İ dris yavuzyİĞİt müftü

60
İdris YAVUZYİĞİT Müftü idrisyavuzyigit@hotma il.com Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatlarına Sahip Olabilmek

Upload: rayya

Post on 09-Feb-2016

189 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatları na Sahip Olabilmek. İ dris YAVUZYİĞİT Müftü. idrisyavuzyigit @ hotmail .com. ALLAH VE İNSAN. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

İdris YAVUZYİĞİTMüftü

[email protected]

Erdemli Bir Toplum için Müslüman

Sıfatlarına Sahip Olabilmek

Page 2: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

ALLAH VE İNSAN

Allah, insanı en mükemmel şekilde yaratmış, ruhundan üfleyerek şereflendirmiş, ona akıl vererek muhatap almış,

peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle onu eğitmiştir.

İnsan da Semavat ve arzın üstlenmediği bir sorumluluğu üstlenerek yer yüzünde Allah’ın halifesi olmayı hak

etmiştir.Böylece insan Allah’ın yarattığı fıtrata uygun yaşamayı

hedefleyerek, hayatını yaratanın rızasına mutabık, o’nun emir ve yasakları çerçevesinde yaşamayı gaye edinmiştir.

Page 3: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

ALLAH VE İNSAN

İnsan bu dünya hayatında ya gayeye uygun bir hayat sürecek yada süfli bir hayatı kendisi için seçecektir.

Yaratılış maksadını tercih eden insan, Mümin olarak isimlendirilmekte ve kendisinden Kur'an'da örnek olarak

zikredilen peygamberlerin ahlak özelliklerine göre yaşaması istenmektedir.

Page 4: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

KUR’AN’IN TANITTIĞI İNANÇ İNSANLARI

Tarih boyunca İnsanların bir kısmı iman etmiş, bir kısmı inkara yönelmiş veya Allah’a ortak koşmuş, bir kısmı da iman ile küfür arasında bocalayıp durmuştur. Kur'ân'da insanlar, inanç bakımından mümin, kâfir, münafık ve müşrik olarak dört ayrı grup olarak değerlendirilmiştir.

Page 5: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

KUR’AN’IN TANITTIĞI İNANÇ İNSANLARI

KUR’AN DA İNSAN TİPLERİ

MÜ'MİN

KÂFİR

MÜŞRİK

MÜNAFIK

Page 6: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

KUR’AN’IN TANITTIĞI İNANÇ İNSANLARIكم فمن شاء فليؤمن ومن وقل الحق من رب

شاء فليكفر"(Ey Peygamberim!) De ki: Hak Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin…"

(Kehf, 18/29)

هو الذى خلقكم فمنكم كافر ومنكم مؤمن"O, sizi yaratandır. Böyle iken

kiminiz kâfir kiminiz mümindir…" (Teğâbün, 64/2)

Page 7: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİN

İman; Hz. Peygamber (a.s.)'ın Allah’tan getirdiği dînî hükümleri, kesin olarak kalp ile tasdik etmek, haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul etmek, bunların gerçek ve doğru olduğuna inanmak demektir. Bu kimseye mü’min denir.

Page 8: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNه والمؤمنون سول بما أنزل إليه من رب آمن الرق ه ومالئكته وكتبه ورسله ال نفر كل آمن بالل

بين أحد من رسله وقالوا سمعنا وأطعنا نا وإليك المصير غفرانك رب

“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri;

Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler:

Onun Peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. Şöyle de dediler:

“İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz.

Sonunda dönüş yalnız sanadır” ( Bakara; 2 / 285 )

Page 9: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİN

Olgun / kamil Mü’minde bulunması gereken özellikler

farklı surelerde değişik şekillerde dile getirilmiştir.

Page 10: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

ين يؤمنون بالغيب ذ�ال“Onlar gayba inanırlar, … ”

(Bakara 3)

ين امنوا امنوا بالله ورسول ها ال ذ�يا اي ذ� ل على رسول ى نز ذ�والكتاب ال ذ�

“Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine,

Peygamberine indirdiği Kitab'a … iman (da sebat) ediniz. ”

(Nisa 136)

MÜ’MİNLER ALLAH’A İNANIRLAR

Page 11: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, HZ. MUHAMMED (SAV)’E İTAAT EDERLERسول يعوا الر يعوا الله وا ين امنوا ا ها ال ذ�يا اي ذ� ذ�

واولى االمر منكم “Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan

ulülemre (idarecilere) de itaat edin. ” (Nisa 59)

بعوا روه ونصروه وات وعز ين امنوا ب ذ�فال ذ�ى انزل معه اولئك هم المفلحون ور ال ذ�الن

“O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a)

uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır. ” (Araf 157)

ى يحببكم الله بعو ون الله فات ذ�قل ان كنتم تحب“(Resûlüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız BANA UYUNUZ Kİ

ALLAH DA SİZİ SEVSİN ” (Ali İmran 31)

Page 12: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH VE RASULÜNÜ SEVERLER

» ثالث من كن فيه وجد بهن حالوة ه ورسوله أحب اإليمان : أن يكون الل

… «إليه مما ، سواهما “Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o,

imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesten fazla sevmek, …”

)Buhârî, Îmân 9)

Page 13: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH VE RASULÜNÜ TERCİH EDERLER

وما كان لمؤمن وال مؤمنة اذا قضى الله ورسوله امرا ان يكون لهم الخيرة من

امرهم ومن يعص الله ورسوله فقد ضل ينا ذ�ضالال م

“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman ,inanmış bir erkek ve kadına

o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur .Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse ,

apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. ”(Ahzab 36)

Page 14: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH RASULÜNÜ ÖRNEK ALIRLAR

ى رسول الله ذ�لقد كان لكم اسوة حسنة لمن كان يرجوا الله

يرا ذ�واليوم االخر وذكر الله ك“Andolsun ki, Resûlullah ,

sizin için, Allah'a veahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için

güzel bir örnektir . ”(Ahzab 21)

Page 15: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İMAN ESASLARININ TAMAMINI KABUL EDERLER

آمنت بالله و ملئكته وكتبه و رسله و اليوم ه من الله تعالى و اآلخر و بالقدر خيره و شر

البعث بعد الموت حق اشهد ان آل اله االالله و اشهد ان محمدا عبده و رسوله

“Allahü Teâlâ'nın varlığına ve birliğine, Meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, Âhiret gününe, Kader, hayır, şer her şeyin Allah'ın yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra tekrar dirilmek haktır. Şehâdet ederim ki Allah'tan başka hiç bir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki Muhammed (aleyhisselâm) Allah'ın kulu ve elçisidir.”

Page 16: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’IN HÜKMÜNE BOYUN EĞERLERهم اولئك ين امنوا وعملوا الصالحات واخبتوا الى رب ذ�ان ال

يها خالدون ة هم ذ�اصحاب الجن“İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun

eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedî kalırlar. ”

(Hud 23)

ين اذا دعوا الى الله ما كان قول المؤم ذ�ان ليحكم بينهم ان يقولوا سمعنا واطعنا ذ�ورسول

واولئك هم المفلحون“Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne

davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa

erenlerdir. ” (Nur 51)

Page 17: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, AYETLERİN TAMAMINA İNANIRLAR وا عليها هم لم يخر روا بايات رب ين اذا ذك ذ�والصما وعميانا

“Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;”

(Furkan 73)

ونكم وتؤمنون بالكتاب ونهم وال يحب ها انتم اوالء تحبا واذا خلوا عضوا عليكم واذا لقوكم قالوا امن ذ�كل

يم ذاالنامل من الغيظ قل موتوا بغيظكم ان الله عبذات الصدور

“İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında «İnandık» derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.” (Ali imran 119)

Page 18: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, SADECE ALLAH’TAN KORKARLAR

قوا الله حق ين امنوا ات ها ال ذ�يا اي وال تموتن اال وانتم مسلمون ذ�تقات

“Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun

ve ancak

Müslümanlar olarak can verin.” (Ali İmran 102)

Page 19: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, SADECE ALLAH’A İBADET EDERLERى فال ي ى شك من اس ان كنتم ها الن ذ�قل يا اي ذ ذ�

ى ين تعبدون من دون الله ولكن اعبد الله ال ذ�اعبد ال ذ�ين ذ�يتوفيكم وامرت ان اكون من المؤم

“De ki: «Ey insanlar! BENİM DİNİMDEN ŞÜPHEDE İSENİZ, (bilin ki) ben Allah'ı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam,

fakat ancak sizi öldürecek olan Allah'a kulluk ederim. Bana müminlerden olmam emrolundu.» ”

(Yunus 104)

ای ى واسعة فاي ين امنوا ان ار ذ�يا عبادى ال ذ�فاعبدون

“Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.”

(Ankebut 56)

ين ك حتى ياتيك الي ذ�واعبد رب“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”

(Hicr 99)

Page 20: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, SADECE ALLAH’A İBADET EDERLER

Page 21: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, SALİH AMEL İŞLERLER فليعمل عمال صالحا وال ذ�فمن كان يرجوا لقاء رب احدا ذ�يشرك بعبادة رب

“…Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın. ”

(Kehf 110)

ين امنوا وعملوا الصالحات واقاموا الصلوة واتوا ذ�ان الهم وال خوف عليهم وال هم كوة لهم اجرهم عند رب الز

يحزنون“İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya,

onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler. ”

(Bakara 277)

ومن يعمل من الصالحات من ذكر او انثى وهو يرا ة وال يظلمون ن ذ�مؤمن فاولئك يدخلون الجن“Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa

uğratılmazlar. ” (Nisa 124)

Page 22: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’I ZİKREDERLER ين اذا ذكر الله وجلت ما المؤمنون ال ذ�انقلوبهم

“Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen kimselerdir...”

(Enfal 2)

ين يذكرون الله قياما وقعودا وعلى ذ�الجنوبهم

“Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar... ”

(Ali İmran 191, bakınız Araf 205)

ين امنوا وتطمئن قلوبهم بذكر الله اال بذكر الله ذ�التطمئن القلوب

“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir.

Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Rad 28)

Page 23: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İSLAM İLE AHLAKLANIRLAR ك لعلى وإن لك ألجرا غير ممنون }{ وإن خلق عظيم

"Hiç şüphesiz senin için bitmez tükenmez bir mükâfat vardır. Ve hiç şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk

üzerindesin." (Kalem68/4)

Hz. Ebu Hüreyre (r.a)anlatıyor:Resûlullah (s.a.v)buyurdular ki:

سألتw رسول الله عن البر واالثم، فقال: البر حسن الخلق، واالثم: ما حاك في صدرك

اس وكرهت أن يطلع عليه الن "Resûlullah (s.a.v)'a iyilik (birr) ve günah hakkında sordum.

Bana şu cevabı verdi: "İyilik (birr), güzel ahlâktır. Günah da içini rahatsız eden ve

başkasının muttali olmasından korktuğun şeydir.” (Müslim, Birr 14 )

Page 24: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İSLAM İLE AHLAKLANIRLAR

Hz. Aişe Validemiz Sevgili Peygamberimizin ahlakının nasıl olduğuna dair kendisine sorulan soruya şöyle cevap vermiştir. “Sa’d Medine’ye gelmişken Hz. Âişe’yi ziyaret etmek ve ona zihnindeki bazı sualleri sormak istedi. Âişe annemize gece namazı ve vitir namazı hakkında da sorular sormuş olan Sa’d ona ilk olarak:- Ey Mü’minlerin annesi! Bana Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ahlâkını (yaşayışını) anlat, dedi. Hz. Âişe:- Sen Kur’an’ı okuyorsun değil mi? diye sorunca Sa’d:- Evet, okuyorum, diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Âişe:- Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem’in

- ahlâkı Kur’an idi, dedi.”

Page 25: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’IN KOYDUĞU KURALLARI ÇİĞNEMEZLER

بات ما احل الله لكم موا طي ين امنوا ال تحر ها ال ذ�يا ايين ذوال تعتدوا ان الله ال يحب المعت

“Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri

(siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.”

(Maide 87)

تلك حدود الله فال تعتدوها ومن يتعد حدود الله فاولئك هم الظالمون

"Bu söylenenler Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın.

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir.” (Müslim, Birr 14 )

Page 26: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ŞÜPHE ETMEDEN İNANIR VE YAPAR

ين امنوا بالله ورسول ما المؤمنون ال ذ�ان ذ�ثم لم يرتابوا

“Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyenlerdir…”

(Hucurat 15)

يه هدى ذ�ذلك الكتاب ال ريب ين ذ�للمت

“O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol

göstericidir.” (Bakara 2)

Page 27: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH YOLUNDA MÜCADELE EDERLERيل ى س ذ�وجاهدوا باموالهم وانفسهم ذ�

الله اولئك هم الصادقون“Müminler … Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla

savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.” (Hucurat 15)

يكم كم على تجارة تن ين امنوا هل ادل ها ال ذ يا اي ذ� يم ذمن عذاب ا

يل ى س وتجاهدون ذ�تؤمنون بالله ورسول ذ� ذ�الله باموالكم وانفسكم ذلكم خير لكم ان كنتم

تعلمون“Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak

ticareti size göstereyim mi? Allah'a ve Resulüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha

hayırlıdır.. ”(Saf 10-11)

Page 28: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’I VE İNANANLARI DOST EDİNİRLER يمون الصلوة ين ي ين امنوا ال كم الله ورسوله وال ما ولي ذ�ان ذ� ذ�كوة وهم راكعون ويؤتون الز

ين امنوا فان حزب ذ�ومن يتول الله ورسوله والالله هم الغالبون

“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler. Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse

(bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.” (Maide 55-56)

خذوا اباءكم واخوانكم اولياء ين امنوا ال تت ها ال ذ�يا ايهم منكم وا الكفر على االيمان ومن يتول ان استحب

فاولئك هم الظالمون“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı

ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir ”

(Tevbe 23, bakınız Nisa 144)

Page 29: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH İÇİN BİRBİRLERİNİ SEVERLER…، وأن يحب » ثالث من كن فيه وجد بهن حالوة اإليمان

لله … « ه إال المرء ال يحب “Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: … Sevdiğini

Allah için sevmek. …” )Buhârî, Îmân 9)

ين في ، تي للمتحاب ه تعالى وجبت مwحب » قال اللوالمتجالسين في ، والمتزاورين في ، والمتباذلين في «

“Allah Teâlâ, “Sırf benim için birbirini seven, benim rızâm için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızâm için sadaka verip

iyilik edenler, benim sevgimi hak ederler” buyurmuştur.” (Riyazüss salihin 383 )

قا ه اجتمعا عليه ، وتفر ا في الل » ... ورجالن تحابعليه ... «

“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:

… Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan …

(Buhâri, Ezan 36)

Page 30: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, HAYIRDA YARIŞIRLARİYİLİĞİ EMREDER KÖTÜLÜKTEN SAKINDIRIRLAR ولتكن منكم امة يدعون الى الخير ويامرون

بالمعروف وينهون عن المنكر واولئك هم المفلحون“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir

topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir . ”(Ali İmran 104)

اس تامرون بالمعروف وتنهون عن كنتم خير امة اخرجت للنالمنكر وتؤمنون بالله

“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. ”

(Ali İmran 110)

يؤمنون بالله واليوم االخر ويامرون بالمعروف وينهون عن المنكر ويسارعون فى الخيرات واولئك

ين ذ�من الصال “Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar ;iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar .

İşte bunlar iyi insanlardandır».(Ali İmran 144)

Page 31: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, EMİNDİR, EMANETE RİAYET EDER

ين هم الماناتهم وعهدهم راعون ذ�وال“Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine

riayet ederler ” (Muminun 8, Mearic 29)

أربع من كن فيه كان منافقا خالصا ومن كانت فيه خصلة ى يدعها إذا اؤتمن خان فاق حت منهن كانت فيه خصلة من الن

وإذا حدث كذب وإذا عاهد غدر وإذا خاصم فجر“Dört özellik vardır; kimde bu özellikler bulunursa o

kimse halis münafıktır. Kimde bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir özellik var

demektir: Emanete hıyanet eder. Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünde durmaz. Husumet edince, kıskanınca

haddi aşar.” (Buharî, “İman”, 24)

Page 32: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALÇAK GÖNÜLLÜ VE MÜTEVAZİDİRLER

ين يمشون على االرض هونا واذا حمن ال ذ�وعباد الرخاطبهم الجاهلون قالوا سالما

“Rahmân'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında

(incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler) ” (Furkan 63)

اس وال تمش فى االرض مرحا ان وال تصعر خدك للن الله ال يحب كل مختال فخور

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran

kimseleri asla sevmez” (Lokman 18)

Page 33: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, MERHAMETLİDİRLERيظ القلب ذفبما رحمة من الله لنت لهم ولو كنت فظا غ

النفضوا من حولك فاعف عنهم واستغفر لهم وشاورهم فى ين ل على الله ان الله يحب المتوك ذاالمر فاذا عزمت فتوك

“O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever ”

(Ali İmran 159)

ار ؟ ار أو بمن تحرم عليه الن » أال أخبركم بمن يحرم على النن سهل«. ن لي تحرم على كل قريب هي

İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cehenneme kimin girmeyeceğini veya cehennemin kimi yakmayacağını size haber vereyim mi? Cana yakın olan, herkesle iyi geçinen,

yumuşak başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri cehennem yakmaz.” (Riyazüss salihin 643; Tirmizî, Kıyâmet 45)

Page 34: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ÖFKEYLE HAREKET ETMEZLER

اء اء والضر ر ين ينفقون فى الس ذ�الاس ين عن الن ين الغيظ والعا ذ�والكاظ ذ�

ين ذ�والله يحب المحس“O takvâ sahipleri ki, bo

llukta da darlıkta da Allah için harcarlar;

öfkelerini yutarlar ve insanları affederler.

Allah da güzel davranışta bulunanları sever” (Ali İmran 134)

واذا ما غضبوا هم يغفرون“Onlar, … kızdıkları zaman da

kusurları bağışlarlar.” (Şura 37)

Page 35: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, SABIRLIDIRLAR

ك فاصبر ولرب“Rabbinin rızasına ermek için sabret”

(Müddessir 7)

كم بشىء من الخوف والجوع ونقص من ولنبلونين ر الصاب مرات وبش ذ�االموال واالنفس والث

“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!)

Sabredenleri müjdele.” (Bakara 155, bakınız Ali İmran 200)

ة يها تحي ذ�اولئك يجزون الغرفة بما صبروا ويلقون وسالما

«İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.»

(Furkan 75)

Page 36: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, GÜNAHTA BİLE BİLE ISRAR ETMEZLER

پاتكم ان تجتنبوا كبائر ما تنهون عنه نكفر عنكم سييما ذ�وندخلكم مدخال ك

“Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.”

(Nisa 31)

ين اذا فعلوا فاحشة او ظلموا انفسهم ذكروا ذ�والالله فاستغفروا لذنوبهم ومن يغفر الذنوب اال الله

وا على ما فعلوا وهم يعلمون ولم يصر“Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında,

ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki!

Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.”

(Ali İmran 135)

Page 37: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, TÖVBEKARDIRLAR

ذ�فمن تاب من بعد ظلم واصلح فان الله يتوب عليه يم ذ�ان الله غفور ر

“Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok

bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Maide 39)

كم ه المؤمنون لعل يعا اي ذ�وتوبوا الى الله جتفلحون

“…Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Nûr 31)

ين  ين ويحب المتطه وا ذ�ان الله يحب الت ذ�“Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.”

(Bakara 222)

Page 38: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, KIYAMET GÜNÜNDEN KORKARLAR

يهم تجارة وال بيع عن ذكر ذ�رجال ال تلكوة يتاء الز ذ�الله واقام الصلوة ويه القلوب ب ذ�يخافون يوما تتقل

واالبصار“Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin

kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu

bir günden korkarlar.” (Nur 37)

Page 39: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, BİR GÜN HESABA ÇEKİLECEĞİNİ BİLİRى والد عن ولد كم واخشوا يوما ال يج قوا رب اس ات ها الن ذ�يا اي ذ�

ذ�وال مولود هو جاز عن والد شيپا ان وعد الله حق فال كم بالله الغرور ن كم الحيوة الدنيا وال يغر ن تغر

"Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evladın babası namına bir şey ödeyemeyeceği günden (kıyamet

gününden) çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah'ın affına güvendirerek

sizi yanıltmasın." (Lokman, 33)

اس اشتاتا ليروا اعمالهم ﴾ فمن ٦﴿يومئذ يصدر النة خيرا يره ﴾ ومن يعمل مثقال ٧﴿يعمل مثقال ذر

ا يره ة شر ٨﴿ذر ﴾“O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri

dönüp gelirler. Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.”

(Zilzal, 99/6-8)

Page 40: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

BOŞ VE FAYDASIZ İŞLERDEN

UZAK DURURLAR

Page 41: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده، والمؤمن من أمنه الناس على دمائهم

وأموالهم"Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve

dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü'min de, halkın, can ve mallarını kendisine

karşı emniyette bildikleri kimsedir." (Tirmizî, İman 12, (2629); Nesâî, İman 8, (8, 104, 105))

Page 42: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALAY ETMEZLER

ين امنوا ال يسخر قوم من قوم ها ال ذ�يا ايعسى ان يكونوا خيرا منهم وال نساء من

نساء عسى ان يكن خيرا منهن“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.

Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler...”

(HUCURÂT suresi 11. ayet)

Page 43: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ARKADAN KONUŞMAZ VE GIYBET ETMEZLER يرا من الظن ان بعض ين امنوا اجتنبوا ك ها ال ذ�يا اي ذ�

سوا وال يغتب بعضكم بعضا ايحب الظن اثم وال تجسقوا الله يه ميتا فكرهتموه وات يمذ�احدكم ان ياكل لحم ا ذ�ان الله تواب ر

“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın.

Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O

halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”

(Hucurât 12.)

Page 44: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İSRAF ETMEZLER

ذين إذا أنفقوا لم يسرفوا ولم يقتروا والوكان بين ذلك قواما.

“(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.”

( Furkan, 67)

Page 45: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, HARAM VE HELALE DİKKAT EDERLER

با واشكروا نعمت الله فكلوا مما رزقكم الله حالال طياه تعبدون ان كنتم اي

“Artık, Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yeyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah'a ibadet

ediyorsanız, onun nimetine şükredin.” (Nahl 114.)

Page 46: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İFFETLİDİRLER, GÖZLERİNİ HARAMDAN KORURLARين هم لفروجهم حافظون ذ�وال

"Ve onlar ki, iffetlerini korurlar." (Müminun 5, Mearic 29)

ين يغضوا من ابصارهم ويحفظوا فروجهم ذلك ازكى لهم ذ�قل للمؤمير بما يصنعون ذ�ان الله خ

وقل للمؤمنات يغضضن من ابصارهن ويحفظن …فروجهن

“(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir

davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve

iffetlerini esirgesinler… ” (Nur 30-31)

Page 47: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ZİNA ETMEZLER

يال ه كان فاحشة وساء س نى ان ذ�وال تقربوا الز“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur”

(İsra 32)

ى فاجلدوا كل واحد منهما مائة جلدة وال ا انية والز ذ�الزين الله ان كنتم تؤمنون بالله واليوم ى ذتاخذكم بهما رافة ذ�

ين ذ�االخر وليشهد عذابهما طائفة من المؤم“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun;

Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da

onlara uygulanan cezaya şahit olsun . ”(Nur 2)

Page 48: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, KİMSENİN HAKKINI YEMEZLERيزان بالقسط وال ذ�ويا قوم اوفوا المكيال والاس اشياءهم وال تعثوا فى االرض تبخسوا الن

ين ذمفس"Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın;

insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın."

(Hud 85)

“Bir kısım insan vardır ki, Allah'ın mülkünden haksız bir surette mal elde etmeye girişirler.

Halbuki bu, kıyamet günü onlara bir ateştir." (Buhâri, Hums 7; Tirmizi, Zühd 41, (2375.)

فاستقم كما أمرت ومن تاب معك وال تطغوا ه بما تعملون بصير إن

“Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar.

Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür”.

(Hud, 11/112)

Page 49: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, YALAN KONUŞMAZ VE YALAN ŞAHİTLİK YAPMAZLAR غو وا بالل ور واذا مر ين ال يشهدون الز ذ�وال

وا كراما مر“(O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. ”

(Furkan 72)

،... وإن الكذب يهدي إلى الفجور وإن الفجور يهدي ه ى يكتب عند الل جل ليكذب حت ار ، وإن الر إلى الن

كذابا“…Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı

(kezzâb) diye yazılır.” (Buhâri, Edeb, 69)

Page 50: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ANNE VE BABALARINA KARŞI GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRİRLER

اه وبالوالدين احسانا اما ك اال تعبدوا اال اي وقضى ربيبلغن عندك الكبر احدهما او كالهما فال تقل لهما

يما ذ�اف وال تنهرهما وقل لهما قوال ك“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz

söyle” (İsra 23)

Page 51: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ŞÜPHELİ ŞEYLERDEN UZAK DURURن، وبينهما أمور مشتبهات ال ن وإن الحرام بي إن الحالل بيبهات استبرأ لدينه قى الش اس، فمن ات يعلمهن كثير من الناعي بهات وقع في الحرام، كالر وعرضه، ومن وقع في الشيرعى حول الحمى، يوشك أن يقع فيه. أال وإن لكل ملك

.حمى، وإن حمى الله محارمه“Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de

apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu

durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş

olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her hükümdarın bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da

haramlarıdır...“ (Buhârî, İman 45, Büyû’ 5; Müslim, Müsâkat 107-108; İbn Mâce, Fiten 14,)

Page 52: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, TEMİZDİR

ين ين ويحب المتطه وا ذ�ان الله يحب الت ذ�“Şüphesiz Allah, Tövbe edenleri ve temizlenenleri sever ”

(Bakara 222)

الطهور شطر اإليمان “ Temizlik imanın yarısıdır”

Page 53: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’IN AZABINDAN KORKARLAR يرا من الجن ث�ولقد ذرانا لجهنم كواالنس لهم قلوب ال يفقهون بها

ولهم اعين ال يبصرون بها ولهم اذان ال يسمعون بها اولئك كاالنعام بل هم

اضل اولئك هم الغافلون

“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar

gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. ”

(Mearic 27-28)

Page 54: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’IN AZABINDAN KORKARLAR ين هم من عذاب ربهم ث�والمشفقون ان عذاب ربهم غير

مامون“Rablerinin azabından korkanlar, ki Rablerinin

azabı(na karşı) emin olunamaz.” (Mearic 27-28)

ويرجون رحمته ويخافون عذابه ان عذاب ربك كان محذورا

“O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir

azaptır.” (İsra 57)

Page 55: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, ALLAH’IN AZABINDAN KORKARLAR

Page 56: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, HAYAT GAYELERİ ALLAH İÇİN YAŞAMAKTIR

وما خلقت الجن واالنس اال ليعبدون“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk

etsinler diye yarattım.” (Zariyat 56)

ى ى ومحيای ومما ى ونس ذ�قل ان صال ذ� ذ�ين ذ�لله رب العال

“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir ”.

(Enam 162)

Page 57: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, İHSAN ŞUURUYLA HAREKET EDER

ك تراه فان لم ا الحسان ان تعبد الله كانه يراك تكن تراه فان

"İhsan, Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni

mutlaka görüyor" (Buhârî, Îman, 37)

Page 58: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, KENDİLERİNİ TEHLİKEYE ATMAZLAR

هلكة وانفقوا فى سبيل الله وال تلقوا بايديكم الى التواحسنوا ان الله يحب المحسنين

“Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.

Yaptığınızı güzel yapın; Allah güzel yapanları sever”.

(Bakara 195)

Page 59: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

MÜ’MİNLER, HESABA ÇEKİLECEĞİNİ UNUTMAZ

يم ذ�ثم لتسپلن يومئذ عن الن “Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız)

nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.”

(Tekasür 8)

Page 60: İ dris YAVUZYİĞİT Müftü

ÖZETLE OLGUN MÜMİNİN ÖZELLİKLERİ

Namazı huşu ile kılmak ve Muhafaza Etmek Allah yolunda infak etmek Sabırlı olmak Hilim sahibi olmak Öfkeye hakim olmak Ahde vefa göstermek Affedici olmak Güvenilir olmak Faydasız işlerden, boş sözlerden uzak durmak Merhametli olmak Emr i bi’l-Ma’ruf, Nehy-i Ani’-l Münker yapmak Günahlarda ısrar etmemek İffetini Korumak