaassaarrrrııffllıığğıınnaa EErrkkaann--ıı HHaarrbbiiyyee RRiiyyaasseettiinnee ÞÞiiffrree ÞÞuubbee 11--2299//11//11992211 ((1111 ÞÞuubbaatt 11992211)) 33448888--111100 SSaaaatt::2222..0000

MMaahhrreemm şşiiffrree tteellggrraaffnnaammeemmiizzllee AAmmiirraall DDuummeenniill''iinn vvaassıı--ttaannıızzllaa bbaannaa ççeekkttiiğğii tteellggrraaff nnaammeeyyii aallddıımm.. DDüünn ggeeccee bbiillddiirrddiiğğiimmvveeççhhiillee HHaarriicciiyyee VVeekkaalleettii iillee mmuuhhaabbeerree eeddiiyyoorr vvee şşiimmddii kkeemmaalliieehheemmmmiiyyeettllee tteekkiiddeenn hhaarriicciiyyee vveekkaalleettiinnee yyaazzııyyoorruumm,, AAmmiirraallDDuummeenniill''ee tteellggrraaffıı aallddıığğıımmaa vvee kkeeyyffiiyyeettii mmaakkaammıı aaiiddiinnee aarrzzeettttiiğğiimmee vvee aallaaccaağğıımm cceevvaabbıı ddeerrhhaall tteebblliiğğ eeddeecceeğğiimmee ddaaiirr tteebbllii--ggaatt iiccrraa eettttiirriinniizz EEssiirrlleerr hhaakkkkıınnddaa vveerriilleecceekk kkaarraarr mmeerrkkeezziihhüükküümmeettee tteeaallllüükk eeddeerr AAmmiirraall bbuunnuu ppeekkaallaa ttaakkddiirr eeddeerr.. CCeevvaappggeelliinncceeyyee kkaaddaarr hhüüssnnüü iiddaarreeyyee ggaayyrreett eeddiinniizz vvee eessiirrlleerriinn hhüüssnnüümmuuaammeellee ggöörrddüükklleerriinnii tteemmiinn eeyylleeyyiinniizz.. ÞÞaayyeett cceevvaabbıı bbeekklleemmeeddeenneevvvveell hheerr nnee nneevviiddeenn oolluurrssaa oollssuunn iiccrraaaattaa kkaallkkıışşaaccaakk oolluurrssaa tteevv--eellllüütt eeddeecceekk aahhvvaallii vvaahhiimmeenniinn mmeessuulliiyyeettii bbaannaa ddeeğğiill aammiirraalleetteevveeccccüühh eeddeerr..

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaallııssıı KKuummaannddaannıı AAnnkkaarraa''ddaa HHaalliitt EEffeennddii''yyee MMuuhhiiddddiinn100

2299//11//11992211 NNuurrii 2222..0000

Muhiddin Paşa aynı zamanda Harbiye Vekaletine de birtelgraf çekerek büyümekte olan hadisenin o gece hallini veyameselenin hallinin kendisine terk edilmesini önemle bildirdi:

AAnnkkaarraa''ddaa HHaarriicciiyyee VVeekkaalleettiinneeEErrkkaann--ıı HHaarrbbiiyyee RRiiyyaasseettii ÞÞuubbee 11 33448877--11220011 2299//11//11992211 ((1111ÞÞuubbaatt 11992211)) şşiiffrree aacceelleeddiirr.. SSaaaatt::2222..1155

AAlleemmddaarr hhaaddiisseessiinnddeenn ddoollaayyıı EErrkkaannıı HHaarrbbiiyyee--ii UUmmuummiiyyeeRRiiyyaasseettiinnee vvaakkii oollaann MMüüssttaacceell mmaarruuzzaattıı aacciizzaanneemmee HHaarriicciiyyeeVVeekkaalleettiinnddeenn eemmiirr tteebblliiğğ kkeeyyffiiyyeett bbuuyyrruullaaccaağğıımm cceevvaabbıınnıı---------------------------- (99) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.74.(100) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.75.

HHaakkiimmiiyyeett--ii MMiilllliiyyee GGaazzeetteessii((1199 ÞÞuubbaatt 11992211))

Page 58: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

44449999aallmmıışşttıımm.. HHaallbbuukkii ddüünn ggeecceeddeenn bbeenn ttaarraaffıı ssaammiilleerriinnddeenn bbuummüühhiimm hhaaddiisseeyyee ddaaiirr hhiiççbbiirr eemmiirr vvee iişşaarr tteebbeellllüüğğ eettmmeeddiimm.. DDiiğğeerrttaarraaffttaann FFrraannssıızzllaarr VVaallddeekk RRoossssoo.. zzıırrhhllıı kkrruuvvaazzöörrüü rreeffaakkaattiinnddeeiikkii ttoorrppiiddoo iillee KKoonnttrr AAmmiirraall DDuummeenniill''ii ggöönnddeerrddiilleerr vvee EErreeğğlliiöönnüünnddee bbiirr nnüümmaayyiişşii bbaahhrr--ii yyaappııpp ZZoonngguullddaakk''aa ggeellddiilleerr GGeerreekkaammiirraalliinn ZZoonngguullddaakk mmuuttaassaarrrrııffıınnaa oollaann tteebblliiggaattıı vvee ggeerreekkssee aayynnıımmuuttaassaarrrrııffllııkk vvaassııttaassıı iillee ddooğğrruuddaann ddooğğrruuyyaa bbeennddeenniizzee ççeekkttiiğğiitteellggrraaff aayynneenn mmaakkaammıı ddeevvlleettlleerriinnee ttaakkddiimm eeddiillddii.. HHaaddiisseenniinnaallddıığğıı şşeekkiill tteevveessssüüll eettmmeekktteeddiirr.. VVee FFrraannssıızzllaarrıınn bbeeşş eessiirriinnee mmuukk--aabbiill ZZoonngguullddaakk mmeemmuurriinniinnddeenn sseekkiizz oonn zzaabbiittii kkaallddıırrııpp ggööttüürree--cceekklleerriinnii mmuuttaassaarrrrııff mmaahhrreemmaannee bbiillddiirrddii AAlleemmddaarr hhaaddiisseessii ssuurreettiisseennaaddaa hhaalllloolluunnmmaazzssaa,, cciiddddii bbiirr mmeeşşgguulliiyyeett şşeekklliimm aallaaccaakkttıırr YYaammeesseelleenniinn hhaalllliinniinn bbeennddeenniizzee tteerrkk bbuuyyuurruullmmaassıınnıı vvee yyaahhuutt nneessuurreettllee hhaarreekkeett eeddeecceeğğiimmiinn sseennaann eemmiirr vvee iişş''aarr eeddiillmmeessiinnii rriiccaaeeddeerriimm BBuu ggeeccee zzaarrffıınnddaa eemmrrii şşaammiilleerriinnee iinnttiizzaarr eeddiiyyoorruumm..ÇÇüünnkküü yyaarrıınn ööğğlleeyyee kkaaddaarr cceevvaapp aallıınnmmaazzssaa aammiirraalliinn mmuukkaabbeelleessiibbiillmmiissllii ppeekk mmeemmuulldduurr.. FFaazzllaa aarrzzıı mmüüttaallaaaayyaa llüüzzuumm ggöörrmmüüyyoo--rruumm eeffeennddiimm..

KKaassttaammoonnuu vvee BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannıı MMiirrlliivvaa MMuuhhiiddddiinn101

AAnnkkaarraa''ddaa SSüülleeyymmaann''aa vveerriillmmiişşttiirr..2222..1155

FFRRAANNSSIIZZLLAARR İİLLEE SSİİNNİİRR HHAARRBBİİ

Fransızların Valdeck Rousseau zırhlı kruvazörü ile 2 torpi-do muhribi 11 Þubat 1921 günü Ereğli önlerinde gösteri yap-tıktan sonra Zonguldak'a geri dönüp demirlediler. FransızAmirali Dumenil, Alemdar'ın tutsak aldığı 5 Fransız'ın geriverilmesini istedi. Muhiddin Paşa ise, bundan böyle Alemdar'aOsmanlı sancağı taşıyan gemilere karasularımızda dokunulma-ması konusunda söz verilirse esirlerin geri verilebileceğini, tersbir davranış gösterilirse esirlerin yaşamlarının garanti edile-meyeceğini söyledi.102

Birinci Dünya savaşının galip devletlerinden biri olanFransa'nın üç renkli bayrağını gururla dalgalandıran Fransadonanmasından bir savaş gemisinin, küçük kurtarma gemisiAlemdar'a yenik düşmesi, hatta esir vermesi Fransızların çokağrına gitti. Üstelik bu akıl almaz serüvenin yankıları gittikçebüyüyordu. Silahsız bir küçük geminin bir savaş gemisini üste-lik de İtilaf Devletlerinin Zonguldak'taki temsilcisi Fransızlarınbir gemisini yenmesi ve beş askerini tutsak alması dünya deniz-cilik tarihinde şimdiye kadar görülmemişti. Kırılan onurlarınıEreğli önlerine gönderdikleri iki torpido ile kurtarmak isteyenFransızlar, yakarız yıkarız tehdidi savurdular. Fransızlarınkarşılarında yaşamla özgürlüğü eşdeğerde tutan Türklerbulunuyordu.103

Ankara Hükümeti şüphesiz gerekli siyasi görüşmeleri yapıy-ordu ancak meselenin çözülmesi gecikiyordu. HalbukiFransızların milli hareketimize karşı sempati gösterdikleri birsırada bu hadisenin uzaması doğru değildi. Çünkü Fransızlar esir

----------------------------(101) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.75-76.(102) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.301.(103) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.71.

AALLEEMMDDAARR HHAADDİİSSEESSİİNNİİNN HHİİTTAAMMII((HHAAKKİİMMİİYYEETTİİ MMİİLLLLİİYYEE GGAAZZEETTEESSİİ))

1199 ÞÞUUBBAATT 11992211

Seyr-i Sefâin İdaresine mensub Alemdar Vapurunun kaptan vemürettabatı Anadolu Hükümetine iltihak ve arz-ı hizmet mak-sadıyle İstanbul'dan vapuru kaçırttıkları karielerimizin meçhulüolmadığı gerekdir. Vapurun firarı üzerine İstanbul Hükümetidüşmanın muavenetine müracaat ederek keyfiyet-i firarıFransızlara ihbar ve geminin tutulmasını rica eder. Bunun üzerineFransız amiralliği Alemdar Vapurunun takib ve derdesti için bir tor-pido muhribi çıkarır. Muhrib Zonguldak açıklarında vapuru yakala-narak nöbetçi sıfatıyle vapur bir makinacı zabitiyle beş tayfa irkabeder. Alemdar muhribinin teyaidini müteâkib Fransız zâbiti ile tai-felerinin elini ayağını bağlayarak vapurun başı Zonguldak'a çevirir.Bu hali gören torpido muhrib Alemdar üzerine top ateşi açar.Alemdar tüfekle mukabeleye mecbur olur. Ve bu sırada limana gire-rek baştan kara eder. Alemdar mürettabatı Fransız zabitiyle neferâtıesir sıfatıyle yanlarına alarak çıkarlar. Bunun üzerine muhribkumandanı esir edilen Fransızların iadesini talep ederler. Hadise birmahalli mesele şeklini alır. Bunun üzerine Amiral Dumanil halimesele için Valdek Rosso sefinesine râkiben İstanbul'danZonguldak'a gelir ve esirlerin iadesini talep eder. Hükümet-i mahal-liye ile Amiral yakında tezakirata girişilir. Amiral fi mâ ba'dOsmanlı denizlerinde ve kara sularında Sefâin-i Osmaniyeye ateşaçılmayacağına Alemdar vapuruna ilişilmeyeceğine ve hiçbirOsmanlı sefinesini katiyen tazyik etmeyeceklerine dair hükümetinamına teminatta bulunuyor. Amiral tarafından verilen bir teminatüzerine ve Fransa'nın son zamanlarda Türk mütalahasını marufmesaisine bir cemile olmak maksadıyle hükümetce üseranın iadesi-ne karar verilmiştir. Meselenin böylece hüsn-i suretle hal üzerineFransız Amiral ve maiyeti hükümet-i mücellidiye ………… vesamimi teşekküratta bulunduktan sonra limandan müfarakat eyledi-ler. Hoşa gitmeyecek bir şekil alması melhuz bu …………. Böylebir meselenin sir'at ve suizan halinde ibraz …………ve dirayetetmiş olan Zonguldak mutasarrıfı beyin dirayet ve muvaffakiyeti

Page 59: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55550000subay ve askerlerini kurtarmak için karaya asker çıkarmasalarbile savunma gücü olmayan Ereğli'ye uzaktan bombardımanyaparak zarar vermeleri ve Alemdar'ı tahrip etmeleri muhtemel-di. Bu itibarla Ankara'dan cevap alıncaya kadar MutasarrıfNusret Bey Muhiddin Paşa'dan aldığı direktiflerle cesaretli birtavır gösteriyor akıllı bir siyasetle Amirali ve bölgedekiFransızları oyalıyordu. Böylece hem milli menfaatimizi ve hem dehalkın can ve mal güvenliğini koruyordu.104

Bu arada Fransızlar esir edilen askerlerini kurtarabilmekiçin Zonguldak mutasarrıfını ve ileri gelen memur ve halktanbazı kişileri tutuklayıp İstanbul'a göndermeyi düşünmüşlerdi.Ayrıca Pontuscu Rumlardan da destek sözü almışlardı. FakatZonguldak'taki Kuvay-i Milliyecilerinin buna karşı ZonguldakKömür Þirketindeki Fransızları kaçırabilecekleri düşüncesiylebu teşebbüsden vaz geçmişlerdi. Çünkü 1920 yılında Ereğli,Zonguldak ve Güney Anadolu da ki de işgalleri karşısındagördükleri milli direnci dikkate almak zorunda kaldılar.105

Kastamonu Havalisi Kumandanı Muhiddin Paşa kendi-sine iletilen raporları birleştirerek harp raporu halinde ilgiliüst makamlara şifreliyordu. 14 Þubat 1921 tarihli raporuşöyleydi:

KKaassttaammoonnuu 11//22//11992211 ((1144 ÞÞuubbaatt 11992211))ÞÞiiffrree HHaarrpp rraappoorruu

EErrkkaannıı HHaarrbbiiyyee--ii UUmmuummiiyyee RRiiyyaasseettiinnee MMüüddaaffaaaa--ii MMiilllliiyyee VVeekkaalleettiinneeGGaarrpp CCeepphheessii KKuummaannddaannllıığğıınnaa KKooccaaeellii KKuummaannddaannllıığğıınnaa

11-- ZZoonngguullddaakk''ttaa VVaallddeekk RRoossssoo kkrruuvvaazzöörrüü iillee üüçç FFrraannssıızz ttoorr--ppiiddoossuu vvaarrddıırr BBuunnllaarr EErreeğğllii,, ZZoonngguullddaakk vvee KKiilliimmllii aaççııkkllaarrıınnddaaddoollaaşşmmaakkttaaddıırrllaarr BBiirr ttoorrppiiddoo ddaa EErreeğğllii lliimmaannıınnddaa ddeemmiirrlleemmiişşttiirr..

22-- FFrraannssıızzllaarr eessiirrlleerriinn iiaaddeessii hhuussuussuunnddaakkii tteekklliifflleerriinnee cceevvaappiittaassıınnıı 11//22//11992211''ee kkaaddaarr bbeekklleeyyeecceekklleerriinnii bbiillddiirrmmiişş oolldduukkllaarrıınnddaannüüsseerraannıınn iiaaddee oolluunnmmaayyaaccaağğıınnaa ddaaiirr oollaann tteebblliiggaattıımmıızzıı ZZoonngguullddaakkmmuuttaassaarrrrııffıı FFrraannssıızzllaarraa bbiillddiirrmmeemmiişşttiirr.. BBuu bbaabbttaa mmuuttaassaarrrrııffllaaFFrraannssıızzllaarr aarraassıınnddaa mmüüzzaakkeerreelleerr cceerreeyyaann eettmmeekktteeddiirr..

33-- 11//22//11992211 ttaarriihhllii rraappoorr EErrkkaannıı UUmmuummiiyyee RRiiyyaasseettiinnee vveemmaakkaammaattaa aarrzz eeddiillmmiişşttiirr..

BBiirriinnccii ÞÞuubbeenniinn 223366 nnuummaarraassıı iilleeddiirr..

MMeehhmmeett SSaabbrrii MMiirrllaavvaa MMuuhhiiddddiinn

Fransız filosu ile her an temasta bulunan MutasarrıfNusret Bey çok zor ve sıkışık durumda idi. Bunu bilen havalikumandanı Muhiddin Paşa Fransızların düştüğü zayıf durum-dan faydalanarak milli menfaatlerimize uygun direktifleri ver-

----------------------------(104) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.77.(105) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.66.

FFrraannssıızz CC--2277 MMoottoorr GGaammbboottuu BBaasskkııssııSSeebbeebbiiyyllee ZZoonngguullddaakk LLiimmaannıınnaa GGiirreenn

AAlleemmddaarr GGeemmiissii ((11992211))

Page 60: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55551111mek suretiyle mutasarrıfı cesaretlendirmekte devam ediyordu.Bununla beraber Amiralin yaptığı deniz gösterileri Türklerüzerinde bir tepki yaratıyordu.

Amiralin esirleri istemesi karşılık ret cevabı alması ken-disini büsbütün sinirlendirmiş ve güya icraata geçeceğinibildiren tehdide başvurmuş, ültimatomunu mutasarrıfa gön-dermiş ise de Ankara'da milli hükümetçe alınan karara göreesirlerin ancak iki şartla geri verileceği bildirilmiştir. Þartlarıöğrenen Amiral İstanbul'daki Baş Amiralliği haberdar etmekteve bir anlaşma imkanı ararken Adana, Antep ve Maraş gibiuygunsuz şartlarla burada da bir Karadeniz cephesi açmanın nekadar tehlikeli olacağını hesap ederek harekete geçemeyecekleri-ni ilk önce sezen Muhiddin Paşa, Ankara'yı haberdar vemutasarrıfı desteklemekte devam etmiş bulunuyordu.106

Bütün bu raporları değerlendiren Muhittin Paşa, EreğliMevki Komutanlığına, Zonguldak Müfreze Komutanlığına veZonguldak Mutasarrıflığına telgraf çekerek muhtemel Fransızhareketine karşı tedbirler alınması talimatını vermişti.

Kastamonu ve Bolu Havalisi Komutanlığının bugünErkanı Harbiye-i Umumiye Riyasetine gönderdiği raporda,Zonguldak'ta bir kruvazörle üç Fransız torpidosunun Ereğli,Zonguldak ve Kilimli açıklarında dolaşmakta olduğu ve Ereğlilimanında da bir torpidonun demirlediği belirtilmekteydi.

Muhittin Paşa Zonguldak'ta bulunan sivil Fransızlarıgizlice milli kuvvetlerin kontrolüne aldırarak her ihtimale karşıelde rehin tutuyordu. Değerli bir kumandan ve kurnaz bir diplo-mat olan Muhiddin Paşa, Amiralden gelen notayı incelediktensonra mutasarrıfa 14-15 Þubat 1921 gecesi şifreli bir cevapvererek kudretli bir idareci olduğunu da ispat etti.107

Ereğli açığında bulunan Fransız gemisi gece ışıklarla Ereğlilimanını taradı ve yapılanlar gösterilerden öteye gitmedi. Oysaverdikleri notanın süresi 15 Þubat 1921 sabahı erken saatlerdedolmuştu. TBMM Hükümeti ile Fransızlar arasında bu konudamüzakereler devam ediyordu. Ereğli müdafileri mevzilerde elleritetikte Fransızların hal ve hareketlerini beklerken meselenin barışyoluyla sonuçlandığı Zonguldak'tan bildirildi.

Nitekim Milli Hükümet tarafından alınan tedbirler karşısın-da Fransızlar savurdukları tehdit ve yaptıkları manevra gösteri-leri ile bir netice elde edemeyeceklerini anlamakta gecikmediler.Ültimatomun bitiş tarihi olan 15 Þubat 1921 tarihindeZonguldak Mutasarrıfı Nusret Bey ile Fransız Amirali Dumenilarasında görüşmeler başladı. Dört buçuk saat süren müzakerelersonucunda, daha önce notasına ret cevabı aldığı takdirde Ereğlive civarını bombardıman edeceğini bildirmiş olan FransızAmirali bu defa anlaşmaya gitmek zorunda kaldı.108

----------------------------(106) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.80-82.(107) Can Canver Kurtuluş, Savaşında Batı Karadeniz, S.310.(108) Can Canver Kurtuluş, Savaşında Batı Karadeniz, S.312.

GGaazzii AAlleemmddaarr GGeemmiissii

Page 61: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55552222AANNKKAARRAA HHÜÜKKÜÜMMEETTİİNNİİNN SSİİYYAASSİİ VVAARRLLIIĞĞIINNIINN

İİLLKK KKEEZZ TTAANNIINNMMAASSII:: AALLEEMMDDAARR AANNTTLLAAÞÞMMAASSII

Uzun süren görüşmelerden sonra Muhiddin Paşa'nın vedolayısı ile de Ankara hükümetinin kararlı karşı koymaları ileFransızlar istenen koşullara boyun eğdiler. Alemdar'ın benzersizbaşarısının ertesi günü Ereğli'ye gelerek Fransız tutsaklarınınteslimini, yoksa bombardıman edeceğini bildiren AmiralDumenil'in ültimatomuna ve deniz gösterilerine aldırış edenolmadığından Fransızlar zorunlu olarak Türk hükümetininkoşullarını kabullenmek zorunda kaldılar. Tutsakların geri ver-ilmesi ve Alemdar'ın Ereğli'de hareketsiz kalması koşulu ilekarasularımızdan 10 mil açıklarına kadar gemilerimize dokun-mamayı garanti ettiler.

Zayıf zamanımızda yapılan bu antlaşmanın önemi çokbüyüktü. Ankara hükümetinin mücadelesini kabullenmek iste-meyen iç ve dış karşıt güçler bu anlaşmanın gerçekleşmesi ileKurtuluş Savaşımızın yasallığını ilk kez kabullenmek zorundakalmışlardı.109

Üç maddeden ibaret olan Alemdar Antlaşması şöyleydi:

1-Alemdar gemisi Milli Türk Hükümetinin elinde kalacak.

2-Fransızlar, 10 millik kara sularımızda dolaşan gemilerimizemüdahale etmeyecekler.

3-Fransız esirleri iade edilecek.

Fransızlar bu mütareke ile TBMM Hükümetini resmentanımış oldular. Torpido bu mütarekeden sonra Ereğli'yi terketti.110

Sonunda Fransızlar şartlarımızı kabul etmek zorundakalmışlardı. Yalnız Ereğli limanında baştan kara yatanAlemdar'ın yüzdürülerek başka bir tarafa kaçırılmamasıhakkındaki Fransız isteğini Zonguldak Mutasarrıfı Nusret Bey(DOĞRUER) şahsen kabul ederek söz vermiş olduğundan ülti-maton müddetinin sona ermesine rağmen bir harekette bulun-mamışlardı. Ancak, silahlarını da geri alarak prestijlerini kur-tarmak kaygısına düşmüşlerdi.

Alemdar'ın yiğitliği üzerine hemen ertesi günü Ereğliönüne gelerek esirlerinin teslimini yoksa kasabayı bombardı-man edeceğini bildiren Amiral Dumenil'in ültimatomuna rağ-men bu davranışlarına aldırış etmeyen Türk direnmesi karşısın-da Fransızlar Türk hükümetinin şartlarını kabul etmişlerdi.Esirlerin geri verilmesi ve Alemdar'ın Ereğli'de hareketsizkalması şartı ile karasularımızın 10 mil açıklarına kadar gemi-lerimize dokunmamayı taahhüt etmeleri: müttefikler arasındagüçlü bir devlet olan Fransa'nın Ankara hükümetinin varlığınıve gücünü kabul etmeleri anlamına geliyordu. Böylece İtilafdevletleri içinde Ankara hükümetinin ilk anlaşma yaptığı devlet

----------------------------(109) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.301-302.(110) Tahsin Aygün, Alemdar Geliyor, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1964, S.22-23.

BBaahhrriiyyee DDaaiirreessii RReeiissiiÞÞeevvkkeett ((DDOORRUUKKEERR)) BBeeyy

Page 62: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55553333Fransa olmuştur. Tartışmalı görüşmelerden sonra ilk anlayışıgösteren Fransızlar siyasi ve milli varlığımızı ilk tanıyan devletolması bakımından Ankara hükümetinin sempatisini kazan-mıştır. Bu antlaşma daha sonra Ankara Antlaşmasına yolaçmış, Mudanya ve Lozan'a destek sağlamıştır.111

Anlaşmanın sağlanması üzerine İstanbul'dan Ereğli'yegösteriş yapmaya gelmiş olan Valdeck Rousseau zırhlı kru-vazörü ile iki muhripten oluşan Fransız filosundan limandakalan son muhrip de 15/16 Þubat 1921 tarihinde Çarşamba'yıPerşembe'ye bağlayan gece limandan ayrıldı.112

Böylece Alemdar gemisi yüzünden TBMM ile Fransız işgalgüçleri arasında meydana gelen gerginlik sona ermiş oldu.Bundan daha önemlisi Alemdar'ın bu kahramanlığı siyasi alan-da Ankara Hükümeti adına büyük bir başarı teşkil etti.

Ereğli'den 30 kilometre içeride esir tutulan Fransız DenizYüzbaşısı Tilli ve yanındaki dört askerin bir haftalık esaretineson verildi. Aynı gün Ereğli'ye getirildiler ve Liman Dairesindemisafir edildiler. Halkın morali sarsılmasın diye esirler çarşıdaserbest gezdirilmemiş güneş batarken iskelede hazır duranFransız torpidosuna teslim edilmişlerdir.113

Fransızlarla yapılan anlaşmaya göre Alemdar'ın millimücadelenin sonuna kadar Ereğli'de kalması gerektiğindenyüzdürülerek Trabzon'a gitmesi için açıktan emir verilemiyor-du. Halbuki Alemdar gibi bir tekneye çok ihtiyaç vardı.Bununla beraber anlaşmaya aykırı olmamak üzere MilliMüdafaa Vekaleti ve Bahriye Dairesi yalnız geminin karaya git-memesi için emniyete alınmasını emrettiler. Bir taraftan dayeni süvari ve subaylarla kadrosu dolduruluyordu. Yani gizli biryolculuğa ve yeni maceralara hazırlanıyordu.

Bu arada Birinci Dünya Savaşı sırasında Alemdar'ın bir-inci süvariliğini yapan Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) BahriyeDairesinden aldığı emir üzerine Alemdar gemisine tekrarİsmail Hakkı Kaptan'ın yerine birinci süvari olarak atandı.Nuri Bey Kuvva-i Milliye'ye katılmak için 1921 Aralık ayındaİnebolu'ya geçmişti. İki ay sonrada Çarkçıbaşı KadıköylüOsman Efendi Alemdar'ı İstanbul'dan kaçırarak Ereğli'yegetirmişti.114

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ KKDDZZ..EERREEĞĞLLİİ''DDEENNTTEEKKRRAARR TTRRAABBZZOONN''AA KKAAÇÇIIRRIILLIIYYOORR

Bahriye Dairesi Reisi Þevket Bey (DDOORRUUKKEERR) 29Haziran günü ansızın ve gizlice Ereğli'ye geldi. Alemdar'ınKomutanı Kıdemli Yüzbaşı Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) ilegörüşerek ona şunları söyledi:

----------------------------(111) M.Celaleddin Orhan, Askerlik Hatıralarım, S.62.(112) Can Canver, Kurtuluş Savaşında Batı Karadeniz, S.313.(113) Nurettin Peker,, Öl Esir Olma, İstanbul, S.94.(114) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.101.

AAlleemmddaarrıınn KKoommuuttaannııKKdd..YYzzbb..NNuurrii PPEEKKEERRGGİİNN

Page 63: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55554444"NNuurrii BBeeyy,, cceepphhaannee vvee ççeeşşiittllii ttaaşşıınnaaccaakk mmaallllaarr iiççiinn

AAlleemmddaarr''aa ssoonn ddeerreeccee ggeerreekkssiinniimmiizz vvaarr.. FFrraannssıızzllaarrllaa yyaappttıığğıımmıızzaannllaaşşmmaayyaa ggöörree ssiizzee rreessmmeenn eemmiirr vveerreemmiiyyoorruuzz.. SSoorruummlluulluuğğuuüüzzeerriinniizzee aallaarraakk AAlleemmddaarr''ıı TTrraabbzzoonn''aa kkaaççıırraaccaakkssıınnıızz.. YYoollddaa ddüüşş--mmaannaa yyaakkaallaannıırrssaannıızz ssoorruummlluu sseenn oollaaccaakkssıınn..HHaayyddii yyoolluunn aaççııkkoollssuunn.." Sonra birlikte alınacak önlemleri kararlaştırdılar.

Bahriye Dairesi Reisi Þevket Bey (DDOORRUUKKEERR), 2 Temmuzgünü Ereğli'deki temaslarını tamamladıktan sonra İnebolumotoru ile, İnebolu yoluyla Ankara'ya döndü. Þevket Bey,Ereğli'de müfreze Komutanı Reşat ve Ereğli Nakliyatı BahriyeKomutanı Hulusi Bey (GGÖÖKKDDAALLAAYY) ile de gizlice görüştü.

Alemdar'ın 1. Süvarisi Deniz Kıdemli Yüzbaşı Nuri Bey(PPEEKKEERRGGİİNN), 3 Temmuz'da gemiyi yüzdürdü. Enkazı arkadabırakarak fırtınaya karşı karadan tedarik ettikleri iki kalyonçapa demiri ile baştan demirledi. Kıçtan da batık olan Milletvapurunun enkazına bağlattı. Geminin baş tarafını denizdentarafa çevirdi. Bu gelişmeyi Ereğlili Rumlar gizliceZonguldak'a ihbar ettiler.

04 Temmuz günü bir Fransız motor gambotu Ereğli'ye gel-erek Alemdar'a bir subay gönderdi. Alemdar'dan 1.SüvariKıdemli Yüzbaşı Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) tarafından müfrezem-ize durum işaretle çakıldı. Müfreze komutanının emri ileFransızca bilen Müfreze-i Bahriye Emir Zabiti TeğmenCelaleddin (OORRHHAANN) Alemdar'a gitti.

Fransız subayı onlara böyle denize açılmaya hazır birdurum almış olmalarının nedenini sordu. Cevaben burasınınaçık liman, mevsimin ise fırtına mevsimi olduğu, geminin dal-galarla oynadığı ve karinasının dibe vurduğu için denizdeparçalanmasına engel olmak için karadan sağladıkları büyükdemirlerle demirlediklerini, amaçlarının kışı tehlikesizcegeçirmek olduğunu bildirdi.

Fransız subayı Nuri Bey'in (PPEEKKEERRGGİİNN) bu mantıklıaçıklamasından sonra geminin durumunu gözlemleyip o an içinikna oldu. Ertesi gün tekrar bir Fransız muhribi gelerek gemi-nin vaziyetini bir daha kontrol etti. Bu kontroller daha son-raları da sık sık devam etti.

Eylül ayı ile beraber Karadeniz'de fırtınalar mevsimi debaşlamıştı. Ereğli'de bekleyen Alemdar kurtarma gemisiniTrabzon'a kaçırmak için Zonguldak'taki Fransız motor gam-botlarının denize açılamayacakları kadar sert bir havadanyararlanmak üzere haftalardan beri bekleniyordu. 24 Eylülgünü başlayan ve şiddetini gittikçe artıran Kestane karasıfırtınası, Fransız motor gambotunun Zonguldak limanındandışarı çıkartmayacak şekilde şiddetlenince Alemdar aradığıfırsatı buldu. Gece karanlığında Alemdar'ın hareketini sağla-mak için geminin fayrap ettiğinin Ereğli'deki Rum casuslar

TTrraabbzzoonn ÞÞeehhrriinnddeenn GGöörrüünnüümm ((11992200’’llii YYııllllaarr))

AAyyddıınnrreeiiss GGaammbboottuu ((SSoollddaa)) vvee AAlleemmddaarr GGeemmiissii((SSaağğddaa)) TTrraabbzzoonn LLiimmaannıı 11992211

Page 64: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55555555tarafından görülüp ihbar edilmemesi amacıyla karada önlemalınmıştı. Hareketi gizlemek amacı ile bir kısmı Ereğlili olanAlemdar mürettebatına fırtına öne sürülerek evlerine gitmeizni verilmediği gibi, karaya da tek bir kişi çıkartılmamış vehatta dikkati çekmemesi düşüncesi ile gemiye erat için ekmekve yiyecek bile alınmamıştı.

Gece fırtına bütün şiddeti ile sürerken Alemdar denize açıl-maya hazır bekliyordu. Bu derecede şiddetli bir fırtınada düş-man denize açılmayacağı gibi Alemdar'ın da çıkabileceğinidüşünemezlerdi. Çünkü bu korkunç havada gece denize açılmakdemek kesinlikle ölümü göze almak demekti. Böyle havalardaKaradeniz'in kapkara suları daha bir ürküntü verici koyuluğabürünürdü. Ancak, Kurtuluş Savaşı gibi bir ortamda ölümdenkorkmak hiçbir yurtsever denizciye yakışmazdı. Bu savaştaölüm ve herhangi bir tehlike düşünülemezdi.

Kıyı gözetleme istasyonlarımızla liman reisliklerindengelen şifre ve telefonlardan, bölgelerinde hiçbir düşman savaşgemisi görülmediği anlaşılınca hareket emri verildi. Alemdar,Ereğli'den Trabzon'a gitmek üzere demirlerin halatlarını keserek,büyük bir sessizlik içerisinde engin denizin hırçın dalgalarınarağmen karanlıklar arasında özgürlüğüne, aydınlığına doğruyitip gitti. Sabaha yakın Amasra'dan şifre telgraf geldi.Alemdar'ın sağ salim Amasra'ya girdiğini yazıyordu.

Süvari Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) geminin siyah renkteki boy-asını kurşuni renge boyattı. Sonra branda bezinden sahte bir bacadaha yaptırdı, sahte eçhizelerle donattırdı. Amasra'da bulunansubay aileleri çamaşırlardan renkli bir Fransız bayrağı yaptılar.Bu bayrak gemiye çekilerek ertesi günü Samsun'a yola çıktı.115

BBuu ssıırraaddaa AAlleemmddaarr''ıınn ppeerrssoonneellii şşööyylleeddiirr::

Süvari Deniz Kıdemli Yüzbaşı Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN)2.Süvari Ali Rıza EfendiBaşçarkçı Beykozlu Adil Beyİkinci Çarkçı Osman EfendiÜçüncü Çarkçı Hikmet Efendi (TTOOYYAATTAA)Gerzeli Sabri ÇavuşAteşçi Ereğli'nin Akkirman mahallesinden Ahmet oğlu

Mustafa ÇavuşKatip İnebolulu Avni Efendiİnebolulu Mehmet OnbaşıCideli Mustafa OnbaşıBartınlı OsmanAşçı Bartınlı MustafaAlaplılı HakkıZonguldaklı İbrahim oğlu YusufSinoplu ÞükrüGöreleli Yusuf Ereğlili Caferoğlu Hasan (CCAANNVVEERR)

----------------------------(115) M.Celaleddin Orhan, Askerlik Hatıralarım, S.100-102.

TTrraabbzzoonn ÞÞeehhrriinnddeenn GGöörrüünnüümm ((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 65: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55556666Ereğlili ÞabanEreğlili İsmail oğlu Hakkı Ereğlili Yakup oğlu TahirEreğlili Halil oğlu İbrahim.Ereğlili Ali oğlu ÞabanEreğlili Musabey köyünden Mehmet oğlu Hüseyin

11992211 yyııllıı iiççiinnddee NNoovvrroossiisskk''ddee AAlleemmddaarr''ddaa ttaattbbiikkaatt yyaappaann vveeççaallıışşaann ggeennçç ssuubbaayyllaarr iissee şşuunnllaarrddıırr::

Mühendis ZekiMühendis CelalMühendis Kemalettin SamiGedikli Zabit Aziz Efendi (Meşhur kurtarma uzmanı)116

Alemdar 26 Eylül günü Amasra'dan yola çıktı. İstikametSamsun'du. Orada tamire muhtaç top kamalarını alıpTrabzon'a götüreceklerdi. Alemdar saat 03.30'da İneboluönlerinden geçti. Samsun'a ulaşıldı fakat fırtına yüzünden topkamaları buraya getirilememişti. Tekrar Trabzon'a doğru yolaçıkıldı. Bir yanda azgın dalgalar diğer yanda Vona'ya sığınmışolan Yunan muhripleri ve kıyılarda dolaşan düşman gemileri buhareketi zorlaştırıyordu. Alemdar Vona limanına yaklaşırkeniki düşman gemisini görünce yoluna devam etti. Vona limanın-daki gözcüler Alemdar'ı düşman gemisi sanarak Trabzon'ahaber vermişlerdi. Trabzon'da üzücü bir hava esiyordu.Alemdar'ın Samsun’dan ayrılmasından sonra iki gün geçmesinerağmen haber alınamaması üzerine artık Alemdar'ın batırıldığı-na inanılmaya başlanmıştı.

Nihayet 1. Süvari Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) 29 Eylül sabahı,doğruca Trabzon limanına girdi. Alemdarı alay sancakları iledonatarak büyük Türk bayraklarını dalgalandırmıştı. Sesi güzelhafızlarla tekbir getirerek mendireğe yanaştılar. Tümen veVilayet Erkanı, Milli teşekküller, Nakliyatı Bahriye kadrosuhepsi gemiyi karşıladılar. Alemdar'ın parlak destanı ile Trabzongünlerce çalkalandı. Alemdar artık hürriyetine kavuşmuş veKuvva-i Milliye donanmasına katılmıştı. Onu zorlu ve güçgörevler bekliyordu.

Bir kaç gün Trabzon'da dinlenen Alemdar hemen Novrosisklimanına hareket etti. Oradan getirdiği ilk malzeme İkinciİnönü Savaşına yetiştirilerek çok faydalar sağladı.

Bundan sonraki gelişmeleri Nurettin PPEEKKEERR' in "ÖÖLL EESSİİRROOLLMMAA" adlı eserinde Nuri bey (PPEEKKEERRGGİİNN) bu dönemdekifaaliyetlerini şöyle açıklamaktadır:

"1188 aayy ççaallıışşttıımm.. BBiinnlleerrccee ttoonn ssiillaahh cceepphhaannee,, aasskkeerr vveessaaiirreettaaşşııddıımm.. BBuu aarraaddaa PPoonnttuuss eeşşkkııyyaallaarrıınnıı BBuullggaarriissttaann''aa kkaaççaarrkkeennmmoottoorrllaarrıı iillee yyaakkaallaaddıımm.. İİlleerriiddee bbuunnuu ddaa aannllaattaaccaağğıımm.. SSoonnrraabbeenn hhaassttaallaannaarraakk SSiinnoopp hhaassttaanneessiinnddee yyaattttıımm.. YYeerriimmee SSiinnooppLLiimmaann RReeiissii bbiinnbbaaşşıı MMuussttaaffaa NNaaiill KKaappttaann ((EERRCCİİVVEELLEEKK))

----------------------------(116) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.106

KKdd..YYzzbb..MMuussttaaffaa NNaaiill ((EERRCCİİVVEELLEEKK))1111 NNiissaann 11992222 TTaarriihhiinnddee

AAlleemmddaarr GGeemmiissii KKoommuuttaannllıığğıınnaa GGeettiirriillddii..

KKdd..YYzzbb..MMuussttaaffaa NNaaiill ((EERRCCİİVVEELLEEKK))AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissii İİkkeenn

Page 66: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55557777ggeellddii.. AAlleemmddaarr,, iikkiinnccii PPoonnttuuss eeşşkkiiyyaassıınnıı oonnuunnllaa yyaakkaallaaddıı..NNoovvrroossiisskk lliimmaann aağğzzıınnddaa YYuunnaannllııllaarrıınn EENNOOSSİİSS ggeemmiissiinnii ooyyaakkaallaaddıı.. BBeenn hhaassttaanneeddeenn ççııkkıınnccaa SSiinnoopp İİrrkkaapp vvee İİhhrraaççKKuummaannddaannıı ttaayyiinn eeddiillddiimm.. GGaarrpp CCeepphheessiinnddee bbüüyyüükk TTaaaarrrruuzzbbaaşşllaarrkkeenn YYuunnaann ddoonnaannmmaassıınnaa kkaarrşşıı SSaammssuunnuunn kkoorruummaakk iiççiinnSSaammssuunn''aa ggeellddiimm.. MMaayyıınn ddöökkmmee iihhttiissaassıınnddaann ööttüürrüü ddiiğğeerraarrkkaaddaaşşllaarrllaa mmaayyıınn ddöökkttüükk.. BBuu vvaazziiffeeyyii BBüüyyüükk ZZaaffeerree kkaaddaarryyaappttıımm.."117

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİNN KKUUMMAANNDDAANNIIDDEEĞĞİİÞÞİİYYOORR VVEE GGEEMMİİ SSİİLLAAHHLLAANNIIYYOORR

Alemdar gemisinin kumandanı Nuri Bey (PPEEKKEERRGGİİNN) inyerine Sinop limanı Reisi Kıdemli Yüzbaşı Ömer oğlu MustafaNail Bey (EERRCCİİVVEELLEEKK) atandı. Mustafa Nail bey 11 Nisan1922 tarihinde görevi devraldı. Alemdar Kumandanı MustafaNail Bey (EERRCCİİVVEELLEEKK) geminin onarılarak silahlandırılmasıiçin Trabzon'a dönmesi hakkında emir alınca hemen yola çıktı.13 Nisan 1922 tarihinde Trabzon'a vardı. 19 Nisan 1922 tari-hinde fabrikadan uzman subaylar gelerek top konulacak yerlerihazırladılar. 21 Mayıs 1922 tarihine kadar makineler temizlen-di. Yatakların yeniden dökümüne başlandı. Görülmeyen yerlere7,5'luk iki, 4,5'luk iki Snayder topu yerleştirildi. 22 Mayıs1922 Pazartesi günü saat 10:00'da Sürmene'nin 5 mil açığın-da top atışı talimi yapıldı. Pusulanın ayarı yapıldı. Gemininhızının normal olarak saatte 12 mil olduğu anlaşıldı. Saat17:10 da Alemdar Trabzon'a gelerek Þahin vapurunun üzerineaborda oldu.118

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİKKAARRAAKKOOLL GGÖÖRREEVVİİNNİİ ÜÜSSTTLLEENNİİYYOORR

Ereğli'den geldiğinden beri Türk ve Rus limanları arasındasavaş araçları taşıyan Alemdar gemisi silahlandırıldıktan sonrataşıma işlerinde çalışan kahraman tekneleri korumak veKaradeniz'de güvenliği sağlamak için kullanıldı. Alemdar bugörevini de başarı ile sürdürdü zaten bu geminin MilliMücadelemizdeki misyonu başarmak kelimesi ile özdeşleşmişti.

Ereğli'de el konulan Anadolu Donanmasına katılan ilkgemilerin en büyüğü olan "AApprroonnaassyyaann" adlı Ermeni şirketineait 1300 tonluk şilep Trabzon Nakliyat-ı Bahriyesi emrinegirdikten sonra "ÞÞAAHHİİNN" adını aldı. Her seferinde tehlikeliserüvenlere atıldı. Dumlupınar Savaşında zaferin kazanıl-masında başlıca rol oynayan 2000 tonluk cephaneyi Ruslimanlarından bu vapur taşıdı. Normalde kıyı yolları ileTrabzon'a gelmesi gerekirken büyük bir cesaretle kestirmerotadan giderek hedefine ulaştı.

----------------------------(117) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.103-104.

Bu bilgileri Nurettin Peker'e veren Nuri Pekergin o sıralarda ilerlemiş yaşta olduğu için bilgilerde çelişki göze çarpmaktadır. Abacı Yanko çetesini kendisinin yakaladığını ifade etse de bu olayda gemi süvarisi Mustafa Nail Ercivelek beydir. Olayın kahramanlarından Celaleddin Orhan ve Ruhi beyler bu merkezde fikir beyan etmişlerdir.

(118) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.106-107.

BBnnbb..MMuussttaaffaa NNaaiill ((EERRCCİİVVEELLEEKK))’’ee AAiittGGöörreevv KKiimmlliiğğii 0066 TTeemmmmuuzz 11993333

ÞÞaahhiinn VVaappuurruu KKoommuuttaannııKKdd..YYzzbb.. CCeevvaatt ((ÜÜLLMMEENN)) BBeeyy

Page 67: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55558888Bu olay şu şekilde gerçekleşmiştir: 29 Nisan 1922

Cumartesi günü bir miktar mavzer tüfeği cephanesini mendi-reğe boşaltan Alemdar büyük ve çok önemli bir cephaneninalınması için Novrosisk limanına hareket etti. Alemdar'ın göre-vi cephanenin Trabzon'a oradan da Samsun'a güvenle ulaştırıl-ması için koruma görevi yapmaktı. Taşımaları kesmek içinabluka ve gözetleme yapan Yunan donanmasını "ÞahinVapuru"nun yolu üzerinden kendi üzerine çekmek ve gerekirseYunanlılarla savaşmaktı. Emir kesindi "Þahin Vapuru"mutlakaönce Trabzon'a sonrada Samsun'a ulaşmalıydı. AlemdarTrabzon Nakliyat-ı Bahriye Kumandanlığından aldığı şifreliemirle 04 Haziran 1922 tarihinde denize açıldı. 5 ve 6 Hazirangünleri gözetleme görevi yaparak bölgede keşifte bulundu.Nihayet 7 Haziran günü Bahriye dairesinden gelen emirde düş-manın arkasında harekatta bulunması istendi. "Averof Gemisi"ve iki Torpido ve bir nakliye gemisinden oluşan Yunan donan-ması 7 Haziran günü Samsun'u bombardıman ederek güneyedoğru kıyılarımızı tarıyorlardı.119

Yunan Donanmasının Samsun'u bombardıman etmesininsebebi Karadeniz'de Kuvva-i Milliye denizcilerinin, Rusya'nınNovorosisk limanında yükleme yapan "Enosis" adlı Yunangemisine 26 Nisan 1922 akşamı el koymalarıydı. "Averoff" ve"Kılkış" zırhlıları, panter sınıfı iki muhrip, iki yardımcı kru-vazör ve dört küçük mayın tarayıcı gemisinden oluşan filobunun üzerine misilleme de bulundu.

Yunanlılar verdikleri ültimatom geri çevrilince, Hükümetkonağı, kıyıdaki ambarlar ve deniz araçları, kentin batısındakiRus petrol tankları, çoğu Amerikalı ve Hollandalı tüccarlara aittütün depolarını bombaladılar. Kısa bir süre sonra sahildekiTürk topları da ateşe başladı. İki ateş arasında kalan limandakiAmerikan gemisi hemen açık denize hareket etti.

Yunan filosunun iki saat süren bombardımanında çeşitlibüyüklüklerde 548 mermi atıldı. Saat 17.30'da bombardımandurdu. Yunan filosu, Türk yetkililerin kararlılığı karşısında bom-bardımanı daha fazla sürdüremedi. Kentteki çok sayıda Avrupalıtüccar ve diplomatın bulunuşu da Yunanlıları korkuttu. Ayrıcabombardımanda sivillerin ölmesi ve bunun Amerikan gözlemcigemisi önünde olması, savaş kurallarını ihlal etmek demekti.

Alemdar Trabzon'a gelen "Þahin Vapuru"nu korumak düş-manın arkasından harekatta bulunarak düşman ticaret gemi-lerini batırmak ve diğer devletlere ait ticaret gemilerini durdu-rup kıyı sularımızda yol alan düşman donanmasını üzerine çek-erek kıyılarımızdan ayırmak suretiyle Þahin Vapurunun değer-li yükü ile Samsun'a ulaşmasını sağlamaktı.

Alemdarın süvarisi Mustafa Nail Bey (EERRCCİİVVEELLEEKK) 07Haziran 1922 Çarşamba günü saat 21:30'da Trabzon mendi-reğinden çıkarak "Averof Gemisi"nin rotasına aykırı karayelrotası üzerinden yol alırken saat 3:00 sıralarında düşman----------------------------(119) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.107-108.

SSaammssuunn ÞÞeehhrriinnddeenn GGöörrüünnüümm ((11992200’’llii YYııllllaarr))

VVoonnaa ((PPeerrşşeemmbbee)) ÞÞeehhrrii ((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 68: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

55559999donanması ile karşı karşıya geldi. Gece fenersiz ve arkası karan-lık dağlara uygun siyah boyası ile Alemdarın görünmesimümkün değildi. Böylece iki saat düşman donanmasını takipedip gözledikten sonra bir İtalyan ve bir Alman yük gemisinidurdurarak kontrol etti. Alman gemisinden Alemdar'ın bucesareti "Hurra" sesleri ile alkışlandı ise de İtalyan gemisi budurumu telsizle etrafa bildirdi. Alemdar'ın istediği de düşmandonanmasının haber alması idi. Böylece düşman donanmasıBatum-Romanya rotası üzerinde ilerleyecek Alemdar'ı araya-caktı. Bu fırsattan istifade eden "Þahin Vapuru" Samsunaemniyetle gelecek yükünü boşaltacaktı.

Alemdar'ın bu müthiş cesareti ile Yunan Donanmasıatlatıldı. Alemdar'ın planı başarıya ulaştı. Bu cephanelerSamsun'a çıkarıldı. Samsun-Ankara yoluyla, çoğu ise denizyolu ile İnebolu'ya getirilerek karadan cepheye ulaştırıldı. 26Ağustos 1922 Büyük Taaruzuna yetiştirildi. Aynı taktiksayesinde "Þahin Vapuru" bu kez 21 uçağı bu kestirme yoldancepheye yetiştirerek Milli Mücadelenin kaderinde yine büyükbir rol oynamıştır.

Alemdar'ın bu savaş taktiğini Balkan Savaşında"Hamidiye Kruvazörü" uygulamıştı. Ama ne yazık ki o başarıyaulaşamamıştı. Alemdar görevini yerine getirmenin huzuru vehaklı gururu ile bir hafta daha bölgede dolaşarak Romanya'dan30 mil açıkta karakol ve gözleme görevi yaptıktan sonra yağ vekömür ihtiyacını karşılamak için Amasra'ya döndü. İhtiyaçyüzünden Alemdar'ın topları Amasra'da söküldü.120

PPOONNTTUUSS SSOORRUUNNUU

Yunanistan, bağımsızlığına kavuştuğu 1829 yılından,1921 yılına kadar geçen sürede, tamamı Osmanlı toprakların-dan alınmak suretiyle, tam üç misli büyümüştür. Onlar içinartık durmak yoktu ve üstelik Osmanlı'nın öldüğü, yeni birdevletin doğum sancılarının çekildiği bu dönem bir kez daha elegeçmezdi. Türk topraklarında "BBüüyyüükk ÜÜllkküü" "MMeeggaalloo İİddeeaa''yyıı"gerçekleştirerek eski Bizans İmparatorluğunu diriltmek amacıy-la önce İzmir'e çıktılar ve Ege dolaylarında ilerlemeyebaşladılar. Öte yandan Trabzon ve Samsun dolaylarında eskiPontus krallığını diriltmek istemişlerdir.

Yunan ordusu "BBüüyyüükk ÜÜllkküü"yü silah zoru ile gerçek-leştirmek kararındaydı. Batı yönündeki yüklerini hafifletmekamacıyla silahlı birliklerimizi gerilere yaymak tasarısınıgerçekleştirmek istemişlerdir. Bu nedenle de Pontusculuğudiriltmeye çalıştılar. Ortaya çıkarılmaya çalışılan bu"PPoonnttuussccuulluukk "nedir? Eski Yunanlılar, M.Ö. VI. yüzyıldaSamsun ve Trabzon bölgesinde bazı ticaret kolonileri kur-muşlardı. Bu bölgede, Yunanlılar tarafından bağımsız bir"PPoonnttuuss KKrraallllıığğıı" M.Ö. 281 'de kuruldu. Bu olaydan sonra, bubölgede bir daha bağımsız Yunan devletine rastlanmadı. İşte,

----------------------------(120) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.109-110.

TTüürrkklleerree KKaarrşşıı SSooyykkıırrıımmaa GGiirriişşeennPPoonnttuuss YYaannllııssıı RRuumm ÇÇeetteecciilleerr

SSaammssuunn’’ddaa PPoonnttuuss ÇÇeetteelleerrii İİllee MMüüccaaddeellee EEddeennMMiilliiss KKuuvvvveettlleerr 2233 ÞÞuubbaatt 11992222

Page 69: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66660000tarihten gelen bu hatıraya bağlı olarak "EEttnniikk--ii EEtteerryyaaDDeerrnneeğğii"nin tahrikleri sonucu, Samsun ve Trabzon havalisinde-ki bir avuç Rum azınlık, bölgede "PPoonnttuuss DDeevvlleettii"ni tekrardiriltmek sevdasına düştü.

EEttnniikk--ii EEtteerryyaa'nın yanında, Pontus düşüncesini uyandıranörgüt, Merzifon'da bulunan misyonerlerin yönetimindeki"AAmmeerriikkaann KKoolleejjii" oldu. Bu kolejin, öğretim ve yönetimkurullarının kışkırtmaları, Rumlara yardımları sonucu 1904yılında "PPoonnttuuss CCeemmiiyyeettii" adıyla bir cemiyet kuruldu. 1908'deMeşrutiyetin ilanından sonra ise, "MMüüddaaffaaaa--ii MMeeşşrruuttaa" adıylabir ihtilal örgütü daha kuruldu. 1910' dan itibaren de, "PPoonnttuuss"adıyla bir dergi yayınlanmaya başlandı. Kolej, tam bir Pontusmerkezi durumuna gelmişti. 1920 yılı sonlarına doğru kurulanMerkez ordusunun, Merzifon'daki Amerikan Kolejine ansızınyaptıkları baskında, Kolej'in Rumlar hesabına çalıştığı belgeleriile ortaya çıkarıldı. Okulda o günkü Yunanistan'ın ülkeye kata-cakları yerlerle, yaratmayı tasarladıkları Büyük Yunanistan,Büyük Ermenistan ve Pontus haritalarının birçok çeşitleri vebunlarla ilgili yüzlerce cilt kitap ele geçirildi. Bu okulun resmiaraçları ile cephane taşınmasında bir sakınca görülmüyordu.Merzifon'un kuzeyinde yuvalanmış bulunan Ermeni ve Rumçeteleri, buradan besleniyor ve yardımlar yapılıyordu. Her yerdeolduğu gibi, Merzifon' da misyonerlik, Batı emperyalizminin vebölücülüğünün hizmetinde bulunuyordu.

Amerikan Koleji'nde ele geçirilen bir haritada, PontusDevleti'nin sınırları şu alanları kapsıyordu: Başkenti Samsunolmak üzere Batum'dan İnebolu'ya kadar Trabzon, Ordu,Samsun, Sinop, Kastamonu, Yozgat, Sivas, Gümüşhane, Tokat,Amasya, Çorum ve Erzincan ilinin bir bölümü. Pontuscular, busınırlar içerisindeki kentlerin hemen hepsinde örgütlenmiş, örgüt-lerini köylere kadar yaygınlaştırmışlardı.

Birinci Dünya Savaşı'nda, Pontuscu Rumlar da Ermenilergibi Rusya'nın gücüne güveniyordu. Fırsat buldukça daRusya'nın hesabına çalışıyorlardı. Rusya'da, Rumları bölgedekiişgal ve egemenliğini kolaylaştırmak için kullanıyordu. BirinciDünya Savaşında Karadenizli Rumlar, Yunanistan ve Rusyayararına casusluk yaptılar. Türk cephesi gerisinde etkin düş-manlık hareketlerinde bulundular. Rus orduları Trabzon'agirdiği zaman, düşman ordularını sevinçle karşılayan Rumlarve özellikle Rum Trabzon Metropoliti HHRRIISSAANNTTOOSS, Rumlarında işine geldiği için iç yönetimi hemen eline aldı.

Ruslar, Rum azınlığını kentte ve ilçelerdeki belediyemeclislerinde bu suretle üstün ve söz sahibi duruma getirdiler.Diğer taraftan da Rumları silahlandırma programını serbestçeuygulamaya başladılar.

Çar ordularının dağılacağı zamanlara doğru Batum'daGeneral AANNOONNYYAA adında Rum asıllı bir Rus generalinin komu-tası altında bir Rum tümeni oluşturuldu. Bu Rum tümeni, işebaşlamadan, 1917 Bolşevik İhtilali üzerine dağılıp gitti.

11990044 YYııllıınnddaa KKuurruullaann PPoonnttuuss JJiimmnnaassttiikkKKuullüübbüünnüünn FFuuttbbooll TTaakkıımmıı

Page 70: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66661111Ruslar, Trabzon'u işgal edince Rumlar iyice şımarmışlar,

Ermenilerle birlikte Rus silahları gölgesinde Müslümanlarıöldürmeğe başlamışlardı. Trabzon Metropoliti HHRRIISSAANNTTOOSS,Ruslar Trabzon'a yaklaşırken Müslümanların moralini bozmakiçin yayınladığı bir bildiride, Rusların Erzurum, Van ve Muş'ualdıklarından, Türk ordusunun silahlarının Ruslar'a geçtiğin-den ve Türk Alman İttifakının bozulduğundan söz ediyordu.

Pontuscular, Patrikhane ve Yunanistan'ın her çeşitdesteğine sahiptiler. Bu iki destekçi, Pontus olayları başla-madan daha elli yıl önce bölgede Rumluğu güçlendirme siyase-tini izlemeğe başlamıştı. Bu süre içerisinde, Samsun'a dışarıdan30 bin kadar Rum getirilip yerleştirilmişti. Bölgede, Rum veErmenilerin konuştuğu dil Türkçe idi. Yunanistan'dan gelenpapazlar ve öğretmenler, buradaki Rumlara Türkçe'yi unut-turup, Yunanca'yı öğretmek için olanca güçleri ile çalıştılar.Yunanca'yı bilmeyenler, aşağılık insanlar olarak gösteriliyor, buarada, Türkçe konuşmakta direnen Türk uyruğuna bağlılığınısürdüren birçok Rum öldürülüyordu.

Savaş sırasında seferberlik emrine uymayan Rumlar, firarederek Rum Çeteleri'ne katılmışlar ve Türk jandarması ileçatışmalara girmişlerdir. Türk ahaliye karşı çalışan bu çetelerinamaçları:

- Halkı korkutmak- Nüfusu azaltmak - Köyleri yakıp yıkmak- Hükümeti zayıf düşürmek- Orduyu zayıflatmak - Düşmana destek sağlamak- Bölgede Rum varlığını kanıtlamak- Pontus emellerini gerçekleştirmektir.

Mondros Mütarekesi'nden sonra Pontuscular, yeraltı çalış-malarını açığa çıkardılar. Hareketin elebaşısı, Trabzon MetropolitiHHRRIISSAANNTTOOSS idi. Patrik tarafından, doğrudan doğruya Pontusdavasında lider olarak görevlendirilmişti. HHRRIISSAANNTTOOSS, ParisKonferansı'na heyetler ve bildiriler göndererek, konferansa katılandelegelerden, Pontus sorununu ele almalarını, Rumları Türk zul-münden kurtarmak için himayelerinde bir "PPoonnttuussCCuummhhuurriiyyeettii"nin kurulmasını istiyordu.

Pontus hareketinin ikinci adamı, Trabzonlu bir işadamı olanKonstantin KKOONNSSTTAANNTTIINNIIDDEESS idi. Bu kişi de Pontus hareketi-ni desteklemek için çok para harcamış, Avrupa ve Amerika'dakiPontuscuları 04 Þubat 1918'de Marsilya'da düzenlediği ilkPontus kongresinde bir araya getirmiştir. Pontus hareketi içinde-ki üçüncü güçlü kişi ise, Albay D. KKAATTEENNYYOOTTIISS idi. Bu Albay,VVEENNIIZZEELLOOSS tarafından görevlendirilmiş, durumu yerinde sap-tamak ve Pontus Rumlarını askeri birlikler halinde teşkilat-

TTrraabbzzoonn’’ddaa PPoonnttuuss RRuumm FFaaaalliiyyeettlleerriinniinnÖÖrrggüüttlleennddiiğğii MMeettrrooppoolliitthhaannee

Page 71: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66662222landırmak üzere, Batum ve Tiflis'de bulunmuştu, Yunanistan,Kızılhaç'ın yardımı ile kılık değiştirerek birçok Yunan subayını,Rum halkı eğitip, örgütlendirmek için Karadeniz havalisinegöndermişti.121

KKUURRTTUULLUUÞÞ SSAAVVAAÞÞII''NNDDAA PPOONNTTUUSS SSOORRUUNNUU

Kurtuluş Savaşı'nda Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki Rumfaaliyetlerinin temelini Pontus Sorunu oluşturmaktaydı.Çünkü Mondros Antlaşması işgalcilere, çıkarlarının tehlikedeolduğu her yerde duruma el koyma hakkını veriyordu. Bu karar,Türk ve Hıristiyan nüfusun, birbirine karşıt olarak hareketegeçmesine neden olacaktı.

Yine Mondros'un 24. maddesi ile; Pontus ve Ermenikomitelerini harekete geçirip kargaşalıklar çıkartarak DoğuAnadolu'yu işgal ettikten sonra, içte bir Ermenistan, Karadenizkıyılarında da bir Pontus Rum Devleti kurulmak isteniyordu.Antlaşmanın Yunanistan'a sağladığı diğer önemli bir üstünlükde, Türk Donanması'nın etkisiz bırakılmasıydı. Bu durumdaYunanistan ve işgal devletleri; Karadeniz kıyılarına serbestçegirebilecek ve bölge Rumlarını kışkırttıkları gibi, onlara hertürlü yardımı yapabilecekti. Böylece, bölgede başlatılan birRum Ayaklanması ile Türk Ordusu iki yandan kuşatılarak yokedilebilirdi.

Ateşkesten sonra Pontuslu Rumlar, bir yandan diplomatikçalışmalarını yoğunlaştırmışlar ve öte yandan bölgede nüfusüstünlüğünü sağlamak amacıyla dışarıdan göçmen getir-mişlerdir. Yurt dışındaki şubeler aracılığıyla dünya kamuoyunuyanıltmak ve Rum Çetelerin gerçek yüzünü gizlemek için, hertürlü aracı kullanmışlardır. Ayrıca içeride de yoğun bir çetecilikfaaliyetlerine yönelmişlerdir.

Bütün bu propagandanın amacı, Yunanistan'ın etkialanını genişletmek ve büyük bir Yunanistan'ın "GGüünneeyyAAvvrruuppaa''nnıınn iilleerrii hhaattllaarrıınnddaa BBaattıı UUyyggaarrllıığğıı''nnıınn ggüüççllüü bbiirr bbeekkççiissiivvee AAvvrruuppaa bbaarrıışşıınnıınn bbiirr ggüüvveenncceessii" olacağı inancını yaygın-laştırmaktı. Pontus Sorunu, Paris Barış Konferansı'nın gün-demine geldiğinde, bu sorun ile ilgili siyasi faaliyetlerin ağır-lık merkezi Avrupa'ya kaymıştı. Yunan basını sadece İzmir içindeğil, İstanbul hatta Karadeniz Bölgesi için de propagandayapmaktaydı.

KKOONNSSTTAANNTTİİNNİİDDEESS, Rum nüfusunu yaklaşık 2 milyonolarak vermektedir. İngiliz Dışişleri Bakanlığı'na göre, yapılanistatistikler ve çizilen sınırlar gerçek dışıdır. Pontus Rumlarınınçoğunluğu; halkı karışık olan, barışı korumak için mandater birdevletin idaresinde bulunacak olan yeni Ermeni Devleti'ninönerilen sınırları içine kalacaktır. Bu da Pontus Rumlarına,istedikleri bir "UUlluussaall YYuurrtt" vermiş olacaktır.

----------------------------(121) Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemda,r S.220-223

SSaammssuunn’’ddaa YYaakkaallaannaannPPoonnttuuss ÇÇeetteecciilleerriinnddeenn BBiirr GGrruupp

Page 72: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66663333Þubat 1919'da Patrikhane tarafından İstanbul'da düzenle-

nen "PPoonnttuuss KKoonnggrreessii"nde, kendi geleceğini belirlemek, bağım-sızlık ve daha sonra Pontus'un Yunanistan ile birleştirmek,kararlaştırılmıştır.

04 Mart 1919'da İstanbul'da yayınlanmaya başlayan"PPoonnttuuss" adlı Rumca gazete, ilk sayısında Trabzon ilinde birRum Cumhuriyeti'nin kurulması amacıyla çıktığını ilan ediy-ordu. Trabzon Metropoliti'ne göre Pontus Bölgesi, Trabzon,Karahisar ve Amasya sancaklarının tamamı ile Sivas veKastamonu vilayetlerinin bir kısmını içine almaktadır.

Paris Barış Konferansı'na Doğu Karadeniz bölgesi içinverilen nüfus istatistiklerinin farklı ve abartılarak verildiğidikkati çekmektedir. Bunun en önemli nedeni, bölgedeRumların hiçbir yerde çoğunluğu teşkil edememeleridir.Bölgenin nüfus yapısı ile ilgili ileri sürülen rakamlar, bir-birinden oldukça farklıdır. Örneğin VVEENNIIZZEELLOOSS'un nüfuskaynağı 1912'de Fener Patrikhanesi tarafından yapılan ista-tistik bilgilerinden oluşmaktadır. Özellikle politik amaçlartaşıyan bu türlü rakamlar, gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Halböyle olunca, yine en çok güvenilir olan ve doğruyu yansıtan,Osmanlı Devleti'nin resmi istatistikleri olmaktadır.

Bu konuda bir orantı vermek gerekirse, Türk nüfusu, Rumnüfusunun 10 katıdır. Buna karşın, Türkiye'den bağımsız birPontus Devleti için olabildiğince büyük toprak koparmak veYunanistan'daki gönüllüleri buraya taşımak amaçlanıyordu.Bu konuda bir Pontus Ordusu kurulması ve bu ordunun, İngilizmakamlarının kontrolünde olması düşünülüyordu.

PPOONNTTUUSSÇÇUULLUUĞĞUUNN SSOONNUU

1920 sonlarına doğru Karadeniz kıyılarında, Samsun,Çarşamba, Bafra, Erbaa, Zile'deki Rum köylerinde, Rumlargeniş çete faaliyetlerine giriştiler. Başlangıçta 6-7 bin silahlıkuvvet oldukları tahmin edilen Pontusçular, daha sonra 25 binkadar silahlı kuvvete ulaştılar.

Bu durumda Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerindeAnkara Hükümeti, askeri önlemler almak zorunda kaldı. 1920sonu ve 1921 başlarında 3. ve 4. Kolordular, bu bölgelere önem-li askeri birlikler gönderdiler. Daha sonra 3. Kolordu, BirinciMerkez Ordusu şekline konuldu ve Pontus sorunu, bu orduyabırakıldı. 1921 yılı boyunca, yoğun bir faaliyet yaşandı.

Bu hareketlerde Pontusçulara ait 117 büyük sığınaktahrip edildi. Resmi makamlara göre 3.877 Pontusçuöldürüldü. Bu arada Pontusçular da, 439 Türk köyünü yak-tılar, asker ve halktan önemli kayıplara neden oldular.Pontusçulara karşı hareketlerde bir ara ve özellikle 1921sonunda 20.000 kişilik bir askeri kuvvetin bu bölgede kul-lanılmasını gerekti. Cephelerde düşmanla savaşılırken o

MMeerrzziiffoonn AAmmeerriikkaann KKoolleejjii

Page 73: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66664444günkü koşullar içinde böyle bir kuvveti bu bölgede alıkoy-mak, Türk Genelkurmayı için gerçekten büyük bir külfetti.Fakat 1921 sonunda ve 1922 başlarında KaradenizBölgesi'ndeki Rum nüfusunun Yunanistan'a taşınmasınabaşlandı. Bu durum, Karadeniz Bölgesi'ndeki Rum nüfusunortadan kalkmasına ve Türkiye'de ulusal birliğin sağlan-ması yönünde önemli bir etken oldu.

Anadolu'nun bir Türk Yurdu olduğunu bütün dünyayakanıtlayan ve dışarıdan planlanan senaryoların kabuledilmeyeceğini kanıtlayan "LLoozzaann AAnnttllaaşşmmaassıı" tüm sorunlarınçözüm belgesi oldu. İlginç ve önemlidir ki, Yunanistan'ın yıl-lardır dünya gündemine taşıdığı Pontus Sorunu ile ilgili olarak,Lozan Antlaşması'nda tek bir madde yer almadı.122

MMUUSSTTAAFFAA KKEEMMAALL AATTAATTÜÜRRKK''ÜÜNN GGÖÖZZÜÜYYLLEEPPOONNTTUUSS SSOORRUUNNUU

Sayın baylar, genel açıklamanın başlangıcında bir Pontussorunundan söz etmiştim. Bu sorun, belgeleriyle herkesçe bil-inmektedir. Ancak bizi de çok uğraştırdığından burada ilgisibulunan bazı noktalarına değineceğim.1840 yılından beri, yaniüç çeyrek yüzyıldan beri, Rize'den İstanbul Boğazı'na değinAnadolu'nun Karadeniz bölgesinde eski Yunanlılığındiriltilmesi için çalışan bir Rum topluluğu vardı. Amerika'dakiRum göçmenlerinden Rahip Klematios adında biri ilk Pontustoplantı ocağını İnebolu'da, şimdi halkın "MMaannaassttıırr" dediği birtepede kurmuştu. Bu örgüt üyeleri, zaman zaman, birbirindenayrı haydut çeteleri kurarak çalışıyorlardı. Genel Savaşsırasında dışardan gönderilip dağıtılan silah, cephane, bombave makineli tüfeklerle Samsun, Çarşamba, Bafra ve ErbaaRum köyleri sanki bir silah deposu durumuna gelmişti.

Ateşkes Anlaşmasından sonra bütün Rumlar, Yunanlılıkulusal amacı ile her yerde şımardığı gibi, Etnik-i EteryaDerneği propagandacıları ile Merzifon Amerikan kurumların-ca eğitilip yetiştirilen ve yabancı hükümetlerin silahlarıylamaddi olarak kuvvetlendirilen ve yüreklendirilen bu bölgedekiRum topluluğu da, bağımsız bir Pontus Hükümeti kurmakisteğine kapıldı. Bu amaçla genel bir ayaklanma düzenlediler.Dağlara çekildiler ve Amasya, Samsun ve dolayları Rum met-ropoliti Yermanos'un yönetiminde, düzenli bir program ileçalışmaya başladılar. Bir yandan da, Samsun'daki Rumkomitecilerinin Başkanı Reji Fabrikası Müdürü Tokomanidis,Orta Anadolu ile haberleşmeyi sağlamaya çalışıyordu. Kimiyabancı hükümetler, Pontus'un kurulmasına yardım edecekler-ine söz verdiler ve Samsun ve dolaylarındaki Rumlarınnüfusunu artırmak için de Rusya'daki Rum ve ErmenileriBatum'da topladılar. Onları, Türk Kafkas ordularından alınıpBatum'da depo edilen silahlarla donatarak, kıyılarımıza çıkar-maya başladılar. Çetecilik etmek üzere, kıyılarımıza çıkarıla-bilecek birkaç bin Rum'u Sohum'da topladılar başlarına daHaralambos adında bir adam getirdiler. Batum'da toplanan-----------------------------(122) www.Zafersen.Com Tarihi Süreçte Pontus Sorunu Makalesi

MMuussttaaffaa KKeemmaall AATTAATTÜÜRRKK

Page 74: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66665555ların da Haralambos'un yanındakilere katılmaları sağlanıy-ordu. Bunları, ülkemiz içinde, Samsun'da kimi yabancı tem-silciler koruyor ve silahlandırıyorlardı. Kıyılarımıza çıkan buçeteler "ggööççmmeennlleerrii bbeesslleemmee" adı altında yabancıhükümetlerce yedirilip giydiriliyordu. Yabancı Kızılhaçkurulları arasında gelen subayların da örgüt kurmak, çeteci-leri askerlik yönünden eğitmek ve gelecekteki Pontushükümetinin temelini atmakla görevlendirildikleri anlaşılıy-ordu. 04 Mart 1919 günü İstanbul'da Pontus adıyla yayım-lanmaya başlayan bir gazetenin başyazısında; "Trabzonilinde Rum Cemiyetinin kurulmasına çalışmak amacıylayayımlandığı" açıklanmıştı.

Yunanistan'ın kurtuluş gününe denk gelen 07 Nisan 1919günü, her yerde ve özellikle Samsun'da gösteriler yapıldı.Yermanos'un saygısızca davranışları, Rumların düşüncelerinive isteklerini açığa çıkardı. Bafra ve Çarşamba dolaylarındakiyerli Rumlar, sık sık kiliselerde toplanıyor, örgütlerini vedonatımlarını kuvvetlendiriyorlardı. 23 Ekim 1919 günü,Doğu Trakya ve Pontus için merkez olarak İstanbul kabuledilmişti. Venizelos, İstanbul'un merkez olması işinin daha son-raki bir zamana bırakılarak bunun yerine Pontus Hükümetininkurulmasının uygun olacağı kanısında bulunduğunu belirtmişve buna göre İstanbul Patrikliğine yönerge vermişti. Bir yandanda İstanbul'da Yunan gizli kolluğu kurmakla görevlendirilenAlbay Aleksandros Zimbrakaki, Pontus jandarmasını düzenesokmak üzere Eiffel adlı Yunan torpidosu ile bir subaylar kuru-lunu göndermişti. Türkiye'de bu işler olurken Batum'da da 18Aralık 1919'da "PPoonnttuuss RRuumm HHüükküümmeettii" adıyla bir hükümetkurulmuş ve örgütlenmeye başlamıştı.19 Temmuz 1920'de deBatum'da, Karadeniz, Kafkas, Güney Rusya Rumları Pontussorunu üzerine bir kurultay topladılar. Bu kurultayın andırısıüyelerden birinin aracılığıyla İstanbul'daki Rum Patrikliğinegönderildi. Pontusçular, 1920 yılı sonlarına doğru çalış-malarını büsbütün artırarak iyice açığa vurdular. Bizi, sıkıönlemler almak zorunda bıraktılar.

Dağlarda kurulan Pontus örgütleri şöyle idi:

- Birtakım elebaşılar yönetiminde silahlı ve savaşçıkuvvetler;

- Bunların beslenmesini sağlayan üretici Pontus halkı;

- Yönetim ve kolluk kurulları ile illerden ve köylerdenyiyecek sağlamakla görevli ulaştırma kolları.

Çetelerin çalışma bölgeleri ayrılmıştı. Pontus haydut-larının kuvveti, başlangıçta 6.000-7.000 silahlı idi. Dahasonra her yerden katılanlarla 25.000'i buldu. Bu kuvvet, ufakbirliklere ayrılarak çeşitli yerlerde barınıyorlardı. Pontus çeteci-lerinin işi Müslüman köylerini yakmak, Müslüman halka karşıakla hayale gelmeyecek ağır suçlar ve cinayetler işlemek ve kandökücü bir sürünün yaptıklarından başka bir şey değildi. Biz,

MMuussttaaffaa KKeemmaall AAttaattüürrkkGGüüllcceemmaall VVaappuurruu''nnddaa ((55 HHaazziirraann 11992266))

Page 75: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66666666Anadolu'ya çıkar çıkmaz, Türk halkının dikkatini çektik, onlarıuyardık. Akla gelen tehlikelere karşı önlemler almaya başladık.

Merkezi Sivas'ta bulunan Üçüncü Kolordu, yalnız çeşitlibölgelerde gözüken çeteleri izleyip tepelemekle uğraştı. Trabzonbölgesinde dolaşan "KKöörrooğğlluu" adındaki Rum çetesiyle "EEffttaalliiddii"çetesini ve öbür çeteleri, merkezi Erzurum'da bulunan OnBeşinci Kolordu izleyip tepeliyordu. Bir yandan da Pontus hay-dutlarının dönüp dolaştıkları yerlerde, halk silahlandırılarakulusal örgütler kuruldu.123

AALLEEMMDDAARR PPOONNTTUUSSCCUULLAARRAA KKAARRÞÞII

11--AALLEEMMDDAARR''IINN PPOONNTTUUSSCCUU AABBAACCII YYAANNKKOOÇÇEETTEESSİİNNİİ YYAAKKAALLAAMMAASSII

Büyük zaferin kazanılmasından sonra Karadeniz kıyılarınabir Pontus devleti kurulması tasarısı suya düşmüştü.Dağlardaki çeteler de, artık, Anadolu topraklarında barınamay-acaklarını anladıklarından çeşitli yollarla kaçmaya başladılar.Bunların, Rusya'ya, Bulgaristan'a kaçmak için vasıta bulmaklauğraştıkları haber alınmıştı. Ankara'daki yöneticiler, onlarıkaçarken deniz üstünde topluca yakalatmak için çözüm yollarıdüşünüyordu. Bu kutsal ödevi başarmak denizcilere düşüyordu.Alemdarın alın yazısında kahramanlık ve şanlı görevleri başar-mak yazılmıştı. İstiklal Savaşı'nda çok büyük yararlıklarıgörülen "ÞÞaahhiinn VVaappuurruu"nu kurtarmaya giderken şanlı geçmişineyeni bir sayfa eklenmesi için koşullar oluşuyordu.

AApprraannoossyyaann KKuummppaannyyaassıı'nın 1300 tonluk, 7 mil hız yapa-bilen bir şilebi iken Ereğli limanında el konularak NakliyatıBahriye emrinde "ÞÞaahhiinn" adı ile çalıştırılan gemi, İstiklal SavaşıDeniz cephesinde çok büyük yararlılıklar gösterdi. Savaşaraçlarını birçok tehlikelere göğüs gererek taşımıştı, son yük-lediği deniz mayınlarını Akçakoca iskelesine boşalttıktansonra, sığındığı Amasra limanında yatarken 25 Eylül 1922'dekopan çok şiddetli batı karayel fırtınasında karaya oturmuş vebatmıştı. Alemdar kurtarma gemisi batan şilebi kurtarmak içinemir almıştı. Alemdar aldığı emre göre, kurtarmaya yarayacakkalas, çimento ve makine yağı gibi araçlardan başka geçerkenSamsun'a bırakılmak üzere 80 erle otomobil ve kamyon da yük-lendi. Yola çıkıldı. Yük Samsun'a bırakıldı.

Amasra'da Þahin'i kurtarmak için haftalarca uğraşıldı.Ancak mevsim kurtarma işine uygun değildi, mevsim kış vesürekli olarak korkunç fırtınalar patlıyordu. Tüm çabalar boşagitti ve Þahin' in kurtarılmasından vazgeçildi. Alemdar'a Þahin'in mürettebatını alarak Trabzon'a dönmesi emredildi.

25 Ekim1922 akşamı idi. Gemi Komutanı Mustafa NailBey (EERRCCİİVVEELLEEKK) gizli bir telgraf aldı. Geminin güverteTeğmenini çağırarak bu telgrafı kendisine okudu. DenizBirliklerinin Samsun, ve çevresinde yaptıkları sıkı ve etkili

----------------------------(123) Nutuk Tam Metin 416-418 (Günümüz Türkçesine Uyarlayan Nur Ardakoç Edebiyat Öğretmeni)

TTğğmm.. CCeellaalleettttiinn OORRHHAANN BBeeyy

Page 76: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66667777izlemeleri sonucunda, artık buralarda barınamayacaklarınıanlayan, dağlardaki Rum Pontus çetelerinin, vatan hain-lerinden kiraladıkları motorlarla Batı'daki ülkelere kaçmaktaoldukları bildirilerek onların yakalanmaları emrediliyordu.

O gece hareket ettiler. Teğmen Celaleddin Bey (OORRHHAANN)4-8 sabah vardiyasının nöbetçi subayı olarak köprü üstündebulunuyordu. Yanında serdümen ve gözcü eri vardı. Gemidevardiyadakilerden başka herkes uykudaydı. Teğmen, pruvadanesen rüzgar yorgun vücudunu üşüttüğü için vardasilo'nunarkasına büzülmüş uykusuzluktan kapanmakta olan göz kapak-ları ile mücadele ede ede ufku tarıyordu. Ayancık yakınlarınageldikleri sırada ortalık iyice ağarmış, geminin ilerlemekteolduğu doğu ufkunda, sarının, turuncunun her tonunu taşıyangüneş tepsi gibi görünüşüyle yavaş yavaş yükseliyordu.Seyretmeye doyum olmayan bir manzaraya dalmış olan TeğmenCelaleddin Bey pruva istikametinden bir yelkenli gördü.Komutanının bir gün önceki uyarısını anımsadı. Acaba, bueşkıya motoru muydu ? Bir süre tekneyi dürbünle izledi. Teknedenize doğru açılıyordu. Pupasından aldığı rüzgarla kıyıya yakınseyretmesi gerekirken enginlere açılmasına bir anlam veremedi.Yelkenliye doğru dümen kırdırdı. Az sonra, yelkenlide dümenkırdı, başını kıyıya doğru çevirdi. Bu hareketten kuşkulananTeğmen yine üzerine dümen kırdırınca, yelkenli yeniden açığadümen kırdı. Bu hareket gemiden kaçmak istediğini gösteriyor-du. Bunu gözlemleyen Teğmen, Komutanın uyandırılması içinhaber gönderdi. Komutan elbisesiyle kamarasında mindereuzanmış yatıyordu. Durumu öğrenince köprü üstüne geldi.Teğmen, ona yelkenliyi gösterip açıklamada bulundu. Gizliemirle bildirilen, Rum eşkıyası motorlarından biri olabileceğinisöyledi. Komutan da;"SSaannmmııyyoorruumm,, ssiizz rroottaannıızzıı bboozzmmaaddaannddeevvaamm eeddiinniizz" diye emir vererek yeniden yatmaya gitti.

Az önce denize açılmakta olan yelkenli şimdi kıyıya doğruseyretmeye başlamıştı. Teğmen yeniden heyecanını yenemey-erek Komutan'a haber yolladı. O da geldi, yelkenliyi inceledi,yeniden yatmaya gitti.

İçinden gelen şiddetli arzuyla heyecan yaşamak isteyenTeğmen, serdümene, yelkenliye yakın seyretmesini emretti.Yabancı tekneye doğru çok yaklaşmışlardı. Sancak omuzluğun-da ve birkaç yüz metre açıklarında olan tekneye dürbünle bak-tığında içinin hınca hınç insanla dolu olduğunu gördü.

"GGeell üüssttüünnee" emrini vererek, şimdi tekneye daha çok yak-laşmışlardı. Daha fazla dayanamadı. Makineye stop vurarak,yelkenliye durması için de canavar düdüğüne asıldı. Sabahınerken saatlerinde acı acı bağıran canavar düdüğü ile makinetelgrafının sesi gemidekileri bir anda güvertede topladı. Seyirkamarasından fırlayan komutan;

"NNee oolluuyyoorr,, CCeellaall EEffeennddii ?? " deyince, Teğmen de:"EEşşkkiiyyaa,, eeffeennddiimm" dedi.

ÞÞaahhiinn VVaappuurruu AAmmaassrraa LLiimmaannıınnddaa ((11992222))

Page 77: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66668888Komutan cesaretine güvenilir bir subaydı. Ancak, gemide,

biri Teğmene, diğeri de Yüzbaşı Ruhi'ye ait olmak üzere ikipiyade tüfeği ile 150 mermiden başka işe yarar silah yoktu.Daha önce de, geminin silahsız olduğunu bilen Komutan, gem-inin rotasının değiştirilmemesini söylemişti. Þimdi ise bir oldubittiyle karşı karşıya olduğu için geri dönmeyerek dövüşmeyigöze aldı. İki tüfekle cephaneyi güverteye getirttiler. Þimdi sırayelkenlinin içinde neler olduğunu öğrenmeye gelmişti. TeğmenCelaleddin hemen patalyayı mayna ettirmişti bile. Komutanyelkenlinin içinin aranmasını ikinci Komutan Yüzbaşı Nedim'eemredince, İkinci Komutan kendisinin evli olduğundan sözederek, bekar bir subayın gönderilmesinin daha uygun olacağınıileri sürdü. Komutan'da bekar subayların tecrübesiz Teğmenlerolduklarını söyleyerek kendisinin gitmesi gerektiğini yineliyor-du. Bu tartışmanın, personelin karşısında, tatsız biçimdeuzadığını gören Teğmen Celaleddin, serüven arayan duygularınıbastıramayarak ileri atıldı, kendisinin gönüllü olarak gönder-ilmesini Komutanından rica etti. Bu ricayı uygun bulanKomutan tekneyi iyice arayarak ne kadar silah ne kadar cephanebulunduğunu saptamasını istedi. Patalyaya atlamak üzereykentüfeğinin bir tanesini gemide bırakmayı uygun gördü ancak okadar silaha karşı tek silahın ne işe yarayacağını da bilmiyordu.

Tabancasını beline bağladığı sırada Çarkçıbaşı Adil Beyyanına geldi. Yelkenliye yaklaşmamasını, hele içeriyegirmesinin çılgınlık olacağını,çünkü karşısındakilerin eşkıyaolduklarını söyleyerek kontrolünü uzaktan yapmasını söyledi.Cesaretinden kuşkulanılamayacak Adil Bey bu uyarısında çokhaklıydı. Çünkü içinde iki yüze yakın silahlı eşkıyanın bulun-duğu bir teknenin üzerine iki silahla gidilemezdi. Ancaktehlikeyi bilerek görevi tam anlamıyla yerine getirmekte birsubayın şeref borcuydu. Adil ve Ruhi Beyler 'de diğerarkadaşları onun geleceğinden umudu kesmiş gibiydiler.Teğmen ise neşeliydi.

Lumbarağzına birikmiş arkadaşlarının başarı dilekleriarasında, harekete hazır patalyaya binmek üzereydi. Kendisiniacıyla süzen Çarkçıbaşına elini uzatarak "AAllllaahhaaııssmmaarrllaaddııkkÇÇaarrkkççııbbaaşşıımm!!" deyince, bu cesur adam teğmenin elini tutarkenbirden bire verdiği kararla:

"GGeelliiyyoorruumm bbeennddee sseenniinnllee ggeelleecceeğğiimm" dedi.

Az önce işin çok tehlikeli olduğunu söyleyen Adil Bey denizerinin elindeki tüfeği alarak;

"BBeenn ddaahhaa iiyyii nniişşaannccııyyıımm" dedi.

Teğmenin neşesi kaçmıştı, bu tehlikeli görevi eğer başara-bilirse bunun şerefini kimse ile paylaşmak istemiyordu. Hemenköprü üstündeki komutana seslenerek Adil Beyinde gelmekistediğini,halbuki görevi ilk önce kendisini aldığını söyledi.Komutan:

TTğğmm.. CCeellaalleettttiinn OORRHHAANN BBeeyy

Page 78: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

66669999"GGöörreevviinn yyeerriinnee ggeettiirriillmmeessii iillee sseenn ggöörreevvlliissiinn,, sseennii ffeeddaa

eettttiimm" Teğmen çok sevindi.

"AAnnccaakk AAddiill bbeeyyddee ggiittmmeekkttee kkaarraarrllıı iissee sseenniinnllee bbeerraabbeerrbbuulluunnaabbiilliirr" yanıtını verdi.

Az önce kaybolan neşesi yerine gelmişti. Hemen patalyayaatladı ve gemiden avara ettiler. Fakat, tam bu sırada komutanayeniden seslendi;

"KKoommuuttaannıımm,, eeğğeerr eeşşkkııyyaa bbiizzii sseerrbbeesstt bbıırraakkmmaazz ddaa rreehhiinnoollaarraakk aallııkkooyyaarrssaa nnee yyaappaaccaağğıızz ??" diye sordu.

"YYeellkkeennlliiyyee yyaallnnıızz sseenn ççııkkaaccaakkssıınn,, ccaann kkaayybbıınnaa mmeeyyddaannvveerrmmeemmeekk iiççiinn,, sseenn ççııkkaarr ççııkkmmaazz ppaattaallyyaa yyeellkkeennlliiddeenn uuzzaakkllaaşşaa--ccaakkttıırr.. SSaannaa ggeelliinnccee,, sseennii ffeeddaa eettttiimm.. HHaayyddii ççooccuuğğuumm AAllllaahh sseenniikkoorruussuunn.."

Bu sözlerle bir kat daha gururlanan teğmen "aall bbeerraabbeerr"komutuyla kürekçileri harekete geçirdi. Þimdi patalyadaki beşkişi sonu belirsiz olan yolculuğa çok sessiz biçimde fakat çokhızla devam ediyorlardı. Her geçen saniye tekneye biraz dahayaklaşıyorlardı. Tekneye yaklaştıkça da heyecan artıyordu. AdilBey ve Celaleddin gözlerini hedeflerine dikmiş, üzerine gittikleritehlikenin ne biçim bir şey olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.Artık yelkenliye çok yaklaşmışlardı. Tekne tepeden tırnağakadar silahlı, sırtlarında yamçılar bulunan, kapkara insanlarlahıncahınç doluydu. Bütün küpeşte boyunca, küpeştelere dayan-mış ateşe hazır durumda tüfekler onlara çevriliydi.

Bu anda Adil Bey'le, Celaleddin içlerinden gelen bir seslebirbirlerine baktılar. Bakışları birbirlerinin gözlerinin içinesaplanmıştı. Adil Bey bir başkasının duyamayacağı kadaryavaş bir sesle.

""TTeekknneeyyee ççııkkmmaayyaaccaakkssıınn,, hhaayyddii ddöönneelliimm"" ddeeddii..""OOllmmaazz ççııkkaaccaağğıımm""""OOllmmaazz ddiiyyoorruumm ssaannaa,, dduurruummuu ggöörrmmüüyyoorr mmuussuunn?? ÖÖlleecceekkssiinn""""OOllaabbiilliirr,, ffaakkaatt eemmiirr bbööyyllee""""OO hhaallddee bbeerraabbeerr ççııkkaaccaağğıızz""""OO hhiiçç oollmmaazz,, eemmiirr yyaallnnıızz bbeenniimm ççııkkmmaammddaa""""SSoonn kkeezz ssööyyllüüyyoorruumm,, öölleecceekkssiinn,, ggeell ddöönneelliimm..""""DDuuyymmaaddıınnıızz mmıı,, kkoommuuttaann bbeennii ffeeddaa eettttii,, ggöörreevviimmii yyaappaaccaağğıımm..""

Teğmenin, dümeni yöneten elleri doğal bir yönlenme ilemanevrasını yapmış ve patalyayı yanaştırmıştı. Dağda yaşa-manın izlerini gösteren saç ve sakalı birbirine karışmış, kılıksız,vahşi bakışlı insanlar dolu bu tekneye, küpeşteye dizilmiş tüfeknamlularına basmadan girmek olanaksızdı.

Teğmen Celal, "YYaahhuu bbuu nnee bbiiççiimm kkaarrşşııllaayyıışş?? AAllıınn şşuu ttüüffeekk--lleerrii iiççeerriiyyee bbee aarrkkaaddaaşşllaarr!!" diye seslenince kıç üstünden birisiTürkçe olarak yer açılması için eşkıyalara seslendi. Bunun

BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy

Page 79: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77770000üzerine bulunduğu yerden birkaç tüfek geri çekildi. Patalyayaderhal uzaklaşma emri vererek çabucak tekneye atladı. Buinsan kalabalığı içinde birilerinin omzuna basmamak için güçbela kıç tarafa kadar gidebildi. Kaptan kamarasının üstünesıçrayıp oturdu. "MMeerrhhaabbaa" diyerek hepsini selamladı. Burada,zorla, kabadayılıkla yapılacak bir iş olmadığını anladığından,işi kurnazlıkla, tatlılıkla başarmalıydı. Motorun sahibi ve kap-tanı Sandıkçı Þükrü ve Makinisti Ali ile konuşmağa başladı.Nereden gelip nereye gittiklerini sordu. Liman kağıtlarını iste-di, içindekilerin yolcu olduğunu, hükümetin izniyle Kızılırmakkıyılarından yüklendiğini ve İstanbul'a gitmek istediklerinisöyleyen Kaptan, motorun kağıtlarını Teğmene uzattı. 35 ton-luk olan bu motorun ne Samsun ne de bölgedeki diğer liman-lardan vizesi yoktu, kaçak oldukları belliydi. Teğmen, hemuysallık hem de eşkıyada güven uyandırmak için; "ÇÇookk ggüüzzeell,,kkaağğııttllaarrıınnıızz ttaammaamm,, yyoollccuullaarrıınn ggiittmmeessiinnee hhüükküümmeettiinn iizziinnvveerrddiiğğiinnddeenn ddee bbiillggiimmiizz vvaarr.. AAnnccaakk İİssttaannbbuull''aa ggiittmmeekk iiççiinniizzlleeddiiğğiinniizz yyooll yyaannllıışş...... KKııyyııyyıı iizzlleeyyiinniizz.. HHeemm ddee bbiirr ffıırrttıınnaaççııkkaarrssaa aaççııkkttaa bbaarrıınnaammaazzssıınnıızz" dedi.

Bu sözler eşkıyalar üzerinde olumlu etki uyandırdığındannamlular içeri çekildi. Bu şakiler, yıllardan beri Samsundağlarında katliam yapan, Abacı Yanko çetesi diye anılanPontusculardı. Motorun ambarı da doluydu. Silahlı insan-ların arasında bir kaç kadın başı da görünüyordu. Hepsiningözleri Celaleddin'in üzerine dikilmiş en ufak hareketini kaçır-mıyorlardı. Teğmen, üstünde oturduğu kaportadan büyük birsoğukkanlılıkla etrafını süzüyor, aşağı sarkıttığı ayaklarıyladaireler çizdiriyordu. Ne yapacağını ne söyleyeceğinidüşünürken gülümsemeye çabalıyordu. Oturduğu yerden birhamlede sıçrayarak aşağı indi. Az önce üzerinde oturduğukaptan köşkünden içeri bakınca dondu kaldı. İrkilmişti irk-ilmesine ancak bunu çetecilerden saklamak için biraz kenaraçekildi. Kamara içerisinde tıpkı dışarıdakiler gibi 5-6 eşkıyaoturmuşlar ve kanlı gözlerini de gözlerine dikmişler öyleceOna bakıyorlardı. Bir bölümünün elinde kendisine doğruçevrilmiş tabancalar, iri yarı bir haydudun elinde de pırıl pırılbir hançer vardı. Kanlı gözlerle onu baştan aşağı süzüyorlardı.Ölümün soğuk nefesini ensesinde duyumsadı. Yaşamının hiçbir döneminde ölümle böylesine burun buruna gelmemişti.Þimdiye kadar onlarda Teğmen'e saldırmadıklarına göredemek ki çekindikleri bir şeyler vardı. Bundan yararlanmasıgerektiğini çok çabuk kavradı ve karşısındaki ölüm meleğiniunuttu bir an. Adamların duraksamasından ve ürküntü-lerinden yararlanmalıydı.

"NNee oo aarrkkaaddaaşşllaarr ?? KKiimmiinniizziinn eelliinnddee ttaabbaannccaa,, kkiimmiinniizzddeehhaannççeerr,, ddaahhaa yyookk mmuu yyaahhuu ?? HHeepp bbuu iikkrraammllaarr bbiirr tteekk bbaannaa mmıı ??YYookkssaa bbeelliimmddeekkii şşuu ttaabbaannccaa ssiizzii üürrkküüttüüyyoorr mmuu ?? BBeenn ssiizzee bbiirrddüüşşmmaann,, ggiibbii ddeeğğiill,, bbiirr ddoosstt ggiibbii ggeellddiimm.. AAllıınn,, oonnuu vveerreeyyiimm ddeeiiççiinniizz rraahhaatt eettssiinn" diyerek belindeki tabancayı kaptanın ayak-ları dibine atıverdi.

AAmmaassrraa ÞÞeehhrrii ((11992200’’llii YYııllllaarr))

Page 80: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77771111Herkes biraz merak, biraz ürkeklikle Teğmenin hareketleri-

ni izliyordu. Kaptan yerdeki tabancayı aldı ve Teğmene geriverdi.

"BBeeyyiimm yyaannllıışş aannllaaddıınn,, sseenn bbiizzee nnee ffeennaallııkk eettttiinn kkii oonnllaarrddaassaannaa eettssiinn,, hheellee sseenn şşuunnuu aall " diyerek tabancayı teğmene uzat-tı.

Teğmen Celaleddin:

"PPeekkaallaa,, ööyyllee oollssuunn,, zzaatteenn hhüükküümmeettiinn ggiittmmeelleerriinnee iizziinnvveerrddiiğğii bbuu aaddaammllaarraa nnee ddiiyyee ffeennaallııkk eeddeelliimm ??" diyerek taban-cayı beline yerleştiriyordu ki, makinist; "GGeemmiinniizzddee ttoopp vvaarrmmıı ??" diye sordu. Bu soru iyiye işaretti. Belli ki adamlartopun varlığından ürküyorlardı. Hemen bundan yararlan-manın bir yolu bulunmalıydı. Teğmen çok çabuk toparlandı.Alemdarın küpeştesinden gözüken tahlisiye tulumbalarınınbir bölüm büyük borularının ağızları gözüne ilişti.

"İİşşttee,, ggöörrmmüüyyoorr mmuussuunn aalleevv ttooppllaarrıınnıı ??" Adam çok şaşır-mıştı.

"BBuu aalleevv ttooppllaarrıı ddaa nnaassııll şşeeyylleerr ??"

"BBaassiitt bbiirr şşeeyy ccaannıımm.. UUzzaakkttaann hheeddeeffee ççeevviirriipp ççaallıışşttıırrıınnccaahheeddeeffii yyaakkııyyoorr.."

"YYaaaaaa......" uzun süre gözlerini Alemdar'dan çekemedi.

Teğmenin bu ölüm yatağında işi kalmamıştı. Kendisinibekleyen gemisine dönmesi gerekiyordu. O sırada Alemdar'ınmakinesinde arıza olmuş, manevra yaparken slaydrod' u (birmakine aksamı) eğrildiğinden, hareket edemez durumagelmişti. Bu nedenle Çarkçıbaşı Adil Bey gemiye geriçağrıldığından Teğmenin patalyası da ortada yoktu.Celaleddin'in bu gelişmelerden hiç bilgisi olmamıştı. Ancakpatalyasız kalması biraz da işine geldi:

"AArrkkaaddaaşş bbeenniimm ssiizzllee iişşiimm bbiittttii.. AAllllaahh sseellaammeett vveerrssiinn,, ggüülleeggüüllee ggiiddiinn.. YYaallnnıızz bbeenniimm vvaassııttaamm ggeemmiiyyee ddöönnmmüüşş,, ssiizziinn bboott bbeenniiggeemmiiyyee bbıırraakkııvveerrssiinn.. NNaassııll oollssaa ssiizzddeenn bbiirriissii,, bbiizziimm ggeemmiiyyeekkaaddaarr ggeelleecceekk.. ÇÇüünnkküü ggeemmii bbeellggeelleerriinniizz vviizzee eeddiillmmeemmiişş.. SSüüvvaarriibbeeyyee ssööyylleeyyeelliimm ddee ssiizzii kkoonnttrrooll eettttiiğğiimmiizzii bbeelliirrtteenn vviizzeeyyii yyaappssıınn,,mmüühhüürrlleessiinn.."

Kaptanın bu öneriye canının çok sıkıldığı hareketlerindenanlaşılıyordu. Teğmen çekingenliklerini yok etmek, ürkeklik-lerini gidermek için;

"BBeellggeelleerriinniizzii mmüühhüürrlleettmmeeddeenn,, vviizzeessiizz ggiiddeemmeezzssiinniizz..ÇÇüünnkküü bbuu kkııyyııddaa kkaarraakkooll yyaappaann bbiizzddeenn bbaaşşkkaa ddöörrtt ggeemmii ddaahhaavvaarr.. HHeemm oonnllaarr bbiizziimm ggiibbii hhooşş ggöörrüüllüü ddaavvrraannmmaayyaabbiilliirrlleerr..HHaallbbuukkii bbeellggeelleerriinniizz vviizzeellii oolldduu mmuu kkiimmssee bbiirr şşeeyy ddiiyyeemmeezz.."

ÞÞaahhiinn VVaappuurruunnuunn NNoovvoorroossiisskk LLiimmaannıınnddaannGGeettiirrddiiğğii 2211 UUççaağğıınn GGeemmiiddeenn ÇÇııkkaarrııllmmaassıı

((TTrraabbzzoonn TTeemmmmuuzz 11992222))

Page 81: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77772222Teğmenin amacı motorun yöneticilerinden birini, özellikle

de makinisti Alemdar'a götürüp motoru hareketsiz bırakmaktı.Teğmenin sözleri Kaptan üzerinde olumlu etki yaptı. Ancakbotla gemiye gelmek hiç birinin işine gelmiyordu. Reis bir süredüşündü. Sonra kamaraya girdi. Oradaki eşkıya reisleriylekonuştu. Biraz sonra elinde bir tomar para ile çıka geldi.

"BBeeyyiimm bbiizz ggeellmmeeyyeelliimm,, bbeellkkii kkoommuuttaann bbiizzee ddaarrııllıırr.. AArrttııkksseenn bbiirr zzaahhmmeett eettttee bbiizziimm bboottllaa ggiiddiipp bbeellggeelleerrii mmüühhüürrlleett,, ssoonnrraasseenniinn ssaannddaallıınn iillee ççeekkttiirriirr bbiizzee ggöönnddeerriirrssiinn.." dedi. ParayıTeğmene uzattı. Artık Teğmen Celaleddin'in şansı dönmüştü.Bu öneri bulunmaz bir şanstı.

"İİyyii aammaa rreeiiss bbeenn bbuu ppaarraa ttoommaarrıı iillee ggeemmiiyyee ddöönneemmeemmkkii...... DDöönneerrsseemm kkoommuuttaann bbuunnuu hhooşş ggöörrmmeezz.. EEğğeerr kkeennddiissiinneevveerriilliirrssee ççookk hhooşşuunnaa ggiiddeerr.. OOnnuunn iiççiinn sseenn hheellee bbiirraazz ddaahhaa eekklleekkii mmüühhüürr kkoollaayy bbaassııllssıınn.." Ancak adamların gelmeye hiçniyetleri yoktu. Yine de makinisti ikna için;

"DDooğğrruussuunnuu iisstteerrsseenniizz kkaappttaannıınn ggeellmmeessii ddooğğrruu ddeeğğiill,, ddeenniizzhhaallii bbuu,, bbeellkkii ddee bbiirrddeennbbiirree hhaavvaa ççııkkaarr,, bbuu kkaaddaarr iinnssaannıı ddeenniizzoorrttaassıınnddaa kkaappttaannssıızz bbıırraakkmmaakkttaannssaa sseenniinn ggeellmmeenn ddaahhaa uuyygguunn--dduurr.. MMaaddeemmkkii mmoottoorruunn ddaa bboozzuukk sseenniinn bbuurraaddaa yyaappaaccaakk ffaazzllaaiişşiinn ddee yyookk.. HHaayyddii,, hhaayyddii uuzzaattmmaayyıınn ddaa bbiirr aann eevvvveell iişşii bbiittiirreelliimmkkii bbiizzddee ççeekkiipp ggiiddeelliimm".

Teğmenin bu önerisi hem kaptanın hem de gemidekilerinhoşuna gitti. Makinistin bir an önce gidip gelmesini uygungördüler. Makinist istemeyerek bota atladı. Teğmen de hepsine"AAllllaahhaaııssmmaarrllaaddııkk" diyerek bota girdi ve motordan uzaklaştılar.Makinist, başına geleceği anlamış gibi, homurdanarak karşıkoyuyor, kürekleri suya daldırıp çıkarıyordu. Bereket versinAlemdar'dan olayları dürbünle izleyen komutan gemininpatalyasını gönderince teğmenle makinist oraya geçti ve botu dayedeğe bağlattı, bir an önce gemiye geldiler.

Komutan; "HHeerriiffiinn üüssttüünnüü aarraayyıınn bboommbbaa ffiillaann oollmmaassıınn"diye bağırmaya başladı. Komutanın haklı olduğundan hiçşüphe yoktu ancak, bu sert emirle geminin lumbarağzındagörülen müzelik tüfeklerle hazırlanmış eratın manzarasımakinistin rengini attırdı. Teğmene dönerek; "SSeenn bbeenniimmbbaaşşıımmıı bbeellaayyaa ssookkaaccaakkssıınn"dedi. Gemiye yanaştılar.Lumbarağzında adamın üzerindeki silahlar alınırken, Teğmenhemen komutanın yanına çıkarak durumu kısaca özetledi.Kendisini merakla bekleyen arkadaşlarının arasına döndü.Arkadaşları ile ateşli ateşli konuşmaya daldılar.

Teğmenin işi başarıyla sonuçlandırmasından cesaret alanKomutan, motorun kaptanını getirmesi ve kırk silahlacephanesini vermelerine, eşkıyaları razı etmesi için Teğmeniyeniden yelkenliye gönderdi. Motorun makinistini göz hapsinealdırdı. Yeniden motora giden Teğmen, Komutanın selamınıileterek, motor kaptanıyla biraz daha para göndermek koşuluyla

ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy

Page 82: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77773333onları salıvereceğini anlattı. Sonunda serbest bırakılacaklarıümidine kapılan çetenin başları daha çok para vererek, Kaptanınçabucak gidip gelmesine razı olmuşlardı. Kaptanın Alemdar'agetirilmesine memnun olan Komutan sevincini belli etmeyerekKaptana çıkıştı. Tüfek ve cephanenin neden teslim edilmediğinisordu. Bunlar gelmeyince sorumlu olacağını ve aksi takdirdemotoru topla batıracağını Kaptana anlattı. Teğmen tüfek işiniunutmuştu. Yalnız bu unutma işi bilinçli olarak düzenlenmişti.Verilen görevin yerine getirilebilmesi için tüfeklerden sözedilmemişti. Komutanın ısrarları karşısında Kaptan Teğmenlebirlikte motora gitmeye razı oldu. Þimdi kaptanla eşkıyanın ele-başısı arasında şiddetli bir tartışma başlamıştı. Bu tartışmayaTeğmeni karıştırmıyorlar ve silah yerine daha fazla para ver-meyi öneriyorlardı. Tüfek vermeye hele bunları cephaneleri ilebirlikte vermeye kesinlikle yanaşmıyorlardı. Israrla nedeninisorup duruyorlardı. Teğmen işlerin sarpa sardığınıgörünce;"YYaahhuu nneeddeennii nnee oollaabbiilliirr kkii.. BBeenn ssiizzee aaççııkkllaayyaayyıımm.. SSiinnooppaasskkeerrii kkoommuuttaannllıığğıınnddaann ggeemmiiyyii ggöörrmmüüşşlleerr vvee ssaaaattlleerrddeenn bbeerrii bbuummoottoorruunn yyaannıınnddaa nnee yyaappttıığğıımmıızzıı tteellssiizzllee ssoorrmmuuşşllaarr.. (O tarih-lerde Alemdar'da da Sinop'ta da telsiz yoktu.) KKoommuuttaann dduurruu--mmuu ttüümm aayyrrıınnttııllaarrıı iillee aannllaattıınnccaa ssiillaahh vvee cceepphhaanneelleerrii aallııpp kkeennddii--lleerriinnii ssaallııvveerriinn eemmrriinnii aallmmıışş,, şşiimmddii ssiizz ssiillaahh vveerrmmeezzsseenniizz kkoommuu--ttaann ssoorruummlluu oolluurr.. ÜÜsstteelliikk ssiillaahhllaarrıınnıızzıınn hheeppssiinnii ddee iisstteemmiiyyoorr,,ssaaddeeccee kkıırrkk ttaanneessiinnii iissttiiyyoorr.."

Silahların verilmesi ile kurtulacaklarına inanan çetebaşları ancak yirmi silah verebileceklerini, mermi veremeyecek-lerini bildirince, belki bundan da cayarlar diye düşünen Teğmenhemen kabul etti. Gemideki iki tüfekle beraber yirmi iki olacak-tı. Ellerinde 150 kadar da mermi vardı. Pontuscularla bir çatış-maya girerlerse bu cephane yetmeyecekti ancak Alemdar'ınkalın sac gövdesi, yelkenlinin ahşap gövdesinden daha dayanık-lı olduğundan eşkıyaların teknesine bindirebilirlerdi.Alemdar'dakiler küpeştede güven altında saklanabilir, yelken-lidekiler ise açıkta olduklarından rahatça hedef oluşturabilirdi.

Teğmen yirmi tüfeği almaya komutanını ikna edebileceği-ni söyleyerek bu silahları aldı ve Kaptan ile beraber Alemdar'adöndü. Komutan pazarlıkta ayak diretmenin yarar sağlamaya-cağını anlayınca, yirmi tüfeği alıkoymakla beraber Teğmenidördüncü kez ve Kaptanla birlikte motora gönderdi.

Teğmen bu kez, Kaptanla değil de doğrudan eşkıyanın başıolan AAbbaaccıı YYaannkkoo ile konuştu;

"KKoommuuttaannıımmıınn ssiizzee sseellaammıı vvaarr,, aannccaakk ttüüffeekk vveerriippcceepphhaanneessiinnii vveerrmmeemmeenniizzee ççookk kkıızzddıı.. SSiinnoopp''aa ggiiddiillddiiğğiinnddeemmaaddeemmkkii ttüüffeekklleerrii aallddıınnıızz,, cceepphhaanneelleerriinnii nniiççiinn aallmmaaddıınnıızz ddiiyyeessoorraarrllaarrssaa nnee cceevvaapp vveerreecceekk.. BBuunnddaann bbaaşşkkaa iisstteeddiiğğii kkıırrkk ttüüffeeğğeekkaarrşşııllııkk vveerrddiiğğiinniizz yyiirrmmii ttüüffeeğğiinn ggeerriissiinnii vvee cceepphhaanneeyyii iissttiiyyoorr..EEğğeerr vveerrmmeezzsseenniizz sseerrbbeesstt bbıırraakkııllmmaannıızz iiççiinn ttüümm ssiillaahhllaarrıınnıızzııiisstteeyyeecceeğğiinnii ssööyylleeddii.. "

AAlleemmddaarr GGeemmiissii MMaakkiinnaa SSuubbaayyllaarrıınnddaannYYzzbb.. OOssmmaann MMuuhhttaarr ((SSOOYYSSAALL)) BBeeyy

Page 83: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77774444İnsan azmanı Abacı Yanko birden bire bağırmaya

başladı:"AArrttııkk tteekk bbiirr mmeerrmmii bbiillee vveerreemmeemm.."

Teğmen, o halde ben gidiyorum diyerek patalyaya atladı.Tekneden 20-30 metre uzaklaşmıştı ki kendi aralarındaRumca tartışan eşkıyalar bir karara varmış olacaklar ki;Kaptan yeniden seslendi. Patalya geri döndü. Yirmi tüfek yerineon tüfek ve cephane vermek istediklerini söylediler. Buna daşükür diyen Teğmen hemen kabul etti. Beraberce gemiyedöndüler. Þimdi 32 tüfekle 350 mermiden oluşan bir ateş güç-leri vardı. Çetecilerle savaşa karar verdiler. Ancak bu işi kandökmeden başarmak isteyen Komutan, Kaptana her şeyi açıkaçık anlattı. Bütün çetenin teslim olması gerektiğini, kendilerineyardım ederse ona yardımcı olmaya çalışacağına ve cezadankurtulması için ne gerekirse yapacağına söz verdi. Kaptan dadurumun umutsuzluğunu gördüğünden kabul etti. Ancakmotora gitmek için yanına Teğmeni de istedi.

Komutan da "NNee ddeerrssiinn,, bbaaşşllaaddıığğıınn iişşii yyiinnee sseenn bbiittiirrmmeekkiisstteerr mmiissiinn??" diye sorunca Teğmen "EEmmrreeddeerrssiinniizz", deyip beşincikez yola çıktı. Motora gittiler. Komutanın çete başıyla görüşmekistediğini söylediler. Diğerleri karşı çıktı.

"KKoommuuttaannıınn eemmiirrlleerrii kkeessiinnddiirr.. BBeenniimmllee ggeellmmeezzsseenniizzüüzzeerriinniizzee aatteeşş aaççııpp yyaakkaaccaağğıınnıı ssiizzee bbiillddiirriiyyoorruumm.."

Çete başları aralarında Rumca şiddetli tartışmalaragirdiler. Sonuçta AAbbaaccıı YYaannkkoo'nun yardımcılarından ikisiningitmesi kararlaştırıldı. Komutan bunları güler yüzle karşıladı.Yemek ikram etmek istedi. Yalnız kahve ve sigara içtiler.Komutan amacını açıkladı. Bütün silahları teslim etmedikçebir yere gidemeyeceklerini açıkça anlattı. Bunu arkadaşlarınabildirmelerini istedi. Durumun çaresizliğini ve başkaca birçıkış yolu olmadığını anlayan çeteciler, başkanları olan AAbbaaccııYYaannkkoo'ya bir mektup yazarak durumu bildirdiler. Her iki çete-cide kamarada tutsak edildi. Bunların yazdığı mektup yelken-lide okununca kızılca kıyamet koptu. Bağırışlar çağırışlararasında her şeyin sona erdiğini anladılar. Bir miktar silahlaberaber AAbbaaccıı YYaannkkoo'da Alemdar'a geldi. Böylece kan dökülme-den dördü kadın olmak üzere 169 kişiden oluşan Pontuscu azılıAAbbaaccıı YYaannkkoo çetesi yakalanmış oldu.

Topsuz tüfeksiz bir gemi olan Alemdar, Türk deniz sub-aylarının cesareti, ölümü hiçe sayan tutum ve davranışları ileyıllarca bölgedeki Türklere kan kusturmuş Olan eşkıyalarıtoparlamayı başardı.

Denizde onarılması olanaksız olan slaydrod'un düzeltilme-si ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı AAddiill BBeeyy'in, gemide konuk olarak bulunan AAzziizzUUssttaa,, İİkkiinnccii ÇÇaarrkkççıı OOssmmaann ve ÜÜççüünnccüü ÇÇaarrkkççıı HHiikkmmeett'ininsanüstü çabaları ile gerçekleştirildi. Alemdar ancak havakarardıktan sonra Sinop limanına demirlemişti. Vali'ye başvu-rarak eşkıyayı teslim almalarını istediler.

AAlleemmddaarr,, MMeebbrruukkee vvee GGaazzaall GGeemmiilleerriiTTrraabbzzoonn LLiimmaannıınnddaa

Page 84: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77775555Abacı Yanko ve arkadaşları gemiden kıyıya çıkarıldıktan

sonra, Alemdar personeli birkaç saatlik dinlenme olanağınakavuştu. Topsuz tüfeksiz Alemdar'ın güçlü ve silahlı Rumçetesini yakalaması halkın çok ilgisini çekmişti. Hayretler için-deki halk geminin personelinin etrafını çevirip büyük ilgi gös-teriyor, bu akıl almaz başarıyı dinlemek için meraklı sorularyöneltiyordu. Yerel hükümet ile sabahtan akşama kadar gerekliişlemleri bitirdikten sonra, Karadeniz'in insanı ürküten koyu-luğunda beyaz köpükler saçarak enginlere yol alan Alemdarıngüvertesinden, canlı, kıvrak Anadolu türküleri yayılmaktaydı.Gecenin ve denizin karanlığında enginlere giden bu ezgilerineşeyle söyleyenler, Trabzon açıklarında karşılaşacağı ikinciPontus çetecileri ile girişecekleri kanlı ve zorlu çatışmadanhabersiz, başardıkları bir benzeri daha olmayan zor görevinsevinciyle yol almaktaydılar.

Teğmen Celaleddin (OORRHHAANN) yorgun, mutlu, baş üstündeonları izlemektedir.124

22--GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİNNİİNN SSAARRII YYAANNİİ ÇÇEETTEESSİİİİLLEE SSAAVVAAÞÞII VVEE ÇÇEETTEENNİİNN YYAAKKAALLAANNMMAASSII

Aylar geçiyor, Alemdar Karadeniz'de silahlı karakol yapıy-ordu. Cephane taşıma işlerini koruyordu. Bu günlerin birisinde,Trabzon'dan Batum' a gitmek üzere hazırlanırken, 12 Mayıs1923 günü Trabzon Nakliyatı Bahriye Kumandanlığından gizlibir emir aldı. Komutan Yüzbaşı Mustafa Nail Bey'e(EERRCCİİVVEELLEEKK) gelen emirde Pontoscu SSaarrıı YYaannii ÇÇeetteessii'ninPulathane (Akçaabat) 'den sağladığı bir motor ile kaçmaktaolduğu ve bunun yakalanması emrediliyordu. Geminin seyirjurnalindeki kayıta göre bilgiler şöyledir:

OOllaayyıınn TTaarriihhii :: 1122 MMaayyııss 11992233MMeevvkkii :: TTrraabbzzoonn''uunn 66 mmiill kkuuzzeeyyiiSSüüvvaarrii :: KKııddeemmllii YYüüzzbbaaşşıı MMuussttaaffaa NNaaiill BBeeyy ((EERRCCİİVVEELLEEKK))İİkkiinnccii KKaappttaann :: NNeeddiimm BBeeyy

TTeeğğmmeenn SSuurriirrii TTeeğğmmeenn NNuurrii AArriiff BBeeyy1188 KKiişşiilliikk mmüürreetttteebbaatt

YYaarrddıımmccıı oollaarraakk JJaannddaarrmmaa YYüüzzbbaaşşııssıı MMaahhmmuutt BBeeyy vvee 88 JJaannddaarrmmaa

26 Ekim 1922 olayında AAbbaaccıı YYaannkkoo' dan alınan silahlar-la mürettebattan silahsız olanlar da silahlandırıldı.Cephaneleri arttırıldı. Hükümet tarafından yardımcı olarakJandarma yüzbaşı Mahmut Bey komutasında atıcı seçme 8kişilik bir jandarma mangası verildi.

Alemdar gece yarısı Trabzon'dan yola çıktı. Gece savun-ması önlemi alınmış, gemi karartılmıştı. Kuzey yönünde rotavererek ağır yolla kıyıdan uzaklaşıyordu. Geminin başında vekıçında iki gözcü etrafı gözetlemekle görevlendirilmişti.Trabzon'un beş mil açığına gelince gemi zikzak seyrederek avınıaramağa başladı. Saatler geçmesine rağmen hiç bir ize rastlan-----------------------------(124) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.113.

TTrraabbzzoonn AAkkççaabbaaaatt ÞÞeehhrrii ((2200..YYüüzzyyııll BBaaşşllaarrıı))

Page 85: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77776666madı. Komutan, çok ağır yolla seyrederek, o bölgeden ayrılma-yarak, günün ağarmasını bekledi. Gün ağarırken Trabzon'un 6mil açığında Batum rotası üzerinde seyreden bir motor görüldü.Süvari silah başı emrini vererek son yolla üzerine yaklaştı.Alemdar avını bulmuştu ve kaçırmak istemiyordu. Bir saateyakın bir süre izledikten sonra ona yaklaşmış ve önlemişti.

Eşkıya motoru Alemdar'ın hızla üzerine gelmekte olduğunugörünce kıymetli eşyalarını aşağı, denize atmaya başladı, buarada bazılarının da denize atladığı görüldü. Eşkıya'nın budurumuna gören Mustafa Nail Bey onlara, acıdı Alemdar'ı stopaaldırdı, düdük öttürdü. Denize atlamanın yanlış bir şeyolduğunu anlatmaya çalıştı. Komutan böyle düşünürken, stopetmelerinden yararlanarak denize atlayanlar yeniden motoraalındı. Alemdar’dan bir patalya avara ettirilerek iki tayfa gön-derildi. Kim oldukları sorduruldu. Motordan üç kişi geldi. Yolcuolduklarını söylediler. Ancak, motordakilerin Pontuscu SSaarrııYYaannii çetesinin adamları oldukları anlaşıldı. Trabzon LimanReisliğinden almış olmaları gereken hareket vize kağıtlarınıalarak Kaptanla 'elebaşlarının' gemiye gelmelerini, kaçarlarsayakalayıp Trabzon'a götüreceklerini söylediler. Sandal, motoradöndü. Alemdar Komutanı AAbbaaccıı YYaannkkoo çetesine yaptıkları gibi;işi kan dökmeden ve çatışmaya girmeden çözmek istiyordu,ancak buna olanak olmadığını anlamakta gecikmediler.Alemdar'ın ateş gücü motordakilerin gücünden çok azdı.Alemdar'daki 19 mavzere karşı motorda 50 tüfek vardı. AncakAlemdardakiler, kolayca kurşun işlemeyen, sac küpeşte siperiarkasında dövüşecekler, buna karşın motordakiler, şiddetliyaylım ateşi karşısında delinecek olan ahşap güvertede kalacak-lardı. Motor rahatça batırılabilecekti.

Sandal motora gittikten sonra eşkıyalarda bir kaynaşmaoldu. Çok kısa uzaklıktan ateşe başladılar. Alemdar komutanıda silahlı müfrezeye ateş emrini verdi. Mahmuzlamak için demakine dairesine hücum emrini iletti. Deniz üstünde birmuharebe başlamıştı. Alemdar'ın kumanda bölgesi olanköprüüstüne ateş yağıyordu. Saldıran Alemdar'ı hareketsizbırakmak istiyorlardı, zikzak yaparak mahmuzdan kurtulmakiçin çabalıyorlardı. Motordaki insanlarda heyecan, telaş sonkerteye ulaşmıştı. Onlara da isabet oluyor ve bağırtmalardanyaralananlar olduğu anlaşılıyordu. Motordakiler atışlarını tamköprü üstünde yoğunlaştırdılar. Gemiyi buradan yönetmekolanağı kalmamıştı. Bir aralık istim borusunu kurşun deldiğin-den geminin düdüğü öter kaldı. Komutan'ın önündeki ayarpusulası da isabet aldığından parçalandı. Kurşun yağmurualtında baca ve köprüüstünün tahta bölümleri delik deşik oldu.El dümen donanımını donattırarak Alemdar'ı kıçtan yönetilirbir duruma getirdiler.

Alemdar komutanı işi kestirmeden çözmek için, bir aralıkmotoru mahmuzlamak istediyse de, hızlı motor, önündenkolaylıkla kaçıyordu. Muharebe yarım saat kadar kıyasıya

MMuussttaaffaa NNaaiill EERRCCİİVVEELLEEKK vveeEEşşii HHaaddiiyyee HHaannıımm

Page 86: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77777777sürdü. Çeteciler geminin ahşap kısımlarında çok büyük tahribatyapıyorlardı. Buna karşı kendi motorlarında da tehlikeli yaralaraçılmaya başladı. Nişancı olan jandarmaların ve özellikleTeğmen Sururi ve Arif Beyler' in boşa gitmiyordu kurşunları,eşkıyanın çoğunu öldürüyordu. Paniğe kapılan çeteciler,Türkler' in eline geçmesin diye kadınları diri diri denize atmayabaşladılar.

Alemdar olanca hızıyla motorun üzerine yönelmişti. Onumahmuzlayıp batıracaktı. Bu sırada motorun makine dairesimermi isabetleri aldığından stop edince, eşkıyalar çaresizkaldılar. Artık Alemdar'ın motorlarını mahmuzlayarak batıra-cağını ve hepsinin birden boğulacaklarını sandılar. Ateşkeserek beyaz çarşaf gösterdiler. Bu teslim olduklarının birişaretiydi. Alemdar komutanı da hepsini canlı olarak yakala-mak istediğinden, motoru batırmaktan caydı ve ona yaklaştı.Asker ve subayları küpeşte gerisine güven altına aldıktansonra motora yaklaştı. Fakat stop durumundaki motoryeniden çalışmaya başladı ve zikzaklar yaparak yine mah-muzdan kurtuldu. Alemdar'ın çok yaklaştığını gören çetecileroldukça yakın uzaklıktan tekrar ve şiddetli olarak ateşebaşladılar, çarpışma yeniden kızıştı. Yüzden fazla tüfekle ateşeden eşkıyanın kurşunları Alemdar'ın saclarına çarpıp biribelki on oluyordu. Atış yerlerinin demirleri mantar ve kaput-larla örtülerek tehlikeli sıçramalar önlendi. Komutan, ateşlerikesilinceye kadar ateşe devam karar verdi.

Komutan Mustafa Nail Bey (EERRCCİİVVEELLEEKK) önlerindezikzaklar yapan motorun dümencisine ateş etmeleri içinSururi ve Arif Beyler'e emir verdi. Vurulan dümenci papazgiysiliydi. Yerine bir diğeri geçti, O'da vuruldu. Eşkıyalarıyöneten eli silahlı bir papaz daha dümene geçti. Yine zikzak-lar başladı. O da vurulanca motor hareketsiz kaldı ve ateşkesildi. Motora yaklaştılar. Gemiden indirilen sandalla NuriArif Bey komutasında 8 kişi motora gitti. Aralarındaki açık-lık on metre olunca elinde tabancası ile Nuri Arif motora girdive motoru Alemdar'a bağladılar. Motorun içi yaralı ve ölülerledoluydu. Sağlam kalıp teslim olanlar, onlara canavarca bakıy-orlardı. Çetenin lideri SSaarrıı YYaannii de ölüler arasında idi.Yaralılara insanlık görevi yerine getirilerek yardım edildi.Silahlar toplandı, Alemdar'a taşındı.

Denizin üstünde bir karartı gördüler, üzerine doğru gittiler.Bunun bir kadın olduğunu görünce hepsi hayretler içinde kaldı.Gemiyi stop ederek yavaşça yanaştılar. Ayancıklı Ahmet, cansimidiyle suya atladı. Suda hafif bir oynama olunca kadın bat-maya başladı. Ahmet yüzerek yetişti, kadını batmaktan kur-tardı. Gemiye aldılar. Kadın ayıldığı zaman kocasının bueşkıyaların başı olduğunu söyledi. Kadın, Türklerin elinegeçmesin diye kocası tarafından denize atılmış üstüne de dörtbeş el ateş edilmiş fakat kadın birkaç yarayla kurtulmuştu.Denize atılan diğer kadınlar ise bulunamadı.

AAlleemmddaarr GGeemmiissii BBiirr GGeemmii KKuurrttaarrmmaa ÇÇaallıışşmmaassıınnddaa

Page 87: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77778888Silahlı 130 eşkıyadan 90 kadarı ölmüştü. Koruma önlem-

leri sayesinde Alemdar da hiç kimsenin burnu bile kana-mamıştı. Motor kaptanı Rizeli Ahmet Kaptan ilk çatışmadaçeteciler tarafından öldürülmüştü, diğer iki Türk tayfa su içindekorunduğundan hayatta kaldılar. İki saat süren bu çatışmadan,motoru yedeğe alarak Trabzon'a doğru hareket ettiler. Alemdarda insanca kayıp yoktu ancak gemi hasar görmüştü. Pusulasıkullanılmaz duruma gelmiş, köprü üstüne ve diğer bölgelere ikibinden fazla mermi isabet etmişti.

Trabzon'da sağ olan kadınlardan başka 35 erkeği ölülerleberaber Hükümete teslim ettiler. Bu kanlı başarıdan sonra deniz-den kaçmanın ardı kesildi. Bütün Kurtuluş Savaşımız boyuncavatandaşlarımızı dağa kaldırarak işkence yapanlar, insanlık dışıdavranışta bulunanlar geçte olsa adalet önünde hesap verdilerve kurşuna dizildiler. Alemdar yine eskisi gibi birçok tehlikelerigöze alarak savaş araçlarını ve göçmenleri taşımaya devam etti.Savaş sonuna kadar vatana ve millete değerli hizmetlerdebulundu.125

Alemdar kurtarma gemisi Kurtuluş Savaşımızın zafer ilesonuçlanmasından sonra 1924-1959 yılları arasında denizişletmelerine bağlı olarak çalıştı. 1951 yılında İstanbul Haliçtersanelerinde büyük bir bakım geçirdi, kazanları yenilendimodern kurtarma araç ve gereçleri ile donatıldı. 1959 yılı son-larına doğru hizmet dışına ayrıldı. Bir süre tanker dubası olarakkullanıldı. Bahattin HHİİÇÇYYIILLMMAAZZLLAARR Þirketine satıldı. Bir çokdenizcilik şirketi sırasıyla Alemdarı satın aldı.1964 yılında İsaKKUURRTT 1980 yılında da AAKKSSOOYY Firması Alemdar'ın sahiplerioldular. 1982 yılında her gemi gibi sökülmek üzere satıldı.Alemdar Gemisinden günümüze İstanbul Deniz Müzesindesergilenen pusula, dümen dolabı ve makina telgrafı ile birkaçfotoğraf kalmıştır.126

Alemdar’dan kalan anılar 08 Ağustos 2008 tarihindenitibaren Ereğli’de bulunan Gazi Alemdar Müzesi’nde sergilen-meye başlanılmıştır.

----------------------------(125) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.121-126.

Erol Mütercimler, Destanlaşan Gemiler Hamidiye-Yavuz-Nusrat-Alemdar, S.238-242.(126) Atılay Durmaz, Demiroğlu Gazi Alemdar Kitapçığı, S.14.

(Kdz.Ereğli Deniz Ticaret Odası Yayını) 2008.

AAlleemmddaarr GGeemmiissii PPuussuullaassıı((İİssttaannbbuull DDeenniizz MMüüzzeessii MMüüddüürrllüüğğüü))

AAlleemmddaarr GGeemmiissii DDüümmeenn DDoollaabbıı((İİssttaannbbuull DDeenniizz MMüüzzeessii MMüüddüürrllüüğğüü))

AAlleemmddaarr GGeemmiissii MMaakkiinnaa TTeellggrraaffıı((İİssttaannbbuull DDeenniizz MMüüzzeessii MMüüddüürrllüüğğüü))

Page 88: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

77779999Kurtuluş Savaşı esnasında önemli hizmetlerde bulunan

Alemdar Gemisinin anısının yaşatılması ve geminin birebirölçülerde yapılması maksadıyla;10 Kasım 2004 tarihindeKdz.Ereğli Gazi Alemdar Gemisini Yaptırma ve YaşatmaDerneği kurulmuştur. 18 Kasım 2005 tarihinde EERRDDEEMMİİRRtarafından derneğe 164 ton gemi sacı hibe edilmiştir. Gemi 4ayrı blok halinde bölgede bulunan 4 büyük tersaneye inşaettirilmiş, Ereğli sahilinde bugünkü yerine denizden taşınarakgetirilmiş ve bloklar burada birleştirilmiştir. Alemdar MüzeGemisinin Müze haline getirilme çalışmaları 08 Ağustos 2008tarihinde bitirilerek, genç kuşaklara; ebediyen yaşayacak biranıt eser bırakılacaktır.

Ruhun Þad olsun Recep Kahya! Ruhlarınız Þad olsuntüm Alemdar Kahramanları! Sizleri saygı ve gururla anıy-oruz.!...

AAlleemmddaarr KKuurrttaarrmmaa GGeemmiissiinniinnKKaallkkaavvaann ÞÞiilleebbiinnii KKuurrttaarrmmaa ÇÇaallıışşmmaassıı

AAlleemmddaarr GGeemmiissii İİssttaannbbuull BBooğğaazzıınnddaa

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinnSSoonn DDöönneemmlleerriinnee AAiitt BBiirr FFoottooğğrraaff

Page 89: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88880000GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR DDEESSTTAANNIINNDDAA RROOLL AALLAANN KKİİÞÞİİLLEERR

MMUUHHİİDDDDİİNN PPAAÞÞAA ((AAKKYYÜÜZZ))1870 İSTANBUL-13 EKİM 1940

Kurtuluş Savaşında Önce Kastamonu ve Bolu Havalisi, sonra daAdana Havalisi komutanı olmuştur. 1888 yılında bitirdiği HarpOkulunda öğretmenlik yaparken II.Abdülhamid aleyhine faaliyetlerdebulunduğu gerekçesiyle Fizan'a, daha sonra Diyarbakır ve Erzurum'asürgün edildi. Harp Okulunda Mustafa Kemal'in de Fransızca ve AskeriTarih ve Askeri Coğrafya dersi öğretmeni olmuştur. II. Meşrutiyet'inilanından sonra af edilip rütbeleri geri verilen Muhiddin Paşa BeyoğluMutasarrıflığı görevine getirilmiştir. (O dönem Beyoğlu Mutasarrıflığı,Haliç'in Beyoğlu yakasındaki tüm ilçeleri kapsamaktadır.)

Beşiktaş Jimnastik Kulübünün kurucularından Fuat Balkan Bey,anılarında Hareket Ordusu'yla birlikte 1909 Nisan ayında İstanbul'ageldikten kısa bir süre kendisi gibi İttihat ve Terakki üyesi olan mual-lim Refik ve Yüzbaşı Þeref Beylerle bir araya geldiklerini ve kendilerinebir kulüp kurmaya teşvik eden kişinin ise İttihat ve Terakki'nin askerikanadı subaylarından Muhiddin (AAKKYYÜÜZZ) Bey olduğunu söyler.

Muhiddin Bey, Fuat Bey'i sadece teşvik etmekle kalmamış,kulübün kurucuları arasında yer almayı kabul etmiş, hazırlanankulüp kuruluş başvurusunu kısa sürede onaylayarak BeşiktaşOsmanlı Jimnastik Kulübü'nün kuruluşu resmen tescil edilen ilkTürk kulübü olarak spor tarihine geçmesini de sağlamıştır.127

Bu olayı “KKAARRTTAALLLLAARR YYÜÜKKSSEEKK UUÇÇAARR” adlı makalesinde“UUğğuurr GGÜÜNNEERRİİ” şöyle anlatıyor: 03 Ağustos 1909'da da CemiyetlerKanunu çıkarıldı. Aynı yıl içersinde Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu'ndaBeyoğlu Kaymakam'ı Muhiddin Paşa'nın öncülük ettiği Spor Bayramıyapılıyordu. Azınlıkların kurdukları kulüpler oradaydı. Dört Rum kulü-bü ilgi çekiyordu. Fakat bayramda bir tek Türk spor kulübü yoktu.Sadece birkaç Türk zabiti davetliydi. Ve onların arasında BeşiktaşlıRefik, Mahzar ve Fuat beyler de vardı.

Muhiddin Paşa spor yapan gençleri hayranlıkla izledi, zamanzaman da alkışladıktan sonra dayanamıyor,

"ÞÞuu ggeennççlleerrii ggııppttaa iillee iizzlliiyyoorruumm.. ÞÞuurraaddaa bbiirr TTüürrkk kkuullüübbüü nneeddeenn yyookk?? HHaallbbuukkii bbiirr kkuullüübbüümmüüzzüü ddee ttöörreennddee ggöörrmmeeyyii nnee kkaaddaarr aarrzzuu eeddeerrddiimm,,bbiilleemmeezzssiinniizz" deyince Fuat Bey atıldı:

"PPaaşşaamm,, aassllıınnddaa 66 yyııllddaann bbeerrii BBeeşşiikkttaaşş''ttaa bbööyyllee bbiirr kkuullüüpp vvaarr..AAmmaa bbiilliiyyoorrssuunnuuzz oorrttaammıı.. ÇÇaallıışşmmaallaarr ççooğğuunnlluukkllaa ggiizzllii yyaappııllddıı.. EEğğeerriizziinn vveerriirrsseenniizz......"

Muhiddin Paşa, Fuat Bey'in ne diyeceğini hemen anlayıp sözü-nü kesiyor ve bunun üzerine, "NNeeddeenn bbeenniimm hhaabbeerriimm yyookk ?? HHeemmeennhhaarreekkeettee ggeeççiillssiinn.. HHeerr ttüürrllüü yyaarrddıımmaa hhaazzıırrıımm.. VVaakkiitt kkaayybbeettmmeeddeennggiiddiinn vvee bbaannaa iissttiiddaayyıı ggeettiirriinn" demesiyle hemen toplanıyorlardı. Artıkmektep olmayıp kulüp olduklarına dair bir kararı onayladıktan sonrada Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü olan adlarını da BeşiktaşOsmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştiriyorlardı.128

Balkan ve I.Dünya Savaşlarına katılan Muhiddin Bey 1916'daMirlivalığa (Tuğgeneral) yükseldi. Hicaz Kolordusu komutanıykenİngilizler tarafından tutuklanarak Mısır'da esir kampında tutuldu.(1919) Serbest kalınca 01 Eylül 1920'de Milli mücadeleye katıldı.Kastamonu-Bolu Bölge Komutanlığı (1920-1921) ve Adana BölgeKomutanlığı (1921-1922) 1922 yılında Tahran, 1926 yılında daKahire büyükelçiliğine atandı. 1931 yılında Kars milletvekili seçil-di. Bu görevini vefatına kadar sürdürdü.

---------------------------- (127) Nurettin Peker, “Alemdarın Kahramanlığı” Tarih Konuşuyor, Aylık Tarihi Mecmuası,

C.3 Sayı :14 S.1167.(128) Uğur Güneri, “Kartallar Yüksek Uçar” 22.11.2006, Tercüman Gazetesi.

KKaassttaammoonnuu--BBoolluu HHaavvaalliissii KKuummaannddaannııMMuuhhiiddddiinn ((AAKKYYÜÜZZ)) PPaaşşaa

Page 90: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88881111NNİİMMEETT HHOOCCAA

1854 SAMSUN (VEZİRKÖPRÜ) -1921 KDZ.EREĞLİ

1854 yılında Vezirköprü'de (Samsun) doğmuştur. BabasıVezirköprü tüccarlarından tabakhane işleten Fazlı Efendidir.Vezirköprü Rüştiye Mektebini ve aynı zamanda hafızlığı datamamladıktan sonra İstanbul'da Fatih medresesinden diplomaalarak Dar-ül Muallimin Mektebine* (Öğretmen Okulu) girmiş veoradan birincilikle mezun olmuştur. Maarif Nezareti (EğitimBakanlığı) tarafından 1881 yılında 27 yaşında iken Ereğli RüştiyeOkulu Başöğretmenliğine tayin edilmiştir.

1889 yılında Ereğli'ye gelen Bolu Mutasarrıfı (Kaymakam)İsmail Kemal; Nimet Hoca'nın yüksek kıymetini ve öğrencilereaşıladığı kültürün verimini takdir ederek Bolu İdadisi (Lise)Müdürlüğüne tayinine İrade-i Seniyye (Padişah emri) çıkarmış veNimet Hoca, bütün ailesi ile Bolu'ya gitmek üzere yola çıkmış,halkın II.Abdülhamid'e çektiği şiddetli telgraflar üzerineII.Abdülhamid'in emri ile Akçakoca'dan geriye döndürülmüştür.

Maarif Nezareti tarafından okulunda Fransızca öğretilmesiemredilmiş ve tahsisat ( kaynak ) verilmemiş olduğu halde öğretmentutarak kendisi Fransızca öğrenmiş, çocuklara Fransızca dersi vermeyebaşlamıştır. 1914 yılında emekli olduğu halde ilmini takdir edenöğrenci velilerinin ısrarı üzerine evinde özel olarak 30 kadar öğrenciyeders vermiştir. Zaten kendisi çalışkan ve kıymetli gençleri yetiştirmekiçin Kelam (İslam felsefesi ), Mantık, Kozmoğrafya ( Gök Bilimi ) gibiprogram dışı dersler okutmaktan çekinmezdi.

Kurtuluş savaşında Ereğli Müdafaa-i Milliye Derneğinin kurul-masında rol oynamıştır. Fransız donanması; Ereğli'ye geldiği vakitmemleketin ileri gelenler ile birlikte donanmaya gitmiş, aradaki bazıanlaşmazlıkların önüne geçmiştir.

Çok okuyan, güzel konuşan, aydın bir kişidir. Öğrenmek içinöğretmenin gerekliliğine inanmış, edebiyattan fen bilimlerine kadarzengin bir kitaplığa sahipti. Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarındaHukuk Başkanlığı da yapmıştır.

Eğitimci ve Kdz.Ereğli'de ulusal kurtuluş hareketini başlatan-lardan olduğu için saygıyla ve şükranla anılmaktadır.129

---------------------------- * Dârülmuallimîn Sultan Abdülmecid döneminde, rüştiyelere (ortaokul) erkek öğretmen yetiştirmeküzere açılan okul (1847) .(129) Kaynak: Eczacı S.Nihat Duran Kdz.Ereğli Tarihi (21 Þubat 1945 Her Hakkı Ereğli Halkevi'ne

Armağan Edilmiştir ) Sadeleştiren : Gürdal Özçakır

KKddzz..EErreeğğllii MMüüddaaffaa--ii HHuukkuukk CCeemmiiyyeettii ÜÜyyeessiiAAhhmmeett NNiimmeett HHooccaa

11889933 YYııllıınnddaa EErreeğğllii LLiimmaannıınnıınn AAççııllıışş TTöörreenniinnddeeNNiimmeett HHooccaa EEnn ÖÖnnddee YYaannıınnddaa EErreeğğllii MMaaddeennlleerrii

NNaazzıırrıı MMiirrlliivvaa GGiirriittllii GGrraammeerr HHaassaann PPaaşşaa

NNiimmeett HHooccaa ÇÇaattaallaağğzzıı DDeemmiirryyoolluunnuunn AAççııllıışşTTöörreenniinnddee DDeevvlleett EErrkkaannıı İİllee DDuuaa EEddeerrkkeenn

((SSoollddaann BBiirriinnccii KKiişşii))

Page 91: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88882222KKDDZZ..EERREEĞĞLLİİ LLİİMMAANN RREEİİSSİİ NNAAZZMMİİ BBEEYY ((AAKKPPIINNAARR))

1874 İSTANBUL- 5 MAYIS 1940 İSTANBUL

İbrahim Efendi'nin oğlu Hafız Nazmi Efendi, 1874 yılındaYeniköy de doğdu. Dersaadet (İstanbul) İptidaiye ve RüştiyeMekteplerini bitirerek, Mekteb-i Fünun-ı Bahriye'ye girdi. 13Mart 1894'de Harbiye sınıfına geçerek 18 Þubat 1896'daTeğmen rütbesiyle mezun oldu. Önce İzmir Vapuru ve 13Haziran 1896'dan itibaren de Heybetnüma da mühendislikeğitimini tamamladı. 15 Mart 1898’de Üsteğmen rütbesineyükseltilerek 12 Temmuz 1899’da Mukaddeme-i HayrZırhlısına vizite subayı olarak ve daha sonrada SelametVapuruna atandı.

14 Mart 1903’den itibaren İdare-i Mahsusa'da seyir subayıolarak görev aldı. Bu görevi sırasında 27 Eylül 1903’deYüzbaşılığa terfi etti. 18 Þubat 1904’de Kamil Paşa vapurunanakledilmiş ve 14 Eylül 1904’de Feth-i Bülent zırhlısının Seyirsubaylığı görevine atandı.

26 Eylül 1905 Yozgat Vapuru, İkinci ve Seyir Subayıolarak atandıktan sonra 01 Aralık 1907’de Zafiras VapuruSeyir Subayı ve 26 Ocak 1908’de de Þevket-Nüma GambotuSüvarisi olarak görev aldı. 23 Temmuz 1908’de Kolağasırütbesine yükseltilerek, 24 Aralık 1908’de MarmarisGambotu süvariliğine getirildi.

01 Þubat 1911’de Beyt-ül Mal memurluğu görevinebaşladı.14 Mayıs 1911’de Masarıfat-ı Levazım kısmına, 03Haziran 1911'de Trablus yatı süvariliğine atandı. 16 Mart1912’de Çanakkale'ye kılavuz olarak atanmış ve 08 Haziran1913'ten itibaren de Çanakkale Kılavuz Heyeti Başkanlığınavekil olarak atanmıştır. Balkan Savaşı'nda bir iki düşmangemisi batırmakla büyük ün kazandı.

25 Mayıs 1914 tarihinde Çanakkale Boğazı Torpil MüfrezeKomutanı (Mayın Grup Komutanı) olarak atandı. Nazmi BeyNusrat gemisinin başarısında ve Çanakkale Deniz Savaşlarınınkazanılmasında büyük rol oynamıştır.

19 temmuz 1915’de Korvet Kaptanı Rütbesine yükseldi. 30Aralık 1916 tarihinde geçici olarak merkeze alındı ve 13 Mayıs1918 de Evrak ve Deftir-i Atika (Arşiv) KomisyonuBaşkanlığına getirildi. 10 Kasım 1918 de Çanakkale limanı veÇanakkale Boğazı Kılavuz Heyeti Başkanlığına atandı.130

Milli Mücadele sırasında Kdz.Ereğli, Amasra ve İneboluLiman başkanlığı görevlerini üstlenerek özellikle Alemdarolayında büyük yararlılıklar göstermiştir. İstanbul'dankaçırılan Alemdar gemisinin Kdz.Ereğli'de yakıt ve yeni per-sonelinin sağlanmasında insiyatifini kullanmış olayın diğeraşamalarında Muhiddin Paşa ile ortak hareket ederek

---------------------------- (130) Nazmi Akpınar biyografisi için Çanakkale Onsekız Mart Üniversitesi Eğıtım Fakültesınden

Meltem Bodur'un Çanakkale 2004 Çanakkale Savaşları Semineri sunumu bilgilerinden yararlanılmıştır.

KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaann RReeiissiiÇÇaannaakkkkaallee KKaahhrraammaannıı

BBnnbb.. NNaazzmmii ((AAKKPPIINNAARR)) BBeeyy

Page 92: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88883333Fransızların dize getirilmesini sağlamıştır. Daha sonraAmasra Liman Başkanı iken hazırladığı mayınlar ile İstanbullimanındaki Yunanlıların Averof Zırhlı Kruvazörünü batır-mak istediyse de bu durumun askeri ve siyasi sonuçlarındançekinen Ankara Hükümeti bu saldırıya izin vermemiştir. Millihislerle bu saldırıyı gerçekleştirir korkusu ile Amasra'danİnebolu Liman reisliğine atanmıştır. 30 Aralık1922’deMerkeze alınmıştır.

Hafız Nazmi Bey 20 Kasım 1923’de emekli oldu. Son gün-lerine kadar denizden ayrılamayan Binbaşı NazmiAKPINAR 65 yaşında iken 05 Mayıs 1940 günü hayatagözlerini yummuştur.131

AAllddıığğıı MMaaddaallyyaa vvee NNiişşaannllaarrıı::

Mecid-i Nişanı (4. dereceden)Yunan Muharebe MadalyasıGümüş Liyakat MadalyasıGümüş İmtiyaz Madalyası (Muavanet-i Milliyenin, Goliath Zırhlısını batırmasından dolayı )Alman Muharebe Demir Haç Madalyası (2. Dereceden)

Rıza Lebib Asal, Nusrat Mayın Gemisi'nin TorpilKomutanı Nazmi AKPINAR'ın dilinden NUSRAT olayını,"DDeenniizz OOrrttaassıınnddaa ÖÖllüümmüü YYeenneenn AAddaammllaarr" isimli eserinde şöyleanlatmıştır:

"NNuussrraatt MMaayyıınn GGeemmiissii''nniinn TToorrppiill KKoommuuttaannıı NNaazzmmiiAAKKPPIINNAARR KKaappttaann iillee ttaamm 3388 sseennee eevvvveell bbiirr ssoonnbbaahhaarr ggüünnüüttaannıışşttıımm.."

Þimdi yerinde Gümrük Antreposu inşa edilmiş bulunanTophane Rıhtımındaki Kılavuzluk Dairesi binasının birbirindengeçilen iç içe dört küçük odasından sonuncusunda karşı karşıyaoturmuş, hatıratının çok meraklı safahatını onun ağzındandinlemiştim.

Yaradılıştan mütevazı bir zat olan Nazmi Kaptan'ı konuş-turmak kolay olmamıştı. İki üç günlük bir selamlaşmadan sonradostluğunu kazandığım Nazmi Kaptan, ısrarlarıma dayana-mayıp bana 18 Mart Zaferi'ne ait hatıratını anlattı.

Bu kahraman insanın aziz ruhunu şad etmesi temennisiyletam 38 sene evvelki Kılavuzluk Dairesinin odalarından birinedönelim.

- "NNaazzmmii BBeeyy" dedim."NNuussrraatt MMaayyıınn GGeemmiissii''nniinn 1188 MMaarrttZZaaffeerrii''nnii hhaazzıırrllaayyaann hhaarreekkââttıınnıı ssiizzddeenn ddiinnlleemmeekk iissttiiyyoorruumm.."

- "AAmmaann eeffeennddiimm" dedi. "BBuunnllaarr oollmmuuşş bbiittmmiişş şşeeyylleerr,,bbıırraakkıınn bbaaşşkkaa şşeeyylleerr kkoonnuuşşaallıımm.."

---------------------------- (131) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.27.

BBnnbb..NNaazzmmii AAKKPPIINNAARR’’ıınn AAvveerrooff GGeemmiissiinneeSSaallddıırrıı PPllaannıınnıı AAnnllaattaann YYaazzıı DDiizziissii

((TTaann GGaazzeetteessii 11993377 OOssmmaann ÇÇAAĞĞLLAARR AArrşşiivvii))

Page 93: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88884444Fakat ben Çanakkale Boğazı'nda düşmanın 18 Mart

hezimetinde büyük rolü olan gizli torpil hattının nasıldöşendiğini mutlaka onun ağzından dinlemek istiyordum.

Nihayet devamlı ısrarlarıma mukavemet edemeyip anlat-maya başladı:

- "BBiirriinnccii CCiihhaann HHaarrbbii bbaaşşllaammaaddaann eevvvveell bbeennii ÇÇaannaakkkkaalleeBBooğğaazzıı TToorrppiill KKoommuuttaannllıığğıı''nnaa ttaayyiinn eettmmiişşlleerrddii.. OOrrttaallııkkaaddaammaakkııllllıı kkaarrıışşııkkttıı.. HHeerr aann hhaarrbbee iinnttiizzaarr eeddiilliiyyoorrdduu.. BBuu vvaazziiyyeettkkaarrşşııssıınnddaa BBaahhrriiyyee NNeezzaarreettii iiccaabbıınnddaa BBooğğaazz''ıı mmüüddaaffaaaa eeddee--bbiillmmeekk iiççiinn ÇÇaannaakkkkaallee''ddee bbiirrkkaaçç ttoorrppiill hhaattttıı tteessiissiinnii iihhttiiyyaattii bbiirrtteeddbbiirr oollmmaakk üüzzeerree ddeerrppiişş eettmmiişş,, bbuu hhuussuussttaa bbiizzee ddee eemmiirr vveerr--iillmmiişşttii.. BBuu aarraallııkk hhaarrpp ddee ppaattllaammıışşttıı..

EElliimmiizzddeekkii mmaayyıınnllaarrıınn aaddeeddii ççookk aazzddıı.. İİsstteenniillddiiğğii ggiibbii eessaassllııbbiirrkkaaçç ttoorrppiill hhaattttıı tteessiissii bbuu yyüüzzddeenn iimmkkaannssıızzddıı.. EElliimmiizzddee mmeevv--ccuutt AAllmmaann ssiisstteemmii kkaarrbboonniitt mmaayyıınnllaarrıınnıı ddeenniizzee ddöökkmmeeyyeebbaaşşllaaddııkk..

RRuussllaarr ttaarraaffıınnddaann KKaarraaddeenniizz''ee ddöökküüllüüpp ddee ttaarraaffıımmıızzddaannttooppllaannaann mmaayyıınnllaarrddaann vvee bbiillhhaassssaa oo ssıırraallaarrddaa İİzzmmiirr cciivvaarrıınnddaaKKöösstteenn aağğzzıınnddaa bbaattıırrııllaann mmaayyıınn yyüükkllüü bbiirr FFrraannssıızz ggeemmiissiinniinnttooppllaannaann ttoorrppiilllleerriinnddeenn iissttiiffaaddee iillee BBooğğaazz'' aa bbiirr iikkii hhaatt ttoorrppiillddööşşeeyyeebbiillddiikk..

FFaakkaatt bbuu mmaayyıınnllaarr mmuunnttaazzaamm vvee yyeekkddiiğğeerriinnee mmuuvvaazzii oollaarraakkggeemmiilleerriinn ssuu kkeessiimmlleerrii ddee hheessaapp eeddiilliipp ddöörrtt,, nniihhaayyeett bbeeşş mmeettrree ddeerriinn--lliiğğiinnddee ddeenniizzee ddöökküüllmmüüşş oolldduukkllaarrıınnddaann,, ddüüşşmmaann ttaayyyyaarreelleerrii bbuunn--llaarrıınn yyeerriinnii kkeeşşffeettmmeekkttee mmüüşşkküüllââtt ççeekkmmeeddii.. DDüüşşmmaann,, kkeeşşffeettttiiğğii ttoorr--ppiill hhaattllaarrıınnıı bboozzmmaakk iiççiinn ttaayyyyaarreelleerrllee ttoorrppiilllleerrii iimmhhaayyaa ççaallıışşııyyoorr vveebbaazzıı kküüççüükk bbaallııkkççıı ggeemmiilleerrii bbuu hhaattllaarrıınn aarraassıınnaa kkaaddaarr ssookkuullaarraakkttoorrppiilllleerrii ttooppllaammaayyaa ççaallıışşııyyoorrllaarrddıı..

DDüüşşmmaann ddoonnaannmmaassıı BBooğğaazz yyaakkıınnıınnddaa ttooppllaannmmıışş,, bbuunnllaarrıınnBBooğğaazz''aa ssaallddıırrmmaakk iihhttiimmaalllleerrii hheerr aann kkuuvvvveett bbuullmmaayyaabbaaşşllaammıışşttıı.. BBuu tteehhlliikkee ggöözz öönnüünnddee ttuuttuullaarraakk ddüüşşmmaannıınnbbiillmmeeddiiğğii ddiiğğeerr yyeennii vvee ggiizzllii bbiirr ttoorrppiill hhaattttıı tteessiiss eettmmeekk llüüzzuummuuhhiisssseeddiillmmiişşttii.. BBuu aarraallııkk ÇÇaannaakkkkaallee MMüüssttaahhkkeemm MMeevvkkiiKKuummaannddaannllıığğıı''nnddaann şşuu eemmrrii aallddıımm::

"EEnn mmüüssaaiitt vvee kkııssaa bbiirr zzaammaannddaa NNuussrraatt MMaayyıınn GGeemmiissii iilleeddüüşşmmaannıınn kkeeşşffeettttiiğğii mmaayyıınn hhaattllaarrıı hhaarriicciinnddee ggiizzllii bbiirr mmaayyıınnhhaattttıı tteessiiss eeddeecceekkssiinniizz.."

BBuu eemmiirr üüzzeerriinnee eelliimmiizzddee mmeevvccuutt 2266 aaddeett mmaayyıınnllaa 1111MMaarrtt 11991155 ggeecceessii ggeeccee yyaarrııssıınnddaann bbiirraazz ssoonnrraa NNuussrraatt MMaayyıınnGGeemmiissii iillee hhaarreekkeett eettttiikk.. HHeerr ttaarraaff zziiffiirrii kkaarraannllııkkttıı.. GGeemmiinniinnssüüvvaarriissii TToopphhaanneellii HHaakkkkıı KKaappttaann iiddii.. BBeenn ddee TToorrppiillKKuummaannddaann''ıı oollaarraakk ggeemmiiddee bbuulluunnuuyyoorrdduumm.. GGeemmiiddee tteekk bbiirr ıışşııkkbbiillee yyaakkmmııyyoorrdduukk.. AAnnccaakk bbuu sseeyyaahhaattiimmiizz ççookk tteehhlliikkeellii iiddii..DDüüşşmmaann ttaarraaffıınnddaann ggöörrüüllüüpp bbaattıırrııllmmaakk tteehhlliikkeessiinnddeenn bbaaşşkkaa,,

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn KKddzz..EErreeğğllii’’ddeekkiiMMüürreetttteebbaattıınnddaann BBiirr KKııssmmıı

OOttuurraannllaarr SSoollddaann SSaağğaa :: KKdd..YYzzbb..BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy,,KKddzz..EErreeğğllii LLiimmaann RReeiissii NNaazzmmii ((AAKKPPIINNAARR)) BBeeyy,,

LLoossttrroommoo HHiikkmmeett ((TTOOYYAATTAA)) BBeeyy,,TTğğmm.. CCeellaalleeddddiinn ((OORRHHAANN)) BBeeyy..

Page 94: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88885555kkaarraannllııkkttaa eevvvveellccee ddöökkttüüğğüümmüüzz ttoorrppiilllleerriimmiizzddeenn bbiirriinnee ççaarrppmmaakktteehhlliikkeessii vvaarrddıı.. BBüüttüünn bbuunnllaarraa rraağğmmeenn ttoorrppiill hhaattllaarrıımmıızzddaannyyaavvaaşş yyaavvaaşş ddıışşaarrıı ççııkkttııkk.. OO ssıırraallaarrddaa SSeedddd--üüll BBaahhiirr vvee KKuummkkaalleeiissttiihhkkaammllaarrıı ddaa ddüüşşmmüüşş oolldduuğğuunnddaann ddüüşşmmaann BBooğğaazz mmeeddhhaalliinnddeebbaazzıı ggeemmiilleerrllee kkaarraakkooll bbiillee yyaappııyyoorrdduu..

BBiizz bbuu tteehhlliikkeellii iişşee ggiirriişşiirrkkeenn MMüüssttaahhkkeemm MMeevvkkiiKKuummaannddaannllıığğıı iillee hheerr hhaannggii bbiirr tteehhlliikkee kkaarrşşııssıınnddaa bbaazzıı tteeddbbiirrlleerrkkaarraarrllaaşşttıırrmmıışşttııkk.. BBuunnllaarrddaann bbiirrii,, ddüüşşmmaann bbiizzii ggöörrddüüğğüü ttaakkttiirrddeevveerreecceeğğiimmiizz iişşaarreett üüzzeerriinnee ssaahhiill pprroojjeekkttöörrlleerriimmiizz ddüüşşmmaann ggeemmii--lleerrii üüzzeerriinnee ıışşııkkllaarrıınnıı yyaakkaaccaakkllaarr vvee bbiizz ddee bbuu ıışşııkk yyüüzzüünnddeenn ddüüşş--mmaannaa kkaarraannllııkk ggöörrüünneecceekk oollaann ddeenniizziinn ssaahhiill kkııssmmıınnddaa kkoollaayyllııkk--llaa iilleerrlleeyyiipp kkaaççaabbiilleecceekkttiikk..

FFaakkaatt bbuunnllaarraa llüüzzuumm kkaallmmaaddıı.. ÇÇüünnkküü bbiizz ggeecceenniinn kkaarraannllıığğııiiççiinnddee ddüüşşmmaannaa hhiisssseettttiirrmmeeddeenn oonnllaarrıınn yyaannıınnaa kkaaddaarr ssookkuulldduukk..KKaarraannllııkk LLiimmaann''aa kkaaddaarr ggeellmmiişş,, ddüüşşmmaann ggeemmiilleerriinniinn hheemmeennyyaannıı bbaaşşıınnddaa bbuulluunnuuyyoorrdduukk.. BBuu eessnnaaddaa ggeeççiirrddiiğğiimmiizz hheeyyeeccaannııhhiiçç ttaarriiff eeddeemmeeyyeecceeğğiimm..

MMeevvccuutt 2266 ttoorrppiilliimmiizzii sseerrppmmee oollaarraakk vvee hhiiçç ggüürrüüllttüü ççııkkaarr--mmaaddaann ddüüşşmmaann ggeemmiilleerriinniinn mmaanneevvrraa yyaappaaccaakkllaarrıı bbuu ssaahhaayyaaddöökkmmeeyyee mmuuvvaaffffaakk oolldduukk.. AArrttııkk ssaabbaahhaa bbiirr şşeeyy kkaallmmaammıışşttıı..HHaavvaa nneerreeddeeyyssee aayyddıınnllaannaaccaakkttıı.. ZZaatteenn iişşiimmiizzii ddee bbiittiirrddiiğğiimmiizziiççiinn ggeellddiiğğiimmiizz ggiibbii yyaavvaaşş yyaavvaaşş vvee iihhttiiyyaattllaa ggeerrii ddöönnüüpp ttoorrppiillhhaattttıımmıızzddaann iiççeerrii ggiirrddiikk..

DDeerrhhaall MMüüssttaahhkkeemm MMeevvkkii KKuummaannddaannllıığğıı''nnaa bbiirr rraappoorrllaavvaazziiffeemmiizzii ddüüşşmmaannaa hhiisssseettttiirrmmeeddeenn yyaappttıığğıımmıızzıı,, bbiinnaaeennaalleeyyhhggiizzllii ttoorrppiill hhaattttıınnıınn ddööşşeennmmiişş bbuulluunndduuğğuunnuu bbiillddiirrddiikk..

NNiihhaayyeett ddüüşşmmaannıınn bbeekklleeddiiğğiimmiizz hhüüccuummuu bbaaşşllaaddıı.. 1188MMaarrtt ggüünnüü ddüüşşmmaann ddoonnaannmmaassıı,, bbuulluunndduukkllaarrıı ssaahhaayyıı tteemmiizzssaannddııkkllaarrıınnddaann mmaanneevvrraallaarrıınnaa bbaaşşllaaddıı..

DDüüşşmmaann ddoonnaannmmaassıı bbiizziimm ggiizzllii hhaattttıı tteessiiss eettmmeezzddeenn eevvvveellbbuulluunndduukkllaarrıı ssaahhaayyıı mmaayyıınn ttooppllaammaa vvee bbaallııkkççıı ggeemmiilleerrii iilleemmüütteeaaddddiitt ddeeffaallaarr kkeeşşffeettttiirriipp bbuu ssaahhaannıınn tteemmiizz oolldduuğğuunnaakkaannaaaatt ggeettiirrmmiişş oolldduuğğuunnddaann ttaaaarrrruuzzaa bbaaşşllaarrkkeenn iikkii ggrruubbaaaayyrrııllmmıışşttıı..

BBuunnllaarrddaann AAnnaaddoolluu cciihheettiinnddeekkii GGrruupp RRuummeellii cciihheettiinnddeekkiiiissttiihhkkââmmllaarrıımmıızzıı ddöövvüüpp ddüüşşüürreecceekklleerr vvee kkeennddiilleerriinnccee mmaallûûmmoollaann mmaayyıınn hhaattllaarrıımmıızzıı ddaa tteemmiizzlleeyyiipp BBooğğaazz''ddaann iiççeerrii ggiirreecceekk--lleerrddii..

AAnnaaddoolluu cciihheettiinnddee ttaaaarrrruuzzaa ggeeççeenn ddüüşşmmaann ggeemmiilleerrii ddaahhaahhüüccuummaa bbaaşşllaaddııkkllaarrıı iillkk aannddaa bbiizziimm ggiizzllii ttoorrppiill hhaattttıımmıızzaaddüüşşttüükklleerriinnddeenn bbiirrddeennbbiirree bbuu ttoorrppiilllleerree ççaarrppııpp zzaayyiiaatt vveerrmmeeyyeebbaaşşllaaddııllaarr.. DDüüşşmmaann hhiiçç uummmmaaddıığğıı bbuu vvaazziiyyeetttteenn nneeyyeeuuğğrraaddıığğıınnıı aannllaayyaammaammıışşttıı.. BBuu şşaaşşkkıınnllııkk iiççiinnddee bbiirr hhaayyllii zzaayyiiaattvveerrddiilleerr..

BBnnbb..NNaazzmmii AAKKPPIINNAARR’’ıınn ÇÇaannaakkkkaalleeSSaavvaaşşıınnddaa BBuuvvee ZZıırrhhllııssıınnıı BBaattıırrııllıışşıınnıı KKoonnuu

AAllaann YYaazzıı DDiizziissii((TTaann GGaazzeetteessii 11993377 OOssmmaann ÇÇAAĞĞLLAARR AArrşşiivvii))

Page 95: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88886666İİnnggiilliizz AAmmiirraallii DDöö RRoobbeecckk vvee FFrraannssıızz AAmmiirraallii GGeepprraatt'' ıınn

bbaaşşıınnddaa bbuulluunndduukkllaarrıı bbuu ffiillooyyaa mmeennssuupp ssaaffffııhhaarrpp ggeemmiilleerriinniinniissiimmlleerrii şşuunnllaarrddıı::

QQuueeeenn EElliizzaabbeetthh,, bbuu ggeemmii AAmmiirraall ffoorrssuunnuu ttaaşşıımmaakkttaayyddıı..IInnfflleekkssiibbeell,, OOcceeaann,, AAggaa MMeemmnnoonn,, LLoorrdd NNeellssoonn,, IIrrrreezziissttiibbll,,AAllbbiiyyoonn,, VVeenncceennss,, SSvviiffşşüürr,, MMaajjeessttiikk,, KKoorrnnvvoolliiss,, PPrreennss GGeeoorrggee vveeFFrraannssıızzllaarrıınn BBuuvvee,, SSüüffrreenn,, GGoolluuvvaa,, SShhaarrllmmaann vvee ddaahhaa bbaazzıı uuffaakkggeemmiilleerr......

BBuu 1166 ssaaffffııhhaarrpp ggeemmiissiinnddeenn iillkk aannddaa FFrraannssıızzllaarrıınn BBuuvvee,,GGoolluuvvaa vvee bbuunnllaarrıı mmüütteeaakkiipp ddee İİnnggiilliizzlleerriinn IIrrrreezziissttiibbll ggeemmiilleerriibbuu ggiizzllii ttoorrppiilllleerree ççaarrppaarraakk bbaattttııllaarr..

BBuu hhüüccuummddaa 1166 ssaaffffııhhaarrpp ggeemmiissiinnddeenn üüççüü bbaattmmıışş,,İİnnggiilliizzlleerriinn bbüüyyüükk ggeemmiilleerriinnddeenn bbiirrii oollaann IInnfflleekkssiibbeell ddee ddaahhiilloollmmaakk üüzzeerree,, ddiiğğeerr üüççüü ggaayyrrıımmuuaayyyyeenn bbiirr zzaammaann iiççiinn iiffaayyıı vvaazz--iiffee eeddeemmeeyyeecceekk bbiirr hhaallddee hhaattttıı hhaarrpp hhaarriicciinnee ççııkkmmıışşttıı..

DDeemmeekk oolluuyyoorr kkii,, mmüütttteeffiikk ddeevvlleettlleerriinn mmuuhhaarreebbee ddoonnaann--mmaassıınnıınn üüççttee bbiirrii bbiirr ggüünnllüükk hhaarreekkaatt--ıı hhaarrbbiiyyee nneettiicceessiinnddee hhaarr--ccaannmmıışş bbuulluunnuuyyoorrdduu..

İngilizler 18 Mart'taki mağlubiyetlerini "HHaarreekkaatt--ııHHaarrbbiiyyee" adlı eserlerinde şu cümlelerle anlatmaktadırlar:

"BBüüttüünn bbuu ffeellaakkeettlleerriinn hhaakkiikkii sseebbeebbii kkeeşşiiff vvee ttaayyiinn eeddiilliinncc--eeyyee kkaaddaarr ççookk zzaammaann ggeeççmmeeddii.. İİşşiinn hhaakkiikkaattii şşuuyydduu:: BBiirr ggeecceeTTüürrkklleerr,, bbiizziimm hhaabbeerriimmiizz oollmmaaddaann EErreennkkööyy KKöörrffeezzii ddaahhiilliinnee vveessaahhiillee mmuuvvaazzii oollaarraakk 2200 ttoorrppiill ddeemmiirrlleemmiişşlleerr.. TToorrppiill ttaarraammaakk vveekkeeşşffeettmmeekk hhuussuussllaarrıınnddaa iissttiihhddaamm eeddiilleenn bbiizziimm bbaallııkkççıı ggeemmiilleerriiddee ççookk ddeeffaallaarr vvaakkii aarraaşşttıırrmmaallaarrıınnaa rraağğmmeenn bbuu ttoorrppiilllleerree tteessaaddüüffeeddeemmeemmiişşlleerrddii.. TTüürrkklleerr bbuu ttoorrppiilllleerrii ggiizzlliiccee vvee mmaakkssaaddıı mmaahhssuuss--llaa bbiizziimm ddaaiimmaa mmaanneevvrraa yyaappttıığğıımmıızz ssaahhaayyaa ddöökkmmüüşşlleerr,, ggöösstteerr--ddiiğğiimmiizz bbüüttüünn iihhttiiyyaatt vvee bbaassiirreettee rraağğmmeenn bbaaşş ddöönnddüürrüüccüü bbiirrmmuuzzaaffffeerriiyyeett kkaazzaannmmıışşllaarrddıırr.."

---------------------------- (132) Rıza Lebib Asal, Deniz Ortasında Ölümü Yenen Adamlar, Kervan Kitapçılık, İstanbul,

1976, S.33-39.

ÇÇaannaakkkkaallee KKaahhrraammaannııBBnnbb..NNaazzmmii ((AAKKPPIINNAARR)) BBeeyy ((SSooll BBaaşşttaakkii))

Page 96: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88887777

---------------------------- (133) Ahmet Nusret Doğruer, Biyografisi İçin Kaynak: Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk Araştırma

Merkezi Dergisi, Sayı 23, C.VIII, Mart 1992.

ZZOONNGGUULLDDAAKK MMUUTTAASSAARRRRIIFFIIAAHHMMEETT NNUUSSRREETT BBEEYY ((DDOOĞĞRRUUEERR))

1881 TESELYA -1967

Ahmet Nusret Doğruer, Teselya Yenişehir ileri gelen-lerinden Mehmet Þevki Efendi ile Resmiye Hanım'ın oğludur.1881 yılında Fener Yenişehir'de doğdu. Yedi yıllık İzmir ida-disinde orta ve lise öğrenimini tamamladı. Temmuz 1904'teMülkiye'nin yüksek kısmından pekiyi derecede mezun oldu.Eylül 1904'te tayin edildiği Dahiliye Nezareti Mektubi KalemiKatipliğinde Nisan 1906'da nakledildiği İzmir Vilayeti MaiyyetMemurluğunda stajını bitirip Kaymakamlığa terfi etti. Eylül1909'da Pasinler, Temmuz 1910'da Tercan; Mayıs 1912'deMarmaris, Ağustos 1916'da Torul kazaları kaymakamlıkları-na; Aralık 1916'da Mülkiye Müfettişliğine atandı.

Mülkiye Müfettişi iken 1920'de Ankara Hükümeti emrinegirdi. Eylül 1920'de Zonguldak Mutasarrıflığına atananAhmet Nusret Bey bu görevi; 03 Eylül 1920-23 Haziran 1921tarihleri arasında başarı ile yürütmüş Alemdar Destanınınbaşarı ile sonuçlanmasında Muhiddin Paşa'ya büyük destekvermiştir. Daha sonra sırasıyla, Cebel-i Bereket, KozanMutasarrıflıklarına; Þarki Karaağaç, Manisa ve KütahyaVilâyetleri Valiliklerine getirildi. Mayıs 1933'te Danıştayüyeliğine seçilen Ahmet Nusret Bey 1946 yılında bu görevindenayrıldı. Ekim 1967'de vefat etti.

Page 97: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88888888MMİİLLİİSS YYÜÜZZBBAAÞÞII RREECCEEPP RREEİİSS ((İİPPSSİİZZ RREECCEEPP))

1862 RİZE- 11 HAZİRAN 1928 SAKARYA(KARASU)

Milli Mücadelenin seçkin milis lideridir. Rize'nin doğusun-da Gülbahar mahallesi ile İslampaşa mahallesi arasındaPortakal bahçelerinin bulunduğu Portakallık mahallesindedoğdu. Nüfus kayıtlarına göre 1862 yaşıtlarının ifadesine göre1855 doğumludur. "İİppssiizz" adını dünya nimetlerine el açmadığıelindekini herkesle paylaştığı için almıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün "RReecceepp AAmmccaa" diye hitap ettiğibu kahraman çete reisinin Milli Mücadele'deki yeri çok önem-lidir. Milli Mücadeleye katılmasında en önemli rolü ise 23'ncüFırka Kumandanı Atıf Bey oynamıştır. Binbaşı Tufan'ın 43'ncüAlayına bağlanan çete, gözünü budaktan esirgemedensavaşmıştır. Recep Reis ise bu mücadelede milis yüzbaşılığakadar yükselecektir. Sakarya Nehri'nin Kandıra yakasındaYunanlılar, Karasu tarafında da Milli Kuvvetler bulunuyordu.Sakarya, Ereğli ve Boğaziçi'nde baskınlar yapıp silah vecephaneye el koymakla kalmadı, düşmanı da yıprattı.

Recep'in yanındakiler her geçen gün büyüyecek, işgalcilerinkorkusu haline gelecektir. Çete her seferinde değişik baskın yön-temleri uyguluyordu. Bazen motorla Þile'ye geliyorlar, karayolu ile Boğaziçi'ne gelip Küçükağız'da cephane yüklü Yunangemilerini basıp tüm yükü Anadolu'ya sevk ediyorlardı.

Recep Reis Milli Mücadele'nin şanlı gemisi Alemdar'ınkurtarılmasında da yer almıştı. Baba Burnu'nda mevzilenenRecep Reis ve adamları yaylım ateşi ile Fransız gambotunun ikiateş arasında kalmasını sağladılar. Mücadele 2 saat sürmüş veAlemdar kurtarılmıştır.

II. İnönü muharebesi sırasında bir Yunan taburuSakarya'nın batısında Seyfiler'de karargah kurmuştu. RecepReis ve birliği 29 Mart 1921'de gerçekleştirecek, Sakaryayakınındaki Boğaz bölgesine hücum eden bir başka Yunantaburuna geçit vermeyecekti. Recep Reis'in savunması 12saat sürmüş, düşman kuvvetleri Boğaz hattını yarmakimkanını bulamamıştı. (01 Nisan 1921) Bölgede savunmahattını iki hafta koruyan Recep Reis, daha sonra Kocaeli GrupKomutanlığı'nın 17 Nisan 1921 tarihli emri gereği, Sakaryabölgesinden hareketle Hendek-Sakarya üzerindenÇatalköprüler mevkiine gelmişti.

Bu sırada Mürettep Kolordu Komutanı Kazım Bey, karar-gahını Düzce'den Geyve'ye nakletmişti. Kazım Bey hatıraların-da Recep Reis'e de yer verir: "KKoolloorrdduummuuzz 66 ppiiyyaaddee ttaabbuurruu,, 66ttoopp vvee 11 mmiillllii ssüüvvaarrii aallaayyıınnddaann mmeeyyddaannaa ggeelliiyyoorrdduu.. İİppssiizzRReecceepp''iinn mmiillllii mmüüffrreezzeessii ddee vvaarrddıı ( İpsiz Recep bu sıralarda 70yaşına yaklaşmış durumdadır.)

MMiilliiss YYzzbb..RReecceepp RReeiiss ((İİppssiizz RReecceepp))

Page 98: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

88889999Ali Fuat Paşa'nın da emrinde çalışmıştır. Recep Reis savaş

sonrası İstiklal Madalyası'na hak kazananlardan biriydi. Efradıile birlikte Ankara'ya gelmiş ve bando ile karşılanmıştı.Ankara'da bir hafta kalmışlar ve Atatürk'ün iltifatlarınamazhar olmuşlardı. Atatürk:

"RReecceepp RReeiiss bbiirr ddaahhaa hhaarrpp oolluurrssaa nnee kkaaddaarr kkuuvvvveettllee ggeelliirrssiinn??" dediğinde şu cevabı vermişti: "AAddaammllaarrıımm ddaağğııllddıı aarrttııkk..YYaannıımmddaa bbiirr yyeeğğeenniimm vvaarr.. NNee zzaammaann eemmrreeddeerrsseenn aattıımmıı vveessiillaahhıımmıı aallıırr ggeelliirriimm.. "

Atatürk Recep Reis'e 250 lira maaş bağlamıştır. Paradanbaşka her şeye önem veren Recep Reis, maaşını da TayyareCemiyeti'ne bağışlayacaktır. Kendisine verilen arazinin altıdönümünü bırakıp gerisini de etrafındakilere dağıtacaktı.

Artık tek dostu topraktı. Silahını duvara asmış, toprağınıbekliyordu. 35 numaralı ahşap evinde yanında sadece eşiNadire vardı. 1928 yılı geldiğinde son aylarını yaşıyordu.Mezarına ise şu kitabe yazılacaktı: "KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıı kkaahhrraa--mmaannllaarrıınnddaann MMiilliiss YYüüzzbbaaşşıı RReecceepp RReeiiss (( İİppssiizz RReecceepp )) RRiizzee''nniinnPPoorrttaakkaallllııkk MMaahhaalllleessii''nnddeenn EEmmiirraallii ooğğuullllaarrıınnddaann HHüüsseeyyiinn ooğğlluu11886688--11992299))

Recep Reis'in nüfus bilgilerinde ölüm tarihi 11 Haziran1928 olarak geçer. Ölümü, Jandarma Komutanı Memduh Bey'ebildirilmiş ve cenaze namazı kılındıktan sonra Merkezmezarlığında toprağa verilmiştir.134

---------------------------- (134) Recep Reisin Biyografisi için Ergun Hiçyılmaz’ın “İpsiz Recep Kaldırın Silahları Þafak Boyu”

adlı kitabından yararlanılmıştır.

KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee MMiilliiss KKuuvvvveettlleerriinnddeennİİppssiizz RReecceepp vvee ÇÇeetteessii

Page 99: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

99990000

ÇÇAARRKKÇÇIIBBAAÞÞII KKIIDDEEMMLLİİ YYÜÜZZBBAAÞÞIIBBEEYYKKOOZZLLUU AADDİİLL BBEEYY

(?) RİZE-1935 RİZE

Doğum yeri Rize'dir.Albay Kasım Bey'in oğludur.İstanbul'dan Kuvva-i Milliyeci subayların Anadolu'ya kaçırıl-masında ve yine Anadolu'ya silah ve cephane aktarılmasındaaktif rol oynamıştır. Ayrıca Paşabahçeli Keresteci AhmetEfendinin yardımı ile sağlanan silahlarla oluşturulan çete ileBeykoz Baskınını gerçekleştirmiştir. Bu yüzden idama mahkumedildiği için Bulgaristan'a kaçmak zorunda kalmıştır.

Adil Bey Bulgaristan yoluyla Karadeniz Ereğli'ye gelerekAlemdar'ın çarkçıbaşılığına atanmıştır. Þahin ve Alemdargemilerinde yaptığı kahramanlıklar ile Kuvva-i Milliyeyebüyük hizmetleri dokunmuştur. Adil bey Milli Mücadeleninkazanılmasından sonra Denizyolları İdaresi'nin AksuVapurunda Çarkçıbaşı olarak çalışmaya başlamıştır. 1935yılında bir Trabzon-Rize seferi sırasında rahatsızlanmış tümyaşamı denizlerde geçen bu yurtsever adam son nefesini yinebir gemide vererek ebediyete göçmüştür. Cenazesi eski Kuvva-i Milliyeci arkadaşı Mataracı Mehmet Efendi tarafındankaraya çıkartılarak bir kahramana yakışır şekilde törenledefnedilmiştir.136

İİSSMMAAİİLL HHAAKKKKII KKAAPPTTAANN

İlk Bahriye* Gedikli Zabitlerinden olan İsmail HakkıKaptan emekliye ayrıldıktan sonra Kdz.Ereğli sivil karantinamemurluğu yapmıştır. İtalyanca ve Fransızca bilen ve atakkonuşmalarından dolayı Arnavut diye anılan İsmail HakkıKaptan tecrübesi ve sivil olması yüzünden Ereğli'de Alemdarınsüvarisi olarak atanmıştır.135

---------------------------- (135) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.27.

* 24 Þubat 1915 tarihinde geçici kanun ile küçük zabitlerin üstünde olarak "Gedikli Zabit" sınıfı teşkil edilmiştir.

(136) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.28.

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissiiİİssmmaaiill HHaakkkkıı BBeeyy

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissiiİİssmmaaiill HHaakkkkıı BBeeyyiinn

GGeennççlliiğğiinnddee ÇÇeekkiillmmiişş FFoottooğğrraaffıı

AAlleemmddaarr GGeemmiissii BBaaşşççaarrkkççııssııKKdd..YYzzbb..BBeeyykkoozzlluu AAddiill BBeeyy

Page 100: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

99991111MMUUSSTTAAFFAA NNAAİİLL EERRCCİİVVEELLEEKK1886 TRABZON-24 MART 1965

Mustafa Nail Ercivelek 1886 yılında Trabzon'da doğdu.Mekteb-i Fünun-ı Bahriye-i Þahaneyi ( Deniz Harp Okulu ) bitirdi.Trablusgarb Savaşı,Balkan Savaşı, I.Dünya Savaşı ve Kurtuluşsavaşında görev aldı. 25 Aralık 1916 tarihinde eşi Hadiye hanımlaevlendi.

Künye Kayıt defteri : 7 Sayfa : 1195

Harbiye Sınıfına Girişi : 01 Ekim 1907Mülazım-ı Sani (Teğmen) : 25 Ağustos 1909Mülazım-ı Evvel (Üsteğmen) : 13 Ağustos 1911 Yüzbaşı : 13 Temmuz 1916 Kıdemli Yüzbaşı : 01 Kasım 1920Korvet Kaptanı : 02 Mayıs 1925Kaymakam : 30 Ağustos 1933

YYEERRİİNNEE GGEETTİİRRDDİİĞĞİİ HHİİZZMMEETTLLEERR ::

Merkez Sefinesi (Mühendis) : 07 Aralık 1909Hamidiye Kruvazörü (Mühendis) : 10 Ocak 1909Zırhlı Mesudiye (Mühendis) : 1910Dersaadet'e Celb : 19 Eylül 1911Seyr-i Sefain Zabitanı (İhtiyat kadrosu) : 26 Aralık 1911Seyr-i Sefain Zabitanı (İhtiyat kadrosu) : 26 Þubat 1912Þam Vapuru (Seyir zabiti muavini) : 21 Mart 1912Nurulbahir Vapuru (Seyir zabiti) : 02 Temmuz 1913Hızır Reis Ganbotu (Seyir zabiti) : 09 Ağustos 1914Sakız Ganbotu (Seyir zabiti) : 08 Ağustos 1918Preveze Ganbotu (Seyir zabiti) : 08 Haziran 1919Preveze Ganbotu (Seyir zabiti) : 23 Nisan 1920Aydın Reis Ganbotu (Seyir zabiti) : 09 Mayıs 1920

AAnnaaddoolluu DDoonnaannmmaassıınnaa kkaattııllıışşıınnddaann ssoonnrraakkii ggöörreevvlleerrii::

Preveze ( Süvari-i Sanisi ) : 09 Eylül 1920Sinop Liman Reisi : 01 Temmuz 1921Alemdar ( Süvari) : 20 Mart 1922Yunus Torpidosu ( Süvari ) : 12 Aralık 1923İbkaen Yunus Torpidosu ( Süvari ) : 11 Mart 1924Kemal Reisi Ganbotu ( Süvariliğine ) : 11 Nisan 1925Muamelât-ı Zâtiye Dairesi Zabitan Þubesi Müdüriyetine : 03 Eylül 1925İbkaen Muamelât-ı Zâtiye Dairesi Zabitan Þubesi Müdüriyetine : 01 Temmuz 1926Aydın Reis Ganbotu (Süvariliğine) : 26 Haziran 1927Muin-i Zafer Torpido Mektebi Müdüriyetine : 01 Haziran 1928İntibah Mayın Sefinesi (Süvariliğine) : 19 Ocak 1929

Alemdar Vapurunun ihzarında ve sefineyi dahili ve harici birhal-i mükemmeliyette muhafaza etmek hususunda mesbuk hizme-tinin şayan-ı takdir bulunduğu Bahriye Dairesinin Riyasetinin 19Þubat 1339 ve 646 numaralı takdirnamesi üzerine şerh verildi.137

14 Temmuz 1938 tarihinde emekliliğe ayrıldı. 24 Mart 1965tarihinde vefat etti.---------------------------- (137) Mustafa Nail ERCİVELEK hakkındaki bilgilere Beşiktaş Deniz Müzesindeki Künye Kayıt

Defterinden ulaşıyoruz. Transkrip Denizcilik Müzesinde görevli olan Dil Uzmanı Mehmet AKTAÞ Bey tarafından yapılmıştır. Tarihler tarafımızdan miladi yıla çevrilmiştir

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissiiMMuussttaaffaa NNaaiill EERRCCİİVVEELLEEKK

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissiiMMuussttaaffaa NNaaiill EERRCCİİVVEELLEEKK BBeeyyiinn

GGeennççlliiğğiinnddee ÇÇeekkiillmmiişş FFoottooğğrraaffıı

Page 101: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

99992222

MM..CCEELLAALLEEDDDDİİNN OORRHHAANN1900 İSTANBUL-İSTANBUL 1981

Temmuz 1900 yılında İstanbul'da doğan M. Celaleddin Orhan,ilk öğrenimini 1906-1914 yıllarında İngilizce ve Fransızca eğitimveren İstanbul'daki sivil okullarda yaptı, 1914-1920'de HeybeliadaDeniz Harp Okulunda eğitim ve öğrenimini tamamladı. 1920'deTeğmen olarak Deniz Harp Okulundan mezun oldu, 15 Mayıs1920'de Kuvva-ı Milliye'ye girdi.

30 Aralık 1920'de İstanbul'dan Anadolu Hükümetine katıl-masıyla başlayan ve Ulusal Kurtuluş Savaşımız süresince devameden Rus liman iskelelerinden silah taşımacılığı ve Karadeniz'de biravuç Denizcilerle deniz harekatlarında çok etken başarılı hizmet-lerinden ötürü kırmızı şeritli cephe İstiklal Madalyası ile taltif edilenCelaleddin Orhan, 30 yılı aşkın hizmetleri sonucu 1949 yılındaDeniz Kıdemli Albay iken emekli oldu.

Mektebi Fünun-u Bahriye-i Þahane ve Ben diye başlayan anılarıyakın tarihimizin az bilinen bir dönemine ışık tutmaktadır. 1906-1949 okul yaşamındaki eğitim ve öğretim olanakları ve uygula-masını Deniz Subayı olarak 1920-1922 fiili hizmet dönemlerinde kiolayları ve de 1923-1949 yıllarındaki genç Cumhuriyetimizin veDeniz Kuvvetlerimizin aşamalarını içeren Celaleddin Orhan'ınanılarını "BBiirr BBaahhrriiyyeelliinniinn AAnnııllaarrıı" adıyla kitap haline getirmiştir.138

---------------------------- (138) M.Celaleddin Orhan biyografisi için kaynak. Bir Bahriyelinin Anıları - M. Celaleddin Orhan.

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinnddee GGöörreevvlliiTTğğmm.. MM.. CCeellaalleeddddiinn OORRHHAANN

MM.. CCeellaalleeddddiinn OORRHHAANN BBeeyyBBiinnbbaaşşıı ÜÜnniiffoorrmmaassııyyllaa

Page 102: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ÇÇAARRKKÇÇIIBBAAÞÞII KKAADDIIKKÖÖYYLLÜÜ OOSSMMAANN EEFFEENNDDİİ1887 İSTANBUL-1944 İSTANBUL

Alemdarın İstanbul'dan kaçırılışı ve Kuvay-i Milliye'yekatılmasında baş rolü oynayan vatansever denizcidir.

Seyr-i Sefain İdaresi'ne (Osmanlı Denizcilik İşletmesi)bağlı bir kurtarma gemisi olan Alemdar, İstanbul Hükümetivapurlarından Tir-i Müjgan'ın Bafra'da karaya oturmasınedeniyle bölgeye gönderilir. Alemdar bölgede çalışmalarınısürdürürken geminin Çarkçıbaşısı Kadıköylü Osman Efendigörevli olarak Samsun'a gider. Burada halkın duygularından veSamsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin (ÖmerKARATAÞ ve arkadaşları) sözlerinden etkilenen Osman Efendigemiyi Anadolu'ya kaçırmaya karar verir. Alemdar Ereğli'denTrabzon'a hareket ettiğinde rahatsızlığından dolayı Ereğli'dekalmıştır.139

Üsküdar Yeldeğirmeni'nde 1944 yılında vefat etti.Eşi Ayşehanımdan başka kimsesi ve başka akrabası yoktu. Ne yazık kişu an elimizdeki bilgiler sınırlıdır.

---------------------------- (139) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.27.

AAlleemmddaarr’’ıınn İİssttaannbbuull’’ddaann EErreeğğllii’’yyeeKKaaççıırrııllmmaassıınnddaa BBüüyyüükk BBaaşşaarrıı GGöösstteerreenn

ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı KKaaddııkkööyyllüü OOssmmaann EEffeennddii

ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı KKaaddııkkööyyllüü OOssmmaann EEffeennddiinniinnGGeennççlliikk DDöönneemmiinnee AAiitt BBiirr FFoottooğğrraaff

99993333

Page 103: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

99994444RREECCEEPP KKAAHHYYAA

1874 RİZE- 9 ÞUBAT 1921 KDZ.EREĞLİ

Kurtuluş Savaşımızın ilk deniz şehidi Recep Kahya 1874yılında Rize'nin Pekmezci köyünde doğdu. Hacı MahmutEfendi’nin oğludur. Birinci Dünya savaşı sırasında İngilizlereesir düşerek Hindistan'da ki esir kamplarında acı günler yaşadı.

1920 yılında esirlikten kurtularak İstanbul'a ulaştı. Ülkeninişgal edildiğini görünce hemen Kuvva-i Milliye saflarına katıldı.Bu sırada eski arkadaşlarından Çarkçıbaşı Kadıköylü OsmanEfendi ile görüştü. Alemdar Gemisinin kaçırılma hadisesi planınadahil oldu. Recep Kahya usta bir dümenci, tam bir Karadenizkurdu idi. Osman Efendinin teklifi ile geminin kaptanlığı;kaçırılması sırasında ona verildi. Recep Kahya 09 Þubat1921tarihinde Kdz.Ereğli açıklarında Fransızların C-27 Gambotu ileyapılan silahlı çatışmada gemi dümen dolabının başında şehitoldu.

Recep Kahya’nın ailesi 1934 yılında Soyadı kanunu ileİİPPEEKK soyadını aldılar. Eşi Ayşe İİPPEEKK hanım 1959 yılınagelindiğinde 83 yaşında idi. Evlatlarından sağ olan Ayşe veFatma adında iki kızı ile nüfusta Mehmet adıyla kayıtlı olup-da halk arasında Mustafa İİPPEEKK diye anılan bir oğlu vardı.Recep Kahya’nın oğlu da şehit babasının görevini seçerekDenizcilik Bankasının "İİSSTTAANNBBUULL VVaappuurruu"nda Serdümenlikgörevi yapmıştır.140

---------------------------- (140) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.15-16.(141) Nurettin Peker, Öl Esir Olma, İstanbul, S.28.

YYAAĞĞCCII TTRRAABBZZOONNLLUU HHİİKKMMEETT EEFFEENNDDİİ ((TTOOYYAATTAA))

Alemdar gemisinin İkinci çarkçısı ve makine Lostromosuolan Hikmet Bey, İstanbul'da Alemdarın süvarisi ikenyaşlılığından dolayı kalarak oğlunu feda eden TrabzonluOsman Bey'in oğludur.Yağcı Hikmet namıyla anılır. Alemdarınİstanbul'dan kaçırılışından itibaren onun sürekli personelihaline gelmiş Alemdarın tüm maceralarında görev alarak MilliMücadelede ve Pontus Çetelerinin yakalanmasında yararlılıklargöstermiştir.141

KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıımmıızzıınn TTeekk DDeenniizz ÞÞeehhiiddiiRRiizzeellii RReecceepp KKaahhyyaa’’nnıınn TTeemmssiillii RReessmmii

((ÇÇiizzeenn::YYaammaann CCİİVVAANN))

LLoossttrroommoo HHiikkmmeett ((TTOOYYAATTAA)) EEffeennddii((YYaağğccıı HHiikkmmeett))

Page 104: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

99995555İİKKİİNNCCİİ BBÖÖLLÜÜMM

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR MMÜÜZZEE GGEEMMİİSSİİNNİİNN İİNNÞÞAASSII VVEEAALLEEMMDDAARR KKOONNUUSSUUNNDDAA

HHAALLKKIINN BBİİLLİİNNÇÇLLEENNDDİİRRİİLLMMEESSİİ ÇÇAALLIIÞÞMMAALLAARRII

Kitabın bu bölümünde amacımız, uzun bir süreçte zorlufaaliyet ve çalışmaları içeren Gazi Alemdar Müze Gemisinininşa sürecinin nasıl ve ne şekilde yapıldığı konusunda bilgi ver-mek, ayrıca Ereğli ve yöresinde yaşayan halkın Alemdar Gemisive yaptıkları konusunda niçin ve nasıl bilinçlendirilmeyeçaşıldığını anlatmaktır.

Denizler, ulusların gelişiminde büyük bir öneme sahiptir.Denizlerden her yönüyle yararlanan uluslar uygar uluslardır.Denizlerden yeterince yararlanamayan uluslar ise, denizi iyikullananlar tarafından yok edilmişlerdir. Tarih, bununörnekleriyle doludur. Türk milleti yakın dönemde bunu çokacı tecrübeler ile öğrenmiştir. Atatürk'ün Çanakkale Savaşınıanlatırken deniz gücünün ne kadar önemli olduğunu vurgu-layan bu sözü her şeyi çok daha iyi açıklamaktadır. “YıllarcaHaliç'te çürümeye terk edilen Osmanlı Donanması yeterliolsaydı donanmamız mayın mâniaları arkasına gizlenerek birkıyı bataryası gibi kullanılmayacak ve denizlerden gelentehdidi en ileriden karşılama ilkesine uygun harekât icra ede-bilecek ve eğer bu yapılabilseydi düşmanın karaya çıkmasıengellenecek ve Çanakkale'de on binlerce vatan evladı yitir-ilmeyecekti.”

Kurtuluş Savaşında Karadeniz'de küçük takalar veyelkenlilerle yapılmaya çalışılan silah ve cephane nakliyatıçok zor şartlar altında gerçekleştirilmiştir. Karadeniz'dedolaşan düşman donanmasının kahraman denizcilerimizeaman vermemesi silah ve malzeme sevkıyatını oldukça zorasokmuş, bu nedenle Büyük Mücadelede deniz gücünün eksik-liği her ortamda hissedilmiştir.

Tarih kitapları çoğunlukla Kurtuluş Savaşımızın karadayapılan mücadelelerinden bahseder. Ancak unutulmamalıdır ki;büyük zafere ulaşmak için özellikle Karadeniz'de çok farklı birmücadele verilmiştir. Bir avuç deniz subayı ve yurtseverKaradenizliler tarafından Karadeniz'de kısıtlı imkânlarla tesisve idame edilen stratejik deniz nakliyatı sayesinde ordumuzunşiddetle ihtiyaç duyduğu tonlarca cephane ve harp malzemesiSovyet limanlarından Karadeniz limanlarına taşınmıştır. İşteKaradeniz'de verilen bu mücadelede çok önemli roller alan GaziAlemdar gemisi, Ereğli ile özdeşleşerek yaptıklarıyla tarihinsayfalarında ölümsüz yerini almıştır.

GGaazzii AAlleemmddaarr GGeemmiissii

İİllkk KKaayynnaakk TTöörreennii

İİllkk KKaayynnaakk TTöörreennii

Page 105: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Þimdi arzu edilen Ereğli ile özdeşleşen İstiklal Harbinin bukahraman gemisini; yeniden inşa ederek müze haline getirmekve şehrin en güzel yerine koyarak geleceğimize ilişkingörevlendirmektir. Bu görevin amacı;

- Başta geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız olmaküzere Ereğli halkı ve Ereğli'yi ziyaret edenlere, MilliMücadelenin hangi şartlar altında ve nasıl yapıldığına dair birkesit sunmak,

- Türk tarihinin dönüm noktalarından olan KurtuluşSavaşımızdan bir sayfa somutlaştırılarak bizden sonrakinesillere aktarmak,

- Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, her dönem uygar-lığa açılan yol olan deniz ve denizciliği sevdirmektir.

Türk tarihindeki bu büyük destanın unutulmaması vebizden sonraki nesillere aktarılması için Alemdar'ın Ereğli'demüze-gemi olarak inşası çeşitli ortamlarda en az 10 yıldırgündeme getirilmişse de ilk somut adım 10 Kasım 2004 tari-hinde atılmış, Gazi Alemdar Gemisini Yaptırma ve YaşatmaDerneği kurulmuştur.

Başlamak işin yarısıdır dense de süreç yavaş işlemiştir. İlkolarak 28 Ekim 2005 tarihinde törenle geminin ilk kaynağıyapılmış, 18 Kasım 2005 tarihinde EERRDDEEMMİİRR tarafından der-neğe 164 ton gemi sacı hibe edilmiştir. Sonrasında bağış yönte-miyle kaynak toplanmaya çalışılmış, ancak derneğe kuruluşun-da Mustafa DDEEDDEEKKAARRGGIINNOOĞĞLLUU tarafından bağışlanan 1000YTL'den başka herhangi bir bağış toplanamamıştır. DolayısıylaEylül 2006 tarihine kadar ne mali yönde ne de geminininşasında fazla bir ilerleme kaydedilmiştir. Ayrıca bu olay gös-termiştir ki halkın veya geniş kitlelerin desteğini almayan proje-leri gerçekleştirmek zor ve imkânsızdır.

Ağustos 2006'da Karadeniz Bölge Komutanlığına atananTuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından Deniz KuvvetleriKomutanlığı adına projeye sahip çıkılmış ve neler yapılabileceğiyönünde çalışmalara başlanmıştır.

Alemdar 1982 yılında sökülerek hurda olarak satılmasınedeniyle ortada gemiden arta kalan birkaç fotoğraf ile İstanbulDeniz Müzesinde sergilenen dümen dolabı, makina telgrafı vepusuladan başka bir şey kalmamıştır. Dolayısıyla geminintümüyle, müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden dizayn veinşa edilmesi gereği ortaya çıkmıştır.

Ekim 2006'da Karadeniz Bölge Komutanı, KaymakamOsman EEKKÞÞİİ, Belediye Başkanı Halil PPOOSSBBIIYYIIKK, GaziAlemdar Dernek temsilcileri ile yapılan yeni dönemdeki ilktoplantıda; mali kaynak yetersizliği nedeniyle Alemdar gemisi

TTeerrssaanneelleerree NNeessttiinngg PPllaannllaarrıınnıınn TTeesslliimm EEddiillmmeessii

AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn NNeessttiinngg PPllaannllaarrıınnıınn ÇÇiizziillmmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTaarraaffıınnddaann BBllookkİİnnşşaallaarrıınnıınn YYeerriinnddee İİnncceelleennmmeessii

99996666

Page 106: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

inşa projesinin durma noktasına gelmesinin önünü açmakmaksadıyla Karadeniz Bölge Komutanı tarafından bir çözümönerilmiştir. Alemdar Gemisinin bir tersaneler kenti olanEreğli’nin dört büyük tersanesinde dört blok halinde inşa edilipdaha sonra belediye tarafından sahilde gösterilen yere taşı-narak birleştirilmesi önerisine başlangıçta soğuk yak-laşılmıştır. Ancak Tuğamiral EERRTTÜÜRRKK Londra’da görev yap-tığı süreçte İngiltere’de bu yöntemin birden fazla tersaneyeistihdan yaratmak amacıyla kullanıldığına tanık olduğunu,aynı uygulamanın Türkiye’de ilk örneğinin Ereğli’de başarıla-bileceğini söyleyerek katılımcıları ikna etmiştir.

Kasım 2006 içersinde İstanbul Tersanesi Komutanlığı ileirtibata geçilmiş, 2005 yılında yine İstanbul TersaneKomutanlığı tarafından çizilen teknik dizayn resimleri esas alı-narak ana güverte altında bulanan güvertenin geminin oriji-nalinde olduğu gibi değil, tasarlanan müze ihtiyaçlarınıkarşılayacak şekilde dizayn değişikliği yaptırılarak bilgisayarortamına yeniden çizdirilmiştir.

Ayrıca geminin inşasına başlanabilmesi için ihtiyaç duyulannesting planlarının 4 ayrı blok halinde yapılabilmesine imkânverecek şekilde bilgisayar ortamında çizilmesine başlanabilmesiiçin Karadeniz Bölge Komutanı tarafından, Aralık 2006 içersindeİstanbul Tersanesi Komutanlığından talep edilmiş ve işlerin takipve yürütülmesi için de proje subayı olarak Dz. Bnb. MehmetDDÖÖNNMMEEZZ görevlendirilmiştir.

Nesting planları tamamlanarak Mart 2007 içersindeKaradeniz Bölge Komutanlığına ulaşmış ve 02 Nisan 2007tarihinde Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral TürkerEERRTTÜÜRRKK tarafından; Ereğli Kaymakamı Osman EEKKÞÞİİ,Belediye Başkanı Halil PPOOSSBBIIYYIIKK, bazı Dernek temsilcileri veilçede faaliyet gösteren 4 büyük tersane sahip-leri/temsilcilerinin katılımıyla yapılan yemekte, 0-33 kemere*

arası kıç blok Ustamehmetoğlu Tersanesi tarafından, 33-62kemere arası vasat blok Ustaoğlu Tersanesi tarafından, 62-105 kemere arası baş blok Ereğli Tersanesi tarafından, üstbina, direkler ve baca Madenci Tersanesi tarafından inşa edile-ceği planlaması kendilerine iletilmiş ve ilgili nesting planlarıtörenle ve başarılı olması dilekleriyle kendilerine teslimedilmiştir.

Gemiyi inşa edecek tersanelerin iş yoğunlukları sebebiyleblokların inşası her tersanede aynı hızda yürümemiştir. Fakatyinede tüm tersaneler büyük bir özveri göstererek tüm yoğuniş programları arasında inşa etmeyi taahhüt ettikleri blok-ların inşasına başlamışlardır. Tüm inşa aşaması KaradenizBölge Komutanı ve görevlendirdiği subaylar tarafından ter-sanelerde sık sık kontrol edilmiştir.

----------------------------* Kemere numaraları gemilerde Germanischer Lloyd (GL) kurallarına göre kıçtan başa, American

Bureau of Shipping Lloyd kurallarına göre baştan kıça doğru numaralandırılmaktadır. Alemdargemisi Danimarka'nın Helsinger Jernskibs-Maskinbyggeri Elsinore tersanelerinde inşa edilmesinedeniyle GL kurallarına göre kemereler kıçtan başa numaralandırılmıştır.

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTaarraaffıınnddaann BBllookkİİnnşşaallaarrıınnıınn YYeerriinnddee İİnncceelleennmmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTaarraaffıınnddaann BBllookkİİnnşşaallaarrıınnıınn YYeerriinnddee İİnncceelleennmmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTaarraaffıınnddaann BBllookkİİnnşşaallaarrıınnıınn YYeerriinnddee İİnncceelleennmmeessii

99997777

Page 107: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Sayın Halil PPOOSSBBIIYYIIKK'ın 22 Temmuz 2007 tarihindeyapılan milletvekili seçimlerinde milletvekili adayı olmasınedeniyle belediye başkanlığından istifa etmesi sonucundagörev değişimi yaşanmış, yerine belediye başkanı seçilenSayın Murat SSEESSLLİİ de Alemdar projesine aynı titizlikle destekvermeye devam etmiştir.

Blokların inşa sürecinde boş durulmamış, Alemdar MüzeGemisinin yeni görevine yakışır bir vaziyette düzenlenmesi içinaraştırmalara devam edilmiştir. Öncelikle Gölcük'te faaliyetteolan Yarhisar Müze Gemisi Karadeniz Bölge KomutanıTuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından ziyaret edilmiş; inşasıve iç düzenlemesi Gölcük Tersanesi Komutanlığı tarafındanyapılan Yarhisar Müze Gemisi hakkında Gölcük TersanesiKomutanı Tuğamiral Nurhan KKAAHHYYAAOOĞĞLLUU'dan bilgi alın-mıştır.

Daha sonra başta İstanbul Deniz Müzesi olmak üzere çeşitlimüze gemilerde araştırmalar yapılmış ve bilgiler toplanmış, buçalışmalar sonunda Alemdar Müze Gemisinin iç bölümlerinin neşekilde düzenleneceği ana hatlarıyla belirlenmiştir.

Yapılan planlamaya göre;

Alemdar Müze Gemisinin ilk giriş yeke bölümünde silistresesiyle birlikte silistre çalan er kıyafeti giydirilmiş bir mankenile canlandırma yapılacak, Alemdar'ın teknik özellikleritanıtılacak,

Geminin giriş kısmından sonra oluşturulacak birincibölümde, Alemdar Gemisi ve kahramanları ile Ereğli veKaradeniz'in Kurtuluş Savaşına katkıları, İstiklal Harbindebahriyemizin yaptıkları ve Alemdar'ın nasıl inşa edildiğianlatılacak,

Geminin vasat kısmında oluşturulacak ikinci bölümde ise;Türklerin ilk denizle tanışması, donanmamızın tarihsel gelişi-mi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın tanıtımı yapılacak,ayrıca bu salonda 40 kişilik brifing ve gerektiğinde 100 kişilikresepsiyon yapılabilme imkanına kavuşulacak,

Geminin baş kısmında oluşturulacak üçüncü bölümde; Birgemicilik laboratuarı oluşturularak deniz bağlarının yapılışı,işaret sancakları, simafor, ışıldak kullanımı, denizcilikte uyul-ması gereken temel kurallar, hava ve fırtına tahminleri, tehlikeanında yapılacak işlemler, denizde hayatı idame, temel yelken-cilik bilgileri ile porsun işleri uygulamalı olarak anlatılacak vedeniz okulları tanıtılacak,

Geminin üst güvertedeki yaşam yerlerinde oluşturulacak4'üncü bölümde ise; 05 Þubat 1921 gecesi geminin İstanbul'danEreğli'ye kaçırılışı görsel ve işitsel olarak canlandırılacaktır.

HHaallkkıınn AAlleemmddaarr GGeemmiissii HHaakkkkıınnddaaBBiilliinnççlleennddiirriillmmeessii ÇÇaallıışşmmaallaarrıı

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissii MMuussttaaffaa NNaaiillEErrcciivveelleekk''iinn TToorruunnuu EElliiff SSuunngguurr''ddaann TTeesslliimm

AAllıınnaann BBaayyrraakk

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissii MMuussttaaffaa NNaaiillEErrcciivveelleekk''iinn TToorruunnuu EElliiff SSuunngguurr''ddaann TTeesslliimm

AAllıınnaann DDüürrbbüünn

99998888

Page 108: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

19 Kasım 2007 tarihinde Alemdar Müze Gemisinin içbölüm planlamasını nihai hale getirmek maksadıyla, KaradenizBölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK koordinesindeEreğli Kaymakamı Osman EEKKÞÞİİ,, Belediye Başkanı MuratSSEESSLLİİ, Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfanEERRDDEEMM tarafından Gölcük'te Yarhisar Müze Gemisindeinceleme yapılmış ayrıca Donanma Komutanı Oramiral UğurYYİİĞĞİİTT ziyaret edilerek bu konudaki direktifleri alınmıştır.

Artık Alemdar Müze Gemisinin iç bölümlerinin genel hat-larıyla belirlenmesi ve tersanelerde inşa edilen bloklarındayavaş yavaş ortaya çıkması ile birlikte Ereğli ve yöresindeyaşayan halkın projeye desteğini alabilmek maksadıyla, halkınAlemdar Gemisi hakkında bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilme-si için Karadeniz Bölge Komutanlığı tarafından uzun soluklubir tanıtım süreci başlatılmıştır. Öncelikle Ereğli'nin ilerigelenleri ve Ereğli'de faaliyet gösteren derneklerin temsilci-lerinin katılımı ile Karadeniz Bölge Komutanlığında 22 Kasım2007 tarihinde bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Karadeniz BölgeKomutanı tarafından İstiklal Harbinde Karadeniz'de BahriyeTeşkilatının çalışmaları ve yaptıkları ile Alemdar'ın Ereğli veİstiklal Harbimiz içindeki önemi anlatılmıştır. Ardından Dz.Bnb. Mehmet DDÖÖNNMMEEZZ tarafından Alemdar Gemisinintanıtımı, geminin inşasında gelinen son durum ile gemininmüzecilik anlayışında oluşturulacak iç bölümleri içeren birbrifing verilmiştir. Toplantıya Kurtuluş Savaşı dönemindegeminin süvariliğini yapan Mustafa Nail EERRCCİİVVEELLEEKK'intorunu Elif SSUUNNGGUURR'da davet edilmiş ve kendisi tarafındanmüzede sergilenmek üzere bağışlanan Alemdar'ın sancağı iledürbün ve el pusulası teslim alınmıştır. Ayrıca Ereğli'deAlemdar için yapılanlar, Elif SSUUNNGGUURR ve çalışma arkadaşlarıtarafından Maltepe Üniversitesi’nde Alemdar Belgeseli yapmafikrini tetiklemiştir.

Geminin inşa sürecinde halkı Alemdar konusunda bil-inçlendirmek maksadıyla; 22 Kasım 2007 tarihindebaşlanan tanıtım brifinglerine Ereğli çapında veZonguldak'ta çeşitli ortamlarda, basın ve okullar da dâhilolmak üzere devam edilmiştir. Bu tanıtım çalışmalarısırasında Alemdar Gemisi hakkında çok yeterli bilgiye sahipolmadığımız görülmüş ve sonuçları itibarıyla halktan çokolumlu tepkiler alınmıştır.

Tanıtım süreci; 25 Ocak 2008 tarihinde Karadeniz BölgeKomutanlığı ile Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin işbirliğive EERRDDEEMMİİRR'in katkılarıyla yaklaşık 150 kişilik bir ekiptarafından düzenlenen Gazi Alemdar Anma Konseri ile en üstseviyeye çıkmıştır.

AAlleemmddaarr GGeemmiissii SSüüvvaarriissii MMuussttaaffaa NNaaiillEErrcciivveelleekk''iinn TToorruunnuu EElliiff SSuunngguurr''ddaann TTeesslliimm

AAllıınnaann PPuussuullaa

YYaarrhhiissaarr MMüüzzee GGeemmiissiinniinn ZZiiyyaarreett EEddiillmmeessii

YYaarrhhiissaarr MMüüzzee GGeemmiissiinniinn ZZiiyyaarreett EEddiillmmeessii

99999999

Page 109: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Özellikle bu konser Alemdar Müze Gemisinin gerçekleştir-ilmesi açısından 100.000'i aşkın nüfusuyla Ereğli'de ses getir-miş, yerel televizyonlarda defalarca yayınlanarak halkın projeyedesteğini arttırmış, konser sonrasında Alemdar MüzeGemisinin inşası daha da hızlanmıştır.

Konser sırasında Karadeniz Bölge Komutanı tarafındanAlemdar Marşı yazılması ve bestelenmesi için ZonguldakKaraelmas Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Yrd.Doç. Dr. Aydın İİLLİİKK'ten söz alınmıştır. Verilen bu söz üzerineEsra GÜNER HHAANNGGÜÜNN tarafından marşın sözleri yazılmış veYrd. Doç. Dr. Aydın İİLLİİKK tarafından Þubat 2008 ayı sonunakadar Alemdar Marşı bestelenmiştir. Sonrasında bestelenenAlemdar Marşının Kuzey Deniz Saha Komutanlığı bandosutarafından düzenlemesi yapılarak Nisan 2008 ayı itibarıylason halini almıştır.

05 Þubat 2008 tarihinde ülkemizin ünlü deniz ressam-larından Mine EERRDDİİNNİİ, Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafın-dan Ereğli'ye davet edilmiş ve yapılan görüşmede AlemdarGemisinin nasıl bir yağlı boya tablosunun istendiği anlatılmış,kendisine Alemdar Gemisi hakkında brifing verilmiştir. MineEERRDDİİNNİİ tarafından yapılan bir tablo 11 Haziran 2008 tari-hinde teslim alınmış ve sergilenmek üzere geminin ilk girişbölümü yekeye asılmıştır.

Blokların inşaları bitme aşamasına gelindiğinde gemininyerinin hazırlanması, Alemdar'ın konulacağı yere nasıl yer-leştirileceği ve takarya planı hazırlığı için 27 Aralık 2008 tar-ihinde Karadeniz Bölge Komutanlığı, Belediye ve EreğliTersanesi Müdürü Recep OOKKUURR ve Ereğli Tersanesiilgililerinden meydana gelen teknik bir heyet tarafından birçalışma yapılmıştır. Yapılan bu çalışmaya göre Belediyetarafından geminin konulacağı mevkideki kazı ve hafriyattamamlanarak hazırlanan takarya planına göre Þubat 2008ayı sonunda beton platform hazırlanmıştır.

Þubat 2008 ayı itibarıyla blokların inşaları tersaneleriniş yoğunlukları yanında muhtelif sebeplere bağlı olarak birazuzun sürsede; 0-33 kemere arası kıç blok UUSSTTAAMMEEHHMMEE--TTOOĞĞLLUU TTEERRSSAANNEESSİİ tarafından, 33-62 kemere arası vasatblok UUSSTTAAOOĞĞLLUU TTEERRSSAANNEESSİİ tarafından, 62-105 kemerearası baş blok EERREEĞĞLLİİ TTEERRSSAANNEESSİİ tarafından, Üst bina,direkler ve baca MMAADDEENNCCİİ TTEERRSSAANNEESSİİ tarafından olmaküzere tüm blokların inşaları tamamlanmıştır.

Alemdar Müze Gemisi çalışmaları; blokların tamamlan-ması ve geminin konulacağı mevkinin hazırlanması ile birliktedaha da hızlanmış, blokların taşınması ve birleştirilmesi içinKaradeniz Bölge Komutanlığında bir teknik toplantıyapılmıştır. Bu teknik toplantı sonucunda blokların hangi yol

GGaazzii AAlleemmddaarr AAnnmmaa KKoonnsseerrii

00--3333 KKeemmeerr AArraassıı KKııçç BBllookkUUssttaammeehhmmeettooğğlluu TTeerrssaanneessii

AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiinniinn OOttuurrttuullaaccaağğııBBeettoonn PPllaattffoorrmmuunn HHaazzıırrllaannmmaassıı

111100000000

Page 110: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

güzergâhından ve nasıl taşınacağına karar verilebilmesi için birteknik heyet oluşturulmuştur. Teknik heyet; öncelikle karayolualternatifini incelemiş, yol üzerindeki 2 adet köprü ileEERRDDEEMMİİRR içinde bulunan enerji hattının yüksekliğinin azolması, blok yüksekliklerini kurtarmaması nedeniyle zorlutartışmalardan sonra karayolu alternatifi ortadan kalkmıştır.

Karayolunu inceleme çalışmaları yanında deniz yolu iletaşıma alternatifi içinde çalışmalara başlanmıştır. ÖncelikleEreğli'de blokların taşınması için mevcut imkânlar araştırılmışve Ereğli Tersanesinde bu iş için uygun bir pontonun olduğubelirlenmiştir. Sonrasında geminin bulunacağı mevkide pontonunne kadar karaya yaklaşabileceğinin belirlenmesi için KaradenizBölge Komutanlığı tarafından denizin iskandil planıçıkarılmıştır. Çıkarılan iskandil planına göre yapılan incelemedepontonun karaya yeterince yaklaşabileceği görülmüştür. Sonuçolarak blokların denizden taşınarak mevcut yerine konulabileceğinekarar verilmiştir.

Blokların denizden taşınması ve yerine konması içinihtiyaç duyulan ponton ile kreyni Ereğli Tersanesi vermeyikabul ederek, tüm iş yoğunluğu içerisinde bu anlamlı ve önem-li görevi de büyük bir özveri ile kabul etmiş ve tersaneye aitLifter ile 1 adet 400 tonluk kreyni teknik ekibi ile birlikteAlemdar için görevlendirmiştir.

Artık Þubat 2008 itibarı ile tersaneler tarafından bloklarıninşası tamamlanmış, geminin konulacağı mevkiinin altyapısıhazırlanmış ve geminin taşınması için uygun hava koşulları ileuygun zaman beklenmeye başlanmıştır.

En sonunda o büyük an gelmiştir. İlk olarak 12 Mart 2008tarihinde baş blok Ereğli Tersanesinden yüklenmiş veEERRDDEEMMİİRR römorkörü ile liman ağzına çekilmiş ve limanağzından geminin konulacağı mevkiye Karadeniz BölgeKomutanlığı çekicileri eşliğinde getirilmiştir.

Ancak bu esnada takarya planında yapılan incelemedeaçılan havuzun görüntü açısından ve insanların yürüyüş yoluolan sahil yolunu kapatmaması için havuzun başa doğru uza-tılmasına karar verilmiştir. Hemen iş makinesi bulunarakhavuzun baş tarafında hafriyat çalışması yapılarak hazır-lanan takarya planına göre 8 metre ileriye olacak şekildeyeniden düzenleme yapılmıştır. Yapılan bu hafriyat çalışmasıesnasında denizde Lifter üzerinde bekletilen baş blok; Lifterüzerindeki kreyn vasıtasıyla karaya konulmuş, oradan 400tonluk kreyn vasıtasıyla alınarak hazırlanan mevkisine kon-muştur. Aynı gün içerisinde Lifter, Ustaoğlu tersanesindekivasat bloğu almış ve aynı gün akşamüzeri yerine yerleştir-miştir. İlk gün iki bloğun taşınması şehirde büyük heyecanyaratmış, blokların somut olarak yerine konduğunu görenhalkın projeye inancı daha da artmıştır.

3333--6622 KKeemmeerr AArraassıı VVaassaatt BBllookkUUssttaaooğğlluu TTeerrssaanneessii

6622--110055 KKeemmeerr AArraassıı BBaaşş BBllookkEErreeğğllii TTeerrssaanneessii

ÜÜsstt BBiinnaa,, DDiirreekklleerr vvee BBaaccaaMMaaddeennccii TTeerrssaanneessii

111100001111

Page 111: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Hava koşullarından ve Ereğli Tersanesinin iş yoğunluğun-dan dolayı bir süre taşıma işlemine ara verilmiş ve ikinci taşı-ma için uygun tarih olan 22 Mart 2008 günü yeniden hareketegeçilerek kıç blok Ustamehmetoğlu Tersanesinden yüklenmiş,yine EERRDDEEMMİİRR römorkörü ile liman ağzına çekilmiş ve limanağzından geminin konulacağı mevkiye Karadeniz BölgeKomutanlığı çekicileri eşliğinde getirilmiştir. Aynı güniçerisinde Lifter Madenci Tersanesinden son blok olan üst binave bacayı almış ve aynı gün akşamüzeri yerine yerleştirerektaşıma işlemi tamamlanmıştır.

Blokların yerlerine taşınması sonrasında halkın yürüyüşgüzergâhında yapılan bu faaliyet herkesin ilgisini çekmeklebirlikte özellikle proje hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan-lar tarafından bu bölgede yeni bir tersanenin kurulup kurul-madığı yorumlarına varan sorular sorulduğu gözlemlenmiştir.Bu bilgi eksikliğinin giderilmesi için Karadeniz BölgeKomutanlığı tarafından bilgi panoları hazırlanarak gemininyanına konulmuştur. Yapılan gözlemlemede; en yaşlısından engencine kadar Ereğli'nin en canlı bölgesindeki bu yoğun çalış-ma ve Alemdar hakkındaki bilgi panoları herkesin dikkatiniçektiği herkes tarafından okunduğu ve alınan tepkilerin çokolumlu yönde olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan tanıtımfaaliyetleri sonuç vermiş, özellikle blokların taşınması ve bir-leştirilmesi sonrasında projenin somut olarak ortaya çıkmasıile birlikte yardım etmek isteyenler Karadeniz BölgeKomutanını arayarak neler yapabileceklerini sorarak muhtelifkonularda yardım edebileceklerini belirtmişlerdir.

Ayrıca Alemdar Gemisi ve Kurtuluş Savaşı'ndaKaradeniz'de verilen mücadele hakkında ortaya çıkan bilgieksikliğinin giderilmesi maksadıyla; Gazi Alemdar Gemisi,Gemiyi Kaçıran Kahramanlar, İstiklal Harbinin KahramanGemileri, İstiklal Harbinde Bahriye Teşkilatı ve Nakliyat ileAtatürk'ün Bahriye ve Denizcilik hakkında söyledikleri sözleriiçeren 5 adet bilgi panosu hazırlanarak Ereğli sahilindeyürüyüş yolunun başlangıcı olan Karadeniz Bölge KomutanlığıAydın lumbarağzına ve gemi etrafına konulmuş, halk tarafın-dan heyecanla ve büyük bir ilgiyle okunduğu gözlenmiş ve çokolumlu tepkiler alınmıştır.

Taşınma işleminin tamamlanmasından sonra yapılacakişler ile blokların birleştirilmesinin nasıl yapılacağının planla-ması için 25 Mart 2008 tarihinde tekrar bir teknik toplantıdüzenlenmiştir. Bu toplantıda geminin birleştirilmesi işininEreğli Deniz Ticaret Odası tarafından ihale edilerek taşeron birfirmaya yaptırılması karara bağlanmış ve birleştirme işininNisan 2008 ayı sonuna kadar tamamlanması taahhüt edilmiştir.

Toplantı sonrasında Karadeniz Bölge Komutanı tarafındanhedef olarak; Deniz Kuvvetleri Komutanımız Oramiral

TTeekknniikk TTooppllaannttıı

AAlleemmddaarrıınn DDeenniizzddeenn TTaaşşıınnmmaassıı

BBllookkllaarrıınn YYeerrlleeşşttiirriillmmeessii

111100002222

Page 112: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Muzaffer Metin AATTAAÇÇ'ın Ereğli'ye yapacağı ziyaret tarihi olan16 Mayıs 2008 tarihine kadar gemi üzerindeki tüm kaynakişlemleri dâhil olmak üzere birleştirmenin tamamlanması,direkler ve bacanın monte edilmesi ve geminin dış yüzeyininorijinaline uygun olarak boyanması şeklinde belirlenmiştir. Buhedef doğrultusunda başta Onarım Destek Komutanı Dz. Alb.Aydın DDOOĞĞAANN olmak üzere Dz. Bnb. Mehmet DDÖÖNNMMEEZZ,Müh. Atğm. Ercan AARRMMAANN ve Onarım DestekKomutanlığından oluşturulan teknik ekip tarafından ihaleyialan yüklenici firmanın işlerini hızlandırmak için gerekli inisiyatifele alınarak çalışmalara başlanmıştır.

Bloklar; birleştirilme işlemleri öncesinde merkez çizgilerive nivoları (güverte kodları) hidrolik krikolar vasıtasıylatakaryalar üzerinde kaydırılarak aynı hizaya getirilmiştir. Dahasonra bloklar çektirilmek suretiyle blok eklerinin birbirinikarşılaması sağlamıştır. Bloklar birbirini karşılayacak şekildehazırlandıktan sonra sıra üst binanın yerleştirilmesinegelmiştir. Yaşam yerleri güverte üzerine alıştırıldıktan sonra 26Nisan 2008 tarihinde baca ve gemi direkleri serenleri ile birlik-te yerlerine monte edilmiştir.

Daha sonra bloklar üzerinde geminin müze olarak kul-lanımına yönelik olarak yapılan detaylı incelemede; kıç ambarkapağının boyutları küçültülmüş, baş blokta bulunan küçükambar kapağı, porsun ambar kapağı, sancak taraf çıkış kapor-ta yeri kapatılmış, Yaşam mahallinin baş tarafına; geçiş için80x180 cm ebatlarında kaporta açılmış, köprüüstünün üzerineaçık köprüüstü oluşturmak için 90 cm yüksekliğinde sacdönülmüş, köprüüstünün kıç tarafına bakan tarafa yenipencereler ve kapı açılmış, tüm küpeşte üzerine100x50 mm Llama konularak küpeşte elemanlarına alın lamaları kaynatılmış,başüstüne demir loça delikleri ile baba önlerinde halatlarınverilebilmesini sağlamak için resme uygun delikler açılmış,başüstüne geminin orijinal resimlerinde olduğu gibi küpeşteüzerine parampet yapılmış ve gemi üzerindeki tüm ek yerlerikaynakla sızdırmaz hale getirilmiştir.

Geminin müzecilik anlayışına göre düzenlenen gezi güz-ergâhına uygun olarak yeke dairesine güverte üzerinden girişyeri açılarak merdiven monte edilmiş, yeke dairesinden birin-ci bölüme geçiş kaportasının üst bölümü yükseltilmiştir. Ortabölüm daha önceden tasarlandığı üzere konferans, sergi gibifarklı amaçlarla da kullanılabilmesi için küçük kaldığıgörülmüş ve baş taraftaki perde derin postaya dönüştürülerekorta bölüm büyütülmüştür. Baş bölümde yapılan düzen-lemede; üst güverteye çıkış merdiveni ırgat ile baş direk arası-na alınmış, baş tarafta oluşturulacak porsun ambarına kapor-ta açılarak ambar içine raf yapılmış ve başüstüne DenizKuvvetleri Komutanlığından temin edilen ırgat monteedilmiştir.

BBiilliinnççlleennddiirrmmee ÇÇaallıışşmmaallaarrıı KKaappssaammıınnddaaHHaazzıırrllaannaann BBiillggii PPaannoollaarrıı

KKuuzzeeyy DDeenniizz SSaahhaa KKoommuuttaannııKKoorraa..AA..FFeeyyyyaazz ÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ’’nnüünn

AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiÇÇaallıışşmmaallaarrıınnıı DDeenneettlleemmeessii

BBllookkllaarrıınn BBiirrlleeşşttiirrmmee ÇÇaallıışşmmaallaarrıı

111100003333

Page 113: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Birleştirme işlemleri esnasında öncelikle GölcükTersanesi Komutanlığı, İstanbul Tersanesi Komutanlığı veDeniz Müzesi personelinin katılımı ile 20-21 Mart 2008 tar-ihinde teknik bir toplantı yapılarak gemide yapılacak işlerdetaylandırılmış ve tersaneler tarafından yapılabilecek işlerbelirlenmiştir. Sonrasında 10 Nisan 2008 tarihinde İstanbulTersanesi Komutanı Tuğamiral Tayfun TTAANNSSAANN, GölcükTersanesi Komutanı Tuğamiral Nurhan KKAAHHYYAAOOĞĞLLUU veDeniz Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Başkanı TuğamiralSami ÖÖRRGGÜÜÇÇ Ereğli'ye davet edilerek Alemdar Gemisi veyapılan çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir.

Tersanelerin teknik heyetleri ile daha önceden oluşturulanteknik altyapı sonucunda Tersane Komutanları tarafındanyerinde yapılan inceleme sonucu çalışmalar nihai sonucaulaşmış ve iç mahallere yönelik imalatların Gölcük TersanesiKomutanlığı, dış mahallere yönelik imalatlar ile armadonanımı ise İstanbul Tersanesi Komutanlığı tarafındanyapılacak şekilde genel bir iş bölümü yapılmıştır.

Yapılan toplantılar ve görüşmeler sonucunda gemininmüzeye dönüştürülmesi için ihtiyaç duyulan malzemelerinimalatı için dernek ile askeri tersaneler arsında da minimummaliyetle ve döner sermaye kanalıyla yapılmak suretiyle muta-bakata varılarak sözleşmeler imzalanmıştır.

Blokların birleştirme sürecinde ise geminin tasarlandığışekilde düzenlenmesi için teknik çalışmaların yanında malikaynak temin çalışmalarına da başlanmış ve tanıtım misyonumeyvelerini vermiştir. Blokların birleştirme çalışmalarıesnasında derneğe;

- Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası,

- Nurdan-Ahmet OĞUZ,

- SOROPTİMİSTLER Derneği,

- YÖNDER,

- Deniz Subay ve Astsubay Eşleri Yardımlaşma DerneğiEreğli şubesi adına fahri başkan Sayın Özden ERTÜRK,

tarafından toplam 5500..000000 YTL bağışta bulunulmuştur.

Maddi yardımların yanı sıra;

Ereğli SİEMENS bayiinin sahibi Sayın BurakMMÜÜFFTTÜÜOOĞĞLLUU tarafından orta salonda bilgilendirme amacıy-la ihtiyaç duyulan 1 adet 106 ekran LCD televizyon, 1 adetDVD oynatıcı ve 1 adet sinema ses sistemi bağışlanmış,

HSBC bankası Ereğli şubesi tarafından geminin ısıt-ma/soğutma/havalandırma sistemi bağışlanmış,

TTeerrssaannee KKoommuuttaannllaarrıı vveeTTeekknniikk BBaaşşkkaannıınn ZZiiyyaarreettii

TTeerrssaannee KKoommuuttaannllaarrıı vveeTTeekknniikk BBaaşşkkaannıınn ZZiiyyaarreettii

GGeemmiinniinn BBooyyaannmmaassıı

111100004444

Page 114: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Rotary kulübü tarafından 1 adet KİOSK bağışlanmış,

Gravür sanatçısı Cemal AAKKYYIILLDDIIZZ tarafından geminingravürü yapılmış,

İşler Gemi Acenteliği San.Ltd.Þti. sahibi sayın MuratİİÞÞLLEERR tarafından Temmuz 2008 ayı süresince ihtiyaç duyulankaynak ve monte işleri yapılmış,

Ereğli Tersanesinin girişimiyle geminin boyasının JOTUNfirması tarafından yapılması sağlanmıştır.

16 Mayıs 2008 tarihinde hedeflere ulaşılmış, gemiüzerindeki tüm ısıl işlemler tamamlanarak dış yüzeyi oriji-naline uygun boyanmıştır. Deniz Kuvvetleri KomutanıOramiral Metin AATTAAÇÇ’a Karadeniz Bölge Komutanlığı'nıdenetlemeleri esnasında Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKKtarafından o tarihe kadar tüm yapılanlar ile yapılmasıplanlananlar hakkında brifing verilmiştir. Ayrıca AlemdarGemisinin tarihi ve Gazi Alemdar Müze Gemisi inşafaaliyetlerini anlatan prestij kitabın grafik tasarımı vebasımı ile müzede yer alacak mankenler üzerine giydirilecekkıyafetlerin dikiminin Deniz Kuvvetleri Komutanlığıimkanları ile yapılması için tensip istenmiş ve olumlu yanıtalınmıştır. Bilgilendirme brifinginden sonra AlemdarGemisine gidilerek çalışmalar yerinde denetlenmiş, çalış-malarda gelinen son durum anlatılmış, ziyaret; halk veyerel basın tarafından büyük ilgi gösterilerek coşkuylakarşılanmıştır.

Gemide yapılacak canlandırmalarda kullanılmak üzereihtiyaç duyulan mankenler işadamı Esat KKOOÇÇ’’un oğluBatıray KKOOÇÇ tarafından temin edilmiştir. Karadeniz BölgeKomutanlığı tarafından mankenlere giydirilecek kıyafetseçimleri Kurtuluş Savaşı dönemi bahriye kıyafetleri ve mev-cut şartlar göz önüne alınarak tasarlanmış ve ayrıca günümüzbahriye kıyafetleri de dâhil olmak üzere Deniz KuvvetleriKomutanı Oramiral Metin AATTAAÇÇ'ın direktifiyle DenizDikimevi Müdürlüğüne diktirilmesi sağlanmıştır.

22 Þubat 2008 tarihinde EERRDDEEMMİİRR Genel Müdürü OğuzNuri ÖÖZZGGEENN ile başbaşa yapılan görüşmede Karadeniz BölgeKomutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından; gemininmüzecilik anlayışına göre yapılacak iç düzenlemesininmaliyetinin çok yüksek olacağı yardım toplama yöntemiyle bumaliyetin karşılanamayacağı belirtilmiştir. Yapılan bugörüşme sonunda Genel Müdür Oğuz Nuri ÖÖZZGGEENN tarafın-dan; geminin inşası için ihtiyaç duyulan saçları hibe edenEERRDDEEMMİİRR'in yeni bir görev daha üslenebileceği belirtilmiştir.

DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannııOOrraammiirraall MMeettiinn AATTAAÇÇ''ıınn ÇÇaallıışşmmaallaarrıı

YYeerriinnddee DDeenneettlleemmeessii

GGeemmiinniinn BBooyyaannmmaassıı

DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannııOOrraa..MMeettiinn AATTAAÇÇ’’ıınn AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii

ÇÇaallıışşmmaallaarrıınnıı DDeenneettlleemmeessii

111100005555

Page 115: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Bu görüşme sonrasında EERRDDEEMMİİRR tarafından çalış-malara başlanarak, tüm geminin iç mahallerinin izolasyonu,alabanda ve taban kaplamaları, havalandırma sistemi ileelektrik ve aydınlatma sisteminin kurulması ve müzecilikyönünden tasarlanmış olan düzenlemede ihtiyaç duyulacakolan koltuk, camekân, bazı elektronik eşyaların temini gibiana başlıklarla belirlenen işleri yapacağı taahhüt edilmiş,tüm bu konularda çalışma yapmak üzere teknik bir ekipgörevlendirmiştir. Tüm bu çalışmaları ve yapılacak işleriplanlamak ve yerine getirmek maksadıyla teknik ekibin başındaİş Güvenliği Müdürü Sayın Erol EERRDDEEMM olmak üzere BaşMimar Fehmi KKEEÇÇEECCİİ, Mühendis Þansal EERRBBAAYY ve MimarPetek KKAALLYYOONNCCUU ile mimar, mühendis ve teknisyenlerdenoluşan teknik ekip ile EERRDDEEMMİİRR; üslendiği bu son görev ilede projenin gerçekleştirilmesinde daha öncede sağladığıkatkılar ile en ön sırada yerini almıştır.

EERRDDEEMMİİRR tarafından çalışmalara başlamadan önce AlemdarMüze Gemisine örnek teşkil etmesi maksadıyla; 07 Mayıs 2008tarihinde Gölcük'te bulunan Yarhisar Müze Gemisi ve İzmir'dekiEge Müze Gemisinde Dz.Alb. Aydın DDOOĞĞAANN, Mimar İlhanIIRRMMAAKK VE EERRDDEEMMİİRR'den Mimar Petek KKAALLYYOONNCCUU tarafındanincelemelerde bulunulmuştur.

Yapılacak imalatlar ile gemi üzerindeki monte işlem-lerinin hepsi birbirleriyle bağlantılı olması nedeniyle çoksıkı bir koordinasyon ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yapılacakher işin bir sonraki için alt yapı oluştururken birbirleriylebağlantılı olmasa bile daha önce yapılan bir işin bozul-masına sebep olabileceği görülmüştür. Ayrıca yapılacaktüm düzenleme ve işçiliğin Gazi Alemdar Gemisinin şanınayakışır kalite ve güzellikte olması ideali yapılacak çalış-malar için ayrı bir titizlik nedeni olmuştur. Bu nedenlerleKaradeniz Bölge Komutanlığı ve EERRDDEEMMİİRR teknik ekibi ileGölcük Tersanesi Komutanlığı ve İstanbul TersanesiKomutanlığı teknik ekiplerinin katılımıyla 22 Mayıs 2008tarihinde teknik koordinasyon toplantısı icra edilmiş vetüm ekipler tarafından birbirini etkileyecek işlere göre işplanı hazırlanmıştır. Deniz Kuvvetleri KomutanımızOramiral Metin AATTAAÇÇ'ın 25 Ocak 2008 tarihindeki GaziAlemdar Konserinde belirttiği üzere hedef olarak verilen 30Ağustos 2008 tarihinde açılışın yapılabilmesi için tümekipler tarafından icra edilen çalışmalara hız verilmiştir.

Ayrıca Alemdar Müze Gemisinin bulunduğu alanın yenikonseptine uygun çevre düzenlemesi ile hâlihazırda kullanımdaolan tuvalet binasını kapatacak şekilde hediyelik eşya reyonu vediğer müze ihtiyaçlarını ihtiva eden bir bina gerekliliği ortayaçıkmıştır. Bu maksatla ana hatları Karadeniz Bölge KomutanıTuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından belirlenen çevre düzen-lemesi ve peyzaj projesi ile küçük bir bina projesi Mimar İlhanIIRRMMAAKK tarafından hazırlanmıştır.

DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannııOOrraa..MMeettiinn AATTAAÇÇ’’ıınn AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii

ÇÇaallıışşmmaallaarrıınnıı DDeenneettlleemmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıınnıınnÇÇaallıışşmmaallaarrıı YYeerriinnddee İİnncceelleemmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıınnıınnÇÇaallıışşmmaallaarrıı YYeerriinnddee İİnncceelleemmeessii

111100006666

Page 116: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Geminin iç bölümlerine konulmak üzere Yarhisar MüzeGemisi, İstanbul Deniz Müzesi Müdürlüğü ve Ege MüzeGemisinde bulunan yaklaşık 40 GB'lık boyutta manyetikortamda bilgi panosu ve fotoğraf toplanmıştır. Tüm bu bilgipanoları ve fotoğraflar tek tek incelenmiş, Alemdar MüzeGemisindeki kullanılabilecek olanlar ayıklanmış ve bölümleregöre tasnif edilmiştir. Bu yorucu işlem sonrasında tasnif edilenyaklaşık 12 GB'lik bilgi pano ve fotoğraflar imalata hazır haldekopyalanmıştır.

Ayrıca geminin iç bölümlerine konulmak üzere İstanbulDeniz Müzesi Müdürlüğü yayını olan tarihi resim katalogun-dan deniz ile ilgili tarihi tablolar incelenmiş ve geminin içdüzenlemesine uygun röprodüksiyon tablolar belirlenmiştir.Belirlenen fotoğraf ve bilgi panoları ile tablo ve Atatürk resim-leri dernek yetkililerine verilerek imalatları sağlanmıştır.

EERRDDEEMMİİRR tarafından yapılacak işlerin yanında ihtiyaçduyulacak malzeme ve imalatlarla birlikte ortaya çıkabilecekmuhtelif masrafların karşılanması maksadıyla 06 Mayıs 2008tarihinde masrafları İşadamı Cevat AAYYDDIINN tarafındankarşılanmak üzere bir yardım yemeği düzenlenmiştir. Yardımyemeğinde Gazi Alemdar Gemisini Yaptırma ve YaşatmaDerneğine;

-- BBaattıı KKaarraaddeenniizz DDeenniizz TTiiccaarreett OOddaassıı ((DDTTOO)),,

-- EErreeğğllii TTiiccaarreett vvee SSaannaayyii OOddaassıı,,

-- İİşşaaddaammıı İİssmmeett YYIILLMMAAZZ,,

-- İİşşaaddaammıı ZZeekkii UUSS,,

-- İİşşaaddaammıı HHaassaann LLİİKKOOĞĞLLUU,,

-- İİşşaaddaammıı İİrrffaann YYAAZZIICCIIOOĞĞLLUU,,

-- İİşşaaddaammıı KKeemmaall KKÖÖSSEE,,

-- EERRBBAAGG ŞŞiirrkkeettii,,

-- İİşşaaddaammıı EEtthheemm GGEEZZEERR,,

-- DDuuyygguu TTııpp MMeerrkkeezzii,,

-- İİşşaaddaammıı AAhhmmeett AAKKIINN,,

-- İİşşaaddaammıı TTuuffaann KKÜÜLLLLÜÜ,,

-- LLAAFFAARRGGEE ÇÇiimmeennttoo SSaannaayyii,,

-- İİşşaaddaammıı VVeeddaatt İİÞÞLLEERR,,

tarafından toplam 112222..000000 YTL. bağışta bulunulmuştur.

Geminin bulunduğu mevkinin hazırlanmasını üstlenenbelediye tüm çalışmalar boyunca ellerindeki mevcut imkânlarlaher türlü yardımı yapmıştır. Son olarak 10 Haziran 2008tarihinde Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK ve Belediye BaşkanıMurat SSEESSLLİİ ile yapılan görüşmede; geminin bulunduğu alanınçevre düzenlemesi ile müze binasının belediye tarafındanyapılacağı sözü verilmiştir.

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı vvee EErrddeemmiirr GGeenneellMMüüddüürrüünnüünn ÇÇaallıışşmmaallaarrıı YYeerriinnddee İİnncceelleemmeessii

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı vvee EErrddeemmiirr GGeenneellMMüüddüürrüünnüünn ÇÇaallıışşmmaallaarrıı YYeerriinnddee İİnncceelleemmeessii

YYaarrddıımm YYeemmeeğğii

111100007777

Page 117: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Yukarıda anlatılanlar ile Alemdar Müze Gemisi inşasınınhangi şartlar altında ve nasıl yapıldığını gelecek nesillereaktarmak için bir kesit sunulmuştur. Bu çalışmalarda çokfazla kişinin emeği geçmiş olup burada en ince ayrıntısınakadar anlatılmasının zorluğu ortadadır. Alemdar MüzeGemisinin inşası esnasında sözle bile olsa bu projeye verilenher destek projeye anlam katmış, katkı sağlamıştır. Bu projedeyer alan herkesin katkıları ve Ereğli halkının bilinen bilin-meyen tüm desteğiyle Gazi Alemdar Gemisi müze olarak tümihtişamı ve şanlı geçmişiyle Ereğli'nin en güzel yerinde birabide olarak yerini almıştır. Alemdar projesine destek verdiğihalde ismen veya başka bir şekilde desteği burada ifadeedilmeyenlerin affına sığınıyoruz.

Buraya kadar anlatılanların yanında Alemdar MüzeGemisinin inşa sürecinde yürütülen bilgilendirme faaliyet-lerinin doruk noktası olan Gazi Alemdar Anma Konseri;hazırlanışı, içeriği ve tanıtım sürecine etkilerinin yanında,Ereğli ve çevre halkı üzerinde çok büyük ses getirmesinedeniyle ayrı bir yer tutmaktadır. Bu maksatla üzerinde çokfazla emek harcanarak hazırlanan bu konserin hazırlanışsüreci ve içeriği 'Gazi Alemdar Anma Konseri' bölümündeayrıntılı olarak anlatılmıştır.

YYaarrddıımm YYeemmeeğğii

AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii HHaazziirraann 22000088

111100008888

Page 118: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR AANNMMAA KKOONNSSEERRİİ

Alemdar Müze Gemisinin inşa sürecinde başlatılan bil-inçlendirme çalışmaları; Alemdar Gemisi hakkında çok fazlabilgi sahibi olmadığımızı göstermiştir. Ancak yapılan hertanıtımda çok olumlu tepkiler alınmış ve projenin gerçekleştirilmeaşamalarının her adımında destek artarak devam etmiştir. İştebu tanıtım sürecinde halkın projeye daha fazla ilgisini çekmekiçin çok daha farklı bir şey yapılmalıydı. Bu maksatla KaradenizBölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından birkonser düzenlemek ve bu suretle müziğin evrensel dilinikullanarak Gazi Alemdar'ın kahramanlık mesajını daha genişkitlelere yayma teklifi Zonguldak Karaelmas ÜniversitesiRektörü Prof. Dr. Bektaş AAÇÇIIKKGGÖÖZZ tarafından kabul görmüş veRektör konserin gerçekleştirilmesinde üniversite olarak üzerinedüşen her şeyi yapacağını belirtmiştir.

Yapılacak konser; Karadeniz'de yazılan bu kahramanlıkdestanına yakışır bir konser olmalıydı. Önce Karadeniz BölgeKomutanı, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi DevletKonservatuarı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Aydın İİLLİİKK'le görüşerekorkestranın büyüklüğü ve konserin içeriği ana hatlarıyla belirlen-miş, daha sonra EERRDDEEMMİİRR Genel Müdürü Oğuz Nuri ÖÖZZGGEENNile yapılan görüşmede konser için salon ve mali destek sağlanmışve Ekim 2007 ayı itibarıyla konser çalışmalarına başlanmıştır.

Orkestranın kimlerden oluşacağı ve repertuar belirlendik-ten sonra orkestrayı oluşturan Zonguldak Karaelmas Üniver-sitesi (ZKÜ) Devlet Konservatuarı Oda Orkestrası ve OperaBölümü Korosu ile Ereğli Eğitim Fakültesi Korusu veKaradeniz Bölge Komutanlığı Boru ve Trampet Takımı ayrıayrı çalışmaya başlamıştır. Müziğin yanında gelenlere görselolarak da bir şeyler sunmak için Karadeniz BölgeKomutanlığından bir ekip oluşturularak, çalışmalara başlan-mıştır. Konser salonunun girişi başta Alemdar Gemisi olmaküzere İstiklal Harbinde Karadeniz'de verilen Mücadele ve denizkokmalı, girenleri daha ilk girişte etkilemeli ve konserin büyüsüiçine almalıydı.

Bu maksatla konser salonu girişi için Gölcük'ten DenizTarih Arşiv Müdürlüğü ile Donanma Komutanlığı KültürMerkezi'nden gemi maketleri getirilmiş, 1922 yılında gemininsüvariliğini yapan, Mustafa Nail EERRCCİİVVEELLEEKK'in torunundanAlemdar Gemisine ait objeler alınmış, konser girişinde sergilen-mesi düşünülen yelkenli teknelerin bakımı yapılmıştır.

Tüm bu hazırlıklar esnasında konserde görev alacak tümsanatçılar 08 Ocak 2008 tarihinde Karadeniz BölgeKomutanlığına davet edilerek, tüm ekibin bir araya getirilmesisağlanmıştır. Karadeniz Bölge Komutanı tüm konser ekibinedenizciliğin öneminden başlayarak bir konuşma yapmış,Alemdar gemisi hakkında bilgi vermiş ve bu konserin yapılışamacını anlatmıştır.

KKoonnsseerr HHaazzıırrllııkkllaarrıı

KKoonnsseerr EEkkiibbiinniinn AAlleemmddaarr GGeemmiissiiHHaakkkkıınnddaa BBiillggiilleennddiirriillmmeessii

KKoonnsseerr EEkkiibbiinniinn AAlleemmddaarr GGeemmiissiiHHaakkkkıınnddaa BBiillggiilleennddiirriillmmeessii

111100009999

Page 119: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Yapılan bilgilendirme toplantısından sonra hazırlıklaradaha bir şevkle sarılarak devam edilmiş ve konserin yapılacağıhaftaya gelinmiştir. Artık orkestra, koro, Karadeniz BölgeKomutanlığı boru trampet takımı ve teknik ekibin farklı yer-lerde yaptığı hazırlıklar bir araya getirilecektir.

Konserin yapılacağı EERRDDEEMMİİRR sinema salonuna dahaönce temin edilen objeler büyük bir titizlikle getirildi. Buobjeler fuayenin her noktasında kullanılmalı ve konserinhavası her noktada hissedilmeliydi. Vakit yaklaştıkça heyecanartmıştı. Fuayenin ilk girişine; keşfiyle birlikte denizcilikte birdevrim yaratan pusula ile birlikte makine telgrafı konulmuşve tüm fuaye Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gemilerine aitgemi maketleri ve alay sancakları ile süslenmiştir. Salonunorta kısmında salon girişinin tam karşısında bir AlemdarKöşesi oluşturularak köşede; Alemdar maketi ile AlemdarGemisine ait objeler sergilenmiştir.

Fuaye girişinin solundaki alanda Yıldız Yelken Kulübütarafından bir stant kurularak etrafı yelkenli tekneler ilesüslenmiş ve tüm konuklara yelken kulübünün faaliyetleri vetemel yelkencilik hakkında bilgiler verilmiştir. Fuaye girişinintam karşısına deniz izcileri standı kurulmuş, stant yanınakurulan izci çadırları ile birlikte izcilik malzemeleri sergilenmiş;izcilik çalışmaları hakkında bilgiler verilerek deniz izciliğinintanıtımı yapılmıştır.

Teknik personel ile birlikte 150 kişiden oluşan bir ekipleyapılan hazırlıklarda artık sona gelinmiş, tüm ekip 24 Ocak 2008günü bir araya gelerek toplu olarak provalarını yapmıştır. Konserprovaları da tanıtım sürecinin bir parçası haline getirilerekEreğli'de bulunan muhtelif okullardan öğrenci grupları seyretmiş,alınan ilk tepkilerin beklenenin üzerinde olduğu görülmüştür.

25 Ocak 2008'de konsere ilk gelenlerden başlamak üzerealınan tepkiler çok olumlu olmuş ve kulis arkasında bekleyentüm ekibe daha fazla bir şevk vermiştir. Konsere DenizKuvvetleri Komutanımız Oramiral Metin AATTAAÇÇ, DonanmaKomutanı Oramiral Uğur YYİİĞĞİİTT, Zonguldak ve Bartın Valileri,Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Feyyaz ÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ,Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Tümamiral KadirSSAAĞĞDDIIÇÇ, Deniz Harp Akademileri Komutanı TümamiralTayfun UURRAAZZ ve Deniz Harp Okulu Komutanı TümamiralHalit ÖÖZZKKOOÇÇ, Zonguldak ve Ereğli protokolü ile Zonguldakve Ereğli halkı katılmışlardır.

Konser saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlamış, son-rasında Deniz Harp Okulu Marşı, Gemicilik Opereti,Karadeniz Marşı, Alemdar Destanı, Deniz, Türk DenizKuvvetleri, Karadeniz İnsanının Kurtuluş Savaşına olandesteği, Kuvva-i Milliye ve Türk denizcileri ile ilgili şiirler,sözler, türküler ve müziklerle devam etmiştir. Konserin

FFuuaayyeenniinn HHaazzıırrllaannmmaassıı

AAlleemmddaarr KKööşşeessii

SSaalloonn GGiirriişşii

111111110000

Page 120: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

başlangıcında Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından açılışkonuşması yapılarak Alemdar olayı ve önemi, ayrıntıları ileanlatılmış, konserin 2'nci bölümünün başında Dz.Bnb.Mehmet DDÖÖNNMMEEZZ tarafından Alemdar gemisinin tarihtekiyeri ve müzeye dönüştürülme çalışmaları hakkında brifingverilmiş, sonrasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tanıtıcıfilmi izlettirilmiş ve bilahare konserin 2'inci bölümünedevam edilmiştir. Konserin bitiminden önce; konserin gerçek-leştirilmesinde maddi ve manevi katkısı bulunanlaraTuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından anı plaketleri verilmişve Deniz Kuvvetleri Komutanımız Oramiral Metin AATTAAÇÇ’ınAlemdar olayı ve Kurtuluş Savaşımıza Türk Bahriyesininkatkıları konusunda yaptığı konuşma izleyenler tarafındandakikalarca ayakta alkışlanmıştır. 10. Yıl Marşının bulun-duğu son bölüm ise gerçekten izlenmeye değecek bir biçimdeçok coşkulu geçmiştir. Karadeniz Bölge Komutanlığı BoruTrampet takımı sahne gerisinden yürüyüşle sahneye çıkmış,aynı anda senfoni orkestrası büyüklüğündeki ZonguldakKaraelmas Üniversitesi Orkestrası ve korosu sanatçılarıKaradeniz Bölge Komutanlığı keplerini takmış ve 10. YılMarşı salonda bulunan herkes tarafından berabercesöylenerek konser alkışlar içinde sona ermiştir. Özellikle bukonser Alemdar Müze Gemisinin gerçekleştirilmesi açısından100.000'i aşkın nüfusuyla Ereğli'de ses getirmiş, yerel tele-vizyonlarda defalarca yayınlanmış ve bu konser ile AlemdarGemisinin tanıtım süreci en üst seviyeye çıkmıştır.

Þimdi sizleri farklı farklı gruplardan oluşan 150 kişilik birekip ile yaklaşık 3 aylık bir hazırlık süresiyle Ereğli'de büyükses getiren Gazi Alemdarı Anma Konserinin; akış sırasına görekonserde yer alan tüm şiir, söz ve türküleriyle baş başabırakıyoruz.

İİzzcciilliikk KKööşşeessii

İİzzcciilliikk KKööşşeessii

111111111111

Page 121: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

SSAAYYGGII DDEEĞĞEERR KKOONNUUKKLLAARR

KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE KKOOMMUUTTAANNLLIIĞĞII İİLLEE ZZOONNGGUULLDDAAKK KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİNNİİNN BBİİRRLLİİKK--TTEE DDÜÜZZEENNLLEEDDİİKKLLEERRİİ;; GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR AANNMMAA KKOONN--SSEERRİİNNEE HHOOÞÞ GGEELLDDİİNNİİZZ..

…………………………..

KKOONNSSEERRİİMMİİZZİİ,, KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİ DDEEVVLLEETT KKOONNSSEERRVVAATTUUAARRII OODDAA OORRKKEESSTTRRAASSII VVEEKKOORROOSSUU İİLLEE EERREEĞĞLLİİ EEĞĞİİTTİİMM FFAAKKÜÜLLTTEESSİİ KKOORROOSSUU SSUUNNAACCAAKKLLAARR.. KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE KKOOMMUUTTAANNLLIIĞĞII BBOORRUU VVEE TTRRAAMMPPEETT TTAAKKIIMMII DDAAİİLLEERRLLEEYYEENN DDAAKKİİKKAALLAARRDDAA KKOONNSSEERREE RREENNKK KKAATTAACCAAKK……

…………………… ……..

İİNNSSAANNOOĞĞLLUU YYÜÜZZYYIILLLLAARRDDIIRR DDUUYYGGUULLAARRIINNII YYAANNSSIITTMMAAKK İİÇÇİİNN SSAANNAATTAA SSIIĞĞIINNIIYYOORR.. NNEEÞÞEEDDEENN HHÜÜZZNNEE,, CCOOÞÞKKUUDDAANN KKEEDDEERREE SSAANNAATT HHEERR DDAALLII İİLLEE YYAAÞÞAANNTTIILLAARRIIMMIIZZII İİFFAADDEE EEDDİİÞÞİİMMİİZZEE TTEERRCCÜÜMMAANNOOLLUUYYOORR AADDEETTAA……

…………………………..

BBUU AAKKÞÞAAMM;; TTÜÜRRKK MMİİLLLLEETTİİNNİİNN KKÜÜLLLLEERRİİNNDDEENN DDİİRRİİLLİİÞÞİİNNEEYYEENNİİDDEENN VVAARR OOLLUUÞÞUUNNAA TTAANNIIKKLLIIKK EEDDEENN GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ İİLLEE ÇÇIIKKAACCAAĞĞIIMMIIZZ SSEEFFEERRDDEE,, İİSSKKEELLEEMMİİZZ DDEE SSAANNCCAAĞĞIIMMIIZZ DDAA;; ""SSAANNAATT"" OOLLAACCAAKK…… BBEENN YYÜÜZZBBAAÞÞII BBÜÜLLEENNTT DDEEMMİİRRCCAANN,, BBEENN EESSRRAA HHAANNGGÜÜNN,,SSİİZZLLEERREE EENN DDEERRİİNN SSAAYYGGIILLAARRIIMMIIZZII SSUUNNUUYYOORRUUZZEEFFEENNDDİİMM……

…………………………..

KKOONNSSEERRİİMMİİZZİİNN BBAAÞÞLLAANNGGIICCIINNDDAA SSİİZZLLEERRİİ BBUUGGÜÜNNLLEERRİİMMİİZZİİNN GGEERRÇÇEEKK MMİİMMAARRII,, BBÜÜYYÜÜKK KKOOMMUUTTAANN,, BBÜÜYYÜÜKK ÖÖNNDDEERR,, GGAAZZİİ MMUUSSTTAAFFAA KKEEMMAALL AATTAATTÜÜRRKK VVEE OONNUUNN SSİİLLAAHH AARRKKAADDAAÞÞLLAARRII İİLLEE VVAATTAANNIIMMIIZZIINN BBÖÖLLÜÜNNMMEEZZ BBÜÜTTÜÜNNLLÜÜĞĞÜÜ UUĞĞRRUUNNDDAA CCAANNIINNII FFEEDDAA EEDDEENN TTÜÜMM ÞÞEEHHİİTTLLEERRİİMMİİZZİİNN YYÜÜCCEE HHAATTIIRRAALLAARRII HHUUZZUURRUUNNDDAA SSAAYYGGII DDUURRUUÞÞUUNNAA AARRDDIINNDDAANN İİSSTTİİKKLLAALL MMAARRÞÞIIMMIIZZII SSÖÖYYLLEEMMEEYYEE DDAAVVEETTEEDDİİYYOORRUUZZ..

…………………………..

111111112222

Page 122: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ÞÞAAHHLLAANN AARRTTIIKK EEYY DDEENNİİZZ ÞÞAANNLLII DDOOSSTTLLAARR GGEELLİİYYOORR……UUMMMMAANNLLAARRAA HHÜÜKKMMEEDDEENN BBAARRBBAARROOSSLLAARR GGEELLİİYYOORRBBAAÞÞ KKOOYYMMUUÞÞUUZZ UUĞĞRRUUNNAA BBİİZZ BBUU CCOOÞÞKKUUNN SSUULLAARRIINNRRUUHHUUMMUUZZAA,, DDAALLGGAASSIIZZ ÖÖLLÇÇÜÜLLEERR DDAARR GGEELLİİYYOORR……

SSÖÖZZLLEERR BBEEKKİİRR SSIITTKKII EERRDDOOĞĞAANNBBEESSTTEE HHAALLİİTT RREECCEEPP AARRMMAANNVVEE DDEENNİİZZ HHAARRPP OOKKUULLUU MMAARRÞÞII

DDEENNİİZZ HHAARRPP OOKKUULLUU MMAARRÞÞII

ÞÞaahhllaann aarrttııkk eeyy ddeenniizz şşaannllıı ddoossttllaarr ggeelliiyyoorrUUmmmmaannllaarraa hhüükkmmeeddeenn BBaarrbbaarroossllaarr ggeelliiyyoorrBBaaşş kkooyymmuuşşuuzz uuğğrruunnaa bbiizz bbuu ccooşşkkuunn ssuullaarrıınnRRuuhhuummuuzzaa ddaallggaassıızz ööllççüülleerr ddaarr ggeelliiyyoorr

BBiizz ddeenniizzccii ggeennççlleerriizz ggööğğssüümmüüzz şşeerreeff ddoolluuAAttaattüürrkk''üü iizzlleeyyeenn yyooll DDeenniizz HHaarrpp OOkkuulluu

BBuu ööllüümmssüüzz ssuullaarraa hheerr aaddaannmmıışş ccaann bbiizziimmHHeerr ssaavvaaşşıınn bbaahhttıınnıı zzaaffeerr yyaazzaann kkaann bbiizziimmTTüürrkküüzz lleevveenntt ooğğlluuyyuuzz vviirraa ddeemmiirr şşaann bbiizziimmKKaallyyoonnllaarraa yyöönn vveerreenn kkuuttlluu rrüüzzggaarr ggeelliiyyoorr

BBiizz ddeenniizzccii ggeennççlleerriizz ggööğğssüümmüüzz şşeerreeff ddoolluuAAttaattüürrkk''üü iizzlleeyyeenn yyooll DDeenniizz HHaarrpp OOkkuulluu

BBiizz cciihhaannaa üünn ssaallaann şşaannllıı kkaahhrraammaannllaarrıızzYYııllddıırrıımmaa ttaayyffuunnaa kkoorrkkuussuuzz eell ssaallllaarrıızzBBaarrıışş iiççiinn aaççııllmmıışş aakk ççiiççeekkllii ddaallllaarrıızzAAyyyyııllddıızzllıı ssuullaarrddaann yyuurrddaa bbaahhaarr ggeelliiyyoorr

BBiizz ddeenniizzccii ggeennççlleerriizz ggööğğssüümmüüzz şşeerreeff ddoolluuAAttaattüürrkk''üü iizzlleeyyeenn yyooll DDeenniizz HHaarrpp OOkkuulluu

KKaahhrraammaannllııkk aannddııddıırr bbaahhrriiyyeenniinn ggüürr sseessiiDDoonnaannmmaammıızz ssuullaarrıınn şşiimmşşeekk ççaakkaann ppeennççeessiiBBuu ççeelliikktteenn aaddıımmllaarr bbiirr zzaaffeerriinn mmüüjjddeessiiTTaarriihhlleerree şşaann vveerreenn BBaarrbbaarroossllaarr ggeelliiyyoorr

BBiizz ddeenniizzccii ggeennççlleerriizz ggööğğssüümmüüzz şşeerreeff ddoolluuAAttaattüürrkk''üü iizzlleeyyeenn yyooll DDeenniizz HHaarrpp OOkkuulluu

Söz: Bekir Sıtkı ERDOĞANBeste: Hâlit Recep ARMAN

…………………………..

111111113333

Page 123: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKAARRAAEELLMMAASS AALLIINN TTEERRİİ DDEEMMEEKK……KKAARRAAEELLMMAASS EEKKMMEEKK DDEEMMEEKK,, SSUU DDEEMMEEKK ZZOONNGGUULLDDAAKKİİNNSSAANNII İİÇÇİİNN……

KKAARRAAEELLMMAASS BBİİLLİİMM DDEEMMEEKK,, SSAANNAATT DDEEMMEEKK AAYYNNIIZZAAMMAANNDDAA......

VVEE KKAARRAAEELLMMAASS AATTAATTÜÜRRKK''ÜÜNN YYÜÜKKSSEELLEENN SSEESSİİDDİİRRZZOONNGGUULLDDAAKK KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİNNDDEE……

İİÞÞTTEE BBUU CCOOÞÞKKUUNNUUNN EESSEERRİİSSÖÖZZLLEERR VVEE BBEESSTTEE AAYYDDIINN İİLLİİKK VVEE KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİ MMAARRÞÞII……

KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİ MMAARRÞÞII

BBiillggii kküüllttüürr yyuuvvaassııÇÇaağğddaaşş eeğğiittiimm ddüünnyyaassııGGeennççlleerriinn ççaallıışşaarraakk öövvüünneessiiKKaarraaeellmmaass ÜÜnniivveerrssiitteessii

BBiilliimmiinn öözzggüürr iirraaddeessiiSSaannaattıınn eenn ggüüzzeell iiffaaddeessiiAATTAATTÜÜRRKK''üünn yyüükksseelleenn sseessiiKKaarraaeellmmaass ÜÜnniivveerrssiitteessii

BBeerrrraakk mmaavvii ggöökkyyüüzzüüZZoonngguullddaakk''ıınn ggüülleerr yyüüzzüüDDoossttlluukk vvee bbaarrıışşttıırr iillkkeessiiKKaarraaeellmmaass ÜÜnniivveerrssiitteessii

BBiilliimmiinn öözzggüürr iirraaddeessiiSSaannaattıınn eenn ggüüzzeell iiffaaddeessiiAATTAATTÜÜRRKK''üünn yyüükksseelleenn sseessiiKKaarraaeellmmaass ÜÜnniivveerrssiitteessii

Söz ve Beste: Aydın İLİK …………………………..

111111114444

Page 124: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKOONNSSEERRİİMMİİZZİİNN AAÇÇIILLIIÞÞ KKOONNUUÞÞMMAALLAARRIINNII YYAAPPMMAAKKÜÜZZEERREE KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE VVEE KKAARRAADDEENNİİZZ EERREEĞĞLLİİGGAARRNNİİZZOONN KKOOMMUUTTAANNII TTUUĞĞAAMMİİRRAALL TTÜÜRRKKEERREERRTTÜÜRRKK''ÜÜNN SSAAHHNNEEYYEE TTEEÞÞRRİİFFLLEERRİİ AARRZZ OOLLUUNNUURR..

…………………………..

""SSaayyıınn DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıımm,, DDoonnaannmmaa KKoommuuttaannıımm,, VVaalliilleerriimm,, KKuuzzeeyy DDeenniizz SSaahhaa KKoommuuttaannıımm,, PPrroottookkoollüünn SSaayyggııddeeğğeerr MMeennssuuppllaarrıı,, DDeeğğeerrllii KKoonnuukkllaarr,,

GGaazzii AAlleemmddaarr GGeemmiissii AAnnmmaa KKoonnsseerriinnee vvee AAlleemmddaarr GGeemmiissiiBBiillggiilleennddiirrmmee BBrriiffiinnggiinnee hhooşş ggeellddiinniizz,, ssiizzlleerree ssaayyggııllaarrıımmıı aarrzzeeddiiyyoorruumm..

EEssaassıınnddaa ggeemmiilleerr ccaannssıızz ççeelliikk yyıığğıınnllaarrııddıırr.. AAlleemmddaarr GGeemmiissiiddee 4499,,55 mmeettrree bbooyyuunnddaa vvee 336622 ttoonn aağğıırrllıığğıınnddaa bbiirr ççeelliikk yyaağğıınnııyy--ddıı.. FFaakkaatt ddeenniizzcciilleerr yyaaşşaaddııkkllaarrıı vvee ggöörreevv yyaappttııkkllaarrıı bbuu ççeelliikkggöövvddeelleerree kkaann,, ccaann vvee ddee rruuhh vveerriirrlleerr..

AAlleemmddaarr''ıınn kkaahhrraammaann ppeerrssoonneellii bbuu ççeelliikk yyıığğıınnıınnaa yyaallnnıızzccaann vveerrmmeemmiişş,, aayynnıı zzaammaannddaa oonnaa uunnuuttuullmmaayyaaccaakk bbiirr ddeessttaannyyaazzddıırraarraakk yyuurrttsseevveerr TTüürrkk uulluussuunnuunn ggöönnllüünnddee ööllüümmssüüzzlleeşşttiirr--mmiişşttiirr..

AAlleemmddaarr DDeessttaannıı 55 şşuubbaatt 11992211 ttaarriihhiinnddee İİssttaannbbuull''ddaann""BBiissmmiillllaahh vviirraa"" kkoommuuttuu iillee bbaaşşllaarr,, eerrtteessii ggüünnüü 66 ÞÞuubbaatt ttaarrii--hhiinnddee bbuu kkeennttttee ccooşşkkuulluu bbiirr şşeekkiillddee kkaarrşşııllaannıırr.. HHiikkaayyeenniinn ggeerriikkaallaannıınnıı vvee AAlleemmddaarr GGeemmiissii iiççiinn yyaappmmaayyıı ppllaannllaaddııkkllaarrıımmıızzııkkoonnsseerriimmiizziinn iikkiinnccii bbööllüümmüünnüünn hheemmeenn bbaaşşıınnddaa ddiinnlleeyyeecceekkssiinniizz..

ÞÞööyyllee bbiirr ssoorruu ssoorraabbiilliirrssiinniizz:: ÇÇookkttaann hhuurrddaa oollmmuuşş,, şşaahhiittoolldduukkllaarrıı iillee ttaarriihhiinn kkaarraannllııkk vvee ttoozzlluu ssaayyffaallaarrıınnaa iinnttiikkaall eettmmiişşbbuu ggeemmiiyyii nneeddeenn tteekkrraarr ddiirriillttmmeekk,, mmüüzzee hhaalliinnee ggeettiirrmmeekk vveeşşeehhrriinn oorrttaassıınnaa kkooyymmaakk iissttiiyyoorrssuunnuuzz?? NNiiyyee mmii yyaappmmaakkiissttiiyyoorruuzz,, ggeeççmmiişşii şşaann vvee şşeerreeffllee ddoolluu bbiirr uulluuss oolldduuğğuummuuzzuu,,ççooccuukkllaarrıımmıızzaa,, ttoorruunnllaarrıımmıızzaa vvee ggeelleecceekk nneessiilllleerree aannllaattmmaakkiissttiiyyoorruuzz.. KKeennddiimmiizzii aannllaattmmaakk kkoonnuussuunnddaa zzaayyııff oolldduuğğuummuuzzuubbiilliiyyoorruuzz.. AAmmaa zzaayyııffllıığğıımmıızz kkeennddiimmiizzii yyaabbaannccııllaarraa aannllaattaa--mmaayyıışşıımmıızz ddeeğğiill,, kkeennddiimmiizzii kkeennddiimmiizzee yyaannii ççooccuukkllaarrıımmıızzaa vveeggeelleecceekk nneessiilllleerriimmiizzee aannllaattaammaayyıışşıımmıızzddıırr..

BBaattııddaa ddeevvlleettlleerr vvee uulluussllaarr ttaarriihhlleerriinnii,, bbaaşşaarrııllaarrıınnıı vvee ççeekk--ttiikklleerrii aaccııllaarrıı,, ggeelleecceekk nneessiilllleerriinnee,, uulluussaall aaiiddiiyyeett dduuyygguussuunnuuyyaarraattmmaakk vveeyyaa ggüüççlleennddiirrmmeekk mmaakkssaaddııyyllaa,, ttüümm kkaayynnaakkllaarrıınnıısseeffeerrbbeerr eeddeerreekk,, aakkttaarrmmaa ggaayyrreettii iiççiinnddeeddiirrlleerr.. NNiiççiinn AAnnzzaakkllaarr,,oonnllaarr iiççiinn hhiiçç bbiirr hhaakkllıı ggeerreekkççeessii yyookkkkeenn hheezziimmeettee uuğğrraaddııkkllaarrııÇÇaannaakkkkaallee''yyee hheerr sseennee ggeelliiyyoorrllaarr ssaannııyyoorrssuunnuuzz.. YYookkttaann vvaarreettttiikklleerrii uulluussaall aaiiddiiyyeett dduuyygguullaarrıınnıı ggüüççlleennddiirreebbiillmmeekk iiççiinneellbbeettttee……

111111115555

Page 125: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

İİşşttee bbuu nneeddeennllee bbiizzddee,, TTüürrkk kkaahhrraammaannllıığğıınnıınn,, TTüürrkk ddeenniizz--cciilliiğğiinniinn,, EErreeğğllii''nniinn vvee KKaarraaddeenniizz TTüürrkkllüüğğüünnüünn KKuurrttuulluuşşSSaavvaaşşıımmıızzaa vveerrddiiğğii ddeesstteeğğiinn,, bbiirr aabbiiddeessii oollaarraakk,, AAlleemmddaarrddeessttaannıınnıı ssoommuuttllaaşşttıırrmmaakk vvee bbuu mmaakkssaattllaa AAlleemmddaarr GGeemmiissiinniiiinnşşaa eeddeerreekk,, bbuunnuu dduuyygguussaall vvee eeğğiittsseell bbiirr aannllaattıımmllaa şşeehhrriimmiizziinneenn ggüüzzeell yyeerriinnddee mmüüzzee hhaalliinnee ggeettiirrmmeekk iissttiiyyoorruuzz.. BBuunnuuyyaappaarrkkeenn ddee pprroojjeenniinn bbiirr kkaaçç kkiişşii lliiddeerrlliiğğiinnddee yyüürrüümmeessii yyeerriinneettüümm EErreeğğllii vvee ççeevvrreessiinnddee yyaaşşaayyaann iinnssaannllaarrıınn KKuurrttuulluuşşSSaavvaaşşıınnddaa ddeeddeelleerriinniinn yyaappttıığğıı ggiibbii oorrttaakk kkaattııllıımmıı iillee ggeerrççeekk--lleeşşttiirrmmeekk iisstteeddiikk.. BBuu nneeddeennllee bbiirr yyııllaa yyaakkıınn bbiirr ssüürreeddiirrAAlleemmddaarr''ıınn nnee oolluupp oollmmaaddıığğıınnıı,, yyaappııllaannllaarrıı vvee yyaappmmaayyıı ppllaann--llaaddııkkllaarrıımmıızzıı ççeeşşiittllii kkoonnffeerraannss vvee bbrriiffiinngglleerrllee aannllaattaarraakk EErreeğğlliivvee ççeevvrreessiinnddee yyaaşşaayyaann iinnssaannllaarrıımmıızzıı aayyddıınnllaattmmaayyaa vvee bbiill--iinnççlleennddiirrmmeeyyee ççaallıışşttııkk.. BBuuggüünn iittiibbaarriiyyllee sseevviinnççllee ssööyyllüüyyoorruummAAlleemmddaarr GGeemmiissiinniinn 44 bbllookkttaann oolluuşşaann tteekknnee bbööllüümmüü yyaakkıınnddaabbiittmmeekk üüzzeerree,, öönncceelliikkllee bbuurraayyaa kkaaddaarr oollaann ççaallıışşmmaallaarrıınneeddeenniiyyllee,, EErreeğğllii GGeemmii SSaannaayyii,, MMaaddeennccii TTeerrssaanneessii,,UUssttaammeehhmmeettooğğlluu vvee UUssttaaooğğlluu TTeerrssaanneelleerrii ssaahhiipplleerriinnee vveeççaallıışşaannllaarrıınnaa hhuuzzuurrllaarrıınnıızzddaa tteeşşeekkkküürr eeddiiyyoorruumm..

BBuurraaddaa bbiirr hhuussuussuu ddiikkkkaattlleerriinniizzee ssuunnmmaakk iissttiiyyoorruumm,,üüllkkeemmiizzddee ggeemmii iinnşşaa sseekkttöörrüünnddee bbiirr ggeemmiinniinn 44 aayyrrıı bbllookkhhaalliinnddee 44 ffaarrkkllıı tteerrssaanneeddee üürreettiilliipp bbiirrlleeşşttiirriillddiiğğii iillkk pprroojjeeAAlleemmddaarr oollaaccaakkttıırr.. AAlleemmddaarr''llaa EErreeğğllii bbuu kkoonnuuddaa ddaa bbiirr iillkkiibbaaşşaarraaccaakkttıırr.. FFaakkaatt bbuunnddaann ssoonnrraa iişşiimmiizz ddaahhaa ddaa zzoorr oollaaccaakkttıırr..MMaarrtt aayyıı bbaaşşıınnddaann iittiibbaarreenn bbiitteenn bbllookkllaarr şşuu aannddaa ssaahhiillddee iinnşşaassııddeevvaamm eeddeenn kkuurruu hhaavvuuzzaa aayyrrıı aayyrrıı ddeenniizz yyoolluu iillee ttaaşşıınnaaccaakk,,ggeemmiiyyii bbuurraaddaa bbiirrlleeşşttiirreecceeğğiizz vvee iiççiinnii ddoonnaattaarraakk mmüüzzee hhaalliinneeggeettiirreecceeğğiizz.. BBuu kkoonnuuddaa öözzeelllliikkllee mmüüzzee hhaalliinnee ggeettiirrmmee ççaallıışş--mmaallaarrıı ssıırraassıınnddaa hheerrkkeessiinn aammaa hheerrkkeessiinn yyaarrddıımmıınnaa iihhttiiyyaaccıımmıızzvvaarr.. LLüüttffeenn yyaarrddıımmllaarrıınnıızzıı AAlleemmddaarr''ddaann eessiirrggeemmeeyyiinniizz..

BBuu aakkşşaammkkii bbiillggiilleennddiirrmmee bbrriiffiinnggii bbuu ggüünnee kkaaddaarr yyaappttııkk--llaarrıımmıızzıınn eenn ggeenniişş kkaattııllıımmllıı oollaannııddıırr.. BBuu sseeffeerr AAlleemmddaarr''ıı vvee bbuukkoonnuuddaakkii mmeessaajjıımmıızzıı kkoonnsseerrllee bbiirrlliikkttee vveerrmmeekk iisstteeddiikk.. MMüüzziiğğiinneevvrreennsseell ddiilliinnii vvee dduuyygguullaarraa ssöözzlleerrddeenn ddaahhaa kkoollaayy eerriişşeebbiillmmee vveebbuu yyoollllaa bbiizzlleerrii ggeeççmmiişşee,, aalleemmddaarr ddeessttaannıınn yyaaşşaannddıığğıı yyııllllaarraa vveebbuu mmüüccaaddeelleenniinn iiççiinnddee bbuulluunnmmuuşş ddeeddeelleerriimmiizziinn rruuhhllaarrıınnıınn yyaannıı--nnaa ttaaşşııyyaabbiillmmee ggüüccüünnddeenn iissttiiffaaddee eettmmeeyyii ddüüşşüünnddüükk,, rruuhhllaarrıı şşaaddoollssuunn,, uummaarrıımm ssaannaattççııllaarrıımmıızzllaa bbeerraabbeerr bbuunnuu bbaaşşaarrıırrıızz..

KKoonnsseerriinn iiççiinnddeekkii hheerr eezzggiiyyii,, şşiiiirrii,, mmaarrşşıı vvee ssöözzlleerrii bbiirriikkiimm--iimmiizz ööllççüüssüünnddee öözzeennllee sseeççmmeeyyee ççaallıışşttııkk…… İİççiinnddee nneelleerr vvaarr ddiiyyeessoorraarrssaannıızz;; ddeenniizz vvaarr,, bbaahhrriiyyee vvaarr,, EErreeğğllii vvaarr,, KKaarraaddeenniizz vvaarr,,TTüürrkk DDeenniizz KKuuvvvveettlleerriinniinn vvee KKaarraaddeenniizz TTüürrkküü''nnüünn KKuurrttuulluuşşSSaavvaaşşıınnaa ddeesstteeğğii vvaarr,, AAlleemmddaarr vvaarr,, KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee vvaarr…… TTaabbiikkii;; AATTAATTÜÜRRKK vvaarr,, TTüürrkkiiyyee CCuummhhuurriiyyeettiinniinn kkuurruulluuşş ffeellsseeffeessiivvaarr vvee KKeemmaalliisstt ddeevvrriimm vvaarr..

ÞÞiimmddii llüüttffeenn kkoollttuukkllaarrıınnıızzddaa,, aarrkkaannıızzaa yyaassllaannıınn vvee kkeennddii--nniizzii ssaannaattççııllaarrıımmıızzıınn iiccrraa eeddeecceeğğii mmüüzziiğğiinn rriittmmiinnee bbıırraakkıınn..

İİyyii sseeyyiirrlleerr ddiilliiyyoorruumm.. AArrzz eeddeerriimm..""…………………………..

111111116666

Page 126: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

LLİİMMAANNDDAANN AAYYRRIILLAANN GGEEMMİİLLEERR UUFFUUKKTTAAKKAAYYBBOOLLAANNAA DDEEKK AARRDDIINNDDAANN BBAAKKAARR KKAALLIIRRIIZZ…… KKİİMMİİ UUMMUUTTLLAARRIIMMIIZZII,, KKİİMMİİ YYÜÜRREEĞĞİİMMİİZZİİ YYÜÜKKLLEENNİİPP GGİİDDEERR……

YYEENNİİDDEENN UUFFUUKKTTAA GGÖÖRRÜÜNNÜÜNNCCEEYYEE DDEEKK GGEERRİİDDEE KKAALLAANNLLAARRIIMMIIZZ NNÖÖBBEETTEE DDUURRUURR……

PPEEKKİİ YYAA OO GGEEMMİİ SSOONNSSUUZZAA DDEEMMİİRR AALLDDIIYYSSAA……

SSÖÖZZLLEERR YYAAHHYYAA KKEEMMAALL BBEEYYAATTLLII BBEETTÜÜLL YYIILLDDIIRRIIMM SSEESSLLEENNDDİİRRİİYYOORR…… SSEESSSSİİZZ GGEEMMİİ……

SSEESSSSİİZZ GGEEMMİİ

AArrttııkk ddeemmiirr aallmmaakk ggüünnüü ggeellmmiişşssee zzaammaannddaannMMeeççhhuullee ggiiddeenn bbiirr ggeemmii kkaallkkaarr bbuu lliimmaannddaannHHiiçç yyoollccuussuu yyookkmmuuşş ggiibbii sseessssiizzccee aallıırr yyoollSSaallllaannmmaazz oo kkaallkkıışşttaa nnee mmeennddiill nnee ddee bbiirr kkooll

RRııhhttıımmddaa kkaallaannllaarr bbuu sseeyyaahhaatttteenn eelleemmlliiGGüünnlleerrccee ssiiyyaahh uuffkkaa bbaakkaarrllaarr ggöözzlleerrii nneemmlliiBBiiççaarree ggöönnüülllleerr nnee ggiiddeenn ssoonn ggeemmiiddiirr bbuuHHiiccrraannllıı hhaayyaattıınn nnee ddee ssoonn mmaatteemmiiddiirr bbuu

DDüünnyyaaddaa sseevviillmmiişş vvee sseevveenn nnaaffiillee bbeekklleerrBBiillmmeezz kkii ggiiddeenn sseevvggiilliilleerr ddöönneemmeeyyeecceekklleerrBBiirr ççookk ggiiddeenniinn hheerr bbiirrii mmeemmnnuunn kkii yyeerriinnddeenn BBiirr ççookk sseenneelleerr ggeeççttii ddöönneenn yyookk sseeffeerriinnddeenn

Söz: Yahya Kemal BEYATLI

…………………………..

KKEENNTTLLEERR VVAARRDDIIRR;; GGEECCEESSİİ GGÜÜNNDDÜÜZZÜÜNNEE KKAARRIIÞÞMMIIÞÞ……

GGEECCEEYYİİ GGÜÜNNDDÜÜZZ;; GGÜÜNNDDÜÜZZÜÜ GGEECCEE GGİİBBİİ YYAAÞÞAARR;; TTIIPPKKII UUYYKKUUSSUUZZ KKEENNTT KKAARRAADDEENNİİZZ EERREEĞĞLLİİ GGİİBBİİ……

111111117777

Page 127: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

UUYYKKUUSSUUZZ KKEENNTT

UUzzaannııpp aallaaccaakkkkeenn ggüünneeşşii aavvuuççllaarrıınnaaTTiittrreeyyeenn ssuullaarrıınnıı mmaassmmaavvii ddeenniizziinnYYeeşşiill bbiirr oorrmmaannıınn ddeerriinnlleerriinnddee bbuulluurrssuunn kkeennddiinnii TTuuttssaağğıı oolluurrssuunn KKaarraaddeenniizz EErreeğğllii''nniinn

AAyyşşee vvee ZZüübbeeyyddee UUssuull uussuull bbiirr şşeeyylleerr ffııssııllddaarr ggüünnddeenn ggeecceeyyeeDDeemmiirr bbiilleekkllii ççeelliikk bbaakkıışşllıı bbiirr kkaahhrraammaannddıırr EERRDDEEMMİİRRUUzzaannmmıışş ddiinnlleerr ddiizzlleerriinniinn ddiibbiinnddee……

DDeerriinnlleerriinnee bbiirr eellmmaass ggiizzlleenniirr GGeecceeddeenn kkaarraa ggüünnddeenn aakkSSoolluukkllaarr ttuuttuulluurrkkeenn aakkşşaammllaarrddaa MMaassaallllaarr ssööyylleenniirr ggeeççmmiişş aarrzzuullaannaarraakk

KKrriissppooss aannllaattmmaakkttaa hheerr şşeeyyii bbeeyyaazz ööllüümmssüüzz bbiirr ttaaşşttaaCCeerrbbeerroouuss yyaakkaayyıı eellee vveerrmmiişş yyoorrgguunn yyııllggıınnVVee HHeerraakklleessGGöörrüünnmmeezzlliikk mmaasskkıı eelliinnddee sseellaammllııyyoorrdduu ddüünnyyaayyıı HHaayykkıırrııyyoorrdduu ""ggüüçç bbeennddee!!""

KKrraalliiççee AAmmaassttrriiss ggöörrüünnddüü uuzzaakkllaarrddaa SSaarrıı mmaavvii yyeeşşiill bbiirr hhaayyaall iiççiinnddeenn ggeeççiiyyoorrdduuBBoozzhhaannee''ddee oottuurrmmuuşş eesskkii ttiirraannllaarrFFaattiihh''iinn ççıınnaarrllaarrıı ggööllggeessiinnddee sseerriinnlliiyyoorrdduu……

BBiirr kkookkuu yyaayyııllddıı ggeennzziimmiinn ddeerriinnlleerriinneeTTaaddıı aaşşıınnaa rreennggii aall ppeemmbbeeOOssmmaannllıı''nnıınn kkeennddii ggiittttiiAAddıı kkaallddıı bbuu eeşşssiizz ççiilleeğğiinnddee

KKaaddıınnllaarr vvaarrddıı bbeellllii bbeelliirrssiizz hhaayyaall iiççiinnddeeBBiirrii eelliinnddee kkeetteenn ttoohhuummllaarrıı eettrraaffaa ssaaççııyyoorrdduuBBiirr bbaaşşkkaassıı oottuurrmmuuşş tteezzggaahhıınn bbaaşşıınnddaaKKeetteenn iipplliikktteenn eellppeekk ddookkuuyyoorrdduu

SSiisslleerr iiççiinnddeenn ggeelleenn bbiirr ssiirreennllee iirrkkiillddiimmÇÇoobbaann ççeeşşmmeessiinniinn öönnüünnddeeyyddii hhaayyaalliimm……BBiinnlleerrccee RReecceepp KKaahhyyaa bbiirrddeenn sseellaammaa dduurrdduu BBaabbaa bbuurrnnuunnddaann şşaannllıı AAlleemmddaarr ggeeççiiyyoorrdduu……

DDiillee ggeellddii ttüümm ggüüzzeelllliikklleerrii ddüünnyyaannıınnGGüünneeşş ssuunndduu ssaarrııssıınnıı ccöömmeerrttççee ""sseevvggii iillee"" ddeeddiiOOrrmmaann yyeeşşiilliinnii vveerrddii,, ""bbaarrıışş,, ddaaiimmaa bbaarrıışş"" ddeeddiiVVee ddeenniizz uuzzaattttıı ssoonnssuuzzccaa mmaavviissiinnii ""ddoossttlluukkllaarr ggeettiirrssiinn"" ddeeddii..

BBiirr ppooyyrraazz eessttii iiççiimmiizzddee sseerriinnKKaarrıışşttıı rreennkklleerr sseevvggii,, bbaarrıışş vvee ddoossttlluuğğaaKKaarraaddeenniizz EErreeğğllii''ddeenn ttüümm ddüünnyyaayyaa mmeerrhhaabbaa……

Esra GÜNER HANGÜN…………………………..

111111118888

Page 128: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

SSIIRRAADDAA SSÖÖZZLLEERRİİNNİİ NNAAZZIIMM HHİİKKMMEETT RRAANN''IINN YYAAZZDDIIĞĞII BBEESSTTEESSİİ MMEESSUUTT CCEEMMİİLL TTEELL''EE AAİİTT KKAARRAADDEENNİİZZ AADDLLII EESSEERR VVAARR..

SSOOLLİİSSTTLLEERR AASSLLII GGÜÜVVEENN,, CCAANNAANN ZZEENNGGİİNN,, SSEEÇÇİİLLBBAAÞÞAARRAANN,, DDİİLLEEKK YYÜÜKKSSEELL,, CCAANNSSUU KKAAVVAAKKLLII,, MMEELLİİKKEEBBOOLLAATT VVEE OONNUURR ÇÇUUHHAACCII..

KKAANNAATTLLAARRII GGÜÜMMÜÜÞÞ

KKaannaattllaarrıı ggüümmüüşş yyaavvrruu bbiirr kkuuşşGGeemmiimmiizziinn ddiirreeğğiinnee kkoonnmmuuşşDDaağğllaarraa ççııkkmmaa hheeyy KKaarraaddeenniizzYYaavvrruudduurr yyâârriimm uuççaammaazz bbeennssiizz

BBiirr yyaarriimm vvaarr bbuu yyaavvrruu kkuuşş ggiibbiiYYâârriimm yyüürreeğğiimmee kkoonnmmuuşş ggiibbiiDDaağğllaarraa ççııkkmmaa hheeyy KKaarraaddeenniizzYYaavvrruudduurr yyâârriimm uuççaammaazz bbeennssiizz

…………………………..

111111119999

Page 129: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ÇÇAANNAAKKKKAALLEE BBOOĞĞAAZZII;; NNAARRAABBUURRNNUU AAÇÇIIKKLLAARRII...... 44NNİİSSAANN 11995533......SSAAAATT İİKKİİ OONNBBEEÞÞ……

UUZZUUNN VVEE YYOORRGGUUNN BBİİRR SSEEFFEERRDDEENN DDÖÖNNEENNDDUUMMLLUUPPIINNAARR DDEENNİİZZAALLTTIISSII,, NNAARRAABBUURRNNUUAAÇÇIIKKLLAARRIINNDDAA,, İİSSVVEEÇÇ BBAANNDDRRAALLII NNAABBOOLLAANNDD ÞÞİİLLEEBBİİYYLLEEÇÇAARRPPIIÞÞTTII...... SSEESSSSİİZZ,, SSOOĞĞUUKK VVEE KKAARRAANNLLIIKKTTII GGEECCEE......

DDUUMMLLUUPPIINNAARR,, BBAAÞÞIINNDDAANN AALLDDIIĞĞII ÞÞİİDDDDEETTLLİİ DDAARR--BBEEYYLLEE BBİİRRKKAAÇÇ SSAANNİİYYEE İİÇÇİİNNDDEE SSUULLAARRAA GGÖÖMMÜÜLLDDÜÜ......GGEEMMİİDDEEKKİİ 8811 KKİİÞÞİİLLİİKK MMÜÜRREETTTTEEBBAATTTTAANN SSAAĞĞ KKAALLAANN2222 KKİİÞÞİİ,, GGEEMMİİNNİİNN AARRKKAA BBÖÖLLÜÜMMÜÜNNDDEEKKİİ TTOORRPPİİDDOODDAAİİRREESSİİNNEE SSIIĞĞIINNDDII.. MMAAHHSSUURR KKAALLAANNLLAARRIINN SSUUYYÜÜZZÜÜNNEE FFIIRRLLAATTTTIIKKLLAARRII TTEELLEEFFOONN ÞÞAAMMAANNDDIIRRAASSII İİLLEEDDEENNİİZZAALLTTIIYYLLAA TTEEMMAASS KKUURRUULLDDUU......

SSAAĞĞ KKAALLAANN 2222 KKİİÞÞİİYYİİ KKUURRTTAARRMMAAKK İİÇÇİİNN TTÜÜMM TTÜÜRRKKİİYYEESSEEFFEERRBBEERR OOLLMMUUÞÞTTUU......

BBUU AARRAADDAA OOKKSSİİJJEENNİİ İİDDAARREELLİİ KKUULLLLAANNMMAALLAARRII İİÇÇİİNNAAÞÞAAĞĞIIDDAAKKİİLLEERREE GGEERREEKKMMEEDDİİKKÇÇEE KKOONNUUÞÞMMAAMMAALLAARRII,,ÞÞAARRKKII--TTÜÜRRKKÜÜ SSÖÖYYLLEEMMEEMMEELLEERRİİ,, SSİİGGAARRAAİİÇÇMMEEMMEELLEERRİİ SSÖÖYYLLEENNDDİİ......

AANNCCAAKK,, SSAAAATTLLEERR SSÜÜRREENN KKUURRTTAARRMMAAÇÇAALLIIÞÞMMAALLAARRIINNIINN SSOONNUUNNDDAA,, UUMMUUTTLLAARRIINNTTÜÜKKEENNDDİİĞĞİİ AANNDDAA,, KKAARRAANNLLIIKKTTAA BBEEKKLLEEYYEENN 2222 KKİİÞÞİİYYEEHHEERR ÞÞEEYY YYİİNNEE AAYYNNII SSÖÖZZCCÜÜKKLLEERRLLEE AANNLLAATTIILLDDII::KKOONNUUÞÞAABBİİLLİİRR,, TTÜÜRRKKÜÜ SSÖÖYYLLEEYYEEBBİİLLİİRR,, HHAATTTTAA CCİİGGAA--RRAA BBİİLLEE İİÇÇEEBBİİLLİİRRLLEERRDDİİ......""

TTÜÜMM TTÜÜRRKKİİYYEE,, ÞÞAAMMAANNDDIIRRAADDAAKKİİ TTEELLEEFFOONN HHAATTTTIINNIINNÖÖBBÜÜRR UUCCUUNNDDAANN,, DDEENNİİZZAALLTTIIDDAA TTEEVVEEKKKKÜÜLLLLEEÖÖLLÜÜMMEE YYAATTMMAANNIINN HHÜÜZZÜÜNNLLÜÜ AAMMAA BBAAÞÞII DDİİKKTTÜÜRRKKÜÜSSÜÜNNÜÜ DDİİNNLLEEDDİİ;;

""VVAATTAANN SSAAĞĞOOLLSSUUNN""

AAHH BBİİRR AATTEEÞÞ VVEERR

AAhh,, bbiirr aatteeşş vveerr,, ccııggaarraammıı yyaakkaayyıımmSSeenn ssaallllaann ggeell,, bbeenn bbooyyuunnaa bbaakkaayyıımm

UUzzuunn oolluurr ggeemmiilleerriinn ddiirreeğğiiÇÇaattaall oolluurr eeffeelleerriinn yyüürreeğğii

AAhh,, vvuurr aattaaşşıı ggaavvuurr,, ssiinneemm kkoo yyaannssıınnAArrkkaaddaaşşllaarr uuyykkuullaarrddaann uuyyaannssıınn

UUzzuunn oolluurr ggeemmiilleerriinn ddiirreeğğiiÇÇaattaall oolluurr eeffeelleerriinn yyüürreeğğii

…………………………..

111122220000

Page 130: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

TTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR AALLLLII YYEEÞÞİİLLLLİİTTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR DDÜÜMMEENNLLEERRİİ LLAAZZLLIITTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR EENN NNAAZZLLII YYEELLKKEENNLLİİLLEERRDDEENN DDEEGGÜÜZZEELL GGÜÜVVEENNLLİİ SSUULLAARRDDAA İİÞÞSSİİZZ DDÖÖNNEENN GGEEZZİİYYEELLKKEENNLLİİLLEERRİİNNDDEENN ÇÇOOKK DDUUYYAARRAAKK DDEENNİİZZİİTTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR EENNGGİİNNLLEERREE YYAAMMAALLII GGÖÖĞĞSSÜÜNNÜÜGGEERREE GGEERREE TTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR YYÜÜKKLLEE YYÜÜRREEKKLLEETTAAKKAALLAARR GGEEÇÇİİYYOORR EEMMEEKKLLEE DDOOLLUU GGÜÜNNLLÜÜKKGGÜÜNNEEÞÞLLİİKK KKIIYYIILLAARRDDAANN KKOOPPMMUUÞÞ DDEENNİİZZLLEERRDDEEAANNAADDOOLLUU,, KKIIYYIILLAARR KKAADDIINN OOLLMMUUÞÞ;; AAÇÇIILLIIRR GGİİDDEERREERRKKEEĞĞİİ TTAAKKAALLAARR TTAAKKAALLAARR TTOOPPRRAAĞĞIINN DDEENNİİZZDDEEÇÇAARRPPAANN YYÜÜRREEĞĞİİ……SSÖÖZZLLEERR BBÜÜLLEENNTT EECCEEVVİİTT,, BBEESSTTEE DDOOĞĞAANN CCAANNKKUU VVEE TTAAKKAALLAARR……

TTAAKKAALLAARR

TTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr aallllıı yyeeşşiilllliiTTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr ddüümmeennlleerrii LLaazzllııTTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr eenn nnaazzllıı YYeellkkeennlliilleerrddeenn ddee ggüüzzeell

GGüüvveennllii ssuullaarrddaa iişşssiizz ddöönneenn GGeezzii yyeellkkeennlliilleerriinnddeenn ççookk dduuyyaarraakk ddeenniizziiTTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr eennggiinnlleerree YYaammaallıı ggööğğssüünnüü ggeerree ggeerree

TTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr yyüükkllee yyüürreekklleeTTaakkaallaarr ggeeççiiyyoorr eemmeekkllee ddoolluuGGüünnllüükk ggüünneeşşlliikk kkııyyııllaarrddaann kkooppmmuuşş DDeenniizzlleerrddee AAnnaaddoolluu,,

KKııyyııllaarr kkaaddıınn oollmmuuşşAAççııllıırr ggiiddeerr eerrkkeeğğiiTTaakkaallaarr ttaakkaallaarr TToopprraağğıınn ddeenniizzddee ççaarrppaann yyüürreeğğii……

Söz: Bülent ECEVİTMüzik: Doğan CANKU

…………………………..

GGUURRUURRLLUU BBİİRR KKEENNTTTTİİRR ZZOONNGGUULLDDAAKK……

DDEERRİİNNLLEERRİİNNEE GGİİZZLLEEDDİİĞĞİİ KKAARRAAEELLMMAASSIINNII PPAAYYLLAAÞÞIIRRİİKKİİ AASSIIRRAA YYAAKKIINN ÜÜLLKKEESSİİYYLLEE……KKAARRÞÞIILLIIKK İİSSTTEEMMEEZZ……SSAADDEECCEE CCOOÞÞKKUULLUU BBİİRR TTÜÜRRKKÜÜDDÜÜRR BBEEKKLLEEDDİİĞĞİİ…… AAMMAA HHEEPP AAĞĞIITTLLAARRDDIIRR KKAADDEERRİİ……

İİBBRRAAHHİİMM BBEEHHÇÇEETT KKAALLAAYYCCII KKÖÖMMÜÜRR OOCCAAKKLLAARRIINNIINN AADDSSIIZZ ÞÞEEHHİİTTLLEERRİİNNEE AADDAADDIIĞĞIIÞÞİİİİRRİİNNEE BBUU YYÜÜZZDDEENN ""TTÜÜRRKKÜÜSSÜÜZZ KKEENNTT"" AADDIINNII VVEERR--MMİİÞÞ……

111122221111

Page 131: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

TTÜÜRRKKÜÜSSÜÜZZ KKEENNTT

YYaarrıımm aayyllıı ggeecceessiinnee bbiirr UUrrffaa ttüürrkküüssüüEElleerrkkeenn yyooğğuunn bbiirr üüzzüünnccüüTTüürrkküüssüüzz kkeenntt oollmmaannıınn aaccııssıınnıı dduuyyaarraakkGGeecceelleerrddee kkaahhrroolluurr ZZoonngguullddaakk

BBiirr yyaarraaddıırr kkaannaarr yyüüzz yyııllddaann eesskkiillUUzzuunnmmeehhmmeett ççaarrmmııhhttaa İİssaa ggiibbiiddiirrBBiirr iikkiilleemmddiirr sseevvggiiddeenn aannııtt,, kkiinnddeenn ttuuzzaakkGGuurruurrllaa uuttaannccıı bbiirrlliikkttee yyaaşşaarr ZZoonngguullddaakk

SSoolluuyyaann iirrii kköömmüürrlleerr ggiibbii ççııkkaarraakk ddıışşaarrııBBiirr bbaaşşkkaa ddüünnyyaaddaann ggeellmmiişşççeessiinnee YYüüzzlleerrii ggeecceelleerrccee kkaarraa iiççlleerrii aappaakkHHaass ooğğuullllaarr vveerreenn bbiirr kkoovvaannddıırr ZZoonngguullddaakk

NNiiccee kkooçç yyiiğğiiddiinnii ssaallaarraakk EEkkssiillii kkaarraannllııkkllaarraa ggüünnddee üüçç kkeezzHHaaddeess''tteenn mmii ffeerrmmaann oolluunnmmuuşşttuurr bbiilliinnmmeezzKKooçç ddeeğğiill hhaallaa ooğğuull kkuurrbbaann eeddeerr ZZoonngguullddaakk

DDeeffnneelleerr ssaarrıı ççiiççeekk aaççaannddaaEErrgguuvvaannllaarr ddaağğ ddaağğ kkıızzaarraannddaaGGüünn bbaattıımmıınnaa RRüüzzggaarrllıı''ddaann bbaakkBBiirr kkaannllıı sseevvddaayyıı yyaaşşaarr ZZoonngguullddaakk

UUsskkuurrllaarrıınnddaa kkööppüükkllüü bbiirr kkaayynnaaşşmmaaSSiirreennlleerriinnddee ççıığğllııkkllaarrıı eeggzzoottiikk kkuuşşllaarrıınnGGeemmiilleerr ggiiddeerr kkaarraannllııkk ssuullaarrddaa kkaayyaarraakkHHeerr aakkşşaamm yyeennii bbiirr üüzzüünnccüü yyaaşşaarr ZZoonngguullddaakk

BBiirr kkoozzlluu ççaattaannaassıı vvaarrddıı,, bbaattttııKKaappttaannıı HHooppaa''llıı MMuussttaaffaa kkaappttaann''ddııOOrrttaa kkaappuuzz aannııllaarrıı aarrttııkk nnee kkaaddaarr uuzzaakkSSuullaarrıınnddaa oo eesskkii ttaatt kkaallmmaammıışş ZZoonngguullddaakk

DDuurrgguunn ssuullaarrıınnddaa lliimmaannıınn bbiirr kkaarraabbaattaakkÇÇeekkeerr ssiizzii ddüüşşssüü ddüünnyyaassıınnaaUUffkkuunnuuzzddaa yyeennii bbiirr ppeerrddee aaççııllaarraakkSSiisslleerr iiççiinnddee ccaannllaannıırr eesskkii ZZoonngguullddaakk

BBiirr ssiihhiirrllii ttaassttaakkii ssuudduurr aarrttııkk lliimmaann BBaakkttııkkççaa ggöörrüürrssüünnüüzz sseevvggiillii ööllüülleerriiBBuulluunnmmaazz hhaazzddıırr oonnllaarrllaa yyaaşşaammaakkAAnnııllaarr kkeennttiiddiirr aarrttııkk ZZoonngguullddaakk

RRüüşşttüü,, MMuuzzaaffffeerr,, NNeeccaattiiggiill,, şşaaiirr ddoossttllaarrUUzzaakk bbaahhaarrllaarrıınn ssoollgguunn ggüülllleerriiKKoollaayy ddeeğğiill yyaaşşaammaakk bbaakkllaayyaa ssaaaattlleerriinnii aannaarraakkSSeennii zzeehhiirrllii bbiirr ççiiççeekk ggiibbii kkookklluuyyoorruumm ZZoonngguullddaakk……

İbrahim Behçet KALAYCI

…………………………..

111122222222

Page 132: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKOORROOMMUUZZ ÞÞİİMMDDİİ DDEE SSİİZZLLEERREE MMUUAAMMMMEERRSSAARRIISSÖÖZZEENN''DDEENN AALLIINNAANN İİKKİİ KKAARRAADDEENNİİZZ TTÜÜRRKKÜÜSSÜÜSSEESSLLEENNDDİİRREECCEEKKGGEEMMİİLLEERR GGİİRREESSUUNNAA VVEE OOYY KKEEMMEENNÇÇEE……

GGEEMMİİLLEERR GGİİRREESSUUNN’’EE

GGeemmiilleerr ggiirreessuunn''eeYYaarr oollaayyıımm sseessuunneeBBiirr ddaahhaa vvuurraayyııddıı ((ooyy ooyy ooyy ooyy))NNeeffeessuumm nneeffeessuunnee

HHeeyy aammaann ggeelliinn aammaannAAllddıı ddaağğllaarrıı dduummaannDDooğğrruu yyüürrüü aahh ggeelliinnBBaayyııllddıımm aammaann aammaann

KKaarraaddeenniizz üüssttüünnddeeGGeemmiimm lliimmaannllaannııyyuuKKuurrbbaann oo ffiiddaann bbooyyaa ((ooyy ooyy ooyy ooyy))YYüürrüürrkkeenn ssaallllaannııyyuu

HHeeyy aammaann ggeelliinn aammaannAAllddıı ddaağğllaarrıı dduummaannDDooğğrruu yyüürrüü aahh ggeelliinnBBaayyııllddıımm aammaann aammaann

GGeemmiilleerrddee sseerreenniiTTaannıımmaadduumm ggeelleenniiAAccaapp nneerreeyyee ggaarrllaarr ((ooyy ooyy ooyy ooyy))SSeevvddaalluukkttaann öötteennii

HHeeyy aammaann ggeelliinn aammaannAAllddıı ddaağğllaarrıı dduummaannDDooğğrruu yyüürrüü aahh ggeelliinnBBaayyııllddıımm aammaann aammaann

Söz-Müzik : Anonim

OOYY KKEEMMEENNÇÇEE KKEEMMEENNÇÇEE

OOyy kkeemmeennççee kkeemmeennççee ddeeNNeerrddee iiddiinn ddüünn ggeecceeAAttaarr kkıırraarrıımm sseennii ddeeEEğğlleenncceessiinn eeğğlleennccee

BBeenn kkeemmeennççee ççaallaammaammOOnn ppaarrmmaakkttaann oollaammaammBBaannaa oorrdduulluu ddeerrlleerrOOrrdduu''ddaann aayyrrııllmmaamm

AAkkşşaamm oolldduu yyaannııyyoorr ddaaOOrrdduu''nnuunn ıışşııkkllaarrııYYaakkttıı yyaannddıırrddıı bbeennii ddeeKKiibbaarr kkoonnuuşşuukkllaarrıı

Söz-Müzik : Anonim…………………………..

111122223333

Page 133: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

OO GGÖÖZZÜÜ PPEEKK,, KKOORRKKUUSSUUZZ BBİİRR DDEENNİİZZCCİİ…… KKAARRAADD--EENNİİZZ''İİNN HHIIRRÇÇIINN SSUULLAARRIINNDDAA KKİİMM BBİİLLİİRR KKAAÇÇ DDEEFFAABBOOĞĞUUÞÞUUYYOORR……YYEELLKKEENNLLİİ TTAAKKAASSIIYYLLAA…… BBAATTUUMM''DDAANNYYÜÜKKLLEEDDİİĞĞİİ CCEEPPHHAANNEEYYİİ,, HHİİÇÇ ZZAAYYİİAATT VVEERRMMEEDDEENNİİNNEEBBOOLLUU''YYAA BBOOÞÞAALLTTIIYYOORR…… OORRAADDAANN VVAASSIITTAALLAARRLLAAAATTAATTÜÜRRKK''ÜÜNN AASSKKEERRLLEERRİİNNEE GGÖÖNNDDEERRİİLLİİYYOORRCCEEPPHHAANNEELLEERR…… AANNAADDOOLLUU AATTEEÞÞLLEERR İİÇÇİİNNDDEE……AANNAADDOOLLUU İİÞÞGGAALL AALLTTIINNDDAA……

YYİİNNEE BBİİRR İİNNEEBBOOLLUU DDÖÖNNÜÜÞÞÜÜ…… RRÜÜZZGGAARR DDEELLİİ,, HHAAVVAASSOOĞĞUUKK,, DDEENNİİZZ ÇÇIILLDDIIRRMMIIÞÞ VVEE YYOOLL ÇÇOOKK UUZZUUNN…… BBİİRRDDEE MMÜÜRREETTTTEEBBAATTII İİLLEE BBİİRRİİCCİİKK AANNAACCIIĞĞII VVAARREEMMAANNEETTİİNNDDEE…… DDAALLGGAALLAARR AARRAASSIINNDDAA DDEEVVAAMM EEDDİİYY--OORR LLAAZZ TTAAKKAASSIIYYLLAA…… BBUU ÞÞAARRTTLLAARRAA DDAAHHAA NNEE KKAADDAARRDDAAYYAANNIIRR BBİİLLİİNNMMEEZZ……

YYEEDDİİĞĞİİ DDAALLGGAAYYAA DDİİRREENNİİPP İİNNAATTÇÇII LLAAZZ KKAAPPTTAANN EELLİİNN--DDEEKKİİ DDÜÜMMEENNLLEE MMÜÜCCAADDEELLEEDDEE…… UUZZUUNN SSOOLLUUKKLLUU,, SSOOĞĞUUKK GGEECCEENNİİNN BBİİRR SSAAAATTİİNNDDEESSAAMMSSUUNNUUNN KKÜÜÇÇÜÜKK BBİİRR BBAALLIIKKÇÇII KKÖÖYYÜÜNNEE,, BBUUGGÜÜNNKKÜÜAADDII YYAALLIIKKÖÖYY OOLLAANN GGÜÜMMEENNÜÜZZ''EE VVAARRIIYYOORR SSAALLİİMMEENN……VVEE KKÖÖYYEE SSIIĞĞIINNIIYYOORR.. BBUURRAADDAA YYAAÞÞAAMMAAYYAA BBAAÞÞLLIIYYOORRAANNAACCIIĞĞII İİLLEE……BBİİRR SSÜÜRREE SSOONNRRAA KKÖÖYYDDEE KKOOLLEERRAA SSAALLGGIINNII BBAAÞÞLLIIYYOORR……AANNAACCIIĞĞII DDAA AALLIIYYOORR BBUU AAMMAANNSSIIZZ MMİİKKRROOBBUU VVEEÇÇAARREESSİİZZLLİİKKTTEENN KKIISSAA SSÜÜRREEDDEE,, GGÜÜMMEENNÜÜZZ''DDEE CCAANNVVEERRİİRR……

DDAALLGGAALLAARRIINN YYIIKKAAMMAADDIIĞĞII OO DDUURRSSUUNN KKAAPPTTAANN İİÞÞTTEEBBÖÖYYLLEE BBÜÜYYÜÜKK BBİİRR AACCIIYYLLAA YYIIKKIILLIIRR…… AANNAACCIIĞĞIINNIIGGÜÜMMEENNÜÜZZ''DDEE DDEEFFNNEEDDİİPP MMEEMMLLEEKKEETTİİ RRİİZZEE''YYEEDDÖÖNNEERR……DDUURRSSUUNN KKAAPPTTAANNIINN AARRDDIINNDDAANN SSÖÖYYLLEENNİİRR DDUURRUURR BBİİRRTTÜÜRRKKÜÜ OO GGÜÜNNDDEENN BBUU GGÜÜNNEE……

İİÞÞTTEE DDUURRSSUUNN KKAAPPTTAANNIINN BBUU HHAAZZİİNN ÖÖYYKKÜÜSSÜÜNNÜÜAANNLLAATTAANN BBUU TTÜÜRRKKÜÜYYÜÜ BBAARRİİTTOONN OONNUURR ÇÇUUHHAACCIISSEESSLLEENNDDİİRRİİYYOORR.. BBAAĞĞLLAAMMAADDAA ÖÖĞĞRREETTİİMM GGÖÖRREEVVLLİİSSİİ CCEEMM DDEERRTTSSİİZZ VVEEDDEENNİİZZ EERR ZZEEKKEERRİİYYAA MMAACCAARROOĞĞLLUU

111122224444

Page 134: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

DDUURRSSUUNN KKAAPPTTAANN

DDuurrssuunn kkaappttaann BBaattuumm’’ddaann,,AAvvaarraa eettttii kkaallkkttii,,ÞÞiişşuurrddii yyeellkkeennlleerriiCCiiggaarraassiinnii yyaakkttiiPPuuppaa yyeellkkeenn ggiiddeerrkkeenn,,KKüüppeeşştteeyyee yyaassllaannddııDDuurrssuunn KKaappttaannıı ggöörrsseenn,,SSaannıırrssıınn bbii aassllaannddııTTaakkaa yyüükküü cceepphhaannee,,TTiirraabbiizzoonnaa vvaarraaccaakk..DDüüşşmmaannaa rraasstt ggeelliirrssee,, TTaakkaayyıı bbaattiirraaccaakk..VVaarrddiiyyaaddaann bbaağğiirrddii DDuurrssuunn kkaappttaann bbiirr dduummaann,,UUşşaakkllaarr hheepp aalleessttaaNNee ddiiyyeecceekk kkaahhrraammaannKKaappttaann aallddii aayynnaayyii,, DDeeddiikkii GGüüllcceemmaalldduurr..BBiirr hhoorroonn eeddeecceeuukk,,KKeemmeenncceeyyii kkaalldduurr..

GGiiddeerriikk yyaallii yyaalliiTTuuttaarruukk MMaakkrriiyyaall''iiKKeemmeerrii bboorrddaallaadduukk,,VVuurr kkeemmeenncceeyyii AAllii

PPiirryyaass ççaakkaayyii ppiirryyaassSSeellaamm oollssuunn RRiizzee''yyee..EElllliibbeess sseeffeerr eettttiikk,, KKuuvvvvaayyii MMiilllliiyyeeyyee..OOff,, SSüürrmmeennee,, AArraakkllii,, YYaannaassttiikk TTiirraabbiizzoonn''aa..İİssttiikkllaall SSaavvaaşşiinnaa ççaalliissttuukk kkaannaa kkaannaa..

…………………………..

111122225555

Page 135: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKOONNSSEERRİİMMİİZZİİNN İİLLKK BBÖÖLLÜÜMMÜÜ,, KKOORROOMMUUZZDDAANN DDİİNNLLEEYYEECCEEĞĞİİMMİİZZ AANNOONNİİMM BBİİRR TTRRAABBZZOONN TTÜÜRRKKÜÜSSÜÜ İİLLEE SSOONNAA EERREECCEEKK..

GGEEMMİİCCİİLLEERR KKAALLKKAALLIIMMÞÞUU YYEELLKKEENNİİ AAÇÇAALLIIMM……

GGEEMMİİCCİİLLEERR KKAALLKKAALLIIMM

GGeemmiicciilleerr kkaallkkaallıımm şşuu yyeellkkeennii ttaakkaallıımm ÞÞiişşiirriipp ddee yyeellkkeennii ssıırrtt üüssttüünnee yyaattaallıımm KKıızzııllıırrmmaakk bbaaşşıınnaa şşuu ıırrggaattıı aattaallıımm TTuuttaallıımm bbaallııkk hhaavvyyaarr kkeeyyffiimmiizzee bbaakkaallıımm

KKaappttaann aattttııkk ıırrggaattıı sseenn ddee ttuutt hhaa bbuu kkaattıı GGeell ggiirreelliimm ıırrmmaağğaa eesseecceekk hhaa bbuu bbaattıı GGeemmiiccii uuşşaakkllaarrıı ddeenniizz bbaaşşıımmıınn ttaaccıı YYookkllaayyıınn şşuu ıırrggaattıı iinnşşaallllaahh ççııkkaarr aaccıı

ÇÇeekkiinn uuşşaakkllaarr ççeekkiinn HHeemmeenn aallddııkk ıırrggaattıı GGeelliiyyoorr bbiirr sseerrtt ppooyyrraazzVVuurraallıımm iikkii kkaattıı

İİssmmaaiill''aa mmuurraatt''aaHHaassaann ggeeççssiinn ççöörrddeeyyee CCooşşttuumm aarrkkaaddaaşş ccooşşttuummBBiirraazz ççaallaallıımm kkeemmeennççee

DDaağğıı aallddıı bbiirr dduummaannOOhh hhaavvaa ggüüzzeell yyaammaann DDooğğrruu yyüürrüü aahh ggeelliinnBBaayyııllddıımm aammaann aammaann BBaayyııllddıımm aammaann aammaann

Söz-Müzik: Anonim Trabzon türküsü…………………………..

111122226666

Page 136: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKOONNSSEERRİİMMİİZZİİNN 22.. BBÖÖLLÜÜMMÜÜ DDEENNİİZZ BBİİNNBBAAÞÞII MMEEHHMMEETTDDÖÖNNMMEEZZ''İİNN SSUUNNAACCAAĞĞII GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR MMÜÜZZEE GGEEMMİİSSİİNNİİNN TTAANNIITTIIMMII İİLLEEBBAAÞÞLLIIYYOORR...... DDEENNİİZZ BBİİNNBBAAÞÞII MMEEHHMMEETT DDÖÖNNMMEEZZ''İİ SSUUNNUUMMLLAARRIINNIIYYAAPPMMAAKK ÜÜZZEERREE KKÜÜRRSSÜÜYYEE DDAAVVEETT EEDDİİYYOORRUUZZ..

…………………………..

İİKKİİNNCCİİ BBÖÖLLÜÜMMÜÜNN İİLLKK EESSEERRİİ KKOORROOMMUUZZUUNN SSEESSLLEENNDDİİRREECCEEĞĞİİ EEMMRRUULLLLAAHH NNUUTTKKUU''NNUUNN EESSEERRİİ OOLLAANN GGEEMMİİCCİİLLİİKK OOPPEERREETTİİ…… BBUU EESSEERRİİ,, DDEENNİİZZ HHAARRPP OOKKUULLUU MMEEZZUUNNUU OOLLAANN EEMMRRUULLLLAAHHNNUUTTKKUU,, BBİİRR AALLMMAANN OOPPEERREETTİİNNDDEENN EESSİİNNLLEENNEERREEKK 11992244--11992255 YYIILLLLAARRII AARRAASSIINNDDAA BBEESSTTEELLEEMMİİÞÞTTİİRR.. DDEENNİİZZCCİİLLEERRİİNNCCOOÞÞKKUUNN VVEE MMAAVVİİ DDEENNİİZZLLEERREE OOLLAANN TTUUTTKKUUSSUUNNUUAANNLLAATTAANN EESSEERRLLEE TTÜÜMM DDEENNİİZZ ÞÞEEHHİİTTLLEERRİİMMİİZZİİ BBİİRRKKEEZZ DDAAHHAA MMİİNNNNEETTLLEE AANNIIYYOORRUUZZ……

GGEEMMİİCCİİLLİİKK OOPPEERREETTİİ

EEyy ddaallggaallaarr,, eeyy ddaallggaallaarrSSiizz bbiirr ççookk ggeemmiicciinniinn hhaayyaattıınnaa kkaasstteettttiinniizzEEyy ddaallggaallaarr,, eeyy ddaallggaallaarrSSiizz bbiirr ççookk ggeemmiicciinniinn hhaayyaattııyyllaa eeğğlleennddiinniizz..CCooşşkkuunn ddeenniizz sseennii sseevveerriizz,, sseenn nnee kkaaddaarr ccooşşkkuunn ddaa oollssaannMMaavvii ddeenniizz sseennii sseevveerriizz,, sseenn nnee kkaaddaarr ccooşşkkuunn ddaa oollssaannSSeennii bbiizzddeenn ffaazzllaa sseevveenn yyookkttuurr,, ssaannaa mmeerrbbuuttiiyyeettiimmiizz ççookkttuurr..MMeerrhhaammeett eett ddeenniizzcciilleerreeOO bbeeyyaazz kkööppüükkllüü ddaallggaallaarrıınn,, ssiissllii ffıırrttıınnaallıı hhaavvaallaarrıınnBBiizzii kkoorrkkuuttaammaazz,, bbiizzii kkoorrkkuuttaammaazz,, kkoorrkkuuttaammaazz..GGeemmiicciilleerr kkaallkkmmaallıı eerrkkeenn,, yyııllddıızzllaarr sseemmaaddaa ppaarrııllddaarrkkeennOOnnllaarr iiççiinn hhiiçç uuyykkuu yyookkttuurr,, ggeeccee ggüünnddüüzz sseeffeerr eeddeerrlleerr..BBuu ggeeccee kkaammeerr ttuulluuğğ eettmmiişş uuffuukkttaa ppaarrllııyyoorrDDeenniizzddee ppaarrllaakk bbiirr iizz bbıırraakkmmıışş,, eettrraaffıı nnuurrlluuyyoorrÞÞuu ggöökktteekkii ppaarrllaakk yyııllddıızzllaarr,, bbiizzii sseellaammeettlliiyyoorrllaarr UUğğuurrllaarr oollssuunn eeyy cceessuurr ggeemmiiccii ddiiyyoorrllaarr..DDeenniizz ccooşşttuuğğuu zzaammaannddaa bbiizz ggeemmiinniinn ggüüvveerrtteessiinnddeeyyiizzOO hhıırrççıınn ddaallggaallaarrıı sseeyyrreeddeerr,, oonnllaarrıınn sseessiinnii ddiinnlleerriizzOOnnllaarr bbiizzee ddiiyyoorrllaarr kkii,, eeyy ggeemmiiccii aannnneennddeenn ssaannaa sseellaammllaarr ggeettiirrddiikkVVaattaannıınn şşeenn ssaahhiilllleerriinnddeenn..GGeemmiimmiizz lliimmaannaa aavvddeettttee kkaallpplleerree nneeşşeelleerr ddoolluuyyoorrÇÇeekkiilleenn mmeeşşaakkkkaattlleerr hheeppssii bbiirrddeenn uunnuuttuulluuyyoorrAAsskkeerrlleerr yyaallnnıızz şşeerreeff iiççiinn ççaarrppıışşıırrllaarr,, ööllüürrlleerrBBiizz iiffttiihhaarr eeddeerriizz kkii iissmmiimmiizz şşeenn bbaahhrriiyyeelliilleerr..

Söz ve Beste. Emrullah NUTKU

111122227777

Page 137: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

YYÜÜZZLLEERR,,

YYÜÜZZLLEERRİİNNİİZZ

YYÜÜZZLLEERRCCEE DDUUYYGGUU,,

YYÜÜZZLLEERRCCEE DDEERRİİNN DDEENNİİZZ

SSOOLLİİSSTT CCAANNAANN ZZEENNGGİİNN……

EERRNNEESSTTOO CCUURRTTIISS''TTEENN DDEENNİİZZ……

SSIIRRAADDAA YYIILLLLAARRIINN EESSKKİİTTEEMMEEDDİİĞĞİİ,, TTÜÜRRKK HHAAFFİİFF MMÜÜZZİİĞĞİİ AARRÞÞİİVVLLEERRİİNNDDEE KKLLAASSİİKKLLEEÞÞMMİİÞÞ,, UUNNUUTTUULLMMAAZZ BBİİRR EESSEERR VVAARR……SSÖÖZZLLEERR FFEECCRRİİ EEBBCCİİOOĞĞLLUU,, DDÜÜZZEENNLLEEMMEE AARRMMOONNDD CCAANNFFOORRAA VVEE AANNDDRREE BBOORRLLYY..

DDEENNİİZZ VVEE MMEEHHTTAAPP……

DDEENNİİZZ VVEE MMEEHHTTAAPP

DDeenniizz vvee mmeehhttaapp ssoorrdduullaarr sseennii nneerreeddeessiinn??NNaassııll ddeerriimm tteerrkkeettttii bbıırraakkııpp bbeennii ggiittttiiAAnnllaaddııllaarr kkii aaşşkkıımmıızz bbiittttii....AAllaayy eettttiilleerr bbeennllee hheeppSSeenn oolldduunn bbuunnllaarraa bbaakk sseebbeeppMMeehhttaapp ddeeddii ggöörrddüümm aahh oonnuuBBeelliinnddee eerrkkeekk kkoolluuDDeenniizz ggüüllddüü hhaalliimmeeBBiirr aavvuuçç ssuu vveerrddii eelliimmeeBBiitteerrssee ggöözzyyaaşşıınn aall ddeeddiiDDoolldduurr tteekkrraarr yyeerriinnee......RRüüzzggaarr vvee mmaarrttıı ssoorrdduullaarr sseennii nneerreeddeessiinn??NNaassııll ddeerriimm tteerrkkeettttii bbıırraakkııpp bbeennii ggiittttiiAAnnllaaddııllaarr kkii aaşşkkıımmıızz bbiittttiiAAllaayy eettttiilleerr bbeennllee hheeppSSeenn oolldduunn bbuunnllaarraa bbaakk sseebbeeppMMaarrttıı ddeeddii ggöörrddüümm aahh oonnuuBBeelliinnddee eerrkkeekk kkoolluuRRüüzzggaarr ggüüllddüü hhaalliimmeeDDeeddii ggiiddeelliimm ddüüşş öönnüümmeeGGiiddeemmeemm ddiinnllee mmaarrttııllaarrııBBiittmmiiyyoorr aallaayyllaarrıı......

…………………………..

111122228888

Page 138: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

BBuu ddeessttaann TTüürrkk MMiilllleettiinniinn ddeessttaannııddıırr……

BBuu ddeessttaann KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyee rruuhhuunnuunn ddeessttaannııddıırr……

BBuu ddeessttaann KKaarraaddeenniizz EErreeğğllii''nniinn,, EEddiirrnnee''nniinn,, AArrddaahhaann''ıınnAAnnkkaarraa''nnıınn,, TTrraabbzzoonn''uunn,, TTüürrkk vvaattaannıınnıınn ddeessttaannııddıırr……

BBuu ddeessttaann RReecceepp KKaahhyyaallaarrıınn,, NNiimmeett HHooccaallaarrıınn,, ÇÇaarrkkççııbbaaşşııOOssmmaann EEffeennddiilleerriinn,, GGöörreelleellii YYuussuuffllaarrıınn ddeessttaannııddıırr……

BBuu ddeessttaann MMuussttaaffaa KKeemmaall''iinn;; hheerr bbiirrii MMuussttaaffaa KKeemmaall oollaann bbiinn--lleerrccee MMeehhmmeettççiiğğiinn ddeessttaannııddıırr……

BBuu ddeessttaann GGaazzii AAlleemmddaarr''ıınn ddeessttaannııddıırr..

…………………………..

TTaarriihh 55 ÞÞuubbaatt 11992211.. HHeerr yyeerr kkaappkkaarraannllııkk.. AAlleemmddaarrggeemmiissiinniinn kkaahhrraammaann ddeenniizzcciilleerrii cciivvaarrddaa kkaarraakkooll yyaappaann ggaammbboott--llaarrıınn aarraassıınnddaa kkaarrşşıı ssaahhiillddeenn vveerriilleecceekk iişşaarreettii bbeekklliiyyoorr..

HHeeyyeeccaannllaa bbeekklleenneenn iişşaarreett ssoonnuunnddaa ggeellddii.. ÇÇaarrkkççıı bbaaşşııOOssmmaann eeffeennddii ""hheerrkkeess ggöörreevviinniinn bbaaşşıınnaa"" ddiiyyee ggüürrlleeddii ""ööllmmeekkvvaarr,, ddöönnmmeekk yyookk!!!!!! BBiissmmiillllaahh vviirraa""..

BBuu kkoommuutt yyeettmmiişşttii yyuurrttsseevveerr vvee yyüürreekkllii ddeenniizzcciilleerree..hhaavvaaddaahhaa ddaa ssooğğuummuuşş zzeehhiirr zzeemmbbeerreekk ddeeddiikklleerrii cciinnsstteenn bbiirr hhaallaallmmıışşttıı.. BBiirr ddee sseerrtt bbiirr kkaarraayyeell vvaarrddıı kkii ggeecceenniinn bbuu ssaaaattiinnddee,,KKaarraaddeenniizz''ddeenn ggeelliipp bbooğğaazz''ıınn kkaarraannllıığğaa bbüürrüünnmmüüşş ssuullaarrıınnddaa,,üüzzeerriinnddee bbiinnlleerrccee iiğğnnee vvaarrmmıışşççaassıınnaa,, iinnssaannıınn yyüüzzüünnee aarrtt aarrddaattookkaatt ggiibbii ççaarrppmmaassıı kkaarrşşııssıınnddaa yyaappaaccaakk hhiiçç bbiirr şşeeyy yyookkttuu..

FFaakkaatt oonnllaarr,, ddeenniizzii bbiillmmeeyyeenn,, ddeenniizzii sseevvmmeeyyeenn,, ddeenniizz aaddaammııoollmmaayyaannllaarrıınn bbiirr ssaanniiyyee ddaahhii ddaayyaannaammaayyaaccaağğıı bbuu aaccıınnıınn ffaarrkkıınn--ddaa bbiillee ddeeğğiilllleerrddii..

HHaannii bbiirr ssöözz vvaarrddıırr ddeenniizzcciilleerr hhıırrççıınn vvee ffıırrttıınnaallıı ddeenniizzlleerrii,,aannaallaarr ddooğğuumm ssaannccııllaarrıınnıı uunnuuttmmaassaallaarrddıı eeğğeerr,,

BBuu üüllkkeeddee nnee ddeenniizzccii nnee ddee vvaattaann eevvllaattllaarrıı yyeettiişşiirr……

111122229999

Page 139: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

GGöörreelleellii AAtteeşşççii YYuussuuff,, kküürreeğğiinnee ddoolldduurrdduuğğuu kköömmüürrüü ddaahhaabbiirr kkeeyyiiffllee,, ddaahhaa bbiirr hhıızzllıı aattııyyoorrdduu ooccaağğıınn iiççiinnee.. EEsskkiiddeenn,, hheerr üüççddöörrtt kküürreekkttee bbiirr nneeffeesslleennmmeekk iiççiinn dduurruurr,, aatteeşş yyaavvaaşşllaammaayyaabbaaşşllaaddıığğıınnddaa bbiirrkkaaçç kküürreekk ddaahhaa aattaarrddıı.. OOyyssaa şşiimmddii kkaazzaannaa hheerrkküürreekk ssaallllaayyıışşıınnddaa bbööyylleessii bbiirr iişşii yyaappmmaannıınn mmuuttlluulluuğğuunnuu iilliikk--lleerriinnee kkaaddaarr hhiisssseeddiiyyoorrdduu.. GGeemmii KKuurruuççeeşşmmee öönnlleerriinnddeenn bbooğğaazz''ıınnkkaarraannllııkk ssuullaarrıınnıı yyaarraa yyaarraa KKaarraaddeenniizz''ee ddooğğrruu yyooll aallmmaayyaabbaaşşllaaddıığğıınnddaa bbuu sseekkiizz ddeenniizzcciinniinn yyüürreekklleerrii ddaahhaa bbiirr hhıızzllaa ççaarrpp--mmaayyaa bbaaşşllaammıışşttıı.. İİyyiiccee aazzııttaann kkaarraayyeell ssiinneekk vvıızzııllttııssıı ggiibbii ggeelliiyy--oorrdduu oonnllaarraa.. GGüüvveerrttee ıışşııkkllaarrıı yyaannaann,, ffıırrttıınnaaddaann kkoorruunnmmaakk iiççiinnkkııyyııyyaa yyaakkıınn ddeemmiirrlleemmiişş İİnnggiilliizz ggaammbboottuunnuunn öönnüünnddeenn ttaamm yyoollggeeççeerrlleerrkkeenn RReecceepp KKaahhyyaa iillee RRııffaatt rreeiiss eennddiişşeeyyllee ggaammbboottaa bbaakkııyy--oorrllaarrddıı.. GGeecceenniinn zziiffiirrii kkaarraannllıığğıınnddaa ddeenniizz üüssttüünnddee,, ddaahhaaKKaarraaddeenniizz''ee vvaarrmmaaddaann,, bbooğğaazz ssuullaarrıınnddaa İİnnggiilliizzlleerree yyaakkaallaannmmaakk,,ççııkkııllaann bbuu yyoollddaa ööllmmeekktteenn bbeetteerrddii oonnllaarr iiççiinn.. GGaammbboottuunnyyeerriinnddeenn hhiiçç kkııppıırrddaammaaddıığğıınnıı ffaarrkk eettttii RReecceepp KKaahhyyaa.. ÜÜsstteelliikk bbaaşşüüssttüünnddee kkeennddiilleerriinnee bbeeyyaazz bbiirr şşeeyy ssaallllaayyaann bbiirrii vvaarrddıı.. İİnnggiilliizzggeemmiilleerriinnddee ççaallıışşaann,, TTüürrkklleerr vvaarrddıı.. OOnnllaarr bbuu ggeeccee bbooğğaazz''ddaannKKaarraaddeenniizz''ee ççııkkaaccaakk oollaann cceepphhaannee yyüükkllüü AAlleemmddaarr ggeemmiissiinnddeennhhaabbeerrddaarrddıı vvee hhaabbeerrddaarr oolldduukkllaarrıı iiççiinn ddee kkeennddiilleerriinnccee ggeerreekklliiöönnlleemmii aallmmıışşllaarrddıı.. ÞÞiillee,, AAğğvvaa,, KKeeffkkeenn,, AAkkççaakkooccaa,, AAllaappllıı ddeerrkkeenn66 ŞŞuubbaatt 11992211 ööğğllee ssaaaattlleerriinnee ddooğğrruu EErreeğğllii öönnlleerriinnee ggeellmmiişşlleerrddii..GGüünnüünn bbuu ssaaaattlleerriinnddee kkeeşşiiff tteeppee üüzzeerriinnddeekkii nnööbbeettççiilleerriinn aattttıığğııbbiirrkkaaçç eell ttüüffeekk sseessii vvee uuffuukk ççiizzggiissii üüzzeerriinnddee ggöözzüükkeenn aalleemmddaarr,,ssaabbaahhıınn iillkk ssaaaattlleerriinnddeenn bbuu yyaannaa hhaavvaannıınn aayyaazzıınnaa aallddıırrmmaaddaannkkııyyııddaa bbeekklleeyyeenn MMiillllii MMüüccaaddeellee kkuuvvvveettlleerriinnii bbüüyyüükk bbiirr sseevviinncceebbooğğmmuuşş,, KKaarraaddeenniizz EErreeğğllii hhaallkkıı ssaannkkii bbiirr bbaayyrraamm ccooşşkkuussuu yyaaşşaa--mmaayyaa bbaaşşllaammıışşttıı.. KKaarraaddeenniizz''iinn ffıırrttıınnaassıı yyaammaann oolluurr.. İİşşttee bbuuhhaavvaallaarrddaa,, yyeerr kküürree ttaarriihhiinniinn ttaannııkk oolldduuğğuu eenn kkuuttssaall,, eenn hhaakkllııvvee eenn ddeessttaannssıı ssaavvaaşşıı oollaann KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıı ssüürreessiinnccee ddüüşşmmaannggeemmiilleerrii kkııyyııddaa vvee lliimmaannllaarrddaa kkaallmmıışşllaarr,, ddeenniizzee aaççııll--mmaammıışşllaarrddıırr.. FFaakkaatt TTüürrkk ddeenniizzcciilleerrii ttaamm tteerrssiinnee,, bbööyyllee aazzggıınnhhaavvaallaarrddaa ddeenniizzee ççııkkaarraakk vvee ddeevv ddaallggaallaarrllaa ppeennççeelleeşşee ppeennççeelleeşşee,,kkaarraaddaakkii KKuuvvvvaa--ii MMiilllliiyyeecciilleerriinn vvee KKeemmaalliissttlleerriinn bbeekklleeddiiğğii ssiillaahhvvee cceepphhaanneelleerrii eemmrreeddiilleenn lliimmaannllaarraa uullaaşşttıırrmmıışşllaarr,, ttüümmKKaarraaddeenniizz ssaahhiillii bbooyyuunnccaa hhııyyaanneett eeddeenn EErrmmeennii vvee RRuummççeetteelleerriinniinn ççaannllaarrıınnaa oott ttııkkaammıışşllaarrddıırr.. İİşşttee KKuurrttuulluuşş SSaavvaaşşıınnııbbiizzee kkaazzaannddıırraann rruuhh bbuu rruuhhttuurr.. AAlleemmddaarrıınn vvee kkuurrttuulluuşşssaavvaaşşıımmıızzıınn kkaahhrraammaann ddeenniizzcciilleerrii ssiizzlleerrii ssaayyggıı vvee mmiinnnneettlleeaannııyyoorruuzz…… RRuuhhllaarrıınnıızz şşaadd oollssuunn.. TTüümm yyuurrttsseevveerr TTüürrkk ddeenniizzccii--lleerrii ddeenniizzlleerriinniizz ssaakkiinn,, rrüüzzggâârrıınnıızz kkoollaayyıınnaa,, pprruuvvaannıızz nneettaa,,bbaahhttıınnıızz aaççııkk oollssuunn..**

…………………………..

---------------------------- * Osman ÇAĞLAR’ın “Karadeniz’de Üç Liman Temmuz, Ağustos, Sinop” kitabından faydanılarak

Tuğa.Türker ERTÜRK tarafından derlenmiştir.

111133330000

Page 140: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKAARRAADDEENNİİZZ''İİNN HHOOYYRRAATT DDAALLGGAALLAARRII BBAAHHRRİİYYEELLİİNNİİNN TTUUTTKKUUSSUUDDUURR..

OONNCCAA MMÜÜCCAADDEELLEELLİİ SSEEFFEERRLLEERREE RRAAĞĞMMEENN KKEENNDDİİNNEEÇÇEEKKEERR OONNLLAARRII……

TTIIPPKKII İİNNSSAANNIINNII CCOOÞÞKKUUNN AAMMAA DDUUYYGGUULLUU KKIILLDDIIĞĞII;; CCAANNLLAARR AALLIIPP EEKKMMEEKK VVEERRDDİİĞĞİİ GGİİBBİİ……

SSÖÖZZ VVEE BBEESSTTEE MMUUHHLLİİSS SSAABBAAHHAATTTTİİNN EEZZGGİİ

KKAARRAADDEENNİİZZ MMAARRÞÞII……

KKAARRAADDEENNİİZZ MMAARRÞÞII

KKaarraaddeenniizz,, KKaarraaddeenniizz!! GGeelleenn ddüüşşmmaann ddeeğğiill bbiizziizzYYaarrıımm aassıırr bbeekklleeddiiğğiinn BBaarrbbaarrooss''uunn hhaaffiiddiiyyiizz.. OO''nnuunn ssaannaa sseellaammıı vvaarr,, ddiiyyoorr kkii;; DDüüşşmmaannıınn nnee ccaannıı vvaarr??KKoovvssuunn oonnuu ssuullaarrıınnddaann,, oorraaddaa TTüürrkk SSaannccaağğıı vvaarr..

SSeellaamm ssaannaa ÞÞaannllıı SSaannccaakk,, şşeerreeffiimmiizz sseennssiinn aannccaakkSSeenniinn ssaayyeennddee bbuu mmiilllleett,, ddüüşşmmaannaa nneelleerr yyaappaaccaakk!!SSeell ggiibbii kkaannllaarr aakkaaccaakk,, oo kkaannllaarr ddüüşşmmaannllaarrıı bbooğğaaccaakkBBuu mmiilllleett nnaammuuss uuğğrruunnddaa;; öölleecceekk vvee yyaaşşaayyaaccaakk……

Söz ve Beste: Muhlis Sabahattin EZGİ

…………………………..

111133331111

Page 141: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

MMEEMMLLEEKKEETT İİSSTTEERRİİMM GGÖÖKK MMAAVVİİ,, DDAALL YYEEÞÞİİLL,, TTAARRLLAA SSAARRII OOLLSSUUNN;; KKUUÞÞLLAARRIINN ÇÇİİÇÇEEKKLLEERRİİNN DDİİYYAARRII OOLLSSUUNN..

MMEEMMLLEEKKEETT İİSSTTEERRİİMM NNEE BBAAÞÞTTAA DDEERRTT,, NNEE GGÖÖNNÜÜLLDDEE HHAASSRREETT OOLLSSUUNN;; KKAARRDDEEÞÞ KKAAVVGGAASSIINNAA BBİİRR NNİİHHAAYYEETT OOLLSSUUNN..

MMEEMMLLEEKKEETT İİSSTTEERRİİMM NNEE ZZEENNGGİİNN FFAAKKİİRR,, NNEE SSEENN BBEENN FFAARRKKII OOLLSSUUNN;; KKIIÞÞ GGÜÜNNÜÜ HHEERRKKEESSİİNN EEVVİİ BBAARRKKII OOLLSSUUNN..

MMEEMMLLEEKKEETT İİSSTTEERRİİMM YYAAÞÞAAMMAAKK,, SSEEVVMMEEKK GGİİBBİİ GGÖÖNNÜÜLLDDEENN OOLLSSUUNN;; OOLLUURRSSAA BBİİRR ÞÞİİKKAAYYEETT ÖÖLLÜÜMMDDEENN OOLLSSUUNN……

NNEEDDEENN SSEEVVEERRİİZZ MMEEMMLLEEKKEETTİİMMİİZZİİ?? MMAASSMMAAVVİİ DDEENNİİZZİİ,,YYEEMMYYEEÞÞİİLL OORRMMAANNII,, SSIICCAACCIIKK GGÜÜNNEEÞÞİİ İİÇÇİİNN MMİİ?? HHAAYYIIRR……HHEERRÞÞEEYYEE RRAAĞĞMMEENN SSEEVVEERRİİZZ;; BBİİZZİİMM MMEEMMLLEEKKEETTİİMMİİZZOOLLDDUUĞĞUU İİÇÇİİNN…… VVEE CCAANNIIMMIIZZII VVEERRİİRRİİZZ UUĞĞRRUUNNAA……

SSÖÖZZLLEERR FFİİKKRREETT ÞÞEENNEESS MMÜÜZZİİKK AANNOONNİİMM……

MMEEMMLLEEKKEETTİİMM……

MMEEMMLLEEKKEETTİİMM

HHaavvaassıınnaa,, ssuuyyuunnaa,, ttaaşşıınnaa,, ttoopprraağğıınnaaBBiinn ccaann ffeeddaa bbeenniimm bbiirr tteekk ddoossttuummaaHHeerr kkööşşeessii cceennnneettiimm,, eezziilliirr yyaannaarr iiççiimmBBiirr bbaaşşkkaaddıırr bbeenniimm mmeemmlleekkeettiimm..

AAnnaaddoolluumm bbiirr yyaannddaa yyiiğğiitt yyaaşşaarr kkooyynnuunnddaa AAşşııkkllaarr ddeessttaann yyaazzaarr ddaağğllaarrddaa KKuuzzuussuunnaa kkuurrdduunnaa YYuunnuuss''uunnaa EEmmrraahh''aa BBüüttüünn aalleemm kkuurrbbaann bbeenniimm yyuurrdduummaa

MMeeccnnuunn''aa LLeeyyllaa''ssıınnaa eerriişşiillmmeezz ssıırrrrıınnaa SSeenn ddoosstt aarraarrssaann kkooşş MMeevvllaannaa''yyaa YYeenniiddeenn ddooğğdduumm ddeerrssiinn ddeerryyaa oolluurr ggiiddeerrssiinn BBiirr bbaaşşkkaaddıırr bbeenniimm mmeemmlleekkeettiimm

GGöözzüü ppeekk yyaannııkk bbaağğrrıı ttüürrkküü ssööyylleerr ççoobbaannıı ZZeennggiinn ffaakkiirr hheeppssii ddee sseevvddaallıı BBeenn ggöönnllüümmüü eeyylleerriimm ggeerriissii AAllllaahh kkeerriimm BBiirr bbaaşşkkaaddıırr bbeenniimm mmeemmlleekkeettiimm

Söz: Fikret ÞENES Beste: Anonim…………………………..

111133332222

Page 142: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ AANNMMAA KKOONNSSEERRİİ AANNII PPLLAAKKEETTLLEERRİİNNİİ TTAAKKDDİİMM EETTMMEEKK ÜÜZZEERREE KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE VVEE KKAARRAADDEENNİİZZ EERREEĞĞLLİİ GGAARRNNİİZZOONN KKOOMMUUTTAANNII TTUUĞĞAAMMİİRRAALL SSAAYYIINN TTÜÜRRKKEERR EERRTTÜÜRRKK''ÜÜ SSAAHHNNEEYYEE TTEEÞÞRRİİFFLLEERRİİ AARRZZ OOLLUUNNUURR..

…………………………..

111133333333

Page 143: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ÜÜNNLLÜÜ ÞÞAAİİRRLLEERRİİMMİİZZDDEENN FFAARRUUKK NNAAFFİİZZ ÇÇAAMMLLIIBBEELL VVEE BBEEHHÇÇEETT KKEEMMAALL ÇÇAAĞĞLLAARR''IINN OORRTTAAKK DDİİZZEELLEERRİİNNİİNNCCEEMMAALL RREEÞÞİİTT RREEYY''İİNN BBEESSTTEESSİİNNDDEE BBUULLUUÞÞTTUUĞĞUU TTÜÜMM TTÜÜRRKK MMİİLLLLEETTİİ İİÇÇİİNN ÇÇOOKK DDEEĞĞEERRLLİİ AAMMAA ZZOONNGGUULLDDAAKK İİÇÇİİNN ÇÇOOKK DDAAHHAA FFAARRKKLLII BBİİRR AANNLLAAMMTTAAÞÞIIYYAANN MMAARRÞÞIIMMIIZZ…… BBEEHHÇÇEETT KKEEMMAALL ÇÇAAĞĞLLAARR''IINN,, BBUUGGÜÜNNKKÜÜ AADDII ZZOONNGGUULLDDAAKK KKAARRAAEELLMMAASS ÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİMMÜÜHHEENNDDİİSSLLİİKK FFAAKKÜÜLLTTEESSİİ MMAADDEENN MMÜÜHHEENNDDİİSSLLİİĞĞİİBBÖÖLLÜÜMMÜÜ OOLLAANN MMAADDEENN MMEEKKTTEEBBİİNNDDEE ÖÖĞĞRREENNCCİİYYKKEENN YYAAZZDDIIĞĞII BBUUEESSEERR,, 11993333 YYIILLIINNDDAA CCUUMMHHUURRİİYYEETTİİMMİİZZİİNN 1100.. YYIILLKKUUTTLLAAMMAALLAARRII KKAAPPSSAAMMIINNDDAA YYEENNİİDDEENNDDÜÜZZEENNLLEENNEERREEKK BBEESSTTEELLEENNMMİİÞÞ…… TTÜÜMM TTÜÜRRKK MMİİLLLLEETTİİNNİİNN BBÜÜYYÜÜKK BBİİRR CCOOÞÞKKUU İİÇÇİİNNDDEE,, BBİİRR SSEESS,, BBİİRR YYÜÜRREEKK OOLLAARRAAKK SSEESSLLEENNDDİİRRDDİİĞĞİİ

OONNUUNNCCUU YYIILL CCUUMMHHUURRİİYYEETT MMAARRÞÞII……

1100.. YYIILL MMAARRÞÞII

ÇÇııkkttııkk aaççııkk aallıınnllaa oonn yyııllddaa hheerr ssaavvaaşşttaann;; OOnn yyııllddaa oonn bbeeşş mmiillyyoonn ggeennçç yyaarraattttııkk hheerr yyaaşşttaann;; BBaaşşttaa bbüüttüünn ddüünnyyaannıınn ssaayyddıığğıı bbaaşşkkuummaannddaann,, DDeemmiirr aağğllaarrllaa öörrddüükk aannaayyuurrdduu ddöörrtt bbaaşşttaann.. TTüürrkk''üüzz:: CCuummhhuurriiyyeett''iinn ggööğğssüümmüüzz ttuunnçç ssiippeerrii;; TTüürrkk''ee dduurrmmaakk yyaarraaşşmmaazz,, TTüürrkk öönnddee,, TTüürrkk iilleerrii!! BBiirr hhıızzddaa kkööttüüllüüğğüü,, ggeerriilliiğğii bbooğğaarrıızz,, KKaarraannllıığğıınn üüssttüünnee ggüünneeşş ggiibbii ddooğğaarrıızz.. TTüürrkk''üüzz,, bbüüttüünn bbaaşşllaarrddaann üüssttüünn oollaann bbaaşşllaarrıızz;; TTaarriihhtteenn öönnccee vvaarrddııkk,, ttaarriihhtteenn ssoonnrraa vvaarrıızz.. TTüürrkk''üüzz:: CCuummhhuurriiyyeett''iinn ggööğğssüümmüüzz ttuunnçç ssiippeerrii;; TTüürrkk''ee dduurrmmaakk yyaarraaşşmmaazz,, TTüürrkk öönnddee,, TTüürrkk iilleerrii!! ÇÇiizzeerreekk kkaannıımmıızzllaa öözz yyuurrdduunn hhaarriittaassıınnıı,, DDiinnddiirrddiikk mmeemmlleekkeettiinn yyııllllaarr ssüürreenn yyaassıınnıı;; BBüüttüünnlleeddiikk hheerr yyöönnddeenn iissttiikkllââll kkaavvggaassıınnıı...... BBüüttüünn ddüünnyyaa ööğğrreennddii TTüürrkkllüüğğüü ssaayymmaassıınnıı!! TTüürrkk''üüzz:: CCuummhhuurriiyyeett''iinn ggööğğssüümmüüzz ttuunnçç ssiippeerrii;; TTüürrkk''ee dduurrmmaakk yyaarraaşşmmaazz,, TTüürrkk öönnddee,, TTüürrkk iilleerrii!! ÖÖrrnneekkttiirr mmiilllleettlleerree aaççttıığğıımmıızz yyeennii iizz;; İİmmttiiyyaazzssıızz,, ssıınnııffssıızz,, kkaayynnaaşşmmıışş bbiirr kkiittlleeyyiizz:: UUyydduukk ggöörrüüşşttee bbiillggii,, ggiiddiişşttee üüllkküüyyee bbiizz.. TTeerrssiinnee ddöönnssee ddüünnyyaa yyoolluummuuzzddaann ddöönnmmeeyyiizz.. TTüürrkk''üüzz:: CCuummhhuurriiyyeett''iinn ggööğğssüümmüüzz ttuunnçç ssiippeerrii;; TTüürrkk''ee dduurrmmaakk yyaarraaşşmmaazz,, TTüürrkk öönnddee,, TTüürrkk iilleerrii!!

Söz : Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Behçet Kemal ÇAĞLAR Müzik:Cemal Reşit REY

…………………………..

111133334444

Page 144: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

SSAAYYIINN DDEENNİİZZ KKUUVVVVEETTLLEERRİİ KKOOMMUUTTAANNIIMMSSAAYYGGII DDEEĞĞEERR KKOONNUUKKLLAARRGGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR GGEEMMİİSSİİ AANNMMAA KKOONNSSEERRİİ SSOONNAAEERRMMİİÞÞTTİİRR..

AASSKKEERR -- SSİİVVİİLL 112255 KKİİÞÞİİLLİİKK BBİİRR EEKKİİBBİİNN EEMMEEĞĞİİ İİLLEEGGEERRÇÇEEKKLLEEÞÞEENN BBUU KKOONNSSEERREE KKAATTIILLIIMMLLAARRIINNIIZZDDOOLLAAYYIISSIIYYLLAA KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE VVEE KKAARRAADDEENNİİZZEERREEĞĞLLİİ GGAARRNNİİZZOONN KKOOMMUUTTAANNLLIIĞĞII İİLLEE KKAARRAAEELLMMAASSÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİ AADDIINNAA TTEEÞÞEEKKKKÜÜRRLLEERRİİMMİİZZİİ VVEEÞÞÜÜKKRRAANNLLAARRIIMMIIZZII SSUUNNUUYYOORRUUZZ..

111133335555

Page 145: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

KKOONNSSEERR SSIIRRAASSIINNDDAA KKAARRAADDEENNİİZZ BBÖÖLLGGEE KKOOMMUUTTAANNIITTAARRAAFFIINNDDAANN AALLEEMMDDAARR MMAARRÞÞII YYAAZZIILLMMAASSII VVEE BBEESSTTEE--LLEENNMMEESSİİ İİÇÇİİNN ZZOONNGGUULLDDAAKK KKAARRAAEELLMMAASSÜÜNNİİVVEERRSSİİTTEESSİİ DDEEVVLLEETT KKOONNSSEERRVVAATTUUAARRIIYYRRDD..DDOOÇÇ..DDRR.. AAYYDDIINN İİLLİİKK’’TTEENN SSÖÖZZ AALLIINNMMIIÞÞTTIIRR.. VVEERR--İİLLEENN BBUU SSÖÖZZ ÜÜZZEERRİİNNEE SSÖÖZZLLEERRİİ EESSRRAA GGÜÜNNEERRHHAANNGGÜÜNN TTAARRAAFFIINNDDAANN BBEESSTTEESSİİ YYRRDD..DDOOÇÇ..DDRR.. AAYYDDIINNİİLLİİKK TTAARRAAFFIINNDDAANN YYAAPPIILLAANN AALLEEMMDDAARR MMAARRÞÞIINNIINN SSÖÖZZVVEE NNOOTTAALLAARRII AAÞÞAAĞĞIIDDAADDIIRR..

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR MMAARRÞÞII

PPooyyrraazzllaarr ggüüçç kkaattaarr aaddıınnaaÞÞaannllıı GGaazzii AAlleemmddaarrDDeenniizzlleerr mmiinnnneettttaarrddıırr ssaannaaÞÞaannllıı GGaazzii AAlleemmddaarr

SSeellaamm ssaannaa EErreeğğlliiSSeellaamm ssaannaa AAlleemmddaarrSSeellaamm ssaannaa şşaannllıı TTüürrkkSSeellaamm ssaannaa AATTAATTÜÜRRKK

DDaallggaallaarr sseellaammaa dduurruuyyoorrÞÞaannllıı GGaazzii AAlleemmddaarrTTaarriihh ddeessttaannıınnıı yyaazzııyyoorrÞÞaannllıı GGaazzii AAlleemmddaarr

BBaannddrraassıınnddaa aayy yyııllddıızzAAlleevv aalleevv ppaarrllııyyoorrDDeessttaannllaarraa ssıığğmmaayyaann AAlleemmddaarr şşaahhllaannııyyoorr

Söz: Esra GÜNER HANGÜNBeste: Aydın İLİK

…………………………..

111133336666

Page 146: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

111133337777

Page 147: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

111133338888

Page 148: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

ÜÜÇÇÜÜNNCCÜÜ BBÖÖLLÜÜMM

GGAAZZİİ AALLEEMMDDAARR MMÜÜZZEE GGEEMMİİSSİİ AAÇÇIILLIIŞŞ TTÖÖRREENNİİ

04 Temmuz 2008 tarihinde Deniz Kuvvetleri KomutanıOramiral Metin AATTAAÇÇ; Gazi Alemdar Müze Gemisi açılış töre-ninin 08 Ağustos 2008 tarihinde yapılması direktifini vermiş-tir. Bu husus Alemdar’daki çalışmaları ve ilerleyişi günü günü-ne izleyen ve bilgi sahibi olan Deniz Kuvvetleri KomutanımızınAlemdar ekibine olan güveninin tam olduğu şeklinde değerlen-dirilmiş, hedeflenen 08 Ağustos 2008 tarihi için çalışmalarahız verilmiştir.

Bu direktif sonrasında; Gazi Alemdar Müze Gemisi’ninyeni görevine yakışır bir şekilde düzenlenmesi ve şanına yakışırbir açılış yapılması için çalışmalara başlanmış, KaradenizBölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından bukonuda derhal bir toplantı yapılarak törenin ana hatları çizil-miş ve çalışmalara başlanmıştır. Toplantıdan sonra tören ala-nına gidilerek alanın hazırlanması için detay çalışmaları yapıl-mış, alanın düzenlenmesi yanında törenin deniz örf ve adetleri-ni yansıtacak şekilde bir tören programı hazırlanmıştır.

Bu arada Alemdar Müze Gemisi’nin açılışı esnasındaKuzey Deniz Saha Komutanlığı Bandosu tarafından halkaküçük bir konser verilmesi ve Alemdar Marşının prömiyerininyapılması planlanmıştır. Bu plan doğrultusunda KaradenizBölge Komutanlığı personeli, bando ve Zonguldak KaraelmasÜniversitesi Devlet Konservatuarı Korosundan oluşan ekipçalışmalara başlamıştır.

Alanın hazırlanması için Karadeniz Bölge Komutanlığıkoordinatörlüğünde EERRDDEEMMİİRR ve Ereğli Belediyesi ekipleritarafından çalışmalara başlanmış, Geminin inşası yanında ala-nın çevre düzenlemesi yapılmış, alanın etrafı alay sancakları,dev Atatürk portresi ve Türk bayrağı ile süslenmiştir.

Tören ve müzenin daha kapsamlı ve Gazi AlemdarGemisinin ruhuna yakışır bir şekilde olması için yapılan çalış-malar; bizzat Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral TürkerEERRTTÜÜRRKK tarafından devamlı surette yerinde kontrol edilerekaksaklıklara anında müdahale edilmiştir.

Ayrıca törene Karadeniz Bölge Komutanlığı Yıldız Denizİzcilerinin ve Yıldız Yelken ve Kürek Takımının katılması içinplanlama yapılmıştır.

Son olarak 07 Ağustos 2008 tarihinde açılış töreniningenel bir provası yapılmıştır. Bu prova Kuzey Deniz SahaKomutanı Koramiral A. Feyyaz ÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ tarafından yerindedenetlenmiş ve tören; verdiği direktifler doğrultusunda sonhalini almıştır.

111133339999

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiİİçç DDüüzzeennlleemmee ÇÇaallıışşmmaallaarrıı

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiAAççııllıışş TTöörreennii PPrroovvaallaarrıı

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii AAççııllıışş TTöörreenniiPPrroovvaallaarrıınnıınn KKuuzzeeyy DDeenniizz SSaahhaa KKoommuuttaannııKKoorraammiirraall AA.. FFeeyyyyaazz ÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ TTaarraaffıınnddaann

YYeerriinnddee DDeenneettlleennmmeessii

Page 149: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Törene başta TBMM Başkanı Sayın Köksal TTOOPPTTAANN veDeniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin AATTAAÇÇ olmaküzere Bölge Milletvekilleri, Dışişleri Eski Bakanı SayınMümtaz SSOOYYSSAALL, Kuzey Deniz Saha Komutanı A. FeyyazÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ, Zonguldak, Bartın ve Denizli Valileri, İstanbulTersanesi Komutanı Tuğamiral Tayfun TTAANNSSAANN, GölcükTersanesi Komutanı Tuğamiral Nurhan KKAAHHYYAAOOĞĞLLUU, emek-li General ve Amiraller ile Zonguldak ve Ereğli protokolü vehalktan geniş bir katılım olmuştur.

Gazi Alemdar Müze Gemisinin inşasının uzun yıllardırdüşünülmesine ve inşası için 10 Kasım 2004 tarihinde bir der-nek kurulmuş olmasına rağmen asıl inşa çalışmalarına Eylül2006’da, Türk Deniz Kuvvetleri adına Karadeniz BölgeKomutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK tarafından projeyesahip çıkılmasıyla somut olarak başlanabilmiştir. DenizKuvvetleri Komutanı Oramiral Metin AATTAAÇÇ tarafından 25Ocak 2008 tarihinde Gazi Alemdar Anma Konserinde müzegeminin açılışı için hedef olarak 30 Ağustos 2008 tarihi veril-miştir. Geminin müze olarak dizaynından nesting planlarınınhazırlanmasına, projeye halkın desteğini alabilmek için bilinç-lendirme faaliyetlerinden inşa için gerekli ekonomik kaynakla-rın yaratılmasına kadar birçok unsurun uyum içinde organizeedilmesi sonucunda ortaya çıkan bu eser için o tarihi an gel-miştir: 0088 AAğğuussttooss 22000088 SSaaaatt 1100..0000

Tören alanında protokol, bando ve halk yerini almış,TBMM Başkanı Sayın Köksal TTOOPPTTAANN ve Deniz KuvvetleriKomutanı Oramiral Metin AATTAAÇÇ tören alanını teşrif etmişler,bu esnada gemiden çimariva ile kendileri selamlanmış, protokoltribünü önünde bulunan deniz izcileri tarafından yapılan sıcakkarşılamaya karşılık bir süre deniz izcileri ile sohbet etmişler veprotokoldeki yerlerini almışlardır.

TBMM Başkanı Sayın Köksal TTOOPPTTAANN ve DenizKuvvetleri Komutanı Oramiral Metin AATTAAÇÇ’ın protokolde yer-lerini almaları ile birlikte başta Büyük Önder Mustafa KemalAATTAATTÜÜRRKK ve onun silah arkadaşları olmak üzere, AlemdarGemisi Kahramanları ile vatanın bölünmez bütünlüğü uğrunacanını bizler ve kutsal vatanımız için feda eden tüm şehitleri-mizin yüce hatıraları huzurunda saygı duruşunda bulunulmuşve sonrasında tüm halkın katılımıyla büyük bir coşku içerisin-de İstiklal Marşı söylenmiştir.

Koro ve bandonun seslendirdiği Karadeniz Marşının arka-sından İkmal Yüzbaşı Bülent DDEEMMİİRRCCAANN; bando tarafındançalınan İnci Avcıları eşliğinde insanın tüylerini diken dikeneden Alemdar Destanını seslendirmiştir.

Alemdar Destanının ardından, bestesi ZonguldakKaraelmas Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Yrd. Dç.Dr. Aydın İLİK tarafından, sözleri Esra GGÜÜNNEERR HHAANNGGÜÜNN

111144440000

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ’’ıınn DDeenniizz İİzzcciilleerrii TTaarraaffıınnddaannKKaarrşşııllaannmmaassıı

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ’’ıınn ÇÇiimmaarriivvaa iillee SSeellaammllaannmmaassıı

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ’’ıınn TTöörreenn AAllaannıınnıı TTeeşşrriiff EEttmmeelleerrii

Page 150: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

tarafından yazılan Alemdar Marşının; protokol dâhil tüm izle-yiciler tarafından ayakta dinlenerek dünya prömiyeri yapılmışherkes tarafından beğenilerek büyük alkış almıştır.

Alemdar Marşı sonrasında protokol konuşmalarına geçil-miştir. Sırasıyla Ereğli Gazi Alemdar Gemisini Yaptırma veYaşatma Derneği Başkanı Sayın İrfan EERRDDEEMM, Ereğli BelediyeBaşkanı Sayın Murat SSEESSLLİİ ve Ereğli Kaymakamı SayınOsman EEKKŞŞİİ tarafından konuşmalar yapılmış ve bu projeyeemeği geçen herkese teşekkür etmişlerdir.

Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKKtarafından yapılan konuşmada ise Gazi Alemdar MüzeGemisinin inşası hakkında önce kısa bir bilgi verilmiştir.Göreve başladığında kendisi tarafından yapılan teklif üzerine;Türk gemi inşa sektöründe bir ilk olarak, 4 farklı tersanede, 4ayrı blok halinde inşa edilip farklı bir yerde farklı bir ekipleyapılan birleştirmeyle gemi inşa sektörümüzün geldiği noktayaözellikle vurgu yapan Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK, KurtuluşSavaşında yaptığı kahramanlıklarla Türk tarihine adını altınharflerle yazdıran bu kahraman geminin, Ereğli’nin en güzelyerinde geleceğe yönelik üstlendiği yeni görevini açıklamıştır.Bu yeni görev;

- Başta geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız olmaküzere Ereğli halkı ve Ereğli’yi ziyaret edenlere, MilliMücadelenin hangi şartlar altında ve nasıl yapıldığına dair birkesit sunmak,

- Türk tarihinin dönüm noktalarından olan KurtuluşSavaşımızdan bir sayfanın somutlaştırılarak bizden sonrakinesillere aktarılmasını sağlamak,

- Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, her dönem uygarlığave zenginliğe açılan yol olan deniz ve denizciliği sevdirmektir.

Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKKkonuşmasının devamında geminin İstanbul’dan hangi şartlaraltında kaçırıldığına, kaçırma olayına herkesin cesaret edeme-diğine, geminin çarkçıbaşısının önderliğinde 8 kahraman deniz-ci tarafından kaçırıldığına özellikle vurgu yaparak Karadeniz’debir avuç kahraman denizci tarafından oluşturulan stratejikdeniz nakliyatının önemini anlatmıştır. Son olarak bu projeyeverdiği direktif ve değerli görüşleri ile desteğini hiç eksik etme-yen Deniz Kuvvetleri Komutanımız başta olmak üzere, GaziAlemdar Müze Gemisi projesine emeği geçen herkese tek tekteşekkür etmiştir.

Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral TürkerEERRTTÜÜRRKK’ün Gazi Alemdar Müze Gemisinin tüm inşa aşama-larıyla bu geminin gelecek yıllarda üstleneceği yeni görevi içe-ren konuşması aşağıdadır.

111144441111

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinnAATTAAÇÇ’’ıınn TTöörreenn AAllaannıınnddaa YYeerrlleerriinnii AAllmmaassıı

SSaayyggıı DDuurruuşşuu vvee İİssttiikkllaall MMaarrşşıı

ŞŞeehhiittlleerr İİççiinn SSaayyggıı AAttıışşıı

Page 151: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Tuğamiral Türker EERRTTÜÜRRKK

Sayın Meclis Başkanım, Deniz Kuvvetleri Komutanım,Valilerim, Kuzey Deniz Saha Komutanım, Rektörüm,Kaymakamım, Belediye Başkanlarım, Protokolün SaygıdeğerMensupları, Sevgili Ereğli’ler, Gazi Alemdar Müzesinin AçılışTörenine hoş geldiniz. Sizlere saygılarımı arz ediyorum.

İstiklal Harbinin en önemli destanlarından biri olan veEreğli ile özdeşleşen Alemdar’ın gelecek nesillere aktarılmasıiçin inşa edilmesi ve müze haline getirilmesi Ereğli’de yıllardırkonuşulmasına rağmen ilk somut adım 10 Kasım 2004 tari-hinde atılmış ve Gazi Alemdar Gemisi Yaptırma ve YaşatmaDerneği kurulmuştur.

Başlamak işin yarısı dense de süreç yavaş işlemiş, ilk ola-rak 28 Ekim 2005 tarihinde geminin ilk kaynağı yapılmış,sonrasında inşa için gerekli mali kaynak bağış toplama yönte-mi ile yaratılmaya çalışılmış ancak yeterince başarılı olunama-mıştır.

Kaynaksızlık ve arzu edilen seviyede sağlanamayan ilgiyüzünden durma noktasına gelen Alemdar Olayı göstermiştirki halkın desteğini alamayan projelerin gerçekleştirilmesi zorveya imkansızdır.

Eylül 2006 tarihinde Alemdar’ı yeniden canlandırmakiçin projenin lokomotif gücü ve koordinatörü olma göreviKaradeniz Bölge Komutanlığı tarafından üstlenilmiştir.

Ekim 2006 tarihinde yapılan geniş kapsamlı toplantıdaAlemdar’ın, gemi inşa sektöründe Türkiye’de bir ilk olmaküzere Ereğli’de bulunan dört büyük tersane tarafından 4 ayrıblok halinde inşa edilmesi daha sonra denizden çekilerek bulun-duğumuz yerde birleştirilmesi ve bilahare tanıtım faaliyetleriile sağlanacak toplumsal destek ve mali kaynak ile müze hali-ne getirilmesi teklifimiz kabul görmüştür.

Kasım 2006 tarihi itibarı ile çalışmalara başlanmış, bukapsamda Alemdar’ın müze olarak inşasını sağlayacak dizayndeğişikliğini içeren nesting planları İstanbul TersaneKomutanlığına çizdirilmiş ve 02 Nisan 2007 tarihinde planlarEreğli Gemi Sanayi, Madenci, Ustamehmetoğlu ve UstaoğluTersanelerine törenle teslim edilmiştir.

Nisan 2007 tarihi itibarıyla inşası başlayan blokların nasılyapıldığını, bu blokların Mart ayı içinde bulunduğumuz yerenasıl taşındığını, blokların birleştirilmesini, iç mahallerin vemüzenin yapılışını, karşılaşılan zorlukları, sıkıntıları, zaman-la nasıl yarışıldığını çalışmanın içinde olanlar tarafından dahayakından olmak üzere Ereğli’de yaşayanların ve bölge gazeteci-lerimizin malumlarıdır.

111144442222

TTöörreenn AAllaannıı

TTöörreenn AAllaannıı

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTuuğğaammiirraallTTüürrkkeerr EERRTTÜÜRRKK’’üünn KKoonnuuşşmmaallaarrıı

Page 152: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Ayrıca Alemdar Gemisinin inşası sırasında boş durulma-mış, halkı Alemdar konusunda bilgilendirmek ve desteğinialmak maksadıyla 22 Kasım 2007 tarihinde başlayan yoğuntanıtım faaliyetlerine Ereğli çapında ve Zonguldak’ta çeşitliortamlarda basın, okullar, üniversitemiz olmak üzere devamedilmiştir.

Tanıtım süreci 25 Ocak 2008 tarihinde Karadeniz BölgeKomutanlığı ile Karaelmas Üniversitesi işbirliği ve EERRDDEEMMİİRRkatkılarıyla 1 düzenlenen Gazi Alemdar Anma Konseri ile enüst düzeye çıkmış ve bugüne kadar her ortamdan istifade iledevam ettirilmiştir.

Eğer bize sorarsanız hurdaya çıkmış, sökülmüş ve tarihintozlu sayfalarına intikal etmiş bu gemiyi inşa edip şehrin orta-sına niçin koydunuz diye, size söyle cevap verebiliriz,

Başta geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız olmaküzere Ereğli halkı ve Ereğli’yi ziyarete gelenlere MilliMücadelenin hangi şartlar altında nasıl yapıldığına dair birkesit sunmak,

Türk tarihinin dönüm noktalarından olan KurtuluşSavaşından şanlı bir sayfayı bizden sonraki nesillere aktar-mak,

Türk kahramanlığının, Türk denizciliğinin, Ereğli’nin veKaradeniz Türk’lüğünün Kurtuluş Savaşımıza verdiği desteğin,bir abidesi olarak somutlaştırmak,

Üç tarafı denizlerle çevrili fakat hala denizci olamayanülkemizde, her dönem uygarlığa ve zenginliğe açılan yol olandeniz ve denizciliğin, tanıtılması, sevdirilmesi ve yaygınlaştırıl-masına katkı sağlamak amacıyla Alemdar’ı inşa ettik burayakoyduk. Ona yeni görevinde uygun rüzgar, sakin deniz ve başa-rı diliyoruz yolu açık olsun.

Şimdi müsaade ederseniz 05 Şubat 1921 tarihindeAlemdar’ı Milli mücadeleye sokmak için İstanbul’dan kaçıra-rak ertesi günü bu güzel şehre intikal ettiren 8 kahraman ileKurtuluş Savaşı sırasında Alemdar’da dahil olmak üzereKaradeniz’de yürütülen mücadeleden kısaca bahsetmek isti-yorum.

08 Ağustos 2008 tarihinde bugünün Ereğli’sinden Şubat1921’in İstanbul’unu değerlendirmenin güçlüğünü ve bugüçlükle bu gemiyi kaçıran 8 kahramanın neleri göze alarakbu mücadeleye girdiğinin yeterince anlaşılamayacağını bili-yoruz.

Lütfen gözlerinizi kapatınız ve tahayyül ediniz.

111144443333

TTöörreenn EEssnnaassıınnddaa YYeellkkeennlliilleerriinn GGöösstteerriissii

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiSSeerrddüümmeenn RReecceepp KKaahhyyaa SSaalloonnuu

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiKKaaddııkkööyyllüü ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı OOssmmaann EEffeennddii SSaalloonnuu

Page 153: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Tarih 05 Şubat 1921, Alemdar’da görev yapıyorsunuz,İstanbul işgal altında, padişah sarayında düşmanla işbirliğiiçinde olsa da hala egemen, yaşam devam ediyor, maaşınızı alı-yorsunuz, İstanbul da Üsküdar da veya Beykoz’da tek umudusiz olan eşiniz ve çocuklarınızla yaşam sürüyorsunuz.

Soruyorum, o gemiyle gelir miydiniz? Zor bir karar, ogünde gelemeyenler oldu hatta geminin süvarisi bile bunu gözealamadı, evliyim dedi, karım genç dedi, yaşlıyım, aileden birkişi yeter dedi.

Çarkçıbaşı Osman Efendi 7 yürekli arkadaşı ile aldı geldi gemi-yi Kuvva-i Milliye için Ereğli’ye Helal size Sizlerle gurur duyuyoruz Ruhlarınız şad olsun.

Kurtuluş Savaşı sırasında bir avuç deniz subayımız veyurtsever Karadenizliler tarafından Alemdar’ın da içinde oldu-ğu çok az sayıda gemi ile tesis edilen deniz nakliyatı sayesinde,düşman donanmalarının tüm engellemelerine rağmen Sovyetlimanlarından Karadeniz’deki limanlarımıza taşınan ve ordu-muzun şiddetle ihtiyaç duyduğu cephane ve diğer harp malze-mesi, bu mücadelenin kazanılmasında büyük rol oynamıştır.

Ayrıca bu mücadeledeki birliktelik Türk bahriyesi ileKaradeniz insanı arasındaki kopmaz, tutku derecesine varan kar-şılıklı sevgi bağının da oluşmasında da büyük etken olmuştur.

Malumunuz ulu önder Mustafa Kemal AATTAATTÜÜRRKK liderli-ğinde yürütülen Kurtuluş Savaşına ülkemizin her bölgesininkatkısı çok büyüktür.

Fakat Ereğli’nin, Karadeniz’in, Karadeniz insanının katkı-sı ne sözlere ve ne mısralara sığar.

Ayrıca Alemdar verdiği bu mücadele sayesinde AnkaraHükümetinin tanınmasına neden olan anlaşmanın imzalanma-sına ve Fransızlar’ın karşımızdaki şer cephesinden ayrılmasınaneden olur.

İşte arkamda duran bu gemi, Ereğli’nin ve KaradenizTürkü’nün Kurtuluş Savaşında bu ülke için yaptıklarının, ülke-nin temeline koyduğu ve sonsuza kadar yaşayacak olan harcı-nın kutlu bir ifadesidir.

Sayın Meclis Başkanım, Sayın Komutanım sözlerime sonvermeden önce müsaadenizle Alemdar’ın inşasında katkısıalanlara huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum Bu konudaEreğli’de yaşayan herkesin yardımını ve desteğini aldık. Eğerburada kısıtlı zaman nedeniyle değinemediklerim olursa lütfenbeni bağışlasınlar.

111144444444

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiYYüüzzbbaaşşıı MMuussttaaffaa NNaaiill EErrcciivveelleekk SSaalloonnuu

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiYYüüzzbbaaşşıı MMuussttaaffaa NNaaiill EErrcciivveelleekk SSaalloonnuu

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiKKaaddııkkööyyllüü ÇÇaarrkkççııbbaaşşıı OOssmmaann EEffeennddii SSaalloonnuu

Page 154: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

111144445555Projenin başlangıcındaki destekleri nedeniyle, Zonguldak

Eski Valisi Yavuz EERRKKMMEENN’e, Eski Kaymakam Aziz İİNNCCİİ,Eski Belediye Başkanı Halil POSBIYIK’a,

Ereğli Gemi, Madenci, Ustamehmetoğlu ve UstaoğluTersanesi sahipleri ve çalışanlarına,

Gazi Alemdar Derneği ve Batı Karadeniz Deniz TicaretOdası Başkanı İrfan EERRDDEEMM’e,

Projede beraber çalıştığımız Kaymakam Osman EEKKŞŞİİ veBelediye Başkanı Murat SSEESSLLİİ’ye

Göreve katılışından itibaren verdiği destek için ZonguldakValisi Erdal AATTAA’ya

Alemdar’ın tanıtım faaliyetlerine verdiği destek içinKaraelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş AAÇÇIIKKGGÖÖZZ’e

Alemdar marşı nedeniyle Doç. Aydın İİLLİİKK VE EsraGGÜÜNNEERR HHAANNGGÜÜNN’e

Alemdar kıtabının yazımına verdiği destek için tarihçiyazar Gürdal ÖÖZZÇÇAAKKIIRR’a,

Alemdar’ı inşa ederken başından itibaren başım her sıkış-tığında sınırsız desteğini, güler yüzünü ve daima olumlu yakla-şımını gördüğüm ulusal ekonomimiz içinde gurur kaynağıEERRDDEEMMİİRR’in genel müdürü Oğuz ÖÖZZGGEENN’e ve projede çalışanEERRDDEEMMİİRR’lilere,

Tabii ki gece gündüz zaman mefhumu gözetmeden çalışansilah arkadaşlarıma özellikle Alb.Aydın DDOOĞĞAANN ile başındanitibaren Alemdar proje subayı olarak görevlendirdiğim Bnb.Mehmet DDÖÖNNMMEEZZ’e

İstanbul ve Gölcük Tersanesi Komutanları ve çalışanları-na, en kalbi duygularımla teşekkürlerimi sunuyor,

Her zaman desteklerini hissettiğim, deneyim ve direktifleriile bana yön veren Kuzey Deniz Saha Komutanım Kora. FeyyazÖÖĞĞÜÜTTCCÜÜ ve Deniz Kuvvetleri Komutanım Oramiral MetinAATTAAÇÇ’a

ve katılımları ile bizi onurlandıran sayın Meclis Başkanımızaşükranlarımı ve saygılarımı arz ediyorum.

Ayrıca şunu belirtmek istiyorum,

Sayın SSEESSLLİİ’ye teşekkür etmekle birlikte Belediyemizinsorumlulukları henüz bitmedi bundan sonra da artarak devamedecek,

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiİİssmmaaiill HHaakkkkıı KKaappttaann SSaalloonnuu

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii YYaaşşaamm MMaahhaallllii

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii KKööpprrüüüüssttüü

Page 155: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Öncelikle içinde güvenlik kameralarının bağlandığı kont-rol odası ve hediyelik eşya reyonunun bulunduğu idari binayıiçeren ve projesi hazır olan çevre düzenlemesini bitirecek veönümüzdeki haftadan itibaren Alemdar Müze Gemisi’nin işle-tilmesini, idamesini yapacaktır.

Kendisine bundan sonraki büyük sorumluluk gerektirençalışmaları için de başarılar diliyoruz.

Sayın Meclis Başkanım, Sayın Deniz KuvvetleriKomutanım ve değerli konuklar,

Tarihini iyi bilmeyen ulusların hafıza kaybına uğramışinsanlardan farkı yoktur,

Bütün dünler bugünlerimizi aydınlatan fenerlerdir,

İşte bu duygularla Alemdar Gemisini görüşlerinize vedeğerlendirmelerinize sunuyoruz.

Arz ederim.

Bu konuşma sonrasında Deniz Kuvvetleri KomutanıOramiral Metin AATTAAÇÇ kürsüye gelerek özellikle, Ereğli veKaradeniz halkının deniz ve denizcilere olan sevgisine vurguyaparak bu açılış nedeniyle duyduğu mutluluğu belirterekkonuşmasına başlamıştır. Sonrasında İstiklal Harbinde bahriye-mizin yaptıklarının çok fazla hatırlanmadığını ancak 6000 ton-luk küçük bir Anadolu donanması ile ordumuzun şiddetle ihti-yaç duyduğu 300.000 tonluk cephane ve harp malzemesinin,düşman donanmasına yakalanmamak için ölümü göze alaraközellikle fırtınalı havalarda taşındığını söylemiştir. Bu mücade-ledeki birlikteliğin Karadeniz insanı ile Türk Bahriyesi arasındakopmaz ve tutku derecesine varan bir sevgi bağına neden oldu-ğunu belirtmiştir. Karadeniz’deki nakliyatın simgelerinden birihaline gelen Alemdar Gemisinin müze haline getirilmesi proje-sinden uzun yıllardır bahsedilmesine rağmen, Deniz KuvvetleriKomutanı olarak Ereğli’ye geldiğinde bu projenin 30 Ağustos2008’ den önce bitirilmesi gerektiğini belirterek bunun sözünüaldığını ve şu an bu açılışta bulunmaktan çok mutlu olduğunusöylemiştir. Çocukların bu müzeyi gezdikten sonra denizci olma-ya karar vereceklerini ve bu duygunun nesillerden nesillere geçe-ceğini temenni ederek, projeye emeği geçen herkese teşekkür ede-rek konuşmasına son vermiştir.

Protokol konuşmalarından sonra açılışa geçilmiştir. İkideniz izcisinin tuttuğu kurdele TBMM Başkanı Sayın KöksalTTOOPPTTAANN ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral MetinAATTAAÇÇ tarafından kesilerek açılmıştır. Açılış esnasında kırmızıbeyaz balonlar uçurularak her taraftan kırmızı beyaz konfetileratılmıştır. Meclis Başkanı ve Komutanımızın geminin alt tava-sına ayak basmasıyla birlikte kendileri silistre ile selamlanmışve arkasından tüm protokol mensupları gemiye alınmıştır.

111144446666

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ TTaarraaffıınnddaann MMüüzzeenniinn AAççııllmmaassıı

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ TTaarraaffıınnddaann MMüüzzeenniinn AAççııllmmaassıı

DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannııOOrraammiirraall MMeettiinn AATTAAÇÇ’’ıınn KKoonnuuşşmmaallaarrıı

Page 156: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

Geminin bölmelerinin tanıtımını; TBMM Başkanı SayınKöksal TTOOPPTTAANN ve Deniz Kuvvetleri Komutanı OramiralMetin AATTAAÇÇ ile protokol mensuplarına bizzat TuğamiralTürker EERRTTÜÜRRKK tarafından yapılmıştır. Geminin birinci bölü-münde Alemdar Kahramanlarına ayrılan yerde; eski DışişleriBakanı Sayın Mümtaz SSOOYYSSAALL’ın babası, 1924 yılındaAlemdar Gemisi Başçarkçısı Beşiktaşlı Osman MuhtarEfendi’nin hayatının anlatıldığı bilgi panosu önünde duyguluanlar yaşanmıştır.

Geminin ikinci bölümünde TBMM Başkanı Sayın KöksalTTOOPPTTAANN ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral MetinAATTAAÇÇ ile protokol mensuplarına Alemdar Gemisi hakkındaayrıntılı brifing verilmiştir.

Geminin gezilmesi sonrasında Karadeniz BölgeKomutanlığında geniş bir katılımla tüm protokol mensuplarınaöğle yemeği verilmiştir. Yemek esnasında herkese Gazi AlemdarMüze Gemisi projesi kapsamında; Alemdar Tarihi ve müzegeminin inşasını anlatan, basımı yeni yapılmış ‘Karadeniz’deBir Destan Gazi Alemdar Gemisi’ prestij kitabıyla açılış töreniiçin özel olarak hazırlanan anı objesi verilmiştir.

Gazi Alemdar Müze Gemisi yapılan son düzenlemelerle;

İlk giriş bölümü yekede; Alemdar kahramanları ile Ereğlive yakın çevresi şehit ve gazilerimize ayrılarak bunun yanındageminin teknik özellikleri,

Birinci bölümde; Alemdar Tarihi ve Gazi Alemdar MüzeGemisinin inşa aşamaları,

İkinci bölümde; 40 kişilik bir brifing salonu oluşturularakaynı zamanda Türklerin ilk denizle tanışmasından günümüzedonanmamızın tarihsel gelişimi, geçmişten günümüze bahriyekıyafetleri ile Türk Deniz Kuvvetleri’nin tanıtımı,

Geminin baş kısmındaki üçüncü bölümde; DenizciliğinTanıtılması, Sevdirilmesi ve Yaygınlaştırılması (DTYS) kapsa-mında, denizciliğe yönelik temel bilgiler, deniz bağlarının yapı-lışı ile en uçtaki mahalde muhtelif obje ve bilgi panoları ile por-sun işleri,

Geminin üst güvertedeki yaşam yerlerinde ise; 05 Şubat1921 gecesi geminin İstanbul’dan Ereğli’ye intikalindeki ortammaketlerle ve işitsel olarak çeşitli canlandırmalarla anlatacakşekilde düzenleme yapılarak Ereğli sahilinin en güzel yerindekendisine yüklenen yeni görevi yerine getirmek üzere faaliyetegeçmiştir.

Yukarıda anlatılanlarla Alemdar Müze Gemisi inşasınınhangi şartlar altında ve nasıl yapıldığını gelecek nesillere akta-

111144447777

EEsskkii DDıışşiişşlleerrii BBaakkaannııMMüümmttaazz SSOOYYSSAALL’’ıınn MMüüzzeeyyii GGeezzmmeessii

DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannııOOrraammiirraall MMeettiinn AATTAAÇÇ TTaarraaffıınnddaann

ŞŞeerreeff DDeefftteerriinniinn İİmmzzaallaannmmaassıı

KKaarraaddeenniizz BBööllggee KKoommuuttaannıı TTuuğğaammiirraall TTüürrkkeerrEERRTTÜÜRRKK TTaarraaffıınnddaann MMüüzzeenniinn TTaannııttııllmmaassıı

Page 157: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

racak bir kesit sunulmuştur. Bu çalışmalarda çok fazla kişininemeği geçmiş olup burada en ince ayrıntısına kadar anlatılma-sının zorluğu ortadadır. Alemdar Müze Gemisinin inşası esna-sında sözle bile olsa bu projeye verilen her destek projeye anlamkatmış, katkı sağlamıştır. Bu projede yer alan herkesin katkıla-rı ve Ereğli halkının bilinen bilinmeyen tüm desteğiyle GaziAlemdar Gemisi müze olarak tüm ihtişamı ve şanlı geçmişiyleEreğli’nin en güzel yerinde bir abide olarak yerini almıştır.Alemdar projesine destek verdiği halde ismen veya başka birşekilde desteği burada ifade edilmeyenlerin affına sığınıyoruz.

Açılış sonrası yapılan gözlemlemede Gazi Alemdar MüzeGemisine halkın ilgisinin çok fazla olduğu, ziyaretçilerle yapı-lan görüşmelerde geminin düzenlemesinin beklediklerindendaha güzel olduğu yönünde çok olumlu tepkiler alınmıştır.Alınan bu tepkilerden de anlaşıldığı üzere, kendisine verilen hergörevi başararak adeta kaderi başarmak haline gelen bu kahra-man geminin bu yeni görevini de başarıyla yerine getirmesidileğiyle uygun rüzgâr, sakin deniz ve başarılar...

111144448888

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissii

GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiinnee HHaallkkıınn İİllggiissii

TTBBMMMM BBaaşşkkaannıı SSaayyıınn KKöökkssaall TTOOPPTTAANN vveeDDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii KKoommuuttaannıı OOrraammiirraall MMeettiinn

AATTAAÇÇ’’aa GGaazzii AAlleemmddaarr MMüüzzee GGeemmiissiiTTaannııttıımm BBrriiffiinnggii VVeerriillmmeessii

Page 158: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ
Page 159: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

İSTİKLAL HARBİNİN KAHRAMAN GEMİLERİ

MİLLİ MÜCADELE’DE KARADENİZ’DE GÖREV YAPAN GEMİLERDENÖZELLİKLE 3 GEMİ, SİLAH VE CEPHANE TAŞIMA İŞİNDE BÜYÜK İSİMYAPMIŞTI. BUNLAR ALEMDAR RÖMORKÖRÜ, RÜSUMAT MOTORU VEŞAHİN VAPURLARIYDI. BU ÜÇ GEMİ RUSLARDAN ALINAN SİLAH VECEPHANEYİ KARADENİZ’DEKİ TUAPSİ VE NOVOROSİSK LİMANINDANALIR VE DÜŞMAN DEVRİYE BOTLARINA GÖRÜNMEDEN ANADOLUKIYILARINA GETİRİRLERDİ. BU SEFERLER SIRASINDA YÜZBAŞIMUSTAFA NAİL BEY KOMUTASINDAKİ ALEMDAR; PONTUSCU SARIYANNİ VE ABACI YANKO ÇETELERİNİ YAKALAMIŞ, YÜZBAŞI CEVAT BEYKUMANDASINDAKİ ŞAHİN VAPURU; BÜYÜK TAARUZDAN ÖNCE 29ADET SAVAŞ UÇAĞINI RUSYANIN NOVOROSİSK LİMANINDAN ALMAKİÇİN YUNAN BOTLARIYLA ÇARPIŞARAK ANADOLUYA İNTİKAL ETTİRMİŞVE RÜSUMAT MOTORU İSE TAŞIDIĞI SİLAHLARI DEVRİYE BOTLARINAKAPTIRMAMAK İÇİN ORDU’DA BATIRILMIŞ DAHA SONRA TEKRARYÜZDÜRÜLMÜŞTÜR.

ONLARLA GURUR DUYUYORUZ!

İSTİKLAL HARBİNİN KAHRAMAN GEMİLERİ

MİLLİ MÜCADELE’DE KARADENİZ’DE GÖREV YAPAN GEMİLERDENÖZELLİKLE 3 GEMİ, SİLAH VE CEPHANE TAŞIMA İŞİNDE BÜYÜK İSİMYAPMIŞTI. BUNLAR ALEMDAR RÖMORKÖRÜ, RÜSUMAT MOTORU VEŞAHİN VAPURLARIYDI. BU ÜÇ GEMİ RUSLARDAN ALINAN SİLAH VECEPHANEYİ KARADENİZ’DEKİ TUAPSİ VE NOVOROSİSK LİMANINDANALIR VE DÜŞMAN DEVRİYE BOTLARINA GÖRÜNMEDEN ANADOLUKIYILARINA GETİRİRLERDİ. BU SEFERLER SIRASINDA YÜZBAŞIMUSTAFA NAİL BEY KOMUTASINDAKİ ALEMDAR; PONTUSCU SARIYANNİ VE ABACI YANKO ÇETELERİNİ YAKALAMIŞ, YÜZBAŞI CEVAT BEYKUMANDASINDAKİ ŞAHİN VAPURU; BÜYÜK TAARUZDAN ÖNCE 29ADET SAVAŞ UÇAĞINI RUSYANIN NOVOROSİSK LİMANINDAN ALMAKİÇİN YUNAN BOTLARIYLA ÇARPIŞARAK ANADOLUYA İNTİKAL ETTİRMİŞVE RÜSUMAT MOTORU İSE TAŞIDIĞI SİLAHLARI DEVRİYE BOTLARINAKAPTIRMAMAK İÇİN ORDU’DA BATIRILMIŞ DAHA SONRA TEKRARYÜZDÜRÜLMÜŞTÜR.

ONLARLA GURUR DUYUYORUZ!

Page 160: GAZİ ALEMDAR GEMİSİ

İSTİKLAL HARBİNDEBAHRİYE TEŞKİLATI VE NAKLİYAT

KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ZAFERE ULAŞMAK İÇİN KARADE-NİZ’DE BİR AVUÇ DENİZ SUBAYI VE YURTSEVER KARADENİZLİLERTARAFINDAN TESİS VE İDAME EDİLEN STRATEJİK DENİZ NAKLİYATISAYESİNDE, DÜŞMAN DONANMASININ TÜM ENGELLEMELERİNE RAĞ-MEN SOVYET LİMANLARINDAN KARADENİZDEKİ LİMANLARIMIZATAŞINAN VE ORDUMUZUN ŞİDDETLE İHTİYAÇ DUYDUĞU 300.000TON’DAN FAZLA CEPHANE VE DİĞER HARP MALZEMELERİ SAYESİNDEBU BÜYÜK MÜCADELE KAZANILMIŞTIR.

ORGENERAL MÜZAFFER ERGÜDER İSTİKLAL HARBİ SIRASINDAKARADENİZ’DE YÜRÜTÜLEN DENİZ NAKLİYATINI SONUÇLARI İTİBA-RIYLA ŞU ŞEKİLDE ÖZETLEMİŞTİR.

“İSTİKLAL HARBİNDE BİR AVUÇ DENİZ SUBAYIMIZ VE YURTSE-VER KARADENİZLİLER OLMASAYDI; NE İNÖNÜLER, NE SAKARYA NE DEDUMLUPINAR VE DOLAYISIYLA İSTİKLAL HARBİ DE OLMAZDI.”

İSTİKLAL HARBİNDEBAHRİYE TEŞKİLATI VE NAKLİYAT

KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ZAFERE ULAŞMAK İÇİN KARADE-NİZ’DE BİR AVUÇ DENİZ SUBAYI VE YURTSEVER KARADENİZLİLERTARAFINDAN TESİS VE İDAME EDİLEN STRATEJİK DENİZ NAKLİYATISAYESİNDE, DÜŞMAN DONANMASININ TÜM ENGELLEMELERİNE RAĞ-MEN SOVYET LİMANLARINDAN KARADENİZDEKİ LİMANLARIMIZATAŞINAN VE ORDUMUZUN ŞİDDETLE İHTİYAÇ DUYDUĞU 300.000TON’DAN FAZLA CEPHANE VE DİĞER HARP MALZEMELERİ SAYESİNDEBU BÜYÜK MÜCADELE KAZANILMIŞTIR.

ORGENERAL MÜZAFFER ERGÜDER İSTİKLAL HARBİ SIRASINDAKARADENİZ’DE YÜRÜTÜLEN DENİZ NAKLİYATINI SONUÇLARI İTİBA-RIYLA ŞU ŞEKİLDE ÖZETLEMİŞTİR.

“İSTİKLAL HARBİNDE BİR AVUÇ DENİZ SUBAYIMIZ VE YURTSE-VER KARADENİZLİLER OLMASAYDI; NE İNÖNÜLER, NE SAKARYA NE DEDUMLUPINAR VE DOLAYISIYLA İSTİKLAL HARBİ DE OLMAZDI.”