gerçek birr nedir
TRANSCRIPT
2
ب�ال�ب�ر� الن�اس ون تا�م�ر� اك�م� س ن�ف� ا و�ن تن�س و
ال�ك�تاب تت�ل�ون ن�ت�م� ا ول�ون تع�ق� ال اف
Bakara-44
3
"İnsanlara birr’i emredersiniz de, kendinizi unutursunuz öyle mi? "Bir de üstelik kitabı da okuyorsunuz. Aklınızı kullanmayacak mısınız?" Bakara-44
5
ك�م� وه و�ج� لGوا ت�و ان� ال�ب�ر� لي�سغ�ر�ب� ال�م و ر�ق� ال�مش� بل ق�
ر� Qخ� اال� ال�يو�م� و ب�اللQUه� اQمن من� ال�ب�ر� ك�ن� Qلـ ون Uب�ي�الن �و ال�ك�تاب و لQئ�كة� ال�م ��و Bakara177- ي
6
İyilik(Birr), yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl birr, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman etmek; - Bakara177
7
ي� ب� ح� لى ع� ع� ع�ا ل� ا ع�ى لا ع�اكين ال�مس ىو Qامتال�ي و بQى ر� ال�ق� ي�ذو�ى
اب� ق الر� وف�ى ائ�لين �والس� يل ب الس� اب�ن ي�و ي�-Bakara177
8
mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere vermek; -Bakara177
10
namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, antlaşma gereği verilen sözleri yerine getirmek - Bakara177
15
Birr; iman etmek, infak etmek, namaz kılmak, Zekât vermek, Takvalı olmak, Sabırlı olmak ve tasdik etmek demektir.
17
Birr Mutaffifinlerin özelliklerinin tam zıddıdır. bakın Rabbimiz, Mutaffifinlerin özelliklerini nasıl açıklıyor:
18
�ع ي%ي ب% ع& ح� ل ء� ل' لي ع�ع( ح�و لو ع+ ل, عي ء! ع�-ا ا� عى ع� ح�وا ع+ا ل. ا ع$ا ءا �ع ي/ي �� ع عا
ع( ��ح ء, ل0 حي ل1 ح2 ح3و ع4 ع� ل� عا ل1 ح2 ح�و ع.ا ع$ا ءا ع�
19
"Vay o eksik tartıp ölçen hilecilerin haline! Ki başkalarından aldıkları zaman tam ölçüp alırlar, ama başkalarına ölçtükleri zaman de eksik verirler."(Mutaffifin: 1,2,3)
22
ح-وا ع5 لا �ع ي/ي �� ع ا ع6ا ح�ي عا عيا ع( حو ع7 ل% ع� ع9ا ع5ا ع( ح�و ح:و ع� ع1 ء�
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? (Saff: 2)
23
Aslında bu ayet birkaç anlama gelmektedir:1- yani amele dökülemeyecek fantezik konu ve şeyleri niye konuşuyorsunuz?
24
Yani ortada olamayan ve gerçekleştirilmesi mümkün olmayan şeyleri niye söz konusu yapıyorsunuz? Yani Ortada olmayan binayi nasıl yıkarız diyorsunuz.
25
2- Birr’in ikinci mânâsı da: Yâni sizler hep söz müslümanı mı olacaksınız? Hep söz planında mı müslüman kalacaksınız? Amel planında müslüman olmayacak mısınız?
27
Namazını kılmayacağınız yere niye abdest alıyorsunuz? Abdest, bir daha abdest, bir daha abdest! Peki namazı kılmayacakmısınız ?!
29
ل;ى ل3 حا ل� عا �ر ع. ع$ �ل ء5 ح=ا ء� ع?ا ع' ء� ع� �ل ع5 �ل ء5 ل@ ح5 عو ح2 ع�
Aح ع� بي Bع Cح و لي ع� ح� -� ع عي ءي ل= ح- ع ع� �ء ع, ل� عا ء� ل1 ح2 �ع Dل عا ل1 ح6 -� ع عي Eء Fل ع- ع� ع�
ع( حو ع� ل7 عي ح3وا ع.ا ع5اNahl-97
30
Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayatyaşatacağız ve onlarınmükâfatlarını yapmaktaolduklarının en güzeli ile vereceğiz. Nahl-97
31
Yâni konuşma yerine iş yapmayı sever Allah. Allah yolunda işin özünü yapanları sever Allah. Bu işin edebiyatını yapanlarıdeğil.
32
3- Bir de bu tür âyetlerden bizim anlayacağımız: Mü'min söylediği şeyi mutlaka kendisi bizzat yapmalıdır, yaşamalıdır.
34
Ama bunun mefhum-ı muhalifi caiz değildir. Yâni yaşamadığı şeyleri söylemeyecek demek doğru değildir.
35
meselâ ben sadece kendi yaşadıklarımın dışında insanlara bir şey anlatamazsam, bir şey söyleyemezsem o zaman din eksik anlatılır.
36
Ben bildiğim dini tümüyle anlatmak zorundayım. Benden daha güzel bu dini yaşayan birileri çıkabilecektir zira.
37
Nitekim Allah’ın Rasûlü veda hutbesinin bir bölümünde kendisini dinleyen ashabına şöyle buyurmuştur:
38
Burada olanlar bu duyduklarını duymayanlara aktarsın! Umulur ki sizden daha iyi anlayıp yaşayanlar çıkabilir!
39
Yani ben gece namazını kılmıyorsam,eh ben bunu yapamıyorum, öyleyse kimseye anlatmamalıyım! diyemem,
42
İnsanları imana davet ettiği halde kendi dünyasında kendince bir hayat süren insanlara söyleniyor bu söz.
43
Çünkü bakın sonra da deniyor ki, üstelik sizler kitabı da biliyorsunuz. Siz kitabı da okuyorsunuz. Kitaptan da haberdarsınız.
46
Yâni kendilerinden daha çok âlim olanlardan bilgi, kendilerinden daha az âlim olanlardan da yine bilgi alışverişi kurmak zorundadırlar.
47
Her bilen bildiği kadarının âlimidir. Bundan dolayıdır ki, her bilenin kendi bildikleri kadarını birilerine ulaştırabilme derdini yaşaması gerekmektedir.
50
Üstelik siz bunu biliyorsunuz ve bundan habersiz değilsinizAklınızı kullanmıyor musunuz? Buyurulur.
51
ء( ع�ا يGي Hل ء� يJى ع-ا حي حيا Jء ع-ا ح5 ع-ا ل7 ء� ع� ع-ا 3� ع ءا ع-ا �� ع Kعع�-ا ع5 لا ع� ل1 Lح ب� �ع ء� ح-وا ء5 لا ل( عاع-ا ع� ح3و ح$ ع-ا ع� �ل ء% Mل ع�ا ع-ا �� ع Kع
ع-ا ء� عNا بي ع� �-ا ع ع� �ل ب% ع. ع� Kء ع�ا ل� عا ل9 ا Oع ع5 ع-ا �� ع عو ع� ع�
ÂLİ IMRÂN-193