islam ansiklopedisi cilt 21 - komisyon.pdf

1462

Upload: hilmi

Post on 07-Aug-2018

285 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

BNÜ’l-CEZZÂR, Ebû Ca‘fer (         (
Ebû Ca‘fer Ahmed b. brâhîm b. Ebî Hâlid el-Cezzâr el-Kayrevânî (ö. 369/979)
Hekim, eczac ve tarihçi.
Bir hekim ailesinin çocuu olarak Kayrevan’da dünyaya geldi; baz modern kaynaklar onun 285’te (898) doduunu söylemektedir (Abdülvehhâb b. Mansûr, II, 321). Bat literatüründe adna Aburafar, Ybnezizar ve Abincali gibi farkl ekillerde rastlanr. lk tp eitimini göz hekimi (kehhâl) olan  babas brâhim b. Ebû Hâlid ile eserlerinde adn skça and amcas Ebû Bekir’den ald; daha sonra Alebîler döneminin önde gelen hekimlerinden shak b. Süleyman el-srâîlî ve Ziyâd b. Halfûn’un talebesi oldu. Bütün ömrünü frîkye’de geçiren bnü’l-Cezzâr, hastalarn evinde kabul eder, bo vakitlerini fakir ve dükünlere ayrrd. Yoksullardan para almaz, ayrca onlara kendi yetitirmesi olan Reî adl bir eczac vastasyla hazrlad ilâçlar bedava datrd. Bu konuda bbü’l- fuarâ adl bir de kitap kaleme almtr (a. bk.). bnü’l-Cezzâr düün, bayram ve cenaze törenlerine katlmakla birlikte genellikle münzevi yaamay tercih etmi, hayat boyunca özellikle devlet  büyüklerinden uzak durmutur. Yazlar Akdeniz kysndaki bir tekkede inzivaya çekilirdi. Bütün kaynaklar onu gözü tok, dindar ve son derece merhametli bir hekim olarak tantmaktadr. bnü’l- Cezzâr’n seksenini geçkin bir yata Kayrevan’da öldüü konusunda görü birlii varsa da verilen tarihler birbirinden çok farkl olup (369 [979], 395 [1005], 400 [1010]) genellikle bn zârî’nin verdii ilk tarih kabul görmektedir. Arkasnda krktan fazla eser, zengin bir kütüphane ve 24.000 dinar brakmtr.
bnü’l-Cezzâr’n çada ve meslekta bn Cülcül onun tp ve dier ilimlerdeki bilgisinin geniliinden, ahlâknn mükemmelliinden söz eder ve özellikle tp alanndaki eserlerinin çok   baarl olduunu vurgular (abatü’l-ebbâ, s. 88-89). bnü’l-Cezzâr’n tarih alanndaki ilgisi, Fâtmî Devleti ve slâm’n Afrika’daki maceras konularnda younlam ve bu alanda yazd üç eserin özellikle ikisi, daha sonraki siyaset ve kültür tarihçilerine kaynaklk etmitir. bnü’l-Cezzâr’n corafya ile de megul olduu bilinmektedir.
 
Kütüphanesi’nde bulunan (Ayasofya, nr. 3564) nüshasnn tpkbasmn yaymlamtr (bk. bibl.). 278 ilâcn Arapça, Farsça, Süryânîce ve Berberîce adlarnn verildii eser sahasndaki ilk müstakil çalmalardan biri olmakla birlikte müellifin basit ilâçlarla ilgili Dou slâm dünyas kaynaklarndan habersiz olduu ve daha çok Dioskorides ile Galen’in kitaplarndan faydaland anlalmaktadr  (geni bilgi için bk. brâhim b. Murâd, s. 25-153). 2. Zâdü’l-müsâfir ve tü’l-âr. Yolcunun yannda bulundurup gerektiinde bavurmas için kaleme alnan eser Dou’da ve Bat’da büyük bir  üne sahiptir. bnü’l-Cezzâr’n örencisi Ebû Hafs Ömer b. Berîk tarafndan Endülüs’e götürülerek  orada Latince’ye
çevrilmitir. Ancak asl ünlü olan tercüme Afrikal Konstantin’e aittir ve Viaticum peregrinantis adyla iki defa yaymlanmtr. Ayrca XI. yüzylda Grekçe’ye, 1124 ve 1259’da da brânîce’ye çevrilmitir. Yedi bölümden oluan ve birçok nüshas bulunan eserin bir nüshas da zmir’de Millî Kütüphane’dedir (Sezgin, III, 305-306). Eserin Dresden nüshas (MS Ea 209) Fuat Sezgin tarafndan faksimile olarak neredilmitir (Frankfurt 1996). Tahkikli nerini ilk defa Fransz arkiyatçs Gustave Duget gerçekletirmi (JA, seri V, I [1853], s. 289-353), daha sonra Muhammed Süveysî ve Râzî el-Câzî tarafndan yeni bir neri yaplmtr (Tunus 1986). 3. Kitâb Siyâsetü’-byân ve tedbîruhüm. Yirmi iki babdan oluan eser çocuun doumu, bakm, hastalklar ve tedavi yöntemleri hakknda olup Muhammed Habîb el-Hîle tarafndan yaymlanmtr (Tunus 1968; Beyrut 1984). Eserin pedagojik muhtevasna dair Ali drîs bir inceleme yapmtr (Min Alâmi’t-terbeviyyeti’l- Arabiyye el-slâmiyye, II, 65-86). 4. bbü’l-fuarâ ve’l-mesâkîn. bnü’l-Cezzâr’n, yaantlarn ve psikolojilerini yakndan bildii fakir ve dükün kimselerin hangi yöntemle tedavi edilmeleri gerektiini konu alan bir risâlesidir. Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesi’nde bir  nüshas bulunmaktadr (Haraççolu, nr. 1126/1, vr. 1a-48b); ayrca çeitli ülke kütüphanelerinde sekiz nüshas daha vardr (Sezgin, III, 306). Eser S. Catahier tarafndan neredilmitir (Paris 1984). 5. Kitâbü Ebdâli’l-ar. Escurial Library’de (nr. 1896/5) bulunan eserin Dârü’l-kütübi’l- Msriyye nüshasnn bal Bedelü’l-ar eklindedir (a.g.e., a.y.). 6. bbü’l-meâyi ve fu atihim. Yallarn tedavilerini ve salklarn koruma yöntemlerini içeren bir risâledir (a.g.e., a.y.). 7. Kitâbü’l-avâ. bn Ebû Usaybia’nn verdii bilgilerden Latince ve brânîce’ye çevrildii, hükümdarlarla seçkinlerin tedavi usulleri hakknda olduu örenilmektedir (a.g.e., a.y.). 8. Müdâvâtü’n-nisyân ve uruu taviyeti’-âkire. Melankoli hastalna yakalanm bir hükümdar için yazld anlalmaktadr. Asl ve Afrikal Konstantin tarafndan Liber de oblivione adyla yaplm Latince tercümesiyle günümüze kadar gelen eser esasen unutkanlk ve hâfza kaybnn tedavisini konu almaktadr (Brockelmann, GAL, I, 275; Suppl., I, 424). Eserin modern edisyonu, Ibn al-Gazzr’s Risla fi’n-nisyn and Constantine’s Liber de oblivione. Constantine the African and Al Ibn al- Abbs al-Mas: the Pantegni and related texts (nr. C. Burnett - D. Jacquart, Leiden 1994)  baln tayan toplu neirde yer almaktadr. 9. Kitâbü’l-Buye (Kitâb fi’l-edviyeti’l-mürekkebe). Birleik ilâçlar hakkndadr (Sezgin, III, 306). 10. Kitâb fi’l-külâ ve’l-aâ. Müellif, böbrek ve  böbrek talarn konu alan esere Kitâb Siyâsetü’-byân ve tedbîruhüm’de iaret etmektedir. Bodleian Library’de (nr. 579) kaytl olan bu kitapla
 birlikte yine müellife ait Kitâb fi’l-mâlîulyâ da bulunmaktadr. 11. Kitâbü’l-Mide (Kitâb fi’l- mide ve emrâihâ ve müdâvâtihâ). Ünlü hekim Zehrâvî’nin yararland anlalan eser Selmân Katâye tarafndan neredilmitir (Badad 1980).
 
ulamad bilinmemektedir. Çok sayda tabakat ve tarih müellifinin istifade ettii bu eserlerin, konusunda birinci elden çalmalar olduu anlalmaktadr. Bunlardan Abârü’d-devle Fâtmî hânedan ve devleti hakkndadr. . Nicholson’un ngilizce’ye An Account of the Establishment of the Fatemite Dynasty in Africa adyla çevirip yaymlad (Tübingen-Bristol 1840) Fâtmîler’e dair ba taraf eksik ve yazar meçhul bir metnin bu eserden alnma parçalar ihtiva ettii düünülmektedir  (Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, I, 318). Ayrca Makrîzî de ttiâü’l-unefânda bu eserden faydalanmtr (Micheau, XLIII/3 [1996], s. 401).
On cildi akn biyografik bir eser olan et-Tarîf bi-aîi’t-târî bata Yâkt (Mucemü’l-üdebâ, II, 136-137), Kdî yâz (Tertîbü’l-Medârik, I, 339-340; II, 487) ve bn Hallikân (Vefeyât, I, 238; IV, 62) olmak üzere çeitli müelliflerce istifade edilmi bir kaynaktr. Kitâbü Mezî frîyye Araplar’n Tunus’u fethiyle ilgilidir. Ebû Ubeyd el-Bekrî’nin bu eseri gördüü bilinmektedir (el- Mesâlik, II, 700). Kitâbü abati’l-uât ise Endülüslü vezir ve müellif Yahyâ b. Ahmed es- Serrâc’n faydaland bir kaynaktr (el-ulelü’s-sündüsiyye, I, 706-707). bnü’l-Cezzâr’n Kitâbü Acâibi’l-büldân adl bir eserinden bnü’l-Baytâr (II, 167) ve Kitâbü Tufeti’l-mülûk ve’r-reib fi’l-ber ve’l-bar mine’l-acâib ve’l-garâib adl eserin müellifi bn Zünbül aktarmalarda  bulunmutur (Fagnan, s. 121-129).
Kitâbü’l-Uyûn ve’l-adâi fî abâri’l-ai adl anonim bir tarih eserinin (nr. Ömer es-Saîdî, Dmak 1972) temel kaynaklarn da bnü’l-Cezzâr’n tarihe dair günümüze ulamayan eserleri tekil etmektedir (el-Uyûn, neredenin girii, s. XXXIII-XXXIV). Ayrca Endülüslü müelliflerden corafya bilgini Ebû Ubeyd el-Bekrî ve tarihçi bn Hayyân, bunlarn yan sra Kayrevanl iki tabakat yazar olan Ebû Bekir el-Mâlikî ile bn Nâcî de onun kayp eserlerinden istifade edenler arasndadr. Bu eserlerin Safedî’ye de kaynak oluturduu anlalmaktadr (a.g.e., neredenin girii, s. XXXIV).
BBLYOGRAFYA
 
 
68-71; Selmân Katâye, “A med b. brâhîm el-Cezzâr el-ayrevânî sîretühû ve müel-lefâtüh”, el- Mevrid, IX/1, Badad 1980, s. 47-60; Muhammed Hasan Nevfeliyye, “bnü’l-Cezzâr el-ayrevânî”, Âfâu’-eâfe ve’t-türâ, sy. 4, Dübey 1414/1994, s. 78-95; F. Micheau, “Le connaissance d’Ibn al- azzr, médecin de Kairouan, dans l’orient arabe”, Arabica, XLIII/3, Leiden 1996, s. 385-405; H. R. Idris, “Ibn al-azzr”, EI² (ng.), III, 754; “bn Cezzâr”, DMB, III, 227-229.
Hasan Doruyol
BNÜ’l-CEZZÂR, Ebü’l-Hasan (         (
Ebü’l-Hasen Nûrüddîn b. Alî b. Muhammed el-Msrî (ö. 984/1576’dan sonra)
Çok yönlü âlim ve tarihçi.
Hayat hakknda herhangi bir bilgi yoktur. el-avlü’l-celî fî abâri Mr adl eserinde hayrl faaliyetlerini anlatt Ali Paa’nn, o dönemde Msr valilii yapan üç Ali Paa’dan (Semiz Ali Paa: 1549-1554; Hâdim Ali Paa: 1558-1559; Sûfî Ali Paa: 1563-1565) hangisi olduu tesbit edilememekte, ancak onun âdil, muslih ve hayr sever kiiliiyle tannan Hâdim Ali Paa’dan (Ahmed Hüseyin, III, 827) bahsettii sanlmaktadr. Taînü’l-menâzil adl risâlesini hayatnn son dönemlerinde Kahire’de meydana gelen 984 (1576) depremi vesilesiyle yazd göz önünde tutularak  X. (XVI.) yüzyln sonlarnda öldüü söylenebilir. Eserlerinde mam âfiî için “el-imâmü’l-a‘zam” (avlü’l-celî, vr. 115a-127a; Mustaph Anwar Thir, XII [1974], s. 145, 148), kendisi için de “halîfetü âfiî”, “eyhü’-üyûh” ve “eyhu meâyihi’-üyûh” denilmesinden (bnü’l-Cezzâr, vr. 114a) âfiî mezhebine mensup ve o dönemin önemli bir tasavvuf eyhi olduu anlalmaktadr.
Eserleri. 1. Taînü’l-menâzil min hevli’z-zelâzil. Kahire depreminden sonra yaplan tartmalar  üzerine depremin sebebiyle ilgili fetva eklinde telif edilmi bir risâledir. Ancak daha ziyade kozmik  olaylarla toplumlarn ahlâkî durumlar arasnda bir balant bulunup bulunmad, bulunuyorsa bunun nasl açklanabilecei hususunu aratrd için esas itibariyle ahlâkî bir çalmadr. Deprem, veba ve kuraklk gibi âfetlerin çeitli yerlerde ve farkl ekillerde ortaya çkan birer ilâhî uyar olduu,  bunlarn insanlarn kendilerine çekidüzen vermelerini salamak açsndan önem tad görüünü savunur (Mustaph Anwar Thir, XII [1974], s. 145, 154) ve Kahire’deki depremin de gayri ahlâkî fiillerin yaygnlamas neticesinde meydana geldiini vurgular (a.g.e., XII [1974], s. 146, 151). Depremin nasl vuku bulduuna ve yeryüzünün yapsna dair baz yorumlar nakletmesi açsndan da önemli olan eseri Mustafa Enver Tâhir tahkik ederek yaymlamtr (bk. bibl.). 2. Tau’l-ferec ve’l-emân ve’l-fera li-ehli’l-îmân bi-devleti’s-Sulân Selîm b. Süleymân ân (Kefü’-unûn, I, 378). 3. Tau âmâli’r-râcîn fî enne vâlideyi Muafâ allllâhü aleyhi ve sellem bi-fali’llâhi teâlâ fi’d-dâreyni mine’n-nâcîn. Hz. Peygamber’in anne ve babasnn fazilet ve mânevî derecelerini konu alan bir risâledir (a.g.e., I, 377). 4. amu’l-vâîn fî emmi’l-berrâîn. Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Mehmed Aa Camii, nr. 149) bir nüshas bulunan risâle, afyon vb. baz maddelerden imal edilen bir macunun yapl ve kullanlmasnn dinî hükmüyle ilgili olup Abdurrahman Eyyûb ve Mustafa Enver Tâhir tarafndan bir girile birlikte yaymlanmtr (Cahiers d’études arabes et islamiques, IV [Paris 1977], s. 52-70). 5. es-Srrü’l-Muafavî fi’-bbi’n-nebevî (Brockelmann, GAL Suppl., II, 481). 6. el-avlü’l-celî fî abâri Mr (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2848/3, vr. 106-127). Msr Valisi Ali Paa’nn bu ülkeyi, muattal arazi ve caddelerini nasl imar  ve ihya ettiini anlatmaktadr. Bir giri ve üç bölümden oluan eserin
 
 
 
 
BNÜ’l-CÂBÎ (     (
Ebû Bekr bnü’l-Ciâbî Muhammed b. Ömer b. Muhammed et-Temîmî el-Badâdî (ö. 355/966)
Hadis hâfz.
Safer 284’te (Mart 897) muhtemelen Badat’ta dodu. Msr, Halep, am gibi yerleri dolaarak  Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Ca‘fer b. Muhammed el-Firyâbî, bn Nâciye ve bnü’l-Bâgandî’den ilim örendi. Hocalar arasnda kendisini iîlik konusunda etkiledii söylenen bn Ukde’nin önemli  bir yeri vardr. 349’da (960) sfahan’a giderek hadis okuttu ve 350 (961) yl balarnda Badat’n ileri gelen âlimleri arasnda yerini ald. Dârekutnî, bn âhin, Ebû Abdullah bn Mende, Hâkim en-  Nîsâbûrî ve Ebû Nuaym el-sfahânî onun talebelerinden bazlardr.
Hadislerin senedleriyle ve lafzan rivayet edilmesine önem veren bnü’l-Ciâbî’nin Rakka’ya giderken 200.000 hadisin kaytl olduunu söyledii kitaplarn bir kiiye emanet brakt anlalmakta, dönüte kitaplar almas için gönderdii hizmetçisinin onlarn kaybolduu haberini getirmesi üzerine  bu hadislerin tamamnn ezberinde bulunduunu söyleyerek (Hatîb, III, 28) bu kayb fazla önemsemedii görülmektedir. Onun 400.000 hadisi kusursuz ekilde, 600.000 hadisi de bakalaryla müzakere yapabilecek seviyede bildiini belirtmesi (a.g.e., a.y.) ve örencilerine hadis yazdrrken önünde kitap bulundurmamas hâfzasnn son derece güçlü olduunu göstermektedir. bnü’l-Ciâbî müsned hadisler yannda maktû ve mürsel olanlar da bilen, rivayetlerdeki gizli kusurlar konusunda söz sahibi saylan, ricâl bilgisine bavurulan bir âlim olup ksa bir süre Musul kadl görevinde  bulunmusa da baarl olamamtr. Ömrünün sonlarna doru rivayetlerini kartrd, kendine has  bir iîlik anlayn benimsedii, içki içtii ve ibadetlerini ihmal ettii ileri sürülen bnü’l-Ciâbî Receb 355’te (Temmuz 966) Badat’ta vefat etti.
Deiik konularda pek çok eser telif ettii söylenen bnü’l-Ciâbî bunlarn ölümünden sonra yaklmasn vasiyet etmi, bakalarndan ödünç ald çok saydaki kitapla birlikte de eserleri vefat annda yaklmtr. Onun kaynaklarda zikredilen eserleri unlardr: Müsnedü Ömer b. Alî b. Ebî âlib, et-Tefsîrü’l-mervî an Mâlik b. Enes, Tesmiyetü men rava’l-adî ve ayrahû mine’l-ulûm ve men kânet lehû nâatün ve mehebün ve nile, Kitâbü men addee (ravâ) ani’n-nebî allallhü aleyhi ve sellem hüve ve ebûh (bu kitab bn Hacer el-âbe’de kaynak olarak  kullanmtr [bk. I, 237; II, 320]), Men ravâ adîe adîr um, ikru men ravâ muââte’n-nebiyyi li-emîri’l-müminîn aleyhime’s-selâm, tilâfü Übey ve bn Mesûd fî leyleti’l-adr ve uruu âlik, e-îa min aâbi’l-adî ve abatihim, Men rava’l-adî min Benî Hâim ve mevâlîhim, Abâru Âli Ebî âlib, Abâru Aliyyi’bn üseyin aleyhime’s-selâm, Kitâbü Mevâli’l-erâf ve abatihim, Abâru Badâd ve abatü aâbi’l-adî bihâ.
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
BNÜ’l-CÜNDÎ (     (
Ebû Bekr Seyfüddîn Abdullh b. Aydodu b. Abdillâh e-emsî (ö. 769/1368)
Kraat âlimi.
699 (1300) ylnda Dmak’ta dodu. Zehebî bu tarihi 698 olarak vermitir. Kraat tahsiline, 715 yl Ramazan aynda (Aralk 1315) Mekke’de Ebû Muhammed Abdullah b. Abdülhak ed-Dilâsî’den bn Kesîr kraatini okuyarak balad. emseddin bnü’s-Serrâc’dan bn Kesîr kraatini be, krâat-i seb‘adan dierlerini birer defa okuduktan sonra bunlara Ya‘kb el-Hadramî, Hasan- Basrî, bn Muhaysn ve Ebû Ca‘fer el-Krî’nin kraatlerini ekleyerek cem‘ metoduyla kraat örenimini sürdürdü. Takyyüddin Muhammed b. Ahmed es-Sâi’den yedi kraatin her birini onar defa okuduktan sonra daha önce tahsil ettii on bir kraate A‘me ve Halef b. Hiâm’n kraatlerini ilâve etti. Ca‘berî’nin Nüzhetü’l-berere fî rââti’l-eimmeti’l-aere’siyle
Ebû Ca‘fer, Ya‘kb el-Hadramî ve Halef b. Hiâm’n kraatlerinin ele alnd Nehcü’d-dimâe fî rââti’l-eimmeti’-elâe adl eserini Haremü’l-Halîl’de kendisinden, Ebû Hayyân el- Endelüsî’nin dü’l-leâlî’siyle yetü’l-malûb ve bnü’l-Vecîh’in el-Kifâye adl eserlerini de müelliflerinden okudu. Bu hocalarndan ayrca Dânî’nin et-Teysîr, bnü’l-Fahhâm’n et-Tecrîd, Muhammed b. Hüseyin el-Kalânisî’nin el-râd adl eserleri bata olmak üzere kraate dair belli  bal kaynaklar, Bedreddin bn Cemâa ve Zeynüddin Abdurrahman b. Teîs es-Sebtî’den e- âbiyye’yi okudu. Zehebî, bnü’l-Cündî’nin Dmak’a gelip kendisinden ders aldn kaydeder. Tahsilini tamamladktan sonra Msr’n kraat âlimleri arasnda yerini alan bnü’l-Cündî’den Ebü’l- Abbas Ahmed b. Saîd ez-Zeylaî, bnü’l-Ksh, Osman b. Abdurrahman ed-Darîr gibi âlimler kraat dersleri almtr. Hadis ve nahiv alanlarnda da kendini yetitirmi olan ve kaynaklarda Hanefî, sika, güzel ahlâkl bir âlim olarak tantlan bnü’l-Cündî 769 yl evval aynn sonlarna doru (Haziran 1368) Kahire’de vefat etti.
 
Kitâbü’t-Ta dîd fî îâ i’t-Tesdîd. bnü’l-Cündî’nin daha önce yazd et-Tesdîd fi’t-tecvîd adl eserin erhidir. et-Tesdîd’in metninin sâd ( ), erh ksmnn sîn () harfiyle ayrld erhin Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Ayasofya, nr. 54, vr. 179-213) ve Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de (nr. 5529) nüshalar mevcuttur. Kaynaklarda ayrca bnü’l-Cündî’nin nahve dair ez-Zübde ve el-are adnda iki kitabnn bulunduu zikredilmektedir.
BBLYOGRAFYA
 
 
 
Ebû Alî Muhammed b. Ahmed b. el-Cüneyd el-skâfî (ö. 381/991)
iî Usûliyyûn ekolünün öncülerinden, fkh ve kelâm âlimi.
Badat ile Vâst arasndaki skâf’ta dünyaya geldi. Kâtib lakabyla da anlr. Hadis dinledii ilk  hocalarndan olan Humeyd b. Ziyâd’n ölüm tarihi (310 /922) dikkate alnarak III. (IX.) yüzyln sonlarnda veya IV. (X.) yüzyln banda doduu söylenebilir. Humeyd b. Ziyâd’dan baka Abdülvâhid b. Abdullah el-Mevslî, Ahmed b. Muhammed el-Âsmî, Muhammed b. Ali b. Ma‘mer  el-Kûfî gibi hocalardan hadis örendi. Fkh konusundaki hocalar bilinmemektedir. Küleynî ve eyh Sadûk’un çada olup dördüncü sefir Ali b. Muhammed’le tanm olan bnü’l-Cüneyd eyh Müfîd, Hüseyin b. Ubeydullah el-Gadâirî ve Ebû Abdullah bn Abdûn’un hocasdr. Ahmed b. Ali en-Necâî ve eyhüttâife Ebû Ca‘fer et-Tûsî gibi âlimler de hocalar vastasyla onun örencileri olarak kabul edilmektedir. Nîâbur’a seyahati (340/951) ve orada yaklak bir yl kalmas dnda Irak’ta ve özellikle Badat’ta yaad bilinen bnü’l-Cüneyd Rey’de vefat etti.
bnü’l-Cüneyd daha çok fakih olarak tannr. îa’da fkh usulünün geliimi belirli dönemlere ayrlacak olursa onun yaam olduu devir bunun hazrlk safhasn oluturur; çünkü gaybet öncesi îa’da bu ilme ihtiyaç duyulmamtr. Her ne kadar iî ulemâs, gaybet öncesi dönemde imamlarn ashabndan bir ksmnn usulle ilgili baz risâleler telif ettiini söylüyorsa da bunu delillendirmek  oldukça güçtür. Ancak “büyük gaybet”in balamasyla birlikte fkh usulüne dair eserlerin kaleme alnd, snâaeriyye bünyesinde, fkh sadece rivayet metinlerini nakleden bir ilim olmaktan çkarp usule ilikin baz prensipler ortaya koyan ilk ahslardan birinin de bnü’l-Cüneyd olduu  bilinmektedir. Bununla beraber onun daha sonraki Usûlî ulemâ gibi sistematik bir metot ortaya koymaktan ziyade eklektik bir yol takip ettii dikkati çeker.
 
görmüken onun böyle bir rabetten mahrum kalmasnda Hanefî fkhyla amel ettiine dair rivayetin de pay vardr. Sonuçta Ahbârîler, Usûlî olduunu ileri sürerek bnü’l-Cüneyd’i eletirirken Usûlîler  de kyas ve re’y ile amel edip Ehl-i sünnet’i taklit etmi olmas sebebiyle onun görülerini  benimsediklerini açkça söylemekten çekinmilerdir. Talebesi eyh Müfîd de hocasnn fkhî istidadn takdir etmekle birlikte bu yüzden onu ar bir ekilde eletirmi ve onun için müstakil risâleler kaleme almtr. Bunlardan biri en-Na alâ bni’l-Cüneyd fî ictihâdihî bi’r-rey, bir  dieri Nau Risâleti bni’l-Cüneyd ilâ ehli Mr’dr. eyh Müfîd, el-Mesâilü’s-Sereviyye ve el- Mesâilü’-âniyye adl eserlerinde de hocasnn fkhî metodunun yanl olduunu belirttikten sonra onun muhaliflerinin metodunu takip ederek kyas ve re’y ile amel ettiini ve imamlardan nakledilenlerle kendi ahsî görüünü birbirine kartrdn ileri sürmütür. Ayrca haber-i vâhid lehindeki tutumundan dolay da hocasn eletirmitir. Hatta shhati kesin olmayan hadislerle amel etmesi sebebiyle baz iî ulemâs bnü’l-Cüneyd’i ashâbü’l-hadîs (Ahbârîler) ekolüne nisbet etmitir. Halbuki bnü’l-Cüneyd fkhta muhaddislerden tamamen farkl bir metot takip etmi ve nassn zâhiriyle yetinmeyip aklî istidlâl metotlarndan da faydalanmtr. eyh Müfîd ve dier Usûlî ulemânn kendisine yönelttikleri tenkitler, o dönemde müstakil bir iî fkh ve usulünün mevcut olmayp iî ulemâsnn Sünnî fkhna muhtaç olduunu göstermesi bakmndan önemlidir.
bnü’l-Cüneyd’in görülerine ilk defa bn drîs el-Hillî (ö. 598/1202) atfta bulunmu, daha sonra gelen bnü’l-Mutahhar el-Hillî de eserlerinde onun düüncelerine yer vermitir. ehîd-i Evvel, Fâzl Mikdâd ve Cemâleddin bn Fehd el-Hillî onun görülerine büyük deer vermilerdir. ehîd-i Sânî, bnü’l-Cüneyd’in ilk dönem ulemâs arasnda ender simalardan biri olduunu ifade etmitir. Daha sonraki Usûlî ulemâ, bn Ebû Akl ile birlikte onu düünce sistemlerinin öncüleri olarak kabul etmeye  balam, fikirlerinin gelimesinde onlarn görülerinden büyük ölçüde faydalanmlardr.
Eserleri. Kaynaklarda bnü’l-Cüneyd’in velûd bir müellif olduu belirtilerek birçok eserinin ad zikredilir; bunlarn balcalar unlardr: Tehîbü’-îa li-akâmi’-erîa (îa kaynaklar bundan övgüyle söz eder ve eseri bnü’l-Cüneyd’in en önemli kitab olarak nitelendirir. eyh Ebû Ca‘fer et- Tûsî, eserin yaklak yirmi ciltten ibaret olduunu ve fukaha metoduna göre çeitli konular kapsadn belirtir [el-Fihrist, s. 164]. Çeitli rivayetlerden bu eserin fürû-i fkhn bütün konularn kapsayan, ayrca usul ve hilâfiyâta yer veren hacimli bir kitap olduu anlalmaktadr [Kays Âl-i Kays, III, 193]), el-Mutaarü’l-Amedî fî fhi’l-Muammedî (önceki eserin özeti mahiyetindedir), Akâmü’-alât, Akâmü’-alâ, el-rtiyâ fî tarîmi’l-fu, zâletü’r-rân an ulûbi’l-ivân, stirâcü’l-murâd min mutelefi’l-iâb, el-stinfâr ile’l-cihâd, el-stîfâ, Akâmü’l-er, el-srâ, el- Esfâr, el-ârât ilâ mâ yünkiruhü’l-avâm, kâlü cümleti’l-mevârî, hâru mâ seterehû ehlü’l-inâd mine’r-rivâyeti an eimmeti’l-itreti fî emri’l-ictihâd, el-fhâm li-uûli’l-akâm, el-Ülfe fi’l- kelâm, Elfey mesele, Emâlü’l-urân, el-Înâs bi-eimmeti’n-nâs, el-Beâre ve’n-neâre, Tebratü’l-ârif ve nadü’z-zâyif (bu eser, snâaeriyye fkh ve bu mezhebin hak olduuna dair  delillerin yan sra ahkâm hususunda müellifin yöneltmi olduu tenkitleri içermektedir), et-Tarîr  ve’t-tarîr, et-Terâ ilâ ale’l-merâ, Tenbîhü’s-sâhî bi’l-ilmi’l-ilâhî, adâiu’l-uds, udsü’t-tûr ve yenbûu’n-nûr fî mana’-alât alennebî, Sebîlü’l-felâ li-ehli’n-necâ, el-Fes alâ men ecâze’n-nes (müellifin 200’e yakn eserinin bir listesi ve bunlarn muhtevalar için bk. a.g.e., III, 193-207).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
III (IX) ve IV. (X.) yüzyllarda yaayan baba-oul iki âlim.
Ebü’l-Hasan (Ebû Ya‘kb) Yûsuf b. brâhîm el-Hâsib el-Badâdî (ö. 265/879). 180 (796) ylnda Badat’ta dodu; Abbâsî hânedanna yakn bir aileye mensuptur. Annesi önce Mehdî’nin olu brâhim’in, sonra da kendisiyle ayn yl doan Halife Mu‘tasm-Billâh’n sütannesi olduu için bnü’d-Dâye künyesiyle tannmtr (Yâkt, V, 154-155). yi bir tahsil gördü; bilhassa “Hâsib” lakabyla anlacak derecede matematik örendi. Ayrca Badat’n mehur tabiplerinden Cibrâîl b. Buhtîû‘ ve Ahmed b. Hârûn’dan tp okudu. Tahsilini bitirince Dîvânü’l-harâc’da çalmaya balad. Bir süre sonra Halife Mehdî’nin olu brâhim’in özel kâtibi oldu ve onun ölümüne (224/839) kadar  yanndan ayrlmad; bu arada onun ksa süren halifeliini ve maceral geçen hayatn anlatan bir de kitap yazd. brâhim’in ölümünün ardndan Dmak’a gidip Îsâ b. Hakem adnda bir Nestûrî hekiminin yannda ksa bir süre kald ve Msr’a geçti (225/840). Onun hesap ilerinden iyi anladn örenen Ahmed b. Tolun kendisini devletin malî ilerini yönetmekle görevlendirdi. Fakat daha sonra eskiden Abbâsîler’in Dîvânü’l-harâc’nda çalm olduunu iiterek onlarn adna casusluk yapmasndan kukulanmaya balad ve bir ara evinde göz hapsine aldrd (a.g.e., V, 156- 157). Ahmed b. Tolun’un bnü’d-Dâye’ye kar duyduu güvensizlik, araclarn ricasyla onu göz hapsinden çkardktan sonra da devam etmi ve ölümünden hemen sonra iki olunu tutuklatp kitap ve evrakna el koydurmutur. Ancak evrak arasnda bulunan bir defterin yardm olarak datt mal ve  parann tutanaklarndan ibaret olduunu görünce kendisine rahmet dileyerek oullarn serbest  brakmtr (a.g.e., V, 158). Kaynaklarda bnü’d-Dâye’nin tp, matematik ve astronomi alanlarnda  birçok eser kaleme ald zikrediliyorsa da bunlarn bir ksm olu Ebû Ca‘fer’inkilerle kartrlmtr. Ona ait çalmalar unlardr: Abâru Ebî Nüvâs ve’l-mutâr min irih, Abâru brâhîm b. el-Mehdî, Abârü’l-ebbâ (Abârü’l-müteabbibîn), Kitâbü’-abî.
Ebû Ca‘fer Ahmed b. Yûsuf b. brâhîm el-Msrî (ö. 340/951 [?]). Hayat hakknda bilgi azdr. Babasnn Msr’a geldii yl (225/840) Kahire’de dünyaya geldii tahmin edilmektedir; baz aratrmaclara göre ise doum tarihi 235-245 (849-859) yllar arasndadr (Kitâbü’l-Mükâfee, neredenin girii, s. 7). Ayn ekilde ölüm tarihi de kesin ekilde bilinmemekte, Yâkt onun vefatnn 330-340 (942-951) yllar arasnda olduunu belirttikten sonra, “340’ta öldüünü tahmin ediyorum” demektedir (Mucemü’l-üdebâ, V, 159). Kahire’de babasnn gözetiminde örenim gören ve zamann matematik, astronomi, edebiyat ve tarih ilimleriyle uraarak geçiren Ebû Ca‘fer onun ölümünden sonra da kendisine kalan büyük miras sayesinde refah içinde yaam ve eserlerini kaleme almtr. lk dönem slâm ilimler tarihinde bir matematikçi olarak Sâbit b. Kurre, Ebü’l-Vefâ, bn Irâk  ve Hucendî ile mukayese edilmektedir. Latince’ye çevrilen kitaplaryla Ortaça Avrupa matematikçilerinden Leonardo Fibonacci, Jordanus de Nemore ve Thomas Bradwardine’yi etkilemitir.
 
Kitaptaki sekiz farkl duruma göre yaplm son derece net açklama ve yorumlar sayesinde, aralarndaki orant bantlar bilinen baz deerlerden yola çkarak bilinmeyen miktarlar hesaplamak mümkün olmaktadr. Müellif, Öklid’den baka Batlamyus’un el-Mecisî’sinden yararlandn ifade etmekte, ayrca iyice inceledii anlalan Archimedes, Hero, Eflâtun, Empedokles ve Apollonius’a da göndermelerde bulunmaktadr. bnü’d-Dâye’den etkilenen talyan matematikçilerinden Leonardo Fibonacci, Liber abacci adl eserinde kitaptaki orantyla ilgili yöntemleri nakletmi ve bunlar vergi problemlerinin çözümünde kullanmtr. Ayn tür baz izler, Jordanus de Nemore’nin Arithmetica in decem libris demonstrata’snda da görülür. Thomas Bradwardine, bnü’d-Dâye’yi bu kitabnda sürekli ve süreksiz orantlara getirdii ayrm sebebiyle matematikte otorite kabul eder. Pacioli de onu Öklid, Boethius, Jordanus de Nemore ve Bradwardine gibi bilginlerle ayn snfa koyar ve bu eserini bilime çok önemli bir katk olarak görür. Novaral Campanus’un tesbitine göre ise eserde bir mantk hatas vardr ve bir yerde postula saylan bir  önerme daha sonra baka bir yerde teorem gibi ispatlanmtr. Ancak kaynaklarda belirtildiine göre  bu durum kitabn kymetini azaltacak bir zaaf deildir. Risâle fi’n-nisbe ve’t-tenâsüb Gerard de Cremone tarafndan Latince’ye çevrilmi ve bu çeviri fazla sayda çoaltlmtr. Bat kütüphanelerinde eserin onu akn nüshasnn bulunmas Ortaça Avrupas’nda ne kadar geni ilgi uyandrdn göstermektedir (bulunduklar yerler için bk. Suter, s. 42-43; Sezgin, V, 289-290). 2. Risâle fi’l-usiyyi’l-müteâbihe. Birbirine benzeyen erileri konu alan eser yine Gerard tarafndan Latince’ye çevrilmi ve bu çeviri de Arapça asl gibi günümüze ulamtr (Sezgin, V, 290). 3. eru Kitâbi’-emere. Batlamyus’a nisbet edilen Kitâbü’-emere’nin (Centiloquium) erhidir. Baz aratrmaclar metnin de bnü’d-Dâye’ye ait olduunu belirtmekte, metin ve erhin Arapça asl ve  Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Farsça tercüme ve erhine ait yazmalarla çeitli Bat dillerindeki tercümelere ait çok sayda yazma ve neir bulunmaktadr (Lemay, II, 99-107). 4. Risâle fi’l-usurlâb (Suter, s. 42). 5. Kitâbü’l-Mükâfee ve üsnü’l-ubâ. yi ve kötü davranlarn karl ile hayrl sona dair  yetmi bir hikâye ihtiva eder. Irak, Suriye ve Msr bölgesindeki sosyal ve ekonomik hayata k tutan  bu hikâyeler ayn zamanda Tolunoullar’nn yönetim tarz hakknda da bilgi verir. Emîn Abdülazîz (Kahire 1332), Mahmûd Muhammed âkir (Kahire 1359) ve Ahmed Emîn - Ali el-Cârim (Kahire 1941) tarafndan üç ayr tahkikli neri yaplmtr. 3. Sîretü Amed b. olûn. Abdullah b. Muhammed el-Belevî’nin Sîretü Amed b. olûn adl eserinde iktibaslarda bulunduu, bn Saîd el-Maribî’nin el-Murib’de özetledii ve bn Tarîberdî’nin kaynaklar arasnda yer alan eser el-Murib’deki  bilgiler esas alnmak suretiyle Karl Vollers tarafndan Almanca tercümesiyle birlikte neredilmitir  (Berlin 1894; Weimar 1895).
bnü’d-Dâye’nin kaynaklarda ad geçen dier eserleri de unlardr: Sîretü Ebü’l-Cey umâreveyh, Sîretü Hârûn b. Ebü’l-Cey, Kitâbü Mutaari’l-man (Vezir bnü’l-Cerrâh Ali b. Îsâ için yazlmtr), Risâle fi’-abâi (Yâkt, V, 159-160). Bunlardan baka ona Kitâbü’-abî adl bir  eser daha nisbet ediliyorsa da söz konusu kitabn babas Yûsuf tarafndan brâhim b. Mehdî için yazld anlalmaktadr (EI² [ng.], III, 745).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
BNÜ’d-DEBBÂ, Ebü’l-Ksm (         (
Ebü’l-Ksm Halef b. el-Ksm b. Sehl (Sehlûn) el-Ezdî el-Endelüsî (ö. 393/1003)
Hadis hâfz.
325’te (937) Kurtuba’da dodu. Babasnn tabaklkla uramas sebebiyle bnü’d-Debbâ diye anld. lk örenimini memleketinde yaptktan sonra 345’te (956) tahsil için seyahate çkt. On be yl kadar süren bu yolculuu srasnda Msr, am ve Hicaz bölgelerini dolaarak pek çok âlimden istifade etti. Muhammed b. Yûsuf el-Kindî, bnü’s-Seken, Hamza el-Kinânî, bn Ete ve Âcurrî, bnü’d-Debbâ’n saylar 300’ü bulduu söylenen hocalarndan bazlardr. Hadis ilimleri yannda kraatle de megul olan bnü’d-Debbâ, Kitâbü’s-Seba’nn müellifi bn Mücâhid’in talebesi Ebû Bekir Ahmed b. Sâlih el-Badâdî’den kraat okudu. Memleketine döndükten sonra Kurtuba’da hadis okutmaya balayan bnü’d-Debbâ’n talebeleri arasnda kendisinden çok miktarda hadis yazan bn Abdülber enNemerî ile Ebû Amr ed-Dânî ve bnü’l-Faradî zikredilebilir. Güvenilir bir hadis hâfz olan, ricâl ve hadislerde görülebilecek illetler konusunda uzman kabul edilen bnü’d-Debbâ 17 Rebîülâhir 393’te (23 ubat 1003) vefat etti; bn Tarîberdî ise onu 395 (1005) yl vefeyât içinde zikretmitir.
bnü’d-Debbâ’n kaynaklarda ad geçen eserleri unlardr: Müsnedü adîi (eâdîi) Mâlik b. Enes; Müsnedü adîi ube b. el-accâc, Esmâü’l-marûfîn bi’l-künâ mine’-aâbe ve’t-tâbiîn ve sâiri’l-muaddiîn, Kitâbü’l-âifîn; Ayetü (aâyâ) ürey, Zühdü Bir b. el-âri, Kitâbü’z- Zühd.
BBLYOGRAFYA
 
 
 
BNÜ’d-DEBBÂ, Ebü’l-Velîd (         (
Ebü’l-Velîd Yûsuf b. Abdilazîz b. Yûsuf el-Lahmî el-Ündî el-Endelüsî (ö. 546/1151)
Hadis hâfz ve tarihçi.
Endülüs’te Belensiye’nin (Valencia) köylerinden Ünde’de (Onda) dodu ve daha sonra Mürsiye’ye (Murcia) yerleti. bn Abdülhâdî ve Zehebî, doum yln bn Beküvâl’den naklen 481 (1088) olarak  gösterirken bizzat bn Beküvâl bu tarihin 482 (1089) olduunu belirtmektedir. Ebû Ali es-Sadefî onun en çok istifade ettii hocasdr. Kendisinden mam Mâlik’in el-Muvaa adl eserini, aî-i Buârî ve aî-i Müslim’i, Tirmizî’nin el-Câmiu’-aî’inin büyük bir ksmn, Ebû Dâvûd’un es-Sünen’ini, bn eybe ile Bezzâr’n el-Müsned’lerini, Dârekutnî’nin es-Sünen ve el-lel’ini, bn Kni‘in el-Mucemü’-aâbe’sini okudu. Ayrca Ebü’l-Velîd bn Rüd ile Ebû Bekir bnü’l-Arabî de onun faydaland hocalar arasnda yer alr. bnü’d-Debbâ’n en tannm talebesi ise bn Beküvâl’dir.
Mürsiye’de hatiplik, Dâniye’de (Denia) kadlk görevlerinde bulunan bnü’d-Debbâ hadis yazmaya önem veren, hadislerin senedlerini ve râvileri iyi bilen bir âlim olup bn Beküvâl onu çeitli hadis ilimlerinde döneminin önde gelen otoritesi olarak tantm, Endülüslü hadis imamlarnn sonuncusu kabul edilmitir. Mâlikî mezhebine mensup olan bnü’d-Debbâ’n isabetli hükümler vermesi sebebiyle çevresinde daima aranan bir kii olduu belirtilmitir. bnü’d-Debbâ Dâniye’de vefat etti ve Mürsiye’ye götürülerek orada defnedildi.
Eserleri. bnü’d-Debbâ’n kaynaklarda ad geçen eserleri unlardr: abatü’l-uffâ min ehli’l- adî (baz sralama hatalar sebebiyle eletirildii söylenen eserin bn ihâb ez-Zührî’den [ö. 124/742] Silefî’ye [ö. 576/1180] kadar gelen hadisçilerin isimlerini ihtiva ettii belirtilmektedir [bn Abdülhâdî, IV, 87]; abatü’l-muaddiîn ve’l-fuahâ adyla kaydedilen eser de muhtemelen bu kitaptr [el-mûsü’l-slâmî, II, 345]); Kitâbü’l-avâmi ve’l-mübhemât (bn Hayr, s. 219); Mucemü üyûi’l-î e-adefî (Ebû Ali es-Sadefî’nin kendilerinden faydaland eyhlerine dair   bir mu‘cemdir [bnü’z-Zübeyr, VII, 208]); Fehrese; tiâru Îâi’l-ikâl (Abdülganî el-Ezdî’nin, hadis râvilerinin isimlerinde görülen problemlerle ilgili olarak kaleme ald Îâu’l-ikâl’in özetidir  [a.g.e., VII, 208]). Hediyyetü’l-ârifîn’de (II, 552) müellifin Reatü’n-naî mine’l-adîi’-aî adl bir eserinden bahsedilmekteyse de bu kitap Debbâzâde Mehmed Efendi’nindir (DA, IX, 63).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
BNÜ’d-DEHHÂN (     (
Ebû Muhammed Nâshuddîn Saîd b. el-Mübârek b. Alî b. Abdillâh en-Nahvî el-Badâdî (ö. 569/1174)
Arap dili ve edebiyat âlimi.
494’te (1101) Badat’n Nehritâbk mahallesinde dodu. air sahâbî Kâ‘b b. Amr el-Ensârî’nin soyundandr. Badat’ta lugat, dil ve edebiyat dersleri aldktan sonra
sfahan’a giderek baz âlimlerden hadis dinledi ve kütüphanelerdeki birçok edebî eseri istinsah etti. Ardndan Badat’a döndü ve bir süre daha burada kald. leri yalarnda Ebû Glib Ahmed b. Bennâ, Ebü’l-Ksm Hibetullah b. Muhammed b. Husayn ve baz âlimlerden hadis dinledi. Kendisi de dil ve edebiyat dersleri verdi ve Ebû Ali el-Fârisî’nin el-Îâ fi’n-nav adl eserini okuttu.
bnü’d-Dehhân 544 (1149) ylnda Musul üzerinden Dmak’a gitmek üzere Badat’tan ayrld. Musul’a uradnda Vezir Cemâleddîn-i sfahânî ile görütü. Vezirin kendisine yakn ilgi göstermesi üzerine onun himayesine girdi. Vezir ondan ders vermesini ve kitap yazmasn isteyerek Dmak’a gitmesine engel oldu. Yirmi dört yldan fazla kald Musul’da zamann ders verip eser yazarak  geçirdi (Safedî, Nektü’l-himyân, s. 158). Hayatnn sonlarna doru kütüphanesini Musul’a naklettirirken Badat’ta meydana gelen sel basknnda kitaplarnn çou telef oldu. Kendisine ulaanlar ise kokmu ve harap olmutu. Eserleri bu durumdan kurtarmak ve kötü kokuyu gidermek için tavsiye edilen ladin reçinesi buharn fazla miktarda kullannca gözlerini kaybetti. Musul’da vefat etti. Hayatnn son yllarnda dünyaya gelen tek olu Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Saîd de kendisi gibi edip ve airdi.
Dil ve edebiyat alannda otorite saylan Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîk, bnü’-ecerî ve bnü’l- Haâb gibi âlimlerle çada olan bnü’d-Dehhân’n ilmî yönden bunlardan üstün sayld ve zamannn Sîbeveyhi’si olarak kabul edildii belirtilmektedir (meselâ bk. Yâkt, XI, 220; bn Hallikân, II, 383). Ünlü hattat Yâkt el-Mevslî ile hadis âlimi Mecdüddin bnü’l-Esîr el-Cezerî ondan dil ve edebiyat dersleri almtr (Yâkt, XIX, 312; bn Hallikân, VI, 119). Ayn zamanda air  olan bnü’d-Dehhân’n bir divannn bulunduundan bahsedilmekte, baz kta ve beyitleri kaynaklarda yer almaktadr (Kitâbü’l-Fuûl [nr. Nâciye Muhammed], neredenin girii, s. 19-21).
 
hayat ve eserlerine dair bir mukaddime ve çeitli notlarla birlikte Sâlih b. Hüseyin el- id tarafndan yaymlanmtr (Mecelletü Câmiati’l-mâm Muammed b. Suûd el-slâmiyye, XVI [Riyad 1417/1996], s. 193-270). 4. el-urre fî eri’l-Lüma. bn Cinnî’nin nahve dair el-Lümann erhi olan eserin baz kütüphanelerde yazma nüshalar mevcuttur (Kahire el-Hizânetü’t-Teymûriyye,  Nahiv, nr. 171; Köprülü Ktp., Fâzl Ahmed Paa, nr. 1495; Süleymaniye Ktp., Klç Ali Paa, nr. 949). 5. eru ebniyeti Sîbeveyhi. Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’nda geçen morfolojik yap ve kalplarn izahna dair olan eseri Hasan âzelî Ferhûd neretmitir (Riyad 1987). 6. Kitâbü eri’d-Dürûs fi’n- nav (Basü’n-nüfûs fî eri’d-Dürûs). Müellifin günümüze ulamayan eserinin erhi olup brâhim Muhammed Ahmed el-dkâvî tarafndan yaymlanmtr (Kahire 1411/1991). 7. ed-Dürûs fî ilmeyi’l-arû ve’l-avâfî (Süleymaniye Ktp., Badatl Vehbi Efendi, nr. 2031; Gotha, Landes Bibliothek, nr. 358/1). 8. eru’l-Îâ. Ebû Ali el-Fârisî’ye ait eserin erhi olup e-âmil adyla da anlr (bnü’l-Kftî, II, 50; Yâkt, XI, 221). 9. el-aîde fî avîi’l-irâb. bn Habbâz el-Mevslî’nin  bu kasideye yazd el-Ferîde fî eri’l-aîdeti’lletî eneehâ Saîd bnü’l-Mübârek (bnü’d- Dehhân en-Navî) fî avîi’l-irâb adl erhi Abdurrahman b. Süleyman el-Useyman yaymlamtr  (Kahire 1410/1990). 10. Bâbü’l-hicâ. mlâ esaslarna dair olan eseri Fâiz Fâris neretmitir (rbid 1406/1986). 11. el-Mutaar fi’l-avâfî (yazma nüshas için bk. C. Zeydân, Âdâb, III, 41). 12. er- Risâletü’s-Sadiyye fi’l-meâii’l-Kindiyye mine’l-meâni’-âiyye (el-Meâiü’l-Kindiyye). Mütenebbî’nin Ebû Temmâm ve Buhtürî’nin iirlerinden yapt intihale dair olan eser üzerine Ziyâeddin bnü’l-Esîr tarafndan el-stidrâk adyla yazlan reddiyenin yazma nüshas Köprülü Kütüphanesi’ndedir (nr. 1204).
bnü’d-Dehhân’n kaynaklarda ad geçen dier eserleri de unlardr: ed-Dürûs fi’n-nav, Tefsîrü’l- urân, Tefsîrü’l-Fâtia, Tefsîrü’l-lâ, zâletü’l-mirâ fi’l-ayn ve’r-râ, Dîvânü resâil, Zehrü’r- riyâ, Kitâbü’r-Riyâa, eru beytin li-âli b. Ruzzîk, el-unyetü fi’-âd ve’-â, Kitâb fi’l- künâ, itâbü’l-nûn fi’l-lua, el-Mad fi’l-maûr ve’l-memdûd, en-Nüket ve’l-iârât alâ elsineti’l-ayvânât, Tavîmü’n-naar.
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
BNÜ’d-DELÂÎ (     (
Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Ömer b. Enes b. Dilhâs el-Uzrî ed-Delâî (ö. 478/1085)
Hadis hâfz ve corafyac.
4 Zilkade 393’te (4 Eylül 1003) Endülüs’te Meriye (Almeria) yaknlarndaki Delâye (Dalias) köyünde dodu. Fetihten sonra ber yarmadasna göç eden Yemenli Arap kabilelerinden Uzre’ye mensuptur. Babasnn dedesine nisbetle bn Dilhâs olarak da anlmaktadr. 407’de (1016-17) anne ve  babasyla birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çkt ve ertesi yln ramazan aynda oraya ulat. Mekke’de sekiz yl kalarak Ebû Zer el-Herevî’den Buhârî’nin ve Ebü’l-Abbas Ahmed b. Hasan b. Bündâr er-Râzî’den Müslim’in el-Câmiu’-aî’lerini dinledi. Ebü’l-Ksm Mühelleb b. Ebû Sufre’den, ayrca bir ksm Mekkeli, dierleri hac için gelen pek çok âlimden hadis ve fkh dersleri ald. 416’da (1025) Endülüs’e dönen bnü’d-Delâî, Meriye Camii’nde ders vermeye balad.
 Aralarnda ayn zamanda kendilerinden hadis dinledii bn Rüd, bn Hazm ve bn Abdülber  enNemerî ile Ebû Ubeyd el-Bekrî, Muhammed b. Fütûh el-Humeydî, Ebû Ali es-Sadefî, Ebû Ali el- Gassânî’nin bulunduu çok sayda tannm kii onun talebeleri arasnda yer ald.
Mâlikî mezhebine mensup olan bnü’d-Delâî güvenilir bir muhaddis, önemli bir corafya âlimidir. ber yarmadasnn çeitli bölgelerine seyahatlerde bulunarak bu yerler hakknda bilgi toplam, kendisine bu yolculuunda corafyac Ebû Ubeyd el-Bekrî klavuzluk yapmtr. Yâkt el-Hamevî ve Muhammed b. Muhammed el-drîsî gibi corafyaclar ondan faydalanm, Zekeriyyâ b. Muhammed el-Kazvînî de Âârü’l-bilâd ve abârü’l-ibâd adl eserinde (meselâ bk. s. 216, 240 vd.) spanya ve Bat Avrupa ile ilgili corafî bilgi verirken onu esas almtr (Krachkovsky, I, 274). Eserlerinde, çalkantl mülûkü’t-tavâif dönemi (1031-1090) spanya’snn corafî yaps ile tarihî ve kültürel hareketliliine k tuttuu kabul edilen bnü’d-Delâî 19 âban 478’de (10 Aralk 1085) Meriye’de vefat etti ve Havz Kabristan’na defnedildi.
 
mesâlik ve’l-memâlik. Genel corafyaya dair bir risâledir. bnü’d-Delâî’nin bunlardan baka Delâilü’n-nübüvve (Alâmü’n-nübüvve) ile Fehrese adl eserlerinden de söz edilmitir (bn Hayr, s. 430).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
BNÜ’d-DEMÂMÎNÎ (     (
Ebû Abdillâh Bedrüddîn Muhammed b. Ebî Bekr b. Ömer el-Mahzûmî el-skenderî ed-Demâmînî (ö. 827/1424)
Arap dili ve edebiyat âlimi.
763’te (1362) skenderiye’de dodu. bnü’d-Demâmînî veya Demâmîn diye tannr. skenderiye’de akrabas Bahâ bnü’d-Demâmînî, Abdülvehhâb el-Karavî, Kahire’de Sirâcüddin bnü’l-Mülakkn, Mecd smâil el-Hanefî ve Kemâleddin ed-Demîrî, Mekke’de Kad Ebü’l-Fazl en-Nüveyrî gibi âlimlerden tahsil gördü. Memleketinde zamannn ileri gelen ilim adamlar ile ve bilhassa bn Haldûn’la uzun süre beraber bulundu. Nâsr et-Tinnîsî, bn Arafe, Cemâl brâhim el-Emyûtî, Celâleddin Abdurrahman b. Ömer el-Bulknî gibi âlimlerden de istifade etti. skenderiye’de birçok  medresede ders veren bnü’d-Demâmînî, Kad Ahmed bnü’t-Tinnîsî’nin nâibliini yapt. Daha sonra onunla beraber gittii Kahire’de de bir süre ayn göreve devam etti. Ezher’de Arap dili ve edebiyat dersleri verdi. 800 (1398) ylnda Dmak’a geldi ve oradan hacca gitti. Hac dönüü Kahire’deki nâiblik görevini brakarak skenderiye’ye döndü. ehrin büyük bir camisinde imam-hatiplik yapmaya  balad. Ayrca ticaretle de megul oldu. Borca girerek büyük bir dokuma tezgâh kurdu. Tezgâhla  birlikte evi yannca ekonomik durumu iyice sarsld. Alacakllarndan kaçp Msr’n Saîd bölgesine gittiyse de yakalanp Kahire’ye getirildi. Bu srada Kahire’de bulunan edip ve air bn Hicce el- Hamevî ile sr kâtibi Nâsrüddin bnü’l-Bârizî’nin yardmlar sayesinde borçlarndan kurtuldu ve eski itibarna kavutu. Memlük Sultan el-Melikü’l-Müeyyed el-Mahmûdî tarafndan Msr’da Mâlikî kads olarak tayin edildi. Baz ciddi suçlamalara mâruz kalmas üzerine görevinden ayrlarak tekrar  hacca gitti (819/1416). Ertesi yl Yemen’e geçip Zebîd Camii’nde bir yl kadar ders okuttu. Fakat  burada daha fazla kalma imkân bulamayp Hindistan’a geçti. Hindistan’da verdii dersler ve çalmalaryla ksa sürede kendini kabul ettirdi. Ancak buradaki hayat da uzun sürmeyen bnü’d- Demâmînî 827 âbannda (Temmuz 1424) Hindistan’n Gülberge ehrinde vefat etti. Baz kaynaklarda zehirlenerek öldürüldüü kaydedilmektedir (Sehâvî, VII, 185; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, s. 489). bnü’d-Demâmînî dil, edebiyat âlimi ve air olmasnn yan sra fkh, tefsir ve hadis alanlarnda da söz sahibiydi.
 
 adl eserinin hâiyesinde yaymlanmtr. bnü’d-Demâmînî’nin ayn eser üzerine bir erhi daha vardr. Hindistan’da kaleme ald erhe el-Hindiyye, Yemen’de yazdna el-Yemeniyye ad verilmitir. Eserin “a min Tufeti’l-arîb” adn tayan bir bölümü Beyazt Devlet Kütüphanesi’nde bulunmaktadr (Veliyyüddin Efendi, nr. 3002). 3. Talîu’l-ferâid alâ Teshîli’l- fevâid. bn Mâlik et-Tâî’nin nahve dair eserinin erhidir. 820 (1417) yl civarnda Hindistan’da örencilerin istei üzerine yazlan erh, Gucerât Sultan I. Muzaffer’in olu I. Ahmed’e ithaf  edilmitir. bnü’d-Demâmînî et-Teshîl üzerine iki erh daha yazmtr. Bunlardan biri noksandr; dieri tamam olup Msr’da kaleme alnmtr (Kefü’-unûn, I, 406). Talîu’l-ferâid’in çeitli yazmalar mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1890; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4561). 4. el-Menhelü’-âfî (e-âfî) fî eri’l-Vâfî. Muhammed b. Osman el-Belhî’nin el-Vâfî fi’n-nav adl eserinin erhi olup Gucerât Sultan I. Ahmed’e ithaf edilmitir (Âtf Efendi Ktp., nr. 2573; Hac Selim Aa Ktp., nr. 1170). 5. Lematü’l-Bedr. Ksa makme türünde bir eserdir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 720). 6. Aynü’l-ayât. Hocas Demîrî’nin ayâtü’l-ayevân’nn muhtasardr. bnü’d-Demâmînî, eserdeki uzun ksmlar özetleyerek ve gerekli ilâveleri yaparak meydana getirdii ihtisarn 823 âbannda (Austos 1420) tamamlayp I. Ahmed’e ithaf etmitir. Eserin bir nüshas stanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kaytldr (AY, nr. 1681). 7. Nüzûlü’l-ay fî eri Lâmiyyeti’l-Acem. enferâ’nn Lâmiyyetü’l-Arab adl kasidesine kar Turâî tarafndan kaleme alnan Lâmiyyetü’l-Acem üzerine Selâhaddin es-Safedî’nin yazd erhe reddiye olup 794’te (1392) Kahire’de telif edilmitir (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1949; Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 932). 8. el-Meâbî ale’l-Câmii’-aî. Buhârî’nin el-Câmiu’-aî’ine yaplan erhlerden  biri olup Gucerât Sultan I. Ahmed adna kaleme alnmtr. Eski nüshalarndan birinin sonunda ise eserin Yemen’in Zebîd ehrinde tamamland yazldr (Kefü’-unûn, I, 549). erhin stanbul kütüphanelerinde çeitli nüshalar vardr (meselâ bk. Hac Selim Aa Ktp., nr. 192; Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 945, Lâleli, nr. 533). 9. Risâle laîfe fî bai meâsini Dma (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1720). 10. Kitâbü’l-avâfî. Aruza dair olan eseri Muhammed b. Osman el-Belhî erhetmitir. 11. Cevâhirü’l-buûr. Yine aruzla ilgili olup Muhammed b. brâhim b. Lü’lü’ ez-Zerkeî (ö. 882/1477) tarafndan erhedilmitir. 12. emsü’l-Marib fi’l-mur ve’l-murib. Edebî mektup örneklerinden oluur. 13. el-Fetu’r-Rabbânî fi’r-red ale’l-Binbânî. Hindistan âlimlerinden Binbânî’nin, müellifin el-Meâbî adl eseriyle Teshîlü’l-fevâid erhine yöneltmi olduu eletirilere reddiyedir (eserlerinin yazma nüshalar için bk. GAL, II, 33; Suppl., II, 21). bnü’d- Demâmînî’nin kaynaklarda ad geçen dier eserleri de unlardr: hârü’t-talîli’l-mula li-vücûbi afi âmili’l-mefûli’l-mula, Madinü’l-cevâhir, el-Kevâkibü’l-bedriyye, eru’l-Madari’l- cevâhir, Mücelled fi’l-irâb, Matiu’-ürb (hamriyyâta dair iirler).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
BNÜ’d-DEVÂDÂRÎ (     (
Seyfüddîn Ebû Bekr b. Abdillâh b. Aybek ed-Devâdârî (ö. 736/1336’dan sonra)
Memlük tarihçisi.
Kahire’de dodu. Hayat hakknda bilinenler eserlerinde anlattklarndan ibarettir. Mehmed Fuad Köprülü onun Selçuklu hânedanndan geldiini söyler. Kenzü’d-dürer’in kendi hattyla olan nüshasna ait cüzlerin unvan sayfalarnda adn Ebû Bekir b. Abdullah b. Aybek Sâhibü Sarhad eklinde vermektedir. Dedesi Sarhad hâkimi zzeddin Aybek Mîkâil, Eyyûbîler’den el-Melikü’l- Muazzam’n memlükü idi ve askerlik yannda ilimle de ilgilenirdi. Müellifin Dürerü’t-tîcân adl eserinde arkye eyaletinin (merkezi Bilbîs) emîri olduunu söyledii babas Cemâleddin Abdullah  b. Aybek’in “Devâdârî” nisbesiyle tannmas, önceleri Sultan Baybars’n devâdâr ve sr kâtibi Emîr  Seyfeddin Balaban er-Rûmî ez-Zâhirî’nin hizmetinde bulunmasndan dolaydr. bnü’d-Devâdârî, son görevi Memlük snr kalelerini tefti olan babasyla, onun Ürdün’deki Zerk vadisinde atndan düüp öldüü 13 Receb 713 (3 Kasm 1313) tarihine kadar birlikte dolat. Uzun yllar önemli bir
devlet adam olan babasnn yanndan ayrlmamas sebebiyle birçok tarihî olaya tanklk etmi, ayrca  pek çok büyük ahsiyetle tanarak onlarn fikirlerinden faydalanmtr. Öte yandan kitabnn mukaddimesinde adn skça anmasndan ve dokuzuncu cüzünü ona tahsis etmesinden Sultan Kalavun’la da arasnn iyi olduu anlalmaktadr. Buna ramen babasnn ölümünden sonra herhangi  bir resmî göreve tâlip olmam veya yaplan teklifleri kabul etmemitir. Çünkü eserinde, muhtemelen ilim ve edebiyata dükün olmasndan dolay devlet memurluundan feragat ederek yönünü faziletli âlimlerden yana çevirdiini, böylece onlardan toplad ifa incileriyle kalbinin devasn bulduunu söylemektedir.
bnü’d-Devâdârî Kenzü’d-dürer’in mukaddimesinde edebiyatla uratn, Doulu ve Batl birçok  âlimin sohbetine katlp onlardan ve baz mutasavvflardan ahbâr rivayet ettiini söylemekte, fakat faydaland kiilerin adn vermemektedir. Nâdir kitaplardan sk sk alntlar yapmas çok okuyan ve aratran bir kimse olduunu gösterir. Yazdklarndan onun daha ziyade edebiyat, tarih ve ahbârla urat ve eserinin altnc cüzündeki seniyyelerden iiri çok sevdii anlalmakta, ara sra baz iirler hakknda tenkitlerde bulunduu da görülmektedir. Kenzü’d-dürer’in tamamnn incelenmesi onun kendi asrndan önceki zamanlara ait cüzlerde bir derleyici, yaayp gördüü hadiseleri anlatt cüzlerde ise müellif olduunu ortaya koymaktadr. Kitaplarnda halk diline de yer vermitir ve cümlelerinde rekâket vardr; yer yer nahiv hatalarna rastlanr. Onun Birzâlî, bn Kesîr, Zehebî, Safedî, bnü’l-Cezerî, Kutbüddin Mûsâ b. Muhammed el-Yûnînî, bn âkir el-Kütübî ve Tâceddin es- Sübkî gibi VIII. (XIV.) yüzyl tarihçileriyle karlatrldnda üslûp ve ibare yönünden onlarn çok  aasnda olduu görülmektedir.
 
 bahsetmilerdir (bk. bibl.). Badatl smâil Paa ise müellifini vermeden eserin yalnzca adn kaydetmi ve bir nüshasnn Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunduunu söylemekle yetinmitir  (Îâu’l-meknûn, II, 385). Yaratltan 735 (1334-35) ylna kadar gelen eserin her cüzüne bir özel,  bir de genel isim veren bnü’d-Devâdârî bu ii kendisinden önce kimsenin yapmadn söyler. lk  isimler yedi felekten biriyle, ikinciler ise o cüzün konusuyla ilgilidir. Kitabn genel ad Kenzü’d- dürer olduundan ikinciler daima “dürre”lidir; çünkü “kenz”in (hazine) tamam “dürre”lerden (inci) ibarettir. bnü’d-Devâdârî’nin bu tarihi yazmaktan amac nâdir rivayetlerle ve güldürücü, ho, ince nükteli methiye ve hikâyelerle okuyucuyu memnun etmektir. Bizzat yaayp gördüklerini anlatt ksm Memlük tarihi bakmndan çok deerli bir kaynaktr. Müellif önsözünde eserini ana tarihlerden ve kymetli kitaplardan cid, hezl, nesir, nazm, fevâid ihtiva edecek ekilde özetlediini söylemektedir. Kitap VIII. (XIV.) yüzylda Dmak’ta ve Kahire’de konuulan Arapça’ya k tutmas  bakmndan da önem tamaktadr. bnü’d-Devâdârî, kendi dönemiyle ilgili ksmlar yazarken  belgelere ve olaylarn içinde bulunmu kiilerden ald bilgilere dayanmtr. Her ksmda siyasî gelimeleri anlattktan sonra önemli airlerin biyografilerine ve iirlerinden örneklere yer verir. Kitab hazrlarken Kdî yâz’n Kitâbü’-ifâ bi-tarîfi ui’l-Muafâ, bn Hallikân’n Vefeyâtü’l-ayân, bnü’l-Cevzî’nin el-Muntaam fî târîi’l-mülûk ve’l-ümem, Kdî Sâ‘id el- Endelüsî’nin abatü’l-ümem, bn Zûlâk el-Leysî’nin Feâilü Mr ve abâruhâ ve avâuhâ, mâdüddin el-sfahânî’nin el-Fetu’l-udsî ve bn Vâsl’n Müferricü’l-kürûb adl eserlerinden faydalanmtr. Eserin müellif hattyla olan nüshasnn cüzleri Topkap Saray Müzesi (III. Ahmed, nr. 2932) ve Süleymaniye (Ayasofya, nr. 3073-3076) kütüphanelerinde bulunmaktadr. Cüzlerin unvan sayfalarndaki vakf kaytlarndan, kitabn 857 (1453) ylnda Yahyâ b. Abdürrezzâk ez-Zeynî tarafndan Kahire’nin Bâbülhûha semtindeki Zeynî Camii’ne vakfedildii ve vakf ilemini Msr’n Hanefî kadsnn onaylad örenilmektedir. Birinci Cüz. Nüzhetü’l-beer min smeti feleki’l- amer. kinci ad ed-Dürretü’l-ulyâ fî abârî bedi’d-dünyâ olup dünyann yaratl, güne, ay ve yldzlar, çeitli kavimler, yedi iklim vb. hakkndadr (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3073). 23 Zilhicce 732’de (15 Eylül 1332) tamamlanm, Bernd Radkte tarafndan yaymlanmtr (Wiesbaden- Kahire 1402/1982). kinci Cüz. ulletü’l-vârid min smeti feleki’l-Uârid. kinci ad ed-Dürretü’l- yetîme fî abâri’l-ümemi’l-adîme olup peygamberler ve eski milletlerin tarihleri hakkndadr  (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3074). 733 yl Rebîülâhirinin ortalarnda (Ocak 1333) tamamlanm, Edward Badeen tarafndan yaymlanmtr (Wiesbaden-Eylül
 
el-Müneccid tarafndan yaymlanmtr (Wiesbaden-Kahire 1380/1961). Yedinci Cüz. ühdü’n-na l min smeti feleki’z-Züal. kinci ad ed-Dürrü’l-malûb fî ahbâri devleti (mülûki) Benî Eyyûb olup Eyyûbî Devleti hakkndadr (TSMK, III. Ahmed, nr. 2932/7). 7 âban 734’te (13 Nisan 1334) tamamlanm, Saîd Abdülfettâh Aûr tarafndan yaymlanmtr (Freiburg-Kahire 1392/1972). Sekizinci Cüz. Zehrü’l-mürûc min smeti feleki’l-Burûc. kinci ad ed-Dürretü’zzekiyye fî abâri devleti (mülûki)’t-Türkiyye olup Memlük Devleti hakkndadr (TSMK, III. Ahmed, nr. 2932/8). 20 Zilkade 734’te (23 Temmuz 1334) tamamlanm, Ulrich Haarmann tarafndan yaymlanmtr  (Freiburg-Kahire 1391/1971). Dokuzuncu Cüz. el-Cevherü’l-enfes min smeti feleki’l-Alas. kinci ad ed-Dürrü’l-fâir fî sîreti’l-Meliki’n-Nâr olup el-Melikü’n-Nâsr Muhammed b. Kalavun dönemi hakkndadr (TSMK, III. Ahmed, nr. 2932/9). 736 sonlarnda (Temmuz 1336) tamamlanm, Hans Robert Roemer tarafndan yaymlanmtr (Kahire 1379/1960). Daha önce Selâhaddin el- Müneccid, bu cüzün bir ksmn “Mersûm Memlûkî erîf bi-muâlefeti adeti bn Teymiyye”  bal altnda neretmiti (MMADm., XXXIII [Dmak 1958], s. 259-269). 2. Dürerü’t-tîcân ve ureru tevârîi’z-zamân. Muhtasar bir umumi tarihtir. Kitap Hz. Âdem’den balayp 710 (1310) ylna kadar gelen olaylar kronolojik srayla anlatr; ardndan meliklerin, vezirlerin, âlimlerin, ediplerin, airlerin ve tabiplerin biyografilerini verir (Süleymaniye Ktp., Damad brâhim Paa, nr. 913). Badatl smâil Paa Îâu’l-meknûn’da eseri Ebû Abdullah ed-Devâdânî’ye nisbet eder (I, 465). Kitabn önemli bir özellii, 628 (1231) yl olaylarn anlatrken Cengiz Han hakknda geni bilgi vermesi ve bu münasebetle Ouznâme’den bahsetmesidir. Abdülkadir nan, bu eserdeki yaratl efsanesinin (vr. 198b-200a) Türkçe özetini yaymlam (bk. bibl.), Bahaettin Ögel ise ayn efsaneyi “Türk-Memlük Yaratl Efsanesi” bal altnda nazma çevirmitir (bk. bibl.). 3. Ayânü’l-emâl ve emâlü’l-ayân (Kenzü’d-dürer [nr. Hans Robert Roemer], IX, 322). 4. adâiu’l-adâ ve deiu’l-uzzâ (a.g.e., IX, 305). 5. Âdâtü’s-sâdât sâdâtü’l-âdât fî menâbi’-ey Ebi’s- Saâdât (a.g.e., IX, 154).
BBLYOGRAFYA
 
 
 
 
Ebû Abdillâh (Ebü’l-Ferec, Ebû Muhammed) Vecîhüddîn Abdurrahmân b. Alî e-eybânî e-âfiî ez-Zebîdî el-Abderî (ö. 944/1537)
Tarihçi, hadis âlimi, fakih ve air.
Buyetü’l-müstefîd adl eserinde kendisi hakknda verdii bilgilerden (s. 227-232) örenildiine göre 4 Muharrem 866’da (9 Ekim 1461) Yemen’in Zebîd ehrinde dodu. Baz müelliflerce Dîba‘ eklinde de okunan ve Nûbe dilinde “beyaz” anlamna gelen künyesini büyük dedesi Ali b. Yûsuf’un lakabndan almtr (Sehâvî, IV, 104). Babas onun doduu yln sonunda Zebîd’den ayrlarak bir  daha geri dönmemi ve Hindistan’daki Diû’da ölmütür (876/1471). Çocukluunu, anne tarafndan dedesi allâme erefeddin Ebü’l-Ma‘rûf smâil b. Muhammed b. Mübâriz e-âfiî’nin yannda geçirdi. Onun akraba olarak yalnz daylarndan bahsetmesi, Zebîd kadnlarnn gurbetçilerle evlendikleri ve kesinlikle yerlerinden ayrlmadklar yolundaki rivayetleri destekler mahiyettedir.
bnü’d-Deyba‘, days Zebîd Kads Cemâleddin Ebü’n-Necâ Muhammed et-Tayyib b. smâil b. Mübâriz’den kraat, Arapça, matematik, ferâiz ve fkh, Yemen ulemâsndan Ahmed b. Ahmed b. Abdüllatîf e-erecî’den hadis ve tefsir, Cemâleddin Ebû Ahmed Tâhir bn Camân’dan fkh dersleri ald. Hocalar arasnda brâhim b. Ebü’l-Ksm bn Camân, Nûreddin Ali b. Ebû Bekir  Hattâb, Ömer b. Muhammed el-Fetâ b. Muîd el-E‘arî, Muhammed b. Abdüsselâm en-Nâirî ve Hasan b. Osman da bulunmaktadr. 883 (1479), 885 (1481) ve 897 (1492) yllarnda hacca gitti. Üçüncü haccnda tant Hâfz emseddin Abdurrahman es-Sehâvî’den aî-i Buârî ile aî-i Müslim’i dinledi ve ona bn Hacer el-Askalânî’nin Bülûu’l-merâm’n okudu (e-avü’l-lâmi, IV, 105). Örencilerinden baz mehur simalar da unlardr: bn Ziyâd el-Gaysî, Seyyid Hâfz Tâhir   b. Hüseyin el-Ehdel, Ahmed b. Ali el-Müzcâcî, eyh b. Abdullah el-Ayderûs, Ebü’s-Saâdât el- Fâkihî el-Mekkî. bnü’d-Deyba‘, Tâhirîler’in son hükümdar el-Melikü’z-Zâfir Âmir b. Abdülvehhâb’dan himaye görmü, Zebîd Ulucamii’ne hadis müderrisi tayin edilerek kendisine ehrin en güzel
yerinde bir ev verildii gibi ayrca bereketli topraklar iktâ edilmitir. 26-27 Receb 944 (29-30 Aralk 1537) tarihinde Zebîd’de vefat etti ve Bâbü Siham’daki eyh smâil b. brâhim el-Cebertî Türbesi’nin yanna gömüldü.
 
Abdülmecîd el-Kureî el-Yemânî, Ebü’l-Hasan Ali b. Hasan el-Hazrecî, erefeddin smâil b. Ebû Bekir el-Mukrî, Afîfüddin Muhammed en-Nâirî. Kendisinden istifade eden tarihçilerden bazlar da öyle sralanabilir: Îsâ b. Lutfullah b. Mutahhar, Kutbüddin en-Nehrevâlî, Muhammed b. smâil b. Muhammed, Muhammed el-Yemenî, Muhyiddin el-Ayderûsî, Ebû Muhammed Muhammed et-Tayyib  b. Abdullah (Bâ Mahreme).
 
bnü’d-Deyba‘n kaleme ald dier eserleri de unlardr: 1. yetü’l-malûb ve aamü’l-minne fîmâ yafirullhü bihî mine’-ünûb ve yûcibü’l-cenne. 885 (1480) ylnda yazlmtr (Buyetü’l- müstefîd, s. 229-230).
 2. Kefü’l-kürbe fî eri Duâi’l-mâm Ebî arbe. 897’de (1492) kaleme alnmtr (a.g.e., s. 231). 3. Temyîzü’-ayyib mine’l-abî mimmâ yedûru alâ elsineti’n-nâs mine’l-adî. Sehâvî’nin el- Madü’l-asene fî keîrin mine’l-eâdîi’l-mütehire ale’l-elsine’sinin muhtasardr (Kahire 1324/1906, 1347/1928, 1353/1934, 1382/1963; nr. Muhammed Osman el-Hut, Kahire 1405/1985; Beyrut 1403/1983, 1405/1985). 4. Teysîrü’l-vüûl ilâ Câmii’l-uûl. Mecdüddin bnü’l-Esîr’in Câmiu’l-uûl fî eâdîi’r-Resûl adl eserinin muhtasardr (I-III, Kalküta 1252/1836; 1301/1883; Kahire 1324, 1330/1912; nr. Muhammed Hâmid el-Fk, I-IV, Kahire 1346/1927; nr. Ahmed Sa‘d Ali, I-IV, Kahire 1352/1934). Eser brahim Canan tarafndan açklamalarla birlikte Türkçe’ye çevrilmitir (Hadis Ansiklopedisi: Kütüb-i Sitte, I-XVIII, stanbul, ts.).
BBLYOGRAFYA
 
bnü’d-Deyba‘, Buyetü’l-müstefîd (nr. Abdullah Muhammed el-Habeî), Beyrut-San‘a 1979, s. 227-232; a.mlf., el-Falü’l-mezîd alâ Buyeti’l-müstefîd fî abâri medîneti Zebîd (nr. Yûsuf  ülhud), Beyrut 1983, neredenin girii, s. 5-21; a.e. (nr. Muhammed Îsâ Sâlihiyye), Küveyt 1402/1982, s. 5-40; a.mlf., Tufetü’z-zemen fî feâili ehli’l-Yemen (nr. Seyyid Kesrevî Hasan), Beyrut 1412/1992, neredenin girii, s. 11-15, 60-63; a.mlf., Nerü’l-meâsini’l-Yemâniyye fî aâii’l-Yemen ve nesebi’l-atâniyye (nr. Ahmed Râtib Hammû), Beyrut-Dmak 1413/1992,
 
 
BNÜ’d-DEYRÎ (     (
Ebü’s-Saâdât Sa‘düddîn Sa‘d b. Muhammed b. Abdillâh en-Nâblusî el-Makdisî (ö. 867/1463)
Hanefî fakihi.
17 Receb 768’de (19 Mart 1367) Kudüs’te dodu. Nablus veya Kudüs yaknlarndaki Deyr adl bir  yere nisbetle bnü’d-Deyrî diye anlr. Kur’ân- Kerîm’i hfzettikten sonra Ebü’l-Berekât en-  Nesefî’nin Kenzü’d-dei, Cemâleddin bnü’l-Hâcib’in el-Mutaar ve Kdî yâz’n Meâriu’l- envâr adl eserlerini ezberledi. Babasndan ve Kemâleddin e-ürayhî, Hamîdüddin er-Rûmî, Kerîmüddin el-Karamânî, Alâeddin bnü’n-Nakb, Muhibbüddin el-Fâsî, emseddin bnü’l- Hatîb’den fkh, usûl-i fkh, akaid, nahiv, meânî ve beyân okudu. Ebü’l-Hayr bnü’l-Alâî, ehâbeddin bnü’l-Mühendis, Necmeddin bnü’l-Kek ve Burhâneddin bn Cemâa’dan hadis dinledi. Ayrca emseddin el-Konevî ve Hâfzüddin el-Bezzâzî ile görüüp kendilerinden faydaland.
Kudüs’te Muazzamiyye, erkesiyye ve Mencikiyye medreselerinde müderris ve yönetici olarak görev yapan bnü’d-Deyrî ilki 788’de (1386) olmak üzere birçok defa hacca gitti. Dmak ve Kahire’ye seyahatlerde bulundu. Kahire’de Hanefî kdlkudât olan babasnn ölümü üzerine (827/1424) bu ehre giderek yerleti. Babasnn görev yapt Müeyyediyye meihatlna getirildi, çeitli medreselerde ders verdi. 842 (1438) ylnda Bedreddin el-Aynî’nin yerine kdlkudâtla tayin edildi. Yöneticiler, ulemâ ve halk katnda saygn bir mevkiye sahipti. Hatta bnü’l-Hümâm ve Emînüddin el-Aksarâyî’ye onun yerine kdlkudâtlk teklif edildiinde bunu uygun görmemilerdi. Yirmi be yl sürdürdüü görevi srasnda öretimle de megul oldu ve her mezhepten birçok örenci yetitirdi. Biyografisi hakknda en geni bilgiyi veren talebesi emseddin es-Sehâvî 850’de (1446)  baz eserlerine hocasnn takriz yazdn belirtir. Hatîb el-Cevherî, bnü’l-Kerekî, bn Kutluboa ve Burhâneddin bn Ebû erîf onun tannm örencilerinden bazlardr. 866 yl evvalinde (Temmuz 1462) kdlkudâtlk görevinden ayrlan bnü’d-Deyrî, Sehâvî’nin kaydettiine göre 9 Rebîülâhir  867’de (1 Ocak 1463) Kahire’de vefat etti ve Zâhir Hokadem Türbesi’nde topraa verildi.
Eserleri. 1. el-abs fi’t-töhme ve’l-imtiân alâ alebi’l-irâr ve ihâri’l-mâl. Hac Selim Aa Kütüphanesi’nde (nr. 560/2) yazma nüshas bulunan eser baslmtr (Kahire 1321). 2. es-Sihâmü’l- mâria fî kebidi’z-zenâda. Sehâvî’nin bu adla zikrettii eser (Hac Selim Aa Ktp., nr. 560, vr. 48- 100; Süleymaniye Ktp., ehid Ali Paa, nr. 1635, vr. 1-41), Brockelmann tarafndan ayrca es- Sihâmü’l-âria fi’r-red ale’z-zenâda eklinde de kaydedilmitir (GAL Suppl., II, 144).
Kaynaklarda müellifin, Serûcî’nin el-Hidâye üzerine yapt tamamlanmam erhe “Eymân”  bahsinden “Kitâbü’s-Siyer”de mürtedle ilgili bala kadar alt ciltlik bir tekmile yazd, ayrca eru Aidi’n-Nesefî, el-Kevâkibü’n-neyyirât fî vuûli evâbi’-âât ile’l-emvât, Risâle fî nevmi’l-melâike ve ademih, el-Manûmetü’n-Numâniyye, aîde muammese fî medi’n-nebî adl eserleri kaleme ald belirtilmektedir. bnü’d-Deyrî’nin cezbe ehli sûfîlerle
 
 
 
 
BNÜ’d-DÜBEYSÎ (     (
Ebû Abdillâh Cemâlüddîn Muhammed b. Saîd b. Yahyâ b. Alî ed-Dübeysî (ö. 637/1239)
Hadis hâfz, kraat âlimi ve tarihçi.
26 Receb 558’de (30 Haziran 1163) Vâst’ta dodu; âfiî olan babas ilim ve fazilet sahibi bir kimse idi. bnü’d-Dübeysî (Debîsî) künyesiyle anlmasnn sebebi, büyük dedesi Ali b. Haccâc’n  Nehrevan’n Debîsa köyünden çkmasdr. Baz kaynaklar, onun ailesinin aslen Vâst ehrinin kurucusu Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’ye mensup olduunu, bazlar ise Lûristan bölgesindeki Gence’den geldiini söylemektedir. bnü’d-Dübeysî Kur’ân- Kerîm’i ezberledikten sonra Bâkllânî, Süleyman el-Ukberî ve bn Abdüssemî‘ gibi kraat âlimlerinden krâat-i seb‘a ve krâat-i aereyi örendi. Hibetullah b. Kassâm, Ebû Alâ b. Ali, Muhammed el-Kettânî, Ali el-Âmidî, Abdülmün‘im el-Furâvî ve bn Taberzed’den hadis okudu ve hadisleri senedleriyle birlikte ezberledi. Mahmûd b. Mübârek el-Vâstî’nin fkh, usul ve kelâm derslerine devam etti. Örenimini tamamlad zaman özellikle hadis, tarih ve ensâb sahalarnda üstün bir seviyeye ulamt.
Hac vesilesiyle Mekke ve Medine’ye giden bnü’d-Dübeysî Irak’n birçok ehrini gezmi ve bu arada Erbil’de tarihçi bnü’l-Müstevfî ile görümütür. bnü’l-Müstevfî ondan hadis rivayet ettii gibi Târîu Erbil adl kitabnda hal tercümesini de vermitir (I, 194-195). Daha sonra Badat’a yerleen bnü’d-Dübeysî kdlkudâta bal ühûdü’l-hâl heyeti içerisinde yer ald; Nizâmiye medreselerine ait vakflarn nâzrlk görevi de uhdesine tevdi edilmiti. Bir süre sonra görevlerinden ayrlarak hadis ve kraat okutmaya balad. Kendisinden ayn zamanda hocalar olan Ahmed b. Târk ve bn Abdüssemî‘ rivayette bulunmu, bnü’n-Neccâr el-Badâdî, Ebû Bekir bn Nukta, Ebû Abdullah el-Birzâlî, Cemâleddin e-erîî ve bnü’s-Sâî gibi âlimler de hadis okumulardr. yi ahlâkl, güvenilir, hosohbet, dindar kiiliiyle tannan ve ayn zamanda edip ve air olan bnü’d-Dübeysî 8 Rebîülâhir  637 (7 Kasm 1239) tarihinde vefat etti.
 
bnü’d-Dübeysî’nin eserini hazrlarken dayand kaynaklar srasyla bizzat ahslardan derledii  bilgiler, ilim erbabndan ald icâzetler ve dier âlimlerle yapt haberleme ve yazmalardr. Bu arada mu‘cemü’-üyûh, tabakat, tercüme-i hâl ve tarih kitaplar ile baz âlimlerin hâtra ve mülâhazalarn yazdklar evraktan da faydalanmtr. Yâkt el-Hamevî ile (ö. 626/1229) bn  Nukta’nn (ö. 629/1232) eserden istifade etmi olmalar bnü’d-Dübeysî’nin bu kitab erken bir  dönemde bitirdiini göstermektedir. Zehebî ve bn Hacer el-Askalânî gibi tarihçiler eseri övgüyle anmlardr. bnü’n-Neccâr, Münzirî, bnü’-a“âr, bnü’s-Sâî, bn Hallikân ve bnü’l-Fuvatî kitaptan faydalanan müelliflerin banda gelmektedir. Eser Beâr Avvâd Ma‘rûf tarafndan yaymlanmtr (I- II, Badad 1974, 1979). Zehebî’nin el-Mutaarü’l-mutâc min Târîi bni’d-Dübeyî adyla yapt çalmay Mustafa Cevâd neretmi (I-III, Badad 1951, 1963, 1977), bu muhtasarn Beyrut’ta da bir  neri yaplmtr (1405/1985). bnü’d-Dübeysî ayrca Vâst’ta yetien mehur ahsiyetlere dair  Târîu Vâs, kendi hocalar hakknda Mucemü’-üyû ve hocas bn Taberzed’in hocalaryla ilgili olarak Mucemü üyûi bn aberzed adl eserleri kaleme almtr.
BBLYOGRAFYA
 
 
 
Muhtemelen annelerinin ar esmer veya zenci olmasndan dolay bnü’d-Dügunne (kara kadnn olu) lakabyla tannmlardr.
 Hâris b. Yezîd. Ad Vâkdî’den naklen Belâzürî’den örenilmektedir (Enâb, I, 205-206). Lakabnn  babaannesinden veya hayvanndan geldii de söylenir. Okçuluu ile mehur Benî Hevn’den Kre kabilesinin büyüklerindendi. Ehâbî*ten olan kabilesi müttefiki Kurey’in birtakm karar ve uygulamalarna kar çkmtr. bnü’d-Dügunne, bi‘setin 5. ylnda (615-16) bir gün Mekke ile Yemen arasndaki Berkülgmâd mevkiinde, Habeistan’a hicret amacyla müriklerin zulmünden kaçan eski dostu Hz. Ebû Bekir’e rastlad. Ebû Bekir’in doup büyüdüü ehri terketmek zorunda  braklmasna çok üzülen bnü’d-Dügunne, ilk vahiyden sonra Resûl-i Ekrem’in heyecann yattran Hz. Hatice’nin sözlerini (DA, XVI, 465) hatrlatan bir konumayla onu geri dönmeye ikna etti. Mekke’ye vardklarnda Kurey’in ileri gelenleriyle görüerek kabilelerinin en asil ailelerinden  birine mensup olan onun gibi faziletli bir insann inanc yüzünden eziyet çekmesini doru bulmadn ve kendisini himayesi altna almak istediini söyledi. Hz. Ebû Bekir’in ibadetleriyle kadn ve çocuklarn etkilemesinden korkan Kurey liderleri, onun açktan namaz klmamas ve Kur’an okumamas artyla bu himayeyi kabul etti. Fakat