geÇmİŞten gÜnÜmÜze uluslararasi dİnÎ mÛsİkÎ...
TRANSCRIPT
![Page 1: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/1.jpg)
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ SEMPOZYUMU
FROM PAST TO PRESENT INTERNATIONAL RELIGIOUS MUSIC
SYMPOSIUM
03-04 KASIM 2017 ● AMASYA
BİLDİRİLER KİTABI
Bu sempozyum T. C. Amasya Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenmiştir.
AMASYA ● 2017
![Page 2: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/2.jpg)
NEYZEN OSMAN YILDIZ VE AMASYA MÛSİKÎSİ’NE KATKISI
Fatih KOCA
Özet
Amasyalı Osman Yıldız, tarihimizde yetişen önemli neyzen mûsikîşinaslardan biridir. Öğrenimini
tamamladıktan sonra memleketi Amasya’da hizmet etmeye karar vermiş, hayatını mûsikîmize ve ney
sazına adamıştır. 1985 yılından bugüne kadar yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Neyzen Osman Yıldız ney
sazında tavır olarak Üstad Niyazi Sayın ekolüne bağlıdır. Bununla birlikte kendine has bir üfleme tekniği
ve özel bir “Ney Metodu” vardır. Neyzen Osman Yıldız, mûsikîyi bir ahlak dairesi içerisinde icrâ etmiş ve
öğrencilerine hep bu disiplini aşılamıştır. Onun için mûsikî devamlılık ve disiplindir. Amasya Belediye
Konservatuarı ve Amasya Üniversitesi Türk Müziği Korosu’nun kuruluşlarında önemli bir rol
üstlenmiştir. Halen Amasya’da Amasya Belediyesi Konservatuarı’nda bu hizmetlerine devam
etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Neyzen Osman Yıldız, Amasya, Müzik, Ney, Neyzen.
Neyzen Osman Yıldız and Amasya Mûsikîsine Additive
Abstract
Osman Yıldız of Amasya is one of the most outstanding musicians who played nay in our history.
Having completed his education, Neyzen Osman Yildiz decided to serve his his hometown Amasya,
devoting his life to music and the instrument of nay. Since 1985, he has raised hundreds of students.
Yildiz followed a great nay master Niyazi Sayın’s instrumental style. However, he has a unique blowing
technique and a special method. Yildiz, performed music in a spiritual atmosphere and taught his
disciples this traditional discipline. To him, musical education depends on continuity and discipline. He
played an important role in the foundation of Municipal Conservatory of Amasya and the Ensemble of
Turkish Music of Amasya University. He is still continuing to serve in these institutions.
Keywords: Neyzen Osman Yıldız, Amasya, Music, Nay, Nay Player.
Giriş
Edinilen ilk bulgulara göre MÖ 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı tahmin edilen Ney sazının
mûsikî açısından tarihteki yeri önemlidir. Bu saz Türk mûsikîsi geleneğinde de mistik bir yere sahiptir.
Bu saz, özellikle Mevlâna Celâleddîn-i Rûmi’den itibaren Dîni mûsikîmizde ayrı bir yer teşkil etmiştir.1 O
günden bu yana birçok değerli neyzen tarihteki yerini almış ve mûsikîmize hizmet etmişlerdir. Amasyalı
Neyzen Osman Yıldız da bu değerli neyzenlerden biridir. O, sadece Amasya mûsikîsine değil,
yetiştirdiği öğrencileriyle Türk mûsikîmize de hizmeti açısından önemli bir değerdir. Yurdun farklı
yerlerinde öğretmenlik yaptıktan sonra Amasya’ya tayiniyle beraber, ney dersleri vermeye başlayan
Neyzen Osman Yıldız, Amasya Belediye Konservatuarı’nın kuruluşunda yer almış, ayrıca bu kurumda
Müdür yardımcılığı, Tasavvuf Müziği Korosu Şefliği, bunların yanında Amasya Eğitim Fakültesi Koro
Şefliği de yapmıştır. Halen Amasya’da öğrenci yetiştirmektedir. Ney sazındaki hocaları Üstad Neyzen
Niyazi Sayın geleneğinden gelen Neyzen Hâfız Arif Biçer ve Neyzen Ömer Erdoğdular’dır. Neyzen
Osman Yıldız, mûsikîyi bir ahlak dairesi içerisinde icrâ etmiş ve öğrencilerine hep bu disiplini aşılamıştır.
Onun için mûsikî devamlılık ve disiplindir. Diğer ney metodlarının yanında kendine has bir ney öğretim
metodu da bulunan Neyzen Osman Yıldız’ın 33 yıldır yetiştirdiği öğrencileri şuan dünyanın dört bir
yanında onun bu metodu çerçevesinde ney öğreticiliği ve sanatçılık yapmaktadırlar.
Dr., Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, [email protected]. 1 Fatih Koca, “Ney’in Tarihi Gelişimi ve Dinî Mûsikîmizdeki Yeri”, Dini Araştırmalar Dergisi, c. 4, sayı: 12, Ocak-Nisan Ankara,
2002, ss. 181-196.
![Page 3: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/3.jpg)
56 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu
Neyzen Osman Yıldız
Neyzen Osman Yıldız, Amasya’nın Tokat sınırına yakın Yuva Köyü’nde 2 Haziran 1949 yılında
dünyaya gelmiştir. Babası inşaat ustalığı ve işçilik yapan Hasan Efendi, annesi, Amasya
medreselerindeki hocalardan yetişmiş, son dönem Osmanlıcayı okuyan ve öğreten ev hanımı
Ümmehan Hanımefendi’dir. Babası Hasan Efendi, annesi Ümmehan Hanımefendi’den Kur’an ve
Osmanlıca tahsili görmüştür. İlkokulun birinci sınıfını köyünde okul olmadığından köylerine yakın
Beldağı Köyünde okuyan Neyzen Osman Yıldız, eğitimini daha iyi tamamlaması için ailesi ile birlikte
Tokat’ın Turhal ilçesine taşınmıştır. İlkokulu Turhal’da tamamlayan Neyzen Osman Yıldız, devlet
parasız yatılı sınavını kazanarak 1964-1965 öğretim yılında Tokat İmam Hatip Lisesi’ne başlamıştır.
İmam Hatip Lisesi’nin ilk yılında radyodan dinlediği ney sesine âşık olmuş ve aradığını bulmaya bu
yıllarda başlamıştır. Amacı bu sazı öğrenmektir.
Neyzen Osman Yıldız, İmam Hatip Lisesi’nin orta kısmında okurken özellikle Ramazan aylarında
radyoda dinlediği iftar yayınlarındaki Tasavvuf Mûsikîsi programlarında saz heyetinin içinde duyduğu
ney sesine aşırı derecede ilgi ve alaka duymuştur. Saz heyetinin içinde duyduğu ney sazını hiç
görmediği için onu kaval olarak algılamış, özellikle yaz aylarında bu sese yakın olan kavala ilgi duymuş
ve kendi kendine kaval üflemeye başlamıştır. Ancak bu kaval sesinde de ney’in sesini yakalayamamış
ve daha da merak etmeye başlamıştır. Bu hayranlık İmam Hatip yılları boyunca devam etmiştir.
Neyzen Osman Yıldız, İmam Hatip Lisesi’ni Tokat’ta başarıyla tamamlayarak, 1970 yılında
Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nü kazanarak Konya’ya gitmiştir. Ney’e olan ilgisi bu yıllarda da devam
etmiştir. Sonunda aradığını burada bulmuştur. Enstitü’ye başladığı ilk yıl, TRT Ankara Radyosu’ndan
ayrılıp Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nde Dinî Mûsikî dersleri vermeye başlayan (1942-2007) ile
tanışmıştır. Yıllardır hasreti ile yandığı ney dersleri eğitimini Neyzen Hâfız Arif Biçer’den almaya bu yıl
başlamıştır. Ney’i üflemede ilk zamanlarda oldukça zorlansa da eskiden kaval üflediği için
parmaklarının alışkanlığından bir müddet sonra ney’e de âşina olmuştur. Makam, usûl ve nazariyat
dersleri ile ney üfleme tekniğini Neyzen Hâfız Arif Biçer’den almaya başlayan Neyzen Osman Yıldız,
kendisinden bir yıl evvel derslere başlayan öğrencilere kısa sürede yetişmiştir. Öğrenme aşamasının ilk
yıllarında neyden kaval seslerine yakın ses çıkarttığı için, her zaman hocasından ikaz da almıştır.
Bununla beraber hocasına hiçbir zaman önceden kaval üflediğini söylememiştir. Neyzen Osman Yıldız,
hocasının hiçbir dersini kaçırmayarak sebat etmiş, böylece hocasının da ilgisini çekmiştir. Bu sebat,
hocasının onu kabul ederek daha fazla ilgilenmesine neden olmuştur.
Neyzen Osman Yıldız, Neyzen Hâfız Arif Biçer’den ney derslerinin yanında, ilâhiyatçı kimliğinin
getirdiği sorumluluktan dolayı, özellikle dinî mûsikînin diğer formları üzerine de çalışmıştır. Bir müddet
sonra hocasının tekrar Ankara’ya dönmesi ile dersleri aksasa da Konya’da başka bir grup ile
çalışmalarını sürdürmeye devam etmiştir. Neticede, Neyzen Osman Yıldız ilerleyen yıllarda kendisini
öyle yetiştirmiştir ki, Konya Mevlâna İhtifal törenlerine “Neyzen” olarak katılmaya başlamıştır.
Neyzen Osman Yıldız, Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdikten sonra mecburi hizmetle
MEB bünyesinde Din Kültürü Öğretmenliği yapmaya başlamıştır. İlk atandığı yer, Tunceli’nin
Çemişgezek ilçesidir. Burada insanlarla hemen kaynaşarak özellikle spor faaliyetleri ile ön plana
çıkmıştır. İki yıl sonra Ankara’nın Polatlı ilçesinde vatani görevine gitmiş, askerlik sonrası Tekirdağ,
Saray ilçesinin Ali Nakil Erenyol Lisesi’nde tekrar öğretmenliğe başlamıştır. 1982-1985 yıllarında
Tekirdağ’dan hafta sonları İstanbul’a Üstad Neyzen Niyazi Sayın’nın (1927- ) en önemli
öğrencilerinden, aynı zamanda kuyumculukla da uğraşan Neyzen Ömer Erdoğdular’ın (1949- ) ney
derslerine devam etmiştir. Neyzen Ömer Erdoğdular’dan ney tavrı ve ileri derece ney üfleme
tekniklerini öğrenmiştir. 1985 yılının yaz aylarında memleketi Amasya’ya tayini çıkmış, burada Amasya
Lisesi’nde Din Kültürü öğretmenliğine başlamıştır.
Neyzen Osman Yıldız, ney sazında ilerlemesi ve dönemin en önemli hocalarından yetişmesi
nedeniyle, Amasya’da istekli öğrencilere bu bilgilerin aktarılmasını düşünmeye başlamıştır. 1985 yılının
sonbaharında Şamlar Mahallesi’nde kendisi ile aynı konutlarda oturan Hacı Dursun Koca, oğlunun bu
konuda çok istekli olduğunu kendisine iletmiş, o da bu isteği reddetmeyerek kabul etmiştir. Büyükağa
![Page 4: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/4.jpg)
Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 57
Medresesi Hâfızlık Kur’an Kursu’nda, aynen kendi hayatında olduğu gibi bir hocaya ihtiyaç duyan Hâfız
Fatih Koca’ya kendi evinde ders vermeye başlamıştır. Dolayısıyla Hâfız Fatih Koca, kendisinin ilk
öğrencisi olma şerefine nail olmuştur. Hâfız Fatih Koca hocası Neyzen Osman Yıldız’dan aldığı
ödevlerini Büyükağa Medresesi’nde yapmaya başlayınca medresedeki diğer hâfızlarında dikkatini ve
ilgisini çekmiştir. İlerleyen yıllarda bu medreseden katılan yetenekli hâfızlar ile diğer öğrencilere bazen
medresede bazen kendi evinde kabulü ile Neyzen Osman Yıldız, öğrenci potansiyelini artırmaya
başlamıştır.
Neyzen Osman Yıldız, Amasya’ya gelmesiyle Giriftzen Asım Bey’den (1851-1929) sonra -birkaç
neyzen hariç- Amasya’da yeniden bir dönem başlatmıştır. Özel olarak verdiği derslerle başlayan hocalık
hayatı, 1989 yılında Amasya Lisesi bünyesindeki Müzik Salonu’nda ilk Türk Mûsikîsi kurslarıyla devam
etmiştir. Hocalarından aldığı bilgi ve birikimini mûsikîye sevdalı insanlara ister ney dersleri, ister diğer
nazarî bilgiler vererek büyük bir fedakârlıkla aktarmaya başlamıştır. Onun bu derslerine özellikle değerli
eşi Emine Hanımefendi ve çocukları Serap ve Yusuf da büyük bir fedâkârlıkla destek vermişlerdir.
Amasya’ya gelişinin ilk yıllarında umduğunu bulamayan Neyzen Osman Yıldız, hocası Neyzen
Ömer Erdoğdular’ı arayarak İstanbul’a dönmeyi bile düşünmüştür. Ancak hocasının “Amasya’da 10
tane öğrenci yetiştirmeden buraya gelemezsin!” ikazı üzerine üzerindeki sorumluluğun bilincini
hissetmesi onu Amasya’da kendi memleketinde hizmet etmeye itmiştir. Neticede Amasya’dan hiç
ayrılmayarak 10 yerine yüzlerce nice öğrenci yetiştirmiş, hocasının gösterdiği bu yoldan ilerlemeye
devam etmiştir.
Neyzen Osman Yıldız, sadece sanatçı kişiliği ile değil, sportmenliği ile de ön plana çıkmıştır.
Ortaokul yıllarında özellikle voleybol sporu ile ilgilenmiş, Tokatspor’da profesyonel olarak voleybol
oynamıştır. Hatta 1970-1971 dönem liginde kendisinin de kadroda olduğu Tokatspor Voleybol Takımı
birinci lige yükselmiştir. Konya’da okuduğu yıllarda Konya İdman Yurdu Voleybol takımında 4 yıl,
Tekirdağ AEG Buzdolabı Fabrikası Voleybol Takımı’nda 4 yıl profesyonelce voleybol oynamıştır.
Amasya’ya döndükten sonra profesyonelce oynadığı voleybol sporunu bırakarak kendisini öğrenci
yetiştirmeye adamıştır.
Neyzen Osman Yıldız’ın Amasya Mûsikîsine Katkısı
Neyzen Osman Yıldız, 1985 yılında Amasya’ya öğretmen olarak atandığında Amasya’da eskiden
beri bazı mûsikî cemiyetlerinin varlığını biliyordu. Bazı dönemlerde bu cemiyetlerin yapısı değişip
kapanmış olsa da memleketine hizmet adına büyük ümitlerle kendi müktesebatınca hareket etmeye
başladı. İlk olarak bizzat kendi evinde, ailesinin de büyük fedakârlıkları ile öğrencilerine ders vermeye
başladı. Bu yıllarda Amasya’da diğer enstrüman icracıları ile tanıştı. Ancak bu icracılarının büyük bir
çoğunluğunun pratikte iyi olmasına rağmen nazariyat olarak mûsikîde eksikliklerini gördü. İlk olarak bu
değerli icracılara, mûsikînin nazarî boyutunu öğretmekle başladı. Onun bu aşk ve heyecanını gören
Amasyalı müzikseverler onu yalnız bırakmadılar. Neticede istişareler sonucu Amasya’da 1989 yılında ilk
olarak Amasya Lisesi bünyesinde Türk Mûsikîsi kurslarını başlatmış oldu. Zaten var olan pratiğin
üzerine, nota, solfej, nazariyat gibi dersler de eklenince bu kurs daha bilimsel bir okul haline dönüştü.
1989 yılından itibaren Amasya Lisesi’nde başlayan Türk Mûsikîsi kursları, Neyzen Osman
Yıldız’ın girişimleri sonucu bu işe gönül veren mûsikîşinas Amasyalılarla gönüllük esasına dayanarak
devam etti. Ayrıca yine Neyzen Osman Yıldız’ın gayretleri ile 1995’den itibaren Türk Tasavvuf Mûsikîsi
çalışmaları da başlamıştır. Oluşturulan bu grup bazen bir doktor muayenehanesinde bazen bir
radyonun deposunda ama mütevazı bir şekilde çalışmaya başlamıştır. Böylece o döneme kadar sadece
mevlid vb programlarda icra edilen Tasavvuf Mûsikîsinin bilimsel boyutu Amasya’da yeni bir temel
üzerine kurulmuş oldu. Nihayet 1999 yılında Amasya Akşemsettin İlköğretim Okulu’nda öğrencisi
Neyzen Osman Akbaş’ın düzenlediği “Yunus Emre’yi Anma” programında dönemin Amasya Belediye
Başkanı Hüseyin Baş, program sonu Neyzen Osman Yıldız ve Neyzen Osman Akbaş’a Belediye
Konservatuarını yeniden kurup ihya etme niyetinde olduğunu ve kendilerinin de Tasavvuf Mûsikîsi
bölümünü kurma görevini üstlenmelerini teklif etti. Böylece Amasya Belediye Konservatuarı bünyesinde
ilk defa Tasavvuf Mûsikîsi bölümü Neyzen Osman Yıldız ve öğrencisi Neyzen Osman Akbaş’ın
![Page 5: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/5.jpg)
58 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu
çabalarıyla kurulmuş oldu. Bugün Din Görevlilerinden ve diğer gönüllü katılımcılardan oluşan bölüm,
Yetişkinler Korosu ve Çocuk Korosu boyutuna gelmiştir. Bu korolar kapsamında kuruluşundan bu
zamana kadar beş yüzün üzerinde mûsikîşinasın yer aldığı bu bölüm Neyzen Osman Yıldız’ın eseridir.
Bu yönü ile Neyzen Osman Yıldız’a öğrencileri kendi aralarında “Amasya’nın ikinci Giriftzen Asım’ı”
demeleri hiç de yanlış değildir. Daha sonraki yıllarda Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir Bey ve
Amasya Belediye Başkan Yardımcısı, aynı zamanda kendi ney öğrencilerinden Neyzen Osman Akbaş’ın
büyük katkıları ile Amasya Belediye Konservatuarı Bimarhane’nin Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi
Müzesi’ne dönüştürülmüştür. Belediye Konservatuarı da bu kapsamda Bimarhane’ye -Dâruşşifâ-
nakledilerek bugünkü yerinde hizmetlerine devam etmeye başlamıştır. Kuruluşundan itibaren
Konservatuar’da yüzlerce öğrenci yetişmiştir. Bu öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Devlet
Konservatuarlarında, Üniversitelerin Müzik Bölümlerinde, Devlet Klasik Korolarında ve TRT’de görev
yapmaktadırlar. Bunların yanında halen üniversitelerde akademik olarak görev yapanlar da mevcuttur.
Bugün Türkiye geneli Türk Din Mûsikîsi alanında görev yapmakta olan kırkın üzerindeki akademisyenin
on altısının Amasyalı olmasında hiç şüphesiz hocamızın katkısı ve emeği büyüktür.
Neyzen Osman Yıldız, sadece Amasya’da istekli öğrencilere değil yakın illerden gelen
öğrencilere de ney ve mûsikî dersleri vermiştir. Onun şöhreti bu yıllardan itibaren tüm Türkiye’ye hatta
dünyaya yayılmaya başlamıştır.
Neyzen Osman Yıldız, Amasya Belediye Konservatuar Müdür Yardımcılığı, Tasavvuf Mûsikîsi
Bölüm Başkanlığı ve Koro Şefliği gibi idâri görevlerde de bulunmuştur. Bu görevler kapsamında her yıl
Ramazan ayının bir gününde TRT’de canlı yayınlanan Tasavvuf Müziği korolarını yönetmiş, özellikle
Kadir Gecesi’ndeki özel konserlerde koronun şefliğini yapmış, Kutlu Doğum Haftası kapsamında yakın il
ve ilçelerde yapılan konser programlarının Genel Sanat Yönetmenliği ve koro şefliklerini devam
ettirmiştir. Kendisine Belediye Konservatuarı’nın Müdürlüğü ısrarla teklif edilmesine rağmen;
müdürlüğün gerektirdiği sorumluluklarda aksaklık yaşanmasından korktuğu için bu görevi hiçbir zaman
kabul etmemiştir. O kendini her daim öğrencilerine adamış, bu şekilde Amasya mûsikîsine hizmet
etmeyi tercih etmiştir.
Neyzen Osman Yıldız, Konservatuar’daki idari görevlerinin dışında Amasya Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Türk Müziği Korosu’nun da şefliğini yapmıştır. 1988 yılında fahri olarak Fakülte Korosu’nun
kurulma ve çalıştırılmasında büyük emek sarf etmiştir. Bu aşamada Müzik öğretmeni Fikret Ak’ın da
yardımları çoktur. Koro ilk başlarda fazla rağbet görmemesine rağmen, koroya dâhil edilen farklı
enstrümanlarla koro saz heyeti daha da zenginleştirilmiştir. Önceleri koroya öğrenci aranırken ilerleyen
yıllarda koroya eleman seçilerek alınmaya başlamıştır. Fakülte korosunun bu hale gelmesinde Neyzen
Osman Yıldız’ın dinamizmi ve sanat ahlakı önemli bir faktör teşkil etmektedir. Şuan bu koro, çeşitli
etkinlikler çerçevesinde Amasya ve farklı yerlerde, aynı zamanda belirli dönemlerde TRT’de konserler
icra etmektedir.
Neyzen Osman Yıldız’ın Ney Öğretim Metodu
Neyzen Osman Yıldız, ney derslerine ilk başladığı yıllarda öğrencilerine, hocalarından öğrendiği
metodla ve Neyzen Süleyman Erguner’in (Torun) kaleme aldığı Ney Metodu’ndan edindiği bazı
bilgilerle ders veriyordu. Kitap o günlerde Amasya’da olmadığı için kitabın bazı fotokopi sayfaları ile
idare ediliyordu. Ancak öğrencileri hocanın kendisinin varlığına güvendiği için bu metodları takip
etmedi. Çünkü metodun kendisi Neyzen Osman Yıldız idi. O yıllarda Amasya’da ney sazını bulmak da
zordu. Bundan dolayı Neyzen Osman Yıldız, öğrencilerine kendisinin elektrik borularından yaptığı
neyleri veriyor, asıl ney alınana kadar bu borular ile idare ettiriyordu. Zamanla öğrenciler Kayseri ve
İstanbul’dan neyler edinmeye başladı. Kendisini ney öğreticiliğine adayan Neyzen Osman Yıldız,
isteseydi iyi bir ney yapımcısı da olabilirdi. Tüm bunlarla beraber Neyzen Osman Yıldız’ın kendine has
bir öğretim metodu da oluşturdu. Bu metod, ilk etapta seslerin doğru çıkması için öğrencilere bazı
etüdler verilerek özellikle neydeki sesin doğru çıkmasını amaçlamaktadır. Neyzen Osman Yıldız,
öğrencilerin sesleri doğru çıkarıp, parmakların doğru basılmasını öğrettikten sonra eser vermeye
![Page 6: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/6.jpg)
Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 59
başlardı. Eğer öğrenci bu derslerden sıkılmayıp aynen kendisi gibi bu yolda sebat etmeye ve sabırla
dersleri takip etmeye başlarsa, onunla çalışmaya asıl o zaman başlar ve bir daha da onu bırakmazdı.
Neyzen Osman Yıldız’ın Ney Metodu’nun en önemli özelliği; öğrencinin üflediği neydeki
falsosuz sesler tam oturmasa da belirli bir düzeye gelen öğrenciye saz eserleri vererek onu hemen
icraya yönlendirmesidir. O, öğrencinin hem icrada hem de nazariyatta birlikte ilerlemesini sağlamak
amacını gütmüştür. Ney öğretiminde genelde eski metodlarda, öğrenci uzun bir süre sadece bir esere
yönlendirilir, o eserle birlikte öğrenci seslerin doğru çıkışına odaklandırılırdı. Bu da haliyle uzun bir
süreyi almaktadır. Neyzen Osman Yıldız, bu sürenin kısaltılması, sesin doğru çıkmasa da öğrencinin
neye hâkim olmasını istemektedir. Çünkü bu zaman zarfında öğrenci hem seslere odaklanır hem de
neydeki arızalı perdelere yönlendirilirdi. Dolayısıyla öğrenci bu metodla ney öğrenme süresini
kısalmaktadır. Neyzen Osman Yıldız’ın Ney Metodu bu kurgu üzerine yoğunlaşmıştır.
O, bir öğrenciyi “Neyzen” yapmak için sadece 20 saz eseri belirlemiştir. Bu eserlerin en önemli
özelliği; ney sazındaki tüm arızalı sesleri ihtiva etmesidir. Çünkü 7 perdeli, basit ama pozisyon
açısından zor bir saz olan neyi icra etmek zaman almaktadır. Bu zamanı en aza indirgemek ve farklı
eserler geçerek öğrenci için zevkli hale getirmek bıkkınlığı da önlemektedir. Öğrenci neyi doğru
üfleyemese de kendince farklı eserler geçtiği için hocasız bir ortamda doğru üflediğini zannederek bu
saza olan aşkı daha da artmaktadır. Kanaatimce Neyzen Osman Yıldız bu metodla bu amacı
gütmektedir. Aslında sadece ney öğrenenler için değil; aynı zamanda tüm Türk mûsikîsi
enstrümanlarını öğrenmeye çalışanlar bu eserleri takip ederse Türk mûsikîsi’ndeki tüm arızalı seslere
vakıf olur. Dolayısıyla her enstrüman için bu eserlerin seçimi ve çalışılması büyük bir başarı getirir.
Seçilen bu 20 eserin ilk eseri Neyzen Salih Dede’nin (1810-1888) Acemaşiran Peşrevi’dir.
Öğrenciye bu eser ilk aşamada kolay gelse de her geçtiği ders sonrası verilen diğer eser, parmak
pozisyonları ve dudak hareketleri açısından bir öncekinden daha zordur. Eğer bu 20 eser hocanın
istediği takdirde geçilirse, Türk mûsikînde yazılmış tüm eserleri icra edebilecek seviyeye ulaşılmış
demektir. Bu metodun zararlı bir yönü yoktur. Aksine öğrenciye dinamizm ve heyecan kazandırır.
Bazen öğrenci bu 20 eseri geçmiş olsa da neydeki doğru sesleri yakalayamamış da olabilir; ancak her
geçen gün öğrenci çalıştığı için neydeki seslere daha da vâkıf olduğundan, bunun faydalı olabileceği
söylenebilir.
Bu metod her ne kadar kolay gibi gelse de, parmakların normal baskılarına yeni alışmış bir
öğrenci için zordur diyebiliriz. Kolaylığın yanında, perdelerdeki arızalı seslerin doğru çıkması için yarım
parmak basımı, dik parmak basımı, aşağı-yukarı yarım parmak basımı, neyin sağa sola ittirilmesi,
dudak pozisyonlarının zorluğu, aşırı üflemeden dolayı ısınan neyin akortunun dikleşmesini önlemek
amacıyla dik ya da yan üfleme gibi bazı teknik çalışmalardaki zorluğu da beraberinde getirmektedir.
Ancak bu zorluk geçicidir, eğer sabır ve sebat edilirse kısa zamanda amaca ulaşılabilmektedir.
Dolayısıyla Neyzen Osman Yıldız’dan ney dersi almaya başlayan öğrenci bıkkınlık geçirebilir. Bu
zorluklardan dolayı neye başlayıp bırakanların örnekleri oldukça fazladır. Aslında bu, Neyzen Osman
Yıldız’ın ayrı bir metodudur denilebilir. Neyzen Osman Yıldız, ney sazını öğrenmeye çalışan bir
öğrencinin sabra ve devamlılığa ihtiyaç duyması gerektiğini düşündüğünden, öğrenciyi bu taktik ile
denemektedir. Bu deneme pozitif manada geçilirse öğrenci istemese de Neyzen Osman Yıldız o
öğrenciyi bırakmaz. Öğrenciyi bu taktiklerle deneyen Neyzen Osman Yıldız, yetenekli bir öğrenci de
olsa sabırlı olmayan öğrencinin peşini bırakır ve asla üzülmez. Sonuçta öğrenci istekli ve sabırlı ise
bunu başarır, ancak sabırlı değilse başaramaz. Çünkü Neyzen Osman Yıldız’a göre ney üflemeyi
öğrenmek önce sabır gerektirir, sabır da ahlakın bir özelliğidir. Bu ahlakı anlayamayan öğrenci, Neyzen
Osman Yıldız’ın öğrencisi olamaz.
Neyzen Osman Yıldız’ın neyi icra etmede öğrettiği, hem ney sazındaki hem de dolayısı ile diğer
Türk mûsikîsi enstrümanlarındaki tüm arızalı sesleri ihtiva eden 20 eser şunlardır
1- Acemaşiran Peşrev - Salih dede
2- Hicaz Peşrev - Veli Dede
3- Saba Peşrev - Tanburi Büyük Osman Bey
![Page 7: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/7.jpg)
60 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu
4- Nihavend Peşrev - Hüseyin Sadeddin Arel
5- Kürdilihicazkar Peşrev - Kemençeci Vasilaki
6- Hicazkar Peşrev - Tanburi CEmil Bey
7- Hüzzam Peşrev - Şehzade Seyfeddin
8- Segah Peşrev - Neyzen Yusuf Paşa
9- Ferahfeza Peşrev - Zeki Mehmed Ağa
10- Sultaniyegah Peşrev - Hacı Arif Bey (Kanuni)
11- Buselik Peşrev - Kemençeci Nikolaki
12- Mahur Peşrev - Rauf Yekta Bey
13- Evcara Peşrev - Dilhayat Kalfa
14- Bestenigar Peşrev - Numan Ağa
15- Şevkefza Peşrev - Numan Ağa
16- Evç Peşrev - Sultan Bayezid
17- Şehnaz Peşrev - Kemani Ali Ağa
18- Suzidil Peşrev - Tanburi Ali Efendi
19- Bayati Niyaz Peşrevi - Süleyman Ergüner (Dede)
20- Hüseyni Peşrev - Lavtacı Andon
Hocamızın öğrencilerine uyguladığı metodu fotokopi teksirlerinden kurtararak, hem bu
teksirleri daha derli toplu bir hale getirmek hem de bir vefa borcunu ödemek adına öğrencisi Neyzen
Osman Akbaş tarafından “Osman Yıldız Ney Metodu” isimli kitap hazırlanmıştır. Eser, son
düzenlemelerin de bitmesini müteakip, öğrencilerinin ve taliplerinin istifadesine sunulacaktır.
Neyzen Osman Yıldız’ın Mûsikî Anlayışı
Neyzen Osman Yıldız’ın hayatına baktığımızda ve öğrencisi olarak benim kanaatime göre O bir
ahlak timsalidir. Hayatının her safhasında Yüce Yaratıcının elçisi Sevgili Peygamberimizi tarif ettiği
“Elbette Sen Yüce Bir Ahlak Üzeresin”2 sıfatına O’nun bir ümmeti olarak bu ahlaktan nasibini almış ve
her durumda bu ahlakı hem kendisine hem de bu topluma göstermiş bir insandır. Buradan hareketle
ona göre sanatın her salında ahlak en ön plandadır. Ahlaksız bir sanat eseri olamaz. Sanatın her dalı
toplumun ahlakını bozmadıkça o sanat sanattır. Aksi düşünülemez. Sanatın herhangi bir dalı insana
manevi yönden hitap etmiyorsa o sanatta ahlaken sıkıntı vardır. Ona göre sanatın en önemli dalı
mûsikîdir. Mûsiki’nin gücü diğer sanat dallarına göre daha keskin, insanın manevi yönüne en fazla etki
yapan sanat dalıdır. Dolayısıyla mûsikînin insan üzerindeki etkisi bir hakikattir. O, mûsikîye başlangıcın
olduğunu, ancak sonunun olmadığını düşünmektedir. Bu gerçeği Dede Efendi’nin (1778-1846)
Mekke’de Mina’da öğrencisi Dellâlzâde İsmail Dede’ye (1797-1869) “Mûsikî bir deryadır, ben ancak
paçalarımı sıvayabildim”3 sözüyle açıklamıştır. Kendisini de, yıllardır bu alanda çalışmasına rağmen,
hala mübtedi olduğunu ifade ederek açıklamaya çalışmıştır. Üstad Neyzen Niyazi Sayın’ın da “Ben hala
ney sesini bulamadım, istediğim ses çıkmıyor, siz bulabilirseniz bulun bakalım” dediğini, bu sanat
dalının mükemmelliğine ulaşılamadığını göstermektedir. Neticede bu sanat En Güzel’in insana
bahşettiği bir lütuftur ona göre. Ancak insan her daim bu güzelliği bulmaya çalışmalıdır sonu olmasa
da. Neyzen Osman Yıldız’a göre neyzen ya da sanatçı enstrümanını çocuğu gibi sevmeli, her nerede
olursa olsun enstrümanını yanında taşımalıdır. Yani ona göre devamlılık şarttır. Çalışılmadığı sürece bu
sanat dalının gün be gün kendisini terk edebileceğini vurgulamaktadır. Sanatçı her an kendisini
mübtedi olarak görmeli, her an yeni bir şeyler öğrenmeye mecbur olduğunu hissetmelidir.
Neyzen Osman Yıldız’ın Öğrencileri
Neyzen Osman Yıldız’ın kendi özel ajandasından edinilen bilgilere göre 1985’ten bu yana
yetiştirdiği öğrencilerinin tam listesi şu şekildedir:
Fatih Koca, Faysal Arpaguş, Ahmet Bilen, Hasan Kazancı, İbrahim Çoban, Taha Özdemir, Ömer
Ayvalı, Ercan Elmacı, Mehmet Tigen, Osman Akbaş, Yusuf Yıldız, Samet Aydın, Sadullah Kırlangıç,
2 Kalem 68/4. 3 Ruhi Kalender, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Ders Notları, Ankara, 1992.
![Page 8: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/8.jpg)
Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 61
Muhammed Yüksek, Arif Yüksek, Saliha Gölge’nin yeğeni, Kerim Tuncer, Fatma Kırlangıç, Taylan Özer,
Enes Gezer, Enes Korucu, Enes Toksöz, Muhammed Esat Çamlı, Zeki Çamlı, Zeki Erarslan’ın oğlu,
Ayşegül Saracoğlu, Abdullah Ejder, Eren Köksal, Yusuf Cihan, Serdar Enginoğlu, Salih Bey (Turhal
Lisesi), Mustafa Özgül, Kazım Özgül, Adem Yıldırım, Fatma Maraşlı, Kemal Maraşlı, Şükrü Hoca, Ahsen
Kahya, Ahmet (Çin’deki öğrenci), Ahsen Menç, İlay Hanım, Hukukta okuyan kızımız, Seda Şahin,
Cemalettin Lafçı, Dr. Hasan Dinç, Dr. H. Fehmi Uyaroğlu, İlhami Hupal, Nedim Hoca, Sunay Hoca,
İbrahim Birgül, Selçuk Yekeler, Elif Özdemir, Dilek (Eğitim Fak.), Yasemin (Ankaralı), Gonca
Kemeroğlu, Aynur Küçük, Sebahat Karahan, Doğan Saracoğlu, Davut Hoca (Özbekistan), Dr. Mahir
Akkaş, Elif Sena Ceylan, Esma (Gümüşhaneli), Haluk (Ispartalı), Muhammed Gümüş, Serap Yıldız,
Erengül Bulut, M. Fatih Bulut, Nuri (Faysal’ın yeğeni), Serap Aktaş, Orhan Özel, Orhan Yılmaz, Recep
Atasoy, Serdar Ayvaz, Talat Bey’in oğlu (Almanya), Yasin Gül, Furkan Yaşar, Mustafa Koçak, Ali Burak,
Aytuğ Yıldız, Elif Evsile, Dilruba Bek, Muzaffer Palamut, Sümeyye Kapusuz, Elif Avcı, Sümeyye
(Suluovalı), Merve (Japonya-Suluovalı), Ali Kemal Türkmen, Yasin (Erbaalı), Merve Şeker, Özlem
Yağlıoğlu (Avusturya), Yasemin Üstünsoy, Sevda Akkaş, Neslihan Topçuoğlu, Nurcan Özyurt, Özlem
Kalaycı, Demet (Ali Bey’in kızı), Mustafa (Muhasebecinin oğlu), Taner Kaya, Abdullah Özdemir, İcra
memurunun oğlu, Doğramacı Hâfız, Emre Arslan, Kübra İmamoğlu, Erkan Köksal, Taha (Yaşar’ın
oğlu), Selen Türe, M. Can Karahocagil, Gülşah Gödek, İrem Çetin, Buğra Demir, Yıldız İşbir, Ufuk Çelik,
Özge Aydıner, Elif Bahadır, Gaye Öztürk, Aydın Karadeniz, Selman Ardıç, Neşe Uzunalioğlu, Gülşah
Ünal, M. Fatih Çetin, Furkan Aslan, Harun Yıldız, Merve Akan, Sare Demirtaş, Filiz Babacan, Murat
Akyol, Ahmet Derici, Duran Dayıoğlu, Harun Kemane, Emre Azkan, Aziz Gider, Dilek Can, Niyazi Yazar,
Aslıhan Yeter, Nagihan Topçuoğlu, Nurcan Ölmez, Songül Özkan, Büşra Çetin, Yasemin Üstünyol,
İsmail Çelik, Özlem Kalaycı, Şeyma Güneş, Arzuhan Bilgin, Feyzanur Akan, Hilal Köseoğlu, Mesut Canlı,
Uğur Kaya, Afra Aleyna Mataracı, Yavuz Aslan, Nihal Karataş, Berrin Çakıcı, Mehmet Kabakçı, İsa
Yapal, Firdevs Süren, Osman Süren, Hicabi Ayrancı, Naci Konyar, Abdülkerim Adem, Yasin Önder, Dr.
Naci Bey, Rumi Çalışkan, Nadir Bey, Ayşegül Hanım, Seyit Ahmet Topçu, Ramazan Keçeci, Ömer
Faruk Topçu, Hümeyra Küçük, Ahmet Melih Özel, İlknur Uysal, Seda Çevik, Şerife Şeyda Köse, Arda
Karademir, Aslı Merve Mutlu, Aysel Çaydere, Esat Çilli, Kübra Nur Karaböcek, Göksel Özlü, Zeynep
Bahçıvan, Enise Aslan, M. Mustafa Kaya, Gülizar Gökçurak, Dilek Can, Mustafa Çıplak, Hatice Zengin,
Şüheda Ünelli, Yusuf Celep, Mustafa Aydınlı, Merve Kandemir, Mustafa Yıldırım, A. Burak Ağdaş, A.
Hakan Eker, S. Yasin Fışkın, M. Tayyip Sezer, A. Duhan Korucu, Ayşe Karagözoğlu, Emine
Karagözoğlu, Ömer Faruk Kırlangıç, Zeynep Efşan Başer, Müslim Deniz, Mehmet Yılmaz, Zeynep
Koçak, Esra Demirtop, Merve Efteli, Sertaç Kayış, Tarık Coşkun, Yılmaz Artış, Ahmet Özgüler, F. Elif
Kutluğ, Ayşin Zülfikaroğlu, Elif Yener, Ünsal Akyel, Merve Pazar, Şahin Sucuoğlu, Ezgi Ersoy, Sündüs
Sağır, Emre Topçu, Zeliha Sağlık, B. Emine Göbel, Rümeysa Kargı, Yaren Yıldırım, A. Haydar Aydın,
Kübra Kaba, Fatih Malkoç, Hüseyin Tansever, Sabri Ünal, Bünyamin Çevik, Enes Berk Torun, Zübeyir
Ergiden, S. Yusuf Seven, Tuğba Şahin, Şenay Baldıran, Kenan Yıldız, Tekin Sarıkaya, Dr. Ercüment
Bey, H. Alper Tenge, Elif Tüfekçidere, Uğur Can, Hümeyra Ergeç, Safiye Kayıkçı, Abdullah Bey (ziraat
mühendisi), Abdullah Zafer, A. Faruk Yüksel, Ömer Faruk Yılmaz, Özgür Ergen, Fatih Örmekaya, B.
Tunahan Uykun, Safiye Oflaz, Ayşegül Güdücü, H. Buğra Başar, Ceylan Balcı, M. Esra Demirtaş, Şeyma
Güleroğlu, Aysel Çıtır, Nihat Bulut, Elif Reyhan Gümüş, Metehan Gümüş, D. Büşra Açıkgöz, Özlem
Demir, Cersum Öksüz, Furkan Çimen, Nurcan Kartal, Murat Arslan, Z. Merve Bozatlı, Muhammed
Zengin, Cihan Ateş, Enes Doğan, Hüdanur Soylu, Hatice Say, Hamza Usalır, Cenan Mayda, Cansel
Yılmaz, Esra Ergen, Seda Ermiş, Meral Kesik, Nurhan Tabak, Ayşe Başpınar, Selma Uçur, Samet
Şimşek, Safa Baran Öcal, Hilal Tekiner, Sedanur Kılıç, T. Eymen Dalyan, M. Zahit Tecin, Zühal Şahin,
M. Said Polat, Fatmanur Giden, Hatice Balcı, N. İlayda Çiftçi, Yeşim Sert, B. Beyazıt Boğa, M. Mert
Arslan, Kezban Türköz, İsmail Pamuklu, Ş. İrem Demir, M. Akif Bek, Fatih Çelebi, Asiye Yeşilırmak,
Sümeyye Kocur, Tuğba Nur Töngüş, Kübra Aynacı, Nihal Şahin, F. Hümeyra Yüksel, Kübra Salış, M.
Emin Ütük, Ramazan Çiçek, Rabia Gürel, Büşra Konaş, Burak Tokmak, Yiğit Efe Bolat, Fatih Eker, Y.
Buğra Bozdemir, H. Talha Bütüner, Yeşim Sert, Hamza Yayla, Adem Değirmenci, Zeynep Parlak, Yasin
![Page 9: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/9.jpg)
62 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu
Şahin, Tubanur Pirdal, Şeyma Atıcı, Meryem Çevik, Ahmet Türktarhan, A. Gülümser Belkaya, Alparslan
Aydın, Güldane Aktan, Eda Kılıç, Nermin Zor, Suna Serder, Murat Serder, Cemile Ünal, Oben Özgür, Y.
Selim Gökçe, Fatma Akmeşe, Hatice Şeyma Koç, Hakan Tokgöz, Sevda Yıldız, Fatmanur Tüm, Recep
Emre Çevik, Hacer Merve Aslantaş, Seçil Lafçı, Sabriye Kaya, İkra Kara, Ali Özmen, Özlem Yağlıoğlu,
Hümeyra Kargan, Halenur Küçük, Sefanur Töngüş, Nida Hupal, Ayşenur Çetin, Yasemin Yıldırım, Banu
Babacan, Hamza Hoca (Niksarlı), Fatih Ceylan, Rüveyda Öztürk.
Neyzen Osman Yıldız’ın şuan yetiştirmiş olduğu toplam 356 öğrencisi bulunmaktadır. 33 yıldır
yetiştirilen öğrencileri hatta onların öğrencilerinin öğrencileri de göz önüne alındığında bu sayı binleri
aşmaktadır. Daha sonraki özel bir çalışmada bu silsilenin tamamı yeniden gözden geçirilerek farklı bir
kitap halinde sevenlerine sunulacaktır.
Neyzen Osman Yıldız Hakkında Bazı Öğrencilerinin Görüşleri
Neyzen Zeki Çamlı
“Osman hocam öncelikle bir insan olarak çok mütevâzi ve kendini dini yönden yetiştirmiş,
ahlaklı bir insandır. Ondan ilk öğrendiğimiz ahlaklı bir sanat anlayışıdır. İlk öğrencisi Fatih Koca’nın
yetişmesinde önemli bir paya sahiptir. Onun öğrencileri, yanında yetiştikten sonra nereye giderse
orada büyük bir ilgi ve alaka görür. Benimle beraber onun öğrencisi olma şerefine nail olan oğlum
Neyzen Muhammed Esad’ın yaşadıkları buna bir örnektir. Kendisi mütevaziliğiden ilk başlarda
Türkiye’de tanınmamıştır. Ancak öğrencileri yetişip dünya çapında başarılar elde etmeye başlayınca
onun adı ve şanı dünyaya yayılmıştır. Bu, onun üstatlığındaki mütevazılığin büyük bir işaretidir. Onu da
büyük yapan aslında budur Mesela Neyzen Ender Doğan, Fatih Koca’yı tanıyınca hocasını merak edip
Amasya’ya Neyzen Osman Yıldız’dan randevu talep edip hocamı görmeye gelmiştir. Amasya’dan
alevlendirdiği bu ney aşkı, öğrencileri ve öğrencilerinin öğrencileri ile tüm dünyaya yayılmıştır. Hiç
kimseden bir menfaat beklemeden sabır ve kararlılıkla Türk Mûsikîsine özellikle Dinî Mûsikîmize büyük
bir hizmet etmiştir. Tevazuu, fedakârlığı ve çalışma aşkıyla örnek bir insan, örnek bir sanat adamı olan
hocamız, kendisinden sonraki genç ve yetenekli müzisyenlere sanatın sadece icra değil, ahlak
olduğunu göstermiştir.”
Neyzen Osman Akbaş
“İmam Hatip’li ve İlahiyatçı olmam nedeni ile hep cami mûsikîsinin içinde bulundum. Ancak
Konya’da tahsil hayatıma devam ettiğim sürece hep istememe rağmen, ney kursu verecek bir hoca ile
karşılaşamamanın verdiği burukluğu hep içimde taşımıştım. 1995 yılında Amasya’ya Din Kültürü
öğretmeni olarak atandığımda ismini duymuştum hocamın ve hemen kendisi ile tanışmak için
ziyaretine gittim. Kendimi tanıttım ve hemen aramızda oluşan sıcaklıkla, hoş bir sohbet cereyan
etmeye başladı. Böylece Osman Yıldız hocamın öğrencisi olma ve neyle tanışma şerefine işte bu
şekilde ulaştım. Kendisi ile devam eden arkadaşlara ek olarak ben de halkaya girmiştim. Yaklaşık iki yıl
hocamla meşk yaptık. Notayı, nazariyatı da ek olarak kendisinden öğrendim. Bu süre zarfında Hamza
Toksöz, Ahmet Bilen, Mehmet Bolat, Ahmet Aydın, Ali Kılıç, Hüseyin Kurt gibi arkadaşlarla kurmuş
olduğumuz bir de mûsikî grubumuz oluştu. Bir dönem ortopedi doktoru Aykut Tuncer’in
muayenehanesinde, bir dönem Radyo Elma’nın tozlu deposunda hocamla koro çalışmaları yapıyorduk.
1997 yılında dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Baş’ın ikimizi daveti üzerine Amasya Belediye
Konservatuvarı Türk Tasavvuf Mûsıkîsi Bölümü’nü kurmak üzere görevlendirildik. Altı ay kadar hocamın
başkanlığında solist olarak koroda görev yaparken, bir gün yine kendi tensipleri doğrultusunda, koro
şefliği görevini tarafıma tevdi etti. O tarihten, belediyedeki görevime atanana kadar hocamın gözetimi
ve eşliğinde koro şefliği ve bölüm başkanlığını 14 sene icra ettim. Birlikte olmakla şeref duyduğum bu
20 yıllık süre içinde hocamın hem ahlakı hem karakteri hem de mûsikîşinaslığı hep kendisine hayran
olmamıza ve her yerde kendinden söz etmemize neden olmuştur. Tevazusu, sabrı, efendiliği, sahip
olduğu engin bilgisine rağmen hep üzerinde şiarı olmuş ve bizden de devamlı bunu istemiştir. Yıllarca
öğrencisi olarak bulunduğum süreçte bir kez bana sert konuşmuştur. O da kendisine “Hocam bu kadar
ders alıyoruz sizden. Borcumuz nedir, ne vereceğiz size” dememden kaynaklanmıştır. Bu soruya cevabı
halen bugün aklımdadır. “Şu elimdeki neyi kafana vurabilirim Osman Beyciğim. Biz neyi meccanen
![Page 10: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/10.jpg)
Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 63
öğrendik; ücreti bunu öğretmektir diye hocalarımıza söz verdik. Sizin de ücretiniz öğretmektir.” 1985
de ilk öğrencisi Fatih Koca’dan itibaren bugün binin üzerinde öğrenciye “ney muhabbetini” bulaştırmış
olan hocamın kendisi ile birlikte olmaktan, ona öğrenci olmaktan ve halen bugün sahneye çıktığımda
şayet sahnede veya salonda ise onun elini öpmeden programa başlamamaktan son derece mutlu ve
gururluyum. Onun bana en önemli katkısı ney ile birlikte, okuyuşumu düzeltmemdir. Rabbim ona ve
kıymetli eşleri Emine ablamıza uzun ve sağlıklı ömürler ihsan etsin. Sağlık, afiyet içinde daha nice
Fatihler, Osmanlar, Ahmetler, Faysallar, Hasanlar, Erenler, Ömerler yetiştirmesi niyazımla…
Neyzen Hâfız Faysal Arpaguş
Osman Yıldız hocamın beni en çok etkileyen iki yönünden bahsetmek istiyorum. Birincisi
anlayış ve sabrı, diğeri de öğretmedeki azmidir. Başlangıçta bu işin üstesinden gelemeyeceğim
endişesiyle hocaya gitmek istemedim. Fakat ney de almıştım. Bunun üzerine Osman hocam, benim
neden gelmediğimi sormuş. Arkadaşlarımdan Hâfız Ahmet Bilen ve Hâfız Hasan Kazancı da
yapamayacağım konusundaki endişemi hocama iletmişler. O, “Gelsin!” demiş, her zamanki güleç ve
sevecen haliyle. Derken yavaş yavaş gitmeye başladım. Ama hala bir ayağımın geri geri gittiğini ifade
etmeliyim. Vazgeçemiyordum da; çünkü hem ney üflemek istiyordum, hem de Osman hocamın olumlu
yöndeki yaklaşım ve öğretim metodu, zihnimdeki hoca tasavvurundan bambaşka bir şeydi. Biz derse
gidip gelirken Osman hocam o sıralar Amasya Lisesi’nde müdür yardımcılığı görevini yürütmekteydi.
Bazen okulun uygun salonlarında bazen de hocamın odasında ders yapardık. Bazen hocamın bizi eve
çağırdığı da olurdu. Bütün bunlara mukabil ücrete dair bir şey ihsas ettirdiğimizde: “Faysal’cığım! Biz
bunu hocalarımızdan ücret mukabili almadık” der, hatta kendi hocalarının da buna karşı çıktığını
anlatırdı. 1997 senesinin ramazan ayında Yörgüç Paşa Camiinde hatimle teravih namazı kıldırıyordum.
Osman hocam, teravihten sonra aramamı, müsaitse derse gelebileceğimi söylemişti. Genelde de
müsait oluyordu. O ramazanda aşağı yukarı 17 veya 18 gece derse gittiğimi hatırlıyorum. Hatta öyle
zamanlar oldu ki hoca, Aka Gündüz Kutbay’ın bir nihavent taksimin giriş kısmını bana öğretebilmek ve
tavır kazandırabilmek için yaklaşık bir hafta sahura kadar uğraştı. Dahası çay demliyor, muhabbet
ediyor ve de öğretiyordu.
Neyzen Eren Köksal
“Hâce olmak; üstün bir titizlik, derin ve olgun bir mes’uliyet anlayışı ve kâmil bir diğergâmlık
duygusundan mürekkep ilahî bir meslektir. Bu sebepten herkes “Hâce” olamaz, iktizasınca hocalık
yapamaz. Muhterem Hocam Neyzen Osman Yıldız Beyefendi bu mesleği bihakkın icra etmiş ender
insanlardan bir tanesidir. Nay-ı Şerif’e olan muhabbeti öğrencileriyle gönlünün buluştuğu en hassas
noktadır. İcra ettiği Nay-ı Şerif ile hemdem olmuş, onun ahlâkıyla ahlâklanmış ve bu ahlâkı olduğu gibi
öğrencilerine aktarmaya çalışmış çoğu geceler Nay-ı Şerif ile sabahlamış çok kıymetli bir insandır.
Değerli Hocam Osman Yıldız ile ney meşk ettiğim sürece sadece mûsikî ile iştigal etmiyorduk. Mûsikî
ahlâkı, insan olmak, hoca-talebe ilişkisi bağlamında edebi, adabı ve bütün bunların özü olan İslâm
ahlâkını da meşk ediyorduk. Bu anlamda bizlere kazandırdığı tüm bu güzellikler için kendisine
minnettarım. Mûsikî’nin anlaşılmadığı ve giderek tahrif edildiği böyle bir zamanda değerli hocam gibi
klasik üslûb ve silsileden gelen bir hocanın talebesi olmaktan dolayı büyük bir gurur duyuyorum. Çocuk
yaşımdan itibaren mûsikî ile tanışmama ve hayatımın her anında mûsikî ile yaşamama vesile olan beni
Nay-ı Şerif ile tanıştıran ve bir evlat gibi özveriyle yetiştiren sayın hocam Neyzen Osman Yıldız
Beyefendi’ye en kalbî şükranlarımı sunuyorum.”
Neyzen Hâfız Ahmet Bilen
“1995 yılında başlayan ney üfleme serüveni Amasya’da olmam dolayısıyla en fazla hocamla bir
araya gelen talebelerinden birisiyim. Hocamı sadece bir neyzen olarak değil aynı zamanda, alçak
gönüllü olması, mütevaziliği, ahlaki kişiliği, eğitimdeki sabırlı yönü, öğrencilerini motive etmedeki
mükemmel tavrı takdire şayandır. Öğretimdeki sabırlı yönü belki de şua ana kadar gördüğüm en iyi
hoca olarak benim hayatımda yerini aldığını söyleyebilirim. İster musiki yeteneği olsun ister olmasın
ayırt etmeksizin tüm öğrencileriyle bıkmadan usanmadan saatlerce, günlerce ders yapar, bu olmaz
yapamazsın asla demez, olmasa da “çok güzel yapıyorsun evladım” derdi. Dersteki güler yüzlülüğü
![Page 11: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/11.jpg)
64 | Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu
hocanın ayrı bir güzelliğidir. Yıllardır ders yaparız hiçbir gün kızgın görmedim. Hep yumuşak tavrı, güler
yüzlülüğü yüzünden eksik olmadı. Zaten mûsikî yönünden ayrı bir değer olduğunu herkes kabul
etmiştir. Yukarıda bahsetmiş olduğum yönüyle dünyada bir değer olarak kabul ediyorum. Rabbim
hocama uzun ömür versin.”
Neyzen Hâfız Hasan Kazancı
“Bir kimsenin ney sazını öğrenmesi bu diğer mûsikî âletleri içinde geçerlidir ki her şeyden önce
öğreneceği sazın hocasını bulması ve o hocaya talebe olması gerekir. İyi bir hocaya talebe olmak
demek ondan sadece bir enstrüman öğrenmek, iyi bir ney üflemek değil, aynı zamanda hocasının
sanat usulünü, edebini, tavrını, hayata bakışını da öğrenmesi demektir. Öğrendiği sazla birlikte bunları
da öğrenerek yetişmemiş bir talebe bir yanı ile eksik olarak yetişmiştir. Neyzen Osman Yıldız
Hocamdan, ney sazını bize öğretirken de beni en çok etkileyen ve kendisini daha çok sevmeme sebep
olan vasıfları buydu. Neyzen Osman Yıldız Hoca’ma ney öğrenmek için kendisine talebe olmayı
söylediğimiz okul yıllarında bizim bu sazı öğrenmeye hazır olup olmadığımızı hiç düşünmeksizin büyük
bir istekle kabul etmiş ve “siz yeter ki öğrenmeyi isteyin” diyerek bizi öğrenciliğe kabul etmiştir.
Üniversiteye kadar yaklaşık dört yıl süren bu derslerimizde, ders saatlerce sürdüğü halde, bir defa
olsun kendisi “bugünlük bu kadar yeter” dememiş biz ne zaman yorulmuş isek “peki, bu kadar
bugünlük yeter” diyerek dersi sonlandırmıştır. Hocamızın kendisine “hocam bize çok hakkınız, emeğiniz
geçti, nasıl öderiz” diye sorduğumuzda “sizden öğrenmek isteyene karşılıksız bu sanatı öğretirseniz,
ödemiş olursunuz” diyerek karşılık vermiştir. Neyzen Osman Yıldız Hocam bize sadece ney dersi
vermemiş, ney’in edebini, tavrını, yaşantısıyla mütevaziliği, yerine göre ağırbaşlılığı da öğretmiştir. Ney
sazını hiçbir karşılık beklemeden bu sanatı her isteyene hiçbir karşılık beklemeden öğretmeye gayret
etmiştir. Rabbim uzun ömürler ihsan etsin hocama…”
Sonuç
Neyzen Osman Yıldız, çocukluğunun bir bölümü ve gençlik yıllarını, eğitim için gittiği Turhal ve
Tokat’ta geçirmiş, daha sonra da üniversite tahsili için Konya’ya taşınmıştır. Dolayısıyla Amasyalı
olmasına rağmen Amasya’da yetişmemiştir. Üniversite sonrası yurdun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik
yaptıktan sonra memleketi Amasya’ya atanmıştır. Bu zaman zarfında dinî yönden kendini geliştiren
Neyzen Osman Yıldız, mûsikî yönünden de kendini geliştirmiştir. Öğrendiklerini yeni nesle aktarmak ve
memleketine hizmet adına 1985 yılında başlayan hocalığı ile bu amacına da ulaşmıştır. Cumhuriyetin ilk
yıllarında bugüne Amasya’da Giriftzen Asım Bey’den sonra ney öğreticiliği ile iştigal eden, kendi
çapında hizmet eden birkaç neyzenin dışında ney öğreticiliği adına onun yaptığı fedakârlığı hiçbir kimse
yapmamıştır. Kendi evinde başlattığı ney öğreticiliği, belli bir zaman sonra Amasyalı müzikseverlerin de
desteği ile bugünkü başarılarına ulaşmıştır. Tarihte sanata ve sanatçıya değer veren ve her dalda
sanatçı yetiştiren Amasya’dan tüm yurda yetiştirdiği öğrencileri ile başarılarına başarı katan Neyzen
Osman Yıldız, sanatseverlerden büyük ilgi görmüştür. Bu başarısının altında yatan en önemli özellik,
verdiği derslerden hiçbir menfaat karşılığı düşünmeyişidir ki bu onun hayat düsturudur. Yaptığı her iş,
Allah’ın rızasını talep içindir. O, bunu öğrencilerine aşılamaya gayret etmiş, bu ahlakı yaşantısı ile
çevresine göstermiştir. Hiçbir öğrencisine “ben yetiştirdim” dememiş; “bize yol gösterdiler, biz de size
yol gösteriyoruz, siz de gayretlerinizle ile bu seviyeye geldiniz” diyerek başarının Yüce Allah’tan
olduğuna vurgu yapmıştır. Kendisini her daim riya ve gururdan Allah için korumayı başarmıştır. Bu
çizgisini hiçbir zaman yitirmemiştir. Onun, öğrencileri arasında hiçbir ayrım yapmaması, herkese eşit
olarak davranması; onların gayretlerine gayret katmış, başarılarının üst seviyeye ulaşmasını
sağlamıştır.
Mûsikîyi, özellikle ney sesini Rabb’e yakın olma yollarından biri olarak gören, yaşam tarzını bu
düstur üzerine benimseyen Neyzen Osman Yıldız, aldığı dinî eğitimi ile bütünleştirmiş, kul olarak
Allah’ın emrettikleri ve nehyettiklerini kendi müktesebâtınca uygulamaya çalışmış ve bu yaşantısı ile
ailesi, çevresi, öğrencileri ve sevenlerine örnek bir karakter olmuştur.
![Page 12: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ …isamveri.org/pdfdrg/G00310/2017/2017_KOCAF.pdf · 2018. 4. 19. · GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ULUSLARARASI DİNÎ MÛSİKÎ](https://reader033.vdocuments.net/reader033/viewer/2022060904/609fd366bd8e521096622995/html5/thumbnails/12.jpg)
Geçmişten Günümüze Uluslararası Dini Mûsiki Sempozyumu | 65
Kaynakça
Akbaş, Osman, “Osman Akbaş’ın Özel Notları, Amasya”, 2017.
Kalender, Ruhi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Ders Notları, Ankara, 1992.
Koca, Fatih, “Amasya Mûsikî Cemiyeti ve Büyükağa Medresesi’nin Amasya Dinî Mûsikîsine Katkısı”,
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 6, ss. 127-137, Amasya, 2016.
Koca, Fatih, “Ney’in Tarihi Gelişimi ve Dinî Mûsikîmizdeki Yeri”, Dini Araştırmalar Dergisi, c. 4, sayı: 12,
ss. 181-196, Ocak-Nisan Ankara, 2002.
Koca, Fatih, “Faysal Arpaguş, Osman Akbaş, Hasan Kazancı, Ahmet Bilen, Eren Köksal ile Yapılan
Görüşmeler”, 10-10-2017, Ankara, 2017.
Koca, Fatih, “Neyzen Osman Yıldız ile Mülâkât”, 9-10-2017, Amasya.
Yaman, Samet, “Neyzen Osman Yıldız’ın Hayatı, Çalışmaları ve Öğrencileri”, AÜİF Lisans Tezi, Ankara,
2007.