interview with workshop magazine

1
Hayvan sağlığı iş kolunun Türkiye’de kurulması iki sene öncesine dayanıyor. Bu anlamda 2012’deki önceliklerimiz arasında, Boehringer Ingelheim hayvan sağlığı portföyünü tamamlama çalışmalarına devam etmek, paralelde de hizmete sunduğumuz ürünlerimizle ilgili kilit paydaşlarımızla projeler geliştirmek gibi hedefler var. “Sağlıklı Hayvanlar, Sağlıklı Toplum” parolasıyla çıktığımız yolda, beşeri ekibimizle de uyum içerisinde çalışarak, hem insan hem de hayvan sağlığı iş kollarında sağlık bilincini artırma amaçlı sosyal projelere odaklanacağız. Ashoka ile yürüttüğümüz “Daha Fazlık Sağlık” Projesi, bunların başında gelmektedir. Elinizde olsaydı sektörde ilk değiştireceğiniz şey ne olurdu? Sektörün dinamikleri son yıllarda hızlı bir değişim içerisinde, aslında diğer sektörlere bakarsak bu hızı normal karşılamak gerekir, ancak yıllardır belli kalıplarda hareket eden ilaç sektörü, bu değişime adapte olmakta zorlanıyor. Değişmek isteyen, ama değişmekte zorlanan sektörün bir çalışanı olarak bir dileğimi söyleyebilirim; sağlık bilgisine erişim konusunda sektörün bir yandan geleneksel pazarlama kanalları üzerinden çalışmaya devam ederken, diğer yandan çevrim içi sosyal mecraların kullanımı konusunda iş birliği içerisinde, sosyal sorumluluk bilinciyle bir araya gelip, hem sağlık profesyonelleri hem de hasta / hasta yakınları için ortak projeler geliştirmesini arzulardım. Sosyal medya ile ilgili firmanızda ve sektörde yapılanları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medyanın, ülkemiz koşullarında paydaşlara erişim için şu anda tabir-i caizse ısınma aşamasında ve yeni olmasıyla birlikte, birkaç yıl içinde vazgeçilmez bir pazarlama kanalı olacağını düşünüyorum. Gerçek şu ki, ilaç endüstrisi hakkındaki düşünülenler ne olursa olsun, ortada insanların hayatını olumlu ve de olumsuz yönde etkileyecek çok ciddi büyüklükte bir sağlık ve hastalık bilgisi bulunmakta. Google’da herhangi bir hastalık ile ilgili arama yaptığınızda hiçbir zaman bir ilaç endüstrisi sayfasıyla karşılaşmazsınız, genellikle ilk sayfada topluluk siteleri gibi “son kullanıcı”nın beslediği sosyal kanallarla karşılaşırsınız. Ürünler ve markalarla ilgili bilgileri bir kenara bırakırsanız, patojenlerin nasıl çalıştığı veya kronik hastalıkların insan vücudunda nasıl geliştiği ve ilerlediği ile ilgili çok zengin ve doğru ya da yanlış olan bilgiye internet vasıtasıyla ve de özellikle Merakınızın peşinden gidin B Bu sayımızda sizlere tanıtacağımız isim Boehringer Ingelheim Ürün Müdürü Serkan Erkovan. Kendi deyimiyle, değişmek isteyen, ama değişmekte zorlanan sektörün bir çalışanı olan Erkovan’la 2012 ajandası, sosyal medya ve hobileri hakkında konuştuk. portre Serkan Erkovan Boehringer Ingelheim Ürün Müdürü Bize kısaca kendinizden ve profesyonel geçmişinizden bahsedebilir misiniz? 2002 Yılında Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Enformatiği Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra Kadir Has Üniversitesi’nde MBA programını tamamladım. Lise yıllarında sırasıyla oyuncu, yazar, mühendis ve borsa uzmanı olmayı düşünürken kendimi enformatik bölümünde bulmuştum, mezun olmadan önce de Siemens Business Services’ta müşteri temsilcisi olarak bilgi teknolojileri tarafına yakın olmayı tercih ettim. 2003 yılında Boehringer Ingelheim ile başladığım ve bugüne kadar geldiğim süre boyunca CRM, proje yöneticiliği, iş danışmanlığı gibi iş destek fonksiyonlarında görev aldım. Proje yöneticisi olarak çalıştığım dönemde, Project Management Institute (PMI)’ün İstanbul şubesinin resmi kuruluş sürecinde yönetim ekibinde yer aldım. Reçeteli ve reçetesiz ürünler iş kollarına iş danışmanlığı sorumluluğum sırasında, global sosyal medya inisiyatiflerinin lokalizasyonunda rol aldım. Kariyerimdeki tüm bu gidişat, beni günden güne işin pazarlama tarafına daha da yaklaştırdı. 2012 itibariyle bizzat pazarlamanın içinde olmayı tercih ederek, hayvan sağlığı pazarlama departmanında ürün müdürü sorumluluğunu üstlendim. 2012 yılında ajandanızda neler var? Boehringer Ingelheim % 6,1’lik pazar payıyla dünyanın en hızlı büyüyen hayvan sağlığı ilaç üreticilerinden biri konumunda; şirket şu anda dünyada altıncı sırada yer almaktadır. Bu faaliyet alanı grup satışlarının % 7’sini oluşturmaktadır. Sosyal medyayı, ilaç endüstrisi için kurtarıcı olmasa da, ilerde hem kaçınılmaz bir zorunluluk hem de önemli bir fırsat olarak kullanılabilecek bir mecra olarak görüyorum. 88 WS 27 sosyal kanallarda başkasının ne dediği ile sahip olabiliyoruz.. Asıl meselemiz, bu bilgi kirliliği içerisinde tüm paydaşları doğru bilgi kaynağına yönlendirmek ve bilinç sahibi yapmak olmalı. Bu bağlamda sosyal medyayı, ilaç endüstrisi için kurtarıcı olmasa da, ilerde hem kaçınılmaz bir zorunluluk hem de önemli bir fırsat olarak kullanılabilecek bir mecra olarak görüyorum. Bize “başarı”yı tarif eder misiniz? İş ve sosyal yaşamdaki başarının sırları nelerdir? Albert Einstein’ın hayata dair ders niteliğindeki tavsiyelerinden 5’i, başarıyı çok net tarifliyor bana göre.. Merak; merakınızın peşinden gidin, yeni şeyler öğrenme arzusu, zihninizi zenginleştirecektir. Azim / Vazgeçmemek; işin başında, yarısında, sonuna doğru aksilikler çıkabilir, vazgeçmeyip devam etmeli. Yaratıcılık; Einstein şöyle demiş, “Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.” Hayal gücünün hantallaşmasına izin vermemek gerekir. Hata yapmak / deneyim; hiç hata yapmıyorsanız yeni bir şeyler denemiyorsunuz demektir, bir an önce hata yapmaya bakmakta fayda var. Değer yaratmak; başarılı olmaya odaklanmak yerine, “nasıl değer yaratabilirim?” sorusuna odaklanmak kişiyi kendiliğinden başarıya taşıyacaktır. İş dışındaki zamanlarınızı nasıl geçirirsiniz? Hobileriniz nelerdir? Hobilerimin başında seyahat etmek geliyor. Tüm süreç, seyahate gitmek istediğim noktayı belirlemekle başlıyor. Seyahat ettiğim yerlerde yeni insanlar tanımak ve biriktirmek, oranın kültürünü yakından tanıyıp oranın müzikleriyle dansetmek, sokaklarında uzun yürüyüşler yaparken kaybolmaktan acaip derecede keyif alıyorum. Seyahat ederken daha önce görmediğiniz güzelliklerin ve gerçekliklerin fotoğrafını çekmek ise hem gördüklerinizi hafızaya almanızı sağlıyor, hem de yaratıcılığınızın hantallaşmasına engel oluyor. Eve döndüğümde, fotoğraf makinemden fotoğrafları aktarıp, bu fotoğrafları kesip biçtikten sonra üzerine hikayeler yazana kadar süreç devam ediyor. St. Augustine’e ait olduğu söylenen çok sevdiğim bir söz var, “The world is a book and those who do not travel read only one page.” Yani diyor ki, dünya bir kitap gibidir ve her kim ki dünyayı gezmiyor ve sabit tek bir yerde duruyorsa, kitabın sadece 1 sayfasını okumuş demektir.

Upload: serkan-erkovan

Post on 14-Dec-2014

67 views

Category:

Lifestyle


2 download

DESCRIPTION

Interview with pharma & healtcare industry dedicated Workshop Magazine (http://www.workshopdergi.com)

TRANSCRIPT

Page 1: Interview with Workshop Magazine

Hayvan sağlığı iş kolunun Türkiye’de kurulması iki sene öncesine dayanıyor. Bu anlamda 2012’deki önceliklerimiz arasında, Boehringer Ingelheim hayvan sağlığı portföyünü tamamlama çalışmalarına devam etmek, paralelde de hizmete sunduğumuz ürünlerimizle ilgili kilit paydaşlarımızla projeler geliştirmek gibi hedefler var. “Sağlıklı Hayvanlar, Sağlıklı Toplum” parolasıyla çıktığımız yolda, beşeri ekibimizle de uyum içerisinde çalışarak, hem insan hem de hayvan sağlığı iş kollarında sağlık bilincini artırma amaçlı sosyal projelere odaklanacağız. Ashoka ile yürüttüğümüz “Daha Fazlık Sağlık” Projesi, bunların başında gelmektedir.

Elinizde olsaydı sektörde ilk değiştireceğiniz şey ne olurdu?

Sektörün dinamikleri son yıllarda hızlı bir değişim içerisinde, aslında diğer sektörlere bakarsak bu hızı normal karşılamak gerekir, ancak yıllardır belli kalıplarda hareket eden ilaç sektörü, bu değişime adapte olmakta zorlanıyor. Değişmek isteyen, ama değişmekte zorlanan sektörün bir çalışanı olarak bir dileğimi söyleyebilirim; sağlık bilgisine erişim konusunda sektörün bir yandan geleneksel pazarlama kanalları üzerinden çalışmaya devam ederken, diğer yandan çevrim içi sosyal mecraların kullanımı konusunda iş birliği içerisinde, sosyal sorumluluk bilinciyle bir araya gelip, hem sağlık profesyonelleri hem de hasta / hasta yakınları için ortak projeler geliştirmesini arzulardım. Sosyal medya ile ilgili firmanızda ve sektörde yapılanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medyanın, ülkemiz koşullarında paydaşlara erişim için şu anda tabir-i caizse ısınma aşamasında ve yeni olmasıyla birlikte, birkaç yıl içinde vazgeçilmez bir pazarlama kanalı olacağını düşünüyorum. Gerçek şu ki, ilaç endüstrisi hakkındaki düşünülenler ne olursa olsun, ortada insanların hayatını olumlu ve de olumsuz yönde etkileyecek çok ciddi büyüklükte bir sağlık ve hastalık bilgisi bulunmakta. Google’da herhangi bir hastalık ile ilgili arama yaptığınızda hiçbir zaman bir ilaç endüstrisi sayfasıyla karşılaşmazsınız, genellikle ilk sayfada topluluk siteleri gibi “son kullanıcı”nın beslediği sosyal kanallarla karşılaşırsınız. Ürünler ve markalarla ilgili bilgileri bir kenara bırakırsanız, patojenlerin nasıl çalıştığı veya kronik hastalıkların insan vücudunda nasıl geliştiği ve ilerlediği ile ilgili çok zengin ve doğru ya da yanlış olan bilgiye internet vasıtasıyla ve de özellikle

Merakınızın peşinden gidin

B

Bu sayımızda sizlere tanıtacağımız isim Boehringer Ingelheim Ürün Müdürü Serkan Erkovan. Kendi deyimiyle, değişmek isteyen, ama değişmekte zorlanan sektörün bir çalışanı olan Erkovan’la 2012 ajandası, sosyal medya ve hobileri hakkında konuştuk.

po

rtre

Serkan ErkovanBoehringer Ingelheim

Ürün Müdürü

Bize kısaca kendinizden ve profesyonel geçmişinizden bahsedebilir misiniz?

2002 Yılında Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Enformatiği Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra Kadir Has Üniversitesi’nde MBA programını tamamladım. Lise yıllarında sırasıyla oyuncu, yazar, mühendis ve borsa uzmanı olmayı düşünürken kendimi enformatik bölümünde bulmuştum, mezun olmadan önce de Siemens Business Services’ta müşteri temsilcisi olarak bilgi teknolojileri tarafına yakın olmayı tercih ettim. 2003 yılında Boehringer Ingelheim ile başladığım ve bugüne kadar geldiğim süre boyunca CRM, proje yöneticiliği, iş danışmanlığı gibi iş destek fonksiyonlarında görev aldım. Proje yöneticisi olarak çalıştığım dönemde, Project Management Institute (PMI)’ün İstanbul şubesinin resmi kuruluş sürecinde yönetim ekibinde yer aldım. Reçeteli ve reçetesiz ürünler iş kollarına iş danışmanlığı sorumluluğum sırasında, global sosyal medya inisiyatiflerinin lokalizasyonunda rol aldım. Kariyerimdeki tüm bu gidişat, beni günden güne işin pazarlama tarafına daha da yaklaştırdı. 2012 itibariyle bizzat pazarlamanın içinde olmayı tercih ederek, hayvan sağlığı pazarlama departmanında ürün müdürü sorumluluğunu üstlendim.

2012 yılında ajandanızda neler var?

Boehringer Ingelheim % 6,1’lik pazar payıyla dünyanın en hızlı büyüyen hayvan sağlığı ilaç üreticilerinden biri konumunda; şirket şu anda dünyada altıncı sırada yer almaktadır. Bu faaliyet alanı grup satışlarının % 7’sini oluşturmaktadır.

Sosyal medyayı, ilaç endüstrisi için kurtarıcı olmasa da, ilerde hem kaçınılmaz bir zorunluluk hem de önemli bir fırsat olarak kullanılabilecek bir mecra olarak görüyorum.

‘‘

’’

88 WS 27

sosyal kanallarda başkasının ne dediği ile sahip olabiliyoruz.. Asıl meselemiz, bu bilgi kirliliği içerisinde tüm paydaşları doğru bilgi kaynağına yönlendirmek ve bilinç sahibi yapmak olmalı. Bu bağlamda sosyal medyayı, ilaç endüstrisi için kurtarıcı olmasa da, ilerde hem kaçınılmaz bir zorunluluk hem de önemli bir fırsat olarak kullanılabilecek bir mecra olarak görüyorum.

Bize “başarı”yı tarif eder misiniz? İş ve sosyal yaşamdaki başarının sırları nelerdir?

Albert Einstein’ın hayata dair ders niteliğindeki tavsiyelerinden 5’i, başarıyı çok net tarifliyor bana göre..

Merak; merakınızın peşinden gidin, yeni şeyler öğrenme arzusu, zihninizi zenginleştirecektir. Azim / Vazgeçmemek; işin başında, yarısında, sonuna doğru aksilikler çıkabilir, vazgeçmeyip devam etmeli. Yaratıcılık; Einstein şöyle demiş, “Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.” Hayal gücünün hantallaşmasına izin vermemek gerekir. Hata yapmak / deneyim; hiç hata yapmıyorsanız yeni bir şeyler denemiyorsunuz demektir, bir an önce hata yapmaya bakmakta fayda var. Değer yaratmak; başarılı olmaya odaklanmak yerine, “nasıl değer yaratabilirim?” sorusuna odaklanmak kişiyi kendiliğinden başarıya taşıyacaktır.

İş dışındaki zamanlarınızı nasıl geçirirsiniz? Hobileriniz nelerdir?

Hobilerimin başında seyahat etmek geliyor. Tüm süreç, seyahate gitmek istediğim noktayı belirlemekle başlıyor. Seyahat ettiğim yerlerde yeni insanlar tanımak ve biriktirmek, oranın kültürünü yakından tanıyıp oranın müzikleriyle dansetmek, sokaklarında uzun yürüyüşler yaparken kaybolmaktan acaip derecede keyif alıyorum. Seyahat ederken daha önce görmediğiniz güzelliklerin ve gerçekliklerin fotoğrafını çekmek ise hem gördüklerinizi hafızaya almanızı sağlıyor, hem de yaratıcılığınızın hantallaşmasına engel oluyor. Eve döndüğümde, fotoğraf makinemden fotoğrafları aktarıp, bu fotoğrafları kesip biçtikten sonra üzerine hikayeler yazana kadar süreç devam ediyor. St. Augustine’e ait olduğu söylenen çok sevdiğim bir söz var, “The world is a book and those who do not travel read only one page.” Yani diyor ki, dünya bir kitap gibidir ve her kim ki dünyayı gezmiyor ve sabit tek bir yerde duruyorsa, kitabın sadece 1 sayfasını okumuş demektir.