hizmet rehberi Üzerine -...

. . HIZMET REHBERI

. . . UZERINE

Abdullah AYMAZ

II $afwamar •y A YIN l AR I

HiZMET REHBERi UZERiNE

Copyright© $ahdamar Yaymlan, 201 I Bu eserin tum yaym haklan lftk Yaymczl1k Ticaret A.$. 'ne aittir.

Eserde yer a/an metin ve resimlerin !pk Yaymctlzk Ticaret A.$. 'nin onceden yaztl1 izni olmaks1zm, elektronik, mekanik, Jotokopi ya da herhangi bir kay1t

sistemi ile rogaltdmas1, yay1mlanmas1 ve depolanmas1 yasakttr.

Editor Recep C::AKIR

Gorse! Yonermen Engin c;:iFTc;:i

Kapak ihsan DEMiRHAN

Sayfa Diizeni Ahrnet KAHRAMANOGLU

ISBN 978-605-4038-19-0

Yaym Numaras1 118

Bas1m Yeri ve Y1h

TAIZDIM

U stad Bediiizzaman Hazretleri'nin hizmetinde bulunan talebele-ri tarafmdan Risale-i Nur Kiilliyati'ndan, Sozler, Mektubat, Lem'alar, ~ufilar, Mesnevi-i Nuriye, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Tarih

MUIZADDIME

Risale-i Nur §ahs-1 minevlsinin miimessil-i Illuhteremi, ebedl Kur'in hakikatlerinin delllli, miibelligi ve na§iri olan ve biiriin §ah-

siyetini Risale-i Nur vas1tas1yla -biiznillah- ebede kadar istifade ve

istifazaya medar bir §ekilde devam ettiren Ustadirmz Bediiizzaman

Said Nursi Hazretleri'nin meslek ve me§rebine dair, Kur'an'dan ders

aldig1 s:ok muazzam baz1 hakikatleri, hizmet-i imaniyede bulunan Nur §akirtleri is:in daima tazelenen bir dersimiz ve her vakit temessiik edece-gimiz degi§mez diisturumuz, maddl-manevi her riirlii engeller kar§lSm-

da muvaffakiyete, nza-y1 ilarnye isal edici ve en ehemmiyetli rehberimiz manas1yla ne§rediyoruz.

8 Hizmet Rehberi Uzerine

yede bulunacak Kur'an §ikirtleri kiyamete kadar bu diisturlar miiva-cehesinde hareket etsinler. Muvaffakiyetin ve nza-y1 ilahiye nailiyetin, ancak bu suretle miimkiin olacagma kat'i kanaat getirsinler.

~imdi Camia-y1 islamiye umumiyetle Risale-i Nur'da tecelli eden hakikat-i Kur'aruye'ye sanlm1§ bulunmaktadir. Hem nev-i bqerin dahi cazibedar siyaset hadiselerinin tevaldmfu neticesinde, rahmet-i ilahiye ile hakaik-i Kur'aruye'ye yap1§acag1 emareleri goriiniiyor. Hem Kur'an'm hak ve hakikate, akil ve manrrga dayanan, delil ve hiiccete istinat eden ve biitiin meselelerini al

Mukaddime 9

Evet bu zamanda, bu deh§etli ve cihan§iitnfil hadiseler hengammda

Kur'an §akirtleri ciiz'1 ve kiilli, ferdl ve i

10 Hizmet R.chberi Uzerine

Bu "Hizmet Rehberi", Kiilliyat-1 Nur'dan ve mektuplardan, ihlas ve Uhuvvet Risaleleri'ndeki diisturlan ve esaslan teyid ve takviye eden bahislerden miite§ekkildir.

Cenab-1 Erhamii'r-Riliimin' den biitiin esma-y1 hiisnas1m §efaat

(I)

4 ..-;;; _J.; 1.,, .). / ,... / ~\~ \~\ ~l5J.j ~\ ~jj ~ fJL:il

Ey Karde§lerim!

Sizler biliyorsunuz ki; bizim meslegimizde benlik, en:lniyet, §an ve §eref perdesi altmda makam sahibi olmaktan, oldi.iriidi zehir gibi ondan kas:1yoruz. Onu ihsas eden hfiletten §iddetle is:tinap ediyoruz. Elbette, burada, alti-yedi sene gozi.ini.izle ve yirmi seneden beri tahki-katimzla anlam1§s1mz ki ben §ahs1ma kaq1 hi.irmet ve makam vermek istemiyorum. Sizleri o noktada §iddetle tekdir etmi§im. "Bana haddim-den fazla mevki vermeyiniz." diye sizden danhyorum ...

4

(Kastamonu Lamkas1, s.116-117)

Bu mektup, Kastamonu Llliikas1 ve Tarih


(2)

Said, tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enaniyet ve tevazu-u mut-lakta bulunmak §arttir; ta ki Risaletii'n-Nur'u bulandirmasm, tesirini lurmasm.

(Kastamonu Lahikas1, s.13)

Her asra ve her asirdaki her seviye ve tabaka insana kiilli manfilan ile hitap eden Kur'an-1 Kedm, i§ad manfilanmn kiilliyetinde ciiz'i: mana ile teyemmtim (51~ I_,.~ V;) ayeti giiniimiize ve hizmetimize de bakar. Yal-mz oradaki "Said"e (sin harfiyle) i§aret eden "l~/sai:den" (sad harfiyle)

kelimesi toprak manasmadir. Kur'an-1 Keri:m'de altma "sin" i§aret konula-

rak boyle yazilrm§ olan bir kelime de "~/bestaten" (sad harfiyle) A'raf Suresi'nin 69. ayetinde bulunmaktadir.

i§te "toprak" manasma "l~/sai:den" kelimesi, i§arl manaya uygun ola-rak kendisine i§aret edilen zata "Said, sen tam toprak gibi mahviyet irinde bulun; en:lniyeti terk et; tevazu-u mutlakta bulun ...

Hizmet Rehberi Uzerine 13

ins! ve cinni §eytanlann oltalarmm ucunda insanm zay1f daman olan

§all, §eref, riitbe ve makamlar vardir. Bunlarla halledemedikleri insanlara,

tam ters yonden gelip onlan rezil gostermek ic;in hakaretler ve i§kenceler altmda damanna dokunup onlann yanli§ yapmalan ic;in ugra§irlar. Maa-lesef bir klSlm insanlar ilk anda di.inyevi, fam §eyler pe§inde pes etmi§; bir

kism1 da bi.iyiik planlan fark edemedikleri, bir stratejileri olmadig1 ic;in

damarlanna ve kanlanna dokunan tahkirler kaq1smda tehewi.ire kap1hp

yanh§ davram§lar sergilemi§, hal


Emirdag'da yaptlan haks1z bir taarruza kar§I Ustad Hazretleri'nin on

madde ile verdigi bir cevabm altmc1 maddesinden bu boli.im ahmp Hiz-

met Rehberi'ne yaztlmi§tlr. Taarruzun sebebi de Ki.itahya civannda Haz-

reti Ustad'm tan1madig1 bir vaiz efendi, haberi ve nzas1 olmadan Ustad'1 ziyade hi.isn-i.i zan ile medhedip ona bir makam vermesidir. Bu yiizden,

hasta, garip, mi.inzev1 bir §ekilde bulunan Ustad'1 sanki bir cinayet i§le-

mi§ gibi kap1smm kilidini kmp giren taharri (arama) memurlan okudugu

dualan, evradlan ve duvarlardaki levhalan su


digini beyan ederek bu iman hizmetinin ashnda bu memlekete, hariften

kuwetli bir surette girmeye fah§an anar§iye kar§l set fektigini ve milyon-

larca niifusa sahip jsJam Diinyas1 'mn sevgisini de bu memlekete fevirme-

ye fah§tig1m, bu sevginin de en buyiik bir nokta-yi istinat (dayanak nok-

tas1) oldugunu bildiriyor.

(6)

Ben nefsimi tebrie etmiyorum. Nefsim her fenahg1 ister. Fakat §U fan! diinyada, §U muvakkat misafirhanede, ihtiyarltk zamarunda, kisa bir omiirde, az bir lezzet ic;in; ebedl, diiml hayatiru ve saadet-i ebedi-yesini berbat etmek, ehl-i aklm kan degil. Ehl-i aklm ve ZI§UUrun kan olmadigmdan, nefs-i emmarem ister istemez akla tabi olmu§tur.

(Mektubat, s.71)

Burada nefsi, alal, mantik ve §Uurla ikna edip yola getirme ba§ans1m

goriiyoruz. Adeta Hazreti Omer'in "Ya Resfilallah nefsimden sonra en s:ok seni seviyorum." demesiyle Efendimiz'in (sallalliliu aleyhi ve sellem)

"Hayir, ya Omer, nefsinden de fazla sevmedik


(8)

Medar-1 §eref tarudig1 biiriin ecdadim ve medar-1 iftihar bildigi biitiin ges:mi§lerini ve ruhen nokta-yi istinad telakki ettigi selef-i silihlnin cadde-i nur:lnilerini terk edip heveskarane, heva-perestane, riyfildrane, §6hret-perverane, bid'akarane i§lerde ve harekatta bulunsa; manen biiriin ehl-i hakikat ve ehl-i imarun nazannda en als:ak mevkie dii§er ...

(Mektubat (29. Mektup, 6.Risale -Hucumat-1 Sitte-), s.467)

Ustad Hazretleri §Ohret-perestlik ve makam sevgisinin insanlan ne hillere

dii§iirecegini anlatmak is:in, bilhassa §erefli ges:mi§lerinin iftihar vesilesi

gi.izel yollanru terk etmeye kadar i§i goti.irenlerin di.i§ti.ikleri us:urumlara

dikkati s:ekmektedir. Kokii ile giirleyenler, oziinden ve kOkiinden besle-

nenler her ha.Jiikarda ayakta dururlar. Arna bunlan terk edenler ip i.isti.in-

de oynayan bir cambaz gibi ufak-tefek riizgarlarla tepetaklak olmaya

mahkfundurlar.

(9)

Dordiincii Hatve'lle: 10~ j ~l ~~ ~~ j5 dersini verdigi gibi; nefis, kendini serbest ve miistakil v;_ bizzat dievcut bilir. Ondan bir nevi rububiyet dava eder. Mabud'una kaq1 adavetk:lrane bir isyaru ta§Ir.

i§te gelecek §U hakikati derketmekle ondan kurtulur. Hakikat §Udur ki; her §ey nefsinde mana-y1 ismiyle fanidir, mefkuddur, hadistir, madumdur. Fakat mana-y1 harfiyle ve Sani-i Zillcelal'in esmasma ayna-darhk cihetiyle ve vazifedarhk itibanyla §ahiddir, me§huddur, vaciddir, mevcuddur.

~u makamda tezkiyesi ve tathiri §Udur ki: Viicudunda adem, ade-minde viicudu vardir. Yani kendini bilse, viicud verse; kainat kadar bir zuliimat-1 adem is:indedir. Yani viicud-u §ahsisine giivenip Mucid-i Halcild'den gaflet etse; y1ldiz bocegi gibi bir §ahsi ziya-y1 viicudu, nihayetsiz zuliimat-1 adem ve firaklar is:inde bulunur, bogulur. Fakat enaniyeti birakip, bizzat nefsi his: oldugunu ve Mucid-i Hakiki'nin bir ayine-i tecelllsi bulundugunu gardiigu vale.it, biiriin mevcudatl ve niha-

10 "O'nun Zat'i haris:, her §ey yoklukla is: is:edir." (Kasas Suresi 28/88).


yetsiz bir viicudu kazamr. Zira biiriin mevcudat, esmas1mn cilvelerine mazhar olan Zat-1 Vacibii'l-viicud'u bulan, her §eyi bulur.

(Mektubat (29. Mektup, Zeyl), s.517)

Ayette11 "Allah'm Zat'mdan ba§ka her §ey hel:ik olucudur." veya "Allah'm

isimlerine bakan yoniinden ba§ka her §ey hel:ik olacaknr." buyrulmakla,

aslmda faru olan insamn, Bili olan Yaradan'a ve O'nun giizel isimlerine

yonelmesi istenmektedir. Bili ve Dalin! olan Allah'a "Ya Bili, Ente'l-

Bili"12 deyip yonelmekle bek:i ve devam yoluna girecek olan insamn benlik

davalanndan uzak durmas1 gerekmektedir.


hakikl mahiyetini idrak ederek her §eyden c.;:ok sevdigi Yaradamna yonelse,

Mabud'unun ibadetiyle ona yaklJ§sa, kendisinin de her mevcut gibi O'nun

giizel isimlerinin tecellilerini yans1tan bir ayna oldugunu iz'an etse ( anlasa,

kavrasa), her §eyi bulmll§ butiin gi.izellikleri ve hazineleri kazanmi§ olur.

(10)

Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenasi edilse, ezhan ene-

lere donup etrafmda gezerler. (Mektubat (Hakikat

Hizmet Rchberi Uzerine 19

Evet onlar, ibadet ii taatlarmda ve Rabb'e tevecciihlerinde, sonra cenneti

biitiin ihti§am ve debdebesi ile mii§iliedelerinde de daha bir farkhdtrlar.

Kur'an'm o husustaki biitiin ayat-1 beyyinatlnl, o ayat-1 beyyinatla ortaya

konan cehennemi biitiin deh§etiyle, cenneti biitiin ihti§amiyla akillarma geti-

rebilir ve hayallerine resmedebilirler. Binaenaleyh bir yoniiyle hayal, Allah'm

insanlara verdigi en biiyiik liituflardan biridir; insan onunla, ibadette ve

goniil hayatmda derinle§ebilecegi gibi ayru zamanda kotii neticeleri tevlid

edebilecek fenaliklar1 da kotii sonus:lar1yla daha net tasavvur edebilir. Ancak,

hayal is:in hayal diyebilecegimiz kupkuru ve hedefi olmayan tahayyiilatm da

his:bir manas1 ve faydas1 yoktur. Binaenaleyh, insan Kur'an okurken, makul

olan ve en azmdan akliyat i


Bunu ehl-i hakikatin 'fena fi'§-§eyh', 'fena fi'r-rasul' ve 'fena fillih'

millihazalanna veya 'seyr-i ilallah', 'seyr-i fillih' ve 'seyr-i minallah' esaslanna

da benzetebiliriz. Bunlara, insarun Allah'a dogru gitmesi, seyr u sillftkunu

tamamlay1p o miintehaya ula§mas1, O'nda fam olduktan sonra da doniip

ba§kalanm da O'na gotiirmesi diyebiliriz. Halk ic_;:inde Hak ile beraber

bulunma, insanlan Allah'a yiikseltmek ic_;:in onlarm ic_;:inde bulundugu ayru

anda Allah ile beraber oldugunun idrakinde olma keyfiyeti de diyebilecegi-

miz bu durum, bir niibiivvet cilvesidir. Ever, silik, hayalini boyle yiice bir

gayeye ve hedefe kilitledigi zaman, onun seyr u sillftk yolculugunun sonu

hic_;:bir zaman gelmeyecek ve bu miibarek yolcu, hep O'nu anma ve O'na

yiiriime sayesinde iman-itminan aras1 gelip gidecek ve hep huzur yudumla-

yacaktir. Bu durumu Cenab-1 Hak §byle belirtmektedir: 'iyi bilin ki gonill-

ler ancak Allah'1 anmakla huzur bulur ve oturakla§lf. '14 Evet, kalbler O'nu

aru§la huzura kavupcaktir. Hele insan bir de O'na ait hususlar ic_;:inde benli-

gini tamamen unutup kendinden gec_;:iverse, artik o, sadece hedefledigi §eyi

dii§iinecek ve onunla oturup kalkacaktir. Euna mukabil, Allah'a gotiirme-

yen bir yolda yiiriiyen ve kendisini yenileyemeyen kimseler ise kendilerinin

di§ma c_;:ikamayacak ve bencilligin dar mahbesinden kurtulamayacaldardir.

Evet, boyle bir gaye-i hayal olmaymca veya degi§ik baglantilar onu unut-

turdugunda o kimse benligin tasmali bir bendesi ve §eytarun da kadni

hfiline gelir. Allah ( celle celallih), 'Kim Rahman'm hikmetlerle dolu ders

olaralc gonderdigi Kur'an'1 goz ardi ederse, biz de ona bir §eytan sar-

dirmz; artik o, ona arkada§ oluverir. '15 buyurmaktadir. Boyle bir kimse

gozleri varken gorillecegi gormemi§tir. Ever, bu bir team! yani gorme

yetenegine sahip oldugu ha.Ide gorememe demektir. Zaten ayette ki§inin

gorememesi, ~ I ya'§U kelimesi ile anlatilmaktadir ki, bunun manas1 gozler goriiyor oldugu hfilde muvakkaten gbrmeden uzakla§mas1 ve gor-

miiyor olmas1 demektir.

Biz, Allah'm azametini, §eytarun hakknruzda nastl tuzaklar c_;:evirdigini, ic_;:i-

mizde nefsin onun hesabma nastl c_;:ah§tigllll, be§ed garizalarlilllZm benlik

c_;:arklilln tamamen §eytarun hesabma dondiigiinii, hatta kuvve-i akliyemizin

§eytan hesabma c_;:ah§tigllll, kuvve-i gadabiyemizin, ofkemizin, kinimizin ve

nefretimizin §Cytan hesabma hareket ettigini biliyoruz. i yi veya kotii bildi-gimiz biitiin bu §eylere ragmen, gidip §eytarun sahiline aborde oluyor ve

14 Ra'd Suresi 13/28. is Zuhruf Suresi 43/36.


orada demir atiyoruz. Bence ayette anlat:Jlan husus da i§te budur. Bu ashnda

bir teimidir yani gorebildigi ha.Ide gorememektir. Ever bilerek yaptiglllliZ

bu i§ler §eytana teslim olma ve inkiyad etme demektir. Haddizatlnda insan

unutmadig1 ha.Ide unutma durumuna dli§mekte, unutanlar gibi davranmak-

ta ve hislerine maglup ohnaktadrr. Boyle olunca da -hafizanallah- insan

kendi benliginin di§ma s:ikamamaktadir. Allah ile miinasebeti olmayan bir

benlikte de hayir yoktur. i§te boyle bir unutmaya da tenasi diyoruz.

Ashnda bu mesele ba§h ba§ma bir mevzu oldugundan bunu daha uzunca

ele ahnaya ihtiyas: oldugu as:1ktir. Benlik, benligin itibari bir huviyet arz

etmesi, benligin s1rlan, benligi kazanma ve sonra Allah is:in benlikten vaz-

ges:me .. bu hususlar hususiyle de ehl-i hakikatin derinlemesine ele aldig1

mevzulardandir ki daha fazla uzatmamak is:in iizerinde ancak bu kadar

durmak miimkiin oldu. Boyle latif meseleler biraz hususiyet arz ettigin-

den ve bunlann 1stilah ve tabirleri de ayn bir ilgi ve bilgi gerektirdiginden

burada noktalamak istiyorum. "16

( 11)

Bir fikre davet, cumhur-u ulemanm kabulline vabestedir. Yoksa davet bid'attir, reddedilir.

(Mektubat (Hakikat


yamltmt§, hem de baz1 haks1zhklara sebebiyet vermi§ oluruz. Cenab-1

Hak, haklar ve vazifeler mevzuunda her §eye, herkese gore adilane bir

pay ayirmI§Sa, bizim onun dt§ma s:1kip fazladan ihsanlarda bulunma-

m1z dengeyi bozar. islam'daki miras hukuku ve §ahitlikler konusu boyle

anla§tlmahdtr. Yoksa, aile s:ekirdeginin pars:alanmasma, akrabahk miina-

sebetlerinin zedenlemesine sebep olabiliriz. insan fttratmm ve toplum

hayatmm rabi oldugu kanunlan insanlar koymadt ki, aralannda ince

muvazeneleri gorebilsinler. Harika ve hassas cihazlara bilgisizce miida-

hale ile en kiis:iik bir viday1 bile yerinden oynatmak nasil biitiin sistemi

yerle bir edebiliyorsa, insanlann ve toplumlarm hissiyat ve akt§mdaki

hikmetleri bilmeyen nadanlann nobranca (kaba, nezaketsiz) miidahale-

leri, Allah'm koydugu mukaddes prensipleri his:e saymalan da insanltgm

ba§ma onulmaz yaralar as:ar.

(13)

Cemaatte varud-i sahih olmazsa; cem' ve zamm, kesir darb1 gibi

kli


(14)

17 _}.,,. .), _}. _}. ,,. ,,. ,,. ~l.5/" ~\ ~,,.,,. !


Allah'm gazap ve lanetini lizerine


emmarenin son tahassungfilu bulunan ve nefs-i emmareyi tezkiyeden

sonra onun eski vazife-i seyyiesini g6ren ve mi.icahedeyi ihir omre

kadar devam ettiren bir minevi nefs-i emmareyi g0rdi.im. Ve anlachm

ki 0 mi.ibarek zatlar, hakild nefs-i emmareden degil, belki mecazi bir

nefs-i emmareden §ekva etmi§ler. Sonra g6rdi.im ki imam Rabbam dahi

bu mecazi nefs-i emmareden haber veriyor.

Bu ikinci nefs-i emmarede §UUrsuz kor hissiyat bulundugu is:in,

akil ve kalbin sozlerini anlarmyor ve dinlemiyor ki onlarla islah olsun ve

kusurunu anlasm. Yalruz tokatlar ve elemlerle nefret edip veya tam bir

fedailige her hissini maksachna feda etsin. Ve Risale-i Nur'un erkinlan

gibi, her §eyini, eniniyetini biraksm.

Bu adp asirda deh§etli bir a§ilamak ve §mngayla hem hakikl, hem

mecazi iki nefs-i emmare ittifak edip oyle seyyiata, oyle gi.inahlara seve-

rek giriyor. Kainatl hiddete getiriyor. Hatta kendim, bir dakika zarfm-

da, yirmi parahk bir s1kmtiyla, altm1§ lirahk bir haseneye tercih etmeye

s:all§tlm.

Hem on dakika zarfinda, bi.iyi.ik bir mi.icahede-i minevide, benim

cephemde, lurk ikilik bir top gibi di.i§manlanma atlp yol as:tig1 hilde, o iki nefs-i emmirenin, muvakkat bir gaflet firsatlnda, hodgfunhk ve meyl-i tefevvuk gibi gayet zuliimli.i ve zuli.imath hissiyle, bi.iyi.ik bir §i.iki.ir ve

te§ekki.ir yerine, "Nis:in ben atmachm?" diye, en s:irkin bir riya ve rekabet

damanm hissettim. Cenab-1 Hakk'a yi.iz bin §i.iki.ir ediyorum ki Risale-i Nur ve bilhassa ihlas Risaleleri, o iki nefsin bi.iti.in desiisini izale ve onla-nn as:tig1 yaralan tedavi ettigi gibi, o bir dakika ve on dakikadalci hiletleri

birden izale etti. Ve minevi bir istigfar olan kusurumu bildim. 0 hatamn

muaccel cezas1 olan is:indeki elemden ve azaptan kurtuldum ...

(Kastamonu Lamkas1, s.199-200)

Ustad Hazretleri, nefs-i emmareden kurtulmU§ olan zatlann ha.la yine

nefs-i emmareden §ikayetlerini goriiyor ve hayret ediyor. Bir zaman son-

ra "Ikinci bir mecazi nefs-i em.mare" ke§fediyor. Bu ikincisi, birinci nefs-i

emmareden de amans1z ve emans1z.

26 Hizmet Rchberi Uzerine

bulunan ve terakki elde edebilmek is:in miicahede yapmak durumunda olan insamn, omriini.in sonuna kadar bu cihach devam ettirmesi is:indir.


men'e ~ah§ml§lm ve §ahs1ma ziyade hiisn-ii zan eden Nur talebelerinin

belki yiiz defa hatirlanm kmp cerh etmi§im. "Ben mal sahibi degilim.

Kur'an'm miicevherat diikk3.nimn bir bi~are dellahyrm" dedigimi hem

yakm dostlanm, hem karde§lerimin tasdikleriyle ve emarelerini gar-meleriyle ben, degil diinyevi makamatl ve §all u §erefi §ahsrma kazan-dirmak, belki manevi biiyiik mal


iliiretim ic;in bir sevap var. Ve nefs-i emmarenin §errinden kurtulma-

ma bir vesiledir diye, bir cihette aglarken memnun oluyorum. Eger

bu bic;are masumlar benimle beraber bu meselede hapse girmeseydiler,

mahkemenizde pek §iddetli konu§acaktim ...

($ualar (14. $ua), s.387)

Ustad Hazretleri'nin bu ifadelerinden

a) Onun, yavrulanm korumak ic;in kendini feda eden bir anne gibi talebe-

lerini korumak ic;in, §ahsma tahkir, ihanet, c;i.iriitme, i§kence ve ceza adma

ne gelirse gelsin kabule hazir oldugunu;

b) Meselenin kendisini a§an, talebelerini de ilgilendiren bir yoni.i olmas1

itibanyla c;ok daha hassas davranmas1 gerektigi ic;;=in §ahsen yapmak istedi-

gi baz1 §eylerden vazgec;tigini anhyoruz.

Her Mi.isli.iman'm da artik bu hususta dikkatli olmas1 gerekir.


(18)

Bu mesele yalmz §ahs1ma taalhlk etseydi, ben cidden nefs-i emmaremi tam lmmak ic;in ona minnettar olurdum. Meslegimiz, bu zamanda hakka hizmet, biitiin biitiin terk-i enamyetle olabilecegini kat'i kanaatimiz oldugu gibi, yirmi senedir nefs-i emmarem ister iste-mez o meslege itaate mecbur olmu§. Risale-i Nur ve mukaddematla-n, buna bir hiiccet-i katiadir. Fakat garaz ve inat ve bir nevi taassub-u meslekiyeyi ihsas eden ve esrar-1 mesrureyi i§ia suretinde gelen itiraz ve

ay1plara kar§l Eski Said lisamyla derim:

i§te meydan! En mutaass1p ulemadan ve en biiyiik veliden tut, ti en dinsiz filozoflara ve miidakkik hukemalara, Risale-i Nur'daki davala-n isbat etmeye hazmm ve hem de isbat etmi§im ki, benim mahv1ma ve idam1ma miitemadiyen c;ah§an zmdik filozoflar ve miilhidler, o davalan

cerh edemiyorlar ve edememi§ler. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s.53)

Ustad Hazretleri, normalde, hata ve kusurlan Allah nzas1 ic;in soyleyen-

lere, boynunda ve koynundaki akrebi gosterip zaranndan kurtarmaya

c;ah§an hayirh insanlar nazanyla balalmas1 gerektigini soylemi§tir. Arna

garazla, inatla, meslek taassubu ile ay1p ara§tlrmasma soyunmu§ ve haset-

leri imanlanrun oniine gec;mi§ kimseler ic;in de olc;iisiinii koyuyor ve hatlr-

latmas1ru yap1yor.

Sonra hizmet erlerine donerek c;ok miihim bir hususu soyliiyor, ''Bu zamanda hizmet-i imaniye ve Kur'amye biitiin biitiin enaniyeti terk

etmekle olabilir. "Yani enaniyeti terk etmeyenler bu i§i hakkiyla yapamaz-

lar, diyor.

Biz, burada satlr arasmdan iradesinin giiciine dair bir ipucunu da bulu-

yoruz.


U stad Hazretleri de kendisinde bir mevzuda dogru bir kanaat olu§unca, nefs-i emmareye ragmen onu gen;eklqtirme iradesini kullaruyor ve nefs-i

emmare de ister istemez 0 iradeye itaate mecbur oluyor.

"i§te meydan! En miiteass1p ulemadan ve en bi.iyiik veliden tut, ta en din-siz filowflara ve miidakkik hiikemalara [kadar ], Risale-i Nur'dalci davalan

isbat etmeye hazmm ve hem de isbat etmi§in1 ki, benin1 mahvima ve idami-

ma miitemadiyen s:ah§an zmdik filowflar ve miilhidler, o davalar1 cerhedip

¢riitemiyorlar ve ¢riitememi§ler." di yen U stad Hazretleri, harika zeka,

idrak ve kar1has1 ile ilimlerin oziinii ve kokiinii kavrayarak yepyeni tahliller

ve analizlerle her alanda s:ok ozlii §eyler in1al etmi§ ve semereler almi§trr.

Ezberledigi ve ii\ ayda bir ezberden birer evrad gibi tekrarladig1 islam1 ve

maddl-manev1 ilimlerle ilgili doksan kitab1 bir nevi ruhuna dogan ilham

ve silnuhat is:in ols:ii ve siizges: yaprm§tlr. yiinkii, ilhamlar, vahiy gibi

tamamen koruma altinda degildir. Onun is:in isliml ilimlerin bir harika-

s1 olan koskocaman Muhyiddin Arabi, baz1 mevzularda Ehl-i Siinnet'e

muhalif kalrm§tlf. Hazreti Ustad'da oyle §eyler gorillmiiyor. yiinkii o,

dedigimiz gibi, ozel ki§iliginin yanmda kalbi, kafas1 ve diger i.istiin kabi-

liyetleri yanmda kesben de Ehl-i Siinnet ols:iilerinin saglam siizges:lerini

zihninde olu§turmu§tur.

Aynca, kendisini yaz1 yazma yoniinden hizh bulmadigmdan okudugu biitiin

ilimleri, ruhuna yaz1yor, basiretle tahlil ediyor ve miithi§ terkiplere ula§abi-

liyordu. Onun is:in ileri-geri soz edenlere de i§te boyle ''Hodri meydan!"

diyebiliyordu ... Zaren gens:liginden itibaren hem kendi memleketinde hem

istanbul'da ulemaya meydan okumU§ ve ilminin giiciinii isbat etmi§tir.

(19)

insan nisyandan ahndig1 is:in, nisyana mubteladir. Nisyanm en kotiisu de nefsin unutulmas1dir. Fakat hizmet, sa'y, tefekki.ir zaman-lannda nefsin unutulmas1, yani nefse bir i§ verilmemesi dalfilettir. Hizmetler gorilldi.ikten sonra neticede, mi.ikafat zamanlannda nefsin unutulmas1 kemfildir. Bu itibarla ehl-i dalfil ile ehl-i kemfil, nisyan ve

tezekki.irde mliteakistirler.

Evet dill olan kimse, bir i§ ve bir ibadet teklifinde ba§lill havaya

kaldirarak firavunla§ir. Lakin mi.ikafatm, menfaatin tevziinde bir zerreyi


bile terk etmez. Amma nefsini unutan ehl-i kemfil sa'y, tefekkiir, siilUk zamanlannda her §eyden evvel nefsini ileri siiriiyor; fakat neticelerde, faydalarda, menfaatlerde nefsini unutmakla en geriye biraluyor.

(Mesnevi-i Nuriye ($Ule), s.221)

insan kelimesi kok itibanyla unutkanhk m:lnasma gelen nisyan kelime-sinden ahnnu§tlr. Yani insan, "unutkan varhk" demektir. Arna en tehlikeli unutma, nefis dti§manmm unutulmas1dir. Dti§maru unutunca, han\eri ne

zaman, neremizden saplayacag1m bilemeyiz. Boyle bir dti§marun varhg1-

m unutmamam1z i\in Cenab-1 Hakk'1 \Ok zikretmemiz laz1mdir. Allah'm

adim \Ok anmca da bize dti§manimiza kar§l uyarukhk ihsan eder. Onun

i\in Kur':ln-1 Keriln'de ''.~u kimseler gibi olmayllliz ki; onlar Allah'1 unut-

tular. Allah da onlara nefislerini unutturdu."20 buyurulmu§tur.

Mesela siz bir konaga gidiyorsunuz -ama af edersiniz- orada bulunan iki

canavar kopek sinsice size iki tarafimzdan saldiracaklar. Sizin yapacag1mz

i§ konak sahibini yardima \agirmaktlr. Yoksa siz onlarla ba§ edemezsiniz.

i§te nefis ve §eytan da iki sinsi dti§mandir. Onlan, imtihan i\in yaratan Cenab-1 Hakk'1 zikredip, O'na ( celle celfili.ih) s1g1Il1Ilca nefis ve §eytarun

§errinden sizi koruyup himaye edecektir.

Ustad Hazretleri, burada nefsin unutulmas1 gereken yerleri de "neticeler-

de, taydalarda, mentaatlerde nefsini unutmak" §eldinde itade etmi§.

Ayn bir mtillliazam1 da soylemek istiyorum:

Keli.me itibanyla "insan"m "tinsiyet'' ile de al3.kas1 vardir. insan, ilk tilfet ve tinsiyet ettigi anlay1§, fikir ve telkinlerin tesirinde \Ok kahr. Onun i\in

daha 0-5 ve 0-7 ya§lar arasmda verilen telkinler, goz 3.§inahklan \Ocuklar

i\in \Ok mtihimdir. Brezilyah bir mtitehass1s doktor olan Amintas Haru-

mefendi 30 bin civanndaki deneme neticesi olarak problemli \Ocuklann meselesinin daha sperm hilinde ba§ladig1m soyltiyor.

Dinden uzak asortik yap1daki baz1 ailelerin \Ocuklarlllin daha sonra din-dar olmalannda, ya§h ninelerinin hatta evlerinde bulunan dindar hizmet-\ilerin btiytik bir tesiri oldugu da bilinmektedir. Aksine kti\tik ya§larda seyredilen baz1 kotti filmlerin itikacli ve ahlfil


(20)

• Eger onun tahkiri ve beyan ettigi kusurlar, §ahs1ma ve nefsime ait ise; Allah ondan raz1 olsun ki, benim nefsimin ay1planm soyler.

• Eger dogru soylemi§ ise, beni nefsimin terbiyesine sevk eder ve gururdan beni kurtarmaya yardimdir.

• Eger yalan soylemi§ ise, beni riyadan ve riyanm esas1 olan §Ohret-i kizibeden kurtarmaya yardimdir. ..

(Mektubat (16. Mektup), s.66)

Bu ifadelerden kusurlanmm soyleyenler kim olursa olsun, mutlaka mesele-

yi hayra yormamiz gerektigini anhyoruz. Eger gerc;ekten bizde kusur var-

sa, bundan giicenmemek, bilakis memnun olmak gerekir. Koynumuzdaki

bize zarar verecek bir akrebin varhgmdan haberdar eden insana kizillr rm?

Yok eger bizde o kusur yoksa, yine de bizi "Acaba boyle bir kusurum var

rm?" diye ara§tl.rmaya, bizi riyadan ve §Ohret-i kazibeden kurtarmaya sebep

olduklar1 ic;in yine onlara kizmamaya c;ah§ahm. Arna bu c;ok kolay bir i§

degildir. Nefis, hic;bir zaman kusurlan -i§lemi§ olsa bile- i.izerine almak

istemez ve zaten kusuru kendisine yaki§tl.rmaz bile. i§te bu Ml, firavunluk

ve nemrutlugun bir §eklidir. Ondan dolay1 iman ve Kur'an hizmeti adma

Allah nzas1 ic;in boyle §eylere katlanmak, senelerce riyazet yap1p nefsi oldi.i-

recegim diye ugra§maktan -nefis terbiyesi ac;1smdan- c;ok daha mi.ihimdir.

Arok bundan sonra nefSin terbiyesi, magaralara


islami ilimler, Hadis'ten Tefsir'e, F1kih'tan Tasavvufa, naki§ naki§, ince

ince i§lene i§lene ve biiyill


ikincisi: Enaruyetin terkiyle ademdir. Bu ise Vacibii'l-viicud'a bakar bir viicud kazamr. Binaenaleyh viicud istersen, miin'adim ol ki viicudu bulasm! ..

(Mesnevf-i Nuriye (Katre-Hatime), s.61)

Miimkinat denilen yarattlnu§ varW


s1ru sadece Rabbisinin iradesine verecekken s1rf kullann istek ve arzulanru

yerine getirmesi, onlann ho§nutluklanru kazanmaya c;ah§mas1 onun kos-

koca bir omriinii heder ediyor.

(25)

Aziz, S1ddik Karde§lerim!

Kastamonu'da ehl-i takva bir zat, §ekva tarzmda dedi: "Ben sukut

etmi§im. Eski hilimi ve zevkleri ve nurlan kaybetmi§im." Ben de dedim:

"Belki terakki etmi§sin ki, nefsi ok§ayan ve uhrevi meyvesini diinyada

tattlran ve hodbinlik hissini veren zevkleri, ke§ifleri geri birakip, daha

yiiksek makama, mahviyet ve terk-i enaruyet ve faru zevkleri aramamak

ile U


Burada, Cenab-1 Hakk'm onemli bir ihsan ve ikrammm da heniiz

enaruyetini btrakmatnl§ kimselere, ihsan ve ikramtru hissettirmemek oldu-

gunu anlattyor. yiinkii oradan enaruyet firsat bulup "Bana bi.iyi.ik ihsanlar,

ikram oluyor. Ben, mi.ihim bir ki§iyim. Makamtm yi.iksek .. " gibi duygula-

ra kap1ltp koti.i bir §ey olan gurura ve kendini begenme hissinin girdabma

kap1labilir. I§te bu bir dii§ii§ti.ir.

Bu noktada Ustad Hazretleri, Hafiz Ali, Kii


islimiyet kahramaru ve Mrikulade biiyiik zat, yirmi be§ senedir hapisler-

de, zindanlarda, tecrid-i mutlaklarda imha edilmeye s:ah§1lmaktadir.

Komiinistlerin ihanetiyle meydana gelen evhamm icap ve neticesi olan

garazkirhklarla Risale-i Nur miiellifi cezalandinlsa dahi, Risale-i Nur

eserleri yine biiyiik bir i§tiyak ve gittiks:e artan bir alaka ile okunmaya

devam edecektir.

Birinci ve en kuvvetli delili §Udur ki; yeni harf ile teksir edilebilen Asa-y1

Musa eserini okuyan gens:ler, Kur'an harfleri ile yazilm1§ miiteblli eserleri

de okuyabilmek i~in kisa bir zamanda o yaz1y1 da ogreniyorlar. Bu §ekilde bir~ok ilimlerin ogrenilmesine engel olan ve


Ahmed Feyzi'nin Miidafaas1drr Afyon Ag1r Ceza Mahkemesi'ne!

Sayrn Hfilcimler!

Bir din llimi ile gorii§mek, onun din hakikatlerine air kitaplanm oku-

mak ve yazmak ve din arkada§lanmn imdadma ko§mak iizere dinine ve

Kur'an'rna ve Peygamber'ine (aleyhissalatii vesselam) hizmet etmek bir

miiminin vazifesi ve hakki degil midir? Bizi bu hizmet-i diniyeden men

eden bir kanun maddesi var m1dir? Baz1 cihetlerin zamamm1zdaki kiifd

ve gayr-i ahlakl cereyanlan tenkit etmesi, bir sus: mu te§kil ediyor? Biz

ne siyasetle, ne idare ile asla alakas1 olmayan yalmz dindar, saf halk kitle-

siyiz. Bir insana hiisn-ii zan etmek ve kiymet vermek, herkesin §ahsl bir

kanaatidir. Biz Bediiizzaman'1, zamamm1zrn en yiiksek din llimi biliyo-

ruz. Din hakikatlerini asla dalkavukluk yapmadan beyan ve ifade eden

bir hakikat adam1 biliyoruz. Miicahit arum vermekligimiz, memleketi-

mizi tehdit eden ahlaks1zhk ve imans1zhk cereyanlarrna kaq1 Kur'an'rn

sars1lmaz hakikatlerine dayanarak giri§tigi miidafaa ve hizmet-i dini-

yesinden dolay1dir. Din ve vicdan hiirriyetinin hiikiimran oldugu bir

memlekette vicdanl kanaatlerimizden mesul olamay1z. Bundan dolay1 da

kimseye hesap vermeye mecbur degiliz.

Ahirzamanda hadisin haber verdigi §ahislarrn meselesine gelince; bu

mevzulan biz kendimiz uydurmadik, bunlann ash dinde mevcuttur. Pey-

gamber (aleyhissalatii vesselam) baz1 hadislerle iimmet-i Muhammediye'nin

( aleyhissalatii vesselam) omriiniin bin be§ yiiz seneyi pek ge\=meyecegini

soyliiyor. 0 zamana kadar da iimmet-i Muhammediye'nin (aleyhissalatii

vesselam) ve diinyamn hayatrnda miihim tesir yapacak biiyiik tarih

hadiselerini, "kiyamet alametleri" diye haber veriyor. Bunlarrn §erri iize-

rine iimmet-i islamiye'nin nazar-1 dikkatini celbediyor. Gaflet ve cehaletle

bu §erlere diis:ar olanlarrn ebedl §ekavet ve helaket ile kaqila§acaklanm

soyliiyorlar. Bunlara


gormeyerek, mf Avrupa dinsizligini en biiyiik Iaz1me-i medeniyet ve §iir-1 irfan add ile dinimizi terk etsek, acaba helak-i ebedi:den bizi kim

kurtaracak? Bunu dii§iinmeyelim mi? Bu zihniyette olan, Kur'an'dan

ve onun hakaikinden iistiin bir §ey tammayan bir insan, s1rf fin! ceza-lar korkusuyla kendini ebedi: helake atar rm? Yahut fan! baz1 kiymetlere

deger verir mi? Allah ve Resulii'ne ve dinine hizmet vazifesinden vazge-s:er mi? i§te bizi Bediiizzaman'a baglayan hakikl amiller bunlardir. Ba§ka

bir menba-1 din! var ml ki, biz ruhumuzun bu ezeli ihtiyas:lanm onunla

teskin edelim?

Saym Savc1, bize kiitiiphaneleri dolduran binlerce Arap


Kur'amye'ye ve maarif-i Muhammediye'nin (aleyhissalati.i vessel:im) izhan-

na vakfeden .. ve memleket ve milletin 1zdirabatl kar§1smda piir-rahm ii §efkat aglayan .. kendine yap1lan bunca ihanetlere ragmen etrafmdakilerin

saadetleri i\in hizmetinden asla vazge\meyen .. ihtiyarhgma ve b!kesligine bakmayarak insanlan gayya-y1 cehl ve girdbad-1 inkardan kurtarma-ya, hasbi: ve ilihl bir cehd ile \ah§an ve sava§an fazilet ve nur abidesini, "Ustad" addetmekligimizi \Ok mu goriiyorsunuz?

Kendisinin bu arz edilen keramet-i ilmiyesiyle beraber, Sirf ahlik 61\iileri-nin kayboldugu boyle bir devirde gosterdigi bu misilsiz fedgat ve istig-na ve pheser-i ismet ve istikamet dolay1s1yla yine bir enmlizec-i kemfil ve mihrab-1 fazilet olarak tanmmaya ve iktida edilmeye §iyindir. i§te biz

Bediiizzaman'a ve eserlerine bu gozle bakiyoruz.

Acaba milmiileyhe s1rf imarurmzdan ne§'et eden bu baghhglffilz ve Kur'in'm ve beyanat-1 Muhammediye'nin (aleyhissalati.i vessel:im) kiifiir ve ahlak hakkmdaki §iddetli tevbih ve tezyiflerine bu imarum1z dolay1-

s1yla i§tirakimiz, bizi levs-i fin! addedilen siyaset\i mi yaptl? Yoksa yirmi be§ seneden beri din hakikatlerini ogrenemeyen ve helik-i mutlaka giden soyumuzun bir klSlm evlitlanna, onlan helik-i ebedlden kurtarmak i\in Allah ve Resulii'nden, hakikat ve Kur'in'dan haber vermek onlann temiz ruhlanru, masum vicdanlanru 1slah etmeye hi\ ifsad denilir mi?

Saym Hikimler!

Biz asla siyaset\i degiliz. Biz siyaseti, bizim gibi siyaset ehli olmayana bin bir \e§it veballer, tehlikeler ve mesuliyetler ta§1yan bir meslek biliriz. Fam zevihire de zaten kiymet vermeyiz. Diinyaya ancak nza-y1 ilaruye bizi gotiiren hayirh vechesiyle bakiyoruz. Bu itibarla siyaset pe§inde ko§may1 ve devlet mefhumu ile miibareze itharmru §iddetle reddediyoruz. Eger boyle bir kasd olaydi, yirmi be§ seneden beri edna bir tezahiir olurdu.

Evet, bizim menfi bir cephemiz, ahliks1zhga ve imans1zhga miiteveccih bir takbih taraf1m1z var. Bu s1rf imandan ve Kur'in'rn bu mevzular iizerin-deki §iddet-i beyan ve azamet-i tevbihine -bizzarure- i§tirakimizden ileri geliyor. Eger bu esbab-1 mucibe, samimiyetin ve ihlasm, hakikat ve saf-fetin bu tarz-1 beyaru size kanaat vermediyse bize ne §ekil isterseniz ceza veriniz. Lllin unutmay1ruz ki; bugiin aln yiiz milyon insanrn mensubiye-tini ta§1dig1 Hazreti isa (aleyhissel:im), zamanrnm idarecileri tarafmdan s1rf insanligm saadeti i\in kalbi prptlg1 ve emanet-i tebligi hamil bulundugu sebeplerle "adi bir hirs1z gibi" idama mahkilm edilmi§ti.

Biz, hiir soyledigimizden dolay1 maruz kalacaglffilz bu mahkllmiyeti

Hizmet &hberi Uzerine 41

iftiharla kar§1layacag1z. Ve sadece 22 ~)1 puj ~I ~ nidas1yla dergah-1 Kadiu'l-h:idt'a el as:acag1z.

Afyon Cezaevi'nde Mevkuf, Ortaklar Bucag1'ndan

Ahmed Feyzi K:u/23

(26)

Bazen bir §eye §iddetli muhabbet, o §eyin inHnna sebep olur. Ve keza §iddet-i havf ve gayet azamet ve aklm ihatas1zhg1 da inkara sebep olur. ..

(Mesnevi-i Nuriye (Hubab), s.92)

Ustad Hazretleri bu vecizeyi, vahdet-i viicud ile ilgili bir somya verdigi

cevapta §Oyle izah ediyor:

"Birinci niikte: Vahdetii'l-vi.icudun me§rebine ve saplanmasma s:ok esbap

var. Onlardan bir-ikisi kisaca beyan edilecek.

Birinci sebep: Mertebe-i mbubiyetin halliliyetini (her §eyi yaratmasm1)

azami derecede zihinlerine s1g1§tlramadiklarmdan ve sirr-1 ehadiyet ile her §eyi bizzat kabza-y1 mbubiyetinde tuttugunu ve her §ey kudret ve ihtiyar ve iradesiyle viicud buldugunu kalblerine tam yerle§tiremediklerinden, 'Her §ey O'dur' veyahut 'yoktur' veya 'hayaldir' veya 'tezahiiriyetidir' veya

'cilveleridir' demeye kendilerini mecbur bilmi§ler.

ikinci sebep: Firaki his: istemeyen ve firaktan §iddetle kac,;:an ve aynhktan

titreyen ve bu'diyetten cehennem gibi korkan ve zevfilden gayer derece

nefret eden ve vislli, mhu ve cam gibi seven ve kurbiyeti [yakm olmay1]

cennet gibi hadsiz bir i§tiyakla arzulayan a§k s1fati, her §eydeki akrebiyet-i

ilarnyenin bir cilvesine yapi§makla, firak v~ bu'diyeti his:e say1p, lika ve

vislli [kavu§may1] daimi zannederek 24_;:i '::i~ ~ ~ _;; 'i diye, a§kin sekriyle ve o §evk-i beki ve liki ve visalin muktezas1yla, gayer zevkli bir me§reb-i

hlli vahdetii'l-viicudda bulundugunu tasavvur ederek, miithi§ firaldardan

kurtulmak ic,;:in, o vahdetii'l-vi.icud meselesini melce ittihaz etmi§ler.

Demek birinci sebebin men§ei, aklm gayer geni§ ve gayer yi.iksek olan

22 "Allah bize yeter. 0 ne giizel vekildir!" (N-i imran Suresi 3/173) 23 ~ufilar (14. ~ua), s.549-552. 24 "Vi.icud-u Vacib'e nisbeten ba§ka §eylere vi.icud denilmemeli .. onlar vi.icud unvanma

lay1k degillerdir .. "


baz1 hakiik-i imaniyeye yeti§mediginden ve ihata edemediginden [ku§atlp

kavrayamadigmdan] ve aklm iman noktasmda tamamiyla inki§af etmedi-

gindendir. ikinci sebebin men§ei, kalbin a§k noktasmda fevkalade inki§a-

fmdan ve harikulade inbisatmdan ve geni§liginden ileri gelmi§tir.

Amma sarlliat-i Kur'aruye ile vedset-i niibiiwetin evliya-yi azimesi ve ehl-i

sahv olan asfiyanm g0rdiikleri mertebe-i uzma-yi tevhid ise, hem ~ok yiik-sektir, hem rububiyet ve hallfuyet-i ilamyenin mertebe-i uzmasrm, hem

biitiin esma-y1 ilamyenin hakild olduklarllll ifade ediyor. Ve esasati muhafaza

edip, ahkam-1 rububiyetin muvazenesini bozmuyor.


Hakilci: ihtiyar ile bir icad degil, belki bir cilvedir, bir tezlliiirdiir.' der.

Diger adam der ki: 'Bu mizanh ve nizamh, gayet sanatkarane naki§lar, kat'l bir sureue, bir irade ve ihtiyar ve kasd ve me§!eti iktiza eder. iradesiz bir cilve, ihtiyars1z bir tezlliiir olamaz. Evet, tavusun mahiyeti giizel ve yiiksektir; fakat onun mahiyeti fail olamaz belki miinfaildir; fiili ile hic;bir

ciheue iuihad edemez. Ruhu giizel ve ilidir, fakat mucid ve mutasarnf

degil, belki ancak mazhar ve medardir.

44 Hizmet &hberi Uzerine

(27)

Ey nefis! Eger rakva ve amel-i silih ile Hilik'rm raz1 etti isen, halkm nzas1rn tahsile liizum yoktur; o kafidir. Eger halk da Allah'm hesabma

nza ve muhabbet gosterirlerse iyidir. ~ayet onlannki diinya hesabma

olursa kiymeti yoktur.


i§te boyle geni§ cadde, bir anayol olan bu Risale-i Nur §ehrahma destek

vermek, bizzat i\=inde bulunarak daha geni§ alanlarda yaytlmasma \=ali§-

mak lazrmdir. A\=tlacak olan ayn pg1rlar bu geli§meye miisait hizmete

zarar venr.

(29)

... Bi.iyiikli.igun §e'ni; tevazu ve mahviyettir, tekebbi.ir ve tahakki.im

degildir! Demek tekebbi.ir eden, sabiyy-i mi.ite§eyyihtir, siz de bi.iyiik

tarnmaym1z! ..

(Miinazarat, s.19)

Ustad Hazretleri, 1910 ytlmda §arkta a§iretler i\=inde dola§Irken hem onlann sorulanna cevap veriyor hem faydali telkinlerde bulunuyor, hem

de oralann el attlmas1 gereken egitim ve iqad gibi konulan iizerinde

duruyordu. Egitim projesini hem oralardaki halka anlatti hem istanbul'da

devleti idare edenlere anlatmaya \=ali§tl.

Halka, tasavvuf ve ir§ad konularmda baz1 §eyh ge\=inenlere kanmamala-

n i\=in ol\=iiler soyledi. i§te onlardan birisi de budur. Eger bir ki§i, 'Beni

biiyiik taruym.' diye tahakkiimde bulunuyorsa, o biiyiik degildir.


ahnm1§ ilhamat-1 Kur'aniye; si.inlihat-1 Kur'aniye; istihradt-1 Kur'aniye

(ayetlerin mana tabakalanndan


lerce insamn merhametsizce katliama ugramalan ve bu yiizden baz1Janmn

terore bula§ma tehlikesi, elhamdiilillah iilkemizde soz konusu olmami§tlr.

Rahim ve Hakim isimlerinin rehberligi ve manevi koruyuculugu ile bu

tiir tehlikeler biiznillah, biinayetillah, bertaraf edilmi§tir.

(32)

Risale-i Nur'un gozi.iyle bakmak ve ne kadar mii§killat [problem-

ler] ziyadele§se, kudsi vazife itibanyla daha ziyade ciddiyet ve §evlde hareket etmektir. c;unki.i ba§kalann fururu ve ~ekilmesi, ehl-i himmetin §evkini, gayretini ziyadele§tirmeye sebeptir. Zira, gidenlerin vazifelerini de bir derece yapmaya kendini mecbur bilir ve bilmelidirler ...

(Kastamonu Lamkas1, s.40)

Hizmet-i imaniye ve Kur'amye'nin mukaddes yliki.inu omuzuna alan

Risale-i Nur talebeleri bilhassa riiki.inlerinin son derece dikkatli olmalan,

meselelere Risale-i Nur'un goziiyle bakmalan, mii§kiiller, problemler ve

engeller ne kadar

48 Hizmet R£hberi Uzerine

niiyordum." dedi. Sonra denildi ki: "Eger sen, kesin kanaatle ii


tevafuk etmesi ve bir hafta sonra, demek Denizli'de vekillerin eliyle ahnma-

s1 hengimlannda yine aynen Leyle-i Mi'rac'a ve Leyle-i Regaib'e tevafuk

ederek aynen onlar gibi Cuma gecesinde kesretli rahmet ve yagmurun bu

memlekette gelmesi, o tevafuklanyla kat'l kanaat verdi ki: Risale-i Nur'un miisaderesine [ zorla el konulmasrna] ve hapsine dort zelzelelerin tevafuku

klire-i arzca bir itiraz oldugu gibi, bu Emirdag memleketinde dort ay zar-

frnda yalrnz iicr Cuma gecesinde -biri Leyle-i Regaip, biri Leyle-i Mi'racr,

biri de ~aban-1 Muazzam'rn birinci Cuma gecesinde- ral1illetin kesretli gel-

mesi ve Risale-i Nur'un da serbestiyetinin iicr devresine tam tamrna tevafuk

etmesi, kiire-i havaiyenin bir tebriki, bir miijdesidir ve Risale-i Nur'un da

manevi bir rahmet ve yagmur olduguna kuwetli bir i§arettir."28

Boylece Ustad Hazrederi, Risale-i Nur'un onemine vurgu yap1p,

jsJamiyet'in derin hakikaderini herkesin istitade edecegi §ekilde ortaya

koyan, jsJam dii§manlanmn §iipheli itiraz ve sorulanna tam ikna edici

cevap veren Kur'an'm bu yiiksek ve parlak tefsirinin ciddi §ekilde okunup

miizakere edilmesi gerektigini hatirlatmaktadir.

(34)

Eski Harb-i Umumi'den evvel ve evailinde, bir vakia-y1 sad1kada goriiyorum ki Ararat Dag1 denilen mqhur Agn Dag1'nm altmday1m. Birden o


Birinci Sebepte; Birinci Di.inya Sava§i'ndan once Hazreti Ustad'm gor-di.igu bir vak1a-y1 sadika [ dogrulugu §iiphesiz bir olay veya bir rliya]

anlatillyor. Bir kere olaym oldugu yer Agn Dagi... Bu dag, Hazreti Nuh

(aleyhisselam) zamanmdaki me§hur tufanm da oldugu yer. Once Nuh ( aleyhisselam) insanhgm ikinci atas1 yani bir nevi ikinci Adem... Tufan da insanhk tarihinde hi~ unutulmayan, hem semavi dinlerin mukaddes kitap-larmda hem de din gori.inlimlii organizasyonlarda anlaulan cihan ~apmda bir hadise ... i§te Ustad burada Agn Dag1'nm altmda, bulunuyor. Birden


Celcelutiye isimli eserinde hem de Kaside-i Ercilze'sinde Bediuzzaman

Hazretleri ve Risale-i Nurlar'a i§aretler ediyor.

Baz1 mlihim zatlann ruyasmda da Hazreti Ali (kerremallahu vecheh), tomar tomar yaz1lm1§ risaleleri, Bedilizzaman Hazretleri'nin kucagrna

koyuyor. Yani kaynagm bizzat kendisi olduguna, Bediiizzaman'm ise hem bir talebesi ve hem de bir evladi olduguna i§aret ediyor ...

Gers:ekten de illkemiz, Kur'an'm bu ikinci mlihim intiprmda dlinyaya merkezlik yapmaktadir. Ciharun gozu, bilhassa bundan sonra, Hazreti

Nuh Tufaru'nm gers:ekle§tigi, Hazreti ibrahim'in dola§tig1 -buylik bir ihtimalle- Hazreti Meryem'in kabrinin de bulundugu Anadolu toprakla-

nna s:evrilecek, as: ve muhtas: olduklan maneviyat ile ilgili her tlirli.i giizel-ligi buralarda bulacaklardir. Dlinyaya, islamiyet'in insaniyet yonlinu, ken-dine has rikkat ve derinlikle gilliimseyerek takdim eden Anadolu insaru,

amk insanhk is:in tam bir matmah-1 nazar olacaktlr. Oyle saruyorum ki, biz henliz daha i§in ba§mda ve emekleme safhasmday1z.

M. Fethullah Gillen Hocaefendi'ye Ustad Hazretleri'nin bu ruyasm1 mev-zuubahis ederek: "Acaba yanmda nis:in babas1 yoktu da sadece annesi var-

di?" diye bir soru sormu§tum.

Hocaefendi de: "Hizmet-i imaniye ve Kur:lniyebin dart esasmdan birisi §efkattir. Anneler §efk.at kahramanlandir. Zaten bu §efkat dersini ve esa-

sm1 da annesinden almi§tlr. insanlar vefat edince kabir telkininde anne-lerinin isimleriyle s:agmhrlar. Kur'an-1 Kedm, Mekke'den 'Ebu'l-Kura' diye yani 'Koylerin ve §ehirlerin babas1' diye degil; 'Ummi.i'l-Kura' yani 'Koylerin ve ~ehirlerin Anas1' diye bahsetmektedir. Aynca oral.ar (yani Agn Dag1 ve civan yerler ve bolgeler) islamiyet'in tanltllmasrnda miihim

yerlerden ve vesilelerden olacakar, inpllah." demi§ti.

(35)

Sozler hakkmda, tevazu suretinde demiyorurn; belki bir hakikati beyan etmek is:in derim ki:

Sozler' deki hakaik ve kemfilat benim degil, Kur'an'mdir ve Kur' an' dan tere§§uh etmi§tir. Hatta Onuncu Soz, yiizer ayat-1 Kur'amye'den siizi.il-mii§ baz1 katad.ttir. Sair risaleler dahi umumen oyledir.

Madem ben oyle biliyorurn ve madem ben famyim, gidecegim. Elbette bfild olacak bir §ey ve bir eser, benimle baglanmamak gerektir


ve baglanmamali. Ve madem ehl-i dalalet ve tugyan, i§lerine gelmeyen bir eseri, eser sahibini s:iiriitmekle eseri s:iiriitmek adetleridir. Elbet-te, sema-y1 Kur'an'm y1ldizlanyla baglanan risaleler, benim gibi s:ok itirazata ve tenk.idata medar olabilen ve suk.ut edebilen s:iiriik bir direk ile baglanmamali.

Hem madem orf-ii nasta, bir eserdeki mezaya, o eserin masdan ve menba1 zannettikleri mi.iellifinin etvannda araruliyor.. ve bu orfe gare, 0 hakaik-i aliyeyi ve 0 cevlliir-i giliyeyi kendim gibi bir mi.iflise ve onlann binde birini kendinde gosteremeyen §ahsiyetime mal etmek, hakikate kar§l biiyiik bir haks1zhlc oldugu is:in; risaleler kendi malim degil, Kur'an'm mah olarak, Kur'an'm re§ehat-1 meziyatma mazhar olduklanm izhar etmeye mecburum. Evet, lezzetli iizi.im salkimlanmn Msiyetleri, kuru s:ubugunda ararulmaz. I§te ben de oyle bir kuru s:ubuk. hi.ikmiindeyim.

(Mektubat (28. Mektup, 7. Risale), s.416)

Ustad Hazretleri burada Risale-i Nur'un onemini belirtmek ic;in mecbu-

ri olarak bu sozleri sarf etmi§tir. yi.inki.i, ilhamat-1 Kur'aruye, siinllhat-1

Kur'aniye, istihradt-1 Kur'aruye ve istinbadt-1 Kur'aniye (ayetlerin mana

tabakalanndan c;1kanlan ilhama dayah bilgiler) olan Risale-i Nurlar'm

mahiyeti bilinmezse, onlardan tam istifade edilmez.

Ustad Hazretleri, Mustafa Sungur Agabey'in naldettigi bir ders sohbe-

tinde diyor ki:

"Muhakkik, odur ki, mesela bir hakikate yap1§Ir, seksen sene teralcki eder. 0 hakikatin miintehasma Ula§lf. En nihayet, Kur'an'da bir ayetin

ona i§aret ettigini goriir ve Muhammed-i Arabi'yi (aleyhisselam) Ustad-1

Mutlak bulur. Ba§ka bir muhakkik yine bir hakikate yapl§Ir. Terakki

eder. En nihayet Muhammed-i Arabi'yi (aleyhisselam) Ustad-1 Mutlak

goriir. yiinkii Kur'an'da bir ayer o hakikate i§aret etmi§tir. Muhammed-i

Arabi'yi (aleyhisselam) Ustad-1 Mutlak bulurlar goriirler. yi.inki.i Kur'an'da

biitiin o muhakkiklerin yollanna, mesleklerine ipretler vardir.

Mi.idakkik de odur ki; Kur'an'a yap1§arak, biitiin o muhakkiklerin yollar1-

ru, mesleklerini tedkik eder, yollarrm goriir anlar. Boylece umumuna varis

olur, anlar. Ben miidalckikim ( ... ) Ben, Van'da iken, genc;ligimde, Van Vali-

si Tahir Pa§a, konagllliil list kismmda bana bir oda ayirrm§n. Ben geceleri

orada kahyordum. 0 zaman hak:likten [hakikatlerden] doksan kitap ezbe-


rimdeydi. Her gece, iif dart saat okuyarak iif ayda o doksan kitabi dev-

rediyordum. Cenab-1 Hakk'a §iikiir karde§lerim, benim o tekrarlarnn, o

mahfuzaam, Kur'an'm hakaikine pkmaya bana basamak oldular. Sonra ben

Kur'an'a pkam. Bakam, her bir Kur'an ayeti kainati ihata ediyor [ku§atiyor]

gordiim. AI1lk Kur'an bana km geldi, bel§ka §-eye ihtiyaf kalmadi."

(36)

Sesim yeti§se biitiin kiire-i arza bagirarak derim ki: Sozler glizeldir-ler, hakikattirler. Fakat benim degildirler; Kur'arH Kedm'in hak:likinden telemmu etmi§ §Ufilardir.

30~ ~ ~I~~~ ~


''Siz gen;siniz_, hdfizamz saglamdir. Ben ise ya1landim_, hdfizam zede-lenmi°f. Yemin ediyorum_, timdi bu dersi yeni okumUf gibi istifade ettim_,

ders a/dim. Hdlbuki ben bunu timdiye kadar on bin deja okumU{tum. -'-' dedi. Birkar giin sonra da "Hani ben size boyle boyle demiffim ya; bu dersler_, Kur'dn dyetlerinden geld-iffi ipin terakkiye son yoktur. -'-' buyurur.

(Ustad'dan nakleden Mustafa Sungur Agabey)

(37)

Nev-i insamn yiizde sekseni ehl-i tahkik degildir ki; hakikate niifuz

etsin ve hakikati, hakikat tamy1p kabul etsin. Belki surete, hiisn-ii zanna

binaen makbul ve mutemet insanlardan i§ittikleri mesaili takliden kabul

ederler. Hatta, kuvvetli bir hakikati zay1f bir adamm elinde zay1f goriir ..

ve kiymetsiz bir meseleyi kiymettar bir adamm elinde gorse, kiymettar

telakki eder.

i§te ona binaen, benim gibi zayi.f ve laymetsiz bir bi~arenin elin-deki haldik-i imaniye ve Kur'amye'nin laymetini, ekser nasm nokta-y1 nazarmda dii§iirmemek i~in, bilmecburiye ilan ediyorum ki; ihtiyanm1z ve haberimiz olmadan birisi, bizi istihdam ediyor; biz bilmeyerek, bizi miihim i§lerde ~ah§tmyor. Delilimiz de §Udur ki, §Uurumuz ve ihtiyanm1zdan hari~ bir las1m inayata ve teshilata mazhar oluyoruz. Oyleyse, o inayetleri bag1rarak ilan etmeye mecburuz.

(Mektubat (28. Mektup, 7 Risale), s.418)

Ustad Hazretleri, islam'm ogretildigi kaynaklarm yani medrese, tekke ve

dergllilarm hatta baz1 camilerin bile kapatildig1 hatta hi\= uygun olma-

yan §eylere \=evirildigi, dinini ogretmek isteyenlerin agir cezalara \=arpt1-

nldig1, basktlann dindarlar i.izerinde iyice arnnldig1, \=Ogu §ahsiyetlerin

sindirildigi bir donemde fedakar ve cefakar bir ha.Ide aktif sab1rla elle

\=ogaltthp dag1tllan Risale-i Nurlar'la hizmet etmek mecburiyetindeydi.

Kalblerine itminan gelip kahramanca gayret edebilmeleri i\=in insanlarm,

me'hazin (alman kaynagm) kudsiyetini bilmesi gerekirdi. Onun i\=in, her

asra, her tabaka insana hitap eden Kur'an-1 Kedm'in i§ad manfilarmdan

asrumza bakan killliyet i\=inde ci.iz'! bir maninm da bu hizmete baki§l-

ru Birinci ~ua'da anlarug1 gibi, Hazreti Abdillkadir Geylim ve Hazreti

Ali Efendilerimiz'in kasideleriyle giinfuniizdeki bu hizmete i§aretlerini


ve iltifatlanru da Ustad Hazretleri anlatmak zorunda kalmi§tl. Aynca

kerametvad, bilhassa tevafuklarla hizmetin gordiigu yardunlan, kolayhk-

lan ve ilaru destekleri de ele almay1 mecbur bilmi§ ve hakli olarak izhar

etmi§tir.

Onuncu Lem'a olan ~efkat Tokatlan mevzuunda ashnda bu hizmetin iic_r

kerameti oldugu ba§ta ozet olarak soyler:

"Birinci nev'i: 0 hizmeti ihzar etmek ve hidimlerini o hizmete sevk

etmek cihetidir.

ikinci ktsun: Minileri bertaraf etmek ve muz1rlann §errini defedip, onla-

n tokatlamaktir.

Bu iki kismm hidiseleri c_roktur, hem c_rok uzundur. 31 (Ha§iye) Ba§ka vakte

ta'likan, en hafif olan iic_riincu bir kl.Slmdan bahsedecegiz.

U


yedikleri hfilde tenkit edilmemesi .. ve her taife derecesine gore istifade

etmesi, dogrudan dogruya bir eser-i inayet-i rabb:lniye ve bir keramet-i

Kur'aniye oldugu gibi,


sergi.izqt-i hayatim ve ulfunlann envfilanndaki hilaf-1 :ldet, ihtiyars1z

tetebbuatim, boyle bir netice-i kudsiyeye miincer olmak ic;in, kuvvetli bir inayet-i ilahiye ve bir ikram-1 rabbani olduguna bende §liphe birak-mam1§tlr.

(Mektubat (28. Mektup, 7. Risale), s.421-423)

Normal olarak llimlerin yazdiklan kitaplar, ba§ka llimler tarafmdan kri-

tige tabl tutulur, tenkit edilirler. islamiyet'i ogreten menbalann kurumU§

oldugu yani medreselerin kapatildig1 bir zamanda tek ba§ma hizmet veren

Risale-i Nurlar eger boyle bir durumla kar§Ila§IDI§ olsaydi, zaten hakikat-

lerden mahrum olan insanlarm iyice kafalanmn kan§masma sebep olurdu.

il:lhl inayet Risale-i Nur Killliyatl'm boyle bir durumdan korumu§tur. Bu

durum, dayanag1 ve kaynag1 Kur':ln olan Risaleler i~in, Kur':lni bir kera-mettir. Ama Ustad Hazrederi'ne bakan yonii itibanyla devamh hafizasm-

da tekrar ettigi hakikaderden doksan kitabm siizgecinden, gelen ilham ve

siimlhadann siiziilmesinin de onemi vardlr. Bir de Ustad Hazretleri bun-

lan kitap yazm1§ olmak is:in yazmami§, billlis ihtiyas: oldugundan dolay1,

o ihtiyas:lara bir kaq1hlc olarak yazrm§tlr. Boyle bir ihlas ve samimiyetten

dolay1 da Allah, onu yanh§tan ve tenlcitten korumu§tur.

Risale-i Nurlar'1 Araps:aya terciime eden ihsan Kas1m Salihi: Bey, Risaleler'i sadece terciime etmekle kalmadig1m, aym zamanda tahkiklerini

de yaptlglill ifade sadedinde §6yle demektedir:

"Bizim yapt1g1m1z sadece terciimeden ibaret bir i§ degildi.


ogrencisi oldugu anla§ilan bir gens: duruyordu. 0 miibarek zat bana 'Bu

gence ver!' dedi. Ben de hayretle 'Buna mi?' dedim. 0 'Sen ver!' dedi.

Tabi1 tereddiit ediyorum, s:iinkii o s:ok gens: ... 0 miibarek zat ise 'Yahu sen ver!' dedi. Ben de miisveddeleri verdim.


etmeye pli§tlk. Mesela 'zat' kelimesi ... Ustad Hazretleri 'Zat-1 Akdes'

ifadesini tekrar tekrar birden fazla yerde kullamyor. Aslinda bunun

Arapc;aya gore 'Zat-1 Mukaddese' §el


Diinya madem famdir.

Hem madem omi.ir kisadtr.

(39)

Hem madem gayet liizumlu vazifeler


(40)

jnsanm yaptig1 kem:llat ve iyiliklerde hakla yoktur; miilkii degil-dir, onlara giivenemez ...

(Mesnevi-i Nuriye (Katre, Hatime), s.57)

Her §ey Cenab-1 Hakk'm ... Bizi ve amellerimizi yaratan Cenab-1 Rak

olduguna gore, bizim ne hakkim1z olabilir ki? Sadece irademizi kullana-

rak tercih ediyoruz. 0 kadar bir roliimtiz var. "Elhamdiilillah" dedigimiz

zaman "Kim ederse etsin, kime kar§l ederse etsin edilen bi.itiin hamdlerin,

§iiki.irlerin, ovgi.ilerin, te§ekki.irlerin hepsi de Cenab-1 Hakk'm hakladir."

demi§ oluyoruz. Ovgi.iyi.i te§ekki.iri.i gerektiren bir §ey yapmak i


Hem kendimiz yoktan, hi


ink:lr ettigi, insanlan imansiz hale getirdigi bir ortamda Kur'am ve burhanf yollarla akJl ve kalbi ikna ederek, iman kazandJrmaya vesile oldugu i~in ~ok onemlidir. insan iman ile yoktan ebedi bir cennet kazamr. Hal.buki kutupluk

yolu (en biiyii.k velayet makamma sahip alma yolu) ile miiminlerin var olan

cennederinin giizellilderi artacak ve durumlan geni§leyecektir. Onun i~in

Risale-i Nur talebeliginin her §eye tercih edilmesi gerekir. Hem bu hizmet-

te ihlas i~in, talebelik ve neferlik sifatl ile insan, gurura, kibire ve enamyete

dii§meyeceginden dolayz tercihe §ayandJr. Kutupluk ise bir makamdJr. Nefis

insamn akhna makam sahibiyim diye bir §Cyler getirebilir.

(43)


(44)

Eger meslegimiz §eyhlik olsa idi, makam bir olurdu veyahut mah-

dut makamlar bulunurdu. 0 makama miiteaddit istidadlar namzed olur-

du. Glbtak:arane bir hodgamhk olabilirdi. Fak:at meslegimiz uhuvvettir.

Karde§ karde§e peder olamaz, miir§id vaziyetini takrnamaz. Uhuvvette-

ki makam geni§tir. Glbtakarane mtizlliameye medar olamaz. Olsa olsa,

karde§ kardqe muavin ve zahlr olur; hizmetini tekmil eder ...

(Lem'alar (21. Lem'a), s.208)

Risale-i Nur hizmeti, talebelik ve neferlik hizmetidir. ~eyhWc yoktur.

Herkes birbirinin karde§idir. Haset veya giptaya sebep olacak onba§ihk,


hatmna galip gelmekle 38~1 );:, ~l ~_f.-i ~l smma mazhar olup, nastan gelen madcli ve manevi iicretten isclgna etmekle39 (Ha§iye) 40t*i1 :]~ ~~j.ll );:, ~j smma mazhar olup hiisn-ii kabul ve hiisn-ii tesir ve tevecciih-ii nas1 kazanmak noktalanrun Cenab-1 Hakk'm vazi-

fesi ve ihsan1 oldugunu ve kendi vazifesi olan tebligde dahil olmadig1ru ve laz1m da olmadig1ru ve onunla miikellef olmadig1ru bilmekle ihlasa

muvaffak olur. Yoksa ihlas1 ka~mr. (Lem'alar (20. Lem'a), s.187-188)

islamiyet ve islami ilimlere hizmet edenlerin i§leri hem herkese baktig1,

hem de bu hususta alacaklan diinyevi i.icretleri tayin ve tesbit edihnemi§-

tir. Aynca hiyerar§i yoni.inden makamlan ve bu makamlara gosterilecek

tevecci.ih-i.i nas (insanlann takdiri, begenisi) gibi durumlar da tayin ve

tahsis edihnedigi i


miiminlere vererek, miithi§ bir fedakarhk ornegi gosterenler gibi davra-

nan fedai ruhlu Kur'an hizmetkarlan bu hususta, §eytanm da, nefsin de

hakkmdan gelmi§lerdir. M. Fethullah Gillen Hocaefendi'nin dedigi gibi:

"Kendinizden vaz gec;erseniz, iman ve Kur'an hizmetinin oturakla§mas1-

ru saglar, kalic1 i§ler yapars1ruz. Esas olan Allah kar§ISmdaki duru§unuz-

dur. Bu ihlasL. duru§ sicil pakL.gm1 gosterir. Gelecekte hizmet-i imaniye

ve Kur'amye'ye engel olmama, problem c;ikarmama da sicil temizligiyle ilgili bir husustur ... Cenab-1 Hakk'1 gerc;ekten seviyorsaruz, seviliyorsu-

nuz, demektir. Duru§umuz, O'ndan raz1 olma, O'na §iikretme olmalidir.

Beklentisiz olma, c;1banba§1 ve problem olmama, her §eye ragmen dimdik

durma bir kivamdir ve pak sicildir. Boyle olanlara Cenab-1 Hak 'Bunlar

Benimledir.' der. Onlan ken di ba§larma birakmaz. Arna 'kivami koruma'

kivami elde etmekten daha zordur. ilkler, ilk ihlas numlineleri 'yaptlm,

ettim' demediler. Bu i§e ba§ koyanlar bir yuva sahibi de olamadilar. Temel

riikiinlerin evleri barklan olmadi. Hizmete giiveni sarsmadilar. Madill ser-

mayeleri yoktu, ama itibarlan diinyay1 peyleyecek kadardi. Bulut gibiy-

diler; ba§kalanru sulamaya bakarlardi. Emin oldular, istikameti korudu-

lar. Ziibeyir Giindiizalp Agabey'i, Mustafa Polat'm cenazesinde gordiim.

S1rtmda yamali ceketi vardi. Yine merhum Muzaffer Arslan'm dizi soba borusu gibiydi. Tren istasyonunda bir mont verdiler de onu giyip gitti ...

Bunlar bir dev idi ... Sergisiz odalarda kaldilar. Giiven, tefekkiir ve §efkat

insaru idiler. Evet iman ve Kur'an hizmeti yapacak olanl.ann, biiyiik pey-gamberlerin vas1flanm ta§1malan gerekiyor. Bu s1f3.tlar 6nemsiz olsaydi,

Cenab-1 Haken sevdigi kullanm bunlarla donatlr m1ydi?'

(46)

Hodgamb.k ve eniniyet varsa, kendini hakb. ve muhalifini haks1z tevehhi.im ederek, ittifak ve muhabbet yerine ihtilaf ve rekabet ortaya

girer. ihlas1 kas:mr, vazifesi zir u zeber olur.

i§te bu miithi§ sebebin verdigi vahlm neticeleri gormemenin

yegane s:aresi, "dokuz emir"dir:

1. Miisbet hareket etmektir ki yani kendi mesleginin muhabbetiyle hareket etmek. Ba§ka mesleklerin adaveti ve ba§kalanrun tenkisi, onun fikrine ve ilmine miidiliale etmesin; onlarla me§gul olmasm ...


2. Belki daire-i islamiyet ic;inde hangi me§repte olursa olsun,

medar-1 muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak c;ok rab1ta-y1 vahdet

bulundugunu dii§iiniip ittifak ederek,

3. Ve hakh her meslek sahibinin, ba§kasmm meslegine ili§memek cihetinde hakki ise, "Meslegim haktir." yahut "Daha gi.izeldir." diyebi-lir. Yoksa ba§kas1mn mesleginin haks1zhg1m veya c;irkinligini ilna eden, "Hak, yalmz benim meslegimdir." veyahut "Gi.izel, benim me§rebim-

dir." diyemez olan insaf diisturunu rehber etmek,

4. Ve ehl-i hakla ittifak, tevfi:k-i illliinin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medan oldugunu dii§iinmekle,

5. Hem ehl-i dalalet ve haksizhk -tesaniit sebebiyle- cemaat suretindeki kuvvetli bir §ahS-1 manevinin dehas1yla hiicumu zamamn-da, o §ahs-1 maneviye kaq1, en kuvvetli ferdl olan mukavemetin maglup dii§tiigUnii anlayip ehl-i hak tarafmdaki ittifak ile bir §ahS-1 maneVl pkanp 0 miithi§ §ahS-1 manevi-i dalalete kaf§l, hakkaruyeti muhafaza ettirmek;

6. Ve hakki, batihn savletinden kurtarmak ic;in,

7. N efsini ve enaruyetini,

8. Ve yanh§ dii§iindiigu izzetini,

9. Ve ehemmiyetsiz rekabetkarane hissiyatim terk etmekle ihlas1 kazamr, vazifesini hakkiyla ifa eder.

(Lem'alar (20. Lem'a), s.189)

U stad Hazretleri, burada ihtilif ve rekabete sevk eden hodgimhk ve enaniyetin zaranndan kurtulmak is:in dokuz tane prensip soyliiyor. ihlas

Risalesi'nde (Yirminci Lem'a) anlatilan bu maddelerden birincisi, mus-

bet hareket etmek. Yani ba§kalanmn hara ve kusurlan ile his: ugra§madan,

s1rf kendi meslek ve me§rebinin sevgisiyle hareket etmek ... ihtilillann en

biiyiik sebebi kendi i§ini birakip ba§kalanmn yanh§lanru diinyaya tarutma

gayretine girmektir. Sanki diinyay1 bir fel:lketten koruyormu§s:asma, otu-

rup kalkip birilerinin giybetini yaparak zararlarmdan ve kotiiliiklerinden

kurtarmaya s:ah§maktir. Artik bu i§ giybetle de kalmiyor iftiralara vanyor.

Boyle olunca yap1lacak i§in beti bereketi kalmiyor. Miithi§ giybet ve iftira

miitehass1slan yeti§iyor ...

Bir zaman Konya'da temiz fitrath ve aslen seyyid olan bir ki§i ile taru§ffil§-


ttk. i§ yerlerine gidip geliyoruz, bize c;ok efendi ve kibar davraruyor, her gelen misafirine davranchg1 gibi bizleri de gayer giizel kar§iliyor ve giizelce ugurluyordu. Arna asla hic;bir daveti kabul etmiyor, hic;bir yere gitmiyor-

du. Dayanamay1p bir giin bunun sebebini sorduk. Dedi ki: "Bir zaman c;ok giizel bir grubumuz varch, c;ok iyi hayrrlar ve giizel faaliyetler yap1yorduk. Sonra iki gruba aynhp birbirimize dii§riik. Sabah-ak§am birbirimizin giy-

betini yapmaya, birbirimiz hakkmda yeni yeni hatalar ve kusurlar bulup daha hizh salchrmaya ba§lachk. Fakat sonunda o hfile geldik ki, bizde ne

namaz kalch, ne niyaz ... Onlarm baztlari hie; akhma gelmedik giinahlara dal-

ch. Sonra ben, kendimi toparlamaya c;ah§ip namaza sartlchm. Hie; olmazsa benim bir namazlffi var. Yine boyle birilerinin arasma girerim de yine yol-

dan c;tlap gayyalara dli§erim diye korkuyor ve hic;bir tarafa gitmiyorum." Daha sonra bir trafik kazasmda vefat eden fitratl temiz bu insaru hatirlachk-

c;a, giybetin insanlari ne hfillere dii§iirecegini dii§liniip korkarlffi.

ikinci prensip, "Uhuvvet Risalesi"nde geni§c;e ele almchg1 iizere Miis-liimanlan birbirine baglayan binlerce rab1talann bulundugunu dli§iine-

rek, islam dairesinde olmak prtiyla hangi meslek ve me§rep olursa olsun

onlarla ittifak etmek gerekir.

U


nin tavaru eksik b1rakihi11§ gibi olur; muvaffakiyet geri kahr. ikinci husus

ise, diyanette yani dinde ve dindarca ya§amada izzet ve onurun korunma-

s1run bir vesilesi de yine ehl-i hak ile ittifakla miimkiin olur. Diinyarun

islim'a ve islim Diinyas1'na kar§I birle§mi§ sinsi gii


Son prensiplerde ise Ustad Hazretleri, hakki bat:J.hn saldmsmdan kurtar-

mak is:in us: §eyin terk edilip ihlasm kazarulmasrm istiyor. Bu us: §ey ise:

1- Nefis ve enaniyet,

2- Yanh§ du§iiniilen izzet ve onur,

3- Ehemmiyetsiz rekabetkarane hissiyat ...

Ever bu us: §eyi terk edip ihlas1 kazanarak, bat:J.hn saldm ve i§galinden kur-

tulup vazifelerimizi hakkiyla !fa edebiliriz.

(47)

Aziz, S1ddtk Karde§lerim !

Sizin tes:1niidiiniize benim ziyade ehemmiyet verdigimin sebebi; yahuz bize ve Risale-i Nur'a menfaati i~in degil, belki tahkikl imarun dairesinde olmayan ve nokta-yi istinada ve sarstlmayan bir cemaatin kat'i bulduklan bir hakikate dayanmaya pek ~ok muhta~ bulunan avam-1 ehl-i iman i~in dalfilet cereyanlanna kar§I yilmaz, ~ekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir merci, bir miiqid, bir hiiccet olmak cihetiyle sizin kuvvetli tes:1niidiiniizii garen kanaat eder ki; bir hakikat var, hi~bir §eye feda edil-mez, ehl-i dala.lete ba§lfll egmez, maglup olmaz diye kuwe-i maneviyesi

ve imam lmwet bulur, ehl-i diinyaya ve sefahete iltihaktan kurtulur.

($ualar (13. $mi), s.311)

Ustad Hazretleri, iman ve Kur'an hizmetinde talebelerine en miihim i§le-

rrmn,

• imanlanm tahkikJ yap1p kurtarmak

• ve ba§kal.anmn imanlanm kurtarmak i


dayarn§ma is:inde bulunan bir cemaati varhgmdan haberdar olmaya ve

gormeye ihtiyac1 vardir. Avfun halk, boyle bir cemaat var, ben ifade edip

anlatamazsam da onlar islfuniyet'i diinyaya meydan okuyarak anlatabili-

yorlar, der imam kuwetlenir. Boylece kotillere katilmaktan kurtulur.

Orta Dogu Teknik Univesitesi'nde okuyan bir arkada§Iffilz, 12Mart1971 oncesi inkarc1lar111 iyice azmiklan bir donemde bir derste -materyalist anlay1§111 enjekte edildigi ve ogrencilerden biiytik s:ogunlugun da baski altmda kaldiglill kabul etmi§ gibi goriindiigu bir ortamda- islfun ve iman

hakikatleri yerden yere vurulurken kalkip da bir §ey soylemeye cesaret edemiyor. Bir-iki giin once de okulun mescidi basilm1§ namaz ktlanlarm agz1 burnu kinlm1§ ve dag1tilm1§, Kur'inlar top gibi tekmelenmi§ ora-

dan oraya savrulmu§tu -gen;i bir sene ges:meden bu cinayet ve ihaneti yapanlar, cezalarlill teker teker bulmu§lardir-. Arkada§lffilZ, hirsmdan iki

yana kivrarup dururken, ayru sirada oturan bir ogrenciden tipinden his: beklenmeyen bir tav1rla kar§lla§1yor. 0 ogrenci bizimkinin kulagma egi-

lip ''trziilme arkada§rm, bunlara cevap verecek bilgimiz ve ortaya s:1kacak giiciimiiz yok ama beni ge


Hatta size bunu da haber vereyim; ge


ki vermiyorsa ohnii§ demektir veya ohne yolundadir. Anzalara bir dakika bile firsat vermemeli. Duyarlillg1 kaybetmemelidir."

F1tratlann farkhhgmm di§mda eger di§tan bir enjekte varsa, bu daha tehli-keli bir par\alanmaya zemin haz1rlayabilir. Daha fazla dikkat gerekir.

Miisliimanlan dag1tmalc i\in eskiden beri somiirgeci devletlerin yapa-geldigi sinsi tuzaklar vardir. insanlardaki muzir madenler hiikmiindeki damarlan bunlar harekete ge\irir birbirlerini dii§iiriirler, sonra hepsini de kale hiline getirirler. 0 somiirgecilerin i\imizdeki piyonlan da aym tak-tikleri efendilerinden ogrendikleri iizere §UUrlu Miisliimanlara kar§l uygu-lamaktan geri durmami§lardir.

Bu hususta Ustad Hazretleri, talebelerinin mantik ve vicdanlanna sesle-nerek: "Sizler liizum oldugunda hayatJmz1 bile birbiriniz feda edecek bir durumdaslfllz. Y ani boyle olmamz1 sadakatinizin kuvveti ve Nurlar'a §id-detli alak:amz gerektiriyor; §iiphe yok bunu siz hi


ayn kogu§lara hem de birisinin sadakat, ihlas ve temkin kahramaru koca Tahiri'nin yaruna gitmesini istiyor. Kendisinin c;ektigi zahmetlerden de

bahsedip "Bizim iistadim1z §llirtlerin §ahS-1 manevisidir. Ben de 0 §ahS-1 manevi adina boyle istiyorum. '' diyor. I§te vicdanlar boyle ikaz edilir ve

problemler boyle c,;:oziiliir.

(49)

Aziz, S1dchk Karde§lerim!

Bu eski ve yeni iki Medrese-i Yusufiye'deki §iddetli imtihanda sar-s1lmayan ve dersinden vazgec;meyen ve yakic1 c;orbadan ag1zlan yanch-g1 hfilde talebeligini birakmayan ve bu kadar tehaciime kar§l kuvve-i maneviyesi kmlmayan zatlan ehl-i halcikat ve nesl-i ati alki§layacaklan gibi, mel:like ve ruharuler dahi alki§hyorlar diye kanaatim var.

Fakat ic;inizde hastahkh ve nazik ve fakirler bulunmas1yla, madcli s1kmtl ziyadedir. Ve buna kar§l da her biriniz, her birisine birer tesel-lici .. ve ahlakta ve sabirda birer numline-i imtisal .. ve tesaniit ve taltif-te birer §efkatli kardq .. ve ders miizakeresinde birer zeki muhatap ve miidp [ cevap veren, icabet eden] .. ve giizel seciyelerin in'ikasmda birer ayna olmamz, o madcli s1kmtilan hic;e indirir diye dii§iiniip ruhumdan ziyade sevdigim sizler hakkmda teselli buluyorum ...

($ualar (14. $mi.), s.494)

Ustad Hazretleri'nin bu tesellileri talebelerine o s1kic1 ve s1kintill hapisha-

neyi ferah bir saraya c,;:eviriyordu. Zaten teselli verici sozlerinin oyle giizel

bir tesiri olmakla beraber bir de bunu Dstad gibi mubarek bir zaun soy-

lemesinin ayn bir onemi var.

Mesela, Hullisi Agabey, Egirdir'den §arka tayini c,;:ikip da iiziildiigunde Ustad, ona 'iJziilmeyeceksin, orada hizmetin senin gibi birisine ihtiyac1 var." diyor.

Hullisi Agabey diyor ki: "O anda bende hic_;:bir iiziintii kalmadi."

Mesela hizmetten bir aileden bir hanimefendi vefat etmi§ti. Onun kiic_;:iik

kiz1 c,;:ok iiziiliip aghyordu. Ustad Hazretleri o c,;:ocuga anlayacag1 seviye-

de amreti anlatip "Amk iiziilmeyeceksin." diyor. 0 anda hiiznii ve demi bitiyor. Bu bir velayet tecellisi olsa gerektir.

Bu mektup sadece bir teselliden de ibaret degildir.


man talebelerine, §imdi milyonlarca insan, kalblerinin en gi.izel ko§ele-

rinde yer vererek, onlan alki§lamaktadir. S1kmrrlar biiyiik ama gelirleri,

getirileri daha biiyiik.


ve kadere itiraz hiilaniinde olan ~ekvaJar ve ''Boyle olmasaydJ ~oyle olmazdJ. ''15 diye birbirinizden giicenmeyiniz. Ben anladun ki; bunla-rm hiicumundan kurtulmak


sebep olursa olsun) onlarm ilk sordugu soru "Oradakilerin araswda bir

s1kmt1, bir gefimsizlik, bir tesaniitsiizliik var rruydi?" olur.


Bu mektup da oncekiler gibi hapishanede gerginliklere kar§1 ikaz ve yol

gostermek i


nazlanmak §el


miiridlerini oraya toplatti. 0 da emretti: "Ben bir imtihan yapacaglffi. Her kim benim miiridim ise ve emri kabul etse, cennete gidecek."


Ve asil hiiner, kardqini fena gordiigu vakit onu terk etmek degil, belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetle§tirip 1slahma ~ah§mak,49 ehl-i sadakatin §e'nidir.

Miinafiklar, boyle vaziyetlerde karde§lerin tesaniidiinii ve birbirine kar§I hiisn-ii zanlanm bozmak i~in derler: "i§te o kadar ehemmiyet ver-digin zatlar; adi, aciz insanlardir." Herne ise, musibette ger~i ~ok zara-nm1z var, fakat umum Alem-i islam'1 al:ikadar edecek bir keyfiyet, bir vaziyet olmasmdan pek ~ok ucuz olarak pek biiyiik kiymeti var. Buna benzer vukua gelen h:idiseler, ya siyaset-i diniye veya ba§ka sebepler ile umum Alem-i islam namma olamadilar.

SaidNurst (~uaJar (13. ~ua), s.310)

Gayr-i miislim ki§inin lassasmda oldugu gibi, bu giizel ve hay1rh iman ve

Kur'an hizmetine giren karde§leri korumak, onlan daire i


Ba§ta ingilizler olarak biitiin somiirgeci giic;ler hem Tiirkiye'yi gozden

dii§iirmek hem de Miisliimanlan birbirinden kopanp kuwe-i maneviyeyi

kirmak ic;in, biitiin islam Diinyas1'na "Tiirkler artik islamiyet'ten c;1kti! ."

diye yaydilar. 1950'li y1llarda Tiirkiye'den hacilar gelince pek c;ok Miislii-man goz ya§lanm mtamay1p "Demek Tiirkler, islamiyet'ten ayrilmam1§-lar! .. " demi§ti. i§te 1935 ve 1942'lerde Hazreti Ustad ''Bu mahkemeler diinya bas1mnda yanialanacak ve jsJamiyet ugruna hapse girenler varm1§,

diye duyanlar da Tiirkiye'nin Miisliimanhktan kopmadJg1m anlayacaklar."

meilinde sozlerle meseleye bu ac;1dan ayn bir onem vermi§tir.

(54)

Aziz Karde§leriml

Bu defa yazilanruzda ihlas Risalelerini gardiigurn ic;in, sizi o gibi risalelerin dersine havale edip, ziyade bir derse ihtiyac; garmedim. Yal-ruz bunu ihtar ediyorum ki: Meslegimiz, sm-1 ihlasa dayarup, hakiik-i imaniye oldugu ic;in, hayat-1 diinyaya, hayat-1 ic;timiiyeye mecbur olmadan kan§mamak ve rekabete, tarafgirlige ve miibarezeye sevkeden hfilattan tecerrlit etmeye meslegimiz itibanyla mecburuz. Binler teesslif ki §imdi miithi§ y1lanlann hiicumuna maruz bic;are ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin 1Slrmas1 gibi ciiz'i kusurati bahane ederek, birbirini tenkitle, y1lanlann ve zmdik mlinafiklann tahribatlarma ve kendilerini onlarm eliyle oldiirmesine yardim ediyorlar.

(Kastamonu LJ.hikas1, s.212)

Meslegin esas1, ihlas s1mna dayanarak iman hakikatlerini anlatmak oldu-

gu irin boyle giizel bir hizmete zarar verecek §eylerden uzak durmak gere-kiyor. Onun ic;in mecbur olmadan:

1. Diinya hayatina ve ic;timai hayata kan§mamak,

2. Rekabete, tarafgirlige, c;ati§maya sevk eden hillerden de kac;mmak

gerekiyor.

Meslek itibanyla boyle davranmaya da mecburiyet var. Maalesef bunla-

ra dikkat edilmedigi ic;in miithi§ y1lanlar saldinrken sinek 1Slrmas1 kadar

so "Her tiirlti noksan s1fatlardan uzak olan Allah'm adiyla."


kiic,;:iik ve onemsiz meseleler biiyiitiilerek, ciiz'i kusurlar bahane edilip

hocalar ve dindarlar birbirlerini tenkit yoluna giriyorlar. Boylece onlar,

dinsizlerin y1kic1 faaliyetlerine imkan vermi§ oluyorlar. Bu da insarun ken-

disini oldiirmek isteyen dii§mamrun eline sillli vermesine benziyor.

U stad Hazretleri, ihtilaf ve c,;:ati§malan onlemek ic,;:in baz1 risalelerin ne§ri-

ne bile izin vermemi§, ihtilafu meselelere girmemi§tir. Hatta Eada hayan-

mn ilk yillannda, Hiisrev Altinba§ak Agabey o zaman emekli yiizba§I ve Isparta'run e§rafindan birisi olarak ziyaretine gelip, aln kalm olan mestle-

rin giyilmesi ve iizerlerine meshedilmesinin caiz olup olmadigrm, Cuma

namaz1 kilmak ic,;:in bir yerin §ehir hiikmiinde olmas1 gibi §artlarla ilgili soru

sordugunda ona "Karde§im, §imdi iman ve Kur'an hakikatlerinin kalblere

telkini c,;:ok onemli ... Maddeci anlay1§, dinsizligi dikte etmeye c,;:ah§iyor. Bu

zamanda en miihim hizmet iman hizmetidir. Boyle fikhm ihtilafu mesele-

leriyle ugra§irsak, degi§ik fikhl anlayi§lar arasmda §U anda tartl§ma kap1s1

ac,;:tlmi§ olur. ~imdilik onlarla ugra§mayahm. Bu Kur'an nurlari ile imana

hizmet edelim." diyerek onu ikna etmi§ ve ihtilafu mevzulara girmemi§tir ...

0 da Barla'dan Isparta'ya -Giil Fabrikas1'mn katipligine tayin olmu§ ola-

rak- elmas kalemiyle Risale-i Nurlar'1 yazmak iizere donmii§tiir.

(55)

Bir ta§, ta§lig1yla beraber, kubbeli binalarda ustamn elinden c;1kar c;1kmaz ba§lill eger, arkada§1yla birle§meye meyleder ki, sukut tehlike-sinden kurtulsunlar. Maalesef, insanlar teavtin sirnm idrak edememi§-

ler. Hie; olmazsa ta§lar arasmdaki yardim vaziyetinden ders als1nlar! (j§aratiiI-jHz, s.39)

Ustad Hazretleri'nin ifadesiyle kubbeli binalardaki ta§larm vaziyetinden

ders almak icap etmektedir. Binalarda kubbe gibi giizel goriintiileri temin

edebilmek ic,;:in ta§lar birbirleriyle tutu§arak, birbirlerine destek ve yar-

dimda bulunarak kubbe giizelligini vermek i~in yukanlarda kahrlar. Yok-

sa dii§meleri gerekir. islamiyet'in kubbesi de islami hizmet ve gayretlerle

Miisliimanligm diinyaya yay11mas1dir. Bunun ic,;:in de biinyan-1 marsus

(biitiin yap1 ta§lan birbirine kenetlenmi§ kur§undan bir bina) gibi Miislii-

manlann da birbirine tutkun bir §ekilde yardimla§ma ve dayaru§ma ic,;:inde

miicahede etmeleri gerekir.


(56)

Aziz Karde§lerim!

Bu Cuma gi.iniinde miihim bir hizb okurken siz hatira geldiniz. "Bu musibetten kurtulmak i

Hizmet Rt:hberi Uzerine 85

hapisten sahvermediler. Mustafa, hapishanede zindan ic;inde zindan ya§l-

yordu. Biz de butiin Turkiye'den Nur talebeleri toplandig1 ic;in onlarla

gorli§mek, tani§mak ve sohbet etmekten bayram havas1 ya§iyorduk. Bak-

tlm bir glin Mustafa kogu§un bir ucundan obur ucuna volta atiyor ama donli§lerde elini havaya kaldinp 'Oyle olacakmi§.' diyor. Derken de sesini

ylikseltiyor. Ben, herhalde bu kafay1 oynatti biraz teselli edici sozler soy-

leyeyim diye yanina yakla§ip 'Mustafa ... ' dedim. Adamm eli havada kaldi.

Sonra gillerek bana dogru geldi ve 'Yahu siz burada pur nqe birbirinizle

kayna§lp konu§uyorsunuz, ben azap ic;inde tek ba§ima oturup somurtu-

yorum. Kendi kendime eziyet ediyorum. Bizim koyde eskiden bir hoca

varml§. Ne olursa olsun o 'Oyle olacakm1§ ... Allah oyle takdir etmi§.' der-

mi§. Bir glin koylin iki muzip adami, bakahm ne yapacak diye hocanin

iki koyununu dagda bir magaraya hapsetmi§ler. Herkesin koyunu gelmi§,

hocarunki gelmemi§. Bir de gidip hocaya 'Senin koyunlan kurt yedi.'

demi§ler. Hoca 'Oyle olacakmi§ ... Takdire kar§l gelinmez.' demi§. Onlar

gillup gitmi§ler. 6bur glin koyllinun koyunu oglen sicagmda sogutlerin

golgesinde yatarken daglara §iddetli bir yagmur yagm1§ seller koye inerek

butiin koyunlan onune katip gotiirmli§. Bu sefer, hocaya gidip 'Kusu-

ra bakma hocam, biz sizin koyunlan, bakahm bu sefer siz ne diyeceksi-

niz diye dagda magaraya kapatml§tlk. Sadece onlar kurtuldu. Koyllinlin

koyunlanm sel gotiirdu.' demi§ler. Hoca yine hie; istifini bozmadan 'Ne yapahm oyle olacakm1§ ki, siz vesile olup onlan magaraya kapatml§SllllZ.

Allah'm talcdiri bu!.' demi§. i§te ben de bunu hatirladim ve yanli§Iml anla-

dim. Bundan sonra ben de sizinleyim, dedi."

(57)

~u mesele, umum ihvarumm ekseri lisan-1 hille ve bir kismmm lisan-1 kille ettilderi umumi bir sualin, has ve hususi ve mahremce bir cevab1dir.

Sual: Senin ziyaretine gelen herkese diyorsun ki: "Benim §ahs1m-dan bir himmet beklemeyiniz ve §ahsnn1 miibarek tarumay1mz. Ben makam sahibi degilim. Adi bir neferin, ffiU§lr makam1mn evamirini tebligi gibi ben de manevi bir mii§iriyet makam1mn evamirini teblig

ediyorum. Hem miiflis bir adamm gayer kiymettar ve zengin elmas


ve miicevherat diikkamnm dellili oldugu gibi ben dahi mukaddes ve

Kur'ani bir diikkamn dellahylill." diyorsun. Hfilbuki akhm1z ilme muh-

tac; oldugu gibi kalbimiz dahi bir feyiz ister, ruhumuz bir nur ister, ve hakeza...

Hizmet Rehberi Üzerine 87

51 İmam Rabbânî, el-Mektûbât 1/182 (210. Mektup).

Hizmet Rehberi Üzerine


52 Bkz.: İmam Rabbânî, d-Mektûbât 1/182 (210. Mektup).

Hizmet Rehberi Uzerine

dii§riigii materyalist girdab1 bilmeyenler ve Risale-i Nurlar'm o zaman

nas1l bir kurtanc1 can simidi oldugunu ya§ayarak fark etmeyenler bu imti-

yazm ne manaya geldigini tam anlayamazlar.

Dordiincii nokta'da tarikat berzahma girmeden sahabilerin, dbiin ve

tebe-i rabi!n efendilerimizin hem de velayet-i kiibd makam1m kazan-

malan bizzat Kur'an'm biitiin duygulara doyurucu feyizler verdigini ve

tam yeterli bir miir§id oldugunun delilidir. Bu noktadan Kur'an haki-

katlerinden sag1hp siizillen Risale-i Nurlar da akla ders, kalbe iman Mli

telkini, ruha da iman zevki veriyorlar ve velayetten beklenen ir§adi ve

imdadi tam yerine getiriyorlar. Ger\ekten ihlas ve samimiyetle Nurlar'a

yonelen ve "Bunlar bana hitap ediyor." diyerek cidd! §ekilde muhataphk

gosterenler, ba§ka yolla ~ok zor kazamlan huzur-u daim!yi hemen elde

ediyorlar ...

Unutamadigrm ve ba§ka yerlerde de anlattigrm bir hatirami anlatmak

istiyorum:

1970'li y1llann ba§I... Bir haziran ayi... Okullar kapanacak ... izmir'de

Yiiksek islam Enstiriisii'nde ogrenciyim. Manisa-Sangol-Ko~aklar

mahallesinde Muzaffer Agabeyim imam ...

94 Hizmet Rehberi Üzerine

96 Hizmet Rehberi Üzerine


i§te, Kur'an-1 Hakim'in manevi mu'cizesinin bir lem'as1 olan

Risale-i Nur bu hakikati izahatiyla isbat etmesi is:indir ki miidakkik

bir Nurcu, huzur-u daim1 kazanmak ve marife!1111ahi her vakit tahattur

etmek is:in ve huzur-u daimi hatm is:in 55 jft. '1 ~ ~ Y.-_r '1 demeye mec-bur olmuyor.

v~ yine bir kis1m ehl-i hakikatin daiml huzum bulmak is:in 56 jft. '11 ~ ~ '1 dedikleri gibi, o Nurcu boyle demeye muhtas: olmuyor.

B;lki 57~\j ii ~ J:G' ~\ ~ :~ j5 J,j parlak hakikatinin kudsi penceresi ona kifi geliyor. Bu kud~i .Arabi fikranm kisac1k bir izah1 §Udur ki:

Evet, herkesin bu filemde birer filemi var, birer kiinatl var. Adeta

Zl§Uurlar adedince birbiri is:inde hadsiz kiinatlar, filemler var. Herke-

sin hususi fileminin ve kainatlmn ve diinyasmm diregi kendi hayatidir.

Nas1l herkesin elinde bir aynas1 bulunsa ve bir biiyiik saraya mukabil

tutsa, herkes bir nevi saraya, aynas1 is:inde sahip olur. Oyle de herkesin

hususi bir diinyas1 var.

Bir kis1m ehl-i hakikat bu hususi diinyas1m 58jft. ':J~ ~YY '1 diye inkar etmekle, terk-i masiva s1rnyla Cenab-1 Hakk'a kar§1 huzur-u

daimi ve marifet-i ilarnye bulur.

Ve bi~ kisnn ehl-i hakikat de, yine daimi marifet ve huzum bulmak

is:in 59 _jft. '1 ~ ~ ~ '1 deyip kendi hususi diinyasm1 nisyan hapsine sokar, famlik perdesini iistiine s:eker, huzum bulmakla biitiin omriinii bir nevi

ibadet hiikmiine getirir.

~imdi bu zamanda, Kur'an'm i'dz-1 manevisiyle tezahiir eden 60~\j ii ~ J:G' ~\ ~ :~ JS J,j s1rnyla, yani "Zerrelerden y1ld1z-__________ . ~ . 55 "Vticud-u Vacib'e nisbeten ba§ka §eylere vticud denilmemeli .. onlar vticud unvaruna

Iay1k degillerdir.." 56 "Me§hlid olan sadece O'dur." 57 "Biitiin her §eyde Allah'm varhk ve birligini gosteren bir ayet (i§aret) vardir."

(Bkz.: el-Esfehani, el-Eganf 4/39; el-Kalka§endi, Subhu'l-a'§a 12/413; el-Ub§eyhl, el-Miistatraf l/16, 2/280)

58 ''Viicud-u Vacib'e nisbeten ba§ka §eylere vticud denilmemeli .. onlar vticud unvaruna Iayik degillerdir .. "

59 "Me§hlid olan sadece O'dur." 60 Bkz.: el-Esfehani, el-Eganf 4/39; el-Kalka§endi, Subhu'l-a'§a 12/413; el-Ub§eyhl,


Iara kadar her §eyde bir pencere-i tevhid var ve dogrudan dogruya Zat-1 Vahid-i Ehad'i s1fatiyla bildiren ayetler, yani delaletler ve i§a-retler var."

(Emirdag Lamkas1, 2/64-65)

Hiive Niiktesi'nde izah ve isbat edildigi gibi, her bir hava zerresi Cenab-1

Hakk'1 isim ve s1fatlan ile isbat eder. ~iinkii radyo ve televizyon verici-

lerinden yaytlan ses ve goriintillerin hepsini de hie; kan§tlrmadan her bir

hava zerresi naklediyor. Yani sanki her bir hava zerresi hie; kan§tirmadan

milyonlarca ses dalgasrm ahp anliyor ve aym §elcilde hie; bozmadan nak-

lediyor. Sanki her bir hava zerresinin milyonlarca kulag1 var ve milyon-

larca da nakleden dili var. Bir i§, bir i§e mini olmuyor. Ses ve goriintiileri ahp verirken, c;ekme-itme kanunlarrmn gereklerini de yerine getiriyor.

CanWann teneffiisiine de vesile oluyor. Bitkilerin tozla§masmda c;ic;ekle-

rin a§tlanma i§inde de vazife goriiyor. Daha bilmedigimiz nice vazifeleri

goriiyor. Cenab-1 Hakk'm isim ve s1fatlarrm isbat edecek bir durum izhar

ediyor. Hava sayfasmdaki miitalaalan ile bu gerc;ekleri ifade eden Ustad

Hazretleri'nin yazdig1 Risale-i Nurlar i§te boyle en kiic;iik hava zerresin-

de bile iman hakikatlerinin gerc;eklerini ortaya koyarak huzur-u daimiyi

kazandiracak giizellikleri sergiliyor. Onun ic;in vahdet-i viicud ve vahdet-i

§uhlid anlay1§1 ic;indeki biiyiik velilerin dahi huzur-u daimiyi elde etmek

ic;in, mecbur olduklar1 "kiinati yok sayma" veya "nisyan yani unutma

hapsine atma" gibi ifadeleri kullanmadan her §eyde hatta her bir hava

zerresinde bile, marifetullaha delilleri ve tevhide ac;1lan pencereleri goste-

riyor. Bize dii§en o Kur'an hakikatlerini okuyup, miizakere etmek ...

(60)

Eski hocamn sual ettigi us: meselenin izabatl, Risale-i Nur'un eczalarmda vard1r. $imdilik icm:ili bir i§aret edecegiz:

Birinci suali: Muhyiddin Arab!, Fahreddin Razl'ye mektubunda demi§: "Allah'1 bilmek, varhg1m bilmenin gayndir."61 Bu ne demektir, maksat nedir? diye soruyor.

el-Miistatrafl/16, 2/280. 61 i:bn Arabi, Risaletii'~-$eyhi'l-Ekber ile'l-imam Fahriddin er-Razi (Alemii'l-fikr,

Kahire 1977) s.11.


Evve!d: Ona okudugun Yirmi ikinci Soz'iin Mukaddimesi'nde tevhid-i hakiki ile tevhid-i ziliirinin farkmdaki misal ve temsil, mak-sada i§aret eder. Otuz ikinci Soz'iin ikinci ve U ~iincii Mevkiflan ve Malds1d'lan, o maksadi izah eder.

Ve sdniyen: Usfilii'd-din imamlan ve ulema-y1 ilm-i Kelam'm akaide


Baz1 Sozler'de ulema-y1 ilm-i Kelam'm meslegiyle, Kur'an'dan alman minhk-1 hakil


kac;? Giydigi elbise hangi renkte? Yiiziinde bir yara izi var nu? Alim mi?

Cahil mi? Tahsil seviyesi ne? Sosyal hayattaki konumu ne? Giicii, kuv-

veti ne, gibi sorulann cevabm1 veremezsiniz. i§te "Bir Yaratan vardir."

hiikmiiniin isbat1, marifetullah esma ve s1fatlar ile ilgili sorulann ceva-

bm1 tam vermediginden Muhyiddin Arab!, ilm-i Kelam'm filimlerinden

Fahreddin Raz!'ye "Allah'1 bilmek, varhgm1 bilmenin gayndir." Yani

Allah'm varhg1m bilebilirsiniz ama isim ve s1fatlan ile marifetullahta

derinlqmek c;ok ayn bir §eydir. Bu kadan yeterli degildir." demek iste-

mi§. Ustad Hazretleri, burada Muhyiddin Arabi:'nin meslegi ve mq-

rebi olan vahdet-i viicud anlayi§mdan da Kur'an-1 Keri:m'in gosterdigi

ve Risaleler ile ortaya konulan marifet-i ilahiye ve marifet-i kamilenin

c;ok daha iistiin ve miikemmel oldugunu isbathyor. Evet huzur-u daim!

kazanmak ic;in, kainatl yok saymak, ewamn hakikatini sabit gormeyip

hayal derecesine indirmek gerekmiyor. yiinkii Kur'an, kainat ve ic;inde-

kileri var say1yor, onlan Allah'm ordusunda birer asker ve memur olarak

takdim ediyor.66 Hem de yedi kat gokte ve yerde olanlann Allah'1 tesbih

ve hamd ettiklerini67 ifade ediyor. i§te Risale-i Nurlar bu Kur'an1 yolu

esas alarak istikamet iizere gen;ekleri dile getiriyorlar.

Burada bir hatiram1 nakletmek istiyorum. Brittin diinyada oldugu gibi

68 neslinin materyalist anlay1§1mn Tiirkiye'de de kendini gosterdi-

gi bir donemde idik. Biz heniiz imam-Hatip Lisesi'nde ogrenci iken

Ege -0 niversitesi'ndeki inkarc1 ogrencilerle iman! konulan g6rii§meye gidiyorduk. Universite ic;inde sag-sol miinaka§alan da alm1§ yiiriimii§-

tii. Tani§tiglffilz sag g6rii§liilere mutlaka Risale-i Nurlar'1 okumalanm,

hizmet rehberi Üzerine -...

Documents