İletİŞİm ve ÇatiŞma ÇÖzme becerİlerİ
DESCRIPTION
İLETİŞİM ve ÇATIŞMA ÇÖZME BECERİLERİ. İLETİŞİM NEDİR?. İLETİŞİM , KİŞİLER ARASINDA OLUŞAN KARŞILIKLI MESAJ ALIŞVERİŞİDİR. Öğretme – öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğrenen ile öğreten arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
• Öğretme – öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğrenen ile öğreten arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir.
• İyi öğretmen sakindir, telaşlanmaz, sinirlenmez, soğuk kanlıdır, duygularını göstermez.
• İyi öğretmen önyargılı ve yanlı değildir, öğrencilere eşit davranır.
• İyi öğretmen gerçek duygularını denetler ve öğrencilere göstermez.
• Etkili öğretmen her öğrenciye eşit davranır.
Öğretmen ve Öğretim İle İlgili Çok Kişi Tarafından Kabul Edilmiş Yaygın İnançlar
Vardır
• Öğretmenler birbirlerine destek olur kendi duyguları ve inançlarından etkilenmeden öğrencilere karşı birlik oluştururlar.
• İyi öğretmen her şeyden önce tutarlıdır.
• Değişmez, unutulmaz, hata yapmaz coşkulu ve özgür bir eğitim ortamı oluşturur bu ortamı hep düzenli tutmayı başarır.
• İyi öğretmen her sorunun cevabını bilir.
OYSA…
İşte bir öğretmen kendisini bu yaygın inanç modellerine göre değerlendirir ve kendisini başarılı ya da başarısız kabul eder. Halbuki öğretmenler iyi ilişkiler kurduklarında rolden role geçmelerine, sert
davranmalarına, insanüstü ve erdemli kişiliklere bürünmelerine gerek yoktur. Aksi durumlarda en iyi öğretim tekniklerinin bile öğrencilere etki etmediği
görülecektir.
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
• AÇIKLIK: Her davranışta yapmacık değil doğal olma, maske takmama, dürüst olma.
• Önemsenmek: Öğrenciye değer verme onu adam yerine koyma, oturup konuşma, ilgi göstererek öğrenciyi dinleme.
• Bİrbİrİne İhtİyaç duymak: Öğrenci olmasa öğretmenin ne önemi var öğrenciye de öğretmen şarttır.
• Bİrbİrİnden ayrı olmak: Gerektiğinde herkesin konumunu ve yapacağı işi bilmesi ve saygıda sevgide kusur edilmemesi hissettirilmeyen ince bir çizginin korunması.
• İHTİYAÇLARINI KARŞILIKLI OLARAK GİDEREBİLMEK: Anlaşma sağlama, karşılıklı gereksinimleri giderme, birbirini anlamaya çalışma.
ÖZELLİKLERİNİ İÇERİRSE, İYİ BİR ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ KURULMUŞ
DEMEKTİR.
Koşulsuz Kabul (saygı)
İnsanların statüleri, eğitimleri, yetenekleri eşit değildir. Ama her
insanın onuru eşittir.
İçtenlik ve Dürüstlük
Kendimizi ifade ederken içten ve dürürst olmak önemli. Ancak, ne
söylediğiniz kadar nasıl söylediğiniz de çok önemli.
Empati
Söylediğimiz sözlerin, davranışlarımızın karşımızdakini nasıl etkilediğini, düşünerek fark ederek iletişim kurmak sağlıklı
iletişim için çok önemlidir.
Kaliteli İletişim Kurmanın Koşulları
Kendini dinlemeye açık olmak. Ben ne hissediyorum, ne
düşünüyorum.. Açık iletişim. İma etmeden,
kırmadan, saldırmadan düşünceleri duyguları yutmadan
uygun ifadelerle paylaşmak.
İLETİŞİM ENGELLERİ
• Emir Vermek, Yönlendirmek • Uyarmak, Göz Dağı Vermek • Ahlâk Dersi Vermek • Öğüt Vermek, Çözüm ve Öneri Getirmek • Öğretmek, Nutuk Çekmek, Mantıklı
Düşünceler Önermek • Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak, Aynı
Düşüncede Olmamak • Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu
Değerlendirmeler Yapmak • Ad Takmak, Alay Etmek • Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak • Soru Sormak, Sınamak, Çapraz Sorgulama
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Kendini yetersiz, değersiz ve aşağılanmış hissetmesine neden olabilir.
* Sizin olumsuz yargılarınıza hedef olmamak için iletişimini kesmesine yol
açabilir.* Sizin yargı ve eleştirilerinizi gerçek olarak
algılayabilir.* Benlik saygısını zedeleyebilir.
* Sizi eleştirmesine ve karşılık vermesine neden olabilir.
Konferans vermeyin
“Biz sizin yaşınızdayken ders çalışmak için bu kadar olanağımız yoktu..Hiç kıymetini
bilmiyorsunuz; halbuki biz....”
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Kendi sorunlarını kendi başına çözmede aciz olduğunu ima eder. Yetersizlik
duygusu yaratabilir.
* Sorunlarını bütün olarak düşünüp değişik çözüm önerileri geliştirip bunları
denemesini engelleyebilir.
* Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.
* Sizin kendisini anlamadığınız duygusunu oluşturabilir.
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Korku, boyun eğme yaratabilir.
* Söylenenlerin gerçekten yapılıp yapılmayacağını denemesine yol
açabilir.
* Gücenme, kızgınlık ve isyankarlığa neden olabilir.
* İstenmeyen davranışı değiştirmemesine neden olabilir.
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Genellikle hayır demeye, yarı doğru cevap vermeye ya da kaçamak cevap
vermeye yöneltebilir.
* Kendisine güvenilmediği mesajını iletebilir.
* Soruların nedeni açıklanmadığınızdan, korku ve kaygı yaratabilir.
* Konuşma özgürlüğünü zedeleyebilir.
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Korkutabilir ve kendisini engellenmiş hissetmesine neden olabilirsiniz.
* Kendisini korumasız hissetmesine neden olabilirsiniz.
* Yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimi kesebilir.
* Başarısızlık ve yetersizlik duygusu hissetmesine neden olabilir.
ÖĞRENCİNİZİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
* Korku ve aktif direnç yaratabilir.
* Söylenenlerin tersini denemeye davet edebilir.
* İsyankar davranışlara ya da misillemeye yol açabilir.
* Size karşı düşmanca duygular beslemesine neden olabilir.
ETKİLİ İLETİŞİM İLETİŞİM KURABİLMENİN ANAHTARLARI
• Etkili Dinleme
• Etkili Konuşma• Ben Dili
• Beden Dili
NEDEN DİNLEMEYİZ ?
* Eğer karşımızdakinin ne söyleyeceğini biliyorsak (bildiğimizi
zannedersek) dinlemeyiz.* Hoşumuza gitmeyen bir şeyi duymak
istemediğimizde dinlemeyiz.* Hoşlanmadığımız bir insanın
söylediklerini dinlemekte zorlanırız.* Karşımızdaki daha sözüne başlar
başlamaz cevap hazırlamaya başladığımız için ne dediğini duymayız.
NASIL DAHA İYİ DİNLERİZ ?
* Konuşurken dinleyemezsiniz, konuşmayı kesin ve dinlemeye istekli
olduğunuzu gösterin.* Kendinizi konuşanın yerine koyun.
Onun bakış açısını, tutumlarını değerlerini ve yaşını gözönüne alarak
anlamaya çalışın.* Onu daha iyi anlamak için sorular
sorun.* Dikkatinizi konuşulana verip
duygularınızı kontrol etmeye çalışın.
Ergen öğrencinizin büyüyen ve sürekli değişen, bir birey olduğunu unutmayın. Kendi ergenlik deneyimlerinizi düşünün.
Siz ergen iken, öğretmenlerinizin nasıl davranmalarını isterdiniz...
Sizinle birebir görüştüğünde mi, sınıf içinde konuştuğunda mı daha etkili oluyordu? Hangi öğretmenlerinizin
tepkilerini daha çok dikkate alıyordunuz, hangi öğretmenleriniz
sizin üzerinizde olumlu etki yaratıyordu, neden?
En iyi tepki herhalde sabırlı olmaktır.
Bir an için kendinizi öğrencinizin yerine koyun ve düşünün...
Öğretmen olarak göndermiş olduğunuz mesajları siz nasıl
alırdınız?
Mesajlarda dikkatinizi çeken ne olurdu?
Öğrencinize verdiğiniz mesajlar onu nasıl etkiliyor?
Etkili DinlemeEtkin dinleme, dinleyen kişinin
anlatılanları karşı tarafa tıpkı bir ayna gibi yansıtmasıdır. Edilgin dinlemeden farkı,
konuşan kişinin doğru anlaşıldığı ve işitildiğini karşı tarafa iletmesidir. Yani
konuşan kişinin duygularının anlaşıldığının ifade edilmesidir. Böylece çocuk hem kendisini ifade etmiş olacak hem de sorunlarına çözüm yolu bulacaktır.
Etkili iletişim yöntemlerinden biri edilgen dinlemedir. Edilgen dinleme,
öğrenciniz konuşurken, sık sık soru sormadan ve yorum yapmadan onu dinlemektir.
Öğretmen kendi görüşlerini iletmek yerine onay tepkilerini (kafasını öne doğru eğerek “hı, hı”,
“doğru”, cümlelerdeki önemli kelimeleri tekrar etmek) kullanarak tamamen susmadan, göz teması kurarak öğrencinin konuşmaya teşvik
edilmesidir .
Etkili KonuşmaKonuşma , insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da olduğundan, öğrenciyi öğretmene yakınlaştırabildiği gibi uzaklaştırabilirde…
Kapı Aralayıcı İletiler
Öğrencinin duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlandığı durumlarda, konuşmaya davet etmek için
özendirici sorular sorarak konuşmak için davettir. “Düşüncelerin ilgimi çekiyor.”, “Bugün üzgün
görünüyorsun, konuşmak ister misin?”, “Bu konudaki duygu ve düşüncelerini merak ediyorum.” gibi cümleler
öğrenciye saygı duyulduğu iletisini göndererek konuşmaya teşvik eder. Bu sözler kullanılmaya
başlandığı ilk zamanlarda öğreciler alışık olmadıkları bir durumla karşılaşacakları için olumlu tepkiler
vermeyebilirler.
DAVRANIŞ PENCERESİ
Kabul alanı----------------------
Kabul etmeme alanı
Kabul çizgisi
Kabul çizgisi duruma ve kişiye göre yer değiştirir
SORUN ÖĞRENCİDEYKEN SORUN ÖĞRETMENDEYKEN
Konuşmayı öğrenci başlatır. Konuşmayı öğretmen başlatır.
Öğretmen dinleyendir. Öğretmen konuşandır.
Öğretmen danışmandır. Öğretmen etkileyendir.
Öğretmen öğrenciye yardımcı olmak ister.
Öğretmen kendisi için yardım ister.
Öğretmen öğrencinin çözümünü kabul eder.
Öğretmen sonuçtan hoşnut olmalıdır.
Öncelikle öğrencinin gereksinimleri ile ilgilidir.
Öncelikle kendi gereksinimleri ile ilgilidir.
Öğretmen sorunun çözümünde daha edilgendir.
Öğretmen sorunun çözümünde daha etkindir.
Sorun Kimde?
Bu tablo öğretmenlere, öğrenci sorunlarını çözme ile öğrencilerin öğretmenlerde
yarattıkları sorunları çözme davranışlarının birbirlerinden tümüyle ayrı olduğunu ve ayrı yaklaşımlar gerektirdiğini gösterir. Buna göre
:• Her şeyden önce öğrencinin davranışı “davranış penceresi”nin doğru bölümüne
yerleştirilmelidir.• Öğrencinin davranışı “sorun öğrencinin”
alanındaysa, öğretmenin Etkin Dinleme uygulayarak danışmanlık yapması uygundur.
Sorun Kimde?
SORUN ÖĞRENCİDE
-------------------------------------
SORUN YOK(ÖĞRENİM )
-------------------------------------
SORUN ÖĞRETMENDE
Etkin Dinleme
Ben Dili
BEN DİLİSen İletileri Neden Yanlıştır ?
Örnek:Dersi ilk anlatışta anlayan bir
öğrencinin anlamayanlar için yapılan tekrar sırasında can sıkıntısından
öğretmeni rahatsız ettiğini varsayalım. Öğretmen bu engelleme sonucu, kendinde oluşan duyguları içinde saklayıp konuşursa bir kodlama yapacak ve dili “sen”li olacaktır:
“Terbiyesizlik ediyorsun”
BEN DİLİ
Eğer duygularını açıklayarak konuşursa ben diliyle konuşmuş
olacaktır:
“Çok rahatsız oldum”
Sen –iletileri öğrenciyi olumsuz yargılayan,
Ben – iletileri ise öğretmenin
sorun karşısındaki duygularını dile getiren iletilerdir.
Ben – İletileri Neden Etkilidir ?
Ben – İletileri Neden Etkilidir ?
Ben – iletilerini gönderen öğretmen, kendi duygularının bilincinde olmak için önce kendini dinleme ve duygularını tüm açıklığı ile öğrencileriyle paylaşma yükümlülüğü taşır.
Ben – iletileri , davranışının yükümlülüğünü öğrencide bırakır. Aynı zamanda Ben –iletileri , Sen – iletileriyle birlikte gelen olumsuz etkileri içermez ve öğrenciyi kızgın, kinli, hırçın değil, yardımcı ve düşünceli olmada özgür bırakır.
Ben – İleti Cümleleri Nasıl Kurulur ?
Birinci öğe sorun yaratan davranışın tanımlanmasıdır.
Her şeyden önce öğrenciler bu iletiden öğretmene neyin sorun olduğunu anlamalıdır. Öğrenci ,
öğretmeninin kendisi ile neden yüzleştiğini kestirmek zorunda kalmamalıdır. Böyle olursa ileti etkisini yitirir.
Kabul edilmezliği suçlamayan, yargılamayan türde tanımlamak, Ben – iletisi için iyi bir başlangıçtır.
Ben – İleti Cümleleri Nasıl Kurulur ?
Ben – iletisinin ikinci öğesi öğrencinin kabul edilemeyen davranışının öğretmen üzerindeki kesin, gerçek ve somut etkisinin ona söylenmesidir:
“Sen kapıyı kilitlemeyince ( yargılamayan tanımlama) , bazen eşyalarım çalınıyor...”
(Somut etki)
“Siz dersten önce tahtayı temizlemeyince (yargılamayan
tanımlama) ben çok zaman yitiriyorum...”(Somut etki)
Somut etki açıkça söylenmezse, çocuk bunu tam olarak
algılayamayacağı için Ben – iletisi başarısız olur.
Ben – İleti Cümleleri Nasıl Kurulur ?
Ben – iletisinin üçüncü öğesi duyguların dile getirilmesidir:
“Sen ayaklarını sıranın dışına çıkarınca (davranışın tanımı), arada yürürken onlara takılabilirim (somut etki) ve düşüp bir yerimi kırabilirim
diye korkuyorum (duygu).”Öğretmen burada davranışın olası etkisini söylüyor ve ortaya çıkardığı
korku duygusunu dile getiriyor.
Ben – İleti Cümleleri Nasıl Kurulur ?
Bir tarafın davranışları diğerinin gereksinimlerine ters düşüyor,
engelliyor ya da değerleri birbirine uymuyorsa bu kişiler
arasında ortaya çıkan sürtüşmeye çatışma denir.
Çatışmalar normaldir. Çatışma (anlaşmazlık) günlük yaşamın
doğal bir parçasıdır.
Çatışma Nedir?
ÇATIŞMA OLMALI MI?
• Önemli olan çatışma durumunun yaşanması değil, onu nasıl
çözdüğünüzdür.• Çatışma durumunun kendisi olumlu
ya da olumsuz değildir, çatışma durumuna verilen tepkiler olumlu ya
da olumsuzdur.• Çatışmalar ilişkiyi güçlendirir ya da
zayıflatır.
NEDEN ÇATIŞMA OLUŞUR?
Herkesin inançlarının, ihtiyaçlarının, önceliklerinin, yapmak istediği şeylerin, beklentilerinin farklı olması .
Ergenlik dönemine geçiş.
Sınıf içinde öğrenciler arasında ya da öğrenciler ile öğretmenler arasında çeşitli çatışmalar
çıkabilmektedir.
Öğretmen sınıfta genellikle şu gereksinimlerinin karşılanmasını bekler:
Sesini rahatça sınıfa duyurabilmek, Anlattığı dersin dinlenmesi, Ders esnasında öğrencilerin kendi aralarında
konuşmamaları, Sorduğu soruya cevap alabilmek, Öğrencilerin kurallara uymaları, Derse zamanında girilmesi, Derse hazırlanarak gelinmesi, vs.
Ancak öğretmenin bu gereksinimleri her zaman öğrencinin gereksinimleri ile örtüşmez. Dersten sıkılan öğrencinin o an ki
gereksinimi dersi kaynatmak ve sıkıntısını azaltmak olabilir. Evi uzak olan öğrenci derse gecikebilir yada öğrenci, arkadaşlarıyla birlikte olma
gereksinimi nedeni ile derse gelmeyebilir; beğenilme gereksinimi duyabilir bu nedenle kurallara aykırı kılık kıyafetle okula gelebilir;
derslerde başarılı olmayan, fiziksel olarak ta dikkat çekemeyen öğrenci kendini ifade edebilme gereksinimi nedeniyle sırf dikkat çekmek için
sınıfta sorunlar yaratıyor olabilir. Her iki taraf içinde bu örnekler sayfalarca çoğaltılabilir. Bunların bir kısmı herkesçe kabul edilebilir
gereksinimlerdir ancak büyük çoğunluğu öğrenciden öğrenciye, öğretmenden öğretmene ve o an ki özgül koşullara göre değişiklik
gösterir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta her iki tarafında her zaman, kendince haklı gerekçeleri olan bir çok gereksiniminin
olduğudur. Herkes kendi gereksinimini karşı tarafa dayatırsa, karşı tarafın gereksinimleri yok sayılmış ve bastırılmış olur.
ÇATIŞMANIN SORUMLUSU KİM?
Problem kimin kontrolünde?
Karşı tarafın payı nedir?
Benim payım/ yapabileceklerim nelerdir?
Çatışma Döngüsü
Çatışmaya ilişkintutum ve değerlerim:__________________________________________________________________________
Çatışmaoluştuğundatepkilerim:
____________________________________________________________________________________
Çatışmalarım:____________________________________
Sonuçlar:________________________________________________
POZİTİF ÇATIŞMA
İ LETİ Şİ M Açık, sürekli
Gerçek duygu ve düşünceleri yansıtır
VERİ MLİ Lİ K Verimlilik artar
Problemlere sinerjistik yaklaşılır
ÇATI ŞMA Açık bir biçimde tanımlanabilir
Kazan- kazan merkezli
İ Lİ ŞKİ LER Karşı tarafın ihtiyacına
saygılı Güvene dayalı
NEGATİF ÇATIŞMA
İ LETİ Şİ M Yalnızca zorunlu olduğunda
Saklı amaçlar, ajandalar, üstükapalı ima ve iğnelemeler
VERİ MLİLİ K Verimlilik azalır
Önemli olandan çok, acilolana öncelik verir
ÇATIŞMA Kurum merkezli olmaktan çok,
birey merkezli Kazan- kaybet odaklı
İ Lİ ŞKİ LER Tek yönlü
Korkuya/güce dayalı Savunmacı
NİÇİN KIZIYORUM?
NELERE KIZIYORUM?
KIZMA GEREKÇELERİM BAŞKALARINA GÖRE DE HAKLI GÖRÜLEBİLİR Mİ?
KIZGINLIK DUYGUNUZLA İLGİLİ FARKINDALIK KAZANMAK İÇİN ŞU SORULARI CEVAPLAYIN
KIZGINLIK NEDENLERİ
Haksız engelleme Düşünme biçimimizin
çarpıklığı: Abartma Etiketleme Zorunluluk yükleme Zihin okuma
KIZGINLIĞIN YÖNETİMİ
Kızgınlığın farkına varılması.
Kızgınlık uyarımının anında kontrol edilmesi.
Alternatif varsayımların belirlenmesi.
Kızgınlığın nedeninin tanılanması.
Bireyin kendini güçlendirmesi.
Kızgınlığın yapıcı bir biçimde ifade edilmesi.
Kızgınlığı İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
Açık ve net olmak Tutarlı olmak
Kızgınlığın sorumluluğunu kabul etmek
Karşı tarafı kızdırmaktan kaçınmak Düşüncesizce davranmaktan
kaçınmak Haklılık ve üstünlük duygusuna
kapılmamak Duyarlı olmak
Kazan-kaybet yöntemlerinde daha çok bir savaş ortamı vardır.Kendi
gereksinimlerinin karşılanması için karşı tarafın gereksinimlerinin bastırılması
esasına dayanır. Bir taraf kazanırken diğer taraf kaybeder.
Oysa kazanan ve kaybedenin olmadığı 'kaybeden yok' yönteminde karşılıklı saygı
esasına dayanan ve her iki tarafın gereksinimlerinin karşılanabileceği ortak
bir payda bulunur.
ÇATIŞMA ÇÖZME YOLLARI
Kazan -Kaybet YöntemleriBu bölümde genellikle sınıflarda çatışmaların nasıl çözüldüğünü
gösteren iki yöntem açıklanacaktır. Bunlardan bir tanesi öğretmenin kazandığı öğrencinin kaybettiği yöntemdir. Diğeri ise öğrencinin kazandığı öğretmenin kaybettiği
yöntemdir.
Bu yöntemde kazanan öğretmendir, kaybedenöğrencidir. Öğretmen otoriterdir, gücünü ödül ve cezadan alır, öğretmenin öğrencilere karşı güç
kullanımı söz konusudur. Öğretmen kendi gereksinimlerini öğrencilere zorla kabul ettirir.
Öğrencinin gereksinimi dikkate alınmaz.Öğrencide kızgınlık ve kırgınlık öğretmende
ise suçluluk duyguları oluşturur. Burada kastedilen otoriter kavramı 'gücünü ödül
ve cezadan alan, katı kuralları olan' anlamındadır. Otorite kavramının diğer anlamı ile yani 'saygınlık
ifade eden belirli bir alanda akademik- bilimsel yetkinliği olan‘ anlamı ile karıştırılmamalıdır.
Kazan - Kaybet Yöntemi 1 :
Bu yöntemi kullanan öğretmenin öğrencileri güç kullanımı ile baş edebilmek
için çeşitli yöntemler geliştirirler:• İsyan, direnme, meydan okuma, örgütlenme,• Başkalarını suçlama, dedikodu yapma,• Yalan söyleme, duygularını saklama,• Sinsilik, hilecilik (kopya),• Model alma: kendinden güçsüzlere karşı aynı yöntemi uygulama,• Yenmeye yönelik hırs,• Boyun eğme, sinme,• Yağcılık,• Hayalcilik,• Kaçma (fanteziler, okul korkusu, okul fobisi, zararlı alışkanlıklar, çok yeme..vs.),• Psikosomatik hastalıklar ( Migren, ülser vs.),• Çöküntü.Bu yöntemin en önemli sonucu öğrencileri hileye ve yalana sevk
etmesidir.Öğrencilerde sorumluluk duygusunu zayıflatır, iç denetim
geliştirmeleriniengeller. Asıl olan kurallara uymak değil kuralları çiğnerken
otoriteye yakalanmamaktır.Öte yandan ceza yinelendikçe etkisini azaltır ve "cezamı
çektim, borcumu ödedim, tekrardan suç işleyebilirim" eğilimi oluşturur.
Bu yöntemde ise kazanan öğrencidir, kaybeden
öğretmendir. Öğrencinin öğretmene yönelik güç kullanımı
(kafa tutma, ciddiye almama, saygısızlık, öğretmen sınıftayken
de kendi gereksinimleri doğrultusunda
davranışlarına devam etme, öğretmenle dalga geçme....vs.)
vardır.Sınıfta esas olan öğrencinin
gereksinimleridir. Öğretmenin gereksinimleri bastırılmıştır. Öğretmen hoşgörü maskesi
altındadır. Bu durum öğretmende kızgınlık, kırgınlık ve öğrencide
suçluluk duyguları oluşturur.
Kazan - Kaybet Yöntemi 2:
Bu yöntemde ise öğretmenler öğrencilerin güç kullanımı ile baş
edebilmekiçin bazı yöntemler geliştirirler:
• Habersiz ve zor sınavlar, gereksiz not kırma,• Öğrencilere karşı idareden sürekli destek isteme,• Kaçma (tayin isteme, aşırı yeme, hayal kurma),• Sürekli yakınma,• Psikosomatik rahatsızlıklar,• Arkadaş ilişkilerinde isteksizlik,• En sevilen öğretmen olmak için bol not vererek öğrencilere yağcılıketme,• İstenilen işin en azını yaparak yeni bir şeyler denemeden durumu idareetme.
Görüldüğü gibi her iki yöntemde de kazanmak için savaş vardır, karşıdakinin
gereksinimlerine saygısızlık vardır.
Kaybeden Yok Yöntemi’ne geçmeden önce çatışma yönetimi ile ilgili bazı aşamaları gerçekleştirmek gerekir:
1. AŞAMA:
Kızgınlığınızı Kontrol Altına Alın.
Taraflar sağlıklı düşünemeyecek kadar kızgın ise ve duygularını kontrol edemiyorsa uzlaşma sağlanamaz.
2. AŞAMA:
Karşı Tarafa Yaklaşmadan Önce Bir Kez Daha Düşünün!
Çatışma tarafları nasıl etkilemektedir?
Çatışmada taraflar için çıkarlar ve değerler nelerdir?
Taraflardan her birinin diğerine ilişkin önyargıları ve varsayımları nelerdir?
Söz konusu çatışmayı yönetmede ya da çözümlemede en iyi yaklaşım nedir?
İşbirliği yapılacaksa, bunu başlatmak için en uygun yer ve zaman nedir?
3. AŞAMA:
Olumlu Bir Hava Oluşturun.
Karşı tarafı uzlaşmaya-konuşmaya davet edin.
İyi niyetli olduğunuzu gösterin.
Karşı tarafı dikkate aldığınızı ve önem verdiğinizi gösterin.
4. AŞAMA:
Temel Kurallara Dikkat Edin. Karşı tarafı dikkatle dinleyin ve sözünü
kesmeyin.
Durumu iyileştirmek için çalışın.
Sakinliğinizi koruyun.
Bu yöntemde kaybeden yoktur, her iki tarafta kazanır. Sonuçta kimsede kızgınlık,
kırgınlık ve suçluluk duyguları oluşmaz. Çatışmalarda esas alınması gereken kimin suçlu kimin suçsuz olduğu değildir.
Önemli olan sorunun çözümüdür.
Bu yöntem altı aşamada çatışmaya neden olan sorunu çözmeyi amaçlar:
1. SORUNU TANIMLAMA: Gereksinim ve duygular ben iletileri ile dile getirilmelidir.
Karşılıklı suçlamalardan kaçınılmalı mevcut sorunun bizimüzerimizdeki etkisi açıklanmalıdır.
"Siz kendi aranızda konuşunca dikkatim dağılıyor, sinirleniyorum."
Ben iletisi sorun olan davranışın tanımlanması, bu davranışın bizim üzerimizdeki
somut etkisinin açıklanması esasına dayanır. Suçlama içermediğiiçin karşı tarafta savunucu bir tutuma yol açmaz. Bu aşamada
kendi açımızdansorunu tanımlamalı, gereksinimlerimizi açıklamalı ve hemen etkin
dinlemeyegeçmeliyiz.
2. OLASI ÇÖZÜMLER ÜRETME: Yaratıcı beyin fırtınası yönteminden yararlanarak
bütün çözüm önerileri yazılmalıdır. Öğrenciler çözüm üretme konusunda
yüreklendirilir. Gelen öneri çok saçma olsa bile yazılmalıdır, öğretmen
kendi çözüm önerilerini de söyler ve yazar.
Kaybeden Yok Yöntemi
3. ÇÖZÜMLERİ DEĞERLENDİRME: Yazılan çözüm önerileri üzerinde tek tek durulur.Herkes yazılan önerilerle ilgili görüşlerini söyler. Bu noktada öğretmeninde önerileri değerlendirme hakkı vardır, ancak sadece kurallara
aykırı olanları gerekçelerini açıklayarak elerse iyi olur, toplantı sürecinde
önerileri ile öğrencileri yönlendirebilir. Öğrencilerde çözüm önerilerinden
beğenmediklerinin (gerekçesini açıklayarak) üzerini çizdirirler.
4. KARAR VERME: Bu aşamada en iyi çözümün hangisi olduğuna karar vermek gerekir. Kalan birkaç öneri
üzerinde bütün sınıfın (özellikle sorunladaha fazla ilgili olan öğrencilerin) hem fikir olması çok
önemlidir. Hangiönerinin uygulanacağına birlikte karar verilmelidir.
5. BU KARARIN NASIL UYGULANACAĞINI BELİRLEME: Ne zaman , nasıl uygulanacağı, yeri, zamanı, kimin nasıl
sorumlu olacağı vs.6. ÇÖZÜMÜN BAŞARISINI DEĞERLENDİRME: Belirli bir süre sonra tekrar toplanarak seçilen çözüm önerisinin uygulanışı ve başarısı konusu tartışılır. Gerekirse yeni
bir öneri üzerinde durulur.
Kaybeden Yok Yöntemi
KAYBEDEN YOK YÖNTEMİNİN AVANTAJLARI:Küskünlük olmaz, kaybeden yoktur. Karşılıklı olarak saygı ve
sevgiye dayalıbir ortamın oluşmasını sağlar. Gerçek sorunun ortaya
çıkmasını sağlar.Öğrencilerin daha sorumlu ve olgun olmalarını sağlar.
Güç yada otorite gerektirmez.Güdülenme çözümün uygulanma olasılığını artırır. Alınan
kararda kendipayının olması öğrencilerde iç denetimi güçlendirir.
Bu yöntem tüm sınıfı ilgilendiren sorunlarda sınıf içinde uygulanabilir. Eğer
sorunu/çatışmayı yaşayan sadece birkaç öğrenci ise sadece o öğrencilerle
toplantı düzenlenerek de uygulanabilir. Eğer öğrenciler arasında gruplaşmalar
var ise ya da birkaç liderin çatışması söz konusu ise (sınıfın genel durumunu
etkileyen çatışmalar) öğretmenin tarafsız hakemliğinde sorunlarını
kaybeden yok yöntemi ile çözmeleri sağlanabilir. Bu tür oturumlara sadece
sorunun taraflarının katılmasına dikkat edilmelidir. Bu tür sorun çözümüne
dönük toplantılarda/ oturumlarda öğrenciler ortada hile olmadığına, öğretmenin
bu konuda içten olduğuna inanmalıdırlar. Toplantı başında gereksinimlerin
açıklandığı aşamada iletişim engeli kullanılmamasına dikkat edilmelidir.
Öğretmen ben dili kullanarak mevcut sorunun kendisi üzerinde ki
etkisini açıklamalı ve hemen etkin dinlemeye geçmelidir.
Kaybeden Yok Yöntemi