iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · dergisi, 11/1 , istanbul1997, s. 153-164; İsmail er ... ı...

2
SEYYiD NiZAMOGLU hada ise (TY, nr . 4176) Seyyid Nizam'a ait gösterilmektedir. Eser muhtemelen baba- aittir . Seyyid ila- hileri Hasan Yeniköylü Hadi Bey ve Ahmed Efendi : Seyyid Camiu'l-maarif, Süleyma- niye Ktp. , Mahmud Efendi, nr. 2335, vr. 3"-6' , 11 b-14b; a.mlf., Risale-i Nizami, Sü- leymaniye Ktp ., Vehbi , nr. 2171 , vr. 2b- 3b; Harlrlzade, Tibyan, vr. 142' -143b; Meh- med Tevfik, Mecmuatü't-teracim, iü Ktp. , TY, nr. 192, vr. 19'; Müellifleri, 1, 26, 58-59, 81- 82; Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya (h az . Meh- met Ali istanbul 2006, lll , 306- 313; IV, 257-26 1; Zakir Mecmua-i Teka- ya s. 30, 65; Abdülbaki "Sey- yid Seyfullah TDL,XIX/207 (1 968) , s. 405-413; Necdet Tosun, "Seyyid Seyfullah : ve Eserleri", Derg is i, 11/1 , istanbul1997, s. 153-164; Er- "Seyyid Seyfullah Efendi ( ö. 1 O O/ ve Vahdet-i Vüciid Risalesi", Tasavvuf, sy. 8, Ankara 2002, s. 47-61. Iii N ECDET TOSUN NUH ( (ö. 1126/ 1714) L Türk musiki si bestekan, hanen de . Diyarbekir'de Mehmed olup kaynaklarda fazla bilgi bu- Memleketinde düzenli bir sonra genç geldi. Burada ilim tahsilinin ya- mOsiki en IV . Mehmed ile (1648- 1687) lll. Ahmed 703- 730) dönem- dir. Ali Ufkl Bey, Post, BuhOrlzacte Mustafa ltrl Efendi ve Nazim gibi ol- muhtemeldir. MOsikideki bu ortamda daha da Enderun'- daki mOsiki hanendeleri ara- yer ve oldu. Seyyid Nuh' un tegannisini EbOishakzade Esad Efendi Acem, Mehmet Suphi Ezgi Azeri benzetmektedir (Atrabü 'L-asa r, vr. 22"; Nazarf-AmelfTürk Musikisi, I, I 14) . lll. Ahmed kendisine Diyarbekir'- de bir tirnar verilerek emekli oldu. Mem- leketine döndükten bir müddet sonra ve- fat etti. Esad Efendi ölümü için len, "Bin da ömrü olsa ne var 1 Nuh'un da bir müsaade-i var" tarih beytini kaydetmektedir (Atrabü 'L-asar, vr. 22b). Esad Efendi, Seyyid Nuh'un sesinin or- ta güzellikte bestelerinde par- 74 bir üsiObun söylemekte- dir (a.g .e., vr. 22a-b) . Kendisini bizzat dinle- belirten Esad Efendi otuz beste, semai ve bil- dirmekteyse de (a.g. e. , vr. 22b) kaynaklar- da eski güfte 1 OO'den faz- la eserinin güttesinin yer ileri sürül- mektedir. Bestelerinden günümüze on (Aksüt, s. 46; BTMA, II, 46). Suphi Ezgi eserinde tahir ve besteleriyle hümayun ma- semaisinin vermek- tedir. lU. Ahmed devri ve Fasih Ahmed Dede, Seyyid Nuh'a bir muhabbetnarnede onu ve mOsikinin Pisagor'u oldu- ifade s. 306). : Esad Efendi, Atrabü ' /- asar, Ktp ., nr. 1739, vr. 22•-b; Suphi Ezgi , Nazart-Amelf Türk Musikisi, istanbul 1933-40, 1, 112-114, 164- 165; IV, 55-56; Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Mu- sikisi Antolojisi, 1942, 1, 122, 125; ibnü- lemin, Sada, s. 306-307; Kip , TSM Saz Ese r- leri, s. 5; Sadun Aksüt, Türk Musik is inin 100 s. 46-47 ; TSM SözEser/er, s. 52, 258, 269, 278, 349, 355; Özalp, Türk Müsikisi Ta- rihi, 1, 426-428; Öztuna. BTMA, ll , 146. L L Iii] HASAN A KSOY el-CÜRCANi (bk. CÜRCANi, Seyyid VEHBi . 1149/ 1736) Divan ve n esir _j _j Hüseyin olup Mehmed Efendi'nin kethüda- Ahmed Efendi'nin Nesebi Ehl-i beyt'e "Seyyid" laka- Silsilesi Hüsameddin Efen- di' ye için bir müddet "Hüsaml" sonra ho- Mirzazade Ahmed Neyll'nin tav- siyesiyle "Vehbi" Sünbülza- de Vehbi ile için Vehbi-i Kadim veya Vehbi-i Ewel diye de Mirzazade Mehmed Efendi'den oku- du ve iyi bir gördü. AbdOl - baki Arif Efendi'den hat dersi Hoca- zade Seyyid Osman Efendi'nin Anadolu ka- oldu I 08/ 1696) . 1123 (1711 ) Rus seferi vesilesiyle kaside ve tarihlerle lll . Ahmed'in ilgisini çekti. Uzunca bir süre istanbul med- reselerinde müderrislik 1720'de ka- !erne Surname'sine mükafat olarak ikinci defa fethinde Tebriz'e tayin edil- di. Kayseri , Manisa ve Halep mev- leviyetlerinde bulundu. Halep'ten hacca gitti (I 147/ 1735 ). hasta- ve Aksaray'daki evinde ve- fat etti, Cambaziye Mes- cidi haziresine defnedildi. lll . Ahmed ve Damad dö- nemi önde gelen olan Vehbi önceleri kendisine üstat olarak Nabl'yi ancak Nedim'in etkisine Kasidelerinde Nefi eda- hakim olan sanatkar pek çok ga- zelini tanzir ve tahmis Seyyid Veh- bi, etkisini en aza in- dirmeye izlerini önündeki lll. Ahmed için "Besmeleyle iç suyu Han Ahmed'e eyle dua" tarih ebcedinin eksik gel- mesi üzerine bunu, "suyu Han Ahmed'e eyle dua" koyarak takdirini kazanma- vesile bu beyti de ihtiva eden musammat kasidesi çevresine bir halinde Eserleri. 1. Divan . Harnit Dikmen tara- doktora olarak üç nüs- suretiyle lanan divanda (bk. bibL) bir münacat, dört na't, bir mi 'raciyye, rubal tev- hidle üç na't , seksen kaside, bir takriz, dört hal, iki mektup, 128 ta- rih manzumesi, iki terkibibend, iki terci- ibend, iki müseddes, yirmi tahmls, dört 266 gazel, elli bir on dokuz lu- gaz, rubal, iki yirmi müfred ve iki adet matla' beyti mevcuttur. Baki, Neyll, Nef"i, Ne- dim gibi gazellerini tanzir ve tah- mis Keçecizade Molla gibi ba- z. Surname. lll. Ah- med 'in sünnet , merasimlerini günü gününe takip eden gördüklerini bütün ile mensur bir eserdir. Türün.ün en olan kitapta zamanda devrin örf ve adetlerini Benzerle- ri en düzgün metin kabul edilen eserde yer yer manzum parçalar da var- Birçok kütüphanede olup Ktp., TY, nr . ll, 1607, 3035; 3974, 6098, 6099, 6 124; Karatay, I, 280) Sara- Müzesi Kütüphanesi'ndeki nüshada (III. Ahmed, nr . 3593) Levnl 137 minyatür mevcuttur . Bu minya- türler üzerinde Hüseyin Elmas Os- man ve L ev nf'y e Ait Surname Minyatür-

Upload: others

Post on 10-Sep-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Dergisi, 11/1 , istanbul1997, s. 153-164; İsmail Er ... ı 994, SÜ Sosyal Bilimler Ens titüsü), Süreyya Eroğlu ( Surname-i Hüma yun ve

SEYYiD NiZAMOGLU

hada ise (TY, nr. 4176) Seyyid Nizam'a ait gösterilmektedir. Eser muhtemelen baba­sına aittir. Seyyid Nizamoğlu'nun bazı ila­hileri Enfı Hasan Ağa, Yeniköylü Hadi Bey ve Şikarlzade Ahmed Efendi tarafından bestelenmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Seyyid Nizamoğlu , Camiu'l-maarif, Süleyma­niye Ktp. , Hacı Mahmud Efendi , nr. 2335, vr. 3"-6' , 11 b-14b; a.mlf., Risale-i Tac-ı Nizami, Sü­leymaniye Ktp ., Bağdatlı Vehbi , nr. 2171 , vr. 2b-3b; Harlrlzade, Tibyan, ıı, vr. 142' -143b; Meh­med Tevfik, Mecmuatü 't-teracim, iü Ktp. , TY, nr. 192, vr. 19'; Osmanlı Müellifleri, 1, 26, 58-59, 81-82; Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya (haz. Meh­met Akkuş - Ali Yı l maz). istanbul 2006, lll, 306-313; IV, 257-261; Zakir Şükrü , Mecmua-i Teka­y a (Tayş i ) , s. 30, 65; Abdülbaki Gölpınarlı, "Sey­yid Seyfullah (Nizamo~lu)" , TDL,XIX/207 (1968), s. 405-413; Necdet Tosun, "Seyyid Nizarnoğlu Seyfullah : Hayatı ve Eserleri", İLAMAraştırma Dergisi, 11/1 , istanbul1997, s. 153-164; İsmail Er­doğan, "Seyyid Seyfullah Kasım Efendi ( ö. 1 O ı O/ ı6o ı ) ve Mit'tah-ı Vahdet-i Vüciid Adlı Risalesi", Tasavvuf, sy. 8 , Ankara 2002, s. 47-61.

Iii N ECDET TOSUN

SEYYİD NUH ( ı:Y...:;....)

(ö. 1126/ 1 714)

L Türk musikisi bestekan, hanende. _ı

Diyarbekir'de doğdu. Adı Mehmed olup hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi bu­lunmamaktadır. Memleketinde gördüğü düzenli bir öğrenimden sonra genç yaşta İstanbul'a geldi. Burada ilim tahsilinin ya­nı sıra mOsiki eğitimi aldı. Şöhretinin en parlakzamanı IV. Mehmed ile (1648- 1687)

lll. Ahmed (ı 703- ı 730) arasındaki dönem­dir. Ali Ufkl Bey, Hafız Post, BuhOrlzacte Mustafa ltrl Efendi ve Nazim gibi çağda­ŞI olduğu mOsikişinaslarla görüşmüş ol­ması muhtemeldir. MOsikideki yeteneğini bu ortamda daha da geliştirdi. Enderun'­daki mOsiki fasıllarının hanendeleri ara­sında yer aldı ve başhanende oldu. Seyyid Nuh'un tegannisini EbOishakzade Esad Efendi Acem, Mehmet Suphi Ezgi Azeri tarzına benzetmektedir (Atrabü 'L-asar, vr. 22"; Nazarf-AmelfTürk Musikisi, I, I 14) . lll. Ahmed zamanında kendisine Diyarbekir'­de bir tirnar verilerek emekli oldu. Mem­leketine döndükten bir müddet sonra ve­fat etti. Esad Efendi ölümü için düşürü­len, "Bin yıl da ömrü olsa kişinin ne karı var 1 Nuh'un da bir müsaade-i rOzigarı var" tarih beytini kaydetmektedir (Atrabü'L-asar, vr. 22b).

Esad Efendi, Seyyid Nuh'un sesinin or­ta güzellikte olduğunu , bestelerinde par-

74

·ıak bir üsiObun bulunduğunu söylemekte­dir (a.g .e., vr. 22a-b) . Kendisini bizzat dinle­diğini belirten Esad Efendi otuz civarında beste, semai ve şarkısının olduğunu bil­dirmekteyse de (a.g. e. , vr. 22b) kaynaklar­da eski güfte mecmualarında 1 OO'den faz­la eserinin güttesinin yer aldığı ileri sürül­mektedir. Bestelerinden günümüze on beş kadarı ulaşmıştır (Aksüt, s. 46; BTMA , II , ı 46). Suphi Ezgi eserinde tahir ve şehnaz makamlarındaki besteleriyle hümayun ma­karnındaki semaisinin notalarını vermek­tedir. lU. Ahmed devri mutasawıf şair ve hattatlarından Fasih Ahmed Dede, Seyyid Nuh'a gönderdiği bir muhabbetnarnede onu övmüş ve mOsikinin Pisagor'u oldu­ğunu ifade etmiştir (İbnülemin , s. 306).

BİBLİYOGRAFYA :

Ebı1ishakzade Esad Efendi, Atrabü' /-asar, iü Ktp., nr. 1739, vr. 22•-b; Suphi Ezgi, Nazart-Amelf Türk Musikisi, istanbul 1933-40, 1, 112-114, 164-165; IV, 55-56; Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Mu­sikis i Antolojisi, İstanbul 1942, 1, 122, 125; ibnü­lemin, Hoş Sada, s. 306-307; Kip, TSM Saz Eser­leri, s . 5; Sadun Aksüt, Türk Musikis inin 100 Bestekarı, s. 46-47; TSM Sözlü Eser/er, s. 52, 258, 269, 278, 349, 355; Özalp, Türk Müsikisi Ta­rihi, 1, 426-428; Öztuna. BTMA, ll , 146.

L

L

Iii] HASAN A KSOY

SEYYİD ŞERIF el-CÜRCANi

(bk. CÜRCANi, Seyyid Şerif) .

SEYYİD VEHBi ( ~,...\;w )

(ö. 1149/ 1 736)

Divan şairi ve nesir yazarı.

ı

_j

ı

_j

İstanbul'da doğdu . Adı Hüseyin olup İmamzade Mehmed Efendi'nin kethüda­sı Hacı Ahmed Efendi'nin oğludur. Nesebi Ehl-i beyt'e dayandığından "Seyyid" laka­bıyla anılmıştır. Silsilesi Hüsameddin Efen­di'ye ulaştığı için gençliğinde bir müddet "Hüsaml" mahlasını kullandıktan sonra ho­cası şair Mirzazade Ahmed Neyll'nin tav­siyesiyle "Vehbi" mahlasını aldı. Sünbülza­de Vehbi ile karıştınlmaması için Vehbi-i Kadim veya Vehbi-i Ewel diye de anılır. Mirzazade Şeyh Mehmed Efendi'den oku­du ve iyi bir öğrenim gördü. Ayrıca AbdOl­baki Arif Efendi'den hat dersi aldı . Hoca­zade Seyyid Osman Efendi'nin Anadolu ka­zaskerliğinde mülazım oldu (ı I 08/1696) .

1123 (1711 ) yılında Rus seferi vesilesiyle yazdığı kaside ve tarihlerle lll . Ahmed'in ilgisini çekti. Uzunca bir süre istanbul med­reselerinde müderrislik yaptı. 1720'de ka-

!erne aldığı Surname'sine mükafat olarak ikinci defa fethinde Tebriz' e kadı tayin edil­di. Ardından Kayseri, Manisa ve Halep mev­leviyetlerinde bulundu. Halep'ten ayrılırken hacca gitti (I 147/ 1735 ). Dönüşünde hasta­landı ve İstanbul Aksaray'daki evinde ve­fat etti, Cerrahpaşa'da Cambaziye Mes­cidi haziresine defnedildi.

lll. Ahmed ve Damad İbrahim Paşa dö­nemi şairlerinin önde gelen simalarından olan Vehbi önceleri kendisine üstat olarak Nabl'yi seçmiş, ancak sonraları Nedim'in etkisine girmiştir. Kasidelerinde Nefi eda­sı hakim olan sanatkar pek çok şairin ga­zelini tanzir ve tahmis etmiştir. Seyyid Veh­bi, mazmunlarında İran etkisini en aza in­dirmeye çalışmış, yaşadığı hayatın izlerini şiirine taşımıştır. Topkapı Sarayı önündeki lll. Ahmed Çeşmesi için padişahın yazdı­ğı, "Besmeleyle iç suyu Han Ahmed' e eyle dua" tarih mısraının ebcedinin eksik gel­mesi üzerine bunu, "Aç besıneleyle iç suyu Han Ahmed'e eyle dua" şekline koyarak tamamlaması sultanın takdirini kazanma­sına vesile olmuş , bu beyti de ihtiva eden musammat kasidesi çeşme çevresine bir kuşak halinde nakşedilmiştir.

Eserleri. 1. Divan. Harnit Dikmen tara­fından doktora çalışması olarak üç nüs­hası karşılaştırılmak suretiyle neşre hazır­lanan divanda (bk. bibL) bir münacat, dört na't, bir mi'raciyye, beş rubal şeklinde tev­hidle kırk üç na't, seksen altı kaside, bir takriz, dört arz-ı hal, iki mektup, 128 ta­rih manzumesi, iki terkibibend, iki terci­ibend, iki müseddes, yirmi tahmls, dört şarkı , 266 gazel, elli bir kıta , on dokuz lu­gaz, yetmiş beş rubal, iki nazım, yirmi beş müfred ve altmış iki adet matla' beyti mevcuttur. Baki, Neyll, Nef"i, Raşid, Ne­dim gibi şairlerin gazellerini tanzir ve tah­mis etmiş, Keçecizade İzzet Molla gibi ba­zı şairleri etkilemiştir. z. Surname. lll. Ah­med'in şehzadelerinin sünnet, kızlarının düğün merasimlerini günü gününe takip eden şairin gördüklerini bütün teferruatı ile aktardığı mensur bir eserdir. Türün.ün en meşhur örneği olan kitapta şair aynı zamanda İstanbul'u tanıtmakta, devrin örf ve adetlerini anlatmaktadır. Benzerle­ri arasında en düzgün metin kabul edilen eserde yer yer manzum parçalar da var­dır. Birçok kütüphanede yazmaları olup (İÜ Ktp., TY, nr. ll, 1607, 3035; 3974, 6098,

6099, 6 124; Karatay, I, 280) Topkapı Sara­yı Müzesi Kütüphanesi'ndeki nüshada (III. Ahmed, nr. 3593) Levnl tarafından yapıl­mış 137 minyatür mevcuttur. Bu minya­türler üzerinde Hüseyin Elmas (Nakkaş Os­man ve Levnf'ye Ait Surname Minyatür-

Page 2: Iii - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Dergisi, 11/1 , istanbul1997, s. 153-164; İsmail Er ... ı 994, SÜ Sosyal Bilimler Ens titüsü), Süreyya Eroğlu ( Surname-i Hüma yun ve

lerinin Kompozisyon ve Renk Açısından incelenmesi, ı 994, SÜ Sosyal Bilimler Ens­titüsü), Süreyya Eroğlu ( Surname-i Hüma­yun ve Surname-i Vehbi Bağlamında Nak­kaş Osman ve Nakkaş Levni, 2000, İstan­bul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Nalan Aracı (Nakkaş Os­

man'ın Surname Yapıtından Resim Yorum­ları, 2005, Mersin Üniversitesi Sosyal Bi­limler Enstitüsü) yüksek lisans tezi hazır­lamıştır. Reşat Ekrem Koçu'nun özetle ya­yımladığı (İstanbul ı 939) Surname met­ni üzerinde Ahsen 1\.ıba Kaynarca tarafın­dan bir yüksek lisans çalışması yapılmıştır (Seyyid Vehbi'nin Sürnamesi: İnceleme­Metin, 2000, Dumlupınar Üniversitesi Sos­yal Bilimler Enstitüsü) . Levnl'nin Surnd­me minyatürlerini Esin Atıl yayımlamış (İs­tanbul ı 999), bu minyatürler ve Mertol1\.ı­lum tarafından yeni harfiere aktarılan Sur­name metni Robert Bragner'in İngilizce tercümesiyle birlikte ayrıca neşredilmiş­tir (Bern 200ı). 3. Hadis-i Erbain Ter­cümesi. Türünün başarılı sayılabilecek bir örneği olan ve bir nüshası İstanbul Üni­versitesi Kütüphanesi'nde bulunan (TY, nr. ı 376, vr. 3b-6') bu tercümede her ha­dis metni dört mısralık bir kıta içinde ikti­bas edilmiştir. 4. Risdle-i Sulhiyye. 1130 (1718) yılında imzalanan Pasarofça Ant­Iaşması hakkında Sadrazam Damad İbra­him Paşa'nın emriyle kaleme alındığı anla­şılan manzum risalede Yaradin mağiObi­yetiyle Belgrad'ın kaybedilişi anlatılmakta, ancak İbrahim Paşa'nın bu işi barışla so­nuçlandırdığı dile getirilmektedir. Bir nüs­hası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde kayıtlıdır (TY, nr. 27 ı ı, vr. 220b-229b). Kaf­zade Faizi'nin (ö. 103111622) başlayıp Sey­yid Vehbi'nin tamamladığı Leyla vü Mec­nun'un Nevizade Atal'nin hattıyla 1624'­te yazılmış bir nüshası bulunmaktadır (Le-

vend, s. 325). Eser ayrıca Faizi divanının ba­zı nüshaları içinde de yer alır (İÜ Ktp, TY, nr. 1699) . Seyyid Vehbi devrin tanınmış bazı edipleri gibi Mustafa Safayi'nin Tez­kire'sine yazdığı uzun takriziyle da dikkat çekmektedir ( Tezkiretü 'ş-şuara-yı SafayL DTCF Ktp., Mustafa Co n, B boyu, nr. 60 ı, vr. 2-3). BİBLİYOGRAFYA :

Seyyid Vehbi ve Divanının Karşılaştırmalı Met­ni (haz. Ham it Dikrnen, doktora tezi, I 99 I) , AÜ Sos­yal Bilimler Enstitüsü; Surname-i Vehbi: A Mini­ature Jllustrated Manuscript of an JBth Century Festival in Ottoman Istanbul (nşr. A. Mertol Tu! um. tre. R. Bragner). Bem 200 ı; Mustafa Sa­fayi Efendi. Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 32ı5, s. 360; İsmail BeiTğ, Nuhbetü'l-asar, İÜ Ktp., TY, nr. ı ı82 , s. 116; Raşid, Tarih, v, 404, 42ı, 425; Salim, Tez­kire, İstanbul ı315, s. 710; Çelebizade Asım, Ta­rih, İstanbul 1153, vr. 90h-91 '; Ayvansarayi, Had1-katü'l-cevami', 1, 79; Müstakimzade Süleyman Sadeddin, Mecelletü'n-nişab, Süleymaniye Ktp ., Halet Efendi, nr. 628, vr. 428; Fatln, Tezkire, s . 443; Muallim Naci. Esam1, İstanbul 1308, s. ı 77-179; Arif Hikmet, Tezkire, Millet Ktp., Ali Em1r1, nr. 789, s. 65; Faik Reşad, Esla{. İstanbul 1312, ll, 100-ı04; Gibb, HOP, IV, ıoı-ıo7; Osmanlı Müel­lifleri, ll, 234; Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nai/1, Milli Ktp., nr. 611, s. 1670-1671; Agah Sım Levend, Arap, Fars ve Türk Edebiyatlannda Leylii ve Mec­nun Hikayesi, Ankara 1959, s. 325; Karatay, Türk­çe Yazma/ar, I, 280; Ali Canip Yöntem, "On ikin­ci Asır Edebiyatının Meşhur Sirnalanndan: Sey­yid Vehbi", HM, 1/16 (1927), s. 305; Harnit Dik­men, "Seyyid Vehbi'nin Hayatı , Eserleri, Edebi Kişiliği ve Şairliğinin Değerlendirilmesi", TUBA, XXll (1998). s . 87-ı01; a.mlf .. "Seyyid Vehbi'nin Şiirlerinde Muhteva", TK, XXXVlll/450 (2000), s . 614-631; a.mlf., "Seyyid Vehbi Divanı'nın Şekil ve ifade Özellikleri Yönünden Analizi", Çukuro­va Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, lll/1, Adana 2003, s. 103-127; Abdülkadir Karahan. "Seyyid Vehbi", İA, X, 543-547; "Vehbi Hüseyin (S~yyid)", TDEA, VIII, 525; Kathleen R. F. Burril. "Wehbi Sayyidi", EP (İng.). Xl , 202; Şehnaz Yal­çın, "Levili" , DİA, XXVll, 155.

Iii HAMiT DiKMEN

seyyid

Vehbi'nin Surname'sinden

minyatürlü iki sayfa (TSMK, III. Ahmed,

nr. 3593, vr. 27', 168h)

L

SEYYiD VELAYET

SEYYİD VEIAYET (..::...;_':/~~)

(ö. 929/1522)

Vefai-Zeyni şeyhi. _j

8SS ( 1451) yılında Bursa'nın Kirmasti kasabasında doğdu. Baba tarafından so­yu Hz. Hüseyin' e ulaşır. Hayatı hakkında bi­linenlerin önemli bir kısmı, Vefaiyye tarika- · tının plri Tacülarifin Seyyid Ebü'I-Vefa ei­Bağdadl'ye dair menakıbnameyi tercüme eden mütercimin eserin baş tarafında ver­diği bilgilere dayanmaktadır. Bu eserde atalarından Seyyid Pir Hayatüddin, Vefa­iyye tarikatının kurucusu Ebü'I-Vefa ei­Bağdadl ile kardeş çocuğu olarak göste­rilir. Seyyid Ebü'J-Vefa henüz küçük yaşta olan amcaıadesi Seyyid Hayatüddin'i ev­lat edinmiş ve yetişmesinde büyük emek sarfetmiştir (Tercüme-i Menakıb-i Şeyh Vefa, vr. 7b) Bu bilgi doğru kabul edildiği takdirde ailesinin nesep itibariyle Vefaiy­ye tarikatıyla doğrudan bağlantılı olduğu ortaya çıkar. Nitekim Seyyid Yelayet'in ba­zı faaliyetleri bunu doğrular niteliktedir.

Menakıbnameye göre annesi Sitt bint HaliL Seyyid Yelayet'in ilk hac yolculuğuna çıktığı 880 (1475) yılında, babası Seyyid Ahmed 22 Muharrem 886'da (23 Mart 1481) vefat etti. Seyyid Yelayet'in hayatı­nın erken dönemleri ve eğitimi konusunda Molla Gürani'den hadis okuduğunci dair bilginin dışında (Hoca Sadeddin, II, 579) bir kayda rastlanmamaktadır. Onun Bur­sa'dan İstanbul'a hangi tarihte gittiği de kesin biçimde bilinmemektedir. İstanbul'a geldikten bir süre sonra dönemin önde gelen Zeyniyye şeyhlerinden tarihçi Aşık­paşazade'ye intisap ettiği ve Aşıkpaşaza­de'nin 874 (1469-70) yılında onu kızı Rabia Hatun'la evlendirdiği (Tercüme-i Menakıb-ı Şeyh Vefa, vr. 7b; Mecd!, s. 352) bilindiğine göre on altı-on yedi yaşlarında muhteme­len ailesiyle birlikte İstanbul'a ulaşmış ol­malıdır. Seyyid Yelayet'in İstanbul'a geldi­ğinde Vefru şeyhi Baba İlyas-ı Horasanl'nin soyundan gelen Aşıkpaşazade'nin yanına gitmesi düşündürücüdür. Onun bu terci­hinde Vefaiyye tarikatının pirinin soyundan gelmiş olmasının önemli payı olabileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

Şeyhi Aşıkpaşazade'nin yanında seyrü süiOkünü tamamlayan Seyyid Yelayet ica­zet aldıktan kısa bir süre sonra hacca git­ti. Kaynaklarda onun üç defa hacca gittiği kaydedilmektedir. 880 ( 1475-76) yılındaki hac seferinden dönüşte Mısır'da bir süre kalıp Seyyid Ebü'I-Vefa b. EbO Bekir'den

75