GÖRSEL SANATLAR PERFORMANS

ÖDEVİBERFİN AVYÜZEN 6\D 392

HENRİ ROUSSEAU

Henri Julien Felix Rousseau

(21 Mayıs 1844 – 2 Eylül 1910) naif veya pirimitif üslupta resim yapan Fransız post–empresyonist ressam. Mesleği yüzünden gümrük memuru olarak da bilinir. Hayatı boyunca alaya alınan Rousseau ölümünden sonra yüksek sanat değeri taşıyan resimler yapmış, kendi kendini eğitmiş bir dahi olarak kabul edilmiştir.

HAYATI

Ressam bir muslukçunun oğlu olarak Loire Vadisi’ndeki Laval’da dünyaya geldi.Laval Lisesine devam eden Rousseau, babası borçlandıktan ve evlerine el konulduktan sonra ebeveynleri şehri terk edince okulda yatılı okumaya başladı. Lisede bazı derslerde başarısız olsa da müzik ve resim derslerinde ödüller kazandı.

Bir avukat için çalışıp hukuk öğrenmeye başlayan ressam, yalancı şahitlik yapmaya kalkınca 1863 yılından başlayarak dört yıl boyunca orduya hizmet etti. Babasının ölümünden sonra rousseau dul annesine bakmak için 1868 yılında Paris’e taşındı ve devlet memuru oldu.1871 yılında terfi alarak velgi tahsildarı oldu.Ciddi olarak resim yapmaya kırklı yaşların başında başladı.49 yaşında işinden emekli olarak sanata

Yoğunlaştı.Karısı 1888 yılında ölünce tekrar evlendi.

Doğadan başka kimseden bir şey öğrenmediğini açıklayan Rousseau, sonraları iki okullu ressam olan Felix- Auguste-Clement- ve Jean-Leon- Gerome’dan tavsiyeler aldığını itiraf etti.Genede kendi kendini eğitmiş naif veya pirimitif ressam olarak kabul edilir.

RESİMLERİ

Hiçbir zaman Fransa’yı terk etmemiş veya bir vahşi orman görmemiş olmasına rağmen en ünlü resimleri vahşi orman resimleridir.Sevenlerinin iddia ettiği gibi askerdeyken Fransa- Meksika savaşına katılmış olduğu gerçek değildir.Resimli kitaplardan botanik bahçelerden ve doldurulmuş vahşi hayvanlardan ilham almıştır.

Fransa- Meksika işgalinden gelen askerlerle de ordudayken tanışmış ve onların karşılaştığı tropik hayat hikayelerini dinlemiştir.Eleştirmen Arsene Alexandre’a sık sık gittiği Jardin des Plantes’i şu şekilde anlatılmıştır. Seralara girip egzotik diyarların yabancı bitkilerini gördüğümde sanki bir rüyaya girmiş gibi oluyorum.

Manzaralı portre adını verdiği bir tür geliştirmiş olduğunu iddia etmiştir.Bu resimlerde şehrin en sevdiğiyer gibi bir yerin manzarasını çiziyor sonrada manzaranın önünebirinin portresiniyapıyordu.

BIRAKTIKLARI

New York Times sanat eleştirmeni Roberta Smith Rousseau çalışmalarının Picasso’yla başlayarak Leger Max Backmann ve sürrealistlere büyük bir ilham kaynağı olduğu söylemiştir.örneğin Backmann’ın inanılmaz otopotreleri Rousseau’nun yaptığı Pierre Loti portresinin kaba saba yoğun üslubundan gelmektedir diye yazılmıştır.