ibn teymiyye - takva risalesi

Upload: utkemail

Post on 20-Jul-2015

157 views

Category:

Documents


4 download

TRANSCRIPT

Takva Risalesieviren: Kollektif TEVHD YAYINLARI TAKVA.. 2 GR. 2 Yusuf B. Esbat Ve Daha Bakalar Da yle Der: 4 bn- Abbas (r.a.) Da yle Der: 4 Rza, Sabr Ve Tevekkl 6 Allah Sbhanehu Buyurur Ki: 7 "Musibet Sahibi Sevabdan Mahrum Olandr". 18 Allah Sevgisi 19 Sevginin Hakikati 24 Kalp Hastalklar Ve Tedavisi 35 Kalp Hastal 35 yle Buyurur: 40 Hased. 42 lahi Ak. 48 Kalp Hastalklar Ve ifas 51

TAKVA GR Hamd yalnz Allah'a mahsustur. Saiat ve selam, kendisinden sonra bir daha peygamber gelmeyecek olan Rasulullah'a (s.a.v.) olsun. Btn hamd sena Allah iindir. O'ndan yardm isteriz ve O'ndan mafiret dileriz. Nefislerimizden gelecek serlerden ve ileyeceimiz kt amellerden Allah'a snrz. Allah'n hidayete erdirdiini, hi kimse ayrp da dalalete sevkedemez. Yine, dalalete sevkettiini de hi kimse ekip hidayete getiremez. ehadet ederiz ki, Allah'tan baka bir ilah yoktur. O, tekdir ve bir orta yoktur. Yine ehadet ederiz ki, Muhammed (s.a.v.), O'nun kulu ve Rasul'dr. Allah (c.c.) O'na ve aline salat selam etsin. Bundan sonra, u gelecekteki arzedeceim aklamalar, kalpler hakkndaki amellerle ilgili bir takm ksa ve zl szlerden ibarettir. Bu kalp amellerine makamlar ve haller de denilir. Bu ameller imann znden ve dinin temellerinden saylrlar. Bunlar, mesela; Allah ve Rasul'ne muhabbet, Allah'a tevekkl, O'nun iin dini ihlas, kr; hkm ve takdirine sabr; O'ndan her halkarda korkar olmak, hir hususta O'ndan mid duygusu tamak ve benzeri gibi. Allah'n iman sahiplerine olan hakkm onlara vacip gren baz alimler, u saylan esaslar da kullara vacip kabul etmilerdir. Ne var ki, hepimiz onlara kar umursamaz ve ihmalkarz. Ben derim ki: u amellerin hepsi, din byklerinin imamlarn ittifakyla, dinin asllaryla emredilmi btn insanlara (m'minlere) vacipdir. nsanlar ise bu amellerde-beden-le ilgili amellerde de olduu gibi- " derece" halinde bulunmaktadrlar: 1- Nefsine zulm ve hakszlk eden, 2- Mu'tedil hareket eden (muktesid), 3- Hayrlara koan (sabikun bi'1-hayrat). 1- Nefsine zulm ve hakszlk eden: Emirleri terketmek ve yasaklar ilemek suretiyle Allah'a asi durumunda olan kimsedir. 2- Mu'tedil hareket eden: Vacip (farz emirler)i yerine getirip haramlar ilemeyenlerdir. 3- Hayrlara koan: Gcnn yettii vacip (farz emirler) ve mstehab (snnet gibi, dier nafileler gibi gzel) fiillere ynelen, haram ve mekruh (dince naho) fiilleri de terke-den kimsedir. Fakat bununla beraber, "mu'tedil hareket eden" ve "hayrlara koan" diye isimlendirilen bu iki zmrenin gnahlar, ya tevbe ile yok edilir. Nitekim, ayet-i kerime'de "phesiz ki, Allah iledikleri ktlklere ok tevbe edenleri ve onlardan iyice temizlenenleri sever" (Bakara: 2/222) Ya o gnah mahvedici bir takm iyilik (hasenat) ile yok edilir; ya keffaret saylacak baz musibetlerle, ya da bunlara benzer eylerle yok edilir. Bu iki zmre yani, mu'tedil hareket edenlerle hayrlara koanlar, Allah'n Kitab'nda u tarzda zikrettii evliyadandrlar: "Haberiniz olsun ki, Allah dostlarna hibir korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir de" (Yunus: 10/62) Bu duruma gre, "Evliya"nn tarifi yaplacak olursa: M'min ve muttaki kimseler demek olmaktadr. Fakat onlar da u iki ksma ayrlr: 1- Avam ksm: Bunlar, mu'tedil hareket eden kimselerdir. 2- Havas ksm: Bunlar da hayra koanlardr. Ancak, hayra koanlar (sabikun), evvelkilerden daha stn dereceye sahipdirler. Bunlar, mesela: Peygamberler ve Sddklar gibi zatlardr. Rasulullah (s.a.v.), bu iki ksm, Buhari'nin "Sah'inde, Ebu Hreyre'den (r.a.) rivayet ettii u (kudsi) hadis'in-de zikretmektedir: "Allah azze ve celle buyuruyor ki: Benim bir veli kuluma dman olan Bana sava am demektir. Kulum kendisine farz kldm ibadetlerin edasndan daha stn bir eyle Bana

yaklaamaz. Kulum nafile ibadetlerle bana yaklamaya devam ettii takdirde ben onu severim; sevdim mi de, onun iiten kula olurum, gren gz olurum, tutan eli ve yryen aya olurum; benimle iitir, benimle grr, benimle tutar ve benimle yrr; benden isteyecek olursa, ona mutlaka veririm, bana snacak olursa onu mutlaka sndrrm. M'min kulumun ruhunu kabzetmekte gsterdiim tereddt kadar, mutlaka yapacak olduum hi bir eyde terddt gstermedim; nk o, lmn iddetinden dolay lmek istemiyor, ben de ona ktlk (lm annda eziyet) etmek istemiyorum, ama gene de o lm ona zaruri olur" man sahibinden nefsine zulm ve hakszlk edene gelince: Ona fisku fcuru derecesinde zdd da mevcut olur... Zira bir ahsda mkafat gerektiren iyilikler (hasenat) ile, cezay gerektiren ktlkler (seyyiat) bazan birleebilir. Bylece onun mkafat ve ceza grmesi mmkn olur. Bu gr Rasulullah'n (s.a.v.) btn ashabnn, slam bykleri ile ehl-i snnet ve cemaatin: Kalbinde zerre arlnca iman olan cehennemde ebedi kalmaz, diyenlerin kabul ettikleri grtr. Ebedi kalr, diyenler ise: Hariciler ile Mu'tezile'dir: Cehenneme giren Kble ehli bir kimse oradan bir daha kmaz. Byk gnahlar (kebair) hususunda, cehenneme giriten evvel ve sonra, ne Rasulullah'n (s.a.v.) ve ne de bir bakasnn efaati olamaz; (bunlara gre) bir ahsda mkafat ve ceza (sevap ve gnah) ile iyilikler ve ktlkler birleemez. Hatta, mkafat gren ceza grmez; ceza gren de mkafat grmez. Bu meseleye ilikin Kitap, Snnet ve mmet'in selefinin icmandan oka deliller vardr, fakat yeri buras deildir. Onlar kendi konularnda genie anlattk. Bu hususla alakal olarak bir ok mes'ele kurulur. Bundan dolay, kendisinde gerek iman bulunan kimsede iman derecesinde bu amellerden olmas lazmdr. Her ne kadar kendisinde, Buhari'nin "SahirTinde mer b. Hattab'tan (r.a.) rivayet ettii u hadis'deki gibi bir takm gnahlar olsa da: "Kendisine Hmar (merkeb) ad verilen bir adam var idi, Rasulullah' (s.a.v.) bazen gldrrd. Adam iki de ierdi ve Rasulullah (s.a.v.) kendisine dinen, tekdir edilen sopa cezas tatbik ederdi. Bir keresinde yine huzura getirildiinde, bir adam onun iin: Allah ona la'net etsin, ne de ok Rasulullah'a (s.a.v.) (ceza iin) getiriliyor! Dedi. Bunun zerine Rasulullah (s.a.v.) o adama u cevab verdi: "Ona lanette bulunma, nk o kesinlikle Allah ve Rasul'n sevmektedir" Bu hadise anlatmaktadr ki, iki ierek ya da baka bir eyle gnahkar olan bir kimse, bazan Allah ve Rasul'n sevebilmektedir. Allah ve Rasul sevgisi ise, iman kulplarnn en salamdr. Nitekim abid ve zahid olan bir kimse de kalbinde mevcut bir bid'at ve nifakdan dolay Allah ve Rasu-l katmda-bu esasa gre- bazan sevilmeyen biri olur. Yine mesela, "Shah"da ve daha baka hadis kitaplarnda yaygn bulunan, Emir'l-m'minin Ali b. Ebu Talib (r.a.) ile Ebu Said elHudri (r.a.) ve bakalarnn Rasulullah'tan (s.a.v.) naklettikleri u hadis de bu hususa delil tekil eder: Rasulullah (s.a.v.) Haricileri zikrederek buyurur ki: "Sizden biriniz kendi orucunu onlarn, orular yannda, kendi kraatini (Kur'an okuyuunu) da onlarn kraatleri yannda hakir ve hafif grr. Onlar Kur'an okurlar, ama Kur'an grtlaklarndan teye gemez. slam'dan, ok'un yaydan kt gibi karlar. Onlara nerede rastlarsanz ldrnz. nk onlar ldrme hususunda ldren iin Allah katnda ecir vardr. Ben onlara yetiirsem, Ad kavminin katli gibi onlar katlederim" Rasulullah'n (s.a.v.) ashab Emir'l-m'minin Ali b. Ebu Talib ile beraber, Rasulullah'n (s.a.v.) emri zerine onlarla mukatele etmilerdir. Zira Rasulullah (s.a.v.) yle buyurmutu: "Mslmanlarn ayrla dt srada Harici slam'dan kar. Onlar iki taifeden Hakka en yakn olan ldrr" Bundan dolay, Sfyan-i Sevri ve daha baka slam bykleri (imamlar) yle demilerdir: "Bid'at blis'e, ma'siyetten daha sevimlidir. nk bid'atn tevbesi olmaz, ma'siyetin ise tevbesi olur. Bid'at'n tevbesi olmaz sznn manas udur: Allah azze ve celle ile Rasul'nn vaz'etmedikleri bir din edinen bid'at ehline kt ameli ssl gsterilir, onu gzel olarak grmeye balar. Kt olan o amelini byle gzel devam ettii mddete de tevbe etmi olmaz.

Zira tevbenin evveli, iledii fiilin tevbe edecei kt fiil olduunu bilmesi yahut tevbe edecek ve onu yapacak vacib ya da mstehab mahiyyetindeki emredilen gzel bir ameli terkettiini bmesidir. Fakat o, gerekte kt olan bir fiilini gzel grmee devam ettii mddete, tevbe etmi olmaz. Ancak bid'at sahibinin tevbesi, hakkn ortaya kmas iin, Allah hidayete ve doruya sevketmesi suretiyle, mmkn ve gerek olan bir hususdur. Nitekim, Allah Sbhane-hu ve Teala kafirlerden, mnafklardan, bid'at ve dalalet sahibi gruplardan hidayete sevkettiini etmitir. Bu durum ise ancak, bildii hakka tabi olmakla gerekleir. Zira: "Bdiiyle amel edene Allah bimediini de retir" Nitekim Allah Teala da yle buyurur: "Doru yola bulanlarn ise Allah hidayetlerini artrm ve onlara takvalarn (Allah'tan sayg ile korkup fenalklardan skanma vasflarn) vermitir" (Muhammed: 47/17) "Eer kendilerine yaplan d yerine getirselerdi, her halde haklarnda daha hayrl (imanlarnn) sebat etmesi bakmndan daha salam ve shhatli olurdu. Ve o zaman biz de, kendi katmzdan onlara byk bir mkafat verir ve kendilerini elbette doru bir yola eritirirdik" (Nisa: 4/66-68) "Ey iman edenler! Allah'tan korkup, saknn; O'nun peygamberine inann ki size rahmetinden iki pay versin; size, aydnlnda yryeceiniz bir nur salasn ve sizi balasn. Allah, ok balayan ve ok merhamet edendir" (Hadid: 57/28) "Allah, iman edenlerin dost ve yardmcsdr; onlar karanlklardan aydnla ulatrr ve doru bir yola koyar" (Maide: 5/16) Bu mes'eleyi isbat edecek deliller Kitap ve Snnet'te oktur. Keyfine gre hareket ederek, bildii hakka tabi olmaktan yz eviren kimse de aynen byledir; bu amelsizlii ona cehalet ve sapklk kazandrr, apak olan hak'ka kar kalp gzn kr eder. Nitekim Allah Teala bu mevzuda da yle buyurur: "Ne vakit ki, onlar (hak'tan batla) meyledip saptlar, Allah da onlarn kalplerini (hakk kabul etmekten uzak tutup) eik haie getirdi. Allah, hakkn snrlarn ineyip bozan topluluu doru yola karmaz" (Saf: 61/5) "Onlarn kalplerinde hastalk vardr, Allah da hastalklarn arttrmtr (Bakara: 2/10) "Eer kendilerine (arzulan dorultusunda) bir mucize gelirse, herhalde ona inanacaklarna dair olanca yeminleriyle yemin ederler. De ki: Mucizeler ancak Allah katndadr farknda deilsiniz, onlara mucize gelse yine de inanmazlar. Onlarn gnllerini ve gzlerini ilk nce inanmadklar gibi ters eviririz ve kendilerini azgnlklar iinde brakrz da bocalayp dururlar" (En'am: 6/109) Son ayet-i kerime'de geen, bilir misiniz? manasndaki (Vema y'irukum) kelimesi, olumsuzluk ve red manasn ifade eden bir soru cmelesidir. Yani; Farknda deilsiniz, bilmiyorsunuz; onlara mucize gelse yine de iman etmezler. Biz onlarn gnllerini ve gzlerini ilk nce inanmadklar gibi ters eviririz demektir. Ayn ayet-i kerime'de geen (enneha) kelimesi, "Elifini esre okuyanlara gre kesinlik ifade eder ki, o zaman yine manas; Onlara mucize gelse yine de kesinlikle iman etmezler, onlarn kalplerini ve gzlerini ilk nce inanmadklar gibi ters eviririz, demek olur. Bundan dolay Seleften Said b. Cbeyr gibileri yle demitir: yiliin (hasenenin) mkafat ondan sonra iyiliktir. Ktln (seyyienin) cezas da, yine ondan sonra ktlktr. Buhari ve Mslim (Sahihayn) de, bn-i Mes'ud (r.a.) yoluyla Rasulullah'm (s.a.v.) yle buyurduu rivayeti mevcuttur: "Doru olunuz. Zira doruluk birr'e (iyilie) sevke-der. yilik ise Cennet'e gtrr. Kii doru

olmaya ve doruluu aramaya devam ettii takdirde, Allah katnda, sddk olarak yazlr. Yalandan da saknnz. Zira yalan fcur'a sevkeder. Fcur ise, Cehennem'e gtrr. Kii yalanc olmaya ve yalan aramaya devam ettii takdirde, Allah katnda, yalanc olarak yazlr" Burada, Rasulullah (s.a.v.) haber vermi oluyur ki; doruluk, iyilii (birri) gerektiren bir asldr. Yalan ise, fcur'u gerektiren bir vesiledir. Bu konu ile ilgili olarak Allah Teala yle buyurmutur: "yiler mutlaka nimet iindedirler. Ktler de mutlaka Cehennem'dedirier" (nfitar: 82/13-14) Bundan dolay baz. eyhler mridlerine tevbeyi emrettiklerinde, onlara nefret hissi vermemek ve kalplerini datmamak gayesiyle, doruluu (sdk) tavsiye ederdi. Onun iin din eyh ve imamlarnn byklerin szlerinde sdk ve ih-las kelimeleri ok geer. Hatta yle derler: Doru olmayana syle, bana tabi olmasn! Ve yine derler ki: Sdk, Allah'n yeryznde klcdr, neyin zerine konsa onu keser. Yusuf B. Esbat Ve Daha Bakalar Da yle Der: Kul, Allah'a ancak O'nun iin yapt iyilikle sdk sahibi olabilir. Anlatmak istediimiz mesele ile alakal bu gibi misaller daha oktur. Sdk (doruluk) ve hlasn (samimiyet) her ikisi de hakikatte, iman ve slam' gerekletirip salamlatrmak, manasmdadr. Zira slam'a girdiklerini aklayanlar iki ksma ayrlrlar: M'min ve mnafk... M'min ile mnafk'n arasm ayran ey ise sdk (doruluk)drr. nk nifak'n zerine kurulduu temel, yalandr. Bundan dolay Allah imann hakikatmdan bahsettii zaman onu sdk ile anlatr. Nitekim, u yce kavlinde buyurur: "Bedeviler, "iman ettik" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, belki slam'a girdik (zahirden teslimiyyet gsterdik), deyin. man, henz kalplerinize girmedi. Eer Allah'a ve Rasul'ne itaat ederseniz, amellerinizden hibir ey eksiltmez. phesiz ki Allah, ok balayan ve ok merhamet edendir. M'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Rasul'ne iman etmiler, sonra da (imanlarmda) pheye dmemiler ve mallaryla, canlaryla Allah yolunda cihad etmilerdir. te onlar dorulardr" (Hucurat: 49/14-15) Yine bir yce kavlinde de yle buyurur: "Ganimet mal bir de fakir muhacirleredir ki, onlar yurtlarndan ve mallarndan karldlar; (onlar sadece) Alah'n geni ltuf, bol ihsann ve honutluunu ar-zulamaktalar; Allah'a ve Rasul'ne canlaryla ve mallaryla yarm ederler. te imanlarnda sadk olanlar da bunlardr" (Har: 59/8) Bu yce kavliyle Allah azze ve celle, man da'vasmda sadk olan kimselerin, iman edip de imanlar pheyi takip etmemi ve Allah yolunda mallaryla canlaryla cihad etmi kimseler olduunu bildirmektedir. Bu mes'ele de hem nceki mmetlerden ve hem de Rasulullah'n (s.a.v.) mmetinden gelenlerden alnan bir szdr. Nitekim yce Allah yle buyurur: "Allah Peygamberlerden yle kesin sz almt: And olsun ki, size kitap ve hikmet verdim, sonra sizinle beraber bulunan doru kabul eden bir Peygamber gelince, mutlaka ona inananasnz ve ona muhakkak yardm edesiniz; bunu ikrar ettiniz mi, bunun zerine ahdi kabul ettiniz mi? demiti. Onlar da; 'krar ettik!' diye kesin sz vermilerdi. yie ise ahid olun, ben de sizinle beraber ahidlerdenim buyurmutu. (Al-i mran: 3/81) bn- Abbas (r.a.) Da yle Der: "Allah hibir peygamber gndermemitir ki, ondan u mi-sak (sz) almasn: Rasulullah (s.a.v.) peygamber olarak gnderildiinde kendileri hayatta olurlarsa ona mutlaka iman edeceklerine ve yardmda bulunacaklarna, ayrca her peygamber, mmetinden, Muhammed peygamber olarak gnderildiinde hayatta olurlarsa mutlaka O'na iman edip yardmda bulunacaklarna dair sz almlardr" Allah Teala bir ayetinde yle buyurur: "And olsun ki, Biz peygamberimizi ak belgelerle gnderdik ve insanlar adaletle i grsnler diye onlarla beraber Kitab' ve Mizan' indirdik. Demiri de indirdik; onda iddet ve sertlik ile, insanlar iin faydalar vardr. Bu da Allah'n kimin O'na ve Peygamberine gyabnda yardm ettiini bilip tesbit etmesi iindir. phesiz ki Allah ok gldr; ok stndr" (Hadid: 57/25) Allah azze ve celle bu ayet-i kerime'de; Adaletle i grlsn ve ayrca hem kendine hem de

Rasul'ne yardm edeni bilip tesbit etsin diye Kitab', Mizan' ve demir'i indirdiini bildirmektedir. Bundan dolaydr ki, dinin ayakta durmas ve nizam'i, doruya sevkeden Kitab'a yardm eden kl sayesinde olmaktadr. "Doru yolu gsterici ve yardmc olarak Rabbin yeter"(Furkan: 25/31) Burada Kitap ve demir'in indirili itibariyle mtereken sylenmesi, onlardan birinin dieri indirilmeden indirilmi olmasn menetmez. Zira, Kitap Allah Teala tarafndan indirilmitir. Nitekim O bu hususta yle buyurur: "Bu Kitab'n indirilii, o ok gl ok stn hikmet sahibi Allah tarafndandr" (Zmer: 39/1) "Elif Lam Ra. Bu Kitap'dr ki, ayetleri hikmet sahibi, her eyden haberi olan (Allah) tarafndan salamlatrlm, sonra da bir bir aklanmtr" (Hud: 11/1) "phesiz ki sen (ey Muhammed!) Kur'an- O yegane hikmet sahibi (her eyi bilenden alyorsun)" (Nemi: 27/6) Kitap byle: demir ise, iinde yaratld dalardan indirilmitir. Yine Allah Teala, u yce kavlinde, dini toplayc mahiyetteki birr sahibi, da'vasmda sadk (doru) kimseleri u ekilde anlatmtr: "Yzlerinizi dou ve bat ynne evirmeniz (hakiki iman yanstan) birr deildir. Ama (gerek) birr; Allah'a, ahiret gnne, meleklere, kitab'a ve peygamberlere inananlarn; mal ona olan sevgisiyle beraber yaknlarna, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara, dilenenlere, kle ve esirleri kurtarmaya harcayanlarn; namaz klar ve zekat verenlerin; andlap, anlatklar zaman verdikleri sz yerine getirenlerin; zorda, darda ve savan kztnda sabredenlerin bu durumlar ve imanlardr. te bunlardr doru olanlar ve bunlardr muttakiler" (Bakara: 2/177) Allah Teala mnafklar da mteaddid ayet-i kerimelerde yalanclkla tavsif etmitir. Bunlarla ilgili olarak da u yce szlerinde unlar buyurur: "Kalplerinde hastalk vardr. Allah da onlarn hastaln arttrmtr. Yalan sylemelerine karlk onlara elem verici bir azab vardr" (Bakara: 2/10) "Mnafklar sana geldikleri zaman derler ki: Biz muhakkak senin Allah'n Peygamberi olduuna ehadet ediyoruz. Allah senin kendi peygamberi olduunu elbette bilir ve Allah, mnafklarn herhalde yalanc olduklarna ehadet eder" (Mnafikun: 63/1) "Allah'a kar verdikleri sz yerine getirmedikleri, vaadlerini tutmadklar ve yalan syledikleri iin Allah da kendisine kavuacaklar gne kadar, yaptklarn kendi kalplerinde nifaka eviriverdi" (Tevbe: 9/77) Mnafklarn durumlarn anlatan buna benzer deliller Kur'an- Kerim'de daha oktur. Bilinmesi gerekir ki, sdk ve tasdik (doruluk ve dorulamak) hem szlerde ve hem de amellerde olur. Buna misal olarak Rasulullah'n (s.a.v.) bir sahih hadisindeki u szleri verilebilir: "nsanolunun zina nasibi, (ezeli ve lahi bir kalemle) yazlarak zaptedilmitir... phesiz kii, bundan kaamaz ve nasibine mutlaka yetiecektir. (Bu itibarla vcudun uzuvlarnn ayn ayr zina hisseleri vardr): Gzler zina eder, onlarn zinas bakmaktr. Kulaklar zina eder, onlarn zinas dinlemektir. Eller zina eder, onlarn zinas tutup skmaktr. Ayaklar zina eder, onlarn zinas yryp gezmektir. Kalp ise arzu edip itah bulur. Fere (tenasl uzvu) da onu ya dorular ya da yalanlar." nsanlar arasnda sylenen szlerde de buna misaller vardr. Mesela; Onlar dmana doru olarak, gerekten saldrdlar, derler. Buna da savaanlarn savaa olan istekleri sabit ve kesin olduu zaman sylerler. Yine: Falan sevgisinde sadktr, denir. Bu szleriyle de: O, isteinde, kasdnda ve dileinde sadktr; iinde sadktr; haberinde ve sznde sadktr, manalarn kastederler. Mnafk ise sadk m'minin aksinedir; o, verdii haberde yalancdr, yahut amelinde mrai kimse gibi yalancdr. Bununla alakal olarak Allah Teala yle buyurur:

"Mnafklar Allah'a kar dzenbazlkta bulunmak isterler; Allah onlarn dzen ve oyununu boa karp balarna geirir. Onlar namaza kalknca enerek kalkarlar, insanlara gsteri yaparlar; Allah' pek az anarlar" (Nisa: 4/142) hlas'a gelince; O, slam'n hakikatidir. nk "slam" bakasna deil sadece Allah'a teslim olmak, balanmaktr. Nitekim Allah Teala bu manada yle buyurur: "Allah, birbirleriyle geinemeyen birka ortak kiinin klesi olan bir adam ile, yalnz bir kiiye bal (kle) olan bir adam misal veriyor; bunlar bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Ama onlarn ou bilmezler" (Zmer: 39/29) Ailah'a teslim (bal) olmayan kimse, byklenmi demektir. Allah'a ve bakasna teslim olup balanan ise, O'na irk komu (mrik) demektir. Byklenme (kibr) ile irkin herbiri slam'a zd eylerdir, slam da yine kibr le irkten herbirine zd bir mefhumdur. slam, kelimesi hem geisiz lazm ve hem de geili (m-teaddi), olarak kullanlr. Nitekim, Allah Teala bu manada yle buyurur: "Ve hani Rabbi ona teslimiyette devam et deyince; o da 'alemlerin Rabbine teslim olup (boyun edim)'demiti" (Bakara: 2/112) Bu gibi misaller Kur'an'da oktur. Bundan dolay, slam'n esas "Allah'tan baka bir lah olmadna ehadet etmek" olmutur ki, bu ifade, sadece Allah'a ibadet etmeyi ve O'ndan bakasna ibadeti terketme-yi, iine almaktadr. Bu da Allah'n gerek nceki mmetlerden ve gerekse sonrakilerden (Muhammed mmetinden), din olarak ondan bakasn kabul etmedii, umumi manada olan "slarrtdr. Nitekim, yine Allah Teala bu hususla alakal olarak yle buyurur: "Kim slam'dan baka bir din arzulayp ararsa, ondan asla kabul edilmeyecektir. Ahirette de o, zarara urayanlardandr" (Al-i mran: 3/85) "Allah, kendinden baka lah olmadna ahitlik etti. (O), azizdir, hakimdir. Allah katnda Din slam'dr..." (Al-i mran: 3/18-19) Buraya kadar anlattklarmz ifade etmektedir ki, hakikatte Din'in asl, ilim ve amellerle ilgili batini bir takm mes'delerdir. Zahiri ameller, batini ameller olmadan pek fayda salamaz. Nitekim, Rasulullah (s.a.v.), mam Ah-med'in "Msned"inde Enes'den (r.a.) rivayet edilen bir hadis'inde yle buyurur: "slam alenidir, iman ise kalpdedir. (Kalpte tealluke-der). Takva burada, takva burada!" Eli ile gsn-kalbini gsterdi. Bundan dolay Rasulullah (s.a.v.), Buhar ile Mslim'in ittifak edip Nu'man b. Beir yoluyla rivayet ettikleri bir hadis'inde yle buyurmutur: "Helal bellidir, haram da bellidir; ancak aralarnda pheli eyler vardr ki, insanlarn ou onlar bilemez. Kim pheli eylerden kanrsa hem rzn hem de dinini temize karm (korumu) olur. Kim de pheli eylere derse harama dm demektir. Tpk korunun veya yasak blgenin kenarnda srlerini otlatan ve neredeyse ieriye girecek durumda bulunan oban gibi. Dikkat edin! Her hkmdarn bir yasak blgesi vardr. Allah'n yeryzndeki korusu ve yasak blgesi ise haramlardr. Dikkat edin! Cesedde bir et paras vardr, eer o iyi ve salkl olursa, cesedin tm iyi ve salkl olur; eer o fena ve bozuk olursa, cesedin tm de fena ve bozuk olur, ite o, kalpdir!" Yine Rasulullah (s.a.v.), Ebu Hreyre'nin (r.a.) rivayet ettii bir hadisinde yle buyurur: "Kalp hkmdardr, uzuvlar ise onun askerleridir. Hkmdar iyi ve ho olursa, askerleri de iyi ve ho olur; hkmdar kt ve naho olursa, askerleri de kt ve naho olur"[1]

Rza, Sabr Ve Tevekkl Allah'a sevgi, ihlastftevekkl, O'ndan raz olmak gibi batini amellerin hepsi, havas ve avam her mii'min hakknda bir emirdir. Makam yksek de olsa, hibir m'minin onlar ter ketmesi caiz olmaz. zntye gelince: Onu, ne Allah ve ne de Rasul emretmemilerdir. Hatta, dini hususlarla alakal dahi olsa, Kur'an- Kerim'in bir ok ayetinde nehyedilmitir. Mesela yle bu-yurulur: "Gevemeyin, hzn duymayn, eer inanyorsanz, muhakkak stnsnzdr (Al-i mran: 3/139) "Onlarn (inkarda inad etmelerine) hznlenme; kurduklar hile ve tuzaktan dolay telalanp skntda kalma" (Nahl: 16/127) "... O, arkadana, "hzn duyma, Allah bizimle beraberdir" demiti" (Tevbe: 9/40) "Elinizden kana tasalanmamanz ve size verdiine fazla sevinmemeniz iin" Bu rnekler oaltlabilir. zntnn emredilmemesinin sebebi, bir fayda salamad gibi hi bir zarar da gidermedii iindir. zntnn hi bir faydas yoktur. Faydas olmayan bir eyi de Allah Teala emretmez. Evet, zlen kimse, musibetlere zlen gibi, zntsne bir haram eklemedii mddete gnahkar olmaz. Nitekim, Rasulullah (s.a.v.) yle buyurmutur: "Allah Teala ne gz ya, ne de kalp zntsnden dolay muaheze (muhasebe) etmez. Lakin, undan dolay muaheze eder veya acmada bulunur" 'Rasulullah (s.a.v.) bunu sylerken dilini iaret etmekteydi'. Yine yle buyurur: "Gz yaarr, kalp zlr; biz ise, ancak Rab azze ve cellenin raz olaca eyi syleriz" Allah Teala, bu ayet-i kerime'de bu manada yle buyurur: "... Vah Yusuf'a! diyerek zld. Ve zntnden gzlerine ak indi" (Yusuf: 10/84) Bazan, sahibinin sevap grecei, vlecei eyler de zntyle beraber olabilir. Bu ise, znt bakmndan deil de iyilik ve sevab bakmndan gzel bir ey olur. Mesela: Dininde meydana gelen bir musibete, mslmanlann bana gelen umumi bir felakete zlen kimse gibi ki, byle kimse kalbindeki hayr sevgisinden, er nefretinden ve buna benzer eyden dolay sevaba nail olur. Fakat bunlara zlmek, sabr, cihad, bir faydann elde edilmesi ve bir zararn giderilmesiyle, alakal bir emrin terkine sebep olursa, yasaklanmtr. ayet byle bir durum yoksa, zlen kii muhasebe olunur, znt bakmndan olan gnah ise kaldrlr. Fakat znt, kalp zayflna, Allah ve Rasul'nn emirlerini yerine getirmeye engel olursa, bir baka bakmdan iyi olsa da, kt grlr. Allah sevgisi, O'na tevekkl, ihlas ve benzeri eylerin hepsi ise srf hayrdan ibarettir. Btn bunlar, her nebi, sddk, ehid ve salih zatlar hakknda gzel, iyi haller ve hasletlerdir. Kim bu makamlarn havas (sekin) zatlar iin deil de avam (halk) iin olduunu syleyecek olursa, ha-vass bu makamlardan karmakla hata etmi olur. nk hibir m'min bunlarn dnda kalmaz. Ancak kafir ve mnafklar harite kalr. Bazlar bu grte hata olduunu sylemilerse de bizim bu konumalarmz, o makamlar hakknda ksa bir aklamadan ibarettir. Buras bu konular genie anlatmann yeri deildir. Ancak, bu makamlarda insanlar Havas ve Avam diye ikiye ayrlrlar. Havas'n zel taraf vardr. Avam'n da genel taraf vardr. Bunlara rnek olarak, kar grte olanlarn u szleri verilebilir; derler ki: "Mtevekkil, nefsi, azk isteme durumunda korur. Havas kimse, nefsini korumaz. Mtevekkil, tevekkl ile herhangi bir eyi isteyebilir. Arif, her eye teferruatyla ahid olur, fakat ondan bir ey istemez" Bu hususta yle denir: Gerek tevekkl, dnya ileri hususundaki tevekklden daha geneldir. Mtevekkil, kalbinin, dininin iyi olmas, dilinin ve iradesinin korunmas hususunda Allah'a tevekklde bulunur. Bu da ona gre, en mhim mes'eledir. Bundan dolay, Rabbine her namazda u szyle yalvarta bulunur: "(Allah'm!) Yalnz sana ibadet eder ve ancak senden yardm dileriz" (Fatiha: 1/5)

Yine, yle buyurur: "Artk, O'na ibadet edin ve O'na gvenip dayann"(Hud: 11/123) Ben ancak, O'na dayanp gvenirim ve O'na ynelirim" (Hud: 11/88) "... De ki: O benim Rabbim'dir, O'ndan baka lah yoktur. Ancak O'na ynelip dayanrm, tevbem ve dnm de O'nadir" (Ra'd: 13/30) Allah azze ve celle Kur'an'in bir ok yerinde ibadetle tevekkl bir araya getirmitir. nk bu ikisi, dinin btnn olutumaktadr. Bundan dolay gemiteki byk zatlardan (seleften) biri unu sylemitir: Allah semavi kitaplarn btn ilmini Kur'an'da toplamtr. Kur'an'in ilmini mufassalda (Kur'an- kerim'in son yedide birinde, yani: Hucurat suresinden Nas suresine kadar olan surelerde toplamtr. Mufassaln ilmini, Fatiha'da toplamtr. Fatiha'nn ilmini de (yyake na'bd ve iyyake nestain) de toplamtr. Bu iki mbarek cmle (yyake na'bd ve iyyake nestain: Yalnz sana ibadet eder, ancak senden yardm isteriz), Rab ve abdi (kulu) kendinde toplayan cmlelerdir. Nitekim, "Mslim"in "sahih"inde Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettii Hadis-i erifde de Rasulullah (s.a.v.) ayn eyi buyurmutur: Allah Sbhanehu Buyurur Ki: "Namaz (Fatiha'y) Benimle kulum arasnda ikiye bldm. Yars, Benim iindir, yars da kulum iindir. Kulum iin istedii vardr (verilecektir)" Rasulullah (s.a.v.) buyurur: "Kul: Elhamd lillahi Rabbi'l-alemin: Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur, der. Allah azze ve celle: Kulum beni vd (hamdetti), buyurur. Kul: Er-Rah-man er-Rahim, (O) Rahman ve rahimdir, der, Allah: Kulum bana senada bulundu (vd), buyurur. Kul: Maliki yevmiddin: (O) ceza gnnn yegane sahibidir, der. Allah: Kulum beni ta'zimde bulundu, buyurur. Kul: Yalnz sana ibadet eder, ancak senden yardm dileriz, der. Allah: te, u ayet, benimle kulum arasnda ikiye ayrlmtr ve kulum iin istedii verilecektir, buyurur. Kul: hdinassratal mstakim, sratallezine en'amte aleyhim, ayri'l-madubi aleyhim veladdallin: Bizi doru yola ilet, ni'metne erdirdiin kimselerin yoluna, kendilerine gazab edilmi olanlarn ve sapmlarn yoluna deil (ya Rabbi!), der. Allah: Bunlar kulum iindir ve kuluma istedii verilecektir" Geen ayet-i kerime'deki ilk yarda yer alan sena ve hayr, Rab azze ve celle iindir. Dier yarda yer alan dua ve istek ise, kulundur. Bu iki cmle Rabba ait olanla, kula ait olan toplamaktadr. "Iyyake na'bd" Rab azze ve celle iindir, "Ve iyyake nes-tain" kul iindir" Buhari ve Mslim'in "sahih"lerinde, Muaz b. Cebel (r.a.) yle rivayet etmektedir: Bir merkeb zerinde Rasulullah'n (s.a.v.) terkisinde bulunuyordum, buyurdu ki: "Ey Muaz, biliyor musun, Allah'n kullar zerindeki hakk nedir?" Ben: "Allah ve Rasul daha iyi bilir dedim. Bunun zerine: "Allah'n kullar zerindeki hakk: komamalardir" Yine buyurdu: O'na ibadet etmeleri ve hi bir eyi O'na ortak

"Bunlar yerine getirdiklerinde, kullarn Allah zerindeki haklar nedir, bilir misin?" "Allah ve Rasul daha iyi bilir, dedim. Bunun zerine de yle buyurdu: "Kullarn Allah zerinde haklan: Allah'n, kendilerine azab etmemesidir" badet ise, Allah'n kullar bilhassa onun iin yaratt bir gayedir ki, bu da Allah'n bir emri, sevgisi ve honutluu bakmndan olmutur. Nitekim, Allah Teala bu hususta yle buyurur: "Ben, cinleri ve insanlar ancak Bana ibadet etsinler, diye yarttm" (Zariyat: 51/56) Allah Peygamberleri bu gayeyle gndermi, Kitaplar da bu gayeyle inzal buyurmutur. badet, Allah azze ve celleye en mkemmel ve nihai sevgiyi, en byk ve nihai itaati kendinde toplayan bir kavramdr. taatten uzak bir sevgi ile sevgiden uzak bir itaat ibadet olamaz. badet, bu her iki hususu ifade ve ihtiva eden bir kelimedir. Bundan doluy ibadet, ancak Allah iin yarar. Her ne kadar o ibadetin faydas kul iin olsa da. Zira Allah, btn alemlerden zengindir, hi bir varla ihtiyac yoktur. Ancak, Allah'n ibadeti kullarna emretmesi, onu arzulamas ve ondan honut olmas bakmndan gereklidir.Bu se-bebledir ki, Allah, zerinde

yiyip iecei bulunan devesini korkun ve ssz sahrada kaybedip de uyuyaca zaman ondan midini kesen, uyannca bulan kulunun tevbesinden ok honud olur. Devesiyle bu ekilde bir hale ma'ruz kalp da yce zatna ynelerek tevbede bulunan kulundan gayet raz olur. Bu anlattmz, konu nemli hususlar ihtiva eden bir mes'eledir ki, onu bu konuyu baka bir yerde genie akladk. Kulun tevekkl etmesi ve yardm dilmesi (istiane) ibadetten meydana gelen bir gaye ve maksadna kendisiyle nail olduu bir vesile ve yoldur. stiane, (Yardm dileme) dua ve istemek demektir. Taberani "Dua" kitabnda RasuluIIah'm (s.a.v.) yle buyurduunu rivayet eder: Allah azze ve celle buyuruyor ki: "Ey Ademolu! Drt ey vardr ki, onun biri Benim, biri de senindir. Biri, Benimle senin aranda, biri de seninle halkm arasndadr. Benim iin olan: Bana ibadette bulunup hi bir eyi irk komamandr. Senin iin olan: En muhta bir zamannda sana mkafatn vereceim amelindir. Benimle senin aranda olan: Senin dua etmen, Benim de kabul etmemdir. Seninle halkm arasnda olan ise: Sana geldiklerinde insanlara sevdiin eyi vermendir" Bunun Allah iin, unun kul iin olmas, balangta sevgi ve honutlukla ilgili olmas itibariyledir. Zira kul, bata sever ve grdn ona uygun olarak arzu eder. Allah Teala ise, rzasndaki gaye ve maksad sever ve honut olur, bunlara tabi olarak da vesileyi sever. Yoksa, btn emredilen eylerin faydas kula aittir, hepsini Allah sever ve honut olur. Bundan dolay, tevekkln umumi makamlardan olduunu sanan kimse zannetmitir ki, tevekklle sadece dnyaya ait haz ve nasibler istenir. Bu ise, bir hatadr. Bilakis tevekkl, dini hususlarda daha fazla caridir. Yine tevekkl, yaplmas lzumlu olan eylerle istee bal gzel eylerin (vacib ve mstahabbn) ancak kendisiyle tamamlad dini esaslardandr. Bunda zhd yoluna gidip terk eden Allah'n emrettiini sevdiini ve honut olduunu terkeden kimse demektir. "Dini zhd" ise, ahiret hayatna faydas olmayan eye rabet etmeyerek terketmektir. Bu da, Allah'a itatte kendisine ihtiya olmayan fazla mubahlardr. Nitekim, "Dini vera" da, ahiret yurduna zararl olan eylerin terkedilmesidir ki, onlar da: Haramlarn ve terkedilmesi, ilenmesi daha stn olann terkini gerektirmeyen pheli eylerin braklmasdr. Mesela: Vacibler (ilenmesi lzumlu ve zaruri eler) gibi. Fakat, ahirete bizzat faydal olan ya da ona faydal olana yardm eden eylerde zhd (terk), dinden deildir. Hatta dinin sahibi bu hususu u ayetde zikretmitir: "Ey inananlar! Allah'n size helal kld temiz ve faydal eyleri haram klmayn; ar da gitmeyin. phesiz ki Allah ar gidenleri sevmez" (Maide: 5/87) Nitekim, fazladan mubah eylerle megul olmak, dini zhd'n zdddr. ayet, kul o fazladan mubah eylerle megul olurken, vacib bir eyi ilemekten geri kalrsa, ya da harama riayeti ihmal ederse, asi olur. Bu duruma dmese bile fazladan mubah eylerle megul olduundan dolay, derecesi mukarrebin derecesinden itidal yolu takib eden (muk-tesid)lerin derecesine indirilir. Yine; tevekkl, Allah'n sevdii, honut olduu ve daima emrettii bir esastr. Allah'n sevdii, honut olduu ve daima emrettii ey ise, mukarrebin hari, itidal zere olanlarn fiilinden olamaz. te bu izahlar zd grte olanlarn "Mtevekkil, nasib ve nazlarn ister" szlerine nc cevaptr. "ler tamamlanmtr", eklindeki szlerine gelince, bu: "Duaya ihtiya yoktur. nk istenen ey mukadder ise, dua edip de dilemee ihtiya yoktur. Mukadder deilse, duann faydas da olmaz" diyenlerin szlerine benzemektedir ki, bunlar dinen ve aklen en sakat szlerdendir. Yine yle diyenler olmutur: Tevekkl ve dua ne bir fayda salar, ne de bir zarar uzaklatrr. nk, o srf ibadettir.

phesiz tevekkln hakikati, ii Allah'a smarlama durumudur. Bu sz meayih zmresinden birinin de olsa, dpedz hatadr. "Dua, srf ibadettir" sz de ayn ekilde hatadr. Bu ve buna benzer szlerin hepsinin asl birdir; o da udur: Bu gibi kimseler zannetmektedirler ki, ilerin olmas, hkme balanm mukadder bir mes'eledir ve kuldan, meydana gelen mukadder sebepler zerinde durmas menedilmi-tir. Halbuki, bilmiyorlar ki, Allah sbhanehu ileri, kullarn fiillerine bal kld bir takm sebeblere gre takdir edip hkme balar. Bundan dolaydr ki, onlarn szlerinin itibardan uzak tutulmas, ilerin tamamen aslszln gerektirir. phesiz, Rasululiah'a (s.a.v.) bu mes'elenin asl defalarca sorulmu, onlara ait cevab buyurmutur. Buhari ve Mslim'in "Sahih"lerinde rivayet ettikleri bir hadiste, m-ran b. Husayn (r.a.) yle nakleder: Rasululiah'a (s.a.v.) soruldu: Ya Rasulallah! Cennet ehli, Cehennem ehlinden farkedi-lir mi? Rasulullah (s.a.v.): "Evet" Cevabn verdi. Hangi amelle? dendiinde: "Herkes ne iin yaratlmsa ona muvaffak klnr" Buyurdu. Yine, "Sahihayn'n rivayetinde AH b. Ebu Ta-lib (r.a.) yle nakleder: "Rasulullah'n (s.a.v.) da hazr olduu bir cenazede bulunmakta idik. Rasulullah (s.a.v.) bir ara oturdu. Elinde (yannda) bir denek vard. Denekle yere vurmaa baladi, sonra ban kaldrp yle buyurdu: "Her canl nefsin yeri cennet midir, yoksa cehennem midir? yazlmtr. Ancak o, ya aki (kt) ya da said (iyi) olarak yazlmtr" Ali (r.a.) der ki: Topluluktan biri yle sordu: "Ey Allah'n Nebisi! O halde, alma ve ameli brakarak yazlm kaderimizi bekliyemez miyiz. Kim saadet ehli ise, ilahi kaza onu mutlaka o saadete sevkeder. Kim de ekavet ehli (kt) ise, ilahi kaza onu mutlaka o ekavete sevkeder" Bunun zerine Rasulullah (s.a.v.) yle buyurdu: "alnz (amelde bulununuz); zira, herkes ne iin yaratlmsa ona muvaffak klnr. Saadet ehli saadete muvaffak klnr, ekavet ehli ise ekavete muvaffak klnr" Bundan sonra, Rasulullah (s.a.v.) u ayet-i kerimeleri okudu: "Kim (Allah iin) verir ve (ktlklerden) saknr, en gzel olan dorularsa, biz onu kolayna kolaylatrarak muvaffak klarz. Kim de cimrilik edip kendini (Allah'a) muhta saymaz ve en gzel olan yalanlarsa, onu da gle muvaffak klarz" (Leyi: 92/5-10) Bu hadisi Sahihlerde, Snen'lerde ve Msned'lerde bir ok kii rivayet etmitir. Tirmizi rivayet eder: Rasululiah'a (s.a.v.) soruldu: "Ey Allah'n Rasul kendisiyle tedavi olacamz baz deva, hastalklar okuyarak iyiletireceimiz bir takm dua, ve kendisiyle haramlardan saknacamz bir ksm takva halleri bildirsen, Allah'n kaderinden bir eyi reddeder mi? Rasulullah (s.a.v.) cevaben yle buyurdu: "Bu tedbirler de Allah'n kaderindendir" Buradaki mana Rasulullah'n (s.a.v.) bir ok hadislerinde gemektedir. Rasulullah (s.a.v.) bu hadis-i eriflerinde unu anlatmak istemektedir: Br kimsenin iyi ya da kt olduuna dair lahi ilim ve kitap (takdir) gemi ise, bu durum onun iyi amellerle iyi (said), kt amellerle de kt (aki) olmasna aykr olamaz. nk Allah sbhanehu her eyi olduu gibi bilir, ylece onu yazar. O bilir ki, iyi, iyi amellerle iyi olur; kt de, kt amellerle kt olur. Kim iyi ise, iyi olmay gerektirecek gzel amellere muvaffak klnr. Her iki kul da ne iin yaratlmsa, ona muvaffak klnr. Bu da ona, Allah sbhanehu'nun Kitab'ndaki u kavlinde zikrettii varlkla ilgili umumi iradesinden meydana gelen bir durum olur: "...Onlar durmadan ihtilaf etmekteler. Ancak Rabb'nin merhamet ettii kimseler mstesna. Zaten Rabbn insanlar bunun iin (bu duygu ve dncede) yaratmtr" (Yusuf: 12/118-119) nsanlarn yaratldklar ey ise, lahi sevgi ve honutluktur ki, o da, gereini yerine getirmekle

emrolunduklar dini iradedir (arzudur); o irade ise, Allah'n u kavlinde zikredilmitir. "Ben, cinleri ve insanlar ancak Bana ibadet etsinler diye yarattm" (Zariyat: 51/56) Allah sbhanehu, Kitab- Kerim'inde: Emir, irade, izin, Kitab, hkm, kaza, tahrim gibi kelimelerin her birinde, Allah'n sevgisinde, honutluuna ve dini emrine uygun dini husus ile, varlk hakkndaki iradesine uygun varolu hususunu aklamtr. Bunlardan dini emir ile ilgili olan ayetlerden misaller: "bhesiz ki Allah, adaleti, iyilii, yaknlardan (ihtiya sahiplerine) vermeyi emreder" (Nahl: 16/90) "bhesiz, Allah, emanetleri ehline vermenizi, emreder" (Nisa: 4/58) Ve daha buna benzer ayet-i kerimeler. Var olu ile ilgili ayetlerden misaller: "O, bir eyi (var klmay) dileyince, O'nun emri sadece "ol!" demesidir, o ey hemen oluverir" (Yasin: 36/82) "Bir memleketi ykp yok etmek istediimiz zaman, orann lks ve konfor iinde yaayan mark varlkllarna (peygamber ve kitab'a uyarak doru yolda yrmelerini) emrederiz; buna ramen onlar itaatsizlik edip yanl yolda yrmeye devam ederler; o takdirde o memleket zerine (azab ile ilgili) hkm hak olur ve artk oray ykp yerle bir ederiz" (sra: 17/16) Bu ayette, Allah'n yce kavil (sz-emir-hkm)lerinden biri tecelli etmitir. Dini irade hakkndaki ayetlerden misaller: "Allah size kolaylk ister, zorluk istemez" (Bakara: 2/185) Allah size (dini hkmleri ve hkmlerin bal bulunduu ahlaki lleri) aklamak, sizden ncekilerin yollarn (rnekleriyle sergileyip) gstermek ve tevbenizi kabul etmek ister. Allah bilendir ve hikmet sahibidir" (Nisa: 4/26) "Allah size sknt vermek istemez, ama sizi tertemiz yapmak ve kredesiniz diye zerinize ni'metini tamamlamak ister.." (Maide: 5/6) Varolu ile ilgili lahi irade hakkndaki ayetlerden misaller: "Allah dileseydi birbirlerini ldrmezlerdi. Ne var ki Allah dilediini yapar" (Bakara: 2/253) "Allah kimi doru yola eritirmeyi dilerse, onun kalbini slam'a aar. Kimi de saptrmak isterse, ge yk-selyormu gibi gsn daraltp sktrr. (En'am: 6/125) Ayet-i kerimede nakledilen Nuh'un (a.s.) u sz de bu manadadr: "Eer Allah sizi azdrp yok etmek istese, ben size t vermek istesem de dm size bir yarar salamaz.." (Hud: 11/34) "O, bir eyi (var klmay) dileyince, O'nun emri sadece "ol! demesidir" (Yasin: 36/82) Dini izin hakknda ayet-i kerimelerden misal: "Ne kadar hurma aac kestiniz veya kkleri zerine ne kadar ayakta braktmzsa, (bu) Allah'n izniyle gereklemitir ve Allah'n ilahi snr aan sapklar rsvay etmesi iindir" (Har: 59/5) Yine var olu'a misal: "Allah'n izni olmadka onlar bir kimseye zarar verici olamazlar" (Bakara: 2/102) Dini kaza (emir) ile ilgili ayetlerden misaller: "Rabbn ancak kendisine kulluk etmeni... emretmitir" (sra: 17/23) Varolula ilgili: "Ve sonra onlar iki gn (iki devir) de yedi gk eklinde yerine getirip oluturdu" (Fussilet: 41/12) Dini hkm hakknda ayet-i kerimeler:

"hraml iken -avlanmay helal saymaksizm- size davarlarn (eti) helal klnmtr. Ancak (aada) size okunacak olanlar mstesna. phesiz ki, Allah dilediine hkmeder" (Maide: 5/1) "Bu, Allah'n hkmdr ki, araznda hkmeder..." (Mmtehine: 60/10) Varolula ilgili, (Yusuf'un (a.s.) lisanndan): "Babam (Yakub) bana izin vermedike veya Allah lehimde hkmetmedikce -ki O hkmedenlerin en ha-yrhsdr- yerimden kat'iyyen ayrlmayacam" "(Peygamber) dedi ki: Ey Rabbim! Aramzda hak ile hkmet. Rahman olan Rabbi'mz, sizin vasfedegeldii-niz eylere kar yardm iseteniiendir" (Enbiya: 21/112) Tahrim (haram klma) hakkndaki ayet-i kerimelere misal: "l (hayvan), kan, domuz eti, Allah'dan bakas adna boazlanan; -yetierek boazlanan mstesna- boulmu, (bir cisimle) vurularak ldrlm, ykseke bir yerden yuvarlanp lm, sslerek lm, canavar tarafndan paralanarak lm hayvan; dikili talar (putlar) zerine boazlanan ve bir de fal oklar, kumar zarlaryla ksmet aramanz size haram klnmtr" (Maide: 5/3) "Analarnz, kzlarnz, kzkardeleriniz, halalarnz, teyzeleriniz, karde kzlar... size haram klnmtr" (Nisa: 4/23) Varolula ilgili tahrim (haram)'a misal:O kutsal yer onlara krk yl haram klnmtr. (l) yerinde akn perian dolap duracaklar.." (Maide: 5/26) "Onlarn mallarnda, dilenen ve yoksul iin bir hak vardr" (Zariyat: 51/19) Dini kelimelere misal: "Rabbi bir zaman brahim'i bir takm kelimelerle denemi, o da onlar tamamlamt...." (Bakara: 2/124) Varolula ilgili misal: "Rabbin srailoullarna olan gzel sz, sabretmelerine karlk tam manasyla gerekletirdi. (A'raf: 7/137) Rasulullah (s.a.v.), sahih hadis kitaplarnda, snen'ler-de ve Msned'lerde birok bakmdan mehur olmu sz de bu kabildendir. Rasulullah istiaze (snma-korunma) da bulunduu zaman yle derdi: "Euzu bikelimatillahittammati'lleti la ycavizhnne berrun vela facirun: Allah'n ne iyi ne de gnahkarn tesir edemeyecei tam kelimelerine snrm" Aktr ki, bu, Allah'n dileme ve varetme fiilinden hibir eyin hari olmad varolula alakal bir durumdur. Dini kelimelere gelince, gnahkar kimseler iledii ma'siyet ile onlara muhalefette bulunmutur. Burada Rasulullah (s.a.v.) unu aklamtr. nsanlar, gerek iyilik, gerekse ktlk bakmndan yaratldklar akbetlere, oraya gtrecek amellerle kolaylatrlrlar (muvaffak klnrlar). Dier yaratklar da byledir. Allah sbhane-hu, insan yavrusunu (ve dier canllar) rahimlerde, ana babann nikahda birlemeleriyle ve rahimde iki suyun bir araya gelmesiyle, cereyan eden takdire gre yaratr. ayet bir insan: Ben tevekkl ediyorum, zevcemle birlemem; zira, benim iin bir ocuk takdir olunmu ise var olur, takdir olunmam ise var olmaz, byle olunca cinsi temasa ihtiya yok, demi olsa, o, ahmaktr. Ancak, cinsi temasda bulunup da erlik suyunu azilde bulunan byle deildir. nk erlik suyunu azil (dar aktmak), Allah isterse, ocuun rahimde varlk kazanmasna mani olmaz. nk, erlik suyu bazan gayr-i ihtiyari kaar. Bu sebebledir ki, Buhar ve Mslim'in "sahih"lerinde, Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettii bir hadis-i erif'de yle buyurulmutur: "Ebu Said el-Hudri anlatyor: "Rasulullah (s.a.v.) ile beraber Beni Mstakil savana kmtk. Bu esnada baz arap kadnlar esir aldk. Bekarlk bize ok dokunduundan kadnlara ok itahlanmtk. Azil yapmay (erlik suyunu ieri aktmadan onlarla mnasebette bulunmay) arzulamtk. Bu hareketimizin doru

olup olmayacan Rasulullah'a (s.a.v.) sorduumuzda, yle buyurdu: "Bunu yapmanzda bir saknca yoktur. Azil yapmamanz vacip klnmtr. nk, Allah kyamete kadar, varla kavuacak her canly takdir etmitir" Mslim'in rivayetinde de Cabir (r.a.) yle nakleder: "Rasulullah'a (s.a.v.) bir adam gelerek: "Benim bir cariyem var, hizmetimizdir, hurmalarmz sular. Etrafnda dolayorum (mnasebet yapmakta ileri gitmiyorum) ve hamile olmasn istemiyorum (ne buyurursunuz?), diye sorduunda, Rasulullah (s.a.v.) yle buyurdu: "Arzu edersen, O'ndan azil yap (ieri aktmadan mnasebette bulun); zira, ona takdir edilen mutlaka gelecektir" Bununla beraber Allah sbhanehu, yaratma iini ana ve babasz olarak yapmaya da kadirdir. Nitekim, Adem'i (a.s.) sadece topraktan yaratmtr. Havva (a.s.) validemizi, onun ksa kaburga kemiinden yaratmtr. sa'y (a.s.) da sadece bir anadan (Meryem'den) yaratmtr. Lakin Allah azze ve cellenin bu ekildeki yaratmas, adet d bir takm sebeblerle cereyan etmitir. Byle iken, slam eriatn hareketsiz hale getirip terket-mi bir takm zndklar bu hakikati inkar yoluna saparlar. Bu durum, maalesef mes'elenin iinde olan birok me-ayihde dahi mevcuttur. Onlardan harhangi biri, Allah'n emrettikleriyle yasakladklarn iyice incelemeden, kaderi (ii) Allah'a havale ve tevekkl etmek, kaderin hakikatiyle beraber yrmek olarak kabul eder ve zanneder ki, "Kul, Allah huzurunda, ykayc nndeki l gibi olmaldr" diyenin bu sz, Allah'n emir ve nehiylerini tamamen terketme-yi; Allah'n emrettii, sevdii ve raz olduu eylerle yasaklad, sevmedii ve raz olmad eylerin arasn ayran Nur ve Furkan (eriat)n tesirinin zayflamasn kasdetmektedir. Bylece, o, Allah'n arasn ayrd eylerin arasn eit hale getirmi olur ki, bu mevzuda Allah yle buyurur: "Yoksa o ktlkleri ileyip duranlar; iman edip salih amellerde bulunanlar gibi mi yapacaz, hayatlarn, lmlerini bir mi tutacamz sanyorlar? Ne kt hkm veriyorlar!" (Casiye: 45/21) "Yoksa Biz, iman edip salih amellerde bulunanlar, yeryznde fesat karanlar gibi mi veya (Allah'dan) korkup (fitneden) saknanlar, yoldan km sapklar gibi mi tutacaz?" (Sad: 38/28) "Artk Biz, (Hakka) teslimiyyet gsterenleri, gnahkar sulular gibi mi tutarz? Ne oluyor size? Nasl hkmediyorsunuz?.. (Nur: 24/35-36) "De ki: Hi bitenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zmer: 39/9) "Grmeyenle gren bir deildir. Karanlklar ile aydnlk, glge ile scaklk da bir deildir. Dirilerle ller de bir deildir. phesiz Allah diledii kimselere iittirir. Sen ise, kabirlerde olanlara iittirecek deilsin" Ve bunlara benzer ayetler Allah'n bu konudaki hkmn aka ortaya koyar. Bunlar hatlarn, Kitap ve Snnet'in delalet ettii, ikisinin toplamndan meydana gelen lahi, dini bir hviyyeti haiz Peygamberi emirler ile; kafir ve mnafklarn ellerinde meydana gelen varlk dnyasna ait hallerin arasn ay-ramamaya kadar gtrrler. Her varln Allah'n kaderi, Rububiyeti, umumi iradesi ile olmas ve mlkne dahil bulunmas bakmndan onun genel durumunu grrler; Allah'n evliyas ile dmanlar, iyilerle ktler, m'minlerle kafirler, dini emirlerine itaat eden itaatkarlarla, o emirlere kar gelen isyankarlar arasn ayran eklini grmezler. Bu hususta da baz eyhlerden nakledilen zl bir takm konumalar (szleri) ya da bazlarnn hatal ifadelerini delil olarak getirirler... Bu mes'ele, lahi rzay isteme yoluna girmi tarikat ehli iin a'zami itinay gerektiren "Byk bir temel"dir. Zira onlar, bu yolda mrid olarak Allah'n rzasn, nurunu taleb etmektedirler. Bu kimseler yukarda anlatld gibi dndkleri takdirde, o temeli ihmal etmi olacandan kafirler, fasklar, asiler ve daha Allah'n ancak bildii bir takm yoldan kmlar zmresine girmi olur; bylece, yeryzne musallat olmu zalim ve zorba kimselerin zulm ve azgnlklarna yardmc olurlar. Yeryznde zorbalk ve fesadla megul olan kimselerin slam'a zararl hareketlerine kalpleriyle yardmc olurlar zannederler ki, bu hususta onlara uyan bir takm

halleri olursa, o sebeble, Allah'n veli kullarndan olurlar. -nk kalplere olan te'sir, bedenlere olan te'sirden daha byktr. Ancak, kalp iyi olursa, te'siri de iyi olur; ayet kalp kt olursa, te'siri kt olur. Haller ise, bazen Allah'a sevimli olur, bazen de sevimli olmaz. Fakihler, ksasn vacib (farz) olmas sebebiyle, bakasn batmen ldren kimseye de ksasn gereklilii zerinde sz sylemilerdir- Yine bu kimseler kalpleriyle ve batnlaryla, varolu hadisesine delil ararlar, bir te'sirle bir kimseye hariku'1-ade haller isnad ederler, bunu da Allah'tan bir keramet olarak kabul ederler. Bilmezler ki, o hakikatte bir ihanettir (horluk-tur). Keramet ise, istikameti gerektirir. Allah da kuluna sevdii ve honut olduu eyleri ihsan etmemitir. Allah az-ze ve cellenin sevdii ve honut olduu eyler de kendisine itaat, Rasul'ne ittiba, evliyasna dostluk, dmanlarna dmanlktr. Bunlar Allah'n evliya kullar olmaktadr ki, Allah onlar hakknda yle buyurmutur: "Haberiniz olsun ki, Allah dostlarna hibir korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir de" (Yunus: 10/62) Bu gibi kimseler Allah'n kendilerine vacib (farz) kld eylerde O'na muvafakat gsteriyorlarsa, "tidal yolu takib edenler (Muktesidler)den olurlar. ayet Allah'n vacib kld ve sevdii hususlarda muvafakat ediyorlarsa "lahi dostluk ve yaknla kabul edilmiler (Mukarreber) den olurlar. Bununla beraber, her vacib gzeldir, her gzel vacib deildir. Fakat, Allah'n kulunu, harikul'ade haller yahut baka eyler ihsan ederek ferahlk ile denemesi; veya sknt ile imtihan etmesi, ona bir kerametinden ya da horlamasndan deildir bu hususlarda itaat ettikleri zaman bir ksm insanlar said (iyi) olurlar, isyan ettikleri takdirde de bir ksm insanlar aki (kt) olurlar. Bu manada Allah Teala yle buyurur: "nsanoluna gelince, Rabbi onu denedii zaman: kramda bulunup nimetlere garkettiinde, o, "Rabbim bana ikramda bulundu" der. Ama yine onu denemek iin rzkn daralttnda "Rabbim bana hakszlk etti"der" (Fecr: 89/15-16) Bundan dolay insanlar bu hususta ksma ayrlr: Birinci ksmda olanlar; Hariku'lade hallerine karlk Allah'a taatte bulunarak dereceleri ykselenlerdir. kinci ksmda olanlar: Ohalleri Allah'a ma'siyette kullanarak kendilerini O'nun azabna ma'ruz klanlardr. Bel'am ve bakalar gibi... nc ksmda olanlar: lahi haller haklarnda mubah menzilesinde olanlardr. Birinci ksm: Bunlar, hakikaten m'min ve insanln efendisi Rasulullah'a (s.a.v.) halisane tabi kimselerdir. Kerametleri de, Allah'n dinini ayakta tutmada bir hccet olmas iindir, yahut Allah'a taatte onunla yardm stemesi ihtiyacndan dolaydr. aret edilen bu ulvi temelde ok hatalar yapld iin, Rasulullah (s.a.v.), kula fayda veren emirlere bir hrs gayret gstermeksizin kadere yaslanmay yasaklamtr. Mslim'in "Sahih"inde, Ebu Hreyre (r.a.), Rasulul-lah'n (s.a.v.) yle buyurduunu rivayet eder: "Kuvvetli m'min, Allah'a zayf m'minden daha hayrldr. Bununla beraber hepsinde hayr vardr. Sana faydal olan eye kar hrsl ol! Yardm Allah'tan iste, acze dme. Bana bir ey gelirse 'Ah keke yle yapsaydm, byle yapsaydm' deme; yle de: Bu Allah'n kaderidir, dilediini yapar'. nk eer yle yapsaydm sz, eytann iini aar (ona kolaylk salar)" Ebu Davud'un "Snen"inde de yle rivayet edilir: "ki ahs Rasulullah'n (s.a.v.) huzurunda ekiip tarttlar. Rasulullah (s.a.v.) onlardan birinin aleyhinde karar verdi. Bunun zerine o ahs "Hasbinallahu ve ni'me'l-vekil" dediinde, Rasulullah (s.a.v.) yle buyurdu: "Allah aczi ve beceriksizlii knar. Sen akll ve becerikli ol, bir i seni bunaltt zaman 'Hasbinallahu ve ni'mel-vekil' de" Burada Rasulullah (s.a.v.), m'minin her fayda vefen eye haris olmasn ve Allah'dan yardm dilemesini emretmi olmaktadr. Bu da Allah Teala'nn u yce szlerine uygundur: "(Allah'm!) Yalnz sana ibadet eder, ancak senden yardm dileriz" (Fatiha: 1/5)

"... Artk O'na ibadet edin ve O'na gvenip dayann" (Hud: 11/123) phesiz, hrs, Allah'a taat ve ibadet gibi kula faydal olan eylere kar olur. nk, kul iin faydal oln, Allah'a itaattir, onun iin ondan daha faydal ey yoktur. Taate kar yardm istenen ey de taattir, isterse mubah cinsinden olsun. Rasulullah (s.a.v.), bir hadis-i erifinde Sa'da'a (r.a.) yle buyurmutur: "Allah'n rzasn isteyerek zevcenin azna koyduun bir lokmaya varncaya kadar verdiin her nafaka, senin dereceni ve kadrini artrr" Bu hadisle Rasulullah (s.a.v.) haber veriyor ki; Allah aklllk ve becerikliliin zdd olan acizlii knar, ondan honut olmaz. Acizlik, ilenmesi emredilen eyde beceriksizlik ve geveklik gstermekdir. nk beceriksizlik ve geveklik her ne kadar emir ve ile birlikte olmas gereken kudrete aykr olup nehyin sebebi olan, geen kudrete aykr deilse de. phesiz k, i yapmay gerektiren g, ile beraber olur. G ise ancak i iin faydaldr. Allah aTeala da bu manada yle buyurmutur: Onlar (hakkn sesini) iitmeye g y et ir ememil erdi (Hud: 11/20) Kur'an- dinlemeye tahamml edemiyorlardi... (Kehf: 18/101) G'e gelince, emir ve nehiy buna baldr. Ancak, i bunda bazan bulunur bazan bulunmaz. Bunun misali de Allah Teala'nm u yce sznde mevcuttur: Yo! bulmaya g yetirebilenin Beyt'i haccetmesi, Allah'n insanlar zerinde bir hak ve vacibesidir" (AI-i mran: 3/97) Rasulullah'm (s.a.v.) mran b. Husayn'e olan u sz de bu hususta bir misaldir: "Ayakta namaz kl, g yetiremezsen oturarak kl, g yetiremezsen yan (zerine) yatarak kl" Bu noktada insanlar drt ksma ayrlr: Birinci ksm: Bu topluluk, ibadet etmekle emrolun-duklar Rab sbhanehunun lahlna ehadet ederek emir, nehiy, ibadet ve taat ynne dikkat ederler; Kaza, kader, tevekkl ve yardm isteme ynne bakmazlar. Bu son hal fa-kh ve abdlerde ok bulunan bir haldir; onlar, Allah azze ve cellenin haramlarna ve O'nun alametlerine gzel niyyet ve ta'zimlerine ramen kendilerine zaaf, aciz ve dknlk stn gelir. Halbuki, Allah'dan yardm dilemek, O'na tevekklde bulunmak, O'na snmak ve dua etmek kula kuvvet verip, ilerini kolaylatrr. Bundan dolay selefden biri yle demitir: "Kim, insanlarn en kuvvetlisi olmay arzularsa, Allah'a tevekkl etsin" Buhari ve Mslim'in Sahih'nde, Abdullah b.Amr yle rivayet etmitir: "phesiz, Rasulullah'm (s.a.v.) Tevratta geen sfat (zellii) udur: phesiz ki, Biz Seni ahid, mjdeci ve uyarc, gvenlik iinde olanlar iin bir snak olarak gnderdik. Sen kulum ve elimsin; Seni; insanlara kar kaba ve kat yrekli olmayan, sokaklarda barp durmayan, ktle ktlkle karlk vermeyen, bil'akis ktle iyilikle mukabele eden, afveden ve balayan olarak isimlendirdim... O kulum ve elimin ruhunu, kendisiyle eri yoldaki topluluu dorultuncaya; O'nun vastasyla kr gzleri, sar kulaklar ve kapal kalpleri ap "La ilahe illallah: Allah'dan baka bir lah yoktur" demelerini gerekletirinceye kadar kabzetmeyeceim" Bundan dolaydr ki, Ar'i tayan melekler (Hamelet'l-Ar), Ar'i (La havle vela kuvvete illa billahi'1-aliyyi'l-azim: Btn g ve kuvvet, ulviyyet ve azamet sahibi Allah'ndr). Mbarek sz ile tarlar. ki sahih hadis kitabnda: "O (yani, La havle vela kuvvete illa billah-aliyyi'1-a-zim), Cennet hazinelerinden bir hazinedir." hadisi mevcuttur. Allah Teala bu manada yle buyurur: Kim Allah'a gvenip dayanrsa, Allah ona yeter" (Talak: 65/3) "Onlar ki, kendilerine baz kimseler, 'dmannz olan insanlar size kar ordu toplayp

hazrladlar (aman) onlardan korkun!' demeleri, onlarn ancak imann artrd da, 'Allah bize yeter, O ne gzel vekildir!" dediler. Ve sonunda kendilerine bir ktlk dokunmadan Allah'n (selamet ve gnl yattrc) ni'metiyle ve fazlu keremiyle geri dndler; Allah'n rzas dorultusunda hareket edip O'na uydular. Allah ok byk fazlu kerem sahibidir. (Size o haberi getiren) ancak eytandr; kendi dostlarm (sava ve lmden) kokutur. M'min iseniz onlardan korkmayn, Benden korkun" (l-mran: 3/173-175) Buhari'nin "sahih"inde bn-i Abbas'n (r.a.) rivayeti de yledir: "Ve kalu hasbnallahu ve ni'mel vekil. (Allah bize yeter, O ne gzel Vekildir, dediler) szn brahim Halilullah (a.s.) atee atldnda sylemi; Rasulullah (s.a.v.) da, baz insanlarn dmannz olan insanlar size kar ordu toplayp hazrladlar, (aman) onlardan korkun!., demeleri zerine sylemitir" kinci ksm: Bunlar Hakkn Rab'lna ehadet ederler, O'na olan ihtiyalarn bildirirler ve O'ndan yardm dilerler. Lakin, Allah'n emrine, nehyine, rzasna, gazab ve sevgisine bakmadan heves ve zevklerine gre dileyip isterler. Bu hal ise, ekseri fukara ve tasavvuf ehli m'minin halidir. Bu sebeple de, sk sk tabii hayatlarnda yaptklar eyleri yaparlar, Rab azze ve cellenin raz olduu ve sevdii eyleri ilemezler. ok kere hata ilerler ve zannederler ki, O'na ma'siyet ilemek, raz olduu eydir; bu sebeple de lahi emir ve nehyi tatbik etmeyip ilemez hale getirirler; bunun adna da hakikat adn verirler. Ve yine zannederler ki, bu kaderle hakikat, d varlk ve i alem itibariyle Rab'bn rzasn, sevgisini, emrini ve nehyini iine alan dini emirler hakikatine riayet etmeksizin kendisine sadece gvenmeyi gerektirir. Bunlar ok defa hallerini deitirerek bir eit ma' siyet ve fska ynelirler; hatta ou slam'dan kp irtidat eder. nk, gzel akbet takvanndr. Allah'n emir ve yasaklar zerinde durmayanlar, takva sahiplerinden (Muttaki) olamazlar. Onlar mriklerin durumuna derek bazan bid'at', eriat (din) zannederler, bazan da mes'eleye (ilahi emre) kaderi delil olarak kullanrlar; Allah Teala ise, "En'am" ve "A'raf' surelerinde mrikleri knayp ktledii eyi zikrettii zaman, onlarn dinde meydana getirdikleri bid'atla-r ve o bid'atlar eriat olarak klmalarn da zikretmitir. Bu hususta yle buyurmutur: "Onlar (o eytann dost ve yandalar) bir ktlkte bulunduklarnda, "babalarmz bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretmitir" dediler. De ki: Allah ktl emretmez" (A'raf: 7/28) Allah Teala burada, mrikleri, kendisinin haram klmad eyleri haram klmalar, dinde bildirmedii eyleri var saymalar sebebiyle knam ve, bu arada kendilerine kaderi delil olarak kullandklarn da zikrederek yle buyurmutur: "Allah'a ortak koanlar diyecekler ki; Allah dilesey-di ne biz (putlara taparak) irk koardk, ne babalarmz... Ve ne de bir eyi haram klardk. (En'am: 6/148) Allah'a ortak koan (mrik)lann bu szlerinin benzeri Nahl, Yasin ve Zuhruf surelerinde de vardr. Btn bunlar onlarn ununla-bununla ilgili bir takm phelerinden ibarettir. nc ksm: Bunlar, Allah'n ibadetinden yz eviren ve O'ndan yardm istemekten uzaklaan kimselerdir ki, sz edilen ksmlarn en erlisidirler. Drdc ksm: Bu gzel ve makul ksm olup "Yalnz sana ibadet eder, ancak senden yardm dileriz" (Fatiha: 1/5) Ayetinin sr ve manasyla "Artk O'na ibadet et ve O'na gvenip dayan" (Hud: 11/123) Ayetinin ruhunu kendilerinde gerekletirenlerin halidir. Onlar Allah'a yaptklar ibadette O'ndan yardm dilerler ve ehadet ederler ki: Rab'Ieri, ancak kendisine ve Rasul'ne itaat edilecek bir Rab'dr; Yine O yle bir Rab'dr ki: "Onlara Rab'lerinden gayr ne sahip kan dostlar, ne de bir efaatileri vardr. (En'am: 6/51) "Allah insanlara rahmetinden neyi aarsa, onu tutacak yoktur; neyi de tutar salvermezse, Onu ondan sonra salverip gnderecek yoktur" (Fatr: 35/2) "Eer Allah sana br zarar bir sknt dokunduracak olursa, onu O'ndan baka giderecek yoktur. Eer sana bir iyilik dilerse, O'nun nimet ve ihsann reddedecek yoktur." (Yunus: 10/107)

"... De ki: Grdnz ya, Allah' brakp taptklarnz, Allah bana bir zarar ve sknt vermeyi dilerse, onlar o sknty kaldrabilirler mi? Veya sana bir rahmet (kaps amay) dilerse, onlar O'nun rahmetine engel olabilirler mi?" (Zmer: 39/38) O Rab, Sfatlarna sahip ve kendinden bakalarna meydan okuyan bir zattr. Bundan dolaydr ki, bir ksm alimler: Sebeblere ynelip nem vermek Allah'n birliine kar irktir; sebebleri sebepler olarak imha etmek akl iin noksanlk olduu gibi, sebeblerden tamamen yz evirmek de dine bir tecavz ve onu ktlemedir. Emredilen tevekkl ise: Kendinde tevhidin, akln ve dinin gereklerinin birletii eydir, demilerdir. Geen izahlardan anlald gibi, tevekkl tarikat ehlinin avamnn makamlarndan zanneden, Makamlarn illetleri "llel'I-Makamat" adl kitabn sahibi (eyhu'l-slam Herevi) gibi meayihin ileri gelenlerinden da olsa byk hata etmitir. Zira, bu zat meayihin en byklerindendir. Bu gr ondan "Mehasm'l-Mecalis"eserinin sahibi (Ahmed b. Muhammed es-Sanhaci) de almtr. Grld gibi, "tevekkl avam tarikat ehlinin makam-larndandr" diyenlerin delili, "Onunla maksad srf avamn hazzdr, zanlarndan ve "maksad elde etmede onun bir faidesi yoktur eklindeki dncelerinden dolay zayflamtr. Bu hal, duay tevekkl gibi kabul edenlerin halidir ki, bu kimse de, emredilen amelleri ayn ekilde kabul eden kimsenin mevkiindedir. Tpk, emredilen ibadet ve taatin gerekli sebeblerinden uzaklaarak tevekklle megul olan gibidir. Bu kimsenin hatas, Allah Teala'nm u kavline giren, emredilen sebebleri terketmesindedir: "Artk, O'na ibadet et ve O'na gvenip dayan" (Hud: 11/123) Birincinin hatas, ise Allah Teala'nm yukarda geen yce kelamna giren emredilen tevekkl terketmesinde bulunmaktadr. Lakin denir ki: Kimin Allah'a tevekkl ve duas mubah eyleri elde etmede olursa, o, avamdandr. ayet bu, ms-tahab ve vacibleri elde etmede olursa, o, havasdandr. Nitekim, br kimse haramlar elde etmede Allah'a dua ve tevekklde bulunursa, nefsinin zalimidir. Tevekklden yz eviren ise, Allah ve Rasul'ne asidir. Hatta, iman hakikatinden kmtr. O halde, bu makam havas iin nasl olur? Allah Teala bu manada yle buyurur: "Musa, 'Ey kavmim!' dedi. Eer siz Allah'a iman ettiyseniz ve teslimiyyet de gsterdiyseniz artk O'na gvenip dayann. (Yunus: 10/84) "Allah size yardm ederse, sizi yenecek yoktur. Sizi yardmsz brakrsa, artk ondan sonra size kimse yardm edebilir?" (AI-i mran: 3/160) "M'minler ancak Allah'a gvenip dayansnlar (Tevbe: 9/51) "... De ki: Grdnz ya, Allah' brakp taptklarnz, Allah bana bir zarar ve sknt vermeyi dilerse, onlar o sknty kaldrabilirler mi? Veya sana bir rahmet (kaps amay) dilerse, onlar O'nun rahmetine engel olabilirler mi?" "De ki Allah bana yeter, O'na gvenip dayananlar ancak gvenip dayansnlar" (Zmer: 39/38) Allah azze ve celle geen ayet-i kerime'deki (Hasbiyal-lahu: Allah bana kafidir) kelimesini bir; menfaat elde etmede zikretmi bir de zarar defetmede zikretmitir. Birincisi, Allah Teala'nn u sznde mevcuttur: "Eer onlar Alah ve Peygamberinin kendilerine verdiine raz olsalard ve Allah bize yeter; Allah ve Rasu-l bize kendi keremlerinden verceklerdir. Biz her halde Allah'a rabet edicileriz, deselerdi, (ne iyi olurdu!)" (Tevbe: 9/59) kincisi Allah Teala'nn u szlerinde mevcuttur: "Onlar ki, kendilerine baz kimselerin, "dmannz olan insanlar size kar ordu toplayp hazrladlar, (aman) onlardan korkun!" demeleri, onlarn ancak imann artrd da, "Allah bize yeter, O ne gzel vekildir!" dediler" (Al-i mran: 3/73) "Eer hile yapp seni aldatmak isterlerse, phesiz, ki Allah sana yeter; seni ve m'minleri yardmyla destekleyip glendiren O'dur. (Enfal: 8/62) Ve yukarda geen Tevbe suresinin 59. ayeti. Bu ayet-i kerimelerin hepsi rza ve tevekkl emrini ihtiva etmektedirler.

Rza ve tevekkln her ikisi, kaderi kuatrlar; tevekkl, kaderin meydana gelmesinden nce, rza da meydana gelmesinden sonra olur. Bundan dolay Rasulullah (s.a.v.) dua ettiklerinde yle buyururlard: "Allah'm!, gayb ilminle ve mahlukatm zerindeki kudretinle, hayat benim iin hayrl olduu mddete beni yaat; lm benim iin hayrl olunca da lm nasib et. Allah'm, senden gayb ve ehadet aleminde hayetini (senden korkmay) isterim, gazabl ve honut hallerde hak konumay dilerim; senden fakirlikte ve zenginlikte itidali isterim. Senden tkenmeyen ni'meti isterim. Senden arkas kesilmeyen gz aydnl niyaz ederim. Allah'm, senden kazadan sonra rzay taleb ederim. lmden sonra hayatmn iadesini isterim. Cemaline bakmann lezzetini dilerim. Zarar verici darlk (sknt) ve sapitc fitne olmakszn seninle bulumay isterim. Allah'm, bizi imann ssyle zinetlendir. bizi doru yol zerinde olan hidayet ehlinden kl'? Bu hadisi mam Ahmed ve Nesai Ammar b. Yasir'in ri-vayetinden nakletmilerdir. Fakat kazadan (hkmden) nceki ise, rzaya olan niyettir, hakikatine deil. Bundan dolay baz meayih, belann gelmesinden nce rzaya niyet ederler; bela gelince de, sabr ve benzeri eylerde olduu gibi niyetleri bozular. Bu hususta Allah Teala yle buyurur: "And olsun ki, lmle karlamadan nce onu temenni edip duruyordunuz. te onu gzlerinizle bakarak gryorsunuz" (Al-i mran: 3/143) "Ey iman edenler! Yapamyacamz eyi neden sylyorsunuz? Yapamyacamz eyi sylemeniz Allah katnda byk bir gazab saylr. Allah kendi yolunda birbirlerine kurunla kenetlenmi bir yap gibi saf halinde savaanlar elbette sever" (Saf: 61/2-4) Bu ayet-i kerime Ashab'dan (Abdullah b. Selam ve benzeri) bazlarnca "Hangi amelin Allah'a daha sevimli olduunu bilseydik, onu yapardk" eklindeki konumalar zerine inmitir. Bu hadise zerine Allah Teala cihad ayetini indirince de, ondan bazlar holanmamtr. Bundan dolay m'mine, adak ve vaad vb. gibi dinin gerekli (vacib) grmedii eyleri nefsine gerekli grerek kendini imtihana ma'ruz brakmas ho grlmemitir. Bir insann valilik (ve buna benzer bakanlk gibi eyler) istemesi ve iinde veba gibi bulac hastalk bulunan bir beldeye gitmesi de bu ho grlmeyenler cmle s indendir. Bu konuda Buhari ve Mslim'de, dorudan Rasulullah (s.a.v.) yoluyla olmakszn bir hadis mevcutur. Rasulullah (s.a.v.) bu hadisinde (meru olmayan) adak'i yasaklam ve yle buyurmutur: "Nezir (adak) bir hayr getirmez, ancak o nezir sebebiyle cimriden mal karm olur" Yine Buhari ve Mslim'deki bir hadisde Rasulullah (s.a.v.), Abdullah b. Semure'ye yle dde bulunmutur: "Ey Abdurrahman bni Semure! Sakn emir olmak isteme, (kimseden bakanlk isteinde bulunma). Eer sen isteyerek sana emirlik ve bakanlk verilirse, istediin ey ile (yalnz) braklrsn (Allah'n yardmna nail olmazsn). Eer emirlik ve bakanlk sen istemeden verilirse (Allah tarafndan) yardm olunursun, (gzel idare edersin)" Bir de, ey Abdurrahman! Sen bir eye yemin ettiinde bakasn ondan daha hayrl grrsen yeminine kefaret verip de o hayrl ii ile. Veba hakknda da Buhari ve Mslim'de yle bir hadis vardr: "Bir yerde veba olduunu ittiiniz zaman oraya girmeyiniz. Veba sizin bulunduunuz yerde olursa, oradan kaarak dar kmaymz" Yine "Sahih" iki hadis kitabnda Rasulullah (s.a.v.) yle buyurmutur: "Dmanla karlamay temenni etmeyiniz, Allah'dan afiyet (selamet) isteyiniz. Lakin onlarla karlatnzda da, sabrediniz ve biliniz ki, cennet kllarn glgeleri altndadr" Btn bu rneklerden u gerekli sonu kyor ki, m'min gerek vacib (farz) olan eylere gerekse haram olan eylere koarak gitmemelidir; zira onlar ifa edemiyebilir. Allah'a nice vaad ve ahidde bulunanlar vardr ki, ok kere o vaad-lerini bozmak durumunda kalmlardr. nsann bana bir bela geldii zaman sabretmeli, sebat ve tahamml gstermeli, vecibeleri yerine getiren yakn iman sahib kimselerden oluncaya kadar zaafa dmemeli ve metanetini muhafaza etmelidir. Btn bunlar iin de sabr lazmdr. Bundan dolay sabr, vacibleri eda ederken ve yasaklar terkederken btn slam byklerinin ittifakiyle vacib (gerekli) dir.

Sz edilen sabr, musibetler karsnda sabrszla sabretmek, Allah'n yasak ettii eylerde nefsin arzularna tabi olmaya sabretmeyi de ihtiva etmektedir. Allah Teala Kitab- kerim'inde sabin doksandan fazla yerde zikretmitir. Aadaki iki ayette ise sabr namazla beraber zikretmitir. "Sabr ve namaz ile (Allah'dan) yardm isteyin. Geri bu, Allah'a kavuacaklarna ve ancak O'na dneceklerine kesin bilgi (ve inan) edinen saygl kimselerden bakasna ar ve skcdr"(Bakara: 2/45) "Ey iman edenler! Sabr ve namaz ile (Haktan) yardm isteyin. phesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir" (Bakara: 2/153) Yine yle buyurmutur: "Hem gndzn iki ucunda ve gecenin ilk saatlerinde namaz kl. nk iyilikler ktlkleri giderir. Bu, iyi dnenlere bir t, bir hatrlatmadr. Ve sabret; phesiz ki, Allah iyilii huy edinenlerin mkafatn zayi etmez" (Hud: 11/114-115) "Onlarn dediklerine kar sabret. Gnein domasndan ve batmasndan nce Rabbini hamd ile tebih et; gece saatlerinde, gndzn etrafnda da O'nu tesbit et ki, lahi honutlua eresin" (Taha: 20/130) "(Ey Peygamber!) Sabret; Allah'n va'di haktr (mutlaka yerine gelecektir). Gnahnn balanmasn dile ve akam sabah Rabbini hamd ile tebih et" (M'min: 40/55) "Dinde imamhk nderlik" sabr ve yaknn bir miras ve sonucu klnmtr. Bu u ayet-i kerimede belirtilmitir: "Onlardan bir ksmn sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle inandklar iin emrimizle doru yola irad eden nderler yaptk." (Secde: 32/24) Dinin tamam hakk bilmek ve onunla amel etmekten ibarettir. Hak ile amel etmekte de sabr zaruridir. Hatta, hakkn ilmini elde etmek de sabra muhtatr. Muaz b. Cebel (r.a.) bu mevzuda yle demitir: "lim reniniz. nk ilmi Allah iin renmek ibadettir. lmi elde etmek Allah iin bir hayet (korku)dur. lmi aratrmak, Allah iin bir cihaddr. Bilmeyene ilim retmek sadakadr; mzakeresi ise tesbihdir. lim sayesinde Allah az-ze ve celle bilinir ve O'na ibadet edilir. limle Allah'a tazim olunur. O ilim vastasyla Allah bir takm milletleri ykseltir ve insanlara, hidayete erdikleri grlerine bavurduklar nderler ve balar yapar. lim elde etmek cihad kabul edildiine gre, cihad iin de sabr lazmdr. Bundan dolay Allah Teala yle buyurmutur: "Asra yemin olsun, nsan muhakkak zarardadr. Ancak iman edip salih amelde bulunanlar, birbirine hakk tavsiye edenler, birbirlerine sabr tavsiye edenler mstesna" (Asr: 103/1-3) "Kudretli ve basiretli kullarmz brahim, shak ve Yakub'u an."(Sad: 38/45) Faydal ilim hidayetin asldr. Hak ile amel etmek read (doru yolda olmak)tr. Hidayetin zdd dalalettir. Doru yolda olmann zdd aztma ve saptmadr. Dalalet, ilimsiz ameldir. Aztp saptma ise heva ve heveslere uymaktr. Bu hususta Allah Teala yle buyurur: "Batt zaman yldza andolsun ki, Arkadanz (Muhammed) ne saptt, ne de aztt" (Necm: 53/1-2) Hidayete ilimle ulalr, reada ise, sabrla varlr. Onun iindir ki, Ali (r.a.) yle demitir: Ayk olun ki, imana gre sabr, cesede gre ba mevkiindedir. -Ba kesilince, cesed ayrlr. Sonra sesini ykselterek yle sylemitir. Haberiniz olsun ki, sabr olmayann iman da yoktur. Rzaya gelince: Kazaya rza hususunda mam Ahmed'in arkadalarndan ve daha bakalarndan baz ulema ve meayih arasnda vacib midir yoksa mstahab mdr? eklinde tartma meydana gelmitir. Bylece bu hususta iki gr ortaya kmtr: Vacip diyenlere gre kazaya rza, i'tidal yolu takibeden muktesitlerin amellerindendir. Mstehabtr diyenlere gre, o, Hakka yaklatrlan (mukarreb)lann amellerindendir. mer b. Abdlaziz de demitir ki:

"Rza azizdir, fakat sabr, ihtiya vastasdr." Rasulullah'n (s.a.v.), bn-i Abbas'a yle dedii rivayet olunmutur: "Allah'a yakn halinde rza ile amel edebilirsen et. Edemezsen, sabrda, holanmadn eye kar ok hayr vardr" Onun iin Kur'an'da rza vacib eklinde deil de sadece rza sahiplerini ver ekilde gelmitir. Rzadaki bu vlme, Rab azze ve cellenin kuluna hastalk, fakirlik, felaket sarsnts gibi musibetler vermesiyle olur. Bu konuda ayet-i kerime'de Allah Teala yle buyurur: Zorda, darda ve savan kztnda sabredenler (ite bunlar gerek iyiler) dir (Bakara: 2/177) Yoksa siz kendinizden nce gelenlerin benzer durumu banza gelmeden cennete gireceinizi mi sandnz? Onlara yle ezici, zc sknt ve zorluklar gelip dokundu da sarsldka sarsldlar!" (Bakara: 2/214) Ayet-i kerime'lerde geen zorluk ve darlk, mallarda olur. Sknt, bedenlerde olur. Felaket sarsnts ise, kalplerde meydana gelir. Ancak, "Allah'n emrettii eylere rza'nn asl vacibdir ki, bu imann ashndandr. Sahih bir Hadis-i erif de bu manda yle buyurulmutur: "Allah' Rab olarak, slam' din olarak ve Rasulullah' (s.a.v.) peygamber olarak kabul etmekten raz olan, imann tadn almtr" Emirlere rza hali ise, sevginin tabilerindendir. Bunu ileride anlatacaz, iaallahu Teala. Konuyla ilgili olarak Allah Teala yle buyurur: "Hayr, hayr! Rabbine and olsun ki, aralarnda tartp ekitikleri eylerde seni hakem kabul edip, sonra da verdiin hkmden dolay ilerinde bir sknt duymakszn tam bir balanla balanmadka iman etmi olmazlar" (Nisa: 4/65) "Eer onlar Allah ve Peygamberinin kendilerine verdiine raz olsalard ve "Allah bize yeter; Allah ve rasu-l bize kendi fazlu keremlerinden verceklerdir. Biz her halde Allah'a rabet edicileriz',' deselerdi, (ne iyi olurdu!)" (Tevbe: 9/59) "Bu byledir. nk onlar, Allah'n gazabna sebep olan eylere uydular. O'nu raz edecek elerden holanmadlar. Bu yzden amelleri boa kmtr" (Muhammed: 47/28) "Harcadklarnn kendilerinden kabul edilmesini ancak, Allah' ve Peygamberi inkar etmeleri, enerek namaza gelmeleri ve br de istemeyerek (mallan sarfetme-leri) engellemitir" (Tevbe: 9/54) mam Ahmed, Tirmizi ve dierlerinin, Sa'd'dan (r.a.) rivayetle nakletikleri u hadis-i erif birinci duruma rnek olmaktadr. "Ademolunun Allah'tan hayr dilemesi ve O'nun kendisine ksmet olarak verdiinden raz olmas iyiliindendir. Yine Ademolu'nun Allah'tan hayr dilemeyi terketmesi ve kendisi iin ksmet olarak ayrdna hiddetlenmesi ktlndendir" "lahi yasaklara kar rza"ya gelince: Bu, kfr, faklk ve isyan alametidir. Ekseri alimler bu hususta yle derler: Yasaklar (haramlar sevmek meru olmad gibi) onlara rza duymak da meru deildir (dinde msaade edilmemitir). nk, Allah Teala her na kadar onlar tekdir edip hkmde bulunmusa da sevmez ve raz olmaz. Nitekim, yle buyurur: Allah fesad asla sevmez" (Bakara: 2/205) O kullarnn kfrne (inkar ve nankrlne) raz olmaz" (Zmer: 39/7) "Halbuki, Allah'n raz olmayaca sz geceleyin kurup dzerlerken O, onlarla beraberdir" (Nisa: 4/108) "Bu byledir; nk onlar Allah'n gazabna sebep olan eylere uydular. O'nu raz edecek eyden holanmadlar. Bu yzden amelleri boa kmtr" (Muhammed: 47/28) O, yasaklara rza gstermek deil, bilhassa gazablanr. Nitekim bu hususta buyurur:

"Bu byledir; nk onlar Allah'n gazabna sebep olan eylere uydular. O'nu raz edecek eyden holanmadlar. Bu yzden amelleri boa kmtr" (Muhammed: 47/28) Bir topluluk da yle demitir: Haramlara, yaradla Allah'a nisbet edilmesi bakmndan rza duyulur; yapma ve kazanma olur durumundan kula nisbet edilmesi bakmndan da kzlr. B gr bir nceki gre aykr deildir ve onu reddetmez. Hatta her iki gr de ayn asla dner, ayn kaynaa dklr. O asl ve kaynak da udur: Allah sb-hanehu, eyay bir hikmete bal olarak takdir etmitir. O eya, mevcut hikmetten dolay sevilir. Bazan da o eyann kendisinde holanlmayacak ve kzlacak bir zellik olur. nk bir eyde iki zt zellik birletiinde, onlardan biri sevilir, br sevilmez. Sahih bir Hadis-i erifde yle buyurulur: "M'min kulumun ruhunu kabzetmekte gsterdiim tereddd kadar, mutlaka yapacak olduum hi bir eyde tereddd gstermedim. nk O, lmn iddetinden dolay lmek istemiyor. Ben de ona ktlk (lm annda eziyt) istemiyorum ama gene de o lm ona zaruri olur" Allah'n kazasnn (hkmnn) ve fiilinin eserinden deil de, O'nun fiili ve vasf olan kazasna rzadan bahsedenin szne gelince, bu, u andaki konumuzun amacnn dndadr. nk, konumamz, Allah Teala'nn zat ile mevcut olan sfat ve fiillerine rza hakknda deil, O'nun fiillerinin eserlerine olan rza ile ilgili konuma ve aklamay bir baka konuda etraflca yaptk. Rza, kalp amellerinden ise de, onun olgunluu hamd (vg) iledir. Hatta baz alimler, hamd' rza ile aklamlardr. Bundan dolay Kitap ve Snnet'te her hal ve her vesile ile hamd zikredilmitir. nk hamd, Allah'n kazasna rzay (honutluu) iine alr. Hadis-i erifde bu konu ile alakal olarak yle buyurulur: "Cennet'e ilk sevkedecek olanlar, AHah'a ok hamd edenlerdir. Onlar yle kimselerdir ki, Allah'a rahatlkta ve skntda hamdederler" Yine, Rasulullah (s.a.v.) hakknda yle rivayet olunmutur: "Rasulullah'in (s.a.v.) bana sevindirici bir i geldiinde: Eihamdlillahillezi bini'metihi temimm's-salihat; yi ve faydal eyler ni'metiyle tamam olan Allah'a hamdol-sun. derdi. Bana zc bir ey geldiinde de: Elhamdlillah! ala klli hal; Her hali karda Allah'a hamdolsun derdi" mam Ahmed'in "Msned"inde, Ebu Musa el-Elari'nin (r.a.) rivayetinde de Rasulullah (s.a.v.) yle buyurur: "Bir kulun ocuunun ruhu alnnca Allah Teala Me-laikesine: "Kulumun ocuunun ruhunu aldnz m?" Diye buyurur. Melaike: "Evet, aldk, diye cevab verirler. Sana hamdettiler ve: Biz, Allah iiniz O'na dncleriz, dediler, cevabn verirler. Bunun zerine Allah Teala, Meleklerine: "O kuluma cennette bir ev yapnz ve adm da (Hamd evi) veriniz" Buyurur. Rasulullah (s.a.v.), Hamd sancann sahibidir. mmeti de, rahatlkda ve skntda Allah'a hamdeden Hammadun (ok hamdeden) drlar. Skntl hallerde hamdetmek iki delili gerektirir: Birincisi: Kulun, Allah sbhanehuyu hamde gerekli grmesi, O'nu zatna mstahak bilmesidir. nk O, her eyi gzel yaratm ve'salam yapmtr. O, her eyi bilen (al-im)dr. Her eyi yerli yerince yapan (Hakm)dir. Her eyden haberdar olan (Habir)dr, her varla acyan (Rahimdir. kincisi: Allah'n, m'min kuluna seip uygun grdnn, kulun kendine seip uygun grdnden daha hayrl olduunu bilip inanmasdr. Nitekim, Mslim "Sahih"inde ve daha bakalar eserlerinde, Rasulullah'tan (s.a.v.) u rivayet yapmlardr: "Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah m'min kuluna ancak hayrl olan hkmedip takdir eder. Bu durum sadece m'min iindir. M'min, kendisine bir rahat eritiinde krederse, kendisi iin hayrl olur. Bir sknt eritiinde de sabrederse, kendisi iin hayrl olur" Geen Hadis-i eriflerinde Rasulullah (s.a.v.) haber vermilerdir ki, Allah'n, belaya sabreden ve

rahatla da kreden m'min kuluna olan hkm ve kazas, ona hayrdr. Allah teala bu konuyla alakal olarak yle buyurur: phesiz ki, bunda, oka sabreden ve oka kreden herkes iin ibretler tler vardr" (brahim: 14/5) Allah Teala sabr ve kr kelimelerini bu ekilde yan-yana olarak, Kitab- kerim'inin drt yerinde zikretmitir. Fakat, belaya sabretmeyen, genilie kretmeyen kimseye kaza ve hkmn hayr olmas gerekmez. Bu dnceyi isyankar bir m'minin aleyhine bir hkm olarak ileri srenlere, iki ekilde cevap verilir. Birinci cevap: Allah'n hayr hkm ve kazas, kulun kendi ilediine deil de, kendine isabet edene aittir. Allah Teala yle buyurur: "Sana dokunan herhangi bir iyilik Allah'dandr. Sana isabet eden herhangi bir ktlk de senin nefsindendir" (Nisa: 4/79) "... Onlar iyilik ve dzene dnerler diye, bir takm iyilikler ve ktlklerle (ferahlklar ve skntlarla) denedik." (A'raf: 7/168) "... Sizi imtihan olsun diye hayr ve erre mbtela klarz..." (Enbiya: 21/35) "Size bir iyilik dokunsa onlar tasalandrr. Size bir ktlk isabet etse onunla sevinirler..." (Al-mran: 3/120) Bu ayette, yukardaki ayetlerde de olduu gibi, iyilik ve ktlklerden maksad, skntlar ve rahatlklardr; bununla da kastedilen taatler ve isyanlardr. kinci cevap: Allah'n hayr hkm ve kazas, sabreden ve kreden m'min hakkndadr. Gnahlar ise iman nok-sanlatrp zayflatr. ayet kul tevbe ederse, Allah onu sever ve bazan tevbe ile derecesi de ykselir. Gemi byk zatlardan (seleften) biri yle demitir: "Tevbeden sonraki Davud, tevbeden ncekinden daha hayrl oldu. Kendisine tevbe ile hkmolunan kimse, Said b. Cbeyr'in u syledii gibi olur: Kul iyilik iler o iyilikle cehenneme girer ve yine kul ktlk iler onunla da cennete girer. Bu yle olur: O iyilik ilediinde, onu gznn nne getirip beenir; ktlk ilediinde, gznn nne getirip ondan Allah'a istifarda ve tevbede bulunur" Bir sahih hadiste de Rasulullah (s.a.v.) yle buyurmutur: "Ameller, sonulara gre deerlenir" M'min bir ktlk iledii zaman, cezas ondan u on eyle uzak olur: 1- lediine tevbe etmesi, Allah'n da tevbesini kabul etmesiyle. nk, gnaha tevbe eden, gnah olmayan gibi olur. 2- Allah'a istifarda bulunmas, Allah'n da onu mafiret etmesiyle. 3- O gnah silici iyilikler ilemesiyle. Zira, iyilikler ktlkleri giderir. 4- Gerek hayatta iken ve gerekse ldkten sonra m'min kardelerinin dua ve istifarda bulunmasyla 5- Allah'n kendisine fayda verecei amellerinin sevab-larmi ona balamalanyla. 6- Rasulullah'm (s.a.v.) onun hakknda efaatte bulunmasyla. 7- Allah'n onu dnyada gnahlarna keffaret olacak musibetlere mbtela klmasyla. 8- Kyametin arasat sahnesinde keffaret olacak korkularina duar klmasyla. 9- Kabir hayatnn, keffaret olacak dehetli sayha ve azabna maruz klmasyla.

10- Ya da, Erhammrrahimin olan Allah'n merhamet edip balamasyla. Yukarda belirtilen u on vesilenin kendisine isabet etmedii kimse ise, ancak nefsini ktlesin. Nitekim, Allah Teala, RasulullarTu (s.a.v.) naklettikleri bir hadis-i kudside yle buyurur: "Ey kullarm, ilediiniz u amellerinizi sizin iin teker teker zaptetmekteyim. Sonra Kyamet gn onlarn karln size deyeceim. Yaptklarnn karln hayr bulan, Allah'a hamdetsin. Ceza olarak bulan, sadece kendi nefsine levmetsin (sebebini kendi nefsinde) arasn" M'min, Allah'n kaza ve hkmnn kendisi iin hayrl olduunu bilip de sabrl ve kredici olursa, yahut Al-lah'dan hayr diler de, insann iyilii (saadeti)nin Allah'dan hayr dilemede ve O'nun kendisi iin nasib olarak ayrdna rza gstermede olduunu bilirse, kendisi iin hayrl olana raz olmu olur. Sahih hadisde, Ali'nin (r.a.) rivayetiyle yle Duyurulmutur: "Allah kaza ve hkmn icra eder, o kaza ve hkme raz olan iin lahi rza vardr; fkelenen iin lahi gazab vardr" Bu Hadis-i erifde rza ve hayr dileme kavramlar gemektedir. Rza, kaza ve hkmden sonra olur. Hayr dileme de kaza ve hkmden nce olur. Bu, sknt ve ona sabrdan daha mkemmeldir. Bundan dolay, birinde rza, brnde sabr zikredilmitir. Ayrca kaza, sabrla beraber hayrl olursa, rza ile nasl olmaz? Onun iin hadisde yle denmitir: [2] "Musibet Sahibi Sevabdan Mahrum Olandr" afii'nin "Msned"inde rivayet ettii eser (hadis) de de yle nakledilir: "Rasulullah (s.a.v.) vefat ettiinde, bir sesin yle sylediini iittiler: Ey Allah'n Rasul'nn Ali Beyti! Allah'da her musibete bir sabr ve teselli vardr. Her helak olana bir yenisi vardr. Her elden kaana bir yetime (telafi) vardr. O halde Allah'a gvenip dayannz, O'na dnp geliniz. phesiz musibete uram olan, sevabdan mahrum kimsedir" Grld gibi burada, rzaya aykr znt asla elmre-dilmemitir. nk onda faide yoktur, bazan da zarar bulunur, fakat kendisinde Allah'n holanmad ey bulunmad mddete afvolunur. Ancak, lye (sessiz bir ekilde) acyarak alamak ms-tehab olan gzel bir harekettir. Bu da rzaya aykr deildir. Ancak, o lden nasb ve alakasnn gitmesinden dolay alamak, bunun aksinedir. Bu esasla, Rasulullah'n (s.a.v.), lye aladnda syledii u sznn manas anlalmaktadr: "lye alama, Allah'n kullarnn kalplerine koyduu bir rahmettir (merhamettir). Muhakkak Allah, merhametli olan kullarna merhamet eder" Ancak, u alay, ne nasb ve alakasndan dolay alayann alay gibidir, ne de lye merhametten dolay alayann alay gibidir ki, mesela, Fudayl b. Iyaz olu Ali vefat ettiinde, glm ve ardndan yle demiti: "Allah'n ona kaza ve hkmettiini grnce, O'nun kaza ve hkmne rza gstermeyi arzuladm" Bunun hali, sabrszlara nisbetle gzel bir haldir. Ama, kazaya rza ile beraber, lye merhamet ve Allah Teala'ya hamd hali, Rasulullah'n (s.a.v.) hali gibidir ki, bu, daha m-, kemmeldir. Allah Teala da yle buyurmutur: "Sonra da birbirlerine sabr ve merhamet tavsiye eden m'minlerden olmaktr" (Beled: 90/17) Allah sbhanehu burada, m'minlerin birbirlerine olan sabr ve merhamet tavsiyelerini zikretmitir. insanlar (m'minler) zellik itibariyle drt ksmdr: Birinci ksm: Kendilerinde sertlikle beraber sabr bulunan kimselerdir. kinci ksm: Kendilerinde hem sertlik hem de sabrszlk bulunan kimselerdir. nc ksm: Kendilerinde hem sertlik hem de sabrszlk bulunan kimselerdir. Drdnc ksm: Kendilerine gelen musibete sabredip insanlara da acyan gzel huylu

m'minlerdir. Bir takm mellifler, bu konuda Aliah'dan gelene rza gstermenin, O'na sevginin tabilerinden (ksmlarndan) olduunu zannetmilerdir. Bu, "birinci esas"a aittir ki o da, kul nasibine bakmakszn Aliah'dan, bizzat rzaya mstehak olduu iin raz olmasdr. Ama, "ikinci esas" bunun aksinedir ki, o, kaza ve hkmolunan eyin kendisi iin hayrl olduunu bildiinden dolay raz olmasdr. Sonra, sevgi buna baldr, rza da O'nun hkmne baldr. Fakat, bu mellif ve benzerlerinin u anlattklar hakknda baz grler ileri srlebilir. phesiz, Allah'a sevgi iki eittir: Birincisi: O'nun zatna sevgidir. kincisi: Nimet ve ihsanlarndan dolay sevgidir. Allah'a hamd da iki eittir: Birincisi: Allah'a bizzat mstehak olduundan dolay hamddr. kincisi: Kuluna in'am ve ihsandan dolay yaplan hamddr. Bu anlarda sevgi de iki eiddir, bu iki eit de rza iindir. Allah Teala'ya, dinine ve Rasul'ne kar rza duymak, hepsinden honud olmak sevginin Onun iin, Rasulullah (s.a.v.), sevgi hakknda imann tadnn varln zikrettii gibi, imann tadn tatmay da zikretmitir. Bu iki sahih hadis, bid'atla ilgili sapkla ait olan deil de dini imana ait sevgi ve zevk zikredildiinde, asldrlar. Mslim'in "Sahih"inde, Rasulullah'n yle buyurduu rivayet edilmitir: "Allah' Rab olarak, slam' din olarak, Muhammed'i de Peygamber olarak kabul etmekten raz olan, imann tadn tatmtr" "u ey kimde bulunursa imann tadn tadar. 1- Allah ve Rasul bir kimseye onlarn haricindeki her eyden daha sevgili olursa. 2- Sevdii kimseyi Allah iin severse. 3- Cehenneme atlmay sevmedii gibi, Allah kendisini kfrden kurtardktan sonra bir daha oraya dnmekten holanmazsa"[3] Allah Sevgisi Allah sevgisi; Allah ve Rasul'ne iman vecibelerinin, iman asl ve esaslarnn en nemlilerine! endir. Hatta, denebilir ki, o, iman ve din amellerine ait her amelin asldr. Nitekim, Allah' tasdik etmek de, iman ve din'e ilikin szlere ait her szn asldr. nk, varlkda olan her hareket, sevgiden yani ya gzel bir sevgiden, ya da kt bir sevgiden kaynaklanr. Nitekim, bu konuyu temel konulardan "Sevginin esas" blmnde genie anlattk. Dini, imani amellerin tm gzel sevgiden meydana gelir. Gzel sevginin asl, Allah sbhanehu veTeala'nn sevgisidir. nk, kt sevgiden meydana gelen amel, Allah katnda iyi amel olmaz. B'akis, dini imani amellerin tm, Allah sevgisinden kaynaklanr. Zira, Allah Teala, ancak kendi rzas istenerek ilenen ameli kabul eder. Nitekim, sahih hadisle Rasulullah'tan (s.a.v.) yle rivayet olunmutur: "Allah Teala buyuruyor ki: Ben, ortaklarn ortaklktan (irkten) en uzak olanym. Kim bir amel yapar da ona Ben'den bakasn ortak ederse, Ben ondan beriyim. Yapt amelin hepsi, ortak (irk) kotuu kimsenindir" Yine Sahih hadisde, cehennemin ilk defa yakaca kiinin zikri de mevcuttur ki, o kii de unlardr: "Riyakar okuyucu, riyakar mcahid ve riyakar sadaka vererT' Hatta, Allah iin dinin gelen peygamberlere sahiplerinin imamlar Kur'an nurunun akt halisi olan, Allah'n ondan bakasn kabul etmedii, nce gelen ve sonra gnderdii, kendisiyle btn kitaplar gnderdii dindir. Bunda, iman gr birliine varmlardr. Bu din, peygamberlik da'vetinin zdr, bir kaynaktr. Bu konuda Allah Teala yle buyurmutur:

"Bu kitabn indirilii, o ok gl, ok stn hikmet sahibi Allah'tandr. phesiz, Biz sana bu Kitab- hak ile indirdik. O halde dini (ve dindarl) Allah'a halis klp samimiyetle, ibadete devam et. (Zmer: 39/1-2) Bu sure-i erifinin tamam bu manadadr. u ayeti kerimeler de bu suredendir:

"De ki: Ben her halde dini Allah'a halis klarak O'na ibadetle enrolundum. Ve Hakka teslim olan mslman-larm ilki olmamla da emrolundum" (Zmer: 39/11-12) "De ki: Dinimi (dindarlm) Allah'a halis klarak O'na ibadet ederim" (Zmer: 39/14) "Ailah kuluna kafi deil midir? Seni (ey Peygamber!) Allah'dan bakasyla korkutmaya alyorlar. (Zmer: 39/36) "De ki: Grdnz ya, Allah' brakarak taptklarnz, Allah bana bir zarar ve sknt vermeyi dilerse, onlar o sknty kaldrabilirler mi? Veya bana bir rahmet (kaps amay) dilerse, onlar onun rahmetine engel olabilirler mi?" (Zmer: 39/38) "Yoksa Allah' brakp da efaatiler mi edindiler? De ki: Ya onlar hibir eye sahip deillerse ve akl da erdiremiyorlarsa? De ki: efaatin tamam Allah'a aittir (O'nun izinine baldr). Gklerin ve yerin mlk (ve tasarrufu) O'nundur. Sonra O'na dneceksiniz. Ne zaman Allah bir olarak anlrsa, ahirete inanmayanlarn kalpleri nefretle tiksinir. Allah'dan baka ilahlar anldnda iin iin sevinip yzleri gler..." (Zmer: 39/44-45) "De ki: Ey cahiller! Siz bana Allah'dan bakasna ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?" (Zmer: 39/64) "Hayr, ancak Allah'a kulluk ve kredenlerden ol" (Zmer: 39/66) Yine, Allah Teala, Adem (a.s.) ve blis ile ilgili olaylar anlatan ayet-i kerimelerde unlar buyurur: "blis, Senin izzetin hakk iin onlarn hepsini saptracam; ancak iyi niyyet, samimi, gsteriten uzak m'min kullarn mstesna, dedi"(Sad: 38/82-83) "phesiz ki, kullarmn zerinde senin hibir sultan yoktur; ancak akn azgnlardan senin peine taklanlar mstesna" (Hicr: 15/42) "phesiz ki, eytann, iman edip, Rab'lerine gvenerek dayananlar zerinde sultas yoktur. Onun sultas ancak, onu kendine dost ve yar edinenler ve bir de Allah'a ortak koanlar zerindedir" (Nahl: 16/99-100) Allah azze ve celle aklamaktadr ki, eytann sultas ve saptrma gce ancak ihlasl olmayanlar zerinde tesirini gsterebilir. Bundan dolay, Yusuf (a.s.) kssasnda yle buyurmutur: te biz bylece ondan ktl ve hayaszl eviririz; nk o bizim gsteriten uzak ciddiyet ve samimiyete ermi kullanmzdand" (Yusuf: 12/24) eytann tabi ve taraftarlar da cehnnemliklerdir. Bu hususta Allah Teala yle buyurur: "anma and olsun ki, cehnnemi mutlaka seninle ve sana uyanlarla, hepinizle dolduracam. (Sad: 38/84-85) Yine Allah Teala yle buyurur: "phesiz ki, Allah kendisine ortak koulmasn balamaz; bundan baka (gnah v& kusurlar) diledii kimse iin balar" (Nisa: 4/116) Bu ayet irk koup da tevbe etmeyenler hakkndadr. Onun iin, Allah, balanmay irke tahsis etmi, irk koann dnda olanlar da, irade ve dilemesine bal kldn aklamtr. Bu duruma gre haber vermektedir ki: yce Allah, irk koup da tevbe etmeyeni balamayacak, bunu dndaki istediini balayacaktr. Allah Teala'nn: "De ki: Ey nefislerine kar hakszlk edip, ly aan kllarm! Allah'n rahmetinden midinizi kesmeyin. nk Allah muhakkak btn gnahlar balar ve muhakkak O, balayan, ok merhamet edendir" (Zmer: 39/53) Ayetindeki szne gelince, bu, tevbe edenler hakkndadr. Bu sebeple genel ve mutlak olarak zikredildi. Ayetin geli slubu, nzul sebebiyle beraber bunu aklamaktadr. Allah sbhanehu haber vermektedir ki: Gelip gemi, nceki ve sonraki milletlerin hepsi topluca bu dosdoru din (ve tevhid) ile emrolunmulardr. Bunu, Allah Teala'nn beyy'e zellikle bildirip iittirmesi iin okumay Rasulullah'a (s.a.v.) emrettiinde okuduu srede ve

daha baka yerde bildirmitir. Bununla ilgili olarak yle buyurmutur: "Kitap (Tevrat ve ncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu ak-kesin delil geldikten sonra blnp ayrldlar. Halbuki onlar ancak dini O'na (Allah'a) has klmak, batldan uzak Hakka ynelerek Allah'a kulluk etmekle, namaz dosdoru klmakla, zekat vermekle emrolunmulard" (Beyyine: 98/4-5) Bu anlatlann hakikati 'La ilahe llallah'dr. Btn peygamberler bununla, bunu gerekletirmek iin gnderilmilerdir. Bu konuda Allah Teala yle buyurur: "Sizden nce gnderdiimiz, istisnasz her peygambere yle vahyettik: phesiz ki, Ben'den baka lah yoktur; artk Bana ibadet edin. (Enbiya: 21/25) "Senden nce eli olarak gnderdiimiz peygamberlerimize sor: Rahman'dan baka taplacak ilahlar meydana getirdik mi?" (Zuhruf: 43/45) "And olsun ki, her mmet'e, Allah'a kulluk edip tapn, Taut'dan kann diyerek (uyarda bulunan) bir peygamber gndermiizdir. (Nahl: 16/36) Btn Peygamberler da'vetini, insanla olan arlarn bu esasla am ve balatmlardr. Nuh (a.s.) da ayn eyi sylemiti: "Ey kavmim! Allah'a ibadet edin. Sizin O'ndan baka ilahnz yoktur.. (A'raf: 7/59) Yine, Hud, Salih, uayb (a.s.) ve dierleri hep ayn e-klde yle hitabediyorlardi: "Allah'a ibadet edin. Ondan baka sizin iin (hakiki) hi bir ilah yoktur.. (M'minun: 23/32) Bilhassa, Allah'n dier peygamberlerden stn kld ve kendisine her ikisini de dost (halil) olarak setii brahim (a.s.) ve peygamberimiz Rasulullah (s.a.v.) bu esaslar kavimlerine en mkemmel ekilde anlatmlar ve onlar, en ciddi bir gayretle davette bulunmulard. Bu esas Allah sb-hanehu o ikisine aklayp bildirmi, o hususta kendilerini yardmyla kuvvetlendirmi ve o esas onlar vastasyla ihya edip yaymtr. mam (nder) olan brahim (a.s.) hakknda Allah Teala yle demitir: "Seni insanlara imam (rehber, bir nder) yapacam" (Bakara: 2/123) Allah, brahim'in (a.s.) soyu hakknda peygamberlik messesesi takdir etmi, onlara kitap ve peygamber gndermitir. Bu nbvvet ve risalet (peygamberlik) messesesinin sahibi, ailesinden Allah'n kendilerini mbarek kld kimselerdir. Bu konuda Allah Teala yle buyurur: "Hani bir vakit brahim, babasna ve milletine dedi ki: Hakikat ben, sizin taptklarnzdan uzam, onlarla bir iliiim yoktur. Ancak beni yoktan rneksiz yaratan (Rabbim) mstesna (sadece O'na taparm). Herhalde O beni doru yola eritirecektir. brahim bunu, (Hak'ka) dnerler diye soyu arasnda baki kalacak bir (kelime) sz olarak brakt" (Zuhruf: 43/26-28) Ayet-i kerime'de bildirilen sz (kelime), Allah in ih-las szdr ki, bizi yoktan yaratan Halik mstesna, btn tapnlan eylerden uzak olmaktr. Bu noktay Allah azze ve celle Yasin suresi'nde yle belirtmitir: "Beni yoktan yaratp varlk alanna getiren Allah'a ne diye tapmayaym? Hepiniz ancak O'na dndrleceksiniz. Artk ben O'ndan baka ilahlar edinirmiyim? Eer Rahman bana bir zarar vermeyi dilese, onlarn efaati bana hibir fayda salamaz ve beni kurtaramazlar da. O takdirde ben mutlaka ak bir sapklk iinde olurum" (Yasin: 36/22-24) Allah Teala brahim'in (a.s.) kssasnda, baz yldzlar AUah'dan baka Rab edinerek ona tapan kimselerin sapln anlattktan sonra yle buyurmutur: "Gne batnca, brahim (a.s.), Ey kavmim! phesiz ki, sizin ortak kotuklarnzdan beriyim. Hem ben phesiz ki, yzm, batldan uzak, Hakka tamamen ynelmi bir halde gkleri ve yeri yaratana evirdim ve ben ortak koanlardan deilim. Kavmi, brahim'le tartmaya kalkt. O da dedi ki: Beni doru yola eritirmi-ken Allah hakknda tartyor musunuz? O'na ortak kotuklarnzdan korkmam; meer ki, Rabbim bir eyi dilerse (Onun dilei yerine gelir). Rabbim ilim bakmndan her eyi kuatp kapsamtr. Artk dnp