gümüşhane Üniversitesi fen bilimleri enstitüsü anabİlİm...
TRANSCRIPT
Gümüşhane Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Lisansüstü Tezler
ANABİLİM DALLARI
HARİTA MÜHENDİSLİĞİ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ
ORMACILIK VE ÇEVRE BİLİMLERİ
YILI HAZIRLAYAN DANIŞMAN TEZİN ADI
2015 Özge KARAASLAN Yrd. Doç. Dr. Yusuf
AŞIK
Trabzon İli İçin Jeoid Ondülasyonlari Belirleme Amaciyla Enterpolasyon Yöntemlerinin
Uygulanmasi
2015 Hasan Törehan
BABACAN
Yrd. Doç. Dr. Fatih
SAKA
Giresun İli Aksu Deresi İçin Farklı Parametreler Kullanılarak Yapay Sinir Ağları İle Akış
Modellemesi Ve İleriye Dönük Akım Tahminleri Yapılması
2015 Yavuz Selim
AKSÜT
Doç. Dr. Şükrü
YETGİN Erzincan-Üzümlü Yöresi Volkanik Kayaçlarının Beton Agregası Olarak Kullanılabilirliği
2015 Muhammet
KOMUT
Yrd. Doç. Dr. Orhan
KARPUZ Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü Yol Ağındaki Heyelanlar Ve Bir Uygulama
2015 Zenne MERDAN
TUTAR
Doç. Dr. Abdullah
KAYGUSUZ
Bahçecik (Torul/Gümüşhane) Ve Civarındaki Eosen Yaşlı Volkanik Kayaçların Petrografik,
Jeokimyasal Ve Petrolojik Özelliklerinin İncelenmesi
2015 Kübra AKBULUT Yrd. Doç. Dr. Enver
AKARYALI
Ünlüpinar (Kelkit-Gümüşhane) Eylence Yayla Pb-Zn-Cu±Au Cevherleşmesinin Jeolojik,
Mineralojik Ve Kökensel İncelenmesi
2015 Esen Demirkol
KILIÇ
Doç. Dr. Çiğdem
Saydam EKER
Çoruh Nehri (Bayburt) Dere Yatağı Çökellerinin Jeokimyasal Özellikleri Ve Ağır Metal
İçeriğinin İncelenmesi
2015 Aytekin HOÇUR Doç. Dr. İsmet
SEZER
Yenilenebilir Alternatif Yakıtların Dizel Motorlarda Kullanımının Performans Ve Emisyonlar
Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi
2015 Mehtap KÖROĞLU Doç. Dr. Duygu
ÖZDEŞ
Krom(Vi) İyonlarinin Uludağ Göknari (Abiesnordmanniana Ssp. Bornmuelleriana) Talaşi
Üzerine Adsorpsiyonunun Denge Ve Kinetik Açıdan İncelenmesi
2015 Hakan ADANUR Yrd. Doç. Dr. Said
FİDAN
Bazı Tanenler Ve Borlu Bileşikler İle Emprenye Edilen Doğu Kayini (Fagus Orientalis L.)
Odununun Fiziksel Ve Mekanik Özelliklerinin Belirlenmesi
2015 Sinan ÖZTÜRK Yrd. Doç. Dr. Afşin
Ahmet KAYA
Orman Altı Bitkilerinden Rhinanthusangustifoliussubsp. Grandiflorus Bitkisinde Uçucu Yağların
Kimyasal Bileşimleri Ve Antimikrobiyal Aktiviteleri; Beta Pinen’in 2,4-Dinitrobenzensülfenil
Klorür İle Katilma Tepkimesi Ve Antioksidan-Radikal Giderici Aktivite Ölçümleri
2015 Derya NARİN Doç. Dr. Günay
ÇAKIR Kürtün Orman İşletme Şefliğinin Zamansal Değişiminin Sosyo-Ekonomik Açıdan İncelenmesi
2015 Erdem TORUN Doç. Dr. Duygu
ÖZDEŞ
Kızılçam (Pinusbrutia Ten.) Talaşı Kullanılarak Sulu Çözeltilerden Kadmiyum (Ii) İyonlarının
Adsorpsiyonla Uzaklaştırılması
TRABZON İLİ İÇİN JEOİD ONDÜLASYONLARI BELİRLEME AMACIYLA
ENTERPOLASYON YÖNTEMLERİNİN UYGULANMASI
ÖZET
Mühendislik uygulamalarında kullanılan ortometrik yüksekliklerin geleneksel ölçülerle
bulunması oldukça zor ve zaman alıcı bir işlem olmasına karşın GNSS ölçüleri ile bulunan
elipsoid yüksekliklerinden ortometrik yüksekliklere dönüşüm daha kolaydır. Fakat bu
dönüşüm için de belirli doğruluğa sahip geoit ondülasyon değerlerinin bilinmesi
gerekmektedir.
Bu çalışmada Trabzon ilinde Tapu ve Kadastro IX. Bölge Müdürlüğü kadastro
çalışmaları kapsamında doğu-batı yönünde 80 km, kuzey güney yönünde 30 km’lik bir alanda
oluşturulan 600 adet C3 noktalarında ölçülen ortometrik ve elipsoidal yükseklik değerleri
kullanılmıştır. Tüm noktaların ITRF96 (International Terrestrial Reference Frame-
Uluslararası Yersem Referans Ağı) datumuna dayalı üç boyutlu kartezyen koordinatları, ve
Gauss Krügerprojeksiyon sisteminde tanımlanmış projeksiyon koordinatları bilinmektedir.
Uygulamada noktalar dayanak ve test noktaları olarak ikiye ayrılmıştır. Dayanak
noktaların seçiminde, x ve y ekseni yönlerindeki nokta dağılımlarına bakılmıştır. Çalışmada
ağırlıklı ortalama, polinom yüzeyleri ve multiquadratikenterpolasyon yöntemleri
kullanılmıştır. Seçilen dayanak noktalarında bilinen elipsoidal ve ortometrik yüksekliklerin
farkından hesaplanan geoit ondülasyonlarını kullanarak farklı enterpolasyon yöntemleri ile
test noktaları için hesaplanan ortometrik yüksekliklerin, bu noktalarda bilinen ortometrik
yüksekliklerden farkları hesaplanarak enterpolasyon yöntemleri arasında kıyaslamalar
yapılmıştır. Farklı sayıdaki dayanak-test nokta grupları için elde edilen sonuçlar üzerinden
enterpolasyon yöntemlerinin uygulanması ile ilgili çeşitli kıyaslamalar yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ağırlıklı Ortalama, Geoit Ondülasyonu, MultiquadrikEnterpolasyon,
Ortometrik Yükseklik, Polinom Yüzeyleri.
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
GİRESUN İLİ AKSU DERESİ İÇİN FARKLI PARAMETRELER KULLANILARAK
YAPAY SİNİR AĞLARI İLE AKIŞ MODELLEMESİ VE İLERİYE DÖNÜK AKIM
TAHMİNLERİ YAPILMASI
ÖZET
Bu çalışmada Doğu Karadeniz Havzası içerisinde bulunan Giresun iline bağlı Aksu Deresi
için belirlenen 3 farklı Akım Gözlem İstasyonu konumlarında akım modellemesi yapılmıştır.
Modelleme için Devlet Su İşleri’nden elde edilen akım verileri, Meteoroloji Genel
Müdürlüğü’nden elde edilen yağış ve buharlaşma verileri kullanılmıştır. Oluşturulacak akım
modeli için yapay sinir ağları (YSA) metodu tercih edilmiştir. YSA metodu mimarisinde
seçilen çok katmanlı yapay sinir ağı (ÇK-YSA) modeli, belirtilen parametrelerin çeşitli
kombinasyonlarıyla oluşturulmuş 14 farklı model ile denenmiştir. Denemeler sonucunda
tahmin edilen değerler; RMSE, R, RH, E ve OMH hata değerlendirme katsayıları ile
değerlendirilmiştir. Her istasyon için en başarılı olan model girdi kombinasyonu çoklu
doğrusal regresyon (ÇDR) analizi ile de denenmiştir. Tahmin edilmiş debi değerleri, taşkın
koruma tesisleri, hidroelektrik santral tesisleri, arıtma tesisleri gibi yapıların projelendirme
aşamasında, en çok kullanılan aşılma olasılıklarına göre belirlenmiş debi değerleri için,
gözlem değerleri ile kıyaslanmıştır. Sonuç olarak, ÇK-YSA yönteminin ÇDR yönteminden
daha iyi sonuçlar verdiği belirlenmiştir ve gelecek akım verisinin tahmin edilmesinde
uygunluğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler : Akış modellemesi, Akım tahmini, Aksu deresi, Buharlaşma, Çok
Katmanlı Algılayıcı, Yağış, Yapay sinir ağları
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
ERZİNCAN-ÜZÜMLÜ YÖRESİ VOLKANİK KAYAÇLARININ BETON AGREGASI
OLARAK KULLANILABİLİRLİĞİ
ÖZET
Volkanik agrega kaynağı Erzincan ilinin yaklaşık 30 km doğusunda, Üzümlü ilçesi
sınırları içerisinde yaklaşık 40 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. Bu çalışmada, Erzincan-
Üzümlü yöresi, dört farklı bölgedeki taş ocaklarından elde edilen volkanik kayaçların
mühendislik özellikleri incelenmiştir. Laboratuvar çalışmaları kapsamında ilk aşamada 5 adet
kayaç örneğinde standartlara uygun (TS, BS, ASTM) olarak gevşek ve sıkıştırılmış birim
kütle, özgül kütle, su emme oranı, Los Angeles aşınma direnci, donmaya karşı direnç, tek
eksenli basınç deneyi ve ikinci aşamadaagrega katkılı beton örneklerinde agrega tane dağılımı
(granülimetri), beton karışımı, serbest çökme (slump), birim kütle, betonun basınç dayanımı,
elastisitemodülü, yarmada çekme dayanımı, aşınma direnci, kılcal su emme (kapilarite) gibi
deneyler yapılmıştır.Belirli bir granülimetriye sahip betonda bağdaşık bir karışım ve göreceli
en yüksek dayanımı sağlayacak taze beton bileşimi için su/çimento oranı değişken olarak
temel alınmıştır. Farklı su/çimento oranlarında silindir beton numuneler üretilmiş olup su
içerisinde 7 ve 28 gün kür edilerek bu numunelerin basınç dayanımı sonuçları fiziksel ve
mekanik özellikleri ışığında değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Standartlardaki koşullara uygun olarak gerçekleştirilen agrega ve beton deneylerinden
elde edilen sonuçlar, Üzümlü yöresinde çıkarılan volkanik kayaçlardan özellikle Yassı Tepe
Doğu (YTD) örneğinin beton agregası olarak daha üstün özelliklerle uygulanabileceğini
göstermiştir. Üretilen betonların, mekanik özelliklerinin C25/30 dayanım sınıfından başlamak
üzere daha üst dayanım sınıflarına da erişebildiği görülmüş ve genel olarak betonarme
yapıların öngörüldüğü, bina inşası başta olmak üzere hemen tüm alanlarda kullanılabilirliği
anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Agrega, Beton, s/ç oranı, Tek eksenli basınç dayanımı, Volkanik .kayaç
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
KARAYOLLARI 11. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ YOL AĞINDAKİ HEYELANLAR VE
BİR UYGULAMA
ÖZET
Karayolları teşkilatı, ülkemizin büyüme stratejileri doğrultusunda yol ağını
geliştirmektedir. Bu kapsamda hazırlanan projeler ve yapılan uygulamalar özellikle Karadeniz
ve Doğu Anadolu bölgelerinde birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Yüksek standartlı
yolları bu bölgelerimizde hayata geçirmek, geoteknik koşulların çok iyi irdelenmesini gerekli
kılmaktadır. Yol yapım aşamasında ya da daha sonra gerçekleşen heyelanlar ülke
ekonomisine büyük yük getirmektedir. Ayrıca ulaşım ve trafik güvenliğini de ciddi anlamda
tehdit etmektedirler.
Bu tez çalışmasında Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde bulunan
illerdeki karayolu güzergahlarında, mevcut veya potansiyel her türlü kayma hareketi (sayısı,
hareket eden zemin cinsi, hareketin tipi, nedenleri, su durumu v.b.) araştırılmış; bölgede yer
alan illere göre dağılımı, illerin topoğrafik ve jeolojik yapısına göre heyelan türlerinin
farklılıkları tespit edilmiştir. Bu çalışma ile yeni yol projelerinde veya yapım aşamasındaki
yollarda karşılaşılabilecek heyelanlar hakkında bilgiler vermek ve kayıpların azaltılmasına
katkı sağlamak amaçlanmıştır. Çalışmanın sonunda bölgedeki bir heyelan sahası ile ilgili
stabilite analizi yapılarak farklı çözüm önerileri getiren bir heyelan raporu sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Heyelan, Karayolları, KGM 11. bölge, Stabilite analizi
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
BAHÇECİK (TORUL/GÜMÜŞHANE) VE CİVARINDAKİ EOSEN YAŞLI
VOLKANİK KAYAÇLARIN PETROGRAFİK, JEOKİMYASAL VE PETROLOJİK
ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ
ÖZET
Bu tezin konusunu Bahçecik (Torul/Gümüşhane) ve çevresinde yüzeyleyen Eosen yaşlı
volkanik kayaçlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda, çalışma alanındaki volkanik kayaçlar
petrografik, jeokimyasal ve petrolojik olarak incelenmiş olup, elde edilen bulgular ve veriler
kullanılarak kayaçların kökeni ve evrimi belirlenmeye çalışılmıştır.
Çalışma alanı Doğu Pontidlerin Kuzey Zonu’nda yer alıp, başlıca birimler Geç Kretase
yaşlı Kızılkaya Formasyonu ve Çağlayan Formasyonu, bu iki birimi kesen Geç Kretase yaşlı
KastelGranodiyoriti, Eosen yaşlı Alibaba Formasyonu ve Kuvaterner yaşlı alüvyonlardan
oluşur.
İncelenen Eosen yaşlı volkanik kayaçlar bazaltiktrakiandezit, bazaltik andezit,
trakiandezit, andezit, trakidasit ve dasit bileşimindedir. Başlıca mineraller plajiyoklas,
hornblend, ojit, kuvars, biyotit ve opak minerallerinden oluşmaktadır.
Eosen yaşlı Bahçecik volkanik kayaçlarına ait plajiyoklaslarAn39-45 bileşimlidirler.
Hornblendlerin magnezyum numaraları [Mg/(Mg+Fe2+
)] 0.85-1.00 arasında değişmektedir.
Piroksenlerin Fe(T)
/Fe(T)
+Mg içerikleri 0.19-0.26 arasındadır. Ayrıca, piroksenler Wo44-46En42-
44Fs10-15 bileşimlerine sahip olup diyopsitten ojite doğru değişen bir bileşim gösterirler.
Bahçecik (Torul) ve civarındaki Eosen yaşlı volkanik kayaçlar orta-yüksek potasyum
(K) içeriğine sahiptirler vekalk-alkali karakterlidirler.Volkanik kayaçlarhafif nadir toprak
elementlerce (HNTE) zenginleşmiş olup,büyük iyon yarıçaplı litofil elementler (BİYLE) ve
yüksek çekim alanlı elementler (YÇAE) bakımından tüketilmişlerdir.Kondrite göre normalize
edilmiş nadir toprak element dağılımları, düşük-orta derecede zenginleşmiştir ve konkav
şekillidir (La/Lu=9.04-16.34).Bu durum volkanik kayaçları oluşturan kayaçların benzer
kaynaktan oluştuklarını işaret etmektedir. Ayrıca, volkanitlerin gelişiminde başlıca
fraksiyonelkristallenme, daha az oranda da özümleme ± magma karışımı rol oynamıştır.
Tüm bu çalışmalar neticesinde elde edilen veriler,çalışılan volkanitlerin köken
magmasının büyük olasılıkla, önceki yitimden türeyen sıvıların metasomatizmasıyla
zenginleşmiş bir litosferik manto kaynağından oluşmuş olabileceğini gösterir.
Anahtar Kelimeler:Bahçecik, Doğu Pontidler, Eosen yaşlı volkanik kayaçlar, Jeokimya,
Petroloji, Petrografi, Torul
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
ÜNLÜPINAR (KELKİT-GÜMÜŞHANE) EYLENCE YAYLA PB-ZN-CU±AU
CEVHERLEŞMESİNİN JEOLOJİK, MİNERALOJİK ve KÖKENSEL
İNCELENMESİ
ÖZET
İnceleme alanı Gümüşhane ilinin güneyinde yer alan Kelkit İlçesi Ünlüpınar (Pekün)
Beldesine bağlı Eylence Yayla ve Emirinkomu Köyü yakın çevresini kapsamaktadır. Bu
çalışmada bölgenin 1/25000 ölçekli jeolojik harita ve cevherleşmenin içinde yer aldığı
sahaların 1/10000 ölçekli detay maden jeoloji haritası yapılmıştır. Çalışma alanında Kurtoğlu
Metamorfikleri, Şenköy Formasyonu ve Köse Granitoyidi yer almaktadır.
Liyas yaşlı volkanik kayaçların sınıflandırılmasında, hareketsiz elementler kullanılarak
oluşturulan Nb/Y-Zr/TiO2 diyagramı ile Şenköy Formasyonu’ndan alınan örneklerin andezit-
bazalt ve andezit sınırında toplandığı görülmüştür. Liyas volkanik kayaçları plajiyoklas,
klinopiroksen ve Fe-Ti oksit minerallerini içermektedir. Yapılan mineral kimyası analizleri
sonucunda plajiyoklasların bitovnit(An73-78), labrador (An51-64) ve andezin (An32-42)
bileşiminde, klinoproksenlerin ojit ve klinoenstatit (Wo33.418-39.358 En 38.565-61.792 Fs18.220-27.230)
bileşiminde, Fe-Ti oksitlerin ise titano-magnetitbileşiminde olduğu belirlenmiştir.
Detay inceleme yapılan alan ve yakın çevresindeki birim Erken-Orta Jura yaşlı Şenköy
Formasyonu'na ait bazalt, bazaltik andezit ve piroklastları oluşturmaktadır. Eylence Yayla
mevkiinde yer alan Zn-Pb-Cu ± Au cevherleşmesi tamamen Şenköy Formasyonu’na ait
bazaltik andezitler içinde K20D doğrultularındaki kırık hatlarına yerleşmiştir.
İnceleme alanında cevherleşmenin parajenezini belirlemek amacıyla çalışma
sahasından sistematik örneklerden parlak kesitler yapılarak, cevher mikroskobisi altında
incelenmiştir. Cevherleşmenin parajenezi oluşum sırasına göre pirit, kalkopirit, sfalerit, galen,
altın, kuvars ve kalsit olarak tespit edilmiştir.
Arazide yapılan gözlemler sonucunda alterasyon türleri olarak hematitleşme,
limonitleşme ve kükürtleşme tespit edilmiştir. Sıvı kapanım analiz sonuçlarına göre
cevherleşmenin oluşum sıcaklığının 80-280 C
arasında değiştiği, kükürt izotop
termometresine göre ise cevherleşmenin oluşum sıcaklığının ortalama 264 C
olduğu
belirlenmiştir. Kükürt, Karbon ve Oksijen izotop analiz sonuçlarına göre cevherleşmenin
magmatik kaynaklı olduğu belirlenmiştir.
Yapılan çalışmalardan elde edilen veriler değerlendiridiğinde Liyas yaşlı volkanitler
içerisinde bulunan cevherleşmenin; epitermal-mezotermal geçişinde damar tip bir
cevherleşme olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Altın, Duraylı izotop, Kelkit, Kurşun-Çinko, Sıvı kapanım
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
ÇORUH NEHRİ (BAYBURT) DERE YATAĞI ÇÖKELLERİNİNJEOKİMYASAL
ÖZELLİKLERİ VE AĞIR METAL İÇERİĞİNİN İNCELENMESİ
ÖZET
Tez çalışmasının konusunu, Çoruh Nehri dere yatağı çökelleri oluşturmaktadır. Bu
kapsamda çökellerin jeokimyasal özelliklerine dayanarak, nehire malzeme sağlayan kaynak
alanları, kaynak alanındaki kimyasal ayrışma dereceleri, çökellerin ağır metal içeriği ve
kökenleri hakkında bilgi elde edilmiştir.
Çoruh Nehri boyunca yaklaşık 40 km’lik bir alanda çalışma yapılmış ve bu mesafe BM
(Bayburt merkez–Gezköy arası, yerleşim yoğun), GK (Gezköy–Gezhanları arası, yerleşim
seyrek), ZT (Gezhanları–Ziyaret sırtı mevki, kırsal kesim) kodlarıyla adlandırılıp üç kısım
olarak değerlendirilmiştir. İncelenen örneklerin Al2O3 içeriği ile Na2O, K2O, TiO2, P2O5 ve
CaO içeriği arasında pozitif korelasyon mevcuttur. SiO2, Al2O3, K2O, Na2O, TiO2, P2O5, MnO
elementleri, genel olarak üst kıtasal kabuğa (ÜKK) göre tükenmiş, diğer ana elementler ise
zenginleşmiştir.
Çalışılan örneklerin Al2O3 içeriği ile Rb, Sr, Ba, Th, Hf, Y, Nb, Zr, V, Pb, U ve Cu
elementleri arasında pozitif korelasyon vardır. Söz konusu örneklerin Rb, Sr, Ba, Th, U, Zr,
Hf, Y, Nb ve Pb elementleri ÜKK’ya göre genel olarak tükenmiş, Co, Ni, Cu, Sc ve V genel
olarak zenginleşmiş, Au ise yer yer tükenmiş, yer yer zenginleşmiştir.
Örneklerin (Gd/Yb)N oranları >1, (La/Yb)N oranları 6.92 - 8.71 ve Eu/Eu* ise 0.75 –
0.89 arasında değişmektedir. Nadir toprak element (NTE) içeriği ÜKK’ya göre genel olarak
tükenmiştir. Hafif nadir toprak element (LREE) ve ağır nadir toprak element (HREE) içeriği
Al2O3, K2O, TiO2, P2O5, Zr, Th ve Y ile pozitif korelasyon göstermektedir.
Analiz edilen örneklerin Zn, Sb ve Sc içeriğinde çok az zenginleşme, Cu’da düşük –
orta zenginleşme, As’de ciddi zenginleşme ve Ni’de aşırı ciddi zenginleşme vardır. Dere
yatağı çökellerinin Cu içeriği kısmen jeolojik, kısmen antropojenik, As tamamen
antropojenik, Ni ise jeolojik kaynaklıdır.
Jeokimyasal verilere dayanarak, dere yatağı çökellerinin ortaç-mafik/ultramafik
kaynaklardan türediği bu kaynakların zayıf–orta derecede kimyasal ayrışmaya maruz kaldığı,
zaman zaman yüksek tektonizma, yüksek erozyon ve yarı kurak – kurak iklim şartlarında hızlı
sedimentasyonun olduğu ve buna bağlı olarak adı geçen çökellerin kimyasal olarak olgun
olmadığı, ayrıca söz konusu çökellerin hem litojenik, hemdeantropojenik nedenlerden dolayı
kirlenmeye maruz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ağır metal, Bayburt, Çoruh Nehri, Dere yatağı çökelleri, Sediman jeokimyası
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
YENİLENEBİLİR ALTERNATİF YAKITLARIN DİZEL MOTORLARDA
KULLANIMININ PERFORMANS VE EMİSYONLAR ÜZERİNDEKİ
ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
ÖZET
Dizel motorları yuksek verim ve yuksek moment, artan devir sayıları, dayanıklılık
ve benzin motorlarına kıyasla daha dusuk karbon monoksit (CO) ve hidrokarbon (HC)
emisyonu salınımı gibi ustunlukleri sebebiyle ozellikle hafif karayolu tasıtlarında son
yıllarda daha yaygın kullanılmaya baslanmıstır. Ancak, dizel motorları ozellikle petrol
kokenli yakıtlar kullanıldığında yuksek oranda azot oksit (NOx), is ve partikul madde (PM)
emisyonu uretirler. Dizel motorlarında yakıt ekonomisi sağlamak ve zararlı egzoz
emisyonlarını azaltmak icin cesitli yontemler uygulanmaktadır. Bu yontemler icinde
konvansiyonel yakıtların ozelliklerinin iyilestirilmesi amacıyla icerisine belirli oranlarda
cesitli alternatif yakıtların katılması ve konvansiyonel yakıtların yerine ozellikle
yenilenebilir alternatif yakıtların kullanımı kirletici emisyonlarının azaltılması ve gelecekteki
enerji ihtiyacının karsılanması icin umut verici bir cozum olarak
gorulmektedir.
Dizel motorlarda alternatif yakıt olarak kullanılabilecek yakıtlar arasında doğalgaz,
hidrojen, biyogaz, biyodizel, alkoller ve cesitli sentetik yakıtlar sayılabilir. Ayrıca
motorinin ozelliklerini iyilestirmek amacıyla ozellikle iceriğinde oksijen bulunan metanol,
etanol gibi alkoller, biyodizel ve cesitli eterler dizel yakıtına belirli oranlarda
katılabilmektedir.
Bu calısmada dizel motorlarda kullanılmaya elverisli cesitli yenilenebilir alternatif
yakıtların saf olarak ve motorine karıstırılarak kullanılmasının motor performansı ve egzoz
emisyonlarına etkileri teorik ve deneysel olarak incelenmistir.
Anahtar Kelimeler: Dizel motorlar, Egzoz emisyonları, Motor performansı, Oksijenatlar,
Yenilenebilir alternatif yakıtlar
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
KROM(VI) İYONLARININ ULUDAĞ GÖKNARI (Abiesnordmanniana ssp.
Bornmuelleriana) TALAŞI ÜZERİNE ADSORPSİYONUNUN DENGE VE KİNETİK
AÇIDAN İNCELENMESİ
ÖZET
Doğal özelliklerini, içerdiği ağır metal iyonları ile kaybeden atıksular, günümüzde en
önemli çevre sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu nedenle, bu tez kapsamında toksik ağır
metal iyonlarından biri olan Cr(VI)’nın atıksulardan adsorpsiyon yöntemiyle
uzaklaştırılmasında, Uludağ göknarı(Abiesnordmanniana ssp. Bornmuelleriana) talaşının
adsorban olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Adsorpsiyon çalışmalarında kullanılan
Uludağ göknarı talaşı, hiçbir fiziksel ya da kimyasal ön işleme tabi tutulmadan doğal olarak
kullanılmıştır. Uludağ göknarı talaşı çeşitli yöntemlerle karakterize edildikten sonra, kesikli
sistemle yürütülen adsorpsiyon işlemleriyle Cr(VI)’nın atıksulardan giderim şartları
araştırılmıştır. Bu amaçla; başlangıç sulu çözelti pH’sı, denge süresi, başlangıç Cr(VI)
konsantrasyonu, adsorban miktarı ve tuz etkisi gibi parametrelerin adsorpsiyon verimi üzerine
etkileri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Cr(VI)’nın uzaklaştırılmasında optimum
sulu çözelti pH’ı 2.0 ve denge süresi 240 dakika olarak bulunmuştur. Adsorpsiyon kinetiği;
birinci ve ikinci mertebeden hız ifadeleri ile tanecik içi difüzyon modeli kullanılarak
incelenmiştir. Adsorpsiyon mekanizmasını açıklamak için elde edilen verilere Langmuir,
Freundlich, Dubinin-Radushkevich (D-R) ve Temkin izoterm modelleri uygulanmıştır.
Langmuir izoterm modelinden faydalanılarak Uludağ göknarı talaşının maksimum
adsorpsiyon kapasitesi 15.74 mg/g olarak bulunmuştur.
Sonuç olarak, bu tez çalışması ile atıksulardan Cr(VI) iyonlarının adsorpsiyon
yöntemiyle uzaklaştırılmasında Uludağ göknarı talaşının etkili ve ucuz bir adsorban olarak
kullanılabileceği ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Adsorpsiyon, Cr(VI), İzoterm, Kinetik,
UludağıGöknarı(Abiesnordmanniana ssp. Bornmuelleriana
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
BAZI TANENLER VE BORLU BİLEŞİKLER İLE EMPRENYE EDİLEN DOĞU
KAYINI (Fagus orientalis L.) ODUNUNUN FİZİKSEL VE MEKANİK
ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
ÖZET
Son yıllarda orman ürünleri sanayisinde önemli bir yer işgal eden ahşap malzemelerin
korunmasında kullanılan kimyasal emprenye maddelerinin yerine alternatif doğal emprenye
maddeleri aranmaktadır.
Bu çalışmada, Ülkemizde hammadde olarak bol bulunan borlu bileşikler (boraks ve
borik asit) ile doğal emprenye maddelerinden bazı tanenler (tara ve kebrako) beraber
kullanılmıştır. Emprenye çözeltisi bir borlu bileşik ve bir tanen karıştırılarak hazırlanmıştır.
Hazırlanan çözeltiler ile doğu kayını örneklerine 12 ayrı emprenye işlemi yapılmıştır.
Emprenye işleminde borlu bileşiklerin % 1, % 3 ve % 5’lik, tanenlerin ise % 5 sulu çözeltileri
kullanılmıştır. Böylece çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen, daha ekonomik, daha fazla
koruyucu etkiye sahip yeni emprenye maddelerin kullanılmasının arttırılması amaçlanmıştır.
Deney örneklerinin emprenyesi ASTM D 1413-76 esaslarına göre yapılmıştır. Her bir
emprenye işleminde hazırlanan 10 adet örnek önce emprenye düzeneğinde 30 dakika ön
vakum, daha sonra 30 dakika basınç altında emprenye işlemine tabi tutulmuştur. Emprenye
sonrası örnekler bir hafta kondisyonlama için bekletildikten sonra bazı fiziksel ve mekanik
özellikleri incelenmiştir. Emprenyeli örneklerin testleri yapılarak kontrol örnekleri ile
kıyaslanmıştır. Tam kuru yoğunluk (TS 2472), retensiyon miktarı (ASTM D 1413-07),
eğilme direnci (TS 2474), elastikiyet modülü (TS 2478), liflere paralel basınç direnci (TS
2595), liflere paralel yapışma direnci (TS EN 205) ve vida tutma direnci (TS EN 13446)
standartlarına göre yapılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan testler sonucunda retensiyon, tam kuru yoğunluk, liflere paralel basınç
ve vida tutma dirençleri kontrol örneklerinden daha yüksek çıkmıştır. Eğilme direnci,
elastikiyet modülü ve liflere paralel yapışma dirençlerinde ise kontrol örneklerinden daha
düşük çıktığı tespit edilmiştir. Emprenye sonrası deney örneklerinde borlu bileşiklerin
konsantrasyonları arttıkça mekanik özelliklerde düşüş, fiziksel özelliklerde ise artış
görülmektedir. Borlu bileşiklerden boraks ile emprenye edilen örneklerde değerler borik asit
ile emprenye edilenlerden daha yüksek çıkmıştır. Bu sonuca göre boraks emprenye işleminde
tavsiye edilebilir. Ayrıca ağaç malzemenin mekanik dirençlere maruz kalacağı yerlerde düşük
konsantrasyonlu çözeltiler ile emprenye edilmesi, fiziksel etkilere maruz kalacağı yerlerde ise
yüksek konsantrasyonlu çözeltiler ile emprenye edilmesi tavsiye edilebilir.
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
ORMAN ALTI BİTKİLERİNDEN Rhinanthusangustifoliussubsp. grandiflorus
BİTKİSİNDE UÇUCU YAĞLARIN KİMYASAL BİLEŞİMLERİ VE
ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTELERİ; BETA PİNEN’İN 2,4-
DİNİTROBENZENSÜLFENİL KLORÜR İLE KATILMA TEPKİMESİ VE
ANTİOKSİDAN-RADİKAL GİDERİCİ AKTİVİTE ÖLÇÜMLERİ
ÖZET
Bu çalışmanın birinci kısmında Rhinanthusangustifoliussubsp. grandiflorus bitkisinin uçucu
yağının kimyasal bileşimleri ve antimikrobiyal aktiviteleri incelendi. Uçucu yağlar su buharı
destilasyonu yöntemi ile bitkinin tüm kısımlarından elde edilerek GC-FID ve GC-MS
yöntemi ile analiz edildi. Bitkiden elde edilen toplam yağın %99.46’ sını içeren 31 adet
bileşiğin yapısı aydınlatıldı. Rhinanthusangustifoliussubsp. grandiflorusbitkisindeki ana
bileşenler, 1H-Inden, 2,3-dihydro-5-metil- (%25.137), α-Kubeben (%19.27), 1-Hekzadeken
(%15.59), n-Hekzadekanoik asit (%12.14) olarak belirlendi. Bitkiden izole edilen uçucu
yağların antimikrobiyal aktiviteleri de incelendi. Rhinanthusangustifoliussubsp.
Grandiflorusbitkisine ait uçucu yağın B. cereus, E. coli, E.coli O157:H7 ve S.
aureusmikroorganizmalarına karşı antimikrobiyal aktivite gösterdiği belirlendi. Aynı zamanda
Sac. cerevisiae ve C. albicans cinsi mayalar üzerinde de etkili olduğu tespit edildi.
Çalışmanın ikinci kısmında ise, β-pinen başlangıç bileşiğinin 2,4-dinitrobenzensülfenil
klorür bileşiği ile oda sıcaklığında katılma tepkimesi gerçekleştirildi. Tepkime sonucu elde
edilen yeni terpen türevi bileşiklerinin izolasyon çalışması başladı. Uzun çalışmalar sonucu üç
farklı reaksiyon ürünü saf olarak elde edildi. Yeni bileşiklerin yapıları NMR, IR, kütle
spektral verileri ve elementel analiz teknikleri kullanılarak spektroskopik yöntemlerle
belirlendi. Yapılan çalışmada beta pinenin iskelet düzenlenmesi (Wagner-Meerwein) sonucu
katılma ürünleri verdiği anlaşıldı. Ayrıca elde edilen üç yeni bileşiğin antioksidan ve radikal
giderici etkilerinin ölçümleri yapıldı. Ölçümlerin sonuçlarına sentezlenen üç bileşiğinde
antioksidan etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler:Antimikrobiyal aktivite, Antioksidan-Radikal giderici aktivite
ölçümleri, β-pinen, 2,4-Dinitrobenzensülfenil klorür, GC/MS,
GC/FID,Rhinanthusangustifoliussubsp. grandiflorus, Uçucu
yağ,Wagner meerwein düzenlenmesi.
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
KÜRTÜN ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİNİN ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN
SOSYO-EKONOMİK AÇIDAN İNCELENMESİ
ÖZET
Doğal kaynakların zamansal değişimlerinin incelenmesi gelecek yıllardaki planlamalara
destek sağlar. Karar verme mekanizmasında plan yapıcıların ormanlardaki değişimin
nedenlerini bilmeleri önemlidir. Bu çalışmada Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü, Torul
Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Kürtün Orman İşletme Şefliğinin 1987 ve 2006 yıllarına
ait orman amenajman planlarından yararlanılarak; gelişim çağı, kapalılık ve arazi kullanım
sınıflarının zamansal değişimleri incelenmiştir. Çalışma alanı içeresinde 2004 yılında
faaliyete geçen Kürtün Barajı bulunmaktadır. Barajının ormanlar üzerindeki etkileri tespit
edilmiştir. Barajın yörede yaşayan insanlar üzerindeki sosyo-ekonomik etkileri, orman
amenajman planlarındaki değişimleriyle birlikte araştırılmıştır. Ayrıca sosyo ekonomik
değişimin; nüfus, iklim, tarım, hayvancılık açısından da ilişkilendirilip ormanlara olan etkisi
belirlenmiştir. Ormanlara olan talep ve beklentileri belirleyerek bunları karşılayabilecek
öneriler verilmiştir. Kürtün Orman İşletme Şefliğinin toplam alanı 15525.9 hektardır. 1987
amenajman planları verilerine göre % 32.0’ı verimli orman, % 19.6’sı bozuk orman, %
33.2’si mera alanı, % 2.1’i iskan alanı ve %10.0’ı ziraat alanıdır. 2006 yılında şeflik
sınırlarında bir değişiklik olmamıştır. Arazi kullanım sınıflarında ise 2006 yılına ait
amenajman plan verilerine göre arazi kullanım sınıflarının dağılımına bakıldığında ise, %
32.2’si verimli orman, %16.7’si bozuk orman, % 36.3’ü ise orman toprağı, % 0.4 iskan alanı
ve %13.5’i de ziraat alanı oluşmaktadır. Sonuç olarak; verimli orman alanlarında 33.9 hektar
artış, bozuk orman alanlarında ise 447.5 ha azalma görülmektedir. Bu azalmanın
nedenlerinden birisi Kürtün Barajından sonra 104.9 ha bozuk orman alanının su alanına
dönüşmesidir. Mera kanunu ile meradan çıkartılan yerler büyük bir oranda orman toprağına
ve ziraat alanına dönmüştür. Sosyo ve ekonomik açıdan olumlu gelişmeler yaşanmıştır.
Kürtün Barajı içerisinde balık üretim çiftlikleri yanında baraj etrafında konaklama tesisleri ve
yürüyüş yolları yapılmıştır. Balıkçılık da halkın geçim kaynaklarından biri haline gelmiştir.
Anahtar Kelimeler: Arazi Kullanım Sınıflar, Orman Amenajman Planları, Sayısal
Harita,Sosyo-Ekonomik Acıdan Zamansal Değişim
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!
KIZILÇAM (Pinusbrutia Ten.) TALAŞI KULLANILARAK SULU ÇÖZELTİLERDEN
KADMİYUM (II) İYONLARININ ADSORPSİYONLA UZAKLAŞTIRILMASI
ÖZET
Bu çalışmada, toksik ağır metallerden biri olan Cd(II) iyonlarının sulu çözeltilerden
adsorpsiyon yöntemiyle uzaklaştırılmasında etkili ve ucuz bir adsorban olarak kızılçam
(Pinusbrutia Ten.) talaşının kullanılabilirliği araştırılmıştır. Adsorpsiyon deneylerinde
kullanılan kızılçam talaşı hiçbir fiziksel veya kimyasal ön işleme tabi tutulmadan doğal olarak
kullanılmıştır. Kızılçam talaşı, FTIR, pHpzc ve nem miktarı tayini gibi yöntemlerle karakterize
edildikten sonra adsorpsiyon verimi üzerine başlangıç sulu çözelti pH’ı, denge süresi,
adsorban miktarı ve başlangıç Cd(II) konsantrasyonu gibi deneysel parametrelerin etkileri
incelenmiş ve ayrıca endüstriyel atık sularda bulunabilecek bazı tuzların etkileri
araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlardan optimum pH 6.0 ve denge süresi 240 dakika olarak
belirlenmiştir. Adsorpsiyon mekanizmasının aydınlatılabilmesi için elde edilen verilere çeşitli
kinetik (yalancı birinci ve ikinci mertebeden kinetik model ile parçacık içi difüzyon modeli)
ve izoterm modelleri (Langmuir, Freundlich, Temkin ve DubininRadushkevich)
uygulanmıştır. Sonuçlardan, adsorpsiyon hızının açıklanmasında yalancı ikinci mertebeden
kinetik modelin uygun olacağı görülmüştür. Kızılçam talaşının maksimum adsorpsiyon
kapasitesi Langmuir izoterm modeli kullanılarak 11.88 mg/g olarak hesaplanmıştır.
Sonuç olarak kızılçam (Pinusbrutia Ten.) talaşının atık sulardan Cd(II) iyonlarının
uzaklaştırılmasında etkili bir adsorban olarak kullanılabileceği ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Adsorpsiyon,Cd(II), İzoterm, Kızılçam (Pinusbrutia Ten.),Kinetik
Ana sayfaya dönmek için tıklayınız!